You are on page 1of 8

Bütün ülkelerin proleter/eri, bir/eşiniz!

ATillMTürkiye komünis t Partisi Merkez Komitesi o rganı


Yıl 2, Say ı 11

Kasım 1975
(23)
Işçi :ımı/ının, sendikalann
birliği, devrim hareketinin dayanağı
ve yüriitücüsüdür.
politik

- Sald1nya karşi -
Sovyetter Birliği Komünist �artisi Merkez Komitesi
Genel Sekreteri Leonid lliç Brejnev yoldaşa
Mem/ekette ilerici ve aşı rı gerici
güçlerin karşıl1klı iki uçta to planma Çok değ er l i L. 1. Brej nev yo lda ş !
süreci hizlan1yor. S1nd savaş1m1 sert­ Büyü k O ktobr So syal ist Devr i m i ' n i n 58. yr ldönü m ü rı ü Tür kiye Ko m ü nist Partisi,
leşiyor. Işbirlikçi büyiik burju vazi, ge­ Türkiye pro letaryasr adına en s ı c a k d uygula r ı m ı z l a yürektefl se l ô m l arrz!
rici egemen çevreler ve bunlann Sovyetler Birl iği, batrr Sovyet halkı, Ko münist P a rtisi ' ni n Le n i nci yöneti m i altı nda,
o luştu rduğu o rtak hiikümet ç1kar yo­ gel işmiş sosyalist d üzen i ko m ü n izme götürme yo l u nda ye ni ye ni d ev a d ımla r atıyo r.
lu, öteden beri o lduğu gibi, ilerici 24. Kongre karar l a rı , B eş yı ll ı k Plan so m ut b i ç i m le riyle, b ü y ü k başa rı l a rio u yg u l a n ı ­
güç/ere karş1 sert bask1y1 artumakta yo r, bitir il i yo r . Böylıe s i b i r utl u , büt ü n yeryüzü k o m ü n i stlıeri için old uğ u gi bi, bizim
görüyor. içirı de savaşta en ye nilmez g üç kay n a ğ ı d ır.
Ara seçimlerle işbirlikçi burjuvazi Te k n i k ge l iş mede, bilirnde devrim ler yapan, uzay çağ ı n ı a çan Sovyetler Bi rl i ğ i , b u
bunalim1n içinden çılwmazd1 ve Çl­ y o l d a d a g ö z kamaştrriCr ye n i ye ni utk ula r kaza nıyor. Ard ı sı ra iki Sovyet u z a y i stas­
lwmadi. Bunalun s üreci daha kar­ yon u n u n Venüs gezegenin e-Çoba n y ı l d ı z ı ' n a i n d iril mesi b u sıçrayı ş i a r ı n en taze
maşiklaşti. Bugünkü anti-demokratik örne ğ i d ir.
düwne, halk düşmam hükümete kar­ S . B . K . P. ' n i n som u t barış p ro g ra m ı , Tür k-Sovyet h a l k l a rı nı n dostl uğunu g ü çfendir­
ŞI en başta işçi s1mfmdan, genellik­ me eyle m leri, d ünyada gergi n l i ğ i yu m u şatma savaş� m ı , 58 yr i d ır a rd ıeri s ü rd ü rü le n
le geniş halk yiğinlan aras1t1dan ge­ bu Lerıi nci barış politikası ya yıi re r e m perya�ist çevreleri, zorba l ı ğ ı , yeniden faJizmi
len direniş biteviye artıyor. Direnişte ha�klara dayatm a k isteyen a zrlr gerici g ü çleri g e m l i yo r. B ü y ü k komşu m uz u n bu
baş1 çeken i�çi Slnifltlln Çikişiarı ör­ uğ u rdaki dev savaşı Tür kiye h a l kı n ı da ulusal bağ ı m sızl ı k, ileri bir Tür kiye , barış,
gütlü, ard1cıl bir nitelik aliyor. Sen­ demokrasi ve s o sya l ku rtuluş için olan di reni şinde yüreklendiriyor, esin liyor.
dika, grev, gösteri, yürüyüş, p ro testo B i z, Tü rkiye ko m ü n ist leri T ü rkiye i şç i srmfr , ve h a l k ı m ı z a d ı na , Sovyet halkı n a,
hareketleri zinc irleme gidiyor. Halki­ L� n i n ' i n p a rt i si ne, o nun Len i nc i yönetimine ye ni yeni b ü y ü k başar ı lar dileriz!
miZin u lusal, po litik istekleri için:
Ileri demo kratik bir düzen ve hükü­ 3 Kasım 1975 Türkiye Ko m ü n ist Partisi
met için, banş ve özgürlük için yürü­ Me rkez Ko m i tesi Genel Sek reteri
tülen savaşim yeni boyu tlar alıyor. 1. Bilen
Komünist Partisi'nin politikasi, savaş
be/gileri, sloganla" gitgide halka
yaytiiyOr. Grevlerde, gösterilerde bu Terör ve Şoveniıni
belgiler, slo ganlar gür s es/e hay�I­
işbirlikçi b urj uvazi te rörle şoven iz mi b i r a rada y ü rütüyor. Gerici, faşist karmaı; ı
nliyor.
h ü k ü met, mem!e!cet ç a p ı n d a geniş h a l k yığ ı nj a rı na: işçi s ı n ıfı na, anti-emperyalist
Erki, egemenliği elinde tutan ge­
güçlere , d evri m c i , i l erici örgütlere, u lusal top l u l ukla ra , bunla r a rasırıda özellikle
ıici, ifbirlikçi çevreler, bunlann par­
K ü rt h a l kı n a ka rşı ka nlı b i r sav a ş a ç m ı ştır.
tileri ve o rtak hükümetleri bu geli­
Erl<:i el i n de tutan i ş b i rlikçi çevrele r ve h ü k ü metler i , uyd u r m a nedenlerle, Kü rt �a l ­
şen direnişleri kumak, silôhla ezmek
krnrn ü zerine ko m a ndo l a rı sürüyor. B u nlar köyleri basıyor. Çoc u k, k a d ı n, erkelc,
p /ôn1 p eşindedir. Once Koçlar, Sa­
« suçl u -s uçsuz,. demeden ö n ü ne ge l e n i kurşu nl uyo r, sap a d a n geçt riyor, t ut uk l u yor.
bancı lar, ho ldingci/er lımir ve Istan­
Bu zo rbai r k politikası yen i değ i ld i r. K ü rt halkı bu zor l a «öz ü m se me" po l i t i kas ı n ı n
bul'da Ç1k1ş yapt1lar. Hükümete, bas­
acıl a r1 nr a ro l� k srz çekiyor. B u zor balrk, «Öz ü m seme», zorla Türkleştirme pol i tikas ı nı n
kilan uyguliyon Milli Güvenlik Kuru ­
b i r yanı da şove n i z m k r ş k r rtıı:.rlrğ r d r r. B u n un l a , b u rj uvazi T ü r k v e K ü rt halklarının a ra ­
lu'na yönerge, buyruk ve rdiler. Gtev­
sına kama sok m a ya, o n l a rm ortak d üş m a na karş ı sava�to birl i ğ i n i kır maya çal ı ı; r yo r .
lerin, gös terilerin yasak/a nmaSiril,
Vir a n ş�hi r'de, Tuzluca'da, Doğ.ı Beyazrt'ta, K a racadağ ve d a h a b i rçok yerlerde
ücretierin dondurulmaslm, adirlik ve
ko m a ndo baskınları n ı M IT, CiA servisler i niı:ı, Maoculann, h� r boy d a n prova katör­
düzenin» sağlanması m istediler.
lerin kışkırtmalorı izledi. Milleti Nurha k dağ l a rında «silôha s arı l m a ya .. çağırdılar.
Demirel yaygaray1 kopardi: "Tür­
H a l kı, sonu karanlık çrkmazlara; kanlı serüveniere sürüklemek istııdiler. Besleme,
kiye iki cepheye bölünmüştür», de­
i ş b i r l ikçi bası n, kamuo y u n u şaşr rt m a k için, her aşcğ r l r ğ r yap ı yor .
di. Arkasindan Sancar ç1kti: «Birlik,
Kürt beyleri , ağad ed el er i , şeynleri, Kürt b u rjuvazisinin işbirlikçi kesi m i , öteden beri
beraberlik düşmanlanndan "• «ulusal
gerici, işbirlikçi Türk b ur j uva z i s yle, halk düşmanı h ükümeıtler le, e m per ya li�tl erle ,
varl1ğa /(Iyon/ardan » söz etti. Yum­
NATO'cufarla, tnilitarist paşatarla elele yürümüşlerdir. Bunlar sın ıfsal yapıda, sö­
ruk/arım s1kt1: Geçerli tedbirler alı­
m ür ü ve ezgi düzeninde birbirlerine pek yaprşıktırlor. Bl.lgürı Mecliste, Senotodcı.,
u

nacağim" açikladt.
h ü k ü mette, Kürt köke n l i 157 saylav, b a ka n , se natör vardır. B un l ar en gerici parti­
Arkalanm emperyalist/ere dayiyan­
leri n ü yeiEıridir. K ü rt hal kılila karşı , T ü rk h a l k ı n a kar� Demireller h ü kiimelin i n , Sarı­
lar, bLinlann hükümeti, po lisi, jan­
c.a r�arın yürüttükleri baskı ve terör ü b u nlar destekl iyo r. Şovenizmi, Türk kafata·sçıla ­
darmasi, faşist komando/cm, «Gü­
la rıyla b i dikte b u nlar y ü rütüyor.
verı/ik Mah�etneleri�, NATO'cu ge­
Doğ u Beyazıt'ta k o ma ndo baskı n ı nı Va n i linin iyesi, AP'rı i n üyesi ve saylavr
neralleri, her tiir ezgi draçlanyla hcıl­
Ki nyas Ka rtallar tLJttu . T uzl uca'da Kürt kö yl ü ler i Hacı Oter ve Ahmet Ad ı y a m a nl a rın
ka karş1 saldmdadu. Bu saldınyt ktr­
kanlı oyunlar ı na kurban gitti. Bu a ğ a l a rdan her biri n i n 10-15 köyü vardrt. Kürt
mak gerek. Bu da ancak; bütün yurt­
halkı, K ü rt köy l ü s ü , e me kçis i üç katlı ezg i altındadır. T ür k b urjuvazisi, Kürt be yi,
sever güçleri" örgütlü, yığınsal,
Aınerika l r sr, emperyal i st b i n m i ş s ı rt ı n a . Türk ve Kürt halkları i çtn, pro letqryası için
ardicii s avaşlarıyla olabilir.
orta k düşman bö yl e si ne somuttur. (D ev a m ı 3. sCJt,fada)
2

