You are on page 1of 50

T.C.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI


İş Teftiş Kurulu Başkanlığı

KUYU, DEHLİZ VE MAHZEN GİBİ KAPALI ALANLARDA


YAPILAN ÇALIŞMALARDA ALINMASI GEREKEN
İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİ

İş Müfettişi Yardımcılığı Etüdü

Fatih Çağrı GÜZEL


İş Müfettişi Yardımcısı

İstanbul-2013
İÇİNDEKİLER

Sayfa

İÇİNDEKİLER…………………………………………………………..……... i
TABLO LİSTESİ…………………………………………………………….…. iii
ŞEKİL LİSTESİ………………………………………………………………... iv
KISALTMALAR………………………………………………………………. v
1. GİRİŞ…………………………………………………………………………. 1
2. KAPALI ALANLARIN ÖZELLİKLERİ VE BARINDIRDIĞI
TEHLİKELER…………………………………………………………………. 2
2.1 Kapalı Alan Nedir?…………………………………………………...…... 2
2.2 Özellikleri Bakımından Kapalı Alanlar………………………...…………. 2
2.3 Kapalı Alan Olarak Nitelenebilecek Yerler...………………………….......4
2.4 Kapalı Alanların Muhtemel Tehlikeleri………...………………………….6
2.4.1 Atmosfer Şartlarıyla İlgili Tehlikeler………………………………... 7
2.4.1.1 Oksijen Seviyesinin Yetersizliği……………………………….. 7
2.4.1.2 Gazların Neden Olabileceği Zehirlenmeler…………………...... 9
2.4.1.2.1 Hidrojen Sülfür Gazı ve Tehlikeleri………………………. 10
2.4.1.2.2 Karbon Monoksit ve Solventlerin Etkileri………………… 11
2.4.1.3 Patlayıcı Ortam Oluşma İhtimali………………..……………… 12
2.4.2 Göçük, Çökme, Boğulma ve Benzeri Kaza Olasılıkları…………....... 13
2.4.3 Diğer Tehlikeler……………………………………………………… 14
2.4.3.1 Biyolojik Tehlikeler…………………………………………….. 14
2.4.3.2 Elektrik Kaynaklı ve Mekanik Tehlikeler……………………… 14
2.4.3.3 Çevresel Etmenlerin Neden Olabileceği Tehlikeler……………. 15
3. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİNİN KAPALI
ALANLARDA YAPILAN ÇALIŞMALARDA UYGULANMASI…………. 16
3.1 Kapalı Alanlara Giriş ve Çıkış Prosedürü…………………………….…... 16
3.1.1 Tanımlamalar………...………………………………………………. 16
3.1.2 Kapalı Alanların Tespit Edilmesi…...……………………………….. 17
3.1.3 Risk Değerlendirmesinin Yapılması…...…………………………….. 17
3.1.4 İzin Sisteminin Uygulanması ve Sağladığı Faydalar…………...……. 19
3.2 Atmosfer Kaynaklı Tehlikelerle Mücadele……………………………….. 21
3.2.1 Alandaki Oksijen Düzeyinin Tespit Edilmesi……………………….. 22
3.2.1.1 Ölçüm Cihazlarının Çalışma Prensibi………………………….. 22
3.2.1.2 Oksijen Seviyesinin Belirlenmesi………………………………. 22
3.2.2 Patlayıcı ya da Alevlenebilir Gaz ve Buharların Ölçümü…………… 23
3.2.3 Kapalı Alandaki Zehirli Gazların Tespiti……………………………. 25
3.2.4 Havalandırma Sisteminin Tesis Edilmesi ve Uygulanması………….. 27
3.3 Çalışma Alanının İzolasyonu…………………………………………….. 30
3.4 Kişisel Koruyucu Donanımın Seçimi…………………………………….. 31

i
3.4.1 Hava Arıtıcı Solunum Cihazları…………………………………….. 34
3.4.2 Hava Hatlı Solunum Cihazları………………………………………. 35
3.4.3 Kendi Kendine Yeten Solunum Cihazları…………………………... 36
3.5 Personelin Bilgilendirilmesi, Talimatlar ve Eğitim………………………. 37
3.6 Acil Durumlar…………………………………………………………….. 38
4. SONUÇLAR VE DEĞERLENDİRME…...………………………………. 41
KAYNAKLAR…………………………………………………………………. 42

ii
TABLO LİSTESİ

Sayfa

Tablo 1: Kapalı Alanların Sınıflandırılması……………………………………... 3


Tablo 2: Yoğunluk Miktarına Göre H2S Gazının Vücuttaki Etkileri…………… 4
Tablo 3: Sanayide Yapılan Bazı İşlerin Patlama ya da Tutuşma İhtimalleri……. 8
Tablo 4: Giriş İzni Sisteminin Sağlamış Olduğu Avantajlar……………………. 14
Tablo 5: Bazı Kimyasalların Sahip Olduğu Etki Değerleri……………………… 19
Tablo 6: Bazı Kimyasalların Sahip Olduğu Özellikler………………………….. 26
Tablo 7: Tehlikenin Türüne Göre Seçilebilecek Solunum Cihazları……………. 38

iii
ŞEKİL LİSTESİ

Sayfa

Şekil 1: Kapalı Alanların Sınıflandırılması………………………………...…….. 3


Şekil 2: Yoğunluk Miktarına Göre H2S Gazının Vücuttaki Etkileri……...……... 4
Şekil 3: Sanayide Yapılan Bazı İşlerin Patlama ya da Tutuşma İhtimalleri…...… 8
Şekil 4: Giriş İzni Sisteminin Sağlamış Olduğu Avantajlar…………………...… 14
Şekil 5: Bazı Kimyasalların Sahip Olduğu Etki Değerleri…………………...….. 19
Şekil 6: Bazı Kimyasalların Sahip Olduğu Özellikler………………………...…. 26
Şekil 7: Tehlikenin Türüne Göre Seçilebilecek Solunum Cihazları………...…… 38
Şekil 8: Bazı Kimyasalların Sahip Olduğu Özellikler………………………...…. 26
Şekil 9: Tehlikenin Türüne Göre Seçilebilecek Solunum Cihazları…………....... 38

iv
KISALTMALAR

ACGIH : Amerikan Resmi Endüstriyel Hijyenistler Birliği


AS/NZS : Avustralya/Yeni Zelanda Standardı
CFR : Federal Kanun Düzenlemesi
CNS : Merkezi Sinir Sistemi
ÇSGB : Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
IDLH : Hayata ya da Sağlığa Doğrudan Tehdit
LEL : Alt Patlama Limiti
LEV : Lokal Havalandırma
MSDS : Malzeme Güvenlik Bilgi Formu
NIOSH : Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü
PAPR : Güç Kaynaklı Hava Arıtıcı Cihaz
PP : Pozitif Basınç
PPM : Milyondaki Parça
SCBA : Kendi Kendine Yeten Solunum Cihazı
TLV-STEL : Eşik Sınır Değeri – Kısa Dönem Maruziyet Sınır Değeri
TLV-TWA : Eşik Sınır Değeri – Zaman Ağırlıklı Ortalama
UEL : Üst Patlama Limiti

v
1. GİRİŞ

Çalışma hayatı göz önüne alındığında en önemli konuların başında gelen iş sağlığı ve
güvenliği gerek ülkemizde gerekse de dünyada insanın ön planda olması sebebiyle
üzerinde hassasiyetle durulması gereken sistemli faaliyetlerdir. Çok değişik
sektörlerde, farklı makine ve ekipmanlarla, işe özel proses ve aşamalar yürütülerek
milyonlarca çeşit ürün üretilirken, tüm bunların merkezinde her zaman çalışan vardır.
İş kazaları ve meslek hastalıklarını önlemek ve risklerle mücadele edebilme
gayesinin odağında da yüzyıllardan beri insan faktörü ön plandadır. Bir ülkenin
gelişmişlik düzeyi de yaptığı üretim düzeyinin yanında kendi insanına verdiği
değerle de doğru orantılıdır. Bu yüzdendir ki gelişmiş ülkeler seviyesini
yakalayabilmek için çalışanlarımızı en iyi şekilde bilinçlendirip, insan onuruna
yaraşır bir sistem meydana getirmeliyiz. Bunu yaparken de işe uygun insan değil,
insana uygun iş rotasıyla hareket ederek iş sağlığı ve güvenliği konusuyla ilgili her
türlü çalışma ve disiplini en iyi şekilde yerine getirmemiz gerekmektedir.

Kapalı alanlarda yapılacak olan çalışmalar da iş sağlığı ve güvenliği konusuyla


doğrudan ilgilidir. Bu alanlarda karşılaşılabilecek muhtemel tehlike ve risklerin
önceden tespit edilerek gerekli önlemlerin alınması ve faaliyetlerin sistematize bir
şekilde yürütülmesi oldukça mühimdir. Yapılan çalışmalar da kapalı alanlarda
yürütülen işlerde çalışanlardan hayatını kaybedenlerin % 60’tan fazlasını kişileri
kurtarmak amacıyla alana girenlerin oluşturduğu tespit edilmiştir. Bu oran çalışmalar
da izlenecek olan koordinasyon ve bilincin ne kadar önemli olduğunu ortaya
koymaktadır. Hazırlanan bu çalışmada nerelerin kapalı alan olarak
nitelendirilebileceği ile buralarda yapılacak olan çalışmalarda ne tür tehlike ve
risklerle karşı karşıya kalınabileceği irdelenerek, bu gibi durumlarda işçilerin sağlık
konusunda ne gibi problemler yaşayacağı konusuna değinilecek ve ayrıca
çalışanların güvenliğini en üst düzeye çıkarabilmek için muhtemel risklerin asgariye
çekilebilmesi ve eğer mümkünse ortadan kaldırılması amacıyla hangi çalışma
yöntemlerinin izlenmesi gerektiği analiz edilecektir.

1
2. KAPALI ALANLARIN ÖZELLİKLERİ VE BARINDIRDIĞI
TEHLİKELER

2.1 Kapalı Alan Nedir?


Kapalı alan en dar tanımıyla; olumsuz şartlardan ya da tehlikeli maddelerden
kaynaklanabilecek ciddi yaralanma veya ölüm riskinin olduğu etrafı çevrili vaziyette
bulunan sınırlı yer olarak nitelenebilir.1

Aşağıdaki durumlardan en az birisine uyan alanlar da kapalı alan olarak


sınıflandırılabilir:2

 Giriş ve çıkış için sınırlı bir açılış alanına sahip olan yerler,
 Havalandırma durumu elverişsiz olan yerler,
 Tasarımı, sürekli iş yapmak için planlanmamış yerler (Geçici süreli çalışma
alanları).

Potansiyel olarak yeteri kadar sınırlı alanı olan işçilerin çalıştığı yapılar kapalı alan
olabilir. Kapalı alan tanımıyla bağdaşmayan bazı yerler de işçilerin o an için yaptığı
çalışma ile bağlantılı olarak kapalı alan gibi düşünülebilir. Örneğin; elindeki boya
tabancası ile bir odada püskürtme işlemi ya da kaynak işlemi yapan bir işçinin
bulunduğu bölüm yaptığı iş itibariyle kapalı alan olarak nitelendirilir.3

2.2 Özellikleri Bakımından Kapalı Alanlar


Bir yerin kapalı alan olarak nitelenebilmesi için sınırlı bir giriş ve çıkış alanının
olması gerekir. Bir işçinin girip çalışabileceği kadar yeterli büyüklükte bulunan
kapalı alanlar kimyasallardan, atık ya da lağımlardan ve bazı olumsuz çevre
koşullarından kaynaklanabilecek tehlikeli atmosfer şartları ihtiva edebilir. Bunlara ek
olarak bu tip yerlerde göçme ya da çökme sonucu sıkışma ve boğulma ihtimali de
bulunmaktadır.4

1
Health and Safety Executive, Safe Work in Confined Spaces, United Kingdom, 2011, s. 1.
2
International Association of Classification Societies, Confined Space Safe Practice, Revision 2,
2007, s. 3.
3
Health and Safety Authority, Code of Practice for Working in Confined Spaces, Ireland, 2001,
s. 5.
4
Occupational Safety and Health Service, Safe Working in a Confined Space, New Zealand, 2001,
s. 2.

2
Kapalı alanlar, çoğunlukla insanların çalışacağı alanlar olarak tasarlanmadıkları için
bazı tehlikeler barındırırlar. Kapalı alanlarda; özellikle hareket alanı kısıtlı olan
bölümlerde, havalandırma sistemi genellikle tehlikeli atmosfer ortamının yayılmasını
engelleyemez durumdadır. Bu tehlikeli ortam genellikle fark edilebilir durumda
olmaz ve kısa zaman dilimleri içerisinde ani değişiklikler gösterebilir. Buna göre
kapalı alanlarda yapılan çalışmaların içerdiği riskler şu şekilde sıralanabilir:5

 Atmosfer şartlarından kaynaklanabilecek bilinç kaybı, sakatlanma, yaralanma


ya da ölüm ihtimali.
 Kolayca reaksiyon verebilen gaz, toz ve buhar benzeri maddelerin tutuşması
sonucu yangın veya patlama olma ihtimali.
 Yaralanmış ya da baygın vaziyetteki kişinin tedavi edilmesi ya da
kurtarılması sırasında yaşanabilecek zorluklar.
 Oksijen yetersizliğinden kaynaklanan ya da su, kum, hububat vb. maddelerin
yoğun birikintisi içerisinde kalarak gerçekleşebilecek boğulma olasılığı.

