You are on page 1of 553

1

Kasyopya Celseleri / Ham Transkriptler

16 Temmuz 1994. F___, Laura ve S___


S: Merhaba.
C: Merhaba.
S: Bize mesajınız var mı?
C: Doğal olarak geleni sürdürün.
S: (L) Ne anlamda?
C: Çalışmanızı sürdürün.
S: (L) Adınız nedir?
C: Mukpeor.
S: (L) Başka bir gezegenden misiniz?
C: Sizin bakış açınızla dünyadışı, evet.
S: (L) Grubunuzun adı nedir?
C: Korsas.
S: (L) Neredensiniz?
C: Kasyopya (Kraliçe Takımyıldızı).
S: (L) Bu takımyıldız nerede?
C: Oryon yakınında.
S: (L) Oryonluların 'kötü adamlar' olduklarını duymuştum. Oryon grubu kötü mü?
S: (L) Kendinize mi, yoksa başkalarına mı hizmet ediyorsunuz?
C: Ben her ikisine hizmet ediyorum.
S: (L) Felsefeniz nedir?
C: Bir.
S: (L) Bu akşam neden burada bulunuyorsunuz?
C: Kehanet.
S: (L) Ne tür kehanetler?
C: Tornadolar/Florida ' birkaç tane. Ayrıca Teksas ve Alabama.
S: (L) Ne zaman?
C: Güneş Terazi'deyken.
S: (L) Hangi gezegendensiniz?
C: Korsoka.
S: (L) Başka ne olacak?
C: Seattle gömülüyor; Japonya eğiliyor; Misuri sallanıyor; Kaliforniya parçalara ayrılıyor; Arizona yanıyor.
S: (L) Bunların hepsi ne zaman olacak?
C: Denver Havaalanı skandalı.
S: (L) Denver havaalanı skandalı mı?
C: Yeni havaalanı. Büyük, büyük, büyük skandal.
S: (L) Ne tür bir skandal?
C: Hükümet.
S: (L) Tam olarak nedir?
C: Göreceksiniz. Dallas havaalanı gizli üs; Orlando da. Miami de.
S: (L) Denver havaalanının kehanetlerle ilişkisi nedir?
C: Denver, hükümeti ele veriyor. Dikkat edin. İyi bakın.
S: (L) Bize söyleyecek başka neyiniz var?
C: Montana Deneyi'nde insan üretimi. Oradaki tüm insanlar zararlı radon gazına maruz kalıyor.
S: (L) Bu nasıl oluyor?
C: Buna zorlanıyorlar. Güvenmeyin. İhmal etmeyin. ABD kötü bir komploya ortaklık ediyor.
S: (L) Komploda kim var?
C: Konsorsiyum.
S: (L) Konsorsiyumun üyeleri kimler?
C: Hepsi.
S: (L) Hepsi kim?
C: Hükümet ve diğerleri.
S: (L) Diğeri kimler?
C: Bilinmiyor.
S: (L) Diğerinin kim olduğunu neden söylemiyorsunuz?
C: Kim olduğunu biliyorsunuz.
2
S: (L) Bob Lazar uzaylıların insanları taşıyıcı olarak tanımladıklarını iddia etti. Bu ne anlama geliyor?
C: Sonra kullanmak üzere saklama.
S: (L) Ne için kullanma?
C: %94'ü.
S: (L) Neyin %94'ü?
C: Tüm nüfusun.
S: (L) Ne demek istiyorsunuz?
C: Hepsi taşıyıcı; %94'ü kullanılacak.
S: (L) Ne için kullanılacak?
C: Tüketim.
S: (L) Yani yemek için mi?
C: Tamamen tüketim.
S: (L) Tüketim derken neyi kastediyorsunuz? Sindirilme mi?
C: İçerikleri için tüketim.
S: (L) Ne için?
C: Yeni ırk. Önemli. Proje yaklaşık 13 yıl içinde tamamlanmış olacak.
S: (L) İnsanlar neden tüketiliyor?
C: Beden parçaları için kullanılıyorlar.
S: (L) Anlamıyoruz. İnsanlar parçaları için nasıl kullanılabilirler?
C: Reprototip. O fıçılar gerçek. Kayıp kişiler çoğunlukla oraya gidiyor, özellikle kayıp çocuklar.
S: (L) Herhangi bir korumamız var mı?
C: Biraz.
S: (L) Kendimizi ve çocuklarımızı nasıl koruyabiliriz?
C: Onları bilgilendirin. Gerçeği çocuklardan saklamayın.
S: (L) Gerçek bizi nasıl korur?
C: Farkındalık korur. Bilmezlik tehlikeye sokar.
S: (L) Çocuklara neden böyle korkunç şeyler söyleyelim?
C: Bilmeleri gerekiyor.
S: (L) Bu projenin amacı nedir?
C: Bu gezegende yeni bir hayat.
S: (L) Uzaylılar bizim duygularımızı ve enerjilerimizi kullanıyorlar mı?
C: Doğru; bedenlerinizi de. Her yıl %10 oranında daha fazla çocuk alınıyor.
S: (L) Acı çekiyorlar mı?
C: Biraz.
S: (L) Hepsi acı çekiyor mu?
C: Bazıları. Tamamen bilinçli haldeyken çocukların organlarının parçaları çıkarılıyor. Önce böbrekler; sonra ayaklar; sonra
çene masanın üzerinde inceleniyor; dil kesiliyor; kemiklere kuvvet testi yapılıyor; patlayana kadar kalp kasına basınç
uygulanıyor.
S: (L) Bize neden böyle korkunç şeyler anlatıyorsunuz?
C: Konsorsiyumun yaptığını bilmeniz gerekiyor. Bu çoğunlukla kızılderili çocuklarına yapılıyor.
S: (L) Neden böyle şeyler yapılıyor?
C: Oryonlular ve onların insan ortakları, yeni bir ırk yaratmak ve bu ırkı insanlığın geri kalanı ile birlikte kontrol etmek
üzere büyük bir çaba harcıyorlar.
S: (L) Ruhlara ne oluyor? Bu proje yalnızca fiziksel mi?
C: Fiziksel. Ruhlar devam ediyor.
S: (L) Ruhlar nereye gidiyor?
C: Çoğunlukla buraya geri dönüyorlar.
S: (L) Bir kısmı başka yerlere mi gidiyor?
C: Bazıları diğer gezegenlere gidiyor.
S: (L) Bu projeden kim sorumlu?
C: Konsorsiyum.
S: (L) Bu iğrenç!
C: 'İğrenç' subjektif.
S: (L) Fakat tüm bunlar çok korkunç.
C: Hislerinizi anlıyoruz, fakat herşey sizin perspektifinize uymaz.
S: (L) Bunlar dünyaya neden oluyor?
C: Karma.
S: (L) Ne tür bir karma bunu getirebilir?
3
C: Atlantis.
S: (L) Atlantisliler bunların başımıza gelmesine neden olacak ne yaptılar?
C: Şu anda bunu yanıtlayamayız.
S: (L) Bizi ne koruyabilir?
C: Bilgi.
S: (L) Bu bilgiyi nasıl elde edeceğiz?
C: Şu anda bu kaynaktan size veriliyor.
S: (L) Ne tür bir bilgiyi kast ediyorsunuz?
C: Bu bilgiye sahipsiniz.
S: (L) Bize söylediğiniz bilgiler bizi nasıl korur?
C: Büyük bir savunma sağlar.
S: (L) Ne tür bir bilgi savunma sağlar?
C: Sadece hakkında bilgi sahibi olmak psişik bir savunma sağlar.
S: (L) İnsanlara bunu nasıl söyleyelim? Ve kime söyleyelim?
C: Diğerlerini yalnızca dolaylı olarak bilgilendirin.
S: (L) Nasıl?
C: Yazın.
S: (L) Aramızdan herhangi biri kaçırıldı mı?
C: Hepiniz.
S: (L) Kaç kere?
C: F___-57; S___-56; Laura-12.
S: (L) Neden Laura diğerleri kadar kaçırılmadı? (Laura gülüyor)
C: Sona ermedi. (S___ gülüyor.)
C: S___ geçen ay kaçırıldı.
S: (L) Bizi kim kaçırıyor?
C: Diğeri.
S: (L) Grubun adı nedir?
C: Çeşitli isimler.
S: (L) Hepimiz aynı grup tarafından mı kaçırılıyoruz?
C: Çoğunlukla.
S: (L) Bize ne yaptılar?
C: Sahte anılar verdiler. Çocuk olarak kalmanızı sağladılar. Okulda başağrısı ve mide bulantısı geçirmenize neden oldular.
S: (L) İmplant yerleştirdiler mi?
C: Evet.
S: (L) Nerede?
C: Kafada.
S: (L) İmplantlar ne için?
C: İnceleme cihazı.
S: (L) Neyi inceleme?
C: Ruh bileşimi.
S: (L) Yaptığımız ritüellerden herhangi biri daha fazla kaçırılmamıza karşı koruma sağlıyor mu?
C: Belki. Enerji alanları olan bazı kristaller. Bilginiz varsa korumaya ihtiyaç duymazsınız.
S: (L) Bu bilgiyi nasıl elde ederiz?
C: Bilinçaltınızın derinliklerinde.
S: (L) Bu bilgiyi ne zaman elde ettik?
C: Doğumdan önce.
S: (L) Koruma için yapabileceğimiz başka herhangi birşey var mı?
C: Öğrenin, meditasyon yapın, okuyun.
S: (L) Şu anda yapmamız gerekeni yapıyor muyuz?
C: Şimdilik. Uyanmanız gerekiyor. Şimdi gitmeliyim. Gitmeliyim.

23 Temmuz 1994. Yaklaşık 22:30


F___, Laura ve S___. Çeşitli Reiki sembolleri çektik ve bunları levhanın üzerine koyduk ve 'gücü arttırdığı' ve bir 'eter
bağlantısı' sağladığı söylenen sembollerin isimlerini kısık sesle telaffuz etmeye başladık. Evin hemen üzerinde çok
gürültülü ve çok yakından ve evin sallanmasına neden olan üç gökgürlemesi duyuldu. Sıçradık ve yakınlarda fırtına olup
olmadığına bakmak için dışarı koştuk, fakat o anda gökyüzünde hiç bulut yoktu. Masaya döndük ve çalışmamıza devam
ettik.
4
S: Merhaba.
C: Merhaba.
S: Kimse var mı?
C: Dinleyin, bakın, öğrenin.
S: (L) İsminiz nedir?
C: Elaga.
S: (L) Dünyadan göçmüş biri misiniz?
C: Hayır. Dünyadışı.
S: (L) Başka bir galaksiden mi?
C: Hayır.
S: (L) Neredensiniz?
C: Kasyopya.
S: (L) Bu bizim bildiğimiz Kasyopya (Kraliçe) takımyıldızı mı?
C: Evet.
S: (L) Daha iyi bir bağlantı için ne yapabiliriz?
C: Daha az gürültü. (Kapıyı kapattık)
S: (L) Bu akşam bize verecek bilginiz var mı?
C: Uzaydan saldırı yakında. Dört ila altı yıl arasında. İyinin ve kötünün güçleri arasında savaş. Yakında bekleyin. Uzağa
bakın. Dinleyin. Meksika düşüyor; Etyopya sallanıyor; Eylül'de her ikisi olacak. Ocak'a yakın: Paris bombası; London
Fırtınası, 109 ölü; Tahiti'de uçak düşüyor; Montana'da kolera, Ocak. Kaliforniya depremlerinin arkasında ABD hükümeti.
Üç tane, yakında. Şubat'ta Oklohama siyasi kaçırılma. Büyük haberler.
S: (L) Gezegendeki değişimlere neden olan şey nedir?
C: Elektromanyetik dalga değişimleri.
S: (L) Daha spesifik olabilir misiniz?
C: Üst helyografik alanda boşluk.
S: (L) Dünya'ya bir meteor veya komet (kuyrukluyıldız) çarpacak mı?
C: Açık. (Kasyopyalıların sıkça kullandığı bu cevap, ilgili sorunun kesin cevabının çeşitli nedenlerle hemen verilmek
istenmemesi anlamındadır. Ç.N.)
S: (L) Jüpiter'e çarpan kometin bizim üzerimizdeki etkileri nelerdir?
C: Artan alan dengesizliği.
S: (L) Bu komet bazı psişiklerin söylediği gibi aslında Dünya'ya mı geliyordu?
C: Açık.
S: (L) Neredensiniz?
C: Kasyopya.
S: (L) Spesifik olarak nerede yaşıyorsunuz?
C: Her zaman ve her yerde.
S: (L) Bu ne anlama geliyor?
C: Tüm yoğunluklarda.
S: (L) Ortamınızın nasıl bir yer olduğunu bize anlatabilir misiniz?
C: Şu anda çok zor.
S: (L) Bir deneseniz?
C: Denemek?
S: (L) Kendinize mi hizmet ediyorsunuz, yoksa başkalarına mı?
C: İkisi de. Başkaları aracılığıyla kendime hizmet ediyorum.
S: (L) S___ kaçırılmalarının ayrıntılarını bilmek istiyor.
C: Emin misin?
S: (L) Evet.
C: Yakında, şu anda titreşimler uygun değil.
S: (L) Yani, S___'nin titreşimleri şu anda bu bilgiyi almaya uygun değil mi demek istiyorsunuz?
C: Doğru.
S: (L) Zecariah Sitchen'in tanımladığı gibi bir onuncu gezegen var mı?
C: Hayır.
S: (L) Venüs Jüpiter'den mi çıktı?
C: Hayır.
S: (L) Venüs bir süre bir kometin yörüngesini izledi mi?
C: Evet.
S: (L) Venüs güneş sistemimize dış uzaydan Jüpiter'in bulunduğu bölgeden mi girdi?
C: Bu doğru.
5
S: (L) Venüs, Büyük Göç sırasında Yahudiler tarafından gündüz bir duman, gece ise bir ateş sütunu olarak görülen şey
miydi?
C: Hayır.
S: (L) Yahudilerin gördüğü şey neydi?
C: Bir rehber gemi.
S: (L) Sodom ve Gomora nükleer silahlarla mı harap edildi?
C: Evet ve hayır.
S: (L) Nasıl harap edildiler?
C: Elektromanyetik vuruş.
S: (L) İsa genetik olarak dünyadışı varlıklar tarafından ayarlandı mı?
C: Yakın.
S: (L) Açıklayabilir misiniz?
C: Şu andaki enerjiler için fazla karmaşık.
S: (L) Meryem doğum yaptığında gerçek bir bakire miydi?
C: Hayır.
S: (L) Normal bir şekilde mi gebe kaldı?
C: Evet.
S: (L) İsa genetik olarak değiştirildi mi?
C: Doğumdan sonra ve çocukluk sırasında.
S: (L) İsa herhangi bir şekilde özel miydi, dendiği gibi meshedilmiş miydi?
C: Savaşları ve toplumsal uykuyu sona erdirmek için hızla yükseltildi; Zindar konseyi.
S: (L) Zindar Konseyi nedir?
C: İki döngü değiştiriciler misyonu.
S: (L) Bu ne anlama geliyor?
C: Referanslar geniş. Gitmeliyim. İyi geceler.

27 Temmuz 1994. F___, Candy, Laura


Tanıdığımız bir 'ölüyle' kısa bir karşılaşmadan sonra Reiki sembollerimizi kullandık ve özellikle Kasyopyalı varlıklarla
ilgili sorular sorduk ve şu bilgilerle karşılaştık:

S: Kasyopyalılarla iletişim kurmak istiyoruz.


C: Ben Ra, ışığın koruyucusu.
S: Bize ne söyleyeceksiniz?
C: UFO'ların hepsi kötü değil.
S: Bağlantı bu gece neden bu kadar kötü?
C: Görüyorsunuz, yorgunsunuz.
S: [Bilinmeyen soru.]
C: 6'ıncı seviye.
S: [Bilinmeyen soru.]
C: Gezegen.
S: [Bilinmeyen soru.]
C: Her zaman. Gitmem gerekiyor.

Bu son temasta enerjinin çok zayıf olduğu açıktı. Ayrıca 'Ra' karakterinin gelmesi ve kendisini 'ışığın koruyucusu' olarak
tanıtması garipti.

Copyright *Laura Knight*, *Laura Knight-Jadczyk* ve*Arkadiusz Jadczyk*

30 Temmuz 1994. F___, S___ ve Laura


S: Merhaba.
C: Merhaba.
S: Bu akşam kim var??
C: İsim Panua İsim Oz İsim Pamala
S: (L) Neredensiniz?
C: Korsoka.
6
S: (L) Bize mesajınız var mı?
C: Dikkatli olun.
S: (L) Neye karşı?
C: Dünyadışı varlıklar.
S: (L) Hangileri?
C: Oryonlular.
S: (L) Ne yapıyorlar?
C: Sizi izliyorlar.
S: (L) Ann, S___ ve Laura dün gece bir uzay aracı mı gördü?
C: İnansanız iyi edersiniz.
S: (L) Kimin aracıydı?
C: Oryon.
S: (L) Özellikle bizim için mi göründü?
C: Hayır.
S: (L) Onları gördüğümüzü biliyorlar mı?
C: Evet.
S: (L) Onları gördüğümüz için mi gittiler?
C: Evet.
S: (L) Birini kaçırmayı mı planlıyorlardı?
C: Belki. Sırada sen varsın.
S: (L) Ne için?
C: Kaçırılma.
S: (L) Kim?
C: LK
S: (L) Kim tarafından?
C: Oryon.
S: (L) Ne zaman?
C: Açık.
S: (L) Neden?
C: Bilgi gözlemi için. Araç şu an üstünüzde.
S: (L) Evin üstünde mi?
C: Kesinlikle.
S: (L) Kaçırılmak benim için iyi mi?
C: Nötr.
S: (L) Dün gece onları gördüğüm için mi kaçırılacağım?
C: Kısmen. M___ ve J___ seni bildirdi.
S: (L) Uzaylılarla işbirliği mi yapıyorlar?
C: Bilinçli olarak değil.
S: (L) O zaman nasıl?
C: Bilinçaltı. İmplantlar.
S: (L) Bizde implant var mı?
C: İki implant; biri izleyici.
S: (L) İzleyici ile implant arasındaki fark nedir?
C: Hepsi izleyici. İmplant süreklidir. F___ ve Laura'nın sürekli implantları var. S___'ye üç ay önce bir izleyici takıldı.
Sırada implant var.
S: (L) Neden?
C: Sizi izlemek ve gözlemlemek için.
S: (L) Neden?
C: Hepiniz dünyaya göre üst seviye varlıklarsınız. F___'nin implantı: 4 yaşında. Laura'nın implantı: 5 yaşında.
S: (L) Laura'nın çocukları hiç kaçırıldı mı?
C: Henüz değil.
S: (L) S___'nin çocukları hiç kaçırıldı mı?
C: Biri.
S: (L) Hangisi?
C: Sonuncusu.
S: (L) Bize implantları yerleştiren kim?
C: Oryonlular.
S: (L) Ve bizim buna karşı yapabileceğimiz hiçbirşey yok mu? İğrenç!
7
C: Perspektif meselesi.
S: (L) Oryonluların görünüşü nasıl?
C: Griler.
S: (L) Burunları büyük mü?
C: Grilerin her iki türü.
S: (L) Tipleri insektoit mi (böceksi)?
C: Hayır.
S: (L) Kolektif bir ruhları mı var?
C: Hayır.
S: (L) Duyguları var mı?
C: Hayır.
S: (L) Kullanmak için insan bedenlerini mi istiyorlar?
C: Bazıları.
S: (L) Gezegenleri nasıl?
C: Dünya'ya benziyor.
S: (L) Çeşitli kitaplarda bacakları ağaç gövdesi gibi olan dev örümceklerin bulunduğu bir çöl olarak tanımlanan gezegen
hangisi?
C: Uzuli.
S: (L) Herhangi birimiz dev örümcekler tarafından kaçırıldı mı?
C: Kimse.
S: (L) Peki insanlar bu gezegeni neden gördü?
C: ZR 4 gezegenlerinden biri.
S: (L) ZR 4 nedir?
C: Zeta Retikuli 4. Yedi gezegen var. 4'üncüsü.
S: (L) Bize başka hangi bilgileri verebilirsiniz?
C: Yakın bir yerde uzaylı üssü var; küçük.
S: (L) Siz, bizim 'Brezilya'daki Çocuklar' olarak tanımladığımız kişiler misiniz?
C: Evet. Anclote Körfezi Parkı eskiden askeri bir üs olarak kullanılıyordu. Yeraltı.
S: (L) Neden yeraltı?
C: Gizlemek için.
S: (L) Siz hangi gruba dahilsiniz?
C: Federasyon. Başka gruplarla da ilişkimiz var.
S: (L) Oryon kaçırılmalarını önlemeyebilmemizin herhangi bir yolu var mı?
C: Hayır.
S: (L) Neden?
C: Evrensel özgür irade kanununa ve kendine hizmete müdahale etmek anlamına gelir bu.
S: (L) Fakat biz kaçırılmak istemiyoruz. Bunu durduramaz mıyız?
C: Olası değil. Sizden daha fazla güçleri var.
S: (L) Peki o zaman siz bize neden yardım etmiyorsunuz?
C: Sizin ırkınızın ve onların ırkının doğal ilerleyişine müdahale etmek olurdu. Yahudiler onlara yardım etmemiz için bizi
çağırdılar fakat bunu yapamazdık. Ve, sizin ülkenizin yerlileri bizden yardım istediler fakat onları sizin ırkınızdan
koruyamazdık; bunu da yapmadık. Bu doğal ilerleyiş, anlıyor musunuz?
S: (L) Peki biz bu doğal ilerleyişin bir sonucu olarak silinip gidecek miyiz?
C: Belki. Özel olduğunuzu düşündüren şey nedir?
S: (L) İsa Tanrı'nın bizi sevdiğini söylemişti. Bu doğru mu?
C: Fakat önemli olan ruh, beden değil. Beden ölür fakat ruh ölmez.
S: (L) Tüm bunlar tüylerimizi diken diken ediyor.
C: Siz enerjisiniz. Ruh ve beden bağlantısından gelen bir enerji var; daha sonra beden, parçaları için kullanılıyor.
S: (L) Enerjimizi ve bedenlerimizi ne için kullanıyorlar?
C: Yeni bir ırk yaratmak için. Onların ırkı yok oluyor.
S: (L) İnsanları alıyorlar, öldürüyorlar, başka ne yapıyorlar?
C: İnsanları doğruyorlar.
S: (L) İnsanlar ölüyor mu?
C: Bu ölüş şeklinde maksimum madde ve enerji transferi gerçekleşiyor.
S: (L) Yani yavaş ve acılı bir ölüm onlara istedikleri şeyi sağlıyor mu diyorsunuz? Bu tamamen iğrenç.
C: Gerçeği istediniz. Siz buna iğrenç diyorsunuz, fakat aslında bu sadece kendine hizmetin nihai bir biçimidir.

(Bu noktada A___, bir kitapta kızılderililerin, bir düşmanın yavaş ve işkenceli bir şekilde ölümünün onlara daha fazla güç
8
verdiğine inandıklarına dair bir bölüm okumuş olduğunu söyledi.

C: Ya sizin laboratuar hayvanlarınız? Bu da kendine hizmet değil mi? İstenmeyen böcekler vs.'ye ne demeli?
S: (L) Burada önce biz vardık!
C: Böcekler de. Griler gezegeninizi istemiyor.
S: (L) Bu iğrenç.
C: Doğal ilerleyiş iğrenç mi?
S: (L) Tüm bu olanlar İsa'nın buğday meselinde tanımladığı, işçilerin gelip önce yabani otları topladığı hikaye gibi mi?
C: Yakın.
S: (L) Bunlar hangi insanlara yapılıyor.
C: Düşük seviye insanlara.
S: (L) Yüksek seviye insanlara ne oluyor?
C: Bazıları hayatta kalacak.
S: (L) İsa tekrar bir bedene enkarne olacak mı?
C: Hayır.
S: (L) İsa dünyadışı bir varlık mı?
C: Bizden biri.
S: (L) Bir atom savaşı olacak mı?
C: Hayır.
S: (L) Gökyüzünde uzaylılara karşı bir savaş olacak mı?
C: Evet.
S: (L) Bu savaş Oryonlular ile Federasyon arasında mı olacak?
C: Evet.
S: (L) Dünya'dan görünecek mi?
C: Oo, evet.
S: (L) Bu ne zaman olacak?
C: Başladı bile. Giderek şiddetlenecek.
S: (L) Savaşın başlamış olduğunun neden farkında değiliz?
C: Şu anda hava durumu kılığı altında. Hala diğer boyutlarda. 18 yıl içinde buraya ulaşacak. Bu süre dahilinde herhangi bir
zaman. Kesin zaman belirsiz. Yarın veya bundan 18 yıl sonra olabilir.
S: (L) Bundan 18 yıl sonrası 2012. Bu tarihin özel bir anlamı var mı?
C: Evet.
S: (L) Dünya bir komet veya gezegenden etkilenecek mi?
C: Belki. Bir kerede bir soru lütfen.
S: (L) Vejetaryenlik bizim için en uygun yeme biçimi mi?
C: Bu fizik üzerinde odaklanıştır. Beden önemli değil.
S: (L) Yani herhangi bir şekilde beden üzerinde durmak yanlış mıdır?
C: Yakın. Bedendeki hayata konsantre olmayın. Ruha konsantre olun.
S: (L) Yani Laura kalp durumunu önemsemesin mi?
C: Bu hususta endişelenme. Ruhu iyileştir.
S: (L) Fakat biz bedende olmaktan, doğal hayat ve yaratılışın güzel şeylerinden zevk alıyoruz. Bu kadar güzel olan birşeye
erişimimizi kesmek istememek çok doğal.
C: Her zaman erişiminiz olacak.
S: (L) İngiliz Guyanası'na taşınırsak mutlu olur muyuz?
C: Olası değil.
S: (L) Peki burada kalıp evimizi onarırsak mutlu olacak mıyız?
C: Daha olası. Guyana'da bulaşık ve çamaşır makinesi yok. Elektrik yok.
Klima yok. Buna hazır mısınız?
S: (L) Fakat burada kalıp uzaylılar tarafından yenmek istemiyoruz!
C: Uzaylılar Guyanalıları da yiyor.
S: (L) Peki Florida battığında nereye gidelim?
C: Florida'nın batacağını kim söyledi?
S: (L) Biz seçildik mi?
C: Seçilmek nedir ki? Yalnızca siz seçebilirsiniz. Seçim doğayla, özgür iradeyle, bakmayla, dinlemeyle gelir. Nerede
olduğunuz önemli değil. Kim olduğunuz ve ne gördüğünüz önemli.
--
8 Ağustos 1994. F___, Laura, S___
S: Merhaba.
9
C: Merhaba.
S: S___ durumuyla ilgili biraz yardım almak istiyor.
C: Açık. Daha spesifik olun.
S: Girmeye çalıştığı iş hakkında bilgi edinmek istiyor.
C: Açık. Bu ona bağlı.
S: Girmesi gereken iş bu mu, yoksa bit pazarı işine yoğunlaşması daha mı iyi olur?
C: Pek çok olasılık var.
S: Bit pazarında birşeyler yapabilecek mi?
C: Büyük olasılık.
S: Bir işe mi girmeli, yoksa bit pazarına mı yoğunlaşmalı?
C: Birleştirsin.
S: E___ hapse girecek mi?
C: Bu ona bağlı.
S: Hayatında bu durumu neden yarattı?
C: Ayrılmak istiyor.
S: E___ ile ilgili durum uzaylılar tarafından mı gerçekleştirildi?
C: Tamamen değil.
S: Uzaylılar bu olayda duygusal bir kargaşa yaratmak için herhangi birşey yaptılar mı?
C: Her zaman yapıyorlar.
S: Yardımcı olmak için bu durumla ilgili yapılabilecek herhangi birşey var mı?
C: Herkes öğreniyor.
S: S___'nin evini satması iyi olur mu?
C: Bu opsiyonel.
S: E___ birşeyler yapmaya çalışıyor mu?
C: E___ biriyle tanıştı.
S: E___ bu hafta sonu nereye gitti?
C: Bimini.
S: E___ söylediğinden çok daha fazla paraya mı sahip?
C: Bir sürü offshore gibi mi?
S: Offshore'dan neyi kastediyorsunuz?
C: Kayman Adaları.
S: S___'nin buna erişmesinin bir yolu var mı?
C: Dikkatli olun. E___ istikrarsız.
S: Burada ne kadar paradan söz ediyoruz?
C: 200,000 $.
S: Burayı nerede elde etti?
C: Boca Raton.
S: Nasıl elde etti?
C: Düzenbaz bir yatırım.
S: S___, şu an yazılmakta olan boşanma anlaşmasını imzalamalı mı?
C: Bunu dikkatlice düşünün.
S: Şu anda bu durumu daha iyi hale getirmek için yapabileceği herhangi birşey var mı?
C: Fazla birşey yok.
S: E___ kendini bu kaza olayına, boşanmaya ve diğer şeylere nasıl soktu?
C: Bunlar onun karmik dersleri. Ve bu konuyu sen de düşün S___. Daha önce paralı adamlara değer vermemiş miydin?
S: Öyle düşünmüyormuş.
C: İlk kocanı hatırla, para sevgisi onu nereye götürdü?
S: S___ aşk için evlendiğini söylüyor. O yaştayken kocasını kaybetmesi kötüydü ve kocası öldükten sonra bir mücadele
verdi.
C: S___ için bir ders. Karmik kader.
S: Bunun sebebi, başka bir yaşamında parayı fazla sevmiş olması mı?
C: Bu hayatına uzanıyor.
S: S___ bu dersi öğrenmiş olduğunu düşünüyor.
C: Henüz değil.
S: S___ bu kalıbı bitirmek ve hayatında bu korkunç şeylerin olmasına bir son vermek için ne yapabileceğini bilmek istiyor?
C: Ona bağlı.
S: Daha spesifik olamaz mısınız?
C: Parayı bu kadar sevmeyi bırak.
10
S: Fakat S___ zamanı ve parası konusunda çok cömert. Bunun parayı o kadar çok sevmekle nasıl ilgisi olabilir? Ve E___
onunla evlenirken kesinlikle hiç parası yoktu.
C: Bilinçaltı. Peki ya ilk evlilik?
S: Aşk için evlendiğinde ısrar ediyor.
C: Öyle sanıyor.
S: Peki ya E___?
C: E___ bariz bir şekilde paraya yönelimliydi. S___ bunu bilinçaltından biliyordu.
S: Peki tüm bunlar bilinçaltıysa, S___ bu konuda ne yapabilir?
C: Değişmeyi öğrenin. S___ önceki ilişkilerini ortaya koymalı. Karmasını temizlemek için açılmalı ve kendine ve
diğerlerine karşı dürüst olmalı. Ruhunu araştırmalı.
S: Fakat bunu yapmakta olduğunu söylüyor.
C: Kendine gelmeli.
S: Nasıl yani?
C: Bunu kendin bulmalısın.
S: S___'nin kendine gelmesi gerektiğini söylerken neyi kastettiğinizi anlamıyoruz.
C: Karmaşık. Herşey dersin bir parçası.
S: Ben onu M___ F___ hakkında uyardım. Bence bu hususta ateşle oynuyor.
C: Elbette. M___ tüm kadınların büyüsüne kapılacağını düşünüyor.
S: M___ onu manipüle mi ediyor?
C: Ne sanıyorsunuz?
S: Buradaki karmik bağlantı nedir?
C: Etki ediyor.
S: Etki eden nedir?
C: M___'nin çabaları.
S: S___ bu durumla başa çıkabileceğini, ve M___'den öğrenebileceği şeyler olduğunu düşünüyor.
C: M___ doğruyu söylemiyor.
S: Fakat çok bilgisi var gibi görünüyor.
C: Bu da büyünün parçası.
S: İnsanların uzaktan nasıl kontrol edilebileceği konusunda çok bilgisi var mı? Yapmakta olduğu şeyin bilinçli olarak
farkında mı?
C: Pek bilincinde denemez.
S: Peki ne biliyor?
C: Gözünde nasıl canlandıracağını, nasıl hayal edileceğini.
S: S___ ondan neden bu kadar etkileniyor?
C: Güçlü bir adam.
S: Peki bu güç, onun yapışık ruhlardan (attachments) veya uzaylılardan aldığı bir güç mü?
C: Her ikisi.
S: Peki hangisi daha etkili?
C: Eşit.
S: S___ ona kendini kaptırmadan ondan istediğini elde edebileceğini düşünüyor.
C: Olası değil.
S: Peki S___'yi bu ilişkiye devam ettiren şey nedir?
C: Ona sor.
S: İstediği bilgiyi nasıl öğrenecek peki?
C: Bu bilgiye sahip olanlar var, fakat daha tedbirliler.
S: Hükümetin S____'den haberi var mı?
C: Evet.
S: Hükümetin L___'den haberi var mı?
C: Daha da fazla. Sessiz olmadınız.
S: Hükümet L___ hakkında ne düşünüyor?
C: Ajan provokatör.
S: Bunu nasıl öğrendiler?
C: Çeşitli yollar.
S: Telefonlarımızı dinliyorlar mı?
C: Dinlediler.
S: Billy Meier yalan mı söylüyor?
C: Biraz. Abartılar ve sahte resimler.
S: 'İyi adamlar' mı, yoksa 'kötü adamlar' tarafından mı ziyaret ediliyor?
11
C: İkisi de.
S: Bize A___ B___ hakkında ne söyleyebilirsiniz?
C: Şüpheli bir adam.
S: CIA'de mi?
C: CIA'deydi.
S: Ajan mıydı?
C: Alt mevki bir memurdu.
S: Kendi yaptığı çalışmalar yüzünden kız arkadaşının CIA tarafından 'alındığını' söylüyor. Bu doğru mu?
C: Araba kazasıydı.
S: Peki neden böyle bir hikaye anlatıyor?
C: Abartı.
S: M___'nin bilgilerinin kaynağı nedir? İçeriyle temasları mı var?
C: Fantazi.
Copyright *Laura Knight*, *Laura Knight-Jadczyk* ve *Arkadiusz Jadczyk*

30 Eylül 1994. F___ ve Laura


S: Merhaba.
C: Merhaba.
S: (L) Kimsiniz?
C: Pamtora.
S: (L) Bizimle geçen hafta iletişim kuran birey misiniz?
C: Hayır.
S: (L) Aynı gruptan mısınız?
C: Evet.
S: (L) Neden geçen haftaki kişi yerine bu akşam siz bizimlesiniz?
C: Frekans dalgaları.
S: (L) Şu anda frekans dalgaları farklı mı?
C: Yakın.
S: (L) Geçen haftaki bireye göre sizin bizimle iletişim kurma yeteneğiniz daha mı fazla?
C: Aynı.
S: (L) Frekans dalgaları derken neyi kastettiğinizi anlamıyorum. Açıklayabilir misiniz?
C: Fazla karmaşık.
S: (L) Tamam. Bize bu akşam karmaşık cevapları vermeyecek misiniz yani?
C: Fark yok.
S: (L) Geçen hafta Nasıralı İsa hakkında konuşuyorduk. Bu hafta bu konuya devam edebilir miyiz?
C: Evet.
S: (L) Nasıralı İsa kimdi?
C: İleri seviyeli bir ruh.
S: (L) İsa masum bir gebelikten mi doğdu; yani annesi ona gebe kalmak için bir adamla seks yapmadı mı?
C: Hayır.
S: (L) Meryem ona hamile kalmak için bir adamla seks yaptı, bu doğru mu?
C: Evet.
S: (L) Meryem'in İsa'ya gebe kalmak için cinsel ilişkiye girdiği adam kimdi?
C: Tonata.
S: (L) Tonata kimdi?
C: Tanıdık.
S: (L) İsa'nın annesi Meryem, İsa'ya hamile kaldığında kaç yaşındaydı?
C: 19.
S: (L) Yusuf, Meryem'in hamile olduğunu öğrendiğinde üzüldü mü?
C: Hayır.
S: (L) Yusuf Meryem'le evlendiğinde kaç yaşındaydı?
C: 39.
S: (L) Yusuf çocuk sahibi olamıyor muydu?
C: Yakın.
S: (L) Takvim sistemimizde geri doğru gidersek, İsa hangi tarihte doğdu?
C: 6 Ocak 14(MÖ). [Ç.N. sayfa sonundaki nota bakınız.]
S: (L) Günün hangi vaktinde doğdu?
C: Sabah 6.
12
S: (L) O tarihte yıldızlar veya gezegen dizilimleriyle ilgili herhangi sıradışı bir gök olayı var mıydı?
C: Hayır.
S: (L) Magilerin doğuda gördüğü ve onları İsa'nın doğduğu yere yönlendiren yıldız neydi? Magilerin hediye sunmaya
gelmesi gibi bir olay oldu mu?
C: Yakın.
S: (L) İsa'ya hediye sunmaya gelen kimdi?
C: 3 peygamber.
S: (L) Bu peygamberler hangi ülkeden geliyordu?
C: İran. Persiya olarak da biliniyor.
S: (L) İsa doğuştan psişik veya sıradışı güçleri olan bir kişi miydi?
C: Yakın.
S: (L) Yaşamının ilk zamanlarından beri kendisinin bir şekilde özel veya seçilmiş olduğuna dair bir farkındalığı var mıydı?
C: Evet.
S: (L) Peygamberlere İsa'nın doğumunu ifade eden o 'yıldız' neydi?
C: Uzay gemisi.
S: (L) Ne tür bir uzay gemisi?
C: Ana Gemi.
S: (L) Bu ana gemi nereden geldi?
C: Başka bir yoğunluktan.
S: (L) Yani başka bir boyuttan mı?
C: Evet.
S: (L) Biz bu diğer boyut veya yoğunlukları diğer yıldız sistemleri veya gezegenler olarak mı biliyoruz?
C: Kısmen.
S: (L) İsa oniki yaşına geldiğinde Bar-Mitzva (İbranilerde çocuğun erişkinliğe girişini tanımlayan ifade) oldu, bu doğru
mu?
C: İsa 10 yaşında Bar-Mitzva idi.
S: (L) O süreçte herhangi bir yerde eğitim aldı mı?
C: Aramice ayin.
S: (L) İsa, yetişme yıllarında diğer ülkelere gidip başka ustaların yanında öğrenci olarak çalışma yaptı mı?
C: Hayır.
S: (L) Eğitimini nerede aldı?
C: Ona ruhsal olarak tebliğ edildi.
S: (L) Hayatının herhangi bir noktasında Hindistan'a yolculuk yaptı mı?
C: Hayır.
S: (L) Mısır'a gidip Büyük Piramit'de inisiyasyona girdi mi?
C: Hayır.
S: (L) Tüm hayatını Filistin'de mi geçirdi?
C: Yakın civarda. O genel bölgede. Kutsal Kitap tamamen doğru değil.
S: (L) İsa Kana'daki evlenme törenine gittiğinde, kim evleniyordu?
C: Kimse.
S: (L) İsa birkaç somun ekmek ve balıkla binlerce kişinin karnını doyurdu mu?
C: Hayır.
S: (L) Kutsal kitaptaki tüm mucizelerin masal olduğunu mu söylüyorsunuz?
C: Bunun, siyasi ve ekonomik kazanç ve kontrol amacıyla tahrif edilen bir bilgi kaynağı olduğunu unutmayın.
S: (L) Bize İsa'nın gerçekte ne yaptığını anlatın.
C: Can atanlara ruhsal gerçekleri öğretti.
S: (L) Peki bu ruhsal gerçeklerin kaynağı nedir?
C: Daha yüksek kaynaklardan alınan bilgi.
S: (L) İsa'nın öğrettiği gerçek neydi?
C: Tüm insanların yaratıcı tarafından sevildiği ve yaratıcıyla bir oldukları.
S: (L) Hiç mucize gerçekleştirdi mi?
C: Bazı.
S: (L) Bunlardan bir veya birkaç tanesini anlatabilir misiniz?
C: İyileştirme.
S: (L) Eliyle dokunarak iyileştirebiliyor muydu?
C: Evet.
S: (L) 'Şeytan çıkarma' yaptı mı?
C: Yakın.
13
S: (L) İyileştirmede kullandığı yöntem Reiki miydi; veya benzer birşey?
C: Evet.
S: (L) Reiki enerjisini çok bir kısa sürede kullanılacak bir şekilde arttırmak mümkün müdür?
C: Evet.
S: (L) Reiki enerjisini yükseltmek için ne yapmak gerekir?
C: Yüksek ruhsal saflığa ulaşın.
S: (L) Burada iki set halinde reiki sembolleri var; hangi set doğru veya en güçlü set: birincisi mi yoksa ikincisi mi? [iki seti
havaya kaldırıyor]
C: İkinci set.
S: (L) Bunlar Dr. Usui'ye verilen asıl reiki sembolleri mi?
C: Yakın.
S: (L) C___ H___'nin sahip oldukları doğru reiki sembolleri mi?
C: Hayır.
S: (L) A___ B___'nin kullandığı semboller doğru mu?
C: Hayır.
S: (L) A___ B___ tam ve güçlü bir şekilde inisiyasyon sağlayabiliyor mu?
C: Hayır.
S: (L) Aktarımı yaptığını sanarak yalnızca vaktini mi harcıyor?
C: Seninkini.
S: (L) Doğru inisiyasyon için gidebileceğim biri var mı?
C: Evet.
S: (L) Bu kişiyi tanıyor muyum?
C: Hayır.
S: (L) O insanı tanıyabilecek olan bir tanıdığım?
C: H___ D___. V___ en güçlü yeteneğe sahip.
S: (L) Yani V___ aramızda en güçlü reiki yeteneğine sahip olan kişi mi?
C: Evet.
S: (L) Onun reikisi benim reikimden daha mı güçlü?
C: Evet. S___'nin hiç yeteneği yok. Seninkine engel oluyor.
S: (L) S___'nin bana yaptığı reikisi benim kendi reikimi mi engelliyor?
C: Kesinlikle.
S: (L) S___ ile dört hipnoz celsesi yaptık. Kaçırılma deneyimlerinden bahsetti. Verdiği bilgiler herhangi bir şekilde abartılı
mıydı?
C: Evet.
S: (L) Bilinçli bir şekilde mi yoksa bilinçaltından mı abartılıyordu?
C: Her ikisi.
S: (L) Gerçekten uzaylılarca kaçırıldı mı?
C: Evet.
S: (L) Kaçırılmasının amacı neydi? Uzaylılar onunla ne yapmaya çalışıyordu?
C: Vajinal inceleme.
S: (L) Ne amaçla?
C: Üreme potansiyeli.
S: (L) Ama S___ histerektomi geçirdi.
C: Bulamadılar.
S: (L) Bir kereden fazla mı kaçırıldı?
C: Evet.
S: (L) Kaç kere kaçırıldı?
C: 52.
S: (L) F___ kaç kere kaçırıldı?
C: 53.
S: (L) F___'yi neden kaçırıyorlar?
C: Zihin.
S: (L) Ne olmuş zihnine?
C: Yüksek güçler tarafından programlanıyor.
S: (L) S___'yi 52 kere sadece vajinal inceleme yapmak için mi kaçırdılar?
C: Hayır. O en sonuncusuydu.
S: (L) Daha öncekiler ne içindi?
C: Zihni incelemek ve duygularını çekmek.
14
S: (L) Yani onun duygularını mı emiyorlar?
C: Evet.
S: (L) Onun duygularıyla besleniyorlar mı?
C: Evet.
S: (L) F___'nin duygularıyla besleniyorlar mı?
C: Evet.
S: (L) Bunu durdurmanın herhangi bir yolu var mı?
C: Bu sürekli değildir.
S: (L) Benim duygularımı emiyorlar mı?
C: Evet.
S: (L) Bu bizim faydamıza mı?
C: Hayır.
S: (L) Bunu yapanlar kötü adamlar mı?
C: Evet.
S: (L) Bu duygu emilimini kesmenin bir yolu var mı?
C: Kanallamayı ve meditasyonu sürdürün.
S: (L) Kanallama duygu emilimini kesecek ne yapıyor?
C: Bilgilendiriyor.
S: (L) İsa'ya dönelim. Gerçekleştirdiği mucizeler sadece iyileştirme üzerine miydi?
C: Hayır.
S: (L) Başka ne tür mucizeler uyguladı?
C: Telekinezi.
S: (L) Suyun üzerinde yürüdü mü?
C: Hayır.
S: (L) Suyu şaraba çevirdi mi?
C: Hayır.
S: (L) Bunların hepsi sadece hikaye mi?
C: Evet.
S: (L) Bu hikayelerin amacı ne?
C: Kontrol.
S: (L) İsa çarmıha gerildi mi?
C: Hayır.
S: (L) Biri çarmıha gerildi mi?
C: Fazla belirsiz.
S: (L) Biri çarmıha gerilip İsa'yı temsil etti mi?
C: Hayır.
S: (L) Çarmıha gerilme yoktu, üç gün sonra dirilme yoktu, bu doğru mu?
C: Yakın.
S: (L) Tamam, bu konudaki gerçek nedir?
C: Uzun bir uykudan sonra dünyadan ayrıldı.
S: (L) Bu uyku durumuna ne zaman girdi? Birgün yatağına girip uyudu ve sonra bir gemi gelip onu aldı mı?
C: Yakın.
S: (L) Yani yandaşlarına ölmüş gibi göründü?
C: Böyle düşündüler.
S: (L) Gemiyle ayrılmadan önce kalkıp herhangi birine herhangi birşey söyledi mi?
C: Evet.
S: (L) Hayata geri mi döndü mü...
C: Evet.
S: (L) Ve sonra uzun meditatif uykuda gördüklerini mi anlattı, olan şey bu muydu?
C: Yakın.
S: (L) Tamam, ne oldu?
C: Kehanetler söyledi ve sonra sonunda döneceğini ilan etti.
S: (L) Bu, uzun uyku sırasında aldığı bilgi miydi?
C: Evet.
S: (L) Uykuda ya da bu yarı-ölü durumda ne kadar kaldı?
C: 98 saat.
S: (L) Ve sonra bir gemi geldi onu alıp gitti, doğru mu?
C: Evet. Bir ışık sütunuyla.
15
S: (L) Hiç sıradışı başka mucize gerçekleştirdi mi?
C: Mucizeler subjektiftir.
S: (L) Lazarus'u ölümden uyandırdı mı?
C: Hayır.
S: (L) Herhangi birini ölümden uyandırdı mı?
C: Hayır.
S: (L) Tamam, diğer boyuta gittiğinde, ne yaptı?
C: Belirsiz soru.
S: (L) İsa'nın adıyla dua etmenin herhangi özel bir gücü veya avantajı var mı?
C: Evet.
S: (L) Eğer ölüp ruhunu dünyaya vermediyse, bu güç nasıl bahşediliyor?
C: Dualar ona gidiyor.
S: (L) Peki duaları duyunca ne yapıyor?
C: Bireyin ruhsal gelişimi ışığında duadaki isteklerin gerekliliğini belirliyor.
S: (L) Bir insan İsa'ya dua ettiğinde bir anlamda bir karar vermiş oluyor dediniz, doğru mu?
C: Evet.
S: (L) Peki, milyonlarca insan aynı anda ona dua ederken bunu nasıl yapabilir?
C: Ruh bölünmesi.
S: (L) Ruh bölünmesiyle neyi kastediyorsunuz?
C: Kendini açıklıyor.
S: (L) Bir hücrenin bölünüp kendini çoğalttığı hücresel bir miyozda olduğu gibi bir ruh bölünmesini mi kastediyorsunuz?
C: Hayır.
S: (L) İsa'nın ruhu mu bölünüyor?
C: Evet.
S: (L) Kaç kere bölünebilir?
C: Bilinçliliğin bir yansıması olarak sonsuz sayıda.
S: (L) Peki bölünen veya yansıyan bu ruh parçasına ne oluyor?
C: Ruhun bir parçası değil.
S: (L) Nedir?
C: Kopya.
S: (L) Her bir kopya asılla tamamen aynı mı?
C: Evet. Ve hayır.
S: (L) Kopyalanan ruh, orijinalinden hangi bakımdan farklı olur?
C: Bireysel ilgi gösteremez.
S: (L) Herhangi birimiz istersek bu şekilde çoğalabilir miyiz?
C: Aynı durumda olsaydınız olabilirdi. Süreç şu şekilde işliyor: İsa dünya düzleminden ayrıldığında zaman ve mekan
farkındalığı ile ilgili tüm 'kuralların' burada algılandığından tamamen farklı olduğu başka bir aleme, boyuta veya yoğunluğa
gitti. Mekan zamanda bu noktada hala fizik aleminde olan ruhu 'askıya alınmış bir hayatiyete' benzer duruma veya bir tür
gelişmiş bilinçsizlik biçimine kondu. O andan şu ana kadar ruhu, ona seslenenlerin, onunla olmaya veya onunla konuşmaya
ihtiyaç duyanların bireysel bir biçimde bunu yapabilmeleri için bu bilinçsizlik durumunda kopyalanageldi. Ruhu, ihtiyaç
duyulduğu ölçüde sonsuza kadar kopyalanabilir. Kopyalama süreci, ruh bilinçliliğinin herbir versiyonunda bir hiper-
bilinçlilik durumu oluşturmaktadır.
S: (L) Karın Deşen Jack kimdi?
C: Dr. Bates.
S: (L) İntihar mı etti, ve cinayetleri böylece mi sona erdi?
C: Hayır.
S: (L) Bunu yapmayı kendisi mi kesti.
C: Evet.
S: (L) Bunları neden yaptı?
C: İnsan organlarıyla deney; deli bir cerrahtı.
S: (L) Adolf Hitler şeytanların veya kötü ruhların etkisinde miydi?
C: Yakın.
S: (L) Adolf Hitler negatif yönelimli uzaylıların kontrolü altında mıydı?
C: Yakın.
S: (L) Adolf Hitler şimdi nerede?
C: Uyuyor.
S: (L) Ne kadar uyuyacak?
C: Belirsiz.
16
S: (L) Adolf Hitler gelecekte bir noktada tekrar reenkarne olacak mı?
C: Evet.
S: (L) Gelecek enkarnasyonunda ne tür bir hayat yaşayacağını öngörebilir misiniz?
C: Hayır.
S: (L) Matthew 24 ve Luke 21'deki İsa'ya atfedilen,
İsa'nın çağın sonunu ve dönüşünü bildirdiği pasajlar, bunlar gerçek mi?
C: Yakın.
S: (L) İsa aslında başka bir varlık düzleminde gönüllü olarak bir askı durumunda, ondan yardım isteyen insanlar için sürekli
olarak ruh kalıbını kopyalamak amacıyla yaşamını bu düzleme adamış durumda mı?
C: Evet.
S: (L) Eğer biri ondan birden fazla kere yardım isterse, çift doz mu almış olur?
C: Tanımlayın.
S: (L) Eğer biri sürekli İsa'dan yardım isterse, daha fazla kopyadan daha fazla güç mü alır?
C: Hayır.
S: (L) Yani, bir kez bağlantıyı gerçekten kurduğu zaman, hepsi bu, değil mi?
C: Tüm ihtiyaç duyulan budur.
S: (L) Bu çalışmayı yapmaya adanmış başka herhangi bir ruh var mı?
C: Evet.
S: (L) Şu anda bu işi kaç ruh yapıyor?
C: 12.
S: (L) Diğerlerinden isim verebilir misiniz?
C: Buda. Musa. Şintanhilmun. Nagaylikiga. Çeşitli derecelerde;
İsa şu anda en güçlü olanı.
S: (L) Bizim takvim sistemimize göre geri doğru sayarsak Büyük Göç kaç yıl önce gerçekleşti?
C: 4670.
S: (L) O zaman komet durumundaki bir Venüs Dünya'nın yakınından geçip bir yıkıma neden oldu mu?
C: Evet.
S: (L) Venüs Jüpiter gezegeninden mi doğdu?
C: Hayır.
S: (L) Gökyüzünde Jüpiter'in bulunduğu bölgede mi gözüktü?
C: Evet.
S: (L) Dünya bu olay nedeniyle yeni bir yörünge konumuna mı kaydı? Çok uzak olmayan bir gelecekte bu tür bir olay
gerçekleşecek mi?
C: Belki.
S: (L) Nuh tufanı zamanında bu tür bir olay gerçekleşti mi?
C: Evet.
S: (L) Nuh tufanı kaç yıl önce oldu?
C: 12656.
S: (L) Nuh gerçek tarihi bir kişilik miydi?
C: Yakın.
S: (L) Nuh, Babil metinlerinde Utnapiştim olarak tanımlananla aynı kişi mi?
C: Yakın.
S: (L) Hangi medeniyet daha eski: Sümer mi yoksa Mısır mı?
C: Sümer.
S: (L) Sümer hikayelerindeki Enlil ve Enki, ve Anunaki kimlerdi?
C: Büyük öğretmenler.
S: (L) Bunlar insan mıydı yoksa dünyadışı mıydılar?
C: Dünyadışı.
S: (L) Nereden gelmişlerdi??
C: Kasyopya.
S: (L) İnsan ırkı, kölelik yapmak üzere genetik olarak düzenlendi mi?
C: Evet.
S: (L) Peki bu köleliliğin genetik mühendisleri kimlerdi?
C: Kertenkele varlıkları.
S: (L) Nereden geliyorlar: dünya mı, başka bir gezegen mi?
C: Başka.
S: (L) Hangi gezegen?
C: Kadire.
17
S: (L) Bu gezegen hangi yıldız sisteminde?
C: Zeta Retikuli.
S: (L) Küçük gri varlıklar da Zeta Retikuli'den değil mi?
C: Evet.
S: (L) Küçük gri varlıklar...
C: Sibergenetik.
S: (L) Kertenkeleler tarafından mı yaratılıyorlar?
C: Evet.
S: (L) Ruhları var mı?
C: Yem olarak kullanılıyorlar.
S: (L) Kertişler (Lizzies) şu anda dünyadalar mı?
C: Yakınlardalar.
S: (L) Kertişler gezegenimizin yönetimini devralmayı mı planlıyorlar?
C: Evet.
S: (L) Gemileriyle inip bunu açık bir şekilde yapmayı mı planlıyorlar?
C: Yakın.
S: (L) Kontrollerini sağlamak-güçlendirmek için karanlık enerji formları gibi varlıkların etkilerinden yararlanıyorlar mı?
C: Evet.
S: (L) Başka hangi gruplarla işbirliği içindeler??
C: Oryonlular.
S: (L) Oryon/Kertiş grubunda kaç üye var?
C: 16.
S: (L) İyi adamlar kimler? Kasyopyalıların iyi adamlar olduğunu söylüyorsunuz. Başka kim var?
C: Pleyadesliler ve pek çok diğeri.
S: (L) Kaç tane?
C: 16.
S: (L) Taraflar eşit şekilde dengeli mi?
C: Evet.
S: (L) İyi adamlar insanları kaçırıyor.
C: Hayır. Temas kurup geçici olarak taşıyabilirler.
S: (L) Abraham Lincoln'u gerçekte kim öldürdü?
C: Booth. Komplo.
S: (L) Komplonun başında kim vardı?
C: Booth. Fakat yakalanmadı; kullanıldı.
S: (L) Nuh tufanı hikayesi, Atlantis'in yıkılmasının hikayesi miydi?
C: Evet. Ama sembolik.
S: (L) O zaman gezegende kaç insan vardı?
C: 6 milyar.
S: (L) Bu altı milyar insandan kaç tanesi hayatta kaldı?
C: 119 milyon.
S: (L) Nuh tufanına neden olan şey başka bir gök cisminin dünyanın çok yakından geçmesi miydi?
C: Evet.
S: (L) Hangi cisimdi bu?
C: Martek.
S: (L) Biz bu cismi güneş sistemimizdeki bir cisim olarak biliyor muyuz?
C: Evet.
S: (L) Hangi isimle?
C: Mars.
S: (L) Martek o zaman yaşayanlar var mıydı?
C: Hayır.
S: (L) Su veya başka özelliklere sahip miydi?
C: Evet.
S: (L) Dünyaya çok yakın geçtiğinde, o zamana kadar sahip olmadığımız oranda aşırı bir su yüklemesi mi yaptı?
C: Evet.
S: (L) O olaydan önce gezegenimizin etrafında bir su buharı örtüsü var mıydı?
C: Evet.
S: (L) Bu, büyük dinozorların en geniş çapta öldükleri zaman mıydı?
C: Yakın.
18
S: (L) Dinozorların çoğunluğunu yok eden olay neydi?
C: Yırtıcı hayvanlar.
S: (L) Ne tür yırtıcı hayvanlar?
C: Mastodon, smilodon kaplanı, dev tembelhayvan, vs.
S: (L) En büyük dinozorlardan bazılarının ölümünü getiren şey kozmik bir olay mıydı?
C: Evet.
S: (L) Bu, Nuh zamanında olmadı, doğru mu?
C: Evet.
S: (L) Nuh tufanında önce mi oldu?
C: Evet.
S: (L) Kaç bin yıl önce oldu?
C: 27 milyon yıl önce.
S: (L) Dinozorların ölümüne neden olan olay neydi?
C: Komet çarpması.
S: (L) Bir komet gerçekten dünyaya ya çarptı mı?
C: Evet.
S: (L) Büyük bir komet miydi?
C: Evet.
S: (L) Ne kadar büyük?
C: 29 km. çapında.
S: (L) Bu komet olayının herhangi düzenli bir periyodu veya döngüsü var mı?
C: Evet.
S: (L) Periyodu nedir?
C: Kabaca 3600 yıl.
S: (L) Velikovsky, Venüs gezegeninin tarihimizde belirli bir dönemde 52 yıllık bir döngüsü olduğunu söylediğinde haklı
mıydı?
C: Yakın.
S: (L) Düzenli bir gezegen yörüngesine oturmadan önce Venüs güneş sisteminde kaç dönüş yaptı?
C: 7
S: (L) Venüs asıl olarak nereden geldi?
C: 19 ışık yılı uzaktan.
S: (L) Yani aslında güneş sistemi dışından gelen bir ziyaretçi?
C: Evet.
S:(L) Güneş'in düzenli aralıklarla çok büyük miktarda elektromanyetik enerji yaydığı ve bu enerjinin güneş sistemindeki
gezegenlerin birbirleriyle daha fazla veya daha az etkileşmelerine neden olduğu doğru mu?
C: Dış titreşimsel olaylarla belirlenen diğer düzensiz etkiler.
S:(L) "Ölüşlerin" periyodikliğinin kaynağı Güneş değil yani, öyle mi?
C: Bazen. Pek çok sebep var.
S:(L) eki saat gibi işleyen bu şeyin kaynağı nedir? Düzenli bir etki kaynağı var mı?
C: Komet (kuyrukluyıldız) yağmurları.
S:(L) Bu komet yağmurları nereden geliyor?
C: Kendi yörüngesi olan bir küme.
S: (L) Bu kümelerin yörüngesi nerede? Oort bulutu mu?
C: Hayır.
S: (L) Komet kümelerinin yörüngesi nerede bulunuyor?
C: Daha spesifik.
S: (L) Komet kümelerini kapsayan daha spesifik bir yörünge mi?
C: Evet.
S: (L) Bu komet kümesi güneş etrafında mı dönüyor?
C: Evet.
S: (L) Yörünge, ekliktik düzlemine dik mi?
C: Evet ve hayır.
S: (L) Bu küme ekliptik düzlemine gelip güneş sisteminde tahribata mı neden oluyor?
C: Kesinlikle.
S: (L) Bu komet kümesi ekliptik düzlemine ne sıklıkta geliyor?
C: 3600 yıl.
S: (L) Bu komet kümesi bir gezegenin kalıntıları mı?
C: Hayır.
19
S: (L) Mars ve Jüpiter'in yörüngeleri arasındaki kalıntı kümesi bir gezegenin kalıntıları mı?
C: Evet.
S: (L) Bu gezegen hangi isimle biliniyordu?
C: Kantek.
S: (L) Bu gezegen ne zaman parçalanarak asteroit kuşağını oluşturdu?
C: Yaklaşık 79 bin yıl önce.
S:(L) Sümerlilerin Geçen Gezegen veya Nibiru olarak tanımladıkları cisim neydi?
C: Kometler
S:(L) Bu komet kümesi mi?
C: Evet.
S:(L) Bu komet kümesi tek bir kütle olarak mı görünüyor?
C: Evet.
S:(L) Şu anda Dünya'ya yaklaştığı söylenen kütle bu mu?
C: Evet.
S:(L) Anunaki'ler kimdi?
C: Uzaylılar.
S:(L) Nereden geliyorlardı?
C: Zeta Retikuli.
S:(L) Komet kümesi Dünya'ya her yaklaştığında oluşan korku, kaos vs.'nin yarattığı ruh enerjisini emmek için mi
geliyorlar?
C: Evet
S:(L) İki olay bağlantılı mı?
C: Evet.
S:(L) Şimdi burada olmalarının sebebi bu mu?
C: Yakın.
S:(L) Gezegenimize yaklaşan dalgayla birlikte gelen büyük bir uzaygemisi filosu var mı?
C: Evet.
S:(L) Bu gemiler nereden geliyor?
C: Zeta Retikuli.
S:(L) Ne zaman varacaklar?
C: 1 ay ile 18 yıl arasında.
S:(L) Nasıl bu kadar geniş bir zaman farkı olabilir?
C: Bu o kadar büyük bir filo ki, mekan/zaman eğrisinin düzensiz ve sizin zaman ölçümünüzle belirlenmesi zor.
S:(L) Bu araçlar bir çeşit "dalga"yla mı geliyor?
C: Evet.
S: (L) Güneş sistemimizde kaç tane gezegen var?
C: 12
S: (L) Tüm gezegenlerin isimlerini, güneşe uzaklıklarını, kimyasal yapılarını ve çaplarını söyleyebilir misiniz?
C:
Merkür = Opatanar, Güneş'e 36 milyon mil; çapı 3000 mil
Venüs = Pemuntar, Güneş'e 67 milyon mil; çapı 7,500 mil
Dünya = Saras, Güneş'e 93 milyon mil; çapı 7,900 mil
Mars = Masar, Güneş'e 141,500,000 mil; çapı 4,200 mil
Jüpiter = Yontar, Güneş'e 483,400,000 mil; çapı 88,700 mil
Satürn = Zendar, Güneş'e 886,700,000 mil; çapı 74,500 mil
Uranüs = Lonoponor, Güneş'e 1,782,700,000 mil; çapı 31,566 mil
Neptün = Cinoar, Güneş'e 2,794,300,000 mil; çapı 30,199 mil
Pluto = Opikimanaras, Güneş'e 3,666,100,000 mil; çapı 1,864 mil
N1 = Montonanas, Güneş'e 570,000,000,000 mil; katı madde; çapı 7000 mil
N2 = Suvurutarkar, Güneş'e 830,000,000,000 mil; çapı 18000 mil; hidrojen, amonyak
N3 = Bikalamanar, Güneş'e 1,600,000,000,000 mil; çapı 46000 mil;
Hidrojen, amonyak

5 Ekim 1994. F___ ve Laura


S: Merhaba.
C: Bu şekilde ritüelsiz yapmanız güzel.
S: (L) Ne tür bir ritüel yapmamızı istiyorsunuz?
C: Hiç.
20
S: (L) Ritüel iletişimi geliştiriyor mu yoksa engelliyor mu?
C: Sınırlandırıyor.
S: (L) Adınız nedir?
C: Donarra.
S: (L) Neredensiniz?
C: Kasyopya.
S: (L) Siz Kasyopyalılarla her iletişimimizde neden farklı biriyle karşılaşıyoruz?
C: Enerji dağılımı.
S: (L) Enerji kime gidiyor?
C: Sıradakine.
S: (L) Dağılım için bizim enerjimizden mi yararlanıyorsunuz?
C: Hayır. Biz enerji dağılımı yapıyoruz.
S: (L) Sormak istediğimiz bir dizi soru var.
C: Devam edin.
S: (L) Bir dalganın üzerine binmiş ve Zeta Retikuli civarından gelen bir uzay gemisi filosu olduğunu varsayarsak, varış
bakımından mekan zaman sapmasının belirsiz olması ne anlama geliyor? Lütfen açıklar mısınız?
C: Kütle, çekim dalgasındaki elektromanyetik transferi etkiliyor.
S: (L) Yani, transfer etmek istenen büyük bir kütle varsa, sorun kısmen kütlenin çok geniş bir mekan/zaman alanına
dağılması ve dolayısıyla bir aşama ile transfer edilmesi veya bu anlamda birşey mi?
C: Yakın.
S: (L) Bu hususta bize biraz daha açıklama yapabilir misiniz?
C: Kütle zaman döngüsünü etkiliyor: küçük kütle eşittir küçük zaman döngüsü; büyük kütle eşittir büyük zaman döngüsü.
S: (L) Gezegendeki değişimler hakkında da daha fazla bilgi almak istiyoruz. Tıpkı geçen hafta öngörmüş olduğunuz gibi
gerçekleşen Japonya depremi, Japonya'daki olayların sonuncusu mu? (Kayıt cihazındaki sorun nedeniyle o celse tamamen
kaybedilmişti.)
C: Hayır.
S: (L) Bu hususta bize biraz daha...
C: Yaklaşık 8.9'luk bir hareket olacak: Osaka sahilinin 67 mil açığında; Tokyo'nun merkezinde 9.7'lik hareket.
S: (L) Bunların hepsi bu yıl içinde mi olacak?
C: Hayır. 1.6 yıl içinde.
S: (L) İsa'nın biyolojik babası olduğunu söylediğiniz adam hakkında daha fazla ayrıntı istiyorum. Adı ne demiştiniz?
C: Tonata.
S: (L) Meryem'in bir tanıdığı olduğunu söylemiştiniz.
C: Evet.
S: (L) Bu adam bazı varlıklar veya güçler tarafından bir nedenle İsa'nın biyolojik babası olarak mı seçildi?
C: Yakın.
S: (L) Bu adam hakkında bize herhangi bir ayrıntı verebilir misiniz? Soyu neydi, nereden geliyordu, vs.
C: Beyaz tarikatin bir üyesiydi.
S: (L) Beyaz tarikat nedir?
C: Yani Ariler. Andaranlar.
(Laura'nın notu: Andaranlar kim?)
S: (L) Meryem Eseni tarikatinin bir üyesi miydi?
C: Evet.
S: (L) Bu adam da mı Eseni'lerin bir üyesiydi?
C: Hayır.
S: (L) Bu kişi, Tonata, İsa'nın biyolojik babası olarak mı seçildi?
C: Evet.
S: (L) Meryem onunla neden evlenmedi?
C: Hisleri son derece geçiciydi.
S: (L) Meryem değişken miydi?
C: Hayır. Telepatik telkinden etkilendi.
S: (L) Sözlü müydü?
C: Hayır. 1. seviye hipnoz altındaydı.
S: (L) Meryem ve Yusuf'un daha sonradan başka çocukları oldu mu?
C: Hayır. Fakat İsa'nın oldu.
S: (L) İsa'nın çocuğu mu oldu? Kiminle evlendi?
C: Evlenmedi.
S: (L) Yani gayrımeşru çocukları mı oldu?
21
C: Kurumsal olarak subjektif.
S: (L) Bu çocukların annesi kimdi?
C: Üç kadın vardı.
S: (L) Üç kadın mı vardı?
C: Evet.
S: (L) Kutsal Kitap'ta bu kadınlardan bahsediliyor mu?
C: Bir tanesi, fakat ismiyle değil.
S: (L) Kimdi?
C: Alisya.
S: (L) İkincisinin adı neydi?
C: Rafea.
S: (L) Üçüncüsü?
C: Vella. Romalıydılar.
S: (L) Üçü de Romalımıydı?
C: Evet.
S: (L) Çocuklara ne oldu?
C: Yaşadılar ve bereketli bir şekilde çoğaldılar.
S: (L) Üç kadından kaç çocuk olmuştu?
C: Üç.
S: (L) Yani bazı kişilerin iddia ettiği gibi, Kutsal Kase'yi arayışın gerçek anlamı kase değil, 'Gerçek Kan' veya kutsal
kandan gelen soy mu?
C: Evet.
S: (L) İsa'nın neslinden bugün yaşayan var mı?
C: 364,142.
S: (L) İsa, vaftizi sırasında üzerinde özel bir güç ışığına sahip olması anlamında mı meshedilmiş mi?
C: Yaklaşık olarak doğru.
S: (L) Dünya'nın kabuğundaki hareketler, gezegensel değişimler vs. ile ilgili olarak Guyana daha güvenli bir yer mi?
C: Ne güvenli ki? Dünya tüm gezegen yüzeyini kapsıyor.
S: (L) Diğerlerine göre daha güvenli olacak olan herhangi bir yer var mı?
C: Değişken.
S: (L) Kuzey Karolayna/Blue Ridge Dağı bölgesi nispeten daha güvenli mi?
C: Daha şimdi ne dedim? Titreşimsel frekans değişimlerine bağlı. Olay çok yaklaşana kadar spesifik dünyasal değişimler
kesin olarak tahmin edilemez.
S: (LM) İsviçre'de ölen insanlara ne olduğunu sor. Öldürüldüler mi?
C: Pakt. Anlaşma. Sözleşme.
S: (L) Birlikte intihar etmek üzere hepsi sözleşmiş miydi?
C: Evet.
S: (L) Neden? Kaç kişiydiler?
C: 48. Dinsel fanatizm.
S: (L) ABD hükümeti Waco'daki Branch Davidian'ları kasıtlı olarak öldürdü mü?
C: Yakın. Onları kendilerini yok etmeye yönlendirdi.
S: (L) Nasıl?
C: Psikolojik savaş taktikleri.
S: (L) ABD hükümeti onların binalarını ateşe verdi mi?
C: Hayır.
S: (L) Binaları kim ateşe verdi?
C: Branch Davidian'lar. Hükümet onları çıldırttı.
S: (L) ELF (çok düşük frekans) veya eşikaltları kullanıldı mı?
C: Evet. Ve diğer araçlar.
S: (L) OJ Simpson karısını öldürdü mü?
C: Evet.
S: (L) Cinayet elbiselerini ve silahı Şikago'ya götürüp bir çanta içinde oraya mı bıraktı?
C: Hayır.
S: (L) Nereye götürdü?
C: Los Angeles çöplüğü. Biri.
S: (L) OJ Simpson suçlu bulunacak mı?
C: Hayır.
S: (L) Magiler/peygamberler bir bebek olarak İsa'ya ne hediyeler getirmişti?
22
C: Altın; baharat; giysi.
S: (L) Magilerin gördüğü ana gemi hangi boyuttan geliyordu?
C: 5. yoğunluk.
S: (L) Peki İsa'nın doğumu sırasında bu geminin görünmesinin amacı neydi?
C: Çok belirsiz.
S: (L) İsa'nın doğumuyla ilgili özel amaçlar için mi oradaydı?
C: Peygamberleri yönlendirmek için.
S: (L) Ana amaç bu muydu?
C: Hayır. Aynı zamanda olayın gözlenmesi ve kodlama.
S: (L) Neyin kodlanması?
C: Bebeğin.
S: (L) Bu kodlama fiziksel olarak mı yoksa telepatik olarak mı yapıldı?
C: Her ikisi.
S: (L) İsa, Nasıralı İsa bedeninde dünyaya gelmeden önce hangi boyut veya bölgedeydi?
C: 5. yoğunluk.
S: (L) Bir 5. yoğunluk ruhu muydu?
C: Evet.
S: (L) Dünya gezegeninde başka insan bedenleriyle de enkarnasyonları oldu mu?
C: Evet.
S: (L) Beşinci yoğunluğa ulaşana kadar kaç enkarnasyon geçirdi?
C: 1009.
S: (L) Melçizidek İsa'nın enkarnasyonlarından biri miydi?
C: Hayır.
S: (L) Musa'nın sağ kolu Yuşa, İsa'nın enkarnasyonlarından biri miydi?
C: Evet.
S: (L) İsa'nın, bizim tanıdığımız başka enkarnasyonları oldu mu?
C: Evet. Sokrat.
S: (L) İsa'nın Vaftizci Yahya ile ruhsal ilişkisi neydi?
C: Anlaşma.
S: (L) İsa'nın, annesi Meryem'le olan ruhsal ilişkisi neydi?
C: Anlaşma.
S: (L) Birleşik ruhlar anlamında başka ruhsal bir ilişkileri yok muydu?
C: Hayır.
S: (L) Merhem veya Vaftizci Yahya beşinci yoğunluk ruhu muydu?
C: Her ikisi de.
S: (L) Bugün veya yakın bir tarihte dünyada bulunmuş tanıdığımız herhangi bir beşinci yoğunluk ruhu var mı?
C: Evet. Arafat. Sedat. Papa beşinci John.
S: (L) Şeytanlar veya kötü ruhlar herhangi birşeyden korkarlar mı?
C: Evet.
S: (L) Bizim, insanlar olarak sahip olduğumuz herhangi birşeyden korkarlar mı?
C: Evet. Bilgi.
S: (L) Dini sembollerden, işaret veya rakamlardan korkarlar mı?
C: Hayır.
S: (L) Onların hareketlerini durdurabilecek herhangi bir isim, işaret veya sembol var mı?
C: Bazen.
S: (L) İsa'dan korkuyorlar mıydı?
C: Evet. Bilgisi yüzünden. Bilgisinin yoğunluğu onun titreşimlerini arttırıyordu. Bilgi gerçekten güçtür.
S: (L) Pentagramların negatif varlıkları yavaşlatma veya durdurmada herhangi bir etkisi var mı?
C: Yalnızca öyle olduğuna inanırsanız.
S: (L) Şeytani varlıklara direnmede en büyük gücümüz özgür irademizde mi bulunuyor; hayır deme gücümüzde mi?
C: Hayır.
S: (L) En büyük gücümüz nedir?
C: Bilgi.
S: (L) Anahtar ruhsal bilgi birikiminde mi?
C: Evet.
S: (L) Bize verebileceğiniz herhangi başka bir ipucu var mı?
C: Bilgiden başka hiçbirşeye ihtiyacınız yok.
S: (L) Büyük Göç'ün MÖ 2676'da olduğunu söylemiştiniz, bu doğru mu?
23
C: Yakın.
S: (L) Bu, kometimsi Venüs'ün son geçişi miydi?
C: Evet.
S: (L) Venüs'ün bu hareketi sizin daha önce belirttiğiniz komet kümesinin yakın geçişiyle de etkileşimli miydi?
C: Yakın. Üç felaketten birinde çok yakındılar.
S: (L) Felaketlerden biri Venüs, diğeri de komet kümesi ise, üçüncüsü hangisiydi?
C: Mars.
S: (L) Venüs Mars'ı yörüngesinden mi çıkarmıştı?
C: Evet.
S: (L) Ve dünyadakilerin gözünde ikisi, Velikovsky'nin anlattığı gibi, gökyüzünde savaşıyorlarmış gibi göründü, doğru
mu?
C: Yakın.
S: (L) Peki, bu komet kümesi, güneş sistemine en son ne zaman geldi?
C: 3582 yıl önce.
S: (L) Döngüsü nedir?
C: 3600 yıl.
S: (L) Peki, bu kümenin ne zaman tekrar ekliptik düzlemine girmesi bekleniyor?
C: 12 ila 18 yıl.
S: (L) Uzaylılar bu komet kümesi ile mi yolculuk yapıyorlar?
C: Hayır.
S: (L) Nuh/Utnapiştim hangi bölgede yaşadı, hangi kıtada?
C: Atlantis.
S: (L) Suların çekilmesinden sonra gemi nereye toprağa oturdu?
C: Mısır.
S: (L) Venüs'le etkileşiminden binlerce yıl önce olduğu için soruyorum; Martek'in o zaman dünyaya çok yakından
geçmesine neden olan şey neydi?
C: Venüs'le ilgili gezegensel hizalanmadan kaynaklanan çekimsel sapma.
S: (L) Yani Mars'ın yörüngesinden çıkmasına neden olan şey bir gezegen dizilimiydi?
C: Evet.
S: (L) Nuh tufanından yüz yıl kadar sonra olan ve dillerin farklılaşması ya da Babil kulesi olarak tanımlanan olay neydi?
C: Ruhsal kavşak.
S: (L) Kuleyi inşa etmek için bir araya gelen insanların amacı neydi?
C: Tüm çekim dalgalarının elektromanyetik konsantrasyonu.
S: (L) Bu konsantre dalgalarla ne yapmayı planlıyorlardı?
C: Kitlelerin zihinlerini değiştirmek.
S: (L) Kitlelerin zihinlerini değiştirme isteklerindeki niyet neydi?
C: Kitlelerin ruhsal olarak birleşmesi.
S: (L) Babil kulesinin üstünden, birleşme amacıyla kuleyi inşa edenlere bakarak eserlerini yok etmeye karar veren 'tanrılar'
kimdi?
C: Kertenkeleler.
S: (L) Tamam, yani kertişler Babil kulesini havaya uçurdu. İnsanlığın zihnine başka ne yaptılar; dil anlayışlarını tamamen
bozacak birşey yaptılar mı?
C: Yakın.
S: (L) Bu bölücülüğü gerçekleştirmek için hangi aracı kullandılar?
C: Kitlelerin beyinlerinin yıkanması.
S: (L) Bunu implantlar ve kaçırmalarla mı gerçekleştirdiler?
C: Kısmen.
S: (L) İbranice 'şem' kelimesinin gerçek, asıl anlamı nedir?
C: Saflık.
S: (L) Bu kelime neden sonradan İbraniler tarafından 'şem'ler' olarak tanımlanan obeliskler ve dikili taşlarla ilişkili hale
geldi?
C: Saflık sembolü: birleşme. Teklik.
S: (L) Bu taşların kendisi gerçekte herhangi bir güce sahip miydi?
C: Kalıntısal.
S: (L) Eskiler Babil kulesine ne cismi yerleştirip...
C: Kristal.
S: (L) 'Şem' kristal ile de eşanlamlı mı?
C: Yakın.
24
S: (L) Nuh'un oğlu Şem, bu kuleyi inşa edenlerin atasıydı, doğru mu?
C: Evet.
S: (L) Sodom ve Gomorra ve civardaki diğer şehirler nasıl yıkıldı? Ve kim tarafından?
C: Nükleer; EM etki. Kim olacak?
S: (L) Kertişler mi?
C: Evet.
S: (L) Neden?
C: Korku ve itaat aşılamak için.
S: (L) Sodom ve Gomorralılar gerçekte kötü değiller miydi?
C: Bu tarihin bir aldatmacası.
S: (L) Lut'un karısı tuzdan bir sütuna mı çevrildi?
C: Hayır.
S: (L) O hikayede bize yönelik herhangi bir sembolizma var mı?
C: Hayır.
S: (L) İbrahim'le konuşan tanrı Kertişlerden biri miydi?
C: Evet.
S: (L) İbrahim'in yaptığı anlaşma Kertişlerle miyidi?
C: Evet. Doğrudan değil.
S: (L) Melçizedek Kertişlerin rahiplerinden miydi?
C: Hayır.
S: (L) Melçizedek İbrahim'e doğru bilgi mi verdi?
C: Yakın.
S: (L) Kabala iyi adamların gerçek bir öğretisi mi?
C: Yakın.

S: (L) Osiris döngüsü; Osiris'in bedeninin parçalanmasını DNA sarmallarının parçalanmasına benzetmek bakımından
Kertişlerin insanlık üzerindeki faaliyetinin bir örneğini mi teşkil ediyor?
C: Yakın.
S: (L) Havva'nın yediği ve sonra Adem'e verdiği iddia edilen, İyi ve Kötü Bilgisi Ağacı'na ait meyve neydi?
C: Bilgi sınırlaması. Kodlama.
S: (L) Havva'nın bilgi ağacının meyvesini yemesi ne anlama geliyor? Bunu yapmak için ne yaptı?
C: Yanlış tarafla arkadaşlık yaptı?
S: (L) Burada arkadaşlık ne anlamda?
C: Havva sembolik.
S: (L) Neyi sembolize ediyor?
C: Dişi enerji.
S: (L) Dişi enerji yanlış tarafla arkadaşlık ettiğinde ne yaptı?
C: Bir miktar bilgi ve güç kaybetti.
S: (L) Tanrı veya tanrılar, Havva'nın 'iyi ve kötünün bilgisi' denen bu ağacın meyvesinden yiyerek onlarla eşit konuma
gelmesinden neden korkuyorlardı?
C: Ne? Lütfen sorunu açıkla.
S: (L) Bu meyveyi yemesinin Havva'yı onunla veya onlarla eşit seviyeye getirmesinden korkan tanrı kimdi?
C: Hayır.
S: (L) Kutsal Kitap'ta, 'Tanrı dedi di, şimdi onlar hayat ağacının meyvesini alacak ve sonsuza kadar yaşayacaklar.' şeklinde
bir bilgi var. Bu ne anlama geliyor? Bu meyvenin yenmesi Tanrı'yı neden korkuttu?
C: Korkutmadı.
S: (L) Hayat ağacının meyvesi neydi?
C: Sınırlanma.
S: (L) Ebedi hayat ağacının meyvesi nasıl sınırlanma olabilir ki?
C: Kavramsal olarak sınırlı.
S: (L) Şunu bilmenizi isterim ki bu pek anlamlı değil.
C: Anlamlı. Dikkatlice düşünün.
S: (L) Bahçede dolaşarak Adem ve Havva'yı iyi ve kötünün bilgisini veren ağacın meyvesinden yememeleri için uyaran
tanrı, o asıl tanrı mıydı? Yani iyi adam mıydı?
C: Hayır.
S: (L) Onlara bu ağaçtan yememelerini emreden tanrı kimdi?
C: Karmaşıklaşıyor. Laura, bariz olanı kaçırıyorsun.
S: (L) Hayat ağacının meyvesi nasıl sınırlandırıcı olabilir?
25
C: Tek bir kaynağın tüm bilgiyi içerdiğine inanmak gerçekle çelişiyor.
S: (L) Cennet'e tekrar girilmesini engelleyen yanan kılıç neydi?
C: Anlamıyor musun?
S: (L) Hayır, anlamıyorum.
C: Gözden geçir.
S: (F) Eğer buradaki kavram bilgi ağacının meyvesinin yenmesinin tüm bilgiyi sağladığı ise, o zaman kişi yanılmış oluyor
çünkü hiçbir belirli bilgi kaynağı tüm bilgiyi sunamaz. Bu yüzden kişi bu aldanmaya inandığında, kendini bir tuzağa
sokmuş oluyor. Ve böylece insan ırkı çeşitli şekillerde yansıyan aynı sorunla zehirlenmiş oluyor: kişi gerçeği pek çok farklı
yollardan arayacağına tek bir yoldan arıyor ve çok karmaşık konu ve soruların çok basit cevapları olduğuna inanıyor.
S: (L) Cennet bahçesine tekrar girilmesini engelleyen yanan kılıç neydi?
C: Tuzağı simgeliyor.
S: (L) Onu biz mi koymuş olduk?
C: Evet.
S: (L) Cennet nerdeydi?
C: Dünya.
S: (L) Tüm dünya Cennet miydi?
C: Evet.
S: (L) Cennet'teki düşme, veya cennet halinin kaybedilmesine eşlik eden bir afet oldu mu?
C: Evet.
S: (L) Ne tür bir afet?
C: Kometler.
S: (L) Daha önce belirtilen küme mi?
C: Evet.
S: (L) Peki, bu ne kadar zaman önce oldu?
C: 309882 yıl önce.
S: (L) Cennet halinin kaybedilmesiyle Kertişler insanlığın yönetimini ele mi geçirdi?
C: Evet.
S: (L) Gerçek yaratıcı tanrılar kimdi?
C: Biz. Altıncı yoğunluk.
S: (L) Kasyopyalılar mı? Pleyades'liler de asıl yaratıcı tanrılar mıydı?
C: Aynı. Altıncı yoğunluk.
S: (L) Cennet'teki yılanın gerçek kimliği neydi?
C: Kertenkeleler.
S: (L) Büyük piramidi kim inşa etti?
C: Atlantisliler.
S: (L) Hangi yıl inşa edildi?
C: 10643 yıl önce.
S: (L) Neden inşa edildi? Hangi amaçla kullanıldı?:
C: Kozmik enerjiyi tutmak.
S: (L) Tutulduğu zaman bu kozmik enerji ne için kullanılıyordu?
C: Pek çok şey. Enerji, taşımacılık, iyileştirme, zihin kontrolü, iklim, vs.
S: (L) Sfenksi kim inşa etti?
C: Aynı.
S: (L) Sfenks aynı zamanda mı inşa edildi?
C: Evet.
S: (L) Sfenks neden inşa edildi? Amacı neydi?
C: Tapınak.
S: (L) Sfenks'in altında gömülü kayıtlar var mı?
C: Evet.
S: (L) Neandertal adama ne oldu?
C: Kertişler tarafından diğer gezegenlere götürüldüler.
S: (L) Bu, fiziksel olarak gezegenin dışına götürülme anlamında mı?
C: Evet.
S: (L) Hangi gezegene götürüldüler?
C: Çeşitli.
S: (L) Bu ülkedeki taşınmayı düşündüğümüz yerler arasında hangisinde en mutlu olurduk?
C: Belirsiz.
S: (L) Oregon'daki Mavi Dağlar'da mutlu olur muyduk?
26
C: Belirsiz.
S: (L) Kehanetimsi görüşler sunamıyor musunuz?
C: Bu hususta çok fazla değişken var.

7 Ekim 1994. F___ ve Laura


S: Merhaba.
C: Merhaba.
S: (L) Adınız nedir?
C: Bayrira.
S: (L) Neredensiniz?
C: Kasyopya.
S: (L) Enerji dağılımında sıra şimdi siz de mi?
C: Kesinlikle. İyi öğreniyorsunuz.
S: (L) Bize enerji veriyor musunuz?
C: Hayır.
S: (L) Biz size enerji veriyor muyuz?
C: Yakın. Bizim dağılımımız sırayla çalışmak gibi.
S: (L) Tek bir kişinin konuşması yerine sırayla yapılmasında bir avantaj var mı?
C: Evet.
S: (L) Bu avantaj nedir?
C: Enerji eşitlenmesi.
S: (L) Bizimle temasa geçmek sizin için zor mu?
C: Hayır.
S: (L) Başkalarıyla temas kurmak sizin için zor olur muydu?
C: Sizinle giderek daha kolay oluyor.
S: (L) Büyük dinozorların en yüksek oranda öldükleri olayın tarihini öğrenmek istiyorum.
C: Sizin ölçünüzle 27 milyon yıl önce.
S: (L) Cennet'ten düşme ne kadar zaman önce oldu?
C: Yaklaşık 309000 yıl önce.
S: (L) Durum neydi... ne oldu... insanlığın durumu neydi?
C: İnanç kaybı, dış güçlerin etkisiyle bilgisel ve fiziksel sınırlanmalara neden oldu.
S: (L) Yılan veya 'ayartıcı' neyi temsil ediyordu?
C: Sizin Kertişler olarak bildiğiniz güçler; bu bilgiyi daha önce vermiştik.
S: (L) Sadece kontrol ediyorum!
C: İnanç, canım.
S: (L) İnanıyorum, sadece kontrol ediyorum.
C: Nasıl uygun görüyorsan.
S: (L) İnsan ırkının asıl genetik mühendisleri kimdi?
C: Biz.
S: (L) Kasyopyalılar, doğru mu?
C: Evet.
S: (L) Bizi ne amaçla genetik olarak oluşturdunuz? Tanrı'nın bir emri miydi?
C: Ruh gelişimi veya ilerleyişi.
S: (L) Sümerlilerin insanın yaratılışı hikayesine göre birileri bir tanrıyı öldürüyor, ve bu tanrının kanı ve parçalarını
çamurla karıştırıyorlar ve daha sonra bunu gebelik tanrıçalarına veriyorlar ve insan ırkın bu şekilde doğuyor. Bu hikaye,
'grilerin' şu sıralar yaptıklarına çok benziyor. Birisi gerçekten bir 'tanrıyı' öldürüp ruhunu parçalara ayırarak insan ırkını mı
yarattı?
C: Sembolizma ve yanlış olay sıralaması.
S: (L) Hikaye ne anlatıyordu? Gerçek olay neydi?
C: Kertenkele varlıkları, kendi beslenme amaçları doğrultusunda yaptıkları bir savaş sonucunda insan ırkını genetik olarak
değiştirdi.
S: (L) Bu Sümer hikayelerinin bahsettiği olaylar ne zaman oldu?
C: Yaklaşık 309000 yıl önce.
S: (L) Yani o kadar uzun zaman önce oldu ki, hikayelerdeki gerçek silindi?
C: Yansımalar psişik hafıza kanalıyla nesilden nesile geçti.
S: (L) Büyük dinozorları öldüren şey neydi?
C: Komet çarpması.
S: (L) Bu kometin kaynağı neydi?
27
C: Küme.
S: (L) Bu komet kümesi ne kadar zamandır bizim güneş sistemimizde bulunuyor?
C: 890 milyon yıl.
S: (L) Bu komet kümesinin aslı neydi? Başlangıçta büyük bir gezegen miydi?
C: Hayır.
S: (L) Öbür gece Mars ile Jüpiter arasında bulunan ve parçalanarak asteroit kuşağını oluşturan bir gezegen olduğunu
söylemiştiniz. Bu gezegende yaşayan varlıklar var mıydı?
C: Evet.
S: (L) Bu gezegenin yok olmasına neden olan şey neydi?
C: Psişik enerji.
S: (L) Bu gezegende yaşayan varlıklar nereden gelmişti? Orada mı geliştiler?
C: Hayır.
S: (L) Onlar da bizim gibi yaratılmışlar mıydı?
C: Evet.
S: (L) Onları kim yarattı?
C: Aynı.
S: (L) Kasyopyalılar mı?
C: Evet.
S: (L) Peki Kasyopyalıları kim yarattı?
C: Sizin çok eski ruhsal atalarınız.
S: (L) Bu varlıkların bir ismi var mı?
C: Hayır.
S: (L) Nasıl adlandırılıyorlar?
C: Geçici yolcular.
S: (L) Bu 'geçici yolcular' nereden geliyorlar?
C: Bu kanalda açıklamak çok zor; uzun.
S: (L) Esas Tanrı'ya/Yaratıcı güce en yakın olarak bildiğiniz yaratıcı kim?
C: Diğer bilgi kaynaklarına bak. Bilgisayar.
S: (L) Komet kümesinden bir parça Dünya'ya düşerek dinozorların büyük bir kısmının ölmesine mi neden oldu?
C: Hayır, hiç biri bu olaya neden olabilecek kadar büyük değil.
S: (L) Kümeden birden fazla sayıda parça mı Dünya'ya çarptı?
C: Evet. O olayda 14 çarpma.
S: (L) Bu komet kümesi Güneş etrafında mı dönüyor?
C: Evet. Hükümetiniz yakında tekrar geldiklerini biliyor.
S: (L) Yörüngelerinin Güneş etrafında olduğunu söylediniz. Ekliptik düzlemine nerede giriyor?
C: Değişken.
S: (L) Örneğin Mars ile Jüpiter arasından girer mi?
C: Bazen.
S: (L) Yörüngesi ekliptik düzlemine dik mi? Yoksa açılı mı?
C: Arada.
S: (L) Ekliptik düzlemiyle hangi açılarda kesişiyor?
C: Yanlış fikir yapısı. Bir spirografı düşün.
S: (L) Kometler kendi etrafında dönüyor mu? Bir çeşit eksenleri var mı?
C: Hayır.
S: (L) Bu kümede kaç tane komet var?
C: Değişken.
S: (L) Zaman içinde sayı azalıp çoğalıyor mu?
C: Evet.
S: (L) Şu anda en büyüğü ne kadar büyük?
C: 900 mil çapında. Spirograf.
S: (L) Jüpiter ile Mars arasında parçalanan gezegen, psişik enerji ile yok olduğunu mu söylemiştiniz?
C: Evet.
S: (L) Bu psişik enerjinin kaynağı neydi?
C: Gezegende yaşayan varlıklar.
S: (L) Galaksinin bu bölgesindeki varlıklar zaman zaman kendi gezegenlerini yok mu ediyorlar? Bu giderek bir alışkanlık
mı oluyor?
C: Yakın. Öyle olageldi.
S: (L) O varlıklardan hiç gezegeni terk edip Dünya'ya gelen oldu mu?
28
C: Evet.
S: (L) Kimdiler? Bizim gibi miydiler?
C: Sarı saçlı, mavi gözlü soy.
S: (L) Daha soğuk bir gezegen miydi?
C: Hayır.
S: (L) O gezegen Dünya'ya çok benzer miydi?
C: Evet.
C: Mavi gözler. Göz pigmenti Güneş'ten daha uzak olduğu içindi.
S: (L) O gezegenin insanları Dünya'ya nasıl geldiler? Gezegenlerinin parçalanacağını biliyorlar mıydı?
C: Bazıları biliyordu ve Kertişler tarafından götürüldüler; Anunaki.
S: (L) Şimdi, İsa'nın babası bir Ari'ydi diyorsunuz. Nereden geliyordu?
C: Filistin.
S: (L) Ari ırkının kökeni neresi?
C: Şu anda asteroit kuşağı olarak bilinen 5. gezegen.
S: (L) Dünya'ya ne zaman geldiler?
C: 80 bin yıl önce? Sizin ölçüm sisteminizi kullanmak bizim için zor.
S: (L) Biçim ve yapı olarak şu andaki hallerine yakın mıydılar?
C: Evet.
S: (L) Bizim bilimadamlarımız bu eski bunun kanıtlarını neden bulamadılar?
C: Buldular. Kabul etmek istemiyorlar.
S: (L) Keltler nereden geliyor?
C: Aynı. Hiddetli insanlar. Beşinci gezegenden geldiler.
S: (L) Gezegen ne zaman yok oldu?
C: 80 bin yıl önce.
S: (L) İsa'nın soyundan gelen, bizim tanıdığımız ünlü bireyler var mı?
C: Evet. Yaser Arafat. Churchill (Çörçil).
S: (L) Büyük Göç'ün 2676'de olduğunu söylemiştiniz; bu MÖ mi yoksa o kadar yıl önce mi?
C: MÖ
S: (L) Eğer Büyük Göç MÖ 2676'da olduysa, yani yaklaşık 4,670 yıl önce, bunun MÖ 1588'deki komet yağmuruyla ilişkisi
yok, değil mi?
C: Doğru.
S: (L) O halde, komet kümesi MÖ 8,788'de geldi, bu doğru mu?
C: Yeterince yakın.
S: (L) Tarihimizde o geçişle ilişkilendirebileceğimiz herhangi tarihsel bir afet var mıydı?
C: Hayır.
S: (L) Ve Nuh tufanı MÖ 12,388'de oldu, doğru mu?
C: Yakın.
S: (L) Şimdi, Venüs'ün geçiş zamanı, Büyük Göç zamanıydı, doğru mu? Venüs bu komet kümelerinin bir sonucu muydu?
C: Çekimden etkilendi.
S: (L) Venüs çekim alanına mı girdi?
C: Çekildi.
S: (L) Venüs, güneş sistemine, komet kümesinin çekim gücüyle mi girdi?
C: Evet.
S: (L) Venüs tüm gazlarını, bulutlarını vs. nereden aldı? Kökeni neydi? Tüm bu maddeler nasıl oluştu?
C: Genel olarak ateşli, sürtünmeli yolculuğu ve uzay maddesi ile gelişti.
S: (L) Venüs esas olarak neredeydi?
C: Arktrus yakınlarından eski bir gezgin.
S: (L) Mars'ın uyduları nedir?
C: Gizli üsler.
S: (L) Kim inşa etti?
C: Kim olacak? Kertişler.
S: (L) AB'nin evinde gördüğüm film, Mars'a iniş, gerçek bi

r iniş filmi miydi?


C: Sahte.
S: (L) ABD Mars'a bir iniş yaptı mı?
C: Hayır.
S: (L) Al Bielek'in söyledikleri sahte mi?
29
C: Kısmen.
S: (L) Philedelphia projesinde çalıştı mı?
C: Hayır.
S: (L) Sahte hafızalara sahip olacak şekilde beyni mi yıkandı?
C: Hayır.
S: (L) Bilinçli olarak mı yalan söylüyor?
C: Yanlış bilgi yayması için hükümet tarafından görevlendirildi.
S: (L) Grilerin kullandığı, Kertişlere ait uzay aracı Roswell'e düştü mü?
C: Evet.
S: (L) Kazaya neden olan şey neydi?
C: İyonizasyon.
S: (L) Vücutlar ve araç ABD tarafından alındı mı?
C: Evet.
S: (L) Majestik 12 belgeleri...
C: Yarı-gerçek.
S: (L) Üretildiler mi?
C: Yakın.
S: (L) Bunu kim ve neden yaptı?
C: Gerçek ve yanlış bilgi sızdırmak için. Pek çok grup işin içinde. ONI ve CIA.
S: (L) 'Masestic' kitabındaki bilgi gerçeğe mi dayalı?
C: Yarı-gerçek. Pek çok bariz yanlışlar var.
S: (L) Kızılderililerin kaynağı neresi?
C: Asya.
S: (L) Bering Boğazı'ndan mı?
C: Hayır. Kurtarıldılar. Transfer edildiler.
S: (L) Kim tarafından?
C: Griler.
S: (L) Neyden kurtarıldılar?
C: Afet.
S: (L) Afet ne zaman oldu?
C: Yaklaşık 7200 yıl önce.
S: (L) Afetin yapısı neydi?
C: Kometler.
S: (L) Basklar nereden geliyor?
C: Atlantis.
S: (L) Dilleri Atlantis dili mi?
C: Türevi.
S: (L) Hangisi önce geldi, Sümerliler mi, Mısırlılar mı?
C: Sümerliler.
S: (L) Mısırlılar nereden geldi?
C: Atlantis.
S: (L) Hangisi önce geldi, Sümerliler mi, yoksa Atlantisliler mi?
C: Atlantisliler.
S: (L) Atlantislilerin yüksek bir kültür kurdukları dönemde Sümerliler de yüksek bir kültür müydüler?
C: Sonra.
S: (L) Atlantisliler Sümer'e ve daha sonra da Mısır'a mı gittiler??
C: Yolculuk yaptılar.
S: (L) Atlantisliler Sümer'e yolculuk mu yaptılar?
C: Evet.
S: (L) Sümer'de ileri karakollar mı kurdular?
C: Evet.
S: (L) Atlantis parçalandığında Atlantisliler Mısır'a mı gittiler?
C: Evet. Ve başka yerlere.
S: (L) Atlantisliler başka nerelere gittiler?
C: Kuzey ve Güney Amerika. İnka. Aztek. Maya. Hopi Kabilesi. Pima Kabilesi.
S: (L) Yahudiler dağıldıklarında, bir kısmı Amerika'ya gitti mi?
C: Bir kısmı.
S: (L) Peygamber Danyal'la temas kuran melek kimdi?
30
C: Biz.
S: (L) John Vahyi'ni kim verdi?
C: Kertişler.
S: (L) Paul, Şam yolunda kiminle karşılaştı?
C: 6. yoğunluk ruhu.
S: (L) Vahiyler (the Revelations) 'kötü' adamlardan geldiyse, bunlar dünyanın son zamanlarının gerçek bir portresini
sunuyor mu?
C: Yakın.
S: (L) Yeşaya (Isaiah) kehanetlerinin kaynağı nedir?
C: Kurgu.
S: (L) S___ buradayken karşılaştığımız Kasyopyalıların kaynağı neydi? Siz miydiniz?
C: Karışık.
S: (L) Jüpiter'in katı bir çekirdeği var mı?
C: Evet.
S: (L) Zecariah Sitchen'in gezegenler isimlendirmesi doğru muydu?
C: Hayır.
S: (L) Benim yaptığım yorum daha doğru muydu?
C: Daha iyi, fakat geliştirilmeye ihtiyacı var.
S: (L) 'Şem' kelimesinin gerçek anlamı?
C: Saflık.
S: (L) Bu kelimenin kökeni hangi dilde?
C: Atlantisce. İbranice.
S: (L) Yahudiler nereden geliyor?
C: Atlantis.
S: (L) Yehova kimdi?
C: Kurgu varlık.
S: (L) Dağda Musa ile konuşan tanrı kimdi?
C: Kertenkelelerin sesli bir projeksiyonu.
S: (L) Musa daha sonra Kertişler tarafından aldatıldığının farkına vardı mı?
C: Hayır.
S: (L) Fakat, önceki gece Musa'nın diğer boyutta İsa'yla birlikte çalıştığını söylemiştiniz, doğru mu?
C: Evet.
S: (L) Peki, Kertişler tarafından kandırıldıysa, nasıl 'iyi adam' oldu?
C: Sonradan bilgilendirildi.
S: (L) Neyden sonra?
C: Boyut transferi.
S: (L) Musa öldü mü?
C: Hayır.
S: (L) Onu kim aldı?
C: Biz.
Copyright *Laura Knight*, *Laura Knight-Jadczyk* and *Arkadiusz Jadczyk*

[Not: 30 Eylül tarihli celsede İsa'nın doğum tarihini "01.06.14 (MÖ)" olarak aktarmıştım. orijinal metinde de bu şekildeydi.
ancak amerikan ingilizcesinde rakamsal tarih yazımının bizdeki gibi gün-ay-yıl şeklinde değil de , ay-gün-yıl şeklinde
yazıldığını sonradan fark ettiğim için o bilgiyi yanlış aktarmış olduğumu anladım. düzeltmeyi yaparak ilgili tarihi "MÖ 6
Ocak 14" olarak verdim. yanlışlık için özür dilerim. ilgilenenlerin dikkatine. ]

9 Ekim, 1994 F___ ve Laura

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba

S: (L) Karşımızda kim var?


C: Badera.
31
S: (L) Kasyopyalıların görünüşü nasıl?
C: Işık formunda.

S: (L) Işık formundan neyi kastediyorsunuz?


C: Hümanoit ışık formu.

S: (L) Atomsal anlamda bir fizikselliğiniz var mı?


C: Herşey algılayıcıya göre değişir.

S: (L) Yani kendinizi algılayıcının isteğine göre mi düzenliyorsunuz?


C: Hayır. Algılayıcının algı kapasitesini kastediyoruz.

S: (L) Bize görünebilir misiniz?


C: Hayır. Sizin yoğunluk seviyenizi çevreleyen titreşim frekansı örtüsü bunu engeller.

S: (L) Herhangi bir şekilde fizikselliğiniz oluyor mu?


C: Boyuta göre değişen ölçülerde.

S: (L) Bizimle neden iletişim kuruyorsunuz?


C: Siz çağırdınız.

S: (L) Keltlerle Ariler arasındaki farklılıklar nelerdir?


C: Coğrafi ve kültürel.

S: (L) Önceki gezegenlerinden kalma bir farklılıkları var mı?


C: Hayır. Farklılıkları buraya geldikten sonra gelişti.

S: (L) Buraya gelmeden önce aynı mıydılar?


C: Evet.

S: (L) Mars'ta hiç yaşayanlar oldu mu?


C: Evet.

S: (L) Kimler?
C: Sizin şimdi Saskuaş veya Kocaayak olarak bildikleriniz.

S: (L) Başka varlıklarca buraya getirilmeleri neticesinde mi şimdi burada yaşıyorlar?


C: Geçiciler. Burada sürekli olarak kalmayacaklar.

S: (L) Nasıl gelip gidiyorlar?


C: Onlar Kertenkelelerin köleleri ve "evcil hayvanları".

S: (L) Saskuaşlar Mars'tan buraya nasıl geldiler?


C: Kertenkeleler tarafından getirildiler fakat yaşam yerleri Dünya değil.

S: (L) Saskuaşlar tarih boyunca neden hep uzak yerlerde görüldüler?


C: Köle olarak hizmet yapmak için oralara yerleştirildiler.

S: (L) Yani nerede bir Saskuaş görülse yakınlarda bir Kertenkele mi var demek olur?
C: Hayır.

S: (L) Ne tür hizmetler yapıyorlar?


C: Numune toplama.

S: (L) Saskuaşlarla karşılaşan herkes neden onların kötü kokularından bahsediyor. Bu kokunun nedeni nedir?
C: Organik işlevler.

S: (L) Ne tür organik işlevler onların kötü kokmasına neden oluyor?


32
C: Ter.

S: (L) Sir Harry Oakes'i kim öldürdü?


C: David Crofts.

S: (L) Hindistan'lı Azis İssa kimdi?


C: Lama Kirtana.

S: (L) Nereliydi?
C: Filistin.

S: (L) Hindistan'da ne zaman bulundu?


C: MS 13 ve 14.

S: (L) F___'nin zihni programlandı mı?


C: Evet.

S: (L) Kim tarafından?


C: Biz.

S: (L) Başka bir defasında Griler tarafından da programlandığını söylemiştiniz...


C: Evet.

S: (L) Ne için?
C: Kendini yok etmesi için.

S: (L) Kanal olmaya devam etmesi bu yüzden mi önemli?


C: Evet.

S: (L) Neden duygu enerjilerimizi emiyorlar?


C: Kendi enerji eksiklerini gidermek için.

S: (L) İsa'nın uzun "uyku" durumuyla ilgili ayrıntıları öğrenmek istiyoruz.


C: Kudüs yakınındaki bir mağarada komatoz durumunda 96 saat geçirdi. Uyandığında havarilerine kehanetlerde bulundu
ve mağarayı terk etti. Ana geminin görünmesi nedeniyle 27.000 insan toplanmıştı ve bir ışık sütunu içinde gemiye alındı.

S: (L) Teyp kaydıyla ilgili yaşadığımız sıkıntının nedeni neydi?


C: Kertenkele varlıklarının etkisi. Kafanızda.

S: (L) Teybin kaydının durduğunu bize neden söylemediniz?


C: Önlem almayı öğrenmek için deneyime ihtiyacınız var.

S: (L) Dr. Sitchen'in tercüme ettiği Sümer metinlerinde geçen gezegen isimlerinin bir listesini vereceğim ve bunların gerçek
anlamlarını vermenizi istiyorum.
C: Mummu: Komet kümesi. Lahamu: Venüs. Lahmu: Dünya. Çekiçlenen Bilezik: Venüs ve komet kümesinin izleri. Anşar:
Jüpiter. Anu: Ay. E: Güneş. Gag: Satürn. Marduk: Mars. Tiamat: Sirius.

S: (L) İsa'nın cinsel tahriğe kapıldığını söylemiştiniz, bunu bizim için aydınlatır mısınız?
C: Üç kadın cinsel cazibeyi temsil ediyordu. İsa her birinden sonra kendini kötü hissetti. Yıkandı ve sonra güç ve af diledi.

S: (L) Taşlanmak üzere olan zinakar kadınla ilgili hikayede İsa toprağa ne yazdı?
C: "Ruha bak."

S: (L) Yazdığı bu muydu?


C: Evet. Çevirisi.

S: (L) ABD devleti uzaylılar hakkında tam olarak ne biliyor?


C: Var olduklarını.
33

S: (L) ABD devleti uzaylılarla herhangi bir anlaşma yaptılar mı?


C: Evet.

S: (L) Bu anlaşma hala yürürlülükte mi?


C: Hiç bir zaman olmadı.

S: (L) Devlet onlarla bir anlaşma yapmaya mı çalıştı?


C: Evet.

S: (L) Uzaylılar bunu ret mi ettiler?


C: Hayır kandırdılar.

S: (L) ABD kandırıldığını ne zaman anladı?


C: 19 yıl sonra.

S: (L) Bu ne zaman oldu?


C: 1972.

S: (L) Devletin elinde herhangi bir dünyadışı teknoloji var mı?


C: Evet.

S: (L) O uzaylılar tarafından mı verildi?


c: Evet.

S: (L) Zihin kontrol teknolojisi mi?


c: Yakın.

S: (L) Devlet, örneğin uzaylılar gibi duvarlardan geçme türü teknolojilere sahip mi?
c: Bu konuda çok yetenekli değiller.

S: (L) Devlet telefonlarımızı dinliyor mu?


c: Dinleyebilir.

S: (L) Karla Turner'ın kitabında mavi bir balon içkinde sanal gerçekliğe benzer bir deneyim yaşayan biri vardı. Bunu kim
yaptı?
c: Griler.

S: (L) Griler bunu yaparken kimin için çalışıyorlardı?


c: Kertenkeleler.

S: (L) M___ F___ devlet için mi çalışıyor yoksa dünya-dışılar için mi?
c: Dünya-dışılar için.

S: (L) Hangi uzaylılar için?


c: Kertenkeleler. Farkında olmadan.

S: (L) Adolf Hitler, yaptığı şeyleri yaparken hangi etki altındaydı? Onu yönlendiren şey neydi?
c: Kertenkeleler. Dolaylı yoldan.

S: (L) Onu etkilemek için hangi bağlantıları kullandılar?


c: Projekte edilen insan türü varlıklar, ilhamlanmış büyük Ari ruhları.

S: (L) Nuh Tufanı sırasında dünyada yaşayan altı milyar insan hakkında biraz daha bilgi verir misiniz? Bu insanların çoğu
nerede yaşıyordu?
c: Atlantis.

S: (L) Yaklaşan dönemde en çok yıkım hangi kıtada meydana gelecek?


34
c: Henüz belli değil.

S: (L) Diğer ülkelerle karşılaştırıldığında Griler tarafından kaçırılma olaylarının ABD'de neden daha fazla meydana
geliyor?
c: Devlet kanal açtı.

S: (L) ABD'de uzaylı üsleri var mı?


c: Evet. New Meksiko, Kolarado, Florida açıkları, Apalaşya, Kaliforniya.

S: (L) Bunlar yeraltı üsleri mi?


c: Evet. Ve ayrıca sualtı.

S: (L) İlk kez kaçırılmam ne zaman oldu?


c: Üç yaşındayken.

S: (L) Kim tarafından kaçırıldım?


c: Griler.

S: (L) Ne tür bir kaçırmaydı?


C: Kodlama.

S: (L) Ne için?
C: Kendini öldürmen için.

S: (L) Neden kendimi öldürmemi istediler?


c: Gerçeği ifşa etme tehdidi.

S: (L) Bir sonraki kaçırılmam ne zamandı?


c: Yine üç yaşında.

S: (L) Neden?
c: Aynı.

S: (L) Fiziksel bedenime sorun yaratacak şeyler yaptılar mı hiç?


c: Evet.

S: (L) Ne yaptılar?
c: İmplant.

S: (L) Ne tür bir implant ve nerede?


c: Beyin silikonu.

S: (L) Hiç omurgamın alt kısmına bir implant yerleştirdiler mi?


c: Hayır.

S: (L) Siz beni hiç kaçırdınız mı?


c: Hayır. Üç yaşında seninle temasa geçtik. Biz kaçırmayız.

S: (L) Griler onlar için bir tehdit oluşturduğumuzu nasıl biliyorlardı?


c: Aura okuması olarak düşünebilirsin.

S: (L) F___'nin bu kadar çok kaçırılmaının sebebi de aynı mı?


c: Evet.

S: (L) Kaç kez kaçırıldım?


c: 17. (Bu, daha önce belirtilenden 5 fazlaydı.)

S: (L) F___ kaç kez kaçırıldı?


35
c: 53.

S: (L) Neden F___'yi benden daha fazla kaçırdılar.


c: Direnç gösteriyorsun.

S: (L) En son ne zaman kaçırıldım?


c: 22 yaşında.

S: (L) F___ en son ne zaman kaçırıldı?


c: 23 yaşında.

S: (L) Yani epeydir kaçırılmıyoruz, öyle mi?


c: Şimdilik.

S: (L) Bizi tekrar kaçırma planları var mı?


c: Olabilir.

S: (L) Bunu önlememizin herhangi bir yolu var mı?


c: Bilgi kanalıyla.

S: (L) Osiris döngüsünün gerçek manasını tanımlayabilir misiniz? Osiris'in öldürülerek bedeninin parçalanması neyi
sembolize ediyordu?
c: Bilgi merkezilerinin çıkarılması.

S: (L) Neyin bilgi merkezlerinin çıkarılması?


c: DNA'nızın.

S: (L) Yani Osiris'in bedeninin parçalanması, bedenlerimizdeki DNA'nın parçalanmasını temsil ediyor?
c: Kısmen. Aynı zamanda bilgi kapasitesinin azalması anlamına geliyor.

S: (L) Cinsel organın nehre atılması ve üç balık tarafından yenmesinin anlamı nedir?
c: Cinsel şiddet enerjisinin eklenmesi.

S: (L) İsis'in efendisi Osiris'i arayışı neyi simgeliyordu?


c: Dişi enerjinin, erkek enerji ile olan birliğinin kopması.

S: (L) Bunun beyin faaliyetleriyle bir ilgisi var mı?


c: Evet. Beyin yarıkürelerinin ayrılması.

S: (L) Bu, DNA'nın değiştirilmesi yoluyla mı gerçekleştirildi?


c: Evet.

S: (L) İsis'in oğlu Horus neyi temsil ediyordu?


c: Yeni sınırlı realite.

S: (L) Horus'un, babası Osiris'in katili olan Set'ten intikam alma girişiminin anlamı nedir?
c: İnsanlığı sınırlandırmak için sürekli çatışma enerjisinin başlaması.

S: (L) Set neyi simgeliyordu?


c: Savaş.

S: (L) Ne savaşı?
c: Tüm savaşlar.

S: (L) Yani insan ırkına yapılan şey kısmen, bilgi edinme ve absorbe etme kapasitemizin genetik olarak düşürülmesiydi
diyordunuz. Bu anlamda F___ veya bana doğumdan önce veya sonra yapılan herhangi birşey oldu mu?
c: Daha akıllı olma sürecindesiniz. Doğumdan beri devam ediyor. Bilgi işleme kapasitesi üssel olarak artacak.
36
S: (L) Yani şu anda olduğumuzdan daha zeki mi olacağız?
c: Çok daha fazla. (Epeyce güldük).

S: (L) Karla Turner ve ailesini kaçıranlar kim?


c: Kertenkeleler.

S: (L) O insanlar neden kaçırılıyorlar?


c: Senin ve F___'nin kaçırılma nedenlerinizle aynı.

S: (L) Onları birer tehdit olarak algıladıkları için kaçırıyorlar?


c: Evet.

S: (L) Oğluyla ilgili bir kaçırılmada, yerde hareket eden bir "hiçlik" gibi görünen siyah gölgemsi şey neydi?
c: Bloke olmuş griler. Oğlu Karla kadar yetenekli değil. Eğitim ve toplantılara arabasıyla tek başına giderken dikkatli
olması gerekiyor.

S: (L) Arabasında yanında her zaman birinin olmasına özen göstermesi mi gerekiyor?
c: Geceleri ve ıssız yollarda. Yeğen de dikkatli olmalı. Ve oğlunun arkadaşı da.

S: (L) Mısırlılar ölülerini neden mumyalıyorlardı?


c: Batıl inanç.

S: (L) Kral Tut'un mezarında, pek çok insanın ölümüne neden olan bir lanet gerçekten var mıydı?
c: Evet.

S: (L) O laneti oraya kim koydu?


c: Mısırlılar. Yeterli zihinsel enerjiyle herkes başarılı bir şekilde lanet üretebilir.

S: (L) Tiffany Sessions'a ne oldu?


c: Öldürüldü.

S: (L) Kim tarafından?


c: Bob August.

S: (L) Ceset nerede?


c: Pek çok yerde. Karla Turner'ın oğlunun eski oda arkadaşıyla temas kurmaya çalışıyoruz. Fakat direniyor. Bunun ne
kadar kritik olduğunun farkında değil. Laura, lütfen Onunla hemen şimdi bağlantı kur.

16 Ekim, 1994 F___, Laura, V___

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba. Müzik güzel.

S: (L) Bize adınızı söyleyebilir misiniz?


C: Sederra.

S: (L) Masonların aslının ne olduğunu bilmek istiyorum.


C: Osiryanlar.

S: (L) Esas Masonların bir topluluk olarak ne zaman oluştuklarını söyleyebilir misiniz?
C: MÖ 5633.

S: (L) Masonluk bugün de aynı şekilde mi uygulanmaktadır?


C: 33'üncü derece, evet.

S: (L) Yani 7 bin yıldır devam eden bir gelenek mi var?


C: Evet.
37
S: (L) Bu oluşumun dünyayı ele geçirip yönetmek gibi bir planı var mı?
C: Öyle denemez.

S: (L) Odaklandıkları şey nedir?


C: Gözetleyiciler.

S: (L) Neyin gözlemi?


C: Quorum'un durumu.

S: (L) Quorum nedir?


C: Derin bilgi topluluğu. Sizin türünüz için tamamen bilinmeyen birşey. Geleceğiniz açısından çok önemli.

S: (L) Ne bakımdan?
C: Değişimler.

S: (L) Daha spesifik olabilir misiniz? Şahsen bizimle ilgili değişimler mi?
C: Kısmen.

S: (L) Dünya değişimleri?


C: O da dahil.

S: (L) Quroum ile Kasyopyalılar arasındaki ilişki nedir?


C: Bizimle düzenli olarak iletişim kuruyorlar.

S: (L) Bu iletişimi sizin Kasyopyalılar olduğunuzu bilerek mi kuruyorlar?


C: Evet.

S: (L) Quroum ile Kasyopyalılar arasındaki ilişki binlerce yıldır var mı?
C: Epeyce süredir diyelim.

S: (L) Kabala'nın aslı nedir?


C: Sizin terminolojinizi kullanacak olursak, Musa-öncesi Yahudilere tebliğ edilmiş gerçekler.

S: (L) Bu bilgilerin ilk kez yazıya geçirilmesi, Yahudi yorumlayıcıların bunu bir öğreti haline getirmesiyle mi gerçekleşti?
C: Hayır. Yakın bile değil.

S: (L) Bugün kullanılan biçim, asıl forma yakın mı, güvenilebilir mi?
C: Hayır, bozuldu.

S: (L) Enok kitaplarının aslı nedir?


C: Şimdi Hindistan olarak isimlendirilen bölgedeki bir Sankskrit topluluğu.

S: (L) Doğruluk açısından Enok kitapları için nasıl bir değerlendirme yapabiliriz?
C: Aradan geçen sürede bölgenin %50'si nükleer yangınlarla yok edildi.

S: (L) Aradan geçen hangi sürede?


C: Genişleyen şimdide, o zamanla şimdi arasında.

S: (L) Hermes Trismegustus kimdi?


C: Firavun Rana'nın sarayındaki ihanetçi.

S: (L) Firavun Rana kim?


C: Ruhsal anlaşmanın Mısırlı lideri.

S: (L) Hermes ne bakımdan bir ihanetçiydi?


C: Bugün Orta Doğu olarak bilinen bölgedeki tüm insanların ruhsal birlik anlaşmasını bozdu.

S: (L) Hermes kime ihanet etti?


38
C: Kendine. Güce açtı.

S: (L) Ne yaptı?
C: Anlaşmayı bozdu. Mısırlılar, Eseniler, Ariler, Farslar ve diğerleri arasında bölünmelere neden oldu.

S: (L) Bunu yapmaktaki amacı neydi?


C: Bramley'nin okuduğun kitabında Kardeşlik olarak isimlendirilenlerin felsefesi olan Böl ve Fethet.

S: (L) Hermes birliği reddederek Yılan Kardeşliği'ni mi kurdu?


C: Hermes kurmadı, çok uzun bir zamandan beri mevcuttu.

S: (L) Bramley'nin kitabında tanımlanan Yılan Kardeşliği'ni meydana getiren kimdi?


C: Kertenkele varlıkları.

S: (L) Musa, bilgisini nereden elde etti?


C: Bizden.

S: (L) Pekala. Daha önce bize Musa'nın Kertenkele varlıkları tarafından yaratılan holografik bir projeksiyon gördüğünü
veya etkileştiğini söylemiştiniz. Bu Sina Dağı'nda yaşadığı deneyim miydi?
C: Evet.

S: (L) Bilgilerini sizden aldıysa, bu, Kertenkelelerle olan etkileşimi öncesinde miydi?
C: Evet. Gördüğü şeyler bilincini bozdu. Tıpkı Joseph Smith gibi.

S: (L) Mormon Metinleri'nin alıcısı olan Joseph Smith'in de mi Kertenkeleler tarafından yanıltıldığını söylüyorsunuz?
C: Evet. Bunu çok yaparlar.

S: (L) Bu yolla sizinle irtibata geçmemiz neden bu kadar uzun zaman aldı?
C: Kanal bozucularla olan çok sayıda etkileşim.

S: (L) Kanal bozucu olarak tanımladığınız bireyler kim?


C: O şekilde isim vermek bizim tarzımız değil.

S: (L) Bizim yaşamlarımızda yer alan kişileri mi kastediyorsunuz?


C: Evet.

S: (L) Gerçekleştirdiğimiz faaliyetler nedeniyle mi?


C: Hayır.

S: (L) Kanalı engellemek için yaşamlarımıza giren başka varlıklar da oldu mu?
C: Evet.

S: (L) Kertenkeleler mi?


C: Hayır.

S: (L) Bedenlerimizi dördüncü yoğunluğa dönüştürmede yararlanabileceğimiz herhangi bir egzersiz var mı?
C: Gerekli değil. Önemli olan ruh.

S: (L) Yani ruhsal gelişim üzerinde odaklanırsak, dönüşüm zamanı bedenlerimiz otomatik olarak mı dönüşecek?
C: Hayır. Bu doğal bir süreç. Hazırlığa gerek yok.

S: (L) Yani dönüşeceksen dönüşeceksin, dönüşmeyeceksen dönüşmeyeceksin, öyle mi?


C: Evet.

S: (L) Bedenim belirli besinlere tepki gösterdiğinde o besinleri yemeyi bırakmam gerekir mi? Bedenim bana birşey mi
söylemeye çalışıyor?
C: Sana bağlı. Hiçbirşeyin sana birşey "söylemesine" gerek yok.
39
S: (L) Bunu açıklayabilir misiniz?
C: Gerekmeyen bir durumda neden rehberlik arıyorsun?

S: (L) Yani, her gün, her an doğal olarak karşımıza en iyi seçim olarak gelen şeyleri yaparsak doğru yolda mı oluruz?
C: Aynen öyle.

S: (V) Dördüncü boyuta dönüşme ile ilgili bilgiyi çok ilginç ve aynı zamanda doğal buluyorum ve tabii bunun gelecekte
deneyimleyeceğim birşey olup olmadığını bilmek istiyorum, tabii ölüm dışında.
C: Belirsiz soru.

S: (L) Eğer bir birey teorik olarak.... Şu anda hissettiğim garip duygunun nedeni nedir?
C: Hızlanan öğrenme ile birlikte gelişen metabolik değişimler.

S: (L) Bu üçümüze de oluyor mu?


C: Evet.

S: (L) Evet, şunu söyleyecektim, teorik olarak eğer bir birey doğru seçimleri yaparak doğal bir şekilde gelişirse ve geçişin
yapılacağı zamana ulaşırsa, o bireyin bedeni de fiziksel olarak bu geçişi yaşar mı? Tabii bunu teorik bir soru olarak
soruyorum.
C: Elbette.

S: (L) Bu teorik kişinin diğer boyuta geçiş yaptığını düşünelim, o durumda bedeni ne durumda olur? Somutluk bakımından
şu anda olduğu gibi mi olurdu? Ne tür bir deneyim olurdu?
C: Buradaki anahtar kavram fizikselliğin değişkenliğidir.

S: (L) Yani herkesin durumu farklı mı olacak, yoksa her birey, bedenin maddesi ve yapısı üzerinde daha büyük bir kontrole
mi sahip olacak?
C: İkisi de sayılmaz. Fizikselliğiniz gereksinim ve koşullara göre değişken olacak.

S: (L) Yani bazen ışıktan bir bedenimiz mi olacak?


C: Yakın.

S: (L) Bazen de bedenlerimiz şu andaki kadar somut olacak, öyle mi?


C: Evet.

S: (L) Ortalama yaşam süresi ne kadar olacak?


C: 400 yıl.

S: (L) Bu geçişi 50 yaşındayken deneyimleyecek olanlar da aynı şekilde 400 yıl mı yaşacaklar?
C: Yenilenerek genç bir görünüm elde edecekler.

S: (L) Işığın ve karanlığın süresi bakımından günler şimdikinden farklı mı olacak?


C: Bu önemsiz. Gezegen de 4. yoğunluk olacak.

S: (L) Ama günler ve geceler, yörünge farklı mı olacak? Eksen açısı değişecek mi?
C: 3'üncü seviye yoğunluk açısından düşünüyorsun. Kurallar o kadar farklı olacak ki, fiziksel temelli karşılaştırmalar
anlamsız kalıyor.

S: (L) Fakat ben güneşin doğuşunu, kuşların ötüşünü ve rüzgarları seviyorum. Bu şeylerin de aynı kalıp kalmayacağını
bilmek istiyorum.
C: Bir şekilde evet.

S: (L) Birkaç ipucu veremez misiniz?


C: Bunu kendinizin görmenize izin vermemiz gerek.

S: (V) Peygamber Devesi varlıklarıyla ilgili bir deneyimim oldu. Onlar hakkında bilgi verir misiniz?
C: Minturyanlar.
40
S: (L) Nereden geliyorlar?
C: Oryon.

S: (L) Oryonlular kötü adamlar mı?


C: Subjektif.

S: (L) Hangi gruba üyeler?


C: Tıpkı Pleyadesliler gibi, Federasyon'a.

S: (L) Beni kaçırdılar mı veya bu hafızanın kaynağı nedir?


C: Bu, bilinçaltının derin bir seviyesinde tutulmuş bir geçmiş yaşam anısı.

S: (L) Bana ne yaptılar?


C: Öğrenme amacına yönelik geri-programlama.

S: (L) Ne için?
C: Öğrenmen gereken dersleri biz söylemeyiz.

S: (L) Griler V___'yi neden kaçırdı?


C: Kendini yok etmesi için onu programlamaya çalıştılar.

S: (L) Bu programlamanın üstesinden geldi mi?


C: Öyle umalım. Her zaman hata olasılığı vardır. Unutmayın, özgür irade, yaratılıştaki en önemli bilinç yasasıdır.

S: (V) Rüyamda bir öğretmen olduğumu ve küçük çocuklara ışığı ve rengi nasıl kullanacaklarını öğrettiğimi gördüm. Bu
bir önbiliş miydi?
C: Muhtemelen.

S: (L) Bu olasılık önümüzdeki on yıl içinde gerçekleşebilir mi?


C: Dinleyin. Açık.

S: (L) Vahiy kitabındaki 666 sayısının anlamı nedir?


C: Visa.

S: (L) Kredi kartında olduğu gibi mi yani?


C: Evet.

S: (L) Kredi kartları, 666'nın temsil ettiği şeyin işi mi?


C: Evet?

S: (L) Tüm kredi kartlarımızdan kurtulalım mı?


C: Size bağlı.

S: (L) Kendimizi kredi kartı sisteminden tamamen koparmamak daha avantajlı mı olur yoksa?
C: Kredi aynı zamanda borç değil midir?

S: (L) Bu olumlayıcı anlamda mı?


C: Bunu nasıl yapacaksınız?

S: (L) Herhangi bir öneriniz var mı?


C: Yakında dünyada kredi ve borçtan başka birşey kalmayacak. Yeni visa borç kartlarını duymadınız mı? Bu, dünya
bankacılık sisteminin, yani yılan kardeşliğinin, yani Kertenkelelerin, yani İsa-Düşmanlarının kontrolü altındaki geleceğin
para sistemi.

S: (L) Yani kredi kartım yoksa bu sisteme ait olmak zorunda kalmayacak mıyım?
C: Hayır. Tercih hakkın olmayacak: ait ol veya açlıktan öl.

S: (L) Özgür iradeye ne oldu?


41
C: Yılan Kardeşliği, yani Kertenkeleler, yani İsa-Düşmanları özgür iradeye 309.000 yıldır müdahale ediyorlar. Değişim
yaklaştıkça gözleri kararıyor.

S: (V) Kendim için iyi olmadığını hissettiğim şeylere karşı hep isyan etmişimdir. Bu sisteme karşı isyan etmek mümkün
mü?
C: Eğer bedenini terk etmek istiyorsan.

S: (L) Yani bunun neticesi ölüm olacaktır...


C: Evet.

S: (L) Eğer taşınmamız gerekirse...


C: Karmaşayı değişimler izleyecek, sabırlı olun.

S: (L) Kırsala taşınmak istiyoruz. O şekilde bir yaşam sürerek bu kredi/borç kartı olmadan yaşayabilir miyiz?
C: Hayır.

S: (L) Nerede olurlarsa olsun herşeyi ve herkesi kontrol etme kapasitesine mi sahipler?
C: Evet.

S: (L) Guyana'ya taşınsak, yağmur ormanında kütükten bir ev yapsak ve kimseyi rahatsız etmesek bile bu şeyden
kurtulamaz mıyız?
C: Laura, Kertenkele varlıklarının mutlak kontrole yönelik var güçleriyle yapacakları girişimin etkisinden, nereye gidersen
git kurtulamayacaksın.

S: (L) Bu kelimelerle ifade edilemeyecek kadar moral bozucu. Anlıyor musunuz?


C: Neden? Bunu değişim takip edecek.

S: (L) Değişim kısa sürede olacak mı?


C: Konudan sapıyorsun. "Bringers of the Dawn" (Pleiades Öğretileri) kitabını okuyun. Uygun bakış açısıyla bakıldığında,
tehlike coşkuya dönüşür. Ama bu bakış açısı, tekrarlıyoruz, üçüncü seviye gerçekliğin bakış açısı değildir.

S: (L) Belirttiğiniz kitapta Jeanne d'Arc, kazıkta yanarken coşku içinde tasvir ediliyor. Bunu mu kastediyorsunuz?
C: Gibi, ama sizin kazıkta yanmanıza gerek yok.

S: (L) Bu az da olsa ferahlatıcı. Ölmenin başka yolları da var.


C: Biz ölmekten bahsetmiyoruz, Laura. Sımsıkı bir şekilde 3'üncü seviyeye yapışmış olanları dinlersen, bilincinin sapması
riskiyle karşılaşırsın, niyetin ne kadar iyi olursa olsun; L___.

S: (L) L___ hakkında neyi kastediyorsunuz?


C: Guyana.

S: (L) "Tehlike coşku olur" derken neyi kastediyorsunuz? Ne çeşit bir tehlike?
C: Yaklaşan karmaşada yaşam.

S: (L) Okuduğum çeşitli kitaplar kırsal bölgelere taşınmayı, gruplar oluşturmayı, yiyecek stoklamayı falan tavsiye ediyor.
C: Dezenformasyon (Ç.N.:yanıltıcı bilgi; yalan). Bunlardan hemen ve tamamen kurtul. Bunlar 3'üncü seviye saçmalıkları.

S: (L) İstedikleri zaman gelip bizimle beslenecek olan varlıkların insafında kendimizi oldukça çaresiz hissediyoruz. Bizim
tarafımızda olup bize enerji veya başka şeyler verecek birileri yok mu?
C: Kiminle iletişim kurduğunuzu sanıyorsunuz?

S: (L) O karşamada bize yardım edebilir misiniz?


C: Evet.

S: (L) Peki edecek misiniz?


C: Size bağlı.

S: (L) Çağırırsak, yardımınızı alabilir miyiz?


42
C: Tüm yapmanız gereken istemek.

S: (L) Yardımdan mahrum kalacağımız dönemlerden geçecek miyiz?


C: Bağlantı asla kopmaz.

S: (L) Of, acı çekmek istemiyorum.


C: Acı çekmek zorunda değilsiniz. 3'üncü seviye düşünmeyi bırak.

S: (L) Sevdiğim herhangi birinin de acı çekmesini istemiyorum. Hiçbir acı istemiyorum. Yeterince acı çektim!
C: Bu gece 3'üncü seviyede takılı kaldın.

S: (L) Sadece bu değil. O kadar çok dezenformasyon var ki, kime inanacağını bilemiyorsun... Size güvenebileceğimizi
nereden bileceğiz? Etrafta insanı aldatan bir sürü kaynak var ve bunu çok zekice yapıyorlar. İncil'e bak... insanlar 2.000
yıldır buna inanıyorlar...
C: Yalnızca izin verdiğinizde aldatırlar.

S: (L) Evet, bazı şeyleri inançla kabul edeceğiz... ama... Buradaki sorunu anlayabiliyor musunuz?
C: Evet, ama sen anlamıyorsun.

S: (L) Sorunum nedir?


C: Zihinsel blok.

S: (L) Yakın geçmişte Matta'nın 24'üncü bölümünün ve Lukas'nın 21'inci bölümün, uzun uykusundan sonra İsa tarafından
verildiğini söylemiştiniz. Bu bölümlerin ikisi de şimdiyi Nuh'un günlerindeki gibi tasvir ediyor. Bu doğru bir
değerlendirme mi?
C: Bir anlamda ve bireysel olaylar henüz belirli değil.

S: (L) Nuh'un hikayesinde Nuh'a bir gemi inşa etmesi söyleniyor.


C: Sembolik.

S: (L) Ama Nuh gerçekten bir gemi inşa etti. Belirli bireylerin, her kimseler, gemiler inşa ettikleri ve o korkunç felaketten
kurtulmak için birşeyler yaptıkları doğru mu?
C: Hayır. Bu olaya şu şekilde bak. Nuh bir gemi inşa etti çünkü bu ona çok eğlenceli bir iş gibi geldi ve sel geldiğinde de
gemi işe yaradı, anlıyor musun?

S: (L) Yani yaptığımız şeyleri eğlenceli geldiği için yaparsak doğru zamanda ve doğru yerde olacağımızı ve her ne olursa
olsun doğru şeyi yapıyor olacağımızı söylüyorsunuz, öyle mi?
C: Yakın.

S: (L) Yapmamız gereken şeyi yapmaya ve olmamız gereken yerde olmaya doğru yönlendirileceğimizi mi söylüyorsunuz?
C: Herşey yerini bulacaktır fakat olayları zorlarsanız yolunuzu şaşırma riskiyle karşılaşırsınız.

S: (L) Kanallama yaptıklarını sanan pek çok kişinin aslında sadece dünyevi ruhlarla temas kurduklarını düşünmekte haklı
mıyım?
C: Bazen.

S: (L) Işığa gitmiş olan ölülerle iletişim kurmak mümkün mü?


C: Bazen.

S: (L) Sorular sorabilmeleri için başka insanlar buradayken bunu yapmamız mümkün olabilir mi?
C: Evet.

S: (L) S___ başka güçlerin etkisi altında mı?


C: Evet.

S: (L) Kimin?
C: Kim olabilir? Kertenkeleler.
43
S: (L) İzinlerini almak suretiyle insanlar üzerinde ruh çıkarma yapmak evrensel yasalar dahilinde makul müdür?
C: Bunu izin almadan zaten yapıyorsun.

S: (L) İzin almadan yapmak doğru mudur?


C: Açık.

S: (L) Burnumuzu istenmediğimiz yerlere sokarak kendimizi Karmik yüklerle dolduruyor olmamız mümkün mü?
C: Evet.

S: (L) Rica edilmeden bunu yapmamak daha mı iyi olur?


C: Bunu kendin yanıtlamalısın.

S: (L) Yüksek benlikten izin istendikten sonra biri üzerinde ruh çıkarma yapılabilir mi?
C: Çelişkili düşünce kalıpları.

S: (L) Temizleme yapmak için birinin yüksek benliğinden izin istenebilir mi?
C: Karmik öğrenme ödevlerine müdahale etmeme konusunda dikkatli olun.

S: (L) Bazı insanların yapışık ruhları Karma'larının bir parçası mı?


C: Evet.

S: (L) Canavar ve 666 sayısına dönelim. Kertenkeleler tarafından tüm dünya üzerinde kontrol çabasından sonra
değişimlerin meydana geleceğini söylediğiniz, değil mi?
C: Evet.

S: (L) Kontrolün uygulanmasından ne kadar sonra?


C: Açık.

S: (L) Bazı kitaplardaki kehanetler, bu sürenin 6.3 veya 7 yıl süreceğini söylüyor. Bu doğru mu?
C: Açık.

S: (L) Birkaç yıl önce 666'nın manası ile ilgili başka bir yorum dinlemiştim, o yorum da doğru mu?
C: Belki. "VI" Roma rakamlarında 6 demek. "S" eski Mısır'da 6'ydı. "A" Sankskritçe'de 6'ydı. Bak, VISA 666 demek
oluyor. Uzun süreli seyahatler için de "VISA"ya (vize) ihtiyaç duyuluyor, öyle değil mi?

S: (L) 13'üncü bölümün diğer bölümleri... Bu ayette diyor ki "Kumlu sahilde durdum ve denizden on boynuzlu ve yedi
kafalı bir canavarın çıktığını gördüm. Boynuzlarında on tane krallık tacı ve aşağılayıcı yazılar vadı." Bu ayet ne anlama
geliyor?
C: Pek çok anlama. Maddi kontrol. 10, tüm değer birimlerinin evrensel kontrolünü simgeliyor.

S: (L) Yani on boynuz değer birimlerini temsil ediyor ve burada paradan söz ediliyor.
C: "In God we trust" (Ç.N.: Amerikan dolarlarında bulunan, "Tanrı'ya inanıyoruz." manasındaki ibare.)

S: (L) "Ve gördüğüm canavar bir leopara benziyordu..."


C: Yeni Dünya Düzeni.

S: (L) "Ejderha gücünü ve büyük hükümdarlığını ona verdi..." Ejderha kim?


C: Tekrar oku lütfen.

S: (L) "...gördüğüm canavar bir leopara benziyordu..." Leopar neyi simgeliyor?


C: Leopar hızlı hareket eder ve belirgin işaretleri vardır.

S: (L) "Ayakları bir ayınınkiler gibiydi..." Ayaklar neyi simgeliyor?


C: Rusya.

S: (L) Neden ayınınki gibi ayaklar?


C: O coğrafi konumdaki gizli bir güç merkezi.
44
S: (L) Bu güç merkezinin özelliği nedir?
C: ABD ile aynı. Ayaklar kolay görülmez.

S: (L) Bu, Rusya'yla ABD'nin gizli bir birliği olduğu anlamına mı geliyor?
C: Aynı kontrol altındalar.

S: (L) Kertenkeleler mi?


C: Temelde.

S: (L) "Ağzı bir aslanınki gibiydi..." Ağız neyi simgeliyor ve neden aslınki gibi?
C: Gürültücü ve böbürlenici.

S: (L) Gürültücü ve böbürlenici olan kim ve bu nasıl gerçekleşecek?


C: Ekonomik güç yapısı. Aslan güçlüdür ve kükreyerek dikkatleri üzerinde toplar. Yeni dünya düzeni hakkında yüksek
sesle kim konuşuyor?

S: (L) ABD mi?


C: Yakın. ABD'nin unsurları.

S: (L) "Kafalarından biri ölümcül bir yara almış gibi göründü fakat bu ölümcül yara iyileşti ve tüm dünya şaşkınlık ve
hayranlık içinde canavarın peşinden gitti..." Başlardan birinin ölümcül bir yara alması ne anlama geliyor?
C: Dünya-dışılar.

S: (L) Dünya-dışılar Canavar'da ölümcül bir yara açmış gibi mi görünecekler?


C: Başlangıçta.

S: (L) "...fakat bu ölümcül yara iyileşti ve tüm dünya şaşkınlık ve hayranlık içinde canavarın peşinden gitti..." Bu ne
anlama geliyor?
C: İlk korkunun yerini hayranlık ve tapınma alıyor.

S: (L) "Yere kapandılar ve ejderhaya hürmetlerini gösterdiler çünkü ejderha, tüm hakimiyet ve otoritesini canavara
bağışlamıştı..." Kim bu ejderha?
C: Dünya Siyasi İdaresi.

S: (L) Peki canavar kim?


C: Yeni Dünya Düzeni, yani Yılan Kardeşliği, yani Kertenkeleler, yani İsa-Düşmanları.

S: (L) "Canavara konuşma gücü verildi ve böbürlenici ve hakaretengiz şeyler söyledi ve otoritesini 42 ay boyunca
uygulama özgürlüğü verildi..."
C: Zamanlama açık. Konuşma gücü, duysal ve görsel medya bakımından kendini açıklıyor.

S: (L) "Ve ağzını açıp Tanrı'ya hakaretler etti, adına ve makamına iftiralarda bulundu, cennette yaşayanlara hakaret etti..."
Buna göre bu grup, bu canavar gelecekte...
C: İsa-düşmanlarına tapınmayı, sadakati ve itaati teşvik etmek üzere dezenformasyon yayacak.

S: (L) "Hatta Tanrı'nın kutsal insanlarına karşı savaş açma ve onlara üstün gelme izni aldı ve tüm kablileler, halklar ve her
dil ve ırk üzerindeki otoritesini uzatmak için güç verildi..." Bu, itaat etmeye reddedenlerin karşılaşacakları sıkıntı ve
belaları mı kastediyor?
C: Hayır. Önceki cevaba bak.

S: (L) "Dünyanın tüm insanları hayranlık içinde yere kapanacak... Dünya kurulduğundan beri kendini feda eden Kuzu'nun
Hayat Kitabı'nda adları kaydedilmeyenler..." Hayat Kitabı'nda adları yazılanlar kimler? Hayat Kitabı nedir?
C: Süper Bilgisayar.

S: (L) Kuzu'nun Hayat Kitabı... adları kaydedilmemiş olan herkes... Canavara tapınacak olanların, adları kaydedilmemiş
olanlar olduğunu söylüyor. Canavara tapınmayanların adlarını kaydeden bir süper bilgisayar mı var yani?
C: Evet.
45
S: (L) Peki bu süper bilgisayar kimin?
C: Canavar. Tüm isimler itaatkar olanlar ve olmayanlar olarak kaydedilecek.

S: (L) Bu "Kuzu" kim?


C: Canavar.

S: (L) "Duyabilen kim varsa dinlesin: esarete doğru gidenin kendisi esarete gidecek; kim kılıçla öldürürse, kılıçla
öldürülecek... İşte bu, azizlerin (Tanrı'nın insanlarının) sabır ve sadakati için bir çağrıdır..." Tanrı'nın insanları kimler?
C: Herkes.

S: (L) "Esarete doğru giden esir olacak." Bunun anlamı nedir?


C: Lideri izlemek.

S: (L) Eğer lideri izlerlerse esir olacaklar ve eğer liderle savaşırlarsa öldürülecekler mi?
C: Evet.

S: (L) "Sonra topraktan çıkan başka bir Canavar gördüm; kuzu gibi iki boynuzu vardı ve bir ejderha gibi konuşuyordu..."
Bu neyi simgeliyor?
C: Aynı varlığın diğer yüzleri.

S: (L) Kuzu gibi iki boynuzu vardı ne demek? Kuzunun boynuzu olmaz. Neden boynuz diyor?
C: Çelişki yoluyla zihin bulandırma.

S: (L) Peki kuzu neyi temsil ediyor?


C: Canavarın aynı yüzü.

S: (L) "...ejderha gibi konuşuyordu" ne anlama geliyor?


C: Aynı.

S: (L) "Tıpkı ilk canavar gibi tüm güç ve kontrolü uyguluyor ve dünyayı ve üzerinde yaşayanları, ölümcül yarası iyileşen
ilk canavarı yüceltmeye ve tanrılaştırmaya, ona tapmaya yönlendiriyor." İlk canavardan farklı ikinci bir canavar var gibi
anlatıyor ama siz bunun sadece canavarın diğer bir yüzü olduğunu söylüyorsunuz.
C: Evet. Şöyle bak; uzaylılar bir yüz; Tanrı diğer bir yüz; devlet diğer bir yüz vs.

S: (L) Tanrı'nın, canavarın yüzlerinden biri olduğunu mu söylüyorsunuz?


C: Din tarafından tanımlandığı şekliyle.

S: (L) "Büyük işaretler, korkutucu mucizeler gösteriyor, hatta insanların gözü önünde gökten dünyaya ateşler düşürüyor."
Bu ne anlama geliyor?
C: Dünya-dışılar "mucizeler" gösteriyor.

S: (L) Peki Canavar'ın "sureti" nedir?


C: Dünya-dışılar.

S: (L) Kılıçla yaralanıp gene de yaşamaya devam etmek ne demek oluyor?


C: Önce korkutucu olarak görülüyor sonra da Tanrı gibi algılanıyorlar.

S: (L) "Ve canavara hayatın nefesini Canavar'ın suretine aktarma izni verildi ki canavarın heykeli gerçekten konuşabilsin
ve canavarın suretine eğilip tapınmayanların hepsini öldürebilesin." Bu ne anlama geliyor?
C: Aldatma tamamlandıktan sonraki tam kontrol.

S: (L) "Küçük-büyük, zengin-fakir, özgür-köle herkesin sağ ellerine veya alınlarına bir yazıyla işaret konulmasını sağladı."
Bu yazı nedir?
C: VISA kimlik numarası.

S: (L) Bu gerçekten bedenlerimize fiziksel olarak uygulanacak mı?


C: Kodlanacak.
46
S: (L) Nasıl? Bu Dünya-dışılar'ın insanları kaçırdıklarında yaptıkları şey mi?
C: Hayır.

S: (L) Nasıl yapılacak?


C: Basılacak.

S: (L) Hangi teknikle?


C: Elektronik kodlama. Bir dizi rakam.

S: (L) Bunları derilerimize, kafa veya el derimizin altına mı işleyecekler?


C: Evet.

S: (L) Herhangi bir para işlemi yapmak için elini elektronik bir tarayıcının üzerine koymak zorunda olacaksın gibi mi?
C: Aynen.

S: (L) Tamam, şöyle diyor: "İşte ayırt edilecek yer, işte yorum bilgisi için bir çağrı; yeterince aklı, zekası, sezgisi olan
Canavar'ın rakamını hesaplasın. Çünkü bu insanların kullandığı bir rakam, belirli bir adamın rakamı, onun rakamı 666." Bu
ne anlama geliyor?
C: Daha önce de açıkladığımız gibi Visa. Herkesin kendi numarassı olacak ve bu bir visa numarası olacak, Canavar'ın
numarası.

S: (L) "Sonra bir de baktım ki kuzu Zion Dağı'nda duruyordu ve yanında da onun ve babasının adını alınlarına yazdırmış
olan 144.000 adam duruyordu..." Bu ne anlama geliyor?
C: Kimlik. Kuzu, dünya bankasının liderlik konseyi. Pek çok kişi Tanrı tarafından "işaretlendiklerini" sanırken aslında
Canavar tarafından işaretlenecek.

S: (L) "Ve sonra cennetten büyük suların sesi gibi ve güçlü bir yıldırım sesi gibi bir ses duydum ve duyduğum ses
harplerini çalan harpçilerin müziğine benziyordu.." Cennetten gelen ve büyük suların ve güçlü bir yıldırımın sesine
benzeyen ses nedir?
C: İsa'nın dönüşü.

S: (L) "Ve yeni bir şarkı söylüyorlar... Dünyadan fidye olarak alınan 144.000 kişi dışında kimse o şarkıyı söylemeyi
öğrenemedi..." 144,000 kişinin dünya bankası liderleri odluğunu söylemiştiniz ve burada da onların İsa'nın gelişi sırasında
dünyadan fidye olarak alındıkları söyleniyor. Şöyle diyor: "O 144.000 kişi kendilerini kadınlarla ilişkilerinde kendilerini
kirletmediler çünkü onlar bakire kadar saftırlar. Onlar, Kuzu nereye giderse onu takip edenlerdir... Fidye olarak alındılar..."
C: Sembolizm sonradan eklendi ve bu husus tam olarak doğru değil. Semboller karmaşık hale getirilmiş. Seçkinciliği ve
bölücülüğü teşvik etkisi yapıyor.

S: (L) 144.000 kişi, bizim deyişimizle iyi adamlar mı, yoksa kötü adamlar mı?
C: Her ikisi. Üst seviye bilgisi olanlar.

S: (L) Bunlar insan mı?


C: Evet.

S: (L) Yani dünya üzerinde üst seviye bilgisi olan 144.000 kişi olacak, öyle mi?
C: Yaklaşık olarak.

S: (L) Peki bu 144,000 kişi arasında biz de var mıyız? Sadece merak ettim.
C: Belki.

S: (L) "Onların dudaklarında hiçbir yalan bulunamaz çünkü onlar masum, lekesiz, kusursuzdurlar. Ve sonra gökyüzünde
ebedi kutsal kitapla uçan başka bir melek gördüm. Dünya'daki insanlara, her ırka, her kabileye ve halka güçlü bir sesle şunu
söylüyordu: Tanrı'ya saygı gösterin, onu onurlandırın çünkü yargı saati geldi, onun önünde yere kapanın, hürmet gösterin.
Dünyayı, cenneti, denizi ve su kaynaklarını yaratan Tanrı'ya tapının." Buradan ne anlamamız gerekiyor?
C: Sorgulanabilir bir kaynak tarafından sonradan eklendi.

S: (L) "Sonra ikinci bir melek geldi ve dedi ki: Düştü, Büyük Babil düştü. Tutkulu iffetsizliğinin şarabıyla bütün milletleri
sarhoş etmişti..." Babil kim ve düşmesinden kastedilen şey nedir?
47
C: Önceki cevapla aynı.

S: (L) "Üçüncü bir melek çıkarak güçlü bir sesle, her kim canavara hürmet gösterir ve onun damgasının alnına veya eline
basılmasına izin verirse, o da Tanrı'nın kızgınlık ve gazap şarabından içmek zorunda kalacak ve kutsal meleklerin ve
kuzunun huzurunda ateş ve kükürtle işkence görecek..."
C: Dezenformasyon. Korku ve direnç yaratarak dünya-dışıların bu negatif duyguların enerjisiyle beslenebilmeleri amacına
hizmet ediyor.

S: (L) "Tekrar baktım ve beyaz bir bulut gördüm ve bulutun üzerinde de altın bir taç giymiş bir insana benzeyen birinin
oturduğunu gördüm ve elinde de keskin bir tırpan vardı.." Bu da bir eklenti mi?
C: Evet.

S: (L) "Tapınaktan başka bir melek daha çıktı ve bulutun üzerinde oturana güçlü bir sesle dedi ki: Tırpanını al ve biçmeye
başla çünkü dünyanın tarlası hasat için uygun hale geldi.."
C: Yine korku temelli dezenformasyon.

S: (L) Vahiy'in bazı bölümlerini Immanuel Velikovsky'nin eserinde anlatılanlara benzettim, o bölümlerde anlatılanların
içeriği doğru muydu?
C: Evet.

S: (L) Kertenkelelerin yapacaklarını yapmasından sonra meydana gelen olaylar, Visa'nın gelmesi... Bu İsa'nın dönmesinden
önce mi, yoksa sonra mı?
C: Önce.

S: (L) Yani komet kümesi İsa'nın dönüşünden önce mi gelecek?


C: Evet. Ama dönüş yalnızca tek bir olay, herşey değil.

S: (L) Komet kümesinin dünyayla etkileşimi nedeniyle dünyada büyük bir yıkım olacak ve belki çok sayıda insan ani bir
şekilde bedenlerini terk edecek değil mİ?
C: Yakın.

S: (L) İsa bu olaydan hemen sonra mı dönecek?


C: Bütünün bir parçası olarak.

S: (L) Komet kümesi olaylarının bir parçası mı olacak?


C: Sonrasında.

S: (L) İsa dönünce ne yapacak?


C: Öğretecek.

S: (L) Gezegende bu dersleri alacak kaç kişi olacak?


C: Açık.

S: (L) Altı milyar gibi bir varsayımda bulunabilir miyiz?


C: Dilediğiniz gibi varsayımda bulunabilirsiniz.

S: (L) Sürekli olarak İsa'nın dönüşünün bütünün bir parçası olacağını söylüyorsunuz, yani sanki önemli bir noktayı
kaçırıyorum. İlgili sorunun sorulduğunu varsayın ve kaçırdığım hususu bana söyleyin lütfen.
C: Eğer dikkat edersen son derece açık.

S: (L) Yani?..
C: 4'üncü yoğunluğa geçiş.

S: (L) Dördüncü yoğunluğa geçiş kometlerden önce mi olacak, yoksa sonra mı?
C: Sonra.

S: (L) Komet kümesiyle dünyanın etkileşimi...


C: Geçişten önce gerçekleşecek.
48

S: (L) Yoğunluk değişimine neden olacak olan şey bu olaylar mı olacak?


C: Hayır.

S: (L) Yani elektromanyetik etkileşimlerin dünyanın atomik titreşimlerini arttırmasının 4'üncü yoğunluğa geçişle bir ilgisi
yok diyorsunuz.
C: Evet.

S: (L) Yani, kometler ortalığı alt-üst edecek ve sonra da İsa'nın gelişiyle birlikte geçiş gerçekleşecek...
C: Daha önce.

S: (L) Geçiş meydana gelecek ve biz şaşkın gözlerle etrafa bakıyor olacağız, ne yapacağımızı bilmez durumda olacağız
çünkü kendimizi daha önce hiç bilmediğimiz yepyeni bir ortamda bulacağız ve bunun ardından da İsa gelecek, öyle mi?
C: Kabaca doğru.

S: (L) Peki İsa döndükten ve bilgi vermeye başladıktan sonra ne olacak... Gezegendeki herkes bu bilgileri almak için tek bir
yerde mi toplanacak?
C: Hayır.

S: (L) İsa sürekli yolculuk yaparak mı öğretecek?


C: Teknoloji.

S: (L) Medya yoluyla mı öğretecek?


C: Evet.

S: (L) Yani medya, televizyon, radyo ve benzeri şeyler devam mı edecek?


C: Kısmen.

S: (L) O süreçte veya bu geçişten hemen önce bazı insanlar büyük gruplar halinde Kertenkelelerle birlikte dünyadan
ayrılmış mı olacak?
C: Evet.

S: (L) Dünyada yalıtılmış şehirlere taşınarak Kertenkelelerle işbirliği halinde yaşayacak büyük insan grupları olacak mı?
C: Yakın.

S: (L) Yani dünyada Kertenkelelerin kontrolü altında ve İsa'nın kontrolü altında bölgeler mi olacak?
C: İsa kontrol altında tutmaz.

S: (L) Kertenkeleler zaman zaman şehirlerinden çıkıp İsa'yı takip edenleri taciz edecek mi?
C: Belki.

S: (L) Yani dünyanın nüfusu büyük ölçüde azalmış olacak, orada burada insanlar olacak ve bunlar birleşmiş durumda
olmayacak, öyle mi?
C: İyi geceler.

18 Ekim 1994 F___ ve Laura

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba.

S: (L) Bize adınızı ve açılış cümlenizi söyler misiniz?


C: Debeda. Merhaba.

S: (L) Bedensiz bir varlık mısınız?


C: Kasyopyalıyım.

S: (L) Enerjin neden diğerlerinki kadar yüksek görünmüyor?


C: Başlangıçta yavaş. Giderek artacak.
49

S: (L) Aranızdan biri günboyu omzumun üstünden bakarak hazırladığım soruları okuyor muydu?
C: Evet.

S: (L) Bu gece sorularımı tam olarak yanıtlayacak mısınız?


C: Evet.

S: (L) Sen bir erkek misin yoksa dişi mi?


C: Her ikisi.

S: (L) Tüm kasyopyalılar hem erkek hem de dişi mi?


C: Evet.

S: (L) Herhangi bir şekilde ürüyor musunuz?


C: Biz ışığız.

S: (L) Kasyopyalılar hiç fiziksel bedenler içinde bulundular mı?


C: "Hiç" subjektif.

S: (L) Tamam, zaman-mekanda herhangi bir noktada fiziksel bedenler içinde bulundunuz mu?
C: Bulunduk, bulunacağız ve bulunuyoruz.

S: (L) Eşzamanlı geçmiş, şimdi ve gelecekten mi bahsediyorsunuz?


C: Her zaman ve her yerde.

S: (L) Ortak bilinçaltının, bilinçdışının veya bilincin bir parçası mısınız?


C: Çok belirsiz.

S: (L) Yüksek bilincimizin bir parçası mısınız?


C: Herşey öyle.

S: (L) Sorularıma somut yanıtlar vermeye hazır mısınız, biliyorsunuz ben somut biriyim.
C: Evet.

S: (L) Sorduğumuz türdeki soruları yanıtlayabilecek başkaları da var mı?


C: "Başkaları" çok geniş bir tabir.

S: (L) Kanallama yapılan kaynaklarla ilgili yaşanan sıkıntıyı anlıyorsunuz değil mi?
C: Evet.

S: (L) Sıkıntımız soruların nadiren kısa ve öz bir şekilde, doğrudan veya buna yakın bir şekilde yanıtlanmasıyla ilgili.
C: Kendi perspektifiniz de bununla uyumlu olmalı.

S: (L) Dünya üzerindeki ırklarla ilgili olarak ırksal üstünlük diye birşey var mı?
C: Fiziksel sınırlanma yönünde ancak karmik olarak belirlenebilir.

S: (L) Belirli bir ırka veya bir diğerine doğmak karmik olarak belirlenebilir mi?
C: Evet.

S: (L) Yok olan diğer gezegenden gelen Ariler/Keltler bu gezegene geldiklerinde buradaki insanlardan herhangi bir şekilde
daha üstün müydüler?
C: Az çok.

S: (L) Bu üstünlüğün niteliği neydi?


C: Dayanıklılık.

S: (L) Fiziksel mi yoksa zihinsel mi?


C: Fiziksel.
50

S: (L) Ama sarı saçlı, mavi gözlü insanlar, örneğin zencilerle karşılaştırıldığında biraz daha narin ve ince-tenli
görünüyorlar.
C: Yüzeydeki bu ortam için geçerli.

S: (L) Dünyadaki en eski ırk hangisi?


C: Hepsi aynı.

S: (L) Diğer gezegenden gelen Ariler/Keltler de mi?


C: Evet.

S: (L) Tarihte Kantek, Martek ve Dünya'nın her üçü arasında birbirleriyle iletişim kuran varlıklar yaşadımı hiç?
C: Hayır.

S: (L) Peki tarihte aynı anda her üç gezegende canlıların yaşadığı zamanlar oldu mu?
C: Evet.

S: (L) Neden farklı ırklar var?


C: Pek çok sebep. Deneysel yaratımlar. Kısmen.

S: (L) Doğulular nereden geldi?


C: Diğer tümüyle aynı. Deney sonucu.

S: (L) Bu gezegende mi var oldular? Bu gezegenin yerlileri mi?


C: Her ikisi. Doğulular en gelişmiş ruhlar için, Ariler en agresif ruhlar için, Zenciler de dünya titreşimsel frekansına en
doğal şekilde uyumlu ruhlar için ayrıldı. Kızılderili "yerliler" de öyle.

S: (L) Benim baskın genetik türümü belirleyebilir misiniz?


C: Kafkas.

S: (L) Kafkas, Ari veya Keltden farklı mı?


C: Ari alt grubu.

S: (L) Bir Kafkas olarak bende hiç Zenci kanı var mı?
C: Zayıf bir iz.

S: (L) Veda'larda bahsedilen mavi derili halk kimdi?


C: Ariler.

S: (L) Ariler asıl olarak mavi derili miydiler?


C: Hayır.

S: (L) Peki neden mavi derili insanlardan, Apalaşyaların uzak bölgelerindeki mavi derili insanlardan bahsediliyor?
C: Beyazlar gerçekten "beyaz" mı?

S: (L) Hiç gerçekten mavi derili insan oldu mu?


C: Hayır. Derilerinin incelikleri ve yerli halkla kıyaslanma bakımından mavi olarak algılandılar.

S: (L) Gamalı haç sembolünün kökeni nedir?


C: Doğu. Üstünlüğü vurguluyor.

S: (L) Adem ve Havva, bilgi ağacının meyvelerini yerken kendilerini esaretten kurtaracak bilgiyi elde etmeye mi
çalışıyorlardı?
C: Adem ve Havva sembolik.

S: (L) Peki esaret altındalar mıydı ve iyi bir "yılanın" yardımıyla kendilerini özgür kılmaya mı çalışıyorlardı?
C: İyi değil.
51
S: (L) Kertenkeleler geldiğinde Adem ve Havva birine esir miydiler?
C: Hayır. Özgürdüler. Adem ve Havva'nın sembolik hikkayesi yanlış bilgiye cezbolma hikayesidir. İyi ve kötünün
bilgisinin ağacı, odaklanmış, sınırlandırılmış bilgiydi.

S: (L) Güneş sistemi bir çeşit dev bir atom mu?


C: Hayır. Ama benzer; atomik bilginizin hala büyük ölçüde teorik olduğunu unutmayın.

S: (L) Gezegenlerin yörüngesi, bir atomun etrafındaki elektronların yerleştiği kabuklara benzer enerji "kabukları" olarak
tanımlanabilir mi?
C: Yakın.

S: (L) Güneş sistemi zamanda farklı noktalarda enerji emiyor veya yayıyor mu ve gezegenler bir kabuktan başka bir kabuğa
geçiyor mu? Ve tabii aldığı veya yaydığı enerjiler yoluyla Güneş sisteminin yapısı değişiyor mu?
C: Öncelikle birşeyler alıyor veya yayıyorsa, tabii ki değişir. Ve ikinci olarak da, köklü değişimler dış güçlerle etkileşimin
bir sonucu olarak meydana gelir.

S: (L) Hangi dış güçler?


C: Alan birleşmesi.

S: (L) Alan birleşmesi nedir?


C: Dünya'ya olacak olan.

S: (L) Bu yakında mı olacak?


C: Evet.

S: (L) Bu alan birleşmesi evrende, galakside veya güneş sisteminde sıkça meydana gelen bir olay mı?
C: Evet.

S: (L) Buna neden olan şey nedir?


C: Boyut sınırından geçiş.

S: (L) Boyut sınırı nedir?


C: Fazla karmaşık.

S: (L) Finiks (anka kuşu) efsanesinin kaynağı nedir?


C: Eski Hint'te yıkım ve yeniden yapım.

S: (L) Kertenkeleleri kim yarattı?


C: Ormetyon.

S: (L) Ormetyon kim?


C: Düşünce merkezi.

S: (L) Nerede bulunuyor?


C: Heryerde.

S: (L) Biraz daha ipucu verebilir misiniz?


C: Başka bir gerçeklik bölümü.

S: (L) Kertenkeleleri yaratan bu varlık akıllı, kendinin farkında olan bir varlık mı?
C: Evet ve hayır.

S: (L) Bu varlık sizin Geçici Yolcular olarak tanımladıklarınızdan biri mi?


C: Hayır.

S: (L) Benzer mi?


C: Hayır.
52
S: (L) Peki bu Ormetyon'u kim yarattı?
C: Ormetyon bir varlık değil, düşünce merkezi.

S: (L) Peki neyin düşünce merkezi?


C: Fazla karmaşık.

S: (L) Ezekyel'e görünen kimdi?


C: Kertenkele varlıkları.

S: (L) Bütün bu bilgilerle ne yapmamıza niyet ediyorsunuz?


C: Kitaplaştırın.

S: (L) Bir isim öneriniz var mı?


C: Size bağlı.

S: (L) Aşamalı olarak mı yayınlamalıyız? Bazı bilgiler oldukça ağır.


C: Hepsi birden.

S: (L) Evrenin tek bir mutlak yaratıcısı var mı?


C: Herşey Bir'dir. Ve Bir herşey.

S: (L) Bir'de meydana gelen ilk bölünme neydi?


C: Kütlesel bölünme ve dağılım.

S: (L) Bu eşzamanlı mıydı?


C: Evet.

S: (L) Bu bizim "Büyük Patlama" dediğimiz şey mi?


C: Evet.

S: (L) Bu olayı tanımlamaya yönelik herhangi bir zaman terimi var mı?
C: Her zaman.

S: (L) Maddi evrende mevcut olan herşeyin diyelim ki "x" yaşında olduğunu söyleyebilir miyiz?
C: Hayır. Sonsuz şimdi. Yalnızca olmadı, oluyor ve olacak. Genişleyen varoluş.

S: (L) İnsanlar arasında Yılan Kardeşliği'yle işbirliğini başlatan kimdi?


C: Adem ve Havva.

S: (L) Adem ve Havva gerçek insanlar mıydı?


C: Hayır.

S: (L) Bir insan grubu muydu?


C: Cazibeye kapılma değildi, bir düşünce kalıbı değişimiydi.

S: (L) Bu insanlar kimdi veya neydi? Hangi ülkede yaşıyorlardı?


C: Tüm insanlar. Boyut sınırından geçiş.

S: (L) Yani bunun bir boyut geçişi veya birleşimi sırasında mı meydana geldiğini söylüyorsunuz?
C: Evet.

S: (L) Bu olayda bir grup varlıkla diğer bir grup varlık arasında savaş gibi birşey oldu mu?
C: Boyut sınırı geçişinin pek çok yansımaları vardır.

S: (L) Yani Kertenkeleler olmasaydı başkası olacaktı, öyle mi?


C: Evet.
53
S: (L) Yani bunun olması bir bakıma kaderdi?
C: Evet.

S: (L) Bu büyük bir kozmik oyunun parçası mı?


C: Evet.

S: (L) Mutlak yaratıcı kendinin farkında mı, kendinin bilincinde mi?


C: Evet ve hayır.

S: (L) Evrenimizde olan bu olaylar doğal bir akışın parçası diyorsunuz.


C: Yakın.

S: (L) Bizim evrenimizden başka evrenler var mı?


C: Evet.

S: (L) O evrenler de "bizim" mutlak yaratıcımızın bir parçası mı?


C: Evet.

S: (L) Bu evrenler sayılabilir mi?


C: Saymak yapay nitelikte sınırlandırıcı bir kavram.

S: (L) Bu evrenlerin sayısı sınırsız mı?


C: Bir anlamda.

S: (L) Evrenler birbirleriyle çarpışıyor veya birleşiyorlar mı?


C: Fazla karmaşık.

14 Eylül 2001 Ark ve Laura

S: Merhaba.
C: Merhaba.

S: Bu akşam bizimle kim var?


C: Vupuri.

S: Nereden bağlantı kuruyorsunuz?


C: Kasyopya.

S: Bu son olayla ilgili bir dizi sorumuz olacak. Dünya Ticaret Merkezi'ne yapılan saldırı Müslüman teröristler tarafından mı
gerçekleştirildi?
C: Hayır.

S: Saldırının arkasında kim vardı?


C: İsrail.

S: İsrail olduğu anlaşılacak mı? İfşa edilecek mi?


C: Evet.

S: İsrail'in yıkılmasına neden olacak olan olay bu mu?


C: Evet.

S: (A) İsrail'in ifşa olacağını söylüyorsunuz; ne kadar bir süre içinde?


C: Ay. (ilk ipuçlarının ortaya çıkması.)

S: İsrail ifşa mı edilecek? Nasıl?


C: Evet, açık. Belki daha kısa bir sürede.
54
S: (A) Nasıl bir hata yaptılar?
C: Sızıldı.

....

S: ABD hükümeti bu saldırının gerçekleşeceğini önceden biliyor muydu? ...


C: Hayır.

S: Yani ABD bundan tamamen habersiz miydi?


C: Hayır. Ama beklemiyorlardı.

S: (A) Yani olacağını biliyorlardı ama ne zaman ve tam olarak nasıl olacağını bilmiyorlardı, öyle mi?
C: Evet.

S: Yani bu gerçekten bir istihbarat başarısızlığı mı?


C: Evet. Ama kasıtlı.

S: Saldırıyı planlayanların arasına sızan kişi birşeyler öğrenmiş olmalı ama herhalde olayı tam olarak çözemedi...
C: Yakın.

S: ... (A) Saldırının ardında İsrail hükümetinin hangi kanadı vardı? (L) Muhtemelen Koçav gibi derin seviyeli ortodoks bir
gruptur.
C: Evet.

S: (A) Ama bir sürü Yahudi'yi de öldürdüler. (L) Umurlarında değil. 2. Dünya Savaşı'nda Yahudiler pek çok Yahudi
öldürdüler.
C: Hırs.

...

S: O insanların uçakla o binaya dalıp intihar etmelerini nasıl sağladılar?


C: Zihin kontrolü.

...

[bir sonraki celseden]

S: (L) Önceki sefer Dünya Ticaret Merkezi'ne yapılan saldırının ardında İsrail'in olduğunu söylemiştiniz. Ama olayın
ardında Usame Bin Ladin ve grubunun olduğuna dair kanıtlar buluyorlar. Bu kanıtları kendileri mi üretiyorlar?
C: Evet.

S: (L) Gerçek ortaya çıkacak mı?


C: Evet.

...

S: (L) ... Orta Doğu durumu ne olacak? Afganistan ve diğerleri?


C: İnsanların daha etkili şekilde kontrol altına alınmaya sürüklenmesi.

S: (L) Bu kontrolün amacı nedir? Bu artan kontrolün?


C: Filistin'de savaşa hazırlık.

S: (L) Fakat kimse Filistin'de bir savaştan bahsetmedi! Tabii kendi ülkelerinde uzunca bir süredir savaş halinde olmaları
dışında. Sanırım bunu mutlak bir sona getirmek istiyorlar. Bu planın neticesi ne olacak?
C: Yahudilerin imha edilişi.

S: (L) Herhalde kendilerinin planladığı şey bu değil, değil mi?


C: Hayır.
55

S: (L) Filistinlileri imha etmeyi planlıyorlar, değil mi?


C: Evet.

S: (L) Öyle görünüyor ki tarih boyunca Yahudiler ne zaman sinsice bir plan yapıp birini yok etmek isteseler sonunda yok
olan kendileri oluyor. Yoksa tarihi yanlış mı yorumluyorum?
C: Hayır.

19 Ekim 1994 F___ ve Laura

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba.

S: (L) Bu gece bizimle birlikte biri var mı?


C: Her zaman sizinle birlikteyiz.

S: (L) Bu gece kiminle konuşuyoruz?


C: Nonigera.

S: (L) Hipnoz altındaki bir bireye dünya-dışıların düşüncelerine erişmesi istenebilir mi, bunu yapabilir miyiz?
C: Evet. Birey her seviyede bilinçlidir ve aradığınız bilgi o anda biliniyordu. Sorduğunuz sorular bir şekilde farkındalığın
bir seviyesinde mevcut olan bilgiye erişimi sağlar. Budd Hopkins ve David Jacobs bu konuda kendilerini aşırı bir kontrol
altında tutuyorlar.

S: (L) M___ F___ neden insanların onunla S___ arasına girmeye çalıştığını düşünüyor?
C: Paranoya.

S: (L) M___'nin S___'yle fiziksel bir ilişkisi var mı?


C: Buna çabalıyor.

S: (L) S___ neden birden herkese ve herşeye karşı aniden bu kadar soğuklaştı?
C: Utanç.

S: (L) Hangi konuda?


C: Krem.

S: (L) Krem işinde verdiği sözü tutmadığı için mi?


C: Yakın.

S: (L) Ne bakımdan utanç duydu?


C: Ne kadar aptal ve iki yüzlü göründüğünü fark etti. Genelde biri seninle iletişimini kestiğinde bunun nedeni utanç oluyor.

S: (L) Peki ___ ile olan iletişimini neden kesti?


C: V___'nin seninle bağlantısı var.

S: (L) S___'nin şu anda hala ciddi sorunları var mı?


C: S___ ciddi olarak algıladığı pek çok sorun yaşıyor.

S: (L) Ama aslında o sorunlar ciddi değil, öyle mi?


C: Subjektif.

S: (L) J___ w___'nin ben ve F___ hakkındaki gerçek hisleri nasıl?


C: Niyetinizi sorguluyor.

S: (L) Ne bakımdan? Birşeyler çevirdiğimi mi düşünüyor?


C: Değişken biri olduğunu düşünüyor.
56
S: (L) Peki öyle mi?
C: Subjektif.

S: (L) F___ hakkında ne düşünüyor.


C: İçerleniyor.

S: (L) Neden?
C: Zeka.

S: (L) J___'nin bana karşı niyeti nedir?


C: Taraftarı yapmak istiyor.

S: (L) Kıskanıyor mu?


C: Evet.

S: (L) F___'nin güçlü bir zihni olduğu için mi?


C: Evet. Tek istediği taraftarlar.

S: (L) Bu konuda bana yardım etmenizi istiyorum.


C: Karmik 1. seviye süreçlere yardım edemeyiz.

S: (L) Karmik 1. seviye süreç nedir?


C: Önemli kadersel ders veya görev.

S: (L) F___ ve benim şu anda yaşamakta olduğumuz olaylar varlık durumumuzda veya yaşamlarımızda bir değişim
yaratmak...
C: Hafızalarınızı açmak için; psişik kayıt.

S: (L) Diğer yaşamlarımızda da bu deneyimleri yaşadık mı?


C: Evet.

S: (L) Bu görev kadersel bir görev mi?


C: Evet.

S: (L) Eğer biri bir görev yapma anlamında kaderini gerçekleştirme sürecindeyse, evren bu durumda da onun
gereksinimlerini karşılama gücüne sahiptir, değil mi?
C: Evet.

S: (L) İkimiz de bu işe odaklanırken bundan mahrum kalmayacağız, değil mi?


C: Zorluklara rağmen ilerlemeye devam ederseniz.

S: (L) Yani şimdi yaptığımız herşey...


C: Ve birbirinizin girdilerini dengeli bir şekilde koordine edin.

S: (L) S___ mücevherlerini satarak para elde etti mi?


C: Hayır.

S: (L) S___'nin F___ hakkındaki düşüncesi nedir?


C: Kendininkinden üstün olan zekasına içerliyor.

S: (L) Ya benim hakkında.


C: Aynı şekilde. Seni tuhaf biri olarak görüyor.

S: (L) A___ B___ benim hakkımda ne düşünüyor?


C: Gücünü kıskanıyor.

S: (L) Peki ya C___ H___?


C: Gücünden korkuyor. Birileri tarafından yanlış yönlendiriliyor.
57

S: (L) Pekala, yardımınız için teşekkürler.


C: İyi geceler.

--------------------------------------------------

20 Ekim 1994, F___, Laura ve V___

S: Merhaba.
C: Merhaba.

S: Bu gece bizimle birlikte kim var?


C: Elminoya.

S: Neredensin?
C: Kasyopya.

S: Geçen yıl hem V___ hem de ben, C___ isimli bir psişik cerrahı ziyarete gittik. Bu bireyin işi meşru mu?
C: Sunulduğu şekilde değil.

S: Gerçekten elini birinin bedenine koyup iddia ettiği şeyi yapıyor mu?
C: Hayır.

S: İddia sahte mi?


C: Hayali.

S: Peki kanlı su nereden geliyor?


C: Hile.

S: Peki Rahibe R___ onun bir hilebaz olduğunu biliyor mu?


C: Hayır, ona inanıyor.

S: Bu kadın birinin üzerinde çalışırken meydana gelen herhangi psişik bir faaliyet var mı?
C: Evet.

S: Hangi özellikte?
C: Enerji transferi.

S: Bu enerjinin kaynağı veya kökeni nedir?


C: Psişik düşünce gücünün şiddetli konsantrasyonu.

S: Kertenkeleler veya benzeri negatif varlıkların etkisinde değil, değil mi?


C: Kısmen, kafa karıştırmaya yönelik.

S: Yani C___ Kertenkele enerjisini mi kullanıyor?


C: Denebilir.

S: R___, G___, J___ ve diğerlerinin arkasındaki güç nedir?


C: Sahte ama inancın bir sonucu olarak iyileşme gerçekten olabiliyor.

S: İlkbaharda A___ B___'nin evindeyken Rahip B___'nin bana bir anlamda saldırdığı olayda bunun arkasında ne veya kim
vardı ve bana tam olarak ne yaptı?
C: Dünyevi nitelikte karanlık enerjiler geçici olarak üzerinde odaklandırıldı.

S: Niyet neydi?
C: Kıskançlıktan kaynaklanan zarar verme isteği.

S: Beni öldürmek mi istiyorlardı?


58
C: İncitmek.

S: Rahip B___'yi bu işe kim soktu?


C: R___.

S: Bu olaya bulaşan başka biri var mıydı?


C: S___.

S: Neden?
C: R___'nin istediği kontrol edici etkiye gösterdiği korku tepkisi.

S: A___ B___ bir kez daha metafizik kilisesindeki karakterlerle temasa mı geçti?
C: Evet.

S: Niyetleri nedir?
C: Karmaşık düşünce kalıpları.

S: B___ geçen gün V___'yi neden aradı?


C: Onu senden ve F___'den uzaklaştırmaya çalışıyor.

S: Neden V___'yi benden ve F___'den uzaklaştırması gerektiğini düşünüyor?


C: Güçlü bir etkisin ve F___ de öyle.

S: Bu insanlar bizim ne olduğumuzu düşünüyorlar da bize karşı bu kadar acımasız ve korkuyla davranıyorlar?
C: Bilginize katılmıyorlar.

S: Peki buradaki hikaye nedir? En doğru yerde miyim yani? Laura haklı ve onlar haksız mı?
C: Yakın. Gerçeğe onlardan çok daha yakınsın.

S: J___ iyi bir medyum mu?


C: Tatlı Cadı'daki Clara Teyze gibi.

S: Dünya-dışılar insanları nasıl kontrol ediyor?


C: Hangileri?

S: Kaç tane seçenek var?


C: Açık.

S: Griler ve Kertenkeleler bunu nasıl yapıyor?


C: Elektriksel tepki kalıpları yoluyla zihin ve bedene müdahale.

S: Bunu uzaktan da yapabilirler mi?


C: Daha az etkili bir şekilde.

S: Yani etki altına almak istedikleri bireyle doğrudan ilgilenmeleri veya somut bir yolla çalışmaları gerekir, öyle mi?
C: Evet.

S: Dünya'da insanları kaçıran başka dünya-dışılar var mı?


C: Çok daha az.

S: Ben ve çocukların geçen yıl gördüğümüz uçan bumerang neydi?


C: Kertenkele projeksiyonu, çoklu gerçeklik istasyonu.

S: Evimin üzerinden kasıtlı olarak, onları görmem için mi uçtular?


C: Evet.

S: Kendilerini bana göstermelerinin amacı neydi?


C: Varlıklarından haberdar etmek.
59

S: Neden beni varlıklarından haberdar etmek istediler?


C: Bu son derece karmaşık bir durum.

S: 1993 ilkbaharında Pasco'da meydana gelen ufo görme olayları F___ ve benim faaliyetlerimizin bir sonucu muydu?
C: Evet.

S: P___ Z___'yi hipnotize ettiğim gece evimin üzerinde bir araç var mıydı?
C: İmplantlardan görsel uyarıcıları kontrol ettiler. Ve Z___'nin implantları Gri ve Kertenkelelerin keşif gemisini alarma
geçirdi.

S: P___ Z___ kertenkelelerin kontrolü altında mı?


C: Evet.

S: Bugünlerde kertenkelelerin etkisi altında olmayan kaç kişi var?


C: Açık.

S: Çingene'lerin kökeninin ne olduğunu öğrenmek istiyoruz.


C: Gen melezlemesi. Karanlık güçlerin köleleri.

S: Karanlık güçler kim?


C: Aynı.

S: Yani?
C: Yılan Kardeşliği.

S: Bu kardeşlik kertenkelelerden ve çeşitli insanlardan mı oluşuyor?


C: Evet.

S: Çingenelerin genleri kimin genleriyle birleştirildi?


C: Hümanoid bir dünyadışı ırk ve Atlantisli köle işçiler.

S: Atlantisli köle işçiler kimdi?


C: Kristal ile kontrol edilen köle halk.

S: Çingeneler neden bu kadar kapalılar? Bu da genetik olarak mı kodlandı?


C: Evet. Ve zihin kontrolü.

S: Yarı insan yaratıklar, minotorlar, santorlarla ilgili efsaneler var. Böyle yaratıklar hiç oldu mu?
C: Atlantis'te hayvan olarak tanımlanan deneyler. V___ kısmen Çingene. Bunu gizliyor.

S: Bunu biliyor mu?


C: Kısmen.

S: Baalbek şehrini kim inşa etti?


C: Antareanlar ve eski Sümerler. Atlantislileri kast ettik.

S: Bu binanın devasa boyutlarının sebebi nedir?


C: Devler.

S: Devler kimdi?
C: Nefalim'i yeniden yaratmaya yönelik genetik çaba.

S: Atlantisliler ve Sümerliler Nefilim'i yeniden yaratmayı başardılar mı?


C: Hayır.

S: Bu devasa şehri neden kurtular?


C: Zihinsel özürlü bireyler için.
60

S: Çalışmalarının neticesi özürlü bireyler miydi?


C: Evet.

S: Devasa şehri neden inşa ettiler?


C: Başarılı olacaklarını bekliyorlardı.

S: Neden biri çıkıp gerçekleşmesi yıllar sürecek genetik bir projenin beklentisiyle Baalbek boyutlarında bir şehir inşa etsin
ki?
C: Proje yalnızca üç yıl aldı. Nükleer hormonal kopyalama prosedürü kullanılarak gelişim döngüsü hızlandırıldı.
Başarısızlık bununla ilgiliydi.

S: Hızlandırılmış gelişimden dolayı mı?


C: Uygun şekilde yapamadılar.

S: Taşları kesip taşımak için hangi teknik yöntemi kullandılar?


C: Ses dalgası odaklaması.

S: Şehrin yapımını engelleyen veya durduran olay neydi?


C: Venüs'ün görünüşü ve geçişi.

S: Bu proje hangi yıl sona erdi?


C: MÖ 3218.

S: Mohenco-Daro şehrini kim inşa etti?


C: Doğrudan Kertenkeleler. Koatzlmundi efsanesi bununla doğrudan ilgili. Taşların üstündeki çizimlere bak.

S: Koatzlmundi kim?
C: İnsanlarla 1000 yıl boyunca doğrudan teması nedeniyle Atlantisliler ve onların torunları tarafından tapınılan diğer bir
kertenkele tanrısı.

S: Mohenco Daro'nun doğrudan kertenkeleler tarafından inşa edildiğini söylediniz. Şehirde kendileri mi kaldı?
C: Hayır.

S: Şehirde en son ne zaman düzenli yerleşim vardı?


C: 3065 yıl önce.

S: Ne zaman inşa edildi?


C: 6092 yıl önce.

S: Nefilim konusuna geri dönmek istiyorum. Nefilimlerin dünayaya asker gücü olarak getirilmiş bir grup hümanoit varlık
olduğunu söylemiştiniz, bu doğru mu?
C: Evet.

S: Buraya ne zaman getirildiler?


C: MÖ 9046, referanslardan biri.

S: Bize göre birer devdiler, doğru mu?


C: Evet.

S: İnsanlara Tanrı'nın temsilcileri veya "Oğulları" olarak sunuldular, bu doğru mu?


C: Evet.

S: Bu devlerin boylarının 3.30 m ile 4.20 m arasında olduğunu söylüyorsunuz...


C: Evet.

S: Siz ve eski literatür, bu tanrı oğullarının dünya kadınlarıyla evlendiğini söylüyor, bu doğru mu?
C: Evet.
61

S: Bunu günümüzdekiyle aynı şekilde, yani cinsel ilişki yoluyla mı yaptılar?


C: Hayır.

S: Nasıl yapıldı?
C: Bir çeşit dölleme.

S: Yani yapay dölleme mi?


C: Yakın.

S: Bu varlıklar cinsel organları da dahil olmak üzere bizim gibi miydiler?


C: Yakın.

S: Herhangi temel bir farklılık?


C: Testislerde üç yumurta.

S: Bunun dışında cinsel organları aynı mıydı?


C: Evet.

S: Herhangi bir zamanda dişi insanlarla çiftleştiler mi?


C: Hayır.

S: Neden?
C: Ebat farkı.

S: Sadece merak ettim, ne kadar farklı?


C: 58 cm uzunluğunda.

S: Sünnet oluyorlar mıydı?


C: Hayır.

S: Sünnet uygulamasının kökeni neydi?


C: Tüm musevi gelenekleri gibi, hijyen.

S: Tibetliler nereden geliyorlar?


C: Asya.

S: Herhangi bir şekilde özel miydiler? Melezleme veya buna benzer birşey?
C: Hayır. Bir noktada herkes melez.

S: Nubyalıların kökeni nedir?


C: Kafkas silsilesi.

S: Nasıl oluyor da bu kadar siyahlar?


C: Genetik karışım.

S: Neyle? Onlar hakkında herhangi özel birşey var mı?


C: Doğu Hindistan aborjinleri.

S: Şeba Kraliçesi kimdi?


C: Hayali.

S: Kral Süleyman'ı ziyaret eden dev bir kraliçe var mıydı?


C: Dünya-dışıların etkisi.

S: Arcuna kimdi?
C: Şeba'yla aynı.
62
S: Şiva kim?
C: Aynı.

S: Rama?
C: Hindu. Konfederasyonla ilişkili yüksek rahip.

S: Kertenkeleler Ormetyon'a mı tapıyor?


C: Yakın.

S: Kime tapıyorlar? Tanrılarını nasıl isimlendiriyorlar?


C: Fiziksel evren.

S: Fiziksel evren onların tanrısı mı?


C: Evet.

S: K___ W___'ye ne oldu? (Diğer bir eyalette kaybolan küçük kız.)


C: Öldürüldü.

S: Kim tarafından?
C: Carl isimli bir akıl hastası.

S: D___ W___ ve C___ S___'ye ne oldu? (Florida'da birkaç yıl önce hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolan iki kişi.)
C: Deney amacıyla dünya-dışılar tarafından kaçırıldılar.

S: Bu deneyler sırasında öldürüldüler mi?


C: Evet.

S: Erika şehri'nin duvarları nasıl yıkıldı?


C: Deprem.

S: Sanherib'in ordusuna ne oldu?


C: Kertenkeleler tarafından kozmik ışın enerjisi yoğunlaştırması yoluyla yok edildi.

S: Öldüren ses diye birşey var mı?


C: Evet. Uygun şekilde yoğunlaştırılan herşey öldürebilir.

S: Sadece telaffuzlarıyla öldürebilecek kelimeler var mı?


C: Hayır.

S: Telaffuzlarıyla enerji etkisi yapabilen güç kelimeleri var mı?


C: Olabilir.

S: Bunlardan herhangi birini bize söyleyebilir misiniz?


C: Hayır. Akıllıca olmayan şekilde kullanabilirsiniz.

S: Sitchen büyük piramidin, güneş sistemimizdeki gezegenlere yolculuk yapmaya yönelik sabit işaretleme sistemi olarak
inşa edildiğini söylüyor. Bu konuda yorumlarınızı söyler misiniz?
C: Bunun için inşa edilmedi.

S: Yahova kimdi?
C: Kertenkele projeksiyonu.

S: Melçizedek rahipliği nedir?


C: Sahte ritüel.

S: Gerçek Melçizedek'in ait olduğu gerçek bir rahiplik düzeni var mı?
C: Evet.
63
S: Birkaç yıl önce Kuzey Karolina dağlarındayken hipnoz altında bir deneyim yaşadım. Bu neydi?
C: Ruh hafızasının uyanışı.

S: Kolyenin özelliği neydi?


C: Yüksel bilgiye erişim yeteneğini sembolize ediyor.

S: Bir gece bir sandalda başka bir deneyim yaşadığımı hatırladım şimdi. O olay neydi?
C: Benzer.

S: Bu iki olayın kaynağı neydi?


C: Biz.

S: Peki, meditasyon sırasında yaşadığım diğer bir olay vardı ve bir süre şiddetli bir ağlama yaşadım. Bu olay neydi?
C: Ruhsal arınma.

S: Kaynak?
C: Seni karanlık etkilerden temizliyorduk.

S: Ariler Hindistan'a ne zaman girdi?


C: 8243 yıl önce.

S: Orada daha önce kim vardı?


C: Asya kabileleri ve 3 numaralı prototip.

S: 3 numaralı prototip nedir?


C: Neandertal adamı olarak biliniyor.

S: Peki biz neyiz?


C: 4 numara, c ve d türü. Yaklaşık çevirisi.

S: Ari/Keltler asıl devler miydi?


C: Hayır.

S: Güney Amerika'da görülen, kabilelerle konuşup bir gün döneceklerini söyleyen ve Tanrı olarak tapınılan beyaz adamlar
kimdi?
C: Mısırlılar ve Atlantislilerin torunları.

S: Atlantisliler üzerimize böyle bir karma getirecek ne yaptılar da griler ve kertenkeleler...


C: Aşırı derecede kendine tapınma ve kendine hizmet.

S: Kanallama işi biz farkında bile olmadan genetiğimizi veya DNA'mızı veya varlığımızdaki bir unsuru gerçekten de
değiştiriyor mu?
C: Evet, dereceli olarak.

S: Bu kanallama yaşamlarımızda ve yaşam biçimimizde değişikliklere neden olacak şekilde etki edecek mi?
C: Evet.

S: Kendimizi buna adarsak, bu bir şekilde korunacağımız ve yardım alacağımız anlamına gelir mi?
C: Yakın.

S: İlk celsede S___ ile çalışırken çocukların organlarının çıkarılması ve benzer korkutucu şeylerle ilgili bilgiler almıştık. O
bilginin kaynağı neydi? O bilgi sizden mi geldi?
C: Evet. Şok için üzgünüz ama kanalın genişletilmesi için gerekli.

S: Oryonlar veya Kertenkeleler tarafından gösterilen bir çabanın olduğunu söylüyorsunuz... Oryonlar ve Kertenkeleler
eşanlamlı mı?
C: Yakın.
64
S: Pekala. Bu varlıkların yeni bir ırk yaratma konusunda bir çabaları olduğunu söylüyorsunuz. Neden yeni bir ırk istiyorlar
veya ihtiyaç duyuyorlar?
C: Onlarınki onları artık tatmin etmiyor.

S: 30 Temmuz tarihindeki celsede nereden olduğunuzu sormuştuk ve siz de Korsoka demiştiniz, bu doğru mu?
C: Evet.

S: Bu bir gezegen mi?


C: Hayır.

S: Korsoka nedir?
C: 3. yoğunluktayken yaşadığımız yeri tanımlayan, boyutlar-arası bir enerji kesişim noktası.

S: Biz, F___ ve ben, bu kanallamayı yaparken, F___'nin bunu tek başına yapması farklı olur muydu?
C: Evet.

S: Peki, şimdi biz bu tablayla burada oturmuş bunu yaparken, mekan-zamanda bize göre siz nerede bulunuyorsunuz?
C: 6000 mil yukarıda, 3 boyut arasındaki sınırda.

S: Bir kez daha, eğer yardımınızı istersek geleceğinizi söylemiştiniz. Çağırmanın herhangi özel bir yolu var mı ve yanıt
verdiğinizi nasıl anlayabiliriz?
C: Hissedeceksiniz.

22 Ekim 1994 F___ ile doğrudan kanallama.

S: (L) Karşımızda kim var?


C: Enduanda ve Alorra.

S: (L) Birkaç ay önce olan, süper-derin deprem denen 400 mil derinliğindeki depremin özelliği neydi?
C: İçerde meydana gelen aşamalı ısınmanın neden olduğu bir mağma hareketi. Periyodik bir döngünün parçası sadece.

S: (L) Bu konuda başka bir yorum?


C: Hayır.

S: (L) Kaliforniya kıyısı açıklarında duyulduğu söylenen gümleme sesleri hakkındaki yorumlarınızı almak istiyoruz.
C: Bir üssün genişletilmesi.

S: (L) Ne tür bir üs?


C: Griler olarak bilinen varlıklara yönelik bir transfer merkezi.

S: (L) Peki gümleme sesleri neydi?


C: Üssü genişletiyorlar.

S: (L) İnşa çalışması mı?


C: Evet. okyanus altı kabuğundaki kayaları parçalamak için ses dalgalarını kullanıyorlar. Bu yöntem, parçacıkların atomik
yapısının tamamen ortadan kalkacak şekilde parçalanmasını sağlıyor ve duyulan seslerin özelliği de bununla ilgili.

S: (L) Başka bir yorum?


C: ABD hükümeti orada olan bitenlerle ilgili belirli bir düzeyde farkındalığa sahip. Şüpheliler.

S: (L) Edgar Cayce'nin eriştiği bilgi kaynağı neydi?


C: Edgar Cayce bedeninin elektromanyetik akışına müdahale edilmeksizin dış kaynaklar tarafından bilinçliliğinin kolayca
açılıp kapanmasını sağlayan çok özgün bir biyokimyasal yapıya sahipti. Bunun ilk görünümü yardım istediği zaman
meydana geldi. Yüksek bir kaynaktan yardım istemeseydi, muhtemelen yeteneklerinin farkındalığı hiç ortaya çıkmayacaktı.

S: (L) Lama Singh'in bilgisinin kaynağı nedir?


C: Lama Singh metafizik alanda ve diğer alanlarda meditasyon yoluyla uzun ve zorlu çalışmalar yaptı ve bu şekilde
niyetlendiği zaman bir kanal açılabiliyor. Bu kanal o varlığın işbirliğini gerektiriyor ve Cayce'nin durumunda olduğu kadar
65
kolayca açılıp kapanamıyor.

S: (L) Erişim seviyeleri bakımından hangisi daha büyük bir alan veya bilgi erişimine sahipti?
C: Aslında Cayce biraz farklı bir kaynağa erişiyordu, fakat genel doğruluk seviyesi ve genel yoğunluk seviyesi Cayce'de
daha fazlaydı.

S: (L) Kasyopyalıların bilgi seviyesine yakınlık bakımından ikisini nasıl karşılaştırırsınız?


C: Erişim seviyesi çok daha büyük ve geniş.

S: (L) Dünya'nın uydusu Ay ne zaman ve nasıl oluştu?


C: Büyük bir komet kümesinin düzenli geçişleri, çekimsel etki yoluyla Dünya'nın yüzeyinden büyük bir parçanın koparak
yörüngeye oturmasına neden oldu. O zaman-mekanda Dünya çok daha düşük seviyeli bir katılıktaydı.

S: (L) Bu ne zaman oldu?


C: Bu yaklaşık 3 milyar yıl önce oldu.

S: (L) Ruhsal bir varlık fiziksel madde içinde hapsedilebilir mi?


C: Mümkün ama meydana gelme olasılığı son derece düşük.

S: (L) İnsanlar fiziksel madde içinde esir durumdalar mı?


C: Kendi seçimleriyle.

S: (L) Neden bu seçimi yaptılar?


C: Fiziksel duyumları deneyimlemek için. Bir grup kararıydı.

S: (L) Grubun başında kim vardı?


C: Grup.

S: (L) Ruh ile fiziksel beden arasındaki etkileşim, diğer varlıkların arzu ettikleri bir yan-ürün mü meydana getiriyor?
C: Herşeyin arzu edilmeyen sonuçları yanında arzu edilebilir sonuçları da vardır, fakat burada şu da belirtilmelidir ki
evrenin tüm boyutlarında var olan herşey, varoluşu yalnızca iki şekilde deneyimleyebilir. Bunlar uzun dalga döngüsü ve
kısa dalga döngüsüdür. İnsanların neden fiziksel madde içinde esir olduklarıyla ilgili soruna dönecek olursak, ki elbette bu
gönüllü bir şekilde ve seçimle gerçekleşti, sizin tamamen eterik veya ruhsal bir varoluş olarak tanımlayacağınız uzun dalga
döngüsü deneyiminden, fiziksel varoluş dediğiniz kısa dalga döngüsüne geçmenizden kaynaklandı. Bu iki yol arasındaki
fark şudur; uzun dalga döngüsünde evrimde döngüsel bir tarzda çok yavaş bir değişim meydana gelir. Kısa dalga
döngüsünde ise bir ikilik/dualite vardır. Dünya'da fiziksel bedenler içindeki ruhların deneyimlediği şey de budur çünkü ruh
döngünün yarısında eterik/ruhsal bir halde deneyim yaşarken, döngünün diğer yarısında fiziksel bir durumda deneyim
yaşar. Bu iki yarı, zaman olarak sizin zamanı ölçüm şeklinizle ölçülemez ama elde edilen deneyimin bütünü her iki yarıda
eşittir. Ruhların grup zihni tamamen eterik/ruhsal bir varlık yerine fizikselliği deneyimlemeyi seçtiğinde bu kısa dalga
döngüsüne geçme gereksinimi doğal olarak, evrenin doğal bağları yoluyla gerçekleşti.

S: (L) Ruhla bedenin etkileşiminin bir yan-ürünü var mı?


C: Bu etkileşim hem pozitif hem de negatif nitelikte yan-ürünler meydana getirir.

S: (L) Bu yan ürünler nelerdir?


C: Önce hangisi?

S: (L) Pozitif.
C: Pozitif yan-ürün göreli enerjide meydana gelen bir enerji artışıdır. Bu enerji ruhun ve onun tek boyutlu ve iki boyutlu
etkileşimli partnerlerinin öğrenme sürecini hızlandırır. Partnerler flora, fauna, mineraller vb'dir. Bu kısa dalga
döngüsündeki fiziksel/ruhsal transfer yoluyla hepsi tekrar-birleşmeye doğru olan gelişim ve hareketi daha hızlı bir şekilde
deneyimler. Negatif olarak ise aynı varlıklar için pek çok negatif durum söz konusu olur, çünkü 1. ve 2. bilinç yoğunluğu
seviyesinde bulunan flora ve fauna normal olarak fiziksel düzlemde uzunvadeli veya uzun dalga döngülü bir deneyim
yaşayacaktı ama insanlarla olan etkileşimleri nedeniyle kısa dalga ruhsal/fiziksel döngüde deneyim elde etmek
durumundalar.

S: (L) Bir defasında, belirli dünyadışı varlıkların insanları kaçırdıklarını ve "maksimum enerji transferi" sağlamak için
onları vahşi ölümlere maruz bıraktıklarını söylemiştiniz. Bu anlamda, uzun, yavaş, işkenceli bir ölüm sürecinde meydana
66
gelen bu maksimum enerji transferi nedir?
C: Aşırı korku ve endişe negatif nitelikte bir korku/endişe enerjisi üretir ve bu enerji o varlıklar için bir yakıttır. Metabolik
yapıları bakımından beslenme biçimlerinden biri budur.

S: (L) Metabolik yapıları nedir?


C: Çok karmaşık olduğu için tanımlaması çok zor çünkü bu sizin anlamadığınız dördüncü bilinç yoğunluğu seviyesinde
gerçekleşir. Fakat onların dördüncü yoğunluk seviyesinde var olma nedenleri kısmen, hem ruhsal/eterik yöntemlerle hem
de fiziksel yöntemlerle kendilerini besleyebilmeleridir. Dolayısıyla, bu enerji transferi eterik/ruhsal beslenme yöntemini
temsil eder. Diğeri de fiziksel olarak gerçekleştirilir.

S: (L) Diğeri nasıl?


C: Kan ve kanın yan ürünlerinin tüketilmesi buna bir örnek olarak gösterilebilir.

S: (L) Bunu yapıyorlar mı?


C: Evet ama alım şekli sizin düşüneceğiniz şekilde değildir. Gözenekler yoluyla yapılır.

S: (L) Ne şekilde?
C: Kan banyosu yoluyla, yani bedenlerini kana sokarak gerekli ürünleri absorbe etme ve sonra atık ürünleri boşaltma
şeklinde.

S: (L) Arthur Clarke "Son Nesil"i kanallama yoluyla mı yazdı?


C: Hayır. Hayalgücünü kullandı.

S: (L) UFO kaçırmaları ile ilgili amnezi (unutma) bilinçli olarak mı uygulanıyor yoksa zihnin olayı tanımlayamamasının bir
neticesi mi?
C: İkisinin eşit bir etkisi.

S: (L) Kaçıran varlıkların bilinçli uygulaması bakımından bu nasıl gerçekleştiriliyor?


C: Kozmik bir enerji akışı kullanılarak ruhsal ve kimyasal bir etkileşimden yararlanmak suretiyle hafıza işlevi üzerinde etki
yapıyorlar.

S: (L) Daha spesifik olabilir misiniz?


C: Daha spesifik olmak başka bir anlamda daha az spesifik olmak anlamına gelir ama bunu ifade etmenin iyi yollarından
biri şu: beyindeki elektromanyetik enerji akışı üzerinde oynama. Elektromanyetik enerji yani elektromanyetizm, uzun dalga
veya kısa dalga döngülerinde evrim kazanan tüm varlıklarda mevcut olan hayat enerjisidir.

S: (L) Gözenekleri yoluyla besin alan varlıklara dönecek olursak, bunlar ne tür varlıklar?
C: Hem Kertenkele Varlıkları olarak tanımladıklarınız hem de Griler olarak tanımladıklarınız. Her ikisinin hayatta kalması
için bu gereklidir. Griler Kertenkele Varlıklarının yapay bir tasarımı olmaları bakımından kısa dalga döngüsünün doğal
birer parçası olmamakla birlikte yine de Kertenkelelerin beslenme işlevlerini taklit ediyorlar.

S: (L) Kertenkele varlıklarının yapay yaratımları olduklarına göre ruhları yok mu demek oluyor?
C: Doğru.

S: (L) Nasıl işlev gösteriyorlar? Robot gibiler mi?


C: Kertenkele varlıklarının ruylarıyla etkileşme yoluyla işlev gösteriyorlar. Bu teknoloji sizin aşina olduğunuz teknolojiden
aşırı ölçüde daha fazla gelişmiş bir teknolojidir; Griler yapay olarak tasarlanıp üretilme bir yana, doğrudan Kertenkele
varlıklarının zihinsel ve psişik birer projeksiyonu olarak işlev gösteriyorlar. Dört boyutlu birer araç gibiler.

S: (L) Dört boyutlu araçlar olarak yetenekleri neler?


C: Kertenkele varlıklarının tüm yeteneklerine sahipler ama tabii fiziksel görünüşleri tamamen farklı, kendi ruhları yok ve
ayrıca biyolojik yapıları içsel olarak farklı. Ancak işlevleri aynı ve projeksiyon varlıklar olarak kalabilmek için hem ruhsal
olarak hem de fiziksel olarak Kertenkele varlıklarıyla aynı şekilde besin tüketmeleri gerekiyor. Gerekli yakıtın negatif
enerji olmasının nedeni ise hem Kertenkele varlıklarının hem de Grilerin dördüncü yoğunluk seviyesinde yaşıyor
olmalarıdır. Dördüncü bilinç yoğunluğu seviyesi, bu varlıklarda olduğu gibi yalnızca kendine hizmet ederek varolunabilen
en yüksek yoğunluk seviyesidir. Bu yüzden negatif enerji tüketmeleri gerekir çünkü dördüncü yoğunluk seviyesi, kendine
hizmetin yani negatif düşünce kalıbının en yüksek örneğidir. Dördüncü yoğunluk seviyesine üçüncü yoğunluk seviyesinden
ilerlenerek gelinir. Yukarı doğru her bir yükselişte, bireysel bilinçli varlığın varoluşu o kadar daha az zor hale gelir. Bu
67
nedenle dördüncü yoğunlukta varoluş, üçüncü yoğunluktakine göre daha az zordur ve üçüncü de ikinciden daha az zordur
vs. Ruh enerjisi üzerinde daha az yük yaratır. Bu nedenle dördüncü yoğunluk seviyesinde varolan varlıklar üçüncü
yoğunluk seviyesinde varolan varlıklardan negatif ruh enerjisini çekebilirler. Aynı şekilde, üçüncü yoğunluk seviyesindeki
varlıklar, ikinci yoğunluk seviyesindeki varlıklardan enerji çekebilir. Bu enerji alış biçimi diğeri kadar gerekli değildir ama
gene de yapılıyor. Üçüncü yoğunluk seviyesinde bulunan insanların ikinci yoğunluk seviyesindeki hayvan krallığındaki
varlıkların sıkça sıkıntı ve acı çekmesine neden olmalarının sebebi de budur; çünkü sizler de esas olarak kendine hizmet
eden varlıklar olarak ikinci seviye ve birinci seviyedeki varlıklardan negatif ruh enerjisi çekiyorsunuz. Sizin için
yaklaşmakta olan dördüncü yoğunluk seviyesine doğru ilerlerken, başkalarına hizmete ilerlemek ile kendine hizmette
kalmak arasında bir seçim yapmanız gerekiyor. Bu, kendinizi uyumlandırmak için epey vakit gerektirecek olan seçim
olacak. Bu, "bin yıllık süreç" olarak tanımlanan şeydir. Sizin takvim ölçülerinizle bu, diğerlerine hizmete mi yükseleceğiniz
yoksa kendine hizmet seviyesinde mi kalacağınızı belirleyecek olan dönemdir. Kertenkele varlıkları olarak tanımlanan
varlıklar kendilerini sıkı bir şekilde kendine hizmete sabitlemeyi seçtiler. Ve bunun mümkün olduğu en yüksek yoğunlukta
oldukları için, üçüncü seviye, ikinci seviye ve birinci seviyede bulunanlardan sürekli olarak büyük miktarlarda negatif
enerji çekmeleri gerekiyor ve tüm o yaptıklarının sebebi de bu. Bu durum ırklarının ölmekte olmasını da açıklıyor; çünkü
kendine hizmetten başkalarına hizmete nasıl geçireceklerini öğrenebilmiş değiller. Bu seviyede sizin ölçülerinize göre çok
uzun bir süredir kalmış olduklarından buraya sıkıca yapışmış durumdalar bu yoğunlukta nüfuslarını da arttırdılar. Irklarının
ölmekte olmasının ve gözleri kararmış bir şekilde sizden mümkün olduğunca çok enerji almaya çalışarak ırklarını
metabolik olarak yeniden yaratmaya çalışmalarının sebebi bu.

S: (L) Peki eğer biz onlar için bir besin ve enerji kaynağı isek neden bizi kendi gezegenlerinde insan kümeslerinde
beslemiyorlar?
C: Besliyorlar.

S: (L) Burada çok sayıda bulunduğumuza göre neden gelip buranın yönetimine el koymuyorlar?
C: Niyetleri bu. Çok uzun bir süredir bu niyetteler. Herşeyi istedikleri gibi ayarlamak ve bu gezegenin deneyimleyeceği
dördüncü yoğunluğa geçişte mümkün olduğu kadar çok negatif enerji emebilmek için zamanda ileri ve geri yolculuk
yapıyorlar. Buradaki amaç dördüncü yoğunlukta sizin yönetiminizi ele geçirmek ve bir dizi şeyi gerçekleştirmek; 1:
Irklarını sürdürülebilir halde tutumak, 2: Sayılarını arttırmak, 3: Güçlerini arttırmak, 4: Irklarını dördüncü yoğunluk
alemine yaymak. Bunların tümünü gerçekleştirebilmek için sizin takviminize göre yaklaşık 74 bin yıldır olaylara müdahale
ediyorlar. Bu çalışma sırasında zamanda ileri ve geri yolculuklar yapmak suretiyle tüm bunları tamamen sabit bir zaman-
mekan aralığında gerçekleştiriyorlar. Ama ne kadar ilginçtir ki tüm bu çalışmalar başarısız olacak.

S: (L) Başarısız olacaklarından nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?


C: Çünkü bunu görüyoruz. Biz sadece görmek istediğimizi değil herşeyi görebiliyoruz. Onların başarısızlıklarının sebebi
sadece görmek istediklerini görmeleri. Diğer bir deyişle bu "arzuya dayalı düşünme" olarak tanımlayacağınız şeyin en
yüksek ifadesidir. Ve dördüncü yoğunluk seviyesinde deneyimlenen arzuya dayalı düşünme, o seviye için gerçek olur.
Arzuya dayalı düşünmenin nasıl olduğunu biliyor musunuz? Siz üçüncü yoğunluk seviyesinde bulunduğunuz için bu
realiteyi pek bilmezsiniz, fakat eğer dördüncü yoğunlukta olsaydınız ve şimdiki işlevlerinizi sürdürüyor olsaydınız sizinde
gerçeklik algınız bu olurdu. Onlar bizim gördüklerimizi göremezler çünkü biz kendimize değil, başkalarına hizmet
ediyoruz ve altıncı seviyede bulunduğumuz için, tüm noktalardaki herşeyi olmalarını istediğimiz gibi değil, oldukları gibi
görebiliyoruz.

S: (L) Zechariah Sitchen büyük piramidin güneş sisteminde yolculuk etmeye yönelik sabit bir işaretleme sistemi olarak inşa
edildiğini iddia ediyor, bu fikir hakkındaki yorumlarınızı söyler misiniz?
C: Bu yanlış. Piramitler enerji depolama ve nakletme tesisleri olarak inşa edildiler. Ruh konularında sizin atalarınız olan
Atlantislilerin torunları tarafından inşa edildiler. Herhangi birşeyi işaretlemek için inşa edilmediler.

S: (L) Herhangi bir dünyadışı grup ve özellikle de Kertenkeleler hiç insanlar arasında yaşayıp tapınıldılar mı?
C: Kertenkeleler insanlar arasında yaşamadılar ama zamanda çeşitli noktalarda insanlarla doğrudan etkileşime girdiler. Bu
koşullar, insanların tamamen yabancı bir yerden gelen tanrıları kabul etmeye ve tapınmaya hazır, istekli ve muktedir
oldukları noktalarda gerçekleşti. Yakın geçmişte böyle birşey olması söz konusu değildi. Ama dikkat edin, çok yakında bu
tekrar gerçekleşebilir.

S: (L) Güney Amerika'daki Nazka çizgilerini kim yaptı ve amaçları neydi?


C: O çizgileri yapanlar, o zaman o bölgede yaşayan ve ruhsal olarak epeyce ilerlemiş olan yerlilerdi ve bunu yapma
sebepleri, uzaydan gelmelerini bekledikleri varlıklara seslenmekti.

S: (L) Bu semboller bir çeşit güç sembolü müydüler?


68
C: Bazıları onları o şekilde algılamış olabilir ama aslında o semboller temel olarak daha önceden onlara görünmüş ve
tapınılmış olan, Kertenkele varlıkları yanında diğer bazı seyehatçilerinde dahil olduğu varlıklara yönelik bir çağrı
girişimiydi.

S: (L) Angkor Wat şehrini kim inşa etti?


C: Doğrudan Kertenkele varlıkları tarafından inşa edildi. Yaklaşık 3108 yıl önce.

S: (L) Mohenco Daro şehrini kim inşa etti?


C: O da doğrudan Kertenkele varlıkları tarafından inşa edildi.

S: (L) Kendileri bu şehirlerde yaşadılar mı?


C: Hayır, daha öncede belirtildiği gibi orada yaşamadılar. Geçici olarak ziyaret etti veya kaldılar ama orada yaşamadılar.

S: (L) O şehirleri kimin için kurdular?


C: Şehirleri kendileri ve insanlar arasındaki tapınıcıları için kurdular.

S: (L) Daha önceki bir celsede hangi gezegenden olduğunuz sorulmuştu ve yanıt da Korsoka'ydı. Sonra "Daha spesifik
olabilir misiniz?" sorusuna verilen yanıt "2 dilor" idi. Bu hatalı bir yazım mıydı veya ne anlama geliyor?
C: Korsoka dediğiniz şey aslında sizin anlayışınızla gezegen olarak tanımlayabileceğiniz birşey değildir. Çünkü bu altıncı
yoğunluk seviyesinde olan birşeydir ve sizin altıncı hissiniz dışındaki hislerinizin erişimi dışındadır. Bu nedenle altıncı
yoğunlukta olmayla ilgili konuları kavrayamazsınız. Bu nedenle de burada "gezegen" kavramı anlamsızdır. Ama gerçekten
de bizim kaldığımız yerdir. Fakat bunu burada sonlandırmak en iyisi çünkü oranın nasıl olduğunun size tanımlanması hayal
gücünüzün ötesinde birşeydir.

S: (L) Tamam. Önceki celselerden birinde "Denver Havaalanı Skandalından" bahsetmiştiniz. Son zamanlarda bunun olası
bir gelişme olduğu dikkatimi çekti. Bu skandal çok daha kötü bir durum haline mi gelecek ve eğer öyleyse bunun neticeleri
nelerdir?
C: Evet, en hafif deyimle bu sorun devam edecek.

S: (L) Kertişlerin saldırısına karşı kişinin kendisine koruma oluşturma amacıyla gerçekleştirebileceği herhangi bir ritüel var
mı?
C: Ritüeller faydasız.

S: (L) Kullanabileceğimiz herhangi bir teknolojik yöntem var mı?


C: Gerekli olan tek savunma bilgidir. Bilgi, sizi varoluştaki tüm olası zarar biçimlerine karşı korur. Daha fazla bilginiz
oldukça daha az korkunuz olur, daha az acınız olur, daha az gerilim hissedersiniz ve herhangi tür veya biçimde daha az
tehlike deneyimlersiniz. Şimdi bunu çok dikkatlice düşünün çünkü bu çok önemli: "Bilgi" sözcüğünün ardındaki kavramın
herhangi bir sınırı var mı? Eğer bu kavramın sınırı yoksa o kelimenin değeri nedir? Sonsuz. Bu tek kavramın, bu tek
anlamın sizi bütün sınırlandırmalardan nasıl serbest kıldığını anlayabiliyor musunuz? Bilgi kelimesinin ve bu kelimenin
manasının, ihtiyaç duyabileceğiniz herşeyi nasıl sağlayabildiğini anlamak için altıncı duyunuzu kullanın. Dikkatlice
düşünürseniz, bunun doğruluğunun işaretlerini göreceksiniz.

S: (L) Bu, kitaplardan öğrenilen bilgileri kapsıyor mu?


C: Kelimenin ifade ettiği kavramın tüm olası anlamlarını kapsıyor. Sadece tek bir terimin, bu tek kelimenin nasıl bu kadar
çok mana taşıdığını düşünebiliyor musunuz? Bunun tamamen farkında olmadığınızı algılıyoruz. Aydınlanmanın
belirtilerini görebilirsiniz ve aydınlanma bilgiden gelir. Bilgi elde etmek ve bilginizi arttırmak için sürekli olarak çaba
gösterirseniz, meydana gelebilecek tüm olası negatif şeylere karşı kendinize bir koruma sağlamış olursunuz. Bunun neden
böyle olduğunu biliyor musunuz? Daha fazla bilginiz oldukça, kendinizi nasıl koruyacağınız konusunda daha fazla
farkındalığınız olur. Sonunda bu farkındalık o kadar güçlü ve o kadar kapsamlı hale gelir ki, kendinizi korumanız için
belirli şeyler veya ritüeller yapmanıza hiç gerek kalmaz. Koruma, bu farkındalıkla birlikte doğal olarak gelir.

S: (L) Bilginin, edinilmesi veya kabulü dışında bir cismi veya bir varlığı var mı?
C: Bilgi tüm cisimleri kapsar. Tüm varoluşun çekirdeğine gider.

S: (L) Yani bilgi kazanmak, kişinin kendi varlığına birşeyler eklemesi anlamına da geliyor...
C: Öyle. Kişinin, varlığına arzu edilebilir herşeyi katması demektir. Ve ayrıca, şu anda olduğu gibi ışığa ulaşma yolunda
çaba gösterirken, gerçekten bilin ki ışık bilgidir. Bu, tüm varoluşun çekirdeğindeki bilgidir. Bilgi, tüm varoluşun
çekirdeğinde mevcut olması ile, varoluştaki tüm negatiflik biçimlerine karşı koruma sağlar. Işık herşeydir ve herşey bilgidir
69
ve bilgi herşeydir. Siz de bilginizi arttırmada son derece başarılısınız. Şimdi tüm ihtiyacınız olan şey, tüm ihtiyacınız olan
şeyin bilgi edinmek olduğuna inanmanız ve bunu kavramanızdır.

S: (L) Bilgiyi edindiğim kaynağın aldatıcı bir kaynak olmadığından emin olmak isterim.
C: Eğer imanınız varsa, edinebileceğiniz hiçbir bilgi yanlış olamaz çünkü böyle birşey yoktur. Size yanlış bir bilgi veya
veri vermeye çalışan herkes ve herşey başarısız olacaktır. Tüm varoluşun kökünde olduğu için, bilginin kabul ettiği şey, sizi
yanlış veriyi benimsemekten koruyacaktır. Yanlış veri bilgi değildir. Sadece açık bir şekilde bilgi edinmeye çalıştığınızda
yanlış veriyi benimseme konusunda korku duymanıza gerek yoktur. Bilgi koruma sağlar -- ihtiyaç duyabileceğiniz tüm
korumayı.

S: (L) Açık ve inançlı olduğu halde zarar gören ve arkalarından vurulan bir sürü insan var.
C: Hayır. Bu sizin algılamanız. Algılamayı başaramadığınız şey, o insanların gerçekten bilgi toplamıyor olduklarıdır. O
insanlar ilerledikleri yolun bir noktasında takılıyorlar ve sizin takıntı dediğiniz gizli bir süreçten geçiyorlar. Takıntı bilgi
değildir, takıntı atalettir. Bu nedenle, kişi takıntılı hale geldiğinde, ruhsal gelişimin sağlanması, ilerletilmesi durdurulmuş
olur, çünkü bu ancak gerçek bilginin edinilmesiyle mümkündür. Kişi takıntılandığında korunması da azalır, bu nedenle kişi
sorunlara, trajedilere ve her tür zorluğa açık hale gelir. Ve kişi bunları deneyimler.

S: (L) Hazır bilgi edinme ve hoş veya nahoş şeyleri deneyimleme konusuna gelmişken, F___ adına, öğrenmesi gereken
şeyin ne olduğunu sormak istiyorum.
C: Tamamen farkında olmasa da şu anda doğru yönde ilerliyor. Gerçekte olduğundan daha fazla stres altındaymış gibi
görünebilir ve ayrıca çok yüksek miktarda içsel bilgisi var ve onunla çalışabilmemizin nedenlerinden biri de bu, çünkü bu
kanalları çok uzun bir zaman önce açtık. Ne kadar ilginçtir ki, sen farkında olmasan da, senin varlığın da aynı faktörden
etkileniyor.

S: (L) Hangi faktör?


C: F___ olarak bildiğin varlık tarafından deneyimlenen doğal ilerleyiş.

S: (L) Ne anlamda?
C: Yönlendiriliyorsun ve bu bireyle etkileşimin sayesinde kendini doğru yöne yönlendiriyorsun. Sen bunun tamamen
farkında olmasan da olan bu.

S: (L) F___'nin N___ E___ gibi biriyle etkileşim için bu kadar yıl harcamasının nedeni nedir?
C: Bu öğrenme sürecinin bir parçası ve aynı zamanda Karmik nitelikte.

S: (L) Tüm bu olayı sona erdiren şey neydi?


C: Sona erme vakti gelmişti.

S: (L) Önceki bir celsede Nasıralı İsa hakkında çeşitli sorular sormuştuk. Sorduğumuz bir soruya "Hızla yükseltildi;
savaşlar, toplumsal uyku, Zindar konseyi" gibi bir cevap vermiştiniz. Bu referansların anlamını öğrenmek istiyorum.
C: Hızla yükseltilme, bilgiye dair önceki sorunla ilgili olarak farkındalık seviyesinde ani bir yükselmeyi ifade ediyor.
Bazen bu bigi edinme hızlı bir artışla meydana gelebiliyor ve bu bazıları tarafından aydınlanma olarak tanımlanıyor. İsa
bilgisini, yüksek bir kaynaktan bilgi alma yeteneğine olan tam inancı ile edindi. Bu inanç yüksek kaynaklarla eşit derecede
dengeleyici bir etkileşime neden oldu ve bu da onun o inanç sayesinde üstün bilgiler edinmesini sağladı. İsa'nın yaşadığı
mekan-zamanda bilgi edinme kaynaklarıın şu andakinden çok daha sınırlı olduğunu unutmayın. Tam ve bütün inanç
dışında bilgi edinmek için mevcut çok az seçenek vardı. Ve bu varlık, tam ve bütün imanın, büyük ve yoğun bir bilgi
edinme sağlayacağının ve bunun aynı zamanda ruhsal varlığı ciddi ölçüde ilerleteceğinin farkındalığı ile doluydu. Böylece
iman etti ve bilgi aldı.

S: (L) Bilginin kaynağı neydi?


C: Kaynak bizim bulunduğumuz yer olan altıncı yoğunluktu ve bu olayda biz de vardık.

S: (L) İsa'nın etrafındaki insanlarla olan etkişimiyle ilgili yaptığınız yorumu açıklar mısınız?
C: Kişilerin faydalı enerjilerinin, pozitif veya negatif tarafa doğru dengesizleşmesinin deneyimlenmediği bir seviyeye
eriştirilmesine yönelik kitlesel bir meditasyon biçimi.

S: (L) Zendar Konseyi nedir?


C: Zendar Konseyi altıncı yoğunluk seviyesinde bulunan, hem fiziksel hem de eterik boyutları kapsayan ve alt yoğunluk
derecelerinde çeşitli medeniyet bölümlerindeki önemli gelişimsel noktaları gözlemleyen bir konseydir.
70

S: (L) Olayların kronolojisi bakımından İsa'nın hayatıyla ilgili biraz daha bilgi vermenizi istiyorum. Kendisi hakkında ne
düşündüğü, yüksek kaynaklarla olan etkileşimi, ruhsal olarak meshedilişi, tam olarak ne için geldiği ve bunu nasıl başardığı
hakkında bilgi istiyorum.
C: Kim ve ne olduğu ile ilgili farkındalığı büyürken aşamalı olarak gelişti. Daha önce belirtildiği gibi inancı yoluyla ona biz
bilgi kazandırdık. Sizin de aynı inancı geliştirmeniz lehinize olur çünkü bu şekilde olan bitene dair "bilgilerin" size gelişi,
şu andakinden daha sık gerçekleşir. İsa'nın misyonu ve bununla ilgili eylemleri, gelişim ve ilerleyişinin doğal akışının bir
parçasıydı. "Mucizeleriyle" ilgili bilgiler, olayların olmasından sonra yazılan yazılar yoluyla büyük ölçüde yozlaştırıldı. Bu
yazıların çoğu, daha önceden belirtilen sebeplerden dolayı tüm insanlığın zihnini bulandırmayı ve insanları yozlaştırmayı
arzulayan varlıklar tarafından yazıldı. Çünkü eğer insanlar İsa'yı fiziksel mucizeler gerçekleştiren biri olarak algılarsa, o
zaman insanların dünya üzerindeki hayatın ve bunun anlamının ne olduğu ile ilgili anlayışları da yozlaşır ve bilgi
engellenir. Bunu yapanların amacı da buydu. İsa'nın amacı ve planı, arayan herkese bilgiyi öğretmekti ama insanlara
yansıttığı iman seviyesi, yüksek kaynaklardan o bilgileri aldığı zamanki kadar yüksek değildi. Eğer insanlar öğrenmeye
açık ve isteklilerse, duyarak öğrenebiliyorlardı. İsa, imanını diğer insanlara aktarma konusunda çok sınırlı bir başarı elde
etti çünkü iman ancak içten gelir ve bu, sizin ortamınızdaki varlıklar için edinmesi en zor olan şeylerden biridir.

S: (L) Daha önce İsa'nın muhtemelen genetik olarak seçilmiş bir hamileliğin ürünü olduğu tartışılmıştı. Bunun nedenleri
üzerindeki yorumlarınızı rica ediyoruz.
C: Genetik olarak seçilen bir gebelik yoktu. Bu yanlış.

S: (L) Peki öyleyse neydi?


C: Doğal bir gebelikti.

S: (L) Kastettiğim şey İsa'ya biyolojik baba olarak seçilen kişiyle ilgiliydi.
C: Sizin yoğunluk seviyenizde meydana gelen tüm doğumlar için de bu geçerli.

S: (L) Burada İsa'nın gayrımeşru olduğu yönünde ortaya çıkan ima ile ilgili yorumunuzu almak istiyoruz.
C: Eğer bunun bir şekilde onun veya aktardığı bilgilerin üzerinde bir gölge veya bir leke oluşturduğunu düşünüyorsanız,
söylediklerimize yeterince dikkat etmiyorsunuz demektir. Bilgi karşısında takıntı ile ilgili olarak söylenenleri duymadınız
mı? İçlerinde, gelişimin tüm noktalarında daha fazla bilgiye erişmek için gerçekten çaba gösterenler, belirttiğiniz
gayrımeşruiyet ile ilgili herhangi bir fikir ile bloke olmazlar. Eğer gelişip bilgi kazanmayı seçerseniz, hiçbir noktada hiçbir
şey hakkında asla bloke olmaz veya takıntılanmazsınız. Fakat eğer bilginizi sınırlandırmayı ve takıntılanmayı seçerseniz, o
zaman kendinizi sürekli bloke olmuş halde bulursunuz ve bu durum tüm yaşam deneyimlerinizde kendini gösterir. Bu,
bireysel ruh gelişimi kalıbının bir parçasıdır. Tamamen seçime dayalı birşeydir. Bu nedenle bir başkasının bilgi edinme
seçimine veya bunu nasıl yaptığına veya yapmadığına müdahale etmeniz mümkün değildir. Bir başkasının algılarını
değiştirmeye çalışmanın gereği yoktur çünkü özgür iradeye müdahale anlamına gelir. Eğer biri aydınlanmak yerine
takıntılanmayı seçiyorsa, bu onun seçimidir!

S: (L) Martek gezegeninden bahsetmiştik. Bu, eski insanların Mars'a verdikleri isim mi, yoksa dünya-dışıların bir
isimlendirmesi mi?
C: Tarihinizin gelişiminin çeşitli aşamalarındaki pek çok şey gibi bu da her ikisinin bir birleşimi.

S: (L) Dünya gezegeninin, Martek ile etkileşimi öncesinde bir su buharı örtüsüne sahip olduğu belirtilmişti. Bu su buharı
örtüsü nasıl havada asılı duruyordu?
C: O mekan-zaman noktasında, su buharı örtüsü, atmosferinizin kendine özgü bileşiminin doğal bir unsuruydu.

S: (L) Yerçekimi seviyesi şimdikiyle aynı mıydı?


C: Sizin algılayabileceğiniz bir seviyede olmamakla birlikte biraz farklıydı. Bu fark, o buhar örtüsünün asılı kalmasının
nedenlerinden biriydi.

S: (L) Nuh tufanı öncesindeki farklı yerçekimi durumu ve ayrıca su buharı örtüsü, gezegende şu anda mevcut olan
koşullarla karşılaştırıldığında daha uzun insan ömrüne elverişli miydi?
C: Sadece belirttiğiniz koşullar değil, o mekan-zaman noktasında gezegende mevcut olan diğer tüm koşullar, daha uzun
ömür için elverişliydi. Bu arada Nuh, gerçek bir tarihsel olaydan ziyade sembolik bir mesajdır.

S: (L) Tarihsel olay derken Nuh'un bir gemiye binmesini mi, yoksa tufanı mı kastediyorsunuz?
C: Öncelikle Nuh diye biri yoktu. İkinci olarak ise o hikayede belirtildiği şekilde gerçek bir tufan yoktu. Üçüncü olarak da
tüm hikaye, gerçek bir olaydan ziyade sembolik bir mesajdı.
71

S: (L) Peki gerçekte ne oldu ve buradaki sembolizmin bize verdiği mesaj nedir?
C: Bu çok genel bir temsildir. O süreçte gerçekten tüm gezegeni saran bir afet meydana geldiğini ve ruhsal gelişimlerinin
bir parçası olarak bu afeti bedenlerini terk etmeden deneyimlemeye hazır olanların afetten önce uyarıldıklarını anlatıyor.
Olayları manipüle ederek değil, o insanların iman yoluyla bilgi edinmeleri ve olayda hayatta kalmak için deneyimlemeye
gereksinim duydukları şeyleri deneyimlemeye uygun bir konuma doğal olarak gelmeleri şeklinde gerçekleşti.

S: (L) O olayda Dünya'ya çok yaklaşan Martek'in yüzeyinde su var mıydı ve o su Dünya'ya mı boşaldı?
C: Bu gerçeğe çok yakın. Ama bundan çok daha karmaşık, bu nedenle şimdilik bu konuyu burada bırakacağız.

S: (L) Nefilim hakkında bilgi istiyoruz.


C: Nefilim, bu galaksinin başka bir noktasındaki bir gezegenden gelen, üçüncü yoğunluk seviyesindeki bir ırk.
Geçmişinizdeki belirli bir dönemde asker gücü olarak görev yapmak üzere Kertenkele varlıkları tarafından alınan, daha
doğrusu kaçırılıp, tekrar-programlanıp alıkoyulan bir ırk.

S: (L) Bu hangi dönemdeydi?


C: Bu yaklaşık olarak 8 ila 5 bin yıl öncesine rastlıyor fakat 12 ila 14 bin yıl öncesine ait tarihler ve başka tarihler de var.
Bu sizin tarihleme sisteminiz ve bizim için mevcut değil.

S: (L) Bu varlıklar ne kadar süre boyunca Dünya'mızda kaldılar?


C: Yaklaşık 1500 ila 1800 yıl arasında. Tükendiler çünkü Dünya'nın atmosferinde doğal olarak üreyemiyorları ve onları
genetik olarak insanlarla çiftleştirme deneyi başarısız oldu.

S: (L) Sonuncusu ne zaman öldü?


C: Muhtemelen 6-7 bin yıl önce. Fakat 12-14 bin yıl öncesine ait bir referans daha var.

S: (L) Geldikleri gezegenin adı neydi?


C: Dorlakua.

S: (L) Bu gezegen nerede bulunuyordu?


C: Bu gezegen Oryon kompleksi içindeydi.

S: (L) "Nuh tufanından" sonra tüm dünyada afetten sonra hayatta kalan kaç kişi vardı?
C: Yaklaşık 19 milyon.

S: (L) O noktadan sonra dünya nüfusu neden azalmaya devam etti?


C: Hastalıklar ve genetik havuzdaki yapay manipülasyonlara uyumlanamama nedeniyle.

S: (L) Babil kulesinin görünümü nasıldı?


C: Sizin Washington anıtınıza çok benziyordu, ki bu yeninden-yaratım da bir ruh hafızasının tekrarlanışıdır.

S: (L) Nasıl kullanıldığını bilen biri olsaydı Mısır'daki büyük piramit işe yarar mıydı?
C: Yapay olarak kullanılmamakla birlikte bugün hala çalışıyor. Büyük piramit aynı zamanda bir muhafaza odasıydı. Büyük
piramidin içine girip bedenini terk ettiğinde bedenin çok uzun bir süre yapısını korurdu. Bu özelliği, yapının kendisini
korumasına da katkıda bulundu.

S: (L) Sfenks'teki asıl yüzün görünüşü nasıldı?


C: Bir kedi ve bir insanın temsiliydi.

S: (L) Önceki bir aktarımın bir noktasında Kertenkele varlıklarının kendi "beslenme" amaçlarına yönelik olarak bir
savaştan sonra insan ırkını değiştirdiği belirtilmişti. Bunu biraz açıklar mısınız?
C: Bu varlıkların sizin varlığınızı tamamen kontrol etmeleri mümkün değildi. Eğer öyle olsaydı, ırkınız gerçekleştirdiği
şeyleri gerçekleştiremezdi. Kertenkele varlıkları kendi çıkarlarına uygun olarak insan varlıklarının fiziksel yapısına
müdahalede bulundu. Daha önce söylediğimiz şeyi hatırlayın. Bu düzlemde deneyimlenen zaman döngüsüne de müdahale
edilegeldi. 74 bin yıldır gelecekteki bir noktaya yönelik olarak kendileri için faydalı olarak algıladıkları koşulları
oluşturabilmek için zamanda geri ve ileri giderek müdahalelerde bulunuyorlar. Bunu yaparken zaman döngüsünde askıda
kalıyorlar. Onların, sizin ölçünüzle bir saat olarak algıladıkları süre 74 bin yıl kadar uzun olabilir.
72
S: (L) Yani burada bulunuşları 300 bin öncesine gitmiyor?
C: Kendi çıkarlarına uygun olan koşulları asıl olarak 309 bin yıl önce kurdular ama bu belirttiğimiz 74 bin yıllık belirli
süreç içinde koşullara daha önce belirttiğimiz şekilde müdahale ediyorlar.

S: (L) Sizin grubunuzun yaratıcılarının, gezici yolcular olarak isimlendirilen süper eski atalar olduğunu belirtmiştiniz. Bu
terimin anlamı nedir ve bu varlıklar kimdir?
C: Gezici yolcular birer varlık değildir. Gezici yolcular birleşik düşünce formudur.

S: (L) Neden gezici yolcular olarak isimlendiriliyorlar?


C: Çünkü tüm gerçeklik biçimlerinden geçiyorlar. Birleşik varlık formundan ortaya çıkıyorlar.

S: (L) Jüpiter ile Mars arasındaki yok olan, şimdi bizim asteroit kuşağı olarak bildiğimiz gezegenin psişik enerji ile yok
olduğunu söylemiştiniz. Bunu açıklayabilir misiniz?
C: O gezegende yaşayanlar, ki pek çoğu sizin ruhsal atalarınızdır, bir kendine hizmet ortamı geliştirmeye karar verdiler ve
bu o kadar güçlü bir negatif enerji yüklemesi meydana getirdi ki gezegenlerinin yok olmasına neden oldular çünkü
enerjideki seviyeler o kadar yükseldi ki kendi üzerlerine çöktü ve gezegenin atomik yapısının prçalanmasına ve fiziksel
olarak patlamasına neden oldu.

S: (L) Bu teknolojik olarak mı yapıldı yoksa tamamen zihin gücüyle mi?


C: İkisi bir ve aynı.

S: (L) Bomba atma gibi birşey yaptılar mı?


C: Hayır, hayır. Psişik enerjiyle yapıldı. Geçici bir gerçeklik akışında aynı şeyin sizin gezegeninizde de meydana gelme
tehlikesi söz konusu. Ancak biz bunun olmayacağından eminiz çünkü biz tüm gerçekliği görüyoruz; geçmiş, şimdi ve
gelecek. Ancak şunu da anlamanız gerekiyor ki, bizim perspektif noktamızda bile tüm gerçeklik gene de akışkandır. Hala
pek çok gerçeklik seçenekleri, olası gelecekler, olası geçmişler ve olası şimdiler var. Fakat biz yeterince emin bir şekilde
sizin gezegeninizin Kantek gezegeni ile aynı kaderi yaşamayacağını hissediyoruz.

S: (L) Bir celsede Yaser Arafat'ın bir beşinci yoğunluk ruhu olduğu ve Nasıralı İsa'nın torunlarından biri olduğu
belirtilmişti. Onda bu özellikleri veya bu genetikleri ifade eden ne var?
C: Görmüyor musunuz? Yaser Arafat olmanın nasıl birşey olduğunu hayal edin. Algılarınıza bakın. Şimdi ne yapıyor?

S: (L) Yahudi-yanlısı görüşe sıcak bakmadığı kesin.


C: "Yanlısı" olarak tanımladığınız herşey bir takıntıdır. Ve bizim bilgimize göre takıntılar bilgiyi bloke eder ve bu da
kişinin kendini negatif olaylara karşı koruma yeteneğini bloke eder. İyi bir fikir değil. Eğer olayları takip ediyor olsaydınız,
şu anda Yaser Arafat'ın çok uzun bir zamandır düşman olan İsrail'lilerle barış yaparak tüm dünyayı sırtlamaya çalıştığını
görürdünüz. Dolayısıyla o bir barış yapıcısı ve bilgi dağıtıcısı.

S: (L) Yahudilerle Araplar arasındaki bu çatışma göz önüne alındığında hangi tarafın daha fazla geçerliliği var?
C: Tüm tarafların eşit geçerliliği vardır. Pozitifliği veya negatifliği ancak bireylerde buluruz.

S: (L) Roswell'de bir uzay aracının kaza yapması iddiasıyla ilgili tartışmada, bu kazanın iyonizasyon nedeniyle meydana
geldiği belirtilmişti. Bunu açıklayabilir misiniz?
C: O tanım, o anda atmosferde bulunan iyonlardan seken radar ışınlarının neden olduğu elektromanyetik distürbansın, o
aracın yerçekimsel dengeleme sistemine yaptığı etkiyi tanımlıyordu.

S: (L) İyonlar orada neden başka zaman değil de o sırada mevcuttu?


C: İyonlar o sırada fırtına nedeniyle elektriksel olarak yüklenmişlerdi.

S: (L) Hükümet tarafından çıkarılan bedenler olduğunu söylemiştiniz. Kaç beden çıkarıldı?
C: Üç ölü ve bir işlevsel.

S: (L) O ne kadar süre yaşadı?


C: Üç buçuk yıl işlevsel kaldı. Ruha sahip fiziksel bir varlıktan ziyade robotik biyogenetik bir varlıktı.

S: (L) Hükümet onun bir robot olduğunu biliyor muydu?


C: Hayır.
73
S: (L) Hala onun canlı bir varlık olduğunu mu düşünüyorlar?
C: Hükümet tek bir kişiden oluşmuyor. Bazıları artık bunların biyogenetik mühendislik ürünleri olduğunun farkında.

S: (L) Diğer bir aktarımda bilgi edinmek için her temas kuruşumuzda farklı bir varlıktan bilgi aldığımız söylenmişti. Bunun
nedeni nedir?
C: Denge ve eşitliğin oluşmasını ve verici ile alıcı arasındaki bu etkileşimde bilgi kaynaklarının taze olmasını temin etmek
için.

S: (L) Pekala, bu gecelik bu kadardı. Teşekkürler.


C: İyi geceler.

23 Ekim 1994 F___, Laura, V___

S:(L) Merhaba.
C: Merhaba. Neşelen Laura.

S:(L) Ben neşesiz değilim. Bugün kim var?


C: Onokoya.

S:(L) Neredensin?
C: Aynı.

S:(L) Kasyopyalı mısın?


C: Evet.

S:(L) Dün gece F___ ile doğrudan kanallama yapmaya çalıştık ve ben sonuçlardan tam memnun değilim. Durumun ne
olduğunu ve o yolu takip etmemizi tavsiye edip etmediğinizi merak ediyorum.
C: Evet.

S:(L) F___ dün gece temiz bir kanal olarak işlev gösteriyor muydu?
C: Kısmen.

S:(L) Problemin kaynağı neydi?


C: Statik elektromanyetik.

S:(L) Statiğin kaynağı neydi?


C: Çeşitli. Kanalların uyumlanması gerek ve bu kanal da giderek uyumlanıyor.

S:(L) Temiz bir kanal olabilmesi için pratik yapmayı sürdürmemiz mi gerekiyor?
C: Evet.

S:(L) Bunu ne kadar sıklıkla yapmamız gerekiyor?


C: Açık, ama haftada bir kez uygun olur.

S:(L) Bir kanalın "uyumlanması" ne kadar sürer?


C: Açık.

S:(L) Trans tekniğimiz makul müydü?


C: Başka bir tane seçin.

S:(L) Bir öneriniz var mı?


C: Açılış.

S:(L) Kanalın açılışı için başka bir yöntem denemeliyim, öyle mi?
C: İyi fikir.

S:(L) Kanalı açmak için ona ne tür bir görsel imaj vermem gerekir?
C: Sana bağlı. Deneyerek öğrenmek yerine hazırdan duymak istiyorsun.
74

S:(L) E___ L___. Fiziksel durumu hakkında bilgi verebilir misiniz?


C: Tiroit ve östrojen miktarıyla ilgili sorun. Tiroidin neden olduğu psikolojik sorunlar.

S:(L) Kalbi veya aortuyla ilgili bir sorun var mı?


C: Tiroit.

S:(L) İnsanoğlu Kasyopyalılar tarafından tasarlanmasından sonra, Kertenkeleler'in saldırısı öncesindeki cennetsi durumda
ne kadar süre yaşadı?
C: İnsanoğlunu biz tasarlamadık.

S:(L) Sizin tarafınızdan mı yaratıldık?


C: Hayır.

S:(L) Peki insanoğlu buraya nasıl geldi?


C: Çeşitli faktörler. Çok sayıda ruh, fiziksel varoluşu arzuladı ve başlangıçta Griler yoluyla Kertenkeleler olmak üzere,
Nefalim ve Oryon birliği tarafından değiştirildi.

S:(L) Bize tekrar Nefilim'lerin kim olduğunu söyler misiniz?


C: Baskı gücü. Oryon'un köleleri. 3C gezegeninden veya 3. yıldız, 3. gezegen.

S:(L) Geçen gece Nefalim'in Akrep takımyıldızı civarından geldiğini söylemiştiniz, bu doğru mu?
C: Esas olarak orada tohumlandılar. Siz de öyle.

S:(L) Aslen başka yer de mi tohumlandık? Nerede? Oryon'da mı? Gezegenin adı nedir?
C: D'Ankhiar. Ankh, bu gezegenin eski bir sembolüdür. Ana gezegen anlamına geliyor.

S:(L) O gezegen bizim asıl evimiz mi?


C: Evet.

S:(L) Eski evimizin durumu nedir?


C: Tükendi. Kül oldu. Yandı.

S:(L) Yani evimize dönemeyiz, öyle mi?


C: Evet.

S:(L) Bu Nefilim'ler, boyları ne kadar demiştiniz?


C: En uzunu 4.5 metre.

S:(L) Davut tarafından öldürülen Golyat bu Nefilimlerden biri miydi?


C: Evet. Efsanede. Hikayede anlatılan olay daha önce meydana gelmişti.

S:(L) Peki Golyat'la Davut gerçekten karşı karşıya geldi mi?


C: Evet.

S:(L) Davut onu gerçekten bir mancınıkla mı öldürdü?


C: Yakın.

S:(L) Bu Nefilimler insanlarla genetik olarak birleştirildiler mi?


C: Geçici olarak.

S:(L) Neden geçici olarak?


C: DNA uyuşmazlığı.

S:(L) Bizden daha mı zekiydiler?


C: Hayır.

S:(L) Sadece iri ve aptal mıydılar?


75
C: Hayır.

S:(L) Yaklaşık olarak aynı mıydılar?


C: Evet.

S:(L) Gezegenimizden yaşamakta zorlanmalarının sebebi boyları, yerçekimi gibi şeyler miydi?
C: Evet.

S:(L) Burada fiziksel sorunlar mı yaşadılar?


C: Evet.

S:(L) Sonuncusu ne zaman öldü?


C: MÖ 6000. Yaklaşık olarak. Bir referans.

S:(L) İlk olarak buraya ne zaman getirildiler?


C: Yaklaşık MÖ 12000. Referanslardan biri. Sizin takvim ölçümlerinizin pek pazla bir mana ifade etmediğini anlamanız
gerekiyor.

S:(L) O üç güce dönelim. Pek çok ruhun fiziksel varoluşu arzuladığını söylediniz. Çok sayıda ruh bunu arzuladıktan sonra
fiziksel varoluş nasıl gerçekleşti?
C: Önce maymunumsuydu.

S:(L) Sonra ne oldu? Bu maymunumsu varlıklar birden bire mi ortaya çıktılar? Ruhlar bu maymunumsu varlıklarla ne
yaptılar?
C: Ruhlar transferle onları değiştirdiler.

S:(L) Neyin transferi?


C: Tohumlanan bedenlere ruhların transferi. Oryon birliği önce Neandertal'i kullandı.

S:(L) Oryon ruhları Neandertal bedenlerine mi girdi?


C: Hayır. Kuluçkalama için insan ruhlarını onlara yerleştirdiler.

S:(L) Değiştirilen maymunumsuların embriyoları gebelik için dişi maymunumsulara mı yerleştirildi?


C: Hayır. Yalnızca ruhlar.

S:(L) Ruhları bu maymunumsu bedenlere mi koydular?


C: Yakın.

S:(L) Ruhun mevcudiyeti maymunumsu bedenin genetiğinin ve DNA'sının değişmesine mi neden oldu?
C: Evet.

S:(L) Ardından da önce Oryon Birliği tarafından değiştirildiler...


C: Size benziyorlar.

S:(L) Kim bize benziyor?


C: Oryonlar.

S:(L) Oryonlardan pek bahsetmemiştik..


C: Oryon Birliği. Oryon Toplumunda başkaları da var.

S:(L) Oryonların bazıları bizim değişimizle kötü adamlar mı?


C: Evet.

S:(L) Bazıları da iyi adamlar mı?


C: Evet.

S:(L) Yani asıl yaratıcıların veya genetik mühendislerin Oryonlar olduğunu söylüyorsunuz.
C: Yakın. Asıl mühendisler ama Dünya'da kalmıyorlar.
76

S:(L) Dünya gezegenindeki bedenlere giren ruhlar nereden geldi? Buraya gelmeden önce başka bir gezegendeki bedenlerde
miydiler?
C: Bu grup değil.

S:(L) Evrende bir yerlerde dolaşıyorlar mıydı?


C: Bir'le birlik halinde. Süper eski Lusifer, Düşen Melek, efsanesini duydunuz mu?

S:(L) Lusifer kim?


C: Siz. İnsan ırkı.

S:(L) İnsanların ruhları daha büyük bir ruhun parçaları mı?


C: Evet. Yakın. Bir. Tüm düşenler "zor yolu" öğrenmek zorundadır.

S:(L) Fiziksel gerçekliği deneyimleme isteğinin aslında düşme eylemi olduğunu mu söylüyorsunuz?
C: Sizler parçalı bir ruh biriminin üyelerisiniz.

S:(L) Fizikselliği istemenin "düşmek" anlamına gelmesi nasıl oluyor?


C: Kendi için zevk.

S:(L) Bize öğrettiğiniz şeyleri dünya üzerinde ne kadar insan biliyor?


C: Az.

S:(L) Bu bilgileri almamız bir bakıma "özel" olduğumuz anlamına mı geliyor?


C: Herkes özeldir.

S:(L) Bunları kaç kişi biliyor?


C: Şimdilik 8.

S:(L) Diğerlerine bilgi aktarabilecek miyiz?


C: Size bağlı.

S:(L) Diğerleri kimler?


C: Şu anda bir temas yok.

S:(L) İnsan ırkının Cennetsi durumda uzun süre yaşadığı dönemde, ruhsal bağlantıyı muhafaza ederek fiziksel beden
kullanabiliyorlar mıydı?
C: Evet. Ama uzun sürmedi. Hiçbir bağımlılık daireyi kapatacak kadar uzun sürmez.

S:(L) Yani insanoğlu kendini zevklendirme bağımlısı mı oldu?


C: Hızla o hale geldiler.

S:(L) Ruhların bedenlere taşınmasından itibaren cenneten düşüş ne kadar sürdü?


C: Ölçülebilir değil. Unutma Laura, bu olay meydana geldiğinde zaman yoktu. O noktada zaman akışı ilüzyonu ve diğer
pek çok yanlışlık mevcut değildi.