Vumuşama süreci ve köylülük Gençliğin uyanıklığı


Devrimciliğin temellerinden biri uyanıklıktır. Lenin, devrimci uyanıkl�ı bütün yön­
Avrupa Güvenlik ve lşbirfiği Konferan­
leriyle işlemiştir. Ama burı<�n koşullara göre uygulanması yine de güç ve karmaşık
sı gerginliğin azalmasını, halklar ara­
bir sorundur. Ozellikle ilerici gençliğin burjuvazinin doğrudem doğruya veya Maocu
sında dostluğun geliştirilmesin-i ve ba­
gibi provokatörlerin, Kıvıkımlıcı gibi sapıkların eliyle giriştiği saldırı ve oyunlar
rışın kuvvetlenmesini sağlaması bakı­
karşısında uyanık olması sarunu kesin bir ardıcıtlık ister. Bu olmazsa, yıllar boyu
mından yeni btr dönem açtı. Bunda Sov­
verilen savaşkırio elde edilen kazanımlar, kısa bir zamanda yitirilir, hareket yoz­
yetler Birliği'nin, öteki sosyalist ülkelerin,
laştırılır.
kapitalist ülkeler işçi ve komünist parti­
Son zamanlarda, ilerici gençlik, işbirlikçi burjuvazinin, bozguncuların kışkırtma­
lerinin, demokratik örgüt ve kuruluş.lamı
ların-o yalcasım vermerneğe çalışıyor. Bu alanQa bilinçlilik gQsterdiği ortadadır. Ama
katkısı büyük oldu. Bu güçler arasında
bu, bir yandan baD ilericilerin başını döndürmekte, öte yandan da, bufjuvaziyl yeni
geniş köylü yığınları da önemli bir yer
provokasyon yolları aramaya zorlamaktadır.
tutuyor. Türkiye'de olduğu gibi, Avrupa
Demirel HLikümetinin politikası, programı bir yanıyla anti-komünizme dayanıyor.
ülkeleri nüfusunun da önemli bir kesi­
Gençlik direnişlerinin düzenli, disiplinli yürütülmesi, ajan ve provol<otöderin önemli
mini köylülük oluşturuyor. Köylü�er,
ölçüde etkisiz hale getirilmesi, en çok bu gerici hükümeti, işbirlikçi, faşist partileri
emekçi halkın öteki kesimleri gibi barış
rahatm ediyor. Bunlar taktik değiştirdiler. Daha doğrusu eski bir taktiği yeniden
ve güvenlik içinde yaşamak istiyor, har­
uyguluyorlar: Başbuğ Türkeş'irı �Oikü Ocaklarından ayrılmak isteyen, öldürülecek­
be, yıkıma karşı çıkıyorlar.
tir" emri yerine getiriltyor. Oldürülen aldatılmış gençler anti-komünizm bayrağı
Avrupa'nın 22 ülkesinden köylü parti­ yapılıyor. Komandolar, yurtsever gençliğin savaş silôhlarından biri olan boykot di­
leri ve benzeri örgütler işte bu amaçla
renlşleririi yozlaştırmak amacıyle, bazı aldattcı slogarı.larla .okullara el koyuyor, boy­
Bulgaristan'ın Varna kentinde, Ekim ayı
kota gidiyorlar. MIT ajanları, kapitalist ülkelerdeki işçiterimizin sınıf savaşlarını
sonunda, biraraya geldiler. Bu parti ve
yozlaştırmak için sahte «enternasyonalist» dernekler kuruyorkır. Işçilerimizin yoğun
örgütler A v r u pa'dak i yumuşama sürecine
oldu� � Batı A1manya'da komandolar oluşturuyorlar.
köy emekçilerinin de etkin katkısını sağ­
TKP, yurtsever gençlerimizi; burjuvazinin kışkırtmaları ve oyunları karşısında her
lamak ve bu yönde somut girişimlerde
zaman uyarmışhr. Uyanıklığı elcieFI bırakmamalarını salık vermiştir. Gençlik hare­
bulunmak için ortak hedefler belirle­
ketiyle işçi sınıfının direnişleri arasındaki eylem birliğinin güçlendiği, gençlik hare­
diler.
ketinin loparlandığı bugünkü dönemde, bu kazanımları korumak zorunluktur. Genç­
Böylesi önemli bir forumda, ne yazık lik hareketini ileri götürmenin yolu, devrimci uyanıklıktan geçmelctedir. Komünistler,
ki, Türkiye nüfusunun yüzde 65'ini oluş­ bu alanda da en önde yürümelidir. Bu her komürıistin ödevidir.
turan köylümüz temsil edilmedi. Türkiye
basın ve radyoları bu forum üstüne tek
söz söylemedi. Ancak bu, milyonlarca
Savaşkan dayanişma
köylümüzün barış ve güvenlik gibi tüm Türkiye derin politik, ekonomik ve sosyal bunalımkır içindedir. Adım adım faşizme
insl::ınlığı yakından ilgilendiren ·Sorunlor­ tırmanan Demirel ve ortakları halka karşı sert bir terörle bu dar b.oğazdan çıkmak
dan uzak olduğu anlamına g�lmez. Da­ istiyorlar. Hükümet eli altındaki faşist komandolara, .. vurun, öldürün» diyor. Anti­
ha seçim kampanyası sırasında, birçok komünizm curcunası körükleniyor. Demokratik üniversite, halkçı eğitim kavçası ve­
yerlerde köylülerimiz Demirelleri, Erba­ ren yurtsever gençliğin eylemleri kana boyanıyor. Işçi sınıfına, ilerici örgütlere, de­
kanları: «Helsinki belgelerine imza at­ mokratik hak ve özgürlüklere canavarca saldırılıyor.
tığımz halde ,bunfar bizi bağlamaz', Bütün bunlar işbirlikçi burjuvazinin, gerici-faşist çevrelerin terörsüz, baskısız «hü­
demeniz iki yüzlülük deği/midir?" so ru ­ kümet» edemeditderini, halktan korktuklarını gösteriyor.
larıyla duvara dayadılar. Ara seçimlerde anti-emperyalist güçler biraz daha güçlendi. Böylesi bir ortamda
Büyük burjuvazi, onun işçi-l<öylü düş­ devrimci, ilerici güçlerin gelişmek, savaşabilmek olanakları artıyor. Faşist saldırı!mı
manı hükümetleri çıkardıkları yasalarla önlemek, faşizme geçit vermemek, bugünkü hükümeti alaşagı etmek savaşına yeni
köylümüzün politik örgütlenmesini, parti yeni güçler kaulıyor. Bu canlı, devrimci güçlerin başında işçi sınıfı geliyor. Bilinç­
kurmasını, uluslararası köylü hareket­ lenme ve örgütlenme bakımından bu sınıf, memleke�in politik yaşamında ağırlığını
leriyle dayanışma kurmasını yasaklamış­ daha somut bir biçimde ortaya koyuyor. Işçi fıareketi, grevler, gösteriler, mitingler
tır. Burjuvazi, köy emekçilerinin toprak, memlekette foşizm tehlikesirte karşı olan direnişin somut eylemleridir. Istanbul, lz­
ekmek ve özgüdük savaşını daha kurul­ mrr, Adana ve Ankara'da düzenlenen yığınsal mitinglerde, «Bütün ülkelerin profe­
duğu günden beri savunan, işçi-köylü teriari bir/eşiniz!., sloganı günün canlı parolası oluyor. ilerici, devrimci güçler arcı­

bağlaşıklığını pekiştirrnek için sa\!aşan sında eylem birliği kuvvetleniyor.


Türkiye Komünist Partisine karşı en seli 6 Aralıkta TOB-DER, Mimar ve Mühendis Odaları, Memurlar Derneği ve öteki
bir terör uygulayagelmiştir. ilerici kuruluşlar bütün ülke çapında düzeniiyecekleri eylemlerle kıyımı, pahaldığı

Avrupa halkların-ın, bu arada Avrupa protesto edecek1�r. Faşist saldırılara son verilmesini rstiyecekler. Böyleee tüm ilerici
güçler faşist karması hükümete karşı savaşta omuz omuza yürtiyecekler. Bu s<ıvaş­
köylülerinin barış, güvenlik ve korşılıklı
kan dayanışma memlek�tte devrimci güçlerin birleşmeleri11i, Ulusal Demokratik
işbirliğinin geliştirilmesi için verdikle.ri
savaşım köylümllzün de öz sovaşlmıdır. Cepl'ıenin canlı biçimıer aımasını sağlıyor.

Çünkü, Avrupa'da yurnuşama sürecinin T KP böylesi bir eyleme özel bir ö"em veriyor. Bunun için de 6 Aralıkta düzen­
lenecek olan faşizmi Vlil l<anlı saidıniarı prot�sto yürüyüş, miting ve gösterilerine
genişletilmesi, Demirel, Erbakan, Türkeş
katılmai<, boz�uncıı akımlarrn provokasyonlarırıo meydan vermemek, ilerici güçler
gibi halk düşmanlarının, militarisi San­
carların, ağaların dayandığı uluslarar-ası arasında dayanışma biçimlerini genişletmek her yurtseverin ana ödevidir.

gericiliği, emperyalizmi geriletiyor. 01-


kemizde Amerikan ağalığının, yerli-ya­ Türkiye Komünist Partisi, köylülük ora­ dumı.ızdaki köylü hareketleriyle Avrupa
bancı tekellerin soygun ve sömürüsünün sında örgütlenme çalrşmolarına önem ve dünya köylü hareketleri arasmda da­
ortadan kaldırılması savaşına katkıda veriyor, işçi-koylü bağlaşıklığını kurma­ yanışmanın kurulması, bunun sağlan­
buldnuyor. ya çalışıya.r. Bununla birlikte TKP, yur· ması için savoşıyor.
3

Ahtapot Türk�iş'te neler oluyor?


