You are on page 1of 8

Butun ülkelerin proleterleri birleşiniz1

Yıl 9, sayı 2 (98) 52 '/ere özgürlük ! DiSK açılsın!


Türk-lş'e konan çalışma
------

Türkiye Komünist Partisi Merkez Komitesi organı ı Şubat ı 982 yasağı kaldırılsın!

Halkımızın aydınlık geleceğini boğmak isteyen cellatlar beklemiyorlar

Biz de beklerneyelim !
Cunta 52 DiSK yöneticisini idam sınıfına karşı açık savaş ilan etmenin Komünistler 52'1erl kurtarma sava­
istemiyle yargılamaya kalkışmakla faturasını ödem eye başlıyor. şımına aktif katılıyorlar. Çünkü onlar
başını kayaya vurdu. O şimdi, işçi içerde ve dışarda 52'1ere özgürlük işçi hakları için, sendikal haklar için,
istem i dalga dalga yükseliyor. Dışarda demokrasi için savaşım veren herke­
yalnızca Türkiye işçi sınıfının, emek­ sin dostudur. TKP, savcının uydur­

Cunta yahtlamyor çi halkının


komünist
sadık
hareketini
dostlarını,
ve sınıf
dünya
sendi­
du!:)u gibi kendi örgütüne ba!;jlı oldu­
ğu için değil, işçi sınıfının çıkarla­
Cunta günden güne yalıtlanıyor. kalarını değil, çok daha geniş güç­ rına, ülkenin çıkarlarına ba!:)lı oldu!:)u
Yalıtlandıkça aşınıyor. Böylesi bir leri kapsayan bir dayanışma hare­ için,DiSK'i, yöneticilerini savunuyor.
süreç içinde o, daha gerici konum­ keti oluşuyor. Avrupa Parlamento­ Komünistler Türk-Iş üzerindeki çalış­
lara sürükleniyor. Cunta, sert te­ sundan ve Konseyinden çıkan pro­ ma yasa!:)ının kalkması Için de
rörle,yı!:)ınsal tutuklamalarla, yüz­ testo kararları karşısında cuntanın savaşım veriyorlar.
lerce, binlerce sendlkacıyı, ilerlci­ savunmaya geçmek zorunda kalması, Türk-Iş yönetimi ise kendi gelece­
yi,komünisti,genci zindanlara dol­ uluslararası dayanışmanın büyük öne­ !:)ini 52'1eri ipe göndermek isteyen­
durmakla, bunalımı, yıkımı atla­ mini gösteriyor. Yurtdışındaki Türki­ lerle ba!;jlıyor. 1 şçi hareketinin, de­
tabilece!:)ini sanıyordu. Bunu,lş­ yeli işçi ve ilericiler, onların gelişen mokrasinin geleceğini mahkum et­
blrlikçl burjuvazi de, onların birli!;ii, bu dayanışmanın güçlenme­ mek isteyenlere omuz veriyor. Tüm
denizler ötesi Sam amcaları da sinde önemli bir işlev görüyor. dünya sendikaları omuz omuza 52'
böyle sanıyorlardı. 1 çerde, cunta 52'1erin üzerinde yağ­ leri kurtarmak için çaba gösterir­
Askersel cuntanın planları kum lı ipi sallandırdıkça, geniş yığınlar ken, Türk-I ş yöneticileri ellerini Po­
üstüne yazılıdır. Süngüyle, bir süre bu ipin giderek kendi bagaziarını da lonya'daki karşı-devrimellere uzatı­
halk susturulabilir. Burjuvazi ya­ sıkaca!:)ını görmeye başlıyorlar. Çün­ yorlar. Polanya işçi sınıfının tarihsel
lan maklneleriyle, gazeteleri, rad­ kü DISK davasını yürütenıer, her kazanımlarını emperyalizmin iste!;ji

yoları, televizyonları ve Reagan'ın adımlarıyla,yalnızca 52 sendikacının do!:)rultusunda yıkmaya yeltendikleri


kovboy filmleriyle kamuoyunu yaşamını de!:)il, ernekten, ulusal ba­ iç in tutu k lanan Sol idarnosç yönetiel­
bir süre aldatabilir. Ne ki, cunta, !;iımsızlıktan, demokrasiden, barıştan lerine "özglirlük" istiyorlar.
kendisi uzun süre sUngülerin ucuna yana her hareketi yok etmek istedik­ Bu, yalnızca Türkiye isçi sınıfına
oturup kalamaz. lerini açığa vuruyorlar. Savcı Takka­ karşı bir ihanet de!:)il, ulusal çıkar­
Cunta geldi, ne Meclis, ne Ana­ ci'ye bakanlar, onun yerinde sanık larımıza, dünya ve bölge bar ışına
yasa, ne sendikal hak, ne özgür­ sandalyesinden kalkıp, savcı sandal­ karşı da işlenmiş bir suçtur.
lUk bıraktı. Cunta, bütün bunları yesine oturmuş bir faşist Türkeş Bugün Reagan yönetimi, Polanya'
ne halkımızın, ne dünya kamu­ görüyorlar. "Di SK davasında yürü­ daki yasal yönetimin ülkesinin çıkarı
oyunun duymayaca!:)ını, görme­ yen savaşa katılmazsak, kendi geıe­ için aldı!;iı yasal önlemleri uluslararası
yece!:)lnl, kimsenin bundan söz cegımızı de yitireceğiz". Fabrika­ gerginli!:)i artırmak için gerekçe yapı­
edemeyece!:)inl sanıyordu. Böylesi larda, işyerlerinde, mahallelerde de yor. ABD emperyalizmi, bununla
bir şey olamazdı, olmadı. Cunta­ bugün bu görüş yayılıyor. aynı zamanda, El Salvador'da,Şili'de
nın zorbatıklarını halkımız da gö­ 13 Şubat, DiSK'in kuruluşunun Türkiye'de oldu!;ju gibi her gün insan­
rüyor, dünya da görüyor. 15. yıldönümü yaklaştıkça, işçi ve lı!;iı, halkları çi!:)neyen rejimleri des­
52 DISK yönetleisi için cunta sendika hareketi lizerindeki sıkıyöne­ lemakle işledi!;ji suçu gizlerneye çalı­
dara!:)açları kurduruyor. Faşist tim baskısı daha da artıyor. Gericilik şıyor. Ne ki bu kolay de!;jil! ABD
savcı Takkecl'ye cellat Kara Ali' ol SK'In işçiferin, emekçileri n, de­ Dışişleri Bakanı Haig, Brüksel'deki
nin Işi veriliyor. Cunta TKP'nin mokrasi güçlerinin yüreklerinde yak­ basın toplantısında aynı anda hem
üstüne, Gölcük'de, Ankara'da, tığı ateşi söndüremedi!;jinl iyi biliyor. �Arkası 7. sayfada
Adana'da faşist Mussolini'nin bar­
bar yasa maddeleriyle yürüyor. Bu
barbarlı!:)ı dünya protesto ediyor. Cuntaya soluk ald1rmayahm !
Cunta, biteviye duvara sıkışıyor.
Evren, Batı kamu oy una, Ortak
TKP MK Bildirisi
Pazar'a, Avrupa Konseyi'ne· varı n­
caya kadar, cuntayı suçlayan her­ Cunta, 1982 Kasımında anayasa oy­ sü rüyor. Töb-Der yönetielleri a!;jır ce­
kese kızıyor. K ızdıkça ne dediği­ lamasına ve 1983 sonbaharında da zalara çarptırıldı . Cunta seçimlere
ni de şaşırıyor. Askersel dikta­ genel seçime gidilece!:)ini açıkladı. ülkeyi büyük bir toplama kampına
törlü!:)ün barbarlı!:)ına "uygarlık" Bu açıklama, iç ve dış demok­ çevirdikten sonra gitmek istiyor. En
diyor. Cunta, Amerika'ya NATO' ratik tepkiler karşısında askersel dik­ az iki yıl daha erkte kalacağını açık­
ya Türkiye topraklarında yeni üs­ tatörlüğün başvurdu!;ju bir manevra­ layan cunta, dünyada gerginll!:)i ola­
ler veriyor. Reagan'ın "Çevik dır. ülkemizin hiç bir sorununu ğanüstü artıran Reagan yönetimine
Güçler"ini barındırmak, Penta­ çözerneyen gerici askersel diktatör­ verece!:)i her yeni ödünle ülkenin
gon'un kanatlı tüzelerine alan lük, ulusal demokratik güçlerin bir­ güvenliğini bu süre içinde daha da
sa!:)lamak ıçın gizli pazarlıklar leşmesini ve halkın artan hoşnut­ tehlikelere sokacaktır.
yapıyor. Sonra dönüyor, toprakla­ suzluğunu önlemek için kamuoyunu Generaller 1961 Anayasasını yırtı­
rımıza, "egemenli!:)imize", "içiş­ demokrasiye dönülece!:)ine inandır­ yor. 27 Mayıs reformlarını tüm izle­
ıerimize kimse karışamaz" diyor. maya çalışıyor. riyle yok ediyor. Anti-demokrat ik,
Cunta, işbirlikçilerle birlikte, Ne ki cunta, buglin de TKP'ye ve hal k düşman ı bir anayasa hazırlıyor.
ulusal çıkarlarımızı ayaklar altına tüm ilerici güçlere karşı tutukla­ Cunta, 1982 Kasımında halka "ya
alıyor. Ulusal hiyanet yolundan maları, ya rgılamaları, işkence ve çıplak diktatörlük, ya da anayasal
yürüyor. Cunta böylesi bir yolda i dam ları sürdürüyor. Di SK yönetici· diktatörlük'" ikilemiyle baskı yapma­
yalıtlanıyor. leri idam istemiyle yargılanıyor. Bin­ yı planlıyor. Bu yolla dayataca!:)ı
lerce sendikacı için ko!;juşturmalar • Arkası 6. sayfada
PARTI YASAMI
U zun ca bir süredi r kimi çevrelerde lece Pi enum t a rt ı şmaları son uca bağ­

