Bütün ülkelerin proleter/eri, birleşinizi

Ikili kölelik anlaşmasına, ABD ve

NATO üslerine, zorbalık yasa/arına,
Yıl 7, sayı 6 (78 )
pahaldığa ve işsizliğe, silahianma
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komite si o rganı 1 Haziran 1980 harcamalarına karşı demokratik
güçlerin eylem birliği için ileri!

Açiklama
Ana yol TKP Merkez Komitesi Plenumu top l a n d ı . Plen u m gizl ilik koşul l a rında başa rıyl a
ya p ı l d ı. TKP'nin leninci politik, ideolojik ve örg ütsel birliğin i daha d a g üçlendirdi.
TKP'nin izlediği ana yol Lenfnci
savaş yoludur. Merkez Komitesinin Plen u m em perya lizmin uluslararası durumu sertleştirme girişim l eri karşısında, ba­
Plenwnu bu yolda olağanüstü önem­ rış ve si lahsızlanma savaşını y ü kseltme n i n önemi ü stünde d urdu. Avrupa komü nist
li bir adnndlf. Plenum partinin poli­ ve işçi parti lerinin Paris topla ntısının bu savaş ı m a yaptığı büyük katkıyı d eğ er­
tikasmı, çizilmiş stratejik amaçlar lend ird i.
doğrultusunda, ulusal ve uluslararası Ple n u m, Arnerikon €'m peryo l izminin, bölgede ve ü l kemizde yoğ u nlaşa n hegemon­
gelişmelere, güçler dengesinde olu­ yacı baskıları, rejimin giderek yarı-askersel zorbalık rejimine dönüşmesi, ekonomik
şan değişmelere göre, eleştirdi, bunalımın derinleşmesi karşısında, TKP'nı n önü n d e duran politik g örevleri sapta d ı .
ayar/adı. Dzel likle, toprokla rı mıı.d o k i ABD v e NATO üslerine, ABD'nin d ayattığ ı ikili kölelik
an laşmasına karşı savaşın güncelliğini vurguladı.
Anıerikan emperyalizmi, NATO'ya
P l enum, bağ laşı klık sorunu, ulusa l demokratik cephe sorunu üstünde önemle
egemen çevreler Avrupa'da ve böl­
durdu. Demirel h ü kü meti n i n halk d üşmanı politikas ı n a· karşı d e mokratik eylem bir­
gemizde barışı balta/ama, yeni bir
liği, işçi s ı n ıfının. değişik partileri a rasında eylem birliği, kadın, gençlik ve barış
çıban başı koparma, «soğuk" savaşı
hareketinin birliği ve ulusal sorun üstüne politik çizgiyi karara bağ l a d ı .
kamçılama girişimlerine yeniden hız
veriyorlar. Işbirlikçi tekelci burjuvazi Plenum, tekel l erin sal d ırıs ı n a karşı, işçi sı nı fı nın yürüttüğ ü çetin grev savaşlarıyla
yurt çapında geniş halk yığın/anna, dayanışma ve sendikal eylem birliğ i üstüne kara r a l d ı. Ş.a n l ı 3 0 Nisan g enel g re­
özellikle işçi sınıfına, Komünist Par­ vini ve ağır terör koşullarınd a işçi yata klarında, Türkiye' nin dört bir ya n ı nd a ba­
tisine karşı, yoğun saldırılara geçi­ ş.a rıyla yapılen 1 Mayıs gösterilerini selam ladı.
yor. Bu sert baskılar derin bunalım­ Plenum, Lenin'in 110'uncu d oğ um y ı lında, Leniniz m i n ilkelerini d a h a geniş ola­
ların yoğunlaşması süreciyle atbaşı ra k y ı ğ ı n loro yaymayı parti örg ütlerinin ön ü n e görev olara k koyd u. Hitler faşizmine
gidiyor. Işbirlikçi tekelci burjuvazi karşı, Sovyet ordusunun ve tüm a nti-faşist güçlerin kaz a n d ı ğ ı büyük utkun u n 35'inci
devlet tekel kapitalizmine, bununla yıldön ü m ü n ü selamladı.
yanyana askerse/, faşist biçimi bir Plenum, TKP'n�n t'J'ıncı yıl ında partiyi çok yönl ü g üçlendirmeyi, öze llikle p a rtinin
diktatoraya tırma111yor. Bu tırmanış ideol ojik ça lışmaları n ı n d üzeyini y ü kseltmeyi, d e mokratik santralizm il kelerinin uygu­
çok ulus/u t e kell e rin, Amerikan e m ­ l a nmasını her a l a n d a yeni koşullara uyg u n geliştirmeyi, parti yapısını daha d a
peryalist/erinin, NATO'nun Türkiye pekiştirmeyi karorloştırdı .
üzerinde biteviye artan hegemonyası
TKP M K Plen u m u, Politik Büro'nun raporunu, yürüttüğ ü politikayı, t ü m kararları
yönünde yoğunlaşıyor. Uzatmalı ikili
oy birliği ile onayladı.
kölelik anlaşmasıyla Anadolu'yu,
Türkiye Komünist Partisi
şimdiye kadar olduğundan çok daha
Merkez Komitesi
tehlikeli bir atom harmanına çeviri­
ı o Mayıs 1 980
yar/ar.

Plenum, bütün bu nedenlerle,

Amerikan saldırı üs/erine, NATO kö­ NATO y1k1md1r
leliğine, Demirel hül<ümetinin halk
Türkiye, uzun y ı l lardır, NATO'nun bir lı baskı politikası, d ışta Aınerika'ya,
düşmanı politikasma karşı savaşı,
tutsağı, kölesi d urum undadır. Bu e mper­ NATO'ya kölel i k tutumu a nayurdu, t ü m
demokratik eylem birliğini, ulusal
yalist saldırga n l ı k b loku n o Türkiye'yi so­ halkı mızı korkunç uçurum lara d oğru
demokratik cepheyi, işçi sınıfmın bir­
ka nlar, onu bu boyunduruğa koşa nlar hızla sürüklüyor. Amerika n üsleri üstü ne
liğini günün en canlı sorunu olarak
halkı m ızı korkunç bir haraca bağ l a mış­ araştırma yapan Cumhuriyet Senotosu
başa aldı. Plenum, TKP'nin, 7/P'e,
lardır. NATO değirmeni Türkiye'nin öz­ Komisyonu'nun verileri, bu üslerin hem
TSiP'e, Kürt demokrat hareketine
d eksel -tinsel t ü m kayn a kları n ı öğ ütüyor. Sovyetler Bir!iği'ne, hem Orta Doğu ü l ­
karşı, CHP'ye karşı tutumunu somut
NATO yeni söm ürgecil i k sisteminin bir kelerine karşı old uğunu vurguluyor.
biçimde belirledi. Plenum tüm işçi
em me-basma pomposı, as kersel-politik Tehl ike böylesinedir.
partileriyle eylem birliği temelinde
mekanizmasıdır. NATO'da Türkiye, em­ Yabancı üsler, ordun u n NATO kornu­
gerçekleşebi/ecek yığınsal, /ega/ bir
peryalistlerin örsüyle çekici arasındad ır. tasında olması, silôhlanma, uzun yıllar­
partinin büyük bir önem taşıdığını
Hemen her NATO toplantısı nda n sonra dır bu yolda yapılan harcamalar, eko­
vurguladı.
Türkiye h a l kının sırtına yeni bir yük yük­ n ominin askersel raylara b i n d iril mesi
Plenunı, partinin örgütsel, politik, l etiliyor. NATO eleba ş ı l arı dayatıyor, geniş halk yığ ı nları için y ı k ı m, bir avuç
ideolojik Leninci birliğini daha da dizginlerin i tuttuğu küçük « orta kları »na: işbirlikçi, tekelci vurg u ncu için, silôh
güçlendirdi. Tüm kararlarm oy birli­ «Bizden s i l ô h al, silahlan !» diyor. a l ış-verişi yapanlar için, Amerikan, Ba­
ğiyle alınması, oportünist, bozguncu Yayılıcı A m erikan emperyalistleri, tı A l man, I ngiliz silah fabri katörleri için
akımlara, anti-Leninci görüş/ere Türkiye'deki sald ırı ve casusluk üslerini büyük vurg u n kaynağı o l muştur. Türkiye
karşı daha derin, da/ıa geniş savaş daha geniş çalıştırmo aşam a s ı na geç­ Amerika n kayna kları n ı n verilerine g öre,
yürütülmesi üzerinde oy birliğiyle tiler. Uzatmalı i k i l i kölelik a nlaşmasıyla 1967 y ı l ı nda, silah l a n maya 604 milyon
durulması partinin Lenfnci granit bunu sağ lad ı lar. Bug ü n kü işbirlikçi De­ dolar, 1976'da ise 2 m i lyar 350 milyon
birliğini vurguladı. Işte ana yol! mirel h ü k ü metinin içte h a l k yığın l arına, dolar harca m ıştı r. Ve bu yükseliş d ur-
özellikle işçi sı nıfına karşı zorbalı k , kan- (Devamı 1 0. sayfada)
 2
Terör ve CHP
« Normal CHP'liler öldü rülmüyor ! .. Bu
söz Kayseri ve Adana C H P il başka n­
l a rı nın a rd arda öld ü rü l mesi üstüne söy­
leniyor. Bunu, CHP'l ileri ö l d ü rd ükten
sonra kendini savuna n faşist MHP'li
söylemiyor. Konuşa n I çişleri Bakan Yar­
dımcısı Eren'dir.
Görünen köy k ı l avuz istemez. Bu söz­
ler d il s ü rçmesi d eğil, bilinçli izlenen
kanlı terörde h ü kü metin rolü n ü n res men
açıklan masıdır. «Libera l" burjuva bası­
nı gerçi sorunun bu ya n ı n ı ele a l m ı ş,
Içişleri Bakan Yardımcıs ı nın sözlerini bu
biçi mde yorum l a m ı ştır. Ama, bu yorum­
la r yetersiz ka l ı yor. Ç ü n kli, h ü kü met
C H P dışındaki sola karşı izlenen kudur­
g a n s a l d ı rı ka psa m ı na, « norma l olma­
yan CH P'Iiler•• dediği y u rtseverleri de
katması rastlantı değildir.
Y ı l l a rdan beri CH P yönetimi gerici­
likle koşullara g ö re ölçüsü değişen bir
uzlaşma, işbirliği politikası izliyor. CHP
yöneticileri, AP' nin a d ı m ad ı m eski kim ­
liğini değiştirdiğini, a rta n ölçüde ordu
içind e en gerici güçl ere daya nd ı ğ ı n ı ve
faşist MHP ile yazgı birliği ettiğ ini g ö r­
mezlikten geliyor. Onu, bugü n de pa r­
l a menter rejimi koruma temelinde işbir­
liği yapı laca k bir g ü ç ola ra k görüyor.
Bu politikaya karşı çıkan C H P sol ka­
n a d ı n ı ise s ü rekli suçluyor, onları tehdit
bil e ediyor. Geçtiğimiz g ü n l e rde, CHP
genel başkanı, ta m d a il başka n ı n ı n öl­
d ü rü l d üğ ü kentte Kayseri'de «diyalog"
çağ rıs ı na ka rşı çıka n l a rı eleştirdi, bu
çağrıyı «insa ncıl » a maçlara bağladı.
"Insancı l " a m a çl a rl a « normal olmayan
CHP'Iilere .. ö l ü m ü h a k sayan kimselere
diyalog çağrısı yapmak, sonra d ö n ü p
Erenlerin, Tü rkeşierin hedef gösterdiği
C H P'lileri el eştirrnek . . . i şte, hükü meti
y ü reklendiren politika budur.
C H P içinde i ki a k ı m ı n varl ığı bir ger­
çektir. i ş birli kçi tekelci burjuvazinin ge­
rici ö rg ü tleri de, işçi s ı n ı fının örgütleri
de bu gerçeği gözönü n e a lıyor. Gerici­
lik, C H P sağ ka n a d ı n ı etkisizleştirmek,
kendisine yaklaştı rm a k, sol kanadı ise
ezmek yolundan y ü rüyor. TKP, CHP sol
kan a d ı n ı eylem ve cephe birliğ i n e ça­
ğırıyor ve CHP yönetimini uzlaşma yo­
lundan geri çevirmenin demokratik ey­
lem b i rliğinden başka yolu ol m adığ ı n ı
en geniş CHP'li yığ ı n l a ra a n latıyor.
Kayseri· miti ngine çocuğ u ile katılan
bir CH P'li emekçi şöyle dedi: «Katillerin
kütüğün e normal CHP'li diye geçmek­
Iense ölmek yeğdirf, Bu sözler, C H P
taba n ı n ı n tepkisini çok g üzel yansıtıyor.
Emperyalizme, faşizme, f'vlaoculuğa
karş1, banş, ulusal bağimsiziik, sos­
yalizme aç1/an ileri demokrasi için
savaş! . . ,
Bildiri
1 MayiS
Türkiye işçi sınıfı, h a l kımız ulus l a ra rası işçi s ınıfının savaş, b i r l i k ve dayanışma
g ü n ü 1 Mayıs'ı tüm baskı, yasak ve zorbalığa karşı başarıyla kutladı. 1 Mayıs'a
kona n yasa klara, gericil iğin, sı kıyönetimin terörü tırmand ı rmasına işçi sınıfı, e mek­
çiler şanlı 30 Nisan genel g reviyle yanıt verdi. 1 Mayıs gösterileri, ülke çapında
anti-em peryal ist, demokratik bir h a l k d i re nişi ne dönüştü. DISK'in çağrısıyla Mer­
sin'de yığınsol bir y ü rüyüş ve miting yapıldı.
Amerika n e mperyalizminin i ra n'o ka rş ı giriştiği a s kersel saldı rı eylem inde top­
ra klarımızd a ki üsleri kul l a n ması, ikili kölelik a n l aşması nın ü l ke g üvenl iğ i ve ege­
menliği için ya rattığ ı büyük tehlikeyi somut ol a ra k gösterdi, Pentagon'un, NATO'­
nun saldırga n, yayılınacı politikas ı n a , körüklediği çılg ı nca silôhlanma yarış ı n a karşı
1 Mayıs, hal kımızın ulus a l bağ ı msızl ı k, ba rış ve güve n lik için savaşını dile getirdi.
H ü kü met em peryalizmin, bir avuç yerli ve yaba ncı tekelin çıka rları uğruna mil­
yonl a rca emekçiyi açlığa sürüklüyor. Köyl ü yığ ı n l a rı, orta katma n l a r, küçü k işlet­
meler yıkı ma uğruyor. Derin b u n a l ı m ı n y ü kü n ü n emekçilerin sırtına d a ha d a yük­
lenmesine, işsizliğe, pahalılığa ka rşı 1 Mayıs işçi sınıfının, h a l kımızın a rtan tep ­
kisini yansıttı.
Sı kıyönetime, « B u hran ve savaş ha li» yasasına, DGM'lere ve t ü m baskı yasa­
l o rıno, sendikal hakların b u d a n masına karşı 1 Mayıs, işçi sı nıfın ı n, tüm i l e rici g üç­
lerin d emokratik hak ve özg ü rl ü kler için g ü ç l ü bir çıkışı oldu.
Demirel h ü kü meti, ve sı kıyönetim, 1 Mayıs öncesinde ve sonrasında tüm hal kı­
m ıza karşı geniş ça plı bir saldı rıya geçti. IGD yöneticileri tutu klandı ve ağır işken­
ceye uğrad ı l a r. DISK yöneticileri, binlerce işyeri temsilcisi, işçi ve genç tutukl a n d ı.
TIP merkezi ve b i rçok sendika basıldı. Tüm büyü k kentlerde ordu birlikl eri halk ı n
üstün e s ü r ü l d ü . Yalnız 2 9 v e 3 0 Nisan g ü n lerinde el iiye y a kı n y u rttaş teröre kurban
gitti. Tü rkiye K ü rd istanı'nda baskıfor olağ a n ü stü arttırıldı .
30 Nisan genel g revi v e 1 Mayıs eylemleri işçi sınıfına, t ü m ilerici g ü çlere s ı ra ­
larını sıkiaştırma olanağını verdi. DISK v e Tü rk-iş'e bağ l ı birçok sendika, demok­
ratik örgütler, TKP, TIP ve TSlP, CHP'nin birçok örgütü, kimi yerlerde MSP'Ii, AP'Ii
ve pa rtisiz emekçiler, devrimci gençler omuz omuza verdiler.
Buna karşılık Mooculor ve onla rl a işbirliğine s ü rü klenen kimi serüvenci g u rupla r
egemen g ü ç l e ri n işine yaroyan silôhlı provokosyonl o ro giriştiler.
C H P yöneticileri 1 Mayıs gösterilerini yasa dışı diye suçladı. Böylece demokratik
özgü rl ü kleri, insan haklarını aya k l a r altı na alan h ü kü metin yanında nesnel olara k
yer a l d ı l a r.
Serüvencili k ve reformculuk h a l kımızın savaşına zarar veriyor. Eyleme atıfma k
isteyen yığ ı n la rd a şaşkı n l ı k ve i kircim yaratıyor. Sendikal hareketteki bölü n me,
(Devam1 4. say fa da )
Dayan•,man•n gücü
16 Nisan'da gözaltına alınon IGD'nin kal km ı ş "iGD yöneticileri serbest bıra­
1 8 yöneticisi bir ay sonra u luslararası kı lsın» d iyor. IGD'n i n de üyesi olduğu
daya n ı ş m a n ı n ve ü l ke çapında ki d ev­ D ü nya Demokratik Gençli k Fede rasyo­
ri mci tepkil erin sonucun d a özgü r l ü kle­ n u , 'Ulu s l a ra rası Oğ renci Birliği, 200 mil­
rine kavuştular. H a l kı mızın bu yiğit ev­ yon üyesiyle Dünya Barış Konseyi, Dün­
latları, i lerici gençliğin bu sarsıl maz ön­ ya Sendikola r Federasyonu, çeşitli ulus­
derleri bedenlerinde zol i m l erin işkence l a rı n işçi ve gençlik örgütleri IGD yöne­
izlerini ayl a rca, belki de yaşa m l a rı bo­ ticileriyle Demirel h ü k ü metinin, sıkıyö­
yunca taşıyocakkırd ı r. ÇüPikü Istan bul netimcilerin zında nlorınd oki ilerici, yurt­
Emniyet Müdü rlüğü nde, 1. Şube'de özel sever gençlerle, t ü m tutuklu a nti-faşist­
işkence böl ü m lerinde 11 g ü n ve 11 gece lerfe somut bir d ayanışma eylemi yü rüt­
bu yiğit gençl i k önderlerine işkencenin mektedir.
çeşidi uygula nmıştır. istan bul Barosu n ­ I GD genel sekreteri Alaettin Taş'ı n
c a d üzenlenen b a s ı n toplantısında iGD d a belirttiğ i gibi «Viyetnam da n Latin
'
yönetici lerine uygul a n a n işkenceler ko­ Am e rik a ya Finlandiya'dan Fas'a kadar
' ,
nusunda d üyno ka m u oyuna açı kl anan genişleyen IGD ile dayamşma g ü c ü n ü ..
belgedeki birkaç örnek bil e i nsanı nef­ gösterdi ve böylesi bir ulusal ve u l us­
ret ve kinle dold u ruyor. la rorası dayanışma sonucun d a i GD yö­
Sıralanması olonaksız işkencelerd e n neticileri s erbet bıra k ı l d ı. Şim d i bu ba­
geçen IGD yöneticileri, bedenleri yara­ şa rıya, zındon l a rd a çürütülen, sı kıyöne­
bere içinde d e olsa, i n a nçl a rıyle d i m d i k tim ve peli ste işkenceler a ltında i n leti­
ç ı ktı l a r. Zel i mieri n zul m ü ö n ü n d e m i l im len tüm a nti"faşist tutuklu l a r ı n serbest
eğilmediler, moral doyanıklığının, yiğit­ bırakılması yön ü n d e bu ulusal ve ulus­
l iğin nice örneklerini verdiler. Çünkü l a rorası kanıpanyayı daha d a g üçlen­
onlar biliyord u ki, canla başla yolunda direrek yenilerini eklemek boşta gelen
y ü rü d ükle ri Türkiye işçi sınıfı, tüm i l e rici, görevlerden biridir.
y urtsever ve demokrat g üçler ayağa

