Professional Documents
Culture Documents
~~
J~
T.C.
KÜLTÜR BAKANLIGI
Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü
17.
ARAŞTIRMA SONUÇLARI
-TOPLANTISI
•
I.CILT
YAYINA HAZıRLAYANLAR
Koray OLŞEN
Fahriye BAYRAM
Adil ÖZME
Kemalettin ATAŞ
Yaşar KEPENEK
Dr. Haydar DÖNMEZ
Ceyhan SÜVARİ
DİZGİ:
Meryem UYANIKER
MehmetTOP
Hakkari ve Çevresindeki Sanat Eserleri Yüzey Araştırması, 1998 1
Kadir PEKTAŞ
Bitlis Mezar Taşları (1998) 15
Sema ALPASLAN
Antalya İli ve Likya Bölgesinde Bizans Dönemine Ait
Mimari Plastik Eserler 29
Gabriele MIETKE
Untersuchungen Zur Baugeschichte von Basilika 3
in Kanlıdivane 1998 49
Mehmet İ. TUNAY
Akkale Yüzey Araştırması 1998 ,. 55
Ertuğrul DANIK
Ortaçağda Harput Yüzey Araştırması 1998 Y ılı Çalışmaları..................... 67
M. KADİROGLU, Z. KARACA, T. YAZAR
Çoruh Vadisi Ortaçağ Gürcü Mimarisi 1998 Yılı Yüzey Araştırması 81
Osman AYTEKİN
Artvin ve Çevresindeki Türk-İslam Eserleri Yüzey Araştırması 95
MariaANDALORO
Küçük Tavşan Adası: 1998 Report.. 109
Erendiz ÖZBAYOGLU
Krnalıada, Yassıada ve Sivriada Yüzey Araştırması 147
Lucienne THYS-ŞENOCAK
The Architectural Survey of the Ottoman Fortress
of Seddülbahir (1997-1998) 155
Levent Egemen VARDAR, Nalan AKYÜREK-VARDAR
Galatia Bölgesi Kaleleri/Yerleşmeleri Yüzey Araştırması:
Ankara İli, 1998 163
Wulf SCHIRMER
Göllüdağ 177
Elmar SCHWERTHEIM
Arbeiten in Alexandria Troas 1998 195
Thomas DREW-BEAR
Pisidia Antiokheia Tiyatrosunun Yazıtları : 209
Ender VARİNLİOGLU
Karia'da Araştırmalar 1998 235
Wolfgan BLÜMEL
Epigraphische Forschungen im Westen Kariens 1998 251
Helmut BRÜCKNER
Palaeogeographic Studies in the Büyük Menderes Deltaplain, 1998 ........ 255
Bakiye YÜKMEN*
Amaç
Anadolu megalit anıt geleneğinin hangi topluluklarca, hangi ihtiyaçlar içerisinde,
nerede, nasıl başlatıldığı ve böylesine geniş alanlara nasıl yayıldığı gibi, birçok karanlık
noktaları bulunmaktadır. Oysa Trakya örnekleri gibi Doğu ve Güneydoğu Anadolu do 1-
menleri de hızla yok olma tehlikesi ile karşı karşıyadır. Bu nedenle, envanterleme çalış
ması, ileriki yıllarda da olacağı gibi, bu yıl yapılan çalışmanın belli başlı ilkesi Olmuştur.
Bu ilke iki yönlü yarar getirmektedir:
Yrd. Doç. Dr. Bakiye YÜKMEN, Mustafa Kemal Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Bölü-
mü, Antakya - HatayrTURKIYE
Bu çalışmaya ve bu çalışmanın öncesini oluşturan doktora çalışmam sırasında ..verdikleri izinler için Kültür Bakanlığı
Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğü'ne, desteklerinden dolayı Mustafa Kemal Universitesi'ne ve araştırmanın Hatay
bölümünün yol masraflarını karşıladıkları için Ekin Ticaret Anonim Şirketi'ne, ilgili müze müdürlüklerine ve araştırma-
ların sürdürüldüğü yerdeki köy muhtarlıklarına teşekkürlerimizi sunuyoruz. ..
