You are on page 1of 8

ATillM

Bütün ülkelerin proleterleri birleşiniz!

Savaş tehlikesine ve
Yıl 10, sayıtO (118) faşizme karşı, barış ve
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi organı Ekim 1983 ulusal demokrasi için birleş!

Faşizme karş1 Çağri


ÜÇ PARTiYE DE VUR !
Cunta, askersel diktatorayı fa-
şizme dönUştürdü. Bugün
bütün çabalarını bir doğrultuya
yöneltmiştir. Faşizmi kurumlaş­
tırmak. Onu "yasallaştırmak". üs­
tüne böylesi bir çul atmaktır. Yurttaş, 6 Kasım seçimleri gerçek bir seçim
TUm demokratik hakları kaldıran 6 Kasım seçimleri Evren cuntası­ değil, halka karşı utanmazca bir
kendi "anayasa"sını dayattı.Ken­ nın halka yönelik yenı bir saldırı­ oyundur. Halkımız en küçük bir
di partilerini kuruyor. Sivil, as­ sıdır. Cuntanın amacı faşist dikta­ demokratik nitelik taşımayan bu
ker en gerici çevqo:Jerin adamla­ törlüğe sivil bir kılıf geçirmektir. seçimlerin ilan edilecek sonuçları­
rından faşist bir "meclis" oluş­ Generaller daha şimdiden, seçimler­ nı geçerli saymayacak, tanımayacak­
turmak istiyor. Genel "seçimle­ den sonra, kuklaları MDP'nin "seçi m­ tır.
ri" bu yoııa hazırlıyor. Faşist leri kazandığını" ilan etmeye hazır­ Eğer cuntanın seçim oyunu bozul­
diktatoranın iistüne atılmak iste­ lanıyorlar. mazsa, üzerimizdeki baskı ve sömürü
nen "demokrasi" dedikleri çul Seçimlere katılan üç partinin ara­ daha da artarak sürecektir. Cunta­
da budur. sında hiçbir önemli fark yoktur. nın oyununu bozabiliriz. Eğer gene­
Gerici egemen çevreler, büyük Bu partiler Amerikan emperyalizmi­ rallerin yapacağı zorbalıkları göze
işbirlikçi burjuvazi, büyük top­ ne, faşist cuntaya ve işbirlikçi hoi­ alırsak, onlara hak ettikleri yanıtı ver-.
rak ağaları, militarist kesim böyle­ dinglere, büyük toprak sahiplerine en rnek hiç de olanaksız değildir.
si bir diktatoraya nasıl bir ortam­ iyi tıizmeti sunmak için yarışıyorlar. AP'Ii, CHP'Ii, MSP'Ii yurttaş, parti­
da gidiyor? Dışarda kimden des­ Boş vaadlerle seçmenleri kandırmaya siz yurttaş!
tek alıyor? Amerikan emperyaliz­ çalışıyorlar. Eğer 6 Kasım seçimleri Meydanı cuntaya ve partilerine bı­
minin aşırı gerici, yayılmacı, mili­ demokratik koşullarda yapılsaydı, bu rakma! Bugün den komünlstlerle, öte­
tarist çevreleri, hükümet i, dizgin­ partiler tek bir oy bile alamazlardı. ki sol güçlerle birlik ol, faşist dikta­
leri kullananlar nükleer savaşa Halkımız kukla Sunalp'ı da,. i MF törlüğe karşı çık! Iş, ekmek, barış,
doğru hızla gidiyorl<ır. Faşist cun­ uşağı özal'ı da, sahte solcu Calp'ı demokrasi istemini her yerde ve
ta yönetimi Amerika'nın, NATO' da, tUm bu halk düşmanlarını yete­ her olanağı kullanarak yükselt! Hak­
nun uydusu durumuna gelmiştir. rince tanıyor. Evren cuntası bu ne- ların için diren!
NATO�n_!Jn Avr_ı.ı_ı;ıii'.:Liki btı�­
·
-G$�-i'ta-lkrn oylarına süngü zoruyla 6 Kasım seçimlerinde geçersiz oy
mutanı şimcfi,Lübnan'a saldıran, el koymak istiyor. Kendi yaptığı kullan! Oyunu çaldırma, kendin iptal
bağımsız bir ülkeyi baştanbaşa antidemokratik anayasayı bile kaba­ et! i ptal edilen her oy faşist dikta-
top ateşi, bomba yağmuruna tu­ ca çiğniyor. ... Arkası 7. sayfada
tan Amerikan deniz, kara, hava

Provokasyon ve terör
kuvvetlerine komuta ediyor. Ame­
rikan salgıncıları Vietnam'da yap­
tıkları barbarlığı, bugün Lübnan'
da i srail siyonıst canavarlarıyla
birlikte uyguluyorlar. Bu savaş
ocağı, onun ateşleri ülkemizin
kapılarına dayanmıştır. Amerika,
politikasi eısık YENICE
NATO Türkiye'deki savaş üslerini
bu savaşta kullanmak istiyorlar. Her geçen gün Güney Kore uçağı vermeye çalışmadı?
Basında, bu yolda haberler çıktı. provakasyonunu kimin, neden yaptı­ - G. Kore uçağının SSCB sahasına
Dışiş'P.ri Bakanı birbirini tutma­ ğını tartışılmaz bir biçimde ortaya girdiği billnirken, dış görünüşü bu
yan yanıtlar veriyor. koyuyor. Gerçekler, aklı başında her­ uçağa benzeyen Amerikan RC- 135
Sovyetler Birliği, sosyalist ülke­ kes için "suçlu Amerika yönetimi­ casusluk uçağını aynı yükseklikte ve
ler böylesi bir tehlikeyi önlemek dir" diye bağırıyor... aynı zamanda Sovyet sınırının geçil­
Hem suçlu, hem güçlü ABD yöne­ diği nokta yakınlarına kim ve ni­
için sürekli bir çaba, bir savaşım
timi SSC B'nin ve dünyada aklı başın­ çin göndermiştir?
veriyor. Yuri Andropov yoldaş,
da herkesin sorduğu şu soruları hala - ABD yönetimi , elinde bulunan,
Sovyet devleti, Sovyet halkları
yanıtlamamıştır: Sovyet pilotlarının da konuşmaları­
adına, tüm dünya halklarına, ka­
Güney Kore uçağı mürettebatına, nın yer aldığı bantlarda sözü edilen,
muoyuna yeni bir çağrı, bir

uçağın SSCB hava sahasına dalması RC-135 uçağını neden gizlerneye


açıklama yaptı. Amerikan yöneti­
ve Sovyetlerin çok önemli askersel çalışıyor?
minin yeni provokasyonlarını ser­
üsleri üzerinde uçması (veya uçağın - Neden G. Kore uçağının kaybol­
giledi. En büyük tehlikeyi bir
bilgisayarına daha uçuştan önce ca­ ması konusundaki ilk açıklamayı
kez daha halkların gözleri önüne
susluk seyir programının yerleştiril­ uçağın uçuşunu sağlayan sevk servisi
serdi.
mesi) emrini kim ve niçin vermiştir? deijil de, CIA yaptı?
Faşist cunta, Türkiye halkını
Eğer söz konusu olan, sürekli iz­ Rcagan'ın sözleriyle "sorun tarna­
böylesi korkunç bir tehlikeye kar­

lenen, alışılmış bir sivil uçak idiyse, miyle açıktır". eu provokasyon, Be­
şı savaşın dışına itiyor. Faşizme
ABD tarafı neden uçağın SSCB hava yaz Sarayın direktifiyle, CiA'nın yaz­
gitmekle böylesi bir yok olma sa­
sahasını 500 km derinlemesine, i ki dığı ve uyguladığı senaryoya göre
vaşına araç oluyor, ortak olu­
saat süreyle çiğnemesine son verilme­ gerçekleştirilmiştir. Amaç SSCB'nin
yor.
si ve uluslararası hatta dönmesi için en önemli stratejik bölgelerinden biri­
Faşizme karşı savaş barış için
hiç bir önlem almadı? nin üstünde sözde "Yolunu şaşır­
savaşla içiçe gidiyor. Bu savaş
·Neden ABD yönetimi, Sovyetlerle mış" sivil uçaklar aracılığıyla casus­
tüm halkımızın, ölüm, kalım sa­
bağ kurmaya ve G. Kore uçağının luk uçuşlarını gerçekleştirme olanak-
vaşıdır!
uçuşu konusunda gereken bilgiyi ... Arkası 7. sayfada
2

