You are on page 1of 8

AllllM

Bütün ülkelerin proleterler i birleş in iz!

Yı1·8,Sayıl (85) Emperyalizm ve tekellere


karşı iş, toprak, demokrasi ve
bağımsızlık için birleş
Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi organı 1 Ocak I 981

24 Ocak program• iflas etti !


Yeni y11 Son günlerde
tartışma sürüyor.
Türkiye'de ilginç bir
Daha ll ay önce,
dönük endüstri için k apital birikimi
sağlanacaktı. Para dolaşımdan, üretim
Halkımız yeni yıla askersel dik"­ IMF ve özal yapımı 24 Ocak karar­ alanına çekildiğinde, e konomik büyü­
tatora altında giriyor. Cunta, en larını göklere çıkaran, Sabancı, Yazar me hızı yavaşlatıldığında e nflasyoA
ağır yumruğu i şçi sınıfına, i le rici, gibi le r i , şimdi, cuntanm da sUrtliWdG­ di zginlenece kti. Yabancı kaPitalin
yurtsever örgütlere indirdi . DiSK'i ğü bu ekonomik önlemleri ele ştiri­ çekilmesi bu politikanın temel bir
kapadı. Binlerce se nkikacıyı tu­ yar. öte 'ifandan Koç, ürkekçc de halkasıydı. Bu yolla dış ticaret açığı
tukl adı, zindanl ara tıkadı. işsizlik, olsa kara-ünlü paketi, özal 'ı savun­ azalacak, dışsatıma dönük bir üre­
enflasyon eski hızıyla sürüyor. maya çalışıyor. tim ve yatırım seferberliği sağlana­
Cunta işçi haklarına saldırıyor. Bu tartışmaların , bu telaşın te­ caktı.
Tekellerin vurgunlarına araç olu­ melinde yatan gerçe k, anlı-şanlı 24 Geçtiğimiz ll ay içinde, Demirel
yor. O, empe ryalizm, NATO Ocak önlemlerinin iflas etmiş olması­ hükümeti ve cunta bu ekonomik po­
yanlısı bir politika izliyor. Anti­ dır. 1980 içinde %10 0 ' ü çok aşan litikanın gereği olan tüm adımları
demokratik yasaları zorla halka e nflasyon hızı, bir yılda 14 kez attı. F iyatlar serbest bırakıldı, gerçek
dayatıyor. değer yitire n Türk. parası, ı yılda ücretler, taban fiyatları düşürüldü.
Cunta, faşist, vurucu örgütleri 500 0 0 0 artan işsiz sayısı, %2,2 geri­ Banka faiz oranları serbest bırakıldı,
de yasakladı. Türkeş'i tutukladı. leyen ulusal ge lir, %7 düşen e ndüstri 14 ke z de valüasyon yapıldı. i şbir­
Buna neden gitti? Bu örgütler bu­ üretimi, artmayan dışsatım, duran likçi teke llerin e linde kapital birik­
günkü cuntacıların gözleri ön ünde yatırıml ar·, , artan dış borçlar iflası mesi için e n flasyon yoluyla ulusal
ortalığı kana boyadı. Ne ki, iş­ be lge liyor. Tüm ekon omik göste rge­ gelir tekeller lehine ye niden dağıtıldı.
birlikçi, tekelci burjuvazi, bu ler, halkımıza çektirilen bun ca yok­ Bunlara bütçede n çe şitli yollarla fon­
faşist güçlerle istediğini söktü­ sulluk ve çileye karşın, Türkiye lar aktarıldı. Kapılar ardına kadar
remedi. Terörizm sınıf savaşını ekon omisin i n bir yıl öncesinden daha yabancı kapitale açıldı.
ö n lemek şöyle dursun, duraga n ­ kötü durumda olduğunu kan ıtlıyor. Bu önlemler, küçük, orta işletmeler
sızlığı körükledi. i şte ordu tümüy­ Türkiye Komünist Partisi'nin bir yıl içindeki yıkımı hızlandırdı. Tekelleş­
le devreye böylece girdi. En önce beli rttiği gibi bu iflas kaçın ıl­ meyi, vurgunları artırdı . işbirlikçi
önemlisi, e li kanlı Türke ş'lere mazdı. Türkiye 'deki bunalımın teme­ tekeller, iç pazar daraldıkça, üretim
karşı geniş halk yığınları arasın da linde, emperyalizme bağımlı tekelci ve yatırımlar ye r i ne para spekülas­
gelen bir kin, bir tepki vardı. kapitalizmi n dışalıma ve iç pazara yonunu ve fiyatları yükse ltme ye
Bütün bu nedenlerle cunta faşist­ dönük, bozuk yapısı yatıyordu. yöneldi. Daha asalak, daha ge rici
lerin üstüne gitme k zorundaydı. Oysa, bun alımdan çıkışı sağlamak n iteli k kazandı. i şsizliği artırdı. Em­
Gene de ordu için de , devlet üzere dayatılan "neo liberalizm" den pe ryal i st tekeller Türki ye'yi henüz
aygıtında çoğu kaldı. Faşist teh­ esinle n e n 24 Ocak ön lemle r i , tekel­ güvenli ve karlı bir yatırım alanı
likeye karşı savaş güncelliğini le r i n hızla tırmandı ğı bir e konomide görmedikleri için Türkiye'ye istenil­
yitirmemiştir. serbest rekabet koşullarını uygulama diği kadar yönelmedi . Ama, öteki
Sonra, Amerikan e mperyal i zmi, savıyla teke llerin e konomiyi "serbest­ yeni sömürgeci yön temlerle ülkede
Türkiye üstünde baskıları n ı artırı­ çe " talan etmesin e yol açtı. Bu ön­ empe ryalizme bağımlılık arttı.
yor. Cuntayı destekleyen kimi l e mleri getiren lere göre halkın satın 24 Ocak ön lemleri Türkiye'deki
tekel gurupları bile özal 'ları n , alma gücü düşürüldüğün de, iç pazar derin bun alımı ve nedenlerini bir üst
IMF 'lerin programından yakın­ daraltıldığın da, dış satımlar artacak, düze v_de yeniden üretme kte n başka
maya başlıyor. Görülüyor, cunta­ dışalımlar sın ırlan acak ve dışsatıma Arkası 2. sayfada
n ın açmazları çok. Bir yandan
halkın
bağımsızl ık
barış, demokrasi,
istekleri var.
ulusal
Böylesi
15' lerin yolunda
bir savaş var. öte yandan Sov­ 60 yıl önce, 28 Ocak 1 921 'de bur­ ların bugün kendi i stemleri, e n temel
yetler Birliği'nin, sosyalist ülke ­ juvazi M. Suphi yoldaşı ve parti­ çıkarları için savaşını olanakları düne
ler topluluğunun süregelen barış, mizin 14 yöne tici savaş erini öldürt­ oran la daha az. Demokrasi güçleri­
yumuşama, iyi komşuluk ilişki­ müştü. Bu kanlı gün ü halkımız nin e ylem birliğinin sağlanması daha
le rinin ge liştirilmesi pol itikası var. işçi sınıfımız, komünistler askersel güç. Savaşın ı koşulları zorlaştı. Gö­
Bugü n kü bun alım koşullarında diktatörlük koşu Ilarında karşıi ıyor. revler çok daha karmaşık.
cunta bu somut etken leri göz Cunta süngü gücüyle , e mpe ryalizmin, Ama biz komünistle r, n 2ye bakaca­
ardı edemez. Edemi yor. Esn e k bir teke llerin ölümde n korkarcasına ğız7 Yığınlara n e yi. göste rece ğ i z?
yöntem izle mek tutumu buradan korktukları yığınların e linde n örgüt­ Yitirilen leri mi, kazanılabile cekleri
geliyor. lerini, savaşın ı olanaklarını aldı. Hal­ mi? Eğer bugün e mpe ryalizmin, te­
i şçi sınıfı, komün istler geleceğe kın birçok seçkin e vladı, bağ ımsızlık kelle rin sözcüleri henüz utku çığlık­
karamsar bakmıyor. Ağı r baskı­ ve de mokrasi savaşçısı zindanlara dol­ ları atamıyorlarsa, bu, işçi sınıfın ıı. ,
lar var. Savaşını koşulları karnıa­ du ruldu, işkenceye sokuldu. halkın kazanacağı, uğrunda savaşa­
şıklaştı. Ama halk güçle rin in de­ Cunta öte yandan çelişik uygu­ bileceği daha çok şey olduğundan ­
mokrasi, özgürlük, iş, toprak, lamalarıyla ilerici güçle r arasında dır. Demokrasi güçlerin in savJşım
u l usal bağırrı:•zl ık için savaşma karışiklıklar yarattı. An �i-emperya- gücü tüketilemediğindendir.
olana kla rı y.::k olmadı, büsbütün 1 i st, demokrasi yan ı ısı kimi güçleri
Suphi yoldaş'ın söz ü , l<amünistlerin
daralmadı. Her şey de mokrasi yan ına çeke bildi, tarafsızlaştırabildi.
ku laklarınd adır: "Hapis, zindan, kan,
güçle rinin birliğine, savaşını iste­ Emperyalizm ve te ke l ler, halkımızın
ateş, halkın savaşını, milli kurtuluş
ğine bağlı. Güçlü bir TKP, tutu­ bu baş düşmanları, 1 2 Eylül devir­
ve demokrasi hareketini durdura­
lacak ana halkadır. mesiyle daha e lverişli konumlar elde
maz ! "
e ttiler. i şçi sınıfı hareket i, de mok­
rasi hareketi az şey yi tirmed i . Yığın- Arkası 6 . sayfada
2