Ti.irkiye'llin doğal kaynakları zengin­ Gerlde bıraktığımız aylarda Türk-Iş'in bölgesel işçi kurultayları yapıldı. Bunlcıra
dir. To prakları verimlidir. Halkımız ça­ Tunç-$ide k!iği önayök oldu. Amaçları, yeni bir parti oluşturmak veya bur}uva par­
lışkandır, yeteneklidir. Kısacası halkımız tilerinden birinin kuyruğuna bağlanma konusunda yığının nabz1nı yoklamaktı, tep­
özgür, mutlu bir yaşam düzeyine yüksel­ kisini yalıflırmaktı. Ama bölgesel kurultaylor Türk-Iş'in başını ttıtan sarı sendika ağa­
rnek, memleket ekonomisini geliştirmek larının beklediği sonuçları vermedi. Yığın, taban sarısendikacılık politikasına son
için QereUi olanaklara sahiptir. Böyley­ verilmesini, federasyorıun işçi sınıfına yaraşır bir örgüt olmasını istiyordu. Kurultay­
ken ülkemiz geri kolmı�lıktan kurtula­ lar bu hava içinde geçti.
mıyor. Geniş emekçi yığ�nları en ağır Tunç-Şide kliği, yığının bu istek ve istemlerini gene bir yana itti. Bunlar, Yönetim
koşullar altında, adaletsizlik, yoksulluk, Kurulu'nun son toplantısında baklayı ağ�zlarından çıkardılar. Nisanda yapmayı ka­
bakımsızlık, cehalet Içinde yaşıyor. Halk rarla�tırdıkları genel kurulda hangi partiyi destekliyeceklerini kesin karara bağlaya­
yığınlaPının yoksullaşma süreci durma­ caklarını açıklaçJılar.
dan artıyor. Buflun nedeni, geriliği, yok­ Tunç�ar, işbirli�çi burjuvazinin en gerici, en talancı çevrelerini çoktan seçmişler­
sulluğu biteviye arhran etkerılerin baş­ rlir. Bunlar daima gerici güçlerin demokratik hak ve özgürlüklere karşı giriştiği anti­
lıcası Türkiye'nin sadece bif kapitalist demokratik yöntemlerin, baskı ve terörün yanında yer almışlardır. !3ugün de Demi­
Lilke olması değildir, aynı zamarıcia eko­ rellere işçi sorunları konusunda akıl hocalığı yapıyorlar. Grevierin yasai<IGJnrrıası,
nomik, politik ve askersel yönden em­ sendikal hakların daha da budanınası yolundaki faşist tosanları hep birlikte hazıı­
peryalizme bağımlı bir devlet olmasıdır. lıyorlor. Tunçların bütün zoru, işçi sınıfını şaşırtmak, hareketi bir daho parçalamak,
Em peryalizm, Türkiye'yi bir ahtapot işçi hareketini işbirlikçi burjuvazinin kuyruğuna takmaktır. Demirelierin istediği de
gibi kucaklamıştır. NATO'su, SENTO'su, budur. Bugün işçi hareketinin önünde duran sorun, yeni bir parti kurmak veya
CiA'si, askersel üsleri, dev tekelleri, ser­ gerici partileri desteklemek deği�dir.
mayesi, bo nkalarıyle yurdumuzun doğal Patronlar, erki elinde tutan egemen çevreler demokratik hak ve özgürlüklere karşı
kaynaklarını, insan gücünü sömürüyor. yoğun bir saldırıya geçmişlerdir. Elde edilen hakları savunmak, bunları daha ileri
Halkımızın kanını emiyor. fm peryalizm, ,ıötürmek sorunu tüm işçi hareketinin, sendikaların önünde duran en canlı sorundur.
özellikle Amerikan emperyalizmi bu soy­ iş-�i sınıfının tek partisi vardır: Türkiye Komünist Partisi. Işçi sını� kendisinin poli­
gun ve sömuruyu sürdürebilme� için tik örgütü olan Komünist Partisi'nin çevresinde saflarını sıklaştırdığı, birliğini sağ­
yurdumuzda bir asalaklar, işbirlikçiler ladığı sürece ekonomik ve politik hedeflerine ulaşabilir. TKP, işçi sınıfının politik ve
çetesi yaratmıştır. Demirel, Erbakan, sendikal birliğini sağlamak Için savaşıyor.
Feyzioğlu ve Türkeş'i hükümet koltuğuna
oturtan ve orada tutan gene emperya­
lizmdir. Bugünkü gerid-faşist karması
Çağ10111 ve günümüz
hükümet yerli-yab(]ncı 51 bankanın, 110
Kapitalizmden sosyalizme geçiş, uluslarorası proletarya direnişlerinin g-ü'çlenmesi,
mültimilyonerin, 3 bin büyük toprak
ulusal kurtuluş savaşiMının yeni başarıları, güçler dengesinin barıştan yana değiş­
ağasıııın, 120 yabancı kumpanyanın say­
mesi, çağımızın ana nitelikleridir. Kasım ayının olayları, bunu yeterince doğruluyor.
gun vetalanını sürdürüyor.
Angola halkı bağımsızlığına kavuştu. Viyetnam halkı ülkesinin güney ve kuzeyini
Bugün Türkiye'nin iç ve dış borçlarının
birleştifme yolunda. Sirleşmiş Milletler'de sörnürgecilik, ırkçılık, siyonizm ve f�şizm
toplamı 105,5 mUyor lirayq, yani 1975
yeriliyor, yalıtlanıyor. Genel yı.ımuşama ve barış içinde yanyana yaşama politikası
yılı devlet bütçesi düz�yine ulaşmıştır.
ağır basıyor.
Dokuz aylık dı� ticaret açığı ise 39 mi!­ Bugün en güçlü emperyalist devletin başkanı Ford bile, gözde odamlarındal'l olan
yar liradır. Bu açı-k yıl sonunda 45 mil­
Harp Bakanı Şlezinger'i, CIA şefi Kalbi'yi işinden uzaklaştırmak zorunda kalıyor.
yar lirayı bu,acaKtır. Türk parasının qe­
Genel gelişmeye ayak uydurmak zorunluğunu duyuyor. Amerikan dış politikasının
ğeri sürekli düşüyor. l�birlikçi hükümet,
yalıHaıımakta olduğunu anlıyor.
Merkez Bankası aracılığıyla piyasaya
Bu olay, azılı harpçilerin, on.lorın kimliklerinin belirlenmesine de ışık tuttu. Dün­
durmadan kağıt para sürliyor. Işsizlik,
yanın bir numaralı silôhlanma, soğuk harp ve an-ti-komünizm kışkırtıcıtanndan Şle­
fiyatlar çığ gibi büyüyor, o rtıyor.
zinger'le, ilerici hükümetleri devirme uzmanlarından Kolbi'llin bir kenara itilmesi,
Bu durum karşıı;ında ho�k yığınları­ NATO'cuları, militarisı Sancar kliğlni, Bon intikamcılı:ırını, Tei-Aviv siyonistlerini,
nın, başta işçi sınıfı otmak üzere tüm hele hele Maocu Pekin yöne�icilerini çok rahatsız etti. Çünkü ford, .onların en iyi
ilerici ve devrimci güçlerin gerici hükü­ anlaştığı adamlara dokunmuştur.
mete, yabancı boyunduruğuna karşı di­ Birleşmiş Milletler Drgütü'nde olduğu gibi, Angola'da da kurtuluşu uğrunda sa­
renişi genişliyor. Bu direnişi bağmak vaşan ha,kların karşısına dikilenierin yanıbaşında Maocular vt:ır. Maocular, uzma­
için bu asalaklar ç�tesi, onların emper­ nıyle, politikacısiyle derken, artık topuyle, tüfeğiyle dikiliyorlar kurtuluş savaşlarının
yaJist efendileri, bu ahtapot halkımızın karşısına.
gırtlağına sarılıyor. Demiri!ller fa�izme Bizde, dünyada güçler dengesinin sosy.alizmden yana gelfştiğini, Mooculuğun bu
böyle tırmanıyor. TKP, böylesi bir cana­ gelişmenin karşısında olduğunu anla.mak istemiyen nice •devrimdler" var. Tarihin
vara karşı öiLim-kalım savaşı yürütüyor. !ekerl�i. hq1kımızın kurtulu� hareketi, bunları, efendileriyle birlikte silip süpürecek­
Ahtapotu canevinden vurmak, onun kan­ tir. Çağımız, günümüz böylesi bir çağdır!
lı dokunaçlarını budamGık bu savaşın
başarısına bağlıdır.
Terör ve şovenizm
(1. sayfadan devam)
Terörü önlemenin başlıca yolu,
TPK, bu ortak düşmana karşı Türk ve Kürt halklannın ortak savaşını örgütlüyor.
emekçi yığınların işçi sJnılının çevre­
Kürt halkının özgürlük s.avoşı, yazgrsını kendJslnin çi:ı:mesi savaşı Türkiye halkının,
sinde birleşmesidir, örgütlü savaşımı
proletaryasının uluıoal bağımsızlık, Ileri demokratik bir düzen, barış ve so.syolizm
güçlendirmektir!
için olan savaşından ayrılamaz.
4

Lenin köşesi Iki sınıf karşı karşıya

Partinin ideotojik birliği Büyük sermaye n i n gozu doymuyo r.


