KPD 15 1 33 40

You might also like

You are on page 1of 8

ARAÞTIRMA

Çocuk ve Ergen Adli Olgularda Ruhsal


Deðerlendirme
Psychiatric Evaluation of Child and Adolescent Forensic Cases

Muhammed Ayaz1, Ayþe Burcu Ayaz1, Nusret Soylu2


1Uz.Dr., Sakarya Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Saðlýðý ve Hastalýklarý Kliniði, Sakarya, 2Uz.Dr., Gaziantep Çocuk
Hastanesi, Gaziantep

ÖZET SUMMARY
Amaç: Bu çalýþmanýn amacý, adli rapor istemiyle çocuk Objectives: The aim of this study was to examine the
psikiyatrisi polikliniðine yönlendirilen çocuk ve ergenlerin diagnosis of mental disorders and sociodemografic vari-
ruhsal bozukluk tanýlarýný ve sosyodemografik deðiþken- ables of children and adolescents who referred to child
lerini incelemektir. Yöntem: Sakarya Eðitim ve Araþtýma psychiatry outpatient department with the request of
Hastanesi Çocuk Psikiyatri Polikliniði'ne adli rapor için criminal report. Method: Children and adolescents aged
yönlendirilen 6-18 yaþ arasý çocuk ve ergenler ruhsal 6-18 years who referred to Sakarya Training and
bozukluk tanýlarý, zeka düzeyleri ve sosyodemografik Research Hospital Child Psychiatry Outpatient
özellikleri açýsýndan geriye dönük olarak incelendi. Çalýþ- Department for criminal reports were examined retro-
ma adli olgularýn büyük çoðunluðunu oluþturan suça spectively in terms of diagnosis of mental diseases, intel-
sürüklenen çocuklar (n=51), istismar olgularý (n=100) ve ligence levels and sociodemographic characteristics.
erken evlenme olgularý (n=26) temelinde yapýldý. The study was carried out on the basis of delinquent chil-
Bulgular: Ýstismar olgularýnda %71, suça sürüklenen dren (n=51), cases of abuse (n=100), and cases of early
çocuklarda %56.9, evlenme isteði ile baþvuran ergen- marriage (n=26) that make up the vast majority of crim-
lerde %11.5 oranýnda ruhsal bozukluk saptandý. Ýstismar inal cases. Results: Mental disorders were detected in
olgularýnda travma sonrasý stres bozukluðu, suça sürük- 71% of cases of abuse, 56.7% of delinquent children,
lenen olgularda davraným bozukluðu, erken evlenme and 11.5% of adolescents with request of early mar-
olgularýnda major depresif bozukluk en sýk saptanan ruh- riage. The most common mental disorders were post-
sal bozukluklar olarak belirlendi. Sonuç: Çalýþmamýz traumatic stress disorder among abuse cases, conduct
istismar olgularýnýn ve suça sürüklenen çocuklarýn yüksek disorder among cases of delinquency, and major depres-
oranlarda ruhsal bozukluk tanýsý aldýklarýný göstermekte- sive disorder among cases of early marriage.
dir. Sonuçlarýmýz adli olgularýn farklý gereksinimleri için Conclusion: Our study revealed that high rates of men-
adli çocuk psikiyatrisi alanýnda eðitimin önemsenmesi ve tal disorders were diagnosed in cases of abuse and delin-
adli olaylara konu olan çocuk ve gençler için gerekli quent children. Our results highlighted the importance
önlemlerin alýnmasýnýn önemini vurgulamaktadýr. Bu of training for different requirements of criminal cases in
çocuk ve ergenlerin ayrýntýlý þekilde taranmasý, deðer- the field of forensic child psychiatry and taking necessary
lendirilmesi ve tedavi edilmesini saðlayan ruh saðlýðý precautions for children and adolescents that were sub-
merkezlerinin oluþturulmasý gerekmektedir. jected to forensic events. Mental health services that
Anahtar Sözcükler: Ýstismar, suça sürüklenen çocuklar, provide comprehensive screening, assessment and treat-
erken evlenme. ment of mental disorders for these children and adoles-
cents should be developed.
Key Words: Abuse, delinquent children, early marriage.
(Klinik Psikiyatri 2012;15:33-40)

Makalenin geliþ tarihi: 26.11.2011, Yayýna kabul tarihi: 26.02.2012 33


Ayaz M, Ayaz AB, Soylu N.

