You are on page 1of 4

Patron Sıradanlığa Para Ödemez

Dünyada çok satan iş kitapları listesinde her zaman ön sıralarda olan bir isim: Jeffrey J. Fox…
Standart konulara getirdiği farklı yaklaşım ile dikkat çekiyor. Harvard’tan mezun olduktan sonra bir
şarap ve özel gıda şirketinde yönetici eğitmeni olarak işe başlayan Fox, 5 yıl içerisinde 6 kez terfi
aldı. Bunun nedenini; “İyi çalışanların doğru şekilde motive edildiği takdirde ne kadar harika işler
ortaya koyabileceklerinin örneğini kendimde yaşadım” diye açıklıyor. Ardından çokuluslu
şirketlerde pazarlama direktörlüğü yapan Fox, 1982’de kendi danışmanlık şirketini, Fox &
Company’i kurdu. Bugüne kadar 100’den fazla ayrı sanayi dalındaki firmaya danışmanlık yaptı.
Ayrıca Amerika Pazarlama Derneği’nin ve Ulusal Sanayi Dağıtıcıları’nın “En İyi Pazarlamacı”
ödüllerinin de sahibi.

Son kitabı “Büyük Patron Olmaya Giden Yol”da danışmanlık yaklaşımı kadar, hayat tecrübeleri de
dikkat çekiyor. Patronlara yalnızca, en iyi elemanları nasıl elde edecekleri ve elde tutabilecekleri
konusunda yol göstermekle kalmıyor. İş odaklı duruşu ve keyifli anlatımıyla, karşılaşabilecekleri
tehlikeler konusunda önceden uyarılarda bulunuyor, çözüm önerileri geliştiriyor. Fox, 67 farklı
dilde yayınlanan kitabını yazmaya başlamadan önce, birikimlerini arttırmak ve deneyimlerini
sınamak için, 50’den fazla yönetici ile görüşme yapmış. Bu listede bir ilkokul öğretmeninden
çokuluslu bir şirketin CEO’suna kadar çok farklı alanlardan yöneticiler yer alıyor.

Bu arada kitap boyunca “asıl patron”un kim olduğunu, üzerine basa basa vurguluyor: Müşteri!

İşte size kitaptan küçük bir özet…

Büyük Patron Büyük Hata


Fox, büyük patronların en büyük derslerini büyük hatalardan aldıklarını söylüyor. Kendisiyle
yapılan bir röportajda büyük patronların 3 ortak hatasını şöyle sıralıyor:

*Çok hızlı işe alıyorlar. İhtiyacı, müşterinin isteklerini görüyor ve bir an evvel bunu karşılamak için
“yeterince iyi” birisini işe kabul ediyorlar. Oysa “yeterince iyi” olan “yeterince” “iyi” değildir.

* Klasik CV profillerine fazla güven duyuyorlar. Kendine özgü, sarsıcı kişiliklerden çekiniyorlar.

* Kendi iç seslerini dinlemiyorlar.

İyi ama, yaratıcı ve yetenekli elemanı nasıl elde edeceksiniz? Nasıl elde tutacaksınız? Fox’un
bunun için de son derece basit ama temel bir çözüm önerisi var: “Onu dinleyin! Ama dinlerken
“neyi”, “neden” söylediğine çok dikkat edin, “nasıl” söylediğini ise boşverin, takılmayın. Tıpkı
müşterinin ihtiyaç ve beklentilerini nasıl karşılamaya çalışıyorsanız, bir yandan iyi çalışanları da
elinizde tutmalısınız. Tıpkı uçan balonların göğe uçmasını sağlayan helyum gibi, çalışanlar da
patronların helyumudur. İnsan helyumu, başarıyı getiren her şeyin karışımıdır. İnsan helyumu
performans, eğitim, yenilik, arzu, eğlence, iyi hisler, geçerlilik ve özgürlükten oluşur. Çünkü her
patron, çalışanlarının birleşimiyle değerlendirilir. Örneğin bir fabrika yöneticisi o fabrikanın ne
ürettiğine göre değil, ne kadar ürettiğine göre değerlendirilir.”

Sürekli Eğitim
Motivasyonu tam ve iyi eğitilmiş çalışanlar, patronun harika görünmesini sağlıyor. Fox, bu
nedenle patronların zamanının büyük bölümünü en iyi adamlarıyla birlikte ve iletişim halinde
geçirmesini öneriyor. Bu aynı zamanda çalışanları eğitmenin de yollarından biri. “Yıldız”
elemanları eğitmek, daha fazla motivasyon ve dolayısıyla daha fazla verimlilik anlamına geliyor.
Birçok idarecinin bilmediği, hatta önemsemediği bu kuralın, büyük patronlar için bir alışkanlık
halini aldığını söylüyor: “Her gün birine bir şeyler öğretin. Kendiniz bizzat birine öğretin veya
birilerinin öğretmesini sağlayın. Eğitim ve öğretim, çalışanları geliştiren ve şirketi güçlendiren
sürekli değişimin bir parçasıdır. Öğretim, küçük bir yatırımla çok kazancı doğurur.”