NATO ve Türkiye
NATO' n u n ba rış d ü ş m a n ı , sa ld ı rg a n
nite l iğ i Brüksel toplantıla rı nda y i n e
gözler önüne serildi. Yayınla nan bildiri­
de, 1978 Va şington tepe toplantısında
onayla nan s i l ô h l a n m a prog ra m ı n ı n ve
1979 sonunda NATO'nun aldığı Batı
Avru pa'ya yeni ABD atom raketleri yer­
leştirme kara rı n ı n gerçekleştirilmesi içi n
uiş böl ü m ü »nÜn hızl a n d ı rılacağı a çık­
la ndı. NATO' nun etki a l a n ı n ı n Orta Do­
ğ u 'ya yayılması için, ABD' nin bu _böl­
gede izlediği serüve nci politikas ı n ı n da­
ha yoğun desteklenm esi istendi. Ayrıca
Pentagon'un «bu n a l ı m plô n ı » da onay­
landı. Bu plôn, Washi ngton'un udi ri m ­
s e l ç ı k a r bölgesi nde » olayları bestırma­
da ABD'ni n Avrupa'd a ki askersel birlik­
leri nin kul l a n ı l masını öngörüyor.
lra n'a ka rşı açı k tehditierin de s ı ra­
la ndığ ı NATO bild i risini D e m i rel hükü­
meti onayladı. Savunma Bakanı Birin­
cioğ l u " i ra n'la ilişkil e ri mize önem veri­
yoruz, buna rağ men NATO içi nde payı­
mrıo d ü şeni yapacağız» dedi. Bu, h ü ­
k ü m etin em perya lizm i n çı karları i ç i n ül­
kem izi komşula rına karş ı b i r uTruva
Atı » y a pmaya doğru yöneldiğ ini kanıt­
lıyor.
NATO, bölgedeki saldırg a n eyleml eri­
ni gerçekleşti rmek için a rt ı k daha fazla
s i l ô h l a n mayı taşıya maya n ü l kemiz üs­
tündeki baskısı nı a rttırıyor. Bu a maçla
anti-Sovyetizmi körükl üyor. NATO top­
la ntısı öncesinde «Tü rkiye Orta Doğu'­
da i leri karakolumuzdur» diyen general
Gundersen Sovyet teh l i kesi" masalını
u
yeniden piyasaya s ü rdü. Ardından da
Tü rkiye' n i n yoğ u n s i l ô h l a ndırılmasını is­
tedi. Bu NATO generali «Sovyetle r Tü r-
Bar1ş etkeni
Mayıs ayında, biri Avrupa' n ı n batısın­
da, biri doğusunda, biri ka pita l ist, biri
sosyal ist i ki başkentte, i ki birbirine ay­
k ı rı topla ntı oldu. Brüksel'de NATO te­
pe topla ntısı yapıldı. Ve, gene silô hla n­
ına ya rışı başa a l ı ndı. Varşova'da, bu
kentin adını taşıyan a n laşmanın 25. yıl ı
kutla ndı. V e s i l ô hsızla n ına, silô hları
aza ltına, nü klee r silô hla nına yarışına
son verme istemi üzeri nde d u ruldu. Bu
istem tü m d ü nya h a l kl a rı n ı n başta ge­
len, en ca n l ı isteğ idir. Varşova'da top­
l a n a n l a r Leni n'i n barış belgisi ni bir kez
daha yi neledi . f er : «Silôhs1zlanma sosya­
lizmin ülküsüdürJ, ded iler.
14 Mayıs 1955'de Avrupa sosyal ist ül­
keleri a rası nda imza l a n a n dostluk, iş­
birl iği ve karşılı k l ı yard ı m i a şına a ntlaş­
ınası, ba rış ve g üvenli k yolunda Avrupa
ve d ü nya halkları n ı n yaşa mında ta rihsel
bir olayd ı r.
Böylel i kle, insanlık tari h i nde ilk kez,
i şçi sınıfı ve emekçilerin erkte bulu ndu­
ğu devletlerin bar ı şı savunan askersel­
politik bir örg ü tü k u ruldu. Sosya l ist en-
kiye sı nırına y ı ğ ı n a k yapıyor» biçiminde
kuyru k l u bir de yala n uçu rdu. NATO
elebaşıları em peryalizmin Orta Doğu
polit i kası n ı gözlerden uzak tutmak içi n
daha önce de uSovyetler' i n Iran sı nı­
rı na yığ ı na k yaptığ ı » ya l a n ı n ı i leri sür­
m ü şlerdi. Ancak kimin sald ı rg a n oldu­
ğ u n u Ameri ka'nın lran'a ya ptığı a s ker­
sel sa l d ı rı gösterdi. Amerika bu saldırı
eyleminde topra k l a rı m ızı d a kullandı.
Ingiliz uDai l y Telegra p h» gazetesi
uAmerika'nm lran'a karş1 ikinci bir sa/­
d�r�ya haz1rland1ğJn1 ve bugün Tahran'­
da sa botaj için Tü rk pasaportlu yüz
Amerikali askerin bulunduğunu» yazdı.
NATO generalleri n i n ve Amerikan « tu ­
ristleri n i n » Doğu i l ierimize yoğ u nla şa n
gezileri, NATO ma nevraları perdesi a r­
kasında top raklarımızdaki üslere yapı­
l a n yığ ı na k , Beyru t'ta çıkan uEl Vata ni"
dergisin i n verdiği «Amerika lran'a karŞI
girişeceği ikinci bir saldiri için Türkiye'­
nin Doğu bölgelerinde haz1rl1klara baş­
ladi" haberini doğ ruluyor. Akdeniz'de
ya pılan NATO kışkırtma ma nevra l a rı
aynı sa ldırg a n a m a çlara hizmet ed iyor.
Yı l l a rca NATO merkezinde çalıştık­
tan sonra OAC'ne gelen Bayan Ferrept,
NATO' n u n harp isted i ğ i n i - h a rbi a m aç­
l a d ı ğ ı n ı ve sü rekli ha rbe hazı rlandığ ı n ı
d ü nya kamuoyuna belgelerle kanıtladı.
T ü rkiye işte- böyres1 saldı rga n b i r p a kt ı n
üyesidir, piyon u d u r. V e .Türkiye NATO'­
dan çıkmadı kça e m perya lizm i n tehlikeli
serüvenlerine a ra ç o l m a kta n kurtula m ı ­
yacaktı r. «NATO'ya hayı r ! » belgisi çev­
resinde kenetlenmek, NATO'ya karşı sa­
vaşa e n geniş y ı ğ ı n l a rı çekmek g ü n cel
ve zoru nludur.
ternasyonal izınin sars ı l maz temelleri
üzerinde kurulan bu savunma örg ütü 25
yı ldır, yalnız sosyalist ü l keler halkları­
n ı n değil, tüm Avrupa ve d ü nya halk­
larının barış ve g üvenliğ i n i n g üvencesi
olara k görev yapıyor. Askersel blokları
dağ ıtına k, n ü kleer silô h la rı s ı nırlandır­
m a k ve ortadan kaldırmak, Avrupa'da
siô hlr g üçleri kontrol etm e k ve aza lt­
mak, kuvvete başvurmaktan vazgeçınek,
Va rşova Antlaşınasryla NATO a rasında
saldı rınazlrk a nlaşması i mzala m a k, kol­
l e ktif g ü venlik sistemi kurmak: işte Var­
şova Antiaşması üyesi ü l keleri n ya ptığı
öneri ve g i rişiınierin bu bi rkaç örneğ i.
Bu savu nma örg ü tü n ü n ta rihi, 25 yıl
boyunca ba rış uğrunda, somut bir sava­
şım ta rihidir.
B u rjuva politi kacı l a rı ve p ropaga nda­
s ı n ı n halklardan g izlediği önem li bir
olgu Varşova Antiaşması'n ı n NATO'da n
tam 10 yri sonra, bu saldırı örgütüne
yanıt olara k, bu dış etkenin sonucu ola­
rak kurulduğudur.
(Devami 9. sayfada)
3
BüyUII utku
I lerici i nsa n l ı k, tü m barışsever g üçler
yiğit Sovyet halk ı n ı n , t ü m a nti-faşist g ü ç­
lerin faşizme k a rşı kaza ndı kl a rı büyük
utku n u n 35. yıldö n ü m ü n ü kutl uyor.
Bu nd a n 35 yıl önce emperyalizm i n
vu rucu gücü faşizm i n ezilınesiyle i nsan­
lık tari h i n i n en korkunç, en kanlı sava­
şı son erd i . Sovyetle r Birliği, Kızıl Ordu,
Büyük Anayurt Savaşı'nda Hitlerci harp
makinasını p a ra mparça etti. Olkesini,
Avrupa ve Asya h a l kla rı n ı faşist sa l g ı n ­
cıla rı n boyunduruğundan kurtardı. Bu
utkuyla dü nya sosyal ist siste m i n i n te­
melleri atıldı. Ul u s l a ra rası kom ü nist ve
işçi h a reketi yeni bir atı l ı m a geçti. Bu
u tku emperyalizm i n söm ü rgec i l i k siste­
m i n i n çöküşü n ü hazırladı.
Faşizme karşı kaza n ı l a n utkuyla halk­
ların ba rış sava şımı da yeni bir evreye
g i rdi. Dü nya ba rışını n temel dayanağı
Sovyetler B i rliğ i'nin, d ü nya sosya list sis­
tem i n i n a rtan g ücü ve y ü rü ttüğü a rd ıeri
barı ş politikası sonucu Avu pa h a lkları
35 y ı l d ı r savaş yüzü görmedi. Sosya l izm
ne denli g ü çlü olursa ba rı şı n da o den­
li g ü vence a l tında olduğu açıkça ka nıt­
la ndı.
G ü n ü m üzde e m peryalizmin en sald ı r­
gan g ü çleri. NATO'ya egemen çevreler
uluslara rası duru m u sertleşti rıne, n ü k­
leer s i l ô h l a nınada yeni bir tu r başlatma
g i rişiınierine hız verdi ler. Buna paralel
olara k bir d izi ka pita list ü l kede neo­
faşist güçlerin ha reketlenınesi, faşist
teh l i ke n i n a rtması kuşkusuz rasia ntı de­
ğ i ld i r. 35 y ı l d a n beri sa l d ı rga nlı k savaş­
kırı n ı n ve faşizm tehl i kesi n i n kökü de­
ğişmemiştir. Her i ki teh l i kenin kaynağ ı
emperyalist tekellerin en saldırgan, te­
rörcü g ü çleri, onların i ş b i rl i kçileridir.
Tü rkiye'de halk düşmanı Dem i rel h ü ­
kümetinin politikası, h e m ülkem izi e m ­
perya lizmin bölgedeki sa ldırg a n provo­
kasyon eylemlerine a raç ediyor, hem de
içerde faşizm tehlikesini a rttırıyor. Hal­
kımızın yarı askersel zorbalık rej i m i ne
ve faşizm teh likesine karşı savaşı, em­
peryalizmi n , NATO'nun boyunduru ğ u n ­
d a n kurtulma, ba rış v e g üvenliği savun­
ma sava şıyla i ç içe geçiyor.
35. yıldön ü m ü n ü kutladrğıınız b ü y ü k
utku faşizmin yenilgisinin kaçı nılmaz ol­
duğ u nu , insanlı ğ ı n sosyal ilerleme ha­
reketini d u rduracak bir g üc ü n olmadı­
ğını, bu u ğ u rda sava şanların yenilıneı:
olduğ unu kantılıyor. Halkım ı za haklı
savaşı nda esinleyici b i r güç kaynağı
oluyor.
Kölelil< anlaşmas1na, DGf\1'/ere,
zorbailk yasa/anna, açlik paketine,
silôhlanmaya ve ölüm füzelerine kar­
ŞI en geniş demokratik giiçlerin ey­
lem birliği için ileri!
4
Tiirkiye Kiirdistan'1na
özerklik
TKP M K Plenuınu, proletaryanın ge­
nel görevleri ile K ü rt ulusa l sorununun
özg ül durumu a rasındaki bağ ı d a ele
a l d ı . ljlusa l sorunun kökten çözüm ü nün
ileri demokrati k devri m i n utkusuna ve
sosyalizme bağlı olduğunu vurguladı.
Proleta rya n ı n , demokrasi ve özg ü rl ü k­
ten ya na tü m g ü çlerin eylem ve cephe
b i r l i ğ i n i sağ l a m a görevi ile K ü rt ulusu­
nun ulusal ezg iden kurtul ma savaşıın ı ­
n ı n b i r v e a y n ı yol d a n geçtiğ i n i belirtti.
Gerçekten bug ü n Kürt devriınci demok­
ratla rı ile bağ laşı k l ı k, en geniş demok­
rasi g üçleri nin eylem b i rl iğ inde stratej i k
değ e r taşı m a ktad ı r. Ote y a n d a n K ü rt
ulusu üzerindeki ekono m i k, politik, sos­
yal ve kü ltürel baskıların son bul ması,
a nca k Kürt d evriınci d emokratları n ı n ü l ­
ke ça pındaki demokrasi cephesinde yer
a l m a l a rıyla olanaklı k ı l ı n a b i l i r.
T K P ulusa l soruna Leni nci yaklaşı m ı n ı
göz bebeğ i g i bi koruyor. Prograın'da,
Parti belgeleri nde yansıtıla n Leni nci
perspektif, bug üne kad a r olduğu gi bi,
bundan sonra da savaşı ma ışık tutcı­
caktı r. TKP, K ü rt ulusunun ekonomik,
politik, sosyal ve k(iltürel hak eşitliğ i n i ,
k e n d i yazg ıs ı n ı özg ü rce belirleme h a k­
kını, ayrı l m a hakkını savunuyor.
Ulusal soruna her za m a n somut, t a ­
ri hsel açıdan yaklaşm a k gerekir. Yal­
nızca i l keleri yinel emekle yeti n i l eınez.
H e r iki h a l k içi n yaşa msal önem taşı­
yan, sosya l izme açılan ileri demokratik
devrim i n çıkarları açısı ndan zorunlu
ola n çözü m yol l a rı n ı göstermek önem l i ­
d i r. Onü ınüzdeki d evriınci aşamada b u
konud a ö n e ç ı k a n somut istek, "Türkiye
Kürdistant'na özerkfik tir. Bu, özerk Tür­
,
kiye Kü rdista nı'n ın, Türkiye h a l k ı n ı n ,
Tü rk ve K ü rt ulusla rının, tü m ulusal
azınlıkların d evleti olan ileri demokratik
d evleti n içinde g ö n ü l l ü yer a l ınası
a n la m ı na gelir.
Len i n , U k rayna işçi ve köylü l e ri n e yaz­
dığı ınel<tupta şöyle d iyordu: «Biz, ulus­
ların gönüllü bağlaştkftğtnt istiyoruz. Bir
ulusun ötekisi üzerinde hiçbir basklSina
yol vermeyen, tam bir güvene, kardeşçe
birfiğin açtk bilincine, tam gönüllü bir
anlaşmaya dayanan bağlaştkftk. Böy­
lesi bir bağ/aştk/tk birdenbire kurula­
maz. Bunu sağlamak için, kapitalist­
lerin, pomeşçik/erin yüzytflar boyunca
sürdürdükleri ezginin, özel iyeliğin, onun
pay/aştml ve yeniden pay/aştmtntn do­
ğurduğu düşmanitkiarın bir sonucu ve
kaftnltst olan güvensizliğin köklerini ka­
Z/mak için, işi bozmamak, güvensizlik
doğurmamak için büyük bir sabtrla,
özenle çaltşmak gerefc., (Tüm yapıtlar,
c. 40, s. 43. )
Kürt ulusunun çıkarlaııııa tümüyle uy -
(Oevamt 6. s ayfada)
Lenin köşesi
Ulusal özerklik
V. i. Len i n , birden fazla ulusun ve çeşitl i ulusa l azı n l ı k l a r ı n varolduğu ü l ke­
lerde kom ü nist p a rtilerinin a ç ı k, i l kesel bir program ve politika uygulaına ları
gerektiğ i n i belirtir. Ve tü m partileri, «politikolannt . . . soyut ve biçimsel ilkelere
değil, birincisi, özgül tarihsel durumun ve herşeyden önce de ekonomik koşul­
lann tam ve kesin değerlendirilmesine, ikincisi, ezilen smtflann, çaltşan ve sö­
mürülen insaniann çtkarlon ile egemen stntftn çtkarlan demek olan genel ulu­
sal çtkorlar arasmdaki kesin aynma, üçüncüsü de ezilen, bağtmft uluslar i/e,
ezen, sömüren ve ayncaltklt egemen uluslar arasmda yaptimost gereken açık ve
kesin ay nma dayondtrmaya, çağ ı rıyordu. (Tüm yapıtl a r, c. 31, s. 145. )
Lenin, 1913 yıl ı n d a Letonya l ı koın ü nistlerin kon g resinde, ulusla rın kend i yaz­
g ı l a rını özg ü rce beli rleme ha kkın ı , ya ni ayrıl ma özg ü r l ü ğ ü n ü savunuyor ve şun­
ları belirtiyo r : «Biz devlet içinde koşulsuz tüm ulus/ann eşitliğini, her ulusal
aZinftğm haklanntn korunmasmt istiyoruz. Biz ulusal nitelikleri balctmdan da
aynm/anarak bölgelerin geniş öz yönetim ve özerkliğini i stiyo ru z . (C. 23, s. 209. )
"
Nisan 1917'de «Proletarya n ı n d evrim i m izd eki görevleri » a d l ı yapıtında Lenin,
yığ ı nları sosya l ist d evrime yön lend irirken hem ulusla rı n ayrıl ma h a k k ı n ı , hem de
gön ü l l ü b i rl i ğ i n i savunuyor. Lenin şöyle d iyor: «Proletarya partisi olabildiğince
büyük bir devletten yanadtr, çünkü bu emekçiler için yararftdır. Proletarya par­
tisi ulus/ann yakın/aşmastnt ve daha da kaynaşmasmt amaçlar, ama bu amaca
zorbaltk/o değil, yalntz ve yafntz bütün uluslardan işçilerin ve emekçi yığın/ann
özgür ve kardeşçe bağlaşıkftğt yoluyla varmak ister . . . Tam aynlma özgürlüğü,
en geniş yerel (ve ulusal) özerklik, ulusal azmitkiann hakianntn aynnttft olarak
güvence alima almmast. işte devrimci pro/etaryantn progremt budur." (C. 31,
s. 168. )
Len in, Rusya'da ulusal sorunun çözü ın(i ba k ı m ı nda n her zaman ü l kenin ayrı
ayrı küçük d evletl e r h a l i nde parça l a nması durumuna ora n l a , çok uluslu geniş
bir devletin kurul ması n ı n üstü n yararla rı n ı bel irtmiştir. O şöyle d e r: «Biz her
zaman ve her türlü koşullar altmda, tüm ulus ve milliyetlerden emekçilerin en
yak tn ve en stkt biçimde birleşmelerini amaç/amaktayız. , (C. 21, s. 292. )
«Ozerklik hakkt mt? Yine yanltş. Biz h e r b ö 1 ü m için ö z e r k 1 i k 1 e n
y a n a y 1 z, biz ayrılma h o k k 1 n d o n yanaytz (ama herkesin o y r t l m a ­
s ı n d o n değil!) Ozerklik demokratik devletin kuruluşu için b i z i m plantmtz­
dı r. Aynlma hiç de bizim plantmtz değildir. Biz hiç de aynlmayt propaganda
etmeyiz. Biz genellikle aynimaya karştytz. Ama biz ayrılma h o k k 1 n d o n
yanaytz . . " (C. 48, s. 235.)
.
Lenin, «ulus/ann yazgtfannt kendilerinin belirlemesi lıa/ckt sorunu, şu veya bu
ulusun, şu veya b u anda aynlmastntn uygun olup olmayacağt sorunuyla kanş­
tın/mamaftdtr. Bu sonuncu sorunu, proletarya partisi her somut durumda, genel
toplumsal gelişmenin çtkar/anna ve sosyalizm uğrunda proletaryanın verdiği
stntf savaşımtntn çt!wrlanna uygun olup olmayacağt görüş açtsmdan tamamen
kendi baştna çözme/idir" d iyor. (C. 31, s. 440.}
Leninci i l kelere sımsıkı bağ l ı olan TKP, ü l kemizde ulusal sorunun çöz ü m ü nd e
Leni n'in gösterdiği yold a n yü rüyor.
1 May1s
(2. sayfadan devam}
Türk-iş yöneti minin bölücü konum la rd a ayak d i reınesi işçi s ı n ı f ı n ı n savaş gucunu
zayıflatıyor. TKP, C H P'yi, Tü rk-lş'i, serüvene s ü rü klenen gençl eri, gerici hükü metin
h a l k d ü ş m a nı politikasına karşı yığ ın l a rın savaşına katıl maya çağı rıyor.
Kom ü nistler bu 'tı l d a 1 Mayıs gösteri l erine ön s ı ra la rda katı l d ı, y ı ğ ı n l a rı örgüt­
ledil er. TKP, DISK'in 30 N i san üstüne açıklamasını destekled i. Işçi s ı n ıfını, tüm
emekçi leri 1 Mayıs yasa klorına, a rtan zorbal ı ğ a karşı genel g reve çağ ırd ı. Parti
örg ütleri 30 N i sa n ve 1 M ayıs g ü n ü çetin koşul l a rd a zor görevlerini başa rıyla
yerine getird iler. Değ i ş i k görüşlerden tü m 1 M ayıs savaşçılarıyle omuz omuza geri­
ciliğin ve sı kıyönetim i n terörüne karşı koydular.
Şimd i önde duran görev 1 Mayıs d eneyleri ni y ı ğ ı n l a ra özümsetm e k, g ü çleri daha
da derleyi p toplama ktı r. Gösteri lerin başarısında önemli rol oynayan etkeni, işçi
sınıfının sendika l ve politik eylem birliğ i n i, en geniş d emokratik g üçlerin eylem
birliğini d a ha d a g üçlendi rmektir. H ü kümetin halk d üş m a n ı politi kasına karşı yığı n ­
sal çıkışlario gerici l iğin saldırısını geri püskürtmektir. Tutuklu D IS K v e IGD yöneti­
cileri n i n , send i kacı l a rın, işyeri temsilcilerinin, işçilerin, gençlerin serbest b ı rakıl ması
için sova şnıa ktı r.
Türkiye Komünist Partisi
10 Moyts 1980 Merkez Komitesi
 5

