You are on page 1of 4

Bütün ülkelerin proleter/eri, birleşinizi

ATillM Sayı: 8
Türkiye
K1brıs
halkının,
halkının ortak
e·mperyalizmdir, NATO'dur.
Yunan
can
halkının,
düşmanı

Türkiye Komünist Partişi Merkez Komitesi orgam Ağustos 1974

Ortall Düşman Çağri


Faşist Yunan cun!as1 K1bm'a sal­
dlfdJ. Ardmdan, Türk ordusu adaya Yunan faşist cuntası Kıbrıs Cumhuriyetinin varlığına saldırı. Kıbrıs halkının seçtiği
dald1. Yeşilada kan ve ateşler içinde hüktimeti devirdi. Kanlı teröre geçti. Bu saldırıyı Amerikan emperyalizmi ve NATO'­
kald1. Bu dolaşmoda emperyalizmin nun belli çevreleri plônlaştırdı. Böylece Yakın Doğu ve Balkanlar bölgesinde barış
cibil/iyeti, burjuvazinin içyüzü bütün ve güvenliği tehdit eden bir durum meydana geldi.
iğrenç/iğiyle, bir kez daha, halklarm Yunan cuntası Kıbrıs'a karşı saldırıya geçerken Adayı «kurtarmak» gibi sözler
gözleri önüne serildi. ettiydi. Oysa bu sözlerin ardında Kıbrıs'ın bağımsızlık ve egemenlik haklarını çiğ­
Yunan cuntas1 yel ekti, fırtma biç­ nemek, Adayı Yunanistan'a katmak amaçları vardı.
li. K1bns'ta yeni/di, Yunanistan'da Başta Sovyetler Birliği olmak üzere, bütün sosyalist ülkeler, dünya demokratik
düştü. K1bm'ta hükümet devirmesi kamuoyu, Türkiye Komünist Partisi, Yunanistan Komünist Partisi, Kıbrıs Emekçi Hal­
NATO'nun, CIA'in Amerika'nm kın ilerici Partisi-AKEL emperyal'istlerin, foşistlerin bu saldırısına kesinlikle ka11ı
plômna göre uygulandi. Yayd/Cl çıktılar.
Amerikan emperyalistlerinin amac1, Burada Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin aldığı kararlar öıel bir önem taşır.
ötedenberi, K1bm'ta üslenme/ctir. Bu kararlar Kıbrıs'ın iç işlerine dışardan karışmaları önlemenin barışçı yollarını
Emperyalistler, uydulannin eliyle gösteriyor. Sovyetler Birliği GUvenlik Konseyinde bu kararların alınmasında büyük
kestaneyi ateşten Çikarmak taktiğini bir rol oynadı.
kuflan1p duruyor/ar. Türkiye de, Bu koşullarda karagün dostumuz Sovyetler Birliği ile daha yakin, daha içten iliş­
Yunanistan da NATO'ya bağlan­ kiler kurmak, hem ulusal menfaatlerimiz, hertı de bölgede ba(ış ve güvenliğin yeni­
mlŞtir. Baş patran Amerika'/J, bunlar­ den güçlenmesi bakımından bir zorunluktur.
dan hangisinin eliyle olursa olsun, Amerikan emperyalizmi, NATO ve Yunan faşist c;:untasının Kıbrıs'ta yaptığı
plômm gerçek/eştirmeye bak1yor. hükümet devirmesini bir oldu bitliye getirmek için her türlü baskı ve manevralara
Başbakan yardimCISI Erbakan, Klb­ başvurdular. Türkiye hükümeti başka bir tutum aldı. Türk ordusu Adaya çıkarma
r;s'a yapdan ç1karmamn nereye yö­ yaptı. Karşı çıkan Yunan cuntasına bağlı birliklerle Türk birlikleri arasında savaş
nelik olduğunu açJklad1. Aday1 «bö­ başlad ı .
/eceklerini" söyledi. Bu da yeni de­ Türk hükümeti, açıklamasında: «Adaya savaş ve kan götürmediğini .. , ya_?al hü­
ğildir. Açeson plônmda bu da ön­ kümeti geri getirmek istediğini belirtti.
görülmektedir. «Enosis,in ikili uygu­ Türkiye hükümeti, Güvenlik Kurulunda alınan kararların Cenevre Konferansında
lanmasJdir. Bu, Adaya asker Çlkanr­ kabul edilmesi için ��sin davranmalıdır. Çünkü bu kararlar hükümetin yapmış
lcen hükümelin yapt1ğ1 "banş, güven­ olduğu açıklamaya uymaktadır. Türkiye Komünist Partisi, hükümetin ilk yaptığı açık­
lik» gibi açiklamalarm boş laflar ol­ lamasıyle verdiği sözü tutmasını istiyor.
duğunu tammaktlf. NATO'culuk, Türkiye'de de «kurtarmak» sözleri ile Adanın bir kısmına oturmak ıstiyen gerici
halklar, ülkeler arasinda banş ve çevreler vardır. Bunlar şovenizm duygularını körüklüyorlar.
güvenlik yofu değildir. Türkiye Komünist Partisi öteden beri Kıbrıs Cumhuriyeti'nin toprak bütünlüğüne,
Başbakamn, ç1karmadan sonra, ulusal bağımsızlığına, ne biçimde ve kimden gelirse gelsin yapılacak saldırıya,
Amerika'ya, NATO'ya bağld1ktan söz "Enosis»e karşı çıkmış ve çıkmaktadır. Adada savaş tomemiyle durdurulmalıdır.
.
etmesi, yardmıc1smm açikiamasi, Cenevre konferansının başarı ile sonuçlanması için çalışılmalıdır.
Sancann lwcaklaşmas1, Demirelierin Olayların süreci şu gerçeği bir kez daha doğruluyor: NATO harp, kışkırtıcılık,
.
heyamolas1 botakçJIIi<, serüvenlik po­ saldırganlık ocağıdır. Bugünkü çıban başını koparan Amerikan emperyalit. mi ve
litikasmm yürütülmesidir. Bu politika, NATO'dur. NATO sık sık Türkiye'yi harpçi serüvenlere, ekonomik yıkımiara sürükle­
K1bns olaylanyla, şovenizroj kam­ miştir. NATO'dan çıkmak, ikili anlaşmaları yırtmak, NATO'nun, Amerika'nın toprak­
çdadJ. Pek çokfanmn harpçi/ik da­ larımızdaki üslerini kaldırmak ve ilk adım olarak bu üstere g'irmek, onları kontrol
marlanm kabarttJ. San sendikacila­ altına almak zorunluktur.
nn başlan bu kmştlfmay1 körükledi. Türkiye Komünist Partisi Kıbrıs Cumhuriyeti'ne karşı .yapılan bütün askersel ka­