24 Ocak programi iflas etti ! Günümüzde


Kemalistler
Başı ı. sayfada
bir sonuç vermemiştir. Ekonomiyi !imi taşıyor. Atatürk'çü yazar i lhan Selçuk,
kimi büyük tekelleri bile telusa düşü­ Geniş halk yığınlarındil ;.Jygulanan Atatürk'çülük herkesin istediği niye­
ren, durma ve yıkım nokt..ı1arına ekonomik politikaya karşı tepkiler te yiyebileceği bir muz mudur,
sürüklemiştir, sürüklüyor. Bu durum, cıri.:yo;. ifıası belgelendikç<' 24 Ocak diye isyan ediyor: Cuntanın, "Kema­
büyük tekellerle, tekelci olmayan kararlarının uygulanması Jtoritcr bir lizm'den başka izm'e izin yok"
kapitalistler arasındaki çe lişkileri kes­ rejimi her zamankinlierı fazla zo­ fermanından beri, emperyalizmin ve
kinleştiriyor. Banka kapitaline bağı, runlu ;kılıyor. Bu durum cuntanın te!�ellerin çıkarlarının sözcüleri top­
spekülasyon olanakları farklı ölçüde kalıcıtaşması tehlikesinin artmasının luca "kemalistliklerini." ilan ettiler.
olan, yöneldikleri üretim dalları ve ekonomik temelini oluşturuyor. Bu Ilıcak Atatürkçülük adına Atatürk'
pazar açısından farklılık gösteren te­ yıkım politikasını sürdüren cunta eliy­ ün tam bağımsızlık görüşüne saldı­
kel guı·upları arasında da çelişkiler le geçilecek parlamenter bir sisre­ rıyor; Atatürk'e düşmanlığı kanıtlı
ortaya çıkıyor. öte yandan, işbir·· min halk düşmanı, gerici otoriter kişiler "Atatürk yılı" hazırlıkJarında
likçi tekellerle, yeteri kadar kredi bir nitelik taşıyacağını açığa vuru­ görev alıyor; Atatürk'e "Sarı çi­
ve destek vermediğini söyledikleri yor. yan" diyen Profesör Mehmet Kap­
emperyalist güçler arasında çelişki­ 24 Ocak'ta başlatılan ekonomik lan gjbileri, "Atatürk'ün kültürel
ler bel iriyar. Bu gelişmeler, ordu nun, yıkım politikasıyla savaşım, asl�er­ mirasını korumakla" görevli.
cuntanın içinde de uygulanan eko­ sel diktatörlüğün kalıcılaşmasına ve Bunların Kemalizminin sahtekar­
nomik modele karşı kuşkular doğu­ otoriter parlamenter bir rejime karşı lıktan başka bir şey olmadığı açık.
ruyor, iç çelişkilerini artırma eği- savaşı· rndan ayrılmıyor. Buna karşılık cuntanın ise, Atatürk­
çü olduğunu açıklaması üzerine ken­

Devresel bunalim ve Türkiye disini destekleyenler var. Neden7


Gerçekten de generaller Kemalizmi
24 Ocak kararlarının daha bir yılı önemli kapitalist ülkelerde yeni ve savunduklarını söylüyorlar. Onlar ör­
dolmadan iflas ettiğini artık kimse derin bir devresel bunalım başladı­ neğin, laisizm düşmaniarına karşı
gizleyemiyor. ğını açığa vuruyor . üstelik bu çıkıyorlar . En azılı anti-komünizm
Şimdi, egemen güçler, işbirlikçi ülkelerin hiç birinde bunalımın en çığırtkanlarındarı başka bir dil kul­
tekeller 1·ıalka büyük vaatlerle dayat­ derin noktasına lıenüz varılmadı. lanıyor, açık anti-komünizm yapmı­
tıkları, bu açlık paketini aklamaya Türkiye'nin emperyalizme bağımlı yor, anti-Sovyetizm yapmıyor. Yer
çalışıyor. ve bunalımlı kapitalist ekonomisi yeı-, bağımsızlıktan söz edildiği bile
Kimileri suçun, önlemlerin kendi­ bir bunalımdan elbette etkileniyor, oluyor. üstelik, cuntayı destekleyen
sinde değil, uygulama biçiminde etkilenecek. 24 Ocak kararının uygu­ çevreler, ordu tabanındaki Kemalist
ve uygulayıcısında olduğunu savun­ landığı 1 980 yılında, Türkiye bu geleneklerin yaşadığı olgusuna daya­
maya çalışıyor. bunalımın etkisini henüz yeterince nıyorlar. Dahası, ordlj üst yönetim­
Kimileri, tüm suçu dünya kapi­ duyrnadı. ülkemiz üzerindeki asıl leri genellikle, resmen de olsa, Ata­
talist ekonomisinin içine girmekte yıkıcı etkileri önümüzdeki yıllarda türkçülüğü savunuyorlar. Kuşkusuz
olduğu buncıtıma atıp, sıyrılmak isti­ ortaya çıkacak. Bunalım Türkiye' ordunu n iç yapısı, gelenek ler, ordu
yor. Böylcc<::, emperyal!zme bağım­ nin almayı umduğu kredileri, dış­ yönetiminin böylesi bir konum için­
lılık ve işbirlikçi tekellerin egemenliği satım olanaktarını daha da daralt­ de olmasını zorunlu kılıyor.
koşullarında bir çı!�ı> yolu bulma tı, daraltacak. Ancak bu durum, Ama, gerçeğe tek yanlı bakılamaz.
umudunun iflas ettiğini gizlerneye IMF dayatması 24 Ocak karartarını Bir kez ordu içinde Kemalizm
çalışıyor la.-. aklamıyor, tersine çıkmazını gösteri­ nasıl propaganda ediliyor7 O, artali
Oysa, emperyalizm açısından eko­ yor. Türkiye'nin emperyalizme ba­ ölçüde anti-komünizmin, anti-Sovye­
nomik önemi daha ağır basan pek ğımlılık ve işbirlikçi tekellerin ege· tizmin bir örtüsü olarak kullanılıyor.
çok U'!tiı. Amerika ülkesinde, dünya menliği koşullarında, bunatımdan özellikle NATO'ya kapılandıktan bu
kapitalist ekonomisinin böylesi derin çıkmak bir yana, bunalımın bur­ yana. Neden? Çünkü NATO'culuk
ekonomik bunalım içinde olmadı­ gacında boğulmaya şimdi daha çok anti-komünizmden başka bir ideo­
ğı dönemlerde uygulanan benzeri mahkum olduğunu açığa vuruyor. lojiyle savunulamaz. Elbette ordu
IMF reçetelerinin bunalımdan çıkı­ Emperyalizme bel bağlayarak Türki­ tabanında yaşayan Kemalist gele­
şı sağlayamadığı apaçık ortadadır. ye'deki bozuk ekonomik yapının nekleri dikkate almadan, böyle bir
Gerçekten de tüm ekonomik gös­ yeniden düzenlenebilmesinin olanak­ anti-komünizm yapılamaz. Bu durum,
tergeler 19 80 yılı nda hemen bütün sız olduğunu kanıtlıyor. cunta koşullarında anti-komünist ide­
olojinin giderek etkin 1 i kle ortaya

Y1k1m önlenemez mi? çıkması için


Dahası var.
bir
Cun ta
temel oluşturuyor.
her geçen gün
24 Ocak kararlarının yo! açtığı ni öneriyor, bunalıma bağımlılık ve terör denizinin kıyısına varıyor. Böy­
yıkımı durdurmak için, emperyaliz­ tekellerin varlığı koşullarında çare lece, giderek uygulanan baskıların,
me bel bağlamaktan vazgeçmek, bulmaya çalışıyor. Gerçekte bunlar, terörizmi önleme gerekçesiyle sür­
bunalımsız, planlı ekonomilere salıip denenmiş, çıkmaz yollara yeniden dürülmesi olanakları daralıyor . Nite­
sosy al ist ülkelerle ve gelişmekte olan girmekten, kırk katırta, kırk satır kim, daha şimdiden, DiSK'e karşı
ülkelerle ilişkileri geliştirmek; teket­ arasında seçmF yapmaktan başka anti-komünist yargılamalar başladı.
terin gücünü sınırlandırarak, kamu öneriler .ıeğil. Bu çözümlerin de Bu uygulamalar, giderek anti-komü­

ve özel sektörüyle ekonomiyi, devlet alın yaLısı 24 Ocak paketinden fark­ nizm olmaksızın savunulamaz.
eliyle planlı yönlendirmek; halkın lı olamaz. Sonra, emperyalist baskılar alabildi­
ya_şam düzeyini yükselterek ekonomi­ Kara-ünlü 24 Ocak kararlarının ğine artıyor. Cuntanın ülkeyi yıkı­
yi canlandırmak gerekiyor. halkımıza getirdiği yıkımdan, buna­ ma sürükleyecek, bu baskılara ne ka­
Bugün Türkiye'de herkes yeni bir lımdan çıkışın tek yolu, TKP prog­ dar karşı koyabiieceği kuşkuludur.
ekonomik strateji, yeni bir çare ramında gösterilen ileri demokratik Daha şimdiden, i ncirlik'in kullanıldı­
arıyor. Kimi burjuva çevreleri bu devrim yoludur. Emperyalizme ba­ ğı söyleniyor. Dışişleri bakanı, so­
önlemlerin iflas ettiğini söyleyerek, ğımlılığa, tekellerin egemen sınıfla­ rulara yanıt veremiyor. Emperyaliz­
Keynescilikten esinlenen, ya da ikisi­ rın egemenliğine son vermektir. min d,ıyatmaları yolunda her geri-
nin karması bir modele geçilmesi- Arkası 6. sayfada
işçi hak lar1na saidarilar
3

