Professional Documents
Culture Documents
İuPARAToRLuĞu
TARIHI
-'o
ı
$0]'ı DEıJıR
(r20r - r40r)
ta AAa a l^a t
ANKARA
1989
ISBN 975-456-024_2
ortı"t Kiiltiiriinü Araştırma Enstitüsü
1989
öNsöz I - XvI.
İSıANSUı,uN crni ALINMASI VE VIII. ı,ıirılrı,İN
İupanaroRruĞu oinİı.rıvır DENEMF'Lınİ 1ıioı _ ı282).
' iııya Edilen imparatörluğun içine Düştüğü Kriz l-l0' _ II. And_
ronikos'un Hdkimiyeti Devri l0-l6. - osmanlı Devletinin Kuruluşu
17_24. - iç Savaşlar Devri (132l_1325) 2445. _ III. Andronikos,un
HAkimiyeti Devri (1328-1341) 2B-4s. - vI. Ioannes Kantakuzenos
Devri (1347-1355) 48-61.
oSMANLILARIN AVRUPA'YA GEÇMELERi VE İMPA_
RAToRLUĞuN CAN ÇEKiŞMESi 1ııs+_ıısg) 6l_67.
V. Ioannes'in Batı Seyahati ve Mezhep Değiştirmesi (1369_1370)
67_70. _ osmanlı'ların Balkanlar'daki Fetihleri ve Bunun Bizans,taki
Akisleri 70-78. - Kosova Meydan Muharebesi (13g9) 7g_g0.
yrLDrRrM BAYEZiD DEVRI (1389_1403) 80_101.
II. Manuel'in HAkimiyeti Devri (l3}l-1425). Timur Vak,asr ve
Ankara Muharebesi (1402) 91-101. _ osmanlr imparatorluğunun
Siyasi Buhranı ve Bizans'ın Canlanması (1402-142l) t0l_105.
OSMANLI iı,ıp,q,ReroRLUĞUNUN YENIDEN CANLAN_
MASr VE BIZANS'rN SON MUKAVEMETi (1421_1448) 105_108
Paleolaog'ların Mukavemet Denemesi 108-109. _ II. Sultan Murad,
ın Başarılı Taarruzları t09_1l0. - İstanbul'un Muvakkat Durumu
1l0_l1l. _ Floransa ittihadı (1437_1439) 1l1_113. _ istanbul İttihadı
1|3_114. _ Bizans İmparatorluğunda Anarşi ve iç Harp I14-i16.
varna Meydan Muharebesi (1444) 116-120. - II. Kosova Muharebesi
-
(1448) |20-122' _ Fatih Sultan Mehmed ve Bizans'rn
Çöküşü (1448_
1453) 122-128. - Son Taaruuz tZB-132.
III
öNsöz*
Bu gün, ilim öleminde Bizans İmparatorluğu adı altında tanınan
ve bin yldan fazla süren uzun ömürlü devlet, aslınd.a bir Doğu Roma
imparatorluğudur. Nitekim, Bizanslılar kendi devletlerinin adı ola_
rak bunu hiç kullanmamış Ve İmparatorluğun adına ,,Roma Dev-
leti" ve kendilerine de "Romalılar" demişlerdir. Doğu Roma cİ.evle-
tinin başlaığıcı 330 yılıdır ve Bizans adr, modern devirde bu devle_
tin tarihi araştırılmağa başladığı Zaman' Batı ilim Aleminde kullanıl-
mağa başlamıştır. Zira,bu yeni devletin merkezi olarak seçilen yerde,
MilAddan önceki yüzyıllarda B2zantium adına bir şehrin bulunma-
srndan kaynaklanir. l. ve 2. yüzyıllarda, Doğudaki fetihlerden
sonra çok büyüyen ve hudutları aşrrı derecede genişleyen Roma
İmparatorluğunun doğu arazisi, çok uzak|ara kada"r erişiyordu, Ayru
?amanda Mrsrr, Suriye ve Anadolu gibi eski medeniyeiıerin bejigi
olan bu. sahalar, imparatorlukta her bakımdan ağır basmağa başla-
mıştı. Üstelik bu ülkeler, merkez Roma'dan çok uzakta biılunduk-
larrndan idare edilmeleri güçlükle karşılaşıyordu. Bu yüzden 2. ve
3. yüzyıllarda İmparatorlar artık, Roma'da oturmuyoriardı ve İm-
paratorluk için yeni bir merkez aranıyordu. İmparator Btıytık Kon_
sa'ntin, İstanbul'un bulunduğu sahayı İmparatorluk merkezi olmak
bakımından çok uyğun bulduğundan burada inşa ettirdiği yeni
başşehrinin 330 yılında açılışını yapıyor ve eski merkez Roma terke_
dildiğinden gittikçe ihmale uğruyordu.
Merkezi doğuya nakledilen devletin ordusu ve idare tarzı Roma'
lı, dili ve kültürü LAtindi. Bu yeni muhitte ise, çoktan beri burada
yerleşmiş bulunan Yunan di]i ve kıılttırıı ile doğunun saray, deı,let
göreneği ve teşrifatı bunlara eklenecekti. Ayrıca, 4' yizyılda devletin
dinleri arasında serbest bıraLıılan Hristiyanlık ta kuwetlenince, gele-
cekteki Bizans toplumunu oJuşturan unsurlar tamamlanmış olğor_
* Burada yayıııladığırrıız araştıfma, hazırlanmakta
olan aynı isimdeki kitabın
bir kısınıdır.
du. Bu suretle Eski Roma İmparatorluğundan çok farklı ve yeni coğ-
rafİ şartların belirlediği temeller üzerinde gelişen İmparatorlukta,
daha 6. yüzyılın sonunda Lötince tamamiyle unutuluyor Ve onun
yerini Yunan dili ve kültürü alıyordu.
Bundan sonraki yüzyıllarda bu yeni devletin en mühim prob-
lemleri arasrnda, devletin resmi dini haline gelen Hristiyanlık içincle
başgösteren itikat münakaşaları ile devleti dış düşmanlara karşr sa-
vunmak en büyük yeri alıyordu. İmparatorlu]< bu tarihten Şonra,
hayatının sonuna kadar hudutlarını savunabilmek için bütün kuv-
vetlerini harcamağa mecbur olmuştur. 4' yiÜızyıtda doğu hudutları
Sasanilerin tehdidi altındadır ve bu höl İslAmiyetin gelişmesi ile Sa-
sani devletinin sona ermesine kadar sürer. 4. ve 5. yüzyıIlarda Kuzey-
de ve Batr'da Cerman ve Türk kavimleri, bunların arkasından da
İslavlar ortaya cıkarlar. Türk kavimleri ile İslavlar, bundan sonraki
yüzyıllarda İmparatorluğu en fazla meşgul eden ve varlığını tehdit
eden düşmanların başında gelirler.
Hristiyanlığın kuwetlenerek yayılmağa başladığı 4. yüzyılclan
sonra, içine düştüğü büyük mezhep kavgalarr ve bunun sonunda LA-
tin Kilisesi ile ortaya çıi<an ihtilAflar, İmparatorluğu içericlen kemiren
başlıca meselelerdendir. 6. ve 7 ' yizyıllarda Balkanlarda ve İhlya,
da büyük arazi kaybına uğrayan ve Anadolu'da İslAmiyetin hücunı-
ları neticesinde hudutları çok daralan imparatorluk, sadece Anadolu
ile Yunanistan'daki arazisini koruyabiliyor ve bu suretle gerçek Bi_
zans devleti hiline geliyordu. Bundan böyle ortodoks mezhebi ile
Yunan dili ve kültürü, İmparatorluğun iki temel unsuru hAline gelir
ve bu vasfııır İmparatorluk hayatının sonuna kadar sürdürür. Mısrr,
Suğe ve Filistin'i İslömlara kaptıran, Italya'da Cermenlerin ve
Balkan'larda İslavların yerleştiği arazisini kaybeden devlet, başşehri_
nin önüne kadar gelen Arapları güçlükle geri püskürtür.
7..ve B. yüzyıIlarda Arap istilAsı, İslav akrnlan ve içeride patlak
veren İkonoklazm nrücadeleleri yüzünden çok buhranlı bir dönem
yaşayan İmparatorluk, 9. yüzyılrn sonundan başlamak üzere topar-
lanmaya başlar ve 10. yüzyılda İslöm Aleminin zaafa uğramasr ve iç
ihtilAflara düşmesini de fırsat bileı'ek karşr taarruza geçen Bizans,
lJzurı Zamandan beri ilk defa arazisini genişletir, 11. yüzyılda parlak
deıjrlerinden birini yaşar. Fakat, bu yüzyılın ikinci yarısırıda doğu-
da Türk kavimleri, batıda Normanlar İmparatorluğu tehdide başlar.
l l. yüzyılın ikinci yarısında idaredeki beceriksizlik ve buna paralel
VI
olarak mali ve askeri durumuırun sarsrlmasl üzerine, 12. yüzyılın so_
nuna doğru sür'atle çökme alimetleri gösterir ve |204 de IV. Haçlı
seferi düzenleyen IIristiyan ordularrnrn hücumlarr sorrunda parça|a'
nır. İmparatorluk arazisiniır büyük bir kısml Lxtinler arasında bölü-
şülür ve Grek halklnın bir kısmı Batı Anadolu'ya sığınır ve merkezi
İznik olmak üzere geçirdiği 57 yıllık sürgün hayatından sonra, başe_
hir İstanbul'da kurulan LAtin İmparatorluğunun zaiflemesi ve İznik
imparatorlarının dirayctli idareleri sayesinde, 1261 de eski başşehrini
alarak orada yerleşir. LAkin, bundan sonra yeni bir hayata başlayıın
İmparatorluk, eski parlak devirlerin bir gölgesinden ibarettir. Mali-
yesi, ordusu bozulmuş, yeni ve kuvvetli dış düşmanlarla çevrilmiş
bulunduğundan, bu yeni şartların mücadele dolu hayatına dayana'
mayarak sonunda Türkler tarafindaıı ortadan kaldırılır.
VII
Awupaida görülen ilk Türk kavmi Hunlardır.
mandan beri Batı Asya'da yaşayan İrani kavimı..i'
önce, uzun za-
ı.aı.i-iyetine son
y'|'I'! 4' y',zyılın sonunda Avrupa'ya giren ve orada ilk Türk dev_
letini kuran Hunların- hAkimiyeti ur.rt yiz
yıl ,ıır*.rir. rağmen,
BüYüK KAVİMLER GöÇ'ü;. r.n.p olmuş, Antik dünyanın o
zamanki etnik statüstıntı alttist etmiş, Cermen
kavimlerini bi,r daha
birleşememek üzere dağıtmış, her iki h.om.
I;;r;;r;;ı;ğ'.,nu alııml.
çlalt etmiş ve Avrupa'yr biyük bir tehlikeden ancak Attila,nın 453
deki ölümü kurtarmıştır
IX
derek yerleşiyor ve. bu yeni
çevrede, trpkr_ mıharip Türk kavimleri gibi,
lrökim tabaka vc siyasi ni'am ı.r.-uyu
kabiliyeili uı" .,.rrr. olduğunu
ispat ediyor. r
XI
manlarln dostluğunu ve ittifakını
kazanabilmek maksadiyle Rus
Knazlarr, Kumai Hanlarının irrı"rrl"
evlenmeği büyük bir mazha_
riyet saymrşlardır.
Bizans İmparatorluğu ile ilk temasları
l07B de olmuş ve bu te-
mas]ar bütün l l ' ve 12' yızyıl|arau
gat mıittefik
lrei"'il zaman
da düşman olarak sürmüştür. Arad"an
birhaiat'u.a*."'"".ku,iaybede-ail"ff 'l,s"
gelen yeni katılmalarla
i,;1TTİlr,',*}ş:xljİ
çok iuvvetler-iş, ır, y""l i.iı'rr-rırçeı<_
LAR'ın çok kuıvetli.olmalu.rru .ug-.r, gatıda
ta devam etmiş ve Kr-";
;;;yaşamak-
.Kıpçak uar, uriJGüney_Rusya isteplerinde
rafi bir isim olarak v.rı.ş-ıştır. üu.urirtar.,dur'u*i coğ-
İç Asya'da Talas ve i"!ı"rına Ve
ç, ,r,,uı.ıur'., k;;;;";;"r-
da yayı|an Kuman. Kıpçaklar, bir alan_
kim unsuru olmakta
- '*;"T:
üog'oı istilAsına L;;;;;;fu.nin hA-
9.lj-
muşIar, Romanya'd a_ dçvlet teşı<ıınae
-v"
"r-ışı.r"ai.' il;';;#;;i] ı.o* uı-
ıı.i""ı ıi"i*., o.o.rr"in ku_
}j'ş":dl büyük Rayl_arı oı-uş, gır"* imparatorluğunda en üst mev-
kilere kadar yükselmişle
ı+.'y"ryrıJu nrıgu, hükümdar hanedanları
bunlardan oluşmuştur. 'giiMoğoi ırtııarrrau, kaçan
Maca,ristan'a sığınmrş ve orda çok sayıda Kuman
daha sonra orduda ve dev_let idaresinde
önemli yerlere geImişlerdir.
' Buraya kadar saydığımız bütün
' Anadolu'da
. bu Ttırk kavimleri, sayıca belki
de yerleşenıJrde.,
safeler arasrnda dağlmış, devamlı
çot a"ı,, ı"ri; ijil;;iiir,'i'urro *"-
mJcad.].l.r- sonunda yenik düş_
müş' bu son durakları olan'ülkelerde
yerleşmiş, ,ı.r.. urirtıyanlığr
kabule.zorlanmışIar, ardrndan
da arkalarıırda hemen hiç bir iz bı-
r}-'"d.r." eriyip gitmişlerdir. Tüı.k ji.-i"i"-u;;;'o;;'..l
kolu hakkında en büyük hub., ı.uy"ug,;r, _ti}'unurr-
mtıhim
dı.r' Zira,.gelişmiş ve Antik
na,, rir"*r
çağdan n"rTirrti-u-la işlenen ve sürdürü-
rülen tarih yazıcılığı ve bu klvimlerle
olan stirekli temasları bunun
başlıca sebepleridir. Brru ."g*..
Bizantinoloji yani Bi'ns r:rj! ,,
iu.iÇ.'a. en az tan|nan ilim dalı
medenüeünin araştırılmasıdır. Elbette
bu araştırmalar bu günki ' Yunan
".rşirr-rı"rı ile de çok yakından
ilgilidir ve ikisi bir çok Avrupa ürir"'J.ı"rinde
beraber yürütüliir.
XII
BİZANS MEDENİYETİ A"RAŞTIRMALARI
xrv
teldJisi için ülkemizde en kısa Zamanda bir Bi<ans Araştırma Merke<inirı ku'
rulması çok bii2ük bir ihtğaçnr.
XV
m.dern devirde, l9. yüzyılın sonılndan
itibaren Bizans ve hatta ken-
disi ile ilgili araştırm{a, trı.ip
dc ihmal etmiştir. Bugün Av_
"t-.yi
rupa Ve Amerika'da,.B,_ru.r' araştıı'maları
ile ilgili tutunmuş en az 15
kadar deıgi ile pekçok kaynrı.
sayısı binlere Varan araştrrma
Ve yay]m mevcuttur. Türkiye'nin ".ir_il.
hiçbir ı.iit.ıpıru.r.ri"al
tün Türkiye'de bunları bulmak hatta bü_
*ti.irı.,l,", aegiıair. F;k;, ". ;;rt,";#:
madıklarımızı Amerika yapm$
u" Jrgii, dünyada en zengin Bizans
araştırmaları merkezin.'uhip
oluştur.
Bizans'ın durumu
çok kritikti, Papalıkla anlaşma girişimlerini
sürdüren Nlihael,'on_rrriu başaır
iuruiar'rupo.rrrr'guy.İi rııir",..ı
birleştirmek ve Arzr Mukaddesi
ı.r.tarrnaı.tı, Ch.Anjou,nun Bizans,r
elegeçirme planları onun hedefı
aeğiıJ;. 1204 den beri devam edcn
hidiselerdeır sadece Bizans'ı a.s"ç*;.kı.
Kiliseler Birliğinin sağlaoa-
mıyacağ anlaşıIrçıştı. Uzak gdrüjlıı
bir Kilise a.s"
ailesinin fetihlere dayanan.piurlu, ;"iiiiur,,
ile gerçekleştirilemezdi. Papanın
^rr;o,,
Anjou'lar politikasıni destekier g,ı.t.r-.ri,
yaklaştırmak için Vaslta olarak Miııaeı,ı ı<iıir.ı.l Birliğine
luilaııılan bir baskı unsuru idi. Fakat
1268 yılında Papa IV. Klemarr'ro,;ııiıı,
hem Papalık politikasının
değişmesine ı,e hem. Mi|ae-l,i" yo""'a.giştirmesine sebep
bir İtalyan olan veni *ıup, x. cril; ja, Kiliseler Birliğinin oldu ve
Mukaddesi kurtarma poiitikusrrrr., ve Arzr
^ıoyı"".,
ir.ur",ıı
Papalığn doğu politiiasrnda Kıi'J., girligi. bir taraftarı-?ai.
yordu' Arada, Yunanistan'daki yeniden ön plana
çıkı_
Franklann Bizans,a karşr tutumunda
bir değişiklik göze çarptığı gibi, Charles
nüfuzuna karşı da
Anjou,nun Balkanlardaki
'ui.n-j.Jyoi" i]. nu, başarılar sağlandı.
Ia bir anlaşma mümkün oır-uyrr.o;;;.u. k*ı, v.İri''İn;uSırplar- yuuıu-
şan Mihael, oğlu Andronikos'"'ı'ru.ur_k.ulrrrr, .evlendirdi'
Bulgarlarla olan münasebetler kızı ile
de bir a.a eski gerginliğini kaybetti.
4
Bu devirde Doğu Avrupa'da Rusya'da Altınordu devleti, Ön-
Asya'da Hülagü'nun Moğol İmparatorluğu ve Mrsrr'da Memlük
devleti üç mühim siyasi merkezdi. Aysa Moğol devleti ile Altınordu
devleti, 1259dan beri biribirinden kopnıuştu. Bağdad'r da işgalederek
Hindistan'dan Akdeniz'e kadar \Zanan geniş sahadaki HülAgü'nun
Moğol-devleti, l260 da Memlükler karşısında ağır bir yenilgiye uğradı.
Kıpçak _ Türk halkının büyük çoğunluğunu teşkil ettiği Memlük
devleti, 1250 den başlayarak Mrsır'a hikim olmuş ve orada Eyyü-
bilerin yerini alan bir Türk - Memlük devletini kurmuştu. Mem_
lüklular, l6. yüzyılda osmanhlar tarafindan bu devlete son verilinceye
kadar Mrsrr'da lıüküm sürerler. Devletin kuruluşundan başlayarak
Güney Rusya'da yaşıyan Türklerden pek çoğu Mrsrr'a göçeder ve bu
hareketin bir neticesi olarak Mlsrr, Altınordu ile temasa gelmektedir.
Her iki devletin, HülAgü'nun Moğol deı,letine karşı düşman olınasr,
bu iki devletin ancak deniz yolu ile ilişki kurmalarr neticesini doğurdu.
Bu yol üzerinde bulunan Bizans, böyle bir temasrn anahtarı hizmetini
görmekte idi. Bu sebeple Memlüklularla Güney Rusya'da hüküm sü_
ren Altınordu devleti arasında siyasl bir yakınlaşma kaçınılmaz bir
hAl aldı. Bunun dışında, geri alınan İstanbul, o zamanın Doğu Av-
rupa'Sı hAdiselerinde söz sahibi olmağa başlamıştı. Fakat VIII. Mi-
hael'in, Konya Selçuk devleti üzerinde bir baskı unsuru olarak Hü-
lögü devleti ile iyi münasebetler sürdürmesi, böyle bir yakınlaşmaya
engeldi. Bu suretle 1254 de Bulgarlarla anlaşan Altınordu Tatarları,
Bizans arazisine taartuz ederler. Bu esnada İmparatorluk ordusu ağır
bir yenilgiye uğrryor vebizzat İmparator VIII. Milıael bu badireden
Canlnl zor kurtarryor. Bu münasebetle Tatarlar, İmparatorluğun
Trakya arazisinde büyük tahribat yaparlar. 'Iatarlar, buna benzer
bir akınla İmparatorluk arazisini yeniden harabeye çevirirler.
Bu hAdiselerden sonra Bizans, Altınordu ile olan münasebetle-
rini düzeltmeğe zorlandıve 7272 de Nogay Han ile imzalanan andlaş-
ma, Bizans'a Bulgarlardan gelecek taarruzlara karşı emniyeti sağladı.
VIII. Mihael, kızr Euphrosyne'yi Nogay Haira verdi ve bununla
birlikte pek çok kıymetli hediye de gönderdi. Bu zamandan sonra,
Altınordu ve Mrsrr ile Bizans arasındaki münasebetler uzunca bir
zamafl iyi olmakta devam etti. Böylece Bizans, Bulgarlara karşı Altı-
nordu'yu, Sırplara karşı Macar ittifakını, en tehlikeli düşmanı olan
Ch. Anjou'ya karşı da Papalıkla- münasebeti sürdürmek suretiyle
düşmanlarınr engellemek yolunu meharetle kullandı.
Bundan sonraki siyasl hödiselerde Papalığın Kiliseler Birliğinde
ısrar.ettiği, hatta bu gaye uğruna Venedik'i de ölet etmek istedis ve
tam bu sıralarda Ch.Anjou'nun hem Venedik ile ve hem de Balkan
deı,letleri ile Bizans aleyhine ittifaklar aradığı bitinir. önce, Tesalya
Beyliği ile bir dostluk kurar ve arkaslndan da 1273 de More yar|ma-
dasına kuvrretli bir ordu çıkarrr, Arnavutluğun bir krsınrnı hxkimiyeti
altlna alır. Aynı yıl içinde Bulgaristan ve Sırbistan ile münasebet-
lerini sıklaştırır. Bizans'rn bütün düşmanları: LAtinler, Grekler, İs-
lavlar, Arnavutlar Ch.Anjou'nun riyaseti altında birleşirler. Charles,
İstanbul'un eski Kralı ile de sıhrıyet kurduğundan artik Bizans tah_
tı üzerindeki iddiaiarı gerçekleşme safhasrna çok yaklaşmış görünmek-
tedir.
Bu ağlr şartlar altında Papa X.Grdgoire da, Kiliselerin birleş-
tirilmesine ağlrlığını koyarak ısrar ettiğinden İmparator için artık
Paparun iradesine boyun eğmekten başka seçenek kalmamıştır. VIII.
Mihael, Bizans rahiplerinin büyük çoğunluğunun karşı kovmaşrna
rağmen 1273 de İstanbul'a gelmiş bülunan Papa muharahhaslarıyle
Kiliseler Birliğinde anlaşır ve rahiplerden bir krrrrrrr, da rıza göster-
meğe zorlar. Kiliseler Birliğinin imzası merasimi 6 Temmu7 ız74 de
L2on'da tamamlanır. İmparatorun yanında birlik andlaşmasrnrn altına
imzasrnr koyanlar arasrnda Georgios Akropolites, eski patriklerden
Germanos, İzmir Metropoliti Tlreophanes gibi Bizans ruhanilerinin
başta gelenleri bulunur ve böylece ikiyüz yıldan beri Papalığın
başlıca hedefini teşkil eden, çok kere müzakere konusu olduğu hAlde
her defasında neticesiz kalan Kiliseler Birliği, köğıt üzeriıde olsun
gerçekleşmiş olur.
İmpratorun, Roma Kilisesinin üstünlüğüıü tanımak suretiyle
takibettiği siyaset boşa çıkmamaktadır. Papanın baskısr altında Ch.
Anjou, Bizans'r istila planlarından Vazgeçmeğe ve l Mayıs 1276
yılına kadar süren bir mütareke aktetmeğe razi olur. Veneclik de
1275 Martında anlaşmasını iki yıl müddetle uzatmağa mecbur kalır.
Az önce bir savunma durumuna düşmüş bulunan Bizans, şimdi ye_
niden taarruz hareketlerine girişir. Daha Lyon Konsili devam eder_
ken Anjou'larrn Arnavutluktaki kıtaları Bizans'ın laarrüzuna uğradı,
Bizanslılar Berat ve Butrini gibi iki önemli kaleyi elegeçirdikten sonra
Draç'r ve Avlonya'yr muhasaraya başladılar' |275 yılında İmparatt-ı_
run kardeşi, kuwetli bir ordunun başında Tesalya'ya yürüdü. Fakat
Atina Dukalığının yardrma koşması sonucunda bu hareket başarrsız-
lıkla neticelendi, 1277 de girişilen ikinci Tesalya seferi rle başarılı
olmadı. LAkin Bizans, 1276 da girişilen Eğriboz (Negroponte) ve Ege
adalarlndaki deniz seferlerinde başarı kazaıdı ve Ege clenizinde yeni.
den Bizans donanmasr hAkimdi. -
6
Peloponez'de bu sıralarda beklenmiyen bir değişiklik oldu ve
l27B de II. Wilhelm Villehardouin ölünce, More Despotluğu Ch.
Anjou'nun hikimiyeti altına girdi. İlk bakışta Bizans'ln zararına gibi
görünen bu durum, Frank hökimiyetinin zaifleınesi sonucu Bizans'ın
lehine oldu. Daha önce II. \\'il1relm'in mücadcltı etmek zorunda
kaldığı güçlükler, bu defa Ch.Anjou'nun eyalet reisinirı üzerine yığı-
lıyordrı, sürekli muharebeler sonunda memleket harabeye dön-müş ve
LAtin hökimiyetinden memnun olmayan Grek halkı da ayaklanm4tı.
Bu şartlar altında İmparatorluk, Arkadiya'ya kadar uzaflarl sahada
kolayca hökimiyetini kurabildi.
Dış politikadaki brı başarılar, içeride vukubulan hAdiseler dola-
yısiyle bir anda tehlikeye girdi. Bizans halkı, rahiplerin mühim bir
kısmı ile bütün keşişler, Kiliselerin birleştirilmesine karşı idiler. Kilise
ile VIII. Mihael'in ilişkileri daha önce de bozulmuştu. Bizans tah_
tının vArisi çocuk yaştaki Ioannes Laskaris'in Mihael taraflndan göz_
lerinin oydurulmasrndan sonra Patrik, Paleologlan aforoz etmekle
tehdit etmişti. VIII. Mihael Patriği ve bir kıslm rahipleri mevkilerin_
dcn uzaklaştırınak suretiyle bu badireyi atlatmışsa da, halkln ve ki_
lise mensuplarrnın bir klsmı uzaklaştırılan Patrik Arsenios taraftarı
idi ve bunlann mukavemeti kırılamaınıştı. Bu defa VIII. Mihael
Papa ile anlaşarak Roma Kilisesinin üstünlüğünü kabul edince, büttın
halk bu davranışa karşı çıktı. Patriğin Papa ile varılan anlaşmaya kar-
şı gelmesi, işi büsbütün güçleştirdi ve bu sebeple yeni bir Patrik seçil_
mesi zarureti ortaya çıktı. Yeni seçilen Patrik Ioannes Bekkos Kilise-
ler Birliğini kabul etmişse de, Bizans Kilisesi içinde bir şizma başgöster-
di ve birliğe karşı ola.nlar, İmparatorun atalar dinine hlyanet ettiği-
ni, Lötinlerin ebedi bir Bizans düşmanı olduğuıru ilAn ettiler. Fakat
İmparator, devletin varlrğının sözkonusu olduğunu ileri sürerek
UNioN kararında direndi. Bunun neticesinde muhaliflere karşı gö-
rülme miş bir şiddet hareketine girişildi, hapishaneler her 'srnıftan Ve
yaştan kimselerle doldu bu şizma (ayrılık) İmparator ailesinin içine
kadar girdi.
13
II' Andronikos'un clevlct idaresi, balıasrnın
kımlardan farketm'ekle kalmadl, siyasetinden bazı ba-
or"iııtı. }ıarpler bakımından büs-
bütün ayrıIdı. Zira, yeııijartlar
ir" ,roL,rau clevteti tu,,,u-iyl. değişik
bir politika takibetmeğe zorlamakta
IV' Martin'in Papa seçilmesind", ,r. h.ı"Kiliseleri }ıirleştirme siyase ti,
idi.-
Sicilya l",ıi"Lrra"n sonla,
ma,taslılı kay}ıetmişti. II. Anclronikos,
daha ."n,, irJrşr"jaır hemen
sonra Ortodoksiye kalacağını
.sadık. i]An etti. Bunun üzcrine VIII.
x{ihael'in Unioı, siyasetini L"ıriı .a.r, roannes Bekkos sörevinden
ayrıldı ı'e Lyon Sinodundan ,orr.u
tekrar Patrik oldu ve onun az sonra -.r,kiinden ,r"ı.iririrı"n rozef
ölürrıü üzerine de Kıbrıslı Geor_
gios Patrik seçildi. Böylece .rllu;;_;;ran
sona ermiş r,e L',ıon konsi_
linden beri devleti sika,, kAbus
";;;l"" kalkmıştı. LAkin, Bizans
I(ilisesinin bozulaır.de1sevi y.Ja*"t"rabilmesi
man ge'çmesi gerekti.
için daha uzün Za-
yanlısı "politikacılar"
+adi(.aı aalıit ,(eott partisi iı.lir-ı, hükiimet
lakabl i.ril.n "" ,urru-u
pur,ı ururrrrauki
yenideır a]evlendi. Çok önce vefat eden
Arsenios,u tuıtan Zt.ot,lar,
kiliseye ve devlet idaresine ı.a.ş,
laii., . Zamanilerlcdikçe
çıkan bu tartışmalar, müfrit taraftarlar dışında Arsenit,ierin çığrından
bir bölümünün 14' yiz yıl başında Kilise büyük
saflarına katılmasl ile sona
erdi.
Kilisenin mevkii
Y:'I-ryrrtorluğun bütıin manevi hayatı üze-
rindcki nüfuzu, kuvvetli bir brtoclok';l"" IL Andronikos,ulı hökimi_
yeti zamanından en yüksek seviyeye
Jşti. Letin hAkimiyeti devrine
rastlayan Ve uzun süren buhruidZn,
rasındaki çalkantılardan sonra Blzais
rjii'.ı*"_il;ir#ffi;cleri sı-
manastrr]arı artrk, mac]di yc
manevi bakımdan bir devreye
Piil"| erişti. Manastrrlar ve bunlar
arasında eıı kıdem]isi bulunan Athoi altın devrini yaşadı,
manevi güçleri afttı,. arazileri genişledi. ^unurt,
Aleksi Kornnen zamanından
be ri imparatorun
şahsrnu ırugıi uri, u]un ,,qrıro , manastırları, ] 3 l2
.
bir Imparatorluk fermanı iıJistanbuü deki
Patrikliğine bağlandı. Bundan
böyle. bütün Athos ınanastlrlarının reisi
ı,e ruhaniler-nieclisinin başı
(P r o to s
), Patrik tarafindan tayin eclilecekti. Kilise ırir-r.rşirira"
de bu sıralarda değişiklikler yapıldı.
BrrJu., sonraki gelişmelerde devlet
hudutlarr gittikçe daraldı ve küçüldü,
buna karşlrio.iodoı., il#;
hem elden çıkan arazi üzerinde, ı..- j.
Balkanlar'da, Kafkasya,da,
Rusya'da ' ' ' olmak üzere ortodoks
dünyasınrn nrerkezi olmakta de-
vam etti, Bizaııs dev]etiniıı tenrel bir unsuru
olarak kaldı.