Otrtkiler bunlara ayak uydurdu. Işçi rışrnaların durdurulması ve Adada Yunan cuntasının yi:ıptığı hükümet devirme­
smdm1 bu harpçi/ik havasma karş1 sinden önceki durumun geri getirilmesinde ayak diriyor.
sürmüyorlar. T arntersini yap1yorlar. Türkiye halkının, Yunan halkının, Kıbrıs halkının ortak can düşmanı emperyalizm­
Grevleri, toplu sözleşmeleri durduru­ dir, NATO'dur. Halkımız, işçi sınıfı, bütün yurtseverler, Yunan ve kıbrıs halklan ile
ıror/ar. Işçi gündeliklerinden bağlŞ yanyana ulusal bağımsızlık ve kurtuluş için emperyalzime ve NATO'ya karşı, sıkı­
yap1yorlar. yönetimlere ve demokratik hakların ayaklar altına alınmasına kqrşı sovaşmolıdır.
Sii<Jyönetim, karaborsacdtk, istil­
çilik, vurgun, hepsi ha/km belini da­ 20-25. 7. 1974
ha da büküyor. 14 Ekimde halk böy­ TORKIYE KOMONiST PARTISi
lesi bir politikaya karş1 oy kullanmtş­ MERKEZ KOMITESI
tlr. NATO'culuk politikasma karş1
ÇikmlŞti/. Türk savaş birlikleri, bütün 30 Ağustos"un gerçek anlam1
yabanc1 kuvvetler K1bns'tan çekil­
melidir. Türk, K1bm ve Yunan halk­ 30 Ağustos'a, çoktandır, bir ordu bay ra m ı biçimi verildi: Bir kısım subayların
lanmn baş düşmam emperyalizmdir. terfi ettiği, büyük günler üniforması giyerek geçitresmi yaptığı bir bay ra m . Oysa
NATO'dur. Işbirlikçi burjuvazidir. (Devami 3. sayfada)
Şili-dayanişma konferans• Kapitalist dünyada
6-7 Temmuzd€1 Paris'in Port Maillot semtinde, Şili ile dayanışma konferansı ya­ e Emperyalizm çocuk emeğini sö­
pıldı. Konferansa Avrupa'nın sosyolist ve kopita�ist ülkelerinden komünist partileri, mürmiye devam ediyor. Bugün kapitalist
sendikalar, sosyalist, sosyal-demokrat partileri, gençlik, öğrenci ve dinsel, aydın ülkelerde 16 yaşındon küçük 43 milyon
daha başka yığın örgütleri temsilcileri katıldılar. çocuk çolıştınlmoktadır.
Türkiye Komünist Partisi de davetli olduğu bu toplantıya bir heyetle katıldı. e Emperyqliz:m emekçilerin sağlığına
Ingiliz Işçi Partisinden Fransız Komünist Partisine, lsveç Sosyal-Demokratlarından ve iş güvenliğine önem vermediği için,
Bulgaristan Sendikolar Birliğine, ltolya sosyalistlerinden Sovyetler Birliği Sendikolar kapitalist ülkelerde iş kazoları ve mes­
Birliğine, Solcu de Golcülerden Rus Ortodoks Kilisesi temsilcisine kadar söz alan lek hastalıkları artış halindedir. Orneğ in
bütün konuşmacılar Şili'de Amerikan emperyalizmi lle işbirlikçilerin uyguladığı Federal Almanya'da ortalama olarak
kanlı faşist terörü yerdller. Şili halkının seçtiği Ailende Hükümetini sovundulor. Em­ her 13 saniyede bir iş kazası olmakta,
peryalizmin, özellikle Amerikan emperyalizminin, halkın iradesini, demokratik ilkeleri her 3 dakikada bir işçi çalışma yetene­
hiçe saydığını hatta porlamentarizmi bil.e inkôr ettiğini belirttiler. Şi�i halkına yar­ ğini tamamen yitirerek sakat kalmakta
dım etmenin gerektiği üzerinde durdular. Böylece komünist partisinden din örgüt­ ve her 2 saatte ölümle sonuçlanan bir
lerine, sosyal demokrat akımdan aydın örgütlerine l<odor bütün yurtseverler emper­ iş kazası kaydedilmektedir. ABD'nde sa­
yalizmin, faşizmin saldırısına uğrayan Şili halkına yardımda birleştiler. nayi işletmelerinde her gün iş kazolon
Konferansda yardımın yalnız sözde kolmaması teklif edildi. Yardımı somutloştırmak yüzünden SS kişi ölmekte, 8.500 kişi de
için Birleşmşi Milletler genel sekreteri Kurt Valdheim'a baş vurulması kararlaştırıldı. yaralanmaktadır.
Fransız Komünist Portisinden, Sovyetler Birliği Sendikalar Birliği Merkez Yönetim e Amerika'da nüfusun 0,:0 5'i ulusal
Kuruluııdan, !talyan Sosyalist Partisinden ve daha başka örgütlerin temsilcilerinden gelirin % 4l'ini almaktadır. Buna kar­
kurulacak bir heyet Valdheim'ı ziyaret edecek. Heyet Şili'de sahnelenen duruşmo­ şılık 25,5 milyon kişi (yani nüfusun
ların izlenmesini, buralara uluslararası şöhreti olan hukukçuların gönderilmesini, Iş­ lt
lt T2,5'i) ilkel bir hayat sürdürebilmek
kenceler hakkında soruşturma açılmasını isteyecek. Ayrıca Sovyetler Birli.ği, Alman olanağından bile yoksundur. Emekçile­
Demokratik Cumhuriyeti ve öteki sosyalist ülkeler temsilcileri emperyalizme ve onun rin aylık gelirlerinin % 30'u vergi ola­
doğurduğu faşizme kar:şı savaşan ş-ili halkına ellerinden gelen yardımı esirgemi­ rak alınmaktadır.
yecekledni bir daha belirttiler.
Paris'teki Şii'i ile Dayanışma Konferansının politik aniarnı büyük ve umut vericidir. •••••
Konkre bir konuda komünist partileri, sosyal demokrat, sosyal·ist partiler, değişik
din, pasiffst akımları emperyalizme karşı ortak bir eylemde birleşti. Bu birle.şme
daha geniş politik perspektifler açabilecek niteliktedir. Azgelişmiş ülkelerde
e Emperyalizm ince, kurnaz yeni