işçi sınıfı, emekçiler çok yönlü öncesi sendikal savaşımıa hak elde bölmeye çalışıyorlar. Cunta erki al­
saldırılar altında. Partimizin en baş­ etmiş işçileri bir anlamJa cezalan­ dığı ilk gun oiSK'i kapatıp, Türk­
tan vurguladığı şu gerçek bugün dırarak, işçileri sendika v� grev kav­ i ş'i açık bırakarak işçi sınıfının
tüm ağırlığıyla kendini ortaya koy­ ramından soğutmayı da -amaçlıyor. bölünmüşlüğünü artırmaya özel bir
du: Cunta hükümetinin de sürdür­ öte yandan cunta çıkardığı bir önem verdiğini göstermişti. işçi sınıfı
düğü Demirel'lerin, özal'ların eko­ kararname ile işten çıkarmaları sınır­ ile memurlar arasına yapma ayırımlar
nomik politikasının tek amacı, buna­ ladı. işçilere görünüşte bir iş güven­ sokma çabaları da bu planın başka
ırının yüklerini emekçilere aktarmak­ cesi sağladı. Ama Sıkıyönelim komu­ bir yanını oluşturuyor . "Vokolan
tır.
Bunalımın derinlaşınesi Suı :.
· iyor. tanıarına politik ve sendi�al olarak orta sınıfı kurtarma" edebiyatı altın­
·
Kaynakları kuruyan tekeller biryan­ aktif olan işçileri, bili·ı.çli lşçi�eri da yürütülen girişimler, işçi sınıfı
dan birbirleriyle vuruşuyerlar, öte işten çıkarma hakkı verdi. Böylece ile memurlar ve aydınlar arasında­
yandan hep birlikte en kolay uza­ bilinçli işçileri gerıış işçi yığınından ki savasım bağlaşıklığını önlerneyi
nabilecekleri kaynak olarak gördük­ yalıtlamaya, işçileri bir de .böyle amaçlıyor.

(( Birliksil isç·i isı: i deliilir!,


leri işçilerin, memurla.rın, köylülerin
ceplerine el atıyorlar. Halkın yaşam
koşullarına yönelik saldırılar dev
boyutlara vardı. Cuntanın çıkaracağı sendikalar ve ister Türk-I ş üyesi olsun, CHP'Ii,
Zamlar birbirini kovalıyor. 450 bin grev yasalarının burjuvazinin çıkarla­ AP'Ii, MSP'Ii hangi politik görüşten
işçiyi ilgilendiren toplu sözleşmeler rı na uygun olması yolunda çok yön­ olursa olsun tüm işçilere çıkarlarının
.
sürüncemade bırakılıyor. Cunta hükü­ lü çabalar harcanıyor. Tekellerin, ortak olduğunu, ancak birlik içinde
meti "emsal sözleşme" diye bir işveren örgütlerinin tüm bu saldırı­ savasım verilirse aydınlık pir gelece­
yasayla ücret artışlarını %80 ile la rı karşısında Türk-iş 'in başı nda ki ğin yolunun açılabileceğini gÖ-ster­
sınırlamak istiyor. Çok sayıda· iş­ sarı sendikacılar haince sessiz kalı­ menin, direnmenin, savasım vermenin
verenin, birçok kamu işletmesi de yorlar. olanaklı oldu.ğunu onlara somut
içinde, grevleri yasaklanan işçilere öte yandan DiSK jlöneticileri ve yaşam pratiklerinde kavratmanın ola­
cuntanın verdiği % 7 0 '1 ik ücret artı­ 600'ü tutuklu 20 0 0 'e yakın işçi nakları artıyor.
şını bile uygulamamasına göz yumu­ ve sendikacı hakkında 141. ve 14 6 . Burada kilit sorun sınıf sendikacı­
luyor. işverenlerin SSK' ya olan 20 maddeden soruşturma yürütülüyor. lığı hareketinin birliğini korumak ve
milyarlık borçları dururken, şimdi 1 şbirlikçi tekelci �urjuvazinin en güçlendirmek sorunudur. Ne yapıla­
işçilerin doktor ve ilaç için SSK'ya gerici kesimi "Tercüman" gazetesi caksa birlik içinde yapılmalıdır ve
para ödemelerini getirecek ve sigor­ aracılığıyla kaba bir anti-komünizm birliği daha da güçlendirmeyi a�aç­
ta primlerini artıracak yeni bir yasa ile DiSK yöneticilerine, sınıf sen­ lamalıdır. Güncel görev budur. Sınıf
haz ır la nıyor. dikacılığı hareketine yönelik saldırı­ sendikalarının kapatılmış olması,
Bu kaba, aÇık saldırıların yanısıra, ların daha da yoğunlaştırılmasına birçok yönetici ve bilinçli işçinin tu­
işçi sınıfını bölmeye, onu öteki çalışıyor. tuklanmış olması buna engel değil­
emekçi kesimlerindeli yalıtınaya Sınıf düşmanının bu çok yanlı sal­ dir.
yönelik ince taktikler de uygula­ dırılarına, kaba ve ince, sert ve !ibe­ 12 Eylül devirmesinden hemen sonra
nıyor. Hükürıet vergi yas_ası­
1
_yeni ra 1. yöntem leri birii �e
uygulayan po­ Maden-iş üyelerinin grevierini cunta­
na bir madde ekliyerek, işçi ve me­ _
ııtıı<asına kar�ı �ava�irn. ıll,elı_ v8 n ın em irierine uymayarak b ir gün
murların vergilerinde bir ölçüde indi­ esnek, ardıcıl çabalar gerektiriyor. daha uzatarak direnmeleri e2.•rıta ko­
rim sağlayacak olan yeni yasadan, işyerlerinde fabrikalarda, açık kalan şullarında da birliğin koru·nabilece­
sözleşmelerini 12 Eylül devirmesin­ sendikalarda, işçi semtlerinde, me­ ğini ve işçilerin birlik içinde dav­
den önce yapmış olan işçilerin murlar arasında bu yoğun saldırılara ranmasının olanaklı olduğunu göster­
yararlanmasını önledi. Böylece toplu karşı tepkiler artıyor. di. Şimdi hedef bu birliği olabil­
sözleşmelerini devirme öncesi ve son­ işçilerin kaderini çelik tellerle diğince yaygınlaştırmaktır.
rası yapan işçiler arasına bir ayırım birbirine bağlayan sorunların sayısı işçilerin birliği yolunda, sendikal
sokuluyor. Bu uygulama 12 Eylül hergün daha da artıyor. ister DiSK, savaşımın, ekonomik haklar için
. savaşımın, demokrasi için savasırnın

Işkencelere kars1 savaş güçleniyor serpilil)


adımın
gelişmesi
geçmis
için
yılların
atılacak
deneyimleri
her

işkenceci bir polis idam istemiy­ mamıs, hıç bir koğusturma yapıl­ üzerinde yükselmesi zorunludur. Sınıf
le yargılanmaya başladı. Cunta, gaze­ mamış sayısız işkence olayı var. sendikacılığı hareketi böyle yasaya­
teler, sonu ölümle biten kimi iş­ Bir kaç işkencecinin koğusturulması, caktır. Di SK üyesi işçiler her olana­
kence olaylarının sorumlularının biri için idam istenmesi, cuntanın ğı kullanarak Türk-I s üyesi sınıf
koğuşturulduğunu açıklıyor. Bu ge­ işkencelere ve işkencecilere karşı kardeşlerine, sendikasız işçilere ulas­
lişmeler neyi gösteriyor? Bu herşey­ etkin önlem aldığını, gerçekten malı, onlara kendi savaşımiarını engin
den önce, işkencelere karşı geniş işkencelere karşı oldLığunu göster­ deneyimlerini ilet,nelidirler. Tutuklu
demokrasi güçlerince yürütülen kam­ ıneye yetmiyor. ve işten çıkarılmış işçilerle dayanıs­
panyanın bir sonucudur. Başarısıdır. Son günlerde gazeteler askersel tu­ manın örgütlenmesi, işçilerin sendika
Ankara Barosundan altmış avukatın tuk evlerindeki insanlık dışı uygu­ ve grev, sınıf savaşımı gibi konular­
savunma özgürlüğünün ortadan kalk­ lamaları sergiledi. Buralarda en temel dan soğutulması için egemen güç­
masını ve iş kaneeleri protesto etmesi, insan hakları bile kabaca çiğneniyor. ların attıkları açık-örtülü adımlarının
işkence olayları tanıklarının, işkence Marmara Köy-Der Genel Başkanı boşa çıkarılması için yoğun bir
görenlerin yakınlarının yürekli çıkış­ Fevzi Kavuk'a işkence yapanlara, çaba ;
ha camak ve her fabrikadan,
ları, yurt içinde ve dışında işkence­ intihar süsü verilen cinayetierin so­ her işyerinden "Bunalımın yükünü
lere kar�;ı yükselen savasım, cuntayı rumlularına ne yapılmıştır? Cunta tasımayacağız!", "DiSK'e - Sendika­
böyle bir önleme zorladı. gözaltı süresini 90 güne artıran cılara özgürlük!", "Eksiksiz sendikal
TKP'nin işkencelere ve işkenceci­ bir yasa çıkartarak, daha yoğun haklar!" belgilerini yükseltmek, iş­
lere karşı açtığı kampanyanın doğ­ işkencelere yol açmış ve işkence çilerin birliğini bu somut istemler
ruluğu ve haklılığı kanıtlandı. izlerinin silinmesi amacına yönelmiş­ çevresinde örmek gerekiyor.
Ancak işkenceler bugün de sürü­ tir. Bu yasa işkence yasasıdır. "Kaderimiz Ortaktır - Birliksiz 1 şçi
yor. 1 s kenceciler ordu da, poliste Geniş yığınlara ve demokrasi güçle­ Işçi Değildir.". Her işçiye bu sözün
varlığını sürdürüyor. Yalnız sonu rine işkencelere karşı savasım sonu­ anlamını kavratmalıyız. 1 şçi sınıfı,
ölümle biten iskencelerin sayısı onu cu cuntanın geri adım atmış oldu­ üzerine y;'klenen düşmanı ancak

aşıyor. Basına, kamuoyuna yansıya, Arkası 6. sayfada böyle püskürtebilecektir.


