You are on page 1of 3

OGUZCA

lunmaz: Oğuzca daglı , ölü ve yayla kelime- Yunanistan'da 150.000, Makedonya'da


OGUZCA
leri öteki Türk lehçelerinin pek çoğunda 130.000, eski Yugoslavya topraklarında
Oğuz boyuna mensup taglıg, taglık, taglı; ölük; yaylag, yaylak, 150.000 kişi ve eski Sovyetler Birliğ i ülke-
Türkler'in konuştuğu lehçe jaylav biçimindedir. 5. Yapım ve çekim ek- lerinde sayıları yaklaşık 630.000 olan Ahıs­
ve ağızların ortak adı. lerinin başındaki "g/g"ler Oğuzca'da gö- ka Türkleri tarafından konuşulmaktadır.
L _j
rülmez: Oğuzca kalan, eve kelimeleri öte- Türkiye Türkçesi, Oğuzca'nın en güçlü
Oğuz boyu Türk coğrafyasının güneyba- ki Türk lehçelerinde kalgan ve öyge, üyge temsilcisi olup Eski Anadolu Türkçesi ve
tısında bulunduğundan Oğuzca aynı za- şeklindedir. 6. Şimdiki zaman eki Oğuz leh- Osmanlı Türkçesi'nin varisi olarak geliş­
manda Güneybatı grubu Türk lehçeleri çelerinde -iyor (Türkiye Türkçesi). -ir (Aze- miş bir dil yapısına ve çok zengin edebi
olarak da adlandırılır. İslam tarihçilerinin ri Türkçesi). -yar (Türkmence) biçimleriyle eseriere sahiptir. Osmanlı Türkçesi yazı di-
eserlerinde Oğuzlar Türkmen ismiyle de öteki Türk lehçelerinden ayrı bir durum li olarak Arapça ve Farsça kelime ve ter-
anıldığı için Oğuzca ile Türkmence aynı gösterir. 7. Oğuzca söz varlığında Doğu kiplerle sadelikten uzaklaşmışsa da halk
lehçeyi ifade etmektedir. Günümüzde ço- ve Kuzey Türkçesi'ndekinden farklı söyle- dili kendi özelliğini korumuştur. Cumhuri-
ğu yazı dili haline gelmiş olan Oğuz lehçe- nen kelimeler bulunur: kuyaş= güneş, ör- yet devrinde görülen bazı sapmalara rağ­
leri şunlardır: Türkiye Türkçesi, Azeri Türk- ken= urgan, öküş - üküş, köp= telim, çok men Türkiye Türkçesi kendi tabii yolunda
çesi, Türkmence, Gagauzca, Irak'ta Türk- "çok", sal am= saman, kertme= armut, yürümüş, fakat son yıllarda Batı dillerin-
men diye anılan Türkler'in lehçesi, İran'ın böri - börü= kurt, koyan= tavşan, kiyiz= den bilinçsizce kelime alıp kullanma ve İn­
Horasan bölgesinde konuşulan ve henüz keçe. çızmak= yazmak, sözlemek= söyle- gilizce eğitim yüzünden bazı problemler
yazı dili olmayan Horasan Türkçesi, Fars mek, bulaşmak= karışmak, tamga= tuğ­ ortaya çıkmıştır. Türkiye Türkçesi'nde Türk
eyaletinde konuşulan Kaşkay Türkçesi ile ra. tişlemek= ısırmak, tapmak= bulmak, dilinin genel ses uyumu geçerlidir. Ünlü-
diğer bazı Oğuz oymaklarının ağızları. Os- uzatmak= göndermek, karağu bolmak= ler (a, e, ı , i, o, ö. u, ü) Türkçe asıllı kelime-
manlı Devleti'nin hakim olduğu, bugün Or- kör olmak. lerde normal söylenmekte, uzunluklar sa-
tadoğu ve Balkan ülkelerinde kalan bölge- Oğuzca'nın Lehçeleri. Oğuzlar kitleler dece Arapça ve Farsça asıllı kelimelerde
