You are on page 1of 65

OKURDAN AYDINLIK TÜRKİYE’DEN

2010 yılında bağımsız Özel Harp Dairesi’ni


Türkiye için yolumuz açık olsun! Aydınlık açığa çıkarmıştı
M.K.Atatürk Gençliğe Hitabe’de, emperyalizm çağında ül- 12 Eylül 1980 askeri darbesine giden süreç, Kontrgeril-
kemizin genç Cumhuriyeti’nin ileride yaşayabileceği o büyük la’nın 1977 yılında başlattığı kaos ve istikrarsızlık oluşturan ey-
tehlikeye dikkat çekiyordu: “Ülken işgal edilebilir ve iktidar sa- lemleriyle başladı. 1978 yılına gelindiğinde bu eylemler hızla
hipleri bu işgalin uygulayıcısı olabilirler!” 2010 yılına girerken; arttı. Özellikle zamanın MHP yönetimi içinde yuvalanan sivil
Seferberlik Daire Başkanlığı, Erzincan İstihbarat Şube Komu- grup, sol gruplara ve halk kesimine yönelik eylemlerine hız
tanlığı, Erzincan MİT Bölge Müdürlüğü işgal atındadır... ‘Açı- verdi. Cinayet ve saldırılar arttı.
lım’ adı altında sürdürülen Kürt, Ermeni ve Kıbrıs açılım paket- İşte bu ortamda günlük Aydınlık, 10 Temmuz 1978 günü
leri; Türkiye’nin değil ABD’nin ulusal çıkarları için sürdürül- “Resmi Belgelerle Kongtrgerilla” başlığıyla ABD güdümünde-
mekte ve iflas etmektedir. ki Özel Harp Dairesi’nin faaliyetlerini yayımlamaya başladı.
Türkiye’deki bu karşı devrimci dalganın, İngiltere ve Avru- Büyük yankı yaratan yazı dizisi boyunca CIA destekli ekip ve
pa’daki Türk Dernekleri üzerinde uygulayıcısı olmak için sıraya eylemleri bir bir ortaya çıkarıldı.
dizilen ve Avrupa’daki yurttaşlarımızın alın teri ve emekleri ile Halkevlerine bomba atılması olayında ismi geçen Özel Bir-
yıllarını vererek kurdukları dernek ve federasyonları AKP’nin liğin Komutanı Binbaşı “Emir verildiği için yaptım” diyordu.
cemaatler yönetimine bağlamak için her türlü entrikayı çeviren 11 Temmuz 1978 günkü Aydınlık bu manşetle çıktı. Polis aynı
Fethullahçı ‘havuzlama dernekleri’ni uyarıyoruz. Bağımsızlığı- gün gazetemizi basarak yayında kullanılan belgeleri istedi. Ve-
mıza ve ulus kimliğimize karşı örgütlenmekten vakit varken rilmeyince gazetemiz toplatıldı. 13 Temmuz günü ise Aydın-
vazgeçin. Devran dönecek ve bu devranın altında kalacaksınız. lık’ın manşet haberi “Devlet sırrı dedikleri Kontrgerilla, Ame-
… Çürüyen ve dağılan; Atatürk Cumhuriyeti değil; 1950 rika’nın talimatıyla kuruldu” başlığıyla çıktı. Bu haberde faali-
sonrasındaki soğuk savaş devlet modelidir… Türkiye Kemalist yetlerin merkezi açıklanıyordu. Hem de belgesiyle… 16 Tem-
aydınlanma rotasında Cumhuriyetini 21. yüzyıla taşıyacaktır. muz günkü Aydınlık’ın manşeti şöyleydi: “Özel Harp Daire-
TEKEL İşçileri, Demiryolu işçileri, Madenciler; Türkiye İşçi sindeki bazı uygulamalardan Genelkurmay’ın da haberi yok.”
Sınıfı vatan savunmasının ve kardeşlik politikasının örneğini 19 Temmuz günü ise Kontrgerilla’nın sorgu timi başkanı Avu-
vermektedirler. Ulusal güçlerin işçi sınıfı ile buluşma süreci kat Nejdet Küçüktaşkıner işkencelerde görev aldığını itiraf edi-
önümüzdeki dönemin belirleyici unsuru olacaktır… Türkiye yordu. Küçüktaşkıner ismi 1977 1 Mayıs katliamında geçiyor-
2010 yılına ağır bedeller ödeyerek bir bilinç sıçraması ile giri- du. 24 Temmuz günü ise Kontrgerilla’nın Ankara sorgu timi
yor. şefi Ayhan Engin Ataünal tanıtılıyordu. Ertesi gün ise MİT
Cumhuriyetimiz ve vatanımızın bağımsızlığı için yolumuz mensubu Behiç Ural, Erenköy’deki işkencelerde görev aldığını
açık olsun. açıklıyordu.
2010 yılı kutlu olsun. Kontrgerilla dizisi 11 gün sürdü. Aydınlık, Kontrgerilla’yı
(Kaan Güner / ngiltere ADD Bakan) teşhir eden yayınlarını, daha sonra yeni bilgilerle devam ettirdi.
1978-1980 yıllarından birkaç Aydınlık manşetini kapak
sayfalarında bulacaksınız.
Tekel işçilerinin müjdesi! 30 yıl önce, ABD güdümündeki Özel Harp Dairesi’nde yu-
valanan Kontrgerilla’yı açığa çıkaran Aydınlık, bugün de polis
İktidarın yalan ve yağmalarına karşı ayağa kalkan, Anka-
içinde yuvalanan Fethullahçı Gladyo’nun yıkıcı faaliyetlerini
ra’dan seslerini Türkiye’ye duyuran tekel işçileri 89 Bahar ey-
teşhir etmeye devam ediyor.
lemlerinin ve sınıfın ayağa kalkışının müjdesini verdiler. 89
Bahar eylemleri öncesi işyerinde dağıttığım bildiriye arkadaşla- Tekel içisi, bize güç verdi!
rım, “Bitti bu iş, bir daha ayağa kalkamayız” tepkisini vermiş- Pazartesi sabahı 8:30’da Aydınlık’ın telefonu çaldı. Arayan,
lerdi. Aradan fazla değil bir ay geçti, yemek yememe ve vizite Ankara’da eyleme katılmış, çocuğu hasta olduğu için evine
eylemleri başladı, süreç grevlerle sonuçlandı ve Özal iktidarın- dönmek zorunda kalan bir tekel işçisiydi. Şöyle dedi: “Bize bir
dan hakkımızı söke söke aldık. tek siz sahip çıktınız, sizlere çok teşekkür ederim. 10 aylık ço-
Tekel işçilerini yatmakla suçlayan BOP Eşbaşkanı, yandaş cuğum hasta olduğu için buraya geldim. Doktora götüreceğim.
medya ve sözümona liberal aydınlar her gün köşelerinde, cum- Sonra Ankara’ya geri döneceğim. Dergiye abone olmak istiyo-
huriyeti yurtseverleri aşağılayan yazılar yazmaktadırlar ama on- rum…”
ların kitabında emek, hak, işçi, sınıf gibi yüce kavramlara yer Biz de onlara teşekkür ediyoruz. Tekel işçisi, bize güç
yok. Varsa yoksa efendilerinin işaret ettiği noktalara tetikçilik verdi!
yapmak var.
İşçileri yatmakla suçlayanlar işçilere ödeyecekleri paranın üç air Hüseyin Haydar Aydnlk’ta
beş katını yandaşlarına ihalelerde peşkeş çekmektedirler. Devle- “Doğu Tabletleri” ve “Zor Günlerin Şiirleri”nin yazarı Hü-
tin bankasından alınan kredi ile TMSF’den damada alınan tel- seyin Haydar, “Şairin Emeği” köşesiyle Aydınlık’ta.
evizyon ve gazetenin hesabını, iktidardan alaşağı olunca vere- Arkadaşımız Şair Hüseyin Haydar’ın şiirlerini zaman
cekler. zaman yayımlıyorduk. Haydar’ın, yaşadığımız tarihi olayları
Toplumu, ülkeyi tarikatçı gladyonun oyunları ile susturmaya, ele alan şiirlerini, bundan böyle “Şairin Emeği” adlı köşesinden
bölmeye çalışanlar şunu bilmeliler; eşkıya dünyaya hükümdar her hafta izleyebilirsiniz. Geçen sayımızda “Açık Tanık Konu-
olmaz! Selam olsun direnen tekel işçilerine, itfaiyecilere demir şuyor” adlı şiirini sunduğumuz Haydar, bu sayıda, 2 yıl sürgü-
yolu işçilerine, selam olsun işçi sınıfına! ne gönderilen Ulusal Kanal’ın program yapımcısı Teoman Ali-
(smail Hoça li’yi bir şiiriyle gündeme taşıyor.
Emekli Maden çisi / Zonguldak) Aydınlık haftalar…

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 1


İÇİNDEKİLER

Sayfa 6-19 Sayfa 51

ÖZEL KUVVETLER KOMUTANLII’NI KM, NEDEN HEDEF ALIYOR PAZARCININ DERDN ANTALYA’DAN DNLEDK
Kozmik aramann be hedefi Pazarc kefilsiz, ipoteksiz kredi istiyor

KAPAK
AÇILIMIN MMARLARINDAN PROF. VAMIK VOLKAN’IN KALEMNDEN
KAFES TERTBYLE TUTUKLANAN ALBAY, Ermeni açlmnn hedefi, intikam duygularn hortlatmak! 28
SARMUSAK OLAYINI ORTAYA ÇIKARMITI
GÜZEL TÜRKÇEMZ
TSK’ya köstebei Emniyet stihbarat sokmutu 14
At-ma Nianyan dil kardayz 36
NTHAR EDEN DZ. YRB. AL TATAR’DAN KOMUTANLARINA
‘Hukuksuzlua hukuk adna sayg göstermeyin’ 17 ADALET ÇN BR SAVAIN ÖYKÜSÜ
Ergenekon yüz yl önce Fransa’daym ‘Dreyfus Olay’ 38
AKTÖRLER DE OLAYLAR DA AYNI…
Özelletirmeler ve polise askeri silah Yugoslavya’y parçalad 18 EKONOMİ / EMEK
TÜRKİYE
BÖLGE MTNGLER GELYOR
POLS EFLER: BULUNAN CD’LER PARAFLATTIK Tekel içisi Türk-’i genel greve zorluyor 42
Mahkeme saptad: 4 CD çi Partisi’nden çkmad 20 CEPHE GENLYOR
HÂKM ÖZESE’Y RET TALEBNN 6 GEREKÇES Zincir eczanelerden datm irketleri de rahatsz 46
Perinçek: ‘Cüppe giymekle hâkim olunmaz!’ 22
USAD BAKANI FEVZ DURGUN:
YARGITAY ÜYE SEÇM YAPILAMIYOR, KARARNAME ÇIKMIYOR Sanayicinin 2010’dan umudu yok 50
Adalet Bakan, Müstear göndermiyor, HSYK toplanamyor 25
DI KAYNAK KULLANIMININ ARTII FATURAYA YANSIYOR
ERDOAN SÖZ GEÇREMYOR Elektrie maliyetinin dört katn ödüyoruz 52
AKP’de istifalar ve görevden almalar artt 26

Ayd›nl›k Türkiye Yerel Haftal›k Haber Yorum Dergisi D Haberler: Merve Aksuna OFSET HAZIRLIK VE DAITIM ORGANZASYON 60327-Frankfurt/M
3 Ocak 2010 Say›: 4 Tel: 0049-69736253 Faks: 0049-6975009310
Yurt Haberler: Emine Dölek Toros Yaynclk Yapmclk Matbaaclk Reklamclk ve
Sahibi: GÜNEY REKLAMCILIK YAYINCILIK Turizm Cep: 0049-1788547974 e-posta:
Ariv : Ercan Dolapç Fotoraf : Alpay Tulu
MATBAACILIK ORGANZASYON SANAY ve Organizasyon Sanayi ve Ticaret Ltd. ti. aydinlikalmanya@hotmail.de
Datm-Abone: Ergin Onay
TCARET LMTED RKET Tel ve Faks: (0212) 251 51 22 ngiltere: Musa Ballkaya
Sayfa Tasarm: Melih Yldrm - Mahmut en
Sorumlu Müdür: Z. Ruhsar enolu stiklal Caddesi, Deva Çkmaz 7/3 Beyolu- stanbul Tel: 0044 2085213525 Faks: 0044 2085093069 Cep:
Teknik Sorumlu: Mutlu Selçuk Ankara: Tel: (0312) 229 52 52
Yazileri Müdürü: Gizem Erturul Koç 0044 7961953300
ADRES VE TELEFONLAR Faks: (0312) 229 15 20 Azerbaycan: Agil Alesger Tel: 0099 412 409 66 65
Toplum Haberleri: Özlem Konur Usta
Yönetim Yeri: Alemdar Mah. Divanyolu Caddesi zmir: Tel: (0232) 445 27 26 Faks: (0232) 445 46 64 Basld Yer: Rotamat Basn Yayn Limited irketi
Haber Aratrma: Hikmet Çiçek Erçevik han No: 54/311 Sultanahmet, Eminönü-S- Mersin: Kuvayi Milliye Cad. Akel merkezi K.4 No: 63 Turgut Özal Cad. No: 117/B Çelik-Yenal Endüstri
Ankara Temsilcisi: Fikret Akfrat TANBUL Tel: (0212) 520 04 94 (0324) 3364550 Merkezi kitelli-STANBUL
çi-Sendika: Esin Ergenç Turhan E-posta:aydinlik@aydinlik.com.tr Adana: Fevzi Çnar Tel: (0532) 467 43 27 DAITIM: Turkuvaz Datm Pazarlama A
Ekonomi: Z. Ruhsar enolu http://www.aydinlik.com.tr Almanya: Eylem Demirel Boral-Frankenallee 39,

Aydnlk Türkiye’de yaymlanan yazlarniktibas hakk sakldr.

2 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


İÇİNDEKİLER

Aydnlk Türkiye Abone Kampanyas


Aydnlk Türkiye’ye abone olmak
veya yaknlarna
abonelik hediye etmek için:
Türkiye
Ergin ONAY
Tel ve Faks: 0212 251 51 22
e-posta: abone@aydinlik.com.tr"
Sayfa 58-59 Hesap No:  Bankas Beyolu ubesi 1638912
Güney Yaynclk Matbaaclk LTD. T. hesab
2009’UN DÜNYA BASIN FOTORAFLARI FORUM STANBUL’DA
Dehet veren anlar 58
Avrupa
DÜNYA
Ercan BORAL
IRAK’TAK OKULLARI RAN DÜMANLII YAPIYORMU
Tel: 0049 69736253
Fethullahçlara ran darbesi! 54 Faks: 0049 6975009310
Ö ‘ÜYE ÜLKEYE YAPILACAK SALDIRIYA Cep Tel: 0049 1788547974
ORTAK YANIT VERME’ KARARI ALMITI
Rusya, ran’a Sanghay Örgütü’ne tam üyelik teklif etti 55
e-posta: aydinlikalmanya@aydinlik.com.tr
Hesap No: A. Aslandoan,
KÜLTÜR SANAT
Postbank Essen 837 839 437
POLONYALI BESTEC KYÜZ YILDIR YAIYOR
2010, Fredric Chopin yl 61
sviçre
Gülay Snac
YAZILARIYLA
Tel: 0041 32 724 58 54
HÜSEYN HAYDAR 4
Cep Tel: 0041 76 302 39 51
DOU PERNÇEK 5 e-posta : gulaysinaci@romandie.com
HKMET ÇÇEK 32 gulay_sinaci@hotmail.com
Hesap No: Banque Contonale Neuchâteloise,
ARSLAN BAER KAFAOLU 45
compte no 1003.00.73.3
YILDIRIM KOÇ 48
ABONE KOULLARI:
HÜSEYN MACT YUSUF 53
6 Aylk 1 Yllk
FKRET OTYAM 60
Türkiye . . . . . . . . . .90 TL. . . . . . . .180 TL.
ULE PERNÇEK 62 Avrupa . . . . . . . . .70 Euro . . . . . .125 Euro
ÖNEY OLCAYTU 63 sviçre . . . . . . . . .120 CHF . . . . . . .230 CHF
MECT ÜNAL 64 ABD ve Uzakdou . .75 Euro . . . . . .150 Euro

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 3


ŞAİRİN EMEĞİ

HÜSEYİN
HAYDAR

ZOR GÜNLERN RLER

Bre more, te o ka!