4
Faşistlerin r----'"-� --LENiN KÖŞESi -----.

orduda "uzant1lan Marksizm ve din


Geçen sayımızda " Briefing" dergi­ "Marksizm materyalizmdir. Bu nedenle de din karşısında tıpkı 1 8.
sinde MHP'nin bir devirme gırışı­ yüzyıl ansiklopedistleri nin ya da Feuerbach'ın materyalizmi kadar aman­
minde bulundu�unun aç ıklandı�ını sızca düşmandır . . .
yazmış Türkeş'in 12 Eylül'de 28. Marksizm daha d a ileri gider. Şöyle der: Din ile savaşabilmek gerekir.
tümene gidişini anımsatmıştık. Geçen Ama bunun için inancır. ·:e dinin yığınlar içindeki kökenini materyalistçe
haftalarda ise empery alist ya>'ın or açıklayabilmek gerekir . D:;-e karşı savaşını soyut-ideolojik bir propaganda
ganlarında cuntadaki kanatların ı,.ar­ ' iiP l<::;:tlarimamalıdır. Böy•�si bir propagandaya indirgenmemelidir. Tersine
pıştığından, faşist bir askersel darbe bu savaşım dinin sosyal köklerinin yokedilmesine yönelen sınıf savaşımı­
olasılığından söz edildi. nın somut p·ratiğiyle t:ıağlanfııandırılmalıdır . . .
Bunu izleyen günlerde MGK, cunta­ Emekçi yığınların sosyal bakımdan ezilmesi, onların, sıradan çalışah
.
nın üyelerinden birinin şu ya da bu insani hergün ve her saat savaş, deprem vb. gibi herhangi olağanüstü bi r
nedenle yerinin boşalması duru­ olaydan binlerce.kez daha korkunç acılara boğan kapitalizmin körlemesine
munda, yeni üyeliğin ordu hiyerar­ '
yöneten güçleri karşısındaki görünüşteki tam çaresizliği-günümüzde dinin
şisi içinde doldurulmasını öngören en derin kökü burada yatıyor. 'Tanrıları korku yarattı.' Kapitalin körlerne­
bir yasa çıkardı. Böylece cuntanın sine işleyen gücünden olan korku; körlemesine, çünkü onun işleyişinin ge­
daha şi mdiden cunta içi erk kavga­ tirecekleri halk yığınlarınca önceden görülemi yor ve bu işleyiş proleter­
larından korktuğu görülüyor. leri ve küçük mülk sahiplerini yaşamlarının her adımında 'ansızın', 'bek­
Bu olgu ve haberler karşısında lenmedik', 'raslantısal' bir yıkımla, batıp gitmeyle, bir di lenci, serseri,
demokratik çevrelerin yaygın bir fahişe olmakla, açlıktan ölmekle karşılaşmakla tehdit ediyor ve gerçekten
bölümünde "Faşizm tehlikesine karşı de bu sonuçlara yol açıyor- i şte günümüzde dinih kökeni bu korkudur.
cuntayı desteklemek" eğilimi de Materyalist, eğer materyalizmin bir çırağı olarak kalmak istemiyorsa her­
güçleniyor. Gerçi cunta faşist güç­ şeycJE;n önce ve en çok bunu dikkate almak zorundadır. Yığınlar kendi­
lere vuruyor. Ama o, faşizmin can leri dinin bu köküne, kapitalin egemenliğinin tüm biçimlerine karşı
düşmanı, demokrasinin temel güven­ birUkte, örgütlü, planlı, bilinçli savaşım vermeyi öğrenmedikleri sürece hiç­
cesine en başta işçi sınıfına ağır sal­ bir aydınlatma yazısı, kapi talist zorunlu çalışma altında ezi len kapita­
dırılar yürütüyor. Bu, demokrasiye lizmin kör, yıkıcı güçlerine bağımlı kalan yığınların içinden dini sürüp çı­
geçişin temellerini yıkıyor. Oysa karamaz." (Lenin, Yapıtlar, Alm., "işçi Sınıfı Partis·inin Din Karşısındaki
bugün faşist caniler tutuklanıyorsa, Tutumu", c. 1 5, s. 4 0 7 -4 0 8)
cezalandırılıyorsa, bu,herşeyden once "Tanrıya i nancı hala koruyan tüm işçilerin sosyal demokrat partiye
demokrasi güçlerinin, komünistlerin girmelerine izin vermekle yetinmemeliyiz, tersine amaçlı çabalarla on­
faşist teröre karşı yıllardır verdikleri ları partiye kazanmalıyız. Onların dinsel i nançlarının en küçük bir zede­
savaşımın bi r sonucudur. Yoksa em­ lenmesine karşıyız, ama onları bizim programınıızla savaşsınlar diye değil,
peryalizm, tekeller hiç bir zaman bu programın ruhunda eğitmek için kazanmaya çalışıyoruz. "(a. g.y, s. 4 2ı)
faşist hareketin tümüyle ortadan kal­ "E zilen sınıfın bu gerçekten devrimci savaşımının yeryüzündeki bir cen­
dırılmasını istemeyecektir. Cuntanın net için birliği, proleterlerin gökyüzündeki cennet üzerine görüş birliğin­
bu alandaki tutumu nedir1 Ant i ­ den bizim açımızdan daha önemlidir."(a.g.y, ''Sosyalizm ve Din", c . ıo,
faşist g()çlerin direncini yok etmeye s.74)
çalışan cunta, bu eylemiyle faşizmin,

Dinsel gericilik ve dindar y1gmlar


ona kanat geren güçlerin ordu için­
deki uz<.ıntıl;ırını güçlendirmekten
başka bi r şey yapmıyor. Askersel
yasada yapılan son değişiklikler, cun­ TKP'nin MSP'Iileri, dindar çevre­ akımlarda bir ayrışma da ortaya
ta i ç i ndeki çeiişki leri çözümlerneye leri demokratik hedefler için ey­ çıktı: Bazıları emperyalizmle bağla­
değil, çelişkin ortamı olana�ınca lem birliğine çağırmi1sı üzerine, şu rını güçlendirip, doğrudan doğruya
dondurmaya yöneli kti. soru sorulabilir: Komünistler di n enıperya ı izmin el i nde ülkenin çı kar­
Ama hiyerarşileri yasalarla sapta­ karşısındaki ilkesel konumlarından larına karşı anti-komünizmin tanı
yıo durumu sözümona "dondurma­ vaz mı geçiyorlar? Dinsel gerici­ bir silahı haline geldiler. Bazıları
nın" yeni devirme gi rişimlerini de likle savaşımı ikinci plana mı iti­ ise, emperyalizmin ve tekelci çev­
donduracağırıı sanmak çocukça bir yorlar? Hayır. TKP'nin ne dinsel relerin anti-komünist ideolojisinin
kuruntu olur. Yasaların, yasa tanı­ ideoloji karşısında Marksist-Leninist belirleyici etkisinden çıkmamakla bir­
maz devirmelere engel oluşturmaya­ ilkelerinden bir karış geri çekilmesi, likte, giderek artan ölçüde, tekel­
cağını cunta kendi deneyi mlerinden ne de dinsel gericiliğe karşı, toplu­ leşerneyen burjuvazinin ve bazı orta
bilir. mumuzun önemli bir demokratik katmanların çıkarlarını savunur duru­
Faşizme karşı savaşın ana gücü, kazanımı olan laikliği savunmaktan ma geldiler . Uluslar» rası gelişmeler ,
demokrasi güçleridir, halktır. Tüm vazgeçmesi söz konusu olamaz. anti-emperyalist görüşlerin tüm yer­
halkımız bu savaşıma yurt ölçü­ Ama özellikle ı 950'1 erden sonra yüzünde yaygınlaşması bu süreci
sünde katılmalıdır. Sormalıdır: 12 emperyalizmle bağlanan egemen h ızla ndırıyor. MSP'n in tüm ant i­
Eylül 'de Türkeş 'i konuk eden ko­ burjuvazi laiklik ilkesinin içini boşalt­ komünist konunılarına karşın, ardı­
mutanlar, ı2 Eylül öncesi MHP'li tı. Dinsel gericiliği, yobazlığı destek­ cılsız da olsa ba�ımsızlıkçı çıkış­
katilleri kollayan, kaçırtan ya da ledi, yüreklendirdi. Halk yığınlarının lan, "Milli Gazete"deki anti-kapita­
mahkeme kararları ile salıveren sıkı­ dinsel duyguları politik amaçlarla list görünümlü belgiler, bu etkinin
yönetim komutanları kimlerdir?} Ma­ kullanıldı. Din, burjuva politikasında açık izlerini taşıyor. Bu çıkışlar,
yıs ı 9 7 7 ' de 34 yurttaşımızın ölümü­ önemli bir rol oynamaya başladı. yer yer emperyalizmi rahatsız eder
ne y ol aç�r, kırımı örgütleyenler kim­ Pek çok dindar için de yüz kızar­ ölçülere varıyor . Atılım'ın Ekim
lerdir? Tüm bunlardan yaptıklarının tıcı "seçim namazıarı" kılındı. Bir 1 980 tarihli sayısında da işaret et­
hesabı neden sorulmamaktadır1 Tüm gurup yobazın ı 9 6 9 'da, Kanlı Pazar' tiğimiz ·gibi, Afganistan'da en geri­
yurttaşlarımız, ordudaki, polisteki da Amerikan 6. Filosunu "Kıble" ci, kapkara yobaz güçlerin cinayet­
yurtseverler, adını yerini bildiğimiz edinip, yüzlerini ona dönerek namaz lerini destekleyen emperyalist yayın
her faşisti, onların perde arkasındaki kılması ve ellerini yurtsever kanı­ organlarının, Türkiye'de dindar çev­
destekçilerini, kontr-gerilla ile, yerli­ na bulanıası dinin emperyalizmin çı­ relerin anti-Amerikan e�ilimlerine
yabancı gizli servislerle ilişkilerini karlarına alet edilişinin bir örneğidir. sözümona "laiklik" adına saidırmaları
açığa çıkartalım, kamuoyuna duyu­ Tekelleşme sürecinin ilerlemesiyle, boşuna de�llaır. Şurası bir gerçek-
ralım. 6 0 '1ı yılların sonunda dinsel-politik Arkası 6. sayfada
s