lerdeki Türkçe ağızların çoğu da Oğuzca halinde batıyagöç ettiklerinde geride bı­ belirtilmektedir. Ayrıca ağızlarda bir de
kapsamına girer. Türkler'in ilk ortak yazı raktıkları yerlerden siyasal ve kültürel ba- kapalı e sesi bulunmaktadır. Ünsüzler şun­
dili olan Göktürkçe'nin bünyesinde bazı kımdan uzaklaştılar ve yeni geldikleri böl- lardır : b, c, ç, d, f , g, ğ , h, j , k, 1, m, n, p,
Oğuzca unsurlar tesbit edilebilse de IX ve gelerde kendi lehçeleriyle yazmaya başla­ r, s, ş. t , v, y, z. Yine bazı ağızlarda yaygın
X. yüzyıllardaki Oğuzca hakkında bilgi bu- dılar. "Karışık dilli eserler" diye adlandırılan olarak nazal ne (ii) kullanılmaktadır. Yapım
lunmamaktadır. Kaşgarlı Mahmud, Diva- bu dönemin ilk eserleri, Oğuzlar'ın Ana- eklerinin tamamı, çekim eklerinin de bazı
nü lugati't-Türk'te zamanının en geliş­ dolu'da kendi edebi dillerini geliştirirken istisnalar dışında hepsi Türkiye Türkçesi
miş edebi dili olan Karahanit (Hakaniye) verdikleri ilk ürünler olarak kabul edilmek- ile öteki Oğuz lehçelerinde ortaktır.
Türkçesi'ni esas almış. yeri geldikçe öteki tedir. Oğuzca'nın bilinen yazılı dönemi Sel- Azeri Türkçesi. Azerbaycan Cumhuri-
Türk lehçelerine değinmiş , Oğuzca özellik- çuklular ve Beylikler devrinde Eski Anado- yeti'nde 8 milyon, Azerbaycan Cumhuri-
lere ve kelimelere de yer vermiştir. Diva- lu Türkçesi ile başlar (Xlll . y üzy ıldan - XV. yeti'ne bağlı Nahcıvan Özerk Cumhuriye-
nü lugati't-Türk'te Karahanit Türkçesi'n- yüzyıl o rtalarına kadar) . Eski Anadolu Türk- ti'nde 365.000, eski Sovyet ülkelerinde
den farklı söyleyişler için gösterilen 405 çesi ile bazı benzerlikler gösteren Azeri 650.000, merkezi Tebriz olan Güney Azer-
örnek kelimeden Oğuzca olanların sayısı Türkçesi ve Irak Türkmenleri'nin Türkçe'- baycan'da (İran) 20 milyon (Azeri kaynak-
226'dır. Bu örneklerin ve Selçuklular döne- si, en batıda kalan Gagauzca yukarıdaki­ ların a göre 30-40 milyon) kişi tarafından
minde Anadolu'da eser verenlerin Hora- lerle birlikte Oğuzca'nın batı kolunu, kıs­ konuşulu r. Türkiye'nin doğu sınırlarında­
san asıllı olmaları dikkate alındığında Ana- men Çağatayca' nın etkisinde kalmış olan ki bölgelerde yaklaşık 1 milyon kişinin ko-
dolu'da Oğuzca'nın yazı dili haline gelme- Türkmence ile İran'ın kuzeydoğu bölge- nuştuğu ağızlar da Azeri Türkçesi alanı içi-
den önce Horasan kültür çevresinde bir sindeki Horasan Türkçesi de Oğuzca ' nın ne girer. Başka ülkelerde yaşayan 1 mil-
hazırlık devresi geçirdiği söylenebilir. doğu kolunu oluşturmaktadır. Başlangıç­ yon civarında Azeri ile birlikte Azeri Türk-
Oğuzca'nın Özellikleri. Oğuzca'yı Doğu tan günümüze kadar Azeri Türkçesi'nin çesi'ni konuşanların sayısı toplam 31 mil-