Barış ve güvenlik sömürgecilik metotlarıyle Asya, Afrika


ve Lôtin Amerika hcılkfarını saymaya,
Diinyada politik hava gitgide değişiyor. Sovyetler Birliği'nin ve diğer sosyolist cloğo't zenginliklerini sömürmeye devam
ülkelerin izledikleri Leninci barış ve barı� içinde yonyana yaşama politikası, ulus­ etmekte, bu ülkelerin halklarını ezgi al­
lararası ilişkilere yeni yön ve biçimler veriyor. tında, açlık yoksulluk içinde tutmokta ·

Amerika Cumhurbaşkanı Nikson Sov­ lantık bildirisini imzolodı. Bildiri, doğru­ dır.
yetler Birliği'ne gitti. Sovyet yöneticile­ dan doğruya Sovyetler Birliği'nin ve e Azgelişmiş ü:kelerde bugün 1 mil­

riyle görüştü. Görüşmelerde, iki ülkeyi öteki sosyalist ülkelerin barış politikası­ l'Ordan fazla kiş·i yeterince besleneme·

ilgilendiren çok yönlü sorunlar yanında, na karşı yönelmiştir. Nikson'u, Mosko­ mektedir. 900 milyon kişinin günlük ge­

yeraltı nükleer denemelerin yasaklan­ va'da Sovyet yöneticileriyle bir masaya liri, 0,3 Amerikan dolarındon daha az­

ması, stratejik silôhlorın sınırlondırılmosı otutmaya, anlaşmalar imzalamaya zor­ dır.