Eylem birliği yolu

TKP M K Plenumu a l d ı ğ ı kara rlarla,
ü l kem izde işçi sın ıfı n ı n birliği yol u nda
yeni bir çevren açtı. Egemen sı nıfların,
işçi hareketi n i n yasa l kon u ın iarına ka rşı
y ü rütt ü ğ ü sa l d ı rı , işçi partileriyle eylem
birl iğ i n i n geli şen d üzeyi, bu parti leri n
evrımı, TKP'n i n g üçlen mesindeki yeni
aşama, bütü n bu gelişmele - r , legal, b i r­
leşik, yığ ı nsa l bir işçi sı nıfı pa rtisi d ü ­
şü nces i n i pra t i k b i r sorun ya pıyor.
Son dönemde işçi sınıfının politik ey­
lem birliği yolunda atı .l a n adı mlar hız
kaza n d ı . Birçok zorl u kl a ra karşın ışçı
hareketi nde b i r l i k eğil i m i g ü çleniyor.
i şçi sı n ı fı n ı n pa rtileri arası nda, 14 Ekim
seçi m lerinden bu yana daha da iler­
leyen eylem birl i ğ i , bu pa rtilerin, özel­
l i kle Ti P'i n ideoloji k ve pol itik kon u ın­
l a rı nda k i m i değ işi kli klerle koşul g itti .
Ti P'in bir d izi stratejik sorunda daha
doğ ru kon u m l a ra yönelmesi,. ü l kem izde
işçi sı n ı fı n ı n politik eylem birliğ i n i n güç
koza n ınası için önemli b i r etke n d i r. B ü ­
t ü n bu süreçler ol u msuzl u kların aşıl maz
ol madığının bir ka n ı t ı d ı r.
Olumsuzl u kla r ı n a ş ı l ması n ı n yolu, ey­
lem birl iğ i n i her a landa a la b i l d iğ i ne
derihleştirmekten, yapıcı b i r biçimde
goruş ayrı l ı klarını Ma rksizm- Le n i n izm
temelinde g iderme ça l ış ması nd a n geçi­
yor.
Eylem b i r l i ğ i ve pal ilik birlik soru n u
gü n ü m üzde i ş ç i hareketi i ç i n d e yoğ u n
b i r ta rtışma konusu d u r. Bu tartış m a l a r­
da ortoya a t ı l a n bütün görüşler ele a l ı ­
nı p i n celenıneyedeğerd i r. Ya n l ışların ve
doğruların çoğ u kez b i r a rada savu n u l ­
d u ğ u b u tartı şma, b u sorunların çözü­
mü için nesnel koş u l la rı n o l g u n l aştığ ı nı
da yansıtıyor.
Gün ü m üz koş u l l a rında eylem birl i ğ ini
yeni bir aşamaya yükseltme n i n somut
esnek b i r ya klaş ı m la aşı l a b i leceğ i n e Ku şkusuz ya l n ı zca bu pa rti leri� poli­
ina nıyor. Eylem birliğ i n i n yığı n sava ş ı ın ­ tik b i rl i k soru n u n u çözümiemek işçi sı n ı ­
lan i ç i n d e v e her d üzeyde d a ha d a de­ fı n ı n b i rli ğ i n i sağ l a m ı ş ol m a k a n l a m ı na
rinleşmesi, sekterizme ve sü bjektivizme gelm iyor, ama bu yolda önem l i b i r
ka p ı l a rı ka paya n, a rkadaşça bir ta rtış­ a d ı m oluşturuyor. Burjuva v e küçük b u r­
ma atmosfe ri n i n oluşturu l masıyla bu juva ideolojileri n i n etkisi a ltındaki en
hedefe varı la bi l i r. Bir ya ndan işçi ha re­ geniş işçi yığ ı nl a r ı n ı bu etkilerden a rı n ­
ketinde burjuva yasalcı önyargılara d ı rm a k, savaşa çekmek, o n l a rı sı n ı f bi­
karş ı y ı ğ ı n l a rı eğ itmek için, öte yanda n l i nciyle eğ itmek görevi g ü ndemde d u ru­
da eylem birliği ne, legal örgütlenme ve yor. i şçi s ı n ı f ı n ı n tari hsel öz görevini ye­
çalışınaya ka rşı çıkan «sol" oportünist rine geti rmesi, proletarya hegemonya­
görüşl ere karşı ard ıcı l ideolojik sava­ sı n ı n k u ru l ması, bu görevin başa rıyla
ş ı ın y ü rüyecektir. yeri ne geti ri l mesine bağ l ıd ır.
Değerli Behice Boran,
Türkiye Işçi PartisrGenel Başkanı
Tü rkiye Kom ü n ist Partisi M erkez Kom itesi a d ı n a 70. d oğ u m y ı l d ö n ü ın ü n üzü en
iyi d i lekleri miıle kutlarıın.
Uzun yıllar boyunca, Türkiye işçi sı n ıfı hareketi sıra l a rında yer a l d ı nız. Hal­
kımızın barı ş, u l usa l bağ ımsızl ı k, demokrasi ve sosya l izm savaşına değerli kat­
k ı l a rda b u l u ndu nuz.
Em peryalizm i n ü l kem izi sü rü kled i ğ i Kore savaşına karşı Tü rkiye ba rış hare­
ket i n i n ön sı ra l a rında direndi niz. Ameri kancı Mend eres rejimi ve 12 M a rt asker­
sel d i ktatörl ü k dönemlerinde, uzu n y ı l l a r hapis ve teröre göğüs gerd i n iz. 1961-
1971 yıl l a rı a rası nda, Türkiye işçi Pa rtisi'n i n em perya l izme ve iç gericiliğe karşı
savaşında önde gelen bir rol oyna d ın ı z. 1975'den bu yana Türkiye işçi Pa rtisi
Genel BaşkDnı olarak bu savaşı sürd ü rd ü n üz, sü rd ü rüyorsunuz. Gü n ü müzün en
yakıcı soru nu olan barış, yumuşaına ve silô hsızlanma sava ş ı na öne m l i bir kat­
kıda bul unuyorsu nuz.
Türkiye Kom ü n i st Partisi, Parti nize ve Size yönel en a nti-demokratik baskı ve
sa l d ı rı l a ra ka rşı ka rdeşçe d a ya n ı şına içinde o l d u ğ u n u b i r kez daha d uyurur.
Değerli Behice Boran,
70. doğ u m yıldön ü m ü n üzde S ize sağ l ı k ve uzun ömü rler, em perya l izme ve iç
geri ciliğe ka rşı orta k sava şımııda başarılar d i leriz.
Komünist se/ômlanmlıla,
Türkiye Komünist Partisi
MK Genel Sekreteri
30 Nisan 1980 /. Bilen
K1sa ••• k1sa •••

