You are on page 1of 24

T.C.

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ

ZİRAAT FAKÜLTESİ

BAHÇE BİTKİLERİ BÖLÜMÜ

SUBTROPİK MEYVELER
DERS NOTU

Prof. Dr. Muharrem ÖZCAN


2020

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
1

MUZ
YETİŞTİRİCİĞİ

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
2

1. GİRİŞ

Muz, tarihi insanlık tarihi kadar eskilere dayanan ve en eski kültüre alınan
meyve türlerinden biridir. Muzu ilk kültüre alanların balıkçılar olduğu sanılmaktadır.
Balıkçıların ağ yapmak için muzun yapraklarından yararlanmalarıyla birlikte muz
tarımı başlamıştır. Muzla ilgili ilk eser M.Ö. 600-500 yıllarına ait olup Hindistan’da
bulunmuştur. Muz anavatanından Doğu Afrika’ya M.S.500 yıllarında Madagaskar
yoluyla girmiş ve oradan kıtanın tropikal bölgesi boyunca batı kıyılarına yayılmıştır.
Muz, Akdeniz kıyılarına M.S. 650 yıllarında, Amerika’ya ise 1516 yılında girmiştir.

Muz bitkisi ülkemize ilk defa 1750 yıllarında Mısır’la ilgisi olan zengin bir aile
tarafından süs bitkisi olarak, Mısır’dan Alanya’ya getirilmesiyle girmiştir.

1934 yılında Anamurlu tüccar Baki Fidan, ticaret yapmak için gittiği Mısır’da
muz bitkisi ve meyvesini tanımış ve yetiştirmek amacıyla Anamur’ a fidanını
getirmiştir. O yıllarda daha çok süs bitkisi olarak yetiştirilen muzun meyve verdiğinin
görülmesi üzerine daha sonra meyvesi için ticari amaçla yetiştirilmeye başlanmıştır.

Bugün ülkemizde, sadece Anamur, Bozyazı, Gazipaşa ve Alanya ilçeleri ile


çevresinde bodur muz (Musa Cavendish) üretimi yapılmaktadır. Halkımızın muzu
severek tüketmesi muz yetiştiriciliğini teşvik etmiştir. Açıkta yetiştiricilik yanında örtü
altı yetiştiriciliği de yaygınlaşmaya başlamıştır (Şekil 1).

Şekil 1. Anamur’da muz yetiştiriciliği yapılan seralar

Muz, meyve olarak tüketilmenin yanında farklı amaçlarla da kullanılmaktadır.


Afrika’daki yerli halk, muzun liflerini, şapka, hasır ve hediyelik eşya yapımında
kullanmakta, yine Avrupa’ da gemi halatı, oto döşemeleri yapımında kullanılmaktadır.

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
3

2. DÜNYADA VE TÜRKİYE’ DE ÜRETİM DURUMU

Dünya muz üretimi yıllara göre artışlar göstermekte ve bugün 114 milyon tonu
bulmuş bulunmaktadır. Dünya muz üretiminde en büyük pay Hindistan’a (30.4 milyon
ton) aittir. Hindistan, toplam üretimin yaklaşık %27’ sini üretmektedir. Bunu 5-13
milyon ton üretimleriyle Çin, Endonezya, Brezilya, Ekvator ve Filipinler izlemektedir
(Çizelge 1).

Çizelge 1. Dünya muz üretiminde (500 000 tonun üzerinde üretimleri olan) önemli
ülkelerin ve Türkiye’ nin üretim değerleri (2017)
Ülke Üretim Ülke Üretim
(ton) (ton)
Hindistan 30 477 000 Kenya 742 000
Çin 11 170 000 Papua Y. G. 1 246 949
Endonezya 7 162 685 Kamerun 1 245 732
Brezilya 6 675 100 Dominik Cum. 1 145 149
Ekvator 6 282 105 Tayland 1 000 000
Filipinler 6 041 369 Brundi 1 238 738
Guatemala 3 887 439 Sudan 915 000
Angola 4 301 880 Bangladeş 807 104
Tanzanya 3 484 788 Laos 946 820
Kosta Rika 2 552 822 Honduras 686 765
Meksika 2 229 519 Uganda 583 217
Kolombiya 3 786 672 Etiyopya 563 395
Wietnam 2 045 352 Mozambik 579 971
Ruanda 1 729 150 Mısır 1 228 458
Mısır Türkiye 369 009
Dünya 113 918 763
Ülkemizde muz üretimi sürekli artış göstermekte ve bu artış özellikle son 15
yılda daha belirgin olarak görülmektedir (Çizelge 2). Bu artışta özellikle örtü altı
yetiştiriciliği önemli katkılar yapmıştır.
Ülkemizde, 2017 yılı verilerine göre, 68 211 dekarlık alanda muz tarımı
yapılmakta ve 369 009 ton üretim gerçekleştirilmektedir (Çizelge 2). Muz üretim
alanları genelinde ortalama verim 5 410 kg/da dolayındadır.

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
4

Muz, ülkemizde Anamur merkez olmak üzere, Bozyazı, Gazipaşa, Alanya ve


çevresinde Toros dağlarının koruduğu mikroklima alanlarda yetiştirilmektedir. Genel
olarak, Hatay ile Antalya arasında kalan deniz etkisinin görüldüğü korunaklı alanlarda
muz yetiştiriciliği yapılmaktadır.
Muz üretimimizin yaklaşık %41’i Anamur ilçesinden sağlanmaktadır. Anamur
ilçesinde toplam 500 dekar açıkta ve 25 000 dekar örtü altı olmak üzere 25 500 dekar
alanda muz yetiştiriciliği yapılmaktadır. Anamur ilçesinde toplam 153 000 ton üretim
yapılmaktadır. Diğer önemli üretim merkezi ilçelerden olan Bozyazı 59 500 ton,
Gazipaşa 55 023 ton ve Alanya 44 600 ton muz üretimi gerçekleştirmektedir. Verim,
açıkta 4 ton/da iken, örtü altına 6 ton/da’ a çıkmakta, hatta 7-8 ton/da’a
ulaşabilmektedir.