Türkçesi'ni temsil eden Karahanit Türkçe- Osmanlıca ve Farsça'dan, Türkmence'nin yonu aşmaktadır. Azeri Türkçesi'nin baş­
si'nden ve Kuzey Türkçesi'ni temsil eden Farsça ve Çağatayca'dan etkilendiği gö- lıca özellikleri şunlardır: 1. a ile e arasın­
Kıpçakça'dan ayıran başlıca özellikler şun­ rülürken son dönemlerde Azeri Türkçe- da söylenen açık bir e (= a) vardır. Azeri
lardır : 1. Türkçe kökenli kelimelerin başın­ si'nin kuzey kolu ile Türkmence'nin Rus- alfabesinde bu harf baş aşağı ters e ola-
daki "k"ler g, "t"ler d olur. 2. Eski Türkçe ça'dan etkilendiği anlaşılmaktadır. Hora- rak gösterilir: ayri " eğri ", galmak "gel-
kelime içinde ve sonundaki "d"ler y olur: san Türkçesi, Azeri Türkçesi ile Türkmen- mek"; taraf "taraf". 2. Kapalı e foneminin
adak > ayak, kodmak > koymak, bod > ce arasında bir konuma sahiptir ve Fars- bazıları Azeri Türkçesi'nde açık e(= a) ile
boy. 3. Orhan ve Yenisey yazıtları ile Eski ça ile Çağatayca etkisi onda da görülür. yazılır : arta, alçi. Ancak kapalı e pek çok
Uygurca'da ve bugünkü Doğu Türkçesi ile Irak Türkmencesi, Azeri Türkçesi ile ben- kelimede korunmuştur: bermek "vermek",
Kuzey Türkçesi'nde kelime başında "b"li zerlik gösterirken Osmanlıca 'dan, Arapça beş "beş". el "halk", eş "eş". etmek "et-
kullanılan birkaç kelime Oğuzca' da "b"siz ve Türkiye Türkçesi'nden de etkilenmiş, mek". 3. Yuvarlak ve düz ünlüler Türkiye
ya da "v"li kullanılır: bolmak > olmak, bar- Gagauzca ise bulunduğu coğrafyadan do- Türkçesi'nden farklılık gösterir: beyük, ki-
mak > varmak, bar > var, bermek > ver- layı Slav dillerinin tesiri altına girmiştir. çik, oyanmaq "uyanmak", tülkü. 4. Arap-
mek. 4. Birden fazla heceli Türkçe kelime- Türkiye Türkçesi. Türkiye'de 72.065.000, ça asıllı kelimelerde ince ünlüler tercih edi-
lerin sonundaki "g/g"ler Oğuzca'da bu- Kıbrıs'ta
176.000, Bulgaristan'da 1.1 00.000, lir: galb "yürek", galam "divit", ganaat "ka-

323
OGUZCA
naat". gasd, vatan. 5. Kelime başındaki Karadeniz sahillerine yakın yerlerde 50.000, ya si:t) "süt". 3. Birinci heceden sonraki
"y"nin (daha çok ı ve i ünlülerinden önce) Güney Amerika'da 40.000 kadar Gagauz hecelerde "u"lar ı olur: ôdın (veya o:dın)
düştüğü görülür: igid <yigit, il <yıl, ilan bulunmaktadır. Diğer Oğuz gruplarından "odun"; ikinci hecede oluşan ı tesiriyle ilk
<:yılan , ulduz <yıldız, ürek <yürek, üz <yüz farklı olarak Gagauzlar Ortodoks hıristiyan­ hecedeki u da ı'ya çevrilebilir: bırın "bu-
"yüz, çehre". 6. Ünlüyle başlayan bazı ke- dırlar, Gagauzca konuşanların dünyadaki run"; yımırta "yumurta". 4. Kelime sonun-
lime!er h- protezi alır: hürkmek, heyva, toplam sayıları 350-400.000 arasında tah- daki "k"ler -y olur: eşey "eşek"; iney "inek".