biçimi ola ra k, birleşik leg a l , yığ ı nsa l bir
işçi partisi olanağı öne çı kıyor. M a rk­
siz m - Le n i n izm ve p roletcırya enternasyo­
n a l izmi i l keleri ne ters düşmeyen b i r
p rogra ma v e b i l i msel sosyal ist b i r yöne­
time sa h i p, sosya l izme gön ü l vermiş
en gen iş yığ ı n l a rı sıra la rı nda birleştire­
cek, TKP ile om uzom uza savaşıın yürü­
tecek yığı nsa l bir i şçi pa rtisi n i n yaratı l­
ınası bug ü n reel bir perspektiftir. Bu ön
koş u l l a ra uygun, leg a l itesi n i korumayı
bilen bir partini n , kısa sü rede yığı nsal
pol itik b i r örgüt, ü l ke ça p ı n da güçlü
legal b i r işçi partisi olması ola n a k l ı d ı r.
Buna koşut olara k genç l i k, kad ı n ve
öteki yığ ı n hareketl eri nde b i rleşik yığın
örg ütleri n i n ol uştu rul ması, barış, send i ­
k a v b . hareketlerdeki b i r l i ğ i n pekiştiri l ­
ınesi, devrim savaş ı m ı n a büy ü k g ü ç ka­
taca ktır.
TKP bu hedefin gerçekçi o l d u ğ u n a ,
süreç içinde tüm g ü çlüiderin i l keli ve
e 28-29 Nisa n 1980 g ü n lerinde, Pa­
ris'te, Fra nsız Komü n ist Partisi ve Polon­
yo B i rleşik i şçi Partisi' n i n ort a k g i rişi m i
v e çağrısıyla, barış v e silô hsızlanına so­
runu üstLine ya pılan, Avrupa Kom ü n ist
ve i?Çi Partilerinin topla ntısıyla i l g i l i
olarak TKP M K Politik Bürosu, 8 Mayıs
1980 g ü n ü bir kara r vayı n l a d ı . Karar'­
da; "TKP Merkez Komitesi Politik Büro­
su, top/ant1ya katiian TKP delegasyo­
nunun raporunu ve tutumunu onayilyor.
Avrupa halkianna seslenen çağny1, ko­
münist/erin banş ve silôhsiZ!anma hare­
ketinde en geniş güçleri birleştirme ça­
basmm somut bir belgisi olarak değer­
lendiriyor» denil iyor. TKP M K Pol itik Bü­
rosu, «Banş ve yumuşamay1 korumak,
Bat1 Avrupa'ya ABD atom rol<etleri yer­
leştirme karanm ka/d�rmak, SALT-ll an­
/aşmaSIIlln geeiki/meden onaylanmasiili
sağlamak, silôh/anmay1 Sllllrlama ve si­
/ôhslzlanma yönünde somut ad1mlar at-
mak, ABD ile bağlanan ikili kölelik arl­
Iaşmasiili y�rtmak, topral</anmlıdaki
Amerilwn ve NATO üslerini söküp at­
mak için ülkemizdeki tüm banştan ve
bağ1ms1zilktan yana güçleri eylem birli­
ğine çağmyor."
e TKP M K , 7 M ayıs 1980 g u n u ya­
yın l a d ı ğ ı bir b i l d i riyle, ABD emperya l iz­
m ı n ı n Ka rayip denizinde d ü zenlediğ i
gen i ş ça p l ı askersel ma nevrala rı, Kü . .
ba' n ı n ve bölgedeki ü l kelerin içişlerine
karışına ça ba l a rı n ı kes i n l i kle p rotesto
etti.
e AI<EL genel sekreteri Ezel<ias Pa­
paioannou, 6 Mayıs 1980 g ü n ü , TKP
M K'ne, parti s i n i n ta m desteğ i n i ve ka r­
d eşçe daya n ı şınası n ı bild i ren bir mesaj
yolla d ı . Mesajda: «ilerici güçlerin ve
on/ann öncüsü olan Türkiye -Komünist
Partisi'nin kararli direnişini ve savaŞilli
hayranll!<ia iz/iyoruz .. den iliyor.
6
Niçin TKP'ye g ird i m ?
Komünizm ordusunun savaş eri
Parti üyelerim iıle yapılan konuşma­
l a rı yayı n l a m ayı s ü rd ü rüyoruz.
- Parti sıralarma niçin katı/dm?
- Bu soruya, çoğ u za m a n a l ışıla-
gelen b i r biçimde, « bi ricik Ma rksist­
Lenin ist pa rti TKP olduğu içi n » gerek­
çesiyle yanıt vermek kolay olu rd u . Kuş­
kusuz bu doğ ru b i r yan ıttı r. Ben de,
pa rti prog ra m ı n ı , tüzüğ ünü oku d u ın ,
tümüyle ben i ınseyerek parti s ı ra l a r ı n a
katı l d ı m . Ama sanı rı m, böyle bir ya n ı t­
la soru nuzu ta m ka rş ı l a m ı ş olın uyoru ın.
Çünkü, TKP' n i n nesnel olara k nasıl bir
parti olduğu başka, bunu ben i m a n ia­
m a m başka şey. S ı n ıf savaş ı n ı n man tığ ı
devrim isteyen i lericileri parti sıralarına
yaklaştrrıyor. Ama partiye her g i ren kim­
senin bir de kendi özel deney i n i n etkisi
de va r. Ben kısaca b u n u a n latmak isti­
yoru m.
Uzu n y ı l l a r, daha 12 M a rt öncesinde
yasal işçi ha reketinde yer a ld ı m . Deği­
şik görevlerde b u lu n d u m. Başla ngıçta,
bu ha rekete, küçük burjuva sosyalist
d üşüncelerle katıl m ıştı m. Zaten, o dö­
nemde, ya sal işçi hareketinde Ma rksçı­
Leninci d üşünceler egemen d e ğ i l d i .
« Tü rkiye sosya lizm i n d e n i len, Yön yazar­
larından T i P yöneti m i n e kad a r uza n a n
b i r a k ı m etk i n l i l< kaza n m ıştı. TKP' n i n
a d ı n ı za m a n z a m a n d uyuyorduk, a ma
pa rti ö rg ütlenınesi üstüne bilg irn iz yok­
tu. B i l i n d i ğ i gibi o dönemde pa rtimizde
ö n e m l i zayıflıklar b ulunuyordu .
Şurasını açıkça söylernek isterim. Ya­
sal ça l ı ş ına yaşa mı mda, zengin deney­
ler elde etti m. Bir d izi seçim kam pa nya­
s ı n a , yığ ı ns a l gösterilere kat ı l d ı ın . Güç
koşu l la rda, yasal örg ütleri aya kta tut­
m a k için işç i l e r i n , ayd ı n la rı n , g ençlerin
özveri l i ça ba l a rı na ta n ı k oldum. Daha
1 962 Beyaz Sa ray olayla rıyla başlayan
ka n l ı saldırı la ra yiğ itçe karşı koya n a r­
kadaşl a r ı m ı bugün de a n ı m sıyorum.
« M DD .. cilik d iye tanınan bir akım, za­
m a n la bu devrimci geleneğ i koraladı.
Yasa l hareketi n kad rol a r ı n ı tümüyle
« pasifist», « korka k " insanlar topl uluğu
olarak ta n ı tınaya ka l ktı. Bu suçlama­
ları savu n mak, yaklaşık 10 y ı l l ı k bir dö­
nemin kaza n ı m l a rı n ı yok sayrp a k o l u rdu.
Bu h a reketin y a l n ızca oportünizın ü retti ğ i
yol u n d a ki ka ba görüşlere katı lın ıyoruın.
Çeli,kili evrim
Yasal işçi hareketi bu ' dönem boyun­
ca değ işik aşa ma l a rd a n geçti. Ha reke­
tin önüne yeni soru n l a r çıkıyordu. Her
yeni soru n küçük burjuva ögeleri n scığa,
sola savru l ınasını d a hızla nd ı rıyord u.
Orneğ i n parl e mentoya kat ı l ına olanak­
l a rı d oğ d u ğ u za man, bi r ya ndan bu
o l a n a kları a barta n, cephe savu nucu l u ­
ğ u n u yadsıya n eğ i l i m l e r boy verd i, bir
yandan d a « c u ntacı lık" ortaya çıktı.
Sonra, 1968 Çekoslovak olayları, yasal
işçi hareketini yeni bir dönemece ge­
tirdi. i l k kez proleta rya enternasyonal iz­
ın i n e bağ l ı l ı ğ ıınız sı navd a n geçti. Ama
ne yazı k ki, yasal ha rekette e n d e r kim­
seler dışında, soru m l u d u rumdaki kad­
rola r s a rsı ntı geçi rd iler. Derin b i r bö­
l ü n m e ortaya çıktı. Bunu, ekono m i k bu ­
n a l ı m y ı l l a rı izled i . Rej i m g iderek a nti­
demokratik ka ra kter kazanıyor ve faşizm
teh l i kesi büyüyord u . Küçük burjuvaziele
rad i ka l l eşme eğ i l i m leri ka ba rıyor, a rtan
sayıda genç ve ayd ı n kestirme b i r yol
a rıyord u. işçi s ı n ı fı m ız ilk kez 1970 y ı ­
l ı n d a t ü m i lerici eylemiere damgası n ı
vuran g ü çlü b i r ç ı k ı ş yap m ıştı. A P ikiye
böl ü n m üş, CHP içinde ayrışma derin leş­
mişti. O rd ucia çel işki l e r keski nleşmi.ş ,
tepe nokta l a ra kad a r yansım ışt ı . Yasa l
işçi ha reketi, gelişmelere yön veremed i.
Kend i l iğ i n d enlik, d eğ işi k eğ i l i m ler biçi­
m inde savaşlara egemen oldu. Dahası,
pol itik önderfiğ i n eksi k l iğ i devri m i n oşa ­
ına l a rı n ı yadsıma g i bi b i r d izi stratej i k
konudaki ya n l ışla r yal n ızca b u n a l ı m ı n
d eVri mci d u ruma d ön üşmes i n i engelle­
mekle ka l ınıyord u. Zay ı f l ı k, egemen
s ı nıfları n askersel d ev i rme ola na kların
gen işletiyord u . Yas a l ha reket sağcı re­
vizyonizme ka rşı l<anum a l mıştı o ma,
o, g iderek kendini savun ma gücünü
yiti riyordu_
Bütün bu dönem boyunca, M arks,
Engels ve Len i n' i n ya pıtla rı n ı sistemsiz
de olsa oku maya başl a m ıştırn. 1 969 Ko­
mü nist ve işçi Pa rtileri n i n uluslararası
topla ntısı, a rd ı n d a n da SBKP'nin
2 4 . Kong resi üzerim izde derin etkiler
bıra kt ı . Art ı k « Bizi m Radyo ..yu s ü rekli
d i nl emeye başla m ı ştı k. «Yeni Çağ " da­
ha s ı k e l i m ize geçiyord u . Po rla me nta ­
rizme karşı devrimin d eğ işik biçi m l e ri n i n
ta n ı nması, proletarya enternasyonal izmi
ve Sovyetler B i rliğ i'ne, reel sosyalizme
karşı tutu m , leg a l ve i l lego l ö rgütlen­
m e n i n zoru n l u ğ u , b ü tü nsel d eVrim s ü re­
c i n i n dem okrati k ve sosya l ist aşa m a la rı,
bütün a nti-em peryalist, demokrati k güç··
lerin tek cephesi g i bi soru n l a rd a Len i n ­
ci yaklaşımı hızla benimsiyorduk.
Yenilginin dersleri
Gerek politi k gel işmeler, gerekse,
kod rola r ı n ideoloj i k bilgilenme süreci,
kafalarda temel bir soru uyandırd ı : Na­
sıl bir pa rti ? işte bu aşa m a d a , TKP' n i n
yasal işçi · ha reketi ne verd iğ i desteğ i n
d e yarattığı elverişl i orta mda, TKP'ye
karşı a rta n bir ilgi, sempati uya ndı. B i r
ba kıma k e n d i m i TKP' n i n d oğ a l üyesi
g i bi görü r o l muştum. Ama bir yandan
d a , yasal partiyi, tıpkı TKP g i b i , söz­
cüğ ü n gerçek a n l a m ı nd a b i r kom ünist
partisi yapma gibi çelişki l i çözümler de
a rıyord u m . Böylece bu hareketin ·yasa l ­
lığ ı d a g i d e rek bizler i ç i n önemsiz şey­
l e r g i b i görü nmeye başladı. Başka b i r
ya n l ışa düşmüştül<.
Düşm a n beklemedi. 12 M a rt geldi
çattı. O baskı g ü n l erinde birden bi re
örgütsüz kal m ıştı m. Serüvene sürü kle­
nenler acı bir yenilg iye uğra d ı l a r. Temel
o l a ra k yasal örgütlen meye bağ l a n a n
işçi h a reketi üstünde, geçici d e olsa,
CHP'nin «yeni " reformcu çizg isi etkin­
lik kaza ndı. Yen i l g i yıl larından daha iyi
öğ retm en olmuyor. K i m i leri ka pağ ı
CH P'ye attı. Kimi leri kıyıya çeki l d i . Bize
geli nce, gereken d e rsleri ç ı ka rmıştık.
Proleta rya n ı n utkusu a ncak komünist
pa rtisi n i n önderliğ i n d e gerçekleşeb i l i r.
Tü rkiye koşu l la rı nd a bu parti, a n ca k
i l lego l örg ütlenme tem e l i n de çal ışa bi­
l ird i. TKP'n i n 1973 atıl ı m ı her t ü r l ü ikir­
cime son verdi. TKP'nin tü m konu mları­
n ı işte böylece beni msed i m . 12 M a rt'ı n
çöküşü nden sonra yeniden yasal hare­
ket c a n l a nd ı. Ama biz dersleri u n utma­
d ı k. TKP'ye bu nedenle g i rd i m , Komü­
nizm ordus u n u n b i r savaş eri olma kta n
o n u r duyuyoru m .
Bu radan yasal örgütlenmeyi kli ç ü m ­
sed i ğ i m sonucu ç ı ka rı l ma m a l ıd ı r. Tanı
tersine, bence bu tür yasal örgütlenme,
sosya l izm ü l külerine g ö n ül vermiş her­
kesi sıra l a n nda topl o m a l ı , olabildiğince
yığınsallaşmalr ve hepsinden önemlisi
TKP i l e omuz om uza savaşm a l ı dır. Geç­
mişte ka rşılaşı l a n acı olayl a r ı n bi r daha
yaşa nma ması için zoru n l u d u r bu.
Türkiye Kürdistani'na
(4. sayfadan devam)
g u n olan Türkiye K ü rel ista n ı na özerklik
istemi, h e r i k i u l ustan işçi ve emekçi leri
sosya lizme u laştı rmak için en som u t ve
elverişli b iç i m d i r. T K P Progra mı'nın Le­
n i nci özü n ü yansıta n bu iste m , e mper­
yalizme ka rşı savaş ı n , bölgem izdeki
d evrimci' savaş ı m ı n çıkarına ola n bir
çözü m d ü r. T K P, u lusal sorunun çözümü­
nü h e r yeni tarihsel somut d u rumda
yeniden ele a l m a zoru n l u l u ğ u n u görü­
yor.
« Büyük K ü rd ista n » d üşüne karşı özerk
Türkiye K ü rd ista nı, « i ki devr.i m » görü­
şü ne ka rşı K ü rt u lusal ha reketi n i i leri
demokratik devrim ve sosyalist d evrim
aşamaları n d a n ol uşan bütü nsel d ev­
rimci s ü rece bağ l a m a k « i k i kom ü n ist
partisi », « i k i sendikal ha reket" yerine,
tek e nternasyonalist Ma rksçı - Len inci
proletarya partisi, bi rleş i k sendikal ha­
reket, « ayrı savaşı m n yerine birli kte sa­
vaşı m . . . TKP' n i n , M l< Plen u m u ' nd a
onayla n a n tutu m u b u d u r.

