You are on page 1of 132

BİLİNÇALTI SIRLARI

VALERİY SİNELNİKOV

DÜŞ ve ARZULARINIZI NASIL HAYATA


GEÇİREBİLİRSİNİZ?

Çeviren
ESMİRA MEHDİYEV
Niyetin Gücü

VALERİY SİNELNİKOV

Çeviren: Esmira MEHDİYEV

©Bütün hakları Elhan Kitap Yayın Dağıtım 'a aittir. Yayıncının yazılı izni
olmaksızın, kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da
fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltılması ve dağıtımı yapılamaz.

ISBN: 978-605-63263-6-3

1. Baskı: Ekim, 2012

Redaktör
Mine) Arslan

Sayfa Tasarımı
Bahar Kınacı

Kapak Tasarımı
Ercüment Baransel

Baskı
Salma! Bas. Yay. Amb. San. ve Tic. Ltd. Şti.
Sebze Bahçeleri Cad. (Büyük Sanayi 1. Cad.)
Arpacıoğlu İşh. No. 95-1 İskitler/Ankara
Tel: (0312) 341 10 24 Fax: (0312) 341 30 50

ELHAN KİTAP YAYIN DAGITIM


Belediye Zafer Çarşısı No: 41-48 Atatürk Bulvarı
Tel: (0312) 433 34 20 - (0312) 230 60 46 - Faks: (0312) 230 60 56
e-mail: elhankitap@gmail.com
DÜŞ ve ARZULARINIZI NASIL HAYATA
GEÇİREBİLİRSİNİZ?
Rüyalar Gerçek Olur

Kim bilirdi ki, 1918 yılında Türk Kafkas-İslam Ordusu 'na gö­
nüllü olarak katılmış Sivaslı bir gencin adının yıllar sonra arşiv
kayıtlarına "kayıp asker" olarak geçeceğini ve aslında Mehmet
Turan 'ın, kardeş Azerbaycan topraklarında vatan hasreti ile uzun
yıllar ömür sürerken ve hayata veda ederken memleketinden toprak
getirilip mezarına konulmasını torunlarına vasiyet edeceğini ...
Seksen yıl sonra, babamın yıllarca rüyalarında gördüğü akra­
balarımızı bulmaya ve dedemin vasiyetini hayata geçirmeye vesile
olmuş Adanalı iş adamı Ali Kılıç 'a ve bu öyküyü milyonlarca in­
sanla paylaşmış TRT Bakü temsilcisi Abdülhamit AJŞar'a ailemiz
adına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.
Ayrıca, bugün elde ettiklerime ulaşmak için yaşamımda yakın­
dan ve uzaktan bana yardım etmiş herkese vefa borcumu, şükran­
larımı bu çalışmayla sunmaya müsaade ettiği için kitabın yazarı
Dr. V. Sinelnikov 'a sonsuz teşekkürümü sunuyorum.
Teşekkürler ...

Türkiye Türkçesi ile ilk çalışmam olan bu kitabın tercümesinde


konu ile ilgili karşıma çıkan birçok sorunun cevabını bulmakta,
verilmiş bilgileri incelemekte, anlamakta, benimsemekte; derin
teoloji, felsefi, psikoloji bilgileri ile bana her zaman destek olan
meslektaşlarım Sayın Doç. Dr. Nebahat Göçeri ve Yrd. Doç. Dr.
Mehmet Kasım Özgen 'e en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca
metnin Türkçe çevirisini yaparken bana desteğini esirgemeyen
Sayın Yrd. Doç. Dr. Hikmet Yılmaz 'a teşekkürlerimi sunuyorum.

Bu çalışmamda bana cesaret veren eşim, çocuklarım, yakın ar­


kadaşlarıma teşekkür ediyorum.

Kitabın hazırlanmasında ve baskısında emeği geçen bütün ekibe


ve özellikle de samimi ilgisinden ve pozitif enerjisinden dolayı
Gül Kutlu Ayyıldız'a sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.

Yrd. Doç. Dr. Esmira Mehdiyev 1

Sivas, 2012

1 Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Bölümü Öğretim


Üyesi esmiramehdiyev@hotmail.com, emehdiyev@cumhuriyet.edu.tr
VALERİY SİNELNİKOV

Yaşamı ve Çalışmaları

Sinelnikov, 22 Kasım 1966 yılında Uzak Doğu 'da bir asker ai­
lesinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Öğretmen bir annenin çocu­
itu olan Sinelnikov, ilköğrenimini tamamladıktan sonra, liseyi fen­
matematik eğitimi veren devlet okulu olan Simferopol 'da başarılı
bir öğrenci olarak, altın madalya ile tamamladıktan sonra Kırım
Üniversitesi 'ni Kırmızı diploma ile bitirmiştir. Üniversiteden me­
zun olduktan hemen sonra ise Rusya 'da homeopati ve psikoterapi
eğitimi almıştır. Evli, dört çocuk babasıdır. Kırım 'da Simferopol
kentinde yaşamaktadır.
Sinelnikov, tıp fakültesinde öğrenci iken çalışmalarına başladı­
ğı ilk kitabı "Hastalığını Sev "i,1999 yılında yayımlamış, bilimsel
bir çalışmanın ilk örneğini ortaya koymuştur. Yazmaya devam
eden Sinelnikov 'un şimdiye kadar on beş kitabı yayımlanmıştır.
Yazmış olduğu kitaplar, on iki dile tercüme edilmiş, büyük ilgi
görmekte ve büyük tirajlarla basılmaktadır.
Sinelnikov kitaplarında bireyin niyetini düzgün bir şekilde nasıl
biçimlendirebileceği ve onu yaşamda nasıl gerçekleştirebileceği
konusunda yeni ve etkili metotlar sunmaktadır. O, tanınmış psiko­
terapist, psikolog, homeopat doktor olarak sadelik ve etki bakımın­
dan kendine özgü psikolojik metotların yaratıcısıdır. Bu metotlarla
tedavi, şimdiye kadar binlerce insanı sağlığına kavuşturmuş, in­
sanların ruhsal durumunu yükseltmiş, onların yaşam sevinci tat­
masını sağlamıştır.

Sinelnikov 'un eserlerinde okuyucu; İnsan yaşam gücünü nasıl


biriktirmeli? İradesini nasıl güçlendirmeli ve yaşamını nasıl par­
lak ve mutlu kılabilir? benzeri birçok sorunun cevabını bulabile­
ceği gibi; kendi yaratıcılık potansiyelini ortaya çıkararak en büyük
isteklerini, düşlerini de gerçekleştirebilir. Bu kitaplarla siz kendi
hekiminiz olabilir ve hastalıklarınızı tedavi etmeyi öğrenebilirsiniz.
Sinelnikov, "Sağlık ve Mutluluk Okulu " valifının kurucusudur
ve okulda psikolog, doktor ve öğretmenlere kendi metotlarının
uygulamalı eğit,imini vermektedir. Halen, Sinelnikov kendi meslek­
taşları ile beraber dünyanın birçok şehrinde uygulamalı seminerler
vermektedir.

Sinelnikov 'un Eserleri: "Bilinçaltı Sırları" Serisi

"Hastalığını Sev"

"Niyetin Gücü"

"Zenginliğe Giden Yol veya Hazine Nereye Gömülmüş?"

"Doktor Sinelnikov'un Pratik Kursu"

"Doktor Sinelnikov Bilinçaltı Sırlan"

"Sözün Mucizevi Gücü: Sevgi Formülü; Söz Yaşamımıza Nasıl


Etki Ediyor?"

"Doktor Sinelnikov'un Homeopatisi" (CD)

"Yaşam Sahibinin Ders Kitabı: Valeriy Sinelnikov'un 160 Dersi"

"Yaşam Formülü: İnsan Kendi Gücüne Nasıl Sahip Olmalı?"

"Doktor Sinelnikov, Hayat Dersleri"

"Kibirden Kurtulma"

Aynca Dr. Sinelnikov'un birçok CD si bulunmaktadır.

doktor-sinelnikov@yandex.ua
İÇİNDEKİLER

ÖNSÖZ . . . . . ........ . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . XI
Kitaptan Yararlanma Yolları ..... . . . .. . .. . . . . . . .. . . . . . . . . ... . . . ... ..... XIII
. . . . . .

BÜYlİK SİMYACI .... . ..................... . ................................................. 1


İnsan Bilincinin Yeni Modeli . . ... . . .... ... ... . . . ...... ... . . ... 8 . . .. . .. . . . . . .. . . . . .

Niyetin Yaratılması ve Yönetilmesi Sanatı . . .. . . . 16 . . . . . . .. . . . . . ... ... ....

Birinci Ders . . . .... . . . ... . . ..... . ... .. ... . . . . . . . . .. ... 16


.. . ... . . . . . . . . .. . . .. . . . . . . . .. . .

Niyetin İfade Edilme Formülü... . . .. . . . . . . 17 . ... .. .... ..... . ... . . ...........

Bolluk İlkesi ... . ...... . . . . . . ... . . . . . . ..24


. . ......... . . . . . . . . . . . . . .... ... ... . . . . . . . . . . .

Hayatta ilk adım her zaman, sizin kişisel seçiminizdir . . 25 . . ...

Niyetiniz net ve kesin olmalı!. . . . . . . . . .. ........ . . . .25 . ... . . ... . ... .... . . . . . .

Niyetin Şeklini Yaratın . . . . . . . .. . . ... .... ... .25


.. ... ... . ... ....... . . .. .... ... . .. .

Niyetiniz Sizi Harekete Geçirmeli . . ... .. ... 30 .. . .... ........ . ... . . ........

Güç Daima İçindedir . . . . . . . . . . . ...32


... ... ... . ..... .... . . . .. . . . . . . . . . . . ... . . .....

Niyetiniz Gerçek Ölçülere Sahip Olmalı . . . .33 ...................... . . .

Yolunuz Size Mutluluk Getirmeli . . . . . . . . .... . . 36 . . . ... . ... . . ..... . . ... ...

Niyeti Biçimlendirmenin Temel Kuralları . . . . ........ . ..43 . ..... . . . . .

BÜYlİK İŞLER ............................................. ............................................... 46


Niyetin Yaratılma ve Yönetilme Sanatı.. . . . . .. . . . . . . .54 . .. . . . .... . . ... . .... .

İkinci Ders . . . ... . . ..


............... . .. ...... 54
.... ..... ..... . . ...... . . .. . ......... .... .

Zaman ve Mekanın Formülü ...............................................54


Dikkatlilik Formülü . . .. ..
. .. 57
.......................... . . .. . . . . . . . . . . . . . .........

Esneklik Formülü . .. . . ....


............. 60 . . . . . . . . . . . . . . . . .. . .. .. .... ....... . . . .....

Düşüncenin Temizlik Formülü. .... .. .. . 63 ....... . . . .... . ... . ........ .......

Sorumluluk Formülü . . ... .... . . ....75


............ ...... ... . . ..... . . . . . . . . . . . . .. . .

Hareket Etme Formülü . . . . . .. . . . . . . .. .. . . 76 . . . . .. . .. . .... ......... . .. . .. ... .....

IX
ENGELLER .............................................. . . . . . . . . . . . . . . . . . . ..................... 80

SON YOLCULUK ........................................ ..


. .......... ....... . .... .. ........ 93

ÖZET ... .. ......... .."...............................................................................105

AFFETME ....................................................... . . . . . . . . . . . . ................... 11 O

SON SÖZ .................................................................. ...................... 114


ÖNSÖZ

Sayın Okuyucu,

Birkaç yıl önce, hekimliğe giden yola adım attığımda, insan psi­
kolojisinin, bilinçli ve bilinçsiz zihnin sınırsız enginliklerine çok
eğlenceli bir yolculuğa başladım. Kendime defalarca sordum: "İn­
sanlar, hastalık ve problemlerini niçin ve nasıl yaratıyorlar? Ya­
şamlarını değiştirmek için insanlara nasıl yardımcı olabilirim?
İnsan hayatını nasıl sağlıklı, güçlü ve mutlu kılabiliriz?

Bu yoldaki her adımımda karşıma çeşitli engeller çıktığı gibi


sayısız hazineler de açıldı. Dünyanın gelişimini sağlayan kurallara
yavaş yavaş ulaşıyordum. Sonunda, insanların nasıl büyük bir güce
ve enerjiye sahip olduklarının farkında olmadıklarını ama bu ener­
jilerinin büyük bir kısmını kendi yaşamlarında acı ve ıstırap ya-
ratmak için tükettiklerini anladım.
Uzun yıllar sağlık ve hastalığı inceledim. İnsanlarla çalıştığım
uzun süreçte, var olan tüm tedavi yöntemlerini kendi içinde birleş­
tiren yeni bir tıp modeli yarattım. "Kendi Hastalığını Sev" adlı
birinci kitabımda sağlık ve hastalık hakkında etraflıca yazdım.
Daha sonra, bu modelin sadece sağlığa kavuşmada değil, aynı za­
manda yaşamın insan ilişkileri, iş ve para gibi başka alanlarında
da uyum yaratmak için kullanımının mümkün olabileceğini gör­
düm.

Benim iddialarım temelsiz değildir. Bu modelin ne kadar etkili


olduğu zamanın sınavından geçmiştir. Her biriniz ona sahip olabi­
lir ve yaşamınızda, karşınıza çıkan birçok problemi kendiniz çöze­
bilirsiniz. Sizden talep olunan sadece tek bir şeydir: değişimlere
hazır olmanız. Eğer yaşamınızda bir şeyleri değiştirmek istiyorsa-

Xl 11
nız, bu kitabı okuduktan sonra değişimlerin gerçekleşebileceğine
inanacaksınız.
Bu kitabımda NİYETİN SIR YAPISINI sizin için açacağım. Ama
bu kelimeler sizi korkutmamalı. Sizleri büyücü veya sihirbaz yap­
mayı düşünmüyorum. Çünkü siz zaten farkında olmadan birer bü­
yücü ve sihirbazsınız. Bu kitap düşünce ve niyetin gücü hakkında ...
Yani bir bakıma, bütün "büyü"/erin esasını oluşturan yasalar hak­
kında... Bir zamanlar gizemli sayılan bilgilere siz, bugün sahip
olarak, kendi dünya modelinizi gerçekten de çok ilginç yapabilecek
ve hayatınızda çok etkili şekilde adımlar atabileceksiniz.
Kitaptan Yararlanma Yolları

Bu kitabın her bölümü bilincin derin, daha sağlam ve uyumlu


seviyelerini uyandırabilmek ve insanı harekete geçirebilmek için
özel bir tarzda tasarlanmış ve yazılmıştır. Kitabın sizlere yararı
kuşkusuzdur; siz onu görebilecek ve hissedebileceksiniz. Benim bu
iddiam size ciddi gelmeyebilir. Fakat bunları kitabımın okurları
söylüyorlar. Kitabı okuduktan sonra birçoğunun fiziksel ve psikolo­
jik halleri iyileşmiş, eski ağrıları yok olmuş ve hayatlarında olumlu
değişimler olmuştur.
Kitabımı, hayata dair en yüce düşlerinizin, niyetlerinizin ya­
ratılması ve hayata geçirilmesi için bir kılavuz gibi kullanın. Ken­
dinize bir yaprak kağıt, bir kalem alın ve tabii ki kendinizi sabırla
donatın. Bilgi tam edinmek için bir kılavuzu ne kadar okuyorsanız,
bu kitabı da bir o kadar okuyun. Aynı zamanda her şeyi pratik
olarak deneyin. Kitapta pratik alıştırmalar çoktur. Size tavsiyem
bir sonraki bölüme geçmeden bu alıştırmaları yapın. Acele etme­
yin! İhtiyacınız olan her şeyi kesinlikle elde edeceksiniz.
Bu, araba kullanmaya benzer. Önce kuralları, işaretleri ve dü­
zeni öğrenirsiniz. Yani teorik olanı öğrenirsiniz. Daha sonra ara­
banın direksiyonuna geçip edindiğiniz bilgileri pratik yaparak
güçlendirirsiniz. Yanınızda bir öğretenin bulunması her zaman
iyidir, bu durumda siz daha az hata yaparsınız. Yani, ne kadar çok
pratik yaparsanız, araba kullanmayı o kadar çok hızlı ve iyi öğre­
nebilirsiniz. Hatta siz bir süre sonra profesyonel olabilir ve başka­
larına da öğretebilirsiniz. Siz de kendinize has yönteminizle ortaya
çıkabilirsiniz.
İsterim ki, kitabım hayat yolunuzda uzun bir süre kendine özgü
bir kılavuz, isterseniz evrenin sınırsız enginliğinde sizin için bir yol
rehberi olsun. Bilki de benim kitabım ileride sevinç getirebilecek o
eşsiz yolu bulmakta size yardım edecektir. Allah nasip etsini
Sizi temin ederim ki, eğer siz kitaptaki tüm yazılanları pratikte
uygularsanız, hayatınız iyiye doğru değişecektir.
BÜYÜK SİMYACI

C
hristian uzun, nem l i ve ka ra n l ı k yera ltı dehl izinde
yürüyord u . Arkadan ve önden keşiş kıyafetinde i ki
� kişi ona eşl i k ed iyord u . Meşalenin parlayan ışığı, d u ­
varlarda karmaşık gölgeler ya ratıyord u . Adı mları n sesi
kulaklara küt küt vuruyord u . O, taş zem i ne ne kadar ses­
sizce basmaya gayret etse, a d ı m sesleri o kadar çok g ü rü l ­
tü çı karıyord u .
Her şey çok tuhaftı , fakat Ch ristian korkmuyord u . Şimdi
onun esas duygusu mera ktı . O, neredeydi ? Bu i nsanlar
onu nereye götü rüyord u ? Bu sa ba h, paza rda onun yanına
geldi ler ve
- Büyük Üstat " MAGİSTER" sen i bekl iyor! dediler.
Christian tam soracaktı ki, daha yaşlı görü nen keşiş
jestle ona susması n ı n daha iyi olacağını işaret ederek;
- Bizi takip edi n, ded i .
Onlar, Christian'ı n kafası nı açı kça karıştı rmaya ça lışara k
soka klarda uzun uzun dolaştı rd ı la r. Bel ki d e biri lerinin o n ­
ları takip etmediğinden e m i n olmak istiyorlard ı . Sonunda
eski bir bi naya yaklaştı lar ve Christian'ı n gözleri ni bağlad ı ­
lar. O , karşı koymadı, kaçmaya da ça lışmad ı . İçi nde b i r
sü kunet hüküm sürüyord u . Christian, kendi sezgisine g ü ­
veniyord u .
Gözleri sımsıkı kapatıldığ ı ndan sarg ı n ı n altından bakma­
ya çal ı şmayı da bıraktı . Sadece meşe ağacı ndan yapılmış
ağır kapıları n açı l masını andıra n sesiyle çok ağır bir şeyin
hareket ettiğini d uyabiliyord u . Büyük i htima lle g izli bir ge­
çit kapısı açı l mıştı . Keşişlerden biri Ch ristian'ın önünde
d u rdu, d iğeri arkasına geçti . İlerlemesi gerektiğini anlama­
sı için arkadan öne doğru d ü rttü . Bi rkaç adım attıktan son ­
ra Christia n yera ltı n ı n soğuk nem kokusunu yüzü nde his­
setti . Arkadan o tuhaf ses bir daha duyuld u . Christian,
g i rişi kapattıkları n ı düşündü .
Sargıyı gözleri nden çıkarttı lar, fakat kara n l ı kta etrafı
görmek i m kansızd ı . Biri n ci keşiş kıvılcı mla ateş ya kara k
meşalelerden i kisini yaktı . Biri n i kendisi a l d ı diğeri ni öteki ­
n e verd i . Yeraltı dehlizlerinden geçit başlad ı . Uzun süre
yürüdüler. Christian'ın düşünmek için za manı vard ı . Beni
buraya getiren ne? diye kendine sord u . Bun ları n engizis­
yonun adamları olmadığından emind i . O zaman, bu adam­
lar onun neyi i le ilgileniyordu?
Chri stian'ı n kendine düşman kazan maya bile zamanı
olmamıştı . Bildiği hiçbir sır da yoktu . O, çok iyi bir üniver­
sitede okuyor ve iyi bir doktor olmayı arzuluyord u . Sadece
bir şey, kasabın d ü kkan ındaki dünkü olay, bütü n bunlara
neden olabilird i . Bu olayın da hayatında dönüm noktası
olabileceği Christian'ın aklına bile gel mezd i .
O g ü n h e r şey yol unda g idiyord u . Ü niversitedeki ders­
lerden son ra, her zaman olduğu gibi kasabın d ükka n ı na
:Niyetin Çücü

doğru g itti . Ama et a l ma k için değ i l . Okul bursu buna m ü­


saade etmiyord u . Latince çeviri leri nden kazandığı küçük
geli rle de sadece kitap alabiliyord u .
Gönü l işleri o n u buraya çekiyord u . Kasabın Patrichia
adı nda güzel bir kızı vard ı . Bütü n hafta boyu nca Ch ristia n
her gün dersten sonra kasaba uğruyord u . O gün yine
Christian içeri gird i . D ü kkan ı n sah i bi :
- Buraya daha, çok mu geleceksin iz? Kızım için uyg u n
bir e ş ol madığınızı ben size d a h a d ü n apaçık bir şekilde
söyled i m . Onu başkasına vereceği m . Ben onun için çoktan
varl ıklı bir damat buldum. Onun cüzdanı seninki nden daha
kabarı k.
- Ama ben büyük bir doktor olaca ğ ı m, zengin olacağı m .
dedi, Ch risti a n .
Kasap, ka rşı gel meye ta hammülü olmayan b i r tarzda :
- Bakın, olduğunuz zaman gelirsiniz. ded i .
Christian sokağa çı ktı . Kasa p, o n u gözyaşları n ı tutama­
yacağı kadar kı rmıştı . Allah, ona neden zeng i n l i k verme­
mişti ? Zeng in olsayd ı kasap onunla farkl ı konuşacaktı .
Acaba Patrichia'nın kalbine geden yol şişkin bir cüzdandan
mı geçiyordu? Bir çıkış yol u olmalıydı, üstelik kızın da ona
karşı ilgisiz olmadığı n ı açı kça görüyord u .
Bunları düşün ü rken sokağın son unda aniden b i r ses d u ­
yu l d u . Christian sesin geldiği ta rafa baktı, a z ileride bir
adamın koştuğunu ve üzerleri nde Dom i n i kan tari katine ait
giysi leri olan kişilerin de onu kovaladığını görd ü . Adam ,
orta yaşlarda biriydi ama çok h ızl ı koşuyord u . Çok g üçlü
biri olduğu hareketleri nden bel l i oluyord u . Ona yetişmek
prati k olara k mümkün değ i l d i . Fakat sokağın diğer ta rafı n­
da, başka bir Dom i n i kan grubu göründü. Ada m tuzağa
düşmüştü . H içbir çıkış yol u yoktu .
Kasap dükka n ı n ı n hizası na geldiği nde Christian kendisi
için ortaya çıkabilecek tehl i keyi d üşün meden adamın
hitonu n u n (giysi ) kolundan tutara k onu dükkanın içerisine
çekti . Sevg i lisiFli ziya ret ettiği o bir hafta boyunca Christian
d ü kkan ı n içerisini iyice i n celemişti ve gizli kapı n ı n nerede
olduğunu çok iyi biliyord u . Ch ristian ve yabancı , kasabın
hiddetli çığ l ı klarına aldırmadan etle dolu tezgahın üstünden
atlayarak yan odaya geçip yedek kapıdan başka bir cadde­
ye fı rladı lar. Bu ta rafta daha çok avl u vardı ve takipten
kurtu lmak daha kolayd ı .
Birl i kte dolambaçlı soka klardan koşarak pazar meyd a­
n ı na çıkıp insan ka labalığına karıştı lar. Christian, hep ön­
den koşuyordu ve yabancının ona yetişip yetişmediği nden
emin olmak için ara sıra a rkası na bakıyord u . O ise yetiş­
meyi bıra k, kurtarıcısının önden gitmesi için ağırdan alarak
Christian'ı da hayrete düşürüyord u . Ka labalığa karışır ka­
rışmaz ya bancı, gözden kaybold u . Christian onu bulmak
için etrafı na bakı ndı, fakat onun bütün çabaları boşunayd ı .
B u adam, geldiği gibi aniden ortadan kayboldu.
Görü nüşe göre Ch ristian'ın yeraltı dehl izleri ndeki yolcu­
luğu sona eriyord u . İleride bir kapı görü n d ü . Ö nden giden
keşiş kapıyı açtı ve birl i kte kocaman bir sa lona girdi ler.
Biri nci keşiş Ch ristian'a , büyük bir ahşap sanda lyede
oturması için, eliyle işaret etti .
Keşiş Christian'a burada beklemesini söyled i , sonra da
yol arkadaşı ile beraber duvara yaklaştı ve tuğlalardan
birine gözle fa rk edi l meyecek bir şeki lde hafifçe bastırd ı .
Arkasında kara n l ı k b i r oyuk görü nen gizli kapı sessizce
açıldı . Her iki keşiş oyuğun içerisi nde kayıpla ra karıştı .
Birkaç sa niye geçer geçmez Christian'ın gözünün önünde
d uvar tekra r eski haline dönüştü . Genç ada m , sa londaki
bütü n kapıları n g izli olup gözden sa klandığını içinden ge­
çird i .
Christian sandalyeye oturdu v e salonu daha di kkatlice
gözden geçi rmeye başlad ı . Salonda çok az eşya va rd ı ; or­
tada büyük, meşe bir masa ve etrafı nda birkaç sandalye
vard ı . Onu gizli kapı lardan daha çok hayrete düşüren bir

� 4
Niyetin Çücü

şey de, içeride acayip bir koku n u n olması i d i . Yeraltı sal o­


n u taze çimen, orman çam ı ve tarla çiçekleri kokuyord u .
B u nasıl olabilird i ? Christia n , b u olaya bi r anlam vermeye
çalıştı , ama makul bir şey bulamad ı . O an d i kkat ettiği
başka bir özellik de içerideki garip ışıktı . Büyük salon
m u mlarla değil, tuhaf lambalarla ışıklandırı l ıyord u . Sayıca
az olmalarına ka rşın lambalar hoş ve yum uşak bir ışık
yansıtıyord u . Christian, duvarda asılan lambalardan b i rine
yaklaştı . Onu esas ilgi lend i ren lamba n ı n dış görü nüşü de­
ği l , yapısı idi . Onu eline aldı ve her ta rafı nı i nceled i . "İl­
g i nç . " d iye düşündü genç adam ve "Bu lamba n ı n ışığı ne­
reden gel iyor? içerisinde hiç alev yok ! " ded i .
Ch ristian, arkasından " B u Ebed i La mba'dır." diyen yük­
sek, meta l i k bir ses duyd u .
B u a n i sesten dolayı Christian nerdeyse eli ndeki lamba­
yı düşürecekti . Arkasına döndüğü nde siyah pardösül ü ,
uzu n boylu bi r adam görd ü . Ch risti a n , dün
Dom i n i ka n lardan sa klanmasına yard ı m ettiği fi ra riyi anı nda
tan ıdı . Ama şimdi onun üzeri nde yen i pa halı bir pardösü
vard ı, daha görkemli ve azametli görün üyord u .
- B u Ebedi Lamba 'd ı r, d iye o yeniden tekra rladı. "Onun
çok ilginç bir ça l ışma prensibi var. " d iye ekled i .
Christian lambanın çal ışma prensibi ha kkı nda soru sor­
mak isted i, fakat kendinin de beklemediği bir a nda lamba­
yı masaya bıraktı ve kendisine de cesur gelen bir ses tonu
i l e:
- Siz kimsiniz ve beni buraya n için getirdiniz? ded i .
O , saki nce " Ben Büyük Üstad'ım" d iye cevap verd i .
- Ben i b u adla bizim n işan ı n kardeşleri çağ ı rıyor. B u n i ­
şan, yüz yıldan çok daha önce yaratı ldı . Tapı nak şövalyele­
ri (Tampl iyer), hermetik sa natı nın en iyi gelenekleri nden
birinin devamcısı gibi tan ı n ı r.
- Siz si myacı mısınız? ded i , Ch ristian. Şaşkı ndı .
- Onun gibi bir şey, dedi o " MAGİSTER"d i .
- Asl ı nda tam d a öyle değ i l . B u sanattan hiçbir şey a n -
lamaya n insanlar bizi simyacı diye adlandırıyor. Bizim hak­
kımızda fa rklı hikayeler uyduranlar da onlard ı r. Bizse ken­
di mizi sadece " MAG" veya "Büyük İşleri n Şövalyeleri " diye
adlandırıyoruz. Christian,
- Ba na neden gerek duydunuz? diye sord u .
"MAGİSTER" sa ndalyeye otu rara k v e genci d e otu rmaya
davet ederek;
- Bu özel bir konuşmadı r ! Sana an lataca kları m ı n birçoğu
sen i n için a nlaşı l ı r ol maya b i l i r. Sen sadece di kkatlice dinle,
ded i . Ch ristian, sen i n yüce bir görevi n va r, diye sözüne
devam etti .
- Bizim dü nkü buluşmamız bir tesadüf değ i l d i . Sen b i ­
zim nişanın şöva lyelerinden biri olmal ısı n . Dahası, sen i n ­
sanları peşinden götü rmeJisi n .
MAG'ın bu sözlerinden sonra Ch ristian, i l k kez o g ü n
göğsünde bir heyecan h issetti . B u MAGİSTER'in onun adını
bil mesinden daha çok, hayatı nda olacak büyük değ işimleri
sezdiği ndend i .
- Ben , b u tür nişan taşıyan gru pların i nsanları içlerine
uzun süre ve ciddi bir incelemeden sonra aldıkları n ı duy­
muştu m, ded i .
- Evet, b u böyled i r.
- Öyle ise beni neden böyle kolayl ı kla kabul ediyorsu-
nuz? Yoksa ben i ta kibe mi aldı nız? diye biraz ted i rgin bir
sesle sordu, Ch ristia n .
- Hayır, seni ki mse ta kip etmed i . Sadece G ü ç sa na işa­
ret etti . Bu yüzden de şimdi sen , burada, bizim nişanın en
kutsal yeri nde bulunuyorsu n . Burada MAG'ı n Büyük İşler'i
yapılıyor.
:Niyetin Çücü

- Büyük İşler dediğiniz kurşun veya cıvadan a ltının ya­


p ı l ma sı mıdır?
- Hayır, bu böyle değ i l . Daha doğ rusu ta m öyle değ i l .
- Asi l olmayan metal leri n altına dönüşmesi Büyük İş-
ler'i n süreci nde ol uyor, fakat esas olan bu değildir.
- O zaman esas olan ned i r?
- Ayrı ntı ları sen kendi Büyük İşler'i ni yaptıktan son ra
öğreneceksi n . Şimdi bu kon uda kon uşmak faydasız.
- Ama, ben daha fazla öğ ren mek istiyoru m ! diye hay­
kı rd ı genç Christi a n .
- Ben i m sana tavsiyem şudu r : Güce güven mek.
"Güce Güven ! " Söylemesi kolay, d iye düşündü, genç
adam . Neden ben a nlaşıl mayan bir görevi yeri ne geti rme­
liyim, neden? Nasıl oldu da, bir sihirli g üç, Büyük Üstadın
ad landırdığı gibi, tam da beni seçmiş! d iye içinden geçi rd i ,
Christi a n .
- B u soru n u n ceva bını aramaya ça l ışma, diye genci n fi­
kirleri n i okuyara k "MAG" cevap verdi ve devam etti ; Özel­
l i kle de şimdi, hala yolun başlangıcında olduğ u n bir za­
manda.
- Ama, yeter artık kon uşma, diye Büyük Üstat ayağa
kal ktı . Duvardaki gizli kapıya yöneldiğinde;
- Bugün hala çok işimiz var. Hadi gidel im, sen i bizi m n i ­
şan ı n Üst Kapitulu i l e tan ıştı racağ ı m . ded i . Christia n kal ktı
ve MAG'i n arkası nca yürü d ü . Sonra d u rdu, masa n ı n üstü n­
deki lambaya ba ktı ve sordu :
- Ama Büyü k " MAGİSTER", siz ba na Ebedi Lamba'n ı n
nasıl yapıldığını a n latmad ı nız ki !
Si myacı güld ü .
- Seni n korkuyu az hissetmen yanında m izah duygu n u n
ol ması d a ben i m hoşu ma gidiyor, dedi v e mem n u n bir hal­
de i lave etti : Bu, Büyük İşler Şöva lyesi için çok önemlidir.
Ebed i Lamba ve birçok sı rrı daha son ra öğ reneceksi n .
Şimdi ise gidel i m , bizi büyük işler bekliyor.
"MAGİSTER" gencin kol u na g i rdi ve on u oyuğun zifi ri
kara n l ığına, "meçhul iyet"e doğru çekti .