Bu arada, prensiplere de dikkat: “Prensipler, iş yaşamında dengeyi, düzeni sağlar. Prensipler bir
gemicinin pusulası gibidir. Hem yönünü bulmasını sağlar, hem de yoldan çıkmamasını… Bir
şirket, prensipler üzerinden yönetiliyorsa çalışanlarda da bu prensiplere uygun şekilde değişim
olduğunu gözlemleyebilirsiniz. Çünkü gerçek değişimi yaratmak istiyorsanız, öncelikle örnek
olmalısınız. Yalnızca kağıt üzerinde kalan kurumsal kimlik, kurumsal duruş gibi ifadelerin değişim
gücü yoktur.”

Patron = Şirket
Fox, işin en önemli takipçisinin yine her zaman patron olduğuna da dikkat çekiyor: “Şirket
prensiplerini belirleyecek ve öncelikle uygulayacak, takipçisi olacak kişi de patronun ta kendisidir.
Çünkü patron neyse, şirket de odur. Şirketi yönlendiren, ona ruh veren büyük patrondur.
Çalışanlar ondan fikir alır. Nitelik ve standartlar onun tarafından belirlenir. Zaman içerisinde
departmanlar, ofis, dükkân, atölye, fabrika ve şirketin tamamı patronun yaptığını yapmaya başlar.
Patron işe geç geliyorsa, bu bir alışkanlık olarak yayılmaya başlar. Patron sürekli toplantı
halindeyse, herkes toplantıdadır. Ama eğer patron sıklıkla müşteri ziyaretlerine gidiyorsa, müşteri
öncelik kazanır. Aynı şekilde, patron ortalama insanları kabul ediyorsa, şirketin ortaya çıkardığı iş
de ortalama olacaktır. Ya da patron yenilikçi ve yaratıcıysa, şirket fırsatların peşini
bırakmayacaktır.”

Fox’un patronlara çalışanları hakkında çok yüklendiği düşünülebilir. Ancak o, bütün bunları iyi
seçilmiş çalışanlardan oluşan bir ekibe sahip olmak isteyen büyük patron adayları için söylüyor.
Ekibin iyi seçilmiş çalışanlardan oluşması için de işe alım sürecini yavaş ve sağlam adımlarla
ilerletip, gerek görüldüğü anda işten çıkarmakta tedirgin olmamak gerektiğini söylüyor: “Hatalı işe
alımların bedeli büyüktür. Hatalı işe alımların bedeli işe alınan kişinin sorumluluk seviyesinin
yükselmesi kadar artış gösterir. Tecrübeli seviyedeki birinin işe alımındaki hata, organizasyon için
yıkıcı olabilir. Hatalı işe alımın bedeli; organizasyonun bozulması, yönetim hatalarının oluşması
ve artış göstermesi, kaçırılan fırsatlar, stratejik hatalar, boşa geçen eğitim ve bozuk moral olarak
geri ödenecektir. Bunu azaltmak için işe alımları daha yavaş ve özenli yapmak gerekiyor. Kritik bir
pozisyonu doldurmak için ihtiyacınıza teslim olmayın. Zaman sınırınız olduğu için işe almayın.
Aksi halde bu çok daha fazla zaman ve para kaybı olarak geri dönebilir.”

İçgüdülerinize Güvenin
Fox bu noktada, patronları içgüdülerini dinlemeye davet ediyor: “Özellikle üst düzey çalışanların
işe alımı sürecinde içgüdülerinize güvenin. Eğer anlam veremediğiniz halde içinizde adayla ilgili
bir şüphe varsa, er ya da geç o gerçekle yüzleşeceksiniz demektir. Bunu unutmayın: “A Şirketinin
yıldızı B Şirketi için yanlış bir tercih olabilir. İşe alım sürecindeki kriterleriniz ise bir asistan ile bir
genel müdür arasında, prensipte çok fazla değişmemeli. Bütün elemanlarınız “A” kalite olmalı. “A”
kalite, “yetenek” demektir. Nasıl ki yeteneksiz bir asistan genel müdürün performansını
düşürecekse, yeteneksiz bir genel müdür de asistanın motivasyonunu yok edecektir. Bütün bu
hatalı ilişki ağı da şirketin para kaybetmesiyle sonuçlanacaktır. Çalışanların, şirketi oluşturan
ilişkiler ağının birer parçası olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Eğer çarklardan birinde aksama
oluyorsa, fabrikanın üretimi durabilir. En iyi ihtimalle, hatalı ürünlerin sayısı artacaktır; bu kesin.”