Birleşik y1ğ1n örgütleri
l�birl ikçi, tekelci burjuvazi, m i lita rist
klik, onun sıkıyönetimi, sendikala r ve
meslek oda l a rı d ış ı nda va rol a n yığın
örg ütleri n i ka pattı. Gençlik, kad ı n , öğ­
retmen, m e m u r, tek n i k eleman ve b i rçok
y ı ğ ı n örg ütü aylard ı r kapalı. Ama, içi n ­
de b u l u n d u ğ u muz baskı ve terör orta­
m ı na ka rş ı n , bütün legal çalışma ola­
nakları ortad a n ka l km a mıştır. Doğ ru
yol, legal y ı ğ ı n çalışması ola nokları nı
sekterl i k ve yılgı nl ı kla yadsımak değ i l ,
b u alandaki örg ütsüzl üğe s o n vermek­
t i r.
Sı kıyöneti m i n !eg o ! yı ğ ı n örg ütleri nin
kapısına kilit asmosı, yığ ı n l a rı n sava­
ş ı m ı n ı engel l iyemed i. Şimd i bu örg ütle­
rin üyel eri eskisinden daha bilenmiş,
daha deneyi m l i savaşl a r ı n ı s ü rd ü rüyor­
l a r. IGD' I i gençler, işçi s ı n ı f ı n ı n savaş
yol u nda eylemden eyleme koşuyor, t ü m
anti-em peryal ist gençl i k h a reket i n i n ön
s ı ra l a rı nd a yer a l ıyorl a r. i KD ' I i l e r 8
M a rt'ı kutlama eylem leriyle, kad ı nların
faşist teröre, işsizliğe, po h a l ı l ı ğ a , s i l ô lı­
l a n maya, eşitsizliğe karşı sava ş ı m l a rıyla
s ı ra. larını sıklaştı rıyorla r.
Yığın eylem leri n i n çözülmesi bi r ya­
na, te>-sioe, ko patı l a n d eğ iş i k y ığ ı n ör­
gütleri n i n yanda�lurı a rasındaki eylem
birliği geli şiyor. Son seçim lerden sonra
bi rçok ilerici gençlik örg ütü eylem b i r­
l i ğ i üstüne b i r açıklama ya ptı l a r, b i r­
l i kte eylem yü rüttüler. Değişik i lerici ka­
dın örg ütleri temsilcileri 8 Mart'da or­
tak b i l d i ri yay ı n l a d ı l a r. Ortak g rev ziya­
retleri ve d iğ e r eyl e m l e riyle sava ş ı m ­
l a rı n ı om uzomuza s ü rd ü rmeye başlad ı ­
l a r. Değ işik d evrimci a k ı m l a rd a n öğret­
menler, m e m u rl a r, kıyııniara ka rş ı , bir­
l i kte d i rendi ler. Şa n l ı Ta riş d i renişiyle
daya n ı şma eylemlerini send i k a l a rla b i r­
l i kte demokratik gençlik, kad ı n ve mes­
lek örgütleri üyeleri birlikte y ü rüttü l e r.
1 Mayıs gösterilerinde eylem bi rliğ i d a ­
ha d a pekişti. B i r yandan y ı ğ ı n örg üt­
lerinin ka patıl m a s ı , öte yandan yığ ı n
eylem le ri n i n eylem b i rl i ğ i d ü zeyin e y ü k­
selerek gelişmesi, b i rleşik, lega l yığ ı n
örg ütleri kuru lması görevi n i g ü ndeme
geti riyor.
Ş i m d i tü m a nti-em peryalist, demok­
ratik g üçlerin önünde yeni gençlik, ka ­
d ı n ve d iğer yığ ı n örg ütleri ni k u rma
ödevi d u ruyor. · Bu örgütler lega l o l m a ­
l ı d ı r. Ko patı l a n l e g o l örgütlerin göre­
vini d a h cı i leri d üzeyde s ü rd ü rm e l i d i r.
Bu örgütler y ığ ı nsal o l m a l ı d ı r. Gençl i k,
kadınl ar, ya d a top l u m u n diğer kesim­
lerinden d emokratik h a k l a rı için sava ş­
maya hazı r en geniş yığ ı nları ka psa ma­
l ı d ı r. Bu örgütler bi rleşi k olmal ı d ı r. De­
ğ i ş i k anti-em perya l i st, demokratik gö­
rüşlerd eki g üçleri s ı ra l a rı nd a bi rl eştir­
melid i r. Böylesi örg ütler, B i r l i k ve
Daya nışma y a n l ı l a r ı n ı n , işçi pa rtileri
ya n l ı la rı n ı n ve Kürt devrimci demokrat
hareketi nin b i ro raya gel mesiyle kurula­
b i l i r. Böylesi yığ ı n örgütlerine C H P ya n ­
l ı s ı yığınların çeki l e bi l mesi i ç i n geniş
olanaklar va rd ı r. K ü ç ü k b u rjuva d evri m ­
ci g u ru pl a ra kend i lerini ka ptı ro nl o rı n,
ama Maoculuğa ve terörist eylemiere
karşı tutu m a la n l a r ı n da kaza n ı l masıyla
bu örgütler daha g üçlenecekt i r. Böylesi
yığı nsal ve lega l ö rg ütleri n, içinde bu­
l u n d u ğ u m uz baskı ve terör koşul l a rı nd a
va rlıkla rını s ü rd ü rmeleri, etkin l i klerini
yiti rmemeleri için, kaza n ı l a n savaş d e ­
neylerinden yü rüyerek uyg u n önlemleri n
a l ı nması d a zoru n l u d u r. B i rl eŞ i k y ı ğ ı n
örg ütleri ü l kem izde t ü m u l usal, demok­
ratik g ü çlerin cephe bi rliğ i ne doğ ru
öneml i bi r a d ı m olacakt ı r.
Barış Kom itesi Derneğ i ' n i n kongresi,
en geniş ba rış g üçleri nin legal b i r y ı ğ ı n
örg ütünde b i rleşmeleri n i n başarılı b i r
örneği oldu.
T ü m a nti-em perya list, d emokratik ör­
g ü t ve a k ı m l a ra ortak l egal y ı ğ ı n örg üt­
lerinde b i rleşmeyi benimsetme g ö revi
öncel ikle kom ü nistlere d üşmektedir.
DiSK ve Türk-iş eylem birliği
Türkiye'de sendika sayısı son veri lere
göre 900'den çok. Konfederasyon sayısı
altı. Bu sayı l a r, kaba çizgi leriyle örgüt­
sel b i r pa rça l a n m ı ş l ı ğ ı bel i rl iyor. Ama
soruna b i raz d a ha yakı ndan bakıld ı ğ ı n ­
da 1,3 m i l yon send i k a l ı işçi n i n b i r m i l ­
yonu D I S K v e Türk-lş'e Üyed i r. Tü rk- I ş
yönet i m i n i n b u rjuvaziyle işbirfiğ i politi­
kası send ikal ha reketi bölen temel et­
kend i r. Faşist sızma böl ü nmeyi ka m ç ı l ı ­
yor.
Bu a n l a m d a sendikal eylem birliği,
herşeyd e n önce DiSK ile Türk-Iş o rasın ­
d a k i eylem birl i ğ i d i r. Sa rı send i kacı l ığ ı n
hıya netine ka rş ı n böylesi b i r eyl e m b i r­
l i ğ i n i n zorunluğu ve olanakları bugün,
d ü nden daha çoktur.
Oncel ikle, s ü ren ve olası g revierin
başa rısı, emekçilerin yaşam ko Ş u l l a rına,
ekonomi k ve sosyal hakları na ve ücret­
Iere sald ı rı, işçi, h a l k d üş m a n ı yaso l a r ı n
önlenebilmesi, böylesi b i r s e n d i k a l b i r­
l i k cephes i n rn k u ru l ması i l e d a ha çok
o l a n.o klıdır.
Sonra , birçok işkolunda her i k i kon ­
federasyona bağ l ı işçiler ve sendi ka l a r
a rasında, çok y ö n l ü eyle m birlikleri ge­
l işiyor. Türk-Iş'in üye taba n ı nd a b i rl i k
.
.istem i yayg ınlaşıyor. Türk-l ?'e üye
önem l i sayıda sen d i ka, Tü rk- I ş yöneti­
m i n i n birl i k d üş m a n ı , uzlaşmacı tutu m u ­
n o ka rşı send i ka l eylem birliğine yatkı n,
ordıcıl kon u m l a r alıyor.
Bu gel işmelerin zorlaması altında
7
.. soı .. oportü nizm, legal a la nd a ki ça lış­
mayı, legal y ı ğ ı n örg ütleri nin önem i n i
yadsıyor. O rneğ i n .. I şç i n i n Sesi », IG D'ye
konan yasağ ı kal d ı rma sava şını ka ra­
l a m aya çal ışıyor. Bu, özü nd e, i şçi s ı n ıfı­
n ı n pol itik öncüsü i l e yığ ı n örg ütlerini
birbiri n e ka rışt ı rmaktı r. B i rleşik, legal
yığın örg ütleri k u rma s ü recinde ortaya
çıkabi lecek ola n b i r d i ğ e r ya n l ı ş görüş
d e, legal a l a nd a ki çal ışmayı m utlaklaş­
tırmak, kom ü n ist pa rtisi nin y ı ğ ı n l a r a ra ­
sındaki çalışmcısının, k o m ü n istlerin .yı ­
ğ ı n örgütlerindeki etki n l i ğ i n i n önemini
küçümsemek eğ i l i m id ir. Yine kom ü nist
partisiyle yığ ı n örg ütleri n i n işlevi ni ka­
rıştı rma ktan kayna kla n ı r. Bu sağ teh l i ­
keye ka rşı da uya n ı k o l m a k gerekir.
Egemen g ü çl e r y ı ğ ı n örg ütleri n i kapa­
tarak d evrimci ha reketin etki a l a n ı n ı
d a ra l tacakla r ı n ı s a n d ı l a r. Şimd i görev,
bi rleşik, legal y ı ğ ı n örg ütleri k u ru l ması
için çalışmak, bu konudaki y a n l ı ş gö­
rüşleri ç ü rütmek, böylece d emokratik
eyle m b i rl i ğ i n i , yığ ı n örgütleri a l a n ı n d a
kalıcı laştı rmaya d oğ ru ileri b i r a d ı m a t ­
m oktı r.
Tü rk-Iş yönetimi, Dem i rel h ü k ümeti n i n
halk d ü ş m a n ı politikasına ka rşı eleşti­
rici bir tutum a lıyor. l'Jcretlerin d o n d u ­
ru l m a s ı , .. Eşel-Mobi l » uyg u l a m a s ı , verg i
yasası, kıdem tazminatlarını kuşa çevir­
m e ça ba l a rı g i b i açı kça işçi çıkarl a rı
i l e çelişen g i rişim l e rde, h ü kü meti n, te­
kellerin politikasına, sözde de olsa, ka r­
şı ç ı kıyor. Genel g rev y a pa b i l eceğ i n i
söylüyor.
D I S K s ı ra l a rı n d a , başlangıçta sekter­
likle k a rş ı çıkılan Tü rk-Iş'le eylem birliğ i
d ü şü ncesi g i derek yayg ı n l ı k kaza nıyor.
S ı n ıf sendikacı l ı ğ ı na karşı ters kon u m ­
l a rda olan kimseleri n i ki konfederasyon
o ra s ı n d a ki eylem birliği n e de karşı çık­
mış olmaları rastlantı değ i l d i r. Ş i m d i
DISK'te b i rl i k g üçlend i kçe yan l ı şl a r d a
aşıl ıyor. Oren'de, Türk- lş'e eylem birliği
çağ rısı yinelend i. Eylem birliği temel i n ­
d e g e n e l g rev v e m itingler yapılıyor.
Bütün b u n l a r sendikal eylem birliğ i ­
n i n , öze l l i kle D I S K v e Türk-Iş a ra s ı n d a
e y l e m b i r l i ğ i olduğuna ve artan olanak­
larına işaret ediyor. Bu olonakl a rı de­
ğ erlendi rmek her sağ d uy u l u , sınıf bi­
linçli işçin i n , işçi ö nd erin i n, sendi kacı­
nın ve sınıf send i ka l a rı n ı n görevidir.
Kom ü n istlere d üşen görev, bu yolda