Devletin içinde bulunduğu askerl
ve mall durumdan dolayı
Il'Andronikos, dış potitika
-."'.ı"ı.rirje çok ölçülü hareket etti. Bu
l4
yaparak devleti
yüzclen lrer yöndc dostane ve sulh yoluvla anlaşmalar
Batıdan ciddi
H;;;;;;"r;ğ" iri'u,,. Sicilia katliamrnd an beri
ile ilişkisi bulunaır devlet_
bir tehlike gortınmeireJır"'rug*.r, Bizans
ilk Macar Prensesi Anna'
lerle iyi münasebetl* r"'-"g] çal'it''
karısı
Markgrafinrn klzr
nrn erken ölümünden 'o"'J ı'2g+ de Monferrat
SclAnik üzerindeki taht
Irene ile evlencli, böyı".; Moırferrat ailesinin
iddiaları da sona oğlu ve tahtın vörisi IX' Mihael'i
""i'iş-oı"yordu' Batr',da Bizans'a karşı düşman-
ise, bir Brmeni P.",r*"ri ile evlendirdi.
kallrmamıştl' Buırun başlıca
Ca tasawurlar henüz tamamen ortadan
Kralı,- Anjou'larııl
iki mihrakı Fransa iı" xupoıı Krallığı idi' Napoli bir kıslm araziyi
Epir'deki
Bizans aleyhtarr politikasına vAris olmuştu'
Tesalya Beyi ile aralarrnrn açıl_
elegeçirmeği başardı ı'e bu hidise'
maslna sebep oldu ve Tesalya Beyi
Epir;e taaruz edince' Epirli'ler
Bizans'tan yardlm istediler' i]oyı"" uzun
bir ZarrraıL sonra Yunanis_
başladı' Faka.t' az. sonra Epir
tan'da hAdiseler Bizans lehine gel\meğe
Beyleri vel'at etti' Bu
Despotu iı" niru,"j'' "'ki dğ*u"''Tesalya
hödisedentaydalana,Slrplar,-Epirarazisinetaarruzetmektegecik-
mediler.
daha önce giriş_
Sırplarrn güneye doğru Bizans .arazisi üzerine
devam edecekti. Milu_
tiklerı taarruz|ar,;;;J; sonra artık
fasılasrz
tin(1282_132l),Bizans,rnelind,enÜsküb,üalmıştıve11297deBizans,
kaldı' Il'Andronikos'
rn Sırplara t-ş y'p"gr seferler de neticcsiz
SırpKralınuı.,,ı.-a.şiEudokia,yıverereksulhusağlamabağlarıak-
imparatoıundan dul kalan
tan başka çare bulamud'' Fuku" Trabzon
onun ycrine 5 yaşın-
uraoı.ir'yr'Milutin reddetti ve ll'Andronikos'
Bu evlenme lVlilutin'e ül-
daki kızı Simionisii vermek zorunda kaldı.
karş. onu güçlendiriyordu'
kesine itibar kazandrrryo, u, mulıaliflerine
Th'Metochites idaresin-
IJzun müzaı.""ı"a"o v' tanrnmrş bi}gin olan
ua'd'ğ' u'luş"'u'lu" So[Ta' 1299 yılında iki ülke
deki elçi ı-'.y.ti''i"
Bizans Prensesi' claha önce
araslnda sulh imzalandı' Kliçtik yaştaki
Miiutin'e gelin gidiyordu. Milutin tarafın-
iki c]efa evlenmiş bulunan-oı"ıa
_Priiep İştıp hattınrn ötesindeki
dan evvelc. .ı.gŞiı"' "e
Bizans arazisi Milutin'e cehiz verildi'
Bizansilevarrlaıdostlukanlaşmasl,SırpdevletiüzerindekiBi-
devlet idaresinde Grekleşmc
zans tesiriıri urtr.Jr. Sırp sarayırrdu ve
kuwetlendiveSte[ahDuşanzamanırıd,abutesirevcineçlktı.Bundan
gelişmeler_ çok dalgalı lıir seyir
sonraki yıllarda, iı.i a.'ı., arasrrrdu1i
kültür.tesirleri gün geç-
sürdürmüşse de, Bizans'rn Srrplar üzerindeki
tikçe arttı.
15
Bizairs'ın Balkanlarda bu derece zaif bir
cluruma düşmesi, İm-
paratoriuğun ma,li ve askeri yönden bitkin
bir hale ;;il* drş'p";-
tikada ise özel]ikle Anadolu]c,a karşılaştığl ölüm
derecesine
hAdiseler, Cenova rre Venedik ile sürdürülen 'aran
muharebelerin bir neticesi
idi' VIII.Mihaei'in_Venedik'in veya Cenova,nrn tek
taraflı nufuzu
ullPu. düşmtmek için çaba sarfetmesine karşılık
Il'Andronikos, bü_
yük siyasi iratalarclan birini işliyerek Cenova,yu
tütmuştu' Bu sıralarda Venedik, Ege denizinin'gtıney
;ry;;o yol.r.r.,
turunr,o rru._
mederken Cenova da Oniki aclalardla, Mur*urri"rrıraa.
denizde kuvvetii koloniler kurmtış u. coır,r;al
v. Kuru_
Karadenize vc Akdenize açılan deniz yollarınl ;;;i;il buradan
kontroltr altıncla bulun_
duruyordu. Bu suretle Cenova'nın
çok kuwetlenmesi neticesinde,
Cenova ile Venecli]< arasındaki eski rekabet
arth ve 1294 de bu iki
deniz hAkimi deı.'lct arasrnda bir harp patlak
verdi, kısa b,ır zaman
sonra Bizans İmparatorluğu da ıru ıra.ne
sürüklendi. İki italyan dev_
leti Başşehir öıründe biribirine girdiğinden
c;;;r;;]r#
dan lıimaye gördiiklerinden, muharele Venedik "" ile Bizans,, irturnrl,
da karşı-
karşıya gctirdi. Muharebenin en kızıştığı
bir anda Cenova, Bizans,ı
kendi başına terkederek Venedik ;ıe ıigg de
ebedi bir sın yaptı.
Sonunda Bizans ile Venedik arasında da l302
de Bizans,ın Venedik,,e
ağır bir tazmin.at ödemeğe mecbur olduğu bir
sulh imzalandı. Bizans
Venedik'e eski ticari imtiyazlarında, üi,
çoğunu u; Adalar
deııizinde bazı kolonileri de ona terketti. g, ".r;i dolayı
ı.aoıselerclen Ce_
nova, Galata'daki yerlcrini kuvı,etli surlar]a
tahkim ,orur'Ja kaldr.
da yetinmiyerek Ceırova kumanda, u. roçu];;;i;"p
P"1"..l1
dtnleriyle çok zenginleyen Bened otLo Zaccatia,
,rr-
1304 de Bizanslıların
e]inden Sakız adasını alch. Muharebeden her
ıiı İt ıyan a"uı.tı ı.rr-
vetlencrek çıkmış, fakat hiç._beklemediği bir
muhareil"y" r,ı..rı.ı..r"r,
"-'
Bizans, zarar görmüş, üstelik alçalmış"bir
hal. il;;;il
l6
OSMANLI DEVLETİNİ}{ KURULUŞU
T7
iar dışında Karadeniz'de Eregli Akdeniz'de izmir r_e Foça gibi bir
kısrm kaleler Ttırk istilAslna dalıa 'e
bir müddet karşıkovabildi. iethedilen
arazi Türk beyleri arasrnda bölüşülctüğünden, Batr _\nadolu'da birçok
Tıırk Beyliğinin kurulduğu görüldü. Eski Bitinşa Kocaali eı_aleti,
Osmanlr hanedanının kurucusu bulunan osman'ın hikimiçeti alnnda
idi. Kısa bir zaman sonra }ıem Bizans ve hem de Güneç i=laılan bu
dinastinin idaresi altında birleşecekti' Askeri iktidardan r_okun bulu_
nan Bizans, çaresiz bir facia ile ka.rşıkarşıya idi. Bir zaman]a: Bizans'
ın beşiği olan' Anadolu, ebediyyen kaybolmak üzere idi. II. _\ndron_
kos, imparatorluk arazisi üzerinde ye.leş-.k istiı_en ı-e buna mukabil
Türklere karşı yardım vaadeden Alanlara da boş r-ere bağlanmıştı.
Gerçekten anlaşma gereğince'bunlardan
çoluk çocuk l0.ı:ı00 k\i ka_
darı İmparatorluğa kabul edildi, lAkin netice olumsuzdu. onak im-
parator IX. Mihael tarafindan Türklere karşı Anadolu'şa ser-kedilen
Alan kıtaları, daha ilk karşılaşmada Tıırkler tarafindan rlagtılmış
ve bunun üzerine Alanlar süratle geri çekilmişlerdir.
İmparatorun çok sıkışık bir durıımda buluıduğu bövle bir za_
manda, Katalan kumpanyasının reisi Roger de Flor'un adamlan ile
birlikte Türklere karşı yardımda bulunmayı teklif Ltmesi. İmparator-
da yeni bir ümit uyandırdl. Cenkçi bir kumpanr-a olan Katalan_
ları Sicilya Kralı Frederik, Anjou'lara karşr yardımcı olarak dar-et
etmişti. Anjou _ Aragonya lrarbine nihayet vererek Sicilr-a'ı'a _\a-
gonya idaresinde bağımslzlık kazandrran Caltabellota sullı anlaşma-
sından sonra, Katalan ücretlileri geçim sıkıntrsrna düşmüş r.e bunlar iş
aramaya başlamışlardı. imparator, Katalanların teklifini memnun_
lukla karşıladr ve Katalanlardan 6500 kişi, l303 yılı sonunda istan_
bul'a geldi. Katalanla.a btıyıık bir iimit bağlıyan Andronikos, ı.arılaıı
anlaşmaya uygun olarak kendilerine clört aylık ücreti peşin ödedi r'e
reisleri Roger de Flor'a yeğeni Mafia Aseı'i ,evce olaiak vcrcliği gi-
bi ona bir de N{egas Dux ünrranııı taktı ve bı'ı ünıanınr sonraclan
se7ar rİitbesine çıkardı.
Katalanlar, l304 yllı başında Erdek yarımadasına çıkarak bura_
dan Türklerin muhasara altında tuttuklaı.ı Alaşehiı üzerinc yürüdü-
ler. Türkleri yenen Katalanlar buradan muzaffer olarak
şehre girer-
ler. Kışı orada geçiren Katalanlar ertesi yıl, Anadolu'da Türklere
karşı çok kanlı muharebelere girişir ve onlarr Toroslara kadar
çekil-
meğe zorlarlar. Fakat bu başarılarından soırra
çok şımaran İmpara_
torun bu disiplinsiz müttefikleri, Müslüman veya Hristiyan gözetme_
IB
den halka karşı saldrrıIara Ve şiddet hareketlerine girişmeleri sonunda
halkın şiddetli bir tepkisi ile karşılaşır. Buna karşıhk vermek üzere
Katalanlar bir Rizans şehri olan Manisa'yr muhasara altına alırlar.
İmparatorluk, bu azgın müitefiklerinden kurtulabilmek için, Bulgar-
luru kurş, göndermek bahaıesiyle onları İstanbul'a çağırır. Fakat,
Türklere karşı tekrar Anadolu'ya gönderileceklerini anlayaı Kata_
lanlar, buna karşı gelirler ve ücrctlerinin iyi ödenııediğini ileri süre-
rek gelmezler. Bu slrada hödiselerin çok vahim bir hal almasr üzerine,
irnp-aratorun çaresiz Katalanlar ile anlaştığı bir sırada, Katalan
reisi
öldürülmesi yüzün-
Roge, de Flor,un veliaht IX.Miael'in sarayında
d'ei' ga"aba gelen Katalanlar, rastlad'ıklarr her yerde
Bizans hılkı
üzerine atılarak her tara[r yağma' ve talan etmeğe başlamış ve
Biza'ns_
uniuşrı.,oktudr..'
Iarı islim veya Hristiyan dinine ı.ur"rar.a"t 'ı,rrrrrrdu Mogoı_
mücadele, sonunda Moğolların girişılen
I'ıa*ı|.tı kabul etmeleri ile netice-
lenmektedir
20
14. yüzyılın başında Anadolu'daki Ttırk Beylikleri' Bizans'ın
altrnda
sahil şehirleri Murriru, Alaşehir, Sard gibi höla Bizans nufuzu
bulunan yerleri şiddeıle srkıştırıyorlardı. Türk korsanlar Marmara
denizine de girmiş ve Başşehrin önündeki adaları elegeçirmişlerdi.
Rum halkı, ,ut iı ş.ırirı.rine doğru çekilmekten başka çare bulamamış_
u. Türklerin bu' sırada Akdeniz sahillerindeki bütün adalara taaffuz
ettikleri ve buradan Trakya'ya da geçerek baştanbaşa akınlar yap_
tıkları, bu devrin tanınmrş iki tarihçisi Pachymereş ile Gregoras
ta_
ŞayetbusıralardaTürkBeylikleriarasrndabirbirlikkurula-
biı'J;i beki İstanbul dahi Tı.ırklerin eline düşerdi. Fakat, Türk
Beylerinin her biri kendi başına hareket ediyor ve Türk
rakiplerine
k;;ş, J; Bizans imparatoruna olduğu kadar hasmane davranıyorlar-
ona hü-
dı. Bütün |4.ynzyıi boyunca Bizans İmparatorluğu safında,
cum edenle, i.uda, Türk vardı' Bu zamandan sonra Bizans'ın suku-
tuna kadar geçen devrede imparatorluk içinde Kilise
kavgaları, ar-
.kası kesilmek bilmiyen taht mücadeleleri, valilerin ve
eyalet kuman-
danlarınrn isyanları, sırf ticarl menfaatlerini clüşünen
İtalyan cum_
ve Batı
huriyetlerinin açıktan veya el altrndan çevirdikleri fesadlar
Avrupa,nın ilgisiz Ve iıodg6m davranrşları neticesinde Bizans,
bütün hayatl güçlerini kaybetmiş bulunuyordu'
2ı
Moğolların Güney Rusya'yr işgaletmelerinden beri Bizans, Ka-
radenizde emniyeti sağlıyabilmek için, Bizans prenseslerini Altınordu
Hanınrn haremine yollamaktan başka çare bulaınıyordu. Sulhun
dgvamını temin etmek maksadıyla Moğol Hanına gönderilen Bizaırs
elçileri, İmparatorun itaat ve sadakatini bildirmekte ve bu elçilere
orada tAbi bir hükümdarın elçilerine reva görülen muamele yapıl-
makta idi. Parçalara bölünen ve 13. yüzyılın sonrında Tatarların taz-
yikı altında yok olmak tehlikesi ile karşıkarşıya bulunan Bulgaristaı,
Nogay Hanın 1299 da iktidarını kaybetmesi üzerine toparlandı ve
Bizans'rn içine düştüği zaaftan fayd'alanarak evvelce kaybettiği ara-
ziyi geri almağa ve Bizans zaraTn7a kuwetlenmeğe başladı. Tlıeodor
Svetoslav (l300_1322), önce Balkan dağlarının güneyinde birçok
mühim kaleyi elegeçirdi r'e ardından da Karadeniz sahilindeki An-
chialos Ve Mesembria'yı zaptetti' Aciz durumdaki İmparatorluk,
Bulgar Çarıırın bu'ilerlemesini kabulden başka
çare brılamadı. Bu
şartlar altında 1307 de Bulgar Çarı ile bir anlaşma yaptı.
Fakat, Bizans'r tehdit eden tehlike bu sırada yiıre Batıdaır gel-
mekte idi. Orada, İstanbul LAtin İmparatorluğunu canlandırma
tasawurları hAla vaşryordu. 1305 de Fransa Kralı Güzel Filip ile
Charles de Valois, İstanbul'un geri alınmasından bahsediyor ve Pa-
pa V.Kleman da onları destekliyordu. LAtin İmparatorluğunun
vArisi sayılan Catherin de Courtenay ile 1301 de evlenen Ch. Valois,
Ch.d'Anjou'nun İstanbul'u geri alma planlarına sahip
çıkıyor ve
1306 da Venedik ile de bir andlaşma yaparak Bizans'r
çok zaif düş-
tüğü böyle bir zamaırda İstanbul tacını elde etmeğe
çalışıyordu.
Bizans ileri gelenleri arasında da Ch.Valois'yr destekliyenlere rast.
lul3ur], Bizans İmparatorluğunun sadece maddi bakımdan değil,
lAkin ahlak1 yönden de ne kadar Sarslntr geçirdiğini göstermesi sebe_
biyle dikkate değer.
Ch.Valois Katalanları elde etmeği tasarlamıştı. Fakat daha mü-
zakereler' devam ederken Katalanlar,-Kassandreia,yı terkederek Te-
salya'ya doğru ilerlediler. Tesalya, o zaman ismen olsun Bizans,a
bağlı olmakla beraber, eski kudretini kaybetmiş ve zaif düşmüştü.
Katalanlar burada bir mukavemete rastlaırmadan bir yl kadar ya-
şadılar ve oradan orta Yunanistan'a inerek Atina Dükünün lıizme-
tine girdiler. Altı ay Atina Dükünün lıizmetinde
çalıştıktan ve 30 ka_
dar kaleyi Atina Dükü namrna komşularından geri aldıktan Şonra,
Atina Dükü Gautier de Brienne ile ücret meselesinde ihtilafa düşerek
22
üzerlerine gönderilen Ve Sayrca üstün olan bir orduyu imha ile
(l5
Mart 131ı; reıı ve Atina civarlnda yerleştiler. Atina Dükü ve şöval-
yelerinden pek çoğu bu muharebede öldürülmüştür' Yüzyıl kadar
sııren Atina_ Frank ha'kimiyeti sona eriyor Ve onun yerine yetmiş
yıldan faz|a siirccek olan I(atalan hAkinriyeti geçiyordu (t3l1_
1 3BB).
iunu 1308/de bir uz|aşmaya vardılarsa da, bu durum çok uzun sür-
medi. iki yıl sonra genç Andronikos'un adı, kardeşi Manuel'in ölümü
entrikasına karıştı. Bu acr haberi alan ve Selinik'te hasta yatağında
bulunan babası \,{ihael öldü (Ekim l320). Torununun ölçiisüz hareket-
rinden usanan II. Andronikos, onu tahta veraset hakkından mahrum
etmeğe ve diğer bir torununu aynr mevkie çıkarmağa karar verdi'
G.rrç Andronikos bunu öğrenir öğrenmez, ara|arında hassa ordusu
kumandanı Ioannes Kantakuzeııos'un da bulunduğu dostlarıyla ken_
di haklarını korumak için bir parti meydana getirdi ve Sırp Kralr
Milutinde onları desteklemeği kabul etti (l320). Yaşlı İmparator, bu
hödiseden korktu Ve torununu müebbet hapse mahküm etmeğe ka_
rar verdi Ve onu yüksek bir mahkeme önüne sevketti. Fakat, taraf'
tarlarrnın tezahürlerinden çekinerek onu şiddetle azarladıktan sonra
afvetti' Bunun üzerine genç Andronikos, taraftarlarrna masuniyet
istedi ise de bu istemi kabul edilmedi. Kendini emniyette hissetmiyen
Andronikos, Edirne'ye kaçtı ve taraftarları da onun yanrnda toplan-
dılar. Bu hAdise bir iç savaşın başlanğıcr oldu'
iç
savaş, herşeyden önce VIII.Mihael'in takibettiği debdebeli
u" *uurrgun bir politika ile ll.Andronikos'un zaa[r sonunda mey-
24
dana gelen anarşi ve huzursuzluğun bir neticesi idi. Bu 34 yıl süren
karışrklık zamaııırıda, 2| yı| iç savaşla geçer Ve başlıca ikiye ayrılır:
1) iki Andronikos'un iç savaşlarr der'ri (1321-132B). 2) Ioannes Kan-
takuzenos'un ayaklanması (l34l-l355). Bu sürekli karışıklıklar
imparatorluğun dağılmasrna Ve savunmasının yok olmasına sebep
oldu, bunun neticesinde yabancılar bu iç Savaşa katıldılar. Gerçekte
bu hAdiseler imparatorluğun parçalanmasrna sebep oldu ve İmpa-
ratorluk bu ağır krizden bir daha kendini kurtar'amadı.
Bizans İmparatorluğunun içeriden dağılması, işte bu uzun süren
iç savaşlar sonunda vrkrbrıu.uktı. Yaşlı Ve genç Andronikos arasrn-
daki nifak ise, bunun sadece bir başlangıcını teşkil etti. Hanedanln bu
aiie kavgası ile ağır iç savaşlar devri başlıyordu Ve bu savaşlar İmpa-
ratorluğun son kuvvetlerini de eritecek \.e böylece Sırplarla Türkle-
rin ilerlemelerine uygun bir ortam hazırlanmış olacartı. Büyük baba
ile torun arasındaki ihtilaf, herşeyden önce şahsİ sebeplere dayanı_
yordu. II. Andronikos'un bir zaııanlar gözdesi olan III. Andronikos
IX.Mihael'in büyük oğlu idi, yakışıklı ve kabiliyetli bir gençti. Erken_
deıı ortak İmparator ilönedilen genç Andronikos, babasrndan son-
ra veliaht olarak kabul ediliyordu. Fakat, zamanla iki tara[ arasrna
bir soğuk|u-k girdi. Genç Andronikos'un lrafif meşrep tavır|an, öl-
Qrısfız davranrşları ve hayat tarzı, ahlakİ normlara bağlı
ya$ı impa-
ratorun sabrını taşırdı. Genç İmparator ise, babasının ve biiyük
babasının vesayeti altında yaşamaktan usanmıştl.
26
sebep olduğu olaylar bakımından mühinidi. Muharebeler dolayısivle
ordrıurın sürekli olarak hareket hA.linde bulrınması, özellikie Trak_
yer-
ya'da tarlaların sürülmesiııe engel olduğu gibi, memleketin başka
ierind: iktisadi hay211 çökertmişti'Yaştı imparatorun lıökimiyeti al-
tında kalan yerlerde nrerkezi iktidarın otoritesi sarsıldl. II.Andro-
ol-
nikos,un yeğeni olan SelAnik valisi Ioannes Paleologos, bağımsız
mak iddiası ile ortaya atıldı, devrin en tanr1lmlş Metochites ailesi
ta_
Sırp Kralrııdan' yardım
rafindan da destck gördü. Üstelik Ioannes'in
istemesi durumu btlsbıittın ağırlaştırdı ise de onun öliimü üzerine
bu
tehlikc orıadan kalkmış oldu.
Bizans imparatorluğunda bu iç savaşın sebep cılduğu karışıklık-
lard,an faydalanan Bulgar Çarı II' Georg Terter, Trakya'yr istilö
et-
28
Başlangıçta içişlerini de üstlenen Kantakuzenos' sonraları bu hizme-
ti, iür;i bir- adam, çok haris ve menşei karanlık bir kimse ola_
rak bilinen Apokaukos'a bırakmış, lökin daha sonraki hAdiseler sıra-
sında bu şahıs, devletin başına bir belA kesilmiştir. İyi bir maliyeci
olarak kabul edilcliğinden Kantakuzenos'un hirnayesine mazhar ol-
muş, fakat sonralarr ona hıyanette bulunmuştur. Son derece haris bir
adam olan Apokaukos, örice c]onanma kumandanr, arkasından da
İstanbul valisi olmayı başarmıştır.
savaş aıasrnda bir duraklama devrine rastlayan bu zaman-
iki iç
da III.Andronikos, dedesinin hatalarını isabetli bir tarzda teşhis ede-
rek büyü.k bir gayretle devlet irlaresine sarılnıış ve bir dereceye ka-
dar çoktiştı durdurabilmiş, lökin daha fazlasına gücü yetmediği gibi,
hökimiyeii de kısa sürmüştür. Andronikos daha çok askeri.sahada
başarllı oluyor, Kantakuzenos ise devlet idaresini elinde bulunduru_
yord,r. Demagojit vaadler devı'i iç Savaşln bitmesiyle sona eriyor'
iktid*.,r, ytıktı ve sorum1uluğu altına giren Andronikos ve Kanta_
kuzenos, çok kere claha önceki hükümetin aldığı tedbirleri uygula_ .
30
bu haberi alaıı iınparator, kuvı,et1eriyle geıi çekildi..Bulgar
or_
di
'e
dusu imha edilmiş v. Brlgur Çarı Şişman da ağır bir
yenilgiye uğra_
dığından aZ SoT\Ta cılmtişttır. Bunun üzerine bir müddet önce Şiş_
r,nan'ın tahttan uzaklaştirarak hapsettiği kızkardeşi Anna hapisten
Stefan'a naip olarak Trrnova
çrı.rr,ı-rş ı'e küçük yuştuı.i oğlu Ivan
iuhtrrru çıkarılmıştır.' Şişman'ın ikinci karısr ve Andronikos'un
krz-
kardeşi 'ih.doru,y, ise, memleketten tardederek III. Andronikos'un
yrrrrru gondermijlerdlr. ıaıçin, Bulgar Boyarları bı küçük
onu kovmuş Ve onun '"ı:1ll
çocrğa ituut .t-.gi kabul etmiyerek
yerlne
inlirrr'.ı Şişman,ın bir yeğeni olan Iovan Alexander'i kendilerine Çar
seçmişlerdir (1331 baharı).
31
mastna Varılır (ı332). Bulgar Çarı, bu sulhun imzalanabilmesi için
İmparatorun kızınr kendi cıgluna vermesini
şart koşuyor ve III.And_
ronikos, bu su]hü kabul etmek zorunda kalıyordu. Ill.Anc]ronikos
bunlardan başka Balkanlarrn batısında bir kisım araziyi kazanmayı
da başarmıştır. 1336 da dağ muharebelerine al$kın Türk kıtalarıııın
başnda Arnavut çeteleri üzerine bir tenkil seferi yaparak Arnavut_
ların sürülerinden çoğunu yağma'eder, aynı ,u^inju Epir,e bağlı
Akarnania. eyaletini kopur*uğu
-r.uuff k oır..
Özellikle Balkanlardaki eyaletlerin savunmaslna dikkat ed"en
III. Andronikos, Anadolu'daki Türk ilerlemesine karşr koyamamış
ve bu sebeple Andronikos devrinde İmparatorluk, Anadolu,daki son
kalelerini de elden çıkarmıştır. Andronikos'un' tahta
çıktığı sırada,
Anadolu Beyleri arasında. en kuwetlisi, merkezi Kııtahya Jıu., G.r-
miyan Beyliği idi. Moğoliar dahi sahillere kadar akınlar yaptıkları
halde, onun arazisine taarruza cesaret edemezlerdi. III.Andronikos,
Kapudağ yar:ınadasına kadar giderek Germiyan Beyi ile buluşmuş
'"'e Anadolu'daki Bizans arazisini savunabilmek için onunla bir and-
laşma imzalam'ştır.
t.l
meği başardı ise dc, bu hticumlar ilerisi için büyük tehlike yaratacak-
tı.
34
landı. Nihayet Midilli, Batrlıların eline düşmekten kurtarıldı. Bura-
da, 1204 de IV. Haçlı seferi esnasrnda Cereyan eden hidiselere ben-
zer bir durum görüldü ve Anadolu sahil Beyliklerine karşı kurulan ve
Bizans İmparatorunun da dahil bulunduğu Hristiyan birliği, Bizaru'
ın Midilli adasrna karşı hücuma geçmiş ı'e Bizans İmparatoru, bu
dindaşlarını Ttirk Beylerinin yardımiyle güçlükle uzaklaştırabilmiş-
tir.
35
v1si1ctine uyularak niyabet hcyeti başkanlığına
.İ,Tıl:r:::l
Illdr Ve Imparatoriçe Anna'nın da buna bfu itirazı olmadı. Androni-
gcti_
39
zans tarafindan benimsenen bu
doktrin, Roma'nrn
biyle karşıIaşmakta idi. şiddetli red ceva-
Kantakuzenos,un yanında
çok az ad,amı vardı; Umur Bey 24
Ekim 1344 de HaçIıIa.,1 bir taarruzuna-
uğradığ için ondan bir yar-
dım bekliyemezdi- İmparatoriçenin iah.iı.ı
ve Bulgar Çu" ' J..ı.," S;;;", Duşan
Trakya'yı işgalediyorlardı' Apokaukos
+l:.-"nder,
Kantakuzenos'u öldürtmek üzere ,riirraıu, tertibetmiş fakat başa_
ramamıştr. LAkin bu yılın Sonuİ}a
doğıu durum dur"ıiı,^}rrp Kra-
lının kuvvetleri yardıma gelen ur""r'n.yin
Türkleri ,urrrrrraur, ç.-
kilmeğe zorland'ı. Kantakiızerror, Brlgurları
geri pı;.rı.o,r.,"*t Meıiç
nehrinin ötesine sürdü.ve az once B'uıgarlar"
tarafindan-zaptedilen
yerlerr geıi aldı. Hatta İmparatoriçe
Maiia au, eprı.rrtos_muhal:fet
etmese idi, Kantakuzenos iıe ,nıuşmuğa
hazırdı.
Bu andan itibaren,
?Srr-pii tempoda olmakla beraber, Kantaku_
zenos'urı durumu kuwetlendi. Lakf her iki taraf bitkin bir hate gel_
mişti' 1345 başında Kantakuzenos Edirne'yi
elegeçirdi. L-Imur Bev_
den ümidini kesen Kantakuzenor, o*-urlı
emiii'Orhan ö-?;
vurdu ve ona kızı. Theodora'y, vereceğini
vaadederek karşıIığnda
osyarnlı.rık:! sağIadı ı,e bunlan e,r*pu yakasrna
geçirdi. Bu kuv-
vetlerle işboli (Sozopolis) hariç, Karadeniz
sahilırr?.ı.i bu,tır, ş._
hirleri elegeçirdi, İstaıbul'u sıLıştr.dı. Fakat,
mesi için daha iki yıI geçmesi gerekecekti.
raşJJ .ıJgeçirebil-
Ka,taii r.ror;ir, noyı"
srkıntı içerisinde bulunduğu- bir sırada,.
kendisini İmpara torları ol Jıak ı.auuı _Tesalya,dan gelen bir elçi
e itiı.ıerini iliıdiriy"h;_;"
manasl, büyük müIk]ere sahip zengin bun un
bir eyelati" ii";;kuzenos,u
desteklemesi deınekti.
Kantakuzenos'un kuvvetlenmeğe başlamasr
tan'da taraftarlar kazanması, Sırp KraIı Duşan'ıve hele Yunanis_
ürkütmeğe yetti.
Onun gayesi, Bizans'ta taraitardan h";r;g;'l;"'Tr#ra
mesi değil, bu iç kargaşalardan faydalanröı. eriş_
sinden mümkün olduğu kadar rurıi
ı*prrr,"lı"ı. arazi-
|i^rç"Iar koparmaktı. İmpera-
toriçe Sırp Kralına- çoktan ueri ı.enaisine'yrrJrm
'Anna,
Kantakuzenos'u etmesi ve
terketmesi teklifinde bulunuyordu.
Steran Duşan
42
vardı ve
bu uygun teklifi kabulederek niyabet heyeti ile anlaşmaya yazı)'
g.rq-'i*prratorun kızkarcleşini oğlu lJroş'a nişanladı .(|343kuwetli
karşı şimdi
Böylece Kantakuzenos'un bir silih"arkadaşr' ona
bir düşman hAline gelmişti'
Türk Bey-
Bundan sonra Kantakuzenos'urr talii' Anad'olu'daki.
lerinebağlanıyord,.Ö,,..EgesahilindekiTürkBeyliklerivenihayet
Osmanlıların sahneye çık-ası, Bizans iç savaşrnın-.a$rlığını
onun
SelAırik'i elegeçire_
tarafina çevirmektedir.'Umur'Beyin yardımiyle
memiş ve Ka,ltak*r.r'o' burada şiddetli bir
mukaveınetle karşılaş-
zorunda kalmış ve N{ake-
mıştr. Bu sebeple Selinik'ten vazgeçmek
Duşan'a kaptırmrştı' Kan-
donya'nrn mühiın bir kısmrnı da ğteafan 'İrakya'ya hökim ola-
takuzenos, LImur Beyin yardımları sayesinde
Zira Türkler'
bilmiş, likin bu yu.a'* çok pahalıya malolmuştu' Imparatorluk
karşılrk'
geçtikleri heryeri ;fi, 'aıyo'ıu'a'' gerek Sırp_
ailesi Güney ı*ıurıl,,",u duyu"-uy' düşünmüştü' {aı<1t
faydalanarak ara-
lar, gerekse BulgaJr, Bizans'ın bu zaif anrnd'an bu Islav
zilerini genişletmekten başka bir gaye gütmed'iklerinden' Bizans hudu_
g'1i'aı' Buigar.-
ittifakı d'a Bizans'a iuydudu" çok zaiar
sürekli _olarak taraf
dunda ortaya çrı.urr'ı'iu" sergerdesi ilIonçilo'
değişciriyorvegünlükçıkarlannagörehareketediyordu.Başlangıç-
ta Umur Bey ile Kantakuzenos'un müttefiki
idi ve sonunda Rodop'
ların güneyird" b;;; iir Beylik kurmayr başardı' Sırp Kralı'
sonra Arnavutluğun
1343 de Makedonya'nın güneyınr zaptettikten
irr"rt, burada Anjou'ların elinde bulunan
fethini de tamamlJmışr.
Draç'a"ırruto*uJ,. ıi'ıg- Çarına büyük tavi1\er
verilmiş
\{omçilo'
:lT::i:,'
Imparatorı-
,ug**r, yard.ımı he-e"- hemen görülmedi'
ul"'ğ, fakat artık hem Kantakuzenos'a
çe Anna'dan ı.*pot tı',uarunı huzursuz
;; ;.; d. İ*paratoriçeye zarar|ai vermeğe ve by lojsevi
sergerde U1ur Bey tara-
bir höle getir-ege buşi'*'şt'' Sonund'a bu
frndan ye-ıfldi u. ıau* edilerek ortadan
kaldırıldı (1345)'
45
bir af ilAnedildi. Böylece Kantakuzenos, iç savaşrn bütün izlerini
silmeği düşünüyordu.
46
Kantakuzenos'un İmparatorluk tahtlna çıkması _Hesychast'larrn
devam etti;
da zaferi olmuştu. grrrr,rriu beraber., dini ihtilaflar yine
-Hesychast]ların ı.u'ş'"'auı'i partinin_Jıaşrnr]a Nikeforos Gre-
şimdi Kantakuzenos'un en dişli
goras bulunuyordu. Apokaukos'tan-s'on_ra'
İuş-u, olan Patrik Kalekas azledilmiş ve tanrnmış Hesychast'lar_
clan, Monemvu*ıu ıvı"iropolidi İzidor.
