I. Bölüm-Bu öğreti sisteminde bulunan en ilginç fikirlerden biri, insanın
birkaç farklı zihne sahip olduğu ve aklın, bu zihinlerden sadece biri olduğudur. Gelin, öğretiye göre bir insandaki farklı merkezlerin diyagramına bakalım. Encelekcüel Merkez o Duygusal Merkez o o İçgüdüsel-harekec Merkezi Bu merkezlerin her biri de "zihindir. Her biri farklı türde bir zihni temsil eder. Merkezler kaba bir şekilde, çok hassas ve son derece karmaşık makinelerle karşılaştırılabilir, her bir makine farklı bir amaç ve kullanım için tasarlanmıştır. Dahası, her makine ayrı ayrı daha küçük makinelerden veya ma- 74 kine içindeki makinelerden imal edilmiştir ve bunlar kendi başlarına çalışabilirler. Yani bütün merkez veya bütün makine çalışabildiği gibi, sadece küçük bir parçası da çalışabilir. Herkes bu çok karmaşık ve hassas makinelere sahiptir, fakat onlar hakkında hiçbir şey veya hemen hemen hiçbir şey bilmediklerinden insanlar onları yanlış bir şekilde kullanmaya mahkumdurlar. Aslında sadece tek bir zihne sahip olduklarını ve bu tek zihnin her şeyle ilgilenebileceğini düşünürler. Tek zilıin fikri, insanın tek olduğu illüzyonuyla -yani herkesin kendi hakkında taşıdığı imajinasyon biçimi ile-bağlantılıdır; sanki insan içsel olarak tektir, bir birliktir, tek bir iradeye ve sürekli bir "Ben"e sahiptir, tam bir şuura, öz-bilgisine ve yapabilme gücüne sahiptir gibi. Bu konuda kimsenin yeterince derin bir şekilde iyice düşünememesi -çünkü insanın içsel "hastalığına" yol açar- çok garip ve ilginç bir şeydir. İnsanın aslında bir değil birçok olduğunu, bir birlik ve uyum değil çokluk ve uyumsuzluk olduğunu, farklı zamanlarda onun sorumluluğunu alan sürekli ve gerçek bir "Ben"e değil yüzlerce farklı ve oldukça çelişkili "ben"e sahip olduğunu, gerçek bir iradeye değil her bir "ben"e ait bir sürü değişen çatışmalı iradeye sahip olduğunu, sadece çok nadir anlarda şuur sahibi olduğunu, genelde uyur-uyanık garip bir halde bulunduğunu ve tüm bunların sonucu olarak gerçek bir yapabilme gücüne sahip olmadığını, bu yüzden de her şeyin sadece olmakta olduğu ve kimsenin olmakta olanı engelleyemediği bir dünyada yaşadığını fark etmeye tahammül edebilmek çok uzun bir zaman alır. Bir insanın tek bir zihne değil de farklı merkezlere veya zihinlere sahip olduğu fikrine içerlenebilir ya da bu, insanların şuurlu olmadıklarını söylemek kadar fantastik sayılabilir. Aslında hiç kimse kendisiyle ve kendi gerçek durumuyla yüzleşmeyecektir. Bu yüzden insan kendisini nasıl hayal ediyorsa buna sıkıca sarılır ve var olmayan, gerçek olmayan imaja bu şekilde yapışması, onun var olmasını ve gerçek olmasını -yani ne olabilecekse o olmasını ve aslında ne olmak için yaratıldıysa o olmasını- imkansızlaştırır. Çalışma'da, herkesin bir milyoner olabileceğinin ama milyoner olmak için önce kişinin milyoner olmadığını fark etmesi gerektiğinin söylendiğini belki duymuşsunuzdur. Bu bağlamda herkes meseldeki zengin genç adama benzer: erdemli olduğu hissi açısından zengin adam, kendine bir mal mülkmüş gibi iyilik atfeden ve sahip olduğu meziyetlerle derin bir şekilde özdeşleşmiş olan adam. Hatırlarsınız, sahip olduğu her şeyi satıp yoksullara, yani "zengin kişilik tarafından açaşk, merak ve birlik, bilinçli olarak nasıl kullanabileceğimizi sormamız doğaldır. bizim yararımıza ses fenomeni. Pasif olarak, dinlemede müzik. Dinlemeyen veya en azından dans etmeyen birini tanıyor musunuz? müziğe? İnsanlar her türlü seçimi yapıyorlar. genellikle istedikleri belirli bir ruh haline göre dinledikleri müzik kendi içlerinde kurmak. Daha önce hiç bu kadar geniş bir yelpazemiz olmadı birçok ülkeden halk müziği ve klasik müzik dahil tarzların ve SES İYİLEŞMESİNE GİRİŞ 3 "New Age" etiketli tüm müzikler. Daha da ötesi var seçimler - canlı veya kaydedilmiş müzik ve akustik veya elektronik dinlemek için aletler. Bazıları kendilerini bir tür müzikle veya yalnızca birkaç besteci