A.B.D.’nin Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü (NIOSH), kapalı alanlarda


mevcut olabilecek havadaki oksijen miktarı, gaz ve buharların tutuşabilme özelliği ve
zehirli maddelerin yoğunluğunu baz alan kapalı alanlardaki atmosferik tehlikelerle
ilgili bir sınıflandırma şeması oluşturmuştur.

Tablo 1
Kapalı Alanların Sınıflandırılması
A Sınıfı B Sınıfı C Sınıfı

Özellikler Tehlikeli, ancak ciddi


Ciddi hayati tehlike Potansiyel Tehlike
hayati tehlike yok
Oksijen O2≤%16 ya da
%16.1<O2<%19.4 %19.5<O2<%21.4
O2≥% 25
En küçük tutuşma En küçük tutuşma En küçük tutuşma
Tutuşma
değerinin %20’si ya değerinin %10’u ile değerinin %10’u ya da
Özelliği
da fazlası %19’u arası daha azı
Zehirleyicilik Zehirleme değerinden Zehirleme değerinden
Ciddi hayati tehlike
daha yüksek* daha düşük*
Kaynak: N.C. Department of Labor, A Guide to Safety in Confined Spaces, Industry Guide-1,
U.S.A., 2008, p. 3.
* 29 CFR Part 1910 Numaralı Standartta Yer Alan Referans Değerler

5
Workplace Health and Safety Queensland, Confined Spaces Code of Practice, Australia, 2011, s. 5.

3
A, B, ve C olmak üzere kapalı alanlar içerdikleri tehlikenin seviyesine göre
sınıflandırılmıştır. Yukarıda verilmiş olan tabloda, yapılmış olan sınıflandırma listesi
gösterilmiştir. Buna göre çeşitli değişkenlere göre tehlikenin büyüklüğü ve hayati
derecesi baz alınarak sınıflandırma yapılmıştır. En tehlikeli sınıf A iken, en az
tehlikelisi C sınıfıdır. Sınıflandırmanın amacı iş uygulamaları ve kurtarma
prosedürleri ile ilgili yapılabilecek tavsiyelere ilişkin bir çerçeve oluşturmaktır.6

NIOSH tarafından yayınlanan 29 CFR Part 1910 numaralı standartta zehirli ve


tehlikeli kimyasalların izin verilen en yüksek değerleri belirlenmiştir. Kapalı
alanların sınıflandırıldığı yukarıdaki tabloda zehirleyicilik değerlerinin tespiti için bu
standardın Z alt başlığında belirtilen değerler referans alınmalıdır. Her bir kimyasal
için zaman ağırlıklı ortalama değer, kısa dönem maruziyet sınırı ve izin verilen
maksimum değer ayrı ayrı verilmiştir.7

2.3 Kapalı Alan Olarak Nitelenebilecek Yerler


Zararlı maddeler veya da tehlikeli durumlar nedeniyle kapalı alanlarda ciddi ölüm ve
yaralanma olayları sürekli meydana gelmektedir. Kapalı alanlar kısmen açık
olabileceği gibi tamamıyla kapalı da olabilir. Örneğin; depolama tankları, silolar,
reaksiyon tankları, kapalı tanklar ve kanalizasyon boruları genellikle tamamıyla
kapalı olan sistemlerdir. Bunun yanı sıra, üstü açık odalar, tekneler, kalorifer
kazanlarındaki yanma hazneleri, kanal sistemleri ve havalandırılmayan odalar da
yapıları gereği kapalı alan olarak nitelendirilmektedir.8

Tasarım, ulaşım ve yapılacak olan çalışma türüne göre kapalı alanlar değişiklik
gösterebilir. Su tesisatının bulunduğu kısımlar, tamir ve bakım odaları, tavan araları
ve kargo konteynırları yapıları itibariyle potansiyel birer kapalı alandır. Bir yerin
kapalı alan olup olmadığının tespiti için şekil 1’de izlenecek yol faydalı olabilir.
Buna göre şekildeki sorulara evet ya da hayır şeklinde verilecek cevaplarla çalışma
alanının kapalı alan olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği kolaylıkla tespit
edilebilir. Sorulara verilecek olan evet ya da hayır yanıtları ile çalışma yapılacak olan

6
N.C. Department of Labor, A Guide to Safety in Confined Spaces, Industry Guide-1, U.S.A., 2008,
s. 2.
7
Occupational Safety and Health Administration, (Çevrimiçi), http://www.dli.mn.gov/osha/
PDF/pels.pdf, 10.01.2013.
8
Mustafa Yazıcı, Kapalı Alanlarda Güvenli Çalışma, Mühendis ve Makine Dergisi, C:48, S:573,
2007, s. 41.

4
bölgenin kapalı alan özelliklerini taşıdığı anlaşıldığı anda işle ilgili tedbirlerin derhal
alınması gerekmektedir.

Şekil 1: Bir Yerin Kapalı Alan Olup Olmadığının Tespit Edilmesi


Kaynak: Government Of Alberta Employment and Immigration, Guideline for Developing a
Code of Practice for Confined Space Entry, Publication No. CS001, Canada, 2009, p. 3.

Kapalı alan olarak değerlendirilebilecek birçok çalışma alanı mevcuttur. Bunların


tespiti ilk aşamada çok zor değildir, fakat kapalı alan olup olmadığı bilinmese dahi
burayı da kapalı alan gibi değerlendirip ona göre tedbir ve önlemleri almak hayati

5
açıdan önemlidir. Kapalı alanların çalışma hayatında en sık karşılaşılanları
şunlardır:9

● Depolar ● Kuyular
● Menholler ● Tüneller
● Silolar ● Su kuleleri
● Tanklar ● Yağ alma tesisleri
● Gemiler ● Kazanlar
● Mahzenler ● Üstü açık su depoları
● Alttan girişli Muhafazalar ● Boru hatları

Kapalı alanlara örnek olabilecek yerlerin şekil olarak gösterimi aşağıda verilmiştir.

Şekil 2: Kapalı Alanlara Örnek Gösterilebilecek Yerler


Kaynak: N.C. Department of Labor, A Guide to Safety in Confined Spaces, Industry Guide-1,
U.S.A., 2008, p. 1.

9
İzmir Demir Çelik San. A.Ş., Kapalı Alanda Çalışanların Korunması I, İSG Bülten No: 13, 2011,
s. 2.

6
2.4 Kapalı Alanların Muhtemel Tehlikeleri
Kapalı alanlarda yaşanabilecek en büyük risklerin başında oksijen seviyesindeki
yetersizlik gelmektedir. Bunun tam aksine oksijen seviyesinin belirli sınırların
üzerinde olması ise patlayıcı ortam oluşma ihtimalini beraberinde getirmektedir.
Çeşitli gazların neden olabileceği zehirlenme ve bilinç kaybı durumlarına ek olarak
göçme veya çökme gibi durumlarda sık karşılaşılan muhtemel tehlikeler arasındadır.

Kapalı alanlarla ilgili yaşanabilecek ve en sık karşılaşılabilecek tehlikelerin yanında


kimi zaman dikkatsizlik kimi zamanda öngörememe yüzünden rastlanabilecek riskli
durumlar da mevcuttur. Bu tür durumlara şunlar örnek verilebilir:10

 Sıvıların ya da akıcı durumdaki katı maddelerin (hububat, kum vb.) yutulma


veya boğulmaya neden olabileceği tehlikeler,
 Virüs, bakteri gibi mikroorganizmaların sebep olabileceği biyolojik
tehlikeler,
 Çarpma, ezilme ve kesilme riski oluşturabilecek mekanik tehlikeler,
 Çarpılma, şok ya da yanıklara neden olabilecek elektrik kaynaklı tehlikeler,
 X-ray, kaynak parlaması ya da radyo frekansı kaynaklı radyasyona dayalı
tehlikeler,
 Ses, sıcaklık, soğukluk ve ışık gibi çevresel etmenlerin oluşturabileceği
tehlikeler.
Başlıklar halinde incelendiğinde muhtemel tehlikeleri; atmosfer şartlarıyla ilgili
olanlar, katı ve sıvıların kayması ve birikmesi sonucu yaşanabilecek tehlikeler ve
diğer riskler olmak üzere 3 gruba ayırabiliriz.

2.4.1 Atmosfer Şartlarıyla İlgili Tehlikeler

2.4.1.1 Oksijen Seviyesinin Yetersizliği


Düşük oksijen seviyesi yer değiştirme, azalma ya da kimyasal reaksiyonlar sebebiyle
oluşabilir. Metan ya da nitrojen gibi gazlar oksijenle yer değiştirerek, oksijenin az
olduğu ortamlar oluşturabilirler. Bu gazlar bir depo tankının içerisinde bilinçli olarak
patlayıcı karışımın oluşumunu önlemek için kullanılabilirler. Oksijenin yetersiz

10
Government State Victoria, Confined Spaces, Edition No. 1, Australia, 2008, s. 11, 12.

7
olduğu atmosferik ortamlar kaynak gibi işler nedeniyle ortaya çıkabileceği gibi
paslanma vb. kimyasal reaksiyonlar sonucu da oluşabilir.11

Oksijen seviyesinde yaşanabilecek bir azalmanın etkileri kademe kademe aşağıdaki


şekilde açıklanarak gösterilmiştir.

% 21 → Havadaki ideal O2 konsantrasyonu

% 15-19 → Kanda oksijen yetmezliğinin ilk işareti,


etkin şekilde çalışma yeteneğinde azalma
ve kişilerde kalp, akciğer, kan dolaşımı ile
ilgili ilk semptomların ortaya çıkması

% 12-14 → Soluk alıp vermede zorluk, düşünme ve


algılamada zayıflama

% 10-12 → Soluk alıp vermenin sıklaşması ve


düşünce yetisinin azalması

% 8-10 → Zihinsel yetmezlik, baygınlık, bilinç


kaybı, benzin solması, dudakların
mavileşmesi, mide bulantısı, hareket
etmede zorluk

% 6-8 → 6 dakikada… % 50 ihtimalle ölüm


8 dakikada… % 100 ölüm

% 4-6 → 40 Saniyede koma, kasılmalar, solunumun


durması ve ölüm
O2
Şekil 3: Vücutta Oksijen Yetersizliğinin Seviye İtibariyle Sonuçları
Kaynak: Institution of Chemical Engineers, BP Process Safety Series-Confined Space Entry,
Dorchester: Henry Ling, 2005, s. 4.

İnsanlar oksijen seviyesindeki azalmadan çok kolay etkilenebilmektedirler. Yeterli


oksijenden yoksun olan kimse hareket zorluğu yaşar ve yaşadığı bilinç kaybı
nedeniyle kendisini kurtaracak yeterlilikte olmaz. Oksijen seviyesinin düşük olduğu
ortamlara girenlerde uyarı semptomları görülmez, ancak çok hızlı bir bitkinlik ve
güçten düşme görülür. Acil müdahale gereken durumlarda yeterli sürede müdahale
edilmediği taktirde ölüm kaçınılmazdır.12

11
Institution of Chemical Engineers, BP Process Safety Series-Confined Space Entry, Dorchester:
Henry Ling, 2005, s. 4.
12
Institution of Chemical Engineers, s. 5.

8
2.4.1.2 Gazların Neden Olabileceği Zehirlenmeler
Gaz, toz, sis, buhar, sıvı, katı gibi birçok madde kapalı alanlar söz konusu olduğunda
tehlikeli maddeler olarak değerlendirilmelidir. Bazı maddeler zehirleyici oldukları
için risk teşkil etmektedir. Zehirleyici nitelikteki gazlar şu hallerde ortaya çıkabilir:13

Alanda muhafaza edilen ya da depolanmış olan malzeme: Kapalı bir alandaki


herhangi bir malzeme zamanla bünyesinde zehirli gaz biriktirebilir. Malzemenin
içinde ya da herhangi bir bölgesinde birikmiş olan gaz malzemenin oynatılması ya da
temizlenmesi aşamasında hareket kazanarak ortamda tehlikeli bir durum yaratabilir.
Örneğin; tanklarda biriken tortu ve çamurlar bünyesinde çok rahat gaz birikimi
yapabilirler.

Kapalı alanda yapılmakta olan çalışma: Kaynak, kesme, lehimleme, boyama gibi
bazı faaliyetlerde zehirleyici ortam oluşma ihtimali işin doğası gereğidir. Örneğin;
temizleyici solventlerin kullanımı sırasında çıkan buğu ve buhar zehirleyici
olabilmektedir. Yukarıda bahsi geçen işlerde de kullanılan kimyasallar nedeniyle
boğucu, tahriş edici ya da zehirleyici gazlar ortaya çıkabilmektedir.

Kapalı alanın çok yakınındaki bölgeler: Kapalı alanlara çok yakın mesafedeki
yerlerde yapılan çalışmalarda çıkabilecek gaz, toz ve buhar kapalı alanda birikme
yaparak tehlike oluşturabilir.