GÝRÝÞ kýsmýnýn daha önce ihmal edildiði, fiziksel ve cinsel


olarak istismara uðradýðý bildirilmektedir (Johnson
Dünyada ve ülkemizde çocuk ve ergenleri konu
2000, Doðan 2008). Adalet Bakanlýðý 2009 yýlý ista-
alan adli dava sayýsý giderek artmaktadýr. Bu
tistiklerine göre bir yýlda çocuk ve çocuk aðýr ceza
nedenle çocuk ruh saðlýðý alanýnda çalýþan hekimler
mahkemelerine açýlan 83918 dava bulunduðu ve bu
olgularýn adli boyutu ve mesleki uygulamalar
davalarý en sýk malvarlýðýna (%44.6), vücut
konusunda giderek daha fazla bilgi ve tecrübeye
dokunulmazlýðýna (%19.9) ve hürriyete karþý
gereksinim duymaktadýr. Ülkemizde ve dünyada
(%12.8) karþý iþlenen suçlarýn oluþturduðu saptan-
çocuk ve ergen psikiyatrisi eðitiminin yaný sýra adli
mýþtýr. Ayrýca çocuk ceza mahkemelerine açýlan
çocuk ve ergen psikiyatri alanýnda özelleþmiþ bir
davalarda yargýlanan çocuklarýn çocuk nüfusunun
eðitim bulunmamaktadýr. Bu nedenle çocuk ve
%2.4'ünü oluþturduðu belirlenmiþtir.
ergen adli olgular bilirkiþi görüþü alýnmak üzere
çocuk psikiyatrisi polikliniklerine yönlendirilmek- Türk Medeni Kanunu (2001), erkek ve kadýnýn 17
tedir (Schetky 2007, Þiþmanlar ve ark. 2008). yaþýný doldurmadýkça evlenmesini sýnýrlamaktadýr.
Fiziksel ve cinsel istismar maðduru olma, suça Hakimler, sadece olaðanüstü durumlarda ve önem-
sürüklenme, velayet davalarý, vasi tayini, evlat edin- li sebepler bulunduðunda on altý yaþýný doldurmuþ
me ve erken evlenme gibi nedenler, çocuk ve olan erkek veya kadýnýn evlenmesine izin vere-
ergenlerde adli davalara sýklýkla konu olmaktadýr. bilmektedir. Erken evlenmek/evlendirilmek
Çocuk istismarý her yaþ, renk, sosyal sýnýf, etnik istemiyle adli makamlara baþvuran ergenlerin ruh-
grup ve dinden çocuðu etkilemektedir. Ýstismarýn sal olarak evlenmelerine engel bir durum olup
inkar edilmesi, çocuk istismarýnýn farkýna varýl- olmadýðýyla ilgili yönlendirilen gençlere sýklýkla
masýný ve taný konulmasýný zorlaþtýrmaktadýr. Suçu rastlanmaktadýr. Türkiye nüfus ve saðlýk araþtýr-
iþleyen kiþiler genellikle suçu inkar ederken bazen masý (2008), 25-49 yaþlarýndaki kadýnlarýn
çocuk da suçu inkar edebilmektedir. Karmaþýk %43'ünün 20 yaþýndan önce, %25'inin 18 yaþýna
hukuki gereklilikler de çocuklarý istismar eden kiþi- kadar, %5'inin de 15. yaþ gününden önce evlendik-
lerin mahkum edilmesini zorlaþtýrabilmektedir. lerini belirlemiþtir. Erken yaþta yapýlan evlilikler
Ayrýca genelleþmiþ toplumsal inkar da insanlarýn bu daha fazla evlilik sorunlarýna, çeþitli komplikasyon-
tatsýz olaylarla yüzleþmekten kaçýnmasýna neden lara ve ruhsal sorunlara açýk ergen gebeliklerine ve
olmaktadýr (Bernet 2007). boþanmalara neden olmaktadýr (Figuiredo ve ark.
2008, Bumpass ve ark. 1991).
Çocuk istismarý dünyanýn her yerinde
görülebilmekte ve konunun üzerine gidildikçe sýk- Bu çalýþmanýn amacý, Sakarya ilinde adli rapor
lýðýnýn oldukça fazla olduðu anlaþýlmaktadýr. Konu istemiyle çocuk psikiyatrisi polikliniðine gönderilen
ile ilgili profesyonellerin sayýsý, duyarlýlýklarý ve bil- çocuk ve ergenlerin ruhsal bozuklukluk tanýlarýný,
gileri arttýkça sýklýkla ilgili rakamlar da artmak- zeka düzeylerini ve sosyodemografik deðiþkenleri-
tadýr. Ülkemizde ulusal örneklem üzerinde yapýlan ni incelemektir.
yeterli çalýþma bulunmamakla birlikte çocuklarda
fiziksel istismar sýklýðý %30-35, cinsel istismar sýk- GEREÇ VE YÖNTEM
lýðý %13 olarak tahmin edilmektedir (Þahin 2008).
Sakarya Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi Çocuk
Kanunlarda suç olarak tanýmlanan bir fiili iþlediði Psikiyatrisi Polikliniði'ne 01.01.2010 ile 30.06.2011
iddiasý ile hakkýnda soruþturma veya kovuþturma tarihleri arasýnda adli rapor düzenlenmesi amacýy-
yapýlan ya da iþlediði fiilden dolayý hakkýnda güven- la yönlendirilen ve sevk edilmeden haklarýnda
lik tedbirine karar verilen çocuklar suça sürüklenen rapor düzenlenen tüm adli olgularýn (n=182) bilgi-
çocuklar olarak tanýmlanmaktadýr (Çocuk Koruma leri geriye dönük olarak incelendi. Adli olgularýn
Kanunu 2005). Ülkemizde yapýlan çalýþmalarda suç sosyodemografik bilgileri, daha önce aldýklarý ruh-
iþleme oranýnýn 14-15 yaþ grubundaki ergenlerde sal bozukluk tanýlarý ve geliþim öyküleri poliklinik
daha sýk olduðu ve en sýk karþýlaþýlan suçun hýrsýzlýk dosyalarýndan elde edildi. Çocuk ve gençlerin
olduðu bildirilmektedir (Þiþmanlar ve ark. 2008). Eksen I tanýlarý yaklaþýk 40 dakika süren DSM-IV'e
Cinsel istismar davranýþý gösteren çocuklarýn büyük dayalý klinik görüþme ile belirlendi. Biliþsel beceri-