S:(L) Yani cennetten düşüşün zamanın da başlangıcı olduğunu söylüyorsunuz.


C: Evet.

S:(L) Belirttiğiniz diğer yanlışlıklar, birkaçını söyleyebilir misiniz? Birincisinin zaman olduğunu biliyoruz...
C: Kendiniz öğrenmelisiniz.

S:(L) ___, Loch Ness canavarının ne olduğunu öğrenmek istiyor.


C: Yılan. Ortalama 12 metre. Gölde 51 tane var. Su altı mağara sistemlerinde yaşıyorlar; afet-öncesi zamanların kalıntıları.

S:(L) Okyanusun dibinde büyük canavarlar var mı?


C: Yaklaşık 300 metre uzunluğundaki dev mürekkep balığı. Bunlardan yaklaşık 20,000 tane var.
77
S:(L) Afrika veya Güney Amerika ormanlarında kalmış dinazor var mı hiç?
C: Hayır.

S:(L) Vejetaryen beslenme benim için iyi mi?


C: Genelde değil.

S:(L) İnsanoğlu cenneten düşme öncesi ne yiyordu?


C: Vejetaryen.

S:(L) Yani dördüncü yoğunluğa geçişi gerçekleştirme öncesinde vejetaryen olarak tasarlanmadık, öyle mi?
C: Doğru.

S:(L) Çeşitli bireylere ihtiyaç duydukları bilgileri sağlamak için bu kaynağı kullanabilir miyiz?
C: Açık.

S:(L) Diğer insanlara bilgi vermede bize yardımcı olmak konusunda istekli misiniz?
C: Evet.

S:(L) Gurdjieff'in öğretilerinin doğru veya gerçeğe yakın olup olmadıklarını bilmek istiyorum.
C: Açık.

S:(L) Billy Meier'dan gelen bilgilerin kaynağını bilmek istiyoruz.


C: Griler.

S:(L) Pleyadesliler'le bağlantı kurmuyor mu?


C: Kuruyordu ama artık değil.

S:(L) Minturyanlar Kertenkelelerle mi ilişkili?


C: Evet.

S:(L) Minturyanlar kaçırmalara yardım ediyor mu?


C: Hayır.

S:(L) Minturyanlar şu anda gezegenimizde mi?


C: Hayır.

S:(L) Gezegenimize yakın bir yerdeler mi?


C: Hayır.

S:(L) Kertenkelelerin köleleri mi?


C: Hayır.

S:(L) Bir özgür irade gezegeninde mi yaşıyorlar?


C: Evet. Herkes öyle.

S:(L) Boyları ne kadar?


C: Ortalama 3.35 m. Ama 4'üncü yoğunlukta.

S:(L) Yemek yiyorlar mı?


C: Hayır.

S:(L) Ürüyorlar mı?


C: Mekanik olarak.

S:(L) Dünya 4'üncü yoğunluk olduğunda yemek yemeye devam edecek miyiz?
C: Farklı bir şekilde.

S: (L) İnsanların cinsel ilişkileri devam edecek mi?


78
C: Bekleyin ve kendiniz görün. Deri yoluyla besin alımı.

S: (L) Kertenkelelerin ve Grilerin yaptığı gibi mi?


C: 4'üncü seviyedeler.

S: (L) Onlar da derileri yoluyla mı besin alıyorlar?


C: Evet.

S: (L) Hangi besinleri alıyorlar?


C: Pek çok.

S: (L) Hangi besinler?


C: Önceki celsede F___ tarafından yanıtlandı.

S: (L) Bizim de aynı şekilde mi besleneceğimizi söylüyorsunuz?


C: Hayır.

S: (L) İnsanları blendıra atıp bedenlerini tükettikleri doğru mu?


C: Yakın.

S: (L) Jeffrey Dahmer erken bir yaşta Kertişler tarafından kaçırıldı mı?
C: Evet.

S: (L) Sapkınlıklarının kaynağı Kertişler mi?


C: Evet.

S: (L) Genetik olarak Kertişlerle bağlantılı mı?


C: Hayır.

S: (L) Yatak odamda Jani King tarafından kanallanmış olan P'taah Kayıtları diye bir kitap var. Jani King kimi kanallıyor?
C: Kendini.

S: (L) Elkins, Rueckert ve McCarty tarafından yazılan Ra Bilgileri hakkında bilgi almak istiyoruz. Ra Bilgileri nereden
geliyor?
C: Bizden.

S: (L) Ra Bilgileri'nin temiz bir kanaldan geldiğini mi söylüyorsunuz?


C: Evet.

S: (L) Mohenco Daro şehrinden yazılar içeren bir kitabımız olsaydı o yazıları bize tercüme eder miydiniz?
C: Belki.

S: (L) Stonehenge'i kim inşa etti?


C: Druidler.

S: (L) Druidler kimdi?


C: İlk Ari gruplarından biri.

S: (L) Taşları nasıl taşıyıp yerleştirdiler?


C: Ses dalgası odaklaması; kendiniz deneyin; Coral Castle (şato).

S: (L) Druid'lere ses dalgalarını kullanmayı kim öğretti?


C: Biliyorlardı. Nesilden nesile aktarıldı.

S: (L) Stonehenge ne zaman inşat edildi?


C: Yaklaşık MÖ 6000.

S: (L) Stonehenge ne olarak inşa edildi?


79
C: Enerji yönlendirici.

S: (L) Yönlendirilen bu enerji ile ne yapılıyordu?


C: Herşey.

S: (L) Enerji merkezden dışarı mı ve yoksa dışarıdan merkeze doğru mu yönlendiriliyordu?


C: Her ikisi.

S: (L) Bir araya gelip sesle birşeyleri hareket ettirmeye çalışmamızı mı öneriyorsunuz?
C: Evet.

S: (L) Bu ses bedenlerimizden mi gelecek?


C: Öğrenin. Laura cevabı keşif yoluyla bulacak.

S: (L) Kabala'da eğer bir grup ruhsal farkındalık kazanmak niyeti ve amacıyla düzenli olarak bir araya gelirse oluk olarak
tanımlanan birşey yaratmış olacakları söyleniyor. Bu bizim son üç yıldır yaptığımız şey mi?
C: Evet.

S: (L) Bilgi kanallamasını sağlayan bu oluğu kullanacak ve katkıda bulunacak başka insanları dahil edebilir miyiz?
C: Belki.

S: (L) "The PuppetMaster" isimli bir film duyduk. Bu film gerçekleri mi yansıtıyor?
C: Yakın.

S: (L) JFK'nin ölümü etrafındaki olayler, Oliver Stone'un JFK filminde doğru bir şekilde veriliyor mu?
C: Yakın.

S: (L) Kendi korumalarından biri tarafından öldürüldüğü doğru mu?


C: Hayır.

S: (L) Neden öldürüldü?


C: Yozlaşma.

S: (L) Yozlaşan kendisi miydi?


C: Bu bağlantıda tartışılmayacak kadar çok veri var.

S: (L) Marilyn Monroe intihar mı etti?


C: Hayır.

S: (L) Öldürüldü mü?


C: Evet.

S: (L) JFK ile olan bağlantısı nedeniyle mi öldürüldü?


C: Evet.

S: (L) Ölmesini isteyecekleri ne biliyordu?


C: Çok şey.

S: (L) 14. Louis tarafından hapse atılan kadife veya demir maskeli adam kimdi?
C: Tahtının varislerinden biri.

S: (L) Eğer bir varis ise, kralla olan ilişkisi neydi?


C: Evlilik dışı çocuk.

S: (L) Elvis Presley gerçekten öldü mü?


C: Evet.

S: (L) Gerçekten mezarında mı?


80
C: Evet.

S: (L) Yüksek dozdan mı öldü?


C: Yakın. Kalp krizi.

S: (L) Tabloid gazetelerdeki UFO haberleri gerçek mi?


C: Pek çok durumda.

S: (L) Berlin'de tekrar ortaya çıkan ve Prenses Anastasya olduğunu söyleyen kadın gerçekten söylediği kişi mi?
C: Evet.

25 Ekim 1994 F___, Laura, V___

S: (L) Bu gece yanımızda kim var?


C: Batuva.

S: (L) Neredensin?
C: Kasyopya.

S: (L) Bu akşam sorularımızı yanıtlamaya hazır mısınız?


C: Evet.

S: (L) İlk sorumuz şu; eski dinlerde çok yaygın olan kanatlı çemberin anlamı nedir?
C: Hayat enerjisi.

S: (L) Hayat enerjisi neden bu şekilde temsil ediliyordu?


C: Kapalı çember. Kapalı çemberdeki özgür ruh.

S: (L) Horus'un gözünün anlamı nedir?


C: Psişik enerji.

S: (L) Yılan tanrının aslı neydi?


C: Kertenkele yönetimi.

S: (L) Jeanne d'Ark'a görünen kimdi?


C: Kertenkele projeksiyonu.

S: (L) Cadılar bayramının kökeni nedir?


C: Tüm azizler gecesi.

S: (L) Bundan daha eski birşey var mı?


C: Hayır.

S: (L) Ay'da dünyadışıların üsleri var mı?


C: Evet.

S: (L) Bu üsler kime ait?


C: Griler.

S: (L) Denizkızı diye birşey hiç oldu mu?


C: Hayır.

S: (L) Bu efsanenin kökeni nedir?


C: Denizcilerin halüsinasyonu.

S: (L) Mars'ta dünyadışıların üsleri var mı?


C: Evet.
81

S: (L) Kimlerin?
C: Griler ve Kertenkeleler.

S: (L) Çocuklar dev mürekkep balıklarının ne yediklerini bilmek istiyor.


C: Çeşitli şeyler.

S: (L) Bu gezegende bir var olma amaçları var mı?


C: Herhangi bir şeyin var mı?

S: (L) Var mı?


C: Biz sorduk. Retorik soru.

S: (L) Çocuklar ayrıca bir dev mürekkep balığının olgunlaşmasının ne kadar sürdüğünü ve ne kadar yaşadıklarını bilmek
istiyor.
C: Olgunlaşmaları 200 yıl sürüyor ve ömürleri 700 yıla kadar.

S: (L) Grilerin katı maddeden geçmek için kullandıkları prosedür veya teknoloji nedir?
C: Boyutötesi atomik yeniden-düzenlenme

S: (L) Dünyadışılar kendilerini veya başkalarını nasıl ışınlıyor?


C: Elektron odaklaması ve önceki cevap.

S: (L) Dünyadışılar Karla Turner'ın ikinci kitabında tanımlandığı şekliyle sanal gerçeklik senaryolarını nasıl yaratıyorlar?
C: Zihinsel imaj yapılandırması.

S: (L) O olayda neden "mavi balon" veya ışık kullanıldı?


C: Hipnotik telkin tetikleyicisi.

S: (L) John'un Apokrif kitabı gibi Gnostik metinlerin temeli nedir?


C: Eski ateistler.

S: (L) Aliester Crowley'inin son derece berbat hayatının enerji kaynağı neydi?
C: Kertenkeleler.

S: (L) Paranoit şizofreniye Kertenkeleler mi neden oluyor?


C: Kısmen.

S: (L) Genel manada, olayların çoğunda paranoyanın veya şizofreninin sebebi nedir?
C: Kertenkelelerin enerji manipülasyonu.

S: (L) Neden?
C: Negatif neticelerle beslenmek için.

S: (L) Yani ille de yapışık ruhlar olmak zorunda değil?


C: Hayır.

S: (L) Kertenkeleler amaçlarına ulaşmak için kişilere ilişen karanlık enerjileri kullanıyorlar mı?
C: Evet.

S: (L) Paranoit şizofreni olaylarının çoğunda yapışık ruhlar kullanılıyor mu?


C: Evet.

S: (L) Şizofreniyi genetik yolla sürekli hale getiriyorlar mı?


C: Yapabilirler. Veya zihinsel ve duygusal yolla. Çevresel hayat deneyimleri.

S: (L) Neden genelde gençlik çağına kadar kendini göstermiyor? Bunun sebebi o çağlarda kaçırılma ve implant
yerleştirilmesi mi?
82
C: Bu şekilde olmak zorunda değil.

S: (V) Sağ kulağımda bir implant var mı?


C: Evet.

S: (V) Son zamanlarda çok çınlıyor.


C: Son zamanlarda bu güçlü kanallarla olan etkileşiminden kaynaklandı.

S: (V) Güçlü kanallardan neyi kastediyorsunuz?


C: Laura ve F___.

S: (V) Kertenkele implantları mı?


C: Evet. Son zamanlarda yoğun gözlem yapıyorlar.

S: (V) İmplantları ne zaman edindim?


C: 3 yaşında.

S: (L) F___ ve ben onun implantının çınlamasına nasıl neden olduk? (V) Sizin yanınızda olmadığım zamanlarda da
çınlıyor.
C: Uzak tutma çabası.

S: (L) Yani kertenkeleler tarafından kontrol mü ediliyoruz?


C: V___'nin sizin aracılığınızla bizimle iletişim kurmasından rahatsız oldular.

S: (L) Endişe duydukları şey nedir?


C: Köstebeği yitirme.

S: (L) Casusluk terimi olarak yani. V___ köstebek mi?


C: Bilinçaltında öyleydi.

S: (V) V___ burada bulunmasıyla proje için zararlı olup olmadığını bilmek istiyor.
C: Hayır. Faydalı ama Kertenkeleler zorlayabilir.

S: (L) Bu zorlamayı nasıl yaparlar?


C: Tıpkı siz ikinize yaptıkları gibi V___'nin hayatını daha zor hale getirebilirler.

S: (V) Ama hayatım her zamankinden daha yolunda gibi görünüyor?


C: Dikkatli ol. Projeyi bırakmak için çok geç.

S: (V) Şimdi sol kulağımda birşey duydum. Bu da bir implant mı?


C: Evet.

S: (V) Şu anda ne yaptığımızı biliyorlar mı?


C: Evet.

S: (L) Sona erdirip eve mi gitmeliyim?


C: Sana bağlı.

S: (L) İmplantlar vızıldamaya başladığında bunun nedeni nedir?


C: İzleme. İzlemeye başladıklarında bunun bir nedeni vardır. İzlemeyi başlattıklarında son gözlemden beri neler olup
bittiğine dair herşeyi okuyabiliyorlar. Bu onlar için çok kolay.

S: (V) Sol sinüsümdeki farklı akıntıya neden olan bir implant mı var?
C: Evet.

S: (V) Sümkürerek çıkarabilir miyim?


C: Hayır.
83
S: (L) Şu cümleyi tercüme etmenizi istiyorum: Enuma eliş lanabu şamamu.
C: Hepsi birlikte görülüyor.

S: (L) Apsu?
C: Hayat.

S: (L) Nudimud?
C: Dünya.

S: (L) Marduk?
C: Mars.

S: (L) Kingu?
C: Işık.

S: (L) Duggae?
C: Yer.

S: (L) Enuma eliş nedir?


C: Yükseliş.

S: (L) Neyin yükselişi?


C: Tanrıların.

S: (L) Bunlar hangi tanrılardı?


C: Kertenkeleler.

S: (L) Sümerliler kaç gezegen biliyorlardı?


C: 12.

S: (L) "Kaderler tableti" nedir?


C: Harita.

S: (L) Marduk Tiamat'ı nasıl öldürdü?


C: Yanlış.

S: (L) Marduk Tiamat'ı öldürmedi mi?


C: Hayır.

S: (L) "Tiamat'ın başını konuma yerleştirmek" derken ne kastediliyor?


C: Mars Ay kavuşumu.

S: (L) Tiamat'ın kafası "Çekiçlenen bileziği" nasıl oluşturdu?


C: Komet yörüngesi.

S: (L) Quorum bu gezegendeki insanlardan mı oluşuyor?


C: Kısmen.

S: (L) Herhangi birini tanınmış bir şahıs olarak biliyor muyuz?


C: Gizli. Hiçbirini tanımazsınız.

S: (L) Quorum'un Dünya değişimleriyle ilgili önemli yanı nedir?


C: Gözleyiciler.

S: (L) Gözleyicilerin olması neden önemli?


C: Kehanetlerin takibi için.

S: (L) Masonlar'ın İlüminati ile ilişkisi nedir?


84
C: Masonlar alt seviye kol.

S: (L) Hermes Trismegustus'un yaklaşık yaşam yıllarını öğrenmek istiyorum.


C: Yaklaşık 5211 (Bu kadar yıl önce mi yoksa Milattan Önce mi?)

S: (V) E___'nin birkaç ay önce gördüğü kırmızı ve yeşil ışık topları neydi?
C: Griler tarafından inceleme.

S: (V) O olayda kaçırıldı mı?


C: Hayır.

S: (V) Griler onun yüzünden mi, yoksa benim yüzümden mi oradaydı?


C: Onun.

S: (V) Hiç kaçırıldı mı?


C: Evet.

S: (V) E___'nin boğulma rüyası?


C: Geçmiş hayat hafızası bağlantısının kopuşu.

28 Ekim 1994 F___, Laura ve V___

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba.

S: (L) Karşımızda biri var mı?


C: Her zaman olduğu gibi.

S: (L) Adınızı öğrenebilir miyiz?


C: Gurseya.

S: (L) Ölmüş bir insan mısınız?


C: Hayır.

S: (L) Nesiniz?
C: Kasyopyalı.

S: (L) Güney Karolina'da annelerinden çalınan iki küçük çocuk vardı, bu konu ile ilgili herhangi bir bilgi alıp
almayacağımızı öğrenmek istiyoruz.
C: Güney Karolina'da bir evde birlikteler, bir dolabın içinde.

S: (L) Bu ev hakkında ve nasıl bulunabileceği hakkında herhangi bir ayrıntı verebilir misiniz?
C: Beyaz tahta kaplama bir sürü evin olduğu bir sokakta.

S: (L) Başka herhangi bir ayrıntı? Sokağın adı?


C: Sokağın adında "Oak" (meşe) var.

S: (L) Bu ev, kendi evlerine ne kadar uzaklıkta?


C: Yakın.

S: (L) Araç nerede?


C: Ormanda. Batı.

S: (L) Çocuklar iyi mi?


C: Yakında bulunacaklar. Kesin sonucu o zaman göreceksiniz.

S: (L) Son zamanlardaki bu baş ağrılarımın sebebi nedir?


C: DNA değişimleri.
85

S: (L) A___ bu teması güçlendirmek için bir ozon jeneratörü önerdi. Bu iyi bir fikir mi?
C: İyi niyetli. Bunu tedarik etmesini sağlayın.

S: (L) Transkriptlerimizin kontrolden geçirilmiş versiyonunu A___ B___'ye göndermemde bir sakınca var mı?
C: B___ bu transkriptleri şüpheli bireylerle paylaşabilir.

S: (L) Bu bizim için zararlı olur mu?


C: Sizce?

S: (L) B___'nin bugün beni arama sebebi neydi?


C: UFO dedikodusu ile meydana gelen bir merak.

S: (L) Dedikodu neydi?


C: W___ ve ___ bir entrika yaratılmasını sağladı.

S: (L) Bu iki bireyin sandığımızdan daha fazla kişiyle mi bağlantıları var?


C: Evet.

S: (L) W___ ve F___, değil mi?


C: Evet.

S: (L) W___ F___'den nefret ediyor, bu doğru mu?


C: Değişken.

S: (L) J___ ile bilgi paylaşmamam daha mı iyi olur?


C: Herşey öğrenme sürecinin bir parçası.

S: (L) Burada yaptığımız iş konusunda hepsi bir telaş içinde değil mi?
C: Genel olarak evet. T___ ve J___ olumlu.

S: (L) Yani T___ ve J___ bu konuda W___ veya F___'ye birşey söylemiyorlar öyle mi?
C: Evet. Ama konu bu değil.

S: (L) Konu nedir?


C: Güdüleri her zaman iyi.

S: (L) Bununla neyi kastediyorsunuz? J___ ve T___'den mi bahsediyoruz?


C: Evet.

S: (L) B___'nin güdüleri iyi mi?


C: Değişken.

S: (L) J___'nin güdüleri iyi mi?


C: Aynı.

S: (L) J___ bana veya bu çalışmaya zarar verecek birşey yapabilir mi?
C: Bu cevabı kendi içinde ara.

S: (L) Melatonin almamızı neden öneriyorsunuz?


C: Hafif halüsinojen.

S: (L) Buna neden ihtiyacımız var?


C: Psişik yetenekleri harekete geçiriyor ve yolları açıyor. Erotik rüyalar sizi şaşırtmasın.

S: (L) Erotik rüyalar görmeyi beklemeli miyiz?


C: Ruh yükselişte çeşitli derecelerden geçerken olası.
86
S: (L) Bu gece enerji seviyesinde bir sorun mu var?
C: Ouija tablası.

S: (L) Tablanın nesi var?


C: Buruşuyor.

S: (L) Yeni bir tabla mı almalıyız?


C: İyi fikir.

S: (L) Tablanın üzerine bir parça cam koysak ve planşet için de bir keçe alsak işe yarar mı?
C: Belki.

S: (L) Yeni bir tabla alsak daha mı iyi olur?


C: Açık.

S: (L) Kimlerle konuştuğumuza dikkat etmememiz durumunda bizim Kertenkelelerin bu yolla işlerimize bulaşma ihtimali
olup olmadığını merak ediyorum.
C: Her zaman olası.

S: (L) UFO'larla alakalı bazı bireylerle ilgili genel bilgi isteyeceğiz. William Cooper?
C: Bağımsız; iyi niyetler; hafif aşırı hayalgücü; biraz saptırılıyor.

S: (L) İddialara göre Bob Lazar dünyadışı araçlar üzerinde bir geri-mühendislik işi yaptı?
C: Evet ama iyi sayılmaz. Şüpheli tiplerle ilişkiye girdi.

S: (L) 51. Bölgede çalışma ile ilgili videosu ve dünyadışı araçların itiş sistemleriyle ilgili tanımları gerçek miydi, değil
miydi?
C: Gerçeğe yakın. Araç teknolojisi: küçük bazı hususlar alakasızdı.

S: (L) Ya Stanton Friedman?


C: Saf, iyi adam.

S: (L) Charles Berlitz ile birlikte Roswell olayı hakkında yazan William Moore?
C: Friedman'la aynı.

S: (L) Ya dezenformasyona eşlik ettiği olay?


C: Karmaşık güçler tarafından onu söylemeye zorlandı. O durum çok karmaşık.

S: (L) Peki ya Jaima Shandera?


C: Moore'unkiyle aynı kaynak tarafından saptırıldı. Niyetleri çeşitli.

S: (L) Don Ware?


C: Dezenformasyon sanatçısı.

S: (L) Peki John Lear?


C: İyi ama aşırı-titiz.

S: (L) Kitabını yeni okuduğum Dr. Richard Boylan hakkında ne söylersiniz? Bu şahıs, kaçırıldığını ve bu kaçırılma
nedeniyle bir gece içinde dünyadışılar hakkındaki tutumunun değiştiğini söylüyor.
C: Boylan'ın tavrını Griler değiştirdi.

S: (L) Grilerin amacı neydi?


C: Belirli yöndeki bilgileri yaymasını sağlamak.

S: (L) Bu belirli bilgilerin yayılmasındaki niyet nedir?


C: Araştırmacıların kafalarını karıştırmak.

S: (L) Zihni, kendisini kaçıran Grilerin idaresine mi geçti?


87
C: Bir anlamda.

S: (V) Salı günü bir donanma uçağı düştü. O uçak neden düştü?
C: Güdüm sistemi arızası.

S: (V) Pilot kendini neden fırlatamadı?


C: Gitme vakti gelmişti.

S: (V) Yani bu kazanın dünyadışılarla bir ilgisi yoktu?


C: Hayır.

S: (V) Janet Dailey isimli bir kadının konuşmasını dinlemiştim. Kürtaj geçiren kadınlarda göğüs kanseri vakalarının daha
fazla olduğunu ama düşük yapmanın aynı etkiyi yapmadığını söylüyor, bu doğru mu?
C: Evet. Ama ilk gebeliklerini ileri yaşlarda deneyimleyen kadınlarda da göğüs kanseri vakaları daha fazladır ve aynı şey
hiç gebe kalmayan kadınlar için de geçerlidir.

S: (V) Kürtaj, göğüs kanseriyle sonuçlanan bir karma mı yaratıyor?


C: Göğüs kanseri hormonal dengesizlikler sonucu meydana gelir. Karma fiziksel deneyimlerle de bağlantılıdır.

S: (L) Kürtajın karma yaratabileceğini mi söylüyorsunuz?


C: Elbette.

S: (V) Bu araştırmanın fonu Pro-Life hareketi taraftarlarınca mı sağlanıyor?


C: Kısmen.

S: (L) Sanırım V___ bu konuyla ilgili karması olup olmadığını sormak istiyor?
C: Evet.

S: (L) Bu konuyu halledemedi mi?


C: Hayır.

S: (L) Bill Baldwin kürtajın ciddi yapışık-ruh sorunlarına neden olduğunu söylüyor. Bu doğru mu?
C: Yarı-doğru.

S: (L) Bu sorunu yaşayan V___ ve diğerleri için bu tür karmadan kurtulmanın bir yolu var mı?
C: Evet.

S: (L) Söyleyebilir misiniz?


C: Söylersek öğrenmezsiniz.

S: (L) Birkaç kişi bana sürekli benimle birlikte olan küçük bir kız çocuğunun olduğunu söyledi. Bu çocuk kim ve nerede?
C: Sıradaki.

S: (L) Ne sırası?
C: Doğum.

S: (L) Bir çocuğum daha mı olacak?


C: Olabilir.

S: (L) Sırada kaç kişi var?


C: Bir.

S: (L) Kız mı, erkek mi?


C: Kız.

S: (L) Bu gelecek yıl içinde mi olacak?


C: Açık.
88
S: (L) 42 yaşındayım. Eğer hamile kalırsam normal bir gebelik geçirip sağlıklı bir bebek dünyaya getirebilir miyim?
C: Evet. Bilincin yakında sana çok kesin, keskin ve doğru bilgiler sağlayacak.

S: (L) Bu Melatonin tüketimi nedeniyle mi olacak?


C: Kısmen.

S: (L) Bu bilinçlenme bir ay içinde mi olacak?


C: Bileceksin.

S: (L) Bunun, sezgilerime güvenmeyle yakından ilgili olduğunu hissediyorum.


C: Evet.

S: (L) Dün çok ciddi bir fiziksel sorun yaşadım. O sorunun niteliği neydi?
C: Safra kesesi.

S: (L) Bu konuda ne yapmam gerek?


C: Bir ultrason uzmanını gör.

S: (L) Reiki bunu iyileştirmemi sağlar mı?


C: Açık.

S: (L) V___ ellerini kalp bölgem üzerinde tuttuğunda elleri titriyor. Bu büyük oranda enerji aktarımının bir işareti mi?
C: Evet.

S: (L) Enerji vücüdumun hangi kısmına gidiyor?


C: Göğüs.

S: (L) Şu anda V___'nin elleri karıncalanıyor. Bu, reiki enerjisinin gerçekleştiğini mi gösteriyor?
C: Evet.

S: (V) Bu çalışmayı yaparken reiki enerjim F___ ve Laura'ya mı gidiyor?


C: Her zaman olduğu gibi. Güçlü bir doğal iyileştirme gücün var.

S: (V) Reiki inisiyasyonuyla ilgisi olmayabilir yani?


C: Hayır. A___ yanlış yönlendiriliyor.

S: (L) Eğer V___ doğru inisiyasyonu alırsa iyileştirme gücü mucizeye yakın şeyler yapmasını sağlayacak şekilde artabilir
mi?
C: Aynen öyle.

S: (V) E___'nin de böyle bir yeteneği var mı?


C: Belirli bir oranda.

S: (L) Bu akşam E___'nin davranışları pek normal değildi. Nesi var?


C: Hormonlarda tırmanma.

S: (V) Kadınlarla olan etkileşimlerden dolayı mı?


C: Yakın.

S: (V) Dişi enerjisi mi?


C: Daha fiziksel.

S: (V) İyi vakit geçiriyorlar mı?


C: Değişken.

S: (V) L___ iyi mi?


C: Evet.
89
S: (V) E___'deki bu hormon meselesiyle daha ne kadar uğraşmam gerekecek?
C: 6 yıl.

S: (L) Gereken şey sabır mı?


C: Evet.

S: (V) Reiki ciğerlerdeki marihuana kalıntılarını temizleyebilir mi?


C: Kısmen ama ya sürekli alınıyorsa?

S: (L) Esrar veya alkol tüketiminin ruhsal olarak faydalı olduğu bir durum olabilir mi?
C: Evet.

S: (L) V___ son iki hafta içinde esrar kullandı, neden?


C: Cevabı içte bulabilirsiniz.

S: (L) Dışardan bir etki miydi?


C: Tüm rahatsızlık verici olaylar doğrudan veya dolaylı olarak dış koşullardan etkilenir.

S: (L) Amcasının ölümü yüzünden miydi?


C: İçinizde arayın.

S: (L) Uzun yıllar önce bir arkadaşımla birlikteydik ve direksiyona benim geçmem için kenara çektik. İkimiz de çıkıp
arabanın etrafından dolaştık ve tekrar arabaya bindik ve sanırım orada o şekilde öylece epey oturduk. Bu, içtiğimiz şeyin
etkisi miydi?
C: Uyuşturucunun meydana getirdiği açık durum nedeniyle kaçırıldınız.

S: (L) O madde neydi?


C: Striknin.

S: (L) Kullandığım uyuşturucular bedenimde büyük fiziksel tahribat yarattı mı?


C: Bazı.

S: (L) Giderilebilir mi?


C: Çok olası değil.

S: (L) Oruç tutarsam bedenim eski haline gelir mi?


C: İyi bir yöntem.

S: (L) Bu durum F___ ve V___ için de geçerli mi?


C: Evet.

S: (L) Oruçla birlikte kolonik (bağırsak temizleme) ilaçları tavsiye ediyor musunuz?
C: İyi fikir.

S: (L) Vitamin takviyeleri?


C: Hayır.

S: (V) Bizim ruh dediğimiz şey, Yaratıcı'nın içimizde yaşayan tanrı-kıvılcımı parçası mı?
C: Güzel bir yaklaşım.

S: (L) Eğer tanrı-kıvılcımı içimizdeki ruhsa, herhangi bir insanda 2, 3 veya daha fazla kıvılcım olabilir mi? Yani
diğerlerinden daha fazla kıvılcım?
C: Evet.

S: (L) Ne tür insanlarda diğerlerinden daha fazla tanrı-kıvılcımı var?


C: İsa'da sonsuz tanrı-kıvılcımı var.

S: (L) İsa'da nasıl sonsuz tanrı-kıvılcımı oluyor?


90
C: İletişim kurmaya yönelik ruh replikasyonu (kopyalanması).

S: (L) Yani İsa'ya her seslenişimizde kendi tanrı-kıvılcımımıza katkı mı yapıyoruz?


C: Evet.

S: (L) Bu ruh replikasyonlarını daha çok bir şablon olarak mı yoksa hologram olarak mı tanımlarsınız?
C: Hologram.

S: (L) Peki tanrıyla nasıl bir bağlantısı var da bu ruh replikasyonunu yapabiliyor?
C: Gönüllü oldu.

S: (L) Rudolf Steiner İsa'ya "Dünya'da var olmuş en yüce insan varlığı" diyor, bu doğru bir cümle mi?
C: Yorumlardan biri.

S: (L) Ayrıca "Mesih, evrimi süresince, Nasıralı İsa bedeninde 3 yıl yaşadı." diyor. Bu doğru bir beyan mı? İsa mesihlik
ünvanına 30 yaşında mı erişti?
C: O zaman oluştu.

S: (L) Mesih varlığı o yüceliğiyle bir insan bedenine nasıl girdi?


C: Üstün, saf iman ve düşüncenin sağladığı doğal bir süreç.

S: (L) Ama daha önce İsa'nın Mesihleştikden sonra kadınlarla cinsel ilişkiye girdiğini söylemiştiniz, bu doğru mu?
C: Hayır. Daha önce.

S: (L) Yani Mesih olduktan sonra hiç cinsel ilişkide bulunmadı mı?
C: Doğru.

S: (L) İsa 30 yaşındayken Mesih ruhu onun bedenine mi indi?


C: Hayır.

S: (L) Ne oldu?
C: Onun içinde oluştu. Başkalarına hizmette bu seviyelere varan ve bu iman ve bu üstün düşünce seviyesine sahip herhangi
bir insanda da oluşabilirdi.

S: (L) Mesihliğin, İsa'nın ölümü olduğu iddia edilen olay sırasında cehenneme indiği inancının kaynağı nedir?
C: Yaptığı çalışmalardan yüzlerce yıl sonra yaratılan batıl inançlar.

S: (L) Kredi/borç kartı sistemi ne zaman uygulamaya konacak?


C: 4-11 yıl içinde.

S: (L) Şamanistik öğretilere göre bir kişinin hayvan ruhları veya rehberleri olabilir. Bu doğru mu?
C: Kısmen. Eğer bunlara sahip olduğunuza inanırsanız sahip olursunuz.

S: (L) Eğer bunlara inanmak bunu gerçek kılıyorsa, bu inanç faydalı mı?
C: Tüm inançlar bir seviyede faydalıdır.

S: (L) Nasıralı İsa hayvan ruhlarına veya totemlere inanıyor muydu?


C: Hayır.

S: (L) Bu yalnızca New Age'in bir batıl inancı tekrar calandırması mı?
C: Şamanizm subjektiftir ve sınırlar. Kertenkele telkini.

S: (L) M.A.P. denen ve yayılmasına çalışılan kitabın ardında kim var?


C: İyi değil.

S: (L) Sadece eğlence amaçlı olarak soruyorum, eğer bir ruhsal totemim olsaydı hangi hayvan olurdu?
C: Tavus kuşu.
91
S: (L) F___?
C: Geyik.

S: (L) V___?
C: Kedi.

S: (L) Kasyopyalıların evcil hayvanları var mı?


C: Pek sayılmaz.

S: (L) Peki siz eğlenmek için ne yapıyorsunuz?


C: Doğru bir şekilde algılandığında herşey eğlencedir.

S: (L) Bilgisayarı internete bağlayıp, kanalladığımız mesajları tanıtmak için bir araç olarak kullanmam iyi olur mu?
C: Evet. Bunu yap.

S: (L) F___'nin kafeine ihtiyacı var mı?


C: Ona bağlı.

S: (L) Onun için faydalı mı?


C: İster inanın ister inanmayın ama evet.

S: (L) V___ için iyi mi?


C: Evet. Düşünüşünüzü dengeliyor.

S: (L) Sigara içmek herhangi birimizin bedeni için zararlı mı?


C: Hafif seviyede olduğunda değil. Eğer zihin doğru moddaysa değil.

S: (L) Sigara içmek psişik yetenekleri olumlu etkiliyor mu?


C: Evet.

S: (L) Hükümetin sigara içimini azaltmaya yönelik programının ardında Kertenkeleler mi var?
C: Evet, çünkü bunun psişik yetenekleri arttırdığını biliyorlar.

S: (L) Peki sigara içmeye bağladıkları ciğer kanserine neden olan şey nedir?
C: Zihinsel koşullanma ve bunu beklemeye yönelik bilinçaltı programlaması.

S: (L) Yani bu, yalnızca bunun olabileceğine ve olması gerektiğine ikna olma durumunda meydana geliyor, öyle mi?
C: Doğru.

S: (L) Tavsiye ettiğiniz belirli bir marka var mı?


C: Hayır.

S: (L) Aldığım bir iş teklifini kabul etmeli miyim?


C: Bir şekilde seni bu işten alıkoyar.

S: (L) Geri çevirmem daha mı iyi olur?


C: İçsel benliğin bu konuda sana bilgi veriyor.

S: (L) Bir hipnoz derneği kurarak ders verme ve müşteri kazanma fikrim iyi mi?
C: Sana bağlı.

S: (L) Bazen "sana bağlı" dediğinizde sorduğum şeyin en iyi fikir olmadığı yorumunda bulunduğunuz şeklinde anlıyorum,
bu doğru mu?
C: Bazen ama tek etken değil.

S: (L) V___ gergin.


C: Zihin kontrolü V___. Egzersiz yapmayı dene.
92
S: (L) Nefes mi yoksa fiziksel mi?
C: Fiziksel.

S: (L) "Bringers of the Dawn" (Pleiades Öğretileri) kitabında vücudu döndürme tavsiye ediliyor. Bunu hepimiz için tavsiye
ediyor musunuz?
C: Büyük bir evet.

S: (L) Günde kaç defa?


C: 3.

S: (L) Kaç kere?


C: 33.

S: (L) Bunu havuzda yapabilir miyim?


C: Olabilir.

S: (L) Bir evde sunak bulunması faydalı olur mu?


C: Olabilir.

S: (L) Tavisye ediyor musunuz?


C: Hemen sonuç çıkarmaya atlamamalısın.

S: (L) Ne sonucu? Mihrabın faydalı olacağı mı? Bizim için çok mu iyi olur?
C: Hayır.

S: (L) Orta seviyede mi iyi?


C: Hayır. Hayır. Hayır.

S: (L) Ne?
C: Laura Kertenkele telkinli sonuç çıkarmalara atlayarak inciniyor.

S: (L) Yani mihrap faydasız mı?


C: Hayır. Sadece dikkatli ol. Metafizik kilisesi grubunu hatırla.

S: (L) Yanlış yönlendirilmiş bir grup sorunu mu?


C: Ciddi bir sorun.

S: (L) Sunağı sökmem daha mı iyi olur?


C: Sunakta sorun yok ama aptalca rüteller gibi diğer şeyler iyi olmaz.

S: (L) V___'nin sunağı iyi mi?


C: Evet.

S: (L) Pekala, metafizik kilisesi grubunda sıkıntılar yaşadığım dönemde havuzum yemyeşil oldu. Bu, saldırı altında
oluşumun bir simgesi miydi?
C: Evet. Temaslar yoluyla kendini açık bıraktın ve dikkatli bir şekilde incelemeden çok sayıda kavram edindin.

S: (L) Yani o süreçte bana herhangi bir zararın gelmesini kabullenmeyi reddetmiş olsaydım, herhangi bir zarar görmez
miydim?
C: Yakın. Gelecekte kabullenmeden ve uygulamadan önce araştır, tamam mı?

S: (L) Neyi araştırayım? Fikirleri mi?


C: Evet. Ve kavramları ve özellikle de uygulamaları.

S: (L) Mum yakma, tuz, adaçayı, şamanistik ritüeller ve bu gibi şeyler mi? Bunların hepsi faydasız mı?
C: Olabilir.

S: (L) Adaçayı faydalı değil mi?


93
C: Öğrenme sürecindesin; "Ritüel yapmamanız iyi" dediğimizi hatırlıyor musun?

S: (L) Yani gücün bilgiden geldiğini ve asıl önemli olanın ve korumanın bilgiyle sağlandığını söylüyorsunuz.
C: Aynen öyle. Bu çok ama çok önemli.

S: (L) Alexandra David Neel, bir lamadan alıntı yaparak, kendi zihinlerimizin çocuklarına ve başkalarının zihinlerinin
çocuklarına karşı, üst seviyeli negatif varlıklarca yaratılmış olabilecek düşünce kalıpları gibi şeylere karşı dikkatli olmamız
gerektiğini söylüyor. Eğer böyle şeylerin var olduğunu kabul etmezsek gene de bizi avlayabilirler mi?
C: Ritüellerdeki enerji doğrudan Kertenkelelere gidiyor.

S: (L) Tanrı adına yaptığımız dualar bile mi?


C: Dua etmekte bir sakınca yok. Organize din, ritüellere neden saplantı derecesinde önem veriyor sanıyorsunuz?

S: (L) Aynı şey şamanistik uygulamalar ve benzer şeyler için de geçerli mi?
C: Aynen.

S: (L) Havuzumun tekrar temiz hale gelmesi nasıl oldu?


C: Kendi enerjini tekrar topladın.

S: (L) Yani ritüellerle bir ilgisi yoktu?


C: Doğru. Ritüellere rağmen başardın. Ama şanslıydın, başka türlü de olabilirdi.

S: (L) Başka türlü olmasını önleyen şey neydi?


C: İlahi müdahale.

S: (L) Öyle görünüyor ki hayatım bir sürü ilahi müdahale ile dolu. Bu doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Bu müdahalenin amacı nedir?


C: Seni muhafaza ederek iş için hazırlamak.

S: (L) Bu iş nedir?
C: Gezegenindeki tüm insanlar için çok ama çok önemlisin.

S: (L) Nasıl bir değer? Herkeste olan birşey mi?


C: Hayır.

S: (L) Anlamlı birşey mi? Misyon nedir?


C: Açılmakta olan kanalına inancını güçlendir; ilerlerken öğreneceksin. Sana herşeyi bir kerede anlatamayız.

S: (L) Hazır şu andaki enerji yüksekken, bize bir öğreti biçiminde birşey verip vermeyeceğinizi öğrenmek istiyoruz.
C: Bunun için henüz hazır değilsiniz. Önce temiz kanal ve ekip oluştur. Bir kerede bir adım.

S: (L) Ekip derken?


C: Sence?

S: (L) Bu çalışmaya daha fazla kişiyi eklememiz gerektiğini mi söylüyorsunuz?


C: Yakın.

S: (L) Bir ekip oluşturmamız gerekiyor.


C: Evet. Eğer sabırlı olup devam edersen bir yol açılacak.

S: (L) Yani çalışmamızı azimle sürdürürsek, bizim için önemli olaylar meydana gelecek öyle mi?
C: Yakında büyük bir fırsatla karşılaşacaksınız.

S: (L) Sanırım bunun ne olduğunu sormamamız gerekiyor, inanmamız gerekiyor, bu doğru mu?
C: Evet. Fırsatı yanlış yorumlama tehlikesi var.
94
S: (L) Bu fırsatın üçümüz için de olumlu etkileri olacağını söyleyebilir miyiz?
C: Farklı seviyelerde.

S: (L) Eğer bu fırsatı yanlış yorumlama tehlikemiz varsa, bu fırsat geldiğinde onu kaçırmamamız için birkaç ipucu verebilir
misiniz?
C: En azından biriniz bunu hemen fark edecek, diğerleri fark etmeyebilir. Bekleyin ve görün.

S: (L) Bu yanlış yorumlama olayından çekinmemize gerek yok yani, öyle mi?
C: Açık.

S: (L) Biz bir deney miyiz?


C: Belki.

S: (L) Başka kaç kişi bu seviyede bilgi alıyor?


C: 100'den az. Bu yöntemle daha da az.

S: (L) Başkaları başka yöntemler mi kullanıyor? Ne gibi?


C: Pek çok farklı yöntem.

S: (L) Şu anda olduğu gibi üç kişiyle çalışırken mi bilgi akışı daha saf olur, yoksa tek bir bireyle doğrudan kanallama
yaparak mı?
C: Eşit.

S: (L) Herhangi birimiz doğrudan kanallama yapabilir mi?


C: Hepinizin potansiyeli eşit.

S: (L) Yapışık-ruhlarla ilgili olarak A___ B___'nin ciddi bir durumu mu var?
C: Evet.

S: (L) Bill Baldwin'in kitabını sipariş edecek mi?


C: Evet.

C: Sigaranın mutlak bir şekilde tavsiye edilebilir olduğunu söylemedik. O yanıt esas olarak Laura'nın kilo vermede yaşadığı
zorlukla ilgili kişisel bir sorusuna verilen yanıttı. Ve bunun kalıcı bir çözüm olduğunu da söylemedik.

S: Ama hastalıklara karşı direnci arttırdığını ve diğer bazı faydaları olduğunu söylemiştiniz.
C: Evet, ama bunu sağlamanın en iyi yolu saf tütün ürünlerini kullanmaktır, piyasada mevcut olan bozulmuş tütün ürünleri
değil.

S: Okuyucumuz "Ciğerlerini külle kaplamak bir insan için iyi olamaz, neyin külü olursa olsun." diyor.
C: Bozulmamış tütün ürünleri o kötü etkiyi yapmaz.

S: Ona ayrıca Gainesville'deki hematoloji profesörünün söylediği şeyi aktardım. Yani patolojik bazı süreçler dışında
kırmızı kan oranını yani hemoglobini, yani kan ve beyindeki demir miktarını arttırdığını bildikleri tek şeyin tütün kullanımı
olduğu bilgisini.
C: Doğru.

S: Bu bilgiden ve "kutsal kaseyi arama" ve diğer eski literatürdeki "kan konusu" ile ilgili araştırmalarımdan ortaya çıkan
sonuç şu ki, kırmızı kan hücresi sayısının arttırılması kişinin diğer yoğunluklarla ilgili deneyim kazanma yeteneğini
arttırmada son derece arzu edilebilir birşey. Bu doğru bir fikir mi?
C: Evet ve kişiyi mikrobiyal enfeksiyona karşı daha dirençli kılıyor.

S: (A) Bozulmamış türün ürünleri nerede bulunabilir?


C: Tütün dükkanı.

S: Sanırım o zaman kendim sarmak zorunda kalırım.


C: Bunu yapan makine alınabilir.
95

[bir başka celseden. bu celsede Laura'nın kilo sorunu ile ilgili sorununa dair]

S: Ne?! sigarayı bırakmış olmamdan dolayı mı?


C: Evet.

S: Sigara içmek nasıl oluyor da dengeleyici bir mekanizma oluyor?


C: Metabolizmayı hızlandırıyor ve daha fazla besin alımı ve sindirimine müsaade ediyor.

S: Yaptığım diyette zaten neredeyse hiçbirşey yemiyordum! Anlaşılan yemek yemeyi tamamen bırakmak zorunda
kalacağım!
C: Ya da nikotini geri getir.

S: Bu olmayacak! İşe yarayacak başka birşey yok mu?


C: Hayır.

S: Yani aslında nikotinin benim için iyi olduğunu mu söylüyorsunuz?


C: Evet. Nikotin olmadan kilo sorunların devam edecek, çünkü bunu dengeleyecek şekilde besin alımını azaltamayacaksın.
Sigaraya neden başladın sanıyorsun?

S: Arkadaşlarımla daha iyi uyuşmak için içtiğimi düşünüyordum.


C: Hayır.

S: Nikotin başka ne yapıyor?


C: Savunmayı güçlendiriyor.

S: Ne tür?
C: Bağışıklıksal.

S: Başka bir şey?


C: Nörotransmiterleri uyarıyor. Daha az uyku yeterli oluyor.

S: Bu herkes için geçerli mi?


C: Hayır.

S: (A) Ne kadar nikotin alımı gerekiyor?


C: Günde 100 mg.

S: (A) Hap şeklinde olabilir mi?


C: Sigara, nikotini beyin dokularına en etkili şekilde aktarıyor.

S: Gerçekten çok rahatladım! Şimdi bana bir "sigara cininin" dadanmadığını anlıyorum! Gerçekten endişelenmeye
başlamıştım.
C: Bu profile uyanlar, sigara içmeyi tamamen bırakmayı neredeyse imkansız bulurlar.

S: Yani sigara içmekten gerçekten fayda gören insanlar var?


C: Genetik bilimi bunun kanıtlarını sunacaktır.

S: Sigara içmeden önce ve sonra DNA'da görülebilen değişiklikleri mi kastediyorsunuz?


C: Yakın.

S: Bu F___ için de geçerli mi?


C: Evet.

S: Neden biz?
C: Sizin "profillerinizin" bir parçası.

S: Son zamanlarda normalden daha fazla mide sorunları yaşamamın nedeni de sigarayı bırakmış olmam mı?
96
C: Evet.

S: Sigaranın midemi rahatlattığını hep fark ediyordum. Bağırsaklarımı da canlandırıyordu... (F) Evet. (A) Burada asıl
mesele sayı. Miligram olarak... (L) Bu günde kaç sigaraya tekabül ediyor?
C: 20.

S: Hiç o kadar içmemiştim! Günde 15 tane falan..


C: Hayır.

S: Kendimi 15 taneyle sınırlamıştım!


C: Ama değildi.

S: Ark'ın sigara içmesi gerekmiyor, değil mi?


C: Hayır. Profiline uymuyor. Onun sigaraya başlamak için "çalışması" gerekti.

S: (L) Öyle mi (A) Evet, muhtemelen öyleydi. (L) Peki neden başladın? (A) Kendine kızgınlık gibi birşeydi. (L) Ark
yaptığınız açıklamalardan pek memnun olmadı.
C: Üçüncü yoğunlukta hayat bazen üzücü açıklamalar içerir.

2 Kasım 1994 F___, Laura ve V___

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba.

S: (L) Adınız nedir?


C: Fori.

S: (L) F___ dün gece neden öyle bir durumdaydı?


C: Çünkü hayatı zor.

S: (L) Onun hayatını bu kadar zor kılan nedir?


C: Kader.

S: (L) Tüm hayatının zor olması kaderi mi?


C: Açık.

S: (L) Bu seçim ona mı ait?


C: Hayır.

S: (L) Peki neden açık?


C: Karanlık güçler mi kazanacak yoksa aydınlık güçler mi?

S: (L) Neyi kazanacak?


C: Savaşı.

S: (L) Neredeki savaş?


C: Heryerdeki.

S: (L) Aydınlığın güçlerinin kesinlikle kazanacağını söylediğinizi sanıyordum? Bu doğru değil mi?
C: Fazla basitleştirilmiş.

S: (L) F___'nin bu sorunu halletmesini sağlamak için bu savaşta yapabileceği herhangi bir şey var mı?
C: Savaşmak.

S: (L) V___'nin arkadaşı T___ neden ona karşı saldırgan davranıyor?


C: Kıskançlık.
97
S: (L) V___ 'nin tüm bilgisini kendine saklaması daha mı iyi olur?
C: Ona bağlı. Herşey yoluna girecek. Buradan itibaren daha önemli konuların tartışılması gerektiğini düşünüyoruz.

S: (L) Bize önemli konuları tanımlar mısınız?


C: Herkes için önemi olan konular.

S: (L) Ekin çemberlerini yapan kim veya hangi grup?


C: Biz. (Ç.N.: 6. yoğunluk varlıkları) Emin olabilirsiniz.

S: (L) Ekin çemberlerinin amacı nedir?


C: Dünya'ya mesajlar. Tüm dünyaya.

S: (L) Bu ekin çemberleri bir fikir, bir enerji veya bir kavram mı aktarıyorlar yani? Mesajları nasıl aktarıyorlar?
C: Tercüme edilebilir.

S: (L) Buradaki çember, ne anlama geliyor?


C: Siz.

S: (L) İnsan ırkı mı demek istiyorsunuz?


C: Evet. İnsan ırkının sembolü.

S: (L) Bu ne anlama geliyor?


C: Gezegen.

S: (L) Kocamın otoyolda rastladığı çemberin anlamı nedir?


C: Mars.

S: (L) Nasıl bir mesaj iletiyordu?


C: Astrolojik.

S: (L) Astroloji dışında herhangi bir mesaj aktarıyor muydu?


C: Mars neyi temsil ediyor?

S: (L) Savaş.... Kızgınlık, enerji, mücadele, kendine güvenme, seks, hayat...


C: İlk dördü.

S: (L) Peki bu çember neyi temsil ediyor?


C: Boyutlararasılık.

S: (L) Buradaki? Bu neyi temsil ediyor?


C: Atomik yapı.

S: (L) Bu dalgalı olan ne anlama geliyor?


C: Mücadele.

S: (L) Hangi yönde?


C: Değişim ve zorluklardan ders çıkarma.

S: (L) Elimdeki tüm resimler bunlar...


C: Daha fazlasına ihtiyacın olacak.
S: (L) Kütüphanede var mıdır?
C: Olabilir. Bu son derece önemli.

S: (L) "Ekip" konusunda işe yarayacak mı?


C: Evet.

S: (L) Paskalya Adasındaki taştan başları kim yaptı?


C: Lemuryalıların torunları.
98

S: (L) Yerliler o taşların oraya yürüyerek geldiğini söylüyor. Bu doğru mu?


C: Hayır.

S: (L) Peki nasıl geldiler?


C: Tonal titreşim.

S: (L) Peki o taşlar neyi temsil ediyor?


C: Nefalim.

S: (L) Nefilimlerin görünüşü böyle miydi?


C: Yakın.

S: (L) Bu Lemurya'da Nefilimlerin mevcut olduğu anlamına mı geliyor?


C: Yakın.

S: (L) Lemurya neredeydi?


C: Güney Amerika Pasifik açıkları.

S: (L) Yani Paskalya Adası yerlileri atalarından bahsederken, Güney Amerika yönünden gelen insanlardan mı
bahsediyorlar?
C: Hayır. Hemen her yönden geliyorlardı. Paskalya Adası Lemurya'nın bir kalıntısı.

S: (L) Lemurya'ya ne oldu?


C: Sizin Cennetten Düşüş dediğiniz olaya yakın bir zamanda suya gömüldü.

S: (L) Eğer Nefilimler buraya 9-12 bin yıl önce getirildilerse...


C: Son ziyaretleri. 5 kez geldiler. Dönecekler.

S: (L) Nefilimler dönecek mi? Şu anda nerede yaşıyorlar?


C: Oryon.

S: (L) Oryon takımyıldızında mı yaşıyorlar? Gezegenleri hangisi?


C: Gezegenleri yok. Hareket halindeler.

S: (L) Tüm grup hareket halinde mi?


C: Üç araç.

S: (L) Her araçta kaç Nefilim var?


C: Yaklaşık 12 milyon.

S: (L) Bize yardım etmeye mi geliyorlar?


C: Hayır. Dalga, komet kümesi... Hepsi aynı enerjiyi kullanıyor.

S: (L) Aynı enerjiyi ne için kullanıyorlar?


C: Mekan-zamanda ilerlemek için.

S: (L) Bu komet kümesi olmadan mekan/zamanda ilerleyemezler mi yani?


C: Hayır. Daha yavaş. Tablaya tırnak işaretlerini de ekleyin. (Bu uyarıdan sonra ouija tablasına tırnak işaretlerini de
ekledik. Bu noktadan sonra Kasyopyalıların mesajları tırmak içinde olduğunda, bu onların kendi koydukları tırnak işaretleri
olacaktır.)

S: (L) Yani bu dalga olmadan buraya gelmeleri daha yavaş olurdu. Dalga nereden geliyor?

C: Komet kümesini izliyor.

S: (L) Komet kümesini izliyor. Bu dalga neyden oluşuyor?


C: Boyut sınırı.
99

S: (L) Boyut sınırı sürekli olarak komet kümesini mi takip ediyor?


C: Hayır.

S: (L) Boyut sınırı her geçişinde bu komet kümesiyle bir şekilde ilişkili mi oluyor?
C: Hayır. Boyut sınırı herşeyi kapsayan enerji realitesi değişimini izliyor; boyut sınırı bu sefer bu komet geçişini izleyecek.
Daha önce de oldu ama çoğunda değil.

S: (L) Bu boyut sınırı bir boyuttan başka bir boyuta geçiş sınırı, öyle mi?
C: Evet.

S: (L) Bu boyut sınırı yeni bir boyut yaratıyor...


C: Boyutları titreştiriyor. Boyutlar arasında yolculuk yapıyor...

S: (L) Bizim boyutumuz mu titreşiyor?


C: Hayır.

S: (L) Diğer boyut mu titreşiyor?


C: Hayır.

S: (L) Gidip gelen nedir?


C: Yaşanılan yer.

S: (L) Yaşanılan yerdeki herşey titreşiyor mu?


C: Hayır. Gezegeniniz, boyutlar arasında yolculuk yapıyor.

S: (L) Bu boyut değiştirme ne kadar sıklıkla oluyor?


C: Her 309.000 yılda bir.

S: (L) Diğer bir deyişle 4. yoğunlukta 300.000 kalacağımızı tahmin edebilir miyiz?
C: Evet.

S: (L) Buna göre "düşüşü" yaşamadan önce cennetteki yaşantımız da 300.000 yıl kadar mı sürdü?
C: Evet.

S: (L) Bu Nefilimlerin buraya geldiğini ve 36.000.000 tane olduklarını söylüyorsunuz, doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Grilerin ve Kertenkelelerin askeri gücü olduklarını söylemiştiniz, değil mi?


C: Evet.

S: (L) O zaman arkamıza yaslanıp gösteriyi izleyelim! Gezegenlerin boyut değiştirdiklerini söylüyorsunuz...
C: Boyutlar değişiyor, gezegenler boyut içinde yer alıyor.

S: (L) Mekan/zamanda bu diğer boyutun kaynağı nedir?


C: Fazla karmaşık.

S: (L) Üretici kaynak nedir?


C: Büyük döngünün bir parçası.

S: (L) Mayalar bu büyük döngüyü biliyorlar mıydı?


C: Kısmen anladılar.

S: (L) Onların takvimleri 2012 yılına kadar uzanıyor... Bu tarih, boyut sınırı değişimi için doğru tarih mi?
C: Yakın. Sizin ölçülerinizle hala belirsiz. Kertişler sizi 4'üncü yoğunlukta yönetmeyi umuyor. 18 yıla daha yakın.

S: (V) E___ şu anda evde yatakta mı?


C: Evet. Ve hayır.
100
S: (V) Evde ama yatakta değil, öyle mi?
C: Evet.

S: (V) Daha önce dışarıda mıydı?


C: Evet.

S: (V) Öncekiyle aynı kişi mi?


C: Evet. E___ pek çok değişim geçiriyor.

S: (V) Uyuyor mu?


C: Hayır.

S: (V) Onu çağırmamı tavsiye eder misiniz?


C: Hayır.

S: (L) Şu andaki düzen daha mı iyi? [Oturakların yerini değiştirdik]


C: Hayır.

S: (L) Önceki daha mı iyiydi?


C: Evet.

S: (L) Hangi şekilde daha iyiydi?


C: F___ ile yer değiştir.

S: (L) Neden?
C: Enerji girdabı.

S: (L) Eğer Kertişlerin askeri olarak görev yapmak üzere 36 milyon tane Nefilim geliyorsa, Konfederasyon savunma için
benzer oranda bir hazırlık yapıyor mu?
C: Biz o şekilde çalışmıyoruz.

S: (L) Onlarla kendimiz mi savaşmak zorunda kalacağız?


C: "Oz Büyücüsü"nü düşünün. Bizim telkinimizdi.

S: (L) Cadı Kertişleri mi temsil ediyor?


C: Evet.

S: (L) Peki sahip olduğumuz veya yapabileceğimiz...


C: Glenda bizim gibi.

S: (L) Peki Büyücü kim? Canavar mı, yoksa ABD mi?


C: Yakın; İlüminati.

S: (L) Maymunlar da Nefilim mi?


C: Yeterince yakın.

S: (L) Su cadıyı yok ettiğine göre ve cadı Kertenkeleleri temsil ettiğine göre, Kertenkeleleri yok edebilir miyiz?
C: Bilgi.

S: (L) Fakat dünyada bu bilgiye sahip çok az insan var, doğru değil mi?
C: Zaman geldiğinde herkes olacak.

S: (L) Yani 36 Milyon Nefilim gezegendeki herkesin karşısında olacak, öyle mi?
C: Elbette.

S: (L) Ve bilgiye sahip olanlar bunu diğerlerine aktarabilecekler...


C: Evet.
101
S: (V) İlham verdiğiniz başka filmler de var mı?
C: Var ama farklı anlamlar ve konular...

S: (V) "Cocoon" (koza) sizinkilerden biri mi?


C: Hayır. Hollywood.

S: (L) Erika şehrinin asıl sakinleri kimlerdi?


C: Arami.

S: (L) Alt seviyelerden birinde taştan bir kule vardı, ne için inşa edilmişti?
C: Enerji dağıtımı. Babil kulesini ve Atlantis kristal kulelerini tekrarlama girişimi.

S: (L) Orta Amerika'da bulunan kristal kafatasını kim yaptı?


C: Mayalar..
S: (L) O kafatasının amacı neydi?

C: Beyni inceleme. Ruhu öğrenmek içindi. Reflektif remolekülerizasyon resimlemesi... Griler kaçırdıkları kişilere bunu
yapıyor.

S: (L) Ne tür bir araçla?


C: Enerji odaklama.

S: (L) Grilerin gözlerinin arkasında ne var?


C: Kamera benzeri bir sistem.

S: (L) Bu sistem sinyaller de gönderebiliyor mu?


C: Evet.

S: (L) Hangi spektrum seviyesinde?


C: Düşünce felci.

S: (L) Gözleriyle düşünce programlaması da yapıyorlar mı?


C: Yapabilirler.

S: (L) İmplantlarla ne yapıyorlar?


C: Gözlemleme.

S: (L) Düşüncelerimizi mi gözlüyorlar?


C: Evet.

S: (L) Gördüklerimizi görebiliyorlar mı?


C: Evet.

S: (L) Duyup hissedebiliyorlar mı?


C: Evet.

S: (L) İmplantlar yalnızca gözlem için mi?


C: Ve kontrol.

S: (L) Hepimizde implant var mı?


C: Evet.
S: (L) Grilerin kontrolü altında mıyız?
C: Girişim.

S: (V) Kaç kere kaçırıldım?


C: 55.

S: (L) Laura?
102
C: 12.

S: A___.
C: Hiç.

S: (L) J___. Evet. Çocukların kaçırılmasını engelleyebilir miyim?


C: Belki. A___'yı denediler.

S: (L) Bunu durduran neydi?


C: Sen.

S: (V) En son ne zaman kaçırıldım?


C: Haziran.

S: (V) Saldırı altında olduğumu algıladığım zaman mıydı?


C: Evet.

S: (V) Tanrı'nın elini istediğimde bu yardımcı oldu mu?


C: Hayır.

S: (L) Fransa mağaralarındaki frizleri ve resimleri kim yaptı?


C: İnsanlar. Ariler. Mağaradaydılar çünkü yönetimdeki Kertenkeleler de dahil olmak üzere pek çok zorluğa karşı hayatta
kalmaya çalışıyorlardı.

S: (L) Mısırlılar neden çizimlerini yanlamasına yaptılar?


C: Atlantisten kalma bir yöntem. Sanatasal bir stil.

S: (L) Peki piramitteki geçitler? Neden bu kadar garip?


C: Hareket için enerji girdabı meydana getiriyor. Kullananlar yerden yükseliyorlardı. Eğer nasıl yapılacağını bilirseniz
orada bunu hala yapabilirsiniz. Piramitteki geçitler, yerleştirilme şekilleriyle ve diğer bazı mekansal düzeneklerle olan
ilişkileri ile enerji üretiyordu. Ve bu geçitler zaman zaman yapılarını atomik olarak değiştiriyorlardı ve hala değiştiriyorlar.

S: (L) "Kral" odasındaki Sarkofagus'un amacı nedir?


C: Enerji depolama.

S: (L) Bu nesnenin içinde birşey bulunuyor muydu?


C: Evet.

S: (L) Ne?
C: Pek çok şey.

S: (L) Yani içinde sabit birşey yoktu ve çeşitli nedenlerle çeşitli şeyler konuyordu?
C: Evet.

S: (L) Bizim makinelerimizde makineye belirli bir işi yaptırmak veya belirli bir miktarda enerji yüklemek için kadranlar ve
ayarlama kontrolleri vardır. Piramitte bu nasıl sağlanıyordu?
C: Düşünceler.

S: (L) Orada bulunan kişinin düşünceleri mi, yoksa görevi "düşünmek" olan belirli bir kişinin düşünceleri mi?
C: Duruma göre her ikisi.

S: (L) Herhangi biri piramitte bu sarkofagusa girip belirtildiği şekilde kendisine birşey yaptırabiliyor muydu? Yoksa bu
diğer daha uzun bir sürecin zirve noktasında mı oluyordu?
C: İkisi de.

S: (L) Geçitler atomik olarak değişiyordu derken bizim anladığımız şekliyle büyüyüp küçülebildiklerini mi kastettiniz?
C: Evet. Ve yer de değiştirebiliyorlar.
103
S: (L) Petrie teorisi herhangi bir şekilde gerçeğe yakın mı?
C: 1967'de ABD Ordusu mühendisleri bu konuda inceleme yaptı. Araştır.

S: (L) Geçmişte herhangi bir noktada, efsanelerde tanımlandığı şekilde ünikorn (tekboynuzlu at) diye birşey oldu mu?
C: Hayır.

S: (L) Bu efsanenin kaynağı nedir?


C: Ünikorna benzeyen bir Atlantis hayvanı. Hepsi afette öldü. Ata benziyordu ama bazılarında boynuz da vardı.

S: (L) Sanskrit dilinin kökeni nedir?


C: Atlantis.

S: (L) Ariler buraya getirildiklerinde Atlantis'e mi götürüldüler?


C: Hayır. Ariler Atlantislilerden farklıydı.

S: (L) Bugün Ari dilinden kalmış olan herhangi yaşayan bir dil var mı? Veya Hint-Avrupa gelişiminde yapısını muhafaza
eden?
C: Evet. Tüm Cermen dilleri.

S: (L) Keltçe bunlardan biri mi?


C: Evet.

S: (L) Minos medeniyetinin kökeni nedir?


C: Atlantislilerin torunları.

S: (L) "Boğa zıplaması"neydi?


C: Bir test, bir spor, dini bir ritüel.

S: (L) Thera yanardağı patladığında Knossos hariç tüm Minos şehirlerini yok etmiş gibi görünüyor.
C: Thera yanardağının patlaması, Maldek'in yakın bir geçişinden kaynaklandı. Knossos yok olmadı çünkü yapılar temelden
daha güçlüydü ve çarpan enerji dalgası dikeydi. Yeraltı barınakları bazı insanların hayatta kalmasını sağladı.

S: (L) Minos medeniyetinin çok büyük bir bölümünü yıkan bu olaylardan sonra Knossos 75 yıl daha varlığını korudu.
Minosluların tamamen yok olmasına neden olan olaylar neydi?
C: Meteordan kaynaklanan parazitler. Meteor şehri yok etti.

S: (L) Mikenler 15 metre kalınlığında duvarları olan bir şehir inşa etti. Tek tehlike mızraklı ve oklu savaşçılar ise duvarlar
neden bu kadar kalındı?
C: O dönemde sıkça meydana gelen afetsi olaylara karşı koruma. İşe yaradı. Duvarın büyük bölümü hala ayakta.

S: (L) Pek çok açıklamanızda bir komet kümesinden bahsettiniz. Kometin teknik tanımı bir buz külçesi oluşuyla ilgilidir.
Bahsettiğiniz kümedeki kometlerin durumu da bu mu?
C: Ve başta iridyum çekirdekleri olmak üzere diğer maddeler.

S: (L) Buraya gelen 36 milyon Nefilim olduğunu söylüyorsunuz, onlar 4'üncü yoğunluk varlıkları mı?
C: Hayır. 4'üncü yoğunlukta yaşıyorlar ama 3'üncü yoğunluklar. Sizin kadar fizikseller. Gestapo gibi hareket ediyorlar.
Gestapo, Kertenkelelerin Hitler üzerindeki etkisi yoluyla Nefilim'den ilham alınarak kuruldu. Bir egzersiz denemesiydi.

S: (L) Nefilimlerden herhangi biri bize karşı dostça davranır mı?


C: Hayır.

S: (L) Nefilimlerin tıpkı insanlar gibi D'Ankhiar denen bir gezegende tohumlandıklarını söylemiştiniz. Orada
tohumlandığımızı söylerken kastettiğiniz şey neydi?
C: Molekülerizasyon için uygun bir ortamdı.

S: (L) Dünya üzerindeki fiziksel bedenlerin yani Neandertal, Kro-Mgnon, Australipitikus vb gibi çeşitli insan türlerinin o
gezegende üretilip sonra buraya getirildiğini mi söylüyorsunuz?
C: Evet.
104

S: (L) Eğer Nefilimler 3'üncü yoğunluk iseler, tıpkı bizim gibi öldüklerini düşünüyorum. Doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Yani onlara ateş edebiliriz ve ölürler, değil mi?


C: Doğru. Ama yanlış yaklaşım.

S: (L) Doğru yaklaşım nedir?


C: Bilgi korur.

S: (L) Eğer 4.5 metre boyunda biri gelip beni yere yıkmak isterse hangi bilgi beni koruyacak?
C: 4'üncü yoğunlukta olacaksın.

S: (L) Yani onlar buraya gelmeden önce biz 4'üncü yoğunluk mu olacağız?
C: Geçiş.

S: (L) Üçümüz de mi?


C: Evet, ve pek çok başka kişi.

S: (L) Yani Nefilimlerle uğraşmak zorunda olmayacağız?


C: Yanlış.

S: (L) Yani o sırada dünya üzerinde 3'üncü ve 4'üncü yoğunlukta varlıklar olacak ve bazıları onlarla uğraşmak zorunda
olacak ama bazıları da olmayacak, öyle mi?
C: Ama siz uğraşmak zorunda olacaksınız.

S: (L) Anlamıyorum. Buraya gelen Nefilimler de mi 4'üncü boyuta geçiyorlar?


C: Onlar orada 3'üncü yoğunluk varlıkları olarak yaşıyorlar. Şöyle düşün: Kaçırıldığın zaman 3'üncü yoğunluksun ama
4'üncü yoğunluğa götürülüyorsun.

S: (V) Haziran'da bir rüya görmüştüm. Yukarı çıkarıldım, ışıktan varlıklar vardı ve ben de ışıktan bir varlıktım. Çeşitli
giysiler deniyordum. Yazı yazabileceğimin söylendiği bir odaya yönlendirildim ve sonra da gitme vaktimin geldiği
söylendi. Üzerinde "Dünya Yıldızı" yazan ayakkabılar giyiyordum. Bu bir kaçırılma mıydı?
C: Evet.

S: (V) Tüm bunlar ilüzyondu öyle mi! Bunun güzel birşey olduğunu sanmıştım. Kötü birşey miydi?
C: Subjektif.

S: (V) Kaçıranlar kimdi?


C: Griler.

S: (V) Uyandığımda kendimi çok canlı ve iyi hissediyorum. Bunun başıma gelen en iyi şey olduğunu düşünmüştüm. Bu
Haziran'daki kaçırılmam mıydı?
C: Evet.

S: (L) Şu uçak kazası hakkında bilgi almak istiyoruz. Bir tanığın ifadesine göre hiç ceset yoktu. Bu doğru mu?
C: Hayır.

S: (L) Cesetler nerede?


C: Dağıldı.

S: (L) Kazaya neden olan şey neydi?


C: Tıpkı USAir olayında olduğu gibi. Bir Kertenkele saldırısıydı. Örtbas edilecek.

S: (V) USAir kazasından hemen önceki gece birkaçımız başağrısı geçirdi ve çok halsiz bir şekilde uyandık.
C: Önbiliş ve ruhsal enerji transferi.
-----------------------
105
4 Kasım 1994 F___ ve Laura

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba. Taşlar.

S: (L) Ne olmuş taşlara? [Az ötede masanın üzerindeki büyük kristaller hakkında konuşuyorduk.]
C: İki gün boyunca güneş ışığında tutun.

S: (L) Sonra ne olacak?


C: Enerji verir.

S: (L) Ne için enerji?


C: Size enerji sağlar.

S: (L) Bugün kim var?


C: Rolla.

S: (L) Ölmüş biri misin?


C: Hayır.

S: (L) Neredensin?
C: Kasyopya. Yeni keşfedilen galaksiyle ilgili makaleyi gördünüz mü?

S: (L) Evet gördüm ve merak ediyordum. Bu konu hakkında bize söylemek istediğiniz birşey var mı?
C: Sizinle olan enerji aktarım hattımız.

S: (L) Enerji aktarım hattı nedir? Yeni keşfedilen bu galaksi mi?


C: Bir anlamda.

S: (L) İki çocukla ilgili aldığımız bilgideki belirsizlikler nedendi?


C: Yorumlamada pratiğini arttırman gerekiyor.

S: (L) Aldığımız tüm bilgilerin de yorumlanması mı gerekiyor yani?


C: Aynı derecede değil. O konu bir kerede pek çok odaklanmanın olduğu özellikle hassas bir konuydu.

S: (L) Olay üzerinde odaklanan kişilerden gelen bir interferans (parazitleme/engel) var mıydı?
C: Yakın. Unutmayın Allison iyi ama olay üzerinde odaklanan çok sayıda kişi olduğunda değil.

S: (L) Alison kim? (F) Dorothy mi?


C: Evet. Dorothy.

S: (F) Evet, bir sürü ölü insanın yerini bulan medyum. (L) Kim olduğunu bilmiyorum. (F) Çok ünlü bir kadın. (L)
Mağarada yaşıyorum ben herhalde. Bugün

'Pleiades Öğretileri'ni (Bringers of the Dawn) okuyordum. Frekans tutuculardan bahsediliyordu. Bu doğru bir kavram mı?
C: Evet.

S: (L) F___ ve Ben frekans tutucu muyuz?


C: Evet.

S: (L) Tutmamız gereken frekansa yakınmıyız?


C: Evet.

S: (L) H___ D___ birkaç ay önce bana bir okuma yaptı ve bir ortaklıktaki iki ölüden bahsetti ve ekibe başka kimsenin dahil
edilmemesi gerektiğini söyledi.

Bu yorum S___ hakkında mıydı, yoksa F___ ve benim hakkımda mı?


C: İnterferans, okumanın sapmasına neden oldu.
106

S: (L) S___'den mi bahsediyordu?


C: Belki.

S: (L) O okumada ayrıca Kasım ayında bir şekilde hayatımın çok önemli bir parçası olacak olan biriyle tanışacağımı
söyledi. Bana bundan biraz bahsedebilir

misiniz?
C: Bekle ve gör. Sosyal bağlantıları kontrol et.

S: (L) Hangi bağlantılar?


C: Daha önce temas kurduğun kişiler.

S: (L) Temas kurduğum bireyler arasında hangilerini kastediyorsunuz?


C: UFO'larla alakalı olanlar.

S: (L) Bunu nasıl yapabilirim?


C: Tekrar temas kur. Bazıları şüpheli. Tekrar iletişime geç.

S: (L) Özellikle hangileri mesela?


C: Önyargısızca yaklaş.

S: (L) Bu, celselerimizden yazılar gönderme şeklinde olabilir mi?


C: İyi fikir. İlgi kıvılcımları yaratacaktır.

S: (L) Ben de bunu yapmayı planlıyordum.


C: Tabii ateş yakmak için tek bir kıvılcım yetmez.

S: (L) F___'nin reiki inisiyasyonu almasını tavsiye eder misiniz?


C: Evet.

S: (L) Reiki inisiyasyonu alması onun için iyi mi?


C: Reiki inisiyasyonu her zaman iyidir.

S: (L) Nordik dünyadışılar kim?


C: Atalarınız.

S: (L) Hangi gezegendenler?


C: Çeşitli ve hareket halinde.

S: (L) Onların türü nasıl adlandırılıyor? Sadece Nordik tipler olarak mı?
C: Yeterince iyi bir tanım.

S: (L) Şu anda bu gezegende bulunma amaçları nedir?


C: Gözlem.

S: (L) Bazı olaylarda Kertişlerle birlikte görülmediler mi?


C: Evet.

S: (L) Kertişlerle bağlantıları mı var?


C: Bir kısmının.

S: (L) Yani bazıları iyi değil mi?


C: %50-50

S: (L) İnsanları kaçırıyorlar mı?


C: Kaçırdıkları oldu ama sık değil. Kaçırdıklarında geri vermezler.
107
S: (L) Kaçırdıkları insanlara neler yapıyorlar?
C: Pek çok yerlere götürülüyorlar. Pek çok amaçla. Fazla karmaşık.

S: (L) Öyle hissediyorum ki aslında fazla karmaşık değil ama siz cevap vermek istemiyorsunuz, doğru mu?
C: Açık. Şimdi değil.

S: (L) Villas Boas olayı hakkında ne söyleyeceksiniz? O varlıklar kimdi ve bu etkileşimin amacı neydi?
C: Arilerin melezleme deneyi.

S: (L) Bu Ariler nerede yaşıyor?


C: Hareket halinde.

S: (L) Varacakları ve yaşadıkları yer neresi?


C: Yaşadıkları bir yer yok. Belirli bir yerde yaşamayan pek çok grup var. Sürekli seyahat halindeler.

S: (L) Bunun nedeni nedir?


C: Bir yerde sabitlenmek için bir neden yok; bu yalnızca sizin algınız çünkü buna alışıksınız. Dünya da bir taşıma aracı.

S: (L) Neden 3 piramit var? Her birinin ayrı amacı mı var?


C: Enerji seviyelerinde ve yapılış tarihlerinde farklılıklar var. 1967 mühendis çalışmasını araştırdın mı?

S: (L) Hangi kitapta olabilir?


C: Mystery (gizem) cildine bak. Şimdi, lütfen.

S: (L) Musa vaadedilen topraklara neden giremedi?


C: Çünkü gaddarlaştı.

S: (L) Yahudileri 'vaadedilen topraklara' yönlendirenler Kertenkeleler miydi?


C: Hayır. Yönlendirilmediler. Afetlerin etkilerinden kurtulmak için kendi yollarında ilerlerdiler.

S: (L) Seçilme ve vaadedilen topraklara yönlendirilmeyle ilgili bu büyük efsanelerinin kökeni nedir?
C: Yılan Kardeşliği etkisi ve saçmalıklar.

S: (L) Nefilimler ne tür silahlar kullanıyor?


C: Sersemletici silahlar.

S: (L) Yani bildiğimiz bazı maddi silahlar kullanıyorlar?


C: Evet.

S: (L) Bize Kertişlerin görünümünü tanımlar mısınız?


C: Yüzlerinde bazı hümanoit özellikler bulunan, arka ayakları üzerinde dik duran timsahlar.

S: (L) Kertişlerin asıl olarak dünya gezegeninde evrimleştiklerini duymuştum, bu doğru mu?
C: Hayır. Ne onlar, ne de siz.

S: (L) Siz derken insanların ilk prototiplerini mi kastediyorsunuz?


C: Bütün prototipler.

S: (L) Bu prototipler diğer gezegende geliştirildiği sırada ruhları var mıydı?


C: Sonradan eklendi.

S: (L) Diğer gezegendeki o prototiplerde hangi ruhlar bulunuyordu?


C: Aynı.

S: (L) Yani ruhların fiziksel hayata girmelerini betimleyen 'Lüsifer'in Düşüşü' efsanesi aslında bu diğer gezegende meydana
gelen bir olaydı, öyle mi?
C: Evet.
108
S: (L) Kertişlerin birden fazla mı kalbi var?
C: Hayır.

S: (L) Birden fazla beyinleri var mı?


C: Hayır.

S: (L) E___ P___ isimli bir şahıs, dünyadışı varlıklar tarafından kaçırıldığını ve fiziksel olarak değişime uğratıldığını
söylüyor, anlattıkları doğru mu?
C: Hayır.

S: (L) Peki kaçırıldı mı?


C: Evet.

S: (L) Ona ne yapıldı?


C: Diğer kaçırılanlara yapılan rutin şeyler.

S: (L) E___ P___ diğer insanları aldattığının farkında mı?


C: Evet. Sahtekar. Hayalleri onu saptırıyor.
--------------------------

[Ç.N. yukarıdaki kesik çizgiler, celsenin bitişini göstermektedir. orijinal metinden herhangi bir kesinti vs söz konusu
değildir.]

6 Kasım 1994 F___ ve Laura

S: (L) Orada mısınız?


C: Bekleyin.

S: (L) Orada mısınız?


C: Evet.

S: (L) Bugün karşımızda kim var?


C: Vedibe.

S: (L) Dünya'da ölmüş birinin ruhu musun?


C: Hayır.

S: (L) Kimsin?
C: Kasyopyalı.

S: (L) Tartışmamızı dinliyor muydunuz?


C: Her zaman olduğu gibi.

S: (L) Bu tartışmada duygusal travmalar ve benzer şeyler nedeniyle bloke olan yaşam enerjisinin tekrar serbest bırakılması
hakkında konuşuyorduk ve okuduğum bu kitap, bir insanın bedenini tutuş veya bedenini hareket ettirme şeklinden, o
insanın hayat enerjisinin bloke durumda olup olmadığı anlaşılabilir diyor. Bu doğru mu?
C: Hayır.

S: (L) F___ neden bedeni içinde bu kadar rahatsız?


C: Kitap tamamen yanlış değil ama herşeyi dış görünüşe veya ilk izlenimlere göre değerlendirmeme konusunda dikkatli
olmalısınız.

S: (L) Bu fikirde F___'nin kendisini daha iyi hissetmesini sağlayacak bir bölüm var mı?
C: F___ rahatsız çünkü diğerleri ondan rahatsız.

S: (L) Bu rahatsızlığı kim başlattı, o mu yoksa diğerleri mi?


C: Diğerleri.
109
S: (L) Peki diğerleri ondan neden rahatsız?
C: Farklılıklar algıladılar.

S: (L) Eğer F___ biraz beden çalışması yapsaydı ve enerjisini odaklayarak rahatsızlık duyduğu alanlara yönlendirseydi bu
onun durumunu düzeltmesini sağlar mıydı?
C: İşe yaramaz.

S: (L) F___'nin, enerjilerini serbest bırakmak ve kendisiyle daha barışık olmak için yapabileceği herhangi birşey var mı?
C: Önceye göre şimdi daha rahat çünkü artık diğerlerinin eleştirilerini dinlemiyor.

S: (L) F___, bedeninin ve davranış modunun geleceğe özgü olduğunu söylemekte haklı mı?
C: Yakın. Ama henüz orada değil.

S: (L) Önceki bir celsede bu projedeki girdilerimizi eşitlememiz gerektiği şeklinde bir yorum yapılmıştı. Girdileri
eşitlemekten tam olarak neyi kastettiğinizi merak ediyorum. Bu, ouija tablasınının kullanımıyla mı ilgili veya neyle ilgili?
C: Pek çok şeyle ilgili. Kimse kararların verilmesi konusunda baskın davranmamalı. Tüm fikir ve girdilere açık olun. Sizin
için, tüm zamanınızı bu çalışmaya adamanıza yardımcı olacak finansal bazı düzenlemeler üzerinde çalışıyoruz.

S: (L) Gereksinimlerimizin karşılanmasına yönelik olarak bizim için finansal ayarlamalar mı yapıyorsunuz?
C: Yapacağız.

S: (L) Bu ne zaman olacak?


C: Açık.

S: (L) Bu, bizim bu kanal gücünü arttırmamıza veya adanmamıza mı bağlı?


C: Bekleyin. Olduğunuz gibi devam edin.

S: (L) "Pleiades Öğretileri" kitabında erkek enerji ve dişi enerji ile ilgili birşeyler okuyordum. Diyor ki: "Erkek titreşiminin
çok kısa bir süre içinde bir dönüşüm geçireceğini söyledik. Bunun nedenini veya nasılını söylemeyeceğiz, çünkü bazılarınız
bunu tamamen olumsuz birşey olarak algılayacak fakat şunu söylüyoruz ki, dalgalar gelmeye devam ettikçe insanlarda
keskin bir bilinç artışı olacaktır. Belirli bir noktada, erkekler his yönetiminin en derin noktasındayken, hissetme merkezi
etkinleşecek. Bu ya dereceli olarak meydana gelecek ya da bir kerede adeta bir patlamayla gerçekleşecek." "...tamamen
olumsuz" karşılanacak olan şey nedir?
C: Enerji yönelimindeki yenilenme.

S: (L) Bir enerji yönelimi yenilenmesi gerçekleşek... Olumsuz algılanacağını söylediğiniz şey bu mu?
C: Genel bakış.

S: (L) Enerji yönelimi tam olarak ne anlama geliyor? Ne tür enerji?


C: Cinsel.

S: (L) Bu insanları korkutacak mı?


C: Tepkiler.

S: (L) Nasıl tepkiler?


C: Pek çok.

S: (L) Bazılarını söyleyebilir misiniz?


C: Önce ilk soruna yanıt aramaya çalışmalısın.

S: (L) Cinsel enerji yöneliminde "yenilenme"; bu kadınların erkeklerle seks yapmayı bırakacakları anlamına mı geliyor?
C: Pek sayılmaz.

S: (L) Peki yakın mıyım?


C: Evet. Erkeklerin cinsel güdülerinin büyük bir bölümü daha ruhsal nitelikte arayışlara yönelecek. Tarihteki agresyonların
(saldırganlık, yıkıcı dürtü) ve erkeklerle ilişkili his yetersizliklerinin çoğunun kökeninde yatan şey cinsel güdüdür.

S: (L) Bunu diğerleriyle paylaşabilir miyiz?


110
C: Karmaşaya neden olabilir ama size kalmış.

S: (L) Meditasyon çalışmalarımı yoğunlaştırmamla birlikte benim cinsel güdümde de ciddi bir düşüş oldu. Bunun nedeni
meditasyon muydu?
C: Evet. Kadınların cinsel güdülerinde de bir miktar kayıp olacak. Ama acaba insanlar bu duruma nasıl tepki gösterecekler,
asıl soru bu. Buna hazırlar mı?

S: (L) Yani herkesin sekse olan ilgisini yitireceğini mi söylüyorsunuz?


C: Ciddi ölçüde azalacak ve insanların birbirleriyle daha ruhsal bir şekilde ilişki kurmayı öğrenmesi gerekiyor.

S: (L) Yani diyorsunuz ki insanın en temel güdülerinden biri temas kurmaktır ve şimdiye kadar bu kendini temel olarak
cinsel birleşme yoluyla gösterdi ve cinsel güdü olmadığında ise ilişki kurmanın başka yollarını bulmak zorunda kalacaklar,
öyle mi?
C: Öyle umalım. Hepiniz, fizikselliğin daha az olduğu 4'üncü seviyeye doğru ilerliyorsunuz ve bu geçişin olması için bu
varoluş biçimini öğrenmeniz gerekiyor.

S: (L) Bunu öğrenmeyenler 4'üncü seviyeye geçemeyecek, öyle mi?


C: Evet. Bazılarına yardım edilecek. Bu, kişilerin ilerlemişlik derecesine bağlı.

S: (L) Kertişlerin bazı faaliyetlerinden ve Griler yoluyla gerçekleştirdikleri kaçırmalardan çıkardığım bir sonuç var. Bana
öyle geliyor ki, bu sayısız jinekolojik vs muayeneler, bazal çakra, cinsel çakra veya bir şekilde hayat enerjisinin girdiğini
tahmin ettiğim yerden kişilerin hayat enerjilerinin emilmesi sürecinde kullanılan sahte bir görüntü. Bu fikir doğru mu veya
doğru yönde mi?
C: Yakın.

S: (L) Griler ve Kertişler insanların cinsel faaliyetleriyle anormal derecede ilgileniyorlar, bu doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Bununla neden bu kadar aşırı şekilde ilgileniyorlar, neden bu derecede cinsel sapkınlık gösteriyorlar? 4'üncü
yoğunluk varlıkları olmalarına rağmen neden bu kadar fazla cinsel güdüleri var?
C: Çok fazla sayıda soru; bir kerede bir soru.

S: (L) Dördüncü yoğunluk olmalarına rağmen çok yüksek bir cinsel güdüleri mi var?
C: Hayır.

S: (L) Cinsel enerji hayat enerjisi olduğu için mi bununla bu kadar ilgileniyorlar?
C: Kısmen ve ayrıca kontrolü yitirmemek için bu konuda meydana gelen değişimi umutsuz bir şekilde durdurmaya ve
geciktirmeye çalışıyorlar.

S: (L) Bunu bu jinekolojik incelemeler yoluyla mı yapıyorlar? Uyguladıkları teknik bir yöntem mi var?
C: Evet. Fazla karmaşık.

S: (L) İnsanların, yaşadıkları kaçırılmalardaki muayenelerine dair hatırladıkları, o insanların hayat enerjilerinin alınması
işleminde kullanılan yanıltıcı birer görüntü, öyle mi?
C: Evet.

S: (L) Kaçırılan kişilerden aldıkları doku örneklerini veya parçaları ne yapıyorlar?


C: Klonlama.

S: (L) Eğer klonlamada kullanacaklarsa neden o kadar büyük parçalar alıyorlar?


C: Klonlama sürecinin bütün ayrıntılarını henüz bilmiyorsunuz.

S: (L) Anne karnındaki ikiz bebekleri veya ikizlerden birini alıp yapay olarak büyütüyorlar mı?
C: Bunu yaptılar.

S: (L) Bunu çok sayıda mı yaptılar?


C: Tanımla.
111
S: (L) Bu çok sık mı meydana geliyor?
C: Hayır.

S: (L) İkizlerden birinin alınmasının amacı nedir?


C: Hangisinin ruh için daha uygun bir hazne olduğunu anlamaya çalışıyorlar: ikizlerden biri veya klon. [Bu durumda akla,
neden ikisinden birine karar vermeye çalıştıkları sorusu geliyor. Klonlar ile gerçek bedenler arasında ve ikizlerden biri ile
diğeri arasında Kertişlerin amacı için hayati önem taşıyan bir ilişki mi var?]

S: (L) Bu ikizleri gemilerinde veya kendi yaşam bölgelerinde mi yetiştiriyorlar?


C: Evet.

S: (L) Peki onlara iyi davranıyorlar mı?


C: Açık.

S: (L) Onlara çok şey öğretiyorlar mı?


C: Evet.

S: (L) Bunu insanların beyin kapasitesini test etmek için mi yapıyorlar?


C: Ve başka sebeplerle.

S: (L) Ben böyle bir ikizlerden biri miydim?


C: Hayır.

S: (L) Klon ile ikizler arasında hangisinin daha uygun bir hazne olduğunu belirlemeye çalışmalarının nedeni nedir? Neyin
haznesi?
C: Geleceğe dönük bir proje.

S: (L) Nasıl bir proje?


C: Fiziksel realiteleri değiştirme.

S: (L) Fiziksel realiteleri kim değiştirecek? Hazırladıkları bedenlere kendileri girip insan ruhlarını da onların eski
bedenlerine girmeye mi zorlayacaklar?
C: Hayır.

S: (L) Hazırladıkları bedenlere girip kendi fiziksel gerçekliklerini mi değiştirecekler?


C: Evet.

S: (L) Yani içine kendileri girebilecekleri bir grup ruhsuz beden hazırlıyorlar?
C: Deneyecekler.

S: (L) Önceki gece Kertişlerin dik duran timsah biçiminde olduklarını, sadece yüzlerinde hümanoit bazı özellikler olduğunu
söylemiştiniz, bu doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Kuyrukları var mı?


C: Evet.

S: (L) Boyları ne kadar?


C: 1.80 m ile 2.40 m arasında.

S: (L) Giysileri var mı?


C: Evet.

S: (L) Bunun aptalca bir soru olduğunu biliyorum ama giysilerinde kuyruk için bir açıklık var mı?
C: Evet.

S: (L) Dışkı çıkarıyorlar mı?


C: Hayır. 4'üncü seviyedeler.
112

S: (L) Yani 4'üncü seviye olduğunda düzenli şekilde bir yeme veya dışkılama olmuyor, öyle mi?
C: Doğru.

S: (L) Kertişlerin şekillerini veya görünüşlerini değiştirebilme yetenekleri var mı?


C: Geçici olarak.

S: (L) Karla Turner'ın kitabında oğlunun oda arkadaşı dişi bir dünyadışı varlığa rastlıyor, o neydi?
C: Bizden biri. Aynı görünüşü kullanan birden fazla birey var.

S: (L) Karla Turner mutfağında yemek yaparken birkaç varlık tarafından ziyaret edilmişti. Onlar kimdi?
C: Diğerleri.

S: (L) Diğerleri kim?


C: Başka bir grup.

S: (L) Hangi başka grup?


C: Bilmeniz gereken birşey değil.

S: (L) "İyi" adamlardan mıydı, yoksa "kötü"lerden mi?


C: Açık. Biz nadiren insan formunda görünürüz.

S: (L) Önceki gece bizim kanallama yaptığımız sırada kızım A___ ona yakın bir yerde ayakta duran ruhsal bir varlık
gördüğünü söylüyor. Gerçekten de yaşlı bir kadın figürü gördü mü?
C: Evet.

S: (L) Peki o varlık kimdi?


C: Biz.

S: (L) Peki o varlık neden "Beni hatırladın mı?" dedi? Tüm söylediği o muydu, yoksa başka şeyler de söyledi mi?
C: O mesaj A___'nın yorumlamasına yönelik.

S: (L) Peki A___ neden o varlığın pozitif mi yoksa negatif mi olduğundan emin olamıyor? Önce pozitif olduğunu hissetmiş
ama sonra bazı şüpheleri olmuş.
C: Herkes öğrenmek için araştırmak zorunda.

S: (L) Çocuklar periler hakkında soru sormamı istediler. Böyle şeyler var mı?
C: Bir realitede veya bir diğerinde o şey ve herşey vardır.

S: (L) A___ cüceler hakkında bilgi almak istiyor?


C: Karma.

S: (L) Kertişlerin bir deneyi değiller, değil mi?


C: Hayır. İhtiyaç duyulduğunda kehanetler anında ulaşacak.

S: (L) Şu anda bizimle ilgili herhangi bir tahmininiz var mı?


C: Şu anda yok.

S: (L) Transkriptleri göndereceğim kişiler listesine eklemem gereken biri var mı?
C: Marciniak.

S: (L) Bilgisayarımın disket sürücüsünün nesi var?


C: Donanımsal arıza.

S: (L) Tamir edilebilir mi?


C: Evet.

S: (L) Kaça mal olur?


113
C: Açık.

S: (L) Gulf Breeze'deki tüm o UFO gözlemleri... bunlar dünyadışılar mı yoksa devletin deneyleri mi?
C: Bazıları ve bazıları da projeksiyon.

S: (L) Kaynak neresi?


C: Çeşitli.

S: (L) Pozitif mi yoksa negatif mi?


C: Her ikisi.

S: (L) Bir ouija tablası yoluyla mesajlar alan ve göz altına alınmış olan AWOL askeri personelinin aldığı mesajlar neydi ve
neredendi?
C: Bir kısmı bizden ve bir kısmı da başkalarından.

S: (L) Bu bilgilerde, devletin bu insanlara ve transkriptlere el koymasına neden olabilecek kadar korkutucu ne vardı?

[celsenin son kısmı, teypte meydana gelen bir bozukluk nedeniyle kaybedildi.]

------------------

7 Kasım 1994 F___ ve Laura

S: (L) Merhaba. Bugün kim var?


C: Guniyan.

S: (L) Ölmüş biri misin?


C: Hayır.

S: (L) Neredensin?
C: Kasyopya.

S: (L) Sorularımız için hazır mısın?


C: Evet.

S: (L) Kutsal Kitap'taki "Kabil'in Damgası" hikayesinin anlamsal kökeni nedir? Fiziksel bir iz miydi?
C: Omurganın tepesindeki düğüm.

S: (L) Kambur gibi mi?


C: Hayır. Çıkıntı.

S: (L) Omurganın tepesindeki fiziksel bir düğüm müydü?


C: Sizde de ve diğer herkeste de var. Kafanızı hissedin.

S: (L) Oksipital (artkafa) yükselti mi?


C: Yakın.

S: (L) Peki bende varsa bu benim bir katil olduğum anlamına mı geliyor?
C: Hayır. Yılan Kardeşliği'nce yayılan bir batıl inanç.

S: (L) Peki Kabil'in damgası ne anlama geliyor?


C: Kıskançlık.

S: (L) Kimin kıskançlığı?


C: Tüm insanların.

S: (L) Bu iz yoluyla diğerlerinden ayırtılan bir insan grubu mu vardı?


C: Hayır. Bu, Kertenkeleler tarafından genetik mühendislik yoluyla gerçekleştirilen zayıf noktalarınızdan biri.
114

S: (L) "Ahit Sandığı" (Ark of the Covenant) neydi?


C: Güç hücresi.

S: (L) Bu güç hücresinin aslı nedir?


C: Kertenkeleler, diğer insanları manipüle etmeleri için Yahudilere vermişti.

S: (L) Bu nesneye yaklaşanların veya dokunanların ölmesinin nedeni neydi?


C: Aşırı enerji yüklemesi; ters elektromanyetizma yoluyla etki.

S: (L) Ters elektromanyetizma nedir?


C: İçe dönme.

S: (L) Bunun yarattığı etki nedir?


C: Maddenin sıvılaşması.

S: (L) Evet, çok hoş. Bu "hücre" bir çeşit süslü bür kutuda saklanıyordu, değil mi?
C: Evet.

S: (L) Yalnızca rahiplerin dokunabilmesinin nedeni neydi?


C: Yalnızca bencil bir amaç için kullanmayacak olanlar dokunabiliyordu.

S: (L) Yani bu nesneye yaklaşmak bile insanı yaralayabiliyordu, öyle mi?


C: Evet.

S: (L) Peki rahipler nasıl yaklaşabiliyordu?


C: Bencilce olmayan enerji alanı.

S: (L) Yani düşünce alanlarıyla etkileşebiliyordu?


C: Evet.

S: (L) UFO'lar jeolojik fay hatları üzerinde neden sıkça görülüyorlar?


C: Elektromanyetizma. Serbest elektrik dalgalarını güç depolamada bir yakıt olarak kullanıyorlar.

S: (L) UFO'lar fay hatlarından yayılan jeomanyetik enerjilerin bir yansıması olabilir mi?
C: Hayır. Tüm teoriler doğru değildir. Bazıları samimi bile değildir.

S: (L) UFO'lar ile depremler arasındaki bağlantı nedir?


C: Yok. Raslantı. Eğer bir deprem sırasında oradalarsa, bazı fay kırılmaları, kısa bir süre için kırmızı veya sarı olarak yanıp
sönen ışıklar şeklinde EM (elektromanyetik) alanlar üretir.

S: (L) UFO'lar otomobillerin vs'nin elektrik sistemlerini nasıl etkiliyor ve hayalet görülmesi olaylarıyla ne ilişkisi var?
C: Elektromanyetik titreşim. Hayalet görülmesi olaylarıyla da bu şekilde ilişkili.

S: (L) Bu, her iki olayın da aynı şeyden kaynaklandığı veya aynı gücü kullandığını mı gösteriyor?
C: Laura, tüm bu olayların boyutlararası nitelikte olduğunu hala öğrenemedin mi?

S: (L) Bir boyuttan diğer bir boyuta hareket eden ve bu elektromanyetik titreşimi yaratan şeylerle mi ilgili?
C: Evet. Ses duvarının aşılması gibi birşey.

S: (L) Kahverengi gözlü insanların doğrudan bu dünyaya yerleştirildiğini, mavi gözlü insanların ise başka bir gezegenden
buraya getirildiklerini söylemiştiniz.Peki yeşil gözlü insanlar nereden geldi?
C: Yeşil ve mavi, köken olarak aynı.

S: (L) Jane Roberts tarafından kanallanan Seth kimdi? (Ç.N.: Kanallama, başka boyutlardaki varlıklarla psişik yolla iletişim
kanalı kurmak ve bu kanal yoluyla onlardan bilgi aktarmak anlamındadır.)
C: Üst seviye bir dünya ruhu.
115
S: (L) Seth materyallerindeki öğretiler doğru muydu ve iyi bir kaynak mıydı?
C: Evet ama siz şimdi yeni bir realiteye ilerlerken o bilgiler de artık kullanılmaz hale geliyor.

S: (L) İntihar eden insanlara ne oluyor?


C: Koşullara göre değişiyor.

S: (L) Genel bir anlamda, intihar etmede negatif bir karma söz konusu mu?
C: Negatif karmanın pek çok şeyle ilgisi olabilir.

S: (L) Ya idam cezası?


C: Spesifik ol.

S: (L) Bir suçluyu ölüme mahkum etmek, toplumu suçlunun seviyesine indirmekle eş anlamlı mı?
C: Hepiniz ölüm mahkumusunuz.

S: (L) Nasıl yani?


C: O ya da bu şekilde.

S: (L) Bir suçlu adalet önüne çıkarıldığında, çok kötü bir şeyden suçlu bulunup öldürüldüğünde, toplum, yargıç, jüri ve
cellat üzerinde oluşan negatif bir karma olur mu?
C: Ya savaş? Daha mı iyi? Bu açık, çünkü herkes öldürüyor ve herkes intihar ediyor. Bu, eterik varoluşa mezun olmadan
önce hepinizin öğrenmesi gereken en önemli ders.

S: (L) Bir kişi, idamına neden olacak olan bir suç işleyip idam edildiği zaman, bu idam onun bu suçtan kaynaklanan
karmasının bir kısmının giderilmesine yardım edebilir mi?
C: Hayır.

S: (L) Dahmer gibi bir suçluyu alıp toplumsal destekle ona yardımcı olmak daha iyi midir?
C: Bunların hepsi geçmişin konuları. Yakında çözülecek.

S: (L) Dünya üzerinde ruha sahip başka herhangi fiziksel bir varlık var mı?
C: Hepsinin var.

S: (L) Peki insan ruhu, örneğin bir hayvanın ruhundan farklı mı?
C: Elbette.

S: (L) Dünya üzerinde insan ruhu gibi ruhu olan, insanla aynı seviyede başka bir fiziksel varlık var mı?
C: Hayır.

S: (L) Yunusların ve balinaların çok ilerlemiş ruhları olduğunu duymuştum. Bu doğru mu?
C: Tüm ruhlar ileridir.

S: (L) Peki balinalar insanlar gibi bilinçli, düşünen, kendinin farkında olan varlıklar mı?
C: Elmalar ve portakalların karşılaştırılması.

S: (L) Balinalar çok büyük hayvanlar, ruhları da daha mı büyük?


C: Alakasız.

S: (L) Balinalar veya yunuslarla iletişim kurmanın bir yolu var mı veya bir yunusla, balinayla veya bir fille mantıklı,
bilinçli bir iletişim kuracak şekilde bir tercüme yöntemi geliştirilebilir mi?
C: Telepatik seviyedeyken böyle şeylere gereksinim duyulmaz.

S: (L) Yunuslar ve balinalar telepatik iletişim kurabiliyor mu?


C: Evet. Köpekler de öyle ve kediler ve yılanlar vs de. Yalnızca insanlar "üstün" sözlü iletişim sanatını öğrendiler.

S: (L) Tabii sözlü iletişim aynı zamanda son derece sınırlandırıcı olabilir, değil mi?
C: Biz de bunu kastetmiştik.
116
S: (L) Bu bir dokundurmaydı yani öyle mi?
C: Mizah.

S: (L) Balinalar kendi aralarında uzun süreli bağlar kurup sevgiyi hissedebiliyorlar mı?
C: Evet.

S: (L) Köpekler sevgiyi hissediyor mu?


C: Köpekler ihtiyacı sevgi olarak hissediyor.

S: (L) Hangisi daha iyi bir vali olur, Bush mu yoksa Chiles mi?
C: İkisi de olabilir.

S: (L) Hangisi kazanacak?


C: Açık.

S: (L) Carlos Castaneda "Meskalito" denen peyote varlıklarından bahsediyor. İddiaya göre bu varlıklar peyote bitkisinin
birer parçası. Bu doğru mu?
C: Hayır.

S: (L) Bir miktar peyote yediğinde kişi hangi varlıklarla karşılaşıyor?


C: Halüsinasyon.

S: (L) Bu halüsinasyonlar neden bu kadar tutarlı?


C: Çünkü yiyenler o beklenti içinde oluyor. Eğer beklentiniz o yöndeyse, yeteri kadar peyote yediğinizde Noel Baba'yla
bile karşılaşabilirsiniz. (Büyük kahkahalar....)

S: (L) Ölmekte olan birine LSD verildiğinde ne olur? Bu onun ölümünü kolaylaştırır mı?
C: Hayır.

S: (L) Peki ölmeyi zorlaştırır mı?


C: Hayır.

S: (L) Arada herhangi önemli bir farklılık olur mu?


C: Hayır.

S: (L) "Felsefe taşı" nedir?


C: Fikir merkezi.

S: (L) Bu fikir merkezine nasıl erişilir?


C: Pek çok yolla: en iyi yöntem meditasyondur.

S: (L) Meditasyonda kullanılmak üzere felsefe taşının herhangi görsel bir sureti var m?
C: Evet. Elmas veya prizma.

S: (L) Kurşunu altına çevirebilen herhangi gerçek, fiziksel bir felsefe taşı diye birşey var mı?
C: Hayır.

S: (L) Tarihte herhangi bir kişi, herhangi bir yolla kurşunu altına çevirebildi mi?
C: Bunu herkes yapabilir.

S: (L) Nasıl?
C: Bunu kendin keşfetmelisin.

S: (L) Bunun bilgisi dünyanın herhangi bir yerinde yazılı olarak mevcut mu?
C: Evet, ama 4'üncü seviyede daha kolay olacak.

S: (L) Kont St.Germain kurşunu altına çevirebildiğini iddia etmişti. Bu doğru muydu?
C: Evet.
117

S: (L) Ayrıca ebedi gençliğin sırrını keşfettiğini iddia etti. Bu doğru muydu?
C: Hayır.

S: (L) Herkes gibi normal bir yaşta mı öldü?


C: Evet.

S: (L) Elizabeth Clare Prophet St.Germaine'i mi kanallıyor?


C: Hayır.

S: (L) Kimi kanallıyor?


C: Sahte.

S: (L) Merlin kimdi?


C: İngiliz bir alaycı-şakacı kişilik.

S: (L) Büyük bir sihirbaz değil miydi?


C: Kendi zamanının Hudini'siydi.

S: (L) Bell Cadısı olayı denen çok ünlü bir hayalet olayı vardı, bize bununla ilgili bilgi verir misiniz?
C: Konunun ilgilendiğiniz yönüyle ilgili sorular, bilgilere bu şekilde erişebiliriz.

S: (L) Sorduğumuz soruların mümkün olduğunca spesifik olması mı gerekiyor?


C: Evet.

S: (L) Bir soru sorduğumuzda bu sizin o bilgiye erişmenizi nasıl sağlıyor?


C: Görsel bir suret kazanıyor.

S: (L) Bell Cadısı kimdi veya neydi?


C: Bağlantı kuran bir ruh. Karmik.

S: (L) Bu ruh Betsy Bell ile mi bağlantı kurdu yoksa onun babasıyla mı?
C: Her ikisi.

S: (L) Bu ruh Betsy'nin babasına ölene kadar neden birçok işkenceler yaptı?
C: Önceki yaşamında yaptığı bazı şeylerin intikamı.

S: (L) Dr. Nandor Fodor'un iddia ettiği gibi, cinsel taciz nedeniyle Betsy Bell'in kişiliğinin kendi babasına olan saldırıları
olduğu doğru mu?
C: Hayır.

S: (L) Alzaymır hastalığının nedeni nedir?


C: Genetik.

S: (L) Bu hastalığın etkilerini önlemek veya azaltmak için yapılabilecek herhangi birşey var mı?
C: Biyogenetik mühendislik ama yakın gelecekte nasıl olsa sorun olmaktan çıkacak. Pek çok başka şey de öyle.

S: (L) Ann Boleyn ve Catherine Howard'ın ruhları Londra Kulesi ve Hampton Kalesini ziyaret ediyor mu?
C: Ruh yansıması.

S: (L) Bir hayalet, mekan/zamana yansıyan birer iz midir?


C: Bazen.

S: (L) Peki bir kişinin gerçek ruhunun ortalıkta dolaşarak bu olaylara neden olduğu olaylar da var mı?
C: Evet.

S: (L) Bunu yüzyıllar boyunca da yapabilirler mi?


C: Evet çünkü zaman yok.
118

S: (L) T.C. Lethbridge'in yer altındaki su ve madenleri bulmayla ilgili teorisi doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Yayı uzatarak başka boyutlardaki şeyleri de tespit etmek mümkün mü?
C: Evet.

S: (L) Bu tekniği kullanarak kazanacak piyango numaralarını tespit etmek mümkün mü?
C: Zor; niyetler saf olmalıdır.

S: (L) Parayla ilgili saf niyetler beslemek çok zor, değil mi?
C: Evet.

S: (L) Ama teorik bile olsa, eğer kişinin niyetleri safsa, kazanacak olan sayıları bulabilir, değil mi?
C: Aşırı bir istek duyma durumunda. Evet.

S: (L) Kazanacak olan numaralar belli mi?


C: Bir seviyede herşey öyle. Seçim hangi seviyedeyse o deneyimlenecektir.

S: (L) Yakın bir zamanda, atmosferin üst kısmındaki gama ışını artışlarıyla ilgili bir makale okumuştum. Bu gama ışını
patlamalarının nedeni nedir?
C: Dalganın yaklaşmasıyla birlikte artan enerji.

S: (L) Yani gama ışını patlamalarının, diğer boyutlarda savaşan UFO'larla bir ilgisi yok?
C: Hayır.

S: (L) Britanya'dan ne bu kadar çok ekin çemberi var?


C: Pencere. Stonehenge'in burada inşa edilmesi de bununla ilişkili.

S: (L) UFO'larla bulutlar arasındaki ilişki nedir?


C: UFO'lar bulut meydana getirebilir veya bulut gibi görünebilirler ama başka bir ilişki yok.

S: (L) Yıldırım küresi nedir?


C: Elektromanyetik ateşlenme. 4'üncü yoğunluktan 3'üncüye geçiyor.

S: (L) Ayurvedik sistem diğer sistemlerden üstün mü?


C: Özgür irade.

S: (L) Kertişlerin fiziksel evrene tapmaları neyi ifade ediyor?


C: Kendine hizmet.

S: (L) Fiziksel evrende ne görüyorlar da ruhsal evrenden daha üstün olduğunu düşünüyorlar?
C: Kendine hizmet eden her varlık fizikselliğe güçlü bir arzu duyar.

S: (L) Kendileri için ürettiklerini söylediğiniz bedenler, onların kendilerine daha fazla, daha uzun ve daha güçlü bir şekilde
hizmet etmelerini sağlayacak gelişmiş özelliklere sahip süper fiziksel şeyler mi?
C: Evet.

S: (L) MUFON'un başkanı olan Walt Andrus hakkında pek çok dedidoku çıktı. Onun ardındaki enerjinin ve
motivasyonlarının ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
C: Kötü biri değil. Esas sorunu paranoya.

S: (L) L___ S___ hakkında ne söylersiniz?


C: Karmaşık düşünceler.

S: (L) Jenny Randles?


C: Olumlu. İyi niyetli.
119
S: (L) İsrail'de keşfedilen bakır levhalar nedir?
C: Eseniler. Bahsedilen buluntular gerçek ama tanımlandığı kadar sağlam durumda değil.

S: (L) Baal kim veya kimdi?


C: Kertenkele.

S: (L) Beelzebub?
C: Aynı.

S: (L) Bunlar Kertenkele bireylerinin gerçek isimleri miydi?


C: Hayır. Kişileştirmeler.

S: (L) Leviathan olarak bilinen canavar neydi?


C: Deniz tanrısı. Neptün'le aynı.

S: (L) Şeytani isimler listesinde Nibiru adına rastladım. Bu ismin aslı nedir?
C: Karanlık öğretmen.

S: (L) Appolyon isminin aslı nedir?


C: Işık varlığı.

S: (L) Vahiy'de Appolyon'a neden "harap edici" deniyor?


C: Aldatmaya yönelik. İncil yozlaştırıldı.

S: (L) Sık bir şekilde İncil'in bozulduğunu söylüyorsunuz. İncil'i tam olarak kimin, ne zaman ve nasıl yozlaştırdığını
öğrenmek istiyorum.
C: İlüminati kardeşliği tarafından bin dünya yılı boyunca.

S: (L) Bin yıl önce İncil tamamen doğru muydu yani?


C: Hayır.

S: (L) Katolik kilisesinin bu yozlaştırma ile bir ilgisinin olması ihtimali var mı?
C: Evet.

S: (L) Katolik kilisesi'nin elinde İncil'in bozulmamış orijinal metinleri oldu mu hiç?
C: Hayır.

S: (L) Peki böyle bir metin hiç oldu mu?


C: Hayır.

S: (L) Matta'yı kim yazdı?


C: Yunan baskıcılar (Ç.N.: buradaki "baskıcı" kelimesi, baskı-şiddet uygulayarak itaat aşılayanlar anlamındadır.)

S: (L) Yunan baskıcılar nedir?


C: Sizin FBI'ınız gibi.

S: (L) Markos kitabını?


C: Aynı.

S: (L) Luka ve St. John?


C: Aynı.

S: (L) Havariler?
C: Aynı.

S: (L) Yeni Ahit kitapları arasında yazdığı iddia edilen kişi tarafından yazılan herhangi bir kitap var mı?
C: Hayır. Bunun %70 propaganda olduğun unutmayın.
120
S: (L) O halde %30'u gerçek veya doğru öğretiler mi?
C: Yakın. Meditasyon yoluyla, içgüdülerini kullanarak bunu yeterince ayırt edebilirsin.

S: (L) Oğlumun bacağı neden 3 yaşında ona sorun yaratmaya başladı?


C: Geçmiş yaşam yansıması. Ölümde bacak kopmuştu. Kuzey Vietnam Ordusu tarafından atılan bir SAM füzesi. Bir jet
kullanıyordu. 1969 yılında. Adı George Raymond'dı. Phan Bien üzerinde vuruldu.

S: (L) Bu sorunu hafifletmek için yapılabilecek herhangi birşey var mı?


C: Zor olacak.

S: (L) Bu geçmiş hayatı onun için hala güçlü mü?


C: Evet.

S: (L) Diğer çocuklarda olduğundan daha mı güçlü?


C: Evet.

S: (L) Hipnoz, bu sıkıntıyı hafifletmesine yardımcı olur mu?


C: Evet.

S: (L) Vurulduğunda kaç yaşındaydı?


C: 25.

S: (L) Evli miydi?


C: Hayır.

S: (L) Anne olarak neden beni seçti?


C: Önceki yaşamlardan birindeki bağlantı.

S: (L) Önceki yaşamlarında dünyadışılar tarafından kaçırıldı mı?


C: Evet.

S: (L) Hangi ülkede yaşıyordu?


C: Hangi hayatı?

S: (L) Vurularak öldüğü önceki hayatı.


C: ABD.

S: (L) Benimle bağlantılı olduğu hayatı hangisiydi? Aramızdaki ilişki neydi?


C: 1600'ler. Erkek kardeş.

S: (L) Bacağı canını acıtıyor mu?


C: Tüm şiddetli ölümler bir sonraki enkarnasyonda zorluklar olarak yansır.

S: (L) Benim yaşadığım sıkıntıların da şiddetli bir ölümle ilişkisi var mı?
C: Evet.

S: (L) Son hayatımda nasıl öldüm?


C: Kafa kaldırıma çarptı.

S: (L) Bu ölüm bu hayatıma nasıl yansıdı?


C: Bedende değişken ağrılar. O travma nedeniyle bu ağrıları çok yaşıyorsun.

S: (L) Ruhun yaraları yani, öyle mi?


C: Evet, aynen öyle.

S: (L) F___'nin fiziksel sıkıntıları da şiddetli bir travmadan mı kaynaklanıyor?


C: Onun durumu zihinsel.
121
S: (L) Buna neden olan şey nedir?
C: Geçmiş hayatın devamı. Pek çok kişi tarafından kurban durumuna düşürüldü. Çözülmeden kaldı.

S: (L) O yaşamdan kalan sıkıntılarını çözmek için ne yapabilir?


C: O etkileri geri püskürttü.

S: (L) F___ artık bastırdığı bir kızgınlğı kalmadığını söylerken doğru mu söylüyor?
C: Evet.

S: (L) Ama mücadelede yakıt olarak kullanacağı bir kızgınlığı yoksa nasıl mücadele edebilir?
C: Bunu yapmasına gerek yok. Asıl sorun bu değil. Şimdi koşullar farklı. Sabırlı olması ve fırtınayı atlatması gerekiyor.

S: (L) Yani bu durum geçecek mi?


C: Açık. Eğer dayanırsa geçecek; önceki sefer dayanmadı.

S: (L) Eğer bu sefer de bunu atlatamazsa 3'üncü yoğunluğa tekrar dönmesi ve bunu baştan yaşaması mı gerekecek?
C: Evet.

9 Kasım 1994 F___ ve Laura

S: (L) Merhaba..
C: Merhaba. Promya.

S: (L) Adın bu mu?


C: Evet.

S: (L) Neredensin?
C: Kasyopya.

S: (L) Sizinle iletişim kurmamız bizi dünyevi ruhların aramıza sokulmalarına karşı korur mu?
C: Dünyevi ruhlara karşı evet ama diğerlerine hayır.

S: (L) Hangi diğerlerini kastediyorsunuz?


C: Dünyadışılar.

S: (L) Yani sizin varlığınız bizi dünyevi ruhlara karşı korur ama dünyadışılar isterlerse gelebilirler, öyle mi?
C: Bu bağlantı sırasında değil ama yakınlarda olabilirler.

S: (L) Şimdi yakınlardalar mı?


C: Şu anda değil.

S: (L) Sizinle kurduğumuz iletişimlerde hiç yakınlarda oldular mı?


C: Evet.

S: (L) Herhangi bir durumda kanaldan gelen bilgi akışı üzerinde etki yaptılar mı?
C: Denediler ama başarısız oldular çünkü durumun farkına vardın.

S: (L) Bu ne zaman oldu?


C: Birkaç celse önce.

C: O varlığın adı neydi?


C: Belirli bir birey değildi.

S: (L) Bugün bir teori okuyordum; eğer bir varlığın adını öğrenebilirsen onun üzerinde güç sahibi olabileceğinden
bahsediyor. Bu doğru mu?
C: Hayır. Bu tür pek çok saçmalık var.
122
S: (L) Bu arada yardımınız için ve bu kanal yoluyla aldığımız iyi ve net yanıtlar için size teşekkür etmek istiyoruz.
C: Bizim için bir memnuniyet. Devam edecek.

S: (L) İnsanların bu bilgilerin doğruluğuyla şoke olmalarını istiyorum.


C: Olacaklar.

S: (L) Cayce'nin kök ırklar hakkında anlattıklarına dair bir makale okuyordum. Bu hususta verdiği bilgiler temel olarak
doğru mu?
C: Yakın.

S: (L) Poltergeist denen olay nedir?


C: Pek çok sebep.

S: (L) Her olay farklı mı?


C: Hayır. Sebepler çeşitli.

S: (L) Bu sebepleri sıralayabilir misiniz?


C: Hayır. Pek çok sebep var. Bunlardan biri erginleşen dişilerin yaydıkları hayat gücü aura patlamasıdır.

S: (L) Hipnoz dediğimiz şey nedir?


C: 5'inci yoğunlukla bilinç birliğini açmada 2'inci adım.

S: (L) İlk adım nedir?


C: Rüya hali.

S: (L) Üçüncü adım nedir?


C: Trans.

S: (L) Dördüncü adım nedir?


C: Beden işlevlerinin sona ermesi.

S: (L) Bu ölüm anlamına mı geliyor?


C: Evet, bedenin.

S: (L) Pek çok eski harabede dikkatimi çeken belirli semboller bulunuyor, özellikle de tüm dünyada bulunduğunu tahmin
ettiğim spiral şekli. Bu, reiki sembollerinden birine de çok benziyor. Bu sembolün kökeni ve anlamı nedir?
C: Yoğunluk-ötesi enerji toplayıcı; Stonehenge bunlardan biriydi. Stonehenge bir spiral. Eksik taşlar bu düzeneği
tamamlıyordu. Stonehenge'de pek çok insan yüksek enerji şokuna maruz kalmıştır.

S: (L) Eğer bahçede büyük bir yerim olsaydı, bitkileri ve kaldırımı spiral şeklinde düzenleseydim ve bu spiralde
yürüseydim, bu bana enerji verir miydi?
C: Evet. Bunu yap. 3 seviyeye kadar doğru olursa bizi bile görebilirsin. Havuzu oradan kaldır.

S: (L) Havuzu kaldırmak mı!


C: Hangisi daha önemli? Havuzdan tamamen kurtul demedik.

S: (L) Havuzun yanındaki alana ne dersiniz?


C: Sana bağlı.

S: (L) Oraya o havuzu koymanın ne kadar zor olduğunu biliyor musunuz?


C: Evet.

S: (L) J___ ve A___ B___ ouija tablasının, üzerine ellerimizi koymadan da işleyeceğini düşünüyorlar. Bu doğru mu? O
şekilde işlev gösterir mi?
C: Eğer gösterirse karşınızdaki biz olmayız. Bunu yalnızca kendine hizmet eden güçler yapar. Bu konularla ilgili pek çok
aptallıklar olduğunu unutmayın. W___ ve B___ şüpheli.

S: (L) A___ B___'nin bana anlattığına göre M___ F___ John'u o duruma kendisinin soktuğunu söylemiş. Gerçekten öyle
123
mi?
C: Hayır.

S: (L) Neden böyle birşey yaptığını söylüyor öyleyse?


C: Eğer geçmişini bir tek sen biliyorsan, hikayeler uydurmak kolaydır.

S: (L) A___ B___ ayrıca zihinsel güçleriyle bir adamı paramparça ettiğini söyledi. Bu doğru mu?
C: Zırva.

S: (L) Peki söylediği gibi zihin güçleriyle S___'nin televizyonunun arıza göstermesine neden oldu mu?
C: Saçma.

S: (L) A___'nın herhangi bir gücü var mı?


C: Seninkiyle aynı.

S: (L) Benim herhangi bir gücüm var mı?


C: Evet ama en son ne zaman birinin televizyonunu çarptın?

S: (L) Arkeologlar peşpeşe şişman göbekli, büyük göğüslü grotesk küçük kadın heykelcikleri buluyorlar ve bunların ana
tanrıçalar olduğunu söylüyorlar. Gerçekten öyle mi?
C: Buldukları şeyler, çocukların oynadıkları oyuncaklardı. Başka bir saçmalık.

S: (L) Malta adasındaki tapınak kompleksini kim inşa etti?


C: Mor'lar. (Ç.N.: Mor'lar; Kuzey Afrika müslümanları)

S: (L) Ne zaman?
C: MS 800.

S: (L) Sufi yolunu incelememi tavsiye eder misiniz?


C: Sana bağlı.

S: (L) Biliyorum ama bu yolun geçerli olup olmadığını veya bir başkasından daha iyi olup olmadığını bilmek istiyorum.
C: Senin adına bu konuda bir yargıda bulunmak istemiyoruz.

S: (L) Bu yolun doğruluk yüzdesi nedir?


C: Bir anlamda tüm öğretiler gerçektir.

S: (L) Söylemeyecek misiniz?


C: Subjektif. Reikiyi yargılamamızı ister miydin?

S: (L) O hususta para harcamaya başlamadan önce iyi olurdu aslında. Param ziyan mı olacak?
C: Doğru kaynağa gidersen olmaz. Önceki sorunla ilgili olarak seni zihnini geliştirmeye devam etmeni istediğimiz yanıta
yönlendirdik. İlerleme böyle sağlanır.

S: (L) Yani zihin gelişimim için Sufileri araştırmamı istiyorsunuz, öyle mi?
C: Evet. Eğer bütün sorularını yanıtlasaydık birşey öğrenemezdin.

S: (L) Okumakta olduğum bu kitapta, yalnızca seçilenlere verilen bilgilerden ve bazı şeylerin gizli kuruluşlar içinde
geleceğe aktarıldığından bahsediliyor. Pek çok insan bu kuruluşun İlüminati olduğunu ve onların pek çok derin, karanlık
sırlar sakladıklarını düşünüyor. Bu doğru mu?
C: Yakın. Ama şimdi bir bilgi patlaması var. İlüminati artık tek değil ama onlar hala öyle olduklarını sanıyorlar.

S: (L) İlüminati'deki kodamanlarla karşılaştırıldığında F___ ve ben onların bilgilerinin kaçta kaçını biliyoruz?
C: % 2.

S: (L) Yani bizden %98 oranında daha fazla bilgiye mi sahipler? Çok moral bozucu! Peki İlüminati'yle karşılaştırıldığında
ortalama bir üniversite mezunu ne kadar bilgiye sahip?
C: % 0.02.
124

S: (L) Dünyada bu bilgilerin büyük bir bölümüne sahip bir kişi var mı?
C: Gelecek sene bu zaman, sizin oranınız %35'e kadar yükselmiş olacak.

S: (L) Bu çok sıkı çalışmam gerektiği anlamına geliyor!


C: Hayır. Sana kendiliğinden akacak. Seni bloke edenleri dinlemeyi bırak.

S: (L) Hayatımda şu anda beni bloke eden kim?


C: Söyleyemeyiz. Kendin bulmalısın.

S: (L) Kendim miyim?


C: Ancak diğerleri üzerinden.

S: (L) Bugün D___ M___ aradı ve tamir için bir kuyumcuya verdiği antika bir bileziği olduğunu ama...
C: Kuyumcu kadın onu Atlanta'daki başka bir kuyumcuya sattı. D___ kuyumcu kadınla hemen yüzleşerek onu geri
istemeli. Bu şekilde geri alabilir. Bilezik 11.000 dolara satıldı.

S: (L) Köpeğim Dannyboy neyden öldü?


C: Kalp sorunu.

S: (L) Başka bir yavru Dannyboy bulabilir miyim?


C: Belki.

S: (L) Bugün neden bu kadar moralim düşük?


C: Diğerlerinden gelen negatif enerjiyle çok fazla etkileşim.

S: (L) Babaji Tibet'te mi yaşıyor?


C: Evet.

S: (L) Kaç yaşında?


C: 190.

S: (L) Vahiy kitabında bakır rengi derili ve beyaz saçlı bir varlıktan bahsediliyor. Bu varlık Nibiru gezegeninden gelen
gerçek bir Nefilim mi? Kim o varlık?
C: Nefalim'lerin kökeni Neburru ama oradan gelmiyorlar.

S: (L) Bir dev miydi?


C: Evet.

S: (L) Nibiru diye bir gezegen var mı?


C: Hayır.

S: (L) Sümer dilinde Nibiru ne anlama geliyor?


C: Köle sahibi.

S: (L) Yaklaşık bir yıl önce Keith olduğunu iddia eden bir kişiyle bağlantı kurmuştuk. O gerçekten Keith ___ miydi?
C: Evet.

S: (L) Ölmüş olması konusunda ne hissediyor?


C: İyi.

S: (L) Beklediği gibi miydi?


C: Daha iyi.

S: (L) Sürekli opera çalmama neden olan etki ondan mı geliyordu?


C: Evet.

S: (L) Öldükten sonra bir süre etrafımda bulundu mu?


125
C: Evet.

S: (L) Sonra da ışığa mı gitti?


C: Evet.

------------------------------

12 Kasım 1994 F___ ve Laura

S: (L) Merhaba.
C: Kasyopya'dan arıyoruz.

S: (L) Neyi kastettiniz?


C: Sizin mizah anlayışınıza uyumlanmaya başlıyoruz.

S: (L) Nasıl yani?


C: "Kasyopya'dan arıyoruz."

S: (L) Şimdi anladım!

S: (L) Köpekler kime havlıyor?


C: Sokaktaki birine.

S: (L) Sokakta ne yapıyor?


C: Geçiyor.

S: (L) Bizim için herhangi spesifik bir mesajınız var mı?

S: (L) Çeşitli noktalarda Quorum ve İlüminati'den bahsettik. Sanırım her ikisi de en üst seviye birer gizli masonik örgüt.
Birbirleriyle olan ilişkileri nedir?
C: Lütfen başka bir müzik koyun; bu biraz zorlaştırıcı. [Creation Chant (Yaratılış İlahisi)]

S: (L) Bu nasıl? [Keltik harp]


C: Daha iyi.

S: (L) Kızılderili müziği sevmez misiniz?


C: Kötü değil ama bağlantının titreşimlerini zorluyor.

S: (L) Quorum ve İlüminati'ye dönecek olursak'


C: Quorum çoğunlukla dünyadışı; İlüminati çoğunlukla insan.

S: (L) Quorum'u daha önce'


C: Birleştir; bütünün iki yarısı.

S: (L) Daha önce Quorum'un Kasyopyalılarla, yani sizinle, yani iyi varlıklarla bağlantı halinde olduğunu söylemiştiniz. Bu
doğru mu?
C: Yakın.

S: (L) İlüminati ise Kertenkele varlıklarıyla bağlantılı olarak tanımlanan Yılan Kardeşliği ile ilişkili, değil mi?
C: Yakın. Ama o kadar basit değil.

S: (L) Eğer Quorum iyi adamlar ve İlüminati de kötü adamlarsa ve her ikisi de masonluğun en üst seviyesini temsil
ediyorsa, buradaki hikaye nedir?
C: Şimdi önce bir daire veya döngü hayal et ve devam etmeden önce bunun üzerinde biraz düşün.

S: (L) Tamam, şu anda dönen bir daireyi düşünüyorum.


126
C: Dairedeki iki yarı, pozitif ve negatifi temsil ediyor. İki yarı.

S: (L) Bundan çıkardığım şey, her iki tarafın da insanlıkla oynadığı şeklinde. Öyle mi?
C: Hayır. Bu karmaşık ama öğrenebilir ve anlayabilirsin; büyük bir keşif ve ilham olacak.

S: (L) Tamam, açıklayın o zaman.


C: Adım adım sor.

S: (L) Neden sorularımızı sürekli olarak adım adım sormamı istiyorsunuz?


C: Bilgileri hazmetmen için.

S: (L) Quorum iyi adamlar olarak tanımlandı. İlüminati de kötü adamlar olarak tanımlandı. Ama her ikisi de Masonik.
Masonik bir örgütteki bir kişi en üst seviyelere ulaştığında onları bir tarafa veya diğer tarafa dağıtan kişiler mi var?
C: Tam olarak bir taraf veya diğer taraf denemez.

S: (L) Burada gerçekten anlayamadığım birşey var çünkü eğer Kertişler...


C: Zihinsel bloğu kaldır.

S: (L) Bloğum falan yok. Eğer Yılan Kardeşliği, yani İlüminati, yani Kertişler, yani Canavar bu gezegene kötü şeyler
yapacak olanlarsa, iyi tarafla bağlantılı olan Quorum'la nasıl...
C: Bunu açıklamak zaman alacak. Sabırlı ol, buna değecek.

S: (L) Hemen şimdi açıklayacak mısınız?


C: Adım adım sor.

S: (L) Tamam. Kötünün özelliği nedir?


C: Birleştir.

S: (L) Kertişler bizim kötü olarak tanımladığımız varlıklar mı?


C: Evet.

S: (L) Kasyopyalılar bizim iyi olarak tanımladığımız varlıklar mı?


C: Evet.

S: (L) Peki Kasyopyalılar Kertişleri kullanıyor veya onlara belirli şeyler yaptırıyor mu?
C: Hayır.

S: (L) Kertişler bağımsız olarak ve Kasyopyalılar'a karşı olarak mı çalışıyor?


C: Karşı olarak değil, bağımsız olarak.

S: (L) Tüm bu projenin tepesinde biri var mı?


C: Biz başkalarına hizmet ediyoruz, bu yüzden karşıtlık yok. Şimdi dikkatli düşün. Adım adım. Eğer cevabı tam olarak
anlamazsan başka soru sor.

S: (L) Bütünün bir parçası. Bir dairenin parçası.


C: Harmanla.

S: (L) Bu şu anlama mı...


C: Renkleri karışan, dönen bir resim düşün.

S: (L) Bazı seviyelerde iki yarı birleşiyor mu?


C: Yakın.

S: (L) Söylediğiniz şey şu mu; Quorum'un bir kısmı iyi adamlar ve bir kısmı da kötü adamlar ve aynı şey İlüminati için de
geçerli... çünkü bu ikisi dairenin karşıt yanlarında ama dönüşteki karışım noktasında birbirleriyle etkileşiyorlar, öyle mi?
Bu kuruluşlar da zıtlar arasındaki etkileşimlerin meydana geldiği yerler mi?
C: Daha yakın.
127
S: (L) Şimdilik bu konuyu bırakalım.
C: Hayır. Şimdi lütfen.

S: (L) Tamam. Yani bu bir karışım. Bunun şeyle ilgisi var mı... Sizin durumunuzda başkalarına hizmet, kendine hizmet
edenlere hizmeti de kapsıyor, doğru mu?
C: Evet; biz size hizmet ediyoruz; Kertenkeleler ise sizin ırkınızı kendine hizmete programladı.

S: (L) Anlayamadığım birkaç husus var. Ben hala bir ölçüde kendine hizmet eden bir varlığım, doğru mu?
C: Ama yavaşça başkalarına hizmete doğru ilerliyorsun. Ama bütün insanlar değil.

S: (L) Yani Quorum'un veya İlüminati'nin üyeleri olan kişiler bilgi veya yardım istediklerinde siz, başkalarına hizmet
yöneliminizden dolayı kim olursa olsun yanıt vermek zorundasınız, öyle mi?
C: Evet ve hayır.

S: (L) 'Hayır' kısmı nedir?


C: Eğer titreşim frekansları düzensizse bağlantı kurmuyoruz.

S: (L) Kertişlerin yaptıkları şeyler daha büyük bir plan veya tasarımın bir parçası mı?
C: Herşey öyle.

S: (L) Geçelim. Moralim bozuldu çünkü bana kötü bir insan olduğumu söylediniz.
C: Kötü bir insan değilsin.

S: (L) Şu anda kendimi çok sefil hissediyorum.


C: Kertenkele telkini.

S: (L) Buhranlı berbat hisler Kertenkelelerin telkinleri mi?


C: Her zaman olduğu gibi.

S: (L) Kendimi berbat hissediyorum çünkü benim bu sefil gezegendeki sersemlerle aynı batan gemide olduğumu
söylüyorsunuz. O gemiden çıkmak için çok sıkı çalışıyordum.
C: Saçmalık; sen kendi gemindesin.

S: (L) Dr. Usui'nin reiki sembollerini nereden aldığını öğrenmek istiyorum.


C: Soruyu yanıtlaman gerekiyor.

S: (L) Hangi soru? Quorum ve İlüminati sorusu mu?


C: Cevapladığında büyük bir coşku duyacaksın.

S: (L) Pekala. Bir karışım. Ama iki yarı.


C: Bir dairenin.

S: (L) Bu daireyi kim tasarladı?


C: Doğal frekans dalgası. Kavuşuma/birleşime yakın olan bazıları, mükemmel bir denge yaratmak için bu iki hizmet
kalıbını, bu iki 'kampı' harmanlıyor.

S: (L) Pekala. Yani İlüminati'dekiler kendine hizmet yolunun üst seviyesindeler ve bir şekilde bu üst seviyelere erişmiş
olmaları, konumlarında bir değişim veya harmanlama meydana getirerek onların başkalarına hizmete dair bazı
farkındalıklara veya frekanslara erişmelerini sağlıyor, doğru mu?
C: Devat et.

S: (L) Tamam, Quorum'dakiler başkalarına hizmete odaklanıyorlar ve onlar da başkalarına hizmet ederken bazı kendine
hizmetlerin başkalarına hizmet olduğunu anlıyorlar.
C: Yakın.

S: (L) Yani buradaki fikir, oraya hangi yönden ulaşmış olursan ol, her iki yolu harmanlamak, öyle mi?
C: Başkalarına hizmet, bu iki gerçekliğin mükemmel bir dengesini sağlıyor. Tam karşısındaki kendine hizmet ise büyük
döngünün mükemmel bir dengede kapanmasını sağlıyor.
128

S: (L) Yani başkalarına hizmet yolunun varolabilmesi için kendine hizmet yolunun da olması şart, öyle mi?
C: Evet.

S: (L) Ve Quorum ve İlüminati'dekiler de...


C: Ortada harmanlanıyorlar.

S: (L) Işığın olabilmesi için karanlığın da olması gerekiyor, öyle mi?


C: Evet.

S: (L) Ve Kasyopyalıların olabilmesi için Kertişlerin de olması gerekiyor...


C: Yakın.

S: (L) Ve her iki grup da Masonik örgütlenmeler yoluyla gelişiyorlar...


C: Özgür-Masonluk, bu süreçlerin fizik düzlemdeki insan yansımaları.

S: (L) Pekala, çok teşekkür ediyoruz. Sanırım bu gecelik bu kadar.


C: İyi geceler.

-----------------

16 Kasım 1994 F___ ve Laura

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba. Nasılsınız?

S: (L) Sanırım bu akşam fena değiliz. Karşımızda kim var?


C: Roligea.

S: (L) Neredensin?
C: Kasyopya.

S: (L) Son zamanlarda okuduğum bir kaynakta, Bernadette Soubirous'a Bakire Meryem'in göründüğünün iddia edildiği
Lourdes'deki tapınaktan bahsediliyor ve...
C: Enerji odaklanma merkezi.

S: (L) Orada ne tür bir enerji odaklanıyor?


C: Duaların istikrarlı düzeni nedeniyle pozitif.

S: (L) Peki Bernadette'e görünen şey neydi?


C: Enerji bilinç dalgası görüntülemesi.

S: (L) Bu görüntü onun kendi zihninden mi geldi?


C: Yakın.

S: (L) Pek çok kişinin iyileşmesi...


C: Pozitif enerji konsantrasyonu nedeniyle.

S: (L) Georgia'da Conyers'teki Bakire Meryem hayaleti olaylarına neden olan şey ne veya kim?
C: Yanıltıcı bir enerji alanı.

S: (L) Bu enerjinin ardında kim var?


C: Kertenkeleler.

S: (L) Neden?
C: Daha büyük bir resmin ve planın parçası olan bir zihin karıştırma girişimi.

S: (L) Büyük resim ve plan nedir?


129
C: Fetih.

S: (L) Bu onların yapacakları fethe nasıl yardım ediyor?


C: Bilgi yayarak.

S: (L) Sahte bilgi yayma yoluyla mı yani?


C: Pek çok yönden etki ediyor. Akıl çeliyor. Bu çağda akıl çelme bombardımanları altında yaşıyorsunuz.

S: (L) A___ rüyasında bazı semboller görmüş ve bu sembollerin neyi temsil ettiklerini öğrenmek istiyor.
C: Tek tek.

S: (L) Bu?
C: Savaş.

S: (L) İkincisi?
C: Yaşam gücü.

S: (L) Üçüncüsü?
C: Yüksek boyutlarla ruhsal birlik.

S: (L) Dördüncüsü?
C: Yıkım.

S: (L) Beşincisi?
C: Korku.

S: (L) Peki buradaki mesaj nedir?


C: Onun öğrenmesi gerekiyor; unutmayın size bazı şeyleri söylersek, önünüzdeki süreç için gerekli korumayı elde
edemezsiniz.

S: (L) Ben de dün gece rüyamda yengeme ait bir yavru köpek gördüm. Rüyamda yürürken arkamı döndüm ve bir arabanın
köpeği ezdiğini gördüm. Çok canlı bir sahneydi ve rüyadan çok üzgün bir şekilde uyandım. Bu rüyanın nedeni veya amacı
neydi?
C: Bu rüya gerçeklerle çok ilgili değildi.

S: (L) Yalnızca öylesine bir rüya mıydı?


C: Evet.

S: (L) Pekala, şimdiki soru son zamanlarda tartışmakta olduğumuz bir şeyle ilgili. Bazı arkeologların ve diğer bazı
şahısların iddia ettiği gibi siyah ırkın herhangi bir grubu tarihte kendi başlarına yüksek bir medeniyet yarattılar mı hiç?
C: Evet.

S: (L) Yardım olmadan, kendi başlarına mı?


C: Hayır.

S: (L) Kimden yardım aldılar?


C: Kertenkeleler.

S: (L) Siyahlar genel olarak, kayıt edilmiş olan tarihin büyük bölümünde neden bu kadar ilkel bir zihin kalıbıyla ve bu
kadar ilkel koşullarda yaşayageldiler?
C: Modern etkileşimlerden yalıtım.

S: (L) Neden?
C: Karma. Gaddar hiyerarşik eski toplum yapısının cezası.

S: (L) Siyah insanlar Kertenkeleler tarafından beyaz insanlar kadar sıkça kaçırılıyor mu?
C: Evet.
130
S: (L) Bu konuda neden yok denecek kadar az şey duyuyoruz?
C: Genel olarak siyahların kültürü hakkında çok az şey duyuyorsunuz.

S: (L) Siyahlar kendi kültür yapıları içinde dünyadışılardan ve kaçırılmalardan haberdarlar mı?
C: Daha az farkındalar ve daha az tartışıyorlar.

S: (L) Medya yoluyla manipüle edildiğimizi biliyoruz. Hangi yöntemleri kullandıklarını ve amaçlarının ne olduğunu
öğrenmek istiyoruz.
C: Daha net ol.

S: (L) TV veya filmler yoluyla zihinsel manipülasyon yapmak için hangi teknik yöntemleri kullanıyorlar?
C: Bildiğiniz görsel ve sözlü bombardıman.

S: (L) Bilinçaltı fikir aşılaması kullanıyorlar mı?


C: Çoğu zaman gerekmiyor.

S: (L) Çocukların dinlediği müziklerde onları programlamaya yönelik herhangi bir çaba var mı?
C: Evet.

S: (L) Bilinçaltına yönelik etkiler var mı?


C: Evet.

S: (L) Elektronik sinyaller mi kullanıyorlar?


C: Evet.

S: (L) Peki televizyon programlarında elektronik sinyalleri kullanıyorlar mı?


C: Kullandılar ama o kadar sık değil.

S: (L) Acil yayın sinyali testlerinde gönderilen bu tür herhangi bir sinyal var mı? (Ç.N.: Acil yayın sinyali; ABD'de bir
dönem acil güvenlik durumlarında devlet başkanın tüm halka seslenmesine yönelik kurulmuş bir sistem.)
C: Hayır.

S: (L) Eğer kertenkeleler sık bir şekilde bizimle besleniyorlarsa ve gelip gezegenimize el koymayı planlıyorlarsa, bunu
neden 300.000 yıl önce üzerimizde hakimiyet kazandıklarında yapmadılar?
C: Sizinle aynı boyutta yaşama arzusu duymuyorlar.

S: (L) Neden?
C: Siz 3'üncü seviyesiniz, onlar 4'üncü seviye.

S: (L) Şimdi planladıkları şey nedir?


C: 4'üncü yoğunlukta sizi yönetmek.

S: (L) İnsan ırkının asıl olarak tohumlandığı ana gezegenin yanıp kül olduğunu söylemiştiniz; bunun nasıl olduğunu
öğrenmek istiyorum.
C: Genişleyen yıldız.

S: (L) Eğer yıldız genişlediyse, yakın bir zamanda genişlemiş olmalı, doğru mu?
C: Orada zaman sizinkinden farklı.

S: (L) Nasıl yani?


C: Zaman/mekan eğriliği.

S: (L) Zaman/mekan eğriliği derken neyi kastediyorsunuz?


C: Fazla karmaşık ama bu kavramı bir ölçüde anlıyorsunuz.

S: (L) Yani o sistemdeki yıldız genişledi ve bizim ana gezegenimiz yandı. Öyleyse, biraz gevşek bir zamansal karşılaştırma
ile bu, insanların yaratılmasından çok kısa bir süre sonra gerçekleşmiş olmalı, öyle değil mi?
C: Bu karşılaştırmada kendi zaman algınızı gevşek olarak dahi uygulayamazsınız.
131

S: (L) Bu hususta biraz yardım istiyorum. Eğer o gezegen küle döndüyse neden insanlar orada tohumlandı... Kısa bir süre
sonra küle dönüşecek olan bir gezegende var edilmenin amacı nedir?
C: Pekala. İşte bir şok-edici geliyor; henüz tamamen yanıp küle dönmedi.

S: (L) Peki nedir? Bize yanıp küle döndüğünü söylemiştiniz. Buradaki asıl hikaye nedir?
C: Tamamen yok olması sizin 4'üncü yoğunluğa geçişiniz sırasında olacak. D'Ankhiar'da şu anda insan bedenleri
yaratılıyor.

S: (L) O gezegende şu anda insan yaratılmasından kastettiğiniz şey nedir? Yoksa o gezegen bu gezegen mi?
C: Hayır. Büyük döngünün kapanmasıyla ilgili.

S: (L) Şu anda orada insan varlıklarının yaratıldığını mı söylüyorsunuz?


C: Evet, öyle. Irkınız orada üretiliyor.

S: (L) Nasıl?
C: Boyut geçişi, anladın mı?

S: (L) Orada 4'üncü yoğunluk bedenlerinin mi yaratıldığını söylüyorsunuz?


C: Hayır. 3'üncü.

S: (L) 3'üncü yoğunluk bedenleri... Şu andaki bedenlerimizden çıkıp o bedenlere mi gireceğiz?


C: Uzaklaşıyorsun. Dikkatli düşün. Boyut. Gerçeklik. Döngü.

S: (L) Şu anda orada insan ırkının bedenleri üretiliyor...


C: Evet.

S: (L) Ve boyut sınırı geçişi sırasında o gezegen tamamen küle dönmüş olacak...
C: Evet.

S: (L) Şu anda o gezegende üretilen insanlar boyut sınırı geçişi sırasında nereye gidecek?
C: Eski dünyaya.

S: (L) Eski dünyaya mı gidecekler?


C: Sizin bildiğiniz şekliyle zaman yok. Hepsi kolektif bilince yönelik derslerden ibaret.

S: (L) Yani bu büyük döngünün kapanmasıyla birlikte herşey baştan mı başlayacak?


C: Pek sayılmaz; hatırla, başlangıç diye birşey yok.

S: (L) Dünyadaki pek çok ruh, dünyaya gelmekte olan bu yeni bedenlere mi girecek?
C: Evet.

S: (L) Ve eski insanlık olarak, öyle mi?


C: Evet.

S: (L) Ve herşeye bir daha başlayacaklar?


C: Evet.

S: (L) Yani çok sayıda insan bu oyuna baştan başlayacak?


C: Yakın.

S: (L) Bu ceza mı?


C: Hayır. Varoluşun doğası.

S: (L) O noktada bazı ruhlar da bir üst yoğunluk seviyesine mi gidecek?


C: Evet.

S: (L) Bize bunun bir yüzdesini verebilir misiniz?


132
C: Hayır. Şu anda açık.

S: (L) Eğer bu döngünün bir noktasında şu anda kulladığımız bedenler o gezegende üretilip dünyaya getirildiyse, o
bedenleri kim getirdi?
C: Boyut geçişi.

S: (L) Kim değil ne, öyle mi?


C: Herşey "kim" ve "ne"dir.

S: (L) Önceki gece Gezici Yolcular'ın bu bedenleri o gezegenden alıp dünyaya getirdiklerine dair birşeyler söylediniz, değil
mi?
C: Evet.

S: (L) Peki o zaman bu Gezici Yolcular boyutlar mı?


C: Evet. Siz de öyle.

S: (L) Lineer zihnimize neler yaptığınızın farkında mısınız?


C: Bir kutu dolusu kurtçuk. (Ç.N.: Kutu dolusu kurtçuk [can of worms] deyimi, sonraki çeşitli celselerde de kullanılıyor.
Genelde zararlı nitelikte olan ve sakınılması gereken şeyleri işaret etmek için kullanılıyor.)

S: (L) Teybin bozulduğu o gece genişleyen bir yıldızın bazı yaratımlara neden olduğundan bahsediyordunuz. Bundan biraz
daha bahsedebilir misiniz?
C: Boyutötesi atomik remolekülerizasyon.

S: (L) Remolekülerizasyon nedir?


C: Tekrar oluşturulma.

S: (L) Neyden neye tekrar oluşum?


C: Karmaşık. Yoğunluk çarpışması.

S: (L) Yoğunluğun neyle çarpışması? Hangi yoğunluğun?


C: 4'üncü seviye oluşumu öğren.

S: (L) Nasıl?
C: Araştır.

S: (L) Bunu, mekan-zamanda, saf enerjinin bir düşünce kalıbı etrafında şekillenebildiği ve böylece katı madde haline
gelebildiği bir nokta olarak anlayabilir miyim?
C: Yakın.

S: (L) Daha üst yoğunluklardan üçüncü yoğunluğa enerji veya katı madde geçişi, evrensel enerji için travmatik bir olay mı?
C: Subjektif.

S: (L) Bu bir çeşit ölüm mü?


C: Ölüm ve doğum aynıdır.

S: (L) Bu remolekülerizasyonun meydana gelmesi için yıldızı ölmekte olan bir gezegende mi olması gerekiyordu?
C: Eğer 3'üncü yoğunluk remolekülerizasyonuysa.

S: (L) Yani enerjinin 3'üncü yoğunluk fiziksel seviyesine gelmesi için... Enerji 3'üncü seviyeye gelirken aşağı mı iniyor?
C: Hayır. Yukarı.

S: (L) Yukarı çıkan nedir?


C: Moleküller, atomik madde. Işık ilk yoğunluktur ve bütün yoğunlukları birleştirir.

S: (L) Yani biz 3'üncü yoğunluktan 4'üncü yoğunluğa geçerken, kaynakla olan birliğimizden daha da uzaklaşmış mı
oluyoruz?
C: Hayır. Işık ve karanlık, bütün yoğunlukları birleştiriyor.
133

S: (L) Kaç tane yoğunluk derecesi var?


C: 7.

S: (L) Yedinci seviyeye ulaştığınızda, 1'inci seviye ışık olarak mı tanımlanıyor?


C: 7'nci seviye varoluşun çekirdeği.

S: (L) Eğer yedinci yoğunluk varoluşun merkezi ise, bu, 1'inci yoğunluğun varoluşun dış kenarı olduğu anlamına mı
geliyor?
C: Taban.

S: (L) Bir varlık 7'nci yoğunluğa ulaşınca, sonra ne yapıyor?


C: Biri 7'nciye ulaştığında herkes ulaşıyor.

S: (L) 7'nci seviyede yaşayan varlıklar var mı?


C: Zaman mevcut değil.

S: (L) Işık, elektrik enerjisine dönüştüğünde, aslında yoğunluk mu değiştirmiş oluyor?


C: Evet.

S: (L) 1'inci yoğunluktan 3'üncüye geçtiğinde mi elektrik haline geliyor?


C: Evet.

S: (L) 7'inci seviyede yaşayan varlıklar var mı?


C: Big bang.

S: (L) Big bang 7'nci seviyede mi?


C: Yeterince yakın.

S: (L) Yani hepimiz 7'nci seviyeye ulaştığımızda hep birlikte patlayacak mıyız? Hepimiz bir olacağız ve herşeye baştan mı
başlayacağız?
C: Yakın.

S: (L) Bu pek hoş bir düşünce değil!


C: Neden? Zaman diye birşey yok, orası ebedi ikametgahınız. 7'nci yoğunluk, bedenin ölümü sırasında gördüğünüz ışık.

S: (L) Ölüp bedenini terk ettiğinde yedinci seviyeye mi gidiyorsun?


C: Görüyorsun.

S: (L) Rafta "Mikail'den Mesajlar" (Messages from Michael) denen bir kitap buldum. Bu varlık, ruhların sürekli olarak
evrende bir yerdeki bir çeşit ruh jeneratöründen çıktığını söylüyor. Bu bilginin kaynağı nedir?
C: 3'üncü yoğunluktaki bedenli bir varlık.

S: (L) Bu bilgi kesin olarak doğru mu?


C: Hayır. Ruhlar zaten yaratılmıştı.

S: (L) Yani zamanın ilk anında mı?


C: Evet.

S: (L) Herşey çok biçimsiz görünüyor.


C: Bu sizin algınız.

S: (L) L___, J___ ve benim geçen haftadan beri aynı şekilde hissettiğimiz ağrının kaynağını öğrenmek istiyorum.
C: DNA değişiklikleri.

S: (L) Peki bu DNA değişikliklerinin kaynağı nedir?


C: 4'üncü yoğunluğa doğru ilerliyorsunuz.
134
S: (L) Bu ne kadar yakında olacak?
C: Açık.

S: (L) Nefilimlerle insanların genetik melezlemesi konusunda özel bir döllemeden bahsetmiştiniz. Bunun "yapay
döllenmeden" farkı nedir?
C: Fark yok.

S: (L) Kitapta, Babil kulesi zamanında Nefilimlerin insanoğlunun kızlarına baktıkları ve onları karıları olarak aldıklarından
bahsediliyor. İyi bir çeşit etkileşimden bahsediliyor gibi. Bu, Nefilimlerin görevlerini terk edip insan "eşlerine" yönelik
hisler besledikleri anlamına mı geliyor?
C: Hayır. Tarihin diğer bir aldatmacası. Genetik deneylerin bir tasvir ediliş şekli.

S: (L) Sfenksin görünümü neden kedimsi bir insan şeklinde?


C: Kedi enerjisini temsil ediyor.

S: (L) Mısırlıların kedilere tapması veya onlara büyük saygı duyması bununla mı ilgili?
C: Kökeninde.

S: (L) Bu kedi tanrının kökeni neydi?


C: Atlantis geleneği.

S: (L) Atlantislilerin kedi tanrı geleneğinin kökeni nedir?


C: Batıl inanç.

S: (L) Bu batıl inanç neyle ilgiliydi?


C: Önemli birşey değil.

S: (L) Belki de önemlidir çünkü bu tanrıyı onurlandırmak için böyle büyük bir anıt yapılmış ve eminim insanlar bunun
kökeninde ne olduğunu bilmek istiyorlardır.
C: Özgürlük Heykeli'nin kökeninde ne var?

S: (L) Bir ilke. Yani sfenksin kökeninde de kedilerle ilgili bir ilke var, öyle mi?
C: Yakın.

S: (L) Herhangi dünyadışı varlıkları, tanrıları veya tanrıçaları temsil etmiyor mu?
C: Hayır.

S: (L) Peki bu tanrının adı neydi?


C: Endurra.

S: (L) Bu tanrı veya tanrıçaya tapınım neden sona erdi?


C: Zamanla terk edildi.

S: (L) Kertişlerin bin yıl boyunca insanlar arasında yaşadığını söylemiştiniz. Bizim zaman ilüzyonumuzda bu ne zaman
gerçekleşti?
C: Atlantis'in zirvesinde.

S: (L) Atlantis medeniyeti ne kadar süre boyunca var oldu?


C: 70.000 yıl.

S: (L) Büyük dinazorların zamanında dünyada yaşayan akıllı insan varlıkları var mıydı?
C: Evet ve hayır.

S: (L) Bu ne anlama geliyor?


C: Geçici zaman eğilmesi .

S: (L) Geçmişin herhangi bir noktasında tek bir bedende her iki cinsiyeti de taşıyan fiziksel bir insan ırkı oldu mu hiç?
C: Hayır.
135

S: (L) Fiziksel insan ırkı her zaman iki cinsiyetli, yani erkek ve dişi oldu, öyle mi?
C: Evet.

S: (L) Atlantis bir dizi afetle mi battı?


C: Evet.

S: (L) Kaç afet?


C: Üç.

S: (L) Bu afetlerin hepsi aynı nitelikte miydi?


C: Hayır.

S: (L) "Nuh tufanının" Atlantis'teki son afetin ve yok oluşun hikayesi olduğunu söylemiştiniz, değil mi?
C: Evet.

S: (L) Bunun nedeni neydi?


C: Venüs.

S: (L) Buna Martek'in neden olduğunu söylediğinizi sanıyordum?


C: Evet.

S: (L) Eğer buna Martek neden olduysa, Venüs nasıl neden olabiliyor?
C: Venüs Martek'e de "neden oldu".

S: (L) O zamana kadar dünyanın bir su buharı örtüsüyle çevrili olduğunu söylemiştiniz, doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Ve Mars gelip kendi suyunu dünyanın atmosferine boşaltınca da bu su bir tufana neden oldu, doğru mu?
C: Yakın.

S: (L) Venüs güneş sistemine ne zaman girdi?


C: Yaklaşık 80000 yıl.

S: (L) Venüs dünyaya kaç yakın geçiş yaptı?


C: Yedi.

S: (L) Sakinleri tarafından üretilen psişik enerji nedeniyle patladığını söylediğiniz Kantek gezegeninin Venüs'le bir ilgisi
oldu mu?
C: Hayır.

S: (L) L___ geçen gece melatonin altığında neden uyuyamadı?


C: Melatonine uyumlanıyor.

S: (L) F___ için herşey pozitife doğru ilerleyecek mi?


C: Nihayetinde, eğer zor dönemi geçirebilirse.

S: (L) Zor dönemleri atlatıp inanç ve sabır geliştirirsek bunu tekrar yaşamak zorunda kalmayacağız, doğru mu?
C: Açık.

S: (L) Sizce annem Largo'daki o kadınla daha ne kadar kalır?


C: 4-6 ay daha.

S: (L) A___ B___ ekin çemberleri konusunda beni neden tekrar aramadı?
C: UFO dedikodu alemi.

S: (L) Ona ne söylediler?


C: Bilgi kaynağının gerçek olmadığını.
136

S: (L) Bu dedikoduyu kim başlattı?


C: İki kişi.

S: (L) Kim onlar?


C: F___ ve W___. Yine ego.

S: (L) Size şunu sormak istiyorum: bizimle bu iletişimi başlatma nedeniniz bu bilgilerin insanlara yayılması mı? Yoksa
sadece bizim araştırmalarımıza verilen yanıtlar mı?
C: Evet. Her ikisi.

S: (L) Eğer bu bilgileri insanlarla paylaşacaksak, bunun...


C: Direnç ve müdahale ile karşılaşacaksınız. Direnin.

S: (L) Tüm bu direnç ve bu dedikodular gerçekten heves kırıcı.


C: Doğru insanlar değil.

S: (L) Bana doğru insanlardan birkaçını söyleyebilir misiniz?


C: Problem değil. Sadece sahip olduklarına yönel.

S: (L) Tamam, teşekkür ediyoruz ve iyi geceler.


C: İyi geceler.

-----------------

19 Kasım 1994 F___, Laura, V___, T___ ve J___

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba. Lütfen ritüel yapmayın. Enerji akışını zorlaştırıyor.

S: (L) Bu akşam kiminle birlikteyiz?


C: Zora.

S: (L) Ölmüş birinin ruhu musun?


C: Hayır.

S: (L) Neredensin?
C: Kasyopya.

S: (V) Bu akşam, psişik bir vampir olduğunu iddia eden J___ isimli genç bir adamla tanıştım. Bahsettiğim kişiyi tanıyor
musunuz? Sohbet ettiğim kişiyi?
C: Hayır.

S: (V) Öğrenmek istediğim şey, kendisini yanlış mı tanıttığı?


C: Evet.

S: (V) Şeytani bir etki altında mı?


C: Hayır.

S: (V) Benimle oyun mu oynuyor?


C: Hayır.

S: (V) Sorunu nedir?


C: Hayali.

S: (V) Benimle tekrar konuşmak istiyor ve sanırım bunun nedeni şu ikisinden biri; ya enerjimi almak istiyor ya da yardım
istiyor. Enerjimi mi almak istiyor?
C: Bir anlamda.
137

S: (V) Tavsiye anlamında benden yardım istiyor mu?


C: Hayır.

S: (L) Onun zamanını mı harcamak istiyor?


C: Açık.

S: (V) Yani yapışık ruh etkisi altında değil, öyle mi? Buna inanmak zor. Yapışık ruhu var mı? (Ç.N: "Yapışık Ruh" veya
"Ruh Yapışması" [Spirit Attachment] terimi, dünyadaki fizik bedensiz bazı varlıkların, bedenli varlıkların eterik/ruhsal
bedenine çoğunlukla geçici olarak yerleşmesi anlamında kullanılıyor diye düşünüyorum.)
C: Çok olası.

S: (L) Terry bilinçaltında neden bu kadar derin kızgınlıkları olduğunu sormak istiyor.
C: Hayatıyla ilgili pek çok koşullardan dolayı kurban rolünü oynadı.

S: (L) Bu karmik mi?


C: Her zaman öyledir.

S: (L) Bize bu konuda ne yapılabileceği, bunun nasıl hafifletilebileceği konusunda bir ipucu verebilir misiniz?
C: Bu yönde zaten ilerleme kaydediyor.

S: (L) Süreci hızlandırabilecek birşey var mı?


C: Gerekli değil.

S: (T) Bu konuda yapabileceğim birşey var mı, yoksa kendi ilerleyişi içinde azalacak mı?
C: Doğru yoldasın, endişelenme.

S: (T) Hiç kaçırıldım mı?


C: Çocuklukta.

S: (L) Yetişkinliğinde hiç kaçırıldı mı?


C: Belki 3'üncü düzeyde.

S: (L) 3'üncü düzey nedir?


C: Kaçırılmanın türü.

S: (L) Kaç düzey ve türde kaçırılma var?


C: Altı.

S: (L) 3'üncü düzey nedir?


C: Bilincin "alfa" durumuna getirilmesi.

S: (T) Perde anılar mı yani? (Ç.N.: "Perde Anı" ya da "Perdeleyici Anı" [Screen Memory], bu cümledeki haliyle, negatif
dünyadışılar tarafından kişinin belirli bir negatif etki altında tutulması sırasında o kişinin bu olayı olduğundan daha olumlu
ve hatta tamamen olumlu birşey olarak algılamasını sağlamak üzere kişinin zihninde uyandırılan veya projekte edilen
düşünce veya görüntüler. )
C: Yakın.

S: (T) Yani gerçekte olandan başka birşey görüyor oluyorum, öyle mi?
C: Evet ama çocukluktaki gibi fiziksel değil.

S: (V) Mağaralara mı götürüldü? Griler onu mağaralara mı götürdü?


C: Bu tuhaf bir soru.

S: (L) Fiziksel olarak kaç kez kaçırıldı?


C: 27.

S: (L) Peki alfa durumu yaratarak bilincine kaç kez müdahale ettiler?
138
C: 196.

S: (T) Bilincimi alfa durumuna sokmaları ben uykudayken mi oluyor?


C: Bazen.

S: (V) Bilgisayarının başındayken oldu mu hiç?


C: İş yerinde.

S: (T) Honeywell'de çalışırken mi?


C: Büyük beyaz binada.

S: (L) Büyük beyaz bina nerede? (T) Honeywell bina kompleksini söylüyorlar. (F) Hepsi beyaz mı? (T) Hepsi beyaz. (V)
Honeywell şirketi Kertişlerin ajanları mı?
C: Hayır. ABD devletinin.

S: (T) Evet. Devletle anlaşmalı bir şirket. Peki yeni işimde hiç oldu mu?
C: Hayır.

S: (T) Bunun sebebi devlete bağlı bir şirket olmaması mı?


C: Kısmen.

S: (T) Diğer kısım neyle ilgili?


C: Son zamanlarda bilinç arttırıcı deneyimler yaşadın.

S: (T) Ve bu bilinç arttırıcı deneyimler zihnimle oynamalarını zorlaştırdı öyle mi?


C: Evet.

S: (T) Bu bilinç arttırıcı deneyim neydi?


C: Ruhunu arama dönemi.

S: (V) Ruhsal arayış çabaların mı oldu? (T) Hayır, tek söyleceğim şey 6-7 haftadır %100 depresyon içinde olduğumdur. (L)
Terry'nin depresyonuna neden olan şey nedir?
C: DNA değişimi.

S: (T) DNA değişimine neden olan şey nedir?


C: 4'üncü yoğunluk seviyesi realitesine ilerleyiş.

S: (L) Bu her zaman ağrıya, acıya veya depresyona neden oluyor gibi görünüyor, neden?
C: Tüm 1'inci düzey değişimler bu etkiyi yapar.

S: (L) 1'inci düzey değişimler nedir?


C: Düzey tanımlaması, önemi vurgulamaya yönelik.

S: (L) 1'inci düzey en önemli olan mı?


C: Evet.

S: (L) Sayı yükseldikçe önem azalıyor yani?


C: Yakın.

S: (L) Jan'in sağ omzundaki ağrıya neden olan şey nedir, çünkü bu hepimizde de var gibi?
C: DNA değişimleri.

S: (L) Bu rahatsızlığı azaltmak için reiki kullanılabilir mi?


C: Gerekli değil ve tavsiye edilebilir de değil.

S: (L) Bu sıkıntıya katlanmamız mı gerekiyor?


C: Tüm "sıkıntıları" kısa bir süre sonra önemli yaşamsal değişiklikler takip edecektir.
139
S: (V) Benim bu sıkıntıyı yaşamıyor olmamın bir nedeni var mı?
C: Yaşayacaksın.

S: (T) Bu değişimi yaşadığıma göre artık kaçırılmayacak mıyım?


C: Açık.

S: (T) Tüm bu kaçırmaları aynı varlıklar mı yapıyor yoksa farklı gruplar mı var?
C: İki grup.

S: (T) Birincisi hangi grup?


C: Griler.

S: (T) Diğeri?
C: Kertenkeleler.

S: (T) Marissa Tower isimli kadın Kertişleri mi kanallıyor?


C: Evet.

S: (T) Kanalladığı bu Kertişlerin insanlara karşı niyetleri iyi mi?


C: Hayır.

S: (T) Onunla ilgili olumsuz eleştiride bulunduğumda kendimi bir tehlike altına mı soktum?
C: Bu noktada değil.

S: (T) Kertişleri kanallayan bu kadın hakkında söylemek istediğiniz başka birşey var mı?
C: Kertenkelelerle fazla etkileşimi tavsiye etmiyoruz. "MUFON"daki bazı kişilere karşı dikkatli olmanız gerek.

S: (T) Devletin MUFON'u bir istihbarat toplama kuruluşu olarak kullandığı doğru mu?
C: Evet.

S: (T) Bir rüya sırasında bilgi almıştım. O bilgi gerçek miydi, yoksa sadece bir rüya mıydı?
C: Bozuldu.

S: (T) Kim veya ne tarafından?


C: Çatışan enerjiler.

S: (L) Bu enerjilerin kaynakları nedir; bunlar Terry'nin içinde mi, yoksa dışında mı?
C: Her ikisi.

S: (T) Bu devam edecek mi?


C: Tekrarlanacak. Tekrarlanan rüya kalıplarını fark ettin mi?

S: (T) Rüyalarımın çoğunu hatırlamıyorum.


C: Melatonin dene; bütün antidepresanlardan uzak dur.

S: (L) Esrar da bir antidepresan mı?


C: Hayır.

S: (T) Rüyadaki bilgi sadece benim için değil, herkes için mi önemli?
C: Tüm bilgiler öyledir.

S: (T) Farklı insanlar farklı bilgi parçaları mı alıyor, yoksa bazı insanlar kaldırabilecekleri kadar bilgiyi alıp devam
ettirilmesi için bu bilgiyi başkalarına mı aktarıyorlar?
C: Çok sayıda soru.

S: (T) Bu bilgiler birleştirilmesi için parçalar halinde farklı insanlara mı veriliyor?


C: Yakın.
140
S: (T) Yani benim aldığım bilgiler tek başına bir bütün değil, öyle mi?
C: Diğerleriyle bağlantı kurun. Bilgisayar ağını kullanın. Aralarında bağlantı kuran ve bu şekilde parçaları bir araya
getirenler var.

S: (T) Bilgilere nasıl ulaşabilirim?


C: İste.

S: (L) Melatonin almaya mı başlasın?


C: Hayır. Bilgisayar ağını kullanarak diğerleriyle bağlantıya geçin.

S: (T) Bilgisayar ağını kullanarak nasıl bilgi alabileceğimi mi araştırayım?


C: Hayır. Sizin gibi diğerleriyle bağlantı kurun.

S: (L) Başkalarının benzer rüyalar görüp görmediğini mi soralım?


C: Diyalog kurun.

S: (T) Bir gece enteresan bir rüya gördüm. Holografik veya bir sanal gerçeklik bilgisayar ekranı gibiydi. Ekran parlıyordu
ve bilgiler geçiyordu. Bilgiler farklı farklı renklerdeydi. Bir sürü farklı belge vardı. Uzun belgeler sanırım bir tür teknik
referans belgeleriydi. Karanlık bir boşluk gibiydi. Orada değildim bile. Sadece orada benim önümde duruyordu ve ben de
bir ekranı izliyor gibiydim. Kırmızı belgeler vardı, çok kısa. Sanırım içinde emir gibi bazı şeyler vardı, beni korkuttu. Ne
olduklarını hatırlamıyorum. Yeşil dökümanlar ve sarı dökümanlar vardı. Bilgiler aktıkça ekranın rengi değişiyordu. Bir
sürü belge vardı. Hepsini okuduğumu biliyorum ama ne olduklarını bilmiyorum, hatırlamıyorum.
C: Terry'yi hipnotize et.

S: (L) Oğlumla yaptığım hipnozda karşılaştığım şey önceki bir yaşamındaki bir kaçırılma mıydı?
C: Yaşam sonu incelemesi. "Majestic"i oku.

S: (L) Bir kişi öldüğünde ve bedenini terk ettiğinde, ruhu karşılayan ve onu yaşam sonu incelemesi ve sonraki yaşam
planlamasına yönlendiren varlıklar bizim dünyadışı dediğimiz varlıklar gibi miler?
C: Bazı durumlarda. 5'inci yoğunluk.

S: (L) Yani bu türde birşeye yardımcı olan dünyadışı varlıklar 5'inci yoğunluk varlıkları mı? Yoksa ölen kişi mi 5'inci
yoğunluk oluyor?
C: Dünyadışı tanımlaması kişinin bakış açısına göre değişir.

S: (L) Ama o "varlık" 5'inci yoğunluktaki biri, öyle mi?


C: Evet. Deneyim titreşim seviyesi.

S: (L) Planşet bu gece neden bu kadar yavaş hareket ediyor? (Ç.N.: Planşet; ouija [wica diye okunuyor sanırım] tablası
denen, üzerinde harf ve semboller bulunan ve psişik bağlantı yoluyla mesajlar alınmasını sağlayan tabladaki hareketli,
harfleri işaretleyici parça)
C: V___'nin ilgisi başka bir yöne kaydı.

S: (L) İlgisi neye kaydı?


C: Yazarlık.

S: (T) Bir soru daha soracağım ve bu son sorum olacak. Rüyamdaki bilgiyi bana gönderen kimdi?
C: Son sorun olması gerekmiyor. Karmaşık.

S: (T) Bilgiyi gönderenler iyi adamlar mıydı, yoksa kötü adamlar mı?
C: Daha farklı bir kavram.

S: (T) Hangi ırktanlar? Belirli bir ırka mı mensuplar?


C: Pek sayılmaz.

S: (L) Bu konuda bize birkaç şey söyleyebilir misiniz?


C: Pekala Laura. Kozmik bilgi alma sistemi.
141
S: (L) Kozmik bilgi alma sistemi ne alıyor?
C: Hatırlayın, bilgisayar kozmik güçlerden alınan ilhamın bir ürünü ve evrensel gerçeklik bilgisi alma sistemini yansıtıyor.

S: (T) Evren bir bilgisayar ağı, öyle mi?


C: Tuhaf bir düşünce kalıbı.

S: (T) Kastettiğim şey, evrenin çok büyük ölçekteki, karmaşık...


C: Çok büyük ölçekli bir bilgisayar ağı gibi, yakın.

S: (T) Peki dünyadaki bilgisayar sistemini kullanarak ona erişebilir miyim?


C: Bir anlamda, ama henüz doğrudan değil. Ama bekleyin. [Mola]

S: (L) İşte döndük. Bizi dinliyor muydunuz?


C: Artık her zaman sizinleyiz.

S: (L) Hepimizle mi?


C: J___ ve T___'yi ekledik. Daha fazla kişi eklenecek.

S: (J) Sabahları gelen telefonların belirli bir düzeni mi var?


C: Hayır.

S: (J) Uyanmam gerektiğinde telefonumun çalmasına neden olan bir dış etken var mı?
C: Hayır. Sadece raslantı.

S: (J) Evimizdeki her iki telefonda da açtığımızda karşı tarafın kapatmasıyla ilgili önemli birşey var mı?
C: Üç arama MUFON'la olan bağlantınız nedeniyle birer kontroldü.

S: (L) T___ ve J___'nin telefonları dinleniyor mu?


C: Telefon dinlemeler artık gerekli değil.

S: (L) Neden?
C: Teknolojik gelişmeler.

S: (L) Telefonlarımız dinlenmeden de bizi dinleyebilirler mi yani?


C: Evet.

S: (L) Kapalı olsa bile telefonlarımız üzerinden bizi dinleyebilirler mi?


C: Dinleyebilirler.

S: (T) Kızılötesi frekansı yoluyla TV üzerinden bizi dinleyebilirler mi?


C: Teknoloji bunun çok ötesine geçti. Yerin "kulağı" var. Uydular herhangi bir konuşma veya buluşmayı izleyebilir.

S: (J) Şu andaki konuşmalarımız izleniyor mu?


C: Hayır.

S: (T) Arabalarımızdaki elektronik ateşleme sistemleri yoluyla hareketlerimiz takip edilebilir mi?
C: Gerekli değil. Teknolojik ilerlemede insanlara hangi ölçüde "yardım edildiğinin" henüz farkında değilsiniz.

S: (T) Yardım eden kim?


C: Bu, uzun ve karmaşık bir yanıt gerektiriyor.

S: (T) Bu ateşleme sisteminin kullanılmasıyla ilgili duyduğum şeyin doğru olup olmadığını bilmiyorum ama sanki bunu
doğrulayan garip birşey yaşamıştım.
C: Dezenformasyona karşı dikkatli olun. İlginizi gerçeklerden uzaklaştırarak sizi müdahale edilmeye, fethedilmeye ve hatta
yok edilmeye açık bir hale getiriyor.

S: (L) Elektronik ateşleme sistemleriyle ilgili bilgi doğru mu?


C: Dezenformasyon güvenilir gibi görünen kaynaklardan gelir. Sahte bilgi toplamamanız sizin için çok ama çok önemli
142
çünkü sahte bilgi, bilgisizlikten daha fazla zarar vericidir. Unutmayın, bilgi korur, ihmal ve bilgisizlik tehlike yaratır.
Bahsettiğin bilgi T___, sana bilinçli olarak verildi çünkü sen ve J___ ve diğerleri, 4'üncüden 7'inciye kadar olan yoğunluk
seviyeleri konusundaki yoğun ilginiz nedeniyle hedef seçildiniz. Birer "tehdit" olarak belgelendiniz bile.

S: (L) T___'ye yaşadığı olayın ne olduğunu söyleyebilir misiniz? (elektronik ateşleme konusundaki doğrulayıcı
deneyimi...)
C: Unutmayın, dezenformasyon yüksek seviyeli eğitim alanlarca verildiğinde çok etkili olur çünkü o kişiler tarafından
hipnotik ve boyutötesi teknikler kullanılarak elektronik anormallikler meydana gelmesi sağlanır ve bu yolla, verilen sahte
bilgi doğrulanmış gibi algılanır.

S: (T) Camaro'daki adam kimdi?


C: Bir saptırma.

S: (T) Yaklaşık iki hafta önce bu bilgiyi duyduğum bir video kasedi izledikten sonraki gün oldu. Güçlendirilmiş bir Camaro
süren bir adam çıktı... (J) Hayır! Kasedi izlediğimiz geceydi! (T) Kasedi izledikten sonra bunun hakkında konuşmaya
başladık ve bir kez daha izlemeye karar verdik. Sonra Gary ve ben köpeği biraz gezdirmek için dışarı çıktık, sonra geri
döndük ve köpeği verandada bıraktık. Ve dışarıda birer sigara içtiğimiz sırada Camaro'lu adam otoyolun kenarına çekti;
motor kapağının altından buharlar çıkıyordu. Hortumumuzu rica etti biz de olur dedik. Arabasından çıktı; kot pantolon ve
tişört giyiyordu ve dağınık sarı saçları vardı. Motorunun su kaynattığını söyledi. Gulfport'tan geliyormuş ve Ocala'ya
gidecekmiş ve arada bir yerde motoru su kaynatmış. 275'inci yol evimden biraz uzakta. Tüm o yolu gelmiş, bir benzin
istasyonu ve bakım tesisini geçmiş ve anayoldan ayrılarak su almak için benim olduğum sokağa gelmiş. Sonra da yeni
ateşleme sistemlerinin, araba belirli bir hızın üzerine çıktığında nasıl kapanacak şekilde tasarlandığından, bu yüzden de özel
bir yarış arabası ateşlemesi taktırdığından ama o zamandan beri de aşırı ısınma sorunu yaşadığından bahsetti. O gece
ateşleme sistemleriyle ilgili filmi yeni izlemiştik ve hayretler içinde kaldık. Şimdi öğrenmek istediğim şey ise, bu tür
"doğrulamaları" veya eşzamanlılıkları ayarlama gücüne ve yeteneğine sahip olan kişilerin kim olduğu?
C: Dezenformasyon yayanlarla aynı güçler: Yılan Kardeşliği/Konsorsiyum/İlüminati/Yeni Dünya Düzeni/"İsa-
Düşmanları"/Kertenkeleler.

S: (T) Ama ben onlar için bir hiçim. Neden bu kadar zahmete girip Camaro'lu bir adamı benim evime göndersinler ki?
C: Birden fazla yanıt gerekiyor: İlk olarak, hiç kimse "hiç" değildir. İkincisi, belirttiğimiz güçler için herhangi birine
bireysel gibi görünen bir olay yoluyla etki yapmak hiç zor değildir. Üçüncü olarak, T___ bir hedef olarak belirlendi ve J___
de öyle ve diğeleri de, çünkü doğru yoldasınız. Dördüncü olarak, bu bölge şu anda çok sıcak bir deneyim yuvası ve çok
hızlı bir bilinç artış bölgesi niteliğinde. [Mola verildi ve molada Philadelphia Deneyi hakkında konuştuk.]

S: (L) Sanırım bizi dinliyordunuz. Philadelphia deneyi hakkında neler söylersiniz?


C: Her zaman dinliyoruz. (Laura harfleri okumada hata yapıyor.) Biraz daha kahve al Laura. (T___ bir süre tablada
V___'nin yerini alıyor.)

S: (L) Bir anlamda siz de kozmik bilgisayar ağı bilgi alma sisteminin bir parçası mısınız?
C: O ya da bu şekilde herkes öyle.

S: (L) Philadelphia deneyi T___'nin izci başkanının anlattığı şekilde mi oldu?


C: O tanım Philadephia deneyine ait değil.

S: (L) Peki bahsedilen gemi Philadelphia deneyinin parçası olan gemi mi?
C: Üç taneden biri.

S: (L) Geminin maruz kaldığı etkiler, anladığım şekliyle Philadelphia deneyinin bir sonucu muydu?
C: Realite moleküler kalıntısı.

S: (L) Philadelphia deneyi okuduğumuz yazıda belirtildiği şekilde mi gerçekleşti?


C: Yakın.

S: (L) Al Bielek deneyin bir parçası mıydı?


C: Evet.

S: (L) Bu konuda verdiği bilgiler gerçeklere mi dayalıydı?


C: Yakın.
143

S: (L) Bedensel yaş olarak gençleştirilmesi ve kardeşinin yeni bir bedene girmesi ile ilgili verdiği bilgiler doğru mu?
C: Hayır.

S: (T) Kardeşi Duncan, gerçekte iddia ettiği kişi mi?


C: Hayır.

S: (L) Al Bielek'in kendisi iddia ettiği kişi mi?


C: Hayır. Bir teknisyendi ama gemide değil.

S: (L) Yani zamanda ileri ve geri gitmedi?


C: Doğru.

S: (T) Yani kendini olduğundan başka biri olarak mı göstermek istiyor?


C: Evet.

S: (T) Özenti bir kişilik mi?


C: Hayır. Devlet ajanı.

S: (T) Preston da bir devlet ajanı mı?


C: Evet.

S: (T) Bu hikayeyi neden anlatıyorlar? Dezenformasyon dışında...


C: Halkın tepkisinin ölçülmesi için gerçeklerin yavaşça açıklanması.

S: (L) V___, T___'nin arkasında durup enerji vermek için ellerini onun omzuna koysa iyi olur mu?
C: Gerekli değil çünkü T___'nin kendi enerjisi yeterli. George Bush Philadelphia deneyi ile bağlantılıydı.

S: (T) 2. Dünya Savaşı'nda donanmadaydı. (L) Ambrose Bierce'e ne olduğunu öğrenmek istiyorum?
C: Öldü. Kendi kendine yanma vakası.

S: (L) Uyuşturucu destekli bilinç değişimi yoluyla uzayla temas kurma üzerinde çalışan Marcia Moore'a ne oldu?
C: Kertenkeleler tarafından sürekli kaçırılma kurbanı.

S: (L) Neden?
C: Gerçeğe çok yaklaştı.

S: (L) Peki biz de gerçeğe çok yakın mıyız?


C: Evet.

S: (L) Biz de Kertenkeleler tarafından sürekli kaçırılacak mıyız?


C: Bilgi korur.

S: (L) Ama onun da çok bilgisi yok muydu?


C: Uyuşturuclar yüzünden bloke oldu.

S: (L) Zaman yolculuğunun nasıl gerçekleştiğini öğrenmek istiyorum.


C: Karmaşık.

S: (L) O zaman bir ipucu verin.


C: Zaman döngüsü kavuşumunu değiştirmek için atomik yapının elektromanyetik olarak düzenlenmesi yoluyla boyutötesi
transfer.

S: (L) "Siyahlı Adamlar" (Men in Black) olarak tanımlanan kişiler kim?


C: Kertenkele projeksiyonları.

S: (T) Yani sadece bir görüntüyü mü projekte ediyorlar?


C: Evet.
144

S: (T) Yani Siyahlı Adamlar fiziksel bakımdan gerçek değiller?


C: Kısmen doğru. Bu teknolojiyi bilmiyorsunuz ama isterseniz tanımlayabiliriz.

S: (L) İsteriz. Lütfen tanımlayın.


C: Pekala. Hazır olun. Önce zamanda "yolculuğu" biraz daha tanımlamamız gerekiyor çünkü iki kavram birbiriyle
yakından ilişkili. İlk adım yapay olarak elektromanyetik bir alan oluşturulmasıdır. Bu, gerçekliğin boyutları arasında bir
kapı açar. Sonra, gerçeklik iliştirme kanalına erişim için katılımcının düşüncelerini kanallanması gerekir. Sonra da enerjiyi
uygun boyut köprüsüne odaklaması gerekir. Elektronlar doğru frekans dalgasında düzenlenmelidir. Bunun ardından tüm
yoğunluk seviyelerindeki algıları dengelemek için boyut "perdesi" içinden üçlünün gönderilmesi gerekir.

S: (L) Üçlüyü açıklar mısınız?


C: Üçlü şu şekildedir: 1. Madde, 2. Enerji, 3. Gerçekliğin algılanması. İşte böyle millet.

S: (L) Betty Andreasson'u kim kaçırdı?


C: Griler.

S: (L) Kaçıran varlıkların ona verdiği bilgiler perdeleyici bilgi miydi, sahte bilgi miydi, yoksa dezenformasyona yönelik
bilgi miydi?
C: Hepsi ve kısmen de doğru bilgiler.

S: (L) Şeytani bir ele geçirilme olduğu düşünülen Ann Haywood olayında, bu kadına ve ailesine eziyet eden varlıklar kim
veya ne?
C: 3'üncü yoğunluk "B" bölümü enerji anormallikleri; "poltergeist" ile aynı.

S: (L) "The Haunted" adlı kitapta Smurl ailesi ile ilgili olarak anlatılan vakada, evlerinde Kocaayak türü bir yaratığın
görülmesini da kapsayan çok ilginç olaylar var. Bu olayda meydana gelen şeylerin kaynağı nedir?
C: Aynı.

S: (L) Yani bu iki vakadan hiçbiri "dünyadışılarla" ilişkili değil?


C: Doğru.

S: (L) Bu iki olay ile Karla Turner tarafından tanımlanan olay ve diğer kaçırılma olayları arasındaki belirgin benzerlikler
neyden kaynaklanıyor?
C: Benzerlikler yoruma açık. Turner'ın evi, Griler ve diğerleriyle etkileşim nedeniyle pek çok olay türüne açıldı.

S: (L) Griler ile etkileşimlerde böyle şeyler sıkça oluyor mu?


C: Bu türde yoğun bir faaliyet olduğunda, pek çok çeşit şeyin içeri girmesine neden olan kanallar veya "pencereler"
açılıyor.

S: (L) Peki "old hag" denen ve insanlarla seks yapan varlıklar kim? (Ç.N.: ingilizce'deki "old hag" terimi, bizdeki "cin"
kavramına yakın ama aynı olduğundan emin olmadığım için orijinal halinde bıraktım.)
C: Poltergeist tipi varlıklar.

S: (L) Poltergeist varlığı nedir?


C: Kendini açıklıyor.

S: (L) Poltergeist varlığı, poltergeist etkisinin meydana geldiği kişinin bilinç altı enerjisi ile mi meydana geliyor?
C: Diğer herşey gibi, algılanan ile algılayan arasındaki bir etkileşim.

S: (L) Peki bu olayda algılanan nedir? Bir enerji oluşumu mu, yoksa gerçek bir varlık mı?
C: Her ikisi. Unutma Laura, sen de bir enerji oluşumusun.

S: (L) Pekala, S___'yi hipnozla bir gemiye götürülme deneyimini yaşadığı zamana döndürdüğümde, diğer bazı olaylarda
görülenlere de çok benzeyen bir kadın vardı. O kadın kim veya neydi ve neden oradaydı?
C: Bu "kadın" giderek popülerleşiyor, değil mi?

S: (L) Hipnozdaki bu kadın kimdi?


145
C: "Hag".

S: (L) Neden bu kadar popülerleşiyor? (J) İyi olmalı!


C: Bilmiyoruz.

S: (L) Kızım A___ benimle ilgili ruhsal gözleminde bana bağlı bir kordon ve kordonun ucunda da mavi bir astronot
görmüş. Gördüğü bu mavi astronot neydi?
C: Rehber.

S: (L) Bağlantısını kopardık. Onu orada bırakmam daha mı iyi olurdu?


C: Sana bağlı.

S: (L) George Adamski'nin gördüğü güzel Nordik varlıklar kimdi?


C: George Adamski'nin son derece gelişmiş hayal gücünün ürünü.

S: (L) Birkaç kez uçan dikdörtgen şeklinde büyük kutulardan bahsedildiğini duydum. Bunların kime ait olduğunu
öğrenmek istiyorum.
C: Kertenkele projeksiyonları.

S: (L) Neden bu kadar çok türde araçları var?


C: Hepsi onların değil.

S: (L) Reiki inisiyasyonu için tavsiye edilen kişiye gittik. Şu anda doğru reiki inisiyasyonunu alıyor muyuz?
C: Oraya doğru gidiyorsunuz. Enerjinin somutlaşmasına izin vermelisiniz. Doğal öğrenme (Imprinting) kavramını anlıyor
musun?

S: (L) Evet.
C: O zaman biliyorsun.

S: (L) Reiki uygulaması yapmak, bu gücün somutlaşmasını sağlayacak olan şey mi?
C: Kısmen.

S: (L) Elimizdekilerden daha eski ve daha güçlü reiki sembolleri var mı?
C: Evet.

S: (L) Orijinal semboller Sanskritçe kökenli mi?


C: Evet.

S: (L) Bunları nerede bulacağız?


C: Bulmayacaksınız.

S: (L) S___'den öğrendiğimiz reiki sembolleri ulaşabileceğimiz en yakın halleri mi?


C: Evet. Yeterince iyi.

S: (L) Bir kişi reiki inisiyasyonu aldığında bu, ellerdeki enerji alış ve veriş akışını, pozitif ve negatif enerji akışını ters mi
çeviriyor?
C: Evet.

S: (L) O zaman sağ el alıcı el mi oluyor?


C: Evet.

S: (L) S___'nin yaptığı Sui Ching düzenlemesi, diğer kişilerden aldıklarımızdan daha fazla mı güç veriyor?
C: Evet. İnanın.

S: (L) Öğrettiği spiritüel uygulamalar, her ikimiz için de faydalı mı?


C: Fena değil.

S: (L) Sadece fena değil mi, yoksa çok mu iyi?


146
C: Unutma, bazı şeyleri kendi yolunda ilerlerken öğrenmen gerekiyor.

S: (L) Haklarında birşeyler okuduğum, kalın dudaklı, kaba nitelikli, gri bedenli ve gri üniformalı olarak tanımlanan ve
Güney Amerikalıların "Malos" dedikleri varlıklar ne veya kim?
C: Kertenkele projeksiyonları.

S: (L) Betty Andreasson'un mavi elbiseli olarak gördüğü çamura benzer varlıklar da bunlar mıydı?
C: Evet.

S: (L) Betty Andreasson kaçırılmasında Finiks'i (Phoenix) gördüğünde nereye götürülmüştü?


C: Gerçekliğin başka bir boyutu.

S: (L) Betty Andreasson, deneyimlerinin pozitif olduğuna ve onu tanrıya daha fazla yaklaştırdığına inanmakta haklı mı?
C: Hayır.

S: (L) Kandırıldı mı?


C: Hayır. Bir kurban.

S: (L) Avustralyalı pilot Frederick Valentich'e ne oldu?


C: Kertenkeleler tarafından alındı ve vücudu parçalandı.

S: (V) Giderek daha fazla iğrençleşiyor! (L) Pekala, bu mor enerji lehhası hakkında bilgi almak istiyorum. Bu para
yatırmaya değer birşey mi?
C: Hayır. Sahte. Ama güzel renk.

S: (L) Ustalık inisiyasyonunu almak için ne kadar beklemem gerek?


C: Sana bağlı.

S: (L) S___ öğrencilerinin altı ay beklemesini tercih ediyor. Ben uzun zamandır reiki yaptığım için, benim bu kadar uzun
beklemem gerekli veya faydalı olur mu?
C: Sana bağlı.

S: (V) Son zamanlarda hepimizin neden böylesine bir saldırı altında olduğumuzu bilmek istiyoruz. (Ç.N.: Saldırı (Attack)
terimi, bundan sonraki celseler boyunca da çok sık kullanılacak olan ve özellikle negatif dünyadışı varlıklar tarafından
yapılan yıldırıcı etkiler olarak tanımlanabilir.)
C: Çünkü şu anda hepiniz doğru bir kaynakla bağlantı kuruyorsunuz.

S: (L) Bob Oeschler bir devlet ajanı mı?


C: Yarı.

S: (L) Ontario'da Carp'taki UFO inişi gerçek bir UFO inişi miydi?
C: Evet.

S: (L) Bu olayda kim vardı?


C: Griler.

S: (L) Başka herhangi bir güç?


C: Hayır, ama devlet bunu bir fırsat olarak kullanmak istiyor. UFO'nun kendisi sahte değildi ama Guardian'ın hikayesi
öyleydi.

S: (L) UFO gerçekten dünyadışılar tarafından mı kullanılıyordu?


C: Evet. Devletin elinde çok miktarda UFO film kaydı var. Bunları ihtiyatlı olarak kullanabilir.

S: (T) Guardian'ın hikayesinin sahte olmasından neyi kastediyorsunuz? Video kaydı gerçek mi?
C: Kasetteki görüntüleri, uydurduğu hikayeye bir delil olarak gösterdi.

S: (T) O görüntüyü, kendisini Guardian olarak tanıtan kişi mi çekti?


C: Hayır.
147

S: (T) Kim çekti?


C: Askeriye.

S: (T) O görüntüyü çekmek için Ontario Kanada'da olmaları gerektiğini nasıl biliyorlardı?
C: İniş olayı NATO yedek askerlerinin eğitim aldığı bir üssün yakınlarında gerçekleşti.

S: (T) Olay kendilerinin iddia ettikleri yerde mi gerçekleşti?


C: Yakınında.

S: (T) Çiftlikteki kadın bu senaryonun bir parçası mıydı?


C: UFO'yu gördü. Hikayenin bir parçasıydı.

S: (T) Kadının yaşadığı UFO olayı, Guardian videosundakiyle aynı olay mıydı?
C: Hayır. Ama benzer.

S: (T) Yani bir UFO inişi gören bir kadın var bir de videoya alınan başk bir UFO inişi olayı var. Ve kadın çıkıp gördüğü
şeyi anlatınca onlar da ellerindeki videoyu kadının hikayesinin bir delili olarak kullandılar, öyle mi?
C: Evet.

S: (T) Kadın NATO'nun bölgedeki faaliyetinden haberdar mıydı?


C: Hayır.

S: (T) NATO faaliyeti kadının olduğu yere yakın mıydı?


C: UFO'lar tüm büyük askeri faaliyetlere üşüşüyor.

S: (T) Devlet, dünyadışılar tarafından dünyaya saldırılmasına dair bir senaryo hazırlayıp bu yolla tüm dünya insanlarını bir
korku haline sokup tam kontrol ve hakimiyeti kabullenmelerini sağlamayı mı planlıyor?
C: Açık. Ama eğer öyleyse, fiyaskoyla sonuçlanır.

S: (T) Neden?
C: Pek çok neden: 1. Görsel efektler yetersiz olacak ve açıklar verecek. 2. Gerçek saldırı daha önce meydana gelebilir. 3.
Başka olaylar araya girebilir.

S: (T) Ne gibi?
C: Dünya değişimleri. (Ç.N.: Yaklaşan kırılma ve dönüşüm sürecine ait büyük olaylar kastediliyor sanırım.)

S: (T) Devlet yönetiminde bulunan ve tüm dünyayı ele geçirerek kendi yönetimlerinde mutlu olmayı uman kodamanların,
dünyanın yakın geleceğinde çok önemli değişimler meydana gelecek olması gerçeğini hesaba katmadıklarını düşünmekte
haklı mıyım?
C: Yakın. Farkındalar ama inkar eğilimindeler.

S: (T) Bu dünya değişimleri, komet kümesinin varmasından önce mi meydana gelecek?


C: Hayır. Ama "zaman" çerçevesi henüz kesinleşmiş değil.

S: (T) Eğer neler olacağını bilselerdi bile paralarını arttırıp dünyayı kontrol etmeye devam etme yönündeki aptal küçük
planlarına devam ederlerdi sanırım, doğru mu?
C: Evet. Hırs bir hastalık.

S: (T) Tüm akılı ve yetenekli kişileri dünyadan başka bir gezegene taşıma ile ilgili "alternatif üç" diye bir plan var mı?
C: Hayır.

S: (T) Bu da bir dezenformasyon mu?


C: Evet. Mars'a iniş de öyle. Ama Mars anıtları değil.

S: (T) Mars'taki anıtları kim yaptı?


C: Atlantisliler.
148
S: (T) Yani Atlantisliler gezegenler arası yolculuk yapabiliyorlar mıydı?
C: Evet. Kolaylıkla. Atlantis teknolojisinin yanında sizin teknolojiniz Neandertal çağı gibi kalır.

S: (T) Ay'da Richard Hoagland'ın keşfettiği yapıları kim inşa etti?


C: Atlantisliler.

S: (T) Bu yapıları ne için yaptılar?


C: Kristal gücüne yönelik enerji aktarım noktaları. Anıtlardaki veya heykeldeki sembolizma kullanılmış.

S: (T) Hangi heykeli kastediyorsunuz?


C: Örnek; Yüz.

S: (T) Bu kristaller hangi gücü topluyordu?


C: Güneş.

S: (T) Mars ve Ay'da güç toplama istasyonları kurmaları gerekli miydi? Bu onların gücünü mü arttırıyordu?
C: Gerekli değildi ama sizin milyon dolar sahibi olmanız da gerekli değil. İlişkiyi anlıyor musun? Sizin toplumunuz nasıl
paraya açsa, Atlantisliler de güce açtı.

S: (T) Bu güç toplama işi onların sonunu getiren şey miydi?


C: Evet.

S: (T) Bu gücün kontrolünü nasıl kaybettiler?


C: Bilgisayarlarınızın sizi kontrol edecek hale gelmesi gibi, o güç de onları kontrol eder hale geldi.

S: (V) Yani hayata ve kendi zekasına sahip olmaya benzer birşey mi?
C: Evet.

S: (L) Yani bir anlamda bu kristal yapıların canlandığını mı söylüyorsunuz?


C: Evet.

S: (L) Peki sonra ne yaptılar?


C: Atlantis'i yok ettiler.

S: (L) Ama Atlantis'in, güneş sistemindeki bir gezegenin yakın geçişinden dolayı yok olduğunu sanıyordum?
C: Hasar gördü ama düzeldi.

S: (L) Yani Atlantis, Mars'ın yakın geçişinden dolayı zarar gördü ama sonra toparlandı, öyle mi?
C: Toprakları tamamen değil kısmen yok oldu.

S: (L) Peki Atlantis kaç ayrı yıkım gördü?


C: Üç.

S: (L) Biri Mars'ın yakın geçişinden kaynaklandı, değil mi?


C: Evet. Ve kometler.

S: (L) Mars ile kometler arasında bir çeşit etkileşim oldu, öyle mi?
C: Evet.

S: (L) İkinci yıkımın nedeni neydi?


C: Venüs.

S: (L) Peki üçüncü ve son yıkım neden kaynaklandı?


C: Kristaller.

S: (L) Kristaller hala etkin mi?


C: Bermuda üçgeni.
149
S: (L) Bunun bir efsane olduğunu sanıyordum?
C: Hayır.

S: (L) Peki o kristal ne yapıyor? Sürekli etkin mi?


C: Hayır. Düzensiz.

S: (L) Bilinçli, duyarlığa sahip bir varlık anlamında mı etkin?


C: Hayır.

S: (L) Etkinleştiren şeyler nedir?


C: Pek çok faktör.

S: (L) Etkinleştiğinde ne yapıyor?


C: Boyutötesi pencere açılıyor.

S: (L) Diyelim ki bir insan Bermuda Üçgeni'nde gemiyle seyahat ediyor ve o pencere açıldı ve bu kişi o pencereden geçti.
Kendisini nasıl bir durumda bulur?
C: Askıda kalan bir canlılığa (Suspended Animation) benzer birşey.

S: (L) Askıda kalan kişiler, canlılıklarının bilincinde olurlar mı, yoksa bilinçleri de mi askıda kalır?
C: İkisinden biri.

S: (L) Bu durumda sonsuza kadar kalırlar mı, yoksa geri mi dönerler? Yoksa başka bir yere mi giderler?
C: Açık. Herşey olası. Aynı şey Philadelphia deneyi katılımcılarının başına geldi.

S: (L) Eğer bir kişi bu boyutlararası askılı hayatiyet durumuna gelirse, sonsuza kadar öyle mi kalır?
C: Belki.

S: (L) Ölemezler mi, bunu mu kastediyorsunuz?


C: Milyonlarca yıldır bekliyorlarmış gibi bir algıları olabilir.

S: (L) Onları bu durumda kurtaracak bir kişi veya bir yol yok mu?
C: O denizciler neden delirdiler sanıyorsun?

S: (L) Bermuda Üçgeni'ndeki kristal dışında başka etkin kristaller de var mı?
C: Evet.

S: (T) Devlet bunları biliyor mu?


C: Yarı.

S: (L) Diğerleri nerede?


C: Japonya açığında, Brezilya'da, Ural dağlarında, Kuzey ve Güney kutuplarında.

S: (T) Ay ve Mars'takiler de etkin mi?


C: Evet.

S: (V) Japonya'daki depremlerle bir ilişkisi var mı?


C: Evet.

S: (L) Eğer kristallerden biri bulunsa ve teknolojisi çözülseydi ve başka bir tanesi daha...
C: Şu şekilde cevaplayalım: Eğer Neandertaller bir Boeing 747 bulsalardı, onu nasıl kullanacaklarını bilebilirler miydi?

S: (L) Bu kristallerin fiziksel ebatları neydi ve yapay mı yoksa doğal mıydılar?


C: Çeşiti ebatlar. Yapaydılar.

S: (L) Yontuluyorlar mıydı?


C: Evet.
150
S: (L) Yontulmada hangi şekil veriliyordu?
C: Piramit.

S: (L) Yani Gize'deki Büyük Piramit'le aynı orantılara sahip tam bir piramit miydiler?
C: Yakın.

S: (L) En büyüğü tabanından tepesine ne kadar uzunluktaydı?


C: 1500 metre.

S: (L) Ortalama uzunlukta olanları ne kadardı?


C: 150 metre.

S: (L) 1500 metre yükseklikte olan hala duruyor mu?


C: Evet.

S: (L) Peki nerede?


C: 600 kilometre doğunuzda.

S: (L) Birkaç yıl önce bir pilot suyun içinde bir piramit gördüğünü bildirmişti...
C: Gördüğü şey piramidin okyanus tabanından yukarıda kalmış olan tepesiydi. %90'ı gömülü.

S: (V) Meditasyonda Dünya değişimleri sırasında ortaya çıkan kristaller görmüştüm. Bu meydana gelecek mi?
C: Evet.

S: (L) Atlantis'in batışı sırasında bu kristal nasıl oldu da çatlamadı veya kırılmadı?
C: Sıradışı ölçüde güçlü. Bir atom bombası bile onu parçalayamaz. Kristal, termonükleer bir patlamanın zincirleme
reaksiyonu absorbe eder ve saf enerjiye çevirir. Bu onun tasarımsal işleviyle ilgili.

S: (L) Peki sonra ne olurdu?


C: Atlantislilerin yaptığı gibi mühendislik yoluyla odaklanma olmazsa enerji dağılır.

S: (L) Bu teknolojiyi nereden elde ettiler?


C: Kendileri geliştirdi.

S: (L) Kendileri mi icat etti?


C: Evet.

S: (L) Dünyadışılarla etkileşime girdiler mi?


C: Evet.

S: (L) Hangi dünyadışılarla?


C: Kertenkeleler.

S: (L) Bu kristaller ne tür bir güç frekansı kullanılıyordu?


C: Tam bant genişliği.

S: (T) Kristallerden kaç tanesi dünyadaki devletler tarafından keşfedildi?


C: Tümü.

S: (T) Onları kullanmaya mı çalışıyorlar?


C: Boşuna.

S: (T) Deniyorlar mı?


C: Belki.

S: (T) Ay'dan çekilmelerinin ve uzay programını durdurmalarının sebebi bu mu?


C: Hayır. Devlet teknolojiyi anlamıyor.
151
S: (T) Ay'daki faaliyetlerini sona erdirdiler mi?
C: Açık.

S: (T) Mars'taki kristaller nedeniyle mi oraya gitmeyi bu kadar istiyorlar?


C: Evet.

S: (T) Kristaller yüzünden mi yoksa anıtlarda saklanan şeyler yüzünden mi?


C: İkisi de değil.

S: (T) Mars'a gitmeyi neden istiyorlar?


C: Keşif.

S: (T) İnsan ırkının tepesinde bulunanlar gerçekten göründükleri kadar aptallar mı?
C: Subjektif.

S: (L) Elektrik üretmek için o kristal şeklini kullanabilir miyiz?


C: Mümkün ve yapıldı.

S: (L) Karmaşık mı?


C: Evet.

S: (L) Hematit taşının fiziksel beden üzerinde nasıl bir etkisi var?
C: Açık.

S: (V) Peki ya Stephenson isimli adam?


C: Eğer bütün katılımcıların o yönde inancı varsa.

S: (V) Laura bugün kalbi üzerinde bir şifa aldı mı?


C: Evet.

S: (V) Stephenson bilgisini nereden aldı?


C: Okudu.

S: (L) J___ bir yapışık ruh temizleme yaptırmasını tavsiye edip etmediğinizi öğrenmek istiyor.
C: Zararı olmaz.

S: (L) Kaç tane yapışık ruhu olduğunu öğrenmek istiyor.


C: Üç tane. İkisi pozitif, bir negatif.

S: (L) Peki T___?


C: Dört; 3/1.

S: (L) Bunları nasıl edindi?


C: Araştır.

S: (L) Daha önce T___'yi hipnotize etmem önerilmişti. Bu öneri hala geçerli mi?
C: Evet.

S: (T) Jerry'ye güvenebilir miyim?


C: Belki.

S: (T) Kaptan Kirk filmin sonunda ölüyor mu? (V) Gizli Dosyalar (X-Files) dizisinde kertenkele etkisi var mı?
C: Hayır.

S: (T) Gizli Dosyalar insanlara duymaları gerekenleri mi söylüyor?


C: Evet.
------------------------------------------
152
24 Kasım 1994 F___ ve Laura

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba.

S: (L) Bugün kiminle birlikteyiz?


C: Pihmi.

S: (L) Hiç dünyada yaşadınız mı?


C: Hayır. Kanal artık uyumlandığı için her seferinde sorgulamanıza gerek yok.

S: (L) Yani kanalın titreşimleri uyumlandı ve artık bu kanala başka enerjiler müdahale edemez mi?
C: Siz istemedikçe.

S: (L) Bugün Karla Turner'dan aldığım mektubu gördünüz mü?


C: Biz Kasyopyalıyız.

S: (L) Yani gördünüz mü?


C: Senin bütün yaşam auranın farkındayız Laura.

S: (L) Kanalladığımız bilgilere gösterdiği tepkinin nedeni neydi? Onu üzen birşey var gibi, nedir bu?
C: Bazı kişilerin olumsuz yorumlarından etkilendi. Niyetin konusunda şüpheci, bu celseyi harfi harfine gönder.

S: (L) Tamam, ona ne söyleyeceksiniz? Sizin gerçek bir kaynak olmadığınızı ve onu oyaladığınızı düşünüyor, bu
suçlamaya cevap olarak ne söyleyeceksiniz?
C: Yalan diye birşey yoktur.

S: (L) Tamam, olabilir ama o sizin söylediklerinizin doğru çıkmadığını, Güney Karolina'daki iki küçük çocukla ilgili
herşeyi bütün ayrıntılarıyla tanımlayamadığınızı söylüyor ve tanımladığınız birkaç şeyi de yalan olarak yorumluyor.
C: Yalan diye birşey yok, sadece yorumlar var.

S: (L) Bu kanaldan bilgi alması onun için önemli mi?


C: Önemli olan, dünyadaki herkesin kendi adımlarıyla ilerlemesi.

S: (L) Karla'nın adımları biraz daha yavaş mı?


C: Elma ve portakalın karşılaştırılması gibi.

S: (L) Doğruluk konusuna değinmek istiyorum. Doğruluğu nasıl arttırabiliriz, belirleyebiliriz veya üzerinde nasıl
çalışabiliriz?
C: Doğruluk 3'üncü seviye kavramı. (Ç.N.: Buradaki "doğruluk" [accuracy] terimi, özellikle de tahmin ve kehanetlerin
doğru çıkması ile ilgili.)

S: (L) Biliyorsunuz ki bu seviyede bir bilginin doğru veya iyi olduğuna karar vermek için onun meydana gelip
gelmediğine, doğru çıkıp çıkmadığına bakarız.
C: Evet.

S: (L) Ve eğer bir kaynak bir tahminde yanılırsa genelde insanlar o kaynağa olan inancını kaybeder. Bu gerçekçi olmayan
bir beklenti mi?
C: Evet.

S: (L) Bunun sebebi gerçekliğin değişkenliği nedeniyle doğrulanmanın imkansız birşey olması mı?
C: Eğer bu mümkün olsaydı, varoluş diye birşey olmazdı. Evren, bir öğrenme laboratuarından başka birşey değil.

S: (L) Pekala, bu noktada Karla Turner'la yazışmanın ve onunla bilgimizi paylaşmanın herhangi bir anlamı olup olmadığını
merak ediyorum.
C: Elbette. Hepiniz öğreniyorsunuz. Daha hızlı öğrenmek için bilgilerinizi paylaşın.

S: (L) Ona pozitif yönde yardımcı olmak için söyleyebileceğim herhangi birşey var mı?
153
C: Empati göster. O başkalarını kendinden önce tutacak şekilde büyütüldü.

S: (L) Tamam, mevcut olasılıklara göre T___ ve J___ bu Cumartesi bizimle olacak mı?
C: Evet. Ama sana bağlı. İsteyin, alacaksınız. [Gelmelerini rica ettik ve geldiler].

S: (L) J___'nin söylediğine göre arkadaşları S___ ve S___, M___'nin fikrini benimseyerek benim kötü bir cadı olduğumu
düşünüyorlarmış. Bu doğru mu?
C: Evet.

S: (L) M___ F___ bunu neden yapıyor?


C: Diğerleriyle aynı; kendine hizmet eden, ego merkezli bir dünyadasınız.

S: (L) Bana karşı özel bir kini var mı, herhangi özel bir nedenden kaynaklanan?
C: Kısmen, seks ile ilgili sözlerinden dolayı.

S: (L) S___'ye karşı olan güdülerinin cinsel ilhamdan kaynaklandığını söylediğim için çıldırdı, değil mi?
C: Evet. Gerçekler acıtır.

S: (L) Bu son volkan patlaması hakkında bilgi verir misiniz? Sebebi neydi?
C: Dünyanın ısınması.

S: (L) Isınmaya neden olan şey nedir?


C: Titreşim frekansı değişimleri.

S: (L) Bu titreşim frekansı değişimlerine neden olan şey nedir?


C: Daha önce de söylediğimiz gibi, yaklaşmakta olan dalga.

S: (L) Yani bu dalga o kadar büyük ve geniş ki, mutlak varış noktasından yıllar önce etkileri hissediliyor, öyle mi?
C: Doğada tüm dalgaların varıştan önce bir çekiliş aşamaları vardır.

S: (L) Bu bir dalganın sahile varmadan önce herşeyi kendine çekmesi gibi mi?
C: Evet.

S: (L) Yani şu anda geri-çekiş aşamasındayız [el hareketleri ve seslerle gösteriyor].


C: Güzel bir benzetme.

S: (L) 1981 ve 82'de kızım A___ uykusunda sık sık penceresinin önünde timsah olarak tanımladığı birşey görüyordu.
Uyanıp çığlık atıyordu, biz de uyanıyorduk ve bir keresinde elbise dolabının köşesinde duran bir figür gördük. Tüm bu
olaylar bir ejderle karşılaştığım rüyama kadar...
C: Kertenkele.

S: (L) Ne yapıyorlardı?
C: İnceleme.

S: (L) O incelemelerinde ne keşfettiler peki?


C: Kaçırılabilecek potansiyel kişiler.

S: (L) Herhangi birimizi kaçırdılar mı?


C: Hayır.

S: (L) Neden?
C: Durdurdun.

S: (L) Nasıl durdurdum?


C: Bilginin kökleri farkındalıktadır.

S: (L) Yani benim farkındalığım bunu durdurdu, öyle mi?


C: Yakın.
154

S: (L) Ejderhayla savaştığım rüyayı gördüğümde bu sadece bir rüya mıydı, astral bir olay mıydı yoksa Kertenkelelerle
gerçek bir etkileşim miydi?
C: Her üçü.

S: (L) Peki benim direncimle karşılaştıklarında buna tepkileri ne oldu?


C: Hayalkırıklığı.

S: (L) O zamandan beri bizi rahatsız etmeye çalıştılar mı?


C: Evet.

S: (L) Peki bunlarda hiç başarılı oldular mı?


C: Evet.

S: (L) Nasıl?
C: A___.

S: (L) Annem yoluyla mı?


C: Evet.

S: (L) Onu kaçırdılar mı?


C: Duygularını bulandırdılar.

S: (L) Şimdiye kadar en iyi atışları bu muydu?


C: Evet.

S: (L) Peki daha kötüsü olabilir mi?


C: Her zaman daha kötüsü olabilir.

S: (L) Yani her zaman çok dikkatli olmamız gerekiyor, öyle mi?
C: Başkalarının seni yolundan alıkoymasına kesinlikle izin verme. Seni gerçekten uzaklaştıracak pek çok girişime maruz
kaldın. Şimdi birkaç bildiri geliyor: Dur. Varolan herşey sadece birer derstir. Bu sonsuz bir okul. Herhangi birşeyin
varolmasının başka hiçbir amacı yok. Cansız madde bile öğreniyor. Herşey bir "İlüzyon". Her bir birey aklında tüm
varoluşa sahip. Şimdi bunu biraz düşün. Her bir ruhun gücü sonsuz ve eğer nasılını bilirse tüm mevcudiyeti yaratabilir veya
yokedebilir. Siz ve biz ve diğer herkes, varolan herşeye ortak sahip oluşumuzla birbirimize bağlıyız. Eğer istersen yeni
evrenler yaratabilir ve o evrenlerde yaşayabilirsin. Hepiniz içinde yaşadığınız evrenin bir kopyasısınız. Aklınız varolan
herşeyi temsil ediyor. Ne kadar çok şeye erişilebileceğini görmek "eğlence."

S: (L) Ne kadar çok şeye erişilebileceğini görmek kimin için eğlence?


C: Herkes. Zorluklar eğlencedir. Aklının sınırı nerede sence?

S: (L) Nerede?
C: Biz sorduk.

S: (L) Sanırım bir sınır yok.


C: Eğer sınır yoksa, senin kendi aklın ile başka herhangi bir şey arasında fark nedir?

S: (L) Eğer nihayetinde herşey birse, sanırım bir fark yok.


C: Doğru. Eğer iki şey mutlak olarak sınırsızsa, o iki şey tamamen aynı şeydir.

S: (L) Bu akşam verecekleriniz bu kadar mı?


C: Başka zaman daha fazlasını verebiliriz.

S: (L) Kocam kulaklarının neden sürekli çınladığını öğrenmek istiyor. (Ç.N.: Laura'nın eski kocası.)
C: Kertenkele etkisi.

S: (L) Bu kertenkele etkisi neden kulaklarının çınlamasına neden oluyor?


C: Bilgi yoluyla korunmayan veya daha az korunanlar üzerinde odaklanıyorlar.
155

S: (L) Bunu durdurmak için ne yapabilir?


C: Zihni açıp öğrenmek.

S: (L) Eğer bunu yapmazsa sonuç ne olur?


C: Daha fazla saldırı.

S: (L) Geçen gece T___ ve J___ buradayken, biz tablanın başına oturmaya hazırlanırken sol kulağımda aniden daha önce
hiç yaşamadığım çok keskin bir ağrı yaşadım. Bu neydi?
C: Kulak sinirinde elektriksel taşma.

S: (L) Buna neden olan şey neydi?


C: DNA değişiklikleri.

S: (L) Bir de şimdi A___'nın omuzunun her tarafında ağrı var. Bu da DNA'larındaki değişimlerden mi kaynaklanıyor?
C: Evet.

S: (L) Her bir ruhun mutlak gücü olduğunu ve tüm varoluşu yaratabileceğini ve yok edebileceğini söylediniz. Bu diğer
ruhların varlığını da kapsar mı?
C: Evet. Ama bundan daha karmaşık. Başka bir celsede daha fazla açıklama yapacağız.

S: (L) Eğer teknik anlamda spesifik soruları sorarsak, bize bir zaman makinesinin veya bir boyutötesi transfer makinesinin
nasıl yapılacağını anlatabilir miydiniz?
C: Evet. Ama gereken bütün parçaları nereden bulacaksınız?

S: (L) Bunu yapacağımı söylemedim. Yalnızca bize nasıl yapılabileceğini anlatabilir misiniz diye merak ettim. Bu akşamı
burada bitirmeden önce bize söylemek istediğiniz birşey var mı?
C: Diğerleriyle bilgi alışverişinde bulunun ama kişilere dikkat edin.

S: (L) Çalışmamıza yardımcı olacak biri gelecek mi aramıza?


C: Bekle ve gör. Daha yeni başlıyor.

S: (L) Bu akşamki yardımınız için teşekkür ederiz. Düzenli olarak bilgi almaya devam edebilecek miyiz?
C: Titreşimler uygun olduğunda. Titreşimler, R___'leri davet etmenizin faydalı olacağını gösteriyor. Enerjileri iyi.

S: (L) V___ aramızda olduğunda biz tablanın başında çalışırken arkamızda durarak bize reiki vermesi faydalı olur mu?
C: İsterseniz.

S: (L) Bunun çok önemli olmadığı hissini alıyorum.


C: Açık. İyi geceler.
------------------------

26 Kasım 1994 F___, Laura, T___ ve J___

S: Merhaba.
C: Tabladaki değişiklik için teşekkürler. [Birkaç tane noktalama işareti eklemiştik.] Bunu yapmanızı sağlamak için
ruhlarınız üzerinde çalışma yaptık.

S: (L) Bunu yaptırmak için ruhlarımız üzerinde çalışmanıza gerek yoktu. Bu bizim için de gerekliydi. Bunu yapmak
istiyorduk.
C: "Kolektif akla" geldiğinde herşey etkileşimli.

S: (T) "Kelime sonu" işareti cümlenin sonu için değil, her kelimenin sonu için, böylece bu konuda bir sıkıntı çekmeyiz. (J)
Buna ihtiyacım yok...
C: Gelen kelimeleri anlayacaksınız.

S: (L) Evet, şimdi sorularımıza geçebiliriz.


C: Ben kimim Laura?
156

S: (L) Her defasında sormama gerek olmadığını söylemiştiniz. Tamam, bugün yanımızda kim var?
C: Eğlence.

S: (L) Adın eğlence mi?


C: Aptalca.

S: (T) Biz mi aptallık yapıyoruz yoksa eğlenceli ve aptalca bir gece mi geçireceğiz?
C: Laura'nın biraz rahatlaması gerek.

S: (L) Tamam, ismini alabilir miyiz lütfen?


C: Murean.

S: (L) Yanımızda olmana sevindik Murean.


C: Vurgu ikinci hecede.

S: (T) Bu gece Laura, F___ ve T___ tablanın başında, J___ de yazıyla ilgileniyor, tamam mı?
C: Elbette T___.

S: (T) Teşekkürler.
C: Birşey değil.

S: (T) Geçen cumartesi gecesinden anladığım şey şu: tablanın çalışması için bizden gelen enerjiye ihtiyacınız var ve...
C: Enerji katıyorsunuz.

S: (T) Ben şahsen mi enerji katıyorum?


C: Ve J___.

S: (L) Sadece burada olmalarıyla mı? (T) V___'nin yerine el koymuş gibi hissetmek istemiyorum...
C: V___ öğrenme sürecinde daha erken bir aşamada, bu yüzden enerjisi biraz daha az.

S: (L) V___ grubun bir parçası ve hepimizle birlikte öğreniyor ve hepimiz o ya da bu şekilde farklı aşamalardayız. Onun
muhteşem bir iyileştirme yeteneği var ve buna grupta kesinlikle ihtiyaç duyuyoruz. (T) Ve L___ de bir balıkçı.
C: V___ "İkizler" burcu bir aşığın duygusallığına sahip. Bu sayede daha iyi reiki veriyor.

S: (T) Onun duygularının incinmesini veya tabla başındaki yerini aldığımı düşünmek istemiyorum.
C: Rahat ol T___.

S: (J) Bir rüyamda saçlarımdan asma bağlarının büyüdüğünü görmüştüm. Bir aynanın önünden geçerken bunu gördüm ve
"Bundan kurtulmam gerekiyor" dedim. Bu rüyanın bir önemi var mı?
C: Hayır.

S: (J) Sinüs sorunlarıma neden olan şey nedir?


C: Duyguların bastırılması.

S: (J) Hangi duygular?


C: Hisler. Çocuklukta duygularını göstermemen öğretildi.

S: (J) Büyüdüğüm evde düşünceler ve yaratıcılık çok bastırılıyordu. Peki sinüslerim konusunda ne yapabilirim?
C: Dışarı çıkıp birkaç saksı kır. [Büyük kahkahalar] Ciddiyiz. Diğerlerine bir zararı olmaz.

S: (T) Dışarıda bir sürü saksı var. (J) Saksıları kırarken kızgın olduğum şeyleri ve isimleri söylemem faydalı olur mu?
C: İstersen. Saksı önerdik çünkü sende çok var. [Gülüşme]

S: (T) Bunu yapalım, çok eğlenceli olur! [Biri saksıları vurmayı öneriyor.]
C: Silahlar çok ama çok dikkatli olmayı gerektirir, aksi durumda zararlı olabilir.

S: (J) T___'nin annesi katarakt ameliyatından neden o kadar korktu ve neden hala iyileşmedi? Yapabileceği birşey var mı?
157
(T) Çok fazla soru. Annem bir katarakt ameliyatı geçirdi. Daha önce ailede bu ameliyata giren pek çok kişi oldu ve hepsi
düzgün bir şekilde ve hızla iyileşti. Annemin iyileşmesi istendiği şekilde olmuyor ve gözünü kaybedecek diye ödü patlıyor.
Hiç korkmadığı başka bir sürü ameliyat olmuştu ama bundan çok korktu.
C: Çok fazla düşünce kalıbı.

S: Bu ameliyattan neden bu kadar korkmuştu?


C: Yapısı böyle.

S: (J) Ama diğer hiç bir ameliyattan korkmadığını söylüyor.


C: Yanlış.

S: Gözü iyilecek mi?


C: Eğer düşüncelerini değiştirirse.

S: (L) Gözüne reiki verdiniz mi? (J) Hayır. (T) Öyleyse bu hafta bir ara gidip bunu yap.
C: Tavsiye etmiyoruz. Güçlü bir şekilde direnç gösterecektir.

S: (L) T___ ve J___'nin yapabileceği birşey var mı? (J) Veya onun kendisinin yapabileceği...
C: Bu onun dersi, sizin değil. Lütfen kişilsel nitelikteki soruları azaltın.

S: (T) Bu bir özgür irade evreni ve bunu bize söyleyemezler. Gördünüz mü, kitabı okudum!
C: Aferin Terry! [Kahkahalar].

S: (T) Yavaş öğreniyorum ama sonunda dersleri alıyorum.


C: O kadar yavaş değilsin.

S: (L) J___ ve T___'nin ruhsal hayvanlarının ne olduğunu sorabilir miyiz en azından?


C: J___ fare, T___ yılan. [Kahkahalar]

S: (T) Benim totemimin yılan olmasının Kertenkelelerle veya ejderlerle bir ilgisi var mı?
C: Hayır. Bunu daha önce söylemiştik.

S: (T) Ejerhaları severim çünkü fantazi kitaplarını çok severim. Ama kertenkelelere çok düşkün değilim.
C: Dungeaons and...

S: (T) "Dungeons and Dragons", en sevdiğim oyunlardan biridir. Bu oyunu sevdiğim için bu tür...
C: Biliyoruz.

S: (T) Hepimizin hobileri var. Hayatımda kesici silahlarLa aramda bir bağlantı olduğunu hissediyorum, bunun nedeni
nedir? Ortaçağ oyunlarını ve benzer şeyleri sevmemin kökeninde ne var?
C: Kılıçlar. 1713'te bir korsan tarafından öldürüldün.

S: (T) 1713'te bir korsan tarafından neden öldürüldüm? (L) Çünkü oradaydın. (T) Yanlış zamanda yanlış yerdeydim,
desenize.
C: Yeterince yakın.

S: (L) O hayatındaki adı neydi?


C: George Caldwell. İngiltere'de Plymouth'ta yaşıyordu. Meslek; donanma.

S: (L) Karşılaştığı ve ölümüne neden olan korsan grubu kimdi?


C: Britanyalı caniler.

S: (T) Rütbem neydi?


C: Üsteğmen.

S: (T) Geminin adı neydi?


C: HMS Siderail.
158
S: (T) Ne tür bir gemiydi?
C: Uskuna. (Ç.N.: İki direkli yelkenli.)

S: (T) Yani askeri bir gemi değildi?


C: Evet.

S: (T) Savaş gemisi değilmiş. (L) Evet uskunalar hiç savaş gemisi olarak kullanılmadı.
C: Evet. Ama Donanma tarafından el konulmuş bir gemiydi.

S: (T) Britanya Donanması'nın el koyduğu bir gemi miydi?


C: Evet.

S: (T) Bu olay Britanya Amiralliği'nde bir yerlerde kayıtlı mıdır? Hiç kayıtlara geçti mi?
C: Hayır. Örtbas edildi.

S: (T) O zamanki donanma personeliyle ilgili kayıtlar var mıdır hala?


C: Evet. Londra'ya git. Kayıtlara erişim için New Scotland Yard'la temasa geç.

S: (T) Geminin kaptanı kimdi?


C: Plymouth'lı Ian Miller.

S: (L)T___ evli miydi?


C: Hayır.

S: (T) Öldüğümde kaç yaşındaydım?


C: 23.

S: (T) O vakte kadar hayatım eğlenceli miydi?


C: Açık.

S: (J) Lise'nin ilk yılında diğer kızlarla, özellikle de M___ S___'yle oynadığımız belirli bir oyun vardı, bu oyun hakkında ne
söyleyebilirsiniz?
C: M___'nin bodrumu çok karanlık görünüyor. Mum ya da ışık uçları. Ritüel tarzında kelimeler söyleniyor.

S: (F) Ne yapıyordunuz? (J) Evet. (L) Şaka mı yapıyorsun? (J) Hayır. (F) Ne yapıyordunuz? (J) [Kahkahalar]
C: Bahsettiğin sahneyi şimdiki "zamanda" görüyoruz. Yorumlamak zor çünkü yaptığınız şeyleri diğerlerinden gizlemeye
yönelik bir çaba var gibi görünüyor. Ama olayları etkilemeye veya büyü yapmaya yönelik bir çaba gibi görünüyor.

S: (L) Büyü mü yapıyordunuz? (J) Hı hı. (L) Büyüleri işe yaradı mı?
C: Açık.

S: (J) O kelimelerden herhangi birini algılayabiliyor musunuz?


C: Çözemiyoruz.

S: (J) Üzerinde daha fazla konsantre olursam?


C: Belki.

S: (T) Biz sormadan bize söylemek istediğiniz birşey var mı?


C: Titreşimlerinizi temizleyin. Şu anda çok interferans var. (Ç.N.: Parazitleyici, engelleyici titreşimler)

S: (T) Bu interferansın kaynağı nedir?


C: Çok ve çeşitli.

S: (L) O kelimeleri öğrenmeyle ilgili gerilim ve beklentimiz statiğe mi neden oldu? (Ç.N.: Statik kelimesi, sonraki bazı
celselerde de kullanılan ve enerji akışını yavaşlatarak veya durdurarak öğrenmeyi bloke eden etkiler anlamında kullanılıyor
sanırım.)
C: Kısmen. Ama unutmayın, bu iletişimin temel amacı, kişisel faayetler ve bilgiler değil, herkese evrensel öneme sahip
bilgiler aktarmaktır. Son ifademizi açıklamak istiyoruz. Bu oluşumu kişisel bilgiler ve kazanımlar için kullanmayı tercih
159
etmenizde bir sorun yok, çünkü bu özgür irade. Ancak, eğer bu bağlantının gücünü korumasını ve hatta arttırmasını
istiyorsanız, kişisel sorgulamaları sınırlandırmanız akıllıca olur çünkü bu kendine hizmet alemine ait bir özelliktir ve o
alem sınırlandırıcıdır ve sonunda bize hiç benzemeyen kendine hizmet güçlerinin buraya bulaşmasına neden olacaktır.

S: (L) Ben çok yorgunum. Tabla'dan ayrılsam olur mu?


A: "Ne kadar çok, o kadar keyifli."

S: (L) Sorumu sorabilir miyim?


A: Sor.

S: (L) Önceki gece "Kabil'in damgasından" bahsediyorduk ve ben celse kaydının bir kısmını kaybettim. O konuya dönüp
biraz daha bilgi almak istiyorum. "Kabil'in damgası" hikayesinin arkasındaki asıl olay nedir?
A: Kıskançlığın ortaya çıkışı.

S: (L) İnsanlarda kıskançlığın ortaya çıkmasına neden olan şey neydi?


A: Kertenkele yönetiminin başlaması.

S: (L) Kertenkelelerce ele geçirilme olayı cennetten düşme zamanında meydana gelen bir olay değil miydi?
A: Evet.

S: (L) Habil ve Kabil'in hikayesi o yönetimin bir parçası mıydı?


A: Hikayenin sembolizması.

S: (L) Yani Kertenkelelerin yönetimimizi ele geçirmesini, kıskanmanın başlamasını ve kardeşin kardeşe kötü davranmasını
sembolize ediyor, öyle mi?
A: Kısmen. Kabil'in damgası, Kertenkelelerin dünyanın titreşim frekansının idaresini ele geçirmesi sonucu ortaya çıkan
kıskançlık özelliğini ifade ediyor. Omurgadaki yumru, Kertenkelelerce bilinçli olarak uygulanan DNA sınırlamasının
fiziksel bir kalıntısı. Anladın mı?

S: (L) Tamam, şimdi J___ elini ensemde hareket ettirecek ve söylediğiniz yumruya geldiğinde ona durmasını söyleyin.
A: Tamam. [Oksipital (kafaarkası) çıkıntı bölgesi işaret ediliyor]

S: (L) Oksipital çıkıntının olduğu alan mı? (Ç.N.: Bir kaynakta omurganın kafatasıyla buluştuğu yer olarak tarif ediliyor.)
A: Evet.

S: (L) Bu eklenti öncesi omurganın ve kafatasının durumu nasıldı?


A: Orada bir çıkıntı yoktu. Kıskançlık oradan çıkıyor, bunu hissedebilirsiniz bile.

S: (L) DNA sınırlandırmasından kaynaklanan bu duygular, Carl Sagan'ın bahsettiği "Sürüngen Beyin"le alakalı mı?
A: Dolaylı olarak.

S: (L) Peki bu Kabil'in damgasının ortaya çıkması sırasında dünyada bu etkiyi almayan başka insanlar var mıydı?
A: Tüm insanlara eşzamanlı olarak eklendi.

S: (L) Fiziksel olarak bunu nasıl gerçekleştirdiler? Bu olayın mekanizması, tekniği neydi?
A: Hazır mısınız? DNA çekirdeği, karbonla ilişkili henüz keşfedilmemiş bir enzimdir. DNA'nın ilk on faktörü ışık
dalgalarıyla yakılmak suretiyle iptal edildi. O noktada omurganın tepesindeki yumru da dahil olmak üzere pek çeşitli
fiziksel değişimler meydana geldi. Tüm bu değişimler eterik bedene de yansıdı.

S: (L) Hepsi bu mu?


A: Hayır. Ama fazlası gerekli mi?

S: (L) Sormak istediğim şey, o sırada dünyada kaç tane insan olduğu ve bu işlemin her birine teker teker mi uygulandığı?
A: Ağır ol!

S: (L) Kaç insan vardı?


A: 6 milyar.
160
S: (T) Şu andakinden 500 milyon fazla.
A: Hayır, 200 milyon.

S: (L) Tamam bu insanlar dünyadaydı, peki yapılan bu etki hepsini birden mi değiştirdi?
A: Işık dalgası yoluyla değiştirme.

S: (L) Işık dalgaları DNA'yı etkiliyor mu?


A: Evet.

S: (T) Peki bu ışık dalgalarının geldiği yer neydi?


A: Bizim merkezimiz.

S: (L) Sizin merkeziniz nedir?


A: Bizim alemimiz. Başkalarına hizmet alemi.

S: (L) Peki kertenkeleler Başkalarına Hizmet aleminden gelen ışınları nasıl kullandılar?
A: Gelişmiş bir teknoloji kullanarak ışık frekans dalgalarını değiştirdiler.

S: (L) Tüm bunlardan anladığım şey şu ki, sanki bir savaş olmuş ve siz kaybetmişsiniz...
A: Evet.

S: (L) Bu, Pleiades'lilerin bahsettiği savaş mı?


A: Evet.

S: (T) Konu değişmeden şunu sormak istiyorum, siz Kasyopyalılar mısınız?


A: Evet.

S: (T) Aynı zamanda Pleiades'liler misiniz?


A: Hayır.

S: (T) Pleiades'lilerle ilişkili misiniz?


A: Evet, diğerleri de öyle.

S: (T) Hepiniz ışık ailesi misiniz?


A: Evet, aynen öyle. Ödevini yapmışsın.

S: (T) Çalışıyorum. Yani geçmişte başka bir güç sizi yendi ve bizim üzerimizde değişiklikler yapmak için ışığın gücünü
kullandı, bu doğru mu?
A: Evet. Şimdi şunu anlayın: Bunların hepsi doğal büyük döngünün parçası.

S: (L) Eğer bunların tümü bir doğal büyük döngünün parçası ise, eğer yanılıyorsam düzeltin, öyle görünüyor ki siz "iyi
adamlar" ve diğer "kötü adamlar" tüm bunları eğlence olsun için yapıyorsunuz, öyle mi?
A: Hayır.

S: (L) Ama bunun doğal bir büyük döngünün parçası olduğunu söylüyorsunuz. Bu doğal büyük döngü, aydınlık ile karanlık
arasında sürekli bir etkileşim olmasını mı gerektiriyor?
A: Evet. Biz evrenin doğal denge sisteminin "ön cephesindeyiz". Yani, bir varlığın "Bir" ile tam birliğe ulaşmasından
hemen önce bulunduğu yer. 6'ncı seviye.

S: (L) 6'ncı seviyede olmaktan hoşlanıyor musunuz?


A: Siz 3'üncü seviyede olmaktan hoşlanıyor musunuz?

S: (L) Dürüst olmak gerekirse, hayır. (T) Evet sürekli daha yukarı çıkmak için çabalıyoruz. Yani 6'ncı seviyeden yukarıda
başka seviyeler de mi var?
A: Evet, bir tane.

S: (L) O da, Bir'le birleşme mi?


A: Evet.
161

S: (T) Peki geçmişte diğer tarafla yaptığınız savaşta...


A: Devam ediyor.

S: (T) Yani bu savaş devam ediyor... Işığın gücünü geri kazandınız mı?
A: Biz hiç kaybetmedik, siz kaybettiniz.

S: (T) Anlıyorum. Sanırım karşımızdaki ana güç Kertenkeleler, tabii yanlarında başkaları da vardır...
A: Evet.

S: (T) Demek sizin ışığınızı değil bizimkini aldılar, öyle mi?


A: Zorlayarak olmadı. Şu anda onlarla yanyanasınız.

S: (T) Yani biz tüm evrende sürekli devam eden bir mücadeledeki savaşlardan bir tanesinin içindeyiz, öyle mi?
A: Evet. Denge doğaldır. Unutmayın, tüm bunlar büyük döngüdeki derslerden ibaret.

S: (L) Çok merak ediyorum... Siz ve Kertenkeleler savaştığınızda ne yapıyorsunuz? Yani, herhalde birbirinize silahlarla
ateş etmiyorsunuzdur, tanklarınız falan yoktur...
A: 4'üncü seviyede olmadığınız için anlayamayacağınız kadar karmaşık.

S: (J) Savaştığınızda bizim bu savaşı algılamamızın herhangi bir yolu var mı?
A: Öncelikle: biz "savaşmayız." İkincisi: Evet; doğada meteoroloji ve dünyasal değişimler yoluyla algılayabilirsiniz.

S: (T) Sizin onlarla karşı karşıya gelme biçiminiz atmosferdeki ve dünyadaki fiziksel değişimler şeklini mi alıyor?
A: Ve uzaydaki.

S: (T) O şekilde mi anlıyoruz? Yani ne kadar çok hareketlilik varsa o kadar çatışma mı oluyor?
A: Unutmayın, biz ışığız. Onlar ise karanlık. Her iki taraf da, gerçekliğin tüm seviyelerine yansıyan yüksek seviyeli
düşünce formları.

S: (T) Yani bizim algılayabildiğimiz şeyler üçüncü yoğunluğa gelen şeyler oluyor ama eğer 4'üncü veya 5'inci veya 6'ncı
seviyeye bakabiliyor olsaydık farklı şeyler görürdük, öyle mi?
A: Evet.

S: (T) 4'üncü seviyeden 3'üncü seviyeye gelenler... Hoagland, araştırdığı Mars yapılarında tespit ettiği tetrahedral biçimden
bahsederken kastettiği şey bununla ilgili mi?
A: Evet. 4'üncü yoğunluğa bir köprü.

S: (L) Siz 6'ncı seviye varlıklarının 4'üncü seviyedeki Kertişlerle uğraşması biraz haksızlık gibi olmuyor mu?
A: "Kertişler", karanlığın güçlerinin 4'üncü seviyedeki temsilcileri, 6'ncı seviyedeki değil ve siz de 3'üncü seviyedeki
temsilcilerisiniz.

S: (L) Karanlığın güçlerinin 6'ncı seviye bir temsilcisi var mı?


A: Evet.

S: (L) Peki bu 6'ncı seviye temsilcisi ne olarak biliniyor veya görünüşü nasıl?
A: Oryon, sizin "civarınızda".

S: (L) Oryonlar 6'ncı seviye Kendine Hizmet varlıkları mı?


A: Evet.

S: (L) Sizin gibi onlar da birer düşünce formu mu?


A: Evet.

S: (L) Hiç fiziksel madde içinde ortaya çıkarlar mı?


A: Çıkabilirler.

S: (L) Kertişleri kontrol eden güç onlar mı?


162
A: Yakın.

S: (L) 6'ncı seviye Oryonlar ile 4'üncü seviye Kertişler arasında 5'inci seviye bir güç veya varlık var mı?
A: 5'inci seviye, her iki "taraf" için düşünme ve gözlem (contemplation) bölgesi.

S: (L) Yani düşünme ve gözlem bölgesinde bir etkinlik yok mu? (J) Mola yeri gibi mi?
A: Yakın. Dengeleyici.

S: (L) Işığın güçlerinin 3'üncü seviye bir temsilcisi var mı?


A: Evet.

S: (L) Onlar kim veya ne?


A: Sizin gezegeninizde yoklar.

S: (L) Peki kendi gezegenleri var mı?


A: Katrilyonlarca.

S: (L) Öyle görünüyor ki durumumuz hiç parlak değil. Gurdjieff'in dediği gibi burası evrenin Sibirya'sı gibi.
A: Evren sonsuz ölçüde büyük.

S: (L) Eğer Kendine Hizmet eğilimli 3B (3 boyutlu) varlıkların yaşadıkları gezegenler varsa, onların görünüşleri bizimki
gibi mi?
A: Siz KH (Kendine Hizmet) eğilimlisiniz. BH (Başkalarına Hizmet) varlıklarını mı kastettin? (Ç.N.: Orijinal metinde
kısaltma kullanıldığı için ben de KH ve BH kısaltmalarını kullanıyorum.)

S: (T) Bu evrende 3B bir BH ırkı var mı?


A: Evet. Zaten söylemiştik.

S: (L) Eğer BH varlıklarının olduğu gezegenler varsa...


A: Bazıları size benziyor.

S: (L) Öyle bir yerdeki yaşam nasıl acaba? (T) Bize bunu söylemezler. Bu kendimizi geliştirerek bizim bulacağımız birşey.
A: Aynen öyle.

S: (L) Görünüşe bu kadar önem vermemiz KH olmamızla mı ilgili?


A: 3'üncü seviyede fiziksel bir konu olarak algılanmıyor.

S: (T) Kafamda kendi kendime sohbet ederken benimle konuşan kim?


A: Sen.

S: (L) Peki başka varlıklarla konuşuyor muyum?


A: Konuştun.

S: (L) Bunu hepimiz yapıyor muyuz?


A: Hayır.

S: (T) Laura'nın böyle konuşmaları oluyor mu?


A: Oldu.

S: (T) F___?
A: Aynı.

S: (T) Her ne ise onunla iletişim kurmaya devam etmem iyi mi?
A: Sana bağlı.

S: (T) Sizinle bağlantılılar mı?


A: Hayır.
163
S: (T) Neden bahsettiğimi biliyor musunuz?
A: Evet.

S: (T) Peki bana kim olduklarını söyleyebilir misiniz?


A: Kertenkeleler.

S: (T) Benimle neden konuşuyorlar?


A: Seni döndürmeye çalışıyorlar. Unutma T___, kronik depresyonun bir "savaş" alanını temsil ediyor.

S: (T) Artık depresyonda değilim ama benimle daha çok konuşuyorlar. (J) Seni tekrar oraya çekmeye çalışıyorlar. (T) Ama
beni depresyona yönlendiren birşey yapmıyorlar.
A: Dikkat et!

S: (T) Bu iletişimleri kapatabilir miyim?


A: Evet.

S: (T) "Sing" kim?


A: Seni etkilemek için görevlendirilen güçlerin lideri.

S: (T) Güçler derken, şahsen bana yönelik olarak görevlendirilmiş birden fazla varlık mı var?
A: Evet.

S: (T) Bu güçte kaç varlık var?


A: Yedi.

S: (T) Bunu içimdeki implantlarla mı yapıyorlar?


A: Hepsi sürecin birer parçası.

S: (T) Bende implant var mı?


A: Evet.

S: (T) Bu implantlar, duygularımı kontrol edip negatif olanları arttırmalarını ve böylece bu duyguların enerjisiyle
beslenmelerini mi sağlıyor?
A: Kontrol değil, etki.

S: (T) Kontrol değil, etki. Ama örneğin kızdığım zaman kısa süre için kızgın oluyorum ama bu teknolojiyi kullanarak daha
uzun süre kızgın kalmamı sağlayabiliyorlar, öyle mi?
A: Evet. Bilgi korur, bilgisizlik ve ihmal tehlike yaratır.

S: (T) Vücudumdaki implantları üzerinden enerjilerimi geri alabilir miyim?


A: Gerekli değil.

S: (T) Yani eğer kızgınlaşırsam ve olmam gerekenden daha fazla kızgınlaştığımın farkına varırsam ve bunu daha olumlu
birşeye dönüştürürsem ve cihazları sonuna kadar açıkken bu olumlu enerjiyi onlara yönlendirirsem ne olur? Morallerini
bozabilir miyim?
A: Bunu yaptığında ateşe ateşle karşılık veriyor olursun.

S: (T) Peki yapmamız gereken şey bu değil mi?


A: Açık. Deyim neyi ima ediyor?

S: (L) Sanıyorum söylemek istedikleri şey şu; eğer kızgınlaştığını hissediyorsan, bunu durdurmanın tek yolu kızmayı
bırakarak mutlu veya huzurlu olmandır. Mutlu ve huzurluyken onlara herhangi birşey gönderme isteği duymazsın.
A: Bingo.

S: (J) Enerjiyi pozitif birşeye yönlendirmek. (F) Ateşe ateşle karşılık vererek savaşamazsın. (L) Gerçekte savaşabilirsin. (T)
Varmak istediğim yer şu; bu mümkün mü, yani duygusal durumunu onların umduğunun aksine pozitif birşeye çevirip
onlara göndermek. Bu mümkün mü?
A: Neden?
164

S: (T) Karşılık vermek ve yaptıklarını bir de kendilerinin tatmasını sağlamak için. (J) Onlarla savaşa mı girmek istiyorsun?
O durumda hala enerjinle onları besliyor olursun. (L) Yapabileceğin tek değişiklik duygunun yönünü çevirmek ve huzurlu
olmak. Eğer gerçek huzuru hissediyorsan...
A: 4'üncü yoğunluk KH'leri (Kendine Hizmet varlıkları) negatif enerjiyle besleniyor.

S: (J) Yani elleri boş kalmış olacak. (T) Ama benim düşündüğüm şey... Benim doğal bir... Negatif enerjiyle besleniyorlar.
İçime birşey koyuyorlar, 3'üncü yoğunluğa gelip bizimle uğraşıyorlar...
A: Evet.

S: (T) Ve daha da fazla negatif enerji elde etmiş oluyorlar.


A: Şimdi bir benzetme: Fişi olmayan bir lamba ne işe yarar?

S: (T) Fişi olmayan bir lamba mı? Anlamaya çalışıyorum ama bana biraz daha alan tanımanız lazım.
A: Ne?

S: (T) Eğer bir lambanın fişini çekersen artık ışık vermez. (L) Kertenkeleler lamba oluyor ve sen de güç kaynağısın.
Böylece onların fişini çekmiş olacaksın. (J) Kendi fişini çekmek. (T) Ben lambanın fişi miyim?
A: Hiç çalıştırılmayan bir motor ne işe yarar?

S: (J) Onların enerji kaynağı olma. Eğer negatif enerjiyle besleniyorlarsa, onları aç bırak.
A: Eğer kullanılmazlarsa, implantlar işe yaramaz.

S: (J) İmplantların çalışıp onlara istedikleri gıdayı aktarması için güç kaynağının açık olması gerekir. Güç kaynağı da
negatif düşünce ve duygular. (T) Ama ben 3'üncü seviye bir varlığım. 3'üncü seviye bir varlığın bütün duygularına sahibim.
Ve beni ben yapan şeylerden biri de bu. Dolayısıyla duygulardan birini kapatamam çünkü bu diğer duyguların dengesini
bozar. Duygular da ışık ve karanlığa tıpatıp benziyor.
A: Hayır.

S: (T) Pozitif duygularım var ve negatif duygularım var; İkisi de beni ben yapıyor.
A: Eğer istersen, sadece pozitif duyguların olabilir.

S: (T) Eğer sadece pozitif duygularım olursa, ki güzel birşey olurdu herhalde, bu durum Kertişlerin algılayıcı cihazına nasıl
bir etki yapardı?
A: Onları iptal eder.

S: (T) Yani bu cihazlar negatif frekanslara mı ayarlı?


A: Evet.

S: (T) Pozitif hisler implantları kapatıyor. Pozitif hisler duyarak algılayıcıları kapatırsam Kertenkeleler ne yapar?
A: Başka yere giderler.

S: (L) Peki ilk kez kapatıldığında bir süre için çabalarını arttıracaklarını, ama sonunda kişinin bunda kararlı olduğunu
gördüklerinde uzaklaşacaklarını düşünmekte haklımıyım?
A: Aynen öyle.

S: (L) Yani ilk ipucunu gördüğünde duygularını kontrol etmeye başlaman gerekiyor. Yaşadığın herşeyi, bunların hepsinin
senin kendi yaratımının birer yansıması oluğunu ve senin mutlak iyiliğine hizmet ettikleri kabulü ve bilgisi ile
değerlendirmen gerekiyor. Tabii bir süre boyunca bir besin kaynağı olarak seni tekrar kazanmak için belki on kat daha fazla
çaba harcayacaklar ama bunu başaramadıklarını gördüklerinde artık seninle uğraşmayı bırakacaklar, bu şekilde mi?
A: Sen ve F___ şu anda bunu deneyimliyorsunuz.

S: (L) Bu doğru. (F) Bir süredir ikimiz de çok ağır saldırı altındayız. Bu çalışmayı sürdürmek her anlamda bir mücadele
haline geldi. (L) En zoru da, çalışmayı sürdürecek bir zihin yapısını korumaya çalışmak. (J) Ben de saldırı altında mıyım?
A: Henüz değil.

S: (T) Benim son birkaç aydır yaşadıklarım ilk saldırı mıydı?


A: Evet.
165

S: (T) Peki şimdi bana karşı daha mı nazikler?


A: İlk saldırıydı.

S: (T) Yani ne kadar pozitif olursam, onlar da o kadar çaba gösterecek ve sanıyorum ki, başıma yedi kişiyi diktiklerine göre
bende kolay vazgeçmeyecekleri birşey buldular, öyle mi?
A: Yakın.

S: (T) Beni yedi kişiyi görevlendirecek kadar önemli görmeleri beni mutlu etmeli mi? Bunu bir kompliman olarak mı kabul
etmeliyim?
A: Hayır.