Gerekli Bir
T KP'nin yönet imi nde bir bölünme· l adı ve partin i n taktik ç izgideki
den, fraksiyon lardan sözediliyor. Bu birliği n i kanıt l a dı. Partimiz daha son­
söylent ilerin part i örgütler ine bulaş · ra bu ç i zgiyi derinleştirdi, işledi.Cun­
tırılmak istendiği d e parti örgütlerin· t a n ın politikası, polit i k gelişmelerin
ce saptandı. Zaman zaman tekrar
ısıtılan bu söylent i l er po l is in psi· Yan1t yönü, eylem ve cephe birliği, bizim
dışım ızdaki pa rtilerle iliş kilerimiz so­
kolojik savaşa hız verdi ğ i ortamda runu, Polo nya olaylarının degerien­
doğrudan doğruya poli sin elinde d i ri l mesi gibi bir dizi temel soı·un
bir saldırı aracına dönüşmüştUr. Plenumun çizdiği doğrul tuda iş lendi.
B iz ortalık durulup, partimizin •H. E eN.Y eN.Z Bu konularda kimse parti yöneti min­
durumunu herkes daha iyi gördük­ mini kıramae!ı. de tek bir çatlak ses bula maz.
ten sonra bu dedikoduların üstüne Ancak uğranılan saldırı birçok Gerçekler böylesin e a ç ı ktır b u gün.
gitmeyi daha uygun bulduk. Ş imdi yerel örgütün bağlarının kopmasına, Dedi koduları yalanla yan gerçeğin
dedi koduların t emels izli ğini herkes ya da eski düzenliliğinde gitmeme­ kendisidir. TKP'nin ideolojik, politik,
daha ıyı kavrayabilecek durumda, s i ne neden oldu. Geç i ci bir süre i ç i n, örgütsel birliği ve gücüdü r. Bir kan ıtı­
Serinkanlılıkla değerlendirme yapa­ fakat uzun süre, kimi yoldaşlar mız daha var. O da doğruda n dediko­
bilecek olanaklara sahip. i ş levs i z kaldı. 1 şte part inin bileğini dunun ilk kaynağının ta kendisidir.
i lk soru şudur : Partimizde bir bükerneyen geric i li k bu geç i ci zor­ Çünkü i şçinin sesi, kendi den eyi ile,
"bölünme" olduğunu-hem de bizle· luktan yararıanma yoluna koyuldu. partiyi bölmeye kalka n bir kim senin,
rin adı çevresi nde- yeminle anlatan Bölünme söylent ileri bu ortamda ve b i r fraksiyonun TKP i ç inde asla barı­
TKP "düşmanları"nın dayandıkları bu nedenle piyasaya sürüldü. namayacağını çok iyi öğre n m iştir.
kanıtlar ve somut belirtiler nelerdir? Gericiliğin yararlanmak ist ediği N e k i , biz partiye yönelik yeni sal­
Böyle bi r kanıt ve belirt i göstere ­ başka bir yön daha vardı: MK Ple­ dırı tehli keleri n i n olduğunu gözardı
m iyorlar. Çünkü yok. numunda okunan Politik Büro raporu et miyoruz.Geri ciliğin psikolojik sa va-­
Polisin ve dedikoducuların dayan­ 12 Eylül devirmesiyle ilgili pol i t i k şı da ciddiye alın m alıdır . Partimizin
dıkları biri cik dayanak 1 ş ç inin Sesi ç lzgi mizin 1:1ir ç ırpıda oluşturulmadı­ derin gizlil i kte ça l ışma sı, haberleşme,
gazet esidlr. Gerçekten de bu gazete ğını özellikle belirtt i . Parti i ç inde en formasyo n a kışının eski düzenlili­
1978 sonundan bu yana T KP yöne­ cuntanın karakt eri, ona karşı iz- ği nde olmayışı, yer yer süren bağ ko­
timinden ve "fraks iyonlardan" söz­ .lenecek t akt ik, yığınlar arasında puklukl arı düşmanın yalan ve dedi­
ediyor. 1979 baş larında "devrimci çalışma, örgütsel önlemler vb. üstüne kodu silahını etkili kıla bilir. Söyle;·,_
durumun" part i i ç ine "yansıdığını" kend i liğinden bi r tartışm anın yürü­ ti nin kendisinin etkin bir b ölün me
i lan eden bu gazete, az zaman sonra düğü kimse iç i n bi r sır değild i . MK'ne aracı olduğu unut ulm a m a lıdır. Buna
part inin hiila ni ç i n dağılmadığına ilet ilen deği ş ik görüşler, part i ç i zgisi­ karşı savaşta uyanıklık başta gelir.
şaşkı nlığını d i le getirdi. 12 Eylül nin i şlenmesine yardımcı oldu. Ne ki, Her parti komitesinin sekreter ve üye-­
sonrasında, özellikle Mayıs saldırısı bu t artışmalar part i yönet imi i ç inde leri çıkartilan her söylentiyi an ında
ile yeniden bölünme haberleri yay­ birbirine karşı platformlar yaratmadı. parti MK'ne bildirmelidir. Bu al çakça
maya baş ladı. Tam tersine MK Pl enumunda parti yöntemi boşa çıka rmak polise karşı
i şte dedikoduların haber kaynağı­ ç i zg i s i oybi rliği i le onaylandı. Böy- savaşın baş lıca görevleri arası nda dı r .

��--
- ---B_li _d_i r_i _ i TOROSLUJ
bu gazetedi r. Onun başlattığı bu •
saldırı ş imdi pol i s tarafından yön·
lendi riiiyor. Aklıbaşında herkes bill·
yor ki "dedikodu ve söylenti " cl A' _ at e_s_
n ı n Göbbels'lerden aldığı ve daha da Elif
geliş t i rdiği bi r propaganda silahıdır.
Ayrı amaçlar iç i n ayrı bi çimlerde Altında "TKP" imzası bulunan b i r i ş ç i , bir vatandaş bildirim izi, altında
ve ayrıntılarına kadar hazırlanmış bildiriyi yazdığımız y a d a dağıt ­ yalnızca "TKP" i m zas ı var diye değil,
bi r propaganda bi ç imi olarak kul­ t ığımız gün, unutulamaz ! Hele cunta TKP sorunları en iyi dile getiriyor,
lanılır. En önemli unsuru ortamın döneminin çet i n koşullarında... B ir­ yol gösteriyor, politik ger çekleri en
"dedi koduya uygun" olmasıdır. B öy­ ç ok yoldaş, bu heyecanı yendikten iyi o aç ı klıyor diye okum alıdır.
le bir uygunluk varsa, dedikodunun sonra, haklı olarak şunu soruyor : B i r başka yanlışım ız, bilin en ç a r­
kend i s i ayrıca kendine daha elverişli O k hedefe vardı mı? pıcı bir olayı verdikten son ra , bunu
ortam oluşt urur. Bi ldi r i , komünist part i lerinin çok işlerneyi b i r kenara bı r akıp b a şka
Geç t i ği m i z Mayıs saldırısından son­ güçlü bir aj i tasyon aracıdır. Bunu en konulara atl a ma ktır. i ş ç iler daha iyi
ra burjuva basınında "TKP'nin çöker­ etkin, en vurucu ve başarılı biçi mde yaşasın diyenl ere i da m m ı isteniyor?
tildi ği " haberleri baş yeri tuttu. Par­ kullanmak. Bu görev, yığınların bizim N eden bunu bi r kena r a bırakalım ki?
t i m iz Mayıs saldırısından ağır yaralar söyledi kleri m i ze eskisine oranla ç ok Bunun suç değil, en doğal hak
aldı. Ama kısa zamanda kend i ni t o­ daha açık oldukları ş u dönemde, olduğunu vurgular, k i min daha iyi
parladı. Hemen ardından MK Planu­ tum i vediliğiyle karş ımızda duruyor. yaşamak istem ediğini sorarız.
munu topladı. örgütleri MK 'nin ön­ B ildi r i lerimiz, yığınları et kiliyor mu? Geçmişte bildirilerde, dünya tah­
derliğinde yeniden savaşa yönelt t i . B i ldirilerimiz, yığınlardan öğrendikle­ l i llerine, Türkiye tahlillerin e sayfalar
Tar ih, böylesine ağır bir saldırıdan rimizi merkezi aj i t asyonla yoğurup, harcadığımız, esas konuyu en
yönetici çekirdeğini koruyabilen ve yol göst er iyor mu? sonunda al elacele üç beş satırla
geçici yen ilgiye karşın bölünmeleri Geç m i ş deneyler imi zi anımsayalım : geçişti rdiğimiz örnekler, ne ya zık ki
ön leyen partilere pek sık rastlamıyor. Kimi zaman "bild i r i "yi küçümseme­ ç oktur. Oysa, iyi bir bildir i tek bir
TKP'nin gerçekten de kahraman dik mi ? Deği ş i k olanaklara güvenip ana fikri işler. 1 kin ci, yan fikirler,
de n meye hak kazanmış üyelerinin bu si lahı iyi kullanamadık. Bugün tahli ller bildi rinin işi değildir . Ana
partiye bağlılığı, dis iplini, bilinci böylesi bir eğillme, ne koşulların, fiki r, bild i r i n i n baş ı n da , orta sındaki
ve cesareti oı_masaydı bugün durum ne de zamanın tahammülü yoktur! kanıtl ama bölümün de ve sonuçtaki
düşmanın istediği g i bi olurdu. öyle Kimi zaman bildirinin i ç eriğini iyi ç ağrıda mutlaka tekrarlanır. Bir baş-
olmadı. Düşman part inin savaş az- belirleyemediği miz olmuştur. Bir ... Ar kası 7. sayfada
-·--� -