34 Klinik Psikiyatri 2012;15:33-40


Çocuk ve Ergen Adli Olgularda Ruhsal Deðerlendirme

lerin deðerlendirilmesinde WISC-R zeka testi %11.8'i (n=6) cinsel istismar zanlýsý olma suçla-
uygulandý. Geçici rapor düzenlenen ya da sevk masýyla yönlendirilmiþti. Suça sürüklenen çocuk-
edilen adli olgular çalýþmaya alýnmadý. Olgularýn larýn tümü iþlediði iddia edilen olaylarýn hukuki
%54.9'unun istismara uðrama (n=100), %28'inin anlam ve sonuçlarýný algýlayýp algýlamadýðýnýn
suça sürüklenen çocuk (n=51), %14.3'ünün evlen- belirlenmesi için yönlendirilmiþti.
me (n=26), %0.5'inin vasi tayini (n=1), %0.5'inin
Erken evlenme isteðiyle baþvuran ergenlerin hepsi
evlatlýk alma (n=1), %1.6'sýnýn velayet davalarý
kýz ergenlerdi. Erken evlenme isteði nedeniyle ruh-
(n=3) nedeniyle yönlendirildiði belirlendi. Çalýþ-
sal deðerlendirme istenen ve herhangi bir ruhsal
mamýz adli olgularýn büyük kýsmýný oluþturan
bozukluk saptanmayan ergenlerden %80.8'ine
istismar olgularý, suça sürüklenen çocuklar ve
(n=21) evlenmesine engel bir ruhsal sorunu
erken evlenme olgularý temelinde yapýldý. Çalýþma-
olmadýðý yönünde rapor verildiði, %15.4'ünde
da SPSS 15.00 programý kullanýlarak tanýmlayýcý
(n=4) gebelik saptandýðý için istismar deðer-
istatistikler yapýldý.
lendirmesi istendiði ve mental retardasyon sap-
tanan %3.8'ine (n=1) evlenmesinin uygun olmadýðý
BULGULAR yönünde rapor verildiði belirlendi.
Olgularýn sosyodemografik özellikleri ve ruhsal
bozukluk tanýlarý Tablo 1'de, ailelerin sosyode- TARTIÞMA
mografik özellikleri Tablo 2'de özetlendi.
Çalýþmamýzda bir eðitim araþtýrma hastanesine
Ýstismar olgularýnýn (n=100) %88'i cinsel istismar baþvuran adli olgular istismar olgularý, suça sürük-
(n=88), %11'i (n=11) fiziksel istismar, %1'i (n=1) lenen çocuklar ve erken evlenme olgularý
hem fiziksel hem cinsel istismar nedeniyle yön- temelinde deðerlendirilmiþtir.
lendirilmiþti. Tüm istismar olgularýndan %81'inin
Çalýþmamýzda olgularýn büyük kýsmýnýn beklendiði
(n=81) kýz, %19'unun (n=19) erkek olduðu, cinsel
gibi istismar olgularý olduðu belirlenmiþtir. Yazýnda
istismar olgularýndan %86.4'ünün (n=76) kýz,
fiziksel istismar en sýk görülen ve en kolay taný
%13.6'sýnýn (n=12) erkek olduðu, fiziksel istismar
konulan istismar þekli olarak tanýmlanmaktadýr
olgularýnýn %36.4'ünün (n=4) kýz, %63.6'sýnýn
(Turhan ve ark. 2006). Bulgular cinsel istismarýn
(n=7) erkek olduðu, hem fiziksel hem de cinsel
adli olgulara daha sýk konu olduðu, fiziksel
istismara uðrayan olgunun kýz olduðu belirlendi.
istismarýn ise saðlýk çalýþanlarý, aileler, eðitimciler
Cinsel istismar nedeniyle yönlendirilen olgularýn
ve hukukçular tarafýndan daha az önemsendiði, bu
%17'sinin (n=15) zanlýsý akraba, %36.4'ünün
konuda adli bildirimlerin daha az olduðu ya da
(n=32) tanýdýk, %39.8'inin (n=35) kendinden
yapýlan bildirimlerde adli birimler tarafýndan ruh-
büyük erkek arkadaþ ve %6.8'inin (n=6) yabancý
sal deðerlendirme gereksinimi görülmediði þek-
kiþiler olduðu belirlendi. Cinsel istismar olgularýnýn
linde yorumlanmýþtýr. Cinsel istismara uðrayan
%89.8'i (n=79) ruh saðlýðýnýn bozulup bozul-
çocuk ve ergenlerde okula gitmeme ve yaþýna
madýðý, %8'i (n=7) kendilerine karþý iþlenen suçun
uygun eðitim almama oranlarýnýn yüksek olduðu
hukuki anlam ve sonuçlarýný algýlayýp algýlamadýðý,
bildirilmektedir (Edgardh ve Ormstad 2000, Öztop
%2.2 (n=2) olgu kendilerine karþý iþlenebilecek bir
ve Özcan 2010). Çalýþmamýzda da istismara
suçu ifade edip edemeyeceði hususlarý için yön-
uðrayan çocuk ve ergenlerin %38'inin okula devam
lendirilmiþti. Fiziksel istismar olgularýndan %81.8'i
etmediði ya da yaþýna uygun bir eðitim almadýðý
(n=9) ruh saðlýðýnýn bozulup bozulmadýðý, %18.2'si
belirlenmiþtir. Bu veriden yola çýkarak okula
(n=2) kendilerine karþý iþlenebilecek bir suçu ifade
devam etmeyen çocuk ve ergenler için uygun bir
edip edemeyeceði hususu için yönlendirilmiþti.
eðitimin planlanmasý ve eðitimde zaman kaybý olan
Suça sürüklenen çocuklarýn %86.3'ünün (n=44) çocuk ve ergenler için koruyucu önlemlerin alýn-
erkek ve %13.7'sinin (n=7) kýz olduðu belirlendi. masýnýn istismarý önlemede katký saðlayabileceði
Suça sürüklenen çocuk ve gençlerden %25.5'i düþünülmektedir.
(n=13) hýrsýzlýk, %56.9'u (n=29) mala ve kiþiye
Ýstismar olgularýnda ruhsal bozukluk ve komorbid
zarar verme, %5.9'u (n=3) madde bulundurma,
ruhsal bozukluk oraný yüksek bulunmuþtur. En sýk

