Professional Documents
Culture Documents
HINÇ
Ressentiment
M A X SCHELER
22 Ağustos 1874’te Münih’te doğdu. Tıp öğrenimi gördü, Wil-
helm Dilthey ile Georg Simmel’den felsefe ve sosyoloji dersleri
aldı. Münih Fenomenoloji Çevresinde yer aldı. 1900’den itibaren
çeşidi üniversitelerde ders verdi. 1902’de tanıştığı Edmund Hus-
serl’den etkilendi, Martin Heidegger’in felsefesine zemin hazır
ladı. Felsefi antropolojinin bağımsız bir disipline dönüşmesi için
çalıştı. Etikte Biçimcilik ve Maddi Değer Etiği adlı eserinde insani
amaç ve yönelim üzerine kurulu bir etiği savundu.
İnsan felsefesinin kurucusu sayılan Scheler 1928’de öldükten
sonra Heidegger, tıpkı Ortega y Gasset gibi, onun yüzyılımızın
en büyük düşünürlerinden biri olduğunu söylemiştir.
Türkçede daha önce İnsamtt Kosmostaki Yeri (çev. Harun Tepe,
Bilgesu, 2012); yayımlandı.
ABDULLAH YILMAZ
Giresun’da doğmuş, ilk ve orta öğrenimini Zonguldak’ta bitir
dikten sonra Ankara’da Fen Fakültesi ve Siyasal Bilgiler Fakül
tesindeki eğitimlerine 10 yıl süreyle çeşitli cezaevlerinde devam
etmiştir. Tahliyesinin ardından çevirmen, editör, redaktör vb ola
rak kitap yayıncılığının her alanında çalışmıştır ve halen çalışma
ya devam ediyor.
Yayın yönetmem ve editör olarak hazırlayıp sunduğu yüzlerce
kitaptan başka, Abdullah Yılmaz’m çevirdiği kitaplardan bazıları
şunlardır: A. Negri ve M. Hardt’m İmparatorluk ve Duyuru; Zyg-
munt Bauman’ın Sosyolojik Düşünmek ve Küreselleşme; Murray
Bookchin’in Ekolojik Bir Topluma Doğru; Tank Ali’nin Fundamen-
talizmler Çatışması; Naom Chomsky’nin Medya Gerçeği; Bernaıd
Levvis’in İslam’ın Krizi; John Steinbeck’in Amerika ve Amerikalılar.
Hutf
© 2015, ALFA Basım Yayım D ağıtım San. ve Tic. Ltd. Ştd.
Kitabın Türkçe yayın haklan Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.’ne aittir.
Tanıtım amacıyla, kaynak göstermek {artıyla yapılacak kısa alıntılar dışında,
yayıncının yazılı izni olmaksızın hiçbir elektronik veya mekanik araçla çoğal-
tılamaz. Eser sahiplerinin manevi ve mali hakları saklıdır.
ISBN 978-605-171-154-6
1. Basım: E kim 2015
Baskı ve C ilt
M elisa M atbaacılık
ÇiftehavuzlarYolu Acar Sanayi Sitesi N o: 8 Bayrampaşa-Istanbul
Tel: 0(212) 674 97 23 Faks: 0(212) 674 97 29
Sertifika no: 12088
Sunuş
ORHAN KOÇAK
ALFA* I FELSEFE
İÇİNDEKİLER
I Ressentimentm Fenomenolojisi ve
Sosyolojisi Üzerine...............................21
II Ressentiment ve Ahlaki Değer Yargısı 77
III Hıristiyan Ahlakı ve Ressentiment....83
IV Ressentiment ve Modem Hümaniter
Sevgi.......................................... 131
V Ressentiment ve Modem Ahlaktaki öteki
Değer Kaymaları................................167
Dizin 229
SUNUŞ
RESSENTIMENTIN
FENOMENOLO JİSİ VE
SOSYOLOJİSİ ÜZERİNE
14 Bkz. Der Genius des Krieges und der deutsche Krieg (Ek,
3. baskı, 1917) kitabımdaki İngilizce "cant" {yapmacıklık,
samimiyetsizlik, riyakârlık -çn.) üzerine yaptığım analiz.
RESSENTLMENT'rN FENOMENOLOJİSİ... | 51
R E S S E N T IM E N T VE AHLAKİ
DEĞER YARGISI
HIRİSTİYAN AHLAKI VE
RESSENTIMENT
lümlerinde buluyoruz.