yAŞAYAN SOSYALİZM
.----- Suslov Yoldaşin An1s1na --------.
Konut sorunu
25 Ocak günü, SBKP Politbüro üyesi ve MK Sekreteri M.A.Suslov yaşama ülkemizde kon ut açığı, at"sd, konut
gözler ini kapadı. Lenin'in par t i s i ve ülkes i , uluslararası komünist hareketi ve ki ra fiyatları ast ronomi k biçim­
seçkin bir savaş er i n i y i t i r d i . lerde yükseliyor. Gecekondularda ya­
Mihail An dreyevi ç , 2 ı Kasım ı902'de yoksul b i r köylü ailesinde dünyaya ş ayanlar bir çığ gibi art ıyor. 1 mar ve
geldi. Gençlik yaş amını Büyük Oktobr 'ın ülkU i er i , Komsomol çalışmaları lskan B akanı Tüten' i n verdiği sayı­
belirledi . ı92ı'de Komünist Part isine üye oldu. ı93ı'de , Bolşevik Par t i­ lara göre, Türkiye'de konut açığı
si n in Merkez Denet im Komi syonunda ve I şçi -Köylü Denet im Halk Komi­ yaklaşık ı,5 milyon. Bu açığı karşı­
serliğinde sorumlu görevler üstlendi , O zamandan yaşamının son anına lamak i ç in yılda 300 -350 bin konut
dek, parti ve devlet yönet iminin deği ş ik alanlarında etkin görevlerde yapılması gerekiyor. Bunun ıçın
bulundu. ı94ı'de SBKP MK üyeli ğine get i r ildi. Stavropol'da Kurmay bUt çeden ayrılması gereken para yı lda
Baş kanı, Kafkasya'da Askersel Konsey üyesi olarak, Hitlerci, faş ist sal­ en az 500 milyar. ı982'nin ı,85
gıncılara karşı ylğ i t ç e savaştı. ı944-ı946'da SBKP MK'nin Letonya SSC t r i lyonluk bUtçesinden buna ayrılan
B ürosu B aş kanı olarak, savaşın açtığı yaraları kapatmada ve Sovyet düze­ para ise 20 milyar. Bu pr atikte cun­
nini peki ş t i rmeda büyük hi zmet lerde bulundu. t anın Toplu Konut, vaadlerinin nasıl
Suslov yoldaş , ı947'den bu yana, hiç aralıksız SBKP MK Sekret erliği boş çıkt ığını gösteriyor . SSK'nun
görevini yaptı. Bunun yanısıra ı949-ı950 yıllarında MK Organı "Pravda" sağladığı kred ilerle ise 20 yıl boyun­
nın Baş redaktörüydü. ı952-53'de ve ı955't en bu yana SBKP MK Prezid­ ca, 2 milyon 200 bi n i ş çiden ancak
yumunda ( ı966'dan sonra Politbüro) üyelik yaptı. ı94ı'de SSCB Yüksek 200 bini konut sahibi olmuş.
Sovyet ine seçildi. Uzun yıllar Yüksek Sovyet Prezidyumu Uyeliği ve Konut ki raları denet imden uzak,
Yüksek Sovyet B i r li k Sovyet i Dış i ş leri Komi syonu B aş kanlığı yaptı. "serbest piyasa "da alabildiğ ine yUk­
Brejnev yoldaş Kızıl Meydan'daki törende Suslov yoldaş i ç in ş öyle seliyor. örneğin 1 zmir'de ı98 ı'de ev
dedi: "Mihail Andreyevlç Part imizin ideoloj ik eği t i m ç alışmalarına, en ki ralarının artış hızı % 42 oldu.
önemli teo r i k belgeler i n i n hazırlanmasına, SBKP'nin uluslararası pol i t i ­ Yalnız en bUyük Uç kantimizde gece­
kasının beli r l enmesi v e gerçekleşt i r i lmesine paha bi ç ilmez katkıda bulun­ kondularda yaşayanların sayısı en az
du •.. Bir çok ülkenin komünistleri . ve gen i ş emekç i çevreleri O'nu Marks­ 6 milyon. Sadece i ş ç i ler değil, me­
Engels ve Lenin'in büyük öğret isine sınırsız bağlı, onun devr imci i lkeler ini murlar, öğretmenle r , esnaf ve zanaat­
t i t izli kle savunan ve onun ç ağımızın deneyimleri temelinde partimi zce karlar kentlerin merkezinden gece­
yaratıcı bir ş eki lde gel i ş t i r i lmesine önayak olan b i r i olarak biliyor. " kondulara sürülüyor.
Bilen yoldaş , SB KP MK'ne gönderd i ği mesajda şunu belirtt i : "Türkiye Gelişmi ş bir kapit alist Ulke olan
Komünist Partisi, Türkiye işçi sınıfı Suslov yoldaşı Marksizm-Leninizme Federal Almanya'ya gelince... Orada
s ımsı kı bağlı, proletarya enternasyonal iz mi i lkalerin in ateşli bir savunucu­ da konut sorunu ç özümlenmiş değil.
su, Türkiye emek ç i lerinin yakın bir dostu olarak tanıyor , ona Laninci ı980 yılında konut açığı ı milyon­
bir politikacı ve teor i syen olarak büyük değer veriyor . " dan fazla. Ama yüzlerce konut daha
Türkiye komünistle r i , Türkiye_ Iş ç i sıl)ıfı suslov_ yoldaşın anısını her yUksek kira alabi lmek ıçın boş
zaman canlı tutacaktır. tutuluyor. B i r grup mi lyoner büyük
banka, sigorta ş irketi ve t ekeller
aracıl ığıyla k i r alık evlerin % 83'ü

Tehlikeli adimlar
denet ıeniyor. Avrupa'nın bu en "ge­
l i ş m i ş " kapitalist ülkesinde 50 bin
aile barakalarda yaşıyor.
e Işık YENiCE Halkın konut gereks inim i yasala rla
"Türk diplomatı b i r ç eş i t emlak da! Gezmeye gelmiyorlar. ABD'n i n garanti altına alınmış olan sosyalist
satıcısına benzer . 900x300 millik "çevi k kuvvet "leri i ç i n Us anlaşma­ Demo kratik Al man Cumhuriyeti'ne
dikdört gen toprağının pazarlığını ya­ ları hazırlanıyor. Karşılığında ABD gelince... Orada sorun bugün artık
par " Amer i kancı Menderes erktey­ ile savaş uç akları, helikopterleri üze­ b i r konutt a deği l , modern tıir konut­
ken, bir Hint gazetesi Türk dış poli­ r ine pazarlıklar yürüyor. AB D, i lerde ta oturma so runu.
t ikasını böyle niteliyordu. Türkiye'ye Pershing, Cruise füzeleri , ı97ı yılında ASBP ' n in 8, Kongre­
Bugün de dış polit ikada "jeopo­ nötron Silahları yerleş t i rmeyi plan­ si 'nde tUm halkı n modern konutla ra
lit ik satma" eğilimi öne çıkıyor. layabiliyor. kavuştu rulması sor ununun 1990 yılı­
Sık sık yi n elenen "önemimiz art­ ABD dayattıkça, cunt a geriliyor. na kadar çözümü kararlaş tırıldı. Ço­
tı" görüşü bunun bir göstergesidir. "Dengeci polit i ka " Iş lemez oluyo r . ğu gitti, azı kaldı. Son 5 yılda 8 13
ABD yönetiminin dünyada gerginliği Hem ABD i le , hem d e sosyali st ül­ bin modern konut yap;ldı . Bugün
artır m asına, soğuk rüzgarlar est i r mesi ­ kelerle ve 1 slam ülkeleri yle iYi geç i n­ nüfusu Türki ye'nin a ncak üçte biri
n e koşut olarak, en ger i c i Ameri kancı mek giderek güçleş iyor. Bu ülkeler­ kadar olan OAC'de hergün 700 yeni
güçl er, gerginlikten "kar sağlama" le bölgede barış ve yumuşamaya da konut kuruluyor. Ev kiraları ise a i le
nın hesaplarını yapıyor lar . katkıda bulunacak kalıcı ekonomik geli r i nin yaklaşık % 5'ini oluşturu­
Oysa soğuk savaşın sona ermesi,60' ili şkiler kurma polit i kası, ABD em­ yor. Çok çocuklu ailelerin kiralarının
lı yıllarda, özellikle yumuşama süreci­ peryalizmine yarayan "jeopollt lk önemli b i r bölümünü ise bel ediyeler
nin güç kazandığı 70'1i yıllarda, Türk satma" polit i kasınca g iderek saf dışı kar ş ılıyor.
dış polit i kasında "Çok yönlü, çok ediliyor.
ayaklı" bir "denge polit ikası"na yol ABD, cuntaya son N ATO t oplan­ mak Için, onu güç lendirmek gere­
açmışt ı. Kuşkusuz, ABD ve N ATO' t ısında, i çinde SSCB'yi "cezalandır­ kiyor.
ya bağlılık hep dış polit i kanın temel mak" önlemleri de o lan Polonya Somut ikilem kendini dayatmıştır.
d i reğiydi. Ne ki , yumuşama ortamı­ kararına i mza attırdı. Ama, Dış­ Ya gerginlik ve ç atışmadan yana
nın koşullarında sosyal ist ülkelerle, i ş leri B akanı, "SSCB 'ye ekonomik olunacak, ya barış ve yumuşamadan.
1 slam ülkeler iyle geli ş t i r i len Ili şki ler ambargo uygularsak biz zararlı çıka­ Ya ABD yönet imine boyun eğiline­
açık yarar l ar sağladı. rız " diyor. öyleyse, Reagan'ın dizi cek , ya da AB D'nin dünyada ve böl­
Cuntacı generaller baştan beri böy­ dibinde i ş iniz ne? Bu, izlenen poli ­ gede gerginliği artırıcı provokasyon­
lesi bir "denge" pol i t i kası izlemeye t i kanın ulusal çıkarıara taban t abana Ianna araç olunmasına son veri lecek.
ç alıştılar. Ama bugün nereye var­ ters olduğunun i t i rafı deği m i ? Sosyalist ülkelerin, ıoo•ü aş kın bağ­
dılar? Weinberger'ler, Hai g'ler i n yar­ ABD'nin ger g i nl i k polit ikası, "den­ lantısız ülkenin barış safında yer
dımcıları, Pentagon gener aller i ard­ gecllik" politi kasının da temeller i n i alınacak. iş ç i sınıfı m ız böylesi bir
arda Ankara'ya geliyorlar. Haig yol- yıkıyor. Yumuş am adan yarar sağla- dış polit i kayı savunuyor. B
LENiN KÖŞESi---- n e yüklerneye ç alışıyorlar. A m a Sov­
yetler B i ri iğ i ' n de, öteki sosyal i st ül­
kelerde gerçekleşt iri len sosyal izm ku­