Pitriklik makamrna getirilmiş_
Kantakuzenos' 27 Ma-
ti. Dini polemiklere son ver-ek maksadiyle
Bu arada Patrik
yıs 1351 de Vlakern, "'uy"'d' bir konsii topladı'
en azğın muha-
İzidor ile Akindynos vefat'etti' Ewelce Barlaam'rn
ile alt etmiş olan
Iifi bulunan ve onu derin bilgisi, kuwetli talakati
gelen muhalifi idi'
Nikeforos Gregoras şimdi, Piamas'rn en başta
ve bazılarına.göre kuv_
Son Bizans d"vririrr'.r, nuyuı. ilim adamı
vetliedebidehasıvesağlamkarakteriilebütünBizansImparator-
Nikeforos Gregoras,
;ğ;; en büyük fikir adamlarrndan sayılanve-Union taraftarr o1-
geçmiş
zamania anti Hesychast'larrrr tarafına
kazanmak için
muştu. ı<u.r,uı.,r,.,,o*, onu Hesychu'iıu' iarafuna
N|!.v_eı 15 gün
bütün nüfuzunu ^-.rııu.r-rş fakaj başaramamlştr.
sürenkonsiı,o,,,,aupalamas,rnmuhalifleritel,inedildi,bunlarara-
sıncla Barlaam, Akidynos Ve Gregoras
ta bulunuyordu' Gregoras'
bile en-
Chora *urrur,rrrrru ı.Jpu'rıar, gozdJn düştü, ya^ y.azmaşna
sürmesine rağmen, Hesy-
çi "i*rar. Duhu bi, irtıaa",iu'tışmalarrn resml
chast,larrn tamoı*"ş ve bu.iiki, akımı, Bizans kilisesinin
"aferi az sonra Palamas aziz
doktrini mevkiine"yi'l-"ı*ış,ir. ölıımtınden fikirleri Bizans
Hesychasm
ilönedilir (ı357/5B)1 Bu zamanclan sonra
kilisesinintemelunsuruolarakd.evamed'ecektir.Nitekimdahason-
ralarrenmeşhur*i,tikı",d",.NikolasKabazilas,ölimkanonistSeli-
ve özellikle Roma lÇli_
nik,li Symeor, ıs._fııryrlda Union hareketine
Eugenikos gilıi.Bizaıxln büyük
sesine karş *tı"ujJ'.den Markos
_*uJ.""
ruhanileribunlar,,,*,,du,,yetişmiştir.BudevriııBizansImparator-
luğu için rr.*v"t u.**'ın kabulü, dinİ bir prob1em değil' ayru
yuz1ı||aida.scırıılen kuwetli
zamandaktıltıırel bir inanctı' ı'2' ve 13'
Latinleşmehareketinekarş,14.yüzyılınilkyarısındaBizans,takon-
ve bu akrm sadece Roma
zervaİıfbir YunJ'i'k uı'i-' ııaiim olur
Kilisesini d"ğiı, ;;;; ,u^und'u Batı kültürünü
de sert bir şekilde
reddeder.
Bu taze
Bizans iç savaşından en çok Sırplar faydalanmışlardır' koyma_
ilticlara, İmparatorluğun karşı
güce ve iyi bir
"J,iy, 'rırip
ya takatı yoktu. i.ia"ıı. drşrd, büttln
lVIakedonya, Stefan Duşa_
Serez ve Kvala'yı da
nın hökinıiy.ti uıtırıa girmişii. 1345 den sonra
41
elegeçircn Duşan, \zfcsta ve ijstrumca muırsahrna kadar sokularak
Ege denizine çrkmrş ı'e artık istanbul'u clegeçirme planlarını kur_
maya başlamıştı. SelAnik'in elegeçirilmesi hölindc, İmparatorluğun
geri kalan kısrmlarr da, telılikeye düşecekti ' l3+5 yılı sonundan baş-
Lıyaruk Sı.rplarin ve Greklerin İmparatoru ünvarırnı taşıyan Dlışan,
1346 Nisanında bir Paskalya günü, Sırp Patriği ilAnedilen İpek Met-
ropolidinin elinden imparatorluk tacı giyiyor, Trnova Patriği, ba-
ğrmsız ohrid \,{etropolidi ve Aynaroz manastlrının delegeleri de bu
merasimde hazır brılunuyorlard,. Stefan Duşan, hedefine çok yakın
görünüyorclu. Duşan, bundan sonra kendini sikkelerinde İmparator
giyisileri içinde gösterivor ve Bizans örneği üzerine bir saray hazır|a-
tıyor' Ve emirnamelerinde Sırplarrn Ve Greklerin İmparatoru ünva-
nını kullanıyordu. A'ynaroz dağında uzun bir seyahata çrkryor, cra_
daki manastrrlarr ziyaret ederek onlarr ihsanlara boğuyordu. Ayna_
roz'daki manastırlara birçok arazi vakfetmiş ve bundan başka onlara
pek çok muafiyet tanrmıştır. Bizans iç savaşının sona ermesi, Duşan'
ın ilerlemesini durduramamrştr. Daha Kantakuzenos'un hikimiye-
tiniır ilk yılında Epir'in istilisını tamamlıyor ve Tesalya'ya sahip olu-
yordu (l34B). Kantakuzenos hiç olmazsa Verria'yı ve 1350 de de
Vodena'vr geri almayı başardı. Fakat kısa bir zaman sonra bu kaleler
de yeniden Duşa.n'rn eline düştü. Büyük bir karşı koynıaya rastlama_
dan ve hiç bir önbmli meydan muharebesi vermedeıı. Duşan, o zanllan-
ki Bizans arazisinin 1/artslnl elegeçirmiş ve devletini iki misline yarın
genişletmişti. Ancak bir krsım kalelerde bir dereceye kadar mukave-
met görülmüş, fakat bunlar da fazla dayanamamışlardır. Duşan'rn
hAkimiyeti şimdi, Tuna kıyılarından Korint berzahrna, Adriyatiı<
sahillerinden Ege denizi kıyılarrna kad-ar uzanryordu. HAkimiyeti
altındaki tilkeler halkının yarısr Grekçc konuşan insaniardı. Hatta,
Greklerin yaşadıkları sahalar, devletin ağır basan tarafinr teşkil et-
mekte idi.'Duşan, İmparatorluğun Greklerin sayıca üstün oldukları
güney krsrmlarını şahsen yönetmekte Ve ana Sırp ülkelerinin idare-
sini oğlu Uroş'a brrakmaktadır. Bilhassa güney bölgelerinde saray
teşkilAtında, mülki idarede ve adliyede, büyük ölçüde Bizans'ı örılek
alan bir idare sistemi kuruluyor, lratta Bizans arhorıtlarından Sırbis-
tan'ın hökimiyetini tanryanlar da görülüyordu. Duşan'rn silAh arka-
daşları, yakınları ve soylular, Bizans'rn şcref ünvanlarrru kazanarak
devletin yüksek mertebelerine yerleştiler. Btı sınıflar eski hukuk ku-
rallarına göre yaşamakla beraber, idareci tabaka artık değişmiştir.
Bizans aristokrasisi, uzun süren iç savaşlardan sonra da İmpa-
ratorluğun geri kalaır kısmrnda durumunu kurtarabilmiş, fakat 1a-
4B
bancı]arın eline geçen uzak eyaletlerde, müiklerini ve mevkileıini
kaybetmişti. Bundan böyle ana topraklar da Sırpların tehdidi altrna
girmiş bulunuyorclu, şimdi artık hedef İstanbul'du. Fakat vaktiyle bu
büyük faaliyetler gösteren Symeon gibi şimdi Duşan da bu
"g".j,
hid.fi'r. erişemiyece kti. Zira donanmaya sahip olmadan istanbul'un
zaptınl gerçekleştirmek mümkün değildi. Venedik'in yardımınr sağ-
lamak hususunda yaptığı girişinıler hiç bir Sonuç Velmedi. Venedik,
za]f bir Bizans devleii verin-e güçlü bir Sırp iktidarını geçirecek ka-
dar siyasi idrAkten yoksun değildi. Stefan Duşan ile Venedik arasln-
da, |345 ile 1350 yılları arasında aralrksrz müzakereler sürmüş ve_
Venedik başarılar:ndhn dolayı kendisini tebrik etmiş fakat muhtelif
_ bahanelerle
oyalamak suretiyle istediği yardımı göndermekten ka_
çınmrştır. Diğer taraftan ayru Venedik, Bizans
ile bir andlaşma ak_
j.aiyor r.. Drşa.'u silöh yollamayr da ihmal etmiyordu. Lakin bu
uru'd,n Venedik'in Stefan Duşan'a bir kaç kadırga hediye ettiği de
bi_
linmektedil . Fakat, Stefan Duşaıl',rn Tesalya'yı elegeçirmesi ve Yu-
nanisian'daki başarıları Venedik'i ürkütmüş, l350 de tekrarlanan yar-
dım isteği bu sebepten reddedilmiştir.
Bu srralarda Vınedik ile Cenova arasında biı harp patlak ver-
miş r,e artık Venedik'ten yardı'm almaktan ünridini kesen Sıeflan Du-
şar, İstanbı.ıl'a karşr ortaklaşa bir se[er yaprlmasrnr sağlamak
üzcre
brhrn Beye bir elçi göndermiş ı,e teklif ettiği ittifak'ın sağlama bağ_
lanabilmesi için, Lızinı orhaı'ın oğluna vermeği kabul etmiştir.
Bu tekliti ,ryğ.,, bularak şartların müzakeresi _için orhan'rn Stefan
Duşan'a bir heyet gönderdiği, lökin bu temaslarr öğrenen ve böy_
ıe bir ittifakın g"rçJkı.ş-.rirrir, Birurrs'ın Sonu demek olacağını çok
iyi taktir Kurtukuzenos, rivayete göre yolda orhan'ın elçileriııi
"d"r,
pr*rry, düşürmüş, bir kısmınr öldürmüş, bir krsmrru da ellerindeki
^hediyeler|e-
birlikte Dimetoka'da hapsetmiştir. Bu hadiseden soıra
orhan ile Stefan Duşan arasrnda herhangi bir temasrn sürdüğüne
dair bir kayda rastlaimaz. Herhalde. kısa bir ZamaTI Sonra, her iki
tarafın maksatlarmrn aynr cılduğu anlaşılmış ve bu müzakerelerin
devamından bir fayda sağlanamıyacağrnr görmüş olmalarr ihtimali
vardır. Esasen Stefan Duşan, İstanbul'u kolayca elegeçireceğini dtı
şünürken Türkleri hesaba katmamış olacaktrr. Zira, çoktan
beri
İstanbul'un mirasrna konmayr düşünen ve bu sebeple de her tarafi
kollayan orhan Beyin, Stefan Duşana meydanı boş brrakacağı ta_
,urrurü edilemezdi' ğayet iki ordu karşrlaşsa idi dahi, fena-_techiz edi_
len Srrp ordusunun Türklerle başedebilecekleri de şüpheli idi. Nite_
ı<im, ıgs2 de Kantakuzenos ile V.Ioannes arasrndaki ihtilafta, Kan_
takuzenos Orhan Beydcn külliı etli para karşılığında 20 bin kişilik
bir kuwet sağlıyor Ve aynl zamanda C)rhan'a Trakya'da bir kale
vermeği de vaadediyordtı. Brı anlaşma sayesinde orhaır'ın oğlu Sü_
leyman idaresindeki Türk birlikleri, V.Ioannes'in yardrmına gelen
Sırp kuwctleıini Dimetoka'da dağıtıyorlar ve bu sayede 1352 Eyliı_
lünde bütün Trakya Kantakuzenos'a dönüyordu. Buna karşılık boş
yere Türklçri Kantakuzenos'taıı ayrrmayr deneyen V.Ioanıres, bunu
başaramayınca Bozca adaya kaçmaktaydı.
50
maksadiyle gönderdiği yardımln, yerinde harcanmadıktan başka,
Türk ücretlileri sağlamak üzere kullanıldlğınr Gregoras, acı bir istih-
za ile nakleder. Eskiden sefahat Ve Savurganlık içinde yaşıyan impa-
ratorluk Sarayl şimdi, altın ve gümüş evani yerine teneke ve çanak
çömlek kullanmağa mecbur oluyor, dolalısiyle taç giyme merasim_
leri de çok sönük yapılabiliyordu. imparatorluk sofiasr artık, çok dalıa
mütevazi bir şekilde kurlılabilmekte idi.
Bütıin bunlar yetmiyormuş gibi 1348 de Kaıadeniz üzerinden
Asya'dan gelen veba imparatorluk'ta büyük tahripler yaptı, riva_
yetlere göre nüfusun yüzde onbeşinden fazlası telef oldu. Daha_çok
adalarda ve liman şehirlerinde görülen ve bu yoldan italya'ya ve
oradan da diğer Avrupa ülkelerine sirayet eden "K ara ölüm", üç
yıl sürdü ve pek çok insanr alıp götürdükten başka, iktisadi ve manevi
tesiri de çok yıkıcı oldu. Halk arasrnda dehşet uyandıran salgın, asabi
bir korkunun yayilmasına sebep oluyordu. Devrin Kantakuzenos ve
Gregoras glbi tanınmış tarihçilerinin- anlattıklarına göre hekimler, bu
hastalığa karşı ?ıciz bir duruma düşmüşlerdi. osmanlılarrn Avrupa'
ya geçmeleri ve Avrupa'da yerleşmek üzere sürekli taarruzlarda bu_
lunduk]arı bir srrada vukubulan bu hxdise de, osmanlıların şansrnr
artrrmrştr. Can derdine düşen Avrupah'nrn, orhan'ı veya osmanlılarr
düşünecek bir höli kalmamıştı. Devrin hemen bütün Bizans Ve Batılı
kronikleri taraflırdan etraflr bir surette nakledilen bu korkunç hasta-
lığın en başarılr tasvirini İtalyan edibi Boccacio, "DekamerOn"
adındaki eserinde yapmaktadır.
Gittikçe parçalanan, iç ihtilaflara düşen ve hxkimiyet için iki
ayrı hükümdar ailesinin çarpıştığı imparatorlugun dış düşmanları,
bu hödiseleri çok yakından izlemekte idiler. Bizans'a en yakın t:hli-
keyi artık Cenova teşkil ediyordu. İmparatorluğun başşehrini geri
almak üzere giriştiği tertibler sırasrnda VIII.Mihael (13 Mart 1261
Nymph6), donanmasrndaıı faydalanmak üzere Cenova'ya İmparator_
luk üzeıinde bir çok imtiyaz vermiş ve Venedik'e karşr bir muvazene
unsuru olarak Cenova'dan yararlanmayı düşünmüştü. VIII.Mihael,
günün icablarına göre bu ittifakta Venedik ile Cenova arasındaki
iekabetten faydalanmayı bilmiş, II. Andronikosta babasınrn bu si-
yasetinde bir değişiklik yapmamış ve hatta Cenova'lrları tercih ede_
rek Venedikliler ile aralarrndaki ıreflretten istifade etmiştir.
13.yy. sonunda Müsltımanlar, Haçlı seferlerinden sonra Doğuda
yerleşen Suriye'deki büttın Hristiyanlarr tardederek oradaki koloni_
51
lerine elkoymuşlardı. Venedik, lfzun lıir zaman bu sAhadaki büyük
ticari menfaatleri elinde bulundurmuş Ve siyasi nüfuz kazanmışlı.
Bu üstiin durumdan mahrum kalmasr Venedik'e çok ağır bir darbe
olmuştu. IV. Haçlı seferinden sonra Adalardan ve Bizans toprakla-
rından kovulan Cenova ise, Karade nizboğazı üzerinde esaslı bir tarz_
da yerleşıniş ve Karadeniz'e kadar ticari hAkimiyetini genişletmişti.
VIII. Mihael saycsinde elde ettikleri imtiyazlarla da Cenovahlar,
çok çabuk kuwetlenmiş ve zenginlemişlerdir. LAkin VIII. Mihael,
sadık bir müttefik olmadıklarına kanaat getirince CenovalıIarı, 1267
de şehrin surları içinde kend-ilerine talısis edilen yerden çıkararak
Halic'in karşı tarafındaki Galata'da yerleştirdi. Fakat bu'hAdise,
ilerisi için ağır neticeler doğuracaktı' Zira Cenovalılar burada, baş-
şehiin karşısında yabancr bir kale meydana getirmişlerdir. dI.And_
ronikos'un rızasiyle Galata'nın etrafinı surlarla ve hendeklerle çevi-
rir ve tahkim ederler. Kısa bir Zaman sonra bir çok resmi 'n'e lıususi
.binalarla donatrlan Galata, Podesta tinvanr verilen tıir genel vali
taraflndan idarĞ edilmeğe başlandi. ortodoks istanbul'un karşlsrnrJa
Katolik mabetleri, manastırları Ve demokratik idaresi ile devlet
içinde bir devlet doğdu ve III. Andronikos'un hAkimivetinin sonunda
Galata, hemen hemen bağımsrz. siyasi ve ckonomik bakımdan kuv-
vetli bir koloni lıxline geldi. Bu durum Venedik'i de tabiatiyle çok
rahatsız etmekte idi.
52
kede olduğunu gören Ga,latalılar, imparatorlı,ıği k-.şi düşmanca
uzak_
hareketlerd1n çekinmediler ve Kantakuzenos''" buşş"hirden
de İmparatoriçe Anna'ya
ta bulunduğu bir anda, 15 Ağustos 1348
üzeri-
kabulü imkAnsrz bir tıliimatori ,ı"r..ek Bizans donanmasrnrn
neyüklendiler,.şehrinbanliyöleriniateşevererekBizansdonanma-
sının srğrndığı Fialiç bölgesini abluka altııra aldılar' Galatanın
bu-
lunduğıI teplyi surlarla..ie ,u-pularla tahkim ile Bizans tersaneleri-
n.,,e"kad,,gulu,,nutaaruzageçtiler.BuesnadaDimetoka,dabulu-
yardrm-rna koş_
narr Kantakuzenos acele ile Bkim buş"'cla başşehrin
Kantaku-
tu. Galatalıların ilk taarrıızları başarısızlıkla sona ermişti.
getird!ği d'onanma' Cenovalılarla
zenos'un acele olarak meydana
boy ölçüşmek üzere Halic,e sığındi ve Ceırovalrlar bundan çekindik-
ace-
lerlnden sullra yanaştılar. Fakat, Bizans filosu kumandanlarrnın
milik yapmalarr ve bir firtrnaırrn kopmasından melıaretle faydala_
1349)' im-
narı Cenovalılar, Bizans donanmasrnl batırd'rlar (5 Mart
pururo.rn y.rri ii, d'onanma teşkiline karar verdiği bir sırada Ce_
norru S.rrriosu, impar atofa tazminat ödenmesi suretiyle bir anlaş_
gönderdi' Zira, tam bu sıralarda Cenova ile
maya varrlmur,
"-riri
Venedikarasrndabirh"arppatlakvermeküzereidi.Bizans,ınCe-
boşa çık_
nova'nln vesayeti altında; kurttılmak için giriştiği çabalar
mrştr ve varllan yeni anlaşma gereğince Bizans, Galata tepelerinde
önce_
ni, ı.rrr- araziyii.rrovrlrlora tertediyor ve gümrük tarifelerinde
ı.ıgini ,,en im tiyazlı devlet" oldukları hususundaki maddeler
bir hal
yerinde kahyor ve Galata şehri istanbul için daha tehlikeli
alıyordu.
Birr.rı.* ile Cenova arasında imza|arıan bu sulh'
uzun ömürlü ol_
Venedik'i
mryacaktı. Çünkü Cenova'nrn bu derece kuwetlenmesi
rakibi
,uhurrrr.t*"g" yeterdi; Venedik Cenova'yı doğudaki_ başlıca Ka-
e"'lri :nary;n deniz devletinin özellikle
;r;il. menfaat1eri
rad.enizde ve Azak denizi sahasrnda çarpışmakta idi' Cenova'lılar
Kefe'yi ve l)on nehri munsabındaki Tanayis'i tahkim -etmişierdi'
bütün
Karadenizin giriş kısmı ile Ga|ata ellerinde bulunduğundan'
Karadenizticaretinikontrollerialtrndabulundurmakhevesiııeka-
pıldılar. Bu sebeple Cenovalılar boğazın en çok daraldığ:
bir yerde
dışında
tir gtımrıık muhafızlığı meydana getirerek kendi gemileriVenedik
herkesten gümrük ,"*# uıınuğa bağdılar' Bu işlem
en çok
ile Bizaırslıları ilgilendirmekte idi. Hatta Cenovalılar dalıa da iltri
Venedik
giderek Karaden]i, boğazındaki bu kontrolden kaçabilen
iicaret gemi1erine Kefe]de haciz koydular (1350). İki devletin men_
idi'
faatleri-brr.,r, chşında Adalarla Bge sahillerinde çarpışmakta
53
Bizans'ta Kantakuzenos ile tahtın meşru varisi V. Ioannes ara-
sında yeni bir iç savaş patlamak üzere idi ve tam bu sıralarda iı<i
İtalyan devleti arasrnda çıkmak üzere olan harp, İmparatorluğu is_
ter istemez yeni bir maceraya sürüklemek istidadı göstcriyordrı. Ve_
banın sebep olduğu tahriblerden henüz kurtulabilen Venedik, hum-
malı bir harp hazırlığına girişti. Cenova'nrn tutumundan şikAyet
eden Aragonya Kralr IV,Peter ile bir ittifak imzaladı ve Kantaku-
zenos'u da ittifaka girmeğe davet etti. Kantakuzenos başlanğıçta,
neticesi önceden kestirilemiyecek bir harbe eirmekten çekindi ise de,
sonradan o da katıldı. Aragonya'nın harbe katılması, Venedik'in
doğuda işini kolaylaştırmakta idi. Kantakuzenos, tarafsızlrk politi
kasını sürdüremedi. Venedik donanmasr Ga|ataya taarruza geçince,
Galatalılar istanbul'u top ateşine tuttular ve bu suretle Bizans, ken-
disini hiç istemediği bir harbin içinde buldu. İmparator, Venedik
donanmasını yardıma çağırdı ve Venediklilerle İmparatorluk için
şerefli olmıyan andlaşma imza|adı (Ağustos 1351). Bu harbin en şid_
detli çahşması, 13 Şııbat l352 de İstanbul önlerinde oldu ve iki tara-
fln toplam l50 harp gemisiniır katıldı$ muharebeye Bizans'ln L4'
kadrrgasr girmişti ve bunlar da Venedik'in yardımiyle teçhiz edilebil-
mişti. Bizans donanması bu muharebede batırıldı' LAkin, bütün gün
süren muharebede iki tarafın da kesin bir sonuç alamadığı anlaşıldı.
Muharebe, bundan sonra da her iki tarafin bitkin bir hale gelmesine
kadar Batr sularrnda devam edecekti. Bu harp dolayısiyle Cenova,
orhan Bey ile de bir dostluk andlaşmasr imzalamıştır (1352i 1353).
Bu hAdise ve Venedik-Aragonya donanmasrnııı lıatıya doğru çekil-
mesi, Bizans'r Cenova karşısında temamen ya|nız Ve savunmasız lır-
raktı. Bu güç durumda yeniden Cenova'ile anlaşmak zorunda kalan
Kantakuzenos, bir daha Venedik'e yardım etmiyeceğini vaat ede-
rek Silivri, Marmara Lreglisi ve Galata civarında bir kısrm araziyi
Cenova'ya terketmek zorunda kaldı. Bu anlaşnıa gereğince Bizaııs
donanmasrnın Karadeniz'e çıkması da yasaklanryordu. Bizans'ro bu
cephe değiştirmesi, Venediklilerin V.Ioannes ile anlaşmalarrna se_
beboldu. Kantakuzenos'a karşı mücadele edebilmek üzere V. Ioan-
nes, Venedik'ten 20 bin altın borç aldı ve bunun karşılığında onlara
Bozcadadayı vaadediyordu. Srrp Kralı da V. Ioannes'i Kantakuze-
nos ile mücadeleye teşvik ediyiırdu. İstanbul'da Cenova ile başlayan
harp devam ederken V.Ioannes, Kantakuzenos ile vardığı anlaşmayı
bozarak SelAnik'te hasmane hareketlere girişti. Kantakuzenos, V.
Ioannes'i Selönik'te bırakmlş ve bütün iktidarı kendi eline bulundu-'
rarak bu genç imparatoru bir kenara itmişti. SelAırik'te, zengin ta-
34
baka arasrnda Kantakuzenos'u sevmiyenler çoğunlukta idi ve V.
Ioannes'i sürekli olarak Kantakuzenos'a karşr tahriklerden çekinmi
yorlardı. Rüşte erişen V.Ioannes, yaşı ilerledikçe artık bir kenara itil-
miş olmaya karşı direnmeğe başlamıştı. Daha başlangıçtan itibaren
Kantakuzenos'un bütün hasımlarr da, meşru Prensin etrafinda top_
.
b)
nes Paleologos Bozcaada'ya kaçarak kurtulmaktan başka çare bula-
madr. Bu muharebeler esnasında her iki taraf, karşı tarafi. tuttuğunu
ileri sürerek kendi memleketini insafsızca yağma ettirmekten çekin-
medi. V.Ioannes, 1353 de Venedik ile anlaşarak Ani bir baskın ile
Istanbul'u elegeçirmeği denedi ise de başaramadı ve bunun üzerine
tekrar SelAnik'e döndü, zira orada halkın çoğunluğu hila kendisini
tutuyordu.
1353 de Kantakuzenos, kaybettiği sAhaları yeniden elegeçirmiş
ve hAkimiyetinin evcine brişmiş görüntiyordu. Ioannes Paleologos,
başarrsrzlığrndan dolayı taraftarlarınca terkedilmiş ve sürgünde ya-
şamağzı başlamıştı. Şimdi fiilen tek hükümdar bulunan Kantakuze-
nos, hxkimiyeti kendi ailesine geçirebilmek için uygun zamanrn gel-
diğine kanaat getirdi. on yldan beri Paleologlar hanedanı ile harp
hölinde bulunmasına rağmen, yine de bu hanedanıri meşruluğunu
prensip olarak savunmuş, fakat artrk meşIu hükümdarr uzaklaştlr-
mayı aklına koymuştu. Kendisini tutan soylularrn da israrlarr üzeri-
ne, 1353 Maysında büyük oğlu Matheos'u Ortak İmparator ve ha-
lef ilAnederek V. Ioannes'e karşr şiddetli bir ittihamda bulundu. Bu
hAdise, iki hanedan arasındaki ilişkilerin nihai olarak kopması de-
me_kti. Patrik Kalliktstus, Matheous'un başına taç giydirmeği redde-
dince Kantakuzenos, bir sinod marifetiyle Patriği azlettirdi ve onun
yerine Patrik seçilen Filotheos, Matheos'un başına taç giydirmeği
kabul ettiğinden 1354 yılında Matheos, Vlakerna sarayrnda babasr
İmparator Kantakuzenos'un ve Patriğin elinden taç giydi; Bizans'
ta yeni bir hanedan doğmakta idi ve Kantakuzenos şimdi artık ikti-
darrnrn çok kuvvetlendiğini zannediyordu. Ldkin bu ikbal dnında
kendisini bu meukie 'getiren Tiirkleri unutmııştu. Osmanlılarr hasım-
larrna karşr yardıma çağrrarak onlara Makedonya ve Trakya'nrn
münbit vadilerini göstermiş, osmanlılar bu sayede ülkenin bütün
askerİ yollaırnı öğrenmişler, SelAnik, Edirne, Dimetoka ve hatta İs-
tanbul civarrnr artık yol etmişlerdi. İstanbul'un surlarr dibinde Os-
manlı askeri Kant'akuzenos'un önündc geçit iesmi yapmıştı. Kan-
takuzenos, bütün başarılarını orhan'a borçlu idi ve Kantakuzenos'
un drş siyasetinde Türkler, eSaS unsuT hAline gelmişlerdi. Bütün bun-
lara rağmen Kantakuzenos'un başarrları uzun ömürlü değildi; zira
Kantakuzenos'un muhalitleri gittikçe kuvvetleniyorlardr. Öirceki
Patrik Kallikstus, V. Ioannes'in yanına kaçmıştı ve zaman ilerledik-
çe Bizans halkının Kantakuzenos'a karşr duyduğu kin artmakta idi.
Ioannes Kantakuzenos ile V. Ioannes arasrndaki iç savaş esnasında,
İmparatorluk halkı arasrnda büyük bir fikir değişikliği olmuştu. Fa-
56
durumu lehine çevi'
kat Kantakuzenos hAla' Tiirklerin ,yardımivle had bir saf-
rebildi. 1354 sonun" JJ**,
K,a1t-akuzen.,''ul"vhturlığı
açrkladı' Kan-
V' Ioanıres'i ttıttuğunu
hava erişti u" i*tu'u"ı iuıt" yaşamağa
geçen l'ayatrnrn en zor giinlerini
takuzenos, çok çalkant'lı güırlerini geçiri-
ve İstanbul,j" n"i ,ro, bir muhafaza atlın"cla
başladı
yordu. Kantaku-
beklenmedik bir hndise'
Tam bu sıralarda vukubulan Balkanların
Bizans'rn ve hatta bütün
zenos'un kaderini.'"]i"'a"'u' başlanğıcı olacaktı'
geleceği bukr-,ndurr' ;;;;;;.
öneml.i olayların
ceıiııoıulaa bir kale vaadctmişti'
1352 de Kantaı.rrffi ö;;;*'"
üzerine' Gelibolu'dan 40-50
Kantakuzenos'un vaadini tutmamasr bir kal<:
kilometre *"uı'a'_iL]L'*
rzvıılpo
r'şu tu'unl'?u'- işgı'aıai' z -te'*ç1,"u:11,o'
üu't 1354 gecesi' Gelibolu'
Süleyman ve
ti, a"pi.*;tJ*.b.ıiırolu dahil birçok kalenin surları
da şiddetli az bir höte gelen Gelibolu'nun
evleri haraır"y" aorltı ve oturulam
zarar görmiyen komşu kasabalara
korkuya diişen halkı' deprcınclen. anlaşı-
bir soğuğ:un ı',tiı.ti- sürdüğü
göçetti. ey,rr. r*rira""iija.iıi özcllikle çocuklar r'e ka-
Ian bu *.,rrr*o.,-;;;;;;." irrurlurdi.
de, b"ri Gelibolu yarrmadasrnda
dınlar büyük ,uyiuL".l.Jl]"igs' işgalet-
Geübolu-kalesine girerek burasrnr
bulunan Türkler, ;ş ;;; s,rrlui, tamir ettirdi ve Ana-
tiler. Süleymr" P;uj;H;;"^"il;;;y"ri.|ti.ai. osmanlıların Rumeli'
burada
dolu,d.an Türkleri ğetirerek özcl_
buşlu*rı olryordu. Anadolu"nun
deki iskön çuırş*uirr_'bol'l.."- Rumeline geçerek
du, kerrdi' urrir|u, ile
likie yarı göçebe ii.ı. ı-,iıı., Rumelini v'atan tutmağa
r*'ı<.ı"
burada y.'ı'ş*"gl*;şiua'' Türklerc Çanakkale lıoğazlnı
'u't'k'
zamand.a
kararlr idiler. c.ilu"ı-', geçmeği
kontroi altında u'ı"'a"-a 'nı imkanını*u'J|'' ve Runreli'nc artık so'
plansı7 1ogma
ko1aylaştırıyo'a''-ö'ııı" nlıların :u::^'':" ^,dr':ri
oizuüo" orla1a çıkmıştı' Süley-
ııa ermiş ue girdikLeii- 1erde 1u'|'ş*' kadar olan
'iİiyiy,"i9i"yı, ve Tekirdagr'na
man Paşanr,
"ruT:l
lre t"iir t"ıı""_İstanbul'un bir kag ııil yakrnlna ka-
verleri zaptetmiş havası
başşelrrinde bir 'panik
dar sokulm'gu'a'' s' ı-'aaı'" Bizans
yarattı,herkeso.uu.*ı"Turktehdidialtınagirdiğinigörüyorclıı.
hicreietmek ve canlnı kuı-
Pek çok ı.i"*" ı'uşl}"#j""
u'i-'o'
But"yu
Kantakrızenos - ta' korkuya
tarmak içi,, çulşJı"."";;;;;ğ;'-#j"ar.' orhan ile uzlaş-
kapılarak ışıJi*i hatanın nihayet_larkırra vararak aclnacak maddİ
"" İH;J;fi',ü;;-Ii",ra" urı.,r,duğu
mak istedi
sıkrntrya
". ile Jnu ı"'uyu g:'i"::ğj:l düşündüğünden'
"ğ-';,__;;ra
VermcSlllt ;x'*"'İ.İ#;}fi
Io'ı,i.D,k;k;}ş,İffir#d*-,"r".ri;fu ucrrrouı"'"
emlr '^'
boşaltmaları için adamlarına
S7
ile bildirdi. Bu istek karşrsında Orhan'ın verdiği Cevap ve tutumu son
derece soğukkanlı idi. Türk hükümdarı, Çimbe gibi önemsi z
bir ka-
leyi ne Zaman o]sa tekrar e]egeçirebileceğini düşünerek bu kale için
gönderilen fidyeyi kabul etti; Gelibolu'nun iadesini ise ,,Allahrn ken_
disine bahşettiği bir kaleyi kimseye veremiyeceğini,, bildirerek red-
detti. Kantakuzenos höla, alün ödemek suretiylJ Türklerle anlaşabi-
leceğini düşündüğiinden İzmit körfezinde buluşmak üzere orhan
Beyden bir mülAkat istedi. Fakat Kantakuzenos, trlrş-u yerine
gel-
diği lıAlde, orhan Bey hastalığını bahane ederek gelmemiş ve boyle-
ce bütün müzakere yolları kapanmıştı. Kantakuzeiros'r., yiüdrrr artık
sönmekte idi ve kimse onun devrilmesini drırduram azdı. Zfua' Kan-
takuzcnos?u o Zamana kadar başarrya götüren ittifak sona ermişti
ve
nitekim hödiseleıin neticcleri çok çabuk görülecekti. Süleyman Paşa,
Haziran ayından sonra Trakya'da akınlarrnr artırdr ve Trakya,da
halk hasat işlerini dahi yapam az o\du' Başşehir ile lmparatorluğun
diğer ve özellikle batı eyaletleri arasındaki ulaşlma Tıirkler engel
oluyorlardı. Yalnız ve desteksiz kalan Kantakuzenos, İstanbul,a dön_
düğüırde Sırplara ve Bulgarlara başvurarak Balkan Hristiyanları
arasında bir savunma paktı teklifinde bulundu ise dc başaramadı,
aldıgı .cevaplar menfi oldu. Halk tarafindan bütün felAketierin başi
ve Türk ittifakiyle memleketi düşmanlara teslim etmiş olma.kla itti-
lıam edildiğinden, son bir çare olarak V. Ioannes ile anlaşmayl dc_
nedi, fakat buradan da arzusu ret cevabr ile karşılandı.
