You are on page 1of 8

 

SİNİR SİSTEMİ RAHATSIZLIKLARI:


Multiple Skleroz (MS hastalığı):
Akyuvar hücrelerinin merkezî sinir sisteminde sinir hücrelerinin miyelin kılıflarını yabancı madde ola-
rak algılaması.
Uyuşukluk, karıncalanma, güç kaybı, kas sertliği, çift görme, kısa süreli hafıza kaybı görülebilir.
20-50 yaş arasında bu hastalık daha sık görülür.
Alzheimer:
Asetilkolin adlı nörotransmitter madde beyinde azalır.
Hafıza faaliyetleri bozulur.
Beynin bellekle ilgili yapılarında konuşma, anlama, plan yapma gibi beceriler giderek bozulur.
Parkinson:
Dopamin maddesinin beyin sapındaki hücrelerde azalır.
Hareketlerde yavaşlama, denge kaybı, titreme, eklemlerde katılık.
Motor nöron faaliyetlerinde bozulma, konuşma güçlüğü, yüz mimiklerinde azalma.
Epilepsi (Sara):
Beynin normal elektriksel aktivitesinin bozulması.
Sara nöbeti geçiren hastada geçici bilinç kaybı, titreme, ağızda köpük oluşumu olur.
Depresyon:
Tedavi edilebilir ruhsal bir rahatsızlıktır.
Depresyondaki kişi duygusal açıdan mutsuz, karamsar ve ümitsizdir.
Depresyondan kurtulmak için yapılacak ilk şey günlük faaliyetleri artırmaktır.

DUYU ORGANLARININ YAPISI VE İŞLEYİŞİ:


Dış çevreden gelen uyarıları alan deri, göz, burun, dil ve kulağa duyu organları denir.
Dış çevreden gelen uyarıları alanlarına dış reseptör.
İç çevreden gelen uyarıları alanlarına ise iç reseptör denir.
Reseptörlerin ortak özelliği uyarıyı impulsa dönüştürürler.
Reseptör aldığı uyarıya göre isimlendirilir.
Mekanoreseptör: basınç, hareket, dokunma, ses gibi uyarılara karşı duyarlı
Termoreseptörler: Sıcak, soğuk gibi ısı değişimlerine karşı duyarlı
Fotoreseptörler: Işığa karşı duyarlı reseptörler
Kemoreseptörler: koku ve tadın oluşmasını sağlayan kimyasallara karşı duyarlı
Ozmoreseptörler(iç reseptör kemoreseptör):susuzluğun oluşumu

GÖZ:
Çapı yaklaşık 2,5 cm olan ve 8-10gr ağırlığında fotoreseptörlerce oldukça zengin, görmenin
gerçekleştiği organdır.
Sahip olduğu (yaklaşık 130 milyon) reseptörler ile ışık dalgalarını impulsa dönüştürerek beyne
iletilmesini sağlar.
Göz küresi ve göze yardımcı kısımlar olmak üzere iki ana kısımdan oluşur.
a-Göz küresi; Dıştan içe doğru sert tabaka(sklera/göz akı),damar(koroid) tabaka ve ağ
tabaka(retina)olmak üzere üç
tabakadan oluşur.
I. Sert tabaka( sklera);
 İç tabakaları koruyucu görevdedir.
 Sert tabakanın gözün ön kısmında saydamlaşıp kubbeleşmesiyle kornea(saydam t) yı
oluşturur.
 Kornea görme olayında göze gelen ışınların ilk kırıldığı kısımdır.
Kan ve lenf damarları bulundurmaz.
II-Damar tabaka(koroid):
 Gözü besleyen kılcal damarlarca zengin tabakadır.
 Pigment içeriği sayesinde gözün içi karanlık olur ve ışık yansımaları engellenerek net
görüntü oluşmasını sağlar.
 Gözün ön kısmında,göz rengini belirleyen pigmentleri bulunduran İris i oluşturur.
 Göz bebeği; İrisin ortasında bulunan ışınların göze giriş yaptığı kısımdır.
 Göz merceği; göz bebeğinin arkasında bulunan ve ışığın ikinci kez kırıldığı saydam ve
ince kenarlı mercek özelliği gösteren yapıdır.
 Göz uyumu; yakın veya uzaktaki cisme bakıldığında merceğin tepkisel olarak
küreselleşip veya yassılaşması ile odaklanmaya denir.
 Yakındaki cisme bakarken; kirpiksi kaslar kasılır---mercek bağları gevşer---mercek
küreselleşir(kalınlaşır) (denizde yüzerken küresel bir mercan o kadar yakınımdan geçti ki
kirpiksi kaslarım dahil tüm kaslarım kasıldı diz merceklerimin bağları gevşedi)
Uzaktaki cisme bakarken ;kirpiksi kaslar gevşer---mercek bağları kasılır---mercek (incelir)
 Saydam tabaka(kornea) ile iris arasındaki boşluğa ön oda
 İris ile göz merceği arasındaki boşluğa arka oda denir.
 Oda olarak tabir edilen bu bölgeler gözün canlılığını ve şeklini korumasını sağlayan
özel bir sıvı ile doludur.
 Ön ve arka oda içindeki sıvının dengesinin bozulması ile sıvı basıncı artabilir.
 Bu duruma göz tansiyonu denir.
 