2 Yukarıda adı geçenlere, Hatay çalışmaları sırasındaki içten yardımları için Doktorant Onur Ozbek'e ayrıca teşekkür
ederim.
293
1- Yok olma tehlikesine karşın varlık ispatı.
2- Anadolu'daki yayılım sınırını belirleyebilmek.
Gerek Güneydoğu Anadolu yayılım sınırını tespit edebilmek ve gerekse Levant-
Anadolu ilişkisini daha sağlam temellere oturtabilmek için, Adıyaman ve Gaziantep ile
bu iki il arasında kalan ve Levant'a iyice sokulan Hatay, Doğu Anadolu yayılım sınırını
tespit edebilmek ve bu konuda Kafkas-ıran-Anadolu ilişkisini gözlemleyebilmek için
Kars bu yılki yüzeyaraştırmasının odak noktası olarak seçilmiştir.
Adıyemen Çalışmalan
Tez çalışması sırasında Adıyaman'ın Besni ilçesi'nin Kargalı Köyü sınırları içinde
67 (Resim: 1), Yoldüzü Köyü sınırları içinde ise 2 adet dolmen tespit edilmişti.
Kargalı'daki dolmenlerin olduğu alanda, tepenin eteklerinde, Roma Dönemine ait
olabilecek oda mezarlar ve tepenin kuzey kesiminde kaya oda mezarları yer almakta-
dır.
Ayrıca kaya oda mezarların doğusundaki küçük vadide, halkın "ziyaret" dediği,
içinde 4 adet basit toprak mezar bulunan, küçük bir alan yer almaktadır.
Tetirli
Aynı ilçeye bağlı olan Tetirli Köyü'ndeki dolmen alanı köyün kuzeyinde yer al-
maktadır. Bu yılki çalışma sırasında tespit edilen bu köydeki dolmenler hafif bir tepenin
üzerinde bulunmaktadır.
Tetirli'de ayakta, yani sağlam durumda 20 adet dolmenin varlığı gözlenmiştir. Ka-
lan taş yığıntıları bir o kadar dolmenin de yok edildiğini göstermektedir.
Mesafe olarak çok yakın olmalarına rağmen, tip olarak çok benzer olsalar da,
Tetirli dolmenleri, daha küçük boyutları ile Kargalı ve Yoldüzü dolmenlerinden oldukça
farklıdır.
3 Örneğin doktora çalışması sırasında Adıyaman dolmenlerinde, bazı seramanller için olduğunu düşündüğümüz, genel-
likle kapak taşları üzerinde yer alan ve fincan zarfları olarak isimlendirilen küçük oyukların varlığına rastlanamamıştı.
Oysa bu yılki çalışmamızda Adıyaman'da da, bu oyuklara sahip bir dolmenin varlığı tespit edilmiştir.
4 Çalışmalar sırasında az da olsa küçük buluntuya rastlanmıştır. Daha sonra bu buluntular üzerine yapılacak olan çalış
maların, tarihleme konusuna bir parça yardımcı olacağı düşünülmektedir.
5 Çalışmalar sırasında gerek Adıyaman'da gerekse Gaziantep'te bir çok dolmenin yok yakın zamanda tahrip olduğu, iç-
lerinin kazıldığı, bir önceki yıl hiç olmazsa restore edilebilecek özellikte olan birçogunun ise tamamen parçalandığı göz-
lemlenmiştir.
294
Dolmenlerin olduğu tepenin doğusundaki tarlalarda açık paleolitik istasyonların
varlığı,kendini bol miktardaki sileks alet ile göstermiştir.
Gaziantep Çalişma/an
Gaziantep'te Yavuzeli ilçesi'ne bağlı Küçük Kara Kuyu, Balıık, Değirmitaş, Eski-
köy, Akkuyu, Keşreobası ve Yöreli köyleri araştmlmış, Küçük Kara Kuyu'da ve Ballık'ta,
tez çalışması sırasında tespit edilen örneklerin (Resim: 2) dışında yeni örneklerin var ol-
duğu görülmüştür. Ayrıca Ballık Köyü'nün kuzeydoğusunda, Güney Yokuş mevkiinde,
şu anda ayakta olmasalar da, yıkıntı durumundaki taşlardan, bir dolmen sahasının var
olduğu bu yıl gerçekleştirilen tespitlerdir.