Klinik Psikiyatri 2012;15:33-40 35


Ayaz M, Ayaz AB, Soylu N.

Tablo 1. Olgularýn sosyodemografik özellikleri ve ruhsal bozukluk tanýlarý

Ýstismar olgularý Suça sürüklenen Erken evlenme


(n=100) çocuklar (n=51) (n=26)

Yaþ 13.0±3.2 13.9±1.8 16.3±0.2

Zeka düzeyi 82.8±15.0 79.8±16.2 82.9±13.4

Cinsiyet

Kýz 81 (%81) 7 (%13.7) 26 (%100)

Erkek 19 (%19) 44 (%86.3) -

Çocuk ruh saðlýðý takibi

Var 6 (%6) 6 (%11.8) -

Yok 94 (%94) 45 (%88.2) 26 (%100)

Kronik fiziksel hastalýk

Var 9 (%9) 3 (%5.9) 1 (%3.8)

Yok 91 (%91) 48 (%94.1) 25 (%96.2)

Yaþýna uygun eðitime Ddevam

Var 62 (%62) 30 (%58.8) 4 (%15.4)

Yok 38 (%38) 21 (%41.2) 22 (%84.6)

Ruhsal bozukluk tanýsý 71 (%71) 29 (%56.9) 3 (%11.5)

Komorbid ruhsal bozukluk 36 (%31) 18 (%35.3) -

Mental retardasyon 15 (%15) 11 (%21.6) 1 (%3.8)

TSSB 45 (%45) - -

ASB 6(%6) - -

DEHB 11 (%11) 12 (%23.5) -

KOKGB 6 (%6) 2 (%3.9) -

DB 1 (%1) 20 (%39.2) -

MDB 22 (%22) 2 (%3.9) 2 (%7.7)

Madde baðýmlýlýðý - 1 (%2) -

Tik bozukluðu 1 (%1) 1 (%2) -

Uyku bozukluðu 1 (%1) 1 (%2) -


TSSB: Travma Sonrasý Stres Bozukluðu, ASB: Akut Stres Bozukluðu, DEHB: Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu, KOKGB: Karþýt Olma
Karþý Gelme Bozukluðu, DB: Davraným Bozukluðu, MDB: Major Depresif Bozukluk

görülen ruhsal bozukluklar sýrasýyla travma sonrasý ve ergenlerde eriþkin yaþlara kadar çeþitli ruhsal
stres bozukluðu (TSSB), major depresif bozukluk bozukluklar görüldüðü bildirilmektedir (Kaufman
(MDB), mental retardasyon (MR) ve dikkat eksik- 2007). Yazýn incelendiðinde cinsel istismar olgu-
liði hiperaktivite bozukluðu (DEHB) olarak sap- larýnda ruhsal bozukluklarýn daha fazla çalýþýldýðý,
tanmýþtýr. Ýstismar olgularýna özgü bir ruhsal istismar olgularýnda ruhsal bozukluk tanýsýnýn yük-
hastalýk tanýmlanmamakla birlikte fiziksel ve cinsel sek olduðu ve %30-50 oranýnda görülen TSSB'nin
istismarýn ruhsal bozukluk sýklýðýný arttýrdýðý belir- en sýk görülen ruhsal bozukluk olduðu belirlen-
lenmiþtir (Bernet 2007). Ýstismara uðrayan çocuk miþtir (Öztop ve Özcan 2010, Fiþ ve ark. 2010, Köse