İnsan Bilincinin Yeni Modeli


Arkadaşları m ! Biz sizinle evrenin birçok yüce sırrı n ı n
açığa çıktığı mu hteşem b i r çağda yaşıyoruz. Ti bet tıbbı n ı n
gizemleri , " Enerji Değişimi Yol u "n u n gizemleri (Yol / Tao),
Hermes'i n hermetik veya si mya i l m i n i n prensipleri, Mısır
pi ramitlerinin sı rrı ve bunun gibi birçok sır dünyaya açı l ı ­
yor. Eskiden bu bilgiler sadece Eski M ı s ı r hiyerogl ifleri ,
Tibet lamaları, Keldani kahinleri, Slav vol hvları , simyacıl a r
v e g izeml i Gül haçl ılar g i bi sufi ler i ç i n u laşılabilird i . Şimdi
misti k bilgi ler, gerçeğ i anlama çabası olan nerdeyse herkes
için u laşabil i r hale geldr.
Bir gün Makedonya l ı İskender, öğ retmen i Aristo'ya
mektup yazd ı :
"İskender Aristo 'ya esenlikler diler!
Sadece sözlü ifade için öngörülmüş öğretimi yayarak
sen hata ettin. Bizim eğitildiğimiz öğretim herkesin ortak
malı olacaksa, bizim başkalanndan farkımız ne olacak?
Ben başkalanndan kudretimle değil, daha çok yüce dersler
hakkmdaki bilgilerimle üstün olmak isterdim.
Sağ/ikla kal. "
Bi rkaç yüzyıl önce Aristo, Evren yasaları hakkında "gi­
zeml i " bilgi leri i nsa nlara açı klad ı . Bu, Makedonyalı İsken­
der'i huzursuz etti .
:Niyetin Çücü

Ama, şimdi d u ru m tamamen fa rklıdır. İnsanoğ l u çok


büyük bir bilgi yağm u runa tutulmuş d u ru mdadır. Herkes
çeşitl i bilgiye erişebilir. Ama bu bilgileri hayata nasıl geç i ­
receği n i ki mse bilmiyor. Dahası, bilgiler de bazen çel işkili
veya doğrudan doğruya zıt olabi l i r. Bunun içinden nası l
çıkmalı, bu bilgi sel i nde nasıl "boğ u l mamal ı", nasıl d ünya
çeşitli liğinde kaybolmamalı ve kendi Gerçek Yolu n u nasıl
b u l ma l ı ?
Bu yolda size n iyeti n ya ratı l ması v e yöneti l mesi sa natı
yard ı mcı olacaktır. Onu kavradığı nızda hayatınızı yönetebi­
leceksiniz.
Bu kitabı mda ben size birkaç ders vermek istiyoru m .
Siz onları ancak bilin ci n yeni modeli çerçevesi içerisi nde
hareket ederek evren yasaları n ı öğ rendiğiniz takd i rde kav­
raya bileceksin iz. Dünya kadar eski olan yasaları n hala ge­
çerli olduğu ve yaşa m ı n ızın sa hibinin de siz olduğunuzu
da . . .
Bu yeni dünya model i n i nasıl adlandıracağımı çok d ü ­
şündü m . Yakın bir zaman önce o n u n için i y i bir i s i m bul­
dum : "İnsa n Bilincinin Kutsal Modeli". Bu, orada yürü rl ü k­
te olan ve dü nya kadar eski yasaları net bir şekilde yansı­
tıyor.
Bel l i bir süre için bu model, sizi bilgi taşkı n ından kurta­
racak ve bir tür Nu h'un gemisine dönüşecektir. Bu a rada,
şimd iye kadar an latı lanlar da bu bilgi taşkı n ı ndan değ i l mi?
Bu modeli ed inerek siz, kend i d ü nya nızın yöneti m i n i n
g üçlü kaldıraçları n ı v e yen iden şeki l lend irmenin çok ince
aletleri ni elinize alabileceksi niz.
Her tür bilgi teoriye ve pratiğe daya n ı r. Teori bel l i yasa­
lard ı r, ya ni bizim i nancımızdı r. Prati k ise fizi ksel dü nyada,
yaşa m ı mızda onları n kullanımıdır. Bu özell i k i l k sırada
kendine ve daha son ra ise nesnelere, cisimlere, i nsa nlara
ve onları bizim isteğ imiz doğru ltusunda değ işti rme mize
tes ir ede r.
Tamam da bu yen i model dediğimiz ned i r ve dü nyam ız­
da nasıl yasalar yü rürl ü ktedi r?
" Kendi Hasta l ığını Sev" adlı biri nci kita bı mda bunun
hakkı nda yazmıştı m . Şimdi kısaca onları hatırlataca ğ ı m .
İnsan Bilincinin Yeni Modeli ve Bilincin Yasaları
Bu modelin i l k maddesi "Her bir insan kendi dü nyası nı
ve yaşa m ı n ı kendisi yaratı r" hakkı ndadır. Bunu nasıl an­
lamalı?
"İnsan Tanrı'ya benzer ve Tanrı'mn biçimlendir­
mesiyle yaratılmıştır ve mahiyeti itibariyle de yaratı­
cıdır". Kendi dü nyası nın yaratıcısıdır. Bunu kavramak çok
mühimd i r. Kendi d ünyamızı biz; düşü nceleri miz, d uygula­
rı mız ve hislerimizle yaratıyoruz. Bizim g i rişimleri m iz kel i­
meler ve hareketleri mizle değ i l , düşüncelerimizle başlar.
Düşü nce enerj inin evrensel şekl idir ve g ücü çok büyüktür.
Bizim iç düşünce ve duygularımız dış dünyada ol­
gusallaşır / maddeleşir, yani gerçek olur. Düşünce,
bir enerji şekl i gibi kal bimizde doğuyor ve h içbir yere kay­
bolmuyor. Enerjinin korun umu yasası işl iyor. Dış dünya­
ya gönderilen her tür düşünce yaşa m ı m ızda bel l i şeki l ve
olay yaratıyor. Bu yolla bu enerji bize şöyle ya da böyle bir
biçi mde geri dönüyor.
Modelin biri nci maddesi nden şu iddia ortaya çıkıyor:
Benzer, benzerin i çeker. Eğer düşü ncemiz sald ı rgan ise,
olaylar da tatsız ve ağrı l ı ol uyor. Eğer düşü nceleri miz yapı­
cı ve içeriği nde iyi l i k ve sevgi taşıyorsa , onlar gerçek o l u ­
yor v e bize sadece hoş b i r heyecan getiriyor.
Hangi tür düşü nceleri kullanmalı? Kendiniz karar veri n .
Yaşadığımız dünyayı kendimiz yaratıyoruz. Bizler­
den her biri miz muazzam gerçekl i kte daha doğrusu kendi
veya ata la rımızın tecrübeleri temeli nde yaratı lmış gerçekl i k
model i nde yaşıyoruz. Asl ı nda bizi çevreleyen dü nya mız
u laşıl mazd ı r. Bu yüzden onu anlamamız ve burada kendi-
:Niyetin Çücü

rnizi g üvende h issedip hareket etmemiz için onu kolaylaş­


tı rmalı yız.
Bundan şu anlaşı l ı r ki, bu dü nyada her şey ; vücudumu ­
zun durumu, sağlığımızın ruhsa l v e fiziksel durumu, a il ede
ya kı nlarımızla, i nsanlarla ve çevresel dü nyamızla olan i li ş­
k i l erimiz, iş, fina nsal durum - bütün bunlar içimizdeki d ü ­
şünce v e hislerimizin ya nsıması v e şeki l değ işti rmesid i r.
Buradan sadel iği ve hi kmeti ile deha olan bir iddia orta­
ya çı kıyor: "Biz sizinle uyumlu, adaletli ve temiz bir
dünyada yaşıyoruz ki, orada herkes düşüncelerinin
karşıhğ 1nı ahr."
"İna ndığı nızı alaca ksı nız ! " Bu kel ime İnci l 'dendir. Yaşa­
mın ızda siz inandığınız şeyleri elde edebilirsi niz.
Başka sözle "Dış, içi yansıtıyor."
Kolay değil, birçokları için gerçekten kolay değ i l bu iddi­
ayı kabul etmek. Ama eğer siz bu modeli edi nmek istiyor­
sa nız, o zaman onun yasa larını yaşamı nızda ku llanmayı
öğreni n .
Eğer hayatı nızda b i r şeyler eksi kse y a d a b i r haksı zl ı k
varsa, birleri n i suçlamada ve kend i nizden kurban ya rat­
mada acele etmey i n . Neden , sadece dış dü nyada ya da
nasıl derler dış ortamda değil, öncel i kle sizin iç dü nyanızda
sa klanıyor. İç d ü nyanıza göz atı n .
Mademki biz sizinle kendi dünyamızı yaratıyoruz,
demek ki, onu biz değiştirebiliriz de. Ama biz bunu
nas ı l yapmal ıyız?
Eğer sizi çevreleyen dü nyanızı ve i nsanları değ işti rmek
isti yorsa nız o zaman un utmayınız ki , sizi çevreleyen her
şey, sizin yansıma nızd ı r ( Dış, içi yansıtı r. ) . Bu yüzden
kendinizden başlayı n . Kendinizi değ iştirdiğinizde sizi çevre­
leyen i nsanlar ve olaylar da değ işecektir.
Eğer başka insanlarda bir şeyler hoşunuza gitmi­
yorsa, demek ki bunlar sizin içinizde, bilinçaltınızda
vardır. Etrafı nızdaki dünyanızı, insanları, ya kınları nızı de­
ğişti rmek isteği nden vazgeçi n . Onları olduğu gibi ka bul
ed i n . Sadece kend iniz değişin - o za man dü nya da değ işe­
cektir.
Eğer bir şeyden kaçı nıyorsa nız, bunun arkası nda korku
veya acı saklanıyor demektir. Daha doğrusu, bunu yaşa­
malı ve önem l i bir pozitif ders a l ma l ısınız. Her biri miz,
kendi dü nyamızın sorumluluğunu üstlenmel iyiz.
Soru m l u l u k yasası, kendi üzeri mizde çal ışma nın anahta­
rıd ı r. Bu, birçok insa n ı n zor kavradığı bir kavramdır. Şöyle
ki, onlar soru m l u l u k duygusu kavra m ı n ı suçl u l u k duygusu
ile karıştı rı rlar.
Kendi yaşa m ı n ı n soru m l uluğunu üstlen mek, kend ini ve
çevreyi suçlamaktan ta ma men vazgeçmek, acımak ve esef
etmek, tenkit, yarg ı ve nefretten kurtu lmak anlamına g e­
l i r. Eğer siz soru m l u l uğu üstleniyorsanız, o zaman dolu ve
güçlü bir hayat yaşa maya başlıyorsu nuz. Hiç ki mse, sizi
acı çekmek zorunda bıra kamaz; hiçbir nazar, büyü size
tesir edemez. Yaşamı nızdaki olayları isted iğiniz g i bi düzene
koya bileceksiniz. Çevrenizdeki i nsanları n kendi leri ni değiş­
tirmesine yard ı m edebilecek özel bir mekanı etrafı nızda
ya rataca ksı nız. Kanaatleri n izi değiştirerek, siz, dünya nızı
değişiyorsunuz. Ama kanaatlerin izi değ iştirmek için size
sınırlar içerisinde yaşa m ı nızı n sahibi gibi davranabi­
leceği niz i nsan bilincinin yeni özel modeli gerekiyor. Ta m
da bu modeli size sunuyorum .

Seçim Kuralı
İnsan kendi yaşamı, dünyası için soru m l u l u k üstlend i ­
ği nde; seçim özg ürlüğünü kazan ıyor. Yaşa m ı n ı n sahibi,
gerçek efendisi,"MAG"ı, ya ni sihirbazı oluyor. Ha ngi düşün­
celeri kulla nacağı konusunda özg ü rleşiyor ... İ nsan kötü ve
:Niyetin Çücü

iyi arasında seçim yapabilme anlamı nda melekten de yük­


sekte d u ru r. İnsan ya ratı lıştan özg ü rd ü r!
Evrende cereyan eden bütün olaylar bilinçaltında
bulun uyor. Bu sizlerden her biri n izi n her şeyi önceden
b i ldiğiniz anlamına gel i r.
Organ izmada bir hücreyi gözü nüzün önüne geti rin .
O n u n bütün organizmayı görebi l mesi m ü m kün değildir.
Fakat o, bütü n organizma ha kkında bilgiye sa hipti r. Bu
bilgi ona genetik olarak kod lanmıştır. İ nsan da b u n u n gibi
evren i n bir hücresidir. Onun bilinça ltında evrenin geçmişi,
şimdisi ve hatta geleceğ i hakkında da bilgi sakla nıl ıyor.
Bi rçok fenomen, örneğin kehanet ve g a i pten haber verme
g i b i şeyler bu kura l l a izah ed i l i r. Düşünceleri okuyup uzak
mesafeye gönderen fenomen (teleki nezi) ve fa l bakma da
bu kurala aitti r. Her bir i nsan bunu gelişti rebi l i r; hayır,
geliştirmek değ i l , i htiyaç d uymadığı yetenekleri , hatta da­
ha fazlası nı kendisinde keşfedebi l i r. Fakat düşünceleri n
saflaştı rı l ması çok önem l i d i r, ol mazsa ol mazd ı r.
İnsan ne kadar temiz düşüncelere sahipse, o ka­
dar çok yeteneğe sahiptir. Dolayısıyla da evrenin
büyük bilgilerine ulaşabilme gücüne sahiptir. Bunu
daha sade dille anlatabiliri z : ka lbinizde, bi li nça ltı nda ne
kadar az sa ldırganlık varsa, hayatı nız o kadar hoş ve i l ­
g i nçtir ve bir o kadar çok sağl ığa ve yeteneğe sahipsi n iz­
dir. Kendini değişti rmek, i l k sırada kibire bağ l ı sald ı rgan
duygu ve düşüncelerden kurtul maktır ( Bi ri nci kitabımda bu
kon udan ba hsetmişti m ) .

Bütünlük Yasası
İnsan, Alla h'ı n ve evrenin bir parçası olduğ undan, bir
tü mün parçası gibi tü me ca n atıyor. Newton , maddi va rl ı k­
lar için çeki m gücünü keşfetm iştir. Ama bu kura l en erji,
bil gilendirme yapısı gibi bi l i nen ca nlı varl ı klara da te sir
ediy or. Bütü n can l ı va rl ı klar ya ratı l ıştan bir bütü n d ü r, i n -
sa n da o bakımdan tam bir gerçekli kte yaşadığından dolayı
öyled i r. Fakat i nsan zihni dü nyayı böl m üş, bütü n l üğü boz­
muştur. Bu yüzden i nsan , yaşa m ı boyu nca bu bütü n l üğe
kavuşmaya can atıyor. Dinde bu Allah 'a kavuşma çabası
olarak bilinir. Bu , bütün i nsa nları bi rleşti ri r. Sadece i nsa n­
ları değ i l , bütün dünyadaki varl ı kları da ... Sadece " i nsa n i "
dünyada değ i l , başka dünyalarda d a , aslında bütü n evren­
de de birleşti ri r.
Bundan şöyle an laşı l ı r, herkesin son varış yeri tektir fa­
kat yol ları farklıdır. Parça, tüme can atıyor. Ruh, Al­
lah'a can atıyor. Kaynaktan uza k ka l ma k kimseye huzur
vermiyor. İnsa n , içgüdüsüyle bunu hissediyor ve tü me
doğru can atıyor. Hayatı mızda bu durum ruhsal huzur,
mutl u l u k, zevk a rayışı g i bi görü nüyor. İnsan sonsuz ve
üstü n mutluluğa kavuşmak için evrensel şeylere, bütünl ü ­
ğ e ca n atıyor. İnsan bazen bunu ; paranın, yemeğ in, b i r
ta kım şeyleri n, eğ lenceni n , seksin, il işkilerin yardımı ile
u n utma k istiyor. Za man geçti kçe bütü n bunların yoksu n l u ­
ğ u n u n acısını yaşıyor. Yaşlanı nca da yaşamın i nsana esas
verilme neden i n i , yaşamın anlamını kaçı rd ığından içini sız­
l atan bir h isse kapı lıyor. Heyhat! Eski gücü artı k kal mam ış­
tır.
Yaşam ve idra k, i nsana yaşamı boyu nca kendisini zen­
g i nleşti rmesi ve evrensel teka m ü l sürecine büyük katkıda
bulun ması için vertl mişti r. "Yaşam ı n anlamı ve bel i rlenen
görevi ned i r?" Daima sorulan bu soru n u n ceva bı da bun­
dadır. Her bir i nsan ı n bilinçaltı, yaşa m ı n esas işlevini ve
temel a macı n ı yeri ne geti ri r. Bu, dü nyada yaşamak ve
kend i gerçeklik modelinin esas gerçekliğe uygun ol ması
için çaba göstermektir. Başka bir deyişle, işin özü bilinçle
bilinçaltı nı bi rleşti rmektir. Ancak o zaman i nsan kendi bü­
tünlüğünü edinebi l i r.
:Niyetin Çücü

Ve Son Olarak: Pozitif Niyetin Yasası


Bütü n yaşa m ı mız, bilinça ltı ve bili nçli niyetleri mizin
durmaksızın yeri ne geti ri l me sürecid ir. Her bir i nsanın
kendine özgü büyük bir hayat yol u va rdır; o da bilinçaltı ile
bel i rlenir. Bilinçaltı zihni mizin bel l i pozitif niyetleri mizi bi­
zim için yeri ne getird i ğ i n i bil memiz çok önem lidir. İnsa n ı n
karmaşık bir dengeye s a h i p bir va rl ı k olduğuna ben deri n ­
den inanıyoru m . B u yüzden h içbi r şey o n u n için öylesi ne
ortaya çı kmıyor. Dahası, insa n ı n bütü n davran ışları , hasta­
lığı dahil, bel li bir içeri kte pozitif fonksiyonlara sa hiptir. Biz
ne yaparsak yapa l ı m , yaşa mı mızda nasıl duru mlar yaratı r­
sak ya rata lım, nasıl hasta l ı klara tutul u rsa k tutu lalım, bü­
tü n bunlar pozitif niyetleri m izi yeri ne yeti rmenin yol l a rıdır.
Niyet negatif olamaz, şöyle ki ; doğada negatif deneyi m
yoktur. İnkar etmek sadece d i lde mevcuttu r. i nsa n niyet­
lerini gerçekleştirmekten vazgeçemiyor. Bu i mka nsız. Ha­
yat budur. Bu yüzden kendi kendinle savaşmamalı a ksine
düşünceleri ni ve davranış yöntem leri ni değ işti rmelisi n .
Kendi niyetlerin i idra k etmek, yeni lerini yaratma k ve onları
hayata geçirme yol l a rı n ı değ iştirmek tamamen gerçekti r.
Bu yaşamı bil inçl i ve güçlü kılar.

Artı k a nladığınız g i bi bütün büyü kend i m izde bitiyor,


duyg u ve düşü nceleri m izde . . . Tü m soru n , onları nasıl yöne­
teceğ i mizi öğ ren mektir. Bel l i amaçları nasıl yaratma l ı ve
hayata geçirmeliyiz ki, yaşa m sü reci i nsana mutl u l u k ve­
rebilsin? Hayatınızda n e yaptığınız ve neyi yapmak için ca n
attı ğınız önem l i değil . Ö nem l i olan, bunun size m utl uluk
getirip getirmemesidir.
Niyetin büyüsünü i d ra k etmek, bu sonsuz gelişim sü re­
cin i ve kend i yaratıc ı l ı k potansiyelini ortaya çıkarmak ve
hayata geçi rmektir. Anca k yukarıda anlatı lan kurallardan
anlamad ı klarınız va rsa, kitabın tü münü okuduktan sonra
on lara tekrar geri dön ü n . Bi rkaç yüzyıl önce büyük doktor
ve alşimist Paracelsus şöyle yazd ı : "Olgunlaşmanın keşfi­
n i n modern aşaması nda isten ilen son uca varmak için b i r-

1s I�
çok erkek ve kad ının hayal gücü çok zayıf, i radeleri d u r­
gun, inançlarına kuşkular işlemiş d u ru mdadır. Onların d ü ­
şü nceleri her ne kada r sa kat olsa d a , bu düşü nceleri n Al­
lah'tan büyük bir gücü yok, bugünkü manevi düzeyleri n i
şimdiki nden d a h a yüksek bir düzeye getirene kadar da bu
düşünceleri n büyük bir gücü ol mayaca k . " Bu sözler g ü n ü­
müz için de geçerl idir.
Neden bu böyle ol uyor? Neden i nsanlar aynı u laşıl maz,
zor ve zengin gerçekl i kle ka rşı laşı rken her defası nda ken­
d ileri için bu tü r acı ve azap dolu sefil bir dü nya modeli
ya ratıyorlar? i nsanlarla ve i nsanlar için çalışırken ben, an­
ladım ki ; bunun neden i i nsan l a rı n büyük bir kısm ının sı kıcı
ve tek düze yaşam sürmesid i r. Televizyon prog ra m ları
izlemek, a kşam pa rti leri ve uyuştu rucu kullanmak ... Oysa
bunlar, sadece u n utmak için verdi kleri zayıf bir çabadır.
Dü nya i nsa nlar için artık bul maca olmaktan çı kmıştı r. Bu
çok üzücüdür. İnsanlar kendileri ne ve kendileri ni çevrele­
yen d ünyaya artık yüce g izem gibi ba kmıyorlar.
Bu kitapta niyetin yaratıl ması ve yöneti l mesi sanatı n ı n
yapısını açmaya çaba gösterd i m . Onu t a m olara k öğrendi­
ği nizde siz de dü nyanızı değişti rebileceksiniz.

NİYETİN YARATILMASI ve YÖNETİLMESİ SANATI

Birinci Ders
Niyetin yaratı l ması ve yönetil mesi sa natı nı beni msemek
için biri nci derse nereden başlamalıyız?
Muhtemelen bi rkaç gizem li form ü l ü öğrenmek ve kul­
lanmakla ... Onları edinerek gerçekleşti rmek isted iğiniz ni­
yetleri nizi gerçekleştirebilecek ve hayatı nızı mutlu kılabile­
ceksiniz.
:Niyetin Çücü

Niyetin İfade Edilme Formülü


Ben kendi n iyetimi beyan ediyoru m ...
Niyeti nizi net bir şeki lde biçi mlendiri n !
B u , n e demektir? B u , ş u demektir; i l k önce siz n iyetinizi
ifade etmelisiniz. Daha doğ rusu, a maçları n ız hakkında net
ve açık bir tasavvurunuz olma l ı . Kendiniz için ne isted iğini­
zi açık bir biçimde bilmelisiniz. Hayatta bir şeyi elde etmek
istiyorsanız, son uca oda klanmalısınız.
İngiliz yazar, Lewis Ca rro l l 'u n ü n l ü eseri "Al ice Hari kalar
Diyarı nda"dan bir parça sunacağ ı m .
- Gitmem gereken yolu lütfedip bana söyleyebilir misi­
niz? diye sordu Alice.
- Bu büyük ölçüde sizin nereye gelmek isteğinize bağlı,
diye cevap verdi Kedi.
- Benim için neresi olduğu fark etmez, dedi Alice.
- O zaman, hangi yolla gideceğinin de bir farkı yok, dedi
Kedi.

Beğenmediği nizden uzaklaşmak yeri ne istekleri niz doğ­


rultusunda hareket etmeniz gerekir. Başka türl ü n e oldu­
ğu nu bil mediğiniz bi r şeye doğru nası l hareket edi lebil i r ki?
Nereye gittiği nizi bilmezseniz, hiçbir zaman oraya vara­
mazsınız.
Bana bir hasta gel mişti . Hayatı ndaki problemleri ve
h asta l ı kları hakkında uzun uzun konuştu .
- Evet, doktor, tüm "bu ket"i m budur, dedi hi kayesi nin
sonu nda, Çok, değ i l m i ? diye özü r d i lercesine tekra r sord u .
- Evet, az değ i l , diye cevap verebilirim, ama şimdi sizi
di kkatlice di nledikten sonra , size basit ve aynı zamanda da
çok önem l i bir soru sormak istiyoru m : Birl i kte yapacağımız
bu çal ışma kapsam ı nda benden kendiniz için ne istiyorsu-
nuz? Cevap verirken acele etmeyip biraz d üşünmenizi isti ­
yoru m .
Burada düşünecek ne olabileceğ i konusunda şaşkı ndı,
hasta m .
- Kişisel problem leri m i n yok olmasını istiyoru m . B i r de
hastalanmamak istiyoru m .
B u kadı n , problem v e hastalı ktan kaçıyor; a ma onun
kesin olarak nereye gideceğ i ne dair somut bir a macı da
yok . Hastaların çoğ u da bu şekilde cevap veriyor. Emin
oldum ki, i nsanları n çoğu bıra k pozitif düşünmeyi , hayatta
basitçe ne istedi kleri n i bile bilmiyorlar. Ama hayatta ne
isted i kleri n i net bir şeki lde biçi mlendirmek zoru nda kal d ı k­
ları nda da hemen bocalıyorlar.
Tecrü beleri mden bir örnek daha vereceği m .
Kapımı hafifçe vurdular.
- Gelin! dedim, yüksek sesle.
- Doktor, diye söze başladı. Lütfen kocama yardım edin.
- Nesi var ki?
- İçiyor, uzun zamandır içiyor. Kaç kez bırakmayı de-
nemiş. Ama hiçbir yaran olmuyor.
Kadm kısık sesle konuşuyordu. Gördüm ki, az daha ko-
nuşsa ağlayacak.
- Kocantz nerededir ki? diye sorunca gözyaş/an durdu.
- Orada, koridorda bekliyor.
- Çağmn gelsin.
Kadm kapıdan koridora uzantp kocasma:
- Petya, gel buraya! diye seslendi.
Petya, biraz tedirgin odaya girdi. Tabii alkolün kötü kul­
lanımı onun dış görünüşüne de yansımıştı. Fakat o, güçlü
Wiyetin <jücü

bir erkekti ve bu yüzden tipik "Habitus Alkogolicus"a uzak­


tı.
- Oturun. (Koltuğu göstererek onu davet ediyorum.)
- Sağ olun, diye cevap verip oturuyor.
Ben kısa bir ara verip gözlerine baktyorum. Adam buna
karşm gözlerini kaçmyor ve tedirgince elindeki şapkasmı
eğip büküyor.
- Sizi benim yamma getiren nedir? diye soruyorum.
Adam :
- İçkiyi bırakmak istiyorum.
- Yani, sizi doğru an/adımsa, alkol bağımlıltğmdan kur-
tulmak istiyorsunuz?
- Tamamen doğru!
- Tamam. O zaman, kendiniz için gerçekten ne istediği-
nizi bana söyleyin. Beni ziyaretinizin amacı nedir?
Adam şaşırarak bana baktyor:
- Ama size şimdi anlattım. İçkiyi bırakmak istiyorum.
- Bunu anladım, siz bana neden kurtulmak istediğinizi
söylediniz. Şimdi ise neye ihtiyacmız olduğunu söyleyin.
Konuşmamıza kadm müdahale ediyor.
- Petya, bu lanet olası zehri içmek yerine ne yapmak is­
ti yorsun ?
- Bilmiyorum.
Bir müddet düşündükten sonra karannt vermişçesine
cevap verdi.
- Anltyor musun Petya, bizim tedavimizin başansı sizin
sonucu nasıl şekillendireceğinize bağlı! Gelin şun/an yapa­
lım: Şimdi eve gidip tedavinin amacmı kendiniz için biçim­
lendireceksiniz. Yann da gelin, bakalım ne yapabildiniz. . .

19 11
Ertesi gün randevu saatinde geldi (ve daha önemlisi tek
gelmişti, eşi yanında yoktu.). Gözlerindeki pmlttya ve daha
özgüvenli davramşlanna bakınca onda bir şeylerin değişti­
ğini görmek mümkün oluyordu.
- Dün size nasll bir cevap vermem gerektiğini anladım.
- Nasıl bir cevap ?
- Dün size şunu demeliydim : Ayık bir hayat sürdürmek
istiyorum. Alkole karşı kendi tutumumu kontrol altında
tutmak istiyorum.
- Tamamen doğru. Şimdi siz�n kesin bir amacınız var ve
ben size yardım etmeye hazmm.
Sizler, okuyucularım, hayatı n ızda ne istediğinizi bil iyor
musun uz?
Bu soruya cevap veri n . Kendi nize soru n : Ben ne istiyo­
ru m? Bu yaşa m ı mda neye i htiyacım var? Hayatı mı ve etra­
fı mdakileri hayatları nda ne mutlu eder?

Alıştırma
İsteğ i nizi - niyetinizi bir kağıda yaz ı n . Farz ed i n ki, ka r­
şınızda bütün istekleri nizi yeri ne getirmeye hazır bir büyü­
cü, sihirbaz duruyor. Kendiniz içi n ne isterd i niz?
Bel ki de size ev veya iş gerekir veya sevip sevi ldiğiniz
i nsanla ka rşılaşmak istiyorsu nuz ya da sağlığa i htiyacı n ız
vard ı r.
Ö rneğ i n .
Ben n iyeti mi beyan ediyoru m :
• Sevg i li ye ve yüksek ücretli işe sahip olmak,
• Sağlığa kavuşmak,
• Güçlü ve iyi geçi nen bir a i l e kurmak,
• Zengin bir insan olmak,

L2�0 _____
:Niyetin Çücü

• Ev almak ( i nşa etmek),


• Eşi m i (oğ l u m u ) ayık ve sağlam görmek vb.
Bu listeye di kkatl ice bakı n . Belki de sıralananlar içi nde
b i rk açyıl önce size gerekli olanlar va rdı ama şimdi değ i l .
Bunu çok d i kkatlice yapı n . Bunu yaparken değerli enerj i n i ­
z i ve yılların ızı yararsız a maç uğruna boşuna harcamamak
içi n sezg ileri nize ku lak veri n .

Niyeti nizi beyan etti kten son ra bili nçaltınıza kaderi n


çarkını ha rekete geti recek bel li güç, d uyg u ve düşünceler
gelecektir. Ne istediği nizi ve neye i htiyacı nız old uğunu iyi­
ce an lamanız içi nse bir son raki a lıştırmayı yapı n .

Alıştırma
YAŞAM DURUMUNUN ANALİZİ
Şu An İçin Durumum

Fiziksel Durum
Sağlık durumum şu an beni tatmin ediyor mu?
Fizi ksel d u rumum nasıl? Değerlendirmem neye daya n ı - .
yor? Yeteri nce objektif midir?
Sağlığım içi n düzenli spor yapıyor muyum? Vücud u m u n
g üzel bir biçi mde olması i ç i n onu destekleyici ne gibi şeyler
yapıyoru m ?
Kaç ki loyum?
Düzg ü n besleniyor muyum?
Yeteri nce uyuyor m uyum? Uyku beni di nlendiriyor mu?
Fizi ksel durumumu iyileşti rmek için neler yapa b i l i ri m ?
Ruhsal (Psikolojik) Durumum
Psikoloj i k d urum u m şu a n beni tatmin ediyor mu? Ru­
hen rahatl ı k, huzur, memnuniyet hissed iyor muyum?
Yaşa m ı m ı n hangi alanı bende huzursuzluk ve telaş
uya ndırı r (aile içi il işkiler, iş, ekonomik duru m ) ? Tam da
burada değişiklikler yapmak gerekir.
Kend i gelişim ve öğ renimi mle ilgileniyor muyum? Her­
hangi bir kurs, semi ner veya uygulamalı kurslara katılıyor
muyum?
Gelişim içi n ortak bir faa l iyette bulunuyor muyum ( ku­
lüp, dernek, b i rl i k)?
Kendi motivasyonumu ve ru hsa l d u rumumu nasıl yük­
seltebilirim?
Çok arzu ettiğim bir isteği m var mı? Onu yeri ne geti r­
mek için neler yapıyoru m?
İlk i ki madde çok önem l i d i r. Fizi ksel ve ruhsal sağ l ı ğ ı n ı ­
z ı n kaygısını çekmezseniz geri kalan hiçbi r şeyin a n l a m ı
yoktu r. Artı k s i z a nladınız k i , yaşamı nızın diğer a la n la rı n ­
daki gelişi mi vücudunuzun v e ru hu nuzun d u rumuna bağ l ı ­
d ı r.

