1975 Turkay

You might also like

You are on page 1of 19

·\ . .

ÖMER ASlM AKSOY


ARMAÖANI

Yazı Kurulu
MUSTAFA CANPOL.AT, SEMIH TEZCAN
MUSTAFA ŞERiF ONARAN

TÜRK Dil KURUMU YAYlNLARI


~NKA~A UN1VERS1TES1 BASIMEVl - ANKARA 1978
KAŞG.ARLI'NIN DERLEDİGİ ~.ANSIM.A SÖZCÜKLER

KAYA TÜRKAY

Türkçe'nin yansıma sözcükleri, bir iki kök araştırmasına yönelik ilgilen-


melerin dışmda hiç incelenmei:niş bir' konudur. Yapısal Özellikleri, anlamsal
etkinlikleri açısmd~ el~ alınmamaları bir yana, bu yansırnalann şöyle iyi
bir dökümü bile yapılmamıştır. Oysa Türkçe, kimi kavramlan d_aıia canlı,
daha renkli, kimilerini de kısa yoldan betimleyerek yansıtma olanağı veren bu
ilginç anlatım öğelerinin araştırmaya değer örnelı:Jerini içeriyor. Başta Türk-
mence olmak üzere, genellikle bütün Türk dillerinde özgün nitelikler gösteren
hu sözcükleri değerlendirmemiş olmamız biraz şaşutıcıdır. Ancak, böyle bir
değerlendirmenin, bireysel çalışmalan aştığını, geniş çabaları gerektirdiğini
gözden uzak tutmayalım. Yansıma sözcüklerin, Türk dili çalışmalarının
gündeminde yer almayışmm en önemli nedenlerinden biri de bu olsa gerek.
Gerçekten de, yansıma sözcüklerimiz üzerine yapılacak bir araştırma, sözlük-
leri, ağız derlemelerini, yazınsal ürünleri kapsayan geniş bir tararnayı ku-
şatmal-ıadır.

BÜ inceleme, geniş taramaları, ·derlemeleri bekleyen yansıma sözcüklere


konusal bir yaklaşımı deniyor daha çok. Bu denemenin Divanü. Lugat-it-Türk
ile yapılmış olması sözlüğün çok bilinen kimi niteliklerinden doğdu.

Öncelikle söylemek geı·ekirse, DivanüLugat-it-Türk, XI. yüzyıldaki Tü;rk


4ilinin' aşağıyukarı bütün söz değerlerini ustaca sözlükleştirmiş bir derle-
·medir. Üstelik bu derleme, anlatım yollarına getirdiği tanıklarla, gösterdiği
kullanım örnekleriyle döneminin konuşma dilini de yansıtıyor bize. Divanü
Lugat-it-Türk'ün bu özelliklerine eski Türkçe'den günümüze uzanan kimi
yansıma örneklerini aydınlatması bakımından da kaynak bir yapıt olduğunu
eklemeliyiz.
Yetkin dilciliğinin yaw sıra, usta bir derlemeci olan K.işGARLr J\tlı.HMUT'un,
yansıma sözcükleri kaçırmaması şaşkınlık veren bir titizlik değildir. Sözlüğü
.ile dilinin, yaşama bilgilerinin üstünlüğünü oı·taya koymaya uğraşırken bu
renkli anlatım öğelerini, özgün betimleme yollarını tawkları arasına almış ol-
ması olağan gelmelidir.
KAY;!\ TÜRKAY

Topailadığı l;ıer
söz varlığına gösterdiği özeni yansıma sözcüklerde de
• buluruz. Bunların
kime, neye ilişkin olduklarını yazıp geçmemiş, nasıl, hangi
koşullarda oluştuklarını belirleyen açıklaınşlarda bulunmuştuı·. Şözlüğün
yöntemini kurarken benimsediği ilkeleri (karşılaştırma, tanık · getirme, ör-
neklendirme vb.) bu sözler için de uygulamıştır.
Divandaki yansıma sözcüklerin insan, hayvan seslerine ilişkin olanlan
sayıca daha çok. Bu niceliksel özellik, toprağa dayalılığın doğal bir son.ucu
olmalıdır . Ne ki, in~an-insan,).nsan-hayvan ilgisinin gündelik olaylarını yan-
sıtan bu sözcükler içinde sıradan, doğal yinelemeleri aşan pek çok örnek
vaı·. ;Bu örneklerde, iç ya da dış etkilerle insan yapısında ortaya çıkan fiz-
yolojik olayları, ruhsal oluşumları yansıtan ilginç· anlatım birimlerini de göre-
bilme1.."teyiz. Başka bir ilgi uyandırıcı yön ise, özellikle üretilen nesnelere bağlı
yansım~arın ~ulandan çok olmasıdır. Maden,' tahta, çamur vb. ö.zdeklerden
yapılan araç, gereçlere ilişkin bu tür söz değerleri Orta Asya uygarlığının bir
başka açıdan üstün düzeyini belirliyor. '
.Bu incelemenin gerecini oluşturan tarama, BESİM ATALAY çevirisinden1
. yapıldı. Sözcükler derlenirken, yansıma nitelikl'e ri yönünden bütünüyle
KişG.ARLt'ya bağlı kalmmadı~ Son araştırmalarm ışığında, yansıma oldukları
bilinen kimi sözcükler de bu değerlendirmenin içine almdı. KC!nu alman
yansıma sözcükler, anlamları bakımından, ba·şka bir deyişle ohııştukları kay-
nağa, nedene göre dallandırılmıştır. Bu ayırma yapılırken kök hiçimleri temel
almmış, türevleri ayraç içinde verilmiştir.

K.AşcARLI'nın topaı:ladığı ya.nsıma sözcükleri iki ana başlık altma ala-


biliriz:
I. Doğal Yansıma Sözcükler
II. Betimsel Y ansıma Sözcükler

I. DO GAL YAl'\fSIMA. SÖZCÜKLER


Bunlar, doğayı oluşturan varlıklara ilişkin sesleri yansıtırlar. İki genel
türde incelenebilirler bu nedenle:
A.. Canlılara İlişkin Y ansıma Sözcükler
B. Nesnelere İlişkin Yansıma Sözcükler

A. Caı:ilılara İlişkin Yansıma Sözcükler


Bu sözc~erin oluşumu doğadaki canlı varlıklarm çıkardıklan seslerle
ilgilidir. Canlıların kendilerine özgü fizyolojik olaylarını, birbirleriyle ya da
başka canlılarla olan ilişkilerini yansıtan seslerde~ kurulu anlatım öğeleri de
bu tür sözcüklerdendir. İki genel canlı türüne bağlıdırlar:
! B:EsDı ATALAY, Divanü Lıiga-it-Türh Tercümesi, S cilt, l stnnbul, 1939·1941.
,
Y.AJ.'iSil\IA SÖZCÜKLER