Çizelge 2. Türkiye muz üretiminin ve alanlarının yıllara göre değişimi


Yıllar Alan (da) Üretim (ton)
1990 13 720 36 000
1995 11 500 31 000
2000 17 250 64 000
2005 36 000 150 000
2010 44 279 210 178
2013 46 700 215 457
2014 53 497 251 994
2016 62 245 305 926
2017 68 211 369 009

Türkiye’ de muz tarımının 1 531 dekar cam sera, 46 449 dekar plastik sera ve
74 dekar yüksek tünel olmak üzere 48 054 dekarlık kısmı örtü altında yapılmaktadır.
Üretimin 9 186 tonu cam sera, 312 247 tonu plastik sera ve 382 tonu yüksek tünellerden
olmak üzere 321 815 tonu örtü altından alınmaktadır. Geri kalan 47 194 tonu açıkta
üretilmektedir.
Ülkemiz muz üretiminin hacmi muz işleme ve pazarlama tesisleriyle birlikte
toplam 3 milyar doları bulmaktadır. Muz üretimi ve işlemesinde yaklaşık 100.000 aile
yani ortalama 400.000 kişi istihdam edilmektedir.
Yıllık muz tüketimimiz 510 000 tonu bulmakta ve üretimimiz, tüketimimizi
karşılayamadığından bu miktarın yaklaşık 210 milyon tonu ithalat yoluyla
karşılanmaktadır.
Amerika Birleşik Devletleri kökenli çok uluslu şirketlerin elinde tuttuğu dünya
muz pazarında ithalatımız Ekvator, Kolombiya, Panama, Kosta Rika, Honduras ve
Brezilya gibi ülkelerden yapılmaktadır.

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
5

3. SİSTEMATİĞİ

Muz sistematik yönden farklı tür ve cinsleri içeren bir meyvedir. Kültürü
yapılan muz, Scitamineae takımının, Musaceae familyasına aittir.
Musaceae familyası içinde iki önemli cins bulunmaktadır. Bunlar Musa ve
Ensete cinsleridir. Musa cinsi yenilen kültür formlarını, Esnete ise Doğu Afrika
ormanlarında bulunan yabani türleri içermektedir.
Musa cinsi içerisinde 4 alt cins bulunmaktadır. Bunlar: Australimusa, Eumusa,
Callimusa ve Rhodochlamys’ tir. Bu alt cinsler içerisinde Australimusa ve Eumusa
önemlidir. Callimusa ve Rhodochlamys’ in türleri süs bitkisi olarak kullanılmaktadır.
Australimusa içinde en önemli tür Musa textilis olup manila keneviri adı verilen
lifler üretilerek tekstil sanayinde kullanılmaktadır. Eumusa alt cinsi muz tarımında en
önemli alt cinstir. Kültür muzlarının oluşmasında önemli rol oynayan Musa acuminata
ve Musa balbisiana, bu alt cins içerisinde yer almaktadır
Eumusa alt cinsi içindeki önemli türler, M. cavendishii, M. balbisiana ve M.
paradiasaca’dır. M. Cavendishii ve M. balbisiana’nın meyveleri sofralık olarak
tüketilebilirken, M. paradiasaca’ nın meyveleri nişasta içeriğinin çok yüksek olması
nedeniyle pişirilerek tüketilmektedir (Şekil 2).

Şekil 2. Musa paradiasaca’ nın meyvesi (üstte) ve pişirilmiş hali (altta)

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
6

4. BİTKİSEL ÖZELLİKLERİ

Kök
Muz kökleri toprak altında bulunan ve esas gövdeyi oluşturan yumrudan ve
yumrunun daha çok üst taraflarından dörder adetlik gruplar halinde çıkmaktadır. Muz
kökleri 5-8mm çapında ve uzunlukları boyunca aynı kalınlıktadırlar. Bu kökler,
yumrudan biraz uzaklaşınca kendilerinden daha ince yan kökler meydana getirirler.
Yan kökler de 4-5mm çapa ulaşabilmektedirler. Yan kökler üzerinde de kılcal kökler
çıkmaktadır. Bir yumru ortalama 200-300 adet veya daha fazla kök meydana
getirebilmektedir. Uygun şartlarda kökler, 5m yanlara ve 75cm derinliğe kadar
gidebilmektedir. Köklerin çoğunluğu 15-40cm derinlikte yayılım göstermektedir.
Muzun kökleri kısa ömürlüdür.

Gövde
Muzlarda gerçek ve yalancı gövde olmak üzere iki gövde bulunmaktadır (Şekil
3). Gerçek gövdeye toprak altı gövdesi veya yumru da denilmektedir Gerçek gövde
toprak altında bulunan çok yıllık bir rizomdur. Yedek besin deposu görevini
üstlenmiştir. Rizomların üzerinde çok sayıda göz bulunmaktadır. Bunların sürmesiyle
fışkınlar meydana gelmektedir.

Şekil 3. Muzun bitkisinin yapısı

Yalancı gövdeye, toprak üstü gövdesi de denir. Yalancı gövde yaprak saplarının
birbiri üzerine boru şeklinde sarılmasıyla meydana gelen otsu bir yapı olup 2-6m
boylanabilmektedir. Bodur muzlarda gövdenin boyu 1.5-2.5m’ ye kadar çıkmaktadır.
Yalancı gövdenin üst kısmında dört bir tarafa açılmış yapraklar bulunur. Yeni yapraklar

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
7

gövdenin orta kısmından meydana gelir. Yalancı gövde yeşilimtrak görünüşlü olup,
yaşlandıkça unumsu bir örtü ile kaplanmaktadır.

Yalancı gövde, yapraklarını tamamladıktan sonra meyve salkımını andıran bir


tomurcuk (hevenk, dal) oluşturur. Bu olay, "muz doğurdu" olarak adlandırılmaktadır.
Tomurcuk olayı bir defa gerçekleşmekte ve daha sonra yalancı gövdenin görevi
bitmektedir. Meyvesini vermiş olan yalancı gövde, muz salkımının hasadından sonra,
yanında bırakılacak olan genç yalancı gövdelerin beslenmesi için hemen kesilmemeli
ve yerinde bırakılmalıdır. Sadece tepesinden (yaprakların ayrıldığı bölgeden) kesilmeli
ve kesilen kısım da toprakta organik gübre olarak bırakılmalıdır. Yerinde bırakılan
yalancı gövde, zaman içinde pörsüyerek, çökmektedir. Bir sonraki onarma döneminde
bu kısım toprak altına gömülerek, toprağın organik madde içeriğinin zenginleşmesi
sağlanmalıdır.

Yapraklar

Yapraklar çok büyük olup bir yalancı gövdede 7-14 adet bulunur. Muzun
yaprakları ilk çıkışta boru şeklindedir. Sonra uç kısmı yavaş yavaş açılarak karakteristik
muz yaprağının şeklini almaktadırlar. Muzun yaprakları büyüktür. Yaprak uzunluğu
2m’ yi ve genişlikleri de 60-90cm’yi bulabilmektedir. Rüzgarlı havalarda yapraklar
yırtılarak dilim dilim olmaktadır. Yapraklar yeşil görünüşlü olup yaşlandıkça unumsu
bir madde ile örtülürler. Yaprağın uç kısmında, yaprak ucu denen bir kısım vardır. Bu
yaprak uzama olanakları ararken yaprak ayasının gideceği yolu açmak için kullanılan
bir organdır. Yaprak oluşumu tamamlanınca düşer.