Aile Hayatım
Bugün aile hayatı m ne d u ru mdadır? Ai lemdeki atmosfer
beni tatmin ed iyor mu? Aile fertleri mle ilişki leri m ne d u ­
rumdad ı r?
Ailemdeki ilişkilerde ben i memnun etmeyen bir şeyler
va r mı? Duru m u düzeltmek için ben ne yapabilirim?
Aile bana niçin gerekir? Onun beni m için ve toplu m için
anlamı nedir?
Aileme yeteri nce zaman ayırıyor muyum? Aile fertleri­
min i htiyaçları n ı yeteri nce bil iyor muyum?
:Niyetin Çücü

Ailemizde ortak ilgi alanlarımız var m ı ?


Ailemde neyi değiştirmek istiyorum? A i l e hayatı m ı nasıl
geliştirmeyi planl ıyorum?


Ben niçin çal ışıyoru m ?
İşi m i n fon ksiyonu nedir? Ben i m içi n , a i l e m içi n , i nsanlar
içi n , vatanım ve d ünya için . . .
İşi mi beğeniyor m u y u m ? O, b e n i m a d d i v e ma nevi o l a ­
ra k tatmi n ed iyor mu?
Beni m işim, a rzularıma u l aşmaya yard ı m ediyor mu?
Hayattaki başka istekleri m i n yerine yetiril mesinde nasıl
yard ı m ediyor?
Beş on yıl sonra ne ile meşg u l ol m a k isterdim?
Kendi faaliyetleri mde neyi değ işti rebi l i ri m ?

Ekonomik Durum
Ekonomik d u ru m u m nası l? O ben i tatm in ediyor mu?
F i n ansal pla n ı m bir yı l , beş yıl, on yıl için var m ı ?
Fi nansal d u ru m u mdan dolayı endişeleri m var m ı ? Ken ­
di min v e çocu kları m ı n geleceği içi n tedbiri m v a r m ı ?
Para kazanmak i ç i n beni m esas yollarım ned i r? İ ş , ted-
bir al ma, ticaret, yatı rım?
Harcamalarım mantı klı m ı ?
Borçları m va r m ı ? B a n a borçlu o l a n va r m ı ?
Ekonomik d u ru m u m u iyileşti rmek için ne yapa b i l i ri m ?

Ev
Kendime ait evi m var m ı ? Ha l - i hazı rda yaşayış yeri m
ne d u rumda? Yaşadığım meka n ı beğeniyor muyum? Hayır

23 �I
ise, şehri mde, ü l kemde, dü nyada kend i m i rahat, huzurda
hissedebileceğ i m bir yer var mı?
Ev problemini nasıl çözebi l i ri m ?

Sosyal Durum
Çevrem nası l? İnsanlarla il işki leri m nasıl? Ben bu i l işki­
lerden memnun muyum?
Başka ları n ı n kaygıları ve problemleri ben i ilgilendiri r mi?
İnsanları n problem leri ni çözmek için onlara yard ı m etmeye
can atıyor muyum?
Etrafı mdakiler bana ya rd ı m �diyor mu? Başka larına d ü ­
şünceleri m i ka bul etti riyor muyum? D i n lemeyi bil iyor m u ­
yum? Konuştuğum insanlara değer veriyor muyum? Bunu
nasıl yapıyorum?
Bana değer veriyorlar m ı ?
Dostlarım v a r m ı ? Dostlarımla ilişkileri m i nasıl gelişti re­
bil iri m ? İnsanlarla karşı l ı kl ı il işkileri m gelişi m i me ya rdı mcı
ol uyor mu? Ben onların gel işmesine ya rdı mcı ol uyor m u­
yum?
Topl u mdaki d urumumu nasıl değerlend i riyorum? Yaşa­
dığım toplu m ve ü l kem için faydalı olan şeyler yapıyor m u ­
yum?
Bu al ıştırmayı periyodik olara k yapman ızı ve sorulara
verdiğiniz cevapları karşı laştı rma nızı tavsiye ediyoru m .

Bolluk İlkesi
Dikkat! Niyetinizi açı klarken siz bolluk ilkesinden
yola çıkıyorsunuz. Bu ilke şöyle sesleniyor: Ben Ev­
renin bolluğunda yaşworum! Eğer siz kendi evinizde
yaşamak istiyorsanız ama şu an bir odal ı bile eviniz yoksa
o za man ev isteğ i n i beya n ediyorsunuz. Kendinizi sınır-
:Niyetin Çücü

ıam ayı n . Aksi ta kdi rde, siz ev hakkında düşler yaratıp ona
ulaşamayacağı nıza inanarak, ömrü nüzü tek oda l ı bir evde
yaşarsı nız.
Utanmayı n ! Sipa rişinizi söyley i n . İstekleri n izi açı klayı n .
Biz sizi nle büyüler gerçekliğinde yaşıyoruz, orada her şey
m ü m kü ndür. Siz niyetin ize ruh u nuzun gücünü, ka lbinizin
sıc akl ığını da kattığı nızda Evren i n bütü n güçleri size yar­
dım etmeye başlar.
İsa Peygamber'i n sözleri ni hatırlayı n : "Ki m sa hipse, ona
daha da veri lecek ve fazlalaşacak, kim sahip değ ilse, on­
dan sa hip oldukları da a l ı naca k . "
Hayatta ilk adım her zaman,
sizin kişisel seçiminizdir.
Eğer siz bunu yapmazsanız, başka ları sizin yeri nize bu­
nu yapacaktır. Ama onlar sizin istekleri nizi bilmeyebil i rler
y a da yanlış söyleyebi l i rler. Size sadece sinirlenmek, suç­
lamak, pişman olmak kal ı r. Ya ni, kurban rol ü oynamak . . .
B u yüzden, kendi yaşa m ı nızın sahibi ol u n ve kendi kişisel
seçi m i n i yapı n .
Niyetiniz net v e kesin olmah !
Diledi kleri nizi alacağı nız hakkındaki kuşku ları nızı v e te­
laşı nızı bir tarafa bıra k ı n . Çü n kü n iyetleri nizi yeri ne geti re­
cek si myacı, siz kendinizsiniz.

Niyetin Şeklini Yaratm

Ahştırma
Şimdi niyetinizi etrafl ı ca gözünüzde canlandırı n . İhtiya­
cı nız olan şeye art ı k sahip olmuş g i bi gelecekteki hali n izin
parlak ve net şekli n i yaratı n . Hayal g ücünüzü, yaratıcı lığı­
n ızı ve tahayyülü nüzü kullanı n . Bu soruları cevaplayı n :
• İsteni len sonucu aldığımı nasıl anlayacağ ı m ?
• Amacı ma u laştığı mda ne görecek, ne duyaca k, ne
hissedeceği m ?
İstediğim d u ruma geldiği mde davranışlarım, duygu ve
düşünceleri m nasıl olacak?

İstenilen sonucu aldığımı


ARZU EDİLEN DURUM nasıl a nlayacağım?
(Sizin niyeti niz, Amacıma ulaştığımda ne
can attığınız sonuç) görecek, ne duyacak, ne
hissedeceğim?

ŞİMDİKİ DURUM

Resim 1

Bu soruları n cevapları n ı bir kağıda ya da hayalinizde


canlandırdığınız bilgisaya r ekranına yazabilirsiniz.
Kend i n izi ihtiyacı olan şeyi art ı k elde etmiş biri gibi
uza ktan izleyi n . Ku rg u ladığınız dünyaya g i ri n . Bu duru mda
ne görüyor, ne duyuyor, ne hissed iyorsu nuz? i stediğiniz
şeyin gerçekten bu ol up olmadığından emi n olu n . Bu, size
ve çevrenizdeki lere mutl u l u k getirecek m i ? Niyeti nizi
mümkü n olduğunca etrafl ıca haya l ed iniz . . .
Tanıdıklarımdan biri gelecekteki iş yerini çok net ve de­
taylı bir biçimde hayalinde canlandırdı.
Kendimi bir odada bilgisayarın karşısında görüyorum di­
yerek gözlerini kapatıyor. Solda pencere. Yüzüm memnun
vaziyette. İnternet sayfalarından bir şeyler okuyorum.
- Ne kadar para almak istiyorsun ? diye soruyorum.
- Kendimi maaş alırken görüyorum. Elime dolarları alı-
yorum.

111 26
!Niyetin <jücü

- On/an say.
- Üç yüz.
- Bir müddet sonra onunla karşılaştım. Düşünebiliyor
musun ? diye heyecanla anlattyor. Bir ay önce işe girdim.
Birkaç önemsiz detay dışmda odam hayalimde çizdiğimin
tıpatıp aymsıdır. Bu gün de maaş aldım; üç yüz dolar. Se­
nin metodun gerçekten çalıştyor.
- Tabii ki. Nedir, yoksa kuşkulann mı vardı ?
- Hiçbir kuşkum yoktu.
- Haydi, o zaman maaşm yüzde onu benim! diye şaka
yaptyorum.
- Bu akşam misafirimsin, diyor.
Biz el sıkışıp akşam görüşmek üzere aynltyoruz. Bu an­
lar, hayatımızda özellikle çok hoş anlardır.
Amacı nıza ulaşmış, niyeti nizin gerçekleşmesi ile elde
edeceği n iz kaliteye artık gerçekten de sahip olmuş biri g i bi
gelecekteki KENDİNİZ'i haya l leri nizde ca nlandı rmanız n e­
den bu kadar önem lidir?
Bunun deri n bir anlamı vard ı r. Eğer, siz sadece bir şey
veya para haya l ederseniz, o zaman sizin bütün enerjiniz o
n esnelere gidecekti r (ve sonuç olarak, bu nesneleri n arka­
sında d u ran i nsa nlara gidecekti r. ) . Bu yüzden de siz hep o
i nsanlara bağlı olup ka laca ksınız. Tam da bu şekilde i nsan
paranın, bir şeyleri n ve ideaları n kölesi ol uyor. İnci l i n Buy­
r ukları ndan biri şöyle der: "Kendi nden put yaratm a . " Do­
ğuda güzel bir atasözü var: " N iyeti n nereye; enerjin ora­
ya, enerji n nereye; can ı n oraya . "
Birçok i nsa n b u şekilde hareket ediyor. Birçok kitapta
v e yöneti mlerce görsel leşti rme metod unu kullanma tal i ­
matları veri l i r.
"Sahip olmak istediğiniz şeyi ca nlı ve net bir şekilde gö­
zün üzde ca n landırı n , diye tavsiye ed i l i r. Ş i mdi ise ol u m l u
d uyg uları n ızla (yani enerj i n izle) onları tamamlayın ve bun­
dan son ra d i lediğiniz şeye kesi n l i kle ulaşacağınıza inanın .
Bunu her gün kendinize telkin ed i n . "
B u idealara ve nesnelere nası l bağ l ı kal ı ndığ ı n ı n ve her
zaman hayal kırı klığı yaşamanın tipi k bir tal i matıdır.
Ben de "Ca n l ı ve ayrı ntı l ı bir resim yaratı n " diyoru m .
Ama bu SİZİN KEN Dİ RESMİNİZ olaca ktı r. Bunu yaparken
siz kend i dü nyanızın sahibi olara k kalıyorsunuz. Sizi çevre­
leyen dü nya ise n iyetin izi gerçekleştirmekte size sadece
yard ı m ed iyor, siz de ona yard ı m ed iyorsu nuz.
Kendi resmi n izi, ihtiyacı nız olana sa hip olmuş g i bi ya­
rattığı nızda siz enerji kaybetmiyor, a ksi ne, her ad ımınızda ,
her başarı mızda onu damla damla biri kti riyorsu nuz. Kend i
yol unuzu siz özg üven, huzur, mutl u l u k g i bi niteli klerle sa ğ­
lamlaştı rıyor ve b i l i nçaltı a kl ı n ıza yaratı cı l ı k sunmasına
müsaade ediyorsu nuz. Ö zg ür oluyorsunuz. Sadece siz ve
sizin yol unuz var.

Bilinci Genişletmek İçin Ahştırma


Bu a l ıştı rma n iyetinizi net bir şekilde hayal etmek ve bi­
l inçli bir şeki lde algılamak için size önem l i derecede yard ı m
edecektir.
Bu a l ıştı rma bi rkaç aşamada yapı l ı r.
ı. Bütü n görsel teri m leri kullanara k hayatı nızda o l m uş
bir olayı anlatın : "parlak", "görmek", "ren k", "gö­
rü n mek" vb.
Ö rneğ in, tiyatroya gidişinizi anlatıyorsu nuz : " ... ve sa lo­
na girdiğimde çok i nsan görd ü m . Herkes güzel ve gösteriş­
li giyiniyord u . Her taraf çok ışıklıyd ı . Büyük projektörler
sahneyi aydınlatıyord u . Dördüncü sırada yeri mi buldum ve
:Niyetin Çücü

ye rime otu rd u m . Ondan sonra etrafı ma bakınd ı m . Duva r­


l a rd a büyük resimler ası l mıştı "
2. Şimdi aynı d u ru m u işitsel teri m leri (duyduğumuz
şeylere ait olan) kullanarak an latı n .
" . . . Salonda çok g ü rü ltü vard ı . İnsanlar birbiri i l e konu­
ş uyord u . Bazı ları yü ksek sesle, bazı ları ise - başka ları n ı
ra hatsız etmemek i ç i n - alçak sesle konuşuyord u . Kı rı k
k ı rı k cümleler d uya bi liyord u m . Ben başkala rı n ı n konuşma­
larını di nlemek yeri ne müziğe konsantre old u m . Aniden zil
ça ldı. Onun ardından biri daha ve biri daha . Salon hemen
sakin leşti ve i nsanlar yerleri ne otu rmaya başlad ı . Koltu kla­
rı n çı kardığı sesler duyu l u rd u . "
3. Şimdi kinesteti k teri mleri (hissettikleriniz ) kul l a n ı n .
"Yeri me otu rduğumda ortam ı n tü m azameti ni hissetti m .
İ l k oyu nda b u l u nduğum için kendi m i çok iyi h issed iyor­
dum . Hissettiğ i m mutluluğu başka bir şeyle kıyaslamak
çok zord u . Kendimi çok iyi ve hafif hissedi yord u m . Bana
çok rahat bir yer denk gelmi şti . Koltu k çok y u muşa ktı .
Dokun u nca çok hoş bir his veren vel u r kumaşla kaplan­
mı ştı . Elleri mi üstü nde gezdirip tekrar tekra r bu h issi ya­
şamak bana keyif veriyordu ... "
4. Şimdi ise bu sistemleri n üçünü de kullanı n : görsel ,
işitsel v e ki nestetik.
"Salon çok güzel ve merasim havasındayd ı . M üzi k çal ı ­
yor, sahne her tarafta n aydınlatı lıyord u . Çok kalaba l ı ktı .
Kadınlar ve erkekler çok güzel g iyin mişlerd i . Ken d i m i çok
hafif ve mutlu hissed iyord u m . Ayrıca tiyatroyu da seviyo­
ru m . İnsan ların gösteriyi coşkuyla beklemekte olduğu
a çı kça görü nüyord u . Bazıları gruplara ayrılara k bir şeyler
hakkında yüksek sesle tartışıyorlard ı . Başkaları sa kince ve
d üşünceli bir şeki lde koltu klara otuyorlard ı . Aniden zil ça ldı
ve ben yerime geçmeye ka ra r verd i m . Otu ru rken koltuğun
çok rahat olduğunu fark ettim . Yeri m de çok iyi idi. Bütün
sahne önüme açı l ıyord u . Şansım yaver gitmişti. .. "
Şimdi bütü n bunları kendi niyeti nizl e yapı n . Şimdi onu
her boyutu ile a nlatı n .
N iyetim hayata geçi nce ben ne göreceği m ?
Ne duyacağ ı m ?
Ne hissedeceği m ?
D a h a son ra t a m g örüntü almak i ç i n bunları n üçün ü d e
bi rleşti rin .

Niyetiniz Sizi Harekete Geçirmeli


N iyeti niz, sizi harekete geçi rmek için çok küçük ve sıra­
dan görü lebi l i r. Ö rneğ i n tezinizi biti rmeyi, yapı l ması gere­
ken bir iş g i bi ka rşınıza maksat 9lara k koymuşsunuz. Ama
onu hep son ana bıra kıyorsunuz, son a nda zaman ı n yet­
meyeceği n i de biliyorsu nuz, gerçi . Bu niyetiniz sizin için
yeteri nce çekici değildir. Bu d u ru mda onun daha geniş,
öneml i ve çekici bir niyetle nasıl bir bağlantısı olabileceğ i n i
düşü n ü n . Ö rneğ i n , eğer s i z tezi nizi beli rlen miş zamandan
daha önce bitiri rsen iz, bu size bahar ve yaz dönemleri nde
daha çok zaman kaza ndıracak. Siz bu zamanı istira hatı nız
için ve sevg i l i nizle bera ber olmak için harcaya bileceksin iz.
Dahası da acele etmeye ve sinir krizleri geçi rmenize gerek
ka l mayacaktı r. Bu şekilde siz, sadece zamanı nızı değil,
sağlığınızı da korumuş olacaksı nız. Her şeyden öneml isi
ise, siz önemsiz gibi görünen işi bu defa geniş çaplı son u ç­
lardan doğan daha büyük bir enerji ile ele alacaksı nız.
Sizi motive edi p, peşisıra sürü klemek için niyetinizi ya­
ratıcı enerji ile ya ni hoş duygularla besleyin.
Bunun içi n kendin ize sorular soru n :
Bu, bana niçin gereklid i r? Bu gerçekten de i htiyacım
olan bir şey m i d i r?
Niyeti m gerçekleşi rse, o bana hoş ve faydalı olabi lecek
mi ve ne verebilecek? Etrafı mdakilere ne faydası olacak?

11 30
JVryetin Çjücü

Bu beni m ve çevremdekileri n hayatı nı daha da iyileşti­


re cekmi?
B u a rzumu yerine geti rmeye yard ı mcı olaca k m ı ?

DAHA BÜYÜK
BİR N İYET

Bu bana niçi n gereklidir?


Niyetim gerçekleşi rse, bu bana ne verecektir?

Arzu edilen sonuca u laştığımı


ARZU EDİLEN DURUM nasıl bileceğ im?
( N iyeti niz, Amacıma ulaştığımda ne
can attığ ı n ı z sonuç) göreceğim, ne duyacağ ı m , ne
hissedeceOim?

ŞİMDİKİ DURUM

Resim 2

Niyetleri miz ev, daire, a ra ba gibi maddi değerlerle sınır­


l anmama l ı . Bu , yeni ilişkiler ya da değerli içsel n itel i kler
olabil i r. Biz hayatta her şeyle i lgileniyorsak, bu daha iyidir.
Bu sihirl i soruyu kendinize sormayı öğreni n : " Niçi n?"
Niyetimi neden gerçekleşti rmeliyi m? Bana ne verecek?
Bir i nsan evladı g i bi gelişmemi sağlayacak m ı ?
B u , a i leme, devletime v e d ü nyama nasıl bir fayda geti­
recek?
Bu, ben i arzuma ya kın laştı racak mı?
Geniş çapta düşün meye ça lışın. Bu şeki lde niyeti nizi
gerçekleşti rmek için kend inize daha çok güç ve enerji çe­
kebi l i rsi niz.
Sağ l ı k veya sevgi güçlü etken olabi l i r. Birçok i nsa n ,
sağ lığı için gerçek teh l i ke ortaya çı ktı ktan sonra sigarayı
bırakmaya kara r veri r. Bazı kadı nlar ise aşk yaşadıkları
zaman zayıflar ve kendi lerine ba kmaya başlarlar.
Bir gün bir tanıdığımı ziyaret ediyordum, o esnada o da
evi nde temizlik yapıyor. Bunda şaşı raca k bir du ru m yok­
muş g i bi görü nebi l i r. Onun içi nse bu sıra dışı bir duru m idi .
Mesele şu ki, ben i m tan ışım müzmin bir bekar. Odasını altı
ayda bir temizler. Bir son raki tem izliğe kadar evi n ne hale
geldiğini hayal edebi l i rsiniz. En son , evi n temizliğini üç ay
önce yapmış. O da ağır bronşit hasta l ığ ı na tutuldu kta n
son ra . Doktor, evdeki tozu temizlemezse hastalığını n
bronşit astı ma dönüşebi leceğ ini söylemiş. Bu yüzden ben
onu elinde bez ve süpü rge i l e gördüğü mde, sıra dışı bir
şeyin olduğunu anlad ı m .
- Slava, sana ne oldu? diye sord u m . İki cevaptan biri :
ya hastalandın ya da önemli bir misafi r bekl iyorsun .
- Büyük ihtimal i ki ncisidir, ded i . B u yakınlarda güzel bir
Yunan kızı ile tanıştı m, onu eve davet etti m . Bu arada
nerdeyse gelecek, bana akıllılık taslamaktansa al eline
süpü rgeyi temizlememe ya rd ı m et.

Güç Daima İçindedir


N iyetinizi gerçekleşti rmeniz için gerekli kaynaklara sa­
hip misiniz? Onlar vard ı r, el bette ! İhtiyacı olan her şey
i nsanda temelde vard ı r. Onun Tanrı 'ya benzer olup, on u n
suretinde yaratı lmış olduğunu daha önce söylemiştik. Al­
lah, her şeyi bize doğ madan önce verm iştir. Güç bizim
içimizde her zaman mevcuttur. Dayanak noktası her

111 32
:Niyetin Çücü

zaman şimdiki anda mevcuttur. Bu sonsuz güç kayna­


ğı na g i rişimi gerçekleşti rmek gerekir sadece. Bunun için
k endi nize sorun :
Niyeti mi gerçekleştirmek için neye i htiyacım va r? Bu nu
tit izlikle düşü n ü n . Kaynak içten ve dıştan olabi l i r.
İç kaynaklar pozitif yapı , güç, özg üven, sevgi bizim
özelbeceri leri miz, bilgimiz, yetenekleri m izdi r. İç kayna klar
doğuştan veri l i r ve kendi üzerinde çal ışılara k edi n i l i r.
Örneğ i n ; güzel, sağlam, akıllı çocuklar doğ u raca k, sa­
d ı k, güven i l i r, sevgi dolu, evci men, sa kin ve neşeli bir ha­
nımınız olması nı istiyorsunuz. Fakat hanımınız bir erkek
g i bi size her zaman uyaca k . Bu nedenle d iğer ya rı n ızın
ya nsıtacağ ı nitel ikleri kendiniz de gelişti rmeye başlayı n .
Artık evl iyseniz, fakat i lişkiniz yol unda deği lse, o zaman siz
değişmeye başladığınızda hanımınız da değ işecektir.
Dış kaynaklar para, eşya, ilişkiler olabi l i r. Bu sadece iç
durumunuza değ i l , fizi ksel dünyada somut hareketleri nize
de bağ l ı olacaktı r.
"Niyeti mi gerçekleşti rmek için neye i htiyacım var?" g i bi
b i r soru , yapı l ması gereken bariz bi rkaç işi ka rşınıza koyar.

Niyetiniz Gerçek Ölçüle re Sahip Olmalı


Bu, sık görü len problemlerden biridir. Bazı i nsanlar ha­
yatlarına öyle beli rsiz amaçlar veya büyük hedefler koy­
maya eğimlidir ki , onları n gerçekleşmesi için bi rkaç yaşam
g ere kir.
Niyetiniz gerçek ölçü lere sahip olmalı. Çok büyük de
olabili r, o zaman onu daha küçük ve kolay u laşılabi l i r par­
ça lara böl mek gerekir.
DAHA GENİŞ
Ö LÇÜ D E N İYET

İsted iğim sonucu elde ettiği ­


ARZU EDİLEN DURUM mi nasıl a nlayacağ ım?
(N iyeti niz, Amacıma ulaştığımda ne
ca n attığınız sonuç) göreceğ im, ne duyacağım, ne
hissedeceQim ?

Kolay ulaşılır küçü k sonuç

Bu, bana n için gerekl idir?


N iyetim gerçekleşirse, bu bana ne verecekti r? Niyeti min
gerçekleşmesi için neye i htiyacı m var?

ŞİMDİKİ DURU M

Resim 3

Ö rneğ in, bir araba al maya ka rar vermişsiniz. Siz a rtı k


niyeti nizi net bir şeki lde biçi mlendirmişsi niz. Buna neden
ihtiyacı nız olduğunu bil iyorsu nuz. Ne marka araba isted iği­
nizi ve ne renk olacağ ı n ı da biliyorsu nuz. Hatta elinde
anahtar ve tüm gerekli evraklarla araban ı n yanı nda mutlu,
kendi nden memnun bir araba sahibi gibi de kendi nizi hayal
ediyorsunuz .
:.Niyetin Çücü

Şimdi kendinize soruyorsu n u z : "Niyetimi gerçekleştir­


mek için neye ihtiyacım var?"
İşte budur; en az iki som ut problem ortaya çı kıyor. Bi­
ri n cisi, bunun için para gereklidir. İki ncisi de ara ba ku l ­
la n mayı bilmek gerekir. Basitçe, ehliyet almak gereklidir.
Ama bana inanın, bunlar problem değildir. Bu problem­
leri amaca dönüştürün : araba almak için para kazanmak
ve ehliyet almak. Asl ı nda hiçbir problem yoktur ya da baş­
ka tü rl ü de söyleyebi l i ri z : problemler bizim kafa mızda
mevcuttur. Herhangi bir problem düzgün biçimlendi­
rilmeyen niyettir.
İyi de, gerekli m i ktar parayı nasıl kazanmalı? Bel ki işi­
m i zideğişti rmek ya da i lave gel i r kaynağı bulmak gerekir.
İşte budur! Artı k başka bir hedef bel i rlendi . Karşı nıza her­
hangi bir amaç koyd uğu nuzda Niyetinizi o amaca göre
bi rkaç kez biçi mlendirmeniz mümkünd ür. İ l k adımı nızı atı p
hareket edebil meniz için biçi mlendirmeniz gerçek ölçülerde
olsu n . Ü n l ü atasözün ü hatı rlayı n : "Gideceği niz yol binlerce
olsa da, i l k adımla başlar."
Şimdi size yirmi yıl önce olmuş bir öykü anlatacağım.
Bir adam araba almayı çok istiyordu. Onun bu isteği o
kadar güçlüydü ki, rüyastnda bile kendini onun yantnda
görüyordu. Bu çok güzel siyah renkli "Volga " idi. . . O adam
metro istasyonunda çalıştyordu. Bu işte çaltşarak böyle bir
araba almantn çok zor olduğunu da biliyordu. Belki de bu
on yıl sonra, o da ancak sadece makarnaya "talim ederek"
olabilirdi.
Bu yüzden her şeyi ölçüp biçtikten sonra işinden istifa
etti ve Sibirya 'ya gitti. Altı ay sonra onun isteği gerçekleş­
ti.
Yolunuz Size Mutlulu k Getirmeli
Siz niyeti nizi biçi mlendirerek, şimdi yapıl ması gereken
işleri karşınıza amaç olara k koyaca ksınız. Ya da aksine,
herhangi bir problem gelecekte isteği nize çevrilebilir.
Niyeti nizin gerçekleşti rilmesi , şimdiki d u ru m unuzdan i s­
tekleri nize doğ ru bir yolcu l u ktur. Bu sizin yaşam yol unuz­
d ur. Düşünün ki, bu yolda aşılması gereken i l g i nç ve zor
engeller olaca ktı r. Fakat onlar sizi güçlü kılaca k, farklı i n ­
sanlarla ka rşılaşacaksınız, onlardan kendi teka m ü lünüz içi n
yen i şeyler öğ reneceksiniz. Yol u nuz sizi geliştirecek ve
ya kınlarınıza, vatanınıza ve tüm dü nyaya faydalı olacaksı­
nız. Anca k, bu yolculuğu ta mamlamak için sizde istek ol­
malıdır ve siz i na n ma l ısınız ki, hedef ulaşılabi l i r ve ona
ulaşmaya değer.
Mutlaka hayatı nızda sizin için ilginç olan bir şeyle uğra ­
şın.
Ben hastalarıma sık sık söyleri m :
Hastaliğmız veya herhangi bir probleminiz olması de­
mek bir birey olarak kendi gelişiminizi durdurduğunuzu
haber verir. Yaşammızda bir şeyleri değiştirme zamant
gelmiştir.
Birçok/an itiraz eder:
- Ne diyorsunuz, doktor? Bir şeyleri değiştirmek için ar­
tık çok geç, bizden geçti artık.
Bu durumlarda ben hayatta n bi rkaç öykü a n latı rı m . On­
lardan bazı ları şu nlard ı r :
Bir adam, yaşlandığmda atalanndan ona miras kalmış
çeşitli hastalıklann teda vilerinin reçeteleri ile dolu bir def­
tere sahip olur. O reçeteleri kendi üzerinde ve yakmlannm
üzerinde dener. Daha sonra başkalannt tedavi etmeyi de­
ner ve başan/ı olur. Bir süre sonra onun ismi şehir dışmda,
ülke dışmda tanmır. Ona ülkenin her yerin den gelmeye
:Niyetin <jücü

b aşlarlar ve evmm kapısmm karşısmda her gün kuyruk


oluşur. Ama o bütün hayatı boyunca dikiş makinesi tamir­
cisi olarak çaltşmıştı.
Bu yakmlarda çok ilginç bir insanla tamştım. O bütün
hayatım fiziğe adamıştı. Uzun yıllar üniversitede çaltşmıştı
ve toplumda belli bir yere gelmişti. Yaşı altmışı geçkin bu
adam, felç geçirdi. Bir dergide hücrelerin oksijen açltğı ve
onu yenme yollan hakkmda bir yazı okuduktan sonra boş
plastik şişelerden ve damacanadan hava kanşımmı kar­
bondioksit gazı ile zenginleştiren, hiperkapnikator adlı özel
bir cihaz icat etti. Hem kendini tedavi etti hem de birçok
insana yardım etti.
Bu düşünce onu öyle bir sardı ki o; anatomi, fizyoloji ve
diğer tıp bilimlerini de öğrenmeye karar verdi. Bak budur
işte, altmış dokuz yaşmda daha çok eğitim almak için öğ­
renci oldu.
Bir gün o bana dedi ki:
- Kendimi öyle harika hissediyorum ki bütün bunlara o
kadar merakltyım ki, daha otuz yıl, belki de daha fazla
ömür sürmek istiyorum.
Dü nya, bize zengin ve mutlu bir hayat için çok büyük
ölçüde fı rsatlar sun uyor. Fakat insan l ar kendi lerini sın ı rla­
maya alışmışlar. Birçok i nsan ise yaşam enerjisinin çok alt
seviyeleri nde yaşıyor. Gerçi o, gerçek yaratıcı l ı k hayatı
ha kkı nda o kadar az bilg iye sa hip ki! Bu d u ru m d an o kadar
da şi kayetçi değ i l .
Ben i m size tavsiyem, yaşı nızı v e eğitiminizi önemseme­
yi n .
Eğer gittiğiniz yol size acı ve ıstı rap getiriyorsa, o za­
man acilen onu terk ed in . Yolunuz size mutluluk getir­
meli.
Daha önem l i bir an, merak ve hayret durumu .
Neden yaşı küç ük çocu klar her şeyi bu kadar ça buk öğ­
re niyorla r? Ç ünkü onlar için bu dü nyada her şey yen idir ve
bir şeyi bil medi klerinde apta l görü nmeleri nden korkmuyor­
lar. Hatı rla rsanız ben daha önce yazmıştı m, i nsa nların en
büyük felaketi dü nyayı bir gizem gibi görmeyi b ı ra ktıkları
a nd ı r. Bu yüzden merak edin ve hayret etmeye de­
vam edin!
Artı k kend iniz için ne isted iği nizi kesin ola rak bel irledi ­
ğ i n izi düşün üyoru m .