III.Ağ tabaka(retina):
 Gözün en iç tabakası ve görmenin gerçekleştiği bölümdür.
 Retinada ışığı renkli algılayan yaklaşık 6mil. Koni ve siyah-beyaz görmeyi sağlayan
yaklaşık 125mil. Çubuk reseptör bulunur.
 Üç tip koni reseptör bulunur bunlar; mavi ,yeşil ve kırmızı renklere duyarlıdır.
 Renkleri algılayan koni reseptörleri retinanın sarı benek(fovea)adı verilen
bölgesinde bulunur.
 Siyah beyaz algılamayı sağlayan çubuk reseptörler sarı beneğin çevresinde bulunur.
 Karanlıktan aydınlığa aniden çıkıldığında gözün karanlığa alışması için geçen süreye
göz
 kamaşması denir.
 Rodopsin pigmenti (görme pigmenti) az ışıkta cismin şeklinin algılanmasını sağlar.
 Rodopsin karanlıkta üretilip ışıkta yıkılan bir moleküldür.
 Ana maddesi A vitaminidir.
 Renk körlüğü (daltonizm):
 Kırmızı ve yeşili ayıramama.
 X kromozumuyla taşınır.
b-)Göze yardımcı yapılar:
Kaşlar,kirpikler,göz kapakları,göz kasları,gözyaşı bezleridir
Görme Olayı:
1. Cisimlerden yansıyan ışınlar ilk kez korneada kırılır ve göz bebeğinden geçerek
merceğe ulaşır.
2. Mercekte ikinci kez kırılan ışınlar camsı sıvıyı geçer ve retinaya ulaşır. Retinada ters
ve küçük görüntü oluşur.
3. Işınlar retinada sarı benek ve çevresinde bulunan koni ve çubuk reseptörleri
uyarır.Uyarılan reseptörler görme sinirlerinde impuls oluşturur.
1. Beyindeki görme merkezine ulaşan impulslar net,düz ve renkli görüntü oluşturur.
Kör nokta görme sinirlerinin göz küresinden çıktığı noktada fotoreseptör bulunmadığı için görüntü
algılanmaz.
Optik kiyazma :
Her iki gözden gelen optik sinirlerin birleştiği beyin kabuğundaki bölgeye optik kiyazma denir.
Optik kiyazmada her iki gözün sol tarafla ilgili görüntüsü beynin sağ tarafına,her iki gözün sağ tarafla
ilgili görüntüsü beynin sol tarafına ulaştırılır. 
Göz kusurları:
Tam renk körlüğü:koni reseptörlerinin hiç bulunmamasından kaynaklanan görme bozukluğudur. 
Prespitlik;
Yaşlanmaya bağlı olarak göz merceğinin esnekliğini kaybetmesinden kaynaklı yakını net görememe
.İnce kenarlı mercekle düzeltilir.
Şaşılık;
Göz kürelerini hareket ettiren kasların uyumsuz çalışması.
Ameliyat ile düzeltilir.
Katarakt:
Göz merceğinin saydamlığını kaybetmesi.
Ameliyat ile mercek değiştirilerek düzeltilebilir.
Miyop:

Göz yuvarlağının veya göz merceğinin çapının önden arkaya uzaması .