Sovyet banş poli'tikas1


Bar1s1n savunulmasi ve Türkiye
Yumuşama süreci, hiç de küçüm­ Uluslararası ilişkilerde bugün de ege­ Her NATO toplantısından önce
senmeyecek tehlikelerle karşı karşı­ men olan eğilim, yumuşama poli­ anti-komünizmi ve anti-Sovyetizmi
ya. Emperyalizmin, başta ABD em­ tikasıdır. Bunda, Sovyetler Birliği kızıştırmak, NATO elebaşılarının ipli­
peryalizminin politikasında "kuvvet başta, sosyalist ülkelerin Leninci ği pazara çıkmış yöntemlerindendir.
politikası"na geri dönüş, dünYa capın­ barış poli tika�ı. silahsızlanrr,a yolun­ " Sovyet tehdidi", "Rus silahları"
da barış ve sosyalizm güçlerine kar­ dak; somut önerileri be1.rleyicidir. uydurmacaları paravana edilerek göz­
şı yoğunlaştırılan saldırı, yeni yılda Bunlar, barışın .savunulrnası yolunda lerden gizlenmek istenen nedir?
önümüze ertelenmez bir görev koyu­ yeni olanaklar sağlıyor. Avrupa Ko­ Brüksel'deki dizi NATO tpplantıla­
yor: barışın savunulması. münist: ve i şçi Partileri Paris toplan­ rında gündemin baş köşesinde Avru­
Bu, hiç de kolay olmayan bir görev. tısı, Sofya'daki Barış i çin Halkla­ pa'ya Amerikan raketlerinin yerleş­
Baş düşman emperyalizm, başka rın Dünya Parlamentosu, dünyanın tirilmesi, yüzde 3'1ük savaş harcama­
ülkelere egemen olma, yeryüzündeki dört bir köşesindeki, bu arada sı artışlarına karşı çıkanların diz­
gelişmeleri tek başına t:>elirleme ola­ Beyaz Saray önündeki göster iler, ginlenmesi yer alıyordu. NATO'cular,
nakları daraldıkça saldırganlaşıyor. NATO'nun "kÜçük" bağlaşıklarının bu arada Basra Körfezi'ni de bağla­
Geçtiğimiz yılı Avrupa'ya ölüm ro­ direnci, gerçekçi burjuva politika­ şıkların "ortak çıkar bölgesi" ilan
ketlerinin yerleştirilmesi, Orta Do­ cılarının akılcı yaklaşımları, barışın ettiler. Buradaki NATO girişimleri
ğu'ya silah ve asker yığılması, yapımı savunulması yolunda küçümsenmeye­ için bir askersel program ve politik
yasaklanan bir dizi silahın yeniden cek olgulardır. strateji üzerinde durdukları açıklandı.
üretimine geçilmesi gölgeledi. Em­ Emperyalizm, yeni yıla devresel "Daha etkin bir kriz çözümleme
peryalizm, gerici ve faşist diktatörlük­ ekonomik bunalımın burgacında gir­ sistemi " , Türkçesi, bölgeye askersel
leri destekiiyor. Polonya'da somut­ di. B'u\ işsizliğin, pahalılığın, enflas­ karışmada bulunmak için yeni meka­
landığı gibi, sosyalist ülkelerin iç yonun, tüm bir işkolunun iflasının nizmalar gündeme alındı. NATO
işlerine karışmaya kalkışıyor. Yumu­ üstesinden gelerneyen emperyalizmin elebaşısı Luns, NATO'nun bu strate­
şama sürecinin ana ögesini, farklı saldırganlığını daha da artıracaktır. jisinde, Türkiye'ye de bir köprü
toplumsal sistemlere sahip ülkeler Bu barışın savunulması savaşımının başı görevini uygun gördüklerini açık­
arasındaki ekonomik, politik ve kültü­ daha da çetin ıeşeceğin i gösteriyor .B u lıyor.
rel ilişkileri baltalamaya çabalıyor. çetin savaşın da üstesinden gelmek, Gözlerden gi zlenmek istenen bir
Türkiye gibi ülkelere, Sovyetler Birli­ b arış güçlerinin uluslararası birliğine, başka olgu ise, Sovyetler Birliği'
ği ile ilişkilerini kesmesi yönünde ve daha güçlü bir . d ayanışma temelin­ nin ardıcıl Leninci barış politika­
baskı yapıyor, jandarmalık misyonu de daha etkin eylemler yürütmesine sıdır . 63 yıldır tutarlı, ilkeli bir
yüklemek istiyor. bağlıdır. i ki karşıt sistemin kesişme biçimde sürdürülen bu politika,
Ne ki, tüm bunlara karşın, emper­ noktasında bulunan ülkemizin barış NATO toplantılarından hemen önce,
yalizm, geçtiğimiz yılda önüne koy­ güçlerine önemli görevler düşüyor. Brejnev yoldaşın Hindi stan gezisi
duğu tüm erekleri ger çekıeştiremedi. sırasında yeni bir somut örneğini
daha verdi. Brejnev yoldaş bura­

Varşova Pakt1 toplantiSI da


NATO
yaptığı konuşmada,
ülkelerine, Çin 'e,
ABD'ye,
bölgede­
Geçtiğimiz ay içerisinde Varşova aracılığıyla sosyalizmi geriletmek ve ki tüm ülkelere seslenerek şu yapı­
Anlaşması ülkeleri Moskova'da bir yok etmek" olduğunu yazıyor; Te­ cı önerileri getirdi: Basra körfezi
tepe toplantısı yaptı. Bu toplantı kelci basında göklere çıkartılan sö­ ülkelerine karşı kuvvet kullanmama,
sosyalist ülkelerin barış politikasını, zümona "Solidarnos " sendikası içe­ bu ülkelerin iç işlerine karışmama,
si lahianma yarışının gemlenmesi, yu­ risinde en güçlü kanadı oluşturan bunları nükleer silahlarla donanmış
muşama politikasının sürdürülmesi bu sinsi çete, içerden olduğu kadar askersel paktlara çekmeme, bu ülke­
yolundaki ortak çabalarını onay­ dışardan da besleniyor. lerin doğal zenginli kleri üzerinde hak­
ladı. Emperyalizmin gerginliği kö­ Portekiz KP genel sekreteri Cunhal larına saygı ve bölgedeki ticaret
rükleme, askersel çatışmalar kışkırt­ yoldaş, "Amerika'nın Sesi" radyosu­ yollarını güvenlik altında tutma.
ma girişimlerine dikkat çekti. Tüm nun Portekiz'den yaptığı yayınlarıyla i şte i ki farklı toplumsal sistem.
ilerici, demokrat ve barışsever güç­ bu çetelere direktif verdiğini açıkla­ Biri saldırı ve dayatma doktrini
leri, daha güçlü bir dayanışma içe­ dı. Tüm NATO ülkelerinde Polonya' diğeri barış ve güvenlik doktrini
risinde, dai1a etkin bir barış duva­ daki karşı- devrimcileri beslemek için olmak üzere, kökten farklı iki yak­
rı örmeye çağırdı. milyonlar toplanıyor. Kasım ayında laşım! .. Ve bunların önünde, ABD'
Moskova toplantısından sonra ya­ Portekiz'de, Carter'in Polonya boz­ nin Basra'ya yönelik saldırgan ve he­
yınlanan bildiride, Polanya'daki ge­ ması güvenlik danışmanı Brzezinski gemonyacı girişimler:ne araç edilmek
li şmelerden de söz edildi. Varşova başkanlığında gizli bir"Atlantik Kon­ istenen, bölgeye jandarma atanmasın­
Ani aşması ülkeleri, sosyal i st Polonya' feransı" yapıldı. Baş konu, Polonya' dan söz edilen Türkiye. . .
nın kendi sorunlarını kendisinin çö­ daki gelişmeler ve karşı -devrimcilere Bir yanda, NATO elebaşılarının
zümleyeceğine olan inançlarını dile yardım idi. Son NATO toplantısında, Türkiye'yi Basra Körfezi'ne jandar­
getirdiler. Polonya işçi sınıfının ve uluslararası normlar hiçe sayılarak, ma kılmak için askersel ve mali yardı­
halkının her zaman kardeş sosyalist sosyalist Polanya'nın iç işlerine ka­ mı kesme tehditleri, saldırı ve dayat­
ülkelerin yardım ve desteğine gü­ rışma yolları görüşüldü. Polon.ya'nın malar, bölgedeki politik manevraia­
venebileceklerini bildirdiler . kendi anayasal organlarına dayanarak rına alet etme planları, öte yanda
sovyetler Birliği, Demokratik Al­ kendisini iç ve dış düşmaniara karşı Brejnev yoldaşın ortaya koyduğu
man Cun:huriyeti ve öteki sosyalist savunmasına karşı çıkıldı. barış ve güvenlik önerileri, Sovyet­
ülkelerin Poıonya'ya çok yönlü yar­ Tüm bunlar yetmiyormuş gibi, Po­ ler Birliği'nin Türkiye'ye sunduğu ve
dımlarının yanı sıra, bu açıklama da lonya etrafında bir de yalan ve dema­ hiçbir dayatmanın yer almadığı so­
büyük bir önem taşıyor. Çünkü goji kampanyası yürütülüyor. Varşova mut yardım önerileri.
başını KOR denilen çetenin çekti­ Anlaşması bildirisinde belirtildiği TKP, 60 yıldır Sovyetler Birliği'
ği karşı-devrimci yuvaları, Poıonya' gibi, Polonya sosyalist bir ülkedir, bu nin ardıcıl barış politikasının öne­
daki eylemlerini giderek artırıyor­ paktın üyesi, sosyalist ülkeler toplu­ mini vurguluyor, Sovyetler Birliği
lar. Polonya'da yayınlanan "i deoıo­ luğunun bir parçasıdır. Hele NATO' ile iyi komşu'uk ve karşılıklı yarar
gie i Politika" dergisi, bunların baş­ nun askersel eylemlerini hızlandırma­ ilkeleri temeli üzerindeki dostça
lıca amaçlarının "sinsi karşı-devrim sı için bir paı avana, hiç değildir! iliş.kilerin dirimselliğini savunuyor.
6