Gerekli Tecrübeyi Edinmek İçin Allştırma


Niyetinizi biçim lendiri rken bi rkaç problemle ka rşılaşabi ­
l i rsiniz. Onlardan biri , hayatı nızda yen i bir şey yaratıyor
olmanızd ı r ve bilinçaltınızın, elde etmek isted iğiniz şeyi n
sizin ve etrafı nızdakiler için hayı rl ı olmasından emin olma­
sıd ı r.
Neden hayatta her yen i şey zorlu kla elde edi l i r, sıkça
enseye tokat yeni r? Çünkü o, hayatı mıza değişi klik geti ri r.
Ama herha ngi bir değişi klik bizim dünya model imizi, başka
sözle, a l ışılmış stereotipi tehdit eder. Bu stereotipi ler bizi m
için zararlı olabi l i r. Bu durumda bi linçaltı bu prensip üzeri­
ne çal ışıyor; yenisi daha kötü ol maz m ı ? Bu dünyada b ü­
tün olaylar kendi içinde olumlu ve olu msuzlu klar taşımaz
mı?
Bu d u ru mda kendi nizi sa kin v e teh l i kesiz hissetmeniz
için kendinize özg ü bir si nema fi l mi yaratabilirsiniz, gel e­
ceği n deneyi m i n i .
Siz, geçm iş deneyimlerin anılarını hatı rladığınız za man ,
geçmişe bağ l ı hatı raları n ıza öyle bir dalarsın ız ki, vaktiyle
hissetti kleri nizi tekrar yaşarsı nız. Bunu istisnasız herkes
yapabilir. Fakat bazı insanlar geçmişi nden hoş ve başa rı l ı
olayları hatı rla maya çalışı rken, başkaları aklı nda hep se­
vi msiz düşünceleri ve simaları dö nd ürüp duruy or. Bu ara­
da, iyimser ile köt ümser birbirind en bu özel l iği ile ayırt
edi l i r.
:Niyetin Çücü

Şimdi, hemen i l k aşk deneyimi nizi hatı rlayı n . Her şeyi


e trafl ıca hatı rl amaya çalışı n . O zaman ne gördüğünüze, ne
duyduğu n uza, ne hissettiğinize d i kkat edi n . Siz ve sevg i l i ­
n iz n e giyiyordun uz? O zaman y ı l ı n hangi mevsimi idi?
Yağmurl u mu, yoksa güneşli bir gün müydü? Koku, tat ve
duyguları tekrar yaşa mayı deneyin. Bu duru m için med i ­
tasyon ve transın deri n tepki leri ni kul l a n ı n .
Bu alıştırmayı kal iteli bir biçimde yaparsanız o zaman
soluğunuzun, nabzınızın başka fizi ksel tepkileri nizin nasıl
değiştiğini görebileceksiniz. İnsanları n deri n transta hiç
di kkat edi l miyorm uş g i bi görü len ayrı ntıları da hatı rladıkla­
rı anlaşılmıştır. Ö rneğ in, kitapl ı kta üçüncü rafta soldan
beşinci kita bın adı gibi. ..
Bu nasıl mümkün olabilir? İşin özü şu ki, beynimiz geç­
miş tecrü bemizi duyularımızın beş pati kasına kaydetmiştir.
Bize sadece bu fi l m i aklımızda baştan sona kadar "dön­
dürmek" ka l ı r.
O zaman neden biz aynı şeki lde geleceğ i mizin fi l mini
yaratmaya lım? Eğer biz bunu çok kal iteli bir biçimde, derin
düşünce / reaksiyon d u ru m u n u da kullanara k yaparsa k, o
za man bilinçaltı mızda gerekl i olan her tür duygulanımların
çeşitli tayflarının tecrübesi olacaktır.
Artı k çoktan tespit edilmişti r ki, geçmiş olayların olum­
suz duyguları bugün kü tecrübeleri mizi etkiliyor. Bu pren­
sipten yola çıkarak gelecekten gelen keyifli, hoş heyeca n­
ları mız bugünümüzü tam da ihtiyacımız olduğu şeki lde
biçi mleyerek etki leyecektir. Bildiğimiz gibi bilincin en alt
tab akalarında geçm iş, şimdi ve gelecek arasında hiçbir
fa rk yoktur.
Niyeti nizin açı k ve net görsel resmini yaratı n . Haya l g ü ­
cü, ya ratıcı l ı k v e fantezi n izi kullanı n .
B u soruları cevaplayın :
İstediğim son u ca u l aştığımı nasıl anlayacağım?
Amacı ma ulaştığımda ne görecek, ne duyacak ne h isse­
deceğ i m ?
İstediğim d u ruma ulaştığı mda duyguları m , düşün cel e­
ri m ve davra n ı şları m nasıl olacak?
Bütün bu sorulara vereceğiniz cevaplarınızı bir kağ ıt
üzeri ne ya da zihni nizin bilgisayar ekra n ı na yazabil irsiniz.
Düşün ü n a rtı k olmak isted iğiniz durumdasınız. Artı k
memnun mesut ve sakinsiniz, sizi seviyorla r, size değ er
veriyorlar, işlerinizde başa rıya ulaşmışsı nız. İhtiyacı nız
olan her şeyi elde etmişsi niz gibi kendinizi kenardan haya ­
len seyredi n . Bu role g i ri n . Gerçekten de bunları isteyip
istemediğinizden emin o l u n . N iyeti nizi mümkün olduğ u
kadar ayrıntı l ı hayal edi n . İstediğinizi elde etmişlik duyg u­
sunu içi n izde hissetmeye ça l ışın. Şu an sadece i htiyacı n ız
olan tek bir şey hakkında düşü n ü n . Apaçık bir görsel resi m
ya ratmaya çalışın v e o n u m ü mkün olduğunca u z u n süre
haya l i n izde tutu n . Bu resmin sizi n komutun uzla can l anma­
sına çalışı n .
Şimdi siz sadece senaryo ve fi lme değ i l gerekli tecrü be­
ye de sa hipsi niz. Tecrübeye sa hip b i r i nsan ise daha etki li
bir şeki lde hareket eder.
Bir de niyetin izin hayata geçmesi ile sizde nasıl yü ksek
ve özel nitel i kleri n ortaya çıkabi leceğini bel i rleyi n . B u ; hu­
zur ve özg üven, ka lbin izde barış ve uyu m, yaşa m ı n ızda
sevinç ya da insanlara ka rşı güven olabil ir.
Ö rneği n bir eve sahip olma size barış ve huzur duygu ­
su, doğaya yakınlaşma, yerde yalın ayak durarak üstünüz­
den başın ızdan soğ u k su dökme, kendi ağaçların ızı, otları ­
n ızı yetişti rme gibi i m kanları verebil i r.
Yen i bir i nsanla tanışmak size sevi nç ve özgüven duy­
gusu verebi l i r. Bir erkekle tan ışı klı k, bir kadına destek ve
hi m aye duygusu verebilir. Bir kadınla tanışl ı k bir erkeğe
'Niyetin Çücü

a salet, güç ve erkeklik d uygusu göstermesi nde yard ı m


edebilir.
Ş i mdi hayatı n ızda bu hisleri daha önceden yaşa mış ol­
duğu nuz durumları hatı rlayı n . Siz onları tekrar yaşamaya
yol açarak isteği nize doğru yol u nuzu açıyorsunuz ve niye­
t i n i z i gerekli enerji ile besliyorsu nuz.

Bu özel yaşananları bir yere kerteley i n . Oraya çapayı


atı n . Yani vücud u nuzun bell i bi r yeri nde onları sa bitleyi n .
Bunu nasıl yapmal ıyız?
Ne ha kkında kon uşulduğunu iyice anlamak için büyük
bilim adamı Pavlov'u n , köpeği üzeri nde yaptığı deneyleri
hatırlaya l ı m . Prof. Pavlov, ortaya şunu çıka rmıştır: biz kö­
p eği besled iğimiz esnada dış bir d ü rtü (etki) kullanırsak,
bu zil sesi veya lamba ışığı olabi l i r, bu dürtüyü tekra r etti­
ği m izde köpeği beslediğimiz zaman ortaya çıkan fizi ksel
tepkiler tekra r görünecektir. Başka bir deyişle, beyinde
özel bir bağlantı (ilişki ) o rtaya çıktı : etki-tepki . B i l i m adamı
onu şa rtlı refleks olara k adlandırmıştır.
Eğer bu özel heyeca nları n ızı hatırlarken örneğ i n , sol bi­
leği nizi sıkmış olsanız, o zaman o yerdeki bu sı kışma duy­
g usu sizi n özel duygularınızla bağlanacaktır ve gelecek
defa sol bi leğinizi aynı yerden sıktığınız zaman sizin için
özel olan duygularınızın bütün iniş çı kışla rı n ı yaşayaca ksı ­
n ı z . Ö nce kendi niz buna i na n ı n .

Biri nci Adı m : Gerekli d uygulara y o l açı n . Bu özel hisleri


yaşadığı nız zamanı hatı rlayı n . Gerçekten orada olduğunuza
i nan ı n . Orada görebileceği nizi görmeye çalışı n . Duyabile­
ceği nizi duymaya ça lışı n . Tadabileceğiniz tadı , koklaya bile­
ceğiniz kokuyu, dokun u rken hissedebilecekleri nizi hisse­
din.

İki nci Ad ı m : "Çapa atı n". Bu duygu ve heyeca nları nızı


çok özel bir dokunuşla vücudunuzun bir yeri nde sabitleyin
(bu parmak, omuz, bilek, diz vb. olabil i r) .
Üçüncü Adı m : Çapayı kontrol ed i n . Bu n u n için dokunun .
Eğer her şeyi doğru yaptınızsa, özel duygu larınız tekra r
ortaya çıkacaktı r. Hisleri niz yeteri nce bel i rgin değilse, 1 .
adıma geri dönün her şeyi yeni başta n yapı n .
Gerekli hislere i htiyacınız olan her yerde b u çapayı ku l­
lanabi l i rsiniz.
Örneğin, patronunuza gitmeniz gerekiyor veya görüşme
yapma nız gerekiyor. Heyecan ve ted i rg i n l i k hissed iyorsu­
nuz. Önceden yedek demir çapayı atı n . Bunun için insa n­
larla iletişimde hayatı n ızda özgüveninizin yüksek olduğu ve
başarı lı olduğunuz herhangi bir d u rumu hatı rlayı n . Oraya
çapayı atı n . Patron unuzun odası na girdiğinizde, "çapaya
bası n". Bu sizin gerekli duygulara u laşmanıza yol açaca k,
özgüveniniz gelecek, ihtiyacı nız olan kelimeler kendiliğin­
den aklınıza gelecekti r.
Çapa olara k kulla nacağ ınız nesne sadece bir dokunuş
değ i l , hoş bir kel i me, başarı l ı olduğunuz zaman giydiğiniz
özel bir giysi de olabilir. Ben ü n iversitede okuduğumda
sı navlara her zaman aynı takım el bise ile giderd i m . Bu
ta kım, bana uğ url u gel miş, onunla okulda altı n madalya
kazanmıştı m . Onunla başa rı hissimi bağdaştı rmıştı m . Ü n i­
versitede de sınavları m ı "pekiyi" ile vermişti m . Tabii ta kı m
bana gerekli bilgileri verm iyordu ama o beni başarıya doğ ­
ru " kurg u l uyord u ".
Çeşitli nazarl ı klar, koru yucu eşyalar da aynı görevi ya­
par.
Ayn ı mekanizmayı niyetimizi ya ratı rken de kullanabi l i­
riz. Bunun için arzuları nızın yerine geti ril mesinde hangi
yüce h islere u laşmak istediği nizi beli rleyin (sevg i , güven,
sevinç vb . ) . Bu hisleri çapayla sa bitleşti rin ve n iyeti nizi
net, açık bir şekilde görsel olarak biçimlendirdiğinizde on u
"işe koşun".
:Niyetin Çücü

N i yeti Biçi m le n d i rm e n i n Teme l K u ral ları

Şimdi yapılacak şey ise n i yeti nizi hayata geçirmek içi n


o n u bel l i kurallara göre biçi mlendirmek olmal ıdır.

Birinci Kural: Niyeti niz pozitif b i r biçi mde şeki l lenmel i ­


di r.

Bu ne demekti r? Bu, şu a n l a ma gelir; negatif deneyi m


dünyada mevcut değ ildir. Sadece deney i m vardır. Onu biz
şöyle veya böyle d uygu larla besleyerek negatif veya pozitif
ya pıyoruz. Bunu ka nıtlamak için basit bir deney yapa l ı m .
Şimdi sizden 28 ra kam ı n ı ezberlememen izi rica edeceğ i m .
Bu nu kesinlikle ezberlemey i n . Hangi ra kam ı ezberleme­
meniz gerekiyordu? Doğ rudur. Bunu neden ya ptı nız? Çün­
kü zihniniz bu şeki lde kuru l muştu r. Neyi yapmaması ge­
rektiğini idrak etmesi için zihniniz önce yapmaması gere­
ken şeyleri yapar.
Siz, bir şeyi reddettiğinizde veya kötü bir şeyden uza k­
laştığınızda di kkati nizi olumsuz olan üzeri nde toplar ve onu
kendi gücünüzle beslersiniz. Daha doğrusu kendin ize çe­
kersiniz. Bu yüzdendir ki, niyeti niz o l u m l u olara k biçi m ­
l enmeli d i r. B u , bili ncinize net b i r şeki lde yön, hareketleri­
nize ise gereken gücü verir.

İkinci Kural: Niyeti niz şimdiki za manda biçi mlenmel i .

Günlerden bir gün tamdık/ardan biri bana gelir ve şika­


yet eder:
- Biliyor musun dediğin her şeyi yapworum, ama ne­
dense niyetim hayata geçmiyor.
- Eğer niyet bütün kural/arma göre yap!lmışsa, onun
hayata geçmemesi imkansızdı. Demek ki, bir yerde hata
yapılmıştır. Gel en baştan baş/ayal!m. Niyetlerinden birini
bana söyleyiniz.
- Yani, mesela, Benim güzel bir işim olacak ki...
- Dur, - onu durduruyorum. - Bak, işte bir hata!
- Nasıl bir hata ? diye şaşırarak soruyor.
Sen niyetini söylerken gelecek zaman kipi kullandm. Bu
şekilde sen geleceği kovalarsm ve şu an için ihtiyacm olam
biraz zor bulursun.
Zaman kipi a ncak şimdiki zaman olma l ı . Çünkü geçm iş
artı k yok, gelecek ise hala gelmemiştir. Sadece burada ve
şimdi. . . Bu, şuna benzer: sanki n iyetiniz artık gerçekleş­
m işti r. Başka sözle dersek, artık onu elde etmi şsiniz g i bi
davra n ı n . O deneyimi görselleşti rin, n iyeti niz kesinlikle
gerçekleşecekti r.
Ö rneğ i n .
" Ben harika bir evde yaşama n iyetim i beyan ed iyorum . "
" Ben ekonomik, konforl u , güzel bir a ra ba ku l lanma ni -
yeti mi beya n ediyoru m . "
"Ben i nsanlarla iyi ilişkilere sahip olma niyetimi beyan
ediyoru m . "
" Ben koca mı ayık görme niyeti m i beya n ed iyoru m . "

Üçüncü Kural: N iyetiniz biri nci şahıs za m i riyle şekil­


lenmelidir.

Yan i : " Ben beyan ediyoru m . . . "

Bu, bir benci l l i k göstergesi ol mayacaktı r. Çünkü siz


kendi dü nyanızın sorum l u l uğunu üstlen iyorsunu z. Başka l a ­
rı nın hayatına ka rışmayın, i y i n iyetleri nizle olsa bile b u ,
onun dü nyasını zorlamak olacaktır. Zorlama ise saldırgan­
l ı k olara k geriye döner. Böyle onlarca örnek gösterebi l i riz.
Birçok kadm beni arar, alkolik kocasma veya oğluna
yardım etmemi rica eder.

11 44
:Niyetiıı Çücü

"Doktor, diye, gözü yaşlı yalvanrlar. Bana öyle bir ilaç


verin ki, onu kocamm/oğlumun yemeğine koyayım ve al­
kolü bıraksm. "
Daha sonra ise her içkiden sonra kocalan veya oğullan
onlara kaba davrandıklannda veya tekme yediklerinde
şaşmyorlar.
Hala ne kadar da cahil kadm var ki, onlar "kara " büyü
diye adlandmlan büyü kullanarak erkekleri döndürmek
ister ve sonra da kendileri bundan acı çekerler.
Sevgili kadmlar! İdare edebilmeyi öğrenin ve kullanm. O
zaman hayatmızda sevdiğiniz ve sizi seven erkek ortaya
çıkacaktır ya da artık yanmızda bulunan erkekle ilişkileriniz
iyileşecektir. Bu sizin her ikiniz için de hayırlt olacaktır.
" Koca m, a l kolü bıra kıyor. " diye seslenen n iyet doğru
değ i ld i r. Çünkü siz sorumluluğu üstünüzden atıyorsunuz,
onu dış şartlara bağ lıyorsunuz. Doğrusu şöyle olaca ktı r:
" Ben kocamı ( oğ l u m u ) ayık görüyorum" . Ya da bir başka
örnek: " Ben ebeveyn leri mi sağl ı kl ı ve mutlu görüyorum. "
Eğer ai lenizden uza kta yaşıyor ve onları çok az görüyorsa­
nız, şunu ekleyeb i l i rsin i z : " Ben telefon kon uşmala rı ndan
ve mektuplardan biliyorum ki, an nem, babam sağ l ı klıdır
ve hayatla rı nda her şey yol u ndadır. "
Bu şeki lde siz soru m l uluğu kendi üzerinize al ıyorsunuz
ve başkasının değişmesini beklemiyorsunuz. Şimdi bi r ka­
ğıt kalem al ıyorsunuz ve bütü n bunları yapıyorsu nuz. Ben­
ce muhakkak sonuç a laca ksınız.
B ÜYÜK İ Ş LE R

C
hristian'ı n gizem l i tari katın yer altı dehl izine düşme­
si nin üzeri nden bir aydan fazla zaman geçmişti . Bü­
� yük üstat'la buluşması, hayatı nda dönüm noktası
old u ; gerçi d ışarıda değişen fazla bir şey yoktu. Her za­
manki g i bi üniversitesine devam ed iyord u . Arkadaşları ve
hocaları ile konuşuyord u .
Christian, üniversitenin son yılına kada r yaşadığı evden
çıkmak zoru nda kal d ı . Alşi mist "Sen i n için tavsiye mektu bu
budur. " ded i .
O n u kil isen in ya nında yaşayan kumaş satıcısına veri r­
s i n . Onun evinde yaşayacaksı n . O, bizim kardeşlerimizden
biridir.
Büyü k Kapit ul ile tanıştı ktan sonra Christian öğrendi ki ;
tari kat ka rdeşl eri , sırada n şehir saki nleri n yaşa mından hiç
de farkl ı ol ma yan bir hayat sürüyo rdu . Ta rikat kardeşle ri
arasında araştı rma cıların, tüccarları n ve asi lzadelerin de
:Niyetin Çücü

bulunduğunu görd ü . Topl a ntıların biri nde kendi ü n iversite­


si nden bir profesörü bile tanıdı .
- Ben tari kat kardeşleri n i n yer a ltında yaşadığını ve sa­
dece ka ra n l ı k düştüğü nde dışarıya temiz hava a l maya çı k­
tıkları n ı düşün üyord u m . d iye kendi düşü nceleri n i bir gün
Büyük "MAGİSTER"la paylaştı .
Büyük "MAGİSTER", onun sözleri nden son ra uzun süre
güldü.
- Bak görüyorsun, insa nları n bizim hakkımızda türlü
türlü masallar uydurduğunu sana söylemişti m . Bizim sa k­
lanmak zoru nda kalmamızın tek neden i , son zamanlar bazı
i nsanları n eli nde Büyük İşler hakkı nda şifresi çözülmüş
kitapla rı n görü n mesi d i r. Bu şekilde Engizisyon bizim ta ri­
katı n gizl i l i k mü h rü n ü kı rmaya çalışıyor. Kardeşleri m izin
ihtiyatlı ol ması gerekir.
- Eng izisyonun sizin sırlarınıza neden i htiyacı var ki?
- Altı n ! Onları harekete geçi ren budur. Biz istediğin m i k-
tarda saf altın elde etmenin sırlarına sah i biz.
Üniversitedeki derslerden son ra Ch ristian, gizli yolları n
birinden geçerek yer a ltındaki a n a salona g i rd i . Büyük
"MAGİSTER" ona orada ders veriyord u . Onu büyük işlere
hazı rlıyord u .
- Tamam d a , Alşi mi gerçekte ned i r? dedi Ch ristia n bir
gün.
- Artık sen biliyorsun, dedi Büyük " MAGİSTER" v e ekle­
d i . Ki mya, bir nevi maddeleri n diğerleri ne dön üşmesini
öğ renmekle meşgul olan bir bilim dalıdır. Alşimi ise mad­
deler arasında reaksiyonun elementleri n dönüşmesi ile
gerçekleşebi leceğini d üşü nüyor. Gerçi, bu tü r reaksiyonun
akışının onu yapan kişi i l e ters bağlantısı ol uyor ve bu tür
reaksiyon u n sonucu, alşi misti n i rade gücüne bağ lıdır.
Christian, potan ı n önü nde otu rup kurşunu altına çevi r­
mek umudu ile gece gündüz büyülü sözleri durmadan tek­
rarlaya n , kafayı yemiş alşimisti gözü nün önünde canlan­
d ı rd ı . Bu onu güldürdü ve sezdi rmeden gülümsed i .
S a n k i "MAG'"dan hiçbir düşünceyi g izlemek mümkün
değildi .
- Christian, seni n alşi m i ile ilgili düşü ncelerin gerçekten
kom i ktir, ded i "MAGİSTER". Gerçi birçok insan da bu şeki l ­
de düşünüyor.
Ki myacı , maddelerle çalışırken esas elementler değiş­
meden ka l ıyor. Ki myacıyı duvar boyayan boyacıya benze­
tebiliriz. Onun işi maharet ister, dahi l i k değil. Alşi mist ise
basit varl ı kları n kara kteri ni değişti rerek onları varoluşun
en üst düzeyine yükseltiyor. O, resim çizen bir ressamdır.
Öyle ki, o ru hunu işin içi ne katarak bir düşünceyi biçi m­
lendiri r.
- Ben de m i alşimist ol acağ ı m ?
- Ta bii, sen dönüşümden geçeceksin, yani kendine ait
özel Büyük İşler'i ni yapmak zoru ndası n .
- Ama ben Büyük İşler'in n e anlama geldiğini bilmiyo­
ru m .
- Ben , alşi m i n i n anahta rı n ı birbiri ardı nca sen in için aça­
cağ ı m . Normalde bunun için onlarca yıl gereki r. Ama bu
sen i n çok az za manını a l acak ; çünkü benim gücüm sa na
ya rdı mcı olaca k . Sen in Gerçek Gü neş - Felsefe Taşının gi­
zemine sahip olduğuna i n a nıyoru m .
- Felsefe Taşı ned i r? B u maddeni n yardımı ile isted iğin
meta li altı na dön üştürmenin m ü mkün olduğunu duymuş­
tu m . Bu doğru m u ?
- Sen, hemen v e çok şey öğrenmek istiyorsu n . Ben sa­
na daha önce de öğüt verd i m : Sadece güce güven ve ey-
:Niyetin Çücü

leme geçmeye başl a . Seni n d u ru munda biri için en doğru­


su da bu olaca ktı r.
- Somut eylemlerden güç almamış bilgi, ölü bilgidir. Bu
kadar çok soru sorarak kendini ka ndı rmaya ça l ışıyorsun.
Fazla bilgi edinerek kendini daha rahat hissedeceği n i mi
sa nıyorsun? Yan l ışın var! Ben sa na öyle şeyler söyleyebilir,
hatta gösterebi l i ri m ki, kafandaki tüyler d i ken di ken olur.
Ama sen inle konuşu rken büyü d i l i n i kullanıyoru m . Bunun
arkası nda çok şey d u ruyor, ama bu bilgiler seni n için h e­
nüz u laşılabi l i r değildir.
Christian, üniversitesine devam ediyord u . O son sınıfı
biti riyordu ve ya kında doktor diploması nı alaca ktı .
Christian Büyük "MAGİSTER"i n ya nında aldığı eğ iti m i n
her yeni gününde onun kel i meleri n i n a n l a m ı n ı g i t g i d e d a ­
h a çok anlamaya başlamıştı . Çeşitl i bilgiler arasında farkl ı ­
l ı k olduğunu görebi liyord u . Ü niversitede başka tür bilimler;
Büyük " MAGİSTER" ile başka tür bilimler öğ ren iyord u . ü s­
tel i k Alşi mi ile ulaştığ ı bilgiler sıradan bilgelerden daha
yü ksekte duruyord u .
Chri stian şansl ıydı .
Yera ltı şatoda o kozmoloj i ve astroloji, büyü ve tıp, a nt­
ropoloji ve teozofi öğ ren iyord u . O, Alşi mi de u laştığının
yüzde biri n i bile ü niversite yılları nda öğ renmem işti, öğ re­
nemezdi de. Ama onu her şeyden çok Büyük İşler i lgilend i ­
riyordu .
- Bunu potada erit ve kırmızı ateşte sekiz saat tut. Aym
ölçüde demir tozu, kükürt ve antimonu kanştırarak,
Büyü k "MAG İ STER" dedi ki :
- Asil ve saf altın yapma k bir hi ledir. Büyük İşler'de
esas olan, i nsa nın kend isi n i n dönüşümüdür.
Alşimist öğretmeye devam etti .
- Onun kal binde kusurun erdeme, korkun u n cesarete ve
güce, nefretin sevgiye eriyip dön üşmesidir. Yüce İşler ru­
hun ve vücudun ateşli halden hale (transmutasyon) dö­
nüşmesidir. Altı n ise sadece bir a raçtır, o da gerçi , bütün
d u rumlarda da değildir.
- Neden o zaman alşimistler başka meta l i değ i l de özel­
l i kle altını seçmişler?
- Altı n metalleri n kra l ıd ı r. Eğer sen onun eriyebilirl i k,
kimyevi daya n ı kl ı l ı k gibi sıradan özel li kleri nden kon uşaca k
olursa n, o zaman en esaslı özel l iğini konuşma mış olaca k­
s ı n . Herhangi bir meta lde esas olan ise onun ru hudur.
Büyü k "MAGİSTER" rica etti .
- Deri kaplamalı o kitabı bana uzat. Ben Satü rn ve M a r­
sın (konyukçiya ) (V bağlacı) ne za man g i recekleri anı he­
saplamayı sana öğ reteceğ i m . Bu çok önem l id i r. Bütü n işler
gezegenleri n tam ( konyu kçiya) a nında yapı lmalı.
Alşimist, " MAGİSTER" devam etti .
- Madden in ki myevi ya da fizi ksel özel l i kleri ile değil ,
onun ru hu i l e iş görüyor. Altı n , gerçek alşimist v e "MAG"
için gitti kleri yolu n doğ ru l u k göstergesidir.
Fakat Yüce İşlerde esas olan metalleri n altına dönüştü­
rül mesi değildir. Hatta Kızı l Aslan veya Ö l ümsüzl ük İksi ri ni
de elde etmek değildir. Ben daha önce bunları sana söy­
lemiştim . Bir daha tekrar ediyoru m . Hermeti k sanatı na
uyu m u n esas a macı alşim isti n kişiliğinin dönüşümüdür.
Felsefe Taşı ve Ö l ümsüzlük İ ksiri 'ni elde ettiğinde bu,
seni n Yüce İşi n i n gerçekleştiği anlamına gelecektir.
O andan iti b a ren sen istediğin metali altına dönüştü re­
bi leceksi n, hem de saf altı n a . Bu asil metalden tonlarca
elde etmek için bir parça küçük Kızıl Aslan yeterli olaca ktı r.
İksirin yardımı ile sen kend ini gençleşti recek ve vücudun u
idare edebileceksin .
J{iyetin Çücü

Christian, Patricha hakkında düşü n d ü . Neden o bütü n


bunları daha önceden bilmiyordu ! O zaman kesin onunla
evleneb i l i rd i . Ama şimdi orıu n kalbine giden yol ebediyen
kapa n mıştı . Kasa p, d ü kkanındaki olaydan son ra engizisyo­
nun eline geçmesinler diye babası ile beraber her şeyi bı­
ra kıp başka kente, belki de başka bir ü l keye taşınmak zo­
ru nda ka lmıştı .
" MAGİSTER" sözleri ne devam etti .
- Bu şeki lde, servet ve i ktidar elde ediyorsun. Kendi Yü­
ce İşler'i ni biti ri nceye kadar ise sende şaşırtıcı değişimler
olacak. Sen, başka bir i nsan olacaksı n . Karşında m u hte­
şem ve m ü kemmel fı rsatlar açı lacak. Göze görünmez ola­
bilecek, d uvarlardan geçebilecek, geçmişin g izemlerine
sa h i p olabilecek ve geleceği önceden görebi leceksin . Hepsi
bu kadar değ i l .
Başka ları n ı n yeni i m kanlar v e m ucizeler olara k algıla­
dıkları da esas değ i l d i r. Ö neml i olan sen i n kendi yü kselişin
ve gelişimind i r.
Bütü n g i riş kapıları ve bu dü nyanın bütü n diğer ka pıları
sen i n için açı k olacaktır. Krallar ve i mparatorlar sen i gör­
mek ve seninle kon uşmak isteyecekti r. Ama di kkatl i ol !
Onların kalbi korkuyla, kıskançl ı kla doludur. "Evrenin Bü­
yük Dünyaları " Gizemli Sanatı n adaptasyonları n ı ( i ntellectu
adeptus /al-akl-al-müstefad) kendileri içi n, kendi art niyet­
l i çı karlarına boyun eğd i rmeye çal ışıyorlar. Bu yüzden sen ,
kendin, temiz v e art niyetten a rı n mış olmalısı n .
- Kızıl Aslan'ı nızı ba na veri rseniz, ben istediğim meta l i
altına dönüştürebi l i r miyim?
- Ta bii ki . Kızıl Aslan Büyük Usta 'n ı n el leri nden ve i rade­
si nden alınmış sıra dışı güce sa hiptir. Bu güç de isted iği niz
metali değişti rmeye kad i rd i r.
- O zaman herhangi bir şekilde Felsefi Taşı elde etmiş
sıradan birisi onun yard ı m ı ile çevresin e zarar verebilir mi?
- Evet, her şey onun niyeti n i n ve d üşüncelerinin saflığı­
na bağl ı olaca ktır.
Zira bu şekilde elde edi l miş altınla büyük bir ord u ya­
ratmak ve darmadağ ı n ı k etmek, ölümlere neden olmak ve
komşu devlete sa ldırmak mü mkündür. Ya da evler i nşa
etmek, açları doyurma k, hasta ları tedavi etmek m ü m kü n­
dür. Bu yüzdendir ki, Felsefe Taşı nın elde edi l mesi sadece
niyetleri temiz olan Gizemli Sanatı n Ustaları için erişile­
bilird i r.
Ama her şeyden önemli ola n , sana önceden a nlattığı m
gibi, Kızıl Aslanı kişi n i n kendisi n i n elde etmiş ol ması ve
sonsuz Evrene g iden g izem l i pati kayı bul masıdır. Sıradan
bir fa niden, karşısı nda Ebed iyetin Kapıları açılan çok farkl ı
bir insana dönüşmesidir.
Bu g izem l i pati kaya giden çok fa rkl ı yollar vardı r. On­
lardan birini sen bilirsin, bu Christian'ın eyleme geçmesi ­
d i r. Namusl unun yolu d a va r olmalıdır. Fakat oruç v e dua­
dan geçen namuslu yol bana göre değ i l d i r. Ben i m ruhuma
ya kın olan, alşimistin Büyük İşler'idir. Bu ; macera, teh l i ke,
risk ve gizemleri cesaretlice öğrenme yol udur.
- Neden siz bu bilgileri insa nlara vermiyorsu nuz?
Büyük "MAG İSTER" gülerek :
- B u bilgiler onlara gerekmez.
- Ama neden? d iye Christian sa mimi bir merakla sord u .
- Öyle işte, i nsanlar bizim sahip olduğumuz gizemlere
sa hip olmak istemiyorlar. Onlar bunlara inan mayaca klar.
Onlara apta l l ı kları mani olur. Onlar ca h i l l i kleriyle sı n ı rl ı lar.
- Müsaade edin size bu konuda katı l mayı m , diye genç,
iti raz etti . Zira bilim adamları , ayd ı n ü n iversite profesörleri
vard ı r ki, bu bilgileri elde edebi l mek için mera klı olabili r­
lerd i .
Usta, soğ u kka n l ı l ı kla ceva p verdi :
:Niyetin Çücü