5B
" da, Trakya da ve Gelibolu yarımadasrnda yerleştikleri biliniyorsa
teh-
Ju, nrrrıu, devletin nizamrna uyarak dikkati 9gkmediklerinden
likelisayılmamrşlardı.Ancak,Geliboludaüslerkazanarakyerleştik-
halkında
ten sonra, tehlileli olduklarr meydana çıknakta "-' }"t
Ttırk-
derin ve öni bir uyanlş göze çarpmaktadır' Bununla beraber'
lere karşı girişilen şıaa"tii bir mukavemet hareketine
hiç bir yerde
karşı da
rastlanmamaktadır. Bizans halkında, genç hükümdarlarına_
nesevgivenedekuwetlibirkarşıkoymagörülebilir.Rumlar,Kan-
takuzenos,tan genellikle korkuyoilar 'e devletin
içine düştüğü çık-
mazı, onun Tıırk ittifakı neticesi olarak görüyorlarsa
da' Ioannes
söylemek imkAnsızdır'
Paleologos,a da faz|a bir iimit bağladıklarını
59
yapmaktan da çekinmeyorlardı. Macaristan, iç kavgalardair lıenüz
çıkmış ı.c bir toparlanma, kendi varlığını kuwetlendirme devresin;
girmiş bulunuyordu. Bizans halkı arasında imparatorluğuır Vcnedik'
c, I\{acaristan'a veya Srrbistan'a tcsliminden başka çare olmadığııı
görenlerin sayısı az değildi. Venedik'in İstanbul'daki tenrsilcileri,
l355 de, Bizans'ın içindc bulundufu tehlikeyi bütün çıplaklığı ile
Venedik Seıratosuna bildirmişlerdi. Şayet Venedik bir çaresine bak-
rnazsa, Bizans'rn Türklerin eline düşmesiiriıı mümkün olduğu anlatıl-
makta idi. osmanlıların bir macera lıeşirıde koşınadıkları, Aurupa'da
iıerleşmek istedikleri. hddiseleri 7akından ialiyenleriıı göfinden kaçmı2ordu.
Rivayete söıe Kantakuzenos'un kendisi de, Venedik lehine tah-
trııdan feragat etmeği teklif etmiş, fakat doğuda vukubulan hAdisele-
ri çok iyi bilen Venedik, bu daveti CeVapStZ brrakmıştı. Vene-
dik, daha ileri giderek Bizaırs'ın müstakbel efendisi gibi gördüğü
Tür]<lcrle anlaşma yoklamasında dahi bulunmuştu.
'Orhan ile olan münasebetlerinin kesilmesinden sonra, Cesareti
kırr]an ve yakınlarr tarafindan terkedildiğindeır yalnrz kalan Kanta-
kuzenos, başşehirde korku içindö yaşamağa başladı.' Halk tarafin-
dan başşehri C)rha.n'a teslim etmcği istemekle suçlanmakta idi. Bu
sıralarda Bozcaada'da bulunan Ioannes, Doğu Akdenizde ve Ada-
larderıizindeki korsaırlık hareketleriyle korku salan Cenova'lı Fran-
cesco Gattilusio ile anlaştı. Macera arayan bu adamın elinde, iyi do-
natılmış iki kadırga vardı. V.Ioannes ona' yapacağı yardlm karşılı-
ğında kızkardeşi Maıia ilc, İmparatorluğun hAla sahip bulunduğu
en büyük ada olan Midilli'yi cehiz olarak vermeği vaadetti. V.Ioan-
nes'i[ komşu adalardan kiralamayr başardığı az sayrdaki gemilerle
takviye edilen Gattilusio'nun adamları, |354 Kasrm ayrnrn firtınalı
bir gecesinde, başşehir limanlarından birine yanaştı. Ertesi sabah hal-
kın V.Ioannes lehine ayaklanması ile, Kantakuzenos tahtından uzak-
laştırıldı ve bir manastlra çekilen Kantakuzenos, daha otız yıla ya-
kın yaşadı. Son yıllarını Peloponez'deki oğlu Matheos'uıı yanrnda
geçirerek 15 Haziran l3B3 de Mistra'da ı,efat etti. Kantakuzenos,
bu uzun süren nikbeti esnasında, daha çok kendini sa.vunan ve'bir
nevi lratrralar mecmuası olan tarihi dışında dinİ ve felsefi eserle.ı de
yazmlştll. Dört kitaba ayırdığı tarihi, başhca l320-1356 yılları hAdi-
selerini içine alır. Hödiseler karşısrnda taraf tutar olmasrna ve kendi
aleyhindeki olaylarr ya hiç yazmamış veya biı' lıayli yunluşatnrış ol-
Inasrna rağmen cser'i, yirre de bu devir tarihi bakımından son derece
mühimdir ı,e kayı'ılarının doğruluğu ile dikkati çeker. Kantakuze-
nos'un tarilri aynı zamanda, Türk kavimlerinin |4.yizyıl tarihiıre
60
dair gayet kıymetli bir kayııaktır. Bulgarlara, Macarlara, Selçuklu-
lara, Memlüklerc dair de değerli haberler Verirse de, osmanlılara
daiı' olan kayıtları hem çok ühu rul,u, hem de çok daha etraflıdır.
Hidiselerin içinde yaŞayan ve çok tecrübeli bir devlet adamr sıfatiyle
verdiği malumat, bu devir lrakkında en mülrim haberleri içine alır
ve Gregoras'ın eserini- tamamlamasr veya hidiselerin kontrolü ba_
krmla'rrndan cla büyük bir ehemmiyeti haizdir. Dini eserlerindc
Hesychasmr Savllnmuş, hayatrırrn manastlrlarda geçen ylllar'lnda da,
Bizans'ta ve More varrmadasında vukubırlan hödiselere karışmak-
tan geri kaImamıştır.
6L
Bey ile imzalamağa mecbur olduğu bir anlaşma ile Türklerin daha
önce clegecirdikleri birçok Trakya şehrini onlara terketmeği kabul
etmek zorunda kalmışür. Ayrrca, hiia imparator ünvanlnı taşıyan
N{atheos Kantakuzenos ile mücadele etmesi icabetmiştir. Edirne ve
civarlnda bulunh,n topraklar üzerindeki h1kimiyetindeır vaz geçmek
istemiyen Matheos, Rodoplarda daha bir müddet karşı koymakta
devam eder ve buradan hareketle komşu Sırbistan arazisine taarcuza
geçtiğinden orada yakalanarak V. Ioannes'e telsim edilir; nihıyet
babasının da işe karlşmasr ile İmparatorluk haklarrndan 1357 de
vazgeçirilir. Kantakuzenos'un diğer oğlır Manuel'i, More raflma-
dasındaki hikimiyetinden vazgeçirmek için, Paleologlar tarafindan
girişilcn çabalar bir netice Vermez ve Paleologlaı. sonunda onun
Despotluğunu kabul etm€k zorunda kalrrlar. Ewelce babası tarafin_
dan, Türk korsanlarınrn saldrrrsrna ni}ıayet vermek ve yerliler ara_
srnda nizamr korumak maksadiyle buraya gönderilen Manuel, yarı-
madanrn emniyetini sağlamış ve meydana getirdiği küçiik bir filo
ile de, Türk korsanlarr uzaklaştrrmayr başarmışb. 1380 yılında Vu-
kubulan ölümüne kadar Paleponoz'i dirayetle idare eden ManueJ'
den soırra, imparatorluk haklarından mahrtrm edilmesi üzerine bu_
raya sığnan Matheos, onun yerini almış ve Matheos ta l3B2 de, ba-
basrndan az önce vefaı edince, yerine geçen oğlu, I\{ore hökimiyetini
elegeçirmişse de, bir yrl sonra vukubulan ölümünü müteakip Pelo-
ponez yarımadasr Paleologlar hanedanının hikimiyeti altına girmiş
ve Osmanlılar tarafindan zaptedilinceyc kadar onlarda kalmrştır.
Bizans imparatorluğunun durdurulmasr imkAnsız bir hAl alan bu
çöküntü devrinde, İmparatorluğun bu uzak ve sakin bölgesinde, kıs-
men olsun bir gelişmeğc ve medeni ilerlemeğe rastlarur. Önce, Kanta-
kuzenler idaresinde mrıhtar bir hayaı geçirdikten sonra, Paleologlar
hanedarundan bir 2ızdnın yönetiminde merkezi idareden oldukça
bağrmsrz, kendi başına bir idareye sahiptir. Despotlarııı idaresinde
More, Hellenizmin bir sığınağı hiline gelmiş ve merkezi Mistra,
bütün Bizans İmparatorluğu sihasından gelen ediblerin Ve sanatkar-
lann toplandığı bir şehir olmuştur.
V.Ioannes in tahta çıkmasr üzerine, dini ihtilaf yeniden baş-
göstermiş, Patrikliğe tckrar Kallikstus getirilmiş, Gregoras hapis-
ten çıkarılmış,.Palamas ile Gregoras arasrndaki çatışma yeniden can-
lanmışsa da, alevlenmesine engel olunmuştur. Fakat, 1360 da Gre_
goras vefat ettiği zaman Palamistler, onun na'şlnr İstanbul sokak-
larıırda sürüklemekten çekinmemişlerdir. imparatorun aczi şimdi,
Kantakuzenos'un iktidarı elegeçirdiği zamankinden daha fazla, im-
62
paratorluğun parçalanması daha kuwetli, malİ durrımu ise dalra
acıklı idi. Bir insan ömrü süresince üç kere iç Savaşa sahne olan İm_
paratorluk için artık kurtuluş ümidi yoktu. Bir zamanlar, İmparator_
luğun dayanağı olan sağlam parasından ve kuwetli mülki idaresin-
den eser kalmamıştı: hazine boşalmış, idare sistemi çöziilmüştü.
Eski kuwetli temel kurumların sadece adı kalmıştı. En önemli devlet
me'muriyetleri boş birer ünvan höline gelmiş, vergi kaynakları kuru_
muş, mali gücün yitirilmesi ve idari mekanizmanın çözüiüşü Bizans'
r yere sermişti. Buna rağmen Bizans'rn çöküşü daha bir müddet sür_
mtiş, hayrete değer dayanıklılığl onu ayakta tutabilmiştir. LAkin
artık Bizans İmparatorluğunun sorı yüz yılı, durdurulmasr müm-
kün olmayan bir çöküş tarihinden ibarettir. imparatorluğun cök_
mekte olduğu kimsenin meçhulü olmamakla beraber, Bizans mira-
srnrn bir Hristiyan devlete mi, yoksa Türklere mi nasip oldacağı so_
rusu henüz ortada idi.
64
rarlı bir devlet adamı ve tarihin tanıdığ, kısa sürede çok işler görmüş
ve başarılr, fakat daima gösterişsiz kalabilmiş bir politikacı olduğu
anlaşıhyor. Uzun süren siyasi hayatr sona erdiği zaman Bizans İmpa-
ratorunun kaynbiraderi, Cenova'nın dostu ve müttefiki, Trakya'
nın sahibi ve herşeyden önce Bizans Imparatorluğunun metbuu
idi. 1359 yılında vassali V.roannes ite üsktldar'da bir mülAkat ya-
pan Orhan Beyin hiddetini gidermek için İmparator, onun istekle_
rini yerine getiriyor ve krzınr onun oğlu Halil'e nişanlıyordu. Ioannes
Kantakuzenos osmanlıları Avrupa'ya sokmuş, Ioannes Paleologos
ise, mukavemet etmeden. Trakya'yr onlara terketmişti.
65
mlştı. Buna ragmen V.Ioanncs, Sırpların ittifakından faydalanmayı
geç te olsa denedi (l362_1363). Patrik Kallikstus elçi olarak Serez'c
ğıttı ," orada Duşan'ın dul karrsı ilc müzakerclerde brlurr6'r)-(e dc,
az Soıra bu hatun ve arkasrndan da Kallikstus vefat ettiğindeir, te-
maslar bir netice vermedi. Bulgaristan'ın durtrmu ise daha kötü idi.
Zira Bulgaristan siyasi yönden parçalanmrş, dini ihtilaf lara düşmüş,
iktisadi yönden de bitkin bir hAle gelmişti. Bizans, brı eski müttefik
ve komşularından artık bir yardım bekleyemezdi. Dahası, başka hiç
bir devlete karşı çıkmağa takati olmıyan Bizans'rn, Bulgaristan'ırı bu
zaif durumundan fayda|anarak bir ara, Bulgarların bir müddet önce
elegeçirdikleri Karadenizdeki liman şehri Anchialos'ıı onlardan geri
almayı başardığı da görülecekti (1364). V.Ioannes'in'italyan deniz
devletleri ile yaptığı müzakereler neticesiz kalmıştrr. Bu sıkışık du-
rumda Türklere karşı yardım sağlamak izere, Bizans'rn bundan önce
de bir kaç defa başvurduğu Kiiiscleri lıirleştirme deııemesinde bulun-
maktan başka çare kalmamıştı. Kiliselerin birleştirilmesi Papalık yö-
nünden ezeli bir amaç olduğu için, Bizans İmparatorları içeridc veya
dışarıda güçlüklerle karşılaştıklarr her defasrnda, bunu bir koz olarak
kullanmayı Adet edinmişlerdi ve bundaır sonra da bu yola çok kere
başvurululacaktı. Son defa III.Andronikos, daha sonra imperatoriçe
Anna ve nihayet Ioanıles Kantakuzenos bunu denemişlerse de, bir
netice alrnamamı'ştı. Fakat V. Ioannes, son kurtuluş çaresi olarak
gördüğü UNioN problemine büvük bir ciddiyetle sarılmakta, 15
Aralık 1355 de Avignon'daki Papaya gönderdiği bir name il:, Papa-
hğın yapacağı askeri yardım karşılığı.nda önce kendisiniır ve altı ay
içinde de Bizans halkırun I(atolik mezhebinc gireceklerini vaat ile
güvence olarak 4_5 yaşındaki küçük oglu Manuel'i Papalık saıa}ına
rehine olarak göndermeği ve vaadlerini yerine getiremediği takdirde
tahtrnden ferağat edeceğini ileri sürmekte idi. Bu zamana kadar hiç
bir İmparatorun yapmadığı ve imparatorluk itibarını çok zedeliyen
bu teklifin, Papalık taraflndan ciddiye alınmadığl anlaşılınaktadır.
Önce, Papanrn istenilen yardımr yapacak durumda olmaması, diğer
taıaftan da V.Ioaınes'in din adamlarrırr böyle bir tutuma ikna ed"--
memesi yüzündeıı bu girişim de başarısızlığa uğramakta ve bir kaç yıl
ertelenmektedir. Bundanbaşka, Bizans'ta Kiliseleı: Birliğinc karşı olaıı-
larrn çok kuvvetli oldukları anlaşılmaktadıı. Aslında Bizaırs'ta, baş-
larında Iıatip ve ölim Demetrios Kydones'in bulunduğu hatırı sayrlır
bir Union taraftar mevcut idise de, ruhanilerin çoğunluğu ile halkın
büyük bir krsmı Ortodoksiye bağlı bulunduktan başka, Patrik Kal-
66
likstrıs'un da I(ilise hukukuırun en sadık koruyucusu olarak ortaya
çıktığı görüIüyor.
Sultan Murad ile alçaltlcı bir muahede imza|amak zorunda ka-
lan V. Ioannes, bir kaç yıl sonra yenideır Papalığa başvurmakta ve
bu defa Papalığın Türklere karşı bir Haçlı seferi hazır|amağa karar
verdiği görülmektedir. Kıbrıs Kralı Pierre ile Savoie Prensi Amddde'
nin denizden, Macar Kralı Büyük Lajos'un da karadan osmanll
arazisine taarrğz etmeleri planlanan-bu sefer, Krbrrs Kralrnın gel-
memesi yüzünden yapı|amaz. Bunun üzerine şahsen Macar Kralı
Büyük Lajos'a giderek yardrm dilenmek üzere yola çıkan V.Ioannes,
burada da bir netice elde edemez. 7,ita Macar Kralr da, her şeyden
önce mezhep değişikliğinde israr ediyor, hatta daha ileri giderek
İmparatorun Katolik mezhebi akidelerine göre yeniden vaftiz edil_
meii gerektiğini ileri sürüyordu. Bir Bizans imparatorunun Batının
yardımınr istemek üzere yaptrğı bu ilk seyahat, yalnız başarısrzlıkla
sorra .rm.kle kalmıyor, memleketine dönen imparator, Bulgar Kralı
Şişman tarafından arzisinden geçiş müsaadesi verilmediği
için yolu-
rra de'Vam edemiyerek, Macarların işgali altrnda bulunan Vidin'de
beklemek zorunda kalıyordu. Bu hödisede, babasr ile arasr bozuk olan
ve bir Bulgar Prensesi ile evli bulunan büyük oğlu Andronikos'un
parmağı olduğu sanılmaktadır. Nitekim, Andronikos babasrnr kur'
tur-uk için bir teşebbüste bulunmamrş, or'].un yerine (V.Ioannes'in
annesi Maria bir Savoie Prensesi olduğundan), kuzeni Savoies Prensi
VI.Amddde, kıiçtik bir filoiıun başında doğuya gelerek İmparatoru bu
güç durtımundan kurtarmrştır. Amddde bu münasebetle, 1366 yaz|n'
du'Birurr, sularrna giriyor ve ilk iş olarak ta Türklerin elinden Geli-
bolu'yu geri alıyor, oradan Bulgaristan üzerine giderek 1366 soırun_
da Bulgai Çarı Şişman'dan, V. Ioannes'i serbest brrakmasınr sağlıyor-
du. Amddde buırunla da yetinmiyerek Bulgarlarr Karadeniz kryısın-
daki Mesembria ve Sozopolis (İşbol) gibi kaleleri Bizans'a terket-
meğe zorluyordu. Am6d€e, bu hareketleri cümlesinden olarak Marma_
ra denizi kıylsında bulunan bir kaç Türk kalesine de saldırmış ve
buralarda hasarlara sebebolmuştur.
Bu hAdise Papalık ile Bizans imparatorunu biribirine yaklaştır-
mayı hedef edinmiş bulunuyor ve Am6d6e Savoie da, Türklere karşı
Bizans'a yardım etmek için Kiliselerin birleştirilmesinin şart olduğunu
düşünüyordu. onun arzusu üzerine İstanbul'da Papa elçisi Paulus
ile Bizans'ın devlet ve kilise ileri gelenlerinin katıldığ toplantıda
Union problemi müzakere edilir. Toplantıyı idare eden eski İmpa-
67
rator Ioannes Kantakuzenos, büttın müzpkereler boyunca kuvvetli
şahsiyeti ile herkesi İstanbul'da bir konsil
toplanmasına iknaa çalıştı
ir" d", bu teklif Papa tarafindan kabul edilnıedi. Papa, çoktan beri
mezhep değiştirmeğe hazır olduğunu bildiren İmparatoı ile şahsen
buluşmayı iei.ih eiti. Papanln askeri ve diplomatik sahada sarfcttiği
btiytık faaliyetin sonrndi, sad.ece iki Kilisenin birleştirilmesi ümidi
kalıyordu. LAkin, İstanbui'da Türklere karşı koymak hususunda iki
uy.i fiı.i. çarpışmakta idi. İmparator Ve çevresi, bir Haçlı seferinden
başka bir selömet ümidi görmemekte, Patrik Filotoes ile rahibler ise,
Ttirkıere karşı bütün ortodokslarıır birlcştirileceği bir cephc olrıştur_
mayr tavsiye etmek idiler'
_'Mezhep
V. Ioannes,in Batı Seyahati ve Değiştirrnesi
(136e-13.71)
68
etmekten geri kalmadı. Macar Kralı Bizans'rn davasına karşı il-
gisizliğini sürdürüyordu. Sadece Venedik, Türklerin ilerlemesinin
boğudaki menfaatlerini tehdit ettiğini düşünerek, LAtin Imparator-
luğunrı canlandlrma iddiasında[ Vazgeçerek Türklere karşı ortak ha-
rekette bulunmayr kabul ediyordu.
69
karşı Kiliseleri birleştirerek Batınrn yardımını aramantn hayal ol-
duğunu, acl tecrübelerden sonra öğrenmiş bulrınuyordu.
70
Orta ve Güne,* Bulgaristan lovan Şişman'a kalmıştr, merkezi Tır-
nova idi. Batı Bulgaristan ile Vardar vadisi Stratzimir'e düşüyordu,
bunun merkezi Vidin idi. Doğu Makedonya'nın Bulgarların elinde
kalaır ve merkezi Ktistendil olan krsmr, Konstantin adında bağımsız
bir Bulgar Prensinin elinde bulunuyor, Doburca ile Yukarı I(arade-
niz sahilleri, Dobrotiç'iır mülklerini oluşturuyor ve burada Bulgarlar
Kumanlar ve Alanlar karışık olarak yaşıyorlardı. Alexandr'ın oğul_
lannrn birleşememesi, Bulgaristan'ın taliini tehlikeye sürüklemek-
ıe idi. Babasınln mirasından en büyük payın Şişman'rn eline geçmiş
bulunması, Sıratzimiri Şişman aleyhine Murad ile birleşmeğe ka_
dar götürdü. Fakat tam bu sırada, Doğu Avrupa'da Katolik Kilise-
sinin şampiyonu rolünü üstlenen Macar Kralı Büyük Lajos'un Vidin'
i zaptederek Stratzimir'i hapse atması, hAdiselerin akrşını değiştirdi.
Macar Kralı, zaptedilen arazi izerinde I(atolik misyoneler gönde-
rerek halkı Roma Kilisesine bağlanmaya zorluyor, hatta çok kete
işkencelere kadar Varan kötü davranışlarda bulunuyordu. Bulgar-
larla Macar]ar arasındaki münasebetler, her iki tarafin şiddete baş-
vurmaları ile alevlenmekte gecikmedi. Zulme uğrıyan Batı Bulga-
ristan halkı, Macar hAkimiyetinden kurtulmak için herşeye ran o|^-
cak mertebeye ulaştı. Frank ve N4acar taarrızLarı yüzünden, ken-
dilerine zulüm ve şiddetle muamele eden bu dindanşlarına Türkleri
tercih eder oldular. Az önce Amcdde Sovoie tarafindan zaptedilerek
Greklere terkedilen ve Burgaz limanrna hAkim bir yerdeki Sozopolis
(İşbol), 1369 civarında l\4urad'rn eline geçti ve Bulgarlar, daha son'
ra Trakyanın birçok yeriııden kovuldular.
7L
da artık en ziyade hisseden Sırbistan ise, birçok feodal
Beyin hükıım
sürdüğü, yrkrcı ve kanlı iç savaşlara sahne olmuş
bir devletti. Şişman,
l37l baharında durumun ağırlığnı ve Türk teırıiı.esinın gittıLç"
urt-
tığını bildirerek Makedonya'da hüküm süren Sırp Beyleiinden
' dım istedi. Zira artık-Türkler, yar-
Tuna kıyılarrna Ve üıaı"'ı.rpı arına
dar sokulmuşlardı. Makedonya'daki 3ırp arazisi de Türklerin ka-
teh_
didi altına girmişti. Stefan Duşan zamanında, Serez,den
Tuna neh-
rine kadar ıranu, sahanrn idaresini yürüten Dalmaçya,lı
iki kardeş
Uglyeşa ile Vukaşin, Stefan D,rşan'ın ölümünden
sonra bu sahaları
gaspederek bağımsız hareket etmeğe başlamış
u" ügıy.şu kendini
Kral ilönetmişti. Türkler önünde ienııteıl uır. arr,riru dtıştıığtıntı
göıen Uglyeşa, Bizans,a başvurarak müşterek düşmana
karşı be-
raber hareket edilmesi zaman,nln geldiğini hatırlattı.
Bunu sağlamak
için de, Stefan Duşan zamanında ilAnejilen muhtar
Sırp Kilisesi da-
:u"Ti?" vazgeçileceğini ve kendi hökimiyeti brılgesi'ndc_İstanbul
Patrikliğini tanıyacağInı bilclirdi. Fakat, kardeşi v,ituşıria.n
başka
Hristiyan Prenslerden ona katılan olmadı. oiarsunda
Sırplardan
başka Macarlar ve O]ahlar da bulunuyordu. İki
u;ao*, Jarıa' iı"
üzerine yürüdü. LAkin ordularinııı Edirne il"
.Edı1ne_
hudut kasabası Svilengrad arasındaki şi*dikiB"ig;;
ÇİRMEN,d" M"Jl ;hrini geç_
tiği bir sırada, daha az sayıdaki Tıırkierin Ani bir
g".. bur;nına uğ-
1ad!1r, 26 Eylıl l37l de vukubulan bu çarpışma esnasrnda Uglyeşa
ile Vukaşin öldürüldü ve orduları Türkler tarafindan imha edildi.
Böylece Balkanlarda o sırada Türklere karşı
koyabıı"."gi iki
hükümdar yok olmuştu. ';"rlanSııp
yenilgiden s9l-ıra Makedonya,daki
_Bu
arazisi-bağmsızlrğınr kaybediyor ve mahallin srrp ı.yüi-* ırrrıu,
a_rasrnda Uglyeşa'nın oğlu ve Slrp halk
şarkılarının ı.rır.r-r, Marko
Kralyeviç, Türk Padişahına tabiiyeti kabul ederek
oru uÇ Vjrme-
ğe ve seferlerinde kuwetleriyle beraber katılmağa ,or. iluyordr.
Grekler, bu sefer esnasında Sirplara yardımcı
oım"adıktan başka on-
ların yenilgilerinden fayd'alanarat Serez ve civarrnr
ele geçiriyor ve
|yraya İmparatorun'oğlu Manuel Despot tayin ediliyordu (Kasım
137l). Bu muharebeden az sollf?: Sofya'ya
dog., iı.rı;y;; Türklere
karşr Sırplarla ittifak ederek_ karş koymay,
derly"n Şişman da, İsker
vadisinde Samakov'da ağır bir yeniığiye uğradı
kederek
ve memleketini ter-
l"9:p dağlarrrun yıiksek tifı"rı.r" kaçmağa -..n* oıar.
açrlmıştı; lökin'Mrrud, büyük bir stratejik se-
İ,:firrr:T-Y:rad'a
zışte UstrumÇa Ve Vardar vadilerini emniyete
almadan ileriemeği
denemedi' 137l_1372-d'e, Kavala, Sere, v.
Drama uuy..iai, ıı"
Ewenoz Paşalar tarafından işgaıejiıir, Drama
ve Serez,ih Tüık ko_
lonileri tarafından iskAnına bişlarrrr. '
n.,
1371 Çirmen zaferi, osmanlıların 1453 den önce Balkanlarda kazan'
dıhları en bt!ıuk ue neticeleri bakımındaıı eıı mühim başarılardan hiri idi. Bıı
muharebeye katılmamış olmasrna ragmcn Bizans, bu hAdisenin sebe-
bolduğu neticeler dolayısiyle iliklerine kadar sarsılmıştır. Bu olay_
dur, ,irrru Bulgaristan bağımszlığlnı kaybediyor ve Sult1n Murad
|372 de Sırbistin'ın mühim bir kısmınr elegeçiriyordu. Murad, Ste-
fan Duşan'rn Makedonya imparatorluğunu- kendini faz|a zoillama'
dan yıkmıştı. Türkler bundan sonra Vardar vadisinde ilerliyor, eski
Sırbistan'ı ve Arnaıırtluğun bir kısmını zaptederek Adriyatik'e ka_
dar çıkıyorlardı. Çirmeır muharebesinden az sonra Bizans, osmanlı
Padiiahinın töbii tir devlet hAline geliyor, ona yıllık vergi vermeği
ve seferlerinde kendi kuvvetleriy|e katılmayı kabu| ediyordtı. Bıı
suretle osmanlıların Avrupa yakasında yerleşmelerinden henüz 20
yıl geçmeden Bizans ve Bulgaristan Türklerin vassalleri hAline geli-
iorü.. 1373 !ıaharında İmparator V.Ioannes, vassallik lrizmetini ye-
,ine getir*ek üzere Padişihın Anadolu'daki seferlerine katrlmakta
idi. Babasının bu Anadolu seferine katıldığı bir sırada ona vekölet
eden büyük oğlu Andronikos, Sultan Murad'rn Rumeli kuvvetlerinin
başında bırakiığı oğlu Savcı ile anlaşıp babalarını devirmek ve ik_
tidarı elegeçirrnek üzerc bir komplo düzenlemişlerdir. 1373 Mayı-
sında vukrrbulduğu anlaşılan isyan, Sultan Murad'tarafindan Istan-
bul,dan 40 kilometre mesafedeki Terkos civarrnda çok çabuk ve şid_
detle bastırılır. Orduları. tarafindan terkedilen iki Prens, Dimetoka'
ya sığınmış ve sonunda teslim olmak zorunda kalmışlardır. oğlu
Surr.irr'., önce gözierini oyduran Ve Sonra bir rivayete göre onu ida-
meden Murad, Ioannes'in de oğluna aynl cezayl ı'ermesini emreder'
Bu emre uymaktan başka çaresi olmayan Ioannes, \{urad'rn afzusu-
nu yerine getirmiş, lAkin oğlu Andronikos ile'torunu Ioannes'e karşr
girişilen kö"r etme_işlemi şiddetli olmadığı için Andronikos bu hA.di-
*""d., ,orr* ancak tir gr;zünü kaybetmiş, oğlunun gözleri ise iyileş-
miştir. Hapse atılan ,,i tuhtu Veraset hakkından mahrum edilen
AndronikoJun yerine loannes'in diğer oğlu . Manuel getirilmiş ve
Manuel 25 Bylül ı9ıg ae merasimle Ortak İmparator ilAnedilmiş-
tir.
t.)
ve Ioaıınes'i vaadini yerine getirmeğe zofladı' Boğaz|at bakımrırdan
son derece mülrim bir mevkide bulunan bu adanın Vencdik,e veril_
ınesine hiddetlenen Cenovalılar, Sultan Murad ile de işbirliği y"'pa-
rak IV.Andronikos'un hapisten kaçmasına vardım ettiler. ız egrs-
tos I376 da, bir aydan fazla süren bir muhasaradan sonra istanbul,rı
elegeçiren lV.Andronikos, Bozcaadayı Cenovalılara veriyor ve İs-
tanbul'da bulunan bütün Venedik]ileri lıapse attrrıyor ve Gelibolu,
yu da Türklere iade ediyordu. Fakat Bozcaad,anın Cenovalılara kar-
şr koyması üzerine lV.Andronikos i]e Cenovalrların müşterek bir se-
fer yapmalarrna lüzum hasıl olmuştur. IV.Andronikos İstanbul,da
üç yıla yakın (1376-1379) hııküm sürdü. Sonunda Venediklilerin
yardımiyle hapisten kurtulmağa muvaffak ola.n V.Ioannes ile oğlu
Manuel, 1379 Temmuzu başında tekrar İstanbul'a girdiler ve Sul-
tan Murad'ın muvafakatini aldrktaır sonra imparatorluk tahtına
çıktılar. Türk Padişahlna vergi vermeği ve seferlerinde ona kuwet-
leriyle yardım etmeği kabul ediyorlarclı. Andronikos'uır zalimanc
idaresinden sol]Ta, şehir halkının Ioannes ile Manuel'i tercih ettik-
leri anlaşrlmakla beraber, bu sıralarda Bizans tahtrnı elde bulundu-
rabilmek için ancak, dış güçlerin menlaatlerine uygun olarak hareket
etmek esastı. Artık Doğuda menfaatleri bulunan Cenova ve Venedik
gibi iki İtalyan devleti ile osmanlr devleti, Bizans tahtrnın talii üze-
rinde söz sahibi idiler. Bu hAdiseler esnasınd a Galata,ya sığınan
IV.Andronikos, adamları taraflndan da terkedildiğinden yalnız kal-
mış Ve sonunda babasının ve Padişahın muvalakatiyle kendisine Si_
livri verilmiştir ki IV.Andronikos l3B5 dc vukubulan ölümüne ka-
dar orada yaşamıştrr.