gibi, önemli konular do ele alındı. Iki layon Sovyetler Birliği'nin yenilınez gü­ e Bu ülkelerde yiyecek yetersizliği ve
ülke arasında Enerji,Yapım ve Tıp olan­ cüdür. Sosyalist sistem güçlendikçe ka­ aşırı yıpranma yüzünden her gürı BO bin

larında işbirliği yapılmasını, stratejik sa­ pitalist ülkelerdeki işçi ve emekçilerin kişi ölmektedir. Afrika'da doğan çocuk­

vunma ve saldırı silôhlarının kısıtlanma­ tekellerin soygun ve sömürüsüne karşı, ların üçte biri beş ·ya�ıno kadar yaşa­

sını, yeraltı nükleer denemelerin sınır­ halkların ulusol bağımsızlık ve sosyal yamıyor. Afrika'da 1 O bin kişiye ancak

landırılmasını Öngören onlaşmalar im­ kurtuluş savaşları gittikçe güçleniyor. bir doktor düşmektedir. Asya'da bu oran

zalandı. Dünya demokratik ve barış­ Dünya devrim sürecinin bu üç ana gü­ 10 bin kişiye 3 doktor, Lôtin Amerika'da

sever kamuoyunun olumlu karşıladığı bu cü, emperyalizmin soğuk harp politika­ ise yine 10 bin kişiye 6 doktordur.

anlaşmalar, Sovyetler Birliği ile Amerika sını geriletiyor. e Azgelişmiş ülkelerde 783 milyon

arasındaki gelişmelerde yeni bir aşama­ Türkiye dünyadaki bu olumlu geliş­ kişi alfabesizdir. Bazı Afrika ülkelerinde

dır. Ilişkilerin iyi leştirilmesi iki ülke ya­ melere ayak uydurmak, dış politikasını halkın ancak ''io 2'si okumo-yazma bil­

rarına olduğu gibi, bütün dünya halk­ buna göre ayariomak zorundadır. Baş­ mektedir.

larının ve barışın yararınodır. bakan Ecevit, Mecliste, «komşularımızla, e Kapitalist dünya nüfusunun o;0 72'­

Nikson'un Moskova'ya bu gidişi, em­ özellikle Sovyetler Birliği ile ilişkilerimizi sini oluşturan azgelişmiş ülkeler dünya

peryalizmin soğuk harp politikasından, geliştireceğiz, dedi. Bu olumlu bir adım­ sanayi üretimin1n ancak 9,12'sini sağ­

huyundan vazgeçtiği anlamına gelmez. dır. Türkiye Komünist Partisi, böylesi layabilmektedirler.

Nikson Maskova'ya gitmeden önce, olumlu bir adıını öteden beri destekli­ e Azgelişmiş ülkelere gerçek yardım­

Brüksel'de saldırgan NATO'nun yeni At- yar ve bLI uğurdo savaşıyor. da bulunonlar ancak sosyolist devletler··
dir. Ya.nız Sovyetler Birliği'nin yardımıy­
TKP YAY l NLARI
le son yıllarda bu ülkelerde 400 işletme
• SOVYETLER BIRLIGI KOMt:JNIST PARTISININ PROGRAMI ve tesis kı.ırulmuştur. Halen daha 420
• LENIN'nin 100. YILDONOMO-SBKP'nin XXIV. KONGRESI SSCB'nin 50. YILI işletme ve tesisin kurulma ve proje ça­
(L. 1. Brejnev) lışmaları devanı etmektedir.
30 Ağustos'un gerçek anlamı
TKP nin SESi (1. sayfadan devam)
G E R Ç E Ö 1 N S E S i D i R. emperyalizme karşı ıaferin koıanıldığı gün olon 30 Ağustos'un, tüm halkımızın
HER PERŞAM BE AKŞAMI bayramı olması gerekir. Çünkü Ulu sol Kurtuluş Sovoşımızı iş·çisiyle, köylüsüyle,
SAAT21.:ıoDA yurtsever oydınıyle asker ve siviliyle halkımız yü rütm ü ş ve başanya ulaştırmıştır.
O R T A D A L G A 908 M. D E N Hottô ordu henüz toparlonpmadon, düşmana karşı ilk direnişe geçenler işçi-köyiO çe­
D 1 N L 1 VE B 1 L 1 R S 1 N 1 Z. te!eri olmuştur. Bu çetelerin büyük bir kısmı nı komünistler örgütlemiş ve yönetmiştir.