- Bu, hiçbir şeyi değ iştirmiyor. Basit bir değ i rmenci ile
profesörü n aptallığı tamamen aynıd ı r. Ben hatta derd i m ki,
d eği rmenci n i n bilge bir kişi olma şansı bilim adamı ndan
daha çoktur. Zira b i l i m adamı gizli bilgi dünyasına temas
ederek gözle görü l meyenin korkusu karşısında çoktan b i l i ­
nen fa ktörlere dayanan saçma sapan açıklama l a r uyd u r­
maya başl ıyor.
Avru pa'da en ü n l ü üniversitelerde çal ışan profesörlerin
bilgi seviyesi önemsiz derecededi r. Fakat işin kötüsü, onlar
kendileri n i çok akıllı ve ayd ı n kişi sayıyor. Onlara baktığın­
da - i nsana öyle gel i r ki- kendi değer d uygusun u n ölçüsüz
derecede şişiril mesi nden neredeyse patlayaca klar.
Alşi m i , ilahi bilgiler olmadan ulaşıl maya n bir sanattı r.
Bu yüzden eğer biz herhangi gizemli bir bilgiyi i nsanlar için
açıklarsak, bu onlar için anlaşı l maz olabi l i r. İnsanları n bü­
yük çoğ u n l uğu iç d ünyayı a n l a ma gücü nden mahru md u r.
Ama inan bana, Ch ristian, öyle bir g ü n gelecek ki, i n ­
sa nlar sadece başka yollar a ramak zorunda ka lacaklar
derken zafer kazanmış bir kumandan gibi Alşimisti n sesi
yü kseldi :
- Bu ne zaman olacak? Bi rkaç yüzyıldan son ra kendini
gösterecek. Şimdi ise, hayd i işi mizle meşg u l ola l ı m . Boş
konuşmadan fayda gel mez. Bugün sa na elektri u m almanın
sırl a rı n ı öğ retmeyi düşünüyoru m . Bu , veri len zaman içeri ­
si nde gereken sıralama ile ya pılan yed i meta l i n alaşı mıdır.
Ondan birçok mükemmel şeyler yapı labilir ve onları n her
b i ri büyük büyü gücüne sa hip olabi l i r.
NİYETİN YARATILMA ve YÖNETİLME SANATI

İkinci Ders

Zaman ve Mekanın Formülü


Niyeti miz gerekl i zamanda ve gerekli yerde hayata ge­
çiyor. Niyetin biçi mlendiri l mesinde bu çok önemlidir. Zira
biz sizi nle meka n ı ve zamanı var olan bir d ünyada yaşıyo­
ruz. Zaman ve mekanın birbiri nden ayrı l maz bu özelli kleri
göz önünde bulund u rmalıdır.
Siz niyetinizin gerçekleştiri lmesi için kesin bir yer ve 1
zaman beli rleyebil i rsiniz. Siz her şeyi titizl i kle planlayabil i r­
si niz, ama ben bunu ya pmanızı size tavsiye etmiyoru m .
Neden? Çünkü ne kadar yetenekli olursanız olun, bil inçli
olara k bütü n i ncel i kleri hesaplayamazsı nız. Bu n u , en baş­
ta n, aşağıdaki örneklerden kolayl ı kla görebil i riz.
En az i ki niyeti niz olduğu n u fa rz edel i m :
1 . Ekmek almak
2 . İş bulmak

Biri nci niyeti gerçekleşti rmek kolayd ı r. Sizin bu konuda


deneyiminiz var ve siz kesin olara k ekmeği nereden ve ne
za man alacağı nızı biliyorsu nuz. Ama bu d u rumda bile ön­
görü l meyen engel ler ortaya çıkabilir: beklenmeyen ka pı
zili, arkadaşınızın ziyareti, dükkanın ka pısındaki "Sayım
var. " yazan tabela . . .
İkinci niyet, başka bir mesele O daha karmaşık. Onun
...

gerçekliğe kavuşması için za man gerekir. Bu nun dışında


siz nerede, hangi d uru mda çal ışabileceğ i n izi de bil meyeb i ­
l i rsiniz. Bu yüzden meka n v e za manı önceden kesin olara k
planlamak, haya l kırıklığına uğraman1n bir yol udur.
Ama yine de koordi natlar bel l i olma l ı . Bunu nasıl ya p­
malı? Kesin tarihi göstermek yerine sonucu nuz için tahmi ni
zaman d i l i m leri beli rleyin ve niyeti nizi aşağıdaki şeki lde
:Niyetin Çücü

biçi mlendiri n : "En uygun zamanda ve beni m için en iyi


olan yerde gerekli olan işi elde ed iyoru m . "
Neden tam d a bu tü r biçimlendirme önem l i d i r? İşi n özü
şu ki, bizim bili nci miz +7, - 2 biri m leri ha kkı nda bilgiyi aynı
anda yaka layabiliyor. Ama bili nçaltı mız evrendeki olaylar­
dan her biri ha kkı nda bilgi leri içeriyor. O zaman hangisi bu
meselenin üstesi nden daha iyi gelecekti r: Zaman ve m e­
kan çerçeveleriyle sı n ı rlanmış bilinciniz m i , yoksa s ı n ı rsız
yetenekleri olan bilinçaltı nız mı?
Bilinçaltınıza niyetinizin gerçekleşmesi için yer ve za­
manı seçmesine i m kan tan ı yı n . O, en iyi bir şeki lde bütü n
mümkü n yolları hesa playaca ktı r. Siz sadece içinize, b i l i n ­
çaltı idrakinize başvurun v e bili nça ltı nızdan rica edi n : " B i ­
l i nçaltı m niyeti m i n gerçekleşmesi i ç i n en uyg u n z a m a n ı ve
meka n ı beli rle."
İlginç olan şu ki, bunun için kesi n l i kle özel bir bilgi g e­
rekli değ ildir. Zira bilinçaltımız bunu hep yapm ıştı r. Haya­
tınızda istediğiniz şeyleri n gerçekleştiği duru m l a rı hatı rl a ­
yın. N iyet büyüsü kon usuna h a k i m olmayan insanlar, bunu
talih, tesadüf ya da şanslı durum sayar.
Fakat insan hayatı nda hiçbir şey öylesine, tesadüfen
oluvermiyor. Bütün tesad üfler, bilinçaltı kuralına uyar. H a ­
yatta sadece olaylar değ i l , düşü nceler bile öylesi ne tezahür
etmez. İnsa n ı n herhangi bir düşüncesi veya herha ngi bir
davranışı, onun için bel li, olumlu niyetin gerçekleşmesi ne
h izmet eder. Bilinçaltımız bize yard ı m etmek için dav­
ra nışları mızı yön lendiriyor ve o sizin ona öğ rettiğiniz gibi
ç al ışıyor.
Yıllar önce hayatımda bir problemle karşılaştım. Onu
mutlaka çözmem gerekiyordu, fakat ben çözümü göremi­
yordum ya da çözüm için hayatımda çeşitli engellerle kar­
şılaştyordum. O zaman, artık daha büyüleyici kural/an bili­
yordum ve anltyordum ki, hayatımda bütün durum/an
kendim için ben kendim yaratıyorum.
Defalarca bilinçaltıma bu sorulan sormuştum : "Ben bu
durumu nasıl ve ne için yarattım ?" Ama benim iç sesim
susuyordu. Bilgi gelmiyordu. O zaman muhteşem bir anda
ben kendime sadece şöyle dedim: "Bilinçaltım, biliyorum
ki, bu problemim yardımtyla benim için çok önemli bir şey
yaptyorsun, ama o ne ise bir türlü anlamtyorum. Ben sana
güveniyorum. Bu durumdan benim ve çevremdekiler için
çıkış yolunu bul ve hazır olduğunda bana haber ver. "
Bundan sonra bir parça rahatladığımı hissettim. Yaşa­
mm başka saha/arma yöneldim. Arkadaşlanmla saunaya
gittim, yüzme kursuna yazıldım, oğluma daha fazla zaman
ayırdım.
Hafta sonu Volgaprad'ı aradım.
- Valera, biliyor musun, annem çok ilginç bir kitap al­
mış. Seni de ilgilendirecektir, diye annesinde misafir olan
hammım telefonda bana haber verdi.
Daha sonra, bana kitabm künyesini verdi.
Cumartesi, pazardan kitabı aldım. Üstelik hemen bul­
dum. İşte, nerdeyse ilk sayfasmda problemimin çözümü
için cevap buluyorum.
Sonra, kitabm yazannm soyadı da bana tamdık geldi.
Dikkatlice inceleme sonucu kitabm yazannm benim eski
karate antrenörüm olduğunu hatırladım. Daha çocuklu­
ğumda o; benim ilk, manevi öğretmenim olmuştu. Onun
oğlu ise annemin smıfmda okuyordu. Şimdi o adamm San
Petersburg 'da kendi okulu vardı. Bu durumlarda genellikle
"Dünya küçük! " derler.
Gördüğünüz gibi yard ı m bana beklenmeyen b i r şeki lde,
çok hızlı ve tamamen g üvenebi leceğ i m birisinden gel d i .
" Bi l mem gereken h e r şeyi, i htiyacım o l a n bilgiyi, gerekli
zamanda en iyi şekilde öğreniri m . Bana gerekli olan her
şey, gerekli yerde, g erekli zamanda beni m hayatıma gel i­
yor. "

1 56
Niyetin Çücü

Dikkatlilik Formülü
Yaptığımın beni istediğime ne kadar götürdüğünü
anlamak için ben gereken feraset ve duygulara sahi­
bim.
Siz, kendinize karşı çok dikkatli olmalısın ız. Kendi
hisleri nize ve sezgi nize kulak veri n . Kendi içinize sı kça
başvuru n . Aynı zamanda çevren ize, i nsanların davranışla­
rı na ve tepki lerine di kkat edi n . Duyuları nızı açık tutun ki,
niyeti nizin gerçekleşmesi yolunda i steni len sonuca doğru
düzgünce ilerlediğinizi hissedebilesiniz. Yol u nuzda ka rşı n ı ­
z a çıkan her tü r işarete di kkat ed i n .
İnsanlar, sıkça birbirileri ne bu t ü r tavsiyelerde b u l u n u r :
" Boş ver, d i kkate al ma", "Tükür g itsi n ", "Aklından çı kar".
Bunlar basit ve bazen de zara rl ı tavsiyelerd i r. Bu şekilde
s i z hayatı n size verdiği sinyallere de tepki vermemeye
başlayacaksınız.
Aksine, kend i nize ve çevrenize karşı çok özen l i ve d i k­
katli olu n . Sadece işaretleri doğru teşhis etmeyi ve onları
doğ ru okumayı öğreni n .
- "Doktor, ben çok hassas biriyim, ama böyle olması
kötü. Zira her şeyi içime dert ederim. Belki de bütün has­
taltk/anm da bundan kaynak/amyor. " diyor, hastalanmdan
biri.
Ben aksine, hassas olmamz iyidir, diyorum. Sizde daha
önceden var o/anlan ben şimdi öğreniyorum. Sizin sadece
hayatmızdaki herhangi bir şeye olumlu bir şekilde tepki
vermeyi öğrenmeniz gerekir.
İşaretler nasıl olabilir? Çok farklı. Duruma bağlı olarak
onlar herkesin kendisine göre olur. İşaretlere göre yön
belirlemeyi çok iyi öğrenmiş bir arkadaşım var. Boş ve
dolu kovalar onun için daimi işaretlerdir.
Düşünebilir misiniz, g ünlerden bir gün, o anlattyordu.
- Melitopol'a iş için hazırlanmıştım. Yüz metre gitmiştim
ki, bir adam iki boş kova ile karşıma çıktı. Onu durdurup
sordum: Köylü, kovalannda hiçbir şey yok mu? "Hayır,
hiçbir şey yok, "diye cevap verdi. Ben kovalan boş görünce
evime geri döndüm.
- Ya belki her şey iyi olacaktı? diye soruyorum, ben.
- Ben de eskiden, bütün bunlann düzgün çaliştığma
emin oluncaya kadar, öyle düşünüyordum, diye cevap ve­
riyor. Bak, ama kova dolu, hem de su ile dolu olarak kar­
şma çıkworsa, bu başanya işarettir.
- Bir taksici biliyorum, diye örnek verdim. Kendine özgü
kurallar sistemi olan birisi. Eğer trafik ışıklannda iki kez art
arda kırmlZI ışığa denk gelirse, bu onun için; müşterinin
olmayacağma ve oraya gitmenin anlamsız olacağma dair
bir işarettir.
Ama batıl inançli olmaym! Her şeyi saçmaflğa kadar gö­
türmeyin. Eğer yolunuza bir kedi koşuyorsa, kendinize
şöyle deyin : "Siyah kedi, mutlu yola, san kedi eğlenceli
yola . . " "Beyaz kedi nasil?" diye bana soracaksmız. Sizin
düşünüz. Zira bu dünyada her şeyi, işaretleri de biz ken­
dimiz yaratworuz.
Bir gün çok ilginç bir sahneye tamk olmuştum. Çarşıda
yoğun trafikli ana yola bir kedi koştu. Bir yolda otobüs
şoförü diğer yolda ise "Volga " markali arabanm şoförü
durdu ve bekliyorlar. Kibar biri olan otobüsün sürücüsü,
"Volga "nm sürücüsünü yol veriyor:
- Buyurun lütfen, siz sürün.
Volga "mn sürücüsü ise:
- Önce siz, diyor.
Bu yönden de, diğer yönden de trafik tıkamyor. Sürücü­
ler korna çaliyorlar. Onlar ise yerlerinden kıpırdamwor.
Birkaç dakika durup kimin önce gideceğini tartıştılar. Ta ki,

11 58
:Niyetin Çücü

Jeep 'le birisi bütün kural/an çiğneyerek gelip geçinceye


kadar.
Bilinçaltı zihnimiz tamamen her şeyi biliyor; işaretleri n
ve sinyalleri n yardımı ile bize kopya veriyor. Bütü n canlıla­
rın konuşabildiği bir Evrensel Dil vard ı r. Ama onu kulak ve
akılla değ i l , kendi kalbinle anlamak gerekir.
Şahsen ben her şeye d i kkat ediyoru m .
Ö rneğ in hasta randevuma gel mek istiyor, fakat farkl ı
neden lerden dolayı hep gel meyi ertel iyor. O za man biliyo­
rum ki, tedavi süreci yavaşlayabilir. Ama a ksine birisi ta m
za manında hem de önceden randevu a l madan geliyorsa
sonuç hızlı ve yüzde yüzd ü r.
Bana gerekl i olan bilgi leri ben farkl ı yollarla al ıyoru m ;
i n sanlarla iletişim kura rak, kitapları n v e televizyonun ya r­
d ı m ı ile . . . Esas olan, di kkatli olmak ve her şeye d i kkat et­
mek ... Fa kat işaretlere takı l ı p kal mak gerekl i değ ildir. Eğer
sinyalin anlamını çıkaramıyorsanız, o zaman kendi nizi ve
onu rahat bıra kı n . Bili nça ltı ndan size daha anlaşılır bir sin ­
ya l vermesi ni istey i n .
İşaretleri nasıl okumak gerektiği n i öğ rettiği m arkadaş­
l a rı mdan biri bana aşağıdaki hi kayeyi anlattı :
- Yakı nlarda otobüsle Bahçesa ray'a gidiyord u m . Yolda
şöyle bir olay oldu : D u raklardan biri nde kontrolör içeri
g i rdi ve biletleri kontrol etmeye başlad ı . Benim yaşlarım­
daki genç adamın biri nde ba ka n l ı kta n veri l miş bir vesi ka
vard ı . Ama denetçi , bu vesi ka n ı n ona bedava yolculuk
yapma hakkı vermediğini ve ödeme yapması gerektiğini
söyled i . Tartışma başlad ı . Yolculardan ki misi biri n i n , kimisi
de diğerinin tarafı nı tuttu . Denetçi ona haklı olduğunu gös­
teren bir sürü evra k gösterd i . Genç ise, keçi gibi i nat ed i ­
yordu v e bir türl ü geri çekilmek istemiyord u .
Birden ayıldım. Zira hayatımızdaki tüm durum/an ken­
dimiz için biz yarattyoruz. Ben anladım ki, bu durum benim
içindir. Kendim için bundan bir şey çıkarmaltyım. Otobüsün
durduğu ve herkesin tartıştığı esnada kendi içime yoğun­
laştım ve senin bana anlattığm gibi içime döndüm. Ben
bilinçaltıma şu sorular sordum:
Ben, bu durumu nasıl yarattım ? Bu durumdan ne anla­
maltyım ?
Fakat içimde sessizlik . . . Muhtemelen, g ü rü ltüden dolayı
ben iyice yoğ u nlaşamamıştım . O zaman denemeyi bıra k­
tı m ve bilinçaltı ma sord u m :
Biliyorum ki, sen bana bir bilgi veriyorsun, bir sinyal ve­
riyorsun. Ben ise onu hala anlayamworum. Lütfen bana
daha anlaşılır sinyal ver.
Bundan sonra yolumuza devam ettik. Ama maceralanm
bununla bitmedi. O gün bilinçaltım bana çok önemli bir
şeyi haber vermek istiyordu. Geri dönüşte trafik memuru
otobüsü yolda durdurdu ve sürücünün belgelerini kontrol
etti. Belgelerden birisinde düzensizlik vardı ve sürücü para
cezası ödemek zorunda kaldı.
Ben tekrar aym sorularla içime döndüm.
- Evraklann düzenli değil, para cezası öde!
Bilinçaltımdan bu cevabı aldım. Nasıl derler, şimdi tak
etti! Ben hatırladım ki, iki gün önce evraklanmla ilgili güçlü
endişe etmiştim ve vergi teftişi bastıracak diye korkmuş­
tum. O gün eve geri dönünce evraklanmı düzenledim ve
sakinleştim.

Esneklik Formülü
Ben düşüncelerimde ve davramşlarımda çok es­
neğim ve gerekli sonucu almak için tam zamamnda
eylemlerimi değiştiriyorum.
:Niyetin Çücü

Altın bir kural vard ı r : Eğer yaptığınız bir iş yürümüyor­


sa, başka bir şey yapı n . Eğer kapı bir tarafa açı l mıyorsa
diğer tarafa açı n . Ama önce kapının a rkasındaki n i n gerçek­
ten size gerekli ol u p olmadığını kendinize soru n .
N iyeti nizi gerçekleştirmek için sizi n sadece d uymak,
görmek, olup bitenleri hissetmek deği l ; aynı za manda de­
ğ işi k tepkilere sahip olmanız gerekir ki davran ışlarınızı de­
ğ işti rmek için hazır olabi lesiniz.
Eğer eylemleri nizi değişmiyorsanız, o zaman hep aynı
şeyleri elde edeceksiniz.

Hatırlaym! Yüksek derecede davranış esnekliğine


sahip olan biri durumu kontrol altmda tutabilir.

Gerçekten yetenekl i ve başarı l ı i nsanların d u ruma tepki


göstermenin on i kiden çok değişik yöntemleri ne sah i p ol­
duğu söylen i l i r. Onlar eylemleri nde esnekler. Ne kadar
çok seçenek varsa bir o kadar iç strateji ve başarı şansı
vard ı r. Kendi i m kanları nızı genişletin . Amaca u laşmanız
için her tü rl ü kaynağınız var.

Ahştırma

"Niyetin gerçekleştirilmesinde bilinçaltı

kaynaklarının kullanı lması"


Niyeti nizin gerçekleşmesi için gerekli yerde, gerekli za­
manda tamamen bili nçaltı i d ra ki nize g üven i n . Zira o, d ü n ­
yanız hakkında h e r şeyi, geçm işinizi , bugününüzü ve gele­
ceği nizi biliyor. Size sadece onun yaratıcı kaynağını kul­
lanmak kal ı r. Bunu nasıl yapmal ıyız?
Aşağıda bütün süreci adım adım açıklıyoru m . Onu yap­
mayı deneyin .
Plan - Şema

BİLİNÇALTI KAYNAKLARININ KULLANILMASI

ı . Adım: N iyetinizi kitapta anlatıldığı gibi bütü n ku ralla­


rı na göre biçi mlendiri n .
2 . Adım: Bilinçaltınızla temas kuru n . Bunun için içinize
şu soru i l e başvu run : "Bilinçaltı m , ben i m l e bili nçli bir şeki l ­
de i rti bata geçmeye hazır mısın?" Cevap bekley i n . B u her­
hangi bir duyuş, görsel i mge, iç ses ya da parmak hareketi
( Ben bu konuda " Hasta l ığını Sev" adlı i l k kitabı mda etraflı
bir şekilde yazmıştı m . ) olabil i r. Bu n u n için med itasyondan
ya ra rlanarak trans d u rumunu kul l a n ı n .
3 . Adım: Çevresel kontrol . Bili nçaltımda yaşamım bo­
yu nca niyeti min gerçekleşmesi ne iti raz eden bir böl ü m var
mı? Eğer " Hayı r" cevabı a l ı rsan ız, bir sonra ki adıma geçi n .
Eğer "Evet" cevabı aldıysa n ız, o zaman n iyetinizi di kkatl ice
tekrar gözden geçiri n . Mademki içiniz iti raz ediyor, demek
ki, onda doğru ol mayan bir şey va rd ı r. İ çin izden gelen sesi
d i nleyi n . O, size mutlaka söyleyecektir. Niyetinizin düzel­
til mesinden son ra çevreyi tekrar kontrol edi n . Kesin " Ha­
yır" cevabını aldıktan sonra bir son ra ki adıma geçi n .
4 . Adım: Niyeti nizin gerçekleşmesinden soru m l u bö­
lümün ya ratı l ması . Bunun için bil i nçaltınıza dön ü n . "Bu
niyetin gerçekleşmesinden sorumlu bölümü yarat. Bunu
yaptıktan hemen sonra bana "Evet" cevabı ver. "Evet" ce­
vabı aldıktan son ra diğer adıma geçi n .
S . Adım: Yeni düşünce ve davranış yöntemleri nin ya­
ratıl ması . Yeniden yaratı lmış bili nçaltı böl üm üne danışın :
"Niyetimin gerçekleşmesi için benim yaratıcı/Jk, hayal gücü
ve şahsi gücümü kullan ve (en az üç) yeni düşünce ve
davranış yöntemi yarat. Yeni yöntemler etkili, güvenilir,
hızlı ve basit olsun. Onlar benim ve çevrem için hayırlı ol­
sun. Bunu yapınca bana "Evet" cevabını ver. "
7Viyetin Çücü

Kendinizi tebri k edi n ! Şimdi sizin bilinçaltı nızın öyle bir


böl ü m ü vard ı r ki, sizin niyeti nizin gerçekleşmesi için çaba
gösterecek, onu en iyi şekilde gerekl i yerde ve gerekli za­
manda yapacaktır.
Amacı nıza u laştı kta n son ra a rzu ve istekleri nizin ger­
çekleşmesi esnasında yaratı lan bilinçaltı nızın bu böl ü müne
teşekkür etmeyi un utmayın ve ondan ya bilinçaltı nızı n tü­
müne kaynaşması nı isteyi n ya da onu yeni işlevlerle yap ı ­
landırı n .
Ö rneğ in, e v a l ma k istiyordunuz v e o n u aldı nız. Bilinça l ­
tının bu böl ü m ü hari ka bir şekilde işi n i n üstesi nden geld i .
Şimdi o ne yapacak? Bırakın o; evi n izle, o n u n temizl iği ve
koru nması ile i lgilens i n . Onunla tekra r bağlantı kuru n ve
ondan bunun için yen i yöntemler yaratmasını rica ed i n .
Bilinçaltınızı n bu bölü m ü sizin v e evi nizin b i r nevi koruyucu
meleği olacaktır.
Ö rneğ i n sevg i l i bir i nsanla karşılaşmayı istem işti niz ve
doğ ru za manda ve doğru mekanda onunla karşılaştı nız.
Şimdi, bırakın bili nçaltınız bu i l işkin i n deva m l ı l ığı ve gelişi­
mi ile i lgilensi n . Bili nça ltınız, aslında Al lah'a bağl ı olan ve
kaderi nizi bel i rleyen güçtür. Bu yüzden ona güven i n .

Düşüncenin Temizlik Formülü


Niyetimin gerçekleşmesi benim ve çevrem için hayırlıdır.

Çevreden ya l ıtılmış olarak yaşa madığı nızı u n utmay ı n .


Dahası, bu dü nya sizi ndir. Sizin şahsen çiçeklenmeniz sa­
dece sizin kendi nize olan tutu mu nuza bağl ı değ i l , çevre­
nizdeki i nsanlara, doğaya, vata na ve sı n ı rları içinde yaşa­
dığınız devlete olan tutu m u n uza da bağlıdır.
Bundan ötürü niyeti nizin gerçekleşmesi için düşü ncele­
ri nizin temiz ol ması şarttı r. Kıskançlı k, hırs, ki bi r, ci mri l i k,
darg ı n l ı k ve mahkum iyetten uza k olmalısınız. Bütün ol um­
suz d uygu ve d üşünceler yol u nuzda engellere neden ola-
caktır. Bunlar azmış gibi, hastalıklar yaratacak ve mutsuz­
luk geti receklerd i r. Ben bu konudaki ilk kitabım " Has­
talığını Sev!"de detayl ıca yazmışı m .
Paracelsus'u n sözleri nden b i r örnek verey i m . " Düşün­
mek, düşünce bakı m ı ndan hareket etmek anlamına gelir
ve eğer düşünce yeterince yoğ u nsa, o fizi ksel planda etki
ya pabilir. Düşünceleri n i fiziksel planda doğrudan harekete
geçi rebilecek g üce sahip i nsan sayısı azd ı r. Allah'tan ki
azd ı r, yoksa aklına aptalca fi kirler gelen çok insan vard ı r. "
Unutmayın ; niyeti niz başkala rına zarar vererek elde
edeceğ i n iz bir şey değ i ldir. Niyeti nizin yal nızca fert olara k
sizi nle v e çevrenizle a henk içinde ol masından e m i n ol u n .
Elde edeceği n iz sonuç sadece sizin değil başka ları n ı n d a
yaşa m ı n ı iyileşti rmelidir.
Geçenlerde kendi okulunu kurmuş bir adamla tamştım.
Laf, insanlarm davrantşlan için ahlak ve sorumluluklann­
dan açıldı.
- Biliyor musun, ben insan/an nisbi olarak üç kategoriye
ayırdım.
- Hangileri?
- Birinci kategori: bunlar salt biyolojik insanlardır. Yani
kendilerine ne zaman, neyin hazır sunulacağmı bekleyen ­
ler. Eğer verilmezse, onlar aç inekler gibi böğürmeye baş­
larlar.
- Evet.
- Kendileri harekete geçmek, her şeyi ellerine almak ye-
rine, sadece başkalannt suçlar, yargılar ve tenkit ederler.
İkinci kategori: bunlar canavar insanlar, yırtıcılardır.
Onlar kendilerini besleyebilir, yaşamlannt idame ettirebilir.
Bunu yaparken de başka/arma tükürürler. Kendi gibi/erini
yok etmeye hazır beklerler.
- Ben tamamlayabilir miyim ? diye onun lafmı kestim.

li 64
Niyetin <jücü

- Hadi bakalım!
- Üçüncü kategori: Akıllı insandtr. Öyle biri ki, hem ken-
di hem de başka/an hakktnda düşünür.
- Kesinlikle doğru. O, amacma öyle bir şekilde u/aşwor
ki, başka/an da bu durumdan kendilerine önemli ve faydalı
bir şeyler alabiliyorlar. Cari Linnaeus ve Char/es Darwin
yamlmışlar. İnsanlann evrim süreci yeni başlwor ve bir­
çok/an için Homo Sapiens'e çok var.
Bu dünya tümü ile sizindir ve siz niyeti nizle bağ l ı olan
her bir kişi ile ilgi lenmelisiniz. Bu yüzden kendi nize bu so­
ruyu soru n :
Niyetim kimleri etkileyecektir? İstenmeyen yan etkiler
ortaya çıkabilir mi? Niyetimin gerçekleşmesinin sadece
benim için değil, başka/an için de haytrlı olması için ne
yapmaltyım ?
Ö rneği n , herhangi bir şey almak için daha fazla para
kazanmak zoru ndasınız ama bu duru m ai lenizi etkileyecek­
tir. İşi nize ne kadar çok za man harcayacak olursan ız, a i l e­
nize o kadar az zaman harcamış olacaksı nız. Bu yüzden
ya kınların ızla bu d u ru m u paylaşı n . Onlardan destek iste­
yi n . Onlara saki nce anlatı n ki, işinize daha çok za man
ayırmanız gerekecek, fakat gelecekte herkes bu işten karl ı
çı kaca ktır. Bu arada makul bi r şeki lde kendi gücünüzü ve
yeteneklerin izi değerlendiri n . Herhangi bir d u ru m içi n yak­
laşı m ı nız şu şeki lde olmal ı : " Herkes galip çı ksı n ; herkes
kend ine iyi ve faydalı bir şey elde etsi n . "
Yakmlarda bana Mo/davya 'dan bir okuyucum telefon aç­
tı.
- Valeriy Vladimiroviç, "Hastaltğtnı Sev" kitabmdan do­
layı size teşekkür etmek istiyorum. Sizin yoğunlaşma ve
bilinçaltı programlanmamz sayesinde ben işitme duyuma
yeniden, yüzde yüz kavuştum. Çok çok teşekkürler.
Ama ilginç olan şu ki, hayatımm başka sahalannda da
değişiklik/er oldu. Özellikle de bilardo oyunundaki başanla­
nm beni şaşırttı. Bu oyunu çok seviyordum ama çok da iyi
oynamwordum. Bu yüzden de güçlü rakiplerle oynamaktan
korkuyordum. Sizin kitabmızı okuduktan sonra oyuna ve
rakiplere karşı tutumumu değiştim. Ben onlara galibiyet
dilemeye başladım. Oyundan önce ben herkesin kazanaca­
ğı ve bu oyundan kendileri için hayırlı ve iyi şeyler elde
edeceğini söylüyorum.
Önceden beni yenenler şimdi bana yeniliyorlar. Onlar
bana böyle güzel oynamayı nerede öğrendiğimi soruyorlar.
Ama ben bunu hiçbir yerde öğrenmedim ki, sadece ken­
dimde bir şeyler değişti.
Böyle ya klaşı m , rekabetten kaçı nmaya i mkan veriyor.
Zira rekabet gerg i n l i k ve savaş doğuruyor. Bu ise kalp,
damar hasta l ı kları , mide ü lseri , ka nser ve başka problem­
lere yol açıyor.
Siz daima korku ve gerg inlik içinde yaşamak ister misin iz?
Uygarlığın stres doğ u rduğunu söyl üyorl a r. Bu doğru de­
ğildir. Kendi tutum u m uzla kendimiz için ve çevremize yö­
nelik stresli durumları biz kend i miz yaratıyoruz.
İsa Peygamber şöyle öğretiyordu : " Düşmanları n ı sev . "
Ben ise size diyoru m : "Düşmanı nız yoktu r." Şahsen beni m
için bütü n i nsanlar arkadaş, öğ retmen ve müttefi klerd i r.
Günlerden bir gün biz dostlanmızla saunada buhar ban­
yosu yaptyorduk. Bizim böyle bir aftşkanftğımız var. Ben
bütün bun/an arkadaşıma anlatwordum. Ben, yukan bö­
lümde, o ise orta bölümde oturuyordu. O bana doğru dön ­
dü, güvenmeyen bir ifade ile bana bakıp sordu.
- Sen söylediklerinden emin misin ?
Ben bunu sadece söylemiyorum, diye cevap verdim.
Ben böyle yaştyorum.
J.fiyetin Çücü

- Demek ki, tüm insanlara iyimser mi yaklaşmalı?