I. · İ~sanlara İlişkin Yansıma Sözcükler:


a. İnsanın istemeden çıkardığı sesleri yansıtanl~:
l. İçorganlarda oluşan fizyolojik olaylaı·a ilişkin sesleri yansıtanlar:
• o o J ,
asurmal;> [ JL. ..;-" 1] er asurdı 'Adam aksırdı' _(I, 178), asurmals. (I, 156), as-
ruşmal;> "(I, 234), asurtğu (III, 442)]; ağan (u~,\] ağan e;'Genizden söz söyleyen
ıaŞi, genzek' (I, 77); ıl;> ( J,IJ 'Soğuk su içilip- üzerine ekmek yenildllite göğsü
kabartarak çıkan bir hıçkırıktır': anı ıl;> tuttı 'Onu hıçkırık tuttu' (I, 37); l;>ar
(mr CJ~J] (;.ar (;.ur etti (>arın 'Karın guruldadı' (I, 324); kegirmek [!.\L. ~~:(] .
· er kegirdi 'Adam geğirdi' (II, S.4h (wngur [~::J] (.ongur ün 'Boğuk ~es; (III,
363) [lcongramal;> (III, 402)] .; !;>ur l;>ur [ ~j~j]. (carın leur l;.:ur etti <Kann
guruldadı' { I , 486).
·2. Acıma, korku, şaşırma vb. ile çıkaı'llan sesleri yansıtanlar :

a [ii] Şaşalamayı anlatır. ol meni a T;.:ıldı '0 beni şaşırttı' (I,39); aıoa
[\fl] Acımak bildiren bir ünlemdir. İnsan bir şeyden acınırsa, acı duyarsa
aıva awa der. (I,89); ahlamal;.: (JL.':>(~'I] Y~z er ahladı. sözü vardır. 'Adam-
cağız göğsünü geçirdi, ah etti'demektiı·. Bu .söz göğüsten bir sesin çıkmasını
anlatır.(III, ll8); va [1,] vay anlamındadu·, huyurulan kişinin buyruğu yad-
sıdığmı gösterir. va ne tirsen 'Vay ne söylüyorsun, vay olsun sana'. Bir acı, bir
kaygı sıra smda da va sözcüğü kullanılır. (III, 215); ya [~] va gibi yadsıma ün-
lemidir. (ID, 215); yu [_,~] Kadınlar bir şeyden utandıkları zaman söylerler
cm, 215).
b. İnsanın isteyerek çıkardığı sesleri yansıtanlar:
ı. Gülme, ağlama, bağırıp çağırma, seslenme vb.. bağlı sesleri yansıtan-
lar:
aç [c'] Ünlem, çağırma fuuemi . olan ya, hey, ay yerine kullanılır.
aç berü keZ 'Hey b eri gel' (I, 35); av [~,1] Buyuranm, buy~uğıma aldırılmadığını
bildiren bir ünlemdir. (I, 40); ay [~-1] 1. av gibi bu da "buyruğu tanımamayı
bildiren bir sözcüktür. (1, 40), 2. Seslenme ünlemidir. l,(anca bardıng ay oğul
'Nereye gittin ey oğul' (I, 74); balu balu: [~C~ ~~] Ninni_. Kadınlar beşikte

çocuğu uyntmak için böyle söylerler. (I, 232); bang (~~] oğlan bang sığtadı
'Çocuk bağırarak ağladı' (III, 355);" çağ fçağ çuğ fça?' [• J-:.:. 1f:.J~ t_b:- 1·e~] çağ
çuğ l$optı 'Gürültü koptu, curcuna oldu' (III, 128); çağı [~] Gürültü {III, 225)
K...\.YA TORKAY

[çağılanıa~ (III, 324)]; çı~ [ •~] çı~ et köreyin 'Çıt et de göreyim, ufak
bir ses çıkar. da bakalım' .Bu inciten
- '
kişiye karşı koyamiryacak kişi için söY.lenir.
_, .
(IIT,130); çogı [Jo.~] Gürültü (III, 225); gürültü, hağırtı . çoğı çamı bıldı
'0, gürültü patırtı yaptı' demektir. çamı sözcüğü yalnız kullanılınayıp çoğı
:ile birlikte kullanılır. (III, 234) [çoğılamal• (III, 324,"32S)]; ıglama~lyıglanıa~
(JL.':)~/JIA':)~l] oglan ığladı 'Çocuk ağladı' yıgladı dahi denir. (1, 286, 287;
II, 232; III, 258, 309, 321) [ığlaşma~ (I, 240), yığlaşmal;c (II, 355, m, 322) ];
!;.ı [.i] Çağırma ünlemi·. !;.ı berü kel 'Hey beri gel!' (III, 212); ~ı!;.ı ['->~]
~
urı /f.ı~ı 'gürültü, haykırış' (III, 227) [ltılcırma~ (I, 441), f.,:ı~rışma~ (II, 220) ];
--
·· ma [L.J 'Al' anlamında bir sözcüktür. ma 'Al, işte' (III, 213); mahlmeh
( i"..,t.f ·oL..] 'İşte, al' anlamında dır; bir şey verildiği zaman söylenir (III,
ll8, 213); m~grarna~ [JL.l?J er mangradı 'Adam bağırdı' (III, 402)
[mangraşmab: (III, 398), mangratma!;. (II, 358)]; orlaşmalc 1 onlaşmab:
( ~l~l~~l/ o Jl....:.:.:l~l] budun /.iamıı.g orlaştı 'Tüm halk bağnştı_, çağnştı,
gürültü etti! Aslı arılaştı ~u:. (I, 239); sa b: sa[i [o,_:;:...,. o:,:..... ] Nöbetçinin,
bekçinin kaleyi, atı koruyalıilmesi için uyanık olmasını · huyuran sözdür.
saf.,: sab: 'Uyanık olun'. Uyaruk, çevik kişiye sa[i er denir. (I, 333); sığıt lsılııt2
[~ ...... / ~_....] Ağlayış. (I, 356) [sıgtama~ (m, 275) ] ; şuwşaşma(c
-
- -
f o0~...::._.4_...,]
o - ··"
- ol- anı1lg birle şuwşaşdı '0, onunla gizli söz fı.sıldaştı' (II,
. _,
.359) [şuıvşatmab: (II, 337) ]; şük [W] Suşturma ünlemidir. •Sus' aniamma
Türkler şük tıı.r derler. (I 335); urılama[i 1ıırlama[i 1yurlama~ [ JL. J\J.)
/" Jl,- 'J.)y./ J.L.'J~Jl] er urıladı 'Adam bagudı, sesini yükseltti' (I, 309),
yırtıp yal•a urlayu 'Yırtıp yakasını bağırarak' (I, 189), sıf.,:rıp üni yurlayu
J
' nü · çıkasıya haykırarak' (I, 189); üri [ c.S.J 1] Ses, gürültü. (I, 87, 88);
Ü
J •
uva [ IJ 1]/ Çağıran kişiye yanıt olaı·ak kullaııılır. Birisi •Hey Mehmet!'
diye çağrıldığı zaman, onun ııva diye yanıt vermesi gibi. (I, 40); yak [o 0 ~ J
'Evet, peki' aıılamına bir sözcüktür. at tut 'Atı tut' denildiğinde yanıt veren
yalı 'peki' der. (III, ll8).