Tomurcuk, Çiçekler ve Meyve

Muzda tomurcuk, çiçekler ve meyve, salkım şeklindedir (Şekil 4). Yapraklar


Yalancı gövde üzerinde yaprak gelişmeleri tamamlandıktan sonra gövdenin iç kısmında
dipten itibaren yeni bir gelişme başlamaktadır. Bu gelişme çiçek salkımının
gelişmesidir. Rizom konisinde meydana gelen çiçek dokusu çevresindeki dokuları hızla
iterek yukarıya doğru ilerler. Yalancı gövdenin tepesinden dışarıya çıkar, uzamaya
devam eder. Ağırlığının etkisiyle aşağı doğru sarkar ve çiçek salkımı üstündeki örtü
yaprakları birer birer kalkmaya başlar.

Çiçekler topluluğundan oluşan konik kitlenin aşağı doğru eğilmesi ve altındaki


çiçek tomurcuklarının farklılaşma düzenine göre, eğilme olayından bir iki gün sonra
brakteler kalkmaya, geriye doğru kıvrılarak kuruyup düşmeye başlarlar. Bu farklılaşma
düzeni içinde meyve elleri (taraklar) ortaya çıkar. Her yalancı gövde, büyüyüp bütün
yapraklarını açtıktan sonra (ortalama 14-20 ay) topu andıran mor renkli yaprakçıkların
(brakte) örttüğü tomurcuk (muz çiçeği) meydana getirirler. Tomurcuk hızlı büyür ve
brakteler sırayla açılarak altlarında ikişerli sırayla (tarak) çiçekler görülür.

Muz salkımlarında 3 çeşit çiçek bulunur. İlk açılan braktelerin altlarında çıkan
çiçekler dişi çiçek olup daha sonra muz meyvesini oluştururlar. Dişi çiçeklerin muza
dönüşmesinde partenokarpik yapı nedeniyle döllenme gerekmemektedir. Kuruyan
stigmalar hasada kadar dökülmeden meyve ucunda kalabilirler.

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
8

Şekil 4. Muzda çiçek ve meyve salkımının gelişmesi

Salkımdaki çiçek sayısı ne kadar fazla olursa, salkım ağırlığı da o kadar fazla
olacaktır. Salkımdaki dişi çiçek sayısı sıcaklığa bağlı olup, sıcak aylarda artar, soğuk
ve ılık aylarda azalır. Dişi çiçeklerin hemen altında hermafrodit çiçekler bulunur. Bu
çiçeklerden oluşan meyveler küçük ve kalitesizdir. Çiçek salkımının en altında erkek
çiçekler bulunur. Bodur muzlarda erkek çiçekleri örten brakteler meyve sapına bağlı
kalır ve genellikle açılmazlar. Çiçeklerde 3 çanak,3 taç yaprak bulunmakta 3 çanak
yaprak ile 2 taç yaprak bir boru şeklinde birleşirken 1 tane çanak yaprak da serbest
halde bulunur. Dişi çiçeklerde erkek organ, erkek çiçeklerde ise dişi organ

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
9

gelişmemiştir. Meyve dişi çiçeklerden alınmaktadır. Hermafrodit çiçeklerden ise küçük


parmaklar oluşmaktadır. Dişi çiçekler oluşmaya başladıktan sonra salkımın ucu kesilir.

Salkımdaki tarak sayısı kaynağı yalancı gövdede olan dişi çiçek sayısına
bağlıdır. Dişi çiçek sayısı da sıcaklıkla ilgilidir. Dişi çiçeğin oluştuğu anda iklim ne
kadar soğuk olursa tarak sayısı da o kadar az olur. Parmak büyüklüğüne ise toprak
verimliliği, kullanışlı su ve fotosentez derecesi gibi etmenler etkili olmaktadır.
Salkımların yetişme süresi, sıcaklığa bağlı olarak 76-173 gün arasında değişmektedir.
Salkım boyu el ve parmak sayıları çeşit ve ekolojiye göre değişmektedir.
Örneğin Gross michell çeşidinde 1 salkımdaki el sayısı 20’ye parmak sayısı da 400’e
kadar çıkabilmektedir. Çiçek salkımı sürmesinden itibaren hasada kadar geçen süre 2-
4 ay arasında değişmektedir. Ülkemizde bu süre, sıcaklığa bağlı olarak 4-5 ayı (76-173
gün) bulabilmektedir. Dikimde hasada kadar geçen süre ise 13-15 arasında değişmekle
birlikte uygun olmayan ekolojilerde bu süre 30 ayı bulabilmektedir. Ülkemizde
yetiştirilen bodur muzlarda salkım başına ortalama 266 adet parmak sayısına
ulaşılmaktadır.

Taraklar üzerinde bulunan meyveler sağdan sola doğru gelişirler ve çift sıralı,
satranç şeklinde dizilmişlerdir. Bu nedenle gelişme devresi sonunda parmaklar 5 köşeli
ve sağdaki meyveler daha iri olur. Her tarakta 10-26 parmak bulunur (Şekil 5). ,

Şekil 5. Muzda tarak ve parmak

İlk taraklarda parmak sayısı fazla ve meyveler iridir. Uca doğru gidildikçe
meyveler sayıca azalır ve küçülürler.

Meyve kabuk ve meyve eti olmak üzere 2 kısımdan oluşmaktadır. Meyve hasat
olumunda toplanmakta tüketim merkezlerinde yeme olumuna getirilerek
sunulmaktadır.

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
10

Döllenme Biyolojisi
Muzlarda döllenme biyolojisinin yabani ve kültür formlarında ayrı ayrı
incelenmesi gerekmektedir. Yabani formlarda meyve tutumu için döllenme mutlak
gerekli olduğu halde, kültür formlarının büyük çoğunluğu partenokarp meyve
bağlamaktadır. Bunun çeşitli nedenleri vardır:

1) Triploid kromozom yapısındaki çeşitlerde oluşan kısırlıklar ve bazı


çeşitlerde mutlak dişi kısırlıklarının bulunması

2) Tozlanmanın olmamasıdır. Bazı çeşitlerde tozlanma olduğunda tohumlu


meyve oluşumu gerçekleşebilmektedir. Önce dişi çiçeklerin açması ve en sonunda
salkımın en alt kısmında bulunan erkek çiçekler açtığından tozlanma olamamaktadır.

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
11

5. BESİN DEĞERİ

Muz meyvesi, %75 su, %23 karbonhidrat, protein, fosfor, kalsiyum, demir
mineralleri A1, B1, B2, B6 ve C vitaminleri içermesiyle besin içeriği zengin meyveler
arasında yer almaktadır. (Çizelge 3).