15 'ler in yolunda
Başı ı. sayfada Emperyalizm ve tekeller Lrihin gi­ çelişkilerin bile belirginleştiğini gös­
Savaşını sürecektir. Savaşını ofa, dişinden sıyrılma umuduyla attıkları teriyor. Çeşitli çevrelerdeki,cunta ile
nakları artacaktır. işçi sınıfının elini her adımdan sonra yanızca yeni sorunlara çare bulunabileceği umudu
kolunu bağlamayı daha hiç bir ül­ açmazıara düşüyorlar, düşecekler . Işte giderek eriyor. Demokrasi ve bağım­
kenin burjuvazisi başaramadı. i şçi büyük gürültülerle getirdikleri 24 sızlıktan yana her politik akımın
sınıfının en büyük desteği, en savaş­ Ocak kararları! Ekonomiyi kurtar­ ancak eylem birliği ile , ortak sava­
kan kolu TKP ayaktadır. O. böylesi mak için son çare diye tanıtılan şını ile engellerin aşılabileceğini gör­
günler için de hazır olma zoruı,ıuğu­ bu uyguıama, yalnız hall-;) yeni, mesi, geçmişten ders alınması için
nun bilinciyle, baştan beri illegal ·:::gı: �·�ı-ler getirmekle kalrradı, hiç­ yaşam hergün yeni olanaklar getiri­
örgütünü sağlamlaştırmayı ilke edin­ bir ekonomik göstergeyi düzelteme­ yor.
di. Onun için, bugün de yığınların yerek iflas etti. Uygulanianın sür­ TKP, Türkiye işçi sınıfı hareketi,
içindedir. Daha da güçlenecek, yığın­ mesi bunalımı yalnızca daha da böylesi güç, zorlu dönemleri çok
lara her koşulda savaşını vermenin Ş
derinıe tirecektir. Gelecek günler, gördü. Kanlı 28 Ocak'ı unutmuyoruz!
olanaklı olduğunu gösterecektir. burjuvazinin önemli kesimleri için Suphi ve yoldaşlarını, onların yolun­
Sınıf sendikacılığı yok edileme­ bile karanlık olacaktır. da can veren binlerce halk yiğidini,
miştir. Türk-Iş başları DiSK üyesi Eylem birliğinin olanakları yok faşist kurşunlarıyla vurulan genç
işçileri Türk-iş 'e almaya bile cesa­ edilememiştir. Sol güçler birieşebi­ militanları, işte bu savaş ateşiyle
ret edemiyorlar. Türk-iş tabanında, lirler. Gelişmeler bugün cuntanın çev­ anıyoruz. Savaş sürüyor. Partimizin
birçok üye sendikada savaşını bilin­ resinde kümefenmiş farklı güçler için­ sıraları çelikleşiyor. Düşman utku
ci yükseliyor. deki ilerici-gerici kesimler arasındaki çığlıkları atamayacaktır.

işkencelere karşi savaş güçleniyor Dinsel gericilik


Başı 3. sayfada Tüm, işkencecilerden hesap soruı­

ve dindar çevreler
ğu gösterilerek, bu ağır koşullarda ması, .,·go gün işkence" yasasının
bile eğer savaşılırsa, kazanımlar kaldırılması, işke ncenin her türüne
elde edilebileceği açıklanmalıdır. son verilmesi için, işkence yapıldı­
işkencelere karşı savaşımda, işken­ ğı açıkça ortaya çıktığına göre, ile­ Başı 4. sayfada
cenin küçüğü veya büyüğü, şu veya rici, yurtsever tutuklulardan, orduda, tir: Yığınları giderek saran anti­
bu biçimi, maddi, ve manevi olanı ara­ paliste alınmış tüm iladelerin geçer­ emperyalist eğil im karşısında, ege­
sında ayırım yapılamaz. En küçük siz sayılması, bunlara dayanılarak men sınıflar din aracılığıyla bu
işkenceye karşı sessiz kalmak, daha sürdürülen yargılarnalara son verilme­ güçleri bölmeye çalışıyorlar . Dinsel
kaba ve sert işkencelere hak ve ola­ si için savaşını yükseltilmelidir. gericiliğin nice temsilcisi, bugün bir
nak tanımak demektir. de bu nedenle anti-emperyalist bel­
gilere sarılıyorlar. Ama tüm bu
olgular, komünistlerin böylesi böl ü­

TKP'nin Sesi cü girişimiere karşı dindar yığın­


ları anti-emperyalist savaşıma daha
etkin katmak için çalışmak görevi­
Hergün: Saat 7, 9, 11, 13, 17, 19'd a 31m, 9585 kHz
ni, ancak daha da yakıcılaştırıyor.
Saat 21, 23, 01'de 49m, 6200 kHz Ko mün istıer halkın karşısında aç ık
sözlüdür. Din tüccarı politikacılar
Pazar günleri:Bunlara ek olarak saat 15.00'de 31m 9585kHz gibi yalana delana baş vurmazlar:
Komünist dünya görüşü, dinsel bir
dünya görüşü değildir. Materyalist­
tir. Ama komünistler halkın dinsel

Günümüzde Kemalistler
duygularına saygılıdırlar. Biz komü­
nistler, yobazlığın, gericiliğin barış­
Başı 2. sayfada boyun eğmek, onun Orta Doğu' ­ maz düşmanıyız. ödünsüz, din ve dev­
leme, kuşkusuz anti-Sovyetizmi bera­ d a güçler dengesini değiştirme, yeni let işlerinin ayrılması ilkesini savu­
berinde geti riyor. paktıar oluşturma hesaplarına araç nuyoruz. Ne ki biz, dinsel gerici
Daha şimdiden, en azgın anti­ olmak mı, yoksa dünyada barışı akımların etkileri altında kalmış
komünistler, cuntayı sıkıştırıyor: Ni­ savunmak mı7 emekçilerin baskıyla, zorbalıkla ezil­
çin komünizmden söz etmiyorsu­ I MF'nin dayattığı, dışa bağımlı mesine de karşıyız.Komünistler,
nuz? ... Onlar, gericilik için elverişli özal ekonomisini benimsernek mi, böylesi akımlarla ideolojik savaşımı,
ortamın bilincindedirler . öyleyse, yoksa "planlı bir devletçilik" ile emekçilere bu akımların yanlışlığı­
Kemalist çevrelerin, cuntanın Kema­ kalkınmayı savunmak mı? nı, zararlılığını göstererek yürütüyor­
lizmine sonsuz güvenleri ne denli da­ Emperyalizmin soğuk savaşı geri lar.
yanaksızdır, ne büyük tehlikeler taşı­ getirme politikasına kapılıp gitmek Emperyalizmi n, tekellerin, onların
yor, görülüyor. mi, yoksa Sovyetler Birliği ve diğer güdümündeki çevrelerin dinsel akım­
Bugün Kemalist çevreler, önlerine sosyalist ülkelerle ekonomik, poli­ ları kendi amaçları için kullanmak­
ya cuntanın ya da terör ve geri­ tik, kültürel ilişkileri eşitlik ve kar­ tan vazgeçmeyeceklerini gözden ırak
ciliğin desteklenmesi ikilemini koyu­ şılıklı yarar temelinde daha da geliş­ tutmuyoruz. Ama biz, dinsel bir
yorlar. Oysa, onların önünde seç­ tirerek çağdaş uygarlık düzeyine örtü altında da olsa, bu emekçi
mek zorı;:ıda oldukları gerçek seçe­ ulaşmayı savunmak mı? insanların giderek güçlenen anti­
nekler va�: Emperyalizm ve işbirlikçi tekel­ Amerikan, anti-tekel, sosyal adalet­
Türk ordusunun NATO hizmetine lerin, oı·du denetiminde, sözümona ten ve eşitlikten yana eğilimlerini,
daha fazla sokulmasına göz yummak parlamenter görünümlü otoriter rejim özlerrııerini, bunun dinsel akımların
mı, · yoksa bağımsızlığı savunmak mı? modeliyle demokrasiye dönülebile­ politikasında bıraktığı izleri de değer­

NATO'nun silahlanmayı artırma ceğini sanmak mı, yoksa diğer ileri­ lendiriyoruz. Baş düşman ortak.
istemine boyun eğmek mi, yoksa ci yurtsever, demokratik güçlerle MSP'nin tabanında da yer alsa,
ulusal çıkarları savunmak mı7 yanyana, emperyalist ve işbirlikçi yurdunu, halkını seven her insanı·n

ABD'nin "Erken müdahale birlik­ tekelci çevrelere karşı ödünsüz savaş­ bağımsızlık ve özgürlük savaşımında

lerine" askersel üsler verilmesine mak mı? yeri vardır.