2. Hayvanları çağırmak, gütmek, kovmak_ vb. için kull.anılan sesleri


yansıtanlar:

çik çik (~=!"o ı!..l:=!"] Keçiyi çağırmak için kullaııılır; sürmek için de böyle
denir. (I, 3_34.); çilik çilik (~ ·ı!J~] Keçiyi çağınrken kullanılır (I, 388);

2 CLAtıSON s. 806
,
..
. . YAı.~SIMA SÖZCtl KLER 245

çök çök (~·~]'Deve~ ılıtırmak için kullanılır (I, 334) [çökmek (II, 21),
çökürmek ~II~ 84), çöktürm~k (II, 181, 182)]; çuh çııhi•o_,~\;~] Atı yü-

rütmek, payl~mak için çıkanlan bir ses (ill, 117, 118) eç eç [~-ı .~-ı] Atlan

çabalandırmak, zorlamak için çıkanlan ses (II, 282); eçkü3 [_,~;ı] Keçi
. (I, 128; II, 14, 117, 227) ; heç /ıeç [~ ~~] Atlan hızlandırmak, zor-
lamak için kullanılır (II, 282), At başını alıp gittiğinde yavaşlatmak için
o , o ~

kullamlan söz (I, 321); ~ıoç ~oç[~ ~] Keçiler güdülüı·ken çıkanlan ses
(II, 282); kah klih ( olf •olfi Köpeği ça~mak için çıkanlan ses (III, 118);
• o .. .s o ... ,_ } } ., ) o -
~arıh (;,urıh 1~ıırı (•urı 1!;mm/ı ~urrıh [ oJ j o.;:~ 1<SJ j <S~ 1 o~ o.!_;]
Tay, kısrağın arkasında geri kaldığında ~tırı f;;.ıırı diye çağrılıı-. Kimi kez tS
sesi ı.' ye çevrilerek T;.urıh J.,;urıh da denir (ill, 223), tayı çağırmak için J.,;urnh
J.,;urnh derler (I, 9); keç 4 [~] Oğuzca. (III, 218); op op [~/ı :/ıJ Eşeğin
ayağı kaydığında· söylenir (I : 34); tah tah (oli "oli] ... nitekim şahini ça-
ğırmak için tah tah, tayı çağırm!lk için "fs,urrıh fs. ur nh derler (I, 9), Salındıktan
sonra şahini çağırmada kullanılan bir söz. Buradaki 'h' soluk almak için gel-
miştir.

(III,
• . .1 •
ı ı 7, l ı8); tuşu tuşu 1turşu turşu [j..!ı .J.J.; _,...;;. .J_,.; 1
.1 .1 • .1
rj _,. :. .;] Eşek
.1 .1 .1 ,

durdurulmak istendiğinde kullanılır. Kimi kez 't' ile 'ş' arasına 'r' gireı·.
Ancak bu yazıda kullanılmaz. (III, 224); tükü tükii [_,~ _,~~j) Köpek eniğini
• • .1 • .1 ö
çağırmak için çıkanlan ses (I, 229); uş uş [~ı u-~ ı] küzü suvarmak için
· kullanılan ses (I, 36); zaJ.,; za.f;;, ( J~ •Jj] Koçlan to sa kıçku-ıma k için
kullanılır (I, 333) . .

II. Hayvanlara İlişkin Y ansıma Sözcükler

a. Sığır, davar ve binek hayvanlarının seslerini yansıtanlar:,

angılama~ (JLo~~~;'ı] eşyek angıladı 'Eşek ann-dı' (I, 311}1 be [4]


Koyun melemesini bildirir (III,· 206) [belemek (III, 206)]; bırlj.ıg [~~j]
Atın, eşeğin genizden ses çık.arması, at 4ırJ.,;ığı denir. (I, 461) [bır~ırma(;,

(II, 71) ]; bozlama(;, ( JL.~~] ıngan ıngrasa botu bozlar •Dişi deve inleyince yav-
. o • ,
ru deve böğürür' (I, 120, ill, 29ı) [bozlatmaŞ (II, 341)]; çoglama~ [. Jl,. ~~]

3 HASAN EREN s. 55
4 llısA.N EREN s. SS
Z46 KAYA TÜRKAY

Bu ı:;özcük çarladı gibi filin bağu-ması atilammadır (III, 295); ıngrama~


( J~\~j _1] ınga.n ~ngrasa botu bozlar 'Dişi deve irıleyince yavru deve · böğiirür'
{I, 120) ıngan (I, 120), ıngranma~ (I, 289) ]; me (L.] Oğlaklann, kuzuların sesini .
bildiren bir sözcük (III, 214); müngrcmek [!.lL.I~] uı!:. mürlgredi 'Ök-üz
böğürdü' (III, 403) [müngreşmek (II, 79), müngretmek (II, 358)]; o~ranui~

( JL.I.;.J,I] a"t oZ,.radı 'At kişnedi' (I, 275) [o~raşma~ (I, 236) ). ·
h. Kedi, köpek, kurt vb. hayvanlaz:ıı seslerini yansıtanlar:
o - J
r muyavma~ [ 0L.J~-..J muş oğlı muyavu toğar 'Kedi yavrusu miyav-
. lıyaı·ak doğaı·' (II, 14}; ulıma~· ( JW,IJ böri :ulıdı 'Kurt uludu!' Geceleyin
1 . -
köpek havlamalanna da böyle denir. (III, 255) [ulışma(.: (I, 189), ulıtğan (I,
156). ~lığu (I, 136) ].
c. K.ümes hayvanlarının seslerini yansıtanlar:

/sağ l;.ug / (aı~ ~u~ [J_;; •Jt; 1ofJj oti] kaz /sağ ~ug eiti •Kaz kag kug
diye ses çıkartarak bağırdı' ~al;.
T.>ul-: etti 'Ka~ kak kuk diye
(III, 128, 129), !;.az
ses çıkardı' (III, 130); (rang "(1!.1:-;] l;.az /sang etti •Kaz ses ver~li'· (III, 358);
Z.az 5 [ j:_;] Kaz (I, 100, 104, 254, 256, 487; II, 177, 181, 359; III, 128, 129,
' J
130, 332, 358, 384); ta~ab'll6• . [J-~lZ] Tavuk ve horoza verilen ad, son-
ra horoza erkek taZ.agu, tavuğa tişi ta[.ağu denilerek birbirinden ayut edi-
lir {I, 447, 217; III, ll, 97}; ıa[.u~ (~] Tavuk. Türkmence (II; 286
III. İl4) [ta(~ul;.luğ (II, 467) ].
ç. Kuş seslerini yansıtanlar:
• ~ o J
buç buç [~ <::_-ı] buç buç öter semürgük (II, 290) [buçı (III, 219)]; J.;..arğa7.
[~y] Karga (I, 254, 425; II, 26; III, 240); keklik8 (~] Keklik kuşu
J J w
(I, 479) ; l;.uğıı9 [.J-~3] Kugu kuşu (III, 225, 240); ötmek10
-
[
o o J
ı!.L,..J"_, 1]
ö tmek
(kuş)(I, 529; II, 290; ·III, 178, 240) [ötgen (I, 473), ötleşmek (I, 239), öttürmek
(I, 217), ötürmek (I, 176) ); tartar [~~~~] Kumruya benzer bir kuş
(I, 485); turna 11 [\.;oJ~] Turna kuşu (III, 239); iibgükf iibüp (~...;--~,\ 1 odS::/1]
S DoERFER III, § 1389
6 DOERFER II, § 861
7 DOERFER İII, § 1386
8 DoERFER III, § 1639
9 DoERFER III, § 1543
10 DoERFER III,§ 1181; G.uhıin..u. s. 1361
ll CL.-\USON s. 39