(Teoman Alili ile Hüseyin Haydar’n 2 Aralk 2009 tarihli telefon görümesinin ses kayddr.)

HH: Selam Teoman… HH: Hubbul vatan, minel iman!*


TA: Selam Abi, Makedonya’dan… manmzsa, özgür insan…
HH: Seni uurlamaya gelemedim. TA: Yaa be abi… Sonsuzluktur bu,
TA: Cann saolsun, abi... Vücudumuzun hamuru, mayas…
HH: Pek de ayrlm saylmayz, HH: Sürdüler Resneli’nin torununu,
Ama, k zorlu geçecek öte yandan… Bu da tertibin bir parças…
TA: Öyle görünüyor… TA: Ankara’da baka Ankaralar var,
HH: Oralara kar nasl yaar, Teo? Ama, büyük deil dünya o kadar…
Vardar’a, Üsküp’e, Manastr’a… HH: Köpei kurtaramaz efendisi,
TA: Adam olana kütür kütür, Ne kadar salam olursa olsun tasmas.
Korkaklarn yüzüne tükürür. TA: CIA kucana oturan sarkl kardinallere
HH: Vahi bir ku gibi kar, desene. Öreteceiz tunç gerçei…
TA: Titresin, saraylarda oturan baykular… HH: Tek derste söktüreceiz, Teo,
HH: Mao Zedung gibi söylersek, Balkan’dan Kafkas’a büyük atlas.
Adam deiliz, Teo, TA: Memleketi savunmak için, izin mi alacaz!
Çkamazsak bu kuatmadan! HH: Sonunda kapana ksldlar,
TA: Damarlarmzda ayn rüya akar… El sürdüler ya, Türkiye’nin onuruna…
HH: Arslan yata bo kalmaz, diyorsun… Efendilerinin mehur cakasdr,
TA: Aynen öyle! irk ile irket arasnda müriki muazzam,
HH: ki yl yasak koymular, Teoman! Kendi etini yese de ol yamyam,
TA: Vatan saolsun, abi… Kurtaramaz milletten riya dolu kafatasn…
HH: ki yl yasak… TA: Yazmaya baladn be agam…
TA: Vatan saolsun… HH: Yazan ben deilim, Teoman…
HH: “Bizi vatan büyüttü, besledi”, Kendiliidir kendini yazdran.
Diyor, devrim fedaisi Resneli… Bir kara ita, bir lahzay kurun gibi kar,
TA: Ömer Naci’yi gördüm, rüyamda… Havada billahi isyan sesi var,
Manastr Çarsnda yürüyor, düünceli… Dinlemez ahin aman…
HH: Destanlarn Manas’dr o, Sökün eder kökünden trak trak Trakya…
Zaferdir bunun manas, Teo. Vur haydi um-udun tellerine imanm,
TA: “Hürriyet verilmez, alnr!” diyor. Kar geliyor dakka be dakka!
Meydan okuyoruz, bugün biz de, TA: Doru süylersin bre more, te o ka!
1908 yeminiyle…

* Hz. Muhammet’in bir sözü. Vatan sevgisi imandandr.

4 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


BAŞYAZI

MERHABAMIZ GÜNDEMİMİZ
2010, sıradan bir yıl değil, gelişi de zaten sı- Duvarların önünde secde etmiyoruz.
radan değildi. Mehmet Akif, “Bendimi çiğner aşarım”
Olağanüstülüklere hazır olun bildirisiyle diyor.
geldi. Bakalım Hüseyin Haydar ne diyecek?
Merhaba diyoruz kendisine, merhaba! Daha doğrusu, ayağa kalkan o büyük halk,
Biz onu zaten tanımış olduk, o da bizi tanıya- şaire daha söylenmemiş hangi sözleri söyletecek?
DOĞU caktır elbette! Söylenmemiş sözlerdir gündemimiz.
Tanıştığımıza çok sevindik.
PERİNÇEK EFSANEMİZ
dperincek@ip.org.tr ACILARIMIZ Ergenekon, kayaları yararak söylenen sözdür.
Kemaliye’nin Abçağa köyünün Hıdo Bekir’i Bizim niçin böyle bir efsanemiz var?
vardı. Ben de kendisini çok küçük yaşlarda gör- Bizim sözümüz, yapmaktır, zor günlerin eyle-
müştüm. Değerli oğluyla ve torunlarıyla hâlâ mindeki sözdür, yaratıcının sözüdür!

2010’un sözü: karşılaşırım. Sanatçı yetiştiren bir ocak. Hepsi


güleç ve candan insanlardır.
Büyük mutlulukları, kayaları yarıp geçtiğimiz
zaman yaşıyoruz ya da uçurumların doruklarına
Hıdo Bekir, kavak çırpardı. Yaman insandı. vardığınız o anda.
Yaparız! Bir kavağın tepesinden ağacı yaylandırarak diğer
kavağa atlardı. Onun için cetin yaşamak dışında
Mutululuk, bir an’dır.
O anda dağları fethetmiş oluyoruz. Dağlar
bir yaşam olmamış. Mutululuklar da o cetin bizi fethedemiyor.
yaşamın acılarıyla oranlı. Hikayesini babam Dağlar sizi fethettiği zaman, aslında siz o
Sadık Perinçek anlatırdı. Hıdo Bekir, 10 kilo hel- dağların önünde boyun eğmişsinizdir. Aslında
vayı 12 lavaş ekmeğiyle bir oturuşta yeme iddia- dağlar olduğu gibi duruyor. Siz de dağların önün-
sına girmiş. “Ama” diyor “altı kilo soğan da ya- de öyle bakıp duruyor musunuz, işte bu önemli-
nında olacak”. “10 kilo helva az mı geliyor” de- dir.
mişler. “Akıllılar” demiş, “Helvanın tadı, asıl Dağları, insanlar kendi önlerine dikmişlerdir
soğanın acısından sonra güzel olur.” bir bakıma. Duvarları kendimiz örmüş gibiyizdir.
30 Ağustos zaferi diyoruz, Cumhuriyet se-
nsan için sevinç, yapmann MİRASIMIZ
vinçlerini anıyoruz. Bunlar hep büyük zorlukların
arkasından geldi. Acılar asit gibidir; yakar, ama Cehennemler de öyledir.
sevincidir. Çünkü insan, yaptkça iştahı da artırır, insan bilincini biler. Acılardan “Cehennem dediğin dal odun yoktur, herkes
sonra gelen sevinçler, bir başka sevinçtir. ateşini kendi götürür.”
insan oluyor. Cennetlerin güzellikleri de öyle değil mi?
YAPARIZ Herkes kendi güzelliklerini yaratır. Şansımız,
Tarihte, öyle durumlar olmutur İnsan için sevinç, yapmanın sevincidir. avuçlarımızın içindedir.
ki, yapacak güç vardr, ama Çünkü insan, yapan hayvan. İnsan yaptıkça insan Herkes mirasını kendisi seçer. Miraslar kal-
oluyor; daha çok yaptıkça daha çok insan oluyor. maz. Miraslar bulunur, keşfedilir, madenler gibi
yaparz dedirtecek bir önderlik Şimdi bizim millet olarak “Yaparız” demeye tarihin derinliklerinden söke söke çıkartılır.
ihtiyacımız var! Kendimi avuçlarında kayaları ufalayıp toprak
bulunmamtr. Yapamamlardr. İşçi Partimize de o kararlılığı önermiştim: yapmış ve elleriyle yüksek duvarlara serip üzerin-
Yaparız! de ceviz yetiştirmiş bir geleneğe bağlamışım.
Umutsuz durumlar yoktur, Tarihte, öyle durumlar olmuştur ki, yapacak “Kemaliye Modeli” diye yazmıştım. Babamdan,
umutsuz insanlar vardr. Sizin güç vardır, ama yaparız dedirtecek bir önderlik anamdan, dedelerimden kalan tek miras! Daha
bulunmamıştır. Yapamamışlardır. doğrusu derin kuyulardan bulup çıkardığım
bilincinizde k yoksa, sizin Kanımca İstiklâl Savaşımızda “makus tali- miras. Dünyanın en zengin mirası!
hin yenildiği” an, İnönü Savaşı değil, daha sonra
cesaretiniz yoksa, durumunuz da CESARETİMİZ
Mehmetçiğin Sakarya boylarında “yaparız” de-
diği andır. Mustafa Kemal Paşa, telgrafın başında Mao Zedung’un “Cesaret edersen doruklara
umutsuz olur. haberi alınca, “Mehmetçik savaşı kabul etti” de- tırmanmaya, hiçbir şey zor değildir bu dünyada”
diye başlayan bir şiiri vardı. 1975 yılında Türkçe-
Kör çkmaz, boyun eenler için miştir. Mehmetçiğe savaşı kabul ettiren, o büyük
ye çevirmiştim. 34 yıl geçmiş. Kayalarla cebel-
devrimcidir ve o büyük devrimcinin örgütlediği,
kör çkmazdr. Çk görmeyenler Sakarya’nın subay ve yedek subay fedaileridir. leşirken düşenlerimiz oldu. Yüreklerimize gömül-
Mehmetçik o öncülere bakıp savaşı kabul et- düler; bilinçlerimizde dipdiri duruyorlar. Bir de
için, kör çkmazdr. miştir. kendilerini uçurumlardan aşağı atan ciğersizler
vardı. Hangi çukurda hangi akbabaların yemi ol-
Duvarlarn önünde secde BİLİNCİMİZ dular, bakamadık bile.
Brecht’in çok sevdiğim bir sözü var; duy- Artık bayrağımızı dikeceğimiz doruklar, pare
etmiyoruz. muşsunuzdur, “Büyük çözümler, kör çıkmazlar- pare dumanların arasından görünmektedir.
Yaplamayan iler, söylenmemi da bulunur.” Yaşananlar, aynı zamanda 2010’ların bizlere
Başka deyişle kör çıkmaz yoktur; çıkmazlara getireceği büyük sevinçlerin de habercisidir.
sözlerdir gündemimiz. boyun eğenler vardır. Başımızı kaldıralım ve ucurumlara değil dorukla-
Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar ra bakalım.
Bamz kaldralm ve ucurumlara vardır. Sizin bilincinizde ışık yoksa, sizin umu- 2010’da kolay olan hiçbir şey yok, bu gerçek.
dunuz yoksa, sizin cesaretiniz yoksa, sizin azmi- Ama 2010’larda eriteceğimiz demirler,
deil doruklara bakalm. niz yoksa, durumunuz da umutsuz olur. Durumu, erişeceğimiz aydınlıklar var.
2010’larda eriteceimiz demirler, siz belirlemişsinizdir. O zaman kolay gelsin!
Kör çıkmaz, boyun eğenler için kör çıkmaz- www.doguperincek.info
erieceimiz aydnlklar var. dır. Çıkışı görmeyenler için, kör çıkmazdır. www.doguperincek.com.tr

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 5


KAPAK

ÖZEL KUVVETLER KOMUTANLII’NI KM, NEDEN HEDEF ALIYOR

Kozmik aramann
be hedefi
zel Kuvvetler Komutanlığı’nın

Ö
can’ın sorularını yanıtlayan E. Korg.
Ankara Seferberlik Bölge Baş- Müjdeci, şu değerlendirmeyi yapıyor:
kanlığı’nda üst üste yapılan “koz-
mik” aramaların beş hedefi var: “KUKLA DEVLET KURULDUUNDA IRAK’IN
1. TSK’nın topyekün savunma planı- KUZEYNDE Ç SAVA ÇIKABLR”
nın engellenmesi. “1998 yılında Talabani, Barzani’nin
2. TSK’nın Irak’ın kuzeyine yönelik kontrol ettiği toprakları işgal etti. Barza-
planlarının ele geçirilmesi ve engellen- ni, Talabani’deki topraklarını TSK’nın
mesi. yardımıyla aldı. Irak’ın kuzeyinde kukla
3. TSK komuta kademesi içinde gü- bir devlet kurulduğunda doğacak iç sa-
vensizlik yaratmak, bölmek ve teslim vaşta da ABD müdahil olacaktır. O
almak. zaman Türkiye Özel Kuvvetler’in gücüy-
4. Ergenekon tertibine karşı ordunun le orada ne yapacak, Amerika bunu bil-
öz savunmasını kırmak. mek istiyor.
5. TSK’nın itibarını sarsmak. “Amerikan kaynakları orada olup bi-
teni tam bilemez. Irak’ın kuzeyinde Bar-
ACL HEDEF: TSK’NIN IRAK’IN KUZEYNE zani ve Talabani dışında 25’in üzerinde
YÖNELK PLANLARI aşiret var, ABD bunların Türkiye ile iliş-
Bunlar içinde güncel hedef, TSK’nın kilerini, Türk gizli güçlerini, Türkün
Irak’ın kuzeyine yönelik planlarının ele imkân ve kabiliyetini bilmek istiyor. Ora-
geçirilmesi ve eylemli bir biçimde engel- daki dost taraftaki ilişkileri, isimleri, aşi-
lenmesi. İşçi Partisi Genel Başkan Yar- retleri, şahısları bilmek istiyor.
dımcısı E. Hava Pilot Korgeneral Yaşar “Amerikan uydu sistemleri gizli iliş-
Müjdeci “Özel Kuvvetler’deki bilgiler, kileri tespit edemez. TSK, Irak’ın kuze-
ABD’nin Irak’ta kalabilmesi için şart” yinde ne yapıyor, isimler, yer adresleri...
diyor. İzmir Temsilcimiz Hayati Öz- ABD kendisine karşı çıkacakları, karşı

Tertibin hedefleri:
1. TSK’nn topyekün savunma
plannn engellenmesi.
2. TSK’nn Kuzey Irak planlarnn
ele geçirilmesi ve eylemli bir
biçimde engellenmesi.
3. TSK komuta kademesi içinde
güvensizlik yaratmak, bölmek ve
teslim almak.
4. Ergenekon tertibine kar
ordunun öz savunmasn krmak.
5. TSK’nn itibarn sarsmak.