Pr ol eta rya n ı n başa rı l ı bir sa va ş yürütebilmesi, pol it i k ro l ünü artıra b i l mesi ve G erici -faşist ka rması hükümetle el e l e
g eniş halk yığınlan n ı çevresinde top/aya bil m es i i çin örgütsel, pol itik ve id e olojik vermiş, soygun düzenini s ü rdürmek he­
b i r l i ğ i şorttır. vesi nde. işçi, to p l u sözleşmelerin her y r i
V. 1. L en i n der ki: .. Gericiliğe karşı savaş, her şeyden önce y1ğ1 nlan ideo lojik yenilen mes i n i i stiyor. Ç ü n k ü elde ettiğ i
b akımdan gericilikten kurtarmaklif ... S1nlf savaş1nda politik ve eko nomik savaş ücret a rtışının gü cü ik inci yı la yetmiyor.
ideolojik savaşla s1ms1kı b ağ/1 yürütülürse, tüm s1nlf savaş1 b içimlerinden yarar­ Patronla r is e, sö z l eş m el er i i k i yı i da b i r
lamllfsa ancak başan ve u tlwya u laşabilir... (Tüm yapıt/an, c. 39, s. 71-72.) bi l e i mza l amoya yanaş m ı yor lar. «l::Jcret­
Len i n , ideoloj i n i n smıfs a l nitel i k taşıdığı n ı belirti r ve şöyle d e r: «S1nlflara ay­ ler dondur u l s u n .. , d iyorlar. O nlar usta
n/m,ş toplumda ideoloji her z aman Slfllfsal karakter taşlf. Proletaryanı n bir tek h ı rsız oyu n u oyn uyor. Pahalıl ı ğ ın işçi üc­
ideolojis i vardlf. O da Marksizmdir. Işçi s1nlf1 mn bayraği sadece devrimci Mark­ retl erin e yapı l a n z a miard cın g eld i ğ i n i
sizm teorisi o labilir. Ko münistler bu teorinin daha ileri do ğru geliştiri/mes ini ve g eveliy or l a r. B u n u n l a , işçi s ı n ıfıyla h a l k
yaşamda uygu/anmas/111 sağlamaildlf!ar. Bu teoriyi her türlü değiştirme ve ba­ yığınlarını karşı k a rşıya getirm eye kal­
yağılqştlfma yeltenişlerine karş1 amans 1 zc a s avaşma/ıdlflar. " (Tüm yapıt/an, c . 4, k r ş r yor l o r.
s. 175 .) Pa ra ba ba l a rı n ı yalnız emekçi d ü ş ­
V. /. Len i n, d ev rimci ide o l oj i n i n önem i n i de şöy l e beli rtir: uTüm komünistleri m a n ı C e p h e h ü k ü m eti, Dztürk veya l<a­
b irleştiren devrimc i ideolo ji olmadan devrimc i bir parti o lamaz. Devrimci ideo­ raca gibi AP'Ii ba kanlar desteklemiyo r.
lojinin taŞIYICisı, işçi sı milnı n örgütlü V•? b ilinçli öncüs üdür, o nu n p olitik partisi­ H a l i l T u n ç l a r, Ş id e� er de pa t ro nla rın
dir. Parti, devrimc i ideolojiyi y1ğ1nlara götürür... (c . 4, s. 183). «Devrimci ideo­ y a n ı başında. Bu sarısendika ağaları, lz­
lof'inin y1ğ1nlann bilincinde yer etmesi de, ancak on/ann kendi po litik deneyleri rn i r'de hemen h emen sadece işçi l erin
temelinde, bu ideolo jinin kendi ç1kar/anm yans1 tl1ğı na inandı klan zaman olu r. " ç a b a l a rı yl e o luşuveren genel d irenişe
(c. 10, s. 284-285 .) katı l m ı ş o l m a nı n p iş m a n l rğı içinde lıatô .
Leni n, Marksist ideoloji n i n a n a n itel iğini ise şöyle a çı k l a r: «Marksist ideo lo ji, Bizdeki büyük ser maye ile hükümeti
sosyalizm uğrunda savaşan pro letaryamn ideo lo jisidir. Bilimseilikle devrimc iliği de, geri kal mrşl rğrh şaşkr n lrğ ı içi nd e.
bir teo ride b irleştirmesi Marksis t ideolojinin ana niteliğidir. Bu ideo loji parti­ Batıdaki g el i ş m iş ü l kelerde egemen çev­
s e/dir. Onun partiselliği, s osyaliz m uğru nda s avaşan p ro letaryamn Çlkar/anm sa­
relerin işçi haklarına sa ldırm a k ta n ne
vunmasmdan, tüm düşman ve b ilimsel olmayan teorilere karŞI amans/Zca savaş­
kad a r ç ek i nd � kl er i n i n f a rkı nda bi l e de­
ması ndan ileri gelmektedir ... (c . 23, s. 4.) ğ i l ler. Ustel i k o l u p ol a'cağ ı , beş yri önce,
Pa rti saf l a rı nda ideo lojik b i rliğe karşı ç ı k a nl a ra da l.efl.in ş u cevabı verir : ve y i n e D e m i rel ba�bakanken büy ü k b i r
«Parti üyelerine, o n/ann devrim ve /else/eye değgin görüşlerine tam bir özgür­ denemeden geçtiler. Top l u sözleşme ve
lük s ağlanmalldlf .. belgisi bütünüyle op ortünis t bir nitelik taşlf. Bütün ülkelerde grev h a k l a r ı yl e i l g i li 1 5-16 H a z i ra n ş a h ­
bu tür belgiteri op ortünistler ileri sürer. Bu, asl1nda burjuva ideoloji�iyle işçi
l a n ı ş ı n ı u n u ttu m u n ed i r bu adam l a r?
s ımfln1n moralini b ozma özgürlüğünden b aşka bir şey değildir. Biz fikir özgür­ Işçilerin d ireniş i n i ö rgütleyen DISK b i r
lüğünü (bas1n, söz, din ve vicdan özgürlüğünü) devlet.teri istiyoruz. Proletarya y a n a , Türk - Iş ' t en a z m r sendilca, az m r
partisi ise, burjuva ideolo jisine korş1 Marks is t dünya görüşünün s avunulmasi ve i şçi katı l d ı b u protesto y ü rü yüşür1e? De­
yaşama geçirilmesi uğru nda s avaşaniann gönüllü, özgür b irliğidir. " (Tüm yapit­ mirel H ük ü m eti işçiye karşı as k eri sürdi.i
Ian, c. 19, s. 314. ) o rtaya, sıkryörıetim ilôn etti. Onifarmalı
Len in'in bu öğütleri, part i mizin b ir l i ğ i ni gözbebeğ ifl'liz g i b i koruıııa m ı z i ç i n ve ü n iformasız Meh m etçiklerin b i rbirine
k u l a ğ ı m ıza küpedir. TKP, i�çi sınıfm�n id eol oji k b i r l i ğ i n i sağ l a maya, emekçi yı­ ka rşı a n lay ı ş l ı davranmaları o l m asaydı,
ğ ı n l a rda sosy o l i st bilinci ı;ı el iştirm eye va rg ü c ü yl e ç a l ışı yo r . işler çok korı şobl l i rd i .
Arad a n beş yr i geçtikten sonra, soy­
Kapitalist ülkelerde g u n d[ize n i n i n ömrü n ü bu yollcı da uzat­
• Türk i ye' d e kadı nların % 70'i o k u ­ n i n% 1,3'ü, d okt or l a rı n % 10' n u k a d ı n ­ mak h eve s i n e yeniden kapı l a n patra n ­
ma -yazma bilmez. Fabri ka/arda çal ı ş a n d ı r. l a r v e o n l a rı n hükü metiyle işçi�er, yine
kadınlar 8 saat yerr n e 1 0- 1 2 saat ç al ı ş ­ • Kapita l ist ü lkel erde kad ı n larla er­ ka rşı ka rşıya. S a ld ı rı y i n e erki e l i nd e tu ­
m a lar ı n a karş ı n �meklerinin k a rşılı ğ ın ı kekler a rasında emegııı karşılığının lan sınıRafdan g e li yo r. Direnen ve ha k ­
o l a m a zl a r. Kad ı n işçilerin ortal a m a saat ödenmesi fa rkı % 28 i l e 11/0 50 a rası n ­ ları nı d a h a da g e nişl et m e ye k a ra rlı o l a n
ücretl eri erkeklerin ücret i nden % 20 i l e dad ı r. A B D'de erkeklere ödenen ü.cr<it işçi s ı n ıfı beş y ı l öncek i nd en çok d a h a
% 3 0 d a h a azd ı r. k a d ı n ücr et l erind en % 66 d a h a fa z l ad ı r. g üçlü, ç o k daha b i linçli v e kararlı. Ge­
Bu o rada aynı iş i ç i n beyaz kad ı n l ara çen zaman i ç i nele D I S K büyüdü, patron­
•• Kapita l i st ü l kelerde kadı n emek­ kıyasla zenci kad ı n l a ra i k i misli d a h a az l a rın destekçisi Tunçların, Ş idı.ıl e ri n
çilerin çoğ u acemi işçi olarak ça l ı ş mak­ öde n m eld e v e bu da e rkeklere ödenen Tü rk-l�'teki etkisi aza l d rkça azalıyor. Fa­
tad ı r. D rneğ i n , F ra n sa'da tü m ça l ı ş a n ­ p a ra n ı n% 25' i n i ge<ı:mem11ktedir. B i rçok şist gerici saldı rı l a r yüzü nden, e m ekçi
l a r ı n % 29,6' n ı , yeterli derecede uzman­ Af rika ü l kesinde kadı n l a r ı n a ldıkla rı üc­ yığınların çok daha geniş ketmanları iş­
l a ş m a m ı ş l a r ı n % 22,9' n u , kalifiye i şçile­ ret erkeklere k ıyaslq �4 nıisli daha a z­ çi sınıfrnrn yanıbaşı nda yer cilıyor. Sivi l ­
rin % 15,8'ni, t ek nis yen i er i n % 11. f'ni, dır . asker yu rheverl er işçi sınıfındon yana.
m ü h e nd i s l erin % 3,4 ' n ü kadınlar olı.ış­ • Kapita l ist ü l kelerin pa rla mento l a­ B oşta işçiler olmak üzere, bütün devrim­
tu rma ktadı r. I n g i l tere ' d e k ad ı n mühen­ rı nda kadı n sa yia vi a r ın ora n ı ş ö yl ed i r : c i , ilerici güç lerin, sermaye ç evr el e ri
disl erin say ı sı 500'd ü r. A B D'de ise, kadın Japo nya'da % 3, F ra n sa'da % 5, Bel­ için , onların hükümeti için düşündükleri
m ü hendisler i n ora n ı t[im mühendislerin çika ve Feder a l Almanya'da % 7, Nor­ şu a tas-özüyle özetlenebilir: «Yel eken
% 1 ' n i n a l t ı ndadır. Ja poflya'dcı y ü ksek veç 'd e % 16, 1 . A B D ' d e 435 sa yl a vd cın fırtı na biçer".
okullarda öğ retmen o l a ra k çalışonlorın yal nı<: 18'i k ad r n d ı.r . Senetoda ise tek
a ncak % B'i, ilk ve orta okul m üd ür l er i - kad ı n yo ktur.
5

Dünya Kadiniar Kongresi (20-24 Ekim - Berlin)

Demokratik Almanya Cumhuriyeti'nin boşkenti Berlin'de 20-�4 Ekim'de yapılan devam edebilirdi. Türkiye kadınları, NA­
Dünya Kadınlar 'Kongresi, çok önemli iki belge kabul ett i . Dünya Kadınlar Kongresi TO nu n K ı b rı s' ı
' empe ryal i zm in üssü ha­
bcitün dünya parlamilnto ve 1ıükümetlerine, Bideşmiş Miltetler Te�kilôtı'no ve dünya line getirme plônlorına daima karşı
kamuoyuna hitaben yayınlanan bildiride, özetle şu istekleri Ileri sürmektedir: çı k t ı lar. Bu�ün ülkemizde gerçeği göre­

1. Büh'ın ülkelerin anayasalarında ve dtğer ya s a l a r ı n d a kadınlara hukuksol ba­ bilen Joıerkes, Ktbns sorununun, Sovyet­

kımdan eşit haklar sağlanmalıdir. Ayrıca, kadınların durumu üstüne uluslararası bcr ler Birl i ğ i' n i n önerisi gereğince Birleşmiş

anlaşma, bir yasa hazırlmıarak onaylanmalı ve her ülkenifl kadın hak larıy l e ilgili Milletler örgütünde kabul edilen korara

yo sa!C'ırı buna göre hazırlanınalı ve uygulanmolıdıı:. uygun olarak çözümlenmesini istiyor.

2. Kadınların, ülkelerinde toplumsol ve politik yaşo m a kat ı lmasın ı önleyen bcitürı Biz, Ada'nın parçalanmasırıo ka rşıyız.
engeller kaldırılmalıdır. Kadınların yasolardaki h a kları, bütün devlet organlarına Bütün yabancı askerlerin çekilmesini,

seçme ve seçilmede, oylomodo, görevde, e şitlik hak la rı garanti ed il me l idl(. askersel üsle.-in kaldı rı l ma sı n ı, Kıbrıs

3. Bütün kadınlara eğitim ve mesleğini geliştirme, uzmaniaşma olonlarında eşit­ Cumh.uriyeti'nin boğımsızhğına, egemen­
lik sağlanmalıdır. l i ğine ve loprok bütünlüğüne saygı gös­

4. Kadınların çalışma, e�it işe Ücret, emeğin korunması ve diğer o l an l a rda terilmesini istiyoruz.

erkeklerle e ş itli ğ e sahip olma hakları konusundaki garanti güçlendirilmelidlr. Halkımız, Türkiye'deki Amerikan üsle­

5. Kadınlara ail ede ve çocukların terbiyesinde eşitlik sağ l a n m a lı, sosyal bir görev rinin toproklorımızdan sökülmesi savo­

olarak annelik hakkı geni.şletitmeli, analar ve çocukları koruma sistemi geliştiril­ şımı i çin d ed i r . 8u üsler Arap halklarına,
boşta Sovyetler Birliği olmak üzere sos­
melidlr.
Dünya Kadınlar Kongresinin, bütün dünya kodıniarına h ileben yay ı nlad ı ğ ı çağrıda yolist ülkelere karşı s ı ç ra m a tahtası ola­
is@ özetle şöyle denil�mktedir: Eşitlik, gelişme ve barış belgileri altında biroraya gel­ rak kul l a nıl m a a racı dır. Yal n ı z billgem iz
miş olan bizler size 5esleniyoruz: i çitı değ i l, büt ü n d ü nya i ç i n bir tehlike­
dir. Bunun içi n osk�rsel üslerin sökül­
D ü nya l<adı nlorı! Sizin sesiniz güçlü bir silôhtır. Sesinizi y ü k selt in! Dünyanın
rnesin1, saldırgan pakılardan çı1<ılmasını
geleceği her birinizin tutumuna, biıim eylemlerimize bağlıdır. Ortak eylemlerde bir­
istiyoruz. Biz Türkiye kadınları barış, öz­
leşiniz. Biz kadınların elinde, geniş olonaklar vardır. Kadın ve gençlik kuruluşlarında,
gürlük, toplumsal ilerleme ve ulusol ba­
sendikalarda, parlamentoda veya yerel yönetim orgonlorında, dinsel, sosyal Vii

kültürel alanlarda, işletmelerde, köy ve kentlerde, ulusal veya uluslarorası örgüt­