,
. YAl~SIMA SÖZCUKLER 247

İhihi.k kuşu. Çiğilce (I, ll O), ibibi.k kuşu, buna übguk de derler (I, 78); ügi /
ühi [~./1/ SJ'I] Her ne kadar baykuşa ühi denilmekte ise de asıl ~özcük
Kıpçak lehçesinde olduğu gibi ügi'dir (I , .9) Baykuş . Türklerin çoğu 'g' ile
ügi diye söylerler, doğrusu da budur (I; 161; III, llS, 238).
d. Böcek seslerini yansıtanlar:

bi [(j] böy denilen höcek (ID, 206); sır [~ .... ] Ağustoshöceğinin çıkardı-
. . ,
ğı sesi anlatır. sır
etti •Ağustoshöceği gibi ses çıknı·dı'. Kalem, kaleme henzer
şeylerin çıkardığı ses de böyledir (I, 324); sing (~l;......] kimünçe sing etti
'Sivrisinek vızladı'. Karasinek ses verince yine böyle deiıir (III, 358) singek ·
( ~] Sinek. (II, 13, 25~;· III, 100, 369).
B. Nesnelere İlişkin Yansıma Sözcükler
Doğalya da yapay nesnelerin yapısal nitelikleriyle ilgili seslerden
kuruludur bu sözcükler. Oluşumları, nesnelerin birbirlerine VUJ:ma, sürtünme,
dokunmalanyla ya da insan elinde araç gereç olarak kullanılırken çıkardıkları
sesiere dayanır. Bu tür yansımalar nesnelerin özdeksel yapılarına bağlı olma-
lan nedeniyle şu dallaİ-a ayrılarak incelenehilirler:
1. Katı Nesne Seslerine İlişkin Olanlar:
a. Demir, çelik, ~unç ... seslerini yansıtanlar:

böng '
[~] böng etti 'Ağır bir şey yere düşüp ses verdi' (III, 34·5);
çatışa~a)f. ( Jl,.~] taş ça!Jşadı •Taş çagıl çugul etti, ç~ ses verdi'. Takı ya.
da benzeri şeyler ses verirse yine böyle denir (III, 286); çaldrama~ ( Jl,.IJ~]
taş çaldradı •Taşses verdi'. Başkası da böyledir. Zincir ve ona henzer nesneler
düşüp de ses verirse yine böyle denir (III,447, 448); çeng (&~] Zil, çan (III,
357) [çengli (III, . 379)]; çıng ( ~J l•ulabım çıng ?tti 'Kulağım çınladı'.
Leğen, çan gibi şeyle'r ses verirse yine böyle denir (III, 357) [çıngrama(,: (III,
402), çıngr~tma(,: (II, 358), çıngra(.; (III, 383)]; çıngıl (J:--<:~] jügün çıngıl
çuıgıl etti •Gem çmgıl çmgıl
etti'. Buna henzer ses de böyledir (III, 366); çiring
(ı!J.i r.J Leğen -ve benzeri nesnelerin .~ıkardığı sesleri bildirir (III, 370);.
; - J • ;
dang dung [c1 .:ı
.:ı] da1lg dung etti neng 'Bir nesne dan dun diye ses
cJj
verdi'. Bu söz tang tung etti sözü gibidir, 'Ses verdi' demel..-tir (III, 357); igemek
[!Jl.otf_l] ol biçek igedi •o, hıçak eyeledi' 254, 255); (.;angrağu 12 [J~i~i]
cin,
Çan, çmgıı·ak ol b:angragu çıngrattı •O, çmgıı·ağı çınlattı' (III, 387) burç [[_.) ]
(curç temür 'çelik'. · İçi .dolu, som nesnelere de böyle denir (I, 343), liurç ne1rg
12 DOERFER, ll!, s. 1537
248 K.>\.YA TÜRKAY

kevşedi 'Katı nesne gevşedi' (III, 287); müngretmek [!JI.;i~<:.:.] ot aşıçnı müng-
. .
retti 'Ateş tencereyi tıngıldattı' (II, 358); ta~ır ta~ır [~..Ai ~-,[j] at ağa~ı
ıa(cır ıa~ır etti 'Atın ayağı takır taku ses çık~dı' (I , 361); ıa~g ıu:g (ı!.~oi!J;;]
tang tıuıg etti neng 'Bir nesne dan dun diye ses verdi' (ID,357); tıkılama~ 1
tikilemek (!J.L.':Jı$.::;( Jl.,. ')~~] tıJ.>ıladı neng 'Nesne tık diye ses verdi'. Direğin
düşmesi gibi SC?m bir nesne sert bir nesneye düşüp de ses verdiğinde yine böyle
cleniı·. tikiledi ne ni '0 nesne ti.k diye ses verdi' (III, S26) ; tınlfılama~ ( Jlo~:i]
n~rfg tıngıtadı 'Havan gibi ağır bir şey yere düşerek ses verdi' (III, 404);
tigreımek [ !Jli~:S0) ol atın tigretti '0, atını ses çıkartarak· sürdü' (II,
- . .
330, 331); tikir tikir [~<::; ~:~] tikir tikir etti deırir, bu da yukand~ki _anlam-
dadıı:. :tikll: tikir ses çıkaı·dı' (I, 361); tikremek [!Jloi.J:~:;J at ağa~ı tikredi
'Atm ayağı · ses verdi' (III, 280) [tikreşmek (II, 209), tikretmek (II, 330) ]; to~f
} } } . .
ıo!;, to~ [J.:i J.:i 1J_j] to!;, tok. etti (I, 333) [ıo(cıma~ (III, 268), to[i.ılmak (II, 129),
o } } o }
to"!;,ınmal.> (III, 147)] tokış f ıo~uş Cu-ZJ..i.:i 1~]Savaş (I , 367; II, 83, 103; m,
183) [tob;ıışmal;. (I, 359), tol.uşgan (I, 519), to!;,ışmal;. (I, 170)]; tong 1tong tong
.} } o}
[ı!.l;:.; ı!);.:; 1ı!.-W] tong tong etti 'Katı bir şey sert bir yere düşerek ses verdi'.
İçi hoş olmayan, som olan bir şeye tong neng denir. (III, 356).