6 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


eylem planlarını, yerlerini bilmek istiyor.
Bu görevi Amerika’da Fethullah’a havale
ettiler, Türkiye’de bu nedenle ÖKK’nın
kozmik bilgilerine giriyorlar.”
DAVUTOLU IRAK’IN KUZEY’NDE
AMERKALILARLA BULUMUTU
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, 30
Ekim’de Irak’ın kuzeyine yaptığı ziyaret-
te Amerikalılarla buluşmuştu. Davutoğlu
bu buluşmada, TSK’nın bölgede bulunan
Özel Kuvvetler’e mensup birimlerin geri
çekilmesi konusunda Amerikalı yetkili-
lerle anlaştı.
Ankara Seferberlik Bölge Başkanlı-
ğı’na düzenlenen tertiple birlikte, “koz-
mik bilgilerin” ele geçirilmesinin yanı
sıra, Özel Kuvvetler’i yıpratmaya dönük
kampanyanın da düğmesine basıldı. Fet-
hullahçı Gladyo’nun attığı iz mermisinin
arkasından giden diğer gazete ve televiz- üzerine mi gideceğiz. Biz hükümet olarak ABD önümüzdeki 50 yıl içinde bölge-
yonlar da Özel Harp Dairesi’ni, Özel değişmesi noktasında irademizi ortaya deki enerji kaynaklarını ele geçirmeyi
Kuvvetler Komutanlığı’nı tartışan yayın koyduk”. varlık yokluk meselesi olarak saptamış ve
ve programlara giriştiler. Neydi Erdoğan’ın değiştirmek istediği bu plan için “22 ülkenin sınırlarını değiş-
‘statüko’? ABD’nin bölgeye dönük plan- tirmek” gibi bir büyük hedefi önüne koy-
ARINÇ AHN GB KONUMUTU larının önünde en önemli engel olarak muş bulunuyor.
Operasyonların düğmesine Atlantik’in gördüğü Türk Ordusu’nu yıpratmak; ko-
muta kademesi içinde güvensizlik yarata- “AKP’NN GÖREV TSK’YA BASKI YAPMAK”
ötesinden basılıyor; AKP iktidarı ise en
yetkili ağızlarından “uygulayıcı” olduğu- rak teslim almak. İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı
nu her defasında “ağzından kaçırıyor”.
Bülent Arınç, “Bayramdan sonra ne Subaylar: Krokiyi polis koydu
Danıştay kalacak, ne Arınç” diyerek Se-
ferberlik Dairesi’ne karşı yapılacak tertibi
haber verdi. Bülent Arınç, 29 Kasım’da Milliyet gazetesi 31 Aralık 2009 günkü sayısında gözaltına alınan iki subayın 12.
AKP Genel Merkezi’nde partililerle dü- Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki savunmalarını yayımladı. Habere göre Albay E.Y.B.,
zenlenen bayramlaşma töreninde Danış- savcılık ifadesinde 1 yıldır bir albayı izlediklerini, olay günü de saat 14’e kadar bu
tay’ın katsayı kararıyla ilgili sorular üze- izlemeyi sürdürdüklerini anlattı. Albay E.Y.B., cebinden çıktığı öne sürülen, üzerin-
rine söylemişti bu sözleri. de Arınç’ın oturduğu apartmanın isminin yazılı olduğu kâğıt için, “Bulunan pusula
Arınç’ın açıklamasının ardından darbe bana ait değildir. O ana kadar üzerimde böyle bir not yoktu. Polisler bizi arabadan
girişimi nedeniyle üç kuvvet komutanı çıkarttığında, ellerimi arkadan kelepçelediler. Üst araması da yaptılar. Kanaatimce
Ergenekon savcılarınca ifadeye çağrıldı polisler ihbarın devamında soruşturmayı derinleştirebilmek için cebime bunu koy-
ve arkasından Seferberlik Dairesi baskını, dular” dedi.
yine Arınç’la bağlantılı olarak gündeme Binbaşı İ.G. de aynı kâğıt için, “Bizi araca koydular. Şoför polis araçtan inince,
geldi. Arınç son olaydan sonra ise “Arı tutanak tutmak üzere getirilen kâğıtların altına baktığımda, E. albaydan çıktığı söy-
kovanına çomak soktuk” diyerek başın- lenen adresin aynısının bir A 5 kâğıdına yazılı olduğunu gördüm” diye konuştu.
dan beri tertipteki rolünü itiraf etmiş oldu. Milliyet, Çukurambar’da yakalanan Albay E.Y.B. ve Binbaşı İ.G.’nin, önceki gün
2006 yılında Danıştay baskınından tutuklanma talebiyle sevk edildiği Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki savun-
sonra da dönemin Spordan Sorumlu baka- malarına ulaştı.
nı olan Mehmet Ali Şahin “Bunun arka- ‘HBAR ABD’DEN YAPILDI’
sında Atabeyler var, Saunalar var, sürp- Gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılan subayların avukatları, müvekkilleri-
rizlere hazır olun” demiş, bu sözlerin ar- nin ifadelerinde sözünü ettiği delillerin hiçbirinin savcı tarafından toplanmadığını,
dından düğmeye basılmış gibi Ergenekon buna karşılık, polisin dosyaya çok sayıda belge koyduğunu belirtti. Avukatlar, delil-
operasyonları başlamıştı… lerin toplanması halinde, izlenen albay ile subayların 200 metre aralıklarla birbirini
HANG STATÜKO DETRLMEK takip ettiğinin görülebileceğini ancak bu yapılmayarak Genelkurmay’ın zan altında
bırakıldığını kaydetti.
STENYOR?
Avukatlar, soruşturmaya dayanak yapılan ihbar numarasının 123 06 06 olduğu-
Aslında bütün olanları Tayyip Erdo- nu, bunun ihbarın ABD’den yapıldığını gösterdiğini, ABD’den subayların kullandı-
ğan birkaç cümlede özetledi: “Statüko ğı araçların plakasının bile verildiğini ifade etti. Avukatlar, ihbarın 155’e değil, TEM
sürdürülecek mi yoksa değiştirilecek mi? şubeye yapılmasına da dikkati çekti.
Bu acılara tahammül mü edeceğiz, yoksa

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 7


“1998 ylnda Talabani, Barzani’nin kontrol ettii topraklar igal etti.
Barzani, Talabani’deki topraklarn TSK’nn yardmyla ald.
Irak’n kuzeyinde kukla bir devlet kurulduunda doacak
iç savata da ABD müdahil olacaktr. O zaman
Türkiye Özel Kuvvetler’in gücüyle orada ne yapacak,
Amerika bunu bilmek istiyor.”

E. Hava Pilot Korgeneral Yaşar ihtiyacı bu yönde.


Müjdeci, “AKP, Türk Ordusuna “Hatırlar mısınız Kemal Derviş’e koa-
baskı yapmak için görev yapı- lisyonu bozdurdular. Niye? Sonra seçim-
yor” diyor: lerde AKP geldi... O koalisyonla bunlar
“TSK, Sam amcaya ‘sen hak- yapılamazdı. AKP bugünler için iktidara
lısın’ dese; ne Ermeni meselesi, getirildi. ABD, Türk Ordusu üzerinden
ne Pontus meselesi, ne Bartolo- bölgedeki kaosa güç yetiştirmek, cevap
meus’un Ekümenikliği, ne Ruh- vermek istiyor.”
ban Okulu, ne Kukla Devlet, ne
Ege’de hak ve hukuk sorunu, ne PSKOLOJK SAVAIN ÖTESNE GEÇTLER
de AKP sorunu kalır. Çünkü Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ,
AKP, TSK’ya baskı yapmak için TSK’ya yönelik asimetrik psikolojik
görev yapıyor. ‘Somali’ye asker savaş sürdürüldüğünü uzun bir süredir
gönder, Patagonya’ya asker gön- dile getiriyor. Ancak Org. Başbuğ, psiko-
der, İran’a asker gönder, Afga- lojik savaşı kimin yürüttüğünü açıklamı-
nistan’a asker gönder’ dendiğin- yor.
de bunu kabul edecek yapıda bir Öte yandan Özel Kuvvetler Komutan-
TSK için AKP görevde. lığı Ankara Seferberlik Bölge Başkanlı-
E. Hava Pilot Korgeneral Yaar Müjdeci. NATO’nun ihtiyacı, ABD’nin ğı’nda yapılan aramalar, saldırıda, “psiko-

Uygulanan
‘Endonezya Modeli’
2000 yılında Doğu Timor, Endonez-
ya’dan koparak bağımsızlığını ilan etti.
Bu süreç içinde, adına “Endenozya mo-
deli” denen bir Amerikan Operasyonu
uygulandı. Bu “Model” şu şekilde ha-
yata geçirildi:
ABD, Doğu Timor adalarını Endo-
nezya’dan koparmadan önce bu ülkenin
Ordusuna karşı büyük bir yıpratma
kampanyası yürüttü. Geçmişte
ABD’nin Endonezya Özel Kuvvetle-
ri’ne yaptırttığı çeşitli operasyonlar,
bire bin katılarak açıklandı ve Or-
du’nun direnci kırıldı.
Bütün bu gelişmelerin arkasından
Endonezya’nın parçalanması, Doğu Ti-
mor’un koparılması kolaylaştı.
İşte şimdi Türkiye’de uygulamaya
konmuş bulunan, aynı model.
Hedef, önce Irak’ın kuzeyindeki
kukla devletin Türkiye tarafından res-
men tanınması, ardından Türkiye’nin
doğusu ve güneydoğusunda etnik te-
melde yeni bir devlet yapılanmasının
Türkiye’ye kabul ettirilmesi veya bu
Bölge’nin Türkiye’den koparılması.

8 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


lojik savaş” aşamasından “eylemli olarak ÖZEL GÖRÜMELER, ren güdülen bir amacı daha var: Türk Or-
çökertme aşaması”na geçildiğini gösteri- TERTB DERNLETRYOR dusu’nu bölmek, hiyerarşik yapısını boz-
yor. Seferberlik Bölge Başkanlığı baskını- mak, subaylar içinde tereddütler, kuşkular
Türk Ordusu’nun vatanı savunma gör- nın, Ergenekon tertibinin başından itiba- yaratmak, komuta zaafı ve bu zaafın yu-
evi, eylemli olarak engelleniyor.
TÜRK ORDUSU’NUN Hâkim Kayan, Atabeyler tertibinde de başroldeydi!
ÖZ SAVUNMASINI KIRMAK
Arınç’a suikast balonuyla başlayan 15 Seferberlik Tetkik Kuru-
günlük sürecin satırbaşları, olayın arka- lu’nda arama yapılması kararı-
sındaki kuvveti de, amacı da açık bir şe- nı veren aramaları yapan
kilde ele veriyor. Önce subaylara gözaltı hâkim, Ankara 11’inci Ağır
olmuş, arkasından olayla ilgili fırsatçı yo- Ceza Mahkemesi üyesi Kadir
rumların devam etmesi üzerine Genelkur- Kayan. Kayan, Özel Kuvvetler
may Başkanlığı subayların görevini açık- Komutanlığı’na yönelik ilk
lamıştı. Genelkurmay açıklamasına göre, tertip olan 2006 yılındaki Ata-
ÖKK’da görevli iki subay Genelkur- beyler operasyonunda 3 asker
may’dan bilgi sızdıran bir askeri persone- gözaltına alındığında, yine nö-
li takiple görevliydi. Ancak subayların betçi hâkimdi. Kayan 3 askerin
görevlerinin resmi kanallardan açıklana- de tutuklanmasına karar verdi.
rak serbest bırakılmaları Seferberlik Dai- Esas Dava Ankara 11’inci
resi’ne baskını engelleyemedi. Neden; Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü ve Kayan’ın tutukladığı 3 askerin de aralarında ol-
çünkü suçları, Arınç’a suikasttan daha bü- duğu tüm sanıklar 15 Eylül 2006’da atılı suçlara ilişkin delil bulunmadığından tahliye
yüktü: Casusluk faaliyetini takip ediyor- edildiler. Kadir Kayan diğer iki hâkim üyenin aksine tertip sonucu tutuklanan subayla-
lardı. Genelkurmay’dan bilgi sızdırma işi rın tahliyesine karşı oy kullandı.
bir casusluk faaliyeti. Bu casusluk faali-
yetini Ergenekon tertibinin başından beri, BR GAZETECYE VERLEN SARI ZARF…
arkasında ABD’nin bulunduğu Fethullah- Atabeyler soruşturmasında, Genelkurmay’ın önünde bir gazeteciye verilen sarı zarf
çı Gladyo yürütüyor. uzun süre konuşulmuştu. Atabeyler tertibiyle ilgili Özel Kuvvetler Komutanlığı’na yö-
Bu nedenle subaylar tekrar gözaltına nelik psikolojik savaş bu sarı zarfın içindeki bilgiler vasıtasıyla yürütülmüştü. Bu zarfın
alındılar ve mahkemeye çıkarıldılar. içinde, Atabeyler’den dolayı suçlanan subayların evlerinde bulunduğu ileri sürülen sui-
O da yetmedi. Türkiye Cumhuriye- kast krokileri vardı. Daha sonra bu zarfı veren kişinin polis olduğu ortaya çıkmış, fakat
ti’nin seferberlik koşullarındaki plan ve olayın üst örtülmüştü.
düzenlemelerinin bulunduğu “kozmik
oda” arandı. Aramalar, bu satırlar yazıldı-
RAMAZAN AKYÜREK’N TALEB ÜZERNE…
ğı sırada halen devam ediyordu. Hâkim Kayan, eski Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek’in talebi
Böylece Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üzerine 25 Nisan 2007 tarihinde Emniyet’e tüm Türkiye çapında izleme ve dinleme yet-
kendisine yönelik tertipleri takip etmek ve kisi veren kararın altına da imza atmıştı. Hâkim Kayan’ın bu kararının usulsüz olduğu-
sona erdirmek için giriştiği öz savunma na ilişkin çok sayıda başvuru yapılmasına rağmen Adalet Bakanlığı, kararın kanun ya-
tedbirleri de kırılmak isteniyor. rarına bozulmasını istemedi. Bakanlık, Jandarma’ya dinleme yetkisi veren kararın bo-
zulmasını istemişti. Yargıtay, Türkiye çapında dinleme yapılmasının Anayasa’da hükme
bağlanan haberleşme özgürlüğü ve haberleşmenin gizliliği ilkelerine aykırı olduğunu be-
lirtmişti.
Genelkurmay Bakanl
FETHULLAH’IN BERAATNE…
resmi açklamasnda Hâkim Kayan’ın baktığı önemli davalardan biri de Savcı Nuh Mete Yüksel tarafın-
“aramalar tamamen yasal dan Fethullah Gülen’e açılan davaydı. Kayan, Yüksel’in 2000 yılında, “laik devlet yapı-
sını değiştirerek yerine dini kurallara göre devlet kurmak için yasadışı örgüt kurduğu”
çerçevede sürdürülüyor”
gerekçesiyle açtığı davada üç kişilik mahkeme heyetinde yer aldı. Kayan’ın oyu Gü-
denirken, yargnn en üst len’in beraati yönünde oldu.
kurumundan HSYK’dan SAVCI BLGL, SVAS KATLAMI DAVASINDA…
üye Ali Suat Ertosun, Seferberlik Tetkik Kurulu’nda arama yapılması talep eden ve soruşturmayı yürüten
özel yetkili Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili‘nin de daha önce yaptığı uygulamalar
önemli bir noktaya dikkat çekti. dikkat çekici. Bilgili, Ergenekon savcılarının talimatıyla Anayasa Mahkemesi Başkan-
Ertosun, bu tür devlet srlaryla vekili Osman Paksüt’ün eşi Ferda Paksüt’ü sorgulamıştı. Bilgili, Sivas katlimı davasının
da savcılığını yapıyor. Bilgili, 4 Kasım 2008 tarihli duruşmada, insanlığa karşı işlenen
ilgili belgelerin ancak
suçlarda zaman aşımı olmamasına rağmen, iddianamenin bir numaralı sanığı Cafer Er-
kovuturma aamasnda çakmak’ın da arasında olduğu firari 7 sanık hakkında zaman aşımından davanın düşü-
incelenebileceini belirtti. rülmesini talep etmişti.