36 Klinik Psikiyatri 2012;15:33-40


Çocuk ve Ergen Adli Olgularda Ruhsal Deðerlendirme

Tablo 2. Ailelerin sosyodemografik özellikleri


Ýstismar olgularý Suça sürüklenen Erken evlenme
(n=100) çocuklar (n=51) (n=26)

Annenin eðitim düzeyi

Okula gitmemiþ 21 (%21) 11 (%21.6) 4 (%15.3)

Ýlkokul 59 (%59) 31 (%60.8) 20 (%76.9)

Ortaokul 4 (%4) 4 (%7.8) 2 (%7.7)

Lise ve üzeri 8 (%8) 1 (%2.0) -

Bilinmiyor 8 (%8) 4 (%7.8) -

Babanýn eðitim düzeyi

Okula gitmemiþ 5 (%5) 4 (%7.8) 2 (%7.7)

Ýlkokul 62 (%62) 31 (%60.8) 21 (%80.8)

Ortaokul 14 (%14) 4 (%7.8) 3 (%11.5)

Lise ve üzeri 12 (%12) 6 (%11.8) -

Bilinmiyor 7 (%7) 6 (%11.8) -

Annenin çalýþma durumu

Çalýþýyor/Emekli 16 (%16) 4 (%7.8) 1 (%3.8)

Çalýþmýyor 82 (%82) 47 (%92.2) 25 (%96.2)

Ölü 2 (%2) - -

Babanýn çalýþma durumu

Çalýþýyor/Emekli 81 (%81) 38 (%74.5) 15 (%57.7)

Çalýþmýyor 15 (%15) 11 (%21.6) 6 (%23.1)

Ölü 4 (%4) 2 (%3.9) 5 (%19.2)

Ebeveyn birlikteliði

Birlikte 77 (%77) 40 (%78.4) 21 (%80.8)

Boþanmýþ 17 (%17) 7 (%13.7) -

Ayrý yaþýyor 1 (%1) 1 (%2) -

Ebeveynlerden biri ölü 5 (%5) 3 (%5.9) 5 (%19.2)

Anne yaþý 39.2±8.1 40.6±6.1 41.5±7.3

Baba yaþý 43.3±8.1 44.8±7.0 46.4±6.8

Anne baba arasýnda akrabalýk

Var 9 (%9) 6 (%11.8) 3 (%11.5)

Yok 91 (%91) 45 (%88.2) 23 (%88.5)

Kardeþ sayýsý 2.1±1.3 3.0±2.0 3.0±1.57

Ailede taný konulmuþ ruhsal hastalýk

Var 17 (%17) 9 (%17.6) 1 (%3.8)

Yok 83 (%83) 42 (%82.4) 25 (%96.2)

Klinik Psikiyatri 2012;15:33-40 37


Ayaz M, Ayaz AB, Soylu N.

