You are on page 1of 2

“Unhappy China – Mutsuz Çin” kitabının Çince baskısı 2009 yılında yayına çıkmış bir kitap.

Kitabın içeriğinde Çin


içinde ve dünya düzeninde Çin’in alabileceği konum ve halkın tutumu ele alınıyor. Birçok otorite ve eleştirmenin
yazılarının bulunduğu kitapta, genel olarak ise Çin’in daha doğrusu Çinlilerin neden daha ötesini istemeyip, neden
bazı şeylere “hayır” demedikleri, yani kendi isteklerini dile getirip savunmadıkları sorgulanıyor.

 “Çinliler ülke içinde çok hızlı oluşan “gelişim ve değişim” adı altında ayak uydurulamayacak hızdaki değişimden
başka ortaya “değişmeyen” ne koyabildiklerini sorgulamalılar. Ortaya değişmeyen hangi değeri koyabiliyoruz?” (Sf
7) Çin, değer üretememekten rahatsız.

 “Biz Çinliler küçük meselelerde o kadar laf kalabalığı yapıp neden önemli meselelerde hiçbir şey konuşmaz ve
gündeme getirmeyiz?” (sf 8) Çin, Ülke içinde hala vesayetle yönetilip de halkın gıkının çıkmamasından rahatsız…

 Çinliler, dünya’nın başka ülkelerinin Çin’i sürekli bir tehdit olarak görmesinden ve bunu dile getirip Çin’i tehdit
etmesinden, Çin’in başarıyla ortaya koyduğu organizasyonları provoke etmesinden rahatsız.  Zira Olimpiyat
Ateşi’nin taşındığı bazı ülkelerde olan olaylar buna delildir. Çin gençliği 4 Mayıs Hareketi’nden bu yana ilk defa
tepkisini göstermiş, Carreofur gibi Çin’de büyük yatırımları olan şirketlere tepki göstermiştir. (sf 12)Çin, kendinin
dışlanılmasından rahatsız…

 Çin; liderlerin sürekli övülüp hatalarının ortaya konulmamasından, bu yüzden dünya önünde utanç verecek “süt
krizi” gibi skandallara sebebiyet verilmesinde rahatsız… (sf 17) Çin, yöneticilerin aldığı dev rüşvetlere yanında
halkın sefil kalmasından rahatsız…

 Çin; Türkiye’de de çok konuşulduğu üzere yıkanmayı bile bilmeyen Avrupalıların (Fransa kralının 6 ayda bir
yıkanması hikayesi Çinlilerde de mevcuttur) kendilerini insanlığın ulaşabileceği son nokta görmesinin yanında, 5
bin yıllık sürekliliğine rağmen hala dünyanın gündeminde yeteri kadar olmayan Çin kültürünün bilinmemesinden
rahatsız(sf 21-28). Çin, her şeyin ilkinin ve en iyisinin kendilerinde olduğunu iddia etmelerine rağmen insanlığın
hala Çin’e gerektiği kadar ilgi göstermemesinden rahatsız…

 Çin, Batılıların yüzyıllarca dünyayı sömürüp kendi sanayi devrimleri için dünyayı kirletmelerine binaen, şimdi Çin’i
hem ekonomik büyümeye teşvik edip hem de “çevreyi kirletiyorsunuz” denerek, kendilerinin önüne engeller
konulmasından rahatsız…

 Çin, kendileriyle en güzel dostluk oyunları oynayan Almanya gibi ülkelerin Tibet meselesine gelince, “Tibet evleri”
kurup, Çin’in aleyhine propaganda yapmasından rahatsız…

 Çin, ABD’nin BOP projesi bünyesinde Uygur Bölgesi’nde karmaşalar çıkarıp, Rusya’ya burayı peşkeş çekmek
adına Türkiye’yi kullanmasından ve Çin’in doğal kaynaklar ve sınır stratejileri açısından en önemli bölgesiyle
uğraşmasından rahatsız…

 Çin, ABD’nin sürekli Çin parası yüen’in değerinin altında işlem gördüğünü ve bu yüzden Çin’in dünyada haksız
rekabet uyguladığını gündeme getirmesi, bu sebeple dünyaya ucuz mal veremeyip, ihracatının düşmesiyle ülkede
kaos eşiğine gelinecek olmasından rahatsız.

 Bunlar kitaptan alınanlardı; bir de başka rahatsızlıklara bakalım…

 Çin, ABD’nin “demokratik olacaksınız, olmazsanız bizi sizi demokratikleştirmeyi biliriz” dediği ülkelere karşı
uyguladığı “şefkat politikasıyla” diktatörleri desteklemesinin batılılar tarafından yanlış anlaşılmasından ve bir tehdit
olarak algılanmasından rahatsız…

 Çin, dünyanın bütün hammadde kaynaklarını devlet eliyle bir bir satın alıp moda tabirle kaynakların üstüne
çökerken “biz barışçıl yükseliyoruz, kavgadan yana değiliz valla” diye “Barışçıl Yükseliş Teorisi” ortaya attığında
dünya devletlerinin buna inanmamasından rahatsız…

 Çin, yılda 10 binin üzerinde Çinli maden kazalarında ölürken, batılıların insan hakları deyip bunu gündeme
getirmesinden rahatsız…

 Çin, süt krizinde ölen yüzlerce masumun ve olaydan Çin’de ve dünyada etkilenen binlerce insanın sağlığının
tehlikeye atmasına rağmen, gıda güvenliği konusunda dünyanın kendisini eleştirmesinden rahatsız…
 Çin, Uygurlulara ve toplamda 100 milyona yakın Müslüman’a hacca gitmek için bile pasaport vermezken,
dünyanın bütün ülkelerinin kendilerine vize uygulamasından ve eşit davranmamasından rahatsız…

 Çin, sınıf ayrımının olmadığı, halkların kardeşliği üzerine kurulmuş bir sistemken (ki hala dünyada bu sistemin
doğru olduğunu savunan militanlar var), şimdilerde “öncelikle zenginleşme” politikasıyla en kızılları zengin edip
halkın 800milyona yakınını sadece karnını doyuracak seviyede tutmaktadır.

Zenginler,  bir paket sigaraya “20 dolar” verip, bir fakirin 10 yılda kazanacağı parayı, devletin içinden birine bir
gecelik yemek ve masaj ücreti olarak harcamaktadır; buna da “Çin’e özgü sosyalizm” demektedir. Çin, toplumun
kademeleri arasındaki gelir uçurumunun ve bunun gelecekte Çin’in ve dünyanın başına açabileceği problemlerin
gündeme getirilmesinden rahatsız…

 Çin de dünyanın tutumlarından rahatsız! Herkes bir şeylerden rahatsız! Aslında dünya rahatsız!
Türkiye’nin önüne tarihi fırsatlar gelmiş, bölgesinde ve dünyada söz sahibi olma koridorunun kapıları açılmış,
“aman nolur nolmaz” diyen statükocular, “ABD bize yem atıyor diyen” ABD’yi Kadir-i Mutlak bilenler sürekli
rahatsız…

Türkiye kendiyle beraber Türk dünyasını ve İslam dünyasının dirilmesine vesile olacak fırsatları değerlendirip,
Hakk’ın temsilcisi olmaz, yeryüzünün mirasçılığını üzerine almazsa, kıyamete kadar Çin de rahatsız, dünya da

You might also like