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 9


karıdan aşağıya yayılmasını sağlamak. resmi açıklamasında “aramalar tamamen aşamasında incelenebileceğini belirtti.
Komuta kademesinin Tayyip Erdoğanlar- yasal çerçevede sürdürülüyor” denirken,
la özel görüşmeleri bu durumu tersine çe- yargının en üst kurumundan HSYK’dan NEDEN ÖZEL KUVVETLER
virmek değil, aksine derinleştirmek sonu- üye Ali Suat Ertosun, önemli bir noktaya Özel Kuvvetler Komutanlığı, Ergene-
cunu veriyor. dikkat çekti. Ertosun, bu tür devlet sırla- kon tertibinin başından beri hedefte. Nite-
Öte yandan, Genelkurmay Başkanlığı rıyla ilgili belgelerin ancak kovuşturma kim Seferberlik Dairesi Başkanlığı’ndaki

“ABD Irak’n kuzeyi ile Türkiye


ilikilerini, Türkün imkân ve
kabiliyetini bilmek istiyor.
Amerikan uydu sistemleri gizli
ilikileri tespit edemez. TSK, Irak’n
kuzeyinde ne yapyor, isimler, yer
adresleri... ABD kendisine kar
çkacaklar, kar eylem planlarn,
yerlerini bilmek istiyor. Bu görevi
Amerika’da Fethullah’a havale ettiler,
Türkiye’de bu nedenle ÖKK’nn
kozmik bilgilerine giriyorlar.”

Tertip günlüğü
19 Aralık Cumartesi: Saat 17.10 civa- yip Erdoğan ve Mehmet Ali Şahin’in ev de yer alan “devlet sırrı niteliğindeki bil-
rında Seferberlik Bölge Başkanlığı’nda krokilerinin çıktığı, subayların daha önce gileri içeren belgelerin ancak mahkeme
görevli Albay E. Y. B ve Binbaşı İ. G; onlarca kez kiralık araçlarla Arınç’ın evi- hakimi tarafından incelenebilmesi”
Bülent Arınç’a suikast planladıkları yö- nin önünde görüldüğü, fişleme ve ortam hükmü uyarınca izin verilmedi. Bunun
nünde uydurma bir ihbardan hareketle dinlemesi yaptıkları uyduruldu. üzerine kararı veren hâkim çağırıldı.
Arınç’ın evinin çevresinde gözaltına Genelkurmay Başkanlığı açıklama Hâkim ‘kozmik’ bölümlerin kapı ve pen-
alındı. Merkez Komutanlığı görevlileri- yaparak uydurma haberleri yalanladı. cerelerini mühürledi.
nin olay yerine gelmesi, iki personelin ve Açıklamada, subayların gerek gözaltına 26 Aralık Cumartesi: Savcının ‘koz-
araçlarının aranması ve tutanak tutulması alınmasında gerekse evlerinde yapılan mik’ bölümlere girme ısrarı ve Seferber-
işlemi saat 23.30’a kadar sürdü. Tutana- aramalarda suç unsuruna rastlanmadığı, lik Bölge Başkanlığı’ndaki personelin
ğa göre aramada herhangi bir suç unsuru- iki personelin bilgi sızdıran bir askeri izin vermemesi üzerine yaşanan gerginlik
na rastlanamadı. personel hakkında bilgi toplamak üzere yaklaşık 10 saat sürdü. Saat 05.46’da An-
20 Aralık Pazar: İki askeri personelin görevlendirildikleri kaydedildi. kara Seferberlik Bölge Başkanı Albay
evlerinde saat 00.30’dan 04.30’a kadar 24 Aralık Perşembe: Tayyip Erdoğan Yusuf Akal ve Arınç’ın evi yakınında
arama yapıldı. Arama bittikten sonra iki ve Genelkurmay Başkanı Org. İlker Baş- önce gözaltına alınıp daha sonra serbest
personel, savcılık tarafından serbest bıra- buğ, haftalık olağan görüşmede yaklaşık bırakılan iki subayın da aralarında olduğu
kıldı. 2 saat baş başa görüştüler. sekiz askeri personel gözaltına alınarak
21 Aralık Pazartesi: Olay, televizyon- 25 Aralık Cuma: Soruşturmayı yürü- Ankara Merkez Komutanlığı’na götürül-
larda “Arınç’a suikast planı iddiası” biçi- ten Savcı Mustafa Bilgili’nin talebi ve dü. Saat 10.25’te Genelkurmay Başkanlı-
minde yer almaya başladı. Ankara 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi ğı açıklama yaparak ilk arama ve gözaltı-
22 Aralık Salı: F tipi medya, iki suba- üyesi Kadir Kayan’ın kararı üzerine, ilk larla ilgili bilgi verdi. Saat 11.15’te sürp-
yın Arınç’ın ev adresini gösteren bir arama başladı. Savcı Mustafa Bilgili, nö- riz bir şekilde Genelkurmay Başkanı Org.
kroki taşıdıkları, subaylardan birinin bu betçi savcı ve polis ekipleriyle birlikte İlker Başbuğ ve Kara Kuvvetleri Komuta-
kâğıdı yutmak üzereyken kâğıdın belli saat 19.30’da Seferberlik Bölge Başkan- nı Org. Işık Koşaner, Başbakanlık’ta Tay-
bir bölümünün kurtarıldığı, subayların lığı’na gitti. Savcıların Albay ve binbaşı- yip Erdoğan’la bir araya geldiler. Başbuğ,
Muzaffer Tekin’le irtibatlı olduğu yö- nın bürolarında bazı evraklara el koydu- Koşaner ve Erdoğan üç buçuk saat görüş-
nünde yalanları piyasaya sürdü. ğu ve bilgisayar hard disklerini kopyala- tüler. Saat 21’de ikinci arama başladı.
23 Aralık Çarşamba: F tipi medyada; dığı ifade edildi. Savcıların, ‘kozmik’ Aramayı bu sefer Hakim Kayan yaptı. Bu
iki subayın evinde yapılan aramalarda su- diye adlandırılan bölümlerde arama ya- arada basında, aramaların nedeni olarak,
bayların ajandasından Abdullah Gül, Tay- pılmasına CMK’nın 125’inci maddesin- gözaltına alınan albayın şoförü olduğu

10 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


aramanın ardından Radikal gazetesi, 29 temleri belirleyen, planları hazırlayan bi-
Aralık’ta Ergenekon tutuklusu Fikret TSK, kendi içindeki Gladyo rimine baskın yapılıyor.
Emek’te bulunduğu ileri sürülen belgeleri uzantlarn temizledi ve Özel
manşet yaptı.
ORDU ÇNDE GLADYO TASFYE EDLD
Kuvvetler Komutanl, vatan NATO bünyesinde oluşturulan Özel
Özel Kuvvetler’den emekli Av. Le-
vent Göktaş’ın Ergenekon tutuklusu ya- savunmas ile ilgili konulara Harp Dairesi (ÖHD), 1990’larla birlikte
pılması süreci, Deniz Kuvvetleri’nde adım adım Amerika’nın kontrolü dışına
younlat. Özellikle Irak’n çıktı. Bu süreçte adı da Özel Kuvvetler
SAT komandolarına yönelik “kafes” ope-
kuzeyinden Türkiye’ye yönelen Komutanlığı olarak değiştirildi.
rasyonları, hep bu amaç çerçevesinde
TSK, kendi içindeki Gladyo uzantıla-
gündeme getirildi. Amerika’ya karşıysan, tehdide kar konumland. Bu rını temizledi ve Özel Kuvvetler Komu-
Ergenekon tertibinde tutuklanacak kişiler
arasındasın.
konumlanma, ABD’nin bu tarihten tanlığı, vatan savunması ile ilgili konulara
yoğunlaştı. Özellikle Irak’ın kuzeyinden
Özel Kuvvetler’in hedef seçilmesinin itibaren Özel Kuvvetler Türkiye’ye yönelen tehdide karşı konum-
nedeni de aynı. Özel Kuvvetler Komutan- Komutanl’na dümanln da landı. Bu konumlanma, ABD’nin bu ta-
lığı 1990’lardan itibaren Türkiye’nin ba- rihten itibaren Özel Kuvvetler Komutanlı-
ğımsızlığı ve birliği doğrultusunda hare- açklyor.
ğı’na düşmanlığını da açıklıyor.
ket ettiği için hedefte. ABD, 1950’den bu Bölücülüğe karşı milli amacın öne
yana kendi emrinde gördüğü ve bu doğ- 2003’te Hilmi Özköklerin katkısıyla çıkarılmasıyla birlikte tugay düzeyinde-
rultuda görevler verdiği Özel Kuvvetler Irak’ın kuzeyinde Süleymaniye’de başla- ki birlik tümen düzeyine çıkarıldı. 2006
Komutanlığı’nın; ABD’nin tertiplerinin rına çuval geçirildi. O nedenle Atabeyler yılında ise kolordu seviyesine yükseltil-
karşısına ‘görünmez bir güç’ olarak dikil- gibi uydurma tertiplerin hedefi oldu. O di ve başında bir korgeneral bulunuyor.
mesinden rahatsız. Özel Kuvvetler Ko- nedenle şimdi o Türk Silahlı Kuvvetle- Özel Kuvvetler Komutanlığı, Türk Or-
mutanlığı, Irak’ın kuzeyinde Amerika’nın ri’nin gözbebeği kurumu olarak nitelenen dusu’nun Kuzey Irak cephesindeki gücü
Kukla Devlet planına eylemli olarak di- Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın, sefer- olarak ABD ile karşı karşıya geldi ve
rendiği için hedefte. O nedenle 4 Temmuz berlik durumunda izlenecek yol ve yön- ABD tehdidine karşı uyanışın Ordu’daki

iddia edilen er S.T.’nin, MİT tarafından ğı’ndaki aramayla, süren soruşturma sü-
yapıldığı ileri sürülen teknik takibe takı- recinin hiçbir evresinde yer almadıklarını
lan görüşmesinde, babasına ‘çok sayıda açıkladı. Açıklamada, MİT tarafından
evrak yaktıklarını’ anlatması gösterildi. herhangi bir dinleme yapılmadığı da be-
27 Aralık Pazar: İkinci arama yaklaşık lirtildi. Ancak er S.T.‘yi kimin, nasıl din-
30 saat sürdü. Hakim Kadir Kayan, dev- lediği ya da böyle bir konuşmanın olup
let sırrı niteliğindeki belgeleri inceleyip olmadığı soruları ortada kaldı. Bu arada
not tutarak tutanağa geçirmeye başladı. gözaltındaki sekiz askeri personel öğlen
28 Aralık Pazartesi: Üçüncü arama saatlerinde Ankara Adliyesi’ne getirildi.
saat 11.40’ta başladı. Milli Güvenlik Ku- Dokuz saat süren sorgulamadan sonra
rulu da, Seferberlik Bölge Başkanlı- saat 23 sıralarında beş asker savcılık sor-
ğı’ndaki aramaların gölgesinde toplandı. gularının ardından serbest bırakıldı.
13.30‘da başlayan ve yaklaşık 4 buçuk Hâkim Kadir Kayan’ın 4’üncü araması
saat süren toplantı sonrasında yayımlanan saat 23.40’ta sona erdi. Albay Yusuf
bildiride konuya ilişkin bir ifade yer al- Akal, Albay E.Y.B. ve Binbaşı İ.G. ise
madı. Bir televizyon programında konu- tutuklanmaları talebiyle sevk edildikleri
şan Bülent Arınç, “Tabii bir suikast nöbetçi Ankara 12’nci Ağır Ceza Mahke-
eylem olarak düşünülmemeli. Evet gaze- mesi tarafından saat 01 sıralarında serbest
teler böyle yazdı ama yani doğrudan si- bırakıldılar.
lahlı eylemle hedef alınarak bir hareket 30 Aralık 2009: Beşinci arama saat
yapılmış değil” diyerek suikast iddiaları- 11.30’da başladı. Bu arada tutuklanması
nın asılsız olduğunu kabul etti. istenen 3 subayın, “silahlı örgüt kurarak
29 Aralık Salı: Üçüncü arama Anayasal düzeni değiştirmeye çalışmak,
02.25’te sona erdi. 10.07’de Genelkur- Hükümetin görevini yapmasını engelle-
may Başkanlığı’ndan yapılan açıklama- meye teşebbüs, halkı hükümete karşı si-
da, aramanın yasaya göre sadece hâkim lahlı isyana tahrik ve TBMM’nin görev-
tarafından yapıldığı için uzadığı ve yasal lerini kısmen veya tamamen yapmasını
çerçevede olduğu ifade edildi. Saat 11’de engellemeye teşebbüs”le suçlandıkları
dördüncü arama başladı. Milli İstihbarat ortaya çıktı. Dergimiz baskıya girdiği sa-
Teşkilatı ise Seferberlik Bölge Başkanlı- atlerde arama sürüyordu.