tüm g üçlerini seferber etmektir. DiSK ve
Türk- iş eylem b i rl i ğ i n i n , bağ ımsız sen­
d i ka l a rı n d a çekilebileceğ i böylesi b i r
send ikal cephenin kurul ması, böylesi b i r
birl i k . b i l incinin yayı l ması içi n t ü m sen-
(Devamt 9. say/ada)
 8
Bu deyim ka ra gözlü, uzu n boylu Şa­
ban Usta'nı n d ı r. Kurtu l u ş Savaşı y ı l l a ­
rıy d ı . O g ü n lerde Ş a b a n Usta Ankara'­
da « I ma lat-ı H a rbiye»de çalışırdı. Bu
işyeri n i n adı, sonradan « Makina-Kim­
ya » oldu. Bu işyeri hem Kurt u l u ş Sava­
ş ı 'yla, hem TKP'nin k u ru luşuyla bağ l ı d ı r.
Ş a ban Usta, TKP'ye i l k kuşa k üye olan
işçi lerdendir. Ça pına uysun diye obüs
mermilerini, ta palarını ç ı ka rmadan, tez­
g ô ha bağ layı p torna edenlerdend i r. Bu
obüsleri ateşboyuna u laştıra n l a rd a n d ı r.
Bu mermiler Sovyetler'd en-Lenin'den a r­
mağandı.
O g ü n le r, Büyü k Oktobr'u n-Kızıl Dev­
ri m i n h a l k ı m ızı e m peryalist s a l g ı ncılara
ka rşı s i l ô h l ı savaşla ra esinied iği ü n l ü
g ü nlerdi. Lenin a d ı , t ü m d ü nyaya oldu­
ğ u g i bi, Anadol u'ya d a yay ı l ıyord u . Şa­
ban Usta, Len i n üstüne ne d uysa, hele
O n u n Tü rkiye'd e giden savaş üstüne,
Tü rkiye emekçileri üstüne ettiği her sö­
ze : « Kızıl balyoz » derd i.
Aradan 60 yıl geçti. Dü nya, tüm i leri
insa n l ı k : I şçisi, köylüsü, beyazı, karası,
k u rt u l u ş savaşı veren hal klar, her yerde
yüce Len i n ' i n 110. doğ u m yıldön ü m ü n ü
kutla d ı . Ka n l ı sı kıyönetim koş u l l a rı a l ­
tında, Ankara'da, Tü rkiye'nin bir çok
yerlerinde, paydostan sonra k a p ı l a rı tu­
tup, kimi fa brika l a rd a Len i n g ü nü
a n ı l d ı.
Lenin'in yapıtları, kita pları, yazı la rı,
boy boy, değ iş i k resi m leri, burjuvazi nin
t ü m beskılarına ka rşın Tü rkiye'de bası­
l ıyor, dağıtıl ıyor, yayı l ıyor. Len in izmin
ü l kü ve i l keleri böylesi ne, derinliğine,
gen işliğ i ne savaşta yığ ı n ların bilincine
i ş l iyor. B u i l keler, Leninizm ü l küleri , Tür­
kiye işçi s ı n ıfın ı n savaşl a rda örg ütlen­
mesine en etkin a raç oluyor. Bu gel işi m i
yığı nsa ll aştı rmada TKP başı çekiyor.
Len i nizm çağ ı m ızın Ma rksizmidir. O,
u l uslara ra sı işçi s ı n ı f ı n ı n biteviye geli­
şen b i l i m i d i r. Leninizm ya l nız çağ ı m ız
d ü nyasını a nlatan b i r düşü nce, bilim,
görüş değ i l d ir. O, üste l i k bu d ü nyayı
d evrimci yolla değ iştiren en güçlü b i r
etkend ir. iste dev a d ı m l a rla sosyal izm
k u rucu l u ğ u � dan komü nizme rota kesen
ve Len i n ' i n k u rd uğ u Sovyet devleti ! Işte
sosya l ist ü l keler siste m i ! I şte d ünya dev­
rim s ü reci n i n göbeğ i ! Işte d ü nya da ba­
rışı n yıkılmaz ka lesi ! Işte bu dev savaş­
larda başı çeken Len i n ' i n k u rd u ğ u Sov­
yetler B i rliği Kom ü n ist Partisi !
TKP, parti üyeleri, Lenin'i izlerken
on u n iki savaş kes i m ine, öze l l i kl e b u ­
g ü n, ayrı b i r ö n e m veriyor. Birisi, Len i n'­
i n Bolşevi kler Partisini k u rma yol u n d a
ceKilli BalyOIJJ
Lenin'in çok zengin ideolojik kaltft, onun eleştirici canft bilimi, Marksizmin köklü
ilkelerini, oportünist çarptimalara karşt onun adtctl, öngül, stkt savunmasi, onun
tüm yaşamt çağdaş uluslararast komünist, işçi ve ulusal kurtuluş hareketleri için,
devrimci düşünce ve devrimci eylem için tükenmez bir kaynakttr.
verdiği o çetin sava ş l a rı n aşa m a l a rıd ı r.
Bu savaş devrim s ü recinin aşa m a l a rıyla
sımsıkı bağ l ı d ı r. iki ncisi, gene bu s ü reç
içinde, Lenin'in oportü nizmin her t ü rü ne
ka rşı verd i ğ i, utkuya u l a ştırd ı ğ ı savaştı r.
Böylesi b i r i l g i yerinded ir.
Leni nizmi n tüm tarihi en keskin ideo­
loj i k savaşlario dolud u r. Tü rkiye'de, g i ­
derek, sı nıf savaş l a rı sert biçiml er, yön­
temler, boyutlar a l ıyor. B u n u n l a bağ l ı
v e kaçı n ı lmazl ı k l a ideolojik savaş t a
h ızlanıyor. Işbirl i kçi tekelci burjuvazinin
her yönlü sald ırı l a rı öze l l i kl e koyu a nti­
Sovyetizm, anti-kom ü n izm yönünde yo­
ğ u n l aşıyor. B u n u n l a içiçe, küçük b u r­
juva görüşleri savunan, kendilerine
« devrimci » süsü verıniye çalışan kimi
g uru pçu kları n TKP'ye sal d ı rı l a rı gel iyor.
B u n l a r, Vü rükoğ l u g i bileri saldırılarında
Lenin'i kendilerine kalkan etmek çaba­
sıyla çırpınıyorl a r.
Bu bozgu ncu, g u ru p, Lenin'e ka rşı
olanların çok keı k u l la n d ı kları bir yön­
teme başvuruyor. O n l a r, Len in'den a l ı n ­
tı l a r yapıyor, b u n l a rı çoğu za m a n c ı m ­
bızla satı r a ra l a rı nd a n çekip ç ı k a rıyor.
Len i n ' i n o görüşü ne zaman, nerede, ne
içi n, hangi koş u l la rd a , hangi durumda
k u l l a n d ı ğ ı na, yazd ı ğ ı na ba kmıyorlar.
Böylece Ma rksizmin-Leninizmin ozu n u
canevinden kopa rıyor, onun d iyalektiğ i ­
ni kena ra savu ruyorla r. O n u « ö l üye,
çevirirken, en ka ba, yava n, en ters bi­
çimde gösterirken, bu çarpıtmayı, bu
sahteci l i ğ i yapa rken, kendilerini Lenin'­
den uya na » g östermeye çal ışıyorla r.
B i r örnek verel im : Geçen yıl, Ankara'­
d a ODTO'de « soll a r » bir « ma rş » olayı
çıkard ı l a r. Olay, b i r sama n a l evi kad a r
s ü rmedi. Ama, Vürü koğ l u sarıl d ı kale­
me, a rşın a rş ı n döktürdü kôğıda. Pi reyi
deve, karı ncayı fil yaptı. Fil d işinden b i r
k u l eye kuruldu. Ortalrğı toza, d u mana
boğ d u . «Tü rkiye devrim hareketi nde ye­
ni bi r dönem ,diye cezbeye tutu l d u , ken­
dinden geçti. Ve gene sayıkla m a l a rı n ı
u ispatl a m a k » içi n, Len i n'den a l ı ntılara
sarı ldı. Gene Lenin'i tepe takla etti.
Yü rükoğ l u ' n u n a l ı ntı yaptığı yazıyı Le­
nin, 2 Mayıs 1 907 y ı l ında yazmı ş . Yazı :
« Ulusal çapta devrim sorun u üstüne»­
d i r. Len i n bunu tartışıyor, açıyor. Bolşe­
viklerin strateji ve taktiğini serg i liyor.
Işçi s ı nıfı n ı n , devri m i n i l e rleyen a şama­
l a rı nd a ki a rd ıcıl eylem çizgisini gösteri­
yor. Küçük b u rj uvazinin salla ntı l ı , kay­
pak d u ru m u nu n özü n ü ele a lıyor. Dev­
rim sü rüyorsa, kom ü n i stleri, bu yığınla­
rın, u k ü çü k b u rj uva tak ı m ı nnın her tür
kaypaklık ve saliantıları ndan yalıtlomak,
o n l a rı d a savaş l a rd a eğitmek, bilinç­
l eri ni geliştirmek, eyl e m l e rde sağlam
yetiştirmekten söz ediyor. Devrim bit­
mişse, Lenin, komü nistleri, komünist
p a rtisi ni, küçü k b u rjuvazinin s a l l a ntıla­
rı ndan (hıya neti nden ) yalıtl a m a k, prole­
t e ryayı, işçi y ı ğ ı n l a r ı n ı s ı n ı f bil inciyle
eğ itmek gereki r, d iyor. Bu t ü r yalıtlama
kom ü n istler için, komü nist pa rtileri n i n
sağ lam, otu ra kl ı , devrimci bir politika
izlemeleri için her iki d u rumda da zo­
runl u kt u r, d iyor.
Vürükoğ l u bilg içlik tasl ı yor. Ama, Le­
nin'i hiç a n l a ma d ı ğ ı da ortada. Lenin'­
i n aynı yazısında yaptığı, tek tek eylem­
l erin zamansız olup olmadığı başka,
işçi s ı n ı fı n ı n a rd ıc ı l taktik çizgisi, pol iti­
kası başka d ı r, uya rısı nı atl ıyor. i ki ncisi
ve daha öneml isi, Lenin, ancak devri­
min ilerlemesiyle, sınıfların ka rşı l ı k l ı
yera l ı m ı n ı n d eğ i ştiği ve bu ayrışma s ü ­
recinde d evrime katı l a n d e ğ i ş i k s ı n ı f ve
katm a n l a r ı n ı n kendi ç ı ka rla r ı n ı n bel ir­
g i n l eşti ğ i üstü nde d u ruyor. Devri m i n
başı ndaysa genel belg i l e r bu s ı n ı f v e
katma n la rı birleştirir, d iyor. Vü rül<oğ l u
i s e b u n u kavra m a d ı ğ ı , daha doğ rusu
işine gel mediğ i için olaca k, kendi ka­
fası ndaki « d evri mci d u ru m d a .., « şok ..
eylemiyle, " küçük b u rj uva h a l kton so­
yutl a n m a k » gerek deyip çıkıyor. Türki­
ye'deki somut d u ru m , işbirl i kçi, tekelci
b u rj uvazinin, emperya l ist çevrelerin
baskıları, faşist, m i l itarist tı rmanı ş, bu­
na karşı h a l kı , geniş y ı ğ ı n la rı savaşta
eylem birliğine çekmek, g ü ç birl i ğ i sağ­
lamak, hepsi yana iti l iyor.
Böylelerine karşı Şaban Usta ' n ı n « kı­
zıl balyoz»u g e re k !
..TKP.nin Sesh• sizin
sesinizdiri
« TKP'nin Sesi" Radyosu'nun 4 5 da­
kika süren yaytnlannt Pazartesi, Cu­
martesi günleri arastnda, 31,5 metre
9.585 kiloherz üzerinden, Türkiye
saatiyle 7'de, 8'de, 9'da, 1 1 'de, 1 3'­
de ve 19'da; 48,4 metre 6.200 kilo­
herz üzerinden saat 2 1 'de, 23'te ve
1 'de dinliyebilirsiniz. 55 dakika s ü ­
reli Pazar yaytnlannt d a saat 9'da,
1 0'da, 1 1, 1 5'te, 16'da, 1 7 'de 3 1 , 3
metre 9.585 kiloherz üzerinden ve
saat 2 1 'de, 22'de ve 23'de 48,3 met­
re 6.200 kiloherz üzerinden din/eye­
bilirsiniz.
 9