ğı msızl ı k için çarpışan bütün htılklorlo
lerde, tek sözle çalıştığınız her alanda ve her yerde aktif alunuz! Kadınlarm �tkisini
day a n ı ş m a içinde bulunuyoruz.
sağlayınız! Barışsever güçlerin birliğini kuvvetlendiriniz!
Dünya kadıniarına çağrıda, her yıl 300 mityar dolar h a rcanan silc'ı h l a n m a yarışma
�esinlikle karşı çıkdma1<ta ve tüm kadınlar barış, demokrasi, ulusal bağımsızlık, Sosyalist ülkelerde
sosyal ilerleme, eşitlik davasına sahip çıkmaya, bu uğurdaki savaşıma hız vermeye Sosyolist ülkelerde kadınlar erkeklerle
ç ağ ır ı l m o kt adı r . eşit koşullar altında ekonomik, toplum­
sol politik oktifliğinl, toplumun yaşa m ı­
Türk delegasyonu adına yapılan konuşma no katkısını günden güne ortırmokto­
dırlor.
S evg i li ark ad a ş la r, özgürlük, barış ve ülkem i zin boğ ı msız­ e Orneğ i n, Sovyetler Birliği'nde:
Biz bu kongrede, çalışan Türkiye ka­ l ı ğı uğrunda savaşan yüzlerce kadın ha­ Ulusal ekonomide sorumlu görev olon
dınlarını temsil ediyoruz. Bizler, emper­ pislere atıldı. Birçoğu ömür boyu hapis yüksek ve orta öğrenimli kod1nlorın ora­
yalizme ve faşist metodieıra karşı savo­ cezasına çorp;ırıldı. Sıkıyönetim zı n d a n­ n ı, 1973 yılında yüzde 59'a yükselmiştir.
şan b i r h al k ı n, kodınlorıyız. Türkiye, NA­ larındo birçok kadın ve genç kıza, cin­ 559 bin kadın doktor, sağlı k a l an ı nda
TO ve SENTO gibi, emperyalizmin sal­ sel o rg anlar ı d a h i l , işkence yap ı ld ı . Bu ço1ışon doktorların yüzde 70'ni oluşturu­
dırgan pak t l a rı n a bağlı bir ülkedir. Bu işkenceler sırasında iki çocuk annesi, yor.
bagırıilılık, başta kadınlar olma+< üzere bir genç kadın mimar öldü. Sovyetler Birliği'nde bilim işçisi kadın­
halkımıza sefaJet ve yoksulluk, ülkemize Anadolu'da köy kadınları bir yondon ların sayısı d o 440 bine ulaşmıştır. 4.029
sosyal ve politik çöküntü getiriyor. toprak edinmek, öte yondon do Ameri­ k a d ın bilim doktoru, 75.600 ka d ı n bilim
U!.l<e m i z NATO'ya girişinden bugüne kan üslerinden kurtulmak için savaşan adayı, 2 binden fazla akademisyen,
kadar bu paktın saldırgan omCJçlorı için �rkeklerin yanıboşında yer alıyorlar. Hü­ a kadem i üyesi ve. profesör, 29.300 kon­
200 milyar liro<lon fazla para harcamış­ kümet, köylülerin üstüne komandoları fe ron s ç ı , 23.300 bilim işçisi ve a sis ta n ka­
tır. Bu askersel harcamalar, ha l kı m ı z ı n sürüyor. Bu komandolar, özellikle, Do­ dın vardır.
sırt ı na yüklenmi�tir. Bunun sıkıntısını her­ ğuda ulusol dem o k ratik h a k l a rı uğrun­ Sovyetler Biıliği'nin Yüksek Sovyeti'­
kesten fazla emekçi k.adınlor, anneler da savaşan I(Grt halkına karşı kullanı­ nde kadınların oranı sürekli olarak art­
çekınektedir. lJikemizde 3,5 milyon işsü lıyor. Kodın-erkek farkı gözetmeksizin maktadır. 1974'te 475 kadın saylav se­
vardır, yüzbinlerce kadın ve erkek ise yı ğı nsa 1 I ş ke n celer uyg ulanıyor. çi l mişt i r . Bo�ko bir deyişle, Sovyetler
yabancı ülkelerde iş aramak, çalışnıok Bütün bu be s k ı la ra rağ men, Tür k iy e Birliği Yüksek Sovyeti'nde soyfcıvlorın
zortJndo kalm ışt ı r. kadınlarının anti-emperyalist, anti-faşist üçte biri kad ı nd ı r. Birlik ve Dzerk Cum­
Halkımız, sadece emperyalizmle-işbir­ savaşımı devam ediyor. Emperyalistler huriyetler Yüksek Sovyetleri'ne 3 bin ka­
likçi burjuvazi tarafından sömürütmek ve işbirlikçi burjuvazi yutdumuzı.ı Kıbrıs dın saylav seçilmiştir.
ve talon edilmek!& kalmıyor, bir yondGın serüvenine sürüklediler. Bu serüven hal­ Sovyetler Blrliği'nde, işçi veya köylü,
da, bosl<ı ve terör altında tutultfyor. kımıza 30 milyar liraya mal oldu. çalışan her kodının dağlimdan önce 56,
Üzeilikle 197l'den sonra askersel rejim Kıbrıs'ta Türkle�e Rumlar uzun yıllar dogumdan sonra 56 gün olmak üzere
zamanında faşist biçimi terör ve baskı kardeşçe yoşamışlardır. Dışton müdo­ toplam 1 1 2 gün parall izlrı h akk ı vardır.
görülmemiş ölçülere u la ştı. Demokrasi, h ale edilmeseydi bu k a rd eşçe yaş{Jrrı (Devamı 7, soyfada)
6