hörük. 7. b- - m- meselesinde Azeri Türk- min edilmektedir. Gagauzca ' nın özellikle- 5. Fakat -q>-X veya - ğ olur; çox "çok", yôx
çesi m-'li şekilleri tercih eder: minmek, ri şunlardır: 1. Anadolu ve Rumeli ağızla­ "yok"ı ağ "ak". 6. Kelime başında t -/d-
moynuz, min "1 000". 8. x (<q) sesi yaygın­ rıyla büyük ölçüde paralellik göstermek- meselesinde Horasan Türkçesi ile Türkiye
dır : oxumax, çox, yox. 9. Kelime içinde ba- tedir. Bu durum dikkate alındığında ata- Türkçesi arasında yakın bir benzerlik var-
zı ünsüzler ikizleşir: saqqal, eşşek, yeddi, larının bugünkü yaşadıkları bölgelere Ana- dır: diş, diz, deve, düz, dudak; toz, top-
sekkiz. 1O. q/g ve tld karışıktır, fakat g ve dolu'dan gittikleri görüşü doğrulanmak­ rak, tütün, tilki. 7. p>f değişikliği, Azeri
d'li şekiller daha yaygındır: quş, qara, qa- tadır. Fakat yıllarca Slav halklarıyla birlik- ağızlarında olduğu gibi Horasan Türkçe-
pı, uzaq, daş, dutmaq, demak. 11. Bilhas- te yaşamaktan dolayı Gagauzca'nın cüm- si'nde de görülür: tafmaq <tapmaq "bul-
sa orta hecesinde "r" bulunan kelimelerde le yapısı ve kelime varlığı Slavca'dan etki- mak", köf <köp "çok", if (<ip). 8. Yönelme
metatez görülür: arvad, ireli, torpax, yar- lenmiştir: On beş yıl oldı ne zamandan eki +(y)a +na, +ga şekillerinde görülür:
pax. 12. Bazı hece kaynaşmaları olmakta- geldi (o geleli on beş yıl oldu); açan yöle yola, yuxıga "uykuya", kişige/kişine "kişi­
dır: aparmaq (<alıp varmaq); ayam (<aya- alın beni (eğer öyleyse beni alın); gidelim ye". mene, sene.
ğım); versöz (<versefiiz); evüz (<eviniz). o çoca ani yeverdik (evlendirdiğimiz ço- Türkmence. Türkmenistan'da 5.042.920,
13. Şimdiki zaman ve geniş zaman ünlü cuğa gidelim); geler vakıt kıza gitsin (kı­ İran'da 2.177.000, Afganistan'da 932.000,
farkıyla ayırt edilir: a) şimdiki zaman -r. -ır/ zın gideceği vakit gelir); varmış bir adam Pakistan'da 60.000, Rusya'da 41.000 kişi
-ir/-ur/-ür (olumsuzu -mır/-mir) alıram "alı­ zengin (zengin bir adam varmış); söler ona tarafından konuşulmaktadır. Oğuzca'nın
yorum", gorxursan "korkuyorsun", isteyir masal (o ona masal anlatır); bir adam bil- bir lehçesi olduğu halde coğrafi yakınlık
"istiyor"; -yır/-yir, -yur/yür şekilleri de oluş­ giç (bilgiç [deneyimli] bir adam). 2. Ünlü sebebiyle Çağatayca'nın etkisinde geliş ­
muştur. b) Geniş zaman -ar/-er: gelerem ile başlayan bazı kelimelerin başına y- ek- miştir. 12 Nisan 1993'te kabul edilen La-
"gelirim", alar "alır", kalarsan "kalırsın", ge- lenmesi sık görülür: yev= ev, yiçmek= iç- t in alfabesindea (açık e için). y (ı için), j
lersüz "gelirsiniz". 14. Bunların olumsuzu mek, yözengi= üzengi, yölmek= ölmek, z
(c için), n (nazal ng için), (i için) kulla-
-maz/-mez, -mar/-mer, -man/-men ile ya- yöbür= öbür, yemir (<Ar. emr)= emir. 3. nılır. Türkmence'nin özellikleri: 1. Türk dili
pılır: baxmaz, almaram, almanam. 15. -p Kelime başındaki h- farklı durumlar göste- içinde Türkçe kelimelerdeki asli uzunluk-
zarf-fiili çekimli fiil gibi -mış yerine kulla- rir: afta (<Far. hefte)= hafta, aqiqat (<Ar. ları en çok koruyan lehçe Türkmence' dir:
nılabilir: yazınayıp "yazmamış". 16. Azeri J:ıakikat)= hakikat, yesap (<Ar. J:ıisab)= he- ot "ot (bitki. nebat)", ôd "ateş"; daş "dış",