Gene Yavuzeli'ne bağlı Süleymanobası Köyü'ne yakın Çakal Dere mevkiinde
dolmenlerin varlığı tespit edilmiştir.
Şehit Kamil ilçesi'ne bağlı Yayıktaş, Karahöyük, Yalangöz, Atabek, Beylerbeyi
köylerinde yapılan yüzeyaraştırmaları ise megalit anıtlar açısından verimli çıkmamıştır.
Hatay Araştırma/an
Hatayaraştırmaları sırasında Kumlu'ya bağlı Terzihöyük, Hasanuşağı, Muhar-
rem, Keferkale, Reyhanlı Kızılkaya, Aktaş, Karabatak, Karatepe, Karaçahk, Kırıkhan
Hassa arasında Karamağara, Kanlıören, Mazmanlı, Hassa'ya bağlı Çevlik, Çatalyurt,
Varcıgöl, Çetinkaya, Tof, Şarkhamam, Müşrüfe, Sinaniı'ya bağlı Çardaklı, Tosun Pınarı,
Aknehir'e bağlı Karaçay, Demirbağ, Büyük Çat, Koyunoğlu, Kuşalanı, Sutaşı, Meydan'a
bağlı Gözene, Sebenoba, Karaköse, Yayık Damlar, Yayladağ'a bağlı Kızıl Çat, Kulaç,
Görentaş, Sofular, Büyük Avara, Yeniköy, Arapköy, Karakaya, Bellene, Kovalcık, Avsu-
yu, Şenköy'e bağlı Dursunlu köyleri incelenmiştir.
Yapılan çalışma sırasında Kızılkaya ve Çatal Yurt köylerinde, yoğun olarak, dol-
men arazileri tespit edilmiştir.
Kızılkaya..dolmenleri Reyhanlı-Kırıkhan karayolundan, Kırıkhan'a doğru giderken
solda yer alan Oz Kızılkaya Köyü'nün sınırları içindedir. Dolmenlerin olduğu tepe Akpı
nar ve Kızılkaya köylerine aittir.Tepeyi batı istikametinde, doruğa doğru biraz tırmanın
ca, önce, tonozlu girişlere sahip oda mezarlar ile karşılaşılmaktadır. Oda mezarların bi-
raz yukarısında antik zeytin pres yerleri bulunmaktadır. Tepenin yukarısında ise del-
menler hakimdir. Hepsi doğuya bakan dolmenlerin hakim olduğu tepe bir nekropol gö-
rünümündedir.
Kireçtaşı yapıya sahip olan Kızılkaya'da 150 civarında dolmenin varlığı tespit edil-
miştir. Bu sayı sadece henüz dikili durumda olan dolmenleri kapsamaktadır. Tamamen
tahrip olanları dahil edecek olursak bu sayı yaklaşık 250'ye ulaşmaktadır.
Burada yapılan çalışmalar sırasında birbirinden büyük farklılıklar gösteren 4 tip
tespit edilmiştir. Adıyaman ve Gaziantep'e yaklaşan tiplerin (Resim: 3) yanı sıra bunlar-
dan oldukça farklı tipler mevcuttur, Kızılkaya'da tespit edilen dolmenlerin içerisinde, li-
teratürlerde karşııaştığımız, ısrail ve Suriye dolmen tiplerinin benzerleri kolaylıkla görü-
lebilmektedir.
Çatalyurt, dolmenlerin yoğun olarak yayıldığı ikinci alandır. Çatalyurt dolmenleri
Hassa'ya bağlı olan Çevlik Köyü'nden başlayıp, Varcıgöl-Çetinkaya arasında devam et-
mekte ve Çatalyurt'u da içine alarak geniş bir sahayı kapsamaktadır.
Çatalyurt dolmenleri Adıyaman, Gaziantep ve Hatay'da bulunan diğer dolmenle-
rin aksine tamamen düz bir arazide yer almaktadır. Alanın kayaç yapısı metamorfiktir.