PARTi YASAMI
Liseli gençli� aç1s1ndan yeni dönemi
eT. KÖKLÜ- iSTANBUL
Yeni bir atılım dönemi llseli gençlik çalışmalarında Yeni anayasayı halka tanıtmak, gerçek demokratik ana­
ne anlama geliyor? Bu alanda çalışan komünistıere ne yasanın ne olduğunu göstermek için çalıştık. Referandum
gibi görevler yüklüyor? Bu soruları yanıtlamadan önce çalışmalarında kayıp verdik ama sorunu genişlemeden
son bir kaç yıldır bu alanda yapılan çalışmaya bakmak çözdük. Sonra bu çalışmalarımızı değerı endirdik, yapılan
sanırım yararlı olacak (Ben kendi birimimi ele alaca­ yanlışları saptadık. Sonuç olarak koşullara uygun, yaratıcı
ğım )_ çalışmaların içindeydik.
12 Eylül öncesinde güçlü sayılacak bir örgüt yapımız Geçen yaz okul döneminde yapılan çalışmalar meyve­
vardı. Ilişkide olduğumuz okullar bölgedeki potansiyele lerini vermeye başladı. Yeni insanlar yeni görevlerin üste­
göre azımsanmayacak düzeyde idi. Çalışmayı yürüten, sinden gelmeyi artık başarmaya başlamışlardı. Okul süre­
aldığı görevleri bilinçle yerine getiren kadrolarımız vardı. since yeni ilişki sağlanan 5-6 okuila ilişkiler tatil döne­
önde gelen militanlar arasında politik çalışma ağır bası­ minde de aralıksız sürdürüldü. Gerçekleştirilen eylemlerle
yordu. Bu çalışma bir süre sonra bir bölge parti komitesi yeni kazanılan insanlar arasında kaynaşma sağlandı, daya­
çalişmasına döndü. Bu 12 Eylül devirmesiyle belli bir nışma güçlendirildi. Tatil süresince aralıksız süren eylem­
dönem kesintiye uğradı. Ama sonra tekrar toplanıldı ve ler içinde 15-16 Haziran eylemlerinin ayrı önemi vardı.
12 Eylül koşullarında da Parti komitemiz çalıştı. Devirme Kimi aksaklıklarına karşın başarıyla gerçekleştirilen bu
öncesi ilişkilere göre bir gerileme vardı. Ancak bunlar eylemlerin arkadaşlar üzerindeki moral etkisi güçlüydü.
doğal sonuçlardı. Yine de kadrolarımızın büyük çoğunlu­ Bu çalışmalar sırasında parti saflarına yeni bir yoldaşımı­
ğu çalışma yürütüyordu. Bu sırada bir yoldaşımız bizi zı kattık.
bırakıp gitti. Onun çekip gitmesi bizi bir süre etkiledi. Bir Sonuç olarak şunları söyleyebilirim: Bugün belli bir
ölçüde moralimizi de sarstı. Ama asla yıldırmadı, çökün­ düzeye erişen çalışmalarımızı kesinlikle yeterli görmü­
tüye uğratamadı. O zamanlar bir düş görür gibi oldum. yoruz. Çalışmalarımızda varolan potansiyeli daha iyi
Gözümün önüne geldi. Bir tükürükle onu yere serdim ve değerlendirmemiz gerekiyor. Çok daha ileri bir düzeye
bir kenara attım. Ancak gömmedim, karşıma alacağım erişebilir, sorunları daha çabuk çözebiliriz. i şte bu nok­
günleri sabırsızlıkla bekledim. tada, yeni atılım döneminde, Nisan Plenumu'nda saptanan
Daha sonra yoğun saldırılar geldi. Biz kayıp vermedik. eylem programıyla harekete geçmeliyiz. Llseli gençlik
Ama daralan çalışmalar, azalan görüşmeıerıe işleri sürdür­ çalışmalarında bu nasıl olmalı? Yeni atılım dönemine
dük. Çalışmalar haftada ya da onbeş günde bir yapılan, nasıl katkı sağlayabiliriz? H. Kutlu Yoldaş'ın TKP MK
çokça yarım saati geçmeyen görüşmeler durumuna da Politik Bürosunun genişletilmiş toplantısında yaptığı
düştü, ama sürdü. Bu arada kendilerine kalıcı gözüyle konuşmada belirttikleri bizim atılım dönemine katkıla­
baktığımız kimi sempatizan kadrolar çekildi. Yeni insan­ rımız için de hareket noktası olmalı. Yığınlar içinde
ıara görev vermek zorunda kaldık. Bunlar çok yeni ve adım adım örgütlenmek, bizim için liselerde adım adım
deneyimsizdiler. Eğitilmeleri önümüzdeki en önemli örgütlenmek anlamını taşıyor. Bunun görüldüğü kadar ko­
sorundu. Güvenlik nedeniyle çalışmalarımız da kı sıtlıydı. lay bir iş olmadığı açıktır. Herşeyden önce birçok insana
Bu işi de görüşmelerimizde yapmak zorundaydık. Basın, parti politikası kavratılmalı, bunlar içinden yeni partililer
radyo, TV sürekli yeni tutuklamaları bildiriyordu. Bir kazanılmalıdır. i lk adımda ideolojik-politik eğitim çalış­
ara şaşırdım. Ama kendimi toparıamam uzun sürmedi. malarıyla insanların olgunluk düzeylerini artırma çalışma­
Partinin yok olmayacağını bi p yordum. Parti kendisini ları hızlandırılmalıdır.
toparlayacaktı. Partiye güvenim sonsuzdu. Birlikte çalış­ Şu durumda,liseli gençlik çalışmalarında uzun vadeli
tığım yoldaşa bu zor günleri atı atmada yardımcı oldum. erekleri içeren, bu ereklere ulaşmanın yollarını gösteren
Yoldaşımız da partiye bağlılığını gösterdi. bir program soruny ele alınmalı, yeni okul dönemine prog­
81 Plenumu saldırılar üzerinde durdu. i letilen plenum ramlı girilmelidir. Bu program, örülecek ulusal direnişe
raporu genişçe dağıtılıp okutuldu. Bu bir yeni başlangıçtı. liseli gençliği de katmanın yollarını göstermeli, emekçi
Ama çok iyi bir başlangıç... Düşüncelerim, duygularım, çocuklarını savaşıma çekebilecek düzeyde olmalıdır. Li­
inançlarım beni yanıltmamıştı. Saldırının şoku geçmiş, selerdeki etkinlik alanlarının kullanılıp geliştirilmesini
koşullara uygun çalışma biçimlerine geçıııiştik. lık ola­ sağlamalıdır.Genişleme çalışması da en geniş yığınları
rak ideolojik çalışmaları ele aldık. Yeni kadrolara yöne­ kucaklama bakımınıdan önemlidir. Bu nedenle varolan
lik ideolojik-politik, eğitim-özeğitim çalışması başlattık. ilişkiler en az 12 Eylül öncesi düzeye erişmeli, ama bunun­
Bu kimi zaman aksasa da genel olarak yürüdü. Daha sonra­ la yetinilmemelidir.
ki 82 ve 83 Plenumları da hatalarımızı ve yoıum'JZU daha Partimizin "Barış ve Ulusal Demokrasi için Eylem
iyi görmemizi sağladı. Programı" bizim için bir eylem kılavuzudur Bugün lise­
Liselerde varlığımız devam ediyordu. Buralarda legal lerdeki binlerce genç Milli Güvenlik kitapları ile eğitil­
olanaklardan yararlanma olanaklarını değerlendirdik. Böy­ mekte, bunlara savaşın zorunlu olduğu NATO ve ABD
lece yeni ilişkiler yarattık. Bu çalışmalar 12 Eylül öncesi emperyalizminin politikasıyla anlatıı makta , militarizm
deneyimi olanlara da yeni deneyimler kazandırdı. Artık propagandası yapılmaktadır. Tüm bu noktalar gözönüne
yüzlerce liseli gençle ilişki sağlamanın yollarını bulmuş­ alındığında, yeni dönemde koşullara uygun bir barış sava­
tuk. Bir daha sökülemeyecek sağlam temeller attık. Ne ki şımı kampanyası başlatılabilir. Bu kampanya çevresinde
binayı kurmak görevi hala önümüzdeydi, şu anda da diğer görü$1ere bağlı insanlarla liselerde eylem birliği
önümüzde... sağlanabilir. Sağlanacak bu birliktelik akademik demok­
Bundan yaklaşık bir yıl önce,o küçücük biçimiyle,ama­ ratik, kültürel çalışmaların yürütülmesiyle daha da güçlen­
büyük niteliğiyle 1 LERI 'yi tanıdık. 1 LERI tüm antiemper­ dirilebilir. Bugün bu çalışmaların olanakları vardır. Liseler
yalist, antifaşist gençliğin yayın organı olacaktı. Onun kalemiz olmalıdır!
doğuşu bizim büyürnemizi hızlandırdı. i letmemiz gereken LlSELi KOMüNi STLE R! 64. SAVAŞ Y ILINDA
herkese ilettik, okuttuk. Bunu izleyen dönemde çeşitli PARTi Yi DAHA DA GüÇLENDIRMEK i Çi N YENi
parti yayınları elimize geçti. Bunlar bizim en önemli ATlLlM DöNEMiNDE ÇABALA Rl MlZI DAHA DA
ideolojik,politik silahlarımızdı. Büyük bir dikkatle A RTl RALlMI
bunları okuyup, yaydık. Dağıtımla ilgili sistemli bir ağ BU YAPlYA Bi R TUGLA DA BIZDEN!
kurduk. i letişim anayasa referandumu sırasında arttı.
3
ŞiLi K OMüNIST PARTiS i'NİN YöNETiCiLERiNDEN AÇI KLAMA
HUGO FAZİO iLE BİR YOLDAŞIN RÖPORTAJI
TUDEH'Ie
Sili 10 y1ld1r direniyor dayanişmaya
"Şili, son ıo yılın en önemli tesi Politik Komisyonu üyesi ile iran resmi makamları, onumUz­
uluslararası dayanışma merkezlerin­ söyleşi yapmanın heyecanını gizle­ deki günlerde, Tahran'da, kardeş Iran
den biri haline gelmiştir. Bunun derin mekte güçlük çekiyorum. o ise TUDEH Partisi yönetici ve üyelerini
bir nedeni vardır: Faşizmin tüm in· tavırları ve konuşmasıyla bir yan­ yargılamaya hazırlanıyor. Bu arada
saniıkça yargılanması. Tarih, Alman, dan bana cesaret aşılarken, diğer tüm ülke çapında yürütülen geniş
italyan faşizmini ve daha nicelerini yandan Şili'deki ekonomik,politik çaplı tutuklama operasyonu, insanlık
gördii. Halklar faşizmden kurtuluş durum ve savaşım üzerine geniş bil­ dışı işkence ve uygulamalar olanca
yolunun birlik ve dayanışmadan geç­ giler veriyor. şiddetiyle sürüyor. Şubat, Nisan ve
tl�ini kendi deneyimleriyle kavrı· Şili Komünist Partisi MK Polit­ Temmuz aylarındaki yığınsal tutuk·
yorlar". komisyonu üyesi Hugo Fazio açık­ lamalarda ele geçirilen TUDEH üye­
Bu sözleri söyleyen adam, kalın lamalarına şöyle başlıyor: "Şili'de, lerinin bir bölümü sorgusuz sualsiz
çerçeveli gözlü�üniln ardından size faşizmin ıo yılının bugünlere getir· kurşuna dizildi. Bir bölümü, işken­
baktığında sanki aklınızdan geçen diği sonuç erk krizidir. Faşizm, celerde can verdi. Kimileri, sorgula­
herşeyi kolaylıkla anladığını hissedi­ uluslararası sermayenin geniş deste­ rından sonra öldürüldü. Şu anda bin­
yorsunuz. Alnında oluşan derin çizgi­ ği ve baskıcı-terörcil yöntemlerle ken­ lerce TUDEH Uyesi, Şah döneminde­
ler kimbilir ne kadar zengin deney­ dini sağlama almak istemiştir. Ancak kileri aratmayacak düzeyde moral ve
Ierin kazanıldığı yıllar sürecinde bu politika başarıya ulaşamamıştır. fiziksel işkence altındadır. Binlerce
oluşmuştur. Bir yandan da bu çiz­ BugUnün Şili'si ağır ekonomik, poli­ insan, her an öldürülme tehlikesiyle
gilerin böylesine çoğalması, böylesi­ tik ve sosyal bunalımlar içindedir". karşı karşıyadır.
ne derinleşmesinde, son ıo yılın, Şili'nin dünya kapitalizminin buna­
Şili'nin üstüne çöken faşizm belası­ lımından payına düşeni ezici biçim - iran resmi makamları, Iran TUDEH
nın izlerini hissetmek hiç de zor de aldığını belirten H. Fazio Partisi'ne yönelik olarak, temelsiz,
değii.Ben Türkiye'li genç bir komü­ geçen yıl sanayi üretimi Latin Ameri­ açık provokasyon niteli�i taşıyan,
nist olarak,onun karşısında otururken ka ülkelerinde ortalama % ı düşer- Amerikan emperyalizminin ekmeğine
Şili Komünist Partisi Merkez Komi- yağ süren suçlamalarda bulunuyor.
� Arkası 7. sayfada
TUDEH, ı94ı'de kurulduğu günden
bu yana Iran halkının ulusal çıkarla­