M i L i T A N L A R D A N Köy emekçilerinin toprağa ve

ekmeğe kavuşması, ağaların yumru­
ğu ndan kurtulması için savaş!
Devrimci eylemler ve eylem kaçk1nlar1
Biz sol geveze l i k yapmıyoruz. içi boş, kof, a m a görünüşü parlak belg ilerin a rd ı na
g izlenmiyoruz. Biz, işçi sınıfının savaş yolunda, yığ ınların içinde sava ş ı yoruz. N e DiSK ve Türk-i, eylem birliği
gösteriş yapıyoruz, ne d e yaptı klarım ızd a n ötürü boş böbürl e n m elere ka pılıyoruz.
(7. sayfadan devam)
H a l kımızın bağ ı msızl ığı, em perya l izm kölelik zincirleri n i n k ı rı l ması ; ü l kemizde sos­
yalizme a ç ı l a n i leri d emokratik bir i ktida r ı n k u ru lması ve d ü nyada kal ıcı b i r barışı n d i ka l a rda, öze l l i kle Türk- I ş t a ba n ında
g erçekleşmesi için, h a l k ı m ızın v e d ünya h a l k l a rı n ı n ç ı ka rları için savaşıyoruz. Reh­ çabaları yoğ u n laştı rmaktır.
beri m iz Ma rksizm-Leninizm ' d i r, işçi sınıfı n ı n Len i nci polit i k örgütü d ü r. Biz, eylem Kom ü n istler t ü m işçilere, usa n m a ksı­
olsun d iye eylem yapmıyoruz. Biz, her bir eylemimizle y ı ğ ı n l a rı sa rs m a k, onları zın şu g e rçeğ i v u rg ul a m a l ı d ı rl a r : DiSK
d evrimci safiara kaza n m a k amacını g ü d üyoruz. Bu yol, bi reysel terör eylemlerine ve Tü rk-I ş eylem birliğ i d emek, b i r mil­
tamamen kapalıd ı r. yon l u k genel g rev örg ütleyebilmek ola­
nağı demektir. Süren ve olası g revierde
N i sa n orta ları nda, 1 Mayıs da içi nde olma k üzere b i r d izi eyl e m oldu. 18-22 N i ­
daha bir g ü ç l ü o l m a k d e mektir. Tekel­
san g ü n l eri a rasında I sta n bu l'da b i rçok l ise, y ü ksek okul v e fa kü ltede d ü nya işçi
l e re ve o n l a rı n halk d ü ş m a n ı uyg u l a m a ­
sınıfının ö l ü msüz önderi Len i n ' i n 11 0. doğ u m y ı l ı nda bir d izi gösteri, foru m ya p ı l d ı .
l a r ı n a , kamu kesi m i n i n en stratej i k
Leni n'i öğ renme ka m pa nyası başlat ı l d ı . 6 Mayıs g ü n ü , 1 2 M a rt cellôtları n ı n idam
a l a n l a r ı n d a Türk-lş'e, özel kes i m i n en
ett i ğ i Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve H üseyin l na n'ı a nm a k için yine b i r d izi eylem
strateji k a l a n l a rında D I S K'e bağ l ı sen­
ya p ı l d ı . Bu 3 yurtseverin kişi l i ğ i n d e em perya l izme ve faşizme karşı savaş bayra ğ ı
d i ka l a rı n elverişli konu m larından ka l ka ­
yü kseltildi, a ncak onla rı n yığı n lardan k o p u k eylem çizgisinin yanlışlığı d a ortaya
rak b i r l i kte ka rşı çıkabilmeleri demektir.
kondu. 30 N isa n genel g revi ve 1 Mayıs kutl a m a l a rı n d a h a l k d üşmanı Dem i rel
K o m ü n istler şu uya rıyı da usanmak­
h ü kü metinin ve s ıkıyönetimin yasakları kırı l ı p atıldı. Bütün b u s ı ra ladığ ı m ız eylem­
sızın yinelemelid i r l e r : Send ikal eylem
l erde i l erici, yu rtsever, kom ü n i st, sosyalist gençler gözümüzü kırpmadan, üstümüze
birliğ i g i rişimlerinde ayrı l ı k nokta l a rı
d üşen her görevi yaptık. Bu nca acıya ve deneye ka rşı n hôlô goşizmde aya k d i re­
d eğil, birlik nokta l a rı, o rtak g ü ncel so­
yenler ise y a l n ızca bozgu ncu rol oynad ı l a r. O n l a r, bizim yapmadığımız şeyi yapı­
ru n l a r ve b u g ü ncel soru n l a rd a n kay­
yorlar. Sol geveze l i k. Dışı parla k, içi boş d evrimci belg ilerin gerisinde o n l a rı n ey­
naklanan orta k amaçlar öne a l ı nm a l ı ­
l emsizliğ i yatıyor. Maocu faşistlerin her t ü r ü n ü karşı devri m s ı ralarına koya n biz,
d ı r. S e n d i k a l eylem birl iğ i çağ rı la rı
goşist çizgiye yanaşmış pekçok d ü rüst d evrimeiyi uya rma k için herşeyi yapıyoruz.
ideoloj i k ayrıl ı kl a r ı n öne çıkmasına yol
Ya-ş-a m biı.i d oğ ru luyor. Sözlerimi, 1 Mayıs'da n sonra yayı n l a d ı ğ ı m ız b i l d i riyle bitir­
açacak nite l i kte, g e nel değ i l , bug ü n
mek istiyorum : « i Meyıs kutlama ları goşist g u ru p l a r ı n ,sol' gevezelikleri n i n a rd ı nda
için somut olan soru n la rı v e s ı n ı rl ı sa­
eylemsizl i ğ i n yatt ı ğ ı n ı açı kça gö-sterm işti r. Bu g u ru pçukla r öğ renci gençl i ğ i n genel
yıda a macı içermel i d i r.
boykot eylem ini, i şçi s ı n ıfı n ı n g enel g revi n-d e n koparmaya çal ışt ı l a r. i lerici gençliği
Bütün bu çal ış m a l a r içinde, eylem
tecrit etm e k için her ça reye başvurd u l a r. U l kemiz üzeri nde dolaşan kara bulutla rı
b i rl iğ inden her. yan çizmeyi send ikal sa­
d a ğ ıtmak gerek. B u n u n için d e g üçleri mizi b i rleşti rmel iyiz. U l usal demokratik güç­
vaşı zayıflatan b i r tutum olara k yığ ı n ­
leri n eylem ve cephe birliğ i i l e i leri demokratik bir düzeni gerçekleştirmek ten başka
l a r ı n ö n ü n d e somut ola ra k sergilemek
çıkış yolu yoktur . ..
Istanbul'dan ilerici bir genç d e komünistlerin görevi d i r.

Yurt d1ş1nda 1 May1s Barıf etkeni

Federal Almanya'ntn Ge/senkirchen,
Frankfurt, Recklinghausen, Hamburg,
Bremen ve daha birçok kentlerinde, Ba­
tı Ber/in'de, Ho//anda'da, Fransa'da,
Belçika'da işçilerimiz, öğrenci gençler,
kadın emekçiler 1 Mayıs kutlama/arına
büyük bir coşkuyla kati/dı/ar. Emperya­
lizme, fa şiz m e şovenizme karşı savaş
, ceracı a k ı m l a r silindi. Eylem birliği çağ­
bayrağınt da/ga/andırdılar, yurtta iş­
ekmek-özgür/ük için grev alanlarmdaki
sımf kardeşleriyle, tüm demokrasi güç­
leriyle dayamşma/arınt dile getirdiler.
ifadesi d i r. 1 Mayıs yuruyuşune yüzlerce
işçimizin büyü k .bi r ca n l ı l ı k l a katı l ı m ı ,
demokratı n, komü n i stin, sosya l istin elele
y�rüyüşü, örg ü tl ü l üğ ü n , devrimci savaş­
ka n l ı ğ ı n eylem im ize egemen oluşu, y ı ­
ğ ı nl a rı n neresinde o l u ş u m uz u n ka nıtıd ı r.
Buna ka rşı 1 Mayıs'da Maocu ve ma­
rıia n na karşı tavı r a l a n l ar ortoda
ka ldı. Yürüyüşte işçilerimiz kızıl gömlek,
kızıl kasket, kızıl fu l a r ta ktı l a r .
ekmek-özg ü rl ü k ! " « Fa şizme g eçit yok ! ..
(3. sayfadan devam)
Bu s a l d ı rı örg ü t ü n ü n tam ters i ne Var­
şova Antl.a şması gerçek savu n m a nitel i ­
ğ i ni taş ıyor. Varşova Antiaşması'nın
25. k u ru l u ş yıldönümü d e kl e rasyonun­
da : " . . . NATO bloku varoldukça ve
askersel üstünlük sağlamak üzere as­
kersel potansiyelini arttl!dtkça Varşova
Antiaşması üyesi devletler, savunma
güçlerini gereken düzeyde tutmak için
tüm zorunlu önlemleri alacaklar, ha/k­
iş­
..
lannı güvenle koruyabilmek için her za­
man uyamk olacaklardır . . " d e n iyor.
.