Geri ka l m ış l ı k
Okuyucu mektupları
T ü rkiye geri ka l mı ş ka pita "st bir ü l ­
Gençleri m izi b u rjuvazi n i n ve pol is ajanları n ı n ked i r . O n u n geri kal mışl ı ğ ı sadece k a p i ­
t a l i st o l m a s ı n d a n i l e r i g e l m i y o r. E k o n o ­
el ine bıra km ıya l ı m !
m i k ve p o l it i k b a k ı m d a n emperya l i zme
S o n g ü n l er d e , ö ze l l ik le b ü yük kentlerimiıda yine d i n a rn it l e r p at l a t r l ryor. 1 2 M a rt bağ ı m l ı ol ması bunun başlıca nedenid ir.
önces i n i halr rlata n bu o�<'lyla r üzücü, ü z ü c ü o l d u ğ u k a d a r da k u ş k u veri c i d i r. Em perya l i zm, özel l i k l e Arneri k a n e m ­
Bu o lay l a r kışkırtısı n i tel ikte eyl e m l er o l d u ğ u i ç i n d ü ş ü n d ü rücüd ü r. işi n içinde perya l i z m i , h a l kı m ı z ı n u l u sa l bağ ı m s ı zir k
b u rjuva zi v� polisin parmağı olduğundan ?ıiç ş ü p h e yok. I ç i n d e o l d u ğ u m uz dönem ve k u rt u r u ş sava ş ı n ı , ü l k e m i z i n e k o n o m i k
işçi sı n ıfı h a re k et i n i n ta m aıı l cı m ı y l a o l m aı; a da, d ü zen l i g e l i şe n örgütlü m ücadele ve s o sya l i l e rl e m e s i n i ye n i s ö m ü rgec i l i k
biçimine u la ş t ı ğ ı ve d a ğ ı n ı klı ğ ı n to p a r i a n ı l ma sı s ü rec i n e g i r ildiğ i dönemd i r. Ve yö n t em l e r i y l e e n g e l l fyor. Işbirlikçi b u rj u ­
ş c'ı p hesiz, b u g ü n lerde tekeki l e r, i ş bir l i-kçi l e r ve o n l a r ı n p o l i s i de b o ş d u r m uy o r. Işçi vazi n i n e n gerici, ta l a n c ı v e terörcü
� r n r f r n r n politik ve ekon o m i k ö rg üt l e n m es i n i n bel kemiğ i n e v u r m a k i�i n fı rsa 't ko l ­ g ü ç l eri ni d estek l iyor. Anıeri k a n e m per­
luyo r . M i lyon l a rca i ş ç i ve emekç i n i n k a rş ı sı nda a zı n l ı k ta k a l sa da b u g ü n d ü ş m a n , y a l i z m i , NATO, A i D , Dü nya Bankası,
b i zden d a h a ö r g ü t l ü , daha g üçl ü d ü r. Tı;ı n k l a rr , to p l a rı , para la rı , k i r a i r k komando/arı, K o n so r siyu m g i b i ye l'l i s ö m ü rg e c i � i k t u ­
aja n - p rovokatö rleri, kısaca tüm dev�et ay g ı t ı , üste l i k s r rt r n r dayad rğ ı e m perya l ist za k la r ı y l a Tü rk iye üzer i nde h�ge rno nya­
a ğ a b a b a l a rı ile karş ı m ı zdad ır. sını s ü rd ü rüyor. « Uz ma nları .. ve değişik
F r n d r k l r o l a y ı nda 50--60 k i ş i l i k bir g ru p öğ renci genç « Ba ğ ı m s ı z Türkiye " slog a ­ rnisyonla r ı y�a baka n l ıl d a ra k a d a r s ı z m ı ş ­
n ıyla y ı k ı p 1\ r rm a eyl e m i n e g i ri ş t i . D a h a d ü n ü n ya ra l a r ı sa rr l m a m r ştı r. Böylesi eylem tı r. U l k e rn i z i u c u z i ş g ü c ü ve h a m m a d ­
b i ç i m l e r i ne yeniden başv u r m a n ı n ha reke t i m i ze za ra r g e t i receğ i n i a rt ı k bHmek, ka­ d e paza r ı ya p m ı ştı r.
fa /ara ç r k m a macas r n a ye r l eş t i r mek g e re k . E m perya l i s t y a t ı r ı m l a r, Türk iye'nin e n ­
« Bağ ı m s ı z T ü r k iye " ö ğ renci genç l i k g ru p/ ('] r ı nı n bu tü r eyl e m l e riyle değ i l , işçi d ü stri leşmes i , ağı r end ü s t r i ko ! l a r ı n 111
s r n r fı ve tüm emekçilerin örgıj t / ü , y ı ğ ı nsa l v e a r d r c ı l eyl eml eriyle k u ru l a c a k t ı r . C u k u r u l ma s ı y o l u n d a değ i ld i r . Orneğ i n, K a ­
eylem l erin bi r ba ş l a n g ı ç old u ğ u n u ve s o r u m l u l u ğ u ü st / e n d i k l er i n i b i l d i re n l er, « T ü r­ r adeni z Ba k ı r i ş l etrne � e r i D e m i re l Hü k ü ­
kiye'yi ka pita l i stleri n b a ş ı na yı kacaklorr n r » söyl ü yorl a r . Bu t ü r e y l e m l e r ancak bur­ m etleri zam a n mda k u r u l d u . Sermayesi­
juva z i n i n işçi ve e m e k çHe r ü reri n de e n k o n/4 v e a ğ ı r b a s k ı yö n te m l e r i n i uyg u la 'nak nin 0,'0 54'ü hazi n e den k a rş ı l a nd ı . Son ­
i ç i n o rt a m h a z ı r l a r. Yoksd bir lc a p ita l i s t i n işyerin i bombal a ma k l a n e o k a p i t o / ; st ra, öz e l şi rketlere ve k i ş i l ere dağ ı t ı l d ı .
f a z l aca b i r za r a r a u ğ ra r, n e de t ü m kap i ta l is t s ı n ı f . A i D b u rı u şart koştu. Böylece devletin,
THKO'su, T l K KO'su i�e her soyda n ve b o yd o n g o ş i st a k ı m i a n n e l e b a ş ı l a rr yla b i l g � ha l k ı n parasıyla k u r u l a n bir i ş letme ke­
yete r sizl i ğ i y ci zü nden b u n l a rı n etkisi a l tına d ü şen g e n çleri b i r tutmamak gere�. darnan b u rj uvazi n i n , Amerika n e rn perya
D ü n ya işçi s ı n ı f ı h a reketi ve M a rksiz m -Len i n izm ç i zg i si ile uzak ya k ı n i l iş k i s i olma­ l istleri n i n a rpa lığ ı o ldu. I ş l etme bir t ü r­
ya n yönetici tas� o k l a rı n ı n , a ğ i a rı na d ü ş ci r d c'ı k l e r i kodroları k ı rdı rm a s ı koçı n ! l m azcl ı r. l ci t o m ka pasiteyle üretime g eçerniyor.
Sürd ü rülen savaşr ını n bir s r n r f m ücadelesi ald u ğ u ka fa la rdan ç ı ka rr l m a rn a l rd ı r. Ş i m d i ye kadar b u i ş l e tme 4,5 m i l ya r l i ra
Teped e n t ı r n a ğ a , teo risi ve p rat i ğ i Ue ya n i ı şi a ra boya n m ı ş THKO, Tl KKO v e za ra r etm i şti r . Bu pa r a l a r , gerici, faşist
Cephe eleba şr l a r ı n a i n a n m ı ş g ençlere ya n l r ş l a rr n r göstermek, o n l a rı uyn rmak, soh­ k a r m a s ı h ü k ü m e t i n çevres i n d e k ü rn e l e ­
bet ve ta rtı ş m a l a rd a k i t ü m a k s i / i k le ri n e rağ men onla ra doğ ruyu g östermek komü­ nen ka pkaççı/ann, e m p e ry a l ist tekel leri n
n i st/erin g örevidir. Partinin genç k a d rola r ı n ı n b u dön e rnd e üstlendikleri g ö rev, zor kasa / a n no aktı . Ereğ l i D e m i r - Ç e l i k , Ka­
ve s a bnlr bir ça ltşrnayı g e r e kti r i y or. M ücadele, sekter l i ğ e d ü � m ed e n , i l kelerd e n de rab ü k gibi kamu işletmelerinde de d u ­
öd ü n verın eden y ü rütü l m e l i d i r. Parti n i n genç kad ro l a rı , y a ş ı t l a r ı n ı zr b u rj u va z i n i n ve r u m bud u r. Ke b a n baro j r n ı ele a l a / r m.
p o l i s i n aja n l a rı n a kaptı rrnayr n , o n l a rı uya rı n , sa f l a rı n ı za k a za n ı n . L e n i n bir y a p ı ­ Projes i n i Arnerikan « Ebcısko» k u m pa n ­
tında yolda ş l a rı na ş u soruyu yönolti r : a Y enme y e cesaretimiz var tm ? .. Eve! yol d a ş ­ yası h azı r l a d ı . tlo roj d ö rt y r i g ec i kmeyle,
l a r, bizim yen ıneye cesa reti m i z va r. B u n u n i ç i n yola çı ktı k. Yeneceğ iz, bağ ı m s ı z, işl emeye, yarı kapasit e yle, zor g eçti . Altr
d e m o k ra ti k ve s osy o l i s t Türk i ye ' y i k u ra cağ ı z . ay ç a l ı ş t ı k ta n s o n ra tekrar d u rd u . Ya ­
p ı rn ma srafı üç katı n a çı k t ı .
B ci t ii n b u n l a ra ka rş ı n , Sovyetler B i rl i ­
ğ i ' n i iı, ka rş r l r k l ı ya ra ra day d n a n i l kelere
(Bir işçi okuyu c u m uzdan a l d�ğ ı m ı z kut, a m a me ktu b u ) g ö re, y u rd u m u zda k u rduğ u e n d ü str i d a l ­
Değ erli yo l d a ş / a r, l a r ı a ğ ı r u l usa l en d ü ı; t ri y e t e m e l o l u y o r.
Ben de TKP' n i n b i r sernpatiza n r o l a ra k Hi r k iye K o m ü n i s t Pa rti s i ' n i n 55. yr i d ö n ü ­ Tü r kiye ha lkı n ı n u l u s a l bağ r m sr zl rğ r n ı ,
m ü n ü içt<'!n g e l en sevg i y l e k utla r, g e l ecek m utl u g ü n l e r sava � ı n ı zd o başa r ı l a r d i l e r , egemenl i k h a k la r ı n ı g eri a l ın e s r sava ­
o n beş l eri s a yg ıy l e o n a rı m . şı, g eri k a l m ı ş i r k t o n kurtul m a k di renişi
To p / u m c u selô mla rım l o . memleketin endüstrileşrn<rsi, ü ret i m a ra­
cı ü ret e n u l r.ısal ağır end ü str in i n k u ru l ­
m a > ı sova ş ı mıyfa bağ lıdı r. Bu sava ş ı n
B i r o k u y uc u m u z d a n d a , « Yü rüyiiş dergisi yazan n e diy or? .. b a ş l ı k i r b i r ya z r a l d ı k . b<ışo rıya u l a ş m a s ı i Qi n , TKP' nin Eylem
« Yürci y ü ş .. derg i s i yazarl a rı nd a n Yalçı n Küçiik 'iin 12 E k i m seçimleri sonuçlarıyle i l ­ Prog ranı ı nda do belirtildiği gibi, e m per­
g i l i b i r yazı s ı n ı ele a l a n o k u y l' cu ın uz, b u ya z ı d a , va r l ı ğ ı i l e yok luğ-u henüz kesin­ yal izme ve NATO'ya bo.ğ ı m l r l rğ a s o n
leş m e m i ş T I P ' i n sol ho r eket Içinde başköşeye oturlu lmdsrrı ı i rd e ti y o r. B u rjuva h ü k ü ­ vefi l m e l l d i r. Türkiye'de- bütün y a b a n c ı
m et�e ri nce 50 y ı l d a n fazla b i r za ma ndo n beri y a s a k l a r i ç i nd e tu t u l d uğ u h a l d e işçi tekellerin vorr nı:ı-yo ğ u na el kon ma l ı ,
s ı n ı f ı n ı , e m e k çi yı ğı n l a r ı b i!inç l endir ıne savaşı n ı sayı sız kmba n l a r vererek s ü rd ü re n vurd u n zeng i n l i k l erini to lon etme leri o r­
TKP'ni b i r ya n a b ı ra ka ra k , ya n i « Sosya l i s t b i r i k i m i n gerçek m i rosç ı s ı n ı " b i l m ezlikten tc d a n k a l d ı r ı l m a l ıd ı r . Endü stri n i n k u ru l ­
g e l e re k , « m irasçı " a ra ma s ı üzerinde d u r uy o r . B u n u n yor u m u n u p o l i s - k c m a n d a baskı m a sı böşl ica iç k aynakl ara daya n m a l ı ­

ve terör c·ı a l t ı n d a sava ş ı nı ı nı s ü rd ü nr n part i l i / ere, sosyo l i stlere, i lerici lere b ı rakıyor. d ı r.
Yazı n ı n son unda, TfP yöneticileri, u Y ü r ci yü ş .. derg isind e yay ı nl a n a n bu görü�leri
eğer fOayla ş rn ıyorla rsa d cirü stçe ve merıç.., b.., l i rt m a l i d i r! er, den iyor.
7

işçiyiz, devrililde öncüyüzl


Iş birl i kçi b u rjuva z i n i n bütün baskı ve terörüne, ajanlarının bölücü ve bozg u ncu
And
eylemlerine karş ı n , işçi s ı n ıfı politik erk! e yeri n i a l m a sava ş ı m ı nda a d ı m adım ba­ Biz tüm emekçiler

şarılar elde ediyor. Biz ti.im yu rtseverler

Sa m 5 u n Bak�r Fabrikasında işçi ler, Maden-l ş'i seçtiler. B u yolda ü ç ay d i r� n d i l er. Faşizme, e mperyaliz me ve s ömürüye

Çel ik b i r d is i p li n ve sa rsı l ma z bir bi rli k örneğ i verd i l er. Dem i re l ve çetes i n i n m ü ­ karşt

d ü rl eri ni, Çağ daş M eta l -Iş send i �ası n ı n başınd a k i provo katörl eri dize g etird iler. B u ­ Hiçbir şeyden korkmadan

n u n ben zeri başka b i r eylem, Bay ı n d ı rl ı k Sakarı l ı ğ ı nda ç a l ı ş an i ş ç i l erin diren i ş i d i r. B u ­ b1 kmadan, u sanmadan, y t ! madan

rada p o l i s işçi lerin ça d ı rl a rı n ı söktü, panka rtıa rı n ı yırttı, g ec e yo n l a rı nda ba s k ı n sonu na kadar mücadele edeceğimize

yaptı, işçi l.ıı ri karakol i a ra çekti. Fakat o n l a r ı n savaş g üc ü n ü k ı ra m a d ı . H ü k ü met i şçi ­ E mef< çilik şerelimiz

l erin seçtiğ i sen d i kayı t a n ı m a k zoru nda k a l d ı . ve yurtseverlik namu sumuz üzerine
B i r yandan, işçiler a k ı n a k ı n DI SK'e bağ l ı send i k a l a ra g eçiyor. B a z ı send i k a l a r A nd içeriz.