Yan taşları ve kapak taşı yekpare olan dolmenlerin sayısı Adıyaman, Gaziantep
örneklerine oranla oldukça sınırlıdır. Bu mekandaki dolmenler daha parçalı taşlardan
yapılmışlardır. Boyutları, özellikle yekpare taşlardan yapılmış olan nadir Varcıgöl örnek-
lerinde oldukça küçüktür. Bu yıl yapılan ilk gözlemlere göre Çatalyurt dolmenlerinde 3
genel tip var gibidir. Burada rastladığımız 3. tipe (Resim: 4) ne Adıyaman'da, ne Gazi-
antep'te, ne Kars'ta ne de Hatay'da rastlanmıştır. Bu tipin, gözlemlenen yapım tekniğin
deki farklılığa dayanarak, tüm bu örneklerden daha yeni olabileceği düşünülmektedir.
295
Oldukça geniş bir alana yayılmış olan Çatalyurt dolmenlerinin sayısı yaklaşık
300'ü bulmaktadır.
Kulaç'ta Davul Kayalar mevkii, çalışmanın ilginç bölgelerinden biri idi. Davul Ka-
yalar doğaloluşumlaridi (Resim: 5). Fakat görünümleri ve kendiliğinden oluşumları in-
sanların çeşitli amaçlar için yararlanmaları na oldukça elverişli özellikler içeriyordu. Tüm
alana sileks parçalar yayılmıştı. Yaklaşık 2.5x2 m. boyutlarında, bir çatı oluştururcasına
birleşmiş olan iki kayanın altı yoğun bir şekilde insan tarafından yontulmuş sileks par-
çalar ve yumrular ile dolu idi. Aralarında alet olanları varsa da, artık durumdaki parça-
lar yoğunlukta idi. Artıkların yoğun oluşu ve yumruların oluşu bu mekanın alet işlik yeri
olarak kullanılmış olabileceğini akla getirmektedir.
Kars Areştırmelsrı
Burada vereceğimiz Kars dolmenlerine yönelik bilgiler doktora çalışması sırasm
daki, önceki yılların bilgilerine dayanmaktadrr". Bu çalışma sırasında Kars'ın Arpaçay 11-
çesi'ne bağlı bulunan Carcı Köyü'nün sınırları içerisindeki 15 adet dolmen incelenmiştir.
Türkiye'nin diğer kesimlerindeki dolmenlerden oldukça farklı bir mimari sergile-
yen Kars dolmenlerinde yön birliği bulmak mümkün değildir. Yön, dolmenlerin yer aldı
ğı vadinin ortasından geçen Kuzey Dere (Küçük Dere)'nin yaptığı menderesıere göre
kendini göstermektedir. Derenin iki tarafındaki hafif yamaçlara sıralanmış olan ve ilk ba-
kışta taş yığını izlenimi veren (Resim: 6) dolmenlerin, kendilerini Türkiye'nin diğer dol-
menlerinden farklı kılan poligonal odalarından sonraki, ikinci farklı özellikleri olan kori-
dorları, dereye doğru yönlenmiştir.
Yapımcıları olan toplumda su kültünün hakim olabileceğini akla getiren, suya
uzanan koridorlara sahip Kars dolmenleri volkanik kayaç yapısına sahiptir. Hepsi böl-
genin doğal kayacı olan bazalttan yapıımıştır. Dolmenlerin yer aldığı vadi köyün kuzey-
doğusuna düşmektedir. Ustleri birkaç yassı kapama taşı ile kapatılmış olan dolmenle-
rin (Resim: 7) bir kısmı tektonik hareketler sonucunda yukarıdan gelen malzeme ile del-
muştur.
Kars'ta gene Arpaçay ilçesi sınırları içerisinde, bu dolmenlerin yer aldığı vadiye
benzer özelliklerde bir kaç vadi daha bulunmaktadır. Ne yazık ki bu yılki çalışmalar sı
rasında Kars'a gidilemediğinden, Kars dolmenleri hakkında bütünsel bir yoruma gide-
memekteyiz. Burada Kars dolmenleri için, sadece önceki yılların çalışmalarını vermek-
le yetinmek zorundayız.