YASAYAN SOSYALiZM
rının en ateşli savunucusudur. Iran'
da Şah rejiminin alaşağı edilmesi
için savaşımda, antimonarşist, anti­
emperyalist devrimin en ön sıraların­

Çocuk dostu bir ülke da yer almıştır. Devrim kazanımla­


rını ardıcıl savunmuş, bunlara sosyal
içeri k kazandırmaya-ç-alı şmiŞ,-emper­
Demokratik Alman Cumhuriyetinde 0-3 yaş arası 358 bin çocuk, yalizmin, en başta da Amerikan
6 800 kreşte bakım görüyor ve yetiştiriliyor. Nüfusu ı8 milYon civarında emperyalizminin saldırı ve provokas­
olan bu Ulkede, sosyalist devlet, çalışan insanların çocuk isteğinin gerçek­ yonlarını boşa çıkartmak için tüm
leşebilmesi için temel koşulu yerine getirmiş. Yaygın bir kreş ve çocuk gücünü seferber etmiştir. iran resmi
yuvaları sistemi kurmuş. ı950 yılında, yani Demokratik Alman Cumhu­ makamları TUDEH'in sayısız ülkenin
riyeti kurulduktan bir yıl sonra yalnızca 2 93 kreş varmış ve 9 bin çocuk resmi devlet politikası olan komşu
kreşe gidebıliyormus. Sosyalist devletin emekçi halkın mutluluğunu Sovyetler Birliği ile Iyi k omşuluk
sağlamaya yönelik iç politikasıyıa ve emekçi halkın çalışmasıyla bugünkü ilişkilerini, karşılıklı yarara dayalı
düzeye erişilmiş. 70'1i yıllardaki konut programıyla bir yandan yüzbinlerce çok yönlü işbirliğinin geliştirilmesini
aileye yeni konutlar yapmış, aynı zamanda her yıl ıo bin çocuk için kreş savunmasını "Sovyet casusluğu" ola­
yapılmış. rak nitelendirmeye kalkışıyor. Tıpkı
Sosyalist devlet kreşdeki çocukların bakımı ve eğitimi için yaptı�ı Şah rejimi gibi, bu antikomünist,
harcamaları her yıl düzenli olarak arttırmış. ı982 yılında yapılan harcama­ serüvenci kara lamaya sarılıyor.
nın tutarı 3 milyar 600 milyon Mark(yaklaşık 326 milyar lira).
Demokratik Alman Cumhuriyeti ı949 yılında kurulduğunda çocuk ba­ TKP, kardeş i ran TUDEH Partisi'
kımı ve eğitimi için yetiştirifmiş bir tek personel yokmuş. Bugün çocuk ne, yönetici ve üyelerine yönelik
kreşlerindeki personelin 3'te 2 'si kreş eğiticisi, pedagog. bu kanlı, insanlık dışı ve Iran hal­
3 yaşından 6, yaşına kadar her çocuk ise yuvaya gitme olanağına sahip. kının çıkarlarıyla ters uygulama ve
ı955 yılında ise yalnızca her üç çocuktan biri yuvaya gidebiliyormuş. yöntemleri şiddetle protesto eder.
ı983 yılı A�ustos ayında yuvalarda bakılan çocukların sayısı 957 bine i ran'daki koğuşturmalar, baskılar,
yükselmiş. Yani her yıl aşağı yukarı 20 bin çocuk, sayıları ı2 bin 500 olan işkenceler ve idamlar derhal durdu­
yuvalara alınıyor. ı97ı- ı983 yılları arasında 288 bin yeni yer açılmış. rulmalıdır. TKP, çetin koşullar altın­
Elbette yalnızca yuva açmakla iş bitmiyor. Yuvalarda da, kreşler gibi, da savaşımı sürdüren ve devrim kaza­
e�itim görmüş bakıcılar, ö�retmenler ve öteki personel var. Yuvalarda, nımlarını korumak için en geniş
çocukların spor yapabilmesi için her türlü olanak sağlanmış, spor aletleri, güçlerin halk cephesini oluşturmaya
araç ve gereçler, spor öğretmenleri. Ve hiç şüphesiz yuvaya gidenler çalışan Iran komünistıeriyle dayanış­
herşeyden önce çocuk. Böyle olduğu için de onların en çok sevdikleri ma içindedir. TKP, ülkemizdeki tUm
"varlık"lar, oyuncaklar var. Bu oyuncaklar özel olarak hazırlanıyor ve ilerici, demokrat, yurtsever barış yan­
seçiliyor, yüksek e�itici de�erleri olmalarına dikkat ediliyor. Ayrıca daha lısı gilçleri, Iran TUDEH Partisi ile
bir dizi u�raş için materyel de bulunuyor yuvalarda. Sosyalist devlet
dayanışmaya, Iran'daki insanlık dışı
yalnızca ı982 yılında (çocuk yuvalarının modernleştirilmesi ve yeni yapıt
uygulamaları sergilemeye, Tilrkiye'
için harcanan paralar dışında) ı milyar ıoo milyon Markı yuvalara ayır­
' deki faşist cuntanın bunlara ortak ol­
mış(yaklaşık ıoo milyar lira).
masının önüne geçmeye çağırıyor.
1 şte Demokratik Alman Cumhuriyeti böylesine çocuk dostu bir ülke.
i şte reel sosyalizm bu. Bir de kapitalist Tilrklye'ye, kapitalist devlete
baksak, herşey tam bunun tersi çıkıyor. Çocuk dilşmanı bir devlet görü­
12. 9. 1983 TKPMK
yoruz karşımızda.
4
Ortak düsmana
• •• •