t o p l u ca DiSK'e k a t ı l ma k a ra rı a l ı yor. Ote y a n d a n Türk-iş içi ndek i n a m u s l u sendika­


cı lar, işçiler, T u n ç-Şide g ru buna k a rşı ç ı k ı yor. Türk Metal S e n d i k a s ı n a ü ye işçiler
ve Beykoz 0 Et r i Fabrikasında 1 .800 işçi sarısendikacıların patr.., n l a rl a g izli pazar­
Sosyalist ülkelerde
I ı k i a ra oturm d i a r ı , to p l u iş sözleşmeleri n i u zatmal a rı ü zerine d i re n i ş e g eçt i l er. (5. sayfa d a n devam)
Mersi n Şişe ve Cam Sanayii' ndeki D I S K ' l i ve Türk - i ş'l i iş.ç i l e r daya n ı ş ma n ı n en e Demokratik Al ma nya C u m h u riyeti'­
g ü zel örnek leri ni verd i l er. Patro n l a rı n sa l d ı rı l a r ı n ı k ı rd ı l a r. i �ç i l er bu d i ren iş�er i n i , nde endü ,tride ç a l ı ş a n ka d ı n la rı n ora n ı
y ü rüyüş ve m i t i n g l erle sü rd ü rüyorl a r. « Birliğimiz faşis t baı;k1 ları y enec ektir ", « I şçi­ ıı"ı 4 5 ' e u l a ş m ıştır. OAC H a l k M ec l i s i ' ­
ler, patra niara karşı D ISK'te birleşelim ! "· " i' üm ülkelerin proleter/eri, bir/eşiniz ! , nde 1 59 k a d ı n saylav va rd ı r. B u d a , tüm
yazı l ı pan kartlarla a ta n l a ra , soka k l a ra çıkıyo r l a r. « Baği mSlZ Türkiy e f , « Rel erandum sayiaviarın % 4 1 ,8' n i Qluşturu yor.
hai<kım1z, söke söke all rız f , « lşçiyiz, devrimde öncüy üz f , slog a nlarını h a yk ı rıyorl a r. • M o !j o l i s ta n 'da Yü ksek Ha l k H u ra l ı
Bağ ı msızl ı k, d e m o k ra s i , banş ve sosyal k u rt u l u ş savaşı m ı n ı proleter enternasyo n a l iz­ say/av l a rı n ı n ° 10 29,7 ' s i n i kad ı n l a r o l u ş ­
miyle bağ l ı yorlar. Emekçi yı{ prıları n, h a l km desteğini ve sevg i s i n i kazanıyorlar. B a n ­ tu ruyor.
d ı rma v e Adana yürüyüş�eri b u n u n örnekl eri o l d u . B i n lerce yu rttaş bu g österi lere e Sosyalist Küba'cja 'b u g ü n eko n o m i k
kat ı l d ı . i şçi l eri n bu çıkışları, b ö l ü c ü ve bozg u n c u la r ı n « Ü çü ncü bir konfederasyon " a l a nda 670 b i n kad ı n ç a l ı şı yor. B u , eko­
g i bi g eveze l i k leri11i a ğ ı z l a r ı n a t ı k a m a ktad ,r. Tt<P bu sava�a. işçi l eri n send ikal oir­ n o m i a l a n ında ça l ı ş a n l a rı n % 2 4 ' ü de­
l i ğ i n e büyük b i r önem veriyor. Bu b i rliğ i n ö n ü n e ç ı k a n engeU eri y ı k m a k , Türk - I ş ' i n mektir.
başı n a çörek l e n m i ş işçi d ü ş m a n la rı nı a laşağ ı etmek, g e n i ş e m ekçi y ı ğ ı n ları n ı işçi e Çekoslovakya'da 1 97 3 y ı l ı n d a , eko­
s ı n ı f ı n ı n çevresinde örg ü tlernek g ü n ü n sava ş ı d ı r. Bu savaş fabrika fabrika yü rüyor. nomik o l a nda 1 1 2 b i n 680 yü ksek ta �
s i l / i u z m a n , 61 8.058 o rta tahsi l / i veya

PARTi YAŞAM I meslek o k u l u m e z u n u kad ı n g ö rev a l ­


m ı şt ı r.
B u çı ü n Devri mci Sendika Hareketi
işçi smıfının birliği Yüksek Org a n ı 'nda, Sendikalar M erk ez
Işçi sı n ı fı d evrim s ü rec i n i n ba ş ı n ı çe­ k i l eyebi l mesi, bu sürece g i r m i ş olması­ Konsey i ' nde kad ı n tem silci lerin ora n ı
ken g ü ç o l d u ğ u i ç i n onun birliği de d ı r. tı/0 4 1 ,4 ' e yükselm iştir. Send i k a l ı i şçil eri n
11 \ı 37 , 1 ' i n i kadınla r oluştu ruyor.
ö n e m l i bir sorun o l a rak b el i rm ekt ed i r. Tü rkiye'de işçi s ı n ıfı nı n ideo l ojik, Öf·
işçi s ı l'l ı fı b i rliğ i n i sağ lad ığ ı ora nda g üts el birliğ i n i sağ l a ma n ı n objektiv ko­ • Kom ş u m u z sosya l i st B u l g a rista n 'da
top l u m y a ş a m ı n ı , devrim s ü rec i n i etki l e­ ş u l l a n vard ı r. TKP sağla m bir ge l işme diğer kardeş sosya l i st ülkelerde o l d u ğ u
yebi i mekte, t a r i h sel ödev i n i yeri n e ge­ sağ l a d ı ğ ı g i bi , b ü y ü k burjuvazi n i n işçi g i bi ka d ı n l a r eşit h a k l a ra � a h i ptir, top­
tirme o l a n a k l a rı n ı bLJiabil mekted i r. H e­ sı mfı n ı n uzun ve çeti rı savaşı rnlar !>O n u ­ l u m sal h ayata a ktif katı lma kta d ı r. Son
m en s ö yl e y e1 i m k i , kapita l i z m koşull a rı n ­ c u nda e l d e ettiğ i demokratik h a k l a ra verilere g ö re B u l ga ri sta n Halk Cu m h u ri ­
da işçi s ı n ı fı sayı sa l birliğ i n i sağkıya­ s a l d ı r ı s ı n<ı ka rşı dire n me, bu h a k l a rı sa­ yeti'nde 79 b i n � 5 4 yü ksek t a h s i l / i k a d •n
ma m ı şt ı r. ideolojik birli ğ i n i n sağla n a ­ vunma ve o n l a rı g e n iş l etm e istem i , işçi b u l u n makta d ı r. B u n l a rd a n 1 8 b i n l 0 4 ' ü
m a ma sı için de b u rjuvazi, i ş ç i s ı n ı fı n a sınıfını b i rl ikte savaş maya zorl u yor. Işçi mü hend is, 7 b i n 88 1 ' i doktor, 364 vete­
k a r � ı değişik yönl erden sa l d ı rm a ktad ı r. stnıfının bu sava ş ı m ı h e rş ey d en önce r i n er- h e k i m , 6.091 ziraat m ü hendisi,
Maoculuk, Troçkizfl! ve a n a rş i z m g i b i politiktir. Ve onu örgüıleme, başanya 1 .494 baytor, 1 3 bin 121 ' i e k o n o m i s t ve
M a r k s i zm e, Leni n izme ters a k ı m ların k a ­ u l a ştırma TKP' n i n öd.evl eri a rası nçlcıdır. 22 bin 478' i öğretim a l a n ı ndo � l ış m a k ­
pita l i s t ü l kelerde d u rmadan körü k l e n ­ TKP d u r u m u şöyle saptıyo r : I şçi s ı n ı f ı ­ tad ı r. Ayrıca, 1 akad eınisyen, 54 profe­
m e s i , b u rjuvaz� n i n b u n l a ra d a l a y l ı do­ n ı n sava ş ı m ı b i rl iğe yönel ikti r. H a n g i sör, 579 yü ksek öğ retim ü yesi, 3 bin 1 5ô
lays ı z yollardan yard ı m etmesi b u n u send i kaya b a ğ l ı o l u rsa o l s u n , h a n g i po­ b i l i m işçisi, 1 .320 asistan v e 535 konfe­
gösteriyor. B u rj uvazi �lde tutt u ğ u e g e ­ �itik ve d i n se l i n a rı c ı ta şı rsa taşı s ı n , b ü ­ ra nsçı b u l u n makta d ı r.
men l i k a racı i fe işçi s ı n ı f ı na ka r�ı y ü rüt­ tün işçi v e emekçi l e r �öm ü rüye, ta l a n a ,
tüğü s a l d ı rı d a bazı başa nla r elde ede­ enflôsyo na, s ü rekli p a h a l ı lığa, em perya­ I şç i stmhnm, büiür? emekçilerin sa­
biiiyor. B u n d a n ötürü ka pit01 ist ü l k e ­ l i zmin, işbi rli kçilerin ege m e n liğ i ne karşı vaşinı örgütleye n TKP'ne &anan ya ­

lerd e sözko n u s u ola n işçi s ı mfın ı n sosya lizme açılan demokratik bir d üzen­ sak kalduılmalıd"l
sayı sal birliği d eğ i l , ö n c ü k es i m i n i n hEtm den, b a s kı ve eıg i l e re sorı veri l mesin­
pol itik, hem sendikal a l a n l a rda ideol o ­ d en, bağı msız ve demokratik blr duzen bağımsız se n d i k a l a ra üye olatı veya sen ­
j i k ve ö rg ü tsel bir!iğ id i r. ya ratı l m a s ı n d a n y a n o d ı rlar. dika l a rın d ı �ıoda kalan bütün işçilerin
I şçi s ı n ı fı n ı n i d eo lojik ve ö rg ütsel bir­ Bilyl.ik sermaye çevre/eri nin, Demirel .ortak d a v a sı d ı r. Fabrika l a rd a , Işyerle­
l i ğ i ni k u rma n ltı boşta gelen koş u l u ko­ Hüküm eti i l e b i rl ikte işçi s ı n ı f ı n ı n g rev, rinde, bürol a rd a d eğ işik s.e n di k a l ve
m ü ni st pa rtisi n i n , ya n i işçi s ı n ı fı n ı n ö ncü toplu sözleşme ve sendikalaşma h a k l a ­ politik a k ı m l a ra b a ğ l ı i şÇilerin bimröya
politik örgütü n ü n güçlü olması, daha da rı n a k-cır�ı s a t d ı r ı l a n g ii Q üs! em ek ve bu g u d m esi, işçi h a k l aıı h ı sov u n ına ve ge­
g ü çlenmesi, işçi sınıfı n ı , emekçi leri et- h a k l arı g e n işl et m ek, DI SK'e, Türk- lş'e ve n işl et m e kom iteleri kurma l arı g erek l idir.
8