b. Taş, tahta, kemik, kösele... seslerini y;msıtanlaı·:

badar badar [:;~ ~-..C~] badar badar yügürdi 'Patır patır ayaklarının sesi
o }
işitilerek geçti' (I,
360); bu."!;, [ JY.] ~ağun bul;. yerge tüşti 'Kavun pat diyerek
yere düştü'. İçi boş bir şey yere düşüp yaı·ıbrsa bui;. etti denir. Bu sesi anlatıi.
oJoJoJoJ • · •
(III, 129) ; buldur buldur [.J ~ .J ~] taş l;.u!!_ug~a tüştı buldur buldur ettı
•Taş kuyuya düştü, buldur buldur etti' (I, 456); ço[ışama"!;, ( J L. L!.;..~]
taş ço!ışadı 'Taş çagıl çugul etti, çakıl ses verdi' (III, 286); çal;, çul;.
[o h oJ-~] odun: ceviz, kemik gibi nesnelerin kınlmasından çıkan
sesi bildirir. çal;. çıı~ etti denir. (I, 333); çal;.rnal;. (JI;4] Çakmak. Ateş
çakmak için çeli1:1:en yapılan nesne (I, 469; II, 17, 23, 104, 149, 181) [ça~ılnıa~
(II; 133), çal;.ın]!ıa{.; (II, 144), ça(,:ışma.(c (II, 104), çal;.lanmalc (I, 513), ça(ctırma"!;,
(ll, 181) ]; çaldır çaldır [~ ..Ü~ ~ i4J
o(,: kişte çaldır çaldır etti •Ok sadah.-ıa

çaldır çaldır
-
etti' (I, 456); çaldrama!;, ( JLoi.Jo ~] taş çaldı-adı 'Taş ses verdi;
çakıl, çagıl çugJil' etti (III, 447); çalma!;, ( J~~) ol anı çaldı •O, onu
yere vurdu, yendi' II, 23, 24); çığıZ tıgıl (j-;..3 J~J ol;. kiş içre çıgıl tığıll>.ıldı
-- -
YAl'lSIMA SOZCüİu.ER 249

'ok sadak.ta çığıl çığı! etti' (I, 393); çı~ramab (JL.I~] tış çıbradı
'Diş gıcırdadı'O ~apuğ· çıl;.radı 'Kapı gıcırdadı' (III, 280) [çı~raş~
ma~ (II, 209) ]; çılrama}.t [JL.I.J~J o~ _kişte· çılradı 'Ok sadak.ta çıldır çıldır ·

etti' (II, 281) [çıldrama~ (~, 333)]; çiğir çiğir C~ ~] İçinde taş kınn­
tılan olan ekmeği yerken dişin çıkardığı ses (I, 363); çikremek [!llAI~~]

etmekte taş çikredi 'Ek.mekte taş gıcırdadı' (II, 289, 281); igemek [!lL.lSI]

b_ogra tışın igedi 'Aygır dişini gıcırdattı' (II, 254, 255); ~art burt [u.Jj ~.J)]
elig ·Js.ar:ı J.;.urt etti 'Parmaldan :Çıklattı' (I, 342); külj 13 [~] tamküljyıb:ıldı
'D~m gürültü ile yıkıldı (I, 348); küld;emek ( !ll..I.J..u5'] taş J.;.u~uğ içre küldredi
'Taş kuyunun içinde küldür küldi,ir e.t ti' (III, 448); lciilremek [!lL. ~Ü"] taş !;.uğ_ug­
da külredi •Taş kuyuda güldürdedi (II, 282, 283); tap f ~ap tap [~(j '-:"(j f ~(j]
0

ol anı tap tap ıırdı '0, onun her yanına vuru vuruverdi' (III, 145) [tapraşma~:
sıçramak (yalnız deve için) (II, 217), tapnma!;.: sıçramak. (yalnız deve için)

(ID, 277)]; pat -[~] Ağır bir şey yere düştüğünde çıkardığı ses için · 'pat
tüşti' de~ (I, 320); ıepmek [!l~] Tepmek. (I, 178, 386, 526; II, 3, 113)
[tepik (I, 27), tepilmek (II, 119), tepinmek (IT, 140), tepişmek (II, 78, 113 J, tep-
remek (III, 277), tepretgen (II, 360.), teprenmek (II, 240), tepreşmek {I, 88; II,
204), tepretesi (II, 360), tepretgüçi (II, 360), tepretigli (II, 362), tepretiglik {II,
361), tepretigsek (II, 360, 361), tepretigsi (II, 362), tepretişmek (II, 363), tepret-
mek (II, 329), tepretmiş II, 362), tepsemek (I, 463; II, 336) tepük (I, 386), tep-
zeşmek (II, 206 ), tepzetmek ( II, 335, 336) ] ; tıJ.;.ılamab 1 tikilemek
[!ll,.~ (JL.~~] tı~ıladı neng •Nesne tı}.t diye ses verdi'. Direğin
yere . dü{mesi gibi' ~om bir şey sert yüzeye düştüğünde çıkardığı sese
yine böyle denir. ·tikiledi neng •O şey tik etti' {ID, 326); to!;. 1to~ to~
~ • JJ
~ f o J_j]
~
[o JJ to~ to/s- ettı• ' T aşm taşa vurmasm d an ç ık an ses gih'ı ses

verdi' (I, 333) to~ıma/s- (III, 268), to~ınma~ (II, 147; III, 12), to!;.ıtmab
1o(""~
{II, 308), to~ulma~ (II, 129)]; tögmek [!l~~] er tuz tögdi •Adam tuz dövdü,
inceltti' (III, 184) [tögüşmek (II, 106)]; zap zap [~j ~ j] Çabuk çabuk
yürümekten çıkan sesi anlatır. zap zap barg;,z 'Zap zap koş, çabuk git' (I , 319).
c. Deri, bez, kağıt, k-uru ot... seslerini yansıtanlar :

çaldır çaldır [~,~ ~,..Lı:~] yel estiği zaman kuru otların çıkardığı
13 CLAUSON, s. 716
250 KAYA Ttl'RK.AY

sese de böyle denir (I, 457); ç_all;> çul~ ( ~ • ~] çal!;> çul~ badar l;>ıldı '0, onu
çarptı, itti'. Bu itmenin çıkardığı sestir (I, 349); çap çap [~:~ ~~] Kamçı
~ulurken çıkan ses (I, 318) [çapınmal;> (II, 149)]; çatılamal;> (JL.Jl:;~] berge
. ~

çatıladı ,'Kamçı şakladı.'


Herhangi bir şey kamçı şakırtısı gibi ses verirse yine
böyle denir .(II( 323); çart [~.J~] Parça.'bi~ng anda bir çart alğumuz bar
•Bizim ondan bir parça alacağım.ız var' (I, 341); çart çurt [~~ ~J~] Her
şeyin ufağı, döküntüsü (I, 34I)i c~] Giysi -yırtma1..--tan, yırtılmaktan çıkan
r . ~

sesi bildirir anılig tonın çır yırttı •Onun giysisini cırt diye yırtb' (I, 323); ~ald-
ramak ( J~l.;•:AÜJ ton ~aldradı 'Giysi hışırdadı' (III, 447) [kaldruğa (III, 442)];

tırt ftırt tırt [~J~ ~J'! f ~.J~] ar.ııng tonın tırt tırt yırttı •Onun ~ysisini tırt
tırt diye yırttı' (I, 341); tiring ( ~~] yayın _tiring ettürdi 'Yayını tın ettirdi'.