LENIN KOŞESI
karşi
içinde parti çal1şmas1 Sıcak bir sonbahara girdi Batı Av­
rupa ülkeleri. Hemen bütün Batı Av­
rupa ülkelerinde savaşa karşı yığınsal
Sonul amacımıza ulaşmak için olduğu gibi, faşist cuntanın sivil bir kılıfa protestolar yükseliyor. Avrupa'ya
bürOnmesine karşı savasım da yığınlar içindeki parti çalışmasının iyileş­ yerleştirilmek Istenen Amerikan ro­
tirilmesini dayatıyor. Lenin, yığınlar içindeki parti çalışmasının, hareketin ketlerlne karşı yükselen bu yığın­
her döneminde ve her aşamasında can alıcı bir işlev taşıdığını söylemiştir. sal gösterilerde geçmişe göre daha
O, yığınlar içinde parti çalışmasını reddeden, eylemleriyle yığınları "sar­ fazla sayıda Türkçe ve Kürtçe pan­
sacakları"nı ilan eden "sol'' serüvencilere karşı çıkarken, şöyle diyordu: kart görülmeye başladı. Batı Avrupa'
"Görevimiz, faaliyetlerimizi işçi yaşamının güncel, pratik sorunlarıyla da yaşayan onbinlerce Türkiyeli yal­
Içiçe geçirmek, işçilere bu sorunları kavramada yardımcı olmak, Işçilerin nızca savaşa karşı çıkmakla kalmıyor,
dikkatini en önemil keyfiilkiere karşı yöneltmek, işvereniere karşı istem­ ülkemizdeki faşist cuntaya ve bir kez
lerini daha kesinlikle formüle etmelerine yardım etmek ve pratikte, işçiler daha ona destek veren savaş kışkır­
arasında dayanışma bilincini , proletaryanın uluslararası ordusunun bir tıcısı Amerikan emperyalizmine de
parçasını oluşturan birleşik bir işçi sınıfı olan tüm Rusya işçilerinin çı­ savaş açıyorlar. B.Avrupa'da yaşayan
karlarının ve davalarının ortak olduğu bilincini geliştirmektlr" (V .!.Lenin, Türkiyeliler için barış savaşımı işte
Toplu Yapıtlar, ing., c.2 , s.3 2 9). böyle pekişerek anlam kazanıyor.
Yığınlar içinde parti çalışmasını reddeden ya da bunu tümüyle sendikal Onlar yabancı düşmanlığının da,
savaşıma eşitleyen "ekonomist"lere karşı Lenin, güncel istemler uğruna faşist cuntanın da, Amerikan roketıe­
savaşımın mutlaka genel politik savaşla bağlanması gerektiğini belirtiyor, rinin de aynı düşmanın görüntüleri
yığınlara politik bilincin dışardan verildiğini, bunu sağlamak için de ko­ olduğunu her gün biraz daha iyi
münistlerin "nüfusun tüm sınıfları arasına gitmeleri, ordularını her yana görüyorlar.
doğru yaymaları gerektiğini" (agy., c.5, s.422) vurguluyordu. Geçen üç yılda Batı Avrupa'da TKP
Gericilik yıllarında Lenin, günlük yığın çalışmasını küçümseyen, bundan de güçlendi. TKP'nin örgütlü olduğu
yılan küçükburjuva öğelere kesinlikle karşı çıkıyor, görevin, "halk arasın­ ülkelerin sayısı hızla arttı. Eski örgüt­
da devrimci geleneklerin güçlendirilmesi, yığınlar için en küçük önemi ler belirgin bir canlılık kazandılar.
olan bir iyileştirmenin bile yalnız ve yalnızca devrimci savasım sonucu MK'nin tartışmaya açtığı Mustafa
sağlanabileceğinin kavratılması ve sistematik olarak liberallerin 'anayasal' Suphi 100. Yıl Tezleri tüm parti
hizmetkartığının, ihanetinin ... sergilenmesi" (agy., c.l3, s.39) olduğunu örgütlerinde canlı bir biçimde tar­
açıktıyordu. Umutsuztuğa kapılanıara Lenin, bu çalışmalar sonucunda, tışıldı. Bu tartışma partimizin Batı
"proletaryanın güçlenmeye devam edeceğini ve sınıf bilinci olan devrimci Avrupa örgütlerinde yoğun Ideolojik
bir Sosyal Demokrat güce dönüşeceğini" (agy,. c.1 5, s.62) haykırıyordu. çalışma sağladı.
Bolşevikler, Lenin'in çizdiği yolda, yığınlar içinde parti çatışmasını ör­ Batı Avrupa'da yaşayan Türkiyeliler
gütlediter, O günden bu yana, tüm ülkelerin devrimci pratiği, Lenin'i doğ­ arasında güçlenen yalnızca TKP değil­
ruluyor: "Devrimler, on mityonların sınıf bilincinin, iradesinin, tutkusu­ dir. Aynı zamanda Türkiyeiiierin ör­
nun ve hayal gücünün ürünüdür... " (agy., c.31, s.95). gütlü oldukları demokratik yığın ör­

Barışa ancak uğrunda


gütleri de güçleniyor. Politik göçmen
hareketinin ve örgütlerinin, Türkiye

savaşarak kavuşabifiriz
Postası gibi ilerici yayın organlarının
getirdiği canlılıktan da söz etmek
gerek. B.Avrupa ülkelerinin işçi sınıfı
1' Avrupa'da yaşayan tüm halklar istiyor. partileriyle dayanışma içinde güçle­
B.Avrupa'ya yeni nükleer roketler "Perşing ve Kruiz'lere karşı yük­ nen, barış hareketinin, yabancı düş­
yerleştirilmesine karşı çıkıyorlar. seltilecek her ses, aynı zamanda manlığına karşı savaşın ve faşist
Nükleer silahların dondurulmasını ve Türkiye'deki faşist cuntaya indirilmiş cuntaya karşı Yükselen eylem birli­
azaltılmasını istiyorlar. Sovyetler Bir­ bir darbe olacaktır. Kemal Altun adlı ğinin son görüntüleri, cunta ve F.AI­
liği'nin yapıcı barış önerileri barış yurtseverin gencecik yaşta ölüme git­ man gericiliği etiyle ölüme itilen
yanıısı tüm güçlerin çıkarlarıyla tam mesine neden olanlara verilecek en politik sığınmacı Kemal Altun'u an­
bir uyum içindedir. Sovyetler Birliği iyi yanıt, onların nükle_er savaş planla­ ma toplantılarından sonra, 10 Eylül'
D.ıvlet Başkanı Y ..1:\ndropov'un, nük­ rını boşa çıkarmak için blrleşmektir. de tüm B.Avrupa ülkelerinde düzen­
leer roketlerin eşitlik ve eşit güvenlik "TKP B.Avrupa'da yaşayan tüm lenen yığınsal mitingter oldu. Bu
temelinde en alt düzeye indirilme­ yurttaşlarımızı barış eylemlerine ak­ mitingterin en yığınsalı Köln'de yapıl­
si durumunda, ülkesinin sökeceği tif katılmaya çağırıyor. Barışı ancak dı. 15 bin Türkiyeli katıldı Köln
SS-20 raketlerini imha etmeye hazır uğrunda savaşarak koruyabiliriz. Ba­ mitingine. F.Aimanya'da yaşayan
olduğunu açıklaması, Soyetler Bir­ rış eylemlerini Türkiyeli sol güçlerin Türkiyeli Işçilerin yığınsat örgütü
liği'nin barışın korunması ıçın ne eylem birliğini yeni bir düzeye çı­ Fi DEF mitlngde güçlü bir şekilde yer
denli sorumlu davrandığını bir kere karmada basamak yapalım. Ev ev, aldı. Miting, birbirlerinden kimi ko­
daha gözler önüne serdi. kapı kapı dolaşıp, hangi görüşten nularda farklı görüşler taşıyan, poli­
ijYeni Amerikan roketleri, özellikle olursa olsun, tüm Türkiyellleri yaşa­ tik eğilimleri farklı çok sayıda örgütü
F.Aimanya'da yaşayanları nükleer bir ma hakkını savunmaya çağıralım. biraraya getirdi. Böylesi toplantılar,
savaşın ilk dakikalarında yok olma Sovyetler Birliği'nin nükleer silahla­ eylem birliğinin zorunluluğunu ve
tehlikesiyle karşı karşıya getirecektir. rın dondurulması ve eşitlik, eşit gü­ gücünü gösteriyor. ülkemizin demok­
Bu raketleri yerleştirmek isteyenler­ venlik temelinde azaltılması yolunda­ ratik güçleri de Batı Avrupa'da yük­
le, yabancı düşmanlığını körükleyen­ ki somut girişimlerini destekleyelim. selen bu sesle güç kazandıklarını sü­
ler, "Türkler dışarı" kampanyalarını Son günlerde yükselen barış eylemle­ rekli yineliyorlar. Bu gücün küçüm­
örgütleyenler, işsizliği tırmandıranlar rinin etkisini azaltmak için Pentagon' senmeyeceğinin bir diğer kanıtı da fa­
aynı güçlerdir. Türkiye'deki faşist un antisovyetik provokasyonlara gi­ şist cunta liderinin sürekli B. Avrupa'
cuntaya destek verenlerle, NATO ro­ riştiğini görüyoruz. Bu nedenle, bu dan yükselen bu sesten yakınmasıdır.
ket kararına onay verenler aynı çev­ eylemlerde en geniş birliği sağlamak, Komünistler, Batı Avrupa'da yaşa­
relerdir. Roket yerleştirme planları provokasyonlara karşı uyanık olmak yan Türkiyelilerin, Türk ve Kürtlerin,
da, Türkiye'ye Amerikan Çevik Kuv­ önemlidir!' ilerici güçlerin, politik göçmenlerin
veti yerleştirme planları da aynı yer­ (TKP MK'nin Batı Avrupa'da yaşa­ savaşımını destekliyor. Onları güç ve
de, Pentagon'da yapılmıştır. Penta­ yan 'Türkiyeli. işçilere, öğrencilere, eylem birliği yolundaki çabalarını
gon, Batı Avrupa'dan sonra Türkiye• aydınlara yaptığı 1.9.1983 tarihli artırmaya çağırıyor.
ye de Perşirg roketlerini yerleştirmek çağrıdan).
5