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 11


Irak’ta Özel Kuvvetler mensubu 10 suba-
yımızın kafasına çuval geçirilmesi olayın-
da görüldüğü gibi düşmanca eylemlere
kadar vardı.
Süreç, Orgeneral İsmail Hakkı Kara-
dayı’nın Genelkurmay Başkanlığı döne-
minde daha da ilerledi. Artık Özel Harp
Dairesi, adıyla da işleviyle de tamamen
ortadan kalkmıştı. Artık Özel Kuvvetler
Komutanlığı vardı. Türk Silahlı Kuvvet-
leri’nin en önemli birliği olan bu kuvvet,
aynı zamanda Amerika’nın hedef tahta-
sındaki en önemli kurumdu.
Temmuz 2003’te Süleymaniye’deki
Özel Kuvvetler ekibine, “Kürt liderlere
suikast yapacakları” yalanı ile yapılan
“Çuval Operasyonu”, Malatya’da Özel
Kuvvetler mensuplarını taşıyan uçağın
düşürülmesi ve Ergenekon tertibi başla-
dıktan sonra özellikle Özel Kuvvetler’i
hedef alan psikolojik savaş, ABD’nin
kendi denetiminde olmayan milli bir kuv-
öncüsü oldu. Kuzey Irak’a girdi. Türk birlikleri, Çelik vet istemediğini gösteriyor.
Harekâtı’yla ABD’nin egemenlik alanına
ERGENEKON TERTBNDE HEDEF ORUÇ RES KONUMASINA YANIT
müdahale etmişti. Çünkü o bölge ABD
1994 yılı Ağustos ayında Org. İsmail ordusunun işgali altındaydı. Bu dönemde Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda ya-
Hakkı Karadayı, Genelkurmay Başkanı ABD’nin Özel Kuvvetler Komutanlı- pılan aramalar aynı zamanda, Genelkur-
oldu. 1995 Mart’ında da Türk Ordusu, ğı’ndan duyduğu rahatsızlık, Kuzey may Başkanı’nın, yanına Kuvvet Komu-
tanlarını da alarak Trabzon’da Oruç Reis
Fırkateyni’nde yaptığı açıklamalara yanıt
‘Özel Savaş’ta tarihi hazırlık ve niteliği taşıyor. ABD, TSK’nın Baş-
‘Bin yılın meydan okuması’ buğ’un ağzından yapmak istediği kendini
savunma girişimine yeni bir atakla karşı-
lık veriyor.
Aydınlık dergisinin 8 Haziran 2008 tarihli sayı-
sında kapaktan “Özel savaşta tarihi hazırlık” başlı- EZAMANLI KCK OPERASYONU
ğıyla duyurulan bir haberde, bugün ÖKK’nin Türkiye’de uygulanan, 2000 yılında
neden hedefe konduğunun önemli ipuçları bulunu- Doğu Timor’un Endonezya’dan koparak
yor. bağımsızlığını ilan etmesiyle sonuçlanan
Genelkurmay’ın yaptığı bu tarihi değişikliğe “Endonezya modeli”.
göre, gayrinizamî harp tanımına “Düşmanın fiziki, Türk Ordusu’ndan kukla devlete ve
ekonomik, psikolojik, siyasi vb. işgallerine maruz Türkiye’nin bölünmesi planına karşı olan
kalmış bir bölgede işgali ortaya çıkarmak, engelle- ve olacak direnç, bir yandan “asimetrik
mek ve karşı tedbirleri uygulamak” ibareleri eklen- psikolojik savaşla” diğer yandan son bas-
di. Bir diğer önemli değişiklik de, Türkiye genelin- kınlarda görüldüğü üzere eylemli olarak
de 14 yerde bulunan Seferberlik Bölge Başkanlık- kırılmak isteniyor. Bu amaç doğrultusun-
ları’nın sayısının 2010’a kadar kademeli olarak 24’e çıkarılmasıydı. da önemli bir mesafe alındığı da görülü-
Peki, Türkiye kime karşı hazırlanıyordu? Bu sorunun yanıtı da 2002 yılında yor.
Amerika’nın Nevada çölünde yaptığı bir tatbikatta bulunuyor. Amerikan ordusunun Güneydoğu’da sergilenen kalkışma
24 Temmuz 2002’de yaptığı “Bin Yılın Meydan Okuması 2002” (Millenium Chal- provaları da ABD’nin Endonezya planı-
lenge) tatbikatının hedefi doğrudan Türkiye’ydi. Tatbikat, Lozan Antlaşması’nın 79. nın diğer ayağını oluşturuyor.
yıl dönümünde başlamıştı ve davetli ülkeler arasında Türkiye yoktu. Tatbikatın se- Arınç’a suikast iddilarıyla birlikte eş-
naryosu, hedef ülkede büyük bir deprem meydana gelmesi ve aynı günlerde Ulus- zamanlı olarak güneydoğuda aralarında
lararası Mahkeme’nin o ülkenin sınırlarıyla ilgili olumsuz bir kararının ardından, as- belediye başkanlarının da bulunduğu çok
keri darbe yapılması üzerine kuruluydu. Amerikan ordusu darbe üzerine, ülkenin gü- sayıda kişinin KCK (Kürdistan Topluluk-
neyindeki adayı kuşatıyor ve hedef ülkeyi işgal ediyordu. Senaryoda, Türk ordusu- lar Birliği) operasyonu kapsamında gözal-
nun saldırıya karşı hazırlanma müddeti olan 96 saat seçilerek, hedef ülkenin Türki- tına alınması, ardından Adliye bahçesinde
ye olduğu adeta ilan ediliyordu. ABD’nin yarı resmi ajansı durumundaki Associated tek sıra halinde ellerinde kelepçeyle bası-
Press de, tatbikatın Türkiye’yi işgal senaryosu üzerine kurulu olduğunu yazmıştı. na servis edilmesiyle yeni bir kışkırtma-
nın düğmesine basılması da dikkat çekti.

12 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


Aydnlk’n, ABD kontrolündeki
ÖHD’ye kar mücadelesi

NATO bünyesindeyken Sovyetler


Birlii’nden gelecek saldrya
kar iç savunma amacyla 1950’li
yllarda yaplandrlan ÖHD’nin
gerçekte esas görevi, ibirlikçi
iktidarlara kar halk muhalefetini
bastrmak oldu. Bu süreçte,
Türkiye’nin güvenlik kurumlar
içinde ve ona paralel bir
örgütlenme olarak oluturulan
Süper NATO faaliyeti
çerçevesinde Amerikan Derin
Devletinin uzants olarak, faili
meçhul cinayetler, 1 Mays 1977,
Mara, Çorum türünden tertip ve
katliamlar, Kültür Saray sabotaj,
Sirkeci, Yeilköy bombalamalar,
Ecevit’e suikast giriimi,
devrimcileri ikenceli
sorgulamalardan geçirmeler gibi
ilerin bir parças yapld.
1978-1980 yllarnda Aydnlk
gazetesi ÖHD’nin Türkiye halkna
kar yürüttüü karanlk
tertiplere kar mücadelenin
merkeziydi; bu dedenle youn bir
bask ve sindirme tertipleriyle
karlatk. te, Aydnlk’n
tertipleri aça çkaran
haberlerinden bir kesit.

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 13


KAPAK

KAFES TERTBYLE TUTUKLANAN ALBAY, SARMUSAK OLAYINI ORTAYA ÇIKARMITI

TSK’ya köstebei, Emniyet


stihbarat sokmutu
UFUK AKKAYA /Silivri Cezaevi Başkanlığına atanan Bülent Orakoğlu da
dahil oluyor. Onbaşı Sarmusak, Ora-
koğlu’nu Niğde Emniyet Müdürlüğü dö-

D
eniz Kuvvetleri Komutanlığı
neden “Kafes”e alınıyor sorusu- neminden tanıyor.
na yanıt aranırken, gazeteler
önemli bir hatırlatmada bulundu.
EMNYET BÇG’Y BULDU!
“Kafes Eylem Planı”nda Ege Bölge Ko- Kadir Sarmusak, bir süre sonra Deniz
mutanlığı 1. hücre lideri olduğu iddia edi- Kuvvetleri’ne ait bazı belgeleri Emniyet
len Dz. Kd. Albay Levent Gülmen, 1997 İstihbarat’a götürüyor. Sarmusak’ın getir-
yılında “Köstebek Skandalı”nı ya da diği belgelere dayanılarak, dönemin
namı diğer “Sarmusak olayı”nı ortaya çı- İçişleri Bakanı Meral Akşener’e sunul-
karan subaydı. Gülmen, o dönem Deniz mak üzere dört sayfalık bir “bilgi notu”
Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat hazırlanıyor. Bilgi notunda TSK içinde
Başkanlığı’nda Kıdemli Yüzbaşı’ydı. bir oluşum tespit edildiği, adının da Batı
Çalışma Grubu (BÇG) olduğu belirtili-
POLS-ONBAI SARMUSAK yor.
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Gizli ibareli dört sayfalık bilgi notu,
Dairesi’nde görevli polis memuru Kadir 30 sayfalık ekleriyle dönemin Cumhur-
Sarmusak, 1996 yılında Deniz Kuvvetleri başkanı Süleyman Demirel’e ulaştırıyor.
Komutanlığı’nda askerliğini yapıyordu. Demirel de Genelkurmay Başkanı Org.
Onbaşı Sarmusak bir yandan da Emniyet İsmail Hakkı Karadayı’ya iletiyor ve Em-
İstihbaratı’nın Ankara’daki karargâhına niyet İstihbaratı’nın bu çalışmasının
gidip geliyor, Emniyet İstihbarat Dairesi araştırılmasını istiyor.
Başkan Yardımcısı Hanefi Avcı, C Şube Deniz Kuvvetleri Komutanlığı hemen
Müdürü Mehmet Tomruk ve bazı perso- bir soruşturma başlatıyor. Tahkikatı yürü-
nelle görüşmeler yapıyordu. Onbaşı ten ekibin başında, Kafes tertibiyle tutuk-
Kadir Sarmusak’ın görüştüğü isimler ara- lanan Dz. Kd. Albay Levent Gülmen var.
sına, 28 Şubat’ın hemen ardından 12 Kısa sürede komutanlıktan belge sızdıran
Mart 1997’de Emniyet İstihbarat Dairesi köstebek ortaya çıkarılıyor. Onbaşı Kadir
Emniyet stihbarat günlerce
Genelkurmay’ izledi. Karargâh’a
kim girdi, kim çkt; tek tek
kaydetti. çileri Bakan, gizli
istihbarat raporunu toplant
salonunda unuttu. Genelkurmay
Bakan belgeyi MGK gündemine
tad, “Polis, Deniz Kuvvetleri
Komutanl’na ajan soktu, askeri
bilgileri çald” dedi. Babakan
Yardmcs ile çileri Bakan inkâr
etti… te bugüne de k tutan Emniyet stihbarat Daire Bakan Bülent Orakolu ve köstebek onba Kadir Sarmusak askeri mahkemede birlik-
bir “köstebek skandal”… te yarglandlar. Orakolu tutukland. 56 gün Mamak Askeri Cezaevi’nde tutuldu. 1999 ylnda beraat etti.

14 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


uyanık olmamı ve bir duyum aldığımda lemeye alındığını belgeliyordu.
kendisine bildirmemi istedi.” Rapora göre, sadece Genelkurmay
değil, MİT de takibe alınmıştı.
ORAKOLU: TSK BELGELERN BZE AKTAR İki bölümden oluşan raporun birinci
Onbaşı Kadir Sarmusak 29 Mayıs bölümünde Genelkurmay’a yapılan
1997 tarihinde Genelkurmay İstihbarat önemli giriş-çıkışlar, bir dizi plaka num-
Başkanlığı’nda verdiği ifadede de, TSK arası ve bu plakaların kimlere ait olduğu
içinden belge ve bilgi aktarma görevinin bilgileri yer alıyordu. MGK Genel Sekre-
Orakoğlu ve Avcı ile yaptığı görüşmede teri Org. İlhan Kılıç’ın Genelkumay’a
sözlü olarak verildiğini belirtiyordu. giriş-çıkış yaptığı, ardından Çankaya
Onbaşı Sarmusak, 4 Haziran 1997’de Köşkü’ne gittiği, yeniden Genelkurmay’a
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Disiplin gittiği dakika dakika kaydedilmişti.
Mahkemesi’ne verdiği ifadede, Emniyet İkinci bölüm ise MİT’e ayrılmıştı. Ra-
İstihbarat Dairesi’ne “özellikle basılı porda MİT’i ziyaret edenler arasında Ge-
yayın, evrak götürdüm” diyordu. nelkurmay Başkanlığı’nda görevli dört
subay yer alıyordu.
AKENER, GZL RAPORU MASADA
Asli görevi asayişi sağlama ve terörle
UNUTUNCA… mücadele olan Emniyet İstihbaratı, artık
“Köstebek Skandalı”, 26 Nisan 1997 önceliği devletin iki önemli kurumunu;
tarihli MGK toplantısının ardından derin- Genelkurmay ve MİT’i takibe vermişti.
leşiyor. İçişleri Bakanı Akşener, toplantı-
nın sonunda, bir sayfalık imzasız “gizli is- EMNYET’E SUÇÜSTÜ!
tihbarat raporu”nu oturduğu yerde unutu- Meral Akşener’in MGK’da unuttuğu
Bülent Orakolu. 1997’de TSK’da “kulak”, 2009’da yor. Raporun bulunması, Genelkurmay- “gizli istihbarat raporu”, Genelkurmay ve
Ergenekon tan… hükümet ilişkilerinde tırmanan gerilimin MİT arasında bir dizi toplantı yapılmasına
ilk adımı. neden oldu. Genelkurmay ilk önlem ola-
Sarmusak, belgeleri Emniyet İstihbarat Akşener’in unuttuğu gizli istihbarat rak kuvvet komutanlıklarına bilgileri ak-
Dairesi’ne sızdırdığını itiraf ediyor. 23 raporunun, Emniyet İstihbarat Dairesi tardı ve karargâhlara giriş ve çıkışlarda
Mart 1997’de Deniz Kuvvetleri Komu- Başkanı Bülent Orakoğlu tarafından ha- çevredeki şüpheli kişilere karşı dikkatli
tanlığı İstihbarat Başkanlığı’nda alınan zırlandığı saptandı. olunmasını istedi. Emniyet İstihbaratı’nın
ifadesinden okuyalım. faaliyetlerine karşı, Genelkurmay karar-
GENELKURMAY VE gâhı çevresinde de “karşı güvenlik önlem-
KÖSTEBEK’N TRAFI MT’ DAKKA DAKKA TAKP leri” alındı.
“İstihbarat Daire Başkanı Bülent Ora- Rapor Genelkurmay’ın dinleme ve iz- Genelkurmay’da görevli sivil kıyafetli
koğlu ile iki kez görüştüm. Bu görüşmele-
rin birinde daire başkan yardımcılarından
Hanefi Avcı da bulunmaktaydı. Deniz
Kuvvetleri Karargâhı’ndaki personelin
genel siyasi eğilimlerinin hangi doğrultu-
da olduğu soruldu. Hanefi Avcı başkan,
amirallerin ve daire başkanlarının özellik-
le ülkücü ve dinci kesime bakışlarını
sordu. Bir darbe olasılığında askeri perso-
nelin darbeye nasıl baktıklarını sordu. Bü-
lent Orakoğlu, MGK kararlarının beyni-
nin Güven Erkaya (DKK) olduğunun ve
bu kararların hazırlanmasında Deniz Kuv-
vetleri Komutanlığı İstihbarat Başkan-
lığı’nın büyük rol oynadığının söylen-
diğini, bu konudaki hazırlıkların Deniz
Kuvvetleri mi, yoksa Genelkurmay İstih-
barat Daire Başkanlığı’nca mı yapıldığını
sordu. Daire Başkanı, Deniz Kuvvetleri
Komutanlığı’nda haber elemanı olarak bir
subayı kullandıklarını ve ikinci bir haber
elemanı kazanmak için de temaslarını sür-
dürdüklerini ifade etti. Emniyet Müdürü
Mehmet Tomruk, son günlerde darbe söy- E. Org. Hüseyin Kvrkolu ve E. Org. smail Hakk Karaday. Karaday, MGK toplantsnda “polis tarafndan
lentilerinin olduğu ve MGK kararları ile gözetlendiklerini” anlatt ve “rahatszz” dedi. Çiller Özel Örgütü’nün TSK’ya szmaktaki hedefi Org. Kvrko-
ilgili herhangi bir duyum alıp almadığımı, lu’nun Genelkurmay Bakan olmasn engellemekti.