yasalllklar ruculuğunun genel yasall ıklarına,


Polan ya'da yet eri n ce uyul m a m ış ol­
v. i.Len in "Komünizm i n Çocukluk Hastalığı: ' Solculuk' " adlı yapıtında duğundan i se hi ç söz et m i yorlar.
şöyle diyor: "Devrimimizin bazı temel ç i zgilerinin bölgesel değ i l , özellik­ B i z Türkiye komünistleri ol arak,
le ulusal değil, yalnız Rusya'ya özgü değ il, ul uslararası önemi vardır. Ve burjuva ideolojisinin der i n et kisi a l­
ben burada, sözcüğün geniş anlamıyla uluslararası öne m i nden söz etmi­ tında olan böylesi görüşlere karşı
yorum: Devri m i m i z i n ya lnız bazı özellikleri değil, tüm temel özellikleri ve çıkıyorsak, bu b izim Marksi zm-Le­
üstelik b i rç ok ikincil özell iklerinin de uluslararası ön em i vardır; şu an lam­ n i n izme ve proletarya entern asyona­
da ki, bunlar tüm ülkeleri etkilemektedir. Hayır. Sözcüğün en dar anlamın ­ lizm i n e bağlılığımızın , ilkesel kon u m ­
d a uluslararası ö n em i n i , b i zde olup bitenler in uluslararası geç erli ğ i ni y a d a larımızın b i r gereğ i d i r.
tari hsel kaç ınılmazlıkla uluslararası ölçüde tekrarlanacağını kastediyoru m . Ne ki, yalnızca bu değil. On yıllar­
Devri m i m i z i n bazı temel ç i zgiler i n i n böyle b i r önem i vardır. . . Rusya örne­ dır b askı ve zorbalık altında işç i
ği, tüm ül kelere, kaçınıl m az ve yakın gelecekleri ne i l işk i n tamamen temel sın ıfının çıkarıarı Iç in savaşım veren
n i tel i kte b i r şeyler göstermektedi r. "(Tüm Yapıtlar, rusça, c.41 , s.3-4). Türkiye komün istleri , 1 KP yönet i m i ­
Sosyalist ülkeler in sosya lizm kuruculuğu deneyimi n i gen elleştiren SBKP n i n polit ikasının ger i c i l iğe yardımcı
MK Genel Sekret eri L.i.Brejnev yolda ş Büyük Oktobr Sosyalist Devri m i ' olduğunu kendi deneyleriyle gördü­
n i n 60. Yıldönümü'nde şun ları söyledi : "Yaşam şunu kanıtlıyor: Sosyalist ler, görüyorlar. Şu son yıllarda
devr i m i n ve sosyal izm kuruculuğunun genel, t emel ç i zgileri varlığını,gün­ geri c i l i ğ i n sözcüleri kaç kez, "TKP
celliğini korumaktadır. legal olmak istiyorsa, ken d i n e iKP
"Dünya sosyalist s i stemi n i n gel işm es i n i n toplam deneyimi özelli kle yöneti m i n i n pol i t i kasını örnek alsın"
şunu ortaya koyuyor: yolunda aç ıklamalarla, b i z i ken d i
-Devr i m i n ana sorunu, eski den olduğu gi b i ,erk sorunudur.Ya tüm emek ç i düzmece demokrasi lerine suç ortağı
halkla bağlaşıklık kuran işç i sınıfının erki , y a d a burjuvaz i n i n erki. üç üncü yapmaya ç alıştı.
b i r şey olamaz. Bugün Türkiye'deki askersel d i kta­
-Sosyali z m e geç i ş, ancak işç i sınıfı ve bağlaşıkları gerçek pol i t i k erki t örlük sorunu, dünya barışının korun­
ele aldıktan sonra, onu kapitalistlerin ve diğer sömürücüleri n sosyal-ekono­ ması sorunuyla dolaysız b i r bağ
m i k egemenl iğine son ver m ek i ç i n kullandıkları zaman olanakl ıdır. i ç i n de de gündeme geliyor. Kimi em­
- Sosyalizmin utkusu, eğer işç i sın ıfı ve onun öncüsü kom ünistler, emekç i peryalist çevreler, Polanya'daki yöne­
yığın larını yen i toplumu kurma, ekonomiyi ve tüm t oplumsal i lişkileri t i me karşı barış ve sosyalizm düşmanı
sosyalist temeller üzeri ne oturtma savaş ı m ı nda b i rleşt i rmeyi başardık­ saldırılarını, kamuoyunda haklı gös­
ları zaman ol anaklıdır. tereb ilmek i ç in, Türkiye'deki cunt aya
-Sosyalizm an cak, eğer emekç ilerin erki sınıf düşm anının her t ür saldırısı ve o n un baskıcı uygulamal arına da
karşısında ( bu tür saldırılar, i ç t en ve daha çok dıştan , kaçınılmazdır) karşı ç ı kıyorl ar. Bu "i nce" ta kt ik,
devri m i savunmayı başardığı zaman yerleşi p gelişe b i l i r." barış i ç i n , ABD yön et i m i n i n izled i ğ i
açık ç atışma polit ikasından daha az
.
t ehlikeli olmasa gerekt ir. B i z Türk iye
l taıyan Komüni st Part i s i yönet i m i , komünistleri herkesi ülkem izdeki cun­
Polanya olaylarını gerekç e yaparak, taya karşı çıkmaya ça ğırıyoruz. Ne
ken disi n i dünyanın yaklaşık 90 ülke­
si ndeki barış ve sosyal izm i n i leri ci Ugursuz işlev ki , biz, Türkiye'deki cunta ile Palon­
ya'dak i yasal yönet i m i a yn ı kefeye
savaşçılarıyla bağlayan herşeyi yad­ koyarak, b i zdeki cuntaya karşı çıkışı
sıdı. Dünya sosyalizm ine karşı açık devri m c i gelenekleri n i unutturm aya reel sosyalizme sai dırma a m acın a
tutum al dı. Part i n i n Ocak ayı başında ve Sovyetl er B i rl i ğ i ve öteki sosya­ bağla m aya d a evet diyem eyiz. Çünkü
toplanan MK Plenumu, Pravda gaze­ list ülkeler halklarıyla dostluk ve bu tutum, özünde emperyal i zm i n
tesinin 24 Ocak günlü yazısında be­ dayanışmadan vazgeç i rmeye yönelik kon umlarını zayıflatmaz, tersine kö­
lirtt i ğ i g i b i, " i ş ç i hareket i n i n geç­ olduğu, son plenumda alınan karar­ şeye sıkıştığı b i r durumda ona
m i şt e b i rç ok kez karşılaştığı ve larla iyice ortaya çıktı. IKP yöne­ uzatılan b i r can sim i di olur. r şte
onun devrimci öncüsü tarafından t i m i n in, "Okto b r devrimi ile baş­ Türkiye'deki cunta konusu Avrupa
çoktan f ırlatılıp atılmış olan apor­ layan dönem in etkisini ve örnek Konseyi ' nde tartışılırken, iKP tem­
tüni z m i n ve revizyon izm i n hedefle­ olma gücünü yiti rdi ğ i " savı, günü­ silcis inin "Eğer Türkiye'yi cezalan­
rine son derece benzeyen " b i r ç izgiyi müz koşullarında, yalnızca onyıllar­ dırmazsak, Polanya'daki askersel yö­
i y i ce netleşt i rdi. dır reel sosyalizmi zayıflatmaya, y ı k­ netimi de cezalandıramayız" sözleri
II.Enterna syonal oport ünistleri de, m aya ve onu ideolojik olarak sars­ tam bu anlama geliyor. B i z yalnızca
ı 91 4'de, savaşa karşı tutum konu­ maya ç abalayan em peryalizme ve cun tanın yıkılması i ç i n değil, aynı
sunda, kendi ülkeleri n i n burjuvazi s i ­ anti-komün i zme dolaysız b i r yardım­ zamanda ABD emperyalizminin sal­
n i n ç ıkarına b i r pol i t i kayı savunarak dır. Kapitalist ülkelerdeki geric iliğin dırganlık poli t i kasının yenilgiye uğra­
dünya komüni st hareket in den kop­ artan bir şevkle 1 KP yönetimi n e tılması i ç i n de savaşım veriyoruz.
muşlardı. Bugün de 1 KP yönet i m i , övgüler yağdırması boşuna değ i ldir. ülkemizin, halkımızın, tüm i n sanlığın
Reagan yönet iminin gerg i n lik ve Tüm düzmeceliğine karşın, burjuva geleceği buna bağlıdır.
ç a tışma pol i t i kası ile Sovyetler B i r­ demokrasi s i [ KP yönet i c i leri n i n göz­ 1 KP yönet i m i n i n Dünya Komün i st
l i ğ i ' n i .n Leninci barış politi kasını ler i n i kamaştırıyor. Onlar bu neden­ Hareket i n i n genel ç izgi s i n e karşı
a ynı keteye koyuyor. Sovyetler B i r­ le "Polonya'da çoğulcu (plural i st) çıkması: Yığınları, günün en ö n em l i
li ğ i ' n e Hai g'lerin ağzıyla kara çalarak, değişikl i kler gerekli d i r" demekle kal­ sorunu olan , barışı korum a savaşı­
ba rış ve sosyalizmin ç ıkarlarına karşı t mıyor, karşı-devri m ciler i ç in de m ında şaşırtm ada ve reel sosya­
bir konum alıyor. Bu aynı zamanda özgürlük i st i yorlar. O n lar bu nedenle, lizm i n kapital i st ül keler emekçilerine
i talyan işç i ve emekç ilerinin, b u Sovyetler B i rl i ğ i 'nde "demokrat i k b ir örnek olm a nitel i ğ i n i karalamada,
dünya ça pındaki sava şım cephesi nde­ gelişm e olm a dığı"nı öne sürüyorlar. emperyali z m e ve geri c i lğe yardımcı
ki onurlu yerlerini alm alar ı n ı da "Doğu Avrupa ülkelerinde tek b i r olma son ucu nu getiri yar.
en gelliyor. i KP yönet i m i n i n politi ka­ model, Sovyet modeli alınm ıştır"
s ı n ın , italyan emekç ileri ni Marksizm­ di yerek Po i onya 'dak i trajik olayları n
Len inizmden kopa rma ya , parti nin sorumluluğunu da Sovyetler B i rl i ğ i ' AlflllllllNI
---- Kim kimi yargiiiyor? ----
A nkara'daki TKP davasının 1 5 Ş ubatta başlayacağı cı güçlerin piyasaya sürdükleri, T KP'nin "teröriz m le iliş­
açı klandı. Gölcük ve Adana'daki duruşmalar, sürüyor. kili olduğu" vb. yolundaki uydurmalar dağılıp gitmiş­
Kim k im i ya rgı lıyor? tir. Cuntan ın savcıları bile bu suçlamaları , "TKP iddiana­
Gölcük davas ı nda yargı lanan Hafize Çakar: "Eşimle m elerine" alam am ışlard ır.
birlikte gözaltı na alındığı m da 6 aylı k hamile idi m . Bu TKP işçi sın ı fı nın, anayurdun çı karları için savaşıyor.
halim dah i polisin bana işkence yapmas ı na engel olmadı. Halka siyasal gerçekleri açı klıyor. Bunalı mdan çıkı ş
ı. Ş ubede •gebeliğin bu işe engel değildir. Her zaman için yolunu, yığınlara uğrunda savaşabilecek h edefler göste­
elim ize düşeceksin. Bu kağı tları imzalayacaksın. Bundan riyor. ülkenin hiçbir sorununa çözüm getirerneyen cun­
sonraki ifadelerini de bu doğrultuda vereceksin' diye ta, bu davalarda onun için faşist 1 41-142'nin ardına
tehdit ettiler." Adana davası nda Poi-Der üyesi Hüseyin gizleniyor. Içte ve dışta yalıtlandıkça, bu yüzkaras ına
Bilgin: "Yapılan işkenceleri anı atmam a olanak yoktur. sarı lıyor. Yalnı zca işkence gücüne güveniyor. Ankara'da
Akla gelebilecek her türlüsü de n eniyordu. " Sendikacı hala, kim i tutuklular, cezaevinden alınıp polise, işken­
Ham dullah Güzel: "Poliste gözüm bağlı günlerce, aylarca ceye götürülüyor.
işkence yaptılar. 1 ki kez hastahaneye kaldırıldım. " Göl­ Mamak cezaevinden bir bayan tutuklu, mektubunda
cük'te Zon guldak Çağdaş Hukukçular Derneği Baş­ şunları yazıyor: "Mamak idaresi , bizleri çı ktığımızda,
kanı Avukat Haydar Topay, "Emniyet'te özel bir işken­ hiçbir iş yapamaz, korkak, kişiliksiz, geleceğe güven siz
ceye tabi tutuldum . Elektrik şarjı ndan akla hayale gelen birer hiç haline getirmeye çal ı ş ıyor. Emniyette günlerce
her çeşit işkencelere maruz kaldım. Bu durum altında işkence gören, uykusuz-aç kalan insanlar, aynı tür hare­
bana ifade n iteliği taşımayan bir takım kağı tlar imzalatı l­ ketlerle burada da karşılaşıyorlar. lık iş olarak, daha ko­
dı." diyor ve şunu belirtiyor: "Askeri savcılık lfadernde ğuşlara götürülmeden , kafeslere konuyoruz. Günlerce
ayrıntılı olarak uğradığım işkenceleri yazdı rdım." kı pı rdamak, sağa sola bakmak, konuşmak yasak. En ufak
Cuntanı n savcıları, "TKP davaları " n ı böyle oluşturdu­ bir harekette coplanıyoruz. Günlerce dövüldüğümüz, ölüm
lar. 90 günlük işkence süresini bile az gördüler. Yalnı z hücrelerine atıldığımız, haftalarca ailelerimizle, avukatıa­
Gölcük davas ı nda 3 1 kişi, 90 gü nden daha fazla gözaltında rı mızla görüştürülmediğim iz ender değil. Çay, sigara, ga­
tutuldu. Savcılar, şimdi , kendi karşı larında verilen ifade­ zete, kantin, hatta tuvaJet yasağı bile koyuyorlar. Mektup
leri bile bir kenara itiyor. Yalnızca kimi tutuklulara polis­ " N e yapsalar boş, bizi yı kamayacaklar" diye son buluyor.
te, işkenceyle gözleri bağlı imzalattı rı lan kağıtları öne Gerçek ortadad ı r: 1 4 1 -1 42'yi uygulamak, ancak işken­
s ürerek, yüzlerce ilerici yurtseveri 20 yıla varan ağı r hapis ceyle olanaklı dı r. 1 4 1 - 1 42 demek, işkence demektir. 1 4 1 -
cezaları n a çarptırmak istiyorlar. Ama, bu kişilerin her­ 1 42 kalkmadan, Türkiye'de işkencenin önü kesilemez.
h angi bir suç işlediklerine ilişkin tek bir kanıt öne süremi­ Demokratik bir Anayasa isteyen, baskının ve işkence­
yorlar. Çünkü, böyle bir suç yoktur. T KP Marmara Yöre nin kalkması n ı isteyen herkes, 14 1 - 1 42'nin kaldırılm ası
Komitesi'nin Gölcük' te yarg ı lananlarla ilgili ol arak Ocak için savaşmalı d ı r. 1 41- 1 4 2'yi onayiayan bir Anayasa ile­
ayında dağıttı ğı bildiride dendiği gibi: "Bu ilerici, yurt­ rici, yurtsever kişilerin zindanlara doldurulmas ı n ı n , işken­
sever, demokrat insanlar, bağı msızlık, barı ş, halkın mut­ celere uğratılm asının, düşünceleri nedeniyle insanların
luluğunu istiyor. Em ekçilerin haklı istemlerini destekli­ yargı lanması nın sürdürülmesi anlamı na gelecektir. Bu ne­
yorlar." i şke n ceyle, "gizli örgüt" üyel iği bu nedenle denle, T KP'ne legal çalışma olanaklarının tan ı n ı p tan ı n­
yüklenmek isteniyor. m aması demokratik hak ve özgürlüklerin varlı ğı-yokluğu
Peki ama, "gizli örgüt" dedikleri TKP, nas ı l bir örgüt? sorunudur. T KP davasında yargılananların yükselen ses­
N eyi savunuyor? . N e için savaşıyor? Savcı lar bu konuda leri yalnı zca T KP'nin politikas ı nın ve görüşlerinin h alkı­
tek bir söz etmiyor. Edemiyorlar! Çünkü cuntanın bugü n, m ı z ı n ilerici güçlerin çı karlarını yansıttı ğını doğrulamakla
h alkın "TKP niçin serbest bı ralmıyor? sorusuna verebile­ kalmıyor. Bu, demokratik bir anayasa savaşına da büyük
cek tek bir inandırı cı yanıtı yoktur. En gerici, Am erikan- bir katkı oluyor.

