You are on page 1of 2

https://www.transparency.

org/en/what-is-corruption/#
 Yolsuzluk, küresel anlamda üzerinde en çok tartışılan ve mücadele edebilmek için çözüm yolları aranan en temel sorunlardan bir tanesidir. Yolsuzluğu bir kalıp içerisine koyarak değerlendirmek yanlış olacaktır. Ulusal ve
uluslararası düzeyde ciddi bir sorun olarak algılanan yolsuzluğa dair net bir tanım yapılamamaktadır. Ekonomideki en temel varsayım rasyonel insanın, kendi faydasını maksimize etmeye çalıştığıdır. Kendi faydasını düşünen bu
bireyler ise toplumu oluşturmaktadır. Zira yolsuzluk, temelinde insanın olduğu her alanda ve her an karşımıza çıkmakta ve tüm topluma mal olmaktadır. Her alanda olduğu gibi ekonomi alanında da yolsuzluk, yıkıcı etkilerini
beraberinde getirmiştir. Zaman içerisinde giderek kontrolden çıkan ve insafsızca artan menfaat kavgası, özellikle son dönemde ve globalleşmenin de rüzgârıyla öngörülemeyen boyutlara ulaşmıştır.( Abstract Corruption, on which
is debated and searched for solutions to struggle with in global terms, is one of the most basic issues. It would be wrong to estimate corruption by stereotyping. A clear definition of the corruption which is sensed as a critical issue
at the national and international level. The most fundamental hypothesis in economy is that a rational person tries to maximize his/her own benefit.Those people who thinks of their own benefit constitute the society. In as much
as, corruption is confronted and it cost to society. As being in every field, it brings the destructive effects in economy.The conflict of interest, which is getting more and more cruelly and getting out of control, has recently reached
unforeseen dimensions by the wave of globalisation.Within this scope, the aim of this article is to analyze the corruption in detail.)

The problem of corruption is one of the fundamental problems that are waiting for solutions in the countries. Because, corruption in both
developed and underdeveloped countries affects macroeconomic size such as investment, growth and income distribution in the economy.
Corruption can be seen in different forms in every society. The purpose of this study is to give an overview of the problems and solutions to
the fight against corruption.

Corruption is prevalent in the modernising countries which lack effective political parties as corruption varies inversely with political organisation and corruption is encouraged by heavy reliance on government intervention m the economy or
by excessive bureaucratic overlay. And corruption eventually begins to undermine the conditions of its own existence, for it contributes to the growth and strengthening of those institutions which transcend individual interests, as such
corruption seems to be one important distributive means of political life.

POLITICAL CORRUPTION AND POLITICAL WILL

Political corruption is different from administrative/bureaucratic corruption. A corrupt president, government minister or ruling party is a
different sort of problem than is, for example, a teacher or nurse taking bribes to offer services. The problem with political corruption is
that it serves a function beyond greed and personal enrichment – it may keep the regime together and afloat. Political corruption not only
gives the incentives for controlling the state, it is a means to maintain control of the state. The rulers will have no political will to eradicate
political corruption as it gives them wealth and power, whereas bureaucratic corruption can be eradicated if the rulers so desire. The
distinction between political and bureaucratic corruption is important for the analysis and measurement of corruption, and the distinction
is essential in order to make meaningful anti-corruption interventions. Nevertheless, even the most respected scholarly literature on
corruption frequently undercommunicates, misunderstands or ignores the distinction, to the detriment of a sound understanding and
analysis of the problem, and to the impairment of anti-corruption efforts.