Fox ayrıca, iş hayatının en büyük sorunlarından biri olarak değişen koşullar içerisinde şirketlerin
aynı hızla değişmiyor olmasını işaret ediyor. Değişen koşullara şirketin kendini uyarlayabilmesi
için çalışanların ve patronun da değişmez ve uyum sağlayamaz yapıda olmaması gerekiyor. Bu
noktada Fox, büyük patronun önüne 3 seçenek sunuyor: 1) Çeki düzen vermek, 2) Hataları
süpürüp kurtulmak, 3) Hiçbir şey yapmamak ve böylece sıradanlığın standart hale gelmesini
sağlamak: “Bu son seçeneği kabul edenler, büyük ihtimalle şirketin yönetim ekibinin tamamını
değiştirmeyi de göze alıyor demektir. Çünkü iş hayatının yapısında bulunan ve belki de en kötü
niyetlisi olan sıradanlıktır. Eğer patron, sıradanlığa izin verirse, onu yasallaştırmış olur. Sıradanlık
bir kez bile yararlı insanlar için iş modeli olursa, bir kez yayılırsa, onu organizasyondan atmak
deveye hendek atlatmak kadar zor olur. Tedavi, genelde yönetimi toptan nakletmeyi gerektirir. Bu
tedavi yerine en iyisi sıradanlığı şirketinizin kapısından içeri sokmayın. Sıradanlığı belki siz kabul
edebilirsiniz, çalışanlarınız kabul edebilir ama gerçek patronun kabul edeceği son şey dahi
değildir. Maaş çeklerini, ikramiyeleri, sigortaları, vergileri ödeyen gerçek patron; müşteridir.
Gerçek patron sıradanlığa para ödemez. Büyük patron ise kendisiyle birlikte çalışanlarına, gerçek
patronun kim olduğunu unutturmaz. Kendisi dâhil herkesin sürekli olarak müşteriler için çalıştığını
hatırlatır. Çünkü tıpkı büyük patron gibi, gerçek patron da memnun kalmadığını hemen işten
çıkarır.”

Büyük Patronun Dikkat Etmesi Gerekenler


* Bir çalışanınızla ya da çalışanlarınızla toplantıdayken konuşan insanı dinleyin.

* Sorular sorun ve yanıtı dinleyin.

* Kafanızın başka yerde olmasına izin vermeyin.

* Eğer toplantıyla ilgili değilse hiçbir şey okumayın, kağıt imzalamayın, yapılması gerekenler
listenize bakmayın.

* Saati kontrol etmeyin.

* Patron dikkat etmediği zaman çalışanlar korkabilir, kızabilir ya da cesaretleri kırılabilir.

* İşi ya da fikirlerinin önemsiz olduğundan korkarlar.

* Sizin zamanınızı almış olmaktan endişe ederler, kendilerini önemsiz veya değersiz hissederler.

* Sizi başarılı kılmak için yaptıklarına değer vermediğinizi düşünebilirler.

* Sadece dikkat etmeyin, dikkat ettiğinizi de gösterin.

* Çalışanlarınızın fikirlerini özetleyin.

* Bir şeyler yapma konusunda hemfikir olun ve sonra da yapın.

* Daha az önemli işlerin araya girmesine izin vermeyin.

* Müşterinin telefonu her zaman daha önemlidir, ona bakın.

Büyük Patron Kimdir?


* Motive eder.

* Doğru kişiyi doğru işe yerleştirir. Yanlış insanları işten çıkartır.


* Çalışanları terfi ettirir, takdir eder ve över. Kendilerine inanmalarını, özel, seçilmiş ve önemli
hissetmelerini sağlar.

* Yalnızca büyük hedefleri olan kusursuz insanları işe alır.

* Yapılması gerekenleri söyler.

* İhtiyaçları net anlatır.

* İşi, o işi yapmaları için seçtiği insanlara bırakır.

* Eğitir.

* Dinler.

* İlerlemeyi kontrol eder.

* Genel ve özel olarak teşekkür eder.

* Unutulmaz!

Büyük Patron Yorulmaz


“Çalışanları seçmek, onları motive etmek, dinlemek, eğitmek, terfilerini yapmak, gerektiği halde
onları işten çıkartmak, müşterileri takip etmek… Her türlü iş büyük patrona bakıyor. Kulağa
yorucu geliyor. Ama bunlar zaten başarılı patronların günlük rutini. Yorgun olmayın. Yorgun olmak
emekli olmayı garantiler.”

You might also like