Çizelge 3. Muzun (100 gram meyvede) besin içeriği


75g su 0.2g yağ
22.2g Karbonhidrat 0.5g Lif
85 Kalori 190 IU A vitamini
1.1g Protein 0.5 mg B1 vitamini
33 mg Magnezyum 0.6 mg B2 vitamini
26 mg Fosfor 0. mg B3 vitamini
8 mg Kalsiyum 0.5 mg B6 vitamini
0.7 mg Demir 7 mg C vitamini
1 mg Sodyum 0,4 mg E vitamini
370 mg Potasyum 10 mcg Folik asit

Çizelgedeki değerlerin incelenmesinden görüleceği gibi muz, yararlı bir


besindir. Muzun besin değeri, meyve olgunlaştıkça artmaktadır.

Muz yenildiğinde enerji sağlar.

Muz içerdiği büyük orandaki potasyumla yüksek tansiyonu önler ve tansiyonu


belli düzeyde tutar.

Ham muz kabızlığa, olgun ve tatlı muz ise diyareye iyi gelir.

Olgun muzun yenilmesi, kişiyi psikolojik yönden güçlendirir, daha sonra da


uykuyu düzene sokar.

Muz, ülseri önler ve ülser yaralarının tedavisine yardımcı olur.

Muzun, yüksek kolesterolü düşürücü etkisi de bulunmaktadır.

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
12

6. ÖNEMLİ ÇEŞİTLERİ

Önemli muz çeşitleri Gross Michel, Dwarf Cavendish (Yerli muz), Robusta,
Lacatan, Gran Nain, Ice Cream, Ele Ele, Giant Cavendish olup, bunlar içinde en yaygın
yetiştirilenler Gross Michel ve Dwarf Cavendishi çeşitleridir.

Gross Michel: Ticari önemi en fazla olan muz çeşidi Gross Michel ‘dir. 5-6
metreye kadar boylanabilen bu muzun meyveleri çok lezzetlidir. Soğuklara ve ulaşıma
diğer muz çeşitlerine göre daha dayanıklıdır. Ülkemizde azman muz veya çikita olarak
adlandırdığımız muzlar bu gruptaki muzlardır (Şekil 6).

Dwarf Cavendish: Ticari muzların en bodur olanıdır. 2.5-3 metre boyunda olan
bu muzun meyveleri ince kabuklu ve lezzetlidir. Çin kökenli olan bu muz ülkemizdeki
en yaygın yetiştirilen ve yerli muz olarak bilinen muz çeşididir (Şekil 6).

Gross Michel

Dwarf Cavendish

Şekil 6. Önemli muz çeşitlerinin meyveleri

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
13

7. EKOLOJİK İSTEKLERİ

Muz, tropik iklimlerin, özellikle de nemli tropikal iklimlerin bitkisidir. 30°


kuzey ve güney enlemleri arasında kalan bölgenin uygun alanlarında, tarımı rahatlıkla
yapıldığı halde, bunun dışında kalan yerlerde istediği sıcaklığı bulamamaktadır. Denize
yakınlık-uzaklık ve denizden yüksekliğe göre bu enlemler dışında kalan bazı
mikroklima özelliğe sahip alanlarda da yetiştirilmektedir. Akdeniz bölgesinde muz
yetişen yerlerimiz 36-37 enlem derecelerinde Toros dağları tarafından korunmuş,
dağların eteklerindeki mikroklima yerlerdir. Buna rağmen muz bahçeleri zaman zaman
soğuktan zarar görmektedir.

Muz yetiştiriciliği bakımından önemli iklim faktörleri sıcaklık, yağış, rüzgar ve


doludur. Yetiştiriciliği sınırlandıran en önemli iklim faktörü düşük sıcaklıklar olup,
sıcaklığın 0° C ‘ye düşmesi bitkinin tamamen donmasına neden olmaktadır. Diğer
yandan serin havalar yalancı gövdenin gelişmesini ve salkım oluşumunu
geciktirmektedir.

Gelişme süresince ortalama sıcaklıklar 25°C (26-27°C) olmalıdır. Meyve


oluşumu sırasında sıcaklık 10°C’ nin ideal olarak da 15°C’ nin altına düşmemeli,
yüksek sıcaklıklarda da 36°C’ nin üzerine çıkmamalıdır. 15-16°C' nin altında gelişme
gerilemekte, 2-3°C’ de zararlı olmaktadır. O°C ve hemen altındaki sıcaklıklarda toprak
üstü aksamı ölmekte, -4°C' nin altında gerçek gövde zarar görmektedir. Sıcaklık 10-15
dakika süre ile -1.5°C ile -2°C dereceye düşerse şiddetli zararlanma olmaktadır.

Muz yüksek sıcaklık yanında, yüksek neme de ihtiyaç duyar. Hava oransal nemi de
% 60’dan az olmamalıdır. Ancak bazı hastalıkların yayılmaması ve muzda gelişmenin
devam etmesi için oransal nemin % 90‘ ın üzerine çıkmaması gerekmektedir.

Yıllık yağışlar, subtropik alanlarda 1200-1500mm’den, tropik alanlarda ise


2500mm’den az olmamalıdır. Yağışlar yetersiz olduğunda açık kalan miktar, sulama
yoluyla karşılanmalıdır.

Kuvvetli rüzgârlar yaprakların yırtılmasına, yalancı gövdenin kırılmasına ve


salkımların bozulmasına neden olur. Bu nedenle rüzgârlı alanlarda rüzgar kıranlar
yetiştirmek ve kısa boylu bitkiler yetiştirilmelidir. Dolu zararı da önemli olup rüzgâr ve
dolunun etkili olduğu yerlerde açık alanlarda muz yetiştiriciliği yapılamaz. Ancak
ekonomik olmak kaydıyla örtü altında yapılabilir.

Muz verimli ve geçirgen topraklardan hoşlanır. Muz yetiştiriciliği için en iyi


topraklar; derin, besin maddelerince ve organik maddece zengin, geçirgen, iyi
havalanan, hafif bünyeli (kumlu-tınlı) ve hafif alkali, killi tınlı ve kumlu karakterdeki
topraklardır. Toprak derinliği 1.8-2m olmalıdır. pH: 6-7 olmalı, tuzluluk olmamalı ve
organik maddelerce zengin olmalıdır. Muz, ağır killi topraklardan hoşlanmadığı gibi
kumlu topraklardan da hoşlanmaz. Muz bitkileri toprak ve su tuzluluğuna çok hassastır.
Bu nedenle bahçe tesisi yapılacak yerin toprağı ve kullanılacak suyun tuzluluğu
mutlaka analiz ettirilmelidir.

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
14

8. ÇOĞALTMA TEKNİĞİ VE BAHÇE TESİSİ

Muz doku kültürüyle, tohumla, rizomlarla, rizom parçalarıyla ve dip sürgünleriyle


(fışkınlarla) çoğaltılmaktadır.

