Professional Documents
Culture Documents
Atom Tarihçesi
Atom Tarihçesi
BÖLÜM
KİMYANIN SEMBOLİK DİLİ
Nemli Soğuk
Empedokles’in Dört Öge Kuramı’ndan esinlenen Aristo’ya
(MÖ 384-322) göre birbirine zıt olan dört özellik (sıcak, soğuk, ıslak SU
Uyarı
tanımlanıyordu. Mesela o zamanlarda parçalanamayan tuzlar ele-
ment olarak düşünülmüştür.
Aristo’nun Dört Element
Aristo’nun ortaya attığı dört element felsefesi geçerliliğini Ro- Kuramı’nda belirtilen hava,
bert Boyle’un elementi tanımlamasına kadar korumuştur. Robert su, toprak ve ateş aynı isimle
Boyle yaptığı deneyler sonucunda bazı kimyasal maddelerin daha doğada var olan maddelerle
basit maddelere ayrıştığını, bazılarının ise ayrışmadığını tespit et- özdeş değildir.
miştir. Bunun sonucunda da elementi maddenin parçalanamayan
yapı taşı olarak tanımlamıştır. Halbuki günümüzde Robert Boyle’un
tanımı geçerliliğini yitirmiş; elementlerin atomlardan oluştuğu ve bu
atomların da proton, nötron ve elektronlardan meydana geldiği anla-
şılmıştır. Günümüzde çok yüksek enerji kullanıldığında elementleri
oluşturan atomlar parçalanabilmekte, daha küçük elementlere ve
parçacıklara dönüşebilmektedir.
21
Kimyada Kullanılan Semboller
Kimyada sembollerin kullanıldığına dair ilk yazılı belgelere eski
Tablo 1.1: Eski Yunan ve Ro-
ma’da gezegenler ve metaller Çin ve Mısır kaynaklarından ulaşılmaktadır. Daha sonraki sembolik
arasındaki sembolik bağ gösterimler Eski Çinliler ve Eski Mısırlılardan etkilenmiştir. Eski çağ-
larda farklı bileşimlerdeki karışımları ve maddenin farklı biçimlerini
Gezegen Metal Simge
göstermek için çeşitli semboller kullanılmıştır. Zamanla gezegenler de
Güneş Altın sembollerle ilişkilendirilmiştir. Örneğin Mısırlılar altını Güneş ile, gü-
müşü de Ay ile sembolize etmişlerdir. Eski Yunan ve Roma’da bilinen
Ay Gümüş yedi gezegen ve bunlarla ilişkilendirilen metaller arasındaki sembolik
bağ Tablo 1.1’de gösterilmiştir.
Mars Demir
Lavoisier’den önce belirli sayıda semboller ve formüllerden oluşan
Merkür Cıva bir simya dili kullanılıyor ve bunlar gereksinime göre birleştiriliyordu. O
zaman var olan sembollerle ifade edilemeyen kavramlar ise sözcük-
Jupiter Kalay lerle betimleniyordu. Yaklaşık 30.000’den fazla simge kullanılıyordu.
Eğer o zamanlarda kullanılmış olan sembolik dil günümüzde de kulla-
Venüs Bakır
nılmış olsaydı bilinen madde ve bileşik sayısı kadar çok simge kullan-
ma durumunda kalınacaktı. Bu nedenle Lavoisier, kimyanın anlaşılır
Satürn Kurşun
bir dille yeni bir adlandırmaya ihtiyacı olduğunu belirledi.
18. yüzyılın sonlarına doğru Lavoisier, kimyasal değişimleri daha
cebirsel bir dille yazmak üzere sembolik gösterim üzerine çalışmalar
yürütmüştür. Lavoisier ve arkadaşlarının ortak çalışmaları sonucun-
da “Kimyasal Adlandırma Yöntemleri” adlı bir eser ortaya çıkmıştır.
Bu eserde, yaşam havası yerine oksijen, yanar gaz yerine hidrojen,
vitriyol asiti yerine sülfürik asit ve hava asiti yerine karbonik asit isim-
leri önerilmiştir. Ayrıca bu eserde, alkaliler için üçgenler, metaller için
daireler, asit kökleri için kareler, basit maddeler için Latince adlarının
ilk ya da uygun iki harfinin içine alındığı uygun geometrik şekiller ve
bileşikler için ise yan yana yazılan iki sembol kullanılmıştır.
John Dalton’un (Con Dalton, 1760-1844) yaşadığı dönemde keş-
fedilen stokiyometri yasaları yeni bir sembolik dilin kullanımını gerek-
tirmiştir. Dalton, atomları göstermek için daire kullanmıştır. Örneğin
karbon, içi dolu dairelerle gösterilmiştir. Ama Dalton’un simgelemesin-
Tablo 1.2: Altın, cıva ve kur- de karmaşık moleküllerin formülünü yazmada güçlükler yaşanıyordu.
şun sembollerinin tarihsel gelişimi Dalton, hidrojenin en küçük bağıl ağırlığa sahip olduğunu kabul ederek
ona “1” temel değerini vermiş ve ağırlık oranlarından yola çıkarak bazı
Altın Cıva Kurşun
elementlerin bağıl atom ağırlıklarının listesini oluşturmuştur.