SESi
Bu tarihsel o l a y yen i kuşaklardan giz- 30 Ağustos'un anti-emperyalist niteli-
TKP nin lenmek istenmiştir. Böyle olsa do, Ata· ğine sadık ni ce değ er H , yurtseve r s u boy -
PERŞEMBE Gl:JNLERI türk'ürı en yakın savaş a rka daşl arından , lar, komu tanlar ordudon atılır, ya da
21.30 DA gen era l Ali Fuat Cebesoy savaşın en kör hatlora ç ekil ir.
ağır yükün ü omuzlayanlara ilişkin anı- 30 Ağustos'un gerçek onlamda kut·

işçi sınıfı di'reniyol" larında komünistlerin katkısma yüksek lanobilmesi, tüm halkın bayramı olabil-

Işbaşında «ortak» bir hükümet vardı r. bir değer biçiyo r . mesi için, ordunun başında çöreklenen

MSP, i k i de bir sobotoja gidiyor. Kimi 30 Ağu stos'a bug ün k ü niteliğ ini veren, militarisi k l i ğln, Sancarlorın, tüm Arne-

MSP'Ii sayl ovlor, halka, h li kü met e sol­ onu silôhlı ku vvetler bayra m ı kılığ ına rikoncı generallerin temizlenmesi gerek-

dıran Demirelleri, Bozbeylileri tutuyor. sokonlar egemen sınıflar, mi1itarist çev- lidir.

Bu bozgunculuk, özellikle Am erik an em ­ relerdir. Ustalik bunların biç i m lendir d i ğ i 30 Ağ u stos 'un bir ulusol b ayram, tüm
peryolistlerinin Ecevit hükümetine karşı 30 Ağustos, tümüyle, bir or d u bayramı halkın bayramı ola .bil m esi -için me ml e-

baskılarını artırdıkları bir dönemde ol u ­ bile değildir. Değildir, çünkG her yıl ketimizdeki Amerikan ve NATO üslerinin

yor. ordu terfi listelerinin boşında egemen kal dırılm ası , ikili anlaşmaların yırtılmosı,

B eli rtilmesi zo run : uk o lan baş ka bir sınıflorla, emperyalizmle işbirliği yapan, NATO'daki birliklerimizin geri alınma s ı

o lay daha vardır . Türk - I ş ' in baŞını çeken ya do bu güçlere boy u n eğen yüksek gereklidir. Kıbrıs olayları bu zo run luğu

sarı sendika ağaları, saldırılarını yoğun­ rütbeli subaylar yer alır. Buna karşılık bir da ha gösterdl.