TKP 63 YAŞlNDA •

((Partiye güvenimiz boşuna degildir)) PARTI VE BEN


(Bu yazı partimizin 63. kuruluş yıl­ cık sürede yaşlandık. Yeni savaşım Yaşamıma ne zaman girdi, tam ola­
dönümü dolayısıyla ATILIM'a gelen biçimlerinin gerektirdiği direngenliği, rak hatrrlayamıyorum. Ama kuşku­
çeşitli mektuplardan derlenmiştir). sabrı artık taşıyoruz. Bizim deney­ suz önceleri ıo Eylül sıradan bir
"ıO Eylül ı983 ... Partimiz, Türkiye lerimlzle partimiz her yeni savaş gündü ve henüz partinin Ismini duy­
Komünist Partisi 63 yaşında. Türki­ yılında daha genç, daha enerjik". mamıştrm.
ye'nin en eski partisi. 60 yıllık bur­ "üç yıldır destansı savaşlar, dire­ Köydeyken ve daha küçük bir
juva egemenliği nice burjuva parti­ nişler gösteren komünistler, alınan çocukken, dedemin, kendisi gibi bir­
lerine tanık oldu. Kurulan, dağılan, yaraları sardılar. ı983'teki yeni atılım kaç akranryla birlikte "Bizim Rad­
kapatılan... Yeni partileri, cuntanın hedeflerine ulaşmak için ardrcıl sava­ yo"yu dinlediğini hayat-meyal çıka­
parlamentarizm oyununun aksesuar­ şıyorlar. ı2 Eylül'den bu yana cun­ rıyorum. O zamanlar ve daha çok
larını da görüyoruz. Ve haklı bir tanın bask.ısı, terörü altında örgüt yıllar, bu dinlenmesi yasak "Bizim
gururla diyoruz ki: Partimiz 63 yıl­ yapıları korundu, geliştirildi". Bu Radyo"nun nasıl bir radyo olduğu­
dır savaşıyor". süre içinde, "Parti içi yaşam canlan­ nu anlayamadım.
"Bizler bugün savaşabiliyorsak eğer, dırıldı, denetim ardıcıı kılındı. Sorun­ Ortaokul sıralarında, okuduğum
ı920'den beri savaşıldığı içindir. ların üstünden atlamak yerine çözüm romanlardan komünistlere karşı içten
Evet yoldaşlar, TKP yaşıyor, savaşı­ yolları aranması yoluna gidildi, Eleş­ içe bir sempati bestediğimi hatırlıyo­
yor. Halkımızın savaşlarının en ön tiri-özeleştiri mekanizması işler hale rum. Partinin ismini ilk olarak bu
saflarında döğüşen komünistler, 6.3 getirildi. Yoldaşlar arası ilişkiler ge­ dönemde duydum. Tanınmış bir
yılın deneyi ile, usta bir sanatçı liştirildi ve partinin savaşım gücü yazar kitabında yurtdışından dönü­
gibi yetenekli, yaşlı bir insan gibi artırıldı". şünde polis tarafından TKP'yle ilişki
soğukkanlı ve genç bir insan gibi "Soka kları süsleyen parti afi ş ve kurmakla suçlandığını yazıyordu.
güçlü ve atılgandırlar". pullarını görenler anlata anıata bitire- Hayret ettim ... Demek bu komünist-
"Varsın ajanlar, lerden, bu inanılmaz
provokatörler, dö­ Halkım, gömleğini kanıyla isyan bayrağı yapan insanın insanlardan bizim ül­
nekler partimizin adını bana verdi. Artık ona yüreğimi gernlemeden yoldaşım kemizde de vardı...
ideolojislne, tarihine diye haykırabiliyorum. Mutluyum. Ellerine düşersem "biz Yaşanılan süreç be
saldrrsın. 63 yıldır... ni devrimci harekete
bunu öldürmedik miydi?" diyecekler. kattı. ı Mayıs
bir an dahi savaşım­
dan geri durmayan Meşaleyi yakanları unutmadım, unutmayacağım. Karan­ 78'de llseli safların­
partimizi yıkamazlar. lıklar böyle ışıyacak. da ilk olarak yığın­
Bunu o dönekler bil­ tarla birlikte "TKP'
Orak-çekiç ikinci güneştir. Onu her yere taşıyacağım.
diği gibi, faşist cun­ ye özgürl_ül< "o iye l:>a­
Çiklet satmak için birbirlerine vuran çocukların evlerine,
_

ta -·cta-ui1tyoı.---Ya­ ğrrdrm. Ama doğru­


rın herkes öğrene­ 80 yaşında omuzunda baltayla, sokak sokak dolaşan in­ sunu söylemek ge­
cek, TKP olmadan sanların evlerine, öğle paydosunda domates-yoğurt yiyen rekirse, ben o zama n
hiç bir sorunun çö­ liman işçilerinin evlerine. bu "Bilen"i, birşey­
zümlenemeyeceğini. leri iyi bilen "yol­
Bir insan için Lenin'in, Dimitrof'un, Suphi'nin, Nazun'ın, daş" anlamında an­
"O'nun gücü Mark­
sizm-Leninizm'den, Beloyanis'in, Bilen'in ve adları söylenemeyen nice komünis­ lamıştım.
proletarya enternas­ tin yoldaşı olmanın ne demek olduğunu anlamaktan daha Şimdi Bilen'i tanı­
yonalizmine sarsıl­ büyük mutluluk varsa, ö da zaferi ve hesap sorulduğunu yorum, partiyi tanı­
maz bağlılığından, yorum.TKP'ye,dün­
görebilmektir. ya komünist hareke­
proleter sınıf karak·­
terinden, sıralarında Dünya komünist hareketinin, Türkiye Komünist Parti.si '­ ti'ne saygım yalnız­
Deniz yoldaş gibi nin savaşeri olmakla övünüyorum. Partimizin üyelik nite­ ca sempatik neden­
ser verip sır ver­ liklerini yükseltmek için canla başla savaşacak, ona tek bir lere dayanmıyor.
meyen yiğitleri çı­ ıo Eytül'e yaktaşı­
karmasından geliyor.
leke bile sürmeyeceğim. Yarın ancak böylelikle bizim ola­ lan şu günlerde dü­
Ne oportünist kara­ bilir. Unutmayacağım. şünüyorum: Benim
lamalar, ne de provokatörlerin çı­ miyorlar. O gün fabrikalardaki işçi­ gibi daha yüzbinlerce insan, yüzbin­
kışları, bu şanlı partinin tarihine, lerin gözlerinin içi gülüyordu. Bir lerce genç, yaşlı, çocuk, yüzbinlerce
savaşımına gölge düşüremez". işçi şöyle diyordu: 'Fabrikaya gelin­ köylü, işçi ve emekçi partiyi tanımı­
"Partimizin ideolojik, politik ve ceye kadar en az ıo tane gördüm, yor. Birçokları belki ismini bile duy­
örgütsel birliğine, ilkelerine karşı lha­ siz de gördünüz mü?' 'Görmeyen mi madr. Ama... duymaya aday...
netle sonuçlanan son iç saldırı ve kaldı. Patron bile duymuş. Şöyle Yığrnıara haykırmak gerekiyor: ül­
kimi çatlak seslerin varlığı, doğru bir dönüp baksana, kimse sevinçten kemizde işçi sınıfının deneyimli yiğit
olduğunu bildiğimiz yoldan biz genç yerinde duramıyor" • bir partisi var. TKP... TKP yaşıyor.
komünistleri bir milim bile saptıra­ "Politik öncünün saygınlığının art­ Onca baskrya,kovuşturmaya rağmen
maz. Partiye, Merkez Komitesi'ne tığını, somut yaşamda görüyoruz. savaşıyor. En önde savaşıyor...
olan sonsuz güveni zedeJeyemez". Bu, çalışmalarımıza güç katıyor". ıO Eylül 'de partimiz 63 yaşına
"Partiye güvenimiz boşuna değildir. "TKP'nin ülkemizde ve dünyadaki girecek.
Uzun yıllar illegal koşullarda, hem gelişmeler üzerine yaptığı açıklama­ Her yıl bir önceki yıldan elbette ki
de işçi sınıfının nesnel varlığının ların ne denli doğr!J olduğunu, söy­ farklı.Bizim için de bu böyle.Partimi­
görece zayıf olduğu koşullarda, her ledikleri somutlandığında daha iyi zin 63. kuruluş yılı, demokrasi müca­
türlü saldırıya göğüs gererek değişik görüyoruz. TKP'nin doğru yönlendir­ delesi için, barış için, faşist cunta­
savaşım biçimlerini hayata geçiren mesi üyelerine ve yığınlara güven nrn yıkılışı için önemli bir basamak
TKP'yi, ı2 Eylül'de savaşım deney­ veriyor". Şimdi "TKP'nin elinde ona olsun.
lerimizle daha iyi kavradık". halkımızın geleceğini kazandıracak Yoldaşlar, TKP'nin bayrağını yük­
"ı2 Eylül ile birlikte gelen illegal Eylem Programı var". seıtelim!
koşullarda örgütümüzün edindiği de­ "TKP MK'nin eylem programı
neylerle sınandrk, bilendik. Bu kısa- �Arkası 8. sayfada L.Zarif- İstanbul
6