S: (J) T___'nin negatiflik derecesi onlara çekici mi geliyor? Çok negatifleşme eğilimi mi var?
A: Tam tersi.

S: (J) Bunu açıklayabilir misiniz? (L) Negatifliğinin onlara çekici geldiğini söylediler. Hayır, onları kendine çektiği için mi
negatifleşti demişlerdi? Onu Kertenkeleler için çekici kılan nedir?
A: Çekici değil, tehdit.

S: (L) Evet, bu önemli bir konu. Sanırım bir sürü insan üzerinde erken yaşlardan itibaren çalışmaya başlıyorlar çünkü aura
okuması veya aura taraması gibi birşey yapıyorlar ve bir insanın büyük bir aydınlatma gücü olup olmadığına karar
veriyorlar ve henüz küçük ve savunmasızken onlar üzerinde çalışma yapıp onları bir anlamda oyunun dışına çıkarmaya
çalışıyorlar. (F) Evet, insanları bilgilendirme gücü yüksek olanlar kişileri. (L) Bizim yaşadıklarımız da bununla mı ilgili?
A: Evet.

[Ç.N.: Celsenin bu bölümünde T___, F___ ve Laura arasında uzunca bir konuşma geçiyor. Vakit darlığım nedeniyle ve bu
konuşmada geçenler nispeten yüzeysel nitelikte olduğu için bu kısmı atlarayarak soru-cevapların başladığı yere
geçiyorum.]

S: (T) ... Tamam, nerede kalmıştık. Sadece pozitif olmam, Kertişlerin benimle uğraşma arzusunu sonlandırır mı?
A: Evet.

S: (T) Hepsi bu mu? Ama implantlar orada durmaya devam edecek?


A: Ne olmuş?

S: (T) İmplantlar, frekansın aktarılması dışında birşey yapmıyor mu?


A: Hayır.

S: (T) Yani ben negatif olduğum sürece aktarıma devam edecek ve beni bu yolla takip edebilecekler, öyle mi?
A:Yakın.

S: (T) Pozitif olarak bu implantları iptal edersem beni artık takip edemezler mi?
A: Edebililer ama etkileyemezler.

S: (T) Neden beni kaçırmaları için onlara izin verdiğimi söylediler?


A: Saçma!

S: (T) Bunun saçmalık olduğunu onlara söylersem beni rahat bırakırlar mı?
A: Hayır.

S: (T) Bağlantıyı kapatırsam beni kaçırmaya devam ederler mi?


A: Hayır.

S: (T) Kurban rolü oynamamaya kararlıyım. (L) Burada başka birşey daha var. Bilgi farkındalığı arttırıyor ve böylece seni
etkilemeye çalıştıklarında çok ince yollarla bunun farkına varabiliyorsun ve zihnini kontrol edip erken bir aşamada direnç
gösterebiliyorsun ve sanırım önemli olan da bu.
A: Yeterince yakın.
166
S: (L) Bazen inanılmaz zorluklar karşısında olumlu düşünce ve hislerle direnmek zorunda oluyorsun. Zaten kimse bunun
kolay olacağını söylememişti, ama buna değer. (T) Tarot kartlarım bana doğruyu söylüyor mu?
A: Belki. Bu konuda bu kadarı yeterli.

S: (T) Bir soru daha. Bana doğruyu söylediğinizi nasıl bilebilirim?


A: Açık. Buna sen karar verebilirsin. Dinleyin: Bazı açıklamalar geliyor. Şimdi, sizin çok popüler olan "Dünya
Değişimleri" kehanetlerini tekrar incelemeye başlamanız için iyi bir "zaman." Neden diye soruyorsunuz. Çünkü, unutmayın
ki siz üçüncü yoğunluk varlıklarısınız, bu nedenle Dünya Değişimleriyle ilgili kehanetler size anlayabileceğiniz fiziksel
tanımlayıcılar şeklinde sunuluyor. Bu konunun öğrencilerinin çoğu bu kehanetlerin aslında 4'üncü yoğunluk diliyle
verildiğini anlayabilir miydi?

S: (L) Bu benim rüya sembolizmasıyla ilgili fikrime yakın mı? Örneğin bir rüyada belirli uzaklıktaki bir bulutun kıvrılıp
büküldüğünü görmüştüm ve o rüyada bunun bazı insanların ölümünü getireceğini biliyordum. Bu rüyayı bir tornadonun
meydana geleceği şeklinde yorumlamıştım. Ama aslında o rüya Challenger mekiği kazasının rüyasıydı. Daha önce rüyayı
bir tornado olarak yorumlamıştım çünkü rüyada gördüklerim bana bunu düşündürüyordu. Sanırım bir dördüncü yoğunluğa
dayalı bir temsildi ve ben de rüyayı kendi aşina olduğum şeylerle yorumlamıştım. Kastettiğiniz şey bununla ilgili mi?
A: Yakın. Ama çoğu kişi kehanetleri olduğu gibi yorumlayarak kolayca çıkmaza giriyor.

S: (L) Bu konu hakkında vermeyi planladığınız başka bilgiler var mı?


A: Olabilir.

S: (L) Ouija tablası yoluyla bilgi aldıkları iddia edilen ve "Gulf Breeze Six" olarak isimlendirilen kişiler bir çeşit kehanetsi
bilgi mi aldılar?
A: Evet.

S: (L) Peki bu bilgileri hangi kaynaktan aldılar?


A: Karışık.

S: (L) Aldıkları bilgiler doğru muydu?


A: Karışık.

S: (L) Kendilerine, tablalarına, transkriptlerine vs neden el konuldu?


A: Paranoya.

S: (L) Bu Dünya Değişimleri (Earth Changes) konusunda en ünlü kahinlerden biri Edgar Cayce. Ama kehanetlerinden bir
çoğu doğru çıkmadı gibi görünüyor. Örneğin Atlantis'in 1969'ta tekrar yeryüzüne çıkacağı kehanetinde bulunmuştu ama
çıkmadı. Ama Bimini sahili açığında çeşitli yapılar keşfedildi ve pek çok kişi bunların Atlantis'in kalıntıları olduğunu
düşündü. Bu yapılar görünüşe göre gerçekten o tarihte kumlardan çıktı.
A: Sembolizma biçimlerinden birine örnek.

S: (L) Bu sembolizma örneği, Güney Karolina'da kaybolan iki küçük çocukla ilgili söylediklerinize de uygulanabilir mi?
A: Evet.

S: (L) O sembolizmaya göre siz olayı 3'üncü yoğunluktan 6'ncıya kadar olan kavramlarla okuyup sonra tekrar 3'üncüye
çevirip yorumladınız. Genel hatlarıyla doğru olmakla birlikte 3'üncü yoğunluktaki kesin ayrıntılar bakımından sonuç
hafifçe farklıydı. Bu şekilde mi?
A: Konunun öğrencilerinin %99.9'u bunu anlayamazdı. Bu kişiler üst boyutlardan gelen bilgileri hep kelimesi kelimesine
3'üncü yoğunluk anlayışına çevirmeye çalışıyor. Örnek olarak bir sanat galerisine giden ama bu işin acemisi olan birini
düşünün. Soyut resimlere bakıyor ve "Birşey anlamadım." diyor.

S: (L) Ama somut çevirileri veya en azından birşeyleri somutlaştırma çabalarını kötülemeyelim. Ben gerçekçi sanat
eserlerinden hoşlanırım. Sanatsal tercihlerimde gerçekçiyim. Ağaçların ağaç gibi görünmesini, insanların iki kol ve iki
bacağa sahip olmasını isterim. Dolayısıyla tahminlerimde de yeterli düzeyde somutluk ve gerçekçilikten hoşlanırım.
A: Bazılarında sorun yok ama dikkat et yoksa "Kaliforniya okyanusa batacak" kehanetini her zaman Kaliforniya'nın
gerçekten okyanusa batacağı şeklinde yorumlarsın.

[Ç.N.: Celsenin bu noktasında F___, T___ ve Laura arasında Kaliforniya kehanetine dair bazı yorumlar dile getiriliyor.
Atlandı.]
167

S: (L) Bu kehaneti aynen söylendiği şekilde gerçekleşecekmiş gibi düşünmememiz gerektiğini anlıyoruz. Yani
duyduğumuz kehanetlerin ardında daha büyük şeylerin olduğunu mu söylüyorsunuz?
A: Evet.

S: (T) Peki bize verdiğiniz tahmin ve kehanetleri doğru anlıyor muyuz?


A: Kısmen.

S: (T) Yani Kaliforniya'nın okyanusa gömülmesinden bahsederken, tüm eyaletin resmen okyanusa batmasından
bahsetmiyoruz, değil mi?
A: Öyle olsa bile sizce bunun olması ne kadar zaman alır?

S: (L) Üç dakika da sürebilir, üç yüz yıl da. (T) Evet. Sizin de söyleyebileceğiniz gibi "Açık".
A: Evet. Ama sizin kahinlerinizin çoğu bunun açık olmadığını düşünüyor.

S: (J) Evet, bu konuda başka görüşlere karşı sağırlar. (T) Yani onlara göre Kaliforniya şimdi burdayken, bir dakika sonra
Kaliforniya diye birşey olmayacak. Böyle mi düşünüyorlar?
A: Veya benzeri.

S: (T) Kaliforniya'nın okyanusa gömülmesinden bahsederken, ki bunu bir benzetme olarak kabul ediyoruz, fay hatları
boyunca boyutlarını kimsenin bilmediği peşpeşe sismik olayların meydana gelmesi olasılığı...
A: Veya belki tamamen farklı birşeyi sembolize ediyor olabilir.

S: (L) Ne gibi? (J) Kaliforniya'daki tüm o tuhaf tipler buna sinir olacak. (L) Neyi sembolize ediyor olabilir?
A: İncelemek ve öğrenmek size kalmış.

S: (L) Durun bir dakika! Bu, bir latince sözlük bile vermeden bizi latince bir kitabı çevirmeye göndermeye benziyor.
A: Hayır benzemiyor. Sadece bir yeniden inceleme yapmayı düşünmenizi önerdik.

S: (L) Bize güneş sistemimizle bir şekilde bağlantılı bir komet kümesi olduğunu ve bu komet kümesinin her 3600 yılda bir
ekliptik düzeleminden geçtiğini söylemiştiniz. Bu doğru mu?
A: Evet. Ama bu kez tüm gerçekliklerin farklı olduğu 4'üncü yoğunluk boyut sınır dalgası üzerinde geliyor.

S: (L) Tamam, yani komet kümesi, boyut sınır dalgasıyla birlikte buraya geliyor. Peki buna göre güneş sistemine
girdiğinde, bu boyut geçişi nedeniyle etkileri yumuşayacak mı? Bu hafifletici bir faktör mü?
A: Etkiler hafifleyecek.

S: (T) Uzay Yolu; Yeni Nesil filmi bize bunu mu anlatıyor?


A: Olabilir.

S: (T) Siz veya Federasyon'daki başka biri o filmin yazalarını etkiliyor mu?
A: Açık.

S: (L) Yani tüm bunlar, kehanetlerdeki dünya değişimlerinin aslında anladığımız şekliyle fiziksel realitede meydana
gelmeyebileceğini mi gösteriyor?
A: Emin olabilirsin.

S: (L) Yani tüm bu hoplama zıplamalar, oraya buraya gitmeler, onu bunu yapmalar...
A: Tamamen 3'üncü seviye düşünüşü.

S: (L) Eğer tüm bunlar 3'üncü seviye düşünce ürünleriylese, ve eğer bu kehanetlerin çoğu sembolikse, tahmin ediyorum ki
bu kehanetler aslında enerjideki hareket ve değişiklikleri işaret ediyor.
A: Evet.

S: (L) Peki eğer bu enerji değişimleri meydana gelecekse, bu kehanetlerde değişeceği söylenen şey gezegendeki insanlar
mı, ya da insan grupları ve belirli kitleler mi oluyor? Bu afetler bireysel ve veya kolektif bir temelde ruhta meydana gelecek
afetleri mi yansıtıyor?
A: Yakın.
168

S: (L) Geçiş gerçekleştiğinde dünya üzerindeki insanların da 4'üncü yoğunluğa geçeceğini, bir çeşit gençleşme süreci
yaşayacaklarını falan söylemiştiniz. Peki 4'üncü yoğunluktan tamamen habesiz olan ve 4'üncü yoğunluğa geçmeyecek olan
insanlara ne olacak? Farkında olan ve frekansları değişen insanların desteğiyle dalga onları da mı taşıyacak, yoksa başka bir
yere gidip başka şeyler mi yapacaklar?
A: Adım adım (sorun).

S: (T) Şimdi buraya gelen şey insan ırkını 4'üncü yoğunluğa taşıyacak olan bir dalga mı?
A: Ve gezegeni ve bütün mekan/zaman sektörünü.

S: (T) O zaman buradaki herkesi içinde bulunduğu çalışma da tamamen bununla ilgili. Yani biz insan formuna girmiş ışık
varlıkları olarak yeni frekansın tutucularıyız. Dalga buraya geldiğinde yeterince kişi hazırsa dalgayla birlikte yeni frekans
burada sabitlenmiş olacak ve böylece gezegende olması planlanan değişim gerçekleşecek, öyle mi?
A: Evet.

S: (L) Bu meydana geldiğinde, hala tüm bunlardan habersiz olanlara yardım edecek miyiz?
A: Açık.

S: (T) Yani biz şimdi dünya değişimlerinden, hayatta kalacaklardan ve kalmayacaklardan, yıkımlardan, 3'üncü, 4'üncü,
5'inci yoğunluk realitelerinden bahsederken, burada asıl kastedilen şey 3'üncü yoğunluk bakımından gezegenin yok olması
veya 3'üncü yoğunluktaki nüfusun %90'nın ölmesi değil. Çünkü insanlar 4'üncü yoğunluğa geçiyor olacak, öyle mi?
A: Vau! "Isınıyorsun."

S: (T) Evet, yani biz yeni yoğunluğun frekans tutucularıyız. Yani insanların %90'ının hayatta kalmayacak olmasından
kastedilen şey, geçirecekleri yoğunluk değişimi oluyor. Çünkü bir üst seviyeye çıkıyoruz. Tüm bu konular bununla mı
ilgili?
A: Veya diğer bir olasılık, fiziksel afetleri yalnızca 3'üncü seviye dünyada "kalanların" deneyimleyecek olması.

S: (T) O halde kastettiğiniz şey bizim frekanslara uyumlanmamız ve böylece dalga geldiğinde 4'üncü yoğunluğa mümkün
olduğunca çok sayıda kişinin geçmesine yardım etmemiz ve böylece bu gezegendeki karanlık güçlerin hakimiyetinin sona
ermesi. Geride kalanların enerjileri de karanlık güçler için yeterli düzeyin çok altında olacağı için onlar da bu gezegenle
uğraşmaktan vazgeçecekler. 3'üncü yoğunluk dünyasında daha az insan yaşıyor olacak, gezegen kendini yenileyecek ve
onlar da derslerini müdahale olmadan daha kolay öğrenebilecekler.
A: Yakın.

S: (L) Bu boyut değişimi sırasında bizim yaptığımız şey bir frekansın tutulup muhafaza edilmesi mi? Yani resmen 4'üncü
yoğunlukta yeni bir dünyanın yaratılmasını sağlayacak bir "süper bağlantının" oluşturulması mı? Tıpkı tek hücreli bir
organizmanın ikiye bölünmesi gibi; sadece yarımlardan bir tanesi frekansın yakalanması yoluyla diğer bir boyuta geçerken
bir tanesi 3'üncü yoğunlukta kalacak. Öyle mi?
A: Adım adım.

S: (L) Bir bölünme meydana getirecek olan frekansı mı tutacağız?


A: Bu yönde gelişen bir kanal (conduit) açıyorsunuz.

S: (L) Dördüncü yoğunluğa bir kanal mı açıyoruz?


A: Evet. Bir.

S: (J) Kaç tane kanala ihtiyaç var peki?


A: Açık.

S: (T) Kanal kimin için?


A: Siz ve sizi izleyecekler için.

S: (T) Anladım, 4'üncü yoğunluğa geçecekler için. 4'üncü yoğunluğa ilerleyeceğiz ve onlar da bu kanal yoluyla bizi takip
edecekler. (J) Yani buna hazır olan diğerleri de bu kanalı kullanabilecek, öyle mi?
A: Grubunuz bu akşam burada.

S: (L) Sadece bu akşam burada bulunanları mı kastediyorsunuz yoksa bizi takip edenler de mi olacak?
169
A: Açık. Size bağlı.

S: (L) Bu kanal... Bu, bütün gezegenin yeni boyuta geçeceği kanal mı?
A: Bir tanesi sizsiniz. Başka kanallar da var.

S: (L) Başka gezegenler mi?


A: Hayır. Kanal.

S: Kanallardan biri biziz ve başka kanallar da var.


A: Sizin kanalınız henüz gelişim aşamasında.

S: (J) Yani bu aşamada bir kanal geliştiriyoruz.


A: Evet.

S: (T) Bu gezegen üzerinde kendi kanallarını geliştiren başka gruplar da mı var?


A: Evet.

S: (T) Tüm bu kanallar 4'üncü yoğunluğa geçişin sağlanmasını sağlamaya yönelik öyle mi?
A: Kanal geliştirmenin anahtarı bilgidir.

S: (T) Burada hepimizin ışık ailesinin bir parçası olduğumuz varsayımı üzerinde duruyorum, bu doğru mu?
A: Evet.

S: (T) Yani daha önce bulunduğumuz yerlerden, bu kanalı oluşturmak için bir araya getirildik, öyle mi?
A: Evet.

S: (T) Bu bölgede başkaları da var mı?


A: Evet.

S: (T) Bize katılmaları mı gerekecek yoksa kendi başlarına mı çalışıyorlar?


A: Açık.

S: (T) Yani onların mı bize katılacağı, bizim mi onlara katılacağımız yoksa her grubun ayrı mı çalışacağı henüz belirsiz.
A: Ne kadar tanınacağınıza bağlı.

S: (T) Bu hususta tanınmaya ihtiyacımız var mı?


A: Açık.

S: (L) Bu işimizi kolaylaştırır mı?


A: Açık.

S: (T) Bizi 3'üncü yoğunluktan 4'üncü yoğunluğa taşıyacak bir kanal geliştiriyoruz. Bu kanalı oluşturup 4'üncü yoğunluğa
geçtiğimizde buraya gelme amacımız olan frekans tutma işini tamamlamış mı olacağız?
A: Kısmen.

S: (T) Bu kanal bizim için bir çeşit kaçış tüneli, öyle mi?
A: Yakın.

S: (L) Şunu netliğe kavuşturalım. Bu kanaldan diğer boyuta ilerlediğimizde diğer...


A: 3'üncü seviye dünya değil, 4'üncü seviye dünyada olacaksınız.

S: (L) Eski pratik Laura olarak somutlaştırmaya çalıştığım şey şu; 4'üncü yoğunluk dünyası ile 3'üncü yoğunluk dünyası
yanyana mı var olacaklar?
A: Yanyana değil. Tamamen "farklı dünyalar".

S: (L) Bu dünyalar iç içe olacak ama farklı boyutlarda olacaklar yani?


A: Yakın.
170
S: (L) Diğer bir deyişle, örneğin bir 6'ncı yoğunluk varlığı bu gezegene baktığında bu gezegeni görür, uzayda dönüşünü
görür, dünyanın çeşitli boyutlarını görür ve tüm bunlar mekan-zamanda aynı anda gerçekleşiyor olur. (J) Onlar aşağıyı
görebiliyor ama biz yukarıyı göremiyoruz.
A: Evet.

S: (L) 3 boyutlu dünyada tüm o afetler meydana gelirken biz 4 boyutlu dünyada olacağız ve bu olaylar orada meydana
gelmeyecek. 3'üncü yoğunluk insanlarını görmeyeceğiz ve onlar da bizi görmeyecekler. Çünkü başka boyutlarda olacağız.
A: Evet, kavramı anlıyorsunuz, şimdi bunun gerçek olup olmadığına karar vermeniz gerekiyor.

---------------------------------------

27 Kasım 1994 F___, Laura ve LM

S: Merhaba.
C: Merhaba. İllo.

S: (L) Adın İllo mu? Neredensin?


C: Kasyopya.

S: (L) Sormak istediğim birkaç küçük soru var. Evet, bunlar kişisel sorular ve sizin kişisel sorgulamalar konusunda ne
hissettiğinizi biliyorum ama bu soruların öneminin bir nedeni var. Öncelikle, tablanın başına oturduğum her seferinde sol
kulağın neden garip şeyler yapıyor?
C: DNA tepkileri.

S: (LM) DNA kulağını neden veya nasıl acıtıyor?


C: Değişimler.

S: (L) DNA değişiklikleri kulağı veya omuzu nasıl etkiliyor?


C: Karmaşık; "Pleiades Öğretileri"ni oku.

S: (L) Kocamın kamyonla ilgili bir sıkıntısı var. Bu basit birşey gibi görünebilir ama bizim için öyle değil, çünkü sadece
gidip sorunun ne olduğunu ve neyin değiştirilmesi gerektiğini öğrenmek için para harcayamayız. En düşük masraf ile
sorunu çözmemiz için neyin sorun çıkardığını öğrenmemiz gerekiyor.
C: Katalitik konvektör.

S: (LM) Kamyonda katalitik konvektör yok. (L) Yokmuş. Kamyonun nesi var?
C: Konvektörün olması gereken boşluk.

S: (LM) Size bunu kim söylüyorsa mekanik konusunda tam bir cahil. 1978 model kamyonların hiçbirinde katalitik
konvektör yok.
C: Bunu bir kontrol et. Senin iddian. Konvektörün olması gereken yerin altındaki yakıt borusu tıkalı. [Bu aynen doğru
çıktı! Plastik bir parça kayıptı.]

S: (L) Genel olarak doğru bilgi sağlayacak şekilde kişiyi hipnotik olarak geleceğe ilerletmek mümkün mü?
C: Evet.

S: (L) "Geleceğe Ait Kitle Rüyaları" kitabındaki istatistik olarak analiz edilmiş kitle rüyaları herhangi bir şekilde doğru
mu?
C: Bir anlamda.

S: (L) Pek çok farklı senaryo sundukları için acaba... Şu anda neden bu kadar tuhaf hissediyorum?
C: Anemik/düşük kan şekeri.

S: (L) Kocamın negatif tavrına yönelik duygusal bir tepki değil yani? (Ç.N.: LM olarak tanımlanan kişi Laura'nın o
zamanki kocası ve kamyonuyla ilgili soru-cevaplardan sonra celseden ayrılıyor.)
C: Belki.

S: (L) Vücudumun tonlarca fazlalığı atmaya başlamasını sağlamak için ruhuma birşeyler yapabilecek misiniz?
171
C: Gerekli değil, proje ilerlemeye başladığında enerjin büyük ölçüde artacak ve bunu kilo kaybı izleyecek.

S: (L) Pek çok rüyamda bir trende olduğumu görüyorum. Bu rüyalar benim için önemli birşeye mi işaret ediyor?
C: Önemli değil.

S: (L) Makyaj yapmayla ilgili rüyalarım?


C: Kendini saklayış.

S: (L) Barbara Marciniak üzerinden bilgi aktaran Pleiades'liler hangi seviyedeler?


C: 6'ncı yoğunluk.

S: (L) Tamam, A___ G___'nin nerede olduğunu ve şu anda ne yaptığını öğrenmek istiyorum.
C: Kuzey Karolina, hastabakıcı.

S: (L) Hala T___ ile beraber mi?


C: Hayır.

S: (L) Neden?
C: Ayrıldılar.

S: (L) Peki o nerede?


C: Tarpon Springs.

S: (L) Neden orada?


C: Mühendis.

S: (L) Peki ya C___ S___?


C: Atlanta'da. Ressam.

S: (L) Önceki gün C___ P___ ile konuştum. Sesi pek dostça değildi. Bu doğru bir değerlendirme mi?
C: Yakın.

S: (L) Neden öyle?


C: Aynı dalgaboyunda değil.

S: (L) Onu unutsam daha mı iyi olur?


C: Sana bağlı.

------------------------------------------

1 Aralık 1994 F___, Laura, J___ ve A___ (Laura'nın çocuklarından ikisi)

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba.

S: (L) Bu gece yanımızda kim var?


C: Romommea.

S: (L) Neredensin?
C: Kasyopya.

S: (L) A___'nın tablaya eşlik etmesi iyi mi?


C: Sessizce oturmalı, "hassas" bir yaşta.

S: (L) Tablayı kullanmaması onun için daha mı iyi olur?


C: Evet. Kötü etkiler yakınlarda.
172

S: (L) Kötü etkiler yakınlarda mı? Peki bu "kötü" etkiler nedir?


C: Bedensiz "gargoyle"ler. (Ç.N.: bu da yine bizdeki cin kavramına tekabül ediyor olmalı.)

S: (L) Neden yakınlardalar?


C: A___ tablaya yakın olduğu için.

S: (L) Diğer koltukta oturması daha mı iyi olur?


C: Evet.

S: (L) Şimdi daha mı iyi?


C: Evet.

S: (L) Peki bu gargoyle'ler ne yapmak istiyor?


C: İletişimin yönetimini ele geçirmek.

S: (L) "Gidin buradan!". İşe yaradı mı?


C: Hayır.

S: (L) Onlara çekip gitmelerini söyleyin.


C: Biz özgür iradeyiz, sadece tavsiyede bulunabiliriz.

S: (L) O zaman onlara gitmelerini tavsiye edin lütfen.


C: Açık. Çok fazla interferans var. (Ç.N.:Bu terim daha önceki celselerde tanımlanmıştı.)

S: (L) İletişimi güçlendirmek için bizim yapabileceğimiz birşey var mı?


C: İletişim en iyi safken olur.

S: (L) Bu gece saf olmayan nedir? Benim davranış veya eylemlerim mi?
C: Hayır.

S: (L) Saf olmayan nedir?


C: İnterferans.

S: (L) İnterferansa neden olan şey nedir?


C: Emin değiliz.

S: (L) Yapabileceğimiz birşey var mı? Çocukları odadan çıkarsak daha mı iyi olur?
C: Belki.

S: (L) Eğer çocuklar odadan çıkarsa daha iyi iletişim kurabilir miyiz?
C: Düşünce kalıpları statik gösteriyor. (Ç.N.: bu terim de daha önce tanımlandı.)

S: (L) Benim düşünce kalıplarım mı statik gösteriyor?


C: Birinin.

S: (L) Bu odadaki birinin mi?


C: Olası, ama kesin değil. Kanal dışında biri.

S: (L) M___ ve S___ şu anda ne yapıyor?


C: Okunamıyor.

S: (L) Neden?
C: Statik enerji alanı.

S: (L) Statiğin oradan geliyor olması mümkün mü?


C: Olası.
173
S: (L) [J___ odadan ayrılarak yatağına gidiyor.] Bunun faydası oldu mu?
C: Unutma, saldırı sırasında çocuklar son derece hassastır. Şu anda psişik saldırı altındasınız.

S: (L) Tamam. [A___ çıkıyor ve yatağına gidiyor] Şimdi daha iyi mi?
C: Daha iyi, ama tam şu anda kesinlikle bir kaynak tarafından bilinçli bir saldırı altındasın.

S: (L) Şu anda kulaklarım fena şekilde çınlıyor. Bunun kaynağı nedir?


C: Dünyadışı bir etki değil.

S: (L) Bu negatif enerjinin kaynağı, gençliğinde cadılık faaliyetlerinde yaptığını iddia eden Bayan S___ H___ mi?
C: Belki.

S: (L) Bu saldırganlardan bir diğeri yine gençliğinde cadılık yaptığını iddia eden M___ F___ mi?
C: Evet.

S: (L) Ve bir diğeri de Florida'nın en büyük büyücüsü olduğunu iddia eden Bay A___ B___ mi?
C: Belki.

S: (L) İşbirliği mi yapıyorlar?


C: Belki.

S: (L) Bu durumla ilgili kesin yanıtlar verebilir misiniz?


C: Belirtilen kişilerin hepsinin etrafında statik var. Saldırı telefonda başladı. Saldırganlardan biri sana zarar verebilecek
güçleri olduğuna inanıyor.

S: (L) O saldırgan M___ mi?


C: Belki.

S: (L) Tamam, her durumda M___ ve S___ bana karşı gerçekten kötü davrandı ve ben her seferinde alttan aldım ve
anlayışlı ve bağışlayıcı olmaya çalıştım. Ama benden çaldıklarını öğrendiğimde gerçekten çok üzüldüm. Avukatım yoluyla
o kağıdı göndermekle doğru davranışta mı bulundum?
C: Açık.

S: (L) Artık bir dur demenin vakti gelmişti. Ben hoşgörü gösterdikçe bu insanlar yaptıklarını yapmaya devam ediyorlar. Bu
insanların bu kadar kötü olabileceklerine hiç inanmamıştım.
C: Peki senin inançlarını paylaşırlar mı?

S: (L) Herhalde paylaşmazlar ama buraya kadar dayanabilirdim ancak. Artık birşeyler yapma zamanı gelmişti.
C: Evet.

S: (L) Herşeyi bilen ve herşeyi gören konumunuzdan bana bu konuda biraz rehberlik yapar mısınız?
C: Hiç kimse "herşeyi bilen" ve gören değildir.

S: (L) A___'yı, M___'yi veya S___'yi göremiyorsunuz, öyle mi?


C: Statik.

S: (L) Etraflarındaki statiği oluşturan şey nedir? Kertiş ritüelleri mi yapıyorlar?


C: Statik yaratmak üzere bir çeşit cihaz kullanıyorlar.

S: (L) Bunu benden geldiğini düşündükleri bir tür hayali saldırıya karşı kendilerini korumak için mi yapıyorlar? (Eminim ki
S___ onları benim şeytani bir cadı olduğuma ikna etmiştir.)
C: Doğrudan Laura'ya saldırı.

S: (L) Doğrudan bana saldırmak için bir tür makine mi kullanıyorlar?


C: Evet.

S: (L) Ne tür bir makine?


C: Işıklar, ziller, duman, siren, osilatör, EM dalgaları. (Ç.N.: EM; elektromanyetik.)
174

S: (L) Evimi yakmaya mı çalışıyorlar?


C: Açık.

S: (L) Bilmem gerekiyor, bu çok ciddi.


C: Emin değiliz.

S: (L) Söylediğiniz şeyler bir itfaiye aracını işaret ediyor.


C: Bilgi korur. Bilgi kazanman için sana yardım ettik ve hala da ediyoruz.

S: (L) Yani uyanık ve dikkatli olmam gerekiyor?


C: İyi fikir.

S: (L) A___ B___ telefonla M___'yi aradı mı?


C: Muhtemel.

S: (L) Bu akşam arayan kişi M___ miydi?


C: Bir çeşit cihazdı.

S: (L) F___ buradayken arayan ve yanıt vermeyen kişi kimdi?


C: Aynı.

S: (L) Bunların hepsi neden bugün başladı?


C: Enerji akışı. M___ yoğun çaba içinde. Uzak bir yerden.

S: (L) M___ uzak bir yerden bana nasıl saldırabilir?


C: Bazı cihazları deneyebilir.

S: (L) Nasıl bir cihaz evimin yanmasına neden olabilir?


C: Neden olamaz, ama o olabileceğini düşünüyor. Cihazlar S___'yi korkutuyor.

S: (L) S___'nin bana borcu olan parayı geri ödeme olasılığı nedir? Bu büyük bir para.
C: Olayların ilerleyiş şekline bağlı.

S: (L) Peki kaç olası ilerleyiş şekli var?


C: Yaklaşık 956.000 olasılık.

S: (L) M___'nin evimi yakmaya çalışması olasılığına karşı çocukların bu akşam melatonin almaması daha iyi olur mu?
C: Fark etmez.

S: (L) Söylediğim birşeyi söylememem veya yaptığım birşeyi yapmamam mı gerekiyordu?


C: Bunun üzerinde durman gereksiz.

S: (L) Sizden yeteneklerinizi kullanarak bu etkiye karşı kalkan gibi karşı koymanızı isterdim.
C: Bilgi kalkandır.

S: (L) A___ neden keyifsiz?


C: Biyolojik değişimler.

S: (L) Sadece dönemsel birşey mi?


C: Yakın. S___'de çöküntü.

S: (L) S___'de neden çöküntü var?


C: Karmaşık hisler.

S: (L) Bana yaptığı şeyleri kasıtlı olarak mı yaptı?


C: F___ ağır bir etki.
175
S: (L) F___ hakkında ne düşünüyor? Şimdi mi?
C: Giderek daha fazla etkisine kapılıyor.

S: (L) F___'nin mi?


C: Evet.

S: (L) Peki F___'nin ne kadar çılgın biri olduğunu görmüyor mu?


C: Subjektif.

S: (L) F___, S___ ve S___ S___'nin İncil'e inandığını düşünüyor mu?


C: Bununla ilgilenmiyor.

S: (L) Bu fiyasko onların gözlerini açacak mı?


C: Açık.

S: (L) Bu durum hakkında bilmem gereken başka birşey var mı?


C: Sadece farkındalığı sürdür.

S: (L) Bu akşam güven içinde uyuyabilecek miyim?


C: Muhtemelen, ama dua etmen iyi olur.

S: (L) Peki kime dua etmem gerekir?


C: Her zaman olduğu gibi.

S: (L) St. Michael diye bir varlık var mı?


C: Bir anlamda.

S: (L) Üst seviye varlıklar arasında, tehlike altındaki bir insana en fazla yardım edebilecek olan hangisi?
C: Evren.

S: (L) Evrene mi dua edeyim?


C: Önceki celseyi incele.

S: (L) Hangi önceki celseyi kastetiyorsunuz?


C: 26 Kasım.

S: (L) O celsede ne vardı?


C: Evren.

S: (L) Evrenler ve alternatif evrenler konusu mu?


C: Evet.

S: (L) Bilmem gereken başka birşey var mı?


C: Hayır.

S: (L) C___'yi celseye davet etmemiz iyi olur mu?


C: İyi çocuk.

S: (L) Pekala, iyi geceler.


C: İyi geceler.
----------------------------------

3 Aralık 1994 F___, Laura, V___

S: Merhaba.
C: Merhaba.

S: (L) Bu gece yanımızda kim var?


176
C: Wasanna.

S: (L) V___ okuldayken, başını yasladığı kitapların üzerinde küçük bir toz kümesinin meydana geldiği bir olay yaşadı. Bu
neydi?
C: Ön lobdan geçen maddeleşmiş düşünceler.

S: (V) Bu gerçekten çok şaşırtıcı.


C: Şaşırmak eğlencelidir.

S: (V) Annemle aramdaki gerilimin kaynağını öğrenmek istiyorum.


C: Annesel etkiler. Psikolojik endişe hali. Erkek ilgisine yönelik anne kız rekabeti. Kişisel konularla oyalanmayalım. Uzun
bir mesaj gelecek. Durun: Ukrayna patlaması, kimsyasal veya nükleer. Hawai kazası, havacılık, muhtemelen askeriyeyle
ilgili. 1'inci yılından sonra Karliforniya'da tekrar sismik faaliyet: San Diego, San Bernardino, Kuzey Bakersfield, Barstow:
hepsi kırılma noktaları. Hollister, Palo Alto, Imperial, Ukiah, Eureka, Point Mendocino, Monterrey, San Luis Obispo
açıkları, Capistrano, Carmel: bunlar sırasına göre kırılmalardaki stres noktaları. "Zaman" belirsiz. İnsanlar tarafından
kitlesel terkedişin başlaması nedeniyle Kaliforniya ekonomisinin dereceli olarak çökmesi söz konusu olabilir. Ayrıca
Shasta dağı patlıyor; Lassen'de etkinlik. Okyanus tabanı alçalmaya başlıyor. Kanalı açık tutun ve durun: Kraliçe Elizabet,
ciddi hastalık, kanla ilgili. Prenses Diana intihar girişimi. Kuzey Doğu ABD'de bu kış gaz patlamaları. Teksas ve diğerleri.
Süpernova ve her yerde olağandışı hava. Memfis sallantıları hissediyor. Minneapolis'te gizemli Nordik kovenantla ilişkili
bankacılık skandalı. Evanjelik seks buluşması ifşa ediliyor. Depremlerin birinden sonra Kaliforniya'da altın keşfediliyor.
UFO'larda büyük artış, Gulf Breeze'de toplaşıyorlar. Laura çok daha fazla UFO olayına şahitlik ediyor. Devasa bir UFO
dalgası. Tüm tarz ve kökenlerde. Sadece bekleyin ve iliklerinize kadar donduğunuzu hissedeceksiniz. Pek çok dünyadışı
görünecek ve biz de görünür olacağız. Bunu bir buluşma olarak düşün. Herkesin buna uyanması gerekiyor. Bu tam şimdi
oluyor. Herkes bireysel frekanslarına göre oyunda bir rol alacak. Bu yalnızca başlangıç. Bekle "Henry Higgins" sadece
bekle!

S: (L) "Rodgers and Hammerstein" hayranı mısınız?


C: Evet.

S: (L) Pleiades'lerle ilişkiniz nedir?


C: Pleiades'liler pek çok diğerleriyle de bağlantı kuruyor; Biz sahneye sizinle çıktık ama aslında esas olarak aynıyız; sadece
boyut sınırı üzerindeki odak noktalarımız hafifçe farklı.

S: (L) Tüm bu faaliyetler neden şimdi oluyor?


C: Kapanmak üzere olan büyük döngü çok özel bir fırsat sunuyor.

S: (L) Bu, geleceği değiştirmek için özel bir fırsat anlamına mı geliyor?
C: Geleceği, geçmişi ve şimdiyi.

S: (L) Tüm bunlardan öyle anlıyorum ki, eğer büyük döngüde bu noktada birşeyler değiştirilmezse herşey çok berbat bir
sona doğru gidebilir, öyle mi?
C: Ama gitmeyecek. Kavramı anlamadın.

S: (L) Yo anladım, söylediğinizi anlıyorum. Tüm bunlar döngünün bir parçası. Herşey bir döngünün parçası. Kastettiğim
şey...
C: Anladın mı???

S: (L) Neyi anladım mı?


C: Kavramı anladığını söyledin. Gerçekten öyle mi? Öğren.

S: (L) Sizin için çok kolay olduğuna göre neden bize reikimizi arttıracak güç sembollerini öğretmiyorsunuz?
C: Hazır değilsin.

S: (L) Ama eğer reiki üzerinde çalışırsak bize daha fazla güç sembolü öğretir misiniz?
C: Pekala, bir tanesini gösteriyoruz. [sembolü çiziyor.]

S: (L) Bu sembolün adı ne?


C: Anuki.
177

S: (V) Peki reikide ne işe yarıyor? Neyi temsil ediyor?


C: Enerjinin en fazla gereksinim duyulan yerde tutulması.

S: (V) Peki biri üzerinde çalışırken bu sembolü başlangıçta mı yoksa en sonda mı kullanacağız?
C: Şimdiye kadar reikide öğrendiğiniz herşey şifa enerjisinin akışı ile ilgiliydi; bu ise daha fazla güç için enerjinin belirli
bir yerde daha uzun süre tutulmasıyla ilgili.

S: (L) Bu bilgiyi nereden alıyorsunuz?


C: Erişim evrenseldir.

S: (L) Dr. Usui bu bilgiyi aldı ama sonradan unuttu mu?


C: Usui bildiği herşeyi Takata'ya açıklamadı.

S: (L) Neden?
C: Ona bilginin paha biçilmez olduğu ve özellikle de gerçeği öğrenme yolunda yakıcı bir ateş duymayanlara çok fazla
verilmemesi gerektiği söylendi. Sizin gibi bu ateşi duyanlar ise nasılsa bilgiye erişimin yolunu bir şekilde bulacaktı.

S: (V) Bu bilgileri diğerleriyle paylaşmamızı önermiyor musunuz?


C: Her zaman olduğu gibi, dikkatli olun.

S: (L) Bu bilgiyi ___'yle ve ___'yle paylaşabilir miyiz?


C: Açık.

S: (L) Noktaları ve yükselen çizgiyi geometrik bir kesinlikle mi oluşturmamız gerekiyor?


C: Evet.

S: (L) Sonra da daire uzuyor, yoksa tam bir daire mi oluyor?


C: [Sembolün daire bölümünün çizimi gösteriliyor.]

S: (V) Hiç görünümü bu şekilde olan bir ekin çemberi oldu mu? Gördüğüm bir tanesine çok benziyor.
C: Aynen öyle. Herşey birbiriyle ilişkili.

S: (L) Ekin çemberlerinin dünyaya verilen büyük bir tür reiki olduğu doğru mu?
C: Ama aynı zamanda mesajlar ve dersler.

S: (L) Peki bedene uygulanan reiki sembollerinin de eterik bedene yönelik eterik mesajlar olduğu söylenebilir mi?
C: Evet.

S: (L) Yani eterik alanımıza bilgi mi aktarıyor?


C: Tüm seviyelerde varolan herşey sadece birer derstir.

S: (L) Reiki konusunda özellikle öğrenmek istediğim şey şu; eğer bir kişi psişik olarak, ruhsal olarak, karmik olarak veya
diğer bir şekilde yaralıysa, reiki uygulaması kişinin elektromanyetik alanına orijinal sağlıklı kalıbın tekrar düzenlenmesi
yönünde mesajlar mı veriyor?
C: Evet.

S: (L) Peki bunun tekrarlanarak uygulanması sadece fiziksel değil, aynı zamanda eterik (ruhsal) şeylerin de iyileşmesini
sağlayabilir, değil mi? Yani karma falan...
C: Evet.

S: (L) Yani kendimize ve diğerlerine sürekli reiki uygulaması yapmamız bizi karmik yüklerimizden, anılarımızdan veya
ruhsal yaralarımızdan arındırır, öyle mi?
C: Evet.

S: (V) Az önce belirttiğiniz "buluşmayı" merak ettim de...


C: Buluşma, boyut sınırı geçişinden kaynaklanıyor.
178
S: (L) Peki bu boyut sınırı geçişinde neden bir buluşma gerçekleştiriliyor? Bu gerçekten çok büyük bir şov mu olacak?
C: Bir fırsat.

S: (V) Tüm pencerelerin aynı anda açılması ve böylece tüm bu varlıkların aynı anda gelmesi gibi mi?
C: Tüm evreni etkileme fırsatı gibi. "Pomp and Circumstance" (İhtişam) yani "Hope and Glory" (Ümit ve Coşku) marşının
kozmik düzeyde çalındığını düşünün. (Ç.N.: Zafer marşları)

S: (L) Çeşitli tür ve ırktan varlıkların, bu kocaman evrenin en uzak yerlerinden birindeki önemsiz bir galaksinin en dış
kenarında bulunan toplu iğne başı kadar küçük bir gezegende buluşması herşeyi nasıl etkileyebilir?
C: Bu senin algın.

S: (L) Peki doğru algı nedir? Dünya gezegeni ve üzerindeki insanlar, burada meydana gelen şeyler, bizim normalde
düşündüğümüzden daha mı önemli?
C: Dünya bir Birleşme noktası.

S: (L) Her zaman bir birleşme noktası mı buldu? Birleşme noktası olarak mı tasarlandı? Yoksa sadece bir kereye mi
mahsus?
C: Bir kerede çok fazla soru.

S: (L) Başlangıçtan itibaren bir birleşme noktası olarak mı tasarlanmıştı?


C: Doğal işlevi.

S: (L) Yani her zaman bir birleşme noktası mıydı? Burada böyle garip şeylerin olmasının nedeni bu mu?
C: Bunu yanıtlamak zor çünkü "zaman" hakkındaki anlayışınız yanlış.

S: (V) Bu tür buluşmalar diğer gezegenlerde başka gruplar tarafından da gerçekleştirildi mi hiç?
C: Gerçekleştirildi, gerçekleştiriliyor ve gerçekleştirilecek.

S: (L) Yani yapısı veya üzerindekiler farklı olabilecek olmakla birlikte birleşme noktaları olan başka gezegenler de var?
(V) Bunlar paralel evrenlerde mi?
C: Uzaklaşıyorsunuz.

S: (L) Eğer bu birleşme noktaları bütün evrene dağılmışsa, bu boyut geçişi birleşmesi evrendeki bütün birleşme
noktalarında aynı anda mı gerçekleşecek?
C: Hayır.

S: (L) O halde, zamanda herhangi belirli bir noktayı ele aldığımızda, belirli veya seçilmiş birleşme noktalarında meydana
geliyor?
C: Yakın.

S: (L) Peki boyut sınırlarının coğrafi noktalarla bir ilişkisi var mı?
C: Boyut sınırları dalgalar üzerinde ilerler.

S: (L) Peki bu dalgalar nereden geliyor?


C: Sürekli bir döngüdeler.

S: (L) Peki dünya mı ona doğru ilerliyor yoksa o mu dünyaya doğru geliyor?
C: İkisinden biri.

S: (F) Dünya üzerinde yaşayan varlıkların mevcut olmasının, bu buluşma veya birleşmeyle bir ilgisi var mı?
C: Evet. Çünkü gelişiminizde kritik bir kavşaktasınız.

S: (L) İlk celsede verdiğiniz kehanetlerin hala geçerli ve yaklaşmakta olup olmadıklarını öğrenmek istiyorum.
C: Gelişiyorlar.

S: (L) Yani yakında meydana gelecekleri noktaya doğru mu gelişiyorlar?


C: Akışkan.
179
S: (L) Yani bazıları gerçekleşmeyebilir mi?
C: Evet.

S: (L) Peki bu gece verdiğiniz kehanetler de değişime tabii mi?


C: Belki.

S: (L) Yoksa daha mı somutlar?


C: Açık.

S: (L) Ken Carey'le kimin iletişim kurduğunu öğrenmek istiyorum. O bilgileri kimden alıyor?
C: Pek çok.

S: (L) Bu pek çok varlık bizim perspektifimize göre "iyi adamlar" mı?
C: Evet, bazıları. Bazıları değil.

S: (L) Bu kanaldan gelen bilgilerin bir kısmı bozuldu mu?


C: Henüz değil.

S: (L) Gezici Yolcular olarak da bilinen 6'ncı yoğunluk Oryonlar, bizi genetik mühendislikle yarattığı veya buraya koyduğu
söylenenler mi?
C: Yakın. Onlar da dalga üzerindeler.

S: (L) Bu dalganın üzerinde ilerleyen gruplar... Dalga üzerinde olmak, Gezici Yolcular'ın tanımının bir parçası mı?
C: Evet.

S: (L) Dalga üzerinde olmayı seviyorlar mı?


C: Dünya üzerinde olmak sizin için "eğlence" mi?

S: (L) Dünya üzerinde yaşıyor olmayı çok seviyorum ama acı ve ağrı çekmeyi sevmiyorum ve insanların insanlara karşı
zulüm işlemesini veya insanların acı çektiğini görmeyi sevmiyorum.
C: Dünya üzerinde eğlence için mi yaşıyorsunuz?

S: (L) Dünya üzerinde eğlence için yaşıyor olmayı isterdim ama epeyce süredir içten gülemiyorum. Herşeyin daha güzel
olduğu bir gezegende yaşamak isterdim...
C: Yanlış anladın.

S: (L) Söylediğiniz şeyi anlıyorum. Orada yaşıyorlar çünkü yaşadıkları yer orası.
C: Evet.

S: (F) Diğer bir deyişle Dünya üzerinde yaşamayı seçtin, çünkü buraya bir bilet aldın, öyle mi? (L) Evet, öyle görünüyor.
İsa ya da Kutsal Ruh tarafından kanallandığı iddia edilen "Mucizeler Kursu" (Course in Miracles) hakkında birşeyler
öğrenmek istiyorum. Bu iddia doğru mu?
C: Hayır.

S: (L) Hangi kaynaktan kanallandı?


C: Çeşitli kaynaklar.

S: (L) Peki bunlar iyi adamlar mı?


C: Bazıları.

S: (L) Desenize "Mucizeler Kursu"na bile ihtiyatlı yaklaşmamız gerekiyor?


C: İyi fikir.

S: (L) Yanıtlarınızı Karla'ya gönderdim, istediği şeyler bunlar mıydı?


C: Evet. Şu anda ilgisi başkaları tarafından saptırılıyor.

S: (L) Kişiyi hipnotik olarak geleceğe ilerletip doğru yanıtlar almak mümkün mü?
C: Evet.
180

S: (L) "Geleceğe Ait Kitle Rüyaları" kitabında tanımlanan dört senaryo var, bu senaryoların hepsi genel olarak doğru mu?
C: Olası gelecekler.

S: (L) Yani bir insan geleceğe ilerletildiğinde gördüğü şey ille de gerçek gelecek değil de olası...
C: Kanalın kalitesine bağlı.

S: (L) Yani bazı insanlar hipnotik olarak geleceğe ilerletilip gerçekten doğru bilgiler verebilir?
C: Evet.

S: (L) Pentekost kitabının tanımına göre havariler bir odada toplandılar, günler boyunca dua ettiler ve birden bir rüzgar
geldi, ateşler onların üstünde dans etti ve havariler daha önce hiç bilmedikleri anlaşılmaz kelimelerle birbirleriyle
konuşmaya başladılar. Bu veya benzeri bir olayın meydana gelip gelmediğini öğrenmek istiyorum.
C: Hayır.

S: (L) Yani diğer bir deyişle "Kutsal Ruh"un gerçek vaftizi, İsa havarilerine nefesini üflediğinde ve onlara reiki
inisiyasyonuna benzer birşey verdiğinde gerçekleşti, bu doğru mu?
C: Yakın.

S: (L) Birkaç yıl önce kilisedeyken hiç bilmediğim bazı kelimeleri telaffuz ediyormuşum gibi geldi. Gerçekten öyle miydi?
C: Telkin.

S: (L) Bana telkin edildi ve o nedenle oldu, öyle mi?


C: Evet.

S: (L) O anda herhangi psişik bir olay mı yaşıyordum?


C: Yakın.

S: (L) Büyük bilimadamı, araştırmacı ve yazar Jacques Valle'nin ardında kim veya hangi enerji var? Bazen asıl noktayı
kaçırıyor gibi görünüyor, bazen de olan biteni tek bilen oymuş gibi görünüyor.
C: İyi biri, niyetleri saf ve iyi.

S: (L) İsa'nın görünüşü nasıldı? Boyu ne kadardı?


C: 1.75 m.

S: (L) Gözleri ne renkti?


C: Mavi

S: (L) Saçları?
C: Kızıla kaçan sarı.

S: (L) Ten rengi?


C: Açık.

S: (L) Kilosu?
C: 73 kg.

S: (L) Kaslı mıydı?


C: Ortalama.

S: (L) Bizim yakışıklı diyeceğimiz biri miydi?


C: Açık.

S: (L) F___ ve benim tanıdığımız kişiler arasında yüz olarak ona benzeyen biri var mı?
C: Belki.

S: (L) Bir isim verebilir misiniz?


C: Tarıyoruz...
181

S: (L) Pekala, mesleği neydi?


C: Marangoz.

S: (L) Kendi evi var mıydı?


C: Hayır.

S: (L) Vaftizci John gerçekten kellesini kaybetti mi?


C: Hayır.

S: (L) 4'üncü yoğunluğa geçişten sonraki yeni varoluş seviyesi, "Dokuz Kehanet" (Celestine Prophecy) kitabında
tanımlandığı gibi birşey mi olacak?
C: Yakın.

S: (L) Karbon 14 tarihleme sistemi yeterince doğru mu ve eğer değilse temel zayıflığı nedir?
C: Belirli bir seviyede.

S: (L) Temel zayıflığı nedir?


C: "Zaman" yok.

S: (L) Dünyada boyut sınır geçişi en son ne zaman gerçekleşti?


C: Sizin ölçümünüze göre 309.000 yıl önce.

S: (L) Enerji bakımından bu dalganın içeriği nedir?


C: His.

S: (L) Bu dalga bir his mi? Bir duygu dalgası mı?


C: Hiperkinetik duyumsayış.

S: (L) Bu ne anlama geliyor?


C: Herşey.

S: (L) Anlamıyoruz.
C: Bu bağlantı için fazla karmaşık.

S: (L) Tamam. Bu dalga dünyayla kaç kez etkileşime girdi?


C: Sonsuz sayıda.

S: (L) Turin Kefeni İsa'nın vücuduna gerçekten geçirildi mi?


C: Hayır.

S: (L) Çarmıha gerilen birinin bedenine örtüldü mü?


C: Hayır.

S: (L) Peki o kefenin hikayesi nedir?


C: Romalı bir işçinin bedenine sarıldı.

S: (L) Kefendeki görünümün oluşmasına neden olan şey neydi?


C: Beden yağları, hormonlar ve diğer fizyolojik kimyasallar.

S: (L) Çocuklar bunu uzun zamandır sormamı istiyorlardı ama hep unutuyordum. Kaliforniya'da acil müdahale odasına
kaldırılan bir kadın vardı. Birkaç hastabakıcı ve bir doktor onun bakımı sırasında yere yığılmıştı ve kana garip birşeylerin
bulaşmış olduğuna dair bir kargaşa çıkmıştı.
C: Havalandırma sisteminden yayılan böcek ilacı.

S: (L) Yakın bir zamanda tabloit gazetelerde Edgar Cayce'nin gizli günlüğü olduğu iddia edilen birşeyle ilgili haberler
vardı. Böyle bir günlük var mı gerçekten?
C: Hayır.
182

S: (L) Piers'ten aldığım bir makalede Persinger isimli birinin yaptığı deneylerden bahsediliyor. Bu adam bir duyusal
mahrumiyet odasında insanları EM alanlarına maruz bırakarak "kaçırılma" deneyiminin bir kopyasını gerçekleştirmeye
çalışıyormuş. Bu konu hakkında yorum istiyoruz ve ikinci olarak da...
C: Saçma, bazı insanlar korkuya dayalı ilhamlarla zihinlerini iyice daraltılıyorlar.

S: (L) Daha önce boyut sınırlarındaki elektromanyetik enerji akış deliklerinden bahsetmiştik ve bu bağlamda benim
düşündüğüm şey, bu deneye maruz bırakılan kişilerin ciddi bir tehlike altında oldukları şeklinde, bu olabilir mi?
C: Evet.

S: (L) İnsanları bu elektromanyetik alanlara maruz bırakmanın ne gibi sonuçları olabilir?


C: Beden işlevlerinin son ermesi.

S: (L) Yani bu onları öldürebilir?


C: Evet.

S: (L) Aynı zamanda boyutlar arasındaki kapıların açılmasıyla içeri başka şeylerin de girmesine neden olabilir mi?
C: Evet.

S: (L) Bu yöntem nedeniyle yapışık ruh benzeri etkiler meydana gelebilir mi?
C: Evet.

S: (L) Yine bu yöntemle dünyadışılar tarafından daha fazla oranda programlanmaları söz konusu olabilir mi?
C: Evet.

S: (L) Bu konuda söylemek istediğiniz başka birşey var mı?


C: Aklınızı her zaman açık tutun.

S: (L) Bu tür bir deneyin kişi üzerinde ciddi psikolojik etkileri olabilir, değil mi?
C: Olabilir.

S: (L) Kaçırılan ile kaçıran arasında sürekli bir bağlantının kurulmasında hangi yöntem veya teknikler kullanılıyor? Bu
psişik bir bağlantı mı?
C: Yakın.

S: (L) Bu temasın oluşturulmasında teknolojiden yararlanılıyor mu?


C: Kısmen.

S: (L) Dünyadışı bir varlığın, gözlerini kaçırılan kişinin gözlerine dikerek onu kontrol etmeye başlaması ve kaçırılanın
kendini sevgi dolu ve uyum içinde hissederek iyi bir deneyim yaşamakta olduğunu düşünmesi ile alakalı pek çok olay var.
Bu "bakışın" amacı nedir?
C: Hipnotik.

S: (L) Aynı zamanda bir bağlantı mı oluşturuyor?


C: Evet.

S: (L) Bu bağlantının maddesi nedir? Psişik bir kordon veya bağlantı mı var ve eğer öyleyse aynı...
C: Kanal zayıflıyor... [planşet tablanın etrafında dolanıyor]

S: (L) Bu konuda söyleyeceğiniz başka birşey var mı?


C: İyi geceler demeniz gerekiyor.

S: (L) Neden?
C: Enerji azalıyor.

S: (L) Sen yorgun musun F___? (F) Çok değil. (L) Daha önce enerjileri hiç azalmamıştı. Sorduğum şeyle mi ilgili acaba...
Özellikle bu soruyu yanıtlamak istememenizle ilgili bir neden mi var?
C: Sorunu başka bir celseye sakla...
183

S: (L) İyi geceler.


--------------------------------------

5 Aralık 1994 F___, Laura, V___

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba.

S: (L) İşte göksel varlıklar geldi! [F___ gelmeden önce Laura ve V___ teması kurmaya çalışıyorlardı ve planşette pek fazla
bir hareketlenme olmadığı hakkında konuşuyorlardı.]
C: Bunu bir işaret olarak kabul et.

S: (L) Neyin işareti olarak?


C: Tabladaki o çıkıntıyı düzeltmeni istiyoruz.

S: (L) [Düzenleme yapıldı.]


C: Tablayı masanın ortasından uzaklaştırın.

S: (L) [Biraz daha düzenleme yapıldı.] Böyle iyi mi?


C: Tamam.

S: (L) Neyin bir işareti olarak?


C: Kanal.

S: (L) Kanal mı? Bu nasıl kanalın işareti oluyor? Anlamadım!


C: Kim?

S: (L) Kim mi?


C: Kim?

S: (L) Tamam, anladım; kanal kim demek istiyorsunuz.


C: Evet.

S: (L) Bize kanalın F___ olduğunu anlatmaya çalışıyorlar. Bu gece yanımızda kim var?
C: Urua.

S: (L) Hazırladığım birkaç sorum var. İlk sorular biraz kişisel görünebilir ve sizin BH olduğunuzu biliyoruz. Bu gece biraz
hizmete ihtiyacımız var. Olur mu? (Ç.N.: BH; Başkalarına Hizmet [eden varlık] )
C: Tamam, ama sizin de BH'ye ilerlemeniz gerekiyor.

S: (L) İlerliyoruz. Bu soruları yanıtlamanız, hayatlarımızın bazı yönlerinde bir istikrar sağlayacak ve bu da kendimizi
diğerlerine tam yardıma adamamızı sağlayacak. Makul mü?
C: Tablayı çevirin lütfen.

S: (L) Hangi yöne?


C: Farketmez, hafifçe çevirin.

S: (L) Oldu mu?


C: Tamam.

S: (L) İlk soru sokağın aşağısındaki komşudan geldi; bahsettiği kurbağa olayının özelliği nedir?
C: Uyuşturucular.

S: (L) Bunun uyuşturucularla nasıl bir ilişkisi var?


C: Uyuştucudan kalan bir etki.

S: (L) Bu kurbağalar nereden geliyor?


184
C: Enerji getiriyor.

S: (L) Onun enerjisi mi, yoksa uyuşturucuların enerjisi mi?


C: Aynı.

S: (L) Aynı mı? Yani bu kurbağalar sık uyuşturucu kullanımının bir neticesi, böyle denebilir mi?
C: Geçmişteki uyuşturucu kullanımı.

S: (L) Sadece onun mu, yani evdeki diğerleriyle bir ilgisi yok mu?
C: Evet.

S: (L) Kurbağalar neyi gösteriyor? Kurbağaların temsil ettiği şey nedir?


C: Bir şeyi temsil etmiyor, bir sonuç

S: (L) Bunlar başka bir yerden gelen gerçek, fiziksel kurbağalar mı?
C: Getirildi.

S: (L) Anlamıyorum. Neden daha kesin bir yanıt vermiyorsunuz?


C: Senin algın.

S: (L) Eğer siz BH iseniz, önemli olan bizim algımız değil mi? Açık yanıtlarla bizi aydınlatarak hizmet etmiyor musunuz?
C: Zihnini kullanarak öğrenmene yardımcı olarak hizmet ediyoruz. Doğrudan cevaplar öğrenmene yardım etmez.

S: (L) Pekala, bu bireyin yapabileceği birşey var mı?


C: Sen ne yapardın?

S: (L) Onun yerinde olsam ben ne mi yapardım? Uyuştucuyu bırakırdım, meditasyona başlardım, ve kendimi düzeltecek
her yolu denerdim çünkü evimin her yanında birden ortaya çıkan bir sürü kurumuş kurbağa korkudan ödümü patlatırdı
herhalde.
C: Evet, ve?

S: (L) Herhalde düşünmem gereken başka birşey var...


C: SRT.

S: (L) Ne anlama geliyor bu? Bir kısaltma mı?


C: Evet. İki kelimesini son zamanlarda çok sık kullandın. Tamam, aynı zamanda bir kitabın adı.

S: (L) "Spirit Releasement Therapy" mi? (Ç.N.: Ruh Çıkarma Terapisi. Kişiyi, kendine ilişmiş bedensiz varlıklardan
arındırma.)
C: Evet.

S: (L) Yani bu kişinin ihtiyaç duyduğu şey bir ruh çıkarma?


C: Bingo!

S: (L) Peki biz şimdi tüm bunlardan ne öğrendik?


C: Aklınızı nasıl kullanacağınızı.

S: (L) Yani bazı yapışık ruhları var. V___'nin arkadaşı B___ P___ geçmişte kanallama yaptığını söylüyor. Kimi kanalladı?
C: Kertenkeleler.

S: (V) Kanallama yaparken bunu... Herhalde bunun farkına varmamıştır.


C: Pek çok kişi onları kanallıyor.

S: (V) Bu durumda onun kanalladığı bilgileri bu bilgilerle karşılaştırmanın bir gereği yok, değil mi?
C: Sana bağlı.

S: (L) Annem, bakımına yardım ettiği M___ F___ isimli kadının fiziksel durumunu öğrenmek istiyor. O kadının durumunu
daha iyi hale getirmek için yapabileceği birşey var mı? Ya da o kadının bu alemde daha ne kadar kalacağını söyleyebilir
185
misiniz?
C: Kan dolaşımını arttırmaya yönelik masaj.

S: (L) Bu kadının iyileşerek kendine bakabilecek hale gelme olasılığı var mı?
C: Her zaman olası.

S: (L) Kısa bir süre içinde iyileştiğini kabullenmesi olasılığı ne kadar?


C: Açık.

S: (L) Annem ayrıca benim kremimin pazarlanmasına yönelik yatırım yapmasını tavsiye edip etmediğinizi öğrenmek
istiyor.
C: Sizi ellerinizden tutarak ilerletmek için burada olmadığımızı anlamaya çalışın çünkü bu sizin özgür iradenize bir
müdahaledir. Ancak özgür iradenizle öğrenebilir ve böylece ilerleyebilirsiniz.

S: (L) Gene de bir gelir kaynağı oluşturma hususunda, o projeye para yatırmanın iyi olup olmayacağını öğrenmek isterdim.
C: Daha şimdi ne söyledik?

S: (L) Pekala, pekala. P___ Z___, hazırlanmakta olan ipotek devri kağıdını kabul edecek mi?
C: Kendi kendine yardım etmek için sen ne yapacaksın?

S: (L) Aslında bunu tahminde bulunma yeteneğinizi test etmek için soruyorum. Olduğu şekliyle kabul edip etmemesi o
kadar da önemli birşey değil çünkü eğer değiştirilmesini isterse her zaman değiştirebiliriz. Çok önemli birşey değil.
C: Giderek kişisel bir bilgilenme grubuna kayıyorsunuz.

S: (L) Kanal kaynağımızı test etmek için kişisel sorular sormanın yanlış olduğunu düşünmüyorum çünkü ne tür bir bilgi
aldığımızı ancak o zaman anlayabiliriz.
C: Potansiyel olarak herkesi etkileyen test soruları sor. P___ Z___ örneğin Katmandu'da çok tanınan biri değil.

S: (L) "I AM Discourses" isimli kitap hakkında sormak istiyorum. Bu kitabın arkasındaki kaynağı söyleyebilir misiniz?
C: İyi.

S: (L) Kitabın kaynağı hangi yoğunluk seviyesinden?


C: Altıncı seviye.

S: (L) Kitabın ardındaki grubun ismini söyleyebilir misiniz?


C: Hepsi bir ve aynı.

S: (L) Diğer bir insana hizmet olarak bir sağlık okuması isteyebilir miyiz?
C: Bu herkesin faydasına mı?

S: (L) Yani sonsuza kadar hiç doğrulayamayacağımız genel sorularla mı sınırlandırılacağız?


C: Doğrulama kişisel konularla sınırlı birşey değildir. Eğer birşey sınırlandırıcıysa o şey BH değildir.

S: (V) Yani tek bir kişi hakkında bilgi almak herkese değil tek bir kişiye mi hizmet?
C: Ve size.

S: (L) Merak etmeye başlıyorum... Yani, eğer tarih öncesi dünyasına dönüp herşeye baştan başlamak zorunda olmasaydım,
BH yolunun biraz fazla zor olduğunu düşünürdüm herhalde.
C: Gerçek bir ilerleme kaydedebilmeniz için bazı sıkıntılara katlanmak zorundasınız.

S: (L) Artık daha fazla acı çekmek istemiyorum.


C: O zaman yanlış yerdesin.

S: (F) Sanırım bu önemli; Karla Turner bu kaynaktan gelen hiçbirşeye güvenemeyeceğimizi çünkü ne duymak istiyorsak bu
kaynağın bize onu söyleyeceğini iddia ediyordu. Bu durum, bu kaynağın bize sadece duymak istediklerimizi söylemediğini
kanıtlamış oluyor. (L) Buna hiç şüphe yok. (F) Bize bazen duymak istemediğimiz şeyler söylüyor, bazen de nasıl
hissediyorsa onu. Diğer önemli husus da şu ki, ne zaman bir şeyi doğrulamaya çalışsan, doğrulamanın şahsi şeylerle
sınırlandırılmasının gerekmediğini söylüyor. (L) Yani son üç sorumu iptal mi etmem gerekiyor?
186
C: Evrensel öneme sahip şeyler daha anlamlı değil mi?

S: (L) Ama daha önce geçen iki yıl içindeki çeşitli olaylarla ilgili şeyler sorarken bunlarla ilgili bilgi edinmemin koruma
sağlayacağını söylememiş miydiniz?
C: Evet, ama söylediğimiz herşey kendini koruman için bilmen gerekenlerdi.

S: (L) Benim ve V___'nin ve F___'nin korunmasıyla ilgili olarak birşey sormak istiyorum ve bu konudaki son sorum
olacak; bildiğiniz gibi hem V___ hem de ben A___ B___'den kart alarak metafizik kilisesi grubuyla temas kurduk. Ben
ayrıca G___ ve J___'yle bağlantılı olan S___ V___'den bir kart aldım. Bu insanların bu kartları göndermesinin ardında gizli
bir amaç var mı, ve bu davetleri geri mi çevirmeliyiz?
C: Size bağlı.

S: (F) Gördüğün gibi Laura, herkesle nasıl ilişki kurman gerektiği konusunda her adımda tavsiye isteyemezsin. (L)
Biliyorum. (V) Geçen ay kaçırıldım mı?
C: Hayır.

S: (V) Bu kanal aracılığıyla rüyalarımızı yorumlamamız gerekir mi?


C: Neden olmasın?

S: (L) Yani bizim rüyalarımız konusunda yorumlar yapar mısınız?


C: Size bağlı.

S: (L) Çok rahatladım! Bir imtiyaz! Pekala, dün gece bir rüya gördüm. Rüyamda çırpan kanatları olan metal yarasa
kutularına benzeyen V şeklinde büyük mekanik şeyler gördüm. Korktum. Sonra ailemle birlikteydim ve ölmüş olan
kuzenimi görmeye gidecektik. Kuzenimin bir bebeği olmuştu. Bebek yürüyor ve konuşuyordu ve Shakespeare'den cümleler
kullanıyordu. Halam çok üzüldü ve bebeğin gayrımeşru olduğunu söyleyerek uzaklaştı. Bebek 10 günlüktü. Halam kapıdan
çıktı ve bebeğin kötü olduğunu söyledi.
C: Öneri, en kısa zamanda bilgisayar ağına bağlan.

S: (L) Yani bilgisayarı aşağı indirip, A sürücüsünü tamir ettirip ağa bağlanmam mı gerekiyor?
C: Evet.

S: (V) Bunun rüyayla nasıl bir ilgisi var? (L) Sanırım Terry ve Jan'in burada olduğu günle de ilgili. Rüyalardan
bahsediyorduk ve ağa bağlanarak rüyalar hakkında tartışma ve paylaşımda bulunmamız önerilmişti. Bir çeşit rüya forumu
yani. Rüyadaki on günün herhangi bir önemi var mı?
C: Diğerleriyle iletişimde bulunduğunuzda tüm hayatınızda hemen büyük bir değişim olacak! Görüyorsunuz, bazen yeri
geldiğinde tavsiyelerde bulunuyoruz.

S: (L) Pekala, gayet iyi anladık. Dünyadışılar tarafından kaçırılma olaylarının "tanrının kırbacı" olduğu ve aldatıcı maddi
dünyadaki negatif deneyimleri reddetme yoluyla bilincin gelişip kendini bunlardan uzaklaştırmasını sağlamak için
gerçekleştiği yönündeki fikir hakkında ne söyleyeceksiniz?
C: Saçma!

S: (L) Bu gayet netti! İncil'de put benzeri oyma heykeller yapılmaması şeklindeki emir hakkındaki yorumunuz nedir? Bu
emir neden verildi?
C: Çok sayıda kaynak tarafından kontrol edilmeyi önlemek için.

S: (L) Bu tür heykellerin yapılmaması, çok sayıda kaynak tarafından kontrol edilmeyi nasıl önleyecekti?
C: Aldatılış.

S: (L) Peki bu tür heykellerin yapılmaması emrini kim verdi?


C: Merkez.

S: (L) "Merkez" nedir?


C: 7'inci seviye.

S: (L) Eski Mısır'da kutsal sayılan bokböceği esas olarak neyi sembolize ediyor?
C: İş.
187

S: (L) Temsil ettiği şey iş miydi? Peki ama...


C: Yaptığı iş.

S: (L) Bokböceğinin yaptığı mı?


C: Düşün. Ne yapıyor?

S: (L) Bokböceği diğer canlıların atıklarını küçük toplar haline getiriyor. Doğru yönde miyim?
C: Devam et.

S: (L) Ve sanırım bokböceğinin sonsuz hayatı temsil etmesinin nedeni de o topların güneşin döngüsünü temsil etmesi
olabilir. Aman tanrım, sanırım anladım. Mısırlılar bunu güneşin göyüzü boyuncaki hareketine benzettiler. Tabii aslında
bokböceğinin yaptığı tek şey dışkıları küçük toplar haline getirmek. İş derken kastettiğiniz şey bu mu?
C: Yakın.

S: (L) Bokböceği hakkında bildiğim herşey bu. Lütfen, burada bana yardım etmek zorunda olacaksınız.
C: Yaşam döngüsü.

S: (L) Tamam, yaşam döngüsü. Oliver Cromwell'in yükselişi ve hakimiyetinin ardındaki gücün ne olduğunu öğrenmek
istiyorum.
C: Kertenkeleler.

S: (L) Zena olarak bilinen bir varlığını kanallayan Jane Allyson isimli bir kadın var. Zena'nın kim veya ne olduğunu
öğrenmek istiyorum.
C: Jane'in kendisi.

S: (L) Yani kendini kanallıyor? Yine onun kanalladığı bir süper sayborg robot olan Sitron'un sürekli tekrarladığı 444
rakamının anlamı nedir?
C: Yok.

S: (L) Güney Kaliforniya'daki o iki çocuğun anneleri tarafından öldürülmesinin karmik neticesinin ne olacağını öğrenmek
istiyorum. Belki Katmandu'dakiler değil ama, ABD'deki herkes bununla ilgilenecektir.
C: Acı öğretir.

S: (L) Bu olayda anne mi acı çekiyor?


C: Ve tüm ülkedeki ilgili herkes. Herşey derslerden ibaret.

S: (L) Bu iki çocuk bu amaçla buraya gelmiş gönüllüler miydi?


C: Evet. Görevle gelmiş daha üst yoğunluklardan varlıklardı.

S: (L) 4'üncü yoğunluk BH'leri 3'üncü yoğunluk enerjisiyle mi besleniyor?


C: Hayır.

S: (L) Yıldız Çocukları Aktarımları'ndaki (Starseed Transmissions) Kuş Kabileleri hakkında sormak istiyorum. Bunun
kaynağı nedir?
C: Ken Carey diğer benliğini kanallıyor. (Ç.N. Diğer Benlik [Alternate Self] sonraki bazı celselerde de değinilen ilginç bir
kavram. Anladığım kadarıyla pek çok gelişkin ruh, daha fazla deneyim elde etmek amacıyla, birden fazla yere veya çeşitli
boyutlara aynı anda enkarne olabiliyor.)

S: (V) Peki sorduğumuz herkes ya kendilerini ya da sahte kaynakları kanallıyorlarsa, o zaman iyi kanallar kim? Temiz bir
kanal olarak kime bakabiliriz?
C: Bir örnek verdik.

S: (L) Barbara Marciniak mı?


C: Bu celsede.

S: (L) "I Am Discourses" mı?


C: Tekrar inceleyin. Put şeklinde oyma heykeller.
188

S: (L) Peki o zaman bize bu bilginin kaynağını...


C: Akaşik kayıtlar.

S: (V) Bunu soracaktım ama tamamen unutmuşum! Akaşik kayıtlar "Merkez" dediğiniz kaynakla aynı şey mi?
C: Hayır.

S: (L) Akaşik kayıtlar "I Am Discourses" ile aynı kaynaktan mı geliyor?


C: Temelde hepsi aynı ama farklı "dallar."

S: (L) Nostradamus bilgilerini Akaşik kayıtlardan mı alıyordu?


C: Evet.

S: (L) Yani Nostradamus'un dörtlükleri eğer doğru yorumlanırsa geçerli olabilir?


C: Önemli olan yorumlayış.

S: (L) Eğer Nostradamus'un dörtlükleriyle ilgili bir dizi celse yaparsak bize yorumlamada yardım eder misiniz?
C: Evet.

S: (L) Bu bizim için değerli bir proje olur mu?


C: Size bağlı.

S: (L) Oryonlar olarak tanımladığınız 6'ncı yoğunluk KH varlıkları insanoğlunu genetik olarak tasarlayan veya yaratan
varlıklar, öyle mi?
C: Hayır.

S: (L) Yaratılıştan sonra bizi ilk değiştirenler mi?


C: Yakın.

S: (L) Yani hem BH ve hem de KH yönelimli Gezici Yolcular var?


C: Gezici Yolcular "gezgin."

S: (L) Peki "gezgin" nedir?


C: Gezici Yolcu.

S: (L) Ra Bilgileri'ne göre Gezginler kavramı bize yardım etmek için 3'üncü yoğunluğa dönmeyi seçen 4'üncü veya 5'inci
yoğunluk varlıkları oluyor. Aynı gezginlerden mi bahsediyoruz?
C: 5'inci veya 6'ıncı yoğunluk.

S: (L) F___ bir gezgin mi?


C: Açık.

S: (L) V___ veya ben gezgin miyiz?


C: Açık.

S: (L) Eğer öyle olduğumuzu hissediyorsak?


C: Araştırın.

S: (L) Nasıl?
C: Sence nasıl olabilir?

S: (V) Sanırım inanç ve kendimi nasıl hissettiğim. Başka ne olabilir?


C: Cevap bu değil, tekrar deneyin.

S: (L) Hipnoz bir çözüm olabilir mi?


C: Bingo!

S: (L) Dünya'daki tüm Teozofistler için sormak istiyorum, Helena Blavatsky tarafından yazılan "Isis Unveiled" kitabındaki
189
bilgilerin kaynağı neydi? (Ç.N.: Kitap adı, "İsis Perdesi Aralandı" gibi bir anlamda sanırım.)
C: KH ve BH Oryonlar. 6'ncı yoğunluk.

S: (L) Yani kitaptaki bilgiler her iki taraftandı? Hangi bilginin hangi tarafa ait olduğunu çıkarmak da okuyucuya kalıyor
yani?
C: İyi fikir.

S: (L) Bu kaynaktan aldığımız bilgilerin KH yönelimli olma olasılığı var mı?


C: Her zaman bir olasık.

S: (L) Boyut perdesinin tanımı nedir?


C: Kendini açıklıyor. Düşün.

S: (L) Boyut perdelerinden bahsederken, aynı yoğunluk içindeki bölümlerden mi bahsediyoruz?


C: Belki.

S: (L) Boyut perdeleri aynı yoğunluk seviyesindeki boyutları birbirinden ayırıyor olabilir mi?
C: Evet.

S: (L) Peki boyut perdeleri yoğunluk seviyeleri arasında da olabilir mi?


C: Evet.

S: (L) Yani boyut perdesi, bir değişikliğin gerçekleştiği bir noktayı ifade ediyor.... Bu değişime neden olan şey nedir?
C: Doğa.

S: (L) Tasarımı açısından düşünürsek bu değişikliğin tanımı nedir?


C: Deneyim.

S: (L) Bu, atomlar veya kuantum fiziğiyle veya atomların hareketleriyle ilişkili mi?
C: Evet.

S: (L) Tamam. Bir atom 3'üncü yoğunlukta. Bu atomu 4'üncü yoğunluktaki bir atomdan ayırt eden şey nedir?
C: Gerçeklik.

S: (L) Bir boyutu başka bir boyuttan ayırt eden şey nedir?
C: Varsayım. (Assumption)

S: (L) Varsayımı belirleyen şey nedir?


C: Deneyim.

S: (L) Bizim varsayımımıza göre atomlar katı maddeyi oluşturacak şekilde birleşiyorlar.
C: Varolan herşey sadece bir derstir.

S: (L) Tamam, bize doğru gelen dalga, bize varsayımlarımızı değiştirecek bir deneyim mi yaşatacak?
C: Madde 22: Bir yarısı şu ki; dalgayı pozitif şekilde deneyimlemek için varsayımlarınızı değiştirmeniz gerekiyor. (Ç.N.:
"Madde-22", Joseph Heller'in "Catch-22" orijinal adlı romanına atıf.)

S: (L) Peki bu dalga mutlak anlamda neden oluşuyor?


C: Boyut sınırı.

S: (L) Bu boyut sınırı, bir gerçeklik ile başka bir gerçeklik arasındaki sınır mı?
C: Evet.

S: (L) Yani bir boyut perdesi.


C: Evet.

S: (L) Yani Dünya bir boyut perdesinden geçecek, öyle mi?


C: Ya da "bir" Dünya. Herşey yalnızca bir derstir ve tekrarlıyoruz, bundan fazlası değildir.
190

S: (L) Benim deneyimlerime göre dersler genelde acı verici oluyor. Bu boyut sınırı geçişi veya bu birleşme deneyimi bizim
3'üncü yoğunlukta acı verici olarak tanımladığımız bir şekilde mi gerçekleşecek?
C: Bekle ve gör.

S: (L) Boyut sınırı 3'üncü yoğunluk mu?


C: Daha önce yanıtlandı; dur ve düşün.

S: (L) Ekin çemberleri tam olarak nedir ve nasıl oluşturuluyorlar? Biliyorum daha önce bu konuda bilgi verilmişti, ama
spesifik olarak nasıl bir mekanizmayla oluşturulduklarını öğrenmek istiyorum.
C: Bu çok önemli değil, ama enerji girdabı.

S: (L) Bu enerji girdabı dünyanın kendisinden mi çıkıyor?


C: Hayır.

S: (L) Nereden çıkıyor?


C: Buradan. Altıncı yoğunluk.

S: (L) Dalga veya boyut perdesi hakkında söylemek istediğiniz başka birşey var mı?
C: Hayır, şimdi değil. Şimdilik yeterince aldınız. İyi geceler.
-------------------------------

9 Aralık 1994 F___ ve Laura

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba.

S: (L) Bu akşam yanımızda kim var?


C: [İsim kaybedildi.]

S: (L) Neredensin?
C: Kasyopya.

S: (L) Bana hipnoz celsesi sırasında D___ M___'nin peygamer develeri olarak deneyimlediği varlıkların adlarını söyler
misiniz?
C: Onun diğer benlikleri.

S: (L) Peki o gerçeklikte bir isimleri yok mu?


C: Bu iletişimde yanıtlamak için fazla karmaşık.

S: (L) V___'nin karşılaştığı varlıkların Minturyanlar olduğunu söylemiştiniz, bunlar da aynı değil mi?
C: Hayır.

S: (L) Diğer benlikler ile bedenli varlıklar arasında bir fark var mı?
C: Evet.

S: (L) Yani arada önemli bir fark var. Tamam, M___'nin tanımladığı karınca/sinek varlıkları kimdi?
C: Onlar da diğer benlikleri.

S: (L) Peki gördüğü yılansı, salyangozumsu varlıklar?


C: Aynı.

S: (L) Yani gördüğü tüm o varlıkların kendisi olduğunu mu söylüyorsunuz? Tüm o korkunç varlıkların...
C: Başka bazı gerçekliklerde.

S: (L) Benim de böyle başka benliklerim var mı?


C: Evet.
191
S: (L) Benim diğer benliklerim de böyle korkunç, karanlık ve iğrenç mi?
C: Subjektif.

S: (L) O korkunç iğrenç varlıklar küçük çocukları yemiyorlar mıydı? Onlar gerçek insan çocukları değil miydi?
C: Geyikler sizi nasıl görüyor sanıyorsun örneğin?

S: (L) Evet bunu anlayabiliyorum. Yani inekler, tavuklar da bizi öyle görüyordur. Bu son derece berbat.
C: Hamam böcekleri de.

S: (L) D___'nin celsesinden önceki gece rüyamda gördüğüm karıncalardan tek bir tanesinin bile canını almak istemediğime
karar vermem bununla ilgili miydi?
C: Evet.

S: (L) O rüya beni o celsede karşılaşacaklarıma mı hazırlıyordu?


C: Evet.

S: (L) Peki bu diğer benliklerimiz konusunda ne yapacağız? Yani, içimde bir avcı gibi birşey olması hiç güzel bir olay
değil. Bundan kurtulmayı, onu dönüştürmeyi veya ne yapılabilecekse yapmayı isterdim.
C: Bekle ve gör.

S: (L) Peki bununla uzlaşmam için kendimi bunları yaparken gördüğümü hatırlamak zorunda mıyım?
C: Evet.

S: (L) Bu bana olacak mı, yani bu tür anıların yüzeye çıkışını deneyimleyecek miyim?
C: Evet.

S: (L) Başka birindekine bile katlanamıyorum, kendimdekini nasıl kaldıracağım?


C: Kaldıracaksın.

S: (L) Bu herkesin yapmak zorunda olacağı birşey mi?


C: Herkes değil.

S: (L) Peki kimler?


C: 4'üncü yoğunluk adayları.

S: (L) F___ de bunları hatırlamak zorunda olacak mı?


C: Evet.

S: (L) Bir kişi 4'üncü yoğunluk adayı olduğunu nasıl bilir?


C: Yavaşça buna "uyanır".

S: (L) Çocuklarım da 4'üncü yoğunluk adayları mı? Ve kocam? Bana bunu söylemeniz gerekiyor. Eğer bazı şeylerle
yüzleşmem gerekecekse buna hemen başlayayım.
C: Doğru zihin çerçevesinde değilsin.

S: (L) Bu çok kötü görünüyor.


C: Cevabı bekle.

S: (L) Ne zamana kadar?


C: Hazır olana kadar.

S: (L) Yani diğer bir deyişle bazı insanlar çocuklarını, eşlerini veya kardeşlerini veya ebeveynlerini geride burakmak
zorunda kalacak, öyle mi?
C: Eğer öyleyse buna hazırlanmaları sağlanacak.

S: (L) Bir insanın 4'üncü yoğunluk adayı olup olmadığını anlamanın bir yolu var mı?
C: Onlara sor.
192
S: (L) Peki bunu bilirler mi?
C: Evet, bir seviyede. Bir anlamda. Seçilmiş olanlar bunu hisseder. Bileceksiniz.

S: (L) Ben ailemin son derece özel olduğunu düşünüyorum.


C: Herkes de öyle.

S: (L) Ruhsal konulara büyük zaman ve emek harcadım. Bu benim kişisel bir takıntım mı, yoksa bundan dolayı mı
seçildim?
C: Açık.

S: (L) V___'nin hipnotik regresyonda deneyimlediği Minturyanlar insanları yiyor muydu?


C: Bu celsedeki düşünce kalıpların için fazla karmaşık. Üzgünsün.

S: (L) Bu akşamki sorunum bu muydu? Bana fazla birşey söylemiyorsunuz.


C: Biyolojik. Ve sana çok şey söylüyoruz. Sen "duymuyorsun" çünkü biyolojik etmenler seni geçici olarak 3'üncü
yoğunluğa doğru savurdu.

S: (L) Reiki uygulamaları yaparak menstrüasyon döngümü sonlandırmam iyi olur muydu?
C: Döngün yakında zaten sona erebilir.

S: (L) Bununla ilgili reiki uygulaması yoluyla döngü sonlandırıldığında bunun yaşlanma sürecini de durdurduğu doğru mu?
C: Gibi.

S: (L) Bu faydalı olur muydu?


C: Belki.

S: (L) Ama bir süre sonra başka bir bebeğim olabileceğini söylemiştiniz?
C: Mutlaka geleceğini söylemedik.

S: (L) Yani burada bir dönüşümden mi geçiyorum?


C: Henüz değil.

S: (L) Ne zaman başlayacak?


C: Açık.

S: (L) S___ bana borcu olan parayı verecek mi?


C: Belki.

S: (L) Olasılığı nedir?


C: Senin çabalarına bağlı.

S: (L) Yani avukatım aracılığıyla ona onaylanmış mektubu hemen göndermem mi gerekiyor?
C: Sana bağlı.

S: (L) Eğer bunu yaparsam parayı ödeyecek mi?


C: Belki.

S: (L) B___'ler Fleet'e son ödemelerini yaptılar mı?


C: Henüz değil.

S: (L) Pazartesi yapacaklar mı?


C: Muhtemel.

S: (L) SSI çekimi ne zaman alacağım?


C: Muhtemelen 10 gün içinde.

S: (L) Aylık çekimi ne zaman alacağım?


C: Aynı.
193

S: (L) Peki ödeme ne kadar olacak?


C: Yaklaşık 3000.

S: (L) Ev ile ilgili olarak Paul'den ne kadar alacağız?


C: Açık.

S: (L) Bir sene falan önce tablada Keith'le konuştuğumuzda, ki siz onun Keith olduğunu onayladınız, bize 8 gün içinde
karşımıza çıkan bir dizi rakam verdi. Siz de aynısını yapamaz mısınız?
C: Belki, herşey iyi olduğunda.

S: (L) Yani bu depresif ruh halimden kurtulduğumda mı?


C: Yakın.

S: (L) Loto sayılarını alabilmemiz için yerine getirmemiz gereken herhangi birşey var mı? Yapmamız, olmamız,
düşünmemiz veya söylememiz gereken birşey?
C: Tamamen saf niyet; yani açık.

S: (L) Tamamen açıklık mı?


C: Beklentisizlik.

S: (L) Bu tür bir ilgi istediğimizdeki beklentilerimiz kanalı zayıflatıyor mu?


C: Evet.

S: (L) Bunu elde edip etmemeyi umursamamamız gerekiyor yani?


C: "Mutluyum ve şanslıyım" davranışı işe yarıyor. Daha önce senin de olduğun gibi.

S: (L) Yani endişeli, gergin, beklentili olduğumuzda ve belirli bir fikre saplandığımızda akışı zorlaştırıyoruz öyle mi?
C: Evet.

S: (L) Önceki bir celse de bizim için bazı ekonomik düzenlemeler yapmakta olduğunuzu söylemiştiniz. Buna çok vurgu
yapmayacağım ama bunun M___ T___'yle ve hipnoza yapılan atıflarla bir ilgisi var mı?
C: Belki. Belirli bir yönde beklenti içinde olma. İman, canım.

S: (L) Teşekkürler ve iyi geceler.


C: İyi geceler.
-----------------------------------------------

10 Aralık 1994 F___, Laura, T___ ve J___

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba. Poinsettia.

S: (L) Ne?
C: Sadece akla geldi.

S: (L) Bizim aklımıza mı?


C: Hayır, bizim.

S: (L) Bugün kim var?


C: Kasyopya arıyor.

S: (L) Adın nedir?


C: Rodann.

S: (L) T___ ve J___ için tekrar sormak istiyorum, önceki gece hipnotik regresyon sırasında D___ M___'nin gördüğü
varlıklar kimdi?
C: Onun diğer benlikleri.
194

S: (L) Bu varlıklar, bizim şu anda üzerinde bulunduğumuz dünyadaki fiziksel varlıklar mı?
C: Hayır.

S: (L) Yani bunlar başka gerçeklik denen bir yerde mi oldu?


C: Olmaya devam ediyor.

S: (L) Yani D___ başka bir gerçeklikte küçük çocukları yiyen bir peygamber devesi mi?
C: Sen de öyle. Diğer herkes de.

S: (L) Bunlar onun varlığı mı?


C: Diğer benlikleri.

S: (L) Bunların, bizim dünyaya boyut sınırı geçişinin bir parçası olarak gelmemizle bir ilişkisi var mı?
C: Evet.

S: (L) Hepimiz bu diğer benliklerimizle yüzleşmek zorunda kalacak mıyız?


C: Evet.

S: (L) Şu anda tüm boyutlarda başka şeyler yapan parçalarımız mı var?


C: Evet.

S: (L) Peki boyut sınırı geçişi bunu nasıl etkileyecek?


C: Birleşecek.

S: (L) Varlığımızın bu yönlerini ortaya çıkarmak ve bunlarla yüzleşmek için çok sayıda hipnoz celsesi mi yapmamız
gerekiyor?
C: İstemeseniz de olacak. Termonükleer bir patlama gibi olacak. Mesaj geliyor: Rotayı görün. Oryon, Pleyades, Arkturas,
Kasyopya; Dünya'ya uzaklıklarını kontrol edin; bunu ilerleterek, dalganın dünyaya uzaklığını kendi zaman-mekan
ölçülerinizle belirleyin. Kanallanan mesajları karşılaştırın; tarih ve yerleri kontrol edin. Neredeysek oyuz. (Ç.N.: Pleyades--
>Pleiades)

S: (L) Neredeysek oyuz derken neyi kastediyorsunuz?


C: Zaman ve uzaklıkları karşılaştırın.

S: (L) Bu karşılaştırmaları yapmak için hangi kitabı kullanmamız gerekir?


C: Herhangi bir yıldız haritası ve Marciniak, Arkturas Kanalı, Oryon Literatürü ve Biz. Dalganın tepesinden konuşuyoruz,
peki şu anda neredeyiz?

S: (L) Bu bir bilmece mi?


C: Dalganın tepesinden iletişim kuruyoruz.

S: (L) Dalganın tepesinden mi konuşuyorsunuz? (T) Dalganın üzerinde misiniz?


C: Evet.

S: (L) Diğer bir celsede 6 bin mil uzaklıkta olduğunuzu söylemiştiniz?


C: Aktarım penceresi.

S: (L) Tüm bu söylediklerinizi bizim anlayabileceğimiz bir şekilde açıklayacağınızı umut ediyoruz...
C: Gayet açık.

S: (L) Bunları anlamamız için biz zavallı 2-sarmal DNA'lılara yardımcı olabilir misiniz?
C: Kasyopya ne kadar uzaklıkta?

S: (L) Kesin mesafelere mi ihtiyacımız var?


C: Genel olarak da olabilir.

S: (L) Yani eğer genel mesafeyi bulursak... Peki bu yıldız kümelerinin her biri dalganın genel bir alanını mı temsil ediyor?
195
C: Her biri mekan-zamandaki noktaları temsil ediyor. Mesafelerle birlikte kanal mesajlarının yayınlanma tarihlerini
karşılaştırın, böylece hızı ve varış zamanını hesaplayabilirsiniz.

S: (L) Anladım! Yani diyorsunuz ki siz Arkturuslularsınız, Pleyadeslilersiniz ve şimdi de Kasyopyalılarsınız çünkü
neredeyseniz osunuz! Ve dalgayla birlikte ilerliyorsunuz. Bu dalga tüm bu takımyıldızları birleştiren düz bir çizgi şeklinde
mi ilerliyor?
C: Dairesel bir rotada.

S: (L) Yani spiral gibi mi?


C: Evet.

S: (L) Yani bir yıldız haritası alıp rotayı çizebiliriz, öyle mi?
C: Evet.

S: (L) Oryon'dan konuştuğumuzda Oryonlarız. Pleyades'ten konuştuğumuza Pleyadesleriz ve bunun gibi. Yani belirttiğiniz
tüm bu kanal kitapları aynı kaynaktan farklı kanallar yoluyla geliyor.
C: Evet. Size dalganın tepe noktasının yerini söyledik. Neredeysek oralıyız ve o şekilde konuşuyoruz. Anladınız mı?

S: (L) Siz dalganın tepesi mısınız?


C: Biz Marciniak'ın Pleyadeslileriyiz. Neredeysek oyuz.

S: (T) Yani aslında Kasyopya Takımyıldızı'nda yaşayan Kasyopyalılar değilsiniz?


C: Biz Gezici Yolcularız.

S: (T) Yani dalga dünyaya ulaştığında dünyadaki başka biriyle iletişime geçip kendinizi "dünyalı" olarak mı tanıtacaksınız?
C: Dalga dünyaya ulaştığında sizinle birleşeceğiz.

S: (L) Oryon'dayken Oryonlarla birleştiniz mi?


C: Boyut sınır geçişine uygun frekansta değiller.

S: (L) Peki dalga Oryon bölümünde ne etki yaptı?


C: Hiç. Zaten 4'üncü yoğunluk.

S: (L) Dalga nereden çıktı?


C: Bir yerden çıkmadı.

S: (L) Evrende sürekli bir döngüde mi?


C: Yakın.

S: (T) 6'ncı yoğunlukta bu dalganın tepesinde ilerliyorsunuz, doğru mu?


C: Evet. Biz 6'ncı yoğunluktaki siziz.

S: (T) Biz misiniz? Yani T___, Laura, J___ ve F___ mi?


C: Evet.

S: (L) Üst yoğunluklara uzanan diğer benliklerimiz misiniz?


C: Uzay-zamanda mevcut bulunduğunuz yere göre biz gelecekteki siziz.

S: (T) Biz sizin kaderiniz miyiz?


C: Ve tersi.

S: (L) Herhangi bir şekilde o garip peygamber devesi varlıklarından biri olma ihtimaliniz yok değil mi?
C: Evet ve hayır.

S: (T) Yani bizim diğer parçalarımızsınız, öyle mi? Siz, biz, Kertenkeleler, karıncalar, Griler, ağaçlar...
C: Biz sizin bütüncül benliğiniziz; 6'ncı yoğunluktayız.

S: (T) Yani siz bizim olmaya çalıştığımız şeysiniz öyle mi? Yani bizsiniz?
196
C: Evet.

S: (T) O halde 4'üncü yoğunluğa geçiş sırasında siz bütüncül benliklerimizle birleştiğimizde bir süre için sizi de göreceğiz,
öyle mi?
C: Bütüncül benliklerle birleşme geçici olacak.

S: (L) Ama 4'üncü yoğunluğa geçince...


C: Daha yakın olacaksınız.

S: (L) Biz, bu odadakiler, diğerlerinden daha mı yakın olacağız?


C: Hayır, genel olarak tanımladık.

S: (L) S___ hipnoz altındayken, bir dalga üzerinde buraya gelen bir uzay gemisi filosu gördüğünü anlatmıştı ve bunu son
derece olumsuz birşey olarak tanımlıyordu. Bu dalganın korkutucu, saldırı tarzında birşey olduğunu hissediyordu.
Algıladığı şey siz ve dalganız mıydı?
C: Dalga bir taşıma aracı gibi.

S: (L) Bu araçta başkaları da mı var?


C: Evet.

S: (L) Bize istila etmeye mi geliyorsunuz?


C: Hayır, birleşmeye.

S: (L) Bizi istila etmek niyetiyle gelenler de var mı?


C: Evet.

S: (L) Peki bizimle birleştiğinizde, kendimizi savunma direncimizi arttıracak mısınız?


C: Dalga "kalabalık."

S: (T) Yani, tüm evrende dünyadan bir parça isteyen herkes bu dalganın üstünde, öyle mi?
C: Boyut sınırı geçişinde.

S: (L) O zaman onları yolumuzdan uzaklaştıracak birkaç hızlı soru sorayım. Tabii eğer bize söyleyecek... Yani bu konuda
bilmeye ihtiyaç duyduğumuz pek çok bilgi verdiniz bu kanal yoluyla ve...
C: Öyle mi?

S: (L) Sanırım bu konuda henüz bilmemiz gereken herşeyi bilmediğimizi söylüyorlar. Tamam buna daha sonra tekrar
döneriz.
C: Sorular sorabilirsiniz.

S: (L) Tamam tarzımızı değiştirmek istemem. (T) Dalga epeyce kalabalıkmış. Pekala, "Kozmik Farkındalık" (Cosmic
Awareness) isimli bir grup bir email ile bana bir parça transkriptlerini göndermiş...
C: Dezinformatzia.

S: (T) Mizah duygusuna sahip 6'ncı yoğunluk varlıklarını severim. (L) Bu kaynakta söylendiği gibi 51'inci bölgedeki üs
Kirtland'a taşındı mı?
C: Hayır.

S: (T) 51'inci bölgede bir üs var mı?


C: Evet. Kirtland'da yeni bir tane yapıldı.

S: (L) 51'inci bölgedeki üs, bizim ordumuzla dünyadışıların birlikte çalıştıkları yer mi?
C: Grilerin bir aracını oraya aldılar, ama orada insan ve dünyadışı personel birlikte çalışmıyor.

S: (T) Bu aracı bir şekilde ele mi geçirdiler?


C: Kazadan sonra aldılar.

S: (T) Herhangi bir dünyadışı varlık devlete böyle bir araç verdi mi?
197
C: Hayır.

S: (L) Neden?
C: Farelere televizyon verir miydiniz?

S: (L) Bu böcek varlıklar, varlığımızın diğer parçaları, bizim dünyada böceklere davranış şeklimize bakışları nedir?
C: İlgilenmiyorlar.

S: (L) Bunun nedeni bizim gezegenimizdeki böceklerin bilinçli varlıklar olmaması mı?
C: Farklı.

S: (T) Peki onların gezegeninde böcekler böceklere nasıl davranıyor?


C: Kendi gezegenleri.

S: (L) Onların gezegenlerinde haşerat şeklinde etrafta dolaşıp yiyeceklere dadanan minik insancıklar var mı? (T) Energizer
tavşanları falan?
C: Neşe!

S: (L) Haşerat var mı?


C: Hayır.

S: (L) Cidden soruyorum, tıpkı bizimki gibi onların gezegeninde de zararlı haşereler var mı?
C: Hayır. Mikrobik.

S: (L) Peki bizim gibi onları yok ediyorlar mı?


C: Hayır.

S: (L) Bizdeki haşereler Kertenkelerler tarafından başımıza musallat edilmiş olabilir mi? Tanrının sivrisinekleri neden
yarattığını hep merak etmişimdir.
C: Hayır.

S: (L) 4'üncü yoğunluğa geçtiğimizde sivrisineklerden, hamamböceklerinden, sümüksü kurtçuklardan, salyangozlardan ve


benzerlerinden kurtulacak mıyız?
C: Hayır.

S: (L) İnsanlardaki DNA değişimleri, çekirgelerin sürü halinde uçan türe dönüşmesine benzer birşey mi?
C: Evet.

S: (L) Çekirgeler böyle bir dönüşüm gösteriyor.


C: Herşey doğal döngüsel sürecin bir parçası.

S: (L) Deneyimlediğimiz DNA değişimleri, pek çok nesil sonra bu değişimler etkinleşecek şekilde bize programlanmış
mıydı?
C: Yakın.

S: (L) Yani enkarne olmadan önce bu programlamaya en ugun nitelikteki bedenleri seçtik, öyle mi?
C: Hermafrodit (çiftcinsiyetli) olmaya hazır mısınız?

S: (L) Öyle mi olacağız?


C: Bekleyin ve görün.

S: (T) Bu dalga üzerinde ilerlerken belirli bireylerle iletişim kuruyorsunuz. Barbara Marciniak'a o bilgileri Pleyadesliler adı
altında verdiniz. Peki Barbara Marciniak'a diğer insanlarla iletişim kurduğunuzu söylediniz mi?
C: Hayır.

S: (L) Yani Barbara aynı kaynağın farklı isimlerle başka bireylerle temas kurduğunu bilmiyor.
C: Bilmiyor.
198
S: (L) Sormadığı için mi?
C: İlerleyici bilgi. Ve sistem bir mozaik gibi.

S: (L) Yani farklı insanlar mozaiğin farklı parçalarını mı alıyor?


C: Evet.

S: (T) Ama başka isimlerle başka kişilerle temas kurduğunuzu söylemiştiniz?


C: Evet.

S: (T) Bunu diğerlerine söylediniz mi?


C: Hayır.

S: (T) Neden diğerlerine bunu söylemediniz?


C: Az önce yanıtlandı. İlerleyici bilgi.

S: (T) Barbara'yla hala temas kuruyor musunuz?


C: Bu noktada değil. "Pause" modunda.

S: (T) Bunu biliyor mu?


C: Evet. Ona bir mesaj yollayın ve "Kasyopya"yı aramasını söyleyin. Bir sonraki durak Aslan.

S: (T) Gelecekte bir noktada bir sonraki durağınız Aslan olacak. Yani belirli bir noktadan sonra sizinle temas kuramayacak
mıyız?
C: O zaman kimi arayacağınızı söyledik.

S: (T) Anlamakta zorlandığım şey neden belirli bir mekan noktasını aramak zorunda olduğumuz. Şu anda temastayız, bu
kanal açık kalamaz mı?
C: Referans noktası.

S: (T) Yani düzenli olarak buluşup sizinle temas kurduğumuz sürece temasın sürmesinde bir sorun olmaz?
C: Evet.

S: (T) Ve artık Pleyadesliler olmamanıza rağmen Barbara da sizinle konuşmaya devam edebilir, değil mi?
C: Başka biriyle de konuşabilir.

S: (T) Şu anda başka bir kaynağı kanalladığını mı söylüyorsunuz?


C: Belki.

S: (L) J. Z. Knight'ın Ramtha'yı kanalladığı iddia edilior. Ramtha kimdi?


C: Başlangıçtaki kaynak geçerliydi.

S: (L) Peki değişti mi?


C: Hırs.

S: (T) Yani J. Z. Knight sahte bir kanallama yaptı?


C: Evet.

S: (L) Dün gece söylediğiniz birşeyi sormak istiyorum; kasedi henüz yazıya dökmedim ama 4'üncü yoğunluk adayı diye bir
deyim kullandınız. Bunu daha önce kullandığınızı duymamıştım. 4'üncü yoğunluk adayı nedir?
C: Kendini açıklıyor.

S: (L) Bir kişi nasıl 4'üncü yoğunluk adayı olur?


C: Doğal gelişim.

S: (L) Dünyadaki herkes 4'üncü yoğunluk adayı mı?


C: Hayır.

S: (L) Kaç kişi var?


199
C: Açık.

S: (L) Şu anda aday olmayan bir insan bir gece içinde aday olabilir mi?
C: Evet.

S: (L) DNA'larımızda kaç sarmal var?


C: T___; 4, F___;4, J___;3, Laura;3.

S: (L) Aman tanrım... Bunun cinsiyetle bir ilgisi var mı?


C: Hayır.

S: (L) Yani F___ ve T___'nin Jan ve benden daha zeki olduğunu mu söylüyorsunuz?
C: Şu anda 4'üncü, 5'inci ve 6'ncınız gelişiyor.

S: (T) Eğer 3'üncü yoğunluktaki uzmanlar şu anda DNA'mızı inceleseler bunu görebilirler miydi?
C: Çöp DNA derlerdi.

S: (T) Gene de daha önce olmayan birşeyleri fark ederler miydi?


C: Belki.

S: (F) Sıradan bir DNA'yla karşılaştırmaları gerekir. (L) Atlantis ve Lemurya dünyanın en eski medeniyetleri mi?
C: Hayır.

S: (L) Atlantis ve Lemurya'dan önce de gelişmiş medeniyetler var mıydı?


C: Pek çok.

S: (L) Şu anda Antartika olarak isimlendirdiğimiz bölgede eski bir gelişmiş medeniyet var mıydı?
C: Evet.

S: (L) Bu medeniyetin adı neydi?


C: Gor.

S: (L) Gor'da ne tür bireyler yaşıyordu?


C: 5 buçuk metre boyunda.

S: (L) Peki hümanoitler miydi, bize benziyorlar mıydı?


C: Yakın.

S: (L) Bizim gibi erkek ve dişi miydiler?


C: Evet.

S: (L) Uzay yolculuğu yetenekleri var mıydı?


C: Öyle bir ilgileri yoktu.

S: (L) Onların medeniyetinin herhangi bir kalıntısı var mı?


C: Evet.

S: (L) Sadece Antartika'da mı yaşıyorlardı?


C: Hayır.

S: (L) Tüm dünyada mı yaşıyorlardı?


C: Yakın.

S: (L) Florida'da herhangi bir kalıntıları var mı?


C: Hayır.

S: (L) Kalıntıları nerede bulunabilir?


C: Güney Amerika.
200

S: (L) Güney Amerika'nın neresinde?


C: Amazon. Eski Amazon efsaneleri.

S: (L) Bilimadamlarımız bunu biliyorlar mı?


C: Evet.

S: (L) Atlantis ve Lemurya'nın kalıntıları mevcut mu?


C: Evet.

S: (L) Bilimadamları bunu da biliyor mu?


C: Evet.

S: (L) Bu bilgileri kasıtlı olarak mı bizden saklıyorlar?


C: Evet.

S: (L) Bize söyleme gibi bir niyetleri var mı?


C: Hayır.

S: (L) Ellerinde bu kalıntılardan var mı?


C: Evet.

S: (L) T___ G___'nin, kanserden kurtulmak için yapabileceği birşey olup olmadığını öğrenmek istiyorum.
C: Pozitif zihinsel tutum.

S: (L) Bizim kültürümüzde gençlerin ilgi gösterdiği pek çok tuhaf şey var. Bunlardan biri de vücutlarındaki tüm hücreleri
titreten aşırı derecede gürültülü müzik dinlemeleri. İnsan bedeninin bu bumlama seslerine uzun süre maruz kalmasının ne
tür etkileri olabileceğini söyleyebilir misiniz?
C: Tuhaf düşünce kalıpları.

S: (L) Bu yüksek sesli müzik insanlar üzerinde nasıl bir etki yapıyor?
C: Kişiden kişiye değişir.

S: (L) Bu etkiler negatif mi?


C: Açık.

S: (L) Optimum sağlık için pek olumlu olmadıkları söylenebilir mi?


C: Belki.

S: (L) Bu gürültülü bumlama sesleri bedene ne yapabilir?


C: Bedeni bum-bum'latabilir. (Büyük kahkahalar)

S: (L) 1969'daki Blue Cheer konseri. Grup, gelmiş geçmiş en büyük gürültüyü çıkaracağını ilan etti ve gerçekten de
çıkardılar. Hoparlörlere 3 metre uzakta oturuyordum ve konserden 3 saat sonrasına kadar kulaklarım sağır oldu ve günler
boyunca çınladı. Gittiğim son konserdi. (L) Bu, gençlerimizin zihinlerini ve bedenlerini yok etmeye yönelik bir planın
parçası olabilir mi?
C: Belki.

S: (J) Yoksa sadece aptalca birşey mi?


C: Güzel cevap.

S: (L) İki ayrı olayda Andaran'ları belirttiniz. Onları daha önce hiç duymamıştım. Kim onlar ve neden onları belirttiniz?
Nereden geliyorlardı ve görünümleri nasıldı?
C: Bir kerede bir soru.

S: (L) Andaranlar kim?


C: KH düşünce formları.
201
S: (L) Kaçıncı yoğunluk seviyesindenler?
C: 5'inci.

S: (L) Yani derin düşünce ve değerlendirme seviyesindenler?


C: Evet.

S: (L) Peki nereden geliyorlar?


C: 5'inci seviye.

S: (L) "Pleiades Öğretileri" kitabında bahsedilen Gökkuşağı Köprüsü'nün ne olduğunu söyleyebilir misiniz? Bir grup
insanın üst yoğunluğa bir kanal oluşturmasından bahsederken kastettiğiniz şey bu muydu?
C: Evet.

S: (L) Orgazm anında ruhsal olarak ne oluyor?


C: Kimin için?

S: (L) Herhangi biri için. Genel anlamda. Cinsel zirveyi deneyimlediği sırada bir insana psişik olarak birşey oluyor mu?
C: Açık.

S: (L) Her birey için farklı mı?


C: Yakın.

S: (L) Erkekler ve kadınlar için farklı mı?


C: Genellikle.

S: (L) Bunu sormamın nedeni şu; psişik güçle algılama üzerinde bazı çalışmalar yapan Wayne Cook isimli bir adam, cinsel
zirveden sonra insan bedeninin ölü bir bedenle psişik olarak aynı nitelikte algılandığını bulmuş. Bunun nedeni nedir? (T)
Enerjinin boşalması.
C: Evet.

S: (L) Peki enerji nereye boşalıyor?


C: Etere.

S: (L) Enerji diğer partnere gidiyor mu?


C: Belki.

S: (L) Bu faaliyet sırasında Kertenkele veya diğer varlıkların etrafta dolaşarak bu enerjiyi almaları mümkün mü?
C: Evet.

S: (L) Genel anlamda bu çok sık oluyor mu?


C: Evet.

S: (L) Toplumumuzda seksin bu kadar teşvik edilmesinin ve bu derece yaygınlaştırılmasının sebeplerinden biri de bu mu?
C: Evet, evet, evet.

S: (T) Peki dün gece benle J___'nin etrafında dolanan birileri var mıydı? (L) T___ !
C: Evet.

S: (T) O kadar iyi miydik? (L) T___ ! Pekala, Otto Muck, Atlantis'in son yıkımının MÖ 5 Haziran 8498'de meydana geldiği
sonucuna ulaştı. Bu tespit çok yakın mı?
C: Yakın.

S: (L) Mayalara ne oldu?


C: Kertenkele varlıkları tarafından 4'üncü yoğunluğa götürüldüler. "Kertişland"

S: (L) Orada onlarla ne yaptılar?


C: Pek çok olasılık.
202
S: (L) Bu olasılıklar arasında akşam yemeği olmak da var mı? Özür dilerim buna engel olamadım.
C: Belki.

S: (L) Atlantis ana adasının büyüklüğü ne kadardı?


C: Yaklaşık 3.500.000 kilometre kare.

S: (L) Sitron isimli bir robotu kanallayan J___ A___ isimli bir kadın var. Gerçekten bir süper sayborgu mu kanallıyor?
C: Saçma.

S: (L) Acile! Dr. Smith acile! (L) Birkaç ay önce insanların ruhlarına yönelik gözlem yapması için A___'yı transa soktum.
Çeşitli gözlemlerde büyük sivri kulaklı, siyah giyimli, çizmeleri ve kırbacı olan, tuhaf, küçük, sırıtan ve insanların
arkasında saklanan bir adam gördü. Bu küçük adam neydi?
C: Dünyevi bir düşünce formuydu.

S: (L) Peki bu dünyevi düşünce formunu kim yarattı?


C: Yanında bulunduğu kişi.

S: (L) Peki yanında bulunduğu kişi kimdi?


C: Birlikte görüldüğü kişi. Bu durum pek çok dünyevi veya şehvani düşünceleri olan bir kişiye işaret ediyor.

S: (L) Geçen yıl ölen arkadaşım Keith Laumer ölümünden sonra gelip bir süre etrafımda dolaştı. Onunla geçmiş
hayatlardan bir bağlantımız var mıydı ve varsa bunun dinamikleri neydi?
C: Evet. Bunu kendin öğrenmelisin. Sürekli 3'üncü seviye sorular soruyorsun.

S: (T) Hem BH'den hem de KH'den söz ediyorsunuz. Ama BH olmamız için öğrenmemiz gerektiğini söylüyorsunuz. Bizim
yapmamız gereken şeyle sizin yaptığınız şey arasında neden böyle bir fark var?
C: Bh dengedir çünkü kendinize diğerleri yoluyla hizmet edersiniz.

S: (T) BH olarak KH olduğunuzu söylüyorsunuz. Bu doğru mu?


C: Evet. Zaten yanıtlandı.

S: (T) Yani giden şey dolanıp geri mi geliyor?


C: Evet.

S: (T) BH, KH'nin amacına mı hizmet ediyor?


C: Hayır. BH dengedir. KH dengesizliktir.

S: (T) Eğer KH dengesizlikse BH olma yoluyla nasıl KH olabiliyorsunuz?


C: BH dışa doğru akar ve kök noktası dahil tüm noktalara dokunur, KH ise içe doğru akar ve yalnızca kök noktasına
dokunur.

S: (T) Önceki celselerin kayıtlarından okuduğum kadarıyla BH olarak KH olduklarını söylüyorlar. (L) Başkalarına hizmet
etme yoluyla kendilerine hizmet ediyorlar. (T) Bunu mu kastediyorlar? (L) Evet. (T) Bizim yapmamız gereken şey de bu
mu? Yani diğerlerine hizmet ederek kendimize hizmet etmek? Evet! Çünkü giden dolanıp geri geliyor. Diğerlerine hizmet
edersen sen de hizmet görüyorsun. (F) Çünkü kendine hizmet edersen, aynı şekilde kendine hizmet eden sonsuz sayıda
başka birey de olabilir. (T) Yani enerji alışverişi olmaz, grup sinerjisi olmaz. (F) Herşey içe doğru hareket eder. (T)
Paylaşım yok, gelişim yok, hiçbirşey yok. (F) Bağlantı kurma yok. (T) Evet, öğrenme yok. (L) KH bakımından, tabii
alakalı olabilir de olmayabilir de ama, Kara Deliğin özelliğini söyleyebilir misiniz?
C: Büyük ölçekli KH.

S: (L) Yani bir varlık öylesine yüksek bir kendine hizmet seviyesine çıkıyor ki, resmen kendi içine doğru patlıyor, öyle mi?
C: Yakın bir benzetme.

S: (T) Yoksa bütün bir KH medeniyeti mi?


C: Hayır.

S: (L) Belki de bir medeniyet bunu yapamaz çünkü medeniyet birlikte çalışmayı ima ediyor. Tek bir varlık olması gerekir.
C: Kara Delikler KH Özgür İrade bilinç yapısının doğal birer yansımasıdır. Dikkat ederseniz Kara delikler, spiral enerji
203
güçlerinin merkezinde bulunurlar, diğer herşey dışarı doğru yayılır.

S: (L) "Spiral" enerji güçleri dediniz, ve dalganın da bir spiral olduğunu söylemiştiniz. Bu dalganın merkezinde de bir kara
delik mi var?
C: Hayır.

S: (L) Dışa yayılım gösteren bir dalga mı?


C: Yaratılıştaki herşey budur: yayılan bir dalga.

S: (L) Kara deliğin emdiği enerji nereye gidiyor?


C: Mutlak yokluğa.

S: (L) Peki eğer bir kara delik sürekli içine birşeyler almaya devam ederse sonunda tüm varoluşu emip bitirmesi mümkün
olabilir mi?
C: Hayır.

S: (L) Neden?
C: Evren herşeyi kapsar. Kara delikler ise tüm KH enerjilerinin son durağıdır.

S: (F) Yani bu, biz veya KH olarak tanımlanan herhangi birinin, o yolda kalmaya devam etmesi durumunda en sonunda
varacağı yerin bir Kara Delik olacağı anlamına mı geliyor?
C: Yakın.

S: (L) Çok hoş. Peki "mutlak yokluğa" giden enerjiye ne oluyor?


C: Mutlak yokluk, mutlak varlığı dengeliyor. Mutlak varlığın ne olduğunu tahmin edin.

S: (L) Bir tür dengeleyici güç mü?


C: "Tanrı."

S: (T) Pleiades Öğretileri'nde bahsedildiği şekliyle Baş Yaratıcı'dan mı bahsediyoruz?


C: Evet, Baş Yaratıcı.

S: (T) Baş Yaratıcı ile "Tanrı" arasındaki fark nedir?


C: Yok. Varolduğunuz sürece Baş Yaratıcı'nın bir parçasısınız.

S: (L) O halde Kara Deliklere giden şey Baş Yaratıcı'nın bir parçası olmuyor?
C: Doğru.

S: (L) Baş Yaratıcı kendisinin bir parçasını nasıl kaybedilir?


C: Baş Yaratıcı birşey "kaybetmez."

S: (L) Peki var iken Kara Deliğe gittiği için yok olan şeyler?
C: Yansıma olarak 1'inci seviyede tekrar üretilir.

S: (L) Yani Kara Deliğe giden enerji diğer taraftan çıkıyor mu?
C: Hayır.

S: (L) Primal atom gibi birşey mi oluyor?


C: Hayır.

S: (T) Tekrar döngüye mi giriyor?


C: Hayır. Yok olanın yerine yansıma olarak primal atomlar üretiliyor.

S: (T) Pozitif veya negatif enerji ürettiğimizde, diğer seviyelerde bu enerjiyle beslenen varlıklar var, bu doğru mu?
C: Evet.

S: (T) Tamam, ve Kertişlerin negatif enerjiyle beslendiklerini söylemiştiniz?


C: Evet.
204

S: (T) Peki pozitif enerjiyle kim besleniyor?


C: Siz.

S: (T) Pozitif enerjiyle nasıl besleniyoruz?


C: Bir'le yani 7'nci seviyeyle birliğe doğru ilerliyorsunuz.

S: (L) Diğer bir deyişle başka birine yakıt sağlamak yerine kendi yakıtını üretiyorsun. (T) Siz 6'ncı seviyedesiniz, siz neyle
besleniyorsunuz?
C: Yanlış kavram. Biz diğerlerine veriyoruz ve diğer BH'lerden alıyoruz. Birbirimizi besliyoruz.

S: (T) Yani birbirinizi besleyerek ilerliyorsunuz ama KH yolundakiler birbirlerini beslemiyorlar ve bu yüzden başkalarıyla
beslenmeleri gerekiyor. (T) Şu anda bizimle konuşuyorsunuz. Bu BH mi?
C:Evet.

S: (T) Kanal için de enerji sağlıyoruz, size de enerji veriyor muyuz?


C: Hayır.

S: (T) Programın gerisinde kalıyorsun T___. (L) Bizden ne istiyorsunuz?


C: Saf BH iken birşey istemeyiz. Geldik çünkü SİZ istediniz. Diğerleriyle paylaşana kadar bu da KH.

S: (L) Yani bu bilgileri paylaşmamız gerekiyor, öyle mi?


C: Size kalmış, bu bir özgür irade seçimi.

S: (L) Bu bigilyi paylaşmamız bizim için risk yaratır mı?


C: Bir seviyede, ama herşeyde bir "risk" vardır.

S: (T) Bir sorum var: bizimle ilgili o şirin küçük sözleri ve deyişleri nereden alıyorsunuz?
C: İnsan realitesine erişim yoluyla.

S: (L) Fate dergilerimden birinde savaş sırasında yaralandığı için saklandığı mağarada devasa bir yapı bulan bir adamın
hikayesini okudum. Avrupa'da bir yerlerdeydi. Şu anda o resmi zihnimde canlandırıyorum. Adamın o mağarada bulduğu bu
şey neydi?
C: Kertenkele varlıklarınca yapılmış magnezyum duvarı. 309.448 yıl önce yapıldı. Bir üssün parçasıydı. Afetler sırasında
gömüldü.

S: (L) Oak Island'da (Meşe Adası) ne gömüldü?


C: Rejeneratör. (Madde Kopyalayıcı)

S: (L) Rejeneratör nedir?


C: Remolekülerizatör.

S: (L) Onu oraya kim koydu?


C: Kertenkele varlıkları.

S: (L) Ne zaman koydular?


C: Yaklaşık 10.000 yıl önce.

S: (L) Ara sıra kullanıyorlar mı?


C: Hayır.

S: (L) Hala çalışıyor mu?


C: Çalışabilir.

S: (T) Remolekülerizatörün amacı nedir? (L) Evet, ne için kullanıyorlar? Partilerde arkadaşlarını eğlendirmek için mi?
C: Madde üretmek için.

S: (L) Fiziksel beden gibi mi?


205
C: Evet.

S: (L) Yani gidip onun yanında veya içinde duruyorsun ve aynısını üretiyor, öyle mi?
C: Herhangi bir madde.

S: (L) Ambarda bir tane olsa çok iyi olurdu. Onu oradan çıkarmanın herhangi bir yolu var mı?
C: Belki. Bir yolculuk mu düşünüyorsunuz?

S: (L) Hayır, sadece merak ettik. Ne kadar derine gömülü?


C: Derin.

S: (T) Resmini bir hazine avcısı dergisine gönderirdik ve insanlar bununla neler yapabileceklerini hayal ederlerdi. (L) Evet
insanlara onun ne olduğunu söylediğimizde hemen etrafına üşüşürlerdi. (T) Evet. Bu bir rejeneratör. "Ne?" Bir rejeneratör.
Neyin var senin? Nerede yaşıyorsun? Hiç kopyalanmak istemedin mi? Sen de bir Time Lord olabilirsin! (L) Arkadaşlarınızı
şaşırtın, düşmanlarınızı korkutun, bununla bir kadını uzaktan hipnotize edebilirsiniz, işte bununla.... REJENERATÖR! (T)
Vau! Şunun Rejeneratörünün boyuna bak! [Büyük kahkahalar]. Teşekkürler.
C: İyi geceler.

17 Aralık 1994 F___, Laura, V___, DM

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba.

S: (L) Göksel Gezginler!


C: Güzeldi.

S: (L) Bu gece kim var?


C: Porsonea.

S: (L) Herhalde dün geceki partide yanımızdaydınız. Partideki onur konuğu olan kişinin yaptığı konuşmadan bahseder
misiniz? Konuşması ne hakkındaydı?
C: Mayalar, Laura.

S: (L) Alkol almamız kötü müydü?


C: Yalnızca aşırı olduğunda.

S: (L) Çok fazla mı alkol aldık?


C: Denebilir.

S: (L) D___'nin ve E___ P___'nin karısının vücutlarının çeşitli yerlerinde çıkan siğillerin kaynağının ne olduğunu sormak
istiyoruz.
C: Gen kökenli.

S: (L) Yani siğiller genetik mi?


C: İlişkili.

S: (L) İkisi için de aynı mı?


C: Pek sayılmaz.

S: (L) Siğiller genetikle nasıl ilgili olabilir?


C: 4'üncü yoğunluğa ilerleyiş.

S: (L) Bu neden bu kadar zor olmak zorunda?


C: Pek çok şey öyle. Sırt ağrıları örneğin.

S: (L) Sırt ağrıları da ayrı konu ama siğiller çok nahoş.


C: Nahoş subjektif.
206

S: (L) D___ siğillerinden nasıl kurtulur?


C: Önemli değil.

S: (L) Önemli olan nedir?


C: Doğal ilerleyiş. Siğiller önemli değil. Herkeste semptomlar var, ama herkesinki aynı değil.

S: (DM) Siğillerden kurtulmak için ne yapabilirim? Kendimi korkunç hissetmeme neden oluyor.
C: Duygularını buna göre ayarla.

S: (DM) 4'üncü yoğunluğa geçiyor olduğum için mi bu siğiller çıkıyor?


C: Herkes 4'üncü yoğunluğa doğru gidiyor. Unutmayın, dönüşümlerde her zaman biraz zorluk olur.

S: (L) D___'nin siğillerinden kurtulmasına fiziksel olarak yardımcı olmak üzere yapılabilecek herhangi birşey var mı?
C: Olabilir. Zihin ve diyette düzenlemeler yapmaya çalış. Potasyum eksikliğin var. Zihnini buna göre ayarlamalısın.

S: (L) Zihninde ne tür ayarlamalar yapabilir?


C: Strese yönelik önlemler.

S: (L) E___ P___'nin karısının yapması gereken şey de bu mu?


C: Faydası olur ama tedavi değil.

S: (L) Onun için işe yarayacak olan ne var?


C: Kompresler.

S: (L) Ne tür kompresler?


C: Minerallerle zenginleşmiş çamur. Bir bitki uzmanına danışın.

S: (L) Bitki uzmanını nerede bulabiliriz? İlgili birilerine mi soralım?


C: Her zaman diğer insanlarla bilgi paylaşımına yönelik iletişim içinde olun. Bilgi paylaşımına yönelik işbirliği
(networking), yaklaşan boyut sınır geçişinin etkisiyle 4'üncü Yoğunluk BH'den 3'üncü yoğunluğa damlayan bir kavramdır.

S: (DM) Bu bizi 3'üncü yoğunluktan 4'üncüye mi taşır?


C: Dalganın etkisiyle 4'üncü seviyeden 3'üncüye geliyor.

S: (DM) Yani her birimizin geliştirdiği bir yetenek var ve birbirimize yardımcı oluyoruz. (L) Bir bedenin parçalarını
oluşturuyoruz.
C: BH'de hayat böyledir. D___ tablaya, V___ yazıya. V___'nin durumu kötü değil, dönecek. Sabırlı olun. Merhaba D___.

S: (L) E___ P___'nin bize benzediklerini söylediği onu kaçıran varlıklar kim?
C: 4'üncü yoğunluk Oryon KH.

S: (V) Ama o onların Pleyadesliler oldukları izlenimini edinmiş. Neden...


C: Herkes yanlış izlenim yaratabilir.

S: (V) 6 ay içinde ailesinden ve dünyadan ayrılarak Pleyades'e gitmeyi planlıyor.


C: Özgür irade.

S: (V) Yani özgür iradesi onu Pleyades'e mi taşıyacak?


C: Sizi bir yerlere taşıyan güç her zaman özgür iradedir.

S: (DM) Bahsettiği Pleyadesli onun babasıymış, bu doğru mu?


C: Hayır.

S: (DM) Yani o bir melez değil, doğru mu?


C: Eğer melez olmayı seçerse, o zaman bu onun seçimi.

S: (L) Yani... (DM) Melez olmak nasıl seçim olabilir?


207
C: Herhangi bir şey nasıl olabilir?

S: (L) O şekilde algılamasının subjektif bir seçim olduğunu mu söylüyorsunuz? (DM) Babası bir Pleyadesli mi?
C: Hayır.

S: (L) Peki neden öyle düşünüyor? (DM) Yalan mı söylüyor?


C: Söylediğine inanıyor.

S: (DM) Yani söylediği şeyin gerçek olduğuna inanıyor mu?


C: Evet.

S: (L) Peki gerçek mi?


C: Gerçek, ama hangi seviyede? Asıl soru bu.

S: (L) Hangi seviyede? (DM) 5'inci yoğunluk mu?


C: Tamam, öğrenme zamanı... Geçmiş ve gelecek tamamen şimdide!

S: (DM) Yani tüm farklı seviyelerin aynı an içinde mevcut olduğundan bahsediyoruz, değil mi?
C: Bunu zaten biliyorsun D___.

S: (L) Tamam, belirli bir seviyede... (DM) Onun seviyelerinin hepsi şu anda birlikte mi?
C: İçiçe.

S: (DM) Ve o şu anda bu seviyelerdeki deneyimlerini belirli bir yönde odaklıyor, doğru mu?
C: Yeterince yakın.

S: (DM) Yani odaklanma gerçekleştiğinde bu gezegeni terk mi edecek?


C: Eğer bunu seçerse.

S: (DM) Ve seçecek, değil mi?


C: Açık.

S: (L) Beni endişelendiren şey KH varlıklarının onu kaçırmış olması ve sanırım bu iyi değil. (DM) E___ KH mi?
C: Hepiniz hala KH'siniz. Hepiniz BH'ye mezun olmaya doğru ilerliyorsunuz.

S: (F) Hepimiz hala KH miyiz?


C: Evet.

S: (L) E___'nin durumunu hala anlayamadım... (DM) Başkalarına hizmetin neyi kapsadığını açıklar mısınız?
C: Kendiyle hiç ilgilenmemek.

S: (L) Bu gerçekten çok zor. (DM) Mahatma Gandhi gibi birşey olmak anlamına geliyor bu sanırım, doğru mu?
C: Evet, yakın.

S: (DM) O zaman tanıdıklarım arasında bunu başarabilecek olan kimse yok, doğru mu?
C: 4'üncü yoğunlukta herhangi bir tanıdığın var mı?

S: (L) Elbette yok. (DM) Emin değilim. (V) Yani, 3'üncü yoğunluktan 4'üncü yoğunluğa geçtiğimizde kendimize hizmet
ihtiyacını yitiriyoruz, öyle mi?
C: Eğer geçerseniz ve seçiminiz o yönde olursa evet.

S: (DM) Bu bir anda olan birşey mi? Hazır olur olmaz, gidiyorsun!
C: Hayır. Boyut sınırı geçişi.

S: (L) Boyut sınır geçişi sırasında geçiş için doğru titreşim frekansında olanlar, İncil'de söylendiği gibi göz açıp kapama
süresinde geçişi yapacak. Neredeyse bir an içinde. Hazırlanıyoruz... En azından belirli bir seviyede olman gerekiyor.
Herşey dalganın gelişiyle ilişkili.
C: Dalgayla birlikte geliyoruz.
208

S: (L) E___ P___ kimi kanallıyor?


C: Pek çok.

S: (L) Pek çok kim? (DM) Babasını kanallıyor mu?


C: Kastettiğiniz anlamda değil. Bir anlamda herkes "baba."

S: (DM) Yani babasıyla konuştuğunda pek çok kişiyle konuşuyor çünkü pek çok baba mı var? Yani babası derken bir dizi
kompozit DNA'dan mı bahsediyoruz?
C: Hayır. Bir dizi bilinç.

S: (DM) Evrensel bilinç mi?


C: Yakın.

S: (V) Bir erkek bilinci mi?


C: Hayır.

S: (L) Tamam, konuştuğu kişinin genetik babası olmadığını söylüyorsunuz, doğru mu?
C: Evet.

S: (L) E___ P___ genetik mutasyonlu mu veya herhangi bir değişime mi uğratıldı?
C: Hayır. Bu mekan-zamanda değil.

S: (L) Diğer bir deyişle bağlantı kurduğu şey, D___'nin hipnoz sırasında etobur peygamber devesi varlıklarıyla, yani diğer
benlikleriyle kurduğu bağlantı gibi birşey ve o da bu diğer benliğini şu andaki benliği ile mi karıştırıyor?
C: Karıştırmıyor.

S: (L) Neler olduğunu tamamen anlıyor mu?


C: Hayır. Siz de anlamıyorsunuz.

S: (DM) Salı günü gece 10'da bazı Pleyadeslilerle buluşuyor olacak mıyım? Evime gelecekler mi?
C: Bir anlamda. Kavramı tekrar incele.

S: (L) Şunu bilmen gerekiyor ki, tüm bu kanal faaliyeti bir öğrenme süreci. Onlardan istediklerimizi almak için bizi türlü
çemberlerden geçiriyorlar.
C: Eğer gözden geçirirseniz öğrenirsiniz. Bilgi korur.

S: (DM) Peki Pleyadesliler beni ziyaret edecekler mi?


C: D___'yi hızlandırın.

S: (DM) Tamam, o halde bekleyebileceğim şey, sizinle psişik bir bağlantı, tabii eğer Pleyadeslilerle ilişkiliyseniz.
C: Biz çok nadiren insan olarak görünürüz.

S: (DM) Salı gecesi evime insanlar gelecek ve onlar aslında Pleyadesliler mi olacak?
C: Hayır.

S: (DM) Salı gecesi 10'da evimde olacak olanlar kim?


C: Hoş kişiler.

S: (DM) Peki onlar Pleyadesliler mi?


C: Tekrar gözden geçir.

S: (DM) Salı günü olacak olan şeyi anlayabilecek miyim?


C: Zihnini açık tut.

S: (V) Salı gecesi evinde ne olacak? (DM) E___ P___ Pleyadeslilerin beni ziyaret edeceklerini söyledi.
C: Bekle ve gör.
209
S: (DM) Tamam, güzel. (F) Zihnini açık tutmanı ve bekleyip görmeni söylediler. (DM) Ama hayır demiyorlar.
C: Zihnin şu anda açık değil.

S: (DM) Neden?
C: Çeşitli kaynaklar nedeniyle oluşan beklentiler.

S: (DM) O halde E___ bu kaynaklardan biri, öyle mi?


C: Evet.

S: (L) Yani hiçbirşey olmazsa şaşırmamalı mı?


C: D___'ye bağlı.

S: (DM) Şaşıracağımı sanmıyorum. Ama zihnim neden açık değil? (L) Belki E___'nin sana söylediği şeye inanmaya karar
verdiğin içindir.
C: Açık.

S: (DM) Salı günü evime biri gelecek! (L) E___ konusunda kafam iyice karıştı. Oryonlu KH'lerce kaçırıldığını
söylüyorsunuz. Bu kaçırmayı hangi seviyeden varlıklar yapıyor?
C: Devam ediyor.

S: (L) Başka gruplar tarafından da kaçırılıyor mu?


C: Griler.

S: (V) Grilerin çok sıcak, dostane varlıklar olduklarını düşünüyor. (DM) Griler BH mi?
C: Hayır. Sibergenetik.

S: (L) E___'ye Grilerin iyi olduğunu kim söyledi, neden buna ikna oldu?
C: Pek çok kaynak.

S: (DM) Şu anda kanallama mı yapıyorum?


C: Başlıyorsun.

S: (DM) Soruları da mı kanallıyorum?


C: S___ iyi biri.

S: (DM) S___ hakkında sorular sormaya hazırlanıyordum.


C: Zihnini aç. Geşve.

S: (DM) Fazla mı kontrolcüyüm?


C: Evet ve fazla endişeli.

S: (DM) Erkek arkadaşı uyuşturucu kullanıyor mu?


C: Kullanıyor.

S: (DM) Kendisi kullanıyor mu?


C: Şu sıra değil.

S: (L) Bu S___'nin seçimi ve S___'nin dersleri, değil mi?


C: Herkes için olduğu gibi.

S: (DM) Babası onun davranışlarını yönlendiriyor mu?


C: Hayır.

S: (DM) O yönde bir niyeti var mı?


C: Niyetler geçici.

S: (DM) S___ için faydalı olacak şekilde yapabileceğim herhangi birşey var mı?
C: Açık. Özgür irade.
210

S: (DM) Ekim'den önce babasıyla herhangi bir sorun yaşayacak mıyım?


C: Şu anda sorun yok. Artık endişelenme.

S: (L) J___ R___ hakkında soru sorabilir miyiz?


C: Tek tek öğrencilere neden bu kadar ilgi gösteriyorsunuz?

S: (L) J___ öğrenci mi?


C: Herkes öyle. Biz de.

S: (DM) Herkesin bir yaratıcısı var.


C: Biz sizden daha fazla yaratıcı değiliz. Hepimiz yaratıcıyız!

S: (L) Arabadayken D___ bana çocukken E___ P___'yle ilgili yaşadığı bir olaydan bahsetti. Çocukken yaşadığı bir olay.
Bunu onun psişik yeteneğinin ve iyiliğinin bir kanıtı olarak algılamış. Şimdi bana söyleyebilir misiniz, eğer E___ KH'ler
tarafından etki altına alındıysa bu psişik yeteneğe nasıl sahip olabiliyor?
C: Herkesin yeteneği var, önemli olan nasıl kullanıldığı.

S: (L) E___ P___ savaşta öldürüldü mü?


C: Evet.

S: (L) Onu kim tekrar canlandırdı?


C: Oryon KH.

S: (L) Onu tekrar canlandırıp hayata döndürmedeki amaçları neydi?


C: Tahmin edebileceğiniz amaçlar.

S: (L) Yani...
C: Çok yönlü.

S: (L) Ana amaç nedir?


C: Karmaşık.

S: (L) Karmaşık olduğunu biliyoruz, bir örnek verin.


C: Bunu hepinizin tekrar gözden geçirmesi çok önemli, boyut sınır geçişinde ne oluyor?

S: (L) 4'üncü yoğunluğa geçiyoruz, değil mi?


C: Kısmen.

S: (L) Ya KH olarak ya da BH olarak geçmeye karar veriyoruz, doğru mu?


C: Kısmen.

S: (L) Ve bunu bilgiye dayalı olarak yapıyoruz, değil mi?


C: Kısmen.

S: (L) Peki E___ P___'ye tam olarak...


C: 4'üncü yoğunluk KH'lerin niyeti nedir?

S: (L) 4'üncü seviye KH'ler herşeyi kendi planlarına göre hazırlayıp bizi yönetmek ve 4'üncü yoğunlukta bizimle
beslenmek istiyorlar. Herkesi kendi düşünüş tarzına ve egemenlikleri altına almak istiyorlar böylece enerjimizi ve özgür
irademizi onlar için kullanacağız. (DM) Yani bizim için bir planları var. (F) Bu konun bir bölümü. Belirli bir seviyede
başlamış olan ve buraya yaklaşan savaşı hatırlamıyor musunuz? KH mi yoksa BH mi olacağımız bir anlamda buna göre
belirlenecek... (L) E___ P___ insanları yanlış yönlere sevk etmek üzere programlandı mı?
C: Hayır.

S: (L) O zaman hiçbir şey anlamadım.


C: Sadece hazır varsayımlarınla değerlendirme yapıyorsun.
211
S: (DM) Peki yanlış değerlendirdiği şey nedir?
C: P___ birşey deneyimliyor ve sizler de tanıklık ediyorsunuz, hepsi bu!

S: (L) Neyi deneyimliyor?


C: Söyledik.

S: (L) Deneyimlediği şey... (DM) Kendini belirli bir şeye adapte ettiğini gözlemliyoruz. (L) Tanıklık ettiğimiz şey bu mu,
yani kendini toparlaması mı?
C: Evet.

S: (L) Kendini topluyor ve biz de buna tanıklık ediyoruz. Kendini adapte ediyor... (DM) Kendini farklı seviyelerde
toparlıyor, başka birşey yok. (L) Doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Ama başka bir celsede E___ P___'nin söylediği pek çok şeyin insanları saptırmaya yönelik dezenformasyon olduğu
söylenmişti, bu doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Peki bu dezenformasyonun kaynağı nedir?


C: Oryon KH.

S: (L) Yani kısacası onun "ruhunu almaya" mı çalışıyorlar?


C: Hayır.

S: (L) 4'üncü yoğunlukta onu kendi yönetimleri altına almak amacıyla savaşı kazanmaya mı çalışıyorlar?
C: Ve sizi ve tüm diğerlerini.

S: (L) İşte bu çok güzel...


C: Bunu size daha önce de söyledik, bilgi korur, bilgisizlik tehlike yaratır.

S: (L) Peki bir insan nasıl...


C: Tüm bilgiler iyidir.

S: (L) Peki E___ gibi bir insan kendini böylesine üstün zihin kontrol yetenekleri olan, resmen insanların kafalarına
düşünceler yerleştirebilen varlıklara karşı nasıl koruyabilir? Yani herhangi bir insanın bu konuda şansı nedir?
C: E___ sürece katıldı.

S: (L) Yani bir seviyede KH yolunu seçti, burada söylediğiniz şey bu mu?
C: Evet.

S: (L) Ve bu KH yolunun etkisiyle ailesini terk ediyor, doğru mu?


C: Yakın. P___'yi iyi tanıyın.

S: (DM) Ne anlamda?
C: Zihinlerinizi açın. O deneyimliyor, siz tanıklık ediyorsunuz. İzleyin ve görün. Bakın, dinleyin ve öğrenin.

S: (L) Pekala, teşekkür ederiz ve iyi geceler.


C: İyi geceler.

23 Aralık 1994 F___, Laura, DM

S: Merhaba.
C: Ritüel yok.

S: (D) Açıklar mısınız?


C: Ritüel yok.
212
S: (F) Biri ritüel mi yaptı? (L) Hayır. Zihninde bir ritüel mi yaptın D___? (D) Sadece ellerimi ovuşturdum. (L) Hayır,
ondan bahsettiklerini sanmıyorum. Sanırım ritüellerden ve neden ritüel yapmadığımızdan bahsettiğimiz için böyle
söylediler. Tamam, neden "ritüel yok" dediniz?
C: D___. Dikkat.

S: O zaman D___'ye neden ritüel yapmadığımızı anlatın.


C: Ritüel zorlaştırıyor. Biz kimiz?

S: İsmin nedir?
C: Opleya.

S: Ölmüş bir insan mısın?


C: Hayır, kasyopyalı.

S: Siz bu kelimeyi "Cassiopaea" olarak belirtiyorsunuz. Bu kelime "Cassiopeia"nın eski söyleniş biçimi ama günümüzde
kullanılmıyor. Sizin belirtiş şeklinizde kelimenin sonu "Paean" ile bitiyor. Bu sanki uyarıcı bir ses veya bir bildiri veya
mesaj izlenimi bırakıyor. Dikkat çekmeye dönük birşey sanki. Bu yazış şeklinin temsil ettiği herhangi bir özel birşey var
mı? (ç.n.: tırnak içinde belirtilenler, ingilizce orijinal metindeki kelimeler.)
C: Hayır, ama yorumun iyiydi.

S: (D) Bana verdiğiniz tavsiye için size çok teşekkür etmek istiyorum. Söylediğinizi zihnimde iyice perçinledim ve
tavsiyeniz muhtemelen kızımın benden uzaklaşmasını önledi.
C: Birşey değil.

S: (D) Önemli gördüğüm birşeyi söyleyeceğim, umarım bir mahsuru yoktur. S___'nin babasının onun üzerinde ciddi bir
etkisi var. S___'yi bu konuda uyarmam gerekir mi?
C: Bu hususta endişelenme.

S: (L) Yani D___ ne kadar az şey söylerse, S___ olan biteni o kadar erken mi anlayacak?
C: Açık.

S: (D) Eyaletten ayrılırsam S___ kendi başına iyi olur mu?


C: Ayrılmıyorsun.

S: (L) Bu çok kesin bir cümle. Yani o... (D) Burada bir işe yarar mıyım?
C: Yararın kendi öğrenme yolun.

S: (D) Yolum... Anlamıyorum... (L) Diğer bir deyişle kullanılma anlamında birşey değil bu, yani öğrenme yolun yaptığın
şey oluyor. (D) Öğrenmem gerekenler var ve öğrenene kadar burada kalmam mı gerekiyor?
C: Evet. Herkes her zaman öğreniyor.

S: (L) Neden eyaletten ayrılmayacağını söylediniz. Bu çok kesin bir cümleydi ve siz bu tür hususlarda böyle kesin cümleler
kullanmazsınız.
C: Çünkü ayrılmıyor.

S: (D) E___ P___'yle çalışmam mı gerekiyor?


C: Bekle ve gör.

S: (D) Evimi satmanın ve Kuzey Karolina'da birşeyler yapmanın iyi olacağını düşünmeye başlamıştım... (L) Belki de
gidersin. Ben Montana'ya gitmek istemiştim ve sonunda geldiğim yer Montana Caddesi oldu.
C: Zorlamalar işe yaramaz.

S: (D) Olayları zorlamaya çalışıyordum. (L) Ben de öyleydim ve hala zaman zaman öyle olurum ama hiçbir zaman işe
yaramıyor... Olayları akışına bırakmayı öğreniyorum.
C: Ev satılabilir ama taşınma uzağa değil. New Port Richey'e ne dersin?

S: (D) Orada bir iş bulup bulamayacağımı bilmiyorum ama oradaki insanları biliyorum ve...
C: Bingo!
213

S: (L) Neden F___ ve bana böyle şeyler söylemiyorsunuz? Evimi satacak mıyım? Ben de taşınmak istiyorum!
C: Biz sadece söylenmesi gerekeni söylüyoruz.

S: (L) D___'ye pek çok şey söylüyorsunuz ama bana söylemiyorsunuz. Bu adil değil...
C: Sana da pek çok şey söylüyoruz!

S: (L) D___'nin reiki inisiyasyonu alması iyi bir fikir mi?


C: D___'ye bağlı. Yine zorluyorsun.

S: (D) Laura almamı istiyor ve bana bunun nedenlerini anlattı. Yaptığım şey ise dinlemek ve bilgi toplamak. Herhalde
alırım.
C: Biliyorsun. Yumuşak konuşuyorsun.

S: (D) Siğillerime E vitamini koyduğumda kaşınmalarını önlediğini keşfettim...


C: Potasyum.

S: (D) Evet, muz yiyorum! Antibiyotik yağlar da koyuyorum ve sonra temizlediğimde o da fazla kaşınmayı durduruyor.
Potasyumun faydası olduğundan eminim. Muz yemeyi ihmal etmiyorum. (L) Bu iletişimin başlamasından önceki yılda
meydana gelen eşzamanlı olaylardan bahsediyorduk ve o olayların kısmen sizin tarafınızdan mı tasarlandığını öğrenmek
istiyorum.
C: Açık.

S: (L) Gözlerimin ve vücudumdaki diğer yumuşak dokuların sürekli şişmesine neden olan şey neydi?
C: Öğrenme keşifle olur.

S: (D) Birşey keşfediyordun. Birşeye yönlendiriliyordun. (L) Öyle mi? (D) Tıpkı benim burada yaşamaya ve sizinle
çalışmaya yönlendirilmem gibi. (L) D___ kanalın bir parçası mı?
C: Göreceksiniz. Önce bilgi paylaşım grubunu oluşturun.

S: (D) Bu evet anlamına geliyor. (L) Bu kanalın oluşturulmasında... Söz konusu kanal sadece bize enerji getiren birşey
değil, aynı zamanda diğer boyutlara seyahat etmemizi sağlayacak birşey mi? Her ikisi de mi?
C: Keşfederek öğrenin!

S: (L) Diğer bir deyişle yapın! Bilgisayar ağı için gerekli programı yüklettik. Bunun hayatlarımızda ani ve büyük bir
değişim meydana getireceğini söylemiştiniz. (D) Bunun için gayet hazırız sanırım, öyle değil mi?
C: Keşfedin.

S: (L) Bahçede bir labirent yapıp içinde yürürsek bunun titreşimlerimizi değiştireceğini ve sizi görmemizi bile mümkün
kılacağını söylemiştiniz. Bunu bir grup olarak yaparsak sonuç ne olur?
C: Aynı.

S: (L) Orada bir grup olarak bulunmak, tek bir kişininkinden daha fazla enerji yaratır mı?
C: Evet.

S: (D) Peki ya çok sayıda insanla yaparsak? (L) Bunun, Stonehenge'de yaptıkları şeye benzer olduğunu söylediler. Labirent
benzeri bir düzenleme içinde yürümenin enerji odaklanmasına neden olduğunu anlattılar. Spiral. (Planşet giderek büyüyen
ve sonra giderek küçülen bir spiral şeklinde hareket ederek birşey gösteriyor.) Kullanılması gereken kalıbı mı
gösteriyorsunuz?
C: Dolanım.

S: (L) Bu, DNA'larımızdaki entegrasyonu hızlandırdığı gibi bizi de çok güçlendirir mi?
C: Bekleyin ve görün.

S: (L) Diğer bir deyişle birşeyler yapmamızı, bu projeleri yürütmemizi, transkriptleri düzenlememizi, labirenti inşa
etmemizi, kendi eksenimizde dönme egzersizleri yapmamızı...
C: Yapacağınızı yapmanızı istiyoruz.
214
S: (L) Evet... (D) Çok teşekkür ederiz.. (L) Sanırım tüm bunların vardığı nokta; özgür ol, mutlu ol...
C: Hepsinden önemlisi, öğrenin.

S: (D) Diğer insanlara yardım etmek için yapabileceğimiz birşey var mı?
C: İçgüdülerinizi dinleyin, ağ çalışması yapın.

S: (D) Bilgisayar ağından mı bahsediyorsunuz?


C: Genel anlamda.

S: (D) Bir dakika. İnsanlar arası iletişimleri kastediyor olabilirler. (L) Ağ çalışması D___'nin söylediği gibi insanlar
arasında bağlantı kurma, mesajımızı yayma, grubumuza insan kazandırma anlamında mı?
C: S___'nin neden bu kadar çok virüsü var?

S: (L) Bu ne anlama geliyor? Kimin çok virüsü var?


C: S___.

S: (L) S___'de çok virüs mü var? S___'nin neden çok virüsü var?
C: Biz size sorduk.

S: (D) Salı günü bademciklerini aldıracak. Nedenini bilmiyorum.


C: Fark etmedin mi?

S: (D) Birşey fark etmedim. (F) Gerçekten mi? (D) Evet, aldırıyor. Değişik virüsler varmış... (L) Bu konuda bize ipucu
verecek misiniz?
C: Duygular fiziksel bedene yansıyor.

S: (L) Duygusal sorunlarının özelliği nedir? (D) Babası. Babası mı?


C: Hayır.

S: (L) Peki nedir? (D) Kaçırıldı mı?


C: Konu o değil.

S: (L) Duygusal virüslerinin özelliği nedir?


C: Karmaşık ama, anne-kız ruh bağlantısı bu olayda olağanüstü seviyede güçlü!

S: (L) D___ ile S___ kaç hayatlarında birlikteydiler?


C: 59.

S: (L) Çokmuş. (D) Sonuncusunda onu öldürmüşüm...


C: İkizler.

S: (L) Hangisini...
C: Sonuncusu trajikti.

S: (D) S___'yi öldürdüm ve... (L) Bu kadar güçlü olan son hayatlarındaki dinamikleri söyler misiniz?
C: D___ açıklayacaktır.

S: (L) Hipnoterapiyle mi?


C: Olabilir ama bu konuda zaten çalışmalarda bulundu.

S: (L) Önceki hayatlarında bu hayatlarını bu kadar etkileyecek ne yaptılar?


C: Önemli değil, önemli olan bu hayat!

S: (L) Şimdi bilmesi gereken nedir?


C: Salı gününden beri doğru yolda.

S: (L) Salı günü ne yaptın? (D) Salı... (L) Salı günü bu kadar önemli olan ne oldu?
C: Keşfet.
215

S: (L) Salı günü D___'nin S___'ye aldığı tekerlekli patenlerle ilgisi var mı?
C: Şimdi öğreniyorsun, o yüzden yardım edeceğiz. Görüyor musunuz? Hiç bir zaman yaşayamadığı çocukluğuna ihtiyacı
var.

S: (L) Çocukluğunu neden hiç yaşayamadı? (D) Çünkü babası tarafından cinsel olarak taciz edildi. Bir an önce büyümek
istedi. Babasıyla benim aramda kaldı. Bizi tekrar birleştirmeye çalıştı. Her zaman bu sorumluluğu hissetti... Ou!
Anlıyorum! Teşekkür ederim! Onu alışverişe götürdüm. Alışveriş merkezine gittik. Çocukken alamadığı şeyleri gördü ve
ben de ona artık çocuk olmadığını, onlardan zevk alamayacağını ama yaşına daha uygun şeylerin onu eğlendirebileceğini
söyledim. Etrafa bakarken her zaman istediği küçük bibloları gördü. (L) O zaman ona al. (D) Evet. (L) Cevap bu mu? Ona
çocukluk şeylerini vermek mi?
C: Devam et...

S: (D) Yarın oraya tekrar gidip ona o şeylerden alacağım.


C: Evet. Çocukluk her hayatta ruhsal gelişimin kritik bir aşamasıdır.

S: (D) Size çok teşekkür ediyorum!


C: Bu hususta sana yardım ediyoruz çünkü önemli işler için gerekli ilerlemeyi kaydetmen için bu konuyu çözmen
gerekiyor.

S: (D) Bunu çözmem gerek... (L) Yapacak önemli işlerin olduğunu söylemeleri bir kehanet gibi... Bu konuda haklı mıyım,
yapacağı önemli şeyler var ve onunla ilgili planlarınız var?
C: Evet. D___ zihnen hala çok dağınık bir halde.

S: (L) Gerçekten öyle bir durumsa mısın? (D) Bunu halledebilirim. (L) Bu konunun çözülmesi için sormamış
olabileceğimiz şeylerle ilgili eklemek istediğiniz herhangi birşey var mı? (D) Sanırım yapmam gereken şey kızımın
davranışlarını kontrol etmeye çalışmak yerine sadece ondan hoşnut olmak.
C: Şimdi doğru yoldasın.

S: (D) Artık babası alehine konuşmuyorum. Kızımla konuşup onu cesaretlendiriyorum. Onu bağışlıyorum. S___'den onu
kürtaja götürenin ve kürtaj parasını verenin babası olduğunu öğrendim ve çok farklı duygular yaşadım. Herşey kötü değil.
Herşeyde iyi birşey de var. Ona çeşitli kitapların çeşitli bölümlerini gösterdim. Ra bilgilerinin 29'uncu sayfasında söylenen
birşeyi gösterdim. Benim yaptığım şey ise kızgınlık göstermekti ve böylece Kertişlerin istediği negatif enerjiyi
üretiyordum. Cildim buruşuyor, saçlarım beyazlıyor ve siğillerim çıkıyordu... Siğiller!
C: Evet.

S: (D) Stres koşullarından kurtulmamı söylemişlerdi. (L) Sanırım şimdi öğrendiğin şey, yaşadığın stresin büyük bir
bölümünü kendin ürettiğindi. (D) Çok doğru... Size çok ama çok teşekkür ediyorum.
C: Peki D___, hala Kuzey Karolina'ya taşınmak istiyor musun?

S: (D) Hayır. Böyle iyi. Çok teşekkür ederim. Kaçmaya ihtiyacım yok! Kalabilirim. (L) Sanırım bu yüzden bu gece burada
olman gerekiyordu. (D) İnsanlığa yardım edeceğimi düşünüyordum ama yardım alan ben oldum...
C: Bu, bu çalışmanın yalnızca başlangıcı!

S: (D) Onlara nasıl teşekkür edebilirim?


C: Gerekli değil çünkü birlikte çalışıyoruz.

S: (D) S___'ye ayrıca ruhsal bilgilerden, tanrıdan ve benzer şeylerden bahsettim ve ilk olarak günah diye birşey olmadığını
anlamasını gerektiğini söyledim... (L) Herşey sadece bir ders... (D) Günah diye birşey yok ve sonra negatif duyguları
sıraladım ve yapmamız gereken şeyin bunları mümkün olduğu kadar azaltıp sevgiyi, şefkati, paylaşımı ve benzer şeyleri
arttırmak olduğunu anlattım... ve gerçekten dinledi! Ona öğretmeye başladım. Aklıma iyi bir soru geldi: S___'nin
okumasının iyi olacağı bir kitabı belirlememe yardım edebilir misiniz?
C: Hayır, bu S___'ye bağlı. Herşey her birey için birer ders. Varolan herşey bundan ibaret.

S: (L) Sanırım bu dansetmek gibi, hareketleri ve müziği izleyerek bir sonraki adımını belirliyorsun. İpuçlarını S___'den al.
C: Derslerden başka hiçbirşey, tekrarlıyoruz hiçbirşey yok.

S: (L) Sanırım evren büyük bir laboratuar ve biz de deney fareleriyiz...


216
C: Hayır, tüm yaratılışta mevcut olan herşey sadece bir derstir, laboratuar yok.

S: (L) Özür dilerim arkadaşlar. (F) Yani mutlak olarak herşey bir ders. (L) Şunu sorayım: Salı günü D___ birşeyler okurken
uyuyakaldı; o sırada herhangi bir kaynakla bir teması veya ziyaret oldu mu?
C: Bu bilgiye erişmek için onu hipnotize et.

S: (D) O gece olan önemli birşey var mıydı?


C: Keşfedin.

S: (D) Hipnozla mı keşfedelim? (L) Pleyadesliler geldi mi?


C: Çok komiksin Laura!

S: (L) Bu bilgiyi sizden sızdırabilirim diye düşünmüştüm. Büyük siyah bir bumerangın evimin üstüne geldiği olayda ben
veya çocuklarımdan herhangi biri kaçırıldı mı?
C: Hipnozu niye öğrendin sanıyorsun, arada sırada sohbet konusu olsun diye rafa koymak için mi?

S: (L) Kendimin de hipnoza ihtiyacım olduğunu mu söylüyorsunuz?


C: Diğerleri. Çocuklar aradığın cevapları verecek.

S: (L) Evet, güzel, zekice! Bunu hiç düşünmemiştim. Yani bu şekilde bulacağım. Gayet basit. Beynim duracakmış gibi
hissediyorum. Bir yıldır gözlerim neden bu kadar rahatsızlık veriyor?
C: 3'üncü yoğunlukta gözler bunu yapar.

S: (D) Benim de benzer sorunlarım var. (F) Son bir yıl içinde uzağı pek seçemez oldum. (L) Başka sorusu olan? (D) Benim
yok. Çok, çok büyük bir sorun yalnızca birkaç kelimeyle çözüldü, başka ne bilmek isteyebilirim ki? Ama birşey var... D___
N___, benim hayatımdaki rolü nedir?
C: Subjektif.

S: (L) Senin bakış açına bağlı birşey. Eminim Hitler iyi bir adam olduğunu sanıyordu. Bu subjektif birşey. İyi ve kötü
subjektif. (D) Onunla uyum sağlayabilir miyiz?
C: Bunu kendin keşfet. Özgür irade.

S: (L) Belki birşeyler bulabilmeni sağlayacak bir yol var. Tüm akıllar tek bir akıl olduğu için, Kasyopyalılar başka bir
insanın ne düşündüğünü veya nasıl düşündüğünü söyleyebilirler. D___ N___, D___ hakkında ne düşünüyor?
C: Karmaşık düşünce kalıpları.

S: (L) D___'nin tanıştığı D___ N___, S___ B___'nin St. Petersburg'da tanıştığı D___ N___ mi?
C: O isime sahip kaç kişi var?

S: (L) Belki birden fazla vardır ama hepsinin bu bölgede metafizik grubuna gittiğini sanmam. Evet fazla bir ihtimal
kalmıyor. S___ B___ tanıştığı D___ N___'nin sekse kafayı takmış biri olduğunu söylediğinde doğru bir yorumda mı
bulunuyordu?
C: Çok sayıda kişi öyle.

S: (L) Tamam, D___ N___'nin D___'ye yönelik niyetleri nedir?


C: Açık.

S: (D) Beni yatağa atmak mı istiyor?


C: Aynı soruyu sana da sorabiliriz.

S: (L) Senin ona karşı niyetlerin neler? Onun iyi niyetlere sahip olup olmadığını anlayana kadar hiçbir niyetim olamaz.
Beni gerçekten umursadıklarından emin olana kadar kimseyle bir maceraya girmem. Bu yüzden soruyorum.
C: Evet.

S: (L) Bu konuda sana yardımcı olacaklarını sanmıyorum. Elde ettiğimiz en yakın bilgi karmaşık düşünce kalıpları olduğu
ve muhtemelen Sally'nin tanıdığı kişi.
C: "Yatak odası" bizim uzmanlık alanımız değil.
217
S: (D) Benim de değil, belki iyi belki kötü. (L) J___ R___'yi soralım. Transkriptleri tamamen veya kısmen okudu mu ve
okuduysa tepkisi nedir?
C: Hayalci bir kişilik.

S: (L) Hayalci derken neyi kastetiyorsunuz? Çok mu hayal kuruyor?


C: Tanım kendini açıklıyor.

S: (L) Yani "hayalci kişilik" onun transkriptlere olan tepkisi mi?


C: Hayır kendisi hayalci bir kişilik.

S: (L) Yani gerçekte değil de hayaller aleminde yaşıyor, öyle mi? (D) Yoksa tüm seçimlerini hayal aleminde yapan bir kişi
mi?
C: Biz sadece gözlemlerimizi aktarıyoruz.

S: (L) Transkriptleri okudu mu?


C: Bir kısmını.

S: (L) Tepkisi ne oldu?


C: Hayal alemine daldı.

S: (D) Okurken birşey mi keşfetti? (L) Bu mu, D___'nin söylediği şey mi?
C: Belki.

S: (D) Onda bir etki yarattı ve onu hayal alemine taşıdı. M___ hakkında birkaç soru sormak istiyorum. O ve E___ P___
tekrar bağlantı kuracaklar mı? (L) Bozuştuklarını bilmiyordum. Ama ikisini de haklarında soru soracak kadar iyi
tanımıyorum. (D) Görünüşe göre M___ birine E___'nin başka bir kadınla ilişkisi olduğunu söylemiş ve E___ bunu duymuş.
C: Tüm insanların noksanlıkları var.

S: (D) Tekrar bir araya gelecekler mi?


C: Açık.

S: (L) M___'nin E___ hakkında anlattığı aslında olmayan birşey miydi? (D) Sonuçta E___ öyle söylemiş.
C: Subjektif.

S: (D) M___, E___'nin metresleri olduğunu söylemiş.


C: Önemli bir konu değil.

S: (D) Tamam. (L) E___'yi gördüğümüz gün, sanırım geçen cumartesiydi, bize üç gün önce kaçırıldığını söyledi. Bu
fiziksel bir kaçırılma mıydı, yoksa bir Sanal Gerçeklik kaçırılması mı?
C: İkincisiydi.

S: (L) Yaşadığını iddia ettiği kaçırılmalardan kaç tanesi sanal gerçeklik türündeydi?
C: Yaklaşık olarak yarı-yarıya.

S: (L) Sanal gerçeklik kaçırılmasında kişinin herhangi bir parçası gerçekten çıkıp başka bir boyuta gidiyor mu?
C: Ruh kopyalaması.

S: (L) Yani ruhun bir kopyası, yani gölgesi gibi birşey ya da belki ruhun holografik bir parçası başka bir boyuta taşınarak
birşeyler yaşıyor, bunu mu kastediyorsunuz?
C: Söylediğine yakın.

S: (L) Yani bir kişi bir sanal gerçeklik kaçırılması yaşadığında bu bir seviyede onların yaşadığı gerçek bir deneyim mi?
C: Gerçek.

S: (L) Ama fiziksel bedenleri kaçırılmıyor veya bir yere gitmiyor, öyle mi?
C: Orijinal gitmiyor.

S: (L) İlginç. (D) Bu şey gibi mi... (L) Ruh kopyalanması...


218
C: Fotokopi makinesini düşünün, benzer bir kavram.

S: (L) Fotokopi mi? E___'nin kaçırılmalarının yarısı bu türde sanal gerçeklik kaçırılması mı?
C: Evet.

S: (L) Diğer yarısı da gerçek fiziksel kaçırılma mı?


C: Evet.

S: (L) Kim tarafından kaçırılıyor? Biliyorum daha önce sormuştuk bunu ama birşeyi açıklığa kavuşturmak istiyorum.
C: Oryon KH varlıkları.

S: (L) Peki onu kaçıranlar kaçıncı yoğunluk seviyesindeler?


C: 4'üncü seviye.

S: (L) Yani 4'üncü seviye Oryon KH grubu E___ P___'yi kaçırıyor. Görünüşleri nasıl?
C: Görünüşlerini değiştiriyorlar.

S: (L) Değiştirince neye benziyorlar? O onları...


C: Kaçırılanın beklentisi neyse ona göre.

S: (L) Bana onların güzel olduklarını söylemişti. (D) Babasının da onlardan biri olduğunu söylüyor. Anladığım kadarıyla
fiziksel değil de kalp olarak güzelliği kastediyor... (L) Onları fiziksel olarak güzel algılıyor mu?
C: Subjektif.

S: (L) Görünüşlerini değiştirdiklerini söylüyorsunuz. Değişmeden önceki doğal hallerinde neye benziyorlar?
C: Doğal hal değişken.

S: (D) Robot mular?


C: Bazıları.

S: (L) Robotlar neye benziyor?


C: Griler.

S: (L) Peki diğerleri neye benziyor? (D) 3 buçuk metrelik robotlar mı? (L) Bu soruya cevap vermek istemediklerini
hissediyorum.
C: 3'üncü seviye düşünüş tarzı.

S: (L) Üzgünüm. Bunu keşfederek öğrenmemizi istiyorsunuz, öyle mi?


C: Transkriptleri gözden geçirin.

S: (L) 4'üncü yoğunluk KH Oryonların görünümü nasıl? Cevabın ne olduğunu biliyorum... Kertenkeleler mi?
C: Bazıları.

S: (L) Yani E___ P___ Kertişler ve Griler tarafından kaçırılıyor ve kendilerini ona hoş gösteriyorlar, öyle mi?
C: Laura, 3 ve 4 birbirine uymaz.

S: (L) 3'üncü seviye Kertişler var mı?


C: Bunların hepsi 3'üncüyü bazen ziyaret eden 4'üncü seviye varlıkları. 4'üncü yoğunlukta kurallar tamamen farklı, bunu
hala anlamadın mı?
------------------------------

28 Aralık 1994 F___, Laura, V___

S: Merhaba.
C: Merhaba. Harikalar Diyarı.

S: (L) "Harikalar Diyarı" neyle ilgili?


219
C: Sadece aklımıza geldi.

S: (L) Arada sırada bunun olması, yani bağlantının kurulması sırasında aklınıza garip bir kelime ve deyişin gelmesi,
bağlantının yapıldığı mekan-zaman noktasında hakim olan belirli bir düşünceden mi kaynaklanıyor?
C: Laura çok aktif bir hayalgücün var canım!

S: (V) Sanırım yılbaşı neşesini falan kastediyorlar.. (L) Neden akıllarına birden böyle şeyler geliveriyor, ilginç!
C: Neden gelmesin?

S: (L) Bu gece kim var?


C: Rollaea.

S: (L) Daha önceden de gelmemiş miydin?


C: Hayır. Ve evet.

S: (L) Bu geceki gündemimizde iki veya üç şey var. Öncelikle Suzanne K___ hakkında sormak istiyorum.
C: Neredeniz?

S: (L) Özür dilerim, neredensin?


C: Kasyopya. Eğer sormazsan kim olduğumuzu nasıl bileceksin?

S: (L) Evet mantıklı. Eğer Kertiş olsaydınız ve ben de kim olduğunuzu sorsaydım, beni kandırmak için Kasyopyalı
olduğunuzu söylemez miydiniz?
C: Söylemezlerdi.

S: (L) E___ P___'ye Pleyadesli olduklarını söylemiyorlar mı?


C: Kertişler değil.

S: (L) Peki E___ P___'ye kendini Pleyadesliler olarak tanıtanlar kim?


C: Oryon KH.

S: (L) Eğer siz Oryon KH olsaydınız ve size kim olduğunuzu sorsaydık Kasyopyalılar olduğunuzu söylemez miydiniz?
C: Hayır. Pleyadesliler olduğumuzu söylerdik. Popüler olduğu için aldatıcı.

S: (L) Tamam, soruma dönüyorum. Geçmiş celselerin birinde sizden yardım isteyen Yahudilere veya Kızılderililere yardım
edemediğinizi ama biz çağırdığımızda bize yardım edebileceğini söylüyorsunuz. Fark nedir?
C: Öyle söylemedik, transkripti hemen şimdi gözden geçir!

S: (L) Hatırladığım şey şu ki, ırkımızın Kertişler tarafından yeryüzünden silinip silinmeyeceğini sormuştum ve siz de
"Belki." demiştiniz. Sonra... Gidip transkripti getireyim... Tamam, burada şöyle diyor; "...kaçırılmak istemiyoruz. Bunu
durduramaz mıyız?" Siz de demişsiniz ki: "Olası değil, sizden daha fazla güçleri var." Sonra ben şunu sormuşum; "Peki o
zaman siz bize neden yardım etmiyorsunuz?" Sizde şöyle cevap vermişsiniz: "Sizin ırkınızın ve onların ırkının doğal
ilerleyişine müdahale etmek olurdu. Yahudiler onlara yardım etmemiz için bizi çağırdılar fakat bunu yapamazdık. Ve, sizin
ülkenizin yerlileri bizden yardım istediler fakat onları sizin ırkınızdan koruyamazdık; bunu da yapmadık. Bu doğal
ilerleyiş, anlıyor musunuz?" Sonra ben şunu sormuşum; "Peki biz bu doğal ilerleyişin bir sonucu olarak silinip gidecek
miyiz?" Siz de "Belki." demişsiniz. Pekala, yani bir anlamda sorum özel olarak kaçırılmaları durdurmayla ilgili ve siz de
hayır demişsiniz. Bunu durduramayacağınızı, Yahudiler ve Kızılderililere de yardım edemediğinizi çünkü bunun doğal
ilerleyişe müdahale olacağını söylemişsiniz. Ama eğer yardımızını istersek bireysel olarak bize yardım edebileceğinizi
söylediniz. Fark nedir?
C: Yardımcı olmak için doğal ilerleyişe müdahale edemeyiz. Bilgi korur, bilgisizlik ve ihmal tehlike yaratır. Bilgi
kazanmak için kendinize yardım edebilirsiniz ve biz de buna yardım edebiliriz.

S: (V) Yani bize yapabileceğiniz veya yapamayacağınız yardımı hepimiz yanlış değerlendirmişiz, öyle mi? (L) Bu akşam
burada tartıştığımız ve hepimizin bilmek istediğinden emin olduğum birkaç şey var. Birincisi şu; Hastanede olan
arkadaşımız S___ D___ için bir okuma alabilir miyiz? Sorunun kaynağı nedir ve daha iyi hale gelmesine yardım etmek için
ne yapabiliriz veya o ne yapabilir?
C: S___ kendi karmik yolunu seçti. Sorunu çeşitli yerlerden ortaya çıkıyor: kalp, ve kilo sorunu diğer bütün organları
etkiliyor.
220

S: (L) Fiziksel sorunlara neden olan yapışık ruhları var mı?


C: Konu bu değil. Fiziksel yansıma.

S: (L) Diyetini değiştirirse sağlığı düzelir mi?


C: Yalnızca düzelmeyi seçerse düzelir. Müdahale edemeyiz ama her zaman bilinçaltını keşfetmeyi seçebilir. Ama
uyarmalıyız; bu çok zor olacaktır.

S: (L) F___ gelmeden önce V___'yle ben fizik ve psikolojiden bahsediyorduk ve kendi deneyim ve araştırmalarımdan şunu
anlıyorum ki, bizim tanımladığımız şekliyle duygular fizyolojiyle ve kimyayla ilişkili. Ve düşünceler ile kontrol
edilebilirler. Ve eğer duygularımızı değiştirmeyi seçiyorsak, yapmamız gereken tek şey düşünüş şeklimizi değiştirmek.
Doğru mu?
C: Kısmen.

S: (V) Söylediğin şey doğru, gayet hoş güzel ama insanların kaçı bunu yapabilir ki? Bunu yapabileceklerine bile inanırlar
mı ki? (L) Çok fazla kişi değil. Yüzde ondan az. (V) Peki öyleyse, tanımın...
C: Mesele o değil.

S: (L) Peki mesele nedir?


C: Karma.

S: (L) Karmik olarak taşınan duygular kimyasal yolla fiziksel bedeni etkileyebilir mi?
C: Etkileyebilir.

S: (V) O halde Laura tüm duyguların yalnızca kimysallardan kaynaklandığını söylerken bu tek başına doğru bir ifade
olmuyor, değil mi?
C: Evet.

S: (L) Ruhun kendi duyguları mı var?


C: Yakın.

S: (L) Ruh ne tür duygular deneyimliyor?


C: Karmaşık.

S: (L) Örneğin ruh, mutlak bir manada nefreti deneyimleyebilir mi?


C: Aynı halde değil.

S: (L) Peki psikolojiyle ilgilenirken en iyi yaklaşım nedir? İyileşme sağlamak için kişinin varlığının hangi yönüne bakmak
gerekir?
C: Bilinçaltı zihni.

S: (V) Psikolojinin duyguları incelediği şeklindeki tanım yeterli ve doğru bir tanım mı?
C: Hayır. Bilinçaltı, beden içinde de, beden dışında da aynıdır.

S: (V) Bilinçaltı ruhun bir parçası mı?


C: Bir ve aynı.

S: (V) Yüksek benlik denen şey, ruh ve bilinçaltıyla aynı şey mi?
C: Evet.

S: (V) Peki bana psikolojinin gerçek tanımını yapar mısınız?


C: Yarı.

S: (L) Yarıdan kastettiğiniz şey nedir? Yarı nedir?


C: Yarı ruhsallık.

S: (V) Benim planlamakta olduğum gibi, psikolojiye yaklaşımda ruhsal kısım ile bilinçaltı ksımını birleştirmek iyi bir yol
mu?
221
C: "Etkilere" dikkat et, kolayca etkileniyorsun.

S: (V) Bu etkiler doğrudan bana mı yoksa ruhsal psikoloji fikrime dönük etkiler mi?
C: Evet. Ve hayır.

S: (V) Hangi etkiler?


C: Herhangi.

S: (V) Yani açık, öyle mi? (L) "Gerçek" psikolojiyle ilgili soruyu yanıtlamadın. Sadece "yarı" dedin. Gerçek psikoloji
nedir? Bilinçaltı zihninin incelenmesi mi?
C: Gerçek psikoloji yalnızca yarım.

S: (L) Peki gerçek psikolojinin tanımı nedir? Söylediğim gibi mi? Yani bilinçaltı zihnin incelenmesi mi?
C: Zihnin fizyolojik temelli incelenmesi.

S: (L) Yani fizyolojinin, hormonların, kan şeker seviyesinin, çeşitli organların durumunun zihin üzerindeki etkileri;
bunların düşünce süreçlerini nasıl etkilediği, öyle mi?
C: Yakın.

S: (L) Ve bu tanımın yarısı. Başka ne var?


C: Eksik kısım ruh.

S: (L) Peki ruhsal yarı üzerinde çalışan kişi, enerjisini neyin üzerinde odaklar? Meditasyon teknikleri mi, evrenin doğasını
anlamak mı, yoksa fizikle mi ilgili, hangi alanlar?
C: Elmayla portakalı karşılaştırmak gibi.

S: (L) Kastettiğin şey, ruhsal psikoloji uygulamasıyla karşılaştırıldığında bu şeylerin birbiriyle ilgisiz olduğu mu?
C: Hayır. Ruhun, sizin bildiğiniz şekliyle psikolojiyle bir ilgisi yoktur.

S: (L) Ama bize bahsettiğiniz bu teorik psikolojide ruhsal yönü nereye oturtuyorsunuz?
C: Tamamen yeniden-yapılandırılmış bir teori.

S: (L) Tamam, peki bu tamamen yeniden-yapılandırılmış teoriyi nasıl tanımlarsınız?


C: Çok fazla karmaşık.

S: (L) Yani V___'yle yaptığımız psikoloji tartışmasında V___'nin, başka kaynaklardan gelen etkiler nedeniyle gözden
kaçırdığı veya kaçırabileceği hususlar olduğunu söylüyorsunuz, doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Bu etkiler onun organik veya ruhsal sistemine nasıl erişiyor?


C: Görsel ve duysal.

S: (L) Tamam, yani onu etkileyen birşeyler görüyor ve duyuyor, öyle mi?
C: Evet.

S: (L) Peki genelde bunları nerede görüyor ve duyuyor?


C: Okul.

S: (L) Yani bahsettiğiniz şeyler okulla ilgili şeyler. Okulda onu etkileyen şeyler duyuyor ve görüyor ve siz bu etkilerin
onun asıl başarmaya çalıştığı şeye yardımcı olmayacağını söylüyorsunuz, öyle mi?
C: Bingo!

S: (L) Gördüğü ve duyduğu bu şeyler, bunlar konuştuğu insanlar, konuştuğu şeyler mi yoksa film görüntüsü gibi görüntüler
mi veya genel...
C: Hepsi.

S: (V) Pekala, dinleyin: Eğer eğitim almak için okula gitmezsem, yani diğer bir deyişle diploma edinip güvenilirlik
kazanmazsam, nasıl herhangi bir iş yapabilirim? (L) Birlikte çalışmak isteyeceğin insanların bu diplomalara sahip kişilerle
222
pek alakaları olmadığını düşündün mü hiç?
C: Laura, izin ver biz yanıtlayalım.

S: (L) Özür dilerim. Çekiliyorum.


C: Neden bir diplomaya ihtiyacın olduğunu düşünüyorsun?

S: (V) Dünya gezegenindeki meslek hayatı diplomalar üzerine kurulu. Eminim bunun farkındasınızdır.
C: Yanlış!

S: (L) Diplomalı insanlar ekmek kuyruğunda... Özür dilerim. Çenemi kapatıyorum. (V) Ama nasıl olur...
C: Dezenformasyon çok zekice ve dikkatli bir şekilde uygulanıyor.

S: (L) Hangi amaçla?


C: Saptırmak için.

S: (V) Nasıl yani saptırmak? Neyden saptırılıyorum?


C: Sadece sen değil.

S: (V) Tüm psikoloji öğrencileri mi saptırılıyor?


C: Tüm insanlar.

S: (L) Devlet okul sisteminin, üniversite de dahil olmak üzere, insanların beynini yanlış bilgilerle doldurmak ve Kertiş
yönetimini sürdürmek için özel olarak tasarlandığını ve uygulandığını mı söylüyorsunuz?
C: Yakın ama daha alt seviyelerde de mevcut.

S: (V) Bir şey sorayım... Evrende psikoloji çalışan tek tür insan mı? Oryon'da veya Kasyopya'da psikologlar var mı?
C: Dar kavram.

S: (L) Dar kavram derken neyi kastediyorsunuz? (V) Söylemek istediğim... (L) Kastettikleri şeyi anlıyor musun? (V) Hayır,
ama söylemek istediğim şey, düşünen, bu türde zeki varlıklar olarak bir tek biz mi varız? (L) Kastettikleri şeyin bu
olduğunu sanmıyorum. (V) Tam anlatamıyorum. Biliyorsunuz, burada oturuyorum ve düşünceleri kelimelere dökmeye
çalışıyorum ve bu çok zor...
C: Zihnini genişlet.

S: (V) Çabalıyorum. (L) Nasıl?


C: Daha az önyargı.

S: (L) Önyargılı olarak tanımlanacağını hiç düşünmemiştin değil mi? (V) Ne konusunda önyargı? Siyahlardan ve
beyazlardan bahsettiklerini sanmıyorum... (L) Biliyorum, başka türler de var...
C: Evren sonsuz bir ilüzyon.

S: (V) Yüce İsa! Tamam ama...


C: Biz İsa değiliz.

S: (V) Biliyorum, bu sadece bir nidaydı... (L) Biliyorlar. Sanırım sadece eğlence amaçlıydı. (V) Ha, ha. Tamam. Sanırım...
Pekala, evrenin sonsuz bir ilüzyon olduğunu söylüyorsunuz; neden gözlerimizi kapattığımızda, ışıkları kapattığımızda bu
ilüzyon sona ermiyor?
C: Bu kadar dar ve katı bir şekilde odaklanmaya bir son ver.

S: (V) Bunun adil olduğunu sanmıyorum. Burada oturup hep dar mı düşünüyorum yani?.. (L) Ben birşey bilmiyorum! Bana
çenemi kapatmamı söylediler! Pekala arkadaşlar, burada V___'ye yardım etseniz iyi olacak... (V) Ben...
C: Zihnini aç.

S: (V) Pekala. Her zaman bizimle olduğunuzu söylediniz. O zaman biliyorsunuz ki sürekli olasılıkları düşünüyorum...
Sadece olasılıkları düşünmek de değil. Sonsuz olasılıklar olduğunu kabul etmek ve her gün bu bakış açısıyla ilerlemek mi?
C: Güzel bir başlangıç.

S: (V) Ben zihnimin gayet açık olduğunu düşünüyorum, sizin açık zihinden anladığınız nedir? Burada oturan herhangi
223
birinin mutlak olarak açık zihni var mı? (L) Beni buna dahil etme... Tekrar üzerime gelmelerini istemiyorum! (V) Yani,
3'üncü yoğunluk varlıkları olarak zihinlerimiz nasıl açık olabilir ki? Bunun için çaba harcamıyor muyum sizce?
C: 4'üncü seviyeye doğru ilerliyorsunuz ama herkes aynı ilerleme seviyesinde değil.

S: (L) Kastettiğiniz şey V___'nin diğer pek çok insandan çok daha ileri bir seviyede olduğu mu?
C: Hayır.

S: (L) İyi bir başlangıç yaptığını mı söylüyorsunuz? (V) Şu şekilde ifade edeyim; eğer bir ilerleme kaydediyorsam, bu
ilerlemeyi sağlamak için yaptığım en önemli şeyler nelerdir? Yaptığım anahtar şeyler...
C: İlerleyişini hızlandıran bireylerle temas.

S: (V) Ve onlar da Laura ve F___ oluyor, değil mi?


C: Belki. Sana bağlı.

S: (V) Tamam, ilerleyişimi hızlandıran bireylerle temas... bunun doğru yaptığım şeylerden biri olduğunu söylüyorsunuz,
öyle değil mi?
C: Evet.

S: (V) Yaptığım tek doğru şey bu mu?


C: Öğrenmede keşif vardır.

S: (V) Pekala... O halde bir psikoloji diploması almak için okula giderek değerli vaktimi boşa mı harcıyorum?
C: Açık.

S: (L) Okulun senin mutlu edip etmeyeceğini düşünüyorum. Bunu yap ama çok ciddiye alma. (V) Etkileniyor olmamın...
C: Etki deneyimden değil inançtan geliyor.

S: (V) Peki sizin bana etkinizin de o inançlarda bir payı var mı? Siz de etkinin bir parçası mısınız? (L) Nasıl yani? (V) Etki
deneyimden değil inançtan geliyor... Daha önce bu konularda bir inancım yoktu... (L) Sanırım seni bununla ilgili etkilere
karşı uyardılar ve şimdi günlük hayatına olduğun gibi devam edebilirsin çünkü uyarıldığın için farkına vardın. Bu doğru
mu?
C: Yakın.

S: (V) Anladığım kadarıyla psikoloji denen şey... Biliyorsun F___ bunu sürekli küçümsüyor ve Freud ve tüm diğerleri,
Erikson, Horney ve diğerlerine rağmen, psikoloji tüm evrene uygulanamıyor. Bunu bir toplumun parçası olan bireylere
uyguluyorlar...
C: Uygulama subjektif.

S: (L) Yani V___'nin günlük hayatına olduğu gibi devam etmesinde hiçbir sorun yok ve okula gitmekten ve kurduğu
iletişimlerden kazandığı pek çok şey var... (V) Evet, okuldayken zihnimde pek çok yeni düşünceler oluşturabiliyorum...
C: Evet ama etkilere dikkat et.

S: (L) Artık bilgin var ve bu zorlu yol için hazırsın.


C: Artık bağımsız araştırma ve meditasyon yoluyla çok daha fazla bilgi edinebilirsin.

S: (V) Psikolojide ve okulda kazanmak istediğim bilginin ve diğer herşeyin amacı sadece diğer insanların gelişimine
yardımcı olmak. (L) Sanırım sana söyledikleri şey, asıl istediğin bilgileri bulacağın yerin orası olmadığı. Tüm mesele bu.
C: Neden diplomaya ihtiyacın olduğunu düşünüyorsun?

S: (V) Dediğim gibi güvenilebilirlik için. Meslek yapmanın yasal bir yönü. Diploma olmadan ne yapabilirim ki...
C: Saçma!

S: (V) Ama başka türlü nasıl yapabileceğimi söylemeyeceksiniz, öyle değil mi?
C: Az önce söyledik ama henüz açık olmadığın için bunu anlamadın.

S: (V) Yani diğer insanlara yardımcı olma yollarını bulmak için yapmam gereken şey bağımsız çalışma ve meditasyon,
öyle mi?
C: Evet.
224

S: (V) Diğer bir deyişle, eğer olacaksa olacak. Bunu zorlamanın gereği yok ha? Tamam, bunları yayınladığımızda ve
insanlar yaptığımız şeyin farkına vardıklarında neyin arayışı içinde olacaklar?
C: Herşeyin.

S: (L) Bilgisayar ağına bağlandığımızda herşeyin aniden ve ciddi ölçüde değişeceğini söylemiştiniz. Bildiğiniz gibi ağa
bağlandıktan sonraki gün otomobil kazası geçirdim. Şimdi sargılar içindeyim ve eminim güzel görünüyorumdur! Tuhaf
olan şey, kazadan birkaç dakika önce arabayla giderken çok güçlü bir şekilde siz Kasyopyalıların benimle birlikte
olduğunuzu düşünüyordum ve zihnimde de hastanedeki arkadaşım S___'ye yardımcı olmanızı ümit ediyordum. Yılbaşı
hazırlıklarıyla uğraşmayı ve ayrıca hastaneye gidip ona reiki vermeyi planlıyordum. Ve sonra, Kowabonga! Arkadan feci
bir çarpışma oldu. Bu neden oldu? Neyi yanlış yaptım? "Ani ve ciddi" derken kastettiğiniz şey bu muydu?
C: Herşeyin bir sebebi var.

S: (L) Bu kazadan öğrenmem gereken birşey mi vardı?


C: Eğer öyleyse, bunu meditasyonla öğren.

S: (L) Diğerleri hakkında sevgi dolu düşünceler geliştirdiğimiz için mi oluyor bu?
C: Meditasyon yap.

S: (V) Geçirdiği kazanın bilgisayar ağına bağlanmasıyla doğrudan bir ilgisi var mı? (L) Beni öldürmediler ama bunu
denediler! (V) Soruma dönecek olursak...
C: Cevap gerekli değil.

S: (L) Cevabı bildiğim için mi?


C: Evet.

S: (L) Ve cevabım şu ki, kaza ile bilgisayar ağına bağlantı kurma arasında kesinlikle bir bağlantı var, değil mi?
C: İyi keşfediyorsun.

S: (L) Çarpışma sırasında tüm omurga sütunum kırbaç gibi şakladı ve beyin sarsıntısı geçirdim... ve omuzum gerçekten
kötü durumda... Beni hastanede daha uzun süre tutmadıklarına gerçekten şaşırdım...
C: İyi bir "kırbaç şaklatıcısı" olmalısın.

S: (L) Bilgisayar ağından gerçekten pozitif sonuçlar çıkacak mı? Yani, bu gerçekten acılı bir başlangıç oldu.
C: Ne söyledik?

S: (V) Hemen şimdi açalım.


C: İyi fikir.

S: (L) İyi geceler.


---------------------------

31 Aralık 1994 F___, Laura, T___, J, DM, V ve pek çok diğer kişi... Tablanın başında otururken Yılbaşı Partisi devam
ediyor.

S: Merhaba.
C: Merhaba. Son mesajı aldınız mı?

S: Evet, son mesaj şuydu: burada daha fazla kişi görmekten mutluyuz.
C: Evet. M ve B'ye, L'ye, G'ye ve diğerlerine merhaba deyin. Tatil buluşması nedeniyle eterik düzlemde ziyaretçileriniz var
ve dördünü buraya getirdik çünkü ifşa zamanı. T___ devam et, çünkü bu gece önemli bazı konuların gecesi.

S: Tamam, tablaya kim geçsin? T___'yi istediniz, ben DM'yle yer değiştirebilir miyim?
C: Evet.

S: (DM) Selam.
C: DM___, basınç hissettiğinde gevşe. Çok önemli: yeni yıl çok önemli değişimlere gebe.
225

S: Ne tür değişimler?
C: Dünya üzerindeki fiziksel koşullarla bağlantılı olan ruhsal koşullar.

S: Sanırım anlatırsınız?
C: T___ tablada. Parmaklarını tabladan ayırma.

S: (T) Çok zor, bu gece çok hızlısınız. Enerji yüksek.


C: Patlayıcı bir güç. (Planşet tabla etrafında pek çok tur atıyor.)

S: (T) Sizlere de mutlu bir yeni yıl diliyorum.


C: Bu yıl hepinizin başarmasını istiyoruz.

S: (DM) Neyi?
C: Kanal bağlantısını kurmayı.

S: (DM) Teşekkürler.
C: DM, basınç hissettiğinde gevşe.

S: (T) Bu gece çok hızlısınız, bunu muhafaza etmemiz lazım. (DM) Ayak uydurmaya çalışıyorum.
C: Haklısın.

S: (V) Sorularımız için hazır mısınız?


C: Evet.

S: (V) Bunu Tampa Metafizik kitapçısından aldım (Taşı havada tutuyor.) Bir meteor parçasıymış. Bana bunun hakkında
bilgi verir misiniz? Dönüşüm için kullanıldığı söylendi.
C: Sahte. (Kahkahalar)

S: (DM) Garip, kelime zihnimde belirmişti!


C: Bu gece akış senin ve F___'nin üzerinden. DM, gevşe. DM evini bu ay satıyor.

S: (DM) Evet! Gün verebilir misiniz?


C: 19'u. Fiyatı 2000 dolar düşür.

S: (DM) Bunun zararı olmaz.


C: Doğru.

S: (DM) Hemen düşüreyim mi yoksa pazarlık mı yapayım?


C: Hemen düşür.

S: (V) Mektubu soralım. Bugün postadan bir mektup geldi ve kafamızı epeyce karıştırdı. Bu mektubun neden bahsettiğini
söyler misiniz?
C: Üçüncü tarafın ele geçirdiği bilgi.

S: (T) Üçüncü taraf kim?


C: Amos Sanders.

S: (V) Benim özel bilgim mi?


C: Hayır. Konsorsiyum'un.

S: (L) Bu mektubun amacı nedir?


C: Üçüncü taraf sizinle ilgili tutulan dosyaları elde etti.

S: (V) Ne dosyaları?
C: Bilgisayar ağı.

S: (T) Hangi bilgisayar ağı?


226
C: FBI.

S: (T) Bu mektup FBI tarafından mı hazırlandı?


C: Hayır. Amos Sanders sisteme sızdı.

S: (V) Benim bununla ne ilişkim var? (T) Amos kim? (DM) Belki de bir kısaltmadır.
C: Yeni ehliyet.

S: (V) Kasım'da ehliyetimi yeniledim. (T) Araba ehliyeti mi? (V) Evet. (T) DMV bilgisayar sistemi mi?
C: FBI.

S: (T) V___ neden FBI'ın bilgisayar sisteminde?


C: Hepinizin dosyası tutuluyor.

S: (L) Hepiniz derken ülkedeki herkes mi yoksa sadece biz mi?


C: Siz ve diğerleri.

S: (V) Peki şimdi ne yapmam gerekiyor?


C: Umursama.

S: (T) Bu mektup bize yönelik bir plan mı?


C: Hayır. Amos bir çılgın. Çılgın "deha." Dosya sistemlerine sızıyor.

S: (T) Mektupta verilen isim "Wilbur."


C: Sahte isim.

S: (V) Yani bu bana dönük finansal bir tehdit veya geleceğe dönük yasal bir tehdit oluşturmuyor?
C: Ama FBI dosyalarına geçtin.

S: (T) Neden FBI dosyalarına girdi? (V) Çünkü çok fazla şey biliyorum.
C: Piyano.

S: (T) Piyano mu? (V) Piyano borcum var. Bu neden FBI dosyalarında yer alıyor? (J) Ne? (V) Tutuklanmama neden
olabilecek birşey mi? (Gülüşler) (T) Bir piyano borcu için neden onu dosyalasınlar?
C: Takip. Herşeyi biliyorlar ve herkesin ve herşeyin takibini yapıyorlar.

S: (T) Yani dosyasında bir bir borç ve ehliyet bilgisinden başka birşey yok?
C: Şimdilik.

S: (T) Peki borç dışında onu takip etmeyi neden istesinler ki?
C: Faaliyetleriniz.

S: (L) Nasıl yani?


C: Metafizik.

S: (T) FBI metafizikle ilgilenen insanları izliyor mu?


C: Ve UFO'larla ilgilenenleri.

S: (T) UFO'larla ilgilenenleri sürekli izliyorlar... (DM) Eddie Page gibi insanları izliyorlar mı?
C: Eddie Page dosya "bir."

S: (T) Dosya "bir" nedir?


C: En öncelikli.

S: (V) Umalım ki benim dosyam "200"üncü falan olsun. Benim dosyamın öncelik derecesi nedir?
C: Dört.

S: (T) "4"üncü seviye dosya nedir?


227
C: 4'üncü en önemli seviye.

S: (V) Peki ya F___? (T) Eddie Page gerçeği mi söylüyor?


C: Bazı gerçekler.

S: (DM) Gerçek hakkında söylemediği şeyler nedir?


C: Çok fazla sayıda şey.

S: (T) Yani hikayesi çoğunlukla sahte?


C: İnanıyor.

S: (V) Metafizik ve UFO konusuyla ilgili bu FBI dosyaları devletten daha öte birşeyle mi ilgili? Bunların...
C: Dinliyor musun?

S: (V) Dinliyor muyum? Elbette dinliyorum.


C: FBI herkesi takip ediyor.

S: (V) Tamam, yani bu konuda endişelenmeye gerek yok. (T) Benim dosyamın nasıl göründüğünü çok merak ediyorum!
(L) Bilgisayar sistemleri o kadar gelişkin ki hangi renk tuvalet kağıdı satın aldığını bilmeleri bile zor değil. (Gülüşmeler)
Alışveriş fişinde satın aldığın tuvalet kağıdının rengi bile yazıyor... "İskoç desenli: mavi"...
C: V yeşili tercih ediyor.

S: (L) Yeşil mi tercih ediyorsun? (V) Evet, ama şu anda beyaz var. (V) Yeşil tuvalet kağıdı mı kullanmam gerekiyor? (T)
4'üncü yoğunluğa geçince 3'üncü seviye mizah anlayışımızı da geliştirecekler. (Gülüşmeler)
C: Şaka.

S: (T) Siz de bu konuda oldukça iyisiniz! (DM) Nasıl göründüklerini bilmek isterdim. (L) Transkriptleri okudun mu? Bunu
sormuştuk. (DM) Hayır, henüz oraya gelmedim.
C: Biz ışıktan varlıklarız; gelecekteki siziz.

S: (L) S___ K___ bana Al Bielek'ten bahsetti. Daha önce siz Bielek'in belirli bir amaçla dezenformasyon yayan bilinçli bir
devlet ajanı olduğunu ve aslında Philadelphia deneyinde doğrudan bulunmadığını söylemiştiniz. Ivan Sanderson'un birkaç
yıl önce yayınlanan bir kitabında onunla ilgili bir referans buldum. S___ bu zavallı adamın zorlukla geçinen fakir bir insan
olduğunu ve bu yüzden bir devlet ajanı olduğuna inanmakta zorlandığını söyledi. Al Bielek ve faaliyetleri hakkında
yorumda bulunur musunuz? (T) Al Bielek bir devlet ajanı mı?
C: Al Bielek çok yönlü. Fakirlik subjektif.

S: (L) Peki devlet ajanı mı? (T) Çok yönlü olduğunu söylediler.
C: Evet. Deneyle ilişkisi var.

S: (T) Bir celsede onun Philadelphia deneyine aslında katılmadığını, sahilde bir teknisyen olduğunu ve kendisine deneyle
ilgili verilen bilgileri yaymakla görevlendirildiğini söylemiştiniz.
C: Yakın.

S: (T) Tamam, eğer kısmen devletle çalışıyor ve kısmen de kendi amaçları için çalışıyorsa, tüm bunlardan beklentisi nedir?
C: İfşa.

S: (T) Bu ifşayla ne istiyor?


C: İnsanların bilmesini istiyor.

S: (L) Dezenformasyonla birlikte bazı doğru bilgiler de vermesi mümkün mü? Böylece asıl bilgi ortaya konabilir ve
bundaki niyet de...
C: Karışık düşünce yapısı.

S: (L) Benim düşüncelerim mi yoksa Bielek'inkiler mi?


C: Bingo! Laura'nınkiler.

S: (T) Al Bielek sahte bilgi verdiğini biliyor mu? Devletin ona verdiği bilgilerin sahte olduğunu biliyor mu?
228
C: Olaylarla o kadar derinden ilgili ki inanmazsınız.

S: (T) Devletin örtbasıyla ilgisi var mı?


C: Baştan sona. Söylediği şeylerin sahte olduğunu biliyor ama başka seçeneği yok çünkü ağa yakalanmış durumda. Onu
kullanıyorlar.

S: (L) S___'nin gönderiği o yazıda İsa'nın hayali bir karakter olduğunun belirtilmesini soralım.
C: Hayır, İsa hayali değildi.

S: (T) Acharya denen kaynakta neden böyle bir bilgi veriliyor?


C: Boşboğazca.

S: (L) Bu kaynağın amacı nedir? Çok iyi hazırlanmış. İsa'nın aslında hiç varolmadığını kanıtlamaya çalışmalarının nedeni
nedir?
C: Saçma. Dezenformasyon. Desinformatzia. Russki.

S: (T) Rusya kaynaklı mı?


C: Hayır, sadece kelimelerle oyun oynuyorduk.

S: (T) Neşe! Neşe! Bu kitabı yayınlayanlar buna inanıyor mu?


C: Bazıları.

S: (T) UFO kütüphanesi bu kitabı basacak mı?


C: Kim bilir.

S: (T) Önümüzdeki ay orada görürsem şaşırmam.


C: Orada her ay ayrı bir saçmalık var.

S: (L) Bu farklı bir konuda, ama M___ hiç dünyadışılar tarafından kaçırıldı mı?
C: Evet, üç yaşından başlayarak. 3 yaşındayken gördüğün "köşe penceredeki hayaleti" hatırlıyor musun?

S: (M) Hayal-meyal birşey hatırlıyorum. Sanırım F___'ye anlatmıştım. Birşey oldu ve çığlık atarak uyandım. Birşey
gördüm. Sonuncusu ne zamandı?
C: 22 yaşında.

S: (V) M___ kaç kez kaçırıldı?


C: 23 kez.

S: (M) Tekrar kaçırılacak mıyım?


C: Evet.

S: (M) Ne zaman?
C: İnanç merkezine bağlı.

S: (L) Tekrar kaçırılıp kaçırılmayacağına ve bunun hangi koşullar altında olacağına dair ne kadar bilgi edindiğine bağlı
olabilir.
C: Deden sana hayatın pek çok sırrını açıkladı.

S: (M) Evet, evet. Bana çok şey öğretti ve sanırım bunların ne anlama geldiğini biliyorum.
C: "Birinci Öncelikli Ruh"lardan biriydi.

S: (L) "Birinci Öncelikli Ruh" nedir?


C: Diğerlerine öğretebilmek için hayatın zevklerinden feragat eden kişi. Senin öğretmenindi. Şanslısın M___. Seni
"beladan" korudu.

S: (L) M___'yi kim kaçırdı?


C: Griler.
229
S: (L) M___'nin kaçırılmasının amacı neydi?
C: Zihninin incelenmesi. Güçlü bir zihni ve iradesi var.

S: (L) Ona implant yerleştirdiler mi?


C: Evet.

S: (L) O implantla ne yapıyorlar?


C: Gözlemleme. Kulakların sıkça çınlaması, gözleme faaliyetine işaret ediyor.

S: (F) Kulağın sıkça çınlıyor mu? (M) Evet. (L) Bir kulakta diğerinden daha mı fazla? (M) Evet. Bir ses tonu gibi. (T)
Burada olduğum son celsede dalganın dünyaya olan uzaklığını nasıl ölçebileceğimizi anlatıyordunuz. Dört taneden iki
tanesini hesaplayabildim ama ikisi takımyıldızlardı. O mesafeleri hesaplayamadım.
C: Kasyopya takımyıldızındaki en uzak üçüncü yıldız, Oryon'daki orta "kemer" yıldızı ve Aslan'daki en yakın yıldızı
kontrol et. M___'yi tablaya alalım.

S: (M) Sadece ne yapmam gerektiğini söyleyin.


C: Merhaba M___. Bu gece seni burada görmekten memnunuz. Sizin zaman ölçümünüzle 18 yıldır sana ulaşmaya
çalışıyorduk.

S: (M) Neden?
C: Tıpkı diğerleri gibi belirli bir kaderin var ve bunu içinden biliyorsun. Sana ulaşmak için epeyce çaba harcadık. F___ ile
o yüzden bir araya getirildin. Farklı bir duygu duyduğunu hatırlamıyor musun?

S: (M) Ne anlamda? (V) F___'yle tanıştığında kendini farklı hissettin mi? (M) Evet, sanırım öyle oldu. (L) F___'le tanışan
herkes kendini farklı hissediyor. (M) Ne kadar güzel! Teşekkürler! (J) Şu anda tablada tamamen erkek enerjisi hakim. Bu
farklı bir etki!
C: Sen ve T___ önceki hayatınızda tanışıyordunuz, hatırlıyor musun?

S: (M) Hayır. (V) Meditasyon yapmaya başlarsan eminim hatırlarsın. (L) Geçmiş hayat regresyonları yaptırabilirsin. (T)
Britanya Donanması'ndayken beni kılıçla öldüren adam değil, değil mi? O korsanlardan biri mi?
C: Hayır, ama aynı gemideydi. İngiltere'ye bu nedenle geri döndün!

S: (V) İngiltere'ye neden geri döndün? Kardeş miydiler?


C: Hayır.

S: (L) M___ İngiltere'de doğmuş.


C: Denize döndün. Suyu seviyorsun.

S: (M) Aklım gerçekten karıştı. (T) Demek M___ ve ben en son hayatımızda tanışıyorduk? Bu ne zamandı?
C: 1700'ler.

S: (T) 1700'lerle şimdi arasında başka yaşamımız olmadı mı?


C: M___ aynı soyisme sahip bir deniz kaptanıydı. M____, sen senin büyük, büyük, büyük büyük baban Simon
Errington'sun. (Yeni Yıl Molası.)
---------------------------

1 Ocak 1995 [Yeni Yıl Kutlamasının ardından 31 Aralık 1994 celsesinin devamı]

S: (L) Bu gece yanımızda kim var?


C: Kasyopya arıyor. Sorrona.

S: (L) Peki ziyaretçilerimiz kim?


C: Bu gece takım çalışması yapmanız gerekiyor çünkü söz verdiğiniz mesajınızı bekleyenler var.

S: (L) Yani celseyi yapıp bilgisayar ağına transferi etmek mi?


C: Açık.

S: (V) Birine bu konuda söz mü verdin?.. (L) Hayır, ağ çalışması yapacağımıza söz vermiştik.
230
C: Evet.

S: (L) F___ ve ben kanal bilgilerini online olarak paylaşacağımıza söz verdik. Bilgisayar ağına bağlantık ve anonsumuzu
yaptık ve ertesi gün kaza geçirdim. Bana hayatımın ani ve ciddi bir şekilde değişeceği sözünü vermişlerdi.
C: Öyle.

S: (L) Hayatım değişti mi?


C: Evet. Değişiyor.

S: (L) Bu geceki eterik ziyaretçilerimizin kim olduğunu öğrenmek istiyoruz... (T) Yoksa bizim gürültümüz başlayınca
gittiler mi?
C: Mary, Laura, John, Ruth, Terence, Todd, Vance. Bir de Ronald diye biri.

S: (L) Laura benimle ilişkisi olan biri mi?


C: Ninen.

S: (L) Bu isimleri tanıyan başka biri var mı? (V) John'u tanıyorum, amcam. Bu isimler bir bakıma her birimiz için birer
rehber kişilik mi?
C: Hayır. Ziyaretçiler. Enerji merkezi onları çekti.

S: (V) John'la daha önce bir bağlantım olmuş muydu?


C: Evet. Amcan.

S: (T) Benim hiç akrabam var mı? (V) Yeni ölen amcam mı?
C: Evet.

S: (L) TR'nin yakını var mı?


C: Evet.

S: (L) Kim?
C: Vance.

S: (T) Vance kim? (V) Bize mesajları var mı? (L) Vance kim?
C: Büyük amcası.

S: (L) Bu insanlardan herhangi birinin bize mesajı var mı?


C: Hayır.

S: (V) 5-6 hafta önce etrafımı bir korku sarmıştı ve...


C: Evet.

S: (V) Amcam Wayne miydi?


C: Evet.

S: (V) Adı John Wayne'di... (L) D___ hiç kaçırıldı mı?


C: Evet.

S: (L) İlk ne zaman kaçırıldı?


C: 2 yaşında.

S: (L) Kaç kere kaçırıldı?


C: 59.

S: (V___ ve Laura) Rekor sende! (T) Kaçı fizikseldi?


C: Yanlış düşünce kalıbı.

S: (L) Bir anlamda hepsi fiziksel mi? Bu kaçırılmalarınkaçı sanal gerçeklik kaçırılmasıydı?
C: Herşey budur.
231

S: (L) Pekala, kaçı 1'inci seviye kaçırılmaydı?


C: 9.

S: (T) Kaç tanesi alfa durumu kaçırılmasıydı?


C: İki hafta önce "karıncalanma" hissetti.

S: (V) İki hafta önce Tampa'daki kitapçıda parti gecesiydi. (L) Tamam, L___ E___ hiç kaçırıldı mı?
C: Evet.

S: (L) Kaç kere?


C: 17.

S: (LE) Olamaz. (L) İlki ne zamandı.


C: Kırmızı evde yaşarken.

S: (L) Hiç kırmızı bir evde yaşadınız mı? (B) Evet, kırmızı bir evde yaşamıştık. (L) Kaç yaşındaydın? (LE) Beş
yaşımdaydım.
C: 4.

S: (LE) Oraya beş yaşıma basmadan hemen önce taşınmıştık. (L) İmplantı var mı?
C: Hayır.

S: (L) D___'de implant var mı?


C: 4 tane.

S: (D) 4 tane mi?


C: Evet.

S: (L) Neredeler?
C: Beyinde.

S: (L) Beyninde mi? Aağğğhh! (LE) Çok alerji yaşıyorum. (D) Bu implantların amacı nedir?
C: Gözlem cihazı.

S: (L) İmplantlar bu işe yarıyor; gözlemleme. (D) Ama neden?


C: Farkındasın.

S: (L) Seni izlemek istiyorlar çünkü farkındasın. (T) Kabloları yok... (L) SV kısa sürede burada olur mu?
C: Açık.

S: (L) Budd Hopkins'in ardında ne tür bir enerji olduğunu öğrenmek istiyoruz.
C: Saptırıcı.

S: (L) Araştırmasında doğru yolda mı?


C: Yarı.

S: (T) Linda Cortile olayı onun saygınlığını ortadan kaldırmaya mı yönelik?


C: Hayır.

S: (T) Linda'nın söylediği herşey gerçekten başına geldi mi?


C: 4'üncü yoğunlukta.

S: (T) Tüm kaçırılma olayı 4 B'de (dördüncü boyut) oldu ama gerçekten binanın 17'üncü katından veya bir yerden
çıkarılarak bir ışınla yukarı çekildi, öyle mi?
C: 4'üncü yoğunlukta.

S: (T) 3'üncü yoğunluktaki insanlar bunu nasıl gördü?


232
C: Yalnızca frekansa odaklananlar gördü.

S: (L) Orada oldukları halde bunu görmeyenler de mi oldu?


C: Evet.

S: (T) Görmeyenler kim veya neydi?


C: Önemli değil.

S: (L) Tamam, Whitley Strieber'e gelelim. (T) İmplantlar çıkarılabilir mi?


C: Hayır.

S: (L) Whitley Strieber ve çalışmalarının enerji kaynağı nedir?


C: Griler.

S: (L) Grilerin bir ajanı mı?


C: Hayır. Grilerin bir aracı.

S: (T) Yani yazdığı herşey Grilerin verdiği bilgiler mi?


C: Onların etkisiyle.

S: (T) Bunu kendisi de söylüyor. (L) Bu deneyimlerle nasıl Tanrının arkadaşı olacağını öğrendiğini düşünüyor.
C: Wolfen, Kertiş realitesini yansıtıyor. (ç.n.: strieber'in bir romanı.)

S: (L) Kitabı okuyan var mı, ne hakkında? (T) Filmi gördüm ama kitabını hiç okumadım. Onun gotik yazış stiline
katlanamıyorum. (L) Yazılarından ben de hoşlanmıyorum. (T) Communion'u yarısına kadar okuyabildim ve bıraktım. (L)
Hazır yazma konusundayken... Anne Rice vampir kitaplarında kullandığı kavramları kanallıyor mu?
C: O da Griler'in etkisi altında.

S: (T) Peki Stephen King?


C: Dünyevi etkiler.

S: (T) Cojones'inden yazıyor, ha? (Gülüşme) (ç.n.: ispanyolca'da "testis", "cesaret" gibi anlamları olan bir kelime.)
C: Evet TR, bir anlamda.

S: (L) Eklemek istediğiniz birşey var mı yoksa internet ağına şimdi bağlanalım mı?
C: Evet. (mola)

C: Gücenme V___, hepimiz öğreniyoruz.

S: (V) Odadaki herkese dürüstlüğü için teşekkür ediyorum. (LM) Ben dürüstlük yapmadım, beni suçlama. (V) G___ hangi
çakra seviyesinde?
C: Çakralar yürüyen merdivenler gibidir, basamağı seçersin ve onunla yükselirsin.

S: (G) Bir rakam vereceklerini düşünmüştüm. Çakraları pek bilmem.


C: Öğren.

S: (T) Burada en önemli şey, kendimizin öğrenmesi gerekliliği. Bize doğru yönü işaret ediyorlar ama oraya doğru gidip
yapılacakları yapmak bize kalıyor. Eğer birşey kendin öğrenmezsen aslında gerçekten öğrenmiş olmuyorsun. Eğer kütüğün
üzerinde yürümeyi öğrenmen gerekiyorsa, çıkıp kütüğün üzerinde yürümen ve birkak kere düşmen gerekiyor. (V) E___
bana bir olaydan bahsetti. Bana bununla ilgili birkaç ipucu verebilir misiniz?
C: Hayalgücü.

S: (V) Peki iyiler mi?


C: Her zaman oldukları gibiler.

S: (V) Bir cadı gördüklerini sanmışlar. (T) Peki kimmiş? Gene komşu kadındır. (L) Neredeymiş, ne yapıyormuş? (V)
Arabayı çalıştırırken derken neyi kastediyorsun? (V) Hayalgüçleri epeyce gelişkin herhalde.
C: Peyote yiyenler Noel Baba'yı nasıl görüyor? (Gülüşmeler)
233

S: (V) Yoksa uyuşturucu falan mı aldılar?


C: Hayır. Rochester'da böyle birşeyi en son ne zaman gördün G___?

S: (G) Hiç! (Büyük gülüşmeler)


C: Bingo!

S: (V) F___'nin "Half-Moon Bay'de en son ne zaman böyle birşey gördün?" deyişleri gibi. (L) F___ bunları nereden alıyor
sanıyorsun? (V) Kanal hepimizi aydınlatıyor desene? (T) Şimdi bu...
C: F___ kanal. Diğerleri de hızla gelişiyor.

S: (T) Diğerlerimiz mi?


C: Evet. Grup olarak bir kanal açıyorsunuz.

S: (V) Bu akşam hepimizi burada görmekten gerçekten çok mutlu oldunuz...


C: Evet.

S: (V) Bu yıl grubu daha da büyütüp daha büyük toplantılar yapmayı hedefleyebilir miyiz?
C: Evet.

S: (T) Çok fazla insanın olduğu bir noktaya mı ulaşacağız?


C: Hayır.

S: (V) Bu bir grup toplantısı gibi mi? Bir dernek?


C: Bir kanal.

S: (T) Eğer Home Shopping işine girmeyeceksem, nerede çalışmamı önerirsiniz?


C: Keşfet.

S: (T) Başka bir iş mi yapmam gerekiyor veya yapmam gereken şey tamamen farklı bir şey mi?
C: Keşfet.

S: (L) Biraz hipnotik çalışma ve benzer şeyler yaparsak bu farkındalığı elde edebilir mi?
C: Açık.

S: (V) Meditasyon ve metafizik egzersizlerle çakralarımı yükselterebilirim, doğru mu?


C: Evet.

S: (V) Gereken şey adanma mı?


C: Evet.

S: (L) [Küçük plastik dinozora işaret ederek] Masadaki küçük maskotumuzu beğendiniz mi?
C: Evet.

S: (V) İyi geceler demeden önce vereceğiniz başka herhangi bir mesaj var mı?
C: Hayır. İyi geceler.

S: (L) Çok teşekkür ederiz.


-------------------------

2 Ocak 1995 F___ ve Laura.

S: Merhaba.
C: Merhaba.

S: (L) Yanımızda kim var?


C: Rivya.
234
S: (L) Neredensin?
C: Kasyopya.

S: (L) Frank'in dertlerinden ve ızdıraplarından bahsedişini dinlediniz mi?


C: Evet.

S: (L) Baş kanalımız olduğuna göre onun dert ve ızıdırapları konusunda ne söyleyeceksiniz? Bu konuda birşeyler
söylemeniz gerekir sanırım....
C: Açık.

S: (L) Nasıl yani açık?..


C: Saldırı altında, daha önce tanımlanmıştı.

S: (L) Ama düşünceleriyle, kelimeleriyle ve eylemleriyle negatif tepkiler vermemesi ve yaptığını elinden geldiğince iyi
yapıp getireceği sonuçlara güvenmesi gerekmez mi?
C: Kendi yöntemleriyle yapıyor.

S: (L) Yani diğer bir deyişle duygusal olarak tamamen harap hale gelmesi ve bunu etrafa saçmasında bir sorun yok, öyle
mi?
C: Bu saldıran güçleri geri püskürtüyor çünkü onların istediği şey çaresiz bir pasiflik.

S: (L) Burada pasiflikten bahsetmiyoruz. Kasyopyalı olduğundan emin misin? Sanki yaptığı işten vazgeçmesi
gerekiyormuş gibi konuşuyorsun... Sanırım negatiflik yüzünden Kertişleri çekiyoruz...
C: Yanlış, saldırıya cevap vermede senin kendi yöntemlerin var, F___'nin de kendi yöntemleri.

S: (L) Düşünce ve sözlerde bir sürü negatifliğin, negatif enerjiyle beslenen varlıkları nasıl püskürttüğünü anlayamıyorum.
Onu bu kadar perişan hale getirdikleri için zevkten yuvarlanıyorlardır herhalde. Ve beni de berbat hale getiren bu
yöntemlere devam etmesi gerekiyor öyle mi?
C: Saldırıya yanıt verirken perişan değil.

S: (L) Ama buradaki mesele şu ki, bunu yaptığında etrafındaki kişiler perişan oluyor. Peki ne yapmamız gerekiyor?
C: Subjektif. Kendi yöntemlerin, onun berbat durumda olduğunu sanmana da neden oluyor olabilir.

S: (L) Evet bunu biliyorum. Ama ben saldırının etkilerini tamamen bertaraf etmekten bahsediyorum, burada amacımız bu
değil mi?
C: Bozuk değilse, tamir etme.

S: (L) Yani moralimiz bozulduğunda, saldırı altında olduğumuzda yıkılalım, bağırıp çağıralım ve bu şekilde devam edelim,
öyle mi?
C: Sen dışarıdan karşı saldırı yapıyorsun. F___ içeriden karşı saldırı yapıyor. Bunun dışa yansıması bir taşma şeklinde
oluyor ve eğer doğru şekilde algılanırsa zararsız.

S: (L) Benim anladığıma göre diğerlerine hizmet kendiyle hiç ilgilenmemek anlamına geliyordu. Bundan dolayı amaç
kendiyle ilgilenmeyi tamamen bırakmak olmalı. Yani kişi kendisine o kadar ilgisiz olacak ki, kendini saldırı altında
hissettiğinde veya rahatsız edildiğinde veya hırpalandığında bunu hiç umursamayacak ve huzurlu bir şekilde yoluna devam
edecek. Bu tanımı yanlış mı anlıyorum?
C: Yanlış anlama değil, yanlış yorumlama.

S: (L) F___ ızdırap duygularını bana yönlendirdiğinde üzülmeme neden oluyor. Ben de bunu, benim duygularımı
umursamadığı şeklinde yorumlarken yanlış yorumlamış oluyorum. Bu aslında diğerlerine hizmet ve aslında beni üzen şey
kendi subjektifliğim. Dolayısıyla ona olan hizmetimde subjektifliğimi ortadan kaldırmalıyım ki o bu negatif duygu
fırtınalarını bana yansıttığında bundan etkilenmeyeyim. Söylemeye çalıştığınız şey bu mu?
C: Alakasız.

S: (L) Söylediğiniz şey buna geliyor.


C: Bu, söylediğimize inanmak istediğin şey. Bizim söylediğimiz o değil. Biz, herkesin objektif olmaya çaba harcaması
gerektiğini söylüyoruz.
235
S: (L) En küçük bir aksilikte veya şanssızlıkta bir insanı paniğe sürüklemenin objektiflik olduğunu sanmıyorum. Bence
burada en önemli şey, tüm bu işleri yaparken kendini dengelemeyi öğrenmek. Ama sizin burada söylediğiniz şey ise bunun
bir sorun olmadığı, duygularımızı hiç düşünmeden tamamen dışarı boşaltmak...
C: Hepiniz öğreniyosunuz, Frank de öyle.

S: (L) Bu konuyu burada kapatalım. Bana hiç mantıklı gelmiyor.


C: Senin algın. Tüm bu süreçte 3'üncü seviyeden başka seviyelerde olan olayların büyük bir etkisi var.

S: (L) Burada yaşadığımız şeyi gerçekten anladığınızı sanmıyorum. Bence bu...


C: Evet anlıyoruz. Sen anlamıyorsun. Zihnini aç.

S: (L) Tüm bu olan bitenler konusunda değiştirebileceğim tek şey herkesin inlemeden sızlamadan yaşadığı şeyleri F___
inleyip sızlayarak deneyimlediği zaman onu dinlemeyi kesmek olabilir, çünkü diğerleri bunları yaşarken dişlerini sıkıyorsa,
bir diğerinin aynı şeyler hakkında şikayet edişini dinlemek bana çok ama çok rahatsız edici geliyor.
C: Eğer F___ dişini sıksaydı, diğerlerininkine hiç benzemeyen yapısı nedeniyle bu onu mahvederdi; farklılıkları
kabullenmeye çalış.

S: (L) Farklılıklara itirazım yok ama netice de ben de bir insanım.


C: Eğer sana saldıranlara karşı pasif olman istenseydi bu konuda ne hissederdin?

S: (L) Ben de yapmamız gereken şeyin bu olduğunu düşünüyordum ve ben bunu gerçekten de yaptım. Bizi
programlandığımızdan farklı birşey haline getirecek şeyler yapıyoruz sanıyordum.
C: "Konfor bölgende" olduğu zaman, daha önce değil. Hatırla, "Pleiades Öğretileri"nde zahmetsiz olanı yapın diyor.

S: (L) Pekala, zahmetsiz olanı yapın diyor. Frank bu haldeyken ona katlanmak gerçekten çok zahmet gerektiriyor. Bana
tekrar şikayette bulunmamak için söz vermesi gerekecek. Anlaştık. Buna katlanmak benim için çok büyük bir çaba
gerektiriyor.
C: Karmik yüklere neden olur.

S: (L) Durun bir saniye. Zahmetsiz olanı yapın dediniz. Ben de bu tür şeylere katlanmak benim için haddinden fazla
zahmetli dedim ve şimdi de siz bunun karmik yüke neden olacağını söylüyorsunuz.
C: Hayır biz zahmetsiz olanı "yap" dedik, "kabullenme" tamamen ayrı bir konu.

S: (L) Ne demek oluyor bu? (F) Sanırım kabullenmenin tamamen farklı birşey olduğunu söylüyorlar. Eğer benim bir
zaafım varsa ve sen bundan hoşlanmıyorsan, bu yapmak değil. Bunu kabul edip etmemenin yapmakla bir ilgisi yok. Ben
seni, zaaflarını, herşeyi kabul ediyorum ama senin reddettiğin... (L) Ama ben sana saldırmıyorum. (F) Ben de sana
saldırmıyorum. (L) Ama benim için o anlama geliyor. Sürekli sürekli tekrarlanan inleme ve sızlamaları dinlemek zorunda
kalmak, saldırıya maruz kalmakla aynı şey. Tüm gün boyunca herkesin dertlerini dinliyorum ve sorunları konusunda hiçbir
zaman birşey yapmayan insanlardan bıktım usandım. (F) Ama seni rahatsız eden şeyin herkesin sorunları olduğunu
söylüyorsun benimkiler değil. Ve bunun karmik bir konu odluğunu söyledi, yani dertleri konusunda inleyip zıalayan
insanlarla etrafını sarmış olmalısın. Ve bunu sen seçtin. Eğer diğer insanların dertlerini dinlemek istemediysen neden
evlendin ve çoluk-çocuk sahibi oldun? (L) Dertlerini üzerime dökmelerini istemediğimi öğrenmeleri gerekecek. (F) Kim
sorunlarını senin üzerine boşaltıyor? Bunu söyleyip duruyorsun ama sanki bir... (L) Tamam, bırakalım... Birşey sormak
istiyorum; önceki gece F___ avucumu okudu bana bazı bilgiler verdi. Avuç okuduğu zamanki bilgilerini kanallıyor mu?
C: Kısmen.

S: (L) Avuç okuduğu zamanki bilgiler nereden geliyor?


C: Çeşitli.

S: (L) Bana söylediği şeylerden biri, ambarımda birşey gömülü olduğuydu. Gerçekten ambarda gömülü birşey var mı?
C: Keşfet.

S: (L) Tüm ambarı kazmak dışında bunu nasıl keşfedebilirim ki?


C: Yol sabırla açılacak.

S: (L) Bu, ambarın kendisi değil de ambarın merdivenlerinin altında birşey gömülü olduğuna dair bir ipucu mu?
C: Hayır.
236
S: (L) Bugün oradaydım. Çocuklara orayı boşalttırdım. Sağı solu kontrol ettim ve...
C: Evet.

S: (L) Bir sarkaç kullanarak arama yaptım. Sarkacı kullanırken bir nokta tespit ettim. Keserle yeri bir metre kadar kazdım
ama hiçbirşey yoktu. 9 metreye 7 metre ebadındaki o yerin her tarafında aynı şeyi tekrarlamak istemiyorum. Heryeri yıkıp
dökmek istemiyorum...
C: Keşif sürecinin bir parçası. Süreci kolaylaştırmak için sarkaçla arama yeteneğini bilinen şeylerle test et.

S: (L) Sarkaçla arama belki işe yarıyor belki de yaramıyor diyorsunuz yani, öyle mi? Test etmemi...
C: Tüm psişik yeteneklerde olduğu gibi arayanın yeteneğine bağlı birşey.

S: (L) Bundan edindiğim ipucu, sarkaçla aramayı yapması gereken kişinin ben olmadığım, doğru mu?
C: Eğer tek bir piyano dersi alıp Chopin çalmayı başaramasaydın, bu piyanodan vazgeçmen gerektiği anlamına mı gelirdi?

S: (L) Bana bu konuda net bir cevap verin. Bu iş üzerinde çalışmaya devam etmemi gerektirecek birşey var mı orada?
C: Evet.

S: (L) Bulmak için lanet olası ambarı paramparça etmeme değer mi?
C: Sana bağlı.

S: (L) Şöyle sorayım, beş bin dolar eder mi?


C: Bazıları için.

S: (L) On bin dolar eder mi?


C: Keşfet.

S: (L) Nedir? (F) Para olabilir, altın olabilir, mücevher olabilir, değerli bir eski hisse senedi olabilir. (L) Hisse senetlerinden
bahsetmişken, Elk's Club'da eski bir hisse senedim var. Çok ama çok eski. Kontrol etmeme değecek bir değeri var mı?
C: Evet.
-------------------

5 Ocak 1995, F___ ve Laura

S: (L) Merhaba, bu gece karşımızda kim var?


C: Turoyan.

S: (L) Neredensin?
C: Kas.

S: (L) Kas mı? Şimdi de Kasyopya'yı kısaltıyor musunuz?


C: Elbette, neden olmasın.

S: (L) Bir süre önce J___'nin Vietnam'da bir pilot olduğu geçmiş yaşamıyla ilgili verdiğiniz bilginin dün doğrulanması
bizde ne kadar büyük bir heyecan yarattı, fark ettiniz mi?
C: Evet.

S: (L) Bu G___ R___ K___ hakkında biraz daha ayrıntı edinmek istiyorum. Bu gerçekten benim oğlum olarak enkarne olan
birey mi?
C: Muhtemelen, ama keşfetmek sana kalmış; unutma ki herşey yalnızca derslerden ibaret.

S: (L) Yapmak istediğim şey sizden biraz bilgi almak, sonra J___'yle bir hipnoz celsesi yapmak ve verdiğiniz bilgileri
kontrol etmek, bu uygun olur mu?
C: Güzel.

S: (L) İlk sormak istediğim şey şu: G___ R___ K___ yani muhtemel kişi, ne tür bir uçak kullandığını söyleyebilir misiniz?
C: EC 121.

S: (L) O uçakta başka kaç kişi vardı?


237
C: 15.

S: (L) Ve o uçak vurulup düşürüldü mü?


C: Evet.

S: (L) Yani kazayla düşmedi, doğru mu?


C: Evet.

S: (L) Vurulduğunda ne yapıyordu?


C: Gözlem ve bombalama.

S: (L) Uçağın pilotu kimdi?


C: İki pilot vardı.

S: (L) İsimleri neydi?


C: G___ ve G___. "İki G."

S: (L) G___ R___'nin kızkardeşiyle telefonda görüştük; bu bilgiye tepkisi nedir?


C: Beklenti.

S: (L) Ne bekliyor?
C: Kavuşma.

S: (L) Bu bilgiden dolayı A___ da bana geçmiş yaşamında kim olduğunu sordu. Söyleyebilir misiniz?
C: Rebecca R___.

S: (L) Nerede yaşadı?


C: Georgia.

S: (L) Hangi yıl doğdu?


C: 1900.

S: (L) O yaşamda ne zaman öldü?


C: 1963.

S: (L) Bu onun hipnoz altındayken hatırladığı, kendisini oturmuş beklerken gördüğü, herkesin gittiğini ve onu terk ettiğini,
yalnız kaldığını söylediği hayat mı?
C: Evet.

S: (L) Bu olayın özelliği neydi? Kendini neden bu kadar terk edilmiş ve yalnız hissediyor?
C: Alkolizm.

S: (L) Alkolik miydi?


C: Evet.

S: (L) Alkolikliği yüzünden mi terk edilip yalnız bırakıldı?


C: Kocasıyla sorunlar.

S: (L) Alkolizm yüzünden mi kocasıyla sorun yaşıyordu yoksa kocasıyla olan sorunları onu alkolizme mi itti?
C: Bağlantılı.

S: (L) O hayatta çocuğu oldu mu?


C: Bir tane.

S: (L) Çocuk ne zaman doğdu?


C: 1919.

S: (L) O çocuk bugün yaşıyor mu?


238
C: Hayır.

S: (L) Hiç torunu oldu mu?


C: Üç.

S: (L) Çocuk kız mıydı, erkek miydi?


C: Kız. Fonora Jean.

S: (L) Şimdiki sorum A___ hakkında. A___ önceki yaşamında kimdi?


C: J___'yle işin bitti mi?

S: (L) Sanırım J___'yle ilgili birkaç şey daha sorabilirim. Ne sorabilirim?


C: Ciğerleri ateşten kavruldu.

S: (L) Bu, uçağın parçalanması sırasında mı oldu?


C: Füzeyle vurulduktan hemen sonra.

S: (L) Şu anda ne gördüğünüzü bize anlatın.


C: Ciğerlerine ateş gidiyor.

S: (L) Ölüm sebebi bu muydu?


C: Evet.

S: (L) J___'nin astım geçirmesinin nedeni bu mu?


C: Evet.

S: (L) Daha önce füzeyle vurulma olayında bacağının da koptuğunu söylemiştiniz, bu doğru mu?
C: Evet.

S: (L) O olayda, şu anda sorun yaşatan başka yaralanmalar da oldu mu?


C: Omurga 17 yerden kırıldı.

S: (L) Bu şimdi onun sırt ağrıları yaşamasına mı neden oluyor?


C: Evet.

S: (L) Başka herhangi fiziksel semptom veya deneyimler?


C: Psikolojik.

S: (L) Bu deneyimde füzeyle vurulduktan ne kadar süre sonra bedenini terk etti?
C: 14 saniye.

S: (L) Epeyce kısa.


C: Yakın.

S: (L) Yine de o koşullarda 14 saniye sonsuzmuş gibi gelebilir. (F) Şüphen olmasın. Zaman durma noktasına geliyor. (L)
Bedenini terk etmeden önce G___ R___'nin son düşünceleri neydi?
C: Ailesini ve çocukluktaki evini düşündü.

S: (L) J___'yi G___ R___'nin büyüdüğü eve götürsem bunu hatırlar mı?
C: Kaldığı evlerden yalnızca biriydi.

S: (L) İlk evini mi hatırladı?


C: Evet!

S: (L) Kızkardeşi R___'ye çok mu yakındı?


C: Erkek kardeşlerine daha yakındı.

S: (L) Yani diğer...


239
C: Rekabet, diğer kardeşler daha girişkendi.

S: (L) Şu anda bilmemiz gereken başka birşey?


C: Beden kalıntıları şüpheliydi.

S: (L) G___ R___'nin mezarına yanlış kalıntıları mı gömdüler?


C: Açık.

S: (L) "Kalıntılar şüpheliydi" derken neyi kastediyorsunuz?


C: Herşey belli edecek.

S: (L) Bu konuda tüm söyleyeceğiniz bu mu?


C: Evet.

S: (L) Bu gerçekten ilginç. Yüce tanrım. Tamam, A___'nın önceki yaşamında kim olduğunu öğrenmek istiyorum.
C: Luther Meinhardt.

S: (L) Luther Meinhardt nerede yaşadı?


C: Almanya.

S: (L) Luther Meinhardt Almanya'da hangi yıl doğdu?


C: 1904.

S: (L) Ne zaman öldü?


C: 1947.

S: (L) Luther Meindhardt neyden öldü?


C: Dizanteri.

S: (L) O yaşamda Luther ile benim aramda herhangi bir bağlantı var mıydı?
C: Gestapo'da görevliydi.

S: (L) Gestapo'daki bu görevliyi tanıyor muydum?


C: Doğrudan veya ismen değil.

S: (L) Peki doğrudan veya ismen tanımadığım bu kişi benim hayatım üzerinde bir etki yaptı mı?
C: Evet.

S: (L) Bu kişi benim hayatım üzerinde nasıl bir etki yaptı? Ne yaptılar?
C: Kocanı tutukladı.

S: (L) Kocamın tutuklanması sırasında ne oldu?


C: O sırada önemli birşey olmadı.

S: (L) Kocam tutuklandıktan sonra ne oldu? Neden tutuklandı?


C: Yahudi'ydi.

S: (L) Yahudi olduğu için mi tutuklandı?


C: Evet.

S: (L) Ben de Yahudi miydim?


C: Hayır.

S: (L) Kaç çocuğum vardı?


C: Dört.

S: (L) Kocamın tutuklanmasının sonucu ne oldu? Bir toplama kampına mı götürüldü, öldürüldü mü, ne oldu?
C: Öldürüldü.
240

S: (L) Nasıl öldürüldü?


C: Vuruldu.

S: (L) Pencereden atlayarak intihar edişim bununla mı ilgiliydi?


C: Evet.

S: (L) Pekala, dört çocuğum vardı, çocuklara ne oldu?


C: "Yetimhane" kampına götürüldüler.

S: (L) Orada dördüne ne oldu?


C: Farklı kaderler.

S: (L) En büyük olanın adı neydi?


C: Rita.

S: (L) Rita'ya ne oldu?


C: Kampta öldü.

S: (L) Rita kampta öldüğünde kaç yaşındaydı?


C: 17.

S: (L) Bir küçüğün adı neydi?


C: Gerta.

S: (L) Gerta'ya ne oldu?


C: Kampta öldü.

S: (L) Gerta öldüğünde kaç yaşındaydı?


C: 15.

S: (L) Bir sonrakinin adı neydi?


C: Klaus.

S: (L) Klaus'a ne oldu?


C: Üzerinde deneyler yapıldı, kamptan kurtuldu, Avusturya ya da Hollanda'da yaşıyor.

S: (L) Nasıl birinde veya diğerinde yaşıyor?


C: Çözmesi zor çünkü hareket ediyor.

S: (L) İki yer arasında gidip geliyor mu?


C: Bunu yaptı veya yapıyor.

S: (L) Demek Klaus hala yaşıyor. Klaus ne zaman doğdu?


C: 1929.

S: (L) Soyadımız neydi?


C: Gers__.

S: (L) En küçük çocuğa ne oldu?


C: Ernst. 1987'de öldü.

S: (L) Yani o da kamptan kurtuldu. Şu andaki çocuklarımdan herhangi biri o zamanki çocuklarımdan birinin
reenkarnasyonu mu?
C: Hayır.

S: (L) O hayattan bu hayata dikkat etmem gereken yansımalar var mı?


C: A___ ile olan karmik etkileşime dikkat et. Gizli kızgınlığın olabilir.
241

S: (L) Ama A___ çok şirin bir bebek. Eğer ailemi parçalayan Gestapo'nun parçasıydıysa neden aileme girmeye karar verdi?
C: Suç.

S: (L) Gelip suçunu hafifletmek mi istedi?


C: Gestapo'daydı ama niyeti kötü değildi, sadece "emirler."

S: (L) Peki o hayattaki kocam kimdi?


C: Gerhard.

S: (L) Peki bu hayatta kim; reenkarne oldu mu?


C: Hayır.

S: (L) Daha önce onun reenkarne olduğunu ve G___ M___ olduğunu söylememiş miydiniz?
C: Evet, ama öldü ve bunu başkası söyledi, biz değil.

S: (L) Yani o soruları sorularken bizimle konuşan varlık sahte bir kaynak mıydı?
C: Sahte değil, sadece başka.

S: (L) Başka bir Kasyopyalı mı?


C: Kayıtları kontrol et.

S: (L) Anlamıyorum. Konuyu siz açtınız; bu kişinin bedenindeki varlığın yerini başka bir varlığın aldığını mı söylemeye
çalışıyorsunuz?
C: Hayır. G___ kocaydı ama başka yaşamda.

S: (L) Anlıyorum, sanırım. Peki o yaşamda kocam olan kişi şu anda nerede? Bedensiz olarak bir yerlerde dolanıyor mu?
C: Evet.

S: (L) G___'nin kocam olduğu yaşam hangisiydi?


C: Sondan bir önceki.

S: (L) O hayat hangi yıllardaydı?


C: 1800'ler.

S: (L) O hayattaki karmik etkileşim veya dinamikler neydi?


C: Karı-koca. Almanya, Prusya.

S: (L) Adı neydi?


C: Gunther Steinb__.

S: (L) O hayatta benim adım neydi?


C: Wilhelmina.

S: (L) Çocuğumuz var mıydı?


C: Hayır.

S: (L) Gunther Steinb__'nin mesleği neydi?


C: Lehimci.

S: (L) Lehim mi yapıyordu?


C: Evet.

S: (L) O zamanlar lehimin var olduğunu bilmiyordum. Çok sıkıcı bir hayattı herhalde. O hayatta herhangi önemli veya
ilginç birşey oldu mu?
C: Subjektif.

S: (L) Şu andaki kocamla güçlü bir karmamız var gibi görünüyor. Bu karmanın kaynağı nedir?
242
C: Eski İran'da sevgiliydiniz.

S: (L) Daha önce söylendiği gibi bu 1600'lerdeydi, doğru mu?


C: Evet.

S: (L) Çocuklarımdan herhangi birinin, benimle bağlantılı olarak veya olmayarak sıradışı bir karması var mı?
C: A___.

S: (L) Peki ya A___?


C: Hayır.

S: (L) A___ son yaşamında kimdi?


C: B___ Jones.

S: (L) B___ Jones ne zaman öldü?


C: 1889.

S: (L) B___ Jones ne zaman doğdu?


C: 1803.

S: (L) Çocuklarımın hepsinin sevgi veya karma veya herhangi başka bir şekilde benimle güçlü bağlantıları var mı?
C: Her zaman olduğu gibi.

S: (L) F___ ile ben en son ne zaman birlikteydik?


C: 1700'ler.

S: (L) F___ 1700'lerde kimdi?


C: Bavaryalı bir toprak sahibinin oğlu.

S: (L) O hayatta ben kimdim?


C: Kızı.

S: (L) F___'nin kızı mı?


C: Hayır, kızkardeşi.

S: (L) G___ ile evlendiğim hayat mı?


C: Hayır. Şimdi Almanya olan yerde 3 yaşam geçirdin.

S: (L) Annem o hayatta benimle miydi?


C: Hayır.

S: (L) Bavaryalı toprak sahibinin çocukları iken, F___'nin adı neydi?


C: Heinrig.

S: (L) Benim adım neydi?


C: Sheila.

S: (L) O hayatta ne yapıyorduk? Tartışıyor muyduk?


C: Korunuyordunuz.

S: (L) Herhangi özel yetenek?


C: Piyano ve harp.

S: (L) Yani tüm yaptığım şey oturup piyano ve harp çalmak mıydı?
C: Yakın.

S: (L) Ve de kitap okuyordum herhalde. F___ ne yapıyordu, puro içip pencereden dışarıyı mı seyrediyordu?
C: Kitap okuyordu.
243

S: (L) Güzel olmalı F___. Bavarya'nın hangi kısmıydı bu?


C: Münih yakınında. Güneyi. Braunau'da.

S: (L) Büyük bir ev miydi?


C: Şato.

S: (L) Bana hep çekici gelmiştir. Bu şato hala duruyor mu?


C: Evet.

S: (L) İsminden tanır mıyız?


C: Hayır.

S: (L) Soyadımız, aile adımız neydi?


C: Von Endersohn.

S: (L) Uzun, dolu ve mutlu bir hayat mı yaşadık?


C: Açık.

S: (L) Bir trajedi mi yaşadık?


C: Çalkantılı bir dönemdi.

S: (L) Öldüğümde kaç yaşındaydım?


C: 43.

S: (L) F___ öldüğünde kaç yaşındaydı?


C: 43.

S: (L) İkiz miydik?


C: Hayır.

S: (L) Kim daha büyüktü, o mu, ben mi?


C: Aranızda bir yaş fark vardı.

S: (L) O neyden öldü?


C: Kalp krizi.

S: (L) Ben neyden öldüm?


C: Zatürre.

S: (L) Hala şatomuzda yaşamaktayken mi öldük?


C: Evet.

S: (L) Herhangi birimizin çocuğu oldu mu?


C: Hayır. Zenginlere yönelik saldırılardan korunuyordunuz.

S: (L) Bu saldırılardan nasıl korunuyorduk?


C: Dış dünyadan yalıtık bir şekilde yaşıyordunuz. Hiç evlenmediniz.

S: (L) Sanırım kargaşadan korunmanın yollarından biri de bu, hiç dışarı çıkmamak. Sadece oturup piyano ve harp çaldık ve
kitap okuduk. Bana çok ideal bir yaşam gibi geliyor. Ata da biniyor muyduk?
C: Evet.

S: (L) Sanırım eğlenmek için epey çaba harcamışızdır. (F) İkimizin de güvenlik, huzur içinde kitap okuma ve benzer
şeylere olan arzumuz bundan kaynaklanıyor demek ki. (L) Her zaman Avrupa'da yaşamak istemişimdir. Orada mutlu olur
muyum?
C: Sana bağlı.
244
S: (F) Sanırım bu yüzden Avrupa'da yaşamayı arzuluyorsun, çünkü o bölgede 3 yaşam geçirmişsin. (L) Hipnozu kullanarak
piyano yeteneğimi geliştirebilir miyim? Otomatik olarak harp çalmaya başlayabilir miyim?
C: Açık.

S: (L) Bu daha önce hiç yapıldı mı?


C: Evet.

S: (L) Önceki gece, Yılbaşı arifesinde bir grup göksel ziyaretçimiz olduğunu ve bunlardan birinin de benim büyük
büyükannem Laura olduğunu söylemiştiniz, doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Buna göre o henüz ışığa gitmedi mi, yoksa ışığa giden insanlar bunu yapabiliyor mu?
C: İkincisi.

S: (L) Büyükannemin ölmüş olmak konusunda ne düşündüğünü bilmek isterdim.


C: Rahatlama.

S: (L) Sanırım bu kadar geç ölmesinin nedenlerinden biri benim için çok endişelenmesiydi. Onu çok düşünüyorum. Onu
düşündüğümde bunun farkına varıyor mu?
C: Belki.

S: (L) Ruth Montgomery'nin bahsettiği "walk-in" fikrine dönecek olursak, bu hiç oluyor mu? (ç.n.: walk-in: anlaşmaya
dayalı olarak bedenini terk eden birinin bedenini devralan ruh/kişi)
C: Nadiren.

S: (L) Lobsang Rampa olarak bilinen kişin durumu nedir? Lobsang Rampa bir "walk-in" miydi?
C: Hayır.

S: (L) Lobsang'ın kitaplarında yazdığı şeylerin kaynağı neydi?


C: Etkin bir hayalgücü.

S: (L) Yani Lobsang'ın kitapları temel olarak hayalgücüne dayalıydı ve herhangi bir şekilde kanallanmamıştı, öyle mi?
C: Açık.

S: (L) O bilgilerin bazılarının kanallanmış olma ihtimali var mı?


C: Evet.

S: (L) Bugün bir sürü posta gönderdim. Bir kopya M___ F___'ye gönderdim. Bu mektubun, bizim yaptıklarımızın,
S___'ninkinden çok daha ilgi çekici olduğu konusunda onun gözlerini açıp açmayacağını merak ediyorum.
C: Şüpheli.

S: (L) Bir kopyayı L___ S___'ye gönderdim ve bir kopya da metafizik grubuna ve bir kopya da J___ ve G___ B___'ye
gönderdim. M___ N___ bu bilgilere nasıl tepki gösterecek?
C: Açık.

S: (L) Bu insanlardan herhangi birinin gönderdiğimiz herhangi bir bilgiye nasıl tepki gösterdikleri konusunda bir ipucu
verecek misiniz? Geleceğe bakıp farklı insanlardan ne bekleyebileceğim konusunda bana bir fikir verebilir misiniz?
C: Bekle ve gör.

S: (L) Bilgisayar ağı hakkında anlayabildiğim kadarıyla, bir erişim hattı edinene kadar bu ağ son derece sınırlı olacakmış
gibi görünüyor.
C: 800'lü numaralara bak.

S: (L) 800'lü bir numara almak için bunu yapacak bir firma bulmam gerekiyor. Bir bakacağım, ama sonuç alabileceğimi
sanmıyorum. Ağdaki IrishSir isimli kişi... Ona yanıt vermemeye karar verdim çünkü cevaplarında çok agresif davranıyor.
Adeta beni saldırabileceği bir duruma çekmeye çalışıyor. Bu tepkim makul mü?
C: Açık.
245
S: (L) Bu adama söyleyebileceğim, onu etkileyebilecek birşey var mı?
C: Elbette.

S: (L) Nasıl bir yaklaşımı benimsemem gerektiği konusunda bana bir ipucu verin.
C: Zorlu kişilerle iletişimi öğrenmek sana bağlı.

S: (L) Önceki gece İsa hakkında konuşuyorduk ve tanığımız kişiler arasında ona benzeyen herhangi biri olup olmadığını
sormuştuk ve siz de taradığınızı söylemiştiniz.
C: Yok.

S: (L) İsa'nın gerçek adı neydi?


C: Jesinavarah. (ç.n.: "cesinavara" diye okunuyor olmalı)

S: (L) A___'nın benim yaptığım ve düşündüğüm şeylerden hoşnutsuzluğunun kaynağı nedir?


C: Farklı yönelim.

S: (L) Onun yönelimi nedir?


C: Maddesel.

S: (L) A___ 4'üncü yoğunluk adayı mı?


C: Açık.

S: (L) Bugünlerde çok sıradışı bulut şekilleri ve oluşumları görüyoruz. Bunun kaynağı...
C: Üst seviye rüzgar birleşimi.

S: (L) Bu olduğunda başka boyutlardan birşeyi temsil ediyor mu? Yoksa dünyadan yayılan EM dalgalarla mı ilgili?
C: Belirsiz.

S: (L) Diğer bir deyişle, üst seviye rüzgarlar ve garip bulut biçimleri 4'üncü, 5'inci veya 6'ncı yoğunluk etkileşimleriyle
ilgili olabilir mi?
C: Belki.

S: (L) Bu garip bulut şekilleri, örneğin depremler ve volkanik patlamalar öncesi dünya yüzeyindeki garip elektromanyetik
kalıplarının bir neticesi olabilir mi?
C: Olabilir.

S: (L) Önümüzdeki örneğin on gün içinde, volkanik bir patlama veya deprem var mı?
C: Evet.

S: (L) Hangisi?
C: Deprem. And Dağları. 7.6 Peru.

S: (L) Bu geceyi sonlandırmadan önce bilmemiz gereken herhangi birşey var mı?
C: Hayır.

S: (L) G___ R___ günün hangi saatinde doğdu?


C: 6:21 a.m.

S: (L) Bu kadar çok kişisel soru sorduğum için özür diliyorum ama J___'yle ilgili durum bu kaynağa epeyce güvenilirlik
kazandırdı.
C: İyi geceler.
__________________

7 Ocak 1995 F___, Laura, TR, JR, V, D, T, LM

S:(L) Merhaba.
C: Merhaba. Kurban V___. [Gülüşme]
246
S:(L) Bu gece kiminle birlikteyiz?
C: Toz.

S: [Tablaya toz eklendi] (L) Şimdi de traş losyonu isteyeceksiniz herhalde.


C: Traş losyonu lütfen.

S:(L) Bu gece kim var?


C: Lomarra.

S:(L) Ölmüş birinin ruhu musun?


C: Hayır.

S:(L) Kimsin veya nesin?


C: Işık varlığı.

S:(L) Peki nereden bağlantı kuruyorsun?


C: Kasyopya.

S:(L) Bu gece birkaç ilginç sorumuz olacak. Sanırım herkesin aklındaki ilk şey, geceleyin ve sabahın erken saatlerinde
meydana gelen, TR ve JR'nin anlattığı, John'un ve ayrıca TR'nin babasının yaşadıklarına benzeyen garip olayların ne
olduğu. Ayrıca birşey A___'yı uyandırmış ve ben de garip bir duyguyla uyandım. Bu olayla ilgili merak içindeyiz ve bunun
hakkında bilgi istiyoruz. Bu tam olarak neydi?
C: Yıldırım.