loştıran büyük burjuvazinin, AP ve DP'­


nin çizgis i n de yer alıyor. Sursoda işçi­
Sömürücü zümrelerin çıkarına işleyen bugünkü adaletsiz vergi sistemi kökü n­
ler toptan i� leri nden atıldı. l şke n der un­
den değiştir il melidir. Ağ ırl ık da laylı ve rg il erden, dolay sız ve r gl l ere kaydırılmalı­
da, D emir - Çel i k'te 10 bi n den fazla i şçi,
dır. Gelire oranla vergiler progresif olarak artmalı, az veya orta gelirler için
soyguncu üstencilerin zorbalıkları na ,
ve rgi oranı indi rilmelidi r . işçileri n , küçük ve orta memurların, köy emekçil erin in ,
ölüm saçan iş ko şul la rın a karşı direnişe
orta halli kent katmanlarının vergi dışında tutulan gelir payı yükseltilmelidir.
geçtiler . Bunların üzerine polis, jandar­
Zonaatkôrlordon, küçük esnafton a ğır verg.i ler alı nmamalıd ır.
ma ve o rdu birlikleri sürüldü. lşç·iler vu­
(TKP programından)
n.ildu, yaralandı . 3 b inden bozla i�çi ka­
pıdışorı edild i.
Burada, bu kanlı olay la r karşısında Gençliğin savaşı
Içişleri Bakanı Asiltürkle, Türk - iş Genel Son zamonlarda y urtsever, d evri mc i genç lerim i z politik savaş metodlarını benim­
Başkanı lunç'un tutumları ne oldu? içiş­ sema, biJinçlenme yönünde bir a tı lı m içindedir. Bunun somut örneklerinden bir­
leri Bakanı pol isi, jandarmoyı sürdü iş­ kaçıno değinelim!
çil er i n üzerine. Halil Tunç, Adana'da bir 14 Ekimde ge ric i partiler sert bir yumruk yedi. Ama bunların foşizon, komando
«toplantı» düzenledi . Ama ne Bursa'da saldırıları durmadı. istanbul, Ank ara, Erzurum ve Elazığ'da öğrenci y urt la rı nG bas­
işçilerin işten at ı ldığındo n , ne iskende­ kınlar, yurtsever, solcu, devrimci g üçlere sllôhlı sa ld ı rılar , provokasyonlar sürdü­
run'daki kanlı olaydan söı etti. Sözü rüldü. Moocu, Troçkist kalıntıları, yeriiden politik o l a na sürülen Kıvıkımlıcılor, sal­
başka olana ç ev ird i : .. Işçi sınıfı partisi dırıya uğrayan öğrencileri faşistlere ayni şekilde ka rşilık vermek için kışkırt•yorlar.
kurulm alıdır .. dedi. Gençlerimiz dostu-düşmanı, doğruyu, sahteyi bellediler. Ge ri cil eri n, oportünistlerin
Bu curcuna yeni değildir. Bir dava, kışkırtmolarına kopılmıyorlar. Politik savaş yönünde bilinçleniyorlor. H alkçı Dev­
uzun, çetin savaşla rdo yağ u ru lagelm i ş riınci Gençlik O rgü tünü kuruyor, "her akında, emekçi halk ın yönetirnde doğrudon
Türkiye Komünist Partisi vardır. Tunç bu söz sahibi o la cağ ı bir düzen" uğ ru nda sa vaşıyo rl a r.
gerçeği görmezlikten geliyor. Sonra, en Batı Avrupa kapi tal istleri nin sömürüsüne terkedilen genç işçi ve öğrencilerimiz
önemlisi, Tunçlar işçi sınıfına karşı yü­ de bu savaşı n dışında değildir. « Kurtu luş », « i şç i Birliği», «işçinin Sesi .. ve b enzeri
rütt ü k l e r i hi yonet politika s ını maskeie­ gazeteler daha d e r l i-top l u çıkıyor, sorunları daha kesin ele al ıyo r . Türk i şçilerini n
mek kaygısına düşmüşlerdir. işçi sı n ı f ı , b ulun d tı ğu büt ü n kapitalist ü lk elerde ç eşit l i komiteler, ocak, dernek, b ir l ik ve fede­
i skend erun ' do k i gi bi me yda n savaşla rı n ­ rasyonlar i şçi nin hakkını sa vunmak, on u bili nçl endi r mek için yoğun çabafar harcı­
da daha da bilinçleniyor, dostunu ve yar. Politik tutukluların serbe$t bırokılması koınponyos(nı şeretle yürüten Af Komi­
düşma nı nı daha kolay seçabiliyor. işte tele r i e yl em ol a nları nı g el işti riyor, « T ürkiyede O zgürl ü k Komitesi .. çatısı altında
bu olay karşısında sarı s e nd i kola r bo­ birleşiyorlar. G e nç işçilerimiz, öğrencilerimiz bu sa va şın en girişken kol ud ur.
colıyor. Ve Tu nç l o r , işçi sınıfının birli­ Boşbakonla Brüksel'de görüşm ek o la nağı n ı b ulan Belçi k a T ü r kiyeli I ş çiler B i rliği
ğini parçalayan, Komünist Partisine sol ­ yönetici l e ri n in s u n d uğu notoda, büt ün bu örgütlerin birleştiği başlıca istekler dile.
clıron, burjuvoziye destek olan bazgun­ getirildi. " Pol it i k tutukiulara af, f ikir özgürlüğ ünün soğlonmosı-141, 142 ve 146.
culorlo, anti-emperyalist, demokratik faşist maddelerin kaldırılması, baskı ve teröre son, işçiye iş, köylüye toprak, saldır­
güçlerin birleşmelerine engel olon Troç­ gan NATO'ya hayır, kölelik onlaşmaları bozulmolı, işçi di.lşmanı konso l os ve ateşe ­
kistlerle, Moocularlo, " sosyali st » adıyla lerin işine son verilmeli" denildi. Bu b i rkoç i stek b i le, ge n ç i şçi leri mizin politik
ortoya atılan serüvencilerle bir l eşiyor. savaş bilincinin düze yini belirlemekt edi r.
Bö y l esi bir durumda, halkımızın ka­ Anayasa Mahkemesinin Af Konununun 5. madd es i nin «O» b en d in i, Toplantı ve
zanımlarını ge ri vermemek savaşı, işçi Gös teri Yürüyüşleri Yasasını iptal kararı, yurtsever Türk g en çlerinin de bir ko z an ı mı­
hareketini oportünistlerden, sarı sendi­ d ır. P.rtık devriınci gerıçierimize yeni yeni politik savaş olanakları açılıyor. Savaşta
ka oğalarının elinden kurtarmak savaşı boşarının ilk koşulu, işçi sınıfının ono devrimci güç olduğunu kavramak ve ono
günün savaşıdır. b ağlı lıktan şa.şmamoktır.
PARTi YAŞAMI
Nedir - ne değildir Anti-emperyalist savaş
Kuruldu kurulmasına. Adını: «Sosya­ mut olguya korşı kurulan partinin tutu­ Türkiye halkı ile emperyalizm arasın­
list Işçi .Partisi" koydu far. Kurucuları, bir mu kesin değildir. Herşeyi silik, sislidir. daki uzlaşmaz çelişkiler politik geliş­