ÖRNEK Ad değiştirilmez.
NaCl Sodyum klorür
Sonuna —ür eki getirilir.
24
İyonik bileşiklerin adlandırılması için yaygın olarak kullanılan an- Tablo 1.5: Bazı anyonlar ve
yonların ve katyonların bilinmesi gereklidir (Tablo 1.4 ve Tablo 1.5). okunuşları
Anyon Okunuşu
Tablo 1.4: Bazı katyonlar ve okunuşları
F— Florür
Katyon Okunuşu Katyon Okunuşu —
Cl Klorür
Li+ Lityum Al3+ Alüminyum —
Br Bromür
Na+ Sodyum Fe2+ Demir (II)
I— İyodür
K+ Potasyum Fe3+ Demir (III)
O2— Oksit
Ag+ Gümüş Cu+ Bakır (I)
S2— Sülfür
Mg2+ Magnezyum Cu2+ Bakır (II)
N3— Nitrür
Ca2+ Kalsiyum Pb2+ Kurşun (II)
OH¯ Hidroksit
Zn2+ Çinko NH4+ Amonyum
NO3— Nitrat
Tablo 1.6’da bazı iyonik bileşiklerin adlandırılmasına örnek veril- CO32— Karbonat
miştir. HCO3— Bikarbonat
Tablo 1.6: Bazı iyonik bileşiklerin formülleri ve okunuşları PO43— Fosfat
SO42— Sülfat
Bileşik Bileşik
Okunuşu Okunuşu
Formülü Formülü
CaO Kalsiyum oksit NH4Cl Amonyum klorür
Na3N Sodyum nitrür NaOH Sodyum hidroksit
MgS Magnezyum sülfür CaCO3 Kalsiyum karbonat
CuO Bakır(II) oksit NaHCO3 Sodyum bikarbonat
Cu2O Bakır(I) oksit Al2(SO4)3 Alüminyum sülfat
Tablo 1.7: Latince ön ekler
ve anlamları
2. İki ametalin oluşturduğu bileşikler, genellikle ilk ametalin adın-
dan sonra ikinci elementin adına —ür eki getirilerek isimlendirilir. Eğer Ön ek Anlamı
bir ametal başka bir ametalle birden fazla kovalent bileşik oluşturu- mono- 1
yorsa bu bileşiklerin adlandırılmasında element isimlerinin önlerine
di- 2
atom sayılarını belirten Latince ekler yazılır (Tablo 1.7). Ancak birinci
tri- 3
element için mono- ön eki kullanılmaz.
Bazı kovalent bileşiklerin formülleri okunuşları ile birlikte Tablo tetra- 4
1.8’de verilmiştir. penta- 5
Bileşik Bileşik
Okunuşu Okunuşu
Formülü Formülü
HCl Hidrojen klorür NO Azotmonoksit
HF Hidrojen florür NO2 Azotdioksit
CO Karbonmonoksit N2O Diazotmonoksit Tablo 1.9: Bazı asitlerin sis-
tematik adlandırılması
CO2 Karbondioksit N2O5 Diazotpentaoksit
Bileşik
CCl4 Karbontetraklorür SO2 Kükürtdioksit Okunuşu
Formülü
HNO3 Nitrik asit
3. Bazı bileşiklerin sistematik adlandırılmasında element adları
H2SO4 Sülfürik asit
kullanılmaz. Bu tür bileşikler için özel sistematik adlandırmalar gelişti-
rilmiştir. Bu özel durumları ileride detaylı olarak öğreneceksiniz. Tablo H3PO4 Fosforik asit
1.9’da asitlerin sistematik adlandırılmasına örnekler verilmiştir. CH3COOH Asetik asit
25
ma 4. Bazı bileşikler geleneksel olarak sistematik olmayan adlarıyla
Alıştır
adlandırılırlar. Su (H2O) ve amonyak (NH3) gibi birçok bileşiğin yaygın
Aşağıda formülleri verilen bile-
şiklerin okunuşunu yazınız. adları o kadar yerleşmiştir ki sistematik adları hemen hemen hiç kulla-
Bileşik nılmaz. Bu tür bileşiklere Tablo 1.10’da örnekler verilmiştir.
Okunuşu
Formülü
Tablo 1.10: Bazı bileşiklerin geleneksel adları
Fe(OH)3
Bileşik Geleneksel Bileşik Geleneksel
MgF2 Formülü Adı Formülü Adı
Al2S3 HCl Tuz ruhu HNO3 Kezzap
Pb(NO3)2 NaCl Sofra tuzu H2SO4 Zaç yağı
NO NaOH Sud kostik CH3COOH Sirke ruhu
H2S
CaCO3 Kireç taşı NaHCO3 Yemek sodası
N2 O 5
Ca(OH)2 Sönmüş kireç NH4Cl Nişadır
SO2
1
F
2 O
3 S
4 F
6 19 O 7
5 R
8
10
12 9
13 11 20
14
15
26