Türkçesi'nin kelime varlığı zengindir ve sap, xambar (<Far. anbar)= ambar. 4. Ga- daş "taş"; baş "baş. kafa", baş "yara", glz
birçok Türkçe kelime asli anlamını koru- gauzca'ya Bulgar, Rus, Ukrayna, Romen "kız" ; ancak uzunluklar yazıda gösterilme-
maktadır. Yazı diliyle halk dili arasındaki ve Yunan dillerinden kelimeler girmiştir : mektedir. 2. Bazı uzun ünlüler diftonglaş­
fark azdır. Güney Azerbaycan'da Farsça. grax (Bulgarca grah) "bezelye"; daskal tırılarak söylenir: süyt <süd "süt"; düyş
son seksen yıldan beri de Kuzey Azerbay- (<Yunanca daskalos) "kilise memuru"; bal- "düş, rüya". 3. Yardımcı ünlü olarak yer
can'da Rusça kelimeler yazı diline girmiş­ ta (<Romence balta) bataklık" (ayrıca bk. yer -a-/-e-'ye de rastlanır: okap "okuyup" ;
tir. Irak'ta Irak Türkmencesi konuşan, ken- GAGAUZLAR). karaşan "karışan". 4. Ünlü uyumunda düz-
dilerini Türkmen diye adlandıran Türkler'in Horasan Türkçesi. İran'ın kuzeydoğu lük-genişlik uyumu tam olmakla birlikte
sayısı çeşitli kaynaklarda 2-3 milyon ola- topraklarında Horasan bölgesinde Nlşa­ darlık-yuvarlaklık uyumuna tam uyulma-
rak bildirilmektedir. Konuştukları dil için bur, KOçan, Bocnurd, Sebzevar yörelerin- maktadır: öldirmek, ötiri, dogrı, üçin,
Türkmence adı kullanılsa da özellikleri ba- de yaklaşık 1,5 milyon kişi tarafından ko- boldık, düştik. 5. S, z dişler arasından
kımından Azeri Türkçesi'ne yakındır. İran'ın nuşulur. Afganistan ve Türkmenistan sınır­ peltek ş, ı olarak söylenir: şöı. biı. şen,
Fars eyaletinde Kaşkay Türkçesi konuşan­ ları içindekilerle birlikte sayıları 2 milyona glı; bu söyleyiş yazıda gösterilmez. 6.
ların sayısı 1,5 milyon kadardır. Kaşkay
ulaşır. Horasan Türkçesi üzerinde 1969'- Bolmak, barınak, bermek gibi birkaç b'li
Türkçesi eskiden beri Azeri Türkçesi'nin dan beri araştırmalar yapılmaktadır. Üç kelimede Çağatayca'nın etkisi görülür. 7.
bir ağzı kabul edilmiş, yeterli ilmi araştır­ ağız grubu tesbit edilmiş olup dil özellik- Kelime başında bulunan b/m meselesin-
malar yapılmadığı için özellikleri hakkın ­ leri ana hatlarıyla şöyledir : 1. Türkmence de m- daha fazladır: men, mana, min. 8.
da ayrıntılı bilgi verilememiştir. Bundan kadar olmamakla birlikte Horasan Türk- Özellikle yabancı asıllı kelimelerde f>p olur:
başka İran'da Oğuz lehçesi konuşan Af- çesi, Türkçe asıllı kelimelerdeki uzun vo- penni<fenni, pikir<fikir, sıpat<sıfat. sarp<
şarlar, Kaçarlar gibi d.iğer Türk topluluk-
kalleri kısmen korumakta, bunun yanı sı­ sarf, tarap<taraf, pelsepe<felsefe. 9. Ge-
larının sayısının da 1 milyon kadar olduğu ra yarım uzunluk ve diftongları da yaşat­ niş zamanın olumsuzu çok defa -mar/-mer
tahmin edilmektedir. maktadır: ad "isim", Horasan Türkçesi'nde şeklinde görülür: yazmarsın "yazmazsın",
Gagauzca. Bu lehçeyi konuşanlar bir- at, Türkmence'de de at; fakat baş "baş, almarsıfi "almazsın"; almarıs "almayız".
kaç ülkeye dağılmış halde yaşamaktadır. kafa", Horasan Türkçesi'nde baş, Türk- Olumsuzluk ifadesi del "değil" ve yôk "yok"
Maldava'da (Besarabya) yirmi kadar köy- mence'de baş; üç "3", Horasan Türkçesi'n- ile de yapılır: bilmelideldir "bilmemeli"; ça-
de 160.000, Maldava'nın başşehri Kişinev'­ de Iç, Türkmence'de üç. 2. Horasan Türk- lışanyôklar "çalıştıkları yok, çalışmıyorlar".