S:(L) Çok güçlü bir yıldırımdı herhalde. Çok farklı yerlerden duyulmuş gibi görünüyor. Bu yıldırım nereye düştü?
C: Hücre tüm bölgede dengeli bir şekilde yapılandı.

S:(T) Aynı yıldırımın sesini duymamızın nedeni bu muydu?


C: Hayır. Tüm bölgeler eşit seviyeli EM profili aldı ve dolayısıyla her bölgede yüksek yoğunluklu bir deneyim yaşandı.

S:(L) EM profili nedir?


C: Elektromanyetik.

S:(L) Daha önce böyle birşey yaşadığımızı hatırlamadığımız için soruyorum, bu yıldırımın herhangi belirli bir önemi var
mıydı? 4'üncü yoğunluk faaliyeti anlamında bir anlamı var mıydı?
C: Daha önce de yaşadınız ve evet, her zaman olduğu gibi.

S:(L) 4'üncü yoğunlukta böylesine bir patlama meydana getirecek ne oluyordu?


C: Çarpışan yoğunluklar. Sizin zaman ölçümünüzle yaklaşık 1.3 saniye sürdü. Yani 1.3 saniye boyunca tamamen 4'üncü
yoğunlukta bulundunuz.

S:(T) Yani fark etmemizin önemli olduğu bir olaydı, öyle mi?
C: Fark etmeniz, olayın kendisinden daha önemliydi.

S:(V) Birşey soracağım... Tüm yıldırımlarda bir 4'üncü yoğunluk etkisi var mı? (L) Hayır, hayır. (V) Sadece bu olay mı?
(T) Ya fark etmemişsek? Ben patlamayı duymadım. En son cevap neydi? (L) Fark etmek, olayın kendisinden daha önemli...
(T) Yani önemli olan birşey olduğunun farkına varmış olmak.
C: Başka bir bilinç seviyesinde fark ettiniz.

S:(L) Bu olayın, A___'nın bu sabah odasında adını söyleyen ince bir ses tarafından uyandırılması olayıyla bir ilgisi var mı?
C: Evet.

S:(L) Peki deneyimlediği şey neydi?


C: Bir 4'üncü yoğunluk varlığı.

S:(L) Bu ne tür bir 4'üncü yoğunluk varlığıydı?


C: Om.
247
S:(L) Om kim? (V) Bu bir isim mi? (TR) Om, varlığın ismi mi?
C: Türü.

S:(L) Om nasıl bir türdür?


C: Bilmek istemezsiniz!

S:(L) Hayır bilmek isterim. Eğer birşey A___'yı yatak odasında ziyaret ediyorsa, bunun kim veya ne olduğunu kesinlikle
bilmek isterim.
C: Bunun düzenli bir olay olduğunu kim söylüyor?

S:(V) Yani bu her zaman meydana gelmeyecek ve bu konuda endişelenmeye gerek yok, öyle mi?
C: Evet.

S:(T) Bir kerelik bir olay mıydı?


C: Evet.

S:(V) A___'nın bu olayın bu kadar farkına varmasının nedeni, uyurken psişik olarak açık olması mı?
C: Evet.

S:(V) Zarar görmemek için psişik açıklığını kontrol etmek üzere yapması gereken herhangi birşey var mı?
C: Faydalı birşeyi neden kontrol edesiniz ki?

S:(V) Sadece Laura endişelendiği için soruyorum, biliyorsunuz... (TR) Bu hepimizin arada sırada karşılaştığı birşey mi?
C: Üçünüzün... hayır, şunu beş yapalım. TR, T___, Frank, D___, Laura.

S:(D) Evimde duyduğum çarpma sesleri.... bunun büyükannemle ilgisi yok değil mi?
C: Evet.

S:(D) Bunlar ziyaretçiler mi?


C: Evet.

S:(D) Bana bununla ilgili ne söyleyebilirsiniz?


C: Ne bilmek istiyorsun?

S:(D) Bu ziyaretçiler Kasyopyalı mı?


C: Biz "çarpmayız." [Gülüşme]

S:(L) D___'nin evindeki gümleme seslerine neden olan şey nedir?


C: Yaptığın pek çok faaliyetlerin çektiği çeşitli türlerdeki 5'inci ve 4'üncü seviye ziyaretçiler.

S:(TR) Bunlar zararlı mı? (D) Hangi faaliyetlerim, psişik okumalar mı? (L) Hayır, hayır, dur. Bu varlıklar genel olarak KH
mi yoksa BH yönelimli mi?
C: KH.

S:(L) Ve D___'nin çeşitli faaliyetleri onları çekti. D___'nin öncelikle hangi faaliyetleri bu tür olayların başlamasına neden
oldu?
C: İletişimler.

S:(L) Kiminle veya neyle olan iletişimler?


C: Son zamanlarda temas kurdukları.

S:(L) Kiminle veya neyle?


C: Kişiler.

S:(L) Peki kim? (D) E___ P___'den mi bahsediyorsunuz?


C: Bir tanesi.

S:(D) M___ T___?


248
C: Evet.

S:(D) J___ H___?


C: Evet.

S:(D) Laura ve F___?


C: Hayır.

S:(D) P___ K___?


C: Hayır.

S:(D) Kiliseden herhangi biri?


C: Evet.

S:(D) B___?
C: Hayır.

S:(D) D___ W___?


C: Evet.

S:(D) Tüm bunlar D___ W___'yle olan ilişkimden sonra mı başladı?


C: Evet.

S: (D) İlk olarak bu muydu?


C: Evet.

S:(D) Bu ziyaretleri nasıl durdurabilirim?


C: Karmaşık.

S:(D) Nereden başlayabilirim? İlk adım nedir? (L) Bir EM açıklığın var. Bunu kapatmak ilk adım.
C: Başladın bile.

S:(D) Okuyarak. (TR) Sorarak mı?


C: Evet. Evet.

S:(D) Bir sonraki adım nedir?


C: Bu adımlara dayalı bir süreç değil.

S:(L) Yani bilgi ve farkındalık edinmesi gerecek, değil mi?


C: Işık bilgidir ve bilgi korumadır.

S:(L) Sanırım kendinin ve evinin etrafını ışıkla çevrelenmiş olarak imgelemen gerekiyor. (D) Ve sanırım biraz adaçayı ve
kutsal su... (L) Hayır, hayır, hayır, hayır, ritüel yok. Bilgi. Sadece aklın gücü. (TR) Eğer P___ ve kilise grubuyla ilişkisini
keserse, bu doğru yönde iyi bir adım olur mu?
C: Arkadaşlık ve ilişkilere dair kesin yorumlarda bulunmayız; bu özgür irade.

S:(L) Yani sana kiminle ilişki kuracağını söylemeyecekler, bu senin seçimin. (J) Artık bilgi kazandığına göre daha bilinçli
seçimler yapabilirsin. (D) Bunda seçim yok... neyse o.
C: Sana bağlı.

S:(L) Başka konulara girmeden önce bu akşam aramızda T___'nin bulunduğunu ve...
C: Merhaba T___.

S:(L) T____'nin taşınma ve hayatının yönelimiyle ilgili sormak istediği birkaç soru var ve bu kısa olacak. Kendi sorularını
soracak.
C: Duyguların hakim olmasına izin verdiğinde neler olduğunu artık görmeye başlıyorsun T___. Seni incelikli bir şekilde
uyarmıştık.
249
S:(T) Kendimi ruhsal yolda tekrar rotaya sokmak için ne yapmam gerekiyor?
C: Son iki cevapta doğrudan seninle konuşuyorduk.

S:(T) Bana bir tür uyarıda mı bulundunuz?


C: Hatırlıyor musun, T___?

S:(T) Hayır, uyarıyı hatırlamıyorum.


C: Tamam, şimdi dikkatlice düşün, "birliğin" ilk gününe ait anılarına eriş.

S:(T) A___'yla olan ilişkimden mi bahsediyorsunuz?


C: İhtiyatlı olmaya çalışıyorduk.

S:(L) Onlar konuyu ihtiyatlı bir şekilde ortaya koyuyordu, sen doğrudan söyledin. Bu hususta bir çeşit uyarı hissettin mi?
(V) Derin sezgisel bir hissediş? (L) Bu ilişkinin seni ruhsal yoldan uzaklaştırdığını görmedin mi? (D) Sana birşeyleri
bırakmanı mı söyledi? (V) Bu ilişki kendini rahatsız hissetmene neden oldu mu? (D) Ruhsallık konusunda negatif
düşünceler edinmene neden oldu mu?
C: İzin verin T___ düşünsün. Bu oldukça şahsi nitelikte.

S:(T) Tamam. Düşünüyorum...


C: T___'nin isyankarlığa ve ketumluğa eğilimi var.

S:(J) Bu o kadar da kötü bir kombinasyon değil. (T) Bunun üzerinde çalışıyorum... (V) Hepimizin çektiği zorluklar var...
(L) T___'nin bir yerlere gitme planı var. İlişkisi hayatında pek çok olumsuz durumlara neden oldu ve şimdi bunlardan
kaçmak için ülkenin yarısını kat edecek.
C: Tekrarlanan sendrom.

S:(TR) Nereye gidersen git, sen sensin. (L) Manzara değişebilir ama kendini değiştirene kadar aynı sorunlara sahip aynı
kişi olacaksın. (T) Orada kendime daha iyi koşullar sağlayabileceğimi biliyorum. A___'yla birlikte kendimize daha iyi
koşullar sağlayabiliriz.
C: Bunu nasıl biliyorsun?

S:(T) Çünkü gazeteleri kontrol ettim, orada neler olduğunu inceledim... Orada daha fazla iş, daha fazla daire, daha fazla
fırsat ve ilerleme şansı var... (L) Kimi ikna etmeye çalışıyorsun?
C: Gerçekten mi?

S:(T) Bunun bir değişiklik vakti olduğunu hissediyorum.


C: Daha önce de sık sık böyle hissetmiştin.

S:(T) Tamam, şunu sorayım: orada bir yer edinebilir miyim, yapılması gereken birşey yapabilir miyim?
C: Yer değiştirmenin kaderi iyileştirdiği ilüzyonuna pek çok kişi kapıldı. Hepsi yanıldı.

S:(L) Eğer bulunduğun yerde başaramıyorsan, muhtemelen hiçbir yerde de başaramayacaksın. (J) Nereye gidersen git,
kendini de birlikte götürüyorsun. Eğer yanlış olan şey sensen, taşınmak bunu değiştirmez. (L) Hatta herşeyi daha kötü hale
getirir. (TR) Evet, çok şey kaybediyorsun çünkü bağlantılarını ve tanıdıklarını, destek sistemini, oluşturduğun bütünlüğü,
herşeyi kaybediyorsun. (T) İşin bir yönü de şu ki, gitmeyi gerçekten istiyorum. (L) Belki de gitmek istemek sorununun bir
parçasıdır. (J) Kaçıyor musun? (T) Hayır. (L) T___ kaçıyor mu?
C: Evet.

S:(L) T___'ye söyleyebileceğiniz herhangi birşey var mı?


C: Gideceği yerdeki toplum çok daha 3'üncü yoğunluk. Metafizik yönelimli değil.

S:(L) Diğer bir deyişle, eğer taşınırsa işler daha da karışacak, öyle mi? [tartışma için ara verildi.] T___ bunu
halledebileceğini düşünüyor... Yorumunuz?
C: Bu plan, değişken duygusal varsayımlara dayalı. İlişkisi istikrarsız ve konunun temelinde de bu yatıyor.

S:(T) İlişkinin istikrarlı hale gelmesi için ne yapmam gerekiyor? (V) Gençler! Uymayan şeyleri zorla uydurmaya çalışırlar!
C: Açık.
250
S:(T) Ne yapmam gerektiği konusunda bana bir ipucu verebilir misiniz? (L) Bu ilişkiyi istikrarlı hale getiremeyeceğini
söylüyorlar... (J) Ya istikrarlıdır, ya da değildir.
C: İzin verin, T___ karar versin.

S:(T) Şunu sorayım... Bu ilişkiyi istikrarlı hale getirebilir miyim?


C: Kendin keşfet. Ama taşınmak bunu sağlamayacak.

S:(T) Bunu başarabileceğimi biliyorum ama burada kalmam iyi olur mu?
C: Eğer kalıp işleri yoluna sokarsan ilişkinin devam etme şansı artar.

S:(T) Ama onun en iyi arkadaşı orada...


C: A___'nın arkadaşlıkları istikrarlı değil.

S:(L) A___'nın arkadaşlıklarının istikrarlı olmadığını söylüyorlar ve bu ilişkileri de kapsıyor olabilir. (T) Onun bir ruhsallık
veya bir belirli bir seviyede aydınlanma sağlamasına yardım edebilir miyim?
C: İlk yanıtta söylediğimiz şey geçerli. Sıkıntılı olmak zorunda değil.

S:(D) Ben iki kez evlendim. Harika olduğunu düşündüğüm adamla evlenmeden bir gün önce bana kimsenin beni
evlenmeye zorlamadığı ve eğer istersem fikrimi değiştirebileceğim söylendi. Aklıma takılan şeyler yok değildi ama geri
dönemezdim çünkü evlilik hazırlıkları başlamıştı bile. Ve sonunda bu çok yıkıcı bir evlilik haline geldi ve boşandık.
Söylemek istediğim şey şu ki, eğer beklentilerin ve ihtiyaçlarınla ilgili olarak onunla arandaki herşey mükemmel değilse,
eğer o kişide değiştirebileceğin veya değiştirmek zorunda olduğun herhangi birşey görüyorsan, yanılıyorsun. Onu
değiştiremezsin, değişmez ve ilişki giderek daha kötü hale gelir. Eğer şimdi yine de bunu yürütmek için ne yapabileceğini
soruyorsan, yıkıma giden yoldasın demektir. Aklını kullanman ve geri adım atman için hiçbir zaman geç değil.
C: Evet.

S:(L) T___ ile A___ arasında bir geçmiş yaşam veya karmik bağlantı var mı?
C: Her zaman olduğu gibi. Keşfetmek ona bağlı. İsyankar ve dinlemek istemiyor. Çok şey söyledik, gerisi ona bağlı.

S:(L) Bu odada isyankar olmayan biri var mı? (Koro) Ben! (L) Hepimiz bunu zor yoldan öğrendik ha? (Koro) Aynen öyle...
(V) T___'nin şu anda gördüğü dersi hepimiz yaşadık. Şimdi oturup sonucu görmek bizim için kolay çünkü bunu daha önce
yaşadık. Bizim için ona geri adım atmasını ve yeniden düşünmesini söylemek kolay çünkü hepimiz birileri tarafından bunu
yapmaya zorlandık ama o zaman bunu yapmanın ne kadar zor olduğunu ve bunu dünyanın sonu olarak gördüğümüzü
hatırlamamız gerek. (L) Evet. Yıkıcı ilişkileri sonlandırmanın, dünyada yapılacak en zor şey olduğunu hepimiz düşündük.
Gençken başka insanlar bize öğütler verdiler, tıpkı şu anda bizim T___'ye verdiğimiz gibi, ve o öğütleri dinlememiştik.
Eğer şimdi gördüğümüzü o zaman bilseydik herşey ne kadar kolay olurdu... (Koro) Çok doğru!
C: Gerçek sevgi hormonlara dayalı değildir.

S:(T) Yani söyledikleri şey şu ki, ilişkiyi burada sürdürebilirim ama orada sürdüremem, öyle mi? (L) Hayır T___, her iki
şekilde de şans yüksek değil ama burada iyi bir destek sistemi ve metafizik bağlantılar sayesinde bir şansın var. Orada
herşeyin daha kötü olacağı kesin ve o zaman duygusal karmaşaya gireceksin ve muhtemelen ekonomik durumun da kötü
olacak ve herkesten kopacaksın. (V) İlişkin konusunda net bir yanıt yok; burada kalırsan şansın biraz daha yüksek
olduğunu söylediler. Kalırsan bu ilişkiyi kesinlikle yürütebileceğini söylemediler. Ve eğer tam şimdi taşınma yoluyla
ruhsallık arıyorsan, bu kesinlikle yanlış bir adım olur...
C: Evet.

S:(J) Bu sabahki olaya dönecek olursak, J___ bana yaşadığı deneyimi anlatırken, gözlerini açtığında ışığın sarı
göründüğünü söyledi... (V) Renk değişimini ben de fark ettim... (J) Bu bahsettiğiniz olaydan mı kaynaklanıyordu?
C: Evet.

S:(J) Işıktaki renk değişimlerine neden olan şey neydi?


C: 4'üncü yoğunluktan kalan etkiler.

S:(L) Bu, 4'üncü yoğunluğa doğru ilerlerken giderek daha fazla gerçekleşecek olan birşey mi?
C: Evet.

S:(L) Atmosferdeki bu elektromanyetik yüklenme, tabii eğer öyleyse, yoğunluklardaki kaymanın bir parçası olarak
meydana geliyor...
251
C: Evet.

S:(L) Eğer bu atmosferdeki elektromanyetik bir yoğunlaşma ise, bu, yaklaşmakta olan dalgadan mı kaynaklanıyor? Bu
dalganın varlığının veya yaklaşmasının etkilerini giderek daha fazla hissetmemizle mi ilgili?
C: Giderek yoğunlaşıyor, tıpkı bir deniz dalgasının gelişi öncesindeki etkiler gibi.

S:(T) Kuzey Karolina ve Kaliforniya'daki aşırı rüzgarlar ve Japonya'daki depremler, hepsi bununla ilgili mi?
C: Evet.

S:(T) Evet. Medya kasıtlı olarak bu konuya olan ilgisini sınırlı tutuyor. Rüzgar Karolina'da saatte 200 kilometre,
Kaliforniya'da da saatte 250 kilometre hızla esiyor. (L) Kasyopyalılar bize havanın giderek garipleşeceğini söylemişti. (T)
Japonya'da bugün bir deprem daha oldu. Birkaç haftadır aralıklarla devam ediyor. Devam etmesi bekleniyor. (V) Sylvia
Brown bir talk-show'a çıktı. Çok yüksek algılama gücüne sahip bir medyum olarak biliniyor. Onun psişik yetenekleri
konusunda siz ne düşünüyorsunuz?
C: İyi.

S:(V) Alaska'da büyük bir deprem meydana geleceğini söyledi. Çok büyük bir deprem. Bundan bahsedebilir misiniz?
C: Sizin zaman ölçümünüzle dalganın giderek yoğunluğunu arttıracağı önünüzdeki yıllarda meydana gelecek çok sayıda
olaydan biri.

S:(V) Bu çok ilginç, Sylvia Brown'u birkaç yıldır takip ediyordum. (L) Şunu sorayım: Piers A___'dan bir mektup aldım ve
beni eleştiriyor ve küçümseyip duruyor ve...
C: Piers saptırılıyor.

S:(L) Bilgisayar ağındaki o acayip heriften aldığım iğrenç mektuptan sonra bir de bunu görünce şunu sormak istiyorum:
Gerçekten bu insanların gözlerinin açılmasını istiyorum, gözleri açılacak mı?
C: Açılacak olanlar açılacak.

S:(TR) Şöyle düşün, zihinleri kapalı olanların zihinlerini kapalı tutmalarına müsaade edecek kadar açık bir zihne sahipsin.
Denedin ama bunu daha fazla zorlamana gerek yok. (L) Bu yıl çok büyük, olağanüstü bir UFO faaliyeti gerçekleşeceğini
söylemiştiniz, doğru mu? 1995?
C: Bingo!

S:(L) Sanırım bu başladı bile çünkü Michigan'da bir adam güpegündüz bir UFO'yu filme almış ve üç gündür haberlerde
bunu gösteriyorlar ve sanırım konuyu küçümseyici bir tavır takınmıyorlar. (F) Evet, takınıyorlar. Kanal 13'te izledim ve
kesinlikle UFO olaylarını küçümseyici bir tavır takınıyorlardı. (TR) Ve o adamlar ağ üyeliklerini de kaybettiler! (L)
Michigan'daki o adam, bize o aracı ve kime ait olduğunu söyleyebilir misiniz?
C: Griler.

S:(L) Griler önümüzdeki yıllarda kendilerini 3'üncü yoğunlukta giderek daha fazla mı gösterecekler?
C: Evet.

S:(L) Bunu yapmalarının ardında bir neden var mı?


C: Tüm olaylar, sizin artık bildiğiniz şeylerle ilgili.

S:(L) Dünya'ya inme ve medya yoluyla insanlarla etkileşime girme hamlelerinin bir parçası... (TR) Dünya'ya zaten
iniyorlar...
C: Hayır, herşey dalganın yaklaşmasıyla ilgili olduğu için, ayrıntıların ne olduğu zamanla ortaya çıkacak.

S:(L) Bu arada, TR, Apalaçya'daki üslerle ilgili verdiğin bilgiler onaylanmış gibi görünüyor. (TR) Apalaçya dağlarında
askeri üsler var mı?
C: Evet.

S:(T) Gizli üsler mi?


C: Evet.

S:(TR) Yeni Dünya Düzeni'nin son aşamalarını uygulamaya başladıklarında ABD'nin boyun eğmesini sağlama amacına mı
yönelik?
252
C: Bekleyin ve görün.

S:(L) Çeşitli makalelerde okuduğum gibi bu ülkede krematoryum veya çalışma kampları olarak kurulmuş binalar veya
yerler var mı?
C: Evet.

S:(T) Bu planı ne zaman uygulamayı düşünüyorlar?


C: Açık.

S:(TR) Duyduğum son tarih Mart 1995'di. (V) Aman tanrım. (L) Astroloji haritalarını incelediğimde 95'in garip bir yıl
olacağını anlamıştım. (V) Bunu pek çok başka kişi de söylüyor. (D) Büyük birşey olacak herhalde, büyük bir kurumun
çöküşü gibi... (L) Eğer burada oturup saat yönünde bir ışık ve enerji girdabını imgelersek, enerji akışını önemli ölçüde
arttırabilir miyiz?
C: Artık gerekli değil.

S:(V) Dün gece birden bir Tarot okuması yapasım geldi. Aylardır yapmamıştım çünkü bunun çok temiz bir kanal
olmadığını biliyorum ama bunu yapmanın iyi olacağı yönünde güçlü bir duygu hissettim. Dün gece kendim için yaptığım
okuma gerçekleri yansıtıyor muydu?
C: Eğer öyle olmasını istiyorsan.

S:(V) O okumayı yaparken sizden enerji aldığımı umuyordum, alıyor muydum?


C: "Bizden enerji almak" için kartlara başvurma. Asıl güçlü duygun, bilgi için meditasyon yapmaktı. Bunu bir tarot ihtiyacı
olarak yanlış yorumladın. Kartlar yanıltabilir, meditasyon asla yanıltmaz.

S:(V) Güzel kartlar çıkmıştı ve bu sabah açtığım kartlar da güzeldi... Son kart ay kartıydı ve bunun psişik enerjiyi mi yoksa
aldanmayı mı vurguladığını ayırt edemedim... Algıladığım anlam neydi?
C: Bu celse için yeteri kadar kişisel bilgi verdik.

S:(T) Meditasyon yapmanın en iyi yolu nedir?


C: Size "zahmetsiz" gelen yol.

S:(V) Tamam, madem kişisel konulardan daha genel konulara geçiyoruz... Şunu bilmek istiyorum... Metafizikle ilgilenen
insanlar arasında şöyle genel bir bilgi var; bir ruh gezegene doğduğunda o küçük bebek sonsuz bilgiye sahiptir ama
büyüdükçe ve dünyevi şeyleri öğrendikçe bilgimizi yitiriyoruz, bu doğru mu?
C: Hayır.

S:(L) Bir bebek nasıl sonsuz bilgiye sahip olabilir ki, yalnızca geçmiş yaşam deneyimlerinin yansımalarına sahiptir. (V)
Bunu sen de duymuşsundur...
C: Saçma.

S:(V) Güzel. Sadece... Bunu sen de duymadın mı...


C: Ruhlar bu gezegene "doğmaz". Ruhlar hiçbir zaman doğmadılar! Ve hiçbir zaman da ölmeyecekler!

S:(V) Anlıyorum, sorum biraz gevşekti. Üzgünüm. (D) Yeni ruhlar yaratılıyor mu?
C: Eğer aklını kullanırsan bu soruyu da şimdi yanıtladık. D___ gerçek "zaman" kavramını bilmiyor.

S:(D) Bu benim için çok zor bir kavram. (L) Herkes için de öyle. Zaman kavramından bahsedebilir ve onunla
oynayabiliriz... ama aslında zaman yok. Bir ilüzyon, bir yalan... (T) Yarattığımız 3'üncü yoğunluk dünyasının bir parçası...
(D) Anlamaya gerçekten çalışıyorum... (F) Bir örnek vereyim: Kendini bu gezegenden uzaklaştır ve güneşi yalnızca bir
nokta olarak görebildiğin kadar uzak bir yere git. (D) Tamam, oradayım... (F) Uzay boşluğundasın... Yön yok, yol yok. Ne
yukarı var, ne aşağı, ne de yanlar. Hiçbirşey... Nereye baksan yıldızları görüyorsun ama yön ve taraf diye birşey yok...
Artık gezegende olmadığın için Güneş doğmuyor ve batmıyor. Ne saatin var, ne birşey... Neyin önce neyin sonra olduğunu
nasıl anlayacaksın? (TR) Deney araştırmaları için derinlerdeki mağaralara inen insanları duydunuz mu hiç? 45 gün
geçtiğini düşünerek yukarı çıktıklarında aslında 65 veya belki yüz gün geçmiş oluyor... Çünkü zaman yavaşlıyor ve sanki
duruyor. Zaman bir insan kavramı. (F) Barbara Mackle olayıyla ilgili kitabı okumuştum. Adamın biri onu kaçırıp bir
tabutun içine koymuş ve tabuta da hayatta kalması için gerekli araç gereci koyup kadını gömmüş. 83 saat sonra oradan
çıkarıldığında o tabutta sadece bir gece geçirdiğini düşünüyormuş. (L) Şunu sormak istiyorum: gece ve gündüzün ilerleyişi
gibi yapay kavramların olmadığı bir durumda uyku veya yemekle ilgili olarak insanın fiziksel bedeninin doğal döngüsü
253
nasıl olurdu? Diğer bir deyişle, yapay zaman kavramı dışında yaşıyor olsaydık, doğal durumda ne kadar süre uyanık
kalırdık, ne kadar uyurduk?
C: Tüm varlığınız çok farklı olurdu ve bahsettiğin döngüler de farklı olurdu.

S:(L) Nasıl olurdu, söyleyebilir misiniz?


C: Çevreye bağlı.

S:(L) Yani çevreyle o kadar etkileşim içindeyiz ki, neredeyse kendimizi ondan hiç ayıramıyoruz, öyle mi?
C: Yakın.

S:(L) Eğer mevcut zaman kavramlarımızla 48 saat gece, 48 saat gündüzü yaşıyor olsaydık, ömrümüz de buna göre daha mı
uzun olurdu?
C: Belki.

S:(L) Sitchin'in Nebiru olarak teorize ettiği gezegenle ilgili ilginç bir fikri var. Onların güneş yılı bizimkinin 3600 katı ve
dolayısıyla da onların yaşamındaki her bir yılllık sürede Dünya'da 3600 yıl geçiyor. Yani öyle bir teorik gezegendeki bir
varlık, o gezegenin bir yılı içinde bize göre binlerce yıl geçirmiş oluyor. Bu kavram doğru mu?
C: Bu, yanlış temellere dayalı bir kavramsal karşılaştırma.

S:(L) Benim sunduğum şekli mi yanlış, yoksa Sitchin'in teorisi mi?


C: "Hepinizinki."

S:(TR) Zamanın göreceli olduğunu ve 10'lu sayma sistemine göre matematiğe dayalı olarak oluştuğunu hatırlamamız
gerek. Ay'a gidersen orada zaman aynı olmaz. Ay'da Dünya zamanını kullanıyoruz. Mars'a gitseydik, Mars zamanı farklı
olurdu. gezegenin dönüşü ve yörüngesine bağlı olurdu herhalde. Örneğin pi'nin 3.1416 olması. SETI programında "zeki
hayat pi'yi anlayacaktır çünkü pi, dairesel matematikteki temel bir fikirdir." diyerek pi'yi radyo sinyalleriyle yolladılar.
Dairenin çevresini ve çapı ölçebilmek için pi'yi bilmen gerekir. Pi'yi on bazında göndermenin faydasının ne olduğunu
merak ediyorum çünkü Griler'in 8 parmağı var. 8'li sistemde pi'nin değeri ne acaba? Başka bir sistem bazında çalışan biri
için 3.1416'nın hiçbir anlamı yok.
C: Griler siber genetik varlıklar, dolayısıyla programlandıkları matematiği kullanırlar.

S:(TR) Kastettiğim noktayı kaçırdınız. Grilerin...


C: Hayır, kaçırmadık. Bizimle konuşurken neden yukarı bakıyorsun?

S:(L) Nereye bakmamız gerekiyor?


C: Herhangi bir yere.

S:(L) Tamam, Griler matematiği kullanacak şekilde programlandılar. Sanırım yaratıcıları olan Kertenkele varlıklarının
matematiğini kullanmaya programlandılar, doğru mu?
C: Değişken.

S:(L) Kertenkeleler nasıl bir matematik sistemi kullanıyorlar?


C: Kertenkeleler, sizin henüz anlamaya yakın bile olmadığınız bir metematik türünü kullanıyorlar.

S:(L) Bunu anlayabiliyorum. Bir doğru, bir noktanın tek bir yöndeki hareketi olarak, bir düzlem bir doğrunun kendine dik
açılarla hareketi olarak, 3'üncü boyut bir düzlemin kendine dik açılarla hareketi olarak ve 4'üncü boyut da üç boyutlu bir
nesnenin kendine dik açılarla hareketi olarak tanımlanıyor ve biz 4'üncü yoğunluğu anlayamıyoruz. 3B bir elmaya
baktığımızda, 4B bir nesnenin yalnızca bir dilimini görmüş oluyoruz lafın gelişi. Eğer elmayı gerçek 4B haliyle görseydik,
kırmızı, tüpsü, sonsuza giden birşey görürdük sanırım. Bu doğru bir değerlendirme mi?
C: Yakın.

S:(TR) Ve ayrıca 5'inci, 6'ncı ve 7'nci yoğunluk seviyeleri var. Tüm bunlar da zamanın mevcut olmadığını ve ilgisiz birşey
olduğunu gösteriyor. Bu, sonsuz sayıda yolla gösterilebilir.
C: Evet.

S:(L) Mayalara baksanıza... 20'li sayı sistemiyle hesap yapıyorlarmış. (TR) Zamana yönelik tüm referansları ortadan
kaldırdığında zaman yavaşlıyor ve sonunda duruyor. (J) Evet, duyusal mahrumiyet odalarında (sensory deprivation
chambers) tutulan kişilere ne olduğuna bakın. (TR) Aynen öyle. (L) İçe doğru patlayan bir sonsuzluk.
254
C: Eğer uzay boşluğunda olsaydınız, binlerce "yıl" uyuyabilir veya milyonlarca "yıl" uyanık kalabilirdiniz.

S:(TR) Bu da F___'nin uzay boşluğunda bulunurken, referans noktaları olmadığında zamanın nasıl algılanacağı ile ilgili
yorumunu doğruluyor. Bir ara güneş sistemindeki çeşitli gezegenlerin matrislerinden ve gezegen algılarımızdan
bahsetmiştik ve bu matrislerin başka bir yoğunluğa giden koridorlar gibi olduğundan ve eğer uygun bir boyut modunda
olursak, güneş sistemimizin gezegenlerini 3'üncü yoğunlukta olduğundan çok farklı bir şekilde göreceğimizden
bahsetmiştik. 3'üncü yoğunlukta 400 dereceden fazla sıcaklığa sahip cehennem gibi bir yer olarak görünen Venüs'ü,
üzerinde canlıların yaşadığı çok farklı bir olarak görürüz, doğru mu?
C: Evet. her yerde varlıklar bulunur, bir boyutta veya diğerinde.

S:(L) Venüs'te yaşayan varlıklar, Dünya gezegeni üzerindeki biz insanların farkındalar mı?
C: Evet.

S:(L) Mars'ta yaşayan varlıklar var mı?


C: Evet.

S:(L) Bizim farkımızdalar mı?


C: Evet.

S:(L) Güneş sistemimizdeki diğer tüm gezegenlerdeki varlıklar bizim farkımızda mı?
C: Evet, çünkü hepsi daha yüksek yoğunluklarda bulunuyor.

S:(L) Neden Dünya daha düşük bir yoğunlukta ve biz de sanki soğukta bırakılmışız gibi görünüyor? Onlar bizi biliyor ama
biz onları algılayamıyoruz. Neden? Bu hususta neden yalnızız? (D) Dünya hepsinden sonra mı yaratıldı?
C: Hayır, hayır, hayır.

S:(T) Bizimle etkileşiyorlar mı?


C: Tamam, durun, yavaşlayın! Yeniden inceleyin: 1'inci yoğunluk kim?

S:(L) Kayalar ve mineraller, değil mi?


C: Ve?

S:(L) Bitkiler mi?


C: Evet. Şimdi, onların sizinle ilgili farkındalıkları sizce ne olabilir?

S:(L) Kayaların ve bitkilerin bize dair algıları mı? Aman tanrım! (V) Bu ilginç bir ifade şekli. Harika bir örnek. (TR) Daha
üst yoğunluktaki varlıkların bizim farkımızda olmalarına rağmen bizim neden onların farkında olmadığımızı sorarken,
bizden daha aşağı seviyelerdeki varlıkların bizimle ilgili farkındalıklarının ne olduğunu da sormamız gerekiyor. (J)
Herhalde bizim 4'üncü yoğunluğa dair farkındalığımızdan fazla değildir. (TR) Ama bir bitkiye müzik çaldığında bunu bir
şekilde fark ediyor, çünkü onun daha iyi büyümesini sağlıyor. (L) Müzik bir varlık değil. (TR) Bir enerji dalgası. (J) Bir
saniye... söyledikleri şey şu: onların bize dair farkındalıkları, bizim 4'üncü yoğunluk varlıklarına dair olan
farkındalığımızdan fazla değil. (TR) Yani onların bizimle olan etkileşimleri, bizim bitkilerle olan etkileşimimiz gibi mi?
C: 2'nci seviyede kim var?

S:(L) Hayvanlar. (TR) Böcekler, düşük yaşam formları.


C: Şimdi dikkatlice düşünün, onların sizinle ilgili farkındalık ve daha da önemlisi anlayış seviyesi nedir?

S:(L) Sanırım bir şekilde bizim farkımızdalar ama bizi anlamıyorlar... (TR) Bazıları bazı noktalarda anlıyor... (T) Bizi
belirli bir ölçüde anlıyorlar... (F) Ama onların bizimle ilgili anlayışları, bizim onlarla ilgili anlayışımızdan tamamen farklı.
Diğer bir deyişle, onlar iri ve hantal varlıklar görüyorlar ama neler olduğunu bilmiyorlar. (L) Ouspensky'nin hayvanların
insanları nasıl algıladıklarıyla ilgili açıklaması gerçeğe yakın mı?
C: Yakın.

S:(L) Tamam, 1'inci yoğunluk, mineraller ve bitkiler... Kayalar ve mineraller, büyüme, suda çözünme, erozyon ve diğer
yollarla bitkilerle birleşiyor. Gerçekten sınırlı bir varlıkları var. Ve çoğunlukla hayvanlar gelip onları yiyor. (F) Arılar
çiçekleri polenliyor. (L) Ağaçlarda çok çeşitli hayvanlar yaşıyor. (T) Bazı hayvanlar yer altında ve mağaralarda yaşıyor.
(TR) Yani kayaların, minerallerin ve bitkilerin, onlarla çeşitli şekillerde etkileşen hayvanlarla ilgili gerçekten sınırlı bir
anlayışı var.
255
C: Evet, ve siz de sizin üzerinizdeki yoğunluklarla ilgili sınırlı bir anlayışa sahipsiniz.

S:(L) Gene de şu soru ortaya çıkıyor ki... (TR) Örneğin bugün hepimiz yıldırım dediğimiz birşeyi deneyimledik ama
bundan fazlası olduğunun hepimiz farkındaydık. 4'üncü yoğunlukta olan birşeyi bir şekilde algıladık. O realiteyi sınırlı bir
şekilde algıladık.
C: Laura, zihnindeki blokları kaldır; kayalar ve bitkiler sizi "görüyor mu?"

S:(J) Muhtemelen görmüyorlar. (D) Tam olarak bilmiyoruz. (TR) 1'inci yoğunluk maddelerinin 3'üncü yoğunluktaki
yansımalarını görüyoruz. 1'inci yoğunluğu kendini algıladığı gibi görmüyoruz. 4'üncü yoğunluktakiler de bizi bizim
kendimizi algıladığımız gibi değil, 4'üncü yoğunluğa yansıdığımız şekilde görüyorlar.
C: TR, hızlı bir ilerleme kaydediyorsun. Laura kıçını oynatmakta zorlanıyor! [Gülüşme]

S:(V) Merak ediyorum. Kayalar birbirlerini görüyor mu? (L) Soralım. Kayalar birbirlerine baktıklarında ne görüyorlar?
C: Birbirlerini algılayabiliyorlar.

S:(L) Bir kaya bir diğer kayanın farkına varlığında algıladığı şey, bizim dıuyu organlarımızdan hangisine daha yakın?
C: Bu çapraz bir kavramsallaştırma ve işe yaramaz.

S:(L) Yani bir kayanın algıladığı şeyi yorumlamamızın bir yolu yok. Diğer bir 1'inci yoğunluk örneği de bitkiler. Bitkilerin
belirli bireylere pozitif olarak, belirli bazı bireylere de negatif olarak tepki gösterebildiklerini biliyoruz. Bitkileri poligraf
makinelerine bağlayarak bu tepkileri ölçmüşler. (J) Müziğe de tepki veriyorlar. (TR) Üçüncü yoğunlukta görünen tepkiler.
C: Evet.

S:(L) Eğer bitkiler birbirleriyle etkileşiyorsa, birbirlerine karşı bir yakınlık duyuyorlar mı?
C: Buna benzer birşey.

S:(L) Bir bitkiyi yediğimizde bu onu incitir mi?


C: Bir "Kertiş" sizi yediğinde bu sizi incitir mi?

S:(TR) Evet, biz 3'üncü yoğunluktayız ve 1'inci ve 2'inci yoğunluğu yiyoruz, 4'üncü yoğunluk da bizi yiyor. (D) Biz
bitkileri yiyoruz, Kertişler bizi yiyor, peki yemeden nasıl hayatta kalabiliriz?
C: Fizikselliğe duyduğunuz arzuyu bıraktığınızda, yemek yemeğe ihtiyacınız olmayacak.

S:(L) Yani fiziksel varoluşa düşüş ve cennet hikayesi kısmen fiziksellik ve yeme ihtiyacı ile ilgili.
C: Lusifer, "Düşen Melek." Bu sizsiniz.

S:(L) Yani "düşmek", başka hayatlarla, başka canlılarla beslenmek zorunda olduğun fiziksel bir varoluşa girmek anlamına
geliyor, öyle mi?
C: Evet.

S:(TR) Bitkiler 1'inci seviye varlıklarla örneğin kayalar, sular vb ile beslendiğinde, 1'inci yoğunluk acı hissediyor mu?
C: Bu husus üzerinde durmamız gereksiz. Bu konuyu irdeledik.

S:(TR) Yani bir bitki besin aldığında... (L) Bitki minerallerle aynı yoğunlukta, yani bu şey gibi... (TR) İki ayrı varlık
birleşiyor gibi mi? (V) Jeffrey Dahmer gibi... [Gülüşme] ... (LM) Mineraller suda çözünüyor ve sonra bitki tarafından
emiliyor, bunda ne acı olabilir?
C: Subjektif, LM.

S:(L) Belki örneğin fosfatın suda çözünmesi, onun için bir nevi ölümdür...
C: Yakın. Yalnızca 3'üncü seviyede algıladığınızda ve varolan tek algının bu olduğunu düşündüğünüzde kendinizi
sınırlandırıyorsunuz.

S:(L) Yani diğer bir deyişle, 4'üncü seviye anlayış üzerinde çalışırken 1'inci, 2'inci ve 3'üncü seviyeyi de algılayabilmeliyiz,
öyle mi?
C: Hayır. 4'üncü, 5'inci ve 6'ncı üzerinde çalışın.

S:(L) Altımızda ne olduğunu anlama egzersizi olarak 1'inci ve 2'inci yoğunluk seviyelerini de anlamak faydalı olmaz mı?
C: Her zaman yükselmeye çalışın.
256

S:(V) Gelişen ruhlar olarak 1'inci ve 2'nci seviye çalışmalarımızı zaten tamamlamadık mı?
C: Evet.

S:(V) Geri adım atmaya gerek yok. (TR) 4'üncü seviyedeki Kertişleri kim yiyor?
C: Kimse. 4'üncü seviye, KH'nin tam ifadesinin mümkün olduğu son yoğunluktur.

S:(TR) Yani 5'inci ve 6'ncı seviyedeki varlıklar saf enerjiyle besleniyorlar.


C: Evet.

S:(TR) 4'üncü seviye tam KH için son aşama. Peki "düşünme ve değerlendirme" seviyesi olarak tanımladığınız 5'inci
seviyedeki bir KH varlığının durumu nedir?
C: 1'inci, 2'inci, 3'üncü ve 4'üncü seviyenin ruhları, enkarnasyonları arasında 5'e gider.

S:(T) Yani 4'üncü seviyedeki varlıklar, bir sonraki enkarnasyonları için 4'e dönmeden önce 5'inci seviyeye gidiyor?
C: Aynen.

S:(T) Bu yüzden düşünme ve değerlendirme seviyesi olarak isimlendiriliyor. Gidip yaptığın şeyler hakkında düşünüyorsun.
(TR) Peki ya 6'ncı yoğunluktaki ruhlar? (L) 6'ncı yoğunluk KH varlıkları var mı?
C: 6'ya ulaştığında artık 5'e kadar olan döngüye girmezsin.

S:(L) Peki 6'ncı yoğunlukta bir KH deneyimi var mı? 6'ncı seviye Oryonlar gibi?
C: Bunlar yalnızca bireylerin yansımalarıdır, birleşik varlıklar değil. Bu yansımalar denge için vardır. Bunlar bütün birer
varlık değildir, sadece düşünce formlarıdır.

S:(L) 6'ncı seviye varlıkları İncil'de Eyüp'ün hikayesinde Lusifer'in Tanrı'nın önüne gelişi gibi bir araya gelmiş melekleri
mi ifade ediyor?
C: Evet.

S:(L) Yani 6'ncı yoğunlukta KH ve BH var ve birbirlerini dengeliyorlar?


C: Dengeye yönelik bir yansıma.

S:(L) Bunda bir herhangi bir hiyerarşi var mı? Bu varlıklar bir çeşit "Büyük Konsey"in önüne gelip planlar yapıp tartışıyor,
kararlar verip bunları uyguluyorlar mı?
C: Hayır.

S:(L) Peki nasıl oluyor? Herşey enerjilerin doğal bir etkileşimiyle mi meydana geliyor?
C: Evet.

S:(V) Biz 3'üncü yoğunluktayız ve siz bizimle çalışıyorsunuz ve biz 4'üncü yoğunluğa geçmeye çalışıyoruz ve siz de 6'ıncı
yoğunluktan 7'nciye geçmeye mi çalışıyorsunuz?
C: Evet.

S:(TR) Bize yardım etmeniz, 7'nci yoğunluğa ulaşmanıza yardımcı oluyor mu? (V) Tıpkı sizin bizimle çalışmanız gibi,
daha yüksek yoğunluklarda olup sizinle çalışan başka varlıklar var mı?
C: Hayır, 7'ye hepimiz birlikte ulaşıyoruz.

S:(L) Diğer bir deyişle, siz bizi yukarı çıkarmaya çalışıyorsunuz ve herkes de yukarı çıkıyor ve tüm parçalar tekrar bir
araya geldiğinde hepimiz 7'ye gidiyoruz öyle mi?
C: Evet.

S:(TR) Bize yardım etme amacınız bu mu?


C: Bu doğal bir süreç.

S:(TR) 6'ncı yoğunluğa ulaştığımızda bizim işlevimiz, tıpkı sizin şu anda yapmakta olduğunuz gibi 3'üncü yoğunluktakilere
yardım etmek mi olacak?
C: Evet. Biz gelecekteki siziz.
257
S:(TR) Ruhların yüzde elliden fazlası 6'ya ulaştığında ve 7'ye geçmeye hazırlandığında, geri kalanların hepsi de otomatik
olarak 7'ye mi geçecek?
C: Doğru kavram değil. 3'üncü yoğunluk "Yılan Kardeşliği" ilhamlı matematiksel hesaplama ve fikirleri kullanıyorsun.

S:(J) Yani bu işin yüzdesi yok. (TR) Yani her bir ruhun oraya ulaşması gerek. (V) 3'üncü yoğunluk matematiğini
uygulayamayacağımız kadar yüksek değil bu bence. (TR) Çoğunluk diyelim.
C: Hayır. Hala 3'üncü yoğunluk matematiğini kullanıyorsunuz.

S:(L) Pekala, 7'nci yoğunluğa kesin geçişin ölçütleri nedir?


C: Derslerin tamamlanması.

S:(J) Evet. (TR) Tüm ruhlar 7'nci yoğunluğa geçtiğinde tüm ruhlar tek bir ruh haline mi gelecek?
C: Yakın.

S:(TR) O yüzden herkesin gelmesi gerek, çünkü hepimiz 7'nci yoğunlukta bir olacağız. (D) O zaman oyunu değiştirip
tekrar ilgi çekici hale getirmek için ne yapmamız gerekecek?
C: Birşey "yapmak" zorunda değiliz, yaptık, yapacağız, yapıyoruz!!!

S:(L) "Ultimate Frontier" adlı kitabı yazan adam o bilgileri kanalladı mı veya anlattığı olaylar gerçekten meydana geldi mi?
C: Evet ve evet.

S:(L) İddia ettiği gibi Davut'un reenkarnasyonu mu?


C: Öyle tercih ediyorsa.

S:(L) Kadınlar hakkında söyledikleriyle ve ruhların yalnızca tek cinsiyette reenkarne olduğuna dair açıklamalarıyla beni
kaybetti. (J) Hayır, öyle değil ve sanırım cinsiyet değiştirme eşcinsellikle de yakından ilgili. (L) Evet. (TR) Ama bence
ruhlar belirli bir cinsiyette bedenlenmeye daha eğilimli.
C: Hayır.

S:(L) Sanırım netice itibariyle dengeleniyor.


C: Herşey sadece ders.

S:(J) İnsanın cinsellik durumunun, örneğin eşcinselliğin, bir yaşamdan diğerine geçerken cinsiyet değiştirilmesiyle ilgisi
var mı?
C: Bazen.

S:(L) Tüm cinsel ifade şekilleri arasında, 4'üncü yoğunluğa daha hızlı olarak ilerleme olasılığı en yüksek olanı hangisi?
C: Cinsellikten tamamen uzak oluş.

S:(D) O zaman benim durumum iyi! [Gülüşme] (V) Neden cinsellikten tamamen uzak olmak, açıklayabilir misiniz?
C: Çünkü o zaman fizikselliğe olan arzularınızdan kurtuluyorsunuz.

S:(TR) Yani seks, insanı iyice 3'üncü yoğunluğa cezbeden bir 3'üncü yoğunluk eylemi. (L) Peki ikinci en olası cinsel ifade
hangisi? [Gülüşme] (D) Benim durumum hallolduğuna göre şimdi sizin durumunuzu ele alabiliriz! (J) Önem sırasına göre...
[Gülüşme]
C: Bir önemi var mı?

S:(D) Laura için önemli, cevap verin lütfen. (L) Sanırım herkesin cinsellikten tamamen uzak olmayı isteyeceği ve tüm
fiziksel şeylerden kurtulacağı bir noktaya ulaşması gerekiyor ama şu noktada elimizdeki seçenekler karşıtcinsellik,
eşcinsellik, çiftcinsellik ve çokcinsellik. [Gülüşme] (D) Bu cinsellik şekilleri arasında kendi fiziksel bedenlerimizden zevk
alma yeteneği de var. Bizim fizik bedenden zevk alma yeteneğimiz var ama onların yok. Ve bir yerde okuduğuma göre
bunu kıskanıyorlarmış. (L) Bu doğru mu, bizim fizikselliğimizi kıskandığınız?
C: Hayır. Hiç!

S:(L) Bir yerde okuduğuma göre yüksek ruhsal seviyelerde olduğunda ruhsal birleşmeyi deneyimleyebiliyorsun ve bu
orgazmdan daha iyi. Bu doğru mu?
C: Herhangi bir orgazm türüne neden ihtiyacınız olsun?
258
S:(L) Orgazm, fizikselliğin mutlak deneyimlerinden biri gibi görünüyor. (TR) Evet, aynen bu, fiziksellik... (L) Fizikselde,
3'üncü yoğunluk dünyasında varolan herşey bir şekilde daha yüksek boyutlardaki deneyimlerin ve varoluş durumlarının bir
yansıması değil mi?
C: Sizin deneyimlediğiniz şekliyle 3'üncü yoğunluk, bu yoğunluk içindeki esaretinizi sürdürmek üzere beslenen bir
ilüzyon.

S:(L) Diğer bir deyişle sonsuza kadar sevişen Vişnu ve Şiva örneğinde olduğu gibi varoluştaki dünyaların devamını
sağlayan kozmik bir orgazm falan yok?
C: Zırva! [Gülüşme]

S:(L) Doğu dinlerinde öğretilen birşey bu, hatta bu şekilde yaptıkları heykeller var...
C: İlüzyonu sürdürmeye yönelik bir mantıksallaştırma.

S:(L) Yani orgazm deneyimi bir yem, bizi... (D) Kontrol altında tutmak için... (TR) Ve üçüncü seviyede tutmak için... (L)
Bu doğru mu?
C: Evet.

S:(L) Başka bir celsede bu konu hakkında sorduğum başka bir soruya dönelim: orgazm anında enerjimize ne oluyor? Bu
enerji nereye gidiyor?
C: 4'üncü seviye KH'ye gidiyor.

S:(TR) Bu Kertenkelelerin bizimle beslenmesinin bir ifadesi mi?


C: Oradaki KH varlıkları bu enerjiyi alıyor.

S:(TR) Yani orgazm, 4'üncü yoğunluğun 3'üncü yoğunluktan beslenmesinin 3'üncü yoğunluktaki bir ifadesi, öyle mi?
C: Yöntemlerinden biri.

S:(D) "Pleiades Öğretileri"nde (Bringers of the Dawn) seksten bahsediliyor ve bunun sevginin bir ifadesi olduğu, seni
gerçekten sevmeyen biriyle seks yapmaman gerektiği söyleniyor.
C: İhtiyaç duyulan tek şey sevgi.

S:(L) Eğer iki birey, birbirlerine duydukları yüksek seviyeli sevgiyi fiziksel bir şekilde ifade etmek isteseler, bu enerjiyi
4'üncü seviye KH varlıklarını beslemeden, pozitif bir şekilde yapmaları mümkün mü?
C: Hayır.

S:(L) Yani ne yaparsan yap, ne düşünürsen düşün, bu enerji oraya gidiyor öyle mi?
C: Seks kuvvetli bir fiziksel arzudur.

S:(V) Büyük geçiş geldiği sırada seks yapan veya herhangi cinsel bir ilişkisi olan kişiler bu yüzden geçişi
gerçekleştiremeyecek mi? (L) Sanmam... (V) Bunu öğrenmek istiyorum. Bu doğru mu?
C: Hayır. İncil'inizde "Bin Yıl" olarak bahsedilen şey, geçişin 3'üncü yoğunluk yorumudur.

S:(L) Yani bir anlamda 4'üncü yoğunlukta bin yıl boyunca fiziksel varlıklar olarak yaşayacağız. Geçiş bu süre içinde
gerçekleşecek ve bu süre bittiğinde fiziğe olan iştahımızı geride bırakmış olacağız, öyle mi?
C: Yakın. Bazıları 4'üncü yoğunluğa hemen geçecek, bazılarının ise biraz daha "zamana" ihtiyacı olacak.

S:(T) Yani 4'üncü yoğunluğa geçtiğimizde ve hala fizikselken, ihtiyaç duyduğumuz besinleri yine 3'üncü yoğunluktan mı
edineceğiz?
C: Kısmen.

S:(D) Tamamen BH olsak bile mi?


C: Tamamen BH iseniz fiziksel besine ihtiyacınız olmaz.

S:(D) O zaman nasıl enerji alırız... Birbirimizden. Başkalarına hizmet ediyor oluruz. (L) BH böyle çoğalıp büyüyor... KH
parçalıyor ve parçalanıyor ve giderek küçülüyor... (J) Uyguladıkları parçalamalar, yasa gereği onlara dönüyor. (D) Kendi
enerjimizi başkalarına verirken biz de başkalarının enerjisini alabilecek miyiz?
C: Evet.
259
S:(D) Başkalarına hizmetin aynı zamanda kendine hizmet olması bu herhalde. (L) Son olarak söylemek istediğiniz birşey
var mı? Rehberlik anlamında herhangi birimize söylemek istediğiniz birşey var mı?
C: Ancak spesifik olarak istenirse. (ç.n.: spesifik; ayrıntılı, açık, net)

S:(D) Evde kanallama yaptığımda sizinle temas kuruyor muyum?


C: Evet ama bozucu etkilere dikkat et. Ruhuna bak TR.

S:(TR) Uzun süredir ruhuma yöneliyorum ve ruh sörfü yapıyorum! Keen Industries şirketi bana uygun bir iş teklifi sunacak
mı?
C: Bekle ve gör.

S:(TR) Sizinle iletişim kurabilecek miyim?


C: Burada.
____________________

10 Ocak 1995 F___ ve Laura

S:(L) Merhaba. Gelip gelmeyeceklerini merak ediyorum.


C: Her zaman buradayız.

S:(L) Çok teşekkür ederim. Bu gece sormak istediğim çok ciddi bazı sorular var ve sorduğum sorular pek düzenli olmasa
da bana karşı lütfen biraz sabırlı olun.
C: Pekala ama bu celseler fiziksel olarak seni enerjisiz bırakıyor, o yüzden kısa tutulması gerek.

S:(L) Tamam kısa olacak. Sadece birkaç şey sormak istiyorum. İlk sorum şu: doktorum bana bir şiropraktör gönderdi. Bu
şiropraktör, sorunlarımı daha öncekiler gibi halledemiyor. Hatta beni daha kötü hale getiriyor.
C: Başka bir tanesine git.

S:(L) Yoksa bu bir tür dolandırıcılık mı?


C: Bu konularda tek önemli olan şey paradır. Senin iyi oluşun değil.

S:(L) Bölgemizdeki şirapraktörlerin adlarına erişip bana bir tavsiyede bulunabilir misiniz... Dallas Hancock'a mı
gitmeliyim? Yaptığım ayarlamalar için çok uzak bir yer.
C: Sana bağlı. McGeehan.

S:(L) Burada kilerimin bir şeması var. Şimdi bu şemayı tablanın üzerine koyacağım; gömülü olan şeyi bu şema üzerinde
gösterir misiniz lütfen?
C: Tamam.

S:(L) [Şemayı tablanın üzerine yerleştiriyor; planşet yeri gösteriyor.] Burası mı? [parmağıyla işaret ediyor.]
C: Evet.

S:(L) Tamam, çok teşekkür ederim.


C: Birden fazla nokta var.

S:(L) Aa, özür dilerim. [şemayı tekrar tablanın üzerine koyuyor; planşet hareket ediyor ve yeri gösteriyor.] Tamam, bu
bölüm mü? Başka bir yer? [planşet 3'üncü yeri gösteriyor.]
C: Merdivenlerin hizasında, altta.

S:(L) Başka yok, değil mi?


C: Belki. Eksantrik eski ev sahibi bunları çıkaramadan öldü.

S:(L) Bunlar hangi yıl gömüldü?


C: 1933 ile 1945 arasında.

S:(L) Parmağımı koyduğum bu noktayı ne kadar derin kazmalıyım?


C: Yüzeye yakın.
260
S:(L) Peki merdivenlerin altındaki bu nokta?
C: Daha derin.

S:(L) Adam deliği kazmış, nesneleri gömüp kileri ve merdivenleri üzerine inşa etmiş, değil mi? Üçüncü nokta ne kadar
derinlikte?
C: Kendin keşfet, ama kayan kumlara dikkat et.

S:(L) Eminim bu kileri, yaptığı bazı şeyleri gizlemek için yapmıştır. Bu adamın bundan başka ne gibi faaliyetleri oldu?
C: Belediyedeki kayıtlara bak.

S:(L) Arazimizde kullanılabilir bir kuyu var mı?


C: Ne için kullanılabilir?

S:(L) İçme suyu için.


C: İyi içme suyu 80 metre derinlikte.

S:(L) İçme için olmasa da pompayla su çıkarabileceğimiz bir kuyu var mı?
C: Demir oranı yüksek.

S:(L) Arazide daha önce kuyu için kullanılan ve hala kullanılabilir olan bir boru var mı?
C: Evet. İçmek için kullanılmayacak kadar yüksek demir içeriyor.

S:(L) V___'nin kendini nasıl hissettiğinin farkındasınızdır eminim. Sanırım geçen gece "zırva" kelimesini kullanmanıza
gücendi... (ç.n.: bir önceki celsede geçen "zırva" cevabı, orijinal metinde "bull****" olarak geçiyor. ingilizce'de "yalan"
anlamında yaygın olarak kullanılan argo ve kaba bir kelime.)
C: V___'nin konuşurken rahat olması gerek!! Neşe! Bu kelime sizin insanlarınız tarafından sıkça kullanılıyor.

S:(L) Biliyorum, ben gücenmedim. Birşey söylemedim. Bazı kelimeler bana gücendirici geliyor ve onları kullanmıyorum.
V___ ayrıca kızımın odasına giren 4'üncü yoğunluk Om varlığı hakkında bilgi vermediğiniz için de üzüldü. Om bir varlık
türünün kısaltması mı?
C: Hayır, tam kelime.

S:(L) Bu varlık türünü keşfetmeyi merakla bekleyen insanlar için soruyorum, Om varlığı nedir?
C: Poltergeist türü bir varlık.

S:(L) Om varlığı boyut çakışması nedeniyle mi geldi yoksa özellikle kızımla mı ilgili?
C: Büyük ölçüde birincisi.

S:(L) Yani poltergeist türü varlıklar bu boyut çakışmalarında bizim yoğunluğumuza girebiliyorlar?
C: Elbette.

S:(L) V___ "artık kişisel olmadığını" söyleyerek gruptan ayrılmaktan bahsediyor. Bundan neyi kastettiğini öğrenmek
istiyorum.
C: Yanıtlar onun kişisel arzu ve beklentileriyle uyuşmuyor.

S:(L) Daha işin başında V___'nin mutlaklarla ilgilenmek için gerekli objektifliğe sahip olmadığını hissetmiştim.
Adanmışlığının ve kararlılığının ona epeyce mesafe aldıracağını düşünmeme rağmen, görünüşe göre sadece kendi bakış
açısı onaylandığı zaman adanıyor ve kararlı oluyor. Bazen onun verdiği mücadeleye empatiyle yaklaşıyordum ve bazen de
bazı aptallıkları beni kızdırıyordu. Sanırım siz benden çok daha sabırlısınız. Şu andaki koşullar göz önünde
bulundurulduğunda onun gruba geri dönme şansı ne kadar?
C: Açık.

S:(L) Böyle söyleyeceğinizi biliyordum. Şimdi, bu dergide bazı makaleler var: Lyssa Royal hakkında şöyle deniyor:
"1985'den beri tüm dünyada binlerce insan için kanallama yaptı. Kitapları ve makaleleri tüm dünyada altı dilde yayınlandı."
Vesaire vesaire... Lyssa burada şöyle yazmış: "İnsan bilinci kabaca üç farklı alana bölünebilir: bilinçli zihin, bilinçaltı zihin,
ve bilinçdışı zihin." Bu kategorizasyon genel olarak doğru mu?
C: Kabaca.
261
S:(L) Şöyle diyor: "Bilinçdışı zihin, daha derindeki benliğinizle olan köprüdür ve aynı zamanda görmek istemediğiniz
korkutucu, karanlık şeylerin atıldığı bir çöplüktür." Bu yeterince doğru bir ifade mi?
C: Yarı-doğru.

S:(L) Bu ifadeyi daha doğru kılmak için söyleyebileceğiniz herhangi birşey var mı?
C: Bilinçdışı zihin aynı zamanda yüksek benlikle, diğer benliklerle ve evrensel zihinle bağlantı kurmak bir kanaldır.

S:(L) Lyssa ayrıca şöyle diyor: "Çocukken travmatik bir olay yaşadığınızda, bilinçaltı hemen bu bilgiyi işlemek ve
depolamakla kalmayıp, aynı zamanda sizi daha fazla bölünmeye karşı koruma yollarını da bulur. Bir denge oluşturmaya
çalışır. ...travmanın ürettiği çok yoğun ham enerji, bilinçdışı zihinde depolanır." Bu doğru mu?
C: Yeterince yakın.

S:(L) Ve devam ediyor: "Dünyadışı bir varlık bize baktığında, zihinsel bölünmüşlüğümüz yüzünden onlara çoklu kişiliğe
sahip gibi görünürüz." Bu doğru mu?
C: İlgisiz.

S:(L) Neden ilgisiz? Daha yüksek bir yoğunluktan bir varlık bize baktığında neye baktığını bildiği için mi?
C: Evet. Zihinlerinizdeki bölünmüşlükleri son derece net olarak biliyor ve anlıyorlar. Bu, şunu söylemeye benziyor "Bir
insan bir kemirgene baktığında onun çok yoğun bir kürke sahip olduğunu fark eder."

S:(L) Sonra şöyle diyor: "Dünyadışılar genelde, bölünmüş bir insanla nasıl iletişim kuracaklarını bilmezler. Bazen
gemileriyle yakınlarda uçarken onları çok az insan görür; insanların çoğu onları görmez, çünkü bu bilgi hemen bilinçaltına
gider." Yani zihin öylesine afallıyor ki bu bilgiyi hemen bilinçdışına yolluyor, diyor. Dünyadışıların bizimle iletişim
kurmada sorun yaşamasının nedeni bizim bu teması bloke etmemiz mi gerçekten?
C: Hayır.

S:(L) Peki bazı insanların kendi zihinlerinde uyguladıkları blokaj nedeniyle dünyadışı varlıkları veya UFO'ları görmemeleri
mümkün mü?
C: Bu olabilir veya insanların zihinlerindeki blokaj dünyadışılar tarafından da etkinleştirilebilir.

S:(L) Lyssa'nın bağlantı kurduğu dünyadışı varlık şöyle diyor: "Çoğu durumda, toplumdaki ortalama bir varlık, telepatik
teması nasıl yorumlayacağını bilmiyor. Bizi algılamaya başladığınız anda gerçeklik dönüştürülüyor çünkü unutmayın ki,
siz bir frekanssınız, biz başka bir frekans." Bu doğru mu?
C: İlgisiz.

S:(L) Neden ilgisiz?


C: Bu cümlede iddia edildiği gibi bu bir engel değil.

S:(L) Her neyse, makale şöyle devam ediyor: "Bir dünyadışı arka bahçenize gelebilir ve bir anın bir parçasında bizi
algılayabilirsiniz. Fakat genelde olan şey şudur ki kişi hemen, alfa veya teta beyin dalgalarının ürettiği türde bir trans veya
uyku haline girerek teması kapatıyor." Bu doğru mu? Bir insan dünyadışı bir varlık gördüğünde şoktan dolayı gerçeklik
algısını kapatıyor mu?
C: Bu mümkündür ama genelde olmaz.

S:(L) Bilinçaltı zihnin temizlenmesi gerektiğini söylüyor. Burada yazılana göre bilinçaltının ilk katmanı, depolaması ve
işlemesi için bilinçaltı zihne verilen en üst seviyeli önceliklerden oluşuyor. İlk katman çoğunlukla korkutucu değildir.
Bilinçli zihin tarafından işlenmeyi bekleyen ertelenmiş algıları temsil eder... Sonra hipnoz veya meditasyon yoluyla diğer
tabakalar da kaldırılır ve sonra...
C: Gerektiğinde tüm ilgili ve önemli bilgileri verebileceğimiz için bu makale üzerinde daha fazla eleştiri yapmak
istemiyoruz. Şu anda yaptığın karşılaştırma, hafif düzeyde olduğunda iyidir fakat unutma ki farklı kaynaklar farklı
bozulmalara maruzdur.

S:(L) Farklı kaynaklar derken?


C: Sizinkinden farklı.

S:(L) Bizimkinden farklı kaynaklar... Peki şunu sormak istiyorum. Bizim kaynağımız sizsiniz, doğru mu?
C: Evet.
262
S:(L) Bu kişinin bilgisini aldığı kaynak sizden farklı mı?
C: Bizden değil, sizden farklı, dolayısıyla da doğrulanamaz.

S:(L) Kastettiğiniz şeyi pek anlayamadım. Sanırım bu makalenin söylediği şey şu: insanları kaçıran dünyadışı varlıklar
bizim evrimimizi sürdürmemize yardım etmek için buradalar ve buna engel olan tek şey ise onları negatif olarak
algılamamıza neden olan karanlık ve kirli bilinçdışı zihinlerimiz.
C: Yanlış, evriminizi sürdürmek için "yardıma" ihtiyacınız yok, hiçbir şeyin de yok.

S:(L) Benim bu konu hakkında dikkatimi çeken şey şu ki, çok sayıda insan dünyadışıları ve kaçırılmaları meşrulaştırmak
için bu mantığı kullanıyor... Biraz daha okumaya devam edebilir miyim?
C: Gerek yok.

S:(L) Bu kadın, Dorothy Ann, yunusları ve balinaları kanalladığını iddia ediyor. Yunuslar ve balinalar ona, frekansları
korumak ve dünyadaki enerji merkezlerini uyandırmak için burada olduklarını, çok yüksek seviyeli varlıklar olduklarını ve
binlerce yıldır okyanuslardaki elektromanyetik ızgara hatlarını koruduklarını söylüyor. Izgaralar şu anda yeniden harekete
geçme sürecinde bulunuyor ve balinalar, gezegendeki titreşim kalıbı değişiminde çok önemli bir rol oynayacak.
C: Hayır.

S:(L) Yunus krallığı insanlarla daha kolay iletişim kurabilecek şekilde güçlendirildi; balinalar başka varlıklarla daha yüksek
seviyeli iletişim ve temas kurma misyonlarına uyanıyorlar.
C: Saçma.

S:(L) Yani buna devam etmeme gerek yok çünkü hepsi saçma. Kryon adlı varlığı kanallayan adam metafizik İsa hakkında
bir makale yazmış. Makaleyi okudum ve gerçekten sevdim. Kendimi iyi ve hoş hissetmemi sağladı. Bunu sormayacağım
çünkü onu seviyorum. Burada başka bir sayfada Samanyolu Galaksisi'nin, 20 diğer galaksiyle birlikte oluşan bir sistemin
parçası olduğunu söylüyor. Bu doğru mu?
C: Fazla belirsiz, istenirse tüm sistemler buna benzer şekillerde ölçülebilir.

S:(L) Yani keyfi birşey.


C: Algılanabilen her şekilde bir sistem ileri sürülebilir.

S:(L) Bu evrenlerin tümünün, ışık hızının %90'ı oranında genişlediğini söylüyor. Mutlak merkezi güneşin, bizim tanrı
dediğimiz şey olduğunu söylüyor.
C: Bu konuları ele almıştık ve "Tanrı" "herşey"dir, merkezi bir güneş değil.

S:(L) Dünya'nın, Pleiades sistemi etrafından dolanan bir foton kuşağından geçtiği 25 bin yıllık bir döngüden bahsediyor ve
bu foton kuşağına girdiğimizde her türlü değişimlerin meydana geldiğini ve bunun küçük döngülerden biri olduğunu ve
harmonik birleşimin...
C: Bölünmüş kanal.

S:(L) Bu adam bölünmüş bir kanal mı? Harmonik birleşim diye birşey var mı?
C: Harmonik olarak birleşmek istiyorsan...

S:(L) Yani Pleiades etrafında dolanan ve 25.000 yılda bir bizi içine alan bir foton kuşağı yok mu?
C: Bu doğru olsaydı, şimdiye kadar size bu konuda bilgi vermez miydik sence?

S:(L) Bazen spesifik soruları sormadığımız için bazı şeyler hakkında bizi bilgilendirmiyorsunuz. Sadece bir kontrol etmek
istedim. Tamam, bu adam bölünmüş bir kanal ve bunu unutabilirim. Şimdi, bir sonraki soru: bildiğiniz gibi şu anda
Kaliforniya'da büyük seller meydana geliyor.
C: Evet.

S:(L) Bize bundan bahsetmediniz, öyle değil mi?


C: Bahsettik. Her yerde hava koşullarının çok anormalleşeceğini özellikle belirttik.

S:(L) Pekala, bilgisayar ağında Marilynne isimli bir kadınla iletişim kurdum ve bana buraya taşınmak istediğini söylüyor.
İyi bir insana benziyor. Reiki ve elma püresi konservesi yapan herkesin kitabımda yeri var. Bu bölgeye taşınma arzusuyla
ilgili olarak ona söyleyebileceğiniz herhangi birşey var mı?
C: İyi fikir!
263

S:(L) Çok negatif olmasına rağmen ağdaki IrishSir'e yanıt vermem iyi olur mu?
C: Elbette, yalnızca kendinle aynı kafa yapısında olanlarla iletişim kurarsan ne elde edebilirsin ki???

S:(L) Küçük arkadaşımız SFPro, annesinin sürekli olarak bir hayalet gördüğünü söylüyor ve annesi bu hayaletin ölen
kocası olduğunu düşünüyormuş, bu doğru mu?
C: Belki. Hayati bir bilgi değil.

S:(L) Ona verdiğim bilgi ve tavsiye uygun muydu?


C: Evet.

S:(L) Geçirdiğim kazayla ilgili olarak bir avukatla görüşmem gerekir mi?
C: Sana bağlı. Burada elinden tutup seni bir yerlere götürmek için bulunmuyoruz, çünkü o zaman öğrenemezsin.

S:(L) Sanırım bu konuda haklısınız. L___ geldi ve bağımsız incelemelerin sonuçlarıyla karşılaştırıldığında, aldığımız
bilgilerin oldukça doğru olduğunu düşündüğünü söyledi. Bunda samimi miydi?
C: Evet.

S:(L) H___ D___ bana yılın sonunda yaşlı, emekli biriyle tanışacağımı ve bu kişinin yaptığım çalışmada çok önemli bir rol
oynayacağını söyledi. Bu olacak mı?
C: Bekle ve gör.

S:(L) S___ ve N___ bize yardımcı olacak mı?


C: Açık.

S:(L) F___ veya benim için herhangi bir bilgi?


C: Hayır.

S:(L) Peki, teşekkürler. (F) Bir karadeliğe düşmeni önlemek için gerektiğinde senin hakkında bilgiler veriyorlar. (L) İyi
geceler.
________________

11 Ocak 1995 F___ ve Laura, BK ve SK (telefonla)

S: Kimse var mı?


C: Evet.

S: F___ SK ile konuşuyor.


C: Kanal bozuluyor.

S:(S) Pleyadeslilerle aynı gruptan mısınız?


C: Aynı. Pleyades'teyken Pleyadesliler, Kasyopya'dayken Kasyopyalılar. Işık varlıkları.

S:(S) Ne tür bir kaynaksınız?


C: 6'ncı yoğunluk.

S:(S) Bu bilgileri aktarmak için neden Laura ve F___'yi seçiyorsunuz?


C: Çünkü dengeleme alanları uyumlu.

S:(B) Maitreya... Bu kişinin bu hayatındaki kaderi nedir?


C: Dezenformasyon sürecinde önemli bir rol oynuyor.

S:(B) Benjamin Creme bunun farkında mı?


C: Hayır.

S:(B) Dünyadışılar Benjamin Creme'nin kafasına düşünceler mi koyuyor?


C: Evet.
264
S:(B) Bunun amacı nedir?
C: Kafa karışıklığı, sapma ve aldanma yaratmak ve böylece gerçeklik kanallarının örtülmesi. Kendini açıklıyor.

S:(B) Gerçek olduğunu sandığımız şeyin aslında gerçek olmamasını sağlamak için yani, öyle mi?
C: Yakın.

S:(B) Yani gerçeği göremememiz için dünyadışı varlıklar önümüze dikkat çekici belirli bir birey çıkarıyorlar ve onun
üzerinde odaklanmamızı sağlıyorlar.
C: "Çöldeki" sahte peygamberlerle ilgili uyarıları hatırlayın.

S:(B) Buna göre Benjamin Creme KH mi?


C: Evet, dolaylı olarak.

S:(B) Antichrist mi? (ç.n.: İsa Düşmanı)


C: Hayır. Antichrist bir birey değil, bir konsorsiyum.

S:(B) Konsorsiyum kim?


C: Bu terim, çok sayıda bireyden oluşan bir bireyler grubunu ifade ediyor.

S:(L) Peki kimler? (F) İnsan mı?


C: Evet ve diğerleri.

S:(B) Bu bireyler, normal bir insandan çok daha uzun ömre sahip varlıklar mı?
C: Karmaşık düşünce kalıpları.

S:(B) Bu kişiler aynı planı sürdürmek için peş peşe reenkarnasyonlarında aynı hafızayı sürdüren kişiler mi?
C: Yalnızca seçilen az sayıda kişi.

S:(B) Bu kanallama harf harf şeklindeki ilkel yöntemin ötesine geçecek mi? Otomatik yazı ya da bilinçli veya bilinçsiz
doğrudan kanallamaya geçilecek mi?
C: Hemen geçilebilir, ama bu şekilde bozulma riski daha düşük.

S:(B) Bu temasın amacı nedir?


C: Öğrenmenize, bilgi kazanmanıza, böylece korunma sağlamanıza ve böylece ilerlemenize yardım etmek.

S:(B) Kasyopyalılar bu temastan ne sağlıyor?


C: Size yardım ederek sizinle ve diğer herşeyle birleşme ve böylece büyük döngüyü tamamlama kaderimizi
gerçekleştirmeye doğru ilerliyoruz.

S:(B) Bu sizin için mümkün olan tek olasılık mı yoksa en iyi olasılık mı?
C: Her ikisi.

S:(B) Bizden pek çok ışık yılı uzakta mı bulunuyorsunuz?


C: Mesafe bir 3'üncü yoğunluk fikri.

S:(B) Işık yılı 3'üncü yoğunluğa ait bir kavram mı?


C: Evet.

S:(B) Dalga üzerinde seyahat etmekten neyi kastediyorsunuz?


C: Düşünceler üzerinde seyahat.

S:(F) Bizim düşüncelerimiz mi yoksa sizin düşünceleriniz mi?


C: Doğru kavram değil.

S:(L) Doğru kavram nedir?


C: Herşey yalnızca ders.

S:(L) Kimin düşünceleri?


265
C: Düşünceler varoluştaki tüm gerçekliği birleştirir ve hepsi paylaşılır.

S:(S) Tüm düşünce formlarının yarattığı bir enerji dalgası üzerinde mi yolculuk yapıyorsunuz?
C: Varolan herşey düşünce formlarıdır!

S:(B) KH olanlar bu yarışı BH olanların kazanacağını kabul ediyorlar mı?


C: Hayır, kesinlikle! KH "kaybetmeyi" algılayamaz, yalnızca içgüdüsel olarak üzerlerinde artan bir basınç hissederler.
Artan karmaşanın nedeni bu.

S:(B) Kaybettiklerinde onlara ne oluyor? Manyetik bir yıkım mı yaşıyorlar yoksa başa dönüp tüm evrim sürecini yeniden
ve karşı kutupta mı deneyimliyorlar?
C: İkincisi.

S:(B) Demek bir dönüm noktası geliyor?


C: Yakın. "Yakın" derken kavramın gerçeğe "yakın" olduğunu kastettik. Zaman veya mesafe anlamında söylemedik.

S:(B) O noktada sebep oldukları tüm acıyı deneyimleyecekler mi? (L) Güzel soru!
C: Hayır, bu sadece 5'inci seviyede olur.

S:(B) Bir Kertenkele ile karşılaştığımızda uygun davranış protokolü nedir?


C: Size kalmış!

S:(F) Bunu tekrarlayabileceğimi sanmıyorum B___. (ç.n. telefondaki BK ingilizce'de çok yaygın argo bir ifade kullanıyor)
(L) "F"li kelimeyi mi kullandı? (F) Hayır, anatominin bir bölümüne referansta bulundu. (B) Kertenkeleler şekil
değiştirebiliyor mu?
C: 4'üncü seviyedeki tüm varlıklar bu yeteneğe sahip.

S:(B) Gerçek görünüşlerini değiştirme yeteneğine mi sahipler?


C: Evet.

S:(B) Şu anda aramızda dolanıyorlar mı?


C: Nadiren. 3'üncü seviyedeki işlerinin çoğunu yaptırmak için "aracılar" kullanıyorlar.

S:(B) Bu aracılar "Siyahlı Adamlar" mı (Men in Black) yoksa Griler mi?


C: Her ikisi ve pek çok diğerleri. Siyahlı Adamlar çoğunlukla insan kılığındaki Kertenkelelerdir ve 3'üncü seviyede kısa
dalga döngüsü olarak tanımlanan kısa sürelerle kalabilirler. Siyahlı Adamlar seçilen kişilerle doğrudan temasa yönelik bir
mazeret olarak kendilerini devlet görevlisi olarak tanıtır.

S:(B) Bu Siyahlı Adamlar hiç insan öldürdü mü?


C: Hayır.

S:(F) Sadece tehdit mi ediyorlar?


C: Evet.

S:(B) Kertenkeleler hiç insan öldürdü mü?


C: Oo evet!!!

S:(B) Bir kitap var, yolda Buda'yı görürsen onu öldürmelisin diyor, bir Kertenkele için de aynı şey geçerli mi?
C: Garip.

S:(B) 3'üncü yoğunluğun dışında bir yerde bedenlerin parçalanmasına, ölüm, yıkım ve benzer şeylere neden olan fiziksel
bir çatışma yaşanıyor mu?
C: Pek sayılmaz, unutmayın, 3'üncü seviye fikirleri 4'üncü seviye gerçekliğe uyguluyorsunuz ama uymaz.

S:(B) Bedenlerin parçalanması fikri mi?


C: Evet.

S:(B) 4'üncü yoğunluktakilerin fiziksel bedenleri var mı?


266
C: Geçici.

S:(B) Bizimkiler de geçici.


C: Hayır, sizinkiler değil.

S:(B) Şekil değiştirebiliyor olmaları, bedenlerini istedikleri zaman eski haline getirebilmeleri anlamına da mı geliyor?
C: Yakın.

S:(B) Dünya'nın çeşitli yerlerinde Bakire Meryem'in görünmesi olaylarının herhangi birinin ardında Kertenkeleler var mı?
C: Evet. Hepsi.

S:(B) Bunun ardındaki sebep nedir?


C: Bilginin parçalanmasına yönelik saptırma ve dezenformasyon yayılıyor ve böylece daha fazla kişi saldırıya açık hale
geliyor.

S:(L) "Eski dinlerdeki" cehennem veya araf inancı gibi inançların propagandası insanları çok savunmasız bir noktaya
sürüklüyor, çünkü bu durumda insanlar suç ve günah düşüncelerine ve böylece de düşünce kontrolü ve şiddete daha açık
hale geliyor.
C: Evet.

S:(S) Yvonne Cole'nin kanalladığı "Aştar Komutası"ndaki (Ashtar Command) Theo, Aralık 1994'te dünyadışılar tarafından
bir iniş gerçekleştirileceği kehanetinde bulunmuştu. Bu bir uydurma mıydı, yoksa bir yanlış hesaplama mı?
C: Uydurma.

S:(S) Yvonne çok hoş biri.


C: Kanal aldatılıyor.

S:(S) Kimi kanallıyor?


C: Kertenkelelerin ajanları. Dezenformasyon. Peki o zaman kim dezenformasyon almıyor diye soracaksınız, değil mi?
Zihinlerinizi açtığınızda ve yeterince çok bilgi sahibi olduğunuzda bileceksiniz. Şimdi, bu mesaj sana K____, çalışmanın
farkındayız, çok büyük etkileri olacak bir zafere yakınsın, ama dikkat et çünkü KH güçleri seni ezmeye çalışıyor ve KH
güçlerine karşı savaşlarını yavaşlatmanı tavsiye ediyoruz, böylece onlardan kaynaklanan aşırı ısınmayı önleyebilirsin!!

S:(S) B____'nin yapmakta olduğu alternatif vergi sistemi çalışmasından mı bahsediyorsunuz?


C: Aynen öyle.

S:(L) Onları fişlediler mi?


C: Uzun süredir yakından izleniyorlar.

S:(L) B___ geri adım atacak biri değil, kendilerini korumak için ne yapabilirler?
C: Bilgi korumadır. Yakın zamandaki iki aramayı hatırlayın.

S:(L) İki telefon görüşmesi mi oldu? Ne hakkında veya kimden?


C: "İş"le ilgili görünüyordu ama hileydi.

S:(L) Pekala, sanırım başka soruları yok. Teşekkür ediyoruz. [Telefon görüşmesi sonlandırıldı.] Hala burada mısınız?
C: Evet.

S:(L) B___ ve S___'nin onlara yaptığınız yorumlar hakkında ne düşündüklerini söyler misiniz?
C: Büyülendiler.

S:(L) Buna ilkel bir yöntem diyebilirler ama doğrudan kanallama yapan herkes resmen saçmalıklar üretiyor. Bildiğiniz gibi
kilerimde çok büyük bir çukur açtık ve halen birşeye ulaşabilmiş değiliz. Orada birşey olduğundan emin misiniz?
C: Dikkatli incele.

S:(L) Çıkarıp attığımız toprak içinde olabilir mi?


C: Hayır.
267
S:(L) Çukurdan nereye doğru gitmemiz gerekiyor? Ne kadar derinde? Biliyorum, devam etmemizi söylediniz ama eğer kısa
bir süre içinde birşey bulmazsak... Yani ne kadar eşebiliriz ki? Tüm kiler kocaman bir çukura dönecek.
C: Sabır meyvelerini verecek.

S:(L) Peki söyleyebilir misiniz, daha ne kadar eşmemiz gerekiyor...


C: Elemeyi dikkatli yapın.

S:(L) Dışarı attığımız kumu mu, yoksa yeni kumları mı?


C: Hepsi.

S:(L) Daha derine inmemiz gerekiyor mu?


C: Belki.

S:(L) Çukuru genişletmemiz gerekiyor mu?


C: Sabır!!!

S:(L) F___, kilerde ne kadar büyük bir çukur olduğunu biliyor musun? (F) Hayır, ama görmek isterdim. (gülüşme) (L)
İkimiz birlikte bu masayla birlikte o çukura rahatça sığarız. (F) Kazmak ne kadar vakit aldı? (L) Çocuklar bugün başladılar.
(F) Toprakta kim bilir neler vardır. (L) Şimdi, gerçekten zor bir durumdayım. Ya P___ ile anlaşacağım, ki teklifi çok
düşük, ya da başka birşey yapmam lazım ve ne yapacağımı bilmiyorum. Görebildiğim tek seçenek bu.
C: Üzgünüz, ama ne yapacağına sen karar vermelisin; bu öğrenme sürecinin bir parçası.

S:(L) B___ ve S___ gelecekteki çalışmalarımızda önemli bir rol oynayacaklar mı?
C: Muhtemelen, ama bekle ve gör.

S:(L) P___ şu anda anlaşmayla ilgili ne düşünüyor?


C: Para.

S:(L) İpotek mi istiyor?


C: Neden onunla görüşüp durumunu dürüstçe açıklamıyorsun?

S:(L) Bunu yapacağım.


C: Gecikmeleri anlayacaktır, kimse seni en iyi "anlaşmayı" istemekle suçlayamaz.

S:(L) Birşey daha sormak istiyorum, yakın zamanda J___ O___'nun kişisel eşyaları bulundu. Ne tür bir araç...
C: Bu konuyu geride bırakma vaktin geldi.

S:(L) J___ ile görüştük ve J___'nin bu gizemi çözecek kişileri bulmaya gerçekten çaba gösterdiğini düşünüyor.
C: Clara Teyze tekrar harekete geçti.

S:(L) F___'yi Sharky'ye göndermem iyi olur mu?


C: Sana bağlı. Gitme vakti.

S:(L) Teşekkürler ve iyi geceler.


___________________________________

14 Ocak 1995 F___, Laura, TR ve JR, T___, M___ ve A___

S:(L) Kimse var mı?


C: Evet.

S:(L) Bu gece karşımızda kim var?


C: Hnora.

S:(L) Neredensin?
C: Kasyopya.

S:(L) Bu akşam planşetteki hareket neden bu kadar yavaş?


268
C: Büyük ölçüde artacak, sabırlı olun. Küçüğü uzaklaştırın lütfen.

S:(L) Çocukların neden uzakta tutulması gerekiyor?


C: Ruhları henüz tam olarak açılmadığı için psişik hasar olasılığına karşı bir koruma olarak.

S:(L) Bedene giren bir ruh dünyaya doğduğunda bir çiçek tohumu gibi mi oluyor? Yıllar geçtikçe açıyor mu?
C: Bir yeniden uyanış dönemi.

S:(L) Yani ruh bedene girdiğinde o noktada geçmiş deneyimlerini unutuyor, öyle mi?
C: Döngü.

S:(L) Suların alçalması ve yükselmesi gibi bir döngü mü? Çocuklukta sular alçalmış durumda mı?
C: Buna benzer birşey.

S:(L) Bazı sorularımız olacak ve ilki şu: Daha önceki celselerde bize gelecekteki biz olduğunuzu ve bizimle birleşmek
üzere buraya doğru geldiğinizi söylemiştiniz.
C: Evet.

S:(L) Zamana göre düşünecek olursak, bizden ne kadar uzaklıktasınız?


C: Sizin zaman ölçümünüzle belirsiz.

S:(L) Bize yaklaşan olayın yaklaşık varış zamanını hesaplamamız için bazı bilgiler vermiştiniz. Bu dalga buraya geldiği
zaman mı bizimle birleşip gelecekteki biz olacaksınız?
C: Hayır, bu doğru kavram değil.

S:(L) Dalga buraya vardığında bizimle birleşeceğinizi söylemiştiniz. Gelecekteki biz olduğunuzu söylerken kastettiğiniz
şey bu mu?
C: Hayır.

S:(L) Yani iki ayrı olaydan veya konudan bahsediyoruz, veya zaman/mekandaki iki ayrı nokta, öyle mi?
C: Hayır. Yine 3'üncü yoğunluk mantığını daha üst yüksek yoğunluk seviyelerine uygulamaya doğru kayıyorsunuz.

S:(L) Bu gece Laura'nın üzerine gelme gecesi mi?


C: Hayır. Herkesin ilerlemesine yardım etmeye çalışıyoruz.

S:(L) Yani aynı olaydan bahsetmiyor muyuz?


C: Bir kere "gelecek" nedir?

S:(L) Zaman/mekandaki farklı noktalar.. Gelecek sadece bilincin farklı bir odağı mı? Herşey eşzamanlı mı?
C: Evet. Eğer bu doğruysa neden burada lineer/doğrusal bir mantık uyguluyorsunuz? Görmüyor musunuz, sizinle şu an
birleşiyoruz!

S:(L) Anladım. (TR) Yani dalga geldiğinde eğer hazırsak dalga bizi 4'üncü yoğunluğa taşıyacak ama o noktada sizinle 6.
yoğunlukta gerçek bir birleşme yaşamayacağız ama bir yoğunluktan diğerine geçiş sırasında tüm odak noktaları birleştiği
için bir "birleşme" deneyimleyebiliriz, doğru mu?
C: Kısmen doğru, kısmen ilgisiz.

S:(J) Hangi kısmı doğru, hangi kısmı yanlış? (T) Dalga geldiğinde, 4'üncü yoğunluğa geçecek olanları oraya taşıyacak, bu
kısmı doğru mu?
C: Açık.

S:(TR) Hangi kısmı açık?


C: 4'üncü yoğunluk adayısın.

S:(TR) Yani biz 4'üncü yoğunluk adayıyız ama bu mutlaka 4'üncü yoğunluğa geçebileceğimiz anlamına gelmiyor, öyle mi?
C: Kısmen.

S:(TR) 4'üncü yoğunluk adayları doğru frekans titreşimine ulaşmışlarsa ve o noktada dalganın onları taşıyacağı bir noktaya
269
yükselmişlerse 4'üncü yoğunluğa geçecekler, doğru mu?
C: Yeterince yakın.

S:(TR) 4'üncü yoğunluğa geçenler o noktada varlıklarının tüm diğer yoğunluklarıyla çok kısa bir süre için de olsa bir
birleşme, bir bütünlük mü deneyimleyecekler?
C: Ölçülemeyecek derecede kısa bir an. "Aydınlanma" denen şey işte bu!

S:(TR) Aslında zaman diye birşey olmadığı için bireyin deneyimine göre o kısacık an binlerce yıl gibi de olabilir, değil mi?
C: "Sonsuza kadar" sürmüş görünebilir.

S:(L) "Rapture" (kendinden geçme, vurgun, mest) olarak bilinen şey mi bu?
C: Bazıları iç güdüsel düşünce kalıplarını bu şekilde açıklamaya çalıştı.

S:(L) 4'üncü yoğunluğa geçmek, yani afet olayları ve benzeri büyük etkiler altındaki 3'üncü yoğunluğu aşarak veya terk
ederek bunların hiçbirinin olmadığı bir yere geçmek, "rapture" olarak bilinen şey bu mu?
C: Uzaklaşıyorsun Laura.

S:(L) Bu hafta JR ile birlikte bu konu hakkında konuşuyorduk, onun hatası. Suçu bana atmayın. (J) Benim hatam. ... (L)
Sanırım hızla cevaplandırılabilecek birkaç sorumuz olacak. Bunları hızla soralım. Bildiğiniz gibi JR'nin annesi dün sabah
öldü ve JR şu anda annesinin nerede olduğunu ve ne durumda olduğunu öğrenmeyi çok istiyor. Ona bu bilgiyi verebilir
misiniz?
C: Şu anda 5'inci yoğunlukta.

S:(L) Bu seviyeye girişinden memnun mu?


C: Subjektif.

S:(L) Bunu söyleyeceğinizi biliyordum. Bu hususta başka birşey sormak istiyor musun JR? Üzüntünü derinleştirmek
istemiyorum. (J) Hayır, sorun yok. Annem geçen ay beden dışı deneyimler yaşadı mı?
C: Evet.

S:(L) TR evinin hemen dışında çok ilginç bir deneyim yaşamış.


C: TR bunları çok yaşıyor.

S:(TR) Evet, gerçekten de öyle. Dışarıda duruyordum. Bizim altı kedimiz var. Kedileri tanırım ve bunu karıştırdığımı
sanmıyorum. Sokağın karşısındaki ağaçların birinin arkasından bir kedi geldi ama normal bir kedi gibi değildi. Çok daha
büyüktü. Bana baktı ve normal bir kedi gibi kambur oturuşa geçti ve bana baktı. Bu normal bir kedi miydi yoksa bir vaşak
mıydı?
C: Evet, Kuzeydoğu ___ Çamlık koruma alanından gelmiş bir vaşaktı.

S:(L) O tarafta bir koruma alanı var mı? (T) Evet Pasco/___ sınırında, buraya göre bizden biraz aşağıda.
C: Sizden yukarıda TR. Yönleri daha iyi öğren. Pusula farkındalığı gelecekte hayati olacak.

S:(TR) Bizden yukarıda olduğunu biliyorum ama şu anda oranın kuzeyindeyim ve St. Petersburg'daymış gibi
konuşuyorum, ama şu anda benim güneyimde.
C: Yanlış, zihninde kendini evindeymiş gibi kabul ederek söyledin.

S:(TR) Doğru. (L) Yakalandın! (TR) Sizden kaçmıyor! (L) O söylediğin şey neydi, "Mizah duygusu olan bir 6'ncı
yoğunluk varlığını severim!"
C: Evet.

S:(TR) Orada çok eğlenceli 6'ncı yoğunluk varlıkları var sanırım?


C: Evet, burası onlarla dolu! [gülüşme]

S:(L) Tamam, kesin şunu, burada bir soru sormaya çalışıyorum!


C: Neyi keselim?

S:(L) Oyalanmayalım, bu soruları bitirmek istiyorum.


C: Ama eğleniyoruz, bunda yanlış olan nedir?
270

S:(L) Hayır, ama bu soruların yanıtlarını almak istiyorum. (TR) Gevşe biraz, ihtiyacımız olan şey eğlenceli bir celse.
C: Laura gergin! [gülüşme]

S:(TR) Bu gece canlı bir celsemiz var.


C: Evet.

S:(L) Senin sayende TR. (TR) Teşekkür ederim. (L) Bu şaka işinde çok iyisin...
C: Hayır, A___.

S:(TR) A___ mı! Aman tanrım! [gülüşme] Neden A___?


C: Eğlenceyi seviyor.

S:(TR) Tamam, bu gece eğleniyoruz. Devam et, sonraki soruyu sor. (L) Şimdi sorumu sorabilir miyim?
C: Haydi sor!

S:(TR) W.C. Fields'in 6'ncı seviyeye çıktığını bilmiyordum [gülüşme] (ç.n. bir komedyen, oyuncu) (L) Tamam, artık
ciddi...
C: Artık ciddi, millet!

S:(L) Geçen gece pencerenin yanında kitap okuyordum, pencereden beyaz birşeyin geçtiğini gördüm. O pencereden
herhangi birşeyin geçebilmesi için çok uzun olması veya uçuyor olması gerekir. Ayrıca köpeklerim öldürülmedikçe,
uyuşturulmadıkça veya bir şekilde felç edilmedikçe oradan birşeyin geçmesine izin vermezdi. Birkaç dakika sonra
sigaramdan yükselen dumanı görmüş olabileceğim şeklinde bir açıklama yaptım kendime ama biraz düşününce, onca
seneden sonra sigara dumanını başka birşeyle karıştırmayacağımdan emin oldum. Sigara dumanının dışında birşey de
gördüğümü düşünüyorum. Söyleyebilir misiniz penceremden geçen şey neydi, yoksa sadece sigara dumanı mıydı?
C: Giderek daha fazla 4'üncü yoğunluk "sızıntıları" deneyimliyorsun.

S:(L) Pencerede gördüğüm şey neydi?


C: Bir dördüncü yoğunluk enerji kaynağı.

S:(L) Bir varlık gibi bir enerji kaynağı mı?


C: 4'üncü yoğunluğu ne olarak hayal ediyorsun, söyler misin bize Laura?

S:(L) Fikrim yok. (TR) İyi cevap.


C: Pekala, o zaman keşfetmek için daha sıkı dene.

S:(L) Şimdi mi demek istiyorsunuz?


C: Evet.

S:(J) Yardım edebilir miyiz?


C: Evet. Anlayın, bu alanda daha fazla ilerleme kaydetmedikçe size 4'üncü yoğunluk hayatının ayrıntılarını yeterince
açıklayamayız.

S:(L) Pekala millet, 4'üncü yoğunluk hayatını nasıl birşey olarak hayal ediyoruz? (TR) Önce birşey sormak istiyorum.
C: Serbest çağrışım.

S:(TR) Gördüğü bu enerji kaynağı ille de bir varlık değil, 4'üncü yoğunluktan herhangi bir enerji de olabilir değil mi?
C: Bu sorunun yanıtı, 4'üncü seviye gerçekliğini daha iyi anlamanıza bağlı.

S:(L) Tam şu anda ensemde neden bir sıkıştırılma hissediyorum?


C: Öğrenme çakranı açıyoruz.

S:(TR) Şimdi mi başladı? (L) Ou, evet. Ensemin kökünden bir pense ile tutuluyormuşum gibi hissediyorum. Pekala, 4'üncü
yoğunluk neye benziyor... Rüya durumuna benzediği söylenebilir mi? Birşey düşünür düşünmez veya üzerinde odaklanır
odaklanmaz o oluyor veya gerçekleşiyor?
C: Devam et.
271
S:(L) Örneğin suyun üzerindeki bir botun içinde olmayı istediysen, kendini bir botun içinde buluyorsun, hem de şu
andakinden daha gerçek gelen bir okyanusun üzerinde. Çünkü suyun üzerindeki güneş ışığı parıltılarına kadar tüm
beklentilerine yanıt veriyor.
C: Uzaklaşıyorsun.

S:(L) Uzaklaşıyor muyum?


C: Evet. Neden bir bota ihtiyaç duyuyorsun?

S:(L) Bu fantazideki fikir bir botta olmaktı. (TR) Ama bu bir fantazi değil. (L) Gerçeklik. Tamam. Yani diğer bir deyişle
4'üncü yoğunluk düşüncelerinin hemen gerçeğe dönüştüğü bir yoğunluk. Örneğin kendini bir kuledeki bir prenses olarak
düşünürsen hemen bir şato ortaya çıkar ve sende bir kulede olursun ve eğer saçının yere kadar uzamasını istersen saçın da
hemen yere kadar uzar.
C: Bunlar 5'inci seviyede olan şeyler.

S:(L) Pekala, yani orayla 3'üncü yoğunluk arasında birşey.


C: Devam et.

S:(TR) 3'üncü yoğunluğa çok benziyor ama bir yönüyle mi farklı?


C: Hayır.

S:(TR) Geçiş vakti geldiğinde bir 3'üncü ve bir de 4'üncü seviye dünya olacağını ve bazılarının 3'üncü yoğunluk
dünyasında bazılarının da 4'üncü yoğunluk dünyasında olacağını söylemiştiniz.
C: Üzerinde düşünmeniz için bir olasılık.

S:(L) Pekala, şimdi kısa bir mola verelim... [mola] Tamam, sanırım tartışmamızı bizimle birlikte dinlediniz ve JR'nin
okuduğu makalede 4'üncü yoğun deneyiminin, arzulu düşünmenin en yüksek seviyesi olduğu söyleniyordu. Yani arzuyla
düşünme gerçekliğe dönüşüyor... (J) Yoksa makalenin sadece belirli bir kısmı üzerinde mi odaklandık?
C: Yakın. KH.

S:(L) Yani BH arzulu düşünüşü...


C: BH arzulu düşünmez.

S:(L) Peki BH nasıl düşünür? (TR) Sorumlu bir şekilde... (L) [ense kökünde şiddetli bir sıkıştırıcı etki deneyimleyerek]
Aman Tanrım! Siz oradakiler vücuduma garip şeyler yapıyorsunuz...
C: Yardımcı ve dengeli. Arzular tamamen KH'dir.

S:(L) Yani mevcut deneyimin kabulü, yani olan şeylerin oluşuna izin vermek ve bunlara dengeli ve yardım niyetiyle
yaklaşmak, 4'üncü yoğunluktaki BH tepkisi veya deneyimi oluyor, öyle mi?
C: Yakın.

S:(L) Ve bundan dolayı penceremde gördüğüm gibi geçen şeyleri görmek ve bunlara esas olarak açık, meraklı ve izin verici
bir şekilde bakmak bir BH tepkisi oluyor, doğru mu?
C: Belki.

S:(T) Nasıl bir merak olduğuna bağlı. (TR) Kertişler de 4'üncü yoğunlukta dolanıyor ama onlar BH değil, değil mi?
C: Doğru.

S:(TR) Ve onlar BH gibi yardımcı, sorumlu davranmıyorlar...


C: Doğru.

S:(TR) Demek 4'üncü yoğunlukta her iki tür de olabiliyor?


C: Evet.

S:(TR) Daha uygun olanı BH türü düşünme mi?


C: Evet.

S:(TR) Ama oraya gittiğinde kararına göre KH düşünüş şekli de mevcut, öyle mi?
C: Evet.
272

S:(TR) Ama bu 6'ncı yoğunluğa ilerleme yeteneğini sınırlandırıyor?


C: Evet.

S:(TR) 4'üncü yoğunluktayken KH'yi seçersen, daha sonra BH'ye geçebilir misin?
C: Evet.

S:(TR) Yani ikisi arasında istediğin kadar fikir değişikliği yapabilirsin, bu tamamen özgür irade, öyle mi?
C: Eğer 4'üncü seviyede KH'den BH'ye geçersen, KH'ye geri dönmezsin.

S:(TR) 4'üncü yoğunlukta eğer bir kez KH olmuşsan öyle kalman mı gerekiyor? (L) Hayır. (J) Eğer 4'üncü yoğunlukta
KH'den BH'ye geçersen KH'ye geri dönmüyorsun, BH'de kalıyorsun, doğru mu? (TR) Ben de onu kastediyorum, bir kez
BH'ye geçmeye karar verince orada kalıyorsun çünkü artık KH'ye geri dönme isteğin kalmıyor, öyle mi?
C: Evet.

S:(TR) Yani seçeneğin olmaması meselesi değil, sadece kendin KH'ye geri dönmek istemiyorsun?
C: Evet.

S:(TR) 4'üncü yoğunluğa çıkarsan ve Kertenkelelerin yaptığı şeyleri yaparsan ve sonunda bundan sıkılırsan veya farklı
bakmaya başlarsan veya aydınlanırsan, BH'ye geçiyorsun ve orada kalmak istiyorsun, öyle mi?
C: Açık.

S:(TR) BH'den KH'ye geçilebilir mi? Biliyorum, geçilemeyeceğini söylediniz ama sadece geçmek istemediğin için mi?
C: Doğal faktörler bunu engeller.

S:(L) Sanırım bir kez BH doğal faktörlerine ulaştığında, o konumun özelliği gereği bir şekilde... öyle birşey olmuyor...
C: Şimdi sizin için bir blok-yıkıcı: Tam BH profiline ulaşan 3'üncü yoğunluk varlıkları otomatik olarak anında 4'üncü
seviyeye geçer!

S:(TR) Bir anda yok mu olurlar? Bunu yapan insanlar oldu mu?
C: Evet.

S:(F) Evet, bunu duymuştum. (TR) Her zaman bir sürü insan kayboluyor. (L) Ama bunun o kadar çok olduğunu
sanmıyorum... (F) Ama olmuş. (J) Bazen insanlar kayboluyor ve bir daha onlardan hiçbir haber alamıyorsun. (F) Ani bir
ışığın gelmesiyle insanların aniden ortadan kaybolması gibi olaylar var; aniden bir ışık ortaya çıkıyor ve puf! (TR) Kendi
kendine yanma olayları gibi... (F) Hayır... (J) Kendi kendine yanma gibi değil çünkü o durumda beden kalıntıları duruyor.
(F) Bir grup insan birlikte otururken aniden çok şiddetli bir ışık meydana geliyor ve kişilerden biri kayboluyor. (L) Bir daha
ortaya çıkmıyor mu? (F) Hiç! (TR) Bunu sormak istiyorum, daha önce sorulduysa biri beni durdursun, tam BH profili
nedir? (L) Kendine tamamen ilgisizlik.
C: Evet.

S:(L) Yani kendin için, kendini tatmin için hiçbir yapmıyor ve düşünmüyorsun. Bunu sürekli olarak başkaları için
yapıyorsun. (TR) Lanet olsun, o zaman daha çok işim var... (Koro) Hepimizin var! (J) Gandi tam BH miydi?
C: Hayır.

S:(L) Rahibe Terasa?


C: Hayır. Politik aldanmalar.

S:(J) Rahibe Teresa politik bir aldanma mı? (gülüşme) (L) Birşey isteyeceğim... Biraz farklı bir konuda. Şu anda beynimde
büyük bir gerginleşme hissediyorum, şurada biraz dinlenmem lazım, biraz sonra devam ederiz...
C: Vücudundaki bir organizmadan dolayı bu celsede dengen yerinde değil. Bağırsaklarında bakteriyel bir artış var.

S:(L) Tamam, geçen gün JR ile Pasco'daki ve ___'deki evlerden ve aralarındaki farklardan bahsediyorduk ve ben onlara St.
Pete'deki evlerini satıp Pasco'ya taşınabileceklerini söyledim. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
C: Olabilir.

S:(L) Tüm düşündüğünüz bu mu?


C: Ne gibi?
273

S:(L) Bunun tavsiye edilebilir birşey olduğunu düşünüp düşünmediğinizi öğrenmek istemiştim.
C: Açık.

S:(L) Tamam, Sally'nin bahsettiği ve bana göndermekte olduğu Krill dosyası hakkında birşeyler sormak istiyorum. Bize
Krill dosyasının arkaplanından ve doğruluğundan bahsedin. TR bu konuda benden çok daha fazla şey biliyor. Sanırım bu,
dünyadışı bir varlık tarafından, devlet komplosunu ortaya çıkarmaya yönelik olarak yazılmış birşey. Krill dosyaları doğru
muydu? (TR) İddiaya göre Krill ABD'deki bir mahkum. (L) Krill diye biri oldu mu gerçekten?
C: Yarı.

S:(TR) Krill dosyasının bir geçerliliği var mı?


C: Yarı.

S:(TR) Bir dünyadışı tarafından mı yazdırıldı?


C: Belki.

S:(TR) Dosyaları oluşturup bir araya getiren bir insan mıydı?


C: Yarı.

S:(TR) Bu, ufolojide Cooper, Lear, Lazar ve Bennewitz'in işlediği konularla aynı kategoride bir olay mı?
C: Pek çok kez söyledik... Laura dikkatini topla... Dinle!

S:(L) Yarı diyorsunuz. Yarıdan neyi kastediyorsunuz?


C: Sakinleş. Sabır, canım!

S:(TR) Diğer UFO belgelerine de aynı miktarda geçerlilikle mi yaklaşmalıyız?


C: Şimdi durun!!!

S:(L) Fazla hassas olduğu için hakkında konuşamayacağımız bir alan mı bu?
C: Hayır!!!!!

S:(F) O halde ne?


C: Size önemli birşey söylemeye çalışıyoruz ama siz soru sorup duruyorsunuz. Şimdi, lütfen biraz sessizlik!!!! Pek çok kez
size birbirinizle iletişim kurmanızı, bir fikir paylaşım ağı oluşturmanızı söyledik çünkü ÖĞRENME ve İLERLEME böyle
olur! Ama siz bütün yanıtlar için bize yaslanıyorsunuz, ÖĞRENME böyle olmaz!!!!!!! Şimdi bunu deneyin, sonuçlar sizi
çok şaşırtacak: Her birinizde sınırsız miktarda gerçek ve "yer sarsıcı" bilgiler var. Bu bilgiler bilincinize yerleştirildi ki
bunlara erişip öğrenebilesiniz. Şimdi sorduğunuz son soruları kendi aranızda tartışın ve "bırakın aksın."

S:(T) Laura, şu anda etkisi daha mı zayıf? [T___ Laura'nın ensesine reiki veriyor.] (L) Önceki kadar sıcak değil. Merak
ediyorum. Jim G___'den aldığın ikinci ayarlamalar... Bunu soralım. Jim G___'nin yaptığı inisiyasyon T___'nin reikisini
durdurdu mu?
C: Yalpalanıyor.

S:(L) Daha önce çok iyi reiki vermişti. Şu anda yaptığı reikide bir sorun var mı?
C: Açık.

Grubumuz bu noktada, Krill belgesiyle ilişkili olan veya bu dosyada adı geçen birkaç UFO araştırmacısı ile ilgili olarak
daha önce yapılan yorumları incelemeye başladı. Bu bize bu dosyayı değerlendirmek için bir başlangıç noktası teşkil etti.
Okuyucu, ilgili yorumları önceki celselerde bulabilir. Krill kağıtlarıyla doğrudan bir ilgisi olmamasına rağmen Don
Ware'nin de adı geçtiği için o da tartışma konusuna dahil edildi. Tartışma:

S:(L) Don Ware kim? Sormamın nedeni John'un bana verdiği isim listesinde adının olması. (TR) Don Ware MUFON'un
Doğu Sahili bölgesel yöneticisiydi ama olayın metafizik yönüne doğru ilerlediği için uzaklaştırıldı. MUFON çok somut
hususlarla ilgileniyor. Bu tür şeyleri duymaktan hiç hoşlanmazlar. (F) Evet bu hususta çok katılar... (TR) Bilimsel bir
güvenilirlik kazanmak istiyorlar... (F) Bir UFO'nun inmesini ve gidip ona dokunabilmeni istiyorlar. (TR) Dünyadışıların
nereden geldiğini, ne yapmak istediklerini, araçlarında ne tür bir teknoloji kullandıklarını, bunları nasıl yaptıklarını falan
öğrenmek istiyorlar. Anladığım kadarıyla MUFON Mavi Kitap Projesi'nin (Bluebook Project) bir devamı. Mavi Kitap
Projesi kapatıldığında gidip diğer UFO gruplarını dönüştürmeye başladılar. NICAP ve APRO'yla başladılar ve MUFON da
274
belirli bir gruptan başka bir gruba geçen son örneklerden biri. Bu alanda elde edilen tüm bilgiler Teksas'a gidiyor ve bir
daha birşey duyulmuyor. Teksas Karadeliği. (L) Eğer John Lear ve William Cooper, Kasyopya Onay Damgası'nı
alıyorlarsa ve esas olarak Krill kağıtlarında yazılı olan şeyleri söylüyorlarsa onlar bu bilgileri nereden aldılar? (TR) Bu
konudaki düşüncelerden birine göre Moore, Lear veya Bennewitz, bunlardan biri Krill belgesini yazan kişiydi. Krill'in, bu
bilgileri veren varlığı tanımlamak için devlet tarafından kullanılan bir kısaltma olabileceğinden bahsediliyordu. (L) Senin
bilgine göre Lear veya Cooper, bu belgede yazılı olan şeylere kendileri hiç tanıklık edecek bir konumda bulundular mı veya
bulunduklarını iddia ettiler mi? (TR) Hiç birinin bunları fiziksel olarak gözlemleyecek bir konumda bulunduğunu veya
yeraltı üslerine gittiklerini sanmıyorum. Başka kaynaklardan aldıklarını iddia ettikleri bilgiler üzerinde çalışıyorlardı. (L)
Peki bu diğer kaynaklarının kim olduğunu iddia ediyorlar, isim vermiyorlar mı? (TR) Kaynakların çoğunun ismi
verilmiyor. Moore ve Cooper, devlet içinde bazı kaynaklarının olduğunu iddia ediyor. Sanırım Cooper'di, bir süre ordu için
çalıştığını söylüyor. Sanırım hava kuvvetlerindeydi. (L) Pasifik Filosu Amirali için istihbarat analizciliği yaptığını iddia
eden o muydu? (TR) Evet. Cooper'ın yazılarının çeşitli versiyonları var çünkü yazıları değiştiriyor ve güncelliyor. Aslında
birşey değiştirmedi; sadece temizledi, düzenledi ve bazı eklemeler yaptı. (L) Eğer durum buysa, yazdıklarını, bunları
gözlemleyen veya gören bir insandan aldıkları bilgilere göre hazırladıklarını söyleseler çok daha inandırıcı olurlardı bence.
Bu bilgilerin dünyadışı bir varlık tarafından verildiğini söylemeleri inanılırlığını azaltmaz mı? Tüm bu bilgileri uyduruyor
olsalar bile kaynağın bir insan olduğunu söylemeleri durumunda inandırıcılıkları çok daha fazla olurdu. Ama Krill diye bir
varlık tarafından verildiğini söylüyorlar ve belki de doğrudur. Ama aklıma hemen şu geliyor. Eğer kaynak gerçekten
dünyadışı bir varlıksa ve KH ise bu bilgilerin ne kadarı doğru olabilir? (TR) Krill'in standart Grilerden biri olduğu iddia
edildi. (L) O zaman söylediği hiçbirşeye güvenemeyiz. Bu bilgilerin kaynağının dünyadışı bir varlık olduğuna inanabiliriz
ama eğer Grilerden biriyse o zaman verilen bilgilerin güvenilmez olduğunu düşünebiliriz. (F) KH bir kaynak bile olsa bu
mutlaka güvenilmez olduğu anlamına gelmez. (L) Evet ama eğer KH ise hiç şüphe yok ki sadece kendi amaçlarına hizmet
eden bilgiler vereceklerdir. (F) O gözle bakarsan öyle. Ama bu bakış açısı doğru olmayabilir. Kaynağın KH bir dünyadışı
olması ve hatta siber genetik bir varlık olması, verdiği bilgilerin mutlaka yanlış olması gerektiğini göstermez. Belirli bir
anlayış seviyesine ulaşmış olanlarımız için ilk düşünce bu bilgilerin yanlış olduğu şeklinde oluyor ama ters psikoloji oyunu
da olabilir. Doğru bilgi ver ama yüksek anlama seviyesine sahip olanlar bunun yanlış olduğunu sansın. (L) Ne tür bilgiler
verildiğini biliyor musun? Bizim aldığımız bilgilere benzer şeyler söyleniyor. (F) O zaman bilgiler doğru. (TR) Eğer bu
standart bir sibergenetik Gri ise, asıl mesele bu varlığın ne kadar biyolojik olduğu. Örneğin kesilip incelenecek kadar
biyolojik mi? (L) Tabii ki. Onlarla ilgili otopsi raporları var, sadece nasıl beslendikleri bilinmiyor. (F) Onlar sibergenetik,
ama tıpkı biyolojik bir varlık gibi görünebilir ve işlev gösterebilir. Onların içini açarsan kan ve doku görebilir ve
mikroskobik kanıtlar elde edebilirsin... (L) Okuduğum kadarıyla mikroskobik incelemelere göre daha çok bir bitki
gibilermiş... (TR) Evet. (F) Yani yetiştiriliyorlar! (L) Evet. İnsanın genetik bilgisinin bitkilerinkiyle kromozomal olarak
birleştirildiğini düşün. (TR) Yüzlerce yetiştirebilirsin. (L)Ve tohum gibi ekebilirsin... ve görünüşe göre yaptıkları şey de bu.
Bu gemilere götürülüp geri gelen insanlar duvarlardaki kapların içinde yetişen şeyler görüyorlar. Tıpkı bir sera gibi. (F)
Bizim elde ettiğimiz bilgiye göre Griler Kertişlerin kullandıkları robotlar oldukları için her iki boyuta da erişime sahipler.
Eğer böyle robotlar bitki gibi yetiştirilebiliyorsa 4'üncü seviyenin ne garip bir yer olduğunu düşünün! Biz karşımıza çıkan
sibergenetik robotların gerçek birşey olduğunu sanırken bir de bu robotları yapan tam ruha sahip 4B varlıkların seviyesini
düşünün! (TR) Kertişler bizim yoğunluğumuza girmek için robotlar yaratmak zorundalarsa burada bizden daha güçlü
değiller mi demektir? Griler olmadan da bizimle etkileşime girebilirler mi? (F) Evet. (L) Evet, girebilirler, girdiler,
girecekler ve giriyorlar. (F) Ama bazı sorunlar var. Öncelikleri görüntüleri çok göze batıcı... (J) Eğer sokakta yürüselerdi
herkesin dikkatini çekerlerdi.(TR) Bu kendilerini nasıl gösterdiklerine bağlı. (L) Görünüşlerini değiştirebiliyorlar. (F)
Görüntülerini değiştirebiliyorlar ama sadece kısa bir süre için. (L) Çünkü bunu yapabilmeleri için 3'üncü yoğunluk
enerjisini kullanmaları gerekir. (F) Geçen gece telefonda S___'yle konuşurken S___ ve B___ Siyahlı Adamlar'a değindiler.
Verilen yanıt Siyahlı Adamlar'ın "Kertenkele varlıkları" olduklarıydı. Pek çok raporda Siyahlı Adamlar'a dair tanımlamalar
çok garip. Sesleri sanki yankılı bir odadan geliyor gibiymiş ve... (TR) Başka bir celsede de Siyahlı Adamlar hakkında
birşey sormuştuk, ne demişlerdi? "Projeksiyon" olduklarını. (J) Aynen öyle, belki de gereken ipucu budur. Belki bizim
gerçekliğimize bu şekilde erişiyorlardır; 4'üncüden 3'üncüye projeksiyonlar olarak. (F) Hep aklımı karıştan bir olay vardı.
28 Nisan 1978'de Maine'de UFO araştırması yapan bir adama bir Siyahlı Adam yaklaşmış. Siyahlı Adam'ın çok garip
olduğunu anlatıyor. Yüzü pembeymiş. Makyajlı gibiymiş. Siyahlı adam kendi yüzüne dokunduğunda sanki tamamen
birşeyle kaplıymış gibi bir iz kalmış. Sonra birden kalkıp "Şimdi gitmem gerek... ee-enerrji biti-ii-yorrr" demiş. Sonra
kalkıp tökezleyerek uzaklaşmaya başlamış. Siyahlı Adam'ın tökezlemeye başladığını görünce çok şaşırmış... (L) Energizer
Tavşanı değilmiş demek ki! [gülüşme] (F) Sonra bir ışık görmüş. Önce bunun bir arabanın farından geldiğini sanmış ama
Siyahlı Adam bu ışığa girip ortadan kaybolmuş. (J) Projeksiyon! 4'ten 3'e böyle geliyorlar. (L) 3 aşamayla projekte
olduklarını söylemişlerdi. Hatırlayın. Mekan-zamanda bir yolculuk gibi. (TR) Krill tartışmasından uzaklaştık ama 4'üncü
seviyeyle ilgili kesinlikle çok ilginç sonuçlar elde ediyoruz. (F) Krill şu anda işimize yaramıyor. (L) Kim takar Krill'i? Biz
onları kullanıp atıyoruz! [gülüşme] (TR) Ben de bunu söyleyecektim, standart UFO konularımızı ele alışımızı... Yani artık
çok farklı bir noktadayız... (J) Evet, gerçekten... (TR) Buradaki çalışma sayesinde... (F) Yıllardır yaptığımız çalışmalarda
hep somut şeyler üzerinde durduk ve ben de hep öyle kalması gerektiğini düşünüyordum ve gerçekten de eğer bir kişi bu
fenomeni yakından inceliyorsa, somut şeyler hakkında bilgi edinerek başlar ama artık sadece somut olarak görünenden çok
275
daha öte şeyler olduğunu da görebiliyorum. (L) Evet, işte burada... [Siyahlı Adamlar'la ilgili referansı arıyordu]... Siyahlı
adamlar kim veya nedir? Kertenkele projeksiyonları. (TR) Onu sorduk çünkü yoluma çıkan Camaro'lu adamın
projeksiyonu hakkında sorular soruyorduk. (L) Tamam. "Yani Kertenkeleler bir varlığın yalnızca görüntüsünü mü projekte
ediyorlar?" diye sormuşuz ve yanıt "evet." Bu noktada TR sormuş: "Siyahlı Adamlar fiziksel bakımdan gerçek değil mi?"
Ve yanıt: "Kısmen doğru. Bu teknolojiyi anlamıyorsunuz ama isterseniz tanımlayabiliriz. Önce zamanda "yolculuğu" biraz
daha tanımlamamız gerekiyor çünkü iki kavram birbiriyle yakından ilişkili. İlk adım yapay olarak elektromanyetik bir alan
oluşturulmasıdır. Bu, gerçekliğin boyutları arasında bir kapı açar. Sonra, gerçeklik iliştirme kanalına erişim için
katılımcının düşüncelerini kanallanması gerekir. Sonra da enerjiyi uygun boyut köprüsüne odaklaması gerekir. Elektronlar
doğru frekans dalgasında düzenlenmelidir. Bunun ardından tüm yoğunluk seviyelerindeki algıları dengelemek için boyut
"perdesi" içinden üçlünün gönderilmesi gerekir. Üçlü şu şekildedir: 1. Madde, 2. Enerji, 3. Gerçekliğin algılanması." Diğer
bir deyişle gönderdikleri... (J) Holografik görüntüler. (TR) Gönderdikleri enerji burada madde kazanıyor ve algıladığımız
şeyi yaratıyor. Ve algıladığımız şey de... (L) Hayır, hayır, hayır... Ne olduğunu biliyorum. Üçlünün sırasıyla gönderilmesi...
madde enerji oluyor, enerji algı oluyor ve perdenin öbür tarafına geçiyor, algı enerjiye dönüşüyor ve bu enerji de tekrar
madde haline geliyor... Boyut perdesinden geri doğru bir takla atar gibi. (TR) Ve kişinin gördüğü şey de görmeyi beklediği
şeye bağlı. Bu yüzden Kertişler bu sıralamayı uygulamadan önce ilgili kişinin beklentileriyle ilgileniyorlar... "Gerçeklik
iliştirme kanalı" bu işte. Eğer Siyalı Adamlar'ı görmeye açıksan, onların ne olduklarını bilmesen bile, bilincin bir
seviyesinde... (F) Ama sanırım bu sadece Siyahlı Adamlar'la sınırlı birşey değil. (L) Şunu dinleyin! "Birkaç kez uçan
dikdörtgen şeklinde büyük kutulardan bahsedildiğini duydum. Bunların kime ait olduğunu öğrenmek istiyorum." demişim
ve yanıt: "Kertenkele projeksiyonları..." Ne yapıyorlar, lanet olası tüm realitelerini bizim dünyamıza mı projekte ediyorlar?
(F) Görünüşe göre 4'ten 3'e geçiş sürecinin bir parçası da "projeksiyon" süreci. (TR) Evet, bir şekilde geri gitmen gerekiyor.
(F) Tabii bu da, yüksek seviyelere ait olaylarla ilgili okuduğumuz ve duyduğumuz pek çok şeyi açıklıyor. Bunları kendi
dünyamızın gerçekleriyle açıklamamız mümkün değil. Pek çok kişi boşu boşuna metalik bir araç yakalayıp içindeki
canlıları kesip incelemeyi umuyor ve üstelik bunun meydana gelmesine... (J) Bilimdeki sorun da bu, çünkü bu şeyleri
tutamıyor ve ölçemiyorlar çünkü bizim anladığımız şekilde mevcut değiller! (F) Maddeci bilimin koptuğu nokta işte bu.
Kısır bir döngüde kısılı kalıyor. (J) Kendilerini kendi kurallarıyla kısır döngüye sokuyorlar! (F) Doğru! (TR) Netice olarak,
artık Krill belgelerinin, Cooper ve Lear'ın yazdıklarının ötesine geçtik. (F) Kasyopyalıların bize bu aptalca soruları sorup
durmaya bir son vermemizi söylemelerinin nedenlerinden biri de bu. (TR) Evet, tüm bu ayrıntılara girmek zorunda değiliz.
(F) Evet, çünkü bu "UFO'lara Giriş 1" (J) Evet biz bunun ötesine geçtik. Aman Tanrım! Dinleyin millet; size fark ettiğim
birşeyden bahsedeceğim. Üç veya dört hafta önce işteyken masamın çekmecesi bozuktu. Çekip açmaya uğraşıyordum.
Sonunda çektim ve bu klasör yere düştü. Bu klasörü eve götürüp kullanmaya karar verdim. Ve bakın klasörün üzerinde ne
yazıyor! Hizmet! (TR) Daha da ilginç olan birşey var ki, o da bu yoğunlukta yalnız olmadığımız. Başka gezegenlerde
3'üncü yoğunlukta yaşayan varlıklar da var. Belki de bazıları buraya gelip suları iyice bulandırıyor ve neyin ne olduğunu,
kimin kim olduğunu anlamamızı zorlaştırıyor olabilirler. (F) Bana göre UFO alanında şimdiye kadar yaşadığımız
deneyimler hep daha yüksek yoğunluklardan bu yoğunluğa yönelikti. 3'ten 3'e etkiler deneyimlemiş olduğumuzu
sanmıyorum. Ve insanlar bunu daha yeni yeni anlamaya başlıyorlar. Diğer bir deyişle... (TR) Vallee de öyle düşünüyor,
boyutlararasına bakıyor, çünkü... (F) Ama Vallee de maddeci bir bilimadamı ve bunu bilimsel bir şekilde inceliyor. Sadece
henüz keşfetmediğimiz için bu olaylara imkansız diyen başka bir bilimadamından sadece biraz daha açık zihinli... (J) Evet,
üzerinde bizim adımız yok, o halde mevcut değil... (F) Ama işini çok dikkatli bir şekilde yapıyor. (L) Krill'le işimiz bitti
mi? (TR) Evet, sanırım Krill'in üzerinde yeterince durduk. (L) Krill o kadar önemli değil. Sanırım sorularımızı sorarken
daha dikkatli olmamız gerekiyor. (J) Kasyopyalıların bu öğrenme şeklini düzenli olarak sürdürmemizi isteyip
istemediklerini merak ediyorum. (L) Pekala, bunu sorulmuş varsayın.
C: İyi fikir.

S:(L) Sormak istediğim bir soru var ve bunu tartışıp tartışamayacağımızı bilmiyorum çünkü biraz tartışma dışı bir husus.
Ruhun elektromanyetik kalıbının başka bir varlık veya enerji kaynağı tarafından, dışarıdan zorla değiştirilip
değiştirilemeyeceğini öğrenmek istiyorum.
C: Hayır.

S:(L) Bir kişinin ruh kalıbı o kişinin bütün deneyimlerinin toplamıyla mı belirleniyor?
C: Denklemin parçası.

S:(L) Bir kişi ruhunda, tüm boyutlarda yaşadığı tüm deneyimlerin anılarını taşır mı?
C: Anılar, "Geçmiş, Şimdi ve Gelecek"in yansımasıdır.

S:(L) Yani eğer yansımalar... (J) "Biz gelecekteki siziz!" (L) Evet, yani Kertişler veya Oryonlar dahil hiçbir dış güç...
C: Bizi hatırlayabilirsiniz.

S:(L) Bize olan herşeye bir seviyede erişilmesi mümkün, doğru mu?
276
C: Evet.

S:(L) Ve başka bir varlığın gelip deneyimimizin bir kısmını silmesi ve bir şekilde kendi yarattıkları birşeyle değiştirmesi
mümkün değil, öyle mi?
C: Saçma!

S:(J) "Son Nesil" kitabını okuması için Laura'ya ödünç vermem iyi olur mu? Sanırım orada çok önemli bazı bilgiler var.
C: Sana bağlı.

S:(J) Neyse boşver! (L) Tabii vermelisin. Biliyorsun, bulduğum herşeyi okuyorum!
C: JR, bize yarın hangi çorabı giyeceğini de soracak mısın?

S:(L) Çorap giyiyor musun JR? (J) Hayır. (TR) Yarın hangi çorabı giysin? (L) TR!
C: Beyaz çizgili kırmızı.

S:(J) Üzgünüm. Konu dışına çıkmamam gerekirdi. (L) Şimdi sormak istediğim birkaç şey var ama bunları sormadım çünkü
daha önce belirli bir ölçüde tartışmıştık. Bir süre önce on günlük olan ve Shakespeare'den sözler söyleyen "Akıllı Bebek"
rüyasını sormuştum. Bunun sıradışı birşey olduğunu düşündüğüm için sormuştum. Kendim keşfetmem gerektiğini
söylemiştiniz. Annem geçen gün buna benzer bir rüya görmüş. Benim gördüğüm rüyadan haberi yoktu ama ikimiz de
rüyamızda konuşan bebekler gördük. Budd Hopkins'in kitabında buna değiniliyor. Bu rüyadaki en dikkat çekici husus,
konuşan bebek. Budd Hopkins'in kitabında, konuşan bir bebekle ilgili rüyasının araştırılması için hipnotik regresyona giren
bir kadının rüyasında çok farklı sonuçlara ulaşılmış. Hem benim hem de annemin rüyasında, bebeğin kötü olduğunu ve
onunla etkileşmememizi söyleyen kişiler bulunuyordu. Rüyadan sonraki gün her ikimiz de kendimizi rahatsız ve biraz
depresif hissettik. Kitapta o rüyayı gören kadın o rüyanın kendini iyi hissettiren bir rüya olduğunu söylüyor. Ama
regresyonda bunun o kadar da iyi bir rüya olmadığı ortaya çıkıyor. Sorum şu, çok derin bir seviyede bu bebek neyi temsil
ediyor?
C: Hiçbirşeyi.

S:(L) Bebek, başka bir olayın perde anısı mıydı?


C: Belki.

S:(L) Bu konuyu JR ile tartışık ve her iki rüyada da bebeği dinlemememizi söyleyen birinin olması hususunun ilginç
olduğunu söyledi. Bebeği dinlemememizi söyleyen kişi kimi temsil ediyor? Bebeği dinlemememiz gerektiği bilgisi sizden
mi geldi? Bu bebek aslında bir dünyadışıyla etkileşimin perdeleyici anısı mıydı? Yani Grilerle veya Kertişlerle?
C: Farklı.

S:(L) Farklı olan nedir? (TR) Grilerle veya Kertişlerle bir etkileşim değildi. (L) Pekala, söyleyebilir misiniz...
C: Her birey için farklı.

S:(L) Yani annemin rüyası benimkinden farklıydı ve her ikimizinki kitaptaki kadının rüyasından farklıydı, öyle mi?
C: Evet.

S:(L) Sanırım bu rüya hakkında daha fazla şey öğrenmek için meditasyon veya hipnoz yapmam gerekecek.
C: Bingo!

S:(L) TR ile birlikte yeraltındaki nesnelerin yer değiştirmesinden bahsediyorduk. Bildiğiniz gibi bize söylediğiniz yeri
kazdık ve daha önce birşeyin konduğu belli olan bir boşluk bulduk. Orada toprağın yumuşak olduğunu gördük.
C: Evet.

S:(L) Sanki biri çok derin kazmış ama garip bir yönde ilerlemiş. İlginç bir şekilde TR de, topraktaki suyun çekilmesinin
etkisiyle yeraltındaki nesnelerin hareket eğilimine dair bir yazı okumuş. Sanki bu yumuşak kum suyun olduğu bir alana
doğru gidiyor. Kumdaki birşeyin bu şekilde zamanla hareket etmesi mümkün olabilir mi?
C: Evet.

S:(L) Toprak içinde su akıntısının olduğu bir yere doğru mu hareket eder?
C: Evet.

S:(L) Ve 50 veya 60 yılda bu kadar mesafeyi katetmiş olabilir mi?


277
C: Elbette.

S:(L) O süre içinde bu mesafeyi katetmek için nesnenin yaklaşık ağırlığının ne olması gerekir?
C: Açık.

S:(TR) Önemli değil. Nesnenin ağırlığının hareketle ilgisi yok. Benim zihnimden geçen düşünce şu; ya biri o boşluğu
kasıtlı olarak bir tünel olarak eştiyse?
C: Evet. Birşey mi buldun? Hmmm?

S:(L) Yani kocamın kileri genişletme, köşeleri bloklarla destekleme fikri... (F) Eşerken birinin daha önce birşey gömdüğü
bir yer mi buldun? (L) Zeminin altında bir boşluk vardı. Onun altında da aşağı doğru devam eden, etrafı katı yoğun
kumlarla çevrili yumuşak bir kum yığını vardı. (F) Belli ki orada birşey varmış. (L) Bu daha önceden çıkarılmış birşey
miydi?
C: Keşfedin, eğlenceli.

S:(L) Sırf bu nedenle kilerin genişletilmesi gündeme geldi ve oraya daha büyük bir yer haline getirmeye karar verdik.
Yoksa yapmakta olduğumuz bu oda için planlarınız mı var?
C: Kim bilir?

S:(L) Hatırlayın, Nuh ve gemisi hakkında konuşurken Nuh'un bir gemi yaptığını çünkü bunun ona iyi bir fikir gibi geldiği
ve sonra da o geminin işe yaradığı söylenmişti. (TR) Bu çukuru kazıyorsun çünkü iyi bir fikir gibi geliyor ama henüz
bunun nedenini bilmiyorsun. Ama başka bir sebep de olabilir ve belki de eştiğin yerde gerçekten birşey bulacaksın. Ama
aynı zamanda temeli genişletiyorsun ve bu da başka birşeyle ilgili olabilir. Henüz birşey bilmiyorsun ve onlar da birşey
söylemiyor! (J) Zamanı geldiğinde öğreneceksin. (TR) İlerlemeye başladın bile. (L) Evet. Kocam yeni geniş odayı yapmak
için yeterince kazı yaptığımızı söyledi. (TR) Bir tufan veya deprem için değil belki, bambaşka birşey için işe yarayabilir.
Belki de celselerimizi oraya taşıyacağız!
C: Öğreniyorsun, Bravo!

S:(TR) Tekrar doğru izi yakaladık. Demek kazmaya devam etmeniz gerekiyor! (L) Aman, çok sağol! (TR) İşin eğlencesi
bu! Bu bir hazine avı!
C: Ve ayrıca çoook ilginç birşey de bulabilirsin!!!

S:(L) JR ve ben 4'üncü yoğunluktaki sanatsal ifadeyi çok merak ediyoruz. Bu boyutta çoğumuz sanat ve müziği çok olumlu
bir şekilde deneyimliyoruz ve bazen müzik çok ruhsal ve dönüştürücü olabiliyor. İnsanı çok sıradışı yerlere götürebiliyor.
4'üncü yoğunluktaki durum nedir?
C: 4'te örneğin sesleri "görebilir", renkleri "duyabilirsiniz."

S:(L) Peki, bu... Lütfen bu soruyu sorduğumda sakin olun ama... (F) Ne soracağını biliyorum... (L) Birşey söylemeyeceksin
ama tamam mı? Yıllar önce 60'lar ve 70'lerin bir çocuğuyken LSD denedim. (TR) Ne soracağını çok iyi biliyorum, evet,
çünkü onu ben de gördüm! (J) Evet. (L) Çok ilginç! Müzikle birlikte geometrik şekiller ve renkler ortaya çıkıyordu. (TR)
Evet! (L) Burada bahsettiğimiz şey de bu mu?
C: Bingo!

S:(L) Yani diğer bir deyişle...


C: Sıradaki sorunun cevabı evet, 4'üncü yoğunluktan bir sızıntı deneyimledin.

S:(F) Yani 4'üncü yoğunluğa bir bakış etkisi yapmış. (L) Bu realiteye erişim için bu yöntemi tavsiye ediyor musunuz?
C: Açık.

S:(TR) Sorun şu ki, bazı insanlar hep bunu yapacak ve bunu doğal bir yolla yapma üzerinde çalışmayacaktır.
C: Evet.

S:(TR) Bazıları bunun bağımlısı olacak ve aşırı ölçüde kullanacaktır. (J) Ve kendilerine zarar verecekler. (L) Evet, çok
dikkatli bir şekilde yaklaşılması gereken birşey. Bunu teşvik edemeyiz. (J) Bu, normal olarak deneyimlediğimiz 3 boyuta
yeni boyutlar ekleme gibi birşey mi?
C: Evet. 4'üncü yoğunluk seviyesi yeni bir deneyim boyutunu ima ediyor, değil mi?

S:(TR) Birinci boyut tek bir nokta, ikincisi noktanın bir doğru şeklinde hareketi, üçüncüsü doğrunun bir düzlem oluşturacak
278
şekilde hareketi ve zaman da buna süreklilik kazandırıyor. Peki dördüncü boyut nedir?
C: Keşfet!

S:(TR) 4'teki zaman frekansı, bizim zamanı algıladığımız gibi mi?


C: Sizin algıladığınız gibi değil.

S:(TR) Biz zamanı lineer/doğrusal olarak algılıyoruz ama aslında duyu organlarımızın bu algısı pek sağlıklı değil, öyle mi?
C: Belki.

S:(L) Daha önce bize zamanın, "düşme" sırasında bize dayatılan bir ilüzyon, bir aldatma olduğunu söylemişlerdi. (J) Işığın
spektrumunu hepimiz görmüşüzdür. Bizim gözlerimizle algılayabildiğimiz, ışığın yalnızca sınırlı bir kısmı. Gerçek de
böyle birşey mi? Algılayabildiğimiz şey, titreşimler spektrumunun yalnızca küçük bir kısmı mı?
C: Yakın.

S:(TR) 4'üncü yoğunluğa geçtiğimizde bu elektromanyetik bandın daha fazlasını mı göreceğiz?


C: Çok daha fazlası.

S:(J) Yani farkındalığımızı genişletecek.


C: Evet.

S:(L) Birkaç yıl önce meditasyon yaparken "kuşatılma" olarak tanımladığım birşey yaptım. Tanımlanması çok zor bir
durum. Durduğum yerden sanki kaybolup sonra geri gelmiştim. Önce kafamda güçlü bir elektriksel zınlama sesi duydum.
Kafamda "varlık yaklaşıyor" gibi şeyler duydum ve hemen bunun Şekina yani "Tanrısal mevcudiyetin" bir "yaklaşması"
olarak düşündüm. Biraz gerildim çünkü böyle bir deneyimi veya ziyareti deneyimleyecek bir hazırlık konumunda değildim.
Kendimi daha "ciddi ve özenli" bir hale getirdim sonra feci şekilde sıkışmış olduğumu ve hemen tuvalete gitmem
gerektiğini farkettiğim ana kadar neler olduğunu hatırlamıyorum. Arada ne kadar zaman geçtiğini bilmiyorum ama o kadar
sıkışmış olmam için epeyce sürenin geçmiş olması gerekir. Yatağım yatak odasıyla tuvalet arasındaki bir duvara bitişikti ve
arada küçük bir geçiş vardı. Kalkarken kafamı duvara vurmamak için dikkatli olmam gerekiyordu. Yataktan kalktım ve
kafamın ve omuzlarımın duvarın içinden geçtiğini fark edince afalladım.Bunu fark eder fark etmez başka ne
deneyimlemekte olduğumu incelemeye başladım. Tüm fiziksel nesnelerin saydam birer renk ve ışık parçaları olduğunu fark
ettim. Evin duvarları mevcut değildi ve diğer odalarda çocukları yataklarında görebiliyordum; bedenleri ışıktı. Evden
dışarıyı görebiliyordum ve bizim algıladığımız gibi bir karanlık değildi. Gece olduğunun farkındaydım ama ağaçlar, bitkiler
ve diğer nesneler, renk ve ışık olarak görünüyordu. Uzaktaki birşeyi çok kısa bir an için aklıma geldiğinde sanki teleskopik
bir bakışla ona zum yapabiliyordum. Ayrıca 360 derecelik bir bakış açım olduğunu fark ettim yani tüm yönleri aynı anda
görebiliyordum. Tüm bunlar çok hızlı oldu veya öyle göründü ve sonra bedenimde olmadığımı fark ettim. Bu düşünce beni
korkuttu ve korktuğum an lastik bir bantla fırlatılır gibi tekrar bedenime döndüm. Kendimi kafamda o elektriksel zınlamayı
duymadan önceki halimde buldum. Sanırım 4'üncü yoğunluk bu tür bir algıyla ilgili. (F) Hatırla, Whitley Strieber kitabında
bedeninin dışında havada bulunduğundan ve elektrik hatları etrafındaki alanlar gibi farkına vardığı pek çok ilginç şeyden
bahsediyordu. (L) Çok garip bir deneyimdi, en hafif deyişle. (TR) Trans durumunu tanımlarken "kuşatma olarak
tanımladığım birşey. Tanımlayamıyorum" dedin. 4'üncü yoğunluğun nasıl birşey olduğunu sorarken Kasyopyalıların bize
söylediği şey de bu işte. (J) Evet, fiziksel bir referans çerçevesi yok. (L) Evet, bilinçsizdim diyemem, çünkü herşeyin yoğun
bir şekilde farkındaydım. Ama herhangi birşeye odaklanmıyordum. (F) Tüm bu şeyleri neden açıklamayacaklarıyla ilgili
olarak geçen celsede bazı ipuçları vermişlerdi. 1'inci yoğunluktaki bitkilerden ve kayalardan bahsederken... Bir hayvan,
evreni bir insan gibi algılamaz. Bana öyle geliyor ki, köpeklerle, kedilerle vs aynı mekanı paylaşmamıza rağmen, onların
evren algısı o kadar farklı ki, onlar adeta başka bir gezegende yaşıyor. (TR) Bilim, köpeklerin gözlerinin yalnızca siyah-
beyaz olarak gördüğünü söylüyor. (F) Sadece fiziksel olarak neyi görebildikleri ve nasıl gördükleri değil, nasıl algıladıkları
ve anladıkları ve nasıl düşündükleri. Bir insanınkinden o kadar farklı ki... Bazı insanlar çok duygusal davranarak hayvanları
da tıpkı insanlar gibi görüyorlar. Bir köpeğin, "Ben bir köpeğin, hmm, sanırım şimdi biraz uyuyacağım." diye aklından
geçirdiğini düşünsenize. Hiçbirşey anlamıyoruz. Bence aynı şey üst yoğunluklar içinde geçerli. 4'tekileri düşünün. Bizi
tamamen anlayabilirler ama görüşleri çok ama çok farklı. (L) Artık iyi geceler diyelim.
____________________

21 Ocak 1995 Frank, Laura, TR, JR, S, D, Chuck

S:(L) Bu gece kim var?


C: Torillak.
279
S:(L) Peki neredensin Torillak?
C: Kasyopya [(L) Tabladaki şu çıkıntıyı düzeltelim.]

S:(L) Herhangi bir mesajınız var mı?


C: Teşekkür ederiz. [Tabladaki çıkıntıyı düzelttiğimiz için olmalı.]

S:(L) Birşey değil. Bu gece bize herhangi bir mesajınız var mı, yoksa kendi sorularımıza başlayalım mı?
C: Bu gece herhangi bir ritüel yapıldı mı?

S:(L) Kimse herhangi bir ritüel yaptı mı? Neden soruyorsunuz?


C: Bazı sınırlandırmalar hissediyoruz.

S:(D) Banyo tuzuyla banyo yaptım. (L) Onun bir zararı olmaz. Sue'nin şifa uygulamalarıyla ilgili bazı soruları olacak. (S)
Parmağımı ağız içindeki belirli bir kas üzerine koyarsam, oranın doğru yer olup olmadığını söyleyebilir misiniz?
C: Tamam.

S:(S) Pekala, bu teragoid mi?


C: Evet.

S:(S) Parmağımı koyduğum yerdeki kas, teragoid kası. Bundan emin olmak istemiştim. Hangi...
C: Yaptığın işin fiziksel faktörlere dayalılığı sandığından çok daha az.

S:(T) Yani bu işte sezgiyi daha fazla mı kullanması gerekir?


C: Aural frekans.

S:(L) Diğer bir deyişle hisset. (S) Temel bilgilere ihtiyacım yok mu?
C: Duyumsa, bilgi içeride, sadece gerektikçe daha fazlasının kilidini aç.

S:(S) Bu bazen çok zor... (L) Devam et, sorularını sor. (S) Sfenoid kemiğinin yeniden ayarlanmasının hipofiz beziyle bir
ilişkisi var mı?
C: Tüm bu prosedürler senin kendi doğal iyileştirme yeteneklerine bağlıdır. Doğal içgüdülerini izleyip güvenirsen içeriden
gelecektir.

S:(T) Evet gerçekten dedikleri gibi. (S) Yüz kaslarının gevşetilmesi, kendi bazı korkularımı, tereddütlerimi çözmeme
yardımcı olur mu?
C: Tek yapman gereken olağanüstü yeteneklerine güvenmek.

S:(T) Sanırım sana söylemeye çalıştıkları şey şu; doğru olduğunu düşündüğün şeyi yap çünkü doğru olacak, çünkü içinden
geliyor. Oraya mı dokunduğun yoksa buraya mı dokunduğun o kadar önemli değil, asıl önemli olan niyetin. Niyetini hisset.
(S) Ama bu ülkenin ve eyaletin kanunlarına göre sana "evet, bunu yapabilirsin" diyen kağıt parçasına da ihtiyacın var.
C: Bravo TR!

S:(T) Teşekkür ederim, teşekkür ederim! (L) Tabii devam edip lisansını al ve doğru olduğunu hissettiğin şeyi yap. Doğru
olanı yapıyorsun. Yaptığın herşeyi içgüdülerine göre yapıyorsun, biliyorsun, derslere devam et. (S) Mesela karpal tünel
sendromuna yönelik üç veya dört yol biliyorum ve bunlar birbirinden tamamen farklı... (L) Hepsini dene; belki farklı
insanlar için farklı yollar etkili olabilir, belki de hepsi işe yarıyordur, bilirsin.
C: Önemli olan fiziksel metot değildir.

S:(J) Doğru izi bulduğunda akışı takip et yeter.


C: Otoritelere uyum sağla ama onlar senden daha iyi bilmiyor.

S:(S) Bazı şeyleri kullanma konusunda neden bu kadar isteksizim, çok sayıda derse girdiğim, çok sayıda düşünce ekolünü
incelediğim için kafam mı karışıyor?
C: Korkuyu bırak ve sadece yap! Hoşgeldin Chuck, gençliğinde çok "vahşi" biriydin, ha? Kadın Avcısı. Neşe.

S:[Gülüşme] (L) Sorularımıza devam ediyoruz ve bakalım bu celseye ne kadar soru sığdırabileceğiz. (D) Pazartesi ayın
23'ü, evim satılacak. Emlakçım ter içinde.
C: Söylememiş miydik?
280

S:(D) Evet, söylemiştiniz. (L) Bugün baktığım karavanda görünmeyen veya gözden kaçırdığımız önemli bir sorun var mı?
Göründüğü kadar iyi bir alışveriş mi?
C: Evet.

S:(L) Tamam, tüm bilmek istediğim buydu. 1970'lerde Orta ABD'de çok sayıda hayvan mutilasyonu olayları meydana
geldi. (ç.n.: çoğunlukla anlaşılamayan kişi veya sebeplerce hayvanların öldürülmesi, belirli organlarının kesilip çıkarılması
vs) Bir aşamada bu oldukça ses getirdi ama sonra giderek azaldı ve örtbas edildi ve bu olaylarla ilgili pek çok fikir ve teori
ileri sürüldü. Benim bilmek istedim şey, hayvan mutilasyonlarını kimin yaptığı?
C: Pek çok.

S:(L) Peki en çoğunu kim yapıyor?


C: Uygulanabilir değil.

S:(L) Pekala, bunlardan bazıları ABD devleti veya devlet içinden birileri tarafından mı yapılmıştı?
C: Sadece "mıştı" mı?

S:(L) Yani bu hala devam ediyor. Demek bunu yapmaya devam ediyorlar. Bu olaylardan bazıları dünyadışı varlıklar
tarafından mı yapıldı veya yapılmaya devam ediyor?
C: Evet.

S:(T) Amaçları aynı mıydı?


C: Hayır.

S:(L) Devlet neden hayvan mutilasyonu yaptı?


C: Araştırmaları saptırmak için taklit.

S:(L) Yani araştırmacıların dikkatini dağıtmak için bu asıl olayların benzerlerini yaptılar. Bunu o dünyadışıları korumak
için mi yaptılar?
C: Hayır.

S:(L) Bunu, o dünyadışılarla ilişki içinde olduklarını halkın öğrenmemesi için, yani kendilerini korumak için mi yaptılar?
C: Keşfedilirse toplumu patlatacak olan gerçeği halktan gizlemek için yaptılar.

S:(L) Keşfedilirse bir patlamaya neden olacak olan bu gerçek nedir?


C: İnsanlar sığırları yiyor, dünyadışılar da sizi.

S:(T) Bunu daha önce de söylemişlerdi. (L) Evet biz ikinci seviyeyi yiyoruz ve onlar da üçüncü seviyeyi. Sığır
mutilasyonlarından bazılarını dünyadışılar mı yaptı?
C: Evet.

S:(L) Dünyadışılar sığırlara ne yapıyor?


C: Kan.

S:(L) Kanlarını mı alıyorlar?


C: Evet.

S:(J) İçiyorlar mı? Bu kanı ne için kullanıyorlar?


C: Beslenme.

S:(L) Ama az önce dünyadışıların insanları ve insanların da sığırları yediğini söylediniz. Eğer normal besinleri bu değilse
dünyadışılar neden sığırlarla beslendiler? (J) Lezzet. (T) İneğin kanı insan kanına çok benziyor.
C: Siz de bazen yiyeceklerinizin kopyalarını tüketmiyor musunuz?

S:(T) "Hamburger Helper" ve "Shake N Bake" gibi mi? (J) Ben de yardım ettim! [Gülüşme] Pardon!
C: Kopya türevler daha az tartışma yaratıyor.

S:(L) Yani çok fazla insan yemek zorunda kalmamak için sığır yiyorlar ve böylece insanların tepkilerini azaltmış oluyorlar,
281
öyle mi? Aman tanrım.
C: Evet.

S:(T) Peki insan yerine sığırları yemeleri, artık insanları yemeyecekleri anlamına mı geliyor? (L) Hayır TR, çok iyi
biliyorsun! (TR) İkinci olarak akla ilk gelen şey bu.
C: İnsanlardan sağladıkları "besinin" bir kısmı sadece duygular. Eti "fileminyon"a eşit olarak düşünebilirsiniz.

S:(T) Yani besinlerin bir kısmı sadece duygular. Tamam, bu dünyadışılardan bahsederken Grilerden mi bahsediyoruz?
C: Hayır.

S:(T) Kertenkelelerden bahsediyoruz.


C: Evet.

S:(T) Peki Griler neyle besleniyor?


C: Plazma.

S:(T) Tamam, Griler plazmayla besleniyor. Yani bir tür kan plazması, öyle mi?
C: Evet.

S:(T) Yani kan istemelerinin nedeni bu; peki Griler duygularla besleniyor mu?
C: Hayır.

S:(T) Hmm.
C: Onları Kertenkelelere gönderiyorlar.

S:(T) Griler duyguları Kertenkelelere mi gönderiyorlar? Aktarıcı görevi mi görüyorlar?


C: Teknoloji yoluyla enerji transferi.

S:(L) Şunu sorayım... (T) Sığırlar da Grilerin Kertenkelelere gönderebilecekleri kadar duygu üretiyorlar mı?
C: Hayır. Sığırlar sadece fiziksel besin sağlıyor. Kertenkeleler ve Griler fiziksel besine yalnızca 3'üncü seviyeyi ziyaret
ederken ihtiyaç duyuyorlar; kendi doğal ortamları olan 4'üncü yoğunlukta ise sadece duygularla besleniyorlar.

S:(T) Yani Griler tamamen üçüncü yoğunluk değil? Çünkü Kertişler tarafından yaratılıyorlar, öyle mi?
C: Evet. Doğru, onlar da 4'üncü yoğunluk.

S:(L) Hazır bu konudayken hızlı bir şekilde bazı soruları sormak istiyorum. Aslında pek de anlamı kalmıyor, çünkü onların
teknolojik yeteneklerini biliyoruz. Bir sığırın vücudunun belirli bölgelerini cerrahi olarak kesmek için hangi teknolojiyi
kullanıyorlar, lazerle mi?
C: Lazere benzer.

S:(L) Çoğu durumda sığır mutilasyonlarında göz küresi, jenital organlar gibi çok spesifik beden parçalarını alıyorlar; anal
sfinkteri kolona kadar kesip çıkarıyorlar. Bu belirli beden parçalarının ne gibi bir amacı olabilir? Rektumu kesip
çıkarıyorlar ve sonrada ona bir pompa takıp kanı mı çıkarıyorlar? (T) Kuyruk bu işe yarıyor işte! Pompa! (L) Neden? Bunu
neden yapıyorlar?
C: Yakın.

S:(L) Yakın mı? Benim söylediğim mi yakın?


C: Evet. Kuyrukla ilgili kısım değil, ha ha!

S:(L) Tamam, aslında bu sorunun yanıtını bir şekilde biliyoruz ama... sığır mutilasyonu olaylarının çoğunda işaretsiz,
yazısız siyah helikopterler de görülüyor, bu helikopterler kim veya ne?
C: Değişken.

S:(L) Bu helikopterlerden bazıları şekil değiştirmiş bir dünyadışı aracı mı? Bu helikopterlerden bazıları ABD devletinin
malı mı?
C: Her ikisine de evet.

S:(T) Bu helikopterlerden bazıları özel mülkiyet mi?


282
C: Evet.

S:(L) Aman tanrım, TR, bunu yapmak zorunda mıydın! Yeni bir kutu dolusu kurtçuk!
C: Hepsi ilişkili.

S:(L) Pekala, şunu sormak istiyorum, çünkü son zamanlarda bu konuya hiç girmedik. Wendelle Steven ve ayrıca Genesis 2
veya 3'e dayalı olarak Billy Meier'in kitabıyla, kaydettiği görüntülerle ilgili eleştiriler var...
C: Bazıları projeksiyon. Bu fenomen çok yönlü.

S:(L) Bu da siyah helikopterler gibi yani. Wendelle Stevens hakkında birşeyler öğrenmek istiyorum...
C: Neden? Bu bir enerji israfı.

S:(L) Ne kadar güvenilebilir olduğunu bilmek istiyorum yalnızca. Kısacası, bu kişi doğru bilgi anlamında güvenilebilecek
biri mi? Evet mi, hayır mı?
C: Hayır.

S:(L) Tamam, bu yeterli. Tüm ülkede görülen helikopterleri ve beyaz karavanları kullanan ve doğulu gibi görünen kişiler
kim?
C: Siyahlı Adamlar.

S:(T) Şimdi bir kutu dolusu kurtçuktan bahset bakalım! (L) Bu konuyu hiç açmayacağım!
C: Ve devletin taklitleri.

S:(L) Pekala, şimdi, elimde bir isim listesi var ve bu bireylerin her biri için bir evet veya hayır yanıtı istiyorum çünkü
sanırım bu kişilerin çoğu öldü. Bu kişilerin ABD'deki ufo faaliyetlerinin örtbas edilmesinde rol oynayıp oynamadıklarına
dair bir doğrulama istiyorum: Roscoe Hillencoter (Evet), Dr. Vannebar Bush (Evet), Sekreter James Forrestal (Evet),
General Nathan Twining (Evet), General Hoyt F. Vandenberg (Evet), Dr. Detlev Rock (?) (Evet) Jerome Hudson (Evet),
Sydney Sauers (Evet), Donald Menzel (Evet), Robert Montague (Evet), Dr. Lloyd B. Berger (Evet).

S:(L) Şu anda MJ12'de kimler var?


C: Bunu söylemeyeceğiz çünkü bu bilgi yayılırsa yok edilirsiniz, o yüzden bunu hemen unutun!

S:(L) MJ12 hala var mı?


C: Farklı bir biçimde.

S:(L) MJ 12 belgelerini Jamie Shandera'ya kimin gönderdiğini öğrenmek istiyorum. Bu dosyaları ona kim gönderdi?
C: Bill Cooper.

S:(T) Bunları Cooper'a kim gönderdi?


C: Kayıtları incelerken keşfetti.

S:(L) MJ 12 dosyalarını o mu keşfetti? Bunları gönderenin kendisi olduğunu iddia etti mi hiç? (T) Evet. (L) Bunu ben
neden bilmiyorum? (T) Cooper'in bir kitabında okumuştum. Yazdığı ilk yazılardan birinde.
C: Cooper istenmeden bir güvenlik sızıntısı meydana gelmesine neden oldu ve sonra da "taraf değiştirdi".

S:(T) Yani bu belgeleri devlet için çalışırken buldu, değil mi?


C: Evet.

S:(T) Ve dosyaları kayıtlardan bu şekilde alabildi?


C: Evet.

S:(T) Peki hazır bu konu üzerindeyken... MJ12'dekilerin ismini istemiyorum ama eğer bu isimleri bize söyleyecek
olsaydınız kaçını tanırdık? Kaçının adı duyduğumuz isimlerden biri olurdu?
C: Belki bir veya iki.

S:(T) Ben de öyle tahmin etmiştim. 40'larda da kimse o insanların kim olduğunu bilmiyordu. Hillencotter ve Forrestal
belki, çünkü 2. Dünya Savaşı insanlarından biriydiler ve gazetelerde adlarına rastlanabiliyordu. Bilimin içlerine girmedikçe
bu kişilerin kim olduğunu bilemezdin. (L) Devletin veya bu konsorsiyumun elinde kaç tane dünyadışı araç var?
283
C: 36.

S:(L) Bunlar ele geçirilen araçlar mı? Yoksa hediye mi edildi?


C: Ve düşen araçlar.

S:(T) Yani her üçü. Satın alınan var mı?


C: Doğru kavram değil, Griler finansal değildir.

S:(T) Parayı kastetmedim, birşey karşılığında değişdokuş etmeyi kastettim. Hediye karşılıksız olarak verilir. (J) Onlara
bunlar karşılığında birşey veriyoruz. (T) Hediye olarak verilenler aslında hediye olarak değil de birşey karşılığında mı
verildi?
C: Hayır. İstenen herşey çoktan elde edilmişti.

S:(L) Tam bir maskaralık. (T) Yani bunlar hediye değil bir ödemeydiler, öyle mi?
C: Doğru kavram değil.

S:(L) Şuna ne dersiniz: Ne ödemeydiler, ne de hediye, sadece dikkatleri dağıtan şeyler.


C: Daha yakın.

S:(T) Gemilerden bazılarını ele geçirdik, bazılarını düştükten sonra aldık, bazıları bir anlamda hediye edildi, bazıları birşey
karşılığında bir anlamda satın alındı ve bazıları da herkesin dikkatini yaptıkları bazı şeylerden uzak tutmak için, yani
dikkatleri başka yönlere çekmek için hediye edildi. Yakın mı?
C: Yakın.

S:(T) Yani bunların federal devletin eline geçişine dair pek çok farklı kategoriler var.
C: Evet. Çok boyutlu.

S:(L) Pekala bana şunun hakkında bir evet-hayır yanıtı verin: Dr. Paul Bennewitz – güvenilir, evet mi, hayır mı?
C: Hayır.

S:(L) Krill kağıtlarında bulunan bu cümle böylece yalanlanmış mı oldu?


C: Hayır.

S:(L) Peki o cümle doğru mu?


C: Kısmen.

S:(L) Önceden güvenilir miydi? O çalışmayı yaparken?


C: Gibi.

S:(L) O. H. Krill kim?


C: Kimse.

S:(L) O. H. Krill bir grup mu?


C: Sembolizma.

S:(L) Neyin sembolizması? O. H. Krill'in karşılığı nedir?


C: Sadece belgelemelerde kullanılıyor. Devletiniz kod adlarını seviyor.

S:(L) Bu belgenin bu konu hakkında bilgi yaymak amacıyla devlet tarafından verildiğini mi söylüyorsunuz?
Dezenformasyon mu?
C: Karmaşık.

S:(L) Bize bu belgedeki doğru bilgilerin bir yüzdesini verin.


C: %43.

S:(L) Yani %43'ü doğru mu?


C: Yeterince yakın.
284
S:(L) Yani bu belge devlet tarafından oluşturuldu. Bazı gerçek bilgileri verme amacıyla mı oluşturuldu?
C: Hayır.

S:(L) Devlet tarafından mı oluşturuldu? (T) Kasıtlı olarak mı sızdırıldı?


C: Devletiniz çok çeşitli amaçlara yönelik faaliyet gösteriyor, çok karmaşık!

S:(T) İş devlete geldiğinde en basit şey bile çok karmaşık. Peki sorum şu: ABD devleti...
C: Kasıtlı olarak!

S:(T) Çok doğru. Soru: Devlet veya devletimiz, ABD devletinin elinde o veya bu türde, o veya bu şekilde elde edilmiş olan
36 tane dünyadışı araç var. Başka kaç tane devletin elinde bu araçlardan var?
C: Tüm devletler tek bir devlet.

S:(L) Tek bir dünya devleti var diyorlar. (T) Sadece bunu resmi olarak duyurmayı bekliyorlar. (L) Şunu sormak istiyorum.
Ne...
C: Sizin zaman ölçümünüzle çok uzun bir zamandan beri.

S:(L) Bant bitmeden bunu sormak istiyorum ve sonra bir ara vereceğiz. Konsorsiyum tarafından gizlenen "en büyük sır"
nedir?
C: Kontrolünüz sizin elinizde değil, bir deneysiniz. [ARA]

S:(L) Bu konuda söylemek istediğiniz başka birşey var mı?


C: Size bağlı.

S:(T) Bunun, devletin bizden gizlediği en büyük sır olduğunu söylerken, bunu sadece bu ülkedeki insanların en büyük
gerçeği olarak mı söylüyorsunuz?
C: Temel olarak.

S:(T) İnsan ırkının en büyük sırrı, bizim, bir grup insanın hepimiz üzerinde uyguladığı bir deney olduğumuz mu?
C: Kısmen.

S:(T) Diğer kısmı da Kertenkelelerle mi ilgili?


C: Evet.

S:(L) Peki başka dünyadışılar?


C: Evet.

S:(T) Bu deneyi yapan insanlar, kendilerinin de bu deneyin bir parçası olduklarını biliyorlar mı?
C: Evet.

S:(T) Bunu kendi istekleriyle mi yapıyorlar?


C: Seçenekleri yok.

S:(L) Neden seçenekleri yok?


C: Deney ilerliyor.

S:(T) Deneyin konusu nedir?


C: Sizin için aşırı karmaşık.

S:(J) Bunun olmasından nefret ediyorum! (T) Peki bu, Kertişlerin bizi yönetmesi ve enerjimizi emmesi deneyiyle mi ilgili?
C: Evet, ama bundan çok daha fazlası var, 4'üncü seviyede anlayacaksınız.

S:(T) Tamam, bu konuda başka birşey sormayacağım. (L) Pekala, bu Krill belgesinde Grilerin ve diğer dünyadışıların,
fiziksel muayene sırasında insanlardan çıkardıkları beze salgılarını kullandıklarına dair bir ifade var. Bazı jinekoloji ve
sperm alma muayeneleri yapıldığı ve bu maddelerin beslenmek için kullanıldığı ve bunlara bağımlı oldukları söyleniyor.
Bu doğru bir değerlendirme mi?
C: Hayır.
285
S:(L) Peki beze salgılarını kullanıyorlar mı?
C: Evet.

S:(L) Peki bu maddeleri ne için kullanıyorlar?


C: İlaç.

S:(L) Bu ilaçları neyin veya kimin üzerinde kullanıyorlar?


C: Kendileri.

S:(L) Bu ilaç onlara ne sağlıyor?


C: 3'üncü yoğunluğa katlanmalarına yardım ediyor.

S:(T) Yani geçici olarak 3'üncü yoğunlukta kalabilmelerine olanak sağlıyor?


C: Yakın.

S:(L) Daha somut, fiziksel bir şekilde ortaya çıkmalarına da yardımcı oluyor mu?
C: Evet.

S:(L) Yani bu beze salgılarını o yüzden alıyorlar. Bireylerin ürettiği cinsel enerjiyi de 3 boyuttaki koşullarında kullanıyorlar
mı?
C: Hayır. Daha önce de söylediğimiz gibi bu onları 4'üncü yoğunlukta besliyor.

S:(L) Evet. Tamam. Zamanın mevcut olmadığını söylediğinizi biliyorum ama bizim ölçümümüze göre Griler ne kadar
zamandır insan ırkıyla etkileşiyor? Yani Kertenkeleler değil, Griler, sibergenetik robotlar...
C: Hayır.

S:(L) "Hayır" derken neyi kastediyorsunuz?


C: Zaman yolcuları, o nedenle "zaman sürekli."

S:(L) Pekala, JR'nin verdiği birkaç kitabı okudum, "Knight in Shining Armor" ve "Replay". Bu kitapların her ikisinde de
zaman yolculuğu tanımlanıyor.
C: Hayır, henüz bitirmedik. Son yanıtın ağırlığını kavradınız mı?

S:(L) Zamanda yolculuk yapıyorlar, zamanda ileri ve geri gidebiliyorlar, aklımızla oyun oynayabiliyorlar... (T) İstedikleri
bir geleceği yaratmak için geçmişi düzenleyebiliyorlar. (D) İstedikleri enerjiyi yaratabilmek için herşeyi organize
edebiliyorlar... (L) Ayrıca birşeylerin iyi görünmesini, iyi bir şeymiş gibi hissedilmesini sağlıyorlar. Belirli bir fikir aşılayıp
daha sonra onu doğrulayan bir durum yaratıyorlar...
C: Ne kadar zamandır diye sormuştun. Tamamen sınırsız, anlayabilir musunuz?

S:(L) Bu iyi değil. Eğer zaman-mekanda geri gidip geçmişimizdeki bir olayı değiştirirlerse, geçmişteki bu değişim şu
anımızı da hemen etkiler mi?
C: Bu defalarca oldu ve olmaya devam ediyor.

S:(D) Bunu sürekli olarak, tekrar ve tekrar yapıyorlar mı? (L) Yani her bir...
C: Siz henüz farkında değilsiniz, bunun ne gibi anlamlara geldiği konusunda bir fikriniz yok!!!

S:(L) Küçük bir ışık yakaladık! Evet, küçük! (T) Zamanda ileri ve geri hareket edebilmek ve bunu istediğin gibi
kullanabilmek... (J) Ve bize neler yapıyor olabilecekleri... Ve bize tekrar ve tekrar yapacakları... (L) Diğer bir deyişle tüm
bu lanet olası koşullarda tek gerçek şansımız bu yoğunluktan çıkmak. Anladığım kadarıyla bize söyledikleri şey bu.
C: Yakın.

S:(L) Çünkü aksi taktirde, tıpkı o kitapta söylendiği gibi, aynı döngüde takılıp kalırız. İşkence sürekli tekrarlanabilir ve...
Cengiz Han, Atilla... herşey yeni baştan... (T) Bir zaman [kısır] döngüsü içinde takılıp kalmış durumdayız; bizi bir zaman
döngüsüne koyuyorlar. (J) Bir zaman döngüsü içinde miyiz?
C: Evet.

S:(D) İnsanlık o veya bu sebep için zamanı belirtmek için zamanı kullanmayı gerekli bulmuş. Görebildiğim tek sebep,
yazılı veya sözlü iletişimlerde bir çeşit...
286
C: Kontrol mekanizması.

S:(T) Bu kontrol mekanizmasını kırmamızın bir yolu var mı? 4'üncü yoğunluğa geçme dışında?
C: Hayır.

S:(D) Peki zaman yoksa olanları nasıl ifade edersiniz?


C: Yeniden sor lütfen; daha net olarak.

S:(D) Sanırım sorduğu şey şu; eğer telepatik olarak iletişim kuruyorsan... (D) 4'üncü yoğunlukta... (L) Ve eğer zaman
yoksa, şimdi olan olaylarla daha sonra olan olayları nasıl ifade edersin? (J) Sıralama nasıl oluyor?
C: Çeviri.

S:(D) Çeviri mi? Tamam, kastettiğim şeyi açıklayayım. Örneğin 1907'de olan birşeyden bahsediyoruz...
C: Bu şekilde yapılıyor.

S:(T) Çeviri yoluyla yapılıyor. Deneyimi mi çeviriyorsun?


C: 4'ten 3'e ve tersi.

S:(L) Diğer bir deyişle, film yapmak gibi birşey. (J) Doğrusal düşünce süreçleri kullanılıyor mu? Yani doğrusal ve eğrisel?
C: Yalnızca 3B ilüzyonunun bir parçası.

S:(L) Yani eğer bir 4'üncü yoğunluk varlığıysan, herşey bir şekilde oluyor, herşey eşzamanlı ve eğer bunları tartışmak veya
aktarmak veya bu birleşik boyutun herhangi belirli bir yönü üzerinde odaklanmak istersen bu deneyimleri bir şekilde 3B'ye
projekte ediyorsun...
C: Yakın.

S:(L) ...tıpkı bir film gibi.


C: Ama oraya gidene kadar tam olarak anlamayacaksınız.

S:(T) Yani bu noktada, 3B'de tam olarak kavrayabileceğimiz bir kavram değil?
C: Bir köpek soyut matematiği kavrayabilir mi? Anladınız.

S:(L) Yani berbat durumdayız! Ve bu adamlar da bir anlamda bizimle oyun oynuyorlar...
C: Subjektif.

S:(T) Berbat bir durumda olup olmadığımız mı subjektif?


C: Evet.

S:(T) Ben de tüm bunların berbat durumda olduğumuz anlamına gelmeyeceğini söyleyecektim... (L) Nasıl bir durum içinde
olduğumuza baksana. Bu zaman döngüsünden çıkmanın tek yolu başka bir yoğunluğa geçmek mi? Diğer yoğunluklarda da
böyle bir döngü var mı?
C: Hayır.

S:(L) Diğer yoğunlukta böyle bir döngü yok mu?


C: Yogiler bunu yapabiliyor.

S:(L) Yogiler bunu yapabiliyor... (T) Zamanı aşabiliyorlar. (L) O zaman şunu sormak...
C: Fizikselliklerini kontrol altına alış biçimleri.

S:(L) Önce bu noktada birkaç soru sormak istiyorum, sanırım dağılıyoruz. Öncelikle, geçen geceki bir televizyon
programında...
C: "Dağılan" nedir?

S:(L) Yani sanırım herkes yoruluyor ve dikkatlerini kaybediyorlar. Bu hususta sormak istediğim...
C: Bu senin için geçerli, ama diğer herkes için değil.

S:(L) İzin verin sorumu sorayım ve eğer herkes tüm gece ayakta kalmak istiyorsa ben çenemi kapatacağım.
C: Laura'nın sisteminde bir "bakteri" var.
287

S:(L) Tamam, sistemimde bir bakteri var. Tüm ülkede insanların duyduğu vızıltı sesinin ne olduğunu bilmek istiyorum.
İnsanlar onları resmen çıldırtan şiddetli bir vızıltı sesi duyuyorlar. Geçen gece bu konuda bir televizyon programı vardı. Bu
vızıltı sesi nedir ve nereden geliyor?
C: Yaklaşan dalgaya hazırlık olarak artan EM dalgaları.

S:(L) Bu sesin kaynağı nedir? Yani spesifik olarak, mekan olarak nereden geliyor?
C: Kozmik.

S:(L) Tamam, kozmik, gezegenin kendisinden gelmiyor yani. Tamam, 4'üncü yoğunlukta Kertişlerin veya Grilerin en
büyük zayıflıkları nedir?
C: KH.

S:(T) Evet, bu onların en büyük zayıflıkları; Kendine Hizmet. (L) Her iki yoğunlukta da mı?
C: Evet.

S:(T) Bunu onlara karşı kullanabilir miyiz?


C: Doğru felsefe değil.

S:(T) Evet çok haklısınız. (L) Chuck'ın bir süre önce sorduğu bir soruyu size sormak istiyorum, grubumuz...
C: Chuck kendisi sorsun.

S:(C) Dünyadışılar bu gruba sızdı mı veya dünyadışılar bu grubu kontrol altında tutuyor mu?
C: Hayır, pek sayılmaz.

S:(L) Açıklayabilir misiniz?


C: İletişimi bozma girişiminde bulundular, ama unutmayın, biz de "dünyadışıyız."

S:(D) Evet, diğer transkriptlerin birinde vardı bu. Sanırım Chuck'ın kastettiği şey, bizim veya katılımcılarımızdan herhangi
birinin, sizin dışınızdaki dünyadışılarla bağlantısı olup olmadığıydı.
C: Henüz değil, ama "dikkatleriniz açık olsun."

S:(L) Benim sorularım tamam, istediğim hususlarda yanıt aldım. Şimdi kendi başınasınız.
C: Chuck sorsun.

S:(C) Tek sorum oydu ve yanıtladılar.


C: Doğru değil.

S:(L) Merak ettiğin birşey mi var? Sor. (C) Kaynak ne kadar doğru?
C: Sen karar ver.

S:(T) Onlar yalnızca bilgi sağlıyorlar. Bu bilgiyle ne yapacağımıza, nasıl yorumlayacağımıza kendimiz karar vermemizi
istiyorlar. Sanırım hepimiz buna biraz farklı yaklaşıyoruz. Hepimizin olayları farklı şekilde bir yorumlama biçimimiz var.
(D) Tüm bu bilgiler kolektif bilinçten mi alınıyor? Tüm insanların öğrendiği tüm derslerin toplamından mı?
C: Evet, ve ayrıca başka kaynaklar.

S:(D) Buna Kertişler de dahil mi?


C: Evet.

S:(D) Sanırım siz de dahilsiniz?


C: Evet.

S:(D) Tamam, kolektif bilinçle bağlantı kurabilir miyiz?


C: Elbette.

S:(D) Peki, kolektif bilinçle bu bağlantıyı kurmak için gerekli belirli yetenekler var mı?
C: Hepiniz, ihtiyaç duyduğunuz herşeye sahipsiniz.
288
S:(D) Peki eğer bu... (T) Burada oturarak biz onlara nüfuz ediyoruz ve onlar da bize. (D) Eğer bu kolektif bilinç bir
koleksiyonsa, tüm dersler bir noktada biri tarafından öğrenilmiş midir?
C: Evet.

S:(D) O halde kolektif bilinçle bağlantı kurup bizim derslerimizin daha önce nasıl çözüldüğünü bulabiliriz?
C: Evet. Ama "önce" nedir ki?

S:(D) Önce mi? Hayır, sorduğum... (J) Önce, boyunca, sonra, tüm bunlar zaman kavramları. (D) Hmm, anladım.
C: Evet.

S:(D) Eğer tüm yanıtlar buradaysa ve onlara ulaşabiliyorsak, neden bu dersleri tekrarlıyoruz? Eğer çözümler orada
duruyorsa neden bu dersleri yaşıyoruz?
C: Herşey derslerden ibaret.

S:(D) Biliyorum, o yüzden soruyorum... Bunu anlayamıyorum. Yanıtlar mevcut ve biz dersi tekrarlıyoruz... (T) Hepimiz
bütün yanıtları öğrenmedik, o yüzden hepimiz tüm dersleri öğreniyoruz... (D) Ama yanıtlar orada duruyor...
C: "Tekrar" diyen oldu mu?

S:(J) Daha çok "hala" gibi mi? (D) Ama eğer cevaplar oradaysa...
C: Hala 3'üncü seviye düşünüyorsunuz.

S:(d) Evet, ama anlamaya çalışıyorum. Üzgünüm.


C: Bu kadar çok "çalışma", sadece birlikte git.

S:(T) Yıldız Savaşları'ndaki Üstat Yoda gibi, "Deneme, yap!" ...Sadece yap.
C: Evet.

S:(T) Gördünüz mü, Yıldız Savaşları'nın önemli bir sosyal değeri olduğunu biliyordum. "Relationships" de öyle. Önemli
olan yapmak. (D) Ama eğer yanıtlar oradaysa ve derslerimizin yanıtlarını bulabiliyorsak... (T) Yanıtları bulmamıza gerek
yok, yanıtlar bizde. Yanıtlar herbirimizin içinde. Derslerin çoğu, doğru yanıtları bulmaya yönelik... (D) Tüm bu derslerden
geçmek çok gereksiz görünüyor...
C: Hayır. Doğru fikir değil.

S:(T) Neyi tartışıyorduk? (D) Sadece merak ediyordum, eğer yanıtlar bizdeyse, neden bunu yaptığımızı anlamadım. (J)
Henüz bilmiyoruz. (T) Eğer tüm yanıtlara sahipsek, eğer hepsi içimizdeyse ve doğru çözümleri biliyorsak, o zaman herşeyi
doğru yapabiliyor olmamız gerekir, ama yanlış yapıyoruz, demek ki henüz dersleri öğrenmedik.
C: Herkes aynı dersleri alıyor.

S:(L) Hangi hususta takıldığını biliyorum – bundaki amaç ne? (D) Evet! (L) Soru bu... bunun faydası nedir? Ve sanırım
faydası sadece...
C: Dersler.

S:(L) Diğer bir deyişle, sadece yapacak birşeyinin olması. (J) Bir saniye, size birşey okumak istiyorum. Korintliler 13... (D)
Bunu kaldıramam... (J) Sadece dinle. Bu Korintliler 13'ten ve sevgi hakkında. "Çocukken çocuk gibi konuşur, çocuk gibi
anlar, çocuk gibi düşünürdüm. Yetişkin biri olunca çocukça davranışları bıraktım. Şimdi her şeyi aynadaki silik görüntü
gibi görüyoruz, ama o zaman yüz yüze görüşeceğiz. Şimdi bilgim sınırlıdır, ama o zaman bilindiğim gibi tam bileceğim."
3'üncüden 4'üncüye geçiş de bunun gibi olacak. (D) O kısım... (T) Sizce de öyle mi? (Çaydanlığın sesi geliyor.)
C: Evet.

S:(J) Aynen öyle. Hepsini şimdi bilmemiz gerekmiyor. 3'ten 4'e geçiş, bilgi sürecinin bir parçası. (T) İlerlerken, sezgimiz
de artıyor.
C: Evet.

S:(T) Ama anlamadığımız halde yaptığımız şeyleri öğrenmeye çalışabiliriz.


C: Yakın.

S:(T) Yani 3'üncü...


C: Gürültüyü kesin.
289

S:(L) Biri çaydanlığı kapatsın... (T) Bizi de rahatsız ediyor, bakıyoruz. (Çaydanlığın sesi kesildi) Bu yapabileceğimiz bir
3'üncü yoğunluk işi! Yani 3'üncü yoğunluk düşündüğümüzü söylerken, her zaman yanlış düşündüğümüzü
kastetmiyorsunuz, sadece 3'üncü yoğunlukta düşündüğümüzü ve başka bir şekilde düşünemediğimizi vurguluyorsunuz.
C: Yakın.

S:(T) O vuruşların hepsi vuruş değildi, sadece bizim o kadar algılayabildiğimizi söylüyorlardı.
C: Biz ateş etmeyiz.

S:(L) Birşey soracağım. Sizin duygularınız var mı?


C: 3'üncü seviye değil.

S:(L) Tamam, şu şekilde sorayım. Bize karşı düşünceleriniz nedir veya bize karşı tutumunuz veya duygularınız nedir?
Birey olarak veya grup olarak?
C: Sevgi.

S:(D) İşte bunu duymak istiyordum. (J) Sabırlı ol, henüz bitmedi.
C: Hurra!

S:(T) Burada hiç birimiz yalnız değiliz. Onlar gelecekteki biz. (J) Diana, bizi şuradaki kuklalar gibi düşün. Gözlerimiz
henüz açılmadı, ama onlar açacaklar.
C: Evet.

S:(D) Bir sorum var. Boyutötesi atomik remolekülerizasyon, bu teleportasyon mu?


C: Yakın.

S:(D) Yani 3'ten 4'de böyle geçeceğiz?


C: Bu amaca yönelik teknoloji.

S:(D) Yeni bedenleri eski dünyaya da böyle mi taşıyacaklar?


C: Hayır. Bu doğal bir süreç.

S:(T) Şu anda genetik mühendislikle bedenleri yaratıyorlar. (D) Evet, biliyorum ama...
C: BARM bir teknoloji.

S:(T) O neydi? Bir kelime mi? (J) Fikrim yok. Lütfen bize tüm...
C: Kısaltma.

S:(L) Boyutötesi Atomik ReMolekülerizasyon! Anladım. (T) Bugünlerde herkesin dilinde. (D) Metafizik kilisesinde bana
ritüellerde kullanmak üzere bir dua listesi ve semboller verdiler. Elimi buradaki sembollerden birinin üzerinde tutarken dua
edecekmişim...
C: Ritüeller sınırlandırır.

S:(D) Yani bu benim DNA zincirlerimi birleştirmedi mi?


C: Saçma!

S:(D) Tamam, ben de öyle düşünmüştüm ama bunu yaptım çünkü bir fırsatı kaçırmak istemedim.
C: Buna son ver.

S:(T) Ritüelleri durdur. Hiçbir ritüeli onaylamıyorlar, akışı engelliyor, sınırlandırıyor. (D) İyi, bunu bir daha
yapmayacağım. (L) Saf evrensel bilgi herşeyi içerir, eğer ritüele başvurursan bu senin belirli bir düşünce çizgisine, tek bir
düşünce moduna, tek bir fikir yapısına bağlanmana neden olur ve diğerlerini devre dışı bırakırsın. (D) Bana verdiğiniz
transkriptlerde bu var mıydı, kaçırmış mıyım? (T) Çeşitli aşamalarda çeşitli şekillerde söylendi. (L) Sendekilerde
olmayabilir, sana transkriptlerin sadece bir kısmını verdik, sende yalnızca 100 sayfa var. (D) 3'üncü dosyada 41'inci
sayfadayım. (L) Önemli pek çok şeyi daha okumadın demektir. (D) Üstelik bunları defalarca okuman gerekiyor. (D)Yarım
akıllı biri gibi görünmek istemiyorum...
C: Saçma!
290
S:(T) Arkadaşımız Brad Merrill'i celseye getirebilir miyiz?
C: Size bağlı.

S:(T) Gruba iyi bir eklenti olur mu?


C: Açık.

S:(T) Yaptığımız şeye karşı hisleri nedir?


C: Kafa karışıklığı.

S:(T) Amacımız konusunda mı?


C: Onun inanç sistemine uymuyor.

S:(J) Ona anlatırken sesinden anlayabiliyordum. Açık bir şekilde alıcı da değildi, ama itiraz da etmiyordu. Bir şekilde... (F)
MUFON'dakilerden biri mi? (T) Evet, bilimsel yaklaşımlı. Hoagland'ın görüşlerini izliyor. (F) Onun kasedini aldım ve
sanırım birşeyler var... (T) Hoagland'la konuşuyor, onunla iletişim içinde... (D) TR, bu gruptaki bireylerin gelecekte ne
yapacaklarını sormak ister misin?
C: Keşfet.

S:(T) JR'nin annesinin mirası hızlı ve kolay bir şekilde hallolacak mı?
C: Evet.

S:(T) Sonuç herkesi mutlu edecek mi?


C: Subjektif. Açık.

S:(T) Hazır başka insanlardan bahsederken, ben de bir isim söyleyeyim, Robert Dean, kim olduğunu biliyor musunuz?
C: Evet.

S:(T) Gerçekten bildiği doğruları mı söylüyor?


C: Kısmen.

S:(T) Bildiği ama söylemediği başka şeyler mi var?


C: Evet.

S:(T) Göründüğü kadar dürüst ve açık biri mi?


C: Subjektif.

S:(T) Devlet için dezenformasyon mu yayıyor?


C: Hayır.

S:(T) Gerçekten iyi bir konuşmacı. Herhangi biri için dezenformasyon yayıyor mu?
C: Hayır. Açıklamıyor.

S:(T) Bildiklerini mi açıklamıyor?


C: Kısmen.

S:(J) MJ12 bilgilerini mi açıklamıyor? (T) Herhangi birşey olabilir. NATO'da ordudayken öğrenmiş olduğu çeşitli
etkileyici şeyler ve pek çok bilgi ve rakamları açıkladı. "Değerlendirme" dosyası ile ilgili verdiği tüm o bilgiler doğru
muydu?
C: Yakın.

S:(T) Bunları görmesine bilinçli olarak mı izin verildi?


C: Hayır.

S:(T) Kendi anlattığına göre bir güvenlik kasasındaymış ve o kasaya erişimi olduğu için görebilmiş ve ilgisini çekmiş. Bu
doğru mu?
C: Evet.

S:(T) Bildiği diğer şeyleri açıklayacak mı?


291
C: Açık.

S:(T) Doğruyu söylediği için tehlike altında mı?


C: Belki.

S:(T) Gerçeği elinden geldiği kadar yüksek bir sesle ve mümkün olduğu kadar çok kişinin önünde söylemesi güzel. Çok
etkileyici bir konuşmacı ve söylediği şeyler, kullandığı beden dili... bana doğruyu söylüyormuş gibi geldi. Bir arkadaşım
hakkında sormak istiyorum, Nova Montgomery, yaptığımız çalışmaya açık mı?
C: Belki.

S:(T) Ona biraz bahsettik, ilgi duyuyor mu?


C: Belki.

S:(T) Şimdiye kadar söylediklerimiz hakkında ne hissediyor?


C: Şüpheli.

S:(C) Oğlumun bir sonraki görev yeri neresi?


C: Açık. Yoksa kalacak mı?

S:(C) Bana yüklü bir miktar borcu olan biri var, önümüzdeki birkaç ay içinde borcunu ödeyecek mi?
C: Bu konuda eyleme geçmelisin.

S:(T) Chuck olayı mahkemeye taşımak zorunda kalacak mı?


C: Muhtemel.

S:(T) Chuck'ın iyi bir avukatı var mı? Espri! Neşe! Bunu yanıtlamayın! Tüm iyi avukatlar şu anda Kaliforniya'da!
O.J.Simpson. Sanırım O.J.'den sıkılmışlardır artık! O.J.'den sıkıldınız mı?
C: Evet.

S:(T) Şu anda O.J. davası ardına gizlenmiş hangi büyük olaylar oluyor?
C: Yok.

S:(T) Yani o kadar takılıp kaldık ki, arkaplanda bile birşey olmuyor ha?
C: Saptırma fırsatı.

S:(T) Eğer şu anda başka birşey olmuyorsa, çok büyük bir dikkat saptırma fırsatını kaçırıyorlar demektir! (D) [Kızımın]
bana bahsetmediği bazı sorunları mı var?
C: Evet.

S:(D) Bu konuda bana söyleyebileceğiniz herhangi birşey var mı?


C: Diana, daha önce de söylediğimiz gibi, iletişim kur.

S:(D) Neyi yapmayı unuttum? (T) Tek başına neler yapıyordun? (J) Evrende tek başına mı sörf yapıyorsun? (T) Merak
etme geri gelecek; sana söyledikleri şeyi tekrar hatırlayacaksın. (D) Açıklayabilir misiniz, bilmiyorum... (T) Ona ne
söylemiştiniz?
C: İletişim kur, öğüt verme.

S:(D) Yardım için teşekkürler, evet, haklısınız. [Kızıma] yardım etmek için yapabileceğim başka herhangi birşey var mı?
C: Öğren.

S:(J) Bu gece için herhangi birimize vermek istediğiniz herhangi bir mesaj var mı?
C: Hayır.

S:(T) Grup için söylemek istediğiniz herhangi birşey var mı?


C: Bu celsede değil.

S:(T) Birkaç celse önce Japonya'da Osaka yakınlarında bir deprem tahmininde bulunmuştunuz. Depremin büyüklüğü ve
yeri biraz farklı olsa da esas olarak bu tahmin gerçekleşti. Japonya, bu depremle Tokyo depremi tahmininiz arasında ne
292
bekleyebilir?
C: Doğru yorum değil. Osaka depremi henüz gerçekleşmedi.

S:(T) Yani bu, tahmin ettiğiniz 8.9'luk deprem değildi. Bu 7.2 şiddetindeydi ve Osaka'dan çok uzak değildi. Ama demek bu
sizin öngördüğünüz deprem değildi? (J) Başka bir tane daha mı olacak?
C: Evet bu dizide 14 tane daha.

S:(T) 14 deprem daha mı? Yani en yükseği 8.9 şiddetinde olacak olan bir depremler dizisi bu, öyle mi?
C: 9.6

S:(T) Osaka'da mı? Osaka yakınında mı?


C: Tokyo.

S:(T) Bu dizideki en yüksek deprem 9.6 olacak yani. Bu dizide yalnızca 3'üncü veya 4'üncüde bulunuyorlar, doğru mu?.
C: 7'nci.

S:(T) Bu, 7'nci deprem mi?


C: Evet.

S:(T) 7.2'lik deprem 7'nci deprem. Ve toplam 14 tane olacak dediniz, değil mi?
C: Evet.

S:(J) Yani 7 tane daha mı geliyor? (T) En büyüğü, Tokyo'daki, 14'üncüsü mü olacak?
C: 13'üncü.

S:(T) Tamam, 13'üncüsü 9.6 olacak ve sanırım diğer tahmin de 9.8'di. Yakın. Bu 13'üncüsü olacak. 8.9'luk Osaka hangisi?
C: Sıradaki 4 taneden biri.

S:(T) 14'üncüsü nasıl olacak?


C: Küçük.

S:(T) Fujiyama dağı patlayacak mı? Volkan tekrar etkinleşecek mi?


C: Belki.

S:(T) Çin, Kore, Filipinler ve çevreleyen bölge de etkilenecek mi?


C: Evet.

S:(T) Yani önümüzdeki bir, bir buçuk yıl civarında dünyanın endüstriyel üretiminin %30'u devredışı mı kalacak?
C: Hayır.

S:(T) Yani kısa sürede toparlanacaklar. Peki Kaliforniya ve bu ülkenin batı sahili de etkilenecek mi?
C: Evet.

S:(T) Sadece Kaliforniya değil. Diğer taraftaki tabakalar oynarken Los Angeles de büyük bir depreme maruz kalacak mı?
C: Evet.

S:(T) Hangi büyüklükte?


C: 8.9

S:(T) Nerede olacak?


C: San Gabriel Dağları.

S:(T) Los Angeles'in hemen dışı mı? San Andreas fay hattı mı?
C: Evet.

S:(T) Bu Los Angeles için çok yıkıcı olacak mı?


C: Sence?
293
S:(T) Bu durum doğu sahilindeki iş potansiyelini arttıracak mı? Bunu çok ciddi olarak soruyorum çünkü ülkedeki
ekonomik değişim üzerinde büyük bir etkisi olacaktır...
C: Evet.

S:(T) Yani...
C: Kaliforniya'dan kitlesel göç.

S:(T) Oradakiler Osaka'daki depreminin kendi başlarına da gelebileceğini anladılar. (J) Bunu inkar eğilimindeler... (D) Bu
durum Florida'ya da bir akın yaratacak mı?
C: Evet. 15 deprem.

S:(D) Sonra taşınacaklar. (T) Kaliforniya bölgesinde 15 deprem mi?


C: Yakın gelecekte.

S:(T) Tamamen batı sahilinden mi bahsediyoruz?


C: Kaliforniya.

S:(T) ABD'de başka yerlerde de depremler olacak mı?


C: Evet.

S:(T) Sadece Kaliforniya'da 15 tane... (D) Bu, Kaliforniya eyaletinin yıkımının başlangıcı. Kuzey Amerika kıtasını terk
edecek pek çok kişi olacaktır. (T) Bunu kelimesi kelimesine düşünmeyin demişlerdi. Sembolik...
C: Açık.

S:(T) Buna sembolik olarak bakmak gerekiyor. (D) Tamam. (J) Diğer depremler nerelerde olacak?
C: Yüzlerce.

S:(T) Yüzlerce mi? Yüzlerce deprem. Yüzlerce yer mi?


C: Evet.

S:(T) Yani Kaliforniya'daki 15 depremin dışında başka bir sürü deprem olacak, öyle mi?
C: Evet.

S:(T) Bu kıtada beşik gibi sallanacak desenize! Sahilde suyun yaratacağı büyük yıkımlar olacak mı?
C: Açık.

S:(T) Florida'nın batı sahilinde sular yükselecek mi?


C: Belirsiz.

S:(T) Florida'da depremler olacak mı?


C: Sismik olarak dengeli.

S:(T) Florida'daki sismik faaliyet suların yükselmesine neden olacak mı?


C: Hayır.

S:(T) Yani tüm depremler sırasında güvende olacağız. Deprem dışında yıkıcı şeyler olabilir mi?
C: Fırtınalar.

S:(D) Kasırgalar mı?


C: Siklonik.

S:(J) Bu bölge bu fırtınalardan zarar görecek mi?


C: Açık.

S:(C) Bunlar doğadan mı kaynaklanıyor? (T) Tüm bu faaliyetler doğal mı?


C: Yakın.

S:(D) Eğer Hiala Dean'in yanına gidersem, şifa anlamında ona yardımcı olmak için yapabileceğim herhangi birşey var mı?
294
C: Açık.

S:(L) Tamam, iyi geceler diyelim. Kapatıyoruz.


C: İyi geceler.
_________________________

9 Şubat 1995 F___, Laura, S___

S:(L) Merhaba.
C: Merhaba. Çok iyi.

S:(L) Çok iyi olan nedir?


C: Herşey.

S:(L) Barbara'nın son kitabı burada...


C: Ego güdümlü.

S:(L) Bu kitap ego güdümlü mü? Yani çok fazla gerçek kanallama içermiyor mu?
C: Evet.

S:(L) Saptırılmış olması ve Kertişleri kanallıyor olması ihtimali var mı?


C: Hayır. Baskı altında, sınırlanma.

S:(L) Yani basınç, akışı sınırlandırdı. F___ ve yorgunluğu hakkında birkaç soru sormak istiyorum. F___'ye yorgunluğu
konusunda nasıl yardım edebiliriz?
C: Hiçbirşey, ilerleme süreci.

S:(L) S___'nin vücudumda yaptığı bu "çözme" işlemi hakkında birkaç şey sormak istiyorum. İzliyor muydunuz?
C: Her zaman. Bazı enerji küreciklerine erişip onları çıkardın.

S:(S) Enerji kisti. (L) Peki bu enerjinin varlığının temel nedir?


C: Şiddetli depresyon altında olduğun ve intihar planları yaptığın 22'nci yaşındaki kızgınlık.

S:(L) Ensemdeki sorun da bu mu?


C: Hayır. Lif tümörü.

S:(L) Yaptığım çalışma bunun azalmasına yardımcı olacak mı?


C: Belki.

S:(L) S___, transkriptleri okurken ilgili sıradışı farkındalık deneyimleri yaşıyor...


C: Onun farkındalığını hızla açıyoruz.

S:(L) İçsel rehberini izleyerek büyük bir başarı sağlıyor. Transkriptleri okurken de diğerlerinden bile önce içsel bilgilere
erişiyor gibi görünüyor. Bu doğru mu?
C: Açık.

S:(L) Orlanda bölgesindeki grupla konuşmaya gittim ve eminim siz de bir şekilde oradaydınız. Bilmek istediğim şey,
J___'nin zihnindeki düşüncelerin ne olduğu ve konuşmama neden reaksiyon gösterdiği.
C: Bu ego cinsel odaklı ve sadece kendi söyledikleriyle ilgileniyor.

S:(L) Pekala, H___ B___ çok ilginç biriydi, onunla ilgili çok olağandışı birşey seziyorum ama net olarak tespit
edemiyorum. Önce pozitif bir etki olduğunu ve çok bilgisi olduğunu düşündüm ama sonra bu değerlendirmede hatalı
olabileceğimi düşündüm. Ama hala onda onayladığım birşey var. Onun zihninden geçenler neydi?
C: Açık.

S:(L) Bu kişi hakkında bana herhangi birşey söyleyebilir misiniz veya önemli mi?
C: Hayır, önemli değil.
295
S:(L) Materyalimizi uygun şekilde sundum mu?
C: Evet.

S:(L) Öldüğün zaman "Bardo"ya gittiğin doğru mu?


C: O nedir?

S:(L) Şu anda bilmemiz gereken herhangi birşey?


C: Bu gece değil. On birinde sor.

S:(L) Tamam, iyi geceler.


______________________

11 Şubat 1995 Frank, Laura, SV, DM

C: Vau, ne değişiklik!

S:(L) Neyi kastediyorsunuz?


C: Yeni tabla.

S:(L) Beğendiğinize sevindik. Sorularımıza başlıyoruz.


C: Kimliğimizi sormadın.

S:(L) Tamam, bu gece yanımızda kim var?


C: Sorran.

S:(L) Neredensin?
C: Kasyopya.

S:(DM) Erkek misin yoksa kadın mı?


C: Burada cinsiyet yok.

S:(L) Gelecekteki biz olduğunuzu söylemiştiniz, hanginizin ben, hanginizin Frank vs olduğunu söyleyebilir misiniz?
C: Hepsi bir. İsimler yalnızca sizin algılarınız için kullanılıyor. Tek bir "birey" olduğumuzu kastetmiyoruz, ama birlik
içinde biriz.

S:(L) Sormak istediğim kişisel bazı hususlar var ama... Sorabilir miyim?
C: Nasıl arzu ederseniz!

S:(L) İçimde birşeyler oluyor ve bunun ne olduğunu bilmek istiyorum. Şu anda bile kim olduğumu bilmiyorum. Kendimi
tanımıyor gibiyim. Neler oluyor? Neden bu kadar sinirliyim?
C: Eski düşüncelerini bırakıyorsun, ama direnç meydana geliyor.

S:(L) Sinirlenmemeye çalışıyorum.


C: Çok fazla çalışıyorsun. Denemeyi bırak ve sadece "birlikte git!" Süreci yönlendirmeye çalışma, sadece akışla birlikte
devam et!

S:(L) Bu enerji beni boğacak gibi olunca bunu yapmak çok zor.
C: Sen her zaman akışı yönlendirmeye çalıştın, bu eski kalıpları geride bırakman gerekiyor. Neden direniyorsun? Bu
yüzden sinirlisin. Üst bilincin sana birşey söylüyor.

S:(L) Bu his neden Frank'in babası ölünce başladı? Neden şu anda nereye doğru gittiğimizi bilmiyorum gibi hissediyorum?
C: Bir dönüm noktasıydı.

S:(L) Tamam, celselerden birinde bir soruya yanıt olarak John ve Mike'ın beni "bildirdiğini" söylemiştiniz. Ama bunun
bilinçli olmadığını söylemiştiniz. Bunu bilinçaltlarından yaptıklarını ve farkında olmadan Kertişlere aracılık ettiklerini
söylediniz. Bu muhtemelen kaçırıldıklarını gösteriyor. John kaç kez kaçırıldı ve kaçırılmalar ne zaman başladı?
C: 4 yaşından başlayarak onunla 186 defa "temas kuruldu" veya kaçırıldı.
296
S:(L) Peki ya Mike?
C: Buna hazır mısınız? 446 defa.

S:[Genel şaşırma sesleri] (L) Bu iki kişideki kontrol mekanizması nasıl işliyor? Çünkü eminim bunu duyduklarında çok
şaşıracak ve hatta muhtemelen tamamen inkar edeceklerdir.
C: Zihinlerine dalgalar gönderiliyor ve bu dalgalar önceden programlanmış olan implantları harekete geçiriyor.
Gözleniyorlar. Gerçekle karşılaştıkları zaman algılarının kapanmasına ve önceden programlanmış olan karşı koyma
düşünce kalıplarının güçlenmesine neden olan dalgalar üretiliyor.

S:(L) Diğer bir celsede ise enerjimi bloke etmek ve fiziksel sorunlara neden olmak için bana fiziksel olarak birşey
yapıldığını söylemiştiniz. Bu neydi?
C: Tiroidin engellenmişti.

S:(L) Bir celsede özgür iradenin, yaratılıştaki en önemli bilinç yasası olduğunu söylemiştiniz. Neden özgür irademizi
kullanıp kaçırılmayı ve üzerimizde deneyler yapılmasını reddedemiyoruz?
C: Kaçıranlar özgür iradelerini kullanıyor.

S:(L) Neden onların özgür iradesinin bizim özgür irademiz üzerinde bir önceliği var?
C: Neden sizin özgür iradenizin 2'nci ve 1'nci yoğunluk varlıkları üzerinde bir önceliği var?

S:(L) Bir başka celsede, havuzumun üzerinde gördüğüm bir UFO'nun, bir "çoklu gerçeklik projeksiyonu" olduğunu
söylemiştiniz. Bunu daha basit bir şekilde nasıl ifade edersiniz? Gerçek bir araç mı gördük yoksa projekte edilen birşey mi?
C: Zihnin sana kullanmak için verildi, biz ipuçlarını veriyoruz.

S:(L) Çoklu gerçeklik mi? Bu olayda, mekan/zamanda 3'üncü yoğunluk ile 4'üncü yoğunluk arasında bir birleşme oldu.
Onlar muhtemelen 4'üncü yoğunluktaydı ve biz de 3'üncüde ama evimin etrafındaki alan bir çoklu gerçeklik istasyonu
olarak şekillendiği için böyle bir olay oldu, doğru mu?
C: Bravo!

S:(L) Bir kez daha kendilerini bana göstermelerinin amacının ne olduğunu sormak istiyorum, "kötü" adamlar oldukları için
mi?
C: Son yanıta bak.

S:(L) Bunu düşündüğüm zaman düşündüğüm şeyden hoşlanmıyorum.


C: O zaman başka birşey düşün.

S:(L) TR ve JR'den duyduğuma göre bu bölgede özellikle Cumartesi geceleri bizim celselerimiz sırasında çok sayıda UFO
görülmesi olayları oluyormuş. Bunun yaptığımız celselerle bir ilgisi var mı?
C: Elbette!

S:(L) İlişkisi nedir?


C: Öncülük ediyorsunuz.

S:(DM) Öncüymüşüz. (L) Aradaki ilişki nedir? Bunu açıklayabilir misiniz? (DM) Bu tür olayların gözlenmesine neden
olan bir etki mi yapıyoruz? (L) Yoksa öncülük etmemizi engellemek için mi kendilerini gösteriyorlar? Öncülük ettiğimiz
için mi?
C: Hepsi.

S:(L) Yani aynı şey. Biz bu konuda öncülük ediyoruz ve onlar da bizi engellemeye çalışıyor.
C: Ve...

S:(L) Bu bölgede artan bilinç sayesinde 3'üncü ve 4'üncü yoğunluk birleşimleri mi meydana geliyor?
C: Ve...

S:(L) Mmm... (DM) İnsanlığa verilecek bilgileri mi alıyoruz?


C: Ve...

S:(L) Bu araçlar aslında... Bu araçların bazıları sizin varlığınızı mı gösteriyor?


297
C: Ve...

S:(DM) Tıpkı yapboz gibi parçalar birleştirilecek. (L) Diğer bir deyişle bizim faaliyetlerimizin önemli etkileri oluyor ve biz
bir öncülüğü gerçekleştiriyoruz, öyle mi?
C: Evet, tüm dünya için!!!

S:(SV) Tüm dünya için mi? (DM) Tanrım! Bu bizim çok önemli olduğumuzu mu gösteriyor?
C: Bingo!

S:(DM) Heyecandan tüylerim diken diken oldu! (SV) Benimkiler olmadı. (L) Her zaman biliyordun. (SV) Öyle
söylemedim! [Gülüşme] (DM) Kişisel bir soru sorabilir miyim? New Port Richey'ye taşınmamın nedeni bu mu?
C: Açık.

S:(L) Bunu yanıtlamazlar. Nedenini biliyorsun.


C: Şimdi, mütevazı olmanızı tavsiye ediyoruz!!!

S:(DM) Sanırım oluruz. [Gülüşme] (L) Bunun için çok çaba gösteriyorum... [şarkı söylüyor] Tanrım, her bakımdan öyle
mükemmelsin ki, mütevazı olmak çok zor!! [Gülüşme]
C: Laura, tavsiyemiz özellikle senin için.

S:(L) "Mütevazı" olma kısmı mı?


C: Bingo!

S:(L) Elimden geleni yapıyorum ve siz de bunu biliyorsunuz. Bazen gerçekten kontrolü eline alman gerekiyor. Biliyorum
bu düşünce kalıbını bırakmamı söylediniz ve ben de bunu yapacağım. Frank, sen devam et. Görev sende.
C: Buna gerek yok.

S:(L) Önceki bir celsede Kertişlerin büyük kızımı kaçırmaya çalıştığını ama benim bunu "durdurduğumu" söylemiştiniz. O
zaman sormam gerekirdi ama şimdi sorayım, bunu tam olarak nasıl durdurdum?
C: Zihinsel engelleme, yani 4'üncü yoğunluk prensiplerini kullanarak.

S:(DM) Gidip kaçıracak başka birini bulmaları gerektiğini düşünmelerine neden olan şey sadece onun varlığı mıydı?
C: Kendini açıklayan yanıtlara biraz daha dikkat edin.

S:(L) Tamam, yani zihinsel engelleme bir 4'ücü yoğunluk prensibi mi?
C: Bravo!

S:(L) Yani savunma yöntemimiz zihinsel engel, öyle mi?


C: Bir tanesi.

S:(L) Kızımla aralarına bir kalkan koydum, öyle mi?


C: Ve ne yapman gerektiğini biliyordun.

S:(L) Demek küreselleşmemiz gerekiyor? Bu büyük bir sorumluluk. (Diana) Ben özel kalmasını tercih ederdim. (L) Ben
etmezdim. (F) Bunu belirlemek bizim elimizde değil Diana, sadece kendi kendine... (DM) Bu benim kendimde düzeltmeye
çalıştığım birşey... (F) Bu hususta endişelenme, sadece akışına bırak. (SV) Evet, herşeyi akışına bırak. (F) Laura'yla
konuşurken aslında hepimizle konuşuyorlar. Çaba gösterme ve yönlendirmeye çalışma. (L) Her ne olacaksa olacak. (SV)
Tıpkı bana masaj ve beden çalışması için söyledikleri gibi. Artık plan bile yapmıyorum, sadece yapmaya başlıyorum ve
ellerim ne yaparsa o. (F) Kötü şöhret konusunda endişelenme, eğer öyle olması gerekiyorsa olacak ve herşey gelişmeye
devam edecek. Bu hayatının yıkılmasına veya ailenin dağılmasına neden olmayacak. (DM) En azından S___'ye ders
vermeye başladım. Sınıfta yaşadığım bir deneyimi anlattım ona. Bir çocuk diğerine çok negatif birşey söyledi ve ben de
dedim ki: "Biliyorsunuz, bu tıpkı önünüzdeki elastik bir duvar gibidir. Her ne yaparsanız o size geri dönecektir." Sınıftaki
çocuklar bunu alkışladı! İşimi kaybetmemek için söylediğim şeylere çok dikkat etmem gerektiğini hissediyorum. (L)
İnançları ne olursa olsun herkes için makul olacak şekilde söylenebilecek çok şey var. (DM) Bunu sormak istiyorum...
Metafizik yeteneklerim nedeniyle sonunda işimi yitirecek miyim?
C: Açık.

S:(L) Sana böyle birşeyi söylemezler. Benim ilk tepkim hayır, ama bir gün kendin ayrılabilirsin. (F) Evet, bu benim de
298
aklıma geldi. Biri gelip sana bir örgü fabrikası teklif ederse, evde örmeye devam eder miydin? (DM) Kastettiğin şeyi
anlıyorum. Demek burada yaptığımız şey büyük birşeyin meydana gelmesine neden olabilir? (L) Çok büyük. (SV) Bence
oluyor bile. (F) İvmemiz artmaya başladı bile. Everest Dağı'nın tepesinden yuvarlanmaya başlayan bir kartopu gibi. (DM)
Böyle birşey aklımın ucundan bile geçmezdi...
C: Endişelenme Diana, "Que sera, sera!" (Herşey olacağına varır.)

S:(F) [şarkı söylüyor] "Whatever will be, will be..." (SV) Bazen bir işi kaybettiğinde daha iyi birşey bulabiliyorsun. (DM)
Elimden geleni yapmam gerek. (L) Bunu şu anda yapıyorsun zaten...
C: Yönlendirmeye çalışmayın, yolculuğunuzun tadını çıkarın. Bizim yaptığımız bu, dalganın üzerinde yolculuk yapıyoruz!

S:(SV) Akışla beraber gitmek. (L) Şimdi birşey söylemek istiyorum. Çok uzun bir zamandır Frank ve ben, gerçekten
yüksek bir hedefe ulaşmaya çalışıyoruz ve bunun başarılabileceğine inanıyorduk. Bir prens bulana kadar çok sayıda
kurbağayı öpmek zorunda olduğumuzu biliyorduk. Ödüle ulaşmak için bir sürü pisliğin içinden geçmemiz gerektiğini de
biliyorduk. Ve bunu çok uzun bir zamandır yapıyoruz. Her ikimiz de çok uzun bir süredir büyük zorluklardan geçtik. Şu
anda çeşitli yönlerden gelen bütün yardımlar için çok ama çok minnettarım. Gerçekten bunalıyordum. Yaptığımız şeyin
önemini biliyordum ve direndim. Gerçekten Frank, gece-gündüz ne kadar büyük bir çaba harcadığımı anlatamam... Ve
bunu tek başıma yaptım. Sonunda mali destek, zaman ve çaba sunma isteğindeki diğerleri geldi ama bu aşamaya kadar bu
çabayı tek başıma sürdürdüm. Hem ekonomik olarak, hem de diğer şekillerde.
C: Ve gruba dahil olacak başkaları da var.

S:(L) Ve şunu söylemek istiyorum ki bu noktada SV bu projenin sürdürülmesinde büyük bir rol oynuyor çünkü çok uzun
bir süredir o kadar çok fiziksel bir saldırı altındayım ki, onun çalışması olmasaydı bunu sürdüremezdim ve görünüşe göre
maruz kaldığımız saldırılar artacak. Bu saldırılar yüzünden günlerce ve bazen haftalarca yatağa düştüğümü Frank size
anlatacaktır. Ama direndim ve çabalarımı sürdürdüm. (DM) Bu sorunlar DNA değişimleri yüzünden miydi? (L) Sanırım
daha ziyade bu projenin meyvelerini vermesini ve Frank'le enerjilerimizi birleştirmemizi engelleyemeye çalışan güçlerle
ilgiliydi. (DM) Sence S___ üzerinden benim üzerimde de çalışıyor olabilirler mi? (L) Evet, kesinlikle. (F) Bu işe giren
herkes ciddi engellemelerle karşılaşıyor. Bu güçler yıllardır beni intihara sürüklemeye çalışıyorlar çünkü bunun geldiğini
gördüler. (L) Kasyopyalılar her ikimizin de intihar etmek veya başka bir şekilde kendimizi öldürmek üzere
programlandığımızı söylediler. Bunun nedenini sordum ve bizim dünya için çok önemli olduğumuzu söylediler. Bunun
üzerinde fazla durmadım ama öyle görünüyor ki bu proje gerçekten oraya doğru ilerliyor; en azından bu noktaya kadar.
(DM) Scientology hakkında ne söylersiniz?
C: Tabii ki diğer bir Kertenkele komplosu.

S:(DM) Epeyce içine girmiştim. (L) Bir yandan pek çok saldırıya uğrarken, diğer yandan da bizi hedefimize ulaştırmak için
pek çok ilahi müdahale gerçekleşiyor. (SV) Tampa'da okuldan Linda isimli bir arkadaşım var. Kimi veya neyi kanallıyor?
C: Çeşitli kaynaklar.

S:(SV) Doğuya ait şifa yöntemleri konusunda ondan ders alacağım. (L) Daha önceki celselerde değindiğimiz bazı hususlar
hakkında...
C: Tamam, neden şimdi geçmiş celselerle ilgili bir tekrar inceleme yapmıyorsunuz?

S:(L) Sadece bir soru daha: Neandertal adamının Kertişler tarafından başka bir gezegene götürüldüğünü söylemiştiniz.
Bunun hangi gezegen olduğunu öğrenmek istemiyorum ama bizim zaman ölçümümüzle Neandertal adamının şu anda
evrimsel olarak ne durumda olduğunu öğrenmek istiyorum.
C: İlerleme yok, hala aynı.

S:(L) Genel olarak bizimle ilgili vereceğiniz bir bilgi var mı?
C: Dinleyin: şimdi, herkesin dışarıdan ziyade kendi içini araştırarak daha fazla bilgi öğrenebileceği bir noktadasınız. Bir
veya ikiniz bu işte oldukça yetenekli. Bu yolla evrensel gerçeklere doğrudan erişebilirsiniz. Uygun şekilde yapıldığında bu
yöntemde bilgilerin bozulma olasılığı daha düşüktür. Anlıyor musunuz?

S:(L) Doğrudan bir kanallama yöntemi kullanmaya başlamamızı mı istiyorsunuz? (DM) Aramızdan birini bir ses olarak
kullanmamızı mı istiyorsunuz?
C: Hepiniz.

S:(DM) Eşzamanlı olarak mı yani?


C: Nasıl isterseniz.
299
S:(L) Yani örneğin bir grup olarak toplanıp birlikte meditasyon yapmamızı mı istiyorsunuz?
C: Kendinize sorular sorun ve yanıt alın.

S:(L) Diğer bir deyişle hipnoz yok, sadece oturup tartışalım ve birbirimize sorular sorarak grubun enerjilerinin
etkileşmesini mi sağlayalım?
C: Veya aynı zamanda tek başınıza. Sonra da bir araya gelip öğrendiklerinizi paylaşın. Bu zaten çok yapılıyor.

S:(L) Yani aramızda tartışalım ve kendimize sorular soralım. Artık tablayı kullanmayalım mı?
C: Hayır, tabii ki bunu kastetmiyoruz!!

S:(DM) Anlamıyorum. (SV) Ben anladım; öğrenmemiz gerekenleri kendimiz öğrenmemiz ve doğru yol üzerinde
olduğumuzdan emin olmak için bazı şeyleri kontrol etmemiz gerekiyor.
C: Kanal açın, bir veya ikiniz zaten açık.

S:(L) Gruptaki bir veya iki birey zaten açık mı?


C: Evet.

S:(DM) Kim?
C: Açık.

S:(L) Bunu söylemezler. (F) Tüm yapmanız gereken soruları sormak, yanıtlar gelecektir. Ben bunu hep yapıyorum, beş-altı
yaşımdan beri. (DM) Ben de bunu yapmaya başladım. Daha sorular sorulmadan yanıtları duymaya başladım. Bu tablada
çok oluyor ama benim söylediğim şey ise yanıtın kendi başına kanallama yapmak olduğu. (L) Bozucu etkiler için birşeyler
yapmamız gerekmiyor mu?
C: Grup içinde değil.

S:(L) Yani bu noktada bireysel ve grup olarak yeterince konsantre olduk mu?
C: Evet. Bu süreçte belirli bir ölçüde yardım edeceğiz.

S:(L) Grup büyüdükçe gruba katılan kişilere de aynı şekilde yardım edilecek, doğru mu?
C: Belirli bir ölçüde.

S:(DM) Katılacak kişileri tek tek kontrol etmek için epeyce düşünmek zorunda kalacağız...
C: Hayır.

S:(L) Sanırım bizim durumumuzu kavrayanlar ya kalmaya, ya da gitmeye karar verecekler...


C: Evet.

S:(L) Daha önceki katılımcılardan artık gelmeyen iki kişi hakkında bir soru sormak istiyorum... Violette'nin artık
gelmeyebileceği yönünde güçlü bir hissim var...
C: Açık.

S:(L) Scarlett'in Kertiş kontrolünden kurtulma olasılığı olduğunu sanmıyorum, doğru mu?
C: Açık.

S:(L) Daha önce, Ouspensky'nin "Tertium Organum"unda algılar hakkında birşeyler okuyorduk. Bu, bizim algılarımızın
durumu ve 2'nci yoğunluktaki algıların durumu ile ilgili yeterince doğru bir tanımlama mı?
C: Evet.

S:(L) Tamam, buradan 4'üncü yoğunluk algısına bir sıçrama yapacak olursak...
C: Bekle ve gör.

S:(L) Geçen gece meditasyon yaparken yüzümün etrafında hafif bir şekilde hareket eden nazik bir varlık hissettim, bu siz
miydiniz?
C: Açık. Zihnin sana bir sebep için verildi.

S:(L) Tamam, kendim kavrayabileceğim şeyler hakkında sormayacağım ama başka birşey hakkında sormak istiyorum:
bildiğiniz gibi Frank'in babası iki hafta önce öldü. O günden beri dinamikler ve enerji bakımından herşey çok farklı
300
görünüyor ve bu sadece Frank ve onun ailesi için değil, benim için de geçerli. Neden bu kadar farklı hissettiğimi öğrenmek
istiyorum. Kendimi ne kadar farklı hissettiğimi anlatacak kelime bulamıyorum. Çok farklı bir his. Bunun nedeni nedir?
C: Bir dönüm noktası.

S:(L) Ama bunun neden... Keşke hepinize ne kadar garip hissettiğimi ifade edebilseydim... (DM) Garip derken? (F) Ben
bile bilmiyorum... (L) Frank'in babası hala dünyada mı?
C: Kısmen.

S:(L) Benimle iletişim kurmaya mı çalışıyor?


C: Belki.

S:(L) Frank'in babasının öldüğü gün ve saatte neden yoğun bir uyuma isteği duydum?
C: Bağlantı.

S:(L) Neyle bağlantı? (DM) Yani Laura'yla bağlantı mı kuruyordu?


C: Yakın.

S:(SV) Laura onunla bağlantı mı kurdu?


C: Yakın.

S:(L) Başka bir seviyeden benimle iletişim kurmak için mı geldi?


C: Evet.

S:(L) Neden Frank değil de ben?


C: Hep başkalarının daha nitelikli olduğuna inanıyor.

S:(L) Bana Frank'den daha fazla mı güveniyordu? Bulunduğu yerden ona tavsiyelerde bulunmak için beni mi seçti? Bu
mu?
C: Evet.

S:(F) Bu kesinlikle onun kişiliğine uyuyor. (L) Şimdi benden ne istiyor?


C: Spesifik birşey değil, ama kanalı aç ve gör.

S:(L) Bu bağlantı yoluyla Frank'in babasıyla doğrudan görüşebilir miyiz?


C: Bunu tek başına meditasyon yoluyla yapabilirsin. Daha uygun.

S:(F) Kendini bu kadar garip hissetmenin nedeni belki budur. Henüz kendi kanalını açmadın. (L) Evet, bu beni delirtiyor.
(DM) Düşünce süreçlerine etki ediyor. (L) Frank'in babasının serbest kalıp ışığa gitmesi için benim yardımıma mı ihtiyacı
var?
C: Açık.

S:(L) Böyle durumlarla karşılaştım, araştıracağım. (L) Tamam, bu durumu kolaylaştırmak için bu konu hakkında bana
söyleyebileceğiniz başka herhangi birşey var mı?
C: Hayır.

S:(L) O zamandan beri sürekli olarak Frank ile benim birlikte yaşadığımız, Bavarya'da kardeş olduğumuz hayat aklıma
geliyor ve o hayatta Frank'in babasıyla bir bağlantı olup olmadığını merak ediyorum. Bunun sürekli aklıma gelmesinin
nedeni bu mu?
C: Neden kontrol etmiyorsun? İstediğinde bu işte çok iyisin.

S:(L) Bunu kendi kafamda araştırmamı istiyorsunuz yani?


C: Evet.

S:(L) Tamam, başka sorumuz olmadığı için bu geceyi burada bitiriyoruz.


C: İyi geceler.
_______________________
301
18 Şubat 1995 F___, Laura, TR, JR, D

(Laura'nın notu: Bu, negatif etkilerce ciddi bir bozulmaya maruz kaldığını düşündüğüm celselerden biri. Bunun muhtemel
sebebi, D___ isimli kadındı. Ayrıca onunla JR arasında çok güçlü bir çelişme söz konusuydu. Göreceğiniz gibi bu celsenin
tümünde ilginç hususlar var. Daha sonra daha emin bir şekilde anlayacağımız gibi, bunun temel sebebi D___'ydi. Fakat
elbette Kasyopyalıların enerjisi de ulaşıyordu. "Kasyopya" kelimesini kısaltmaları tüm bu durumla ilgili bir ipucu olabilir.
Sanki kısmi bir bağlantı kurduğumuzu ifade ediyordu.)

S:(L) Kimse var mı?


C: Durdurun.

S:(T) Neyi durduralım, bu tuhaf konu hakkındaki tartışmamızı mı?


C: Hayır. Ve tartışma konunuz tuhaf değil.

S:(T) Peki "durdurun" ne anlamda?


C: Kapıları kapatın.

S:(L) Bu garip, daha önce ev içindeki seslerden bu kadar rahatsız olmamışlardı. (Kapıları kapattık.) Bu gece kim var?
C: Teyurannea.

S:(L) Neden kapıların kapatılmasını istediniz?


C: Dış etkiler genellikle çok fazla engelleyici etki yapıyor.

S:(L) Bu gece...
C: Oturma odasında çok fazla gürültü ve statik var.

S:(L) Daha önce bu konuda hiç şikayet etmemişlerdi... (J) Televizyon yüzünden olmalı... (Laura çocuklara televizyonu
kapatmalarını ve sessiz olmalarını söylüyor.) Uzay Yolu'nu sevmiyor musunuz?
C: Sorun o değil.

S:(L) Peki sorun nedir?


C: Gürültü ve çocukların arasındaki masum şakalaşmalar.

S:(J) Evet çocuklar... (L) Birazdan yataklarına gidecekler...


C: Bu celsenin kontrolü sizde olmayacak, o yüzden daha önceki gibi aptalca sorular sorma konusunda endişelenmenize
gerek yok!

S:(L) Bu kulağa hiç hoş gelmiyor, değil mi? (T) Dinleyip özümsememizi istediğiniz bilgiler mi var?
C: Bazen dikkatlerin toplanıp dalgaboylarının düzenlemesi için hoşluğun bir kenara konması gerekiyor.

S:(T) Tamam, kontrol sizde, gerekli düzenlemeyi yapın.


C: Durun... Kanalımızdan önemli bilgilerin aktarılması için bekleyin. Kimlik sorgulamasını unuttunuz.

S:(L) Neredensin?
C: Kas. Çocuklar işbirliği yapmıyor. (Laura çocukları yatağa gönderiyor. Bu durum büyük bir negatiflik yaşanmasına
neden oluyor.) Teşekkürler. Daha açık olmanız gerekiyor ve unutmayın, biz siziz!!!!!

S:(L) Açık olmayan kim?


C: Konu o değil. Bir zamanlarki kendinize bakmak ve birleşme amacıyla çok sıradışı bir seviyede kendinizle iletişim
kurmak nasıl birşey, hayal edebiliyor musunuz?

S:(L) Hayır, bunu hayal edebileceğimi sanmıyorum.


C: Dene!

S:(L) Deniyorum. Bu tıpkı kendini bir bebek olarak görmek gibi olurdu herhalde.
C: Güzel. Devam et.

S:(L) Kendimizi bir bebeğin yerine koyduğumuzda sanırım neler olduğu konusunda çok az farkındalığımız olurdu.
302
Bebeklerin farkındalığı temel olarak kişisel gereksinimlerinin karşılanması, yemek, rahatlık üzerinde odaklanır ve
ebeveynler de çatıdan bir sızma olup olmadığı, pencereden rüzgar gelip gelmediği, kurtların kapıya dayanıp dayanmadıkları
gibi şeyler hakkında endişelenip durur. Yaklaştık mı?
C: Gelişim!

S:(L) Sizi bazen usandırıyor muyuz?


C: Biz siziz ve siz de bizsiniz, tamamen bir ve aynıyız.

S:(L) Yani bizi usandırıcı bulmuyorsunuz çünkü bir varlığın kendini usandırıcı bulması pek kolay değil ama gene de
kişiliğin çeşitli yönleriyle ilgili tatminsizlikler olabilir, öyle mi? (J) Veya birini sevmek ve onun isterse ne olabileceğini
görmek ve olması için sabırsızlanmak gibi mi?
C: Vau! Ne kavram!

S:(L) Pekala...
C: Laura, bizi hala senden farklı bir varlık olarak düşünüyorsun. Gidip insanlara sürekli "Kasyopyalılar böyle söyledi,
Kasyopyalılar şöyle söyledi." diyorsun. Kasyopyalıların sen olacağını bilmiyor musun?

S:(T) Bir zamanlar onlar da bizim gibiydi ve bunu bilerek bizimle iletişim kuruyorlar ve şimdi geçmişteki hallerine bilgi
veriyorlar ve biz de gelecekteki halimizi dinliyoruz, veya buna benzer birşey. (J) Sanırım bize karşı sabırlılar.
C: Yakın, TR. Sizi kendimiz olarak dinlemek eğlenceli.

S:(T) Harika! Gelecekte eğlendiğimi bilmek güzel!


C: Biz olarak!

S:(T) Ama bu biraz da can sıkıcı çünkü siz geçmişte üçüncü yoğunlukta bizken, gelecekteki kendinizle nasıl iletişim
kuracağınızı bilmiyordunuz.
C: Yanlış! Şu anda ne yapıyoruz sanıyorsun!

S:(L) Bu gelecek, geçmiş ve şimdi... (T) Ama biz olarak 3'üncü yoğunlukta sıkışıp kalmış olarak bunu görmeleri zor. (J)
Bizim için zor, onlar için değil. (T) Onlar biz, biz onlar.
C: Bizim için hiçbir bakış açısıyla zor değil.

S:(T) Peki öyleyse orada neler bildiğimizi algılamak bizim için neden zor? (L) Belki sandığımız kadar zor değildir. (T)
Peki o zaman bu sorunu nasıl aşacağız? Algılamamız gerekeni algılayacağımız noktaya nasıl ulaşacağız? (J) İlerliyoruz
zaten.
C: Ulaştınız.

S:(T) Yani şu anda yaptığımız şeyi yapıyor olmamız, o noktaya ulaştığımızı gösteriyor. Öyleyse tüm yapmamız gereken,
bunu daha doğru bir şekilde yapabilmek için daha fazla açık olabilmek?
C: Bingo zingo!

S:(T) Herhalde aramızdan biri "bingo zingo" demeyi seviyor. Çünkü ben hiç "bingo zingo" dememiştim.
C: Veya belki de değişmiş ve bunu söylemeyi sevmeye karar vermişsindir!

S:(L) Pekala millet, birşey sorabilir miyim? Tüm hafta boyunca kafama takılan birşey vardı.
C: Sorman gerekiyorsa sor, ama bu gece eğleneceğiz.

S:(J) Ben de yaşadığım uyku bölünmesi hakkında sormak istiyorum. (T) Her zaman eğleniyoruz... Neden söylemek
istediklerini söylemelerine izin vermiyoruz? (L) Tamam, ne söylemek istiyorsanız söyleyin...
C: Hayır Laura, biz Kertiş değiliz; Kasyopya arıyor. Endişelenme, kanal bağlantısı artık sabitlendi. Ama o kahrolası
kasetler!

S:(L) Beni kasvetlendiriyorsunuz.


C: Çok fazla ciddisin.

S:(L) Birinin olması gerek!


C: Hayır!
303
S:(T) Bize bazı önemli bilgiler verecektiniz... Bu celsenin başında öyle söylemiştiniz...
C: Hepsi uygun vakitte, ama önce biraz eğlenmek istiyoruz.

S:(L) Eğlenin o halde. Bunu görmek istiyorum, eğlenin.


C: Neşelen Laura. Bu senin kendimle konuşan başka bir personan (karakterin)!

S:(J) Bunu anlayamadım. Söyledikleri şeyi anlayamamaktan nefret ediyorum...


C: Persona, JR. Sen/ben bilgisayarı öğrendikten sonra kalemlerle hep sıkıntı yaşadın/yaşadım!!!

S:(J) Bu doğru! Normalde yazılarımı hep bilgisayarda yazıyorum. (ç.n. "quija tablası" yoluyla harf harf alınan yanıtlar JR
tarafından kağıda geçirilerek çözülüyor ve sonra da sesli olarak teybe kaydediliyor.)
C: Ben/biz, JR.

S:(J) Personan seninle konuşuyordu Laura.


C: Boşver Laura, bu yalnızca çok, pek çok öğrenme deneyiminden biriydi. Bunlar bizi çok zenginleştirdi.

S:(L) Unutmam gereken öğrenme deneyimi nedir?


C: Hayatlar boyu "keder."

S:(T) Bu onun/sizin kederli hayatlarından biri mi?


C: O şekilde bakarsak tüm hayatlar öyle.

S:(J) Şunu söylemem gerek... (T) Bu 4'üncü yoğunluk hayatını da kapsıyor mu? (J) Yazmakta zorlanıyorum ve diğer
yandan da söyleyecekleri şeyi tahmin etmeye çalışıyorum. Zorlanıyorum.
C: Gereği düşünüldü!

S:[Gülüşme] (T) 6'ıncı seviyeye ulaşıldığında hala mizah olduğunu bilmek güzel!
C: Burada mizah bol. Orada eksik. Sevgili JR, kalemi ve kağıdı D___'ye ver.

S:(T) JR'den sevgilerle! [Gülüşme] (D) Ne güzel boşta oturuyordum...


C: Duydum/duyduk D___! Bu arada konuşan biziz.

S:(T) "Bu arada"yı BTW (ing.: by the way) olarak kısaltabilirsiniz.


C: BTO.

S:(L) Bu ne?
C: Bachman Turner Overdrive! (bir müzik grubu)

S:[Gülüşme] (L) Bunu bilemediysen, kötü durumdasın demektir TR! (T) Emerson, Lake ve Palmer! Electric Light
Orchestra! (L) Birşey söylemek istiyorum...
C: Pekala Laura, sorman gerekiyorsa sor.

S:(J) Şeyi sormak istiyorum...


C: Önce Laura sorsun, biz/o çileden çıkmak üzere.

S:[Gülüşme] (T) Evet, şimdi sor. (L) Biliyorum bana çok kızacaksınız çünkü hep uçlarda gidiyorum...
C: Biliyoruz, ne istersen sorabilirsin!!!!

S: ... (L) Bildiğiniz gibi Holokost (Nazilerin Yahudi katliamı) kurbanlarının reenkarnasyonları ve onların deneyimlerini
hatırlamalarıyla ilgili bir kitap okuyorum. Bir keresinde ırksal bir grup olarak Yahudilerin Atlantis kökenli olduklarını
söylemiştiniz, bu doğru mu?
C: Bazıları.

S:(L) Bazıları. Peki hangi bazıları, söyleyebilir misiniz?


C: Hayır.

S:(L) Holokost ile ödenen karmik bir borç var mıydı?


C: Elbette.
304

S:(L) Bu olayda hangi karmanın silindiğini ve bu Yahudilerin hangi grubu temsil ettiklerini söyleyebilir misiniz?
C: ...Atlantisli yöneticiler, o yaşam deneyimlerinden kalma suçlarını "siliyorlardı."

S:(L) Yani...
C: Yani ne?

S:(L) Birkaç hafta önce sabah kalktığımda bir deneyim yaşadım. Dilim sanki koparılmış gibi hissediyordum. Çok garip
birşey olmuş gibi bir duyguya kapıldım. Bunun ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
C: Önemli değil.

S:(L) Önemli olmadığını söyleyeceğinizi biliyordum, ama bunun fiziksel bedenime önemli etkileri oldu.
C: Her zaman olduğu gibi. Ve fiziksellik üzerine daha az konsantre olmanızı tavsiye etmemiş miydik?

S:(L) Gecenin bir yarısında bir grup Kertiş tarafından bir yere götürüldüysem ve üzerimde birşeyler yapıldıysa, bu konuda
birşeyler öğrenmek isterim...
C: Değildi.

S:(L) Pekala JR, cesaretin varsa sorunu sor! (J) Cesaretim varsa! Geçen hafta uyuduktan 20 dakika sonra çığlıklar içinde
uyandım çünkü yatağımın kenarında duran birşey vardı. O neydi?
C: Evet JR, gerçekten götürüldün!

S:(L) Kim götürdü?


C: Arkadaşlarımız, Griler.

S:(L) Ne yaptılar?
C: Psişik veritabanında bir inceleme güncellemesi.

S:(T) [Soru kaybedildi.]


C: Neşe hiç bitmemeli!

S: [Soru kaybedildi.]
C: Yanlış kavram.

S:(T) JR pencereden geçme duygusu yüzünden mi korkup çığlık attı?


C: Pencereden geçilmesi gerekmiyor.

S:[Soru kaybedildi.]
C: Olağan kaçırılma deneyimi, bildiğiniz gibi.

S: [Soru kaybedildi.]
C: Doğru.

S: [Soru kaybedildi.]
C: Evet.

S:(T) Bizim zaman ilüzyonumuzda olay 20 dakika sürmüş gibi görünüyor. Çünkü bu olay olduğunda ben oturma odasında
televizyon izliyordum. Ama onun deneyimlediği şeyler bizim zaman algımızdan daha uzun veya daha kısa sürmüş olabilir,
doğru mu?
C: Evet.

S:(T) Çığlık attığında... (J) Çığlık atarak kaçırılma deneyimini sona mı erdirdim?
C: Kaçırılma bitmişti, bilinçlilik seviyesi sınırı.

S:(T) Yani ben yatak odasına girdiğimde kaçırılma yeni bitmişti, öyle mi?
C: Evet.

S:(T) Yani olayın sona ermesiyle bir ilgim yoktu? Beni çığlığı harekete geçirdi.
305
C: Senin dikkatin başka yöne kaydırılmıştı.

S:(T) Evet, bu çok kolay. Kolayca dikkatim bir yerlere çekilebiliyor. Bana bir bilgisayar ekranı verin ve hemen bütün
dikkatimi ona yöneltirim.
C: Herkesin dikkati kolayca saptırılabiliyor.

S: ... (J) Bu olduktan sonra TR şöyle bir yorumda...


C: D___, lütfen tablaya eşlik et. (ç.n.: ellerin tablaya teması)

S:(J) Tablada dört kişi birden istiyorlar! (L) Hayır. Bu gece onlarla konuşmak istemiyorum, bana çirkin davranıyorlar! (D)
Bana kendimi inanılmaz önemliymiş gibi hissettiriyorlar!
C: Çirkin subjektif. Biz seniz Laura.

S:(L) Buna inandığımdan emin değilim.


C: Neden kendimize çirkin davranalım? Ama fizikselliğin esaretini ve biyolojik eğilimlerini anlıyoruz.

S:(L) Bu çok küçümseyici bir ifade. (T) Seni anladıklarını söylüyorlar yalnızca. (D) Sadece kendimizle konuşuyoruz. (T)
Onlar biziz. Biz biziz.
C: Küçümseyici senin, ve bizim, algımız.

S:(L) Kusura bakmayın ama bence büyük bir zaman ve enerjiyi boşa harcıyorsunuz. Bunu yapmak için geç saatlere kadar
ayakta kalıyoruz ve...
C: "Boş"u belirleyen faktör nedir?

S:(L) Benim fikrim.


C: Bizim de!!

S:(T) Çünkü onlar sen ve sen de onlarsın... Beatles'in dediği gibi: "Coo coo cachoo, we are the Walrus!" (D) Neden insan
ırkına aktarmak istedikleri önemli bir şey olup olmadığını sormuyoruz? (T) Şimdiye kadar söyledikleriniz dışında
aktaracağınız birşey var mı?
C: Aktarılma sürecinde.

S:(L) Peki bu ne zaman olacak?


C: Şu anda oluyor.

S: (D) Belki tüm bu olanlar, geçmişteki kendimizle konuşmakta olduğumuzun farkına varmamızı sağlamak içindir...
C: Bir kısmı bu. Neden direniyorsunuz?

S:(D) Sanırım bunu anlıyoruz ve şimdi ne olacağını bekliyoruz.


C: Sizden ayrı değiliz. Bu bir kez anlaşıldığında ilerleme sağlanacak!

S:(T) Evet, siz bizsiniz, biz de siziz. (L) Pekala, bir hafta kadar önce kendimi çok garip bir etki altında hissetmeme ve
duygusal kontrolümü sağlamakta zorlanmama neden olan şey neydi? Neler oluyordu?
C: Sizin zaman ölçümünüzle yarım saat kadar önce yanıtlandı.

S:(L) Bunun hakkında soru sorup yanıt aldığımı hatırlamıyorum. (J) Dilin hakkında sormuştun. (L) Ondan bahsetmiyorum.
C: Hayır.

S:(L) Hangisi... Geçmiş yaşam konusu mu?


C: Evet.

S:(L) O etkiye neden olan şey neydi?


C: EM penceresindeki farkındalık açıklığından enerji yüklenen iyonlar, yakın çevre üzerinde fiziksel travma yarattı.

S:(L) Yani Em penceresinde bu tür bir açıklık...


C: Farkındalığını arttırdın.

S:(T) Diğer yaşam deneyimlerinle bir bağlantı kurdun ve onları farklı bir şekilde deneyimleme şansın oldu. (L) Şunu
306
söylemeliyim ki bende çok garip etkiler yaptı. Ama bu deneyim çok mutlu bir deneyim değildi. (T) Bu yükselme
deneyimleri tekrarlanacak mı?
C: Evet. Her defasında daha kolay hale gelecek.

S:(L) Şükürler olsun! ... (T) Hepimiz bunu farklı bir şekilde deneyimleyebiliriz, değil mi?
C: Öyle denebilir. Herkesin kendi konuları var.

S:(T) Yolumuzda ilerlerken hepimiz farklı şeyler yapıyoruz. (J) Hepimizin ilgilenmesi gereken farklı hususlar var.
C: Neden bir başkası için sıkıntı dileyesiniz?

S:(L) Ben kimse için sıkıntı dilemiyorum; sadece hepimizin çektiği sıkıntıları anlamanızı istiyorum... (T) Anlıyorlar... (J)
Ve biz de anlıyoruz... Bunları seninle birlikte yaşadılar. Tüm bu sıkıntıları tek başına yaşamadın! (T) Onlar senler!
C: Neden bir başkası için sıkıntı dileyesiniz? Herkesin kendi dersleri var, paylaşmak ister misiniz?

S:(L) Yani daha kötü olmadığı için şükredin diyorsunuz. (D) Birşey sormak istiyorum çünkü muhtemelen sen anladın ama
ben anlamadım. Eğer 6'ncı yoğunluksak ve aynı zamanda 3'üncü yoğunluksak, gelecekte başka bir 3'üncü ve başka bir 6'ncı
mı olacağız? (F) Bizim 3'üncü yoğunluk algımızla öyle. Çünkü bizim zamanımız doğrusal ve gelecekteki kendimize
bakıyoruz ve şimdideki kendimizle konuşuyoruz ama tüm bunlar aynı anda oluyor çünkü aslında zaman yok. Ve bu
muhtemelen, bir gün 6'ncı yoğunluktan buraya bakacağımız anlamına da geliyor... (D) Aynı şeyi hep tekrarlayacak mıyız?
(F) Hem evet, hem hayır... Bu konunun her yönünü tamamen anlayabileceğimizi sanmıyorum. (T) Sorun şu ki...
C: 6'ncı yoğunlukta olduğunuzda anlayacaksınız!!! O yüzden "şimdi ve burada"nın tadını çıkarın!

S:(T) 4'üncü yoğunlukta bile şu andakinden çok daha fazla şeyi anlayacağız. Bize üçüncü seviyenin ötesinde kavramlar
veriyorlar. 4'üncüye geçtiğimizde olan bitenler konusunda iyi bir başlangıç yapabilmemiz için bizimle bir hazırlık çalışması
yapıyorlar. Frekansı oluşturmamız için bizi aslında zaten olduğumuz yere yükseltiyorlar. 4'üncü yoğunluktan bunu yapmak
için geldik. Hatırlayabilmemiz için bize gerekli bilgileri veriyorlar... (F) Tıpkı Hansel ile Gretel'in ormana gidip, dönüşte
yollarını bulabilmeleri için kırıntılar bırakmaları gibi. Yapmamız gereken şeyi yapmak için 4'üncüden 3'üncüye geldik ve
şimdi tekrar 4'e gidiyoruz veya buna benzer birşey. ... (T) Şu anda bulunduğumuz yerde herşeyi kavrayamıyoruz ve zaten
bu seviyede bunu yapmamız da gerekmiyor.
C: Hepiniz öğreniyorsunuz. Laura bir DNA ipliği daha edindi ve sıkıntılarının nedeni de bu, tamam mı?

S:(D) Vau! Tebrikler! (T) Evet, bir iplik daha kazandı ve Reiki Ustası oldu! (L) Çok kötü bir ruh halindeyim! (T) Neşe! Şu
anda 6'ıncı yoğunlukta kendinle çok eğleniyorsun! Bir mola vereceğiz. (F) DNA ipliği mi kazandın? [mola; Laura'nın
deneyimleriyle ilgili bir tartışma.]

S:(L) Burada mısınız? Elbette, siz bizsiniz!


C: Evet, öyle birşey.

S:(T) Laura neden hiç tatmin olmuyor?


C: Tatmin olmaz biri.

S:(T) Demek yaşadıklarının nedeni bu, tatmin olmaz birisin. (L) Hepimizin problemli yönleri var. (D) Soru sormada daha
iyisin, karnımdaki problemin bendeki DNA değişimleriyle bir ilgisi olup olmadığını sorar mısın?
C: Bu gece arabanı kullanırken dikkatli ol D___.

S:(L) D___'nin DNA'sı değişiyor mu ve karnındaki sorun bu DNA değişimiyle mi ilgili?


C: Evet ve hayır.

S:(D) Teşekkür ederim. (T) Oradakiler erkek mi yoksa dişi mi? Hayır, bunu sormuştuk zaten...
C: Önceki celseleri gözden geçirin.

S:(L) Reiki ustalığı hakkında sormak istiyorum. Ücretleri tartıştık. En azından SV ile bu konuyu görüştük. Benim hissim şu
ki, mevcut fiyatların altında olması gerekir ama aynı zamanda...
C: Evet, ama lütfen artık kişisel konuları daha kısıtlı tutun.

S:(L) Bu kişisel bir soru muydu?


C: Oraya yöneliyordu.
307
S:(L) Hayır, yönelmiyordu.
C: Üç gün içinde ABD'de 4.7'lik bir sallantı bekleyin. Kuzey doğuda, Rochester, N.Y. bölgesi. Oranın yakınında fay hatları
mevcut. 1995 içinde Vezüv ve Etna'da faaliyet. Tera dahil. 1995 yaşında Afrika'da sel binlerce kişinin ölümüne neden
oluyor.

S:(D) Sanırım birileriyle bağlantıya geçip bu bilgileri aktarmamız iyi olabilir... (T) Volkanlar Japonya'daki olaylarla ilişkili
mi?
C: Evet. 1996'da kuzey buzları altında volkanik patlama.

S:(T) Vau! (L) Bu önemli etkiler doğurabilir. (T) Bu sellere neden olur herhalde?
C: Hayır. Hava, buharlaşmayı arttırıyor ve evet, UFO dalgalarının nedeni bizim faaliyetlerimiz ve bu iletişimler!

S:(T) Bunu sormuş muyduk? (J) Hayır, ama bunu düşünüyordum ve daha önce de konuşmuştuk. (T) Bunun olmasında...
C: Neden oluyorsunuz TR.

S:(T) Buna biz mi neden oluyoruz? (D) Hayır...


C: Evet.

S:(T) Yani bu bölgede bir açılmanın meydana gelmesini sağlıyoruz ve bu yüzden UFO olaylarında da artış oluyor, doğru
mu?
C: Çok büyük bir pencere açılıyor. Devasa, kaydedilen tarihte en büyüğü!!!

S:(L) Tüm bunlar P___ Z___'yi hipnotize etmemden sonra başladı. Neyi başlattığını bir bilse!
C: Z___ değil. Bizimle kurduğunuz "bağlantı."

S:(L) Şaka yapıyordum. (T) Neşelenin oradakiler! (L) Ben de arada sırada neşelenebilecek miyim?
C: Evet ve mümkün olan tüm neşeye ihtiyacın olacak.

S:(J) Bu hayata katlanabilmenin tek yolunun kahkaha olduğunu söylemişimdir hep. (F) Bu bana hep uğursuz birşey gibi
gelmiştir. (L) Evet, bana da. (T) Bu kanal çalışmasını ne kadar sürdürürsek, bu pencere de o kadar büyüyecek, doğru mu?
C: Evet. Ve epeyce meşgul olacaksınız.

S:(F) Mümkün olan tüm neşeye ihtiyacımız olacak olmasının nedeni bu mu? Çünkü yapmamız gereken epeyce şey olacak,
öyle mi?
C: Evet.

S:(D) Bu çalışmaları haftada bir geceden daha fazla mı yapmamız gerekiyor? (L) Hayır! (D) Pardon.
C: Hayır.

S:(T) Bir gece fazlasıyla yeterli. (F) Ne yapmak istiyorsunuz, tüm enerjimi tüketip beni yok etmek mi? [gülüşme] (L)
Haftada bir kereden fazlasını denedik ve bu bizi neredeyse öldürüyordu. (T) Biz bu pencereyi açarken, dünyadaki diğer
insanlar da bunun farkına varıyorlar mı?
C: Yan etkilerini deneyimliyorlar.

S:(T) Sonunda kaynağı tespit edebilecekler mi?


C: Belki.

S:(T) Neşemizi yüksek tutsak iyi olacak çünkü çok sayıda ziyaretçimiz olabilir. (D) Burayı bulmalarına yardımcı olmak
için yapabileceğimiz birşey var mı? (L) Bulmalarını istemiyoruz! (D) Ou! Neden?
C: Siyahlı Adamlar.

S:(T) Siyahlı Adamlar! Hayır D___, onların nerede olduğumuzu bilmelerini istemeyiz! Onların işini zorlaştırdığımız için
bundan hiç hoşlanmayacaklardır! (D) Onlara zorluk yarattığımızın farkına varmamıştım. İyi olduğunu düşünmüştüm. (T)
İşlerini zorlaştırıyoruz... (D) Anlıyorum... (T) Yaptığımız şeyler...
C: Kanallama gücü giderek artıyor.

S:(T) Giderek daha güçlü bir şekilde kanallama yapabileceğiz çünkü giderek güçleniyoruz. Dünyasal değişimlere de neden
oluyor muyuz... Bunun bir parçası da biz miyiz?
308
C: Simetri.

S:(L) Ha? (D) Herşey birlikte oluyor. (T) Etki ve tepki...


C: Evet.

S:(L) Bulunduğumuz bölgede büyük bir enerji balonu mu oluşturuyoruz?


C: Gezegenin kaderinin öncüsüsünüz.

S:(L) Anneciğim! Büyüyüp dünyayı kurtarmak istemiyorum! [gülüşme] (T) Tüm bunlar bittikten sonra bizim hakkımızda
bir TV filmi yaparlar mı? Şaka! (D) Çalışmalarımız hiç bilinecek mi? (T) Bunu hiç istemem! Üzerimize gelmelerini
istemiyorum!
C: Bekleyin ve görün!

S:(L) Şimdi şunu sormak istiyorum... JR ve ben geçen gün mektup formatımızla ilgili tartışıyorduk. Şu andaki formatımız
iyi mi yoksa değiştirmeli miyiz? Lütfen bize sabredin... (T) Biraz stil yardımına ihtiyacımız var...
C: Şu andaki format iyi. Doğru yönde ilerliyorsunuz; simetri ve eşzamanlılık.

S:(L) Zarf üzerine koymak için seçtiğim reiki sembolü bu enerjinin etkisini güçlendirir mi?
C: Belki. Neden size verdiğimiz sembolü kullanmıyorsunuz?

S:(L) Anuki sembolü mü?


C: Bingo!

S:(L) O halde üç parçalı piramitten oluşan Anuki sembolünü koyalım. (TR kehanetleri gözden geçiriyor.) Başka tahmininiz
var mı?
C: Hayır.