((iLERi» Antikomünizmi
bir yaş1nda yikmak! eE. GÖRDÜ-ANKARA

Halkımızın savaşkan genç evlatları 1974-1980 yılları arası, sol fikirle­ lar ve bir arayış içindeler.
yayın organları i L E Ri 'nin 13. sünü rin ve eylemlerin serpilip geliştiği, Geçmişte selamımızt bile almayan
yayınladılar. Böylece ILERI yeni bir daha önceki dönemlere oranla yığın­ birçok kişi, bu dönemde bizlerle
savaş yılına girdi. Cuntanın faşist sallaştığı bir dönemdir. Bu dönemde oturup tartışıyor, soruyor, ne düşün­
baskıları, terörü, koğuşturmaları işçi politikleşmenin ve çeşitli örgütlenme­ düğümüzü öğrenmek istiyor. Birçoğu
sınıfının ve halkın davasına sımsıkı lerin hızla arttığını gördük, yaşadık. içinde bulunduğu karamsarlıktan biz­
bağlı gençlerin bu başarıya ulaş­ Yurdunu seven, devrime Inancı olan, le konuştuktan sonra sıyrılıyor. Bize,
masını engelleyemedi. Halkın o­ işçi, genç, köylü, birçok insan bu partimize Içten içe saygı duyuyor­
nuru gençleri başarılarından ötürü dönemde şu veya bu örgütlenmenin lar, hatta bunu açıkça belirtenler de
partimiz Genel Sekreteri H. Kutlu, içinde yer aldı, savaştı. Ezici çoğun­ var.
bir mesajla kutladı. H. Kutlu Yoldaş luğu bu yıllarda sosyalist fikirlerle Türkiye topraklarının yetiştirdiği,
şunları vurguladı: "i LE RI'nin her tanışmışlardt. Birçoğunun hangi ör­ ama çeşitli koşullar altında değişik,
sayısı emperyalizme, faşizme indiril­ gütlenmenin içinde yer alacağını, çev­ yanlış siyasetiere savrulmuş, ama
miş bir yumruktur. Memleketteki sı­ resi, arkadaşlık dostluk ve hemşeri­ bugün tek tek olmalarına rağmen
nıf savaşımından umut kesenlere, lik ilişkileri yönlendiriyordu. Kafala­ ayakta kalan, devrime şu veya bu
yılgınlara, karamsariara gerçeği göste­ rında uyanan devrimci fikirler de, şekilde inancını yitirmeyeniere nasıl
riyor. Biz 1 LERi 'nin her sayfasında içinde bulundukları örgütlenmenin y..ıV.Iaşmalıyız? Onları, o kararlı insan­
gençliğin işçi sınıfına, Marksizm­ doğrultusunda şekilleniyordu. ları işçi sınıfınır savaşım yoluna
Leninizme ve işçi sınıfımızın öncü Bu dönem birçok insanı sosyalist nasıl çekmeliyiz? Antikomünist
partisi TKP'ye olan sarsılmaz inancını fikirlerle tanıştırması, onları savaşıma konumlar yaratmak isteyenlere karşı
görüyoruz". çekmesi yönünden olumluydu. Ama savaşmalarını nasıl sağlamalıyız?
öte yandan A. M. Sökücü de birçok ınsan da küçükburjuva radi­ Bugün çeşitli siyasetlerı savunan
IGD Dış Bürosu adına bir mesaj kal akımlarının veya başka sapmala­ kadroların, TKP'nin kadrolarıyla iliş­
yollayarak yiğit kardeşlerini kutladı rın etkisi altında kalmıştı. Birçok kileri sıklaşmaktadır. Bu döneme ait
ve "i LE Ri ilerici yurtsever gençliğin küçükburjuva ideolojisine sahip akım birkaç örnek vermek istiyorum: Ol-
elinde emperyalizme ve faşizme kar­ tabanlarını bu ideoloji ile beslerken dukça kötü bir ortamda, serüven-
şı savaşımda keskin bir silahtır. aynı zamanda anti-komünizmi de saf­ ci hareket içersinde yer almış
iLE Ri hiç bir gücün işçi sınıfımızın larına yaydılar. Ve birçok yerde, bu 20 yaşlarında bir gençle konuşuyor­
yolundan yürüyen gençliğimizi sin­ görüşlerle çeşitli tartışma ve çekiş­ dum. Kafası karışıktı, durup durup
dirmeyi başaramayacağının en açık melerimiz giderek bir kutuplaşmaya devrimci olduğunu ama hiç kitap
kanıtıdır" dedi. ve neredeyse düşmanlık ölçülerine okumadığını yineliyordu. Bildikleri­
T. Maden-Iş sendikası Genel Başka­ ulaştı. nin hep aniatılanlar olduğunu ama
nı Mehmet Karaca da iLE Ri 'yi bir Burada, bu durumun nedenieri üze­ bunun da doğru olmadığını anla­
yıldır aralıksız yayınlama başarısı rinde durmayacağız. Bunlar kereler­ dığını söylüyordu. Çeşitli sorular sor­
gösteren gençlerı yurtdışındaki sendi­ ce tartışıldı, biliniyor. Cunta koşulla­ dum. Saatlerce anlattım. Maceracılığı,
kacı arkadaşları adına kutlama mesa­ rında Türkiye'deki birçok örgütlenme sapmaları, işçi sınıfınının sava]ım
jında, ülkemizin geleceğini temsil darbe yedi, hatta işlerliğini tamamen yolunu, Lenin'i ... Can-ı gönülden
eden gençlerimizin bilinçlenmesine, kaybetti. insanlar ya tutuklandiidr dinledi. Aynı konuşmayı bir Kürt
bu gazeteyle büyük katkıda bulun­ ya kaçtılar, ya da bir başlarına kal­ arkadaş da dinliyordu. Daha sonra bu
duklarını" belirtti. dılar. Hemen hemen her örgütlenme­ Kürt arkadaş beni yalnızken yakala­
ATlLlM inanılmaz görevlerin üste­ de olduğu gibi bazı unsurlar yıldı, dı. Anlattıklarımı dinlediğini, kendisi­
sinden gelen gençlerimizle daha bü­ devrime inancını kaybetti. Ama deği­ nin de aynı görüşleri paylaştığını
yük başarıtar yolunda omuz omuza şik siyasetlerden birçok insan da, söyledi. Çekinerek hangi görüşü des­
yürümeyi sürdürecektir_ örgütsüz kalmalarına rağmen ayakta- teklediğimi sordu, kendisinin "Ti KP"
g örüşünü savunduğunu söyledi. Ben
de komünistlere sempati duyduğumu
söyledim. Müthiş şaşırdı. Daha sonra­