- Kesinlikle doğrudur.
- Onlar sana kötülük yaptıklannda, küçük düşürdükle-
rinde, her tür sıkmtı verdiklerinde bile mi?
- Onlar bana kötülük yapamazlar.
Almmdan ter damlasmı silerek devam ettim;
- Çünkü ben insanlann davramşlanna karşı tutumumu
değiştirdim. Asabi adam bana sakinliği, cimri biri cömertli­
ği, öfkeli biri ise iyimserliği öğretiyor.
- Bunu nasıl anlama// ?
- Çok basit. İşin özü şu, ben yaşamımda yansıma kanu-
nunu kullamyorum. Bu kanuna göre yaşamım boyunca
karşıma çıkan insanlar benim karakterimin herhangi bir
özelliği yansıtwor.
- Bir örnek göster.
- Tabii ki. Eğer karşıma cimri bir insan ÇlkfYorsa demek
ki bende cimrilik var.
- İlginç. Bu durumda sen ne yapworsun ?
- Cimrilikten kurtulmak için kendi üzerimde çallşworum.
Ben bu insam kendi yansımam, "öğretmenim " gibi kabul
ediyorum. Karakterimdeki olumsuz taraf/ yüzeye çıkardığı
için ben ona teşekkür ediyorum. Bunu yaparken onun dav­
ramşlanm dikkatle izliyorum. Eğer o benim hayatımdan
çıkworsa, ya da kendi değişiyorsa, bu benim cimrilikten
kendimi kurtardığım an/amma geliyor.
- Eğer o seni bulmakta devam ediyorsa ve yeniden cim­
rilik gösteriyorsa ?
- Demek ki ben değişmemişim. Eğer ben doğru davra­
nıyorsam, sadece iki ihtimal var; ya o kendisi değişiyor,
özellikle bana yakm birisi ise, ya da benim hayatm:ıdan
temelli uzaklaştyor.
- Çok ilginç!
- Bence senin sayende İsa Peygamber'in bir buyruğunu
anladım : "Bir yanağma tokat atıldtysa, ötekisini uzat!"
Bence bunu öğrenmeye değer. Haydi dinlenmeye gidelim,
çay içelim, her şeyi etrafltca konuşalım.
Hastalanmdan biri soruyor:
- Doktor, komşuma nasıl tepki vermem gerektiğini bana
öğretin.
- Ne oldu ki?
- Onun yüzünden bana hayat yok. Yaptığı her şey be-
nim asabımı bozuyor, bende öfke yaratwor. Bazen bana
öyle geliyor ki, o bun/an kasıtlı yapıyor; benim enerjim­
den, gücümden beslenmek istiyor.
- Neden böyle düşünüyorsunuz?
- Onunla iletişimden sonra ben kendimi dağılmış gibi
hissediyorum. O ise bütün negatif enerjisini bana attyor,
kendisi ise dinçleşir ve yanak/an pembeleşir. Ben ne yapa­
bilirim ? Onunla karşılaşmaktan her defa da kaçamam ki?
- Sizin ondan kaçmamza gerek yok. Aksine, şimdi onun­
la daha sık görüşmeye çalışm. Bu karşılaşma/an kendi
enerjinizi artırmak için kullanm.
- Nasıl yani? diye kafası kanşmış bir şekilde soruyor.
- Yani, önceden siz kurban rolünü oynuyordunuz, o ise
cellat. Siz sadece oynamtyordunuz, hatta kendinizi kurban
olarak hissediyordunuz. Bu yüzden o, sizin enerjinizi alt­
yordu. Şimdi ise siz onun asabiliğine karşılık sakinlikle,
yüzsüzlüğüne karşılık ise kibarlıkla cevap vereceksiniz. Bu
esnada da kendinizi korumayı öğreneksiniz. Onun sayesin­
de siz huzur, dayamklılık ve bunun gibi birçok değerli nite-
Jfiyetin Çücü

tik kazanacaksmız. Başka bir deyişle güç kazanacaksmız.


Ondan sonra sizin için kimse korkulu olmayacaktır. O ise
sizin için "kötü " enerji olmayı bırakacak, size kendi enerji­
sini verdiğini hissettiğinde ise sizden "kopacak"tır.
- Doktor, sizin bakış açmızı ben çok beğeniyorum. Bunu
mutlaka deneyeceğim !
- Yakmda siz, komşunuzdan dolayı şanslı olduğunuzu
anlayacaksıntz!
Düşü nceleri n temizliği her tür durumda net bir şekilde
"çalışıyor. "
Bir gün akrabalanmdan birinin büyük meblağda parası
çalmmıştı. Hırsızlar küçük pencereden içeri girip pahalı bir
aleti almışlardı. O zamana kadar o benim tavsiyelerimi
nadiren dinlerdi. Nasıl derler; "Kendi vatammda kahin yok­
tu. ". Şimdi ise benim modelimi denemeye karar verdi.
- Bu gün bize gel, Valeriy, dedi. Ben kendi üzerimde ça­
lışmaya hazmm.
Akşam onlara gittim. Kanepeye oturduk. Tabii, onun
morali çok bozuktu, fikirlerimi okuyormuşçasma :
- Sen ne düşünüyorsun, ben iki gecedir uyuyamtyorum.
Tantdıklanmdan kim olabilir, diye düşünüyorum.
- Sen yanlış şey hakkmda düşünüyorsun. Bu, sana bir
şey kazandırmaz, bu yüzden boşuna zaman harcama. İlk
yapman gereken şey, niyetini düzeltmek...
- Bunu nasıl yapabilirim ?
Ona her şeyi etraf!tca anlattım ve biz bu şekilde bir ni­
yet oluşturduk: "Doğru yerde ve doğru zamanda ben çalı­
nan eşyalanmı tastamam buluyorum. "
- Şimdi ben de eşyalannm sana geri dönmesini istedi­
ğim için kendi niyetimi söylüyorum : "Doğru yerde, doğru
zamanda akrabamm eşyalarmm tastamam geri verildiği
haberini altyorum. " Senin ailen ve benim hammım da bu
şekilde niyet ediyor. Böylece bizim gücümüz kat be kat
büyüyor.
- Sonrasmda ne yapma//yım ?
- Sonrasmda biz, senin bu durumu neden ve niçin ya-
rattığmı ortaya çıkarmaltyız. Kendimiz için yaşamımızdaki
bütün durum/an bizim kendimizin yarattığmı sen artık bili­
yorsun.
H ı rsızları hayatı na hangi duygu ve d üşüncelerle çektiği
hakkında onunla etraflıca konuştu k. Bunun temelinde esas
olan şey; korku, parası için endişe etmesi , kendine ve ya­
şamına karşı soru msuz davra nışı yatıyord u . Ondan sonra
biz bu d u rumun niçin onun karşısına çı ktığını ve bundan
nasıl pozitif ders a l ması gerektiğini anla maya çal ıştı k. Bü­
tün bu anlar pürüzsüz geçti . Ama kon u , düşü nceleri n te­
m izliğine geli nce d u raksama yaşa n d ı .
- Ba na ba k! diye kızg ı n l ı kla cevap verd i .
- Ben hırsızlara nasıl iyi şeyler d ileyebi l i rim? B u şeref-
sizler tutu klanmalı ve ceza landırıl malılar. Bana hatta böyle
bir dua bile öğretmişlerd i , hırsızlar cehennem ateşinde
ya nmalı, onlara kırk satır vuru l ma l ı gibi.
Böyle diyerek ahbabım bana dua metn i n i verd i .
Ben de tabii onların tutuklanması gerektiğini söylüyorum.
- Çü n kü kendi l eri sana eşyalarını biraz zor geti ri r. Gerçi
bu durum da m ü m kündür, ama bu n u n için sen i n gücün
hala çok az.
Dua denen bu şeye gelince, kağıt parçasmı ona geri ve­
rerek sözlerime baş//yorum;
- Bunlara dua bile denmez. Gerçek dua şiddet içerme­
meli. Bu bir dua değil, "kara " büyü diye adlandmlan bir tür
büyüdür. Bu söylediğin şey iliklerine kadar nefret ve öfke
:Niyetin Çücü

doludur. Esasmda, soruyorum sana, hırsızlar sana nasıl bir


kötülük yaptı ki?
O, şaşırarak bana baktı.
- Bu duru mu sen ya rattın, diye ben sa kin sakin devam
ediyoru m . H ı rsızları sen kendin kötü düşüncelerinle yaşa­
m ı na çekti n . Başka bir deyişle onları kendine hizmet etti r­
din ve bundan pozitif ders aldı n . O zaman neden hoşnut
değ ilsin? Onlara teşekkür etmen lazım ...
Arkadaşı m ;
- Bundan şu ortaya çıkwor ki, b u dünyada hırsıza da ih­
tiyaç vardır!
- Tabii, şimdilik ihtiyaç var. İnsanlarda para korkusu,
cimrilik, kıskançlik olduğu sürece de onlara ihtiyaç olacak­
tır. Bu durumlarda hırsızlar mükemmel birer sessiz öğret­
mendir. Onlann görevleri, kendilerinin ve başkalannm pa­
ralanna karşı saygılı tutum sergilemeyi insanlara öğret­
mektir.
- Ama benim olumsuz düşüncelerim olmasa da başka/a­
nnm illa ki olacaktır ve o zaman da hırsızlar hiç yok olma­
yacaklar.
- Evet, ama onlar sana uğramadan yamndan geçip gi­
decekler. Sen ve onlar farkli var oluşlarda (sudur /
emanatio) da yaşayacaksmız.
- Tamam, eşyalanmm geri verilmesi için hırsızlara karşı
düşüncelerim nasıl o/mali? deyip ikna oluyor.
- Senin düşüncelerin temiz o/mali. Hırs, öfke ve mah­
kumiyet içermemelidir. Öncelikle, verdikleri dersten dolayı
hırsızlara içtenlikte teşekkür et. İkincisi, senin yeni düşün­
celerin bu şekilde seslenmeli. Eşyalanmm bana geri dönü­
şümü hırsızlann fiziksel ve ruhsal durumlarmm düzelmesi­
ne vesile olacaktır.
-Ama bu nasıl olur, böyle bir şey mümkün müdür?
- Ben mümkün olduğunu düşünüyorum. Muhtemelen bu
onlann ne ilk ne de son hırsızlık vakasıdtr. Bu yüzden onlar
ele geçtiklerinde (onlar muhakkak ele geçirilecekler), senin
ve başkalannm eşyalarmı geri vermek ya da onlann nere­
de saklandığmı söylemek onlann işine gelecektir. Onlara
polis şubesinde suçlu girişi işlemini açıltr, bütün bunlar için
birkaç yıl hapis yatarlar. Evet, bu arada, senin polisle aran
nasıl? diye iğneleyici bir ses tonu ile sordum.
- Ben a rtı k anladım, ben polislere karşı da tutu mumu
değişti rmeliyim, yoksa eşya ları n geri veri l mesi ile ilgili en­
geller olacak, diyerek a kra bam tebessüm etti .
- Tamamen doğrudur. Ancak bunu içten yap.
- Ben her şeye, hatta buna da hazmm.
Bir buçuk ay sonra htrsızlan yakaladılar ve bütün eşya­
lannt akrabama tastamam geri verdiler.
Düşü nceleri n temizliği kura l ı sadece bi rkaç maddi şeyin
elde edi lmesi için kullanıl maz. Onu hem i nsanlarla il işki l e­
ri nizde, kendi i n kişafı n ızda ve teka m ü l ü n üzde, sağl ığınızın
için hem de çevresel duru m u n ; yaşad ığınız ü l ken i n ve bü­
tün dünyanın çevresel ve politik d u ru m u n u n iyileşmesinde
kul l a n ı n . Geniş çapta düşün meye ça lışı n .
Bizim arkadaşlarla b i r geleneğ i miz (alışkanlık) olduğun u
ve her hafta sau naya gittiğimizi daha önce söylemiştim ...
Kerevette uzanıyoru m . Buhardan yen i çıkmışım . Kal ın
bir havl u ile örtü nmüşüm, rahatlamışı m . Böyle anlarda
hafif, hoş bir baş dön mesi hissedersi niz. Kafan ızda hiçbir
düşünce yoktu r. Yan ı başında dağlardan toplanılmış otla r­
dan yapılmış çay ve hari ka ıhlam u rlu bal var. Boyl u bo­
yunca uza n ı r, tadı n ı çıkarı rsınız.
Bu esnada kon u devleti mizden ve ka nunları mızdan açı­
lıyor. Bu konuşmalardan hiç hoşlanmam, çünkü onlar bir
kural olara k hep tenkit ve ya rgı i l e biter. Bak, şimdi de
:Niyetin Çücü

beni m i ki iş arkadaşım kura l l a ra , devlete ve vergi organla­


rı na küfür ediyor.
- Siz hiç hü kümeti nizi sevm eyi denediniz mi? diye sor­
d u m . Onlar bana bir deliğe ba kıyorlarmış gibi baktı lar.
Onlardan bana öyle ba kma malarını rica etti m .
- Ben çok ciddi söylüyoru m . Bütün b u gereksiz yarg ı ve
ten kiti n size ne faydası va r? Sadece kend i nizin ve başkala­
rı n ı n keyfi ni bozuyorsunuz. Bakı n , siz bir de sıradan olma­
yanı deneyin .
- Nasıl yani? diye soruyorla r.
- Devlet dairelerinde sade i nsanlar çal ışıyorlar, d iye a r-
kadaşlarıma anlatmaya başlıyoru m . Bir gümrü k işçisi, ver­
gi memuru hiç fark etmez; her birinin kalbi var. Bu insanın
ru h u sizin duygu ve düşü nceleri n ize tepki gösteriyor. Eğer
sizin d üşmanca bir tutu m unuz varsa, o za man siz ondan
sadece ceza veya rüşvet gibi olumsuz bir şeyler alacaks ı ­
n ı z . Ama eğer ona karşı iyi bir tutu m serg i lerseniz, onun
tarafı ndan da aynı davran ışla karşılık göreceksiniz.
- Ama ona karşı iyi davra n m a k nasıl olur ki? diye a rka­
daşlarım iti raz ediyor. İnsan ken d i ne karşı iyi davra nışı hak
etmelidir.
- Öyle ise siz de onun tarafı ndan size karşı iyi davranışı
hak ed i n . Onları n değişeceğ i n i beklemeyi n , bu çok kötü bir
psikoloj id i r. Yansıtma kura l ı nı kullanı n . Ben bu konuyu size
anlatmıştı m . Birisin i n değ işmesi ni istiyorsa nız, kend iniz
değişin. Kesinlikle sonuç a lacaksı nız.
Bundan sonra bazıları b i rkaç fı kra anlattı ve biz başka
konulara geçtik, ama görüyoru m ki, beni m sözlerim onları
düşünmeye zorlad ı .
B i r hafta sonra d a biz sau nada tekra r b i r a raya geldi k .
Arkadaşları mdan biri bana ; "Biliyor musun iki gün önce
senin dediğin gibi hareket etmeyi denedim . " d iyor.
- Nasıl, oldu mu? diye merakımı gizlemeden sordum.
- Çaltştı!
- Nasıl bir durum idi?
Sıradan bir d u rum, d iyerek anlatmaya başlad ı :
- Verg i müfettişi teftişe geld i . Ö nceleri olayı rüşvetsiz
atlatmak mümkün ol mazd ı . Bu sefer ben düşünüvoru m,
haydi ona bi rkaç iyi düşünce gönderey i m . Onu ri , evrakları
nasıl evirip çevirdiğine bakıyorum, iyi şeyler düşünmek
istiyoru m ama aklıma hiç iyi bir şey gelmiyor. İşte budur!
Birden göğüs bölgesinden değişik bir his başkaldırıyor ve
yavaş yavaş göğsümden ta m da boğazıma doğru yü kse­
liyor. Gözleri m yaşa rmaya başl ıyor ve boğazı mda bir şey­
ler h i ssediyoru m . Ben bu duyguyu bir sempati veya acıma
d iye adlandırmak isterd i m çünkü, hemen onun ardından
a klıma çok tuhaf düşünceler geldi : " Ba k sen de ben i m gibi
bir i nsansı n . Sen de beslenmek, yaşamak için para ka­
zanmak istiyorsun. Ben bunu çok iyi an lıyoru m . Ben sana
en iyi şeyler diliyoru m . Bol l u k içinde yaşa , ama beni m sa­
yemde değ i l . Lütfen ben i rahat bırak. Gidişinle beni m refa­
h ı ma ya rd ı m et. ".
- Birden çok ilginç bi r şey oldu, diyerek arkadaşım sö­
züne devam ediyor:
Ben bunları düşünürken, müfettiş evrakları n ı yerine ko­
ya rak o gün için çok acelesi olduğunu ve teftiş için başka
bir za man uğrayacağını söyl ed i . Ben sanki transta idim . . .
- Şimdi artı k onun bir sonraki ziyaretini bekleme, tam
aksine onunla düşü ncelerinde konuş, o zaman o seni ta­
mamen ra hat bıra kacaktı r.
Eğer niyeti niz pozitif, düşünceleriniz de temiz ise o za­
man doğa ve i nsanlar hemen sesin ize ses verecek ve ya r­
d ı m edecekler.
:Niyetin <jücü

Ben i m semi nerleri me katılan kişi lerden biri bizlerle ken­


d i hayatı nda yaşadı kları n ı paylaştı :
- Biliyor musun uz, ben bu prensibi yaşa m ı mda çokta n­
dır kullanıyord u m . Bir g ü n ben köye akrabaları m ı ziya rete
gitmişti m . Tren istasyona gece vard ı . istasyondan köye
gitmek için ise ormandan geçen yoldan bir kilometre yü­
rü mek gerekiyord u . Gece yarısıydı ama hava kapalıydı ve
ay bul utların arkasında saklanıyord u .
Kara n l ı k ürkütücüyd ü . Ormanda yürümek i nsanı korku­
tuyord u . O zaman ben bulutlarla konuştu m . Onlardan rica
etti m, "Bul utlar, l ütfen dağ ı l ı n ve bırakın ay beni m yol umu
aydı nlatsın. Ama bundan kimse zara r görmesin, herkes
için iyi olsu n . " O an olanlar bana mucize g i bi gelmişti . Bu­
lutları n arkasından dolunay ay çı ktı ve ben i m yol u m u ay­
dı nlattı . Ben bulutlara da, aya da teşekkü r ettim ve köye
doğru adımladım. Yol boyu i lerledi kçe gökyüzünde ayın
etrafı apaçıktı .
Köye vardığımda ise ay tekra r bul utların a rkasına sa k­
landı . Ben sonra l a rı da bu metodu bi rkaç defa kullandım.

Sorumluluk Formülü
Niyetimi gerçekleştirmek için ben sorumluluğu kendi
üzerime al ıyorum.
Yaşa mı mızdaki, bütün olayları biz kendimiz yaratıyoruz,
bu yüzden l ütfen suçlamayı , yargılamayı ve i ncin meyi bı­
rakın. Sizin hiçbir şeye sahip olmamanızda n ne siz, ne de
bir başkası suçl u . Aslında hayatta suçlu kimse yok!
Size suçl u l u k hissi yeri ne soru m l u l u k hissini üslenmen izi
öneriyoru m . Bu yaşa m ı nızı hafifletecek ; ilginç ve g üçlü
kılacaktı r. Size gerekli olan son uçlara siz tamamen kend i­
niz, nasıl derler "dış şartlar"a bağ l ı olmadan ulaşmayı öğ­
reneceksin iz. Tam a ksine "dış şa rtlar" dedi kleri her zaman
sizin lehinize olacak. Esas olan, başka la rına kurban ol mayı
durd u rmak ve kendi yaşamının sa hibi olmayı hissetmekti r.

Hareket Etme Formülü


Ben harekete geçiyoru m .
Niyeti nizin ciddiyeti ni beyan edi n .
Olumlu duygularla artı k niyeti nizi güçlendirdiniz. Şimdi
onu harekete geçiri n . Beyaz veya siyah büyüde bunu
yapmak için değişik usuller vard ı r. Gün ağarı rken duaları­
nızda niyeti nizi defalarca tekrar edersiniz. Onu kağıda ya­
zıp üzeri nizde taşıyın . Ya da özel bir mum hazırlayıp onu
yakarsınız. N iyeti nizi suya anlatırsınız.
Ben ise size en iyi yolu sunuyoru m . En tem iz düşünce­
leri n izle hiçbir koşuşturma olmadan harekete geçi n . Eğer
niyeti niz ciddiyse, ilk adımları nızı beli rleyin ve harekete
geçi n . U n utmayın, sadece ya ptı klarınız sayı l ı r.
Bir zamanlar kendim için bir hedef belirlemiştim. Dün­
yada adı sayılır büyük bir, doktor (şifa veren kişi) olmak!
Onu daha küçük elde edilebilen birkaç hedefe böldüm;
yeni metot/an benimsemek, kitap yazmak, akademik de­
rece almak v. b.
Aşamalardan birinde "ta kıldım ". Hedefi m i n hayata geç­
mesi yolunda i lerlemem d urdu . O zaman içime daldım ,
bilinçaltı ma sord u m . İleriye doğru devam etmek için ne
yapmalıyım? Bana bir sonraki adımımın nasıl olması gere k­
tiğini söyle.
" Yaratıcıftğmm yapısmı değiştir. " diye içimden bir ses
duydum. "İnsanlarla daha fazla iletişim kur. Büyük kalaba­
lıklar karşısmda konuş, seminerler ver, konferanslar ver.
Kitabmı yaymla. " (o zamanlar artık kitap hazırdı fakat onu
yaymlamam için bir miktar paraya ihtiyacım vardı.) Kitabm
çıkanlması için arkadaşlanndan borç para al. "
:Niyetin Çücü

Zaman kaybetmeden harekete geçti m . Ama toplum


karşısında konuşma tecrü bem olmadığından, küçük d i n l e­
yici g rupları ile başla maya ka rar verd i m . Hastanelerden
birine gitti m, semi ner vermem için başheki mle anlaştı m .
Fazla i nsa n yoktu, a m a b u b i r başlangıç idi. Bir hafta son ra
kal p-damar merkezinde bir daha semi ner verd i m . Bu defa
daha çok i nsan katı lmıştı . Sonra kitabın yayı n l a n ması için
arkadaşı mdan ödünç para ald ı m . Daha i ki hafta sonra ya k­
laşık i ki metre boyunda bir adam odama geldi ve bir pro­
jede yer a l ma m ı teklif ett i .
- Bil iyor m u s u n , Sağ l ı k Oku l u kurmak istiyoru m ; Kırım
ve Ukrayna'n ı n değişik kentleri nde semi nerler verebilecek
bir uzmana i htiyacı mız var. Ta nıdıkl a r sen i tavsiye etti .
Ta bii ki, teklifi kabul etti m . Bunu bir şans g i bi adlandı­
ra biliriz. Ben ise bunu fa rkl ı değerlendiriyoru m . N iyetim
artık çal ışmaya başlamıştı ve gerekli i nsanları hayatı ma
çekiyord u . N iyetinizi düzg ün biçimlendirip harekete geçi r­
diğinizde bu, hep böyle ol u r.
Psi kolojik planda siz artık yeterince çal ışmışsınız. Şimdi
ise fizi ksel dünyada n iyetinizi hayata geçirmen i n zamanı
gelmişti r. Ö rneğ i n , siz evde oturup a rkadaşları nızın ne
zaman geleceğ i n i beklersen iz, onlar biraz zor gelir. Bunun
yeri ne nasıl daha açı k olabi l i rsiniz, kimlerle a rkadaş olabi­
l i rsiniz diye düşünün ve i l k adımını siz atı n .
Eğer zengin olmak gibi b i r niyeti niz varsa, sadece kendi
üzeri nizde ça lışmanız onu hayata geçirmeniz için m u hte­
melen yeterli olmayaca ktı r. Hareketleri niz içten (saldırgan
d üşü ncelerden kurtu lma, negatif d üşünme ve kanaatlerle
çal ışma gibi) olduğu gibi dıştan (somut fizi ksel çaba, ge­
rekli insanlarla görüşmeler vb.) de olma l ı .
Daha d a önemlisi, niyetin izin hayata geçi ril mesi şöyle
ya böyle başkaları n ı n hareketleri ne de bağl ıdır. Farklı tep­
kilerle karşılaşacaksınız. Bazıları size yard ı m etmek için
açı kça çaba gösterecekler, başka ları ise engell er yaratmak
isteyecekler. Ö nemli olan doğru tepki göstermektir. Karş ı­
nıza engeller çı karsa, bunun için birileri n i suçlama kta acel e
etmeyin. Aksi halde, kendinizi yen iden kurban d u ru m u nda
bulursunuz. Engeller kendinizde NEYİ değişti rmeniz gerek­
tiğini size net olara k gösteri r.
Eğer ka rşınızdaki i nsan isted iğiniz tepkiyi vermiyorsa,
soru m l uluğu kendi üzerinize a l ı n ve harekete geçi n . Ke ndi­
nizde neyi değişti rmek ve gereken tepkiyi almak için ne
yapmanız gerektiği hakkında düşü n ü n . Bu, tamamen es­
nekliği nize bağlıdır.
isted i ğ i m i elde etmek için ben ne yapmalıyım? İlk ve
son adımım ne olmalı?
Siz çok esnek olma l ısınız ve istediğinizi elde edene ka­
dar davranışlarınızı değişti rmelisiniz. Altı n kuralı hatı rl ıyor
musu nuz?
"Eğer yaptıklarınız işe yaramıyorsa, başka şeyler
yap1n."
Sonuca oda klanın ve başarısızlıkları u nutu n . Başarsızlık
denilen şey asl ı nda hiç yoktur. O sadece bizim beyn imizde
v ard ı r. Başa rısızlık, sadece sizin sonuca verdiğiniz negatif
değerlendi rmed i r.
Sadece sonuç vard ı r. Sonuçları iyi ve kötü diye böl meye
çaba göstermey i n . Herhangi bir sonuç, sadece sonuçtu r.
Bu sonucu içe dönüş için bir köprü olara k kullanın. Bu size
dünya görüşünüz ve i mkan l a rı nızı genişletmek içi n zama­
nın geldiğine dair bir işarettir. Bu daha önce farkı na var­
madığınız, değer vermediğiniz şeylere di kkat etmeniz içi n
hari ka bir i m kandır. Gücünüzün yön l erini tekra r gözden
geçiri n ve eylemeye devam edi n . Fakat acele etmeden
saki n sakin hareket edi n . Fazla çaba göstermeye çal ışma­
yı n . Eğer n iyetinizi düzg ü n biçi mlend i rmişseniz ve yeterli
g ücünüz varsa, o zaman sizin fazladan çaba göstermenize
hiç gerek kal mayaca ktı r. Her şey kendi kend i l iğ i nden ola­
cak, yani olacağına varacaktır.

� 78
Niyetin Çücü

Engel lerle karşılaşmadan önce, var olan imkanları nızla


dah a neler yapa bileceğ i nize oda kl a n ı n . Tanı nmış Ameri kan
psi kiyatri doktoru M ilton Eri kson 'u n kita bı ndan bir böl ü m ü
alıntı yapara k örnek vereceğ i m : "Sesim sizi nle kalacaktı r".
Bir öğrenciye sord u m :
- Bu odadan diğer odaya nasıl geçeb i l i ri m ?
Cevap verd i :
- Ö nce ayağa kal ma k, sonra adım atmak gerek ...
Ben onu d u rd u rup ded i m :
- Bu odadan öbür odaya geçmenin bütü n yolları n ı bana
söyle.
- Koşarak, yü rüyerek, tek veya çift ayakta zıplayara k,
ta kla atarak mü mkü nd ü r. Binadan çıkıp onu dışarıdan do­
laşarak d iğer kapıdan odaya g i rmek müm kü nd ür. Eğer
isterseniz camdan içeriye atlayabilirsiniz.
- Siz geniş perspektiften düşüneceğ inize söz verd i n iz
ama ıskaladınız, hem de ciddi bir şeki lde ıskaladınız. Ben
bu örneği söylerken genel l i kle şunu söyleri m ; bu odadan
öbür odaya geçmem gerekirse, bir taksi tutup havaalanına
gider Chicago'ya bilet a l ı rı m . Oradan New-York'a , Lond­
ra'ya , Roma'ya , Ati na'ya, Hong Kong'a , Sar:ı Francisco'ya,
Honol ul u 'ya, Chicago'ya , Dal las'a ; sonra geri Phoenix'e ve
l i muzinle evime dönerd i m . Arka ba hçeden g i ri p, gizli yol­
dan geçi p, odaya arka kapıdan g i rerd i m .
S i z ise hep i leriye doğru hareket etmeyi düşündünüz!
Geriye doğru hareketi hiç d üşünmediniz, değil m i ? Odaya
emekleyerek geçebilmenin m ü m kü n l üğünü de unuttunuz.
- Ya da doğru larak karn ı mızla sürü nerek geçebiliriz, di­
ye ekledi öğrenci .
Kendimizi düşü nceleri m izle ne kadar da sınırl ıyoruz! Ya­
şam ı nızda etkili bir şekilde eyleme geçmek i stiyorsan ız,
ileriye dönük seçtiği niz son uçları nasıl elde edeceği nizi öğ­
ren i n .
Akl ı n ızda tutu n ! Niyeti nizi beyan ettiğiniz andan iti baren
bu dü nyada aklınıza gelebi lecek her şey size yard ı m etme­
ye çal ışıyor. Evrenin bütün güçleri sizin yanınızdadır ve
amacın ıza u laşmak içi n gerekli olan bütün kaynaklar içi­
n izded i r.
Hayatı nızda aktif rol oynamalısınız. Fizi ksel ve psikolojik
planda sizin eyleminiz bir mekan izmaya etki ediyor ve ni­
yeti n si h i rl i ve a nlaşıl maz gücünü harekete geçiriyor. Sizin
bilinça ltı nızın bu güç ile doğrudan bağı vard ı r. Esası nda o,
bu gücün ta kendisidir. Bu yüzden bili nçaltın ıza güvenmeyi
öğren i n . Onunla doğ rudan bağlantıya geçi n , n iyetinizi
onunla paylaşın ve onun gerçekleşmesi için bilinçaltı n ızdan
sizin için bi rkaç yol yaratmasını isteyi n .

ENGELLER
Kurallardan biri şöyle der: Dış, içi yansıtır. Biz kendi
d ü nyamızı duygu, d üşünce ve davranışları m ızla yaratıyo­
ruz. Bu, istediğimiz her şeyin hemen gerçekleşeceği anla­
mına geliyor. Üstelik amacı nızı düzgün biçi mlendirmeyi de
öğrendiniz. O zaman neden bu, gerçek hayatta hiç de böy­
le olmuyor, neden daima engel lerle karşılaşıyoruz?
Bunlar nasıl engellerd i r? Çok arzu ettiğimiz hedefe ya k­
laşmamıza neler engel olabi l i r? Meğer bunlar bizim ol u m ­
suz düşü nceleri miz v e negatif kurguları mızdır. Bazı ları n ı
b i z ta çocu kl u ktan almışız. Diğerlerini ise çok d a h a sonra­
ları beni msemişiz. Bu düşünce blokları vücudum uzda bel l i
bir geri l i m ya ratıyor v e yaşam enerjisi n i n içimizden a kışını
engelliyor.
Çevreye olan düşmancasına tutum , geri limin nedenid i r.
Olumsuz kanılardan kurtu l u nca , düşünceleri nizin h ızı a rtı-
:Niyetin Çücü

yor. Artık engel de kal m ıyor ve siz a macı nıza daha kolay
ulaşı yorsunuz.
Geçenlerde alkol teda visi gören hastalanmdan biri, elde
ettiğ i başanlannt paylaşmak için yantma geldi.
- Nasılsmız? diye sordum.
- Hari ka ! Sizin modelinizi yaşa m ı mda kullanıyoru m . Bir-
çok olumsuz d üşünce ve kurgulardan kurtu l d u m . Al kolü
şimdi hiç hatı rlamıyoru m . Ama her şeyden ilgi nci ( heye­
ca nla devam ed iyor) yeter ki bir şey dileyeyim hemen ger­
çekleşiyor. Sanki bir mucize ... d iye sevi nçle ceva p verd i .
- Mucize yoktur, diyorum o n u sakin leşti riyoru m . S i z sa­
dece gereksiz bir sürü ka naatten kurtu l muşsunuz ve fi ki r­
leri niz daha da temizlenmiş, bu yüzden düşü nceleri n izin
hızı bi rkaç kat artmıştır.
Yol u n uzda nasıl engeller olduğ u n u beli rley i n . Bu n u ön­
ceden n iyeti nizi biçi mlendirme aşamasında yap ı n . Bu sizi
fazla uğraşta n azad edecektir. Bloke fikirleriniz üzerinde
ça/Jşm. Kendinize sorular sorun.
Niyeti mi gerçekleştirmek için ben i ne rahatsız edeb i l i r?
Bu yolda karşıma nasıl engel ler çıkabi l i r? Hedefi me u laş­
mak için hangi d üşü nceleri m i değişti rmeli ve yen ileri ni
yaratmalıyım?
Artı k a nladığınız g i bi , bütü n engeller asl ı nda sizin içi n i z­
ded i r. Dış, içi a ksettiri r değ i l m i ? _Esas engel ise, korkud ur.
Her b i ri mizin içinde değişik korkular vard ı r. Bazıları ; açık­
ta , psi kiyatrların fobi diye adlandırdığı, diğerleri sakl ı (telaş
ve rahatsızlık) olanlard ı r. Bu yüzden içinizdeki niyeti nizin
gerçekleşmesi ni frenleyen korkuyu b u l u n .
Bu n u n için elbette hafif veya orta seviyede transa g iri n
ve bili nçaltınıza şu soruyu soru n :
Niyetim gerçekleştiğ i nde ben i m için elverişli ol mayan
neler ortaya çıkabilir?
DAHA G ENİŞ ( Ka psa m l ı )
NİYET

Bu bana neden gerekir?


Niyeti m gerçekleşirse, bu bana ne verecektir?