7

MiLiTANLARDAN
Neo- f sizme karşi savaş Y1gmlara yönelmek
F i D E F 'in düz enledi ğ i " Yaba n c. ; ız E y l ü l 'de is yerimi zde ark?.daş­ ne ö l ç üde gerçekten etkil ediğini
düşmanlığ ına karşı dostluk " kampan­ larda cu ntaya kar ş ı beklediğir ı tep­ yeterli gö zlcyememiş, onların soru n-
yasını b ö l gemizde başlattık. Kentin kiyi göremeyince şaşırdım: Bilinçli . ! arını, ö z lemlerini, korkularını anlaya­
caddelerini pankartlarla donattık. bir gurup dışında çoğ u i ;. çi arkadaş­ mamıştım. Ajitasyon- rop agandamda
Almanca ve Türkçe yazıl m ı ş bildi­ lara işe, �ve, k;:ı h veye daha rahat bilinçli, orta ve geri ı şçilere de ayı­
rilerden binlerce dağ ıttık. Kurulan gidebileceğ iz diye bir rahatlama gel­ rımlı yanaşamamıştım. Bu eksikle­
Stan d ' ı Alman , Yunan ! ; , Y u gosıav, mişti. Top lu sözleşmemiz de önce­ rimi saptamam, bağlı olduğ um p a r ti
l sp anyol , Porteki z li, i talyan, iranlı, den imzalandığın dan, zamlarımız organımın yardımıyla oldu. . .
•Tunuslu, F aslı çok sayıda insan engel l enmemişti. Pahal ı l ı ğa gelince; Şi mdi çal ışmam daha sağlam te-
geziyvr. F i D E F'in ka m p anyas ına cunta " ye n i ydi ", "sorumlu değ ildi ". mele oturdu : Cuntaya kızmayan işçi­
katılı yor. Bu doğ aldır. Çünkü bu­ Kısacası, henüz canı yanmayan arka­ lere, yakıcı güncel istemleri mizi ö n e
gün F ederal Almanya 'da 4,5 mi l ­ daşlar ın çoğ u , cu ntaya p atrona kız­ çıkararak, buradan çıkara k, bu is­
yonu aşkın yabancı yaşıyor. Bir dıkları kadar kız mıyorlardı . Cunta­ temlerimizi gerçekl eş tirmemize as­
zamanlar Alman burjuvazisi basında nın zararı n ı sezen işç iler ise, "karşı­ kerseı di ktatörlüğün engel oldu ğu nu
y abancı işçilerin ekonomik gelişmeye da ordu var , biz ne yapabil ir i z ki? " anlatıyorum. Cuntaya kızan, ama
katkılarından sözettirir, bizi pohpoh­ diy orlardı. " Ne yap abilirim ki, elim mahkum"
l a r dı. Şimdi i se ekonomik buna l ı m Oysa ben, 12 Eylül 'den ö nce, diyenlere de dünY adan, Türkiye'den
belirtilerinin artmasıyla yabancı düş­ askersel diktatörl ü ğ ü de, fa şist teh­ işçilerin, halkın savaşırnlarından ör­
manlığını körüklemeye başladı . "i ş­ likeyi de yeren kon uşmalarımın arka­ nekler veriyorum. örneklerle konuş­
s i z l i ğ in sürekl i artmasına yabancı daş l a r ı yeter i nce h a z ı rlamış olduğu­ mak yararl ı ol u yor. B ö y l esi örnek­
işçiler neden oluyor. " düşün cesini nu sanmıştım. öyle olmadı. Neyi ler için sansür koşul larında kayna­
yaymaya girişti. Yabancı düşmanlı­ eksik yapmıştım ? . . . Beni şaşırtan ğ ımız büyük ölçÜde parti kanalıyla
ğ ını, ırkçılığı körükledi. N eo-faşist başlıca neden, a r kadaşların bilinç sınırlı. Bunun i c in Atılım'da böy­
ve gerici örgütıere " Yabancılar dı­ düzeyini abartmamdı. Yaptığım aji­ lesi eylemlere, deneyimlere daha
şarı " kamp anyasını açtı rdı. Böyle­ tasyon-prop aganda son u c u , artık ba­ çok yer verilmesi görüşümce yarar­
ce F ederal Almanya tekelleri ken­ na açık olan, arkadaşlar için de öyle­ lı olacaktır. . .
di açma · olan işsizliğin gerçek dir sanıyordum. Sö zlerimin on ları Komünist bir işçi
nedenini ;akl amak için ı rkçıl ı ğ ı n
arkasına
dol u"
gizlendi. "Tercüman " , " Ana­
gibi ger ici Tür kiye gaz eteleri
Tutuklularla dayamşma
de Alman hal kına karşı yobazlığı, Bu gün , şimdiye kadar birbi rini de gösterdi. Sıkı yö netim Komutan­
ırkçılığı körükleyerek, Alman neo­ tanımay·an pek ço k Tarsus'luyu bir­ lığı, faşist komiseri Emniyet Amir­
f aşistleri ni-n - değ irmen ine su akıtıyor­ leştiren bir şey var : Onlar tutuk­ fiği gö revinden uzaklaştırdı, bir
lar. Emekçilerin birli ğini yobazl ıkla, evlerine ziyarette kendileri gibi tu­ karakala atad ı . Bu olay, kuşkusuz
şövenizmle bozma çabalarına katı-· tuklulara para, yiyecek, giyecek geti­ baskıların sona ermesin e yol açmadı.
lıyorlar. ren hem şerileriyle karsılaşıyor, aynı Ama dayanışma eyleminin olanak­
F i D EF ' i n kamp anyasına Almanya'­ dayanışmanı n içinde olduklarını gö­ larını genişlett i . Askersel rejimin bu
da çalışan, Almanya göçmeni her rüyorlar. Pek çok Tarsus'lu tutu k­ eylemi, kimilerinin sandı ğ ı gibi halk­
ul ustan emekçinin katı l ması bu ça­ l ularl a dayanı şma kampanyasına ka­ ta boş bir rahatlama yaratmadı .
baların boşlu ğ unu uluslararası i şçi tılıyor. Oysa, cuntanın gelmesi y l e Tutuklamaların, baskıların halkta
dayanışmasının gücünü g ö sterdi. Böy­ Tars us'ta da j and-arma, polis emek­ uyandırdığı öfke bir faşistin gö rev­
lesi u lusl ararası eylemler i n sürmesinin ç i l e r in üstüne sürüldü. Seslerini kı­ den aı ı nmasıyla sönmedi. T e r s i ne
F. Alman ya'daki yerli-yabancı tüm sarız um u d u yla emekçilerin oturdu­ tutuklularla daha geni ş ve daha
işçi lerin birliğini güçle ndireceği kanı­ ğu mahallelere operasyonlar düzen­ sistemli bir d ayanışma ö rgütlenmeye
sı ndayım. l ediler. işçi , ö ğ retmen, memur, genç, başl andı. Şimdi Tarsus'ta, cu ntanın
R uhr bölgesinden bir i şçi esnaf, berber yı ğ ınla ilericiyi göz­ tutukladığı yurtseverıere halk giderek
al tı na a ldılar, işkence yaptı lar. Em­ sahip çı kıyor.
niyet Amirfi ğ i görevine bir faşist olan Bizim deneyim iz, e ğ er her türlü
Komiser Vehbi 'nin bakması bu bas­ gizlilik koşullarında Çc" lışan p artiyi
k ı ları daha da insan l ı kd ı ş ı ö l çülere güçl endir i r sek, ve or taya çıkan en
CU NTA Z i N D A N LA R l N DA­
vardırıyordu . Ama emekçi hal kın küçük olanakları değerl endirirsek,
K i A N T i - F A Ş i STL E RE birliğini yardımlaşmasını kıramadılar. daha geniş güçlerin eyleme çekile­
T u tuklularla dayanışma oluşmaya bileceğ in i gö steriyor...
ÖZG Ü R L Ü K !
başladı. Bu arada, ülkemizdeki reji­
min çelişkileri k endi sini il ç emizde Tarsus'dan bir komünist

Ajitasyon- propaganda ve özdeneyim


Başı 8. sayfada bil ince götürmez. B ir düşünce,ör­ yini veri alan ve on ların politik
farklıdır. O her zaman varolan neğ in cuntanın y ıkılması zorunluğu eğitimine yararlı olacak belgiler!
k a p italist düzenin halka karşı oldu­ yalnızca propagandayla yığınlara kav­ Y ığınları kendi deneyleri i l e eylem
ğ u nu ve bunu değ işti rmenin yolu­ ratılamaz. Bunun için yığınsal sava­ içinde aydınlatacak belgiler !
nu gö sterir. Komünistler, yığ ınların sım, sosyal deney im gereklidir. Bu Yığ ınlara böyle daha çok ulaşa­
güncel, yakıcı sor u nlarını, ekonomik da yetmez. Komüni stlerin, partinin, cağız, onlarla bö yle daha çok kay­
istemlerini durmaksızın açıklamal ıdır. y ı ğ ınlara sosyal deneylerini p olitik naşacağ ız. Onların örgütlenmesine,
Cuntanın uygu lamalarının emper ­ deneye dö nüştürm ede, ka zanı lan de­ devrimin p olitiv or dusunu oluştur­
yali z mi n ve tekelleri n çıkarına işle­ neyi anlamada, deneyler i genelleştir­ masına böyle katkıda bulunaca ğ ız !
diğini, bu güncel soru nların giderek mede, onlardan dersler çıkarma­ Komüni stler ! Tüm yaratıcı gucu­
artması ve yoğu nlaşması yl a somut­ da ycı r d ı mcı olması gerekir. müzle, tükenmez enerji mizle yı ğın­
layarak göstermelidirler. Ama b u ı . ­ Yaşama geçebilecek eylem çağrı­ ların içine!
-
ların hiçbiri kendiliği nden p olitik lan ! Y ığ ınların varolan bilinç düze-
8