de 8000, Ukrayna'nın Odessa bölgesinde çesi'nde "ö"ler e, "ü"ler i olur: ge.z (yarı 1o. İktidar! fiil şeklinin olumsuzluğu için
60.000, Romanya'da 5000, Bulgaristan'ın uzun söylenir) "göz"; gi.n "gün"; sit (ve- de bilmek fiili kullanılır: ala bilmersin "ala-

324
OGUZLAR

mazsın": görip bilmedin "göremedin". 11. taşıyordu . Batı Göktürk ve Doğu Göktürk
-dır/-dir bildirme eki birçok fiil şekline ge- OGUZLAR kağanlarının ise yabguları vardı. Yabgu de-
lerek fiil kiplerine zenginlik kazandırır: gel- Türkiye, Azerbaycan, İran, Irak rece itibariyle kağandan sonra gelen bir
melidirin, gelcekdirsin, bilipdirin "bilmişim­ ve Türkmenistan Türkleri'nin unvan olup "melik, kral" demektir. Seyhun
dir". 12. -p ve -ani-en çekimli fiil gibi -mış ataları olan Türk kavmi. boylarındaki Oğuz elinin hükümdarları da
L _j
anlamında kullanılır: alıpdım "almıştım", yabgu unvanına sahipti. Bundan dolayı
gezendi "gezmiştir". Oğuzca konuşanların Oğuz adına ilk defa Göktürk kitabele- Oğuz Yabguları'nın Batı Göktürk kağanla­
toplam sayılarının 2006 yılındaki verilere rinde rastlanmaktadır. Kelimenin kökeni rının yabgu ailesine mensup oldukları söy-
göre 122 milyon kadar olduğu söylenebi- hakkında çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. lenebilir. Batı Göktürkleri'nin konuştuğu
lir. Bunlardan, ok kelimesiyle en eski Türkçe'- Türkçe'nin Doğu Göktürkleri'ninkinden bi-
BİBLİYOGRAFYA : de çokluk eki olan "z"den oluşan okuzdan raz farklı olduğu Çin kaynaklarında ifade
Dfuanü lugati't-Türk (Dankof).l-III; D1uanü Lu- (oklar) geldiği hakkındaki görüş en isabetli edilir. Oğuzlar'ın Türkçe'si de !sık Göl çev-
gati't-Türk Tercümesi, 1-111; A. A. Orucov v.dğr., olanıdır. Göktürk kitabelerine göre Oğuz­ resiyle Kaşgar bölgesinde yaşayan Kara-
Azerbaycan Dilinin izah/ı Lügati, Bakü 1964-
lar (İs l am kaynaklarınd a Guz) dokuz boy- hanlılar'ın (başlıca boyları Yağ ma ve Kar-
87, I-IV; Recep Albayrak Hacaloğlu, Azeri Türk-
çesi Dil Kılavuzu: Güney Azeri Sahası Derleme dan meydana gelmiş bir budundur. Bun- luklar) Türkçe'sinden farklıydı. Bu bilgiler-
Deneme Sözlüğü, Ankara 1992; W. Radloff. Pro- dan dolayı Tokuz (Dokuz) Oğuz diye de anı­ den Oğuz elinin Batı Göktürkleri'ne men-
ben der Volkslitteratur der türkisehen Stamme, lır (bk. DOKUZ OGUZLAR). Bunlar Tula ır­ sup olduğu ve Batı Göktürk Kağanlığı'nın
X. Theil: Mundarten der Bessarabischen Gaga- mağının kuzeye dönerken yaptığı kıvrımın sona ermesi üzerine Batı Göktürkleri'ni
usen, gesammelt und übersetzt von V. Mosc-
kıyısında oturuyorlardı. Göktürk haneda- Oğuzlar' ın temsil ettiği anlaşılmaktadı r.