6 Daha sonra ortaya çıkan, Tann'nın dünyayı “kendini yü
celtmek için" yarattığı yönündeki teolojik tez Incil'in ru
huna aykırıdır. Antik felsefenin Hıristiyan teolojisine gir
miş bir öğesidir bu. Yalnızca Tann'nın sevgiyi yaratarak
kendini yücelttiği tezi Incil'in ruhuna uygundur.
HIRİSTİYAN AHLAKI VE RESSENTIMENT | 89
R E S S E N T IM E N T V E MODERN
HÜMANÎTER SEVGİ
R E S S E N T IM E N T VE MODERN
AHLAKTAKİ ÖTEKİ DEĞER
KAYMALARI
5 Bkz. Der Genius des Krieges und der deutsche Krieg adlı
kitabım.
6 Benzer şekilde, örgütlenme ve emeğin ekonomik biçimleri
ancak politik iktidar ilişkileri tarafından kurulan bir çer
çeve içinde değişebilir. Dolayısıyla İkincinin dönüşümü,
"ekonomik" terimlerle anlaşılamaz olan kendi nedenselli
ğini takip eder. [Bu not 1919 basımında eklenmiştir. Yazar
o zaman tarih felsefesi üzerine çalışıyordu. Bu çalışma
ları basılmamışlar. Tarihsel "gerçek etmenler" (historische
Realfaktoren) çerçevesindeki bağımsız değişken öğretisi
için bkz. Gesammelte Werke'nin 8. cildi olan daha sonraki
çalışması Die Vfissensformen und die Geseüschaft (1926)
içindeki "Probleme einer Philosophie des Wissens" (1924),
1. kısım.)
174 | MAX SCHELER
2. DEĞERLERİN ÖZNELLEŞTİRİLMESİ
Bütün modem değer teorileri, genel olarak
değerlerin ve özel olarak da ahlaki değerlerin
yalmzca insanların zihinlerinde, bağımsız an
lamı ve varoluşu olmayan, öznel görüngüler
olduğu öncülünü paylaşır. Bu bakışa göre, de
ğerler arzularımızın ve hislerimizin yansıtıl
masından başka bir şey değildir. "Arzu edilen
iyidir, tiksinilen ise kötü." Genelde gerçeklik,
insan arzulan ve duygulanımlan olmaksızın,
değerlerden tamamen muaftır.17
16 Genel olarak "adalet" fikri eşitlik talep etmez -talep et
tiği yalmzca koşullar eşit değerde olduğunda eşit mua
meledir. VValther Rathenau, Reflexionen (Leipzig, 1908)
kitabında, "Adalet fikri haset üzerine kurulmuştur" diye
yazıyor. Bu sadece "adalet" fikrinin özü için değil, tahrifi
için geçerlidir ki o da ressentimenta dayalıdır.
17 Burada "değerler"in nihai olarak bağımsız görüngüler ol
duklarını, salt "hisler" ya da "eğilimlerden" ya da muha-
RESSENTİMENT VE MODERN AHLAKTAKİ... | 181
23 Der Genius des Krieges und der deutsche Krieg adlı kita
bımda, "soyluluk" ile "yararlılık' arasındaki bu hiyerarşi
nin tersine çevrilişinin askeri ablak değerlerini, özellikle
İngiltere'de tüccar ahlakına nasıl bağımlı hale getirdiğini
ayrıntılarıyla anlattım.
24 Burada bayatın ilerletilmesi ile hazza yönelik duyusal
dürtü arasındaki uygunsuzluğu -tatlı zehir ile acı ilaç te
masım hepten- gösteren bol miktardaki ve sıkça betimle
nen olguyu aktarmıyorum.
190 | MAX SCHELER
Fayda ve Haz
Bir haz aracı olmadığı sürece hiçbir şeye
anlamlı olarak "faydalı" denemez. Haz temel
değerdir, fayda ise türetilmiş bir değer. Haz
almak her faydacı medeniyetin -en azından
bu medeniyet faydalı şeyler ürettiği oranda-
ardmdaki anlamdır. Dolayısıyla böylesi şey
lerin belirleyici değeri, başka şeyler yanında,
sahiplerinin onlardan zevk alma kapasiteleri
ne bağlıdır. Eğer onlan üretme çabası onlar
dan zevk alma kapasitesini azaltırsa, "sıkıntı
ya girmeye değmez." Doğru, zevk almak daha
üst değerlere, örneğin yaşamsal değerlere,
kültürün manevi değerlerine ve "kutsallığa"
tâbi olabilir, olmalıdır da. Ama onu faydaya