Muzlarda tohumla (generatif) çoğaltma yalnız ıslah çalışmalarında


kullanılmaktadır. Ülkemizde muzların çoğaltılmasında daha çok fışkınlar
kullanılmaktadır. Ülkemizde olduğu gibi özellikle subtropik alanlarda en yaygın
kullanılan yöntem fışkınlarla çoğaltmadır. Kullanılacak fışkınlar 1.5-2m boyunda dar
yapraklı ve henüz ergin yaprağı bulunmayan fışkınlardır. Bunlar mart-nisan aylarında
bahçe içinde yapılan ayıklamalarda sökülmekte ve yeni yerlerine dikilmektedir.

Rizomla çoğaltmada rizomlar sağlam kısmı açığa çıkana kadar temizlendikten


sonra kök budaması yapılır. Karşı karşıya gelen iki göz bırakılıp diğer gözler
köreltildikten sonra yeni yerlerine dikim yapılır. Rizomlar çok büyük ise her biri en az
iki göz içerecek şekilde 3.5-5 kg’ dan az olmayacak büyüklükte parçalara ayrılarak da
dikilebilmektedir.
Dikim için 50x50 cm. boyutlarında dikim çukurları açılmalı ve toprak
seviyesinden 30cm aşağıda kalacak şekilde dikim yapılmalıdır.
Dikim mesafesi çeşitlere göre 3x4m ve 5x5m arasında değişmektedir.
Ülkemizde genellikle dekara 60 ocak gelecek şekilde dikim yapılmaktadır. Tek sıra
dikim için genel olarak 3×1,7m aralıkları önerilmektedir. Dikim zamanı ekolojik
koşullara ve pazar isteklerine göre değişmekle birlikte, ülkemiz için en uygun zaman
mart-nisan aylarıdır. Örtü altı yetiştiricilik için ise eylül dikimi önerilmektedir (Şekil
7).

Şekil 7. Örtü altı muz yetiştiriciliği için yeni yapılmış bir tesis

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
15

9. KÜLTÜREL İŞLEMLER

Muz yetiştiriciliğinde en önemli kültürel uygulamalar sulama, mücadele, toprak


işleme ile budama işlemidir.

Toprak İşleme

Toprak işleme, yabancı otları öldürmek, yağışlar veya üzerinde yürüme sonucu
toprakta meydana gelen kaymak tabakasını kırmak ve toprağı kabartarak yağmur
sularının veya sulama sularının toprağa daha kolay girmesini sağlamaktır. Ayrıca en
önemlisi, verilen organik gübrenin ve mineral gübrelerin bitkinin etkili kök derinliği
olan 60cm derinliğe kadar dağıtılması ve toprakla iyice karışması amacıyla yapılır.

Muzun kök sistemi yüzeyseldir. Bu nedenle toprak işleme sırasında köklerin


fazla zarar görmemesine dikkat edilmelidir. Muz bahçelerinde toprak işleme değişik
şekillerde yapılabilir. Elle toprak işleme en yaygın olanıdır. Toprak muz çapası denilen
uzun tırnaklı çapa veya bel küreği ile işlenmektedir.

Sulama

Muz yapraklarının geniş olması dolayısıyla terleme yoluyla çok miktarda su


tükettiğinden, sürekli nemli toprak istemektedir.

Muz, birçok meyve ağacı ile karşılaştırıldığında daha yüzeysel bir kök sistemine
sahiptir. Topraktaki su miktarı tarla kapasitesine düştüğü zamanlarda, topraktan su
alma yeteneği azalır.

Topraktaki su eksikliğine çok çabuk fizyolojik tepki gösterir. Aşırı sulama muz
köklerine zarar verir. Toprağı çoraklaştırır ve bazı yerlerde toprağın taşınmasına neden
olur. Bütün bu nedenlerden dolayı muz bahçeleri azar azar, fakat sık sık sulanmalıdır.
Mümkün olduğunca haftada 3-4 sulama yapılmalıdır.

Sulama çanak usulü ve damla sulama olarak yapılmaktadır. İdeal olanı damla
sulamanın yapılmasıdır. Damla sulamada aynı zamanda suda erimiş olarak mineral
gübrelerde verilebilmektedir.

Gübreleme

Muzlar topraktan bol miktarda besin maddesi kaldırdığında gübreleme büyük


önem kazanır. Gübreleme yaprak ve toprak analizlerine göre yapılmalıdır.

Muz bitkisi toprakta organik maddenin fazla olmasını istemektedir. Organik


gübre, toprak sıcaklığını yüksek tutarak, salkım oluşumundan hasada kadar geçen
süreyi kısaltmakta ve bitkilerin kışın soğuktan zarar görmesini önlemektedir. Çiftlik
gübresi kullanımında gübrenin iyi yanmış olmasına dikkat edilmelidir. Çiftlik
gübresinin taze olması, iyi yanmaması sonucu, içinde bulunan yabancı ot tohumları,
nematodlar ve tuz, bahçe içine taşınmaktadır. İyi yanmış çiftlik gübresinde yabancı ot
tohumu, nematod bulunmaz. Bu nedenle, çiftlik gübresinin zararlı etkilerinden

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
16

kurtulmak için, üretici, kullanacağı çiftlik gübresini en az 3 ay öncesinden alarak,


bahçesinin bir kenarında yanmasını ve yıkanmasını sağlaması yararlı olacaktır.

Organik gübre, muzlarda bakım zamanı (şubat-mart aylarında) ve kışa girmeden


(kasım ayında) verilmelidir. Onarma zamanı verilen organik gübre mutlaka toprakla iyi
bir şekilde karıştırılmalı, kışa girmeden verilen organik gübre ise toprak yüzeyine
serilmelidir.

Muz bitkisi hem yeşil aksamın gelişme döneminde, hem de meyve gelişme
döneminde yoğun şekilde besin isteyen bir bitkidir. Muz yetiştiriciliğinde sadece
organik gübre uygulaması yeterli değildir. Ek olarak mineral gübre uygulaması da
yapılmalıdır.

Mineral gübre olarak özellikle azot, fosfor, potasyum, kalsiyum ve magnezyum


gübrelemesinin yapılması gereklidir. Mineral gübreleme yaprak ve toprak analizlerine
göre yapılması gerekmekle birlikte, genel olarak N:P:K’ nın 1:1:4 oranında
uygulanmasına ihtiyaç duyulmaktadır.

Muz yetiştiriciliğinde, yaprak örneği alım zamanı ve yöntemi, üzerinde en fazla


çalışılan ve tartışılan konulardan birisidir. Muz yetiştiriciliğinin yoğun olarak yapıldığı
ülkelerde, yaprak örnekleri, salkım oluşumundan hemen sonra minyatür parmakların
görülmesi ile beraber, 3. yaprağın orta kısmından, yaprak ayasından, karşılıklı iki şerit
veya aynı yaprağın orta damarı ile 7. yaprağın sapından alınabilmektedir.