Zehirleyici maddeler kaşıntı ve tahrişten, ölüme kadar gidebilecek ciddi tehlikelere


sahiptir. Bu tür maddelerin insan vücudunda oluşturacağı etki; maddenin türüne,
konsantrasyon miktarına, maruziyet süresine, vücuda giriş şekline ve kişinin
hassasiyetine bağlı olarak değişkenlik göstermekle birlikte, kapalı alanlarda vücuda
en yaygın giriş şekli solunum yoluyla olmaktadır.14

İşçilerin kapalı alanlarda hayatlarını kaybetmelerinde en fazla rol oynayan karışım


halinde bulunan duman ve buhar ile zehirleyici solvent ve gazlar genellikle şunlar
olmaktadır:15

13
Ted Pettit, Herb Linn, A Guide to Safety in Confined Spaces, Washington: U.S. Government
Printing Office, 1987, s. 6.
14
Institution of Chemical Engineers, s. 8.
15
U.S. National Institute for Occupational Safety and Health, Worker Deaths in Confined Spaces,
Publication No. 94-103, 1994

9
● Hidrojen Sülfür (H2S) ● Ksilen
● Hidrojen Siyanür (HCN) ● Toluen
● Karbon Monoksit (CO) ● Lağım Gazları
● Trikloretilen ● Sprey Boyalar
● Klor ● Kaynak Dumanı

Her maddenin kendine özgü bir etki değeri vardır. Bu değerlerin altındaki
konsantrasyonlarda tehlike söz konusu değilken miktarda görülecek bir artış insan
hayatı için son derece riskli olabilir. Küçük bir artış bile kalp, beyin ya da akciğerde
kalıcı hasarlara yol açabilir. Bu yüzden bu tür maddelerin kişileri etkileyebilecek
konsantrasyon değerlerini bilmek hayat kurtarıcı olabilir.16

2.4.1.2.1 Hidrojen Sülfür Gazı ve Tehlikeleri


Çok düşük konsantrasyonlarda bile yoğun olarak çürük yumurta kokan, renksiz ve
zehirli bir gaz olan hidrojen sülfür (H2S), kolay tutuşabilir bir yapıdadır ve havayla
patlayıcı karışımlar oluşturabilir. Kanalizasyonlarda yapılan çalışmalarda, doğalgaz
arıtma çalışmalarında ve sıvı gübre çukurlarının veya depolarının boşaltılması
çalışmaları esnasında hidrojen sülfür gazı ile karşılaşma ihtimali çok yüksektir.17

Tablo 2
Yoğunluk Miktarına Göre Hidrojen Sülfür Gazının Vücuttaki Etkileri
Yoğunluk
Vücutta Neden Olabileceği Muhtemel Etkiler
Miktarı*
1800 ve üstü Solunum felci ve ani ölüm
1000-1500 Bilinç kaybı, spazmlar, birkaç dk. maruziyet sonrası ölüm
700-900 Şiddetli zehirlenme, 30-60 dk. maruziyet sonrası ölüm
300-700 15-30 dk. maruziyet sonrası subakut zehirlenme
30 dk. maruziyet sonrası H2S zehirlenmesinin genel
200-300 belirtileri ile birlikte mukoz membranların şiddetli bölgesel
iritasyonu
100-150 Gözlerin ve solunum yollarının iritasyonu
0-10 H2S zehirlenmesi belirtileri yok
Kaynak: Ç.S.G.B. İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü, Meslek Hastalıkları Rehberi,
Ankara:Matsa Basımevi, 2011, s. 154.
* Yoğunluk değeri m³ hava başına cm³ H2S miktarı olarak verilmiştir. (cm³/m³)

16
Work Safe BC, Hazards of Confined Spaces, Canada, 2004, s. 7.
17
Ç.S.G.B. İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü, Meslek Hastalıkları Rehberi, Ankara:Matsa
Basımevi, 2011, s. 153.

10
Yukarıdaki tabloda hidrojen sülfür miktarındaki değişimin insan sağlığı üzerindeki
etkileri gösterilmiştir. Yoğun konsantrasyonlarda öldürücü olan hidrojen sülfür gazı
havadan % 20 daha ağır bir gazdır. Ortamdaki H2S yoğunluğu % 4.3 ile % 46
arasında bulunduğunda patlayıcı ortam oluşma ihtimali vardır. Havadan daha ağır
olması sebebiyle yeterli havalandırmanın olmadığı yerlerde zeminde birikerek dibe
çöker. Bu yönüyle kanalizasyon ve yer altında yapılan çalışmalarda bu hususa dikkat
edilmesi hayati açıdan önem arz etmektedir.18

2.4.1.2.2 Karbon Monoksit ve Solventlerin Etkileri


Karbon Monoksit (CO) renksiz, kokusuz ve zehirleyici bir gazdır. Henüz
tamamlanmamış olan yanma olaylarında ortaya çıkar, en yaygın olarak da benzinli
ya da dizel motorların egzozlarından çıkar. Menhollerde ya da diğer kapalı alanlarda
yapılacak olan çalışmalarda bu gazın yakın çevreden yayılarak birikme yapma
ihtimali göz önünde bulundurulmalıdır. 25 ppm miktarını aşan konsantrasyonlara
maruziyet halinde kulakta çınlama, mide bulantısı, baş ağrısı ve uyku hali görülür.
Yoğunluk ve maruziyet süresine bağlı olarak etki süresi ve derecesinde değişim
görülür. Acil müdahale olmazsa baygınlık ve ölüm hali kaçınılmazdır.19

Parafin, benzin, boya çıkarıcılar ve yağ gidericiler gibi birçok solvent madde sadece
tutuşabilir değil aynı zamanda yüksek konsantrasyonlarda solunduklarında merkezi
sinir sistemi (CNS) üzerinde de etkilidir. Solventlerin merkezi sinir sistemi
üzerindeki etkileri baş dönmesi, uyuşukluk, konsantre eksikliği, sersemlik, baş ağrısı,
koma ve ölüm olarak görülür.20

Solventler boya çıkarmak amacıyla temizleyici olarak çıplak elle kullanılmamalıdır.


Sıvı haldeki solventler deri ile temas halinde olduklarında ve bu şekilde vücut
tarafından absorbe edildiklerinde, solunum yolu ile vücutta gösterdikleri etkiden 10
kat daha fazla etki gösterirler. Bu nedenle özellikle kapalı alanlardaki
kullanımlarında ya da ortamda bulunmaları halinde gerekli önlemler alınmalıdır.21

18
Mustafa Öztürk, Kanalizasyonlarda Hidrojen Sülfür Gazı Oluşumu ve Sağlık Üzerine Etkileri,
(Çevrimiçi), http://www.styd-cevreorman.gov.tr/IMAGES/hidrojen.doc, 14.01.2013.
19
Government Of Alberta Employment and Immigration, Sewer Entry Guidelines, Publication No.
CH037, Canada, 2010, s. 4.
20
International Association of Classification Societies, s. 14.
21
International Association of Classification Societies, s. 14.

11
2.4.1.3 Patlayıcı Ortam Oluşma İhtimali
Yangın ya da patlama ihtimalinin meydana gelebilmesi için 3 şeyin yeterli seviyede
bir arada bulunması gerekmektedir. Bunlardan ilki yeterli seviyede oksijen, bir diğeri
tutuşturucu bir kaynak, sonuncusu da tutuşma özelliği olan gaz, toz, buhar vb.
maddelerdir. Tutuşma özelliği olan maddenin LEL (Alt patlama limiti) değerini %5
geçmesi halinde patlama ihtimali çok fazladır.22

Herhangi bir gaz ya da karışım, konsantrasyon miktarı LEL (Alt patlama limiti)
değeri ile UEL (Üst patlama limiti) değeri arasında olduğu zaman patlayıcı özellik
taşır. Bu durumda ortamdaki oksijen değeri de hayati önemdedir. Zira oksijen
seviyesinde meydana gelebilecek bir artış LEL ve UEL değer aralıklarını
genişleterek patlama olasılığını daha da arttırır.23

Genellikle gaz ve buharın tutuşması ile meydana gelebilen patlama olayları bazı
tozlarının yeterli yoğunlukta birikmesi ile de gerçekleşebilmektedir. Ayrıca iki
kimyasalın uygun şartlarda birbiriyle reaksiyon vermesiyle de patlama yaşanabilir.
Tüm bunların gerçekleşmesinde açık alevler, kaynak arkları, sıcak yüzeyler,
aydınlatmalar, metal sürtünmesi ile oluşan kıvılcımlar, elektrikli motorların ark
yapması, statik elektrik ve kimyasal reaksiyonlar tutuşturucu kaynak görevi
görürler.24

Benzin ya da propan gibi sıvı yakıtlar çok kolay yanabildikleri ya da patlayabildikleri


için bunların koyulduğu tankların kapalı alanlarda bulunması son derece sakıncalıdır.
Bunun gibi aşağıda verilmiş olan durumlar da yüksek risk içermektedir:25

I. Kaynak ekipmanından sızabilecek durumdaki asetilen gazı,


II. Tanklarda ya da kanalizasyonlarda çürümüş organik atıklardan oluşan metan
ya da hidrojen sülfür gazı,
III. Alüminyum ya da kaplanacak olan metal ile korozif (aşındırıcı)
kimyasalların temasıyla oluşan hidrojen gazı,
IV. Tahıl, hububat ve maden tozları,
V. Aseton, etanol, toluen ve ksilen gibi dökülme ya da uygunsuz kulanım
sonucu alana yayılabilecek olan solventler.

22
Safe Work Australia, Confined Spaces Code of Preactice, Australia, 2011, s. 12.
23
Institution of Chemical Engineers, s. 7.
24
Work Safe BC, Hazards of Confined Spaces, Canada, 2004, s. 10, 11.
25
Work Safe BC, Hazards of Confined Spaces, Canada, 2004, s. 10.

12
Yukarıda verilmiş olan örneklerde patlayıcı ya da tutuşabilir maddelerin neler
olabileceği belirtilmiştir. Bu nedenle bu maddelerle yapılan çalışmalarda, özellikle
kapalı alanlarda yapılan çalışmalarda risklerin değerlendirilmesi ve analiz edilmesi
gerekmektedir. Hangi işlerin yanıcı ya da patlayıcı ortam oluşturabileceği ile ilgili
tablo aşağıda verilmiştir.

Tablo 3
Sanayide Yapılan Bazı İşlerin Patlama ya da Tutuşma İhtimalleri
PATLAYABİLİR YA DA
YAPILAN İŞLER
KOLAY TUTUŞABİLİR Mİ?

HAYIR Kapalı alanlarda yapılan kaynak çalışmaları


Fermantasyon tankları ve şarap depolarında yapılan
HAYIR
fermante işlemler

EVET Gaz ya da propan kullanımı gerektiren işler

Boru hatlarında ya da tanklardaki klor kullanımı ile


HAYIR
yapılan işler

EVET, ÇOK FAZLA! Kapalı alanlarda benzinle yapılan çalışmalar

Kapalı alanlarda yapılan çalışmalarda çürüyen


EVET
maddelerin oluşturabileceği hidrojen sülfür (H2S) gazı
Kanalizasyon ya da depolama tanklarında çürümüş
EVET, ÇOK FAZLA!
malzemelerin ortaya çıkaracağı metan (CH4) gazı
Tank ve kazanlara korozyonu önlemek için oksijen
HAYIR
miktarını azaltmak amacıyla soygaz eklenmesi
Mazot, benzin ya da propanla çalışan içten yanmalı
HAYIR
motorlarla yapılan işler
Boru hatlarında ya da tanklarda sülfür dioksit
HAYIR
kullanılarak yapılan işler
Bakteriler, paslanma ve içten yanmalı motorlar oksijen
miktarını azaltırken; diğer gazlar oksijen ile yer
TUTUŞMAYI DESTEKLER değiştirebilir. Kaynak işleri ortamdaki oksijen
miktarının azalmasına neden olur.
Kaynak: Work Safe BC, Hazards of Confined Spaces, Canada, 2004, s. 13.

2.4.2 Göçük, Çökme, Boğulma ve Benzeri Kaza Olasılıkları


Boğulmaya neden olan göçme ve çökme gibi olaylarda toplu haldeki maddenin
altında kalarak yutulma olayı meydana gelir. Bu riske neden olabilecek maddelere;
plastik, kum, gübre, kömür, kül tozu, hububat ve hayvan yemi gibi akıcı yapıdaki
katılar örnek olarak verilebilir.26

26
Workplace Health and Safety Queensland,s. 12.

13
Yutulma olayı genellikle büyük miktarlarda ve akıcı özelliğe sahip olan katı
materyallerin arasında çalışmalar esnasında ortaya çıkar. Birikmiş haldeki kütlenin
kayması ya da yer değiştirmesi sonucunda kişiler bu madde topluluğunun altında
kalarak boğulurlar. Bu tür malzemelerin depolandığı yerlerin zeminin düz olmaması
ise tehlikeyi daha da arttırır. Ayrıca bu tür zeminlerin pürüzlü ya da yamuk olması
kişilerin daha kolay kaymalarına ve dengelerini kaybetmelerine neden olur. Bu tip
tehlikelerin yanı sıra, özellikle toprak zeminin kazılması işlemi esnasında toprağın
çökme riski oluşturabilecek kadar yüksek alçak seviyelere inilmemesine, zorunlu
hallerde ise güçlendirme çalışması yapılmadan kazıya devam edilmemesine özen
gösterilmelidir.27

2.4.3 Diğer Tehlikeler

2.4.3.1 Biyolojik Tehlikeler


Virüs, bakteri ya da mantar gibi bazı mikroorganizmalarla temas halinde bulaşıcı
hastalıklarla karşılaşma olasılığı oldukça yüksektir. Bunun yanında dermatit ve aşırı
duyarlılık ile zatüre gibi rahatsızlıklar da biyolojik tehlikeler arasındadır. Lağımlar,
hububat siloları ve gübre çukurları biyolojik tehlikelerin görülebileceği kapalı
alanlara örnek olarak verilebilir.28

2.4.3.2 Elektrik Kaynaklı ve Mekanik Tehlikeler


Elektrikle ilgili tehlikeler, elektrik devrelerinin bulunduğu yerlerde kablolardan,
trafolardan, kondansatörlerden, rölelerden, çıplak bağlantı uçlarından ve ıslak
zeminlerden doğabilecek akıma kapılma, şoklar ve vücutta yanıklar şeklinde
görülebilir. Kapalı alanlarda yaşanabilecek elektrik çarpması olayları bayılmalara da
neden olabileceği için özellikle dikkat edilmesi gereken tehlikelerdendir.29

Mekanik tehlikelere maruziyet çarpma, kesilme, batma ya da düşme hallerinde


meydana gelir. Kapalı alanlarda bu tip tehlikelerin kaynağını ise genellikle
matkaplar, tahrik gücü ile çalışan motorlu el aletleri, karıştırıcılar ve kesici nitelikteki
ekipmanlar oluşturur.30

27
Institution of Chemical Engineers, s. 9.
28
Safe Work Australia, Confined Spaces Code of Practice, Australia, 2011, s. 13.
29
Government State Victoria, s. 12.
30
Safe Work Australia, s. 13.