Bizaırs sarayı, ve]iaht Manuel aracılığr ile her yıl 30 bin Duka
osmanlı Padişahına gönderiyoı ve ihtiyaç hAlinde l2 bin ki-
'ergiyi
şi kadar t,tan yaya ve atlıyı da yine Manuel idaresinde osmanlı_
]arın seferlerine yolluyordu. Bozcaada için Venedik ile Cenova ara- --
sındaki muharebe, her iki tarafın bitap bir hAle gelmesine kadar
şid-
detle sürüp gitmiş ve bir netice elde edmeyince B Ağustos 1381 de
Torino sulhü imzalamağa mecbur olmuşlardrr. Bu sulh hükümle_
rine göre ada ne Venedik'e ve ne de Cenova'Va ait olacak, surlarr yr-
kılacak, hallu başka bir yere nakledilecek ve bu suretle boşaltılan
ada, Savoie Prensinin görevlendireceği bir kumandan idaresinde bu_
lunacaktr. Fakat, aslında Bizans'a ait bulunan bu mühim acla üzerin-
deki pazarlıklar esnasında, Bizans hiç söz sahibi olmuyor ve ona bir
şey sorulmuyordu.
74
ff
76
di ve lıu havali iskAn edildikten sonra. ]Vlarrastır hücum
ile ele geçi-
kuzey hududu
rildi ve ardrndan Prilep fetlredilerek imparatorluğun
Arnavutlara
bııraya kadar dryurr*i oldu. Bu son iki şehir, batıda
,r" glr.ya" Epir;lilere karşı girişilecek seferler için iyi bir
hareket
,'okiu*, iai. ıg_Bs de de orrı'yi zaptedeıı. Hayreddin Paşa, bir kısım
Arnavut Beylerinin daveti üzerine onlarrn iç ilrtilaflarına .karışryor
ve bu suretle osmanlı ordularr, tarihte ilk ciefa olarak Adriyatik
sa-
ıo
ÖzelliklePLoÇNiKZAFERİ,Balkanlarınbütünİslavlralkl se-
arasıncla büyük bir sevinç yarattlve büyük ümidlerin doğmasııra
eden Osmanlı zaferleri,
beJıoldu. Z\ra, otuzy,ı;"; beri aralıksı, d.rru*
FIeIe, ba-
ır, rrıı. urrr,rdu yilğınhk ve ümidsizlik meydana gttirmişti.
ğ,r.rı, *iıl.tl., olarui
osmanlı orclularrnda gördiıkleri.hizmetler kah_
soyluları'_ o Zamana
i.Ji.i ve alçaltrcr idi. Büttin bu sebelılerle Sırptoplandı. Bosna Kralr
i.;;;, gortilmemiş bir larzda Lazar'ııetrafında
başka küçük Ar_
Tvartko, Arnavut tr.yi G.o'g Kastriota ve daha
Bulgar Prens-
navut u" Srrp Beyleri, o'ma]'ı'ıura karşı birleşiler'
Türklere karşı müca_
leri de, ır4urad ile mevcut anlaşmalarr bozarak
Beyi de' Rumenlerin
dele için asker vereceklerini vaadettiler' Eflak
buharekçtidestekliyeceklerinibildirdi.SultanMurad,beklenmedikdüş-
karşı birleşen
bir zaferden Sonra i.y..uru kapılarak kendisine
gini _bI.h.ataya düş-
manlarrna hemen bi,'d"' ve'meğ' kalkışmak
mediveb\razzamaırkazanmayavemüttefikleribiribirindenapr.
vergi ver-
bozarak
;;;; ;;d;;;r;. iik dersi, kenjisiyle olan ittifakıBulgar verdi'
meyi reddeden ve J'u' ile işbirliğine kalkışan Çarına
13BBbaharındaVezirÇandarhAliPaşaidaresinde.hareketege.
çen 30 bin k\ilik Türk ordusu, Bulgaristan'ln fethiıri ikmal etmeğe
Daha sonra
karar nercli, Pravadi, Şumnu ve Trrnova'yı zaptet|ti' arasında
ile Sişman
şahsen Bulgaristan ,r*i""
yürüyen Sultaır Murad
sonra sadrk kalacağrnr vaa-
ödenmemiş haracrrr verilmesi ve bundan
ve Şumnu artık bir
detmesi üzerine bir anlaşmaya varldı' Niğbolu
osmanhkalesiidi..ftırklerTunahattıüzerindeyerleşmişler<lir,e
jiş.r'un artrk, Murad'a karşı kurulan tertibe yardım edemezdi'
beri Türkleriır eline geçtiği hilde, yuz yıLa yakın bir müddet bağım-
sızlığnı 'koruyabilmiş ve imparatorluğa bağlılığı da sözden ibaret
kalmıştı. Zengiı ve kalabalık bir nüfusa sahip bulunduğu anlaşılan
Alaşehir kalesi, Türk arazisi ortasında aşılmaz bir,kale teşkil etmekte
idi. Yıldırım Bayezid bu kaleyi ele geçirmeğe karai verdi ise de, muh-
kem bir kale olan Alaşehir cesaretle karşı koymakta direndi. Bunun
üzerine V.roannes ile Manuel'in yardımrna baş Vuran Padişah, on_
ların halka yaptıkları çağrılar bir netice vermeyince hücum ile ve
onların da yardımcr kuwetleri sayesinde kaleyi ele geçirmeği başar-
dr. Bunun dışında diğer bir hödise de, bu devir Bizans imparatorlu-
ğu haklında bir fikir vermesi bakımından çok dikkate değer. impa-
rator v.roannes, Bayezid'in Anadolu'da Karaman seferinde bulun-
duğu bir sıracia, artık devamlı olarak Türk tehdidi altında bulunan
başşehrin emniyetini sağlamak maksadiyle. istanbul surlarınrn Yal-
dızlı kapı ile Marmara denizi arasrndaki krsmını ve bilhassa Yaldızlı
kapının iki tarafindaki kuleleri tamirettirmişti. Yıldırrm Bayezid
82
bunu haber alınca İmparatora, bu kuleleri derhal yrktrrmasını, aksi
hAlde maiyetinde bulunan \4anuel'in gözlerini'oyduracağlnı tenbih
etti ve Ioannes, bu emri yerine getirnlekten başka çare bulamadı.
Büttin bu hidiseleri yaşadıktan sonra V.Ioannes, çok çalkantrlı ve
büyük maceralarla dolu geçen hayatrnr ikmal ederek 16 Şubat 1391
de 6l yaşrnda vefat etti.
M
ile 1398 de başlayan mücadele, fbsılalarla gelişmiş ve 1415 de Bosna
da, diğer Balkan ülkeleriııin kaderini paylaşmıştır'
Bu yıllarda afiık Bayezid, Bizans ve h,{orc üzerindeki tazy||ç|1i
gittikçc arttrlr. İmparatorluk llrı sıralarda sadece başşehirden ibaret'
Jayıatııir; zira bunun dışındaki arazi :iızerirıde osmanlılar isteclikle-
ri gibi lrüküm sürmekte idiler. Kuwetli suı:larınrn gerisine srğrnarak
var1ığrrrı sürdürmeğe çalışan başşelıirde, 1394 de yeniden başlayan
abluka scbebiyle çok sıkrntılr günler yaşanryordu. Şehrin kara tara-
flndan dş dünya ile olan temaslarr kesilmiş ı,e deniz üzerinde ıııku-
bulan ulaştırma da, kontrol altlnda bulundurulduğundan, grda ve
ihtiyaç mad<leleri sağlanması.'büyük güçlüklerle karşlaşıyordy-'---
Mor.-ya.r-adasr ise, ösmanlı akrncılarrnın ziyaretine sabıe-a1rri6k-
ta idi. Daha 1393 cle Tesalya'yr elegeçireıı Evrenoz-Tjey, bundan
sonraki yıllarda Yrınanistan işlerine I1-üdafi.-ale için karşısıııa çrkan
firsatlan.;ihmal ctmiyecekti. hıIore .Varımadasrnda hüküm süren karr_
karrşma fır-
şıklıklar, Osmaılılara burada Cereyaıl eden hAdiselere
satını bol miktarda bahşediyorclu. Yrınanistan'daki Katalan hiki-
miyeti sona ernriş ve d.aha 1379 yılında 'feb, Naı'arin kumpanyasr
tarafından ellerinden alınmıştı. Attik yarımadasında, l4.yüzyılın
ortalarından başlıyarak Yunanistaıı'da hikimiyetini sürdüren Flo-
ransa,lı bir tüccar aileşinir mümessili Atina Dükü I. Nerio Acciai-
iuoli (1388_1394) hüküm sürmekte idi. Nerio, uzunca bir zamandan
beri Korinti cle elindc buluııduruyordrı. Nerio ile damadı Mistra
Despotu Theodoros Paleologos'un arasl iyi olmayna karşlık her iki-
siniı Venedik ile olan mtınasebetleri gergindi. Hele Theodoros ile
Navaralr,larrır Acha'ia Prensi arasında sık slk mrrharebeler '"ııkubul-
makta idi. Fakat, 1394. Eytülünde Nerio'nun vefat etmesi ile hemen
bütün mülkleri I(e[alonya Dükü Carlo Tocco',ya intikal edince, Thde-
odoros haksızlığa uğradığını ilcri sürerek bacanağın4 karşı şiddetli
askerl tedbirlere baş vurdu, onun elindeı'ı. Korint'i aldı'
1394deBayezid,inhikimiyetiartıkevcineerişmişgörünüyor.
du. Balkan kavimlerini lıikimiyeti altına almrş, Ivfacar Kralınr Tuna',
run karşı tarafına sürmüş, Anadolu'nun büyük bir,kısmına salıip ol-
muştu. irtık eski Bizans imparatorları tavrınl takınıyor ve Serez'
de yaptığı bir toplantıda bu üstülı durumrınu açığa vuru1'ordu' Bu
topfantııin yaprlmasına More' hxdiseleri sebebolmuştu. Aralarındaki
ihiiıafıarı halledemeyen birbirine hasrm L4ore sakinleri Bayezid'e
başvuruyorlardı. Acha'ia'da ve Momenırasia'da huzursuzluğun se-
bebi Theodoros'ttı. Bir tarafta Acha'ia'da Navaralı'lara karşr mü_
B5
cadele ediyor, Monemvasia hikimi Mamonas'ı da kendine töbi
olmaya zorluyordu. Bu hödiseden sonra Bayezid, ı'asallerini Serez'
de topladı. Buraya gelenler: İmparator Il.Manuel, Mistra Despotu
Theodoros Paleologos, IV.Andronikos'un oğlu VII.Ioannes, lrayat_
ta kalan Srrp Prensleri Stefan Lazareviç ve Konstantin Dragaş ile
Vukaşin'in oğullarr idiler. Bayezid, burada şikAyetleri dinledi. Ma-
monas, Theodoros'tan şikAyetçi idi ve Theodoros onun arazisine
taarrıız ederek kendisini tAbi olmaya zorlamrştr. Bunun üzerine Ba_
yezid, toplantıda hazır bulunan İmparator Manuel'e hakaret etmiş
ve bir rivayete göre bütün Paleologlarr, hatta diğer Hristiyanları
öldürtmek istemiştir. Halbuki toplantıya katrlan VII.Ioannes'in
Bayezid'i amcaslna karşı tahrik ettiği bilinmektedir. Bayezid, The-
odoros'u bir kısrm kaleleri kendisine vermeğe zorladı. Fakat Baye-
zid'in maiyetinde bulunan Theodoros, gizlice buradan kaçmağa
muvaffak oldu. Mistra'ya dönerek bu hödiseden sonra Venedik ile
işbirliği yapmağa başladı. LAkin, ertesi yıl Theodoros bacanağı ile
miras meselesinde ihtilafa düşünce, Carlo Tocco Türklerden yardrm
istedi. Bunun üzerine Bvrenoz Bey idaresinde bir ordu More üzeri_
ne yürüdü ve Korint surlarr önünde Mistra Despotunun ordusuna
ağır bir darbe indirdi. Leontari ve Diakova (Akova) yı işgalettikten
sonra Tesaİya'ya geri döndü.
Eflak Beyi Mirçe, ızuTI zamancLan beri osmanlılar namına bir
huzursuzluk kaynağı olmakta devam ediyordu. Mirçe, Tuna'nın
sağ sahiline geçerek az önce osmanlılar tara{ından zaptedilen Bul-
garistan arazisine taarcuz ediyor, Macarlarla ittifak hAlinde Osr-nan-
Iılara karşr düşmanca tavrr takrnryor Ve Kosova muharebesinde Sırp_
lara yardım etmiş bulunuyordu. Anadolu'da ve Balkanlar'da duru_
munu emniyet altına a|aı Bayezid, Eflak Prensi Mirçe'ye karşı
harekete karar verdi. Vidin'den hareket eden Türk ordusu Kalafat'ı
zaptetti. Türk ordusunda vasallerden Kral Marko, Doğu Makedon-
ya Küstendil Beyi Konstantin Dragaş ve Stefan Lazareviç bulunu-
yordu. Ttırk kaynaklarrnrn Karinouasz dedikleri Rouine mevkiindt
Türkler, büyük kayıplar karşıhğında Mirçe'ye galip geldiler. 17
Mayls 1395 de vukubulduğu sanılan bu muharebede Kral Marko
ve Konstantin öldürüldükten başka, Türk büyüklerinden birçoğu
şehit oldu. Bu muharebeden sonra Mirçe yeniden osmanlılara Ver-
gi vermeği ve az önce almrş brılunduğu Dobruca ve Silsitreyi de Ttrk-
lere geri vermeği kabul etti. Bu suretle Tuna'nın geçit noktaları tek-
rar osmanlılarrn eline geçti ve buralarda Türk garnizoılar yerleş_
tirildi.
B6
osmanlrların Balkanlardaki başarıları ve Bulgaristan'ırı zaptı,
Batıda büyük akisler yaptı. osmanlılarla artık komşu hAline gelen
Macaristan, Türk tehdidini en çok hisseden devletler arasrnda bulrı-
nuyordtı. Türklerin More yarrmadasrna yaptıkları akınlar da, öze|-
likle, burada yaşıyan LAtin Beylikleri telöşa düşürmüştü. Macaristan
tahtı üzerinde henüz gereği gibi hnkim olamamış bulunan Macar
Kralı Sigismund ise, Bayezid ile yaptığı ilk çarpışmayı kaybetmiş
ve Batıdan yardım olmaksızrn osmanlılara karşı koyamıyacağını an-
lamıştr. Fakat, Batı Hristiyan dünyası bu sıralarda birlikten mahrum-
du. Papalık, kendi bünyesinde meydana gelen BÜYÜK ŞİZMA
hareketi yüzünden zaiflemiş bulunuyor, mezhep mücadelelerinden
dolayı da, Doğu ve Batı Kilistlleri gerginliğini koruyordu. o zamana
kadar devamlı olarak Türk tehdidi altında bulunan Bizans impara-
torlrığunun yardım çağrılarl ve Papaların. ihtarları, Batıda fazla
biı akis uyandıramamıştı. Haçlı seferi düşüncesi de bu devirde ar-
tık eskisi gibi Hristiyanlarr harek;te getiremiyordu. |4.y.y' Sonun-
da Kıbrıstan gelerek Paris'te yerleşen Philippe de Möziere'in tahrik-
leri ise, osmanlrlara karşı olmaktan ziyade Arzı Mukaddes'e karşr
idi. Doğuda en fazla menfaatleri bulunan iki italyan devleti Venedik
ve Cenova, aralarrnda brrleşerek osmanhlara karşı bir cephe teşkil
edecek yerde, herbiri kendi hesabrna Ve cok kere son derece küçü-
lerek. Murad veya Bayezid, ile iyi geçinme yolunu tutmakta idiler.
B7
landa'dan, Savoie'dan, Lombardia'dan ve Almanya,nın her tarafin_
dan gelen devrin en mümtaz şövalyeleri, kendi sancaklarr altında
Macar Kralrnın idaresinde Türklere karşı ve orr.larr Avrupa,dao
çı-
karmak üzere yola koyuldu. Hem mrıharebeye katılan iimselerin
seçkin kimseler bulunması ve hem de Feodai
şövalyeliğin en son
büyük teşebbüsü olmasr dolayısiylc Niğoblu Haçlı sefeğ sona ef-
mekte olan ortaçağrn Avrrıpa tarihinde girişilen milletlerarası en
büyük hareketti. Bizans imparatoru Manuel de gizlice Haçlılarla
temas hilinde lıulunuyordu. Eflak Prensi Mirçe'nin Haçlılara katıl-
rnasr da sağlanmlştı.
Niğbolu Haçlı seferi, Batılı hükümdarlar için çok ağır bir ders
olmuş ve bu hükümdarlar, kendilerine felöket gctiren Doğu mesele-
leğle bundan sonra ilgilenmek istememişlerdir. Niğbolu muhare_
besinin neticeleri, Bizans ve Balkanlar bakımıırdan cla çok ağırdı'
Önce, Niğbolu zaferinden sonra Türkler, henüz bağımsızlığınr koru_
yabilen Vidin'deki Bulgar devletinc nihayet ı'crirler. Bundan Soııra,
1397 de More yarrmadasrna giren Osmanh akrncrlarr More Despo-
tunun ordularınr dağıtmış, Venedik'in elinde bulunan Argos'a ve
Modon'a kadar sokularak her tarafı yağma ile ve Atina önüne sokul-
mak suretiyle bütün yarımadayr kolaçan etmişlerdir. Bundan böyle
aftık Bayezid'in bütıın dikkati Bizaırs üzerinde toplanmış, ilk sırada
Silivri zaptedilmiş ve More yarrmadasrna yapılan büyük akrn, Bizans'
a dışarıdin yardım edilmesine engel ölmak maksadiyle tertibedilmiş_
tir. Niğbolu zaferinden ve Venedik donanmasrnın uzaklaşmasından
az. Sonra İstanbul yeniden abluka altına allnrr ve çok srkıntılı günler
geçiren şehre elçiler gönderilerek Manuel'den' şehrin teslimi istenir-
se de, olumlu bir Cevap alınamaz. Bizans başşehrinin büyük bir srkrn_
tı içerisinde bulunmaSlflcf, Ve halkın çoğunun kaleyi teslim etmesi
için Manuel üzerinde baskı yaptığı bilinmesine rağmen, Bayezid'in
hücum ile şehri ele geçirmeğe kalkışmamasınl, uzun sürebilecek bir
muhasaıa için kendini hazıt bulmaması ile izah etmek mümkündür.
Bayezid henüz, böyle bir mrılıasara için gerekli toplara ve ,veteri ka-
dar donanmaya sahip bulunmuyordu. Bu sebebie de mahmisi bulu-
nan Vll.Ioannes'i Bizans tahtına çıkararak faz|a kan dökmeden is-
tanbul'u elegeçirme yolunu tercih etti. Bundan dolayı Vll.Ioannes'i
tahrik etmekten çekinmiyor ve Manuel'i de Bizans tahtıru Ioanııes'e
terketmeğe zorluyordu.
' Canrnı zor kurtararak haftalarca süren uzun bir seyahatten son_
ra güçlükle memleketine dönen Macar Krah Sigismund, Türklerr.
karşr yeni bir Haçlı seferi tertibetme düşüncesini hila terketnı.emişti.
Halbuki, Macaristan'da kendisini bekliyen güç probleiıler vardr.
Herşeyden önce tahtr sallantıda bulunuyordu. lJzun zaman Kra|'
larrndan haber alamayan Macar halkı ve özellikle idaıecileri, kendi
lerine yeni bir Kral aramağa başlamışlardr. Macar tahtr üzerinde
hak iddia eden Napoli Prensi I.6sz|6 ve taraftarları da faaliyetlerini
artırmışlardı. Venedik ise, Bizans ile tsayezid arasında bir yakınlaş-
ma meydana gelmesindeıı korkuyordu.
İçinde bulunduğu sıkışık durumdan
çok bunalan Bizans İmpa-
r'atoru Manuel, dayrsr Theodoros Kantakuzenos,u, yardım
aramak
üzere Batrya gönderdi- Bizans'ın elçileri Papalığa, Venedik Doce-
sine, Fransız Kralrna, ingiltereye ve Aragonyi,ya-giderek yardım
is-
tediler. Yalııız Frarısız Kralrndan ya.drm gaji Ğ Mareşal Bouci_
caut idareside 1200 kişilik bir kıtanın Bizans,a gonderilmesine ka-
rar verildi. LAkin bu arada imparator Manuel'iıi yeğeni VII.Ioan-
nes, Fransız Ktalına Bizans tahtrnı satmayı teklif
ve 1ıllık
25 bin Florin bir rahsisat ve Fransa'da kendisine bir "Jiyo,
jato verilmesi
karşlığ'ında imparatorluk üzerindeki haklarrndan feragat edebile-
ceğini bildiriyordu. Fakat Fransrz
'sarayrnln bu teklifi .;dd;y. alma-
dığ anlaşılmaktadır. Nitekim, ManueI'in yardrm ricaları kabule
şayan görülmüş ve 26 Haziran 1399 da Fransrz Mareşali Boucicaut,
|tiçtık bir filonun başnda Bizans'a yardım götürmek'izere yola
-cı-
karrlmıştır. Yolda Venedik ve Cenova donanmasrna mensup kadır-
gaların da katılması ile kuvveti artan Mareşal,
Çanakkale boğazı-
nı geçerek 17 Türk kadırgasınr mağlubetmiş, ondan sonra Marma_
ra denizi sahillerinde ve Karadeniz kryrsında bir kısrm Türk kaleleri
tahribetmiş ve Türkleri geri çekilmeğe zorlamıştrr. Türk donanması-
nın hcnüz zaif olmasrndan faydalanan Boucicau'nun, bu esnada da-
ha büyük başarılar elde edemenıekle beraber,
çok sıkıştrılan vc
zor yaşayan Bizans Başşehrinin nefes almirrr, ,uğıudrg, n"
.günler
Türklerin bıttın hücumlarrnı geri püskürttüği.i bilinmektJir.
son haddini
halkının katlandığı sefalet, açlık ve-mahrumiyet
ve İmparator Manuel bu teiılikeli duruma fazla
dayanamayacağinr
de'.Venedik' S'"u:::" Timur
.ıryr..ı. Şehirden kaçmak istemişse'
İmparatoru bu
tehlikesinin yuı,ıuş*,ı<.iu olduğunu hatırlatarak
niyetinden vaz geçirmiştir'
ve karısı ile iki
imparator Manuel, Mod'on'da kataya çıkmış yoluna
Sonra
ogırr.;,iurd.şi M;r; Despot,, Theodoros,a bıraktrktan
devametmiştir.yun.,aukalabalıkbirmaiyetiyleseyahateden bir^merasimle
i*puru,or, ör". V"'"dik'e uğradı ve orada' büyYl.< mola verdik_
karşrlandı. Ardrndan Padrıa i'e Milano'da krsa bir
ten sonra 3 iHaziran 1400 d'e Paris'e vardı'
Ekim aylna kadar Pa'ris'
ve- Londra'da IV'Hanri
te kalan Manuel, Eı'ı-a" ingiltere'ye gitti
tarafından karşrlrJ, \,.e ı+öı Şubatıiıda
tekrar Paris'e dönerek
geçirdi' Fraıısız Kralr
22 Kasım 1402 tarihine kadar orada vakit
buradaki ikameti
Vl'Charles ile çok dostane münasebetler kuıdu'
esnasınd.adevamlımerasimlereveayinlerekatıIdı,avpartileriterti-
Vaatte bulunuldu'
bedildi, pek çok l;iy' aldı ve \'"ol'rrı.'r;'n"ı<.
Roma Imparator-
br.iııtı"'i.rgiıtere,d. Ve Fransa,da, Eski Bııvtlk
larrnınbirhalefigibikarşıiananveonlarrnhatrrasrnahürmeten yaptığı
il;;^ g5,.* i*puiuro, M'anuel'in, . Batılı Hükümdarlarla
Ve karşılıklı fi-
temaslar, bu iki ly, ar"y"nın biriiirine yaklaşmasl
da, asrl he-
kir mübadelesi bai<ımından son derece mühim olmuşsa
91
defi için elde ettikleri çok cılızdı. iki yıldan fazla kaldığı bu Batı ül_
kelerinden büyük itibar, tıol vaatleı' ı,e hediyelerle zengin hatıralar
toplanra dışrncla elde ettiği SolluÇ, bir kaç kadırga ile Fraılsrz Kra_
lırun ı,ermeği kabul cttiği 1200 kişilik bir krııızetten ibaretti. Paris'te
iken hemen büttın Hristiyan Hükümdarlariyle bir Haçlı seferi ter-
tibi için yazışmalar siirdürdü. Bu uzun süren yarüm arama temas-
larr sırasrnda, asla nlczhep değiştirme sözü etmeyen ve Paris'te dahi
Ortodoks öyinleri düzenleyeıı imparator N{anuel, Papa Bonifacius
tarafından soğuk karşılanmrş ve bu sebeble de kendisiyle karşılaşma
arzusu gösterilmemiştir. Buna rağmcn Paparun, bir Haçlı seferine ka-
tılmalaııl için Hristiya'nlar arasrnda tahrikler yaptığı bilinmektedir.
Manuel'in Batı seyahatine çıkmasından sonIa ooa ırekölet eden
Vll.Ioannes, Bayezid'in emirlet'ine uygun olarak lıareket ediyordu.
Başşehirde dtlrum son derece acıklı idi, halk açlıktan kırılıyordu
ve hazine boşalmıştı. Bayezid'in bu sıralarda şehri devanrlı olarak
abluka altına tutmak suretiyle tcslim olmağa mecbur etme yolunu
seçtiği anlaşılmaktadır. Fakat Bayezid'in vefbtrndan sonra VII.
Ioannes nufuzuntr temamen kaybetmiş; SelAnik üzerindeki iddiaları
da Manuel tarfrndan reddedilmiş ve Türk Padişahı ile ittifak ede-
rek vatana ihanetle suçlanmıştrr. R.ivayetlere göre sürgüne gönderil-
ıniş, fakat daha şonra kayınpederiııiır ve Boucicaut'nun aracılığ ile
ile SelAnik ve civarrnı almışlır.
Tiınur Vak'asi
Bayezid'in bütüır kuwetiyle orta Avrupa yakasında meşgul
lıulunduğu ve tekmil diplomasisini bu sahada yoğunlaştırdığı bir
sııada, imparatorluk için doğuda büyük bir telılikenin gelişmekte
olduğunu farkedemediği anlaşllmaktadır. Belki dc, hödiselerin mer-
kezinin osmanlı İmparatorluğlı arazisinden çok ızakta görünmesi'
onu yanıltmış olmalıdrr' Zita, Bayezid'irr hökimiyetinin zirvesinde
göründüğü bir srrada, Asya'nın batrsrnda diğer bir Türk Hükümdarı,
30 ;ııldan lıeri sürdürdüğü mücadeleden başarı ile çrkmış, taıtınma_
mış küçük bir Bey'likten bir imparatorluk meydana getirmişti. Cen-
giz evlAdının hAkim bulunduğu tsatı Türkistan bölgesinde si,vasi
faaliyetlere girişen bu Türlı Hükümdarı Tinıur, B Nisan 1336 da
Semerkand'ın güneyinde bulunan (vc bu gtin Şahri Sebz adını taşı-
yan) Keş şehrinde, Çağatay rrlusuna mensup Barulas aşireti reisle-
rinden Turagay'ıru oğlu olal'ak dtinyaya gelmişti. Barulas aşireti
Taşkent ve civarrnda hüküm sürmekte idi. Timur rüşte eriştiğ'i sıra-
larda Çağatay Hanlığı zaiflediğinden hAkimiyet, Çağatay sülilesi
namlna onların lıizmetindeki ııufuzlu Emirlerin eliııde bulunuyordu.
Sirderya civarırrcla Celİyir, Türkistan'da Dulgat ve Barulas kabilc-
lerinin Emirleri bunlarrrr meşhurlarrndandı. Bu Emirler, Çagatay
sülilesinclen birini Haır ilAnediyor r.'e kendileri hikimiyeti ellerinde
bulunduruyorlardı. Bunlar arasrnda dikkati çeken Tiınur, daha baş-
lanğıçtan itibaren dirayetli bir siyaset adamr olduğunu gösiermiştir.
Dostlarını iyi scçmiş r'e kudretinin üstünde düşmanlarla mücadeleye
girişmemeğ.e dikkat etmiştir. Bır bölgedc, 1358 de gelişen hAdiseler
Timur'uıı emellerine lrizınet cder. },4averaünnehri elegeçiren Doğu
Tiirkistan lrakimi Tuğluk Timur ile anlaşan Timur, Keş ve civarınrn
idaresini elegeçirir ve Tuğluk Timrrr Flanrn Maveraiinnehre Han
tayin ettiğ'i oğlu İlyas Hoca Timur'u maiyetine alır.
Timur'un siyasi başarrları, kaylnbiraderi ııe rakibi Emir Hü-
seyn'in düşmanlarr taraflndan öldüriilmesinden sonra biribirini ta-
kibeder. 1376 yrlııra kadar sürerı mücadelelerden sonra Harezm'in
lıir kısrm şchirlerini elegeçirir. 1379 da Hareznı',i elegeçiren Timtır,
l3B1 de Herat Emirliğine son vcrir. Sekseniılci yıllarda Irakı Acem'
deki Celxyirler ülkesine kaı'şı giriştiği mücadelclerdeı sonra 1386
da Tebriz,e girer. Önce Kaıs'ı elegeçirir ve kısa bir rnuhasaradan
sonra tcslim olaır Tif]is'e girerek kışı orada geçirir. Timur'un Azeı'-
baycan'daki ilerlemesi onu Kıpçak Hanı Toktamış ilc kaı:şıkarşıya
getirir. Azerbaycan üzerinde emeller besliyen Toktamış'ı mağlubeden
Timur oıı.u, t3B7 de Derbend'iıı kuzeyine geçmcğe zorlat'
Timur'un Batı Asya'daki ilerlemesi onu üç büyük devlct ilc
karşrlaştrrmakta idi: Doğu Avrrıpa'da Altınordu, Anadolu'da os-
nıaırlr imparatorluğu ve Mrsır'da Memlük devleti. Tirnrır'un ilk
sırada ve arka arkaya giriştiği seferlcrlc Altrnordu devletini yıkılma_
ya mahrümettiği rıe Rı-rs'ların Altlnordu hikiniiyetinden kurtulnra_
iarrnda ya.dı*cı olduğu gözc çaı.paı.. Karşısında birleşik bir ccphc
görmeyen Timur, çok müsait şartiar altında ilerlemekte idi. Bu üç
büyük devlet dışında, Mıslr ilc Timur ve Türkiye arasırrda Türkleş-
miş bir Celiyir Moğol devleti ile Anadolu'ı1uıl doğusunda Sivas -
Kayseri bölgesinde uzar1afl kuyvetli Lider Kadı Bürhaneddin'in
Türk Beyliği varclı. Anadolu'nun doğusunda yerleşen ve osmaıllı-
lara rakip bir tavır takrnan Kadı Bürhaneddin, daha çok Memlük-
lularla işbirliği yaplyor ve Memlük'luları.n lrem Timur'a vc hem de
osmanlrlara karşr bir paravaııası r,azifesini görüyordu. Anadolu'
da Memlük'lular karşısrnda büyümc Ve kuvvetlenme temayülü
gösteren osmanlı devleti, Dobruca rıe Bflak'r elegeçirmekle de Altı-
nordu ile temasa gelmiş ve hatta iki devlet araslnda hudut çatışma-
ları başlamıştı.
93
Bundan sonra Timur, Ermenistan'rn mühim
bir kısmında hü-
küm süren Karakoyunlu Türkmen Beyi Kara Mehmed'in
(l3B0-
l3B9] kendisine itaati rcdcletmesi üzerine, l3B7 baharında
Bayezid'i fethetmiştiı. Avnik ve Erzurum,u elegecirrnesi Doğu
üzerine
Eretna Erzincan Taharten, Erzurum'a gıa.Jt Tı-ur,a itaati-
P-rj'
ni bildirdi. 139l de Toktamış'a karşı üçünctı seferini yapan
ve Al-
tınordu'nun mühim merkezlerinden Saray ve Astırahan,ı
tahribeden
Timur, buradan Taşkent'e gitmiş ve l39i kışıru dinlenerek
ve tasar_
Iadığ "Beş Yıl Se|eri,, hazırlıkların, yupurul geçirmiştir_
Timur, bundan sonıa giriştiği ve "Beş Yıl Seferleri,,
adı verilen
, muharebeleri esnaşnda Bağdad'r, Mrrrrı,r, TJrfa'yı.ı"g.|;r,ıi.
ı3o+
yılında Karakoyunlu hükümd an Kata Yusufia kriş,
hr;.lete geçti.
Kara Yusuf'un sür'atle geri çekilmesi üzerine Avnik,i tekrar aldı. Bu-
radan kuzeye yönelen Timur, 14 Nisan 1395 de Terek
ırmağı kıyı-
snda Toktamış ile lıir daha çarplştı \,e onu yenerek firara zorladı.