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 15


subaylar, bir hafta sonra karargâhı gözet-
leyen bir Emniyet İstihbarat grubunu suç-
üstü yakaladı. Genelkurmay İstihbarat
Başkanı Korgeneral Çetin Sayer, Emni-
yet’e sert bir protesto yazısı gönderdi.
Yanıt Emniyet İstihbarat Daire Başkanı
Bülent Orakoğlu’ndan geldi. Orakoğlu,
suçüstü yakalananların sivil polis oldukla-
rını kabul etti, ama “Sizinle ilgisi yok.
Bazı kanun kaçaklarını arıyorlarmış”
dedi.
KARADAYI: RAHATSIZIZ!
ÇLLER: HABERM YOK!
31 Mayıs 1997’deki MGK toplantısın-
da Emniyet İstihbaratı’nın Genelkurmay’ı
takibe alması gündeme geldi. Genelkur-
may Başkanı Org. İsmail Hakkı Karadayı,
toplantıda polisin Deniz Kuvvetleri Ko-
mutanlığı’na ajan sokarak askeri bilgile-
rin çalındığını açıkladı. Org. Karadayı
önce “köstebek onbaşı Sarmusak” olayını
dile getirdi, ardından da hükümet üyeleri-
ne dönerek, “Bir süredir Genelkurmay ve
bazı askeri birimlerimizin polis tarafından Dönemin çileri Bakan Meral Akener. Genelkurmay’n takip edildiini MGK’da yalanlayan Akener, kame-
gözetlendiği yolunda duyumlarımız var. ralar karsnda ise Ordu’yu suçluyor; Bat Çalma Grubu’nun yasad olduunu söylüyordu.
Bu bizi fazlasıyla rahatsız etmektedir”
dedi. bat’tan sonra kurulan BÇG’nin görevinin Emniyet İstihbaratı’nın üzerinden TSK’ya
Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller ve irticai tehdidi Türkiye genelindeki resmi- “köstebek” ve “kulaklar” yerleştirdiler.
İçişleri Bakanı Meral Akşener ise Org. ni ortaya koymak olduğunu belirtti. Bülent Orakoğlu bu tartışmaların ardından
Karadayı’nın anlattıklarını inkâr ederek, görevden alındı; ABD’de görevlendirildi.
haberdar olmadıklarını söylediler. ORAKOLU: KAYITSIZ KALAMAZDIK
O dönemde İşçi Partisi, Başbakan
Bülent Orakoğlu ile ekibi bu arada, as-
RESTLEME Yardımcısı Tansu Çiller’in ABD vatanda-
kerin hedefinin, koalisyon ortakları Çiller
MGK’da ‘inkâr’ yolunu seçen Akşe- şı olduğunu ortaya çıkarmıştı. İşçi Partisi,
ve Erbakan olduğunu yayıyordu. Orakoğ-
ner, kameralar önünde ise Genelkur- “Çiller’in CIA ajanlığı” hakkında askeri
lu, “Emniyet İstihbarat olarak gelişmelere
may’la restleşiyordu. İçişleri Bakanı Ak- kayıtsız kalamazdık” diyor ve Polis Vazi- savcılığa suç duyurusunda bulunmuştu.
şener, Batı Çalışma Grubu’nun örgütlen- fe ve Salahiyeti Kanunu’nun Ek 7. mad- Çiller-Fethullah Özel Örgütü’nün he-
mesinin hukuki dayanağı olmadığını, ça- desine dayanarak Genelkurmay’ı takibe definin 28 Şubat olduğunu, süreci okuya-
lışmalarının da irtica ile sınırlı olmadığını aldıklarını söylüyordu. rak anlayabiliyoruz. Ancak diğer önemli
söylüyordu. Açıklamalarının dozunu gi- O dönemde Emniyet İstihbaratı, ya- amacı da Türk Ordusu’nun komuta kade-
derek arttıran Akşener, 8 Temmuz 1997 bancı istihbarat örgütleriyle de doğrudan mesi tayin ve terfilerine müdahale etmek-
günü basın toplantısı düzenleyerek BÇG temasa geçmeye başlamıştı. MİT’e bu ti. TSK’ya sızma girişimlerinin öncelikli
hakkında ağır ithamlarda bulundu. Ertesi konuda bilgi dahi vermiyordu. Alman İs- hedefi, 1998 yılında Genelkurmay Başka-
gün gazeteler “Darbeyi haber aldık” man- tihbarat Örgütü (UND), Emniyet İstihba- nı olacak Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun
şetiyle çıktı. rat Başkanı ve yetkilileriyle görüşmeler önünü kesmek ve Org. Çevik Bir’in
Bunun üzerine Deniz Kuvvetleri Ko- yapıyordu. Orakoğlu da bu durumu doğ- önünü açmaktı.
mutanı Oramiral Güven Erkaya, 10 Tem- ruladı. MİT, Emniyet İstihbaratı’nın dış
muz 1997 tarihinde, BÇG’nin Genelkur- ülke istihbaratları ile ilişkilerinden çok Kaynaklar:
may Başkanı’nın emriyle MGK kararları rahatsızdı. 1- Taraf, 19-20 Kasım 2009.
doğrultusunda kurulduğunu açıkladı. “Bu 2- Milliyet, 27 Kasım 2009.
grubun kurulmasında herhangi bir şekilde 28 UBAT-ÇLLER ÖZEL ÖRGÜTÜ 3- Cüneyt Özdemir, Önemli İşler Dairesi,
hükümete bilgi verilip verilmemesi husu- 1993 yılından bu yana TSK’dan atılan Doğan Kitap.
sunun, MGK’den bunun kendine olarak bazı Fethullahçı subaylar, PKK tetikçisi 4- Aksiyon, 14-20 Ocak 2009.
almış komutanın (Genelkurmay Başka- itirafçılar ve ülkücü tetikçiler Çiller Özel 5- Bülent Orakoğlu, Deşifre, Timaş Yayınları.
nı’nın) yasal kurallar içerisinde kendi ta- Örgütü’nde (ÇÖÖ) biraraya getirildiler. 6- Hakan Akpınar, 28 Şubat, Ümit Yayıncılık.
sarrufudur.” Birçok operasyonda kullanıldılar. 28 Şubat 7- Doğu Perinçek, 28 Şubat ve Ordu, Kaynak
TSK’nın, MGK kararları sonrası irti- 1997 kararları “Çiller-Fethullah Hoca Özel Yayınları.
cayı, bölücü terörle aynı seviyeye çıkarttı- Örgütü”ne ağır darbeler indirdi. 8- Doğu Perinçek, Gladyo ve Ergenekon, Ge-
ğını söyleyen Oramiral Erkaya, 28 Şu- 28 Şubat’a karşı mevzilenen güçler, nişletilmiş 13. Basım, Kaynak Yayınları.

16 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


KAPAK

NTHAR EDEN DZ. YRB. AL TATAR’DAN KOMUTANLARINA

‘Hukuksuzlua
sayg göstermeyin’
UMUT ALBAYRAK oyunu oynayanlara ve bana sahip çıkmayan-
lara kırgınım.” Sevdiklerine “sizlerin başını
eğecek hiçbir şey yapmadım, başınızı dik

O
nuru için intihar eden Deniz Yar-
bay Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet tutun” diyen Dz. Yrb. Tatar, kızından da
Tatar ve ailenin avukatı Hasan derslerine iyi çalışarak, iyi yerlere gelmesini
Tatar Aydınlık Türkiye’ye konuştu. ve kendisine yapılanların hesabını sormasını
Ahmet Tatar, konuşmasına kardeşini anlata- istiyor.
rak başladı:
“Ali, beş kardeşin en küçüğüdür.
HUKUKSUZLUK SUÇÜSTÜ YAKALANDI
Yaşamımız, babamın 60’lı yıllarda Keçiören Ahmet Tatar, kardeşinin asılsız haber ve
Deniz Yarbay Ali Tatar son sırtlarına gelip yerleştiği gecekondularda iftiralar üzerine moralinin çok bozulduğunu
mektubunda komutanlarna geçti. Okurken zorlu bir süreç yaşadık. Sa- ve isyan ettiğini, bu durumu kabulleneme-
dece babamız çalışıyordu. Ali, babamızı diğini anlattı. Onur intiharında, ısrarla ‘sır
seslendi: “Hukuksuzluk sürecine perdesi’ aramaya çalışanlara, asılsız haberler
kaybettiğimizde küçük yaştaydı. Liseden
hukuk adna sayg gösterilemez. sonra Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakül- yapanlara tepki gösteren Tatar:
tesi’ni kazandı. Ekonomik zorluklara “Her şey ortada. Burada büyük bir hu-
çim buruk, bana bu oyunu kuksuzluk yaşandı ve bu hukuksuzluk suç-
rağmen dört yılda bitirdi. Oldukça başarılıy-
oynayanlara ve sahip dı. Eğitimciydi; ölçme, değerlendirme, üstü yakalandı” dedi. Tatar ailesinin avukatı
eğitim yönetimi, programlama konularında Hasan Tatar da sürecin tamamen hukuka ay-
çkmayanlara krgnm…” kırı işlediğini belirterek, asılsız iddialarla
uzmanlaştı. O arada Deniz Kuvvetleri’nin sı-
“…Yaadm bu hukuksuzluk navına başvurmuş. Sınavları başarıyla geç- ölümüne sebebiyet verenler ve asılsız haber-
tikten sonra görev yeri olan İstanbul’a gitti.” ler hakkında suç duyurusu yapacaklarını
sonucu o delie bir daha kaydetti.
girmektense mezara girmeyi BANA SAHP ÇIKMAYANLARA KIRGINIM
tercih ederim. unu bilin ki, en Eşyaları arasında, Dz. Yrb. Ali Tatar’ın CHA Ahmet Tatar’ın
onur intiharından önce yazdığı son mektubu
küçük suçu günah olmayan ben, da vardı. Beş sayfalık mektubun iki sayfası Ulusal Kanal’a çıkacağını
yaplan bu hukuksuzlua isyan ve soruşturmanın etkilenebileceği gerekçesiyle nasıl bildi?
teslim edilmezken, Tatar ailesinin not alma-
bu karanla bir nebze k sına izin verildi. Ağabeyi Ahmet Tatar, kar- Ahmet Tatar 31 Aralık’ta Ulusal
deşinin mektubunun bazı bölümlerini açıkla- Kanal’da yayınlanan Satırbaşı progra-
olabilmek için hayatma son mının konuğuydu. Programdan hemen
dı. Dz. Yrb. Tatar onur intiharının gerekçesi-
veriyorum.” ni şöyle anlatıyor: önce Cihan Haber Ajansı muhabirleri
“Ben, bana yapılan bu haksızlık ve hu- İstanbul’daki Ulusal Kanal binasına ge-
kuksuzluğu kaldıramam. Benim bu kararım lerek, Ahmet Tatar’ın binada olup ol-
belki benim durumumda olanların aydınlığa madığını sordu. Buraya kadar her şey
çıkmasına yardımcı olur. Yaşadığım bu hu- normal gibi görünüyor. Oysaki progra-
kuksuzluk sonucu o deliğe bir daha girmek- mın duyurusu yapılmamış, konuyla il-
tense mezara girmeyi tercih ederim. Şunu gili basına bilgi verilmemişti.
bilin ki, en küçük suçu günahı olmayan ben, Cihan Haber Ajansı kameraman ve
yapılan bu hukuksuzluğa isyan ve bu karan- muhabiri, “Ali Tatar burada programa
lığa bir nebze ışık olabilmek için hayatıma katıldıktan sonra bir basın açıklaması
son veriyorum”. yapacakmış doğru mu” diye sordu. Saat
Dz. Yrb. Tatar, tertibi yapanların yanı 09.54’te gerçekleşen bu olay güvenlik
sıra, komutanlarına da şöyle sesleniyor: kamerası kayıtlarına da yansıdı. Akılla-
“Hukuksuzluk sürecine hukuk adına ra ilk gelen “Bu bilgiye dinlemeyle mi
Yarbay Ali Tatar kzyla birlikte saygı gösterilemez. İçim buruk, bana bu ulaşıldı?” sorusu oldu.

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 17


KAPAK

AKTÖRLER DE OLAYLAR DA AYNI…

Polise askeri silah yetkisi


Yugoslavya’y parçalad
Yugoslavya’nn en önemli fabrikalar TEOMAN ALL- Üsküp cağı gibi aynı zamanda bir resim galerisi
yabanc ortaklara açld. olan küçük şirin bir kıraathane. Kahve’de
iplomatik dille Balkanizasyon öğrencilik yıllarımda evinde kaldığım Aki
Yugoslavya’daki içi hareketi yllar
boyunca sürdü ancak sendikalar
içinde etnisiteye göre ayr
D olarak geçen Yugoslavlaşma sü-
reci aslında parçalanma söz-
cüğünü söylemeye dili varma-
yanların kullandığı bir terim. Aydınlık
(Hakki) amca ve arkadaşlarını buldum.
Endişe içindeler ve resim çekilmesini iste-
miyorlardı. Aki amcaya durumu özetle-
dim. Eskiden sendikacı olan Aki amca
örgütlenmeler yaplyordu. Bu, içi dergisi 1990’lı yılların başından itibaren Türk televizyonlarını seyrettiğini işçilere
Yugoslavya’nın parçalanmasına karşı yapılan zulümden çok etkilendiğini söyle-
hareketinin baarsn engelledi… durdu. Aydınlık grubu o dönem çıkarttığı di. Özelleştirme dediğimde Aki amca
Polise askeri silah alma yetkisi 2000’e doğru dergisinde Yugoslavya’nın Türkçenin güzelliğini kullandı ve özel-
parçalanmasından çok önce ABD’nin leştirme kelimesinden özeli çıkar geriye
verildi. ABD ve srail bolca silah Irak’ın kuzeyinde kurmak istediği yapıyı, leştirme kalır aslında leşleştirme kalır
salad. Polisin içinde çalan faist ABD Dışişleri Bakanı Taft’ın adını dedi. Yugoslavya’da özelleştirmelerin
taşıyan Taft projesiyle kapağa taşınmıştı. rolü büyük olmuş. Tito’nun özyönetim
Arkan ve ekibi açkça Gladyo ABD’nin saldırgan politikası SSCB’nin sistemi işçilerin çalıştıkları fabrikaların sa-
balantl operasyonlarla çökmesinin ardından Varşova Paktı’na hibi olması prensibine dayanıyordu.
bağlı olmayan tam tersine Pakt’a karşı çı- Ancak Tito’nun ölümüyle birlikte özyöne-
Yugoslavya’nn en güçlü grubu oldu. karak SSCB’yi de emperyalist bir devlet timcilerin geri dönüş olarak tanımladığı
olarak gören Yugoslavya üzerine yoğun- fabrikaların işçi kontrolünden alınıp tama-
laştı. Bugün Türkiye’de Büyükelçilik gö- men devlet kontrolüne verilmesi süreci
revleri yapan Edelman ve Jeffrey gibi yaşandı. Bu süreçte fabrikalar devlet eline
isimler ile ABD dış politikasına kumanda geçti ve Ante Markovic Yugoslavya’nın
eden Holbrooke Yugoslavya’nın parça- en önemli fabrikalarını, Slovenya’daki
lanma sürecinde Hırvatistan, Bosna ve beyaz eşya devi Gorenje’yi, Makedon-
Kosova’da aktif görevler üstlendiler. ya’nın dev demir çelik fabrikası Jeleza-
Yugoslavya, Tito’nun deyimiyle ra’yı yabancı ortaklıklara açtı. Markovic
“Ancak bağımsız olursa yaşayabile- açıkça pazar ekonomisine geçildiğini ilan
cek” bir ülkeydi ve Tito bu sözü 1961 ediyor ve fabrikalarda çalışan isçilerin sa-
yılında Belgrad’da toplanan Bağlantı- yısının ihtiyacın fazlası olduğunu öne sü-
sızlar Hareketi toplantısında söyle- rüyordu. Markovic yönetimi 1985’ten
mişti. Gerçekten de Yugoslavya sonra sendikaların bütün direnişine
bağımsız duruşu sayesinde rağmen isçileri işten çıkarmaya ve devlet
SSCB’nin çöküşüyle birlikte yok eline geçen fabrikaları özel sektöre açma-
olan sosyalist rejimler gibi değil, 12 ya başladı. Bu süreçte isçilere maaşlarının
yıl süren direniş ve iç savaşlarla yarısı karşılığında çeşitli kamu kuruluşla-
parçalanabilmişti. Bu süreçte rında çalışma hakkı verildi.
bugün Türkiye’de tartışılan polise
askeri silah yetkisi verilmesinin ve SENDKALAR BÖLÜNDÜ
özelleştirmelerin önemli rolü oldu. Tabi isçilere yapılan teklif hemen red-
dedildi. Tito döneminde çalıştıkları fabri-
ÖZELLETRMELER kaların sahibi olan işçiler bir anda yük
Galeri kahvesi daha çok Türkle- olarak görülmeye başlandı. Grevler süre-
rin, Türk sosyalistlerin çıktığı bir cine girildi. Tam bu noktada grevlerin
kahve. Çarşının ortasında bir ara sokak neden başarıya ulaşmadığı sorusu günde-
içinde yer alan ve adından da anlaşıla- me geliyor. Yugoslavya’daki işçi hareke-