S:(T) Sadece önemli birşeyi kaçırmadığımızdan emin olmak istedim. (D) Bunları başkalarına aktarmamızın bir sakıncası
olup olmadığını sormuş muydum? (T) Neyin? (D) Bilgiler ve tahminler... (T) Sanırım bunları diğerlerine söyleyip
söylememek bize bağlı. Rochester depreminde ölüm veya yaralanma olacak mı?
C: Hayır.

S:(J) Küçük bir deprem. (T) Dikkatlerini çekmek için yeterli ama, değil mi?
C: Evet.

S:(T) Tamam, başka sorumuz var mı? (L) Evet...


C: Illinois'te küçük bir yangın. Trajedi değil ama güçlü. Illinois'te kimin çiftliği var?

S:(D) Ben Illinois'liyim. Yakınlarımın orada çiftliği var. O çiftlikten mi bahsediyorsunuz?


C: Evet.

S:(D) Bu ne zaman olacak?


C: Yakında.

S:(D) Bunu önleyebilmek için yapabileceğim birşey var mı?


C: Hayır.

S:(L) Pekala, birşey sormak istiyorum. Bu bir ölçme sorusu. Zihin okumayla ilgili. Lütfen şu anda düşündüğüm soruyu
yanıtlayın.
C: Rüyaların doğru.

S:(D) Benim rüyalarım mı?


C: Hayır.

S:(T) Laura'nın rüyaları mı?


C: Evet.

S:(T) Ne rüyası? (D) Rüyaların doğruymuş Laura. (T) Aklındaki soru bu muydu? (L) İsabetli diyebilirim. (T) Sen
309
sormadan yanıtladılar. (L) Evet. Ama sesli olarak sormayacaktım zaten. (T) Eğer soruları atlayıp doğrudan yanıtları
vermelerine müsaade etseydik çok daha fazla eğlenirdik.
C: Bu oldu.

S:(L) Yani bu DNA değişimlerinin nihai sonucuyla ilgili düşüncelerim...


C: Evet!

S:(T) Başka soru?


C: Pensacola'ya gidin.

S:(L) Pensacola'ya gitmeyi kim istiyor?


C: Ben, ben! [gülüşme]

S:(T) Pensacola'da birşey mi olacak?


C: Konferans.

S:(L) Pensacola'da bir konferans mı olacak? (T) Ekim'de. (J) Ekim'deki konferanstan mı bahsediyorsunuz?
C: Ondan bir önceki.

S:(T) Ekim'deki konferanstan önce başka bir konferans daha mı var? Diğer konferans hakkında hiçbirşey bilmiyorum.
C: Florida'nın uzantılarında artan faaliyet, enerji girdabı. Pensacola'ya giderseniz biz de dahil olmak üzere tüm kökenlerden
UFO'lar göreceksiniz.

S:(T) Ou! Bu sizin konferansınız! Ve biz de davetliyiz!


C: Evet.

S:(T) Biletlerimiz hazır! Otel masraflarını siz mi karşılayacaksınız yoksa kendimiz mi ödeyeceğiz?
C: Aptalca.

S:(L) Bu dünyevi 3'üncü yoğunluk sorularını sormaktan nefret ediyorum ama bu, para dediğimiz bir enerji akışını
gerektiren bir faaliyet. Her gün konferanslara gitmeyi karşılayamayız, biliyorsunuz. (T) Ne zaman gitmemiz gerekiyor? Ne
zaman gidersek konferans o zaman mı olacak?
C: Mayıs.

S:(T) Mayıs'ta Pensacola'da birşey var mı? (J) Mayıs'ta Project Awareness var ama Tampa'da. (T) Pensacola grubunun
Mayıs'ta düzenleyeceği konferanstan mı bahsediyorsunuz?
C: Bak ve gör.

S:(T) Project Awareness etkinliği dahilinde Tampa'da yapılacak olan konferanstan mı bahsediyorsunuz? (J) Pensacola'ya
gitmemizi mi istiyorsunuz? Bu Gulf Breeze Altılısı olayına benzemeye başladı. Benzer şeyler yaptıkları için Almanya'dan
kovulan adamlar... Tek fark, onlara bunu yapmalarını söyleyen biri vardı. Mayıs'ta Gulf Breeze'e gitmemiz iyi olur mu?
C: Evet.

S:(T) Gulf Breeze'deki konferans Mayıs'ta Tampa'da yapılacak. (L) Biz oraya gittiğimizde buradaki tüm UFO olaylarının
sona erip orada başladığını düşünsenize! (T) Cr___'lerle bağlantı kuralım mı?
C: Evet.

S:(T) Oraya, Mayıs'ta konferanstan önce mi gitmemiz gerekiyor?


C: Onlarla birlikte gidin, görün ve dönün.

S:(D) Onlarla beraber gitmemizin ne faydası olacak?


C: Bir celse yapın ve aynı zamanda gökleri gözleyin. Bir kişi video kamerayla dışarıda beklesin!!

S:(D) Böylece herkes bizi tanıyacak mı? (T) Zaten giderek tanınıyoruz. Tüm ülkeyi bu konuda ikna etmiş olacağız.
Cr___'lerle birlikte o konferansa gitmemiz gerek ve...
C: Tüm bu "ufologları" doğru yöne yöneltmeyi bir deneyelim.

S:(T) ... Şu anda yaptığımız şeyi yaptığımızda bir pencere açıyoruz demiştiniz. Peki bunu yaptığımızda normalde burada
310
olmayacak olan şeyleri de buraya çekiyor muyuz? Yanlışlıkla diğer boyuttaki insanları veya varlıkları buraya çekiyor
muyuz?
C: Pencereler, yolculuğu kolaylaştırıyor.

S:(T) Evet, ama sormak istediğim şey şu; bir 4'üncü yoğunluk şeridinde giderken kazara bu pencereden buraya düşen ve
"neler oluyor böyle" diyen bir 4'üncü yoğunluk varlığı var mı?
C: Mümkün. Eğer 4'üncü yoğunluktan bir "Kayıp Yolcu" kapınızda belirirse, lütfen bunu reddetmeye yönelik güçlü
dürtülerinize direnin.

S:(T) Kendilerini rahatsız hissetmelerine neden olmayız. (J) Evet, konuklarımızı en iyi şekilde ağarlarız. (T) Onları her
zaman bekleriz.
C: Yorumumuz ciddiydi.

S:(L) Gördüğümüzün bir 4'üncü yoğunluk "Kayıp Yolcu"su olduğunu nereden bileceğiz? (D) Ben çok yorgunum...
C: Görülebiliyor.

S:(L) Bu geceyi sonlandıralım, yorgunluktan ölüyorum. (T) Söylemek istediğiniz son birşey?
C: İyi geceler.
___________________

22 Şubat 1995 F___, Laura ve S___

S:(L) Kasyopyalılar, burada mısınız?


C: Evet.

S:(L) Bu akşam kim var?


C: İora.

S:(L) Neredensin?
C: Kasyopya.

S:(L) Geçen Cumartesi, Kasyopyalılardan biri veya biz bozulmaya neden olduk mu?
C: Evet.

S:(L) Geçen Cumartesi aktarımlarda bozulmaya mı neden olduk?


C: Ve biz.

S:(L) Her iki taraf mı?


C: Evet.

S:(L) Bunun kaynağı neydi ve bozulmanın nedeni neydi?


C: ... Enerji dalgası saptırıcı.

S:(L) Peki bu saptırıcıyı nasıl edindik?


C: Biliyorsun.

S:(L) D___'nin yapışık ruhlarını buraya taşıdığından ve farkında olmadan Kertişlere aracılık ettiğinden şüpheleniyorum,
doğru mu?
C: Hormonal etkiler aracılığıyla D___'nin zihnine yoğun tesirlerde bulundular.

S:(L) Celselerimizi böyle kişiler olmadan yapmamız daha iyi mi olur?


C: Size bağlı.

S:(L) Evet öyle, çünkü artık böyle birşeyin olmasını istemeyiz, karar zaten verildi. Pekala, J___ H___'nin evinde ruhsal
cerrahi ilgili bir video seyrettim. Bu video gerçekti herhalde. Bu değerlendirme doğru mu?
C: Hayır.

S:(L) Hayır mı?! Peki ne oluyordu?


311
C: Sahtekarlık ve de aldatmaya yönelik "şeytani" etkiler. Şimdi önemli bir uyarı: ne pahasına olursa olsun uzak durun!!

S:(L) Ne pahasına olursa olsun neyden uzak duralım, ruhsal cerrahiden mi?
C: Evet.

S:(L) O kadar ciddi yani... (F) Böyle şiddetli bir uyarıda pek bulunmamışlardı. (L) Birinin sorduğu birşeyi sormak
istiyorum. AIDS'in kökeni nedir?
C: Maymunsal mutasyon.

S:(L) Yani bir maymun virüsü.


C: Ama mutasyona uğratıldı.

S:(L) Bu mutasyondan sorumlu olan birey veya grup kim?


C: İnsanlar değil.

S:(L) O halde kim?


C: Kaderleri olan frekans yolunda çalışma yapan Kertenkeleler.

S:(L) Peki insan ırkına AIDS'i dayatmanın amacı nedir?


C: Belirli birşey değil.

S:(L) Bir insan olarak kaç yaşam geçirdiğimi öğrenmek istiyorum.


C: Tanıma açık.

S:(L) Tamam, Dünya gezegeninde diyelim.


C: Neandertal dahil mi?

S:(L) Hayır, onu geçelim.


C: O halde kesintili bir sırayla 79 yaşam.

S:(L) Neyle kesintili?


C: Diğer düzlemler.

S:(L) Aynı şeyi F___ için soracak olursak?


C: Seninkiyle tamamen aynı.

S:(L) Peki ya S___ için? Aynı mı?


C: Hayır. Farklı.

S:(L) Peki onunki nasıl?


C: Dizilim aynı değil. 72 yaşam ve buna ek olarak düşünme ve değerlendirme düzleminde, yani 5'inci yoğunluk
seviyesinde özel öğrenme kanalı için 4 "geri çekilme."

S:(L) S___ bir 5'inci yoğunluk ruhu mu?


C: Hayır. Dünya'daki yaşamlar arasında 5'inci yoğunlukta 4 özel bölüm.

S:(L) Bu ilginç. Frank ile ben neden tam olarak aynı sayıda, 79 yaşam geçirdik? Bu biraz garip değil mi?
C: Hayır.

S:(L) Bu odadaki her üçümüzün birlikte geçirdiği kaç yaşam var?


C: Keşfet.

S:(L) Yahudilerin Atlantis kökenli olduğunu ve Nuh'un da bir Atlantisli olduğunu söylemiştiniz ve...
C: Çoğu.

S:(L) Bunun onların dinleriyle ve Yahudilerin şu andaki durumuyla ilgilisi nedir?


C: "Holokost"ta sadece Yahudiler mi vardı?
312
S:(L) Yahudi dini Atlantis dinine benziyor mu?
C: Önceki yanıtı anladın mı?

S:(L) Holokost'takiler sadece Yahudiler miydi?


C: Hayır.

S:(L) Holokost'u yaşayanların sadece Yahudiler olmadığını mı söylüyorsunuz?


C: "Yahudi" olmayla özel bir karmik bağlantısı yoktu; holokostu deneyimlemenin önemi, sıradışı karmik borcun
ödenmesiyle ilgiliydi.

S:(L) Evet anladım. Peki, Yahudi dini Atlantis dinine benzer mi?
C: Yalnızca tek bir din değil. Pek çok "dinler."

S:(L) Tamam, şimdi şunu öğrenmek istiyorum: Ocak ayında yerel güvenlik birimine bildirilen pek çok patlama sesi
duyuluyordu. Gazeteler bunların askeri uçakların faaliyetleriyle ilgili olduğunu yazdı. Bu doğru mu?
C: Evet.

S:(L) Benim sorularım bitti. F___'nin faturalarını ödemek için yeterli parası olacak mı?
C: Grup tarafından yardım edilirse.

S:(L) Bu projenin bir gelir getirmesini de istiyoruz, böylece zamanımızın daha büyük bir kısmını buna ayırabiliriz. Grup
kendini destekleyecek noktaya gelecek mi?
C: Sonunda evet, ama şüpheciliğiniz ve şiddetli 4'üncü yoğunluk kökenli saldırılar nedeniyle kısa vadede hayır.
Çalışmanıza büyük bir ilgi gösterdiğini iddia edenlere karşı dikkatli olun. Gördüğünüz gibi KH'nin ajanları pek çok sahte
rehberler hazırlıyor.

S:(L) Kendimizi bundan korumak için ne yapabiliriz?


C: Öneri: Mutlak bir ilgi ve yardım vaadinde bulunanları soğukkanlı bir şekilde test edin!

S:(L) Nasıl yani?


C: Güzel soru; biri gelip bu çok önemli çalışmaya yardım vaadinde bulunursa, samimiyetleri ve güvenilirlikleriyle ilgili
hemen bir kanıt isteyin!!!

S:(L) Ve eğer güvenilirliklerini ve samimiyetlerini kanıtlayamazlarsa?


C: Onları hemen bırakın!!!

S:(L) Diğer bir deyişle boş insanlarla vaktimizi harcamalayım...


C: Veya kötü niyetleri olan, bilinçli veya bilinçsiz ajanlar.... Onlarla doğrudan, hemen ve açık bir şekilde yüzleşmekten
korkmayın.

S:(F) Biri gelip "Sizin için bunu veya şunu yapabilirim." veya "Çalışmanızla ilgileniyorum." veya buna benzer birşey
söylediğinde, onlara gösterdikleri ilgiden memnun olduğumuzu ama çalışmamız nedeniyle saldırı altında olduğumuzu ve
dolayısıyla gerçekten ciddi, dürüst ve iyi niyetli olduklarından emin olmamız gerektiğini söylemeliyiz. (L) Peki
samimiyetlerini kanıtlamalarını nasıl sağlayabiliriz? (S) Çek defterini çıkar! (L) Bu mu?
C: Bu pek çok biçimde olabilir. Ekonomik yardımı soruyordunuz. O halde neden "Ağzının olduğu yere paranı koy" veya
buna benzer birşey söylemiyorsunuz?

S:(L) Tamam, bu gecelik bu kadar. Yardımınız için çok teşekkür ederiz.


____________________

25 Şubat 1995 CD, BP, TM, GB, SV, TR ve JR, F___, Laura, DJ

[Grup, son papa'nın, iddiaya göre temizlikçisi tarafından bulunan günlüğünde, 5 Ocak 1995 tarihindeki toplu UFO inişi
kehanetini tartışıyordu.]

S: Merhaba, bu gece nasılsınız?


C: Merhaba. Grubu neden toparlamıyorsunuz? Konsantre olun. Çok fazla enerji. Çocuklar. Üzgünüz. Biz kimiz?
313
S:[Çocuklar yatağa gönderildi.] (T) Bu akşam tablada başkasının oturup oturamayacağını sor.
C: Elbette.

S:(GB) Şimdi ben oturabilir miyim? (T) Elbette. Dördümüzü birden mi istiyorlar yoksa üç mü? [GB tablada TR'nin yerini
alıyor.]
C: Sorun değil.

S:(J) Bu gece kim var, sormadık.


C: Konsantre olun. Zihinsel süreçleri yavaşlatın. Daha az basınç. [GB rahatlıyor.]

S:(L) ...Kimsin?
C: Kasyopyalılar.

S:(L) Bu gece kim var?


C: Pommori.

S:(J) Peki bu gece 3'üncü yoğunlukta yanımızda kim var?


C: Bilinmiyor. 3'üncü yoğunluk sizsiniz! Ve "geçmişteki" biz.

S:(L) Pekala sorularımıza başlayalım.


C: Güney konumunda kimin olduğunu sorun.

S:(L) Güney konumunda kim var? Aa, sensin. Evet, GB var, sanki bilmiyorsunuz. Briç falan mı oynuyoruz?
C: Merhaba. Odadaki herkes konsantre olsun.

S:(T) Ne üzerinde konsantre olacağız? (L) Biri seks mi düşünüyor? [gülüşme]


C: Zihin.

S:(GB) TM'nin sorusunu sor: 1995'te toplu bir UFO inmesi olacak mı?
C: Yanıt vermeye hazır değiliz. Hala odadaki enerji dalgalarını dengelemeye çalışıyoruz.

S:(GB) Sana sorayım F___, tüm kanal enerjisi akışı senin üzerinden mi sağlanıyor? (J) Bunu kesin olarak belirleyemedik.
(F) Evet, tam olarak ne olduğunu tepit edemedik. Baş kanal denebilecek kişiymişim gibi görünüyor. (TM) Bunu başka biri
olmadan tek başına yapabiliyor musun? (F) Kimse olmadan tek başıma yapsaydım, aldığım bilgiye güvenmezdim. (TM)
Bunu meditatif bir durumda yapabiliyor musun? (F) Beni hipnoza sokarak da denedik ve epeyce bilgi aldık ama katılım
yönü olmadığı için buna güvenmiyoruz. (L) Bu şekilde olduğunda kimse ne söyleneceğini bilmiyor. Hiçbir belirli bireyin
zihninden gelmiyor. Gelen düşünceleri önceden bilmiyoruz. (F) Bilgisayar karşısına geçerek de epeyce bilgi aldım ama
bunlara güvenip güvenemeyeceğimi bilmiyorum. (L) Aldığın bilgilerin ne kadarının kendi bilinçaltından geldiğinden emin
olamıyorsun. (F) Pek çok insanın yaptığı standart kanallama yönteminin son derece sorgulanabilir bir geçerlilik oranı var.
Bunun geçerlilik seviyesi de bir şekilde sorgulanabilir ama epeyce kontrol ve test yapıyoruz ve şimdiye kadar
uyguladığımız tüm testlerden tatmin edici sonuçlar elde ettik. (GB) Gözlerimiz kapalı olarak da yapabilir miyiz?
[Gözlerimiz kapalı haldeyken tabladaki hareketi test ettik ama sonuç başarısızlıktı. ... Temasın sürdürülmesi için
katılımcıların hepsinin gözlerinin açık olması gerekiyormuş gibi görünüyor. Bu durum, temasın, 3'üncü yoğunluk veya
"poltergeist" nitelikte olmadığı, tamamen telepatik bir temas olduğu fikriyle uyuşuyor.] (L) Çok sayıda konuğumuz
olmadığında herşey daha farklı görünüyor. Burada ana kanalın kim olduğunu öğrenmek istiyoruz.
C: Bu önemli değil.

S:(L) Bunu yaparken duyularımızı, örneğin gözlerimizi, kulaklarımızı falan kullanmamız önemli mi?
C: Elbette. Tablayı başka türlü nasıl görebiliriz?

S:(J) Tablayı bizim gözlerimizle görmeleri gerekiyormuş. (L) F___ bunu tek başına yapabilir mi?
C: Hayır.

S:(F) Laura bunu tek başına yapabilir mi? (T) Tabladaki her zamanki üç kişiyi mi istiyorsunuz?
C: Hayır. Önemli değil.

S:(J) Peki önemli olan nedir? (T) Sorun nedir?


C: Bölünen frekans.
314

S:(J) Neden bölünüyor?


C: Bağlantısız enerji.

S:(L) Odada dolaşıp bunu yapan birşey mi var yani?


C: Belli değil.

S:(J) Bunu gidermek için ne yapabiliriz?


C: Etkisi giderek azalacaktır.

S:(BP) Soru sorun. Belki soruyla temizlenir. (L) Bir öneride bulunayım... TR, sen tablaya geri gel. GB sen bir süre için
deminki yerine geç ve alıştığımız şekilde devam edelim. Sonra dileyen katılabilir. Bu yönteme güvenmekle birlikte biraz
sabırsızım ve bu kesintiler beni sinirlendiriyor.(BP) Evet, kayın-biraderim onları kaçırdı! [Yer değişikliği yapıldı.] (J)
Sanırım bunun nedenlerinden biri de odada yeni kişilerin olması ve büyük oranda yeni enerjinin akışı. (L) Tamam, şimdi
nasıl?
C: Şimdi biraz daha toz. Gecikme için üzgünüz. Odadaki biri büyük bir stres içinde.

S:(L) Stres içinde olan kim?


C: CD.

S:(L) Stresli misin? Bana stresli görünmüyorsun. (CD) Stresli hissetmiyorum.


C: Öğrenmek istedikleriyle ilgili zihinsel bir basınç var.

S:(BP) Yazmak istediğin makaleyle ilgili olmalı. (CD) Olabilir. (L) Yetiştirmen gerek bir son tarih falan mı var? (CD)
Evet. Ama bunun hakkında düşünmüyordum gerçekten, en azından bilinçli olarak.
C: Evet. İzleniyorsun CD.

S:(L) Kim tarafından? (BP) CD izleniyor mu?


C: Devlet.

S:(BP) Seni tanımak güzeldi CD! [gülüşme] (GB) Bu varlıkların mizah anlayışı var mı? (J) Evet, gerçekten var! (T) Bu
şaka mıydı?
C: Hayır, şaka değil.

S:(BP) Devlet C___'yi neden izliyor?


C: Yazdığı şeylerden dolayı.

S:(L) Ne yazıyorsun? (CD) Kitap yazıyorum. İkizler araştırmasıyla ilgisi var mı? (BP) Kaybolan İkiz Fenomeni mi?
C: Kısmen.

S:(CD) Dahilerle ilgisi var mı?


C: Kısmen.

S:(CD) T___ C___'nin bununla herhangi bir ilgisi var mı?


C: Açık.

S:(BP) T___ C___, kendisi dışında herhangi biri için çalışıyor mu?
C: Açık.

S:(J) T___ C____, CD hakkında neler hissediyor?


C: İyi.

S:(T) Sorunun bir parçası o mu?


C: Açık.

S:(GB) C____'nin yeni makalesinin bununla bir ilgisi var mı?


C: Evet.
315
S:(L) Ne hakkında? (CD) Dahiler, dünyadışı varlıklarla temas kuran ve dahileşen kişiler ve Kaybolan İkiz Fenomeni.
C: Tehlike. Ciddi!!

S:(T) C___ birşeye çok mu yaklaştı?


C: Vardı bile!!

S:(CD) Ne yapmam gerekir? (T) Peru'nun derinliklerine bir yolculuk düşünür müsün? [Gülüşme] Gerçekten çok iyi birkaç
tapınak yeri söyleyebilirim!
C: Ciddi bir sorun, lütfen bunu ciddiye alın.

S:(GB) Linda Howe'un bununla bir ilgisi var mı?


C: Açık.

S:(CD) Ne yapabilirim? (BP) Şu anda yapmasını önerdiğiniz bir şey var mı?
C: Diğerleriyle birlikte kal.

S:(T) Yalnız kalma. (CD) Perşembe günü geceleyinki olayın bununla bir ilgisi var mı?
C: Evet.

S:(CD) 4'üncü yoğunluk tehlikesi mi?


C: Hayır. Devletin üst seviyesi. Birilerinin "sinirlerine" dokunuyorsun.

S:(GB) Bahsettiğin tek şey, dahiler ve kaybolan ikizler. (CD) Daha çok ikizler hakkında mı?
C: Açık.

S:(CD) Renk çalışmasının bununla bir ilgisi var mı?


C: Hayır.

S:(GB) Son zamanlarda kimlerle iletişim kurdun? Linda Howe...


C: Önemli değil, kaynaklar samimi ama yakından izleniyorlar. Şimdi bir kısmı sana transfer edildi.

S:(BP) R___ tehlikede mi?


C: Evet.

S:(T) Bu işte birden fazla ülkenin devleti mi var?


C: Bu bir kompleks.

S:(T) İngiltere'ye yapacağı yolculuğa gitmeli mi?


C: Açık.

S:(J) Tek tavsiyede bulundukları şey diğerleriyle birlikte kalman. (CD) Önceki gece yaşanan şey... ELF bombardımanına
mı maruz kalıyordum?
C: Herkes kalıyor.

S:(L) Odadaki herkes mi?


C: Herkes.

S:(BP) Özellikle C___'ye birşey yapmak için ELF veya mikrodalga teknolojileri mi kullanıyorlar?
C: Belki.

S:...(T) Belki. (GB) Devlette kim, devletin hangi kanadı?


C: Karmaşık bir kaynak.

S:(CD) Fiziksel tehlike altında mıyım?


C: Mesele o değil. Taciz edilebilirsin.

S:(L) Bir örnek vereyim. B___ ve S___ K___ için bir celse düzenledik ve insanlara nasıl gelir vergisi ödemeyeceklerini
öğretmeyle ilgili bazı faaliyetlerden uzak durmaları konusunda çok ciddi bir uyarıda bulunuldu. Geçenlerde bir gece bizi
316
aradılar çünkü ilişki içinde oldukları bazı kişiler IRS (Amerikan İç Gelir İdaresi) tarafından baskına uğramış. IRS
bilgisayarlarına, mücevherlerine, ekipmanlarına ve ellerine geçirebildikleri herşeye el koymuş ve yaptıkları şeyin yasadışı
olup olmadığının belirlenmesine kadar da teslim etmeyeceklermiş. B___ ve S___ de yakında böyle bir baskına maruz
kalabileceklerini düşünüyorlardı. Kasyopyalılar onları uyardıklarını ve artık baskına uğrayıp uğramayacaklarının önemli
olmadığını, önemli olanın bundan sonra ne yapacakları olduğunu söylediler. Önemli olan, daha fazla saldırıyı önlemek için
şimdi hangi adımları atacağın ve hangi bilgileri kabul edeceğin. (CD) Kitabı yayınlamaktan vaz mı geçmeliyim?
C: Açık.

S:(J) Ne yapacağını söylemezler. (CD) Kitabı yayınlamamak, tacizi ve tehlikeyi durdurur mu?
C: Açık. MUFON'un "casusları" var.

S:(GB) Bunu biliyorduk. (BP) Koşulsuz sevgi ve iman tüm bunların üstesinden gelemez mi?
C: Açık. Daha fazlasına ihtiyaç var.

S:(GB) Devlet bu yıl politikasını gevşetip halka daha fazla bilgi verecek mi?
C: Karmaşık soru; bir değil pek çok şekilde yorumlanabilecek mevcut kanıtlara dayalı olarak basit bir yargılamada
bulunuyorsun!

S:(TM) Okuduğum bir kitapta Stanton Friedman'ın bir casus olduğu söyleniyor. (BP) Gerçekten mi? (T) Cooper mi
söylüyor? (TM) Bu yorumu cımbızlamış olabilirim çünkü tüm kitabı okumadım. (T) Bunu daha önce duymuştum. (L)
Neden casusa ihtiyaçları var? MUFON'daki herşey kamuya açık olduğuna göre neden MUFON'da casus bulunduruyorlar?
C: "Çifte doğrulama."

S:(BP) Odadakiler içinde yalnızca C___'nin mi tehlike altında olduğunu sorsana.


C: Evet. Ama nihayetinde herkes.

S:(GB) BP tehlikede mi?


C: Bunlar basite indirgeyici sorular. Bu ve diğer kaynaklarla ilgili daha fazla şey öğrenmeniz gerekiyor. Şüpheci
olduğunuzu biliyoruz. Çok materyal bilginiz var ama "göze görünenler" dışında pek çok şey var.

S:(GB) Tehlike nedir? Zihinsel mi, fiziksel mi...


C: Karmaşık. Ve GB, söylediğinden daha fazlasını biliyor!

S:(CD) Casus o! [Gülüşme] (BP) NASA'da çalışıyordu! (F) Gerçekten Apollo programı için çalıştın mı? (GB) Evet. Gizli,
bir danışman olarak. (Laura ve JR) A ha! (BP) Genel önerilerde bulunabilirler mi? Biliyorum bize ne yapmamız gerektiğini
söylemeyecekler, ama bu, ışığa yönelenler, hizmet etmek isteyenler için genel bir soru. Bizim için genel önerilerde
bulunabilirler mi?
C: BH sadece "ışık" değildir. [Planşet tablanın dışına uçuyor.] (ç.n. planşet; bilgileri almak için kullanılan tablada, harf ve
diğer sembolleri gösteren hareketli işaretleyici parça.)

S:(GB) Diğer bir deyişle, diğerleri için birşeyler yapmak zorundasın. ... (BP) Bakalım C___ oturabilecek mi... [C___
TR'nin yerini alıyor.]
C: Merhaba!

S:(CD) Ödümü patlattığınız için teşekkür ederim.


C: Bilgi korur canım.

S:(BP) Gezegensel yükseliş için 4'üncü boyutun ortadan kaldırılması mı gerekiyor? İnsanlar bu büyük değişimden ve
4'üncü boyutun elenmesi gerektiğinden bahsediyorlar.
C: Ne??

S:(L) 4'üncü yoğunluğa doğru ilerliyoruz. (BP) 4'ü atlayıp doğrudan 5'inciye geçmeyecek miyiz? (L) 5'inci yoğunluk
düşünme-değerlendirme bölgesi. (F) Öldüğünde ruhunun gittiği yer. (L) 4'te fizikselliğin değişken olduğu bir duruma
geçeceğiz. (BP) Kağıdı okudum... (L) Oradakiler sadece genel bilgiler. 300 sayfadan fazla materyal var. (J) Bunları
toparlamaya çalışıyoruz. (L) Kasyopyalılar bize 4'üncü yoğunluk durumuna doğru ilerlediğimizi ve sürüngen varlıkların
bunu önlemek için çılgınlar gibi çalıştığını çünkü eğer öyle olursa ve eğer bizden yeteri kadar kişi BH modunda olursa...
C: Hepiniz 4'üncü yoğunluk adayısınız.
317
S:(L) 4'üncü yoğunluğa geçtiğimizde hepimiz bu diğer varlıklarla eşit duruma geleceğiz ve herşey daha eşit olacak. Ayrıca,
4'üncü yoğunluk adayı olmayanlar döngüde başa dönecekler ve herşeye baştan başlayacaklar. 3'üncü yoğunluk
karmaşasında bir 300.000 yıllık kavga ve sefalet deneyimi daha yaşayacaklar. (BP) Ve 4'üncü yoğunluğa geçişle birlikte,
mekanda bir değişimden ziyade algıda bir değişim olacak, doğru mu? (L) Hm hm.
C: Yakın.

S:(L) Sanırım en yaklaşık şekli bu. (CD) Bana söylemek istedikleri başka herhangi birşey var mı, veya hizmet sunabilmek
için yapabileceğim herhangi başka birşey?
C: Sessiz ol.

S:(L) Ne hakkında sessiz?


C: Yakın zamanda öğrendiği iki şey.

S:(L) Yakın bir zamanda insanlara açıklamayı planlandığın birşey mi öğrendin? (BP) Şimdiye kadar söylediklerin dışında?
(GB) Onun bilinçaltında mı? (CD) Makalemdekiler mi?
C: Yakın.

S:(CD) En yeni kitabımdakiler mi?


C: Kendine sor CD.

S:(CD) Makaledekiler mi?


C: Yanıtları tekrar incele.

S:(L) Bu gece burada öğrendiği iki şeyden mi bahsediyorsunuz? (GB) Hayır.


C: Hayır.

S:(BP) Bu şeylerden biri, Oklahoma'daki topluca sığır kaybolması mı? Bu önemli mi?
C: Açık.

S:(CD) Robin'le mi ilgili?


C: Kendine sor CD, bu kendin bilmen gereken birşey. Temiz bağlantı için fazla basınç.

S:[Gülüşme] (L) Bazıları çok basınç kullanıyor, bazıları yeterince kullanmıyor. (BP) İşte... Hemen alındılar! [Gülüşme]...
C: İyiydi BP. [Gülüşme] Neşe!!! Bilgi korur. Şimdi, C___, kendine sor, gerçek dostların kim?

S:(L) Tamam, bağlantı duruyormuş. Gerçek dostlarının kim olduğunu bilmek bir koruma sağlayabilir. (CD) Yani dost gibi
görünen biri aslında dost değil mi?
C: Evet.

S:(CD) R___ mi? (L) Sana bunu söylemezler. (GB) Ama bundan hep şüpheleniyordun C___! (J) Kendine sor,
BİLİYORSUN. (L) Bu konuda aslında hissetmene rağmen, görmezden geldiğin bir duygu oldu mu? (BP) J___ S___
hakkında söyleyebileceğiniz herhangi birşey var mı? Kim o? (CD) J___ S___ tüm bunlarla ilişkili mi?
C: Açık.

S:(BP) Bize onun hakkında herhangi birşey söyleyebilir misiniz? Kim o?


C: Birden fazla kişi.

S:(J) İlginç. (GB) Karmaşık devletle bir ilişkisi var mı? (CD) Bu tehlikeye benim için mi girdi?
C: Açık.

S:(BP) Neden bu kadar çekimsersiniz?


C: Keşfet..

S:(L) Bu J___ S___, birden fazla kişi derken fiziksel anlamda mı, yoksa çoklu kişilik gibi mi? (BP) Çoklu kimlik mi?
C: Her ikisi.

S:(L) Niyetleri nedir?


C: Çeşitli.
318

S:(L) Faaliyetlerinin kökeninde ne var?


C: Bunu yanıtlamayacağız.

S:(L) C___'ye karşı düşünceleri veya niyetleri nedir?


C: Açık.

S: ... (CD) T___ C___ devlet için mi çalışıyor?


C: Söyleyemeyiz, "Özgür irade."

S:(GB) Neden daha sonra dönmek üzere bu konuyu bırakmıyoruz? Bana ruhun bir tanımını yapın. (TM) Benim sorumu
yanıtlamadılar... Kitlesel bir UFO inişi olacak mı?
C: Tek soruda çok fazla kavram. Soruyu inceleyin.

S:(L) Böyle bir... (TM) Bu yıl kitlesel bir UFO iniş olayı olacak mı? (J) Dünyada herhangi bir yerde...
C: Soruyu inceleyin.

S:(L) Bu soruları daha önce yanıtlamışlardı.


C: Soruyu bölün.

S:(L) Bu yıl sürüngen varlıklar tarafından kitlesel bir iniş olacak mı? (BP) Kendilerini açıkça gösterecekler mi? (L) Kitlesel
olarak inecekler mi?
C: Daha fazla bölün.

S:(L) Kendilerini insanlara bu gezegenin yöneticileri olarak sunacaklar mı?


C: Zaman.

S:(BP) 1995 bitmeden.


C: Bilmiyoruz.

S:(L) Bunu yapma planları var mı?


C: Laura, şimdiye kadar öğrendiklerin sana ne söylüyor?

S:(L) Tamam, şimdi size daha önce verdikleri bazı bilgileri anlatmam gerekiyor. [Önceki bilgilerle ilgili inceleme]
C: CD etkili bir şekilde kanallama yapma konusunda çok fazla baskı altında.

S:(CD) Makaleden mi bahsediyorsunuz? (L) Hayır, genel anlamda sanırım. Rahatlaman gerek canım. (CD) Evet, gerçekten
öyle. (GB) Rahatlama nasıl yazılıyor BP? [Gülüşme]
C: Neşe!!

S:(L) İkizler fenomeniyle ilgili olarak: BH'de ikizlerle ilgili çalışma yapan gruplar var mı?
C: Belki.

S:(CD) İsimlendirdiğim şekliyle dahilerde olan şey bununla mı ilgili?


C: Evet.

S:(CD) Ben ikiz miyim?


C: Evet.

S:(CD) BP ikiz mi?


C: Hayır.

S:(L) CD'nin ikizi 1987'de ona renklerle ilgili tüm o bilgileri veren kişi mi?
C: Kısmen.

S:(L) Frank ikiz mi?


C: Hayır.
319
S:(L) Bu odadaki başka herhangi biri ikiz mi?
C: Hayır.

S:(L) Bu projede çalışanlar insanlar da var mı?


C: Çok az.

S:(L) Peki genel anlamda bu fenomenin yüzde kaçı BH?


C: Belirsiz soru.

S:(l) Bu Kaybolan İkiz Fenomeni'nin yüzde kaçı...


C: Az.

S:(GB) Yani Kaybolan İkiz Fenomeni, KH varlıklarının bir çalışması mı? Sürüngenler. (CD) Küçük bir yüzdesi pozitif.
(GB) Bundan ne elde ediyorlar? (L) Kendileri için bedenler yapıyorlar.
C: Herşeyin istisnası vardır.

S:(L) Yani istisnalar var. (GB) Bir süre önce meditasyon yaparken çok garip bir deneyim yaşadım, bu pozitif miydi yoksa
negatif mi?
C: Sen çok sayıda "garip" deneyim yaşadın. Bunlardan herhangi birini buradakilerle paylaşmak ister misin GB?

S:(TM) Sanırım hangisinden bahsettiğini biliyorum. (L) Nasıl bir deneyimdi?


C: Boyut perdesinden bir varlık yansıması.

S:(L) Bir varlık veya ona benzer birşey mi deneyimledin? Bir enerji? (GB) Arkamda ortaya çıkan varlık sürüngen miydi?
Veya, pozitif bir enerji miydi, yoksa negatif mi?
C: Her ikisi ve hiçbiri.

S:(L) Sürüngen miydi?


C: Yansıma. Projeksiyon.

S:(L) Neyin yansımasıydı?


C: Karmaşık.

S:(L) Bu yansımanın kaynağı neydi?


C: KH.

S:(BP) Ne olduğunu çok iyi biliyordum! (GB) Sandalyemin arkadasındaki sesler neyedi? Bana ne söylemeye
çalışıyorlardı?
C: Bir mesaj değildi; bir "perde ihlali"ydi.

S:(J) Boyut ötesi bir ses bombası gibi. (GB) Bir işaret istediğimde sandalyemin arkasında feci bir kırılma sesi duydum.
Sanki yer parçalanmıştı. (J) Sandalyesinin arkasında duran bir varlık var mıydı?
C: Evet, ama tekrarlıyoruz, GB'nin yaşamı hep çok ilginçti, ama görünüşe göre bundan bahsetmek istemiyor.

S:(L) Üç kez bununla ilgili ipucu verdi! [Gülüşme] (BP) Ben de seni tanıdığımı sanırdım! (TM) Kendisinin bile bilmediği
şeyler gibi görünüyor! (BP) GB "kaçırıldı mı"?
C: Birden fazla şekilde.

S:(BP) Açıklayın lütfen.


C: GB'ye bağlı.

S:(L) Fizikselden telepatik temasa ve tetiklemeye kadar altı değişik türde kaçırılma var.
C: Ve insanlarca kaçırılma da var.

S:(L) İnsanların insanları kaçırması mı? (J) GB insanlar tarafından da mı kaçıldı?


C: GB'ye bağlı.

S:(L) Saskuaşlar tarafından kaçırılmışa benzeyen kişiyi düşünün. Bacaklarının arkasında yaralarla evime geldi. Onu
320
hipnoza soktuğumda askerler tarafından götürüldüğünü ama dünyadışılar tarafından kaçırılmakta olduğunu düşünmesi için
telkinler ona verildiğini anlattı. Onu götüren kamyonu bile evinin arkasındaki gölün üzerinde duran bir uzaylı aracı olarak
algılıyordu. GB, Stratford'daki yerde kaçırıldı mı?
C: Evet.

S:(L) O zaman onu kim kaçırmıştı? Ona ne yaptılar?


C: Griler. İnceleme.

S:(L) Bu onun ilk kaçırılması mıydı?


C: Hayır.

S:(L) İlk olarak ne zaman kaçırıldı?


C: Üç yaşında.

S:(L) GB kaç kez kaçırıldı?


C: 175 kez.

S:(L) Son temas ne zamandı?


C: Geçen hafta.

S:(GB) Kandırıldım desenize. (J) Öyle görünüyor. (L) Kandırabilirler. Bunu çok yapıyorlar. (GB) Beni kaçırma amaçları
nedir?
C: Çok şey biliyorsun, öyle değil mi?

S:(L) GB'de implant var mı?


C: Evet.

S:(GB) Nerede?
C: Beyinde.

S:(L) Yapısı nedir?


C: Silikon.

S:(L) Kim yerleştirdi?


C: Griler

S:(BP) İmplantın amacı nedir?


C: Kertenkelerin gözlemi için.

S:(L) Hepimizde var, kendini garip hissetmene gerek yok. (GB) Öyle mi? (L) Bu odada implantı olmayan kimse var mı?
C: Lewis.

S:(L) Evet, kocamda implant yok ama bunun nedeni onun bir timsah avcısı olması. [Gülüşme] ... (GB) Demek hepimizde
implant var?
C: Hepinizin bu konuya ilgi göstermesinin nedeni bu.

S:(TM) Benim implantım nerede?


C: Sende iki tane var. Biri beyinde, sinüsün arkasında ve diğeri de bacak kemiğinde.

S:(TM) Beynimdekini ne zaman edinmiş olabileceğimi tahmin edebiliyorum, geçen yıl... Sürekli burnum kanıyordu. (GB)
Evet, beyin sinüslerin arkasında. (L) Burnundan beynine ulaşıyorlar. (J) Delinmenin farkında olabilirsin, ama implantın son
yerinin farkında değilsin. (TM) Beynimdeki implantı ne zaman edindim?
C: Yolculukta, hareket esnasında.

S:(L) Geçen yıl yolculuk yaptın mı? (TM) Nereye gidiyordum?


C: Bir çeşit toplantıya gidiyordun.

S:(TM) Aklımda belirli bir zaman vardı... Şüphelerimi doğrulayacak birşey söyleyeceklerini umuyordum.
321
C: Sen söyle. Yolculuğu açıkça görebiliyoruz. Ama 3'üncü seviyedeki ani bir hızlanmayla ilgili bir belirsizlik var. Zaman
döngüsüne müdahale edildi ve döngü bloğu nedeniyle açık bir şekilde göremiyoruz.

S:(L) Kayıp zaman oldu mu? (TM) Bilmiyorum. Ama bir yere normalden daha erken varmıştım. (L) 3'üncü seviyedeki ani
hızla ilgili söyledikleri şey bununla ilgili olmalı. (J) TM zaman hızlanması mı yaşadı?
C: Emin olabilirsiniz.

S:(TM) Ne tür bir araçla gidiyordum?


C: Döngü bloğu nedeniyle göremiyoruz.

S:(L) Döngü bloğu nedir?


C: Çok karmaşık ama birey üzerinde bir frekans örtüsünün oluşumuyla ilgili.

S:(GB) Bir çeşit balon gibi mi?


C: Yakın.

S:(BP) Zaman algımız allak bullak oluyor. Seni alıyorlar, birşeyler yapıyorlar ve sonra geri koyarken bunu normalden hızlı
veya yavaş yapabiliyorlar ve zamanda bir kayma yaşıyorsun. ...
C: Yakın.

S:(J) Tıpkı insanları yanlış arabalara veya yatağın ters tarafına koymaları gibi. ... (BP) Gerçekten farklı yataklarda, farklı
evlerde veya ormanda uyanan kişiler oluyor.
C: Evet.

S:(GB) Karım son olarak ne zaman kaçırıldı?


C: Geçen hafta.

S:(J) Aynı anda mı kaçırıldılar?


C: Evet.

S:(L) İnsanların %94'ünün bedenlerinin Kertişler tarafından kullanılacağını söylediler. (BP) Dünyanın %94'ü mü?! (GB)
Yaşadığımız olaya geri dönecek olursam... Birlikte kaçırıldığımızda, bu fiziksel bir kaçırılma mıydı, yoksa başka türlü mü?
C: Ruh kaçırılması.

S:(L) Gece uyudukları sırada mı oldu?


C: Evet.

S:(GB) Bu kaçırılma sırasında ne yaptılar, amaçları neydi?


C: Bilgi incelemesi.

S:(GB) Ne için? (J) Bilgilerini kim inceledi?


C: Kertenkeleler tabii.

S:(J) Tıpkı download gibi. (L) Peki eğer GB'nin ve karısının bilgiye sahip olduğunu görürlerse... Kaçırma sırasında
karşılaşacakları bilgiler içinde, kaçırmayı durdurmalarına neden olabilecek bilgilerle de karşılaşabilirler mi?
C: Açık.

S:(L) Bilgi seviyeleri nedeniyle kaçırılmayan insanlar var mı?


C: Belki.

S:(GB) Kaçırılma, bilgimizi arttırmaya yönelik mi, yoksa sahip olduğumuz bilgileri kontrol etmeye mi?
C: Her ikisi, ama çoğunlukla gözlem.

S:(L) KH varlıkları tarafından kaçırılmak bilgimizi nasıl arttırabilir?


C: Yanlışlıkla.

S:(L) Bu yanlışlıkla nasıl yapılabilir?


C: Kendini açıklıyor.
322

S:(L) Yani, bilgisini incelemek istedikleri birini kaçırabilirler ama eğer kişi belirli bir bilgi seviyesine ulaşmışsa, bu
kaçırılma onun bilgisine katkıda da bulunabilir, öyle mi?
C: Evet.

S:(BP) Kertenkelelerin "Aşil topuğu" nedir? (zayıf nokta)


C: KH. Bilgiyi engelleyen "arzulu düşünme"de olduğu gibi.

S:(J) Sadece kendilerine hizmet etmeye odaklanmaları, 4'üncü yoğunluğun ötesine geçmelerine engel oluyor.
C: Evet.

S:(TM) Bunu istiyorlar mı? (J) Hayır, orada mutlular... Orada sonsuza kadar kalmak, tüketmek ve iyi vakit geçirmek
istiyorlar. (BP) Bu tıpkı çok iyi yiyecekler, yaşayacak harika bir yer, muhteşem bir seks ve istediğin herşeyin olduğu bir yer
bulup orada kalmak istemek gibi. (TM) Çoğumuz da 3'üncü seviyede sonsuza kadar kalma fikrini sevmiyor muyuz?
C: Evet.

S:(BP) Kertenkelelerin kontrolü altında! (F) Ama eğer KH üzerinde odaklanmışsan 3'üncü yoğunlukta sonsuza kadar
kalmak istersin. (TM) Evet, ama fiziksel dünyayı isteyen çok insan var. (J) Fiziksellik. (L) Tüketmeyi seviyorlar çünkü
3'üncü yoğunluk gerçekliğinin özü bu, tüketim. Burada olmak için tüketmek zorundasın. (GB) Bu mesajlar bu gece bize
6'ıncı yoğunluk varlıkları tarafından mı veriliyor?
C: Evet.

S:(GB) 4'üncü yoğunluk Kertenkele varlıklarından daha mı güçlüsünüz?


C: Önemli olan bu değil. Biz BH'yi seçiyoruz.

S:(L) BH varlıkları kimseye güç yettirmeye çalışmıyor, herkese hizmet ediyorlar. KH varlıkları bilgi istediklerinde ve
frekans seviyelerini yükselttiklerinde, KH içinde oldukları halde bunu yapabilirler ve evrende bilgi alabilecekleri tek yer
BH varlıklarıdır. Tabii aldıkları bilgiyi kendilerine hizmet için de kullanabiliyorlar. KH varlıkları bilgi VERMEZ, çünkü bu
BH'dir. (GB) Kertenkelelerin ruhları var mı?
C: Evet.

S:(BP) Mayalar bir KH medeniyeti miydi?


C: Hayır.

S:(BP) Neden insan kurban etme gibi şeyler yaptılar?


C: Yapmadılar.

S:(BP) Yapmadılar mı?! (L) Sanırım bu bir arkeolojik yanılgı. (TM) Evet. (BP) Çok ilginç! (TM) Önümüzdeki birkaç ayda
bu konuyu araştıracağım. (L) Daha hiçbirşey duymadın! (TM) Başka bir grup daha yok muydu... Toltekler, insan kurban
edenler onlar mıydı?
C: Bir noktada.

S:(GB) Şu anda karımda implant var mı? (L) Bunun cevabını biliyorsun GB.
C: Evet.

S:(TM) Bendeki implantın amacını öğrenmek istiyorum.


C: Gözlem.

S:(J) Bende implant var mı?


C: Evet.

S:(J) Nerede?
C: Lütfen artık bunun üzerinde durmayalım.

S:(BP) Bu implantlardan kurtulmak işimize yarar mı?


C: 5'inci seviyeye hızlı bir bilet mi istiyorsun?

S:[Gülüşme] (BP) Evet! Düşündüğüm şey buydu. Bu cehennemden çıkmak istiyorum. (J) Sanırım işe yarar! (GB) İste,
323
alacaksın!
C: 5'inci seviyenin ne olduğunu biliyor musun BP?

S:[Gülüşme] (BP) Biliyorum sanıyordum! (TM) Dikkatli ol! (L) Ölüm. (BP) Sorumda kastettiğim şey BH'de daha güçlü
olmaktı. (L) Bize implant konusunda söyledikleri...
C: Bir BH adayısın.

S:(J) Hepiniz doğru yol üzerindesiniz, endişelenmeyin. (L) TR onların implantlarını onlara karşı kullanıp devrelerini
bozmamız gerektiği fikrini dile getirmişti. Bize söylenen şey ise, yapmamız gereken şeyin sadece onların hoşlandığı
düşünce ve duyguları göstermemek olduğuydu. Burada böyle birşey oldu. Normalde bugün buradaki toplantımıza katılacak
olan kişilerden biri arayıp bir mesaj bırakmış ve buraya gelip bizimle buluşmaması gerektiğini söyleyen ruhsal bir mesaj
aldığını söylemiş. Eve geldiğimde onu arayıp ne kadar muhteşem bir toplantıyı kaçırdığını söyledim. On dakika sonra beni
tekrar arayarak onun sinirlerini bozduğumu söyleyip tüm duygularını boşalttı. Öylece kalakaldım. Kertişler onun üzerinde
gerçekten sıkı çalışıyorlar ve duygusal dengesini bozuyorlar. Pozitif olan herşeyi negatif bir şekilde algılamasına neden
oluyorlar. Aklınızla ve duygularınızla oynadıklarını BİLDİĞİNİZ sürece ve bunun SİZ olmadığını, sadece dışarıdan aklınız
üzerinde oynanan oyunlar olduğunu bildiğiniz sürece bunları sahiplenmenize gerek kalmıyor. Bunlar sizin değil. Bu negatif
algıları kabul etmek zorunda değiliz. (F) Dezenformasyon bize kendi gemimizin, kendi aklımızın tamamen bizim elimizde
olduğunu, bize olan herşeyi tamamen kendimiz yarattığımızı söylüyor. Ve negatif şeyler olduğunda ve negatif şeyler
düşündüğümüzde bunlara inanıyoruz veya kendi kendimizi yok etmeye çalıştığımızı düşünüyoruz. (GB) Bu odadaki herkes
4'üncü yoğunluk BH adayı mı?
C: Açık.

S:(GB) Ben?
C: Evet.

S:(BP) Ben?
C: Evet.

S:(GB) C___?
C: Elbette. TM'nin hafif bir karaciğer sorunu var.

S:(BP) Ek DNA'yı nasıl alıyoruz? Nasıl gelişiyor? (L) Dünya bu yaklaşan dalganın etkileriyle bombardımana tutuluyor. (F)
Bir deniz dalgasına benzer birşey olarak tanımlandı. (L) Evet, ve buraya geldiğinde bunun ruhsal bir termonükleer patlama
gibi olacağını söylediler ve bu kulağa hoş geliyor... hepimiz havaya uçacağız! (BP) Belki de söylediklerini kelimesi
kelimesine ele almamanız gerekiyordur. (GB) BP, neden şimdi tablayı denemiyorsun? Meditasyon yoluyla bilgi alabilir
miyiz?
C: Evet.

S:(GB) Önce ışığın gelmesini isteyerek mi?


C: Olabilir.

S:(L) Ama ritüellere dikka et. (GB) Meditasyon...


C: Ritüeller sınırlandırıyor.

S:(GB) Meditasyon, DNA değişim süreçlerini hızlandırıyor mu?


C: Sürekli olursa, genel olarak evet.

S:(L) Düzenli yaparsan. (GB) Ne kadar sık? (L) Hergün veya zahmetsiz bulduğun ölçüde. (TM) D___ bir BH adayı mı?
C: Evet.

S:(L) Diğer bir konu ise, DNA değişimleriyle birlikte fiziksel sorunların olabilmesi. (TM) Şu anda hafif bir başağrısı
deneyimliyorum. Bunun nedeni şu anda yaptığımız şey mi?
C: Evet.

S:(CD) Bana uyarıyla ilgili olarak verdikleri bilginin C___'yle ilgili olup olmadığını öğrenmek istiyorum.
C: Belki.

S:(CD) Ya B___?
324
C: Lütfen keşfet, öğrenme böyle olur.

S:(GB) F___'ye neden 6'ncı yoğunluğun enerjisine erişme yeteneği verildi?


C: Doğru kavram değil. F___'nin yetenekleri ona özgü değil.

S:(BP) Los Angeles'te C.L.T. aracılığıyla da bilgi aktarıyor musunuz?


C: Belki.

S:(T) O da sizinle temas halinde mi?


C: Açık.

S:(BP) Carlos Castenada'nın eserleri, Don Juan'la ilgili olarak söyledikleri, tarihsel olarak doğru mu?
C: Evet.

S:(T) Çok iyi! (BP) Benim ailemdeki herkeste implant var mı?
C: Hayır.

S:(BP) Özellikle bir şifacı olarak BH oluşumla ilgili algım doğru mu?
C: Halen KH'sin, tüm insanlar gibi.

S:(J) İnsanız ve dolayısıyla da KH'yiz, ama BH adayıyız. (T) 3'üncü yoğunluk varlıkları KH. (CD) BP'nin en özel yeteneği
şifacılık mı?
C: Bir tanesi.

S:(L) Reikinin onun iyileştirme yeteneklerini arttırıp arttırmayacağını sor.


C: Elbette, her zaman olduğu gibi.

S:(L) Reiki, iyileştirme yeteneklerini anında %50 arttıracaktır. (GB) Ruhun yaşadığı süreci açıklayabilir misiniz?
C: Ruh bilinçliliktir, nokta.

S:(BP) M___ H___ kim?


C: Gerçek bir BH.

S:(J) Gerçek bir BH mi? Vau! (L) M___ H___ kim? (BP) 5'inci yoğunluktan bir "walk-in" mi? (ç.n.: kavram, 5 Ocak tarihli
celsede tanımlandı.)
C: Evet.

S:(J) Nerede yaşıyor? (L) Kim bu şahıs? (T) Bir "evet"ten çok daha fazlası var mı?
C: Evet.

S:(T) O halde devam edin.


C: Aynen öyle. Siz devam edin.

S:(L) M___ H___ kim? (BP) R.T.'yle bir yere gittik, M___'yle orada tanıştım ve Dokuz Kehanet'teki (Celestine Prophecy)
gibi oldu, gerçekten bir tür şok geçirdim. Chicheen Itza'daki (Meksika'daki bir Maya yerleşimi) kurban odasında bir tür
temizleme denebilecek birşey yaptık. Arkeolojiye göre burada insanlar kurban ediliyormuş, elbette bir yanılgı olabilir.
Belki de gönüllüydüler. (L) Çok farklı bir kültür. (BP) Evet, bir çok şeyi bilmiyoruz. Mayalar gideli çok oldu. Herneyse,
orada bir tür şifa çalışması yaptık ve M___ bana kim olduğuyla ilgili pek çok şey anlattı: 11 Ocak 1991'de sıradan bir
insanmış. Arabasıyla yolda gidiyormuş ve arabasında bir varlık hissetmiş ve sonradan bunun İsa olduğunu anlamış.
Bedenini terk etmiş ve hayatı incelenmiş, 5'inci yoğunluğa götürülmüş. Orayı bizim cennet olarak bildiğimiz yer olarak
tarif ediyor. Ve yaklaşık 20 dakika sonra dönmüş ve sanki başka biriymiş. Ruhsal algıları çok artmış ve tüm bu deneyimleri
yaşamış. Klasik walk-in hikayesi. Bedeninin silikon temelli olduğunu ve belirli bir enerjiyi buraya sabitlemek için burada
olduğunu söylüyor. Bense duygusal olarak, bu kişinin bunak bir ev kadını mı, yoksa dünyada yürüyen bir melek mi olduğu
konusunda gidip geliyordum. Ona bir şekilde aşık oldum ama fiziksel bir cazibe gibi değil. Benim üzerimde bazı çalışmalar
yaptı. Bu çalışmalarda pek birşey hissetmedim. Birlikte 6 gün geçirdik. Dolayısıyla tüm bunları çok merak ettim. Ve sonra
C___ tüm bunların ortasında adeta patladı. O yönde ruhumu izlemem gerektiği çok açıktı ve yapmam gereken buydu. KH
gibi görünmüyordu, ama kim bilir? M___ bu noktada çok negatif tepki gösterdi. İlişkimizi istediğimiz noktaya
ulaştıramadık. Hala kocasıyla yaşıyor ve kocası ona dokunmuyor, onun deli olduğunu düşünüyor. Kocası tamamen 3'üncü
325
yoğunluk biri. Kocasıyla arasındaki durumu halledememişti. M___ gerçekten çok garip şeylerle ilgileniyor. (L) M___ saf
bir BH olabilir ama belki de o bedene tam olarak yerleşememiştir. (BP) Evet, dünyaya alışmakta çok zorluk çektiğini
söylüyordu. (L) Bana göre çoğumuz hizmet etmek için buraya geri dönen 4'üncü yoğunluk varlıklarıyız. (BP) Hepimiz şu
anda sınırlı bir ortamda oynayan çok-boyutlu ustalarız. (BP) R.T. kim?
C: Ne anlamda?

S:(BP) Grilerin raydan çıkmış bir deneyi mi?


C: Öyle birşey yok.

S:(BP) C___'nin onunla ilgili değerlendirmesi doğru mu?


C: Yakın.

S:(BP) R.T.'nin iyileştirme ile ilgili öğrettiği şeyler doğru mu?


C: Açık.

S:(TM) Onunla kişisel bir deneyim yaşayan yakın bir arkadaşım vardı... (BP) Kadın mı? (TM) Evet. (BP) Bu hep olur...
[gülüşme]
C: Güzel.

S:(L) M___ H___'nin buraya tam anlamıyla gelmiş bir 5'inci yoğunluk BH varlığımı olup olmadığını soralım.
C: Tanımlayın.

S:(L) Yapması gereken şeyi mi yapıyor?


C: Yakın.

S:(BP) Kim olduğunu açık bir şekilde biliyor mu?


C: Hayır, henüz değil?

S:(BP) Kim olduğunu Hawaii'de mi öğrenecek?


C: Belki.

S:(CD) BP onunla ilişkisindeki alacak-vereceklerini bitirdi mi?


C: Açık.

S:(BP) M___'ye başka herhangi bir hizmetim olabilir mi?


C: Sana bağlı.

S:(GB) Kasyopyalılar bireysel olarak veya grup olarak bize kendilerini gösterebilirler mi?
C: Bu pek çok yanıtı olan ilginç bir soru. Ama asıl soru; nasıl?

S:(BP) Nasıl?
C: Meditasyon. Bu gece Land O'Lakes üzerinde Grilerin aracı var.

S:(T) Buraya doğru mu geliyorlar?


C: Açık. Neden celseler sırasında bir kişi evin üzerini izlemiyor?

S:(T) Güzel soru. Bunu düşünmüştük ama kimse bunu yapanın kendisi olmasını istemiyor. (BP) Sadece tek bir kişi orada
durursa onu götürebilirler... (L) Zaten komşularım bahçemde haç yakmak istiyor... (BP) Bu araçlarla etkileşime girmeye
çalışarak kendimizi fiziksel bir tehlike altına mı sokuyoruz?
C: Bilgi korur.

S:(GB) Hangi bilgi korur? (J) Farkında olmadığında tehlike altındasın... (BP) Land O'Lakes'e gidelim derim. (LM) Bilgi
seni nasıl koruyabilir? Seni ışınla yakalayıp yukarı çekebilirler... (J) Bunu her zaman yapıyorlar zaten...
C: Yalnızca bilmiyorsan.

S:(LM) Eğer bir gemiden taşıyıcı bir ışın çıkarsa ve sen bunun taşıyıcı bir ışın olduğunu biliyorsan seni götüremezler mi?
(L) Burada bahsettiğin varlıkların 4'üncü yoğunluk varlıkları olduğunu anlaman gerek. (BP) Bu araçlarla etkileşime girme
yönünde makul bir istek, bize aktardığınız bilgilerin geçerliliğini onaylama isteğimizle ilgili olabilir mi?
326
C: Evet.

S:(J) GB bakmak için dışarı çıktı. (T) Buradan Land O'Lakes'i görebildiğinizi bilmiyordum. (LM) Eğer birkaç kilometre
yukarıdan bakıyorlarsa kolayca görürler. (F) Bu çalışmalara ilk başladığımı zaman bölgede pek çok UFO görülme olayları
başladı. (J) Transkriptlerin birinde o anda evin üzerinde bir araç olduğu yazıyordu. Neden hemen kapıya koşmadınız? (L)
Hiçbirşey görmek istemiyordum. (GB) Dışarı çıkıp baktım ve hiçbirşey göremedim. (BP) Bu araçları görmek için kişinin
frekansını yükseltmek amacıyla meditasyon veya diğer yöntemleri kullanması gerekir mi? Her zaman etraftalar mı?
C: Yakın. "Yükseltmek" değil, değiştirmek.

.... [ç.n. orijinal metnin bu kısmında soruların kaydedilememesi nedeniyle verilen kısa "evet, "hayır," "belki" türünde
cevapların bir anlam ifade etmediği bir bölüm var. Dolayısıyla bu kısmı atladım.]

S:(TM) L___ isimli bir arkadaşım var ve onunla vakit geçirmemin benim için iyi olup olmayacağını merak ediyorum.
C: Açık.

S:(TM) L___ H___ kim?


C: Açık.

S:(TM) Öğrenmek istediğim şey, bu kişinin yanında olmanın iyi olup olmadığı.
C: Bunlar kişisel sorular. ABD'de terörist bir saldırı olacak. Bir ay; bomba.

S:(T) ABD'de bir ay içinde terörist bir saldırı mı olacak?


C: Evet!!! [planşet tablanın dışına uçuyor.]

S:(T) Bir ay içinde mi?


C: Evet.

S:(T) ABD'de nerede?


C: Washington D.C.

S:(T) İflası dosyaladılar ve şimdi de havaya uçurup sigorta alacaklar.


C: Dava devam ediyor.

S:(BP) O.J. mi? (TM) Terörist davası yüzünden mi? (T) Evet, New York'taki terörist davası devam ediyor. (TM) Evet,
Wall Street'i koruyorlar çünkü oranın uçurulması tehditleri geliyor. (J) Demek onunla ilgili. (BP) CIA veya FBI'nın bu
terörist bombalamayla bir ilgisi var mı?
C: Hayır.

S:(T) Bu konuda birşey biliyorlar mı?


C: Hayır.

S:(BP) Müslüman teröristler mi?


C: Evet.

S:(BP) Nükleer bir bombadan mı bahsediyoruz?


C: Hayır.

S:(T) Orada olmadığımız için şanslıyız. (J) Bomba Washington'da tam olarak nerede patlatılacak? (BP) Kongrede mi?
C: Hayır.

S:(BP) Kongre binası civarında mı?


C: Hayır.

S:(BP) Beyaz Saray'da mı?


C: Hayır.

S:(BP) Federal bir ofis binasında mı?


C: Olabilir.
327

S:(BP) Yani, başarılı olup olmayacağı konusu ve diğer hususlar hala değişken öyle mi?
C: Evet.

S:(T) Otoritelerin böyle birşey olacağıyla ilgili bir fikri var mı?
C: Bazı.

S:(T) Bazı otoriteler mi, bazı fikirler mi?


C: Fikir.

S:(GB) Başka bir tahmininiz var mı?


C: Long Island veya Chicago'da Amtrak treninin raydan çıkması. Biri veya diğerinin yakınında. Şimdiyle Haziran arasında.

S:(L) Kasıtlı bir olay mı?


C: Hayır.

S:(L) Neden birbirinden bu kadar uzak iki yer?


C: Belirsiz.

S:(L) Yani henüz şekillenmeyen amorf bir olay. (GB) Başka tahminleriniz?
C: Buradaki kişilerden biri şimdiyle Nisan arasında hafif bir araba kazası geçirecek. GB veya TM olabilir. Gelecek ay Orta
ABD'de fırtına; 191 ölü. Olası bölge Missouri.
______________________

4 Mart 1995 Frank, Laura, TR ve JR, SV

S:(T) İyi akşamlar.


C: Şans.

S:(L) Şans bu sıralar bizimle mi?


C: Evet.

S:(L) Bu akşam karşımızda kim var?


C: Henüz değil.

S:(L) Şans henüz bizimle değil galiba?


C: Söylediğimiz şeylerle ilgili ikinci tahminde bulunmayın.

S:(L) "Şans" ne anlama geliyor?


C: "Kasyopya'dan" Nilyonna.

S:(L) "Şans" terimi neyi ifade ediyor?


C: Keşfet.

S:(L) Çok yakında bir grup olarak bizim için şanslı olan birşey mi keşfedeceğiz?
C: İkinci tahmin!

S:(T) Merhaba Nilyonna!


C: Merhaba.

S:(L) Nilyonna, tartışmamızı dinliyor muydun?


C: Belki.

S:(L) Celselerimiz için bazı kontrol sistemleri hakkında tartışıyorduk.


C: Evet.

S:(L) Oluşturmaya çalıştığımız kontrol sistemlerinin sizce iyi mi?


328
C: Evet. Ama zaman sınırı yok. Durmak sizin faydanıza olduğunda celseler sona erecek.

S:(L) Diğer bir deyişle, celseler üzerinde bir zaman sınırı koymamamız gerekiyor. (T) Benim için bir sorun yok. (J) Aklıma
birşey geldi Laura; önceki celsede D___ burada olmasa da, kanalı açmadan önce varlığı hissedildi çünkü onunla ilgili
şeyler hala aklındaydı. Yani bu bir şekilde etki etti. (L) Bunu kendin sormak ister misin? (J) Evet. Frank'la yaptığı telefon
görüşmesi ve benim ona tepki gösterme tarzım nedeniyle D___ celse üzerinde etki yapıyor mu?
C: Senin algın JR!

S:(L) Tartıştığımız şeyde haklı mıydık? Burada bulunmasının, kanal üzerinde bozucu bir etkisi var mı?
C: Temizle.

S:(L) Nasıl yani? (T) Kanalı mı? (L) Kanal şu anda temiz mi?
C: Onu.

S:(L) O temiz mi?


C: Temizle.

S:(L) Anlamıyorum? (J) Yapışık ruh temizlemesi.


C: Evet.

S:(J) Yapacağımız şey de bu. Bir randevu aldı ve gelecek. (T) Yapışık ruh temizliğine ihtiyacı var. (L) Devam etmeden
önce bu konuda D___ hakkında birşey sormak istiyorum.
C: Bu hususta yeterince şey söylendi. Hatırlayın, kişisel meselelerin öneminin düşük olduğunu yavaşça öğreniyorsunuz.
Ama TR'nin rüyası önemliydi!!!!! SV'ninki de!! Ve Frank'a da aynı mesaj gönderildi.

S:(L) Bir rüya mı gördün Frank, veya bir mesaj mı aldın? (F) Doğru. Çok garip hisler duydum. (T) Başka? (F) Bazı bilgiler
aldım. Benzer şeyler, ama kaçırdığımız birşeyler var. (T) Pekala. Kaçırdığımız bir konu başlığı veya konu var, doğru.
C: 4'üncü seviye BH!

S:(L) Konu başlığı bu mu?


C: Hep 4'üncü seviye KH'yi düşündünüz.

S:(L) Aaa! SV'nin bahsettiği şey, iyi adamları sormamız gerekiyor.


C: 4'üncü seviye saldırıya karşı kendinizi savunmanızda size yalnızca onlar yardım edebilir!!!! Bize size nitelik olarak çok
değerli bilgiler veriyoruz, ama unutmayın biz 6'ncı seviye BH ışık varlıklarıyız ve bu seviyede, sizin için ne kadar yıkıcı
olursa olsun, özgür iradeye müdahale yoktur!!!

S:(T) 4'üncü seviye BH varlıkları çok işe yarar yardımlarda bulunabilirler! İki taraf olduğunu biliyorduk ama hiç sormadık.
Kertenkeleler üzerinde konsantre olduk. (S) Evet! Her iki tarafta 16 grup var ve kimse... (J) Ve Kertenkeleler üzerinde
konsantre olarak onların enerjilerini besliyoruz. ... (T) İletişim kurmamız gereken bu 4'üncü yoğunluk BH varlıkları kim?
Herhalde onlarla konuşmamız gerekiyor çünkü onlar bizimle doğrudan konuşabilir. Altıncı yoğunluktaki "Biz" konuşamaz.

C: Oryon Federasyonu.

S:(L) Peki Oryon Federasyonu'nun üyeleri kim?


C: Henüz değil.

S:(L) Bize ne söyleyebilirsiniz? (T) Oryon Federasyonu 4'üncü yoğunluk mu?


C: Bizden sizi korumamızı istediniz. Bunun ötesinde olduğumuzu anlamanız gerek!

S:(L) Anlıyoruz. (J) Anlıyorum. (T) 6'ncı yoğunlukta olduğunuzu, her iki tarafın özgür iradesine de müdahale
edemeyeceğinizi anlıyoruz. Ama Oryon Federasyonu...
C: Şimdi, bir sonraki konuya geçmeden önce, yerleşmiş yanlış düşünce kalıplarının atılması gerekiyor.

S:(J) D___'nin bu gruba dönmek için temizlenmesinin gerekmesi gibi. Yanlış düşünce kalıplarından kurtulması gerekiyor.
Bizim de kurtulmamız gereken yanlış düşünce kalıplarımız var. (L) Ne olabilir, Frank? (F) Bana sorma. Onlara sor. (J)
Söylemezler. (T) Neden olmasın? Soralım. (F) Evet, eğer söylemeyeceklerse, söylemeyeceklerini söylerler. (T) Yanlış
düşünce kalıpları nedir?
329
C: Koruduğumuz.

S:(T) Bilginin koruduğunu söylediniz ve bize bilgi sağlıyorsunuz. (J) Hı hı. (T) Değil mi?
C: Dolaylı olarak.

S:(J) Aslında bilgiyi bize vermiyorlar, almamıza yardımcı oluyorlar.


C: Bilgi haline gelen değerli veriler sunuyoruz, fakat saldırı altındasınız. Dolayısıyla belki saldırıların geldiği yoğunluktan
doğrudan güç alabilirsiniz.

S:(F) Ama kesin bilgin olana kadar... (L) Yani ihtiyaç duyduğumuzu hissettiğimiz türde bir gücünüz yok. (F) Evet. O tür
bir bilgiye, o seviyeye ulaşmamız için bize 500.000 sayfa transkript gerekirdi. (L) Tamam, Oryon Federasyonu'nun
telefonu kaç? (S) Laura! (T) Ben de bunu soracaktım. [Gülüşme] Onlara nasıl ulaşabiliriz?
C: Meşgulde!

S:(T) A o! (L) Meşgüller mi? (T) Çok kişi arıyor olmalı. (L) Pekala, ne yapmamız gerekiyor?
C: Bir "Nordik" bulun. İnsan kılığında Dünya'dalar. [ç.n.: kuzey avrupalılara benzetildikleri için kuzeyli anlamında
"nordik" olarak isimlendirilen, hümanoit/insanımsı bir dünyadışı varlık türü.]

S:(T) Ama onlar 4'üncü yoğunluk. Ben...


C: Evet.

S:(T) Ben 4'üncü yoğunluktakilerin burada uzun süre kalamayacaklarını, Kertenkelelerin o yüzden bu kadar sıkıntı
yaşadıklarını sanıyordum. (J) Onlar KH.
C: BH değil!

S:(T) Çok iyi, JR lafı ağzınızdan aldı. KH kalamıyor ama BH kalabiliyor.


C: Evet.

S:(T) Demek bir Nordik'e ihtiyacımız var, tanıdığımız bir Nordik var mı?
C: Toplantılarda vs onları gördünüz.

S:(L) Ne tür toplantılar? (J) MUFON toplantıları mı?


C: MUFON.

S:(T) Demek aramıza sızmışlar. (L) Geçen haftalardaki toplantılarda var mıydı hiç?
C: ?? Keşfedin. Unutmayın, bunlar sizin koruyucularınız arasında. Ve Laura ve Frank, birinci seviye saldırının nasıl birşey
olduğunu biliyor. TR, JR ve SV de öğrenmeye çok yakınlar!

S:(T) Saldırıya maruz kalmamak için elimizden geleni yapıyoruz. Bizim toplantılarımıza gelen bir Nordik var mı? (J)
Bugün biriyle karşılaştık mı? (L) Buna soru işaretleri koydular. Peki ya Mayıs'taki büyük toplantı?
C: Keşfedin.

S:(L) Kalabalıkta bizi bulabilmeleri için kırmızı fular gibi özel birşey giyelim mi? (T) Bekle, bekle...
C: Hiç gerekli değil, sadece açık ve farkında olun!!

S:(L) Maruz kaldığımız bu saldırılara bir son vermek için bu 4'üncü yoğunluk iyi adamlardan herhangi bir yardım alabilir
miyiz?
C: Onlardan yardım istemeniz gerekiyor olabilir.

S:(L) Onlardan nasıl yardım isteyebiliriz. (T) "Keşfedin" dediler. Project Awareness toplantısıyla ilgili olarak böyle birşeyi
pek söylemezler. (L) Evet. Tamam.
C: İpucu!

S:(T) Teşekkür ederiz! (L) Onları nasıl arayabiliriz? (T) Şu anda onları arıyoruz, veri paketlerimiz gidiyor. (J) Tabladan
mı?
C: Hayır.

S:(L) Hayır, tabladan değil. (T) Onlar bizi bulacaklar.


330
C: Onlar 4'üncü, 6'ncı değil.

S:(T) 4'üncü yoğunluk oldukları için onlarla tabladan temas kuramaz mıyız? Bunda sorun var mı?
C: Makul değil. GSM hattına ulaşmak için FAKS kullanmak gibi.

S:(J) Kedilerimizden birinin bize sanki birşey söylemek istermiş gibi bakıyor olmasının bir anlamı var mı?
C: Kedilerinizden biri, hayır şunu iki yapalım, 3'üncü seviyeye geçmeye yakın.

S:(T) Sabrina yükseliyor, terfi edecek. (J) Üçüncüye geçtiğinde ona ne olacak? İnsan mı olacak?
C: Evet.

S:(J) Vau. (T) Kedilikten insanlığa geçtiğinde, kedi bedeni ölecek mi?
C: Evet.

S:(T) Bu, bizim zaman ölçümümüzle yakın bir gelecekte mi olacak?


C: Yanlış kavram, bir sonraki enkarnasyonu kastediyoruz, ne zaman olursa. Bu arada ismi kim verdi?

S:(J) Ne ismi? (L) Sabrina mı? (S) Kedinin ismi mi? (T) İki kedimiz mi? (L) Belki. (T) Kedilerimiz üçüncü yoğunluk
adayı. ...
C: Aynen öyle.

S:(L) Peki bu durumda, 4'üncü yoğunluk adayları 4'üncü yoğunluğa geçerken bedenlerini terk mi etmek zorundalar?
C: Evet, ama eğer dalga vardığında hala bedenlerindeyseler buna gerek olmaz.

S:(J) Peki ya isim? (T) Kediye ismini kimin verdiği mi?


C: Hayır.

S:(T) Neden o kedinin ismini verdiğimi mi kastediyorsunuz? Sabrina değil mi?


C: ? 2 aday var.

S:(T) Yani hangi ikisi olduğunu söylemeyeceksiniz. (J) Sabrina'nın sergilediği davranışın herhangi bir önemi var mı?
C: Belki.

S:(L) Birkaç dakika için Oryonlulara dönelim. Bu yardım ve koruma arayışı konusunda bize söyleyebileceğiniz herşeyi
söylediniz mi?
C: Söylediklerimizi inceleyin.

S:(J) Tamam. (T) Yüzden fazla broşür dağıttık. Eğer toplantılara geliyorlarsa görmüşlerdir. Onları arıyoruz zaten. (J) Onlar
mı bizimle temas kuracak yoksa bizim mi onları tespit edip iletişim kurmamız gerekiyor?
C: Broşürleriniz olmasa da hakkınızda bilgileri var.

S:(L) Bana bu mektubu gönderen kişi, Thor Templar...


C: Açık.

S:(T) Ona bir silah tasarımı verebilir misiniz? (L) Tanrım! (T) Mizah, neşe! (L) Bir keresinde bize taşlarla, kristallerle falan
belirli bir koruma seviyesi elde edebileceğimizi söylemiştiniz, bu doğru mu?
C: Evet ama kristaller "küçük patateslerdir."

S:(L) Düşünce kalıplarımızla veya bedenlerimizle ilgili yapabileceğimiz birşey var mı? Veya yardım almayı hızlandırmak
için yapabileceğimiz herhangi birşey?
C: Birleşin.

S:(J) Bunu yapıyoruz. Yani devam ediyor.


C: Hayır. Halen KH'siniz.

S:(L) Bu süreci, bu birleşme, KH'den BH'ye geçme sürecini hızlandırmak için ne yapabiliriz?
C: Bir kerede 8 soru.
331
S:(L) Bunun ne olduğu konusundaki düşüncelerimden biraz bahsedeyim o zaman.
C: Tamam.

S:(L) Algıladığım şey kısmen şu ki, sahip olduğum veya aldığım herşeyi, zamanım, enerjim, düşüncelerim, ekonomim ve
ilgili herşeyi grupla paylaşıyorum, bu doğru mu?
C: Saldırının şiddetini değerlendirin.

S:(T) Saldırı ne kadar güçlü? Deneyimlediğin yoğunluk nasıldı? (L) Çoğunlukla, çeşitli kurumlarla olan finansal
durumlarla ilgiliydi. (F) Evet, daha önce orta sınıf Amerika'da hiç deneyimlenmemiş bir seviyede saldırıya uğradığımızı
düşünüyorum ben de. (J) Bu tür saldırıları mı kastediyorsunuz?
C: Kısmen.

S:(L) Saldırının diğer bir yönü de, birkaç hafta önce deneyimlediğim duygusal karmaşa mı?
C: Kısmen.

S:(J) Peki D___?


C: Kısmen, kaza, vs, vs. Kendi başına D___ değil, onun üzerinden.

S:(L) Yani geçirdiğim kaza ve diğer tüm fiziksel şeyler, saldırının bir parçası mı?
C: Evet.

S:(L) Duanın faydası olur mu?


C: Sırada TR ve JR var.

S:(L) Çok dikkatli olmanızı tavsiye ediyorum! (F) Tanrım! İnanın bunu yaşamak istemezsiniz. (T) Şu anda bize
yapabilecekleri fazla birşey yok.
C: Doğru değil!

S:(L) Pekala, saldırı altında olduğumuzu söylüyorsunuz. Daha da kötüleşeceğini söylüyorsunuz. Bu adamlardan bazılarının
yardım edebileceğini söylüyorsunuz. Bu arada biz ne yapabiliriz?
C: Duanın faydası oluyor ama daha fazlası gerekli.

S:(T) Duadan fazlası gerekiyor. Demek bizimle temas kurulana kadar kendi başımızayız?
C: Bir Oryonlu bulun!!!

S:(J) Nasıl? (L) Ne yapalım, sahile gidip "Oryonlular buraya gelin" mi diyelim? (T) Hayır, diskodadırlar, Oryonlular dans
etmeyi sever.
C: Size söyleyebileceğimiz tek şey bu, çünkü bilgilendirme alanı sınırında ve bunun ötesi özgür iradeye müdahale yaratır.
O yüzden, keşfedin.

S:(L) Bir celsede geçmişte bana olan şeyleri sormuştum ve ilahi bir müdahale ile kurtulduğum söylenmişti.
C: Evet.

S:(L) Bu ilahi müdahaleden bahsedebilir misiniz?


C: Çok yönlü bir konu.

S:(L) Bu ilahi müdahale, gelecekte yapacağım çalışmaları engelleyecek sonuçlardan beni korumak için mi gerçekleştirildi?
C: Evet.

S:(L) Şu anda olduğu gibi saldırı altında olmak da benim ve arkadaşlarımın yaptığı çalışmayı engellemiyor mu?
C: Elbette.

S:(L) Öyleyse bu durumda aynı ilahi müdahalenin uygulanması gerekmiyor mu? Tehdit daha düşük seviyeli mi?
C: İlahi müdahale 3'üncü yoğunluk varlıkları tarafından düzenlenemez.

S:(L) İlahi müdahaleyi hangi seviyedeki varlıklar düzenleyebilir?


C: 4'ten 7'ye.
332
S:(T) Yani bunu yapabilmeye çok da uzak değiliz! Yarım bir ilahi müdahale yapabiliriz!
C: Siz bu ilahi müdahaleyi yapamazsınız. 3'üncü seviye müdahale yapabilirsiniz.

S:(L, JR) Üçüncü seviye müdahale nedir? [Bir süre yanıt yok.] (T) Kozmik bilgi sistemine erişiyorlar.
C: Keşfedin.

S:(L) İpucu verin!


C: Bunu kendiniz anlayabilirsiniz!

S:(T) Bilgi korur! Demek kendimize bir dördüncü yoğunluk varlığı bulduğumuzda herşey farklı olacak....
C: 3'üncü yoğunluk müdahalelerini her "zaman" yapıyorsunuz.

S:(L) Yapışık ruh çıkarma ve temizlemeyi mi kastediyorsunuz?


C: Ve diğer.

S:(T) Yapışık ruh çıkarma ve temizleme çalışmaları yaptık ve bu bizi biraz hazırladı. (L) Bunu sürekli mi yapmamız
gerekiyor?
C: Açık.

S:(T) Öğle yemeği molasında kompleksin etrafında dolaşmaya çıkıyorum. Yürürken genellikle zihnimde, yapışık ruh
çıkarma çalışmasında gördüklerime benzer görüntüler, formlar ve şekiller görüyorum. Görüntülerin üzerime doğru
geldiğini görebiliyorum. Bunlar bana doğru gelirken onlara ışık gönderiyorum. "Merhaba, nasılsınız, ışığa gidin!" diyorum.
Ve etrafımda dönüp kayboluyorlar. Yapmamız gereken şey bu mu acaba? Kendimizi sürekli buna hazır tutmak, alanımızı
temizlemek... (F) Yaptığın şey kendini yapışıcı enerjilere karşı korumak. (T) Aynı zamanda bir alan oluşturuyor... (L)
Tamam, 3'üncü yoğunluk müdahalelerini her zaman yaptığımızı söylüyorsunuz. Ve yapışık ruh çıkarma da bunun bir
parçası. Şunu sormak istiyorum; S___'nin dokulardaki bu şeyleri çıkarma çalışması da bu müdahalenin bir parçası mı?
C: Evet.

S:(J) Kolektif birşey mi?


C: Yazı yazmak da bir 3'üncü yoğunluk müdahalesi ve telefonda insanlara bağırmak da!

S:(S) Rahatlamak için yaptığımız şeyler. (J) Evet... (F) 3'üncü yoğunlukta yaptığımız herşey... (J) Kendini teflonla
kaplamak... (F) Birinin çenesine bir yumruk atmak da bir 3'üncü yoğunluk müdahalesi. (S) Bağırmak en iyi rahatlama
yöntemlerinden biri... (L) Bunu yapmamızı mı söylüyorlar? (F) Bunu yapabiliriz. (T) Bunlar istediğimiz zaman
yapabileceğimiz şeyler, 3'üncü seviye repertuarımız.... (F) Ne yapabileceğimizi sordun ve şu anda... (T) Ruh yapışmaları
konusunda bana öyle geliyor ki, biz güç kazandıkça, enerji seviyemizi yükselttikçe onları kendimize daha çok çekiyoruz.
(L) Öyle mi düşünüyorsun? (T) Son birkaç gündür bu yapışmalarla ilgili deneyimlediğim şeyler... Bize geliyorlar çünkü
onlara ışık gibi görünüyoruz. (S) Biliyorsunuz, auraları okuyabiliyorlar. Ben de gözlerim kapalı olarak bunu yapabiliyorum.
(T) Muhtemelen saldırının bir parçası da etrafımızda uçuşan bu enerji varlıklarındaki artış. Ve ben de kendi enerji
kalkanımı güçlendirme üzerinde çalışıyorum. Otomatikleşmesini istiyorum. Çalıştığım yer negatif enerjiyle dolu ve yapışık
ruhlar konusunda korkunç bir yer. Park alanında dolanırken üzerime doğru uçuşuyorlar. Onları hissedebiliyorum. (F)
Benim çalıştığım yerdeki kişilerden ikisi alkolik ve onlarda da pek çok yapışık enerjiler olduğundan şüpheleniyorum. (S)
Jin Shin (uzak doğuya özgü bir şifa tekniği) bedenin ötesindeki enerji alanına da uzanıyor. (T) Bizim burada, bu odada
yaptığımız şey de, evine bu yapışkan enerjileri çekiyor olabilir. (L) Tablayla yaptığımız bu çalışmanın özellikle bu zaman-
mekan noktasıyla herhangi bir ilişkisi var mı? Çünkü bu çalışmayı çok uzun bir süredir burada yapıyoruz.
C: Evet.

S:(L) Başka bir yerde değil de burada yaptığımız için daha mı iyi sonuç veriyor?
C: Şimdilik.

S:(J) Peki Cumartesi günü Leonard'a gitmemize ne dersiniz? (L) Cumartesi günü MUFON toplantısında bir gösteri
yapabilecek miyiz?
C: Evet, çünkü bu kadersel olarak önceden belirlendi.

S:(L) Bu ağır... (T) Yani bu özgür iradeyle ilgili değil. Cumartesi günü oraya gitmeyelim ve kader planını bozalım!
[Gülüşme] Benim özgür iradem önceden kadersel olarak belirlenen şeyleri bozmak istiyor. Neşe, neşe! (L) Son yanıtınızla
ilgili başka soru sorabilir miyiz?
C: İstediğiniz herhangi birşeyi sorabilirsiniz.
333

S:(T) Ama bu, sorduğumuz herşeyi yanıtlayacakları anlamına gelmiyor! (S) Auralarla ilgili birşey sormak istiyorum.
Kirlian fotoğrafçılığında bazı insanların aurasında beyaz bir bölge görünüyor, hale gibi, kafalarının arkasında veya
etrafında veya omza yakın. Bu ne anlama geliyor?
C: Açık.

S:(T) Tahminimce bu, farklı insanlarda farklı anlamlara geliyor.


C: Evet.

S:(L) Çeşitli grupların sundukları gibi, aura renklerinin genel bir şeması ve anlamları diyebileceğimiz bir liste var mı?
C: Hayır.

S:(S) Edgar Cayce'nin renklerle ilgili okumaları...


C: Herhangi birşeyi okumak, "daha yüksek seviyeler" ile ilgili kavrayış gerektirir ve bu seviyeler akışkandır ve somut ve
mutlak değildir.

S:(L) Yani bunlar değişiyor, dalgalanmalar gösteriyor. (S) Ou evet, auralar sürekli değişiyor. (L) Evet, ama onların
söylediği şey, renklerin anlamlarının bireyden bireye değişebilmesi. (T) Kart okumak gibi... (F) Ve el falı, çünkü bir
insanın bir çizgisinin belirli bir şekilde olması, onun falanca günde bir kaza geçireceği anlamına gelmez... (T) Evet, tıpkı
kartlardaki gibi; bir kart belirli bir kişi için belirli bir anlama gelirken, başka biri için başka bir anlama geliyor. (F) Çizgileri
neredeyse tamamen aynı olan iki el görebilirim ama birbirlerinden çok farklı anlamlara gelebilirler... (T) Ve bu da, kart
veya avuç okuma araçlarıyla birlikte bir talimatnamenin gelmesini isteyenlerin beklentilerini boşa çıkarıyor. [Gülüşme] (L)
Yardım alma konusuyla ilgili sormamız gereken başka birşey var mı?
C: Keşfedin, böyle öğrenirsiniz; "elinizden tutulup götürülerek değil."

S:(L) Hazırladığımız sorulara geçelim. (S) Subliminal kasetlerin, korumaya yardımcı olup olmayacaklarını merak
ediyorum?
C: Sana bağlı.

S:(L) Dünya gezegenindeki tüm karalar, dünya tarihinin bir noktasında büyük, tek bir kıta haline geldi mi?
C: Çoklu tarih gerçekliği olasılıkları.

S:(L) Deneyimlediğimiz bu gerçeklikte, tüm karalar tek bir büyük kıta haline geldi mi?
C: Yanlış kavramsallaştırma.

S:(L) Nasıl soracağımı bilmiyorum. (J) Diğer soruya geç. (L) Yıldızların ürettiği enerjinin kaynağı nedir?
C: Transfer noktaları sürtünmeye, dolayısıyla da enerji üretimine neden olur.

S:(L) Neyin transferi noktaları? Neyden neye?


C: Boyutlar.

S:(L) Bu garip bir soru olacak ama, yanıtlayabilirseniz çok iyi olur. Evrenin yaşıyla ilgili ortalıkta pek çok teori var. En
sonunculardan biri, evrenin yaşının 8 ila 25 milyar yıl arasında olduğunu söylüyor. Zamanın bir ilüzyon olduğunu
söylediğinizi biliyorum, ama bilimadamlarının bu konuda bir uzlaşmaya varamamalarını göz önünde bulunduracak
olursak... yaptıkları tahminlerden hangisi en doğru?
C: Hiçbiri.

S:(F) Bu, soruya bir yanıt sağladı mı? Bu, "Aa, ilginç bir dükkan, içinde neler var acaba?" demek gibi birşey. (L) Eğer
bilimin ürettiği rakamların hiçbiri doğru değilse, evrenin yaşının doğru tanımı nedir?
C: Kuantumsal olasılıklar.

S:(L) Nasıl yani? (J) Tahmini olan var mı? (L) Sanırım bununla ilgili bir açıklama yapacaklar.
C: Keşfedin.

S:(J) Çok teşekkür ederiz! (T) Benim de bir fikrim yok! (S) Kim bilir kaç gazilyon (çok büyük bir sayı anlamında)
yaşındadır! ... (F) Kuantum ne demek? (L) Kuanta bir ölçü birimi... (T) Tüm olası ölçü birimleri... (L) Bu hususta bize
yardım edin! ... (F) Bir ormanın derinliklerindesin; döktüğün kırıntılara bakarak yolunu bul! (L) Kuantum olasılıkları
derken neyi kastediyorsunuz?
334
C: Kapalı çember.

S:(L) Bir çemberde bir noktayla başka bir nokta arasındaki mesafeyi nasıl ölçeriz? Tesadüfi birşey mi?
C: Doğru kavram değil.

S:(L) O zaman yardım edin. Eğer kapalı bir çember varsa, ölçüm yapmanın da bir anlamı yok mu demek? (J) Evet.
C: Evet.

S:(L) Bu konuyu bırakalım mı, yoksa devam mı edelim?


C: Açık.

S:(L) Tamam o zaman, bırakalım. (J) Hep sınırsızdı ve hep sınırsız olacak, ne güzel! (F) Eğer bize söylendiği gibi zaman
diye birşey yoksa ve özgür irade o kadar önemliyse, bu ne anlama geliyor olabilir? Eğer zaman yoksa ve geçmiş, şimdi ve
gelecek, yani herşey bağlantılıysa ve herşey akışkansa, o zaman özgür irade diye birşeyin olmaması gerekirdi. Eğer özgür
irade varsa ve geçmiş, şimdi ve gelecek yoksa ve herşey zaman/mekanda aynı noktada meydana geliyorsa, kilit nokta özgür
irade ama yanıtsız. (L) Pek çok kişinin tahmin ettiği gibi dünya gezegeninin ikinci bir güneşi olacak mı?
C: Belki.

S:(T) İkinci bir güneş, yani Jüpiter'in patlaması gibi mi? Jüpiter henüz doğmamış bir güneş mi?
C: Jüpiter zaten bir yıldız.

S:(L) Neden onu bir yıldız olarak algılamıyoruz?


C: Hala öğreniyorsunuz. Dünya da bir yıldız adayı.

S:(F) Bu nasıl olabilir? (L) Eğer bir gezegen...


C: Herşey tam bir döngü içinde.

S:(Ş) Eğer bir yıldız, bir boyuttan diğerine bir geçiş noktasıysa, dünya 4'üncü yoğunluğa geçtiğinde, 3'üncü yoğunluktaki
insanlara bir yıldız olarak mı görünecek?
C: "Gaz gezegen."

S:(L) Bir gaz gezegen olarak mı görünecek? (J) Tıpkı Jüpiterin bize göründüğü gibi.
C: Jüpiter 4'üncü yoğunluk seviyesinde.

S:(L) Jüpiter kime yanan bir güneş gibi görünüyor, hangi seviyedekilere?
C: 5, 6 ve 7.

S:(T) 4'üncü yoğunlukta nasıl görünüyor?


C: Dünya.

S:(T) 4'üncü yoğunlukta Dünya Jüpiter ve Jüpiter de Dünya gibi mi görünüyor?


C: Hayır.

S:(L) 4'üncü yoğunlukta Dünya nasıl görünüyor?


C: Görünmüyor.

S:(J) Ha? (L) Görünmüyor derken?


C: Yalnızca istemeyle görünür. Fizikselliğin değişkenliği.

S:(L) Yani Kertişler ve Oryonlar için dünya görünmez mi?


C: Dünya'yı düşünmediklerinde.

S:(J) Dünya hakkında düşünmediklerinde Dünya onlar için mevcut değil mi yani? Görünür olması için üzerinde
odaklanmaları mı gerekiyor?
C: Yakın.

S:(T) Ama bir keresinde 4'üncü yoğunluktaki herkesin bizi görebildiğini söylemiştiniz?
C: Evet.
335

S:(J) Dünya'yı, bizi değil. (T) Bizi neyin üzerinde görüyorlar?


C: İstediklerinde sizi görebiliyorlar.

S:(J) Yani bizi görebilecekleri frekansa odaklanıyorlar. (L) Bu tıpkı ikinci yoğunluktaki hayvanlar gibi. Yolda giderken
eğer odaklanmazsan, etrafındaki şeyleri görmüyorsun. (J) Onları görmek için odaklanmadıkça... (T) Ormanda öylece
durduğunda belirli bir süre sonra bazı şeyleri görebilmek gibi. (J) Herşey algıya dayalı.
C: Evet, ama 4'üncü seviye, gerçek değişkenliğe sahip ilk yoğunluk.

S:(L) Georges Gurdjieff Dünya'nın bir anlamda Ay için bir besin olduğu fikrini öne sürdü. Kastettiği şey, kadim
öğretmenlerden öğrenmiş olduğu gibi, Dünya'nın, başka bir seviyedeki varlıklar için bir besin kaynağı olduğuydu ve
muhtemelen bu varlıkların Ay'da üsleri vardı. Ama Dünya eninde sonunda bir yıldız olacaktı ve o zaman Ay da tıpkı bir
zamanlar Dünya'nın olduğu gibi, üzerinde yaşanan bir gezegen haline gelecekti gibi... Bu yeterince...
C: Yakın.

S:(L) Ay, ikinci yoğunluk bir gezegen mi?


C: Evet.

S:(L) Peki Ay, başka varlıklar tarafından bir üs olarak kullanılıyor mu?
C: Başka yoğunluklarda.

S:(L) Sürekli Ay'da yaşayan 2'nci yoğunluk varlıkları var mı?


C: Hayır.

S:(T) 3'üncü yoğunluk varlıkları var mı?


C: Hayır.

S:(T) 4'üncü yoğunluk varlıkları var mı?


C: Evet.

S:(T) Griler mi?


C: Onlar Ay'da kalmıyor, Ay'ı sadece kullanıyorlar.

S:(T) Orada 5'inci yoğunluk varlıkları var mı?


C: 5'inci yoğunluk herşeyi kullanır.

S:(T) Orada 6'ncı yoğunluk varlıkları var mı?


C: Aynı.

S:(T) Ay'da 7'nci yoğunluk varlıkları var mı?


C: 7'nci yoğunluk, Bir ile birliktir.

S:(T) Sağolun, sadece kontrol ediyordum. (L) "Arkturuslular" Büyük Merkezi Güneş'e giden yoldan bahsediyorlar. Büyük
Merkezi Güneş ve oraya giden yol ne anlama geliyor?
C: 7'nci seviye.

S:(L) Arkturus yıldızı, belirli bazı varlıklar için bir ikamet yeri mi?
C: Yıldızlar geçiş ve iletişim noktalarıdır.

S:(L) "We Are the Arcturians" ("Arkturus Mesajları") kitabı Arkturuslular'dan bahsediyor ve onların Arkturus'ta
yaşadıklarını söylüyor. Onlar için bir gezegen olduğunu ve orada aileleri olduğunu, çoğaldıklarını ve diğer olağan şeyleri
yaptıklarını anlatıyor. Bu bana tuhaf geldi ve Jiles Hamilton'ın bahsettiği şeyleri hatırlattı.
C: Hayır.

S:(L) Peki bu bilginin kaynağı neydi?


C: Bu bilgi, okuyanların en iyi şekilde anlamalarını sağlayacak bir biçimde verildi.

S:(T) Bu kitap, dalganın Arkturus'taki konumunun tarihlerini almamız gereken kitap mı? (L) Evet. Şu anda Kentucky
336
olarak isimlendirdiğimiz bölgede hiç büyük bir volkan var mıydı?
C: Hayır.

S:(J) Olacak mı? L) Kentucky bölgesinde büyük bir volkan var mı?
C: Hayır.

S:(L) Olacak mı?


C: Açık.

S:(L) Kaldera'nın merkezi neredeydi veya nerede?


C: Önceki yanıtta verilen bilgiye göre hareket etmediniz. Kaldera diye birşeyin olduğunu kim söyledi?

S:(L) Yani diğer bir deyişle, Kentucky bölgesinde bir volkan yoktu, yok ve olmayacak?
C: Açık.

S:(L) Bize güneşimizin iç kısmını ve nasıl işlediğini tanımlayabilir misiniz?


C: Bir pencere.

S:(L) Güneşin içi bir pencere. Tamam, güneşin içi bizim somut madde olarak bildiğimiz birşeyden mi oluşuyor?
C: Hayır.

S:(L) Güneşin iç kısmının büyük bir hidrojen kitlesi içerdiği ve bunun helyuma dönüştüğü ve...
C: 3'üncü yoğunluk algısıyla.

S:(L) Güneşin, boyutlar arasında bir pencere veya bir geçiş noktası olduğunu söylüyorsunuz. Eğer öyleyse, ömür anlamında
hiçbir sınırı yok, öyle mi?
C: Yakın.

S:(L) Yani güneşin gazının bitmesi ve bir kırmızı deve dönüşerek insanlığı pişirmesi yanlış kavramlar mı?
C: Hayır. 3'üncü seviye Laura, 3'üncü seviye!

S:(L) Yani güneş 3'üncü seviyede...


C: Açık.

S:(L) Kuzey Afrika yeşil ve bereketli bir oluşu ve jeolojik faktörlerin onu bugün bildiğimiz hale getirmesi ne zaman oldu?
C: 3'üncü yoğunlukta 10.000 yıl önceki iklim değişiklikleri.

S:(L) Bilimadamları evrenin maddesiyle ilgili pek çok varsayım öne sürüyorlar ve evreni dengelemek için gerekli
maddenin %90-95'inin kaynağının açıklanamadığını söylüyorlar. Buna karanlık madde diyorlar. Bu karanlık maddenin
neyden oluştuğuna dair çeşitli teoriler öne sürülüyor. Karanlık maddenin ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
C: "Gökkuşaklarını kovalıyorsunuz", onlar da öyle.

S:(L) Kozmik arkaplan radyasyonunun kaynağı nedir?


C: 3'üncü seviye kozmik ışınlar.

S:(L) Buna ekleyebileceğimiz başka herhangi birşey var mı?


C: Önemsiz.

S:(L) İnsanlar dünyada önce nerede tohumlandılar? (T) Wimbledon! [Gülüşme] Özür dilerim, buna engel olamadım. (L)
İnsanlar önce belirli bir yerde mi tohumlandılar?
C: Hayır.

S:(L) Bir zamanlar dünyanın etrafında bir su buharı örtüsü bulunduğu belirtilmişti. O zamandaki insan ömrünün
uzunluğunun nedenlerinden biri de bu muydu?
C: Evet, ve bunu zaten yanıtlamıştık. Transkriptleri gözden geçir.

S:(L) O zamanla karşılaştırıldığında, bugün güneş ışınlarının insan bedeni üzerindeki etkileri nelerdir?
C: Dejeneratif. (Bozucu)
337

S:(L) Artık bir buhar örtümüz olmadığı için güneş ışığından mümkün olduğunca sakınmalı mıyız?
C: Önemli bir fark yaratacak kadar sakınamazsınız.

S:(T) Güneş ışığı her yerde, gün boyunca. (F) Evindeyken bile güneşin radyasyonuna maruz kalıyorsun. Havadaki
radyasyon, gelen ışınların birer kalıntısı. (T) Radyasyon her yerde, geceleyin bile. Bu arada, Antartika'dan kopan, Rhode
Island büyüklüğündeki buz parçası ile ilgili yazıyı gördünüz mü? Bilim adamları bunun nedenini bilmediklerini
söylüyorlar. Ve Antartika, son beş yıldır ozon deliğinin en büyük olduğu yer. (F) Bunu yıllardır tahmin ediyorlardı... (T)
Umarım kimseyi ezmemiştir! (F) Bunu hissedemeyeceğin kadar ağırdır herhalde. (L) Şimdi Leah Haley olarak bilinen
kadın, ki anladığım kadarıyla ailesini korumak için ismini yasal olarak değiştirdi, ABD devletince taciz edildi mi, yoksa bu
dünyadışıların ona empoze ettiği perdeleyici bir anı mı?
C: İlk soruya evet, ikincisine hayır.

S:(T) Griler tarafından kaçırılma ile ilgili anılarının herhangi biri aslında devlet tarafından kaçırılmanın perde anıları mı?
C: Hayır.

S:(T) Neden kaçırılıyor?


C: Elinizdeki verileri inceleyin.

S:(L) O halde bizim kaçırılmamızla aynı nedenlerle kaçırılıyor. (J) Amaç her zaman aynı.
C: Bu bir tekrar gözden geçirme celsesi mi?

S:(L) Hayır. Tamam.


C: Neden aynı soruları tekrarlıyorsunuz?

S:(L) Bunun bir tekrar sorusu olduğunu bilmiyorduk. (J) Transkriptleri henüz ezberleyemedik. (L) Eğer ABD ile
dünyadışılar arasında bir anlaşma yapıldıysa, bu anlaşmaya nasıl varıldı? Kim kiminle ne zaman ve nerede buluştu?
C: Tekrar incele.

S:(L) Bunu tam olarak hiç söylemediniz?


C: Evet söyledik.

S:(L) Hayır, söylemediniz. (J) Onlarla tartışma. (L) 7 Ocak 1948'de bir UFO'yu takip etmeye çalışan Kaptan Thomas
Mantell'e ne oldu? Kimin aracıydı?
C: Griler. Bilincini yitirdi, uçağı normal rotasının üzerine çıkardı ve uçak parçalandı.

S:(L) Yani ona saldırmadılar, sadece kontrolünü yitirdi. (T) Evet, bir P 51 Mustang uçuruyordu ve çok yükseğe çıkmış. (L)
Önceki celselerden birinde TR yönlerden bahsederken, pusula yön bilgisinin yakın gelecekte çok önemli hale geleceğini
söylemiştiniz. Bunun nedenini söyleyebilir misiniz?
C: Çünkü manyetik etkilere hassasiyetiniz artacak.

S:(L) Yani bunu öğrenmemiz gerektiği için değil, sadece bu husustaki hassasiyetimiz artacağınız için söylediniz, öyle mi?
C: Her ikisi.

S:(L) Pusula bilgimizi arttırmamız, duyarlılığımızın artmasını mı sağlıyor?


C: Madde 22. (bir romana gönderme.)

S:(T) Yani çelişki. Kitapta şöyle diyordu: Bombalama uçuşlarını sürdürmeniz gerekiyor çünkü savaşı kazanmaya yetecek
kadar insanımız yok, ama eğer deliysen o kadar bombayla uçmana izin veremeyiz. Ama doktor senin deli olup olmadığına
karar veremiyor. Doktorun kağıdı imzalayabilmesi için deli olduğunu söylemen gerekiyor, ama deli olduğunu söylersen
doktor kağıdı imzalayamaz çünkü bu bir akıllılık göstergesi... (F) Çıkışsız bir durum. (J) Bunun, 4'üncü yoğunluğa
geçtiğimizde şu andaki fiziksel yön duyumuzu yitirecek olmamızla bir ilgisi var mı?
C: Denklemin bir yarısı.

S:(T) Yönleri otomatik olarak algılayacağımız noktaya ulaşana kadar şu andaki fiziksel yön tespit etme yeteneğimizi
arttıracağız ama ondan sonra buna ihtiyacımız olmayacak çünkü fiziksel olmayacağız, öyle mi?
C: Yakın.
338
S:(T) Bu Madde-22. Artık ihtiyacın olmadığında büyük bir yön duyun olacak.
C: Değişken fizikselliğiniz olacak.

S: ... (L) Önceki bir celsede sfenksteki kedi (cinsi) prensibinden ve Mısırlıların kedilere taptığından bahsetmiştik. Bu
konuda söyleyebileceğiniz başka birşey var mı? Bunun nedeni neydi? Kedi, öğrenmemiz veya araştırmamız gereken bir
ilkeyi mi temsil ediyordu?
C: Bu gerçekten önemli değil.

S:(T) Kedinin ve kedi simgesinin kendisi bir şekilde önemli mi?


C: Önemli olan sizsiniz; algılayıcıya bağlı.

S:(L) Bok böceğinden ve neden Mısırlılar için sonsuz hayatı temsil ettiğinden bahsetmiştik. Bu sembolizmanın bugün
bizim için ifade ettiği önemli bir anlam var mı?
C: Size bağlı.

S:(L) Morris K. Jessup'un dipnotlu kitabında, dipnotları yazan üç kişi vardı: Bay A, Bay B ve Jemi olarak bilinen kişi.
Referanslardan biri, Kenneth Arnold'un yaptığı bir gözlemle ilgiliydi. Bu gözlemle ilgili olarak Bay B şöyle yazmış:
"Üzülme Jemi, onlar HM gemileri, G adamları değil. Bu gelişmiş bir tür ve bir eğitim uçuşundaydılar. Liderlerinin onların
güç alanlarıyla bağlantı kurmasının nedeni buydu; bir korku bloğu oluşturmadan onlara uzaktan kontrolü öğretmek." Şimdi,
HM gemisi nedir?
C: Hafif madde.

S:(L) "G adamı" nedir?


C: Gizli düzen üyesi.

S:(L) Gizli düzen nedir?


C: Siz keşfedin.

S:(L) Liderlerinin onlara uzaktan kontrolü öğretmek için onların güç alanlarıyla bağlantı kurması ne demek?
C: Kendini açıklıyor.

S:(L) Jessup'un, tarihte insanların gizemli kayboluşlarıyla ilgili tartışmasına yaptığı yorum oldukça ürkütücü. Kitabın
kenarında şöyle yazıyor: "Hey, eğer bunun nedenini bilseydi şoktan ölürdü!" Bu ne anlama geliyor?
C: Şu anda bunu ifşa edemeyiz.

S:(L) Yani diyorsunuz ki, bu gezegende, şimdiye kadar bize anlattıklarınız dışında bir sürü şey dönüyor, öyle mi?
C: Elbette.

S:(L) Eğer çok daha fazla şey varsa, ve eğer bunları öğrenseydik "şoktan ölür müydük?"
C: Belki.

S:(L) Bu hiç hoş değil. Kitapta Jessup pilotların uzaygemileri tarafından dondurulup görünmeden götürülmelerinin
mümkün olup olmadığını merak ediyordu. Bay B kitabın kenarına şu notu düşmüş: "Eğer bu deneyimi yaşamış olsaydı, sesi
çıkmazdı ve hayatı boyunca bir daha bu konuda ne yazar, ne de konuşurdu. Çünkü bu kişinin zaman algısını felç ediyor,
zihinsel biliş, işlev ve hafızayı devredışı bırakıyor. Hiç bilgisi yok, olamaz da. Sadece tahmin yürütüyor."
C: Evet.

S:(T) Evet ne?


C: Aynen doğru!

S:(L) Bu kitapta pek çok terim var...


C: Çok fazla veri.

S:(L) Bu yorumları kimin yazdığıyla ilgili varsayımlar vardı. Bu kitaptaki notları kimin yazdığıyla ilgili olarak bize bir
ipucu verebilir misiniz?
C: Keşfedin. Size herşeyi söyleseydik, iyi olmazdı!!

S:(L) O halde bu geceyi sonlandırabiliriz.


339
C: İyi geceler.

S:(L) Kitaptaki terimler şunlar: ana gemi, ev gemi, ölü gemi, büyük gemi, büyük bombardıman, büyük dönüş, büyük savaş,
küçük adamlar, güç-alanları, derin dondurma, denizaltı binaları, ölçüm işaretleri, devriye gemileri, manyetik ve yerçekim
alanları, elmas tabakaları, kozmik ışın güç kesicileri, denizaltı kaşifleri, kakma çalışması, temiz iletişim, telapati, yanan
giysi, düğüm vorteksleri, ağlar ve kaybolan uçak ve gemilere neler olduğu. Jessup'un kitabının üç yorumcusu garip
fırtınaların, bulutların, gökten düşen cisimlerin, garip izlerin, ayak izlerinin ve çözemediğimiz diğer şeylerin açıklamasını
yapıyorlar. (F) Tüm bunları öğrenmeye çalışsaydın, bu tıpkı kocaman bir meyveyi ısırıp bir kerede yutmaya çalışman gibi
olurdu. (L) Böyle şeyleri "keşfedin" diyorlar. Böyle şeyleri nasıl keşfedebiliriz ki? (F) Adım adım gelecek. (J) O kadar
önemli değil. (L) Önemli, çünkü bilginin koruduğunu söylüyorlar ve bunlar bilgi. (F) Biliyorum, ama hepsini bir kerede
öğrenemezsin. Son üç yılda ve son sekiz ayda ne kadar çok şey edindiğine bak. Çok sabırsızsın. Tüm bunların hemen
zihnine girmesini ve sonrada geri dönüp çocuklarınla eğlenmeyi, patlamış mısır yemeyi ve film seyretmeyi bekliyorsun.
Ama öyle işlemiyor. Tüm bu bilgileri bir kerede öğrenseydin böyle olurdun. [Aşırı spastik bir ifadeye bürünüyor.
(Gülüşme)] İstediğin şey bu mu? (T) Evet, çocuklar mısırlarını alıp annelerini seyrederlerdi! Filmden daha iyi. (F) 3'üncü
yoğunlukta kalan tüm vaktin "e-e-e-e-e" diyerek geçerdi. [Gülüşme] Doktorlar gelip sana glikoz iğnesi yapar ve midene
besin aktarırlardı ve sen bunu hissedemezdin. Hala "e-e-e-e-e" sesleri çıkarıyor olurdun. Tüm bunları hemen öğrenemezsin!
Zaman ilerledikçe bilgimizin çok artacağını hissediyorum. Her bir celseyi sindirmemiz gerekiyor. Bunları kamyona
yüklenen bir yük gibi zihnine sokamazsın. (T) Yapmamız gerekenleri yapıyoruz. (F) Kitaptaki dip notlarının bazılarının,
tüm bunları çocuk oyuncağıymış gibi bilen bir 4'üncü yoğunluk varlığından geldiğinden şüpheleniyorum. Ama mesele
değil. Henüz orada değiliz. (L) Neden biri bu kitaba notlar ekleyip ONI'ya göndersin ki? (F) ONI'ya ne kadar az şey
bildiklerini göstermek için. (S) İşe yaramış. Artık bir araştırma grupları var! (F) Ayrıca çok fazla şeyi çok hızlı
öğrenseydik, film izlerken birden kapın çalardı ve kapıda gri giysili birileri seni sorardı!
_______________________

7 Mart 1995 F___, Laura, SV, MT, M___

S:(L) Merhaba.
C: Merhaba.

S:(L) Bu gece kim var?


C: Sijll.

S:(L) Neredensin?
C: Kasyopya elbette.

S:(L) Bu gece bazı sorularımız olacak. Bu akşam Danyal tarafından yazılan ve İsa'nın da bahsettiği "yıkıcı iğrenç şey"
hakkında tartışıyorduk. Bu nedir?
C: Dezenformasyon.

S:(L) "Yıkıcı iğrenç şey"in kendisi mi, yoksa onun hakkında yazılanlar mı dezenformasyon?
C: Her ikisi.

S:(L) Bunu açıklamak için söyleyebileceğiniz herhangi birşey var mı?


C: Ne gibi?

S:(L) Danyal tarafından ön görülen bu bilginin kaynağı kimdi veya neydi?


C: İlüminati.

S:(L) Danyal'a verilen kehanetler dezenformasyon muydu?


C: Yakın.

S:(L) "Yıkıcı iğrenç" denen şey var mı?


C: Tanımlar sınırsızsa herşey var.

S:(L) Pekala. Kutsal Kitap'ta bahsedilen Elohim kimdi?


C: Çoklu tanım.

S:(L) Nasıl yani? Tek bir şeyi ifade etmiyor mu?


340
C: Ve çeşitli varlıklar.

S:(L) Elohim "iyi adamlar" mıydı?


C: İlk ortaya çıkışları insandı, sonra insandışı.

S:(L) Bazılarının dediği gibi ışıktan varlıklar mı?


C: Belirsiz.

S:(L) İnsandan insandışına dönüşümlerine neden olan şey neydi?


C: Anlaşma.

S:(L) Birbirleriyle bir anlaşma mı yaptılar?


C: Hayır, 4'üncü yoğunluk KH ile.

S:(L) Bu iyi değil! Elohim'in KH olduğunu mu söylüyorsunuz? Anlaşma yaptıkları bu KH varlıkları kimdi?
C: Rosteem şimdi kendini Gülhaçlılar (Rosicrucians) olarak gösteriyor.

S:(L) Amaçları nedir?


C: Henüz size açıklanamaz.

S:(L) Ağırmış! Pekala, "Keys of Enoch" (Enok'un Anahtarları) adlı kitabın kaynağı nedir? James Hurtak üst boyutlara
götürüldüğünü ve "anahtarların" ona programlandığını iddia ediyor.
C: Örtülü gerçeklik.

S:(L) Götürüldüğü yer mi?


C: Yer değil, mesaj.

S:(L) Bu örtülü gerçekliğin kaynağı nedir?


C: Araştır; buradakilerden biri patlayıcı gerçeklik öncülüklerini keşfetmek için biraz fazla çalışıyor.

S:(L) Tamam. M___'nin söylediği gibi bu kitapta kodlanmış bilgi mi var?


C: Heryerde kodlanmış bilgi var. Yer sarsıcı ilkeleri keşfetmek için daha yavaş bir inceleme öneriyoruz.

S:(L) Fazla sıkı çalışan kim?


C: Sen. Daha yavaşı iyi olur. Çiğneyebileceğinden daha fazlasını ısırmakla ilgili eski hikayeyi hatırla.

S:(MT) Eğer incelemeyeceksek ne yapmamız gerekiyor?


C: M___ direnç gösteriyor.

S:(MT) Neye?
C: Neden hayatının rotasını belirlemede zorluk çektiğini düşünüyorsun?

S:(MT) Neye direnç gösteriyorum?


C: Yavaşlamayla ilgili mesaja. Bu önemli, çünkü araba ağaçları seçemeyeceğiniz kadar hızlı gittiğinde, yapraklardaki
damarları görmek zordur.

S:(L) Hayatı hızlı şeritte yaşıyor gibi görünüyor.


C: Yanlış yorum. Bu, hayatı hızlı şeritte yaşamak değil, çok fazla şeyi çok fazla hızlı özümsemeye çalışmak.

S:(L) Yani fazla zengin bir benzin karışımı mı kullanıyor?


C: Acemice bir benzetme ama fikir doğru.

S:(MT) Burada kastedilen şeyin ne olduğu konusunda pek emin değilim.


C: Metafizik aşırı yüklemesi. İyi bir yol, ama tavşandan ziyade kaplumbağa gibi olmanızı öneriyoruz.

S:(L) Çalışmalarını sürdürebileceği ve aynı zamanda hayatını kazanabileceği bir yol arıyor.
C: "Öğretmekten" ziyade okumalar ve terapiler. Terapi öğretmeninden ziyade terapist ol! İnsanlar bireysel ilgi için can
atıyor, fark etmedin mi?
341

S:(MT) Öğretmeyle karşılaştırılırsa, okuduğumda çok daha fazla şey yapıyorum.


C: Bingo!

S:(MT) Bu anlamda nasıl daha fazla çalışma içine girebilirim?


C: Diğerleriyle bağlantı halinde olduğunda bu kendini kendine çözülecek, ki bu senin yetenekli olduğun bir alan.

S:(L) Pekala, Cuma günü buraya benimle konuşmak isteyen bir gazeteci geliyor...
C: Durumun akışıyla ilgili olarak zihnen açık ol. Herkesin bilinç arttırma yeteneğinin seninki kadar yüksek olmadığını
unutma.

S:(L) Yani o gerçekten şüpheci biri ve doğrulama, kanıtlama konularıyla ilgili olarak epeyce uğraşmam gerekecek, öyle
mi?
C: Konu bu değil. Okuyucular, materyalistik bakış açısıyla hata arayacaklar, o yüzden dikkatli olmalısın, yoksa irrasyonel
(mantıkdışı) görünebilirsin.

S:(L) O zaman yapışık ruh çıkarma ve buna benzer şeylerden bahsetmesem daha iyi olur herhalde?
C: Denge.

S:(L) Tamam. Dengeli olmaya çalışacağım. Ülkeyi terk etmek zorunda kalmak istemiyorum. (MT) Hindu tapınağıyla ne tür
bir bağlantım olduğunu öğrenmek istiyorum.
C: İyi insanlar, ama senin yerin değil. Sadece çok stresli ve hayalkırıklığı yaratıcı bir dönemde yükseltici titreşimlere
ihtiyaç duymuştun!

S:(MT) Kitap dükkanımı tekrar kurmalı mıyım?


C: Açık.

S:(L) Kitaplarım için bir yer bulma konusunda bana bir tavsiyede bulunabilir misiniz?
C: Bunu son kez söylüyoruz, kendi aranızda bağlantıyı koparmayın ve herşey yerini bulacak.

S:(L) M___ hiç kaçırıldı mı?


C: Açık.

S:(L) Bunu neden yanıtlamıyorsunuz?


C: Başka bir celsede yanıtlayacağız.

S:(M) Kariyerimde ne yapmam gerektiği konusunda bana bir bilgi verebilir misiniz?
C: Kariyer yolu, tıpkı herkes için olması gerektiği gibi, çekici, zahmetsiz ve acısız olmalı.

S:(L) İyileşme sürecindeki fiziksel faaliyetler olarak M___'nin takip edeceği en iyi yol nedir?
C: Takip etmeyin. Kilit nokta, herhangi birşeyi takip etmemek. Bireye bağlı.

S:(L) Her birimizdeki büyük ilerleme ve gelişme potansiyellerini kısaca tanımlayabilir misiniz?
C: Hiçbirinize bunu söyleyemeyiz, çünkü o zaman öğrenmezsiniz, ve öğrenmezseniz, bireysel bir ruh olarak
ilerleyemezsiniz!

S:(L) Birinin söylediği gibi "ruh sayısı" diye birşey var mı?
C: Ancak olmasını istersen. "İyi geceler Gracie" deme vakti.

S:(L) İyi geceler.


_____________________

11 Mart 1995 F___, Laura, TR, JR, SV

S:(L) Merhaba.
C: Gerçek UFO'lar, S___.
342
S:(T) Kelime tablanın dışına çıkıyor çünkü yüzey fazla kaygan. [Yeni bir tabla kullanıyorduk ve birkaç kelime ve ünlem
işareti ekledik.]
C: Yoğunluk.

S:(T) "Yoğunluk" kelimesini kaybediyoruz. Tamam, bu yeterli mi?


C: Yoğunluk kaybı yaygın bir deneyim.

S:(J) Diyetten mi bahsediyoruz?


C: Çoklu yorum.

S:(T) Neşeyi seviyorum!


C: Neşe iyidir.

S:(L) Bu gece kim var?


C: Sorra.

S:(T) Merhaba Sorra! (L) Neredensin?


C: Merhaba TR! Kasyopya.

S:(T) Yeni bir tabla aldık. Harika çalışıyor.


C: Lütfen bunu alışkanlık edinin!

S:(T) Yeni tablayı hepimiz sevdik!


C: Pürüzsüz. Diğerlerini çağırdım, şaşkınlık içinde izliyorlar!

S: [Gülüşme.]
C: Bir sonraki gösteride lütfen bu veya benzer bir tabla kullanın.

S:(L) Gösteride eski tablayı kullanmak zorunda kaldığımız için üzgünüz. (T) ...Bugünkü çalışma iyi miydi?
C: İyiydi. Bu yeni tablayla gerçektenden eğleniyoruz. Bunu sevdik!!!!!!!

S:[Gülüşme]
C: Evet! Ben Deanorilloa, ben de çok etkilendim! Oppilmno, ben de! Bu gece enerjiniz yeni seviyelere ulaşacak!

S:(J) Bu, hem bugünkü gösterimiz, hem de yeni tablayla mı ilgili?


C: Evet!!

S:(J) Bu tabla sizi gerçekten coşturdu!


C: İyisiniz!

S:(T) Bunu hepimize borçluyuz!


C: Evet.

S:(L) Bize genel olarak...


C: F___ sizinle tekrar bağlantı kurmak istiyor!

S:(T) Evet, bugünkü gösterimizde onu ikna ettik. Neden tekrar bağlantı kurmak istiyor?
C: Güçlü bir kanalsınız. Geçerli birini gördüğünde tanır! Ve o da geçerli bir araştırmacı; yalnızca duygusal bir duruma
girmişti.

S:(L) Onun Kertişlerin bir ajanı olduğunu söylediğinizi sanmıştım?


C: Ajan provokatör.

S:(T) Onunla tekrar temas kurmamız gerektiğini söylemiyorlar, yalnızca onun bunu istediğini söylüyorlar.
C: Size bağlı.

S:(L) A___ B___'nin tepkisi neydi?


C: Heyecan.
343

S:(L) Eğer sizin için bir sakıncası yoksa, A___'nın gelmesinin bence bir mahsuru yok. F___'yle etrafta birşeyler çevirip
durmasın yeter. (T) F___'yle ne yaparsa yapsın, yeter ki F___'nin enerjisini buraya getirmesin. Bunu yalnızca M___
yapabilir. (L) Beyaz saçlı, sakallı adam kimdi?
C: B___ H___.

S:(T) B___ H___ de kim? (J) Geniş şapkalı adam kimdi? (L) L___'nin toplantılarına sıkça katılıyor. Geçen gün bize bu
gösterinin kadersel birşey olduğunu söylemiştiniz.
C: Evet.

S:(L) Gösteriyi yaptığımıza göre bu kadersel olayın amacı neydi, söyleyebilir misiniz?
C: Biraz yönlendirmeden fayda sağlayabilecek olanların eğitilmesi.

S:(L) Oradaki insanların hepsi açık fikirlilik konusunda sorunlu. Metafizik insanlarıyla neredeyse hiç anlaşamıyoruz çünkü
genellikle kapalı tutucu oluyorlar. (F) "New Age"cilerden daha dengeli görünüyorlardı. (J) Grubun burada olduğu birkaç
hafta önceki celsede neden o kadar interferans vardı ve bugün neden yoktu?
C: Kanal uyumlanıyor.

S:(T) Ayrıca daha büyük bir insan kitlesiyle celse yapma konusunda iyi bir pratik oldu.
C: Artan açıklığı fark ettiniz mi?

S:(L) Evet, farkettik. Bunun nedeni neydi?


C: Uyumlanma interferansı azaltıyor.

S:(T) G___ ve diğerleri buradayken, ilk defa o kadar çok insanla celse yapmıştık ve herkes kanala enerji aktarıyordu ve
böylece kanal genişledi. (J) Doğru tutuma sahip ne kadar çok insan gelirse o kadar çok uyumlanacak.
C: Hayır, olayların doğal akışıyla ilgili.

S:(L) Sanırım bugün insanlara neler olduğunu gayet net bir şekilde açıkladık, ölçütleri koyduk, ve insanlara ne tür soruları
kabul edebileceğimizi ifade ettik ve böylece bir koruma sağlamış olduk, doğru mu?
C: Evet.

S:(L) A___, insanların esas olarak kaç kromozoma sahip olduğunu sormamızı istedi.
C: 135 çift.

S:(T) Şimdi 23 çiftimiz var. Epeyce kromozom kaybetmişiz demek. (L) Çok! (T) Kaybettiklerimizi geri alacak mıyız?
C: Bekleyin ve görün.

S:(L) Coral Castle ile ilgili adam hakkında sormak istiyorum. Bildiğiniz gibi Hillard'ı görmeye gittik. Onunla görüştükten
sonra bir kaza geçirdi, hemen ertesi gün. Bu kaza onun bizimle daha fazla iletişim kurmasını engellemeye yönelik miydi?
C: Açık. İsterseniz onu arayın ve detayları öğrenmeye çalışın.

S:(L) Hillard'la konuşurken bize Coral Castle'ı inşa eden adamdan bahsetti. Görünüşe göre bu adamın yaşadığı odada üç
şey varmış: bir yatak, bir masa ve tavandan bir zincirle asılı olan, emniyet kemerine kadar tam donanımlı bir uçak koltuğu.
Bu...
C: Doğru çünkü öğreniyorsunuz ve bu ve diğer faaliyetlerinizin neticesinde DNA'larınızı birleştiriyorsunuz.

S:(L) Tamam, yani S___ ve ben, bu gizem hakkında yaptığımız incelemeyle, bu adamın bu çarpıcı mühendislik ve inşa
başarısını nasıl ortaya koyduğunu öğrenmeye yaklaşıyoruz öyle mi?
C: İstersen S___'yi hipnotize et.

S:(L) S___ hipnoz yoluyla bu bilgiye erişebilecek mi?


C: S___'nin hayatında neler yaşadığını bilmiyorsun. Açıklamak istemediği kişisel gerçekliğiyle ilgili neden bunca rahatsız
düşünceleri var sence?

S:(S) Beni hipnotize etsen iyi olacak sanırım. Rahatsızlık yaratıcı düşüncelerim var, ama... (T) Nedir? (S) Kişiliğim
hakkında, kendimden şüphe duyuyorum, bilmiyorum. Büyük bir soru işareti gibi. (T) Bunun üzerine gitmek istiyor musun?
Ve Kasyopyalılar celseye "Gerçek UFO'lar, S___" diye başladılar. Bunun anlamı nedir?
344
C: Gerçekten, nedir?

S:(S) Projeksiyon değil, gerçek UFO'lar anlamında mı? (L) Tamam, şimdi beyin hücrelerimizi birleştirelim!
C: "Beyin hücrelerini" birleştirmeye gerek yok, çakralarınızı kullanmanız yeterli!

S:(L) Beyin hücrelerinizi birleştirmeyin, çakralarınızı birleştirin. Çakralarımızı nasıl birleştirebiliriz? (T)
Birleştirilebileceklerini bilmiyordum. (S) Her zaman birleşikler. (L) Peki birbirleriyle nasıl birleştirilebilirler? (S) Bunu
düşünerek, sanırım.
C: Keşfedin.

S:(L) Bunun hakkında bir ipucu verir misiniz? (T) Meditasyon mu?
C: Kastedileni kaçırıyorsunuz; aramayın, sadece hazır olduğunda olmasına izin verin.

S:(T) Yeterince kolay. (S) "Gerçek UFO'lar" ne anlama geliyor? (L) Evet, bu cümleyle başladınız; bu ne anlama geliyor?
C: S___'ye sorun!

S:(L) S___'ye kesinlikle soracağız. (S) Bildiğim kadarıyla hiç UFO görmedim. Belki görmüşümdür, ama farkında olmadan.
Bunun, evlat edinilmiş biri olmamla herhangi bir ilgisi var mı?
C: Olabilir.

S:(L) Belkide dünyadışı bir varlıksın S___. (T) Oryon Federasyonu üyelerinden biri misin? [Gülüşme] (S) Öyle miyim?
C: Neşe.

S:(S) Beni en kısa zamanda hipnotize etmen gerek, meraktan ölüyorum. (L) Ölmeyeceksin, söz veriyorum. (T) Evet, Merak
Şehri'nde yaşıyorsun. (S) Son zamanlarda gerçekten garip ve parçalar halinde rüyalar gördüm. Sadece kısa görüntüler... (T)
Yakın zamanda mı? JR ve ben, en son bahsettiğimiz dışında, yakın zamanlarda hiç garip rüya görmedik ama JR geçen gece
gözünde tuhaf bir ışık hissetmiş. (L) Evet, geçen gece JR'nin gözünde deneyimlediği ışıklanmanın nedeni neydi? (T) Son
birkaç yılda bu üçüncü veya dördüncü kez oluyor.
C: DNA iplikçiklerinin gelişimi. Neden içinizde tutuyorsunuz; artan yeteneklerinizin farkında değil misiniz?

S:(T) Bu deneyimi bir sonraki yaşayışında artık onun hakkında birşeyler biliyor olacaksın. Bu meydana geldiğinde ona
gevşemesini, stres ve korkuyu atlatmasını ve izleyip ne olduğunu anlamaya çalışmasını söylüyorum. (L) Evet, hepimiz çok
garip deneyimler geçirdik. (T) Evet, ben de aynı şeyi rahatlıkla söyleyebilirim ama yaşarken daha zor oluyor. (L) Ve
herbirimizde farklı oluyor.
C: Evet.

S:(J) Ne tür yeteneklerden bahsediyorsunuz?


C: Psişik! (Ruhsal)

S:(J) Bu iyi...
C: UFO fenomenine direnç göstermeyi bırak, sadece kabul et.

S:(L) Bu nedir? Buna direnç mi gösteriyorsun JR? (J) Sanırım hala şüpheciyim, evet. (L) Şaka yapıyorsun! Sanırım bir
tanesini görmen gerek. Benim şüpheciliğimi iyileştirdi. [Gülüşme] (J) Hiç birinci elden bir deneyimim olmadı. (S) Bildiğim
kadarıyla benim de olmadı. [Gülüşme] (J) Yani, tüm bu şeyleri biliyorum... (T) Hepimizin sizi görebilmesi için birşeyler
ayarlayabilir miyiz?
C: İstediğiniz zaman ayarlayabilirsiniz. Laura, biraz daha kafein lütfen.

S:(T) Kahve içmek mi istiyorsunuz? Kafein müptelası olmuş olmanız ve buna yalnızca bizim aracılığımızla ulaşabiliyor
olmanız mümkün mü?
C: Açık. Bir 6'ncı yoğunluk ışık varlığı, 3'üncü yoğunluktan herhangi birşeye nasıl "müptela" olur?

S:(S) Hadi bakalım, açıkla onlara şimdi TR! (T) İletişim frekansımızdan. (L) Benim içtiğim kafein size de ulaşıyor mu?
C: Hayır.

S:(T) Bizde meydana getirdiği frekans değişimi sizi de etkiliyor mu?


C: Gerçekten öyle oluyorsa ne güzel! [Gülüşme]
345
S:(L) Sanırım kafein sadece uykumuzu erteleyip onlara ayak uydurmamızı sağlıyor.
C: Evet.

S:(T) Hadi ama! Siz de tadına bakıyorsunuz! Evet evet! ...


C: TR, celseden önce ne içtin?

S:(T) A ha! Ondan da istiyorlar! Ho-ho-ho, neşe, neşe. (S) İçtiğin purolardan olmalı TR! [MOLA] (L) Ekonomi hakkındaki
sohbetimizi herhalde dinliyordunuz?
C: Her zaman olduğu gibi.

S:(L) Bize bu konuda rehberlikte bulunabilir misiniz, bir güvence verebilir misiniz? Çünkü biz hala 3'üncü yoğunluğuz ve
bazı bakımlardan güvencelere ihtiyacımız var.
C: Çok fazla şeye ihtiyaç duyacak kadar 3'üncü yoğunluksunuz hala, aşkım!

S:[Ooo!] (L) Evet, ama soruyu yanıtlamadınız! (T) Bu konuda ustalar.


C: Önceki celselerde söylenenleri gözden geçirin.

S: (L) Bizim için bazı finansal ayarlamalar yaptığınızı söylemiştiniz. ...


C: Şu anda yaptığınız gibi, insanlarla bağlantıya geçin!

S:(L) Yani celselerimiz devam ettikçe elimizdeki materyalleri insanlara göndermemiz gerekiyor ve F___'nin dediği gibi
sonra da bir sponsor falan bulmamız gerekiyor.
C: Eugene Brown'dan para isteyin, muhtemelen vermez ama verecek birini tanıyor olabilir! Şimdi süreci anlıyor musunuz?

S: ... (T) Doğru reiki öğretmenini ararken ne olmuştu Laura? (L) Doğru reikiyi bilen birini tanıyıp tanımadığımı
sormuştum... (T) Ve Kasyopyalılar da Helen Davis demişti. Sen de "Helen reikiye inanmıyor" demiştin. Ama Helen doğru
kişiyi biliyordu.
C: Güven.

... [ç.n.: celsenin bu kısmında katılımcıların kendi aralarında geçen ve celse bilgileriyle doğrudan ilgisi olmayan uzunca bir
kısım atlanmıştır. zaman kazanmak için bundan sonra da bu tür kısımlar atlanacaktır.]

S:(L) Sorularımıza dönelim... (J) Gene, kehanetler hakkında bir kitap oluşturmamız gerektiğini düşünüyor... (L) Bence
İsa'nın bu konuda söyledikleri gayet makul: "İşaret arayan zayıf ve imansız bir nesil." (T) Bugün arabada bununla ilgili
konuşuyorduk... Bu celselerde asıl aldıklarımızla karşılaştırıldığında, kehanetlerin pek önemi olmadığından bahsediyorduk.
Eğer bilgin varsa kehanetlere ihtiyacın yok, çünkü birşey olacağını zaten biliyorsun ve o şey olana kadar hiçbirşeyin kesin
olmadığını biliyorsun...
C: Sorun.

S:(L) Bir celsede zamanın, Cennetten Düşüş "sırasında" ortaya çıkan bir ilüzyon olduğunu söylemiştiniz ve bunu söyleyiş
şekliniz, başka ilüzyonların da olduğunu düşündürdü bana...
C: Değiştirilen DNA'nız nedeniyle zaman sizin için doğruluğu olan bir ilüzyon.

S:(L) Peki diğer ilüzyonlar nedir?


C: Monoteizm; sizden ayrı, mutlak güce sahip bir varlığa inanç.

S:(L) Başka?
C: Fiziksel artış gereksinimi.

S:(L) Korunma için fiziğe odaklanmak... (T) Monoteizmle ilgili anahtar kelime ayrılık mı?
C: Evet.

S:(L) Başka?
C: Lineer/doğrusal odak.

S:(L) Başka?
C: Tekboyutluluk.
346
S:(L) Örtü... (J) Sadece tek bir boyutu algılamak... (L) Bu ilüzyonlar DNA'mıza genetik olarak programlandı mı?
C: Yakın.

S:(L) Başka hangi ilüzyonlar var?


C: Öncekilerle işiniz bitti mi?

S:(L) Bilmiyorum. Bu ilüzyonların bize nasıl zorlandığından, bizim bunları nasıl algıladığımızdan bahsedebilir misiniz
biraz?
C: Eğer biri bir kapıyı açarsa ve sen de açılan kapıdan bir küp altın görürsen, altına ulaşmadan önce, kapının arkasında
gizlenmiş zehirli bir yılan olup olmadığını düşünür müsün?

S:(L) Altın neyi simgeliyor?


C: Sınırlanmaya cezbolma.

S:(L) Kapı neyi simgeliyor?


C: Sınırlanmaya açılış.

S:(L) Bir küp altın olarak temsil edilen sınırlanma, aslında göründüğü şey değil miydi? Bu bir kandırma mıydı?
C: Yılan nedir?

S:(T) Kertenkeleler? (J) Tehlike. (L) Tamam, kapıyı kim açtı? (J) Biz.
C: Hayır.

S:(L) Kapıyı açan biz değildik, doğru mu?


C: Evet.

S:(T) Kapıyı kim açtı?


C: Kertenkeleler.

S:(L) Yani resmen... (T) Yılan kimdi? (J) Kertenkeleler, tehlikeyi...


C: Hayır!

S:(L) Yılan kimdi?


C: Dikkatsizce cazibeye teslim olmanın sonucu; yani, bakmadan atlamak.

S:(J) Yani dikkatli olmamız gerekiyor. (T) Yılan neydi? (J) Cazibeye teslim olmanın sonucu... (L) Yani diyorsunuz ki,
cennetteki cezbolma hikayesi, insanoğlunun cezbedilerek bu realiteye yönlendirilmesinin hikayesiydi. İyi ve Kötünün
Bilgisi Ağacı'nın meyvesinin yenmesi de...
C: Cazibeye teslim olmaydı.

S:(L) Ve bu bir kandırmaydı...


C: Hayır! Kandırma yok!

S:(L) Ama burada dönen birşey var. (T) Tuzak mı?


C: Hayır! Tuzak da yok. Seçmeseydiniz, özgür iradenize müdahale edilemezdi.

S:(T) Bir saniye. Olayın mantığını kaçırıyorum. Düşüşten önce biz kimdik?
C: 3'üncü yoğunluk BH.

S:(T) Bize 3'üncü yoğunluk varlıklarının BH olamayacağını söylememiş miydiniz? (L) Hayır. 3'üncü yoğunluk BH
varlıklarının olduğunu söylemişlerdi. (T) O zaman meydana gelen şeyden dolayı mı şimdi KH'yiz?
C: Evet.

S:(T) Tamam, demek o zaman BH'ydik. Yani Kertenkeleler kapıyı açtı ve tabii bunu bir mecaz olarak kullanıyoruz.
Kertenkeleler kapıyı açtı ve bize bir küp altını gösterdiler ve kapıdan geçip ona ulaşmamızı umuyorlardı ve bizi kontrol
altına almak üzere kapının arkasında bekliyorlardı. Doğru yolda mıyım?
C: Ummak yanlış fikir.
347
S:(T) Bizi cezbederek yapmaya çalıştıkları şey neydi?
C: Yapmaya çalışmak da yanlış fikir; öğrenme fırsatı için sorgulamaya devam edin.

S:(T) O zaman 3'üncü yoğunluk BH varlıklarıydık. Bu, daha önce bahsettiğiniz savaştan sonra mıydı?
C: Savaşın kendisiydi.

S:(L) Savaş içimizde miydi?


C: Sizin üzerinizden.

S:(T) Yani o kapıdan geçip geçmeyeceğimizle ilgili bir savaş... (L) Savaş bizim üzerimizden yapıldı ve biz resmen savaş
meydanıydık. (T) Anladım, ama genel resmi doğru anladığımızdan emin olmak için bu benzetmeye geri dönmek istiyorum.
Kapı açıldığında savaş devam ediyordu. Savaş, bizim o kapıdan geçip geçmeyeceğimiz üzerine miydi?
C: Yakın.

S:(T) O noktada BH'ydik. BH ve KH seçeneklerimiz var.


C: TR, savaş her zaman var, önemli olan "ne zaman" seçtiğin!

S:(T) Yani hala altın küpüne mi bakıyoruz? Burada önemli birşey var... (L) Şimdi biraz geri dönüp şu şekilde soralım: Bu
olay öncesinde insanoğlu...
C: Öncesinde mi?

S:(L) Öncesi değil. Herşey aslında eşzamanlı olmasına rağmen biz hala bir anlamda tarihsel bir olaydan bahsediyoruz.
Döngünün bir noktasındaki bu olayda insanoğlu...
C: Geri gidiyorsunuz.

S:(T) Sorduğumuz sorular isabetli değil.


C: Yakın. Düşünce dalgalarıyla birlikteydiniz. Bu konuyu TR'ye bıraksan daha iyi olur belki.

S:(L) Tamam, çenemi kapatacağım. Devam et TR. (T) Tüm yardımınıza ihtiyacım var. (L) Zor bir konu. (T) Bu konu,
Kertenkelelerin ve diğer dünyadışı varlıkların insanlara onları kaçırılmaları ve diğer herşey için izin verdiklerini söyleyip
durmalarıyla da ilgili.
C: Evet, devam et.

S:(T) Benzetme üzerinden gidelim. Altın bir ilüzyondu. Altın, algıladığımız şey değildi. 3'üncü yoğunluktaki BH varlıkları
olarak bize sunulan bir cezbediciydi. Kapı Kertenkeleler tarafından açıldı.
C: Cezbetme değil, herzaman oradaydı. Dorothy ve kırmızı terlikleri hatırlıyor musunuz?

S:(T) O kapıdan içeri adım atmadan önce BH'ydik. İçeri girmek zorunda değildik. (F) Bir saniye, yanılıyorsam düzeltin
ama TR kapıdan girdiğimizde onların bizi ele geçirdiğini söylediğinde Kasyopyalılar... (L) Hayır dediler... (F) Altın her
zaman oradaydı. (J) Seçmeseydik, özgür irademiz ihlal edilemezdi. (T) Onlar hiçbirşey yapmadılar, sadece kapıyı açtılar.
Kertenkeleler kapıyı açtı ve içeri girip girmeyeceğimiz tamamen bizim kendi seçimimizdi. (J) Bana göre, kapıdan içeri
adım atmakla, özgür irademizin sınırlanmasını seçmiş olduk... (T) Kapıdan içeri girmemizle birlikte Kertenkeleler bize
birşeyi uygun bir şekilde sunmuş oldular. Tek yaptıkları kapıyı açıp bize göstermeleriydi...
C: Sunmak? ! ?

S:(L) Onlar sunmadı... (J) O hep vardı... (T) Her zaman oradaydı... (J) Hala orada...
C: Evet, kırmızı terlikleri düşünün. Glenda Dorothy'ye ne söyledi?

S:(J) İstediğin zaman eve gidebilirsin. (L) Her zaman eve dönme gücün var...
C: Evet.

S:(L) Yani her zaman BH olmaya dönme gücümüz var mı? 3'üncü yoğunlukta bile mi?
C: Evet.

S:(L) 3'üncü yoğunluk BH varlıkları nasıl bir hayat yaşıyor?


C: Keşfedin.

S:(T) Kapı benzetmesine dönmek istiyorum. Kapı her zaman oradaydı. Cezbedicilik her zaman orada duruyordu...
348
C: Altına gittiğinizde, Kertenkelelere "Merhaba" dediniz ve bundan anlayabileceğiniz herşey.

S:(T) Evet, ben de bu noktaya ulaşmaya çalışıyordum. Kertenkelelerin veya KH güçlerinin kapıyı açtığını söylediniz.
C: Hayır. "Açmak" demeyelim. Sadece sizi kavramaya yaklaştırmak için o ifadeyi kullandık.

S: ... (T) Kapı her zaman oradaydı ve her zaman açıktı. Sadece benzetmeyi kavramaya çalışıyorum. Yani BH varlıkları
olarak altına gitme ve gitmeme seçeneklerimiz vardı. Altına gitmekle KH olduk çünkü altına gitmek KH.
C: Evet.

S:(T) Ve bunu yapmakla 4'üncü yoğunluk Kertenkele Varlıklarının saflarına girmiş olduk.
C: Evet.

S:(T) Çünkü onlar 4'üncü yoğunluk varlıkları ve 3'üncü yoğunluk varlıkları olarak bizden çok daha fazla yetenekleri var.
C: Bundan önce 4'üncü yoğunluk BH varlıklarının saflarındaydınız.

S:(T) Ve 3'üncü yoğunluk BH'ydik. Ama altına gitmekle kendimizi 4'üncü yoğunluk KH'nin etkisi altına soktuk.
C: Evet.

S:(T) Bunu yapmakla 4'üncü yoğunluk KH'ye, bize dilediklerini yapma izni mi vermiş olduk?
C: Yakın.

S:(T) Yani bizi kaçırmaları için onlara izin verdiğimizi söylediklerinde bunu mu kastediyorlar?
C: Yakın.

S:(J) "Seçmedikçe özgür iradenize müdahale edilemez" demişlerdi. (T) İnsan ırkı olarak, özgür irademizle BH'den KH'ye
geçtik. (L) Demek insanlık olarak içinde bulunduğumuz bu durumu bir seviyede kendimiz seçtik; Düşen Melek, Lusifer
efsanesi. Bu biziz. Altına gitmek için o kapıdan geçmekle düşmüş olduk ve kapıdan geçdiğimizde yılan bizi ısırdı.
C: Ama bu sürekli tekrarlanan bir sendrom.

S:(L) Sadece insan ırkı için sürekli tekrarlanan bir sendrom mu, yoksa tüm yaratılış için de geçerli mi?
C: İkincisi.

S:(L) Varoluş döngüsünün bir parçası olduğu için, tüm varoluşta tekrarlanan bir sendrom mu bu? Yoksa Kızılderililerin
Maya dedikleri şey mi?
C: İkisinden biri.

S:(T) "The Wizard of Oz" ("Oz Büyücüsü") filmine atıfta bulundunuz. Yani bu...
C: 6'ıncı yoğunluk ilhamlı.

S:(T) 6'ıncı yoğunlukta iyi film yapımcılarınız var. (S) Başka hangi filmlere ilham vermişler? (T) Konuyu değiştirmeden
önce hala anlamaya çalıştığım birşey var... Tıpkı filmdeki kırmızı terlikler gibi istediğimiz zaman bizi BH'ye geri götürecek
bir yeteneğe sahip olduğumuzu söylüyorsunuz.
C: Evet.

S:(T) Yani bahsettiğimiz tüm bu şeyler, boyut sınırı, dalga, frekansların yükselmesi...
C: Boyut sınırı "tornado."

S:(T) Yani dalga yıkıcı bir şekilde ilerliyor...


C: Subjektif.

S:(L) Dorothy benzetmesinde herşeyin başladığı yer olan Kansas BH miydi? ...
C: Pek sayılmaz.

S:(L) Oz ülkesine gidiş BH durumu muydu?


C: KH.

S:(L) Yani Oz KH'ydi. Ve Kansas da... tabii fiziksel ortam olarak değil de, Oz deneyimi öncesinde Dorothy'nin zihin
durumu olarak BH durumuydu.
349
C: Evet.

S:(L) Kansas'ın kendisi değil, zihin durumu olarak BH'ydi. Oz'a gidiş ise KH'ydi.
C: Ve Elvira Gulch.

S:(J) Cadıya dönüşen kadın.


C: Cadı Kertenkelelerdi.

S:(T) Evet, tamam. Tornado. Dorothy tornadoda BH durumundan KH durumuna düştü. Doğru mu?
C: Evet.

S:(T) Yoğunluk değişim dalgası tornado ile temsil ediliyor... (L) Bir yoğunluk dalgasının etkileşimi...
C: Daha dikkatli analiz edin, bunun için bir mola öneriyoruz. [MOLA]
...
S:(L) Bir noktada biraz kafamız karıştı. Yoğunluk dalgasını temsil eden tornado, kişiyi aynı yoğunluk içinde BH'den KH'ye
mi geçiriyor?
C: Bir yönüyle.

S:(T) Boyut sınırı yalnızca kişiyi bir yoğunluktan diğerine geçirmekle kalmıyor, aynı zamanda KH ile BH arasında da geçiş
yapılmasını sağlıyor, öyle mi?
C: Mümkün.

S:(T) Yani bu geçişte 3'üncüden 4'üncüye bir BH olarak da geçilebilir?


C: Bazı geçişlerde.

S:(L) Yani 3'üncü yoğunlukta veya 4'üncü yoğunlukta insanlar BH ile KH arasında geçiş yapabiliyor... Boyut sınırı veya
yoğunluk dalgasının bu geçişinde tüm bu seçenekler mevcut mu?
C: Dalganın yönelimine göre yukarıdakilerin hepsi mümkün.

S:(L) Peki yaklaşmakta olan dalganın yönelimi nedir? Özellikle bizi 3'üncü yoğunluktan 4'üncü yoğunluğa taşımak mı? Bu
dalganın işlevlerinden biri bu mu?
C: Bunu söylemiştik.

S:(L) Bu dalganın bizi 3'üncü yoğunluktan 4'üncüye taşıyacağını söylemişlerdi. Görünüşe göre dalgalardan bazıları BH'den
KH'ye geçebiliyor. (T) Dalga değil, dalgadan geçen kişi. Bu dalga geçerken, dalganın yönelimi bireyden bireye değişiyor
mu?
C: Deniz dalgalarıyla karşılaştırın. Dalgalar, tüm doğanın liflerinin bir parçası.

S:(T) Bu, dalganın tepesinde veya dalgalar arasındaki boşlukta oluşla da ilgili mi? Dalganın üzerinde nerede bulunduğunla?
C: Hayır.

S:(T) Yani 3'üncü yoğunluktan 4'üncü yoğunluğa geçiş sağlayan bir dalga, bu dalga geçerken sen onun neresinde olursan ol
aynı etkiyi yapar, doğru mu?
C: Evet.

S:(T) İnsanları KH'ten BH'ye ve tersine taşıyan dalga için de geçerli mi bu?
C: Veya "altına da" gidebilirsin.

S:(T) Dalganın altına mı? (J) Suyun altına. (T) O zaman hiç hareket edemezsin. (L) Dibe batıp boğulursun ve ilkel çorbanın
bir parçası olursun. (T) Sebze çorbası mı?
C: Tavuklu Erişte. [Gülüşme.]

S:(L) Eğer alta gidersen okyanusa gömülüp tüm döngüye baştan başlayacağını düşünmekte haklı mıyım?
C: O kadar basit değil.

S:(J) Bunun hiç basit olmadığını düşündüm ben de. (T) Buna hiç girmeyelim. Ben hala BH'den KH'ye geçişi anlamaya
çalışıyorum. Dorothy hakkındaki filmden bahsettiğiniz. Filmde ona istediği zaman, "eve gitmek istiyorum" diyerek veya
buna benzer bir yolla eve gidebileceği söyleniyordu. İsterik nöbetler ve karmaşa içinde yaşayıp nadiren gelen bu dalgayı
350
beklemekten çok daha kolay. BH'ye geri dönebilmemiz için 300.000 yıl burada takılmaktan daha kolay ve basit bir yol yok
mu?
C: Elbette!

S:(T) Tamam, şimdi birşeye yaklaşıyoruz. Nereye doğru gidiyoruz? (L) Benim çenemi kapatmaya hazırlar. (T) Ama kafein
aldın, şimdi bana yardım edebilirsin. [Gülüşme] Yani bunu yapmanın başka bir yolu da var. (J) İmgeleme mi?
C: Durun bir saniye, 4'üncü yoğunluğa hemen şimdi gitmeye hazır mısınız?

S:(J) Muhtemelen değiliz. İşimi bitirdiğimi sanmıyorum. (T) Evet, ben hazırım. Hemen şimdi. Eğlence başlasın! JR, eve
gidince kedilere yemlerini verirsin! (L) Hemen çekip gitmek, sorumluluk ve anlaşmalarını terk etmek bile KH. (T) Evet,
4'üncü yoğunluk KH olurdum. (S) Sen ve Kertenkeleler! (T) Hayır, hayır, hemen gitmeye hazır değilim çünkü burada
isteniyorum! Her neyse, demek yoğunluk değişim dalgası bu dönüşümü gerçekleştirmenin tek yolu değil, doğru mu?
C: Bir fikir sunuldu.

S:(T) Dalganın çok sayıda varlığı taşımasıyla ilgili olan mı?


C: İlgisiz.

S:(L) Dalga büyük döngünün bir parçasından ibaret. (T) Ve biz de belirli bir frekans oluşturarak dalga geçtiği sırada
mümkün olduğu kadar çok kişiyi öteye geçirmek için buradayız ve burada bulunmamızın başka hiçbir amacı yok... öyle
mi?
C: Bu, özgür iradeye müdahaleyi ima ediyor.

S:(L) Burada bir frekans oluşturuyoruz ve diğerleri de bize katılıp katılmayacakları konusuna bir seçeneğe sahip oluyor...
(J) Ve 4'üncü yoğunluğa geçişimizde de KH'den BH'ye geçme seçiminde bulunuyoruz... (L) Oz Büyücüsü'ndeki
Munchkin'ler (cüceler) neyi temsil ediyor?
C: 2'nci yoğunluk varlıkları.

S:(L) Maymunlar Grileri mi temsil ediyor?


C: Dilerseniz.

S:(L) Cadının askerleri kimi temsil ediyor?


C: Nefalim.

S:(L) Büyücü kimi temsil ediyor?


C: Düşünün, öğrenin, keşfedin.

S:(L) Sanırım bu konu üzerinde yeterince durduk.


_______________________

18 Mart 1995 F___, Laura, TR ve JR, B___

S:(T) İyi akşamlar.


C: Merhaba.

S:(T) Bu akşam karşımızda kim var?


C: Usurro.

S:(T) Peki neredensin?


C: Kasyopya. Evet.

S:(L) Tartışmamızı dinliyor muydun?


C: Elbette.

S:(L) Yardım konusunda yapabileceğiniz herhangi bir yorum var mı?


C: Pek çok.

S:(T) Yapın.
351
C: Önyargı.

S:(L) Ön yargı derken neyi kastediyorsunuz?


C: Thor Templar'ın görüşleri.

S:(L) Görüşleri önyargılı. Peki implantların çözülerek vücuttan atılmasını sağlayacak materyalleri veya teknikleri var mı
gerçekten?
C: Hayır.

S:(L) Neden olduğunu düşünüyor?


C: Açık

S:(T) Olduğunu söylediği kişi mi?


C: Belirsiz.

S:(L) Dünya'yı dünyadışı varlıklara karşı korumaya yönelik Direnme Hareketi Yüksek Komutanı olduğunu söylüyor. O bu
mu?
C: Öyle istiyorsa.

S:(T) Güzel. Ben de Lord Yüksek Efendi'yim. (L) Kataloğundaki herhangi şey para harcamaya değer mi? Radyonik
cihazları falan?
C: Kataloğundakiler iyi sohbet konuları olur.

S:(L) Örneğin titreşimler bakımından çevremizi temiz tutacak, bizi saldırılara karşı koruyacak herhangi bir üçüncü
yoğunluk teknolojik cihazı var mı?
C: Önceki celseleri inceleyin.

S:(L) Bu konuda ne demişlerdi? (J) Hatırlamıyorum. (T) BARM [Boyutötesi Atomik ReMolekülatör] oluşturma konusunu
sorduğumuzda "Elbette, anlatabiliriz, ama parçaları nereden bulacaksınız?" demişlerdi. Mesele şu ki, dördüncü yoğunluk
varlıklarının kullandıkları teknolojileri inşa edemeyiz.
C: Tüm ihtiyaç duyduğunuz şey bilgi.

S:(T) Sanırım Thor, bilgi konusunun önemini kaçırıyor.


C: Eğer bilginiz varsa, başka neye ihtiyacınız var? Şimdi dikkatlice ve çokboyutlu olarak düşünün.

S:(L) Öncelikle bir BARM çok iyi olurdu. (T) Oak Island'da gömülü bir tane var, git kazıp çıkar.
C: Hayır, Sears'dan sipariş edin.

S:(S) Kataloglarını getireyim mi? Bakmaya başlarsınız. (J) Bahar koleksiyonunda mı? [Gülüşme] (L) Yani bir BARM'ımız
olamaz. (T) Olabilir, ama doğru kataloğu bulmalısın.
C: İsterseniz Thor'un kasedini tartışın ve kısım kısım ele alalım!

S:(L) Sanırım Thor'un dediği şey şuna geliyor; bize makineler ve silahlar yapmamızı sağlayacak pratik bilgiler
vermediğinize göre dezenformasyon veriyor olmalısınız, belki de Kertenkelelersiniz....
C: Thor'un söylediğinin çarpıtılmış bir sunumu; tekrar dinlemenizi tavsiye ediyoruz!

S:(L) Ben sadece söylediği şeyi özetliyordum. Tamam...


C: Hayır.

S:(F) Ben de senin düşündüğünü düşünüyordum. (J) İstediği tek şey, para kazanabileceği, pazarlanabilir birşeyler üretmek.
C: Bu sadece bir yorum JR.

S:(J) Başka ne olabilir ki? Tek yaptığı tüm bunları satmaya çalışmak...
C: Size verdiğimiz bilgilerin geçersiz veya pratik anlamda değersiz olduğunu ima ediyordu. Bunun doğru olduğunu
düşünüyor musunuz?

S:(T) Evet, gerçekten bunu ima ediyordu. (J) Hayır, söylediklerine inanmıyorum! (L) Hayır, doğru olduğuna inanmıyorum,
ama...
352
C: Şüphe algılıyoruz.

S:(L) Evet, şüphe algılıyorsunuz çünkü o, finansal yardım alabilmemiz gerektiğini söyledi çünkü en büyük saldırıya bu
konuda maruz kalıyoruz. Ve tabii ki, eğer siz söylediğiniz kişilerseniz, bunu yapabiliyor olmanız gerekir, değil mi?
C: Bu konuda birşeyler yapmıyor olduğumuzu kim söyledi, herşeyin birden bire mi olması gerekiyor?

S:(S) Evet, bak artık bir karavanın var. (L) Bu doğru. (S) Ve meydana gelen pek çok küçük şey de var. Müşterilerim
artıyor...
C: Thor, tablanın üzerinde 100 dolarlık banknotlar materyalize etmemiz gerekiyormuş gibi konuşuyor! Birer ruh olarak
ilerleyebilmeniz için öğrenmeniz gerektiğini söyledik ve bu sizin kavrama ve işleme yeteneklerinizin müsaade ettiğinden
daha hızlı olamaz!!!

S:(J) Bunu biliyoruz. (T) Thor istediğini istiyor ve hemen istiyor. Hakkında hiçbirşey bilmediği dünyadışılara karşı kendini
savunmak istiyor. (J) Bu adamın neyin nesi olduğunu anlamaya çalışıyoruz. (T) Adam gerçekten anlamıyor. Gerçekten
neler olduğu konusunda en ufak bir fikri bile yok.
C: Olanlarla ilgili fikirlerini kutsal bir kitapmış gibi algılıyor.

S:(L) Niyeti iyi mi?


C: Açık.

S: ... (L) Grilerin birer düşünce formu olduğunu söylüyor, sonra da onları havaya uçuracak maddi birşey satmaya çalışıyor!
Griler sibergenetik yapılar. Senin benim kadar gerçekler. Eğer ölürlerse veya işlevleri sona ererse vücutlarını alıp
inceleyebiliriz bile. (T) Çok gelişmiş siborglar. (F) Ama ancak üçüncü yoğunlukta ölürlerse. (L) Hillard'ın bize anlattığı şey
de bununla ilgiliydi; kaybolan maddi kanıtlar. (F) Bu tüm ufoloji alanında var. (L) Hillard, St. Cloud'da yaşayan yaşlı
adam. Şimdiye kadar UFO'lara dair şeylerle ilgili gördüğüm en büyük, inanılmaz bir koleksiyona sahip. Hayatının 40 yılını
buna adamış. Bu alanda uzman olan bütün araştıramacıları tanıyor ve elinde başka kimsede görmediğim materyaller var.
Emekli bir ordu mensubu ve danışman bir mühendis olarak NASA için çalışmış. ... Kamu sektöründeki herkesin maddi
kanıtlar istediğini ve de dünyanın pek çok yerinden pek çok maddi kanıtlar toplandığını söylüyor. Ama toplandıktan sonra
bu materyaller ortadan kayboluyor! O bunu söyler söylemez aklıma ilk gelen şey, kanıtların yok edilmesine yönelik bir
komploydu. "Kaybolma" derken kastettiği şeyin bu olduğunu düşündüm. Ama sonra dedi ki; "24 saat boyunca kamera
gözetimi altında tutuyorlardı ama birden KAYBOLDU!" Anladım ki, kastettiği şey resmen birşeyin demateryalize
olmasıydı. O bunu söylediğinde ben de "Ou, evet. Bunu çok iyi anlayabiliyorum!" dedim. Öğrendiklerimize bakacak
olursak bu çok anlamlı. Olayın bu dördüncü yoğunluk doğası üzerinde duruyoruz ve gerçekten bununla ilgiliyse, pek çok
garip şeyle ilgili o kadar çok şeyi açıklıyor ki! Dünyadışı varlıkların katı maddelerin içinden geçmeleri, tanıkların gözleri
önünde görünüp kaybolmaları, insanları bir yerlere ışınlamaları, zamanın sınırlandırmalarının ötesine geçmeleri, bir grup
insanın bazılarına görünürken, aynı gruptaki diğer bazılarına görünmemeleri... Bir yandan tüm bunları duyuyorsun, diğer
yandan da fenomenin maddi yönü hakkında şeyler duyuyorsun; yere inme izleri, UFO'lar ve dünyadışılarla etkileşime giren
insanlarda ve yüzey alanlarında meydana gelen değişiklikler, ölü dünyadışıların bedenleri, ele geçirilen araçlar... Bu garip
şeyleri anlamaya, açıklamaya çalışıyorsun. Ama tüm bunları bir dördüncü yoğunluk fenomeni olarak anladığında herşey
anlam kazanmaya başlıyor. Olayların bazıları tamamen teknolojiye dayalı ve hiçbir paranormal tarafı yok. Yaptığım hipnoz
celselerinde de her zaman arkaplanda dolaşan dünyadışı varlıklar oluyor. Hipnozdaki kişiye neler olduğunu açıkça
görmelerini ve ifade etmelerini söylüyorum ve ani bir ışık görüyorlar. "Tanrım! Bir an için orada bir yüz vardı." diyorlar
ama onu inceleyemiyorlar. "Bir dinazora benziyor." veya "Pulları var." gibi şeyler söylüyorlar. Ama tüm öğrenebildiğim bu
oluyor. Yani tüm bunların arkadasında o kahrolası sürüngenler var ve görünüşe göre başka bir yoğunluktalar. (B)
Yanılmıyorsam şöyle demiştin; dördüncü yoğunluk varlıkları üçüncü yoğunluğa geldiklerinde burada çok kısa bir süre
kalabiliyorlar ve sonra ortadan kaybolup kendi gerçekliklerine geri dönüyorlar çünkü buranın frekansına uyumlu değiller,
doğru mu? (T) Evet, bazı belgelerde Kertenkele varlıklarından, yani sürüngenlerden bahsediliyor. Nadiren ve genellikle
çok kısa bir süre görünüyorlar. Burası onlar için çok sınırlandırıcı bir ortam. Grileri üçüncü yoğunluğa projekte ediyorlar ve
onlar burada daha uzun süre kalabiliyorlar çünkü bu amaçla üretiliyorlar. Bir güç tarafından buraya projekte ediliyorlar. (B)
O yüzden kaçırdıkları kişileri kendi yoğunluklarına götürüyorlar; orası onlar için çok daha istikrarlı. (T) Üçüncü yoğunluğa
gelmektense bizi dördüncü yoğunluğa götürmek onlar için daha kolay. Ama çok farklı kaçırılma çeşitlileri var. Her zaman
fiziksel olarak kaçırmıyorlar. Astral bedeni alabiliyorlar. (L) Bu kaynaktan öğrendiğimize göre, ruhu alıkoyma dahil
yaptıkları şeylerin çoğu aslında teknolojik birşey: dördüncü yoğunluk teknolojisi. Kavrayabileceğimizin çok ötesinde
birşey, ama gene de teknoloji. (T) İnsanların astral projeksiyon deneyimlerine olan ilgilerinin sebebi de bu olabilir. Her ne
kadar bu konudaki kontrolümüz ve yeteneğimiz çok yüksek değilse de, astral bedenimiz, fiziksel bedenimizi terk edip
başka yerlere gidebiliyor. Bu biraz da tesadüfi birşey. Fiziksel anlamda diğer gezegenlerden gelen varlıklarla ilgili olaylar
da olmakla birlikte, onların bu yeteneğimize ve duygularımıza bu kadar ilgi göstereceğini sanmam; bunlarla ilgilenenler
başka bir yoğunluktanlar. (F) Bunu soralım.
353
C: Fikirlerinize sabit bir şekilde bağlanmayın.

S:(J) Sadece anlamaya çalışıyoruz. (T) Thor'un fikirlerinin kaynağı ne acaba? Neyin ne olduğunu ayırt edebilmemiz gerek.
C: Evet. Öğrenme sürecinin parçası.

S:(T) Bu akşam B___ M___ aramızda. Merhaba demek için bizimle birlikte geldi. Ve sanırım bazı soruları olacak.
C: Merhaba B___.

S:(T) B___ geçen gece bir rüya görmüş ve bunun hakkında sormak istiyor. (B) Birkaç gece önce bir rüya gördüm ve
taşınma... ayrıntılara gireyim mi? (J) Hayır. (L) Hayır.
C: Kan bağın olanlarla ilişkilerini araştır.

S:(B) Bu gerçekten çok ilginç. (J) İşe yarayabilir, değil mi? (B) Evet. Ben evlat edinildim ve biyolojik annemi bulmayı
planlıyorum. İsmini ve nereli olduğunu biliyorum ama onunla hiç karşılaşmadım. Hiç araştırmadım. (L) Belki de rüyan
bununla ilgilidir. (B) Tam olarak bununla ilgili olduğunu sanmıyorum. Rüyamda...
C: Evet. Dolaylı olarak ilgili; öğren, paylaşmaya devam et.

S:(B) Rüya çok canlıydı. Ay'a gittim ve Ay'ın iç kısmına alındım; çok gerçekçi bir yerdi. Büyük boşluklar vardı. Büyük bir
mağaranın içine girdim ve orada 1920'lerin art deco tarzı vardı. Açıkça belli oluyordu. Kim olduğumuz ve nerede
olduğumuzla ilgili birşeyler vardı.... (L) Sembolik olarak Ay'ın anneyi ve dişi prensibi temsil ettiğini biliyor muydun? Ve
Ay'ın "içindeki" "mağramsı" bir bölgeye gitmekten bahsediyorsun. Yani anne rahmi. (J) Yirmilerin Art Deco'su mu?
[Gülüşme] (B) Evet.
C: Otuzların art deco'su.

S:[Gülüşme] (S) Bunun acaba Miami Beach'le bir ilgisi olabilir mi? Orada her yerde otuzların art deco'su var. (B) Evet
orada birkaç kez bulundum.
C: Karşılaştır: belki de UFO'lara olan ilginin biyolojik ailenle bir ilgisi vardır?

S:(B) Biyolojik annemin metafizik konularla veya UFO'larla bir ilişkisi var mı?
C: Düşündüğünden çok daha fazla!!!!!

S:(L) Belki de uzaylıdır! [Gülüşme] (B) Annem bir Kasyopyalı! (S) Kılık değiştirmiş bir Oryonlu! (T) Evet, bir Oryonlu
arıyoruz. Biz onları bulmayacağız, onlar bizi bulacak. (J) Gazeteye ilan verilecek birşey değil. (L) Neden olmasın? (J)
Hayır, hayır, hayır! (S) Senin telefon numaranı vereceğiz Laura! [Gülüşme]
C: Brad'in bilgisi için; Mars anıtları Atlantisliler tarafından yapıldı ve Ay'daki bazı yapılar ise başkaları tarafından yapıldı;
dünyadışı.

S:(S) Evet. Edgar Cayce Atlantislilerin diğer gezegenlere gidebildiklerini söylüyor.


C: Evet. Sizin uçakla Atlanta'ya gidebildiğiniz kadar kolay bir şekilde.

S:(B) Garip.
C: Atlanta kelimesini kasıtlı olarak kullandık! Üç yönlü! Bu ismin kökü nedir?

S:(B) Evet, bu yıl taşınacağım yer.


C: Planlar değişir!

S:(J) Bu genel bir yorum mu, yoksa bir kehanet mi?


C: Hayır.

S:(B) Benim için mi?


C: Başka kim olacak?

S:(J) B___'nin Atlanta'ya taşınmayacağını mı söylüyorsunuz?


C: Açık.

S:(L) Bundan fazlasını söyleyemeyecekler. Yeterince büyük bir ipucuydu! Pekala, sormak istediğimiz birkaç şey var.
Birincisi: "Keys of Enoch"la ilgili bu büyük şey nedir? Sanırım James J. Hurtak bu kitabın yazarı veya "kanalıydı" veya her
neyse. Bu materyalin kaynağının ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
354
C: Çeşitli.

S:(L) Bizim için biraz daha spesifik olabilir misiniz?


C: İnceleyin.

S:(S) O kitabı hiç okumadım. (L) Ben de okumadım. (J) Belki biraz araştırma yapıp sonra dönmemiz gerekiyor. (L) Bu
kaynaklar güvenilir mi?
C: Açık.

S:(T) Konusu ne? (L) Bilmiyorum. Önümüzdeki Cumartesi gecesi Atlanta'dan gelen bir kadın M___ T___'nin yerinde bu
kitap hakkında bir konuşma yapacakmış. Atlanta'dan mı? Atlantis'den gelir gibi mi yani? [Gülüşme] (L) M___ gelip kadını
dinlememizi istiyor. (T) Eğer kitabı okumayacaksa! [Gülüşme] ... (F) Yoo, ama M___ hepimize birkaç sayfa dağıtacak ve
çevire çevire takip edeceğiz.... (J) Saçmalıyorsunuz!
C: M___ T___ mi?

S:(L) Bu bir ipucu mu? (J) Bu, kaynakla ilgili bir ipucu mu?
C: Açık.

S:(T) Soru muydu, yoksa cevap mıydı?


C: Size bağlı!

S:(L) Urantia kitabı hakkında sormak istiyorum. Okuduklarımdan görebildiğim kadarıyla, seçkinci ve ırkçı bir niteliği var.
Bu doğru bir değerlendirme mi?
C: Açık.

S:(S) Commander X ve benzer şeyleri soralım. (T) Evet, Commander X kim? (L) "Cosmic Patriot Files" (Kozmik
Yurtsever Dosyaları) isimli kitap. (T) Kozmik bir savaşçı!
C: Adının açıklanmasını istemiyor.

S:(T) Evet, bunu biliyoruz. (L) Peki konumu nedir?


C: Özgür irade.

S:(L) Bahsettiği şeyler hakkında gerçekten bilgi sahibi mi?


C: Belki.

S:(T) İşte yine o kelime; belki de değil. (L) İyi bir bilgi kaynağı olduğunu düşünmüştüm. (F) Derleme bir kitaba benziyor.
(L) JR ve benim bir sorumuz var. Hillard, kurbağaların gezegenden kaybolduklarını söyledi.
C: Ozon tabakası.

S:(L) Ozon tabakasının incelmesinden dolayı kızarıyorlar mı?


C: Kızarmak mı?

S:[Gülüşme] (J) Nereye gidiyorlar? (T) Ozon tabakası seyreliyor ve onlar da bunun etkilerini ilk yaşayanlar mı?
C: Evet.

S:(J) Nereye gidiyorlar? (T) Bir yere gitmiyorlar, ölüyorlar. (F) Üreyemiyorlar.
C: Evet.

S:(B) Derileri çok hassas. (T) Yakında hepimizi etkilemeye başlayacak.


C: Herşey, gerçeklikleri birleştiren dalganın etkileri.

S:(L) Eğer kurbağalar üzerinde bu etkiyi yapıyorsa, daha da güçlendiği zaman bizim üzerimizde nasıl bir etki yapacak?
C: Bekleyin ve görün.

S:(L) Hadi ama! Bu kulağa pek hoş gelmiyor. Bu konuda bize biraz daha bilgi vermeniz gerekmiyor mu? Bir ipucu?
C: Hayır.

S:[Gülüşme] (T) Ozon tabakasının erimesinin, yaklaşan dalganın doğrudan bir sonucu olduğunu mu söylüyorlar? (J) Evet,
355
aynen öyle! (T) Florokarbonlardan dolayı değil mi?
C: Yanlış yorum, cümleyi dikkatli bir şekilde tekrar inceleyin.

S:(J) Ozon tabakasının seyrelmesi, frekans "değişiminin" bir parçası mı?


C: Yakın.

S:(T) Kurbağa olayı da bunda kilit bir unsur mu?


C: Hayır.

S:(L) Kilit unsur, birleşen realiteler/gerçeklikler.


C: Evet.

S:(L) Dalga, gerçekliklerin birleşmesine mi neden oluyor?


C: Ve üçüncü yoğunluğu çok çeşitli şekillerde etkileyen şeylere neden oluyor; kapalı çember. Lütfen kulak misafirini
uzaklaştırın.

S:(J) Kulak misafirimiz mi var? [Yan odadaki çocuk kapıdan bize bakıyor ve sonra üst kata çıkıyor.]
C: Vardı. Çocukların yakın olması kanalı bozuyor ve tehlikeli olabilir.

S:(L) Bize defalarca, celseler sırasında çocukların etrafta olmaması gerektiğini, çocukların "açık" ve biçimlenmemiş
enerjileri nedeniyle bunun onlar için çok zararlı olabileceğini söylediler. Kurbağalara dönelim. Kilit nokta birleşen
gerçeklikler. Çok çeşitli etkiler. (S) Belki de kurbağalar bir üst yoğunluğa gidiyorlardır? Kurbağaların ölmesi üçüncü
yoğunluğu etkiliyor mu?
C: Hayır.

S:(L) Yalnızca bir belirti mi?


C: Evet.

S:(L) Yani bu, birleşen realitelerin bir semptomu. ... İkinci seviyedeki kurbağaların ölümü belki de üçüncü seviyede olan
şeyin bir belirtisidir. Burada olan şeyin bir yansıması... (J) Veya bir uyarı... (L) Bu doğru mu?
C: Hayır.

S:(L) Kurbağalar ikinci yoğunluktan üçüncü yoğunluğa mı geçiyorlar?


C: Konuyu karmaşıklaştırıyorsunuz, belki de transkriptleri daha sık incelemeniz gerekiyordur. Böylece aynı şeyleri tekrar
tekrar sormazsınız!

S:(L) Pekala, bu konuyu bırakıyoruz. ... Dalga, ozonun seyrelmesine mi neden oluyor?
C: Doğrudan değil.

S:(L) Dalga, insanların belirli bir şekilde davranmasına neden oluyor ve insanlar da...
C: Yaklaşıyorsun...

S:(L) Dalga, hem Kertenkelelerin, hem de iyi adamların faaliyetlerinin şiddetlenmesine neden oluyor ve bu da iki taraf
arasındaki çatışmanın bir parçası...
C: Uzaklaşıyorsun...

S:(T) Kertişleri bırak... (L) Dalga, Büyük Döngü'nün kapanması için gerekli olan kadersel olayların meydana gelmesine mi
neden oluyor?
C: Yakın.

S:(L) Kurbağaların ölmesi de bunun bir parçası mı? Zavallı küçük kurbağalar... Kurbağaları severim...
C: "Dünya Değişimleri" de bunun bir parçası. [ç.n.: gezegenin geçirmekte olduğu köklü fiziksel değişimler.]

S:(J) Ozon tabakasının seyrelmesi, bu denklemde dalganın işlevi için gerekli bir unsur mu?
C: Üçüncü yoğunlukta önemli.

S:(J) Yani üçüncü yoğunluktan dördüncüye doğal ilerleyişin bir parçası, öyle mi?
C: "Yansıma" kelimesini kullanmayı deneyelim, bakalım bu zihninizdeki "ampülleri yakacak mı"? Üçüncüden dördüncüye.
356

S:(L) Kurbağalar dördüncü yoğunluğa mı geçiyor?


C: Hayır. Hayır. Hayır.

S:(T) Dördüncüye dediniz...


C: Ve tersi.

S:(L) Şimdi kafam tamamen karıştı!


C: Eğer transkriptleri inceliyor olsaydınız karışmazdı!

S:(T) Altıncı yoğunluk KH'nin BH'yi yalnızca bir yansıma olarak dengelediği söylenmişti.
C: Şu anki konuyla tamamen ilgisiz.

S:(J) Ozon tabakası, dalganın her iki yönde yansımasına neden olan bir delik mi?
C: Hayır.

S:(L) Dünyaya yayılacak yeni kurbağalar mı yaratılıyor?


C: Tamam, dinleyin: Gelen dalga, üçüncü yoğunluktan dördüncüye bir dönüşüm. Dolayısıyla da dalganın yaklaşması
nedeniyle meydana gelen olaylar, yoğunlukları ve gerçeklikleri etkiliyor! Üçüncü yoğunlukta, üçüncü yoğunluk
açıklamaları olan değişiklikler göreceksiniz, ama aslında bunlar dalganın yaklaşmasının bir etkisi; siz bunları üçüncü
yoğunluk olarak görüyorsunuz çünkü sizin şu andaki referans noktanız bu! Unutmayın ki herşeyin tüm yoğunluk
seviyelerinde bir yansıması vardır ama aynı zamanda dalga geldiğinde de bir birleşme meydana gelir ve bu da boyut sınırı
geçişidir!!!!!!

[ç.n.: orijinal metinde "realm border" olarak geçen ve "boyut sınırı" olarak çevirdiğim ifade, arada paralellik olmakla
birlikte, boyuttan ziyade "yoğunluk" sınırı (3'üncü yoğunluktan 4'üncüye geçiş çizgisi) anlamındadır. boyut kavramı ile
yoğunluk kavramı arasındaki ilişkiye diğer bazı celselerde değinilmektedir ve anlayabildiğim kadarıyla boyutlar daha
ziyade, "dikey" nitelikteki 7 bilinç "yoğunluğu" seviyesinin her birindeki sınırsız "yatay" gerçeklik dizilimleri gibiler.]

S:(J) Yine üçüncü yoğunluk düşünüyoruz. Lütfen bize karşı sabırlı olun. Henüz bitirmedik. (S) Yarım kızarmış gibi mi
yani? (L) Kertişler kurbağa bacağı seviyor olabilir diye düşünmüştüm! [Gülüşme] (T) Kertişler Fransız mı? (F) Dün gece
okuduğum birşeyde, üslerden birinde çalışan bir bilimadamından bahsediliyordu. Bir yerlerdeki süper-gizli bir yeraltı
kompleksinde çalışan bir teknisyenmiş. Bindiği asansörün kapısı açıldığında gözlerinin önünde bir Kertenkele Varlığı
görmüş. Asansörün arıza yaptığını düşünüyormuş çünkü asansörün o katta durmaması, yani o varlıkları görmemesi
gerekiyormuş. Diğer bir olayda, biri, hangarda birşey üzerinde çalışan iki Gri görmüş ve askeri polis ona hemen orayı terk
etmesini yoksa vurulacağını söylemiş. (L) F___'nin anlattığı bu hikayeler, yani asansördeki Kertişler, hangardaki Griler...
bunlar gerçek mi yoksa dezenformasyon mu?
C: Gerçek.

S:(L) Çok net bir cevap! Çocuklarımdan biri adına birkaç hızlı soru sormak istiyorum. Voynich Manuskripti'nin kaynağının
ne olduğunu öğrenmek istiyor.
C: Dezenformasyon.

S:(L) Kim yaptı?


C: Çeşitli kaynaklar.

S:(L) Neden.
C: Ekonomik kazanç.

S:(L) Yani biri, çok büyük paralara satabilmek için sahte bir antik manuskript mi yaptı?
C: Evet.

S:... (L) Bir sonraki sorusu şu: bazı insanlar nasıl oluyor da acı çekmeden veya kalıcı bir fiziksel bozukluk yaşamadan
kızgın korların üzerinde yürüyebiliyorlar, bedenlerine çeşitli şeyler batırabiliyorlar ve çividen yataklara uzanabiliyorlar?
C: Mentalizm.

S:(L) Bazı uçakların, insanların ve gemilerin Bermuda Üçgeni'nde kaybolmasının nedeni nedir? Nereye gidiyorlar ve
onlara ne oluyor?
357
C: Bu konu işlenmişti.

S:(S) Evet, Atlantis piramitleri.


C: Evet. Atlantis piramitlerinin neden olduğu EM (elektromanyetik) dalgaları.

S:(L) Kayboldukları zaman nereye gidiyorlar?


C: Elbette duyduğunuz olaylardan bazıları sadece kaza ve batma olayları. Ancak sıradışı fenomenler eşlik ettiğinde çok
çeşitli anomaliler meydana gelebilir.

S:(L) Nereye gidiyorlar? (T) Bir yere gitmiyorlar, dibe batıyorlar. (S) Beşinci yoğunluk.
C: Paralel gerçekliğe.

S:(L) Bu paralel gerçeklik, paralel bir dünyada olmak gibi mi?


C: Hayır.

S:(L) Paralel gerçeklikten neyi kastediyorsunuz?


C: Koşullara göre değişir.

S:(L) Meşhur Flight 19'a ne oldu? (T) Philadelphia'ya gittiler.


C: Hala anlamaya çalışıyorlar.

S:(L) Ouuuuu! (J) Ou, aman tanrım! Korkunç! Hala kayboldukları yerdeler. (T) Paralel bir realitedeler... (L) Zamanın
olmadığı... (T) Okyanus üzerinde, zaman ve mekanın donduğu bir realitedeler, doğru mu?
C: Onların düşünce referansıyla; "kayıp ruhlar."

S:(L) Aman tanrım! Zamanda bir noktada "takılı kalmış" durumdalar, öyle mi? (J) Aynen öyle.
C: Bingo!

S:(L) O yerden kurtulup bizim gerçekliğimize geri dönme olasılıkları var mı?
C: Elbette. Unutmayın, dalga yaklaşıyor ve "yaklaştıkça" giderek daha fazla sıradışı olaylar meydana gelecek. Örneğin ekin
çemberleri.

S:(L) Bu insanların o paralel gerçeklikte sıkışıp kaldıkları yerden kurtarılıp asıl gerçekliklerine dönmeleri için herhangi
birinin yapabileceği herhangi birşey var mı?
C: Evet, ama bunun teknolojisi çok sıkı saklanan bir sır.

S:(L) Bu sırrı biliyor musunuz?


C: Evet, ama siz de biliyorsunuz!

S:(L) Biz de mi? (T) Thor da biliyor mu? [Gülüşme]


C: Neşe!

S:(L) Sırrı biz de biliyor muyuz?


C: Philadelphia Deneyi.

S:(L) Hazır Philadelphia Deneyi'nden bahsetmişken, bize spesifik ayrıntılarıyla bunun nasıl olduğunu anlatabilir misiniz?
Ne tür makineler kullandıldı ve bu makinelerden bir tane nasıl yapabiliriz? [Gülüşme]
C: Burada bir-iki gün boyunca oturmak mı istiyorsunuz?

S:(J) Yani bize bunun bilgisini vermeniz bir-iki gün mü alır? (T) Evet, vaktimiz var. Kalem kağıt getirin. (L) Başka bir
zamana bırakalım. (T) Bir diyagram oluşturup Thor'a gönderelim.
C: Kısacası, bir EM jeneratörü yapın.

S:(L) Çocukların bir diğer sorusu: Eşcinsellik ne zaman ve neden başladı?


C: Cinselliğin başlamasıyla birlikte başladı.

S:(L) Dünyanın en eski dili hangisi? En azından bugünün dünyasınında bilinen dillerin...
C: Sanskritçe.
358

S:(L) Sanskritçe'nin kökeni nedir?


C: Atlantis.

S:(L) Siyam ikizleriyle ilgili karma nedir ve neden bazıları diğerlerinden daha yapışık?
C: Fazla karmaşık ve önemsiz.

S:(L) Tamam, çocukların soruları bitti. Şimdi bazı...


C: Şimdi Flight 19 hakkında biraz daha bilgi. Birkaç yıl önce bir grup araştırmacı o uçakları bulduklarını iddia etmişlerdi
ve sonra da iddialarını geri çekmişlerdi, hatırlıyor musunuz?

S:(L) Evet. [Herkes katılıyor.]


C: Bu sizce ilginç geldi mi?

S:(S) Evet, çünkü buldukları uçaklar kayıp olduğu bildirilen uçaklar değildi. (T) Evet. (L) Bunda ilginç olan nedir? (J)
Neden iddialarını geri çektiler? (S) Buldukları uçaklar neydi?
C: Evet, olayın ayrıntılarını ve araştırma grubun üç üyesinin nasıl bir psikiyatrik yardıma ihtiyaç duyduğunu bilseydiniz...

S:(L) Anlatın!
C: Sabır, anlatıyoruz ama kavrayabilmeniz için yavaş olmamız gerekiyor.

S:(T) Araştırma grubundan üç kişi psikiyatrik yardıma muhtaç hale mi geldi?


C: Buldukları şey, tanıma uyan beş uçaktı ve okyanusun dibinde mükemmel geometrik bir şekilde "dizilmişlerdi" ama seri
numaraları uyuşmuyordu.

S:(L) Uçakların geometrik dizilimi önemli mi?


C: Şimdi, ilk gizem: beş Avenger uçağının kaybolmasına dair başka bir olay yoktu. İkincisi: Uçakların iki tanesinde,
üzerinde numaraların bulunması gereken panellerde "hiyeroglifler" vardı ve paneller tuhaf bir ışık yayıyordu. Üçüncüsü:
Uçaklardan birini yukarı çıkarmaya çalışırken, halata bağlı olan bu uçak gözden kayboldu, sonra tekrar göründü, sonra
tekrar kayboldu ve sonra tekrar göründü ve sonunda halattan kurtularak tekrar dibe düştü. Dördüncüsü: Keşif
dalgıçlarından üçü, dipteki uçaklardan birinin içinde geçici olarak 2. Dünya Savaşı'ndan canlı insan görüntüleri gördüler ve
bunu kamerayla kaydettiler. Son olarak: O zamandan beri uçaklardan üçü kayboldu. Tabii ki tüm bunlar bir sır olarak
saklanıyor!

S:(S) Acaba o uçaklar nereden geldi? (L) Evet!


C: Paralel gerçeklik. Gördüğünüz gibi, birşey başka bir gerçekliğe geçtiği zaman, "düşünce düzlemi" diyebileceğimiz bir
duruma girmektedir ve o gerçeklik yanlış algılandığı sürece pencere açık kalmakta ve her tür olasılıkla ilgili algılar geçici
olarak somut gerçeğe dönüşmektedir; çünkü düşünce düzlemi maddesi her zaman akışkandır.

S:(L) Yani gördükleri şey, paralel bir gerçeklikten bir pencere aracılığıyla bizim gerçekliğimize giren bir "Flight 19"
muydu?
C: Yakın.

S:(L) Bu, bizim "Flight 19"u kaybetmemizle ilişkili miydi? Gerçeklikler arasında bir değişdokuş mu oldu?
C: Gerçekliği etkileyen şey düşünce kalıplarıdır. O pencere açıldığında, geçici olmakla birlikte tüm düşünceler fiziksel
gerçeklik haline gelebilir.

S:(L) Yani orada o dalgıçların ve araştırmacıların düşünceleri fiziksel gerçeğe mi dönüştü?


C: Ve diğer herkesin.

S:(T) Araştırmadaki herkesin mi?


C: Gezegendeki herkesin.

S:(T) Araştırmacıların o uçakları bulacağına inanmayanların düşünceleri bile mi?


C: Evet. Araştırmacılar bulmayı umdukları şeyi buldular, ama herkes haberi duyduğunda, ortaya çıkan hakim düşünce
kalıbına göre başka şeyler meydana gelmeye başladı.

S:(L) Yani biri bulunan şeyin Flight 19 olduğuna inandığında göründü ve biri inanmadığında da kayboldu, öyle mi?
359
C: Evet.

S:(J) Aman tanrım! (T) Ben habere inanmamıştım... (L) Demek haklı çıktık! (F) Zavallı üç adamı hastanelik ettik. (T)
Uçakların görünmesinin nedeni... (L) Hayır, sanırım araştırmacılar o uçakları aramaya gittiler ve orada bir pencere olduğu
için... (T) ...uçaklar tam görmeyi bekledikleri biçimde karşılarına çıktı... Normalde o şekilde dibe inmiş olamazlardı.
Araştırmacılar bundan birşeyler anlamalıydılar. O uçakların dipte düzgün bir dizilimde bulunduğuna dair haberi
duyduğumda bu kafamı karıştırmıştı. (F) Birşey dibe batsa bile o şekilde inip sıralanmış olamaz. (T) Kayıtları araştırmaya
başladıklarında sahil boyunca şimdiye kadar o uçaklardan 200 tanesinin düştüğünü öğrenmişler. O uçaklardan birini
bulduğunu iddia eden bir adam vardı. Ama bulduğu şey Flight 19'daki uçaklardan biri değildi. Bir mekiğin parçalarıydı....
(L) Bu bana Challenger kazasını hatırlattı. Suya çarptıklarında astronotlar hala hayatta mıydı ve çarpmadan sonra herhangi
bir süre boyunca hayatta kaldılar mı?
C: Dördü hayattaydı ama suya çarpma anında öldüler.

S:(L) Bermuda Üçgeni'yle işimiz bitti mi? (T) Bir sorum var. Flight 19'u aramaya giden PBA uçağına ne oldu?
C: Hala Avenger'leri bulmaya çalışıyor.

S:(T) Flight 19'la aynı paralel gerçeklikte mi?


C: Evet.

S:(T) Onları bulacak mı?


C: ?

S:(L) Flight 19'un mürettebatının algısıyla, aradan ne kadar süre geçti?


C: Hiç.

S:(J) Yani hiçbir fikirleri yok. (S) Merak ediyorum, acaba bizim zamanımıza mı dönecekler, yoksa kendi zamanlarına mı
dönecekler?
C: Sizin algınız.

S:(L) DNA sayımı hakkında tartışıyorduk ve..


C: Yanıtlamayacağız. Kendiniz keşfedin.

S:(L) JR yakın zamanda sıradışı bir deneyim yaşadı, bu neyle ilgiliydi? Önemli mi?
C: Evet.

S:(L) Neyi gösteriyor?


C: Farkındalık artışı.

S:(L) JR bugünlerde talk show'lardaki tartışmaların herhangi bir önemi olup olmadığını sormak istiyordu.
C: Önemsiz.

S:(L) JR ayrıca serotoninin ne olduğunu bilmek istiyor.


C: Laura yanıtlasın.

S:(L) Serotonin, beyin epifizi ve ayrıca orta beyin tarafından salgılanıyor ve kendini iyi hissediş, ruh hali değişimi ile ilgili
ve eğer yeteri kadar uyumazsan serotonin sıkıntısı çekiyorsun. Geçen gün, anne sütüyle beslenen bebeklerin hiçbir atık
üretmediklerini tartışıyorduk. Yetişkin insanların yiyebileceği ve tamamen sindirilebilecek bir diyet var mı?
C: Az, ama atık üretmemek için sadece dördüncü yoğunluğu bekleyin.

S:(L) Hristiyan Haçı'nın derin bir seviyede neyi temsil ettiğini öğrenmek istiyoruz.
C: Kertiş dezenformasyon kampanyası, üzgünüz!

S:(L) Aklıma gelmişti! Haç, İsa'nın öldürülmesini sembolize ediyor, ki böyle birşey olmadı. ... (L) Bir süre önce farklı
yaşamlardan bahsediyorduk ve S___'nin derin düşünce ve değerlendirme düzleminde, "özel öğrenme kanalı" için dört kez
geri çekildiğini söylemiştiniz. Bu ne anlama geliyor?
C: Kendini açıklıyor.

S:(J) Bunu söylemelerinden nefret ediyorum.


360
C: Öğrenin!

S:(L) Ama bir dakika, arada bir fark var: öğrenen kişi kendisi miydi, yoksa başkasının öğrenmesine mi yardımcı oluyordu?
"Öğrenme kanalı"nı anlıyorum. (T) Kablolu TV'de var.
C: Her ikisi.

S:(L) Kötü bir durumda olduğu için değildi, doğru mu? Yani sınıfta kalma gibi birşey değildi?
C: Uyumsuz kavram.

S:(S) Laura'ya akupunktur uygularken neden terliyorum?


C: Çünkü dalganın yaklaşmasıyla ilgili değişimler geçiriyorsun.

S:(L) Bunun yaptığı iş için bir önemi var mı?


C: İlgisiz.

S:(L) JR'nin erkek kardeşi hiç kaçırıldı mı?


C: Hayır.

S:(J) Diğer yoğunluklarla etkileşimlerle ilgili herhangi bir seçkincilik var mı?
C: Ne?

S:(L) Sanırım yok. D___ W___ hakkında birşeyler duyduk. E___ P___ fiyaskosunun ardında onun olduğunu duyduk. Bu
doğru mu?
C: Açık.

S:(L) Pekala, o halde iyi geceler.


C: İyi geceler.
____________________

15 Nisan 1995 Frank, Laura, TR ve JR

S: (T) İyi akşamlar. Bu gece karşımızda kim var?


C: İyi akşamlar!

S: (L) Bu gece karşımızda kim var?


C: Şura.

S: (L) Neredensin?
C: Oradan değiliz ama siz Kasyopya olarak biliyorsunuz.

S: (L) Pekala. Uzun süredir iletişim kurmuyorduk.


C: Oo, evet!

S: (L) En son S___, TR ve JR ve ben burada çalışırken sizinle mi iletişim kurduk?


C: Parçalı.

S: (L) Sizdiniz ama parçalıydı, öyle mi?


C: Kısmen.

S: (L) Yani iletişimimiz tamamen sizinle değildi?


C: Radyodaki kesişen sinyaller gibi.

S: (T) Tabladaki kişilerin sürekli değiştirilmesi, herkesin kanal üzerinde deneyim kazanması ve böylece kanalın hepimiz
için açık olmasına yönelik çalışmamızı sürdürmemiz iyi olur mu?
C: Belirsiz.

S: (J) Tabladakilerin düzenli olarak değişmesini tavsiye ediyor musunuz?


361
C: En rahat nasıl hissediyorsanız onu tavsiye ediyoruz.

S: (L) Şimdi, ilk soru: bize neler oluyor?


C: Sizi saldırıya karşı sürekli olarak uyardık!!

S: (L) Yaşadığımız bu olaylar bir saldırı mıydı?


C: Elbette.

S: (L) Bizi saldırıya açık hale getiren şey neydi?


C: Çalışmanız.

S: (L) Herhangi birimizin saldırının etkisini arttıran davranışları oldu mu?


C: Açık.

S: (J) Olanların herhangi birinde kasıt var mıydı?


C: Soru bu mu?

S: (J) Evet.
C: Öyleyse kendi içinde yanıtla.

S: (L) Bu hiçbirşeyi açıklamıyor. A___ bile çocuk haliyle birşeyler anladı. (J) Belki de S___ aracılık yapabilecek nitelikte
biri değil.
C: Evet.

S: (J) Bu saldırının amacı neydi?


C: S___ güvensiz. Bunu fark etmediniz mi?

S: (J) Evet. (T) Ama güvensizliği o kadar da sorun değil.


C: Sorunlar koşullara göre.

S: (L) Bizi biraz tereddütte bırakıyor...


C: Bir yolcu uçağını sürmesi için bir ev temizlikçisi tutar mıydınız?

S: (T) Yanlış kişi yanlış şeyi yapıyordu. Bu onun hatası değildi.


C: Fakat mesajların aktarılması hassas bir konu.

S: (J) Burada bir ipucu var. Seninle Frank arasında mesaj aktarma aracılığı yapmasını ona kim söyledi? (L) Sanırım kimse.
C: Kendiliğinden gelişen bir durumdu. Karaya vurmamak için daha dikkatli olmanız gerekiyor.

S: (T) Bu gece Çin fal kurabiyesi yapıyoruz. (L) Söylediğim şeylerin doğru anlaşılmaması nedeniyle biraz incinmiş
durumdayım. Eğer Frank'in söyledikleri bana olduğu gibi aktarılsaydı sorun hemen çözülürdü. Tekrarlanması gereken
şeyler tekrarlanmadı, tekrarlanmaması gereken şeyler tekrarlandı.
C: Doğru. Saldırı, amacına en uygun şekilde gerçekleştirildi! Tüm açıklıkları gözleyin.

S: (L) Yani S___ farkında olmadan saldırıya aracılık mı etti?


C: Yakın.

S: (L) Bu saldırının, Metafizik kilisesindeki o kadınlarla veya Spring Hill'deki J___ ve Y___'yle herhangi bir ilgisi var mı?
C: Açık.

S: (L) TR benim için açtığı kartlarda bu olayı görmüştü. Saldırı modunda üç kadın gördü. Bu okuma, bu olayı mı temsil
ediyor?
C: Açık.

S: (L) Şimdi karşımızda üç isim var ve bunlar Barrie ve Susy Konicov ile ilgili kişiler. Geçen gece beni aradı ve bu kişiler
hakkında bilgi edinmek istedi. "Bu insanlar ona ne yapmak istiyorlar?" gibisinden birşeyler söyledi. Veya niyetlerinin ne
olduğu gibi. İlk isim Carl Grancy.
C: Kullanıcı.
362

S: (L) Michigan'lı Mark.


C: Zararsız.

S: (L) Karen Hilton?


C: İlgisi farklı. Barrie'yle bağlantısını kaybediyor.

S: (L) Yani orada geçici bir süre için bulunuyor ve sonunda başka yere gitmeyi planlıyor, öyle mi?
C: Yakın.

S: (J) ... Disney'in programlama değişikliği ve uzaylı filmi yapması; McNamara ve Vietnamla yüzleşme konusu... Bunların
herhangi bir önemi var mı?
C: Hepsi daha önceki yanıtlarda açıklandı ve hepiniz bu konularda çok şey biliyorsunuz; değişim hazırlıkları.

S: (J) Meydana gelecek değişimlere hazırlık. Yani bu olaylar önemli.


C: Bunu biliyorsunuz ve o nedenle farkına varıyorsunuz.

S: (T) Politika değişiklikleri gibi şeyler için ülkeyi yönlendiriyorlar. (J) Bence bu gerekli bile değil. Bu sadece bilinen
değerlerin tersine çevrilmesi değil mi?
C: Söylediklerinizin tümü.

S: (L) Omzumu tedavi ettirmek için cerrahi yaptırmalı mıyım?


C: Yanlış yönlendirmelere dikkat et.

S: (L) Bunu cerrahi için mi söylediniz?


C: Evet.

S: (L) Kolum kendi kendine iyileşir mi?


C: Büyük olasılıkla.

S: (J) Nasıl? (T) Tek bir olasılıkla kendini sınırlandırma.


C: Evet. Sana önerilen cerrahi parasal kazanç amaçlı.

S: (L) Cerrahiden başka yapabileceğim birşey önerebilir misiniz?


C: Isı terapisi ve diyette düzenleme.

S: (J) Ne tür bir diyet düzenlemesi?


C: Kalsiyum, manganez, nişasta azaltımı ve potasyum takviyesi. Katılaşmış parçaları atmak için sadece damıtılmış su
kullan.

S: (L) Bu şimdiye kadar verdikleri en anlaşılır fiziksel tavsiye. (J) Gerçekten.


C: Acı çekiyorsun canım, ve sen acı çektiğinde diğerleri de çekiyor!

S: (J) Bu güzeldi. Nemli ısı mı, yoksa kuru mu?


C: Nemli.

S: (L) Reiki?
C: Evet. Kas bağları zarar gördüğünde bu çoğu zaman kalsiyum obstrüksiyonunun bir etkisidir.

S: (L) Korakoid tümseği röntgeninde görülen kemiksi çıkıntı, dokuların zarar gördüğü yerdeki oluşum mu?
C: Evet.

S: (L) Yani kırık bir parça değil, doğru mu?


C: Evet.

S: (T) S___ sana söylememiş miydi? Çıkıntı, dokuyu parçalamış. (L) Tamam. Diğer konulara geçmeden önce, annem,
karnındaki sıkıntının nedenini öğrenmek istiyor.
C: Kas atrofisi.
363

S: (T) Daha fazla egzersiz yapması gerekiyor. (L) Doğru mu?


C: Evet.

S: (L) Human Potential Foundation'dan (İnsan Potansiyeli Kurumu) Washington'da düzenlenen meşhur konferansa dair bir
ilan geldi. İlginç olabilir. Bu konferansa gitmek için planlarımızı ayarlamamız faydalı olur mu?
C: Vakit kaybı.

S: (L) Oldukça kesin. (J) Elimizde yeteri kadar şey var. (L) "Mysterious Fires and Lights" (Gizemli Ateş ve Işıklar) isimli
bu kitapta, UFO olarak algılanan bazı ışıkların aslında bizim gerçekliğimize girmiş canlı varlıklar olabileceği fikri dile
getiriliyor. Bu tür bazı ışık kaynakları bir bilince ve amaca sahip gibi görünüyor. ... Bu bazı durumlar için geçerli bir şey
mi?
C: Bu teorik verilerin geçerliliği hakkında fikir edinmek için yayın tarihini kontrol et.

S: (L) 1967'de yayınlanmış. (T) Eski. (L) Bu aptalca bir fikir değil. Yıldırım topları gibi. Zeki davranışlar gösterdiği
biliniyor. Meraklı bir köpek yavrusu gibi. Yıldırım topu nedir?
C: Benzetmeyle ilgisiz.

S: (L) Tamam ama duyuları olan birşey mi? ...


C: Hayır.

S: (T) Sadece çok tuhaf elektriksel bir fenomen.


C: Yakın.

S: (L) Geçen gece Frank olmadan çalışma yapıyorduk. Frank'in devletle ilgili bir tehlike altında olduğuna işaret eden
bilgiler aldık. Bu doğru mu veya doğru muydu?
C: Kısmen.

S: (L) Bu tehlikenin kaynağı nedir?


C: Kaynak mı?

S: (L) Yani IRS mi, FBI mı, CIA mi, veya ne?
C: Başlangıcı bu şekilde değil.

S: (L) Fiziksel bir tehlike mi, yoksa taciz edilme tehlikesi mi?
C: Kendini yok etmeye yönelik zihinsel saldırı.

S: (L) Bu tür saldırılara karşı korunmak için yapılabilecek herhangi birşey var mı?
C: Evet.

S: (L) Korunmak için ne yapılabilir?


C: Düzenli bilgi girişi.

S: (L) Ne tür bilgiler? Kanal bilgileri, kitaplar, videolar... ne?


C: Hepsi ve diğer.

S: (L) Belirli bir diğer tür mü?


C: Bilgi paylaşımı. Şimdi, uyarı!!! Diğerleri de yakında aynı tür saldırılarda büyük bir artış deneyimleyecek. İkiniz
geçmişte benzer nedenlerden bu tür deneyimler yaşadınız, ama şimdi hep birlikte çalışıyor olmanız sizi farklı bir kategoriye
koyuyor!! Unutmayın, tüm kanallar ve benzer yapıdaki kişiler tanımlanır, izlenir ve "ilgilenilir".

S: (T) Bu tür saldırı deneyimi olan iki kişi kim?


C: Öğrenmek için keşfedin.

S: (J) Birinin ben olduğumdan eminim çünkü son zamanlarda zihinsel ve duygusal olarak çok kötü durumdayım. (T) Söz
konusu iki kişiden biri JR mi? (J) Biliyorum, biri benim.
C: İntihar düşünceleri?
364
S: (L) İntihar düşüncelerin mi var? (J) Hayır. (T) Ben değil. (F) Bende bu tür düşünceler her zaman vardı. (T) Sen, Laura?
(L) Ben de çok kötü durumdaydım. İntiharı düşünmüyordum. Sadece ışıkları kapatıp bu ilüzyonu sona erdirmenin ne kadar
güzel olacağını düşünüyorum. (T) Tamam, iki kişiyi tespit ettik; sen ve Frank. (L) Yani JR, seninki daha da kötü hale
gelecek. (F) Diğer iki kişi demediler mi? (L) Sanırım benzer şeylerin meydana gelebileceğini söylüyorlar. (T) Bu konu
üzerinde birlikte çalışmazsak, herşeyi kaybedeceğiz. (J) Tamam, TR'nin bu gece yaptığı kart okumasını sor. (T) Doğru
muydu?
C: Yakın.

S: (T) Bu okuma, şu anda bahsettiğinizle aynı şeyi mi ifade ediyor?


C: Yakın.

S: (T) Yani epeyce bilgi edindik ve tek yapmamız gereken bu saldırıların giderek daha da iğrençleşmesini önlemek, öyle
mi?
C: İhtiyaç duyduğunuz tüm farkındalığa sahip değilsiniz! Kesinlikle değilsiniz!

S: (J) Frank ile Laura arasında olan tüm bu şeylerin nedenlerinden biri, çok zayıf ve karışık da olsa, Frank olmadan da
kanalla bağlantı kurabileceğimizi göstermek mi? Kanalın gücünün bir göstergesi olarak. Bunun yan ürünlerinden veya
amaçlarından biri bu muydu?
C: Yan ürün, yeterince iyi bir tanımlama. Unutmayın, varolan herşey derslerdir.

S: (L) Saldırı sadece kanal ve bilgiyle değil, daha çok içsel şüphelerle, varoluşun temelleriyle ilgiliydi. Besin zincirinin
tepesinde olmayabileceğimizin farkına varmak çok sarsıcıydı. İlk sıkıntılar başladıktan sonra bunun etkisi giderek arttı. (J)
Belki de buna şöyle bakmamız gerekiyor: evet, tüm bu sıkıntıları deneyimledik ve sen ve Frank bu ızdırapları yaşadınız,
ama tüm bunlardan ortaya çıkan iyi birşey, amaç her ne kadar bu değildiyse de, kanalın her birimizden ayrı birşey
olduğunun kesin olarak farkına varmamızdı. Optimum teması kurmak için hepimizin bir araya gelmesi gerekiyor ama...
C: Hepiniz kanallama yapabilecek potansiyele sahipsiniz, ama seviyede uyumlanma için pratiğe ihtiyacınız var. Ama diğer
etkilerin de farkında olmanız gerekiyor!

S: (L) Hangi etkiler?


C: Frank'i gözleyin.

S: (T) Seni gözlüyoruz. (J) Evet? (F) Sanırım kastettikleri şey, benim gibi sürekli kanallama yapabildiğinizde, bunun bir iyi
tarafı, bir de kötü tarafı var. İyi tarafı biliyorsunuz. Ama kötü tarafı bilmiyorsunuz. Kötü tarafı, katlanılması çok zor birşey.
O zihin durumunu tanımlayamıyorum bile. (L) Psişik saldırılara karşı korunmak ve bunları önlemek için pratik tavsiye ve
rehberlik edinmek istiyorum. Bilgi ve farkındalığın önemli olduğunu biliyoruz, ama faydalı tavsiyeler ve ileri düzeyde
şeyler çok iyi olurdu.
C: Günlük duanın faydası olur.

S: (L) Birkaç gün önce birden biri geldi: aylardır hakkında hiçbirşey duymadığımız V___ beni aradı ve okumamı istediği
bir şiirle birlikte buraya gelmek istediğini söyledi. Gruptan ayrılmasının nedenlerinden biri olarak, çok şiddetli bir saldırı
altında olduğunu söyledi. Gruba katılıp tabla başında eşlik ettiği için bu saldırıya maruz kaldığını ve yapışık ruhun bundan
kaynaklandığını ve yaptığımız şeyin "şüpheli" olduğunu düşünüyor. Bizimle iletişimini kestiği süreçte başıma büyük dert
açan Metafizik Kilisesi'ndeki pederi aramış ve yardım ve tavsiye istemiş. Sonra da, daha önce hakkında birşeyler sorduğu
"Vanessa" isimli kadınla iletişim kurmuş. Görünüşe göre Vanessa V___'ye bir ruh çıkarma yapmış. V___'yi etkileyen bu
şeyin ne olduğunu söyleyebilir misiniz?
C: Açık.

S: (L) Bu her neyse, bizden veya çalışmamızdan mı kaynaklandı?


C: Hayır.

S: (L) Yapışık ruhu var mı?


C: Geçmişten var ve arada sırada etkili oluyor.

S: (L) Bu, gidip tekrar gelebilen birşey mi?


C: Mümkün.

S: (L) Vanessa, yapışık ruhtan kurtulmasını sağladı mı?


C: Açık.
365

S: (L) V___'nin durup dururken tüm bunları bana anlatma nedeni nedir?
C: Tekrar iletişim kurmak istiyor.

S: (J) Laura'yla mı, kanalla mı?


C: Her ikisi.

S: (J) Gruba tekrar katılmak mı istiyor?


C: Yakın.

S: (L) Bu geceyi sonlandırmadan önce bize söylemek istediğiniz herhangi birşey var mı?
C: Korunma ve hayatta kalma için, saldırı konusunda verilen bilgileri tekrar okuyun ve öğrenişinizi ve bilgi tabanınınızı
güçlendirmek için aranızda bunu tartışın!! İyi geceler.
_____________________

18 Nisan 1995 F___ ve Laura

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba.

S: (L) Bu akşam karşımızda kim var?


C: Tiklorya.

S: (L) Neredensin?
C: Kasyopya.

S: (L) Thor Templar'ın kasedini dinliyor muydunuz?


C: Evet.

S: (L) Alakasızlıkla ilgili suçlamaları için söyleyeceğiniz herhangi birşey var mı?
C: Bu gerekli mi?

S: (L) Hayır, ben buna gerek duymuyorum ve açıkçası ona cevap da yazmayacağım. Dolayısıyla bir önemi yok. Geçen ay
boyunca burada olan şeyler hakkında bazı sorular sormamda bir sakınca var mı?
C: Hayır.

S: (L) Pekala, tam olarak öğrenmek istediğim şeyi öğrenmem mümkün mü? Çünkü olanlar hakkında bir tür değerlendirme
yapmamız gerekiyor.
C: Açık.

S: (L) Sizinle olan bağlantımızı kesmek amacıyla kasıtlı olarak grubumuza veya buraya gönderilen biri oldu mu hiç?
C: Eğer olduysa, öğrenme ve gelişme amacıyla bunu keşfetmek size kalıyor.

S: (L) Yaşadığımız olaylarda böyle bir etki var mıydı?


C: Büyük olasılık.

S: (L) Yani büyük olasılıkla var.


C: Unutma, bireyler, başkaları tarafından manipüle edebilir.

S: (L) Son olaylarda manipüle edilen kişi kimdi?


C: Kastettiğimiz şey şu; biri "ajan" gibi görünebilir ama aslında kontrol başka bir yerdedir. "Ajan" gibi görünen kişinin iyi,
basit ve görünüş olarak istikrarlı yapıda olduğu durumlar için bu özellikle geçerlidir.

S: (L) Yani kontrolün başka bir yerden yapılıyor olabileceğini söylüyorsunuz, doğru mu?
C: Evet.
366
S: (L) Bu kontrol üçüncü yoğunluk mu, yoksa dördüncü yoğunluktan mı?
C: İkisinden biri veya ikisinin bir karışımı olabilir.

S: (L) Bu olayda birinin gerçekten başka güçler tarafından kullanıldığından veya manipüle edildiğinden eminim. Ama bir
dikkatsizlik veya sorumsuzlukla da ilgili olabilir. Doğru mu?
C: Kendin bul.

S: (L) Bu olaydaki kontrolün kaynağını tanımlayabilir miyiz?


C: Keşif ve öğrenmeden bahsettik.

S: (L) Yani bu olayı kendimiz açığa çıkarmamız gerekiyor?


C: Böyle yapmanız "gelecekte" çok işinize yarayacaktır.

S: (F) Neden?
C: Sıkça karşılaşabileceğiniz "semptomları" ayırt edebilmeniz için.

S: (L) Zaten bu semptomlarla fazlasıyla karşılaşıyoruz. Birileri geliyor, hepsi çok heyecanlılar, bu işe enerjilerini veya
paralarını koyuyorlar veya herneyse, çok hevesliler ve sonra birden bozuluyorlar.
C: Evet. Öğreniyorsunuz.

S: (L) Geçenlerde V___ ziyarete geldi ve yapışık ruh etkisi yaşadığını söyledi. Buna bizim çalışmamız mı neden oldu?
C: Hayır. Hormonal dalgalanmalar.

S: (L) Vanessa'yı aramış ve Vanessa onun üzerinde bir temizlik yapmış. Bu onun hormonal dalgalanmalarına iyi geldi mi?
C: Hayır.

S: (L) Birkaç hafta önce oğlumla bir hipnoz celsesi yaptım. Bu hipnoz celsesinde sanırım bir EC 135 uçağı kullanmayla
ilgili olaya döndü. Patlama olayını baştan sona tekrar yaşadı sanırım. Anlattıkları yeterince doğru muydu?
C: Evet.

S: (L) Hipnoz celsesinin en ilginç kısmı, uçağın içindeki birşeyin kokusunu tanımladığı bölümdü. Taşıdıkları şeyin garip
bir kokusu olduğunu söyledi. Bu anı doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Ona kokunun neye benzediğini sordum ve o da çöp gibi, lağım gibi gerçekten berbat bir koku olduğunu söyledi.
Hatırladığı şey doğru mu?
C: Yakın.

S: (L) Daha yüksek bir biliç seviyesinde bunun ne olduğunu bilip bilmediğini sordum ve o da bunun dünyadışı varlıklarla
ilgili olduğunu söyledi. Doğru muydu?
C: Evet.

S: (L) Gerçekten dünyadışılarla insanlar arasındaki etkileşimle ilişkili birşeyler mi taşıyordu?


C: Evet.

S: (L) Sonra uçmaya devam ederken birşey oldu. Aynı noktanın üzerinden ikinci kez geçiyor gibi hissetmiş ve bu onu
korkutmuş. Bu gerçekten oldu mu?
C: Evet.

S: (L) Ve görünüşe göre aynı noktanın üzerinden ikinci kez geçerken koku da, kargo da kaybolmuş. Bu gerçekten oldu mu?
C: Evet.

S: (L) Uçak, kendisi ve yardımcı pilot, dünyadışılar tarafından kaçırıldı mı?


C: Evet.

S: (L) ABD devleti tarafından kasıtlı olarak mı vuruldular?


C: Açık.
367
S: (L) Vurulmayla ilgili hatırladıkları yeterince doğru muydu?
C: Evet.

S: (L) Bu olayın etkilerini temizlemek için bunun üzerinde daha fazla çalışmamıza ihtiyacı var mı?
C: Evet.

S: (L) Onu aynı olaya tekrar tekrar götürmemi tavsiye ediyor musunuz?
C: Evet.

S: (L) Tamam. Geçen gece, üç veya dört yaşımdayken pencerede gördüğüm ve bana "Nereye gidersen git, saklanamazsın.
Zamanı geldiğinde seni bulacağız." diyen yüzü gördüğüm olay hakkında konuşuyorduk. Bu olayda pencerede gördüğüm
şey kimdi veya neydi?
C: Gri.

S: (L) Söylediği şey tam olarak neydi?


C: Aynen hatırladığın gibi.

S: (L) Bana söylemek istedikleri şey nedir? Gelecekte bir noktada gerçekten beni bulacaklar ve bana veya benimle birşey
mi yapacaklar?
C: Henüz bu bilgiyi veremeyiz.

S: (L) Henüz bu bilgiyi veremez misiniz?


C: Evet.

S: (L) Neden?
C: Hayır.

S: (L) Dr. Zanghi bana hipnotik regresyon yaparken, bana neden kaçırıldığımı sordu. O bu soruyu sorduğu anda bir tür
Yunan tapınağına benzeyen yerdeki bir manzara gördüm. Tapınakta uzun cüppeli, sakallı bir sürü piskopos kılıklı adam
vardı ve bana birşeyler öğretiyorlardı ve birşey yapmam için beni dışarı gönderiyorlardı. Bu anı neydi?
C: Henüz değil Laura!

S: (L) Bunun ardında birşeyler var gibi. Bana korkutucu geleceği için mi söylemiyorsunuz? Çok korkmama neden olacak
birşey mi?
C: Hayır.

S: (L) Bu, yapmam gereken, ama henüz bilmediğim birşey mi?


C: Yakın.

S: (L) Sanırım burada F___ ile benimle ilgili bir tür kadersel olay var. Doğru mu?
C: Muhtemelen.

S: (F) Bu cevap "evet" ile "açık" arasında. (L) Tahminimize göre, tanıştığımızdan beri, ilişkimizi bozmak için üzerimize
pek çok kişi gönderildi, bu doğru mu?
C: Belki.

S: (F) Herhalde bunu "evet" olarak kabul edebiliriz. (L) Bu etkileşimin ne zaman tam olarak etkinleştirileceğini sorabilir
miyim?
C: Açık.

S: (L) Ahhh. Benden daha kurnazlar. Geçen gece neredeyse kalp krizi geçirmeme neden olacak olan o ani vizyon doğru
muydu? Göklerin açıldığını ve bir sürü varlığın bizim gerçekliğimize doluştuğunu gördüm.
C: Evet. Ama bu bir kehanet mi, yoksa mevcut gerçeklik mi?

S: (L) Aman tanrım! (F) Senin bunu yaşadığın gündü sanırım benim zihnimde de benzer bir algı oluştu. Herşey şu anda
oluyor. Algılarımızın sınırlılığı nedeniyle bunu göremiyoruz. Biz birgün göklerin yırtılacağını ve kozmik bir olay olacağını
bekliyoruz. Ama aslında perde zaten aralanmış durumda ve teker teker giriyorlar. Son grup da girdikten sonra birden
tamamen açılacak. Biz bir gün UFO'ların dünyamızı işgal edeceklerini düşünüyoruz. Bunun şu anda zaten olduğunu
368
algılayamıyoruz. Karla Turner bunu "Dünya'nın Sonu" olarak tanımlamıştı ve kendisi ve ailesi için gerçekten de öyleydi.
_____________________

22 Nisan 1995 F___, Laura, TR ve JR

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba.

S: (L) Bu akşam kimleyiz?


C: Lioa.

S: (L) Neredensin?
C: Kasyopya.

S: (L) K___'ler için birkaç kişisel sorumuz var. Onlar için bu soruları yanıtlamaya istekli misiniz?
C: K____'ler şiddete eğilimli.

S: (L) Şiddet uygulamaya mı eğilimli?


C: Açık.

S: (L) Yoksa onlara mı şiddet uygulanıyor?


C: Hepsi.

S: (T) Nasıl yani?


C: Zihin yapısı.

S: (J) Paranoitler mi?


C: Evet.

S: (L) Dört isim verdiler. Ben isimleri versem her biri için açıklamada bulunur musunuz? Bunlar ilişkili olduğu kişiler ve
haklarında...
C: Dışa eğilim gösterenler tarafından kişisel bir yaşam rehberi olarak kullanılmak istemiyoruz. Daha önce bu insanlar için
yanıtlar vermiştik. O bilgileri nasıl kullandıklarını bilmiyorsunuz.

S: (L) V___ , Boulder'deki Naropa Institute'nin, onun için iyi bir eğitim kurumu olup olmadığını öğrenmek istiyor.
C: Önceki konuda birşey daha: Yumuşak davranmanızı ve diplomasi kullanmanızı öneriyoruz, TR'nin önerdiği şeyi değil!

S: (L) Evet onları azarlamak istemiyoruz. (J) Ben yalan söylemeyi sevmiyorum. (L) Sorunları çözen yalanlar var, sorun
yaratan yalanlar var...
C: Evet. K___'lerle telefonla görüşmeye devam edin. Daha sonra faydalı bazı bilgiler vereceğiz.

S: ... (L) V____ ile, bedensiz varlıkların vücuda giriş noktaları hakkında konuşuyorduk. JR'nin daha önce, bilgisayar
başında otururken birşeyin ona ensesinden tesir ettiğini anlattığını hatırladım. Bu tür enerjilerin insan vücuduna belirli bir
giriş noktaları olup olmadığını öğrenmek istiyorum.
C: Hayır.

S: (L) Her hangi bir yerden olabilir mi?


C: Evet.

S: (L) Ense yaygın bir giriş noktası mı?


C: Yaygın mı?

S: (J) Fiziksel olarak zayıf noktaları tespit edip oradan mı giriyorlar?


C: Fiziğin bir önemi yok.

S: (L) Auramızdaki zayıf noktaları mı buluyorlar?


C: Yakın.
369
S: (L) Aural zayıf noktalar bazen kendini fizik bedene de yansıtıyor mu?
C: Herşey mümkün.

S: (L) Hepimizin omuzlarımızla ilgili sorunlar yaşadığımız süreçte bu bir psişik saldırı mıydı?
C: Belki.

S: (L) Bunun DNA değişimlerinin bir işareti olduğunu söylemiştiniz. Bu muydu?


C: Keşfedin.

S: (L) Genetik şeyleri inceleyecek ekipmanlarımız olmadığı ve DNA değişimleri hakkında birşey bulamayacağımız için,
DNA değişimleri meydana geldiğinde bunu bize söylemeniz için size güveniyoruz. O sıkıntıların DNA değişimleriyle ilgili
olduğunu söylemiştiniz.
C: İlgili insanlarla ağ bağlantısı kurun.

S: (L) Bu sıcaklık artışının bir önemi var mı? Sıcaklık bastırıyor gibi hissediş?
C: Paranoya sizi mahvedecek!

S: (L) Paranoitleştiğim falan yok. Cidden, bu titreşimsel değişimlerle ilgili birşey mi? Sıcaklık artışı hissetmek bunun bir
yansıması mı?
C: Cidden hayır.

S: (T) Kanallama ve reiki yaptığımızda, bu beden ısısı meydana getiriyor mu?


C: Yüksek enerji.

S: (T) Bu yüksek enerji ısıya mı dönüşüyor?


C: Evet, üçüncü yoğunlukta.

S: (L) Geçen gün Oak Island hakkındaki konuşmamızı incelerken, önemli bazı şeyleri sormadığımızı fark ettim. Bunları
şimdi sorabilir miyim?
C: Evet.

S: (L) Tamam, Oak Island'ta bir Boyutötesi Atomik Remolekülerizatör gömülü olduğunu söylemiştiniz. Bu doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Onu oraya kim gömdü?


C: Öğrenin.

S: (L) Sizin bize öğrettikleriniz yoluyla öğrenmeye hazırlanıyoruz, öyle değil mi?
C: Gerekli araçlara sahipsiniz.

S: (L) Gerekli araçlara sahip miyiz?


C: Size sahip olduğunuz en değerli şeyi kullanmanızı öğretmeye çalışıyoruz.

S: (L) Elbette bu da aklımız oluyor, değil mi?


C: Aynen öyle!

S: (L) Değerli şeylerden basetmişken, geçirdiğim kazadan beri beynim garip şeyler yapıyor. Yazı yazarken harflerin yerini
değiştiriyorum, boş yerler bırakıyorum. Diğer çok tuhaf bazı şeyler yapıyorum. Bazen gördüklerimden emin olamıyorum.
Bu gerçekten çok garip ve kazanın bu garip şeylerle herhangi bir ilgisi olup olmadığını öğrenmek istiyorum.
C: Evet.

S: (L) Yani kafamı fena çarpmışım! (J) Beynin karışmış!


C: İlgisiz.

S: (L) İlgili olan şey nedir? Bu olayın kafama tam olarak ne yaptığımı söyleyebilir misiniz?
C: İlgisiz.

S: (L) Peki ilgili olan nedir? (J) Öğrenmekten bahsediyorduk. (L) Bu olay, öğrenme biçimimde bir değişime mi neden
370
oldu?
C: Evet.

S: (L) Yani korkacak birşey yok. (T) Sadece buna alışman gerekiyor. (J) Konumuzdan uzaklaşmayalım. (L) Oak Island'a
dönelim. Pekala. Oak Island hakkında okuduklarıma göre, 1703 yılı veya öncesinde orada bazı ışıklar görülmesine dair
efsaneler varmış.
C: Evet.

S: (L) Orada her ne gömülüyse, 1703 veya daha önce mi gömüldü?


C: Evet.

S: (L) O ışıklar, dünyadışı varlıklara ait araçlara mı aitti?


C: Elektromanyetik profil.

S: (L) Kitaba göre, çöküntü alanındaki bir ağaçtan büyük bir parça koparılmış ve halat ve palanga kullanımı izleri varmış.
(T) Eğer çukuru kazanlar bizden daha ileriyse, palangalara ihtiyaçları olmazdı. (L) Evet bence de. Eğer ağaçla ve diğer
şeylerle ilgili bu izler varsa, orada insanlar da birşeyler yapmış demektir sanırım. Doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Şimdi, bana göre, tarihte o noktada o çukurun açılması, insan teknolojisinin ötesinde birşey.
C: Bilinen teknolojilerin ötesinde.

S: (L) Ama o olayda insanlar da kullanılmış olabilir, değil mi?


C: Bingo.

S: (J) Hatırlıyor musun, bunu tartışırken sen ışıklardan bahsetmiştin.


C: Bazı insanlar her zaman "daha yüksek" güçlerle komünyon (birlik, cemaat) halinde olmuşlardır.

S: (L) Yani insanlar aslında... (J) Tıpkı o evlere girip bütün o zararı veren çocuklar gibi. Bunu onlar yaptılar ama bunu
yapmaları için birilerinin onları buna yönlendirmiş olması gerek. Sanırım bu iyi bir benzetme.
C: İyi bir benzetme değil; bu ve diğer örneklerde bilinçli ilişkiden bahsediyoruz.

S: (L) Tamam, yani bu çukurun açılmasında insanlar ile diğer güçler arasında bilinçli bir ilişki vardı. Hangi insanlardı
bunlar?
C: Öğrenin. Eğlenceli.

S: (J) Korsanlar mı? (L) Bu bölgede kimler vardı? Eskimolar mı?


C: Hayır.

S: (L) Kızılderililer mi?


C: Araştırmaya devam et, ağdan yararlan.

S: (L) Fransızlar ve İngilizler vardı. Peki ya Vikingler? (F) Hayır, Vikingler ondan 600 yıl öncesiydi. (T) Çukurun ne kadar
zaman önce kazıldığını bilmiyoruz. (J) Evet, iyi soru. (L) Çukur ne zaman kazıldı?
C: 1500'ler. Uyruk önemsiz.

S: (T) Bu çukur 1500'lerin ortalarında bir yerde açılmış olmalı. (J) Ve 1700'lerde keşfedildi.
C: Mezhep bilgilerine erişin.

S: (L) Yani dinsel bir grupla ilgili olabilir.


C: Kim komünyon kurdu? Laura, okuduğu çok sayıdaki kaynakta bu bilgiye rastlamıştı.

S: (F) O devirde komünyon ilan eden bir mezhep mi vardı?


C: Evet.

S: (L) Sonradan Cajun'lar olarak bilinen, orada yaşamış olan, bir Fransız mezhebine mensup insanlarla ilgisi olabilir
sanırım...
C: Belki.
371

S: (L) Şimdi, bu makaleye göre o çukurun kazılabilmesi için yüz kişinin altı ay boyunca hergün çalışmış olması gerekir.
C: Hayır.

S: (L) Makale ayrıca çukurun 1780'de kazıldığını söylüyor...


C: Hayır.

S: (L) Çukuru kazdıklarında, birkaç parça altın, bir parşömen ve birkaç başka şey çıkmış. Bunlar neydi?
C: Simya.

S: (T) Remolekülerizatör yapmıştır. (L) Olabilir. Eğer bu işte insanlar da vardıysa, insanlar bunu neden yaptı?
C: Bunun için görevlendirildiler.

S: (L) İlişki içinde oldukları yüksek güçler tarafından görevlendirildiler, öyle mi?
C: Evet.

S: (L) Çukuru açıp remolekülerizatörü oraya gömme amaçları neydi? Başka zaman biri onun için geri mi dönecekti?
C: Hayır.

S: (J) Belki de bir dersti. (T) Özellikle oraya gömülmesinin belirli bir amacı var mı?
C: Elbette.

S: (L) Yaptığı birşey mi var? (T) Bulunduğu yer ile amacı arasında bir ilişki mi var?
C: Manyetik.

S: (T) Bunlardan dünyanın başka yerlerinde gömülü olanlar var mı?


C: Evet.

S: (T) Bir tür geometrik kalıba uygun olarak mı yerleştirildiler?


C: Belki.

S: (T) Hepsi birlikte mi çalışıyor?


C: Belki.

S: (T) Epeyce yaklaştığımız için söylemek istemiyorlar. (J) Diğerlerinden bazılarının nerede gömülü olduğunu söyleyebilir
misiniz?
C: Aklınız kullanmanız için var.

S: (T) Aklımızı kullanıyoruz. Ve aklımıza gelenleri söylüyoruz. Biz dostuz.


C: Herşeye kestirmeden gitmek istiyorsunuz.

S: (T) Evet! Çok doğru! Hala üçüncü yoğunluğuz! O yüzden...


C: Kasyopya Anneyi kandırmaya çalışmayın!

S: [Gülüşme] (T) Neşe! Bu şeyin gömülü olduğu koordinatları izlersek diğerlerine de ulaşabilir miyiz?
C: Deneyin ve görün. L___ gömülü hazineleri aramak istediğini söylediğinde, acaba aklındaki şey bu muydu?

S: (T) Yoksa bizim altımızda da mı bir remolekülerizatör var?


C: Hayır.

S: (L) Pekala. Bu şeyin işlevine dönmek istiyorum. Tekrar çıkarılmak üzere gömülmediğini söylüyorsunuz. Orada kalmak
üzere mi gömüldü?
C: Evet.

S: (L) Gömülme şekliyle ilgili pek çok şeyi açıklıyor bu. Belirli bir derinlikte, üzerinde oyuntular olan bir kaya bulunmuş.
Dikkatsizlik neticesinde parçalanmış. O taşta ne yazılı olduğunu merak ediyorum. Bu bilgiye erişip bize söyleyebilir
misiniz?
C: Ölçüm işaretlemesi.
372

S: (J) Bu cihazın Atlantis kristal piramidiyle bir ilgisi olabilir mi?


C: Doğrudan ilgili değil.

S: (J) Piramidin, bu cihaza enerji sağlanmasıyla bir ilgisi var mı?


C: Evet.

S: (J) Görünüşe göre cihazın oraya gömülmesi piramitten çok daha sonra gerçekleşmiş ama ondan enerji alabiliyor. (L) Bu
cihaz sürekli olarak çalışıyor mu?
C: Hayır.

S: (L) Onu çalıştıran şey nedir? Yani eğer çalışıyorsa.


C: Manyetik anomaliler.

S: (J) Depremlerden etkileniyor mu?


C: Etkilenebilir.

S: (L) Bu manyetik anomaliler, gezegende doğal olarak gerçekleşen anomaliler mi?


C: Her iki tür.

S: (L) Yani doğal olarak da olabilir, başka bir güç tarafından da harekete geçirilebilir, öyle mi?
C: Evet.

S: (L) Bu makine harekete geçtiğinde ne oluyor?


C: Fazla belirsiz.

S: (J) Bu cihaz, bu boyuta bir giriş penceresi mi oluşturuyor?


C: Bu amaçla kullanılması mümkün.

S: (J) Yoksa bu boyuta açılan bir pencerenin kapatılması için mi kondu?


C: Hayır.

S: (J) Bu boyuta girişin odak noktalarından biri mi?


C: Hayır.

S: (T) Tek başına işlev gören bir makine mi, yoksa diğerleriyle birlikte mi çalışması gerekiyor?
C: Duruma göre.

S: (J) Eğer küçük bir işse tek başına yapabiliyor ama büyük bir işse hepsi faaliyete geçiyor. (T) Her biri gezegenin belirli
bir bölümünü mü kapsıyor?
C: Hayır.

S: (T) Hepsinin aynı anda çalışması gerekmediğini söylediniz; birbirlerinden bağımsız olarak çalışabiliyorlar mı? Küçük bir
şey olursa sadece bir tanesi etkinleşiyor ama büyük birşey olursa birden fazla sayıda makine etkinleşiyor. Dizilimleri bu
şekilde mi?
C: Evet.

S: (T) Bir anlamda gezegeni istikrarlı bir halde tutmak için mi yerleştirildiler?
C: Belirsiz.

S: (L) Sahibi kim?


C: Sahip?

S: (L) Cihazı kim yaptı?


C: Kendiniz yanıtlayın, ve bu konu üzerinde yeterince durduk!!!!

S: ... (L) Yeni gerçekleşen terörist bombalı saldırı konusuna girmek istiyorum. Bu konuda sorabilir miyiz?
C: İstediğiniz zaman istediğiniz soruyu sorabilirsiniz, izin istemenize gerek yok. Eğer herhangi bir sebeple
373
yanıtlanamayacak bir soruysa, bunu size bildiririz.

S: (L) Tamam. 25 Şubat celsesinde bir bombalı terörist saldırısıyla ilgili kehanette bulunmuştunuz. Yaklaşık bir ay içinde
Washington D.C.'de bombalı bir terörist saldırı olacağını ve bunun bir davada yargılanmakta olan müslüman teröristlerle
bağlantılı olduğunu söylemiştiniz. Şimdi, bu bomba aslında Washingon'da patlatılacaktı da, güvenliğin arttırılması
nedeniyle mi Oklahoma'ya yönlendirildi?
C: Hayır.

S: (L) Washington'da hiçbir terörist bombalı saldırısı olmadı. Bunun nedenini söyleyebilir misiniz?
C: Henüz.

S: (L) Olacak mı?


C: Açık.

S: (L) Oklahoma'daki bombalamanın yurtsever hareketi ile ilgili olabileceği tespit edildi. Gerçekten bu saldırının ardında
onlar mı var?
C: Ne amaç, ne de yön olarak bu tür hiçbir bütüncül hareket mevcut değil. Son derece parçalı!

S: (J) Branch Davidian'larla ilgili olabileceğini okumuştum. (L) Doğru mu?


C: Hayır.

S: (J) Kontrol dışı gruplar mı? (T) Bunun arkasında tek dünya devleti mi var?
C: Hayır.

S: (L) Kontrol dışı gruplar mıydı sadece?


C: Yakın.

S: (L) Yani sadece... (J) Birkaç uçuk bir araya geldi ve... (L) Binayı uçurdular mı?
C: Manipüle edilmek, böylece zihni bulandırılmak ve şeytanların olmadığı yerde şeytanlar görüp şeytanların olduğu yerde
ise onları görememek çok kolay.

S: (L) Yani bunu yapanlar manipüle mi edildi?


C: Evet.

S: (L) Bu manipülasyonun kaynağını söyleyebilir misiniz?


C: Çeşitli.

S: (L) Bu kaynaklardan bir tanesinin adını söyleyebilir misiniz?


C: Kertenkele ırkı.

S: (T) Başka bir tane söyleyin.


C: Onların bilinçli ve diğer ajanları.

S: (L) Kertenkelelerin insan ajanlarından birkaç tanesinin adını söyleyebilir misiniz? ...
C: Şu veya bu "zamanda" tüm insanlar.

S: (L) Evet. Kimse bu manipülasyondan muaf değil. Geçen gün S___'den gelen telefon geldi aklıma. Beni aramasının
ardındaki motivasyon neydi?
C: Fazla yükü boşaltmak.

S: (L) Ne düşündüğümü anlamayla ilgili değildi yani? (J) Yoksa barışma çabası mı?
C: Belki.

S: (T) Fazla yükü bu mu? (L) Fazla yük derken duygusal anlamda mı?
C: Sorularınız net olduğunda daha rahat yanıt verebiliriz.

S: (L) Barışmak için mi aradı?


C: Belki bilinçaltından.
374

S: (L) Metafizik Kilisesindekilerin etkisi mi?


C: Önceki yanıt.

S: (L) M___ F___'yle hala iletişim halinde mi?


C: Pek sayılmaz.

S: (L) Bunun bir önemi yok. Yaklaşık son bir haftadır hamamböcekleri neden çıldırmış gibi ortada dolanıyorlar?
C: Elektromanyetizma.

S: (L) Bu elektromanyetizmanın kaynağı nedir?


C: EM alan distürbansı (dengesizlik).

S: (T) Alanı dengesizleştiren şey nedir?


C: Sismik.

S: (L) Peki dengeyi nerede "bulacak"?


C: Açık.

S: (L) Sanırım birşey olacak çünkü ne zaman bu böcekleri bu halde görsem birşey oldu. Depremler, fırtınalar, uçaklar
falan... Büyüklüğü ve yeri nedir?
C: Sürekli hareket ediyor.

S: (L) Çok büyük bir distürbans mı?


C: Evet.

S: (T) Buraya gelmeden önce neredeydi?


C: Dünyayı 6500 r.p.m (dakikadaki devir) ile turluyor.

S: (L) Bir dakikada mı?


C: Evet.

S: (LM) Yeraltı mı, yoksa atmosferik mi?


C: Her ikisi.

S: (L) Bu EM distürbansının kaynağı nedir?


C: Fazla karmaşık.

S: (J) Bunu söylemelerinden nefret ediyorum! (LM) Özet olarak, doğal bir gelişme mi, yoksa diğer boyutlardan mı üretildi?
C: Doğal.

S: (L) Gezegenin kendi içindeki bir faaliyetten mi kaynaklanıyor, yoksa gezegenin kozmik dalgalara bir tepkisi mi?
C: Gezegenin hem içi, hem de çevresiyle ilişkili.

S: (J) Normal bir durum diyebilir miyiz?


C: Hayır.

S: (J) Daha önce de oldu mu?


C: Evet.

S: (J) Ne zaman?
C: Dört ay önce.

S: (L) Dört ay önce ne oldu?


C: Hafızanıza erişin.

S: (T) Japonya depremi dört ay önce oldu. (L) Bunu mu kastediyorsunuz?


C: Evet.
375

S: (LM) Yine bir yerde kırılacak mı?


C: Açık.

S: (T) Dünyanın bir yerinde önemli bir fiziksel değişime neden olacak mı?
C: Evet.

S: (L) Bununla ilgili bir kehanette bulunabilir misiniz?


C: Açık.

S: (T) Bu bir süredir devam ediyor. (L) On gün sanırım. (J) On gün doğru mu?
C: Yakın.

S: (T) Bu hareket kendini ne kadar süre içinde gösterecek?


C: Açık.

S: (T) Kendini Laura'nın evinde mi gösterecek? [Gülüşme]


C: Açık. Eğer öyleyse, "tatil" öneriyoruz.

S: [Gülüşme] (J) Gidecekleri yer konusunda herhangi bir tavsiyeniz var mı? (LM) Los Angeles. (T) Yaz Olimpiyatları için
iyi bir yer. Bu yıl ABD takımının altın madalya kazanma şansınının yüksek olduğunu duydum. (L) Bir kez daha V___'nin
çalışmalarına devam etmesi için Naropa kurumunun iyi bir yer olup olmadığını soracağım.
C: Eğer seçimi buysa.

S: (L) Annem kremasyonun (ölünün yakılması) sakıncalarının ne olduğunu soruyor. Konu hakkında birşeyler okumuş... (T)
Endişelenmesine gerek yok, ölene kadar yakmıyorlar.
C: Bir sakıncası yok.

S: (L) Yani bedenin yakılmasının ve...


C: Beden üçüncü yoğunluk; beşinci yoğunluk değil.

S: (L) Okuduğu kitapta, ruhun bedenden tamamen ayrılmasının belirli bir süre aldığı, ölümden sonra her bir hücre ölene
kadar bedendeki hücresel bilincin bundan acı duyabileceği yazıyormuş. Bu doğru mu?
C: Hayır. Ruhun bedenden çıkışı anlıktır. Bilinç kalıntısı ve "yavaş" çıkma diye birşey yok. Öldüyse ölmüştür.

S: (T) Bunun neden olduğu tek sıkıntı, mezar yeri ve görkemli cenaze törenleri satışı yapan ve kremasyon trendinin devam
etmemesini ümit edenlerin çektiği sıkıntı! (F) İnsanlar sürekli gömülürse, sonunda yer bulma sıkıntısı olmayacak mı? (T)
Bazı yerlerde mezarlıkları yıkıp baştan yapıyorlar! Ben yakılmak istiyorum. (LM) Hadi dışarı çıkalım! (T) Şimdi değil!
Ölene kadar olmaz. (L) O zaman acıtmaz! [Gülüşme] ... (J) Dün gece televizyondaki bir programda 20 yıl önce üzerine
yıldırım düşen bir adam vardı ve bu olay onun psişik yeteneklerini çok arttırmış. Bunun, üzerine yıldırım düşmesinin
normal bir yan sonucu olup olmadığını merak ediyordum.
C: Evet.

S: (T) Artan psişik yetenekler kalıcı mı, yoksa bir süre sonra yitiriliyor mu?
C: Kalıcı.

S: (L) Aralık ayında geçirdiğim kazada kafama aldığım darbe, psişik yeteneklerimi arttırdı mı?
C: Belki.

S: (J) Mısır'daki piramitlerle ilgili bir program seyrediyorduk ve piramit matematiğinin oluşturulmasında hiçbir sıradışı
şeyin olmadığını söylüyorlardı. Başlangıçta uzatılan ölçüm şeritlerini kullandıklarını ama hesapların yanlış çıktığını ama
sonra bir ölçüm tekerleği kullanarak çok büyük matematiksel hesaplara gerek olmadan sonuca ulaştıklarını söylüyorlar. Bu
doğru mu?
C: Hayır.

S: (L) Bunu biliyordun. (T) Piramit matematiğinde pi sayısının ortaya çıkması bununla ilgili mi?
C: Ortalama konusunu ele alın. Yani konuya farklı açılardan yaklaşın.
376
S: (J) Konuya farklı bir açıdan yaklaşmamız gerekiyor. (LM) Tüm ders kitaplarında, taş blokları kütükler üzerinde
taşıyarak piramitleri inşa eden yüz binlerce köle resmediliyor.
C: Ders kitapları propaganda.

S: (T) Piramitler, Coral Castle ile aynı yolla mı yapıldı?


C: Yakın.

S: (L) O zaman kocam bana tekli bir koltuk alıp bir ağaca asar ve ben de o koltukta dönerim. Bu bende garip yeteneklerin
ortaya çıkmasını sağlar mı?
C: Evet, başın döner.

S: (L) Coral Castle'yi yapan adam gerçekten tavana bir uçak koltuğu asıp o koltuk üzerinde döndü mü?
C: Açık.

S: (L) Odasında tavandan sarkılı olan uçak koltuğu, yaptığı şeyde bir rol oynadı mı?
C: Eğer döneceksen, bu kesin bir yöntemle olmalı, rastgele dönerek değil.

S: (L) Belirli bir dönme metodu bularak mı yaptı onu?


C: Açık.

S: (T) O kadar döndükten sonra yönleri nasıl bulmuş? (L) Bu konuda bir ilerleme kaydedebilir miyiz? Dönerek ses çıkaran
bu şeylerle ilgili bize söyleyebileceğiniz birşey var mı? (J) Belirli bir dönme yöntemi gibi?
C: Deney öneriyoruz.

S: (L) Kulağımdaki sorun nedir?


C: Belirsiz.

S: (L) Kulağımda bir sorun var. (J) Nasıl? ...


C: Yağ dokusu.

S: (L) O olamaz! Kulağımdan siyah, katran gibi bir akıntı oluyor. Sanırım kan ve kulak kiri karışımı.
C: Hayır. Yağ dokusu.

S: (L) Neden oluyor?


C: İç kulak.

S: (T) Laura'nın iç kulağında bir sorun mu var?


C: Endişelenecek birşey değil.

S: (L) Peroksit, alkol ve sirke kullanarak doğru şeyi mi yapıyorum?


C: Evet ama dikkatli ol.

S: (L) Sadece tek bir kulağım. Diğeri iyi. (T) Rahat duyabiliyor musun? (L) Evet. (J) Bazı insanların kulakları yoğun kir
üretiyor. (L) Tek bir kulak ve o da en çok kullandığım kulağım.
C: Endişelenme.

S: (T) Onlar için söylemesi kolay, onların kulakları yok. (L) Hızlı bir soru sormak istiyorum: yerleşim sorunum kısa süre
içinde çözülecek mi?
C: Açık. Bekle ve gör.

S: (L) Evet, ama şu anda parasızım.


C: Daha önce de oldu ve hayatta kaldın.

S: (L) Yeterli yiyecek bile alamıyorum.


C: Uzun sürmeyecek.

S: (L) Yapmam gereken bir sürü şey var. Konferans ücretini nasıl ödeyeceğim örneğin?
C: İman. İyi geceler deme vakti.
377

S: İyi geceler.
_____________________

29 Nisan 1995 Frank, Laura, TR ve JR

S: (L) Merhaba. İyi akşamlar.


C: Merhaba, iyi akşamlar!

S: (L) Karşımızda kim var?


C: Torya.

S: (L) Neredensin Torya?


C: Kasyopya.

S: (L) Bu gece biraz geç başladık ve bizi bekleyeceğinizi umuyordum. Odadaki enerji artıyor.
C: TR, 1964 Ekim'i miydi?

S: (L) Bu soru neyle ilgili?


C: TR'ye sor! Göl, sarı ve kahverengi tuğlalı evler, serin bir gün, çitler, büyük kobalt renkli silindir, titreşiyor...

S: (T) 14 yaşındaydım sanırım. (L) Bahse girerim bir kaçırılma olayından bahsediyorlardır... (T) Birinci sınıftaydım...
Babamın kuzeninin Kuka gölü kenarında bir yeri vardı ve orayı hep ziyaret ederdik. Çitler mi? Hatırlamıyorum. Aklıma
birşey gelmiyor.
C: Bunlar gördüğümüz görüntüler...

S: (L) Bu görüntüler, TR'nin geçmişte yaşadığı bir olayla mı ilgili?


C: Ona sor... Şimdi Viktorya stili evler görüyoruz, yeşil çatı... tarla... kahverengi tuğlalı evler...

S: (L) Bu önemli birşey mi? Sormak istediğimiz bir sürü soru var...
C: Sadece "akışla birlikte akın". "Trafiği" yönlendirmek sınırlandırıcı olabilir...

S: (L) Şu anda kolumun neden bu kadar ağrıdığını öğrenmek istiyorum.


C: Kolun üzerindeki zihinsel konsantrasyonun nedeniyle.

S: (J) Kolunu düşünmeyi bırak. ...


C: Onun yerine mayo'yu düşün.

S: (T) Mayo klinik. (J) Mayonez mi?


C: Hayır.

S: (T) Kortizonun hiç faydası oluyor mu? (L) Ağrıyan sol omzum değil, sağ taraf! (J) Mayo'yu düşün dediler. (L) Belki
TR'ye söylemişlerdir. (T) Bana mı?
C: Hayır. Laura.

S: (T) Ekim mi demiştiniz?


C: Biz sana sorduk.

S: (T) Bunu gören başkaları da var mıydı?


C: Evet.

S: (T) Annem mi?


C: Annen, kardeşin.