14
2.4.3.3 Çevresel Etmenlerin Neden Olabileceği Tehlikeler
Çevresel etmenler arasında ciddi risk oluşturabilecek olan hususlardan birisi termal
şartlarla ilgili olandır. Sıcaklık derecesinin düşük olduğu alanlarda çalışanlarda vücut
ısısında azalma, üşüme ve donma görülebilir. Önlem alınmadığı taktirde ölümcül
sonuçlar da ortaya çıkabilir. Tam tersi şekilde ortam sıcaklığının yüksek olduğu
yerlerde de sıcaklığa bağlı olarak aşırı su kaybı ve terleme görülür. Bu da vücut
sağlığı için riskli durumlar teşkil edebilir.31

Aşırı gürültü de çevresel etmenler arasında değerlendirilebilir. Kapalı alanlarda


yapılan çalışmalarda çalışmanın türüne ya da kullanılan malzeme ve ekipmana göre
gürültü oluşma ihtimali vardır. Oluşacak gürültü yapılan işin tekrarlanması halinde
ileriki zamanlarda işitme duyusunun azalmasına neden olabileceği gibi acil
durumlarda işçinin sesli ikaz ve uyarıları da algılamasını güçleştirebilir.32

Yukarıda bahsedilen tehlikelere ek olarak yüksekten cisim düşme ihtimali, ıslak


zeminler, radyasyon ve vücudun zararlı maddelerle temas etmesi gibi durumlar da
çevresel etmenlerin neden olabileceği tehlikeler arasındadır.

31
International Association of Classification Societies, s. 19.
32
Government State Victoria, s. 12.

15
3. İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ ÖNLEMLERİNİN KAPALI
ALANLARDA YAPILAN ÇALIŞMALARDA UYGULANMASI

3.1 Kapalı Alanlara Giriş ve Çıkış Prosedürü


Kapalı alanlara giriş izni, işin nasıl yapılacağına ve hangi tür önlemlerin alınacağına
dair bilgileri içeren dokümandır. Bu dokümanlarda uygulama esaslarına göre ne tür
ihtiyaçların olacağı kontrol listeleri mevcuttur. Her bir kapalı alan için ayrı ayrı
düzenlenen bu formlarda aşağıda belirtilen hususların bulunması gerekir:33

 Kapalı alana girecek olan işçilerin isimleri ve her birinin giriş sebebi,
 Kapalı alanın bulunduğu yerin tarifi,
 Giriş izninin geçerli olduğu zaman aralığı,
 Kapalı alanda yapılacak olan iş ya da işler,
 Alınması gereken güvenlik tedbirleri,
 Kapalı alana giriş esnasında, içerdeyken ve çıkarken uygulanacak esaslar,
 Yetkili personelin imzası.

3.1.1 Tanımlamalar
Kapalı alanlara giriş izinlerinin hazırlanması için bazı tanımlamaların kapsam ve
içeriklerinin bilinmesi hayati önem taşımaktadır. Buna göre izin prosedürünün
hazırlanması sırasında şu tanımlardan faydalanılabilir:34

Kapalı Alan: Geniş tanım birinci bölüm başlığı altında verilmiştir.


Giriş*: Kişinin bir boşluktan, izin gereken kapalı alana girişi sırasındaki faaliyetidir.
İzin Yetkilisi: Alana giriş izni başvurusunu düzenleyip, hazırlayan sorumlu kişidir.
Uygulama Yetkilisi: Giriş iznini kabul eden sorumlu kişidir. Yapılan işi denetler ya
da işin sorumluluğunu kendisi üstlenir. Çalışan ya da yüklenici firma olabilir.
Yetkili Personel: Risk değerlendirmesinden ve kapalı alana giriş sırasında güvenlik
süreçlerinin uygulanmasından sorumlu olan kişidir.
Giriş Denetçisi*: Kapalı alana giriş şartlarının uygun olup olmadığını tespit
etmekten sorumlu olan kişidir.

* A.B.D’nin Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği İdaresi’nin yapmış olduğu tanımlardır.


33
Government Of Alberta Employment and Immigration, Guideline for Developing a Code of
Practice for Confined Space Entry, Publication No. CS001, Canada, 2009, s. 10.
34
Institution of Chemical Engineers, s. 17-19.

16
Giriş Yetkisine Haiz Personel*: İzin verilen alana girme yetkisi olan eğitimli
personeldir.
Nezaretçi*: Kapalı alanın dışında bulunan ve alanda çalışan giriş yetkisine haiz
personeli izlemekle sorumlu olan kişidir.
Yetkili Gaz Kontrolörü: Kapalı alanlardaki atmosfer koşullarının uygun aletlerle
test edilmesi işini üstlenmiş olan kalifiye elemandır.

3.1.2 Kapalı Alanların Tespit Edilmesi


Kapalı alanların teşhisi risk değerlendirmesi ile mümkündür. Bazı ülkelerde kapalı
alanlar için izin gerektiren ya da izin gerektirmeyen diye kesin sınırlamalar
getirilmekte ve kapalı alanda yürütülecek olan faaliyet kimi zaman göz ardı
edilmektedir. Bu nedenle hem kapalı alan için hem de yapılacak olan çalışma için
duruma göre risk değerlendirmesi yapılması tercih edilmesi gereken seçenek
olmalıdır.35

Kapalı alanlarda izin gerektirmeyen durum, ölüm ya da ciddi fiziksel yaralanmaya


sebebiyet verebilecek herhangi bir tehlike ya da tehlike potansiyeli (atmosferik
tehlikeler açısından) içermeyen şartlarda geçerlidir. İzin gerektirme hali ise;

 Tehlikeli atmosfer koşulları içeren ya da içerme potansiyeli bulunan,


 Çalışanın yutulması ya da boğulması ihtimaline neden olabilecek malzeme ya
da materyal bulunan,
 Zeminin eğimleşmesi ya da alanın sivrilerek dar bir köşe haline gelmesi gibi
çalışanın kısılma ya da boğulma ihtimali bulunan içsel şartlarla ilgili,
 ve diğer bilinen sağlık ve güvenlik tehlikesi içeren,

durumlarda geçerlidir. Bir alan için izin gerektirme durumu söz konusu ise alanın
giriş kısmı işçilerin tehlikeyi bilmeleri için açıkça işaretlenmelidir.36

3.1.3 Risk Değerlendirmesinin Yapılması


Risk değerlendirmesi, alana giriş öncesinde ve çalışma sırasında var olan ya da
sonradan ortaya çıkabilecek tehlikelere karşı bir nevi yol haritası çıkararak, risklerin
yok edilmesi ya da asgariye indirilmesi konularında yardım sağlayan en etkili ve
35
Institution of Chemical Engineers, s. 19.
36
Institution of Chemical Engineers, s. 19, 20.

17
faydalı yöntemlerden biridir. Bu çalışma, konusunda yetkinlik sağlamış aynı
zamanda da eğitim almış olan ve daha önce tanımlamalarda da değinilen yetkili
personel eliyle bütün bir süreç değerlendirilerek ve yapılacak olan iş de göz önüne
alınarak yapılmalıdır.

Kapalı alanlarda yapılacak çalışmalarda Avustralya’nın “Kapalı Alanlar’ın


Kullanımı” ile ilgili AS/NZS 2865 numaralı ulusal standardı risk değerlendirmesi
yapılırken özellikle şu hususlar üzerinde durulması gerektiğini belirtmektedir:37

a. Ölçüm ve takibinin yapılması gereken kapalı alandaki atmosfer şartları,


b. Çalışanın boğulma ya da yutulma ihtimali,
c. Çalışma alanındaki şartlarda değişiklik yaratabilecek fiil ve hareketler,
d. Alanda çalışacak olan işçi sayısı,
e. Tüm alanın sağlamlık ve güvenliği ile ışıklandırma ve görüş mesafesi,
f. Alanın dışında ihtiyaç duyulan personel sayısı;
* Alandaki işle ilgili alet ve ekipman sağlamakla görevli kişiler,
* Kapalı alanda çalışan işçi ile iletişimi sağlayacak olan kişiler,
* Acil durum prosedürlerini takip edip müdahalede bulunacak kişiler,
g. Ses, ısı ve elektrik çarpması gibi diğer tehlikelerle alakalı riskler,
h. İlkyardım ya da ani müdahale gibi acil durumlarla ilgili olasılıklar,
i. Kişisel koruyucu donanımın yeterliliği ve etkinliği,
j. Ek risk oluşturabilecek unsurların gözetilmesi;
* Kapalı alanda ya da alana çok yakın mesafede sigaranın, çıplak ateşin ve
sıcak işlerin yasaklanması,
* Çalışma alanı çevresinde forklift vb. makinelerin hareketinin yasaklanması,
* Kıvılcım çıkarabilecek ayakkabı, kıyafet ve ekipmanın yasaklanması,
k. Kapalı alanla ilgili tasfiyesi ya da temizliği gereken madde olasılığı,
l. Kapalı alanın sınıflandırılması.

Aynı standarda göre yapılan risk değerlendirmesi çalışmaları yasal gerekliliklere


uygun olarak 5 yıl boyunca saklanmalıdır.38

37
Safe Work Australia, s. 15, 16.; The University Of Queensland, Confined Spaces Management
Plan, Australia, April 2005, s. 7.
38
The University Of Queensland, s. 7.

18
Yapılan risk değerlendirmesine göre, yetkili personel çalışmanın yapılacağı kapalı
alanı düşük, orta ya da yüksek tehlikeli atmosfer ortamı olarak sınıflandırmalıdır.
İşveren de bu sayede alınacak kontrol önlemlerini, destek hizmetinin seviyesini, giriş
izni için gereken prosedürü ve acil müdahale ekibini belirleyebilir.39

Risk değerlendirmesi ve ölçüm sonuçlarına göre belirlenecek tehlike sınıflandırması


tanımları ise şu şekilde yapılabilir:40

Düşük Seviyede Tehlikeli Atmosfer Ortamı: Kapalı alana giriş öncesi yapılan
ölçüm sonuçlarına göre yeterli seviyede temiz ve solunabilir hava barındıran, bunun
yanında yetkili personel tarafından alanla ilgili tasarım, yapılacak iş, yapı dayanımı
ve alanın kullanımı konularında öngörülen şartların değişmeyeceği tespit edilen
atmosfer ortamıdır.

Orta Seviyede Tehlikeli Atmosfer Ortamı: Yeterli düzeyde temiz ve solunabilir


havanın olmadığı, buna karşın havalandırma ya da solunumla ilgili herhangi bir
olumsuzluk olduğu durumlarda da işçinin tek başına yardım almadan ortamı terk
etme kabiliyetini zayıflatmayacak olan atmosfer ortamıdır.

Yüksek Seviyede Tehlikeli Atmosfer Ortamı: İşçinin ölümüne, kapasitesinin


yetersizliğine, yaralanmalara, akut rahatsızlıklara neden olabilecek ya da
havalandırma veya solunumla ilgili herhangi bir olumsuzluk olduğu durumlarda
işçinin tek başına yardım almadan ortamı terk etme ihtimalinin zayıf olduğu atmosfer
ortamıdır.

3.1.4 İzin Sisteminin Uygulanması ve Sağladığı Faydalar


Kapalı alanlara giriş izinlerinin etkili ve yeterli bir koruma sistemine sahip olabilmesi
için aşağıdaki bilgileri kapsaması gerekmektedir:41

 Ölçüm sonuçları,
 Ölçümü yapan kişinin adı, soyadı ve imzası,
 Alana giriş onayı veren uygulama yetkilisinin ismi ve imzası,

39
Work Safe BC, Confined Space Entry Program, Canada, 2007, s. 15.
40
Work Safe BC, Confined Space Entry Program, s. 77-79.
41
N.C. Department of Labor, s. 14, 15.