Bu, kiri~in çıkardığı sesi bildirir (UI,~370); tus tus (..ı~ ·~] Keçe, giysi gibi
her yumuşak nesneye vurmaktan çıkan sesi anlatır. ıus tus urdı 'Tıp tıp vurdu'
(I, 329), anı tus tus urdı '0iı.uiı giysisine ~u vuruverdi' (III, 124).
ç. Yumuşak, yuğruk, sıvık ... nesne seslerini yansıtanln:

çapına~ ( Jk] 1. er ewin çaptı •Adam evini arı çamurla sıvadı' (II, 3),
2. ol atın çıbık birle çaptı •O, atını yavaşcana çubukladı' (II, 147) [çapılmal;>
(II, 119), çapturma~ (II, 180) ] ; çars çars [u..,.J~ •ı..Y';~J ol anı çars çars urdı
•O, onu çat çat dövdü' (I, 348); çat çat [~ : .- .~:::-] çat çat urdı 'Çat çat vurdu'
(I, 320); bars ~ars C,_,....JJ •ı..Y'; ; ] ~ars ~ars aya yaptı •O, el ayasını birbirine
vurarak ses çıkardı'. Bu, el çırpmaktan çıkan
sesi anlatır (I, 348); şap şap
[~L!ı ~l.!.] anı şap şap boyunladı •Onun şap şap boynuna vurdu, şaplakladı'
(III, 145, 146)
2. Sıvı Seslerine İlişkin Olanlar:
. .
çağılama~ ( JL..~] suw ç~üıladı ~Su çağladı' (III, 324); çar çar[~
~
?.J
şar şar yağmurun sağanak halinde yağmasından çıkan ses. Herhangi bir akar
ses çıkanldı~da da böyle denir. Bu sözcükteki 'ş', 'ç' den çevrilmiştir (I, 324);
çapmal' ( J~] er suıuda çapdı 'Adam suda yüzdü' (II, 149) [çapınmal;>
(II, 149), çaps(!ma~ (III, 284), çapturma(. (II, 180) ]; çıf [~] Hurma
ve üzüm gibi şeylerin şl!asmm çömlek ve tencerede kaynamasmdan çıkan sesi
anlatır (I, 332) [çıftlamal,c (III, 325)]; çirt [~?.] çirt su~tı •Birisi dişlerinin

,
YANSIMA SÖZCÜKLER 251

arasmdan çirt diye tükilıük çıkardı' (I, 340, 341); çiş fçiş çiş ( J...::" •J-71"~]
Kadın çocuğu işetmek istediği zaman böyle söyler; binici de yürüttükten son-
ra atı işetmek isterse böyle der (I, 331) [Çişemek (III, 267), çişetmek (II, 307)];
ço~rama~ ( Jt..~-4~] .ço~rama yul 'Fışkıran kaynak' (III, 4) [ço{ı;r~şmak (II,
- , o - .. ,
208)]; çomma(•fçömmelc [!.ll-..d 0 4 ] oglan suwda çomdı •Çoçuk suya daldı'
(II, 26), er çömdi suwda sözünden sıfat yapmak İStersek suw(>a çömgen erderiz
ki suda yüzen, çimen adam demektir (I, 401; II, 26) [çomruşma~ (II, 182),
çomurma~c (II, 85), çomuşma'fs, (II, lll), çömtü;mek (II, 182), çömürmelc (II, ~5),
çömüşmelc (II, lll)]; çöp [~] Şarabm tortusu, her şeyin çökeleği (I,. 318)
. . . oJ J
[çöp ük (I, 390), çöp çep kişiler (I, 318)]; çurçur [J~ ~~] tewi emgi çurçur
•Deve sağılırken sütün kapta çıkardığı sesi anlatan bir sözcük (I, 485, 486),
süt sağılırken kaptan çıkan sesi anlatır. Herhangi bir akar ses çıkarqığında da
1
böyle denir (I, 323); çuwşama{ı; (Jl~~] çagır çuwşadı •Şıra kaynadı
v.e köpüklendi'. Başkası da böyledir. ~arın çuwşadı 'Yemek karını yaktı, ek-
şitti' (III, 286) [çuwşatma{ı; (II, 336, 337)]; çürkü [~~~] çürkü bar. mu denilir
ki çocuğa 'Çişin var mı?' demek~ (I, 430); jagrlama{ı; ( JL.~~~] {ı;anı al;cıp
jagıladı 'Kanı akıp çağladı' (III, 325); şagı~ama{ı; [JL.~] sııw şagrladı •Su
çağladı' (III, 324); şar. şar c:;. ~_;] Herhangi bir akar ses çıkardığı zaman
da böyle denir (I, 324); tamma{ı; (J( ~~~] suw tamdı 'Su damladı' (II, 26,
87, 123) [tama tama (III, 360), tamçırma[>. (II, 201), tamgırma~ f tamgurmal;>
(II, 179), tamındı (I, 450), tamışma!;.. (II, ll O), tamıtma{ı; (I, 60, 376), tamıırma!;.
(II, 85), tamuzmal;c (II, 86, 164), tamturmal;c (II, 175) ].
3. Gaz Seslerine İlişkin Olanlar:
- ~J J
osıırma(c [·0Lo J-"" 1] er osıırdu 'Adam osurdu' (I, 178) [osıırgan (I, 156),
osrııb (I, 99), osruşma{ı; (I, 234) ]; sıT;cırmal;c (JL-~ __4_....] ~uş sıl.ırdı •Kuş ıslık
çalar gibi ses çıkardı' kişisıkırdı 'Adam ıslık çaldı' (II, 83), sıkrışmak (II, 213) ].
4. Yeme İçme Seslerine İlişkin Olanlar:
Canlıların yer içerken çıkardıklan seslerden kuruludur bu tür yansıma­
lar. Oluşumları, yiyecek içeceklerin niteliklerine, yeın:e içme biçiminin ken-
dine özgü sesleriyle ilgilidir. ·
çap çap [:__:::.- ~] Dudağm şapırtısını anlatır. ol erülc çap çap yedi

'Ü, eriği şapır şupuİ yedi' (I, 318); T;carç ~urç [~>
T;curç yedi 'Adam
'(_")]
salatalığı hatır hutur yedi' (I, 343); kürt kürt [':.:.ı
er turmuznu T;carç
;r ~J~)]
--
252 KAYA TÜRKAY