Budama

Muzlarda budama, kurumuş yaprakların, meyvesi alınan bitkilerin ve fazla


yalancı gövdelerin kesilmesinden ibarettir.

Muz bahçesinde sararmış yapraklar her zaman kesilmelidir. Meyvesi alınan


bitkiler ise fazla yer kaplamaması için yaprakların ayrım yerinden düz bir şekilde
kesilmelidir. Daldız denilen keskin uçlu bir demirle bitkiler ana bitkiden ayrılabildiği
gibi, bitkilerin toprak düzeyinden kesilerek oyulması ve içine üre koyarak iptal edilmesi
işlemi de uygulanabilir.

Muz bitkisinin budaması, her yıl, ilkbahar aylarında, toprak altı gövdenin ocak
içinde açılarak meyve verimi ve yılını doldurmuş yaşlı gövdenin çıkarılması, o yıl
içinde meyve verecek 2 veya 3 bitkinin seçilerek yerinde bırakılması, bunlar dışında
diğer genç gövde ve sürgünlerin de yine çıkarılıp atılması işlemlerini kapsamaktadır.

Ülkemizde bu işleme muz yetiştiricileri "onarma veya imar" adını


vermektedirler. Budama genel olarak mart nisan aylarında yapılmakta, bazen uygun
olmayan iklim olayları dolayısıyla mayıs ayına kadar sarkmaktadır.

Muzlarda budama işlemi yaz aylarında da devam eder. İlkbaharda toprak altı
gövdenin budanmasından sonra, gübreleme yapılmalı ve sulama hazırlıklarına
başlanmalıdır. Bundan sonra muz bitkisinde dip sürgünleri yeniden çıkmaya başlar.

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
17

Ülkemizde muz yetiştirilen yörelerde, çok sıcak olan bahçelerde bu ilk


sürgünler de dipten kesilerek atılır ve 2. sürgünler içinden, gelecek yılın meyve alınacak
bitkileri seçilir. Bunlar kılıç şeklinde dar ve dik yapraklı, kuvvetli büyüyen genç
sürgünler arasından seçilir. Her ocakta meyve alımı için iki bitki bırakılmasına rağmen,
bu sürgünlerden farklı zamanlarda çıkan 3-4 tanesi ayrılır. O yılın iklim durumuna göre
bunların hangisinin istenilen zamanda çiçekleneceğini, ertesi yıl yine budama zamanı
karar verilir. Biraz daha serin yerlerdeki muz bahçelerinde, ilkbaharda toprak altı
budamadan sonra ilk çıkan dip sürgünleri ayrılır. Bunlar gelecek yıla kadar ancak
yeterli büyüyüp gelişme gösterir.

İlk çıkan fışkınlardan derin ve kuvvetli olanlar seçilerek büyütülür. Esas


fışkınlar 6-8 aylık olunca bunların yerini alacak takipçiler seçilerek büyütülür. İlk
salkım hasadından 4-6 sonra takipçiler sırayla meyvelerini oluştururlar.
Salkımların ve yalancı gövdenin kırılmasını önlemek için desteklenmesi
gerekir.
Açıkta yetiştiricilikte salkımların korunması için parmak gelişimi
tamamlandıktan sonra erkek çiçekler kesilip salkımlar torba içine alınmalıdır.

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
18

10. HASAT VE HASAT SONRASI UYGULAMALAR

Muz klimakterik gösteren bir meyve türü olduğundan, tüketim merkezine


uzaklık ve muhafaza durumu dikkate alınarak hasat zamanının belirlenmekte ve hasat
olumunda toplanan meyveler tüketim merkezlerinde yeme olumuna getirildikten sonra
tüketime sunulmaktadır.
Muzun verim 4-7 ton/da arasına değişmekle birlikte ülkemizde, açıkta
yetiştiricilikte ortalama 4 ton/da ve örtü altı yetiştiriciliğinde ise ortalama 6 ton/da
verim alınabilmektedir.
Muz meyvesinin gelişme devresi, uygun ekolojilerde 110-130 gün sonra
tamamlanabilirken, bu süre bazı yıllarda 75-150 gün olabilmektedir. Türkiye
şartlarında muzlar 120-150 gün sonra derim olgunluğuna ulaşır.
Meyve, bitki üzerinde yeme olgunluğuna gelmesi beklenmeden yeşil olum
devresinde hasat yapılmalıdır. Meyveler bitki üzerinde olgunlaşmaya bırakılırsa,
meyve kabuğu çatlamakta ve bunlar hasat edilip olgunlaştırılanlara göre daha fazla
nişasta ve daha az şekere sahip olmaktadırlar. Ayrıca çeşitli hastalık ve zararlılar
meyvelerin değerini düşürmektedir.
Muzlarda hasat olumunun belirlenmesinde 3 kriter kullanılabilmektedir.
Bunlar;
1. Başlangıçta 5 köşeli olan muzlarda, köşeliğin ¾ oranında kaybolması
2. Salkım taraklarının birbirine yaklaşması
3. Hermafrodit çiçeklerin kuruyup dökülmesi

Parmaklardaki koyu yeşil renk açılıp parmak köşeleri yuvarlaklaşınca kesime


başlanmalıdır. Hasat yapılırken salkımların yara-bere almamasına dikkat edilmelidir.
Aksi durumda koruma güçleştiği gibi kalite de bozulmaktadır.

Hasat günün serin saatlerinde yapılmalı, hasat edilen ürünler güneşte


bekletilmemeli ve sıcak dönemlerde olgunlaşmış bulunan meyveler dalında fazla
bekletilmeden hemen kesilerek piyasaya sunulmalıdır.

Hasat iki kişi ile yapılır. Önce salkım bir torbaya alınır. Sonra kesilir ve taşınır.
Taşıyıcıların omuzunda salkımları zedelenmekten koruyacak yumuşak sünger
bulunmalıdır.

Tüm bahçenin hasadı ya bir defada veya 2-3 defada dallar dipten kesilip alınmak
suretiyle yapılmaktadır. Dwarf Cavendish' de hasat tek kişiyle yapılır. İşçi sol eliyle
dalın sapını tutar ve diğer elindeki uygun bir bıçakla ekseni 30-40cm ilerisinden keser.

Ülkemizde örtü altı muz bahçelerindeki hasatta ise dalların ağırlığı yüzünden
bu işlemi tek kişi yapamaz. Bir kişi dalı omuzuna alacak şekilde tutarken, diğer kişi
birinci tarağın üzerinden dalı testereli bıçak ile keser ve dal seradan çıkarılır. Daha
sonra dal ya bütün olarak veya son zamanlarda yaygınlaştığı şekliyle taraklara ayrılarak
pazarlanır. Taraklar daldan kesilmeli, kalitelerine ayrılmalıdır.