19
 Girişine izin verilen kapalı alanın, giriş denetçisinin, giriş yetkisine haiz
personelin ve nezaretçinin isimleri,
 Alana giriş amacı ve tespit edilen tehlikeler,
 Alet ve ekipmanların kilitlenmesi ya da takılması ve tasfiye, temizleme,
havalandırma prosedürleri vb. gibi kapalı alan tehlikelerinin kontrolü ya da
yok edilmesi ile izin verilen alanın yalıtılması ile ilgili önlemler,
 Kurtarma ve acil durum servislerinin isimleri ve telefon numaraları,
 Tarih ve içerde bulunma izni verilen maksimum süre,
 Kabul edilebilir giriş koşulları,
 Giriş süresince bağlantının sürdürüleceği ekipman ve iletişim prosedürleri,
 Kaynak vb. gibi yapılacak ısıl çalışmalar için ek izinler,
 Kişisel koruyucu donanım, alarm sistemleri ve kurtarma donanımlarını
kapsayan özel ekipman ve prosedürler,
 Çalışanların güvenliklerinin sağlanması için ihtiyaç duyulan diğer bilgiler.

OSHA tarafından yayınlanan 29 CFR 1910.146 numaralı standarda göre uygulama


yetkilisi tarafından imzalanan, giriş öncesi hazırlıkların tamamlandığını ve alana
girişin güvenli olduğunu doğrulayan izinler işyeri sınırları içinde uygun yerlere
asılmalı, başka bir bölgede çalışma yapılacaksa eğer alana girecek personelin bilgi
edinmesi sağlanır. Giriş izinlerinin süresinin görevin tamamlanması için gereken
zamanı aşmamasına dikkat edilir. Ayrıca görev tamamlandığı anda ya da koşullarda
bir değişiklik söz konusu olduğu durumlarda uygulama yetkilisi tarafından giriş
sonlandırılmalı ve izin iptal edilmelidir. Yeni koşullar iptal edilen izin sisteminde
belirtilmeli ve izin programı revize edilmelidir. Ayrıca iptal edilen giriş izinleri de
aynı standarda göre işveren tarafından en az 1 yıl muhafaza edilmelidir.42

Genel bir değerlendirme yapacak olursak, giriş izinlerinin doğruluğu ve uygulanma


süresi hayati bir öneme sahip olduğu için;

 koşullar değişir ve yapılacak olan iş güvensiz hale geri ise,


 iş ertelenir ya da 2 saatten daha fazla süreliğine durdurulursa,
 alanın dışına çıkmak için kurulmuş olan alarm sistemi aktif hale gelirse,

42
N.C. Department of Labor, s. 14.

20
 alandan çıkış talimatı verilirse, alana giriş izni geçersiz sayılır ve izin hemen
iptal edilir.

Kapalı alanlara giriş izinleri sağlıklı ve güvenli bir çalışma için bu konu kapsamında
mutlaka değerlendirilmesi gereken bir prosedür ve programdır. Bu sistemin sahip
olduğu avantajlar ise çalışma zamanına göre aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Tablo 4
Giriş İzni Sisteminin Sağlamış Olduğu Avantajlar

ÇALIŞMA ZAMANI SİSTEMİN AVANTAJLARI


 Düzenli bir yetki sisteminin oluşturulmasını sağlar.
 İdare olarak tüm kapalı alanların girişi konusunda
bilgi edinilir.
 Çalışma sahasının hazır olduğu ve başlangıç öncesi
Giriş Öncesi güvenliğin sağlandığından emin olunur.
 Çalışanlar potansiyel tehlikeler, önlemler ve ihtiyaç
duyulan ekipmanlar konusunda bilgi sahibi olur.
 Alan dışındaki herhangi bir faaliyetin alan içindeki işi
etkileme ihtimalinden haberdar olunur.
 Çalışmanın güvenli bir şekilde başladığından ve
Giriş Sırasında yürütüldüğünden emin olunur.
 Yetkisi olmayanların alana girmesinin önüne geçilir.
 İzin verilen periyot dışında kapalı alana girişlerin
Girişten Sonra
önlenmesini sağlar.
Kaynak: Institution of Chemical Engineers, s. 17.

3.2 Atmosfer Kaynaklı Tehlikelerle Mücadele


Kapalı alanda yapılan çalışmalarda, ölüm olayları genellikle atmosfer şartlarındaki
uygunsuz koşullardan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle çalışmaya başlamadan önce
atmosfer koşullarının çok hassas bir şekilde ölçümünün yapılması ve gerekli
tedbirlerin alınması gereklidir. Gaz ve buharların ölçülmesinde 3 aşama takip edilir.

Birinci Adım - Ortamdaki oksijen miktarının ölçümü,


İkinci Adım - Ortamdaki parlayıcı gaz ve buharların tespit edilmesi,
Üçüncü Adım - Ortamdaki zehirli gazların ölçümünün yapılması.

İlk olarak oksijen düzeyinin ölçülmesinin nedeni, tutuşabilen gazların ölçümünü


yapan birçok cihazın düzgün çalışabilmesi için oksijenin varlığından faydalanması ve

21
oksijen düzeyinin az olduğu ortamlarda aynı cihazların güvenilir sonuçlar
vermemesidir. Parlayıcı gazların ikinci sırada ölçümünün yapılmasının sebebi ise
yangın ya da patlama tehdidinin birçok durumda, zehirli gazlara maruziyete nazaran
daha ciddi ve hayati tehlike oluşturmasıdır. Zehirli gaz ve buharların ölçümü de
gerekliyse son olarak bunların tespiti yapılır.43

3.2.1 Alandaki Oksijen Düzeyinin Tespit Edilmesi


3.2.1.1 Ölçüm Cihazlarının Çalışma Prensibi
Oksijen sensörleri çoğunlukla elektrokimyasal prensiple çalışırlar. Bu prensibe göre;
oksijen, plastik bir çeperden geçerek, altın katot ile kurşun anot arasında elektrik
akımı üreten elektrokimyasal pilin içerisine yayılır. Sonrasında sinyal gücü
yükselerek gösterge cihazına ve alarm ünitesine iletim sağlanır. Elektrolit çözeltisi
(potasyum hidroksit vb.) çıktı sinyalini oluşturabilmesi için oksijen gibi özel bir gaza
ihtiyaç duyar. Diğer gazların bu aşamada hiçbir etkisi olmazken, oksijen pilin
içerisine giriş yaptığında elektrolit çözeltisi miktarı oransal olarak belirler ve
gösterge kısmına değeri iletir.44

3.2.1.2 Oksijen Seviyesinin Belirlenmesi


Yapılan ölçümlerde cihaz, atmosferdeki normal oksijen seviyesi olan % 20.8’i
göstermelidir. Eğer bu değer % 20.8’in altında ise havada soy gaz, yanıcı, parlayıcı
veya da zehirli gazlar olabilme ihtimali vardır. Oksijen dışındaki gazların
miktarlarını tespit edebilmek için şu formül kullanılmaktadır:

20.8 / 100 = %X / (100 - %Y)


X = Cihaz tarafından ölçülen oksijenin yüzdelik miktarı
Y = Ortamdaki diğer gazların yüzdelik miktarı

Eğer bir örnek verecek olursak; ortamdaki oksijen seviyesi % 19 olarak tespit
edildiğinde, yapılan hesaplamalarda diğer gazların toplam miktarının % 8.7 olduğu
görülür. Bu da demek oluyor ki, oksijen seviyesindeki % 1.8’lik değişim diğer gaz ve
buharların miktarında % 8.7’lik oluşuma neden olmaktadır. Bunun altında yatan
neden ise normal atmosfer koşullarında % 79.2 seviyelerinde olan azot miktarının

43
Institution of Chemical Engineers, s. 51, 52.
44
Institution of Chemical Engineers, s. 53.

22
oksijen düzeyine bağlı olarak azalma göstermesidir. Yukarıdaki örneğe göre en başta
% 79.2 olan azot düzeyi, oksijen seviyesinin % 19’a düşmesiyle birlikte, % 72.3
düzeyine gerilemiştir.45

Kapalı alanlara girecek olan işçiler için oksijen seviyesinin % 19.5 seviyesinin
altında olması hayati tehlikeye neden olabilir. Bu nedenle oksijen seviyesinin bu
seviyenin altına düşmesine izin verilmemelidir. Eğer düzeyde herhangi bir değişiklik
yapılamıyor ise yetkili kişiler tarafından alana solunum cihazları olmadan girişe
kesinlikle izin verilmemelidir.46

Ortamdaki oksijen düzeyi normalin altına düşebileceği gibi, bazı nedenlerden dolayı
normalin üstüne de çıkabilir. Alandaki oksijen tankının ya da tüplerinin sızıntı
yapması durumlarında oksijen seviyesi artabilir. Bu seviye, oksijence zengin ortam
(% 23.5) oluşumuna neden olduğu zaman giysi, saç ve yağların çok kolay bir şekilde
tutuşmasına ve yanmasına neden olabilir. Bu nedenle;47

 Muhtemel oksijen sızıntıları tespit edilip, tehlike bertaraf edilmeli,


 Havalandırma için kesinlikle saf oksijen kullanılmamalı,
 Kapalı alanlarda basınçlı tüp ya da gazlar asla bulundurulmamalıdır.

Yapılan ölçümlerin doğru sonuç vermesi açısından da, kurşun anotların zamanla
tükendiği göz önüne alınarak sensörlerin düzenli aralıklarla (bir ya da iki yıl)
değiştirilmesi gerekmektedir. Oksijen ölçüm cihazlarının, karbon dioksit gibi asit
gazlarına yoğun süreyle maruziyeti cihazların etkilenmesine neden olduğu için, %
25’in üzerinde CO2 bulunan ortamlarda cihazların uzun süreli olarak çalıştırılmaması
gerekir. Bunun yanında elektrolitin – 20°C’nin altında donacağı da bilinmesi
gerekenler arasındadır.48

3.2.2 Patlayıcı ya da Alevlenebilir Gaz ve Buharların Ölçümü


Kapalı alanlarda bulunan alevlenebilir gaz ve buharlar patlama ya da yangın riski
oluşturmaktadır. Bu gaz ya da buharlar tek başlarına risk teşkil etmemelerine
rağmen, yeterli seviyede oksijen ve tutuşturucu kaynak ile birleşmeleri halinde

45
Institution of Chemical Engineers, s. 53.
46
Work Safe BC, Confined Space Entry Program, s. 22, 23.
47
Institution of Chemical Engineers, s. 54.
48
Institution of Chemical Engineers, s. 54.

23
patlayıcı ortam oluşturabilirler. Bu tür gaz ve buharların patlamaya neden olabilmesi
için alt ve üst patlama limitlerinin arasında bir değere sahip olması gerekir.49 Patlama
ihtimali yüksek olan gaz ve buharların alt (LEL) ve üst (UEL) limit değerleri
aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Tablodan da anlaşılacağı gibi alevlenebilir gaz ya da
buharlar belli bir yoğunlukta olmadığı sürece ortamda alevlenme söz konusu olmaz.

Şekil 4: Alevlenebilir Bazı Gaz ve Buharların Alt ve Üst Patlama Limitleri (%)
Kaynak: Occupational Safety And Health Council, Working In Confined Spaces, China, 2001.

Kapalı alanlarda yapılan çalışmalarda patlayıcı ortam ihtimali olan yerlerde, temizlik,
tasfiye ve havalandırmayı kapsayan tüm uygulanabilir adımlar ortamın, patlayıcılık
özelliğini muhafaza etmemesi için yerine getirilmiş olmalıdır. Bu aşamalar
gerçekleştirildikten sonra bile alevlenebilir ortam koşulları devam ediyorsa; işçiler,
gaz ve buhar yoğunluğunun alt patlama limitinin % 10’undan daha düşük bir
seviyede olduğu şartlar altında alana giriş yapmalıdır.50

Alevlenebilir gaz yoğunluğu alt patlama limitinin % 5’i ile % 10’u arasında ise
uygun bir gaz detektörünün alandaki gaz miktarını sürekli izlemesi şartı ile işçilerin
girişine izin verilebilir. Herhangi bir anda alevlenebilir gaz yoğunluğu, alt patlama
limitinin % 10’unun üzerine çıkarsa kapalı alan derhal tahliye edilmelidir.51

49
Occupational Safety And Health Council, Working In Confined Spaces, China, 2001, s. 5.
50
Government State Victoria, s. 20.
51
Government State Victoria, s. 20.