S: (T) Komşular?
C: Evet.
378
S: (T) Babam gördü mü?
C: ?

S: (T) Koyu mavi... (J) Kobalt mavisi. (T) Koyu mavi, siyaha yakın mı? (J) Kobalt parlak bir mavi.
C: Kobalt, metalik lacivert.

S: (T) Glenn evde değildi.


C: Başka bir yer.

S: (T) Neden bahsettiğinizi anladım! Evet birşey görmüştüm. Ekim 1964 müydü bilmiyorum ama birşey gördüğümü
hatırlıyorum!
C: Tamam, şimdi bir şeylere yaklaşıyoruz... O gün sana ne oldu sence?

S: (T) O şeyi görmemden başka birşey olduğunu hatırlamıyorum; uçarak evin üzerine geldi ve sonra başka yere gitti. Başka
birşeyin olduğunu hatırlamıyorum. Dışarı çıktım ve onun uçarak gelişini ve sonra da gidişini izledim.
C: Etraf nasıl görünüyordu?

S: (T) Normal görünüyordu. Herhangi bir farklılık hatırlamıyorum...


C: Tanımla.

S: (T) Rochester şehir sınırında ellili yıllara özgü bir yapılaşma vardı. Caddenin karşısında bir tarla ve okul bahçesi vardı.
Okul bahçesi çitlerle çevriliydi. Büyük, iki katlı kahverengi tuğlalı okul binası. Kahverengi veya kırmızı tuğlalı... İlkokula
orada gitmiştim. Sarı tuğlalı bina hatırlamıyorum, ama bizim evimiz o zaman yeşildi ve çatı kenarları süslüydü. (L)
Viktorya stili. (T) Üçgen stilli çatı değildi ama öyle görünüyordu. Evlerin çoğunun ön kapılarının üzerinde küçük üçgen
çatıcıklar vardı. Kapılar öne doğru çıkıntılıydı ve küçük bir yükseltisi vardı. (J) Evet küçük bir veranda gibi. (TR) Sen o eve
gelmiştin, oraların görünüşünü hatırlıyor musun? (J) Evet. (T) Okul bahçesinin öbür tarafında bir stadyum vardı. Aquinas
futbol stadyumu. Birkaç tarla hatırlıyorum ve şehir sınırında kalan son ormanlık alanlardan biri vardı. Beş blok doğuda
birkaç tane tren yolu vardı. Rochester, Ontario gölüne karşıydı. On kilometre mesafedeydik ve oraya bisikletle gidip
gelirdim. O cismin havadan tarla üzerinden gelişini izledim. Annemi hatırlıyorum. Kardeşim orada mıydı hatırlamıyorum
ama annemi ve komşuyu hatırlıyorum. Komşu kadın evin önünde annemle konuşuyordu ve bana seslendiler. Ben evde
televizyon seyrediyordum. Ama Ekim ayı olduğundan emin değilim çünkü hava halen ılık ve güneşliydi. Cisim, stadyum
tarafından, tarla üzerinden, yüksekten geldi bize doğru alçaldı. Doğrudan üzerimize geldiğini düşündüm. Biz ona baktıktan
sonra bize doğru gelmeye başladı.
C: Size doğru geliyordu.

S: (T) Evet. Ben dışarı çıkıp ona baktığımda bize doğru yön değiştirdi sanırım...
C: Hedef sendin.

S: (T) Hedef ben miydim? O zaman kaçırıldığımı sanmıyorum.


C: Öyle mi?

S: (T) Orada duran insanlar vardı... (L) Fark etmez.


C: Kaçırılma sırasında zaman "donar."

S: (T) Cismin hareketi, düşen bir yaprağın hareketi gibiydi ve bunu çok garip bulmuştum. Evin kenarına kadar geldi. Daha
sonraki bir tarihte de evin bodrumundayken benzer birşey yaşamıştım. Cisim, sanırım ben orada uyumak üzereyken
yaklaşmıştı.
C: Titreşiyordu.

S: (T) Kesinlikle metalik görünüyordu ve keşke metal bilye atan tabancılardan bir tane olsaydı diye düşünmüştüm; onu
vurabilirdim. Havada 15 metre mesafeden uzak değildi. Sanırım 3-5 metre uzunluğundaydı. İnce ve uzundu. ... Bana
metalik göründü. Mükemmel bir pürüzsüzlüğü vardı. (L) Buradan neye varıyoruz? Belli ki bunu özellikle anlattılar. ...
C: Dönüm noktası.

S: (L) TR'nin hayatında önemli bir dönüm noktası mıydı?


C: Ve şimdi... bağlantı tamamlandı.

S: (T) Anlamıyorum...
379
C: Son zamanlarda gördüğün rüyalarını hatırla.

S: (L) O olay bir dönüm noktasıydı ve şimdi bağlantı tamamlandı... (T) Son rüyalarım... Rüyamda bir binaya giriyordum ve
dışarı doğru uzanan elektrik kablosu gibi birşey vardı... bir tür bağlantı... (L) Bahsettiğiniz rüya bu mu?
C: TR'ye sor.

S: (T) Çok canlı rüyalar gördüm ama hatırlamıyorum. O olayla bağlantılı olarak yakın zamanda bana birşey mi oldu?
C: Evet.

S: (T) Burada yaptığımız şeyle bir ilgisi olmalı, ama tamamlanan bağlantı derken bunu mu kastediyorlar?
C: Pek sayılmaz.

S: (T) Tamamlandığını söylediğiniz bağlantı tamamen başka birşeyle mi ilgili?


C: İlişkili.

S: (T) Bana yakın zamanda birşey mi oldu?


C: Evet.

S: (T) Bilmediğim birşey mi?


C: Hayır.

S: (T) İşimle herhangi bir ilgisi var mı?


C: Kısmen.

S: (T) Bunun, iş yerinde insanlara belirli şeyler anlatmamla, bugünlerde olan olaylardan bahsetmemle ve onların bu şeyler
hakkındaki bilinç seviyelerini yükseltmeye çalışmamla bir ilgisi var mı?
C: Evet, şimdi, çok önemli birşeyleri "çıkarmak" için, hatırlattığımız olaydan hemen sonraki yıllar içindeki arkadaşlarını,
ilişkilerini ve deneyimlerini inceleyelim!!!

S: (T) O olayın 1974 değil de 1964'de olduğundan emin misiniz?


C: Sen daha iyi biliyorsun TR!

S: (T) Sormamın nedeni, o yıl kış ayında pencerenin dışından gelen seslerle ilgili olay ve o gece yaşadığım tüm o
garipliklerin aklıma gelmesi... ve 70'lerde bir yerde meydana gelen başka bir olay vardı. Arizona'ya doğru yola çıkmaya
hazırlanıyordum ve hem arabayla hem de başka şeylerle ilgili bir sürü gariplik yaşadım. (L) Bahsettiğiniz şey bununla mı
ilgili? Arizona yolculuğu, sesler falan?
C: Ou, çoook şey var, değil mi TR? Ortaya çıkarma zamanı.

S: ... (T) Ehliyetimi almamla ve arabayla kırsal alanlara pek çok gezinti yapmamızla ilgisi var mı? Göl bölgesinde arabayla
çok dolaşırdık.
C: Kısmen.

S: (T) Geceleri tepeler arasında arabayla uzun uzun dolaşırdık. (L) Bu yolculuklardan birinde birşey mi oldu?
C: Belki.

S: (T) Belki de olmadı. (L) Bu konunun önemi nedir? (T) Bir gece rastladığım ve bir daha hiç bulamadığım o garip
kasabayla ilgisi var mı? Konu bir şekilde bununla mı ilişkili?
C: Evet.

S: (T) Gördüğüm en garip kasabaydı. ... (J) Anlat. (T) Bir gece güneybatı New York civarında arabayla dolaşıyordum.
Liseyi bitirmiştim. Çok içerdim, o yüzden anlattığım olayların kesinliğini bilmiyorum. Bir gece Güney Tier'de, Fingerlakes
bölgesinde bir kasabaya gittim. Yaşadığım en garip şeylerden biriydi. Bir sürü kasabaya gitmişliğim vardı; etrafta bir sürü
insan, birşeyler olur. En azından çevrede biri olur. Saat dokuz veya ondu ve bu kasabaya girdim. İki şeritli ana cadde iki
katlı binalarla doluydu ve dar bir kaldırımı vardı. Bir kanyonda gider gibiydi. Sokak lambaları vardı ama sokağa fazla ışık
vermeyen küçük yeşilimsi lambalardı. Ortalıkta tek bir kişi bile yoktu. Binaların hiç birinde kimse yoktu. Binalar tahtalarla
çevrilip kapatılmıştı. Bir kasabaydı ama aynı zamanda hiç benzemiyordu. Yaklaşık dört blok gittim ve geri dönüp çıktım ve
etrafından dolaşıp tekrar girdim ve buna inanamadım. Kasaba orada değildi. Onu tekrar bulamadım. Adını da bilmiyordum.
C: Keşfet.
380

S: (S) Alacakaranlık Kuşağı Kasabası herhalde... (T) Bu kasaba...


C: Evet.

S: (L) Başka bir realiteye girdin. (T) Aslında gördüğüm şey gerçek bir kasaba değildi, öyle mi?
C: Aynen öyle.

S: (T) Çok sinirlenmiştim. Etrafından dönüp ikinci kez girmemin nedeni de kasabanın bana çok tuhaf gelmesiydi. (S) Tek
başına mıydın? (T) Evet, yalnızdım. Orada benden başka kimse yoktu. Sokak lambalarından biri bana 1920'leri hatırlattı.
Resmen hayalet bir kasabaydı. (L) Bu olayda TR'ye ve bize anlatmak istediğiniz şey nedir? Artık büyük çocuklarız, bu
olayları kaldırabiliriz.
C: Konu o değil.

S: (L) Konu nedir?


C: Öğrenmek gücünüzü arttırır.

S: (L) Peki anılardaki bu gezintiden öğrenmeye çalıştığımız şey nedir?


C: Herşey hazır olarak sunulursa öğrenemezsiniz, aranızda tartışın! [TR'nin deneyimlerini tartışmak üzere mola verildi.]

S: (L) Bir yerlere varabildik mi?


C: Herşey birbiriyle bağlantılı.

S: ... (L) Bahsettiğimiz bu olay TR'ye özel mi? Yalnızca onun hayatında mı oldu?
C: Evet.

S: (T) Kurduğum ilişkilerin hepsi, kendi başlarına düşünebilen, olayları anlayabilen, çoğu insanın anlayamadığı çok farklı
deneyimler yaşayan kişilerle olmuştur. Mutlaka kaçırılma deneyimleriyle ilgisi olması gerekmiyor, hayat deneyimleri
olarak da.
C: Evet, ama bu daha önemli birşeyin işareti.

S: (L) Yani TR'nin böyle bir... (T) Bu ilişkilerin beni bugün olduğum kişi haline getirmesiyle mi ilgili? ...
C: Hayır.

S: (L) Hayır, sanırım tüm bu farklı türdeki insanlarla arkadaşlık kurabilmiş olmanın önemli birşeye işaret ediyor olmasıyla
ilişkili. Benim aklıma ilk gelen şey şu: bir elçi veya bir katalizör müsün?
C: Hayır.

S: (L) Bu insanlarla ilişkilerinde yaptığı birşey önemli başka bir şeye mi neden oldu? Ve...
C: Hayır.

S: (L) O insanların herhangi biri onu çok etkileyen birşey mi yaptı?


C: Hayır.

S: (T) Çok çeşitli türden insanlarla ilişki kurabilmemle mi ilgili?


C: Hepsi aynı "düzlemden" geliyorlar.

S: (L) Yani kendisi gibi insanlarla mı ilişki kurdu? Ve hepsi aslında aynı düzlemden, yani başka bir yerden mi geliyorlar?
C: Yakın.

S: (L) Sanırım bir yerlere varıyoruz. Peki gördüğü o gemi, aynı düzlem veya yerden mi geliyordu?
C: Hayır.

S: (L) Peki o gemi, TR'nin şimdiye kadar ilişki kurduğu o insanlarla olan etkileşimleriyle yakından ilgili miydi?
C: Evet, ama asıl önemli olan bu değil.

S: (L) Asıl önemli olan TR'nin ve ilişki kurduğu diğer o insanların... (T) Ortak bir deneyimi mi paylaşıyoruz?
C: Yakın.
381
S: (T) Hepsinin kökeni aynı mı?
C: Evet.

S: (L) Bu köken nedir?


C: Neormm.

S: (L) Neromm mu?


C: Sizin dilinizdeki en yakın karşılığı.

S: (L) Bu bir yer mi?


C: Evet.

S: (L) Nerede?
C: Yıldız rehberlerini kontrol edin.

S: (T) Bu bir yıldız mı? Uzunvadeli ilişki kurduğum özel bazı insanlarla başka bir yıldızdan mı geliyoruz?
C: Dikey gerçeklikte.

S: (T) Aradığımız Oryonlu ben miyim?


C: Hayır.

S: (L) JR de onlardan biri mi?


C: Hayır.

S: ... (T) Kafam karıştı. (J) Benim TR'yle olan ilişkimin önemi nedir? (L) Onu insanlaştırmak mı? [Gülüşme]
C: Açık.

S: (T) Açık bir ilişki! (J) Hayır, değil. Bu bir evlilik. Üzgünüm! (T) Evliliği sen istedin! 27 yıldır gayet iyiydik... (F) O
kadar oldu mu? (T) Yo, sadece öyle hissettim. (L) Pekala! Şimdi neredeyiz? TR'nin dikey bir gerçeklikten geldiğini ve
bunun hayatı boyunca kendini çeşitli şekillerde gösterdiğini ve şu dönemde yaşadıklarının da bununla ilgili olduğunu
keşfettik, doğru mu?
C: Evet.

S: (T) Dikey gerçeklik nedir? (L) Dikey bir gerçeklik! (T) Ou, teşekkür ederim! Bu herşeyi açıklıyor. (L) Yanyana farklı
gerçeklikler var; demek bu da dikey bir tanesi...
C: Boyut sınırı geçişinde kesişecek.

S: (L) Diğer bir deyişle boyut sınırıyla kesişen bir gerçeklikten geldiği için zihnen onunla bağlantı halinde, öyle mi?
C: Hayır.

S: (L) Sadece denedim. (T) Bana da iyi görünmüştü. Bir acil çıkış kapım olurdu!
C: Birleşiyor.

S: (L) Tamam, yani TR dünyadışı dikey bir gerçeklikten gelen kısmen dünyadışı biri ve bu onun, aynı gerçeklikten gelen
kişilerle etkileşmesine neden oluyor. Ne olmuş? [Gülüşme] (S) Yapacak bir iş! (J) Hobi.
C: 3'üncü yoğunluk düşünüyorsunuz, bir bilgi "tazeleme" celsesine ihtiyacınız var!

S: (T) Kasyopya Bilgi Takviye Kursu. (L) Sadece herşeyin neyle ilgili olduğunu anlamaya çalışıyorum. Tüm bunlar nereye
varıyor?
C: O halde size aktardıklarımızdan ve aynı zamanda kendi içinde "kilitli" durandan öğren. Yani, anahtarı bulma zamanı!

S: (L) Elimizdeki bilgilere bu şekilde mi bakmamız gerekiyor? (J) Bunun, Laura'nın son bir buçuk gününü...
C: Lütfen bizi oraya veya buraya "itmeyi" bırakın ve sadece serbest bir şekilde öğrenin.

S: (L) Bence gezegendeki herkes şu anda bunu yapıyor. Her zaman, alternatif bir gerçekliği paylaştıkları insanlarla ilişkiler
oluşturan farklı gruplar var. (J) Yani birbirimize mi çekiliyoruz? (F) Doğru. Bana anlamlı geldi. (L) Peki o zaman biz hangi
alternatif gerçekliği paylaşıyoruz? Yoksa aynı alternatif gerçeklikten gelmiyoruz da, her birimiz farklı bir alternatif
gerçekliğin temsilcileri ve bağlantı noktası mıyız?
382
C: Son kavram aynen doğru!

S: (T) Hepimiz kendi grubumuzu mu temsil ediyoruz?


C: Güç arttırmakla ilgili olarak ne söyledik?

S: (L) Yani her birimiz kendi gerçeklik grubumuzla bağlantılıyız ve...


C: JR, ilgili cümleleri hepinize tekrar okusun.

S: (L) Belirli insanlar, veya belki herkes, kendi içlerinde kilitli olarak veya bireysel elektromanyetik alanları içinde enerji
paketlerine veya bilgilere sahip...
C: Yapbozun parçalarının bir araya getirilmesi gibi.

S: (L) Biz bir yapbozun parçaları mıyız? (J) Evet, bunu zaten biliyorduk.
C: Bir parça kağıda dikey bir kesişim çiz.

S: [Bir kağıda bunu çizdik] (L) Böyle mi?


C: Hayır, ters bir "T" harfi gibi yap.

S: (L) Tamam, işte bu. [Çiziyor] Şimdi...


C: Sonraki sayfayı kullan ve bu sefer daha yakın çiz ama sol alt köşeye değil.

S: (L) Oldu mu?


C: Hayır, sol alt köşeden daha uzak olsun. ...

S: [Tekrar deniyoruz]
C: Çok daha küçük olsun.

S: [Tekrar deniyoruz] (L) Oldu mu?


C: Merkeze yakın.

S: [Tekrar deniyoruz] (L) Şimdi nasıl?


C: Şimdi diğeriyle birleştir.

S: (T) Üstten mi, alttan mı?


C: Hafif farklı bir açıyla.

S: [Deniyoruz] (L) Böyle mi?


C: Tekrar deneyin.

S: [TR deniyor] (T) Sanırım bunu kastediyorlar. (L) Bu mu?


C: Hayır.

S: [TR tekrar deniyor]


C: Tabanları birleştir.

S: [TR tekrar deniyor] (L) Neden tablada kendiniz çizmiyorsunuz? [Kalemi planşete iliştirerek kağıdın üzerine koyuyor]
Evet arkadaşlar, çizin! [Planşet şekli çiziyor]
C: Şimdi siz devam edin...

S: (J) Spiral mi?


C: Hayır.

S: [TR, her yöne dikey uzantıları olan çokgen bir şekil çiziyor] Bunu mu kastediyorsunuz?
C: Şimdi tabanı daireselleştirin... Şimdi bir dış dairenin içine alın... Şimdi başka bir sayfaya temiz bir kopyasını yapın.

S: (J) Bu bir ekin çemberi mi?


C: Yapıldı, evet. Dikey gerçekliklerin birliğini temsil ediyor.
383
S: (L) TR'nin geçtiği kasaba, bir dikey gerçeklik kasabası mıydı?
C: Yakın. Yedi çizgi gerekiyor.

S: (L) Gruptaki her bir kişi bir çizgi mi?


C: Evet.

S: (L) Sonunda yedi çizgimiz mi olacak?


C: Evet.

S: (T) Buradaki beş kişi, çizgilerden beşi mi?


C: Açık.

S: (T) Bu diplomatik bir yanıttı, değil mi? Bu kavramla ilgili öğrenebileceğimiz başka şeyler var mı?
C: Elbette!

S: (L) Yedi çizgi yerini bulduğunda, bu bizim gücümüzü/bilgimizi katlayarak arttıracak mı?
C: Patlarcasına.

S: (L) Bu süreci durdurmaya yönelik bu kadar saldırı ve bu kadar girişim olmasının nedeni bu mu?
C: Kısmen.

S: (T) Tamam, kağıt üzerinde yedi çizgili olarak şekli çizdik. Şimdi bu şekille ne yapacağız?
C: Açık.

S: (T) Sanırım bu sadece bir dersti. (L) Dairenin merkezinde ne var?


C: Herşey yerini bulacak, şimdi bunun önemi üzerinde düşünmeniz gerekiyor ve bizim de iyi geceler dememiz gerekiyor!
_________________________

7 Mayıs 1995 F___, Laura, TR ve JR, SV

S: (T) İyi akşamlar.


C: İyi akşamlar.

S: (L) Bu akşam kimle birlikteyiz?


C: Myip.

S: (L) Neredensin?
C: Kasyopya.

S: (L) Pekala, sormak istediğimiz bir dizi soru var. Yoksa sizin hazır planlarınız mı var?
C: Bazı.

S: (L) Planlarınız var mı, yoksa biz sorularımızı soralım mı?


C: Her ikisi.

S: (L) Yine bir tanesini gördüğüm için aklıma geldi, evimdeki hamam böceklerinin hikayesi nedir? Neden onları bu kadar
sık görüyorum?
C: Açık.

S: (L) Sızabilecekleri her tür çatlak ve aralık var ama genelde ortalıkta görünmezler.
C: Besin kokusu.

S: (L) Yiyecek kokusu aldıkları için mi geliyorlar?


C: Sebeplerden biri.

S: (T) Diğer bir sebep nedir?


C: Elektronik böcek-savar öneriyoruz.
384

S: (L) Böcek öldürücü mü? (SV) Öldürenler değil, uzak tutanlar. (T) Onun yayacağı frekans kanalı olumsuz etkilemez mi?
C: Aptalca soru.

S: (J) Ben öyle düşünmemiştim. (L) Ben de. Ne de olsa bir frekans.
C: Kanal şu anda bundan etkilenmeyecek kadar çok güçlü.

S: (L) Pekala, birkaç soruyla başlayalım. İlk sorumuz: Sümerler kimdi?


C: Matematik çalış.

S: (L) Matematik mi çalışayım? Cevap bu mu?


C: Evet.

S: (L) Kimin matematik çalışması gerekiyor?


C: Sen.

S: (L) Matematikte, bana onların kim olduğunu gösterecek birşeyler mi var?


C: Evet.

S: (L) Sümerler hakkında birşeyler okudum ve Sitchin'in yazdıklarını da okudum...


C: Biz Sitchin değiliz!

S: (L) Sümerler sanki bir hiçliğin içinden bir anda ve o kadar kapsamlı bir medeniyeti nasıl oluşturdular?
C: Yapbozun tüm olası eksik parçaları için matematik çalış!!! Uygun bilgisayar programlarından yararlan. Artık tüm
yanıtları doğrudan bizden istemek yerine biraz inisiyatif kullandığınızda, öğrenmek gücünüzü onkat daha fazla arttıracak!!!

S: (L) Aklıma ilk gelen şey şu ki, bize verdikleri tüm tarihleri birleştirip bir veritabanı oluşturmak istiyorum. Kometlerin
tarihleri, medeniyetler, arkeolojik bulgular ve tüm bunların ortaya koyduğu resim... (J) Ben, ekin çemberleri hakkında
birkaç şey daha öğrenmek istiyorum.
C: Gücünüzün artmasını istemiyor musunuz?

S: (L) Tabii ki istiyoruz. 25.920 yıllık Büyük Yıl'ın, yani zodyakın presesyonunun, konularımız için bir önemi var mı?
C: Önceki yanıtlara bak.

S: (L) Bu, matematiğin yardımcı olup olmadığından emin olmadığım bir konu. UFO'lardan düştüğü görülen melek saçı
(angel hair) nedir?
C: "Curuf" (slag) olarak da biliniyor.

S: (J) Bu, UFO'ların itiş sistemlerinin bir yan ürünü mü?


C: Ve boyutötesi manevraların.

S: (T) Kaybolup gitmesinin nedeni bu olsa gerek. (L) M___ F___'nin glasin bir torba içinde, bir yerden bulduğu
belgelenmiş bir melek saçı olduğunu biliyor muydunuz! (T) Bir sigara paketi içinde de bir UFO dedektörü var! (L) Tamam.
Pek çok olayda, gökten parlak, jelatinimsi maddeler düşüyor ve bunlar bir süre sonra yok oluyor. Bu konunun...
C: Önceki yanıta bak.

S: (T) Melek saçıyla aynı madde. (L) "Büyük Şikago Yangını"yla ilgili çok sıradışı koşullar vardı. Bu yangının meydana
gelmesinde başka boyutların etkisi var mıydı, yoksa doğal bir fenomen miydi?
C: Belirsiz.

S: (L) Daha net olmak gerekirse, birkaç kişi, gökten düşen bir ateş tornadosu veya patlama veya ateş gördüklerini anlatmıştı
ve bu o kadar hızlı ve güçlü bir şekilde olmuş ki, canlarını kurtaracak zamanı zor bulmuşlar.
C: Dedikodu.

S: (L) Şikago'ya komşu bile olmadıkları halde, iddiaya göre aynı süre dahilinde yanıp yok olan pek çok küçük kasabalar
vardı.
C: İyi okuma konuları olur.
385
S: (L) Ohio'da Adams County'deki Great Serpent Mound'u (Büyük Yılan Höyüğü) kim yaptı?
C: Armonan mezhebi.

S: (T) Armonanlar kim?


C: Atlantislilerin torunları.

S: (T) Yani çok uzun bir zaman önce mi yapıldı? (L) Onlar hakkında bilmemizi veya öğrenmemizi tavsiye ettiğiniz
herhangi birşey var mı?
C: "Yapbozun parçaları."

S: (L) Bu bölgede ne zaman yaşadılar? Ne zaman ve nereden geldiler?


C: Sümer sorusuna verilen yanıtlara bak.

S: (L) Bana öyle geliyor ki, Sümerler ve Armonanlar, Atlantis battığı zaman çeşitli yerlere dükkanlarını kuran
Atlantislilerdi.
C: Güzel, şimdi bununla devam et.

S: (L) Aynı cevabın İngiltere'de Uffington'daki White Horse (Beyaz At) için de geçerli olduğunu düşünüyorum.
C: Evet.

S: (L) Tamam, bununla ilgili olarak şimdilik bilmek istediğim buydu. Kaliforniya'daki Shasta Dağı'nın içinde yaşayan biri
veya birşey, medeniyet veya grup veya örgüt var mı?
C: Hayır.

S: (J) Shasta Dağı'yla ilgili gizemli güç söylentisinin herhangi bir gerçekliği var mı?
C: Yalnızca dolaylı olarak.

S: (T) Yani Shasta Dağı'nın kendisinde herhangi gizemli bir güç yok, değil mi?
C: Evet.

S: (L) Bu, onunla ilişkili herhangi bir grup veya varlıklar için de geçerli mi?
C: Evet.

S: (L) Bu konuda şu anda farkında olmadığımız ama sormamızın faydalı olacağı sorular var mı?
C: Size bağlı.

S: (L) Dünyadışı varlıklar ve ilişkili diğer fenomen ve varlıklardan yayılan katlanılmaz sülfür kokusunun nedeni nedir?
C: Kimyasal etkileşimler.

S: (L) Eğer dünyadışı bir varlık 3'üncü yoğunlukta ölürse ve kalıntıları burada kalırsa, bu durum sülfür veya ilişkili
bileşikler üreten kimyasal bir reaksiyona mı neden oluyor?
C: Bravo!

S: (J) Yani buna neden olan şey boyutlar arasındaki fark mı? (L) 4'üncü yoğunlukta ölselerdi yine aynı kokuyu yayarlar
mıydı? (J) Bu aptalca bir soru çünkü 4'üncü yoğunlukta "koku" nedir ki? (L) Bu bir tuzak soruydu!
C: 3 ve 2 yerine 4'üncü yoğunluk gibi düşünün.

S: (L) Bu dünyadışı varlıklar kimyasal olarak 4'üncü yoğunlukta mı oluşuyor?


C: Yakın.

S: (L) F___ ve ben çok garip rüyalar gördük. Geçen Pazar günü rüyamda dışarı çıktım ve gökyüzünde bir sürü şey
oluyordu. Gökyüzünde ve yerde birbirlerine ateş eden dünyadışı gemiler vardı ve çok korkutucuydu. Etrafta koşuşan
insanlar vardı. Kocam ve çocuklarım beni terk etmişti çünkü tüm bunlar kocamı fena şekilde korkutmuştu. Gerçekten çok
garip bir rüya.
C: Dikkatini sürdürmeye devam et!

S: (J) Tanrım! (L) Bu, kehanetsi bir rüya mıydı?


C: Açık.
386

S: (T) Rüya sırasında başka neler gördüğünü hatırlaması için mi dikkatini sürdürsün?
C: Daha fazla rüya için.

S: (L) Bu rüyalar bilgi mi veriyor?


C: Açık.

S: (T) Bir kadınla ilgili sürekli rüyalar görüyorum. Bu kadın kim?


C: Önceki yanıt.

S: (L) Bir süre önce transkriptleri tekrar okuyordum ve bir yerde, karadeliğin mutlak yokluk olduğu ve yok olan şeylerin
birinci yoğunlukta tekrar üretildiği yazıyordu. Veya birinci seviyedeki tekrar üretimin, karadeliğin bir yansıması olduğu
söyleniyordu. Karadelik birinci yoğunlukla mı yoksa yedinci yoğunlukla ilgili bir fenomen mi?
C: Yalnızca 1'den 4'e kadar.

S: (L) Karadelik fenomeninin, yani mutlak yokluğun, daha üst seviyelerde, yani 5'ten 7'ye kadar olan yoğunluklarda bir
yansıması var mı?
C: Önceki yanıta bak.

S: (T) Eğer karadelik, birinci seviyeden dördüncü seviyeye kadar olan saf KH ise, beşinci seviyeden yedinci seviyeye kadar
olan bölüm de saf BH'dir. (SV) Daha önce beşinci ve altıncı seviyede de KH'nin olduğunu söylemişlerdi. (T) Ama o
yansıma. (L) Düşünce formu.
C: Beşte kapsüllenmiş halde. (sınırlandırılmış)

S: (L) Yedinci seviyeden sonra başka...


C: Hayır. "yediden sonra" demek, transkriptleri tekrar gözden geçirmen gerekiyor demek!

S: (L) Bitirmeme izin vermediğiniz sorum şu; bir oktav mı var? Bu, tıpkı bir piyanodaki oktavlar gibi basamak basamak
yükselen birşey mi?
C: Önceki yanıt.

S: (L) Oktavlar ve benzer şeylerle ilgili bir sürü şey öne sürülüyor.
C: Büyük döngü. Bahsettiğin şeyleri öne sürenler kim?

S: (L) Oktav döngüsünden bahsedenlerden biri Gurdjieff, ayrıca Sufi öğretileri ve birkaç büyük felsefi öğretide de oktav
etkisinden bahsediliyor. Yedili döngü var ve sonraki döngü bir üst seviyede ve bu müzikteki oktav gibi tanımlanıyor.
C: Biz kimiz?

S: (L) Kasyopyalılar.
C: Evet. Şimdi, size gelişiminizde yardımcı olmak için gönüllü olduk, değil mi?

S: (L) Başka tüm saçmalıkları pencereden atın gitsin mi diyorsunuz?


C: Eğer sekizinci bir seviye olsaydı, sizce bunu şimdiye kadar belirtmeyi ihmal eder miydik?!?

S: (J) İyi bir nokta. (SV) Söylemeyi unuttular! (J) Ou, bu arada size sekizinci seviyeden bahsetmiş miydik?! (T) Belki bu
insanlar döngünün baştan başlamaktan ziyade başka bir oktava geçtiğini düşünüyorlardır. Henüz bu bilgiyi
netleştirmemişler.
C: Konuşan çok kişi var ve yalnızca bazıları gerçeği söylüyor!

S: (J) Evet ama hangileri doğruyu söylüyor? (L) Gerçek orada! [ç.n.: Truth is out there: X-Files dizisine bir gönderme
olmalı] Ama yedi sayısının önemi nedir? Neden yedi?
C: Neden olmasın?

S: (T) Sekiz veya dokuz veya altı da olabilir miydi?


C: Herhangi birşeyin "önemi" var mı?

S: (L) Sadece bizim atfettiğimiz önem var sanırım.


C: Peki o nedir?
387

S: (T) Bu bana ilginç geldi çünkü herşeyin belirli bir yapıya göre kurulduğu anlamına geliyor. Başka bir sayı değil de bu
sayının seçilmesinin bir nedeni olmalı.
C: Gerçekten mi?

S: (T) Tesadüf olamaz. Hiçbirşey tesadüf değil!


C: Bunu kim söylüyor?

S: (T) Siz söylediniz.


C: Öyle mi?

S: (L) Burada söylemeye çalıştığınız şey, herşeyin rastgele şekillendiği mi?


C: Hayır, size yapbozun parçalarını nasıl bir araya getireceğinizi öğretmeye çalışıyoruz.

S: (T) Yani herşeyin ne olduğunu ve neden öyle olduğunu bizim bulmamız gerekiyor.
C: Peki sebebin ne olduğunu mu bulmanız gerekiyor?

S: (T) Neyin sebebi? (J) Yedinin.


C: Hayır. Hayır. Hayır. Dikkat edin lütfen. Sebep nedir?

S: (J) Herşeyin ardındaki sebep mi?


C: Şimdiye kadar öğrendiklerinizin çoğu, gerçeklik tanımları varsayımı üzerine kuruluydu.

S: (L) Peki varsayımlarımızın hepsi tamamen yanlış mı?


C: Hepsi değil.

S: (J) 3'üncü yoğunluk kökenli olan hiçbirşey, bu şeylerin çoğunda geçerli değil ve bundan kurtulmamız gerekiyor.
C: Mantık subjektif.

S: (L) Matematikte kullanılan sembolik mantık subjektif mi?


C: Hayır.

S: (L) Mantık yürütmeden ziyade matematikle ilgili pek çok şey öne sürüyorsunuz. Pekala. Kurtçuklarla dolu bir kutuyu
açtık. (T) Bunu hep yapıyoruz. (J) Biz kurtçuklarız! [Gülüşme]
C: Proje devam ediyor.

S: (T) Bize verdiğiniz eğitim, devam eden bir proje. (J) Biz bir kutu dolusu kurtçuğuz. (L) Gelecekte bir noktada sizinle
olan bağlantımız sona erecek mi? [Birden teyp kasedi bitti ve düğme attı. Şaşırmış bir şekilde bu eşzamanlılığa güldük] (L)
Bu, sorduğumuz soruya verilen sembolik bir yanıt mıydı?
C: Açık.

S: (T) Gördüğüm rüyayı sormak istiyorum. Biliyorum, önceki yanıt dediniz ama, o kadın kim? Bu varlık kim?
C: Dikkatini sürdürmeye devam et.

S: (T) Güzel! Her gece bir arkası yarın izlemek gibi! ...
C: Laura yorgun.

S: (T) Yorgun musun? (L) Normalden fazla değil. Bir nedeni mi var?
C: Açık; kafein öneriyoruz.

S: (L) Kafein molası! Bazen TR ile JR yoldan gelirken sönen sokak lambaları fenomeni hakkında sormak istiyoruz. Bu
birkaç kez bana da oldu. Bu olayın herhangi bir önemi var mı? Yani buna TR ve JR mi neden oluyor?
C: Belki.

S: (L) Bundan daha fazla birşey söyleyebilir misiniz?


C: Keşfedin.

S: (L) Birkaç yıl önce geçtiğim yerlerde görünüşe göre bir sürü şey kırılıyordu... camlar, gaz lambası şişeleri, araba camları,
388
uydu çanakları... Mekanik cisimler bir dokunuşumla bozuluyordu.
C: EM anomalileri.

S: (L) Bu olaylar bendeki veya etrafımdaki birşeyden mi kaynaklanıyordu?


C: Farkındalık değişimleri vs.

S: (L) O süreçte bu olaylara katkıda bulunan herhangi bir kaçırılma veya dünyadışı temas olayı da var mıydı?
C: Keşfet.

S: (L) TR ve JR'nin lambalarla olan deneyimleri de bu tür birşeyle mi ilgili?


C: Belki.

S: (T) Sanırım "açık" ile "belki"yi karşılaştırdığımızda, "belki" evete daha yakın. (L) EM anomalileri ve farkındalık
değişimleriymiş. (J) Etrafında olan bitenlere dikkat etmediğinde böyle şeyleri fark edemiyorsun.
C: Evet.

S: (L) Benim durumumda biraz daha patlayıcıydı. Belki de çok daha fazla karanlıktaydım ve bir anlamda zihnimde büyük
patlamalar meydana gelmesi gerekti.
C: Belki.

S: (T) Daha önce bahsettiğiniz EM dalgası hala gezegeni turluyor mu?


C: Evet.

S: (T) Yapacağı şeyi henüz yapmadı yani, öyle mi?


C: Açık. ... Ekin çemberleri. 1. Bir gezegen "penceresi." 2. Astronomik "ikiz" fenomeni vs. 3. Alternatif akım. 4. Hasat
zamanı ödüllendirilmeyi bekleyin.

S: Salyangoz şekilli oluşum sahte mi?


C: Açık.

S: (L) Ne anlama geliyor?


C: Açık. 5. Gömülü hafıza. 6. Kervan. 7. Özlem. 8. Kavrama yoluyla bilgi. 9. Görüntü doğrulama sunuyor. 10. Bağlantılı
öğrenişler. 11. İletişim.

S: (J) Bu logo olarak kullandıkları. (T) Bunu biliyorlar mı merak ediyorum.


C: Merak et gerçekten! 12. Bilgi aktarımı. 13. Döngüsel kalıpları inceleyerek gerekli ipuçlarını bulun. 14. Aile. 15. Değişim
Sezonu. 16. Büyük ilerleyiş. 17. Bir laboratuar olarak evren. 18. Boyut ötesine geçiş. 19. Fiziksel hayatın resmedilişi. [ç.n.:
grup tarafından resimlerine göz atılmakta olan ekin çemberlerinin anlamsal ifadeleri sanırım.]

S: (L) Bu ekin çemberindeki kirpi neden öldü?


C: Beden kimyasında aşırı faaliyet.

S: (L) Bu şekillerde görülen kirpiler önemli mi?


C: Öğren. Şimdilik sindirecek yeterli materyaliniz var. İyi şanslar ve bir sonraki sefere kadar hoşçakalın.
_______________________

13 Mayıs 1995 Frank, Laura, JR ve TR, SV

C: Merhaba.

S: (L) Merhaba. (J) Kanala başkası mı girdi? (L) Karşımızda kim var?
C: Rolora.

S: (L) Az önce kanala başka biri mi girdi?


C: Belki.

S: (L) Geçen gece annemle birlikte tabladan aldığımız Play 4 (bir şans oyunu) rakamlarının üçü doğru çıktı. Bu rakamlar
hangi kaynaktan geldi?
389
C: Laumer.

S: (L) Ölmüş olmasına rağmen Laumer hala etrafta dolanıyor mu?


C: Eğer seçimleri bu yöndeyse herkes "etrafta dolanabilir."

S: (J) Benim annem ölümünden sonra hiç etrafımızda bulundu mu?


C: Hayır.

S: (L) Şu anda herkesin merak ettiği birşey olduğu için sormak istiyorum; bir süredir hissettiğimiz bu aşırı sıcaklığın
kaynağı nedir?
C: Normal hava kalıbı değişimi.

S: (L) Peki klima neden evi serin tutmaya yetecek kadar iyi çalışmıyor?
C: Ev, klima göz önünde bulundurulmadan inşa edilmiş.

S: (L) Evet, bunda haklısınız. Pekala, sormak istediğimiz birkaç soru var. Windows Windings dosyasındaki sembollerden
biri, Ann Bailey'in broşürlerinde kullandığı bir sembole çok benziyordu. Bu sembolün kaynağının ne olduğunu öğrenmek
istiyorum.
C: Eterik hafıza.

S: (L) Anlamı nedir ve neden dosyadakinden biraz daha farklı hale getirilmiş?
C: Genel olarak gerçekliğin parçalarının birleşmesi.

S: (L) Bu sembolü reikide kullanmak faydalı olur mu?


C: Evet.

S: (J) Bu sembolün dosyadakinden biraz daha farklı hale getirilmiş olmasının nedeni nedir?
C: "Farklı insanlar için farklı dokunuşlar."

S: (L) Bu konu hakkında bize söyleyebileceğiniz başka birşey var mı?


C: Hayır.

S: (L) Tamam, geçen hafta SV ile Frank'le birlikte benim üzerimde bir yapışık ruh çıkarma celsesi yaptık. Aynı zamanda
kendimizi korumayla ilgili bilgi istedik. O celsede Frank aracılığıyla verilen bilgiler, kendimizi nasıl korumamız gerektiği
konusunda doğru bilgiler miydi?
C: Çoğunlukla.

S: (L) Söylenenlerden biri şuydu; insanları hayatımızdan çıkarma ile ilgili olarak endişelenmemize gerek yok, sadece
taşıdıkları potansiyele dikkat etmemiz gerekiyor ve bu farkındalık, zarar görmemizi engelleyecektir. Bu doğru mu?
C: Büyük ölçüde.

S: (L) Negatif enerji taşıyanlarla temasımızı bazen sınırlandırmanın da iyi bir fikir olduğunu düşünmekte haklı mıyım?
C: Aşırı durumlarda.

S: (L) Yani diğer bir deyişle, eğer bir kişi aşırı derecede negatifse ondan uzak durmak veya iletişimi sınırlandırmak iyi
olacaktır, öyle mi?
C: İyi fikir.

S: (J) Duygusal dengesizliklerim nedeniyle TR ile yaşamakta olduğumuz durum hakkında sormak istiyorum... (L)
Tamam... JR, aslında bu saldırı durumlarını herkes yaşıyor...
C: Mide sorunlarına neden oldu.

S: (L) Mide sorunları mı yaşıyorsun? (J) Her zamankinden fazla değil. (L) Pekala, TR ile JR'nin yaşadığı durum, JR'nin
algıladığı saldırı... Bu gerçekten bir saldırı mıydı?
C: Kısmen.

S: (T) Bunda etkili olan başka ne vardı?


C: Biyolojik değişiklikler.
390

S: (J) Aylık hormonal etkiler mi?


C: Evet.

S: (J) Evet, bu açıklıyor. (L) SV, benim geçmişte yaşadığım bir durumu deneyimliyor. Odasında puslu bir varlık algılıyor.
Bu varlığın, bu sisin kaynağı nedir?
C: ID "kodlu" varlık.

S: (L) Bu ne tür bir varlık oluyor?


C: Sublineer yeti benzeri. (ç.n.; yeti: himalaya dağlarında görüldüğü iddia edilen, saskuaş/kocaayak benzeri bir varlık)

S: (T) Sublineer ne anlama geliyor?


C: Kanal mekanizması tanımlayıcısı.

S: (T) Varlığın kendini gizlemesiyle ilgili mi?


C: Yakın.

S: (L) Boyut perdesinden yanlışlıkla gelen birşey mi ve geri dönmek için S___'nin enerjisine mi ihtiyaç duyuyor?
C: Hayır.

S: (L) Geri dönmekte zorluk mu çekiyor?


C: Geçmişteki iz (imprint) nedeniyle SV'yi seçti.

S: (SV) "Geçmişteki iz" derken neyi kastediyorsunuz?


C: Geçmiş ilişkiler, kanallama auranda çatışan izler meydana getirdi.

S: (L) Bu geçmiş ilişki veya izleri değiştirebilmesinin herhangi bir yolu var mı?
C: Travmatik olaylar yaşadığın yerlere git ve "mevcut aural kalıbını yeniden yükle."

S: (SV) Bu tüm ülke olabilir. (T) Gözünde canlandır.


C: Yeterli olmaz, fiziksel olarak gitmeli.

S: (T) Tüm hayatı boyunca herhangi bir yerde yaşadığı herhangi birşey olabilir mi, yoksa yakın zamandakiler mi?
C: Travmatik olaylara kolayca erişilebilir.

S: (L) Yani kendisi bunu kolayca bilebilir. SV'nin bu deneyimini, A___'ya hamileyken benim yaşadığım deneyime çok
benzettim, gerçekten benzer mi?
C: Hayır.

S: (L) Benim gördüğüm sis neydi?


C: Olağandışı stresin neden olduğu varlık izi.

S: (J) Bebek nedeniyle mi?


C: Kısmen. Hamilelikler sıradışı psişik farkındalığa neden olabilir.

S: (L) S___'nin odasındaki bu sisin niyeti nedir?


C: Doğru kavramsallaştırma değil.

S: (SV) Herhangi bir korku duymuyorum, sadece göz yorgunluğunun bir etkisi olup olmadığını merak ediyordum. (T)
Benim geçen gün gördüğüm duman neydi?
C: Ozon.

S: (L) Bugün John aradı ve bana Oklahoma bombalamasından bahsetti. Bunun hakkında fazla konuşmamıştık... İlginç bazı
iddialarda bulundu. Oklahoma bombalaması "içeriden" yapılan bir iş miydi? Yani devletin kendi ajanları tarafından mı
yapıldı?
C: Hayır!

S: (L) Oklahoma bombalaması, gerçekten tutuklanan kişiler tarafından mı yapıldı?


391
C: Evet.

S: (L) Bu bombalama olayı, bina yanına park edilen kamyona yerleştirilmiş olan gübre bombasıyla mı gerçekleştirildi?
C: Evet.

S: (L) Bina içindeki bir bombayla yapılmadı mı?


C: Hayır.

S: (L) Timothy McVeigh bu olayı kendisi dışındaki güçlerin etkisiyle mi gerçekleştirdi?


C: Evet.

S: (L) Bu güçler insan mıydı yoksa başka mı?


C: Başka.

S: (L) "The Politics of Metaphysics" (Metafizik Siyaseti) yazımda yazdığım gibi miydi?
C: Evet.

S: (L) O yazı esasen kanallanmış mıydı?


C: Evet.

S: (J) John'un, bombanın büyüklüğü ile ilgili söylediği şey doğru muydu?
C: Hayır.

S: (T) John'un söylediği herhangi birşey doğru muydu?


C: Genel olarak hayır.

S: (T) Dedikodu yayıyor veya uyduruyor mu?


C: Hareket ettiği çevre içinde.

S: (J) Hangi çevre içinde hareket ediyor?


C: Devlet karşıtı silahlı tipler.

S: (T) Ajan mı?


C: Mesela?

S: (T) Devlet ajanı mı?


C: Hayır.

S: (T) KH ajanı mı?


C: Yakın.

S: (T) Belirli bir gündem mi yaratmaya çalışıyor?


C: Belirli bir gündem yaratmaya çalışanlar onun üzerinden çalışıyor.

S: (T) CIA, NSA, FBI, askeri istihbarat veya buna benzer birşey için çalışmıyor, değil mi?
C: Hayır.

S: (L) Daha önce onun NSA için çalıştığını söylemiştiniz... (T) CIA...
C: CIA'nın açılımı Confusion Is Apparent! (Bariz Kafa Karıştırma)

S: (T) Yani o bir Bariz Kafa Karıştırma ajanı mı?


C: Belki.

S: (J) Onların istediklerini yapıyor ama onların maaş bordrosunda yer almıyor. (T) Aynı başarıyla dezenformasyon yayıyor.
(L) Bir konuşmamızda nereye taşınmak istediğimizden bahsediyorduk. Kocamın kendi fikri var ve hepimizin de kendi
fikirleri var. Bilmek istediğimiz şey ise, mutlu olma ve etrafımızdakilerden hoşnut olma anlamında hangisi daha iyi bir yer;
Güney Dakota mı, yoksa Kuzey Dakota mı?
C: Daha önce de söylediğimiz gibi, taşınmak anlamsız çünkü bu bir 3'üncü yoğunluk düşüncesi. Çalışmalarınız üzerinde
392
çok olumsuz bir etki yapacaktır. "Önemli olan nerede olduğunuz değil, kim ve veya ne olduğunuzdur."

S: (L) Bahsettiğimiz konu bu değildi. Korkudan dolayı taşınmaktan bahsetmiyoruz. Sadece hoşlanmadığımız için artık
burada yaşamak istemediğimiz için taşınmaktan bahsediyoruz! Bu sıcaktan kurtulmak istiyorum!
C: Fazlasıyla 3'üncü yoğunluk!!!

S: (T) Bu birlikte karar verdiğimiz birşeydi. Nuh'un o gemiyi yapması gibi. İyi bir fikir olabileceğini düşünmüştük.
C: O zaman yapın, ama orada olmamızı beklemeyin!

S: (L) TR ve JR'nin acilen daha geniş bir yere ihtiyaçları olduğu için, Kuzey Karolina'ya taşınma dışında onlara ne
önerirsiniz?
C: Daha büyük bir yere sahip olmak mutlaka uzun mesafeli bir yolculuk yapmayı mı gerektiriyor?

S: (J) Hayır, gerektirmiyor, ama St. Petersburg'da büyük bir yer tutmak için gereken parayı vermek istemiyorum. Bu, uzun
süre önce konuştuğumuz birşeydi.
C: St. Petersburg tek seçeneğiniz mi?

S: (J) Bilmiyoruz, bunu öğrenmemiz gerekiyor. İş ve diğer şeyleri göz önünde bulundurmamız gerekiyor. (L) Ekonomik
durumum, taşınmayla ilgili planlarım ve fikirlerim yüzünden mi kötüleşti?
C: Belki.

S: (L) Eğer bu konudaki düşünce kalıplarımı değiştirirsem, bu ekonomik durumumda bir rahatlama sağlar mı?
C: Eğer zihnini tüm olasılıklara açarsan, bu her zaman rahatlama sağlar.

S: (J) Yapmaya çalıştığımız şey de bu. Olasılıklardan biri de Kuzey Karolina'ya taşınmak. (L) Pekala, Evren'in benden ne
yapmamı istediğini bilmiyorum. Sadece bekleyip görmek istiyorum. Bir yön gösterilmesini bekliyorum. Başka ne
yapabilirim?
C: Güzel!

S: (J) Bizim yaptığımız da bu. Zihinlerimizi tüm olasılıklara açmaya çalışıyoruz. Orada birşeyler açılabilir veya St Pete'de
veya başka yerde. Bilmiyoruz. Doğru kapıyı bulana kadar aramaya devam etmemiz gerekiyor.
C: Bizimle iletişiminizi sürdürmek ve sizinle paylaştığımız bilgileri öğrenmek istediğiniz sürece, pek çok olasılık size
kendini sunacak.

S: (L) Yani kocam iyi bir iş bulacak mı? Lewis'in potansiyeli de mi bu bağlantıyla ilgili?
C: Eğer istediği şey "iyi bir iş" ise evet, ama eğer diğerleri onu istediği şeyin bu olduğuna ikna etmeye çalışıyorsa, o zaman
"akışta" bir engellenme meydana gelmeye devam edecektir! Lewis bizim için çok büyük bir öneme sahip!

S: (L) Neden UFO'lar inmeye başladığında onun ve çocukların beni terk ettiğine dair rüyalar görüp duruyorum?
C: Keşfet.

S: (J) Çünkü bundan korkuyorsun. (L) Onun çok önemli olduğunu söylüyorsunuz. Bize bununla ilgili bir ipucu verir
misiniz lütfen?
C: Herkes çok önemli.

S: (L) Bu noktadan sonra hayatını nasıl şekillendirmesi gerektiği konusunda sizden birkaç tavsiye almak istiyor.
C: Gerçekten yapmak istediğin şeyi yap, diğer herşey yerini bulacaktır, ama hayatını erteleme ve "hayatını hayallerde
geçirme."

S: (L) Pekala bu konu üzerinde fazlasıyla durduk. Artık başka bir konuya geçelim mi?
C: Size bağlı.

S: (J) Bence de bu konu üzerinde fazlasıyla durduk. Neler olacağını bilmiyoruz ve Evren'in bize sunacağı şeyin ne
olduğunu görmeyi bekliyoruz.
C: Güzel! Direnin.

S: (L) Direnmeyi neyle ilgili olarak öneriyorsunuz?


C: Siz.
393

S: (L) Meydana gelen olumsuzluklara karşı mı?


C: Herşey.

S: (J) Hergün yaptığımız da bu.


C: Laura o kadar ağırlaşıyor ki kanal gidip geliyor. Sonraki sorularınızı daha iyi koşullar için saklayın.

S: (L) O halde iyi geceler diyeceğiz.


C: İyi geceler.
____________________________

20 Mayıs 1995 F___, Laura, JR ve TR, SV

S: Merhaba.
C: İki mesaj.

S: (L) Karşımızda kim var?


C: Ritüeller kanalı sınırlandırıyor!

S: (L) Ritüel yapmıyorduk, sadece etrafımızı ışıkla çevreliyorduk. Kendimizi ışıkla ve yaratıcı ışık enerjisiyle sarmamızda
yanlış birşey var mı?
C: Ritüel ritüeldir.

S: (L) Kimle birlikteyiz?


C: Sonow.

S: (L) Neredensin?
C: Kasyopya.

S: (L) Pekala, mesajlar nedir?


C: Birincisi buydu; diğeri ise, henüz çiçeklenmekte olanlanların buradaki enerjiye maruz kalmamasına dikkat edin!

S: (L) Onlar kim? (J) Çocuklar buradaydı. (L) Bu akşam bize vereceğiniz başka bir mesaj var mı?
C: Açık.

S: (L) Açıksınız. Pekala. A___ geçen gece bizim burada yaptığımız çalışmayla ilgili bir okuma yaptı. Vizyonunda, bizi
masanın etrafında otururken görmüş ve masanın merkezinde bir piramit görmüş. Piramit neyi temsil ediyordu?
C: Enerji odaklayıcı.

S: (L) Ayrıca köşede duran başka bir kişi görmüş. Bize o kişinin kim olduğunu söyleyebilir misiniz?
C: Sadece bir izleyici; 3'üncü yoğunluktan olduğu kadar, 5'inci yoğunluktan da pek çok kişiyi çekiyorsunuz!

S: (L) Ayrıca tavandan asılı bir lamba görmüş. O lamba neyi temsil ediyor?
C: Lamba değil, ışık. 6'ncı seviyeyle olan ışık kanalını temsil ediyor.

S: (L) Bir de etrafımızı saran yeşil bir parıltı görmüş ve piramitten hepimizin ellerine sızan yeşil bir çamur. Bu neyi temsil
ediyordu?
C: Okuma sırasında 4'üncü seviye KH'den gelen bir interferanstı.

S: (T) Bunları geçen haftaki celseyle ilgili olarak mı gördü?


C: Genel.

S: (L) Algıladığı interferans bizim çalışmamızda mıydı, yoksa onun çalışmamızı algılayışı üzerindeki bir interferans mıydı?
C: İkincisi.

S: (L) Yani KH, yaptığımız şeyi farklı bir şekilde algılaması için, yaptığı okumaya müdahalede bulunuyordu, öyle mi?
C: Evet.
394
S: (L) Pekala, geçen hafta eğer Kuzey Karolina'ya taşınırsak orada olmayacağınızı söylediniz. Bu bize çok garip geldi
çünkü sizinle olan bağlantımızın böyle bir sınırlılığı olmayacağını düşünüyorduk. Buna tepkimiz çok olumsuzdu. Bu konu
hakkında yorumunuzu istiyoruz.
C: Bunun üzerinde durmanıza gerek yok. Bir amaç için, pek çok enerji transferi kesişimlerinin bir neticesi olarak bir araya
getirildiniz! Seçtiğiniz herhangi bir yolu izlemekte her zaman özgürsünüz, fakat eğer fiziksel ikametgahınız gibi 3'üncü
seviye konular üzerinde odaklanırsanız, grubunuzda bölünme riskiyle karşı karşıya kalırsınız! Çünkü bu tür düşünce ve
potansiyel eylemler, her bir üyedeki 3'üncü seviye KH hislerini güçlendirecek ve kanalın parçalanması riskini yaratacaktır.
Şimdi, lütfen şunun farkına varın; bu noktaya gelmenizi sağlayan özgün bir güç kombinasyonunuz var. Bu hassas birşey ve
kimyasındaki herhangi büyük bir değişiklik kaçınılmaz olarak "bütün resmi" değiştirecektir.

S: (L) "Büyük değişiklik" derken, grup üyelerinin ayrılmasını mı kastediyorsunuz?


C: Mesajımızı bitirmedik. Fiziksel yerinizi değiştirirseniz, her üyenin eşit miktarda memnun olması mümkün olmaz ve
çatlaklar başgösterir. Şimdi bunun üzerinde düşünün. Hepiniz bu yerde olmayı seçtiniz. Hatta bazılarınız bunu 5'inci
yoğunluktayken seçti! O yüzden, fiziksel mekanla ilgili algılanan memnuniyetsizlikler geçici ve diğer pek çok şey gibi,
sadece 4'üncü seviye KH saldırıları değil, aynı zamanda içte meydana gelen değişimlerin bir sonucu ve semptomudur.
Diğer pek çok grup, algılanan taşınma gereksinimi nedeniyle başarılı bir şekilde saptırıldılar ve tahmin edebileceğiniz
sonuçlarla karşılaştılar! O gruplardan biri olmamanızı tavsiye ediyoruz!

S: (F) Bir araya gelme sebeplerimizden biri de fiziksel olarak birbirimize yakın olmamızdı. (J) Evet! (F) Eğer bunu
bozarsak... (SV) Bazılarımız bunu 5'inci seviyedeyken seçmiş, yani bu bir nevi önceden belirlenmiş birşey. (F) Evet! O
kadar hassas koşullarla bu noktada bulunuyoruz ki, herhangi büyük bir değişim... (L) Eğer başka bir yere taşınırsak,
bazılarımız bu taşınmadan memnun olmaz ve dolayısıyla aramızda kişisel sorunlar meydana gelir ve bu da grubu sona
erdirebilir. ... (SV) Cayce okumalarına göre, yaşamlarımızın pek çok özelliğine, enkarne olmadan önce 5'inci seviyede
karar veriliyor. Demek ki hepimiz orada bir araya gelmişiz ve bu çalışmayı yapmak üzere New Port Richey'e gelmeye karar
vermişiz! (L) New Port Richey! (J) Kendi durumumuz itibariyle, minik evimizden başka bir yere taşınmak istiyoruz... (L)
Oradan asla çıkamayacakmış gibi bir endişe gösteriyorsun! (J) Ou, hayır! ... (T) Sadece bu genel bölgeden
uzaklaşmamamız gerektiğini söylediler. Ben öyle anladım. (L) Geçen hafta çok çabuk geçti... (J) Ama diğer taraftan,
hepimizin tüm inatçılıklarına rağmen projeyi sürdürebilmemiz için onlar çok sıkı çalıştılar... [Gülüşme] (T) Burada bir
araya gelmemiz ne kadar uzun zaman aldı! (J) Yeni bir şey değil... TR ve ben yıllardır taşınmayı konuşuyoruz ve belki
birgün taşınacağız. (SV) Ben buradan memnunum. (T) Neler olacağını bilemeyiz. ... (L) Başka bir yere taşınma konusunda
hepimiz eşit oranda istek gösterseydik, gideceğimiz yerde kanal işlemeye devam eder miydi?
C: Evet, ama bahsettiğiniz şey muhtemel değil.

S: ... (L) Artık net bir şekilde burada neler olduğunu bize açıklayacak mısınız? Belli ki herşey belirli bir sebeple bu noktaya
geldi. Bazı şeylerle ilgili ipuçları, benzetmeler yaptınız ama...
C: Bunu süreç gerçekleşirken keşfedeceksiniz. Eğer size bir "önizleme" sunulsaydı, "bağlarınız çözülürdü."

S: (L) Bilmek istemiyorum! (T) Bana bir önizleme verin! (L) Önizleme istemiyoruz! ...
C: Hayır.

S: (T) Bu grup tamamlandı mı?


C: Açık.

S: (T) Gelecek başkaları da var mı?


C: Çok muhtemel.

S: (T) Taşınamayacak olmamızın bir nedeni de bu olabilir, çünkü bu civarda gruba katılacak başkaları da olabilir. ... (L)
Hepimizin burada olmayı seçtiğini söylediniz, bu doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Ve belirli bir amaç için birlikte çalışmayı seçtik, doğru mu?
C: Yakın.

S: (L) Yani hepimizin, ister birlikte, ister ayrı ayrı olsun, bu hayatımızda takip edeceğimiz kendimize özgü amaçları ve
yolu var ve bunlar önceden seçilmiş ve önceden belirlenmiş şeyler, bu doğru mu?
C: Bu, üçüncü seviyedeki herkes için geçerli.

S: (L) Bu odadaki hiç kimse buraya yanlışlıkla gelmedi, doğru mu?


395
C: Evet.

S: (L) Ve bu odadaki hiç kimsenin her gün burada bulunma amacını sorgulamasına gerek yok, doğru mu?
C: Yakın. Ama olayları belirli bir yöne "zorlamaya" yönelik arzulara karşı dikkatli olun; bu, saldırı altında olma işaretidir!
Herşeyin doğal bir şekilde yerini bulmasına müsaade edin!

S: (L) Pekala. (J) Evimizin çok küçük olması ve başka bir yer bulma ihtiyacımız konusunda TR ve bana söyleyebilecek
birşeyiniz var mı?
C: Şu anki yerinizden ayrılmamanız için hiçbir neden yok.

S: (L) Geçen gün çok tuhaf birşey oldu. Bize her zaman mesafeli olan komşumuz gelip LM'ye iş bulma hususunda yardım
teklif etti. Neden?
C: Eşit ölçüde şanssızlıklar yaşadığınız dönemlerde yardımcı olabilmek için zaman zaman önünüze bazı "fırsatlar"
çıkarıyoruz!

S: (L) LM iş bulacak mı?


C: LM'ye bağlı. Bunlar yalnızca fırsat; bir garanti değil. Diğer bir deyişle, sizi elinizden tutup götüremeyiz.

S: Ona bir iş bulabilirseniz çok teşekkür ederim.


C: Birşey değil.

S: (L) Peki, katıldığımız konferanstan bahsedelim. (T) Bizim için iyi bir konferans mıydı?
C: Hayır.

S: (T) Konuşmacılar?
C: Hayır.

S: (T) Bay O'L___'nin aklı başında mıydı?


C: Açık.

S: [Gülüşme] (L) Orada broşürümüzü dağıtmamız nasıldı? (T) Evet, bu iyi bir fikir miydi?
C: Bu konuda elinizdekileri "dört rüzgara dağıtmaktan" ziyade, daha kontrollü davranmak akıllıca olabilir.

S: (L) Ama insanlarla bağlantı kurmak için çaba göstermemizi söylemiştiniz. (J) G___'ye daha fazla broşür kopyası
vermeyeyim mi?
C: Açık.

S: (L) Genel bir dağıtım yerine belirli bir izleyici kitlesine yönelik olduğu için yaptığımız şeyin iyi bir fikir olduğunu mu
kastediyorsunuz?
C: Şu ana kadar yeterince dikkatli olmadınız.

S: (L) Ama bu hususla ilgili sorduklarımıza verdiğiniz yanıtlar bu yönde değildi. Neden fikrinizi değiştirdiniz?
C: Keşfet. Bu arada, elinizdekileri kullanarak insanlarla bağlantı kurun derken, bunu rastgele bir şekilde yapmanızı
söylemedik.

S: (L) Ama biz bu konuda zaten çok kontrollü davrandığımızı düşünüyorduk...


C: Son zamanlarda biraz daha dikkatlisin, evet.

S: (L) "Son zamanlarda" derken?


C: Daha önce şu andakinden çok daha az dikkatliydin.

S: (T) İnsanların bizi canlı canlı yemeye hazır olduklarını söylemenden öncesi. (L) Tüm bu saldırılara maruz kalmadan
önce. Bu arada bu bilgileri bilgisayar ağına koyma fikrini tartışıyorduk.
C: Evet, ama isim vermemenizi tavsiye ediyoruz.

S: (T) Yani isimlerimizi koymayalım mı?


C: Evet.
396
S: (T) Evet, internete biyografilerimizi koymamayı konuşuyorduk; sadece kanal bilgilerini ve daha fazla bilgi için adres
koymayı planlıyoruz.
C: Size bağlı.

S: (J) İsimsiz olarak özet biyografi olabilir bence... (L) Neden sadece olduğu gibi celseleri koymuyoruz? Yazarı da
Kasyopyalılar'ın kendileri. (T) Bizi tespit edebilirler. (L) Daha önce bilgisayar ağına yönelmemizi tavsiye etmiştiniz. AOL,
harcadığımız paraya değmedi...
C: Senin fikrin. Karakteristik olarak sabırsızdın.

S: (L) Sabırsızdan çok parasızdım. Uzak mesafe parası veriyordum ve o ay internet bana 150 $'a maloldu.
C: "Tünel vizyonu" nedeniyle ve ilerlemeyi gösteren şeyin ne olduğu konusundaki önyargıların nedeniyle ne kadar önemli
bir ilerleme kaydettiğinin farkında değildin.

S: (T) Bir forum sitesi mi kullanıyordun? (L) Hayır, nasıl yapıldığını bilmiyordum ve sistemi anlayıp çözecek kadar uzun
süre kalmaya param yetmedi. (T) Haberim olsaydı sana gösterirdim. (L) Gördünüz mü, benim hatam değildi, TR'nin
hatasıydı. Bana o sistemi nasıl kullanacağımı göstermedi! Saat başına para ödüyordum. Sadece sabırsızlık değil...
C: Bireysel bir suçlamada bulunmadık.

S: (J) Biraz daha fazla plan yapmamız gerekiyor. (L) Dünyadışı varlıklar tarafından kaçırılma deneyimi yaşayan pek çok
kişinin bahsettiği gibi, her yerde gerçekten bir sürü yeraltı tünelleri olup olmadığını öğrenmek istiyoruz.
C: Evet.

S: (T) Çok uzun bir süredir mi varlar?


C: Subjektif.

S: (T) İnsanlıktan daha mı eskiler?


C: Bazıları.

S: (T) Metro ağı gibi birşey mi? Bir yerden başka bir yere ulaşma amacıyla mı kullanılıyorlar?
C: Evet.

S: (T) Çeşitli yerler arasında gidip gelen trenler falan mı var?


C: Hayır.

S: (T) Bu tünellerde bir yerden başka bir yere ulaşmaya yönelik yüksek teknolojili herhangi bir araç var mı?
C: Subjektif.

S: (L) Bu tünellerde nasıl yolculuk yapıyorlar?


C: Elektromanyetik olarak.

S: (T) Bir araç olmadan tünellerde bir yerden bir yere gidebiliyorlar mı? Yoksa bir tür araç kullanıyorlar mı?
C: Her ikisi.

S: (L) Bu tünelleri kim kullanıyor?


C: Çeşitli.

S: (T) Orada halen birileri var mı?


C: Evet.

S: (T) Bu işin içinde insanlar da var mı?


C: Evet.

S: (T) Bu tünellerin kazılmasında kullanılan insanlar oldu mu?


C: Bazıları.

S: (T) Diğerlerinde insanlardan farklı varlıklar mı vardı?


C: Evet.
397
S: (T) O varlıklar hala orada mı?
C: Evet.

S: (T) Bu tüneller tüm dünyayı kaplayan tam bir ağ mı?


C: Hayır.

S: (T) Tünellerin çoğu nerede?


C: Kuzey Amerika; çünkü şu anda KH'nin "başkenti."

S: (T) Kuzey Amerika dışında başka tünel sistemleri var mı?


C: Evet.

S: (T) Bu, KH'nin işlevsel olduğu yerlerle mi ilişkili?


C: Önemli olan bu değil; faktörlerden yalnızca bir tanesi.

S: (T) Buradan Antarktika'ya kadar uzanan herhangi bir tünel var mı?
C: Hayır.

S: (T) Bazen yüzeye çıkmak zorunda kalsan da, tünel sistemleri kullanılarak Antarktika'ya gidilebilir mi?
C: Evet.

S: (L) İnsanlar hiç bu tünellere veya yeraltındaki yerlere götürülüyor mu? (T) Kendi iradeleri dışında?
C: Bazen.

S: (T) Antarktika'da bir tür yeraltı üssü var mı?


C: Evet. Sekiz tane.

S: (T) Bunlar geçmişteki tünellerle ilişkili mi?


C: Belirsiz.

S: (T) Antarktika'daki bu yeraltı üslerinden herhangi biri, 2. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından mı yapıldı?
C: Grup.

S: (T) Naziler mi?


C: Unutmayın, herşey döngüler ve daireler içinde yapılanıyor.

S: (L) Yani bu tüneller Konsorsiyum tarafından yapıldı ve onlara ait, doğru mu?
C: Daireler içinde daireler.

S: (L) Masonlar gibi mi?


C: Bahsettiğimiz kavramın örneklerinden biri.

S: (T) JR ve benim bir arkadaşımız, Kuzey Amerika tünel sistemlerinin girişlerini bulan bir tanıdığı olduğunu söyledi.
Girişlerden biri Adirondacs'te, bir diğeri de Mamut Mağarası parkındaymış.
C: Evet, ama binlerce giriş var. Bir "şok edici" için hazır mısınız?

S: (J) Ou, şok ediciler için her zaman hazır olduğumuzu biliyorsunuz. (L) Tabii ki! (T) Pekala, bizi şok edin. (J) Hazırız!
C: Ayaklarınızın altında bir tünel var!

S: (J) Bunu söyleyeceklerini biliyordum. (T) Tabii ya! Bodrumda açtığımız çukur oraya mı gidecek?
C: Size bağlı!

S: (L) Ayaklarımızın ne kadar altında?


C: 600 metre.

S: (T) O tünelde hareket eden herhangi birşey var mı?


C: Belirsiz.
398
S: (T) O tünel kullanılıyor mu?
C: Evet.

S: (L) Şu anda bile mi?


C: Açık.

S: (L) Temel olarak kim tarafından kullanılıyor?


C: Açık.

S: (T) Aşağıda insanlar var mı?


C: Bazen; dikkatle dinlerseniz, yüksek sonik patlamalar ve makine sesleri duyabilirsiniz.

S: (L) Evdeki cihazların sürekli bozulmasına neden olan şey oradaki elektronik şeyler mi?
C: Belki.

S: (L) Klimadaki sorun nedir?


C: Sigorta.

S: (SV) Bu tünel, Büyük Bulvar'daki taş evde kimsenin açamadığı koridorla bağlantılı mı?
C: Açık.

S: (T) Altımızdaki bu tünelin bu civarda bir yerde girişi var mı?


C: Elektrik santrali yakınında.

S: (T) Crystal River mı? (L) Hayır, Anclote. (T) Elektrik santralinin orada inşa edilmesinin nedeni bu mu?
C: İlişkili; eski Nike füzesi üssü.

S: (T) Altımızdaki bu tünelin uzanış istikameti nedir?


C: Doğu - Batı.

S: (T) Meksika Körfezi'ni geçiyor mu?


C: Hayır.

S: (T) Batı ucu nerede sona eriyor?


C: Az önce tanımlandı.

S: (T) Elektrik santrali. (T) Peki Doğu ucu nereye gidiyor?


C: Lakeland yakını.

S: (T) Lakeland'ta tünel giriş yeri üzerinde ne var? Neden Lakeland?


C: Önemli değil.

S: (L) Yüzeydeki şeyin tünelle bir ilgisi olmayabilir.


C: Transfer noktası ve yönlendirme.

S: (T) Bu tünele ulaşan, bu tünelle kesişen başka bir tünel var mı?
C: Evet.

S: (T) Lakeland yakınında mı?


C: Evet.

S: (T) Transfer noktası derken kastettiğiniz şey bu mu?


C: Evet.

S: (T) O tünel Kuzey/Güney istikametinde mi uzanıyor?


C: Evet.

S: (T) Doğu sahilinden geçiyor mu?


399
C: Hayır.

S: (L) Lakeland, eyaletin merkezinde. (T) Nereye gidiyor? Bu tali tüneller, doğu sahili boyunca uzanan bir ana tünele mi
gidiyor?
C: Hepsi bağlantılı.

S: (T) Yani metro veya otobüs hattı gibi, öyle mi? Buradan daha güneyde bir tünel var mı?
C: Evet.

S: (T) En güneydeki tünel nereye kadar gidiyor?


C: Antarktika.

S: (J) St. Petersburg'da evimizin yakınında bir tünel var mı?


C: Hayır.

S: (T) Mac Dill'e giden bir tünel var mı?


C: Hayır.

S: (L) Sanırım genel olarak yüzeydeki yapılar çok önemli değil. (T) Askeri üssü düşünüyordum. (L) Belirli örnekler dışında
tüneller ile tünellerin üzerinde yüzeydeki yapılar arasında bir bağlantı yok sanırım. (J) Ama önce hangisi vardı; tüneller mi,
yoksa yüzeydeki yapılar mı? (L) Tünellerin çok uzun bir zamandır orada olduğu belli ve belirli yerlerde yüzeydeki yapılar
özellikle tüneli kullanmak üzere inşa edilmiş olabilir ancak Lakeland'ın oraya kurulması tünellerle ilgili olmayabilir. (T)
Lakeland yakınında tünel sistemine bir giriş yok mu?
C: Evet.

S: (J) ____'de tünel var mı?


C: Fosfat fabrikası.

S: (T) Fosfat fabrikasında tünele bir giriş mi var? ...


C: Maden.

S: (T) Fosfat madenlerinin birinde bir tünel girişi mi var?


C: Evet.

S: ... (T) Altımızda bir tünel olmasının kanalla bir ilgisi var mı?
C: Belki.

S: (T) Altımızda büyük bir EM kaynağı olduğu için o EM enerjisinden faydalanıyor muyuz?
C: Dolaylı yoldan faydası oluyor.
_________________________

26 Mayıs 1995 Frank, Laura, S___

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba. Neden olmasın S___?

S: (L) SV'yi tablada mı istiyorsunuz?


C: Sana ve ona bağlı; sadece sorduk; büyütülecek birşey değil

S: (L) O notları alıyor.


C: Tamam. Merhaba.

S: (L) İsmini alabilir miyiz?


C: Ror.

S: (L) Neredensin?
C: Kasyopya.
400

S: (L) Bu akşam birkaç sorumuz var...


C: Sorun.

S: (L) İlk soru, bu yıl daha önce TR ve JR'ye yaptığınız saldırı uyarısıyla ilgili...
C: Evet.

S: (L) Şu anda saldırı altında olmalarından endişeleniyoruz.


C: Evet.

S: (L) TR ilginç bir iş teklifi aldı ve görünüşe göre çok özel koşullara sahip bir teklifmiş. İşe başladığında ise oranın ona
uygun bir yer olmadığını hissetmiş ve dört saat sonra işi bırakmış. Anladığım kadarıyla TR, o işten ayrılması gerektiği
duygusunu, ona içten gelen koruyucu bir bilgi olarak algılamış ve oranın onun için uygun bir yer olmadığını düşünmüş.
Söylediği bu şeyde dikkatimi çeken ipucu ise "hissetme" kelimesi oldu, yani bu işe karşı "negatif hisler" duymuş ve bu işi
negatif birşey olarak algılamış ve belki de yapısına uygun insanları ve deneyimleri bulabileceği bu işten ayrılmış. İlginç bir
şekilde JR de aynı şeyleri hissetmiş. Şimdi, sormak istediğim...
C: Haklısın.

S: (L) Yani bu işi bırakması, saldırının bir parçasıydı, öyle mi?


C: Evet. Saldırıdan kaynaklandı.

S: (L) Peki bunun neticeleri ne olabilir? Ekonomik sıkıntı mı?


C: Açık.

S: (L) Yani bu noktada, bu konuyla uğraşmak zorunda kalacaklar, doğru mu?


C: Saldırıların çok çeşitli sonuçları vardır.

S: (L) Yani sadece ekonomik sorunlar değil, tamamen başka şeyler de olabilir, öyle mi?
C: Evet.

S: (L) Sanırım TR son zamanlarda, tıpkı benim gibi, genel olarak çok negatif hisler duyuyordu. Bu doğru bir değerlendirme
mi?
C: Ona hislerin açığa çıkarılmasını gerektiğini söyle, yoksa birer sorun haline gelirler. Kilit nokta, iletişim.

S: (L) Evet bunu biliyoruz. Aklıma gelen bazı şeyleri ona telefonda söylemeye çalıştım ve duygulara güvenilemeyeceğini
söyledim ama bu olayda hislerinin güvenilir olduğundan emin olduğunu düşündüğü için söylemek istediklerimi söyletmedi.
Sürekli "his" kelimesini kullandı. Ona bunu ifade etmeye çalıştım.
C: TR'nin iletişim kurması gerekiyor. [Telefon çalıyor ve JR ve TR'yle görüşüyoruz.]

S: (L) Görüşmemizi dinliyor muydunuz?


C: Elbette, her zaman olduğu gibi.

S: (L) Bu çok rahatlatıcı. (SV) Evet. Ben de Kasyopyalılar duymasın diye birşeyi senin kulağına fısıldamıştım, hatırlıyor
musun? (L) Evet!
C: Ha! Ha!

S: (SV) Beni duymuşlar! (L) Pekala. TR'ye burada tartışmakta olduğumuz şeyleri söyledim ama TR doğru yolda
olduğundan çok emin ve açıkçası beni de bayağı ikna etti.
C: Saldırı. TR'nin Frank ve SV hakkındaki hislerini incele, "semptomları" görmüyor musun?

S: (L) Evet, sanırım algılıyorum çünkü kısa süre önce bunu ben de yaşadım ve zaman zaman bu yüzden çok sıkıntı
çekiyorum. Saldırıyı nasıl durdurabileceğimiz hakkında bize birkaç tavsiyede bulunabilir misiniz?
C: Uygun kişilere duygu ve düşüncelerini açması gerekiyor.

S: (L) Yani içimizdeki herşeyi ortaya koyarsak, bu saldırının durdurulmasına yardımcı olur mu?
C: Evet. Balon gibi patlar.

S: (L) Kendi ekonomik durumumu göz önünde bulunduracak olursam... TR ve JR az önce çok yerinde ve zamanında bir
401
yardım teklif ettiler, ama bu yalnızca bir yara-bandı...
C: Size yardımcı oluyoruz ve hazır olduğunda, herkese büyük miktarlarda para gelecek.

S: (SV) Tüm mesele "büyükten" ne anladığın. (L) Ben "büyüğü" milyonlar olarak anlıyorum. (SV) Bu benim anladığımın
ötesinde. O kadar çok parayla ne yapardım ki? (L) Sana yardımcı olabilirim! (SV) Ben de bunu söylemeni umuyordum!
C: Başarırsınız!

S: [Gülüşme] (L) Pekala, ne yapmam gerektiğinden kesin emin olana kadar, taşınma dahil hiçbir konuyu zorlamamaya
karar verdim. Bizi bilgilendireceğinizden eminim.
C: Evet.

S: (L) Yani yapmamız gereken tek şey, olduğumuz yerde kendimizi mutlu etmeye çalışmak.
C: Aferin akıllı kız!

S: (L) Metafizik konferansında aura fotoğraflarımızı çektirdik. Renk temsili anlamında o fotoğraflar doğru muydu?
C: Evet.

S: (L) Frank'in çok hoş bir aurası vardı. Ama kafa karıştırıcı birkaç şey de vardı. SV'nin aurasındaki renkler çok dar ve
vücuduna yakındı. Bu neyi gösteriyor?
C: Mide sorunları.

S: (L) Mide sorunlarını hafifletmek için ne yapabilir?


C: Diyetinde değişiklik yapabilir.

S: (L) Ne gibi?
C: Nişasta ve yağlar sürekli olarak azaltılmalı.

S: (L) Peki diyetine ne eklemesini önerirsiniz?


C: Meyve.

S: (L) Belirli bir tür mü?


C: Her tür.

S: (L) Mikrodalgada pişirilen yemekler zararlı mı?


C: Çok değil.

S: (L) SV'nin aurasındaki renkler, genel olarak onun renklerinin hangileri olduğunu doğru bir şekilde gösteriyor mu?
C: Ölçütler içte değişir, ve içsel değişiklikler de aurada değişiklikler meydana getirir.

S: (L) Auranın rengi, psişik saldırıyı gösterebilir mi?


C: Belki.

S: (L) Michael Lindemann'a celse materyalimizin bir kısmını verdik. Nihai tepkisinin ne olacağını öğrenmek istiyorum.
Çok etkilenmişe benzemiyordu ve okuyacağını da pek tahmin etmiyorum.
C: Bırak aksın.

S: (L) Linda Howe'a da bir kısım verdim. Ona bir faydası olacak mı?
C: Dikkatle inceliyor.

S: (L) Bu dağıtımlardan herhangi bir yanıt, bir sonuç alacak mıyız?


C: Evet.

S: (L) Hiç olumlu tepki alacak mıyız?


C: Evet. Bize güvendiğiniz sürece sizi yönlendiriyoruz, çünkü biz siziz! Saldırı her zaman, doğrudan veya dolaylı olarak,
bu güveni yok etmeye yönelik olarak tasarlanır. Bunun örneklerini görmek için kendi yaşadıklarını hatırla.

S: (L) Yani saldırı her zaman güvenimizi sarsmaya yönelik olarak düzenleniyor.
C: O ya da bu şekilde.
402

S: (L) Karşılaştığımız önemli durumlardan biri de, SV'nin üzerinde çalışma yaptığı çeşitli bazı kişilerin negatif bir enerji
kaynağı olabileceği ihtimali. Çalıştığı insanlarda negatif enerji olabileceğini bilmesi, herhangi biri üzerinde çalışırken
yeterli bir korumaya sahip olmasını sağlar mı?
C: Eğer bilgi, psişik kanallar yoluyla uygun şekilde kullanılırsa korumayı güçlendirir; bu nedenle, eğer dikkat, ihtiyat ve
farkındalık uygulanırsa, negatif enerjiyle bu tür karşılaşmalar olumlu sonuçlar doğurur.

S: (F) Yani TR, kendini bir kabuk içine koyarak, bu anlamda kendini güçlendirme yönünde bir fırsattan mahrum mu kalmış
oldu?
C: Evet. Bu aynı zamanda ona sunulana gösterdiği bir inanç eksikliği. Korunmayı zayıflatıcı bir etki yapıyor.

S: (SV) Belki de kimseye kimin üzerinde çalıştığımı söylememem gerekiyor. (L) Hayır, yaptığımız şeyleri birbirimize
söylemezlik edemeyiz çünkü bu birbirimize güvenmiyoruz anlamına gelir. Kendimize ve birbirimize karşı daha olgun
davranmalıyız. (F) Herşey o ya da bu şekilde ortaya çıkıyor. (L) Dikey gerçeklikler hakkında birşey sorabilir miyim?
C: Yanıtlar için TR ve JR'nin de burada olmasını bekle.

S: (L) Tamam, meraktan öldüğüm için acele ettim.


C: İyi geceler.
___________________________

27 Mayıs 1995 Frank, Laura, JR ve TR, Carla ve Roger Santilli

C: Ruswo.

S: (L) Sanırım ismi bu. Merhaba, bu akşam nasılsınız? (T) Kiminle birlikteyiz?
C: İsim verildi.

S: (T) Neredensin?
C: Kasyopya.

S: (T) Bu gece nasılsınız?


C: İyi.

S: (T) Biz de iyiyiz. Bu gece bazı konuklarımız var.


C: Güzel.

S: (T) Roger ve Carla Santilli bizle birlikte. Birazdan Roger'in soracağı bazı sorular olacak.
C: Merhaba Roger.

S: (RS) Merhaba. (T) Başlangıç olarak bahsetmek istediğiniz birşey var mı?
C: Kanal açık.

S: (L) Pekala, S___ ve benim merak ettiğimiz soruyla başlayalım: Merkür geri hareket ederken reiki inisiyasyonu vermem
sağlıklı olur mu?
C: Elbette!

S: (L) Ben de öyle düşünmüştüm. Evet Roger, istediğini sor. (RS) UFO'ların itiş sistemi hakkında herhangi bir ipucu alıp
alamayacağımızı öğrenmek istiyordum.
C: Tabii ki!

S: (RS) UFO'ların itiş sisteminin mekanizması nedir?


C: Bu şekilde sorulduğu zaman yanıtın verilmesi çok zor, çünkü çoklu gerçekliklerden, çoklu yoğunluk seviyelerinden ve
ayrıca çok çeşitli modlardan bahsediyoruz!!

S: (RS) Madde alanındaki bir anti-parçacığın karşılaştığı çekim çekici midir, yoksa itici mi?
C: Senin çalışmalarına paralel olarak düşünüldüğü zaman itici, ancak önceki yanıtta kastedildiği gibi, sizlerin çok aşina
olduğu bu boyutun dışında da boyutlar var.
403

S: (RS) Bir sonraki sorum şu: parçacıklar ve madde bizim zaman doğrultumuzda hareket ediyor; peki anti-parçacıklar ve
anti-madde zamanda geri mi akıyor?
C: Bunu denklemin yalnızca yedide biri olarak düşün Roger!

S: (L) Üçüncü yoğunluk seviyesinde bunun doğru olup olmadığı konusunda bir yanıt alabilir miyiz?
C: Geri.

S: (RS) Evet! UFO'ların itiş sistemleriyle ilgileniyorum ve yıldızlararası uzak mesafeleri katetmenin tek yolu olarak
algıladığım şey ise bir "mekan/zaman" makinesine sahip olmak. Bir şekilde zaman ve makanı katlamadıkça çok büyük
mesafeleri aşamayız. Mekanı katlamak için, onu zamanla birlikte katlaman gerekir. Bir mekan/zaman makinen olmadıkçta,
yıldızlararası yolculuk yapamazsın. Fakat mekan/zaman makinesi, zamanda ileri ve geri hareket etme yeteneğine de sahip
olmak demek. (L) Evet, böyle bir imkanla zamanda ileri-geri hareket yoluyla istediğin yere bir anda gidebilirsin. (RS) Anti-
maddeyi bir itiş gücü olarak kullanıp kullanamayacağımızı sormamın nedeni buydu, çünkü doğru yönde itici olurdu. İkinci
soru ise, anti-maddeyi kullandığımızda zamanda geri mi gideceğimizdi. Çünkü gözlenen UFO'lar mekanda hareket edip
zamanda hareket etmiyor olabilir, veya zamanda hareket edip mekanda hareket etmiyor olabilir. Bir UFO gördüğünde, bu
onun seninle aynı zaman içinde olduğu anlamına gelmez. Tamamen farklı bir zamanda olabilir. (L) Bazen tanığın gözleri
önünde yok oluyorlar ve buradaki soru şu: nereye gidiyorlar? (RS) Mekanda sabit olup zamanda hareket ediyor olabilirler.
Veya geri hareket ediyorlar. (L) Ve hiç zaman kaybı yaşanmamış gibi görünen pek çok kaçırılma raporları var. Geliyorlar,
kurbanı alıyorlar, istediklerini yapıyorlar ve sonra da birkaç saniye farkla veya tam olarak aldıkları saniye içinde onu yerine
geri bırakıyorlar! (RS) Evet! Yazdığım bu makale tam da bu konu hakkında! Eğer anti-parçacıklar gerçekten yükselirse, o
halde mecburen zamanda geriye doğru gitmeleri gerekir. O halde bundan yararlanıyorlar: bir kaçırılma, aracın içinde
herhangi bir süre devam edebilir ama bizim zamanımızda, üçüncü seviyede ise hiç zaman geçmez! (L) Evet, aynen! Bir de
aracın dışarıdan küçük görünmesi ama içinin devasa büyüklükte olması fenomeni var! (RS) Herşey burada düğümleniyor!
Bu çok heyecan verici. Dili öğreniyorum. Bizim üçüncü seviyemizde mekan ve zamanda hareket, zaman ve mekan
birimindeki değişiklik yoluyla gerçekleşiyor; birim tersine çevrilebilir mi?
C: Evet, "4'üncüden 3'üncüye geçiş" dediğimizde bahsettiğimiz şey aynen bu.

S: (RS) Yani onlar 4'üncüden 3'üncüye yolculuk yaptıklarında, birimi ters çeviriyorlar. Dergiye verdiğim makalenin konusu
da işte bu! [Kitabı kaldırıyor.] Bu, Ukrayna'da yayınlandı [bir sayfayı açıyor ve diyagram ve denklemleri gösteriyor]. Bu,
anti-çekimi test etmeye yönelik bir deney. Üç kilometre uzunluğunda içi vakumlu bir tünel var. İçindeki havayı emip
çıkarıyorlar. İlk yapılan şey, üç kilometrelik tünelin sonunda çekimsiz noktanın tanımlanması için fotonların fırlatılması.
İkinci olarak, bir nötronun fırlatılıyor ve biliyoruz ki nötron çekici. Dolayısıyla üç kilometrenin sonunda enerji çok, çok
düşük. Bu yüzden nötron o noktaya geldiğinde hiçbir çekim etkisi yok. Üçüncü adım aynı anda bir anti-nötron fırlatmak ve
ne olduğuna bakmak. Bu deney, bu tablanın işlevini bilimsel olarak açıklayacak. Biz buna anti-parçacıkların çekimi
diyoruz çünkü bilmiyoruz. ... Einstein bunun bir nötron kadar çekici olduğunu tahmin ediyor, yani anti-madde ve madde
aynı çekime sahip. Einstein böyle söylüyor. Ama anti-madde, 1915'te Einstein'ın teorisinin öne sürülmesinden 50 yıl sonra
keşfedildi. Bizim teorimize göre bir parçacığın yükselmesinin tek yolu, zamanın tersine çevrilmesi. Başka bir olasılık yok.
Yani eğer bu deney doğruysa, mekan/zaman makinesi kesinlikle doğal bir sonuç ve laboratuarda test edilebilir. Bir
parçacığı zamanda geri ve ileri hareket ettirebilirsin. [Yeni bir diyagram gösteriyor.] Bu diğer deneydeki amaç nötr bir
parçacığın alınıp bir anti-parçacığa maruz bırakılması ama şu anda elimizde anti-madde yok. Yine de bunu yapmanın
yolları var ve parçacığın hangi yöne hareket ettiği ölçülebilir. Birimler konusu çok önemli, temel bir konu çünkü örneğin
bir UFO'nun dışındayken onu bir araba büyüklüğünde grüyorsun ama içine giren insanlar çok büyük bir iç alanı olduğunu
söylüyor. Birimleri ters çevirmekten başka bir yolu yok bunun. Bizim bir santimetremiz, o araç içinde tamamen farklı bir
ölçüde olabilir. Bizim için birim, üç yönde de aynıdır. Ama öyle bir aracın içinde olduğunda, farklı yönlerde farklı birimler
olabilir. Bir küpün içine girdiğinde, içeride hem boyutlar hem de şekil farklı olabilir.
C: Yoğunluk sınır geçişi farkındalığı. Roger'ın yoğunluk tanımlarıyla aşinalığı var mı?

S: (L) Hiç yoğunluk tanımı yapmış mıydık TR? (T) Sadece yedi seviye hakkında. (L) Peki, yoğunluk tanımı nedir?
C: Bilgi tabanınızı kullanarak inceleyin; aranızda.

S: (L) Yoğunluktan ne anlıyoruz? (T) Yedi yoğunluk seviyesi var. (L) İlk yoğunluk seviyesi taşlar, mineraller, bitkiler. O
seviye içinde bir farkındalıkları var. Taşlar bile büyüyüp hareket edebiliyor, ama bunu o kadar yavaş bir şekilde yapıyorlar
ki, biz algılayamıyoruz. İkinci seviye hayvanlar krallığı. Bu yoğunluktaki farkındalık geometrik ilerleme ile ilgili. İlk
seviyedeki farkındalık düz bir çizgi şeklinde. İkinci seviyenin farkındalığı ise çizginin kendine dik hareketle bir alan
oluşturmasına dayalı, yani düzlemler. Üçüncü yoğunlukta insanlar var ve düzlemin kendine dik açıyla hareketine dayalı bir
farkındalığı var, ama bunu hiç tam olarak deneyimleyemiyoruz. Herşeyi yalnızca üç boyutlu olarak görüyoruz çünkü hafıza
ve bilgiye dayalı bir ilüzyon yaratıyoruz. Baktığımız herhangi birşeyin öbür tarafını veya içini bilemiyoruz. (J) Heinlein'ın
404
kitabındaki denekler, bir yapıya farklı açılardan baktırıldıkları halde, sorulduğu zaman yalnızca soru anında
görebildiklerine göre yanıt veriyorlardı... (L) Üçüncü yoğunluk böyle birşey. Herşeyi kendi algımıza göre bilebiliyoruz.
Yani birinci yoğunluğu ikinciye, üçüncüye ve dördüncüye uygulayarak dördüncü yoğunluğun nasıl birşey olduğunu
anlamaya çalışıyoruz. Dördüncü yoğunlukta herhangi bir cismi aynı anda tüm yönlerden görebiliyorsun. (T) Her yoğunluk,
kendi altındaki yoğunlukları da kapsıyor, yani dördüncü yoğunluk, ilk üç yoğunluğa yeni bir yoğunluğun eklenmiş hali.
Buna göre beşinci yoğunluk da, dördüncü yoğunluğun kendine dik açı yapan hali oluyor. Aynı şey altıncı yoğunluk ve
Kasyopyalıların "Bir" olarak isimlendirdikleri yedinci yoğunluk için de geçerli. Tamamlanma noktası. (L) Tüm bu şeyleri
nasıl ifade edeceğimiz konusunda hiçbir fikrimiz yok. Bize Boyutötesi Atomik Remolekülerizatörlerden bahsettiler, öyle
birşeyi nasıl yapabileceğimizi sorduk. Oturup bir iki gün boyunca onları dinleyip notlar alacak vaktimiz olup olmadığını
sordular. (RS) Benim var! Benim var! (L) Evet, biz de öyle söyledik ama gerekli parçaları nereden bulacağımızı sordular.
(RS) Bu tıpkı Roma devrinde elektronik cihazlar yapmaya çalışmak gibi... (T) Veya bir köpekten bir kol saati yapmasını
istemek gibi. ... (RS) Algımızın ne kadar aldatıcı olduğu konusu, deniz kabuklarıyla bilimsel olarak kanıtlandı. Bunu sizinle
konuşmuştuk değil mi? (T) Evet. (RS) Üçüncü seviyede, boyutun değerinin mevcut enerji ile değiştirildiği veya birimin
değerini değiştirmek için enerjinin kullanıldığı doğru mu?
C: Bu kavram yoğunluk sınırını aşıyor; üçüncü seviye ile sınırlı değil.

S: (RS) Dördüncü seviyeye geçiyor. Bu da UFO'ların itiş sistemini açıklıyor.


C: Farkındalıkta meydana gelen "patlamanın" nedeni yaklaşan dalga. Şimdi, bunu gözünüzde canlandırın, yanıtlar orada....
Bir süre bunun üzerinde düşündükten sonra Roger şu anda ruhunun "merkezinde" yer alan bulmacayı çözmesini sağlayacak
büyük soruya "rastlayacak"; şu anda sadece tek bir parça eksik. ...

S: (T) Dördüncü yoğunlukla birlikte fiziksellikle sınırlılık sona eriyor. Anahtar kelimesi ise "fizikselliğin değişkenliği."
3'üncü yoğunluktan 4'üncü yoğunluğa geçiliyor ve yedinci yoğunluğa kadar yükseliş devam ediyor. Bilgini, farkındalığını
belirli bir seviyeye çıkardığında bir sonraki seviyeye geçebiliyorsun. Üçüncü yoğunluktan dördüncüye geçtiğimizde,
gerçekliğimizin ne olduğunu zihnimizde canlandırma ve buna karar verme yeteneğimiz var. Dördüncü seviyeden itibaren
gerçekliği kendimiz yaratıyoruz. Yani belirli bir noktadan sonra artık somut bir gerçeklik olmayabilir. Herşey enerji olabilir
ve biz de ışıktan varlıklar... Sadece düşünce yoluyla dilediğimiz somutlukta gerçeklikler yaratabiliriz. Dördüncü
yoğunluktan itibaren, bizim algıladığımız şekliyle zaman diye birşey yok. Bizim zaman algımız yalnızca ilk üç yoğunluk
için geçerli. (RS) Bizim zamanda ileri ve geri hareket dediğimiz şey, dördüncü seviyede bir anlam ifade etmiyor ve bizim
bu kavramdan algıladıklarımızı kolayca yapabiliyorlar. (L) Tıpkı bir sürü kapı gibi; birinde 1917 yazıyor, diğerinde 1943
veya herneyse, ve istedikleri kapıdan girebiliyorlar. (T) Boyut sınırı kavramı var. Dünya, 4'üncü yoğunluk alanına doğru
gidiyor. Veya o bize doğru geliyor veya her ikisi. Bu yoğunluk geçişi sınırı, boyutlar arasında da bir geçiş sağlıyor.
Kasyopyalılara göre boyutlar yanyana dizili gerçeklikler gibi; bir yoğunluk seviyesi dahilindeki olası sonsuz gerçeklikler.
Yani yoğunluk ile boyut arasında bir fark var. (RS) Bu harika bir toplantı çünkü matematiksel olarak üçüncü seviyeden
dördüncü seviyeye geçiş hakkındaki soruya verilen yanıt, yani birimlerin değiştirilmesi, tam da kitabımda önerdiğim
çözümdü. ... (T) Tüm seviyelerde evrenin hayat dolu olduğu söylendi ve insanlar bunun parçalarından yalnızca bir tanesi.
(L) Ve anladığım kadarıyla, bu gelen yoğunluk sınırının, bu yoğunluk değişiminin hissedildiğini ve bunun bilinci
canlandırdığını söylüyorlar. Gelen şeyin bir Büyük Döngü'nün sona erişi olduğunu söylediler. Bir Büyük Döngü 300.000
yıl... (T) Birkaç yıl eksik veya fazla. (L) Bu Büyük Döngü'nün başlangıcında farkındalığımızın düşürülmesi için genetik
olarak değiştirildik ve DNA'mızda yapılan değişiklikler, zamanı algılamamıza neden oldu. Şu andaki sınırlılığımız
DNA'larımızdaki bir sınırlandırılmayla ilişkili. Şimdi, bu 300.000 yıllık döngünün sonunda pek çok insan, enerjideki
değişimlerin bir sonucu olarak bölünmüş DNA'larını yeniden birleştiriyorlar ve bu onların zihin güçlerinin ve algılarının
katlanarak artmasını sağlıyor. Sanırım Kasyopyalılar bu enerjinin yaptığı etkinin, üzerinde çalıştığımız bulmacanın
tamamlanması için ihtiyaç duyduğumuz hamleyi gerçekleştirmemizi sağladığını söylüyorlar. Şu anda sana verilen
kavramları kullanarak bu gerçekliği algılayabileceksin ve bu sana bir anahtar sağlayacak. (RS) Sanırım soruları doğru bir
şekilde ifade etmezsek... (L) Yanıt alamazsın! Spesifik ol.
C: Aynı kavram alanıyla bağlantısı olmayan çok fazla veri ortaya koyarak akıl karışıklığı yaratmamaya dikkat edin, çünkü
ziyaretçi temel olarak belirli bir hususla ilgileniyor; aşinalığının artması için bırakın veriler araştırmacı tarafından kendine
uygun bir planla hazmedilsin! Matematiği bölümlenmiş dozajlarla öğrenmek gibi!

S: (L) Size bir kerede çok fazla şey söylemememizi öneriyorlar çünkü bu sizi üzerinde çalıştığınız temel sorudan
uzaklaştırır. (RS) Bu çalışmayı MUFON grubuna da bildirmemiz iyi olur! (T) Toplantıda teklif ettik ama istemiyorlar. Bu
MUFON'un prensipleri dışında kalıyor. (L) Maddesel, somut bir nitelikte değil. (RS) Ama kafamdaki bir sürü soru
yanıtlandı! İnanılmaz bir şekilde! Tüm temel sorular yanıtlandı. (J) Neler olduğunu ve nasıl bir iletişimde bulunmakta
olduğumuzu anlayacak teknik bilgiye sahip biriyle ilk kez konuşuyoruz. (RS) Evet, bu beni heyecanlandırdı!
C: Roger'ın enerjisi grubu etkiliyor.

S: (RS) İki kısa soru daha ve sonra susacağım...


405
C: İstediğin kadar soru sor!

S: (RS) Bulunduğumuz üçüncü seviyede anti-madde kullanımı, birimin işaretini değiştirir mi? Yani bu, mekan ve zamanın
işaretinin tersine çevrilmesi anlamına mı gelir? (işaret: artı/eksi)
C: Evet, ama üçüncü seviye varlıkların her zaman karşılaştığı sorun, "diğer" tarafın haritalanmamış olması. Bu nedenle,
dördüncü seviyeden altınca seviyeye kadar olan BH'den yardım almadan, bu alanda deney önermiyoruz.
S: (RS) Bu inanılmaz bir yanıt ve bu da zamanda yolculukla ilgili. Enerji kullanılarak birimlerin rakamsal değeri
değiştirilebiliyor. Zamanda geri gitmek için ise birimin işaretinin değiştirilmesi gerekiyor. Artı bir saniye ile ileri doğru
gidiyoruz ve işareti değiştirecek olursak, eksi bir saniye ile de geçmişe gidiyoruz. Anti-madde kullanarak geçmişe gidip
gidemeyeceğimizi sordum ve onların cevabı da üçüncü seviyeden dördüncü seviyeye geçmekte olduğumuzdu. Tamam, son
bir soru daha.
C: Yanlış, Roger!

S: (L) Bu son sorun olmayacak! [Gülüşme] (J) İstediğin kadar soru sorabileceğini söylediler!
C: Bu celse senin için hazırlandı! Bunun için buraya gelmeni sağladık!! Büyük bir tura başlamak üzeresin; bu gezide
iletişimlerde bulunacak, çalışma bulgularını paylaşacak ve diğer benzer yolları inceleyecek ve araştıracaksın. Bu
yolculuktan edineceğin öğreniş ve bilgiler çok ama çok önemli sonuçlar meydana getirecek! O yüzden, bunu senin "gecen"
olarak düşün!

S: (RS) Israr ediyorlar! O halde, çok önemli başka bir sorum var! Şu anda Yunanistan'da, Santia Üniversitesi'nde (?),
üniversitenin nükleer fizik laboratuarında, benim çalışmalarıma ve buradaki kitaba [Kitabı gösteriyor] dayalı, potansiyel
olarak çok önemli bir deney yapılıyor. Deneyin amacı, çinko 70 veya molibden 100'ü, 1.294 MeV enerjili Gama ışınları ile
bombardımanlayarak yepyeni bir enerji kaynağı bulup bulamayacağımızı görmek. Bu deney başarılı olacak mı? (Carla) A
a!.. Bunu yanıtlamazlar! (J) Bu soruya dokunmayabilirler... (RS) Çinko 70 yeni bir enerji kaynağı olacak mı? Bu maddeler
yeni birer enerji kaynağı olabilir mi?
C: BahsettiğiN tüm deneylerin bir ortak noktası var: Hepsi üçüncü yoğunluğun "sınır çizgisine" dokunuyor.

S: (T) Anti-madde kullanmaktan bahsettiğin zaman şöyle dediler: "Evet" kullanabilirsin, ama olaya tek bir yönden
yaklaşıyorsun ve yukarıdan birinin yardımı olmadan, dördüncü yoğunluk tarafına geçemezsin. Oradan bakabilmek için bir
dördüncü yoğunluk varlığı bulmak zorundasın. Ama sınırdasın, üçüncü yoğunlukta gidilebilecek son noktadasın... (RS)
Bize yardım edecek misiniz? (Carla) Evet, pratik olalım! [Gülüşme]
C: TR'nin verdiği yanıt tam olarak doğru değil. Üçüncü yoğunluk teknolojisi kullanılarak üçüncü yoğunluktan dördüncü
yoğunluğa geçmek mümkün. O ya da bu şekilde tesadüfi bir şekilde de olsa, çeşitli bireyler ve gruplar bunu
gerçekleştirdiler. Sorun şu ki, "yalnızca üçüncü yoğunluk eğitim ve deneyimine sahip biri, dördüncü yoğunluğa ulaştığında
ne yapar?"

S: (L) Eğer yeterli zaman ayırırsak, bize bu eğitim ve teknolojide yardımcı olur musunuz?
C: Evet, ama bunu ne için kullanmak istiyorsunuz? Bu bir günlüğüne Disneyland'a gitmek gibi birşey değil, biliyorsunuz!

S: (S) Bunu sana söylediler Laura! [Gülüşme] (T) O halde sanıyorum Roger'ın üzerinde çalıştığı şey, üçüncü yoğunluğun
sınırına temas ediyor ve sınırı geçebilir de! Sorum şu: eğer sınır geçilirse, deneyi yapanlar ne olduğunu bilirler mi? Ne
yaparlar? Alacakaranlık kuşağına geçmiş olduklarının farkında olurlar mı? Öyle bir kapı veya pencere açıldığında, iki yöne
de birşeyler geçebilir! (L) Ünlü Flight 19 üyelerinin bir zaman sapmasında donduklarını ve hala neyin içinde olduklarını
anlamaya çalıştıklarını söylediler. Aradan hiç zaman geçmediğini düşünüyorlar. (RS) Bu teoride bu gayet mümkün! (L)
Kendini benzer bir durumda bulmak istemezsin herhalde! (T) Evet, Carla telefonda şöyle der: "Roger, eve ne zaman
geleceksin?" Ve sen de dördüncü yoğunluktan şöyle dersin: "Buradan eve nasıl geliniyor, bilmiyorum!" [Gülüşme] (J) Bir
sorum var: Eğer bu Disneyland'a gitmek gibi değilse, bu yolculuğun herhangi bir sonu var mı?
C: Fazla karmaşık, sorun fazla belirsiz.

S: (J) Şaka yapıyordum! (T) Neşe, neşe! (RS) Bize yardım edip etmeyecekleri sorusunu yanıtladılar mı? (L) Evet dediler.
C: Şunlar hakkındaki bilgi seviyen nedir: elektromanyetizma, Einstein'ın "birleşik alan teorisi." Einstein bu teoriyi hiç
bitirdi mi, yoksa teori konsorsiyumun denetimi altında tamamlanıp hasıraltı mı edildi? Eğer öyleyse bunun sonuçları neler
olabilir!!! Ayrıca Roger, "boşlukları doldurma" yeteneğin var mı? Bizce var! [Laura'nın notu: Sanırım burada boşluktan
kastedilen şey birleşik alan teorisinin "boşlukları" değil, verilen yanıtların satır aralarının okunmasıyla ilgili. "Bu yöndeki
araştırmanın neticeleri neler olabilir?" anlamında...]

S: (RS) Üçüncü seviyede elektromanyetizma ile çekiminin birleşmesi söz konusu olamaz çünkü bunlar aynı şey. Aynı
oldukları için bir birleşmeye de gerek yok. Bu görüş doğru mu?
406
C: Evet. Peki ya dördüncü seviye?

S: (T) Dördüncü yoğunlukta bu ne anlama geliyor? (RS) Anladığım kadarıyla üst yoğunluğa geçme olasılığının ortaya
çıktığı yer de burası. Eğer çekim ve elektromanyetizma aynıysa, o zaman anti-çekim de var. Anti-çekimin kaynağı birleşme
değil. Einstein yanıldı, ama bu ikisinin aynı olması, anti-çekimin olduğunu ima ediyor.
C: Sadece üçüncü yoğunlukta araştırıldığında yanlış. Konsorsiyumun devreye girdiği yer de burası, yani "Bir Kutu
Solucan." ...

S: (T) İnsanlar Einstein'ın Birleşik Alan Teorisi'ni tamamlamadığını düşünüyor, ama bu yanlış olabilir. Dezenformasyon
kampanyasının parçası. (RS) Bilindiği kadarıyla Einstein Birleşik Alan Teorisi'ni bitiremedi çünkü varsayımları
gerçekleştirilebilir değildi. (T) Belki de fikirleri alınıp başka biri tarafından tamamlanmış ve hasıraltı edilmiş olabilir.
[Roger tabla başında oturuyor.] (RS) Birşey sormak istiyorum. Temel bir parçacığın kütlesinin kaynağı esas olarak
elektromanyetik nitelikte olmalı. Üçüncü seviyeden görüşte, çekim ile elektromanyetizmanın aynı olmasının nedeni de bu.
Şu an için bizim düşüncemizde bu, deneysel olarak kanıtlanmış birşey. Bu neden yanlış? Bir açıklamaya ihtiyacım var.
C: Üçüncü seviyede yanlış değil, üçüncü seviyeyle sınırlandırmak yanlış.

S: (RS) Üçüncü seviyeden bakıldığında, evrende eşit miktarda madde ve anti-madde olduğu doğru mu?
C: Evet, diğer seviyeler için de geçerli.

S: (RS) O halde evrendeki toplam zaman sıfır?


C: Evet.

S: (RS) Bu inanılmaz!
C: Yalnız, daha az basınç Roger! [Roger sakinleşiyor.] ... Teşekkürler. Şimdi, unutma, en önemli kavram denge. Denge
nasıl elde edilir?

S: (L) Her neyden bir tane varsa, onun zıddından da bir tane var. (RS) Madde ve anti-madde. Yani, eğer madde zamanın bu
doğrultusunda akıyorsa, anti-madde de karşı yönde akıyor. Birbirlerini dengeliyorlar. (J) BH ve KH. Her ikisinin de olması
gerekiyor. Evrenin toplam zamanının sıfır olması da bununla ilgili. Eğer biz bu yönde ilerliyorsak, başka bir galaksideki
başkaları da öbür yönde ilerliyor olabilir. Toplamı ise sıfır.
C: Galaksi değil, boyut.

S: (RS) Evet. Başka bir seviye. Hep üçüncü seviye düşünüyorum!


C: Artık değil! [Gülüşme]

S: (RS) Çekim ile elektromanyetizmanın aynılığını, dördüncü seviyeyi katarak matematiksel olarak nasıl ifade edebiliriz?
Bu nasıl yapılabilir? Dördüncü seviyenin eklenmesi nasıl sağlanabilir?
C: Yanıtları zihninde canlandırmanı istedik. Keşfetmen için her zaman orada bekliyor.

S: (RS) Kolay olmayacak, ama deneyeceğim.


C: Ne kolay ki?

S: (RS) Buradaki mesele, dördüncü seviyeye geçişin matematiksel olarak nasıl ifade edileceği. Sanırım bu izogeometri ile
yapılabilir. Daha önce tartıştığımız geometri, yani mekan ve zamanın biriminin genelleştirilmesi...
C: Geometri anahtarlardan bir tanesi, ama başka bir tane daha var.

S: (L) Diğer anahtar nedir? Belki de üç boyutlu bir matristir. (RS) Biz de onu kullanıyoruz. Aynı zamanda küpleri
kullanıyoruz. (L) Bize bir ipucu verebilir misiniz? Sadece küçük bir ipucu. (RS) Bize formülü verin!
C: Sahipsiniz... erişin...

S: (L) İstediğimizi zaten verdiklerini söylüyorlar. Bu transkriptleri bilgisayara geçirmek üzere yazarken, yanıtlanmadığı
sandığım bazı soruların yanıtlarına rastlıyorum sürekli. (RS) Bunun için bir celse yapmalıyız... Çünkü bu, UFO'larla ilgili
sahip olduğumuz tek matematiksel modelin bir doğrulaması... Bildiğim kadarıyla tek model. Bir bilgisayar modelimiz var...
Bir UFO yapamayız, bunun için gerekli teknolojimiz yok, ama formülü bilgisayara koyup bir model elde edebiliriz.
C: Geometriyi optikle birleştir.

S: (RS) Ne?! Işık bilimi. (L) Geometrik ışık mı?


C: Matris.
407

S: (RS) Ben de aynen bunu yaptım. Matris niteliğinde bir birimle temsil edilen bir ışık ifadesi oluşturdum. Bunu yaptım.
Yıllar önce!
C: Ama önemli bir etmeni atladın; unutma, hipotezler teori değildir!

S: (RS) Zihnimde kavramsal bir hipotez oluşturmuştum. Bu bir teori değil. Niceliksel olarak formülize edilmesi gerekiyor.
Doğruluğu bu şekilde deneysel olarak kanıtlanabilir. Teori sürecini oluşturan şey, hipotez, formül ve deneysel doğrulama.
C: Peki eksik faktör nedir Roger?

S: (L) Nedir? (RS) Bilmiyorum. (L) Belki denkleme dördüncü yoğunluğu katmamanla ilgilidir. (RS) Evet! Tabii ki! (J)
Belki eksik faktör budur. (RS) Ama nasıl... Bunu matematiksel olarak nasıl ifade edebileceğimi bilmiyorum...
C: Işık dalgaları... çekim... elektromanyetizma...

S: (L) Seninle oyun oynuyorlar. [Gülüşme] (J) Bu nedir, çok şıklı bir soru mu? (RS) Bunun üzerinde düşünmem gerek.
İzogeometride...
C: Üçüncü seviye fizik anlayışında dalgaların oynadığı rol nedir?

S: (RS) Eterin, yani tüm evreni dolduran şeyin çapraz salınımı. Hayır, dalgalar bir aracıya ihtiyaç duymadan da varolabilir.
Çapraz salınımlar tüm evreni dolduruyor.
C: Işık, çekim, optik, atomik parçacıklar, madde, anti-madde... birleştir.

S: (RS) Bu listede herşey var... (J) Hepsinin ortak özelliği nedir? (RS) Ou! Hepsi evreni dolduran şeyin titreşimleri! Biz
şeyleri algılıyoruz, herşeyi, hatta şeyler arasındaki boşlukları. Gerçek ise bunun zıddı. Çünkü ışık bir dalga, tıpkı ses gibi.
Eğer havayı çıkarırsan, ses yayılamaz. Işık da aynı şey. Işık bir dalgadır ve tüm evreni dolduran bir aracı olmadan
yayılamaz. Yani bizim somut ve boş olarak algıladığımız şey doğru bir algı değil. Tüm evren, eter denen bu aracının
titreşimiyle dolu. Bu aracı olmasaydı heryer karanlık olurdu. Yani ışık, bu aracının bir salınımı. Parçacık da bir salınım,
yalnızca dalga yayılıyor ve salınım devam ediyor. Elimi buradan buraya hareket ettirdiğimde, salınımı hareket ettirmiş
oldum. Boşluk sürekli salınıyor. Biz tamamen boşuz, ama boşluk dolu. Yani yanıt, hepsinin ortak tarafı, hepsinin, tüm
evreni dolduran bu aracının salınımları olması ve sanırım bu hem üçüncü, hem de dördüncü seviye için geçerli. (L) Belki
de bunları spektral anlamda söylediler. (RS) Olabilir...
C: Şimdi, çekim ile ışık arasındaki ilişki nedir?

S: (RS) Bilmiyorum. Çalışmalarımın bu aşamasında bilmiyorum. (L) Belki de anahtar budur. (RS) Işık maddeye
dönüştürülebilir ve bu yüzden çekim var. (L) Ama çekim ile ışık arasındaki ilişki ne olabilir? [Laura'nın notu: Peki ya
zaman? Işık hızında ne madde, ne çekim, ne de zaman olduğuna göre, belki bu üçü, aynı şeyi tanımlamanın farklı
yollarıdır. Belki de zaman, çekim üreten elektromanyetik bir fenomen veya elektromanyetizma üreten çekimsel bir
fenomendir ve yan ürünü de maddedir???]
C: Bilgi tabanına erişin ve birbirinize danışın.

S: (L) Bunu tartışmamızı istiyorlar. (RS) Işık ile yerçekimi arasındaki tek bağlantı... foton ve foton bir çift elektron ve
pozitron üretiyor; parçacıklar ve anti-parçacıklar, ve o parçacıkların da çekimi var. Yani bu şekilde, elektromanyetik
dalgalar... Foton madde yaratabilir... (L) Ve maddenin çekimi var... (RS) Ve maddenin çekimi var... dönüştürülebiliyor...
(L) Ama nereden geliyor? (RS) İyi bir soru ama bilinmiyor. Bir vakumdan geliyor olabilir... (L) Ama bu nasıl oluyor? (RS)
Laboratuardaki deneylerde, bir fotonu çekirdeğe fırlatıyorsun ve çekirdekten bir elektron ve bir pozitron çıkıyor, yani foton
parçacıklara dönüşüyor. O parçacıkların çekimi var. Fotonun çekimi olup olmadığını bilmiyorum. Sanmıyorum, çünkü ışık
hızında hareket ediyor. Zaman yok. Zaman askıda. (L) Işık hızında çekim olmadığı doğru mu? (RS) Çekim yok. (L) Belki o
zaman, nasıl maddenin antitezi anti-maddeyse, ışık hızı da çekimin antitezidir? (RS) İyi bir yaklaşım. Çok iyi bir yaklaşım!
C: Yakın.

S: (J) Bu dengeyle mi ilgili?


C: Herşey öyle.

S: (L) Eğer ışık hızında çekim yoksa... (RS) Zaman yok... (L) O zaman çekim... (J) Bizi üçüncü yoğunlukta tutan şey...
(RS) İpucu... Ama eksik olan ipucu... Üçüncü yoğunluktan dördüncü yoğunluğa geçişle ilgili eksik ipucunu mu
tartışıyoruz?
C: Evet.

S: (RS) O zaman bu doğru. (J) Çekim, bizi üçüncü yoğunlukta tutan şey mi? (RS) Yani eğer ışık hızında gidersen,
408
dördüncü yoğunluktasın.
C: Peki, üçüncü yoğunluk ve dördüncü yoğunluk maddesinin parçalanmadan ışık hızına erişmesini sağlayan eksik faktör
nedir? Düşün...

S: (RS) Bu nükleer fiziğin temel konusu... Madde ışık hızına bozulmadan erişemez... (J) Anti-çekim? (RS) Anti-çekimle
de... Şu andaki bilgilerimizle, madde bunu yapamaz. (L) Pekala, eğer bir madde ışık hızına doğru giderek hızlanıyorsa,
hızlandıkça bütünlüğünü kaybediyor. Peki ya bir noktada giderek daha fazla anti-madde eklersen... (RS) Bu süreci tersine
çevirir... Bir elektron ve bir pozitron al ve birini diğerinin içine sok ve fotonu yeniden yarat. Ama madde ışık hızına
erişemez. Eğer erişirse zaman durur... boyut yok... (L) Belki bilinçtir? (J) Farkındalık mı? (RS) Eğer eksik etmen
farkındalıksa, evet.. (L) Bilinci matematiksel olarak denkleme koyabilir misin? (RS) Evet, elbette!
C: Madde ile bilinç arasındaki eksik bağlantı nedir?

S: (RS) Ah! (L) Eğer bunları biliyor olsaydık burada olmazdık! [Gülüşme] (RS) Bir alan olması gerekiyor. (J) EM mi?
(RS) Hayır, biyoenerjitik bir alan. (L) Peki ya bilinç çekim yaratıyorsa? (RS) Çekimi madde yaratıyor. (L) Ama madde
bilinç tarafından yaratılmıyor mu? Gözlemlediğimizde dalgayı çökertmiyor muyuz? (RS) Evet, zihin madde yaratabilir...
C: "Graviton" diye birşey yok.

S: (RS) Evet, graviton mevcut değil. Einstein'ın teorisinde varlar ama buna hiçbir zaman inanmam... Bilincimiz çekim
yaratıyor mu?
C: Yaklaşıyorsunuz. "Bizim" değil.

S: (L) Başka birinin bilinci mi çekim yaratıyor? (RS) Dördüncü seviye.


C: Yedinci Seviye.

S: (RS) Aa evet! Anlayabiliyorum! Son seviye. Eşit miktarda madde ve anti-maddeden oluşan evren, gerçekten açık mı?
Yani, evrende bir yerde sürekli madde mi üretiliyor? Madde ve anti-madde?
C: Daha iyi bir ifade şu olabilir: Geri dönüşüm.

S: (RS) Dünyanın merkezinde de aynı geri dönüşümün gerçekleşdiği doğru mu? Dünyanın genişlediği şeklinde bir teori
var. Bunu bir konferansta duymuştum. Dünyanın çapı büyüyor çünkü dünyanın merkezinde bir madde yaratımı var. Bu
doğru mu?
C: Yanlış, ama birleşik boyutlulukta tüm kavramlar doğru.

S: (L) Sanırım alternatif bir evrende bu oluyor olabilir, ama burada olmuyor. (RS) Benim en büyük sorunum yeni bilgi
değil, politikaydı. Özellikle Einstein'la ilişkili politika. Solucanlar kutusu daha önce söylenmiş miydi? Bana bu konuda ne
söyleyebilirsiniz? Einsten'ın ötesine geçer geçmez her tür sorun başlıyor. Günümüz toplumundaki politik sorunlar. Bu
hususta söyleyebileceğiniz herhangi birşey var mı?
C: Politik sorunların kökeninde, medeniyeti kontrol altına almak amacıyla, zaten sınırlı koşullarda elde edilen bilgiyi
kontrol altında tutma çabası var.

S: (RS) Bu şimdiye kadar duyduğum en iyi cevap. Çok, çok iyi. (T) Sormak istediğim birşey var. Üçüncü yoğunluk ile
dördüncü yoğunluk arasındaki sınırın zorlandığı deneyler hakkında. Deney bu engeli aştığı zaman ne olur? Ne
bekleyebiliriz?
C: İlgili durumdaki koşullara bağlı. Daha önce söylediğimiz gibi, bu zaten pek çok kez gerçekleşti.

S: (L) Philadelphia Deneyi sanırım... (J) Flight 19... (T) Pekala, bunlar olumsuz sonuçlar. Ne yaptığını bilmeden başka
yoğunluklara geçmenin neticeleri nelerdir?
C: Yanıtlandı.

S: (L) Evet, bundan bahsettiler. Aklını kaçırmak. (J) Evet, Flight 19'u bulduğunu sanan adamlar kafayı yemiş.
Araştırmacılar dördüncü yoğunluk sınırını geçtiklerinde aynı şeyin meydana geldiğini anlayacaklar mı?
C: Kısmen.

S: (T) Sınırın bu kadar çok delinmesi durdurulabilir mi? Yani sınırın delindiği yerler onarılabilir mi?
C: Belirsiz.

S: (L) Açılan yerlerin otomatik olarak kapanmadığını varsayıyorsun. (T) Faaliyet durduğunda bu açıklıklar otomatik olarak
kapanıyor mu? Hayır, bu da çok belirsiz. Dışarıda puromu içerek dolaşırken, Roger'ın bu gece burada olmasının
409
nedenlerinden birinin bunu deneyimlemek olduğunu düşünüyordum, ama aynı zamanda daha önce ona verdiğimiz şeyleri
bizzat görmesi. Bunları biz uydurmuyoruz. Başka bir yerden geliyor. Bu bilgilerin ardında bir gerçeklik var. Roger
Avrupa'ya gidiyor. Aynı şeyler üzerinde çalışan iş arkadaşların var. Kasyopyalılar bu sınırı geçmenin eşiğinde olduğunu
söylediler. Bunun yapılabileceğini, bildiğimiz birkaç olayda felaketimsi sonuçlarla, bilmediğimiz çeşitli olaylarda ise
bilmediğimiz sonuçlarla bunun yapıldığını söylediler. Varmaya çalıştığım nokta şu; burada olmanın ve bunları görmenin
nedenlerinden biri bu bilgileri almak çünkü bilimadamlarının o sınırı aştıklarında ne yaptıklarını bilmeye ihtiyaçları var.
Çünkü eğer bunu anlamazlarsa, bu tür felaketsi olaylarda da artış olacaktır... Yoğunluklar arasındaki sınırın yapay olarak
aşılması olayları artıyor mu?
C: Evet.

S: (T) Bu sürecin, yaklaşan bu yoğunluk değişiminin ne kadar süreceğini sormamızın nedenlerinden biri de buydu. Bize
yanıt olarak "bir ay ile 18 yıl arasında" dediler. Biz de, bu geçiş noktasının tam olarak ne zaman geleceğini bilmiyor
olabileceklerini düşündük. Belki de söyledikleri şey, insanların bilmeden bu sınırı aşmalarıyla da ilgili olabilir. Birileri
bilgilerini arttırmaya ve istedikleri birşeylere ulaşmaya çalışıyorlar, ama tüm bunların anlamını bilmiyorlar.
C: Evet.

S: (T) Tüm medeniyetin hayatta kalması artık senin omuzlarında Roger! [Gülüşme] Laura her hafta buraya oturup "Tüm
dünyanın yükünün omuzlarıma konmasını istemiyorum" deyip duruyordu. Artık yükün bir kısmı da sende! (RS) Evet,
kısmen. "The Andreasson Affair" (Andreasson Olayı) kitabının teknik danışmanıydım, çünkü kadın uzay gemisinde
gördüğü şeylerle ilgili bir sürü çizim yapmıştı. İtalya'daki ____ Araştırma Enstitüsü hakkında herhangi bir yorumunuz var
mı?
C: Belirttiğin enstitü, sorgulanabilir fon kaynaklarıyla bağlantılı olan Carboni "Kurumu" tarafından kontrol ediliyor; ama
endişelenmene gerek yok, çünkü bilgi korur. O nedenle, bilgi silahıyla donanmış bir kişi, saptırılmadan herhangi bir
ortamda çalışabilir.

S: (RS) Anlamıyorum. (J) Belki bunu kendin görmen gerekiyordur... (L) Bu konuda endişelenmene gerek yok. (RS) Peki
ya Cardone? (Carla) Tabla Carboni dedi. ...
C: Carboni Kurumu.

S: (RS) Bu isimde bir kurum yok! (L) Belki oradan fon sağlanıyordur. (RS) Carboni'den değil... (Carla) Bekle ve gör...
[Carla ve Roger'ı uğurluyoruz.] Tartışma: (L) Işık hızına yaklaşırken meydana gelen demolekülerizasyon, bir koni şekliyle
ifade edilebilir. Koninin ucu ışık hızı, bir tür teklik ve remolekülerizatörün o noktaya ulaşırken kullanılması gerekiyor
çünkü diğer tarafa zıt bir koniye geçtiğinde remolekülerize olmanı sağlıyor olabilir. Merak ediyorum, Boyutötesi Atomik
Remolekülerizatör, ışık hızına yaklaştıkça giderek daha fazla dozda anti-madde uygulayan bir cihaz mı acaba? Bir tarafta
çekimi olmayan, zamanı olmayan, kütlesi olmayan ışık var, diğer tarafta ise çekim, zaman ve kütle var. Peki geçiş nedir?
Bize verilen üç çift birbirinin zıddı gibi görünüyor: Işık ve çekim, optik ve atomik parçalar, madde ve anti-madde... (J)
Herşey dengeyle ilgili. Çekim ile ışık arasındaki ilişki nedir? Üçüncü ve dördüncü yoğunluk maddesinin bozulmadan ışık
hızına erişmesini sağlayan eksik bağlantı nedir? (L) Eksik bağlantı? Sanırım ilkişki ortada. Işığı yavaşlatan, fotonların
ortaya çıkmasını sağlayan, bir anlamda dalgayı çökerterek maddeyi yaratan şey nedir? (J) Üçüncü yoğunluğun bozulmadan
ışık hızına erişmesini sağlayan faktörle aynı olabilir. (L) İlişki ortada. "Bilinç" dediğimizde yaklaştığımızı ama bunun
bizim bilincimiz değil, yedinci seviyenin bilinci olduğunu söylediler. [Laura'nın notu: Elektromanyetizma "Tanrı"nın ya da
tüm yoğunlukları kapsayan yedinci yoğunluğun bilincinin "alanı" olabilir mi? Cayce bir keresinde "Tanrı elektriktir."
demişti. İnsan bilincinde tespit edilebilen ve kontrollü elektromanyetik dalgalarla arttırıbilen elektromanyetik bir alan mı
var?] (J) "Yaratımın" bir geri dönüşüm olduğunu söylediler. (L) Hala orada mısınız?
C: Her zaman olduğu gibi Laura. Öğle yemeğine falan çıktığımızı mı düşünüyorsun?

S: [Gülüşme]
C: Burada olup olmadığımızı sorup duruyorsun?!?

S: (J) Her zaman buradalar, içimizde. Hepimiz bağlantılıyız. (T) Biz onlarız ve onlar da biz, tam burada! (L) Pekala, bu
kadar fizik biliyor olmanıza çok sevindik. Demek ki biz de bu kadar çok fizik biliyoruz... (T) Roger'la konuşmaktan
hoşlandınız mı ve tekrar konuşmak istermisiniz?
C: Evet. İsteriz.

S: (L) Işık ve çekim, optik ve atomik parçalar, madde ve anti-maddeden bahsederken ve tüm bunların hepsinin bu geçişi
açıklamanın yolları olduğunu söylerken doğruya yakın mıyım? Bu üçü gerçekten birer çift mi?
C: Yakın.
410
S: (L) Dalga işlevini çökerten şey nedir?
C: ?

S: (L) Bilinç mi?


C: Evet...

S: (L) Dahası var. Bu bilinç... (T) Bir üçüncü yoğunluk kavramından, şu anki fizikselliğin mevcut olmadığı bir dördüncü
yoğunluk kavramı elde etmeye çalışıyoruz. Dördüncü yoğunlukta bozulmadan ışık hızıyla gitmek gibi bir sorunları yok
çünkü orada böyle birşey yok...
C: Yakın.

S: (T) Yani bizim için bunu üçüncü yoğunluk açısından düşünmeye çalışmak...
C: Anahtar; fizikselliğin değişkenliği.

S: (L) Fizikselliği değişken yapan şey nedir?


C: Bilinç ile madde arasındaki bağlantının farkındalığı.

S: (L) Bilinç ile madde arasındaki bağlantı nedir?


C: İlüzyon.

S: (L) İlüzyonun özelliği nedir? (T) Bilinç ile madde arasında herhangi bir bağlantı olmadığı. Bu bağlantının mevcudiyeti
ilüzyon. Üçüncü yoğunluğun sınırlı algısı...
C: Hayır. İlüzyon, bağlantının olmaması.

S: (L) Yani buradaki ilüzyon, bilinç ile madde arasında bir bağlantının olmadığının düşünülmesi.
C: Evet.

S: (T) İlüzyon, bağlantının olmadığının düşünülmesi. Üçüncü yoğunlukta... (L) Buldum! (T) Sakın bir anda yok olayım
deme! [Gülüşme] (L) Aradığımız bağlantı, bilincin madde oluşu.
C: Yakın. Peki ya aynı zamanda tam tersine ne dersin?

S: (L) Ve aynı zamanda herşeyin tersi. Işık ile çekim, optik ile atomik parçalar, madde ile antimadde... Bir sonraki seviyeyi
anlamak için herşeyi ters çevir... Bu kadar kolay olamaz. (J) Bir saniye, çekim eşittir ışık, atomik parçacıklar eşittir optik,
anti-madde eşittir madde mi? Hepsi dengeyle ilgili. (L) Ve sonuç her zaman sıfır.
C: Ve sıfır da sonsuzluk.

S: (L) Yani diyorsunuz ki, buradaki ilüzyon, arada ayrım olduğunun sanılması. Arada fark yok, aynılar, öyle mi?
C: Evet.

S: (T) Mekan/zamanda sıçramalar yoluyla gideceğin yere hemen varabilirsin. (L) Veya bunu tersine çevirecek olursak
anlayabiliriz ki, bizimle örneğin Alfa Sentauri arasında hiçbir mesafe yok. Mesafe ilüzyonunu yaratan şey, algının sapması.
C: Şimdi tüm ihtiyacınız olan şey "teknoloji."

S: (T) Teknoloji şu anda geliştiriliyor. (J) Teknoloji muhtemelen zaten geliştiriliyordu. Sadece gizleniyor.
C: Evet.

S: (L) Bu etkileşimin önemli sonuçları olacağına dair garip bir his duyuyorum.
C: Evet.

S: (L) Bir ipucu?


C: Verebiliriz, ama daha sonra.

S: (T) Bunlar önemli sonuçlar mı?


C: Evet.

S: (L) Bu akşam için söylemek istediğiniz herhangi başka birşey var mı? (T) Kendimize aktarmamız gereken başka birşey
var mı?
C: Hayır.
411

S: (L) O halde teşekkür ediyoruz ve iyi geceler diyoruz.


C: İyi geceler.
_______________________________

31 Mayıs 1995 F___, Laura, SV

S: Merhaba.
C: Merhaba S___ Vitale!

S: (L) Son günlerde tüm grubun saldırı altında olduğunu hissediyorum. Bu konuda ne yapabiliriz?
C: Kendi kendine çözülecek. Üçüncü seviye KH'de, gruplar içinde güç mücadeleleri çok doğal.

S: (L) "Güç mücadeleleri"nden neyi kastettiklerini anlamadım. Sadece huzursuz olduğumu ve havada bir gerginlik
olduğunu biliyorum. Mücadelesini verecek ne güç var ki? Hepimiz kimsek oyuz. (SV) Bu hususta endişelenip aşırı
heyecanlanmana gerek yok! (L) Öyle görünüyor ki, hepimiz hayatın kumlarına çizdiğimiz bazı çizgilerle yüzleşiyoruz ve
kendi içimizde oluşturduğumuz "-meli -malı"larla uğraşmak zorunda kalıyoruz. Belki de görmemiz gereken şey, böyle
çizgiler çizmeye gerek olmadığıdır. Sadece önümüzde duran, yapılması gereken şeyleri yapmamız, birbirimizi kontrol
etmeye çalışmamamız, birbirimiz için neyin en doğru olduğuna karar vermememiz, sadece kabul etmemiz gerekiyor.
C: Herşey bir kavanoz sudaki kumlar gibi yerini bulacak.

S: (L) Bu ilginç. Ben kumdaki çizgiler örneğini verdim, siz de suda çalkalanan kumları. Artık broşür basıp göndermeye bir
son vermemiz iyi bir fikir mi? O bilgilerin isimlerimiz değiştirilmeden veya silinmeden dağıtılmasına çok üzüldüm.
C: Bunun sorumlusu JR değildi.

S: (L) Peki kimdi?


C: Açık. Bunun negatif bir karar olduğunu düşünme.

S: (L) Yani bu nihai olarak olumlu birşey mi?


C: Belki.

S: (L) Yani bu özellikle oldu, öyle mi?


C: Evet.

S: (L) Gruptaki bu gerilim yaklaşık ne kadar süre içinde dağılır?


C: Bekle ve gör.

S: (L) Bu konuda yapabileceğimiz hiçbirşey yok mu?


C: Önemli değil.

S: (L) Peki önemli olan nedir?


C: Bırak olsun.

S: (SV) Endişelenmeyi bırak. (L) Pekala, endişelenmeyeceğim. Sonraki soru. Roger Santilli gözlerine reiki yapılması
konusu için aradı. Maküler dejenerasyon teşhisi konmuş. Teşhis doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Bunun nedeni nedir?


C: Genetik.

S: (L) Bunu durdurmak veya normale döndürmek için yapılabilecek herhangi birşey var mı?
C: Açık.

S: (SV) Cayce dosyalarının faydası olur mu?


C: Zararı olmaz.

S: (L) Neden faydası olacak bir bilgi vermiyorsunuz?


C: Birinci seviye karmik durum.
412

S: (L) Reikinin faydası olur mu?


C: Belki.

S: (L) Bu konuda söyleyebileceğiniz başka herhangi birşey var mı?


C: Varsa, başka bir mekan/zaman noktasında keşfedeceksiniz.

S: (L) Michael Lindemann melekler konusunda çok ilginç bir konuşma yaptı.Görünüşe göre melekleri gören ve etkileşimde
bulunduğunu iddia eden pek çok insan var. Bize meleklerden bahsedebilir misiniz?
C: Spesifik ol.

S: (L) Melek diye birşey var mı?


C: Evet.

S: (L) Melekler insanlar tarafından tanımlandıkları gibi mi: çok uzun, kanatlı veya buna benzer güzel varlıklar mı?
C: Evet.

S: (L) Melekler kim?


C: Transkriptlere bak.

S: (L) Transkriptlerde meleklerden bahsettiğimizi sanmıyorum.


C: İsmen değil. İkinci celseye bak. [Laura'nın notu: Zendar veya Zindar Konseyi mi?]

S: (SV) Ann Kirkwood tarafından yazılan "Mary's Message to the World" (Meryem'in Dünyaya Mesajı) isimli bir kitap
var. Bu kitap Bakire Meryem'den bir aktarım mı?
C: Hayır.

S: (L) Bu aktarımı yapan kim?


C: Çeşitli düşünce merkezleri.

S: (L) Bu düşünce merkezleri neden kendilerini Bakire Meryem olarak tanıtıyorlar?


C: Aşinalık için.

S: (L) Bu düşünce merkezleri KH mi, BH mi?


C: Açık. Önceden verilen bilgileri inceleyerek keşfedin. Transkriptleri düzenli olarak yeniden incelemeniz gerekiyor.
Sadece verilere aşinalığınızın artması için değil, aynı zamanda düşünce kalıbı parçacıklarını bir araya getirerek öğrenmek
için!

S: (L) Doğru hatırlıyorsam, KH grupları tarafından dezenformasyon amacıyla gerçekleştirilen çok sayıda Bakire Meryem
görünmesi olayları oldu. Bu doğru mu?
C: Evet.

S: (L) BH grupları tarafından gerçekleştirilen Bakire Meryem olayları oldu mu hiç?


C: Evet.

S: (L) Olayların sonuçlarına ve aktarılan bilgilere bakarak bunun BH mi yoksa KH mi olduğunu anlayabiliriz, öyle mi?
C: Kısmen.

S: (L) İlgili öğretilerin doğru mu yoksa yanlış mı olduğunu tespit etmede kullanabileceğimiz başka bir ölçüt var mı?
C: Sezgilerle desteklenen akıl; varolan herşey -- derslerdir.

S: (SV) Bugün bunun hakkında düşünüyordum. Eğer saldırı altındaysan, sezgilerinin doğru olup olmadığını nasıl
bilebilirsin? (L) Sezgiler duygulardan farklı mıdır?
C: Evet.

S: (L) Sezgisel bilgi ile duygusal tepkiler arasındaki farkı nasıl anlayabiliriz?
C: Duygular arzulu düşünme içerir; sezgiler daha derinden gelen hislerdir, ruhsal niteliktedir ve daha güçlüdür. Arzulu
düşünme olduğunda, aklınızı kullanırsanız ve geçmişteki derslerinizi incelerseniz, sızmakta olan ruhsal içgüdünün de
413
varlığını algılayabilirsiniz.

S: (L) Örneğin Cumartesi günü MUFON toplantısındaki kadın TR'ye birşeyler söyledi; elimizdeki materyalin KH
olduğunu, karanlık ve negatiflik üzerinde odaklandığımızı ve bunlar üzerinde odaklananların bunları deneyimleyeceğini
iddia etti. Bunun hakkında yorumda bulunur musunuz?
C: İçgüdülerin sana ne söylüyor?

S: (L) İçgüdülerim bana o kadının, kendisini kaçıran dünyadışı varlıkların iyi olduğuna çok güçlü ve duygusal bir şekilde
inanma isteğinde olduğunu, çok yoğun bir içsel suçluluk kompeksine sahip olduğu için o tür bir muameleyi hak ettiğine
inandığını ve aksi yöndeki herşeyi yanlış ve kötü görerek reddettiğini söylüyor.
C: Evet.

S: (L) Ayrıca bana göre, karanlığa ona iştirak etmek için odaklanan bir kişi, ışıktan uzaklaşarak karanlığa doğru gider. Ama
karanlığa onu azaltmak için odaklanan bir kişi, ışığı kendine yakın tutar ve ışığı kendi ışığını arttırarak karanlığı
aydınlatmak için kullanır. Doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Sadece ışığa bakan biri karanlığa arkasını döner ve sürekli baktığı ışık yüzünden kör olmakla kalmaz, aynı zamanda
ardında kapkaranlık bir gölge oluşturur.
C: "Kral yeni giysiler giyiyor."

S: (L) Kral'ın yeni giysiler giydiğini düşünen ben miyim? (F) Sadece ışığı görme isteğinde olduğu sürece sadece ışığın
mevcut olduğunu sananlar, Kral'ın yeni giysiler giydiğine inanıyor. (L) F___ haklı mı?
C: Evet.

S: (L) Cumartesi günü N. M. ve kocasıyla karşılaştım. Sigara kullanmadıkları için ve buralara gelmeye isteksiz oldukları
için celseyi onların evinde yapmamızı istediler. Benim içgüdüsel tepkim "hayır, bunu unut" şeklindeydi. O zamandan beri
bu olayda bir tür "güç oyunu" olduğunu hissettim.
C: Açık.

S: (L) Bu insanların evinde celse yapmamızda bir sakınca var mı?


C: Size bağlı.

S: (L) Ben istemiyorum ve F___ de istemiyor. (SV) Hepimiz sigara içiyoruz. Sigara içemeyeceğimiz bir yere gitmek ve
kirli bir şey gibi oradan çıkmak pek bir anlam ifade etmiyor. (L) Evet! Buna hiç lüzum yok! Unutalım gitsin! (L) Benim
aura fotoğrafımda, göğsüm üzerinde yeşil bir bölüm var. Cayce kitabının ilgili bir bölümünde, açık yeşillerin sahteliği
temsil ettiğini söylüyor.
C: Endişelenme.

S: (SV) Seninki berrak bir sarının yanındaki koyu bir yeşil. Pastel veya soluk bir yeşil değil. Belki daha fazla meyve yemen
gerekiyordur!
C: Endişelenme, kim ve ne olduğunu biliyorsun, hatırla, içgüdü!!

S: (L) F___'nin aurası çok güzeldi. İnsanlar elimizdeki bu bilgilere karşı neden daha pozitif değiller?
C: Kıskançlık.

S: (L) Bu çok net bir cevaptı. Neyi kıskanıyorlar?


C: Güç mücadelesi.

S: (L) İnsanlar bizi neden kıskanıyor ve neden bizi kontrol etmeye çalışıyorlar?
C: Geçilmekten korkuyorlar.

S: (L) Biraz açık fikirli olurlarsa kimse geride kalmayacak. (SV) Rüyamda hepimizin kirli çamaşırlarımızı yıkaması
gerektiğini gördüm ve sabah kalkınca gidip çamaşır makinesini doldurdum! [Gülüşme] (L) J___ W___ bir kişinin sadece
düşünerek aurasını değiştiribileceğini söyledi, bu doğru mu?
C: Hayır.

S: (SV) Auran sensin! (L) Bazı araştırmacılar, mavi rengi görme veya algılama yeteneğimizin yakın bir zamanda gelişmiş
414
olduğunu söylüyorlar. Mavi Nil'de yaşayanlar onu kahverengi olarak tanımlıyor, Homer Akdenizi "Koyu şarap rengi deniz"
olarak tanımlıyor, ve Aristo gökkuşağında sadece üç renk olduğunu söylüyor: kırmızı, sarı ve ve yeşil. Genel olarak insan
ırkının maviyi yakın zamanlarda görmeye başladığı doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Bu, mavi rengin ruhsallığıyla ilgili birşey mi?


C: Evet.

S: (L) Anlaşılan mavinin ötesinde de renkler var ve ruhsallığımızı arttırdıkça onları da görebileceğiz, bu doğru mu?
C: Evet.

S: (SV) Gökkuşağına baktığında göz kenarlarında bir titreme veya puslanma olabiliyor. (L) Sürekli yüksek frekansa maruz
kalan gözlerde sorun meydana gelebilir mi?
C: Belki.

S: (L) Böyle bir durum ruhsal veya kişisel gelişimde sorun yaratabilir mi?
C: Belki.

S: (L) İddiaya göre yakın zamanlarda "Büyük Beyaz Kardeşlik" (Great White Brotherhood) tarafından kanallanmış olan
birkaç yazı okudum. Böyle birşey olup olmadığını öğrenmek istiyorum.
C: Hayır.

S: (L) "Büyük Beyaz Kardeşlik" diye birşey yok mu? (SV) Edgar Cayce böyle birşeyden neden bahsetti?
C: Bu şekilde değil.

S: (L) Peki "Büyük Beyaz Kardeşlik" dedikleri şey nedir?


C: ?

S: (L) Cayce'nin bahsettiği Büyük Beyaz Kardeşlik nedir?


C: Çeşitli BH.

S: (L) Kendilerini Büyük Beyaz Kardeşlik olarak mı tanımlıyorlar?


C: Bazen.

S: (L) Peki gerçekte kimler?


C: Dördüncü yoğunluk BH.

S: (L) Amaçları nedir?


C: Karmaşık, bekleyip görmenizi öneriyoruz.

S: (L) Büyük Beyaz Kardeşlik bizimle temas kuracak mı?


C: Belki.

S: (L) Dik kayalık yamaçlarda yaşamış olan Anasazi kabilesinin kökeni nedir?
C: Önemli değil.

S: ... (L) 7'nci seviyeyi matematiksel bir sembol olarak ifade etmek için ne kullanabiliriz?
C: Bunu deneyin: [yan yatmış sekiz rakamı çiziliyor]

S: (L) Big beng veya kitlesel dağılımı temsil eden matematiksel işlem ne olurdu? Artı, eksi, çarpı veya bölü?
C: Hayır.

S: (L) Hiçbiri mi?


C: Yakın.

S: (L) Hangi matematik işlemi bunu temsil ederdi?


C: Henüz keşfetmediniz.
415
S: (L) Big Beng noktasında ne tür bir matematiksel işlem gerçekleşiyor?
C: Sürekli bir döngü.

S: (L) Yedinci yoğunluktan sonra döngü yediden altıya mı devam ediyor, yoksa yediden bire mi?
C: İkisi de değil.

S: (L) Yedinciden aynı anda tüm yoğunluklara mı?


C: Yakın.

S: (L) Bu matematiksel olarak ifade edilebilir mi?


C: Belki. Kendi kanalına eriş.

S: (L) Kendi kanalım nedir?


C: Biliyorsun.

S: (L) Kanalımın siz olduğunuzu sanıyordum.


C: Biz grup kanalıyız.

S: (L) Kendi kanalıma nasıl erişebilirim?


C: Bunu pek çok kez yaptın.

S: (L) Roger Santilli'yi konuk ettiğimiz gecenin sabahı yaptığım şey bu muydu?
C: Evet.

S: (L) Çekimin zaman olduğunu söylediğimde haklı mıyım?


C: Yakın.

S: (L) Yani üçüncü yoğunluk bilinç ilüzyonu sınırlandırmasının meydana getirdiği zaman algısı.
C: Daha yakın.

S: (L) Bu matematiksel olarak ifade edilebilir mi?


C: Bunu yap!

S: (L) F___ bana bu konuda yardım et! (F) Yardım edemem. Ormana öyle bir girdin ki, seni nasıl bulabileceğimi
bilmiyorum. Bunu yapabileceğini söylediler. Bu senin alanın. Bunu yapmanı söylediler. Ne istiyorsun, bir kestirme mi? (L)
Formülü istiyorum! (SV) Peki ya keşif heyecanı? (L) Peki ya yenilginin ızdırabı? (SV) Yenilginin ızdırabı... (L) Tüm gün
alışveriş yaptıktan sonra hissettiğin şey! [Gülüşme] (L) Bu formülü yapmayı çok istiyorum ama yapabileceğimi
sanmıyorum! (F) Elbette yapabilirsin! (SV) Soruyu düşünebiliyorsan cevaba erişebilirsin.
C: İyi geceler deme vakti!

S: (L) İyi geceler.


____________________________

3 Haziran 1995 Frank, Laura, TR ve JR, Tom French, Cherie Diez, SV

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba.

S: (T) Enerjim çok düşük. (L) Bu akşam kimle birlikteyiz?


C: Sorilora.

S: (L) Peki neredensin?


C: Kasyopya.

S: (L) Bu akşam konuklarımız var; Tom ve Cherie.


C: Merhaba Tom ve Cherie.

S: (L) Tom'un bir sorusu var.


416
C: Tabii.

S: (TF) Dedemin saatine ne oldu?


C: Hangisi?

S: (L) Hangi dede? (TF) Babamın babası. (L) Tamam, Tom'un babasının babasının altın cep saatine ne oldu?
C: Su altında.

S: (T) Hangi suyun altında?


C: Alüvyonlu veya kumlu, temiz bir su.

S: (TF) Bu nedir? (L) Şu anda gördüklerini söylüyorlar.


C: Görsel referans. Güneş ışığında parlıyor. Dikkati başka birşeye yöneldiği sırada kayıp düştü.

S: (TF) Kendi kendine mi kaydı yoksa biri mi aldı?


C: Metal yüzeyi ovuyordu.

S: (TF) Peki babam o sırada neredeydi?


C: Kilisede.

S: (L) Bu bir anlam ifade ediyor mu? (TF) Belki. (T) Saatin nerede olduğunu biliyor musun? (TF) Hayır. (SV) Hangi
kiliseye gittiğini öğren ve kilise yakınlarında bu tür bir su olup olmadığına bak. (L) Belki de babası o sırada uzak başka bir
yerdeydi. (TF) Babam hiç kiliseye gitmezdi; ateistti. Babamın bu olayla herhangi bir ilgisi var mı?
C: Hayır.

S: (T) Babası kilisede miydi? Babasının o sırada kilisede olduğunu söylüyorsunuz; Tom babasının kiliseye gitmediğini
söylüyor. Babası neden kilisedeydi?
C: Kiliseye tek bir nedenle gidilmez, düşünün!

S: (J) Bir tür toplantı olabilir... (T) Evlilik, cenaze... (TF) Haklısınız. Kiliseye hiç adım atmadı değil. (F) O kadar ateist
değil! (T) Özellikle evlilikler; evliliklerden sonra yemek vardır! (TF) Tamam, bir şey daha soracağım ve sonra sessiz
olacağım! Saat kayıp mı oldu, yoksa çalındı mı?
C: Kayıp.

S: (L) Bu uzun süredir kafanı kurcalıyordu herhalde? (TF) Çok uzun zamandır değil, bir süredir. (L) Tom hakkında birşey
sormak istiyorum. Tom bana bir rüyasını anlattı ve sanırım grupla da paylaşmak ister. Tom? (TF) Rüyada okyanusta bir
gemideydim. Gemide başkaları da var ama onlarla konuşmuyorum. Arkadaşlarım veya ailemle birlikte değilim. Tek
başımayım. Tüm bu insanların arasındayım ama onlarla birlikte değilim. Uzun bir yolculuk. Güvertede ileri geri gidiyorum.
Sonunda bir şehre geldik. Büyük bir şehir, bir liman. Gemiden iniyorum. Şehrin içine yürüyorum. Şehrin merkezinden
kenar kısma, kırsala gidiyorum. Kırsal kırmızı. Her taraf kırmızımsı. Buradaki sokaklar kaldırımsız. Sokaklar toprak,
kırmızı toprak. Bir dağın gölgesinde bulunan, beyaz kazık çitleri olan büyük bir eve geliyorum. Bu eve girmem gerektiğini
biliyorum. Eve giriyorum ve içeride insanlar var. Ama yine, oraya ilk girdiğimde onlarla konuşmuyorum. Sonra günler
geçtikçe onlarla konuşmaya başlıyorum ve onlar da benimle konuşmaya başlıyor. Daha iyi hissetmeye başlıyorum. Birden
rüyada farkına varıyorum ki, şehirden geçip o eve giderken bir köpektim. O evde geçirdiğim ilk günleden itibaren insana
dönüşüyordum ve evdeki diğer herkes de daha önce hayvandı; o evde olmamızın nedeni de buydu, insan olmayı öğrenmek.
Bunun, dağın gücüyle de bir ilgisi vardı. (L) Şimdi, bu rüyanın yorum yapabileceğiniz önemli bir özelliği var mı?
C: Psişik olarak çok büyük öneme sahip bir rüya değil; sadece bireyin kendi hayat rotasındaki metamorfozla ilgili
farkındalığını yansıtıyor.

S: (L) Tom'un yorumu da buydu ve benim teorim çöpü boyladı! (T) Senin teorin neydi? (L) Tom'un dünyadışı bir varlık
olduğundan ve Köpek Yıldızı Sirius'tan büyük bir gemiyle dünyaya geldiğinden emindim... (J) Georgia'ya!! [Gülüşme]
Bence benim yorumum daha iyiydi! (T) Bundan iyi bir kitap çıkardı! (SV) Laura çok fazla UFO videosu seyrediyor!
C: Aktif hayalgücü!

S: (L) Tamam cevabımı aldım. Şimdi diğer sorulara geçelim. İnkalar ve diğer Güney Amerikan toplulukları, kültürel
ortamlarını dağlık alanlarda yaratıyorlardı ve besin yetiştirmek için taraçaları (basamaklı yamaçlar) kullanmak zorunda
kalıyorlardı. Avrupa kültürü ise alçak düzlüklerde gelişti. Dağlarda madencilik yaptılar... (T) Pek çoğu da açlıktan öldü
çünkü dağları doğru bir şekilde kullanmadılar.
417
C: İki örnekteki dağlar farklı yapıdaydı.

S: (L) Yani Güney Amerika'daki dağlık araziler daha verimliydi, öyle mi?
C: Bingo!

S: (J) Ben de öyle düşünmüştüm. (S) Avrupalılar taraça tarımını denediler mi?
C: Hayır.

S: (L) Neden? (T) Evet, su kemerleri inşa ettiler; taraça tarımını neden denemediler?
C: Gereksiz birşeyi neden denesinler?

S: (T) Neden gereksizdi? (L) Hayır, bunu biliyoruz. Düzlükte pek çok ekilebilir alan zaten mevcuttu. Peki Güney
Amerika'da neden gerekliydi? (J) Çünkü düzlüklerde ekilebilir alanlar yoktu. Ellerindekini kullanmak zorundaydılar.
C: Evet.

S: (T) Evet, mantıklı! (L) Önceki bir celsede, evimin etrafındaki alanın bir "çoklu gerçeklik istasyonu" olduğu söylendi.
Bunun sebebi bizim faaliyetlerimiz mi, yoksa bu evin ve çevresinin önceden beri varolan bir özelliği mi?
C: İki soru.

S: (L) Bizim faaliyetlerimiz yüzünden mi?


C: Kısmen.

S: (L) Aynı zamanda bu bölgenin önceden beri mevcut olan bir özelliği mi?
C: Dolaylı bir şekilde.

S: (L) Bunun, evimizin altında olduğunu söylediğiniz tünelle bir ilgisi var mı?
C: Önceki yanıt.

S: (L) Pekala, "dolaylı bir şekilde" diyorsunuz. Dolaylı olan nedir? Aradaki ilişki nedir?
C: Kabuk enerjisi akış kalıpları.

S: (T) Kabuk enerjisi nedir?


C: Kendini açıklıyor.

S: (T) Tamam, kabuktan akan enerjiden bahsediyoruz veya kabuğun ürettiği enerji. Levha tektoniğinden mi bahsediyoruz?
(J) Evet, levha tektoniği mi?
C: Çok fazla yorum.

S: (T) Levha tektoniğinden mi bahsediyoruz?


C: Hayır.

S: (L) Elektromanyetizmadan mı bahsediyoruz?


C: Yakın.

S: (T) Elektomanyetizmaya ne kadar yakın? (L) Ne kadar yaklaşabilirsen! (T) Doğru! [Gülüşme]
C: İlişkili.

S: (L) Peki bu enerji akış kalıbı şu anda bulunduğumuz mekan/zaman noktasıyla karşılaştırıldığında başka bir...
C: Doğru kavram değil.

S: (J) Mekan ve zamanla ilgili değil mi?


C: Uzaklaşıyorsunuz.

S: (L) Mekan/zamanla ilgili değil. Bir enerji ızgarası gibi mi?


C: Izgara değil, daha çok "hale" gibi.

S: (T) Işık halesi mi? (L) Aura gibi mi? ...


C: Evet.
418

S: (T) Gezegenin aurası mı?


C: Akıştaki değişiklikler.

S: (L) Bu mekan noktasında bulunmamız faydalı mı?


C: Subjektif.

S: (L) Şu anda yaptığımız çalışma için belirli bir faydası var mı?
C: Olabilir.

S: (J) Görünüşe göre zararlı değil. (T) Zararlı da olabilir mi?


C: Evet.

S: (L) Ne şekilde? (J) Nasıl bir zararı olabilir?


C: 64.000 dolarlık soru! (ç.n.: bir yarışma programına atıf)

S: (T) 64.000 dolarlık soruya ulaştığımıza göre bize 64.000 dolarlık bir yanıt verecek misiniz? (L) Neden zararlı olabilir?
BH yolunun izlenmesi nedeniyle mi zararlı olabilir?
C: Belki.

S: (L) KH yolunu izleyen birine zararlı olabilir mi?


C: Belki.

S: (T) Tamam, enerji akış kalıbı zararlı veya faydalı olabilir. Bu sadece enerji; pozitif veya negatif değil.
C: Bu durum, sorularınızın müsaade ettiğinden daha karmaşık.

S: (L) Yani sorularımız, yanıt almaya yetecek kadar karmaşık değil, öyle mi?
C: Konukların varlığı nedeniyle konuyu ele alırken "zorluyorsunuz", lütfen şimdi gevşeyin ve her zamanki gibi davranın.

S: (J) Laura şov yapıyor! (L) Hayır, yapmıyorum! (SV) Öyle söylediler! (L) Öyle söylemediler, ve soruları yalnzıca ben
sormuyorum. (T) Basit birşeyle baştan başlayalım. Aura veya benzer birşeyden bahsediyoruz. Gezegenin aurası.
C: Evet.

S: (T) Tamam. Bu mekan noktasıyla gezegenin enerjisi arasındaki ilişki üzerinde odaklanıyoruz.
C: Evet.

S: (T) Bulunulan yer ile gezegendeki enerji arasında bir tür ilişki olduğunu söylediniz. Gezegendeki enerji tüm gezegeni
kapsıyor, tüm gezegenden ve gezegenin çevresindeki herşeyden etkileniyor. Bu enerji yükselip alçalırken, burada
yaptığımız işi de etkiliyor. Doğru yönde miyim?
C: Yakın.

S: (T) Tamam. Kabuk enerjisi akış kalıpları alçalırsa güç kaybediyoruz... O zaman bağlantıyı sürdürmek için daha fazla
güce mi ihtiyacımız oluyor?
C: ?

S: (T) Ne söylediğimi ben bile bilmiyorum! (L) Şöyle deneyelim. Bir auradan bahsediyoruz. İnsan aurası bazen kişinin hem
ruhsal hem de fiziksel durumunu yansıtabilir. Bulunduğumuz yer bir çakra gibi mi?
C: Öyle tercih ediyorsanız. Veya başka.

S: (L) Çakraya benzer birşey mi?


C: Bunlar yalnızca etiket.

S: (L) Tamam, yani bir enerji girdabı gibi mi?


C: Evet...

S: (L) Bedendeki bir enerji girdabı, yani bedendeki bir çakra, beden enerjisinin evrene açıldığı bir nokta. Bize çakraları
anlat S___. (SV) Pek çok farklı tür var. Yedi temel çakra var. Ayrıca avuçiçinde ve vücudun neredeyse her ekleminde bir
çakra var... (T) Çakralar ne yapıyor? (L) Bir bağlantı noktası mı? (SV) Evet. (L) Burada bahsettiğimiz konu bununla mı
419
ilgili? Bu yoğunluk ile diğer yoğunluklar arasında bir bağlantı noktası mı?
C: Öncelikle "çakralar" az anlaşılmış ve kanıtlanmamış bir fenomen. Sadece varolduğu biliniyor ama sözde "ruhsal"
topluluklardaki pek çok kişi tarafından anlatılandan farklı bir şekilde. Gördünüz mü, bir "solucan kutusu" daha açtınız.

S: (L) ... Bu sorunun tüm geceyi alacağını biliyordum! Neden sordum ki? (SV) İyice anlayalım! (L) Pekala, ilk solucan...
(T) Solucan bir... (L) Çakra tam olarak nedir?
C: Birinci, ikinci, üçüncü veya dördüncü yoğunluğu beşinci yoğunlukla birleştiren bir enerji alanı.

S: (T) İlk dört yoğunluğu beşinci yoğunluk derin düşünme seviyesiyle birleştiren bir odak noktası mı?
C: Yakın.

S: (T) Çakralar yoluyla derin düşünme seviyesine bağlanmamızın amacı nedir?


C: Kısa dalga döngüsünde hepiniz beşinci seviye ile bağlantılısınız; transkriptlere gözatın.

S: (L) Söylendiği gibi her bir çakra bir renkle mi ilişkili?


C: Bir anlamda, ama önemli olan husus o değil.

S: (L) Önemli husus nedir?


C: Fiziksel noktayla ilişki.

S: (L) İçinde bulunduğumuz bölgeyle mi? Ev konusuna geri mi döndük?


C: Fiziksel bir bedende, birden dörde kadarki yoğunluklar.

S: (L) Dev bir çakranın üzerinde oturuyoruz; dünyanın göbeği! (J) Dünyanın koltukaltından iyidir.
C: Neden bahsediyorsunuz?

S: (T) Tallahassee, dünyanın koltukaltı! (L) Şaka yapıyordum, dünyanın göbeğinde değiliz. Bir çakradayız.... Doğru mu?
C: Konsantrasyonunuzu kaybediyorsunuz ve bu gece çok ama çok düşünce parçalanması (fragmantasyon) var.

S: (L) Tamam. (J) Bunun fırtınayla bir ilgisi olup olmadığını merak ediyorum. (L) Mola verelim. [MOLA]

S: (L) Bu gece çok ciddi bir Kasyopyalıyla karşı karşıyayız. Biraz eğlenmemize izin vermiyor! (SV) Bazılarının söylediği
gibi aynı yerde yedi ana çakra olup olmadığını merak ediyorum. (L) Pekala, geri geldik.
C: Geri mi?

S: (L) Aslında ayrılmamıştık, biliyorsunuz. (J) Konuşmaya gittik! (L) SV bazı kaynaklarda iddia edildiği gibi, fiziksel
bedenle ilişkili yedi ana çakra olup olmadığını öğrenmek istiyor.
C: Bireye göre değişir.

S: (SV) Yani bazı insanların diğerlerinden daha fazla çakrası mı var?


C: Bir "çakra" söyleyin.

S: (L) Bir temel çakra, kök çakrası var mı?


C: Bir çakra ismi söylemenizi istedik.

S: (L) Söyledik. (SV) Kalp çakrası var, üçüncü göz, bunların Hintçelerini bilmiyorum... (L) Bir kişi ismi vermemizi mi
istiyorsunuz?
C: Hayır.

S: (SV) "Hands of Light" (Işığın Elleri) isimli kitabı yazan kadın, şifa uygulaması yaparken ruhsal rehberlerin...
C: Önemli bir beden bölümü eksik olanlara ne oluyor?

S: (J) Oou! (SV) Ama eterik alan orada kalıyor! Bunu Kirlian fotoğrafçılığıyla kanıtladılar...
C: Bu aynı şey mi?

S: (L) Kirlian fotoğrafçılığında fotoğraflanan şey, çakraları oluşturan şeyle aynı mı? (SV) Yedi temel çakran durur... Başsız
veya gövdesiz yaşayamazsın... (L) Çakralarla ilişkili organlar, bezeler alındığında ne olur? Histerektomi yaptıran pek çok
kadın var...
420
C: İyi soru!

S: (SV) Ama beden parçaları gitse de enerji hala orada! Bana böyle öğretildi.
C: Kim diyor?

S: (SV) Eğitmenlerimin adlarını mı istiyorsunuz?


C: Vurgulamaya çalıştığımız şey, iddia edilenlerin kanıtlanmamış olduğu bir alana girmekte olduğunuzdur. Konu sizin
seviyenizde ancak yüzeysel olarak kavranıyor. Bilgi iddiasında bulunmadan önce gerçek verilere ulaşmanız gerekir, yoksa
ciddi hatalar yaparsınız!

S: (SV) Peki Barbara Marciniak'ın çakralar hakkında söyledikleri? 12 tane çakradan bahsetti; yedi içsel ve beş dışsal.
Barbara'nın söyledikleri doğru mu?
C: Belirsiz.

S: (T) Barbara'nın söylediği değil, ona verilen bilgi... (L) Barbara'ya çakralar hakkında verilen bilgi genel olarak doğru mu?
C: Yakın.

S: (L) Bu bir ipucu. ... Sizin ne düşündüğünüzü bilmiyorum ama belki de bu konuda şimdilik sadece Marciniak'ı okuyup
konuyu değiştirmemiz daha iyi olur. (T) Öğretildiği şekliyle çakraların doğru olmayabileceğini söylüyorlar. Bu enerji
noktaları hakkındaki söyledikleri tek şey, diğerleri tarafından açıklandığı şekilde olmadıkları ve her insanda enerji akışına
göre farklı bir yerde olabilecekleri. Nasıl gezegendeki enerji girdapları yükselip alçalıyor ve değişiyorsa, bunlar da her
zaman aynı yerde aynı şekilde durmuyor. Yani kişinin içindeki enerji, değişim ve dalgalanmalar gösteriyor... (J) Çakralar
dönüyor mu?
C: Dönebilirler.

S: (T) Farklı insanlar farklı sayıda çakraya mı sahip?


C: Evet.

S: (T) SV'nin yaptığı işin verimliliği bir yana, insanlar tarafından öğretilen çakra çalışmaları, öğretildiği şekliyle yanlış mı?
C: Belki.

S: (SV) Eller hassaslaştırılarak, bedendeki bu enerji alagılanabilir mi? Çakralar tespit edilebilir mi?
C: Belki.

S: (T) Reiki, hareket halindeki çakraların bulunmasını sağlar mı?


C: Belki.

S: (SV) Peki İyileştirici Dokunuş yöntemi?


C: Belki.

S: (SV) Kendim bulsam daha iyi olacak sanırım. (L) Tüm bunların bu evle ve burada yaptığımız işle nasıl bir bağlantısı
var? (T) Artık daha geniş bir ölçekte çalışıyoruz. (L) Bu evin, bedenlerimizdeki çakraları harekete geçirmeyle bir ilgisi var
mı?
C: Uzaklaşıyorsun.

S: (T) Bu enerji, tıpkı bedenki enerjinin hareket etmesi gibi hareket mi ediyor? Şu anda burada çalışıyoruz, çünkü yerel
enerji şu anda bu bölgede ama daha sonra uzaklaşacak, öyle mi?
C: Yine, doğru bir şekilde açıklanması için çok fazla çalışma gerektiren bir grup konuya dokundunuz.

S: (J) Yani çeşitli konuları sizinle tartışmadan önce haklarında mutlaka çalışma yapıp öğrenebileceğimiz herşeyi
öğrenmemiz mi gerekiyor?
C: Yakın.

S: (SV) Edgar Cayce'nin eserleri iyi bir bağlangıç noktası olur mu?
C: İyi bir başlangıç noktası, ama çok "zaman" ve emek alır.

S: (L) Bunun mutlaka derinleşmemiz gereken bir konu olmadığını mı söylüyorsunuz?


C: Size bağlı.
421

S: (J) Şu noktada bu konuyla ilgili pek bilgimiz yok. (T) Öğrenmemiz gereken önemli şeylerin olduğu bir konu mu bu?
C: Açık.

S: (L) Daha basit olan başka birşeye geçelim. Geçen gece çocuklar gökyüzünde bazı ışıklar gördü. Neden bahsettiklerini
görmek için dışarı çıktım ve o noktada hareket eden hiçbir ışık yoktu, sadece Jüpiter'in yaklaşık on derece sağında yanıp
sönen kırmızı bir ışık vardı. Aklıma ilk gelen şey bunun büyük kırmızı bir yıldızın veya Mars gezegeninin parıldayan ışığı
olduğuydu. Ertesi gece orada hiçbirşey yoktu. Çocukların gördüğü şey neydi?
C: Çocuklar birkaç uçak ve bir helikopter gördü.

S: (L) Benim gördüğüm, uzunca süre kıpırdamayan, yanıp sönen kırmızı ışık neydi?
C: Mars.

S: (L) Mars değildi, çünkü ertesi gece orada değildi.


C: Bulutlar.

S: (T) Evet, o gece Mars bulutların arkasındaydı. (J) Başka bir konuya geçelim. (L) Ben de Mars olduğunu düşünmüştüm.
(J) Haklıydın.
C: Haklıydın.

S: (J) Aynı şeyi söylediler. (L) UFO'ların hareketleriyle hava koşulları arasında herhangi bir bağlantı olup olmadığını
öğrenmek istiyoruz... (J) Özellikle fırtınalar.
C: Bağlantı mı?

S: (L) UFO'lar elektrikli fırtınalarda uçamıyorlar mı?


C: Yanlış.

S: (L) Elektrikli fırtınalarda uçabilirler mi?


C: Evet. Ama "uçmak" yanlış terim.

S: (L) Pekala, eğer uçmuyorlarsa, fırtınalar sırasında ne yapıyorlar? (J) Yukarı aşağı ve sağa sola zikzak çiziyorlar! (SV)
Projeksiyon mı? (J) Evet, onların gerçekten atmosferde olduğunu sanmıyorum.
C: İşlemek.

S: (T) Asıl soru şu: elektrikli bir fırtına, yoğunluklar arasındaki EM akışını etkiler mi?
C: Etkileyebilir.

S: (L) Projeksiyon yeteneklerini engelleyebilir mi?


C: Evet.

S: (L) Elektrikli fırtınalar veya olaylar onları engelliyor mu?


C: İyonizasyon.

S: (T) Fırtınalar sırasında meydana geldiğini okuduğum çok az kaçırılma olayı vardı. Fırtınanın EM'yi bozmasıyla bir ilgisi
olmalı. Yani fırtınalar sırasında kaçırma çok daha zor ve o yüzden uğraşmıyorlar, öyle mi?
C: Hayır.

S: (T) Fırtınalar sırasında da kaçırılma gerçekleşebilir mi?


C: Evet.

S: (L) Peki fırtınanın bunu kolaylaştırması gibi bir olasılık var mı?
C: Hayır.

S: (T) Üçüncü yoğunluk EM dengesizlikleri dördüncü yoğunluğu etkilemiyor mu?


C: Etkileyebilir.

S: (J) Bunu kontrol edebiliyorlar. (T) Fırtınalar sırasında kaçırılmaya dair pek birşey okumadım. (L) Ben birkaç tane
okudum; kuralı bozmaya yeter. (T) Fırtınalar sırasında aynı sıklıkta olmamasının bir nedeni var mı? (J) Islanmak
422
istemiyorlar.
C: Yağmur yağarken araba sürebiliyor musunuz?

S: (J) Evet, ama çok yağıyorsa, vazgeçersin. (L) Kaçırılmaların ve UFO görme olaylarının geceleri daha fazla meydana
gelmesinin herhangi belirli bir nedeni var mı?
C: Doğru değil.

S: (L) Yani gündüzleyin, geceleyinki kadar çok faaliyet var mı?


C: Evet.

S: (L) O teori de gitti. Uzayın genişliğinin, bizim mekan/zaman birimlerimizin bir ilüzyonu olduğu doğru mu?
C: Basit bir yanıt için fazla karmaşık.

S: ... (J) Bu gece zihinlerimiz pek parlak durumda değil. (L) Şunu deneyelim...
C: Konuklarda derin bir izlenim bırakmak için kendinizi çok zorluyorsunuz.

S: (L) Hayır. ....


C: Evet!

S: (T) Bize aktarmak istediğiniz birşey var mı? (L) Evet, sahne sizin. ...
C: Tek bir celsede büyük bilmeceleri çözmeye çalışmak yerine daha basit yanıtlar isteyin.

S: (T) Tamam, işte kolay bir tane: Daha önce bahsettiğiniz EM dalgası hala Dünya'nın etrafını dolaşıyor mu?
C: Evet.

S: (L) Basit sorular sormak istemiyorum. (J) Bu son tropik fırtınada bunun etkisi var mı? (T) Evet, o EM dalgası burada
Körfez'deki fırtınanın nedenlerinden biri mi?
C: Yakın.

S: (L) Basit bir sorum olduğunu sanmıyorum... (J) Marfa ışıkları nedir?
C: Bu boyuta açılan pencere statik bırakıyor.

S: (T) Bu boyuta açılan bir perencere mi var... (L) ...Marfa'da?


C: Dünya'da pek çok pencere var.

S: (J) Marfa ışıklarının Carlsbad mağaralarına yakın olmayla bir ilgisi var mı?
C: Marfa ışıklarına yaklaşmaya çalışın!

S: (J) Evet, biliyorum, yaklaşamıyorsun. Yaklaştıkça kayboluyor. (L) Ona doğru gittiğini nereden biliyor?
C: Doğru kavram değil.

S: (L) Doğru kavram nedir? (T) Onlara yaklaştığında ne oluyor?


C: Başka bir yerde görünüyor.

S: (J) Bedenimizdeki EM, ışığı itiyor mu?


C: Sadece görsel gerçeklik temsili.

S: (J) Yani aslında orada değiller, sadece onları gördüğümüzü sanıyoruz, öyle mi?
C: Yakın.

S: (T) Birşeyler olması için onlara ne kadar yaklaşman gerekiyor?


C: Hayır.

S: (T) Yaklaşmana gerek yok mu? Yaklaşmana gerek yok, çünkü onlar yalnızca birer kalıntı. (J) O ışıklar, başka bir yerde
olmakta olan birşeyin yansıması mı? ...
C: Yakın.

S: (T) Başka bir yerde olan birşeyin yansıması mı? (L) Yani yaklaştığın zaman göremiyorsun, çünkü... (J) ...açı yanlış. Eğer
423
orada değilse, nerede gerçekten birşey oluyor?
C: Gözlemciden başka bir yerde.

S: (J) Teşekkürler! Çok açıklayıcı oldu. (T) Yüzeyde mi yoksa yeraltında mı?
C: İki yanıt öncesine bak.

S: (J) Görsel gerçeklik temsilini mi kastediyorsunuz?


C: Evet.

S: (J) Yani o ışıklar üçüncü yoğunlukta mevcut değil mi?


C: Yakın.

S: (J) Dördüncü yoğunluktan bir sızıntı gibi mi?


C: Evet.

S: (T) Ama neden ışığı gördüğün yerde, yani gözlemcinin ışıkları gördüğü yerde birşey olmuyor?
C: TR, yanıtlara dikkat et!

S: (J) Bu gece yorgun. (L) Pekala, o halde onu da geçelim. Şimdi, genel bilimsel fikre göre, en büyük dinazor ölümleri 65
milyon yıl önce meydana geldi. Siz bize bu rakamı 27 milyon yıl önce olarak söylediniz. Aradaki farkı açıklayabilir
misiniz?
C: Radyo karbon tarihlemesi tam bir bilim değil.

S: (J) Bunu daha önce de söylemişlerdi. (L) Yani 27 milyonda ısrarlı mısınız?
C: Israr?

S: (L) Karşımızdakinin keyfi pek yerinde değil galiba! (J) Evet, gevşe!
C: Aynı şey buradaki herkes için de söylenebilir!

S: ...(L) Belki Tom ve Cherie'nin başka soruları vardır... (C) Bu proje ne zaman tamamlanacak?
C: Asıl soru, tamamlanıp tamamlanmayacağı.

S: (TF) Ou, harika! Teşekkürler Cherie! Şimdi bu da kafamı kurcalayıp duracak!


C: Şirket içinde mücadele görünüyor!

S: (L) Şirkette mücadele mi var? Haber yapmayla ilgili sert münakaşalar mı oluyor? (TF) Önemli insanlarla değil. Ama
herhangi şirket kadar politik bir şirket. [Gülüşme] Cherie rahat çünkü bu haberi yapmak zorunda olan o değil! (L) Bunu
kolaylaştırmak için Tom'a söyleyebileceğiniz herhangi birşey var mı?
C: Tom'un geleceği bağımsız kariyerde yatıyor.

S: [Gülüşme] (J) Tam duymak istediği şey! (TF) Kovulabilirim demek! (L) Hayır, o anlamda olduğunu sanmıyorum!
C: Hayır.

S: (L) Bak, gördün mü, kovulmayacaksın!


C: Yazmak senin alanın, ama gazeteci olarak değil, yazar olarak. Yayın şirketin şimdiye kadar varlığını sürdürdü ama
Konsorsiyum tarafından kontrol altına alınıyor ve yakında varlığını sürdüremeyeceği bir noktaya gelebilir!

S: (L) Konsorsiyumun ne olduğunu biliyor musun? (TF) Robert Bass'ı mı kastediyorlar?


C: O pek çok uzantıdan yalnızca bir tanesi.

S: (L) Sanırım o veya bu yolla istedikleri yere sızabiliyorlar.


C: Şirketin satın alınmasıyla birlikte meydana gelecek atmosfer değişikliği hoşuna gitmeyecek.

S: [Gülüşme] (TF) Evet, en hafif deyimle öyle. Bu haber projesi de onların malı olacak ve düşündüğün gibi
kullanamayacaksın.
C: Bu durumun, yüzeyde görünenden çok daha fazla yönü var!!!!!

S: (TF) Sorduğun şeyle nasıl birşeyi açtığını gördün mü! (T) Bu senin hatan Cherie! (C) Daha fotoğrafları bile sormadım!
424
(T) Pulitzer'lik...
C: Fotoğraflar "yok olabilir!"

S: (J) Harika, harika! (T) Şimdi sıra uyarılara geliyor sanırım.


C: Gazetecilik okulundaki müfredatı hatırlıyor musun Tom?

S: (L) Eminim hatırlıyordur! Söyleyeceğiniz şey nedir?


C: Soru Tom için.

S: (TF) Hatırlıyorum, neden?


C: Herhangi bir propagandaya maruz kalmış olabilir misin?

S: (TF) Sanıyorum bu bakış açısıyla ilgili birşey. (T) Evet, bu her zaman doğru.
C: Senin bakış açın.

S: (J) Evet, senin bakış açın nedir? (TF) Şaka olsun diye söylemiyorum ama hatırladığım tek propaganda Indiana
Üniversitesi Basketbol takımıyla ilgiliydi! [Gülüşme]
C: Farkında olmaman, kullanılan metodolojinin başarısının bir göstergesi... dikkatli ol!

S: (L) Sanırım maruz kaldığın propagandanın farkında olmaman, iyi bir propagandanın göstergesi! (TF) Evet, çok iyi bir
propagandaymış! (L) Bu hususta söyleyeceğiniz şey nedir?
C: Yakında meydana gelecek olayların sarsıntısı seni hayal aleminden çıkaracak. Bu iyi, çünkü senin için bir uyanışı temsil
ediyor; samimi, iyi kalpli ve dürüst bir ruhsun.

S: (J) Bu güzeldi! (TF) Kimin dersinde propaganda vardı?


C: Belirli bir dersle ilgili değil, müfredatın genel yönelimiyle ilgiliydi ve daha büyük konulara işaret ediyor.

S: (C) Yakında meydana gelecek olaylar nedir?


C: Patron çok kısa bir süre içinde değiştirilebilir!

S: (T) Değiştiren kim? (L) Konsorsiyum dediler. (T) Genel medyadan mı bahsediyoruz? (J) Sadece St. Petersburg Times'ı
mı kastediyorsunuz, yoksa... (L) Haber dizini hemen yayınla...
C: Evet.

S: (J) Evet ne? (T) Ya haber dizini hemen yayınla ya da kitaba yönel ve haber dizisini unut. (TF) Bunu Cherie'nin önünde
söylemeyin! [Gülüşme] Eğer kitapta yayınlarsam fotoğraflar renkli basılamaz. (C) Kitapda yayınlanırsa resimler kaliteli
çıkmaz. (T) Pardon...
C: Bir muhabir olarak içgüdülerin gizli gerçekleri ortaya çıkarmaya yönelik, ama dikkat et çünkü aldığın eğitim yalnızca
belirli türdeki "gerçekleri" ortaya çıkarmaya yönelikti, diğerlerini değil.

S: (TF) Saat konusunda bir soru daha sormak istiyorum. Saatin bulunduğu su kütlesi hangi eyalette bulunuyor?
C: Bilmiyoruz çünkü yalnızca görsel referansa erişebiliyoruz. Bu örnekte yapay olarak belirlenmiş sınırları tespit
edemiyoruz. Saat örneğin bir yol tabelası yakınında kaybedilmiş olsaydı farklı olabilirdi!

S: (TF) Su kütlesinin etrafındaki bölge düz mü yoksa dağlık mı?


C: Kırık/çatlak gibi görünüyor.

S: (L) Kırık/çatlak mı?


C: Yakın.

S: (L) Toprak arazi mi? TF) Babam neden kilisedeydi?


C: Açık.

S: (TF) Çocuklarından biriyle ilgili bir seremoni miydi?


C: Olabilir.

S: (T) "Belki", "açık"tan daha iyi bir cevap. ... (L) ... Tom sence Times'da bir yönetim değişikliği olur mu? (TF) Hayır. (L)
Yine de bu yazı dizisini mümkün olduğu kadar çabuk bitirmen iyi olabilir...
425
C: "Devretme" olacak, emin olabilirsin!

S: (TF) Bu çok çeşitli şekillerde olabilir. (J) Evet sadece yönetimde bir değişiklik şeklinde de olabilir. (L) Pekala, Cherie,
herhangi bir sorun var mı? [Gülüşme] (C) Düşünüyorum. ... (T) Bu gece enerji seviyem sıfırda... (L) Sorunumuz bu
olmalı. ... Herhangi birimizin enerjisi düşük olduğunda, kanal kapasitesi sınırlanıyor. (J) Bu gece TR'nin enerjisi neden bu
kadar düşük?
C: Sisteminde virüs var.

S: (SV) Nefesini buraya doğru üfleme! (T) Ebola burada! (L) Geçen gün kaptığım kamikaze virüsünü merak ediyordum.
Genel olarak virüsler hakkında düşünmeye sevk etti beni. Virüslerin DNA'sı yok; peki virüsler insan DNA'sında değişiklik
yapmada kullanılabilirler mi?
C: Hayır.

S: (J) Bu iyi. (TF) Virüslerin DNA'ları yok mu? RNA'ları mı var? (L) Ya biri, ya diğeri yoktu... (J) Hücre parazitleri... (SV)
Tüneller hakkında başka birşey soracak mısın? (L) Bu virüsün bildiğimiz dışında herhangi önemli bir etkisi var mıydı?
C: Hayır.

S: (L) Tamam. (J) Geçen gün işten eve geldiğimde aç olduğumu hissettim ve birden bir titreme ve baş dönmesi oldu.
Hemen mutfağa gidip fıstık ezmeli bir sandviç hazırladım ve bir bardak süt içtim. Bu beni sakinleştirdi. O titreme ve baş
dönmesinin sebebi yemek yememiş olmam mıydı?
C: Düşük kan şekeri.

S: (J) Şu andaki sağlık durumumla bir ilgisi var mı?


C: Belirsiz.

S: (L) Hipoglisemisi veya hiperinsülizmi var mı?


C: Hayır, hayır.

S: (L) İkisi de yok. Sadece uzun süre yemek yemeden çalışma nedeniyle yaşanan anlık bir kan şekeri düşüklüğüydü, öyle
mi?
C: Evet.

S: (J) Titreme, baş dönmesi ve mide bulantısı yaşamıştım. (TF) Babamın rüyalarındaki "mmm" sesi neydi? ...
C: Alfa durumunda, normalde duyulamayan ses dalgalarına erişiyordu.

S: (L) O rüyalarda gördüğü şey ona neden o kadar tehditkar geliyor?


C: Onun yorumu.

S: (L) Anlamadığı için ona korkutucu gelmiş birşey olabilir. (TF) Almanya'yla ilgisi var mıydı?
C: Hayır.

S: (L) 1943 yazında bir dizi sıradışı rüya görmüş. Bu ilginç bir durum çünkü babası bir rüya analizcisi ve ona yardımcı
olmuş. (F) Babası rüya analizcsi miydi? (TF) Evet. Saati kaybeden kişi. (L) Aralarında bir hoşnutsuzluk var mıydı? (TF)
Babası Freudiyen bir rüya analizcisiydi, yani evet! [Gülüşme] Normal baba-oğul ilişkisi işte. (L) Normal baba-oğul ilişkisi
diye birşey var mı? (SV) Sanmam. (TF) Doğru. (L) Bu gezegendeki hiçbirşey normal değil; öyle görünse bile değil. Pekala,
kimsenin soracak başka önemli bir sorusu yoksa bu geceyi kapatalım.

6 Haziran 1995 F___, Laura

S: (L) Merhaba.
C: Dur.

S: (L) Bu ne anlama geliyor? (F) Bana sorma! (L) Merhaba!


C: Merhaba. Kasyopya'dan Azoref.

S: (L) Dur diyen kimdi?


C: Statik.
426

S: (L) Statik mi vardı?


C: Evet.

S: (L) Statiğin kaynağı neydi?


C: Önemli değil, her zaman belirli bir miktarda mevcut.

S: (L) Çok hızlı birkaç soru sormak istiyorum.


C: Tamam.

S: (L) Cumartesi gecesi kiminle iletişim kuruyorduk?


C: Kasyopya.

S: (L) Cumartesi gecesi celsesinde herhangi bir bozulma var mıydı?


C: Belki.

S: (L) Almak istediğim yanıt belki değil. Oluşan hava beni gücendirdi. Konuklarımız vardı ve önemliydi..
C: Bozulma varsa 3'üncü seviyeden geldi.

S: (L) Sadece kendi seviyenizden gelen bozulmaları mı tespit edebiliyorsunuz?


C: Hayır.

S: (L) Sanki... Burada liderlik yapmak istemiyorum... Grup bir gerginlik içinde gibiydi, bu doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Neden?
C: JR konuklardan dolayı mutsuzdu.

S: (L) Neden?
C: Önceden haber verilmediği için.

S: (L) JR ve TR'nin erken geleceğini ve onlara haber verebileceğimi düşünüyordum, ama geç geldiler ve ben de akışına
bırakayım dedim.
C: JR ona yakınlık göstermen ve onu herşeyden haberdar etmen gerektiğini düşünüyor.

S: (L) Temel olarak herşeyi buna göre yapıyorum zaten ama aynı zamanda pek çok şey anlık olarak gelişiyor. Evlerimiz
biraz daha yakın olsaydı, bu biraz daha fazla mümkün olurdu. Ayrıca ben büyük bir kızım. Başka bir anneye ihtiyacım yok.
F___ ve ben bu işi yaklaşık dört yıldır sürdürüyouz ve içimizden geldiği gibi yapıyoruz. Düzeltilmesi gereken bir yanlışlık
olduğunu sanmıyorum!
C: Açıklama yapmana gerek yoktu, sadece sorunu yanıtladık.

S: (L) JR beni konuklara "şov yapmakla" suçladığında kendimi çok garip hissettim ve sonra kanal da aynı tutumu gösterdi.
Neler oluyor burada?
C: Eğer üçüncü seviye kanal katılımcılarından herhangi biri veya birileri güçlü bir önyargı gösterirse, bu durum mesaj
alınırken mesajda değişiklikler meydana gelmesine neden olabilir.

S: (L) Kanalın gösterdiğini sandığım tutum JR'nin hisleri olmalı. Fakat onun fark etmediği şey de şu ki, hepimizin
konuklara iyi bir görüntü sunmamız ve yaptığımız şeyin bilinçli ve profesyonel bir şekilde yapıldığını görmeleri hepimiz
için önemli birşey. Times gazetesinde haber dizisi olmayı isteyen ben değildim ama yapmam gerekenleri yaptım ve bu iş
için çok uzun bir süredir çalışıyorum. Başka kimse katılma isteği göstermek istemezken, F___ ve ben neredeyse dört yıldır
kendimizi bu işe adıyoruz ve yolu açmaya çabalıyoruz. Üstelik bunun öncesinde yaklaşık 20 yıl boyunca büyük bir arayış
içinde geçirdiğim süreyi hesaba katmıyorum. Bir sabah kalkıp "Sanırım bugün Kasyopyalıları kanallayacağız; bunun
hakkında haber yapması için gidip bir Times muhabiri bulalım." diye gelişmedi bu süreç. O soruları hazırlamak için de bir
sürü vakit harcadım ve önyargı etkisindeki kanal, geçmişte sorduğumuz pek çok soruya benzer nitelikteki soruları bile
yanıtlamak istemedi -- yani bu önyargı özellikle beni hedef aldı gibi görünüyor.
C: Evet.

S: (L) Peki eğer insanlar bu kadar kolay bir şekilde önyargıya ve duygusal düşünmeye takılıp kalıyorsa, bu da bir psişik
427
saldırı sayılmaz mı?
C: Psişik saldırıların sonucu. Geçici nitelikte olabilecek durumlara dayalı olarak acele hamleler yapmamaya dikkat et.

S: (L) Hepimizin saldırı altında olduğunu hissediyorum...


C: Saldırının kaynağı TR ve JR değil.

S: (L) Tüm celse mahvolmuş görünüyor. Gökteki ışıklarla ilgili yanıt bariz şekilde yanlış görünüyor. Kanalın
uyumlandığını ve bozulamayacağını söylemiştiniz ama bariz yanlış yanıtlar verildi. Saldırının TR ve JR ve yaşadıkları
duygusal karmaşa "üzerinden" yapıldığını söylüyorsunuz sanırım, doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Ve gökteki ışıklarla ilgili yanıt da... Mars şu anda Jüpiter'den 120 derece uzaklıkta... Tom ve Cherie'ye verilen
yanıtlar, bahsettiğiniz bu "önyargının" tesiri altındaydı belki de... Tom ve Cherie üzgündüler, ve ben de üzüldüm... Tüm
olay çok üzücüydü! Yardıma ihtiyacım var!
C: Sabır faydalı olur!

S: (L) Şu anda F___ ve benim, bozulma meydana getiren herhangi güçlü bir önyargımız var mı?
C: Hayır.

S: (L) Peki Tom ve Cherie'nin makalesi?


C: 20-30 ay.

S: (L) Times'ın devredilmesi?


C: Nihayetinde olacak.

S: (L) Çok yakında mı?


C: "Çok yakın"ı tanımla.

S: (L) Oniki ay içinde?


C: Muhtemel değil, ama o da bir olasılık.

S: (L) TR ve JR üzerindeki saldırının kaynağı nedir? Eğer duygusal olarak saldırı altındalarsa, onların varlığında bu soruya
kesin bir yanıt alabileceğimizi sanmıyorum...
C: Kertenkeleler.

S: (L) Tom'un dedesinin saati hakkındaki bilgiler?


C: Açık. Eğer ilgileniyorsa yeni bir celse öneriyoruz.

S: (L) O celseyle ilgili herşey ağzımda kötü bir tat bıraktı. V___ kısa süre içinde tekrar gruba katılmak istiyor. Bunda bir
sorun var mı?
C: Size bağlı.

S: (L) V___'nin, bilgileri sınırlandırabilecek pek çok "önyargısı" var. Bu doğru mu?
C: Belki.

S: (L) Biliyorsunuz ki Frank ve benim bu kadar uzun süredir, büyük uğraşlar vererek elde ettiğimiz şeyi korumaya
çalışıyorum...
C: Elbette.

S: (L) Ve bilgilerin sağlamlığını ve saygınlığını korumaya çalışıyorum. Bir gazete muhabirini buraya davet ediyoruz ve biri
gelip tüm celseyi tavır ve önyargılarıyla mahvedebiliyor, kaynağı ne olursa olsun. Anlatmak istediğimi anlayabiliyor
musunuz?
C: Evet. Tom ve Cherie'nin daha küçük bir celseye katılmasını öneriyoruz.

S: (L) Peki ben ne yapacağım?


C: İçgüdülerini takip et. Ama sabırlı olmanı çok büyük bir önemle tavsiye ediyoruz, yoksa saldırı başarılı olur!!!!!

S: (L) Yani tüm bunlar grubu parçalamak için çok incelikli ve örgütlü bir çaba mı?
428
C: Evet.

S: (L) Saldırı sendromu olmasa bile, hepimizin çok güçlü kişilikleri var ve burada sürekli kontrol konusu da gündeme
geliyor.
C: Saldırının parçası!

S: (L) Bu saldırı daha ne kadar devam edecek?


C: Açık. Öğrenme döngüsünün uzunluğuna göre değişir.

S: (L) Celseleri geçici olarak askıya alsak daha mı iyi olur?


C: Size bağlı.

S: (L) Yoksa celseleri askıya almazsak saldırı daha mı çabuk sona erer?
C: Belki.

S: (L) Eğer celseleri askıya alırsak, saldırının sona ermesine faydası olur mu?
C: Daha az olası.

S: (L) Tamam, ipucu bu. Celselere devam edeceğiz.


C: Evet. İyi geceler.
____________________________

9 Haziran 1995 F___ ve Laura

C: Zoto.

S: (L) İsmin bu mu?


C: Evet.

S: (L) Z'li isimleri severim. Neredensin?


C: Kasyopya.

S: (L) Bu gece birkaç sorum olacak. Sorular için açık mısınız?


C: Tabii

S: (L) İlk soru: Salı gecesi V___ M___ adında bir adam üzerinde yapışık ruh çıkarması yaptım. Biraz zorlu geçti gibi.
Uğraştığımız şey ne tür bir varlıktı?
C: KH.

S: (L) Hangi yoğunluk seviyesi?


C: Beşinci.

S: (L) V___'nin üzerindeki tesirini başarılı bir şekilde ortadan kaldırdım mı?
C: Açık.

S: (L) Peki o KH varlığı en azından şimdilik gitti mi?


C: Doğrudan ilinti kesildi.

S: (L) O varlık geri dönmeye çalışacak mı?


C: Açık.

S: (L) V___'de şu anda başka yapışık ruh var mı?


C: Hafif.

S: (L) Yani bir sonraki celse çok kolay olacak, öyle mi?
C: Açık.

S: (L) Onun kız arkadaşındaki yapışık ruhları uzaktan çıkarabilir miyim?


429
C: Hayır.

S: (L) Denemeli miyim?


C: Hayır.

S: (L) V___ hakkında bilmem gereken herhangi birşey var mı?


C: Hayır.

S: (L) Bu arada eski grup üyelerimizden V___ şu an içinde bulunduğu durum konusunda endişeli. Meditasyon yaparken
yan dairedekilere ışık göndermeye çalışmış çünkü yan dairedekiler çok negatifmiş. Ama yapmaya çalıştığı şey, sert bir geri
tepki deneyimlemesine neden olmuş. Bunun ne olduğunu öğrenmek istiyor.
C: V___ korunma sağlamaya çalışıyor ama bunun için yapması gerekeni yapmıyor.

S: (L) İzinleri olmadan başka birinin yaşadığı yere ışık göndermek, karmik olarak bir hata mı?
C: Evet.

S: (L) Sadece kendini ışıkla çevrelemesi daha mı iyi olurdu?


C: Evet.

S: (L) V___ üzerinde bir sonraki ruh çıkarma celsesinde Tom ve Cherie'nin de orada olmasında bir sakınca var mı?
C: Sana bağlı.

S: (L) "Ön yargıları" bir sorun yaratacak mı?


C: Hayır.

S: (L) Son check-up için doktora gittim. Tazminatı ne zaman alabilirim ve ne kadar?
C: Açık.

S: (L) Ne kadar olduğunu söyleyemez misiniz?


C: Endişelenme. Bu tür konularda güven göstermeni söyledik. Yoksa değerli enerji boşa gider ve ayrıca "seyredilen tencere
asla kaynamaz!"

S: (L) Merak ettiğim şey şu; bana fon sağlamak için tüm bu kaza olayının arkasında yoksa siz mi vardınız?
C: Belki. Sadece güven!

S: (L) Bu bir güven eksikliği değil, sadece merak!


C: Merak kediyi öldürür!

S: (L) Ama merakını gidermesi onu geri getirir!


C: Öyle mi?

S: (L) Evet! Ve merakımı giderdiğimde kendimi çok iyi hissederim! Saldırı hala devam ediyor mu?
C: Çok muhtemel.

S: (L) İlk olarak 1764'de ortaya çıkan ve 1767'de öldürüldüğü iddia edilen Gevaudan Canavarı hakkında bir kitap okudum.
Bu canavar kim veya neydi?
C: "Pencereden düşen" bir başka boyut varlığı.

S: (L) Yani bir boyut penceresinden bizim boyutumuza mı düştü?


C: Evet.

S: (L) Bu pek çok şeyi açıklıyor. Bir zamanlar İngiltere'yi korkuya boğan "Spring Heeled Jack" hakkında ne
söyleyeceksiniz?
C: Aynı.

S: (L) Peki ya Batı Virginia'daki Mothman?


C: Aynı.
430
S: (L) Yani diğer boyutlara açılan pencereler, bir sürü garip olayın bir açıklaması oluyor, öyle mi?
C: Evet.

S: (L) A___ son zamanlarda neden tek başına yatmaktan korkuyor?


C: Farkındalık ve bilinç gelişiminin ilerlemesiyle ilgili.

S: (L) F___ son zamanlarda neden bu kadar bitkin?


C: Depresyon.

S: (L) Yardım etmek için yapabileceğim herhangi birşey var mı?


C: Bırak herşey kendi yolunda aksın; karmik nitelikli bir durum.

S: (L) F___'nin çok güzel bir aurası var, nasıl böyle berbat bir karması olabilir?
C: "Berbat" karma değil; uyumlanma faktörleriyle ilgili.

S: (L) Bir şekilde uyumlandığında bu depresyonları sona erecek mi?


C: Asıl konu bu değil.

S: (L) Nedir peki? Acı çekiyor. Bu kadar uzun süre acı çekmek korkunç birşey.
C: Uyumlanma süreci.

S: (L) Neye uyumlanıyor?


C: Bu noktada cevaplayamayız.

S: (L) Edgar Cayce herhangi bir noktada bilincini açıp bir karar vererek karmayı durdurabileceğini söylüyor. Frank neden
bunu yapamıyor? Herhangi bir kişi bunu yapabilir mi? "Bu kadar yeter" deyip durduramaz mıyız?
C: Hayır, çünkü koşullar normal değil.

S: (L) F___'nin karması "özel" bir karma mı?


C: Subjektif. Farklı.

S: (L) Normalden farklı. Daha iyi bir hale gelmek için yapabileceği herhangi birşey var mı? Cesaret vermek için
söyleyebileceğiniz birşey?
C: Ortam değişene kadar değişmeyecek.

S: (L) Tüm gezegenin ortamı mı, yoksa kişisel ortamı mı?


C: İlki.

S: (L) 4'üncü yoğunluğa geçene kadar bunu yaşamaya devam mı edecek?


C: Statüko değiştirilene kadar. [ç.n. mevcut durum, hakim koşullar]

S: (L) Peki statüko nedir?


C: Kendini açıklıyor.

S: (L) Yani ille 4'üncü yoğunluğa geçme anlamında değil, bir şekilde gezegendeki statüko değişene kadar, öyle mi?
C: Evet.

S: (L) Yani dünyanın statükosunda bazı büyük değişimler meydana geldiğinde F___ de "kendine gelecek," doğru mu?
C: Yakın.

S: (L) Bu yakında mı olacak?


C: Açık.

S: (L) Dayanamadım sordum! Çok teşekkürler!


C: İyi geceler.
__________________________
431
10 Haziran 1995 Frank aracılığıyla doğrudan medyumik kanallama, Laura, SV, TR ve JR [Laura Frank'i hipnotik transa
sokuyor]

S: (L) Bu akşam kiminle birlikteyiz?


C: Tek bir varlık değiliz; her zaman olduğu gibi, değişmedi.

S: (L) Belirli bir temsilci var mı peki, yoksa bu şekilde tanımlamamamızı mı tercih ediyorsunuz?
C: Bu ilginç bir hususu gündeme getiriyor çünkü tabla aracılığıyla yaptığınız önceki celselerde bizi tek bir varlık olarak
tanımlama eğiliminde olduğunuzu fark ettik. Bu, bizi düşünmeyle ilgili doğru bir yöntem değil. Biz birlik halindeki pek çok
varlığız; sizinle konuşurken tek ağızız.

S: (L) Tabla kullanma yöntemi yerine bu yöntemle bilgi alıp alamayacağımızı keşfetmek üzere bu akşam burada toplandık.
Bu yöntemi geliştirmek için yapabileceğimiz herhangi birşey var mı?
C: "Geliştirme"yi tanımla.

S: (L) Kanalı daha rahat hale getirmek için, bağlantıyı daha etkili hale getirmek için yapabileceğimiz herhangi birşey var
mı?
C: Şu anda etkili değil mi?

S: (L) Evet, etkili görünüyor, ama daha da iyi hale gelmesi için yapabileceğimiz, ekleyebileceğimiz birşey varsa ne
olduğunu bilmek isteriz. Trans sürecini uygularken rakamlar dışında daha etkili olabilecek birşey var mı?
C: Şimdilik gerekli değil.

S: (L) O halde sorularımıza başlayabilir miyiz?


C: Elbette.

S: (L) İlk sorum geçen Cumartesi gecesi yaptığımız celseyle ilgili. Kimse o celseden memnun görünmüyor. Aldığımız
bilgilerin o kadar çarpık ve açıkçası yanlış olmasının nedenini öğrenmek istiyoruz.
C: Bilgilerin yanlış olduğunu düşündüren nedir?

S: (L) Çünkü yanıtlardan biri, dışarı çıktığımda gördüğüm şeyin Mars gezegeni olduğuydu. Gördüğüm şey Mars gezegeni
olmuş olamaz çünkü Mars, Jüpiter'e 120 derece mesafedeydi.
C: Belki de soru, o cevabı alacak şekilde sorulmuştur. Transkriptleri daha dikkatli kontrol etmenizi öneriyoruz.

S: (L) Ayrıca çocukların gördüğü şeyin uçaklar ve helikopterler olduğu söylendi. Ben dışarı çıktığımda gördüğüm şey
kesinlikle bir helikopter veya uçak değildi ve Jüpiter'e on derece mesafede kırmızı, yanıp sönen bir ışıktı. Gördüğüm şeyin
ne olduğunu söyleyebilir misiniz?
C: Gördüğün şeyin verilen cevapta söylenenden başka birşey olduğuna inanmayı istiyorsan, bunu da kabul edebiliriz. Ama
görsel referans türünde şeyler hakkında soru sorarken, kişi herhangi ve tüm yanıtlara hazır olmalıdır.

S: (L) Bu bana çok kaçamak bir yanıt gibi geldi.


C: Kaçamaklık aynı zamanda bir kişiye kendisi ve çevresi hakkında bilgi verme isteğinin bir göstergesi de olabilir.

S: (L) Orada gördüğüm şey bir uçak veya bir helikopter değildi; Mars gezegeni de değildi. Her neydiyse ertesi veya bir
sonraki gece orada değildi. Dolayısıyla her zaman gördüğümüz türde bir nesne değildi ve merak ediyorum. Benim
öğrenmek...
C: Bir soru sorabilir miyiz?

S: (L) Tabii.
C: Görsel bir referansı tanımlamaya çalışırken, analizin sonucu konusunda sabırlı olmak akıllıca olmaz mıydı?

S: (L) Evet, elbette.


C: Gördüğün şeyin bir uçak veya bir helikopter olmadığını söylüyorsun. Bundan nasıl emin olduğunu merak ediyoruz.
Söyleyebilir misin?

S: (L) Çünkü orada uzun bir süre durdum ve hiç hareket etmedi.
C: Bu onun bir helikopter olmadığı anlamına gelir mi?
432
S: (L) Evet, çünkü helikopterler bile havada dururken yatay bir hareket olur ve üzerlerinde çeşitli ışıklar olur. Orada öylece
tek, büyük, kırmızımsı, parıldayan, yanıp sönen bir ışık gibi durmaz.
C: Tüm bu...

S: (L) Biraz daha yüksek sesle ve net bir şekilde konuşabilir misiniz?
C: İsteğine uymaya çalışacağız ama koşullar bunu tam olarak mümkün kılmayabilir. Unutmayın, fiziksel kapasite ve diğer
faktörlerin uyumunu gerektiren farklı bir yöntem kullanıyoruz.

S: (L) Tamam. Geçen Cumartesi celsesiyle ilgili belirtmek istediğiniz başka birşey var mı?
C: Hayır. Başka soru veya yorumunuz varsa...

S: (L) Herhangi birinin bu konuda başka sorusu var mı? (T) Tom geçen hafta ona verdiğiniz bilgiyi anladı mı?
C: Açıklar mısın lütfen?

S: (T) Celsenin sonunda Tom'la üniversite eğitimi, işi, şirketi hakkında konuştunuz, çok uzak olmayan bir gelecekte bir
devir işlemi olabileceğini söyediniz. Sizce Tom söylediklerinizi anladı mı?
C: Tom verilen mesajı anladı ama bilgilere direniyordu. Ve buna hakkı var.

S: (T) Peki ya Cherie? O anladı mı?


C: Kendi gelişim seviyesi için gerekli olan miktarda.

S: (L) Yani?
C: Bu belirsiz bir soru. Bunun düzgün bir şekilde yanıtlanması zor. Lütfen anlayın, eleştirmek için söylemiyoruz ama bu
celselerde ilerleme için objektiflik gerekiyor. Bir şahsın gelişim seviyesinin yeterli olup olmadığı yönünde bir soru
sorduğunuzda, bu subjektiftir; neyin yeterli olduğunu, neyin yeterli olmadığını belirleyecek olan kim? Herkes farklı gelişim
seviyelerinde. Anlıyor musunuz?

S: (L) Evet.
C: Eğer sorunuz "Cherie'nin gelişim seviyesi, burada bulunan diğerlerininkine göre daha yüksek mi yoksa daha düşük mü?"
şeklindeyse, yanıt doğal olarak "daha düşük" olurdu. Bu da size şaşırtıcı gelmemelidir çünkü sizinle paylaştığımız
gerçekliklerle karşılaşma oranı daha düşüktü. Aynı şey Tom French isimli kişi için de geçerli. Onun da bu gerçeklerle
yüzleşme oranı sizinkinden daha düşük. Dolayısıyla, göreceli olarak kavrama seviyesi de daha düşük.

S: (L) Önceki bir celsede remolekülerizasyonla ilgili yorumlar yapılmıştı ve tuhaf bir ifadede bulunmuştunuz: "4. seviye
oluşumu öğren" şeklinde. 4. seviye oluşumun ne olduğunu söyleyebilir misiniz?
C: Bu parçalı bir soru. Bahsettiğin soruya verilen yanıt yeterli. Soruya yeni bir veri eklemeden farklı bir şekilde sormak
yeterli değil. Sorularınızı daha dikkatli oluşturmanızı rica ediyoruz. Anlıyor musunuz?

S: (L) Evet, ve transkriptin o bölümü şu an elimde değil. O yüzden sorumu nasıl geliştireceğimi bilemiyorum. (T) O konu
tablayı kullanarak bilgi alabileceğimiz bir konu mu, yoksa tabla yoluyla ele alınamayacak kadar çok mu karmaşık?
C: Sorun hiç bir zaman yöntem değil. Sorun yalnızca tartışmada, öğrenmede veya bir soru-cevap celsesinde dikkatli
olmayla ilgili. Örneğin eğer bir kişi, karmaşık bir soruya bir yanıt arıyorsa, sabırlı olmalıdır çünkü bilginin hazmedilmesi
çok önemlidir ve herhangi bir bölümünün kaybedilmesi, tüm yanıtın yanlış veya eksik algılanmasına neden olacaktır.
Dolayısıyla, karmaşık konularla ilgili bilgi almada herhangi bir yöntem kullanılabilir ama buradaki kilit nokta sabırdır.
Yoksa bilgiler düzgün bir şekilde hazmedilemez.

S: (L) Bize tavsiye ettiğiniz gibi dördüncü yoğunluktan bir bireyle iletişim kurmayı bekliyoruz ve bu bireyi arayıp bulmada
kullanabileceğimiz belirli yollar veya araçlar olup olmadığını öğrenmek istiyoruz. Söz konusu bireyi nasıl tanıyabiliriz?
C: Koşullar sizin için uygun olduğunda her şey yerini bulacak.

S: (T) O celsede bir dördüncü yoğunluk varlığı bulmamızı tavsiye etmiştiniz. Şimdi söylediğiniz...
C: Verilen mesaj yalnızca olaya hazırlık amacı taşıyordu. Unutmayın, bilgi önemlidir çünkü bilgi korumadır. Bilgiyi ayrıca
daha ileri düzeydeki bilgi ve deneyimlere ilerleme için bir temel olarak da düşünebilirsiniz. Dolayısıyla, bazen
bilgilendirme, kişiyi yakındaki önemli olaylara hazırlayıcı nitelikte bilgiler verilmesi yoluyla gerçekleştirilir. Anlıyor
musunuz?

S: (T) Sanırım. O celsede söylenen şey, saldırı altında olduğumuz ve bu bireyi bulmamız gerektiği yönündeydi. Anladığım
kadarıyla saldırının seviyesi, bu bireyin hemen müdahalesini gerektiren bir seviyede değil ve herşey zamanı gelince yerini
433
bulacak ve gelecekte bir noktada bu birey bizimle temasa geçecek, öyle mi?
C: En son kısım hariç olmak üzere cümle doğruydu. Bireyin mutlaka sizinle iletişim kuracağı söyelenemez. Bu deneyimin
en önemli yönü, ilk bildirdiğimiz şeye izin verilmesidir. Diğer bir deyişle, şu anda, 4'üncü yoğunluk BH niteliğindeki bir
bireyle o veya bu zamanda karşılaşmaya hazırlanıyorsunuz ve bu bilgi size verildiği için, bunun gerçekleşme olasılığının
farkındalığına sahipsiniz. Bu nedenle, bu profile uyabilecek bireyleri daha dikkatli inceliyorsunuz. Bu bilgi size verilmeden
önce tam farkında olmasanız da, onlarla çok yakın bulundunuz.

S: (L) Bu 4'üncü yoğunluk BH bireyleri, pek çok kaynakta "melekler" olarak bahsedilen kişiler mi?
C: Hayır.

S: (L) Hep bahsedildiği şekliyle "melek" diye varlıklar var mı?


C: Evet, ama 4'üncü yoğunluk değiller.

S: (L) Melek nedir?


C: Altıncı yoğunluk, başkalarına hizmet ışık varlıkları.

S: (L) İnsan olarak görünürler mi?


C: Bir insan projeksiyonu olarak görünmeleri mümkündür.

S: (L) Şu süreçte bahsedildiği kadar çok mu görünüyorlar?


C: Bu belirsiz bir soru.

S: (L) Diğer yoğunluklardan KH varlıklarının kendilerini farklı isimlerle melek diye göstermeleri veya meleklerle
karıştırılmaları mümkün müdür?
C: Elbette.

S: (L) Bu az veya çok oluyor mu?


C: Çok muhtemel. Kendine yönelik çıkar amaçlarıyla diğerlerinin manipüle edilmesine yönelik tüm süreçlerde aldatma
vardır. Ve sizi uyarmış olduğumuz gibi, 4'üncü yoğunluk kendine hizmet yapısındaki varlıklar tamamen kendi ilerleyişleri,
kazançları ve amaçlarıyla ilgilenirler ve belirtilen aldatma unsuru dahil olmak üzere, çıkarlarına katkıda bulunan tüm
yöntemleri kullanırlar.

S: (T) Bilerek veya bilmeyerek etkileşime girdiğimiz 4'üncü yoğunluk varlıklarına dönecek olursak; artık bu husustaki
farkındalığımızı arttırıyoruz. O celsede onların bizim farkımızda olduklarını söylemiştiniz ve biz onlarla doğrudan
etkileşmiyor olsak da, onlar bize bizim bilgimiz dahilinde veya dışında yardımcı oluyorlar sanırım, değil mi?
C: Onlarla doğrudan etkileşmiyor olduğunuzu kim söyledi?

S: (T) 4'üncü yoğunluk varlıklarıyla etkileştiğimize dair bir farkındalığımız yok. Biz onları sadece insan olarak görüyoruz
ve tanımıyoruz. ... Gerektiğinde bize gerçekten yardım ediyor olduklarını varsayabilir miyim?
C: Şimdi dikkatli düşünün, onları gerçekten tanımıyor musunuz?

S: (T) Her gün etkileştiğim inanların daha iyi farkına varmaya çalışıyorum.
C: Farkındalığın zaten artmadı mı?

S: (L) 4'üncü yoğunluk BH varlığı olma ölçütleri nedir? (J) Evet, profili nedir? ...
C: Profil tanımınızın ne olduğuna bağlı.

S: (J) Profil, bir ölçütler listesi gibi, bir özellikler listesi... (L) Görünüşleri nasıl? Uzun mular veya ... 3'üncü yoğunluk
gerçekliğini manipüle etme konusunda herhangi özel yetenekleri var mı?
C: Belki var, ama bu tür yetenekleri kullanmada sınırlamalar olabilir.

S: (L) Neden sınırlandırmalar var? ...


C: Başkaların Hizmet eğilimi, başkalarına hizmet anlamına geliyor. Sıradışı güç veya yeteneklerin kullanımı, bu güç veya
yeteneklere sahip olmayanlarda karmaşaya neden olabilir. Ayrıca unutmayın ki, 3'üncü yoğunlukta bulunan bir 4'üncü
yoğunluk varlığı, kendi yoğunluğunda bulunmuyor ve dolayısıyla yabancı bir bölgededir ve burada tam olarak
açıklanmayan pek çok nedenlerle dikkat çekecek herhangi birşey yapmazlar.

S: (J) Ayrıca 4'üncü yoğunluk BH'lerin 3'üncü yoğunlukta kalmakta zorlandıklarını söylemiştiniz. (T) Hayır, KH'lerin. (L)
434
KH. (J) Fark nedir?
C: Fark şu ki, BH'ler varlık durumlarını genişletme eğilimindeyken, KH'ler varlık durumlarını daralatma eğilimindedirler.

S: (L) Bu tür bir bireyle ilişki kurmanın, ilişki kuran kişi için genişletici bir deneyim olabileceğini mi söylüyorsunuz?
C: Bu doğru, ama cümlede kastedilen şey bu değildi.

S: (L) Biliyorum, sadece konunun başka bir yönüne değindim. Ve bir KH varlığıyla ilişki kurmak da... (T) Şimdi siz bizim
4'üncü yoğunluk varlıklarıyla zaten etkileşiyor olduğumuzu mu söylüyorsunuz?
C: Cümle...

S: (J) Ve bunun farkında olabileceğimizi...


C: Cümlemiz daha çok bir soruydu; 4'üncü yoğunluk BH bireyleriyle etkileşmiyor olduğunuzu mu düşünüyorsunuz? Sizi
bunun üzerinde düşünmeye sevk eden retorik bir soruydu. Sizin cümleleriniz de, gerçekten etkileşiyor olabileceğinize işaret
ediyordu. Hepsi buydu.

S: (L) Tamam. Bu oluyor olabilir ve bunu söylemenizin nedeni de farkındalığımızı açık tutmamız. (J) Bu varlıkları
tanımamızı sağlayacak herhangi bir yol söyleyebilir misiniz?
C: Hayır, şimdi sizden yapmanızı istediğimiz şey, dilerseniz bizi de tartışmanızda bir yansıtıcı olarak kullanarak, bir kişinin
4'üncü yoğunluk bir BH varlığını nasıl tanıyabileceğini kendinize sormanızdır; bu da öğrenişinize ve ilerleyişinize vb
yardımcı olacaktır.

S: (L) Bir 4'üncü yoğunluk BH varlığı, normal bir şekilde bu yoğunlukta doğmuş biri mi olur?
C: Hala soru soruyorsun. Bizim sizden yapmanızı istediğimiz şey, kendinize sormanız, tartışmanız ve yanıtlara ulaşmanız.

S: (T) Bir Başkalarına Hizmet varlığı öncelikle başkalarına hizmet eden bir varlık olur. En önemli göstergelerden biri bu
olurdu herhalde.
C: Doğru. Tüm yanıtları bizden istemek yerine, sorunun yanıtını bu şekilde keşfetmek doğru yol. Cevapları kendi içinizden
çıkarma kapasitesine sahipsiniz. Yardım etmekten çok mutluyuz ama amacımız, gelecekteki kullanım için kendinizi
güçlendirmenize yardımcı olmaktır. İlerlemek ve gelişme göstermek, kişiye çok yardımcı olur. Varolan herşey -- derslerdir.
Herşey öğreniştir. Bu nedenle, öğrenmenin en hızlı, en güçlü yolu, bu amaçla kendi yeteneklerinizi kullanmayı
öğrenmektir. Bize sorular sormanıza izin veriyoruz ve bu da yardımcı oluyor ama tüm bilgilerin bu tek kaynakta aranması,
uzunvadede zararlı olabilir. Şimdi, devam edecekseniz, lütfen edin...

S: (L) Benim fikrim, BH bir bireyin normal şekilde doğan biri olmadığı yönünde, çünkü o zaman bireyin kendini ilüzyonda
kaybetme riski çok yüksek olurdu. O yüzden bana göre bir BH varlığı, muhtemelen geçmişinde bir gizem veya... (J)
Yanlarında olmadıkça onların doğup doğmadıklarını nasıl bilebiliriz ki? (T) Gözlediğimiz şeyleri göz önünde
bulundurmamız gerekir... (L) Belki de çocukluğundan bahsetmeyen biridir... (T) Öyle değil... Bir grup ortamında veya
tanışma durumunda, nasıl davrandıklarının farkında olmamız gerekir. Nasıl konuştukları... Sevgilerini gösterme biçimleri...
(J) Onlardan nasıl bir his edindiğin... (T) Evet, fiziksellikten ziyade farkındalıkla ilgili birşey... bir bağlantı. (L) Ama diğer
taraftan, negatif varlıklar duygularını karıştırabilir veya duygularını kontrol edebilir ve seni saptırmak amacıyla, pozitif bir
bireyin varlığında sende negatif bir his yaratabilirler. Bu da aldatma sürecinin bir parçası, değil mi? Hepimiz biliyoruz ki...
(J) Gerçekten öyle... (T) Bunu da hesaba katmayı öğrenmemiz gerekiyor... öğrenme sürecinin parçası. (L) Yani basit bir
şekilde bunu hissedebileceğimizi söyleyemeyiz. (T) Son altı ayda etkileştiğin kişiler arasında dışadönük, özenli, yardımcı ...
kimler var dı? (L) Görebildiğim kadarıyla sadece bu grubun üyeleri ve bu da pek çok yönden sınırlıydı... (L) Evet, doğru.
(T) Belki de o varlık aramızdaki biridir. Belki de içimizden biri dördüncü yoğunluk bir varlıktır. (L) Sence öyle olsa bunu
bilmez miydik? (J) Hayır... (T) Belki de henüz bu konuda konuşma zamanı gelmediğini düşünmüştür. (J) Belki kendisi de
bunun farkında değildir. (T) Farkındalar... hatırla, Kasyopyalılar onların kendilerinin farkında olduklarını söyledi... Hatta
bir grup olarak bizi bildiklerini söylediler. Ne yaptığımızı biliyorlar. Belki hepsi değil, ama konuşmamız veya tanımamız
gerekenler bizi tanıyorlar. (L) Genel olarak diyebilirim ki, son bir veya iki yılda etkileştiğim insanların çoğu... (J) Saf KH...
(L) Evet. Benim için bir sınav gibiydi... (T) Peki senden birşey almaktan ziyade sana birşeyler sunan insanlar? Aradığımız
varlıklardan çok yok. Yakınlarda olup bize yardım edecek olanlar en fazla bir-iki kişidir. Veya bizim yardım için
başvuracaklarımız... (L) Grubun dışında kimse aklıma gelmiyor. Çalışmamız için şunu veya bunu yapmayı teklif eden
insanlar oldu ama bekledikleri karşılık çok fazlaydı veya ayrıca doğruyu söylemedikleri ortaya çıktı. ... (T) Bir soru
sorayım... Şu anda dünyada olan tüm 4'üncü yoğunluk varlıkları, 4'üncü yoğunluk varlıkları olduklarını biliyorlar mı? Kim
ve ne olduklarının farkındalar mı?
C: Bu ilginç bir soru, çünkü başka bir soruyu gündeme getiriyor: Acaba tüm 4'üncü yoğunluk BH varlıkları, fiziksel olarak,
psişik olarak, ruhsal olarak vs aynı yapıda mı?
435
S: (J) Yani bir bağlantı mı var?
C: Hayır, söylediğimiz şey bu değil. Söylediğimiz şey şu: Hepsi aynı eğilimlere mi sahip? Yoksa farklı eğilimlerden
olmaları mümkün mü?

S: (T) Eğilim derken?


C: Fiziksel yapı, ruhsal yapı, psişik yapı, kendinin ve kaderinin farkındalığı?

S: (T) Şu anda ilk aklıma gelen şey, hayır, hepsinin farklı olduğu çünkü bir kere hepsi farklı varlıklar. (L) Yani kısa ve
esmer veya uzun ve sarışın olabilirler... (J) Sanırım fizikselliğin bununla bir ilgisi yok. (T) Aradığımız varlığın bir Oryonlu
olduğu söylenmişti... (L) Nordik türü... (J) Hayır, Nordik demiştik... (T) New Age ve ufoloji çevrelerinde Oryonlulardan
bahsedince otomatik olarak Nordik tipi anlaşılıyor... Ari, mavi gözlü, sarışın. Ama bu tüm Oryonluların öyle göründüğü
anlamına gelmez. Bu, görünüşlerden yalnızca biri olabilir. Hepsinin görünüşü aynı değildir. Pleyadeslilerden Semjase gibi
görünmeyecekler veya hepsi Fabio gibi görünmez çünkü tüm gezegendeki insan toplulukları içine karışmaya
çalışacaklardır. Hepsi aynı görünüşte olamaz. Sadece fiziksel özellikleri değil, amaçları doğrultusunda yaşları da çok
farklılık gösterebilir. Yani belki 95 yaşında biri de olabilir veya öyle görünebilir, eğer ihtiyaç duydukları şey buysa... Doğru
yöne yakın mıyım?
C: Bir süre önce verdiğimiz yanıtın amacı, karşılaştığınız veya karşılaşabileceğiniz 4'üncü yoğunluk BH varlıklarıyla ilgili
farkındalık ve tanımlama ile ilgili soru veya soruların cevabını veya cevaplarını keşfetmek için, sahip olduğunuz araçların
farkına varmanızı sağlamaktı. Ve bu amaç doğrultusunda küçük de olsa bir ilerleme kaydettiğinizi gözlemledik. Fakat,
ortaya çıkan sorunlardan biri, aynı konuda iki farklı düşünce kalıbına bölünmüş veya ayrılmış olmanızdır. Yanıtlanması
gereken sorularınızın veya amaçlarınızın bir ve aynı olması için kendinizi tekrar yönlendirmenizi öneriyoruz.

S: (T) Tamam. (J) Hepsinin kendi durumlarının farkında olup olmadıklarını sorarak başladık ve sonra da görünüşlerinin
nasıl olduğu ve onları nasıl tanıyabileceğimiz hususuna kaydık... (T) Bence fiziksel olarak, insanlar arasına karışabilmek
için hepsinin farklı görünüşlerde olması gerekir. Hepsi aynı olamaz. (SV) 4'üncü yoğunluk BH varlığı olduklarının
farkındalar mı peki? (J) Evet... bu... (T) Farkındalık; Kasyopyalılar farkındalıklarının farklı seviyelerde olabileceğini
söylediler.
C: Belki farklı seviyelerde, ama daha önemlisi; bir 4'üncü yoğunluk BH varlığının veya varlıklarının yönelimleri farklı
nitelikte olabilir.

S: (L) Yönelimleri derken BH-KH'yi kastetmiyorsanız, neyle ilgili yönelimi kastediyorsunuz?


C: Fizikselliğin, ruhsallığın, psişik yeteneğin veya farkındalığın yapısı.

S: (L) Yani buna göre bir vaftizci de olabilir... (T) Müslüman olabilir, katolik olabilir...
C: Hayır...

S: (T) Ruhsal seviyeler... Çok psişik olabilirler veya hiç psişik olmayabilirler...
C: Hayır. Yanlış yöndesiniz...

S: (L) Yönelimden neyi kastediyorsunuz?


C: Fiziksel, ruhsal, psişik olarak varlığın yapısı...

S: (J) İnsan olmayabilirler mi?


C: Bu bir olasılık. Ama başka pek çok olasılık var. Ve ilgili konu, veya ilgili konuların tanımı, bir referans içeriyor olabilir.
Örneğin Ruth Montgomery olarak tanınan kişi tarafından yazılan "Strangers Among Us" (Yabancılar Aramızda) isimli
popüler kitabı duymadınız mı?

S: (T) Biliyorum.
C: Peki o kitabın ayrıntılarla anlattığı şey nedir?

S: (L) "Walk-In"lerle ilgili kitap değil mi o? (J) Ben de tam walk-in'leri soracaktım. (SV) Hayır, o farklı. (T) Hayır, walk-
in'ler hakkında değil. (SV) Aramızda yaşayan dünyadışı varlıklar hakkında... Bir kasap olabilir, kasiyer olabilir... Çok uzun
zaman önce okumuştum. (T) O yazarın dizi olarak beş-altı kitabı var.
C: Kitapları karıştırdınız.

S: (L) Bu hangisi?
C: "Strangers Among Us", Ruth Montgomery tarafından "walk-in" olarak tanımlanan fenomeni anlatıyor.
436
S: (L) Ama önceki celselerde bunun nadiren olduğunu söylemiştiniz.
C: "Nadir" göreceli.

S: (SV) Ruth Montgomery bazen walk-in'lerin kim veya ne olduklarının farkında olmadıklarını söylüyordu.
C: Nadir aynı zamanda geçici nitelikte de olabilir.

S: (J) Yani bedene girip kısa bir süre sonra çıkmak gibi mi?
C: Hayır. Frekans, sizin zaman ölçünüzle zamana göre statik olmak zorunda değil.

S: (T) Walk-in'ler hakkında pek araştırma yapmadım. Walk-in'in tanımı nedir?


C: Ruth Montgomery tarafından tanımlandığı şekliyle bir walk-in, bir ruhun, bir farkındalık seviyesinde çeşitli nedenlerle
terk etmeyi seçtiği bedeni devralmayı seçen başka bir ruhtur. Bu şekilde, daha üst seviyeden gelen bir varlık, başka bir
seviyede daha önce başka bir varlığın kullandığı bedene girebilir.

S: (T) Yani dördüncü seviye bir ruh, üçüncü seviyedeki bir bedene girebilir mi?
C: Hatırlayın, daha önce de tanımladığımız gibi, birinciden dördüncüye kadarki yoğunluklar, kısa dalga döngüsü, veya
sizin deyişinizle reenkarnasyon içerir. Bu yoğunluk seviyelerinin her birinde ruh-beden evliliği vardır. Bu yoğunluk
seviyelerinin her birinde, yaşam deneyimlerinin incelenmesi ve değerlendirilmesi için, döngü sürecinde beşinci yoğunluğa
geçişler vardır. 6'ncı yoğunluk, kısa dalga döngüsünün gerekli olmadığı ilk yoğunluktur çünkü artık fiziksel eğilim yoktur.
Bu nedenle, birden dörde kadarki tüm seviyelerde, fiziksel durumdayken, fiziksel bedenin bir ruh yansıması vardır. Bu
nedenle kısa dalga döngüsünün çeşitli noktalarında, çeşitli türlerde bedenlenmeler mümkün ve hatta oldukça muhtemeldir.
Anlıyor musunuz?

S: (T) Sayılır. Üzerinde epey düşünmek gerek. (J) Yani birinci yoğunluktan dördüncü yoğunluğa kadarki kısa dalga
döngüsünde fiziksellik var. (L) Yani bir dördüncü yoğunluk varlığı, döngü sürecindeki beşinci yoğunluk aralarından birinin
dönüşünde, bir üçüncü yoğunluk bedenine girmeye de karar verebilir, öyle mi?
C: Kullanılabilecek yöntemlerden biri budur, evet.

S: (L) Başka bir seçenek olarak, dördüncü yoğunluktan doğrudan bir üçüncü yoğunluk bedenine de gelebilirler mi?
C: Evet.

S: (T) Walk-in olarak. (L) Her iki tür de walk-in olarak düşünülebilir mi?
C: Doğru.

S: (T) Konuştuğumuz şeyi tam kavrayamadım. Walk-in'in devraldığı bedeni terk eden ruha ne oluyor? Nereye gidiyor?
C: Büyük olasılıkla, değerlendirme ve döngü için beşinci seviyeye.

S: (T) Sonra geri mi dönüyor?


C: Evet.

S: (L) Yani bu kitabı alıp tekrar okumak, bu konuda bir ipucu elde etmemizi sağlayacak. Bunu tavsiye ediyor musunuz?
C: Bu elbette size kalmış birşey.

S: (L) Onu çok fazla transta tutamayız...


C: Bu yöntem transtaki kişide epeyce fiziksel stres meydana getiriyor.

S: (T) Bir araç olarak kullanabilmeniz için herhangi birimiz de transa sokulabilir mi?
C: Bu elbette mümkün ama kullanılan bireye dayalı olarak farklı zorluk dereceleri vardır.

S: (T) Ben iyi bir araç olur muyum?


C: Yine, subjektif sorulardan sakınmanızı istiyoruz çünkü bu tür sorulara yeterli bir yanıt vermek bizim için neredeyse
imkansız.

S: (T) Tamam, sanırım bu deneyerek bulmamız gereken birşey. (J) Evet. (L) Pekala, bu kitabı alıp neler bulabileceğimize
bakacağız. ... Başka bir konuya geçmeden önce Victor'la ilgili bir soru sormak istiyorum. Zamanda herhangi bir noktada,
F___ ve ben bir tehlike altında kaldık mı?
C: Lütfen daha spesifik ol.
437
S: (L) Zamanda herhangi bir noktada F___ veya ben, Victor'a ilişen veya saldıran bir varlık tarafından saldırı veya tacize
uğradık mı?
C: Bu muhtemelen normal koşullardaki bir tehlike, fakat bizimle olan temas ve iletişimlerinden ve kendi çabalarından
edindiğin bilgiler, diğer pek kişiyle karşılaştırıldığında bunun tehlikesini senin için düşürüyor. Pek arzu edilmeyen
sonuçları olan bir etkileşimin meydana geldiği doğru.

S: (L) Victor'da o yapıda veya seviyede başka bir yapışık ruh var mı?
C: Bu kesinlikle bir olasılık.

S: (L) Onunla başka bir celse daha yaparsam, benim sahip olduğum bilgilere sahip olmayan gözlemcilerin orada bulunması
güvenli olur mu?
C: Soruları, senin kaçamak manevralar olarak düşünebileceğin şekilde yanıtlamak zorunda kalmaktan hiç hoşlanmıyoruz,
ama bu tür konuları tartışırken netlik olması çok önemli, ve bu nedenle soru sorarken mümkün olduğu kadar spesifik
olmaya çalışmanızı istiyoruz. Örneğin "Gözlemcilerin olması emniyetli mi" diye sorduğunda, eğer emniyet yoksa bundan
bir felaket doğabileceği iması ortaya çıkıyor ve o zaman da ne tür bir felaketin kabul edilebilir olduğu veya olmadığının
sorulması gerekiyor. Spesifik olmanı istememizin nedeni bu. Ve seni kızdırmaya çalışmıyoruz, sadece yardım etmeye
çalışıyoruz.

S: (L) Pekala, spesifik olarak: Victor M___'nin geçen gece uğraştığımız türde başka zorlu bir yapışık ruhu var mı?
C: Victor M___ olarak tanımladığın kişinin etrafında yapışık ruh olarak tanımlanabilecek şeyler olması kesinlikle mümkün.

S: (L) Ve eğer bunu temizlemeye çalışırsam... (T) Durumun kontrol dışına çıkması ihtimaline karşı orada başka birini
bulundurması akıllıca olur mu? (J) Eğer bunun gerekli olduğunu hissediyorsan birini bulundur...
C: Bu durumda olduğu gibi komplikasyon olasılıkları mevcut olduğunda, bu konularda şimdiye kadarkinden daha dikkatli
olunmasının akıllıca olduğunu söyleyebiliriz ancak. Gelişim ve deneyimi engellemek veya gelişim için gerekli olduğunda
deneyimi yanlış bir şekilde yönlendirmek istemediğimiz için, muhtemelen bu soruya verebileceğimiz en iyi yanıt bu. Daha
dikkatli olmanız muhtemelen faydalı olur.

S: (T) Göz önünde bulundurulması gereken birşey: artık neler olabileceğinin farkındasın... (J) Evet... (T) Bu ruh çıkarma
celselerinde giderek daha şiddetli şeyler meydana gelebiliyor. O yüzden orada bilinçli birinin seninle birlikte olması faydalı
olur. Bunu artık tek başına yapmamalısın... (J) Evet, kesinlikle. (T) Ve yanındaki kişiyi olan biten konusunda
bilgilendirmen gerekir... (L) İşte işin zor tarafı da bu, çünkü neler olduğunu bilen çok az kişi var... (T) Bilgi korur... (L) Bu
bölgede bu konuda ipucuna sahip kişiler, bu odadakiler... (T) Olayların gidişatından böyle birşeyin olacağını biliyordun ve
gerçekten oldu. ... Odada yanında başka birini daha bulundurman gerekiyor. (L) Peki bu...
C: Burada sizi durduralım. Tartışmanın ve bizim tanımladığımız şekliyle grup çalışmasının ne kadar değerli bir araç
olduğunu görmüyor musunuz?

S: (L) Şu anda bana öyle geliyor ki, hayatım boyunca kendi güdüm olmaksızın, satrançtaki bir taş gibi hareket ettirildim ve
çeşitli aralıklarda ruhsal varlıklarla etkileştim. Her bir etkileşim bir öncekinden daha karmaşıktı. Bu tür pek çok etkileşim
beni yapışık ruh çıkarma çalışmalarına yöneltti. O son ruh çıkarma celsesinde, bunun aslında hoş olmayan bir iş olduğunu
düşünmeye başladım ve aynı zamanda bunu çok fazla insanın yapamayacağını anladım. Beni korkutuyor. Bu işe devam mı
etmelyim, yoksa bıraksam olur mu merak ediyorum!? (T) Sana bağlı... (J) Sana bağlı Laura... (T) Burada yaptığımız iş, her
ne kadar çeşitli yerlerde önemli etkiler yapmakta olduğu belirtilse de, uzun yıllar devam etmeyecek. Ama öğrenme
sürecinin bir yerlerde başlaması gerekiyordu. Bu öğrenme süreci, yaklaşan zamanlar için çok önemli olabilir... (L) Ruh
çıkarma çalışması mı? (J) Evet... (T) Yalnızca ruh çıkarma değil, kanallama da... Gerçekten neler olduğunu anlamak birkaç
yıl alacak ve o zaman her birimiz ortaya çıkabilecek durumlarla baş edebilecek duruma geleceğiz...
C: Şu anda yapabileceğimiz en önemli yorum, tartışmanın daha serbest bir şekilde ilerliyor olduğunu ve fikirlerin,
kavramların, hislerin etkileşimi ve paylaşımı yoluyla ne kadar büyük bir öğrenmenin meydana geldiğini görmekten mutlu
olduğumuzdur. Bu gerçekten gelişkin ve daha uyumlanmış bir öğrenişe yönlendiriyor. Bir kanalın veya yolun, arzulanan
bir amaca daha saf bir şekilde ilerlemesi ile ilgili olarak "uyumlanma"dan daha önce de bahsetmiştik. Bu ilerlemenin
gerçekleşmekte olduğunu görmekten memnunuz ve kendi katılımımızın, bu sürecin gerçekleşmesine yardımcı olduğunu
umuyoruz.

S: (J) Hepimiz öğreniyoruz. (T) Sizin katılımınız bu öğrenmeyi mümkün kılan şey. (J) Sizin sayenizde oluyor. (SV) Laura,
geçen geceki ruh çıkarmayla ilgili olarak korkudan bahsemişti. Victor'u saldırıya açık hale getiren şey korkuydu. Eğer
Laura korku deneyimlerse, bu onu da aynı tür saldırıya açık hale getirir mi?
C: Bu belirsiz bir fikirler kompleksi...
438

S: (J) Korkusu yanında farkındalığı da var. Victor'un farkındalığı yoktu ve bence aradaki fark da bu. (L) Öyle umuyorum.
(T) Mesele şu ki, sen artık bunu tek başına yapmaya devam edemeyeceğini bildiğin bir noktaya ulaştın. (L) Hayır. (T)
Şiddet seviyesi, fiziksel olarak tehlikeli bir hale geliyor. İhtiyaç duyduğun son şey, polislerin kapıyı çalıp veya kapıyı
tekmeleyip içeri girerek etrafta yatan bedenler bulması olur! Yaptığın iş önemli; insanlara faydası oluyor ama kişi ne
olduğunun farkında olmayacak. (L) Yardıma ihtiyaçları var... (T) Ama bundan sonra ilgileneceğin kişilerin, neyin içine
girdiklerinin farkında olmaları gerekiyor. Neler olduğunun ve ortaya çıkan tehlikenin şiddet seviyesini bilmeleri gerekiyor.
(J) Evet, ve bu odadakilerden başka kaç kişi bunu biliyor? (T) İnsanların bilinçaltını açıp ortaya dökmek... Oradan neler
çıkacağını asla bilemezsin. (J) Evet... Her seferinde Pandora'nın kutusunu açmak gibi! (T) Bunu bir sonraki yapışında o
kişi, henüz ne olduğunu bilmeyen bir KH walk-in çıkarsa ne olur? (L) Ou! (T) O zaman ne yaparsın? Öyle bir durumda
yalnız olmak istemezsin. Ve F___ trans halinde kendini fiziksel olarak savunacak bir durumda değilken öyle birşeyle
karşılaşabilirsin. (L) Haklısın. Bir daha o şekilde yapmamalıyım. ... Sanırım F___'yi artık transtan çıkarmamız gerekiyor.
Eğer söyleyecek başka birşeyiniz yoksa bu gece bizimle birlikte olduğunuz için size teşekkür etmek istiyoruz.
C: Başka bir sorunuz yoksa.

S: (L) Bir sürü sorumuz var ama F___ uzun süredir o halde duruyor ve artık onu kaldırmanın vakti geldi. Onun rahatlığı
için belki tavsiye anlamında söyleyecek birşeyleriniz vardır.
C: Subje kanal olduğu için her zamanki gibi birbirimizle sürekli temasımız var. Bunu daha önce de söylemiştik. O nedenle
bu subjenin kaderinin gidişiyle ilgili endişelenmemeniz gerekiyor. Anlıyor musunuz?

S: (L) Anlıyorum, ama onun işkenceler yaşayışını izleyen kişi benim ve onun mümkün olduğu kadar rahatladığını görmek
istiyorum.
C: İlgi ve alakanı anlıyoruz, fakat bu işkenceler, başka türlü meydana gelmeyecek patlayıcı gelişmelerin bir öncüsü de
olabilir.

S: (T) Yardımınız için size teşekkür etmek istiyoruz.


C: Biz de sizlere teşekkür ediyoruz.

S: (L) O halde celseyi kapatıyoruz. İyi geceler.


____________________________________

17 Haziran 1995 Hipnotik transa sokulan Frank aracılığıyla doğrudan medyumik kanallama, Laura, SV, TR ve JR

S: (L) İletişim sağlandığında lütfen "Hazırım" diyerek belirtin. [Bekleyiş] Hazır mısınız?
C: Evet.

S: (L) Tamam, sorularımız var ve sanırım bu akşam TR başlayacak. (T) F.D. Roosevelt nasıl öldü?
C: Beyin kanaması nedeniyle.

S: (T) Yani doğal bir ölümdü, öyle mi?


C: Evet. Bütün ölümler doğaldır.

S: (T) Başkası tarafından planlanan bir ölüm değildi yani?


C: Referansı anlamıyoruz.

S: (T) Bir şekilde bir suikastle öldürülmedi, değil mi?


C: Hayır.

S: (L) Peki ya Papa Birinci John Paul? Bir ay görevde kalan papa? Lütfen mümkün olduğu kadar yüksek ve anlaşılır bir
şekilde konuşun.
C: Anlaşılır konuşma ve ses yüksekliğinde en önemli faktör, kanal olarak kullanılan kişinin rahatlık durumudur. Eğer tüm
koşullar optimal seviyede olursa, bu daha faydalı bir bilgi kanallama yöntemi olabilir.

S: (L) Rahatlığı için başka ne yapabiliriz?


C: Subjenin başının sağ tarafına konan cisim enerji akışını biraz engelliyor. Başının sol tarafına bir destek cismi koyun.

S: [Ayarlama yapıldı] (SV) Şimdi daha iyi mi? (J) Bence bunları onu transa sokmadan önce yapmamız gerekiyor. (L)
Benim istediğim de o, ama o kadar inatçı ki, tavsiyelerimi dinlemez. "İyiyim" der, ama değildir. Soruya dönecek olursak,
439
Papa Birinci John Paul'ün ölümüne neden olan olay neydi?
C: Ne yazık ki, daha önce de belirttiğimiz gibi, bazen yanıtlayamayacağımız sorular soruyorsunuz. Cevap bilinmediği için
değil, cevapları bilmeniz sizin için zararlı olabileceği için.

S: (T) Bu kendi içinde bir yanıt. Doğal bir şekilde ölmedi.


C: Reddedilemez nitelikte ve doğrulanan bilgiyle karşılaştırıldığında spekülasyon zararsızdır.

S: (L) Pekala, SV'nin bu hafta daha önce tartıştığımız bir konuyla ilgili bir sorusu vardı; dünyadışı varlıklara ait araçlardan
yayılan ışık neden aniden çok güçlü bir şekilde yanıp sönmeye başlıyor? Yaydıkları farklı ışık biçimleri neyi gösteriyor?
C: Çok sayıda soru sorduğunda tuhaf oluyor. Lütfen sorulardan birini seç.

S: (L) Bir UFO'nun yaydığı ışıkta değişimler olması, onun koşullarında, durumunda veya faaliyetindeki bir değişikliği mi
gösteriyor?
C: Bu karmaşık bir düşünce kalıbı.

S: (L) Tamam, diyelim ki bir UFO görülüyor. İlk göründüğünde metalik bir görünüşü var. Çok kısa bir süre içinde renkli
ışıklar yaymaya başlıyor. Birkaç dakika böyle parladıktan sonra elektronik flaş gibi çok hızlı yanıp sönen çok parlak bir
ışık yayıyor. Bu neyi gösteriyor olabilir?
C: Zorluk yaratmak istemiyoruz ama elektronik flaş terimini tam olarak anlayamadık. Sizin düzleminizdeki fazla aşina
olmadığımız yapay bir mekanizma olmalı.

S: (L) UFO'dan yayılan ışığın kör edici biçimde yanıp sönmeye başlaması.
C: Öncelikle, daha önce söylediğimiz gibi, ve hatta bizimle olan iletişimlerinizden önce başka kaynaklardan edindiğiniz
bilgilerde gördüğünüz gibi, "UFO'lar" konusu nitelik olarak son derece çeşitli ve çok yönlüdür ve tek bir koşulu, tek bir
varlığı, tek bir varlık kaynağını, tek bir taşıma şeklini, tek bir yoğunluk seviyesini vs temsil etmez.

S: (L) Yani bu tür belirli bir soruya yanıt almak için belirli bir olayı ve durumu belirtmemiz gerekiyor, öyle mi?
C: Biz size soralım, en akıllıca hareket şekli bu olmaz mıydı?

S: (J) Sanırım sorumuzu daha net hale getirebilirim. Muhtemelen Gulf Breeze bölgesindeki UFO olayları türündekilerden
bahsediyoruz ve..
C: Tüm Gulf Breeze olayının pek çok bakımdan oldukça ilginç bir durum ortaya koyduğu gerçeğinin farkında olun lütfen.
Ve "oldukça ilginç" derken, sizin bakış açınızla ifade edilecek olursa subjektifleşiyoruz. Yine sizin bakış açınızla
belirtilecek olursa, orada göze görünenden fazlası oluyor. Sizin bakış açınızla dedik, çünkü bu bizim bakış açımız değil,
çünkü biz orada ne olduğunu biliyoruz. Ve bu bizi dikkat edilmesi gereken başka bir noktaya getiriyor; bu celsedeki
sorularınız belirli bir kalıp şeklinde gelişiyor gibi görünüyor; eğer yanıtı bulunursa, sizin için zorluklar yaratacak gizemlerle
ilgili sorular gibi. İlk örnek sizin deyişinizle Papa John Paul'ün ölümü, ve diğer örnek de Gulf Breeze. Bu soruların
yanıtlarını bilseydiniz, emin olun sizin zaman ölçümünüzle çok kısa bir süre sonra sizin için hoş olmayan sonuçlar
meydana gelirdi. Bunun nedeni, bu tür çeşitli konularla ilişkili olan varlıkların hepsinin kesin olarak KH oluşu, ve eğer
tümüyle ifşa edilirse, kendine hizmet yöntemleriyle kendine hizmet etmeye çalışan varlıkların çabalarına zarar verecek
nitelikte oluşudur. Gulf Breeze'de görülen ışıklar hakkında herhangi önemli bir ayrıntıya girmek istemiyoruz çünkü
vereceğimiz çeşitli bilgi parçacıkları, sizi şu anda sahip olmamanızın daha faydalı olduğu bilgilere yönlendirebilir. Anlıyor
musunuz?

S: (T) Yani gelecekte bir zamanda bu şeyleri bilmemizin mümkün ve faydalı olabileceğini mi ima ediyorsunuz?
C: İma etmeye çalışmıyoruz, söylüyoruz, ve bu bilginin amacı, belki de bu konular hakkındaki ayrıntılı bir farkındalığı,
geleceğiniz olarak tanımladığınız süreçte edinmenizin, şimdiniz olarak tanımladığınız süreçte edinmenizden daha faydalı
olacağını belirtmektir.

S: (J) Yani bazen bilgi... [TR araya giriyor ve her iki yorum kaybediliyor] (T) Anlamadığımız bilgi...
C: Yanlış. Bilgi korur, fakat sizin üçüncü yoğunluk dünyanızda eski bir deyiş vardır; "bir konuda az bilgi zararlıdır." Ve biz
de buna "bir konuda az bilgi bilgi değildir." ifadesini ekliyoruz. Anladınız mı?

S: (L) Evet... (J) Bilgi, bağlamı dışında ele alındığında tehlikelidir de denebilir mi?
C: Evet, bu da doğru bir ifade olurdu.

S: (L) Madem o soru bizi bir yere götürmeyecek, o halde başka bir sorum var. Birkaç gece önce, 16 Ağustos 1993'te
havuzumda meydana gelen olayları incelemek için oğlumla bir hipnoz celsesi yaptım. O olaylar sırasında hepimiz
440
tesadüfen gökte çeşitli cisimler görmüştük; rastgele geçiyor gibiydiler. Bu hipnoz celsesinde olayı birkaç kez baştan sona
inceledikten sonra oğlum, olayın sadece üzerimizden geçen birşey görmeyle sınırlı olmadığını, bunun bir kaçırılma durumu
olduğunu söyledi. Bu doğru muydu?
C: Sen ne düşünüyorsun?

S: (L) Şimdiye kadar edindiğim bilgilere göre, sanırım öyle.