PARTi YASA Ml
Küba Komü.nist Partisi
2. Kongresi Atiiim 8. savaş yılina girdi
1 7-21 1 98 0 günleri Küba Komu­ "At ı lım", ağır gizlilik koşullarında, askersel dikt;ıtörlük altında 8. savaş
nist Partisi'nin ll. Kongresi yap ıldı . yı lına girdi. O, 1 9 74 yılın da, partinin atılımı dönemi nde doğmuş, bu savaşı­
Komün i st ve işçi partileriyle, ulusal mın hamuru i_le yoğrulmuş, onun önde � elen bir aracı ol muştur. "Atılım",
kurtuluş hareketlerinden 1 46 dele­ TKP'nin aya:ğa kalkışı nda, ulus çapında bir parti haline gelişinde belirleyici
gasyonun hazır bulunduğu kongre bir etken oldu.
başta ABD olmak üzere emperya­ Dün komünistlerin, ilerici, devrimci güçlerin elinde bulunan legal savaşım
lizme karşı uluslararası bir savaş ı m olanakları bugün .yok. öte yandan sendikaların, demokratik y ı ğ ı n örgütlerini�
forumu oldu. Sosyalist Küba'nın yayınları ve birçok ilerici gazete kapatılmıştır. Atılım'ın devrim-ci savaşıma,
uı uslar;ı rası alandaki saygınlığının ve i şçi sınıfına, tüm halkımıza karşı görevleri, sorumluluğu dünkünden daha
etkinliğinin hızla arttı ğ ı nı dosta-düş­ da fazladır. Parti içi yaşamın canlıl ı ğı, TKP'nin ideolojik, politik, örgütsel
mana gösterdi. Kongreye katılan T K P gücünü daha da geli şti rmek y aşamsal önem taşıyor. Yanl ışların, eksiklerin
delegasyon u Türkiye komünistlerinin her zamankinden daha fazla zarar verebileceği bir dönem yaşıyoruz. Politika­
Küba'lı yoldaş ve kardeşleriyle savaş­ mızı, taktiklerimizi, üyelere, sempatizanl ara, bilinçli işçilere doğrulukla ve
kan dayanışmasını dile getirdi. "Biz h ızla iletmek, benimsetmek, Atılım'ı n yönlerı dirici ve eğitici işlevini geliştir­
Türkiye'li komünistlerin bilincinde ve mek gerekiyor.
yüreğ inde o, ülkelerini emperyalist Cuntanın· �<endine özgü karakteri sonucu, iki rcime düşen insanlara yol gös­
boyunduruktan kurtaran ateş ıi yurt­ termek her zaman kinden çok daha zor bir görev. Ama halkı mızın bir bek­
severler, Küba 'da sömürüsüz, baskı s ı z, leyiş, bir arayış içinde olması, partimizin onları n en yaşamsal, yakıcı istem­
insanca bir yaşam kuran utkan lerinin ardıcıl savunucusu olduğunu göstermemize, onları somut güncel hedef­
devri mciler ve Amerika ana kara­ leri için eylemiere çekmemi ze, öz deneyimleri temelinde devrimci çıkış yo­
sında ilk kez sosyalizmin bayrağını lunu benimsetmemize de olanaklar açıyor. Tüm bunlar Atılım'ın kollektif
yükseltme onurunu taşıyan öncüler ajitatör, propaçı andist ve organizatör olarak önemini artırıyor. Atılım'ı en geniş
olarak Kübalı komünistlerin seçk i n yığınlara, fabrikal ara, işyerlerine, semtlere, köylere ulaştırmak için şimdi
b i r yeri vardır."dedi. bin kat daha tazıa c alışmalıyız.
i. B ilen yoldaş, Küba Komünist Şi mdi parti örgütl erine, ajitasyon-propaganda soruml ularına, üyelere, sempa­
Partisi'nin ll. Kongresine yolladığı tizanlara düşen görev, Atılım'ı daha büyük bir güçle beslemek, ona mektup,
mesajda, "Lenin'in ülkesi Sovyetler yazı, haber yolla mak, yollanmasını sağlamak, öneri ve eleştirileri iletme k ­
Birli ği'yle, bütün sosyalist ülkelerle tir. Yığınları n özlemleri, istemler i , günlük bilinç! eri, psikolojik duruml arı, ruh
kopmaz bağlarla bağlı olan devrim­ halleri, tepkileri ol umlu-olumsuz yanlarıyla savaşım deneyimleri; parti yaşamı
ci Küba, dünyada barışın ve sosya­ ile ilgili sorunlar, zorluklarımız, eksiklerimiz, yanlışlarımız, başarılarımız,
lizmin güçlenmesine, halkları n özgür­ bunların hepsi mektup, yazı, haber konusu ol abilir . Ya da tüm bu canlı bilgi­
lük savaşının başar o ya ulaşmasına de­ lere dayanan, yaşamla sımsıkı bağlanmış yazılar yazılmas ı için sonsuz değerli
ğer l i katkı l arda bul unuyor. Küba materyaller oluştururlar.
halkının sosyalizm kurucul uğundaki Atılım'ın 8. yılı, tüm parti örgütlerine, üyelerine onu daha i_yi beslemek,
kaza nımlar ı , proletarya en ternasyona­ daha iyi değerlendirmek, daha iyi dağıtmak için bir atılım yılı olsun!
lizmi ilkelerine dayanan tutumu,

Ajitasyon- Propaganda ve özdeneyim


Türkiye işçi sınıfının, halkımızın
cuntanın tüm baskılarına karşın
yürüttü ğ ü ant i - e m perya list, anti-te­
kelci sava şıma d·e s t ek ol uyor. T KP ve Cuntayla birlikte koşullar değişti. karşı savaş ı m yoluyla değil, onunla
Küba KP arasındaki savaş kardeşli­ Ama sınıf savaşını n ilkeleri, yasallık­ uzlaşarak ulaş abilecekleri yanılgısı
ği, M arksizm-Leninizm ve proletarya ları değişmedi. Partimizin programı­ içindeler. Bugün cunta çevresinde
enternasyonalizmi ilkeleri temel inde nın, sosyalizmi n, devrimin, devrimci küiT) el enen ordu içi ve dışı-güçler
gelişip güçleniyor. " diyordu. ülküler in prop agandası bugün gene arasında hal k ı n baş düşmanlarının
Sosyalist Küba, ı. Kongresi karar­ yığınları aydınlatma çalışmamızın yanısıra, emperyalizme ve tekel lere
ları doğrultusunda, zorluklara karşın temel taşıdır. şu ya da bu öl çüde karşı çıkanl ar
her alan da önemli adımlar attı. Cunta devri m ci savaşımın önünde da bulunuyor . Cunta yıkılsın çağ­
Sağlık, sosyal güvenlik, eğitim ala­ bir engeldir. O, b a ş düşmanın, em­ rısı bugün toplumdaki so'llut kutup­
n ında, gelişmiş kapitalist ülkeler dü­ peryalizmin ve tekellerin çı karlar ı na laşmayı yansıtmak nitel iği taşımıyor.
zeyine eri şti. Sosyalizmin güçlü uygun bir politika izleyerek yığın­ Yığınları zamanından önce eyleme
maddi-teknik temelin i kurm aya ve ları bu savaşırndan alıkoymaya çalı­ çağıran belgiler, yaşama geçmeyecek­
halkın yaşam düzeyini yükselmeye şıyor. Bunun için cuntanın yıkıl­ leri için, bir süre sonra yıpranı r ,
yönelik strateji k pr ogramın ve bi r i n ­ ması gerektiğini, onun var lığında yı­ yığı nlar için anlamsı zlaşır. O neden­
ci 5 yıl lık ekonom i k planın uygu­ ğınların hiç bir sorununun köklü le bugün demokrasi için cuntanın yı­
lanmasında önemli başa rılar elde olarak çözülemeyeceğini, cuntayla ne kılmasının zorunluğunu yı ğınlara
edildi. demokrasiye, ne de bunal ımsız bir kavratmak, içi koi" "devrim", "al­
S osyalist e l< c n ominin üstünlükleri ekonomik yaşama geç i ş i n olanaklı aşağı etmek" çağrıları yla olamaz.
etkin bir şek; ! u e belirmeye başladı.. olmadığ ını sürekli propaganda ediyo­ Yığınlar bizim i çi n bilinir olan
Ş i mdi Küba hal kı, Küba K P ' nin ruz. Edeceğiz. Cuntanın yıkılması herşeyi bilselerdi, devrim yolu Kor­
ll. Kongresinin çizdiği yolda, sana­ ve demokrasinin sağl anması arasında­ donboyu gibi olurdu.
yileş m e, üretim verimliliğini, emek ki zorunlu bağ, p arti propagandası­ Yığı nları hareketıendirecek sayısız
üretkenl i ğ i ni, halkın refahını artırma nın en önemli k onularından birini çelişki, sorun, artan bir hoşnutsuzluk
yolunda yeni adı mlar atmaya hazır­ oluŞ t uruyor . var. Komün istin görevi bu sorunlar­
lanıyor. Toplumun tüm üyelerinin Ama, artan hoşnutsuzluklara kar­ dan çıkarak, yı ğınla r ı n bilinç düzeyi­
bilgi, beceri ve yeteneklerinin çok ş ı n, yı ğınları n bilinç ve örgütlülük ne uygun eyleme çağrı belgileri
yönlü gelişmesini sağlamak yolunda düzeyi, savaşım olanaklar-ı "cunta atmaktır . Yığınların amaçlarını, çı­
yeni hedei" l e r e doğr u iler l iyor . Sos­ yıkı l sın" belgi sini bugün bir eylem kar l ar ı nı her kest en da ha iyi dile
yalist ekonominin meyvelerinin daha çağrısı yapmaya olanak tanımıyor. getirmekti r .
bel irgin ortaya çı kacağı yeni bir Kaldı ki, demokrasi güçlerinin önem­ Komü n ist , bir sendika mi l itanından
döneme giriyor. li bir kesimi , hedeflerine cuntaya Arkası 7 . sayfada

You might also like