Teslim olmayanlar ları ise siirckli konuştuk. Dinledikçe


şaşırıyor, şaşırdtkça soruyor ve daha
da yakınlaşıyordu. Sonunda bizi böy­
2 Eylül günü Diyarbakır Askeri mış, "teslim olmadan buradan çıka­ le tanımadığını ve sosyal-emperya­
Cezaevi, 35. Koğuşta kalan tutuklu­ lizm teorisini saçma bulduğunu be­
mayacaksınız" denmişti. Halkın yüz
lar ölüm orucuna başladı. Daha son­ lirtti. Ona aşılanan antikomünizm ve
akı, onuru tutukluların çürütülmesi ve
ra yaygınlaşan ve tüm tutuklularca antisovyetizm büyük ölçüde yıkıl­
savaşırndan koparılması amacına ula­
desteklenen eylem, mektuplarla Tür­ mıştı. Şimcıı gerçekten düşünmeye
şabilmek için faşist cellatlar zorba­
kiye Barolar Birliği 'ne, tüm gazetelere başlamıştı.
ltğın en çağdışı yöntemlerini, en
ve Başbakanlığa bildirildiği gibi,Cela­ Bir başka örnek: Geçmişte aynı
ince yıldırma taktiklerini bir arada
ıettin Delibaş adlı tutuklu tarafından çevrede olmamıza rağmen selamlaş­
kullandı.
duruşmada da açıklandı. Cezaevinde­ madığımız, hatta sık sık sürtüştüğü­
ki barbarlıkların sona erdirilmesi Değişik örgütlerden devrimci, yurt­ müz sol rddikal gruplardan birkaç
amacıyla gerçekleştirilen direnişe ve­ sever tutuklular ise ihanet etmekten, arkadaş vardı. Sınıfsal temelleri ve
rilen yanıt daha da barbarca oldu. savaşımın dışında kalmaktansa ya­ devrimci inançları kuvvetli insanlar­
Direnişçilere saldırıldı, üçü öldürüldü, şamlarından vazgeçebileceklerini be­ dı. Cunta döneminde bu arkadaşlar­
bir çoğu yaralandı. lirterek bu son direnişi başlattılar. la ilişkimiz gelişti. örgütleri dağıl­
Daha baştan beri Diyarbakır ceza­ Meselenin esir düşmek değil, teslim mıştı, bir arayış içindeydiler. Bir za­
evlerinde barbarca sürdürülen baskılar olmamak olduğunu dosta düşmana man sonra sürekli evlerine gidip
bir süreden beri büsbütün çığrından duyurdu lar. Komünistler Diyarbakır gelmeye başladım. Saatlerce tartı­
çıkarılmıştı. önde gelen militan ve cezaevindeki direnişi destekiiyorlar, şıyorduk. Sorular soruyorlardı. Rad­
yönetici devrimciler 35. Koğuştaki tüm ilerici güçleri tutuklu yurt­ yodan dinlediklerimi ve çeşitli konu-
özel "yıldırma hücreleri"ne toplan- severlerle dayanışmaya çağırıyorlar. �Arkası 7. sayfada
7
Provokas yon ve terör politikasi Sili 10 y1 ld1r direniyor
... Başı ı. sayfada Dahası Vaşington, bir yandan bu ... Başı 3. sayfada
larını denemekti. Başarısızlık duru­ provokasyonla uluslararası ortamı Ken, bu oranın Şili'de% 15 olduğu­
munda ise antisovyet bir histeri daha da gerginleştirir, dikkatıeri anti­ na, işsizliğin % 3 0'u aştığına dikkati
kampanyası yürütmekti. sovyetizme toplamaya çalışırken, bir çekiyor. 1973'de Halk Birliği hükü­
ABD yönetimi, G. Kore uçağı pro­ yandan da Lübnan'da, ABD ordusunu meti zamanında işsizlik oranının yal­
vakosyonunuda koparılan antisov­ Vietnam'dan sonra ilk kez doğrudan nızca % 3 olduğunu söyleyen H.
yet fırtınanın tozu dumanı içinde eşi ve açıkça savaşa sürdü. Fazio yoldaş, faşist demogojiye kapı­
görülmedik, 280 milyar dolariık silah Komşumuz S•ıriye, FKö kuvvetle­ larak Halk Birliği'nin devrilmesinde
bütçesini ABD kongresine onaylattı. ri ve Lübnan! ı yurtseverler ile ABD si­ rol oynayan kamyoncuların yarısının
Amerikan halkının, MX, B-1 stratejik lahlı kuvvetleri bölgede çok tehlikeli bugün işsiz kaldığının altını çize­
nükleer silahlarına, yeni kimyasal si­ gelişmelere gebe bir çatışmaya girdi. rek ekliyor: "Bu gerçekler herkesin
lah projelerine karşı tepkisini azait­ Topraklarımızdan gizlice kalkan kabul etmek zorunda kaldığı resmi
makta bu provokasyondan yarar­ ABD U-2 casus uçağı macerasını verilerle saptanmıştır. Surası açıktır
unutmayanlar suçunu gizlemek için ki, 10 yıllık faşizm döneminde üre­
landı. SSCB 2 7 Ağustosta, Cenevre
pervasız yalan söylemenin Beyaz timin düzeyi, hiç bir zaman Halk
görüşmelerinin son turunda Avrupada
Saray'ın eski huyu olduğunu da ·Birliği dönemine erişememiştir, bu­
yen i nük leer silahların sınırla ndırılma­
hatırlayacaktır. Bilindiği gbi, ABD günkü üretim 1972'ye göre % 3 0
sı konusunda bir anlaşmaya varılma­
sını kolaylaştırmak için yeni ve çok yönetimi U-2 uçağının pilotu Tower' düşük düzeydedir".
in yaşadığı ve itiraflarda bulunduğu Ekonomik krizin politik krize bağ­
önemli bir öneri getirdi. Vaşington
ortaya çıkıncaya kadar, U-2'nin Sov­ landığını belirten H. Fazio yoldaş,
bir yandan bu öneri, öbür yandan
son�anarda daha da yükselmesi bek­ yetler'de casusluk amacıyla, Türkiye' bunun erkin yığınlardan soyutı anma­
den izinsiz ve gizlice havaıandığını sıyla ortaya çıktığına işaret ediyor.
lenen füze karşıtı hareketle sıkıştığı
da inkar etmişti. "Bir yandan egemen güçler arasında
köşeden çıkmak için bu provokas­ Dünyada ve Türkiye'de akiı ba·
yona dört elle sarıldı. Sovyetler beliren çelişkiler, diğer yandan halk­
şında herkes ıçın ABD'nin son
Birliği Dışişleri Bakanı A. Gromiko' taki hoşnutsuzluk ve buna bağlı
G.Kore uçağı provokasyonundan çı­
nun BM Genel Kurul toplantılarına olarak politik aktifliğin yükselmesi"
karılacak çok önemli dersler var.
katılmasını engelledi. Sivil Sovyet diyor H. Fazio yoldaş, "cunta kar­
En önemlisi, halkımızın, insanlığın
uçaklarına karşı boykot uyguladı. şıtı güçleri. so,nuca götürebilecek ko­
bir savaş ateşine sürülmesini iste­
Beyaz Saray şimdi, olağanüstü gergin­ şulları yaratıyor. Partimiz demokra­
meyen herkesin antisovyetizme, anti­
leştirdiği bu ortamda, bir yandan, sovyet provakasyon ve kampanyalara tik güçler ve partiler arasındaki
karşı olağanüstü uyanık olması gere­ anlaşmaları, yığınsal eylem ve grevleri
SSCB ile güç üstünlüğü konumundan
ğidir. Bu ders, cunta partilerinin destekliyor. Şili işçi sınıfının, kadın
konusulabileceği yollu açıklamalar
antisovyetizmi açık arttırmaya çıkar­ hareketinin ve özellikle diğer toplum­
yapıyor, bir yandan da sahte barış
dığı günümüzde kulaklara küpe olma­ saı kesi mlerden, örgütlerden daha
önerilerinde bulunuyor. Nükleer si­
lıdır. i kinci ve en az o kadar önemli çabuk ve bağımsız kendi alanında
lahlanma, saldırganlık politikası nı
ders, kendi çıkarları ve saldırgan birlik yaratabilen gençliğin savaşımı­
haklı göstermeye yelteniyor.
amaçları ıçın, 2 00'ü aşkın kişiyi na büyük değer veriyoruz".
Oysa bu sırada Beyaz Saray yüzler­
bile öHe ölüme yollamaktan Çekiii­ H. F<rzio yeldaş--sözlerini şöyle
ce ki;;inln kanına girdiği Orfa Ame­
meyen Reagan'ın yarın 50 milyon bitiriyor: "Faşizm Şili'de 10 yıldır
rika'da saldırganlığı yeni boyutlara
halkımızı da ölüme sürüklemekten kan döküyor. Bu bir gerçektir. An­
yükseltti. ABD'nin paralı askerleri,
çekin meyeceğidir. cak şu da .gerçeğin diğer yüzüdür ki,
Nikaragua'da uçaklı saldırıya geçti.
10 yıldır Şili'nin kanı tükenmemiş­
tir, Şili yenilmemiştir. Günümüzde
Antikomünizmi yik mak Üç partiye de vur! artan yığın eylemleri, gelecek vaade­
.... Başı 6. sayfada ... Başı ı. sayfada den gelişmelerdir" .
lardaki görüşlerimi anlatıyordum. i ki törlüğe indirilmiş bir darbe olacak­ Hugo Fazio ile söyleşimiz bu
yıl önce selamiaşmayan bizler can tır. umut dolu sözlerle sona eriyor.
ciğer dost olmuştuk. Evlerine her uğ­ 6 Kasım öncesinde fabrikalarda, Ben ona teşekkilr ederken parti
rayışımda üç-dört saatten erken kai­ işyerlerinde, mahalle ve semtlerde, merkez organımız ATlLlM'ın bir
kamıyordum. Birlikte yemek yiyor, köylerde, heryerde biraraya gelip bir­ sayısıni ve Nazım Hikmet'in kart
çay içiyor ve sürekli tartışıyorduk. likte seçimlerde geçersiz oy kullan­ postallarını hediye ediyorum. Hara­
Geçmişte ise, uzun yıllar tanışma­ maya karar ver. Dostunu, arkadaşını, retle elimi sıkıyor. Kartpostallara
mrza rağmen, bunun onda biri ka­ herkesi uyar, geçersiz oy kul ianmaya bakarken Nazım'la Neruda 'nun bü­
dar bile tartışmamış, yakınlaşmamış­ çağır. Savaş tehlikesine karşı, faşiz­ yük dostluğundan söz ediyor. Göz­
tık. me karşı, barış ve ulusal demokrasi lerinin içi gülüyor. Bu anda ben,
i şte bu sıcak ilişkiler ve dostça tar­ için, iş, ekmek, toprak iç.in, en geniş onun uzun yılların nice güçlük­
trşmalar sonunda kafalarında TKP'ye güçlerin birleşmesi için çalış. Eğer lerine sanki hiç aldırmadan ken­
karşı saygı uyanryordu. Geçmişteki cuntaya karşı olan bütün güçler iş­ dini koruyabilmiş, şaşılacak kadar
sürtüşmelerimizi gülerek, biraz da a­ birliği yaparlarsa, cunta rejimine son genç gözleri olduğunu farkediyorum.
cıyla anryorduk. Daha sonraları ise, vermek olanaklı olacaktır. Komünist­ Alnındaki kırışıkların aksine, gözle­
bu arkadaşlardan bir kısmı referan­ ler birlik yolundaki her çabayı ve rinin böylesine genç, böylesine· diri
dum çalışmalarına bizimle birlikte işçinin, emekçinin her eylemini var­ kalabilmesini nasıl açıklamalı? Bu,
katılmak istediklerini belirttiler, ve güçleriyle destekleyeceklerdir. komünistlerin en ağır koşullarda bile
katıldılar da... 6 Kasım'da üç partiye de vur, savaşırken, burjuvaziden moral bakı­
önümüzde savasım günleri var. Der­ geçersiz oy kullan! mından daha üstün olduklarını unut­
ienip toparlanacağız. Yeni gençler Faşist cuntaya teslim olma! mamalarına, her zaman cömertçe,
çıkacak bu topraklardan. Onları işçi ağız dolusu gülmesini becerebilme­
sınıfının savaş yoluna çekmek bizle­ 2 0.9.1983 TKP MK lerine ve sözlerin, tavırların yasaklı
rin görevi. Bunun yanında, geçmişte olduğu ortamlarda, tüm direnişleri­
yanlış görüşlerin bayrağı altında sa­ ni, inançlarını, umutlarını gözlerine
vaşmış, bu dönemde ayakta kalmış, Bu dürüst, yiğit unsurların örgütlü sığdırabilme yeteneklerine bağlı olsa
ileriye açık kadroları da saflarımıza savaşımıza katılmaları, onlara esnek, gerek! ..
çekmeliyiz. Onlarda kırılan antiko­ sabırlı ve açık yaklaşımımızia olacak­
münizmi, komünist partisine saygı­ tır. Partimizin son Plenum karar­ döneminde kadrolarımızın bir görevi
ya çevirmeliyiz. larında belirtildiği gibi, yeni atılım de budur. •
8