G eçtiğimiz ay içinde Danı şma Mec­ yonlarca Kürt'ü yok saymak, ulusal
lisi'nde T ü rk Ceza Yasasını n 1 41 ve demokratik h aklarını tanımayıp çiğ­
142. maddeleri nde bir değişiklik ya­
p ı ldı. Bun unla Kürt ulusal hakları
Sorumluluk ! nernektir ırkçılık... T ü rkiye'de Kürt
h <ılkı ulusal baskı ve ayrıcal ı k altında
için örgü tlenmenin ve propagandan ın inim inim inietilirken T ürk halkı da
cezası artı rılarak komünist örgütlen­
m e ve propagandanın cezas ı na eşit­
eG. BORA rahat yüzü göremiyor. "Başkalarını
ezen bir ulus özgür olamaz" sözüne
lendi. lerinin ağır cezalara çarptı rılmasının inanan T ürk em ekçi halkı K ü rt h alkı
Kuşkusuz bu; Kürt h alkına, Kürt gerekçesi, T öB-DE R 'in "Kürt Hal­ üzerindeki hiç bir baskıyı onayla­
yurtseverlerine ve Kürt halkının ulu­ kı na anadilinde eğitim h akkı " belgl­ yamaz.
sal demokratik haklarını savunan tüm sini savunmasıdır. Yine "TKP dava­ Kürtlerin ulusal haklarının savunul­
güçlere yönelik yeni bir tehdittir. Bu ları "nda sanı klar "bölücülük"le de mas ı , T ürklerin ulusal duyguları nı h iç
tehditle amaçlanan, Kürt halkın ı n suçlanı yor. Ayrıca 5 2 ol SK yöneti­ de zayıflatmaz. Tersine dünya ulusları
özgür, eşit v e demokratik koşullarda cisi için ölüm cezası istenen iddiana­ içinde dah a saygı n bir yer kazandırır.
yaşam asını sağlamak için yürütülen rnede de aynı suçlama yapılıyor. Sav­ Bu, yalnızca her iki halkın da düş­
savaş ı mı engellem ektir. Ulusal baskı cı DISK yöneticileri için, 1 4 1 ve 1 42' manı olan, ulusallıkla bağı kalm amış
ve zorbalığı daha da pekiştiren gerici nin diliyle, "ırk ayı r ı m ı yapmak sure­ olan işbirlikçi burjuvazinin çı karla­
bir Anayasa h azı rlığıyla sıkıca bağlı­ tiyle milli duyguları zayıflatmaya rını zayı flatı r. Son ceza artırımının da
d ı r. 1 2 Eylül sonrasını n kimi uygula­ matuf, Doğu ve Güneydoğu'da yaşa­ nedeni budur.
m aları bile bu gerçeği kanıtlamaya yan vatandaşları m ı z ı Kürt diye bir Açık gericilik dönemlerinin tüm ün­
yetiyor. örneğin Diyarbakı r' da 62 ayırıma tabi tutarak, bunlara devlet de olduğu gibi bugün de, Kürt halkı
DDKD üye ve yöneticisi için ağı r ve sı kıyönetim tarafı ndan m ezalim ve yurtseverleri üzerindeki baskı lar
hapis cezası ıstenirken de, eski Bayın­ yapı ldığ ı n ı , büyük bir sorumsuzluk T ürkiye işçi sı nıfı ve demokrasi güç­
d ı rlık Bakanı CHP'li Ş. Elçi hakkı nda içinde, hakikatlerı tahrif ederek ifade leri üzerindeki baskı larla yanyana yü­
3 yıllı k hapis cezası verilirken de hep etme cüretini dahi göstermişlerdir" rü tülüyor. Böyle olunca, Kom ünistler,
1 4 1 ve 1 4 2. maddelere başvuruldu. diyor. (Bk.i ddianame , s.249 ) Kürt yurtseverleri , tüm demokrasi
Diyarbakır'ın seçilmiş Belediye baş­ Oysa, T ürk halkının ulusal duygula­ gü çleriyle birliği güçlendirip genişlet­
ka n ı Mehdi Zana da Kürt yurtseveri r ı nı zayıflatma, ırk ayırımı yapma su­ mek amacıyla daha çok çaba ve öz­
olarak bu maddeden yarg ı lan ıyor. çunu işleyenler gerici güçler, faş istler veri göstermek sorum luluğuyla karşı
öte yandan , T öB-D E R yönetici- ve S.T akkeci türünden savcılardı r.Mil- karşıyadırlar!
_ _v_ e_ka p an an k
___A_ çl_ lan
������ J
L_
_ _ _ _ _ ::-:-----:=., �=. " "�:
.zal ve şebekesi, Türkiye'yi dünya
kapitalist pazarına daha sıkı bağla-
,:,:y ,�?.�; ;�
lanamaz, denetlenemez anlık değiş-
melerle aıt üst edecek, yıkıma sü- sızlığı, aynı ..ğ.ı taşıyan
serüvencılı
yarak bunalımdan çıkılacağını öne rükleyecek nitelikte büyük bir is- Reagan yönetiminin gerginlik palı- _
sürüyorlar. Oysa ha ı kın boğazını sı- tikrarsızlık taşıyor. tikasının en hararetli savunucuları