Toktamış ile Kadı Bürhaneddir., ii-r.'rn jaha ilk
Batı Asya se-
Ibrinden sonra, Timur tehlikesine karşı bu saharun
iki büyük Lideri
olan Bayezid ile Berkuk,u uyarmak suretiyle Timur.,un
meydana
g.etirdiği tehlikeyi orİaya koymuş ve onları icılgede
bir savunma it-
tifakı oluşturmağa davet etmişıeidi. Uzun süren diplomatik
lardan Sonra, Timur'a karşr askeri bir ittifak ku.rıabiı-iş çalışma_
ve Irakr
Acem istilösından sonra Türkiye ve Suriye içlerine ytırıi*.
kararr
alan Timur, Erzurum'a kadar gelrniş ve kendisine karşı
oluşturulan
bu savunma ittifakı karşısınd.a istili hareketini durdurmak zorun-
da kalmıştı ' Zira,
!u dörtlü
mur'urı gerisinde askeri
ittifak üyelerinden olan Toktamış, Ti-
faaliyetlere başlayarak Timur,un uyrrı,,urn-
dan krsa bir süre sonra tahtını elegeçiriyor Ve bu hödise üemlüklu-
lar ve osmanlılar bakımından ,or1"r... mühim bir olav teşkil
edi_
yordu' Çünkü, Timur._istilösrnr on yıl geciktiriyor ve Timur,a
karşı
birleşmeleri için kendilerine zaman kazanma fırsatı
veriyordu. Fa_
kat, böIgede kendisine karş kurulabilecek ittifak üyelerini
birer birer
saf dışı etmeği düşünen Timur, 1395 de tekrar Toktamış
üzerine yü-
rümek lüzumunu hissetmiştir. Terek muharebesinde Toktamış,ı
güçlükle yenebilen Timur, onun firarrndan da huzursuz
olmuştur.
Zira, geniş topraklara Ve Sonsuz imkAnlara sahip bulunan Tokta-
mış'ın yeniden canlanmasr mümkündü. Bununla beraber, Timur,
l" Toktamış'a karşı .karunrlığı 1395 zaferi, orta eryu ul Güney
Doğu Avrupa, Ttirkiye ve Yakın Doso ba]<rmrndan son derece mtı_
him neticeler verecekti. önce bu zifer, Altınordu devletinin gele-
ceğini tayin etmiş ve bu devleti ikinci derece siyasl bir
kuruluş höli-
94
ne getirmişti. Ayrıca Timur'a, Tıirkiye ve Suriye istililarını uygu-
lamaya imkAn verecekti.
Yakııı Doğrı seferlerinden sonra Timur, birçok sebebdeır dolayı
1396 yılıncta Semerkand'a dönmek zorunda kaldı. Kısa bir zarnan
sonra c]a Hindistan'a bir sefer yaparak Türk-Afgan devletine ni}ıayet
verdi. Timur'trn Yakın Dcığu'dan bu uzaklaşmasr \'e mutlaka bir
Çin seferine çıkmak istediğinin bilinmesi, Bayezicl. başta olmak üzerc
üirçoklarrnda Timur'un bir daha Yakın Doğu'ya dönm:yeceği inti-
baını uyandırdı ve bu yanlış hesap özelliklc Osmanlı İmparatorluğuı
bakımrndan çok fena neticeler verecek hidiselerin başlanğıcı oldu.
Hatbuki Timur, Ttirkiye ve Yakın Doğu üzerindeki iddialarından
vazgeçmemişti. Bu bölgedeki clevletler ise, Timur'un Toktamış'a
kar.ş kazandığı zaferden sonra Ve onun bu sahadan uzaklaşmaslnr
firsit bilerek bu durumu kenc]i lehlerine çer'irmeğe kalkışmışlardır.
Lökin, yine de Timur'a karşı meydana gelen dörtlii ittifak düşüncesi
yokolmamış, Kadı Bürhaneddin ile Berkuk'un vefatlarrna kadar gös-
iermelik te olsa sürmüştür. Tecrübeli bir devlet adamr olan Memlük
Sultanr Berkuk'un, Timur'uır sebebolabileceği büyük felöketi bütün
açıklığl ile görmekle beraber yine de onu gelip geçici bir musibet
*.ydrğr, halbuki Balkanlarda ve Hristiyan ilemine karşı kazandığı
parlak başarılarla büttın islAm Aleminde büyük sevgi ve:rüfu-z kazaıan
bsmanlılardan çekindiği, dcvrin büyük islAm ilimi İgN HeınUN'
un kayıtlarrndan an|aşılmaktad.ır. Buna karşılık Yrldırrm Bayezid
tarafından Timur telılikesinin gereği kadar ciddiye alınmadığı, kendi
kuwetlerine ve başarrlarrna fazla güvenerek gur'ura kapıldığı bir
gerçektir.
97
leketini tahrip ilc halk arasında korku ve endişe yaratmağa ve mu_
kavemet arzularını kırarak Bayezid'in kendisi üzerine yürümesini
sağlamağa çalışıyordu. Halbuki Bayezid buna hazrr aegiıai vı Ti_
mur'un beklenmedik bir anda Suriye'de görünmesi orr,
şuşr.t-rş-
tı. Bayezid, Sivas'tan sonra Timur'un Tokat üzerine yüriyeceğini,
Batı Anadolu'ya varıncaya kadar birçok kaleyi zaptetmek zorunda
kalmak suretiyle oyalanacağrnr sanmıştı. Halbuki Timur, Sivas,ln
gösterdiği mukavemetten Sonra Anadolu şehirlerinin uzuo Zamaı|
mukavemet edeceklerini anladı. Bu yüzden Suriye üzerine döndü
ve Memlük Sultanrnı cezalandırmayı düşündü. Bayezid'in bu sıra-
da Kahire'ye gönderdiği elçi Hoca Firuz, lıir netice elde edemeden
döndü. Zira Bayezid, Memlüklu'ların itimadıru kaybetmiş Ve oırlar
nezdinde, ileride Timur VartasI at]atıldıktan sonra dalıa tehlikeli bir
düşman olacağ intibaını uyandırmıştı.
Timur, bu srrada Ayintap, Halep ve Şam'ı zaptetmiş bulunuyor-
du. Timur'un Suriye'yi zaptettikten sonra kendi üzerine yürüyece-
ğini düşünen Bayezid Kayseri'ye kadar ilerlemişse de Timur, ordu_
sunun Bayezid ile çarpışmak için ycterli olmadığrnı düşünerek Bağ_
dad'ı zapt ile ahalisini kılıçtan geçirdi. Bunun iizerine Bayezid 1401
Temmuz sonunda Erzincan'ı, az sonra Kemah'ı elegeçirdi. Tahar-
ten'in bütün ailesini Bursaya gönderdi. Bayezid, Erzincan se{brin_
den önce Mısır'a elçiler göndererek az önce Mrsrrlı'lardan kopardı_
ğr ülkeleri onlara iade ediyor ve Berkuk zamanıında kurulaır dost-
luk ittifakını yeniliyordu.
Timur ise, rrah Acerrıin zaptından sonra osmanlılarla girişe-
ceği bir harbe hazırlamak maksadiyle imparatorluğun bütün kuv-
vetleriyle kendine tAbi dev]etlerin lıükümdarlaıını, orduları ile bir-
likte maiyetine çağırryor ve Türkistan'dan getirttiği en seçkin kuv-
vetlerini torunu Mehmed Sultan'ın emrine veriyordu. Daha Suriye'
de iken Bayezid'e bir tehdit mektubu gönderen Timur, Bayezid'in
kendisine itaat etmesi l2ızım geldiğini bir daha hatırlatryor, fakat
Bayezid cevabrnda düşmana karşı hazır olduğunu bildiriyordu.
Bundan sonra sürdürülen mektuplaşmadan da bir sonuç alınamrş-
trr. Sureta sulh taraftarr görünen Timur'un karşılığında Bayezid;e
yaptığ teklifler onu kendisine tAbi bir hükiimdar saymak istediğini
ifade edi;ıordu. Bayezid'e üstünlük iddia eclen ve ondan itaat bek_
liyen Timur, Bayezid'den aldığı cevaplar karşrsında, Anadolu'ya
girme kararını verdi. o sıralarda Çin İmparatorunun vefat ettiğini
ve bu ülkede karışıklıklar çıktığını duyduğundan, Çin'i elegeçirıne-
9B
nin tam zar.rraTl, olduğunu düşünüyor, fakat arkasında osmanlı dev-
leti gibi kuwetli bir hasım bırakarak bölgeden uzaklaşmanın isa-
betsiz bir hareket olacağıru da iyi biliyordu. 1402 yılı başrnda emir-
lerini ve şehzadelerini toplayarak müşaverede bulunan Timur, on-
ların Müslüman öleminin büyük mücahidi olarak bildikleri ve sev-
dikleri Bayezid'e karşı bir seferi tasvip etmemelerine rağmen, karar-
larında israr ile harp mes'uliyetini ona yükliyebilmek maksadiyle
yeniden elçi yollıyarak Bayezid'e kabulü mümkün olmayan teklif-
ler yapıyordu. l3 Mart |402 cle Tebriz'den Bayezicl'e elçi gönderen
Tiınur, onu dostluğa yanaşmamak ve adamlarrndan Taharten'in
mülklerine taarııızda bulunmakla suçluyor ve mektubunun sonu-
nu bir tehdit ile bitiriyordu. Görünüşte sulha davet eden bu mektup,
aslrnda harbe tahrik ediyor, ancak kabahati Bayezid'e yüklemeğe
çalrşıyor ve bu davranışiyle ordusunda Bayezid ile bir harbe karşı
olanları kandırmak istiyordu. Diğer taraftan' Hristiyan devletleriyle
ve bunlar arasrnda Fransrz Kralı ile temasa geçerek onlara Bayezid
aleyhinde ittifak teklifinde bulunuyor, ayr\| zamanda kendisine baş-
Vuran Bizans İmparatoru ile Cenova'lılara da, yakında Bayezid'in
üzerine yürüyeceğini söyliyerek onları ferahlatıyordu. Nihayet Pa-
sinler ovasından Erzurum'a ve oradan da Erzincan'a giderek toTunu
Mehmet Sultanı Kemah'ın zapt'na me'mur ediyor. İki taraf arastn-
da muharebe artrk başlamıştır. Timur, Sivas'ta buluştuğu osmanlı
elçileri vasrtasiyle Bayezid'e son tekliflerini yapıyor, oğullarrndan
birisinin rehine olarak gönderilmesini, Aıradolu'nun kendisine ter-
keoilmesi icabettiğini, zira kendisinin Cengiz Han'ın oğullarırun
halefi ve virisi olduğunu ileri sürüyordu. Bayezid'in elçileri önünde
Sivas'ta ordusuna bir geçit resmi yaptrran Timur, Bayczid'den bir
Cevap alamadı. Fakat Bayezid'in Tokat'a kadar ilerlediğini öğıenin_
Ce, onurıla hemen bir meydan muharebesine girmiyerek Anadolu
içlerinde ilerlemek Suretiyle yolu üzerindeki her yeri tahribetmeğe
karar verdi. Ay'r, zamaıda Timur, osmanlı ordusunu Anadolu için-
de yormayr, srcakta bitkin bir hxle getirmeği dtıştındtı. Timur Kay-
seri'ye ve oradan ve Kırşehir'e doğru ilerlediği bir srrada, iki ordu
biribirine çok yaklaşmıştı. Fakat Timur, burada da muharebeyi ka-
bul etmiyerek Ankara istikametiırde ilerledi. Su menzillerini tutmak
ve kuyular kazmak maksadiyle öncülerini Ankara'ya gönderdi. Ti-
muT'uIı öncü kuwetleri Ankara kalesi kumandanı Yakup Beyi ka-
leye çekilmeğe zorladılar; Timur krsa zamanda Ankara ovasına
hikim oldu ve kaleyi muhasara altına aldı, fakat Bayezid'in yaklaş-
tığrnı öğrenerek muhasalayr kaldırdı. Daha önce Çubuk ovasrrıa
99
inen Timur orduları, Çubuk çayln' arkalarına almak, Bayezid,in
ordusunun gelebileceği yerlerde
çeşmeleri ve kuyuları iahribetmek,
geniş hendekler kazmak suretiyle muharebeye lıazırlandılar.
100
zid'in muharebe meydanına getirebildiği ordu 70 bini geçmiyordu,
bunun da hemen yarıSı yaya idi. l0 bin kadar tutan zrrhlı Sırp or_
dusu Sırp Kralının idaresinde Osmanlı ordusuna katılmakta idi.
Rumeli ordularrnr Hoca Firuz, Sağ kanaddaki Anado1u ordusunu
ise Kara Timurtaş idare ediyordu. Yanında Mustafa, Musa ve İsa
Çelebilerin bulunduğu Padişah, Kapıkulunun kumandaru olarak
Yeziriazam Ali Paşa ile merkezde bulunuyordu. Rumelinin akıncı
]iıtaları ile Timur'dan kaçarak osmanlılara sığrnan Kıpçaklar, Kara
Tatarlar, Türkmenler, öncü olarak yerlerini almışlardı. Anadolu'
dan ve Rumeli'den toplanan ücretli asker ihtiyatta idi.
Timur'un ordusunda ise, sağ ve sol kanatlarda Timur'un torun-
larr, merkezde de kendisi yer almıştr' zB Temmuzda günün erken sa_
atlerinde başlayan muharebe akşam geç saatlere kadar sürdü. Baye-
zid, Timur ordusunun sayr üstünlüğünü görerek topladığı harp di-
vanında, yayasından üstün saldırılar beklediğine dair bir nutuk
çekti ise de, ordudaki menfi propagandalar askerin maneviyatınrn
bozulmasına sebep olduğu gibi, müslümanlara karşı Sırp askerinin
kullanılması da. orduda menfi tesir yapmıştı. Buna rağmen osmanlı
ordusu düşmana şiddetle saldırmış ve Timur ordusu kısa süren bir
Sarsmtı geçirmiştir. Bövle bir hücumu önceden hesaba katan Timur,
tedbirli davranmış ve bu sebeble en öne zincirlerle biribirine bağlı
bulunan Maveraünnehirden getirdiği zrrhlı alaylarl yerleştirmişti.
Filler üzerine yerleştirilen muhariplerle bu zırhlı suvarilerin Osman-
lr ordusu üzerine infilak eden humbara|ar atmaları, osmanlı hücu-
munun krrılmasrna sebep olmuştur. Muharebenin şiddetli bir inın-
da Timur tarafına geçen Tatarlar, osmanlı ordusuna ok atmağa baş-
lamrşlar, daha sonra da Germiyan, Aydın, Saruhan ve Menteşe
sipahileri karşı tarafta bulunan Efendilerinin yanına gççmiş ve Ti-
mur'un öğleden sonra ihtiyat kuwetlerini harbe sokması üzerine
susuzluk, srcak ve yogunluktan muztarip bulunan osmanlı ordusu,
üstün sayıdaki Tatar ordusunun, iki kanadına ve arkasına sarkması
neticesinde önce Osmanlı sipahisi bozguna uğramış Ve sonra yaya-
lara sıra gelmiştir. Buna rağmen osmanlı piyadesi muharebenin
bütün yükünü üzerine almış ve sonuna kadar muharebeyi sürdür-
müştür. İkindiye doğru muharebenin kaybedildiğini anlayan Stıley-
man Çelebi ile Veziriazam A|i Paşa ve ümeradan bir kısmı, döğü-
şerek ricate başladığı gibi, diğer kanadın kumandaru olan Mehmed
Çelebi de maiyetindeki kumandanlarla muharebe meydanını terket-
miştir. Sırp kuvvetleri, muharebe meydanllu en son terkeden kıta-
lardan olmuşlardır. Bu andan itibaren Timur ordusu' Osmanlı or-
t01
dusunu her taraftan kuşatmış Ve muharebenin en
. şiddetli safhasr
başlamıştır. Bayezid, sonuna kadar büyük bir
şecaatle mücadele
ederek askerine iyi bir örnek olmuştur. osmanlı ord.usunun her ta-
raitan sarıldığ ı'e yenilginin kesinleştiği bir sırada dahi, yanrnd.a
kalan üç biıı kişi ile düşmana karşı koymakta dcvam erlen Padişah,
beraberinde iki Be1lerbeyi ve emirlerden bir kısmı ile esir alınmış,
kumandanlardan bir çoğu askerinin başında ve muharebe meydanın-
da can vermiştir.
102
OSMANLI İılpanarORLUĞUNUN SİYAsİ guHRaNI VE
BİzANS,ıı.{ CANLANLASI (|402_1421)
103
andlaşma uyarrnca Tesalya'yı, üstrumca vödisini, More,yi, İstan-
bul civarında bir krsım yerleri, Karadeniz limanları ile Trakya sahi-
lindeki bir krsım ada|arı geri almıştır. Hatta işler o kadar tersine
dönmüştür ki Süleyman Çelebi Manuel'in vassali hAline gelmiştir.
Bu yağmadan mahrum kalmak istemeyen Venedik cuınhuriyetine de
Süleyman, Türklerin doğudaki bütün mahreçlerini, Atina şehri ile
Eğriboz civarrnda bir kısım yerleri vermiştir.
Bayezid'in oğulları aras'ındaki kavgalar, bütün hıziyle devam
etmekte idi. Musa Çelebi ile Çelebi Mehmed başbaşa kalınca Bizans'
rn takınacağr tavrr, kardeşler arasındaki mü_cadelede durumu değişti_
rebilecekti. Musa Çelebi, Bizans'a karşı düşmanca duygular besledi
ve Gelibolu'yu geri almağa teşebbüs etti, hatta İstanbul,u almayı
denedi ise de kuvvetleri buna yetmedi. Bu hadiselerden sonra Manuel,
Çelebi Mehmed'i Avrupaya geçmeğe teşvik etti. N4ehmed Çelebi
Manuel'in sağladığ gemilerle İstanbul'a çrktı ve }ıardeşine karşı
şehri saıırndu. İzmir Beyi Cüneyt isyanını bastırdıktan sonra Meh-
med Çelebi, Trakya'ya girdi ve Musa'nrn şiddet hareketlerinden şi-
kAyetçi bulurıan Müslüman ve Hristiyan reislerinin de yardımiyle
Çamurlu mevkiinde Musa ile karşılaştı, ordusu dağıtıldı ve kendisi
boğduruldu (5 Temmuz 1413).
Böylece Mehmed Çelebi tek başına osmanlı devletinin başrna
geçmiş bulunuyordu. osrnanlı devleti, Bizans'rn ve Balkan devlet-
lerinin yardımı sayesinde yeniden kurulmakta idi. Mehmet Çelebi,
Bizans İrnparatoru Manuel'e karşı beslediği minnet ve dostluk duy-
gusu yüzünden istanbul'u rahat bıraktı. Bütün dikkatini Anadolu
tarafına çeviren Mehmed Çelebi, Rodos şövalyeleri, Cenova, Sakrz
ve Limni adalarınrn yardımiyle Cüneyd'in elinden İzmfu'i ve Ege
sahillerini aldı. Dört ayrı seferde de Karaman'r itaate zorladı. Bu su-
retle Anadolu'yu kendisine itaate sevketti ve burada d.urum Bayezid
devrindekinden daha iyi idi. Hristiyan devletler, osmanh devletinin
yeniden canlanmasına fırsat ,r..-"t ve yardrmda bulunmak yoluyla
i$edikleri hatayı, ancak o zaman anlamağa başlamlşlardır.
104
yaymak istiyordu. 1414 yılında More'ye giderek }ış orada geçiren
ivıurr.1, birkaç kale inşa ettirdi, bu esnada halktan büyük ölçüde
kendisine yardim yup,ljr. Buna karşrlık bir kısım Arhontlarla
Ve-
nedik bu işe muhalefet ettiler. 1416 \ı[artında istanbul'a dönen
N'fanuel, €ı" Prens Ioannes'i I\'Iore'ye gönderdi'
Ioannes, kardeşi Theodoros ile memleketi idare edecekti. Ahai'a
Litin Beyliğini ortadan kaldırmağa teşebbüs ettikleri bir sırada
(Mayıs ıiığ, Paleolog'ların More'de kuvvetlenmesinden endişe du-
yun V"rr.aik işe karştı. Bunun iizerine loannes, More'yi terketmeğe
*..br. oldu ve tarilıçi Sphrantzes ile loannes',in kardeşi Thornas burada
idareyi ele aldılar. Bizans idarecilerinin gösterdigi. ilgi ve bu
yarım-
uauy, ilerisi için bir sığnak olarak.düşünmeleri neticesinde bu ylllar_
da iyore'de, edebiyat-ve sanatta İstanbul'un tesirli olduğu görüldü.
106
osrnanlı İrnparatorluğunun Yeniden Doğınası ve Bizanş'
ın son Mulıaverrıeti (L42I-I+4B)
Babasrndan çok iyi devlet adamları ile iyi kumandanlar.devralan
Murad'rn başına-geçtiği osmanlı devleti, doğuda -hAkim_bir kuvvet
olmaktan hentız ,Zoiti ve bu sebeble de Sultan Murad, hAkimiyeti-
ırin ilk yıllarında komşulariyle iyi geçinmekte .fayda gö1ali' Fakat,
Hristiyan devletlerini'' basiretten-yoLs,rr, siyaseti ona,_ devletin öııceki
yıllarda kaybetmiş olduğu yerleri seri almasrna \:e kuVvetlenmesine
firsat verdi.
Bizans, dört yıl içinde (|42|*1425) osmanlı devletinin buhranlr
yıllarında iıae etiigi üstünlüğü kaybettikten irrş\u_, tekrar Türk ha-
limiyeti altrna gird1 ve varlı$ dahi bir mesele oldu. osmanlı dev-
leti, içine yuvalrlandığı buhiandan dirayetli idarecileri. ;ayesln{e
çok çutuk kendine gel-miş ve eskisinden daha mütearrrz bir
hil al-
-'şri. Osmanlrlar, iekrai eski hökim durtrmlarrna kavuşmuşlardır.
Bizans'a karşz girişik'n ilk hücıımtar (|42|-1425): imparator Ma-
nuel'in, Sultan MĞrd'rn daha tahta çıktığı ilk günlerden itibaren
Mustafa ile N{urad arasında bir terciir yipması icabetmiştir. Ma-
nuel, Murad.'a karş Mustafa'dan {1vdalanmayr- tasarla;ıarak onu
serbist brraktr ue ir-i, Beyi Cüneyt ile birleşen Mustafa Gelibolu'yu
muhasara altına aldı. Kuvvetlerinin bir kısmınr ve bunlar arasında
Rumlan Gelibolu önünde bırakan Mustafa, kendisi Edirne üzerine
yürüdü ve Murad tarafindan üzerine gönderilen._bir -orduyu 142l
yılı sonunda dağıttı. Bundan sonra Muitafa, Gelibolu'yu. da teslim
aldı. Devlet ricarinin rsrarlarına boyun eğerek Rum askeı'i4 Gelibo-
'üzerine,
JryParuto, Manuel
lu,ya sokmadan geri gönderrnesi ile
arası açıldı. Bu h5dised_=en sonra Manuel'in Sultan Murad'a yaptığı
sulh tsklifi, Cenovalrlarla yeni Foça'da avantajlı bir muahede aktine
muvaffak oları Murad taiafından reddedildi. Az sonra Cüneyd'in
hiyaneti ve adamlarr tarafindan terkedilen l\{ustafa da yakalanarak
boğduruldu.
Mustafa,mn bertaraf edilmesinden sonra sultan Murad'rn inti-
kam hissi İmparator Manuel üzerinde toplandı. _Sultan. Murad,
|422 Haziru''*du İstanbul'u ınuhasara altına aldı. \'aşlanan Ve
yorgun düşen imparator Manuel, iktidarı oğlu VIII.Ioannes'e ter-
d.rğı. bi, hrr.astiru çekildi. Murad ilc müzakerelere girişti ise de
Ioannes onu teskin edimedi. \4urad'ın toplarr ve ateşli silahları şehir
halkınrn moralini bozuyordu. Likin Murad, Ağustos sonunda mu-
hasarayr kaldırmak zorunda kaldı. I'akat, yine de şehir etrafında bir
kısrm kuvvet brrakmayl ihmal etmedi. Murad'ın btr başarrsızlı$ şüp-
hesiz, kuvvetli surlarlb çevrili bu denli büyük bir şelrrirı ele geçiril-
mesi için kuwetlerinin ve hazırlığının yetersiz olmasrndan ileri geli-
yordu.-Avrrca şehir, deniz tarafından da muhasara edilememiş, btinun
dışında şbhi, haıkın n bu derece mukavemet gösterecekleriııi de kes-
107
tirememiştir. Muhasarayı kaldıran Murad, kuwetlerinin mühim bir
kısmınr More'nin istilAsına göndermiştir. Turahan Bey idaresinde ya-
pılan bu büyük akrn, isyan eden i\{ore Arnavutlarının tenkili ile de
ilgilidir ve 5 Haziran 1423 tarihinde vukubulmuştur. Bu şıralarda
osmanlılara karşr birleşecek yerde I\ı[ore Despotu ile Aha'ia Prensi
de birbirleriyle mücadele halinde idiler' Venedik'in arabuluculrığu
ile taraflar arasrnda bir mütareke aktedilirse de, Turahan Bey uzak-
laşır uzaklaşmaz aralarındaki mücadele yine başlar.
Bu srralarda, Türkler uzulızaman Selönik civarrnda akınlar yap_
m,ş Ve ardından da SelAnik'i ele geçirmeyi akıllarına koymuşlardı.
Bu Tark tehdidi karşısında şehir, Venedik'in himayesine sığınmak_
tan başka çare bulamadı; zira Bizans devleti bu şehri elinde bulun-
duramı'yacağrru anlamıştı (1423). LAkin Sultan Murad, şehrin Ve-
nedik'e devredilmesine muvafakat etmemiş ve bu kalenin dedesinin
zamanında fethedildiğini ve kendisine ait olduğunu ileri sürmüştür.
Ancak Anadolu'da Karaman işleriyle meşgul bulunması ve Eflak
taht kavgaları ile olan ilgisi, Venedik'e karşı hemen bir harp ilin
etmesine engel olmuştur. Hristiyan devletleri, Sultan Murad'ın bu
meşgalelerinden de faydalanmayı düşünememişIerdir.
Eflak'ta Mirce'nin 14lB de ölümü üzerine oğulları arasında taht
mücadelesi başlamıştı. Türkler, bu firsattan fayd'a|anarak ilk defa
Transilvanya'ya girer ve Boğdan'a akınlar yaparlar. Mirçe'nin oğ1ıı
Kel Radul, Macar Kralrndan yardım gören kardeşi Dan tarafından
tahtından uzaklaştırrlrr. Radul, Tuna'yı geçerek Türklere iltica ile
Murad ile ittifak eder. Bu hAdiseler, Türk nüfuz sihasınrn bu bölge_
de yerleşmesinin bir başlangrcrnı teşkil eder.
Sultan Murad, İzmir Beyi Cüneyd'i himaye edeı Kastamonu
Be1ine karşı da sefere crkmak zorundakaldı ve sonunda onu bir sulha
razı ederek kızrnı kendisine vermeğe mecbur etti (1424-|425). Lökin,
Sultan Murad'ın düğün ile meşgul bulunduğu bir sırada Cüneyd
Bey tekrar İzmir'de göründü. Fakat, orada tutunamryarak Karaman
oğlunun yaırrna kaçtr ve Karaman Beyinin sağladığı yardımcr kuv_
vetlerin başına geçerek izmir üzerine yürüdü ve şehir civarrnr ele
geçirdi. Bunun üzerine Sultan Murad, müttefikleri bulunan Ceno-
va'lrlarrn donanmasınrn da yardrmı ile İzmir Beyine karşl sefere çıktr
ve onu Hypsela limanı civarrnda bütün ailesiyle birlikte elegeçirdi
ve boğdurdu. Cüne2d Be1ıi,n ortadan kaldırılmase, Sultan Murad'r en
büyük endişe kaynaklarından birinden kurtarıyordu. Anadolu'da
vaktiyle Timur'un ihya ettiği beyliklerin, Karaman dışındaki bü-
t0B
tün diğerleri artık Murad'a itaat ediyorlardı. Aı,rupa yakasında ise,
bu sıralarda Bohemya işleriyle çok meşgul bulunan ve Sultan Murad
ile aktettiği bir muahede uyarrnca onun girişinr|crine taraf.srz ka_
lan Macai Kralı Sigismund, aZ ö,.ce Sultan' Murad'a yaptığı sulh
,teklifi onun tarafindan reddedilen Venedik ile başbaşa kalmakta
idi.
Bu, yeniderr kurulan osmaırh devleti karşrsrnda Bizans Impara-
torluğu müttefikleri tarafindan terkedilmiş, Murad ile bozuşmuş Ve
üstelik te Paleologos hanedanı dza|arı arasında nifak çıkmış bulu_
nuyord'u. İhtiyarlayan ve morali bozularr Manuel, Türklerle sulh yap-
gün geçtikçe idareyi
-uk ,r" iyi geçinmek taraftarr idi. Buna karşılık,taraftardr. Bu sebeple
ele almakta bulunan Ioannes ise mukayemete
de Ioannes, ewelce babasınlır yaptığı gibi, yardım ve müttefikler ara-
mak maksadiyle Batı ülkelerine diplomatik bir seyahata çıktr. Kasım
-
ayı sonunda (1423) istanbul'dar hareket ile önce Venedik'e Ve soııra
üiıuro,yu gitti ve oradan cla Macaristan'a geçti. Bir yıl sonra geldiği
Macarisian dan Boğdan'a geçmek üzere bulunduğu bir sırada, Ma-
nuel ile Sultan Murad'ın sulh aktettiklerini öğrendi (Ekim l+24).
Tarihçi Sphrantrys'in de dahil bulunduğu bir Bizans_ murahhas
heyeti, E-f.r'i" Hristiyan devletlerle sulh müzakereleri sürdüren
Sritan Murad.'ın huzuruna çıkmış ve Sphrantzes'in kaleme aldığı
mütareke metni iki taraf heyetlerince kabul edildiğinden Bizans,
yeniden Türklerin vassali mevkiine düşınüştür. Bizans Imparatoru
tıırı. rudişahına yılda 300 bin akçe vergi <ıdiyecek ve Mesembria
hariç, Karadeniz'ieki ]iuıanları ona terkedecekti (22 Şubat |42+).
Manuel, Bizans imparatorluğu namına ağır şartlar içeren bu muahe_
deden sonra çok yuşu.rru-,ş ve 52 1ıllık trajedi ve felöketlerle dolu bir
hükümdarlıktan sonra, 2l Temmuz 1425 de 77 yaşında vefat etmiştir.
r09
du' Ioaılnes, lstaabul'a döırclükten sol}ra büyük surlarr taııir ettir-
di' Ertesi yll,kardeşi Theocloros ile More liespotu bulunan Kons-
tantinos Dragas, Litin Arşeı,ekliğinin eliride buüunan
Patras şehrini
elegeçirdi. Bu hsusta Venedik'in protestoda bulunmasına
ehemmiyet
Zira, Sultan Murad'rn muvafakatini almıştı (5 Haziran
'ermedi.
|42g). Aynı sıralarda Thornas Paleologos ta,
Son LAtin Prensi Ahai,a
Despotunun kızınr ve mülklerinin bir kısmını ele
geçirmiş bulunu_
yordu. Venedik'in rızası hilAfina, Venedik'in hAkiıiiy.ti
,itrrrdu br-
]:3an_ıerler hariç, bütün More arazisi Bizans'ın .ıirr. g.|-.kte idi.
VIII.Ioannes, Venedik'in düşmanları ile de temaslarda
idi ve bun-
lar arasrnda, az önce Sultan -Murad ile bir mütareke
akteden Maca-
ristan Kralr da vardı.
110
Bundan Sonra slra Sırbistan'a geliyordu' Stefan Lazeraviç'iır
veğeni ı:e ha\efi Corc Brankoaiç, Macaristan'ln hikimiyetinden ay_
rılmağa ve Sultan Murad'rn rrassalliğini kabııl etmeğe zorlandr (l42B).
Sultan Murad, Balkanlarda bilhassa hanedan değişmelerinden fay-
dalanıyordu. MeselA, Epir Despotu Carlo Tocco kendisine Yanya'
yr vermiş, ölümünden sonra Epir ve Akarnania üzerinde hAkimiyet
hakkını da ona tevdi etmiştir (143l). Macar Kralı Sigismund tara-
flndan tahta çıkarrlmış olmasına rağmen Eflak Prensi Dan da, \4u_
rad'a tabiiyetini bildiriyordu. Fakat oırı.ın ölümü üzerine oğlu Bas-
sarab (l43l), Sigismund ve Boğdan tarafından himaye edilen Mirçe'
nin iki oğlu Vlad Drakul ve Aldea ile tııht mücadelesine girişmeğe
mecbur oldu. Sultan Murad, brı yeni firsattan istifade etmeği ihmal
etmedi. Sigismund ile Murad arasrndaki 1433 mütarekesinin bozul-
masrna sebebolan beş yıllık (1432-37) muharebeden Ve Sigismuncl'
un ölümünden (9 Aralık'|437) sonra, Vlad Drakul da Sultan Murad'
a vassal olmaktan ve iki oğlunu öna rehine olarak göndermekten baş-
ka çare bulamadr. Bu stıretle Sultan Murad ve Türkler için l\(acaris_
tan'ın güney eyaletleri yolu da açılnırş bulunuyordu'
llr
liler ile Cenovalılar arasında bir harbin patladığına şahit olunur.