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
19

Kesim nedeniyle açılan yaralardan akan lateks, hava ile okside olduğundan
kahverengi lekeler yapar. Bunun için meyveler zayıf bir hypoklorid banyosunda 10
dakika yıkanır ve genellikle bir mantar ilacı ile (maneb' li) ilaçlanır. Bu suya
kararmaları önleyen sitrik asit ve askorbik asit gibi kimyasallar da eklenir. Benomyl’in
200-300ppm’lik konsantrasyonları da kullanılabilir.

Kesilmiş kısımlar ilaca batırıldıktan sonra kurutulur ve ince polietilen örtülerle


sarılarak, delikli karton kutularda ambalajlanmaktadır. Muzlar hava sirkülasyonu olan
kutulara yeşil olarak konmalıdır. Daha sonra depolara konulmalıdır. Muzlar pazar
isteklerine göre ellere ve parmaklara ayrılarak ambalajlanır.

Hasat edilen muz koyu yeşil renkli kabuğa sahiptir. Olgunlaştırma bu rengin
açılması, meyvenin öz kısmının yumuşaması ve donuk beyaz renk almasıyla başlar.
Kabuk rengi önce açık yeşil, yeşilimsi, sarı ve en son parlak sarı renge döner. Bu son
devrede meyve ucu ve sapı henüz yeşildir. Kabuk doygun sarı olunca meyve yeme
olgunluğuna gelmiş olur. Daha ileri devrede meyve eti sulanır ve bozulmalar başlar.
Çeşitli mantar enfeksiyonları ve kabuk kararmaları görülür. Sonunda meyve tüm olarak
yenemeyecek hale gelir.

Olgunlaştırma sırasında klorofil bozulur, renk sararır, meyve eti yumuşar.


Nişasta şekere dönüşür. Bu dönüşüm 3-7 gün arasında değişir. Olgunlaşmayı 7 aşamada
tanımlayabiliriz (Şekil 8). Bunlar;

1. aşama yeşil dönemdir.

2. aşama açık yeşil dönem (nişasta şekere dönüşmeye başlar).

3. aşama yarı yeşil dönem (taşımaya uygun).

4. aşama ¾ ‘ü sarı dönem (3-5oC saklama ortamında saklanabilir).

5. aşama sarı ama uçları yeşil dönem (manava gönderme zamanı).

6. aşama tam sarı dönem (müşteriye sunma için en uygun renk).

7. aşama kahverengi noktalı sarı renk, en fazla tat olan dönem 7. dönemdir.

Genel olarak uygun hasat zamanında kesilen muzlar, 18-24oC sıcaklıkta bir
veya iki hafta içinde kendiliğinden olgunlaşırlar. Bunun altındaki sıcaklıklarda
olgunlaşma yavaşlar ve hatta uygun depo sıcaklığı 13oC 'ye düşünce pratik olarak
tamamen durur. Daha yüksek sıcaklıklarda ise olgunlaşma metabolizması bozulduğu
için olgunlaşmada anormallikler başlar. Bu nedenle tropik şartlarda (24-32oC)
olgunlaşan muzlar, yeşil kalır veya çekici bir renk kazanamazlar. Hatta olgunlaşma
durabilmektedir.

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
20

Şekil 8. Muzda olgunluk aşamaları

Ağaç üzerinde bırakılan meyvelerde olgunlaşma süresi 40-50 gün kadar


uzayabilir. Çünkü ağaç üzerinde kalan meyve ana bitkiden gelen olgunluğu frenleyici
veya etilene duyarlılığı geriletici etkiler altında kalır. Bu nedenle ağaç üzerinde kalan
meyve için gerekli olgunluğu başlatıcı endogen etilen dozu, hasat edilen meyve için
gerekli dozdan daha yüksektir. Hasat edilen meyvede bu sınır doza, daha erken
eriştiğinden, olgunlaşması da erken başlamakta ve olgunluğu erken tamamlanmaktadır.
Aynı şekilde hasat zamanında fizyolojik gelişmesi ileri meyveler de, gelişmesi geri
meyvelerden daha erken olgunlaşır. Bu nedenle tam gelişkin devrelerde hasat edilen
muzlar, daha önceki devrelerde hasat edilen muzlara göre daha erken olgunlaşır.

Belirli bir hasat olgunluğuna erişmeden hasat edilen muzlar ise dıştan bir etilen
uygulaması yapılmaksızın kendiliğinden olgunlaşamazlar. Meyveler ne kadar erken
hasat edilirse, olgunluktaki meyve kalitesi de o kadar düşük olur. Özellikle tatlanma
geri kalır ve uçucu madde salgılanması azalır.

Meyvelerin hasattan sonra yeşil kabuklu olarak kalabildikleri sürenin uzunluğu


ve kısalığı, meyvenin hasat sırasındaki fizyolojik gelişme durumu veya olgunluk
derecesi ile ilişkilidir. Çiçeklenmeden sonraki 90. günde hasat edilen Gross Michel
meyvelerinin hasattan sonra yeşil kalma süresi 17 gün iken, çiçeklenmeden 120 gün
sonra hasat edilen meyvenin olgunlaşma süresi 9 gündür. Dwarf Cavendish çeşidi için
bu değerler sırasıyla 21 ve 14 gündür.

Olgunlaştırılan muzun korunabilmesi için gereken sıcaklık 13-15oC dir. Bu


sıcaklıklarda muz en fazla 2-4 gün bekletilebilir. Olgunlaştırma odalarında sıcaklık,
oransal nem ve etilen önemli faktörlerdir. Sıcaklığın Çizelge 4’deki gibi uygulanması
meyvenin daha kaliteli olgunlaşmasını sağlar.

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
21

Olgunlaşma odalarında oransal nem olabildiğince yüksek tutulmalıdır. Önerilen


oransal nem % 85-90’dır. Bunu sağlamak için suyu atomize şekilde püskürten memeler
kullanılabilir.

Hasat zamanında muz meyvesi 0,2 ppm etilen taşır. Olgunluğun başlamasından
önce bu 0,5 ppm'e yükselir. Ancak meyvenin olgunlaştırılması için çok düşük dozda
etilenin uygulanması yeterlidir. Hasat zamanı geciktirildikçe meyvelerin olgunlaşma
süresi kısalmaktadır. Artan etilen dozları da süreyi kısaltmaktadır.