C: Bunu sormamızın nedeni, tekrarlamamız gerekiyor, öğrenmenizin en etkili yolunun, kendi içinizde sahip olduğunuz
araçları kullanmak olduğudur, ve bunu yaptığınızı görmekten mutluyuz. Fakat, ihtiyaç duyduğunuz bilgiye kendi
çabalarınızla erişme yeteneğinize güvenmeniz gerekiyor.

S: (L) O celsede oğlumun söylediği birşey beni biraz korkuttu ve bu konu üzerinde biraz durmak istiyorum. Celsenin
sonlarına doğru ne olduğunu sordum ve o da "ağrı giderici bir mekanizma kullanılmaksızın parçalara ayrılıp geri
ışınlandım." dedi. Bu onun demolekülerize edilirken acı giderici bir cihaz kullanılmadığını ve atomik demolekülerizasyon
veya remolekülerizasyonun gerçekten can yakıcı olabileceğini ve sıkıntıya neden olabileceğini düşündürüyor. Bu doğru
mu?
C: Olabilir. Tüm kaçırılma süreci stresli olabilir fakat elbette değişken derecelerde, ve hatırlatmamız gerekiyor ki, herşeyde
olduğu gibi, en önemli faktör kendi gerçeklik algınızdır, kendi gerçeklik algınız hakkındaki bir fikir değil.

S: (L) Ne kastettiğinizi anlamadım. Bir çeşit cihaz mı var... Moleküler olarak parçalara ayrılıp gemiye ışınlanmak ve sonra
da geri ışınlanmak can yakıcı birşey mi? (J) Bu, beden için acılı birşey mi?
C: Öncelikle, çok acele sonuç çıkarıyorsun. Gerçekten bir ışık sütununun gelip "seni parçalara ayırdığını", bedenini fiziksel
olarak bir uzay aracına taşıdığını, bir çeşit muayene veya buna benzer birşey yaptığını ve sonra da bir acı giderici olmadan
bedenini tekrar bir araya getirdiğini mi düşünüyorsun?

S: (L) Bunun bana olduğunu söylemedi, kendisine olduğuna söyledi. ... Böyle birşeyin mümkün olup olmadığıyla ilgili ne
düşündüğüme gelince, şimdiye kadar yaptığım araştırmalardan öğrendiklerime göre sanırım bu mümkün. Söylenen
varlıkların zamanı manipüle etme yeteneklerini göz önünde bulunduracak olursak, böyle birşeyin hiç zaman kaybı
farkındalığı olmadan gerçekleşmesi tamamen mümkün.
C: Evet, bu doğru, fakat, önceki celselerde "kaçırılma" olarak ifade ettiğiniz şey için kullanılan metodolojiyi ayrıntılı olarak
anlattık. Eğer şimdiye kadar elde ettiğiniz transkriptlerin içeriğini kavradıysan, bunun nasıl yapıldığını gayet iyi biliyor
olman gerekir. Belirttiğin hipnoz celsesinde söylenenle ilgili yaptığın tanımlama tam olarak doğru değil, ya da en azından,
hipnoz celsesi sırasında verilen bilgileri yorumlayış şeklin yanlış. Burada şu da belirtilmeli ki, "bu doğru değil," veya "o
doğru değil" gibi tanımlar kullanmak çok yaptığımız birşey değildir çünkü sizin ve diğerlerinin varlık durumunuzun
niteliği, çeşitli derecelerde bağlı ilüzyon içeren türdendir. Bu nedenle çoğu durumda herhangi ve tüm olasılıklar mevcuttur.
Fakat, bu bağlı ilüzyonlardan iki veya daha fazlası yanlış hizalandığında, mutlak doğruluk veya mutlak yanlışlık
mümkündür. Bu olayda, bağlayışta bir yanlış hizalama var ve gerçekten tam bir yanlışlık var. Ayrıca, kendiniz öğrenmenizi
çok istememize rağmen süreci tekrar açıklayacağız çünkü öğrenme eğrisinde fazla erken bir şekilde sonuca atlıyor
olabilirsin, ki bu sıkıntı yaratan birşey ama bununla sonra ilgileneceğiz. Lütfen bu bilgiyi unutmamaya çalışın çünkü
geçmişiniz olarak tanımladığınız gerçekliğinizde meydana gelmiş olabilecekler yanında, şimdinizin çeşitli olası
varyasyonlarında olanlar ve geleceğiniz olarak tanımladığınız gerçekliğinizdeki olaylar için de bu çok önemli. Bu
deneyimlerin niteliği bir bütün olarak bilinmelidir. Normal olarak, fiziksel bir üçüncü yoğunluk varlığı olarak bir yerden
diğerine taşınmazsınız. Olan şey çok basittir. Normal olarak zaman çerçevesi dondurulur ve "donma" terimini, daha iyi bir
terim olmadığı için kullanıyoruz. Bunun anlamı, üçüncü yoğunlukta fiziksel bedeninizde bu süreçte zaman algısı durur ve
bu, insan ırkınızın çeşitli üyeleri tarafından "sıfır zaman" olarak tanımlanmaktadır. Fiziksel bedeni kullanan ruh uzantısı
bedenden zorla çıkarılır, başka bir yere taşınır ve inceleme, implantasyon ve diğer amaçlarla ayrı bir fiziksel beden olarak
remolekülerize edilir. Sonra da demolekülerize edilir. Ruh uzantısıyla beden kopyalama yapılır. Sonra klonlanan beden
demolekülerize edilir ve ruh uzantısı asıl bedene tekrar yerleştirilir. Süreç bu şekilde gerçekleşir. Bazen, kaçırmayı
gerçekleştiren dördüncü yoğunluk varlıkları üçüncü yoğunluk ilüzyonunun zaman referansı noktalarını belirlemede hata
yapabilirler. Bu durum, kaçırılma sonrasında, kaçırılma öncesindekinden farklı bir deneyime girme veya aynı deneyimin
tekrarlanması gibi bir etki yaratabilir, aslında tek bir deneyim yaşanıyor olmasına rağmen. Sizin durumunuzda da bu
gerçekleşti. Sen iki "geminin" geçtiğini algıladığın sırada aslında tek bir gemi vardı ve burada gemi sözcüğünü, daha
açıklayıcı bir terimin olmaması nedeniyle kullanıyoruz. Bunun nedeni, sıfır zamanda olayın başlangıcındaki ve sonundaki
zaman çerçevesi referansı ilüzyonu arasındaki farklılıktı. Bu olayda fazla sorun yaratmaz. Nadir de olsa bazı durumlarda,
kaçırılma deneyimini yaşayan kişi, kaçırılma sonrası kendini olayın başladığı noktadan birkaç saat, birkaç gün, birkaç
hafta, veya hatta ne yazık ki birkaç yıl öncesinde bulabilir, ve tabii bu da akıl sağlığını yitirme veya benzer sonuçlar
doğurabilir. Neyse ki sizin durumunuzda bu olmadı, fakat yine de zaman çerçevesi referansı ilüzyonunda hafif bir kırılma
vardı. Aslında tek bir gemi görmüş olmana rağmen iki gemi gördüğünü düşünmenin nedeni buydu. Bu deneyimin tam
olarak fiziksel bir üçüncü yoğunluk olayı olmadığını anlamanız çok önemli. Tüm birinci, ikinci, üçüncü ve dördüncü
441
yoğunluk varlıklarının sahip olduğu ruh uzantısı vardır ve kaçırılma sırasında bu uzantı bedenden çıkarılır. Ruh uzantısı
aracılığı ile dördüncü yoğunlukta görünen bir kopya veya klon beden yapılır ve beden incelenir ve sonra ruh uzantısı
alındığı yoğunluktaki asıl bedene geri konur. Normal olarak süreç bu şekilde gerçekleşir. Çoğu durumda, eğer üçüncü
yoğunluk varlığı fiziksel bedeni ile birlikte bütün olarak alınırsa, üçüncü yoğunluğa geri bırakılmaz. Sürekli olarak
dördüncü yoğunlukta kalır. Nadir durumlarda geri bırakılma olsa da, bu istisnaidir. Tüm inceleme, algı değiştirme ve
implant yerleştirme işlemleri dördüncü yoğunlukta kopya beden üzerinde gerçekleştirilebildiği için, bunların üçüncü
yoğunlukta gerçekleştirilmesine ihtiyaç yoktur. Anlıyor musunuz?

S: (T) Yerleştirilen bir implant, üçüncü yoğunlukta aynı yerde durmakta olan asıl bedene nasıl girer?
C: Remolekülerizasyon içeren süreçle. Dördüncü yoğunluğun üçüncü yoğunluğa çevrilişini size tanımlamak çok karmaşık
olur, fakat şöyle söyleyebiliriz ki, istendiği durumda, dördüncü yoğunluktaki klon bedende gerçekleştirilen herşey üçüncü
yoğunluktaki bedende aynen gerçekleşir. Yalnızca bedenin içindeki bir nesne değil, üçüncü yoğunluğa ait olan bedenin
tamamı üzerinde etki edilmektedir.

S: (L) Yani diğer bir deyişle ruh uzantısı dördüncü yoğunluğa gittiğinde fiziksel bedenin bir kopyası üretiliyor ve kopya
üzerinde yapılan herşey, ruh uzantısı asıl bedene geri gönderildiğinde o bedende de meydana geliyor.
C: Aynen öyle. Ekleyebileceğimiz tek şey, dördüncü yoğunluktan gelen implantların veya eklenen maddelerin,
remolekülerizasyon yoluyla üçüncü yoğunluğa aynı şekilde çevrilmesini sağlayan bir teknolojinin kullanıldığıdır.

S: (L) İmplantları çıkarmak veya pasifize etmek için öğrenebileceğimiz veya öğrenmemizi önerdiğiniz herhangi bir yöntem
var mı?
C: Hayır, bedenin ölümüne neden olmadan bunu yapabilecek kapasitede değilsiniz. Ve, bu arada, bunu yapabildiğini iddia
edenlere inanmayın, çünkü yapamıyorlar.

S: (L) Benim yaşadığım olayda birşey yapıldı, burada birşey oldu ve bu beni etkiledi. Bu olaydan sonraki fiziksel
durumum, yani son altı veya dokuz aydır yaşadığım ve ara sıra hala yaşamakta olduğum fiziksel reaksiyonların, sizin
zaman kırılması dediğiniz şeyden kaynaklanıp kaynaklanmadığını merak ediyorum.
C: Ah ah ah. Ah ah ah. Bir konuyu alıp diğerine yerleştiriyorsun. Kendi gerçekliğini yaratıyorsun Laura. Çok etkileyici!
Ama elbette yanlış, ne yazık ki! Bahsettiğin şey zaman çerçevesi referansı ilüzyonunun "kırılmasından" kaynaklanmaz. Bu
yalnızca, yaşadığın deneyim hakkındaki psişik izlenimin kendini üçüncü yoğunluk fiziksel gerçekliğine yansıtmasından
kaynaklanır. Elbette daha önce de söylediğimiz gibi, ve bunu küçümseyici anlamda söylemiyoruz ama, kendi
transkriptleriniz üzerinde yeterince çalışma yapmıyor görünmenizden dolayı biraz endişeliyiz.

S: (L) Bu soru daha önce yanıtlanmadığı için sordum...


C: Bu soru daha önce bu şekilde yanlış yanıtlanmamıştı. Eğer transkriptleri çalışmış olsaydın, bunun yanıtlandığını
anlardın.

S: (L) Sadece "zaman kırılması" üzerinde biraz durmamızın faydalı olacağını düşünmüştüm. (T) Laura'nın oğlunun
tanımladığı acı, söylediği şekilde bir acı değil de, dördüncü yoğunluk varlıklarının onun yaşam gücünü almalarıyla ilgili bir
acı mı?
C: Yaşam gücü asla alınmaz. Ruh bedenden çıkarılır. Soruna yanıt olarak: Laura'nın oğlu, çoğu ikinci ve üçüncü yoğunluk
varlıklarının dördüncü yoğunluk kendine hizmet varlıkları tarafından kaçırıldığı zaman deneyimledikleri rahatsızlığı ifade
ediyordu yalnızca.

S: (L) Neden kızları da değil de, yalnızca J___'yi ve beni kaçırdılar?


C: Öyle mi oldu?

S: (L) J___'nin hipnozda söylediği buydu. Ve siz de kızların kaçırılmadığını söylediniz.


C: O halde soru da yanıtlanmış oluyor sanırım.

S: (L) Ama neden? Neden yalnızca J___ ve ben?


C: Neden olmasın?

S: (J) Bu rastgele birşey mi? (L) Rastgele bir kaçırma mıydı?


C: Daha önce de söylediğimiz gibi, kendi potansiyelinizi kullanarak öğrenmede ilerleme kaydediyorsunuz. Ama üzülerek
geri adım attığınızı görüyoruz.

S: (L) Geri adım atmıyorum ve bu konuyu kendi potansiyelimi kullanarak öğrenme niyetimi de bırakmış değilim. Ama
442
kendi kaçırılma deneyimimi örnek bir olay olarak kullanarak kaçırılma sürecinin yapısı hakkında genel olarak birşeyler
öğrenmeye çalışıyorum. Öğrenmeye çalıştığım şey, bunun rastgele birşey mi, yoksa spesifik amaçlarla spesifik insanlar
üzerinde yapılan birşey mi olduğu. Görevlerini yapamamaları için belirli insanların hedef alındığını düşünüyorum. Ama
sonra bu biraz egoistçe görünüyor ve egoya takılmak istemiyorum. Buna göre benim görevimi yapamamam için
kaçırıldığımı ama rastgele kaçırılmaların da olduğunu söylüyorum.
C: Umarım şimdiki cümle sizi rahatsız etmez. Sizden daha fazla güce sahip herhangi bir KH varlığı, eğer isterse, herhangi
büyük bir sıkıntı çekmeksizin sizi "görev yapamaz" hale getirebilir. Ve bu oldu da.

S: (L) Eşzamanlılık hakkında birkaç şey sormak istiyorum. Eşzamanlı olayların kaynağının ne olduğunu öğrenmek
istiyorum. Birden fazla kaynak mı, yoksa deneyimi yaşayan kişinin kendi zihninden gelen birşey mi, yoksa... (J) Rastgele
mi?
C: Sokakta yürüyen küçük bir öğrenci çocuk düşünün, bir gül çalısı yanında duruyor, çiçeklerden birini alıyor ve çiçeğe
şunu soruyor: "Bana bugün Einstein'ın görecelilik teorisini anlatabilir misin lütfen?" Bu mizahi benzetmenin amacı belki
de, böyle karmaşık soruları böylesine basit bir biçimde yanıtlamamızı isteyerek bize dayattığınız zorluğa hayranlık ve
takdir duyduğumuzu bildirmektir. Ama böyle karmaşık sorular sorduğunuzda, bu soruları doğru ve yeterli bir şekilde
yanıtlamamız gerekmesi durumunda, bu, bir celsenin ara vermeden yaklaşık yirmi dört saat sürmesini gerektirirdi. Elbette
öyle bir durumda hem kanal olarak kullanılan kişi, hem de siz çok sıkıntı çekerdiniz. Yani buradaki mesele, "eşzamanlılık
nedir" gibi inanamayacağınız kadar karmaşık bir soruyu yanıtlayamayacak olmamız değildir. Gerçekliğin hayal edilebilir
her halindeki unsurların, görsel olarak ifade edilecek olursa mükemmel dengedeki devasa bir mozaikte birleşmesi olarak
tanımlanabilir. Elbette bu, sorunuzun yeterli bir yanıtı değildir, fakat, sunulan görsel imaj üzerinde düşünerek, daha tam bir
yanıtı öğrenmede kendi kendinize yardımcı olabileceğinizi umuyoruz.

S: (T) Birkaç celse önce "Dikey Gerçeklikler"i tartışırken, yaşadığım birşeyden bahsettiniz ve dönüp hayatıma bakmam ve
diğer insanlarla olan ilişkilerimi belirli bir perspektiften incelemem gerektiğini söylediniz ve bunun bir dikey gerçeklik
olduğunu söylediniz. Dikey gerçeklik nedir?
C: Dikey gerçeklik tamamen değil ama temel olarak, bir kişinin hayat rotasını, ve bu hayat rotasının benzer bir hayat
rotasına sahip kişilerinkiyle bir çember veya daire etrafında birleşmesini ifade eder. Ve ne kadar ilginç ki, eşzamanlılıkla
ilgili bir önceki soruyla da çok yakından ilişkilidir. Daire içinde bir daire düşünün ve her bir kişi tarafından temsil edilen
çizgilerin mükemmel bir dengede olduğunu düşünün. İşte dikey gerçekliğin en iyi temsili bu olurdu. Çünkü tam olarak tek
bir kişinin deneyimiyle değil, bir grup bireyin daha büyük bir amaç doğrultusundaki deneyimiyle ilgilidir, eğer
kastettiğimizi anladıysanız. Dikey gerçeklik derken kastettiğimiz şey bu. Gözünüzde tekrar iç içe olan ve eşit ölçüde
dizilmiş boşluklara sahip bir daire içinde daireyi canlandırın. İşte dikey gerçeklik budur.

S: (T) Bize bu sembolü çizdirmiştiniz ve iki daire arasına yedi çizgi veya bölüm çizdirmiştiniz.
C: Doğru.

S: (T) Yedi optimal sayı mı?


C: Yedi her zaman optimal sayıdır. Yedi yoğunluk seviyesi vardır. Bu, gerçeğin tüm aşamalarına yansır.

S: (T) Bu süreçte etkileşim kurduğum, içinde bulunduğum dikey gerçeklikteki diğer bireyler de, benimle olan etkileşimleri
bağlamında yapmaları gereken diğer şeyleri yapıyorlardı, öyle mi?
C: Doğru.

S: (T) Ayrıca, bu gruptaki her bir bireyin farklı bir dikey gerçeklikten geldiğini söylediniz.
C: Doğru.

S: (T) Bu, birbirimizin deneyimlerinden birşeyler öğrenmek amacıyla dikey gerçekliklerimizi birleştirmemiz anlamına mı
geliyor?
C: Bu da doğru denebilir.

S: (L) İç dairenin bu gerçeklikle birleşme ve dış dairenin ve bağlantı noktalarının da, dikey gerçekliğin "Dalga"yla birleştiği
yer olduğu söylenmişti. O cümlede ima edilen şey, bu kanalın oluşturulmasının, bu dalganın gelmesinde, bu değişimin
meydana gelmesinde, bu boyut değişiminin, veya yoğunluk değişiminin gerçekleşmesinde kilit bir rol oynadığı mıydı ve
bu, başka yerlerde de yapılan birşey mi?
C: Bir kerede altı soru sorduğunuz için sizi tebrik etmek istiyoruz.

S: (T) Bir soru daha ekleyelim ve tam bir dikey soru olsun!
C: Neşe!
443

S: (L) Bireysel olarak veya grup olarak Dalga ile bir şekilde bağlantı halinde miyiz?
C: Elbette. Herşey dalgayla bağlantı halindedir.

S: (L) Bu çemberi oluşturarak, bir şekilde dalgayı etkinleştiriyor muyuz?


C: Bu ilginç yorumunu tam olarak kavrayamadık, ama dalgayla etkileşimli bir ilişkiniz olduğu doğru. Daha önce de
belirtildiği gibi dalganın, gerçekliğinizin bir parçası olması bakımından dalgayla etkileşimli bir ilişkiniz var, her zaman
vardı ve her zaman da olacak. Ve bu elbette, büyük döngüdeki ilerleyişinizle ilgili. Dikey gerçeklik de, çekirdekten dışa bir
ilerlemedir ve bu da, tüm gerçekliğin ve var olan herşeyin diğer bir yansımasıdır. Şimdi, daha önce belirtilen görsel temsile
dönmek istiyoruz. Fark ettiyseniz, iç daire, yedi çizgi aracılığıyla dış daireyle birleşiyor. Şimdi bu dış daireyi sürekli
genişleyen bir daire olarak ve yedi çizgiyi de sürekli uzayan birer çizgi olarak düşünün. Elbette dışa doğru genişleme de
dairesel bir şekilde olacaktır. Şimdi lütfen dışa doğru genişleyen bir dış daire ve genişlemeyen bir iç daireyi canlandırın
gözünüzde. Bunun üzerinde düşünün ve sonra da bunun neyi temsil ettiğiyle ilgili düşüncelerinizi söyleyin.

S: (L) Bu, bilgimizin ve bilincimizin sürekli olarak genişlemesini mi temsil ediyor?


C: Bu da sürecin bir parçası.

S: (L) Aynı zamanda ne veya kim olduğumuzun çevremiz üzerindeki artan etkisini mi temsil ediyor?
C: Doğru.

S: (L) Ayrıca daha...


C: Uup! Görsel temsilinizde bir kayma algıladık! Sürekli genişleyen dış daireyi ve genişlemeyen iç daireyi ve tabii yine
aynı şekilde dışa doğru hareket eden yedi bölümü düşünün. Bu gözünüzde nasıl bir şekil canlandırıyor?

S: (L) Tekerlek mi?


C: Hepsi bu mu?

S: (T) Pasta?
C: Devam edin.

S: (L) Göz.
C: Şimdi onu bir küreye çevirmeye başlıyoruz! Neden küreye dönüşür?

S: (L) Küreye nasıl dönüşebilir?


C: Nasıl dönüşemez!

S: (SV) Basık değil, HER yöne ilerliyor...


C: Düz bir çizgi düz bir çizgi midir, yoksa bir...

S: (L) Yoksa daireden bahsetmiyor musunuz?


C: Daireden bahsediyoruz. Bir daireyi sürekli dışa genişletirseniz ne olur?

S: (J) Kaybolur.
C: Kayıp mı olur? Nasıl kaybolabilir? Nereye kaybolur? Sana soruyoruz JR?

S: (J) Görsel olarak, dış daire genişledikçe iç daire giderek küçülür ve kaybolur. Dış daire büyüdükçe iç daire kaybolur.
C: Ama nereye kaybolur?

S: (J) Karadelik?
C: Karadelik. Bu bir olasılık. Ama küçük daire üzerinde bu kadar yoğunlaşmanızı istememiştik, öyle değil mi? Dış daire.

S: (T) Dış daire giderek daha fazla alan kaplamada kullanılıyor.


C: Peki hangi şekli almaya başlıyor? Dışa doğru genişleyen bu dış daireye bakmanızı istiyorum!

S: (J) Yedi çizginin daireyle aynı uzunlukta olduğunu mu varsaymamız gerekiyor?


C: Bunu kendin yanıtla.

S: (L) Pekala, buna bir düzlem olarak bakıyoruz. Düz bir yüzey.
444
C: Sürekli dışa doğru genişletirsen düz bir yüzeye ne olur?

S: (L) Bilmiyoruz. Bu... (SV) Sürekli gidiyor.


C: Sürekli gidiyor mu?

S: (L) Evet, daha büyük ve daha düz!


C: Öyle mi? Bir çizgiyi sürekli olarak uzatırsan ne olur?

S: (Laura ve S___) Sürekli uzar.


C: Öyle mi?

S: (L) Hı hı!
C: Nereye uzar?

S: (SV) Sonsuza kadar. (J) Kendine döner. (L) Bilmiyoruz.


C: Ou, biri "Kendine döner." dedi.

S: (J) Kuyruğunu tutan bir yılan gibi.


C: Bunu neden bilmiyoruz?

S: (L) Çünkü bilmiyoruz. Uzayın eğimli olduğu tahmini...


C: "Çünkü bilmiyoruz." Peki neden bilmiyoruz?

S: (L) Çünkü oraya gitmedik.


C: Kolomb keşfi öncesinde İtalya ve İspanya'nın dışına çıkmış mıydı?

S: (L) Tamam, bir çizginin sürekli uzaması durumunda sonunda kendine döneceğini varsayıyoruz...
C: Hayır, hayır, hayır bekle! Bir soru sorduk!

S: (L) Elbette Kolomb'un orada birşey olduğuyla ilgili bir fikri vardı ama oraya henüz gitmemişti, hayır. Ama gitti ve
buldu.
C: Sadece bir fikri mi vardı?

S: (L) Evet, bence öyle.


C: Hmmm. Biz öyle hatırlamıyoruz. Bizim hatırladığımız kadarıyla, içgüdüsü ve hayalgücü vardı ve içgüdüsünü hayal
gücüyle birleştirdiği zaman gerçeğe dönüştü. Gerçeğe dönüştüğü zaman, fiziksel üçüncü yoğunluk gerçeğinde ortaya
çıkacağından tam emin olduğu bir gerçeklik yaratmıştı. Ama önemli olan kendine güveniyor olması değildi. Öyle olduğunu
biliyordu. Denkleme şüphe eklemek için kendini durdurmadı. Ama sen "Ne olduğunu bilmiyoruz, çünkü oraya hiç
gitmedik!" dediğinde yaptığın şey bu. Mantıklı düşün lütfen. Herşeyin büyük bir döngü olduğunu defalarca söyledik.
Daireler içinde dairelerden bahsettik. Döngülerden bahsettik. Kısa dalga döngülerinden ve uzun dalga döngülerinden
bahsettik. Şimdi, bizden istediğiniz ve bizim büyük bir mutlulukla verdiğimiz tüm bu bilgilerden sonra, düz bir çizginin
sonsuza kadar düz bir çizgi olarak devam etmesini mi beklersin? Bunu nasıl yapabilir? Üçüncü yoğunluk dünyanızda,
Doğu'ya veya Batı'ya ya da Kuzey veya Güney'e düz bir çizgi çizerseniz ne olur?..

S: (J) Kendine geri döner.


C: Doğru.

S: (L) Tamam, demek büyük bir kürede yaşıyoruz!


C: Öyle mi?

S: (L) Öyle anlaşılıyor. Yoksa büyük bir daire mi?


C: Ah ah ah. Daha fazla çalışman ve öğrenmek gerekiyor canım. Daha fazla çalışman gerekiyor. Albert Einstein'ın bile ne
olduğuyla ilgili bir teorisi vardı.

S: (L) Evet ama sadece bir teori.


C: Ou, o halde teoriyi bırakmak gerekiyor demek. Hiçbir zaman bilmeyeceğiz. Sadece bir teori. Unutalım gitsin.

S: (T) Ben hala daireyi genişletiyorum... (SV) Ben de.


445
C: Çok iyi, fikir buydu. Gidiyor, gidiyor ve gidiyor.

S: (L) Benimki de gidiyor, ama kendine dönmedi ve hiçbirşeyle karşılaşmadı. Anlatmaya çalıştığınız nokta nedir?
C: Bir nokta mı olması gerekiyor?

S: (L) Elbette!
C: Kim demiş? Öğrenmenize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bu sürecin ne zaman sona ermesini bekliyorsunuz?

S: (J) Hiçbir zaman. (L) Tanrım, umarım hiçbir zaman.


C: Öyleyse hiçbir zaman bir nokta yok!

S: (J) Anlatmak istediğiniz noktayı anladık! (L) Nokta falan yok. [Gülüşme] Daireyi dışa doğru genişletirsen ve daire tüm
yönlere doğru genişlerse, yedi çizgiyi de kendisiyle birlikte çeker ve kapsanan kesitlerdeki alan da sürekli artar ve sonra o
daireyi çevirdiğimizde bir küre olur.
C: Aynen öyle. Ama Laura bunun büyük bir kürede yaşıyor olduğumuz anlamına geldiğini söylüyor. Ve belki de öyle.

S: (T) Büyük bir küre olmazdı, yalnızca daire içindeki büyük bir küre olurdu. Eğer daire genişlemeye devam ederse, dışa
doğru gitmeye devam ederdi, giderek büyürdü, büyürdü, büyürdü... (L) Beni sinirlendiriyorsun... (T) Ama sonsuza kadar
gidiyor... Çünkü dışa doğru gitmede bir son yok.
C: Yok mu?

S: (SV) Yok.
C: O halde belki başlangıç da yoktur.

S: (T) Başlangıç da olmazdı, sadece büyük, açık bir boşluk. Sonsuz bir boşluk...
C: Eğer son yoksa, başlangıç yoksa, ne var?

S: (L) Nokta yok. (J) Burada ve şimdi.


C: Burada ve şimdi, yani aynı zamanda gelecek ve geçmiş. Geçmişteki herşey, şu andaki herşey ve gelecekteki herşey,
hepsi birarada. Üçüncü yoğunluktaki insanlarınızın çok azının uzay yolculuğunu anlayabilmelerinin nedeni bu, çünkü
üçüncü yoğunluğunuzda uzayda yolculuk yapmak, geceleyin rahat evinizde yatağınızda uzanmak kadar üçüncü yoğunluk
bir eylem olsa da, zaman referansı ortadan kalkar. Anneniz gibi kendinize yakın tuttuğunuz birşey. Ve en büyük
ilüzyonunuz. Size defalarca zamanın olmadığını söyledik ama elbette beyniniz bu kavramla o kadar yıkandı ki, ne
yaparsanız yapın ondan kurtulamıyorsunuz, öyle değil mi? Uzayın derinliklerine gittiğinizi düşünün. Herşeyin tamamen bir
olduğu gerçekle karşılaştığınızda kendinizi kaybederdiniz. Değil mi? Kendinizi uzay boşluğunda giderken düşünün!

S: (L) Bunu düşünmek istemiyorum. (J) Uzay da yok! (T) Daire genişlemeye devam ediyor mu? Daire genişlerken onu 180
derece çeviriyorsun ve küre oluyor. Küreyi kendi çevresinde döndürmek için kürenin dış kenarındaki bir noktayı alıyorsun
ve bir simit oluyor ve sürekli genişleyen bir iç tüp. (L) Ve ortada bir karadelik! (SV) Neden karadelik olmak zorunda? (J)
Spiral. (T) Onu çevirdiğin zaman daha da büyük bir iç tüp oluyor. Genişlemeye devam ediyor ve daha fazla alan kaplıyor...
C: Şimdi, yoğunlukları birleştirdiğiniz zaman, fiziksel gerçeklik ile eterik gerçekliği, veya diğer bir deyişle düşünce formu
ile fizikselliği birleştirmiş oluyorsunuz. Bunları mükemmel bir şekilde birleştirebildiğinizde anlarsınız ki, bir başlangıç ve
bir son olmamasının nedeni, bir başlangıç veya bir son düşünmeye ihtiyacınız olmamasıdır çünkü gelişiminizi
tamamlamışsınızdır. Yedinci yoğunlukta Bir ile birlik olduğunuzda, bunu gerçekleştirmişsiniz demektir ve artık fiziksel ve
eterik formlar arasında bir farklılık olması için hiçbir neden yoktur.

S: (L) Geçen gün tartıştığımız zaman konusuyla ilgili olarak: ışık hızında zaman olmadığından, madde olmadığından,
çekim olmadığından bahsettik, ama ışık hızının en ufak derece altındaki herhangi bir birimde ise hemen çekim ve madde
ortaya çıkıyor. Işık enerjisini katılaştırarak madde haline getiren şeyin ne olduğunu sorduk ve sanırım aldığımız yanıt,
bunun 7'inci seviyeden gelen bilinç olduğuydu. Bizim bakış açımızdan, demateryalize olmadan ışık hızının ötesine geçmek
veya sabit ışık hızında kalmak mümkün müdür? Işık hızı, zamansızlık ve çekimsizlikle doğrudan bağlantılı mı?
C: Mutlak anlamda değil, üçüncü yoğunluk anlamında öyle.

S: (L) Tamam, örneğin dördüncü yoğunlukta herşey ışık hızında mı hareket ediyor ve zaman ve çekim olmamasının nedeni
bu mu?
C: Hayır. Bu yanlış bir kavram. [(T) Işık hızı yok, ışık her yerde.] Aynen öyle. Dördüncü yoğunlukta ışık hızı yok çünkü
herhangi bir "hıza" ihtiyaç yok. Hızın kendisi bir üçüncü yoğunluk kavramıdır. Hatırlayın, varolan herşey birer ders. Bu
kadar! Başka hiçbirşey yok. Herşey algılamanız için. Algılamamız için. Tüm bilinç için. Varolan herşey / tek şey bu.
446

S: (L) Hala bu çekimin, bu zamansallık durumunun kaynağının ne olduğunu anlamaya çalışıyorum; birbirleriyle ayrılmaz
şekilde ilişkili görünüyorlar.
C: Şimdi sana bir soru soralım: Okula gittiğini hatırlıyor musun?

S: (L) Evet.
C: Üçüncü sınıfta ne yaptın?

S: (L) Pek çok şey. El yazısını öğrendim. Çarpmayı ve bölmeyi öğrendim.


C: Birinci sınıfta ne yaptığını hatırlıyor musun?

S: (L) Evet.
C: Lütfen bir tanesini söyle.

S: (L) Okula gittim ve testlere girdim. Çeşitli şekillerde saymayı öğrendim. Okumayı ve yazmayı öğrendim.
C: Tamam. Çarpmayı ve bölmeyi öğrenme sürecinde, kalemini bırakıp hemen zihninde birinci sınıfa dönerek, birinci
sınıftayken alfabeyi neden öğrendiğini mi anlamaya çalıştın?

S: (L) Hayır.
C: Neden?

S: (L) Çünkü alfabeyi zaten biliyordum.


C: Alfabeyi zaten biliyordun. Yani, alfabeyi öğrenmene gerek yoktu çünkü onu zaten biliyordun. Doğru mu?

S: (L) Evet.
C: Artık ışık hızı olmadığında ışık hızını öğrenmen gerekecek mi?

S: (L) Benim yapmaya çalıştığım şey de bu. Belki de bunu öğrenir öğrenmez artık bununla ilgili derslere tabii olmazsın.
Yani sunulan kavramları öğrenirsin, kavrarsın, alıştırmalar yaparsın, bunlar artık senin bir parçan olur ve bir sonraki şeye
geçersin.
C: Evet, ama sen ışık hızını dördüncü ve daha üst yoğunluk seviyeleri bağlamında soruyorsun ve biz de sana orada ışık
hızının olmadığını çünkü buna ihtiyaç olmadığını, çünkü bir kez dördüncü yoğunluğa ulaştığında, üçüncü seviyenin
derslerini öğrenmiş olduğunu anlatıyoruz.

S: (L) Eğer üçüncü yoğunluktaki bir kişi bir tür araca binip ışık hızına çıkarsa, bu durumda araçla birlikte otomatikman
dördüncü yoğunluğa mı geçmiş olur?
C: Bu araçlardan bir tanesini söyler misin lütfen?

S: (L) Böyle bir aracımız yok... henüz.


C: Dördüncü yoğunluğa geçmeden evvel olmasını bekliyor musun?

S: (L) Hayır.
C: O halde ders öğrenilmiştir, değil mi?

S: (L) Gibi.
C: Sorduklarınıza yanıt olarak söylediklerimize güvenirseniz, o zaman ders öğreniliştir. Neden? Bunu düşünün; varolan
herşey derslerdir.

S: (L) Zamanın bir ilüzyon olduğundan, kendimize annemiz gibi yakın tuttuğumuz veya onun gibi birşey olduğundan
bahsediyorsunuz ve zaten ben de zamandan kurtulmak istiyorum...
C: Kurtul! Buna izin ver!

S: (L) Bunu zihninde yapmak istemek ayrı, sisteminde, içsel işletim sisteminde yapmak tamamen ayrı birşey.
C: İçsel işletim sistemi mi?

S: (T) DOS mu yoksa WARM mu?


C: Lütfen bize içsel işletim sisteminin ne olduğunu açıklar mısın?
447
S: (L) Sanırım bilinçaltı zihin.
C: Öyle mi?

S: (L) Belki.
C: Ah, ah.

S: (T) Bilinaçaltı zihinde zaman kavramı mevcut değil. (J) Zaman yapay bir şey... (L) Örneğin: bir insanın bilinçli zihninde
zenginliğe inanç gösteriyor olabilir ve bundan bahsedip zihinsel onaylamalar ve kendisi için her türlü pozitif şey yapabilir
ama bir sebepten dolayı kişi bireysel olarak sürekli yoksulluk sınırında yaşıyor çünkü kendisini sürekli yoksulluk
seviyesinde tutmasına neden olan birşeyler devam ediyor. Ve şahsın bilinçaltı zihnini eşelemeye başladığında, yoksulluğa
dönük bir inancı olduğunu veya yoksul olmaya ihtiyaç duyduğunu veya yoksul olmayı hak ettiğini hissettiği bir geçmiş
yaşam bağlantısı çıkıyor ve dolayısıyla içsel işletim sistemi bilinçli inanç ve düşünceleri etkisiz kılıyor. Burada bahsettiğim
şey bu.
C: Evet, ama bundan anladığın şey nedir?

S: (L) Yani zamandan kurtulmak istediğini söyleyebilir ve bunu kavramsal olarak anlayabilirsin, ama içteki birşey seni ona
bağlı tutuyor. O içsel bağlantıdan nasıl kurtulursun?
C: İçteki birşey seni ona bağlı mı tutuyor?

S: (J) Günlük ritimler gibi, fiziksel birşey.


C: Asıl noktayı kaçırdığınızı hissediyoruz.

S: (L) Belki kaçırıyorumdur.


C: Bunu hepinize söylüyoruz. Artık bireysel olarak, kendinizi üçüncü yoğunluğun sınırlandırmalarından mümkün olduğu
kadar kendi adımlarınızla çıkarma çabası göstermenizin vaktidir; kendinizi buna zorlamayın, yalnızca kendi adımlarınızla
çaba gösterin. Öğrendiğiniz derslerle artık dördüncü yoğunluğa hazırlanmaya başlamak için fazlasıyla hazırsınız. Üçüncü
yoğunluk, artık ihtiyaç duymadığınız seviyede bir fiziksellik, sınırlama ve bu paralelde şeyler içeriyor. Bu nedenle, zaman
zaman üçüncü yoğunluğa bağlanmanın daha rahat olmanızı sağladığını anlıyor birlikte, zaman, işte yine o kelime, artık
ilerleme ve dördüncü yoğunluk için hazırlanma zamanıdır ve artık zaman gibi ve zaman ilüzyonundan nasıl kurtulacağınız
gibi şeylerle ilgilenmemeniz iyi olur. Çünkü bu gerçekten önemli değil. Bu tıpkı matematik öğrenen bir üçüncü sınıf
öğrencisinin durup geri dönerek ABC hakkında ve ABC'nin neden CBA veya BAC değil de ABC olduğu hakkında
düşünmeye başlaması gibi birşey. Bunun gerçekten bir anlamı yok. Neyse o.

S: (L) Ben de bunu öğrenmek istiyorum, zaman nedir?


C: Bunu neden öğrenmen gerekiyor?

S: (L) Çünkü merak ediyorum. Zaman nedir?


C: Zamanın bulunduğunuz veya "bir zamanlar" bulunduğunuz seviyede öğrenme maksadıyla yaratılan yapay bir ilüzyon
olduğunu, mevcut olmadığını ve bu seviyeyi geride bıraktığınızda artık buna ihtiyacınız olmadığını daha önce de
söylemiştik.

S: (T) Belki derslerden biri de zaman hakkında düşünmemeyi öğrenmektir. Zamanın gerçek olmadığını bir kez
öğrendiğinde... (SV) Bunu bir de patronuna söyle!
C: Eğer gerçek değilse, ne olduğunu merak etmenin bir faydası var mı?

S: (T) Benim için yok.


C: İki kişi arasındaki şöyle bir konuşmayı düşünün: Billy ve Gene. Billy, Gene'ye diyor ki; "Zaman diye birşey yok." Gene
diyor ki; "Gerçekten mi? Ama ben zamanın ne olduğunu öğrenmek istiyorum." Billy diyor ki; "Ama daha şimdi söyledim
ya, zaman yok. Zaman mevcut değil. Herhangi bir formda, herhangi bir referans çerçevesinde, herhangi bir gerçeklik
formunda, herhangi bir yoğunluk seviyesinde mevcut değil. Zaman yok." Ve Gene diyor ki; "Bu çok ilginç. Peki zaman
nedir?"

S: (L) Anlaşılmıştır. (T) Saat takıyor musun? (L) Hayır. (SV) Ben iş programımdan dolayı mecburum. (T) Saati diğer
insanlar zamana inandığı için takıyorsun. (SV) Evet. (T) Bu onların inancına gösterdiğin bir nezaket, kendi inancın değil.
C: Bu aynen doğru. Halen üçüncü seviyedeyken, üçüncü yoğunluk aleminde daha rahat olanlara belirli bir derecede uyum
göstermeniz gerekli. Ama daha önce de belirttiğimiz gibi, belki de artık sizin için dördüncü yoğunluğa hazırlanma ve
mutlak gereklilik durumları dışında üçüncü yoğunluğa ait tüm "nerede"lerle, "nasıl"larla ve "neden"lerle ilgilenmeyi
bırakmaya başlama "zamanıdır." Bu artık gerçekten geride bıraktığınız birşey ve bunu biliyoruz, çünkü altıdan bire ve yine
448
birden altıya kadar kadarki tüm seviyelerden görebiliyoruz.

S: (L) Bununla ilgili son bir soru sormak istiyorum; dördüncü yoğunluğa hazırlanmak: çok uzak olmayan geçmiş bir
celsede bu grubun amacıyla ilgili bir soru sormuştum ve cevap, bunu bilmemiz durumunda veya daha spesifik olacak
olursak benim bunu bilmem durumunda "bağlarımın çözüleceği" şeklindeydi. Bunu kelime anlamında mı söylediniz?
C: Ou, evet kesinlikle. Bedenindeki her bir kemik birbirinden ayrılırdı.

S: (J) Bir çamur birikintisine dönerdin. (L) Dördüncü yoğunluğa hazırlanmaya başlama zamanımız olduğunu söylediğinize
göre, belki artık bu soruyla ilgilenme zamanıdır.
C: Belki de şu anda bizi yönlendirmeye çalışıyorsun. Bu biraz komik elbette, bizden yardım istedin, ve sanırım şimdi
yerlerimizi değiştireceksin. Ama gerçekten bir şekilde bu zaten oluyor ve tekrar hatırlatmalıyız ki, biz gelecekteki siziz ve
sizin deneyimlemekte olduğunuz herşeyi zaten deneyimledik. Ve elbette her zaman zaten deneyimlenmekte olduğu için
deneyimlemeye devam ediyoruz. Şunu belirtmemiz gerekir ki, zaman zaman azarlamamıza rağmen, ilerleme
gösteriyorsunuz ve gösterdiğiniz ilerlemeden çok gurur duyuyoruz. Ayrıca bir kez daha, bu ilerlemenin miktarı ve aldığı
yön konusunda endişelenmemenizi söylüyoruz. Bırakın olsun. Bu ilerlemeyi sürdürebilmeniz için mutlaka gerekli olan tüm
bilgileri, uygun bir... [koro] ZAMANDA edineceksiniz. O yüzden endişelenmenize gerek yok çünkü söylediğimiz gibi
herşey yerini bulacak. Henüz mutlak amacınızın ne olduğunu bilmeye hazır olduğunuzu hissetmiyoruz ve bunu bilmeniz
zorunlu da değil ve bu hiçbir şekilde işinize de yaramazdı. Bu konuda endişelenmemenizi istiyoruz çünkü "zamanı"
geldiğinde bileceksiniz.

S: (SV) Bir soru sormak istiyorum: Eğer zaman yoksa, geçmiş ve gelecek de yok; geçmiş hayatlar ve gelecek hayatlar da
yok; reenkarnasyon diye birşey de yok, o zaman nasıl siz biz olabiliyorsunuz?
C: Evet, reenkarnasyon var. Burada fazla hızlı bir şekilde sonuca atlıyorsun. Hiçbir zaman reenkarnasyonun olmadığını
söylemedik.

S: (SV) Ama eğer zaman yoksa? (J) Bizim algımız öyle. (L) Herşey eşzamanlı olarak oluyor. Tüm bu hayatları aynı anda
yaşıyoruz. (SV) Diğer tüm benliklerimizle bağlantı kurmamızın bir yolu var mı?
C: Şöyle söyleyelim: hafıza bankalarınızın bir kısmına erişeceğiz ve ilginç bir şekilde daha önce tanımladığımız dikey
gerçeklikle çok yakından uyumlu olan başka bir referans vereceğiz. Bir slayt göstericisinin nasıl birşey olduğunu
biliyorsunuz değil mi? Gerçeğin bu geniş nitelikli yapısına dair bir sezgi edinmenizi sağlamak için, kendinizi büyük bir
slayt çarkı olan projektörle bir sunum izlerken düşünün. Bu süreçte herhangi bir noktada, belirli bir slaytı izliyor olursunuz.
Fakat, diğer tüm slaytlar da çarktadır, değil mi? Ve elbette bu aynı zamanda, daireler içinde daireler ve daireler içinde
dairelerin olduğu dikey gerçekliğe, ve aynı zamanda Büyük Döngü'ye ve aynı zamanda daha önce anlattığımız şeye de
uymaktadır: Var olan herşey / tek şey derslerdir. Herşey bundan ibarettir ve slayt sunumunu izlerken, derslerinizden keyif
almanızı istiyoruz...

S: (J) Bu benzetmeye göre, slayttan geçerek ekrana giden ışık bizim algımız oluyor.
C: Ve, eğer projektörün slayt çarkına geri bakacak olursanız, tüm yaratımın esasını ve özünü, yani Bir ile birlik olduğunuz
yedinci seviyeyi görürsünüz.

S: (T) Hızlı bir soru daha sorabilir miyiz? NASA, Hubble uzay teleskobunun bazı komet kümeleri belirlediğini açıkladı. Bu
gerçekten, devletin dünyayı gelen şeye hazırlamasının başlangıcı mı?
C: Bu kesinlikle bir olasılık, ama biz kez daha belirtmeliyiz ki, bu hassas bir alan. Özel olarak bu alanda çok fazla bilgi
toplamanız... [(T) Bağlamı dışındaki bilginin...] [Celse Sonu]
____________________________

8 Temmuz 1995 Frank, Laura, TR, JR, SV, Tom ve Cherie

S: (L) Merhaba.
C: Evet.

S: (L) Kiminle birlikteyiz?


C: Tqv.

S: (L) TQV ne anlama geliyor?


C: Aktarım kesintiye uğradı. [Yeni bir tabla kullanıyorduk ve birkaç ayarlama gerektiriyordu. Sonunda vazgeçip eski
tablayı çıkardık.]
449
S: (L) Tamam, ismin nedir?
C: Tora.

S: (L) Neredensin?
C: Kasyopya.

S: (L) Gördüğünüz gibi bu akşam yeni tablayla uğraşıyorduk.


C: Evet.

S: (L) Yenisi daha iyi birşey sanırım. Frank aşırı yorgun olduğunda tablaya eşlik edemiyor.
C: Evet.

S: (L) Pekala, birkaç sorumuz var. Hemen sormaya başlayabilir miyiz?


C: Evet.

S: (L) Dünyayı kontrol altına almaya yönelik bir Yahudi komplosu var mı?
C: Yahudi değil, daha önce bundan kapsamlı olarak bahsettik. En kısa zamanda celseleri yeniden gözden geçirmenizi
bekliyoruz!

S: (L) Bu soruyu sormamın nedeni VB bugün uzun bir süre burdaydı ve [Gülüşme ve öflemeler] Dachau anma kitabımı
çıkardım, ona verdim ve bu konu açıldı. VB dünyaya hakim olma ve yönetme amacını taşıyan bir Yahudi komplosu
olduğundan öyle emindi ki, bunu sorup belki öncekiler dışında bir yorum alırız diye düşündüm. Bu yanıt için çok teşekkür
ederim. Bir sonraki soru: Ekin çemberleri hakkında birşeyler okuyordum ve bunların altıncı yoğunluktan geldiğini
söylediğinizi biliyorum ama bunların tam olarak nasıl bir şekilde veya mekanizmayla yapıldığını öğrenmek istiyorum.
Elektromanyetik bir etki gibi mi, girdap gibi mi? Bize bunların fiziksel olarak nasıl oluşturulduklarından bahsedebilir
misiniz biraz?
C: Alan transferi.

S: (L) Ne tür bir alan?


C: Manyetik.

S: (L) Altıncı yoğunluktan doğrudan üçüncü yoğunluğa mı transfer ediliyorlar?


C: Hayır.

S: (L) Üçüncü yoğunluğa gelen bir tür araç gibi bir nesne tarafından mı oluşturuluyorlar?
C: Hayır.

S: (L) Bu konuda bize bir ipucu verebilir misiniz?


C: "İpucu" verebiliriz.

S: (L) Tamam, ipucu nedir?


C: Bkz.: Hoagland.

S: (L) Hoagland ne diyor? (T) Ona göre bu yoğunlukta gördüğümüz şeyler, 4'üncü boyutun 3'üncü boyuttaki yansıması ve
farklı gezegenlerdeki bulut şekillerine bakıldığında, matematiksel olarak bu görülebiliyor. Eğer üzerimizde başka bir boyut
olmasaydı, dairesel olan şekiller dairesel olurdu ve bulutların dairesel hareketi de aynen kalırdı. Ama dördüncü
yoğunluktan üçüncü yoğunluğa bir transfer olduğunda, dördüncü yoğunluk bir cisme baktığında, cismin üçüncü
yoğunluktaki versiyonu altıgen bir şekil gibi görünüyor ve Voyager Sondası'ndan gelen fotoğraflarda, çoğu gezegenin
Kuzey ve Güney kutuplarındaki bulut şekilleri dairesel değil, altıgen şeklinde. (L) Pekala, altıncı yoğunluk perspektifiyle
ekin çemberleri nedir?
C: Düşünceler.

S: (L) Bu düşünceleri kim düşünüyor?


C: Saygılarımızla.

S: (L) Peki eğer bunlar düşünceyse#8230; (J) Bunlar aslında mesaj. Düşünceler mesaja dönüşüyor. (T) Altıncı yoğunluğu
saf enerji olarak tanımlamışlardı, dolayısıyla altıncı yoğunluktan üçüncü yoğunluğa etki eden fiziksel bir şey olamaz.
Dolayısıyla oradan gelebilecek tek şey düşünceler. Çünkü orada bundan başka birşey yok. (L) Yani bunlar düşünce temelli
450
birer alan transferi. (T) Yani altıncı yoğunluk birşeyler düşündüğünde ve bunları aşağı gönderdiğinde, bu düşünceler
beşinci ve dördüncü yoğunluktan geçerek üçüncü yoğunlukta üç boyutlu bir ekin çemberine dönüşüyor. Peki bir ekin
çemberi dördüncü yoğunluktan nasıl görünüyor?
C: Burada önemli olan nasıl "göründüğü" değil.

S: (L) Peki nedir?


C: Hatırlamanız için görsel uyarıcılara ihtiyacınız var.

S: (L) Ou! (J) Görsel nelere ihtiyacımız varmış? (L) Yani bu düşünceler, onlara bakarak birşeyleri hatırlamamız için mi
tasarlanıyor?
C: Sizinkisi fiziğe bağımlı bir varoluş.

S: (J) Evet. (L) Peki eğer ekin çemberlerinin resimlerini çıkarıp duvara yapıştırırsak ve bunlara bakıp meditasyon yaparsak,
bunu yapmamız beyinlerimize, elektromanyetik kalıplarımıza herhangi bir etki yapar mı veya içimizdeki bilgiyi uyandırır
mı?
C: Muhtemel değil.

S: (L) Peki bunlarla ilgili ne yapmamız gerekiyor?


C: Belirli birşey değil.

S: (L) Bize bir etki yapıyorlar mı? ...


C: Bekleyin ve görün.

S: (L) Tamam. Chartres Katedrali'nin zeminindeki labirent hakkında konuşuyorduk ve...


C: Medyanız ekin çemberlerine direnç gösteriyor, neden? Tartışma öneriyoruz.

[ç.n.: katılımcılar arasında geçen tartışma metni atlandı.]

S: (L) Yaklaşıyor muyuz?


C: Belki.

S: (L) Konuştuklarımıza eklemek istediğiniz herhangi birşey?


C: Hayır.

S: (L) Bu noktada bu konu üzerinde daha fazla konuşacak birşeyimiz yok. Chartres Katedrali'ndeki labirente gelecek
olursak, bu labirenti kendimiz de yapıp kullanmak gibi bir fikrimiz var. (J) Bu, spiral ve dönme kavramıyla paralel bir
birşey mi?
C: Belki.

S: (L) Kullanması en avantajlı olacak olan şekil hangisi; spiral mi, "cho ku rei" mi, yoksa labirent mi?
C: Önceliği olan hususları sormadınız.

S: (L) Bu labirentin kaynağı nedir?


C: Açık.

S: (L) Hangi öncelikli hususu istiyorsunuz? Labirenti kim yaptı?


C: Açık.

S: (L) Hangi öncelikli hususu istiyorsunuz?


C: Biz de aynı şeyi size soruyoruz.

S: (J) Harika! (L) Bu konuyla ilgili olarak öğrenmek istediğimiz şey, bu şekil içinde yürümenin, şekli kullanmanın faydalı
olup olmadığı ve...
C: Evet, şimdi doğru yöndeyiz! Keşfetmek size bağlı.

S: (L) Demek bize spiral hakkında herhangi bir bilgi vermeyeceksiniz; bununla oynamamız gerekiyor.
C: Ve deney; öğrenme yöntemlerinden biri bu.
451
S: ... (L) Pekala, bu şekil hakkında bize verebileceğiniz herhangi bir bilgi var mı? Ne anlama geliyor? [Ken Eagle
Feather'ın JR'ye verdiği yazılı oymayı gösteriyor.]
C: Yaratıcısı önem vurgusu yapmış.

S: (L) Yani bunu çizen kişi önemlilik vurgusu mu yapmış?


C: Evet.

S: (L) Peki gerçekten önemli mi?


C: Açık.

S: (T) Sembolün anlamı nedir? (L) Yan yatmış sekiz sonsuzluğun sembolü ve bu da sadece bir üçgen... (J) Bu bir denklem
mi?.. (T) Bu bir formül mü?
C: Bir kerede bir soru.

S: (L) Bu bir formül mü?


C: Yaratım bir formül, çünkü yaratıldı.

S: (T) Üçgen neyi sembolize ediyor?


C: Mesajı anlamıyorsunuz.

S: (J) Evet, sanırım öyle. (L) Sanırım bunu yapan adam bunun gizemli görünmesini istedi ve bununla ilgili önemli ve
gizemli birşey olduğunu ima etmek istedi ama aslında bu sadece anlamsız bir çizim, öyle mi?
C: Evet.

S: (T) Yani hiçbir anlamı yok mu?


C: Yanlış.

S: (L) Bir anlamı var, ve çizen kişi bir anlam ima etmiş. Matematiksel bir formül olmadığını söyleyebilirim.
C: Anlamını yapana sorun.

S: (T) Yani bunun anlamını yalnızca çizen kişi biliyor. (L) Çünkü çizen o. Onun verdiği anlam dışında bir anlamı yok.
C: Evet.

S: (L) Sonraki sorumuz. Hala bizimle birlikte misiniz?


C: Her zaman olduğu gibi.

S: (L) Teşekkür ederiz. Bugünlerdeki tartışma konularından biri de şu; pek çok kişi ebeveynlerini çocuklukta kendilerini
istismar etmekle [ç.n.: fiziksel, duygusal veya cinsel şiddet vb] suçluyor ama bunlar yanlış çıkıyor ve bu pek çok soruna
neden oluyor. Bu durum hipnoz uygulamasıyla ilgili pek çok problemin doğmasına neden oldu...
C: Önyargılı terapistlerin önyargılı kavramları; yani uygun olmayan şekilde kullanılan telkin gücü.

S: (L) Bu durum tüm UFO kaçırılma anılarının sahte anılar olduğu ve hipnozun kendisinin genel olarak faydasız veya
kusurlu bir teknik olduğu yönünde pek çok spekülasyona neden oldu. Dünyadışı varlıklarca kaçırıldıklarını düşünen
insanların pek çoğunun yalnızca terapistlerin telkinlerinin etkisiyle bu yanıtları veriyor olması mümkün mü?
C: Bir kerede iki kavram.

S: (L) Kaçırılmadığı halde kaçırıldığını düşünen insanlar olması mümkün mü?


C: Evet.

S: (L) Bir terapistin hipnoz yoluyla bu fikirleri birinin zihnine telkin etmesi mümkün mü ve...
C: Evet.

S: (T) Tam ters şekilde de işleyebilir. (L) Neyi kastediyorsun?


C: Neyi kastediyorsun?

S: (T) Kaçırıldığını düşünen bazı insanların aslında istismar edilmiş olup olamayacaklarını sordun ve onlar da "evet"
dediler. (L) Hayır, onu sormadım. (T) Ne sordun? (L) Aslında kaçırılmadığı halde kaçırıldığını düşünen insanlar olup
olmadığını veya kaçırıldığını sanan bazı insanların zihinlerine bu düşüncelerin terapist tarafından konup konmadığını
452
sordum. Ve onlar da "evet" dediler. (T) Tamam, çocuklukta istismar edilmediği halde istismar edildiğini düşünen insanlar
var mı? Yani kaçırılma yerine istismar kelimesini koyup aynı soruyu soracak olursak...
C: Bu soru evet olarak yanıtlanmıştı.

S: (L) Bir sonraki soru şu: Gerçekten kaçırılmış olan ama yaşadığı deneyimi istismar edilmişlik olarak algılayan insanlar
var mı?
C: Tüm kombinasyonlar mevcut.

S: (L) Peki herhangi... (T) Terapiste ve terapistin terapi sonuçlarıyla ilgili düşüncelerinin ne olduğuna bağlı... (J) Evet, aşırı
Freud'çu bir eğilimleri mi var acaba?
C: Hayır. Terapistin eylemlerine bağlı, düşüncelerine değil.

S: (L) Diğerleriyle karşılaştırıldığında kaçırılması daha muhtemel herhangi belirli bir kişilik türü var mı?
C: Gülünç bir açık soru.

S: (L) Sadece bir soru! (J) Yıldönümümüz yaklaşıyor. (L) Evet, biliyorum. Onaltısı. (J) Hayır, BİZİM yıldönümümüzü
kastediyorum. TR ve benim. (L) Ou! (J) Sizin yıldönümünüz 16'sında, bizimkisi ise 17'sinde. [ç.n.: 16 Temmuz 1994 tarihli
ilk kasyopya celsesi kastediliyor olmalı.]
C: Aynı.

S: (L) "Aynı" derken neyi kastediyorsunuz? (J) 16'sının akşamında başladınız ama 17'sinin ilk saatlerine kadar çalıştınız.
C: Evet.

S: (J) İyi bir Zaman kavrayışı! (L) Sorumuza geri dönecek olursak... Bilmek istediğim şey, kaçırılma ile ilgili okduğum tüm
makalelerde, kaçırılmayı deneyimleyen kişilerin falanca falanca kişilik tipinde, yani fantaziye eğilimli türde olduğunu iddia
eden pek çok kişiye rastlıyorum. Ben kesinlikle fantazi eğilimli bir kişilik değilim ve buradaki diğer kişilerin de öyle
olduğunu sanmıyorum.
C: "Kişilik tipi" nedir?

S: (L) Yeterince üzerine eğilinilecek olursa böyle birşeyin gerçekten olduğunu sanmıyorum. (T) Kişilik tiplerinin,
araştırmacıların istatistiksel analiz için insanları sınıflandırmasıyla ortaya çıkan birşey olduğunu söyleyebiliriz.
Kaçırılmanın kendisiyle hiçbir ilgisi yok. (J) Başka herhangi birşeyle de...
C: İyiydi TR!

S: (L) Geçen gece kuzenimle konuşuyordum ve kaçırılmalardan, UFO'lardan, mekan/zamandan ve benzer şeylerden
bahsediyorduk. Bu evrenin sona erdiği ve ışık hızının "minimum" olduğu başka bir evrenin olmasının çok muhtemel
olduğunu söyledi. Bu geçerli veya kullanılabilir bir kavram mı?
C: Aşırı basitleştirilmiş.

S: (T) Daha önce bize ışık hızıyla ilgili ne demişlerdi? Işık hızının bir "zaman" ölçümü olduğunu ve zamanın yalnızca
bizim ilüzyonumuzda mevcut olduğunu, dolayısıyla ışık hızı diye birşeyin olmadığını söylemişlerdi. (L) Yani ışık hızının
bir hız değil, sadece olduğu şey olduğu bir durum var. Işık hızı yok, çünkü zaman yok.
C: Düşünülebilir tüm kombinasyonlar mevcut, çünkü düşünülüyorlar!

S: (J) Bunu sevdim. (L) Pekala, 9 Aralık 1965'te Kecksburg - Pennsylvania'da bir UFO düşmesi olduğu iddia edildi. Ordu
bunun düşen bir Sovyet casus uydusu olduğunu ileri sürdü. Bu konu pek çok tartışma yarattı ve hatta "X-Files" dizisine de
konu oldu. 9 Aralık 1965'te Kecksburg #8211; Pennsylvania'da meydana gelen olay bir UFO kazası mıydı?
C: "UFO"yu tanımla.

S: (L) "Dünyadışı uzay aracı" anlamında.


C: Yakın.

S: (L) Yani bir Sovyet casus uydusu değildi?


C: Hayır.

S: (L) "Yakın" diyorsunuz. Tam olarak neydi?


C: Size yeni düşünme yöntemleri öğrettik. Bunları kullanmanızı sabırla bekliyoruz!
453
S: (L) "Yeni düşünme yöntemleri" derken neyi kastediyorsunuz? (T) Aramızda tartışmamız mı? (L) Bunun hakkında yeterli
şey bilmiyoruz... bildiğimiz tüm şey bu. (T) Kendi bildiklerimize dayalı olarak bu konuda konuşabilir ve ne olduğunu
anlamaya çalışabiliriz.
C: Yoğunluk 1, 2, 3, 4, 5, 6. Şimdi, "araç" kavramı neye göre uygulanacak?

S: (L) Projeksiyon muydu? Boyutötesi atomik remolekülerizasyonlu bir cisim miydi?


C: Daha yakın.

S: (L) Sanırım Griler tarafından kullanılıyordu? (T) Olmayabilir de.


C: ! Öyle tercih ediyorsanız.

S: (T) Bize söyledikleri gibi eğer 4'üncü yoğunluktan gelen bir araçsa, işin diğer ucunda Kertenkeleler veya başka biri
olması gerekir.
C: Buradaki temel husus transfer şekli.

S: (L) Yani aslında oraya düşmemiş olabilir... Birşey oldu ve boyut perdesinden birşey mi düştü? Bu mu? (T) Çarpmadı,
indi! Veya materyalize oldu, ya da somutlaştı. (L) Sanırım NORAD takip etmiştir. (J) Bir ateş topu olarak görülmüş.
C: Uzaklaşıyorsunuz.

S: (T) Pekala bu sadece bir teori, bir düşünce. Kesin değil, sadece aklımdan geçen birşey... Ordu hemen oraya gidip bir
oyun sergilemeye başladı. Büyük bir taşıma gösterisi yaptılar ve herkesi tehdit etmiş oldular. Ya o cisim oraya özel olarak
daha önceden konmuşsa? Belki oraya düşen birşey değildir. Önceden oraya konup bu gösterinin yapılması için oradan
çıkarılıp taşınmıştır?
C: Hayır.

S: (L) Önemli olan husus "transfer şekli." (T) Transfer şekli "boyutlar arasıydı." (J) Tüm UFO olaylarının "boyutlar arası"
olduğunu biliyoruz. (T) Hayır, hepsi değil, bazıları bu yoğunluğa ait. (L) Önemli olan "transfer şekli." Ne söylemeye
çalışıyorlar? (T) Buraya 4'üncü yoğunluktan materyalize oldu. Uçarak gelmedi. ... Gökte oluşan iz, atmosferden giriş
yaparken materyalize olduğunu gösteriyor. (L) Aslında durduğu yerde materyalize oldu, atmosfer ona doğru hareket etti.
(T) Atmosferde görülebilir bir iz bıraktı... Belki de "UFO" terimini kullanmayı bırakmalyız.
C: Eğlenceli, değil mi?!

S: [Gülüşme ve sızlanmalar] (L) Tamam buradaki asıl mesele nedir? (T) "Transfer şekli." (L) Tamam, cisim boyut
perdesinden geçti; zamanda yolculuk yaptı...
C: Neden 3'üncü yoğunluk açıklamaları arıyorsunuz? Gene ve onun arkadaşlarına mı katılmak istiyorsunuz?

S: (L) Orada gerçekten birşey olduğunu ve ordunun geldiğini ama hiçbirşey bulamadığını mı söylüyorsunuz?
C: Hayır.

S: (T) Tamam, "transfer modunu" ve bunun neden önemli olduğunu anlamaya çalışıyoruz. (L) Ordu o vakitte orada ne
olacağını biliyor muydu?
C: Belki, ama bu sorguyla önemli bir ilgisi yok.

S: (L) Peki nedir? ... Kaza değil miydi? (T) Kaza olarak bildirildi, ama düştü mü yoksa indi mi bilmiyoruz. (J) Gerçekten ne
olduğunu bilmiyoruz. (L) Bu bir aracın yaptığı kaza mıydı?
C: "Kaza"yı tanımla.

S: (L) Yapmak istemediği birşey mi yaptı? [Gülüşme] ...


C: Düşünce formları kaza yapar mı?

S: (L) Sanırım yapmazlar. (J) Tamam! O araç bir düşünce formuydu; bizim yoğunluğumuza girdi ama ordu bir tır üzerinde
birşey taşıdı. Ne taşıdılar? Daha doğrusu birşey taşıdılar mı?
C: Evet.

S: (L) Ne taşıdılar? (S___) Düşünce formu! [Gülüşme]


C: Üzgünüz! 64.000 dolarlık soru!

S: (L) Bunu yapmalarından nefret ediyorum. ...


454
C: Bunu yapmazsak nasıl öğreneceksiniz?

S: (J) Ne?
C: "Bunu" kendiniz yapın.

[ç.n. katılımcılar arasında geçen tartışma atlandı.]

S: (L) TR doğru birşeye yaklaşıyor mu?


C: Belki...

S: (T) Yani bu Philadelphia ve Montauk çalışmasının bir devamı mıydı?


C: Şimdi bu ilginç bazı sorular doğuruyor, değil mi?

S: (T) Evet. Bu olay 30 yıl önceydi!


C: Örtüyü kaldıranlar siz olmak mı istiyorsunuz?

S: (T) Evet! Örtü kaldırma işinde her zaman varım!


C: Bunun akıllıca olacağından emin misin?

S: (T) Bu soruların bazılarından bazı örtüleri kaldırmaya başlamazsak, çok fazla ilerleyemeyeceğiz. Bunu sürekli
söylüyorsunuz ve sonra da bunun çok tehlikeli olduğunu söylüyorsunuz.
C: Asıl nokta bu değil. Gerçekleri kendiniz için öğrenmenizde bir sorun yok, ama bunu diğer herkes için de yapmak
akıllıca mı?

S: (L) Bu da kesin yanıt alamayacağımız konulardan biri mi? BENİM gerçekleri öğrenmemde bir sorun olmadığını ama
bunu size ifşa etmek isteyip istemediğimi vurguladılar herhalde... (L) Hayır, bence söyledikleri şey, diğer insanların bunu
bilmek istemedikleri... (J) Veya hazır olmadıkları. (L) Eğer devlet gerçekten... ...
C: "Devlet" kim?

S: (T) Sanırım eğer gerçek devletin kim olduğuna dair bir isim listesi görseydik hiçbirini tanımazdık! Kesinlikle hiç ortaya
çıkmadılar. (L) Pekala, şu ana kadar öğrendiğimiz şey şu ki, oradaki şey bir araç anlamında UFO değildi, ama devletin
mekan-zamanda bir şeyler uçarmaya yönelik kendi küçük deneylerinden birinde oynadığı şeylerden biri olabilir... (J) Bu
işte iyi değillermiş. (L) İşi berbat ettiler! Pekala, bir sonraki soru: ses çıkararak bir kaçırmaya direnç göstermek mümkün
müdür? İçsel bir ses gibi?
C: Belirsiz.

S: (L) Okuduğum bir makalede çeşitli insanların, dünyadışı varlıklar tarafından kaçırılmaktan korunmalarına yardım eden
çeşitli teknikler kullandıklarını okudum. Bunlardan bir tanesi, içsel olarak yüksek perdeli düşünsel bir hımlama sesi
çıkarmak, bir diğeri Mikail gibi meleksi ruhları çağırmak ve bir diğeri ise "Sadece hayır demek"miş ve bu insanlar bu
şekilde kaçırılmaktan korunduklarını düşünüyorlar. Bu yöntemlerden herhangi biri etkili oluyor mu?
C: Potpuri.

S: (T) Potpuri, güzel kokulu kurutulmuş çiçekler...


C: Adaçayı, tuz, omm, sevdiğiniz başka herhangi bir ritüel?

S: (L) Yani hiçbiri işe yaramıyor mu? (T) Onları durdurmaz! Evin etrafına güçlü bir kalkan ve benzer şeyler koyuyorum,
gene de geçiyorlar!
C: Burunlarınıza yeşil sivri biberler tıkarak hula hop dansı yapmaya ne dersiniz? [Son avaz kahkahalar]

[ç.n.: katılımcılar arasındaki tartışma atlandı.]

S: (L) Pekala, Linda Cortile olayı hakkında birşeyler okuyordum; yüksek bir apartman dairesinden kaçırıldığı söylenen
kadın. Javier Perez de Cuellar, badigardları ve şoförünün de bu kaçırılmaya şahit oldukları söyleniyor. (TF) Birleşmiş
Milletler diplomatı. (L) Bu olaya tanıklık eden kişi gerçekten Javier miydi?
C: Evet, ama sadece o değil.

S: (L) Yani başkaları da mı vardı? Sanırım ikisi, o adamın badigardlarıydı ve bir tanesi bu olaydan sonra çok anormal
davranışlar göstermiş. Bu anormal davranışa neden olan şey neydi? ...
455
C: Basit bir şok.

S: (L) Yani olayı kaldırmakta zorlandı. Bu olayda kitlesel bir kaçırma varmış gibi görünüyor çünkü civardaki birkaç kadın
aynı gece aynı zaman sürecinde kaçırıldıklarını ve hatta araca alınırken sokakta yürüyen diğer kadınları gördüklerini iddia
ediyorlar. Bu gerçekten kitlesel bir kaçırma mıydı?
C: Bazıları histeriydi.

S: (L) Kitlesel kaçırmalar hiç oluyor mu?


C: Açık.

S: (L) Linda Cortile bu hikayenin herhangi bir kısmını uyduruyor mu?


C: Açık.

S: (T) Budd Hopkins bu olayın hikayesiyle ortaya çıkacak mı?


C: Açık.

S: (L) Geçenlerde Dr. Hulda Clark isimli bir kadının yazdığı bir makaleyi okudum. Belirli varyasyonlar olmakla birlikte
tüm kanserlere neden olan şeyin parazitler olduğunu iddia ediyor.
C: Hayır.

S: (L) Eğer Hulda Clark'ın söylediği şey değilse, kanserin nedeni nedir?
C: Pek çok neden var.

S: (L) Bunu sormamın nedeni şu; TG kolundaki ağrı nedeniyle test için Houston'a tekrar gitmek zorunda kaldı. Bu işaret,
kanserin tekrarlanmaya doğru gittiğini mi gösteriyor?
C: Evet.

S: (L) Bu durumda yapılabilecek herhangi birşey var mı? [Tom, kendisinin ve Frank'in yalnız çalışmasını öneriyor ve
Laura parmaklarını tabladan çekiyor.]
C: Açık.

S: (S___) Yaptığım çalışmalarda insanların bedenleri üzerinde çok sayıda spiralleme yaptığımın farkına varıyorum. Çok iyi
sonuçlar alıyorum ama saat yönünde ve saat yönünün tersinde spiralleme yapma arasındaki farkın ne olduğunu merak
ediyordum.
C: Bu konuda dikkatli ol!

S: (S___) En iyisi bunu bir daha yapmayayım! (L) Hayır, sadece dikkatli olmanı söylediler. (S___) Peki saat yönü ile saat
yönünün tersi arasındaki fark nedir?
C: Bu konuda daha fazla şey öğrenmen gerekiyor.

S: (S___) Nasıl öğrenebilirim? (Tom Frank'a) Planşetin hareketini hissediyor musun? Parmaklarından geçen enerjinin
planşetin hareketine etki ettiğini hissediyor musun? (F) Hayır, parmaklarımın herhangi bir hareket ürettiğini
hissetmiyorum. (L) Hayır, bu noktada hiçbirimiz hiçbirşey hissetmiyoruz. Ama bu, parmaklarımızın planşete etki etmediği
anlamına gelmiyor. Tamamen bilinçdışı.
C: Enerji akışına ihtiyacımız var.

S: (L) Sanırım farklı insanların enerji akışlarına ihtiyaç duyduklarını söylüyorlar veya hareketin, hepimiz üzerinden
gerçekleşen bir enerji akışıyla sağlandığını. Planşetin herkesin parmakları arasında tablanın dışına fırladığı durumlar oldu.
Soracağın başka birşey Sue? (S___) Evet, az önce sorduğum hususla ilgili eğitimi nereden alabilirim?
C: Bak, dinle, açık!

S: (L) Tamam, benim üzerimde deney yapabilirsin!


C: Dikkatli olun.

S: (S___) Bunu yapmanın herhangi bir tehlikesi var mı?


C: Belki.

S: (T) Bunun sebebi spiral hareketin, kişi için aşırı güçlü olabilecek bir enerji akışı yaratması mı?
456
C: Yakın.

S: (T) Bu teknik daha önce kullanıldı mı?


C: Evet.

S: (T) Şu anda S___'den başka herhangi biri kullanıyor mu?


C: Evet.

S: (T) Bu bölgedeki biri mi?


C: Açık.

S: (L) Başka herhangi bir soru? (TF) Son defasında dağ rüyasını sormuştum. Babamın "M" harfile ilgili rüyalarının
arkasında herhangi birşey olup olmadığını öğrenmek istiyorum. M harfinin onu sürekli korkuttuğu ve sürekli tekrarlanan
rüyalar. (L) Bunu sormuştun ve sanırım onlar da bunun savaşla ilgili olduğunu söylemişlerdi.
C: Açık.

S: (L) Kapatmadan önce sorusu olan? (T) Yaşadığımız saldırının amacı neydi? (L) Amaç mı?
C: Bunu yanıtlamıştık.

S: (T) Bu celsede mi? (L) Transkriptlerde. (J) Evet. Transkriptlerde var, okudun mu? Bana çok ilginç geldi. Sizin celse
yaptığınızdan haberim yoktu ve tam "TR'nin iletişim kurması gerekiyor." dedikleri zaman biz telefon ettik. (L) Tüm bu
konu...
C: Keşfetmenizi bekliyor.

S: (L) O celsede, saldırının amacının grubu parçalamak olduğunu ve tüm saldırıların esas olarak inanca yönelik olduğunu
söylediler. O kısmı okudun mu? (T) Evet, ama pek birşey anlamadım. (L) Eğer geri dönüp olayların kalıplarına bakarsak,
tüm saldırıların inanca yönelik birer saldırı olduğunu göreceğimizi söylediler.
C: Evet.

S: (T) Hangi inanca saldırıyorlar?


C: Açık. Keşfedin.

S: (T) Bilgi toplama süreciyle ilgili birşeyi öğrenmem mi engelleniyordu?


C: Bunu keşfetmek sana kalmış.

S: (L) Kendi kendine ortaya çıkacak. (T) Grup üzerinde bir saldırı değildi. Büyük bir fark yaratacak şekilde benim
üzerimde yapılan bir saldırı da değildi. Bir saldırısı alıştırması mıydı? (T) Veiled Prophet Ball'da maskenin arkasındaki kişi
kimdi? Yakında St. Louis'de bir baloları daha var. (TF) Kostümlü biri mi? (TF) Baloya başkanlık ediyorlar.
C: Victor Moeller.

S: (TF) Bu ben doğmadan öncesi. (J) İsim vermiş olmaları ilginç! (TF) Bundan daha net bir yanıt alamazdım! 1958'deydi.
C: İyi geceler.
________________________________

19 Temmuz 1995 Frank aracılığıyla doğrudan medyumik kanallama, Laura, SV

S: (L) Bağlantı gerçekleştiğinde "Hazırım" diyerek belirtin. Hazır mısınız?


C: Evet. [Konumsal ayarlamalar yapıldı.]

S: (L) Bu akşam birkaç sorumuz var. Kiminle birlikteyiz?


C: Sürekli isim istiyorsun. Unutma, şu andaki iletişim modunun özellikleri ve gereklilikleri farklı, ve isimle tanımlama
gereksiz.

S: (L) Bu iletişim biçiminin protokolü nedir?


C: Protokol doğru kelime değil. Protokol sınırlandırma düşündürüyor. Burada sınırlama yok. Yalnızca farklı bir iletişim
modu.

S: (L) Neden şu anda aktarımda bir zorluk varmış gibi görünüyor? [Frank çok düşük sesle ve yavaşça konuşuyor.]
457
C: Bu yalnızca senin algın.

S: (L) Normalde ses güçlü ve net olmaz mı?


C: Senin algın, fakat bu iletişim şekli kullanılarak yapılan daha önceki celselerde olduğu gibi, celse ilerledikçe ses daha
güçlü ve daha anlaşılır hale gelecektir. Ayrıca olası sorunlardan biri, ses dalgası yollarındaki fiziksel blokajlar olabilir.

S: (L) Bunun sebebi ne olabilir?


C: Yolun önündeki fiziksel engeller. [Yastıklarla bazı ayarlamalar yaptık.]

S: (L) Şimdi daha iyi mi?


C: Sonuçlara karar verecek olan sizsiniz.

S: (L) Pekala. İlk sorumuz: Önceki bir celsede kaçırılma süreci ile ilgili bilgiler verdiniz. Bazı ayrıntıları anlattınız. Şimdi
öğrenmek istediğimiz şey şu; eğer ruhlarımız bedenlerimizden kaçırılıyorsa ve dördüncü yoğunlukta remolekülerizasyon
için bir kalıp olarak kullanılıyorsa, ruh orijinal bedene geri konduktan sonra dördüncü yoğunluktaki remolekülerize edilmiş
klon beden orada kalıyor mu?
C: Hayır, bu mümkün değil.

S: (L) Yani bizi kaçırdıktan sonra herhangi birimizin bir kalıbını veya klonunu tutmuyorlar?
C: Hayır.

S: (L) Pekala. Dördüncü yoğunluktan bizi etkilemeye yönelik herhangi bir süreç kullanılıyor mu?
C: Bu belirsiz bir soru.

S: (L) Herhangi bir KH varlıklığının, bizimle doğrudan temas haline olmadığı halde bizde fiziksel veya zihinsel veya
duygusal sorunlara neden olma yeteneği var mı?
C: Elbette.

S: (L) Bu nasıl yapılıyor?


C: Çeşitli yöntemler kullanılıyor.

S: (L) En sık kullanılan yöntemleri tanımlayabilir misiniz?


C: Bu uygulanabilir bir soru değil.

S: (L) Nasıl yani?


C: Matematiksel hesaplama yoluyla belirlenebilecek bir sıklık yok.

S: (L) Yani herhangi bir anda herhangi ve tüm yöntemler kullanılabilir, öyle mi?
C: Doğru.

S: (L) Bunun nasıl yapıldığıyla ilgili bir veya iki örnek verebilir misiniz?
C: Pek çok yöntem var: çok yüksek frekans düzeyindeki ses dalgası manipülasyonları bunlardan biridir.

S: (L) Bu çok yüksek ses frekanslarındaki ses dalgaları ne yapıyor?


C: Beyin dahil olmak üzere bireyin bedenindeki kimyasal dengeleri değiştirebilir. Bu kimyasal dengesizlikler yoluyla
sıkıntı yaratılır.

S: (L) Bu çok yüksek frekanslı ses dalgaları, belirli telkinler taşır mı?
C: Mesajlar yüksek frekanslı ses dalgalarında taşınmaz. Şu anda tamamen farklı bir yöntemden bahsediyorsun.

S: (L) Bize bu yöntemi tanımlayabilir misiniz?


C: Bu sizin için çok karmaşık ve yorucu olur, ve zihinsel kapasitelerinizin algılayabilecenin ötesinde bir yöntem daha var.

S: (L) O yöntem nedir?


C: Bu sizin algılayabileceğiniz bir bilgi olmadığı için yeterli bir yanıt olasılığı yok.

S: (L) Anlamıyorum. Algılama yeteneğimizin ötesinde bir yöntem daha olduğunu söylüyorsunuz ve...
C: Doğru. Eğer algılayamazsanız nasıl kavrayabilirsiniz?
458

S: (L) Belki anlamamıza yardımcı olursanız algılayabilir ve kavrayabiliriz.


C: Bununla ilgili en iyi benzetme, iki yaşındaki bir çocuğa yüksek matematiği anlatmaya çalışmak olur. Bu mümkün mü?

S: (L) Çok akıllı bir çocuksa, belki.


C: Peki iki yaşındaki bir çocuğa ileri matematiği doğru bir şekilde öğretmek mümkün olur muydu?

S: (L) Eğer iki yaşındaki çocuk çok parlaksa.


C: Şimdi duruma geçersiz koşullar ekliyorsun.

S: (L) Şunu sorayım: eğer tartışılabilir birşey değilse, algılanamaz ve açıklanamaz birşeyi neden belirtiyorsunuz?
C: En azından belirtilebiliyor, değil mi?

S: (L) Peki bunu nasıl belirtelim?


C: Aynen verildiği gibi.

S: (L) Eğer neyden bahsettiğimizi bilmiyorsak, bunu nasıl ifade edebiliriz?


C: Aynen açıklandığı gibi. Sizin algılayamadığınız bir yöntem daha var. Bunu bu şekilde belirtmek mümkün değil mi?

S: (L) Eğer belirtmekten kastettiğiniz şey sadece algılamadığımız bir yöntem daha olduğunu yazmaktan ibaretse...
C: Aynen.

S: (L) Diğerleri gelip soracak: "Nedir o?" Ve bizim vereceğimiz bir yanıtımız olmayacak. Ne olabileceği ile ilgili yaklaşık
bir tahminimiz bile olmayacak. Ve bu hiç tatmin edici bir durum değil.
C: Öyle mi? Peki ya bir zamanlar sadece soru olan diğer tüm yanıtlar?

S: (L) Onlar çok daha tatmin edici, çünkü bilgi haline geldiler.
C: Bilgi haline nasıl geldiler?

S: (L) Yanıtlanarak.
C: Yanıtlanmadan önce neydiler?

S: (L) Soru.
C: Doğru.

S: (L) Şimdi sorumuz şu: Diğer yöntem nedir?


C: Sizin için algılanabilir değil.

S: (L) Algılanamazlığının nedenleri nedir?


C: Bu da algılayamadıklarınız içinde. Bunun kendi kendinize incelemeye başlamanız gereken bir soru olduğunu anlamıyor
musunuz? Bunu ancak bu şekilde, yani bir tohum ekerek, ve sonunda yanıta ulaşana kadar onu takip ederek yapabilirsiniz.
Fakat yanıta ulaşmanız için, soruyla yanıt arasında çeşitli bilgilere ihtiyacınız var fakat şu andaki koşullar, bu ara bilgilerin
verilmesi için uygun değil.

S: (L) Peki, başka bir konuya geçelim; ön-kodlanmış bilgi sinyalleri nasıl gönderiliyor?
C: Sorunu açıklar mısın?

S: (L) Bu son konudan önce ses dalgası odaklamasıyla mesajların gönderilebildiğinden bahsediyorduk.
C: Hayır, ses dalgası odaklaması, hisler, duygular vb'ni değiştirmek amacıyla beden ve beyin kimyasının değiştirilmesi için
tasarlanır ve bu, zihinsel düşünce kalıplarının değiştirilmesine neden olabilir. Fakat mesajlar yüksek frekanslı ses
dalgalarıyla gönderilmez.

S: (L) Nasıl gönderilirler?


C: Mesajlar, Serbest Biçimsel Görüntüleme denen bir yöntemle gönderilir.

S: (L) Bu ne anlama geliyor?


C: Düşünce transferi anlamına geliyor.
459
S: (L) Peki bu nasıl yapılıyor? Hangi sıklıkla yapılıyor?
C: Yanlış kavram. Bu konuda "sıklık" gibi bir faktör yok. Yine ne yazık ki anlamadığınız bir yöntem söz konusu. Fakat,
tüm sorulara yanıt aradığınız için, bunu açıklamanın tek olası yolu şunu söylemek: bir boyutta oluşturulan bir düşünce diğer
bir boyuta, yani sizin boyutunuza gönderiliyor.

S: (L) Tamam. Belirli bir hedefe gönderilebiliyor mu?


C: Kesinlikle.

S: (L) Diğer boyuttaki varlıkların ruhlarımızı kaçırma veya bedenimizden zorla çıkarma yeteneğine sahip olduğunu
söylüyorsunuz, peki ölüm sürecinde bedenden ayrılarak beşinci yoğunluğa giden ruh özümüzü manipüle etme yeteneğine
de sahipler mi?
C: Hayır.

S: (L) Bu yeteneğe sahip değiler mi?


C: Hayır, fiziksel bedeninizin fonksiyonunun sona ermesi ve beşinci yoğunluğa girme süreci tek, yalnızca tek bir bir yolla
gerçekleştirilir: özel olarak üçüncü yoğunluk ile beşinci yoğunluk arasında transfer amacıyla açılan bir kanaldan geçerek.
Sizin terminolojizde gümüş kordon olarak tanımlanan şey, bu geçiş kanalına ihtiyaç duyulduğunda açılan kapalı bir hat
gibidir. Bu oldukça kaba bir benzetmedir, fakat bunu tanımlamanın tek yoludur. Yani fiziksel beden sona erdiğinde, bu hat
açılmakta ve ruhun doğal bir şekilde geçtiği bir kanal oluşturmaktadır. Fakat bu kanalın özelliklerinden biri şudur ki, hiçbir
yoğunluk seviyesinden hiçbir güç bu kanalı kesinlikle delemez. Dolayısıyla, üçüncü yoğunluktan beşinci yoğunluğa
transfer sürecindeki ruhlara hiçbir şekilde müdahale edilemez. Fiziksel bedendeki ruh uzantısının beşinci yoğunlukla her
zaman bir bağlantısının olduğunun ve bunun "gümüş kordon" denen şey aracılığıyla olduğunun da belirtilmesi gerekir. Bu
bağlantı, üçüncü yoğunluk ruhların beşinci yoğunluğa geçiş kanalı olarak her zaman mevcuttur. İhtiyaç duyulduğunda
anında açılabilir. Açıldığında bir geçiş kanalı haline gelir. Ruh bu kanaldan geçer. Ve hiçbirşeyin müdahalesine maruz
değildir. Bu bilinçli bir tasarım değildir; ikinci yoğunluk seviyesindeki, kendi bilinçli düşünce süreçleriyle kendilerini
koruma yeteneğine sahip olmayan yaratıkların koruma mekanizmaları olarak tanımlanabilecek şeye benzer doğal bir
süreçtir. Örneğin kaplumbağa, onu koruyan bir kabuk içindedir. Kabuk kamplumbağayı doğa koşullarına karşı korur.
Gümüş kordon aracılığıyla beşinci yoğunlukla olan bağlantı buna benzetilebilir. Gümüş kordonun açılmasıyla oluşan
kanaldan geçen ruha müdahale edilemez. Anlıyor musunuz?

S: (L) Evet, fakat neden bu kadar çok sayıda ruh bedenlerini terk ederken bu kanaldan geçmek yerine dünyada kalıyorlar ve
diğer bedenlere ilişiyorlar? Bunun nedeni nedir?
C: Bu karmaşık bir soru, fakat en iyi yanıt, bunun üçüncü yoğunluk düzleminden ayrılmak istemeyen ruhların seçimiyle
ilgili olduğudur. Bunu yapmanın tek olası yolu, fonksiyonu sona ermiş olan bedenden ayrılmış olmak, fakat halen üçüncü
yoğunluk düzlemi içinde olmaktır, ki bu doğal değildir fakat yine de olabilmektedir. Sizin kaynaklarınızda hakkında çeşitli
yanlış tanımlamalar bulunan bu tür durumlarda, gümüş kordon hala ruha ilişiktir fakat kanaldan ziyade bir kordon olarak
durmaktadır. Ruh hala gümüş kordona bağlıdır fakat işlevi biten bedenden ayrılmıştır. Bunun sonucu, bir üçüncü yoğunluk
beden birimi içinde olmaksızın üçüncü yoğunluk ortamının bilinçli bir şekilde farkında olmaya çok benzer bir durumdur.
Anlıyor musunuz?

S: (L) Evet. Peki...


C: Ve ayrıca şunun da farkında olun ki, ruh fiziksel beden sınırlandırmalarından bir kez ayrıldığında, hala üçüncü yoğunluk
düzleminde olsa bile zaman geçişi ilüzyonu ortadan kalkar. Dolayısıyla o ruh, herhangi bir zaman geçişi algılamaz. Bunu
belirtmemizin tek amacı, bunun ne gibi anlamlara gelebileceği üzerinde düşünmenizdir.

S: (L) Tamam. Daha önce suçla ilgili bir tartışma yapmıştık. Suça karışmada rakamsal olarak siyah insanlarla beyaz
insanlar karşılaştırıldığında, orantısal olarak siyahların suç eylemlerine çok daha fazla karıştığı veya beyazlardan daha
negatif eğilimli oldukları gibi bir durum ortaya çıkıyor. Rakamlar gerçekten şaşırtıcı; siyahların suç işleme olasılığı,
beyazlarınkinden sekiz kat daha fazla. Bunun sebepleriyle ilgili çeşitli açıklamalar kullanılıyor ama fakirlik ve ayrımcılık
bu oran farklılığını açıklamaya yetmiyor gibi görünüyor. Çünkü pek çok diğer etnik gruplarla ilişkili fakirlik ve ayrım
koşullarında böyle bir ilişki görünmüyor. Bu rakamlarla ilgili önemli birşey var mı? Bu durumla ilgili nedenler var mı?
C: Belki de bir seferde bir soru denemelisin.

S: (L) Siyahlar neden beyazlardan daha fazla suç işliyor?


C: Bu, basit bir şekilde yanıtlanmayacak kadar geniş spektrumlu bir kavram. Lütfen yeterli bir şekilde yanıtlanabilmesi için
soruyu çeşitli parçalara bölmeyi dene.

S: (L) Soruyu parçalara nasıl bölebileceğim konusunda öneride bulunabilir misiniz? Zor bir konu mu?
460
C: Normalde prosedür bu değil, fakat tavsiyelerden biri, örneğin, öncelikle bireylerin suç işlemesine neden olan şeyin ne
olduğunu sormak olabilir; ikinci olarak, bir bireyin ırkı ve uyruğu veya fiziksel durumu ile suç işleme eğilimi arasında bir
ilişki var mı? Yani, bu geniş spektrumlu bir konu. Yeterli bir şekilde yanıtlanması için, çeşitli ardıl sorulara bölünmesi
gerekir.

S: (L) Bireylerin suç işlemesine neden olan şey nedir?


C: Bu da pek çok yanıta sahip bir soru. Birini seçeceğiz ve üzerinde düşünmenizi isteyeceğiz. Cevaplardan biri, daha önce
de belirttiğimiz gibi, çok yüksek frekanslı ses dalgalarının kullanılması yoluyla kan, beden ve beyin kimyasının
değiştirilmesidir. Elbette, hayal edebileceğiniz gibi, bunun sonuçlarından biri, anti-sosyal davranış olarak
tanımlayabileceğiniz şey olur. Bunu görmüyor musunuz?

S: (L) Görüyorum. Tamam, belirli bir ırk veya beden türüne sahip bir kişiyi, diğer ırk veya beden türlerinden olan kişilerle
karşılaştırıldığında bu manipülasyona daha yatkın hale getiren şeyler var mı?
C: Bu, ırklar arasındaki fiziksel farklılıklar ve beden kimyası farklılıkları konusunu ön plana çıkarıyor ve bu, üçüncü
yoğunluk varlık seviyesinde yeterince keşfedilememiş bir konudur. Örneğin sizin deyişinizle farklı "ırklar", bedenlerinde
farklı kimyasal özelliklere sahiptir. Değil mi?

S: (L) Sanırım bu muhtemel.


C: Eğer buradan bir sonraki adıma geçersek, belki bir ırkın beyin kimyası veya kan kimyası, o ırkın duygularını, en azından
alışık olduğunuz sosyal ortamda anti-sosyal davranış göstermeye neden olacak şekilde değiştirebilir. Ve bu, belirli bir ırkın
bireylerinin, başka bir ırkın bireylerinden daha fazla suç işlemesinin nedenlerinden biri olabilir.

S: (L) Bu durumla ilişkili herhangi belirli kimyasallar var mı?


C: Tumoxifen.

S: (L) O nedir?
C: Hipofiz tarafından salgılanan bir hormon. Siyah olarak tanımladığınız ırkın bireylerinde bu hormonun yüksek
yoğunlukta bulunduğunu göreceksiniz.

S: (L) Peki bu hormon bir bireyi bu yüksek frekanslı ses dalgalarına ve antisosyal davranış göstermeye karşı nasıl daha
yatkın hale getiriyor?
C: Bu, bazı hususları atlayan bir soru ama bu soruyu yanıtlamanın en iyi yolu şu ki, bu hormon yüksek miktarda
olduğunda, ve kişinin agresif yanı önplana çıktığında, tehlike seviyesine ulaştırmak için kişinin kimyasında çok fazla
değişiklik yapılmasına gerek olmaz. Dolayısıyla, siyah ırktan olanlarda agresif veya antisosyal davranışlar daha kolay bir
şekilde gerçekleştirilebilir.

S: (L) Beyaz, ispanik, veya doğulu ırkların bireylerinde de doğuştan veya sonradan bu hormonun yüksek miktarda
bulunması mümkün mü?
C: Soru şu mu: "Siyah ırk dışındaki ırkların bu hormona yüksek miktarda sahip olan bireyleri var mı?" Her bir bireysel
durum farklıdır. Önemli olan, yapıyı oluşturan ortalamalardır.

S: (L) Yani genel anlamda bu bizim "suç hormonu" diyebileceğimiz hormon, öyle mi?
C: Kesinlikle onlardan biri. Ama agresif davranış mutlaka suç davranışı anlamına gelmez.

S: (L) Doğru. Siyahlarda agresif davranışın genellikle suça çevrilmesine neden olan şey nedir?
C: Bu soru bu şekilde sorulduğunda yanıtlanamaz. Lütfen daha basit, temel bir soru sor.

S: (L) Keltik kökenli bireyler tarihsel olarak ve bariz bir şekilde oldukça agresifler, ama agresyonlarının sonucunda suç
işleme oranları daha düşük. Bu neden böyle?
C: Elbette birden fazla yanıtı var. Herkesin kimyasal yapısı doğal ortamına dayalıdır. Siyah ırk, kökenleri olan coğrafyada
binlerce, hatta milyonlarca yıldır yaşamış oldukları için, tumoxifen'in daha yüksek miktarda bulunmasının, o ortamda
hayatta kalma için gerekli olduğu düşünülebilir. O ortamdan uzaklaştırılıp tamamen farklı bir kimyasal denge gerektiren bir
ortama getirildiklerinde, bu hormonun yüksek miktarda olması, belirli bir veya iki türde agresif davranışın meydana
gelmesine neden olabilir. Diğer ırk veya kültürlerin bireyleri çeşitli beyin kimyasallarını arttıran veya değiştiren herhangi
uyarıcılara maruz kaldığında ise, bu durum ilgili toplumda daha kabul edilebilir olan davranışlara dönüştürülebilen cinste
farklı bir agresif davranışın meydana gelmesine neden olabilir.

S: (L) Bu agresyonu veya suç hormonunu düşürmek veya başka davranışlara dönüştürmek için kimyasal olarak
461
yapılabilecek herhangi birşey var mı?
C: Bu oldukça karmaşık bir soru çünkü beyin kimyasına yapılacak herhangi bir müdahale, şu anki gelişim seviyenizde
karanlığa ateş etmeye benzetilebilecek bir durumdur, çünkü konuyla ilişkili hususların tümünü bilmiyorsunuz. Dolayısıyla,
bu soru bu şekilde sorulduğunda yeterli bir şekilde yanıtlanması çok zordur.

S: (L) Bu sorunun basit bir şekilde yanıtlanmasını sağlayacak şekilde sokulabileceği başka herhangi bir biçim var mı?
C: Bu, soruyu soranın karar vermesi gereken birşey. Açıktır ki yanıt evettir, fakat bu soruyu nasıl ifade etmen gerektiğini
soruyorsan, bunu senin için yapamayız, çünkü bu öğrenme sürecinin bir parçası. Soruları nasıl sormanız gerektiğini
söylersek, bu sizi elinizden tutup götürmek gibi olur, değil mi?

S: (L) Evet. Bu agresif davranışın azaltılmasında siyah ırkın bireylerine yardımcı olmak için yapılabilecek basit, pratik bir
şey var mı?
C: Neredeyse imkansız sorular sormaya devam ediyorsun. Bunun bir evet-hayır kadar basit birşey olmadığını anlaman
gerekiyor. Bu çok zor bir soruyu çok basit bir şekilde yanıtlamak gibidir ve bu işe yaramaz çünkü burada konuyla ilişkili
pek çok husus var. Bunu çözmeye çalışmanın işe yaramayacağı kadar çok sayıda zorluk var. Görünüşe göre bunun, örneğin
basit bir şekilde bir aşı oluşturup siyah ırkın tüm bireylerinin aşı için sıraya koyulabileceği bir durum olmadığını
anlamıyorsun. Böyle bir şeyi ciddi bir şekilde düşünmenin bile ne kadar zor olduğunu hayal edebiliyor musun? Böyle bir
şeyi sadece önermenin bile toplumun her köşesinden ne kadar çok tepki toplayacağını? Açıktır ki bu, sizin zaman
ölçümünüzle daha sonra, 3'üncü yoğunluktan 4'üncüye geçiş gerçekleştiğinde halledilecek bir sorundur. Dağa geri geri
tırmanmanın bir anlamı yok. Eğer bu sorunu bu kadar basit bir şekilde çözmeye çalışsaydın, yapmaya çalıştığın şey bu
olurdu.

S: (L) Pekala. İmparator Konstantin'in gördüğü ve Hristiyan olmasına ve Hristiyanlığı imparatorluğuna empoze etmesine
neden olan vizyonun ardında neyin olduğunu öğrenmek istiyorum.
C: Bu sorunun yanıtı temel olarak şudur ki, üçüncü yoğunlukta tekrar ortaya çıkma öncesi beşinci yoğunlukta gerçekleşen
bir planlama sürecinde İmparator Konstantin'in böyle birşeyi yapması onun için kaderleştirildi.

S: (L) Konstantin'in hüküm sürdüğü bölgelere Hristiyanlığı empoze etmesinin aynı zamanda Karanlık Çağlar'ı getirdiği
gerçeğinin bir önemi var mı?
C: Muhtemelen.

S: (L) Bunun hakkında herhangi bir yorumunuz var mı?


C: Hayır.

S: (L) Mason Önlüğü'nün temsil ettiği şey nedir?


C: Ne anlamda?

S: (L) Eski Mısır hiyerogliflerinde ve oymalarında, önlük giyen yüksek rahipler resmediliyor ve yüzyıllardan beri devam
eden pek çok gizli topluluklarda inisiyelerin önlük giydiği durumlar var. Bu önlükler ya beyaz kumaştan ya da koyun
derisinden. Önlüğün anlamı nedir? Neden önlük?
C: Sadece ritüelden doğan bir gelenek.

S: (L) Bu geleneğin aslı neydi? Önlük giymek neyi temsil ediyordu?


C: Belki en iyi şekilde, negatif veya kötü ruhlara karşı korunma çabası olarak tanımlanabilir.

S: (L) Tamam, SV ve ben tüm geçmiş ceslelerimiz üzerinde bir araştırma yaptık ve diğer insanlar celselere düzenli olarak
gelmeye başladıktan sonra bu kaynaktan alınan "size bağlı, açık, belki, yakın" ve buna benzer yanıtların sayısının arttığını,
hatta ikiye katlandığını gördük. Daha önceden verilen türde bilgilerin seviyesinde ve türünde büyük bir azalma
gerçekleştiğini gördük. Bunun nedeniyle ilgili birşey söyleyebilir misiniz?
C: Buna verebileceğimiz en iyi yanıt şu: herhangi bir olağan kanallamama celsesine katılan bireylerin sayısı arttıkça,
elbette zihinsel enerjiler ve düşünce dalgaları da daha fazla çatışan yapıda oluyor ve tabii ki gözlemciler için gereksiz olan
çatışmalardan sakınmak için yanıtların da dikkatli bir şekilde verilmesi gerekiyor. Dolayısıyla bazı doğru yanıtların yanıtı
alanlar için ağır sıkıntıya neden olabileceği hissedildiğinde veya bilindiğinde, bazı soruların yanıtsız bırakılması daha
iyidir. Bu nedenle, bazen soruların ya geçilmesi gerekir ya da her bir bireyin ilgili sorulara kendilerine en uygun gördükleri
yanıtları vermesi gerekir.

S: (L) Yani buna göre bilgi almaya en elverişli durumu oluşturmak için mevcut bireylerin sayısını azlatmak ve böylece
çatışan düşünce kalıbı miktarını sınırlandırmak gerekiyor.
462
C: Olası bakış açılarından biri.

S: (L) Bilgi almak mutlak bir açıklık durumu mu gerektiriyor?


C: Hayır, gerektirmiyor ama kesintisiz bir akışla mutlak bilgi almak için öyle bir durum gerekir. Fakat bu tür durumlar
üçüncü yoğunlukta çok nadirdir.

S: (L) Bana öyle göründü ki, bilgi aldığımız yaklaşık ilk altı ayda bilgiler ve yanıtlar çok daha açıktı. Öyle görünüyor ki,
soru sorduğumda soruyorum çünkü cevabın şekli ile ilgili bir beklenti içinde olmaksızın verilecek yanıtı gerçekten duymak
istiyorum. Bu hayatımda yaptığım çok sayıdaki çalışmalardan şunu anlıyorum ki, yanıtları anlayabilecek durumda değildim
ve susup dinlemeye hazırdım. Diğer insanlar soru sorduğunda, görünüşe göre çoğu zaman sadece kendi zihinlerinde zaten
oluşturmuş oldukları yanıtları doğrulamak için soruyorlar.
C: Bu senin bakış açınla doğru bir algı, fakat tanımladığın bu önyargı, çeşitli soru ve yanıt fırsatlarında üçüncü
yoğunluktaki tüm herkesin o ya da bu seviyede suçlanabileceği birşey. Eğer yanıtları daha derinlemesine incelersen, daha
az insanın mevcut olduğu celselerde bile bilgi dağıtımına yönelik açıkık veya istekliliğin derecelerinin değişkenlik
gösterdiğini görürsün.

S: (L) Doğru. Önyargıların miktarını sürekli azaltmaya, bilgiyi duymaya istekliliği arttırmaya ve yanıtın ne olacağı ile ilgili
önyargılı kavramları bırakmaya çalışacağım. İlk aşamalarda elbette gelen yanıt türlerini ve ölçütleri test ediyor ve
inceliyordum ve sanırım ilginç bir şekilde, uyguladığım az ya da çok katı test etme sürecine rağmen, daha çok kişinin
olduğu sonraki celselerle karşılaştırıldığında ilk celselerde daha iyi ve daha tam yanıtlar verildi.
C: Mümkün.

S: (L) Bunun sebebi ne olabilir?


C: Bunu önceki yanıtta tanımladık. Katılımcıların sayısı arttıkça, açıktır ki önyargı fırsatları da artmaktadır.

S: (L) Pekala, yakın bir zamana nörolog Dr. Cincent DiCarlo'ya gittim. Dr. Di Carlo oldukça canlı bir tepki gösterdi ve öyle
olmadığını bilmesine rağmen sanki benimle daha önce karşılaşmış olduğunu hissettiğini söyledi. Onunla aramda çok güçlü
bilinçaltı bir psişik etkileşim oldu gibi görünüyor. Bunun nedeniyle ilgili bir ipucu verebilir misiniz?
C: Burada karmik bir etkileşim olmuş olabilir.

S: (L) Gelecekteki etkileşimler de bundan etkilenecek mi?


C: Açıktır ki bunu bulmak sana bağlı.

S: (L) SV ile konuşuyorduk ve tedaviyle ilgili olarak benim için ne yapabileceği konusunda kafası karışmış durumda.
Yardımcı olabilir misiniz?
C: Bu elbette çok karmaşık bir durum, fakat olasılıklardan biri olarak, geçmişteki faaliyetlerden kaynaklanan çeşitli farklı
faktörlerin neden olduğu fiziksel stresler, sinir kanalları üzerinde etki etmiş olabilir. Örneğin belki kol-bacak ve vücut
uzantıları kasları etrafında yara dokusu oluşumu, sinir merkezinden vücut uzantılarına giden doğal elektrik akışını bloke
etmiş olabilir. Bu, ilgili kanalların elektrik unsurlarından mahrum kalmasına ve dolayısıyla da oksijensiz kalmasına neden
olabilir. Bu durumun hafifletilmesi zordur çünkü çeşitli adımlar gerektiriyor. En iyi öneri, hasarın giderilmesine yönelik
olarak yararlanılan çeşitli programlar yoluyla sağlığın aşamalı fakat sürekli bir şekilde geliştirilmesidir.

S: (L) Geri döndürülebilir bir hasar mı?


C: Geri döndürülebilir. Fiziksel bedenin tamamı veya bir kısmı işlevini yitirene kadar tüm hasarlar geri döndürülebilirdir.

S: (L) S___'nin şu anda kullandığı çeşitli teknikler yardımıyla dokulara ve elektrik akımlarına yönelik yaptığı tedaviler
faydalı mı?
C: Faydalı, fakat fazlasına ihtiyaç duyulması çok muhtemel. Tam iyileşmenin sağlanması için daha fazla tedavi faaliyeti
türünün gerektiğini kastediyoruz.

S: (L) Peki ana sorun yara dokusu mu?


C: Yara dokuları dahil olmak üzere, nöronların uygun bir şekilde ateşlenmesini bloke eden ve bunun sonucunda da
oksijenlenmenin engellenmesine neden olan tüm blokaj türleri.
______________________________

23 Temmuz 1995 F___ doğrudan kanallıyor, Laura, SV, TR, JR

S: (L) Hazır olduğunuzda belirtin.


463
C: Tamam.

S: (L) Birkaç sorumuz var ve sanırım bu akşam JR başlamak istiyor. (J) Öncelikle, kiminle birlikteyiz?
C: Bunu neden soruyorsun? Beklenen yanıt nedir?

S: (J) Bir isim.


C: Hala isim istiyorsunuz. O zaman: Toren.

S: (J) Eğer önemli değilse, değildir.


C: Önemli olan şey sizin için neyin önemli olduğu ve bizim uyum gösterme isteğimizdir.

S: (L) Toren, benim aklımdaki ilk şey, birkaç gece önce yaşadığım bir deneyim. Kendimle başka birşey arasında bir tür
iletişim oldu gibi.
C: Gerçekliklerin çakışmasıydı.

S: (L) Gerçekliklerin çakışması nedir?


C: Enerji merkezleri çakıştığında olan şey.

S: (L) Hangi enerji merkezleri çakışıyor?


C: Düşünce enerjisi merkezleri.

S: (L) Kimin düşünceleri?


C: Ahh, biraz fazla hızlı gitmiyor muyuz? Düşünceler tüm yaratımın temelidir. Düşünce olmadan hiçbirşey olmazdı. Olur
muydu?

S: (L) Doğru.
C: O nedenle, çatışan enerji merkezleri düşünce kalıplarıyla ilgilidir. Düşünce kalıbı enerjilerinin kesişimi olarak da
adlandırılabilir.

S: (L) Biraz daha net olarak ifade edebilir misiniz?


C: Yönlendirme yaptığını algılıyoruz. Bilgi edinmeye yönelik gerçek çaba, her zaman tüm yanıtlara, tüm sorulara açık
olmaktır. Yani, daha spesifik olunmasını istemen, yanıtın net olmadığını varsaydığını gösteriyor.

S: (L) Algılayabildiğim kadarıyla deneyimimin belirli bir kısmını silen birşey oldu bana, ve siz de bunun kesişen düşünce
merkezlerinden kaynaklanan bir enerji çakışması olduğunu söylüyorsunuz. Şimdi, bu düşünce merkezleri kesişmesi
bedenimin içinde mi, yoksa içinde bulunduğum ortamda mı oldu?
C: İkisi bir ve aynı.

S: (L) Bu düşünce merkezleri çakışmasına neden olan şey faaliyetlerimden herhangi biri miydi?
C: Yine, bir süre için algılarında biraz yavaşlamanı istememiz gerekiyor, çünkü kişi en gerçek yanıtları, tüm olası yanıtlara
açık olduğunda ve önyargılı olmadığında görür. Ve yine, ne yazık ki yanıt arayışında yönlendirme yaptığını algılıyoruz ve
bu da önyargıyı gösteriyor. Elbette bu da olabilir, ama eğer kişi olası yanıtlar arasında en gerçek olanını arıyorsa,
önyargının buna müsaade etmeyeceğini bilmelidir. Dolayısıyla, eğer mümkünse, herhangi belirli bir sonuç türüne
yönelmeyen sorular sormayı dene.

S: (L) Olayla ilgili spesifik algılarım hakkında soru sorabilir miyim?


C: Zaten yaptığın şey bu. Tüm olası yanıtlar arasında en gerçek olanı istediğini algılıyoruz ve eğer kişi olası yanıtlardan en
gerçek olanını istiyorsa, kendi algıları üzerinde çok durmamalı, sadece yanıtların akışına izin vermelidir. Bunu
gerçekleştirmeye yönelik en iyi tavsiye, adım-adım ilerleme yaklaşımıdır; yani en az önyargıyla en basit soruları sormak.

S: (L) Pekala. Yatakta uzanıyordum ve uyuyamama ile ilgili endişe duyuyordum. Bildiğim bir sonraki şey, yatağımın
üzerinde havada olduğumu hissetmemdi. Gerçekten öyle miydim?
C: Hayır. "Ben" diye ifade ettiğinde, tüm varlığını ifade ediyorsun. Herhangi bir tanımda kişinin varlığıyla ilgili birden çok
faktör vardır.

S: (L) Varlığımın bir parçası varlığımın diğer bir parçasından ayrılmış mıydı?
C: Evet.
464
S: (L) Bu, ruhumu veya astral bedenimi fiziksel bedenimden çıkarmaya yönelik bir girişim miydi?
C: Girişim muhtemelen uygun terim değil.

S: (L) Diğer bir deyişle...


C: ... Girişim, çatışan enerjiler ve düşünce merkezleri durumunda varolan doğal koşuldan ziyade bir çabayı ima ediyor.

S: (L) Ayrıca yatağın yanında sıralanmış birkaç karanlık, örümcek-benzeri figürün farkında gibiydim. Bu doğru bir izlenim
miydi?
C: Onlar spesifik düşünce merkezi projeksiyonları olarak tanımlanabilir.

S: (L) Bu faaliyete karşı savaşıyor ve direniyor gibiydim.


C: Bu senin tercihindi.

S: (L) Başarılı oldum mu?


C: Yine yönlendirmeye geri döndük.

S: (L) Tamam, bu durum, gerçekleşmiş olan bir kaçırmanın bitişi miydi?


C: Doğru terminoloji değil. Bu bir olayın bitişiydi ama kaçırılma olarak tanımlayacağınız bir olaydan ziyade, etkileşim
olarak tanımlayacağınız bir olayın bitişiydi.

S: (L) Bu etkileşimin özelliği neydi?


C: Düşünce merkezi özellikleriyle ilgili enerji çatışması.

S: (L) Bu düşünce merkezleri nerede bulunuyor?


C: Bu yanıtlaması zor bir soru çünkü düşünce merkezlerinin bir yerde bulunduğunu varsayıyorsun. Ve elbette bu, henüz
aşina olmadığın bir kavram alanı. Dolayısıyla, bu soruya sana anlamlı gelecek şekilde herhangi bir yanıt verme çabası işe
yaramayacaktır. Yavaşlamanı ve soruları dikkatli bir şekilde kurmanı öneriyoruz.

S: (L) Bu düşünce merkezlerinin temel odağı hangi yoğunluk seviyesinde bulunuyor?


C: Düşünce merkezlerinin herhangi bir yoğunluk seviyesinde temel bir odaklanması yoktur. Önemli olan da bu.
Düşüncelerin realitesiyle tam olarak bir aşinalığın yok. Pek çok seviyede bilgi verdik ve yoğunluk seviyesiyle ilgili pek çok
alanda ayrıntılar aktardık fakat düşünceler tamamen farklı birşeydir çünkü tüm yoğunluk seviyelerinden aynı anda geçerler.
Şimdi sana şunu soralım; şu anda bunun nasıl mümkün olabileceğini anlamıyor musun?

S: (L) Evet. Ama yapmaya çalıştığım şey, bu çakışan düşünce merkezlerini tanımlamak. Eğer iki veya daha fazla düşünce
merkezi çakışıyorsa, bunların karşı karşıya geldiğini düşünürüm.
C: Doğru.

S: (L) Ve bilmek istediğim şey şu; bu doğrudan bana karşı birşey miydi, yoksa hazırlıksız yakalandığım bir durum mu?
C: Deneyiminin gerçek özelliğinden uzaklaşıyorsun, çünkü ön kabullerde bulunuyorsun. Ve seni küçük düşürmeye
çalışmıyoruz, sadece rehberlik yapmaya çalışıyoruz ve bu her zaman kolay değil. Fakat, şunu bilin ki, bu konuda bilgi
kazanmanızın en basit yolu, önyargısızca en basit soruları sormaktır.

S: (L) Tamam, kaçırılmadığımı söylediniz, sadece yaşanan bir tür olay olduğunu söylediniz. Yaşanan olay neydi?
C: Bunu zaten tanımladık, fakat burada karşılaştığın sorun, yaptığımız tanımın çok karmaşık olduğunu varsayıyor
olmandır. Ama öyle değil.

S: (L) Bedenimi terk ettim mi?


C: Çok üzülerek söylüyorum ki, yine uzaklaşıyorsun.

S: (L) Basit sorular sormaya çalışıyorum.


C: Sorun şu; yanıtlarla ilgili ön-varsayımların var. Lütfen önyargıyı azalt.

S: (L) Önyargım nedir? Ön-varsayımım nedir?


C: Küçük bir örnek verecek olursak: herhangi bir zamanda bedeninden "ayrıldığını" nasıl biliyorsun? Soru "bedeninden hiç
ayrılıyor musun" değil, "bunu nasıl biliyorsun?"

S: (L) Sanırım bilmiyorsun.


465
C: Bir benzetme yapalım. Eğer gökte bir gökkuşağı görseydin ve sonra o gökkuşağı artık görünmeseydi, "Gökkuşağı acaba
dağların üzerine mi döküldü?" diye sorar mıydın?

S: (L) Anlamadım. Hayır, öyle sormazdım çünkü gökkuşağının, ışığın atmosferdeki su veya buzlardan yansıması olduğunu
bilirdim.
C: Bu senin bildiğin şey. Fakat o durumda, bildiğin herhangi birşeyin gerçeğin doğru temsili olduğunu nasıl bilirsin?

S: (L) Bilmiyoruz.
C: Karmaşık bir konu hakkında soru sorarken, bu sorunu çözmenin tek yolu, önyargı olmadan çok basit, adım-adım sorular
sormaktır. Bunu yapabilmesi için kişinin sorduğu soruların çok basit, adım-adım nitelikte sorular olduğundan ve önyargı
içermeyen sorular olduğundan emin olmak için durup biraz düşünmesi ve soruları dikkatli bir şekilde oluşturması gerekir.

S: (L) Tamam, o deneyimde bedenimde bir felç hissetim. Bu felce neden olan şey neydi?
C: Evet. Farkındalığın ayrılması. Bunun tanımı şu; kişinin farkındalığı belirli bir düşünce sektörü üzerinde o kadar yoğun
olarak odaklanıyor ki, diğer tüm farkındalık seviyeleri geçici olarak duruyor, ve zihinsel realitede kişinin fiziksel
gerçekliğinin farkındalığı imkansızlaşıyor. Bu, felç olarak tanımlanan şeyle ilgili bir izlenim veriyor. Anlıyor musun?

S: (L) Evet. Bu mutlak farkındalık odağının gerçekleşmesine neden olan şey nedir?
C: Bir olay zihinsel süreçleri geçici olarak pasifize ediyor.

S: (L) Peki hangi olay zihinsel süreçleri bu seviyede pasifize edebilir?


C: Herhangi sayıda olay.

S: (L) Peki bu deneyimdeki olay neydi?


C: Çakışan düşünce merkezlerinin neden olduğu bir enerji kesişimiydi.

S: (L) Hangi enerjilerin kesişimiydi?


C: İki zıt gerçeklik birimi ne zaman kesişse, bu durum sürtünme denen bir duruma neden olur ve bu da, aslında mevcut
olmayan zaman ile ilgili kavramınızın ölçülemeyecek kadar küçük bir miktarında, tüm işlevlerin ortadan kalkmasına veya
durmasına neden olmaktadır. Bizim çakışma dediğimiz şey budur. Arada, veya herhangi kesişen, karşıt varlıklar
durumunda daima sıfır zaman, sıfır hareket, sıfır aktarım, sıfır alışveriş vardır. Şimdi bunun üzerinde düşün. Dikkatlice
düşün.

S: (L) Yani temel olarak bir mevcut olmayış durumunda mı kaldım?


C: Mevcut olmayış uygun bir terim olmaz. Akışkan olmayan varoluş daha yakın. Anlıyor musun?

S: (L) Evet. Donmuş gibi mi?


C: Donmuş gibi.

S: (L) Bu deneyimin bana herhangi bir faydası oldu mu?


C: Tüm deneyimlerin fayda potansiyeli vardır.

S: (L) Bu deneyimin bana herhangi bir zararı oldu mu?


C: Tüm deneyimlerin zarar potansiyeli vardır. Paralellikleri görüyor musun? Doğadaki çatışan herhangi güçlerden
bahsediyoruz. Karşı karşıya geldiklerinde sonuç hem faydanın en uç seviyesine, hem de zararın en uç seviyesine kadar
gidebilir. Veya ortada simetrik olarak mükemmel bir şekilde dengede kalabilir veya tarafların bir tanesinde kısmen dengede
kalabilir. Dolayısıyla, gerçekliğin kesişen noktalarında tüm potansiyeller gerçekleşebilir.

S: (L) Birbirleriyle kesişen enerjilerden biri, beni ben yapan enerji miydi?
C: Şimdi tekrar uzaklaşıyorsun.

S: (L) O olaydaki düşünce merkezlerinden biri ben miydim?


C: Bu soruda, sen olarak tanımlanan şeyin veya "ben" olarak tanımladığın şeyin kendisinin bir düşünce merkezi olduğu ön-
varsayımı var.

S: (L) Bu soruları sorarak öğrenmeye çalışıyorum işte. Ön-varsayımda bulunmuyorum, sadece ne olduğunu anlamaya
çalışıyorum!
C: Seni teşkil eden şeylerden biri bir düşünce merkezi ama seni teşkil eden şeylerin hepsi değil. Dolayısıyla "O çakışan
466
enerjilerden veya düşünce merkezlerinden biri ben miydim?" demek doğru değildir.

S: (L) O çakışan düşünce merkezlerinden veya enerjilerinden biri benim bir parçam mıydı?
C: Evet.

S: (L) Yani benim bir parçam olan bir düşünce merkezi, başka birşeyin veya kişinin bir parçası olan bir düşünce merkezi
enerjisiyle mi çakıştı?
C: Yoksa senin düşünce sürecinin bir parçası olan bir düşünce merkezi enerjisi, senin düşünce sürecinin başka bir parçası
olan bir düşünce merkezi enerjisiyle mi çakıştı? Sana bu soruyu soruyoruz ve bunun üzerinde düşünmeni istiyoruz.

S: (L) Öyle miydi gerçekten?


C: Sana bu soruyu soruyoruz ve bunun üzerinde düşünmeni istiyoruz.

S: (L) Bir "kaçırılma" deneyimlediklerini algılayan veya algıladıklarını düşünen kişilerin aslında kendi kendilerinin bir
parçasıyla etkileşmiş oldukları durumlar oluyor mu hiç?
C: Bu çok muhtemel. Şimdi başka bir soru sormadan önce durup biraz düşün: bu hangi olasılıkları açıyor? Herhangi bir
sınır var mı? Varsa nedir? Keşfetmeye değer bir alan değil mi?

S: (L) Tamam, bana burada biraz yardım edin...


C: Örneğin, üzerinde durman için tek bir örnek verelim. Ya, gelecek olarak algıladığınız yerdeki ruh uzantınızın geri gelip
şu an olarak algıladığınız yerdeki ruh uzantınızı kaçırdığı senaryolar olabiliyorsa?

S: (L) Aman tanrım! Bu oluyor mu?


C: Bu, kendine sorman ve üzerinde düşünmen için.

S: (L) Neden kendime böyle birşey yapayım ki? (J) Gelecekle ilgili bilgi almak için.
C: Ne kadar çok olası yanıt var, değil mi?

S: (L) Bu çok korkutucu ve negatif bir deneyim gibi göründü bana. Eğer durum buysa: a) belki bu sadece benim algımdır,
veya b) gelecekte çok hoş biri değilim! (J) Veya gelecek çok hoş değil. Ve bununla ilgili aldığın bilgi hoş değil.
C: Veya acaba olası geleceklerin hepsi değil de, sadece biri miydi? Ve özgür irade yolu tüm bunlarla bağlantılı değil mi?

S: (L) Tanrım! Umarım öyledir.


C: Şimdi, büyük öneme sahip sorular sorarken yavaşlamanın ve önyargılı olmamanın faydasını görüyor musun? Öğrenme
ve bilgi toplama sürecinde çok çabuk hızlandığında, bastığın zemine bakıp düşünmeden, yolu atlayarak geçmeye benziyor
bu. Böyle bir durumda kişi yoldaki çatlakların içindeki altınları ve değerli taşları kaçırır.

S: (L) Biraz bekler misiniz... [odadan ayrılıyor]


C: Başka sorusu olan?

S: (J) Sanırım Laura dönene kadar bekleyeceğim.


C: Seçimin buysa.

S: (SV) Laura kendisiyle büyük bir çelişki içinde, bunu kesinlikle biliyorum. Ona yardımcı olabilir miyiz, yoksa bu onun
kendisi yapması gereken birşey mi?
C: Bunu nasıl kesinlikle biliyorsun?

S: (SV) Bedeni üzerinde şifa çalışması yaparken algıladığım, duyduğum, hissettiğim, gördüğüm şey bu.
C: Bunu daha iyi incelemeni öneriyoruz.

S: [Laura dönüyor] (L) Şimdi, bu enerjilerin çakışması olayına dönecek olursak... Enerji çakışması, herkese varlığının
önceden karar verilen bir veya pek çok noktasında olan veya olabilen birşey mi?
C: Üzülerek, hızlandığını ve gerçek keşif noktandan ileriye atladığını belirtmek zorundayız.

S: (L) Tamam, bu olay olduğunda varlığımın bir parçasının, belki gelecekteki benliğimin... hepsinin eşzamanlı olduğunu
biliyorum ama bir referans olarak kullanıyorum, geri gelip bir bilgi alışverişi için şimdiki benliğimle etkileşim kurduğunu
varsayıyorum. Bu doğru mu?
C: Bu sorunun yanıtını kendi kendine keşfetmen daha iyi olur, çünkü yanıtları burada aramak yerine kendi düşünme
467
yeteneklerinle ele alman sayesinde bilgi kazanacaksın. Fakat şu tavsiyede de bulunuyoruz ki, bizzat bu soruları kendi
kendine yanıtlama çabasıyla çok, pek çok bilgi edineceğin süreçte diğerleriyle de bilgi paylaşım ağı oluştur. Bundan
vazgeçme, çünkü kendi düşünce gücünüzle elde edeceğiniz yanıtlar sizin için gerçekten aydınlatıcı olacak ve bunu takip
edecek olan deneyim, binlerce hayatlık zevk ve eğlenceye değecek.

S: (L) Tamam, bu deneyimden birkaç gün önce, evlilikle ilgili konulardan dolayı birkaç şiddetli başağrısı yaşadım. Bu ani
ve şiddetli ağrının kaynağını öğrenmek istiyorum.
C: Bunu kendin hala yanıtlamadın mı?

S: (L) Tatminkar bir şekilde değil.


C: Hayır. Yanıtının tatminkar olmadığını algılıyorsun.

S: (L) Birkaç seçeneğim var ve kesin bir seçim yapmadım.


C: O zaman birini seç.

S: (L) Ya yanlış seçeneği seçersem?


C: Yanlış seçeneği seçmeyeceksin.

S: (L) Tamam, tüm bu şeyler belirli bir süreçte olduğu için yine bu deneyimle ilişkili görünen başka bir durum daha var.
SV üzerimde bazı beden çalışmaları yaparken birden kendimi çarpı şeklindeki direklere bağlanmış olarak gördüm ve
kolumu omuzumdan koparmaya çalışan bir aslanın beni yediğini algıladım. Bu vizyon, başka bir hayatıma mı aitti?
C: Normal olarak bu bilgiye nasıl erişirsin?

S: (L) Normalde hipnoz yoluyla yapılır, ama etrafta beni hipnotize edecek kimse olmadığı için bu konuda yalnız kalıyorum.
C: Etrafında seni hipnotize edecek kimsenin olmadığını mı söylüyorsun?

S: (L) Kim?
C: Biz de sana bu soruyu soruyoruz.

S: (L) Öyle görünüyor.


C: Çok ilginç. Hmm. Demek dünya bizim düşündüğümüzden çok daha darmış.

S: (T) F___'nin rüyası önemli miydi?


C: O soruyu yanıtlamadan önce, birinizin "Laura'nın üzerine gelme gecesi" dediğini duyduk. Bu kesinlikle doğru değil.
Amacımız size gerçek bilgiyi edinmenizde yardımcı olmak ve bu yalnızca kendi kanallarınızı açmanız yoluyla
gerçekleşebilir. Bunu yaparken size mümkün olan herhangi bir yolla yardımcı olmaktan çok mutluyuz, fakat gerçekten ve
tamamen sınırsız olan kendi yetenekleriniz yerine tamamen bizim yardımımıza odaklanmanız sizin için çok zararlı olur.
Sizin tanımladığınız şekliyle "üzerine gelmek" sadece sizin bir algınız. En büyük ilerlemeler gerçekleştirilirken öğrenme
süreci bazen zordur ve Laura'ya öğrenme çabasında bulunması için samimi ve sürekli yorumlarda bulunuyoruz. Kişi
öğrendiğinde, gerçek bilgiyi elde etmeye çalıştığında onun veya mevcut herhangi birinin üzerine gelinmesi için hiçbir
neden yok. Bunu zor olarak algılıyor olabilirsiniz, fakat uzunvadede çok faydalıdır. Ve tekrar, sizi azarlıyor gibi görünüyor
olabiliriz, fakat sizi azarlamadığımızı özellikle belirtiyoruz. Yaptığımız tek şey, yönlendirilmeyi istediğinizde
yönlendirmektir. Ve kişinin zihinsel enerjilerinin saptığını veya dağıldığını algıladığımızda çoğu zaman, sadece kişinin
ilgisini yeniden odaklaması amacıyla oldukça keskin görünen yanıtlar veriyoruz. Çünkü bu amaçla ilgili olarak başvurulan,
hepinizin aşina olduğu yol budur. Şimdi hafızanıza eriştikçe bileceksiniz ki, bu zihinlerinizde ve ruhlarınızda içgüdüsel
olarak mevcut olan birşeydir. Durup bunun üzerinde düşünmenizi öneriyoruz, çünkü eğer bunu yaparsanız,
söylediğimizdeki gerçeği göreceksiniz.

S: (L) Gerçeklerden bahsetmişken, önceki bir tartışmamızda merak ettiğimiz birşey vardı; özgür irade yasası, bu kaynaktan
aldığımız bazı bilgilerin a) sapmış, b) yanlış olmasını gerektirebilir mi?
C: Bu sorunun yanıtı olarak herhangi bir olasılığı kapatmayı istemiyoruz, ama söyleyeceğimiz şey şudur ki, eğer herhangi
bir yanlışlık varsa, bunun meydana gelmesinin olası nedenlerinden biri önyargıdır. Sorunun kendisinde veya beklenen
yanıtta önyargı olabilir. Kişi, yanıtın doğruluk derecesinin değişmesine neden olacak şekilde enerjiye müdahale edebilir
veya enerji akışını saptırabilir.

S: (L) Yani odadaki herhangi birinin, yanıtın ne olabileceği veya olamayacağı ile ilgili önyargısı, farklı bir yanıtın ortaya
çıkmasına neden olabilir mi?
C: Kendi deneyiminle ilgili önceki bir soruna yönelik olarak belirttiğimiz gibi bu, enerji akışını saptırabilir. Hatırlayacak
468
olursanız, sorularınıza veya beklediğiniz yanıtlara önyargı bulaştırmamanız konusunda sizi tekrar tekrar uyardık. Bu,
değerli bilgiler almanıza, değerli bilgileri nasıl elde edeceğinizi öğrenmenize ve böylece bilgi tabanınızı nasıl kapsamlı
olarak genişletebileceğinize dair gösterdiğimiz bir yardım çabasıydı. Ve çabalarımızı azarlama olarak değil, yardım olarak
algılamanız gerektiği konusunda da uyarıda bulunduk.

S: (L) Yani bu konuda gösterdiğim önyargı, olan şeyin bir "Kaçırılma" veya benzer birşey olduğu şeklindeki varsayımımdı
ve sorularımı da bu varsayıma göre belirledim, öyle mi? Ve algılarımı doğrulayan yanıtları duymak istedim?
C: Evet.

S: (L) Önyargı başka hangi şekilde bulaşabilir?


C: En önemli olasılıkları belirttin. Bu konuda kendi düşünce yeteneklerini kullanırsan ve kendi düşünce merkezlerini
dikkatle incelersen, olası herhangi ve tüm yanıtlara ulaşabilirsin.

S: (L) Bilgiyi engelleyen veya saptıran önyargı, herhangi birimizdeki veya hepimizdeki yapışık ruhlardan kaynaklanabilir
mi?
C: Mümkün ama çok muhtemel değil.

S: (L) Eğer herhangi birimizde düşünce ve duygularımızı değiştiren bir yapışık ruh varsa, değişen düşünce veya hislerimiz
bilgiyi saptıran önyargılar yaratabilir mi?
C: Olasılıklarda herhangi bir sınır yoktur. Sadece potansiyel farklılıkları vardır. Fakat yine, kendiniz hakkında veya her
zaman emrinizde olan evrensel bilgi bankasına erişiminizle ilgili bir soru sorarken sizi olası önyargılara karşı uyarıyoruz.
Örneğin "yapışık ruh" dediğinizde bu da bir varsayımdır veya diğer bir deyişle, böyle birşeyin mevcut olduğu veya genel
bir sorun yaratacak şekilde böyle birşeyin mevcut olduğu yönünde bir önyargı ifade etmiş oluyorsunuz. Önyargı yolunda
bu iki olasılık da mevcuttur. Örneğin yapışık ruh nedir?

S: (L) Yapışık ruh nedir?


C: Hayır, önce biz sorduk.

S: (L) Benim düşünceme göre bu yüzyıllar boyuncaki etkileşimlerde tanımlanmış ve ortaya konmuştur.
C: Kim tanımladı veya ortaya koydu?

S: (L) Pek çok birey ortaya koydu ve doktorlar, psikiyatristler, rahipler, şamanlar, psikologlar, şeytan çıkarıcılar tarafından
tanımlandı ve bununla ilgili kendi çalışma deneyimlerim de var. Kendini o şekilde tanımlayabilecek olsa da bunun mutlaka
bir varlık veya benlik olduğumu söylemiyorum ama düşüncem şu ki, ilgili bir kişinin içinde bulunan ve muhtemelen kendi
özelliği, kendi hayatı olan birşey, bir enerji.
C: İyi.

S: (L) Ve yine düşüncem şu ki, insan yapışık ruh çıkarma faaliyetinde bulunduğunda, bu enerjinin gelip sol omzunda
yaşamaya karar veren kuzen Harold mı, yıllarca devam eden kızgınlığın sağ kalçanda ortaya çıkması mı, yoksa önceki bir
yaşamdan kaynaklanan bir kalp ağrısı mı olduğunun hiçbir önemi yok. Önemli olan şey, bu tekniğin bu enerjiden
kurtulmada işe yarayıp yaramadığıdır.
C: Güzel teori, fakat daha fazla araştırma yapmanı tavsiye ediyoruz. Çünkü gerçekte, kendi içinde derinlerden de bildiğin
gibi, bu şeylerin gerçek olup olmadığını bilemezsin. Ve eğer gerçeklerse, gerçekliğin hangi kesidinde bulunuyorlar?
Varlıklarının senin tanımladığın şekilde olduğunu ancak varsayabilirsin.

S: (L) Ne olduklarının bir önemi olmadığını söyledim, önemli olan temizleme sürecinin işe yaraması. (J) Veya işe
yaradığını algılaman. (L) Kendinde değişiklikler yapman için bir komut sağlıyor.
C: Sorduğumuz asıl soru bunun, bilgi yayımına yönelik enerji akışlarını etkileyen önyargıyla nasıl bir ilişkisi olduğu.

S: (L) Eğer bir kişiye ilişmiş bir enerji varsa, her nasıl bir enerjiyse, o tür bir enerji, bilgi akış enerjisini sınırlandıran bir
önyargı yaratabilir mi?
C: Bu kesinlikle olasılıklardan biri. Fakat, dediğimiz gibi, daha fazla inceleme öneriyoruz.

S: (L) Kitap araştırmaları mı yoksa üzerinde çalıştığımız insanlarla mı?


C: Hepsi ve diğer.

S: (T) F___'nin rüyası önemli miydi?


C: Sorunda daha spesifik olmanı isteyebilir miyiz?
469

S: (T) F___'nin bu akşam bize anlattığı, olan olaylarla ilgili başka bir gücün, başka bir varlığın veya varlık grubunun
olduğuyla ilgili rüyası.
C: Daha spesifik olmanı istediğimiz kısım o değildi. Tanımlanan rüyayı biliyoruz ama "önem" terimiyle ilgili daha spesifik
olmanı istedik, çünkü...

S: (T) Yapmakta olduğumuz şey için bir önemi var mı? Doğru bir bilgi mi?
C: Yine, sorularınızı oluştururken önyargılı olmamanız için uyarıyoruz, çünkü "önem" terimi, gerçekliğin yoğunluk
seviyeleriyle ilgili bir genelleştirme ima ediyor ve ama konu, farklı seviyelerden farklı şekillerde görünebilir. Yani, bir
seviyede önemli olan birşey, diğer seviyede önemli değildir. Neyin önemli olduğu ve önemin tanımının ne olduğu konusu
çok kafa karıştırıcı olabilir. Dolayısıyla, bu terimi kaldırmanı, soruyu dikkatli bir şekilde düşünmeni ve daha spesifik
terimlerle yeniden sormanı istiyoruz.

S: (L) Frank'in rüyasında aldığı bilginin kaynağı neydi?


C: Bu, farklı bir birey tarafından bir önce sunulan düşünce kalıbından daha da ileriye atlamak anlamına geliyor ve bu
durum karışıklık yaratarak enerji akışını sınırlandırıyor ve saptırıyor.

S: (T) "Doğru" terimi makul mü?


C: Ne için makul mü?

S: (T) Soruyla ilgili olarak.


C: Sormak istediğin soruyu dikkatle oluşturarak tam bir şekilde sormanı istiyoruz.

S: (T) Gezegende olan şeylerle ilgili olarak, Sürüngenimsi varlıkları tıpkı onların insanları manipüle ettiği gibi manipüle
eden başka bir güç var mı?
C: Azarlar gibi görünmek istemiyoruz, sadece bilgi edinmenize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Ve az önce belirttiğimiz gibi,
soruların oluşturulma şekli bu süreçte çok önemlidir. Bu celsede daha önce, herhangi birşeyin, sorulara verilen yanıtların
"gerçek" dışı olmasına neden olup olamayacağı soruldu. Ve verilen yanıt da, herhangi derecedeki önyargı ve beklentinin
buna neden olabileceği şeklindeydi. Dolayısıyla sizi tekrar, yanıtla ilgili önyargı ve beklentilerden sakınmanız konusunda
uyarmak zorundayız. Önyargı yine, bir anlamda, bir varlık ön-kabulü olabilir. Anlıyor musunuz?

S: (L) Yani Kertişlerin var olup olmadıklarını bile bilmiyoruz.


C: Daha önce bu varlıkların var oldukları bilgisini vermiştik. Fakat sorulan soru, Kertenkeleler olarak tanımlanan veya
ifade edilen varlıkların varlığıyla sınırlı değil. Dolayısıyla, diğer varlıkların varlığıyla ve konuyla ilgili önemleriyle ilgili
doğrulama alana kadar, o kısmı sorunun dışında tutmanız en iyisi olur. Lütfen bize tahammül edin ve sabırlı olun. Elde
edilen sonuçlar herkes için faydalı olacak.

S: (T) Anlamıyorum... Üçüncü yoğunlukta bu gezegendeki olaylarla ilgili olarak,önceki celselerde henüz tartışmadığımız
başka bir güç olup olmadığını sordum.
C: Belki aklında hangi güçlerin olduğunu incelemek faydalı olur. Ve o zaman, o güçler tanımlandıktan sonra, sorunu daha
tam, daha önemli, daha doğru bir şekilde yanıtlayabiliriz.

S: (L) Bir soru sorabilir miyim?


C: İstediğiniz zaman soru sorabilirsiniz.

S: (L) F___'nin rüyası, şu anda gezegende etkileşim halinde bulunan enerjilerin doğru bir temsili miydi?
C: Doğru yönde gidiyordu, ama verilen bilgi biraz parçalıydı. Belirtilen kişinin, verilen bilginin tamamını hatırlamaması
nedeniyle faydalı bir bütünlüğü yoktu. Basit bir rehberlik olarak görülebilir fakat tam bir veritabanı değil.

S: (L) F___'ye rüyasında verilen bilgiyi şimdi bize tam olarak verebilir misiniz?
C: Evet, bunu talep etmeniz makul, ama daha önce F___'ye verilen bilginin uygun parçalara bölünerek size verilebilmesi
için, sizin saat olarak tanımladığınız birimin 52 tanesi boyunca celsenin devam ettirilmesini gerekecektir. Bu süre boyunca
celseye katılım göstermek konusunda isteksiz olacağınızı veya fiziksel olarak buna katlanamayacağınızı düşünüyoruz.

S: (L) Gördüğü rüyanın tamamını hatırlaması için F___'ye post-hipnotik telkinler verebilir miyim?
C: Kesinlikle.

S: (L) F___'nin, neden bu kadar şiddetli saldırı altında göründüğümle ilgili yaptığı açıklamanın doğru olup olmadığını
470
sorabilir miyim?
C: Bunun yanıtlanması zor, çünkü düşünce kalıplarına eriştiğimizde bunun gerçeğe yakın olduğunu görüyoruz. Ama
çakışan düşünce kalıpları var. Bu örnekte senden gelen düşünceler karmaşık. Daha spesifik olman işe yarayabilir.

S: (L) Öyleyse en net şekilde sorayım. Son 6 ayda neden bu kadar şiddetli fiziksel, maddi ve duygusal saldırı altındayım?
F___'ye göre bu saldırılara maruz kalmamın nedeni bilgi toplama ve yayımına yönelik çabalarımda aşırı hızlı çalışmam ve
aşırı hızlı hareket etmem. Hızla karar alıp birşeyler yapmam ve dolayısıyla kendimi misilleme saldırılara maruz bırakmam.
C: Bilgi yayımında belki olman gerekenden daha az dikkatli olman bakımından, bu görüşün doğru olma potansiyeli var.
Bilgi toplamanın herhangi belirli bir yoğunluktan saldırıya neden olma potansiyeli yoktur. Fakat bilgi yayımının VARDIR,
çünkü farkındalık elde edenler, güç elde ederler. Ve, karşıt güçler arasındaki herhangi bir mücadelede, herhangi birinin,
sonuçlarının farkına varmadan güçlenmesini sağlamada her zaman tehlike vardır.

S: (L) Yani kendi içimde tuttuğum sürece bilgi aramaya devam edebilirim, öyle mi?
C: İstediğini yapma özgür iraden var. Fakat bunu, tehlikenin nerede olduğu sorusuyla birlikte düşünecek olursak, bu
kendine yönelik tehlikelerle ilgili endişelerin olduğunu ima ediyor. Ve eğer gerçekten durum buysa, ihtiyaç duyulduğu yer
ve zamanda tavsiyelerde bulunmaktan mutlu olacağız.

S: (L) Hemen şimdi ihtiyacım var. Hem fiziksel hem de ekonomik olarak zayıf durumdayım ve bu durum odaklanma ve
konsantrasyon önünde ciddi bir engel yaratıyor ve diğer insanlara yardımcı olma yeteneğimi de engelliyor.
C: O halde bilgiyi nasıl, nerede ve ne zaman yaydığın konusunda dikkatli olman gerektiği doğru. Bu, durman gerektiği
anlamına değil, bilgi yayımını gerçekleştirmeden önce bunun ne gibi sonuçlar doğurabileceği konusunda dikkatlice
düşünmen gerektiği anlamına geliyor. Böylece içgüdülerin seni doğru yöne yönlendirecektir. Tehlike her zaman vardır
fakat kişi çok acele hareket ettiğinde, içgüdüler atlanabilir ve diğer düşünce kalıbı enerjileriyle karışabilir ve bu nedenle
kişiyi saldırıya ve diğer nahoş olasılıklara açık hale getirebilir.

S: (L) Eğer artık kimseye birşey söylemeyeceğime söz verirsem, tüm bu saldırıları durduramaz mıyız?
C: Durmana gerek yok, sadece yaptıklarınızı nasıl yaptığınıza dikkat etmeniz gerekiyor. Bilgi akışı asla zararlı birşey
değildir. Daha önce de tanımladığımız gibi, Kendine Hizmet'te enerjilerin sınırlanması, tıkanmasını ve içe odaklanmasını
vardır. Başkalarına Hizmet eğiliminde ise enerjilerin dışa akışı, odağın içten dışa doğru olması vardır. Dolayısıyla bilgi
akışı veya yayımı faydalıdır ve Başkalarına Hizmet eğiliminin yapısında vardır. Fakat kişi bununla ilişkili tehlikelerin de
farkında olmalıdır. Akışın ve oluşan olasılıkların kontrolünü kaybetmemelidir. Dikkatli olmanız gereken nokta burası.
Düzene ihtiyacınız var. Ve saldırı herhangi sayıda sebeple herhangi sayıda kaynaktan gelebilir. Her zaman aynı sebepten
gelmez. Ve elbette kısa dalga ve uzun dalga döngüsü vardır. Kısa dalga döngüsü çabuk tamamlanan döngüdür. Uzun dalga
döngüsü daha yavaş tamamlanan döngüdür ve dolayısıyla sizin algıladığınız şekliyle tamamlanması daha uzun sürer. Ve bu
da durumu daha karmaşık hale getiriyor. Bu, tanımladığımız şeylerin saldırıya nasıl neden olabileceğinin örneklerinden
yalnızca biridir.

S: (L) Saldırı başka bir döngüden kalmış olabilir mi?


C: Bu kesinlikle bir olasılık.

S: (L) Bu tür durumlardan nasıl çıkabileceğimiz konusunda bize herhangi bir tavsiyede bulunabilir misiniz?
C: Bu ÇOK belirsiz bir soru.

S: (L) F___ ve ben, her ikimiz de sürekli olarak finansal sıkıntılarla karşılaşıyor gibiyiz ve bu noktada bize karşı saldırıların
temel yöntemlerinden biri bu gibi görünüyor. Bu sorunu nasıl aşabiliriz?
C: Bize nasıl para kazanabileceğinizi mi soruyorsunuz?

S: (L) Evet!
C: Sevgili Laura! Bunu gerçekleştirecek binlerce olasılığa sahipsin, öyle değil mi?

S: (L) Herşeye para gerekiyor!


C: İşte yine önyargı giriyor. Bu alanda öğrenmen, düşünmen, derin gözlem yapman için pek çok düşünce besini verdik.

S: (L) İnsan endişeli olduğunda bunu yapmak çok zor.


C: Bu ilginç. Bir sonraki yemek öğünü konusunda endişeli olduğunda meditasyon yapamıyor veya düşünemiyorsun. O
halde tahmin ediyorum ki, üçüncü yoğunluktaki hiç kimse bir sonraki yemekte ne yiyeceği konusunda endişelenirken
düşünenemiş veya meditasyon yapamamış. Hmmmmmm.
471
S: (L) Sorun şu ki, sürekli endişe durumu, her gün başka bir kriz yaşamak insanı sonunda yıpratıyor ve insan artık başka
herhangi bir konu üzerinde odaklanamıyor.
C: Belki kişi diğer konular üzerinde odaklanarak krizleri çözebilir. Görüyor musun, akışı sınırlandırdığın zaman, kanalı
sınırlandırıyorsun. Ve kanalı sınırlandırdığında, olasılıkların önünü kapatıyorsun. Ve orada olanı görmek çok zor, hatta
imkansız hale geliyor. Bu yüzden tüm ritüelleri bırakmanız gerektiği konusunda uyardık. Çünkü ritüel akışı sınırlandırıyor,
dolayısıyla da olasılıkları sınırlandırıyor. Senin tanımladığın şey de, sizin deyişinizle ekonomik sıkıntı ve büyük ölçekli
finansal baskılar ve bunlar sizi sınırlandırıyor. Fakat aslında sınırlandırıcı olan bu durum üzerinde yoğunlaşmandır,
durumun kendisi değil. Ve şunun farkına varıyoruz ki, ilgi enerjini odaklamakta ve kanalın akışını açmakta zorlanıyorsun.
Fakat bu kesinlikle imkansız değildir. Özellikle senin kadar güçlü bir insan için. Önemli olan neyi seçtiğindir, ne yapmak
ZORUNDA olduğun değil. Önemli olan ne yapmayı SEÇTİĞİN.

S: (L) Yani bu durumun bir saldırının sonucu değil, kendi sınırlandırmamın bir sonucu olduğunu mu söylüyorsunuz?
C: Hayır, durum herhangi birşeyin ve herhangi sayıda şeyin bir sonucu olabilir. Fakat çözüm aramak üzere kanalları açmak
yerine sorun üzerinde odaklanman, çözüm iradesini engelleyebilir. Ekonomik durumunun tek sorumlusunun sadece kendin
olduğunu söylemedik, sadece sorunun çözümünün engellenmesinin parçalarından biri olabileceğini söyledik, hepsi bu.

S: (L) Aynı şey F___ için de geçerli mi?


C: Elbette.

S: (L) Bu konuda söyleyeceğiniz başka birşey var mı? "Kanalı açmak" diyorsunuz...
C: Ve sorun üzerinde odaklanmak yerine akışı açarak çözüm üzerinde odaklanmak. Akışın önünü açtığınızda yanıtları
alırsınız.

S: (L) Peki yanıt ne olabilir?


C: Bunu sen keşfedeceksin!

S: (L) Ben de öyle düşünmüştüm. (T) Kozmik çember nedir?


C: Kozmik çember mi? "Kozmik çember" diye birşey olduğu fikrini veren nedir?

S: (T) Bir süre önce zihnimde beliriverdi.


C: En iyi önerimiz şu: zihninizde herhangi birşey beliriverdiğinde, onu izleyebildiğiniz kadar izleyin. Çünkü yanıt orada.
Bunu yapmıyor musunuz?

S: (T) Yapabildiğim kadar...


C: Yapabildiğin kadar mı? Bunu yapmanı engelleyen şey nedir?

S: (T) Bu geceki yanıtlarınız için teşekkürler.


C: O halde kendi sorunu yanıtladın, değil mi?

S: (T) Bazılarını. Teşekkürler.


C: Birşey değil.
_______________________________

8 Ağustos 1995 F___, Laura, SV

S: (L) S___'nin gayrımenkul satın alma isteğiyle ilgili bazı soruları var. Bununla ilgili sorular sorabilir miyiz?
C: Evet.

S: (L) S___'nin satın almayı düşündüğü ____ Merkez Caddesi'ndeki ev, fiyat bakımından göründüğü kadar iyi bir alışveriş
mi?
C: Bu subjektif. Subjektif mantık yürütme var.

S: (L) Satıcının gizlediği, dikkat edilmesi gereken herhangi birşey var mı?
C: Satıcının temel amacı kazanç. Ayrıca transferle ilgili olarak satıcının kazancını arttırabilecek bir mekanizma da var.
Zamanla, takvim tarihleriyle ilgili.

S: (L) Bu konuda S___'nin sakinleşmesi ve biraz rahatlaması için söyleyebileceğiniz başka herhangi birşey var mı?
C: Sorun satıcıda değil. Bu, satıcının satışı yapabileceği ve aynı satın alma fiyatına dayalı olarak daha büyük veya daha
472
küçük bir kazanç elde edebileceği bir durum. Yani satın alanı etkileyen bir durum değil.

S: (L) Yani satıcının en yüksek kazancı elde edebilmesi için satışı gerçekleştirmesi gereken bir son tarih var, öyle mi?
C: Evet. Her iki türlü de, satın alan açısından bir fark yok.

S: (L) Yani S___ güvenle işlemleri bitirebilir ve satıcının konularıyla ilgilenmesine de gerek yok, öyle mi?
C: Aynen öyle. Hile algısı, satıcının maksimum kazanç potansiyeli elde etme manevralarından kaynaklanıyor ve alıcıyla
ilgisi yok.

S: (S) Ev sağlam mı? Karıncılarla, radon gazıyla, herhangi zararlı birşeyle dolu bir yer değil, değil mi?
C: Bu çok tartışılabilir birşey. Bunlar bir derecede subjektif sorular. Evin çökmeyeceğinden emin olabilirsiniz.

S: (L) S___'nin başka bir konuyla ilgili başka bir sorusu var...
C: S___'nin pek çok sorusu var ve bunları kendi sorması gerekiyor.

S: (S) Tamam. Doğum tarihim ve doğum yerimle ilgili. Evlat edinme kağıtlarında bir doğum tarihi veriliyor...
C: Satın almaya hazırlandığın mülkle ilgili başka sorular sormak istemiyor muydun?

S: (S) Evet! Ama konuyla ilgili tüm ayrıntılara girmek istemem.


C: Konuyla ilgili tüm ayrıntılara girme ihtimali yok.

S: (S) Laura ve benim bu ev için bir sürü planlarımız var. Dersler vermek istiyoruz. Yapışık ruh çıkarma gibi bazı
planlarımız var... Çıkardığımız enerjiler evin etrafında dolanıp durmayacak değil mi?
C: Bu tür olayların, meydana geldikleri yapı ile alakası yoktur. Sadece bu faaliyetin kendisiyle ve nasıl gerçekleştirildiğiyle
ilgili yansımaları vardır ama faaliyetin gerçekleştirildiği yapıyla ilgisi yoktur.

S: (L) Yani ruh çıkarma terapileri, o enerjilerin eve dolmasından endişelenmeden yapılabilir, değil mi?
C: Ruh çıkarma terapileri, kullanılan prosedürlere ve bu prosedürleri kullananlara bağlı olarak güvenle veya güvensiz bir
şekilde yapılabilir. Bu faaliyetlerin gerçekleştirildiği yapının bu konularla hiçbir ilgisi yoktur. Ve aynı şey bu yapı için de
geçerli.

S: (L) S___ evim için borca girmememi, sigorta ödememi alana kadar şimdilik ihtiyaç duyduğum parayı bana ödünç
vermek istediğini söyledi. Bu işe yarar mı? Onun da kendi durumunda sıkışıklık yaşamasını istemiyorum. ...
C: En dikkatli olunması gereken alanlardan biri de borç almadır.

S: (L) Bunun farkındayım, o yüzden soruyorum.


C: Sorduğun soru istediğin şekilde yanıtlanamaz. Yanıtlar bilinmediği için değil, kendi karmik yolundaki dersler, meydana
gelmeden sana gösterilemeyeceği için. Ve bu tür kararlar verilirken geçmiş deneyimlerle birlikte bir düşünme dönemi
gerekir ve eğer borç alma yolunu seçersen, ilgili tüm tarafların tüm olası değişkenleri anlaması, tüm olası değişkenlerin
sonuçları üzerinde düşünmesi önemle tavsiye edilir.

S: (L) Yani bu konuya bir işadamı gibi yaklaşmayı mı kastediyorsunuz?


C: Hayır, bahsettiğimiz şey bu değil. Konu daha çok, ıstıraplı olabilecek duygusal öğrenme süreçleriyle ilgili. Fakat,
herhangi bir girişim öncesinde, tüm olası olaylar ve oluşacak herhangi durumlar hakkında dikkatli ve tam bir düşünme
yoluyla ıstıraplı deneyimlerden sakınmak da mümkündür. Diğer bir deyişle, duygusal temelli yaklaşımların söz konusu
olduğu yerde tüm olası açıları açıkça ve dürüstçe tartışın. Aralarında duygusal bir bağ olan kişiler arasında büyük
miktarlarda borç alınıp verildiği durumlarda, kaçınılmaz olarak bazı tehlike alanları oluşur. Tüm ıstıraplı derslerin kökünde
finansal hususlar değil, duygusal hususlar yatar. Eğer birbirinizle herhangi ve tüm olası değişkenleri tartışmanız ve
birbirinizin düşünce ve hislerini anlamanız mümkünse, o zaman sakince ve bilgilerinizi kullanarak TÜM olası değişkenleri
göz önünde bulundurmak üzere gidebileceğiniz en uç noktaya gittikten sonra, en iyi olduğunu düşündüğünüz şeyi
yapabilirsiniz.

S: (S) Başka bir konu daha var. Satın almak istediğim evde böcekler olduğunu fark ettim. Böcekleri sevmem. Önceki bir
celsede elektrikli bir böcek öldürücüden bahsetmiştiniz. Bunun insanlara zararlı olmadığını biliyorum. Ama bir kedim var
ve bir köpek de alabilirim. Bu cihazın frekansı onları etkiler mi? Böyle bir cihaz uzunvadede onların, benim veya başka
birinin sinir sistemini etkiler mi?
C: Lütfen, üçüncü yoğunluk varlıkları olarak şu anda içinde bulunduğunuz durumun ve çevrenin farkında olun. Fiziksel
varlığınız üzerinde etki yapan, genellikle önemsemediğiniz çok sayıda çevresel baskı unsuru var. Ve herhangi belirli biri
473
üzerinde odaklanıp diğerlerini önemsememek oldukça anlamsız. Bu yüzden, eğer tüm faktörler üzerinde odaklanmaya
çalışmayacaksınız, ki tüm faktörler üzerinde odaklanmaya çalışmak oldukça zor olur, herhangi belirli bir faktör üzerinde
odaklanmak çok akıllıca olmayabilir. Dolayısıyla, elektronik böcek öldürücü gibi tek bir alan üzerinde bu kadar
odaklanmanız anlaşılır olmakla birlikte, besin alımı, sigara, mekanik cihazların yaydığı kirleticiler, zararlı güneş ışınları,
ozonun incelmesi, ses kirliliği, ve normalde önemsemediğiniz ve zihninizden attığınız çok sayıdaki diğer faktörler üzerinde
de odaklanmak istemediğiniz sürece tek başına bu alan üzerinde odaklanmanız faydasızdır. Herhangi çevresel bir etki
hakkında endişelenmen gerekli değil.

S: (L) Bu yalnızca pek çok faktörden bir tanesi. Böcek ilacı, elektronik böcek öldürücü veya böcekler... hangisini seçersen.
C: Aynen öyle. Uzun bir yanıt vermemizin nedeni, tek bir soruya tek bir yanıt vermekten ziyade, benzer nitelikteki çok
çeşitli konular hakkında da düşünmenizi teşvik etmekti.

S: (S) Ama ben, tek bir birey olarak ozon tabakası veya ses kirlenmesi hakkında hiçbirşey yapamam... (L) Önemli olan bu
değil. Evinde ozon üretmek, ses kirliliğini azaltmak için satın alabileceğin her tür cihaz var. Yani, eğer bölecek öldürücü
hakkında endişeleneceksen, bir sürü başka şey hakkında da endişelenmen gerekir. (S) Bu benim de aklıma gelmişti! Evlat
edinilme belgemde bir tarih veriliyor. Siz bana başka bir tarih söylediniz ve Laura'yla birlikte her ikisini astrolojik olarak
inceledik. İkisi de doğru görünmüyor. Bana kesin doğum tarihimi, zamanımı ve yerimi söyleyebilir misiniz?
C: Öncelikle, astroloji haritalarını okumada doğruluk için tam objektiflik gerektiğini hatırla. Okuyucu ile okunan arasında
duygusal bir bağ olduğunda, bunun başarılması zordur. Dolayısıyla yorumlar biraz isabetsiz olabilir. Bilinmesi gereken ilk
husus bu. Ayrıca, aranızda duygusal bir bağ olanların haritalarını okurken, herhangi bir sonucu arzulamaktan sakınmaya
çalışın, ve herhangi ve tüm olasılıklara açık olmaya çalışın. Tarih, zaman ve yer olarak ise, "Mankato" kelimesi geliyor;
ayrıca 12 rakamı ve 03:06.

S: (L) Kişisel nitelikte bir sorumuz daha var. DMSO'nun vücut dokuları üzerindeki etkisini tanımlayabilir misiniz, zararlı
olabilir mi?
C: Lütfen "zararlı"yı tanımla.

S: (L) O kısmını geçin ve dokular üzerindeki etkisini tanımlayın.


C: Normalde deride mevcut olan yağlar ile DMSO'daki kimyasal bileşik arasındaki kimyasal reaksiyon nedeniyle, derideki
gözenekler normalde açılmayacağı kadar açılır ve bu da kimyasalın deri tarafından hızla emilmesine ve sinir uçlarının
uyuşma olarak tanımlanan sonucu üretmesine neden olur. Fakat bu uyuşmanın, rahatsızlığın tıbbi olarak iyileştirilmesinin
değil, sadece sinir uçlarının öldürülmesinin bir sonucu olduğu hatırlanmalıdır. Bu yalnızca kısavadeli bir rahatlama sağlar
ama uzunvadeli sağlık için tavsiye edilebilir değildir.

S: (L) DMSO üzerinde yapılan çalışmalar, bu kimyasalın su molekülleriyle bağlanarak hücrelerden hızla geçtiğini,
hücreleri esas kalıplarını tekrar almaya zorladığını ve ayrıca birlikte uygulandığı herhangi diğer bir bileşiği kendisiyle
birlikte dokulara taşıyabildiğini söylüyor. Yani vücudun belirli bir bölgesine bir antibiyotik uygulamak istediğinde onu
DMSO ile karıştırıp uyguluyorsun ve böylece antibiyotiği tüm vücuda uygulamak zorunda kalmıyorsun. Bunun herhangi
bir kısmı doğru mu?
C: Sana şu soruyu sormayı seçiyoruz: 3'üncü yoğunluk ortamınızın politik ve ekonomik sınırlandırmalarının yapısı göz
önünde bulundurulduğunda, böyle bir bileşik nasıl kolayca erişilebilir oluyor acaba?

S: (L) Veteriner kullanımı için satılıyor...


C: Yine: Eğer gerçekten tanımladığın sonuçları meydana getiriyorsa, böyle bir bileşik kullanımınız için nasıl erişilebilir
olabilir? Soruyu yanıtladık. Sorgulayıcı yapın göz önünde bulundurulduğunda, kendi çaban yoluyla güvenilir bir kimyasal
analiz yaparak ifademizin doğruluğunu araştırman mümkün: bu kimyasalın tek etkisi, sinir uçlarının uyuşturulması yoluyla
ağrının hafifletilmesi. Şimdi bir süre için bunun üzerinde düşünmenizi istiyoruz; yalnızca nispeten önemsiz bir konuyla
ilgili bu tek basit soruyu yanıtlamak için değil, aynı zamanda çevrenizdeki herşeyin yapısını kavramak için. Tanımladığın
etkileri üreten herhangi birşeyin sizin için kolayca erişilebilir olmasını bekler misin?

S: (L) Bilmiyorum. Veterinerlik ürünleri satan yerlerden alınması gerekiyor... yani süpermarkette bulunabilen birşey değil!
C: Peki bu tür kaynaklardan neden plütonyum satın alamıyorsunuz?

S: (L) Plütonyum daha nadir bulunan birşey.


C: Ama bir maddenin nadirliğini tartışmıyoruz, DMSO kullanımının sağladığı iddia edilen sonuçları tartışıyoruz. Ve sen,
çok fantastik kimyasal reaksiyonlar aracılığıyla meydana gelen çok fantastik sonuçlar tanımladın ve bu da akla şu soruyu
getiriyor: "Faydalı amaçlarla kullanılabilecek çeşitli kimyasal reaksiyonları ürettiği BİLİNEN bileşikler erişilebilir
DEĞİLKEN, söylediğin sonuçları meydana getiren bir bileşik neden ortalama bir insan için biraz uzakta da olsa erişilebilir
474
olsun?" Böyle bir soru sorarken, yine üçüncü yoğunluk ortamınızın ekonomik ve politik yapısına referansta bulunuyoruz.

S: (L) Yani bu ortamda iyi veya faydalı olabilecek herhangi birşeye erişmek hemen hemen imkansız mı diyorsunuz? Bizim
için iyi olan birşeyler yapan "iyi adamlar" yok mu?
C: Sence?

S: (L) Kesinlikle olduğunu ümit ediyorum!


C: Üçüncü yoğunluk ortamınızın, sizin ölçümünüzle 309.000 yılı aşan bir süredir, sadece kendine hizmet etmeye çalışan
güçler tarafından tamamen kontrol altında tutulduğu konusunda sizi bilgilendirmeye çalıştık. Siz, mevcut yaşamınızda çok,
pek çok kez, BU ortamda bireylerin faydalı veya diğer türlü varoluşları, bu varoluşu sürdürmenin avantajları ve
dezavantajları ve bununla ilişkili hususlar hakkında sorular üzerinde düşündünüz. Ve sonunda bunun temel olarak negatif
bir deneyim olduğu doğru sonucuna ulaştınız. Negatif bir deneyimden iyi şeyler meydana gelmeyeceğini söylemiyoruz,
ama bunun negatif bir deneyim olduğu yönündeki temel gösterge size, bunun, Kendine Hizmet içeren bir komuta zinciriyle
ilişkili bir deneyim olduğunu göstermiş olmalı. Kendine Hizmet açık bir şekilde iyi bir eylemden ziyade manipülatif bir
eylemdir. Genişleyen bir hareketten ziyade içe çekilen ve alan bir harekettir. Ve bu ifadeler size, yalnızca bir kimyasal
bileşikle ilgili basit soruların değil, varoluşunuzun niteliği ile ilgili soruların da yanıtlarını sağlayabilir.

S: (L) Bu, birkaç başka soruyu da açıyor. 4'üncü yoğunluk adayı olmanın ölçütleri nedir?
C: Ölçüt yoktur. Ölçüt, diğer bireylerin ilerleyişini izleyen bir birey veya bireylerin mevcut olduğu bir yargı sistemini ima
ediyor. Bu, bir anlamda başından sonuna sizin tam kontrolünüz altındaki doğal bir öğrenme sürecinin bir parçasından
ibarettir. Bu anlamda, içinde olduğunuz ortamı siz seçersiniz; yani bu, sizden yüksek bir kaynağın yaşam ortamı tavsiyesi
veya sizden yüksek bir kaynağın dayattığı yaşam ortamı mecburiyeti değildir; sadece bir ortamın varlığı ve sizin onun
içinde varolma seçiminizdir. Dolayısıyla, aday olmak yalnızca sizin HERHANGİ bir yoğunluk seviyesi adayı olmayı
seçtiğiniz anlamına gelir. Kişinin öğrenme yoluna devam etmek üzere yaptığı bir seçimdir.

S: (L) Pekala, şu soru doğuyor: 4'üncü yoğunluğa geçiş sırasında, o yoğunluğa aşina olmayanlara herhangi bir yardım
yapılacak mı, yoksa o yoğunluğun bilgisi otomatik olarak mı gelecek?
C: İkisi de değil. Bir kişi 4'üncü yoğunluğa vardığında, bu tıpkı diğer herhangi bir yoğunlukta olduğu gibi onun yolunu
bulma tercihidir. Orada size yardım etmek için bekleyen kimse yok. Bu bir ilüzyon olurdu. Bu seçimi yapmada ve seçimi
yapış biçiminizde kendi kendinize yardımcı oluyorsunuz.

S: (L) Geçenlerde bir konuyu tartışıyorduk ve çok merak ettiğim birşey var. Bazı insanlar bazı kavramları anlama
kapasitesine sahip değil gibi görünüyor. Bu, titreşim frekansının bir sonucu mu?
C: Sorunun yanıtlanmasını istediğin biçimle karşılaştırılacak olursa, çok isabetli bir soru değildi. Diğer bir deyişle, paralel
bir anlayış kalıbı. Herhangi belirli bir kavramı algılama yeteneğini belirleyen şey titreşim frekansı değildir. Titreşim
frekansı, kişinin genel olarak seçtiği çizgi veya kalıpla ilgilidir. Fakat, bir örnek verecek olursak, sizin ölçümünüzle çok
DÜŞÜK titreşim frekanslı olanlar vardır ve bunlar, ilüzyonda sizin bakış açınızla ifade edilecek olursa, son derece
karmaşık konuları kavrayabilirler ve çok karmaşık kavramların ve sorunların çok net, kompleks yanıtlarını keşfetmişlerdir.
Frekans titreşim seviyesi daha çok, ya olası en büyük ifadesiyle Kendine Hizmet'e, ya da olası en büyük ifadesiyle
Başkalarına Hizmet'e yönelen duygusal bir yolla ilgilidir, zeka kapasitesiyle değil. Yani, herhangi bir yoğunluk seviyesinde
tamamen KH olan bir bireyin tüm varoluşun tamamen farkında olması mümkündür, tıpkı tamamen BH olan bir bireyin tüm
varoluşun tamamen farkında olmasının mümkün olduğu gibi. Bunun titreşim frekansıyla ilgisi yoktur çünkü titreşim
frekansı duygusal yoldur.

S: (L) Bunu sormamın nedeni, belirli bireyler önlerine konan materyali belirli önyargılarla çarpıtıyorlar çünkü bu
önyargılara duygusal bir bağlılıkları var. Kendi önyargılarımın da bir etkisinin olduğundan eminim. Ama diğerlerinin bu
materyalden anladıkları şeyin pek çok zaman F___ ve benim anladığımızdan oldukça farklı olduğunu fark ediyorum.
Herkes farklı birşey algılıyor gibi görünüyor. Bu, uyumsuz olarak düşünülebilecek bir titreşim farklılığına mı, yoksa
farkında olmadığım başka bir şeye mi işaret ediyor?
C: Burada var olan ve tanımladığın durumla bir şekilde ilişkili olan tek fenomen, titreşim frekansıyla doğrudan ilgili
olmayan, zeka kapasitesi olarak tanımlanabilecek şeydir. Hayatın boyunca a) zeka olarak çok gelişkin olmadığını
algıladığın ama yine de çok nazik, sevecen ve verici yapıda olan; veya b) çok büyük bir zeka kapasitesine sahip olduğunu
algıladığın ama yine de son derece bencil olan, verici ve cömert olmayan ve hiç kimsenin değil sadece kendinin rahatını
düşünen bir bireyle karşılaşıp karşılaşmadığın üzerinde düşün.

S: (L) Evet. Söylediğiniz şeyi çok iyi anlıyorum. Ama yine de burada kavramaya çalıştığım bir boşluk var hala. Uyumlu
olan insanların farklı seviyelerde de olsa benzer şekillerde veya benzer kalıplarda düşünme eğilimi olduğu yönünde küçük
bir teorim var. Ve sanırım bu duygusal benzerlik veya amaç veya yönelim benzerliği nedeniyle bu kişiler tek bir akıl gibi
475
düşünebilir, veya tek bir kişi gibi hareket edebilir, bir birim olarak çalışabilirler. Bu neden olmuyor? Bu uyumsuzluğun
nedeni nedir?
C: Tanımladığın durumdaki temel husus zeka kapasitesidir ve bu, her tür duygusal karışıklık ve sürtüşmelere neden olabilir.
Tanımladığın semptom türlerinin meydana gelmesi mutlaka bir titreşim frekans seviyesi farklılığı gerektirmez. Düşük olan
titreşim frekansı seviyesi değil, zeka kapasitesidir. Ve yine ifade edecek olursak, titreşim frekansı seviyesi oluşla ve
duyguyla ilgilidir, zekayla değil.

S: (L) Bu konuda bazı değerlendirmeler yaptım, F___ ile bu konuyu olası tüm yönleriyle tartıştık; kelimeleri ve ifadeleri
umursayan, doğru bir şekilde telaffuz edilmelerini ve kullanılmalarını isteyenlerin kulaklarını tırmalamasın diye mümkün
olduğunca doğru bir gramer ve sözdizimiyle oluşturulan ifadelerin, insanlar tarafından neden algılanamadığına dair bir
neden bulamadık.
C: Zeka kapasitesi.

S: (L) Diğer insanların ne söylediklerini duymak, bunu en azından taklit etmek çok mu beyin gerekiyor?
C: Zeka kapasitesi ne kadar yüksek olursa, zekanın tüm yönlerinin kullanım, gelişim ve stimülasyon için erişilebilir olma
ihtimali o kadar büyük olur. Zeka kapasitesi ne kadar küçük olursa, zekanın bazı yönlerinin erişilebilir olmama ihtimali o
kadar büyük olur. Ve senin taklit yoluyla doğru grameri öğrenme veya doğru telaffuz ve sözdizimini anlama yeteneği ile
ilgili belirttiğin örnekler, herhangi bir titreşim frekansı farklılığından ziyade, zeka kapasitesinin ilgili yönlerinin kapalı
oluşundan kaynaklanıyor olabilir. Ve bunun farkında olman önemli, çünkü böylece zeka kapasitesi değil de niyet veya istek
konusunda düşük olduğunu sanarak bir birey veya bireyler hakkında subjektif yargılama yapmazsın. Tabii eğer bu senin
için ve diğerleri için rahatsız edici birşeyse. Fakat, kendi içindeki rahatsızlığı hafifletmenin yollarından biri, rahatsızlığın
nedenini doğru ve tam bir şekilde anlamandır. Anladıktan sonra daha az rahatsız edici olur. Özellikle de eğer neden, mazur
görülebilecek veya affedilebilecek bir neden olduğunda.

S: (L) Bu beni bir sonraki soruya götürüyor: kişisel olarak çirkin bulduğum kelimelerin kullanılması. Bu da mazur görmem
gereken birşey mi? Kastettiğim şey, olağan konuşmalarda olağan konularla ilgili konuşurken özel olan beden bölümleri
veya beden işlevleriyle ilgili ve buna benzer ifadelerin kullanımı. Aşırı argo veya pornografik dil olarak da tanımlanabilir.
C: Farkındalığının merkezlendiği mekan-zaman noktasında bu tür durumlardan sakınma çabasının oldukça nafile
olduğunun farkına olmalısın, çünkü bu bu noktada, bu durum çevrenin oldukça belirgin bir parçası durumunda. Bunların
negatif enerji transferi semptomları olduğu doğru olmakla birlikte, bunları değiştirmekle elde edeceğin şey çok az veya
hiçtir.

S: (L) O negatif enerjiye katkıda bulunmak istemiyorum.


C: Bu kesinlikle çok doğru. Ve genel olarak bunu yapmıyorsun da. Ama bunun daha çok, şu anda 3'üncü yoğunluk
ortamında meydana gelen değişimlerle ilgili bir konu olduğunu, yapı olarak rahatsız edici hatta korkutucu olduğunu
algılayacağın çok pek şey fark edeceğini anlaman faydalı olacaktır. Tüm bunları nispeten daha derin bir şekilde kavramanı
sağlayan şey, boyutunuzdaki diğerlerininkiyle karşılaştırıldığında da daha yüksek olan algı durumun ve zeka kapasiten.
Anlaşılabilir olmakla birlikte, etrafında olan ve netice itibariyle büyük resmin bir parçası olan her duruma belki fazla
duygusal bir tepki verme eğiliminde olabilirsin. İlgini büyük resim içindeki bireysel rahatsız edici unsurlardan ziyade
büyük resmin kendisi üzerinde odaklanman muhtemelen daha faydalı olur.

S: (L) Dünyanın her yanındaki durumun ne olduğunu biliyorum ve bu konuda yapabileceğim hiçbirşey yok ve bunu
denemem de. Ama kendi kişisel çevremde bu negatif enerjiye katkıda bulunmak istemiyorum ve değişime yönelik pozitif
bilgi enerjisini getirmeye adanmış bir grubun tüm üyelerinin de kendi bireysel yaşamlarında o enerjiye katkıda
bulunmamalarını beklemek bence gayet normal bir beklenti.
C: Bu kesinlikle anlaşılabilir birşey. Ama, itiraz edilebilir şeylerin giderilmesini büyük ölçüde gerçekleştirdiğiniz için, bu
konu üzerinde durmanızın faydası olmayacağının farkında olmanız gerekir. Sizin mekan-zaman noktanızda 3'üncü
yoğunluk seviyesinde meydana gelen değişimlerin semptomları olan o tür kelimelerin kullanımı gerçekten sayısız negatif
enerji transferi yollarından bir tanesi fakat, %100 olmasa bile bu sorunu kendi ortamınızdan başarılı bir şekilde
uzaklaştırmış olduğunuz için, bunların nadiren tekrar meydana gelmesini genel başarınız ışığında görmezden gelebilirsiniz.

S: (L) Katılıyorum. Devam etmek istiyorum. Deneyimlerimizi, bu grup ve bu projeden öğrendiklerimizi bir kitap halinde
bir araya getirmemizin başarılı bir girişim olup olmayacağını merak ediyorum.
C: Bu size bağlı. Fakat ilüzyon içinde algılandığı şekliyle yeterince tanınırlığınız ve desteğiniz olmadığı için, istediğiniz
zaman diliminde istediğiniz amaçlara ulaşmanız zor olabilir ve bu da cesaret kırıcı olabilir. Fakat bu durum, Tom French
isimli kişi tarafından hafifletilebilir. Karşılaştığı zorlukların yapısını tam olarak kavrayarak haber projesini tamamlamada
kendisine yardımcı olması için ona yardım edebilirsiniz.
476
S: (L) Tamam. Aldığımız bilgi yığınlarıyla ne yapabileceğimiz konusunda herhangi bir tavsiyede bulunabilir misiniz?
C: Sizin zaman ölçümünüzle geçen takvim yılında, sadece içgüdülerinizi izleyerek, sizin deyişinizle son derece takdire
değer miktarda "haber yaydınız." Tavsiyelerde bulunarak veya yanıtlanmasını istediğin soruyu yanıtlayarak bu öğrenme
kalıbına müdahalede bulunmamız uygun olmaz. Ve gerekli de değil. Çok büyük miktarda ilerleme kaydediyorsunuz. Bu
alandaki herhangi bir hareket kalıbınızı terk etmenize gerek yok.

S: (L) Belirli adımları atabilmek için ekonomik olarak istikrarlı bir hale gelmeyi çok istiyorum...
C: Hatırlatalım: mevcut durumunu kontrol et ve son iki yılda kaydettiğin ilerleme üzerinde düşün ve bu süreçde gerçekten
çok fazla sıkıntı çekip çekmediğini, tüm ihtiyaçlarının her zaman, son dakikada bile olsa sağlanıp sağlanmadığını düşün.
Ve eğer bu gerçekten doğruysa, ekonomik istikrara ulaşağacağına dair verdiğimiz bilgiyi de göz önünde bulunduracak
olursan, neden endişeleniyorsun?

S: (L) F___'nin de çok çalıştığını ve ama az para aldığını düşünüyorum.


C: Varolan herşey -- derslerdir.

S: (L) Bazı değişiklikler yapmazsam bir çukura düşeceğim.


C: Çukur ne zaman seni bitirdi?

S: (L) Bunun kıyısındayım.


C: Seni ne zaman bitirdi?

S: (L) Hiçbir zaman.


C: Bunun değişmesini bekliyor musun?

S: (L) Hayır.
C: Hatta, benzer durumlar hakkında şikayette bulunan diğerlerine endişelenmelerini, çünkü, sizin deyişinizle, "Tanrı'nın
sağlayacağını" söyledin. Ve eğer bu çok basit prensibe inancın varsa, bu noktada inancından sapar mısın?

S: (L) Bazen ne yapacağımı bilmiyorum ve karşı koyamadığım bir stres beni mahvediyormuş gibi hissediyorum.
C: Bunun gerçekçi bir ifade olmadığını, daha ziyade duygusal olarak gölgelenmiş bir ifade olduğunu düşünüyoruz ve bunu
kınamıyoruz. Bu kesinlikle anlaşılabilir birşey, fakat durumu olduğu gibi görmen faydalı olacaktır. Daha önce erişilebilir
olan seçenekler tanımlamıştın, o halde tercihin çıkıp bunların yanıtlarını aramak. Erişebileceğin seçenekler olduğunu
hissetmiyor musun?

S: (L) Hissediyorum. Ama çok iyi bir seçenek görmüyorum. Hep risk var.
C: Sizin aleminizde risk içermeyen herhangi birşey tanımlar mısın?

S: (L) Tamam, eski Hiperboreanlar efsanesiyle ilgili birşeyler öğrenmeyi çok istiyorum.
C: Burada bir maskeleme var. Yanlış tanım.

S: (L) Ne demek istiyorsunuz? Hiperboreanlar denen bir ırk olduğu söyleniyordu.


C: Bu bir maskeleme.

S: (L) Maskeleme nedir?


C: Maskeleme, tarihsel bir olay veya durumun doğru olmayan bir şekilde tanımlanmasıdır.

S: (L) Hiperboreanlar olarak maskelenen gerçek olay veya durum neydi?


C: Üçüncü yoğunluk ortamınızda, çeşitli mekan-zaman noktalarında, gezegeninizin yüzeyinde ve aynı zamanda sürekli
değişim gösteren atmosferinde, ve hatta gezegenin yüzeyi altında, bazıları şu anda sizin ortamınızda mevcut olan, bazıları
ise olmayan çok çeşitli insan ırkı türleri var olmuştur. Ve aynı zamanda alternatif insanlar. Diğer bir deyişle, sizin bildiğiniz
şekliyle insan olarak tanımlanamayacak olan insan-benzeri 3'üncü yoğunluk varlıkları. Ve ayrıca, kendilerini 3'üncü
yoğunluk varlıkları olarak gösteren 4'üncü yoğunluk varlıklarıyla ve yine tarihinizin bazı noktalarında geçici olarak veya
4'üncü yoğunluk varlıklarıyla bilinçli olarak etkileşim yoluyla kendilerini 4'üncü yoğunluk varlıkları olan sunan 3'üncü
yoğunluk varlıklarıyla etkileşimler olmuştur. Yani çevrenizin çeşitli ortamlarında zeki yaşam içeren tam bir tarih
potpurisini tanımlıyoruz. Bu noktada herhangi bir grup üzerinde yoğunlaşmak ve onlara bir isim vermek uygun olmaz
çünkü isimler onay çağrışımı yapar ama aslında sadece bir damgalama olabilir.

S: (L) Tamam. Hepsi bu mu?


477
C: Sana bağlı.

S: (L) Hiperboreanlar, Kuzey Kutbu'nda buzdan dağlarla çevrili tropik bir alanda yaşamış bir ırk olarak tanımlanıyor. Yarı
saydam oldukları ve bir sebepten dolayı diğer insanların arasına girip onlarla çiftleşmeleri gerektiği iddia ediliyor. Efsaneye
göre bu durum, her 5 nesilde bir, anne soyundan istisnai güzellikte ve zekada bir bireyin dünyaya gelmesine neden oluyor.
O yüzden bazı yerlerde sıradışı bir güzelliğe ve zekaya sahip olan kişilerin, Hiperborean genetiğinin bir ürünü oldukları
düşünülüyor. Ayrıca, Hiperboreanların Keltlerin ataları olduğu iddia ediliyor.
C: Çok hoş bir hikaye! Mmmmm.

S: (L) Bunu sevdim!


C: Ne yazık ki gerçeği yansıtmıyor. Ama fantazi her zaman eğlencelidir.

S: (L) Kuzey Kutbu bölgesinde yaşamış bir ırk var mıydı?


C: Şu anda Kuzey Kutbu bölgesinde yaşayan bir grup var.

S: (L) Kim onlar?


C: Eskimolar.

S: (L) Tamam. Gezegenin herhangi bir yerinde, tarihimizin tüm gizli bilgilerini içeren gizli kütüphaneler var mı hiç?
C: Hayır. Belirttiğin sırlar, bazıları hakkında bilginizin çok az olduğu veya hiç olmadığı, psişik boyutlardaki zihinsel
yapılarda tutulur. Hiçbirşeyin bir kütüphaneye koyulabilecek bir formda kaydedilmesine gerek yok. Hepsi sözlü olarak
veya zihinsel telepatiyle yapılır.

S: (L) Mayalar kimdi ve neydi?


C: Mayalar, Orta Amerika olarak tanımladığınız topraklarda hala mevcut olan geçici bir halktı. Ve sizin zaman ifadenizle
geçmişte, başka yoğunluk seviyelerinden varlıklarla olan etkileşimleri nedeniyle 3'üncü yoğunluk Dünya ortamındaki diğer
insan varlıklarında aynı şekilde var olmayan bazı fiziksel özelliklere sahiptiler.

S: (L) O varlıklar hangileri?


C: 4'üncü yoğunluk KH varlıklarını çeşitli örneklerde tanımlamıştık.

S: (L) Kertenkele Varlıkları mı?


C: Evet.

S: (L) Tiahuanaco'lu Arajuna kimdi?


C: Şu anda Orta Amerika olarak tanımlanan bölgeyi yöneten yaklaşık 8 melezden birine referansta bulunduğunu
düşünüyoruz. Melezler, Kertenkele ırkından insan ırkına, 4'üncü yoğunlukta 3'üncü yoğunluğa bir transfer deneyiydi ve
ırkın fiziksel çoğaltımı veya üremesindeki başarı yetersizliği nedeniyle yaklaşık 240 yıl boyunca devam eden bu deneye
son verildi. Kertenkele Varlıkları'nın ruhlarını sürekli yerleşim için doğrudan 3'üncü yoğunluk ortamına taşımaya yönelik
çeşitli girişimlerinden bir tanesiydi. Ve tabii ki artık bunu gerekli olarak algılamadılar çünkü niyetleri 3'üncü yoğunluk
varlıklarını 4'üncü yoğunluğa vardıkları zaman orada yönetmek.

S: (L) Tiahuanaco şehrini kim inşa etti?


C: İnsanlarla işbirliği halindeki Kertenkele Varlıkları.

S: (L) Ne zaman inşa edildi?


C: İki noktada yıkılmış göründüğü için çeşitli zaman aralıkları. Sizin ölçümünüzle şu anki zamandan yaklaşık 8000 yıl
öncesi şeklinde bir tahmin belirtmemiz gerekiyor.

S: (L) Kabil'de Damien'deki heykelleri kim inşa etti?


C: Erken Pers ırklarından biri. 3'üncü yoğunluk.

S: (L) Agarta gerçekten var mı?


C: Hayır.
_______________________________________
478
12 Ağustos 1995 Frank, Laura, SV

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba.

S: (L) Şu anda S___'ye veya bana verecek herhangi bir mesajınız var mı?
C: Spesifik sorular sorun.

S: (L) İlk sorum şu: Veda'ların kaynağı nedir? Hindu felsefe sisteminin?
C: Birden fazla kaynak.

S: (L) Genel kaynak nedir, pozitif mi, yoksa...


C: Çok belirsiz bir soru.

S: (L) Yüzyıllar boyunca bunları bir araya getiren bir grubun ürünü mü, kanallanmış bilgi mi, veya...
C: Meditasyon yoluyla ortaya kondular.

S: (L) Bu bilgileri ortaya koyan insanlar hangi ırktandı?


C: Kafkas. [ç.n.: "Kafkas" terimi, genel anlamda "Beyaz ırk" veya belki özel olarak "Ari ırkı" anlamında kullanılıyor
olabilir. Ari'lerin Kafkaslarda ortaya çıkıp yayıldığı görüşüne dayalı olarak.]

S: (L) Veda'lar hangi zaman diliminde alındı?


C: Çeşitli bilgi parçacıkları daha sonra bu şekilde etiketlenen paketler halinde düzenlendi.

S: (L) Meditasyonla ulaşılan bu bilgilerin kaynağı neydi?


C: Bilinçaltı zihin.

S: (L) Veda bilgilerinin herhangi bir kısmı insanlara dünyadışı varlıklar tarafından mı verildi?
C: Sizin tanımlayacağınız şekliyle hayır.

S: (L) Bu bilgiler hangi tür varlıklardan veya hangi yoğunluk seviyesinden geldi?
C: Üçüncü.

S: (L) Bunun hakkında genel olarak söyleyebileceğiniz başka birşey var mı?
C: Sorarsanız.

S: (L) Veda'larda verilen bilgilerin doğruluk yüzdesi nedir? Genel?


C: Hangi seviyede doğru?

S: (L) Üçüncü yoğunluk.


C: Hangi ölçekte veya hangi biçimle doğru?

S: (L) Genel anlamda, kişinin yaşadığı ve evreni algıladığı biçim anlamında.


C: Bu yanıtlaması son derece zor bir soru, çünkü evreni algılama ve kişinin hayatını yaşaması gibi şeyleri belirlemede
doğruluk tamamen yoruma açıktır. Herhangi biri verilen bilgiye uygunluk gösteren bir paralel evrene referansta bulunarak
doğruluğa karar verebilir. Ve daha önce belirttiğimiz gibi, düşünce enerjisiyle paralel evrenler yaratmak mümkündür ve
doğal bir şekilde yaratıldığında, bu paralel evrenler onlara verilmiş anlamla uygunluk gösterir.

S: (L) Mantra'ların kullanımından elde edilebilecek herhangi bir fayda var mı?
C: Özellikle zihin bu faydanın olduğunu söylediğinde. Hatırlayın, gerçekliği ve fizikselliği değiştirmek için gerekli gücün
çoğu zihnin inanç merkezinde bulunur. Bu, fizikselliğin artık bir hapishane değil, istediğiniz gibi değiştirebildiğiniz için
eviniz gibi olduğu 4'üncü yoğunluk gerçekliğine ulaştığınızda daha yakından anlayacağınız birşeydir. Mevcut
durumunuzda, gerçekliğin sonlu olduğuna dair bir inançsal yanlış yorumlamanız var ve sonlu fiziksel varoluşla ilgili
çektiğiniz sıkıntı da bundan temelleniyor. Bu kavramı hala tam olarak kavrayamamış olman bizi şaşırttı.

S: (L) Bu kavramı iyi bir şekilde kavradığımı düşünüyorum, ama diğerlerinin kavraması için bazı yanıtlar almak üzere
sorular soruyorum.
C: Bu tam olarak dürüstçe bir ifade sayılmaz.
479

S: (L) Yeterince yakın. Mantra'ların söylenmesinin ruh çıkarma veya egzorsizm etkisi yaratabileceği doğru mu?
C: Eğer öyle isterseniz.

S: (L) Geçen hafta ruh çıkarma ve egzorsizmle ilgili olarak, eğer doğru kişi tarafından doğru bir şekilde yapılırsa, ilgili
bireyler ve mekan için zararlı olabilecek yan etkiler veya olaylar olmayacağını söylediniz. "Doğru bir şekilde
yapılmasından" kastettiğiniz şey nedir?
C: Doğru tutum, kişinin gerçekleştirdiği faaliyetlere yönelik tam bir inanç ve farkındalığının olması dürüstlüğünü ve
kavrayışını gerektirir. Diğer bir deyişle, bir kişi, istenen bir sonucu meydana getirdiğini iddia ettiği bir eylemi
gerçekleştirirken, eğer gerçekten eylemlerinin istenen sonucu meydana getireceğine inancı yoksa, inanç eksikliği nedeniyle
çaba başarısız olacaktır. Ama kişi tam inanca ve çok-yoğunluklu (ç.n.: çok-boyutlu) anlayışa sahip olduğunda, kişinin
faaliyeti gerçekten doğru ve faydalıdır ve bu faaliyetleri gerçekleştirmenin doğru yolu budur.

S: (L) İnanç edinilmesi zor birşey, değil mi?


C: Hiç de değil. Gerçeğe dair birşey bulduğunda, inancı güçlendiren kanıtlar görürsün.

S: (L) Anlıyorum. Egzorsizmi veya ruh çıkarmayı gerçekleştirecek "doğru kişi" ölçütleri nedir?
C: Önceki yanıtla aynı.

S: (SV) Bir sorum var. JR ve TR bir süredir bir Budist rahipten bir çeşit ders alıyorlar. Bu, sorunların çözümünde onlara
veya bize gerçekten faydalı olabilir mi?
C: Eğer çaba samimiyse ve arayış gerçekse, yani belirttiğin örnekte olduğu gibi geçici duygulara dayalı değilse, sorunları
çözmede veya cevaplara ulaşmada kullanılan herhangi bir yöntem faydalı olabilir.

S: (L) Birkaç hafta önce TR ve JR için bir ruh görüntülemesi yaptık ve gördüğümüz ve TR'nin farkında olmadığı birşey
vardı. Daha sonra bir ruh çıkarma yaptık ve daha önce kendini gösteren veya belli eden şeye benzer birşey görmedik.
Bunun nedeni neydi?
C: Karmaşık.

S: (L) Gördüğümüz şeyde hata var mıydı?


C: Hayır.

S: (L) TR üzerinde ruh çıkarma yaptığımızda görünenlerde hata var mıydı?


C: Bu doğru yaklaşım değil.

S: (L) Doğru yaklaşım nedir?


C: Koşulların değişkenliği.

S: (L) Yani görüntüleme yaptığımız koşullarda gördüğümüz şey gerçekten oradaydı ve koşullar değiştiğinde ise artık
mevcut değildi, öyle mi?
C: Pek sayılmaz. İki farklı tür faaliyet vardı. Biri uzaktan görüntüleme, diğer ise ruh çıkarmaydı. Bu, psişik veya eterik
kanallama sürecinin kullanıldığı iki farklı faaliyet türüdür, ve dolayısıyla, sadece iki örnek verecek olursak, duygusal
bloklar veya koşulların değişmesi gibi çeşitli faktörler nedeniyle görüş açıları değişebilir.

S: (L) Önceki bir celsede, grubumuzda yer almış herhangi birinin grubu bozmak veya kanalı durdurmak için gönderilmiş
olup olmadığı sorusunu sormuştuk. Verilen yanıt bunun muhtemel olduğu, fakat bunun, kendi başımıza öğrenmemiz
gereken birşey olduğuydu. Bunu pek çeşitli yönden tartıştık ve doğrudan TR ve veya JR'den değilse bile, sizin
tanımladığınız şekliyle onlar üzerinden gelen bir zarar verme potansiyeli var gibi görünüyor.
C: Daha basit sorulara bölünerek daha iyi yanıtlanacak olan sorulara genel bir yanıt arayarak, yine karmaşık bir konuyu
hatalı bir şekilde basitleştiriyorsun.

S: (L) TR ve JR grubumuzu bozmak için mi gönderildi?


C: Hayır.

S: (L) Ama verdiğiniz yanıt birinin bu amaçla gönderildiğini ima ediyordu. Eğer onlar değilse bizden biri olmalı.
C: Hayır.

S: (L) Diğer bir zamandaki diğer bir kişi miydi?


480
C: Bu, herhangi bir üçüncü yoğunluk fiziksel varlığı anlamında biri değil, daha ziyade bir üçüncü yoğunluk fiziksel
varlığına ilişebilen ve koşulların gerektirmesine göre bir varlıktan diğerine geçebilen biri. Neden herhangi belirli bir fiziksel
bireyin her zaman tamamen aynı etkilere ve aynı yapışık enerjilere sahip olduğunu düşünüyorsunuz? Açıktır ki, bu
değişebilen birşeydir. Dolayısıyla, eğer saldırı varsa, amacına ulaştırmak için saldırıyı herhangi bir anda mevcut herhangi
veya herkes üzerinden gerçekleştirmek en etkilisi olmaz mıydı? Bir bireyin varlığından kaynaklanan bir saldırı modu fark
edildiğinde, o bireyin fiziksel olarak uzaklaştırılmasının tüm saldırı olasılıklarını ortadan kaldıracağını düşünmek oldukça
sınırlı ve safça bir yaklaşım olur. (ç.n.: mod; tür, biçim, çeşit)

S: (L) Bazı insanlar bu saldırıları modlarına diğerlerinden daha mı yatkın?


C: Bu yine sabitten ziyade değişken bir husus.

S: (L) Doğru hatırlıyorsam, o soruyu sorduğumda 3'üncü yoğunluk bir kişi sordum, geçici birşeyi değil.
C: Eğer bir üçüncü yoğunluk varlığın bilinçli bir şekilde faaliyetleri bozmaya çalışmasının mümkün olup olmadığını
soruyorsan, evet, bu kesinlikle mümkün. Bu şimdiye kadar oldu mu? Hayır. Bu hiç olmayacağı anlamına gelir mi? Hayır.
Olacağı anlamına gelir mi? Sizin faaliyetlerinizin herhangi ve tüm türlerde saldırılara neden olma olasılığı her zaman
yüksek. Dolayısıyla, her zaman dikkatli olmanız gerekir. Ayrıca herhangi belirli bir saldırı moduna kafayı takmamanız
akıllıca olur çünkü çok, çok pek çok saldırı türü kullanılabilir. Aklınızın ucundan bile hiç geçmemiş olabilecek türler.

S: (L) Tamam. Ortama, insanların tutumlarına karşı falan hassaslaşmalarım, kendi üzerimdeki bir tür saldırıdan
kaynaklanıyor olabilir mi?
C: Olabilir. Saldırı bilinçli bir şekilde fiziksel üçüncü yoğunluk varlığının kendisinden kaynaklanmıyor olabilir.

S: (L) Öğrenmek istediğim şuydu: insanlar üzerinden gelen bu tür saldırılara karşı kendi duygusal reaksiyonumun
hassasiyeti de bana yönelik bir saldırının neticesi olabilir mi?
C: Olabilir ve öyleyse, saldırı başarılı demektir.

S: (L) Bunu nasıl belirleyebilirim?


C: Her zaman tüm taraflarla tamamen açık ve iletişim halinde olarak. Sır saklamak ancak başarısızlığa neden olur.

S: (L) Peki TR ve JR bu grup için büyük bir öneme sahipler mi? Onlarla konuşmaya çalışıyorum, ama duyguları beni
duymalarını engelliyor gibi veya tutumları ve tepkileri, konuları tartışma girişimlerine nokta koyuyor. Çabalarımın sürekli
kesintiye uğratılmasını katlanılmaz buluyorum ve her ikisiyle de bunu sürekli yaşıyorum, eğer o sırada birbirlerine söz
geçirmeye çalışmıyorlarsa tabii.
C: Yine subjektif sorgulardan sakınmaya çalışmanı öneriyoruz. Yargıda bulunmadan önce durup kendine şunu sormanı
istiyoruz; TR ve JR olarak ifade ettiklerin ve diğer herhangi ve tüm tarafların, mevcut diğer herhangi ve herkese herhangi
bir faydası olabilir mi?

S: (L) Neyi kastettiğinizi pek anlamadım. F___ kanal. Açık ki bu önemli bir işlev. Kanal olmadan grup olmaz. Doğru mu?
C: Doğru.

S: (L) Yani dolayısıyla, gerçekçi olursak, diğer hiçbirimiz o kadar önemli değiliz.
C: Yanlış.

S: (L) Neden?
C: Belirsiz.

S: (L) Rollerimizi tanımlayabilir miyiz?


C: Herhangi birinizin ve hepinizin, kendinizi oynuyor olarak gördüğünüz rolleri tanımlamanız ve bunları birbirinize
söylemeniz tamamen size kalmış birşey. Eğer bu yapılırsa, her biriniz için durumun çok daha net bir resmini sağlayabilir,
ve herhangi bir durumda iletişim eksikliği olduğunda mümkün olan yanlış anlama, çıkar çatışmalarından sakınmanızı
sağlayabilir. Bu, çabaların sona ermesini görmek isteyenlerin çok başarılı bir şekilde kullandığı pek çok saldırı türlerinden
bir tanesidir ve saldırı çok ustalıklı bir şekilde yapılır çünkü tüm düşünce süreçlerinin %92'sinin üçüncü yoğunluk
kökenliği olduğu bilinçaltı zihin üzerinde oynanarak gerçekleştirilir.

S: (L) TR ve JR'nin dürüstçe iletişim konusunda açık olmadıklarını düşünüyorum. Diğer insanların sorunlarını belirtmede
oldukça istekliler ama onlarla ilgili sorunu olan diğer kişileri dinlemek istemiyorlar.
C: O zaman aranızdaki iletişim açık bir iletişim değil gibi görünür.
481
S: (L) Dürüst davranmayan biriyle nasıl açık bir iletişim geliştirebilirsin ki?
C: Subjektif.

S: (L) Tabii ki subjektif. Onlar gruba geldiğinden beri bilgi seviyesinin düşmüş olması, belirsiz ve yanıtsız soruların
artması önemli değil mi?
C: Hatalı mekanik yaklaşımları kusurlu karakter veya kişilik veya yapı olarak tanımlamamaya dikkat et. Değiştirilebilir,
düzeltilebilir veya yardım edilebilir olanı, düzeltilemez, değiştirilemez ve yardım edilemez olandan ayırmak önemlidir.
Ayrıca, üçüncü yoğunluk KH varlıkları olarak, herhangi ve her birinizin tuzağa düşmesi çok kolaydır ve elbette bu 4'üncü
yoğunluk KH'den gelen bir saldırı türüdür; diğerleriyle işbirliği halindeyken bile kendine hizmet etmeye çalışma tuzağına
düşmek. Bu durum, koşulları iyileştirmek veya geniş çaplı bir yardım sağlamak üzere tasarlanmış herhangi ve tüm
faaliyetlerin sonunda amacından sapmasına neden olabilir.

S: (L) Bugün Ram isimli Vedik astroloğu ile konuşuyorduk ve bu kişi, Veda'lara göre Kertenkele Varlıkları fikrinin doğru
olduğunu ve bunun içimizdeki cinsel prensibin, yani kundalinin etkinleşmesi olduğunu söyledi. Tüm UFO veya dünyadışı
varlık faaliyetleri yalnızca hepimizin içimizdeki birşeyin yansımasıymış.
C: Bu sorunun yanıtı kısmen, eğer dikkat edersen önceki sorulara verilen yanıtlarla benzer nitelikte. Fakat gerçekte bu
soruları en yeterli şekilde yanıtlamanın en iyi yolu, şimdiye kadar topladığın ve verilen bilgi ve kavrayışa dayalı olarak,
kendine ne düşündüğünü sormaktır.

S: (L) Bazen onların kendimizin paralel bir evrendeki parçamız olmaları ve bizim dünyamızda ortaya çıkıp bizimle negatif
bir şekilde etkileşiyor olmaları olasığı üzerinde düşünüyorum. Buna göre dünyadışı varlıklarla insanların etkileşimlerine
dair hikayeler, yalnızca insanların diğer bir boyut veya yoğunlukta ortaya çıkan negatif yönleri aracılığıyla meydana gelen
mekanik şeyler oluyor. Bu belirgin bir olasılık olmaz mıydı?
C: Düşündüğün anlamda değil. Hatırla, önüne ne zaman herhangi yeni fikirler çıkarsa, önceden toplanmış tüm bilgilerini
gözden geçirmek her zaman akıllıcadır. Sadece şimdiki durumla ilgili olarak değil, diğer tüm durumlarla ilgili olarak da.
Örneğin sadece paralel bir evrenden doğan düşünce kalıpları veya gerçeklikler ne kadar sıklıkla çöl mekanlarında ortaya
çıkıp üçüncü yoğunluk varlıkları tarafından üçüncü yoğunluk ortamında incelenmek üzere alınabilir? Eğer bunun olduğuna
gerçekten inanıyorsan, ki OLDU, kişi bunun anlamı üzerinde ve bunun üçüncü yoğunluk ortamında ölçülemeyen, eterik
ortamdaki çok daha yüksek yoğunluk seviyeleriyle ve veya boyutlararası faaliyetlerle ilişkisi üzerinde düşünmelidir. Ve
şimdi verdiğin örnekte olduğu gibi yıkıcı sonuçları olabilecek bir tür saldırı gibi görünen açıklamalardan herhangi bir
tanesine çok güçlü bir şekilde inanma tuzağından sakınman gerektiği konusunda çok önemli bir uyarıda bulunuyoruz.

S: (L) Yani devlet tarafından ele geçirilen veya alınan ve incelenen gerçek, maddesel dünyadışı araçlar var?
C: Bundan herhangi bir şüphen var mı?

S: (L) Bazen tüm bu şeylerin bizi çıldırtmak için devlet tarafından yaratılıp yaratılmadığını merak ediyorum!
C: Bu ilginç bir kavram, ama seni temin edebiliriz ki, bu hiçbir şekilde doğru değil.

S: (L) Eğer bu araçlar dördüncü yoğunluktan bizim gerçekliğimize giriyorsa, ki sanırım bazıları giriyor, burada nasıl
kalıyorlar? Mutlak bir şekilde fiziksel bir materyal haline gelip burada mı kalıyorlar?
C: Eğer üçüncü yoğunlukta arızalanırlarsa, üçüncü yoğunlukta sabitleniyorlar. Çok basit.

S: (L) Aynı şey varlıklar için de geçerli mi?


C: Aynen öyle.

S: (L) Yani çok gerçek bir manada, gerçek ve fizikseller...


C: Dördüncü yoğunlukta da çok gerçek ve fizikseller. Fark şu ki, dördüncü yoğunluk fizikselliği üçüncü yoğunluk
fizikselliğiyle aynı değildir. Ama bu, dördüncü yoğunlukta fiziksellik olmadığı anlamına gelmiyor. Fiziksellikle olan tüm
bağları tamamen atmak için, varlığın altıncı yoğunluk veya üzerine çıkması gerekiyor. Bunun altındaki herşey bir
fiziksellik veya fizikselliğe bağ içerir. Tıpkı eterik yoğunluktaki, 1'den 4'e kadarki yoğunluk varlıklarının döngüsünü
sağlayan derin düşünme ve değerlendirme bölgesi olan beşinci yoğunluk gibi. Bu varlıklar buradan fiziksel alemlerden
birine geri yönlendirilir. Birden dörde kadarki her bir seviye, sizin bildiğiniz şekliyle giderek daha az fiziksellik içerir, fakat
fiziksellik yine de mevcuttur. Fakat dördüncü yoğunluktaki herhangi bir varlık veya orada üretilmiş veya
kavramsallaştırılmış herhangi türde bir araç üçüncü yoğunluğa girdiğinde üçüncü yoğunluk fizikselliği üçüncü yoğunlukta
bir sabitliğe sahiptir; dördüncü yoğunluk gerçekliğinden üçüncü yoğunluktaki dolaşımını gerçekleştirebilir. Fakat herhangi
bir arıza veya bozulma meydana geldiğinde, o sırada üçüncü yoğunlukta bulunan tüm unsurlar üçüncü yoğunlukta kalır.
Üçüncü yoğunluktayken dördüncü yoğunluğa kaybolan nesneler veya bir varlığa veya araca ait herhangi fiziksel yapılarla
ilgili raporlanan gözlemler, herhangi ve her durumda, herhangi bir arıza veya bozukluk sürecinde olmayan bir cisim veya
482
bir varlık veya bir yapı içerir. Dördüncü yoğunluk aleminde hala tam olarak işlevseldir. Yalnızca sizin ölçümünüzle sınırlı
bir süre için üçüncü yoğunluğu ziyaret etmektedir ve dolayısıyla bir noktada dördüncü yoğunluğa geçerek kaybolur. Fakat
eğer bir arıza yaparsa veya herhangi bir şekilde yapısı bozulur veya değiştirilirse, üçüncü yoğunlukta kalacaktır.

S: (L) Peki eğer biri, bir kişinin vücudundaki bir implantı çıkarırsa, o implantı burada tutmanın en iyi yolu onu hemen
ezmek midir?
C: Eğer biri bir implantı çıkarırsa, artık tasarlandığı fonksiyonu göstermiyordur.

S: (L) Tamam. Bazı gerçek şeyler oluyor ve bu arıza yapan dördüncü yoğunluk varlıkları ve aracıyla ilgili bir etkileşimin
filminin çekilmiş olma olasılığı var. Ve iddiaya göre bu film televizyonda gösterilecekmiş. Bu otopsi filmi ve araç
kalıntıları incelemesi gerçek mi, sahte mi, aldatma mı?
C: Maksimum öğrenme için, gerçeği arayanların filme tanıklık etmesi ve gerçek olup olmadığına kendilerinin karar
vermesi önerilir, çünkü görme yoluyla bu mümkün olacak.

S: (L) Kesinlikle bunu yapmak istiyorum. Şimdi, kişisel bir soruya geçmek istiyorum. Mevcut yaşam koşullarımla ilgili
olarak, bunun karmik olup olmadığını öğrenmek istiyorum.
C: Kişisel yaşamdaki tüm zorluklar o veya bu şekilde karmiktir. Özellikle diğer ruh varlıklarıyla olan etkileşimler söz
konusu olduğunda. Ve etkileşimler ne kadar yakınsa, o kadar karmiktirler. Bunu zaten biliyorsun.

S: (L) Zor olan şey, yapılacak en iyi şeyin ne olduğunu bilmek.


C: Öğrenme, tüm varoluşta gerçekleşen bir süreçtir ve o veya bu eylemle gerçekleşir. Herhangi ve tüm eylemler, herhangi
ve tüm olası eylemler, herhangi ve tüm olası eylem yönleri, sürekli öğrenme sağlar. Dolayısıyla, mutlak manada, hata
yapmak mümkün değildir. Fakat, bireyin karmik olan şeyleri tam olarak deneyimlemesi gerekir. Yapılan seçimler, üçüncü
yoğunluk fiziksel düzlemine girme öncesi yapılan seçimleri yansıtır ve buna, akışkan haliyle gerçekliğin değişkenliğine
dayalı olarak kendilerini gösteren fırsatlar eşlik eder. Dolayısıyla, verilecek kararlar, verilmeleri gerektiği zaman
kendilerini gösterecektir ve öğrenme sürecinin daha yüksek miktarda mı, yoksa daha düşük miktarda mı ızdırap meydana
getireceğini belirleyen şey, yalnızca kişinin yorumu objektif bir şekilde kabul etme yeteneğidir.

S: (L) Öğrenme neden ızdıraplı olmak zorunda?


C: Zorunda değil.

S: (L) Bana istisnasız bir şekilde öyle görünüyor.


C: Bu deneyimleyenin algılarına göredir, herhangi mutlak ölçütlere göre değil.

S: (L) Pek çok seviyede sınırlandırıcı olduğu konusunda bizi uyardığınız ritüeller konusu hakkında birşeyler daha
öğrenmek istiyoruz. Bunun nedeni nedir?
C: Eğer bir birey, faaliyetlerine en büyük ölçüde samimi bir inanç gösteriyorsa, bir seviyede bir fayda mutlaka görecektir.
Fakat, sırf bazı kalıpları izliyor olmak için bazı kalıpları izlemek, mutlak faydaların meydana gelmesi için gerekli
samimiyet ve inancı üretmez. Dolayısıyla, her zaman olduğu gibi, birey, bu soruyu yanıtlamak için dıştan değil içten
aramalıdır. Anlıyor musun? Bir örnek verecek olursak, sen kesinlikle bununla her zaman karşılaşıyorsun. Eğer bir kitabın
sayfalarında, şu veya bu türde bir ritüel öneren bir yazı okuyorsan, ve o sayfalarda basılı olan kelimeleri okuduğun için o
ritüeli izliyorsan, bu sana gerçek anlamda, içten mümkün olan en büyük ölçüde, gerçek bir tatmin ve başarı sağlar mı?
Bunun yerine, belki birinin veya birilerinin bir ritüel olarak yorumlayabileceği veya tanımlayabileceği, ama senin içinden
gelen ve DOĞRU olduğunu hissettiğin bir faaliyeti kendin geliştirirsen, ve eğer buna karşı samimi ve tam bir inancın varsa,
o faaliyet ne olursa olsun, onun doğru olduğunu hissetmez misin?

S: (L) Evet.
C: O halde soruyu yanıtladık, değil mi?

S: (L) Evet, teşekkür ederim.


C: O halde iyi geceler diyeceğiz.
______________________________________

9 Eylül 1995 Frank, Laura, SV, Tom, Cherie

S (L) Merhaba.
C: Diğeri.
483

S: (L) "Diğeri" demekle neyi kastediyorsunuz?


C: Yanıt: Diğerini keşfedin.

S: (L) Pekala bu akşam kiminle birlikteyiz?


C: Diğeri.

S: (L) Sen Kasyopyalılardan farklı biri misin?


C: Hayır.

S: (L) Trans kanalıyla mı devam etmemizi istersiniz yoksa tahtayla mı?


C: Trans. Mezun oldunuz, neden geri dönmek istiyorsunuz?

S: (L) Ben bu akşam tahtayı kullanmayı tercih ediyorum. Bu sorun olur mu? [Tom ve Cherie'ye dönerek] Trans yöntemini
kullanmamız sizin için sorun olur mu? Bu akşam celseyi tahtayla yapmak istemiyorlar. (T) Hangisi rahatsa o olsun. [Frank
trans durumuna geçer] Şimdi bize "Foton Kuşağı" denen şeyden bahsedebilir misiniz?
C: Buradaki temel husus yine yoruma dayalı. Mesajlar gerçek; yorumların tutarlılıkları ise değişken. Yani biri "Foton
Kuşağı" dediğinde, aslında sadece bir kavramı düşünüp ona bir isim veriyor olabilir.

S: (L) Yani farklı insanların birşeyi gördüğünü ve bunu kendi bilgilerinin sınırları içinde tarif ettiğini mi söylüyorsunuz? C:
Evet, bir seviyede.

S: (L) Bu konuda başka bir yorumunuz var mı?


C: Yorumlar en çok, doğrudan ve spesifik sorulara yanıt olarak oluşturulduklarında faydalı olur.

S: (L) Burada, metafizik topluluğu içinde anlatıldığı gibi bir harmonik birleşim [new age akımında 16 ağustos 1987
tarihinde gerçekleşen ve insanların sevgiye ve uyuma ilerlemesi için insanların dünyanın çeşitli kutsal yerlerinde
toplanması olayı = harmonic convergence Ç.N]
C: Harmonik birleşime inananlar için kesinlikle bir harmonik birleşim vardı.

S: (L) Dünya üstünde veya dünyanın kendisinde maddenin doğasına yönelik enerjiyi geliştirecek veya değiştirecek
herhangi bir şey oldu mu?
C: Siz bir değişiklik farkettiniz mi?

S: (L) Hayır tabii herşeyin giderek kötüye gidiyor gibi göründüğünü saymazsak.
C: Herhangi açık, bariz, somut değişiklikler farkettiniz mi?

S: (L) Hayır ama belki sadece ben fark etmemişimdir. Çok inatçı ve şüpheci biri olabiliyorum.
C: Odadaki herhangi biri, herhangi açık ve bariz değişiklikler farketti mi ?

S: (S) Hangi tarihti? (L) 8/8/88, sanırım. (S) Benim bildiğim 11/11 doksan- gibi birşeydi...
C: Açıkça görünüyor ki eğer hatırlanması zor bir tarihse, akla o tarihte somut değişimlerin olmadığı geliyor. Eğer bu
değişimler olsaydı, bunlara atfedilen takvim tarihini hatırlamaz mıydınız?

S: (L) Evet. Hatta harmonik birleşimden sonraki bir ay boyunca, hiçbir kaçırılma olmayacağı iddia edilmişti. Bu doğru mu?
C: Hayır. Kaçırılma olarak tanımladığınız şeyde sizin ölüçümünüzle çok uzun bir zamandır hiçbir kesinti olmadı.

S: (L) Ayın 28'inde, Pazartesi günü, televizyonda kaçırılmayla ilgili bir video izledik. Bir uzaylı otopsisinin görüntüleri
olduğu iddia ediliyordu, ya da daha doğrusu dünyadışı bir varlığın cesedi üzerindeki bir otopsi. O gerçekten dünyadışı bir
varlık mıydı?
C: "Dünyadışı varlık" tanımınız nedir?

S: (L) Bu gezegende doğal bir şekilde doğmuş, insan olarak tanımladığımızdan farklı bir varlık mı?
C: Doğru.

S: (L) Yani bu varlık doğal bir şekilde doğmuş bir insan değildi?
C: Doğru.
484
S: (L) Peki bu ne tür bir varlıktı?
C: Melez.

S: (L) Neyin meleziydi, onu oluşturan unsurlar neydi?


C: "Griler" dediğiniz sibergenetik varlıklar ve sizin gibi üçüncü yoğunluk dünya insanları. Yani bir bakıma, 3. ve 4.
yoğunluk varlıklarının melezleri.

S: (L) Yani o görüntülerdeki bir 4. yoğunluk varlığı mıydı?


C: Hayır. Cevabı dinlersen, bir 3. ve 4. yoğunluk varlığıydı.

S: (L) Bir varlık nasıl hem 3. hem 4. yoğunluk olabilir?


C: Burada önemli olan çevresel koşullardır, bireyin yapısı değil. Aynı şey sizin için de geçerli. Dünyanızın 3. yoğunluktan
4.'ye geçiyor olduğunu söyleyen kaynaklar okudunuz, değil mi?

S: (L) Evet.
C: Ve bu kaynaklar bunun devam eden bir süreç olduğunu da söyledi, değil mi?

S: (L) Evet. C: O halde kişi şunu sormalı; eğer bu mümkün olmasaydı, bir varlık aynı anda nasıl hem 3. hem de 4.
yoğunluk olabilirdi? Aynı zamanda geçmiş materyallerden hatırlarsanız, şu anda 2. ve 1. yoğunluk varlıklarıyla aynı
ortamda yaşıyorsunuz. Bu doğru değil mi?

S: (L) Evet.
C: En azından size söylenen buydu. Yani bir varlığın hem 3. hem de 4. yoğunluk olması mümkündür. Ve söylediğimiz gibi,
bir 4. yoğunluk varlığı gelip 3. yoğunluk ortamını ziyaret ettiğinde, o da o süreçte bir 3. yoğunluk varlığı olur ve tam tersi
de geçerli. Kaçırılma denilen şey gerçekleştiğinde özellikle bu bir fiziksel kaçırılmaysa, kişi geçici olarak 4. yoğunluk olur
çünkü önemli olan ortamdır. Ve orada anahtar faktör farkındalıktır, fiziksel veya maddesel yapı değil.

S: (L) Elimde Grilerden bahseden bir makale var ve onların iki beyinleri olduğu söyleniyor: bir ön beyin ve bir arka beyin;
ve burada yazdığına göre birini vurursan -vurmak istediğimi söylemiyorum ama- sadece beynin bir yarısını vurmuş olursun
ve ölmezler. Birini öldürmek için iki beyini de parçalayacak şekilde vurmak gerekiyormuş. Bu doğru bir kavram mı?
C: Bu oldukça şaşırtıcı. Beraberinde pek çok soru getiriyor. Bunlardan biri de: Bir kişi niye herhangi birşeyi vurmak istesin
ki?

S: (L) Ben vurmak istediğimi söylemedim. Makalede yazanı söyledim.


C: Griler diye tabir edilen varlıkların bir çeşidi için bu fiziksel tanım doğru. Bir ön beyinleri var. Yine de bu konu
diğerlerine göre ikinci planda. Ve herhangi bir türe fiziksel zarar vermeyi istemenin tavsiye edilmeyen bir şey olduğunu
söylemek istiyoruz. Dolayısıyla tanımladığın çalışmada yer alan bilginin önemsenmemesi daha iyi olabilir.

S: (L) Burada ayrıca Grilerin bir insanla telepatik olarak bağlantı kurması için o kişiye çok yaklaşması gerektiği söyleniyor.
Bu doğru mu?
C: Yakın mı? Hayır, size daha önce tarif ettiğimiz gibi sizin ölçüm şeklinizle fiziksel yakınlık gerektirmeyecek teknolojik
yöntemler var. Ama bu çok karmaşık. Bu, tam olarak anlamadığınız boyut pencereleriyle ve buna benzer birşeyle ilişkili ve
bu yüzden bunun detaylarına girmek pek tavsiye edilebilecek bir şey değil. Ama o sorunun genel cevabı: Hayır.

S: (L) Ayrıca insanların göz sinirlerine 2-4 mikron çapında bir tür kristal yerleştirdiklerini ve bu kristalin, onu
yerleştirenlerin frekansına ayarlandığını ve iletişim için zihinsel bir frekans oluşturmalarını sağladığını söylüyor. Bu sizin
söylediğiniz şeylerle bir şekilde bağlantılı mı?
C: Fiziksel implantasyonlar gerçekten yapılıyor. Kesin yerler istenen sonuçlara göre değişiklik gösterir. 3. yoğunluktaki
insanlar ile 4. yoğunluktaki diğer KH varlıkları arasındaki etkileşimlerde pek çok mekanizma mevcut olduğu gibi, izlenen
çok çeşitli direktifler ve amaçlar vardır. Mesela bazı implantlar yalnızca izlemek için kullanılır. Diğerleri bilinci
değiştirmek için kullanılır ve ayrıca zihni ve hareketleri değiştirmek için tasarlanan implantlar vardır. Hangisinin ve ne için
kullanıldığına bağlı olarak her birinin farklı bir yapısı ve farklı maddesel bir içeriği vardır. Şu anda tarif ettiğin uygulamaya
tam olarak aşina olmasak da, belirttiğin gibi veya daha doğrusu ona benzer birşey yöntem kullanılmış. Yani bizce bu
bilgiler ya bir yere kadar uydurulmuş ya da doğru bilgiye dayalı olarak türetilmiş. Ama her durumda çeşitli amaçlarla
implantların kullanıldığı doğru.

S: (L) Yeniden uzaylı otopsisine dönelim: Bu hibridin 1947'de Roswell, New Mexico'da meydana gelen bir kazada ele
geçirilenlerden biri olup olmadığı bilgisine erişebilir misiniz?
485
C: Kaza Roswell'de olmadı. Bir çöl bölgesiydi. Roswell'in yaklaşık 250 kilometre kuzeybatısında. Sizin aşina olduğunuz
Roswell bölgesinde bir araç veya herhangi bir beden veya canlı varlıklar bulunmadı. Yalnızca bir enkaz alanıydı. Gerçek
kaza belirli bir mesafe uzaklıkta gerçekleşti. Kaza yeri çölde, Los Alamos'a daha yakın. Araç Roswell üzerinde arıza yaptı
ve geride kalıntılar bıraktıktan sonra gerçekten düştü. Cesetler ve yaşayan varlıklar, araçtan arta kalanlarla beraber oradan
alındı. Ve evet, filmde gördüğünüz varlık gerçekten oradan geldi.

S: (L) Araçta kaç varlık vardı?


C: Dört.

S: (L) Hepsi melez miydi?


C: Doğru. Bu da fark edilebiliyor ve bunu, yaşadığınız çevrede bu konuyu araştıran bazı insanlar tarafından yorumlanmış
olan resmi kayıtlardan da kontrol edebilirsiniz. Bu olay Kertenkele Varlıkları olarak ifade edilenler tarafından insan/melez
kombinasyonları kullanılarak başlatılan özel bir görevdi. Melez unsur Gri türüydü. Bu deney kısmen bir keşif görevi,
kısmen de o bölgede sizin zaman ölçümünüzle yakın geçmişte meydana gelen nükleer patlamaların bir sonucu olarak
oluşan çevresel koşulların hem canlı Gri türleri ve tabii hem de Sürüngen veya Kertenkele türleri üzerindeki etkilerinin test
edilmesine yönelikti. Griler ve Kertenkeleler, şu anda ayrıntısına girmeyeceğimiz bazı bakımlardan benzer bir genetik
yapıya sahipler. Netice itibariyle buradaki fikir, hem insan genleri veya genetik yapısı üzerindeki, hem de Kertenkele
genetiğiyle ilişkili olan Gri genetik yapısı üzerindeki etkileri test etmekti, eğer kavramı anlıyorsanız. Amaçlardan biri
buydu. Diğeri ise tabii ki basit bir keşifti.

S: (L) Tamam. Sıradaki soru: bizim "iyi adamlar" olarak tanımlayabileceğimiz Griler var mı?
C: Bu nereden bakarsan subjektif bir yorum. Yani sonuçta iyi nedir, kötü nedir?

S: (L) Verilen tanım Kendine Hizmet ve Başkalarına Hizmet şeklinde. Grilerden herhangi BH olan var mı?
C: Bir süre için yeniden bir gözden geçirme yapabilir miyiz?. KH ve BH gruplarından herhangi birine kötü veya iyi demek
subjektiftir. Bunlar sadece Kendine Hizmet ve Başkalarına Hizmet demek. Bir şeyin iyi ya da kötü olduğuna karar vermek
gözlemciye bağlı birşeydir. Bu da bakış açınıza göre değişir. Amaçlarınıza göre değişir. Pek çok şeye göre değişir. Biri
yalnızca Kendine Hizmet'tir. Kendi içine dönüktür. Diğeri ise Başkalarına Hizmet'tir, dışa doğru genişler. Evren olarak
ifade ettiğimiz şeyi oluşturan dengenin bir parçasıdır.

S: (L) Grilerin BH olanları var mı?


C: Çok nadir durumlarda Griler BH alanına geçmişlerdir ama kendi doğal ortamlarında, oluşturulma amaçlarına uygun
olarak, KH'dirler.

S: (L) BH ortamına geçmeleri nasıl gerçekleşiyor?


C: Doğal koşullar yoluyla; 3. yoğunluk KH ortamında bulunan insanlar için BH seviyesine yükselmek nasıl oluyorsa o
şekilde. Çok nadir.

S: (L) Eğer Griler, Kertenkelelerin sibergenetik aletleriyse ve aslında ruhsuzlarsa, bu bazı Kertenkelelerin de BH olduğunu
mu gösteriyor?
C: İlk olarak kendi kendine düşünme yeteneği verilen hiçbir varlık tamamen ruhsuz değildir. İçinde bir ruh izi vardır. Ya da
hemen hemen ruh izi denilebilecek bir şey. Bu, genel ortamda bulunabilen psişik enerjilerin toplanmasıyla olabilir. Bu
esnetilmiş ifade, temel fikirleri anlamanız için. Yoksa durum bundan çok daha karmaşıktır. Yine de ister doğal, ister yapay
zeka olsun hiçbir durumda tamamen ruhsuz olmak diye birşey yoktur. Ve sizin bakışınıza göre en ilginç şeylerden biri,
sizin 3. yoğunluktaki teknolojinizde, dünyadışı varlıklarla olan etkileşimlerin de etkisiyle, yapay zekanın gelişmeye ve ruh
izi enerjisi çekebilecek seviyeye yaklaşmış olmasıdır. Söylediğimizi anlayabiliyor musunuz? Örneğin kendi başlarına
düşünebilecekleri seviyeye ulaşma sınırında olan bilgisayarlarınız, zayıf bir ruh izi oluşturmaya başlayacak.

S: (L) Bu hoş bir düşünce değil.


C: Şimdi, BH Sürüngen varlıklar veya Kertenkele varlıkları olup olmadığı soruna gelecek olursak, elbette bazıları BH'ye
geçebilir. Yine de onların doğal ortamı, kendi seçmiş oldukları KH'dir. Ama bir Gri'nin ve veya bir Kertenkelenin BH'ye
geçmesi birbiriyle ilişkili değil, iki ayrı kavramdır. Birbirinden bağımsız kavramlardır.

S: (L) Anlıyorum. Peki, BH olan Kertenkelelerin ölçülebilir bir oranı var mı?
C: Bu ÇOK, ÇOK küçük. SON DERECE küçük. Bahsetmeye bile değmeyecek kadar.

S: (L) Peki Griler?


C: O biraz daha fazla olabilir ama o da yine nispeten çok düşüktür.
486

S: (L) Kertenkeleleri kullanan başka bir varlık ırkı mevcut mu?


C: Sorunu netleştirebilir misin?

S: (L) Kertenkeleler de başka bir grubun ajanları mı?


C: Bu aslında basit bir soru. Ama 4. yoğunluk KH ortamında otorite seviyeleri mevcuttur. Bu seviyeler de KH'de her
zaman olduğu gibi entellektüel ve fiziksel yeteneklere dayanır. Sizin "kıdem düzeni" dediğiniz şey. Diyebiliriz ki en altta
sizin aşina olduğunuz Griler var. Ortada Kertenkele varlıkları olarak tanımlayacaklarınız var ve onların üstünde de pek
aşina olmadıklarınız var.

S: (L) Onlar kim?


C: En yaygın olarak bilinenleri, tabii ki, Oryon KH'leri.

S: (L) Görünüşleri nasıl?


C: Aslında yapı olarak hümanoitler, büyük insanlara benziyorlar.

S: (L) Ve onları pek sık görmüyoruz, öyle mi?


C: Şu anda bildiğiniz gibi 3. yoğunlukta en sık gördükleriniz Griler. Bunlar dışındaki diğer hepsi, eşit ölçüde daha az
sıklıkla görülenler.

S: (L) Peki tüm bu kaçırma olayındaki amaçları ne?


C: Bu konu alanındaki sorularınızı mümkün olduğunca spesifikleştirmenizi istiyoruz.

S: (L) Bu Oryon KH'leri kaçırılmalarda rol oynuyorlar mı?


C: Kaçırılmalar temel olarak Griler tarafından gerçekleştiriliyor. Fakat diğerleri de kaçırma olayları gerçekleştirebilir,
gerçekleştirecek ve hatta gerçekleştirmişlerdir. Ama bu olduğunda, kaçırılmanın yapısı farklıdır.

S: (L) Şu anda Sirius bölgesinde insanlarla etkileşime giren herhangi pozitif dünyadışılar var mı?
C: Durun şimdi! İlk olarak kullandığınız terimin ne anlama geldiğii öğrenmelisiniz: Dünyadışı, tabii ki sizin seviyenizde
kullanılan en doğru terimlerden biri. Dünyadan olmayan herşey dünya dışıdır. Dünya yüzeyi ortamında yaşayanların
kendilerini üstün tür olarak veya evrende yalnız olarak veya kozmostaki tek tür olarak ifade etmeleri son derece gülünçtür.
Bu bir kum zerresinin üzerindeki mikrobun kendini tüm kumsaldaki tek canlı olarak görmesine benziyor değil mi? Şimdi
siz Sirius civarında bir varlık olup olmadığını sorduğunuzda bu yine bir plajdaki kum zerresinin üstündeki aynı mikrobun,
deniz kabuğunun civarında herhangi bir varlık olup olmadığını sormasına benziyor...

S: (L) Ama ben özellikle dünyayla etkileşim içinde olanlar var mı diye sordum!
C: Ve biz de o soruyu yanıtlıyoruz. Bu fırsattan faydalanıp olayları sizin daha iyi odaklanacağınız bir noktaya getiriyoruz.
Ve bu mesajların sadece siz değil başkaları tarafından da duyulmasını umuyoruz. SİZ bu kavramları tam manasıyla
anlayabilirsiniz ama herkes anlayamayailir. Bunun farkındasınız değil mi? Bu yüzden bu bilgiyi veriyoruz. Şimdi soruna
cevap: Sirius civarında pozitif yönelimli veya BH varlıklar var mı sorusu, yine cevaplaması zor bir sorudur çünkü "Sirius
civarı"nı nasıl tanımlayacağımızı bilmiyoruz. Ama eğer Sirius'a, sizin mesafe ölçümünüzle yaklaşık bir ışık yılı uzaklığında
bir mesafeyi kastediyorsanız, o zaman o bölgede 3. yoğunlukta bu tür varlıklar olmadığını söyleyebiliriz. Ama bu bilgi,
4.'den 6.'ya kadarki yoğunlukları açık bırakıyor. Zaten bildiğiniz birşeyi vurgulamak istiyoruz; bu konuda düşünülmesi
gereken o kadar çok şey var ki, etrafınızdakiler belirli bölgelere veya yıldız sistemlerine referansta bulunup oradan veya
şuradan gelen varlıklardan ve amaçlarının şu veya bu olduğundan bahsettiklerinde, bu gülünç birşeydir. Çünkü eğer
evrenin, tüm evrenin, olası tüm yaşam boyutlarının GERÇEK yapısını biliyor olsaydınız, o zaman bilirdiniz ki herhangi ve
her şey mümkündür ve GERÇEKTEN mevcuttur! Bunu UNUTMAMALISINIZ.

S: (L) Yani bu insanlar haklı mı?


C: Tüm bu insanlar haklı ve tüm bu insanlar haksız. Çünkü gökyüzünde bir noktayı gösterip herhangi bir bölgeyi şunun
veya bunun "Evi" olarak tanımlamak aptalcadır.

S: (L) Ama ya gerçekten öyleyse? Orionlar Orion'daki bir yıldız sisteminde yaşıyor, değil mi?
C: Siz de öyle.

S: (L) Ama şu anda orada yaşamıyoruz!


C: Önemli olan bu değil. Eğer üçüncü yoğunlukta, güneş olarak tanımladığınız yıldızınıza galaksinin başka bir noktasından
baksaydınız, Orion sisteminin bir parçası olarak görünürdü, değil mi?
487

S: (L) Muhtemelen.
C: O halde belki şu anda neyden bahsettiğimizi anlamaya başlıyorsunuzdur? Bir seviyede ve bir anlamda.

S: (L) Bu varlıklar uzaydaki büyük menzilleri aşıp buraya nasıl geliyorlar?


C: Size daha önce söylediğimiz gibi yedi yoğunluk seviyesi var. Ve bu seviyeler sadece fiziksel, ruhsal ve eterik, ve
maddesel varlık durumlarıyla değil, aynı zamanda, daha da önemlisi, farkındalık durumuyla ilişkilidir. Görüyorsunuz ya,
farkındalık durumu, tüm yaratılışın anahtar unsurudur. Şüphesiz size bunun büyük bir illüzyon olduğunu söylediğimizi
hatırladınız değil mi? Eğer bu gerçekten büyük bir illüzyonsa, hangisi daha önemli, fiziksel yapı mı, yoksa farkındalık
durumu mu?

S: (L) Farkındalık durumu mu?


C: Kesinlikle. Şimdi ölçüm sistemine göre gittiğimizde, ki anlamanız için basitçe oluşturulmuştur, birden yediye kadar tüm
yoğunluk sistemlerinde anahtar kavram elbette farkındalık durumudur. Başından sonuna kadar. Yani yeterince yüksek bir
farkındalık seviyesine eriştiğinizde fiziksel sınırlamalar gibi şeyler ortadan kalkar. Ve fiziksel sınırlamalar ortadan
kalktıkça, sizin algıladığınız şekliyle büyük mesafeler de ortadan kalkar. Dolayısıyla sizin görememenizin ve
anlayamamanızın, herhangi bir şeyin mümkünlüğü veya mümkün olmayışı üzerinde kesinlikle hiçbir etkisi yoktur. Kendi
yoğunluk seviyeniz hariç. Ve sizin şu andaki yoğunluk seviyenizde neredeyse kimsenin anlayamadığı şey de bu işte. Eğer
bunu anlayabilirseniz ve diğerlerine aktarabilirseniz, türünüzün gördüğü en büyük hizmeti yapmış olursunuz. Bunun
üzerinde biraz düşünün. Bunun bilincinize akmasına izin verin. Analiz edin. Parçalara ayırın. Ona dikkatlice bakın ve tekrar
bir araya getirin.

S: (L) Farkındalığımızı sınırlandıran şey nedir?


C: Çevreniz. Ve bu sizin seçtiğiniz çevre. Gelişim seviyenize bağlı olarak. Ve herşeyi sınırlandıran şey de bu. Daha yüksek
yoğunluk seviyelerine yükseldikçe sınırlamalar ortadan kalkar.

S: (L) Bu sınırlandırıcı çevreyi yaratan şey nedir?


C: Öğrenme amacı için mevcut olan büyük illüzyon.

S: (L) Peki illüzyonu kim yarattı?


C: Aynı zamanda Yaratılmış olan Yaratıcı. Yani aynı zamanda siz, biz, herkes ve herşey. Daha önce de söylediğimiz gibi,
biz siziz ve siz de bizsiniz. Ve herşey de öyle.

S: (L) Burada anahtar husus, herşeyin illüzyon olması mı?


C: Temel olarak, evet.

S: (L)Yani aslında...
C: Lütfen biraz sabırlı olun; size daha önce de söylediğimiz gibi evren yalnızca bir okuldur. Ve bu okul herkesin öğrenmesi
için var. Herşeyin varolma sebebi bu. Başka bir sebep yok. Şimdi, eğer bu ifadenin gerçek derinliğini anlarsanız,
deneyimlemesi mümkün olan tüm yoğunluk seviyelerini, deneyimlemesi mümkün olan tüm boyutları, tüm farkındalığı
görmeye ve deneyimlemeye başlarsınız. Bir birey bu ifadeyi mümkün alan en büyük derinliğiyle anladığında, o birey
aydınlanmış olur. Ve siz kesinlikle bunu duymuştunuz. Ve sonsuza kadar süren bir an için, o birey bilinecek herşeyi mutlak
bir şekilde bilir.

S: (L)Yani aydınlanmanın yolunun sevgi değil bilgi olduğunu mu söylüyorsunuz?


C: Doğru.

S: (L) Duyguların saptırma için kullanılabileceği de doğru mu, yani çarpıtılmış olan ve tamamen bedensel veya sahte
programlamayla yaratılmış duygular?
C: Sınırlandıran duygular ilerlemeye mani olur. Duygu aynı zamanda 3. yoğunlukta ilerlemek için gereklidir. Doğaldır.
Varsayımlara dayalı sınırlandırıcı duyguları, kişiyi sınırsız olasılıklara açık olan duygularan ayırmaya başladığınızda, bu,
bir sonraki yoğunluğa hazırlanıyorsunuz demektir.

S: (L) Peki ya sevgi?


C: Ne olmuş sevgiye?

S: (L) Anahtarın, cevabın sevgi olduğunu iddia eden pek çok öğreti var. Aydınlanmanın, bilginin, herşeyin sevgiyle
gerçekleştirilebileceğini söylüyorlar.
488
C: Sorun "sevgi" terimi değil, bu terimin yorumlanışı. 3. yoğunluktakiler bu konuyu korkunç bir şekilde karıştırma
eğilimindeler. Sonuçta pek çok şeyi sevgiyle karıştırıyorlar. Bildiğiniz şekliyle sevginin tanımı da doğru değil. Sevgi illa
bir bireyin sahip olabileceği, bir duygu olarak da yorumlanabilecek bir his değil, daha ziyade, daha önce de söylediğimiz
gibi, ışığın özüdür. Işık bilgidir ve bilgi sevgidir. Ve sevginin aydınlanmaya götürdüğü söylendiğinde, bu da çarpıtılmış bir
ifadedir. Sevgi eşittir Işık eşittir Bilgi. Sizin ortamınızdaki yaygın tanımlarla sevgi, bir anlam ifade etmiyor. Sevmek için
bilmeniz gerekir. Bilmek ışığa sahip olmaktır. Işığa sahip olmak sevmektir. Bilgiye sahip olmak sevmektir.

S: (L) Geçen gece (RC) adında genç bir kadınla tanıştım. Ona yardımcı olmak için erişebileceğiniz herhangi bir bilgi var
mı?
C: Şu anda çevrendeki bireylerin yapısı hakkında herhangi bir yorum yapmaktan kaçınmayı seçiyoruz. Ve bu oldukça
yoğun bilgi içerikli bir celse olduğu için, celseyi şimdi sona erdirmeni şiddetle öneriyoruz.

S: (L) Çok hızlı bir soru: Gözlerimdeki problem. Pekçok ilaç kullandığım için gözlerimle ilgili çok sorun yaşıyorum. Bazı
insanlar bana bunun genetik bir mutasyonu gösterdiğini ve pek çok seviyede görme yeteneğinin gelişimine işaret ettiğini
söyledi.
C: Bunu senin keşfetmen gerek. Hayal kırıklığı yaşamaman için söylüyoruz, eğer gerçekten başka bir yoğunluk seviyesinde
görmeye başlayacaksan, bunun en büyük öğrenme potansiyeline yönelik bir keşif süreci olması gerekir. Önizlemeler
vermemiz mutlaka senin en yüksek çıkarına uygun olmayabilir.

S: (L) Geçen gece bazı insanlarla bir restoranda görüşmemiz gerekiyordu ama trafikte onları kaybettik. Bu "kaybetme"
biraz sembolik miydi?
C: Belki. Ama tekrar belirtecek olursak, seninle diğer kişiler arasındaki etkileşimler hakkında yorum yapmak istemiyoruz,
çünkü bu celsenin amacı bilgilendirmeydi, çevrendeki insanlar hakkında yargıda bulunmak değil.
________________________________________

12 Eylül 1995 Freddie ve Laura

S: Merhaba.
C: Merhaba!

S: (L) Bu akşam kiminle beraberiz?


C: Dekorra.

S: (L) Neredensin Decorra?


C: Kasyopya.

S: (L) Bunu tahtada yapmayalı epey olmuştu ve sormak istediğim bir dizi önemli soru var. Bu akşam sorulara açık mısınız?
C: Evet.

S: (L) İlk olarak, şu anda Frank ve bende negatif nitelikte herhangi bir yapışık ruh var mı?
C: Hayır.

S: (L) Peki herhangi nitelikte yapışık ruhlarımız var mı?


C: Değişken.

S: (L) Bu gelip gittikleri anlamına mı geliyor, yoksa gelip gidebildikleri anlamına mı?
C: İkinci sorunun cevabı evet.

S: (L) Tamam. Şimdi, benimle irtibata geçen ve onlar için çeşitli şeyler yapmamı isteyen yeni insanlar var. Pek çok açıdan
pozitif bir girişim gibi görünüyor ama çok garip şeyler gerçekleşiyor ve ben de bu durumlara bildiğim en iyi şekilde
yaklaşıyorum. Bu durum hakkında ve şimdiye kadar bu durumlara yaklaşım şeklim hakkında sorular sorabilir miyim?
C: Evet.

S: (L) İlk sorum R__C__ isimli kadın hakkında. R__C__ temelde çok iyi fikirlere sahip ama onda olan biteni algılamasına
engel olan bir şeyler var. Peri masallarına inanmayı o kadar çok istiyor ki sonunda duygusal bir çaba içinde herşeyi birbine
karıştırıp hepsiyle birden uğraşıyor. Benim için sorun değil ama kendilerine bakamayan insanlarla uğraşmak benim için son
489
derece zor. Buradaki hikaye nedir?
C: İlgili herkes portal, dikkatli ol!! [kapı anlamındaki portal kelimesi, bu cümlede saldırı amacıyla manipüle edilebilecek
kişiler anlamında kullanılıyor, Ç.N. ]

S: (L) Dikkatli ol derken bu gruptan ayrılmam gerektiğini mi söylüyorsunuz?


C: Sana bağlı.

S: (L) Tamam, içgüdülerim...


C: Hatırla, ilk bağlantı neredeydi?

S: (L) İlk bağlantı mı? MUFON da mı?


C: Kim?

S: (L) M__ T__ mi?


C: Evet.

S: (L) Tamam..
C: Aura alanları aynı.

S: (L) Kimin aura alanı aynı?


C: İlgili kişilerin hepsinin; kişilik profili okumada benzerlikleri görmüyor musun? İncele, gözden geçir ve düşün!

S: (L) Hadi Frank birkaç soru sor. Bana yardım et! Kişilik profili mi? Yani konuyla ilişkili çeşitli bireylerin kişilik
profilleri!
C: Benzerlikler?

S: (L) O grupla ilişkili olan insanlar arasındaki benzerlikleri mi kastediyorsunuz?


C: Aural alanları tamamen aynı.

S: (L) Ve kişilik profilleriyle aura alanları benimle Frank'inkinden farklı mı?


C: Sen ne düşünüyorsun?

S: (L) Sen ne düşünüyorsun, Frank? (F) Neyden bahsettikleri hakkında hiçbir fikrim yok. (L) Profillerden, aural
profillerinden bahsediyorlar. Sanırım bir insanı okuma yöntemlerinden biri. (F) Evet, ama bence! (L) Bu, benimle Frank'in
çok farklı olduğumuz ve orada etkileşime girebileceğimiz kimse omadığı anlamına mı geliyor?
C: Öyle söyledik mi?

S: (L) Tabii ki hayır. Tamam başka bir şekilde ifade edersek, bu bir mayın tarlası ve bu alandan geçerken çok dikkatli
olmalıyız, öyle mi?
C: Uyarıldınız, bundan sonra ne yapacağınız size kalmış.

S: (L) Benimle bir anlaşma yapmak isteyen şu Barry adlı adam hep şunu, bunu yapacağını söylüyor. Gerçekten yapacak
mı?
C: Bunun cevabı kolayca ayırt edilebilir.

S: (L) Bunun cevabı kolayca ayırt edilebilir mi? Bu bizim için biraz zor... Yani sedece Howard Hughes tarzı bir adam
olabilir! Kolayca ayırt edilebilir... Başka bir deyişle yüzeyde görülen şey! Anlatmaya çalıştıkları şey bu olabilir mi?
Kolayca ayırt edilebilir...
C: Ona direkt olarak sor!

S: (F) İstiyorsan sen sorabilirsin... Ben istemiyorum! (L) Tüm bu etkileşimler içinde M__ neyin peşinde?
C: $$$$$$$$$

S: (F) Niye sadece "para"; demediler ki? (L)Yaratıcı olmayı seviyorlar.


C: Neşe.

S: (L) Neşelenmen gerek, Frank! Barry bütün bu etkileşimlerde ne istiyor?


C: Hoşlanılmak ve ihtiyaç duyulmak.
490

S: (L) R__C__ bütün bu etkileşimden ne istiyor??


C: M__ T__ ile aynı.

S: (L) Bülten konusu da dahil olmak üzere, Frank'in bu etkileşimlerden istediği şey nedir?
C: Ona sor, burada.

S: (F) Ne mi istiyorum? Hiçbir fikrim yok! (L) Ben tüm bu etkileşimlerden ne istiyorum? ...en derin, en karanlık yanlarımı
öğrenmek!
C: Bülteni amaçlarını gerçekleştirmenin bir aracı olarak görüyorsun.

S: (L) Peki amaçlarım nedir?


C: Savunduklarının öncüsü olmak.

S: (F) Bu doğru mu? (L) Belki. Tabii temel amacımın Kasyopya bilgilerini ortaya koymak ve bir anlamda "dünyayı
kurtarmak" olduğunu hissettim hep. (F) İşe yarayıp yaramayacağını sor. (L) İşe yarayacak mı?
C: Açık.

S: (L) Demek M__ para istiyor, Barry sevilmek ve ihtiyaç duyulmak istiyor. (F) Mantıklı görünüyor. (L) Bilgi yayma
amacına yönelik bir araç oluşturmak için bu insanların isteklerinden ve ihtiyaçlarından yararlanabileceğim doğru mu?
C: Ama acaba bu "araç" hiç bozulacak mı, veya "çamura saplanacak" mı? [Laura'nın notu: Olaylar geliştikçe, bu girişim,
çeşitli insanların birbirlerine saldırdıkları çok çirkin bir hal aldı ve ben de bültenin editörlüğünü reddettim.]

S: (L) R__C__'nin tanıdığı yayıncıyla bağlantıya geçip elimizdeki materyali bir kitap haline getirmemi tavsiye eder
misiniz?
C: Bu: 1. daha doğrudan, 2. daha az külfetli, ve 3. daha düşük potansiyel tehlikeli olmaz mıydı?

S: (L) Tamam, yani elimizdeki malzemeyi kitap haline getirmemiz...


C: Kendi içinde bunu düşündüğün için bu cevabı verdik.

S: (L) Elimizdeki materyalle çok ilgili olmayan, daha çok kişisel deneyimlerim hakkında düzenlemeyi planladığım
seminer... Bu seminerler, Kasyopya materyalini tanıtmada, çıkıp birşeyler yapmada iyi bir yöntem olur mu?
C: Seminer mi?

S: (L) Biliyorsunuz, Cumartesi gecesi Earth Angels kitapevinde yapacağım konuşma. Bu konuşmada, insanlarla temel
olarak deneyimlerimlerimiz hakkında, eşzamanlılık hakkında ve yaklaşan...
C: İyi niyetli bir kalabalık, ama yanıltıcı saldırılara açık.

S: (L) Bu semineri iptal etsem daha mı iyi olur?


C: Sana bağlı. [Laura'nın notu: İlgili kişilerin birbirleriyle olan etkileşim biçimlerini gördükten sonra semineri gerçekten
iptal ettim.]

S: (L) İptal etmezsem yaklaşık kaç kişi gelir?


C: 15.

S: (L) Onbeş kişi. Saldırılmaya değmez. (F) Ben olsam bu noktada iptal eder miydim bilmiyorum ve sana kalmış diyorum
ama iç güdülerim bu konuşmanın herhangi bir fayda sağlamayacağı yönünde. (L) Yani vaktimi harcamayayım diyorsun?
(F) Kadın seminer katılımcılarından ücret alacak, değil mi? (L) Hı hı. (F) Senin muhtemelen bundan toplam ne kadar elde
edeceğin de belli. (L) Evet, ve paranın sadece üçte birini alıyorum ve ayrıca bazı kişileri de ücretsiz olarak davet ediyor. (L)
Frank'in Barry'le ilgili değerlendirmesi doğru doğru mu?
C: Tohumu ektiğimizde ve seni "toprağı sürmeye" teşvik ettiğimizde elde edilen sonucu görüyor musun?

S: (L) Yani Barry temelde kredi yoluyla yaşıyor, öyle mi?


C: Açık.