hkoff, St. Petersburg 1904; J. Nemeth, Zur Ein-
teilung der türkisehen Mundarten Bulgariens, nından Kutlug Şad ve veziri Tonyukuk'un, Eskiden beri Kara İrtiş boylarında yaşa­
Sofia 1956, s. 1-74; Mecdut Mansuroğlu, "Das devleti yeniden kurmaya çalıştıkları sıra­ yan Karluklar zayıf bir duruma düşmüş
Altosmanische ", Ph.TF, ı , 161-182; L. Bazin, "Le da eski Türk yurdundaki en güçlü budu n bulunan Batı Göktürk Kağanlığı'nın varlı­
Turkrnene", a.e., I, 308-317; Ahmet Caferoğlu­ Tokuz Oğuzlar'dı. Hükümdarları " kağan" ğına kolayca son verdiler (766) Oğuzlar bu
G. Doerfer, "Das Aserbaidschanische", a.e., I,
unvanı ile anılıyordu. Ancak Göktürkler za- olayın ardından muhtemelen Halife Mehdi-
280-307; G. Doerfer, "Das Gagausische", a.e., ı,
260-271 ; a.mlf., "Die vier W örter mit b->v, Null", manla Oğuzlar'ı kendilerine tabi kıldılar. Billah zamanında (7 75 - 785) Maveraünne-
Hungaro- Turkcica: Studies in Honour of Julius Bilge Kağan devrinde (716-734) Oğuzlar hir'e, Aşağı Seyhun boylarına geldiler. Bu
Nemeth (ed. Gy. Kaldy - Nagy), Budapest 1976, s. doğrudan doğruya ona bağlıydılar. 744'te bölgede daha önce Peçenekler'in yaşadığı
135-147; a.mlf., "The Turkic Languages oflran", Göktürk Devleti yıkıldı ve yerini Uygur Dev- ve Oğuzlar'ın onları buradan çıkarıp Yayık
Th e Turkle Languages (ed. L. Johanson- E. A.
Csat6), London-New York 1998, s. 273-283;
leti aldı. Bunun üzerine Uygur hükümda- (Ural) ırmağının ötesine kadar sürdükleri
a.mlf., "İran'daki Türk Dilleri", TDAY Belleten rı Köl (kül) Bilge Kağan, Tokuz Oğuzlar ' ın tahmin edilmektedir.
1969 (ı 969), s. 1-11; a.mlf., "Das Chorasantür- başbuğu tayin edilen oğlu da Moyençor 190'da (806) Emevı1er'in son Horasan va-
kische", a.e. 1977 ( ı9 78), s. 127-205; a.mlf.- W. (Moyunçor) unvanıyla anılmaya başlandı. lisi Nasr b. Seyyar'ın tarunu Rafi' b. Leys
Hesche, Chorasantürkisch: Wörterlisten, Kurz-
Moyençor 747'de babasının yerine geçti Maveraünnehir'de bir isyan çıkardı. Tarih-
grammatiken, Indices, Wiesbaden 1993, s. 1-
685; a.mlf.ler, Südoghusische Materialien aus ve İl itmiş Bilge Kağan unvanını aldı . çi Ya'kübl, Toguz Guz diye andığı Dokuz
A{ghanistan und Iran, Wiesbaden 1989, s. 1- İl itmiş Bilge Kağan'ın ilk yıllarında za- Oğuzlar 'ın Karluk ve Tibetliler'le birlikte
562; a.mlf.ler, Türkische Folklore- Texte aus Cho- man zaman Tokuz Tatarlar'la birlikte is- Rafi'e takviye kuweti gönderdiklerini. Ta-
rasan, Wiesbaden 1998, s. 252-359; a.mlf.ler -
Jamshid Ravenyar, Oghusica aus Iran, Wiesba-
yan çıkaran , ancak kağanın dirayeti karşı­ beri de 205 (820-21) yılında üşrGsene'ye
den 1990, s. 1-146; L. A. Pokrovskaya, Gramma- sında başarı gösteremeyen Tokuz Oğuz­ bir akın yaptıklarını yazar. Abbas\' Halifesi
tika gagauzskogo yazıka, {onetika i mor{ologiya, lar, daha sonra On Uygurlar'ın yanında yer Me'mGn'un 207'de (822-23) üşrGsene'ye