24
Metan, etan, propan ve bütan gibi hidrokarbonların gaz elemanları esas olarak
CnH2n+2 genel formülü ile bilinmektedir. Ancak daha sık rastlanması ve özellikle
madenlerde patlamalara sebebiyet vermesinden dolayı metan gazı daha ön plana
çıkmaktadır. Renksiz ve kokusuz bir gaz olan metanın yoğunluğu 0.716 kg/m³’tür.
Havadan daha hafif olduğu için yer altı boşluklarının tavan kısımlarında birikir.
Zehirli olmayan metan gazı oksijenin az olduğu bölümlerde boğulmaya neden
olabilir. Ancak metan gazının asıl tehlikesi yanıcı ve patlayıcı olmasından dolayı
özellikle madenlerde çok sayıda ölümlü iş kazasına neden olmasındır. Kapalı
alanlarda ki çalışmalarda da metan gazının patlama ihtimali göz önünde
bulundurulmalıdır. Metan gazının konsantrasyonu yüzde 5’in altında ise patlama
olmaz, fakat yanma olayı gerçekleşir. Aynı şekilde yüzde 14’ün zerindeki
konsantrasyonlarda da patlama özelliği kaybolur. Tehlikesiz sayılabilecek yoğunluk
değeri ise yüzde 1’dir. Bu nedenle yapılacak çalışmalarda metan gazına rastlanması
durumunda iş bitene kadar ölçümün sürekli yapılması gerekir.52

3.2.3 Kapalı Alandaki Zehirli Gazların Tespiti


Kapalı alanlarda en fazla karşılaşılan risklerin başında kimyasallara maruziyet
sonucunda yaşanan zehirlenme vakaları gelmektedir. Çeşitli kimyasalların gaz, sis ve
buharlarının solunması sonucunda kişilerin vücut hassasiyetlerine ve solunan
kimyasalın miktarına bağlı olarak etkilenme başlar. Erken ve yeterli müdahale
gelmediği taktirde ölüm olayı kaçınılmazdır.53

Kapalı alanlarda yapılacak olan gaz ölçümlerinde zehirli gaz veya kimyasallara
rastlanması halinde bu kimyasalların miktarının ne olduğu çok önemlidir. ACGIH ve
Ulusal İş Güvenliği ve Sağlığı Enstitüsü (NIOSH) tarafından belirlenen değerler
zehirlenme olaylarında yol gösterici olmaktadır. Tablo 5’de de görüleceği gibi her bir
kimyasalın ortalama etki değeri parts per million (ppm) yani milyondaki bir parça
olarak verilmiştir. Tabloda 3 ayrı değere yer verilmiştir. Buna göre;

TLV-TWA: 8 saat/gün’lük periyottaki ortalama maruziyet değeridir. (40 saat/hafta)


TLV-STEL: 15 dakikalık süre içerisindeki kişisel maruziyet değeridir. Günde en
fazla 4 kez tekrarlanabilir.
IDLH: Hiçbir şekilde aşılmaması gereken hayati tehlike arz eden sınır değeridir.
52
Yazıcı, s. 41, 42.
53
İzmir Demir Çelik San. A.Ş, s. 5.

25
Tablo 5
Bazı Kimyasalların Sahip Olduğu Etki Değerleri (ppm)
Zaman Kısa Dönem Hayati
Ağırlıklı Maruziyet Tehlike
Kimyasal Madde
Ortalama Sınırı Sınırı
(TLV-TWA) (TLV-STEL) (IDLH)
Benzen 0.5 2.5 500
Karbon dioksit 5,000 30,000 40,000
Karbon monoksit 25 - 1,200
Benzin 300 500 -
Hidrojen sülfür 10 15 100
Sülfür dioksit 2 5 100
Trikloretilen 50 100 1,000
Toluen 50 - 500
Kaynak: Reference Infromation, (Çevrimiçi), https://www.mathesongas.com/pdfs/products/
threshold-limit-values-(tlv).pdf, 12.02.2013.

Tablodan da anlaşılacağı üzere her kimyasalın farklı bir etki değeri mevcuttur.
Örneğin; karbon dioksit için hayati tehlike sınır değeri 40,000 ppm seviyesinde iken
bu oran hidrojen sülfür gazı için 100 ppm’dir.

Aşağıdaki tabloda ise hangi kimyasalın ne tür özelliklere sahip olduğu ve nerede
biriktiği belirtilmiştir.

Tablo 6
Bazı Kimyasalların Sahip Olduğu Özellikler
Gaz veya Buhar Bilinmesi Gerekenler Neye Benzemektedir
Oksijen ile yer değiştirir
Renksiz
Karbon dioksit (CO2) Zehirleyicidir
Kokusuz
Zeminde birikir
Zehirleyicidir Renksiz
Karbon monoksit (CO)
Boğulmaya neden olur Kokusuz
Zehirleyicidir
Yeşilimsi sarı renklidir
Klor (Cl2) Ciğer ve gözlerde tahrişe neden olur
Keskin kokusu vardır
Zeminde birikir
Yangın ve patlamaya neden olur Renksiz
Benzin buharı
Zeminde birikir Tatlı kokuludur
Aşırı zehirleyici ve alevlenebilir özelliktedir Renksiz
Hidrojen sülfür (H2S)
Alanın üst kısımlarında birikir Çürük yumurta gibi kokar
Yangın ve patlamaya neden olur Renksiz
Metan (CH4)
Tavanda birikir Kokusuz
Renksiz
Nitrojen (N2) Oksijen ile yer değiştirir
Kokusuz
Zehirleyicidir
Kırmızımsı kahverengidir
Nitrojen dioksit (N2) Ciddi ciğer tahribatına neden olur
Keskin kokusu vardır
Zeminde birikir
Zehirleyicidir
Renksiz
Sülfür dioksit (SO2) Ciddi ciğer tahribatına neden olur
Çürük, boğucu kokuludur
Zeminde birikir
Kaynak: Work Safe BC, Hazards of Confined Spaces, Canada, 2004, s. 12.

26
Tablo 6’ya göre tespit edilecek zehirleyici gazların alanın hangi bölümlerinde
birikim yaptığı da önem arz etmektedir. Nitekim ortamın havalandırması sırasında
tespit edilen gazın bu özelliği ortamdan atılması için fayda sağlayacaktır. Sadece
havalandırma yoluyla kontrol edilebilen ve yalnızca atmosferik tehlikenin bulunduğu
kapalı alanlarda bütün giriş izni prosedürünün uygulanmasına gerek yoktur. Bu
durum;

 Alandaki tek tehlikenin potansiyel ya da mevcut durumda bulunan atmosferik


tehlike olduğunun kanıtlanması,
 Dışarıdan verilebilecek bir havalandırma dışında başka bir şey olmadan
gerekli emniyetin sağlanabileceğinin kanıtlanması,
 Yukarıdaki maddeleri desteklemek üzere izleme ve denetleme verilerinin
geliştirilerek tüm çalışanların kullanımına açılması hallerinde geçerlidir.

Kapalı alanlarda yapılan çalışmalarda gazlarla ilgili tehlikeler çalışma başlamadan


önce ortamda mevcut olabileceği gibi, çalışmanın yapıldığı sırada kullanılan
malzeme, makine ve teçhizat aracılığıyla sonradan da ortaya çıkabilir. Özellikle
kanalizasyonlarda ve tanklarda yapılan temizlik çalışmalarında tortu ve kitlelerin
yerinden oynatılmasıyla hidrojen sülfür gazı ortaya çıkma ihtimali çok yüksektir.
Ayrıca silolardaki hububatların fermante olmasıyla ortamdaki oksijen oranının azalıp
zehirli gaz çıkma ihtimali de olasıdır. Diğer yandan kapalı alanlarda iş makinesi
kullanılarak yapılan kesme, delme, kaynak ve boyama gibi işlerde alan en başta
atmosfer şartları açısından riskli olmamasına karşın yapılan işin bir sonucu olarak
tehlike sonradan ortaya çıkmaktadır. Bu durumlar yapılacak risk değerlendirmesi ile
önceden öngörülüp havalandırma vb. tedbirler alınmalıdır.54

3.2.4 Havalandırma Sisteminin Tesis Edilmesi ve Uygulanması


Yapılan ölçümlerde zehirli ya da tutuşabilir gaz veya buharların tespit edildiği kapalı
alanlar çalışmanın güvenli bir şekilde yapılabilmesi için havalandırılmalıdır. Bu
havalandırma genel olabileceği gibi bazı şartlara göre lokal olarak da yapılabilir.
Aşağıdaki koşullara bağlı olarak havalandırmanın türüne karar verilebilir.55

54
Work Safe BC, Hazards of Confined Spaces, s. 8.
55
Institution of Chemical Engineers, s. 33.

27
 Giriş yapılan yerlerin sayısı ve bulundukları yerler,
 Kapalı alanın büyüklüğü,
 Alan içerisindeki engellerin sayısı,
 Rüzgar ve termal şartlar

Çalışmanın yapılacağı alanda yeteri kadar açıklık varsa genel havalandırma yeterli
olabilir, ancak birçok durumda mekanik havalandırmaya ihtiyaç duyulur. Yapılacak
olan değerlendirmede temiz havanın nereden gireceği ve içerdeki kirli havanın
nereden çıkacağının da tespit edilmesi gerekir. Bu şekilde temiz havanın kirli hava
ile karışmaması önlenir ve etkin bir havalandırma sistemi kurulmuş olur.56

Mekanik havalandırma sistemi lokal havalandırma (LEV) ya da seyreltme


havalandırması şeklinde olabilir. Lokal havalandırma kirli gaz ya da buhar belli bir
yerde toplanmış ve çekim noktası gaz kaynağının bulunduğu yere yakın olarak
konumlandırabiliyorsa etkin olabilir. Seyreltme havalandırması ise hava
sirkülasyonunun gerektiği yerlerde gazların özelliği, alanın konumu ve çıkış
yerlerinin konumuna göre uygulanabilir.57

Şekil 5: Etkisiz Havalandırma Örnekleri


Kaynak: Institution of Chemical Engineers, s. 33.

Etkin bir havalandırma sağlayabilmek için sistemin çekiş yaptığı bölümlerin konumu
oldukça önemlidir. Şekil 4’te verilen havalandırma örneklerinde A şeklinde kirli

56
Government State Victoria, s. 19.
57
Government State Victoria, s. 19.

28
hava tekrardan kapalı alan içerisine girerken, B şeklinde tankın alt kısımlarında
hiçbir şekilde hava dolaşımı sağlanamamaktadır.

Havadan hafif olan gazlar için çekiş sisteminin uç kısmı alanın üst kısmına
yerleştirilmelidir. Buna karşılık havadan ağır olan gazlar için ise aynı sistem kapalı
alanın taban kısmı için uygulanır. Gazların ağırlık değerlerine ulaşabilmek için de
malzeme güvenlik bilgi formlarına (MSDS) göz atılması gereklidir. Şekil 4’te verilen
etkisiz havalandırma sistemlerine karşılık ideal bir havalandırmanın nasıl olacağı
şekil 5’te gösterilmiştir.

Şekil 6: İdeal Olarak Tasarlanmış Havalandırma Örnekleri


Kaynak: Institution of Chemical Engineers, s. 34.

Yukarıdaki gösterimde A şeklinde havadan hafif olan gazlar için tasarlanmış uygun
bir havalandırma tertibatı görülürken, B şeklinde de aynı sistem havadan daha ağır
olan gazlar için düzenlenmiştir.

Kapalı alanlardaki çalışmalarda havalandırma yapılırken dikkat edilmesi gerekenler


de şu şekilde sıralanabilir:58

 Zemindeki elektriksel ekipmanların tehlikeleri göz ardı edilmemelidir;


 Patlayıcı ortam oluşma ihtimali var ise ex-proof ekipman kullanılmalıdır;
 Havalandırma tertibatı tutuşabilir ya da zehirli maddelerin yanına
yerleştirilmemelidir;

58
Institution of Chemical Engineers, s. 33.

29
 Alandan çekilen kirli gaz ve buharın yeniden alan içine girmemesi için sistem
optimize edilmelidir,
 Tehlikeli ya da zehirli maddelerin direk atmosfer ortamına ya da işçilere
ulaşabilecek yerlere bırakılmamasına dikkat edilmelidir,
 Parlayıcı gaz ya da buharların dışarı atılması esnasında ortamda tutuşturucu
kaynak bulunmamasına dikkat edilmelidir.

3.3 Çalışma Alanının İzolasyonu


Kapalı alanlarda çalışacak olan işçiler için muhtemel tehlike oluşturabilecek tüm
malzeme ve enerji kaynakları giriş ve çalışma süresi boyunca etkisiz hale
getirilmelidir. Enerji kaynakları mekanik, elektriksel, radyoaktif, hidrolik, pnömatik
ve yerçekimi etkilerinden meydana gelebilmektedir. Karıştırıcılar, fanlar ve
elektrotlar örnek olarak verilebilir. Etkisiz hale getirme ise yalıtım, kilitleme,
bağlantısını kesme ya da hareketi sınırlandırma şeklinde olabilir. Kilit ve etiket
sistemi kullanılarak bir enerji kaynağının yanlışlıkla ya da uygunsuz bir zamanda
aktif hale geçirilmesinin önüne geçilebilir. Enerji kaynağının, yapılan iş sebebiyle ya
da hayati nedenlerden dolayı (sel baskınında pompa ve aydınlatmanın çalıştırılması
gibi) kesilemediği zamanlarda, bu durum risk değerlendirmesinde analiz edilmeli ve
gerekli önlemler alınmalıdır.59

Şekil 7: Çalışma Alanının Kilit ve Etiketleme Yöntemiyle Yalıtımı


Kaynak: N.C. Department of Labor, s. 13.

59
Health and Safety Authority, s. 17.

30
Kapalı alanların yalıtım prosesi aşağıdaki işlem ve süreçlerle yapılabilmektedir:60

 Kilitleme – elektrik kaynakları, alet ve ekipmanların üzerindeki sviçler


vasıtasıyla bağlantının kesilmesi,
 Basınçlı sıvıların boşaltılması ya da kesilmesi – hidrolik ve pnömatik hatlar,
 Bağlantısını kesme – kilit ve zincir tertibatları, mekanik mafsallar,
 Güvenliğe alma – sürgü, zincir, kama, kalıp ve diğer mekanizmalar ile kapalı
alan içerisindeki hareketli parçalar.