Uzağı iyi göremezler.
Görüntü retinanın önünde oluşur.
Kalın kenarlı mercekle düzeltilir.
Hipermetrop:
Göz yuvarlağının veya göz merceğinin çapının önden arkaya kısalması.
Görüntü retinanın arkasında oluşur.
Yakını iyi göremezler.
İnce kenarlı mercekle düzeltilir.
Astigmatizm:
Göz merceği ya da korneada kavislenmenin pürüzlü olması.
Görme bulanık olur.
Silindirik mercekle düzeltilir.

2-Kulak:
 Kulak, işitme ve denge organıdır.
 Kulak; dış kulak, orta kulak ve iç kulak olmak üzere üç ana kısımdan oluşur.
 Dış kulak ses dalgalarını toplayıp orta kulağa; orta kulak aldığı ses dalgalarının
şiddetini arttırarak iç kulağa iletmekten sorumludur.
 İç kulak ise aldığı bu ses dalgalarını sinir sinyallerine dönüştürerek beyne gönderir ve
beyinde sesin algılanıp yorumlanması gerçekleşir.
 
a. Dış Kulak:
 Kulak kepçesi ve kulak yolundan oluşur.
 Sadece karada yaşayan memelilerde bulunur.
 Kulak kepçesi çevreden gelen ses dalgalarını toplar.
 Kulak yolu, kulak kepçesinin topladığı ses dalgalarını kulak zarına iletir.
 Kulak yolunda kulak kiri salgılayan bezler bulunur.
 Kulak kiri kulağa giren maddeleri tutar.
b. Orta Kulak:
 Kulak zarı(bağ dokudan oluşur) ile başlayan odacıktır.
 Burada birbiriyle eklem yapmış çekiç, örs ve üzengi kemikleri yer alır.
 Çekiç kemiği kulak zarına, üzengi kemiği ise oval pencereye bağlıdır.
 Kulak zarının ses dalgaları ile titreşmesi sonucunda ses orta kulağa iletilir.
 Orta kulak kemikleri kulak zarından aldıkları titreşimleri 15-20 kat artırarak iç kulağa
açılan oval pencereye iletir.
 Orta kulakta yutağa açılan östaki borusu; kulak zarının iki tarafındaki basıncın
dengede tutulmasını sağlar.
 Yutaktaki bakteriler östaki borusuna ulaşınca orta kulak iltihabı oluşur.
c. İç Kulak:
 İç kulakta hem işitme hem de denge ile ilgili yapılar bulunur.
 yarım daire kanalları, tulumcuk, kesecik ve salyangoz yapıları yer alır.
 Salyangoz (kohlea) işitmeden
 yarım daire kanalları, kesecik ve tulumcuk ise dengeden sorumludur.
 Salyangozun içinde işitme olayında görevli korti organı bulunur.
 Korti organında bulunan tüylü duyu hücreleri altta temel zara, üstte tektoral zara
bağlıdır.
 İnsan kulağı, 20-20000 Hertz arasındaki sesleri duyabilmektedir.
 Ses dalgaları, vestibular kanal içindeki sıvıda basınç dalgaları oluşturur.
 Vestibular kanaldaki basınç, kohlear kanal ve temel zarın titreşmesini sağlar.
 Bu hareket, reseptörlerin çatı zara sürtünmesini, reseptörlerde impuls oluşumunu
sağlar.
 İşitme kaybı:
 İşitme testleriyle belirlenen uluslararası ortalamalardan daha düşük seviyede işitme
fonksiyonu tespit edilmesidir.
 İç kulakta meydana gelen işitme kaybı, “kohlear implant” denilen tıbbi bir araçla
düzeltilebilir.
 işitme testi=odyolojik test
Denge:
 Yarım daire kanalları tulumcukla bağlantılıdır.
 Tulumcuk ise kesecikle bağlantılıdır.
 Tulumcuk ve kesecik içinde CaCO3- oluşmuş otolit taşları ile silli denge reseptörleri
bulunur.
 Reseptörler denge sinirleri ile bağlantılıdır. 
 Vücut pozisyonunun yer çekimine göre dikey düzlemde ayarlanması kesecik ve
tulumcuk tarafından sağlanır. (Statik denge)
 Dönme, hızlanma ve yavaşlama gibi hareketlerde vücut pozisyonunun korunması
yarım daire kanalları ile sağlanır. (Dinamik denge) 
 Eğer etrafınızda bir süre dönerseniz yarım daire kanalları içindeki sıvı da hareket
eder. Aniden durduğunuzda ise hâlâ kendinizi dönüyormuş gibi hissedersiniz. Çünkü siz
durduğunuz hâlde, kanallar içindeki sıvı hâlâ hareket hâlindedir ve denge sinirlerinde impuls
oluşturulmaktadır.
 Bazı insanlarda gemi, uçak ya da otomobil gibi araçlarla seyahat etmekten dolayı
mide bulantısı olması bu sebeptendir.