at arpanı kürt kürt yedi 'At arpayı kütür kütür yedi'. Hı)"ar ya da hıyara henzer
şeyleri ses çıkartarak yiyen kimse için de böyle denir (I, 343); emmek ( ı!.L.:.....l]
kenç anasın emdi •Çocuk, anasını emdi' (I, 169), emiglig (I, 153), emikf emig
(II, 70), emikdeş (I, 407), emsemek (I, 278), emürmek (ID, 264), emüzmek (I, 180,
II, 264)]; opma(ı; /öpmek [!.\Le .Jlf" J~: .J..sl] er sııtu opdı 'Adam su~ höpilıdeterek
. . -
içti' (I, 172); mün öpti •Çorha içti' (I, 163), er sur sur mün öpti •Adam
şarul şurul çorpa içti' (ID, 122) [opruşma(ı; f öprüşmek (I, 232), öprülmek (I,
245., 246), öpülmek (I, 193), öpüm (I, 75) öpünmek (I, 198), öpürgen (I, 157),
öpürmek (I, 176), öpürtmek (III, 427)]; sur sur [~_,~ ~_,:.,] er sur sur mün
öpti 'Adam şarul şurul çorha içti' (I, 122); şap şap [~L::. ';_,L:;.] ol kağunug
ş ap ş ap yedi •O, kavunu şapur şupur yedi'. Şeftali gibi sulu şeyleri şaprrdatarak
yenitse yine böyle denir (III, 146) .
5. Doğa Olaylarının Seslerine İlişkin Olanlar:
kökremek [!.\L.IJ~] agdı bulıt kökreyii •Yükseldi bulut gü.rleyerek'
(I, 354; II, 282) [kökreşmek (ID, 147)]; kürlenmek [!.\~.:::J~S'] kök kürlendi
'Gök gürledi' (III, 252}; tiki [J0J Geceleri işitilen ses. Tilıkler öyle sanrrlar
ki ruhlar sağken yaşadıkları biçimde gibi her yıl bir gece toplanitlar ve halkı
yoklarlar. Geceleri bu sesi kim işitirse ölür. Bu Tilıkler arasında yaygındu
(III, 239).
II. BETİMSEL YANSIMA SÖZCÜKLER
Bu sözcükleri oluşturan sesler, doğal bir yansımanın, duyusal bir algı­
lamanıiı iliünü değildir. İnsanın henzetmelerinden, tasanmlarından, çağnşım
ya da betiinlemelerinden kaynaklanan yapma seslerdir. Başka bir deyişle belir-
tilmek istenirse kavramın yansıttığı gerçek seslerle oluşmamıştır bu sözcükler.
Bu özellikleriyle, daha renkli, daha canlı bir" anlatım amacıyla tasarımsal,
çağrışımsal seslerle yapılan bir betimleme öğesidirler daha çok. Şöyle küme-
lendirehiliriz bunları:
1. Canlılara İlişkin Olanlar:
a. Canlıların isteyerek çıkardıkları sesleri yansıtanlar:

ça(ı; E"c,.~]
. ol anı urdı çal> etmedi '0, onu dövdü çı~ etmedi' (I, 333);
çalang (~] çal~ng başı 'Çalçene, ha~gan kişi' (III, 371); çamı [~]
çogı çamı !>ildı denir. •O, gilıüldü patutı yaptı' demektir. (III, 234); çalf;,aıla­
ma/.i [JL..~S::::~] · ıt çaırgıladı 'Köpek çeniledi'. Bu, ürmekten başka
bir sestir. Bir kişi kötü söz söyleyip durduğunda telim çangıladıng denir.
•Çok söyledin, ço~ bağırdın' demektir (III, 404); çarlam af> [JL.~J~] oğlan
,
YA!~Sil\U SQZCÜKLER 253

çarladı •Çocuk zırladı, zır zır ağladı', yengen çarladı •Fil bağırdı' (III, 295)
[çarlaşma~ (II, 210}, çarlatma!> (II, 344) ].
b. İç 9rganlarda oluşan sesleri yansıtanlar:
! alnız iki örneği vardır Divan'da: ç~ng [~] ~ula!>ım ç~ng etti •Kulağım
çınladı' (III, 447, 448}; tiring [~li J_i] ~ula'fs.ım tiring etti •Kulağım tm etti'.
Bu kulağın tınlamasma benzeyen her sesin :mJatımıdır (III, 370).
c. İnsan eylem, davranış vb.nden doğan sesleri yansıtanlar:
bart bart [ü;ı, ::ıJ~] bart bart tuttı •Ansızın onu her .yanından ya.Kala-

dı' (I, 341); çarçur [~~ ~::>;- J ql çarçur yedi '0, eline geçen şeyi yedi, bir şey bı­
rakmadı' (I, 323, 324); çul'fs. · [·J~] çull;c esgürük 'Cılk. sarhoş, taşkllı sarhoş'
(I, 349); kıçılamal;c '[JL.~~;] ol meni l;cıçıladı •O, beni gıdıkladı'. Bu,
insanı güldürmek için koltuğunun ve ayakl.~ altını kaşımakla olur (III,
323}; kiyim kiyim [r;:( d] ol kiyim kiyi m k ün keçürdi '0, uyuşuklukla

gün geçirdi' . (III, 169); sart surt- [~.;~"" ::ıJ:...,] anıng a4a~ı sart surt
T;cildı •Onun ayağı fart furt etti' Bu, ayağın ayakkabı içinde çıkardığı ses gibi-
dir (I, 342); ş el şül (~ •J..;.J ş el şül eliglig •Sarsak, eli yöntemsiz kişi' (I, 336);
şep [: . '.!.] İ vediliği anlatır. şep kel •Çabuk gel' (I, 319~; terk ( !.1~] terk
kel •Tez gel'. Herhangi bir işin çabuk görülmesi istendiğinde terk kel denir.
•Çabuk ol' demektif (I, 350) [terkin terkin kel •Çabuk gel'. Aslı terk'tir (I, 441)];
yap yup [~J~ ~\~) Hile, al. yap sözcüğü yalnız kullanılmaz. ~uradan Oğuz­
lar ol anı yupiadı derler ki '0, onu aldattı, kandırdı' demektir. (III, 142), yap
yup b.-ıldı 'Hile yaptı, aldattı' (III, 159).
2. Nesnelere İlişkin Olanlar:
.~~ .~,

çübür çübür [.;-:-:>:" .;-~:>;-] çübür çübür denir ki •.Abur cubur, ~alın
. ) .,.,alın
kötüsü, değersizi' demektir (I, 363 ; çek çük [ c.l~ c.l~] M en değersizi,

kıvır zıvır (I, 334); l;caıo 'fs.uw (J.,j Jli] ton l;caw ~uw boldı 'Giysi dikilirken bü-
züldii, çekildi' (III, 129); yal;c yul;cjyol;c yal;c [J~ •J.,~ ( J;,_ •J~] Kaptaki bu-
laşık (lll, 160). Bu sözden almarak ayal;c yul;cı denir ki •Kap bulaşığı' demek-tir.
(I, 143), Bu sözcük, yol;c ile birlikte yofc yal;c hiçiminde de kullanılır (ili, 4);
yalmalc (JI.;~] ot yaldı 'Ateş alevlendi' (III, 63, 64); yaldramakf
~aldrınıal;c [J\... .)..t~ ( Jl.I.)..L~) kün yaldradı •Güneş
az ışıdı, parladı'.
Yıldırım, · ateş, -buna benzer şeyler az pariarsa yine böyle denir (III, 437),
[yaldrul;c (III, 23), yalratma~ f yalntmal;c (II, 353), yalturma~ (III, 97), yuld-
o J oJ
rul;c / yoldru~ (I, 96; II, 303; III, 40, 378) ]; yulduz (j.J ..O-!] Yıldız, yıldızlara
verilen genel ad olup sonra aralan ·aynlır (I, 96; ll, 305; I~I, 40).
254 KAYATÜRKAY