Sonuç olarak; yaklaşık 3 hafta devam eden çalışmalar sırasında, Gaziantep
(Çizim: 1) ve Adıyaman (Çizim: 2)'da tespit edilen yeni dolmenler ile önceden tespit
edilmiş olan (Yükmen 1997) dolmenler arasında tipolojik aynılığın varlığı saptanmıştır.
Yerel kayaçtan yapılmış olan her iki ilin dolmenleri kireçtaşı tepelerde yer almak-
ta ve doğuya bakmaktadırlar.
ilk defa bu yıı varlıkları tespit edilen Hatay dolmenlerinin ise bir kısmı tepelikIer-
de yer alırken, diğer bir kısmı oldukça düz olan bir alanda yer almaktadır. Bu dolmen
alanı seçiminde coğrafi konumdan çok malzemenin etken olduğunu göstermektedir.
Hepsi doğuya bakan Hatay dolmenlerinin.,(Çizim: 3) tespiti, Levant-Türkiye del-
menleri tipolojik benzerliğini kuvvetlendirmiştir. Onceleri Levant ile Türkiye dolmenleri
arasında sadece bir tip ile benzerlik kuruluyor iken, bu yıl tespit edilmiş olan Hatay dol-
menleri ile, bu tipolojik benzerliğin ortak noktaları artmış ve kuvvetlenmiş bulunmaktadır.
Kars bölgesi megalit anıtları (Çizim: 4) ile Kafkas megalit anıtları arasında bir
benzerlik söz konusu ise de, bu benzerlik bir tıpkı basımdan oldukça uzaktır. Bu da bi-
ze Kars dolmenlerinde bir içsel evrimin varlığını düşündürmektedir.
Adıyaman, Gaziantep ve Kars dolmenleri, Trakya dolmenlerinden oldukça farklı
dır. Adıyaman ve Gaziantep dolmenleri ile Trakya dolmenleri, genelde yan kenar taşla-
6 Careı dolmenlerine ait ilk bilgiler Prof. Ş.A.Kansu'ya aittir. Prof. Kansu, Dr. Kamil Hüdadat Arran tarafından gönderi-
len, Careı dolmenlerinin varlığını haber veren mektubu aynen yayınlayarak Kars dolmenlerinden haberdar olmamızı
sağlarruştrr. Manevi huzur/arında kendilerine teşekkürü bir borç biliriz.
296
rının tek ve yassı taşlardan yapılmış olmaları ile benzeşseler de, Trakya dolmenlerinin
geçitli mezar odaları tiplerinden oldukça farklıdırlar. Kars dolmenleri ise, suya doğru
uzanan koridorları ile bunların hepsinden oldukça farklıdır (Çizim: 5)
Göçün qüzerqahr, bilindiği gibi sürekli sorgulanmaktadır. Megalit anıtların yayılım
rotası için de çeşitli fikirler vardır. Her uygarlık için geçiş yeri olan Anadolu'nun megalit
anıtlar ıçin de aynı rolü üstlend~i artık açıktır. Onemli olan bu yayılımın rotasının, Ana-
dolu'dan mı diğer bölgelere, diger bölgelerden mi Anadolu'ya, yoksa bir üçüncü olası
lık olarak, Anadolu'nun, birkaç uç arasında kalan bir geçiş yeri mi, olduğunu belirleye-
bilmektir.
Sadece tipolojinin bu rotayı açıklamasını beklemek hayalci ve yanlış bir beklenti
olur. Tarihlendirmeye yönelik açıklamalar için arkeolojik materyale ihtiyaç vardır. Trak-
ya anıtlarının kökeninin yapılan bir kaç kazıda elde edilen arkeolojik materyale göre Bal-
kanlar'a? dayandığı içlerinde ele geçen malzemeden anlaşılmıştır.