Muz endüstrisinde meyvelerin olgunlaştırılması, gerekli koşulları sağlanmış özel


odalarda yapılır. Bunun için 20-21oC sıcaklıktaki odada meyve eti sıcaklığı 19oC ye
yükselmiş meyvelere, 12 saat aralıklarla 1000 ppm etilen verilir. Etilen miktarının
hesaplanmasında meyvelerle dolu odanın serbest kalan hacmi esas alınır. Bu süre
sırasında, depo havasının tümünü saatte 50 defa yer değiştirebilecek kapasitedeki bir
vantilasyon sürekli çalıştırılır. Bu 12 saatlik sürenin sonuna doğru ve yeni etilen
verilmeden önce, depo tüm olarak taze hava ile havalandırılmalıdır.

Olgunlaştırma odasının oransal nemi iyi bir aroma oluşumunun sağlanması için
% 93-95 olmalı ve kabuk sararması başladığında kabuk çatlamasının önlenmesi için
nem % 85'e düşürülmelidir. Olgunlaştırma sırasında bağıl nemin % 85'in altına düşmesi
özellikle Cavendish muzlarında olgunlaşmada anormallik yapar ve su kaybını artırır.
Bu muzlar üşüme zararlarında da olduğu gibi klimakterik gösteremezler. Eğer muz
tarakları veya hevenkleri ince polietilen örtülerle sarılmışlarsa odanın oransal nemi
önem taşımaz.

Etilen uygulamasının sayısı, meyvenin hasat olumu ve pazara verilme zamanına


göre azaltılabilir veya artırılabilir. Genel olarak 1-3 gün arasında tekrarlanır. Bu süre
sırasında sıcaklık her gün için 1oC derecede düşürülür (Çizelge 4). Ancak sıcaklık
düşürülmesi renk açılması başlayınca başlatılır.

Çizelge 4. Muzun olgunlaştırılmasında zaman aralılarına göre gerekli sıcaklıklar

İstenilen Olgunlaşma Sürecindeki Günlere Göre Olması


Olgunlaşma Gereken Sıcaklık (OC)
Süresi
(Gün)
1 2 3 4 5 6 7 8 9
4 20 20 19 19
5 19 19 19 19 13
6 18 18 18 18 15 13
7 18 18 17 17 15 14 13
8 17 17 15 15 15 15 14 13
10 14 14 14 14 14 14 14 14 13

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
22

Olgunlaştırma işlemi sürekli etilen verilerek de uygulanır. Bu durumda 10-15


ppm etilen nemlendirilmiş ve 19-20oC'de ısıtılmış hava ile karışık olarak odaya verilir
ve iyi bir dolaşım yaptıktan sonra diğer taraftan atılır.

Olgunlaştırma işlemleri genellikle Cavendish gibi zor olgunlaşan çeşitlerde


uygulanmaktadır. Son zamanlarda Gross Michel için olgunlaştırma işlemleri
yapılmasından vazgeçilmiştir. Gross Michel çeşidi normal şartlarda kendiliğinden
olgunlaşmaktadır.

Ülkemizde muzların olgunlaştırılması için etilen yerine ilkel olarak asetilen


veya karpit uygulamaları da yapılmakla birlikte ideal olarak etilen uygulaması
yapılmalıdır.

Olgunlaştırılan muz meyveleri tüketiciye yeşil renk tam kaybolmamış ve uç ile sap
kısmı henüz yeşil durumda iken verilirler. Tropik bölge muzları hasattan sonraki 1-4
hafta içinde Avrupalı tüketiciye ulaşmış olmaktadır.
Muzların hasat sonrası yaşam sürelerinin uzun olmasını sağlamak için kısa sürede
depoya ulaştırılması ve muz için en uygun depolama koşullarında muhafazaya
alınmaları gerekmektedir. Muz, sarı olum döneminde genel olarak 13-16oC sıcaklık ve
% 85-90 oransal nem koşullarında 5-10 gün depolanabilirken, yeşil olum döneminde
12-14oC sıcaklık ve % 85-90 oransal nem koşullarında 2-4 hafta süreyle
depolanabilmektedir.
Kontrollü atmosferli depolarda muzlar, %4-5 oksijen ve %5 karbondioksit
ortamında 3-4 hafta muhafaza edilebilmektedirler. İnce polietilen torbalar, muhafaza
süresini 4-10 gün artırmaktadır. Bu nedenle uzun süreli taşımalarda az delikli, kısa
süreli taşımalarda ise fazla delikli polietilen torbalar kullanılması önerilmektedir. Bu
torbaların kalınlığı 0,038mm olmalıdır.
Muzlar depo şartlarında da önemli miktarda etilen salgılarlar. Bu gaz depo
içinde kalarak olgunluğu hızlandırır. Çünkü düşük sıcaklıklarda önemli etkisi olmayan
etilen, muzun depolandığı sıcaklık şartlarında etkili olur. Bu gazın depodan alınması,
muhafaza süresini önemli ölçüde arttırır. Bu amaçla vermikülite emdirilmiş potasyum
permanganat blokları depo içine konur.
Muz ambalajları içine konan tarakların hastalanmaması, zarar görmemesi
için difenilli kağıtlara sarılabilir veya muz taraklarını polietilen örtülerle sarılıp içine
etilen ve CO2’i absorbe edici özel maddelerin konulması da etkili olmaktadır. Muz
depolarında etilene karşı etkili yollardan biride dış hava ile havalandırmaktır. Depo
günde bir defa havalandırılacak şekilde sürekli veya birden havalandırılır.

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr
23

6. YARARLANILAN KAYNAKLAR

Anonim, 2008. T.C. Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü Kayıtları, Ankara.


Anonim, 2009a. Muz Yetiştiriciliği. http://www.bahcesel.com.
Anonim, 2009b. Muz Yetiştiriciliği. http://www.tarimsalbilgi.org.
Anonim, 2009c. 2008 Bitkisel Üretim Durumu http://www.anamurtarim.gov.tr
Anonim, 2009d. Banana Characteristics. http://www.unctad.org.
Anonim, 2009e. How to Grow. http://www.banana.com.
Anonim, 2009f. Banana Plants, Banana Trees. http://www.banana-plants.com.
Anonim, 2009g. Banana. http://www.crfg.org/pubs/ff/banana.html.
Anonim, 2009h. Bananas. http://mgonline.com/articles/banana.aspx.
Anonim, 2019a. FAO/ Database. www.faostat.fao.org.
Anonim, 2019b. Bitkisel Üretim İstatistikleri. www.tuik.gov.tr.
Koeppel, D., 2008. Banana. Hudson Street Press USA. pp281.
Kozak, B., 1999. Muz Yetiştiriciliği. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İçel Şubesi.
297s,
Sinanoğlu, N., 2005. Muz Raporu. www.muz.gen.tr.

Kurupelit Kampüsü 55139 SAMSUN Tel: +90 362 312 19 19 Faks: +90 362 457 60 91 iletisim@omu.edu.tr www.omu.edu.tr

You might also like