KAYNAKÇA
.AımuıtAmılı'iov, G. va MUTALLİBov S.; Devonu Luğatit Türk, l.,;deks.:..Luğat,
Taşkent 1967 .
.Akademiya Nauk SSSR Institut Yazıkoznaniya; Drevnetyurskiy Slovar;
Leningrad, 1969. ·
.A.KsAN, DoGAN; Anlambilimi ve Türk· Anlambilimi, DTCF Yayınlan, A.nkaxa,
1971.
.A.KsAI'!, DoGAN; ATABEY, N.; KUTLUK, İ.; ÖZEL, S.; Sözcük Türleri I, TDK Ya-
yınlan, A.nkaxa, 1976. (Yaxaxlanılan bölüm Yansıma Sözcükleri; s. 35-36)
.ATALifY, BEsiM:; Divanü Lugat-it-Türk Tercümesi, 3 cilt, İstanbul, 1939-1941.
.Az:ır.ıov, P. -Hrnmov, N. M. -SoPIEv, G-.; Hezirki Zaman Türkmen Dili, Aş­
. gabat, 1960 (Yaxaxlanılan bölüm: Ses ve Obraz Menzemeleri, s. 54_3 -546)
BıtoCKELMA.NN, C.; Naturlaute im Mitteltürkischen, Ungaxische Jahrhücher,
c.· VIII, s. 257-265, Berlin-Leipzig, 1931.
CAFEROVA, S.; Müasir Türk Dillerinde Teglidi Sözlerin Fonetik Hüsusiyyet-
leri, Dil ve Edebiyat, s. 6, s. 45-51, Bakı, 1973.
- - - - - ; Müasir Türk Dillerinde Teglidi SözlerinLeksik- Semantik Hü-
susiyyetleri, Dil ve Edebiyat, s. 2, s. 54-60, Bakı, 1975.
CuusoN, Sm G-ER.ıUtD; An Etymol.()gical Dictionary. of Pre- Thirteenth Century
Turkish, Oxford, 1972.
DiL1ÇAR, .A.; Kutadgu Bilig incelemesi, TDK Yayınlan, .Ankaxa, 1972.
DMiTRİYEv, N . K.; Skizze der südtürkischen Mimologie, Wiener Zeitschrift f.d.
· Ku.nde des Morgenlandes, c. XXXVI, s. 18-47, Wien, 1929.
Beitriige zur osmanisehen 1\1imologie, Wiener Zeitschrift f.d.
Kunde des Morgenlandes, c. XXXIV, s. 105-124, Wien, 1927.
DoERFER, G.; Türkische und mongolische Elemente im Neupersischen, 4 cilt
Wiesbaden, 1963-1967.
EREN, HAsAN; Onomatopeelere Ait Notlar, Türkiyat Mecmuası, c. X, s. 55-58,
İstanbul, 1951-1953.
GAZİılı:iHh, MA.mı:UT R.; Sese Benzetimli Isimler (Les Onamatopees), Türk
Folklor .Araştırmalan, c. 6, s. 2361- 2362, .Ankaxa. ·
GENCAN, T. NEJAT; Dilbilgisi, 3. baskı, TDK Yayınlan, İstanbul, 1975 (Ya-
. rarlanılan bölüm: Yansıma, s. 234).
· HUDAYKULiEv, M.; Podrajatel'nie slova v Türkmenskom Yazıke-Türkmen
Dilinde Ses ve Şekil Anladyan Sözler- , .Aşhabat, 1962.
MA.RCHAND, HA.Ns; Die Bildug der Lauısybolischen tiJÖrter im '[ürkischen,
Oriens, c. VI, s: 50-63, Leiden, 1953.
KoNONov, ·.A. N.; Grammatika turekskogo Yazıka, Mos~a-Leningrat, 1941
(Yararlanılan bölüm: Zbuka-Obrazo-Podrajaatel'nie slova, s. 368-372).
·.

YANSIMA SÖZCÜKLER 255

IUsXNEN, MA.RTTI; Versuch eines etymologisclıen Wörterbuclıs der Türksprachen.


Helsinki, l969.
SEVORTY.A.N, .V. E.; Etimologiçeskiy slovar' Tyurkskilj. yazıkov, Moskva, 1974.
TDK; Divanü LU.gat-it-Türk Dizini, Ankara, 1972.
SELEN, NEviN; .Nesnelerle Onlar_a Verilen 1simler Arasında O Nesnenin Ozel-
liğine Uygun Bir Ses Uyuşumu Var mıdır?, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakül-
tesi Dergisi, c. XXV, s. 3-4, s . 115-121, ~ara, 1967.

DiZiN

a çaldır çaldır
aç çaldra.ma~
agan . çal~ ç~
ahlaıiıa~ çalma~
aılgılama~ çamı

asurma~ çangılama~
av çap çap
awa çap ma~
ay çar çar
badarbadar çar çu.r
balu balu çarlama~
hang çars çars
bart bu.rt çart
bP. çart çu.rt
bır~g çat çat
bi çatıl~a~
bozlama~ çek çük
böng çeng
buç buç çıf
bu~ _ çı.l.<
ç~ama~

çag
-
buldur buldur
çılra.m.a~
çıng
çag çug
çıngıl
çağı
çagıg
. çigir çigir
çagılama~
·çigil tigil
çal;tşama~
çik çik
ça~ çikremek
ça~ ç~ çilik çilik
ça~a~ çiring
çalaılg çirt
256 KAYA TURKAY

çi ş ~az
çiş çiş keçi
çogı ~
çoglama~ ~çılama~
çolp-ama~
~
çomma~ kiyim kiyim
çuh çuh . ~ugu
çul~ ~urç
çur çur ~u.rı ~urı
:fUWsama~ ~u.rnh ~urrıh
çök çök kökremek
çömmek
küldtemek
çöp
külf
çühüx çühüx külremek
çüx çüx küxlemek
çüxkü
kürt k-ürt
dang dung
ma
eç eç m ah
eçkü man-grama~
heç heç me.
1;ı.oç 1;ı.oç meh
ıglam~ muyavma~
ı~ müı:lgremek

ıng an
mün-gretmek
ıngrama~ o~ama~

igemek opmalf
ingen op op
jagılama~ orılaşma~
orlaşma~
~ağ ~ug
osurma~
kah kah
~a~ ~u~
öpmek .
~aldrama~ ötmek
~ang sa~ sa~
~aı:lgrama~ sart surt
~ar~ sı gıt

~arç ~urç sı1;ı.ıt

~arğa s~a~
~a.r:ih ~ sır

~ars .~ars sing


~art }pırt singek
~aw ~uw sur sur
,
YAı~SmA SÖZCtJKLER 257

suwşaşmalı: turna
şagılamalı: turşu turşu

şap şap tus tı,ıs

şar şar tuşu tuşu

şel şül tükü tükü


ş ep ulıma~
şük ~.unlama~
taJı:agu _ ilrİama~
talpr talpr · uş uş

ta.!ı: ta.!ı: u va
talı:u.Iı:
ta mmalı:
ühgUk
iihük
tang tuılg
ügi
tap tap
ühi
tartar
üri
tepmek
terk va
terkin ya
tıngılamalı: yah
tırt
ya~ yu~
tigremek yaldrama~
tiki yaldrımak
tilcilemek yalmak
tikir tikir yap yup
tikremek yıglama~
tiring yu
to .!ı: yulduz
to.!ı: to.!ı: yurlamalı:
toılg
za~ za.Iı:
ton-g tung
zap zap
tögmek

You might also like