1. GİRİŞ Yolsuzluklar, az gelişmiş veya gelişmiş tüm ülkelerde temel problemler arasında yer almaktadır. Ülkelerde geniş bir alanda
görülen ve birçok nedeni olan yolsuzluk, ekonomide kültürel ve sosyal yapıda ciddi bozulmalara sebep olmaktadır. Literatürde
farklı tanımları bulunan yolsuzluk kavramının herkes tarafından anlaşılır net bir tanımı yoktur. Çünkü her ülkenin ekonomik,
sosyal, kültürel yapıları farklıdır hatta aynı ülke içinde bölgeler arasında bile farklılıklar söz konusudur.
2. YOLSUZLUĞUN TARİHÇESİ VE BOYUTLARI Eski bir problem olan yolsuzluk, Hindistan’da M.Ö. 4. Yüzyılda kamu yönetimi üzerine
yazılmış olan Kau-tiliya’nın Arthasastra isimli eserine kadar uzanmaktadır. Nasıl ki dilin ucundaki balın veya zehrin tadını
almamak imkansızdır, bir kamu görevlisinin de yemek yememesi –en azından kralın gelirlerinden bir kısmını- imkansızdır. Suda
hareket eden balıkların suyu yutup yutmadığını bilemeyeceğimiz gibi, devlet görevinde çalışan kamu görevlilerinin kendileri için
para ayırıp ayırmadığını bilemeyiz. Eserin devamında Kau-tiliya, malı zimmete geçirmenin 40 yolu olduğunu belirtmekte ve bu
yolları sıralamaya devam etmektedir (Bardhan, 1997: 1320). Yolsuzluk uzun yıllardır akademi ve siyaset dünyasında sınırlı bir ilgi
alanına sahip olmuştur. Çoğu analiste göre; yolsuzluk kavramı son yıllarda daha büyük ilgi çekmektedir ve bu duruma Soğuk
Savaş sonrası gelişmeler neden olmuştur. Soğuk Savaş dönemi boyunca geçerli olan argüman, üçüncü dünya ülke rejimlerinin
komünizmle mücadele ettiği sürece, ABD ve müttefiklerinin bu ülkelerdeki yolsuzluklara (sık görülen yüksek yolsuzluklara) karşı
tolerans göstermesi şeklinde olmuştur. Gerçekten de Soğuk Savaş öncesinde müttefik politikacılar yolsuzluk problemini çok
önemsememişlerdir. Soğuk Savaş sonrası ticaretin gelişmesi ve neo liberal politikalarla, daha önce emsali görülmemiş
yolsuzluklar görülmeye başlamıştır (Seligson, 2002: 408-409). Dünyanın önde gelen ekonomik kuruluşları da yolsuzluğun
ekonomik, ahlaki ve sosyal tradejisini kabul etmeye başlamışlardır. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Amerikan
Devletleri Örgütü (OSA), Avrupa Birliği (EU), Dünya Ticaret Örgütü (WTO) gibi kuruluşlar da, yolsuzluk sorununu kabul etmeye
başlamıştır. Yolsuzluğu önlemek ve kontrol etmek için mevzuat hazırlamaya başlamışlar, denetim ve cezalar uygulamaya
koymuşlardır. Yolsuzlukla ilgili konulara giderek artan akademik bir ilgi vardır. Yolsuzluğa Karşı Hong Kong Bağımsız
Komisyonu’nun 25.Yıl Dönümü (1974-1999), Yolsuzluğa Karşı Uluslararası Konferansla (19-28 Mart 1999) kutlanmıştır. IX.
Uluslararası Yolsuzlukla Mücadele Konferansı (IACC), 10-15 Ekim 1999 tarihinde Güney Afrika’nın Durban kentinde toplanmıştır.
IACC, toplumda dürüstlüğün ve şeffaflığın teşvik edilmesi, yolsuzluğun ortadan kaldırılması için önde gelen forumlardan biridir.
Georgetown Danışmanlığı, Temmuz 2000’de San Paulo’da düzenlenen Uluslararası İş Toplumu, Ekonomik ve Etik toplantısının
‘yolsuzluk’ konulu toplantısına sponsor olmuştur. Yabancı Yolsuzluklar Uygulama Yasasının uygulanmasından sonra dergilerde
yayımlanan makaleler yaygınlaşmıştır. ABD eski Ticaret Temsilcisi Michael Kantor; güçlü insanlar ve bu insanların parasıyla
etkileyebileceği kişiler olduğu sürece, yolsuzluğun var olduğunu gözlemlemiş, yolsuzluğu yaygın bir şekilde rüşvet olarak
nitelendirmiştir. 21. Yüzyılda nüfuz sahibi olan üç kuruluş; Caux Round Table, Şeffaflık Örgütü (IT) ve Uluslararası Ticaret Odası
(ICC) bu alanda uzun yıllardır çalışmaktadır (Ryan, 2000: 332-335). Yolsuzluğun niteliği ve sonuçları, çağdaş toplumlarda geçmişe
kıyasla belirgin bir değişiklik geçirmiştir. Demokrasi öncesi toplumlarda yöneticilerin faaliyetleri meşru görüldüğü için yolsuzluk
belirgin bir problem olmamıştır. Ancak günümüzde siyasetçilerin gücünün kamuoyunun desteğine dayalı olması, yolsuzluğa yeni
bir boyut kazandırmış, yolsuzluktan kurtulmak gerektiği kabul görmüştür. Yolsuzluk; feodalizm, kapitalizm, sosyalizm, komünizm
gibi tüm sistemlerde ortaya çıkmaktadır. Yolsuzluk, toplumun tüm sınıflarını, tüm durumları (barış veya savaş), tüm yaş grubunu,
tüm zaman dilimini (antik, ortaçağ, modern) etkilemektedir (Balanchandrudu, 2006: 819). Dolayısıyla yolsuzluk problemi;
ülkelerin tarihsel, sosyolojik, kültürel boyutuyla geniş bir çerçevede incelenmelidir. Ancak bu inceleme yapılırken her ülkenin
farklı yapısal özelliklere sahip olduğu gerçeği göz önünde bulundurulmalıdır.
GİRİŞ/ Siyasal ahlakı bozan pek çok davranış ve eylem bulunmaktadır. Siyasal ahlakı bozucu davranış ve eylemler Siyasal Yozlaşma
(Political Corruption) olarak adlandırılabilir. Ancak hemen belirtelim ki siyasal yozlaşma, kavram olarak henüz siyaset bilimi
literatüründe bütünüyle açıklığa kavuşturulmuş değildir. Siyaset bilimcileri yanısıra konu ile ilgilenen diğer sosyal bilimciler, siyasetçiler
ve kamuoyu siyasal ahlakın bozulmasını ifade etmek üzere "siyasal yozlaşma" kavramı yerine "rüşvet ve yolsuzluk" veya sadece
"yolsuzluk" kavramını kullanmaya eğilimlidir. Oysa "yolsuzluk" siyasal yozlaşma kavramının ifade ettiği anlamdan daha dar bir anlama
sahiptir. Biz bu araştırmada siyasal yozlaşma kavramını dar ve geniş anlamda ele alarak inceleyeceğiz. Yolsuzluk kavramı genellikle,
rüşvet, zimmet ve adam kayırmacılık gibi davranış ve eylemlerin tümünü ifade etmek üzere kullanılmaktadır. Bazen, sadece rüşvet
kavramı yerine yolsuzluk kavramı kullanılmaktadır. Berkman, yolsuzluk kavramını şu şekilde tanımlamaktadır: "Yolsuzluk terimi,
maddesel kazanç için (örneğin, rüşvet) ya da parasal olmayan özel amaçlara yönelik olarak (örneğin, kayırma) kamusal yetkinin
yasadışı kullanımını içeren davranış ve eylemleri kapsamaktadır. İngilizce'de "corruption" sözcüğü yaklaşık olarak bu anlamdadır."
(Berkman, 1983; 9).