PARTi YAŞAMI
Legal sosyalist akı mlar ve TKP Ulusal burjuvazi
Tü rkiye'de l ega l sosya list a k ı m l a r ı n en çok eksi kliğ i n i çektikl eri şey devrimci bir « K o m ü n i st M a n i festi »nd e : « S ı m f sa­
teori ve devrimci i d eolojik ta ba ndı r. i şçi s ı n ı fı n ı n ideoloj i s i , bazı b u rjuva d ü ş ü n ü r­ vaşr t;:özüm nok t o sm a y a f<la ştı ğı, ege­
lerin sık s ı k tekra rla d ı k l a rı g ib i, dog m ala r y u m a ğ ı d�ğ i l di r. Işçi s ı n ı fı n ı n devrimci m en smd i çinde, h attô esk i top/w m u n
teori si ve ideoloj i k taba n ı b i l i m sel-ta ri h sel gerçeklerin doğ ru değerl e n d i ri'l mesid i r. b ü t ün k a tlarında siirüp giden çözülme,
Top l ı.J mla rı n g e l i ş m � yasa l l ı k l a rı n ı rı ve b u n a göre pditik, ekono mik ve sosy a l b i r çürii m e süreci şi ddetlen diği ve açrk bir
progra m ı n, b i r d ünya görüşü n ü n bütü nüdü r. Marksizm-Lenini m;z:'d i r. Leg a l sosya l ist nitelik ald1 ğ1 zam o n, ege m en sındı yad­
pa ı ti l e r i şte bu g i bi b i l i msel ve doğ ru bir d ü nya görüşünden, devri mci teori den, Siyan l<üçiik bir bölüm gelec eğin iyesi
ideoiojiden yoksu n d u rl a r. Bu d u ru m , bir bakı ma hôlô uyg ula nan faşist yasalann, devrimci smda k o t ılrr» de ni r. Geleceğ i
TKP'ne konan ymağ ı n son u c udur. ha ber veren bu tari hsel yarg ı , Tü rkiye'de
B i l i msel Sosya l i zme daya n maya n, k ü ç ü k burj uva ideoloji leri n e göre kend i leri ne b u g ü n , 'bu rjuvazin i n u l usal kes i m i i ç i n
yön vermeye ç a l ı şa n l eg a l sosya l i st p a rt i l eri n sağa sola y a l p a l a malafı, egemen çev­ de g eç�rl i d i r.
relerin o y u n l a r ı n a gelmeleri doğ a l d ı r. U l u sa.! b u rj uva z i n i n çel i ş k i l i durumu
Esasen b i l i msel b i r teo riden yoksun o l d u k l a rı veya buna zorl a n d ı k l a rı içi n , Jeg a l doğ a ld ı r, yara d ı lı�ında n d ı r. Ezildiği i ç i n
so s yal i s t a k ı m ve partHer b u g ü n e ka d a r işçi sı nıfı n ı n savaşı m ına öncül ü k yopmak, emperya lizme, ya bancı sermayenin iıe­
veya o ta rafa yönel mek g i bi tarih�el b i r ödevi g ereğ i g i b i başa ra ma m ı şl a rd ı r. Işçi g e m onya s ı n a , içerd e derebey l i ğ e karşı­
s ı n ı f ı n ı n sava ş ı m i a r ı n ı örgütleyern e m i ş l erd i r. i şçi s ı n ı fı n ı n, büyük sermayeye, i ş bir­ d ı r. Ozg ü d ü k i ster. Ama k e n d i s i s ö m ü r­
l i kç i/ere, e m perya lizme k a rş ı sava�ı m ı n ı sendikal ve politik plônda ö rg ütfemeye yö­ gen s ı n ı ft ı r. Sağa-sola yalpa v u rması
n e l i k sendikal, politik akı m l a ra k a rş ı cephe alma l a rı , o n l a rı a rkad a n vu rmaya ka l ­ bundand ı r. Böyle o l sa d a , emperya l izme
k ı ş m a l a rı , kend i l eri n e sosya l ist d iyefl bazı l a rı n ı n b u d u ru m a d üşmeleri, l;ı i l i msel ve ona dayanarı i şbfrl i kçi b u rjuvaziye
teorid a n y o k s u n k ü ç ü k b u rj uva sosya n z m i n i n ne g i b i hatafa r işlemeye elverişli o l d u ­ k a rş ı u l u s a l bağ ı m s ı z l ı k , fleri demokratik
ğ u n u g österen k l a s i k b i r ö rn ektir. bir düzen için g iden savaşta, b e l i r l i öl­
Hemen ş u n u bel i rtmek gerek : Maocu l u k a rt ı k k ü ç ü k bu rjuva sosya l i z m i n ite�iğ i n i çüde, o l u m l u b i r rol oyna mak o l o na ğ ı
b i l e y i t i r m i ş pol isiye b i r a k ı m o l m u şt u r. B u a d a m la rı n işi g ü c ü k o m ü n i stleri, sosya­ va rd ı r. Bu gerçeğ i g ö remiyenler y o k de­
l i stleri, n a m u s l u send i kac ı l a rı pol i se i n b a r etmektir. Org a n l a rı « H a l kın Sesi " derg i ­ ğ i l d i r. G ö rebi len ler d e çoğ a l ı yo r. U l u sal
s i n i n 2 6 . sayısı bu g i b i p rovoka syo n l a d a d o l u d u r. b u rj uva z i n i n hangi a l a nda ve ne ö l ç ü d e
Bazı sosya l i st yöneticilerin de ken d i lerine göre b i r a nti-ko m ü nizmi v a rd ı r. B u n la r i l erici bir ro � oynıyaca ğ ı n ı somut biçi m ­
leg a l i z m i n sı ğ l ı ğ ı nda topl umsa l çı e l i ;; me n i n yön ü n ü seçem iyor. Kendilerinden o l m a ­ leriyle, g ü ncel olaylarla b e l i rt m ek, gös­
ya n �a ra kom ünist deyip, açı kça polise j u rn a lc ı f ı k etm�k g i bi b i r d u ru ma d ü ş m e l eri. termek o l u m l u bir davra n ı ştır. TKP btı
Tü rkiye dev r i m h a re keti n e çok şey kaybett i ri r. D ü ş m a n a kazanç sağl cı r. yoldaki o l u m l u ç ı k ı ş l a rı destek l e m i ş , des­
TKP, b ü tü n bu g e rçekl eri sapta m a k l a k a l mayacak, sosya l ist a k ı mda mevcut sağ­ tekler.
l ı kl ı , d ü r(i st yönetici ve üyeleri ile işçi s ı n ı f ı n ı n , e m ekçi h a l k ı n büyük b u rjuvaziye, Bazı sol <;evreler, u l usol b u rjuvazi ola­
e m p e rya l iz m e ka rşı savaşı m ı n ı n ö rgütlenmesi s ü reci içinde bağ l a ş ı k l ı k kurm a nın yol­ rak, yal nızca e n d ü stri b u rj uvazi s i n i g ö ­
l a rı n ı her z a rn m 1 a rayaca ktır. rüyorla r. Bu tür a n la y ı ş, K o m i nter n ' i n
7 . Kongresine d e k TI<P s ı ra l a rı nda d a
Egemenlik ve hükümet sorunu yayg ı n d ı . B u g örüş, tica ret b u rjuvazisi-
Türkiye Kom ü n i s t Parti s i ' n i n p rog ra ­ sosya l izme g eçiş koş ul l a rı n ı o l u şt u rmak, nin e m peryal i z m l e, endü stri b u rjuvaz.isi-
m ı nda egemenlik ve düzen soru n u sosya l i st top l u m düzenine geçiş yol ta rı n ı n i n ise, u l u s a l h a r�ketlerle bağ l ı o l d u ğ u
ö n e m l i b i r y e r tuta r. Progra m ı n da s a p ­ açmaktır. yoltı n d a k i ya n l ı ş b i r yarg ı d a n gel iyord u .
tadığ t gibi, bugü n Türk i ye'de egemen ­ Demokratik h a k la rı n genişl etilmes i n i ır, K i m i�er�ıııe g ö re d e, b u rj uvazi, serma-
o l a n emperya Hzme bağ tın l ı büyük i ş b i r­ ! l erl d e m o k ratik topl u m d üzen i n i n ku- yesı n ı n büyü klüğ ü ne g ö re, u l u s a l ve
l i kçi b u rj uvazid i r. Tek e l l er, holdingler, rul ması , e m perya lizm i n ve yerli o rtokla- k o m p rador d iye i k iye ayrı l ı r. B u na g ö re
b a n k a l a r, b ü y ü k t o p ra k bey/eridi r. D ü ­ r ı n ı n ege m e n l i ğ i n i n k ı rı l ma s ı na, ul usal orta b u rj w az iyi u l usal, büyük burjuva-
z e n d e, o n fa ra b u eg e m e n l i ğ i sağ laya n bağ ı msızl ı k dev ri m i n in tama m l a n ma sına ziyi d e k o m p ra d o r sa ymak g ereki r. Çağ -
h a l k d üş m a n ı , a nti -demokra t i k ve faşist ci n e m li ö l ç ü d e boğ l ı d ı r. Emperyal izmin, daş koşu l l a rda u j u saj burjuva z i n i n be�ir-
yönte m l ere daya n ma kta d ı r. büyük b u rjuva z i n in egemen fiğ inde de- lenmesi için bu iki ölçüt doğ ru ve ye-
I şç i s ı n ıfı bu ege m e n l i ğ i y ı k m a k , yeri ­ m o k ratlk bir d üzen i n k u ru l d u ğ u yery ü - terli değ i ld i r. IJstel i k, T ü rk iye'de b u rj u -
ne kend i ve öteki demokra t i k g ü ç l e r i n zünde h i ç b i r ü l k ede görü l mem işti r. vaz i n i n kend i içi ndeki ayrışma süreci
egemen l i ğ i n i geçi rmek v e sosya l i st t o p ­ Emekçi h a l k ı n b(ltün ta baka l a rı de- hızla n mj ştı r. i ş b i rli�çl b u rj uvaziyle ulusal
l u m düze n i n e y ö n e l mek zoru n d a d t r. TKP'­ mokratlk hak/o rı n g e nişlet i l mesi, ü reti m k®si nı i ol u ş tu ra n bu rjuvı:ızi ara s ı n daki
n i n prog ra m ı nda uzak a maç ded i ğ i b u ­ a racı ü reten gerçek bir ağ ı r endüstri n i n çatışma sert l eş m i ş t i r. Etki elinde t utan
d u r. Ama u z a k a maç demekle, sosya l i st kuru l m asıyle y a k ı nda n i l g i l id i r. Bu i l g i - i ş b i rl i kç i b u rjuvazi, g erici, faşist karma s ı
d üzenin g e l eceğ i n s i sl eri i ç i n e g ö m ü l d ü ­ nin n iteliği s ı n ı f ve ta ba k a l a r ı n sosya l - h ü k ü met, koın a ndolarla karşı tarafa s a l -
ğ ü a n l a ş ı l momalrd ı r. TKP' n i n ana a m a ­ ekonomik d u r u m l a rına göre de§ i ş i r. d ı rıyor.
cı, Pro g ra m ı n d a da beli rti l d i ğ i gibi, sö­ Ama e m perya l i m Hn, büyü k b u rjuva z i n i n , Ulusal burj u vazin i n toplumsal ni tel i -
m ü rü ve baskı d ü ze n i n e kökünden son toprak beylerinin ege men l i ğ i n i n y ı K ı l ma - ğ i n i bel i rl � ke n , bütün b u n la rı n , öze l l i k -
vermek, emekçi ho/kı g erçek bir k u rt u ­ sıiıda emekçi halkın bütii n katma n la rı - l e emperya l i z m l e onun a rası ndaki ı:ıe5-

l uşa ve m utl u luğa yöneltmektir. Ama n ı n çıkarı va rdtr. işçi sı nıfı i l e e mekçi nel çel işkiyi a l mak zoru n l u k -
g ö l' Ö I1 Ü ne

top l u m u bu geçişe hazı r l a m a k gerek. yığ ı n l a r ı n ı v e <im başta köy emekçi l eri n i tur. Çünkü böyle b f r yakla�ı ın, i l eri de-

Proleteryaya pol i ti k er� hazı rla mak, b i r b i rine bağ laya n bu orldk çı Ka rla rdı r. ınokro iik bir düzen için, p roleta rya n ı n
e m ekçi halkın demokratik haklarını ge­ Anti-empery a l i st, d e m o k ratik b i r cephe pol it i k erk i n i , h egemonya s ı n ı s a ğ l a mak
n i ş l et mek, e m peryalizm i n, o rtakları n ı n h a reketi bu ortak ç ı k a r bağ l a rı üzeri nde i ç i n k u rmaya ç<ı l ıştı ğ ı mız cephen i n po-
egeme n l i ğ i n i k ı rmak, ya n i ileri demok­ gel işeceğ i g i b i , işçi-k<:iylü bağla ş ı k l ı ğ ı tansiyel te m e l i n i genişl etecek ve gerçek
ra tik bir d üzene u la ş m a k ve böylece da bu düzeyde gel işecekti r. _______
b
_ _
y
,..;.
o _
u la
ı__ r__a
ın __
u _
a şt
l-'- .o
_
ır __
c _
a k t_
_ ı r_
.
--�---

You might also like