18 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


Kzlyldz taraftarlarnn talyan Lazio
ile yapt maç srasnda açt
“Arkan bütün kaplanlarn onurudur”
yazl pankart.
Arkan ilk büyük eylemini
Hrvatistan’daki Dinamo Zagreb-
Kzlyldz maçnda yapt.
Maçn bir bölümünde Kzlyldz
taraftarlar Dinamo taraftarlarna
saldrd. Polis de kendi evinde olan
Dinamo taraftarlarn hedef ald.
Bu maç Yugoslavya’daki bölünmenin
miladi olarak kabul ediliyor.
Çünkü Srp-Hrvat gerilimi
ilk kez ete kemie bürünüyordu.

ti yıllar boyunca sürdü ancak hareketin et-


kisini kırma görevi Almanya ve ABD’nin bir Sırp. Kısa zamanda derin bağlantılar çında yaptı. Maça tribün lideri olarak
elindeydi. Makedonya’daki bira fabrikası kurarak Yugoslavya’nın en vahşi parami- giden Arkan’ın taraftar grubu arasında si-
Pivara’yı satın alan Coca Cola kendine liter grubu olan Tigri’yi (Kaplanlar) lahlı kişiler de vardı. Bu kişiler polisle
yakın bir sendika kurup, demokratik yapı- kurdu. Bu grup iki kesimden oluşuyordu, olan sıkı bağlantı sayesinde stada rahatça
lanma adı altında etnik ayrımcılığı kışkırt- polis ve fanatik Kızılyıldız taraftarları. girmişti. Maçın bir bölümünde Kızılyıldız
tı. Sendika içinde Makedon ve Arnavut is- Yugoslavya parçalanma sürecini yaşarken taraftarları Dinamo taraftarlarına saldırdı.
çiler bölgelerine göre ayrıldı. Almanya’da ilk büyük çatışmalar Sırplar ve Hırvatlar Polis de kendi evinde olan Dinamo taraf-
ise Gencher yönetimi Hırvat ve Sloven arasında yaşanmıştı. İlk dönemde bir tarlarını hedef aldı. Bu maç bölünmenin
isçi önderlerini Almanya’ya davet ederek albay olan Nebojsa Pavkovic ile eski bir miladi olarak kabul ediliyor. Çünkü Sırp-
Sırp ve Boşnak isçilerden ayrı örgütlen- asker ve ülkenin en önemli gazetesinin Hırvat gerilimi ilk kez ete kemiğe bürü-
meleri gerektiği yönünde propaganda strateji yazarı olan Bosko Perosovic bir nüyordu ve faşist Arkan doğuyordu.
yaptı. Propagandanın temelinde Hırvatis- savunma doktrini hazırlamıştı. Arkan kısa zamanda güçlendi. Hırvatlarla
tan ve Slovenya’nın Yugoslavya sanayisi- Sosyalist bir devlet olan Yugoslav- savaştı ama esas katliamlarını Bosna ve
nin merkezi olduğu ve iş yükünün esas ya’nın Ordusu da Jugoslavenska Narodna Kosova’da yaptı. Arkan Sırp polisinin
olarak bu bölgelerde yasayan isçilerin Armija yani Yugoslav Halk Ordusu adını gizli lideri gibi çalışıyordu.
üzerinde bulunduğu tezi vardı. Kısa za- taşıyordu. Buna bağlı olarak Pavkovic-
manda sendikalar etnik temelli bölünme- Perosovic ikilisi halka dayalı bir savunma POLSE ASKER SLAH YETKS
ler yaşadı ve işçi mücadelesinde kakofoni planı hazırlamış ve halkı örgütleyen bir O dönemde polise askeri silah alma
dönemine geçildi. sistem üzerinde çalışmaya başlamıştı. yetkisi verildi. ABD ve İsrail bolca silah
Ancak Milosevic yönetimi onların siste- sağladı. Bu silahlar kısa zamanda Sırp
YUGOSLAV HALK ORDUSU BTNCE minden çok Sırp milliyetçisi Vojislav Se- toplum polisi ve terörle mücadele polis
Yugoslavya’da en dikkat çeken ve en sel’le anlaşarak paramiliter kontrterör birimlerinin eline geçti. Arkan ve ekibi
acı veren sivil ölümleri ve sistemli katli- ekipleri oluşturmayı tercih etmişti. Pero- açıkça Gladyo bağlantılı operasyonlarla
amlardı. Bu katliamların sorumluları hâlâ sovic bir süre sonra öldürüldü. Paramiliter Yugoslavya’nın en güçlü grubu oldu.
bulunamıyor. Bosnalı Sırp Karadzic yıllar güçler kuvvetlendi. Bu güçler özellikle ABD bir yandan Arkan’ı silahla beslerken
sonra yakalandı ama esas katil Mladic polis içinde örgütlendiler. Tam bu nokta- zulüm altındaki Boşnak ve Arnavutları da
hâlâ ortada yok. Ancak bu ikisinin de öte- da Arkan ismi parladı. Arkan tam aranan kışkırttı. Arkan’ın vahşi katliamları bitene
sinde bir katil var ki onun yaptıkları ve adamdı. Yugoslav toplum polisi ve terör- kadar ABD ve batı olayları seyretmekle
yaptıklarını yaparken yaşadığı süreç tüy- le mücadele birimi içinde önemli bağlan- yetindi. Ta ki Arkan Yugoslav Askeri İs-
ler ürpertiyor. Babası bir polis olan ve tıları vardı üstelik Kızılyıldız taraftarları- tihbaratı tarafından kendi oteli önünde sol
kendisi de polis içinde gizli görevler alan nı kontrolü altında tutabiliyordu. gözünden vurularak öldürülene dek.
Jelko Raznatovic ya da bilinen adıyla Ar- Arkan öldü ama paramiliter güçler özel-
kan’dan bahsedeceğiz. Arkan Kızılyıldız LK BÜYÜK EYLEM MAÇ likle silahlanan polis birimlerinde örgütle-
takımının stadyumunun yanında pastane Arkan ilk büyük eylemini Hırvatis- nerek Yugoslavya’nın parçalanmasında
işleten ama esas görevi polislik olan genç tan’daki Dinamo Zagreb- Kızılyıldız ma- en önemli rolü oynadı.

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 19


TÜRKİYE

POLS EFLER: BULUNAN CD’LER PARAFLATTIK

Mahkeme saptad: 4 CD
çi Partisi’nden çkmad
İ
şçi Partisi Genel Merkezi’nden ele ya çıktı. 28 Aralık günü, CD’lerin fotoğ-
geçirildiği iddia edilen, ancak arama rafları çekilerek dava dosyasına kondu.
tutanaklarında yer almayan dört
CD’nin dosyaya sonradan eklendiği, “TERTP CD’LER SONRADAN THAL
mahkeme tarafından saptandı. EDLM”
İşçi Partisi’ndeki aramaya katılan Söz konusu dört CD, tertip malzeme-
polis yetkilileri, verdikleri ifadede CD’le- lerinin yerleştirildiği CD’lerdi. İçerinde
rin üzerinde Av. Mehmet Cengiz ve Av. Yargıtay krokisi, E. Org. Yaşar Büyüka-
Nusret Senem’in parafının bulunduğunu nıt’ın gezi programı ve İzmir NATO tesi-
iddia etmişlerdi. sinin planlarının bulunduğu öne sürülü-
İşçi Partililerin müdafiilerinden Av.
yordu. İşçi Partisi Genel Sekreteri Av.
Mehmet Cengiz ve Av. Hasan Basri
Nusret Senem ve Basın Bürosu Başkanı
Özbey, Mahkeme’den CD’lerin derhal
Hikmet Çiçek, bu düzmece CD’lere da-
getirtilip duruşmada tespit edilmesini,
CD’lerde iddia edildiği gibi imzalarının yanılarak suçlanıyorlardı.
bulunması halinde tüm iddiaları kabul İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı
edeceklerini belirttiler. Bunun üzerine Er- Av. Mehmet Cengiz, 29 Aralık’taki duruş-
genekon davasına bakan İstanbul 13. mada söz alarak, “Üzerlerinde parafımız
Ağır Ceza Mahkemesi, CD’leri adli ema- olmadığına göre, bugün ayan beyan ortaya
netten getirtti. CD’lerin üzerinde Genel çıkmıştır ki, bu CD’ler dosyaya sonradan
Merkez’deki aramanın ilerleyen aşamala- ithal edilmiştir” dedi. Av. Mehmet Cengiz,
rında refakat eden Av. Mehmet Cengiz ve Doğu Perinçek, Nusret Senem ve Hikmet
Nusret Senem’in parafının olmadığı orta- Çiçek için tahliye talep etti.

çi Partisi’ndeki aramaya katlan


polisler, tutanaklarda yer
almayan 4 CD’nin üzerinde, Av.
Mehmet Cengiz ve Av. Nusret
Senem’in imzalarnn bulunduunu
iddia etmilerdi. CD’ler adli
emanetten mahkemeye getirtildi,
üzerlerinde herhangi birinin
imzasnn olmad anlald.
CD’lerin fotoraflar çekilerek
dava dosyasna eklendi. Söz
konusu dört CD, içinde tertip
Av. Mehmet Cengiz ve Av. Hasan Basri Özbey. “CD’lerin dosyaya sonradan ithal edildii ortaya çkmtr.”
malzemelerinin yer ald çi Partisi’ndeki aramada bini akn CD’ye el konmutu. P, bir tek tutanaklarda olmayan 4 CD’yi kabul et-
CD’lerdi… memiti.

20 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


HAVA KUVVETLER: KARARGÂH EVLER’YLE
USİAD’da tahliye kokteyli
LGL BAKA BELGE YOK
Öte yandan, Hava Kuvvetleri Komu-
Ulusal Sanayici
tanlığı’nın “Karargâh evleri” hakkındaki
ve İşadamları Der-
cevap yazısı da 29 Aralık günü dava dos-
neği (USİAD),
yasına girdi. Hava Kuvvetleri Komutanlı-
Genel Sekreteri
ğı, MİT’in mahkemeye de gönderdiği
Birol Başaran’ın 25
rapor dışında “Karargâh evleri”ne ilişkin
Aralık’ta tahliye
başka bir belgeye sahip olmadığını bildir-
edilmesi dolayısıyla
di.
kokteyl düzenledi.
MİT’in 18 Kasım günü mahkemeye
30 Aralık’ta
gönderdiği raporda, Karargâh evleriyle il-
USİAD Genel Mer-
gili bilgilerin ham ve teyit edilmemiş ol-
Birol Baaran (solda). kezi’nde düzenle-
duğu, hakkında geriye dönük incele yapıl-
nen kokteyle der-
madığı ve iddia edilen örgütlerle bağlantı-
nek üyelerinin yanı
sı hakkında MİT’te bilgi bulunmadığı be-
sıra Eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu da katıldı.
lirtiliyordu. Yazıda, teyit edilmemiş ham
USİAD Başkanı Fevzi Durgun, Birol Başaran’ın 18 ay tutuklu kaldıktan sonra çık-
bilgilerle hazırlanan dosyanın, 2007 yılın-
tığı ilk mahkemede tahliye edildiğini vurgulayarak, “Şu an tutuklu olan diğer yurt-
da Genelkurmay Başkanı’na ve Başba-
sever, ulusalcı, ülkesinden başka bir çıkar düşünmeyen insanların da en kısa zaman-
kan’a MİT Müsteşarı tarafından ‘elden
da özgürlüklerine kavuşmalarını diliyoruz” dedi.
sunulduğu’ kaydedilmişti.

İP, Savcı Öz’ü resmi evrakta sahtecilikten HSYK’ya şikâyet etti


İşçi Partisi, Ergenekon Savcısı Zeke- Anadolu’ sıfatıyla aldığı ifadeye kasten lı oturumda verdiği ifadesinde, Zekeriya
riya Öz’ü, davanın kapalı yapılan duruş- yanlış tarih koyarak gerçeği çarpıtmış, Öz’ün kendisini “Gizli tanık olmazsan
masında ortaya çıkan yeni suçları nede- resmi evrakta sahtecilik suçunu işlemiş- 35 yıl yatarsın” diye tehdit ettiğini itiraf
niyle HSYK’ya şikâyet etti. 25 Aralık’ta tir. Yargılanmakta olan sanığın ek ifade- etmişti.
başvuruyu yapan İşçi Partisi Genel Baş- sini almakla mahkemenin yetkisine teca-
kan Yardımcısı Av. Hasan Basri Özbey, vüz etmiştir.” SAYIN’IN AVUKATI: BANA HTYACI YOK,
şunları söyledi: Savcı Zekeriya Öz hakkında yüzü SAVCILAR ONA YETER
“Savcı Zekeriya Öz, tutuklu sanık aşkın şikâyet olduğunu hatırlatan Özbey, Öte yandan, Ümit Sayın’ın avukatı
Ümit Sayın’ı yalan beyanlara zorlamış, Öz’ün tedbirli olarak işten el çektirilmesi Mehmet Aytekin, 28 Aralık’taki duruşma-
baskı ve tehditle ifade almıştır. Ümit Sa- ve meslekten ihraç edilmesi gerektiğini da müvekkilinin nasıl gizli tanık yapıldığı-
yın’ın beyanlarını tutanağa tahrif ederek belirtti. nı açıklayarak, Sayın’ı savunma görevin-
yazdırmış, Ümit Sayın’dan ‘Gizli Tanık Ümit Sayın, 7 Aralık’ta yapılan kapa- den istifa ettiğini açıkladı. Av. Aytekin,
“hukuki ayıba ortak olmamak için” istifa
ettiğini belirterek, Sayın’ın gizli tanık ya-
pılma sürecini şöyle anlattı:
“Avukatlığını üstlendiğim Ümit Sayın,
Mayıs 2008’de Beşiktaş adliyesine götürü-
lerek, benim haberim olmadan ifade ver-
miştir. Bir yakınım aracılığıyla bunu duy-
duğumda Silivri Adliyesi’ndeydim. Avu-
kat arkadaşım Gönenç Laçin’den Beşiktaş
Adliyesi’ne giderek ifadeye girmesini iste-
dim. Savcı Öz, ‘zaten işimiz bitti’ diyerek
Laçin’i içeri almamış. Arkadaşım içeri gir-
mek istediğinde ise Savcı Öz’ün korumala-
rı tarafından engellenmiş. Ertesi gün mü-
vekkilimle görüştüm. Bana yarım sayfalık
bir ifade tutanağı gösterdi. Sıra dışı bir
ifade değildi. 7 Aralık’ta yapılan kapalı
oturumda, gizli tanık Anadolu olduğunu
itiraf edince, o gün başka bir ifade verdiği-
ni anladım. Ümit Sayın’ın artık avukata ih-
tiyacı yok. Savcılar ona yeter. Hukuki
çi Partisi, Ergenekon Savcs Zekeriya Öz’ü, HSYK’ya ikâyet etti. “Yarglanmakta olan sann ek ifade- ayıba ortak olmamak için Sayın’ın avukat-
sini almakla mahkemenin yetkisine tecavüz etmitir.” lığından istifa ediyorum.”