Adıyaman-Gaziantep-levant ve Kars-Kafkaslar dolmen tarihi bağlantıları için ve
dolayısı ile yayılımın biçimine yönelik yorumlar için arkeolojik materyale ihtiyaç bulun-
maktadır. Göç teorilerine yardımcı olabilecek anlamda ne Kafkas, ne de levant ülkele-
rinde, elde sağlıklı arkeolojik malzeme bulunmaktadır. Bu nedenle, her üç bölge anıtla
rının kuruluş zamanlarına yönelik yorumlara gitmek için henüz çok erkendir. Bu tür yo-
rumlar için ileride yapılması gereken kazıları ve çeşitli yaşlandırma tekniklerini bekle-
mek gerekmektedir.
KAYNAKÇA
BOSTANC" E. Y, 1952 "Gökırmak Vadisinde Yeni Prehistuvar Araştırmaları Yeni Paleolitik Buluntular",
A. U.D.TC. F. Dergisi, C.X, 1-4.
KANSU, Ş. A., 1963 "Marmara Bölgesi ve Trakya'da iskan Tarihi Bakımından Araştırmalar." Bel/eten, C.27
1964 "Kuzeydoğu Anadolu'da Arpaçay (Çaycı Köyü) Dolmenlerinden Galerili Bir Dolmen
Hakkında", Bel/eten, C.3.
KÖKTEN, i. K., 1944 "Orta, Doğu ve Kuzey Anadolu'da yapılan Tarih Öncesi Araştırmaları." Bel/eten C.8,32:
659-680.
1960 "Anadolu Maraş Vilayetinde Tarihten Diptarihe Gidiş." Bel/eten Sayı 10, 1-2: 42-51
1967 Karain Klavuzu, Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlü-
ğü Yayınları, Seri: 1.
MIKOV, v., 1934 "Razkopki Vıf Sakar Planina" Godishnik Na Narodnia Muzei, 6.
MORGAN, J., De., 1889 MissionScientifique Au Caucase: Etudes Arceologiques & Historiques Tome I, Les
Premiers Ages Ernest Leroux, Paris.
1927 La Prehistoire Orientale, Tome III, Libraire Orientaliste, Paul Gauttner, Paris
ÖZDOGAN, M., 1982 "Doğu Marmara ve Trakya Araştırmaları.", TA.D. XXVI-1: 37-62.
1983a "Trakya'da Tarih Öncesi Araştırmaların Durumu ve Bazı Sorunlar." Güney-Doğu Avru-
pa Araştırmalan Dergisi, 10-11, Ayrı Basım, Ed. Fak. Basımevi: 21-58.
1983b "Trakya Araştırmaları ve Taşlıbayır Kurtarma Kazısı", I. Araştırma Sonuçlan Toplantısı:
63-68.
1984 "1983 Yılı Doğu Marmara ve Trakya Araştırmaları" II. Araştırma Sonuçlan Toplantısı:
221-232.
1987 "1986 Yılı Trakya ve Marmara Bölgesi Araştırmaları" V. Araştırma Sonuçlan Toplantısı
157-173.
1988 "1987 Yılı Edirne ve Balıkesir llleri Yüzey Araştırmaları" VI. Araştırma Sonuçlan
Toplantısı Ankara: 571-590.
ÖZDOGAN, M. ve M. AKMAN, 1991 "1990 Yılı Trakya ve Marmara Bölgesi Araştırmaları." ıx. Araştırma
Sonuçlan Toplantısı Ankara: 405-423.
YÜKMEN, B., (Yayımda) Anatolian Megaliths. Proceedings of the U.I.S.P.P. Xıııth Conqres, 1996, Forli, Italy.
1997 Türkiye'de Megalit Sorunu: Doğu ve Güneydoğu Anadolu Dolmenleri., Basılmamış
Doktora Tezi.
(Yayımda) Doğu ve. Güneydoğu Anadolu Dolmenleri lşığmda Anadolu Megalitleri, Arkeoloji
ve Sanat Yayınları, IstanbuL.
? Son veriler ışığında bilim adamları Balkan megalitizminin Batı Avrupa'dan etkilendiğini ileri sürerler.
297
Resim 2: Gaziantep, Küçük Karakuyu, dolmen
298
Resim 3: Hatay, Kızılkaya, dol-
men
299
Resim 7: Kars, dolmenlerinde üst kapak taşı durumu
300