Alınan tecrit önlemleri iş bitene ve tüm çalışanlar çalışma bölgesinden ayrılana kadar
takip edilmelidir. Çalışma alanı ile ilgili yapılacak olan yalıtım yöntemleri aşağıda
verilenleri önlemeye yönelik olmalıdır:61

 Atıkların boru, tüp, menfez ve konveyörler ya da yangın koruma


ekipmanlarına girişi,
 Kapalı alandaki makinelerin enerji aktivasyonu,
 Kapalı alan dışında bulunan ve alanı etkileyebilecek durumdaki teçhizat ve
ekipmanın aktivasyonu,
 Teçhizat üzerindeki depolanmış durumdaki ya da potansiyel halde bulunan
enerjinin boşalması,
 Elektriksel ekipmanın yanlışlıkla kullanımı.

3.4 Kişisel Koruyucu Donanımın Seçimi


Çalışmanın yapılacağı kapalı alanda gerçekleştirilen ölçüm sonuçlarına göre, ortamın
oksijen seviyesi ya da zehirleyici veya da tutuşabilir gaz ve buhar açısından güvenli
olmadığı sonucuna varılırsa çalışanlara solunumla ilgili koruyucu ekipman
sağlanması gerekir. Yetkili personel uygun solunum ekipmanını ortamdaki gaz veya
buharın türüne ve yapılacak işe göre tespit etmelidir. Solunum ekipmanlarının işe
uygunluğu ve güvenilirlik düzeyi ile ilgili olarak Avustralya’nın AS/NZS 1715
numaralı “solunumla ilgili koruyucu ekipmanların seçimi, kullanımı ve bakımı”
standardı yol gösterici niteliktedir.62

60
Ted Pettit, Herb Linn, s. 9.
61
Workplace Health and Safety Queensland, s. 20.
62
Government State Victoria, s. 20.

31
Yapılan çalışmalarda ortamdaki tehlikenin türüne ve miktarına göre kişisel koruyucu
donanım seçimi yapılmaktadır. Hangi tehlike sınıfında, hangi tür solunumla ilgili
koruyucu ekipmanın kullanılabileceğine dair tablo aşağıda ayrıntılı olarak verilmiştir.

Tablo 7
Tehlikenin Türüne Göre Seçilebilecek Solunum Cihazları

Kaynak: Occupational Safety and Health Service, Çevrimiçi, http://www.safetyquip.com.au/


Uploads/Downloads/respiratoryprotection.pdf, 22.02.2013.
* Self-contained breathing apparatus (positive pressure) – Kendi kendine yeten solunum cihazı
(pozitif basınçlı),
** Immediately dangerous to life and health – Hayati yönden son derece tehlikeli,
*** Powered air purifying respirator – Güç kaynaklı hava arıtıcı cihaz.

32
Solunum cihazlarının korunması için uyulması gereken 4 temel durum söz
konusudur. Buna göre;

 Yapılacak iş için her zaman doğru solunum cihazı seçilmelidir. Örnek: Doğru
ve uygun filtreler gibi.
 Kullanılan cihazın yüze uygun olup olmadığına dikkat edilmelidir.
 Kullanılan cihazlarla ilgili aktif bir bakım programı takip edilmelidir. Örnek:
Cihazın temizliği ya da kusurlarının tespit edilmesi gibi.
 Cihazların kullanım sonrası uygun şekilde depolandığından emin olunmalıdır.
En iyisi solunum cihazlarının hava geçirmez muhafazalarda tutulmalarıdır.

Özel bir durum için uygun bir solunum cihazı seçerken de 3 ana faktörün
değerlendirilmesi gerekir. İşi bilen uzmanlar tarafından yapılması gereken bu seçim
ortamdaki maddenin türüne, yapılacak işe ve operatöre göre değişiklik gösterir. Buna
göre ortamdaki maddenin türüne göre yapılacak seçim faktörleri şunlardır:

 Tehlikeli maddenin doğası, zehirlilik derecesi, fiziksel formu ve ortamdaki


konsantrasyonu,
 Cihazda meydana gelebilecek bir olumsuzluğun hayati açıdan tehlikeli bir
durum ortaya çıkarıp çıkarmayacağı,
 Diğer kişisel koruyucu donanımın kullanılabilme ihtiyacı. Örnek: Göz, kulak
ya da vücut koruyucuları,
 Ortamdaki madde tarafından verilen uyarının yeterliliği. Örnek: Koku eşiği,
 Ortamın patlayıcı özellikle olabilme ihtimali.

Yapılacak işin türüne göre yapılacak seçim faktörleri:

 Cihazın normal kullanım için mi, acil durumlar için mi yoksa kurtarma
amaçlı mı kullanılacağı,
 İşçinin çalışma ortamında bulunacağı yaklaşık süre,
 İşçi tarafından ihtiyaç duyulan muhtemel aktivite ve hareketlilik seviyesi,
 Hava kaynağının yerinin ve hava kaynağına ulaşımın nefes alıp vermek için
uygun olup olmadığı,
 Ortamın net olarak görülebilmesi ve iletişim ihtiyacı,

33
 Cihazın sürekli çalışır durumda tutulabilmesi için devam ettirilmesi gereken
faaliyetler.

Operatöre göre yapılacak seçim faktörleri:

 Genel çalışma çevresinin operatör üzerindeki etkisi,


 Kullanılan cihazın operatörün yüzüne uygun olup olmadığı,
 Cihazın süresi uzatılan kullanım periyotlarında sağlayabildiği konfor şartları.

3.4.1 Hava Arıtıcı Solunum Cihazları


Hava arıtıcı solunum cihazları herhangi bir güç kaynağı olmaksızın değiştirilebilir ya
da tek kullanımlık filtrelerle kullanılabildiği gibi elektrikli ekipman yardımı ile de
kullanılabilmektedir. Güç kaynağı olmayanlarda değiştirilebilir filtreler aracılığıyla
hava emilir. Bu da yüzün yarısını, tamamını ya da bütün kafa bölgesinin kapsayan
maskeler ile olur. Tek kullanımlık maskelerde ise emici madde genellikle çok uzun
süreli kullanım için tasarlanmaz. Güç kaynaklı hava arıtıcı solunum cihazlarında ise
elektrikle çalışan basınçlı hava üfleme ünitesi havayı değişebilir filtreden geçirerek
solunum cihazının maske bölümüne iletir.63

Solunum cihazlarında kullanılan filtrelerin sınıflandırması ise şu şekildedir:

 Düşük yüzeyde toplama kapasitesi (AUS Sınıfı)


 Düşük-orta kapasite (Sınıf 1)
 Orta kapasite (Sınıf 2)
 Yüksek kapasite (Sınıf 3)

Verilen bu sınıflandırma zararlı içeriğe karşı filtrenin etkinliğini göstermeyip,


filtrenin toplam kapasitesine karşılık gelmektedir. Bu sınıflandırmadan yola çıkarak
gaz ve buhara karşı kullanılabilecek 3 çeşit solunum cihazından bahsedebiliriz:

1. Yarım yüz maske tipi (Genellikle düşük ya da orta kapasiteli filtre ile uyumlu)
2. Tam yüz filtre tipi (Genellikle orta ya da yüksek kapasiteli filtre ile uyumlu)
3. Güç kaynaklı hava arıtıcı solunum cihazı (Kendisine özgü filtrelerle uyumlu)

63
Occupational Safety and Health Service, Çevrimiçi, http://www.safetyquip.com.au/Uploads/
Downloads/respiratoryprotection.pdf, 22.02.2013, s. 20.

34
Şekil 8: Hava Arıtıcı Solunum Cihazlarının Çeşitli Türleri
Kaynak: 3M Sanayi ve Ticaret A.Ş., Çevrimiçi, http://www.solutions.3m.com.tr, 24.02.2013.

Üstün yüz kapama özelliklerinden dolayı tam yüz maskeli solunum cihazları yüksek
seviyelerdeki gaz ve buhar ortamlarında daha etkin olarak kullanılabilir. Yüz
korumasının yanı sıra bu tip cihazlar göz koruması da sağlar. Solunum cihazlarında
kullanılan filtrelerin ömürleri ise gaz/buhar konsantrasyonuna, havanın sıcaklığına,
nem oranına ve operatörün çalışma sıklığına göre değişiklik gösterir. Aseton, etilen
oksit ve etanol gibi 65 °C’nin altında kaynama noktasına sahip bazı organik
bileşiklerle yapılan çalışmalarda AX Sınıfında olan bazı özel filtreler gerekmektedir.
Bu kimyasallara maruz kalan filtrelerin ömürleri çok kısa olduğundan seçim prosesi
dikkatli yapılmalıdır.64

3.4.2 Hava Hatlı Solunum Cihazları


Hava hatlı solunum cihazları temiz hava hortumlu ve sıkıştırılmış hava hatlı solunum
cihazları olmak üzere 2 çeşittir. Temiz hava hortumlu solunum cihazları atmosferik
basınç altındaki havayı hortum yardımıyla çeker. Bunu yaparken elektrikli
ekipmanlar da kullanılabilir. Sıkıştırılmış hava hatlı solunum cihazları ise basınç
altındaki havayı bir hava hattı yardımıyla tedarik eder.65

Temiz hava hortumlu solunum cihazları günümüzde neredeyse hiç


kullanılmamaktadır. Buna karşın sıkıştırılmış hava hatlı solunum cihazları etkin bir
koruma sağlamaktadır. Dış ortamda bulunan cihaz yardımıyla pompalanan havanın
basınç değeri ihtiyaca göre kullanıcı tarafından ayarlanabilir durumda olmalıdır.
Bunun yanında dikkat edilmesi gereken bir diğer husus temiz havanın pompalandığı
bölümün kirli veya zehirli toz, gaz ve dumandan tamamen arındırılmış durumda

64
Occupational Safety and Health Service, s. 27.
65
Occupational Safety and Health Service, s. 29.

35
olmasıdır. Bu yüzden ortam şartları iyi analiz edilerek cihaz başında bekleyecek
teknik nezaretçi her zaman bulunmalıdır. Bu solunum cihazlarının kullanımında
aşağıdaki önlemeleri izlemek sağlık ve güvenlik şartlarını da olumlu hale
getirecektir. Buna göre;66

 Bütün temiz hava hortum girişleri, havanın sürekli olarak giriş yaptığından
emin olabilmek için devamlı denetim altında tutulmalıdır.
 Basınçlı tüpler aracılığıyla iletilen havaya özellikle motorlu taşıtlardan
kaynaklanabilecek egzoz ve duman benzeri zehirli gazların karışmasını
önleyecek şekilde cihazların konumlandırması yapılmalıdır.
 Cihaz çalıştığı sürece yağ vb. maddelerin ayrışması sonucu karbon monoksit
ve diğer bazı zararlı maddelerin ortaya çıkma ihtimaline karşılık
kompresörlerin aşırı ısınmasına izin verilmemelidir.
 Hava hatları kullanılmadan önce muhtemel durgun su birikintileri sistem
dışına taşınmalıdır.
 Hava kaynağının özellikle üretim proseslerinde kullanıldığı durumlarda
zehirli gazlardan kaçınmak için özel bir özen gösterilmelidir.
 Solunum cihazlarının basınçlı hava ile iletildiği durumlarda bir basınç
regülatörü de kullanılmalıdır.

3.4.3 Kendi Kendine Yeten Solunum Cihazları


Kendi kendine yeten solunum cihazları kullanıcının hiçbir hortum ya da hava hattı ile
uğraşmasına neden olmayacak şekilde oksijenin yetersiz olduğu ya da zehirli gaz
veya buharların bulunduğu ortamlarda pratik şekilde kullanılabilmektedir. Bu türdeki
solunum cihazları genellikle kısa dönemli çalışmalar için (15-30 dk.) ve acil
durumlarda kullanılmaktadır. Kullanıcı, ihtiyacı olan temiz havayı üzerinde taşıdığı
kaynak vasıtasıyla temin etmektedir. Bu nedenle dışarıdan ekstra bir aparata ihtiyaç
duyulmamaktadır. Solunum cihazı uygun kıyafetle birlikte yüksek derecelerde de
kullanılabildiğinden dolayı zehirli gaz ve buharların olduğu ortamların yanında
yangınla mücadelede de etkin şekilde kullanılmaktadır.67

66
Occupational Safety and Health Service, s. 32.
67
Occupational Safety and Health Service, s. 33.

36
3.5 Personelin Bilgilendirilmesi, Talimatlar ve Eğitim
Kapalı alanlarda çalışacak işçiler ve bu konuda görev alacak olan diğer görevliler
yapacakları çalışmalarla ilgili ne gibi tehlikelerin yaşanabileceğine dair yeterli bilgi
ve birikime sahip olmalıdırlar. Kapalı alanlara giriş esnasında kullanılan izin
sisteminin içeriği ve güvenlikleri için yürütülen kontrol önlemlerinin neler olduğu da
ayrıca bilinmesi gerekenler arasındadır.68

Eğitimler genellikle yazılı ve pratik uygulamaları içermektedir. İşveren tarafından


eğitim almış olan kişilere eğitim gördüğüne dair sertifika düzenlenmelidir.
Hazırlanmış olan bu sertifikalar da işçilerin özlük dosyalarında saklanmalıdır. Buna
ek olarak işçilerin görev dağılımında bir değişiklik söz konusu olduğunda, kapalı
alandaki tehlikeler değişiklik gösterdiğinde, giriş prosedüründe değişim olduğunda
ya da işçilerin bilgi ve birikimlerinde eksiklik ve yetersizlik saptandığında
eğitimlerin yenilenmesi gerekmektedir. Dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise
personelin seçimidir. Şişman ve fiziki açıdan yapılı kimseler alana giriş çıkışta ve
herhangi bir acil durumda problem yaşayabilecekleri göz önüne alındığında,
çalışanların seçimi bu husus göz önüne alınarak yapılmalıdır.69

Kapalı alanlara girişlerde eğitimciler, eğitilenler ve eğitim açısından bakıldığında


Eğitim programını başarıyla tamamlayan işçilerin aşağıdaki hususları yerine
getirebiliyor olması gerekmektedir:70

 Kapalı alanın ne olduğunun tanımlanması ve tehlikelerinin açıklanabilmesi,


 Zararlı gaz ve buharlar ile bunların uyarıcı etkilerinin tanımlanabilmesi,
 Giriş izinlerini de içeren yazılı prosedürlerin takibi,
 Ortam test cihazlarındaki alarm sistemlerinin etkin kullanımı,
 Yalıtım prosedürlerinin takip edilmesi,
 Mekanik havalandırma sistemlerinin uygun şekilde kullanılabilmesi,
 Kişisel koruyucu donanımın etkin şekilde kullanımı,
 Alan dışındaki nezaretçi ile etkin şekilde iletişim kurulabilmesi,
 Acil durum prosedürlerinin takip edilebilmesi.