Engel
Niyeti mi gerçekleştirmek ARZU Arzu edilen sonuca
için bana neler, ne tür EDİLEN ulaştığımı nasıl
olu msuz düşünceler mani DURUM a n layacağım?
olabil ir? (Niyeti n iz. Hedefi me ulaştı-
Niyetim gerçekleşirse, Ulaşmak ğ ı mda ne duyacak,
ben im için elverişli olma- istediğiniz ne görecek, ne
ya n neler ortaya çıka- sonuç) hissedeceğim?
bil ir?

Kolay elde edilebilen


küçük sonuç

Niyetim i n gerçekleşmesi için neye i htiyacı m va r?

ŞİM DİKİ DURUM

Resim 4

Günlerden bir g ü n a rkadaşlarımdan biri yard ı m istemek


için bana geld i .
Myetin Çücü

- Bak, sen diyorsun ki, yaşamımızdaki bütün engelleri


biz, kendimiz yaratworuz. Bir problemi çözmemde lütfen
bana yardım et, diye benden rica etti.
- Evet, bu böyledir, problem nedir? diye sordum.
- Bir buçuk aydır, ofisim için bir mekan anyorum, ama
bir türlü uygun bir yer bulamworum. Daima bir sürü engel
çıkwor; ya fiyatlar çok yüksek oluyor ya da kirallk vermi­
yorlar. İçimde bir şeylerin niyetimi gerçekleştirmemi en­
gellediğini hissediyorum, ama ne olduğunu anlayamwo­
rum.

O a n ben i m bi r yere acele g itmem gerekiyord u , bu yüz­


den o gün a rkadaşı mdan di kkatli olmasını isted i m . Bu so­
ruyu karşına koy, o zaman bilinçaltın o engel ne ise ona
işaret edecektir. Yarı n da seninle buluşup her şeyi etrafl ıca
konuşuruz.
Sonraki gün bir kafede görüşmeye ka ra r verd i k ve ay­
rı ldık. Ertesi gün buluştu k. Kendimize birer limonlu çay
si pariş etti k. Masaya geçtiğim izde, a rkadaşı m galip gelmiş
bir eda i l e :
- Ben engellin n e olduğunu anladım.
- Neymiş?
- Engel, beni m korku ları md ı r. Ben d ü n her şeyi sen i n
söyled iğin gibi yaptı m . Soruyu karşıma a l d ı m . İlk işareti
öğ len a ilemi ziyaret ettiğimde aldı m . Onlar işleri m ha kkı n­
da soru lar sordu lar. Ben ofis için bir yer bulup işleri m e
başlamak isted iğimi onlara söyled i m . Ba bam "Sen de b i l i ­
yorsu n k i , eşkıyaya para vermek zoru nda ka lacaks ı n . İyice
düşü n ; bu işe başlamaya değer mi?" diye sord u .
İçten içe korkarak neden böyle düşündüğünü sord u m .
"Ülkede neler yapıldığını sen d e biliyorsun . " ded i . Konuş­
maya ağabeyim de katı ldı : "Mekanla i l g i l i acele etme. Ö n ­
c e i y i bir "arka" b u l m a k gerek. "
Akşam eve gelince ikinci işareti aldım. Televizyonu açtı­
ğımda tam da o an, Moskova da bir eşktya gruplaşmastn­
dan bahsediliyordu. O an her şeyi anladım, içimde işyerimi
açarsam eşktya/ann gelip para karşılığmda bana "arka "
o/acaklannt teklif edebileceklerine dair bir korku hissi var­
dı. Ben ise bu durumlarda nasıl davranacağımı bilmi­
yordum.
- Hepsi doğrudur, diye onayladım. Bir taraftan ofis bu­
lup iş kurmak arzunuz var, öbür taraftan ise içinizde bir
korku yaşwor. Bilinçaltm ise seni koruyarak, senin için
özellikle sürekli engeller yaratwor. Arkadaşım:
- Ne yapmaltyım ? diye soruyor.
Bu arada çay getirdiler.
- İki yol var; -limon sıkıp ve şekeri kanştmrken- birinci­
si, hiçbir tedbir almadan bu işten vazgeçmektir. Devlet
işine başla ve maaşa talim et.
- Bu yol işime gelmiyor. Ben birilerine bağlı olmak ve
küçük bir maaşa talim etmek istemiyorum. Ben kendi işi­
me sahip olmak ve hak ettiğim kadar para kazanmak isti­
yorum. İkincisi nedir?
- İkincisi barizdir; -çaydan bir yudum alarak- korkula­
nndan kurtulmaltsm.
- Bunu söylemek kolaydır ama bu korkular çocukluktan
içimizde yaşworsa, bunu nasıl yapacaksm!
- Bak, gel bunun üzerinde düşünelim. Bütün korkular
şiddet ve sa/dm sonucu ortaya çıkar. Korkulann, senin
içinde genellikle bütün eşktyalara, haydutlara canilere kar­
şı düşmanca, negatif tutumunun olduğuna işaret ediyor.
- Evet, bu böyledir. Bu aşağıltk herifleri sevmemi mi
teklif ediyorsun ?
- Sevgi konusuna gelince. . . Bilmiyorum. Şimdilik gücün
az olduğundan işin buraya kadar geleceğini düşünmüyo-

11 84
:Niyetin Çücü

rum. Ama bun/an kabullenmen gerek, başka türlü bu işten


vazgeçmen gerekecek.
Yüz ifadesi nin nasıl değiştiğini izlemek çok ilginçti .
- Tamam, ben hazmm. Ne yapmam gerekir?
- Söyledim artık, haydutlara karşı saldırmaktan vaz-
geçmelisin ve on/an kabul etmelisin. Bunu yapmak o kadar
da kolay değil. Ama başka yolu yoktur. Bunu sadece onla­
nn bu dünyada ne iş gördüklerini anladıktan sonra yapabi­
lirsin.
"İnsan" sözünü vurgulaya rak a krabam alay edici bir ses
tonu ile sord u :
- Tamam da nasıl bir iş yaptyorlar ki bu insanlar?
- Çok önemli! Paraya sanlıp kalmamayı öğretiyorlar.
Sözleri mden son ra arkadaşımı n yüzündeki ifadeden yola
çı karak, o an için gereksiz bir şey söyled iğimi düşünd ü m .
Anlat dedim, sonunda o, gözleri fi ncanına dalara k içi n ­
deki ni zorla ortaya çıkardı v e beni di kkatle di nlemeğe h a ­
zırla ndı.
- Fa rz et ki, sen mümkü n olduğu kadar çok para ka­
za nmayı a maçl ıyorsun, diye söze başlad ı m . Buna o kadar
kendi n i kaptı rıyorsun ki, yaşa m ı n başka alan larını u nutu­
yorsu n . Onları n akı beti ne olacak? Başka alanlarda prob­
lemler başlayaca k .
Çayı n yüzünde yüzen l i mon dil imine dokunmamaya ça­
lışarak ve yavaş yavaş çayını ka rıştı ra rak, düşünceli bir
şeki lde cevap verdi :
- Doğrudur. Önce, parayı ailem, çocuklanm için kazant­
yorum diye kendini kandmyorsun. Onlann daha iyi yaşa­
ması için. Ama gittikçe para kazanma süreci seni kendi
yeşil bataklığma öyle bir çekiyor ki, kendinle ve ailenle
ilgilenmen için hiç zamanm kalmtyor. Sen artık para için,
paradan dolayı yaşamaya başllyorsun. Tam bu anda senin
yardımına (doğrudan veya dolaylı anlamda) mafya geliyor.
Onlar aynen zor kullanarak seni sarıldığın paralardan ko­
parıyor. Onlar, bazen adlandınldıkları gibi hasta bakıcıları
değiller. Onlar Allah tarafından gönderilen doktorlardır.
Onlar insanların açgözlülüğünü tedavi ediyorlar. Onlar pay­
laşmayı, cömertliği öğretiyorlar. Dersler için ise para öde­
mek gerekir. Başka bir deyişle, insanlar paraya karşı olan
tutumları ile haydutları kendilerine çekiyor.
- Evet, dedikleriniz kulağa cazip geliyor.
Artı k ı l ı klaşmış çaydan bir yud u m alara k :
- Arkadaşım, buradan şu anlaşıyor ki, eğer ben paraya
sarılmazsam, mafya benim hayatımda hiç karşıma çıkmaz.
- Kesinlikle doğrudur. Paraya yaşamın amacı olarak de­
ğil, aracı olarak yaklaş. Onları allp vermeyi öğren. O za­
man o sana zevk bahşedecektir. Tehditçi/erin hizmetine
artık ihtiyacın kalmadığından sen artık çok sakin, hiçbir
saldın olmadan yaşayacaksın. Her şeyden önce, korku
hissi yok olacak ve sen işine başlayabileceksin.
Bence a rkadaşım beni anlamı ştı . Çünkü birkaç günden
son ra o, artık istediği mekanı bulmuş ve işine başlamıştı .
Kendinize şu soruyu soruyorsunuz: "N iyeti m gerçekleş­
tiğinde nasıl bir sevi msiz d u ru m o rtaya çıkabi l i r?" Bu soru­
yu geleceğ inize yöneltiyorsu nuz, o ise b i r isti h ba ratçı gibi
sizin tüm korku, telaş tedi rg i n l i kleri nizi izliyor.
Korkuları n ızdan bakın nasıl kurtulabilirsiniz?
Bu kon u hakkında "Hastalığını Sev" adlı birinci kitabı m­
da yazmı ştı m . Korkuları mızın, bizi m çevremize karşı sa l­
d ı rgan ve düşmanca tutu m la rımızdan ortaya çıktığını tek­
rar hatı rlatıyoru m . Bu yüzden herhangi bir korku n u n teda­
visinde en etkili ilaç; sevg i ve düşü ncelerim izin arı duru
olmasıdı r.
Jfiyetin Çücü

Başka g üçlü bir engel ise, kuşku larımız ve g üvensizliğ i ­


mizdir. Onlar herhangi b i r aşamada ortaya çıkabil i rler.
Kuşkuları nızdan korkmayın . Kuşkular, bizim müttefi kleri ­
mizd i r. Onlar bizim inancı mızı g ü çlendiri r.
Bilgisayardan herhangi bir bilgiyi sildiğim izde o bize
tekra r tekrar soruyor: "Bu dosyayı si l i p çöp kutusuna at­
mak istediğinizden emin misiniz?" Bilinçaltı mız da bu şe­
kilde çalışıyor. Bu n u n da bel l i b i r anlamı var. Uzun bir süre
güçlü bir kanaatin iz olduğunu farz edin ve a n iden onun
size mani olduğuna, başka yen i ve olumlu olan ıyla değiş­
tirmek gerektiğine ka ra r veriyorsunuz. O zama n da bilin­
çaltı size KUŞKUYU gönderi r ve o size tekrar soruyor: "Bu­
n u n sana gerekli olduğundan emin misin?"
Hayatında bazı şeyleri değ işmek zorunda kalacağ ı n ı bi­
l iyorsun, değ il m i ? Belki her şeyi olduğu gibi b ı ra ka l ı m .
İyice d üşün bütün bunlar seni n neyine gerek? Eski kanaat­
leri n i , yeni leri i l e ol u m l u olsa bile değişmeye değer m i ? Biz
ki, sen inle ve eski ka naatleri mizle yaşıyord u k ve kötü de
değ i l d i . Bu güne kadar da ayaktayız.
Burada her şey sizin tepkinize bağlıdır.
Biri nci varyant, sizi korkutan KUŞKU'n u n sesi ni d i n l eye­
bilir ve eski pozisyo n u nuza geri döneb i l i rsiniz. Bununla da
siz, yaşamınızı değişti rebilmek şansınızı kaçı ra b i l i rsiniz. Bu
varyant, zayıfl ı k göstergesidir.
Diğer varyant ise KUŞKU'n u n sesine kulak vererek, ona
teşekkür edip, İNANÇ'ı g üçlendirmek ve değişikl i klere hazır
olduğunu onaylamaktır. Bu varya nt, GÜÇ'ü n göstergesidir.
Ama hatı rlayı n ! Kara rınız kuşkudan ve sonuç merkezli ol­
makta n azad olma l ı .
Kuşku, genel l i kle niyeti n izi biçi mlendiri rken b i r şeyleri
gözden kaçı rdığınıza işaret eder. Bu yüzden form ü l e etme­
nin doğ ru luğundan e m i n o l u n . Düşünceleri n izin çevresel
temizliğinin kaygısına di kkat edi n . Belki de siz değişimler-
den korkuyorsunuz. Ya geçmişin pozitif deneyimini redde ­
d iyorsunuz, ya da kendi gücünüze inanmıyorsunuz.
Geçenlerde Moskova'da ciddi bir şi rkette sem i ner veri­
yord u m . İşti ra kçilerden biri :
- Valeriy Vladimiroviç! Bakm siz diyorsunuz ki, bizim is­
tediğimiz, niyetimiz gerçekleşecektir.
Kesin l i kle! d iyerek onaylad ı m ve ilave etti m .
- B i r şartla k i , siz o n u düzg ü n biçi mlendirmelisiniz ve
d üşü nceleriniz temiz olmalı .
- Tamam. İyi, bakm ben otuz bin dolar istiyorum.
Bu kelimelerin sonunda salondaki insanlar canlandı ve
koltuklannda doğruldu.
- Ama neden milyon değil, tam da otuz bin ?
- Çünkü ben hepsini hesapladım bile. Bana milyon dolar
gerekli değil. Bana tam otuz bin gerek. Şimdi yani bu pa­
ralar öylece bana gelecek mi? Nasıl derler, "gökten zembil­
le inecek" mi?
- Onlar size ancak sizin on/an kabul etmeye hazır oldu­
ğunuz zaman gelecektir.
Adam kendinden emi n bir şekilde koltuğuna hafifçe yas-
lanara k cevap verdi :
- Aa, buna ben her zaman hazmm!
Ona doğ ru yaklaşara k cevap verd i m :
- Haydi, bunu şimdi kontrol edelim. Bazı eğlencelerden
kendinizi mahrum bıraksantz bile, bu şirkette kaç yıl çalı­
şarak siz gerekli meblağı biriktirebilirsiniz?
Ada m bi rkaç dakika düşündü.
- Bence, kırk yılda ancak olur.
- Bu sizin işinize geliyor mu?

1 88
Niyetin (jücü

- Tabii ki, hayır! Ben artık genç değilim ve bu parayı en


fazla üç yılda elde etmem gerekir.
- O zaman, işten kovulmaya hazır olma/Jsmız. Biliyorsu­
nuz ki, henüz sizin başka gelir kaynağmız yok.
- Nasıl yani, işten aynlmak mı ? Ama ben üç yıla bu ka­
dar parayı kazanabileceğim bir işi nereden bulacağım ki?
Bu günlerde memleketimizdeki işsizlik durumunu siz de
biliyorsunuz.
- Böyle anlaşllwor ki, siz kendiniz de bu otuz bine
inanmworsunuz ve hatta onu kabul etmeye bile korkuyor­
sunuz.
- Evet Valeriy Vladimiroviç, haklısımz! Bütün engeller
bizim aslmda içimizdedir. Ben meblağı azaltma/Jyım.
- Ya da kendinize inanma/Jsmız, diye ilave ettim.
- Evet, bu daha iyi. Bunu daha çok beğendim!

Genel l i kle engel lere hayırl ıymış gibi yaklaşı n . Onlardan


korkmayı n . Onları sevi nçle kabul ed i n . Onlar yaşam ı n ızı
ilginç kıl ıyor. i rademizi ve ruh u muzu g üçlendiriyor, idraki­
mizin sı n ı rları n ı genişletiyor ve keskinleşti ri yor.
Yol unuzda giderken ka rşın ıza engeller çıkınca onları se­
lamlayın ve kendinize şöyle söyleyin : "Hari ka ! Ben i m her
ne ise yeni bir şeyi öğrenme i m ka n ı m doğd u . " Engeli aştı­
ğınız za man, siz daha da g üçlü oluyorsu nuz. O size kend i
gücünü veriyor. Siz onları gittikçe daha kolay aşmayı öğ­
ren iyorsunuz. Büyük Rus üstat filozof N i kolay Rerix'in d e­
diği g i bi : "Engellere hayırlı dua edi n ; biz onlarla büyüyo­
ruz. "
"ENGELLERİN ARADAN KALDIRILMASI"

Ahştırması
Yol u n uzdaki engelleri meydana çıkarmak ıçın, hafif ve
orta seviyede transa g i ri n ve kendinize şu soruları soru n :
N iyetimi gerçekleştirmek için bana n e engel olabilir?
Yol u mda nasıl engeller ortaya çıkabil i r?
Hedefi me yaklaşmak için hangi fi kirleri değ işti rmeli, ye­
n ilerini nasıl yaratmalıyım? Niyetim gerçekleştiğincfe beni m
i ç i n elverişsiz o l a n neler ortaya çı kabilir?
Bilincin normal haline geri gel i n . Kağıdı boylamasına
i kiye böl ü n . Sola eski, negatif programları , ön yarg ı ları,
bloke-fikirleri ; sağa yen i , pozitif programları , kanıları , yeni
düşünce biçi m l eri ni yazı n .

Eski, negatif kanılar,


Yeni, pozitif progra mlar
bloke fikirler

Ö rneğin, şu şekilde bir n iyet biçimlendiriyorsu nuz:


"İşe başlıyoru m . Bu ben i m için en iyi iştir. O bana mad­
d i ve ma nevi memnuniyet geti riyor. Ben i m işe g i rmem
gerekli zamanda, gerekli yerde ol uyor. "
Şimdi kendi nize gerekli soruları sorun :
N iyeti mi gerçekleşti rmek için bana ne engel olabilir?
Yol u mda nasıl engel ler ortaya çıkabi l i r?
Hedefime yaklaşmak için hangi fi kirleri değişti rmeli,
hangi yeni fi ki rleri yaratmal ıyı m?
M ü m kün olan engel ler:

�I 9o
Myetin Çücü

• Bilgi ve becerin i n yetersizliği,


• Olumsuz yaklaşı m , önya rgı,
• Zararlı alışka n l ı klar,
• İ çi nizdeki kuşkul a r,
• Korkular
Kend i nizi n kileri bulun ve sol sütu na yaz ı n .
Ö rneğ i n :

Eski, olumsuz kan ılar, Yeni, pozitif


bloke-fikirler progra mlar

Ben zor iş buluru m . Bu devirde


bunu yapmak çok zor. Şimdi bu
kadar işsiz var.
Ben kaç defa red cevabı almışım.
İşverenler insa n l a rın maaşlarını
bile ödemiyorlar.
İnsanları n parası yok.

Şimdi yeni düşünceler yaratı n ve onları sağ sütuna ya­


zın. Fakat şunu hatı rlayı n : sadece yen i d üşünceler ya ratıp,
onları yazmak yetmez; onu hissetmek de gereklidir. Onlar
gerçekten sizin yen i kanıları nıza dönüşmel i . Siz onlara
i nanmalısınız.
Size daha önce a n lattığ ı m prensipleri hesa ba katara k,
yen i kanıları n ı ya ratı n :
• Düşü nce olumlu olmalı (yani olumsuz eksiz "-ma i­
me") ;
• Şimdiki zamanda ("ben i m olacak" değ i l " benim
var") ;
• Biri nci şahıs adına (yani "ben, ben im, bende" v b . )
Eski olumsuz kanı­ Yeni, pozitif programlar,
lar, bloke-fikirler kanılar

Yaşa m ı mda her şeyi kendim


için ben kendim yaratıyoru m .
B u yüzden işi m i n olup olmama­
sı sadece benden kayna klanır.
İnsanlar için talep olunan ge­
rekli bilgi, beceri ve deneyim
bende vard ı r. Benim bilgi ve
becerilerime ta lep vardır.
İhtiyacım olan iş bu dünyada
muhakkak vard ı r. Kend i m için
iş yeri mi yaratıyoru m . İş her
zaman va rdır. Çevremdeki
insanlar onu bulmama yard ı m
ediyor.
Ben kendi m i ve emeğimi de­
ğerlend irdiğim için maaşımı
zamanı nda ödüyorlar. Maaşım
beni yeterince tatm in ediyor. ·

İnsanları n parası var. Herkes


hak ettiğ i , düşünceleri n i n ona
müsaade ettiği kadar paraya
sahiptir.
Benim param var. Benim gel i­
ri m sürekli yükselir. Ben işimi
kal iteli bir şekilde yerine geti­
rerek i nsanlara yardım ediyo­
rum ve onlar da bana para
ödüvorlar.

Şimdi büyük bir ekran fa rz ed i n . Ö nce ekranda sizin n e­


gatif düşünceleri n iz yazılmış olara k görü nür. Siz onları
silme kara rı a l ı yorsu nuz ve bu bilgiyi kaldırma komutun u
veriyorsun uz. Ancak mutlaka eski fiki rleri nize teşekkü r
ed in, bu dünyada onlar sizi n ayakta kalma nıza yard ı m et­
m işti r.
Niyetin Çücü

Ekran si l i n d i . Şimdi yen i leri ni yazın , pozitif düşünceleri­


nizi, onları kontrol edi n ve hafızanızda saklayı n . Eğer her
yeni düşünce; biçimlendirmeye uygun, kendi parlak şek­
linde olursa bu çok güçlü bir şekilde etkisini gösterecektir.
Sonunda ekranı kapatı n ve onu bili nça ltına yollayı n .
Fa rklı ve büyülü şeylerden hoşlananlara sonraki varya n­
tı teklif ediyoru m . Kağıdı i kiye kesin, eski kal ıplaşmış dü­
şü nceler yazılmış sol tarafı nı ya kı n . Bu sizin eski, negatif
düşüncelerden a rı ndığınızı sem bolize edecektir. Sonrasında
çeşmeden bir bard a k tem i z su a l ı n , ona yen i , pozitif d ü ­
şünceleri n izi söyleyin v e o n u içi n . B u n u üç defa v e mutlaka
sabah g ü n doğumu nda yapı n . Yeni düşünceler " okunm uş"
su ile can ı nıza ve ka n ı n ıza geçecektir. Bildiğiniz g i bi su,
üniversal bilgi taşıyıcısıdır. İna n ı n bana ; bu, ni neleri n her
tür batıl i nancı ndan çok daha etkilidir. Bu şekilde siz her
türl ü " nazar" ve " büyü"den otomati k olara k azad oluyor­
sunuz. Bildiğiniz gibi herhangi bir "nazar" ve "büyü" her
şeyden önce SİZİN "olumsuz" enerji nizdir ki bu, negatif
kurgular ve saldırgan duygu larınız şeklinde bilinça ltında
saklanır.
Bence basit bir gerçeğ i , bu dü nyada hiçbir şeyin bize ait
olmadığı gerçeği n i a nlarsanız; kendinizi düşünceleri nizle ve
ruh hali nizle idare etmek daha kolaylaşacaktır. Düşüncele­
ri miz bile! Düşüncelerin iz sizin sahibiniz değildir. Siz hangi
düşünceleri kullanacağın ıza kendi niz kara r veriyorsunuz.

SON YOLCULUK
Şimdi ise en önemlisi ... Bu olmadan niyetle yaptığınız
bütü n a l ıştı rma l a r boşuna yapılmış bir girişime dön üşebilir.
Sizin en yüksek a rz u nuz, yaşa m ı nızı n a macı ve anlamı
hakkında kon uşacağız. Sağ l ı k oku l u mda yaptığı m seans­
larda , sem i nerlerde ve derslerde ben i nsanlara sı k sık so­
rarı m :
"En yüce arzunuz ned i r?", " Kim için ve ne için yaşıyor­
sunuz?", "Sağ lığınız sizi n için neden gereklidir?", "Aslında,
bu d ünyaya n eden gelm işsiniz?" Bi rçokları nı bu sorula r
köşeye sıkıştı rıyor. Yaşını başın ı doldurmuş, neredeyse
yarı m asır yaşa mış i nsa nlar otu ruyor ve n e cevap verece­
ğini bile bilmiyorlar.
Ama bu soruyu ken d imize çok önce, belki de 1 5 veya
1 7 yaşı ndayken sormalıydık. Bütü n bu yılları neden , her
şeyden önce de kim için yaşa m ışız?
Ben bu soruyu oku ldaki öğrencilere sorduğumda, özel­
l i kle de i l kokul öğrenci leri ne, orman kadar el i havada gö­
rüyorum . Prati k olara k, onlardan her biri, yaşamları nda
neye u laşmak i stediğini bil iyor.
Bize, yaşl ı l a ra ne olmuştu r? Bizi kim büyülemiş? Bel ki
de bu yüzden i nsanlar esas görevleri n i un utuyorlar, hasta­
lanıyorlar, acı çekiyorlar ve birb i rileri ni öldürüyorlar.
Saatlerdeki 6 meka n izma nın daki k ve düzen l i çal ışması
çok önemlidir. Eğer G'l ı k mekanizma veya herhangi bir
vida kendi fon ksiyonları n ı d u rd u ruyorsa, usta onları yen i le­
ri ile değ işti riyor.
Organ izmada hücre neden yaşar? Onun görevi ned i r?
Onları bir arada tutan ned i r? Esas a maç, bütün organiz­
manın yaşa masıdır. Eğer hücre kend i görevi n i n üstesi nden
gel i rse, o zaman organ izma kendi yaşa m ı için gerekli olan
her şeyi veri r ve bu orga nizma yaşa r, çiçeklenir. İnsan da
tek bir organizma olan Evren i n h ücresidir. Onun görevi ise,
yaşa ması ve çiçeklenmesi için organizmanın tümü ile i l g i ­
len mekti r.
İnsa n bu dü nyada her şeyden önce evren için yaşar.
Dünyanın, i nsanları n ve doğan ı n yararı için yaşar. Kendi n e
geli nce kend isi n i n tekamüle ermesi için başkalarına daha
çok yard ı m etmeyi düşü n melidir. İnsan çevresi ndeki insan­
ları n kendisi gibi sağlam ve mutlu olduğu d u rumda sağlam
ve mutlu olabiliyor.

� 94
!Niyetin <jücü

i nsanlar kal pleri ni n sıca klı ğ ı n ı vermeyi bıra km ışlar. On­


lar kendi lerine, kendi leri için olan isteklerine odaklanmış­
lar. Onların dü nya görüşleri kanser h ücresi n i n davranışla­
rı na benziyor. Bu yüzdendir ki, ka lp damar sistemi hasta­
lı kları ve kan ser biri nci sıralardad ı r.
i nsanlar esas görevleri n i unutm uşlar. Düşlerine ihanet
etmişler. Bence bu en kötüsüdür! Sizin niyetiniz, sizi aziz
düşünüze yaklaştı rdı ğ ı zaman daha çabuk ve kolayca ger­
çekleşecektir.
U n utmayın, yolunuz size mutluluk getirmelidir! Neyi, en
iyi ve en etkili yapabileceğ iniz hakkında düşünün. Siz i n ­
sa nlara , devletinize, gezegeniniz Dü nya 'ya ne ile e n fazla
fayda l ı olabilirsiniz?
Yaşam ı n hangi alanında çevrenizle beraber emeğ i nizin
son uçlarına sevineceksin iz? Bunu yapmaya başlay ı n . Tam
da budur sizin yolu nuz, sizin kaderi niz.
Bir atasözü vardır: "Arzuları n ı yeri ne getirmekten kork . "
Doğ uda i s e şöyle derler: "Eğ er b i r şeyler elde etmek ister­
sen, o zaman kendi istekleri nden vazgeç . "
Bunu nasıl anlamalıyız? Sayı n okuyucum bu kitapta b u
kadar sayfa t a m d a , n iyetinizi nasıl yarataca ğ ı n ızı, amaç
ve hedefleri nizi nasıl gerçeğ e u laştırabileceğ i nizi size ö ğ ­
retmek için yazı l mıştı . O zaman neden istekleri nizin yeri ne
geti ril mesi nden korkma l ı veya onlardan vazgeçmel isin iz?
Sem i nerleri m i n birine katı lan genç bir kad ı n bana sordu :
- Herhangi bir isteğim gerçekleşirse ben sevinmek yeri­
ne tatminsizlik ve hüzün hissediyorum. Bana öyle geliyor
ki, ben kendim için önemli bir şeyleri gözden kaçmyorum.
- Marina bir örnek verin, diye rica ettim.
- Örneğin, ben yurt dışma gitmek istedim ve gittim. Ye-
ni bir ev almak istedim. Şimdi benim evim var. Ama bu
bana özel bir sevinç getirmedi.
-Bütün bu şeyler sizin neyinize gerekti? Bunlarm yardı­
mı ile kendiniz için ne elde etmek istediniz?
Kad ı n bir an düşü ndü.
- Bence, bunların yardımı ile kendimi daha iyi ve daha
güvende hissetmek istiyordum.
- Biliyor musunuz, yaklaşık iki sene önce bir gazete
okuyordum, oradaki ilginç istatistik verileri dikkatimi çekti.
Meğerse halk arasında intihar olayının en büyük oranı çok
gelişmiş ülke olan İsviçre'deymiş.
Gru p içerisinden biri :
- İlginç, onların her şeyi var. Onlara ne yetmiyor ki?
- Bence onların her tür maddi imkanı olduğu için bu
dünyada yaşamak istemiyorlar.
- İsveç'te yani Batı 'da uygarlık ve teknoloji o kadar ge­
lişmiş ki, insanlar da farkmda olmadan zamanla makine ve
değişik yapıların enerjitik uzantılarına dönüşmüşler. Onlar,
kendilerinin değerli yaşam enerjilerini cansız teknolojinin
varoluşuna ve tekmil/eşmesine fiilen yardım ediyorlar. İn­
sanlar bir tür pile dönüşmüşler. Kim "Matrix" filmini izle­
mişse, ne anlattığımı anlar. Her şeyi ile uygarlık veren tok­
luk ve konfor hissinin arkasında, insanlar esas ve ilahi gö­
revlerini; yaratmak ve kendini tekmilleştirmeyi unutmaya
başlamışlar.
Kadına döndüm :
- Marina, söyleyin lütfen. Araba ve ev almanız sizin bi­
raz değişmenize yardım etti mi?
- Ne anlamda ?
- Yani, bir şeyleri elde etme sürecinde belki içsel olarak
da değişmişsinizdir. Örneğin, herhangi bir kompleksiniz­
den, zararlı alışkanlıklarınızdan kurtulmak; daha iyi kalpli
olmak ya da başka insanlara yardım etmek gibi