Biİ Venedik donanması 1433 Eylülünde Ga|ata'ya hücum eder ve
ancak Vlll.Ioannesi'n işe miidahalesiyle Cenovalılar büyük bir fe-
lAketten kurtarrlır. Ertesi yrl Krrım'a gitmekte olan bir Cenova do-
nanmasl, İstanbul'un surları önünde görünür ve bunlarr imparator
güçlükle püskürtebilir.
Paleologos ailesi arasındaki anlaşmazlıkta, başka bir zaaf sebe-
bi teşkil etmekte idi. Vlll.Ioannes'in çocuğu olmadığından tahta
rramzet görünen Manuel'in ikinci oğlu Theodoros gittikçe kendini
tahtın sahibi Sayryor, roannes ise diğer kardeşi Konstantinos Dra_
gas'r tercih ediyordu. Her iki kardeş Murad'rn yardrmrna başvurdu-
ğundan roannes'in Anında müdahalesi bir iç harbin patlamasrna
engel oldu (1436). Bu şartlar altrnda istanbul'u elinde tutabileceğin-
den ümidini kesen Ioannes, Roma Kilisesi ile birleşme teşebbüsünü
tazeledi, bcıylece yeni bir Haçlr seferini başlatabileceğini umdu.
1r2
ya'daki dini harplerc ve hem clc Yunan-Litin şizmaslna son Vcrmc-
ğe kararlı görünüyordu. İmparator, aynr zamanda Papaya ve Kon-
sile müracaate mecbur oldtı ve onlar da kendisine birbirine zıt teklif-
ler yaptılar. Böylece, Zamar. kaybediliyor ve taraflar aıasrnda sürekli
olarak elçiler gelip gidiyorlardı. Anarşi içinde bulunan Hristiyan
ölemi, Türklerle kumar oynuyor ve bir I(liseler Birliği (Union)
meydana geldiği zamanı artık, İstanbul'u kurtarmak husunda geç
kalınmış oluyordu. Nitekim, Konsilin toplanacağı şehrin belirlenmesi
için iki yıla yakın bit zaman müzakereler sürdürülmüştür. Bundan-
başka, bu uzun boylu müzakereler esnasrnda esas konu olan din
unutulmuş ve bir kenara atrlmıştı. Din hususunda bir anlaşma zemi-
ni, eskisinden daha müsait görünmekte idi. Grekler Batı teolojisini
şimdi daha iyi biliyoılardı. Bu sebeble, karşılıklr an|ama imkAnları
da artmrştı. Ortodoks Kilisesinin bütün üyeleri Union müzakerelerin_
de hazrr bulunacaklardı: bunlar' Doğu Patrikleri, Rus Prensleri,
Rumen Hospodarları, Sırp Despotu ve Trabzon Imparatoru idi.
imparatorun maiyetindeki müşavere heyeti içerisinde, Türklerih
muvafakati olmadan ittihat müzakerelerinin yapılamryacağrnr ile-
ri sürenler vardı. Markos Eugenikos ve Georgios Scholario's bun]ar-
dandı. Gerçekten Sultan Murad, İttihat fikrine muvafakat etme-
miş ve imparatorun başşehrinden ayrılmasrndan Sonra, İstanbul'
a taarruza hazrrlanmış ise de, Veziri Halil (Paşa) buna engel olmuş-
tur.
113
önergesinde, Unioır taraftar1arrnrn teşkil edecckleri komisyonlarda
verecekleri karar esas alınarak anlaşmanrn imzalanması uygun gö-
rüldü. Union kararr 30 Martta delegelerc tebliğ edildi. Rrılrülkııdsün
iki şalıısta brılunduğu hakkinda Bessarion tarafindan lrazrrlanan ve-
sika 4 Haziran d.a Rtımlar, B Hazirıiırda da Papa tarafindan imza-
]andı.
İstanbul İttihadı
1r7
aynı günün akşamı Türk ordusunun kendisini takibettiğini gördü ıe
Türk ordusunun bu kadar yakın olmasrndan korkuya lapjdl. Ziıa,
o zama.,a kadar Türk ordusunun nerecle olduğunu bilen yoktu.
Bizans İmparatoru ve Papalık elçisi, Sultan Murad'ın Aıadoiu,da
Karamanlrlarla harbetmekte ' olduğunu bilciirmişlır<ii. Bu hAdisc,
Hristiyan ordusunda daha o zama,- biı moral toz.ıkluğu yarattı'
Üstelik, Türk ordusunun Saylsı en insaflı talrminlere göre Macar or-
dusu mevcudunun iki misli kadardı. Batı kaynaklarının verdiği 100
biı sayısı çok mübalağalı sayılsa dahi, Türk orclusunuır saylsl
60-70 bin arasında idi. Sultan Mrırad'ın yalnız boğazlarda.n geçir-
diği kuvvetlerin 40 bin kadar olduğu tahmin edilm&tedir.
Macarlarla Varna'da buluşması icabecl.eır Hristiyan donanmasr
gecikmişti, hatta bu donannıanın nercde olduğunu bilen de yoktu.
Bundan başka, bu c]onanmanın Türk ordusunu geriden vurarak bir
işe yarıyacağı da şüpheli idi. Macarların geri ile]irtibatı da Türkler
tarafindan kesilmişti. Bu şartlar altında, Hristiyan ordusu için-Türk-
lerle Varna ovasında bir muharebeye girmekten başka
çare kalma-
mIşİı Ve onlar da bu,ıu yaptılar. Varna yakrnlarında Macarlarla Türk-
ler arasıııda çok şiddetli bir muharebe cereyan etmiştir. Macarlar,
Türk ordusunun sağ ve sol kanatlarlnı hırpalamlşlar ve bu yüzden
uzun bir zaman zaferin hangi tarafta olacağııır kestirmek mümkiin
olamamış ve bu safhada Türk ordusundan fiiarlar başlamış, oıdunun
gerisinde ise panik baş göstermiştir. Ağır zırhlarla müce-hhez \,{a_
car suvarisinin Türk sipahilerine büyük kayıplar verclirdiği bir gei.-
çektir. LAkin, henüz muharebeye katılmamrş brır.ru., yeniçerilirin
son anda durumu dğştirmeği başardıkları muhakkaktir. Muhare-
benin bu bölümünde zaferi elde ettiklerini sanan Macar ve Leh ileri
gelenlerinin teşviki ile Türk ordusu saflarr üzerine sald,ran genç Ma-
car Kralr, kısa bir zaınanda çevıilerek öldürülmüş ve bu a*ııdan iti-
baren muharebenin kaybcdilmesinden sonra Mac arlat intizamsızca
harp meydanını terkederek kaçmışlardır. Karclinal
Çezarini de ölü-
ler arasındadrr.
Hristiyanların Varna'da uğradıklarr ezici yenilği, düşüncesiz
bir manevranın, disiplin noksanınrn ve kumanda mevkiinin kral ile
Huanyadi arasında bölünmüş o]masının bir neticesi idi. As]ında ivi
planlanmış olan Haçlı seferinin mağlubiyetinin en büyük mes,ulii,
vaktinde gclmesi gerektiği yere gelmiyen Venedik clonanması ku-
mandanr Loredano'dut. Zfua bu amiral, hem Muracl'ın ordusunun
Rumeli'ne geçmesine engel olamamlş, lrem de vaktinde Varna'ya
r18
giderek Haclıları İstanbul'a götürmeği başaramamıştır. KaçrrıIan
fırsat bir daha ele gcçmiyecekti ve İstanbul'u kurtarmak için girişilen
milletlerarasr son gayretler de bu suretle boşa gitıniş oltıyordu. Varna
yenilgisi lıaberi Batıya olclukça gcç erişti. Eğriboz adasında bulunan
Loredano, Vencdik'e lıaberi 2l N{art 1445 de verdiği Zaman ola'
dan, Padişahı sulha zor|ama hususunda talimat alıyordu.
119
kondil'in eseri Historiae'dir. 1446 Kasımr sonunda Kerme surlarr
önünde görünen Sultan Murad, kısa süren top ateşi sonunda l0
Aralıkta surları tahrip ederek aşmış Ve Türk ordusu bütün yarrma-
daya yayı|arak heı tarafı yağma etmiştir. Bu sefer esnasrnda pek çok
esir alrndı ve Atina Dükü de tekrar yerine getirildi. Despotlar, More'
de tutunabilmek için Türklere oldukça ağır bir vergi ödemek zorun_
da kalmışlardrr. Sultan Murad, Hunyadi ve Arnavut Beyi İskender
gibi iki telılikeli rakibine karşl mücadele etmek zoıunda kaldığı için,
Rum Despotlarrnı bu şartlar altında yerlerinde bırakmayı yeğ gör-
müştür.
t20
-
için miisait
ğın o sırada geçirdiği buhraıılr yıllar böyle bir yardrm
Jlmadıktan başka, Papalığın Türk meselesini kendi iktidarının tak-
viyesi olarak kullanctığiau n., gün biraz daha açığa çıkryordu. italya'
aa i'e iç ihtilaflar bu sırada hAd bir safhaya erişmişti. Üste]ik Venedik
ile Arnavudluk münasebetleri de gerginliğini koruyordu. Avusturya
Kralı lll.Frederik ise, her zamanki gibi Hundayi'yi kösteklemeye
ve emellerine engel olmıya çalıştl.
Hunyadi ve iskender ittifakı, Sultan Murad için çok ciddi neti-
celer cloğurabilircli. Bu sebeble, muhasara altında bulundurduğu
İskender Beyin başşehri yanrnda az sayıda kuwet bırakarak bır habc_
ri alır a|maz Saofya'ya kadar geri çeki|di. Bu sıralarda Sırp Despotu
Brankoviç ile Hunyadi'nin mtinasebetleri çok gergin bir hAl alırıştı.
Bu yüzden Hunyadi'nin Sırp Despotunu kazanması mümkün ola-
madi. Aksine, bu esnada Sultan Mrırad ilE iyi geçinmek isteyen Bran-
koviç, Hunyadi'nin harp hazırlıklarını günügüniine takip etmiş vc
bunları Pajişaha yetıştirmiştir. Eylül sonunda Macaristan'dan ha-
reket eden Hunyadi, Eflak kuvvetleriyle Sırp topraklarrncla buhıştu.
Maksadrnr ve yürüyüş istikametini mümkün olduğu kadar Ttirkler_
den saklamağa çalışan Hunyadi, Kosova istikametinde ilerledi. Ga-
yesi İskender Bey ile birleşmekti. Kosova'dan Selönik'e kadar uzanal1
eski harp yolunu takip ederek bu mühim liman şchrini ellerine geçi-
receklerdi. Hunyadi'nin bütün başarılarr ve hayallerinin gerçekleşe-
_bulunuyordu.
bilmesi, İskender Bey ile burada buluşmasrna bağlı
Halbuki, Corc Brankoviç, Hunyadi'nin planlarını Suitan Murad'a
vaktinde haber verdiğinden bu projesi gerçekleşemiyecekti'
Sultan Murad, yaz başında muhasara altrnda tuttuğu İskender
Beyin baş şehri Kruya'yı, Hunyadi'nin harp hazırlıkları haberini alın_
ca Temmuz sonunda bırakmış, buradan sürat]e Sofua'va çekilerek
orad.a ord'usunu yeniden büyük bir ihtimamla gözden geçirmiştir.
Sultan Murad,ın bu sıralarda ordusunu tanzim ve teçhiz ederkeıı
gösterdiği bııytık titizlik ve itina, onun Hun1'adi ile girişeceği bir mu-
trrhur"ü"ye çok değer verdiğini göstermesi bakımrndan dikkate de-
ğer. o zamana kadar Osmanlılar taraflndan
açık bir meydan muha-
iebesinde top Ve tüfek kullanılmadığı hilde, bu defa bu mrıharebe-
de bu si]öhları kullanmağa mecbur olmalarr da bıınun açık bir deli-
Iidir.
T2T
II. KoSoVl\ MUHAREBESİ (++B)
122
öğrenen Sultan l\4urad, şahsen idare ettiği bir ordunun baş_nda
Arnavutlrık üzerine bir seler yapmak zorırnda kalmıştır.
Hastalıklı bir adam olan Bizalıs iınparaıortı VIII. Ioanılcs.
Hristiyanların_ II. Kosoı,a mağ1ubiyeti haberiırdell sonra çok yaşa-
madı. İkinci dela Sultan Mı'ırad önüncle yenilgi.ve uğı'aııa-ına rağ-
men Hunyadi, Türkler karşrsında aşrlmaz biı'spier hizmetini görmek-
te devam etti. Buna karşılıÇ Macaristan'ın durumrı çok ağırdl ve
Hunyadi'ııin ülkesindeki prestiji de çok ' sarsılmrştr. Bu hödisedeıı
Sonra, Balkan milletlerinin Türklere karşı lıirleşmeleri imkAnı da
lremen lremen kalmamıştı. I(osr-ıva ııruharebesincle ağır kayıplara
uğranraslna rağmen Sultan Murad, krsa zalnanda kuırvetlerini to-
parladı ve bundan sonra dikkatini Arnavutluk üzerine çerrirdi. Fa-
kat İskender Bey, Raguza'dan başka bir ınüttefiki brıltınmamasına
ve Venedik ile münasebetlerinin iyi olmamasrna rağmeır, Sultaır
Murad'rn 1450 yazında I(ruya üzerine yaptığı sefer de akamete uğ-
radı. Beş ay süren (Temmuz-Kasım) I(ruya nruhasarasr, Sultan
Murad'ın bııytık kayıplar vcrerck çekilmesi ile neticeleırdi.
İskender Beyin bu zaferinin Batıdaki akisleri çok }ıüyük oldu
Ve o zamana kadar Hristiyan Aılemine karşı clurdutu|amaz bir kuv-
vet olarak ilerlemekte olan Türklcr önünde iskender Bey, ideta
Hristiyan dünyasının bir müdafii kesilmişti. Napoli Kra]ı Alions,
kendisine hemen yardrm e|i uzattı ve Venedik'e karşr onunla ittifak
aktetti. Daima istanbul'rr ele geçirmeği tasarlıyan Alfons, kendisini
Arnavudluk Krilı ilAn ediyordu.
124
yardım ede_
bir elçi heyeti istedi. Papa, .İmparatora verdiği cncevapta ilim adaını
ceği vaadinde bulundu. İ-ailı" bu sırada devrii meşhur
3Z-niı"inii't;";;fi; ü;i;; uı.yı.'i"a. büyük bir piopaganda faali_
içi| ]rı*l":i''*j'-u'o-
;i,,e'iılii-lş,i. u"io";u- "'g'ı bı*u'ı
başka tavsiye ediyordu. Pa-
i'erdi ve şehri kurtarııial*u",İ"ı çareler
kendi imkin_
ortodokslaiın
;ffi,;"rr.;;;; ihii;;ç a"yulmadan ile lıalk
larrvle sehri kurtar",riıJ*i.ı.Jii ii.ii ,ıi.ıi'}'or \'e ateşIi vaizleri
tizeiinde de tesirli oluYordu'
Sadecc Lötin aleyhtarhğından beslenen bu
lrissi mukavemet'
teslim olmaktan başka
Batr'nrn yard.ımı oı-olrg, taiaırde-gizans'ın
22 Kasrmda Türkler' şehrin çevresini
çaresi olmadığını *r.r,"1io'a"' hAd bir safhaya
kuşattıkları bir sırada, içeride bu U.ni3n kavgalarr
uT_'lT1 Konsili
erişmiş buluıruyord".'n"yı' çalkantıIı bii ::'**'
r'e imparatorun da ha-
Iıükümleri, Papa eıçiri,in'v" iut'iğin katıldığı
yap-ı|aı bir top-
zır bulunduğıı 12 )ratık l4s2 taihinde A2asof1a'da
lantıd.a,300kadarrahibinclualarıu,,,,,duilönedildi.BuhAdise
muhaliflerinhiddetinibüsbütünartırdı.Dışarıdakişiddet.harcket-
boşaltıldı'.'Bi-
lerinin yarattığl ı.orı.., sebebiyle Ayasofya çok. ç*Y}
zans,lntaliiartıkbellioımuşt,.v,,,umuharebesiHaçlıseferifikri likrinin sona
nin iflasına ,uru*rş,,, Ayasofya toplantısı da Union
..*.ri manjsı.,ı ifade ediyordu'
FatihSultanMehnwd..Rrımlarböylebirbirleriylemücadeleeder.
başlamıştı'
lerken Istanbul üzerinde fırtına bulutları dolaşmağa
SultanMurad,ınzş"uot1451deEdirnecivarındave|atetmesiize.
rine, onun yerine o'gı; s"ı'uo Mehmed Padişah
oldu' Henüz 21
iclaıesinde tecrübe sa_
yaşında brlunmasıııi rağmen devlet ve orda
eden en mühim
hibi olan bu genç hııktildarı gece gündüz meşgul
o'1ıl: bu emeline
mesele, istanbul'un zapü idi' r'aı'at günün şartlarr
hernen erişmesirre tır mtadet engel olacaku' Vassalleri ile muahede-
leriyenilediktenveHunyadiıe.ıiç;ıllıkbirmütarekcaktettikten
sonra, Anadolu'da Ko'#o" oğlu İbrahim
Bey üzerine yürüdü'
kaldıran- ibrahim B-y,
Suhaıı Muracl,ın olıimtınden faydialaoaraı baş
kafa tutmığa ka-
c.rr.riyurırıurrr, ıruiiaıeri ile de birıeşerek Padişaha
üzerine ele
rar vermişti. ruı.ri'g."ç ve enerjik Padişalr'ın yaklaşması
geçirdiği şehirleri ioj" aırian dilemeğe mecbur oldu' Bu lrödi-
"a''"L taıraı.ı.uı. ettirmeğe koyul_
sedeır sonra Sultan N{ehmed, asıl gayesini
tedip ederı:k
du, Karaman dontışti' ıtuorrirı;ı.ı"li görülen yeniçeıileri
kadrolarrnr genişletti.
.İstanbul,unAblukase..SultanMehmed,önceIstanb'ul,rıtercrit
etmeğe ve ona h;;;Şi; ;;J;;imkanlarını kapamağa karar verdi.
Bu maksatla siyasi bir taarruza girişti' Bizans'a yardım edebilecek
125
i"ıütün devletlerle ittifak aktetti. 10 Eylül 14.5l de Veneclik ile bir
muahccle imzaladı, ardıırdanJinos Hunyadi ile aktedilen dalra mühim
bir mualrede uyar,ıCa, Padişah Tuna nehri üzerinde ycni hiç bir
talıkimatta bulunmamayı ve Eflak Prensi Valdislavln Macaristan
ile olan miinasebetlerine cngel olmamağı kabul etti. Muhasaraya
başlamadan kısa bir süre öncc, iıirisi More üzerine, diğeri de Arna-
'"'utiuk üzerine olm-ak i.izerc aynr zamanda iki büyiik şaşırtnra seferi
açtı; Arnavutlrık üzerine giı'işilen sefer başarısrzlıkla sonuçlandı ise
de, Padişah bu bölge kuvvetlerinin İstanbul'a yardrm etmelerine en-
gel olmuştur. Yine, muhasaraya başlaniadan önce Boğazın en dar
yerinde, iki ya}<a arasının 550 ııretre olciuğu Anadolu hisarrnın karşı_
sına Rumeli hisarrnı inşa ettirdi, bu inşa işi 1452 h4art _ AğuStoS ay_
larr arasrnda tamam|andı. Hisarın içine, Boğazdan muvasalayl ka-
pamaya yarayacak toplar yerleştirdi. 28 Ağustosta şehrin önünde
görünerek suriarrn her tarafinr gözden geçirdi. inrparatora harp ilA_
netti ve bu hareketlerden sonra Venedik, Fatilr ite siyasi münasebet-
lerini kesti. Venedik, Istanbı"ıl'a ,bir yardımcr kuvvet göndermeği
düşüııdü ise de, vakit artık geçti.
İstanbul'un Mııhasarası; Bütün Batıh müttcfikleri tarafinclan ken-
di lrAliıe brrakrlan istanbul, bu suretle l5,y.y. Aı,rupa'srnın eıı kuv_
vetli askeri teşkilAtı ile karşı karşıya bululruyordu. Türkler, mahstır_
lara nisbetle asker mevcudu, ulaştrrma, disiplin, teçhizat ve taktik
bakımından çok üstündüler. Askerlik metodları, çağdaş askeri metod_
lardan faı'ksızdl. \{ahsurlar, aralarrndaki dini ayrılıklara, maddi
imkö.n, asker -nreırcudu ve teçhizattaki noksanlarrna rağmen, kuv_
vetli surlarrn arkasında savunabilmek gibi bir üstünlüğe sahiptiler.
Vadelerinin gelmiş bulunduğunu sezmelerine karşrn, şerefli bir ölü-
mii seçtiklcri anlaşılıyordu.
İmparator, son ina kadar Batrdan gelecek bir yardımdaır ünri-
dini kesmemişti. Mtıhasara başladıktan soır;ı Batı ülkelerini dolaşan
elçileri, Floransa l(ralından ve inıparator III. Frederik'ten güzcl
vaadlerden başka bir şey sağlıyamadılar. Alman İmparatoru III.
Frederilı, Fatih'in Boğazı kesmesine karşr protestoda bulunrnakla
yetindi. Floransa Kralr, az ç].a olsa şehrin iaşesini destekleııeyi cle_
nedi. JAnos Hunyadi, muhasaranln devanrr hAlinde bir Haçlı seferi
tertip edeceğini, şehri }:ıışatmakta bulunan Fatih'e tehdit yollu bil_
clirmeği ihmal etmedi. Karadenizden gelerek istanbul'a girmekte
olan gemileri batırrlaır Veııedik, istanbul'un yarclımına bir donanma
yollamayı düşündiiğ'ü hAlde, İstanbul'un zaptedilmesinden tıirkaç
726
gün öırcesine kadar müzakereler lıila deı,am ediyordu. Papa V. Ni-
kola da böyle bir niyet sahibi olduğu lralde bunu bir ttirltı gerçekleş-
tilememiştir. Krsacasr, Ratılı devletler lürklerin I}oğ'ızlar iizerinde
yerleşmelerine engel olacak durıımda değildiler.
L27
ne'den 60 öküz koşularhk ancak iki aycla istaırbul'a getirilcbilmiştir.
Bunun dışında Fatih, osmanlı devletinin o zamana kadar görmediği
büyüklüükte bir doıranmaya sahipti. Bir Bulgar mühtedisi olan Bal-
taoğlu'nun idaresinde bulunan doııanma, Galata rrhtrmrnrn önünde
demirledi ı'e orada bir tarassut karakolu meyd^ana getirdi. Bunlar-
dan 15 kadırga iyi teçlıiz edilmişti, lstanbul'un bütün tarihi boyunca
gördüğü 30. muhasara işte bu şartlar altında başladl, 3 büyük hü-
cumdan önce girişilen topçu ateşinden sonra şehir Türklerin eline
duştu.
128
laıı lıiicumları fasrlasız artrrdı, fakat, 7 ve]12 Mayısta yapılan iki bü-
yük hücum da Rumlar tarafindan püskürtülmüştür.
14 Mayıstan başlayarak top ateşi şiddetini artrrdı; top ateşi ve
hücumlar su,larrn en zaif göriinen Aya Romani (Topkapı) kapısı
civarında yoğunlaştırıldı. 16 Mayısta donanma da Haliçteki zinciri
zorluyordu. Zira, karadan surlara karşı lağrm|ar kazıIatak yapılan
14 hücum da tardedilmişti. Mrıhasaradan 40 gün sonra, Tekfur sarayr
ile Edirnekapl Ve Kaligarya arasrnda üç büyük gedik açıldı, lökin
ınahsurlar bütün gayretleriyle bu gedikleri kapamağa kovrıldrıIar.
Son hücumdan önce Fatih, More hikimiyetinin kendisine verilmesi
şart]y]a şehri teslim etmesi için Konstantinos'a son bir teklifte bu-
lunmuş, fakat Imparator, şehri teslim etmektense carunı fedayaha7ır
olduğu cevabrnr vermiştir. Liıkin artrk, şehir halkıııın maneviyatr
bozulmuş, firarlar ve ayaklanmalar başgöstermişti. 2 Mayıstan beri aç-
lık hüküm sürmeğe, Lötin ve Rumlarrn kumanda heyetleri ara-
sındaki nifak son,haddini bulmaya başlamıştı. Bahdan ise hiçbir
yardım gelmedi ve kumandanlar aıtık ölmekten başka çare kalmadı-
ğını anladılar.
Son Taarruz
t29
ki birkaç sAdık adamıyla çarpışarak Türkler üzerirre atılan XI. Kons_
tantinos, bu kalabalrk arasında öldürüldü, kimin taraflndan Ve ncIe_
de <ıldıırııldüğü dahi anlaşılmadı.
TÜRKLER ŞEHRE GİRMLŞLERD1; Türk askeri, hiddet l,e
savletle ilerlerken önüne gelen herkesi yok ediyordu. Kısa bir zarr.an
sonra süküna dönüşen bu ilk hiddetten sonra) şehirde sistemli lıir
yağm1 hareketi başladı. Halkın büyük bir kısmı Ayasofya'ya srğındı
ve öteden beri yaygın bir halde bulunan hürafeye'inandığindan bir
harika bekledi. Fakat kısa bir zamaT sonra kapılarr kırarak içeri gi_
ren Türkler, halkl esir etti ve }ıer tarafl yağmaya başladı. Fatih Sul_
tan Mehmed, şehirde bütün mukavemet hareketi kırıldıktan sonra
haşmetli bir maiyetin eşliğinde, İstanbul'a girdi ve doğru Ayasofya'
ya gitti. orada kürsüye çıktı ve az bir zao.an sonra bir imamrn yöne1-
tiği ilk namazınr krldr.
HELLEJ\. İSTİKLALİNİN S}NLI: Galata'nın tcslim olması ilc.
şehrin ele geçirilmesi tamamlanmış oldu. Fatih, eskiden beri Cenova'
lılara verilmiş olan imtiyazları onlara veniden bahşetti, lAkin şehrin
surlarını yıktırdı. IJzun ve şanlı bir tarihe sahip Bizans clevleti bu
srıretle sona ermiş bulunmakla beraber, biri More yarrmadasrnda ve
diğeri de Trabzon'da olmak üzere bağımsız iki Rum devleti hAla
yaşamakta devam ediyordu. Bunların da uzun zamaY: ayakta kalma-
]arr mümkün değildi, ancak sıralarrnr beklemeleri gerekiyordu.
Bütüır bu hödseler esnasrncla More'de bulunan despotlarclan
Demetıios ile Thomas, başşehre vardrm etmek hususunda hiçbir
gayret göstermemiş ve lstanbul'un zaptedilmesinden sonra İtalya,
yı kaçmağa hazırlanmışlardı. Fakat, Fatih Sultan Mehmed,rn kendi-
lerini teseJli ederek müzakerele re hazır olduğunu bildirmesi üzel.iıre
vassalliğini kabule razı o|dular. LAkin, Turahan Bey iclaresiıııIe bir
Türk ordusu More'ye girdi, varrmdanrn bir kısmının tethi bu suretle
tamamlanmış oluyordu. Az sonra Korint ve Patras ta Türklerın eli-
ne geçti, Demetrios'un kı7ı Helena Padişahın haremine gönderilrlı. (Ey-
lül - Ekim l45B).
Fakat, bir müddet sonra İskender Beyin bir kısım başarıları,rdan
heyecana kapılan Papa II'Pius (145B-l464), bir Haçlı scferi teıtibine
karar verince, Despot Thomas ta Padişalra karşı baş kaldırdı. Demetri
os'tın mülkleriıe de tecavüz etti (l459 başı). Moıe'deki bu kargaşadaıı
fa1'dalanan Fatih sultan Mehmed, Despot Demetrios'a yardrm baha-
nesiyle More'ye girdi. 30 Mayıs 1460 da More'nin başşehri Mistra
130
teslim oldu, Thomas ltalya'ya kaçtı. 1461 de bütün More yarrmada-
sı fetheclilerek bir Türk eyaleti höline getirildi.
More devletinden bir yıl sonra, Trabzon Rum İmparatorluğu
da tarihte karışryordu.' Hel]en dünyası, Kafkas ülkeleri ve Anadolu
islAm Türk devletleri arasındaki ıisttın coğrafi d.urumundan fayda-
lnarak 200 yıldan fazla süren hayatı boyunca çok iyi iktisadi brr seü-
yeye erişen Trabzon Rum devleti, Asya ile Karadeniz arasındaki
ticari mübadelenin de merkezi olmuştur. Bu müstesna durumu Trab-
zon'a, mühim bir İmparatorluğun merkezi olma imkAırnr bahşet_
mekte idi. LAkin, Bizans'ta olduğu gibi taht kavgalarr, Arhontlarla
merkezi iktidarın mücadelesi ve nihayet, yine Bizans'ıaki gibi İtalyan
ticaret kolonilerinin tasallutu, bu devleti de zaif düşürdü. Nitekim
Cenova'lılar, XIII. yy.dan beri bu sahada kurdukları ko]onilerle ik-
tisadi bakımdan hAkim bir mevkie erişmeği başarmışlardı. Bunun
yanında Trabzon çok kere, Venedik ile Cenova'run b, bölgede sür_
dürdüğü üstünlük mücadelesine salrne olmuştur.
\'foğol istilasrndan masun kalabilen Trabzon devleti, uzun bir
zamandan beri, muhtelif Türk devletlerinin hücumlarına uğramıştr.
osmanlrlarla Trabzon'un ilk temaslarr II.Murad ,u onni rastlar
ve Murad'rn kendileri üzerine gönderilen bir Türk ordusu Trabzon'
Iular taraflndan hezimete uğratılrr (la30). İstanbul'un zaptedilme_
sinden sonra birçok Rumun Trabzon'a i]tica etmesi Fatih'in hoşuna
gitmemiş ve bu olay Trabzon üzerine bir sefer yapmasrna sebep ol_
muştur. 1454 de Amasya Beyi Hızır, şehre kolayca girerek ganimet-
ler aldıktan sonra geri dönmüştü. Bunun üzerine İmparator Kalo-
ioannes, Padişahın vassali oima\rr kabullenmeğe ve yıllık 3 000 alnn
vergi ödemeğe mecbur oldu.
r3r
ler yolladı, bir Haçlı seferi tertip edjlmcsini sitiyordu. Fakat teşeb-
büsten bir netice elde edilemedi.
David'in bu ihtiyatslzlığı kendisine acıklr bir sonuç hazırlayacak'
tr. Theodora'nrn tahrik ettiği UZun Hasan, Fatih Mehnıed'e Trab-
zon'dan vergi almaktaı vaz geçmesi ve vaktiyle Bayezid'iıı Timur'a
vermeği kabul ettiği verginin kendisine verilmesini isteyen bir ulti-
maton gönderdi. Bu sııalarda More'nin fethini tamamlamrş bulunan
Fatih, derhal bir ordu ve bir donanma meydana getirdi (I+61). Da-
aid'in müttefiki İsmail'in elinden ,Sinob'u aldı, Toroslarr geçti ve 17
gün sonra lJzun Hasan'ın payitahtı Diyarbekir önünde görüııdü.
Beklenmedik bir anda ı,e hazırlrksız yaka|anan Uzun llasan, Pacli-
şahtan sulh ricasında bulundu.Trabzon'a hiç bir yardımda bulunma-
ma1ı kabul ediyordu. Müttefikleri tarafindan terkedilerek tck başrna
bırakıIan David, kuwetli surlarla tahkim edilmiş ve toplarla mücehhez
bir şehirde, ancak 28 gün karşı koyabildi. David 15 Ağustos 146l de
Padişaha şehrin anahtarlarını teslim etti ve kendisi İstanbul'a göırderil-
di. Lxkin, Trabzon'un kaderi henüz Sona ermemişti. Zira Uzun Ha-
san'ın Rum karısr Komnen'lerin kızr Theodora, intikam lıissinden vaz
geçmemişti. Serez'de hapiste yaşayan f)avid'e 1467 de tahtının kur-
tarılacağı haberini iletti. Olayı haber alan Padişah, David ile oğulla-
ıınr Istanbul'a getirterek İslAm veya ölüm arasrnda bir seçirri ,vap-
malaıını emretti. İslAmiyeti kabul etmeği reddetmeleri üzerine baş-
ları vululdu.
132
İNnEKs
Acciaiuoli 36, 38,85, 119. 99, 100, 101, 102, 103, 104, 106, 108,
Achai'a 4,36, 85, l05, l0B, l10. ll0, 116, 1l7, ı1B, 125' |26.
Adalar 53. Anadolu hisarı 126.
Adalar denizi 33,66. Anchialos 3,22,31,66.
Adriatik 48,73,77,115. Andreas (Paleologos) 46.
Aiımet Celiyir 97. Anjou 4, 6, B, l05.