S: (L) R__'nin ondan sürekli para istemesi doğru bir şey değil. Büyük ihtimalle kredisinden veriyordur. Şu anda ne kadar
borcu var?
C: Sizi ilgilendiren birşey değil. Bakın, dinleyin, öğrenin.
491

S: (L) Bence... O halde zamanımı bu insanlarla harcamak istemem. Birbirleriyle oyunlar oynayıp duruyorlar. (F)
Katılıyorum. Utanç verici birşey, ama bu da bir aldatmaca, bir tür saldırı. İnsanı çiçekli yoldan aşağı götürüp elini kolunu
bağlıyorlar, ilerlemeni yavaşlatıyorlar. Ve görünen o ki, sadece yayıncıyla temasa geçip işi bitirme fikrin mükemmel bir
fikirdi. (L) Pekala şimdi David Hudson'un kasedinde Felsefe Taşı dediği şeyle ilgili hızlı bir soru soralım. David Hudson'ın
keşfettiği bu madde nedir? Bu konuyla ilgili bir video izledik ve sizin de bizle izlediğinize eminim. Peki bu izlediğimiz şey
neydi?
C: Oradaki gelişmeleri sadece belli bir uzaklıktan izleyin.

S: (L) Bahsettiği bu maddeyi almak, düşündüğüm gibi tehlikeli birşey mi?


C: Muhtemelen.

S: (L) Yani diğer bir deyişle o işe de bulaşmasam daha iyi olur, öyle mi?
C: Sana bağlı.

S: (L) Bana bağlı olduğunu biliyorum, ama bunu belli bir mesafeden izlememi söylediniz, ve ben de bunun bir ipucu
olduğunu farz ediyorum...
C: Evet.

S: (L) Hislerime göre o poiztif bir insan olmaya ve pozitif çalışsa da, bu olayın ardında negatif bir enerji var, ve...
C: Bu çoğu durumda doğru!

S: (L) Bence buna benzer birşeyi alıp çalışma yapmadan bilincini dönüştürmek kara büyüdür. Böyle düşünüyorum. (F)
Fazla kolay... (L) Bence kendini hazırlamaya çalışmak ... (F) Hudson, yıllardır okuduğum çeşitli kaynaklarda söylenen
çeşitli şeylerin, biraz fedakarlıkta bulunmaya istekli herkes için mümkün olduğunu söylüyor ama tıpkı Hindistan'daki bazı
adamların yaptığı bu tür şeyler, bize eterik ve spiritüel olarak aşırı görünecek şeyler... (L) İsteklilik ve doğal kaderle
karşılaştırıldığında bu kadar fedakarlıkta bulunmanın da gerekli olduğunu sanmıyorum... (F) İsa bu altın tozunu aldı mı
mesela? (L) İsa bu altın tozundan aldı mı?
C: Hayır.

S: (L) Adolf Hitler bu tozu veya benzer birşey kullandı mı?


C: Evet.

S: (F) Bu çok berbat bir resim ortaya çıkartıyor değil mi? (L) Bu toz, bir kişiyi büyük iyilikler yapan çok pozitif bir varlığa
dönüştürmede kullanılabilir mi? Bunun doğru olduğunu sanmıyorum.
C: Veya bütün bir ırkı hipnotik itaat altına almak için kullanılabilir!!!!!!!!!!!

S: (F) Vay canına! (L) Suya koyabilirsin. (F) Veya "Cennet İksiri" diye bir reklam yapıp dünyadaki bütün büyük
şirketleri... Demek istediğim eğer birileri bu adamın bu şeyi tüm dünyaya dağıtmasına izin vermiş olmasaydı bu adam
çoktan duvara toslamıştı. Bu kasetleri yaymasına izin verilmezdi. Şüphelendiğim şeylerden biri buydu; eğer bu şey
gerçekten o kadar harikaysa neden engellenmedi... Bence mantıklı değil. Gerçekten iyi birşey olsaydı, birileri karşısına
çıkardı... Dünyayı 309 bin yıldır kimin yönettiğini hatırlarsak, bu adamlar arkalarına yaslanıp "Tamam bu altın tozunun her
yere yayılmasına müsaade edelim ve sonunda tamamen yenilelim" mi diyecekler? Hiç sanmıyorum! (L) Of, bu çok
korkutucu bir düşünce! Sizin orada olmanızdan ne kadar mutluyum bilemezsiniz!
C: Evet.

S: (L) Aman Tanrım! ... Şu anda bize söylemek istediğiniz bir şey var mı?
C: Aldığınız mesajlar üzerinde düşünün ve hoşçakalın. [Tartışma devam eder] (L) Çok teşekkür ediyoruz. (F) Aydınlanma
seviyesine ulaşınca ve artık beden içinde değilken kimsenin orgazma ihtiyacı yok, değil mi? (L) Sanırım yok. (F) Peki eğer
bu bir orgazm değilse neden orgazm olarak tanımlıyor? Demek istediğim, adam diyor ki: "Aynı şey değil. Harika, çok derin
hissediyorsun, daha saf" buna benzer şeyler söylüyor. (L) Doğru. (F) Saçmalık! Buna inanmıyorum. (L) "Keys of Enoch"
ile ilgili konuya da inanmıyorum çünkü direkt suçluluk duygusundan bahsederek başlıyor. (F) Seni yaramaz, seni
yaramaz... (L) Ve kötü adamlar dönüşüme uğramak zorunda. Demek istediğim bu insanlar bunun sonsuza kadar yukarı
doğru, içeri doğru, her yöne doğru giden tek yol olduğu gerçeğini kabullenemiyorlar. Karanlık ve Işık. (F) Doğru. (L) Olay
bu. (F) Şimdi, JD'nin bu kavramla ilgili bir sorunu yok gibi görünüyor. Kimsenin bunu anlamakla ilgili bir problemi yok,
ama bir şekilde hepsi bu maddenin iyi olduğunu düşündü ama ben ışık varlığı haline gelmek, aynı anda iki yerde olmak ve
tüm o mükemmel şeyleri yapmak için tüm yapman gerekenin bu tozu içmek olduğu fikrini benimsemiyorum. Mantıklı
gelmiyor. Bilirsin işte, yine bir kestirme yol. Ve aslında kestirme yol yok.
492
______________________________

6 Eylül 1995 F___, Laura, RC

S: (L) Merhaba.
C: Merhaba.

S: (L) Kiminle birlikteyiz?


C: Sorra.

S: (L) Neredensin?
C: Kasyopya.

S: (L) Bu akşam bir konuğumuz var. Ve diğer konulara girmeden önce sormak istediğim birkaç sorumuz var. İlk olarak,
M___ T___ ile ilgili tüm bu durum bana berbat bir his vermeye başladı ve onun ilişkili olduğu kitapevindeki konuşmamı
iptal ettim. Ama bana doğru şeyi mi, yoksa yanlış şeyi mi yaptığımı söylemeyeceğinizi bildiğim için, bu durumla ilgili
olarak şu anda görmediğim bazı sonuçlar olup olmayacağını öğrenmek istiyorum.
C: Sonuçlar?

S: (L) Yani, konuşmayı yapmam durumunda orada olacak olan ve iletişim kuracağım biri var mıydı? Benim için çok
tatsızlaşsa da, bu işe devam etmeyerek birşey mi kaçırdım?
C: Eğer tatsızsa, gitmeyerek neyi kaçırmış olabilirsin?

S: (L) Bazen çeşitli durumlara yönelik duygusal reaksiyonlarımızı kontrol edip nahoş şeyleri duygularımıza rağmen
yapmamız gerektiğini düşünüyordum. Bu doğru değil mi?
C: İçgüdülerinin yapısının farkındasın.

S: (L) Bana ne söylemeye çalışıyorsunuz? Ahmaklaşıyor muyum?


C: Diğerlerine her zaman ne söylüyorsun?

S: (L) İçgüdülerinizi dinleyin. Evet. İçgüdülerim bana o kitapevinin iyi bir yer olmadığını ve oradaki grubun da ilişki
kurmak için iyi bir grup olmadığını söyledi.
C: O halde sorunu yanıtladın, değil mi?

S: (L) Pekala. Dün gece TR aradı ve Çarşamba gecesi meditasyon sınıfında Kasyopyalıları doğrudan kanallamaya
başladığını söyledi. Yaşadığı deneyimle ilgili yaptığı tanımlama bana fazla fiziksel göründü. Fiziksel duyumlar yoluyla
bağlantı kurabiliyor musunuz? TR sizi, yani Kasyopyalıları veya benzer bir kaynağı mı kanallıyordu?
C: Biz o sırada başka bir "kanal" izliyorduk herhalde!

S: (L) Peki kanallanan kimdi?


C: TR'ye sor!

S: (L) SİZİ kanalladığını söyledi.


C: Birkaç celse sonra ona sor.

S: (L) Eğer biri bir kursa giderse ve meditasyon öğretmeni herkese bir aynaya bakıp gelen ilk şeyi kanallamasını söylerse,
bu durumda yaşanabilecek bir tehlike olabilir mi?
C: Belki, ama 3'üncü yoğunlukta herşeyde biraz tehlikle var.

S: (RC) TR'nin neyle bağlantı kurduğunu öğrenmen gerekiyor. Yüksek benliği miydi?
C: Daha sonra ona sorun.

S: (L) R___'nin birkaç sorusu var... uygun mu?


C: Her zaman.

S: (RC) Birkaç kişisel ve birkaç kişisel olmayan sorum var.


C: Ayırma, bu sınırlandırıcı!!!
493

S: (RC) Tamam. Eğer Aramice eski İbraniceyse, bu dil Atlantis'te konuşulan dil miydi?
C: Hayır.

S: (RC) Bu dili Dünya'ya Huvid'ler (ç.n.: Hoovids) mi getirdi?


C: Hayır.

S: (RC) Zohar'ı biraz inceledim; bu, ateşten harflerin eski hafızayı ateşleyeceği ve gerçeği yüzeye çıkaracağı anlamına mı
geliyor?
C: Bunlar "mezhep düşünce kalıpları."

S: (RC) Zohar'da ve Eski Ahit'te çoğu yerde "Tanrı" kelimesi dişi formda kullanılıyor. Bu Cennetin Kraliçesi'ni mi
gösteriyor... yani İsis?
C: İsis bir öncü.

S: (RC) Nasıl yani?


C: Sınır dönemler boyunca kültürlerin dönüşümüne öncülük eden enerji kalıplarının bir simgesi.

S: (L) "Jesus" (İsa) kelimesi İsis veya Zeus'tan mı türüyor?


C: İkisi de değil, Jesus sadece takılmış bir ad.

S: (RC) Kastettiğiniz şey nedir? Koruma için bu isimle dua etmemiz gerekmiyor mu?
C: Kanal uygun bir şekilde yapısını oluşturduktan sonra koruma için dua gerekli değil!

S: (RC) Yakın zamanda çıkan, Maxwell prodüktörlüğündeki "The Prophecy" (Kehanet) filmi... Bu prodüktör ışığın
tarafında mı, ve dünyaya bu holografik görüntüyü göstermenin ardındaki amaç nedir? Film insanları Kutsal Savaş
gerçekliğine mi uyandıracak? Ve bu film yoluyla kimin mesajı aktarılıyor?
C: Çok sayıda soru, birbirine geçen düşünce kalıpları.

S: (RC) Bu filmle hangi tarafın mesajı aktarılıyor?


C: İç güdülerin sana ne söylüyor?

S: (RC) İçgüdülerim bana her iki taraf diyor...


C: Doğru.

S: (RC) Sadece filmin arkasında herhangi belirli bir gücün olup olmadığını...
C: Biz mi?

S: (L) Onaylıyor olmayabilirler...


C: İçgüdülerin sana ne söylüyor???

S: (RC) Düşen melekler hakkındaydı. Lusifer???? (L) Kasyopyalıların Lusifer'in kim olduğuyla ilgili söylediklerini okudun
mu? (RC) Düşen meleklerden biri mi? Işık meleği? Üzerinde duracak çok şey var....
C: Bazı şeyleri cevaplayabilmemiz için, başka şeyleri sormanız gerekiyor.

S: (L) Cennette melekler arasında başka bir savaş mı olacak?


C: Varsayımlarınızla ilgilenmek eğlenceli.

S: (L) Meleklerin olduğunu ve savaştıklarını varsayıyorsun. (RC) Mecazi bir anlamda.


C: Ve bir "cennet" olduğunu varsayıyorsun.

S: (RC) Evet. Cennet diye birşeyin olmadığını mı söylüyorsunuz? Buna inanmıyorum. (L) 5. yoğunluk var. (RC) Anlamsal
bir tartışmaya giriyoruz.
C: "Cennet" daha ziyade bir kavram. ...

S: (L) B___ isimli kişi.... [planşet hareket etmeye başlıyor]


C: Sadece enerji veriyoruz. Sor... sor!
494
S: (L) Tamam, soruyorum! B___ bir varlığın tesiri altında mı?
C: Belirsiz soru.

S: (L) B___'de yapışık bir bedensiz varlık var mı?


C: Geçici.

S: (L) Ciddi bir 5. yoğunluk veya şeytani varlık tesiri durumu var mı?
C: [Dönüyor] Hayır.

S: (L) Peki B___'nin sorunu nedir? R___ hakkında neden böyle korkunç şeyler söylüyor?
C: Uygun değil.

S: (L) Sormam mı, cevaplamanız mı? Bu konuda doğru şeyi mi yaptım?


C: Varolan herşey / tek şey derslerdir.

S: (L) Görünüşe göre bu bir dersti. Sanırım benim onun hakkında kişisel şeyler sormam uygun değil. Senin doğrudan
kişisel olarak ilgili olduğun bir durum olduğu için belki senin sorman uygundur. (RC) B___ casus mu?
C: Casus mu? Tanımla lütfen.

S: (RC) B___ Gri uzaylıların bir casusu mu?


C: Grilerin çalışma tarzı ve teknik hususları hakkında bilgin var mı???

S: (RC) Evet. B___ karanlık güçler tarafından kullanılıyor mu...


C: Anladığını tanımla....

S: (RC) İmplantlar yoluyla casusluk yapıyorlar, yoksa CDROM'lar mı demeli? O bilgi topluyor ve sonra onlar da o bilgileri
ondan download ediyorlar, öyle değil mi?
C: Yani bilinçsiz manipülasyon.

S: (L) Peki gerçekten öyle mi?


C: Şimdi lütfen durumu nasıl okuduğunu bize açıkla.

S: (RC) Bence B___ onlar tarafından hem bilinçli, hem de bilinçsiz olarak kullanılıyor. (L) Benim sorum bu faaliyetin
amacının ne olduğu olurdu.
C: Bir kerede bir adım!

S: (RC) CIA ajanı mı?


C: Varsayımlar hakim!

S: (L) Belki varsayımların nedeniyle bilgi aktarımında zorluk yaşıyorlardır. (RC) CIA ajanı olduğunu sanmıyorum.
C: Önemli husus bu değil.

S: (RC) Önemli husus nedir?


C: CIA mi?

S: (L) Düşünülmesi gereken başka şeyler varken CIA'yi düşünmenin anlamsız olduğunu mu kastediyorsunuz? (RC)
B___'nin benim hayatımda yaptığı herşey neden belaya dönüştü?
C: Bunlar düşünmeyi sağlayan sorular; düşünme analiz sağlıyor, analiz çıkarımlar sağlıyor, çıkarımlar bilgi üretiyor ve
bilgi de korumayı güçlendiriyor!!!

S: (RC) B___ bu durumdan kurtulacak mı, yoksa hayatının geri kalanını bu karanlıkta mı geçirecek?
C: B___'ye bağlı.

S: (RC) Beni incitmek için başka şeyler yapacak mı?


C: Öğreniyor musun? Öğreniyorsan bilgini arttırıyor musun?

S: (RC) Bunu biliyorum ama başıma başka belalar açıp açmayacağını bilmek istiyorum. (L) Eğer kendini korumanı
sağlayacak bilgiye sahipsen, onun ne söyleyeceğinin ne önemi var ki? (RC) Sanırım bu konuyu daha fazla uzatmanın bir
495
anlamı yok...
C: Ağ çalışması içinde olun. (ç.n.: kasyopyalıların 4. yoğunluğun anahtar kelimelerinden biri olduğunu söylediği ve bazı
durumlarda "ağ çalışması yapma" olarak çevirdiğim "network" veya "networking" kavramı, bireylerin iletişim,
destekleşme, bilgi ve görüş paylaşımı ve dayanışma içinde olma durumunu ifade ediyor gibi görünüyor.)

S: (RC) Nazi Almanyasında yaşadığımı ve deney için kullanılan çocuklardan biri olduğumu öğrendim. Ayrıca bana bunu
kendim seçtiğim gösterildi. Bunun nedenini öğrenmek istiyorum. (L) Bu sana nasıl gösterildi? Bir rüyada mı? (RC) Pek
çok rüyada ve çeşitli medyumlar bana bunu anlattı...
C: Öğrenme en iyi, öğrenci başkaları tarafından sınırlanmadığı zaman gerçekleştirilir.

S: (L) Ne demek istiyorsunuz? Sanırım çenemi kapatmam gerekiyor.


C: Ne sanıyorsun? "Çeneni kapatmanı" istemiyoruz, sadece maksimum öğrenme için faydalı tavsiyelerde bulunuyoruz.

S: (RC) Pekala, bunu pek çok farklı kaynaktan BİLİYORUM. Hepsini açıklamam gerekmiyor... sadece nedenini bilmek
istiyorum. Ve DNA'ma müdahale edildiğini biliyorum ve bu durumun şimdiki bedenime taşınıp taşınmadığını, onarılıp
onarılmadığını öğrenmek istiyorum.
C: Fiziksel tezahürler normalde yalnızca ruhsal beden üzerinden taşınır ve ilerleme amaçlı bir keşif sürecinin parçasıdır.
Ruh tarafından 5. yoğunluktaki derin düşünce sürecinde seçilir.

S: (RC) Yani bu hayatımda fiziksel olarak yaşadığım şeyler, daha önce olmuş olanların farkına varmamı mı sağlıyor?
C: Temel olarak.

S: (RC) Nazi Almanyasındaki son hayatım sırasında bana karşı çok koruyucu olduğu söylenen bir kadın vardı. Bu
hayatımda bu ruhla tekrar karşılaştım mı?
C: Hayır.

S: (RC) Anne veya kızkardeş miydi?


C: İkisi de değil.

S: (RC) Akrabalık bağımız var mıydı?


C: Hayır.

S: (RC) Onunla karşılaşacak mıyım?


C: Bekle ve gör!

S: (RC) F___ ve Laura'yla herhangi önceki bir yaşamdan ilişkimiz var mı?
C: Keşfet.

S: (L) R___'yi Almanya'daki geçmiş yaşamımdan tanıyor muyum?


C: Belki.

S: (L) Herhangi uyumluluklar olup olmadığına bakmak için astrolojik haritaları inceliyordum ve pek çok uyumluluk vardı.
(RC) Astrolojiye göre bu bir geçmiş yaşam bağlantısını gösteriyor. Ayrıca Mısır'da da birşeyler olduğunu hissediyorum.
C: Kimdin?

S: (L) Ben mi?


C: Evet.

S: (L) Alman bir kadındım... (RC) Mısır'ı merak ediyordum?


C: Ama hala Almanya'dayız!

S: (L) Tüm bildiğim intihar ettiğim, sanırım adım Helga'ydı...


C: Kocan kimdi?

S: (L) Bilmiyorum. Yahudiydi. Varmak istediğiniz nokta bu mu?


C: Tamam. Çocukların kimdi?

S: (L) O zamanki kocam, yıllar önceki erkek arkadaşım mıydı, G___ M___?
496
C: Önemli bir husus değil.

S: (RC) Çocuklarının kim olduğunu sordular. Acaba senin çocuklarından biri miydim?
C: Keşfet.

S: (L) R___'nin o hayattaki adı neydi?


C: Keşfet dediğimiz zaman, bunu öğrenmek için verilmiş yeteneklerini kullanmanı kastediyoruz, yolun her adımında
elinden tutarak götürmemizi değil. Bunu yapmamız durumunda seni bir bilgi edinme ve daha da önemlisi anlama
fırsatından etmiş oluruz. Ve özgür iradeni sınırlamış oluruz!

S: (RC) Adım Rachel miydi?


C: Geçmiş yaşamları nasıl incelersin?

S: (L) Hipnoz.
C: Bingo!

S: (RC) Demek hipnoza ihtiyacım var? Hipnoz durumuna sokulabilir miyim? (L) Eminim sokulabilirsin. F___'ye ve bana
daha önce geçmiş yaşamlarımızdan bahsetmiştiniz...
C: Çünkü o zamanki koşullar aynı değildi.

S: (L) Efsanelerde ve yakın zamandaki çeşitli popüler kitaplarda bahsedilen "Kuş Kabileleri" kimler?
C: Değişken.

S: (RC) Huvidler kim?


C: Gezegenlerarası.

S: (RC) Huvidler bildiğimiz İbraniler mi oldular?


C: Hayır. İbraniler tek bir gruptan gelmiyor.

S: (L) İbraniler ayrı bir ırksal bir grup mu veya geçmişte öyle miydiler?
C: Öyle sayılmaz.

S: (L) İbrani Halkının kökeni nedir?


C: Genetik inşa.

S: (L) Bu genetik inşayı kim yaptı?


C: Tahmin edin.

S: (L) Atlantisliler mi?


C: O kadar basit değil.

S: (L) Kertişler mi?


C: Ortak çalışmaya ne dersiniz?

S: (RC) Siryuslular ve Pleyadesliler mi?


C: Uzaklaşıyorsunuz.

S: (L) Oryon Birliği mi?


C: Evet, ama Komuta Zinciri'ni de katın. Size eşlik eden 2'inci yoğunluk varlıklarını kontrol altında tutma biçiminiz.

S: (L) Pleyades'te gerçekten canlıların yaşadığı gezegenler var mı?


C: Evet.

S: (RC) Peki Siryuslular?


C: Evet.

S: (L) Pekala, İbranileri Oryonlar yarattı. Bu genetik türün yaratılma amacı neydi?
C: Manipülasyon.
497

S: (L) Yahweh kimdi?


C: Sahte öğretmen.

S: (RC) Yehova kimdi?


C: Önceki yanıttakinin farklı bir isimlendirmesi.

S: (L) Peki İbrani genetik manipülasyonunun istenen sonucu neydi?


C: Güvensizlik ve düşmanlık yoluyla kölelik ve savaşların yaratılması ve böylece daha fazla kontrol.

S: (RC) Tetragramaton hangi ismin bir kodu...


C: Ayrıca 3'üncü yoğunluktan 4'üncüye yenilenen ve güçlendirilen "besin aktarımı."

S: (RC) Tetragramaton, Eski Ahit'te Tanrı'nın adının bir kodu. Bu kod kimi veya neyi temsil ediyor?
C: Eski metinlerin aldatıcılıklarına yakalanmamaya dikkat et, ama "Ben O'yum" anlamında kullanılıyor.

S: (RC) "Ben O'yum." Araştırmalarıma göre bu aynı zamanda "İsis"in bir diğer adı. Zecharia Sitchin'in bahsettiği "doğum
tanrıçaları" hakkında soralım. (L) "Doğum tanrıçaları" diye birşey var mı?
C: Ağır olun, daha şimdi ne tavsiyede bulunduk???

S: (RC) Eski metinlerin aldatıcılıklarına yakalanmama mı? (L) Daha önce bunu sormuştuk ve bunun, eskilerin genetik
deneyleri tanımlama yollarından biri olduğunu söylediler. (RC) Pekala, İbranice cinsiyet tanımlayıcıları bakımından
oldukça spesifik bir dil. Eski Ahit'te Tanrı'nın adları arasında hem erkek, hem de dişil ifadeler var. Neden?
C: Neden olmasın? Birşey işe yarıyorsa, kullanırsın.

S: (L) "Ben O'yum" dişi bir güç mü?


C: Cinsiyet sınıflamalarına takılmış görünüyorsun canım. Bu anlaşılabilir birşey, ama bir açıklama için kendini hazırla,
çünkü başka yol yok gibi görünüyor. 5'ten 7'ye kadarki yoğunluk seviyelerinde düalite/ikilik yoktur. "Tanrı Gücü" 7'nci
yoğunluktan "aşağı doğru" yayılır ve tüm yoğunluklara işler. Düaliteyle ilgili hiçbir sınıflama tanımaz, çünkü mükemmel
bir şekilde harmanlanmıştır ve bu nedenle sürekli dengededir.

S: (RC) Ama orijinal metinlerde cinsiyet tanımları var?


C: Doğru, ama orijinal metinler de yanıltıcı nitelikte.

S: (RC) Kaç dünyadışı melez çocuk için kullanıldım?


C: Bu soruyu yanıtlamamız için mevcut öğrenme yolunu değiştirmen gerekirdi, o yüzden bu sorunun ertelenmesi
gerekiyor.

S: (RC) Meditasyonlarımda bununla ilgili bazı farkındalıklar edindim, o yüzden belki bana yardımcı olabilirler. Son
meditasyonlarımda aklıma takılan İbranice isimler verildi; kelimelerden biri "hükümet", bir diğeri de "devlet" veya
"siyaset" anlamıne geliyor. Bu, siyaset içinde veya devlet için çalışmam gerektiğini mi gösteriyor? Hangi devlet? Bu benim
kaderim mi?
C: Bir kez daha, bunun yanıtını biliyoruz, ama öğrenmek için keşfetmene izin vermemiz gerekiyor.

S: (RC) Hizmete mi çağrılıyorum? Dünya'daki bir devlet mi, yoksa...


C: Yorumlardan biri, fakat tek yorum değil. Unutma, "devlet" çok belirsiz bir ifade, ve rüyalar yol bulmada yardımcı
olabilir ve rüyalar uyarıcı olabilir!!!

S: (RC) Dünya'da kaç hayat yaşadım? Cevabı biliyorum, biri söyledi, ama sadece bilmek istiyorum...
C: 87.

S: (RC) 445 değil mi? Gerçekten mi? Yani bu gezegenden değil miyim?
C: Sayıyı arttırmamızı mı istiyorsun?

S: (RC) Demek aslında bu gezegenden değilim?


C: Nihayetinde kimse değil. Hatırla, sonsuzsun, birden üçe kadarkiler değil.

S: (L) R___ 3'üncü yoğunlukta başka gezegenlerde başka yaşamlar geçirdi mi?
498
C: Keşfet.

S: (RC) Avuç çizgilerime dayalı olarak Dünya'da 445 yaşam geçirdiğim söylenmişti. Aradaki fark çok büyük. (L) El
falından bahsettiğine göre bunun F___'nin uzmanlık alanı olduğunu hatırlatayım. Rastlayabileceğin en yetenekli el
falcısıdır. (F) Hemen söyleyeyim, avuç çizgilerinden geçmiş yaşamlar hakkında hiçbir şey okuyamazsın. (RC) O kadın öyle
dememişti. Sol el geçmiş, sağ el şimdiki zaman. Ve yanlardaki çizgiler bir ağaç gövdesindeki yaş çizgileri gibi. (F) Hayır.
Açıklayayım... [el falı tartışması için mola]

S: (L) R___'nin Arizona'ya taşınma planları var ve bunun için bazı hazırlıklar yaptı. Oraya vardığında kitabını yazabilecek
mi ve yayımlamayı başarabilecek mi?
C: Açık.

S: (RC) Bana bağlı. (L) Doğru evi bulabilecek mi?


C: Açık.

S: (L) Genel bir bilgi olarak, M___ T___'nin tayfasıyla, yani B___, J.D., D___, H___, R___, B___ ve diğerleriyle olan
etkileşimin amacı neydi?
C: Bu konuda bazı sezgiler edindin.

S: (L) R___'de yapışık ruh var mı?


C: Keşfet.

S: (L) R___ bir medyuma gitti; C___ U___. Yapışık ruh çıkarması yaptırdı. Başarılı mıydı?
C: Bunu yanıtlamamızı neden istiyorsun?

S: (L) Üzerinde durulabilecek iyi bir konu gibi göründü; faydası olabilir diye düşünmüştüm.
C: Keşfet.

S: (RC) İçimden çıkan üç sümüklüböcekle ilgili rüya neyi gösteriyordu? Bu üç sümüklüböcek B___, B___ ve M___ miydi?
C: Bireylerden ziyade enerji kalıbı özü.

S: (RC) Hala yapışık ruh çıkarmasına ihtiyacım var mı?


C: Evet.

S: (RC) Kaç kez kaçırıldım?


C: 20.

S: (RC) Bunların çoğu çocuklukta mıydı, yoksa daha yakın zamanlarda mı?
C: Her ikisi.

S: (L) Sonuncusu ne zamandı? (RC) Son 8 yıl içinde mi?


C: Evet.

S: (RC) Yani çoğu son 8 yıl içinde mi oldu?


C: Hayır. Sadece en son olanlar.

S: (L) Neden onu diğer duyduklarımızdan daha az kaçırdılar?


C: Daha az mı?

S: (L) Bazı kişilerin kaçırılma sayısı çok daha fazla görünüyor ve 20 çok görünmüyor.
C: Kaçırılmaların pek çok türü var.

S: (L) Geçen gece rüyamda evlendiğimi gördüm; çok büyük bir parti, dans, limuzin falan vardı... çiçekler, mutluluk.
Rüyamda evliliğin 14'ünde Cumartesi günü veya 13'ünde Cuma günü olacağını söyleyen bir ses duydum. Bana bu rüya
hakkında söyleyebileceğiniz herhangi birşey var mı?
C: Hayır.

S: (L) Başka soru? (RC) Sormayacağım çünkü duymak istediğimi gerçekten yanıtlamadılar. Geçmiş hakkında 3 sorum var.
499
Fransız Devrimi'ndeki rolüm neydi? Orada bulunduğumu biliyorum çünkü buna dair birkaç şey gördüm.
C: David H___ kim?

S: (RC) David benim ilk aşkım. H___ adının önemi nedir? Fransa'daki ismim bu muydu?
C: David'in asıl adı H___'ydi.

S: (RC) Güney Afrika'daki ilk erkek arkadaşımdı. Şimdi adı Harris.


C: Hayır, ismini değiştirdi.

S: (L) Fransız Devrimi'yle ilişkisi nedir? (RC) Orada o da vardı değil mi?
C: Ele almayı seçtiğimiz konu etrafında güçlü bir dalga kalıbı algılıyoruz, o nedenle sorularınızı yarıda kestik!

S: (L) Tamam, başka birşey?


C: İsrail'deki Moshe.

S: (RC) İsrail'deki Moshe kim?


C: İsrail'deki Moshe.

S: (RC) İsrail'de bir sürü Moshe var! Bu bildiğim veya tanıştığım biri mi?
C: Evet.

S: (RC) Bu eski kocamla mı ilgili?


C: Belki. Emin değiliz. İsrail: seni fiziksel ortamda grilerle birlikte gördü, hafızaya eriş, Moshe de.

S: (L) David H___'nin bir kaçırılma sırasında R___'yi gördüğünü mü kastediyorsunuz?


C: Hayır. İsrail. Kaçırılma deneyimi ile ilgili bir diğer bağlantı.

S: (L) Belki de İsrail'de kaçırıldın ve bu insanları fiziksel olarak orada gördün... ve bu insanlar da kaçırılmaya şahit oldu...
C: Hayır. David başka yerde.

S: (RC) Bu David benim eski erkek arkadaşım olan David mi?


C: Evet.

S: (RC) Ve Fransız Devrimi'nde birlikte olduğum kişi.


C: Belki.

S: (RC) Onu tekrar görecek miyim?


C: Açık.

S: (RC) Onunla birlikteyken kaçırıldım mı?


C: Evet, ama İsrail en büyük kaçırılma.

S: (L) R___ David'le birlikteyken kaçırıldı, ama en büyük kaçırılmayı İsrail'deyken mi deneyimledi? (RC) Onunla İsrail'de
de bulunduk... Ve Güney Afrika'da da.
C: David'le birlikte kaçırılma Güney Afrika'daydı.

S: (L) En büyük kaçırılma İsrail'deydi derken neyi kastediyorsunuz?


C: Fiziksel kaçırılma.

S: (L) Hayatının en büyük kaçırılma deneyimi anlamında mı en büyük?


C: Evet.

S: (RC) Sinai Dağı'nda mıydı?


C: Hayır.

S: (RC) Orada bir beden dışı deneyim yaşadım. Çölün içinde mi?, Negev'de mi?
C: Evet.
500
S: (L) Bu kaçırılma sırasında ona ne yapıldı?
C: Açık.

S: (L) Kaçırmayı kim gerçekleştiriyordu?


C: Griler.

S: (RC) Hamile kaldığım zaman mıydı?


C: Evet.

S: (L) Kaç kez hamile kaldın? (RC) Beş, sanırım. Kaç kez?
C: Açık.

S: (RC) Bu mantıklı, çünkü migrenlerim Güney Afrika'da başladı... Bekaretimi Negev'de kaybettim... demek beni
kaçırmaya da o zaman başladılar. Tamamen seksle ilgili, değil mi?
C: Evet.

S: (RC) Ve birlikte olduğum adam öldü... (L) İlginç... Pekala, konuyu değiştirelim. Oak Adası'ndaki çukurdan bahsederken
benden bu konuda bazı araştırmalar yapmamı istemiştiniz ve elde ettiğim sonuçlara göre bu işin sorumlusu simyacılardı.
Doğru mu?
C: Evet.

S: (L) İlgili simyacılardan biri Nicholas Flamel miydi?


C: Evet.

S: (L) Pireneler'de bir yerde yaşayan, dışarıya kapalı bir grup simyacı olduğu doğru mu?
C: Evet.

S: (L) Bu, önceki bir celsede "Quorum" olarak bahsettiğiniz grup mu?
C: Kısmen.

S: (L) Bu simyacılar ömürlerini ve fiziksel sağlıklarını arttırmak için David Hudson'un bahsettiği gücü mü kullanıyorlar?
C: Ve kontrol için.

S: (L) Bu kapalı gruptaki insanlar resmen yüzlerce, hatta binlerce yıl yaşıyor mu?
C: Açık.

S: (L) Bu monoatomik altın diğerlerini nasıl kontrol ediyor?


C: Bu gece yanıtlamak için çok karmaşık, çünkü enerji azalıyor.

S: (L) İyi geceler dememiz mi gerekiyor?


C: Evet, iyi geceler.
__________________________________

24 Eylül 1995 F___, Laura, SV, RC, SB

S: Merhaba.
C: Merhaba. Dinliyorduk.

S: (RC) Kimsiniz??
C: Vorra.

S: (L) Neredensiniz?
C: Kasyopya'daki yayın kaynağı yoluyla bağlantı kuruyoruz.

S: (L) Pekala, bir yıl önce Quorum'dan bahsetmiştik ve ben pek birşey anlamadım. Şimdi, bilmek istediğim şey, son iki
haftada bu grupla ilgili olarak edindiğim anlayışın...
C: Yeniden incelemeye ihtiyacın var.
501

S: (L) Tamam.
C: Sadece "Quorum" hakkında değil, pek çok önemli konu hakkında. Ve eğer sizin için sakıncası yoksa bu gece biraz
serbest akışlı bir enerji istiyoruz. Yani uygun olduğunda sorularınızın dışına çıkabiliriz. Fakat bir soru sorma yoluyla süreci
sizin başlatmanız gerekli olabilir.

S: (L) "İskoç Meselesi" dediğim şeyi merak ediyorum. Neden herhangi bir komplo konusu hakkında birşeyler
araştırdığımda her zaman İskoçya veya İskoçlarla ilgili bir bağlantı çıkıyor gibi görünüyor?
C: "Keltik", bu ne anlama geliyor?

S: (L) "Kilt" (ç.n.: iskoç eteği) kelimesi "Keltik"ten geliyor ama anladığım kadarıyla kimse bu kelimelerin kökenini
bilmiyor. Bu insanlar bir anda ortaya çıkmış gibi görünüyor.
C: Aynen öyle!

S: (L) Anlatacak mısınız?


C: Hayır, henüz değil.

S: (L) Demek ilginç bir bağlantı var! (RC) "Savaşçı ırk" anlamına mı geliyor?
C: Öyle tercih ediyorsan! "Kuzeyli İnsanlar"la her zaman yakın ilişkimiz oldu. Neden? Çünkü Oryon KH tarafından
Dünya'ya getirilmeden önce Kantek'te onlarla düzenli ve doğrudan temas içindeydik.

S: (L) Onlarla doğrudan temas halinde idiyseniz, neden Oryon KH'yle işbirliği yaptılar?
C: Onlarla işbirliği yaptıklarını kim söylüyor?

S: (L) Oryon KH tarafından kurtarılmadılar mı?


C: Evet. Ama kurtarılmak için işbirliği içinde olmak gerekmez!!!

S: (L) Eğer Keltleri buraya Oryon KH getirdiyse, onları buraya kendi amaçları için getirmiş olmalılar, değil mi?
C: Temel olarak, ama yeniden inceleme yapma ihtiyacın da buradan doğuyor. Size verdiğimiz karışık sıralamalı bilgileri
kanallama, özümseme ve analiz etme ve hepsini karıştırma nedeniyle, sahip olduğun bilgi temelinde bazı boşluklar var.

S: (L) Tamam, sorunum nedir?


C: Harika ilerliyorsun canım ama bu şekilde yeterli kavrayışı elde etmekte zorlanıyorsun çünkü gerçeğe dönük doğal güdün
seni sabırsızlaştırıyor ve bu yüzden boşlukları basit mantık yürütme ve varsayımlarla doldurmaya eğilimlisin. Bu mantık
yürütme ve varsayımlar genellikle doğru olmakla birlikte, seni asıl keşif noktandan ileriye atlamaya sevk ediyor.

S: (L) Pekala, başa dönelim: Quorum, David Hudson'un "monoatomik altın" dediği "yaşam iksiri" olarak tanımlanan
maddeye sahip simyacı insanlardan mı oluşuyor?
C: Ve çok, çok daha fazlası! Monoatomik altın burada yalnızca küçük bir husus. Neden sadece bunun üzerinde odaklanarak
hedeften sapıyorsun? Bu "Batman"in uçabaildiği gerçeği üzerinde odaklanmaya benziyor! Hikayede Batman'in yapabildiği
tek önemli şey uçmak mı?

S: (L) Elbette değil! (R) Batman suçla savaşıyor!


C: Kastettiğimiz şey simyanın yapbozun parçalarından yalnızca küçük bir tanesi olduğu.

S: (L) Tamam anlıyorum. Ama simya bağlantısını ve onun hayatı uzatma ve belirli yetenekleri ortaya çıkarma potansiyelini
anlamak, binlerce yıldır dünyada varolmuş bir grubu anlamayı kolaylaştırıyor.
C: Sadece onlar değil!

S: (L) Ou! Bir solucan kutusunu açtığımı biliyordum!


C: Kökene gidelim.

S: (L) Köken nedir?


C: Sizi kim veya ne yaptı?

S: (RC) Yaratıcı. (L) Baş Yaratıcı.


C: Nasıl? Ve Baş Yaratıcı kim?
502
S: (L) Sanırım herşey.
C: "Baş Yaratıcı" sizsiniz.

S: (L) Evet, olduğumuzu biliyoruz... (RC) Yaratıcıyız, ama Baş Yaratıcı değiliz...
C: Baş Yaratıcı sizin İÇİNİZDE ortaya çıkıyor.

S: (L) Pekala, kökende Baş Yaratıcı var.


C: Ama... İkincisi kimdi?

S: (RC) Tanrı'nın Oğulları mı? Elohim mi?


C: Onlar kim? Hatırlayın, çeşitli efsaneleriniz "bir örtüden gördüğünüz" şeyler.

S: (L) Tamam, ikincil yaratıcılar bizimle doğrudan etkileşenler mi?


C: Evet.

S: (L) Bilgiyi keşfetme güdüsünün kaynağı bu mu?


C: Temel olarak, ama adım adım gidelim.

S: (RC) Peki, Keltlere dönecek olursak, Pleyadesliler Keltleri buraya getiren ikincil yaratıcılar mıydı?
C: Söylediğimiz şeyi tekrar incele!

S: (L) Oryonlar dediler. İkincil yaratıcılarımız Oryonlar mı? (RC) Onları getirenlerin Pleyadesliler olduklarını okumuştum.
Ve İbraniler de aslında Siryus'tan getirilen Huvidlerdi.
C: Şimdi sizin için bir şok edici geliyor... bir gün, 4'üncü yoğunlukta, yeterli bilgiye sahip olduğunuzda, 3. yoğunluk
evrenini tohumlama geleneğini ve görevini sürdürmek soyunuzun bir misyonu olacak!!!

S: (L) Eğer Keltleri buraya Oryon KH getirdiyse, Keltlerin Kantek'teki formları şu anda olduğu gibi miydi?
C: Görünüş olarak daha açık renkliydiler.

S: (L) Diğer bazı celselerde Sami halklarının Atlantislilerinin kalıntıları olduğunu söylemiştiniz, ama hiçbir benzerlik...
C: Yavaş!! Durun bir saniye, bulunduğumuz yerden çok ileriye atlamayalım. R___'nin söylediği şey tam olarak gerçek
değildi. Hatırlayın, elenecek çok dezenformasyon var.

S: (RC) Gerçek olmayan ne söyledim?


C: 3'üncü ve 4'üncü yoğunluk evreninizin bu kısmında, özellikle sizin "galaksinizde", İnsan tipinde varlıkların tek tabii
mekanı Oryon olarak bilinen bölgedir... bunun üzerinde düşünün! Tek yer değil, doğal merkez üs. Yeniden incelemeye en
çok ihtiyaç duyduğunuz şey, "dünyadışı varlık" verilerinizde doğru bir profil oluşturmak.

S: (RC) Ben insanların Lyra'da tohumlandığını ve sonra orada bir savaş olduğunu ve sonra da insanların kendilerini
Oryon'da bulduğunu düşünüyordum.
C: Lyra'da kalan yok. Tüm yerlerde evler olmuştur, fakat bazıları geçicidir ve bazıları ise değildir. Oryon'u dikkatle
inceleyin! Bu sizin soyunuzun evi ve nihai hedef konumunuz. Şimdi Oryon'un mutlak doğru profili geliyor: Samanyolu
galaksisinin en yoğun nüfuslu bölgesidir! 3'üncü ve 4'üncü yoğunluk alanına, onunla aranızdaki mesafe kadar geniş bir
ölçekte yayılan bir bölgedir. Bu bölgede iskan edilen 3444 gezegen var. Bazıları sizin bildiğiniz gezegenler. Bazıları yapay
olarak inşa edilmiş gezegensiler. Bazıları boşlukta süzülen ev-gemiler. Ve bazıları da "uydu"lar. 2'nci, 3'üncü ve 4'üncü
yoğunlukların tümünde birincil evler, seyahat istasyonları ve kuluçka laboratuarları var. 5'inci ve 6'ncı yoğunluklarda
denetim bölgeleri var. Yaklaşık yarısı BH ve yarısı da KH. Başka yerlerdeki diğer pek çok kolonilerle birlikte, çeviri olarak
Oryon Federasyonu deniyor. Oryonlar, Grileri sibergenetik varlıklar olarak 5 türde yarattı ve onları Zeta Retikuli 1, 2, 3 ve
4'e ve Barnard Yıldızı yörüngesinde dönen 2 gezegene yerleştirdi. Sürüngenimsiler de (ç.n.: reptilians / kertişler) 4'üncü
yoğunlukta Oryon bölgesindeki 6 gezegende kalıyor ve Oryon KH'nin köleleri ve hatta bazı durumlarda evcil
hayvanlarıdır!!! "Oryon" adı bu bölgenin gerçek yerel adıdır ve bu ad dünyaya doğrudan getirilmiştir. Paralellikler için
"tanrı" Oryon efsanesini inceleyin.

S: (L) Oryon KH, şu kötü şöhretli kırmızı kafalı Nordik dünyadışılar mı?
C: Evet, ve diğer tüm hümanoit kombinasyonlar.

S: (L) Eğer bu, Nordik tiplerle başladıysa ve diğer hümanoit kombinasyonların kaynağı da buysa, insan varlıkları için hangi
genetik kombinasyonlar kullanıldı? Örneğin Zenciler / Siyah insanlar "Nordiklere" hiç benzemiyor.
503
C: Nordik genler Neandertal olarak bilinen, Dünya'da zaten mevcut olan gen havuzuyla karıştırıldı.

S: (L) Doğu ırklarını elde etmek için hangi genetik kombinasyon kullanıldı?
C: Doğulular efsanelerinizde "Lemurya" olarak bilinen bir bölgeden getirildiler. Dünya'nın o zamanki iklim ve kozmik ışın
koşullarına iyi uyum sağlayacak şekilde Oryon Birliği içindeki 7 genetik kod yapısının önceki bir melezlemesi yoluyla
tasarlandılar.

S: (L) Pekala, ya Sami ve Akdeniz halkları?


C: Yeni bir topluluğun "yerleştirildiği" her defasında, ilgili topluluklar yerleştirildikleri ortama en iyi uyumu sağlayacakları
şekilde tasarlandılar. Ariler tek istisnadır çünkü Dünya'ya acil bir durumla getirilmeleri gerekti.

S: (L) Irklar Dünya'ya en iyi uyumu sağlayacak şekilde tasarlanıyorlarsa, Sami ırkıyla ilgili olarak hangi faktörler dikkate
alındı?
C: Diğer hepsi gibi onlar da Dünya'da değil, Oryon laboratuarında tasarlandılar. Orta Doğu'ya "yerleştirildiler".

S: (L) Atlantisliler hangi genetik tipteydi?


C: Kızılderililerinkiyle aynı.

S: (L) Kızılderili tipinin kökleri nedir? Gezegende mevcut olan ve Oryon laboratuarına götürülüp genetik olarak
değiştirilerek tekrar Dünya'ya yerleştirilen temel bir tür mü vardı?
C: Hayır!!! Söylediklerimize dikkat ediyor musun?!?!

S: (L) Neyi kaçırdım? Neden bazı Kızılderililer Pleyades'ten geldiklerine inanıyor?


C: Pleyades nerede?

S: (L) Oryon yakınında. (RC) Aa tamam, Pleyades'i Oryon'un bir parçası olarak kabul ediyorlar. Peki ya Siryus?
C: Bir yer olarak Siryus karıştırılıyor çünkü kuzey yarımküre göğündeki benzer bir yere benzetiliyor. Kızılderililer gözlem
noktları itibariyle benzer görünüşteki bir yer nedeniyle yorumlamada karışıklık yaşadılar.

S: (L) Tamam. (RC) Ama Siryus açık bir şekilde Siryus! Gökyüzündeki en parlak yıldız... tüm efsanelerde var! (L) Belki
yalnızca yanlış yorumlama değil, aynı zamanda bilinçli bir dezenformasyondur? (RC) Bu nasıl yanlış yorumlanabilir? Bu
belli değil! Yıldız haritaları çok açık!
C: KENDİ efsanelerinizi SİZ nasıl yanlış yorumladınız?

S: (F) Görünüşe göre şu anki kültürümüzde herşeyi ve hatta yakın tarihimizdeki pek çok şeyi bile kolayca çok yanlış
anlayabiliyoruz. Daha eski efsanelerin de çarpıtılmış, abartılmış veya yanlış sunulmuş olabileceğini düşünmek zor değil.
C: Bu celsenin başında söylediğimiz şeyi tekrar gözden geçirin.

S: (L) Dogon'lar Siryus'tan mı geldi?


C: Tüm hümanoit türlerin kökeni Oryon bölgesidir; milyonlarca koloni var oldu, oluyor ve olacak.

S: (RC) Siryus'un gökyüzü bizimkisi gibi mavi değil yeşil. (L) Yıldız mı?! (RC) Hayır, gezegenler. Evet, Siryus'un yeşil bir
atmosferi var... açık yeşil. (F) Ben maviyi tercih ederim! (L) Bugünlerde propagandası yapılan bilgilerin pek çoğu
kafakarıştırma ve dezenformasyon içeriyor. Tüm bunların amacı nedir?
C: Kendin yanıtladın. Kafakarışıklığı ve dezenformasyon.

S: (L) Bir tür geçişin hemen öncesine ulaşana kadar gerçeğin herhangi büyük bir ölçekte bilinmeyeceği şeklinde bir teorim
var...
C: Peki "gerçeği" öğrenmeyi bekliyor musun o zaman?

S: (RC) Kesinlikle! (L) Gözlemlerime göre bu gerçekçi bir beklenti olmayabilir...


C: Varolan herşey / tek şey derslerdir, kestirme yok!

S: (L) Cevaplamadığınız soruma geri dönmek istiyorum. Sami halkının genetik anlamda tam olarak kim tarafından ve tam
olarak neden tasarladığını ve onlar ile Keltler ve Ariler arasında neden böylesine zıtlaşan bir tutum olduğunu bilmek
istiyorum.
C: Dikkat edersen yalnızca Yahudiler ile Keltler arasında değil. Ayrıca önemli olan bireysel aura profili; gruplar veya
sınıflamalar değil. Ama sorunu yanıtlamak için: hem bu gezegendeki, hem de gezegen dışı pek çok nedenden
504
kaynaklanıyor.

S: (L) Hitler tamamen mantık ötesi bir tutumla ve kendi ölümüne de neden olacak şekilde neden Yahudileri ortadan
kaldırmak için bu kadar kararlıydı?
C: Pek çok neden ve çok karmaşık. Ama, hatırla, henüz bir çocukken Hitler Germen halklarını fethetme ve birleştirme
arzularını gerçekleştirmek üzere "karanlığın güçleriyle" ilişki kurmak için bilinçli bir seçim yaptı. Bunun ardından zihin,
beden ve ruh olarak tamamen KH güçlerinin kontrolü altına girdi.

S: (L) Peki Hitler'i kontrol eden KH güçlerinin onda tüm bir halkı ortadan kaldırma isteği yaratma amacı neydi?
C: Fetih daha zor ve daha az kesin olacağı için 4'üncü yoğunluğa yükselmeden önce 3'üncü yoğunluk dünyasını tam kontrol
altına almak amacıyla Nefalim'in yeniden getirilmesine yönelik uygun bir "üreme ortamı" yaratmak.

S: (L) "Üreme ortamı" derken genetik anlamda mı?


C: Evet. Üçüncü yoğunluk.

S: (L) Bu amacı başadılar mı?


C: Hayır.

S: (L) Demek Germen "Üstün Irk"ının yaratılması daha sonra bu "üreme ortamının" yaratılmasını sağlayacaktı?
C: Evet.

S: (L) Ve bunun için Yahudi'lerden kurtulmak önemliydi, öyle mi? Başka bir grubu yok etmeden bir Germen üstün ırkı
yaratılamaz mıydı?
C: Hayır.

S: (L) Neden?
C: 4'üncü yoğunluk ön kodlanmış misyon kader profili nedeniyle.

S: (L) Bu ne anlama geliyor?


C: Bu, 4'üncü yoğunluğa yükselme sonrası etkinleşecek bir kodlama anlamına geliyor ve dolayısıyla eğer ortadan
kaldırılmazsa Nefalim'in 3'ünü yoğunluktaki hakimiyetini engeller. Bireysel bazda olmakla birlikte, Yahudiler 4'üncü
yoğunluğa geçiş sonrası bir misyonu gerçekleştirmek üzere önceden kodlandılar. Naziler 4'üncü yoğunluk KH tarafından
kontrol edildikleri için neden Yahudileri tamamen ortadan kaldırmaya sevk edildiklerini tam olarak bilmiyorlardı. Ama
Hitler Kertenkelelerle ve Oryon KH ile doğrudan iletişim kurdu ve "üstün ırkı" nasıl yaratacağına dair talimatlar aldı.

S: (L) Ve bunu, yeni bir Nefilim soyunu Dünya'ya getirmede bir temel olarak kullanacaklardı... (RC) Ve Yeni Dünya
Düzeni... onların versiyonu. (L) Peki şimdiki planları nedir?
C: Henüz size bunu söyleyemeyiz çünkü vaktinden önce açıklama isteği duyarsınız ve bu da ortadan kaldırılmanıza neden
olur!!!!

S: (F) Evet Laura, sana söyleyip duruyorum, bu merakın yüzünden bir gün kapımıza garip adamlar dayanıp "Bizimle gelin
lütfen!" diyecekler! (L) Elimde değil! Bu arada Keltlere dönecek olursak: Eğer Kertenkele Varlıkları Arilerin/Keltlerin
"Nefilim Üstün Irkı" için iyi bir üreme ortamı sağlayacağını düşündülerse, o zaman onlarda genetik olarak bu iş için uygun
buldukları birşeyler görmüş olmalılar. Doğru mu?
C: Hayır, düşündüğün anlamda değil. Yansımaları üzerinde dikkatli bir şekilde düşünerek bu soruyu farklı biçimde tekrar
sormanı tavsiye ediyoruz.

7 Ekim 1995 F___, Laura, SV, NM [Bu celsenin kasedi kırıldı ve bu, elimizdeki notlara dayalı olarak celsenin en iyi
toparlanmış hali. Cevaplar aynen verildiği gibi ama sorular hatırlayabildiklerimle yazıldı. Hatırlayamadıklarım boş
bırakıldı.]

C: Merhaba

S: Bu akşam kiminle birlikteyiz?


C: Kasyopya'dan Tomorya.

S:
505
C: Kanal.

S:
C: Hayır, mekanla değil aktarım yöntemiyle ilgili ayarlamaları yapmamız gereken nokta sadece. Kasyopya'nın bizim
"evimiz" değil, üç seviye yoğunluk transferi için bir kanallama noktası olduğu gerçeğinin farkındalığını yitirmeye
başladınız.

S: (L) Kasyopya takımyıldızı üçüncü yoğunluk seviyesi transfer noktası mı?


C: Evet, ama 3 seviye, 3'üncü seviye değil. Lütfen küçüğü çıkarın çünkü bu noktada onun için riskli!!

S: [Çocuk yatağa gönderiliyor.] (L) Yani Kasyopya üç yoğunluk seviyesinin birleştiği nokta mı?
C: Evet.

S: (L) Geçen celsedeki sorum hakkında düşünüyordum ve şu şekilde sormak istiyorum: Hitler'in bir "Üstün Irk" yaratma
konusunda üst yoğunluk varlıklarından talimatlar aldığını söylediniz. Bu Germen "üstün ırkının" yaratılması için Ari
genetik tipleri neden uygun görüldü?
C: Hem benzerlik, hem de Oryon 3'üncü ve 4'üncü yoğunluk genetik neslinden en az sapmaya uğramış miras bağlantısı.

S: (L) Yani temel olarak kendileri gibi bir insan grubu mu üretmeye çalışıyorlardı?
C: Evet.

S: (L)
C: Hayır, ilgisiz. Yaratımdan neyi kastediyorsun?

S: (L) Tamam, önce bu üreme ortamını hazırlıyorlardı. Bu, başka bir genetik türün getirilmesi için yapılan bir ön
çalışmaydı. Diğer genetik tür hangisiydi?
C: Nefalim.

S: (L) Eğer 36 milyon Nefilim gemiler içinde zaten geliyorsa neden burada melezlerini üretmeye çalıştılar?
C: Evet ama bir "ön partinin" getirilmesi 3'üncü yoğunluğun fethini çok daha kolaylaştırır.

S: (L) Yani bu Üstün Irk herşeyi hazır hale getirecekti...


C: Evet.

S: (L) Bu "Üstün Irk"ın yaratılmasında Sami genlerinin hangi özelliği bu kadar uyumsuz olarak görüldü?
C: Acımasızlık ve hakimiyete eğilimli genetik karakteristiklerde bozulmaya neden olurdu.

S: (L) Yani Sami türünün bir genetik eğiliminin veya bazı genlerinin buna zıt özellikler taşıdığını mı söylüyorsunuz?
C: Yakın.

S: (L) Ama kişinin karakteri fiziksel bedeninden ziyade ruhuna göre şekillenmiyor mu?
C: Kısmen; hatırla, aura profili ve karmik referans, fiziksel yapı ile birleşiyor.

S: (L) Yani belirli genetik özelliklerin, bir ruhsal eğilimin fiziksel bir yansıması olduğunu mu söylüyorsunuz? Ruh yalnızca
potansiyel olarak bile olsa kendini genetik özelliklerle eşleştirmek zorunda, öyle mi?
C: Evet, aynen öyle.

S: (L) Yani bir kişinin ruhsal ilerleyişi veya gelişimi büyük ölçüde genlerine mi bağlı?
C: Doğal süreç, mevcut olduğunda sistematik yapı ile birleşiyor.

S: (L) Eğer durum buysa ve dünyadışı varlıklar insanları kaçırıyorsa ve genleri üzerinde oynamalar yapıyorsa, yüksek
seviyeli ruhların gelememesi için genleri değiştiremezler mi?
C: Enkarnatif süreç değil, doğal biyolojik süreçler. Enkarnasyon süreci 5'inci yoğunluktaki tamamen eterik bazı koşullara
göre alt yoğunluklarla bir bağlantı sağlıyor ve bu nedenle dışarıdan hiçbir şekilde kontrol altına alınamayan üç döngülü bir
transfer "örtüsüyle" çevreleniyor. Ama yeterli teknoloji mevcutsa, 1'inci, 2'nci, 3'üncü ve 4'üncü yoğunluk süreçlerinin
herhangi biri ve tümü istenildiği zaman herhangi bir derecede manipüle edilebilir.

S: (L) Başlangıçta söylediğiniz şeye geri dönecek olursak, şu veya bu "dünyadışı grubun" adıyla anılan diğer tüm
506
kanallama kitapları veya materyallerinin sadece belirtilen "transfer noktasından" geliyor olması ve sonra bozulma
nedeniyle o bilgileri alan kişinin, o bilgilerin gerçekten belirtilen yerdeki fiziksel bir dünyadışı ırktan geldiğini sanması
mümkün mü?
C: Evet, hatırla, diğer hepsi gibi Matrix kitapları da bazı noktalarda karıştırılmış kavramlar içeriyor. Antareanlar,
Arkturuslular ve Kasyopyalılar gibi ifadeler, kalınan bir yerden ziyade kanal oluşumuna yönelik bir transfer noktasına
referansta bulunuyor. Bu husus açıklağa kavuşturulamadan, bazı varlıklar gelip sizin perspektifinize göre tanımlanan çeşitli
yerlerde yaşayan ve oradan gelen "ırklara" dair masallar yarattı.

S: (L) Peki tüm bu bilgileri verenler kim?


C: Pek çok farklı grup ve bireyler. Şimdi, _____'de belirtilen gerçek iskan yerleri var ve bunlar doğru. Tabii Oryon, Zeta
Retikuli, ____, Barnard Yıldızı, Siryus bölgesi de.

S: (L) "Dokuzlar Konseyi" olarak belirtilen "Turuncu" dünyadışılar kim?


C: Turuncu, saç rengine bir referans.

[NM için kişisel soru ve cevaplar]

S: (L) Pekala, biraz monoatomik altın alıp kullanmak nasıl olurdu diye merak ediyoruz.
C: Ciddi misiniz? Biraz arsenik de alır mıydınız? İsteyen?

[NM ayrılıyor]

C: Şimdi size bir mesajımız var, ama NM'nin çıkması gerekiyorsa tutmaya gerek yok çünkü mesaj grup için. Gözden
geçirin; hava hakkında ne söylemiştik? "Opal" kasırgası neden bu yer ve zamanda oluyor sanıyorsunuz?

S: (L) Gulf Breeze'deki UFO konferansını durdurmak için mi? Bu evde kalmamız gerektiği anlamına mı geliyor?
C: Size bağlı ama erteleme öneriyoruz; devasa bir savaş olduğunu söyleyebiliriz!!!!

S: (L) Kasırgalar üst seviyelerdeki savaşların bir yansıması mı? Peki iyi adamlar mı kazandı?
C: Evet, ama savaş henüz sona ermedi ve bölgeye 4'üncü yoğunluk KH'nin kötü planları nedeniyle çekilenler için
endişeleniyoruz.

S: (L) Ne gibi planlar? Daha fazla kötü hava koşulları veya daha doğrudan birşey için mi?
C: Her ikisi ve başka opsiyonları da var; konferans sırasında çok büyük bir kasırga çıkabilir, veya bir tornado Embassy
Suites otelini vurabilir, veya bir bomba konferans merkezini yerle bir edebilir, konferansta çekişme ve muhtemelen şiddet
meydana getirmek ve sonra da bu organizasyonların bu koşullarla özdeşleştirilmesini sağlamak için kitlesel kaçırma ve
zihin kontrolüne başvurulabilir.

S: (L) Demek konferansta kurulacak bağlantılardan gerçekten pozitif bir sonuç çıkma olasılığı var. Bu özellikle bize
yönelik bir karşı çalışma mı?
C: Evet, konferans neden şimdi parçalanıyor sanıyorsunuz? Ve normalde azalması gerektiği halde Ekim'de kasırgaların
artmakta olduğunu fark ettiniz mi?

S: (L) O halde evde kalıyor olacağız.


C: Özgür irade.

S: (L) Pekala, bu gecelik bu kadardı. İyi geceler.


______________________________________

14 Ekim 1995, Frank, Laura, SV, TR ve JR, TK [Celseden önce "Matrix Kitapları" hakkında tartışıyorduk. Laura bu
kitapları RC'den yakın zamanda ödünç almıştı.]

S: Merhaba.
C: Merhaba. Matrix kitapları.

S: (T) Matrix kitapları mı?


C: Evet.
507

S: (T) Bu kitapları hazırlayan kişi kim? (L) Pek çok kişi. Pek çok şeyin derlenmiş hali. Matrix kitapları birden fazla kişi
tarafından hazırlanmış. (T) Bunu kitapların bir yerinde söylüyor mu? (L) Evet. (T) Henüz incelemedim çünkü. (L) Bir
tanesi editörlüğünü yapıp materyali 4000 küsür sayfa olarak düzenlemiş... (T) Elimizde o 4000 sayfadan sadece 300'ü mü
var? Keşke 4000 sayfayı verselerdi de editörlüğünü kendimiz yapsaydık. ... (SV) Adamın onbeş yılını almış. (T) Ne zaman
yazılmış? (L) Sonuncusu 1992'de veya 1994'de çıkmış. (T) İlki ne zaman çıkmış? (L) 1988. (F) Çok büyük bir bölümü
çeşitli dokümanların ve bu tür şeylerin kopyalarından oluşuyor... (L) Gazete kupürlerinin ve o tür şeylerin fotokopileri gibi
ama çok kapsamlı ve itinalı bir şekilde düzenlenmiş. (SV) Büyük bir bölümü gerçekten korkutucu. (L) Matrix
materyalinden birşeyle ilgili sormak istiyorum. "Esseseni"lerin kim veya ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
C: Melezler, yeni.

S: (L) Yeni melezler mi? Peki neyin melezlemesi? Melezleme için kullanılan kaynaklar neler?
C: İnsanlar ve griler.

S: (L) Esseseni'ler bazılarının söylediği gibi pozitif eğilimli varlıklar mı?


C: Kısmen.

S: (T) Bazıları KH, bazıları da BH mi?


C: Evet.

S: (L) Pekala, bu akşam bir ziyaretçimiz var, erkek kardeşim, ve o bu konuda çok fazla bilgi sahibi sayılmaz...
C: TK.

S: (L) Sormak istediği birkaç soru var ve bunlardan biri: bu hayatında dünyadışı varlıklar tarafından hiç kaçırıldı mı?
C: Karmaşık.

S: (L) Karmaşık mı? Pekala, bu evet mi, yoksa hayır mı demek oluyor? Karmaşık olduğunu biliyorum ama...
C: Gemiler ELF ve "Sıfır zaman transferine" karşı çok açıktır.

S: (L) Yani gemideyken kaçırılmış olabileceğini mi söylüyorsunuz?


C: Belki.

S: (T) Donanmada mıydın? (L) Emekli. (T) Ne kadar zamandır? (TK) 20 yıl. (T) Bu çok uzun bir süre! Hangi hizmet
birimindeydin, ne tür gemiler? (TK) AEGIS Kruvazörü, tek bir gemide bulundum, yaklaşık son beş yıl falan... (L)
Neredeyse tüm Donanma kariyerini karada geçirdi; büyük bir başarı. (T) Evet bu çok iyi! Kaçırılmaları... Gemideyken mi
oldu, yani kruvazördeyken mi? Ne söylediğinizi biliyorum, sadece netleştirmeye çalışıyorum...
C: "Bahreyn"i görüyoruz.

S: (L) Bahreyn'de bulundun mu? (T) Körfez'de bir yer miydi? (TK) Bahreyn'de sadece bir gece kaldık. (T) Gayet yeterli!
(L) Bilirsin, hamile kalmak gibi! Çok kısa bir süre yeterli oluyor! (TK) O sülükler bana ne yaptı? (L) Ne yaptıklarını
bilmek istiyor!
C: İncele. Hatırlıyor olmalısın, askeri servislerinizin farklı dallarında, "gizli" görev tanım statüleriyle ilgili bazı kod
mekanizmaları vardır. Bunların hepsi çok karmaşık şeylerdir. "ABD Donanması 2. statüdedir." Bunun temel anlamı, 2.
sınıf Kooperasyon Kurumuyla, yani O.N.I. (ç.n.: abd donanma istihbaratı kurumu) ile işbirliği yapılmasıdır. Hizmetleri
sırasında her bir teknik personel ile doğrudan görüşülür ve gizli devlet için bazı görevler yapması istenir. Eğer kabul ederse
"sınıflandırılmış yönetim altına" alınırlar.

S: (T) Vau! (L) 2. Sınıf terimi neydi? 2. Sınıf bir kurum mu? (J) ABD Donanması 2. statüymüş.
C: Hayır. Sınıflandırılmış yönetim. O.N.I.

S: (L) Yanıtınıza devam edin. Dahası olduğundan eminim.


C: ???

S: (L) Aa, soru sormamızı istiyorsunuz. Neden kaçırıldığı sorusunun yanıtına ulaşmaya çalışalım. (J) Peki kaçırıldı mı?
C: Gemideki diğer herkes gibi incelendi.

S: (L) Yani bu sadece bir... (T) Standart kaçırma ve inceleme... Peki bunun O.N.I.'yle ve Donanma istihbaratıyla,
sınıflandırmalar ve personelle görüşülmesiyle bağlantısı nedir... tüm bunların kaçırılma ile ilgisi nedir?
508
C: Hiç.

S: (L) Sadece bize bilgi veriyorlardı. (T) Donanma olan şeyin farkında mıydı?
C: Parçalı.

S: (T) Bazı şeyleri biliyorlardı ama hepsini değil. (TK) Bazıları biliyor ama bazıları bilmiyor.
C: Evet.

S: (T) Evet ben de onu kastetmiştim. Donanma Tom'un kaçırıldığını biliyor muydu? Yani o gemidekiler biliyor muydu?
C: Donanmadaki bazıları aşçıdır.

S: (SV) Aşçıların bu şeyler hakkında fazla bilgisi olmaz... (T) Steven Seagal de "Kuşatma Altında" filminde öyle diyordu;
"Ben sadece bir aşçıyım!" Ama aslında aşçı değildi. (L) Belki de o filme atıfta bulundular. (T) Filmdeki gibi aşçılardan
bahsediyor olabilirler. (L) O filme atıfta mı bulundunuz?
C: Hayır, ama güzeldi!

S: (TK) Filmi beğenmişler ha? (J) Referansı beğendiler! ... (TK) Başlangıçta Donanmada gerçekten de bir aşçıydım... (L)
Evet, aşçı kelimesini kullanmaları ilginç. (J) Eğlenceliydi. (L) Küçük bir çocukken bu deneyimi yaşadığımda, dünyadışı bir
varlıkla bir etkileşim olduğunun farkına vardığımda, ki bunu bilinçaltımda çok net olarak hatırlıyorum, kardeşim de
odadaydı. O sırada o da kaçırıldı mı?
C: Hayır, ama neden konudan bu kadar hızlı ayrıldın?

S: (L) Pekala görünüşe göre Donanmadan bahsetmek istiyorlar. Tamam, Donanmadan bahsedebiliriz. (TK) F. Richard
Whelan hakkında ne söyleyebilirsiniz? (L) O kimdi? (TK) Kaptanlarımdan biriydi.
C: Ne gibi?

S: (L) Spesifik sorular sorman gerekiyor, çünkü bu bir bilgisayar sistemi gibi. Doğru soruları girdiğinde yanıt veriyor.
Spesifik bir soru sor. (TK) Neden Donanma konusunda kalmak istiyorlar? (T) Tamam Donanmanın Donanma istihbaratıyla
bağlantılı olduğu ile ilgili bilgi verdiniz... (J) Bir saniye, Whelan'ı sormuştu, onun hakkında sorsun. (T) ...Yeni verdiğiniz
bilgilerin devamı hakkında mı soralım? Whelan'a hemen döneriz. Daha ziyade yeni verdiğiniz bilgiler hakkında mı
sormamızı istiyorsunuz? Yani Donanma ve Donanma İstihbaratı...
C: Dilediğinizi sorun.

S: (T) Tamam, Donanmanın Donanma istihbaratıyla ilişkisinden bahsettiler... (L) Tüm askeri personel dünyadışı varlıklar
tarafından rutin bir şekilde kaçırılıp inceleniyor mu?
C: Hayır.

S: (L) Tüm askeri personel askeriyenin kendisi tarafından rutin bir şekilde kaçırılıp inceleniyor mu?
C: Hayır.

S: (L) Bir personelin askeriye tarafından kaçırılıp incelenmesine yönelik olarak yapılması gereken sınıflandırma nedir?
C: "Sınıflandırmaların" kaçırılmalarla doğrudan ilişkili olduğunu düşündüren şey nedir?

S: (TK) Önemli olan Donanmadaki sınıflandırma değil... (L) Peki nedir? (TK) Kişinin türüyle ilgili olmalı... (J) Kolaylık
derecesiyle...
C: Evet.

S: (TK) Etkide bulunmanın kolaylığına göre...


C: Elbette.

S: (TK) Etkide bulunma kolaylığına göre de mi? (J) Her bir kişinin durumu farklı olabilir.
C: Ve pek çok başka faktör.

S: (TK) Kişilerin kaçıranlar için ne yapabilecekleriyle bir ilgisi olsa gerek. Yani onlara faydaları olacak bir konumda
olmaları gerekir... (T) Ben de tam bununla ilgili bir soru sormaya çalışıyordum. (L) Bu fikir doğru mu?
C: Evet. KH.

S: (T) KH; Kendine Hizmet.


509
C: Titreşim frekansı.

S: (L) Yani kişinin titreşim frekansı KH ise bu onu kaçırılmaya uygun kılıyor. Doğru mu?
C: Bazıları.

S: (T) Faktörlerden biri bu. Kaçırılmalarda birden fazla gündem var. Kaçırılan askeri personelin türüne göre izlenen belirli
bir kriter var mı?
C: Askeri rütbeler gibi yapay sınıflandırmalar yalnızca insan grupları için önemli.

S: (L) Yani diğer bir deyişle... (J) Bir sorum var. Askeriyenin bir parçası olmak için eğitim kampına girmen, emirleri
sorgulamadan yerine getirme noktasında doktrinasyona maruz kalman gerekmiyor mu? Sanırım bu zihin yapısı da... (TK)
Deniz kuvvetleri, insanları sorgulamadan emirlere uymaya zorlamadıkları hemen hemen tek yer. Donanma bundan
neredeyse tamamen vazgeçti. (J) İlginç. Bunu bilmiyordum. Tüm askeriye sanıyordum. (TK) Savaş zamanı olmadığı için
şu anda gerekli değil.
C: Evet. Bazıları her zaman sadakat rolü oynamıştır.

S: (J) Ou, ilginç cümle. (TK) Temelde rol yaptım... (J) Akışa uymak gibi ha?
C: Yalnız değildin.

S: (TK) Doğru! Birkaç kişiydik. ... Eğer o asalaklar beni yakalarsa onlara bildiğim herşeyi anlatacağım. Bana çok işkence
yapmaları gerekmeyecek... (T) Ayrıca işkence yaptıklarında çok çığlık attığını ve o zaman fazla birşey söyleyemeyeceğini,
o yüzden işkence kısmını geçmelerini söylersin. (TK) ESWIS'e katılmayı reddettiğimde adeta aforoz edilmiştim, artık
kulüpte değildim... (L) Ne oldu? (J) Sana sorduklarında hayır mı dedin? (L) O görev neydi? ... (TK) Kayıtlı Yüzey Savaşı
Uzmanı. (T) Demek o zaman sormuşlar! (J) Ve sen de hayır dedin. (TK) Donanmadaki herkesin katılabileceği birşey,
ama... Bilmiyorum. Eğer ayrılmayı düşünmüyor olsaydım belki de katılırdım. O kaptan... (J) Demek ayrımın yapıldığı
nokta oymuş... (TK) Kaptan "Eğer ESWS üzerinde çalışıp başarılı olursan terfi etmeni sağlarım..." dedi. Yani eğer bunu
yapmazsan terfi edemezsin dedi. Ben de "üzgünüm" dedim! (L) Bu ailede insanların gözünü korkutamazsın! (TK) Bunu
yapamayacağımı, bu tür şeylere ilgi duymadığımı söyledim. (L) Bu genetik olmalı Frank, ne dersin? (F) Kendini
diğerlerinden birkaç yıl geriye düşürmüş olursun. (TK) Bir bakıma kulüpten aforoz edilmiş oldum. (T) Tom'u bu olayda mı
aforoz ettiler?
C: Doğru kavram değil. Aforoz değil, sadece GD çalışmaları için dikkate alınmadı.

S: (L) GD nedir?
C: Gizli Devlet.

S: (TK) Vay be! (J) Fırsatı kaçırmışsın Tom! (T) Sana sormuşlar. (TK) Ah Richard, üzgünüm! (J) Tabii ki değilsin. (TK) F.
Richard'dan hiçbir zaman hoşlanmadım. (J) Evet F. Richard'a dönelim. (L) F. Richard... (TK) F. Richard onlardan biri
miydi? Gizli devlet ajanlarından biri miydi?
C: Hayır.

S: (L) Oraya ulaşmak için dalkavukluk mu yapıyordu?


C: Bir "kanal"dı.

S: (L) Yani derin devlete bir geçiş kanalıydı. (TK) F. Richard birlikte savaşa gitmek istemeyeceğim insanlardan biriydi...
C: İzlenmesi gereken çeşitli adımlar var.

S: (L) Ne için izlenmesi gereken adımlar? (T) Gizli devletin bir parçası olmak için mi?
C: Evet.

S: (J) Özel el sıkışmalarını bilmen gerekir... (T) Ayağımı kulağıma değdiremiyorum, üzgünüm! [Gülüşme]
C: Vietnam MK'leri şu anda nerede sizce? (ç.n.: MK - Muharebede Kaybolmuş, MÖ - Muharebede Ölmüş)

S: (L) Bize söyleyeceğinizi umuyorum! (T) Bazıları... (TK) Kaçırıldılar mı? (T) Bazıları öyle kötü bir şekilde havaya uçtu
ki bulunamadılar ve MK olarak kaydedildiler, çünkü bulamadıkları için onları MÖ olarak kaydedemezlerdi. Bazıları çeşitli
şekillerde kaçtı... Bazıları uyuşturucu ticaretine girdi. (TK) Bazıları ortamı sevip orada kalmıştır. (T) Evet o da var, tahmin
ediyorum bazıları ya kaçırıldı veya değiştirildi, gizli devlete girdi... (L) Bunların hepsi doğru mu?
C: Evet.
510
S: (T) O yüzden insanlara onların nerede olduklarını söyleyemiyorlar... (TK) Askeriye konusunda kalmamızı mı
istiyorsunuz? (J) Kim bilir?
C: MÖ'ler apayrı bir konu!! MÖ'lerin sayısı kaçtı?

S: (T) 60.000 kişinin gerçekte kaçı öldürüldü? Kaç tanesi aslında ölmediği halde ölü olarak kaydedildi? ... (TK) Gizli devlet
görevlerine alınmış olabilirler... Oraya giden o kadar çok çeşit insan vardı ki, bazılarını derin devlet görevlerine almış
olabilirler... (J) Evet doğru. (L) Pekala, onların şu anda nerede oldukları ve ne yapmakta oldukları konusuna bir ipucu
verecek misiniz? Bazıları o yeraltı mekanlarında mı çalışıyor?
C: Evet... Evet... Evet.

S: (L) Demek o personel oradan geliyor... Başka bir hayata geçtiler.


C: Pek çok başka yer, zaman vs.

S: (TK) Tüm çağlarda savaşlar vardı. Kaç kişiden bahsediyoruz? (L) Burada ne tür bir rakamdan bahsediyoruz?
C: Hayalgücü merkeziniz bu gece düşük frekanslarda olduğu için, sanırız bunu bizim söylememiz gerekiyor, fakat etkiyi
izlemek keyifli olur; başınıza bir ton tuğla düşmüş gibi...

S: (L) Evet söyleyin. Burada kaç kişiden bahsediyoruz?


C: 2. Dünya Savaşı'ndan 72.355 kişi hala yaşıyor... Nerede?

S: (L) Bu doğru rakam mı? (T) Durun bir dakika...


C: Evet.

S: (T) Bu, gizli devletin kaptığı insanların sayısı mı? (J) 2. Dünya savaşından. (SV) Kore'yi katmıyorlar... (TK) 40 milyon
kişiden... (L) Frank, kaç kişiydi? (F) 2. Dünya Savaşı'nda toplam 70-80 milyon kişi vardı... (TK) Askeri zayiat... Sadece
ABD ordusundan da bahsetmiyorz, savaşta öldürülmüş tüm insanlar... (T) 2. Dünya Savaşı'nda öldürülenlerden mi
bahsediyorsunuz? (L) Hayır, okusana... (J) "2. Dünya Savaşı'ndan 72.355 kişi hala yaşıyor... Nerede?" (L) Hala yaşıyorlar!
(T) Muharebede Öldürüldükleri varsayılıyor...
C: Evet.

S: (T) Ordunun tüm bölümlerinden.


C: Evet.

S: (TK) Bu insanlar yaşlanmıyor; hala ayaktalar ve eyleme hazırlar...


C: Aynen öyle dostlarım!!!

S: (J) Pekala bu sadece 2. Dünya Savaşı. (TK) Peki ya Kore, Vietnam vb... (L) Pekala, Kore'deki rakam nedir? (TK) Ne
fark eder ki? (L) O da doğru! (SV) Bilmek istiyoruz.
C: 6734.

S: (TK) Evet, orada o kadar çok asker kaybetmedik... (T) Kore'de çok fazla kayıp olmadı. (TK) Peki ya Körfez Savaşı?
C: Evet. 55.

S: (T) Kore'de dört yılda 55 bin zayiat vardı. Daha doğrusu 3 buçuk yıl. Yani bunların %10'undan biraz daha fazlası aslında
ölmedi.
C: 23.469.

S: (l) Bu neydi? (J) Vietnam, bu Vietnam'dı.... (T) 66.000 kişiden 23.000'i...


C: Evet.

S: (T) ...hayatta mı?


C: Evet.

S: (T) O savaştan 23.000...


C: Bazıları beden klonlama ile ruh haznesi değişimi. [Kayıt kasedi diğer tarafına çevrildi; ilk birkaç cümle kaydedilemedi.]

S: (T) Gerçekten hızlı hareket ediyorlarmış. (J) Bu üç rakamda toplam 100.000 kişi oluyor. (T) Sadece üç savaş. Bunu
sormadık. (TK) Sadece üç savaşın rakamı... (J) Ya 1. Dünya Savaşı, Körfez Savaşı... (TK) Körfez savaşında pek zayiat
511
yoktu... (T) Yaklaşık bir düzine. (TK) Ama öbür tarafın vardı... (T) Evet biz yalnızca ABD'ninkini düşünüyoruz. Ya
diğerleri? ... (J) Hiç tam rakamları açıkladılar mı? Bilmiyoruz. (TK) Şu anda gizli bir orduları var ve bu sadece basit bir
ordu değil, elit bir ordu. Özel olarak göreve alındılar. (J) Bunu sormuştuk ve evet dediler! (T) Evet bu sadece bilinçsiz bir
şekilde siperde silahıyla bekleyen bir ordu değil. Uzmanlar. (TK) CIA Vietnam'da sağdan ve soldan insanları kendi yanına
çekiyordu. (J) Eminim öyledir. (T) Evet ve etrafta koşuşan bu ekiplerin pek çoğu resmiyette mevcut değil... (TK) Gizli
operasyonlar gibi ya da her ne diyorlarsa. ... Bu Yeni Dünya Düzeni gelmek üzere. Bunu durdurmanın bir yolu yok galiba.
(T) Hayır, durduramayız. (TK) Karşı saldırıya geçebilir ve kendi başına hayatta kalmaya çalışabilirsin ama Yeni Dünya
Düzenini durdurmanın bir yolu yok. (T) Buna direnebilmenin tek yolu, "Hayatta kalan buğday sapı, rüzgarla birlikte
eğilebilendir." diyen Lao Tsu veya her neyse, o Çinli savaş filozofunun söylediği. (TK) "Evet, ne dersen yapacağım!" (T)
Bunu durdurmanın yolu yok. Çıkıp savaşmaktan bahseden insanlar savaşmayacak. Kazanamazlar. (F) Şu anda bile zaten
saptırılıyorlar. ... (TK) Bu "Yeni Dünya Düzeni" konusunda ne yapılabilir, eğer yapılabilecek birşey varsa?
C: Fazla karmaşık, spesifik sorular gerekiyor.

S: (T) Farklı bir konuda birkaç soru sormak istiyorum. Sonra aynı konuya döneriz ... Birkaç hafta önce Luc'ün meditasyon
sınıfında sizi mi kanalladım?
C: Kanallama yaptın, ama bazı ruhsal gruplaşmalar ve aura frekans titreşimi birleşimleri, kişiyi KH etkilerine açık hale
getirebilir...

S: (T) Ama sizdiniz, değil mi?


C: Keşfetmek sana kalıyor.

S: (L) Pekala teşekkürler. Şimdi ikinci soru, J___ neyi kanallıyor?


C: Tecavüz kurbanı.

S: (T) Bir tecavüz kurbanını mı kanallıyor? (J) Yoksa kendisi mi tecavüz kurbanı?
C: Her ikisi.

S: (T) Kertenkeleler onu herhangi bir şekilde etkiliyor mu?


C: Evet.

S: (T) Kontrol altına alınmış durumda mı?


C: Açık.

S: ... (T) Ona yardım etmek için yapabileceğimiz herhangi birşey var mı? (L) TR, bunu sormaman gerektiğini biliyorsun...
C: J___ kendi yolunu izlemek zorunda.

S: (L) Onu tekrar oku; kanallamayla ilgili ilk soruna verdikleri yanıtı... Birini kanalladın... "Kanallama yaptın, ama bazı
ruhsal gruplaşmalar ve aura frekans titreşimi birleşimleri, kişiyi KH etkilerine açık hale getirebilir..." İşte gelmek istediğim
nokta bu... Bazı ruhsal gruplaşmalar ve aura frekans titreşimi birleşimleri. Yani o durumda kimlerle birlikte takıldığına çok
dikkat etmek zorundasın... (T) Yani Luc'le birlikte çalışırken orada bulunan, grubun kalanlarını kastediyorsun. (J) J___ ve
diğer hepsi...
C: Açık.

S: (L) Ne yapacağını söylemezler. (T) Biliyorum. Evet biliyorum, o yüzden bu konuda kalkanlarımı sıkı tutuyorum. (L)
Peki, bununla ilgili sormak istediğin başka birşey var mı? (T) Luc'le çalışmaya son versek daha mı iyi olur? (J)
Söylemezler.
C: Sana bağlı.

S: ... (L) Pekala Tom... Bu Yeni Dünya Düzeni ile ilgili yapılabilecek birşey olup olmadığıyla ilgili spesifik sorular düşün.
(J) Beden klonlama ile ruh haznesi değiştirme konusuna dönmek istiyorum. (L) Tamam onu unutma, hemen döneceğiz.
(TK) Spesifik birşey düşünemiyorum... (L) Mesala insanların yalıtılmış bölgelere gitmesi gerekip gerekmediği olabilir. (J)
Onu konuşmuştuk, eski konu. (L) Bir açılış sorusu olarak kastediyorum. Buradan başlayabilirsin.
C: Yanıtlamıştık.

S: (L) Biliyoruz ama bir giriş sorusu bulmaya çalışıyoruz. (TK) Peki yalıtık bölgelere gitme konusu nedir? ... (L)
Transkriptlerde var. (J) Uzun bir konu. (L) Söyledikleri şey, nerede olduğun değil kim olduğun önemli. Ve bu senin
söylediğinle de örtüşüyor. Kaçırılma o kadar önemli değil, önemli olan kim olduğun. (TK) Survivalist'lerin çoğu tehlikeli
mi? Onlardan uzak durmak mı gerekir?
512
C: Hedeften sapıyorlar.

(ç.n.: "survivalist" kelimesi ile ilgili açıklama: kısa ve uygun bir karşılık bulamadığım için orijinal kelimeyi bıraktım.
"yaşamı tehdit eden zorlu bir koşul veya olay(lar) karşısında hayatta kalan veya bu mücadeleyi veren" gibi bir anlamı var.
Bir internet kaynağında "survivalism" şu şekilde tanımlanıyor: "gelecekte sosyal veya siyasi düzende yerel, bölgesel veya
dünya çapında meydana gelebilecek olası yıkımlara karşı hazırlık stratejisini ve bu tür durumların beklentisi ve hazırlığı
içinde olan bireyler veya grupların altkültürünü tanımlamak için kullanılan bir terimdir.")

S: (L) Yani asıl olayı anlamıyorlar; bu ruhsal bir mesele. (TK) Yanlış şeye bakıyorlar. (T) Ayrıca survivalist grupları
düşünüyorsan, onların şu anda saldırı altında olduğunu da aklında bulundurman gerekir. (TK) Evet, devlet onların peşinde.
(T) Oklahoma ile Arizona'daki bu Amtrak olayı arasında survavilist milisler ağır saldırı altında kaldı.
C: Tuzağa yönlendiriliyorlar.

S: (L) Bundan şüpheleniyordum. Hepsi bir tuzağa yönlendiriliyor. (T) Artık silahları var... (J) Belki de silahlar hiçbirşeyi
değiştirmeyecek...
C: İyi niyetler.

S: (L) İyi niyetleri var... (TK) İyi niyetlerle yola çıktılar... Ama aralarına mutlaka sızılacak ve bozulmaya maruz kalacaklar.
(J) Belki de belirli zihin yapısına sahip olanları bir araya getiriyorlar ve böylece nerede olduklarını kolayca biliyorlar. (T)
Tek Dünya Devleti için faydaları sona erdi. Bu ülkede tutucu grubu başa getirdiler.
C: Henüz değil.

S: (TK) Faydaları henüz sona ermemiş... (T) Çok çeşitli faydalar var tabii... (J) Ama sona yaklaşıyorlar. (L) Peki bu
durumda, kendimizi meydana gelebilecek herhangi olaylara karşı hazırlamak için bir bireyin üzerinde odaklanması gereken
en önemli şey nedir?
C: Tek bir şey değil.

S: (TK) Bu TR'nin söylediği şeye mi geliyor, yani rüzgarla birlikte esneyebilmek... fikir bu mu?
C: Yakın. İzleyin, bakın, dinleyin.

S: (J) Bilgi güçtür. (T) Cleveland deneyimime dayalı olarak söyleyebilirim ki, eğer zihninin başıboş dolaşmasına izin
verirsen sonunda çok kötü bir duruma düşüyorsun. (J) Dikkat etmemiz gerekiyor. (T) Eğer bu bir dersse, bunu gerçekten
çabuk öğrendim!
C: Gözünüz açık olsun.

S: (L) Zihnini herhangi bir şeyle uyuşturmamak gerek. (TK) El altında bir kenarda bir silah veya buna benzer birşey
tutmanın zararı olmaz, değil mi?
C: Mesajlar her tarafta. Bakın, dinleyin.

S: ... (TK) Yiyecek depolamak ve bu gibi şeyler gerekli olacak mı ? (L) Bunlar transkriptlerde var.
C: Üçüncü yoğunluk.

S: (L) Bu üçüncü yoğunluk düşünce biçimi. (J) Silahların da faydası olmaz. (TK) Evet bu konuda bir şüphem yok, faydaları
olmaz, ama... (T) Tom üçüncü ve dördüncü yoğunluğun ne olduğunu biliyor mu? L) Evet. Tom'un bu gece burada
olmasının veya bu gece gelmesinin herhangi belirli bir nedeni var mı? Yani, gelmesinin açık olan bir nedeni var elbette,
ama altta yatan başka herhangi bir neden var mı?
C: Bakın, keşfedin.

S: (L) Pekala millet bir mola verelim, sırtım ağrımaya başladı. Sormak istediğiniz birşey var mı? (TK) JR'nin sormak
istediği birşey vardı. ...
C: Moladan sonra.

S: (T) İç Savaş'ta kaç kişinin alındığını soralım. [MOLA]

S: (L) Pekala geri geldik. Merhaba. TR, İç Savaş'ta demin konuştuğumuz senaryoyla ilgili olarak kaybolmuş veya
öldürülmüş kişilerin olup olmadığını öğrenmek istiyor.
C: Ritüel nedeniyle Tom'un enerjisi parçalı. [Laura mola sırasında Tom'a Reiki inisiyasyonu verdi.]
513

S: (L) Enerjisi dengelenene kadar tablanın başından ayrılıp kenarda oturması daha mı iyi olur? Reiki inisiyasyonu yaptık.
(F) Bunun için mi kayboldunuz? (L) Pekala, enerjin dengelenene kadar kenarda otur. Tavsiyem; şuraya otur ve ellerini
üzerine koy ve tüm küçük elektronlar aynı yönde akacak şekilde enerjini kontrol et. (TK) Terry tabla başında olduğunda
daha hızlı ilerliyoruz zaten. (T) Bunu bir yıldır yapıyoruz... (F) Ne zaman yeni biri gelse yavaşlıyor. (T) Dengelenmesi
biraz zaman alıyor. (F) Bu normal. (L) Pekala, TR'nin sorusuna geri dönecek olursak. İç Savaşta savaşanlar arasında, bu
projede, bu yeraltı tünellerinde veya üslerinde falan yer almış herhangi biri var mı? (T) İç Savaş MÖ'leri.
C: Az.

S: (T) Daha geriye gittikçe daha az faaliyet var gibi görünüyor. Ama hangi savaş olursa olsun, bir şekilde bunları yapanlar
oradaydı.
C: Önemli husus bu değil.

S: (L) Asıl önemli olan kim oldukları. Şimdi, Matrix materyalinde L. Ron Hubbard'ın öğretisinden alınan bir bölüm vardı
ve bu bölüm, insanların ruhlarını bedenlerinden çıkarma, başka ruhlar yerleştirme ve tamamen farklı bir hafıza
programlaması yapma teknolojisinden bahsediyor.
C: Yanlış.

S: (L) Tamam, yani L. Ron Hubbard tarafından tanımlandığı şekliyle ruhların çıkarılması ve manipüle edilmesi doğru değil
yani, öyle mi? Genel anlamda.
C: Evet.

S: (L) Bedenlerin ruh haznesi olarak kullanıldığına değinmiştiniz. Ruh haznesi derken, kime yönelik ruh haznelerinden
bahsediyorsunuz?
C: Ölen bedenler için değiştirme; yani klonlama.

S: (L) Yani yaşamaya devam edebilmeleri için ölen insanların bedenlerini klonlayıp ruhlarını klonlanan bedene
yerleştiriyorlar, öyle mi?
C: Evet.

S: (L) Ölü bedenleri canlandırıp bu bedenlere başka ruhları koyuyorlar mı?


C: Hayır.

S: (T) Bir saniye, bazılarının... Karıştırdım şimdi. (TK) Ne kadar uzun süre önce ölmüş olduklarıyla ilgili bir sınır var
mı? ...
C: Örneğin bir asker ölürse bedeni klonlanıyor, ruhu bu yeni bedene yerleştiriliyor ve sonra dünyadışılara ve Gizli Devlete
hizmet için programlanıyor.

S: (L) Yeni beden nereden geliyor? (TK) Klonluyorlar. ...


C: Eski bedenin kopyası.

S: (T) Kopyayı nasıl elde ediyorlar? (L) Klon için gerekli materyali nereden buluyorlar? Biliyorum bu aptalca bir soru.
Yanıtı biliyorum.
C: BARM. [Boyutötesi Atomik ReMolekülerizatör]

S: (L) Evet o. (J) Havadan aynı şeyi yaratıyorlar. (T) "Uzay Yolu"nda geçtiği şekliyle "Replikatör." (TK) Bunu
yapabilmeleri için ilgili bir kişinin belirli bir şekilde ölmüş olması mı gerekiyor?
C: Hayır.

S: (TK) Ne kadar süredir ölmüş olduklarıyla ilgili bir süre sınırı var mı?
C: Hayır.

S: (T) Çünkü fiziksel bedenin ölse de ruhun devam ediyor. Ruhun ölmüyor ve o yüzden kullanmaya devam edebiliyorlar.
(L) Mezardan bedenini almak istemiyorlar, çünkü asıl ilgilendikleri şey beden değil.
C: Sıfır zaman.

S: (T) Çünkü zaman yok... (L) Ruh kalıbının titreşim frekansını kullanıyorlar. Ruh kalıbını başka bir yoğunluğa
götürüyorlar, moleküler yeniden oluşum meydana getirmek için BARM teknolojisini kullanıyorlar. Yani atomlar ruh
514
kalıbının etrafında dönerek birleşmeye başlıyor ve daha önce sahip olduğu beden kalıbını tamamen yeniden oluşturuyor.
Sonra da ruh ve beden kalıbını 3 boyut ortamına geri getiriyorlar. Doğru mu?
C: Yakın.

S: (T) Tüm o MÖ'ler gerçekten ölmüşler miydi? Yani hepsi gerçekten ölmüş müydü? ...
C: ?

S: (T) Pekala Vietnam demiştiniz. O savaşta ölen 60.000 kişiden 23.000'inin muharebe sırasında aslında ölmediğini
söylediniz, doğru mu?
C: Öldüler, yeniden canlandırıldılar.

S: (L) Fiziksel bedenlerden mi bahsediyoruz?


C: Evet.

S: (L) Yani gerçekten ölen ve vücutları yeniden canlandırılanlar vardı, öyle mi? (J) Bir mayına basıp havaya uçmadıkları
sürece, evet. (L) Yani kopyalama yöntemiyle değil de, ölen vücutları yeniden canlandırılanlar vardı, doğru mu?
C: Bazıları, ama çoğu kopyalandı.

S: (L) Bu hemen şu soruyu akla getiriyor: Bildiğimiz olağan ölüm şekillerinden farklı olarak bir savaş ortamında olduğu
gibi vahşi bir şekilde ölmenin, kişiyi bu tür faaliyetlere daha uygun hale getirmesi gibi bir potansiyel var mı? ...
C: Hayır.

S: (T) Hayır çünkü savaş dışında da her zaman vahşi ölümler oluyor: araba kazaları, yangınlar, patlamalar...
C: Savaş gizli faaliyetleri çok kolay hale getiriyor.

S: (T) İşin vahşet kısmıyla ilgisi yok. Sadece savaşı örtü olarak kullanmakla ilgisi var. Bedenleri almak daha kolay. ... (TK)
İnsanların fark etmesini istemiyorlar. Mezarlardan cesetleri almak istemiyorlar çünkü bu fark edilecektir. (T) Bunlar gerçek
bedenler. Yani bu insanlar öldü, ama sonra yeniden canlandırıldı veya... (L) Bazılarının bedenleri yeniden canlandırıldı...
(T) ... Bazılarınınki de klonlandı. ... (L) Ölen bazı kişilerin bedenleri bu yeniden molekülerizasyon işlemi için diğer
yoğunluğa mı götürüldü?
C: Evet.

S: ... (T) Klonlama yapıldıktan sonra asıl beden yerinde bırakılıyor muydu?
C: Birden fazla türde durum.

S: (L) Yani bazen bırakılıyordu, bazen de bırakılmıyordu. (J) Durumdan duruma değişiyor. (T) "Muharebede öldüğü"
düşünülenlerin bazıları aslında öldürülmemiş miydi peki? Alındıklarında hala yaşamakta olanlar var mıydı?
C: Tüm olasılıklar.

S: (L) Yani bir anlamda bu tam bir "fırsatçılık." (J) Fırsatlar süpermarketi. (T) Bazıları hayattayken gizli devlet tarafından
alındı, bazıları ölmüştü ve devam etmeleri için yeni bedenlere kondular ama hepsi ölmüş kabul edildiler. (SV) Laura peki
ya 5'inci yoğunluğa giderkenki "Üçlü Örtü"?
C: Dünyadışılar tarafından alındılar, gizli devlet tarafından değil. Gizli devlet bir ölçüde bu sürecin farkında ama
operasyonun kontrolüne sahip değil.

S: (L) Geçen hafta ölümle ilgili birşey sormuştuk ve bize delinmez bir üçlü örtünün, L. Ron Hubbard'ın tanımladığı türdeki
faaliyetlerin bazılarını önlediğini söylemiştiniz. Bu iki durum nasıl açıklanabilir? Benim gördüğüm kadarıyla bu işi
varlıklar tünele girmeden önce yapıyorlar. 5'inci yoğunluğa geçişten önce yakalıyorlar onları. Bu doğru mu?
C: Zaman ayarlaması.

S: (L) Yani onların öleceklerini biliyorlar ve ölmeden hemen önce veya ölüm anında falan mı müdahale ediyorlar
veya ... ???
C: Yakın.

S: (T) Dünyadışı varlıklar bu bedenleri ne yapıyor? Yani klonladıkları veya yeniden canlandırdıkları insanlarla ne
yapıyorlar?
C: Onlara hizmet ediyorlar.
515

S: (T) Yani bu insanlar dünyadışı varlıkların hizmetkarları mı oluyor?


C: İşçileri.

S: (T) Köleler. (L) Bu hep aklıma gelen bir soruyu hatırlattı bana. Şu anda toplam kaç dünyadışı KH varlığı bu gezegende
faaliyette bulunuyor?
C: Spesifikleştir.

S: (L) Örneğin bu gezegende faaliyette bulunan kaç Kertiş var?


C: 300.000.

S: (L) Tamam, kaç Turuncu?


C: 62.530.

S: (L) Kaç gri?


C: 2.750.000.

S: (L) Bu hiç iyi bir resim değil! (J) Kesinlikle değil. (L) Bunların çoğu dünyada farklı boyutlarda veya yoğunluklarda mı
bulunuyor? Yani yoksa bayağı kalabalıklar demektir!
C: Yoğunluklar arasında ileri ve geri.

S: (J) En başta dedikleri gibi. (T) Üçüncü yoğunluktaki sayılarını mı sordun? ...
C: Ve diğer.

S: (L) Belirli bir yoğunluğu sormadım. Sadece gezegen alanında. (T) Bu projede çalışanlarının sayısı mı bu? (L) ... Bu
kitapçıkta dünyadışı bazı hizmetçilerin çizimleri olduğu iddia edilen şeyler var. Şurdaki Rigel'li bir hizmetçiymiş. Proto-
sentezoid, yani siber-genetik. Bu çizim, bu varlık gerçekten var mı ve bu çizim bu varlığın gerçek bir temsili mi?
C: Evet.

S: (L) Bu sevimli. (SV) Hangisi? [Çizime bakıyor] Ouuu, onu görmek istemiyorum... (L) Şuna bak... (T) Yıldırım Adam!
(L) Şu gerçekten var mı? Bu mutasyon klon formu?
C: Evet.

S: (L) Peki bu küçük Tah hay varlığı?


C: Evet.

S: (T) E.T.! (L) Gerçek olduğunu mu söylediler? Evet. Peki bu gerçekten sevimli görünümlü olan?
C: Evet. Dulce üssünde var.

S: (T) İşi kolaylaştırıp kitaptaki herşeyin gerçek olup olmadığını soralım mı? (L) Hayır, mesela burada şöyle diyor: "Bu
klonlanmış sentezoid bir formdur ve kontrolör olarak görev yapar. Yaklaşık 120 cm uzunluğundadır." Sanırım bu standart
gri varlığı. Ama çizim çok berbat. (T) Gözleri daha küçük görünüyor ama yüzü, Otopsi filmindeki varlığın yüzüne çok
benziyor. (L) Yatak odamda gördüğüme çok benziyor; tek fark bunun tamamen siyah şeritlerle kaplı olması. Peki bu da
replika olarak isimlendiriliyormuş. [Okuyor] "İnsanın proto-sentezoid formudur ve özel dış ajan olarak görev yapar.
Gözlem: İstediğinde yüzünün ve bedeninin şeklini değiştirebilir." X-File'dakine benzer, şekil değiştiren bir varlık. Doğru
mu? Elbette biraz belirsiz çizilmiş...
C: Yakın.

S: (L) Özellikle bunun hakkında söyleyebileceğiniz herhangi birşey var mı? Herhangi bir ipucu?
C: ?

S: (L) Pekala, soru sormamız gerekiyor. Peki bunlar Zeta Retikuli 1'den gelen hizmetçiler... (T) Bunlar Siyahlı Adamlar
mı? (L) Hayır, hatırla, Siyahlı Adamlar... (T) Sadece kontrol etmek istemiştim. ... (TK) Burada Terminatör Model IV var...
Bay sıvı metal. (L) Pekala Zeta Retikuli 1'den gelen hizmetçiler... Bu da başka bir versiyonu. Bunların da Dulce üssünde
kullanılan hizmetçiler olduğunu düşünüyorum, doğru mu?
C: Laura, tabla. [Laura kitabı tutuyordu ve parmaklarını planşetten çekmişti.]

S: (L) Bunun, Dulce üssünde kalanların diğer bir versiyonu olduğunu düşünüyorum. Doğru mu?
516
C: Hayır.

S: (L) Bunlar kim?


C: Geziciler.

S: (L) Peki bunlar geziciler. Bunun hakkında birkaç yorum yapayım... (T) Geziciler mi? Nasıl yani geziciler? (L) Sanırım
yaptıkları iş... (T) Bir yerden bir yere gidip sorunları çözüyorlar... (L) Bunlar çok arkadaş canlısı görünüyor... Bunları
sevdim! (T) Onlar "Maviler" mi? (L) THROOB denenler! (T) Bu kısa mavi olanlar Whitley'in gördüğü... (L) Yaklaşık 120
cm... Evet, sanırım. Burada şöyle diyor: "Esas olarak Draco Takımyıldızından gelmektedir ve ileri düzey araştırma
yapmaktır. Yaklaşık 120 cm'dirler." Bu tanım ve çizimler doğru mu?
C: Evet.

S: (T) Bunlar Whitley Strieber'in gördükleri mi?


C: Belki.

S: (L) Alttaki fotoğrafta gösterilen değiştirilmiş klon formu. Bu da doğru bir temsil mi?
C: Yakın.

S: (L) Bu sevimli küçük varlıkların deri rengi nedir?


C: Değişken.

S: (L) Sanırım bir tane daha olabilir... Ha ha! Millet buna hazır mısınız? Bu bir Kasyopyalı! (T) Kasyopyalı olduğunu
sanmam. (J) Bakayım... Aa çok güzel! (T) Kasyopya, ben Kasyopya isimli bir yıldız bulamadım... (L) Çünkü yok. (T)
Biliyorum. (L) ...Bu Kasyopya'lı bir insektoit ırkmış ve yaptığı iş de genetik araştırmaymış. Bu varlığın tanımı ve çizimi
doğru mu?
C: Evet.

S: (T) Kasyopya bir yıldız mı? (L) Hayır? (T) Nedir? (L) Takımyıldız. (T) Takımyıldız olduğunu biliyorum ama
Kasyopyalı olduklarını söylüyorlar. Kasyopyalı olamazsın ki... (L) Doğru. Kasyopya'daki hangi yıldız?
C: Bölge.

S: (L) Kasyopya bölgesi. Burada Kasyopyalı olarak belirtilen varlıkların evi olarak belirtebileceğiniz herhangi bir yıldız var
mı? Bir yıldızın etrafındaki bir gezegende evleri olsa gerek. Onların yıldızları hangisi?
C: Hayır.

S: (L) Ev olarak kullandıkları bir gezegenleri olması gerekmiyor. Belki dalgayla birlikte seyahat ediyorlardır. (SV) Buraya
mı geliyorlar? (L) Bu varlıklar buraya mı geliyorlar?
C: Hepsi burada mevcut zaten.

S: ... (T) Şu alttaki? Bir alttaki nedir? (L) Sadece biyolojik bir androit. "Nordikler ve Turuncular normalde inorganik,
yüksek teknoloji hizmetçiler kullanır." Buradaki resim, inorganik, yüksek teknoloji bir varlığın doğru bir...
C: Evet.

S: (T) Tüm bu hiyeroglifler nedir? (L) Bu varlıklardan birinin dili olmalı. Bu yazıda ne diyor?
C: Karışık.

S: (L) Kullandıkları çeşitli dillerin bir karışımı mı?


C: Evet.

S: (L) Sadece biri çeşitli sembolleri bir araya getirmiş. İki veya üç farklı dil var gibi görünüyor. Bununla ilgili sorular
cevaplanmış oldu. (SV) Laura bizim için o sayfaların bir kopyasını alır mısın? (L) Evet, hepinize birer kopya çıkaracağım.
(SV) Böylece rüyalarımda bu varlıklardan biriyle karşılaşırsam korkmam. Yani o kadar kokmam! (J) Korkmaktan
bahsetmişken... (TK) Bana endişelenecek çok fazla şey yok gibi görünüyor... (T) Tüm bunların eğlenceli olması gerekiyor!
(L) Evet, bize tüm bu gerçeklikleri deneyimlemenin bir ekstazi olacağını söylediler. (T) Eğlenceli! Zorlu bir yanı da var ve
ama zorlu yanı da dahil tümünden zevk almalıyız! ... (TK) Olduğu gibi kabul etmen ve başa çıkman gereken birşey
sanırım! (T) Onun gibi birşey. (J) Kaldırabilmek gerekiyor.
C: Evet.
517
S: (J) Korkmaktan bahsetmişken, çığlık atarak uyandığım birden fazla durum yaşadım ve nedeni konusunda fikrim yok.
Bununla ilgili söyleyebileceğiniz birşey var mı? İki veya üç kez oldu.
C: Keşfet.

S: (L) Hipnoz yapman gerekiyor. Son zamanlarda bunu çok sık söylüyorlar. Nova'ya da tekrar tekrar söyledikleri şey bu.
Keşfet, keşfet, keşfet. Sana o celseden bahsetti mi? (T) Hangi celse? Hayır. (TK) Hep yanlış soruları mı soruyoruz acaba?
(J) Hayır!
C: Yanlış soru diye birşey yok.

S: (J) Yanlış soru yok. (L) Sanırım labirentte kendi yolunda ilerlerken, labirentin merkezine ulaşmak için neyi sorman
gerekiyorsa bu uygun oluyor. Yani neyi sorman gerektiğini düşünüyorsun? (J) Tamamen bilgiyle ilgili... (T) Sana gelen
şey, hakkında soru sorman gereken şeydir. (L) Transkriptleri baştan sona okuduğunda... Aslında onları sana o şekilde
vermemeliydim. Tüm lüzumsuz taraflarını ayıklamalıydım. Çünkü konunun özüne ulaşman gerekiyor. Ama çeşitli
ayrıntıları da görmen gerekir çünkü... (J) Herşey öğrenme sürecinin bir parçası. Saçma gibi görünen şeyler bile. (L) Evet
örneğin birinin kendi kişisel hayatıyla ilgili sorduğu sorulara dair iki sayfayla karşılaşabilirsin ama sonra birden üç-dört
sayfa dolusu şok edici bilgiyle karşılaşıp "Aman tanrım." olabilirsin... (T) Kişisel bölümlerde de bilgiler var. (L) Orada da
örtülü bilgiler var... (T) Herşey var... (J) Laura, dürüst olmak gerekirse, transkriptlerde herhangi bir düzenleme
yapabileceğini sanmıyorum... Sanırım Andrew haklı, olduğu gibi bırak. (TK) Peki istediğiniz cevapları alamadığınız bir
durumda fark yaratacak soru-cevaplara ulaşabiliyor musunuz? (J) Sormaya devam etmen gerekiyor sanırım. (T) Aradığımız
yanıtlara ulaşana kadar bir sürü soru soruyoruz ve sonra o yanıtlar üzerinde düşünebildiğimiz kadar düşünüyoruz... (L)
Bazen bir kapıyı nasıl açacağımızı hiç bilmiyoruz. Bazen en basit nitelikte sorularımız, bizi hayretler içinde bırakan en
inanılmaz bazı bilgilerin kapısını açtı.
C: Sorun.

S: (L) Hadi sor. (T) Yanlış soru diye birşey yok. Hepimiz aptalca olduğu ortaya çıkan sorular sormuşuzdur. Hepimiz
utandığımız durumlar yaşadık, o yüzden çekinme. Bunu bizim için gayet iyi idare ediyorlar. (TK) Bilmiyorum, bu şey gibi
görünüyor... Bu tür şeyleri bilmek gerçekte ne fark yaratır ki? (L) Çünkü... (J) Sadece farkında olarak... (L) Daha fazla...
(TK) Farkında olmak, evet, tamam. Anlayabiliyorum. (J) Bazen herşey bundan ibaret... (L) Ayrıca bize dediklerine göre
daha fazla bilgi topladıkça, o bilgi frekansını gerçekten değiştiriyor, temel bir seviyede varlığına, kimliğine güç katıyor.
Fiziksel olarak değil, psişik olarak. ... İncil'de ne diyor? "Halkım bilgisizlikten yok oluyor..." diyor ve "gerçeği bileceksiniz
ve gerçek sizi özgür kılacak." diyor. Bilgin arttıkça kozmik ve psişik bir anlamda büyüyorsun, daha güçlü oluyorsun, ve...
C: Yeraltı tesislerinde olanlar hakkında daha fazla soru öneriyoruz. JR ve TR, Albuquerque ve Las Vegas'da istemeden
ziyarette bulundular!

S: (J) Aman tanrım! (T) Tekrar okusana, duyamadım. (L) Bir yeraltı üssünde mi bulundunuz? (T) Bir yeraltı üssünün
kapısının önünde bulunduk. Carlsbad Mağaralarındaydık ve o mağaranın diğer ucunda bir devlet tesisi olduğunu ama
bundan bahsetmeyeceklerini biliyordum. (J) Bunu mu kastediyorlar? (T) Carlsbad'dan mı bahsediyorsunuz?
C: Kaçırıldınız.

S: (T) Albuquerque'de mi?


C: Evet.

S: (J) Las Vegas'ta da mı? (T) Las Vegas'ta da mı kaçırıldık?


C: Orada bir dünyadışı ile karşılaştınız.

S: (L) Ou, Las Vegas'ta bir dünyadışıyla karşılaşmışsınız! (J) Evlilik resimlerimizin çıkmamasının bununla bir ilgisi var
mı?
C: Bardaki tip.

S: (T) Ouuuu... (J) Neden bahsettiğinizi çok iyi biliyorum.


C: Şekil değiştirmiş hümanoit gri tür dört. Rigel'li. Oryon birliği KH.

S: (T) Bizimle neden konuştu? Bize neden yaklaştı? Bunu çok iyi...
C: Sizden bilgi almaya çalışıyordu ve aura frekansı okuması yapıyordu. Yeterince güçlü olmasaydınız, araştırmalarınız
nedeniyle kalıcı olarak kaçırılırdınız.

S: (L) İşte burada önemli bir nokta var. Herkes buna dikkat etsin. Kişiyi kalıcı olarak kaçırılmaktan koruyan güç neyle
ilgili?
518
C: Güç karakterle ilgili. Yani eğer BH adayıysanız muhtemelen bu tür bir deneyim yaşamazsınız.

S: (L) Muhtemelen kurban olmayız... Tamam, ama... (T) BH adayı... (L) ... Ama insanın içinde onları durduran şey nedir?
Yani belirli insan varlıklarındaki temel bir şeyle mi ilgili bu? Belirli insanların içindeki birşey bu manipülasyonu ve kurban
olmayı engelliyor mu?
C: Ruh yapısı.

S: (L) Yani bizde, içimizde ulaşamadıkları veya zarar veremedikleri birşey var, doğru mu?
C: Temel olarak, ama kullanması zor.

S: (L) Diğer bir deyişle bu içimizdeki birşey... ve bu yoğunluk seviyesinde bir silah gibi çıkarıp etrafımıza tutabildiğimiz
birşey olmayabilir ama içsel bir bariyer oluşturuyor, öyle mi?
C: Oluşturabilir ama bunu bilinçli bir şekilde yapmak kolay değildir.

S: (L) Bilinçli bir şekilde yapmak zor. Bu, üzerinde çalışabileceğimiz bir nitelik veya yetenek mi? ... Bu, odaklanmış bir
farkındalık durumu mu? Yani iç ve dış, bütün beden farkındalığı... (J) Ve içgüdülerle hareket...
C: Faydalı.

S: (L) Bu faydalı. Bu yoğunlukta, bu bedenlerimiz içinde bunu mümkün olan en üst dereceye kadar geliştirmek için
yapabileceğimiz birşey var mı?
C: 4'ü bekleyin.

S: (L) 4'üncü yoğunluğu mu?


C: Evet.

S: (T) Bunu kendi başımıza geliştiremeyiz, ama eğer... (J) Süreci başlatabiliriz... (T) Bu bir geliştirme meselesi değil, kendi
kendine oluyor, sen onun hakkında düşünmüyorsun.. (L) İçsel birşey... (T) Sadece olan birşey, istemsiz, orada, çalışması
gerektiği zaman çalışıyor. Fikir bu mu?
C: Öğrenme amaçları için batıdaki deneyimlerinizi paylaşın lütfen. Bilgi korumadır. [Kısaca, TR, JR ile birlikte Vegas'ta
evlilik cüzdanlarını almak için şehre gittikten sonra bir barda tuhaf bir tiple karşılaşmalarının hikayesini anlattı. Belediye
Binası'na taksiyle gitmişlerdi ama dönüşte 47 derecelik havada yürümeye karar verdiler. Güney yönünde Vegas World'a
kadar ulaştılar ve serinlemek için bir bara girdiler. JR sıcaktan takatsizleşmişti. Barmen ona bardaklar dolusu buzlu su ve
ensesine koyması için buzlu bir havlu verdi. Bir taksiyle otellerine dönmeye hazırlanırlarken, barlardan çıkmayan tipte bir
adam yanlarına yaklaştı ve çeşitli bireysel sorular sordu ve sarhoş olmadığı halde sarhoşmuş gibi rol yapıyor göründü. TR
ona Florida ehliyetini göstermeyi reddettiğinde kızgınlaştı ama TR onu baştan aşağı süzüp karakterinin gücünü de
yükleyerek "Burada bir sorunumuz yok, değil mi?!" diye sorunca ilgisini kesti.]

S: (T) Konudan uzaklaşmadan önce kaçırılma olayında nereye götürüldüğümüzü sormak istiyorum. Çünkü hatırladığım
kadarıyla ondan sonra başka birşey olmadı. Kendi işimize baktık ve onu bir daha görmedik... (L) TR'nin anlattığı bu
hikayede o varlığın direncinin kırıldığı an hangisi?
C: Soru cümlesi.

S: (L) Hangi cümle? (T) "Burada bir sorunumuz yok, değil mi?! Herşey yolunda, hiçbir sorun yok! Sana bir bira
ısmarlamamı ister misin?" dedim.
C: Evet.

S: (T) O zaman kafası karıştı... (J) Onu tamamen etkisizleştirdin.... (SV) Dik bir şekilde birbirine bakış... (T) Konuşmayı
giderek belirli bir noktaya tırmandırmaya çalışıyordu ve bilmiyorum, buna hemen o noktada son vermenin en iyisi
olacağını hissettim...
C: Enerji akışı sapmaları ve düşünce kalıbı kesintileri, Grileri ve benzerlerini geri savuruyor.

S: (SV) Matrix I kitabında söyledikleri şey de aynen bu! (T) Şu anda aklıma gelen başka birşey; durum çirkinleşmeden
önce birlikte bir yere gitmeye yönlendiriyordu. (J) Çok örtülü bir şekilde, ama evet. (T) "Birlikte bir yere gitmeliyiz." gibi
birşey söylüyordu. Sanırım duruma o zaman bir son vermeye karar verdim. (L) Peki TR ve JR'nin kaçırılıp bir yeraltı
üssüne götürüldüğü olayda, yeraltı tesisinin yerini belirtebilir misiniz?
C: Soccoro, NM.

S: (J) Soccoro'ya gitmiştik, değil mi? (T) Soccoro'dan geçtik... Jeoloji okulunda durduk. (L) Tamam, bu yeraltı üssünde
519
onlara ne yapıldı?
C: Hızlı inceleme.

S: (T) Geçtik mi? Hızlı testlerde iyi değilimdir! Albuquerque'de geçirdiğimiz gecelerden hangisinde kaçırıldık?
C: İkinci.

S: (T) Oraya Cuma öğleden sonra varmıştık. Demek ki Cumartesi günü kaçırıldık... (L) Bu üssü, bu tesisi kim yönetiyordu?
Hangi grup?
C: Oryon birliği KH.

S: (T) Bizi neden aldılar? Biliyorum hızlı bir inceleme için, ama neden? Orada olduğumuz için mi, yani üsse çok
yaklaştığımız için mi? (L) Araştırmalarınız yüzünden olduğunu söylemişlerdi. (T) Florida'da da kaçırabilirlerdi.
C: Evet.

S: (L) Araştırmalarınız yüzünden. Sanırım bir üsse çok yaklaşmıştınız. Bu üslere, bu yeraltı tesislerine herkes gitmez.
Gemilere alınıyorlar... (T) Bizi aldıklarında üsse çok yakın mıydık? Bu onlar için uygun bir fırsat olduğu için mi?
C: Evet.

S: (T) Oraya gideceğimizi biliyorlar mıydı?


C: Evet.

S: (T) Peki neden sonra bir casusla takip yaptılar?


C: Test.

S: (T) Ne tür bir test? (J) Sanırım geçtik... (L) Sanırım eğer testi geçemeseydiniz, demin dedikleri gibi kalıcı olarak
kaçırılacaktınız.
C: Yanıtlandı.

S: (L) Aura okuması... (T) Yani yaptıkları şey, bizim KH mi, yoksa BH mi olduğumuza bakmak mıydı?
C: Kısmen.

S: (L) Peki eğer o olayda kalıcı olarak kaçırılsalardı onlara ne olurdu?


C: Beden parçalarından yararlanma.

S: (T) Yani birinin bedeninin bir parçası haline mi gelirdim? (TK) Şahıs olarak onların işine yaramazdın ama parçaların işe
yarardı. (T) ...Ama almadılar. (J) Bizi alamadılar çünkü güçlüydün... (T) Geçici olarak aldılar... Önceden inceleme
yapmanın amacı neydi? Biliyorum, hızlı bir inceleme, ama beden parçalarımızın iyi olup olmadığını öğrenmek için mi?
Aradaki bağlantıyı çözmeye çalışıyorum... (L) Eğer sizi aldılarsa, neden geri bıraktılar?
C: Bu bağlantıda açıklamak için fazla karmaşık.

S: (L) Yani bunu boşuna zorluyoruz. Bir fikrim var. Bir kaçırma sırasında çok ileri gitmelerini önleyen içsel birşey mi var;
yani belki koruyucu bir melek veya enerji gibi... ama sonra bir implant yerleştirerek bu engeli aşabilecekleri bir durum
yaratmaya çalışıyorlar... Aa biliyorum! Bu, Michael Topper'ın KH'nin "itaat faktörü"nden bahsettiği "Kanallar ve
Pozitif/Negatif" isimli makalesinde anlattığı şey değil mi? Eğer seni birşeye itaat ettirirlerse onlara izin vermiş oluyorsun.
C: Yakın.

S: (L) O makale çok bilgilendirici... Pekala, sanırım bu akşamı kapatmaya yaklaşıyoruz çünkü hepimiz çok bitkin
durumdayız... değil mi? (F) Ben yorgunum, evet. (L) Pekala bu gece dükkanı kapatmadan önce herhangi birine söylemek
istediğiniz herhangi birşey var mı? Yarın kuzeye dönmek üzere hazırlık yapan Tom için herhangi bir mesajınız var mı?
Veya genel olarak herhangi birimiz için?
C: Hayır.

S: (L) Son bir sorusu olan? Tamam, o halde iyi geceler diyoruz ve bizimle birlikte olduğunuz için size teşekkür ediyoruz.
C: İyi geceler.
_____________________________
520
21 Ekim 1995 F___, Laura, SV

S: Merhaba.
C: Merhaba.

S: (L) Bu akşam karşımızda kim var?


C: Ayzgorra.

S: (L) Neredensin Ayzgorra?


C: Kasyopya.

S: ... (L) Pekala, sorularımızı sormak istiyoruz.


C: Hatırlayın, Kasyopya bizim aktarım noktamız, evimiz değil.

S: (L) Tamam, hatırlıyoruz. Birkaç dakika önce, evin garajı ile anacadde arasında ortaya çıkan ve bir ekin çemberine
benzeyen sembolden bahsediyorduk ve bizim için o sembolün kaynağına erişip erişemeyeceğinizi öğrenmek istiyoruz. O
sembolü oraya kim koydu?
C: Gri dünyadışı, tür numarası 4.

S: (LM) Evime gelmelerine neden olan şey nedir?


C: Karmaşık.

S: (L) Biraz tanımlayabilir misiniz? Çok fazla derine inmeyeceğiz ama kısa bir tanım verebilir misiniz?
C: Hayır.

S: (L) Bunun daha sonra tekrar sormamızı gerektiren önemli bir yönü var mı?
C: Size bağlı.

S: (L) Peki bunu neden öğrenemiyoruz?


C: Alıcılar için fazla karmaşık.

S: (L) Tamam, o işaret oraya genel bir anlamda Lewis için bir uyanma çağrısı olarak mı kondu?
C: Hayır.

S: (L) Onun oraya konması, o konumda belirli bir enerji ortaya çıkardı mı?
C: Belki.

S: (L) O işaretin oraya konması veya Lewis'in o işaretle karşılaşması, onun hayatında değişikliklere yol açtı mı veya
değişikliklerin önünü açtı mı?
C: Belirsiz.

S: (L) Şu şekilde sorayım; bu olaydan kısa bir süre sonra Lewis'in hayatında meydana gelen değişiklikler, bu etkileşimin bir
sonucu mu?
C: İlişkili ama doğrudan bir neden-sonuç ilişkisi yok.

S: (L) Peki o sırada herhangi biri kaçırıldı mı?


C: Açık.

S: (L) Bize bunun hakkında başka birşey söylemeyecekler. (LM) "Açık" ne anlama geliyor? (L) Bize bunun hakkında
başka birşey söylemeyecekleri anlamına geliyor. (LM) Neden? (SV) Çok karmaşıkmış... (L) Ya çok karmaşık, ya da
önceden bilmek özgür iradeni ihlal edeceği için şu anda duyamayacağın birşey. (LM) Öyleyse bile bazı şeylere evet veya
hayır demeleri gerekirdi. Kastettiğimi anladınız mı? (L) O kadar basit değil. Pekala, şeyden bahsetmek istiyoruz... Şunu
sorayım; o alanda bulunmak benim için dönüştürücü bir deneyim miydi?
C: Konum yüzünden değil. Belirtilen varlıkların 3'üncü yoğunluğun sınırlamalarına tabii olduğunu mu sanıyorsun?

S: (L) Hayır, neyi kastediyorsunuz?


C: Keşfet.
521
S: ... (L) Hepimizin izlediği Roswell videosu hakkında konuşmak istiyorum. TR o videonun Roswell videosu olmadığını,
başka birşey olduğunu iddia ediyor... Buna inanmıyor. O videonun Roswell kazasından sonra araçtan çıkarılan dünyadışı
varlıklarla ilgili olup olmadığını öğrenmek istiyorum.
C: Evet.

S: (L) Tamam. Neden çok sayıda insan standart grilerde olduğu gibi dünyadışı varlıkların dört parmağı olduğunu söylüyor?
C: Birden fazla sayıda varlık.

S: (L) Yani o araçta birden fazla sayıda dünyadışı varlık vardı, öyle mi?
C: Evet.

S: (L) Görüntüyü kaydeden kameraman bu varlıklardan dört tane olduğunu anlattı. Biri ölüymüş ve üçü de aracın dışında
duruyormuş ve çığlıklar atıp göğüslerindeki kutuları tutuyorlarmış. Bu doğru bir...
C: Evet.

S: (L) O kutular neydi?


C: Tercüme matriksi, duygu dengeleme birimleri.

S: (L) Tercüme matriksi nedir?


C: Yabancı düşünce kalıplarını çevirir; elektromanyetik ızgara dalgasının acil durum kaybı dışında ihtiyaç duyulmaz.

S: (L) Duygu dengeleme birimi ne için kullanılıyor?


C: Çeşitli kullanımları var. Çoğu zaman, şok edici olaylara alışık olmayan, duygusal olarak yüklenmiş varlıkların zarar
verme düşüncelerini nötralize ederek hayatta kalmak için.

S: (L) Başka varlıkların zarar verme düşüncelerini nötralize etmek için mi tasarlanıyorlar?
C: Evet.

S: (L) O halde cihazlar pek iyi çalışmamış, değil mi?


C: Cihazları etkinleştirme şansı bulamadılar.

S: (L) O kutuları etkinleştirme fırsatı bulsalardı, kendilerini o berbat durumdan kurtarabilirlerdi, öyle mi?
C: Kurtarma değil, negatif yönlerini hafifletebilirlerdi.

S: (L) Peki o düşen araçta kaç varlık vardı?


C: 21.

S: (L) Neden raporlarda sadece dört deniyor?


C: Raporlar gizleniyor ve parçalı. Çok az sayıda kişi aracın içini gördü!!

S: (L) Bu olay iki aracın çarpışması mıydı, yoksa tek bir aracın bozulması mıydı?
C: İki.

S: (L) İki araç birbiriyle mi çarpıştı? Bu doğru mu?


C: Hayır.

S: (L) Düşen iki bağımsız araç mı vardı?


C: Peşpeşe giden iki araç, aralarındaki iyonize dalgalar nedeniyle savruldular.

S: (L) Bu araçlardan biri tamamen parçalandı mı?


C: Evet.

S: (L) Ve o araçtaki varlıklar tamamen yok oldu, yandı veya parçalandı, doğru mu?
C: Yakın.

S: (L) Bazıları parçalanma öncesi araçtan çıktı mı?


C: 4'üncü yoğunluk.
522

S: (L) Yani bunun olacağını anladılar ve 4'üncü yoğunluğa mı geçtiler?


C: Hayır.

S: (L) 4'üncü yoğunluk varlıklarıydılar ve parçalanıp yok oldular, öyle mi?


C: Yakın.

S: (L) Diğer araca yaklaşıldığında, yakalanan 21 varlıktan dördü aracın dışındaydı, doğru mu?
C: Evet.

S: (L) O halde içeride 17 varlık vardı. Bu 21 varlıktan kaç tanesi Gri yani standart kertiş aracı olan gri varlıklarıydı?
C: Çoğu.

S: (L) Orada başka türde varlıklar var mıydı?


C: İnsan.

S: (L) Orada bir de insan mı vardı?


C: 5.

S: (L) İçeride 5 insan vardı... (LM) Neden? (L) O araçta neden insanlar vardı?
C: İnceleme için alınan numuneler. Kocaayak türü iki varlık.

S: (L) İnceleme amaçlı olarak alınmış olan insanlar, kaçırılmış kişiler miydi?
C: Ölü.

S: (L) Ölmüş insanlardı. Harika. Ölmüş insanları mı kaçırdılar? Yoksa canlıyken mi kaçırdılar?
C: Hayır.

S: (L) Aracın kaza yapması nedeniyle mi öldüler?


C: Hayır.

S: (L) Peki o zaman buradaki hikaye nedir? Başka hangi seçenekler kaldı?
C: Alındılar.

S: (L) Ölüm sırasında alınıp remolekülerize mi edildiler? Daha önce tartıştığımız şeyi mi kastediyorsunuz?
C: 3'üncü yoğunluk.

S: (L) Üçüncü yoğunlukta mı remolekülerize edildiler? Bunu mu söylüyorsunuz?


C: 3'üncü yoğunlukta alındılar.

S: (L) Lütfen bir insanın alınmasından neyi kastettiğinizi söyleyin.


C: Öldükten sonra alındılar.

S: (L) Yani ölmüş bedenleri aldılar, öyle mi?


C: Evet.

S: (LM) Neden? (L) İncelemek için. Bu cesetleri canlandırmayı mı planlıyorlardı?


C: Açık.

S: (L) Bir ölümden sonra yeniden canlandırmak için cesetleri alıyorlar mı hiç?
C: Evet.

S: (L) Cesetleri alıp yeniden canlandırınca, o bedeni kullanmış olan ruhla mı canlandırıyorlar? Ruhu yakalayıp geri mi
koyuyorlar?
C: Hayır.

S: (L) Bedenleri yeniden canlandırırken, dünyadışı bir varlığın ruhuyla mı canlandırıyorlar?


C: Çok sayıda olasılık.
523

S: (L) Cesetleri ruh olmadan canlandırmaları mümkün mü?


C: Evet.

S: (L) Cesetleri ruhsuz olarak canlandırdıklarında, zombi gibi bir varlık mı oluyor?
C: Hayır.

S: (L) Bu konuda bize biraz daha bilgi verebilir misiniz? Eğer onları ruhsuz olarak canlandırıyorlarsa, buradaki canlandırıcı
güç veya enerji nedir?
C: Diğer insanlardan ayırt edilemez.

S: (L) Diğer insanlardan ayırt edilemez. (LM) Bu nasıl mümkün olabilir?


C: Teknoloji herşeyi mümkün kılıyor!!!

S: (L) Elbette 4'üncü yoğunluk teknolojisinden bahsediyorsunuz, değil mi?


C: Evet.

S: (L) Peki bir çeşitli enerji yüklenerek yeniden canlandırılan bir beden... (SV) "Çi" enerjisi olabilir mi? (L) ... Biz ruhu
fiziksel bedenin canlandırıcı gücü olarak algılıyoruz. Yani ruh gittiğinde beden ölür. Doğru değil mi?
C: Sınırlı veriye dayalı varsayımlarda bulunuyorsun.

S: (L) Peki o halde bir bedenin ruh olmadan nasıl yeniden canlandırıldığını söyleyerek veritabanımı genişletir misiniz?
C: Karmaşık teknoloji; elektronik biyo-üretim frekans uyumlaması ve tüm işlevlerin izlenmesi ve kontrolü için son derece
yüksek frekanslı radyo sinyali aktarıcıları; düşünce kalıbı taklidi ve duygu frekansı titreşim oranı modülasyonu dahil!!!!

S: (L) Bunu yaptıklarında fiziksel beden...


C: Evet.

S: (L) Kan, kalbin atışları ve herşey...


C: Hücre dahil tüm işlevler taklit ediliyor.

S: (SV) Peki ya aura? (L) Böyle bir varlığın aurası olur mu?
C: Projekte ediliyor.

S: (L) Diğer tüm frekanslar ve diğer şeyler gibi o da projekte ediliyor. Peki... (SV) Etrafımızda bu türde yürüyen çok ölü
var mı?
C: Matrix materyalinde anlatılan "Robotlar"ın yerine kullanılan varlıklar.

S: (L) Normal bir insanın bu tür bir varlığı tespit etmesi mümkün mü?
C: Hayır.

S: (L) Tüm gezegende normal bir insanmış gibi davranan, bu türde yaklaşık kaç varlık var?
C: 2.000.000.

S: (L) Yaklaşık 2 milyon mu?


C: Evet.

S: (L) Pekala...
C: Laura, onlardan 7 tanesi ile karşılaştın.

S: (L) Kim onlar?


C: Keşfet.

S: (L) Bir ipucu verebilir misiniz? Son... (SV) Ben onlardan biri miyim? [Gülüşme] Asla bilemezsin! (L) Herhangi birimiz
onlardan biri mi?
C: Keşfet.

S: (SV) O yedi taneden herhangi biri üzerinde yapışık ruh çıkarma yapıp yapmadığını sor. (L) Bu karşılaşmalardan
524
herhangi biri geçen sene içinde miydi?
C: Açık.

S: (L) Bana bu konuda herhangi birşey söylemeyecek misiniz? Eğer bununla ilgili herhangi bir bilgi almamı sağlayacak bir
soru varsa, o soruyu sorulmuş kabul edin.
C: Beslenme uzmanı kim?

S: (SV) O kitabı yazan kişi mi? S___ S___ mi? (L) O beslenme uzmanı değil. (SV) Beslenme uzmanı olarak tanıdığın kim
var? O kitabı yazan kişi o değil miydi? Beslenme uzmanı? (L) S___ S___'yi mi kastediyorsunuz?
C: Evet.

S: (LM) Buna inanmakta zorlanıyorum. (F) S___ S___ robot mu? (L) Ne zaman öldü?
C: Açık. Tüm yapmanız gereken bir "hastane ziyareti." [Laura'nın notu: Bildiğim kadarıyla S___ S___ en az iki kez cerrahi
için hastaneye yatırıldı.]

S: (LM) Peki sonra? (SV) Hastane ziyaretinden neyi kastediyorsunuz? (LM) Bu saçma. (L) Belki ölüm belgesi vardır...
C: Saçma değil.

S: (L) Yani eğer bir kişi ameliyat için bir hastaneye giderse, ölüp bu şekilde yeniden canlandırılması mümkün mü? Kimse
anlamadan?
C: Evet.

S: (LM) Neden? (L) Neden olduğunu biliyoruz, çünkü gezegeni ele geçirmek için bir güç oluşturup tüm gezegene
yayıyorlar... Bunu zaten biliyoruz! Bu doğru mu?
C: Açık.

S: (LM) Açık ne demek? (L) Açık demek, bir şey henüz mutlak bir şekilde kesinleşmedi demek. Evet anlamına da gelebilir.
Demek S___ S___ bu robotoidlerden biri diyorsunuz, doğru mu?
C: Bilginiz ve korumanız için size bir örnek verdik ama şu anda başka bir örnek veremeyiz. [Laura'nın notu: Belirli
kaderleşmiş bir etkileşim meydana geldikten sonra verebilirler anlamında mı acaba?]

S: (L) Bu bireylerin karakteristiklerini kavramak bana mı kalıyor?


C: Verile bilgilere dayalı olarak, evet.

S: (L) Sanırım bu bireylerin sahip olabilecekleri özelliklerden biri, tekrarlanan bir duygusal kalıp olabilir. Görünüşteki
zekaya rağmen, duygusal frekansları projekte edildiği için ve aslında hiçbirşeyden birşey öğrenmedikleri için, sürekli
tekrarlanan bir davranış kalıpları olur; ipuçlarından biri bu mu?
C: Evet.

S: ... (L) Bu tür bireylere karşı ortaya çıkan belirli bir içgüdüsel algı var mı?
C: Kişiliksizlik.

S: (L) Bir şekilde kişiliksizler mi? Yani bu bireyler kişiliksiz bireyler mi?
C: Tek başlarına çok uzun "zaman" geçirirler.

S: (L) Demek ki F___ de onlardan biri! ... Tek başına çok zaman geçiriyor. (SV) Pek çok insan öyle! (L) Frank onlardan
biri mi?
C: Hayır.

S: ... (L) Seninle eğleniyoruz F___! Onu kastetmedim! (SV) Frank kesinlikle kişiliksiz değil! (L) Kocam onlardan biri mi?
C: Hayır.

S: (L) Tamam, kişiliksizlik, bu işin parçalarından biri.


C: Kilit bir unsur değil. Dezenformasyon dağıtımı daha olası.

S: (L) Pekala, John W___ onlardan biri mi?


C: Açık.
525
S: (L) John W___'nin bazı özellikleri uyuyor. Ona mantıklı birşey söylüyorsun, o ise sanki önceden kurulmuş bir programı
çalıştırıyor gibi ve tam senin düşündüğün noktaya geldiğini sanırken program sona eriyor ve program baştan başlıyor. Ve
bu beni şaşırtıyor. Pekala... Bize bu konuda başka birşey söylemeyeceğinizi tahmin ediyorum. Bu varlıklar kim olduklarını
biliyorlar mı?
C: Bunlar bilinçli varlıklar değil!

S: (L) Bilinçli birer varlık değiller ve sana yönelik reaksiyonları uzaktan kumanda edilir gibi. (SV) Yani onlara kim
olduklarını söylersen...
C: Uzaktan kumanda ediliyorlar.

S: (L) Pekala, bu soruyla ilgili başka sorumuz var mı? (SV) Onlara kim olduklarını söylersen buna katılırlar mı? (L) Hayır,
muhtemelen katılmazlar. (SV) Uzaktan kumanda ediliyorlar... (L) Onları kimin yönettiğini bilemezsin ve öyle birşeyi
şiddetle inkar ederler. (SV) O zaman hedefi haline gelirsin... (L) Evet buna şüphe yok. Dünyadaki bu 2 milyon varlığın
amacı nedir? İpucu verebilir misiniz?
C: Bekle ve gör.

S: (L) TR neden bu otopsi videosunu eleştirme veya geçersiz ilan etme konusunda bu kadar kararlı?
C: Duygusal gündem.

S: (L) Bu olayla ilgili duygusal gündemi nedir?


C: Güçlü inançlarını destekliyor.

S: (L) Güçlü inançları bu olaydaki tavrını nasıl belirliyor?


C: Önemli değil.

S: (L) Pekala, TR'nin bu konuyla ilgili inançları önemli değil. Diğer konulara geçmeden önce birşey sormak istiyorum.
"Özgür Masonluk ve Eski Mısırlılar" isimli, siyah kapaklı bir kitabım var. Onu bulamıyorum. Birine ödünç mü verdim?
C: Keşfet.

S: (L) Keşfetmeye çalışıyorum ama edemiyorum. Kazadan beri hafızam vurulmuş gibi. ... Kitabı nerede bulabileceğime
dair bir tür ipucu verebilir misiniz?
C: Bulabilirsin.

S: (L) Yani etrafta bir yerde. (SV) Belki de odandadır. Belki çocuklar almıştır. (L) Odamı bugün temizledim. (SV)
Çocuklardan biri almıştır belki. (L) Odamda olabilir. Sanırım nerede olduğunu biliyorum. Çekmecenin altında, daha sonra
oraya bakacağım. Pekala, Ahit Sandığı şu anda nerede?
C: Alternatif 3.

S: (L) Alternatif 3, tüm zekileri, tüm seçkinleri gezegenden çıkarıp kalan herkesi havaya uçmaya terk etmek, değil mi?
C: Belki.

S: (L) Şu anda nerede?


C: Belki değil. Keşfet.

S: (L) Sizinle olan etkileşimimiz yoluyla keşfetmeye çalışıyoruz. Bu kadar belirsiz birşeyi başka nasıl keşfedebiliriz? Yani
gerçekten çok soyut bir konu bence. SV) Alternatif 3'ü kim yönetiyor Laura? (L) Çok karmaşık... (SV) Belki de kim
yönetiyorsa Ahit Sandığı da onlardadır. (L) Bize bu konuda herhangi birşey söyleyecek misiniz?
C: Cevabı bulmak için alternatif 3'ü araştır.

S: (L) Tamam, Matriks materyaline göre Henry Kissinger MJ12'nin şu andaki başı. Bu doğru mu?
C: Hayır.

S: (L) Saptırma amaçlı bir isim, öyle mi?


C: Evet. MJ12 artık MJ12 değil.

S: (L) MJ12 şu anda ne olarak biliniyor?


C: Yüksek Öğreniş Enstitüsü. (ç.n.: institute of higher learning)
526
S: (L) Brookings Laboratuarı veya Brookhaven'ı mı kastediyorsunuz?
C: Pek sayılmaz.

S: (L) Belirli bir yüksek öğrenme enstitüsü mü?


C: Evet.

S: (L) Geçen gece yeraltı laboratuarlarından ve 2. Dünya savaşındaki MK ve MÖ'lerin alınmasından bahsediyorduk.
Görünüşe göre yeraltı tünel sistemi ve dünyadışı varlıkların faaliyetleri 1947'den çok daha öncesinden beri devam ediyor,
doğru mu?
C: Evet, ama çok daha düşük yoğunlukluydu.

S: (L) Yani 1947 civarından sonra çok daha yoğun hale geldi. Bilmek istediğim şey şu: Bu yeraltı laboratuarları ve tesisleri
ile bizim kültürel Cehennem kavramımız arasında herhangi bir ilişki var mı?
C: Bu kadar basit bir şekilde kurulabilecek bir bağlantı değil.

S: (L) Cehennemin yerin altında insanlara işkence yapılan bir yer olarak tanımlanması...
C: Bağlantılı ama aynı değil.

S: (L) Cehennem var mı?


C: Hayır.

S: (L) Fatima'daki çocuklara dünya hakkında verilen kehanetler hakkında birşeyler öğrenmek istiyorum. Katolik
Kilisesi'nin elinde mühürlü bulunduğu iddia edilen kehanetler.
C: Sahte.

S: (L) Eğer bunlar sahteyse, bunları merak etmemizin bir gereği yok, bunu mu söylüyorsunuz?
C: Evet.

S: (L) Evimin altındaki yeraltı tüneli... Bu sadece bir bağlantı olarak kullanılan bir yeraltı tüneli mi, yoksa çoğu zaman
kullanılıyor mu?
C: Parçalı soru.

S: (L) Bilmek istediğim şey, evimin tam altında olduğunu söylediğiniz tünel, evimin altındaki bir laboratuar gibi mi, yoksa
sadece bir tesisten bir diğerine gitmek için kullanılan bir tünel mi?
C: İkincisine daha yakın.

S: (L) Bir yolculuk bağlantısı noktasına daha benzer. (SV) Peki Anclote'deki üs? (L) Evimin altındaki tünel Anclote üssüne
gidiyor mu?
C: Portal.

S: (L) Hangisi portal? Anclote'deki üs mü?


C: Evet.

S: (L) Yani sadece bir portal. Büyük bir yapı mı? Küçük olduğunu söylemiştiniz. Sadece bir portal mı yoksa içinde çalışma
yapılan bir tesis var mı?
C: Portal.

S: (L) S___'yi hipnoza sokup psişik yolla dünyadışı varlıkların zihinlerini okumasını, implantların amacının ne olduğunu
sorup öğrenmesini istediğimde, aldığı cevap, implantların bir grup konuşmacıyı birleştiren birşey olduğu ve tüm
konuşmacılar birbirine bağlandığında, ses sisteminin açıldığı şeklindeydi. Bu ne anlama geliyor?
C: Birim grup zihni. Etkinleştirme.

S: (L) Ses sistemini açtıkları zaman ne olacak?


C: Bekle ve gör.

S: (L) Şu anda kendimi hissediş şeklimin, av sezonunun açılış gününde ormandaki hayvanların hissettiklerine benzediğini
düşünüyordum bugün. Binlerce yıl arayla Dünya'da bir av sezonu oluyor gibi.
C: Siz farkındasınız, 2. yoğunluk değil.
527

S: (L) Ama bu yine de bir av sezonu gibi, değil mi? Yani Matriks materyaline göre, tüm gezegeni ya hastalıklar yoluyla
veya bedenlerine el koyma yoluyla kırıp geçirmeyi planlıyorlar...
C: Bir kısmı dezenformasyon ve enerjin şu anda hızla düşüyor. O yüzden şimdilik gitmeliyim. İyi geceler.
____________________________

4BH ( Yorum )

önceki uzun celsede "muHaReBe" (savaş-çarpışma) yerine "muHaBeRe" (iletişim) kelimesinin kullanımı gibi, celselerdeki
çeşitli yazım ve çeviri hataları tespit edildikçe düzeltilecektir.

Devam…

4 Kasım 1995 Frank, Laura, SV, TR ve JR

S: Merhaba.
C: Merhaba. Poojoy.

S: (L) Bu senin adın mı?


C: Hayır.

S: (L) Poojoy nedir? Neyle ilgili? Açıklayabilir misiniz?


C: Birşeyle ilgili olmak zorunda mı?

S: (L) Adın nedir?


C: Naforon.

S: (L) Kendinle ilgili herhangi bir tanımlamada bulunabilir misin?


C: Kasyopya'dan canım! Kanal artık bozuk etkilerin ortaya çıkmayacağı kadar geliştiği için başkalarının varlığından
korkmak için neden yok... ama sen hala şüphelisin.

S: (L) Şüphe etmiyorum, sadece kontrol ediyorum. Çeşitli sorularım var ve bunları mutlaka yazdığım sırayla sormam
gerekmiyor tabii.
C: "Kontrol etmek" eşittir şüphe.

S: (L) Pekala, anladım. Herhangi derin ve ağır bir konuya girmeden önce birkaç kısa sorum var. İlk sorum: Dulce'deki gibi
dünyadışılara ait KH üslerinin ve Batı'daki diğer tüm benzer üslerin Paris, Washington ve Buenos Aires'e taşındığı şeklinde
bir söylenti var. Bu gerçekten doğru mu?
C: Hikayenin tüm yönleri dezenformasyon içeriyor.

S: (L) ABD'nin batı bölümündeki KH dünyadışı üsleri başka bir yere mi taşınıyor?
C: Daha şimdi söyledik!!!

S: (L) Yani hayır mı dediniz?


C: ! Hayır. Hayır.

S: (L) ... 'Daha şimdi söyledik'...


C: Tüm yönlerinin yanlış olduğunu!!

S: (L) Tüm yönleri. Tamam yani bu hikayenin tüm yönleri dezenformasyon olduğu için bunun hakkında başka bir soru
sormanın da anlamı yok. Doğru mu?
C: Yanlış!
528

S: (L) Tüm o iddialar mı yanlış? (T) Hayır...


C: Hayır.

S: (T) Senin yanıtın yanlış.


C: Evet.

S: (T) Baştan oku, ne dediler? (J) "Hikayenin tüm yönleri dezenformasyon içeriyor." (L) Bu yoruma açık bir cevap! (J)
Evet, ama doğru. ...
C: Araştırın, çok önemli konularda hemen sonuca atlamayın!!! Sabır!!! Bu bir bayrak yarışı değil!

S: (L) Tamam, hikayenin tüm yönleri... (T) Sen "Tüm üsler Paris, Buenos Aires ve Washington'a mı taşınıyor?" dedin.
(SV) Belki de üsleri genişletiyorlardır... (T) Onlar da "Hikayenin tüm yönleri dezenformasyon içeriyor." dedi. (J) Bazı
doğrular da içeriyor. (T) Dezenformasyon içeriyor, ama tamamen dezenformasyon değil. Sonra ne dediler? (J) "Daha şimdi
söyledik." dediler.
C: Buradaki sorun varsayımlarla ilgili.

S: (L) Pekala size hikayenin geri kalanını da anlatayım. Söylentilere göre Pleyadesliler yeraltı üslerini vibroniklerle
bombardımana tutuyor. Bunu iki kaynaktan duydum... Konicov ve RC. (T) Bir dakika. Önce kimden duydun? (L) RC. (T)
Ne dedi? (L) Dünya'nın üzerindeki Pleyades gemilerinin bu üsleri vibroniklerle bombardımana tuttuğunu söyledi. Vibronik
denen yüksek perdeli sesler KH dünyadışı varlıklarının faaliyetlerinde sapmalara neden oluyormuş ve New Mexico'daki
insanların duyduğu uğultu sesleri de bununla ilgiliymiş. (T) Bunlar Billy Meier'ın Pleyadeslileri mi? (L) Sanırım. Bunlar
"İyi Adamlar" diye bilinenler. (T) Ama bu da.. (L) Ve bu yüzden "Kötü Adamlar" da üslerini Paris, Washington ve Buenos
Aires gibi büyük şehirlerin altına kaydırıyorlar, Pleyadesliler bu yoğun nüfuslu bölgeleri bombardımana tutamasınlar diye.
Hikaye bu. (T) Bu da bir varsayım. (J) Bunu neden yapmasınlar ki? (T) Bunu sana RC söyledi. Peki o nereden öğrenmiş?
(L) Sanırım internette var. ... (T) İnternetten öğrenmiş olabilir veya arkadaşlarından birinden, örneğin sürekli konuştuğu
Virgil Armstrong denen adamdan duymuş olabilir. (L) Evet. (T) Peki Konicov'lar ne demiş? (L) Susy bana dünyadışıların
üslerinin Paris'e taşındığını duyup duymadığımı sordu. O da bundan fazlasını bilmiyor. (T) Faks yollayıp "Taşınıyoruz,
lütfen bu mesajı diğerlerine de iletin; garajımız satılıktır." diyecek halleri yok tabii. (L) Susy bunu sormamı istedi. (T) Peki
o nerden duymuş? (L) Kanallamalarını yayınladığı medyumlardan biri arayıp söylemiş. Bu bilgiyi almışlar. Ashtar
Komutası gibi birşeyden geliyor; biliyorsun Lissa Royal veya Yvonne Cole. ... (T) Buradaki asıl önemli konu nedir?
Dünyadışıların üslerinin taşınması mı, yoksa bu bilgileri aldığınız kaynaklar mı? Yoksa kaynakların bu bilgileri aldığı
kaynaklar mı? Nereye bakmamız gerekiyor?
C: Dünyadışıların "üsleri."

S: (T) Kelimeyi neden tırnak içine koydunuz?


C: Varsayımlar hepimizin işini zorlaştırıyor!

S: (T) Neden böyle söylediler? Üsler kelimesini neden tırnak içine aldıklarını sordum diye mi? (L) Dünyadışı varlıkların
üsleri olduğunu varsaydığımız için mi? Sanırım bunu kastediyorlar... (T) Dünyadışıların üsleri olduğunu varsayıyor
olabiliriz de olmayabiliriz de. Neden varsayımın hepimizin işini zorlaştırdığını söylediniz?
C: Çünkü üsler konusunu bizimle yeterli bir şekilde hiç tartışmadınız.

S: (T) Üsler konusunu sizinle yeterli bir şekilde tartışmadığımızı söylüyorsunuz ve bu doğru ama üslerin mevcut olduğunu
varsaydığımızı söylüyorsunuz. Son buluşmamızda JR'nin ve benim bir üsse götürüldüğümüzü söylemiştiniz. Söylediğinizi
değiştiriyor musunuz?
C: Varsayım üslerin mevcudiyetliyle ilgili değil, tartıştığınız hususa yaklaşım açılarıyla ilgili.

S: ... (T) Laura'nın üslerle ilgili yeni anlattığı bilgiler değil de, üslerle ilgili kendi sorularımızı mı sormamızı istiyorsunuz?
C: Evet.

S: (L) O bilgilerin kaynağını değil...


C: Doğru.

S: ... (L) Üslerle ilgili olarak bilmeye ihtiyaç duyduğumuz ilk, en önemli şey nedir?
C: Hayır, en basit soruyla başlamanızı öneriyoruz.

S: (T) Tamam, en basit sorular. Üsler mevcut mu?


529
C: Evet.

S: (L) Kaç tane var? (T) ABD'de bu üslerden var mı?


C: Yakın.

S: (T) ABD sınırları içinde üs yok mu? (L) Hayır, başka boyutlarda ve yoğunluklardalar, doğru mu?
C: Evet.

S: (T) ABD'deki ve dünyanın diğer yerlerindeki girişlerden bu üslere girilebiliyor mu?


C: Yoğunluklar arası.

S: (L) Tamam, yoğunluklar arası noktalar...


C: Hayır. Üsler yoğunluklar arası.

S: (L) Üsler yoğunluklar arası. ... Yani aynı yerde birden fazla yoğunluğa yayılıyorlar. Hayır, hayır, hayır, öyle değil
sanırım... (L) Yoğunluklar arası bir durumdalar...
C: Evet.

S: (T) Üçüncüde ve dördüncüde vs aynı anda mevcutlar. (L) Belki gerektiğinde bizim yoğunluğumuza girip istedikleri
zaman da çıkabiliyorlardır.
C: Hayır.

S: (L) Başka bir yoğunluktalar.


C: Hayır.

S: (L) Başka bir boyuttalar. (T) Tüm yoğunluklardalar...


C: Yoğunluklar arası.

S: (L) Tüm yoğunluklar mı?


C: Üçten başlıyor.

S: (L) Üçten başlıyor... (T) Üçten başlayıp dörde geçiyor. Beşe gidemiyorlar ve doğrudan altıya gidiyorlar...
C: Öyle varsayıyorsun.

S: (L) Sen öyle varsayıyorsun... (T) Hayır, soruyorum. Üçten başladığını söylüyorsunuz. Oradan nereye kadar?
C: Beşe.

S: (L) Üçüncü yoğunluktan beşinci yoğunluğa kadar. (T) Üsler üç, dört ve beşinci yoğunluğu mu kapsıyor?
C: Evet.

S: (L) Tüm bu yoğunluklarda çalışıyorlar. (T) Ama diğer celselerde beşinci yoğunlukla ilgili farklı şeyler söylememişler
miydi?
C: Hayır. ... Bu konuyla ilgili o kadar çok önemli bilgi var ki, konu tamamlanana kadar başka konuya geçmemek akıllıca
olur.

S: (T) Bizim de planımız bu. Bunu iyice anlamak istiyoruz... (L) Hatırlıyor musun kardeşim buradayken üsler konusuna
dönmemizi istiyorlardı. Ama biz başka konulara geçtik. (T) Bizim sorunumuz konuları çok hızlı değiştirmek. Grup olarak
burada Carl Sagan'dan daha kötüyüz. Bir potansiyel fikirden diğerine geçip duruyoruz. Konuların üzerinde yeterince
durmuyoruz. Pekala, dünyadışıların üsleri çeşitli yoğunlukları kapsıyor; üçten beşe uzanıyorlar. Üçüncü, dördüncü ve
beşinci yoğunlukta aynı anda bulunuyorlar, bu doğru mu?
C: Yakın.

S: (T) Bir varlık, bir ruh veya her neyse, bir üsteyken aynı anda üç yoğunlukta mı bulunuyor?
C: Hayır.

S: (L) Bir saniye, bir fikrim var.


C: Bir gökdelendeyken aynı anda bütün katlarda mı bulunuyorsun?
530
S: (J) Hayır, asansörün hangi katta olduğunu bilmen gerekir! (L) Asansör gibi birşey mi var? (J) Evet, gerçekten! (L) Bu
yoğunluklar arası üslerde bir yoğunluktan diğerine geçebildiğin asansör gibi şeyler mi var?
C: Üslerin kendisi birer asansör!

S: (L) Pekala, üsler birer asansör. Bir üsse götürüldüğünde veya üste bulunduğunda yoğunluklar arasında geçiş
yapabiliyorsun, öyle mi?
C: Yoğunluklar arasında her zaman geçiş yapabilirsiniz.

S: (L) Evet ama bu yerler... Tamam, bir asansör gibi... (T) Ama bizim bildiğimiz asansörden biraz farklı. (J) Kavramsal
olarak, evet. Bir araç, bir yöntem.
C: Hayır.

S: (T) Bizim algıladığımız gibi birer asansör değiller mi?


C: Birebir asansör.

S: (L) Bir üs, aynen bildiğimiz gibi bir asansör mü?


C: Evet.

S: (L) Yani o üslere giderek farklı yoğunluklara geçebiliyorsun, öyle mi?


C: Evet.

S: (T) Bu kadar kolay mı?


C: Evet.

S: (L) Yani bu üslere başka yoğunluklara geçmek için gidiyorsun...


C: Evet ama 4'üncü ve 5'inci yoğunluklara girmenin başka yolları da var!

S: (L) Pekala, bu varlıklar, bu diğer yoğunlukların varlıklarının bu üsleri yaratmadaki ve kullanmadaki amacı, varlıkların
veya cisimlerin bir yoğunluktan diğerine taşınması mı? Üslerde yaptıkları şey bu mu?
C: Hayır. 4'üncü yoğunlukta yaşıyorlar, o yüzden 4'üncü yoğunluk üsler kuruyorlar.

S: (L) Yani dördüncü yoğunluk varlıkları dördüncü yoğunluk üsler kuruyor. O halde bu dördüncü yoğunluk üslerin belirli
mekan-zaman noktalarında üçüncü yoğunlukla bağlantı noktaları var ve dördüncü yoğunluk varlıkları üçüncü yoğunluk
varlıklarına bu bağlantı noktalarında üçüncü yoğunluk geçiş üsleri yaptırıyorlar. Böylece dördüncü yoğunlukla üçüncü
yoğunluk arasında bir geçiş yaratılmış oluyor. Bu fikir doğruya yakın mı?
C: Bu yaklaşımı kullanmaya ihtiyaç duyanlar yalnızca üçüncü yoğunluk varlıkları.

S: (L) Tamam, bunlar... (J) Bizim kullanımımız için mi? Üçüncü yoğunluk varlıklarının kullanımı için mi? (L) Bu üsleri
bizim insanlarımız teknoloji yoluyla inşa etti ve belki... Bir kerede bir adım. Bu üsler üçüncü yoğunluk varlıkları tarafından
mı inşa ediliyor?
C: Kısmen.

S: (L) Üçüncü ve dördüncü yoğunluk varlıkları tarafından mı inşa ediliyor?


C: Evet.

S: (L) Üçüncü yoğunluk varlıklarının kullanımı için mi inşa ediliyor?


C: Hayır.

S: (L) O zaman... (T) Üçüncü yoğunluk üsleri üçüncü yoğunluk varlıklarının kullanımı için mi inşa ediliyor?
C: Her ikisi.

S: (T) Hem üçüncü, hem de dördüncü yoğunluk varlıklarının kullanımı için. Ve dördüncü yoğunluk varlıklarının dördüncü
yoğunluktaki üslerinden üçüncü yoğunluktaki üslere geçişleri için de bağlantı mevcut.
C: Ve tersi.

S: (L) Üslerin onlar için değil bizim için yapıldığını söylemediler mi?
C: Hayır.
531
S: (L) Dördüncü yoğunluğa geçebilmemiz için bizim tarafımızdan yapıldı...
C: Hayır.

S: (L) O zaman anlamadım! (T) Asıl üsleri dördüncü yoğunlukta olmasına rağmen üçüncü yoğunluğa geçip faaliyette
bulunabilecekleri bir yerleri olsun diye. Buraya geliyorlar, üçüncü yoğunluk varlıklarıyla etkileşimlerde bulunuyorlar,
buradayken üçüncü yoğunlukla ilgili işlerini yapıyorlar. Bağlantı noktalarında dördüncü yoğunluktan üçüncü yoğunluğa
geçebiliyorlar. (L) İnsanlar bu üslere gidip dünyadışı varlıkların ve insanların birlikte çalıştığını gördüklerinde dördüncü
yoğunlukta mı oluyorlar, yoksa üçüncü yoğunlukta mı?
C: Her ikisi.

S: (L) İkisinden birinde. Bir sonraki sorum.. (T) Her ikisi mi? Bir saniye, o varlıkları birlikte çalışırken gördüklerinde
demiştin... (L) Aynı anda iki yoğunlukta birden mi bulunuyor olurlar?
C: Büyük ölçüde 4'te.

S: ... (T) Bu üslerin hepsi KH, öyle değil mi? (L) Bu bir varsayım... Soralım. (T) Tüm üsler KH üsleri mi?
C: Çoğunlukla.

S: (T) Yani BH üsleri de olabilir, öyle mi?


C: Bu karmaşık.

S: (T) Denge gereği BH varlıkları KH varlıklarıyla etkileştiği için ve BH varlıkları diğerlerine hizmet ettiği için, BH
yanında KH varlıklarına da hizmet ediyorlar... (L) Pekala.. (T) Yardım istendiği zaman diğerlerine yardım etmek
zorundalar. Bu yüzden üslerde BH varlıkları da var. (L) Bu doğru mu? (T) Veya yakın mı?
C: Çok daha karmaşık.

S: (T) Bundan çok daha karmaşık olduğunu anlıyorum, ama genel bir fikir olarak...
C: Hayır.

S: (L) Tamam, şöyle deneyelim: Sadece BH varlıkları tarafından inşa edilen ve kullanılan ayrı üsler var mı?
C: Pekala, şimdi biraz sabırlı olun. Sizi aydınlatacağız! New Mexico'da Dulce etrafındaki yollardan geçen insanlar neden
karmaşalar yaşıyorlar? Çünkü yakındaki üsten yayılan 4'üncü yoğunluk frekans titreşimi yüzeye giderek daha fazla etki
yapıyor.

S: (L) Tamam, devam edin.


C: Üçüncü yoğunlukta yol kavisli olduğu halde dördüncü yoğunlukta dümdüz görünüyor.

S: (J) 3'te kavisli olduğu halde 4'te düz mü görünüyor? (SV) Yani kazalar! (J) 3'ten 4'e yapısı değişiyor! (T) Dördüncü
yoğunluk sızıntıları yüzünden o yollardan geçen insanlar kafa karışıklığı yaşıyorlar çünkü 3'le 4 arasında gidip geliyorlar.
Aslında kıvrımlı olan yolu dördüncü yoğunluk etkisi nedeniyle dümdüz olarak gören sürücü yoldan çıkıyor.
C: Aynen öyle.

S: (J) Herşey tamamen algılarla ilgili! (T) Şimdi gerçeklik algısı konusuna geri döndük!
C: 4'üncüde herhangi bir noktadan tam daireyi görürsünüz.

S: (L) Daha önce bundan bahsetmiştik. (T) Tüm açılardan görebildiğin için yol düz görünüyor. Yolu her açıdan
görebiliyorsun. Ama 3'üncü yoğunlukta düz olmadığı için yoldan çıkıyorsun. (L) Tamam, anlattığınız şeye devam edin.
C: Tüm New Mexico bölgesi kalıcı olarak 4'üncü yoğunluğa geçmenin eşiğinde!

S: (L) Tamam...
C: Üsler yüzünden.

S: (L) Yani üslerin taşınması söylentileri bir bakıma doğru... Üsleri Paris, Washington veya Buenos Aires'e taşımıyorlar,
4'üncü yoğunluğa taşıyorlar.
C: Yakın, ama üsler zaten orada. Ve tüm bölge bundan etkileniyor. Neden orada bu kadar çok faaliyet oluyor sanıyorsunuz!

S: (L) Tüm bölge 4'üncü yoğunluğa geçtiğinde 3'üncü yoğunlukta gözden kayıp mı olur?
C: Hayır.
532
S: (T) O zaman önceki sorunuzu yanıtlayın. Neden orada çok fazla UFO faaliyeti oluyor?
C: 4'üncü yoğunluk sızıntısı.

S: (L) Aslında 4'üncü yoğunlukta uçuyorlar... (T) 3'üncü yoğunlukta da görünüyorlar çünkü...
C: Geçişin tamamlanmasını bekleyin.

S: (L) New Mexico'nun geçişi mi? Yoksa tüm dünyanın geçişi mi? (T) Sanırım şunu söylüyorlar: "Geçişin tamamlanmasını
bekleyin... Daha hiçbirşey görmediniz!!" Daha yeni başlıyoruz.
C: Evet.

S: (T) Bu yeni sorular doğuruyor. İlk soru. "Üsler 4'üncü yoğunlukta." dediniz. Dördüncü yoğunluktaki üsse geçiş sağlayan
üçüncü yoğunluk bir üs, tamamen dördüncü yoğunluğa geçtiğinde ne olur?
C: Birleşirler.

S: (T) Tek bir üs haline mi gelirler?


C: Zaten öyleler.

S: (T) "Birleşirler." derken neyi kastediyorsunuz?


C: Aynı yoğunlukta birleşirler.

S: (J) Bir sorum var... (T) Tamam üçüncü yoğunluktaki bu geçiş, üslerin bir yan etkisi mi? Matrix kitabının başında
anlattığı harmonik rezonans ve bunun gibi şeylerle mi ilgili? Yani o üs o kadar uzun bir zamandır orada ki, üçüncü
yoğunluğun o bölgedeki parçası dördüncü yoğunluk frekanslarına uyumlanmaya başlıyor. Üçüncü yoğunluk üssü
içindekilerin yapmak istediği şey tam olarak bu değil ama orada olmaları nedeniyle buna maruz kalıyorlar, öyle mi?
C: Evet.

S: (T) Bunun olacağını biliyorlar mıydı?


C: 4'üncü yoğunluk KH biliyordu ama 3'üncü yoğunluk bilmiyordu.

S: ... (J) Benim sorum şu: Dördüncü yoğunluğa geçiş yapmakta olan üçüncü yoğunluk üsler var. Çalışmalarına devam
edebilmek için üçüncü yoğunluk üslerini yeniden kurmak zorunda mı kalacaklar? Eskisinin yerine?
C: Neden? Tüm "bölge" zaten 4'üncü yoğunluk olacak. Sınırı geçtiğinde çok büyük gerçeklik şoku meydana gelecek.

S: (L) Biz üçüncü yoğunlukta bunu nasıl algılayacağız? (J) Algılamayacağız! (L) Bir saniye, varsayım yapmayalım! Biz
üçüncü yoğunlukta bunu nasıl algılayacağız?
C: Sınır geçildiğinde çok büyük gerçeklik şoku.

S: (L) Tüm dünyayı kapsayacak olan dördüncü yoğunluk sınırının bu bölgeden geçeceği zamanı mı kastediyorsunuz?
C: Önce!

S: (L) Tamam bu üçüncü yoğunlukta bizim için büyük bir gerçeklik şoku yaratacak, öyle mi? (J) Galiba! (SV) New Mexico
artık orada olmayacak! (L) Biz bunu nasıl algılayacağız? Anlamaya çalıştığım şey bu! New Mexico'nun yerinde büyük bir
çukur mu göreceğiz? Büyük bir çöl mü göreceğiz?
C: New Mexico aynı yerde olacak ama tek bir örnek verecek olursak, araba sürüş yeteneklerinizi gözden geçirseniz iyi
olur! [JR'nin notu: New Mexico araç ehliyetlerinde "Land of Enchantment (Sihirli Topraklar) yazıyor.]

S: (T) New Mexico yerinde duracak ama algılarda meydana gelecek değişiklikler nedeniyle araba sürerken anormallikler
mi olacak?
C: Yemek yapmak da çok eğlenceli olacak!

S: (T) Çünkü dördüncü yoğunlukta olacak. (L) Durun bir saniye... (T) Bu kolay bir şekilde kavrayabileceğimiz bir konu
değil... (L) Bir saniye, biz bunu nasıl algılayacağız... Örneğin haberlerde ne diyecek? New Mexico'da herkes kayboldu mu
diyecekler? (J) Ya da herkes çıldırdı derler... (T) Bu konuda tahmin yürütmek anlamsız derim.
C: Haberler bastırılacak.

S: (T) Hiçbirşey söylemeyecekler. Peki devletin buna tepkisi nedir? Eminim "nükleer bir tesisten dolayı..." deyip konuyu
karartacaklar... (J) İnsanları tesislerin etrafındaki yerleşimlerden uzaklaştırmaları gerekecek. (T) Bunu nasıl açıklayacaklar?
Kimseyi New Mexico'ya sokmamaları gerekir! ... (L) Peki herşey şu an göründüğü gibi mi olacak? (T) New Mexico aynen
533
şimdi olduğu gibi görünecek... (L) Öyle demediler!!!
C: Bu sorularınıza 1000 tane cevap gerekiyor!

S: (L) Yani burada büyük bir konu var! (T) Evet ama bu ayrı bir konu. Dulce tek bir üs. Biz üslerden bahsediyoruz...
C: Çok büyük bir konu.

S: (L) Benim sorum da bu çok önemli konuyla ilgili. Burada ne oluyor? Mesele işte bu. (T) Bence benim sorum daha
önemli. Birde fazla üs var. Eğer birinde bunlar oluyorsa... (L) Tüm bölge dediler... (T) New Mexico'dan bahsetmiyorum;
Güney Amerika'da da üsler var ve Florida sahili açıklarında da bir üs olduğunu söylediler... (L) Pekala, bu şeyler tüm
üslerde olacak mı? (T) Tüm dünyada üsler var. (L) Tamam, dünyada bu şeylerin meydana geleceği başka üsler veya
bölgeler var mı?
C: Evet.

S: (L) Eşzamanlı mı olacak?


C: Hayır.

S: (L) Kendi gelişim çizgisine göre olacak. (T) Burada geliştiği gibi gelişecek. (L) Yani faaliyetlerini başka yerlere mi
taşıyacaklar... (T) Hayır...
C: Hayır.

S: (J) Bunu sormuştum ve hayır dediler. (T) Üsler aynı zamanda inşa edilmedi. Oradaki üste dördüncü yoğunluk
etkinleşmeye başlıyor... (L) En eskisi... (T) En eskisi olup olmadığını bilmiyoruz; dünyanın diğer yerlerindekileri
bilmiyoruz... (L) Doğru. (T) Kimsenin gidemediği yerler... Rusya'da, Çin'de, Afrika'da, yağmur ormanlarının ortasında ne
olduğunu bilmiyoruz... Ama üslerin olduğu yerlerde giderek algılar değişmeye başlayacak. (L) Birkaç hafta önce kardeşim
buradayken tartıştığımız birkaç soru tekrar aklıma geliyor. ... Bu üsler ve üslerdeki faaliyetler ile kültürümüzde gelişen
yeraltındaki Cehennem kavramımız arasında bir bağlantı var mı?
C: Hayır.

S: (L) Peki, bu üslerin dördüncü yoğunluğa geçişi ile eski kehanet literatüründeki...
C: Üsler zaten kısmen 4'üncü yoğunluk ve her zaman da öyleydiler. Büyük değişim yaşayacak olan çevre bölgeler.

S: ...(T) Verilen bilgiye veya dezenformasyona göre üsler büyük şehirlerin altına taşınıyordu. Deneylerini önce seyrek
nüfuslu bölgelerde mi yaptılar? Şimdi de yoğun nüfuslu bölgelere taşınıp deneyin ikinci seviyesine mi geçiyorlar veya
deneyi hızlandırıyorlar mı? (L) Tamam soralım. Böyle bir nedenle büyük şehirlere taşınmak mı istiyorlar? ...
C: Hayır. Hatırlayın, her şekilde 4'üncü yoğunluğa doğru ilerliyorsunuz zaten.

S: (J) Benim sorum, New Mexico örneğinde, bunun belirli bir alanla sınırlı bir olay olup olmadığı.
C: Bölgesel "etki."

S: (J) Yani belirli bir bölgeyle sınırlı ve yayılmayacak. ... (L) Bu bağlamda Buenos Aires, Washington ve Paris şehirlerinin
altında herhangi birşey oluyor mu?
C: Tüm şehirlerin altında birşeyler oluyor.

S: (L) Evet birşeyler oluyor ama benzer bir bağlamda olabilecek şeyleri soruyorum.
C: Evet.

S: (T) Bu benim daha önce söylediğim şeye mi geliyor? Yani bu Kertişlerin fikri mi? Dalga buraya ulaşmadan önce bizi
kontrol altına almak ve hamlelerini yapmak için mi?
C: Buna gerek yok.

S: (L) Şu şekilde sorayım. Bu olay bölgedeki herkesi dördüncü yoğunluk KH'ye mi taşıyacak? Yani bu olayla etkileşim
içindeki herkesi?
C: Hayır. İnsanlar bir yere taşınmayacak.

S: (J) İnsanlar bir yere gitmeyecek. ... (T) Bu, Flight 19 personelinin başına gelenler gibi mi olacak?
C: Hayır.

S: (L) O bölgedeki insanlara ne olacak? ...


534
C: Hiçbirşey.

S: (L) Peki eğer bölge ortadan kaybolursa... (T) Ortadan kaybolmuyor, sadece yoğunluk değiştiriyor... (L) Eğer bölge
dördüncü yoğunluğa geçerse, insanlar da dördüncü yoğunlukta mı yaşıyor olacaklar?
C: Evet.

S: (T) Herhangi bir farklılık algılayacaklar mı?


C: Şaka mı yapıyorsun?

S: (L) Sanırım algılayacaklar. (T) Bilmediğim için soruyorum. (J) Algıları değişecek! (T) Ama eğer dördüncü yoğunluğa
geçmiyorlarsa algıları nasıl değişebilir? (L) Hayır, dördüncü yoğunluğa geçeceklerini söylediler! Ama mekansal olarak
başka bir yere gitmiyorlar. (J) Fiziksel bir seyahat olmayacak. (T) Bir yere gitmiyoruz, sadece frekanslarımızı bir sonraki
yoğunluğa çeviriyoruz.
C: Bir otoyolda gittiğinizi düşünün, birden herşeyin etrafındaki auraları fark ediyorsunuz... Köşelerin etrafını
görebiliyorsunuz, içeriden bakıldığında büyük bir konak haline gelen küçük evlere giriyorsunuz... Albuquerque'de bir
binaya giriyorsunuz ve arka kapıdan Las Vegas'a çıkıyorsunuz. Dişi olarak uyuyorsunuz, erkek olarak uyanıyorsunuz... Bir
uçakta yarım saat uyuyorsunuz ve aynı yerde 5 hafta sonrasına iniş yapıyorsunuz....

S: (J) [başka bir paragrafı okuyor:] Algı "OLUŞ"tur ve her zaman değişir. (T) "Fizikselliğin değişkenliği" bu olmalı! (SV)
Albuquerque... New Mexico Üniversitesi'nin olduğu yer! Tüm kampüsü düşünebiliyor musun! (T) Artış oyunda şans diye
birşey kalmadığı zaman, zavallı gazino işletmecilerinin halini düşünebiliyor musun? [MOLA]

S: (T) Yoğunluklardaki bu değişim dalga üzerinde önemli bir etki yapıyor mu? 4'üncü yoğunluk üzerinde küçük ölçekli
çalışma yapan bilimadamlarının bizi ve dalgayı etkilediğini söylemişlerdi. Bu büyük ölçekte nasıl bir etki yapıyor?
C: İlişkisiz.

S: (L) Bilimadamlarının dalgayı etkilemesiyle ilgili birşey söylemediler. Onların dalga üzerinde bir etkisi yok. Yoğunluklar
arasındaki perde üzerinde çalışmalar yapıyorlar. Bu, buraya yaklaşan dalgadan tamamen farklı birşey. (T) Ama bu
çalışmalar dalgayı hızlandırıyor mu? Nasıl bir etki yapıyor?
C: Hayır.

S: (L) Etkisi yok. Şunu sorayım: dördüncü yoğunluğa bu bölgesel geçişin üçüncü yoğunlukta felaketimsi bir faaliyet olarak
gerçekleşme olasılığı var mı?
C: Hayır.

S: (L) Tamam, bu gerçeklik algısı bize dışarıdan mı empoze ediliyor, yoksa...


C: Empoze edilmiyor.

S: (L) Peki bunu belirleyen... Yani, biliyorum farkındalık belirliyor ama eğer bütün bir bölge dördüncü yoğunluğa
geçiyorsa, bunun nedeni o bölgede oturan insanların farkındalıklarını değiştirebilecekleri bir seviyede olması mı...
C: Hayır.

S: (T) O yüzden değil. Bölge dördüncü yoğunluğa geçecek çünkü üsler manipülasyon için kullanılıyor. ...
C: Hayır.

S: (T) Üslerin bir yan etkisi...


C: Evet.

S: (T) Kimsenin bir yere gitmeye hazır olup olmadığıyla ilgili değil ve tamamen bir yan etkiyle ilgili, doğru mu?
C: Ayrıca atom bombası patlamaları!

S: (J) Ou, Los Alamos patlaması!


C: Patlamalar.

S: (T) Fransızların Güney Pasifik'te atom bombası testi yapmasına ne demeli? Bu tür faaliyetler bir çeşit geçişi veya bir
yoğunluk geçidinin açılmasını hızlandırıyor mu?
C: Belki.
535
S: (T) Üsler bölgesel olarak üçüncü yoğunluktan dördüncüye geçiş yan etkisi yapıyor. Peki çok sayıda üssün bir arada daha
geniş bir coğrafi alanı dördüncü yoğunluğa geçirmesi mümkün mü?
C: Bölgesel olduğunu söyledik.

S: (J) Evet bölgesel ama bir doyma noktasına ulaşıyor mu? (T) Geçişin bir bölgenin sınırlarını aşmasına neden olacak
kümülatif bir etkisi var mı? ...
C: Hayır. Güney Batı ABD.

S: (L) Bu Güney Batı bölgesi; bu bölgede geçiş meydana gelmek üzere mi?
C: Üzere?

S: (L) Zaten olan birşey, öyle mi? (T) Giderek artıyor.


C: Evet.

S: (L) Tamam başka ne soruyorduk? İnsanlar bu etkinin yaşandığı bölgeye girip çıkabilir mi?
C: Evet.

S: (L) Dördüncü yoğunluk alanından geri çıkılabilir mi? ...


C: Evet.

S: (T) Üslerin kendisinin de aynı etkiyi deneyimleyeceğini veya deneyimlemekte olduğunu söylediniz.
C: Evet.

S: (T) Dulce üssünden önce bu etkiyi deneyimleyen başka üsler de var mı?
C: Evet.

S: (T) Bu üsler bu etkileri yaşarken, dünya yüzeyinin farklı yerlerindeki bu etkiler kümülatif bir hale geliyor mu? (L)
Sadece Güney Batı ABD dediler... (T) Biliyorum, konuya başka bir yerden yaklaşıyorum. Bu etki sonunda tüm dünyayı
kapsayacak şekilde artacak mı?
C: Hayır. Dalga.

S: (L) Tüm dünyayı dördüncü yoğunluğa geçirecek olan şey dalga. (J) İsveç peyniri etkisi gibi mi olacak? Dördüncü
yoğunluğa giderek daha fazla delik açılacak... (T) Haberlerde insanlara bu konuda bilgi verilmeyecek. Dünyadaki güç
yapısı bu konuyu nasıl ele alacak?
C: ?

S: (L) Gerçekten nasıl? Bu iyi bir soru. Güç yapısı bunun olduğunu zaten biliyor, çünkü başka bazı yerlerde oldu bile. Bu
ilk yer değil. (J) Dezenformasyon bunun için. (T) Moğolistan veya Brezilya Yağmur Ormanları'nın ortası gibi kimsenin
ulaşamadığı uzak yerlerde dezenformasyon işe yarar. Ama Albuquerque veya Las Vegas veya Florida'daysan ve artık
Orlando veya Miami'ye gidemiyorsan bunu anlarsın! (J) Zaman tablosunda Miami veya Orlando nerede, bunu merak
ediyorum! ... (L) JR çok iyi bir soru olabilecek birşey söyledi. Eğer bu zamanla ilgiliyse, bir kişi dördüncü yoğunluğa
geçmiş bir yere gittiğinde o bölgeye zamanda hesapladığından farklı bir noktada ulaşır değil mi? Yani örneğin... (T) Bizim
zaman algımız...
C: Evet.

S: (L) Çok iyi soru.


C: 4'üncü yoğunluk, kişide "zaman" ilüzyonunu ortadan kaldırır ve onu nasıl algılamak İSTERSENİZ öyle algılarsınız.

S: (L) Tamam, eğer dördüncü yoğunluğa ulaşarak zaman ilüzyonundan kurtulursan, bu bölgelerde gezinirken beklediğin
gibi bir zaman süreci ve olay akışı mı algılarsın?
C: Algılamak İSTEDİĞİN gibi.

S: (L) O halde gezegende, üçüncü yoğunluktaki istek ve algılarının değişmemesi nedeniyle herhangi bir değişiklik
algılamayacak insanlar da olabilir, doğru mu?
C: Hayır.

S: (L) Kesinlikle bir değişim olacak, tamam. (J) O bilgiyle ne yapacaklar, o ayrı bir hikaye... (T) Bu bölgeler şu andakinden
çok daha büyük turistik atraksiyonlar haline gelecek! İnsanlara buralara akın edecek... (L) Bu mümkün mü?
536
C: Hayır.

S: (T) ... İnsanların New Mexico'nun o bölgesine gidip gerçek gariplikler deneyimleyebilecekleri duyulduğunda bu çok
insanı çeker.
C: O kadar basit değil... Arabayla New Mexico'ya giderken bir "kayma" nedeniyle San Diego'ya vardığını, veya Santa
Fe'de bir alışveriş merkezine giderken kendini Moskova'da bulduğunu düşün.

S: (L) Yani bu durum insanların kafasını çok karıştıracak ve üzecek. (J) Evet, hiç alışveriş için Moskova'da gitmeyi
denedin mi? (T) Neler olduğu duyulunca, bu yerler pek çok kişiyi çekecek. (L) Ve anormal olaylar yüzünden algıları ve
farkındalıklarını genişletmek zorunda kalacaklar!
C: Bir N.S.A. yetkilisi olduğunuzu ve elinizin-ayağınızın birbirine dolandığını düşünün!

S: (L) Ulusal Güvenlik Teşkilatı... Neden elimiz-ayağımız birbirine dolansın? (SV) Onlardan biri olduğumuz için mi? Olan
bitenler karşısında mı?
C: Örtbas.

S: (J) Yani olan biteni örtbas etme çabasında! (T) Olanı örtbas edemeyecekler. Benim anladığım bu. Çünkü Çok sayıda
insan bu olaylardan etkilenecek... (L) Eğer böyle birşey olursa yapmaları gerekecek olan şey bu durumu örtbas etmek için
bir çeşit sıkıyönetim çıkarmak olur. Yoksa herşeyi kaybederler! (T) Seyahati sınırlamaları gerekecek... Özellikle en azından
o bölgelere seyahati kısıtlamaları gerekecek. ... Bunu yapmalarının tek yolu bir sıkıyönetim uygulamak veya BÜYÜK bir
felaket senaryosu yaratıp "New Mexico'daki gömülü yakıt çubuklarında sızıntı var. Giriş yasak." deyip insanları bu
bölgelerden uzak tutmak. Ama içeridekilerin çıkabileceğini söylediler. Ya içerideki insanlar çıkıp tüm dünyaya
yaşadıklarını anlatırsa? (J) İnsanlar çılgınlar gibi o bölgeye üşüşür. (T) İnsanlar neler olduğunu anlayacaktır. Bunu örtbas
edemezler. (L) Sürekli bu olayları ihbar alıp duracaklar ve her birisine koşturup gizlemeye çalışacaklar. Ellerindeki
kovalarla bir sızıntıdan diğerine koşuşturacaklar... (T) Üstelik bu olaylar tek bir yerde olmayacak! ... (J) Bu civarda bu
etkiyi yapacak bir üs var mı? (T) Florida sahili açığında, bunu söylemişlerdi. Körfez'de. (L) Bizim sahilimizin açığındaki üs
bu etkiyi yapacak mı? ...
C: Aynı şiddette değil.

S: (J) Daha az mı, daha çok mu?


C: Daha az.

S: (L) Peki bir... (T) Neden daha az? Üs daha küçük olduğu için mi? (L) Daha küçük olduğu için. Daha küçük olduğunu
söylemişlerdi. "Buraya yakın küçük bir üs." demişlerdi. (T) O sadece buraya yakın olanı. Peki ya Üçgen'deki üs? (L) Evet
Üçgen'i sormadık!
C: Panhandle'da da.

S: (L) Panhandle üssü Dulce'dekinden küçük mü yoksa aynı etkiyi mi yaratacak?


C: O zamana kadar dalga gelmiş olacak.

S: (L) Şu anda üsler konusunda bize öğretmek istediğiniz başka birşey var mı?
C: Bu konu için doğrudan kanallama öneriyoruz.

S: (L) Doğrudan kanallama konusunda ne hissettiğimizi biliyorsunuz. Çok fazla bireysel etki karışıyor. Bu şekilde
hiçbirimiz birşeyden emin olamıyoruz...
C: İnancın resme bir yerden girmesi gerekiyor, yoksa geri kalırsınız. Bazı konular bu yöntemle yeteri kadar
tartışılamayacak kadar fazla karmaşık.

S: (L) Pekala bu üsler tartışmasını bir doğrudan kanallama celsesine bırakacağız. Doğrudan kanallama celseleriyle ilgili tek
sorun... Rahatsız edici bazı şeyler var. Peşpeşe birkaç hafta yaptıktan sonra şüpheli bir hale geliyor. (SV) Soralım. (L)
Peşpeşe birkaç kez yaptıktan sonra neden şüpheli bir hal görünüyor ve bilgiler sapmış görünüyor? Bunun nedeni nedir?
C: Algılarınız bizim için eğlenceli bir uğraşı.

S: (L) Sizin için bunu söylemek kolay... Ama aldığımız yanıtlar... (J) Siz algısal bir sıkıntı çekmiyorsunuz!
C: Sizin için de pek çok şeyi söylemek kolay.

S: (L) Mesele şu ki kesinlikle yanlış olan bir bilgi geldiğinde, bu bize zor bir zaman yaşatıyor.
C: Doğruluğu nasıl belirliyorsun?
537

S: (L) Mesela o örnekte gökte gördüğüm bir şeyin Mars gezegeni olduğunu söylediniz ve Mars gezegeni o noktadan o
kadar uzaktaydı ki, bu kesinlikle yanlıştı. Mars o sırada Jüpiter'den 120 derece uzaktaydı. Ama siz 10 derece uzaklıkta
olduğunu söylediniz. Jüpiter'e 10 derece mesafede gördüğüm şeyin Mars olduğunu söylediniz. Mars bir günde 110 derece
hareket etmediyse, verdiğiniz bilgi yanlıştı. Bunun başka bir açıklaması yok!
C: Yanlış!!!

S: (L) Hayır değil!


C: Evet yanlış!!!

S: (L) Yanlış olan nedir? Marsın 110 derece hareket etmediği mi? Çünkü söylediğiniz aynen buydu. Gördüğüm şeyin Mars
olduğunu söylediniz. Celseyi bir kez daha okudum!
C: Geçici bir 4'üncü yoğunluk etkisi altındaydın.

S: (L) Ne kadar güzel! 4'üncü yoğunluk etkisinde olduğumu söylemek, gerçekten olan şeyden farklı olan tüm yanıtları
açıklamak için kolay bir yöntem. Söylemek istediğimi anlayabiliyor musunuz?
C: Evet. Ama sen hala yanılgı içindesin.

S: (L) Neden yanılgı içinde olan benim? Siz yanılamaz mısınız?


C: Yanılabiliriz ama bu örnekte değil. Hatırla, o deneyim sırasında kendini tuhaf hissettin. Ve ayrıca, sen bizden bilgi
istedin, ve bizim de sana bilgiyi olduğu gibi sunmamız gerekir.

S: (L) O olayda kendimi tuhaf hissettiğimi söylüyorsunuz. Ben böyle birşey söylediğimi hatırlamıyorum. Söylemediğim
birşeyi mi söyletmeye çalışıyorsunuz?
C: Senin böyle birşeyi "söylediğini" kim söyledi? Bunu sen söyledin.

S: (L) Tamam, böyle birşey söylediğimi söylemediniz. Sadece kendimi tuhaf hissettiğimi söylediniz. Ama ben böyle birşey
hissettiğimi hatırlamıyorum.
C: Peki.

S: (SV) Doğrudan kanallama sırasında kaç kez yanlış bilgi verildi? (L) Diğer bilgilerin de pek çoğu doğrulanamayacak
nitelikteydi. (J) Bu celsedeki bilgilerin ne kadarı doğrulanabilir nitelikte? (L) Ben öyle söylüyorum. Bu tür bir... (T) Güney
batıyı kapatıp sıkıyönetim ilan ettiklerinde ve herkesi çıkardıklarında bir doğruluğu olduğunu anlarız. (J) Missouri'de üs var
mı acaba? Çok eğlenirler! (T) Denver yakınlarında bir üs var mı?
C: Evet.

S: (T) Scallion'un hazırladığı Amerika'nın geleceği haritaları üzerinde düşünelim. "Aydınlanma Şehirleri" onun haritasında
da mevcut. Bir tane Denver'da, bir tane Albuquerque yakınlarında, bir tane Tallahassee yakınlarında... (L) Doğrudan
kanallama eziyet verici bir şekilde sıkıcı.
C: Doğrudan kanallamayı yalnızca karmaşık konular için önerdik.

S: (L) Küçük dozlarda idare ederiz sanırım. Geçen gece gördüğüm bir rüyayı sorayım. Rüyamda bir safarideydim ve sonra
bazı bilgiler verildi ve sonra sanki yanımdan hızla birşeyin çıktığı bir olay oldu. Sonra iki gün önce banyoda vücudumun o
tarafındaki derin bir delinme yarasının iyileşmiş olduğunu fark ettim. Bunun neyi temsil ettiğini veya buradaki hikayenin
ne olduğunu söyleyebilir misiniz?
C: Başka celsede.

S: (L) O halde iyi geceler diyeceğiz.


C: İyi geceler.

S: (L) Sormak istediğim bir sürü soru vardı. Yalnızca bir tanesini sorduk. Bundan sonra celseyi hangi soruyla açtığıma daha
fazla dikkat edeceğim! Pek çok bağlantıları olan bir soru ile başlamadığımdan emin olacağım! (SV) Peki bir sorunun pek
çok bağlantısı olduğunu nasıl bileceksin? Herneyse, Konicov'lara ne söyleyeceksin? (T) "Albaquerque'ye gitmeyin!"
___________________________________

11 Kasım 1995 F___, Laura, SV


538
S: Merhaba.
C: Merhaba.

S: (L) Kiminle birlikteyiz?


C: Linostiea.

S: (L) Peki neredensin?


C: Tercüme noktası Kasyopya.

S: (L) Neden "tercüme" kelimesini kullandınız? Bilgi bir yoğunluktan diğerine çevrildiği için mi?
C: Yakın.

S: (L) Enerjinin yoğunluk değiştirdiği nokta mı?


C: Yakın.

S: (L) Bu aktarımın ilk zamanlarında kullandığınız dilin çok resmi olduğunu ama zaman geçtikçe daha günlük dil haline
geldiğini fark ettim. Bunun nedeni nedir?
C: Resmi? Günlük? Yargılarını tanımla lütfen!

S: (L) Kastettiğim şey, başlangıçta bizim alışık olduğumuz belirli günlük ifadeleri siz kullanmıyordunuz. Ve şimdi hem
bizim kullandığımız deyimlere çok aşinasınız, hem de oldukça zekice ve orijinal deyişler kullanıyorsunuz.
C: Aşinalığın artması rahatlığı da arttırıyor.

S: (L) Pekala bu geceki sorularıma başlamak istiyorum...


C: Espirimiz hakkındaki düşünceni söylemek istemiyor musun? (ç.n.: önceki yanıtın bir espiri oluşu, İngilizce'deki
kelimelerin / deyimin kullanılışı ile ilgili sanırım ve Türkçe'de anlaşılmıyor.)

S: [Gülüyor] (L) Evet! Güzel espriydi!


C: Pek etkilenmiş gibi görünmedin?!? Bize bir şans tanı Laura?!? Yalnızca altıncı yoğunluğuz!

S: (L) Dediğimiz gibi, "Mizah duygusu olan altıncı yoğunluk varlıklarını seviyoruz!" Şimdi, sormak istediğim başlıca şey,
okuduğum tonlarca şeyde rastladığım bazı referanslar. Örneğin 33 sayısı bir şekilde önemli. Ezoterik bakımdan veya gizli
topluluklar bakımından 33 sayısının önemini söyleyebilir misiniz? Roger Bacon'un 33 sayısına dayalı parolası var ve
33'üncü derece masonlar var...
C: Her zaman olduğu gibi sana yanıtları doğrudan vermiyoruz, kendi kendine öğretmene yardımcı oluyoruz!! Şimdi, 11
rakamını düşün...

S: (L) Üç kere onbir otuzüç yapar.


C: Evet, ama 11?

S: (L) Onbir asal sayılardan biri veya kutsal güç sayılarından biri. Kabala'da 11 güç sayısı...
C: Evet...

S: (L) Onbir 10 artı 1. Sadece kendine ve 1'e bölünebiliyor. Başka birşey düşünemiyorum. Nümerolojide ben bir 11'im...
Aynı zamanda 22'yim. 11 rakamıyla ilgili başka ne var?
C: Astroloji.

S: (L) Astrolojide onbirinci burç Kova. İsmim bir onbir ve doğum günüm de 22; bu da iki çarpı onbir yapıyor ve Kova
burcuyum. Onbirinci ev arkadaşlıklar, ümitler, rüyalar ve isteklerle ilgili. Aynı zamanda evlat edinilmiş çocuklar. Kova
(Aquarius) su taşıyıcısı. Bilgi dağıtıcısı. 11'in bilgi dağıtma ile ilgisi mi var?
C: Şimdi 3'üncü ev.

S: (L) İkizler. Pekala. İkizler ve Kova. Üçüncü ev zihnin çalışma yapısını, iletişimi, komşularla ve kardeşlerle olan
ilişkileri, eğitimi, yerel yolculukları ve kişinin konuşma biçimini gösteriyor. İkizler "becerikli adam" olarak biliyor. Biraz
sığ ve maddi yaşamın şeyleriyle ilgili. Aynı zamanda yaratımın kutsal sayısı. Buradaki bağlantı nedir?
C: Matriks.

S: (L) Matrix kitaplarında bununla ilgili birşey mi var?


539
C: Hayır.

S: (L) Kendisi mi matriks? Üçüncü ev ve onbirinci ev bir matriks mi yaratıyor?


C: Temel.

S: (L) Kozmik şeyler bakımından İkizler Haziran, Kova ise Şubat... (S) Üçüncü ev aynı zamanda öğretme ile ilgili değil
mi? Biz arkadaşız ve şu anda bize birşeyler öğretiliyor...
C: Bu sizinle ilgili değil.

S: (L) Tamam. Bu bizimle ilgili değil. Anlamaya çalışıyorum. İkizler Haziran'da, Kova Şubat'ta. İkizler fiziksel adam ve
Kova da ruhsal adam mı?
C: Yin Yang.

S: (L) Yani İkizler fiziksel adam ve Kova da ruhsal adam... Yin yang...
C: Evet...

S: (L) Yani 33 fiziksel adamın gizli öğretiler ve eylemlerle kutsal adama dönüşmesini temsil ediyor olabilir mi? Ve bu
süreçten geçenler kendini 33 rakamıyla ilişkilendiriyor belki de. Önce bedene dönük olarak başlıyorlar ve sonra...
C: Medusa 11.

S: (L) Medusa 11 mi? Medusa'nın bununla ne ilgisi var? (S) Peki ya 33 kez dönüş? (L) Medusa'nın konuyla ilgisini
söyleyebilir misiniz lütfen?
C: Kafalar.

S: (L) Kafalar. Medusa. 11. Medusa'nın kafasında onbir yılan mı vardı, yoksa onbir kafa mı? Bu gerçekten çok soyut...
Bana burada yardımcı olmanız gerekiyor.
C: Oluyoruz.

S: (L) Anlamak için Medusa efsanesini okumam mı gerekiyor?


C: Hayır.

S: (L) Medusa. Kafalar. 11. Mitik Medusa hakkında fark etmemiz gereken birşey mi var burada?
C: 11'in karesi bölü fi sayısı.

S: (L) Pi sayısı. 11'in karesi bölü pi. Bu bizi nereye götürüyor?


C: 33.sonsuzluk.

S: (L) Ama bundan 33 çıkmıyor ki! Eğer 11'in kare kökünü pi'ye bölersek 3.3166 falan çıkıyor... Fi de nedir? Tamam eğer
pi'yi 11'e bölersek 3.5 çıkıyor, 33 değil.
C: 1 kere 1.

S: (L) Aa 11 kere 11 değil, 1 kere 1'i mi kastettiniz?


C: Hayır.

S: (L) 1 kere 1 kaç mı eder? 1.


C: 5 eksi 3.

S: (L) Tamam, 2.
C: Bak: 353535.

S: (L) 35 dizisi nedir?


C: 5 eksi 3.

S: (L) Burada garip bir matematik var. Sayılarla herşey yapılabiliyor çünkü sayılar derin seviyelerde evrene tekabül
ediyor...
C: Kod.

S: (L) Bu kod neyle ilgili? Yazılı birşeyle mi ilgili?


540
C: Sonsuz güç.

S: (L) Bu kodu bilerek nasıl sonsuz güç elde ediliyor? Neyle ilgili olduğunu bilmiyorsan sayısal bir kodu nasıl
kullanabilirsin ki?
C: Yılanların Tanrısı kendi taraftarlarına sonsuz bilgiyi arayıp bulma yoluyla sonsuz güce ulaşmayı vaadediyor. Sonsuza
kadar sahip oldukları şeyi sonsuza kadar aramak için sadakat yemini ediyorlar.

S: (L) Bu bir kısırdöngü!


C: Ve aldanma da burada ortaya çıkıyor! Hatırla, sonsuz güçle kendine hizmet etmeye çalışanlar yalnızca kendine hizmet
eden diğerlerine hizmet etmeye mahkum ve yalnızca görmek istediklerini görebilirler.

S: (L) Önceki bir celsede bununla ilgili konuşurken bu düşünce aklıma gelmişti. KH yolu kendine hizmet etmeye çalışan
bireylerden oluşuyor. Bencil ve ego-merkezliler. Diğerlerini onlara hizmet etmeye zorlamak istiyorlar. Diğerlerini
köleleştirmek istiyorlar ve diğerlerini onlara hizmet etmeye manipüle etmenin yollarını arıyorlar. Ama sonunda
kendilerinden daha yüksek bir gücün kontrolüne giriyorlar. İnanarak ve gücünü teslim ederek "kurtulunacağını" savunan
popüler dinler dahil bu tür öğretiler yoluyla kendilerine güç çekebileceklerine inanıyorlar. Ama kandırma ve aldatma
yoluyla diğerlerinden ALAN bir kontrol piramidi çıkıyor karşımıza. Alanlardan da sonunda alınıyor. Piramidin dibindeki
çoğunluğun alacağı kimse yok ve o yüzden bir sonraki yoğunluğa çekiliyorlar ve bu zirveye ulaşana kadar devam ediyor ve
herşey yok oluyor. BH modunda sadece verenler var. Ve eğer diğer BH varlıklarıyla ilişki içindeysen herkes herşeye sahip
ve kimse dipte veya tepede değil, bir boşlukta. Sonunda herkes başkasına hizmet ediyor galiba ve buradaki prensip NİYET.
Ama BH'de daha ziyade bir daire var gibi ve kimse dışarıda kalmıyor.
C: Denge, yin-yang.

S: (L) Yani 33 Yılan'ı, Medusa'yı falan temsil ediyor...


C: Piramidi belirtmiş olman ilginç... Piramidin tekabül ettiği tek boyutlu geometrik şekil nedir?

S: (L) Üçgen. Ve bir ucu yukarı bakan bir üçgen 3 yapıyor ve ucu aşağı bakan bir üçgenle birlikte 33 yapıyor. Burada
anlatmak istediğiniz şey bunun gibi birşey mi?
C: Evet.

S: (L) 33 rakamı ile Mısır'daki Büyük Piramit arasında bir bağlantı var mı?
C: Evet.

S: (L) Peki bağlantı nedir? Piramidi yapanlar gizli topluluk faaliyetlerine mi katıldılar?
C: Evet. Matrix kitaplarında gördüğün, Yılanları ve Grileri temsil eden sembol neydi?

S: (L) İçinde Yılan kafası olan üçgen mi?


C: Evet.

S: (L) Bu 33 bir grup dünyadışı varlığı mı temsil ediyor, yoksa yüksek bilgili ve yetenekli bir grup insanı mı?
C: Biri veya diğeri. (ç.n.: "ikisi de" anlamında mı acaba?)

S: (L) Bu Bramley'in kitabında Yılan Kardeşliği olarak belirtilen şey mi?


C: Evet.

S: (L) Quorum dediğiniz şey de bununla ilgili mi?


C: Yakın.

S: (L) Yani burada matematikle ve yüksek bilgiyle oynayıp o insanların kafasını meşgul eden ve daha üst bir seviyede
kontrol edildiklerinin farkına varamamalarını sağlayan bir grup varlık var öyle mi? Yoksa yaptıklarını bilinçli olarak mı
yapıyorlar? Bu bir aldanma mı yoksa bilinçli bir tercih mi?
C: Her ikisi.

S: (L) Bu gizli grupta yer alan ünlü birileri varsa birkaç isim verebilir misiniz?
C: Çıkarınıza olmaz.

S: (L) Bu 33 sayısıyla ilgili olarak bakmam gereken başka birşey var mı?
C: Hayır. Düşünmen gerekiyor.
541

S: (L) Bir sonraki soru şu: Oryon efsanesini araştırmamız gerektiğini söylediniz ve birkaç kaynağa baktım. Mükemmel bir
adam var ve bu adam bir kadına aşık oluyor ve kadının kıskanç babası Oryon'u kör ediyor. Tekrar görebilmesi için tek çare
ışığa, tanrıça Aurora'ya bakmasıdır. Bunun Oryon'un insanların doğal evi olması fikriyle ilgisini söyleyebilir misiniz?
C: Cevapları aramak sana kalıyor.

S: (L) Kitaplardan birinde, Oryon ile Akrep Takımyıldızı arasında kurulan bir ilişki vardı. Oryon'un oku Akrep'e
nişanlanıyor. İnsanların fiziksel bedeninin D'Ankhiar gezegeninde molekülerize edilmiş olduğunu ve bunun halen devam
ettiğini söylemiştiniz ve bu gezegen Akrep Takımyıldızı'nda bulunuyor.
C: Evet.

S: (L) Oryon ile Akrep arasındaki ilişki nedir? "Kötü adamları" temsil eden Oryon, insanlığın fiziksel varlığının kökeni
olan Akrep'e ok atıyor...
C: Kötü adamlar mı?

S: (L) Tamam kötü adamlar dediğimi unutun. "Akrep'e ok atıyor." Sembolik bir ilişki olarak insan bedenleri ile...
C: Hepsi birbiriyle ilişkili.

S: (L) Efsaneye göre Osiris'in öldürülmesi ya Akrep'in 28'inci gününde, ya da Osiris'in hayatının 28'inci yılında oldu. 28
rakamının buradaki sembolojisi nedir, eğer varsa?
C: Yok.

S: (L) Kitap Nordik dünyadışıların bizimkinden farklı kimyasal temellere sahip bir kanı olduğunu tanımlıyor...
C: Bunlar önemsiz dezenformasyonlar. Kafataslarının ortalama %3 daha büyük olması dışında "Nordik" fizyolojisi
sizinkiyle tamamen aynı. Sezginizi arttırmak için aranızda tartışın. Celseyi sonlandırmamız gerekiyor.

S: (L) Teşekkürler.
___________________________________

18 Kasım 1995 F___, Laura, TR ve JR

S: (L) Merhaba.
C: Evet.

S: (L) Kiminle birlikteyiz?


C: Rindr.

S: (L) Neredensin?
C: Kasyopya.

S: (L) Çeşitli sorularımız var... hazır mıyız?


C: Kesinlikle.

S: (L) Şu sıralar Paris'te meydana gelen terörist bombalamalar ile dünyadışıların artan faaliyetleri arasında herhangi bir
ilişki var mı?
C: Açık.

S: (L) Doğru soruları oluşturma konusunda söyleyebileceğiniz herhangi birşey var mı?
C: USAir-194 kazası; United Air kazası, Colorado Springs; Bağlantı? Ses kayıt cihazı kasetlerindeki transkriptleri kontrol
et.

S: (L) Bu Paris bombalamasıyla herhangi bir şekilde ilgili mi?


C: Hayır.

S: (T) Bu geçen hafta konuştukları şey hakkında. Üsler 4'üncü yoğunluğa dönüşüyor. Bir uçak üsse düştü ve parçalandı.
C: Varsayım! 3'üncü yoğunluk zihin kontrolü için strob ışıklar kullanılıyor. (ç.n.: strob ışık, belirli aralıklarla yanıp sönen
veya titreşen ışık kaynakları sanırım)
542

S: (L) Neredeki strob ışıklar?


C: Fazla düşünülmeden sorulmuş bir soru!

S: (L) Haklısınız. Sadece konuyu açmaya çalışıyordum. (T) Zihin kontrolü için kullanılan strob ışıkların uçak kazasıyla
ilgisi nedir?
C: Akmasına izin verin. Göreceğiniz gibi bu yapıdaki geçmiş celseler sizin için en iyi sonuçları verdi. Gelişime yönelik
düşünce dalgalarınızı aldık ve hızlandırılmış öğrenme ve ilerleme frekansı dalgasında size yardımcı olmaya çalışıyoruz.
Görüyorsunuz, bu enerji seviyesini arttırıyor!!

S: (L) Tamam. O zaman akmasına izin vereceğiz.


C: Sorular sormanızı tavsiye ediyoruz ama verilecek cevapların yapısı ve içeriğiyle ilgili varsayımda bulunmayın.

S: (L) Zihin kontrolü için kullanılan strob ışıklarla ilgili cümleye dönüp oradan devam etmemizi mi istiyorsunuz?
C: Soruları nasıl sormanız gerektiği veya şunun veya bunun uygun olup olmadığı ile ilgili olarak sürekli soru sormamanız
en iyisi. İçinizden geldiği gibi davranın.

S: (L) Pekala. Strob ışıklarına değindiniz. Zihin kontrolü için kullanılan bu strob ışıkları günlük bazda karşılaştığımız veya
karşılaşabileceğimiz şeyler mi?
C: Bunu bilmiyor musun? "Bazı strob ışıkları" demedik. "Strob ışıkları" dedik, yani hepsini kapsıyor!

S: (T) Strob ışıklarının pek çok tür ve biçimi var. TV bir strob ışığı. Bilgisayar ekranları bir strob ışığı. Lambalar strob.
Floresanlar strob. Sokak lambaları strob.
C: Polis arabaları, ambulanslar, itfaiye... Bu ne zamandan beri uygulanıyor? Son zamanlarda herhangi bir değişiklik fark
ettiniz mi??!!??

S: (F) Yimi yıl önce söylediğiniz o araçların hiçbirinde strob ışıklar yoktu. Eski tip flaş ışıkları vardı. Artık her tür ortamda
giderek daha fazla strob ışığı kullanılıyor. (L) Okul otobüslerinde bile var! (T) Normal şehir otobüslerinde de var. (L) Bir
strob ışığının yanıp sönme hızı belirli bir frekansa ayarlanarak belli şeyler yapmak için kullanılabiliyor mu?
C: Hipnotik açıcı.

S: (L) Bu alıştırılmakta olduğumuz birşey mi? İnsanı sürekli bir hipnoz durumunda mı tutuyor?
C: Varsayımlar akışı zorlaştırıyor!

S: (L) Bu şekilde kullanılan hipnotik bir açıcının amacı nedir?


C: Aracı fark etmiyorsunuz.

S: (L) Ouuuu! Yani üzerimizdeki sürekli olarak dünyadışı araçlar geçiyor olabilir ve biz...
C: Varsayım!

S: (L) Üzgünüm! (T) Tamam, strob ışıkları görmemiz nedeniyle aracı fark etmiyoruz. Stroblar hipnotik araç ve hipnotik bir
etki yapıyor...
C: Varsayım!

S: (T) O zaman devam edin.


C: O zaman soru sorun!

S: (L) Varsayımda bulunmayıp soru sormamızı istiyorlar. (T) Pekala fark etmediğimiz araçlar nelerdir?
C: Açıcı. İşitsel telkine hazırlıyor.

S: (T) Ne telkini?
C: Düşünme yeteneğinizi kullanın. Ağ çalışması yapmak varsayımlar yapmak demek değildir. Bir "gerçeğin" tek taraflı
emin ifadesi ise varsayımdır.

S: (T) Cümlelerimizi soru formunda kuralım! ... (L) Pekala, "işitsel telkin" dediniz. İşitsel telkin nereden geliyor?
C: Normalde işitsel telkinleri nereden alırsınız?

S: (L) Radyo, televizyon... (T) Telefon... (L) Bundan mı bahsediyoruz?


543
C: Evet.

S: (L) Araba sürerken veya televizyonun karşısında strob ışığa bakarken hipnotik olarak açık bir durumda olduğumuz için
telkinler daha iyi bir şekilde aklımıza girebiliyor, öyle mi?
C: Evet.

S: (L) Bu telkinler hangi amaçla tasarlanıyor? Genel bir amaçla mı?


C: Önceki yanıtları incele.

S: (L) Dünyadışı araçları görmememiz için mi?


C: Evet.

S: (T) Arabadayken radyo kapalıysa bile bu sinyalleri alıyor muyuz?


C: Başka bir kaynak olup olmadığına bağlı.

S: (T) Ne tür bir başka kaynak?


C: Örneğin ELP.

S: (L) ELP nedir?


C: Extremely Low Pulse (Çok Düşük Sinyal).

S: (T) ELF ise Çok Düşük Frekans. Bu ikisi aynı şey mi?
C: Bazen.

S: (T) Bu dış bir sinyal veya frekans kaynağı mı?


C: Evet.

S: (T) Strob ışık kaynağından mı geliyor?


C: Hayır. Birbirleriyle uyumlu hareket ederler.

S: (T) Birbirleriyle uyumlu hareket eden iki ayrı kaynak mı?


C: Yakın.

S: (L) Ve bu süreç bizim birşeyi, örneğin herhangi bir anda göklerimizde uçan bir aracı görmemizi mi engelliyor?
C: Veya onları başka birşey olarak görüyorsunuz.

S: (L) Şimdi biraz durmamız gerekiyor çünkü size birşey anlatmak istiyorum. Geçen birkaç ay boyunca bulduğum her
fırsatta gökyüzünü çok dikkatli bir şekilde inceliyordum. 3 veya 4 ayrı olayda sıradan bir uçak olduğunu düşündüğüm
birşey görüyorum, onu dikkatli bir şekilde izliyorum, sonra gökyüzünü bir ucundan bir ucuna tarıyorum, sonra az önce
gördüğüm uçağın hızına ve yönüne bağlı olarak olması gereken yere bakınca orada HİÇBİRŞEY olmadığını görüyorum.
Orada durdum, baktım baktım ama hiçbirşey göremedim. Gördüğüm bu şeyler KAYBOLDU. Gördüğümden emindim.
Çıldırmamıştım. O süre içinde tamamen uzaklaşıp kaybolmuş olamayacağını biliyordum. Bunu birkaç kez yaşadım ve bu
beni gerçekten çok rahatsız etti. Bir insan kitlesi olarak biz farkına varmadan çeşitli nedenlerle üzerimizde uçuluyor
olabileceği durumu dışında bunun ne gibi anlamları var?
C: Evet, monoatomik altın!

S: (L) Monoatomik altının bununla ilgisi nedir?


C: Zihin, beden ve ruh olarak varlığın tamamen tuzağa düşürülmesi.

S: (T) Bu Hudson'un videoda bahsettiği şey.


C: Stroblarda çok düşük miktarlarda altın lifleri kullanılıyor.

S: (L) Bunun doğrudan vücuda alınan monoatomik altından farkı nedir?


C: Çok düşük miktardaki liflerde ne var? İpucu; Fort Knox'tan gelmiyor!

S: (T) Monoatomik altın.


C: Bingo. Görüyorsunuz ya, çok sıradışı özellikleri var.
544
S: (T) Olduğundan eminim. Eğer bu madde Hudson'ın söylediği şeyleri yapıyorsa, dünyayı yöneten güç yapısı onun önünü
kesmiş olurdu ve bu kadar ilerleyemezdi. Eğer bunu yapmasına izin veriyorlarsa, Hudson'ın söylediği şeyi değil, tam tersini
yapıyor demektir. Bu maddeyi belirli bir gün boyunca alıp programı tamamladığında genlerini yeniden yapılandırıyor. Bu
gen yeniden yapılanması insanlığın başına gelmişti zaten, bunun tekrar olmasını ister miyiz? (L) Belirli DNA faktörlerini
iptal etmek için IŞIĞIN kullanıldığını söylememişler miydi? (J) Aynen öyle! (L) Bu kontrolü nasıl engelleyeceğiz?
C: Engellemeyeceksiniz.

S: (L) Birşey sormak istiyorum. Geçen gece St. Petersburg'daki seminerime giderken CD bana korumalık yaptı. İlginç
birşey sordu. Eğer bunca şeyi biliyorsak ve böyle bir güç oluşturuyorsak, bu tür şeylerle ilgili gerçek bilgiler elde
ediyorsak, neden 3'üncü veya 4'üncü yoğunlukta bizi durdurmak veya engellemek için karşımıza birileri çıkarılmıyor?
Elbette ona saldırılardan, saptırma çabalarından ve pek çok başka şeyden bahsettim. Ama bir anlamda çok net birşey
soruyordu. Bizi ortadan kaldırmak için neden fiziksel birşey yapılmıyor?
C: Bazı güçler bilginin yavaşça verilmesini istiyor.

S: (L) Bu güçlere 4'üncü yoğunluk KH dahil mi?


C: Hayır, ama onlar görmek istemediklerini görmez.

S: (L) Bizi bir tehdit olarak görmüyorlar mı?


C: Daha ziyade can sıkıcı birşey olarak. Bu arada CD neden celselere katılım göstermiyor???

S: (L) Bu retorik bir soru mu, yoksa gerçekten mi soruyorsunuz?


C: İkisinden biri.

S: (L) CD çok meraklı. Fakat neden siz bize söylemiyorsunuz?


C: Bilgi kampanyanda dolaylı eylem ve ifadeler yoluyla etki yapmaya çalışmaktan ziyade daha direkt ol Laura.

S: (L) Özel olarak CD ile daha doğrudan konuşmamı mı tavsiye ediyorsunuz?


C: Doğrudan açıklamalar her zaman daha çok işe yarar ama annenle erken çocukluk aşamasındaki etkileşimlerinle
bağlantılı olarak onlara karşı korku temelli bir hoşnutsuzluk duyuyorsun. İlerlemene katkı sağlayacak bazı bilgilerle sana
yardımcı olmaya çalışıyoruz. [mola]

S: (L) Tamam, geçen gece yaşadığım deneyim hakkında birşeyler sormak istiyorum - orada mısınız?
C: Neden her zaman bunu soruyorsun, kahve molası verdiğimizi mi düşünüyorsun?

S: (L) Pekala, geçen gece BDD (beden dışı deneyim) gibi birşey yaşadım. Gerçekten öyle miydi?
C: Güneş sisteminin "tam kapsamlı bir sızıntısıydı."

S: (L) Ne? (T) Sen sordun! (F) Gayet açık! (L) Dalga geçmeyin lütfen! ... Pekala, güneş sisteminin "tam kapsamlı sızıntısı"
ne demek?
C: Sistemler diğer herşey gibi dereceli bir yapıya sahiptir. Astroloji çalışmasının kökeni "birleşik varlık sistemi"dir ve bu,
yerel kozmik kütlelerin herhangi belirli bir yerdeki üçüncü yoğunluk varlıklarının bedenleri ve ruhları üzerindeki etkisiyle
ilgilidir.

S: (L) Peki deneyimlediğim şey bakımından bu ne anlama geliyor? Sanki bir egzersiz yapar gibi tekrar tekrar bedenimden
çıktığımı hissettim.
C: Deneyimin meydana geldiği sıradaki güneş faaliyeti, senin "güneş dönümüne" dayalı olarak, kısmen ruhunu bedeninden
ayırır gibi bir etki yapacak nitelikteydi. Neden haritanı kontrol edip o günkü açıların bedeninin sona erme potansiyeli
bakımından her zamankinden daha uygun olup olmadığına bakmıyorsun?

S: (L) Bu deneyimi tekrar yaşayacak mıyım veya yaşayabilir miyim?


C: Her insan varlığının hayatında her zaman en az bir kez yaşanır ama çoğu insan için hayatının sonunda meydana gelir.

S: [uzun gülüşmeler] (L) Öldüm mü yani? Yoksa bu insanların ölürken deneyimlediği şey mi?
C: Evet, ama senin akşam yemeği için dönmen gerekiyordu!

S: ... (L) Yani bu sadece bir BDD değildi. Ruhun bedenden bir ayrılmasıydı. Bu astral seyahatten farklı mı?
C: Hayır.
545
S: (L) BDD yaşayan insanlar bunu mu deneyimliyor?
C: Astral seyahatte "gümüş kordon" ve üçüncü yoğunluk farkındalığının örtüsü nedeniyle bilinç seviyesi aynı derecede
yoğun değildir.

S: (L) Evet, bu deneyimin ne kadar şiddetli bir deneyim olduğunu anlatamam. HERŞEYİN o kadar bilincindeydim ki... (T)
Daha önce hiç olmadığın kadar bilinçliydin ha? (L) Aynen öyle. Deneyimle oynamaya başladım ve gerçekten eğlendim. En
ufak duyumların bile farkına varıyordum. Bedenden ayrılma bir cızırtı sesi meydana getiriyor, bir elektrik cızırtısı gibi.
Bedene girip çıktıkça ses değişiyor. Ne yaptığımın farkındaydım. (T) Astral seyahatte ruh hala bedene bağlı. Bu durumda
Laura'nın ruhu fiziksel bedeninden tamamen mi ayrılmıştı?
C: Tamamen değil, ama ayrılan parçası ayrılmıştı.

S: (L) Bedenimle muhafaza ettiğim bağlantı çok küçüktü. (T) Bu Dannion Brinkley'in kitabında tanımladığı şeyin hemen
hemen aynısı. Peki eğer Laura bedeninden tamamen ayrılsaydı ölmüş mü olacaktı?
C: Evet. [mola]

S: (L) Bir safari rüyası görmüştüm. Rüyada hepimiz Afrika'ya gittik ve orada biraz bilgi edindim, bana birşey verildi ve ben
de onu sağ tarafımdaki cebime koydum. Aynı rüyada birkaç gün sonra tehlike hissettiğim bir deneyim yaşadım, birşey
zihnimi tarıyordu ve karnımın sağ alt tarafında koruyucu bir cihaz çıktı, tıpkı bir roket gibi. Ertesi gün aynı noktada küçük
derin bir yara fark ettim. Bu neydi?
C: Ani enerji yükselmesi.

S: (L) Neden yumurtalık bölgesinin hemen dışında?


C: Oradaki manyetik alan zayıflığı nedeniyle.

S: (L) Yani rüyada bunu yapabilmiş olmam faydalı mı?


C: Belki.

S: (L) Bu, bu rüyada öğrendiğim birşey mi? Hepimizin bir şekilde öğrenebileceği birşey mi?
C: Gerekli değil.

S: (L) Bir tehdit hissedildiğinde bedenin otomatik olarak savunma duvarlarını kaldırması oldukça faydalı bir yetenek gibi
görünüyor.
C: Elbette, 4'üncü yoğunlukta.

S: (L) Bu bir 4'üncü yoğunluk eylemi veya yeteneği miydi?


C: Yakın.

S: (L) Gerçekten vücudumdan birşey çıktı ve geride o yarayı mı bıraktı?


C: Cevapladık.

S: (L) Tamam, yani ani bir enerji çıkışıydı. Vücudumda yara oluşturan şey bu yüksek enerji çıkışı mıydı?
C: Evet.

S: (L) Bu enerji nereden geliyordu?


C: Gelişimin sırasında doğal bir şekilde öğren. İyi geceler.
___________________________________

25 Kasım 1995 F___, Laura, SV

S: (L) Pekala, bu gece sormak istediğimiz bazı sorular var...


C: Ne, selamlama yok mu?

S: (L) Merhaba, nasılsınız?


C: İyiyiz, teşekkürler, siz nasılsınız?

S: (L) İyiyiz. Biraz yorgunum, eminim farkındasınızdır.


C: Evet.
546

S: (L) Bu bitkinlik durumu hakkında söyleyecek birşeyiniz var mı, yoksa soruları mı soralım?
C: Biz kimiz?

S: (L) Pardon. Bu gece karşımızda kim var?


C: Cilyor.

S: (L) Peki neredensin?


C: Kasyopya.

S: (L) Konuya dönecek olursak, sorularımızı sormaya mı başlayalım, yoksa bitkinliğimle ilgili söyleyecek birşeyiniz var
mı?
C: Sana bağlı.

S: (L) Yorgunluk konusuna genel bir şekilde değinmenizi istiyorum.


C: Öğrenmek çok emek isteyen bir iş olabilir.

S: (L) Evet, çok sıkıntılı! Gerçekten birşeyler öğreniyoruz. Ve öğrendiğimiz şeylerden biri, bazı insanların bazen buradaki
sürece çok zarar verici olabildikleri. Bunun hakkında yorumda bulunabilir misiniz?
C: Bahsettiğin kişiler kendi öğrenmeleri gerekeni öğrenmeliler.

S: (L) Yani kendi öğrenme yolundalar, öyle mi?


C: Diğer herkes gibi.

S: (L) Bu konuda kötü bir hissim yok ama aynı zamanda şu anda duygusal olarak karmaşaya eğilimli durumdayım. Kafamı
toparlayamıyorum. AB kanallama konusuna tek başına mı devam etmek istiyor, yoksa T ve J ile birlikte mi?
C: Evet.

S: (L) AB böyle bir materyali ancak kendi elde ederse güvenilir bulacağını söyledi ve T ve J de şu anda aynı niyette
görünüyorlar. Benzer bir şekilde bağlantı kurabilecekler mi?
C: Frekans titreşim seviyelerine göre kanallayacaklar.

S: (L) Pekala, bu konuda bu kadarı yeterli. (F) Ben bu deneyin ne kadar süre devam edeceğini merak ediyorum. Ama bu
belki de önemsizdir. (L) Ne kadar devam ederse o kadar devam edecek, bir dakika bile fazlası değil! (F) Aynen öyle!
C: İsterseniz teması sürdürebilir ve dostça ve bilgilenmeye yönelik olarak güncellemeler isteyebilirsiniz. Sonuçlar en
azından eğlendirici olacaktır.

S: (L) Tamam. Geçen gün o uzun uyku öncesi durumlardan birini deneyimledim ve öyle görünüyor ki bir sınıftaydım ve
bana birşeyleri açıklayan biri vardı. Bana söyledikleri şey, bunun bir Yılbaşı sezonu olduğu, ekonomiyi kontrol edenlerin
atacağı belirli adımlar olduğu ve Yılbaşından sonra Ocak ve Şubat'ta ekonomiyi büyük ölçüde düşüşe sürükleyecek pek çok
şeyin olacağıydı. Bunun BU yıl olup olmadığı belli değildi ama Yılbaşından hemen sonrasıydı. Bu bilginin nereden
geldiğini ve bu olayda ne deneyimlediğimi söyleyebilir misiniz?
C: Bu uzun ve karmaşık bir konu ama açıklamak için elimizden geleni yapacağız. Gördüğün şey olası geleceklerden
biriydi. 3'üncü yoğunluk dünyamızın ekonomisi tamamen özel olarak tasarlanmıştır. Onu kontrol eden güçler hem 3'üncü,
hem de 4'üncü yoğunluktur. Tam şu anda 3'üncü yoğunluk sektöründe, ekonomik bir buhranın ne zaman, nerede ve nasıl
bir şekilde meydana getirileceği ile ilgili çelişkili bazı fikirler var. Bu, sizin zaman ölçümünüzle epeydir üzerinde çalışılan
birşey. Şimdiye kadar, bir çöküşün meydana gelmesini istemeyen güçler baskındı. Bu durumun daha ne kadar süreceği pek
çok faktöre bağlı. Ayrıca ekonominin durumunun tamamen bir ilüzyon olduğunun farkında olun. Yani dünya ekonomisi
tamamen insanlara inanmaları söylenen şeye dayalı olarak işlev gösteriyor.

S: (L) İyi ama son zamanlardaki gözlemlerime göre fiyatlar yükseliyor ama ortalama bir insanın maaşı yükselmiyor.
Fiyatları izliyorum. Çok dengesiz ve korkutucu bir şekilde yükseliyor. İnsanların bu şekilde yaşamlarını idame
ettiremeyecekleri açıkça görülüyor. Nüfusun büyük bir bölümü bu şekilde hayatını sürdüremez.
C: "Kurallara" uyan kimse hayatını sürdürmeyi başaramaz, ama eğer sana oynaman söylenen oyunu reddedersen, durumun
giderek düzelir.

S: (L) Pekala. Kurallara göre oynamamaktan neyi kastediyorsunuz? Hangi kurallar?


C: Buna yanıt vermemizin en iyi yolu, yüksek sesle düşünmen ve bizim yanıtlarımızı beklemen.
547

S: (S) Herhalde bir numaralı kural düzenli bir işte çalışmak, günde 5-9 saat veya haftada 40 saat çalışmak ve tüm paranı
biriktirip bankaya yatırmaktır.
C: Bekle, bir kerede bir tane.

S: (L) Tamam. Bir numaralı kural "düzenli bir işte" çalışmak.


C: Bir numaralı "tuzak"!

S: (S) İki numaralı kural paranı biriktirmek.


C: Paranızı büyüterek koruyabilirsiniz, yatırarak değil.

S: (L) Yatırmaktan kastınız bankaya yatırmak mı?


C: Evet.

S: (L) Parayı ancak katlayarak koruyabileceğimizi mi söylüyorsunuz?


C: Evet. Parayı bankaya yatırdığınızda Kardeşliğin yani İlüminati'nin yani İsa Düşmanları'nın o parayı kendi amaçları için
büyütmesine yardımcı oluyorsunuz ve bunun karşılığında tüm aldığınız biraz "kırıntı." Ve İsa Düşmanları paranızı istediği
zaman "çekebilir!"

S: (L) Yatırım yoluyla parayı arttırmanın en popüler yollarından biri borsa. Ama görünüşe göre borsa da İsa Düşmanları
sisteminin bir parçası ve oraya yapılan yatırımdan da netice itibariyle ancak birkaç "kırıntı" elde ederiz.
C: Evet ve hayır. Halka açık hisselerin hepsi İlüminati'nin doğrudan kontrolü altında değil.

S: (L) Parayı katlamanın yollarından biri olarak borsayı mı tavsiye ediyorsunuz?


C: Belirli birşeyi tavsiye etmiyoruz, sadece temelleri açıklıyoruz. Verdiğimiz genel ipuçlarına bağlı olarak ayrıntıları
kendiniz belirleyeceksiniz ve bu da öğrenme anlamına geliyor ve ruhlar olarak bu şekilde ilerlersiniz.

S: (L) Paramızı katlamamız gerektiğini ve paramızı bankaya yatırmanın avantajlı olmadığını söylediniz...
C: Fark ediyorsanız, tüm başarılı iş insanları bunu yapıyor. Paralarını katlıyorlar, ufuklarını sürekli olarak genişletiyorlar.
Çıktıyı katlıyorlar ve böylece girdiyi de katlıyorlar. Ve bu süreç asla sona ermiyor çünkü bunun döngünün bir parçası
olduğunu içgüdüsel olarak anlıyorlar. Girdinin devam etmesi için sabit tutulmaması, spiral şeklindeki büyüme döngüsüyle
uyumlu kalabilmesi için sürekli artması gerektiğini biliyorlar. Ve bunun olması için çıktının da sürekli olarak büyütülmesi
gerekir. Bu durduğu zaman döngü çöker. Ve işte İlüminati yani Kardeşlik yani İsa Düşmanları akışı hafif bir şekilde bile
olsa durdurarak "Panik" yaratıyorlar ve yaratılan izlenimin yoğun bir propagandasını yapıyorlar.

S: (S) Eğer paran varsa yatırım yapmak güzel ama Laura ve F___'nn yatırım yapacak parası yok. Bunu yapmalarının yolu
nedir?
C: Örneklerden biri, deneyimlerinizi, sezgilerinizi ve öğrendiklerinizi paylaşmak olabilir. Yani para kazanmak için
yapılabilecek şeylerden biri, örneğin kitap yayınlamak olabilir.

S: (L) Siz 6'ıncı yoğunluk ışık varlıklarısınız, bizse 3'üncü yoğunluk insanlarız ve her yönden, içsel ve dışsal sürekli saldırı
altındayken yapmakta olduğumuz şeyi sürdürmek bile bizim için yeterince zor. Sorunları daha da fazla arttırma riski
olmadan nasıl tüm bu deneyimleri insanlarla paylaşabiliriz?
C: Çalışmanız durdurulmadı ve durdurulmayacak. Çalışmanızın tamamını veya parçalarını yayınlamanızın yalnızca "bir
telefon mesafesinde" olduğu söylendi ama henüz bu cümleye inanç göstermediniz ve ayrıca yanlış "izlenim" yaratma
korkusu nedeniyle istediklerinizi ifade etme konusunda sorunlar yaşıyorsunuz ve bu da saldırı sürecinin bir parçası. Sizi şu
andaki konumunuza biz yönlendirdik ama ne derler bilirsiniz: "Atı suya götürebilirsiniz ama içmeye zorlayamazsınız."

S: (L) Telefon görüşmesi mi? Elimizdeki materyali pek çok kişiyle paylaştım ve anlattım hem de enerjimin sonuna kadar.
Lütfen bana kimi aramam gerektiğini SİZ söyleyin ve ben de onu büyük bir zevkle arayayım!
C: Pek çok kaynakla iletişim kurmak için gerçekten büyük miktarda enerji harcadın ama bunların çoğu meyvesiz. Şimdi
sana kitap yayınlamayı kimin söylediğini düşün???

S: (L) K___ E___ F___ ile konuştum, R___ ile konuştum, yazılı materyalimizden parçalar gönderdim... Başka ne yapmam
gerekiyor?
C: Söylediğimiz gibi, duruma doğrudan yaklaşma gibi bir sorunun var. Örneğin şöyle söyle: "Yayınlamak istediğim
birşeyler var, lütfen bunu yapmama yardım edin!!!"
548
S: (F) Nasıl?
C: Size ağ çalışması yapmanızı söyledik!! Bu mucizeler yaratır!!! Mektup yazdığın zaman o mektuplar klasörlerde
dosyalanıyor. Kitap yayınlayanlara bunu nasıl yaptıklarını ve sizin nasıl yapabileceğinizi sorun. Yanlış izlenimler
yaratmaktan korkmayın. (ç.n.: ağ çalışması (networking): herhangi bir konuyla ilgili kişilerle iletişim kurmak, bilgi-fikir
alışverişinde bulunmak, işbirliği yapmak vs.)

S: (L) Kitap yayınlamak çok uzak birşey gibi görünüyor!


C: Hayır. Valerian'a sor. Bu konuda sana yardımcı olmasını iste. Doğrudan ve lafı uzatmadan. Ona pastadan bir pay teklif
edersen son derece istekli olacaktır. Aslında onun beklediği şey de bu!

S: (L) Pekala. Bu F___'nin ve benim durumumu açıklıyor. Ya S___?


C: SV istediği sürece resmin bir parçası. İyi geceler.
_______________________________________

2 Aralık 1995

S: (L) Merhaba, kimse var mı? Bizi hala seviyor musunuz?


C: Aptalca!

S: (L) Bazen insanın biraz güvenceye ihtiyacı oluyor! Bu gece kiminle birlikteyiz?
C: Romolla Kasyopya.

S: (L) Bildiğiniz gibi T ve J dün gece buradaydı ve pek çok garip şeyler hissettim. Sanki onlarla birlikte çok karanlık birşey
de buraya geldi. Midem ağrıdı. Ne oluyor?
C: Spesifik.

S: (L) Negatif bir enerji mi getirdiler?


C: Küçük düşürülüyor.

S: (L) Bu ne anlama geliyor?


C: Öğrenme merkezi kütüphanene sor.

S: (L) Onu küçük düşüren kim?


C: Bunlar ortaya çıkan durumlar.

S: (L) Koşullar onu küçük mü düşürecek, yoksa şu anda mı onu küçük düşürüyor?
C: İkincisi.

S: (L) O olmayan ama onu izleyen ve onunla birlikte gelen bir enerji hissettim. Hatta o şeyi duyduğumu hissettim. Sanki
"O bizim!" diyordu.
C: Eğer yapışık ruh varsa, "geçici" bir durum.

S: (L) Her ikisi de AB ile birlikte başka bir kanallama grubunu başlatma planlarından bahsediyordu ve hatta taşındıktan
sonra başka bir tane daha. Tallahassee'ye taşınmaktan bahsediyorlar. Görünüşe göre şu anda taşınmıyorlar. Ve açıkça
görülüyor ki baştan beri bu grubun sürekli birer üyesi olma niyetleri yoktu. Öyle değil mi?
C: Açıkça görülüyor.

S: (L) Böyle düşünmelerine üzüldüm. Tüm hayatım boyunca temel olarak bunu yapmaya hazırlandım ve F___ de öyle.
Bize çok yardımcı oldular.
C: Grupta çok fazla şef olacaktı ama yeterince kızılderili olmayacaktı.

S: (L) RC ile ilgili olan durum da onun dergisinde editörlük yapma teklifini reddetmem gerektiğini düşündürüyor bana.
Herhangi bir yorum?
C: Durumu yanlış okumamaya dikkat et. Biyolojik döngüleri RC'yi güçlü bir şekilde etkiliyor.

S: (L) Bunun geçmesini mi beklemeliyim?


C: Evet.
549

S: (L) Dergi fikrinin iyi olduğunu düşünmüştüm...


C: Eylemlerinle ilgili kararlarında "akışın" sana rehberlik etmesine izin ver.

S: (L) Benim yapmaya çalıştığım şey de bu. Eğer biyolojik durumlar RC'yi etkiliyorsa, eğer TR küçük düşürülüyorsa, bana
ne oluyor? Önce bir kişi negatif yükünü üzerime boşaltıyor, sonra 12 saat geçmeden bir başkası negatif yükünü üzerime
boşaltıyor, bütün bunların üstüne bir de kocam negatif yükünü tepemden aşağı boşaltıyor. Bu kaldıramayacağım kadar
fazla.
C: Odanın havalandırılmasını tavsiye ediyoruz. İyonize edici faktörler dengeleyici etki yapıyor.

S: (L) İyonize edici faktörlerin son birkaç günde bu odada bulunmuş insanlarla herhangi bir ilgisi var mı?
C: Herşey birbiriyle ilgili. Denge oluştuktan sonra rahatlığınız için pencereleri kapatabilirsiniz.

S: (L) 21 Ekim celsesinde robotoid türde insanlardan veya yeniden canlandırılan insanlardan bahsediyorduk... Bu
insanlardan 7'si ile karşılaştığımı söylediniz ve bir tanesini tanımladınız. Sonra profillerden bahsettik ve belirgin kişilik
özellikleri olmayışına değindik. Ayrıca onları görür görmez tanıyamayacağımızı söylediniz. Hala bunu mu söylüyorsunuz?
C: "Dosyalarını" araştır. Öğrenme bazen en iyi inceleme ve keşifle yapılır.

S: (L) Araştırmam gereken şeyle ilgili birkaç ipucu daha söyleyebilir misiniz? Hastaneye gitmekten bahsettiniz...
C: Duygusal değiller. Kendi incelemenle keşfedebileceğin başka ipuçları da var. Bu konuda sana daha fazla bilgi vermemiz
senin için avantajlı olmaz. Bu konuda spekülasyon seni yolun dışına iter.

S: (L) Bu konu düşündüğüm kadar önemli olabilir mi?


C: Nihayetinde, ama henüz değil!!

S: (L) Kaydedilen ve yerel bir televizyon kanalında yayınlanan bir röportaj yaptım. Bunun, bu tür faaliyetleri arttırıp
arttırmayacağını merak ediyorum.
C: Giderek ısınan bir su gibi.

S: (L) Kişisel şeyleri bırakıp daha ilginç şeylere geçelim.


C: Teşekkürler!

S: (L) Almanlar 2. Dünya Savaşı sırasında bir zaman makinesi yaptılar mı?
C: Evet.

S: (L) Gerçekten yaptılar mı?


C: Evet.

S: (L) Almanların zamanda yolculuk deneyleri savaştan sonra ABD'ye mi taşındı?


C: Parçalı olarak.

S: (L) ABD, Almanlar tarafından yapılmış bir zaman makinesine el koydu mu?
C: Hayır.

S: (L) Neden?
C: Başka bir yere alındı.

S: (L) Nereye?
C: Mausenberg, Neufriedland.

S: (L) Makine hala Almanya'da mı?


C: Nein!

S: (L) Mausenberg nerede?


C: Antarktiklandt.

S: (L) Bu makineyi kim kontrol ediyor veya çalıştırıyor?


C: Klaus Grimmschackler.
550

S: (L) Şahıs olarak sormadım. Amerikalılar mı yoksa Almanlar mı?


C: Deutsche.

S: (L) Bu makineyi kendilerini zamanda oraya veya buraya taşımak için kullandılar mı?
C: Glophen'de uygulandı, bit, yie aire das gluppen und werstalt de vir seinderfor bidde.

S: (L) Neden anlamayacağımız bir şekilde cevap veriyorsunuz?


C: Üzgünüz, konu nedeniyle aktarımlarda bir karışma oldu.

S: (L) Bu Alman zaman makinesine dönecek olursak: Almanlar savaş sırasında düşmüş bir UFO'yu ele geçirdiler mi?
C: Evet.

S: (L) Bu UFO'yu kim uçuruyordu -pardon- kim KULLANIYORDU?


C: Griler.

S: (L) Almanlar geri mühendislik yapıp bu aracın bir benzerini yapabildiler mi?
C: Buna ihtiyaçları yoktu. Bu tür şeylerle ilgili bilgileri kanallanan kaynaklardan edinmişlerdi.

S: (L) Almanlar bu bilgileri Vril Topluluğu'ndan mı aldı?


C: Kısmen. Ayrıca Thule Topluluğu.

S: (L) Antartika'da bu zaman makinesine sahip olan bireyler, bu makineyle ne yapıyorlar veya ne yapmayı planlıyorlar?
C: Silindir döngüsüyle zaman sektörlerini keşfediyorlar.

S: (L) Silindir döngüsü nedir?


C: Karmaşık ama 4'ten 6'ıncıya kadarki yoğunlukları kapsayan bir profil.

S: (L) Bu "zaman keşiflerini" yapmada herhangi belirli amaçları var mı?


C: Sizin ölçüm şeklinizle, şu ana kadar yok.

S: (L) Eğer Antartika'ya kaçıp zaman makinelerini de yanlarında götürdülerse, herhangi bir dünyadışı varlık grubuyla
çalışıyorlar mı?
C: 4'üncü yoğunluk KH.

S: (L) Bu Almanlar ve zaman makineleri, 4'üncü yoğunluğa geçtiği zaman dünyayı ele geçirme planlarının bir parçasını mı
teşkil ediyor?
C: Belki.

S: (L) ABD'deki komploların herhangi birinin arkasında Almanlar var mı?


C: Hayır.

S: (L) Demek bağımsız hareket eden bir Alman unsuru var. Fakat bu fenomenin temel özelliği olarak böyle birşeyin
üzerinde odaklanmak, yanlış şey üzerinde odaklanmak olur, değil mi?
C: Belki.

S: (L) Thule ve Vril topluluklarındaki Almanlar'ın tartıştığı şeyler arasında "İçi Aydınlatan Siyah Güneş" de vardı. Bize
"Siyah Güneş"in ne olduğunu söyleyebilir misiniz?
C: KH yöneliminin nihai kaderi.

S: (L) Bu Siyah Güneş astronomik bir olay mı?


C: Temel olarak.

S: (L) Biz bu Siyah Güneş'i ne olarak biliyoruz? Kara delik mi?


C: Yüksek olasılık.

S: (L) Biraz alakasız ama Japonların bununla herhangi bir bağlantısı var mı?
C: Yalnızca "gizli" dünya devletine katılım seviyesi oranında.
551

S: (L) TR'nin bir teorisi vardı. Ona göre ABD Japonlara çok şey borçlu ama borçlarını ödemeyecekler ve Japon
hükümetinin düşmesine neden olacaklar ve Japonlar ve diğer bazıları 2. Dünya Savaşı'nda olduğu gibi "kötü adamlar"
olarak gösterilecekler. Böyle bir plan var mı?
C: Hayır.

S: (L) Neden X-Files dizisinde ABD'deki UFO/dünyadışı varlık faaliyetlerinin sebebi olarak Japon komploları gösterildi?
Neden Japonları Kötü Adamlar olarak gösteriyorlar?
C: Hatırla "X-Files" kurgusal bir temele sahip.

S: (L) Geçen ay RC'nin evinde bir video izledim. Çok garip UFO'lar görünüyordu ve RC onların Merkaba'lar olduğunu
söyledi. Devasa, yarı şeffaf, canlı yaratıklar gibiydiler. Denizanası gibi jölemsi bir yapıları vardı. Ve görünüp
kayboluyorlardı. Bu şeyler neydi?
C: Yoğunluk öncülü dalga etki paketleri yoluyla ortaya çıkan 6'ncı yoğunluk etkileri.

S: (L) Bu şeyleri kamerayla çeken kişi onları çağırabiliyor gibiydi. Bunu nasıl yapabiliyordu?
C: Izgara matrisindeki manyetik konum noktaları üçlemesi düşünce formu projeksiyonlarıyla etkileşiyor.

S: (L) Bu kişiyle ilgili sıradışı bir özellik var demek mi oluyor bu?
C: Yalnızca bilinçaltı paralel dönüştürme bakış açısından.

S: (L) İstersek bu yaratıklardan birini ortaya çıkarmamızın bir yolu var mı?
C: Son derece zor olur, çünkü konum-matris şu anda senin için avantajlı bir durumda değil.

S: (L) Yani bu konumla, bir konum ızgarasıyla ilgili birşey?


C: Evet.

S: (L) Bundan bahsetmişken, RC Sedona'ya taşınmak istiyor ve bunu yapmak istemesinin nedenlerinden birinin ona göre
"Florida'nın düşük yoğunluklu" olması, "Kertiş-land" olması, negatif varlıklarla ve enerjilerle dolu olması olduğunu
söylüyor. Bu doğru bir değerlendirme mi?
C: Sen ne düşünüyorsun?

S: (L) Bazen merak ediyorum... Eminim daha iyi bir insan olurdum...
C: Herkes her zaman daha iyi olabilir ama olaylara duygusal bir tepki olarak aceleyle yapılan ve genelleştirilen
yargılamalar, duygusal olarak geliştirilen önyargılarla dolu olmaya mahkumdur.

S: (L) Güney batıdaki "Kertiş-land"a taşınarak yağmurdan kaçarken doluya tutulması mümkün yani?
C: Elbette! Senin de çok iyi bildiğin gibi!

S: (L) Böyle düşündüğü için üzülüyorum ve muhtemelen kendini tehlikeye atıyor çünkü kimse şu anda berrak düşünemiyor
gibi görünüyor ve yapabileceğim veya söyleyebileceğim birşey yok gibi görünüyor. Burada ona olanlardan dolayı
Florida'nın korkunç bir yer olduğu konusunda çok ısrarcı. Bir anlamda kendimi aşağılanmış gibi hissettim.
C: İlişkilerinde sana rehberlik yapması için içgüdülerini kullan.

S: (L) Şimdi vites değiştirelim: Dünyadışı varlığın otopsi videosunu seyrederken karın boşluğunun merkezini kaplayan
büyük bir organ gördük. Bu neydi?
C: Kalp/karaciğer.

S: (L) İkisinin bir birleşimi mi?


C: Evet.

S: (L) Ayrıca sert veya somut bir cismi dikkatli bir şekilde çıkarıp küçük bir kutuya koydular. O cisim neydi?
C: Kristal alıcı-verici.

S: (L) Yumuşak maddeler neydi?


C: Organik doku. Önemli değil.

S: (L) O varlık dişi miydi yoksa erkek mi?


552
C: Her ikisi veya hiçbiri.

S: (L) Cinsel olarak üreyebilen bir varlık mıydı?


C: Hayır.

S: (L) Hayatta kalabilmek için ne tür bir besin tüketiyordu?


C: Tuzlu jelatin kürecikler.

S: (L) Bizim gibi ağız yoluyla mı yiyordu?


C: Kordatlar.

S: (L) Ne? O nedir?


C: Başlıca beze kanalları yoluyla dağılım için biyolojik mikroformların kullanıldığı uygulamalar.

S: (L) O varlık bizim gibi nefes alarak oksijen kullanıyor muydu?


C: Evet.

S: (L) Akciğerleri neredeydi?


C: Gövde boşluğunun yanları.

S: (L) Grilerin ÇOK uzun boylu ve "birkaç sıra dişleri" olan bir türü hakkında birşeyler okudum. Bunlar nedir?
C: Biyogenetik yapılar.

S: (L) Daha önce gezegendeki "çarpışmada" her iki tarafta 16 tür olduğunu söylemiştiniz. Yani KH ve BH taraflarında. "İyi
adamlar" dediğimiz diğer varlıklarla herhangi bir bilinçli bir etkileşim gördük veya böyle bir etkileşimi deneyimledik mi?
C: Henüz değil.

S: (L) O kadar genç biri için şaşırtıcı derecede bilgili görünen D___ hakkında bana herhangi birşey söyleyebilir misiniz?
C: Profili oluşturmak için daha önce öğrendiklerini akılda tutarak keşif ve gözlem yap.

S: (L) Meksika'da görülen ve videoya çekildiği iddia edilen Peygamber devesi türü varlıklar kim veya ne?
C: Elapidoryan.

S: (L) Nereden geliyorlar?


C: Oryon.

S: (L) Burada bulunma sebepleri nedir?


C: Etkileşim araştırması. Minturyanların projesi. Fiziksel profil benzerliğinin nedeni bu. 3'üncü yoğunluk yüzeyi ile
uyumluluğu tespit etmek için inceleme yapıyorlar.

S: (L) Dünya'da ortaya çıkıp çıkamayacaklarını mı öğrenmeye çalışıyorlar?


C: Yoğunluk sınırı geçişinden sonra.

S: (L) Bu yoğunluk sınır geçişi ne zaman olacak?


C: Açık!

S: (L) Denedim! Şimdi bana Val'den bahsedin.


C: Aktif bir iletişim ve gözlem çabası yoluyla öğren.

S: (L) Bir celsemize katılır mı acaba?


C: Belki.

S: (L) Bu yıl Gulf Breeze'deki UFO konferansı İlkbahar'da. Gitmemiz gereken konferans bu mu?
C: Evet.

S: (L) Kocam son zamanlarda neden iğrenç davranıyor? Kişisel bir soru olduğunun farkındayım ama bunun stresine
dayanamıyorum.
C: İğrenç subjektif.
553

S: (L) Biliyorum. Ama tavsiyeye ihtiyacım var.


C: Ruhsal kaynakları birleştir... ve İyi Geceler!
_____________________________________

You might also like