Belçika Atılım'la Dayanışma Komitesi'­
nin 1 Mayıs kutlamalarıy/a ilgili gön­
derdiği mektubu yaymilyoruz :
.. Türkiye'de o l d u ğ u g i bi Belçika'da
d a 1 Mayıs d evrimci gelenekieri m ize
uygun o l a ra k kutl a n d ı . işçi lerimiz Brük­
sel'de « Be l çi ka'd a ki Türkiyeli Işçiler B ir­
l i ğ i ' n i n, Liege'de «Türk Işçileri Sosya l
Yard ı mlaşma ve Kültü r Derneği »nin ön­
c ü l ü ğ ü nde, 1 Mayıs y ü rüyüşlerine a ktif
olara k katı l d ı l a r. Hafta la rca önceden
başl ıyan çal ışmalara işçi l e r ve gençler
büyü k bir d i s i p l i n l e katı l d ı l a r. Bu öz­
verili çalışma, onların kara rl ı l ı ğ ı nı n b i r
«TKP'ye özg ü rl ü k ! .. .. Azadiya Partiye
Kom ü n ista Tü rkiya .. « 141- 1 42 kal ksın,
.
özg ü rl ü kl e r tanınsın ! " « U l us a l d emok­
. rat ik cephede birleş ı " Tü rk-Kürt elele,
..
d e mokrati k cephede ! » « I şç i - köylü elele,
d emokratik cephede ı .. " Faşizme ka rşı
genel d i reniş ! .. belgileriyle her yanı i n ­
l etti l er. Liege'deki yürüyüşte i şçilerimiıle
ya p ı l a n röportaj televizyonda n da ya­
yınlandı.
1 M a y ı s bitti, a nc a k görev bitmedi.
Şimdi 1 Mayıs kaza n ı m la rı n ı pekiştir­
mek, safl a rı s ı kl a ştı rm o k, faşist sal d ı rı ­
l a ra, gerici yasaklara, s ı kıyönetime,
Eğ er 35 y ı l d ı r h a l k l a r ba rış içinde ya­
şıyorsa, i nsa n l ı k bunu herşeyde n önce
Sovyetler Birl i ğ i ' nin, sosyalist ü l kelerin
a rd ıcıl ba rış politikasına, sa rsı lmaz ba­
rış etkeni Varşova Savu nma Antlaşma­
sının varl ı ğ ı na borç l u d u r.
ABD em peryal istleriyle bağ lanan köl e l i k
a nlaşmasına, savaş kışkı rtıcılığına karşı
savaş ı m bayrağ ı nı daha da yü kseltmek,
DiSK, IGD ve tüm demokratik ö rg ü t ve
g ü çlerle dayanışma, i lerici güçlerin ey­
lem birliğini pekiştirmek. Işte görev ! ..
10
Bildiri
TKP, Türkiye topraklarinda 60 y1ld1r yaflyor, savaflyor !
TKP, i n sa n lığa kapita l izmden sosya­
lizme geçiş çağ ı n ı a ça n Büyü k Oktobr
Sosyalist Devri m i ' n i n doğ ruda n etkisi
altında, ü l ke mize d o l a n em perya list sal­
g ı nc ı / a ra karşı verilen u l usal kurtuluş
savaşı n ı n ateşleri içinde gözlerini açtı.
TKP'yi, işçi sınıfı n ı n ve h a l kı m ız ı n u l usal
ve top l u msal k u rtuluş savaşları i ç i nde
çel i kleşmiş, en b i l i nçli ve e n yiğit evlat­
l a rı k u rd u . TKP ile işçi sınıfımız, g ü çl ü
b i r silaha, h a l k ı m ı z güve n i l i r b i r öncüye
kavuştu. işçi s ı n ı fı ve h a l k ı mız, sömü­
rüden, baskı ve ezg iden k u rtu l ş yolunda
yeni, tari hsel b i r evreye g i rd i. TKP ana­
yurd u m uzun en eski politik partisidir.
K u ru l d u ğ u g ü nd e n beri d ünya işçi s ı n ı ­
f ı n ı n savaşkan b i r k o l u o l a ra k, u l uslar­
a rası kom ü nist ha rekette yerin i a l m ı şt ı r.
TKP' n i n 60 y ı l l ı k o n u rl u savaş tarihi­
nin 58 yılı, ağır g izli l i k, i l lego l l i k ve ya­
s a k a ltında geçti. Egemen söm ü rücü
g üçlerin, b u rj uvazi n i n s ü rekli boy hedefi
oldu. Böylesi koşu l l a r altında TKP 60
y ı l d ı r, sömürü ve ezg i n i n her t ü rüne kar­
şı, u l usal bağı msızlık, demokrasi, barış
ve sosya lizm içi n savaşı m ı n en ön s ı ra­
l a rı nd a yer aldı. H a l k ı m ıza savaşında
yol gösterd i, ı ş ı k tuttu.
Bu kolay olmadı. Parti kad roları, kı­
rı m l a rdan, yıkı m l a rd a n geçti. Provoka­
törler, polis aja n l a rı, sağ l ı , «soJ .. Iu opor­
t ü nistler pa rti mize a m a nsızca saldırdı.
TKP, hıyaneti n, ya l a n ı n, ka ra lama ve
çarpıtma n ı n her t ü r l ü s ü n ü gördü, çeçir­
di. Pa rti miz bu zor ve çetin savaş yol u n ­
d a b i n lerce kurba n verd i .
TKP' n i n savaşta d i rengenliğ i , a rd ıcıl­
l ı ğ ı ve usta l ı ğ ı her şeyden önce Leninci
i l kelerinden kaynakl a n ı r. TKP Ma rksizm­
Len inizm i l ke ve ü l külerine göre yeni
ti pten Len i nci bir pa rti olara k k u r u l d u .
M a rksist-Leni nist öğ retiye, proleta rya
enternasyonalizmine sı m s ı kı bağ l ı kaldı.
Bu yol d a n ayrı lmadı. M a rksizm-Leni niz­
m i n a rı l ı ğ ı n ı , Pa rt i n i n Leni nci ideoloj i k,
politik, örgütsel birliğini koru m a k için
sağ ve « So l » oport ünizme karşı a rd ı c ı l
sava ş ı m verd i.
TKP, M a rksist- Leni nist öğ retiyi ve pro­
l etarya. enternasyona lizmi i l kesin i sa­
vunmakla kal madı, b u n l a rı s ü rekl i ola­
ra k ve yetki n l i kle yaşama geçirmek için
sava ş ı m verd i. TKP, proleta rya enternas­
yon a l i z m i n i n en ayırded ici ölçüt ü n ü ,
SB KP'ye, Sovyetler Birliği'ne, reel sos­
yal izme karşı tutu m olara k görd ü. U l u ­
sa l v e enternasyonal i st görevleri b i r­
b i ri n e s ı m s ı kı bağ l a d ı.
TKP' n i n 60 y ı l l ı k sava ş ı m ı n d a t ü ken-
Fiyatı 50 k u ruş
PARTi YAŞAMI
mez b i r g ü ç kaynağı işçi sı nıfı ve halkı­
m ızd ı r. TKP, d i l , d i n, ı rk, u l us ayırmak­
sızın Türkiye işçi sınıfının partisi d i r.
O n u n örgütlü, savaşkan, öncü g ücüd ü r.
TKP topl u m u n en d evrimci gücü olan
işçi s ı nıfına kopmaz bağ larl a bağ l ı d ı r.
TKP, 60 y ı l l ı k d evri mci savaş ı m ı nd a
o l u m l u, o l u msuz sayısız d eney elde etti.
Savaşı m ı n d a n d ersler çıkardı. Savaşlar­
da kaza n ı l m ı ş bu d eneyler ve d e rsler,
pa rtimizin en d eğ e rl i b i ri k i m id i r. Bu
birikimi, bu kalıtım ı, komü nistle r, p a rti
üyeleri göz bebeğ i g i bi koruyor, onu
usta l ı k l a kulla nıyor, ondan g ü ç a l ıyorla r.
TKP, 60. k u ru l u ş yıldönü m ü nü , Türkiye
politik yaşa m ı n ı n ayrılmaz b i r parçası,
u l usal çapta örg ütlenmiş bir pa rti ola­
rak kutl uyor. TKP, faşizme geçit verme­
mek, ü l kemizden em perya l izmi kovmak,
sosya lizme açıkın ileri demokrati k dev­
rimi gerçekleşti rmek savaşı m ı nd a ışçı
sı nıfı n ı n, halkı mız ı n önünde yeri n i a l ı ­
yor. I şçi s ı n ıfımızın, en b i l i nçli, en öz­
veri l i evlatla rı parti s ı ralarına gel iyor.
Başlıca fa brika l a rda, partimizin şonlı
bayra ğ ı dalgala nıyor.
TKP' n i n send i ka, kadın, gençlik, barış
ha reketi içi nde, işçi, köylü, orta katman­
l a r a rasında etki nliği a rtıyor. K ü rt - d ev­
rimci demokrat l a rı içinde partimize d u ­
y u l a n sem pati genişliyor. Yığ ı n l a r gözü ­
n ü , kulağ ı n ı parti mize çeviriyor. TKP'­
nin Türkiye'de topl u m u n d evrimci yol­
dan dönüşt ü r ü l mesi stratej isini çizen
progra m ı ve ta kti k i l keleri her geçen
g ü n daha geniş kes i m l e rce benimseni­
yor.
TKP 60. kuru l uş yıldönüm ü n ü , bu so­
r u m l u l u k a ltı nda kutl uyor. TKP, işçi s ı n ı ­
fı n ı n tari hsel görevini yeri ne getirmesi
için, onun birliğini k u rm a k için savaşı­
yor. Ulusal Demokrati k Cephe'de t ü m
halkın g üçlerini bi rleştirmek, sosyalizme
açılan i leri demokratik devri m i utkuya
ulaştırmak yol unda ilerl iyor.
TKP'yi 60 yıld ı r yaşata n l a r, b u g ü nlere
getirenler, onun y ı l maz savaş erieri ya­
şa m l a r ı n ı işçi s ı n ı fı n ı n , halkı m ızın k u rtu­
l u şuna adamış m i l itanlarıd ı r. Onun· sa­
vaş tarihi böylesi halk yiğitl e rin i n ka­
n ı yla yazı l m ıştır. Bugün TKP'ye üye
olanlar, onları örnek a l ı yor, ba rışçı ve
ba rışçı ol mayan savaşım yol larına, her
türlü savaşı m biçi m i n e hazı r olara k ka­
tıl ıyor. TKP, savaşka n, özveril i , d i s i p l i n l i
v e b i l inçli kadrolarıyle onur d u yuyor.
60. kuruluş yıldönüm ü nde, şehitlerin i b i r
kez d a ha sayg ı v e coşkuyla a n ı yor. Bu­
gün yarı-as kersel zorba l ı k rej i m i n i n zın-
d a n l a rı nd a , işkence evleri nde yiğitçe
d i renen yolda ş l a rı sela m l ıyor.
TKP' n i n tüm örgütleri, pa rtimizin
60. kuruluş y ı l d ön ü m ü n ü «Partiyi güç­
lendir, TKP'ye gir! belgisiyle ka rşı l ıyor.
..
TKP ta rihinden a l d ı ğ ı acı ve öğretici
d erslerle, bir tek devrimci savaşım, ça­
l ışma ve örgütlenme biçi m iyle kend ini
s ı n ı rlamadan, pa rti ya pısını, parti örg üt­
lerini yeni koş u l l a ra uyg u n ola ra k ge­
l i ştiriyor. Parti disipl i n i n i çel i k l eştiriyor.
Kadrola rı n ı n ideoloj i k d üzeyi n i y ü kselti­
yor. Yığ ı nl a rio bağ l a rı n ı g üçlend i rmeye,
onlard a n öğ renmeye, yığınların bir
ad ı m önünde yü rüyerek onları eğitmeye,
savaş a la n ı n a çıkan yeni k a d roları ör­
g ütlemeye hız veriyor.
Pa rti kad rola rı , kom ü nistl e r ! Bu şa n l ı ,
o n u r y ı l ı nd a eyl e m l i l i ğ i m izi, ya ratı c ı l ı ğ ı ­
m ızı, örg ü tl ü l ü ğ ü m üzü, ideoloj i k d üzeyi­
m izi bir kat d a ha y ü kselterek TKP'yi
g ü çlendiri n !
TKP' n i n 60. yıldönü m ü nü , emperyaliz­
me, i ş b i rl i kçi tekellere, m i l ita risi kliğe
ka rşı t ü m h a l k ı m ızın, barış, u l usal ba­
ğ ı msızlık, demokrasi ve sosya l izm sava­
ş ı m ı n ı yü kselterek ka rş ı l a yı n !
Tü rkiye' n i n t ü m s ı n ı f b i l i nç l i işçileri,
,emekçileri ve g e nçleri ! TKP'ye g irin,
Partiyi g üçlend i ri n !
Türl<iye Komünist Partisi
Merkez Komitesi
10 May1s 1 980
NATO yıkımdır
(1. sayfadan devam)
m a mıştır. Gene Amerikan kayna klarına
göre, satın a l ı na n silahların bakımı için,
ya l nı z y ü ksek yabancı uzma n la ra, yılda
430 m i l yon d o l a r aylık ödemekted i r.
NATO komutas ı n d a ki ya rı m m i l yona
ya kın b i r ord u, gene uzun yı l l a rd ı r, ha­
zı r yiyor. Ulusal g e l i re b i r şeyc i k kalmı­
yor, o n u tü ketiyor. Ve bu ord u, sıkıyö­
neti m / e h a l k ı n üzerine, i kide bir sürü­
l ü yor.
işsizl i k, pa h a l ı l ı k, geri kal m ı ş l ı k, ko­
nut, okul, hasta ne, d oktor, içme suyu,
ka nal izasyon, bütün bu yokl a r, kuyru k­
l a r artan NATO harca m a l a rıyle atbaşı
gid iyor.
Bu yı kı m ı d u rd u rma k i ç i n tek yol va r­
d ı r : NATO'da n çıkma k ! I k i l i köl e l i k a n ­
laşmalarını yırtm a k ! Anadol u'dan Ame­
rikan üslerini, atom ha rma nlarını ka l d ı r­
ma k ! G ü n ü n parolası b u d u r.