� 96
:Niyetin Çücü

- Bence, hayır. Ben sadece gerekli miktar parayı kazan­


dım ve bu şeyleri aldım.
- Bu yüzdendir ki, özel bir sevinç duymadıntz. Sizin ha­
yatınızda karşıda duran gerçek bir amacınız yok. Öyle bir
amaç ki, onun hakkında bir fikir bile sevinç getirsin. Maddi
şeylerin elde edilmesi sizi yüce isteğinizden git gide uzak­
/aştırıyor ve bu yüzden de sevinç getirmiyor.
İstekleri nize çok fazla takılmayı n . Onları n kölesi olma­
y ı n . Başka bir deyişle onlara ne kadar çok bağ lanırsa nız,
onları o kadar çok kaybedebil i rsiniz. U n utmayın, bu d ü n­
yada herhangi bir şey, hala sizin yaşa m ı nızın amacı değ i l ­
d i r. B u , b u dünyada sizin için beli rlenen görevi n gerçek­
leşmesi için yaşamınızda sadece bir yold u r.
İnsa n ı n esas görevi , yaratmak ve öğ renmektir. Biz ya­
ratıcılık için bu dü nyaya gel iyoruz. Herkesin aziz bir a rzusu
olma l ı . Tam da o, yaşa m ı nız için size güç verecekti r. Biyo­
lojik olarak hayatta kalmanız için korku değ i l , kendi arzunu
gerçekleştirmek için i htiras gerekir.
Ben a rtık i nandım ki, i nsa nların yaşamlarındaki sağ l ı kla
ilgili bütün problemleri tam da kendi tekmilleşmeleri ni
d u rdu kları zaman ortaya çı kıyor. Problemler sa nki insanın
"takı ldığına" ve ilerlemesi gerektiğine işaret ediyor.
Ama kendi arzusunun ne olduğ u n u bilmeyen biri ile ne
ya pmalı?
Ben hastalarımdan sık sık bunları duymak zoru nda ka l ı ­
yorum : " Doktor bir şeyleri a rz u etmek beni m için artı k çok
geç. ", " Ben onları gerçekleştiremem. Bu doğru değ i l d i r . ",
" Hayatta benim hedefim yoktu r. Ne için yaşadığımı b i l m i ­
yoru m . ", "Ne arzu etmiş olduğumu b i l e u nutmuşum . Ben
arzuları ma ihanet etmişi m . "
Çocu kluğun uzda v e gençliğinizde neler a rz u ettiğinizi
hatı rlay ı n . Düşünün, yaş amınızda ihtiyacınız olan her şeye
sah i p olsaydınız nelerle meşg u l olmak isterdiniz?
Birçok i nsan , kuşku ve korkuları ndan dolayı arzuları n ­
dan vazgeçiyorla r ve o n l a r için i l g i n ç olmayan ama yaşa­
mını devam ettiren işlerle meşgul olmaya başl ıyorlar. Yan i
bu insanlar para için çalışıyorlar. B u ise köşeye sı kışmak
demektir. Size ve çevrenize yaşam sevi nci getiren sevdiğ i­
niz işle meşg u l ol u n . Ruhunuz için değ i l , tü m ru hunuzla
çalışı n .
Hiçbir zaman arzularınıza i ha net etmey i n ! Arzun uzla ya­
şayı n . Evrenin bütün gücü, arzu nuzu gerçekleşti rmek için
size yard ı m edecekti r.
Sizin son hedefiniz; sonsuzl uğa kadar, yani bu dünya nın
sı n ı rları ötesine gitmek olmal ı . Bundan ötürü kendinize hep
şu büyülü soruyu soru n : " N için? BU bana niçin gerekir?
ŞU bana niçin gerekir?" vb.
Ö nemli bir yol daha ! Şu an sahip oldu klarınızı kab u l
edin . Buna şükredi n . Sahip olduklarınızla tatmi n ol mayı
öğreni n . Bunun deri n anlamı vard ı r.
Örneğin, sizin işiniz var, ama siz ondan memnun değil­
siniz: idarecilerle veya çaltşanlarla ilişkileriniz kötüdür veya
az maaş veriyorlardır ya da bu işte siz kendi yaratıcılık
yeteneklerinizi gerçekleştiremiyorsunuz. Öyleyse nasıl ol­
malı ?
İlk sırada, net pozitif niyetinizi ve onun gerçekleşmesi
için yollar yaratm ve harekete geçin. Üstelik hareket içten
(negatif duygulardan azat olmak, düşünce ve fikirlerle ça­
ltşma), olduğu kadar, dıştan da (ilanlara bakmak, gerekli
insanlarla görüşmeler vb.)o/malt.
İkincisi, var olan işiniz için şükretmek. Eğer bunu yap­
mazsantz, bilinçaltmızda işe karşı negatif yaklaşım kala­
caktır. Bildiğimiz gibi orada eski negatif "kayıtlar" vardır:
"Maaşım az. " veya "Ben bu işten hoşlanmtyorum. " Bu dü­
şünceler istediğiniz işi almantzı engelleyecek. On/an "sil­
mek" için şu an çaftştığmız işe karşı tutumunuzu değiştir­
melisiniz. Bu işi ve çalışan/an sevmeye çaltşm. Bu işe se-

� 98
:Niyetin Çücü

vinçle gidin. Bu sizi kuşkusuz, istediğiniz amacmıza yaklaş­


ttracakttr ve siz açık ve iyi kalpli olmanm elverişli olduğunu
göreceksiniz.
İnsa n kendi isteklerinden vazgeçemez. Onların peşine
takılmadan yapamıyor. Tam da bu yüzden, herhangi bir
şeyi elde etme isteğ i n i n boş telaşından vazgeçtiğ i n izde
eğer gerçekten ona i htiyacı nız varsa, o hemen yaşa m ı n ıza
dahil olacaktı r. Bu , ondan dolayı hala "işleyecektir" ki, boş
ve telaşl ı istekleri nizden vazgeçerek siz, zamanın bu anı
için oluşan yaşam duru m u n u kabul ediyorsunuz.
Ö nemli olan sadece hedefin kendisi ve n e kadar önemli
olduğu değ i l , onun elde edi l me sürecidir. Siz onun elde
edi l mesi ile kendi nizin ve çevrenizdekileri n du ru munun
daha da iyi olacağ ı ndan emin olduğu nuz zaman hedef,
kendi doğ ru yol u n u bulur.
O za man bu niyet yaratma sı rrı da ned i r? diye sorabilir­
siniz.
Anlatıyoru m . "Yaşam " kel i mesi "süreç" a n l a m ı na gel i r.
Dünyamızda yaşam bilinçli ve bi l inçaltı niyetleri mizi ger­
çekleşti rmenin sonsuz sürecidir. Bu süreci n sevinç geti r­
mesi için de ulaşmak isted iğimiz son uçları net olara k bil­
meliyiz. Geri kalanları için de, Allah'a ve bili nça ltınıza gü­
veni n ve u n utmayın ki, bilinçli istekleri niz bilinça ltı niyetle­
ri nizle uyu mlu olmalıdır. Size küçük bir hikaye a nlatmak
isteri m .
"Bir tüccar mutluluğun sımnt öğrenmek için oğlunu in­
sanlar içerisinde en bilge sayılan kişiye gönderdi. Genç,
kırk gün çölde yürüdü ve sonunda dağm başmda duran
güzel bir şatoya yaklaştı. Aradığı bilge orada yaşwordu.
Fakat müdrik adamla beklenen görüşme yerine genç
kahramammız her şeyin ftkır ftkır gürlediği bir salona girdi.
Tüccarlar girip çıkworlardı, köşede insanlar muhabbet edi­
yorlardı, küçük bir orkestra tatlı tatlı müzik çaltyordu ve
nefis yöresel yemeklerle dolu bir masa duruyordu. Bilge,

99 1
fark// insanlarla konuşuyordu ve genç, sırasmm gelmesini
iki saat beklemek zorunda kaldı.
Bilge, gencin açıklamalannt ve ziyaret amacmı dikkatlice
dinledi fakat cevabmda da mutluluğun sırnnt ona anlatmak
için zamanmm olmadığmı söyledi. Ona sarayda gezinmesi­
ni ve iki saat sonra yeniden gelmesini söyledi.
İçine iki damla yağ damlattığı kaşığı ona uzatarak bilge
ekledi:
- Fakat sizden bir ricada bulunacağım. Gezinti sırasmda
kaşığı öyle tut ki, yağ dökülmesin.
Genç, gözünü kaşıktan çekmeden saraym merdivenle­
rinden inip çıkmaya başladı. İki saat sonra tekrar bilgeye
geldi.
- Evet nasıl? diye sordu, salonumdaki İran halılannt
gördün mü? Baş bahçıvanm on yıl boyunca yarattığı bah­
çeyi gördün mü? Kütüphanemdeki muhteşem parşömenle­
rin nasıl olduğunun farkma vardm mı?
Genç, mahcubiyet içinde hiçbir şey görmediğini itiraf
etmek zorunda kaldı. Onun yegane kaygısı bilgenin ona
emanet ettiği yağı dökmemek idi.
- Her ne ise, geri dön ve benim cihanm harika/an ile ta­
ntş ol. Yaşadığı evle bir tantşlığı olmayan adama güven­
mek olmaz.
Sakinleşmiş genç, tekrar kaşığı aldı ve sarayda gezinti­
ye çıktı, bu defa saraym tavanmda ve duvarlarmda asılmış
bütün sanat eserlerine dikkat ederek gezdi. O dağlarla
çevrelenmiş bahçeleri, en zarif çiçekleri, her bir sanat ese­
rinin büyük bir titizlikle gerekli olduktan yerlere nasıl yer­
leştirildiğini gördü. Bilgeye geri döndüğünde gördüğü her
şeyi ona detayftca anfattl.
- Sana emanet ettiğim iki damla yağ nerede? diye sor­
du bilge.

1 1 00
Jfiyetin Çücü

Genç, kaşığa baktığmda yağm dökülmüş olduğunu an­


ladı.
- Bak sana verebileceğim yegane tavsiye işte budur:
mutluluğun sım dünya harikalanm seyrederken kaşıktaki
iki damla yağı hiç unutmamakt1r. "
Kendi niyetlerinizi düzgün biçimlendirmek aym derecede
önemlidir, bu şekilde bilincimizin net bir hali oluşuyor. Ni­
yetimizin gerçekleşme süreci de çok önemlidir. Bununla
artık derin bilinç meşgul oluyor.
Hedefin ortaya koyulması, sadece bir oyundur. Bu, içi­
nizden sizi harekete geçirmek için gereklidir. Duygu ve
düşüncelerin hareketidir.
Dibinde çöküntü olan bir bardak suyu çalkaladığmızda
ne olur? Doğrudur, bütün çöküntü yüze çıkar. Bakm! bu­
rada kendinizi b1rakmaym! Herhangi bir olayda, yolunuzda
engellerle karşılaştığmızda farklı hisler, duygu ve düşünce­
ler "yüzeye vuracak". Bütün bun/an kendi tekamülünüz
için yapm, ruhunuzun pmannm berrak temizliği için yapm.
Bütün bunlann son neticesi ise, harmani ve bütünlük
kazanmakt1r. Şu anda yaptığmız ve ulaşmak istediğiniz şey
size daha temiz ve iyi olmamza yardım ediyorsa, size ve
çevrenizdekilere sevinç getiriyorsa, doğru yoldasmızd1r.
Hastalarımdan biri a nlatıyor:
- Doktor, ailemi geçindirmek ve çocuklanmm eğitimi
için bütün hayatım boyunca eşekler gibi çallştım. Tamam
da, altmışlanmdayım ve neyin sahibi oldum ? Hastallklar,
yaş/ilik, az miktar emekli maaşı. Yaşam sevincim de yok.
Bu neden böyle oldu, anlat1r mısımz?
- Bu, her şeyden önce, kendinizi unuttuğunuz için oldu.

- Evet, aynen öyledi r, kendimi hayatta hiç d üşünme­


d i m . Sadece ailemi ve işimi düşündüm.
- Siz, yaşammızda kendinize ait hedeflerinizin, arzulan­
mzm, ilginizin olduğunu unuttunuz. Ben çocukluğumdan
bir çizgi filmi hatırliyorum. Orada Nasrettin Hoca eşeğini
gitmeye zorluyordu, eşek ise yerinden kıpırdamak istemi­
yordu. O zaman, sahibi değneğin başma bir havuç bağladı
ve eşeğin burnunun ucuna uzattı. Eşek tükürüğünü yuttu
ve zıplayarak havucun arkasmca koştu. Sahibi amacma
ulaştı.
- Doktor, bizim de bunun gibi eşek olduğumuzu mu
söylemek istiyorsunuz?
- Neden, acı mı veriyor?
- Evet, biraz.
- Biz hayatımızda, hem eşeğe, hem de sahibine benzi-
yoruz. Karşımıza hedef koyuyoruz (maddi ya da manevi
fark etmez) ve ona ulaşmaya can atıyoruz. Eğer biz karşı­
mızda sadece arzu edilen havucu görürsek, bizi çevreleyen
dünyayı fark etmiyoruz. Oysa her birimizin durma fırsatı
vardır. Eğer eşek, havucun ulaşılmaz olduğunu anlarsa, o
zaman ayaklannm altmda hem otu hem de suyu bulacak­
tır. Biz sıkça hedefe koşuştururken yaşamm kendisini unu­
tuyoruz. Hedefe takılıp kalmak değil, yaşam sürecinin
kendisinden keyif almak gerekir.
- Belki, bu havucun arkasmca koşmaya gerek yoktur?
- Hayır, ne diyorsunuz? Hedef mutlaka gerekir, çünkü
hedef yoksa hareket de yoktur.
Hareket yoksa hayat da yoktur. Bir çevrenize, yukanya,
ayaklanntzm altma bakm. Hayat varsa, demek ki, hareket
ve amaç da vardır. Yaşamm bütün çekiciliği harekettedir.
Hedefe gittiğinde engeller yarattyorsun, on/an aştığmda
ise güç biriktiriyorsun ve galibiyet, yenme sevinci yaştyor­
sun. Demek ki, büyüyorsun.
:Niyetin Çücü

Çok önem l i bir d u rum daha ! Bi r niyetin yaratı l ması ve


gerçekleştiril mesi için ru hunun ve vücud u n u n özel bir ma­
kamına varma lısı n . Bu d uru m , kendi yaşa m ı n ı n sahibi o l ­
ma merhalesidir. Eğer kend i nizi kurban olara k hissediyor­
sa nız, niyetten konuşmak tamamen faydasızd ı r. Kendinizi
bir ya radan, sihirbaz olarak h issetmelisiniz. Bu duru mu
kendinizde nasıl gel iştirebileceği nizi gelecek kitapları mda
adım adım kon uşacağ ız.
Hedeflerin ize ulaşmak, isteklerinizi gerçekleştirmek için
bir de güç gerekir. Burada konu ne yalmzca ne de tümüyle
fiziksel güçle ilgilidir. Sadece yemek, su, hava değil, aym
zamanda insanlarla, doğa ile yıldızlarla iletişimden alabile­
ceğimiz özel ince planda bir dahili enerji gerekiyor.
Kendi gücüne erişmek, daima kendi üzerinde çallşmakla
elde edilir. Bu her tür korku, yetersizlik kompleksi, suçlu­
luk hissinden kurtulmaktır ve bu her şeyden önce, yaşam
için kendi dünyamız için sorumluluk almaktır.
Kendi üzerine sorumluluk almak, kendini ve çevredeki­
leri suçlamaktan vazgeçmek; aC1ma, pişmanllk, yargı nef­
retten azad olmaktır. Üzerinize sorumluluk aldığmızda siz,
dolu ve güçlü bir hayat yaşamaya başllyorsunuz. Siz cellat
ve kurban rolünü oynamayı bırakworsunuz. Yaşammızm
ustası, sahibi oluyorsunuz. Sizi kimse aC/ çekmeye zorla ­
yamayacak; hiçbir nazar, büyü size tesir edemeyecek. Siz
yaşammızda olaylan istediğiniz gibi dizeceksiniz. Etrafmız­
da başkalannm değişmesine yardım edecek ayn bir alan
yaratacaksmız.
Bir Okuyucu Mektubu

"... Geçmişte benim de hayatım hayal kmkltğı, uydurul­


muş korkular, sahte yam/sama/arla doluydu ve yalntzltk,
içe kapanma, hayatta kalma mücadelesi her yerde beni
takip ediyordu. Ben sevinç, iç huzur, kendine güven duy­
gulannm olmadığı bir dünyada yaşwordum ki, orada basit
bir gerçek olan mutluluk kavramı için bile yer yoktu. Ya­
şamım kendimi bulmanm ıstıraplı arayış/an içerisinde akıp
gidiyordu...
Valeriy SİNELNİKOV'un kitap/an hayatımı tamamen de­
ğiştirdi ve: "KENDİNİ SEVMEK VE DÜNYA İLE UYUM
İÇERİSİNDE YAŞAMAK" gibi basit gerçeği bana öğretti. "

İnna Grakova, Simferopol (Kmm)


Ö Z ET

Arzu edilen hedefe 10 adım


Hayd i sonuçları konuşa l ı m . Kolay yönlenmeniz için n iye­
tin yaratıl ması ve gerçekleşti rilmesinde esas adımları ve
kuralları bel i rtel i m .
Birinci Adım: Niyetinizi net olarak bic;imlendirin.
" Niyetimi beyan ediyorum: ... "
Bu n u n için esas kura l l a rı kullanıyoru z :
ı. Kural: Niyetinizi pozitif olarak biçimlendirin.
2. Kural: Niyetinizi şimdiki zamanda biçimlendirin.
3. Kural: Niyetinizi birinci şahıs zamirinden biçimlendi­
rin.
Dikkat! Niyetinizi beyan ederken bolluk prensibinden
yola çıkm. "Ben Evrende bolluk içerisinde yaşworum. "
Niyetiniz kesin olmalıdır! Arzu edileni alacağmız hak­
kmdaki kuşkulan, tedirginlikleri bir tarafa bırakm.
İkinci Adım: Niyetinizi hayalinizde canlandırın.
Kendinizi ve elde etmek istediğinizi gelecekte net, çok
canlı bir biçi mde zihninizde yeniden canlandırı n . Sonucu
gözünüzün önüne geti ri n . Bunu m ü m kü n olduğu kadar
somut bir biçimde yapın . Kend i ya ratıcıl ı k, fantezi ve hayal
g ücünüzü kullanın. Aşağ ıdaki sorulara cevap veri n .
Arzu ettiğim sonucu a l ı p al madığımı nasıl anlayacağım?
Amacı ma ulaştığımda neler görecek, d uyaca k ve hisse­
deceğ i m ?
Arzu ettiğim d u ru m a ulaştığımda davran ışlarım, d uygu
ve düşünceleri m nasıl olacak?
Niyetiniz sizi harekete geçirmelidir.
N iyetinizi hoş duygularla besleyi n ki, o sizi arkasınca
götürebilsi n . Kend in ize şu soru ları soru n :
"Neden buna i htiyacım va r?"
"N iyetim gerçekleşirse, bu bana ve çevremdekilere ne
gibi hayırl ı , faydalı şeyler verecekti r?"
Üçüncü Adı m : N iyetinizin ölçüleri n i bel i rleyin.

Niyetiniz gerçek ölçülere sah i p olmadır.


O çok büyük de olabil ir. O zaman siz onu kolay elde
edilebi l i r daha küçü k boyutlara böl melisiniz.
Karşınıza herhangi bir amaç koyduğunuzda onu birkaç
defa tekrar biçimlendirmeniz gerekebi l i r. İ l k adım gerçek
ölçülere u laştığı ve ha rekete geçebileceğ iniz ana kadar bu
devam edebi l i r. Çok bil inen atasözü nü unutmayın : " Yol
bine gitse bile, i l k adımdan başlar".
Dördü ncü Ad ı m : Gerekli kaynakları belirleyi n.

N iyeti nizi gerçekleşti rmek için gerekli olan bütün kay­


naklara sah i psiniz. Güç her zaman içinizdedir ve daya­
nak noktası her zaman şimdiki zamanda mevcuttur.
Bu kaynaklara sadece g irişim gerekir. Bunun için kendinize
soru n : " N iyeti mi gerçekleşti rmek için neye i htiyacım va r?"
Kaynaklar iç ve dış olarak bel i rlen i r. İç kaynak örne­
ğ i n ; pozitif ya pı, g üven, özel beceri leri niz, bilginiz ve yete­
neğiniz olabi l i r. Dış kaynaklar ise para , bilgi, i l işkiler ola­
bilir. Her halükarda dış kaynakl a rınız iç yargıları nıza bağl ı ­
d ır.
Beşinci Adı m : İlk a d ı m ınızı bel i rleyin ve ha reket et­
meye başlayın.

Niyeti niz ciddiyse, ilk adımları nızı beli rleyin ve harekete


geçi n . U n utmayın, sadece hareketler h esaba katı l ı r.
Hareketleri niz içten olduğu gibi (saldırgan d uygulardan
kurtu l ma k, o l umsuz fikir ve d üşüncelerle çalışmak) dışa

l 1 06
Niyetin <jücü

dönük ( kesin fizi ksel çaba , gerekli i nsa nlarla görüşmeler


vb. ) de olmal ıdır.
Niyetinizin hayata geçirilmesi için sorumluluğu yüz­
de yüz kendi üzerinize alın.

Yaşa m ı mızda bütün olayları biz kendimiz yaratıyoruz,


bu yüzden suçlamayı, yarg ı lamayı, başkalarına darıl mayı
bir tarafa bıra kı n . Bir şeyleri nizin olmamasında ne sizi n, ne
de bir başkası n ı n suçu va rd ı r. Suçlu olan hiç ki mse yoktu r.
Eğer birisi isted iğiniz gibi bir tepki verm iyorsa , soru m­
l u l uğu üzerinize alın ve harekete geçi n . Size gerekli olan
tepkiyi yaratma k içi n , ne yapma nız gerektiğini düşünün.
Bu esnekli kle bağlantılıdır.
istediğimi elde etmek için ne ya pmalıyı m ?
Ben i m i l k v e bir son ra ki a d ı m ı m ne olma l ı ?
B u n u hatı rlayı n ! Niyeti nizi beyan ettiği niz andan itibaren
bu dü nyada herkes ve her şey size yard ı m etmeye çal ışı ­
yor. Evrenin bütün g üçleri sizin yanınızdadır ve a macınıza
ulaşmak için ihtiyacı nız olan bütün kaynaklar içinizded i r.
Yaşamı nızda a ktif rol oynamal ısınız. Psi kolojik ve fizi ksel
planda sizin hareketleri n iz bir mekan izmaya tesir ediyor ve
niyeti n sihirl i ve a nlaşılmaz gücünü harekete geçiriyor.
Yolunuz size sevinç getirmeli

N iyetinizi geleceğe göre biçimlendirerek karşınıza mak­


sat koymuş ol uyorsunuz ve buna ka rşın şimdi size problem
g i bi görünen bir şey gelecekte n iyetinize dönüşebi l i r.
Niyeti nizin hayata geçiril mesi, şimdiki d u ru m u nuzdan
istediğiniz duruma doğru olan bir yolcu l u ktur. Bu, sizi n
yaşam yolu nuzdur. Düşü n ü n ki, bu yolda karşınıza engel­
ler çı kaca k, onlar sizi dayanıklı ve güçlü kılacak. Tekmi l ­
leşmeniz içi n size yeni b i r şeyler öğ retecek i nsanlarla kar­
şılaşaca ksı nız.
Bu yolculuğu sona erd i rmek için sizi n isteğiniz olmalıdır.
Hedefi n izin ulaşı l ı r olmasına inanmalısınız ve hedefi niz
u laşmağa değer.
Hayatınızda sizi n için ilginç olan şeylerle meşgul olu n .
Merak gösterin v e hayret etmekten geri kalmayın !
Altıncı Adım: Yolunuzda ne gibi engellerin olduğunu
belirleyin ve onları defedin.
Bunu önceden niyetinizi biçi ml endirme aşamasında ya­
p ı n . Bu sizi boş eziyetlerden kurtarı r. Kendin ize sorular
sorun :
N iyeti mi gerçekleştirmek için bana ne engel olabili r?
Yol u mda nasıl engeller ortaya çıkabilir?
Niyetimi gerçekleşti rdiği mde beni m için hoş olmayan
neler oluşabilir?
Kendi düşünce bloklarınız üzerinde çalışı n . Bun u n içi n
eski , olumsuz düşü nceleri nizi ve yapıları değiştiri n ve sizi
hedefi nize yaklaştı racak yeni l eri ni yaratı n .
Amaca u laşmak için hangi d üşünceleri değiştirmek ve
ne g i bi yeni düşünce yaratma k gerekir?
Yedinci Adım: Dikkatli olun.
Şu an yaptı kları nızın sizi isteği n ize yaklaştırı p yaklaş­
tırmadığını anlamak için farkındalığa ve d uyarlı bir bilince
sahip olması nız.
Kendinize karşı çok dikkatli olmalısınız.
Hisleri nize, içinizden gelen sese kulak veri n . S ı k sık içi­
nize dönün ve aynı zamanda da çevrenize i nsanları n tepki
ve davra n ışlarına d ikkat edi n . Sonuca doğru giden niyeti­
n izin gerçekleşmesi yolu nda doğru i lerleyip ilerl emediğinizi
anlamak için duyg ularınızı açık tutun . Yol u nuzda karşınıza
çıkan bütün işaretlere dikkat edi n .

1 108
:Niyetin Çücü

Sekizinci Adı m : Düşünce ve davra n ışların ızda esnek


olun.

Çok esnek bir i nsan olmalısı nı z ve istediği nizi elde ede­


ne kadar hareketleri nizi deği şti rebil mel isiniz
Altın bir kural va rdı r: "Ya ptığınız şey işe ya ra m ıyorsa,
başka bir şey yapı n . " Kapı bir tarafa açı l mıyorsa, diğer
tarafa açmayı deneyin N iyeti nizi gerçekleştirmeniz, neler
olup bittiğini anlamanız için sadece işitmeniz, görmeniz ve
h issetmeniz değ i l, değişik yedek tepkilere sah i p olmanız ve
davran ışları n ızı değiştirmeye hazır olmanız gerekir.
Eğer davranışları nızı değiştirmiyorsanız, siz hep aynı
şeyleri elde edeceksiniz. Hatı rlayı n ! Büyük davranış esnek­
liği olan i nsan d u ru m u kontrol a ltında tutabilir.
Dokuzu ncu Adı m : Düşüncelerinizin temiz olmasına
d i kkat edi n .

N iyetinizi n hayata geçiri l m esi sizi ve çevrenizdekiler için


hayırlı olmalıdı r.
Hatırlayı n ! Niyeti niz başkalarının kötü l üğüne sebep ola­
cak istekler değildi r. Niyetinizin şahsen sizinle bir tüf!1
gibi ve sizi çevreleyen dünya ile de uyum içinde ol­
masmdan emin olun. Sonuç olara k elde ettiğiniz sadece
sizin değ i l, başka i nsanları n da yaşa m ı nı iyileştirmelid i r.
O n u ncu Adım: N iyetin izin gerçekleşeceği yeri ve za­
manı belirleyin.

Hatırlaym! Niyetiniz gerekli zaman ve gerekli yerde


gerçekleşir.
Niyeti nizin gerçekleşti ril mesinin yeri ni ve zamanını
seçme im kanını bili nçaltına sunun. O, mümkün olan bütün
yolları en iyi şekilde hesaplayaca ktır.
Sadece içinize, bili nçaltı zihnini ze dönün ve ondan rica
edi n : "Bilin çaltı m, niyetim i n gerçekleştiril m esi için en uy ­
g u n zamanı ve en iyi yeri beli rl e . "
J\FFE.TJIE.

A
kşam geç saatlerde Büyük "MAGİSTER" ve Christia n
eski ka leye çıktılar. Buradan t ü m şeh i r görünüyo r­
d u . Dolu nay ve yıldızlar olağanüstü parlaktı .
- Tuhaf, diye düşündü Christian . Neden daha önceleri
yıldızlara d i kkat etmemişim? Onlar ne kadar da güzeller ve
her biri sa kl ı bi r şeyleri ba na ha ber verecekmiş g i bi parı l ­
dıyor.
Büyük "MAGİSTER" de yıldızlara baktı . Bir an Christian'a
öyle geldi ki ; o, yıldızlarla konuşuyordu sanki.
Si myacı konuşmaya başlaya rak sessizliği bozd u .
- H e r bir i nsanın, Christian, kendi efsanesi, kendi yol u
vard ı r; bu Ruhun Yol udur. O , yıldızlarla bel i rlen miştir. B u
yolu doğru okuyup ona devam etmek çok önem lidir. Kend i
:Niyetin Çücü

Efsan esini takip eden biri, tal i h i n i n yaratıcısı na dönüşüyor


ve tekmilleşmen i n sınırsız oluşu n u n sevi nci ni kavrıyor.
- Bu yolu nası l öğrenebi leceğ i m ?
- Senin yol u n u gösteren işaretleri okumayı öğ ren .
- Bu kadar mı?
- Hayı r, bu kadar değ i l . Sende esas olan, bilgi edinme
ve büyük yaşa m hırsının ışığının yan masıd ı r. Farkında ol !
Bu maddi dünya , i nsan ı n ebedi ruhunu uyutmaya ça l ışıyor.
Maddiyet ve konfor peşinde olan i nsan kendinin esas göre­
vini u n utuyor. Sadece herkesi ; kralları da, fakirleri de, eşit
kılan ölüm öncesi insa n birden hatı rlıyor ki, hayatta her ne
ise çok önem l i bir şeyi yapmayı u n utmuştur ve bu her ne
ise bir a n l ı k onun içi açılıyor ... Heyhat! Artık çok geç! Böyle
i nsan ı n a rtı k gücü tü ken miş, sadece göğsünü delen bir
sancı .
Ka l bini besle. Onu dinlemeyi öğ re n . O zaman o, seni n
en iyi arkadaşı n v e danışmanın olacaktır. İşa retleri oku­
mayı öğretecek, rüzgarı n ve yağmuru n g ü rü ltüsü ha kkında
konuşaca k, Evrenin gizem leri ni anlataca ktı r. Seni n kalbin,
en esas si myacı fı rı nıdır. Düşünceleri nizdeki iyi ve kötü
buraya düşerek Yaşam ı n Büyük İşleri nde eriyerek tek Ev­
ren i n g üzel liği ve uyum u na dön üşüyor.
Üstat, kendi ka lbini dinle, d iye tekra r etti . Tü m d ü nya
kalbinin dilinde konuşuyor!
Araya süku net g i rd i . Christian, sessizl iği bozmaya cesa­
ret edemed i . Ya pamazd ı da, çünkü Büyük üstadın sözl e­
rinden sonra onu n söyleyecek sözü ka lma mıştı . Sadece
boş l u k... İçinde bir süku net va rd ı . Birden bu sessizlikte,
Christian içi nden gelen sesi duydu . Bu anlar çok nadir olu­
yordu, ama o bu anları hiç u n utmuyordu, çünkü kalbinin
sesi n i n ona söyledi kleri hep gerçekleşiyordu .
sesi nde zar zor sezilen keder notaları i l e Büyük Üstat
ses end i :
- Ben bu dü nyayı terk etmeliyim ve ben bunu bugün
yapacağım. Bana mutluluk ve sevinç veren bu dünya be­
n i m için ağır gel iyor. Ben onu sevdi m ve o da beni seviyor.
O, bana bu m uhteşem akşa m ı , sıcak rüzgarı , yıldızların
olağan üstü parlaklığını veriyor. Hatta Ay bile bana hizmet
etmeye hazırd ı r. Ama bugün ben onla rı n hizmetinden isti­
fade etmeyeceği m . Bu gece ben onlardan ayrılıyoru m ve
yağ m u ru n yağ masını istiyorum .
Büyük Üstadın sözleri nden Christian'ı n kal bi sızladı ve
gözleri yaşard ı . Ağlamak istemiyord u . Ama gözyaşları
kendiliği nden yana kları ndan aşağ ıya doğ ru yuvarlandı.
Damlalar dudaklarına dokun uyordu ve Christian onların
tadını h issetti . Tuhaf! Ama gözyaşları n ı n tuzunu tatm ıyor­
du.
Yağ mur!
Ch ristia n nasıl da o a n ı tahmin edememişti? Bu yağ­
murdu ! Şimdi transtan çıkara k yağmurun sıca k damlaları­
nın yüzünü ve el leri n i zarifçe okşadığının açı kça farkına
vard ı .
Zor duyulacak bir şekilde Büyük Üstat, B u dünya ağlı­
yor, ded i . Sesi hafiften titriyord u .
- O , beni m onunla ayrılığımın derin h üznünü aksettiri ­
yor. Ben bunun için ona sonsuz m i n nettarı m .
Christian ağlamaya devam ediyord u . Gözyaşları nı ya
durd u rmak istemiyordu, ya da gözyaşları zaten durmuyor­
du . Onlar yağ m u run damlalarına karışıp, yana kları ndan
aşağ ı damlıyord u . O mu, yoksa etrafı ndaki dü nya mı ağlı­
yordu, yoksa sadece bir yağmur mu idi? Farkına varamı­
yord u .
Christian'a dönerek ondan rica etti : Şimdi ise ben i yal­
nız bıra k !
Fakat genç yeri nden kıpırdamad ı .

1 12
:Niyetin Çücü

Büyük Üstat bu defa daha sa kin ve kesin sesle '·


Christian, beni m şimdi kendimle yalnız kalmam gerek.
Aşağıya in ve Kendi Büyük İşleri n i tamamla. Ben sa na ge­
rekli olan bütü n si mya anahta rla rı nı verd i m . Bir g ü n gel e­
cek seni n de bunları yapman gerekecek, bu d ü nya ile ve­
dalaşacaksın. Şimdi ise yaşa, hayatı n keyfi ni çıkar ve bu
dü nyayı sev. İnan bana o buna değer. Bu sen i n d ü nya ndır,
ded i .
Christian kendi n e geld i . Avuçları ile yanakları n ı sildi ve
merdivene doğru i l erled i .
Yağmur durmuştu .
Basamaklardan aşağıya doğru indikçe, onun göğsündeki
ağırl ı k gittikçe hafifl iyord u . Aklında kalan son şey, ay ışı­
ğ ı nda rüzgarda dalgalanan pardösü i l e Büyük Üstadın si­
yah si lueti idi .
Yağmur d u rmuştu . Dü nya artık ağlamıyord u . Dü nya se­
viniyord u ! Yen i " MAG"ı n doğması na seviniyord u !
SON SÖZ

İşte budur! N iyetin ya ratıl ması ve niyeti yönetme sana­


tına sah i p olma konusundaki dersleri miz sona erd i . Artık
size gerekli olan bütü n bilgilere sah ipsi niz. Onları n yard ı ­
m ıyla yaşamınızın kalitesini değişti rebileceksiniz. Size sa­
dece onları prati kte uygu l a manız kal ıyor. Size başa rı lar
di l iyorum, gelecek kitaplarda görüşmek üzere . . .

You might also like