bardak suda fırtına kopardılar. Yankısı Çizilmek istenen strateji, s avaşın bu­ melerle yeni biçimter alıyor. Haşhaş eki­
olmadı, tepki yarattı. DiSK, «ilişk·im yok günkü aşamasıyle çelişkiler •içindedir. minin serbest bı rakılması , yabancı pet­
ne bununla, ne de kurulacok olonkı», Işçi sınıfının devrimci, başı çeken ona rol tekellerine karşı alınon bazı tedbir­
dedi. TIP'lilerin bu sivri çıkışa yanaşma­ güç oldvğunu artık inkôr etmek zordur. ler, Af Ka n unu n un 5. maddesin•in o
dıkları görüldü. Başkon diye gösterilen Burjuvazi bile, uzun yıllar tükürdüğünü bendinin, gösteri, yürüyüş ve dernekler
kişinin kimliği değişik yorumlara yol aç­ yalıyor: Işçi sınıfının, politik örgütlerinin kanuııunun iptali. Komünist, sosyolist ve
tı. Bir ara TiP'li olmuş, dönmüş Moocu varlığını, ister istemez, tanıyor. Bu soso öteki yurtsever tutukluların serbes bıra­
olmuş, Troçkist olmuş, 12 Marttan sonra yalist portinin programında Işçi, köylü kılması, emperyalizme, işbirlikçi burju­
üstenci olmuş, para kı rmış. bağlaşıklığı sorunu da, bugunkü aşama­ vaz iye karşı savaşta elde edilen başarı­
Asıl üzerinde durulan, yayınladıkları ya göre ters konmuştur. Lenin'in koy­ lardır. Em p e ry alizme ve yerli ortaklarına
programdır. Soyut, seçmeci, donmuş ka­ muş olduğu diyalektik ilke altüst edil­ karşı savaş değişik biçi m ler alıyor. 13u
lıplara göre biçimlendirilmiş ilkelere da­ miştir. Lenin'in devrimci ilkelerine göre, savaş, çözümlenmesi gereken yeni yeni
yanıyor. Marksist terminler, belirlemeler Ileri demokratik dönemde, sosyalist de­ sorunları ortaya koy uyor.
üstüste yığılmış. Lenin'•in, emperyalizmi virden önceki aşamada: b ü t ü n köy­ Emperyalizm Türkiye'de yukarıda say­
b elirliyen, çözumleyici ilkeleri mıncık­ lüyle bağlaşıklık ger ek lid i r, den-iliyor. dığımız konumlarda ge rilemiştir. Bu ge­
lanmış, karman çarman edilmiş. ideolo­ Toprak qğalarına, işbirlikçi büyük bur­ rileme, TKP'den u lusa l burjuvazinin ayık
jik alandaki bulanıklık daha da açıktır. juvaziye, yabancı köleliğe karşı, ulusal güçlerine kadar açılan bir devrimci, Ileri
Işbirlikçi büyük b urj uva. z i, işçi sınıfına, bağımsızlık, demokrasi , köklü toprak re­ demokratik güçler yelpazesinin bir ama­
onun örgüt l e rin e, bütün ilerici güçlere formu ve halktan yana bir hükümet için ca yönelik savaşının sonuc udu r . Ama
karşı elindeki bütün a raçlarla, olanak­ savaşta böylesi bir bağ laş ı klık Ulusol emperyalizmin bu yenilgiyi kabullenece­
lada yürüyor. i deoloj ik alanda yoğun Demokratik Cephe'nin omurgosı olabi­ ğine, yeni baskı yolları aramayacağına
bir saldırıya ge�ıniştir. Anti-komünizm, lir ... inanmak devriınci uyanıklıktan yoksun
Meclisin içinde ve dışında, yurt çapın­ Ozetle, bu parti «nedir, ne değ'ildir•• olmak an l a m ı na gelir. Şili'de, Kıbrıs'taki
da, işbirlikçi partilerin, militor-ist kliğin sorusunu o rtaya koy uyor. darbeler, emperyalizmin askersel, faşist
saldırı aracı, politikası olmuştur. Bu so- cuntalar eliyle hegemonyasını dayatmak
yöntemlerinin daha da yoğunlaştığını
gösteriyor. Devrimci güçlerin devrimci
Komünist Boraoer uyanıklrğı kaybettiği, eylem ve işbi rli­
ğini gevş e ttiği her yerde, emperyalizm
TKP, zorlu, savaşkan militanlar yetiştirmiştir. Reşat Fuat Baraner bunlardan biridir. her ülkenin şartlarına göre değişik yön­
M. Suplıi'lerden sonra gelen kuşaktandır. Partinin Leninci ilkelerini op o rtünis tlere, temlerle gerici, faşist, CLıntacı hükümet­
likidatö:lere karşı savunmuştur. Boraner bir proleter enternasyonalistiydi. S ovyet leri dayatmak yoluna gidiyor.
dostuydu. 42 yıl boyunca TKP'de böyle k a ldı. 1968 Ağustosunda c ldü. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı,
Çok ç.;tin bir savaş yolu geçmiştir. Çok defalar tutuklannııştır. Ono paliste en Türkiye'de anti-emperyalist savaşın, de­
korkLınç iskenceler yap ılmıştır. Bir defasında, gür saçların dan tavana osılmıştır. mokratik hakları elde etmek savaşı ile
20 yol çısır hapis cezası giymiş, zındonlarda yatmış, sürgün edilmiştir. birleşmeye yüz tuttuğunun ilk belirtileri­
R. F. Boraner yoldaş, partinin legal ve illegol çalışma yöntem ve biçimlerini usta­ dir. Mahkemenin kararı, TKP dahil bü­
lıkla uygulıyanlardan biridir. Uzun yıllar partinin Politik Bürosu üyesi olmuş, par­ tün devrimci, ilerici güçlerin ortak he­
tinin sekreterliğini yap m ı ş tır. Birkaç dil bilirdi. Kültürü vardı. Lenin Okulundan çık­ defe yönelik eylemlerinin ürünüdür. Af
mıştı. Marks'ın, Lenin'in birçok yapıtlarını dilimize çevirmiştir. Anti Düring'in Türk­ Komiteleri bu soııucun elde edilmesinde
çesi onundur. Gi;di parti yayınlannda değişik el kitapçıkları çıkmıştır. önemli rol oynamışlordır. Komite.ler cep­
TKP'nin örgüt ve yayın işlerine özel bir önem vermiştir. "Kıııl lstarıbuln, «Kızıl he politikas•nın konkre bir sorun etra­
Somşun .. gibi TKP'nin il komiteleri gazeteleri onun girişimiyle ç ı km ı şt ı r. Portinin fında biçimlenmeleri ile m eydana gel­
temel örgütlerine, fabrika komitelerine ayrı bir ilgi göstermiştir. Partinin i�çi sını­ miştir.Anti-emperyalist, demokratik cep­
fıyla, geniş yığınlario kopmaz bağlar kurması için savaşmıştır. Sınıf düşmanlarına, he p oli t ikası ancak adım a dım ve