]....____ __ Bar1ş için savaşlyorlar __ _______j

"Ben bir barışsever değil, bir barış bulma zorunluluğu kendini duyur­ Orhan Taylan, i stanbul Taksim Sanat
savaşçısıyım. I nsanlar savaşa savaş maktadır. Bu yollardan biri ve belki Galerisinde açtığı ve cezaevinde yap­
açmadıkları sürece hiç bir şey sa­ de birincisi, askeri paktların karşı­ tığı çalışmalarının da yer aldığı ser­
vaşları ortadan kaldırmayacaktır. Ba­ lıklı olarak ortadan kaldırı lmasıdır". giyle bu çağdışı davayı protesto
rış gibi inandığımı z bir dava uğruna "i ddiaya göre derneğimiz barış söz­ ediyordu. Cuntanın mahkemelerini
ölmek, savaş gibi inanmadığımız bir cüğünü bir paravana gibi kullanıp sergilediği tablolarıyla "barı şı ' yargı­
şey uğruna acı çekmekten daha iyi başka amaçlar peşinde koşmuştur. latmayacağı z" diyordu.
değil midir?" Gerçi barış sözcüğünü paravana gibi Savcının "komünist partisi'nin yan
Türkiye Barış Derneği başkanı, kullananlar yok d eğ ildir ama bunlar örgütü olmak" iddiasını TüTED
emekli bUyükelçi Mahmut Dikerdem bizim savunduğumuz anlamdaki ger­ başkanı Aykut Göker şöyle cevap­
savunmasına, "bütün zamanların en çek barışa cepheden taarruz edeme­ ladı :
büyük bilgin lerinden Albert Einstein' yeceklerini aniayıp arkadan vurmaya "i ddia makamı ne kadar iyi ve gü­
ın bu sözleriyle" son verdi. F2 şist çalışan lardır. Bir yandan 'barış kut­ zel talep varsa bunl arınancak TKP'
cuntanın ülkemiz topraklarını Ameri­ saldır' deyip, öte yandan dünya den neş'et edebileceğini ileri sürü­
kan emperyalizminin sosyalist ülkele­ barış hareket inin en büyük ve etkin yor. i ster komünist partisinin para­
re yönelik saldırgan amaçları için örgütünü temsil eden Dünya Barış lelinde olsun, ister olmasın, ben ço­
"sıçrama ta htası" yaptığı, Pentagon' Konseyi'ni aşağılayan, onu bir dev­ cuklarımın tepesinde nükleer tehdit
un çıkarları için Ortadoğu'da savaş letin kuklası, propaganda aracı imiş dolaşmasını istemiyorum".
serüvenlerine hazırlandığı bu gün­ gibi gösterip horlayanlardır". Prof. Metin özek ise savunmasında,
lerde bu onurlu ses tüm halkımız "Bize gelince, biz barışın par�asını barışı savunmanın bir bilim adamının
için güç kaynağı dır. Mahmut Dik­ toplamak içi n yola çıkani ardan deği­ sorumluluğu olduğunu belirtti.
erdem, diğer Barış Derneği yöneti­ liz. Biz barışı savunmanın onurunu Barış Derneği yöneticisi olan eski
cileri, ağır hapis tehditlerine rağ­ taşımaya layık olmasını bildiğimiz parlamenterler de barışı savunma
men barış savaşını mahkemede de kadar, onun mihnetini, eziyetini çek­ yolundaki kararlılı klarını savunmala­
sürdürüyorlar. Onlar bir yıldır mesini, iftiralara göğüs germesini de rıyla dile getirdiler. Eski CHP mil­
süregelen bu dava boyunca, M. biliriz. Bizim barışı paravana gibi ı etvekillerinden, Köy- Koop Genel
Dikerdem'in sözleriyle "iddianame­ kullanmaya ihtiyacımız yoktur". BaŞtkanı Nedim Tarhan, "Barışı sa­
yi delik deşik" ettiler. Savunmala­ Nitekim Barış Derneği yöneticileri , vunmak bizlere onur kazandı rı yor"
rıyla Barış Derneği'ne yüklenmek tüm baskı v e eziyetlere rağmen, derken,Kemal Anadol, "bundan böy­
istenen, "Sovyetl er Birliği için çalış­ birer barış savaşçısı olmanın sorumlu­ le de aynı çabayı"gücü yettiğince har­
mak", "dış mihrakların güdümünde luğu ve onuruyla davranıyorlar. örne­ çayacağı nı söylüyor, Mustafa Gazalcı,
olmak" gibi antil<omünist, antisovyet ğin dernek yöneticilerinden ressam "Nükleer silahları n ulaştığı korkunç
iddiaların, barışa düşman, saldırgan durumda hiçbir insan 'umurum­
bir zihniyetin uydurmaları olduğunu da mı barış' diyemez. Barış ve öz­
ispat ettiler. Barı ş Derneği Başkanı gür düşünceden yana olmayı dün
Mahmut Dikerdem bu iddiaları şöyle parlamentoda savundum, bugün de
cevapladı: "Savcılık, Amerikan em­ aynı inançla tekrarlıyorum" diyordu.
peryalizmini eleştirmeyi, Batı dev­ Bağımsız milletvekili Nurettin Yıl­
letleriyle ittifakımızın olumsuz yön­ maz, suçlamaları "Barış Derneği üye­
lerine değinmeyi, Sovyetler Birliği'ne si olmaktan gurur duyuyorum" diye
ezel i ve ebedi bir düşman gözüyle cevaplıyordu.
bakmamayı, devletler arasındaki iliş­ Konuk yayınları yöneticilerinden
kilerimizde ebedi dostluk ve düşman­ Gündoğan Görsev, cuntanın mahke­
lı klar olmayıp, ulusal çıkarların bu mesi karşısında SBKP Merkez Komi­
ilişkileri düzenlediğini söylemeyi, tesi Genel Sekreteri Yuri Andropov'
'Sovyet yanlılığı ' olarak damgaiamak­ un barış ve nükleer silahsızlanma
tadır. ... Barış Derneği olarak biz, önerilerini duyurdu, bu önerllerin bü­
uluslararası ilişkilerin durumunu ti:in dünyada uyandı rdığı olumlu. yan­
dünya barışı açısından değerlendirir­ kıyı dile getirdi.
ken, somut olaylara dayanarak kimi Barış Derneği yöneticileri mahkeme
devletlerin tutumunu kınayabilir, ki­ salonunu savaşa, savaş kışkırtıcıları­
milerin tutumunu da onaylayabiliriz. na, ülkemizi bölge barı şını · teh­
Burada tek kı stas dünya barışıdır". dit eden bir savaş ocağı haline
"Nükleer silahların tümü bugünden getirmeye çalışa n faşist cuntaya
yarına yok edilemeyeceğine göre, karşı bir savaş alanı haline getiri­
nükleer bir savaş tehlikesini önleme­ yorlar. ülkemizdeki bütün barış sa­
nin akılcı ve gerçek yollarını arayıp O.Taylan'm kaleminden M.Dikerdem vaşçıları na örnek oluyorlar.

« Partiye güvenimiz boşuna degi ldir )) düşürmek, likide etmek, Içerden


IJıo- Başı 5. sayfada f aşist cuntaya karşı savaşımda daha yıkmak gibi hayailerle par.tiye sı zma­
yanı lmaz kı lavuzumuz oluyor. TKP da olgunlaşacak, daha da inanı lmaz ya çalışan ajan-provokatör unsurlara
MK Genel Sekreteri Haydar Kutlu görevlerin üstesinden geleceğiz. Ey­ partimizde yer yok. TKP savaşan bir
yoldaş ı Mayıs konuşmasında "çok lem programımızı günlük savaşımla· partidir ve saflarında savaşçılar ve
sayıda genç işçi, öğrenci ve şaşırtı cı bağlayarak yığınlara ileteceğlz. Gücü­ savaşan komünistler vardır".
bir olgunluk gösteren llseli genç insan m üzü yığınların gücüyle pekiştirece­ "TKP'nin savaş gücünü görmek is­
Uç yıl boyunca inanılmaz görevlerin ğiz. 'TKP'nin katı lımı olmadan Tiir­ teyenler gözbebeklerimlze iyi baksın­
üstesinden geldiler. Ve daha şimdiden kiye'de hiçbir politik güç, hiçbir lar. 'Bir çeli k aynadır gözlerimiz!
genç komünistler sıfatına hak kazan­ ulusal ve sosyal sorunu çözemez'. Orada 15 '1 erin ateşi yanıyar h<'HiL
dılar" dedi. Bu sıfatı taşımanın büyük i şte hedef... Biz genç ko mün istler Kararlıyız. Bu alevi söndürmeyeceğiz,
onurunun yanı sıra, sorumluluğun4n bu saptamayı 63. yılımızda bilinci­ daha örgütlü, daha disiplinli, daha
da bili ncindeyiz. Marksist-Leninist mize kazıdık". uyanık ve daha çalı şkan olacağız.
ideoloji ve deneylerimizia ördüğümüz "Partimizi işçi s ınıfımız gibi terte­ Yı ğınlarla birli·kte yeni savaşlara
inanç, kararlılık ve çelik disiplinle miz ve duru tutacağız. Partiyi zayıf hazır ız".
.

You might also like