ve ark. 2011). Ayrýca cinsel istismar olgularýnda mýþtýr. Ayrýca DEHB ve MR sýklýðýnýn bu grupta
daha fazla MDB görüldüðü ve özellikle fiziksel yüksek olmasýnýn koruyucu ruh saðlýðý açýsýndan
istismar olgularýnda MDB'nin tedaviye daha önemli olduðu düþünülmüþtür. DEHB ve MR olan
dirençli olduðu bildirilmektedir (Sparato ve ark. çocuklarda DB geliþme ve suça sürüklenme
2004, Shamseddeen ve ark. 2011). Bazý DEHB oranýnýn DEHB ve MR olmayan çocuklara göre
belirtileri ile istismardan kaynaklanan belirtiler daha yüksek olduðu ve suç iþlemeye daha yatkýn
benzerlik gösterirken, ayrýca DEHB varlýðý olduklarý bildirilmektedir (Mannuzza ve ark. 2008,
istismara yatkýnlaþtýrýcý neden olarak belirlenmiþtir Þenol 2008, Murray ve Farrington 2010). Suça
(Briscoe-Smith ve Hinshaw 2006). Ýstismara sürüklenen çocuk ve ergenlerin tekrar suça sürük-
uðrayan çocuk ve gençlerde MR'nin sýk görüldüðü, lendiði, saldýrgan davranýþlar sergiledikleri ve
MR'si olan çocuk ve ergenler algýlama ve yargýlama eriþkin yaþta suç iþlemelerinin sýk olduðu saptan-
becerileri yeterli olmadýðý için bir cinsel yakýnlaþ- mýþtýr (Ögel ve ark. 2006). Çalýþmamýzda suça
mayý istismara uðrayacaklarýný bilmeden kabul ede- sürüklenen çocuklarda ruhsal bozukluk sýklýðý yük-
bildiði ileri sürülmektedir (Morano 2001, Spencer sek olarak saptanmasýna raðmen bu çocuklarýn çok
ve ark. 2005). DEHB ve MR olan bireylerde azýnýn bir çocuk ruh saðlýðý merkezinde takip
istismar açýsýndan daha fazla önlem alýnmasýnýn edildiði belirlenmiþtir. Erken yapýlacak ruhsal
istismarlarýn önlenmesine katký saðlayabileceði deðerlendirme ve tedavinin bu çocuklarda suça
düþünülmüþtür. sürüklenmeyi azaltmaya katký saðlayacaðý
düþünülmüþtür. Bu çocuk ve ergenlerin adli sürecin
Çalýþmamýzda cinsel istismarýn kýzlarda, fiziksel
her aþamasýnda rehabilitasyonlarý, takipleri ve ruh-
istismarýn erkek çocuklarda daha sýk olduðu belir-
sal tedavileri gerekmektedir. Bu gereksinimlerinin
lenmiþtir. Yazýnda da kýzlarýn daha fazla cinsel
karþýlanabilmesi için çocuk ve ergen adli psikiyatri
istismara uðradýðý bildirilmektedir (Köse ve ark.
alanýnda özelleþmiþ bir eðitime ve uzmanlýk birim-
2011, Fiþ ve ark. 2010 ). Cinsel istismar olgularýnýn
ine ihtiyaç duyulmaktadýr.
zanlýlarýnýn büyük kýsmýnýn tanýdýk olduðu ve
yabancýlarýn uyguladýðý cinsel istismar oranýnýn Erken evlenme isteði nedeniyle ruhsal deðer-
düþük düzeylerde olduðu bildirilmektedir (Köse ve lendirme istenen ve herhangi bir ruhsal bozukluk
ark. 2011). Çalýþmamýzda kýz çocuklarýna kendi- saptanmayan ergenlerin evlenmesine engel bir ruh-
lerinden yaþça büyük ve eriþkin yaþta erkek sal sorunu olmadýðý yönünde rapor verildiði, gebe-
arkadaþlarý tarafýndan uygulanan cinsel istismar lik saptanan olgularda istismar deðerlendirmesi
sýklýðýnýn yüksek düzeylerde olduðu belirlenmiþtir. istendiði ve MR saptanan bir olguya evliliðe uygun
Çalýþmanýn yapýldýðý bölgede ergen kýz-eriþkin olmadýðý yönünde rapor verildiði saptanmýþtýr.
erkek arkadaþlýðýnýn kültürel olarak onaylanmasý Erken evlenmek için baþvuran ergenlerin büyük
ve kaçarak/kaçýrýlarak evlenmelerin yaygýn olmasý kýsmýnýn eðitime devam etmediði belirlenmiþtir.
eriþkin yaþta erkek arkadaþ tarafýndan uygulanan Eðitimin erken sonlandýrýlmasýnýn ve düþük sosyo-
cinsel istismarýn sýklýðýný arttýrmýþ olabileceði þek- ekonomik düzeyin erken evlenme/evlendirilme
linde yorumlanmýþtýr. açýsýndan risk oluþturduðu bildirilmektedir (Gökçe
ve ark. 2007). Çalýþmamýzýn bulgularý yazýný destek-
Suça sürüklenen çocuklarýn çoðunluðunun erkek
ler niteliktedir. Erken evlendirme olgularýnda ruh-
çocuk ve ergen olduðu belirlenmiþtir. Yazýnda da
sal bozukluk tanýsý alma oraný düþük düzeylerde
erkek çocuk ve ergenlerde saldýrgan davranýþlarýn
saptanmýþtýr. Yazýnda erken evlendirilen genç
ve suça sürüklenmenin daha sýk olduðu bildirilmek-
kýzlarýn ruhsal deðerlendirmeleriyle ilgili bir çalýþ-
tedir (Steiner ve Karnik 2007). Suça sürüklenen
ma bulunamamýþtýr. Ancak erken evliliklerin
çocuk ve ergenlerde ruhsal bozukluk sýklýðý yüksek
depresif belirtiler gibi ruhsal sorunlara ve daha
bulunurken, en sýk görülen ruhsal bozukluklar
fazla evlilik sorunlarýna neden olduðu bildirilmek-
sýrasýyla davraným bozukluðu (DB), DEHB ve MR
tedir (Figuiredo ve ark. 2008, Bumpass ve ark.
olarak saptanmýþtýr. Suça sürüklenen çocuk ve
1991, Özyurt ve Deveci 2010). Çalýþmamýzda ruhsal
ergenlerde DB sýklýðýnýn yüksek olmasý bu çocuk ve
bozukluk tanýsýnýn daha az konulmasý bu ergen-
ergenlerin baþka suçlar da iþlediði ya da baþka
lerin ve ebeveynlerinin erken evlenmek için ruhsal
suçlar iþlemeye yatkýn olduðu þeklinde yorumlan-