Moskva 1964, s. 1-299; N. Z. Gadjiyeva, "Azer- alıp Uygur Devleti'nin dayandığı iki unsur- ordu gönderdiğinde bölgenin hakimi Ka-
baydjanskiy yazık" , Yazıki Naradov SSSR-ll:
dan biri haline geldi, hatta Uygurlar'ın 840'- vus'un Oğuzlar'dan yardım istemesi bu
Tyurskie yazıkı, Moskva 1966, s. 66-90; Muhar-
rem Ergin. Azeri Türkçesi, İstanbul1971 ; Gaga-
ta uğradığı felaketin ardından Doğu Tür- tarihlerde Oğuzlar' ın Aşağı Seyhun boyla-
uzsko-Russko-Moldavskij slovar' (ed. N. A. Bas- kistan'a yapılan göçe katıldı, orada da var- rında bulunduklarını göstermektedir. Ho-
kakov). Moskva 1973, s. 1-664; Szabolcs Fazsy, lığını uzunca bir müddet sürdürdükten rasan Valisi Abdullah b . Tahir'in Mavera-
Das Bodschnurdi, ein Türkiseh er Dialekt in sonra adı duyulmaz oldu. Ancak Uygur ta- ünnehir'e akınlarını sürdüren Oğuzlar'a
Chorasan Ostpersien, Zürich 1977, s. 1-427; Fa-
rihinde unutulmadılar. Tokuz Oğuzlar Ca- karşı gönderdiği ordunun büyük bir zafer
ruk Sümer, Oğuzlar (Türkmenler) Tarihleri, Boy
Teşkilatı, Destan/arı, İstanbul 1992, s. 1-384; miu 't-tevarih'te Uygurlar'ın yanında do- kazandığı kaydedilmektedir. Ancak sefe-
a.mlf.. "Avşar" , DİA, IV, 160-164; a.mlf.. " Kaş­ kuz boyla birlikte anılmaktadır. rin ne zaman yapıldığı konusunda kesin
kay", a.e., XXV, 20-22; Nuri Yüce. "Osmanlı Türk-
Göktürk kitabelerinde Kül Tigin 'in yuğ bilgi yoktur. İbn Hurdazbih'in verdiği 211-
çesi", Osmanlı Devleti ve Medeniyet! Tarihi 212 (826-827) yılları doğru değildir. Bu se-
(haz. Ekmeleddin İhsanoğlu). İstanbul 1998, ll,
töreninde Batı Göktürk (Türgiş) kağanını
temsil eden iki elçiden birinin adının Oğuz ferden sonra Oğuzlar üzerine bir daha se-
1-21 ; a.mlf.. "Türk Dili ve Lehçeleri", lA, Xll/2,
s. 494-516; Sultan Tulu. Horasan 'dan Masallar Bilge Tamgacı olduğu bildirilmektedir. Ba- fer düzenlenmemiş , sadece Farab (Kara-
ve Halk Hikaye/eri, Ankara 2005, s. 1-127; R. tı Göktürk elini oluşturan on boya "Onok" çuk) ve Savran gibi şehirleri korumak için
Rahmeti Arat. "Türk Şivelerinin Tasnifı", TM, X bazı tedbirler alınmıştır.
denildiği ve Onoklar ' ın Çin kaynaklarına
( 1953). s. 59-138; P. Wittek. "Les Gagaouzes =
Les gens de Kaykaus", RO, XVII ( ı9 53). s. 12- göre her biri eşit sayıda boya sahip olmak Oğuzlar'ın Yurtları. Coğrafyacı İstahrl'­
24; J. Benzing, "Über die Verbformen im Türk- üzere iki kola ayrıldığı bilinmektedir. Oğuz ye göre Oğuzlar'ın yeni yurdu Hazar deni-
menischen", MSOS, XLII (ı939), s. 1-56; Muhit- elinde de boylar eşit sayılarda iki kola ay- zinden Seyhun boylarındaki Farab ve İsfi­
tin Çelik, "Kaşkay Türkleri" , Yeni Türkiy e, sy. 16, rılmakta, bu kollardan biri Bozok, diğeri cab 'a kadar uzanıyordu. Hazar denizinin
Ankara 1997, Türk dünyası özel sayısı, ll, 1651-
Üçok adını taşımaktaydı. Oğuz hükümdar- doğu kıyısındaki SiyahkGh (Ka ra dağ) adlı
1662. r.J
• NuRiYücE larının vekilieri "Kül (Köl) erkin" unvanını gayri meskGn yarımada X. yüzyılın başla-

325

You might also like