68
Safe Work Australia, s. 28.
69
Institution of Chemical Engineers, s. 48, 49.
70
Work Safe BC, Confined Space Entry Program, s. 12.

37
Eğiticiler de temel öğretme teknikleri ile aşağıda hususlar konusunda yeterli bilgi
sahibi olmalıdır:

 Çalışma sahasındaki kapalı alanların türleri,


 Karşılaşılması muhtemel fiziksel ve atmosferik tehlikeler,
 Alanda kullanılabilecek özel çalışma teknikleri ve uygulamaları,
 Yapılan işe uygun havalandırma sistemi,
 Denetçi, nezaretçi ve çalışanların sorumlulukları ve görevleri,
 İzleme ve iletişim gereksinimleri ile bunların kullanımında faydalanılacak
olan alet ve cihazlar,
 Giriş izninin gerekli olduğu alanlar,
 Oksijen, alevlenebilir maddeler ve zehirli gaz/buhar için belirlenmiş olan
güvenli sınır değerleri,
 Acil durum plan ve ekipmanları,
 Sınırlı görüş vb. gibi diğer riskleri yok edecek sağlık ve güvenlik önlemleri,
 Kişisel koruyucu donanımın seçimi, bakımı ve kullanımı.

Son olarak ise eğitimin kimlere verileceği önemlidir. Önceki sayfada belirtilenleri
yerine getirebilmesi için verilecek olan eğitimler şu kişileri kapsamalıdır:

 Giriş için kapalı alanda hazırlık yapan çalışanlar,


 Kapalı alanlara girip bizzat çalışması gereken personeller,
 Kapalı alandaki atmosfer ortamının testini yapan ya da ortamı izleyen
çalışanlar,
 Nezaretçiler,
 Acil durumda müdahale edecek çalışanlar,
 Yukarıda sayılanların denetçisi konumundakiler,
 Eğitimli personele destek olması istenen çalışanlar.

3.6 Acil Durumlar


Kapalı alanlarda çalışacak olan işçilerin kuyu ve yer altı gibi bölgelere inmek
durumunda kalmaları halinde ve solunumla ilgili bir donanım kullanmaları
gerektiğinde bu işçiler aynı zamanda yaşam hattı ve paraşüt tipi emniyet kemeri de
kullanmalılardır. Acil durumlarda çok faydalı olan bu sistemin etkin olarak

38
kullanılabilmesi için uygun bir şekilde işçiye bağlanması ve dışarıda bekleyen
nezaretçinin de kritik bir durumda sadece yaşam hattını kullanarak etkilenen işçiyi
tek başına kapalı alanın dışında güvenli bir bölgeye çekebilir halde olması
gerekmektedir.71

Şekil 9: Yaşam Hattı Kullanılarak Kapalı Alanlara Girilmesi


Kaynak: Safe Work Australia, s. 27.

Kapalı alanlarla ilgili risklerin yönetilmesinde acil durum planları kurgulanırken


aşağıdaki faktörler öncelikli olarak değerlendirilmelidir:72

 Kapalı alana girme ihtiyacı kalmadan işin yürütülüp yürütülemeyeceği,


 Çalışılacak olan kapalı alanın fiziki yapısı ve doğal şartları,
 Kapalı alandaki oksijen konsantrasyonu ya da zehirli gazların miktarlarında
yaşanabilecek değişimler ve ortaya çıkabilecek diğer tehlikeler,
 Kapalı alanda yapılacak olan iş, önerilen çalışma metodu ve çalışma
yöntemlerinde izlenecek sıra,
 Acil durum ve kurtarma prosedürleri örneği.

Kapalı alanlarda yapılan çalışmalarda ölenlerin % 60’tan fazlasını kurtarma faaliyeti


için alana girenler oluşturmaktadır. Bu nedenle nezaretçiler içerideki işçiyi yaşam
hattı, üç ayaklı çekiciler ya da kaldırma araçları kullanarak kurtarmaya çalışmalıdır.

71
Institution of Chemical Engineers, s. 71, 72.
72
Safe Work Australia, s. 29.

39
Bunun dışında ne olursa olsun nezaretçi personel asla kapalı alana girmemelidir.
Kapalı alan içerisinde öldürücü tehlikenin devam ettiği varsayılarak, alana yalnızca
uygun donanımı olan eğitimli kurtarma personelinin girmesine izin verilmelidir.73

Yukarıda anlatılanlar doğrultusunda acil durumlarda rolü en fazla olan nezaretçi


personelin yapması gereken birtakım özel sorumlulukların şunları kapsadığını
söyleyebiliriz:74

 Kapalı alan içerisinde kesin olarak kaç işçinin çalıştığı,


 Alan içinde çalışma yapan işçilerin güvende olduklarının tespiti için alan
içindeki ve dışındaki aktivitelerin izlenmesi ve takibi,
 Telsiz, ışık, sinyal ve benzeri araçlar kullanılarak kapalı alanda çalışan
işçilerle etkin ve devamlı iletişimin sağlanması,
 Yetkisi olmayan kişilerin girişlerine izin vermemesi,
 Çalışma şartlarında ya da ortam koşullarında veya işçilerin tehlikeye düşme
riski bulunan durumlarda alanın terk edilmesi emrini vermek,
 Acil bir durumda alarm vermek ve kurtarma ekiplerinin çağırmak,
 İhtiyaç halinde kapalı alana girmeden, kurtarma ekiplerine yardımda
bulunmak.

Yapılan çalışmalarda amaçlanan her zaman sıfır kazadır. Ancak çevresel koşullar ve
insan faktörü nedeniyle kazalar meydana gelebilmektedir. Kazalar olsa dahi iyi
planlanmış bir acil durum senaryosu ve ekibi ile sonucun daha kötü olması genellikle
engellenebilir. Kapalı alanlarda da yapılacak sistemli ve etkin acil durum planlarının
yanında yeterli eğitim ile kaza sonrasında bile işçilerin yeniden hayata döndürülme
olasılığı oldukça yüksektir.

73
Institution of Chemical Engineers, s. 75, 76.
74
Institution of Chemical Engineers, s. 75.

40
4. SONUÇLAR VE DEĞERLENDİRME

Kuyu, mahzen, dehliz vb. gibi kapalı alanlarda yapılan çalışmalarda riskleri ortadan
kaldırabilmek için iş sağlığı ve güvenliği uygulamalarının sistemli ve koordine bir
şekilde yürütülmesi zorunludur. Daha önce yaşanmış olan kaza istatistiklerine
bakılarak benzer durumlarla karşılaşmamak adına etkin risk değerlendirmeleri ile
kazaların büyük bir çoğunluğu önlenebilmektedir. Kapalı alanlarda yapılacak
çalışmalarda muhtemel tehlikeleri öngörmek adına işe başlamadan önceki aşama
diğer çalışma şekillerine göre daha büyük önem arz etmektedir.

Hazırlanan bu çalışmanın ilk bölümünde kapalı alan tanımına giren yerler analiz
edilerek buraların fiziksel özellikleri hakkında bilgi verilmiştir. Yine bu bölümde
taşıdığı özellikler açısında kapalı alan olarak geçen yerlerde hangi tür tehlike ve
risklerin bulunabileceği geniş şekilde açıklanmıştır. Tespit edilmiş olan bu tehlikeler
atmosfer kaynaklı, fiziksel durum kaynaklı ve muhtemel diğer tehlikeler olmak üzere
ayrı ayrı sınıflandırılıp ayrıntılı şekilde incelenmiştir.

Çalışmanın ikinci bölümünde ise ilk bölümde tespit edilen tehlike ve risklerin
önlenebilmesi için Avrupa, Amerika ve Avustralya Standartları temel alınarak ne tür
faaliyetlerin yürütülmesi gerektiği şekiller ve tablolar yardımıyla irdelenmiştir.
Örnek uygulamaların yanında kapalı alanlara giriş ve çıkışlarda izlenmesi gereken
prosedürün aşamaları ve bu noktada görev alacak olan her bir personelin ayrı ayrı
görev tanımlarına değinilerek işin hazırlık aşamasından başlamak suretiyle,
çalışmanın devamı ve bitimine kadar geçen sürede izlenmesi gereken faaliyetler
analiz edilerek sistemli bir şekilde anlatılmıştır.

41
KAYNAKLAR

1. Ç.S.G.B. İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü, Meslek Hastalıkları


Rehberi, Ankara:Matsa Basımevi, 2011.

2. Government Of Alberta Employment and Immigration, Guideline for


Developing a Code of Practice for Confined Space Entry, Publication No.
CS001, Canada, 2009.

3. Government Of Alberta Employment and Immigration, Sewer Entry


Guidelines, Publication No. CH037, Canada, 2010.

4. Government State Victoria, Confined Spaces, Edition No. 1, Australia, 2008.

5. Health and Safety Authority, Code of Practice for Working in Confined


Spaces, Ireland, 2001.

6. Health and Safety Executive, Safe Work in Confined Spaces, United


Kingdom, 2011.

7. Institution of Chemical Engineers, BP Process Safety Series-Confined


Space Entry, Dorchester: Henry Ling, 2005.

8. International Association of Classification Societies, Confined Space Safe


Practice, Revision 2, 2007.

9. İzmir Demir Çelik San. A.Ş., Kapalı Alanda Çalışanların Korunması I,


İSG Bülten No: 13, 2011.

10. İzmir Demir Çelik San. A.Ş., Kapalı Alanda Çalışanların Korunması II,
İSG Bülten No: 16, 2011.

11. Mustafa Öztürk, Kanalizasyonlarda Hidrojen Sülfür Gazı Oluşumu ve Sağlık


Üzerine Etkileri, (Çevrimiçi), http://www.styd-cevreorman.gov.tr/IMAGES/
hidrojen.doc, 14.01.2013.

12. Mustafa Yazıcı, Kapalı Alanlarda Güvenli Çalışma, Mühendis ve Makine


Dergisi, C:48, S:573, 2007.

13. N.C. Department of Labor, A Guide to Safety in Confined Spaces, Industry


Guide-1, U.S.A., 2008.

42
14. Occupational Safety and Health Administration, (Çevrimiçi),
http://www.dli.mn.gov/osha/PDF/pels.pdf, 10.01.2013.

15. Occupational Safety and Health Administration, Permit-Required Confined


Spaces, U.S.A., 2004.

16. Occupational Safety And Health Council, Working In Confined Spaces,


China, 2001.

17. Occupational Safety and Health Service, Çevrimiçi, http://www.


safetyquip.com.au/Uploads/Downloads/respiratoryprotection.pdf, 22.02.2013.

18. Occupational Safety and Health Service, Çevrimiçi, http://www.


safetyquip.com.au/Uploads/Downloads/respiratoryprotection.pdf, 22.02.2013.

19. Occupational Safety and Health Service, Safe Working in a Confined


Space, New Zealand, 2001.

20. Queensland Nickel, Confined Space Standard, (Çevrimiçi), http://www.qni


.com.au/supply/Documents/YHSS049%20Confined%20Space%20Standard%
202.1.pdf, 10.01.2013.

21. Reference Infromation, (Çevrimiçi), https://www.mathesongas.com/pdfs/


products/threshold-limit-values-(tlv).pdf, 12.02.2013.

22. Safe Work Australia, Confined Spaces Code of Preactice, Australia, 2011.

23. Ted Pettit, Herb Linn, A Guide to Safety in Confined Spaces, Washington:
U.S. Government Printing Office, 1987.

24. The University Of Queensland, Confined Spaces Management Plan,


Australia, April 2005, s. 7.

25. U.S. National Institute for Occupational Safety and Health, Worker Deaths
in Confined Spaces, Publication No. 94-103, 1994.

26. Workplace Health and Safety Queensland, Confined Spaces Code of


Practice, Australia, 2011.

27. Work Safe BC, Confined Space Entry Program, Canada, 2007.

28. Work Safe BC, Hazards of Confined Spaces, Canada, 2004.

43
29. 3M Sanayi ve Ticaret A.Ş., Çevrimiçi, http://www.solutions.3m.com.tr,
24.02.2013.

44

You might also like