3-Burun:
 Nefes ve koku alma organı olarak görev yapar.
 Nefes alma olayı sırasında ; solunan havayı temizleme,ısıtma ve nemlendirme gibi
görevleri vardır.
 Burun boşluğunun üst kısmına yerleşmiş koku almada görevli kemoreseptörlerin
yoğun olarak bulunduğu kısma sarı bölge denir.
 Koku soğancığı; kokuyu kortekse taşıyan koku sinir gövdelerinin bulunduğu kısımdır.
 Sarı gölgede bulunan kemoreseptörlerin uyarılabilmesi koku kimyasallarının mukus
içerisinde çözünmesi önkoşuldur.
 Burnun iç kısmında bulunan mukus salgılayan hücreler(goblet) bulunur.Mukus burun
iç yüzeyinin nemli kalmasını sağlayan sıvıdır.
 Reseptör hücrelerin algılayıcı uçlarında yer alan siller kokuyu algılar ve aksonlarıyla
beynin ilgili
 bölgesine(uç beyin) taşırlar.
 Not:Kokuyu algılayan reseptörler çabuk adapte olur ve çabuk yorulurlar.
 Not: Koku sinirleri talamus'a uğramaz.
 
4-Dil
 Beslenmeye yardımcı olma,konuşma ve tat alma organı olarak görev yapar.
 Besin tatlarının alınmasında görevli olan tat tomurcukları dil üzerindeki papilla adı
verilen çıkıntılar üzerinde yoğunlaşmıştır.
 Tat tomurcuklarında bulunan kemoreseptörler tükrük sıvısında çözünen tat
kimyasallarını algılar ve duyu sinirlerini uyararak oluşturulan impulsları beynin ilgili kısmına
iletirler.
 Dilde bulunan tat tomurcukları dört temel tat olan; tatlı, tuzlu, acı, ekşi ve
umami(glutamat,aminoasit, et suyu, mantar) tatlarını algılayabilirler.
DERİ:
Derinin yapısı bağ doku ve çok katlı epitel(Epitel dokunun hücreleri birbiriyle bağlantılıdır ve
hücreleri arasında kan damarı ve sinirler bulunmaz) dokudan oluşmuştur.
Epitel doku; duyu epiteli(reseptör), salgı epiteli ve örtü epiteli(deri(epidermis)-çok katlı ve tek katlı-
yassı-alveol, kılcal…) olmak üzere üçe ayrılır.
Tüm vücudu saran deri, beyne en çok bilgi veren duyu organıdır.
Deri; vücut sıcaklığının düzenlenmesi
su kaybının önlenmesi,
fiziksel ve kimyasal etkilerden vücudun korunması,
solunuma ve boşaltıma yardımcı olma gibi pek çok fonksiyonda görev alır.

Üst deri (epidermis):


 Üst derinin (epidermis), en üst kısmında korun tabakası yer alır.
 Protein yapılı keratin içeren cansız hücrelerden oluşur.
 Korun tabakasından saç, tırnak gibi yapılar meydana gelir.
 Korun tabakasının altındaki hücreler canlıdır.(malpigi-melanin pigmenti oluşturur)
 Albinolarda bu pigment oluşmaz.
Alt deri (dermis):
 Kan damarları, yağ ve ter bezleri, kıl kökleri, sinir uçları, duyu reseptörleri, kollajen ve elastik
lif bulundurur.
 Ağrı reseptörü olarak görev yapan serbest sinir uçları dokunmaya, aşırı sıcağa ve
iltihaplanmaya karşı duyarlıdır.
 Meissner- Merkel diskleri dokunma
 Kıl kökü ve kıllar hareket
 Krause (kırause) cisimciği soğuğu
 Ruffini (rufini) cisimciği ise sıcağı
 Pacini basınca duyarlıdır.
 Deride bulunan bağ doku çeşidi gevşek bağ dokudur(kollajen ve elastik lif bulundurur)
 hücreleri makrofajlar(fagositoz), mast(histamin-heparin) hücreleri ve plazma(antikor üretir)
hücreleridir.

You might also like