38 Klinik Psikiyatri 2012;15:33-40


Çocuk ve Ergen Adli Olgularda Ruhsal Deðerlendirme

deðerlendirme sýrasýnda dirençli olmalarýna baðlý Nüfus ve Saðlýk Araþtýrmasý 2008). Risk altýnda
olduðu düþünülmüþtür. Ayný zamanda erken evlen- olan çocuklarýn çevresel faktörlerle ilgili sinyal-
mek için baþvuran olgularýn bazýlarýnda hamilelik lerinin iyi algýlanmasý ve multidisipliner bir yak-
saptandýðý ve hamile kalma yaþlarý 16'nýn altýnda laþýmla önlem alýnmasý çocuk ve gençlerin adli
olduðu için bu ergenlere yönelik cinsel istismarla olaylara konu olma sýklýðýný azaltacaktýr.
ilgili bir soruþturma baþlatýlmasý yönünde bilirkiþi
Çalýþmamýz geriye dönük dosya inceleme yön-
görüþünün adli makamlara bildirildiði belirlen-
temiyle yapýldýðý için ölçek kullanýlmamasý,
miþtir. Erken evlenme isteði nedeniyle baþvuran
karþýlaþtýrma grubu içermemesi ve çalýþmaya alýnan
olgularda gebelik saptanmasý bu olgularýn cinsel
çocuk ve ergenlerin sosyodemografik özellikler
istismar açýsýndan deðerlendirilmesinin önemi
açýsýndan heterojen olmasý gibi kýsýtlýlýklar içerse
açýsýndan dikkat çekicidir.
de adli olaylara konu olan çocuk ve ergenlerin ruh-
Tüm olgularýn annelerinin okula gitmeme oran- sal durumlarý ve risk faktörleri açýsýndan yazýna
larýnýn çok yüksek düzeyde olduðu belirlenmiþtir. katký saðlayacaðý düþünülmüþtür.
Benzer þekilde ebeveynlerinden herhangi biri çalýþ-
mayan olgularýn oraný da yüksek oranlarda bulun-
Yazýþma adresi: Dr. Muhammed Ayaz, Sakarya Eðitim ve
muþtur. Düþük sosyokültürel düzey, düþük ebeveyn
Artaþtýrma Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Kliniði,
eðitim düzeyi erken evlenme, suça sürüklenme ve Sakarya, ayazmuhammed@yahoo.com
istismar açýsýndan risk faktörü olarak bildirilmekte-
dir (Bernet 2007, Steiner ve Karnik 2007, Türkiye

KAYNAKLAR
Adalet Bakanlýðý (2009) Ýstatistikleri, http://www.adlisicil.- of sexual abuse cases: A clinical representative sample from
adalet.gov.tr/istatistik_2009/cocuk/cocuk21.pdf ve http://www.- Turkey. Child Youth Serv Rev, 32:1285-1290.
adlisicil.adalet.gov.tr/istatistik_2009/cocuk/cocuk4.pdf adres-
Johnson TC (2000) Sexualized children and children who
lerinden 20 Ekim 2011 tarihinde indirildi.
molest. SIECUS Rep, 29:35-39.
Bernet W (2007) Çocuða Kötü Muamele. Kaplan&Sadock's
Kaufman J (2007) Child abuse and neglect. Lewis's Child and
Comprehensive Textbook of Psychiatry, BJ Sadock, VA Sadock
Adolescent Psychiatry: A Comprehensive Textbook, Martin A,
(Ed), 8. Baský, Çev. Ed: H Aydýn, A Bozkurt, Ankara, Güneþ
Volkmar FR (Ed), 4. Baský, USA, Lippincott Williams &
Kitabevi Ltd. Þti, s.3412-3425.
Wilkins, s.1041-1048.
Bumpass LL, Martin CT, Sweet AJ (1991) The impact of family
Köse S, Aslan Z, Baþgül ÞS ve ark. (2011) Bir eðitim ve araþtýr-
background and early marital factors on marital disruption. J
ma hastanesi çocuk psikiyatrisi poliklinine yönlendirilen adli
Fam Issues, 12:22-42.
olgular. Anadolu Psikiyatri Dergisi, 12:221-225.
Gökçe B, Özþahin A, Zencir M (2007) Determinants of adoles-
Mannuzza S, Klein RG, Moulton JL (2008) Lifetime criminali-
cent pregnancy in an urban area in Turkey: a population-based
ty among boys with attention deficit hyperactivity disorder: a
case-control study. J Biosoc Sci, 39: 301-311.
prospective follow-up study into adulthood using official arrest
Briscoe-Smith AM, Hinshaw SP (2006) Linkages between child records. Psychiatry Res, 160:237-246.
abuse and attention-deficit/hyperactivity disorder in girls:
Morano JP (2001) Sexual abuse of mentally retarded patient:
behavioral and social correlates. Child Abuse Negl, 30:1239-
medical and legal analysis for the primary care physician. Prim
1255.
Care Companion J Clin Psychiatry, 3:126-135.
Çocuk Koruma Kanunu, T. C. Resmi Gazete, 15 Temmuz 2005,
Murray J, Farrington DP (2010) Risk factors for conduct disor-
sayý: 5395.
der and delinquency: key findings from longitudinal studies. Can
Doðan S (2008) Cinsel istismar davranýþý gösteren ergenler: Ýki J Psychiatry, 55:633-642.
olgu ve konunun gözden geçirilmesi. Çocuk ve Gençlik Ruh
Ögel K, Tarý I, Eke CY (2006) Okullarda Suç ve Þiddeti Önleme.
Saðlýðý Dergisi, 15:157-162.
Ýstanbul, Yeniden Yayýnlarý, s.9-17.
Edgardh K, Ormstad K (2000) Prevalence and characteristics of
Öztop DB, Özcan ÖÖ (2010) Cinsel istismar vakalarýnýn sosyo-
sexual abuse in a national sample of Swedish 17-year-oldgirls.
demografik ve klinik özelliklerinin deðerlendirilmesi. Yeni
Acta Pediatrica, 89: 310-319.
Symposium, 48:270-276.
Figueiredo B, Pacheco A, Costa R (2007) Depression during
Özyurt BC, Deveci A (2010) Manisa'da Kýrsal Bir Bölgedeki 15-
pregnancy and the postpartum period in adolescent and adult
49 Yaþ Evli Kadýnlarda Depresif Belirti Yaygýnlýðý ve Aile Ýçi
Portuguese mothers. Arch Womens Ment Health, 10:103-109.
Þiddetle Ýliþkisi. Turk Psikiyatri Derg, 22:10-16.
Fiþ NP, Arman A, Kalaça S ve ark. (2010) Psychiatric evaluation
Schetky DH (2007) Adli Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi.