karak sanayiyi "temizleyerek" eko- Rasıantı değil. 24 Ocak'ın en ha- aynı çevreler.
namiyi daha sıkı bağlamaya çalış- •
.
. Bunlar, bugün tüm güçlerini top-
tıkları kapitalist dünyada, giderek --İKI BÜYUK yA LAN rakların ABD çevik kuvvetlerine,
derinleşen bir bunalımdan başka bir atom füzelerine, ülke ekonomisinin
Diyorlar ki, ı98ı' de ulusal gelir
şey yok. ABD de AET de bir buna- emperyalist sermayeye açılmasına
% 4,4 arttı. Yatırımlar, üretici güç-
lımdan çıkamadan ikincisine gömü- seferber etmişlerdir. Ikili bir serüven:
ler gelişti de mi arttı? Arttı da artan
lüyor. Kelin merhemi olsa kendi Bir yanı ülkeyi ve halkı nükleer
gelir kimin cebine gitti? Tekellerle '
başına sürerdi. savaş cehennemine, öteki yanı açlık,
ha !kın gel iri arası nda ki uçurum da-
Bile bile ülkeyi bu bataklığa niçin işsizlik cehennemine götürür.
ha da çok artmadı mı?
sürüklüyorlar? itiraf ettikleri gibi Bu kapıları açabilmek için, başka
Diyorlar ki "enflasyon hızını
gerçekten başka alternatifleri yok kapıları kapatıyorlar. Komünistlerin,
%35'e indirdi k!" Cunta hüküme-
da ondan! Çünkü ekonomiyi değil, yurtseverlerin üzerine zindan kapıla-
ti de patran kuruluşları da "ista-
kendilerini, işbirlikçi tekelci burju- rını bunun için kapatıyorlar. Halka
tistikler"ini kendilerine göre düzen-
vaziyi kurtarmak istiyorlar. Son ola- alternatif diye özal'ın şaklabanlık-
lemişler. Ama gene de gerçeğin
rak Kurumlar vergisindeki % ıo·ıuk larından öte birşey sunamayanlar,
üzerini örtemiyorlar.
indi rimle tekellere milyarlar verildi. gerçek alternatif gösterenleri ezmek
iMF ile yapılan anlaşmalara göre
Oysa onlar güçlendikçe, ekonomi istiyorlar. Boşunadır! Attıkları her
Türkiye,TL nın dış değerini Türki-
değil, gericiliğin nesnel tabanı güç- adım, sonunda yalnızca bankalar, te-
ye'deki enflasyon oranı ile Batı'daki
leniyor. Burjuvazinin genel olarak keller dış ticaret millileştirilsin, top-
enflasyon arasındaki farka göre ayar.
asalaklığı, üretimi baltalaması daha da rak ;eformu yapılsın, KlT'Ier işçi
ıamak zorunda! ı98ı yılında TL%
artıyor. Tekeller devlet eliyle 30 yıl- denetimine verilsin diyenierin ne
48 devalüe edildi. ı98ı enflasyon
dır güçlendiriliyor. ülke kalkınmadı, denli haklı olduğunu daha açık gös-
oranı ABD'de% ıo,AET' de% ıı,5
batmanın eşiğine geldi. Tekelleşme teriyor, gösterecek! •
oldu. Buradan çıkan sonuç Türki-
daha da hıziandıkça ülke daha da
Cuntaya soluk ...
ye'de enflasyonun en az % 48 artı
batacaktır.
ı ı eşittir% 59 olması gerektiğidir.
ı98ı'de Koç'lar, Sabancı'lar,Çavuş-
Hangisi doğru? özal'ın dedikleri Jıı>Başı ı. sayfada
oğulları harıl harıl şirket, işletme yut-
mi bu veriler mi? iki şık var: Ya anti-demokratik anayasa ile, yapıla­
tular. Kastelli, "Günde ı,5 milyar
Tü ; kiye'de enflasyon özal'ın dedi- cak seçimlerde gericiliğin erki sür­
topluyorum" diyor. 1 şçiler in gerçek
ğinden yüksek oldu. Ya da TL 1 MF dürmesi koşullarını hazırlıyor.
geliri ı976'nın yarısına indi. Memur-
ile yapılan anlaşmada öngörülenden Böylesi bir durum, cuntanın açık­
lar ancak ı970'deki kadar tüketi-
daha fazla devalüe edildi. laması karşısında eli kolu bağlı
yorlar. Pamuk, çay, tütün, ayçiçeği,
Aslında ikisi de doğrudur. Enflas- beklemenin ne denli büyük bir ya­
fındık üreticisi kan ağlıyor. Türkiye'
yon hızı bir ölçüde indirilmişse de nılgı olacağını gösteriyor. Cuntaya
de en hızlı artan sayı, işsiz sayısı.
% 40'ın altına inmekten çok uzak- soluk aldırmamak, onun çıkardığı
Ya halkın giderek artan tepkisi sınıf
tır. Bunu söyleseler ücretleri, taban her anti-demokratik yasaya, ilerici
kinine, sınıf bilincine dönüşürse? Bu
fiyatlarını çok düşük tuttuklarını, güçler üstünde süren tüm baskılarına
düşünce şimdi karnı tok-sırtı pekiere
"enflasyondan fazla faiz veriyoruz" güçlü bir biçimde karşı koymak ge­
de rahat uyku uyutmuyor. Kendi
diye herkese malını, mülkünü sattı- rekiyor. 6ı Anayasasının yırtılmasına
karlarından, komisyonlarından feda
rıp, elindeki avucundakini banka- karşı, ulusal demokratik bir anayasa
edemezler. Onun için ulusal ekono-
ıara- bankeriere kaptırttıklarını iti- için güçleri birleştirmek zorunluktur.
miyi feda ediyorlar. ABD, NATO
raf etmiş olacaklar. Ulusal demokratik güçler, üstlerine
başları, AET tekelleri nasıl olsa bizi
öteyandan TL da gereğinden faz- düşen görevleri yerine getirmek için
korur diyerek ekonomiyi emperya-
la değersizleştirilmiştir. Bu ne getir- ı982 yılına, geçen yıla göre daha el­
lizme daha sıkı bağlamaya koşuyor-
miş, ne götürmüştür?Dışalım-dışsa- verişli bir durumda giriyorlar. Tutuk­
lar. Yeni yıla dışsatım ın li bere edil-
tım verileri bunu açık gösteriyor. 1 ş lu tüm yurtseverlere, demokratıara
mesiyle, ve "serbest bölgeler", Türk
Bankasının yayınladığı Ingilizce iki özgürlük! Faşist MHP dışında tüm
Parasını Koruma Yasasının kaldırıl-
aylık ekonomik raporun Eylül-Ekim politik partilerin üstündeki yasak
ması hazırlıklarıyla, yani bu süreç
ı98ı sayısının 28. sayfasında şunu kalkmalıdır! Cuntanın seçim manev­
hızlandırılarak, girildi. Kapılar emper-
okuyoruz: Dışsatımdaki parasal ar- rasına başvurması, bu amaçlara ulaş­
yalist sermayeye ardına kadar açı-
tış % 64,4 iken, miktar artışı % makta olanakları genişletiyor.
lıyor. Kendilerini kurtarmak için yap-
82,2 olmuş, Yani içeri giren bir Evet seçimler yapılmalıdır! Ancak
tıklar ını ülke ekonom isin i kurtarma
çabası diye yutturmaya çalışıyorlar.
dolar karşılığı nda, bir yıl öncesine seçiml� r, halkın tüm özgürlüklerini,
oranla daha çok mal çıkmış. ulusal egemenliği güvence altına alan
Oysa, dün kurtuluş diye dayattık�
Dışalıma bakıyoruz: Parasal artış ulusal demokratik bir anayasa ile
ları montaj sanayi, bugün nasıl kendı
% ı5,4 iken miktar artışı yalnızca yapılmalıdır. Bu görev, cuntanın se­
başlarına bile bela olmuşsa, şimdi
% ıo, 9 olmuş. Yani dışarı çıkan bir çimlerden sonra değil, hemen dağı­
kurtuluş diye dayattıkları "iç talebi
dolar karşılığında, bir yıl öncesine tılması, tüm ulusal demokratik güç­
kısma-dışa açılma" da yarın daha
oranla daha az mal girmiş içeri. lerden oluşan yurtsever subayların da
büyük bela olacaktır. Açılan yerden
üstelik dışalım-dışsatım açığı 4,5-5 katıldığı tüm ulusal demokratik güç­
bunalım fışkırıyor. Kapitalist dünya
milyar dolar olmuş. lerden oluşan geçici bir demokratik
pazar;nda "korumacılık" önlemleri
Kazanan kim, yitiren kim? Çok hükümet kurulmasıyla başarılabilir.
artıyor. Dışsatım ürünlerimizin satış
açık! Emperyalizm, dışsatım vur- Dünyamızın büyük tehlikelerle kar­
olanakları ve fiyatları düşüyor