Akdeniz 1,2,5, 16, i8, 21, 34, 106. Anjou-Aragonya 18.
Akarnania 32, 35, 1ll. Anjou'lar B, 9, 15, 18,23,35,48.
Akçahisar (Kruya) ll1' l22. Andronikos (Paleologos) 4, 2l, 28, 30, 32'
Akindynos 38,40,47. 33,3+,36,67,69,73,75,82.
Akkoyunlu 96, l02, 13l. Andronikos II (Paleologos) l0, ll, 12, ı3,
Akropolites, Georgios 6. 14,15,16,18,23,24,,25,26,270280
Akova (Diakova) 86. 29. 33. 34, 51, 52.
Alacalıisar (Kruşevatz) 111. Andronikos III (Paleologos) 23' 24' 25'
Alaiye 33. 26,27,28,29, 30, 31, 32,33,34,350
Alanlar lB, 19, 71. 36,40,45,50, 51, 52, 66.
Alaşelıir (Philadelphia) 17, |B' 2|' 32' 82. Andronikos IV (Paleologos) 74'75'86.
Aldea (Rumcn prensi) lll. Angelos lranedanı 23.
Aleksis V(Trabzon veliahtı) l31, l32. Ankara xIV, Bı,99, l00, 102, 103.
Aleksander (Bulgar çarı) 3I, 42,63,70' 71. Anna (Macar prensesi) 15.
Alfons (Napoli kralı) 116, ı20, l23. Anna (Bulgar prensesi) 3l.
Ali Paşa (Çandarlı-sadrıazam) 79, l0l. Anna (Epir despotunun karısı) 35.
Alman(lar) l03, 120. Anna (Savoie prensesi- impelatoriçe) 27,
Almanya XIII BB. 34,35,36,41042,43,44,45,50,53,66,
Altınkapı 45o 49. Antik VIII, xII, XIII, xV.
Aitınordrı 5,22193,9+. Antik Yunan XV.
Amasya beyi Hızlr l31. Antonios 28. (II. Andronikos'un keşişlik adı).
Am€d€e (Savoie prensi) 67' 7l' Apokaukos, Aleksios 25,29,36,37,40,42o
Amerika XIV, XV, XVI. +3, 4+, 47.
Amerikalılar XV. Apokaulos, Ioannes 43, 44.
Amfipolis 46. Aquino'lu Thomas 38.
Amur ırmağı XI. Aragonya (kralı) 9, 54, 90, l05, 120.
Anadolu V, VI, VII, Ix, xII, xV, 2, l0, Aral gölü VII.
13, 16, l8, 19' 20, 2l' 22, 30, 32, 34, Arap istilAsı VI.
42, 43, ++, 57, 61, 65, 73, 78, 79, Bl, Argos Bg.
82,83,84,85, 86,.87, 93, 96, 97, gB, Aristo 38.
15r
Arkadia 7, 9. Balkan yarrmadası 2, 35, 38.
Arnavut 15, 23, 32, 35, 77, 79, 120, l2l, 122. Baltaoğlu l2B.
Arnavutlar 6, 32, 35, 43, 77, 80, l0B, Barlaam 34,38,39,47.
Arnavutluk 6,7, 43,73,77, l2l, l2B, 124, Barulas 92, 93.
126. Basarab ll1.
Arsenios (patrik) 7, 14, 24. Batı Anadolu VII, ıB, 30, 98.
Arzı Mukaddes 4,84,87' Batı Asya VIII, 93, 94,
Asen (İvan) B, (Maria) 18. Batı Bulgaristan 7l.
Asen aiiesi 115. Batı Hristiyan Alemi 2l.
Asen, Andronikos 23. Batı Kilisesi l24.
Astırahan 94. Batı Türkistan 92.
Asya 51, 92, l3l, Bayezid 77, 79, 80, Bl, 82, 83, 84, 85, 86,
Asya Moğol'devleti 5. 87, BB, Bg, 90, gl, 92, g+,95,96,97,
Athanas (patrik) 24. 98, 99, ı00, l01, l02, 103, l04, 105,
Athos (Aynaroz) 14. 106, ll0, lll, 132.
Atina 6,22,23,85, B9, t04, ı19, ı20. Bazel sinodu l12, l13.
Attik yarımadası 9, 36, 85, 96. Bekkos, Ioannes (patrik) 7, 14.
Attila VIII. Belgrad 115.
Aşağı Tuna VIII, Ix, x. Benoit XII (papa) 34.
Avarlar VIII, IX. Berat 6.
Avar devleti IX. Bergama 32.
Avignon 8,66,70. Berkuk (Mısır sultanı) 94, 95, 96, 98.
Avlona 6. Bessarion ll4.
Avnik 94, 98. Beş yıl seferi 94.
Avrupa VIII, IX, XI, XII, XIII, XIV, Beyleıbeyi 65, l02.
13, 17, 2|' 27, 32,42, 5ı, 58, 60, 6l, Bileça 78.
65, 73, 77, Bl, BB, 109, 110, 115, 126. Bithynia (Kocaeli) 18, 32.
Avrupa'lı hümanistler XI. Bizans V, VI, VII, VIII, IX, X, XI, XII,
Avusturya 12l. XIII, XIV, XV, XVI, l,2, 3, 4, 5,
Avustralya XIV. 6, 7, B, 9, l0, l 1, ı2, 13, 14, 15, |6,
Aya Romani (Topkapı) l29. 17, 18, lg, 20,21,22,23,24,25,27,
Ayasofya XV, l, 39, 50, 58, 83, 125, 129, 28, 29, 30, 31, 33, 34, 35, 36, 37 , 38,
130. 39, 40, 42, 43, 44, 47,48, 49, 50, 51,
Aydın 20, 33, 44, 94,97, 10ı. 52, 53, 54, 55, 56, 57,58, 60, 62, 64,
Ayıntap 98. 65, 66, 69, 70, 71, 72, 73, 7+,75, 79,
Aynaroz (Athos dağı) 38, 39,4B. 80, Bl, 83, 84, 85, 86, 87, BB, Bg, 90,
Azak denizi VIII, X. 9ı, 99, 102, l03, l04, ı05, l06, ı07,
Azerbaycan 93. 10B, l10, 1ll, ı15, l16, l18, l19, l20,
Eabaeski 65. 123, 124, 125, 130, 131.
'Bağdat 5,94,98. Bizans - Bulgar 65.
Baldouin II (Lntin imparatoru) 4, B. Bizans araştırma merkezi XV,
Balkan VII, X, XIII, XIV, 6, 8,9,22,31, Bizanslılar y 2' 6' 2+' l15.
'
33, 35, 38, 58, 59, 61, 63,64,65,70, Bizans - Roma Birliği B.
7l,76,78, B0, 85, l03, l04, 1ı0, l20, Bizans _ Türk XVI.
123. Bizantinoloji XII, XIV, XVI.
Balkanlar l,4,9'L4, 16, ı7, 19,30,3|,32, Bocafort 19.
57, 61, 64, 70, 72, 73, 77, 79, 80, Bl, Boccacio 51.
84, 86, 87, BB, 89, 95, 1ll, ı16, 124. Boğazlar 52, 54, 7 4, 126, 127.
r52
Boğdan ı0B, 109, 1l1. Cenova'h 33, 34, 68.
Bogomilizm 63. Cenovah'lar 3, 19, 20, 30, 34, 50, 51, 52,53,
Bohernya 109, 112. 74, 75,84,99, 107, lo8, 112, i30, 131.
Bolayır 57. Charles 4, 6.
Bonifacius (papa) 92. ChaıIes VI. (Fıaııslz kralı) 91.
Bosna 77, 78, 79,'80,8-t, 85, 105. Chaıles d'Aııjou 2,3,1, |l' 6,7, 8,9' 22' 23'
Boşnak(lar) 78, B0. Charles de \ialois 22, 23.
Boucicarıt (Fransız ınareşali) B7, BB, 89, 90, Cihan Savaşı L XIII.
92. Conıte de Nevers 87. BB.
Böotia 9. Crımlruriyet Türkiyesi XIII, xl\i'
Bozcaada 50, 54, 56, 60, (J9,73,7+. Cüneyt (izmir bcyi) 104, i06, 107' 108,
153
Dokuz Ilarun lgl.
Falben XI.
Don (ırmağı) VIII, IX, X,
Donets X.
53. Ilatilı XV, 123, 125, 126, l27, 12B, 12g,
I30, t3t,132.
Draç ıi, 43.
Dragaş'(\Iakedoııy;ı Sırp beyi; 79. Bd, ll2. _Fcrdinand (Aragonya kralı) 105.
Fereç (I\Iısır sultanı; 36.
I I9.
l)ıakıı.l 1VIad, Rumcn I'errara I 13.
1lıcnsi7 lll' llU, Filip B, 9.
1i7,119.
Drama 72, 77. Filip VI. (Fransa kralı) 34-.
Dukas (Bizans tarilrçisi) 91, 102' 12+. Filistin VI.
Dulgat 93. Filoteos (patrik) 56, 63, 6g, 71.
Duşan, Stefan (Sırp kralı) 15, 18, 79. Finıugor'IX.
Dün,va savaşı II. xIV, XV. Floransa 85, 87, BB, 90, 112, il3, 125, 126.
Düzmece Mustafa 106, l10. Floransa']ı 36.
Foça 16, 18, 34, 61, l07.
Edirnc 23. 24, 27 , 41. 12. 43, +tt. :-ı5, 56. 62, Frank(lar) IX, 2, 3, 4,7,9,23,71.
65,70, 72, t07, ll0, 116, 122, 125, Fıansa XIII, 3, 87, 90, ll5.
127. Fransa kralı. 3, 3+, go,91, 92, 99.
Edirnekapı 129. ' Fıansız(lar) 9, 59, B7, BB, 90.
Edvard ı[ngiliz kralı) 3{. Frederik III (Avustuıya kralı) 1l6, ı21, l26.
Efes 21, 109. Frederik (Sicilya kralı) lB.
Efiak 93,99, l00,.106,10B,1ll, ı16, l17,
lt9, 120, 121, 126. Galata 3. I6, .tl, 52, 59, S+, 74, 84, ltl,
Eflak Beyi 79, 84, 86, BB, 127, 128, 130.
EflAtun 38. Galataiılar 52, 53, 54.
Ege adaları 6. Gattilusio, Pıancesco 60, 6l, 68.
Ege denizi XlV, 6, 16,20, +8,50, 52, 105. Gauiier de .Brienne (Atina diikü) 22.
Ege sahilleri 30,53,8+,49, 53, 104. Gazan }lan 20.
Eğriboz (Negroponte) 6, 33, ı04, ll9. Gelibolu 19, 20, 55, 57, 58, 59, 6+,67,70,
Elbistan 93. 74,97, 104, 106, 107, lt6.
d'Engerrand de Coucy 87. Genç Andronikos (Paleoiogos) 24, 25, 26.
Eplıcsos I 14. Gannadios (Georgios Scholarios) lZ4.
Epir 2, 3o 4, 7, g, 12, 15, ZB, g2, BS, 4.g, 77, Georg (Kastriota) 79, 122.
l09, I ı l. Georgios (Kıbrıslı patrik) 14.
Epirliler 15. GeorgiosScholarios (Ganııadios) II3, l24'
Erdek IB. GeorgiosPalamas 38, 39. (bak. palamas).
Eregli lB, 75. GeorgiosSinaites 37 (bak. Sinaites).
Ermeni(ler) lS, 9q, tt+. Geımanos (patrik) 6.
Ermenistan 114. Germiyan 20,32,97, 101, 125.
Erzincan 94, 98, gg. Girit 33.
Erzurum 94, 98, gg. Giııstiniani (Ccnova'lı tüccar aile) 50.
Eski Yunan XIII. coı]ar l9.
Etolia 9. Gök _ Türk VIII.
Eudokia (Bizans prensesi) 15. Grigoire X (papa) 4, 6, B, 70.
Eugenikos, Mrkos, 47, lt3, ll4. Gregoras, Nikeforos l 0, 2 ı, 39, 47 , 51, 61, 62.
Eugenius IV. (papa) llg, 122. 124. Grek(ler) 2, 6, 7, B, 30, 35, BB, 48, SS" 71,
Erıphrosyne (Bizans prensesi) 5. 72, 76, lt3.
Eutliyınius (Bulgar pJtrigı; o+. Grek - Sırp 63.
Evrenoz bcy 72, 77, BS,86, Güz(Üz)hr X, xI, XI\r.
t54
Gümülcine 65. Hunyadi (Jönos) 1l5' 1l6, 11B, 119, 120,
Güney Amerika XIV. 121, 122, r23, 125, 126.
Güney Avrupa 8, 3l, 94. Hülagü 5.
Güney Doğu Anadolu 94. Hussit 103, 120.
Güney Doğu Avrupa 80, 84. Hypsela 108.
Güney Islavları IX, lB, 43,.6l, 64, 68, 7 l, 7+.
Güney İtalya 3, 38.
ibn Haldrın 75.
Güney Ruşya VII, xII, 5, 22. ibralıim (Karaman beyi) l12, I17, 125.
Güney Tıakya 83.. iç Asya VII, xII.
cürcistan 97. iç Savaşlar Devıi (l328-134l)
Gjizel Filip 21, 22.
ihtiman 79.
İkinci tsulgar devleti XlI.
Habeşler 114. ikonoklazm mücadelesi VI.
Haçlı seferi V, 3s, 35, 36, +2,44,5|,52,67, iihaniılar 20.
, 68, 87, BB, 89, 90, 92, 103, 105, 111, ilk ortaçağ 13.
l13, 115, l16, 1lB, ı19, ı22, l24' l25' iilirya 105.
155
Islav ittilakı 43.
ismail (Sinop beyi) Kaligarya I29.
I32.
Ispanya I0. (patrik) 56, 58, 62, 66.
-Kallikstus
Kaloioannes
istanb-rıl V, VII, 1,2,3, l3l .
+,:-ı, 6, l0, 16, IB, Kantakuzenos, Ioannes 22,
19, 21, 22, 23, 26, 27,
29, g3,
24, 25, 26, 27.
34', 3;., 2B'' 29, 30, 33, 35, 36, 3i, 4ü;,
+_1,42, 43, 4+, 45, 16, 48, +g, 52',, 53" ı1', +İ,
43,14, 45, +6,47, 48,49, 50,
5.t, 55, 56, s7, 58, 60, 62,6+,67.,68" 51', 52"
53, 54, 55, 56, 57, 58, sg,
69, 72, 73, 74, 75, 76, 78, 81, B2', B;" oo, oı, oı,
65, 66, 68, 75.
B4, BB, 99, 9l, 97, ıo+, ıos,',ıoı" Kantakuzeıos,
90,
l09,1ı0, ll1,1t2, l13,114, ııs, Mihael 23.
ııe, Kanada XIV.
lr9, t20, 122, 123, 124, ns;, 126:, 127"
I(apıdağı 32.
. l28, 130, 131, 132.
Karabağ 97.
Is1anlıul ittilıadı It4.
istanbııl LAtin İırrpaıaıoılrığu Karadc'niz X, XI, i6, IB,2Z,.Bl,
22. +2, +8,46,
]sıvdıı \'ı.\Iarar krall) 51,52, 53, 54,66,.67,88, 90, 104,
4. i09;
Işbol (Sozopolis) 42. ıl9, l26, l2B, I31.
Iştip i5, Ilaradeniz Ereğlisi 18, 32, 42,
76. 51, 53, 51,
italya.VI, 4,19,51,68, tig, 1ı6, 66, 67, 68.
12l,130, ou.uT1',
I3t. 77, 82, 83, 84, 104, 106, ı0B,
italyaır 2, 4, g, 12,13, i6, 110, il6, 117, 125, 131.
2l. 40, ill, 54, I(aramanirlar
i , 59, 61. 61, 6b, 7+,87, I03, I3l.
tıalyan deniz devlcıIcri j3,
I lg.
Kaıakoyı-ınlu 9't, 96,
J4, 5C. 102.
Itil ırnıağı XI. Kara Melımcd 94.
itti}ıat Konsili ll3. Kara öIüm 5l.
ivan Aiexander 31. Karasi 79.
ivan Srelan 1Bulgaı. prcnsi; Karasi beyliği 32.
3l.
(Fıansa k,'ul,ı l t3. I l6, I,22,.l31. Karpat dağları \,-II.
]rr'ail',
Izabella (Achai,a preırsesi) Kara Tatarlar l0l.
4.
Izidor (patrik) 45, 47. Kara Timurtaş l0I.
JzIadi gcçidi li6. Karayölük (osman bey) 96.
İznir 6, 18, 42, 11, 1()4, 106, |07. Kara Yrısuf 94, 96.
Izmit 17, 20, 32, 58. Karinovası (Rovinc) 86.
Iznik VII, l, 2, 17, 32. Kasımpaşa 9l.
Iznik imparator.luğu VlI. Kars 93.
Kassandrcia I9, 22.
Japonya XI\ı. Kaslamoni ı0B.
Jeaıı XXII (papa) 34. Kastoıya 3l.
Jean de Vieııne 87. Kastı.iota, Geoıg (Arnavut beyi)
79, 122.
Kaaıiye XV. Kastriota, yuvan 122.
Kabasilas, Nikolaos 59, 47. Katalan lB, 23, 85.
Kadı Burhaneddin 93, 94, 95, 96. Katalanlar lB, 19, 20, 23, 85.
Kafkas VIII, l3i. Katolik tilisesi 53, 71.
Kafkasya IX, 14. Kavala 47, 72, 77.
KAğıthane 84' Kayseıi 93, 98, 99.
Kahire 95, 98. Kefalonya 85.
Kalabria Kefe 53.
38.
Kalafat 86. Kel RadtıI l0B.
Kalekas (patrik) 26, 37, 40, Keldaniler l 14.
45, 47. Kemah gB, 99.
r56
Kerkopoıta l1!1. [,ajos (tr'Iacar kralı) 7B.
I(crme ll0. Lala Şalıin paşa 64, 65.
Keş 92. 93. Laskaris, Ioannes 1) iznik prcnsi 7, 2) llizans
elçisi 70.
Kiliseleı Birligi +..l. (j. 7. l+. 3,l',tr6,, 66, 68,
111. ll3.123.
LAszlö 1) (An_iou prensi I-,adislas) 89' 105.
2) N{acar krah 115.
KitaY XI. LAtin V, \'I, VII, XI, 1, 2, +,7, B,33,35,
Krbıs XI\-. 21. 33. 3+. 58, 87.
38, 78, 87, I05, 110, 125.
Klpçak \II. :ı. 93. l0l. Lirin imparatoı'Iuğıı 22. 23. 33, C9.
Kırım l l2. LAtin Kilisesi 2. 68.
I(ııklareli 6{. Litinlcr VII, 6, 7, 30. 112. 113, 114, 129.
I(ırkkilise 6{. (]5.
l,azar 77,78, 79, 80. 81.
Kırşehiı 99.
Leh (iieıi gelenleri) 11B.
Klemııı I\' pıpaı {.
I-elristaı-ı 1 15.
I(leman\- papa) 22.
Leontari 86.
Knaz XII. 77. l,imni 73, 76, l0+.
I(omaıros i Crınıantıs) XI. Lombardia BB.
Komnen 132.
Londra 91.
Komnenler 12, 132. Loredaıro 1lB, 119.
Komnen, ;\leksi 14. Lukas Notaras (megadük) 124, l28.
Konınen, -\lanııcl l0. Lusignan II, llenıi 21.
Koııstans sinodu l12. Lülebıırgaz 6,[.
Konstantin (Bulgar prensi) 71, 79. Lyon 6, 14.
Konstaı-ıtin Dragaş 86, 109, 110, 112, l1iı,
il9. 123, l2+, I2q, 130. N{acaı \,'II, VIII, Ix, xVI, 5, 15' 71,72'
Korıstantinos (Paleologos) l15, 123, l?.1, 83, BB, 89, 105, 117, 118, 119, 120.
129,130.
|22' ı27.
\{acaristan X, XII, 60, 80, 87, BB, 89, 99,
Konya Sclçuklu devleti 5ı.
100,103.10s.108. I09. ll0, lll. ili.
Korint 48, 85, 86, 130. 116, 119, 120, 121, r23, 126.
Koron 23. \,Iacar kralı 4' 67 69' 78, 8+, 85, 87, 88, 89,
Kosova I. 79, 80, 81, 84, 86, 121,122. '
105, 108, 110, 111, 115, 117, 118,
Kosova II. l2l, 122, 123. 1t9, 122.
Kratova 79. Nlacarlar IX, X, XI, 61, 63, 67, 71. 78, 80,
Kruşevatz (Alacalıisar) 11l. 84, 86, 117, 118, 122.
N{aina 3.
Kıuya (Akçahisar) 12l. I22, 123.
Makedonya B, 19, 20, 24, 25, 26, 28' 31,
Kudüs 21, 45' 48.
4t, +2, 43, 46, +7, 55, 56,72, 73, 76.
Kuman XII, B, 24, 25,27.
Malatya 97.
Kuman _ Kıpçak XII.
Malkara 57.
Kumanlar X, XI, XII, 71.
\Iamonas 86.
Kun XI. N{anastır 77.
Kuzey Kafkasya VIII, IX. Mançurya XI.
Kuzcy Sırbistan 77. \,Ianfred 2, 4, B.
Kuzey Yunanistan 30. N(anisa 17, 19, 21, 82, 117.
Küçük Niğbolu 84. Manrıcl II (Paleologos) 10, 23, 24, 62' 66,
Küstendil 71' 79' 86. 69,70,72,73,74,75,76, 82, 83, 81,
I(ütalıya 20' 32' 79. 86, 88, 89, 90, 91, 92, lo3, 104, 105,
Kydonös, Demetrios 66, 68, 75. i06, 107, 109, 110, 112,123.
T57
Sabirler VIII.
Splırantzes (Bizans taril-ıçisi) l05, 10g, 114,
Sakız adasl 16, 33, 34,50, I00, l04.
124, 127.
Saint Jean şövalyeleri 2l.
Staufcn (Alman hanedanı) 3.
Saint Pierre 68.
Stefan Deçanski (Sırp kralı) 28, 3l.
Saınakov 72.
Stelan Duşan (Sirp kralı; l5. g1, 95, 4l,42,
Saray 94.
43, 14, 46, 47, 48, 49,50, 55, 59, 63,
Saıd 17, 21.
65, 66, 72, 73, 77, 78.
Saros körlezi 64.
Stratimir (I}ıılgar prensi) 7I.
Saıuhan 33, 44, 97, 10l.
Strumica (kale) 31.
Sasaniler VI.
Suriye \2, VI, 51, 68, 94, 95, 96, 97, gB.
Savcı 73, 79.
SüIeymaniye kütüplranesi XV.
Savoie 67, 88.
Süleyman paşa (osmanlı
Savoic prensi 27, 7"1. şehzadesi) 44, 50,
55, 57, 58, 64.
Scholarios, Georgios (Gennadios) 1lg,
ll4, Süleynran Çelebi 84, l0l, 103, I04.
124, 12s.
Svetoslav,'Iheodor 22.
SelAnik X, 15, i9, 20, 23, 27, 28, 31,
3g, Sümeroloji XIV.
35, 36, 39, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 50, 5+,
Sviiengrad 72.
55, 56, 69, 75, 76,92,108, 110. lt2.
Symcon (SelAnik,li kanonist) 47.
116, 120, t2t.
Symeon (Bulgar çarı) 49.
Selçuk 96.
Synadenos, Tlıeodoros 25.
Sclçtıklu xI\'. 3, 20, 6l.
Syrgiannes 25, 26, 31.
Selçuklu - Bizans 17.
Semendre 115.
Şahri Sebz 92.
Semendrek 33.
Şam 98.
Semerkand 92, gS,97.
Şişman, \.{ihael (Bulgaı prensi) 27.
Sercz 47, 66, 72, 76' 77, 79, 85' 86,
ı32. Şişman (Bulgar carı) 28, gl, 67, 71, 72, 79,
Sicilya 2, 3, 4, B, g, 14, 15. o*-
Sicilya katliamı. 14, t5.
Şumnrı 79.
Sigismund 83, 84, 87, BB, 105, 109. Ill.
Sitistre 84, 86.
Taharten 94, 98, 99.
Silivri 5t, 74. 75. 82. 89, 91.
Talas XII.
Simonis (Bizans prensesi) 15.
Tanayis 53.
Sinaites, Georgios 38.
Taşkent 92, 94.
Sinoloji XI\ı.
Sinop 132.
Tatar(lar) 5, 22, 100, l0l
Tavas Beyliği 33.
Sirdeıya 93.
Sirkcci 84. Teb 23, 85.
Tebriz 93, 99.
Sitnica (N'Iorava rrmağrnın yukarı kolu) 79.
Sitas 93, 97, gB, 99. Tekfur sarayı (Valakerna) 129.
Tekirdağ 33, 57, 75.
Sırbistan 4,6,9,30, 31, 41, 48, 60, 62, 65, Terek Qrmağı) 94.
72,73, 77,78, 80, 81, 105, Itl, 116. Terkos 73.
Sırp(lar) 2, 4, 5, 10, 15' 20,24, 28, 30, 3l'
Terter, Georg (Bulgar çarı) B, 27.
35, 36, 42, 43, 44, 46, 47, 48, 49, 50, Tcsalya 2,.9,7,8, 9, 15, tg, 22,2g, gS,42,
55, 58, 63, 66,72, 77, 78,79, BO,81, 48, 49, 85. 86, 104.
84, 86, l01, 113, 1ı6, 117, 121, 127. T'heodor
Svetoslav 22.
Sırp kralı B, 15, 23, 27, 31, 35, 4l, 42, 43, Theodor.a
(Trabzon prensesi) l3l, 132.
4+, 46, 54, 55, 57, 77,7g, 84, l0l, 105.
Theodora (Bizans pıensesi) 3l, 42, 63.
Sozopolis (işbol) 67, 7t. Theodoros Synadenos 25.
160
Thıqirr ; Pıaişc 75,83, B5,86, 90, 80, 82, 84, 86, 87, 88, 89; 90, 103,
9]_ _ı"0{" :,Iğ I@' lı0, ıl2, ıı5. l04, l05, ı06, l0B, l09, ıll, ı12, l13,
Tb,cqicı.ı. f,ffin:ffi 90. ıl5, lı6, ıl7, ıl8' ı19, l20, ı2l,
Tııcoç.':.ItrE oeıagrİıı o. ı22' l23' l24' L25' 126' l27' |28' l29'
Tbe.ı* _}qııımo-m 38_ l30, ı3l.
Th@İİr Pııhtrİçd :,ai3. ı08. l10, ll9, l30, Türkmen 94.
]-ı: Türkmenler 10l.
Tifti J- Türk - Afgan 95.
Timı-: ğ- i:_ !']_ İJ. 9{, 95, 96, 97, 98, 99, Türk akıncıları 2l' 27.
il:._ _ j:. ::İ- ıs' ıı0' l32. Türk beyleri 2l,34' 35' 43.
Timı:ı:ı i ]İ]. Türk Beylikleri 20' 2|, 30, 32' 33' 34' 43,
Tırocn: J:- {iiE- ::- ;9. 84. Bl, ı02.
Tocc.,. CJr}ı 1: &b. llı. Türk _ Bizarıs münasebetleri vII, xvl.
ToLe: !€. i* Türk _ Bulgar IX.
Jg\ıa-.* Lgqı. hanı1 ${, 95, 96. Türklük IX.
Topba: 133 Türkiye VII, xII, XIII, xIV, xV, xvl,
Toplı?c l-'ı_ 93, 94, 95, 96, 97.
Toptag :ı:ıc }iuıcsi X\''. Türkmen Beyi 94.
Toplie -.i Tvartko (Bosna kralı) 78' 79' 80' 84.
Torloo 14. Tzympe (Çimbe) 57.
Torglı: i& :İ-
Trabzcc ::- lı3- ı30' ı3l, l32. Uc Beyliği 64.
Trabeoo l_,ç--ııorluğu 15, 84, l3l, l32. Uglyeşa (Sırp kralı) 72.
Trakı:ı 5- :'9- ]ü- 2l. 2+, 25, 26, 27, 33, UlAszlö (Macar kralı) ll7.
3.. +ı. {:_ {3. -ı6, 50, 55, 56, 58, 59, Umur (İzmir beyi) 42, 43, +4, 46,
o]. *" ;j. ;0' 7ı' t04. Union 7, B, |+, 47,66, 67, 68, ll2, ıl3,
Tran_.ilı-a:.z i{-8- ı ı5. lı4, ıl5, |25.
Tra1:an gtÇjd: ııradi) ı16. '24'
Ural (ırmağı) X, (dağlan) XII.
Tuğlu& Iı=.x 93- Urban IV (papa) 3.
Tıına \_III. I\ x' xI' 48, 70, 72,79, 84, Urfa 94.
8r' &,- !t, ıs, l08, l15, lı7, lı9, 126. Uroş (Sırp kıalı) 43, 48, 63' 77.
Tuna BuJgaı Dcıieti VIII, IX. Uspenski (Rus bizantinisti) 38.
Turagav 92. Uygur XI.
Turahan bC1' ı0s, l24, l30. Uzak Doğu 97, l00.
Türk \-I. \_Iı. \_III' Ix, x, xI, xII, Uz'lar X.
xI\-. s\-. IJzun }Iasan l31, ı32.
17, 18, 21, 30, 32, 33, 35,
{6, 50. 3ı' 55, 57, 58, 59, 60, 6ı, 62, Uzun Sefer 116.
r61
Venedik 3, 4, S, 6,7, B, g, 16,22,29, 34, Yahudi 63.
. 49, 50, 5ı, 52, 53, 54, 55, 56, 59, 60, Yakın Doğu 17,94,95, 96, g7.
69, 73,.74,76,78, 95, 86, 87, BB, Bg, Yakubiler I14.
90' 9ı, l03, l04, l05, l06, l0B, 109, Yakup (osmanlı şehzadesi) 79.
ll0, lıl, t12, ı15, l16,1l7, tlB,119, Yakup bey (kale kumandanı) 99.
121, 122, t23, 124, 126, 130, l3t. Yaldızlıkapı 32.
Venedik- Aragonya 54. Yanya ll l.
Venedikliler 3,29, SI, 54, 69, 74. Yaşlı imparator Zti, 27.
Yerria 42, 48. Yıldırrm Bayezid B0; 8l, B2, 85, 95.
Vidin 63, 67, 71, 72,8,t, 86, BB, 89. Yukan Karadeniz 71.
Viyana XV, XVI. Yukarı Sırbistan 77.
Vlad Drakul (Rumen prersi) l1l, 1ı6, ı t7, Yunan V, VI, XI, XII, XIII, XIV, XV,
ı l9. XVI.
Vladislav (Eflak prensi) 126. Yunanca XII, XV, XVI, ll4.
Vlakerna (Tekfur sarayı) l, 47, 56. Yunanistan VI, XIV, 2, g, 4, lS, 23, g6,
Vlatko Vukoviç 78. 42. 49, 85, BB, I t9.
Vodena 48. Yunan _ LAtin şizması l 13.
Volga VIII, lX, X. Yunanlılık 47.
Volga Bulgar Devleti IX. Yuvan ili 122.
Voltaire XVI. Yuvan Kastriota 122.
Vukaşin (Sırp krah) 72,78,79, 86.
Vuk Brankoviç (Sırp despotu) 80. Zaccaria, Benedetto 16.
Wavrin I17. Zaccatia (Cenova'lı tüccar aile) 33, 34.
Wilhelm (Willehardouin) B, 4, 7. Zelot(lar) 14,38,41, 43,44, 15, 46.
162
YANLIş - DoĞRU cETvELİ
t8 4 Kocaali Kocaeli
+5 9 Plamas Palamas
+i l1 Plamas Palamas
62 IB Paleponoz Peloponez
66 I ı'agmen rağmen
66 3B idise de idiyse de
67 23 Maria Anna
6B I müzpkereler müzakereler
68 ll etmek etmekte
69 3t Maria Anna
7l 2r dindanşlarına dindaşlarına
7l 22 Sovoie Savoie
iB 3B Bileçea Bileça
79 23 varrdı varrldı
79 26 r 359 l 389
BB JJ ümsavi müsavi
90 21 sıkrştrı1an sıkıştırılan
100 27 saltan sultan
r63
103 2 CANLANLASI CANLANMASI
10+ JJ More'eki More'deki
105 6 Ahai'a Achai'a
106 I5 aralarındanda aralarında
t0B 5 Ahai'a Achai'a
lt0 + hıusta hususta
110 6 Ahai'a Achai'a
110 35 Msülüman Müslüman
112 J Ioannesi'in foannes'in
11+ ,1 Sphrabtzeste Sphrantzes te
ll5 t0 Demektrios Demetrios
il6 t3 Mı ırdaki Mısır'daki
il6 40 Filipte Filip te
lrB 35 Huanyadi Hunyadi
ll9 32 donanmaını donanmasını
12+ 5 Mrad'a Murad'a
12+ 15 Kosntantinos Konstantinos
124 35 Konstantions Konstantinos
r28 J btıytlkltıtıkte büyüklükte
128 29 taarruzdan taaruzundan
131 4 tarihte tarihe
l3l 6 faydalnarak faydalanarak
132 7 ultimaton ultimatom
t64
ISBN 975-456-024-2