Klinik Psikiyatri 2012;15:33-40 39


Ayaz M, Ayaz AB, Soylu N.

Kaplan&Sadock's Comprehensive Textbook of Psychiatry, BJ Þenol S (2008) Dikkat Eksikliði Hiperaktivite Bozukluðu. Çocuk
Sadock, VA Sadock (Ed), 8. Baský, Çev. Ed: H Aydýn, A ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabý, FÇ Çetin, A Coþkun, E Ýþeri
Bozkurt, Ankara, Güneþ Kitabevi Ltd. Þti, s.3490-3494. ve ark. (Ed), Ankara, Çocuk ve Gençlik Ruh Saðlýðý Derneði,
s.293-311.
Shamseddeen W, Asarnow JR, Clarke G ve ark. (2011) Impact
of physical and sexual abuse on treatment response in the Þiþmanlar ÞG, Biçer Ü, Coþkun A (2008) Adli Psikiyatri. Çocuk
Treatment of Resistant Depression in Adolescent Study (TOR- ve Ergen Psikiyatrisi Temel Kitabý. FÇ Çetin, A Coþkun, E Ýþeri
DIA). J Am Acad Child Adolesc Psychiatry, 50:293-301. ve ark. (Ed), Ankara, Çocuk ve Gençlik Ruh Saðlýðý Derneði,
s.770-781.
Spencer N, Devereux E, Wallace A ve ark. (2005) Disabling con-
ditions and registration for child abuse and neglect: a Turhan E, Sangün Ö, Ýnandý T (2006) Birinci basamakta çocuk
popula,tion-based study. Pediatrics, 116:609-613. istismarý ve önlenmesi. STED, 15:153-157.
Sparato J, Mullen PE, Burgess PM (2004) Impact of child sexu- Türkiye Nüfus ve Saðlýk Araþtýrmasý (2008) Hacettepe Üniver-
al abuse on mental health. Br J Psychiatry, 184:416-421. sitesi Nüfus Etütleri Enstitüsü, Saðlýk Bakanlýðý Ana Çocuk
Steiner H, Karnik N (2007) Çocuk ve Ergen Antisosyal Saðlýðý ve Aile Planlamasý Genel Müdürlüðü, Baþbakanlýk
Davranýmý. Kaplan&Sadock's Comprehensive Textbook of Devlet Planlama Teþkilatý Müsteþarlýðý ve TÜBÝTAK, Ankara,
Psychiatry, BJ Sadock, VA Sadock (Ed), 8. baský, Çev. Ed: H Türkiye.
Aydýn, A Bozkurt, Ankara, Güneþ Kitabevi Ltd. Þti, s.3441-3449. Türk Medeni Kanunu (2011) Kanun No: 4721, T.C. Resmi
Þahin F (2008) Fiziksel Ýstismar. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Gazete, 08 Aralýk 2001, sayý: 24607.
Temel Kitabý, FÇ Çetin, A Coþkun, E Ýþeri ve ark. (Ed), Ankara,
Çocuk ve Gençlik Ruh Saðlýðý Derneði, s.462-469.

40 Klinik Psikiyatri 2012;15:33-40

You might also like