guncusu tekeller ve para spekülatör- şı karşıya olduğu günümüzde, ancak,
24 Ocak politikası bir serüvendir.
ıeri.Karşılarında ise 45 milyon halk! demokratik, bağımsız bir Türkiye
Halka ve ülkeye gelecekte çok daha
"Enflasyonu indirdik, dışsatımı pat- bölgede gerçek bir barış etkeni
pahalıya oturacak bir serüven. Bugün
ıattık" yalanı ise tıpkı "Sovyet tah- olabilir.
vardığı yerde, bu gözü dönmüş
didi" yalanı gibi, 45 milyon işte bu
politika, KiT'Ieri, banka-banker sis-
gerçekleri görmesin diyedir. 31 Aralık 1981 TKPMK
temini, dış ticareti, önceden hesap-
Biz de beklerneyelim !
ıııı- Başı ı . sayfada yönet im i arasında pazarlıklar yapı­ lediği mlzi kavramalıdır. Abartmalar­
Polanya'ya karşı kin kusmayı, hem lırken, öte yan dan DiSK yargılama­ dan kes i n likle kaçın malıyız. Yığın­
de T ü rkiye'deki cuntayı bali an dırma­ sı yürütülüyor. "Biz bu gi dişe s ilahlı Iarla diyalog kurar. Ne onları bir
yı denediği nde tüm dü nya kamu­ kuvvetler içinde A tatürkçü subay ve karşıt görüp mat etmeye çalışır, ne
oyunda i yice gül ünç oldu. assubayları n kaygıyla baktıklarını gö­ de b i r öğretmen edasıyla konuşur.
B i len yoldaş l l Ocak günü Rea­ r üyoruz. Atatükçü olduğunu söyle­ B i ldirin i n sağlam, zorunlu bir yapısı
gan'a yolladığı mektupta A B D em­ yen askersel cuntayı başlangıçta des­ vardır. i lginç bi r başlık, di kkatleri
peryalizminin bu iki yüzlülüğünü teklemiş o l an Kemalist çevreler, ar­ çeker. Bunu, kime sesleniyorsak,
gözler ön üne serdi. B ilen yoldaş dış tan ölçüde bu gidi şin karşısına çıkı­ ona yönelen bir hitap i zler. B ir iki
bas ı n da yankı ları hala süren bu mek­ yor. 52 sendikacıya karşı i dam is­ cümleyle dikkatleri, an a f i kre çeke­
tubunda, şöyle di yordu : temiyle yargılama, işte ordunun bu riz. Somut durum, I şte bu f i ki rle
" Si z Poi onya ve Sovyetler B i rliği ' yurtsever kesimler i ni de halkla karşı bağlanır. Daha sonra en çok di kkat
ne karşı uygulamaya çalıştığınız karşıya getirme am acını taşıyan bir etmemiz gereken kanıtlama bölümü
ambargoya i n sancıl ve ahlaksal neden­ provokasyondur. B öylece geleceğ i n gelir. Ana f ikr i pekiştiren, söyledik­
lerden başvurduğunuzu söylüyorsu­ sözde demokratik rej iminde d e ordu lerimizin geçerliliğini kanıtlayan veri­
n uz•.. Oysa s i z hiçbir yasallığı olma­ tümüyle gericiliğin hi zmetine sokul­ ler, olgular , olaylar sıraı anır. Herkesi
yan Türkiye 'deki cuntayı destekliyor­ mak isteniyor ... " ikna edemeyiz. Ama insanların f arklı
s unuz. Bunu kendi çıkar bölgeniz Görülüyor, işçi lerin, emekçilerin, düşü ncelere, alışkanlıklara ve önyargı­
ilan ettiğiniz Orta Doğu'daki uğursuz yurtesever aydınların, sendikacıların, lara sahip olduklarını da gözardı ede­
amaçlarınıza ulaşmak için yapıyor­ subayların, hep imi zin geleceğ i , 5 2 ' meyiz. Kanıtlarımız, çeşitli alanlara
sunuz. Sizin Türkiye'deki askersel lerin geleceği ile bağlıdır. DiS K dava­ ( ekonomik, politik, ahlaksal, gele­
diktatörlüğe verd i ğini z açık destek, sında verilecek en küçük bir mah­ neksel) dayanmalıdır. Ve sonuç : Ana
halkımıza açlık, yoksulluk , baskı ve kumiyet kararı bile, gelecekteki T ü r­ f i kri yineler, kime seslenmişsek, onu,
zorbalıktan başka bi rşey getirm i yor. kiye'yi en küçük bir temel demok­ belli bir yolda düşünmeye ya da dav­
Açıktır : Sizin insancıl ve ahlaksal ratik hakkın, özgürlüğün olmayacağı ranmaya çağırırız. Çağrımız elbette,
nedenlerden hareket ettiğiniz yolun­ bi r rej ime mahkum etmekti r. yığınların durumuna, oıanaklarımıza
daki sözleri n ize dünyada en son 52 ' 1 erl kurtarmak olanaklıdır. 5 2 ' uygundur. Mümkün olmayanı ıster­
in anacak olan halk T ü rki y e halkıdır. " leri kurtarmak ülkeni n geleceğ ini sek, o zaman güveni de, etkiyi de bir
Cunta içte ve dışta yalnızlaştıkça, kurtarmanın yolunu açacaktır. 5 2 ' 'anda yok ederiz.
A B D yönetimi nden destek arıyor. lerle, DiSK'le dayanışmada kuru­ Olanak varsa ç i zimden yararlan­
T ü rk-i ş yönetimi tabandan yalıtlan­ lacak birlik, demo kratik, barışçı bir mayı, renk kullanmayı, büyük harf
dıkça cunta yönetimi nden destek T ü rkiye 'nin haber c i s i olacaktır. Ge­ basmayı, ya da soru-yanıt anlatımı
alıyor. Cunta A B D 'nin çevik kuv­ leceği boğmak Isteyen cellatlar bek­ gibi biçimsel yanları da asla küçüm­
vetler vb. dayatmaları karşısında lemiyar, bi z de beklemeyel i m ! sememeliyiz.
• "Sonucu, yığınların savaşımı bel i r­
gerilerken , T ürk-Iş de cuntanın Işçi
ve sendikal haklar konusundaki baskı
ve dayatmaları karşısında geriliyor. Bildiri ateşi leyecektir" di y6r; bunun için çalı­
şıyoruz. I yi bir bildi r i , açıktır, bi zim
5 2 ' 1 erin i dam istemi yle yargılan­ ıııı- Başı 2. sayfada yığınlarla ne denli kaynaştı ğımızın
ması ile A B D ve· NATO başlarının ka nokta ise, kanıtları, verileri , olgu­ da iyi bir aynasıdır. K i me sesleniyor­
ülkemi z üzerindeki baskılarını artır­ ları kullanmayı, ikna gücü yüksek sak, onun düşüncelerini, duyguları­
malarının aynı döneme gelmes i bi r bildiriler çıkarmayı becerememektir. n ı , alışkanl ıklarını, önyargılarını, en
rastlantı değ i ldir. Bu, A B D emper­ Elbet bildi riyi yalnızca düşüncelerle çok nelerden etkilendiğini , ne ile il­
yalizminin dünya barışını tehdit eden örmek yanlışt ı r. Ama salt duygulara gi lendi ğ i n i , yaşadığı ve çalıştığı yer­
politikasının, aynı zamanda tek tek seslenmek de yetmez. Kime sesıe­ deki somut gelişmeleri en iyi bil­
ülkelerdeki i şç i haklarını, sendikal niyorsak, onun, toplumsal, sınıfsal ve mek. Bu olmaksızın, i yi bir bildi ri de
h areketi, demokras iyi tehdit etti ğini kişisel duygularını da, verileri miz, olmaz.
gösteriyor. Onun için tüm dünya olgu ve kanıtlarım ızla düşüncelerini B i r yoldaş, "iki ölçü var" diyor.
barış ve demokras i güçleri 52 'J ere de harekete geçirmeliyiz. B i ldiriyi yazan, dağı tanın hangi tehli­
özgü r l ü k diye haykırıyor. Aj i tasyon ve propaganda bilim i , i y i keleri göğüsledi ğini düşündü mü , her
Kendi ülkesi nde sendikacıları zin­ b i r b i l di riyi nasıl tanımlıyor? .Kısadır. satırı titizlikle ve en verimli bir bi çim­
cire vurduran Reagan yönetiminin H erkes okur, çabuk el değ i ştirir daha de kullanır. B i ldi riyi dağıtan, i çer i ğ i n
açık desteğini verdiği bi r cuntanın çok basılabilir. Saldırıdadır. Düşmana bili nciyle davrandı m ı , e n etkin, e n
demokrasiye geçiş vaadlerine dü nya­ pelemi kler dayatır, savaşı onun dile­ planlı v e güvenlikli dağıtımı örgütler.
da i nanan kaldı mı? Bu vaadierin diği alanda deği l, bizim beli rlediğimiz Ok, hedefe vardı mı? Deneylerimizi,