En geniş anlamda, siyasal karar alma mekanizmasında rol alan aktörlerin (seçmenler, politikacılar, bürokratlar,çıkar ve baskı grupları)
"özel çıkar" sağlama gayesiyle toplumda mevcut hukuki, dini, ahlaki ve kültürel normları ihlal edici davranış ve eylemlerde
bulunmalarına Siyasal Yozlaşma ya da Politik Yozlaşma adı verilir. Siyasal yozlaşmanın türlerini ve ortaya çıkış şekillerini incelemeden
önce temel özelliklerini ortaya koymakta yarar vardır. Siyasal yozlaşmanın temel özelliklerini şu şekilde sıralamak mümkündür: -Siyasal
yozlaşma, siyasal süreçte ortaya çıkmaktadır. Siyasal süreç devletin karar alma mekanizmasının cereyan ettiği yapıdır. -Siyasal
yozlaşma, siyasal süreçte rol alan aktörlerin (politikacılar, bürokratlar, çıkar ve baskı grupları, seçmenler) birbirleriyle olan ilişkilerinde,
daha doğru bir ifadeyle "siyasal mübadele" içerisinde ortaya çıkmaktadır. -Siyasal yozlaşma ile karar verme yetkisine sahip olan siyasal
aktörler sahip oldukları kamusal yetki ve gücü, mevcut yasa, norm ve ahlak kurallarına aykırı olarak kullanmaktadırlar. -Yetki ve
gücünü kötüye kullanan kamu görevlileri, kendilerine ve/veya yakınlarına bir ayni ve/veya nakdi "çıkar" (menfaat) sağlamaktadırlar.
Çıkarı, yalnızca maddi şeylerle sınırlandırmak doğru değildir. Siyasal yozlaşma "kamu zararına özel çıkar sağlama" eylem ve
davranışlarını içerir.

-Siyasal yozlaşma genellikle gizlidir. Ancak hoşgörü ile karşılandığı ortam ve durumlarda bu gizlilik ortadan kalkmaktadır. Gizliliğin
keşfedilme riski, siyasal yozlaşmanın piyasasına ve dolayısıyla fiyata yansımaktadır. -Siyasal yozlaşma, zaman içerisinde toplumun tüm
kesimlerine yayılma özelliği gösterir. Ekonomik yozlaşma, akademik yozlaşma; (bilimde yozlaşma) vb. türdeki siyasal kirlilikler
genellikle siyasal kural ve kurumların iyi oluşturulamamasından ve işletilememesinden kaynaklanmaktadırlar. -Siyasal yozlaşma ile
demokratik kurumlar da zaman içerisinde işlerliğini kaybeder. "Çıkar ve Baskı Grupları Demokrasisi" (Plütokrasi) siyasal yozlaşmanın
bir sonucudur. -Siyasal yozlaşmanın hakim olduğu devlet düzeni monarşi, oligarşi veya demokrasi olabilir. Kısaca, tüm devlet yönetim
sistemlerinde siyasal yozlaşma değişik boyutta ve türde mevcuttur. Siyasal yozlaşmanın hakim olduğu devlet düzenini “kleptokrasi”
olarak adlandırmak mümkündür. -Siyasal yozlaşma ile sosyo-ekonomik yapıdaki değişme ve gelişme arasında yakın bir ilişki mevcuttur.
Sosyo-ekonomik yapıdaki değişme ve gelişmeye paralel bir şekilde siyasal yozlaşmalar yaygınlaşır.

You might also like