TKP'nin düşmaniarına karşı amansızdı. Leninci çelik disipline bağlıydı. konkre sarunlar için yürütülen mücadele
R. F. Eiaraner, Tü rk iye üzerinde emperyalizmin, onu.nla işbirliği kuran burjuvazinin, ile ve bu slireç içinde yerleşecek, geli­
hükümetlerinin zorbalıklarına karşı sürekli savaşmıştır. Hitler Alınanyasından gelen �ecektlr.
baskıya, Amerikan emperyalistlerinin Anadolu'ya çöreklenmelerine k a r ş ı bütün ile­ Bu bakımdan Af l<omitelerinin, em­
rici güçleri savaşta birleştirme eylemine, partinin bu politi kas ı na ti."ıkenmez co ba peryalizme ve yerli ortaklarına karşı de­
göstermiştir , Faşizme karşı, ön sıralarda savaşmıştır. «En Büyük Tehlike" adlı el mohatik lıaklcırı savunma ve gen işletme
kita bı bu bakımdan çok değerlidir. komiteleri flaline getirilmesi günümüzlin
R. F. Baraner'in 1944'te, Ankara Garnizon Mahkernesindeki duruşmasında ya ptığı sorunlarındandır. Devrimci kadroları bu
savunma, partimi· zin tarihini ok yüzle ortaya koya r . O, halk düşmanı rejimi, hükü­ anlayışla eğitmek güncel bir sorundur.
meti duvara dayadı. "· , . Biz, Tü rk iyede gerçel� demokrasi düzeni istiyoruz ... Tür. Komünistler bu sorunu da Leııinci açı­
kiye Komünist Partisi serbest bırakilmalıdır .. dedi1 dan ele alıp son uçlandırmak zorunda­
Bu hay k ı rış , partimizin sava ş yoluna bugün de ışık tutuyor. d ır l ar.

Fiyatı 25 Kr. ATILIMI OKU VE OKUTI

You might also like