1
düzmeceliği DiSK davasında daha alanda yürütür. S omuttur. Ne söyle­ Atılım'a yazalım.
belirginleşt i . yeceksek, yalnızca onu yazmak. B u­
T K P ' ni n Sesine kulak ver
B u cinayet girişimine karşı B i len nu yazarken, bu somut olayı, di kkat­
-

yoldaş 12 Ocak günü Kenan Evren'e li bir biç imde ana f i kirle ve merkezi
gönderdiği uyarı mektubunda şöyle aj itasyonla bağlamak. Süreklilik , bil­ H erg ü n saat 5 'de
diyor : "Bu yargılama s i zin açıklama­ diri i çin de çok önemlidir. Ko nsp i­
25 m , 1 1 820 k H z
larınızdaki demokrasiye dönüş söz­ rasyon, di siplin çerçevesi nde, düş­
l eriy l e de çelişiyor. B u sözleri n bir manı süre ki i bild i ri ateşine tutaca­
manevra olmasından çıkması ıçın ğız. H er bildi rinin yığınlardaki etkis i­ Saat 7, 9, l l , 1 3 , 17, 19 'da
önkoşul 5 2 DI SK yöneticis inin ve n i, yarattığı soru ları, eksi ki iki eri de 3 1 ,3 m , 9585 k H z
terörl e i l g i s iz bi nlerce yurtseverin s ürekli araştıracağ ız. Herkes tarafın­
özgürlüğe kavuşmasıdır. DISK'in açıl­ dan anlaşılır. "Yığınların bizim flkir­
ması, T ürk- iş'in üstündeki baskıların lerimizi anlayamayacağından kork­ Saat 21, 23, 0 1 'de
s o n a ermesidir. Faşist MHP dışın­ mamak gerek" diyor Lenin. Yeter ki 48 ,4 m , 6200 k H z
da ki tüm politik parti lerin üstündeki biz anlatmasını b ilelim. Ki taplardaki
yasağın kai kmasıdır. " süslü cümleler yer ine, konuştuğumuz Pazar günleri b u n l ar a e k
Bir yandan ordudaki MHP ortak­ d i lle yazalım. B i r atasözüyle, bi r ben­ saat 15 'de
o l ar a k
lar ı nın açığa çıkarılmaması i çi n T ür­ zetmeyle ifadeyi zenginleştirelim.Gü­
3 1 ,3 m, 9 5 8 5 k H z
keş'lerıe, ü sler için A B D ile cunta ven verir. Okuyan, bizim doğru söy-
MILITANLARDAN
Karadeniz ' den Ad1 sendika
1 2 EylUl'den son ra Karaden iz böl­ sözleşmeler hiç i şlemiyor. Artvin'de Sayın At ı l ı m yet kilileri ,
gesinde de halkı n geç i m i epeyce zor­ polis ve s ı kı yönet i m işbi rliği ve B i z bu mektubu Karabük D em i r
laşt ı. Devlet üret i c iye borçları nı öde­ baskı s ı çok yoğun. Okullar bile ve Çel i k i şl et meleri nde çalı şan i şçiler
m iyor. Elde kalan çaylar da cabas ı. karakol h al i n e gelmiş. Anarşi st arı ­ adına yazı yoruz. 1 şletme bizim ayl ı k
Borçları n öde n m em es i yaln ız ü ret i ­ yoruz diye sürek! i evleri bası yorlar. ücretlerimi z i , primleri m i z i , Kurban
c in i n değil, esnafı n d a beli n i büküyor. Bölgede öğretmen sürgünleri n in ise Bayramı i kramiyel er i mi z i ödemedi.
i şten at malar sürüyor. En başt a h addi h esabı yok. Biz de üç gün verilen yemekleri
i l erici işçiler. 1 2 Eylül'den bu yana Ama cun taya karşı halkın t epki s i yemed ik, otobüslere binmedik. D i ­
yal n ı z F i sko Birlik'ten 5 00'e yakı n d e artı yor. özelli kle h üküm et i n fın­ reniş yapt ık. Yapt ı k ama bizim
işçi at ı ldı. Mevsimlik işçiler i n yarısı dık, çay ve tütün ile i l g i l i aldı ğı satılmış sendikam ı z ı n başındaki ağa­
i ş bul am adı . Son gü n l erde s ı kı yöne­ önle m l erden sonra bu tepki l er daha l ar s ı kı yönet i mi n emri i le bir bi l diri
t i m görevlileri n in de rüşvet aldı kla r ı da artt ı . Fakat şimdilik örgütl ü dağıttılar.
söyle nt i s i yayıl ı yor. karşı ç ı kı şlar deği l bunlar. Daha Bi l diride bize açıkça bir daha böyl e
Ağustos ayı n dan bu yan a po l i s çok cun taya uşakl ı k eden eksper­ bir şey yaparsanı z hakk ı n ı zda iyi ol­
kadroları iki katı na çıkarı ldı . Trab­ lere , fab r i ka m üdürlerine ve di ğer maz, fena yaparı z diyorlar. Peki ,
zon, işkencen in en fazla yapıldığı yönet i c i lere karşı tepki l er bel i r i yor. b i z i m hakk ı m ı z ı aramak i ç i n başka
yer. Emn iyet Müdü r ü faşist, polisleri n Bunlar dövme, teh d i t etmeye kadar yolumuz var mı? Bildiriye şöyle
çoğu MHP ' I i . ı . Ş uben i n duvar l ar ı varıyor. başl amışlar. "Saygı değer Çel ik i ş­
k a n izleriyle kapl ıymış. Birç ok ki şi Başka bir örnek vereyi m : Evren çisi ". 1 ş kandı rmaya gelince saygı ­
bu du rumu Konsey'e kadar şi kayet T rabzon 'da kon uştuğunda, civar il­ değer oluyoruz.
et t i. S ı kı yönet i m savc ı s ı sonunda lerden kimse gelmedi . Evren ç ay D iyorlar ki, "Çel i k-i ş üyeleri alı n
durum u araştı rmak zorunda kaldı. i ç i n al ı nan ve üreti c iye büyük zarar terinin karşılığını alı rken h uzursuz­
Ne var ki , 30'a yakı n solcunun ka­ veren ön lem leri savunmaya kalkt ı ­ luğu bir araç olarak kullanmamış­
t i l leri olarak yine soıcular ı göster­ ğ ı nda, var olan 1 0-15 b i n kişin in t ı r. S izler üretiyor, al ın terinizin
miş Emn iyet Müdürü! Sam sun i f l as de çoğu dağı l m aya başl adı . "Gitti karş ı l ı ğını istiyorsunuz. Bu en doğal
eden esnafl arla dolu bi r şehir oldu. bi r hırsız, geldi bir h ı rsı z". H alk ı n hakk ı n ı zd ı r. Yurdunu seven ve üre­
i şçi ler hergü n pol is operasyon ları na şimdi cunta i ç i n söylediği bu. t imden başka birşey dUşünmeyen
uğruyor, dersek yalan olmaz. Toplu Fahri K. -Samsun çelik işçisi h i çbir zaman t ah r i klere
kapılmamışt ı r. " Ş imdi biz soruyo­

YIGINL ARIN iÇiNDE


ruz, ücretlerimi z i en doğal h akkı­
mızı ödem eyerek huzursuzluğu kim
yaratı yor? Bizim hakk ı m ı zsa ücre t ­
ı e r l m i z i n i y e vermiyorlar? H akkımı zı

Aydtnlart kazanmak
al m ak için d i reniş yapt ıysak, biri­
sinin bizi t a h ri k etmesi mi lazım?
Ş i mdi devam edelim : " I ç i n i zde
Aydı nlar , bağı m sızlık, barı ş ve demokrasi savaşımında et k i n bir güç. i şçi verilecek hakları n bu olaylarla ilgili
s ı nı fı m ız ı n devr i m savaşımı nda ö n emli bağla şığı . Ben, büyük bir kentte bu ol arak ödend i ğ i dUşüneesine kapı lan­
etkin ve ö n em l i kesim i ç i ndeki part i ç a l ı ş m ası deney i m im i z i n kimi yönle­ l ar ç ı kabi l ir . Bu doğru değ i l dir."
rine değineceğ i m . Biz de diyoruz ki, bal gibi doğru­
Genel olarak, i l i m izdeki aydı nların örgütleri içi nde , oldukça et kin bir dur. D irendi k , h emen al dık. I şlet­
ça l ı şma yürüttüğümüzü söyleyebi l i r iz. N e k i , 1 2 Eylül'den sonra geri dönüp meni n para s ı kıntısı üç günde mi
bakt ı ğ ı m ızda geniş aydı n yığı nlarını yaygı n ve kal ı cı olarak demokrasi sava­ yok. oluverdi ? D evam edeli m : " Y e­
şım ına kazanam ad ı ğ ı m ı z ı da görüyoruz. mek tanrını n verdiği nimet t i r. Bunu
Bunun başlıca nedenleri : Ağı rl ığı m ü m kün oldugu kadar çok aydını hızla ç ok i y i b i l en çelik işçisi i sraf ı n ve
partiye kazanmaya ver m em i z , partiye kazandı kl arı m ı zın, h atta k i mi sempa­ h aramın ne demek ol du ğunun bi l inci
t i zanlar ı n önem lice bir bölü m ünü, h ı zla kendi alanları nda ve yığın örgütlerin­ i çindedi r." Bizim dini duygularımızla
den farklı alanlarda çalışmaya yönelt m e m i z o l du. Kuşkusuz , part i m izin diğer işte böyle oynuyorlar. D in i n arka­
görevlerde de h ı zla kadr oya gereks i n im i vardı. ü s te ı i k , bu aydı n kökeni i kadro­ sına gizlenip satılmışlıklar ı n ı g i zle­
ların, becerileri ' ve düzeyleri de oldukça iyiydi. i şçi k ökenli yoldaşlarla h ı z l a rn eye çalışı yorlar. Peki çocukl ar ı mı­
kaynaşı r l ar , karşıl ıkl ı bi r bi rler i n i n olumlu n i teliklerinden yararlan ı rlar diye zın r ı zkını vermemek gUnah değ i l
düşü nerek, onları hemen t e m el örgütlere dağı t manın yararlı olacağı na da !nan ı ­ m i ? Başkalarının hakk ı n ı n üzerine
yorduk. B u durum o l um l u sonuçl arla birl ikte soru n l ar d a get irdi. Y eni part i ­ oturmak günah değ i l ml ? Para ver­
lenmiş, aydı n kökenli yoldaşlar, çalışt ıkları alana ve yoldaşlara uyum zorluk­ m emeye, hak yemeğe gelince dini
ları çekti ler. Aynı şekilde işç iler de onlarla uyum sağlam akta zorlandı lar. unutuveriyorlar.
Deneyi m i m iz, aydınlar içi ndeki çalışmada, onları kendi alanları ndan ve Y i ne t ekrar ediyorlar : "Si zler vata­
kendi yığı nlar ı n dan kopar m adan örgütlern eye di kkat etmen in gerekliliğini nınızı, devlet i n i z i seven fedakar i ş ç i ­
gösterdi . Aydın yığı nlarını tutarlı demokratlar, barı şseverler ol arak kazanmak, ı e rs in i z . En zor günlerde üret i m i
uzun, sabı rlı bir çalışma, bunu yürüt ecek kadro ist iyor. B i r yığın örgütünün düşünm üşsünüzdür. Y i ne böy l e ola­
yönet im ine ko m ün istleri n seç il m es i , tek başı na, o örgüt üyesi geniş yı ğı n l arı n , cağı na kalpten inanıyoruz." Bi ze ne
demokrasi savaş ı m ına kazan ı ldı ğı an l am ı na gelm iyor. söylüyor bunlar? Biz i tehd i t ediyor­
Asıl iş ondan sonra başlıyor. i lk dön emlerde h ayallere kapı ldı ğ ı m ı z , bize oy lar. Bir dah a h akkı n ı z ı aramaya
verenl erin çoğunun demokrasi savaşına hemen kat ı l acaklar ı nı sandığımız oldu. kalkm ayın, yemeyin, içmeyin yalnı z
Aydı nlar i ç i nde, başar ı n ı n t e m el ölçüsü , ne l<adar çok par t i l i kazan ı ldığı çalışı n... Peki a ç i nsan nas ı l çal ış ı r?
deği l , çal ıştığı m ı z alanda ya da yığı n örgütü i çi n de ne kadar gen i ş ki tleyi Bi z vatanı mızı herşeyden çok severiz.
özlük ve ekonom ik h akları için savaşı m a , demokrasi , bar ı ş savaş ına akt i f Ama biz köle gibi çalıştıkça, bundan
katabildiğimizd i r. Böylesi dem okrati k savaş ı m deney i m i nden geçmeyenleri, vatan deği l , bir avuç vatan satıcısı
part i lemede , hatta akt i f sem pat izan yapmada acele etm ek yar arlı ve veri m l i yarar sağlıyor. Bize bu bildiriyi dağı­
olm uyor. Bununla, ge n i ş b i r sempat i zan halkas ı n ı n gerekli ve yararl ı olmaya­ tanlara b i z de diyoruz ki : Vatan
cağı n ı söylemek istem iyorum. Ters i n e, küçük, deneyli bir part ili çeki rdek ı ç ı n s i z bir gUn olsun aç çalışın
çevresinde geniş bir sem pat izan h alka tutab i l m ek, part i n i n güvenliliği, parti da görel i m .
n orm l arının yüksek t utul m ası açı s ı n dan en yar ar i ısı gör ü nüyor.
M.Barutçu- Ankara Ahmet R .-Ka m i l T .-Karabilk

You might also like