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 21


TÜRKİYE

HÂKM ÖZESE’Y RET TALEBNN 6 GEREKÇES

Perinçek: Cüppe giymekle


hâkim olunmaz!
şçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perin- ZULMEDEN HÂKM OLMAZ

İ çek, Ergenekon davasının 29 Ara-


lık’ta yapılan 129. duruşmasında
Hasan Hüseyin Özese hakkında reddi
hâkim talebinde bulundu. Perinçek, üye
Ben İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu
Perinçek. İşçi Partisi Genel Başkanı diyo-
rum; işte örgüt, işte başkan! Burada, ol-
mayan örgütü arıyorsunuz.
hâkim Özese’yi reddetme nedenlerini altı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na
maddede açıkladı. İşçi Partisi hakkında üç defa dosya yol-
Perinçek’in ardından söz alan İP landı. Ne oldu?
Genel Başkan Yardımcısı Ferit İlsever, Ankara’da Türkiye Cumhuriyeti hu-
Türk yargsnn egemenlik alan Genel Sekreteri Av. Nusret Senem, Basın kuku var. Ankara’da Türk yargısı var.
Bürosu Başkanı Hikmet Çiçek ve parti Ankara’da Türk yargısı, AKP’nin Cum-
dnda spor mahkemeleri üyesi Aydın Gergin de Perinçek’in talebi- huriyet yıkıcılığının odağı haline geldiği-
kurulmutur. Buras, Türk ne katıldıklarını söylediler. Ferit İlsever, ni saptıyor. O Cumhuriyet hukuku, İşçi
“özellikle son bir kaç gün içinde yaşadı- Partisi’nin yasallığını sürekli doğruluyor.
ordusunu ypratmak, savaamaz ğımız TSK’ya yönelik ABD merkezli ter- Hiç kimse cübbe giymekle hâkim
hale getirmek için, Diyarbakr’ tip karşısında, Sayın Doğu Perinçek’e olmaz! Zulmeden hâkim olmaz. Zulme-
aynen katılıyorum. Mahkemenizin bunu den bazı yargıçlar, Oval Ofis’in emriyle
BOP içinde ‘Kürdistan’a merkez karar altına alması, tertibe verilecek en bu kovuşturmayı yürütmektedirler.
yapmak için kurulmu özel iyi yanıt olacaktır diye düşünüyorum” Hâkim Hasan Hüseyin Özese ile ilgili ret
mahkemedir. Bunlar yapanlar dedi. dilekçemi sunuyorum.
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün,
yarglanacaklar! Türk yargsnda duruşmaya verilen aranın ardından, tale- TE CUMHURYET YARGISI!
yarglanacaklar, böyle spor bin reddedildiğini açıkladı. 8 Aralık’taki oturumda Hasan Hüse-
Perinçek’in konuşmasından bir özet yin Özese, Danıştay katili Osman Yıldı-
mahkemelerinde deil! sunuyoruz. rım’a tam 36 kez “Osman Bey” diyor.

Ergenekon savcs Zekeriya Öz (solda) ve üye hâkim Hasan Hüseyin Özese


(soldan ikinci). “Akl edemedii yerde hâkim Osman’a akl veriyor. Hâkim
yardm edemez.”

22 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


Maskeli balo mu var? Bir o maskeyi takacaz,
bir dierini! Hepimiz bir figüran olacaz.
Kabul edilebilir mi?
Bunu düzelteceksiniz! Ben size dedim;
ayrmazsanz bu davalar,
benim iskemlemi yarglarsnz!

Dou Perinçek. “Ben buradan aslanlar gibi çkacam. Hakikatle savaanlar, hakikatin altnda kalacaktr.”

Oval Ofis’ten böyle buyrulunca, Danıştay ğini düşünerek Hâkim Özese’yi uyarmak gördüğünde o iddianameyi geri yollar.
katili “Osman Bey” oluyor. durumunda kaldık. Uyarının etkili olması Tertip burada başlamıştır. Bazı hâkimler,
Şu dikkatinizi çekmiyor mu? Ankara için salonu terk ettik. Israrla “bey” deme- tertibe daha orada dahil olmuştur.
11. Ağır Ceza Mahkemesi tutanaklarına ye devam etti. Bu Türk yargısına karşı bir Neden Danıştay getirilip bu davanın
bakıyoruz. Yargıcı, Danıştay katiline psikolojik savaştır; “Ben sizin yargıcınızı içine atıldı? Danıştay katilleri kurtarılsın
Osman Bey diyor mu? Demiyor, demez! öldüren adamı bey yaparım, arkamda diye. Ben size dedim; ayırmazsanız bu da-
Çünkü Türk yargıcı! Amerika var, AKP var…” vaları, benim iskemlemi yargılarsınız!
Ankara 13. Asliye Ceza’da Ata- AKP’nin gücü mü var? Yıkılıyorlar, Getireceksiniz Türk yargısına karşı işle-
türk’ümüze küfrettiği için yargılanıyor. yıkılacaklar! Onlara güvenen, onlara yas- nen cinayetin faillerini, atacaksınız yurt-
Başkanı, “Osman Bey” diyor mu? lananları uyarıyorum. Onlara güvenip severlerin arasına. Bunu asla kabul ettire-
Demez, çünkü o Cumhuriyet yargıcı! zulmedenler, bunları yapanlar yargılana- mezsiniz!
Erzurum 1. Asliye Ceza Mahkemesi caklar! Türk yargısında yargılanacaklar.
tutanaklarına bakıyoruz. Hâkim, kardeşi- Böyle spor salonlarında, spor mahkeme- HÂKM YARDIM EDEMEZ!
nin kızına fuhuş yaptırmaktan yargılanan lerinde değil. İkinci ret nedenim: Sorguda yardım
kişiye “Osman Bey” diyor mu? Burası özel bir mahkemedir. Türk yar- ediliyor. Hâkim yardım edemez. Hakikati
Manisa Ağır Ceza Mahkemesi tuta- gısının egemenlik alanı dışında spor mah- arar. Herkes okudu tutanaklardan. Osman
naklarına bakıyoruz. Ablasını öldürmek- kemeleri kurulmuştur. Türk ordusunu Yıldırım cevap veremiyor. Hâkim Özese,
ten yargılanan birine mahkeme, “Bey” yıpratmak için, savaşamaz hale getirmek “arabanın içinde telefonda konuşuyordun
diyor mu? İşte Türk yargısı bu! için, Diyarbakır’ı BOP içinde Kürdistan’a değil mi?” diye yardım ediyor.
Burada iftiharla “kumarhane işletiyo- merkez yapmak için kurulmuş özel mah- Akıl edemediği yerde hâkim Osman’a
rum, suç işledim” diye anlatan kişiye kemedir. Bu özel mahkemede kasıtlı, bi- akıl veriyor.
Osman Bey diyen başka bir tane Türk hâ- linçli yer alan hâkim Özese’yi reddediyo-
rum. OSMAN YILDIRIM’A CESARET AISI
kimi gösterebiliyor musunuz?
Alpaslan Aslan burada günlerce sor- Üçüncüsü; cesaret aşısı yapılıyor.
YANLI, DDANAMENN KABULÜYLE Hâkim diyor ki, “Osman Bey sıkı dur.”
gulandı. O “bey” değildi, Osman Yıldırım
nasıl ‘bey’ oldu? Amerika ‘bey’ yaptı BALADI Osman Yıldırım’ın gizli tanık olduğu
onu, gizli örgüt ‘bey’ yaptı! Ankara’daki katil Silivri’de ‘bey’ ol- mahkeme tarafından ortaya çıkarıldı.
muştur. Bu yanlış nereden başlıyor? İd- Zaten biliniyordu. Gizliliği kalmamış.
TÜRK YARGISINDA YARGILANACAKLAR dianamenin kabulünden… Bir tertip var Gizli tanık yasasının amacı ne? Gizli tanı-
Yargıç eline kalemi almış; beni, ‘Si- burada. Özel mahkeme diyoruz. Kanıtla- ğı vurmasınlar, kırmasınlar, başına bir iş
livri mahkemesine ne yazacağım’ diye yacağım bunu, dava dosyasından kanıtla- gelmesin… Gizliliği kalmayınca, devlet
dinliyor. Hukuku uygulayalım diye bir yacağım. onu başka türlü koruyacak.
derdi yok! Doğu Perinçek orada da haklı İddianamede ne var? Danıştay basıl- Siz onu tanık ve sanık olarak sorgula-
çıkar merak etmeyin. Spor salonu değil mış, maktul Mustafa Yücel Özbilgin. madığınızda hakikati gizliyorsunuz de-
orası! Silivri’de Türk yargıcı göreceksi- Mahkeme der ki; “Bu konuda Ankara’da mektir.
niz! bir dava görülmektedir” ve iddianameyi Burası tiyatro yeri değil. Gizli tanık
Birkaç kez “Osman Bey” diye hitap geri gönderir. ifadesinde bombaları Veli Küçük’ten
etmesinden sonra, dikkatsizlik olabilece- En ilkel hukukçu bile birinci sayfayı aldım diyor, sanık ifadesinde Muzaffer

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 23


Tekin’den aldım diyor. Aynı adam olunca 1991’de seçim olmuş. PKK’nın adayı
başka, farklı adamlar olunca başka… Sizler PKK yöneticisi olabilirsiniz, ben iki bin oy almış, İşçi Partisi’nin adayı bin
Şimdi siz, Osman Yıldırım ile “gizli tanık olmam! Benim 40 yllk örgütlü 700 küsur oy almış. Orada PKK’yla mü-
9”un farklı kimseler olduğu yalanını bir cadele eden, didişen bir tek İşçi Partisi
yargı uygulaması haline getirirseniz, bu- mücadelem, devrimci ideolojim var. var! Bunun için Gladyo on yöneticimizi
rası bir yargı salonu olmaktan çıkar bir ti- Sizler PKK’ya ehit verdiniz mi? Ordu, katletti. Oraları PKK’ye açmak için. Apo
yatro salonuna dönüşür. söyledi, “Doğu Perinçek ayağımızın altın-
Maskeli balo mu var? Bir o maskeyi
polis ehit vermeden önce ben
dan halkı çekiyor” dedi. CIA işte bunun
takacağız, bir diğerini. Hepimiz bir figü- verdim. Partimin bölgedeki liderleri için beni hedef alıyor. Türkiye bölünsün
ran olacağız. Kabul edilebilir mi? diye. Onlar bölüyor, biz birleştiriyoruz.
Hatta gizli tanık demeyeceksin, soru
katledildi. Eer birisinin PKK’yla
Burada duruşmalar başlarken PKK
soramayacaksın… ilikisi sorgulanacaksa kim o? Bu geldi. Kimi lanetledi? Doğu Perinçek’i.
Bunu düzelteceksiniz! Bugün PKK kimi destekliyor? Bu so-
soruturmay yürütenler!
ruşturmayı yürütenleri, AKP’yi destekle-
“ELERMZ, ÇOCUKLARIMIZI DNLEDLER”
ÖZESE’NN PSKOLOJK SAVA SORUSU miyor mu? Meclis kürsüsünde, orada bu-
Dördüncü ret sebebim, ben ve Ferit İl- rada “Ergenekon davasını destekliyorum,
sever hapishanedeyken evlerimizin tele- Beşinci ret nedenim… İkinci ve üçün-
cü iddianamelerin birleştirildiği davada, 7 bunlar yargılansın” demiyor mu? Eğer bi-
fonlarını dinleme kararını imzalıyor. Ge-
Kasım’da Hâkim Özese Albay Hasan Atil- risinin PKK’yla ilişkisi sorgulanacaksa
rekçe ne? “Terör suçunu önlemek.” Ha-
la Uğur’a çapraz sorguda soruyor, “Siz kim o? Bu soruşturmayı yürütenler!
pisteki adamın terör suçu işleme ihtimali
Abdullah Öcalan’ı sorguladınız. Doğu Pe- Bu sebeple de reddediyorum!
var mı? Ama görevli…
Usul kanunu, soruşturmada görev alan rinçek’in PKK’nın kurucusu olduğu konu- BENM ADIM YARGILANIYOR
bir yargıç kovuşturmada görev alamaz sunda bir şey söyledi mi? Genelkurmay ar- Altıncı ret sebebim, ABD’nin açtığı
diyor. Bu bile tek başına yeter Özese’yi şivinde bununla ilgili belge var mı?” soruşturmada bilerek görev alıyor. Siz de
reddetmeme. Ben size iki tane kesin hüküm verdim. görev alıyorsunuz ama o kasıtlı. Burada
Nasıl kabul ediyorsunuz yanınızda Birincisi Ankara 1 No.lu DGM’nin kararı. öznellik var. Vicdanına güvenen bu bas-
oturmasını Sayın Başkan? Sizin hiç yetki- Yalan olduğunu saptamış! Bu hükmü mah- kılardan tınmaz. Ama görevli olunca
niz yok mu? kemeniz getirtmiş; dava dosyasına girmiş. başka…
Doğu Perinçek’in, Ferit İlsever’in ev- Türk yargısının, Cumhuriyet yargısının Bir husumet duygusu ve kin içinde ol-
lerinde kim var? Eşleri, çocukları. Onları kesin hükmü! duğu için reddediyorum. Burada benim
dinliyor! Bu kadar kanunsuzluğa bir yar- Bir değil, iki kesin hüküm var. İkinci ismim, Doğu Perinçek adı yargılanıyor!
gıç alet olabilir mi? Sonra da ‘seni yargı- belge; Ankara Asliye Ceza Mahkemesi Neyim var benim? Hakkımda bir tane
layacağım’ diye karşımızda oturabilir mi? Sami Demirkıran’ı yargılamış ve iftira su- delil gösteremezsiniz. Çöplükten delil
Bu nedenle de reddediyorum. çundan mahkûm etmiş. Sami Demirkıran toplanmaz!
bu iftirayı attığı için 1 yıl 3 ay hapse mah- Hakikatle savaşanlar, hakikatin altında
kûm oldu. Aynı iftirayı bir hâkim nasıl ata- kalacaktır. Ben buradan aslanlar gibi çı-
bilir? kacağım. İnadınız kırılacak! Kırılacak o
Sami Demirkıran yaptığında 1 yıl 3 ay inat!
hapis alacak, hâkim yaptığı zaman kürsü Burada “Allah’ın askerleri” diye nara-
de mi oturacak?! lar atılacak, Danıştay gazisi “Bey” olacak,
Bunlar da mı yetmiyor? Mahkemeniz biz de buna alet olacağız! Reddediyorum!
Milli Savunma Bakanlığı’na yazı yazdı.
Bu PKK ile ilgili ders notu suçlamasının BUNUN HESABINI VEREMEZSNZ!
da doğru olmadığını bildirdiler. Şimdi bir Hâkimlerin uygulamaları ortada Sayın
daha sunuyorum. Başkanım. Ne açıklaması yapacaklar?
Peki, bunları bile bile Hasan Hüseyin Hangi operasyonda görev yürütülüyor?
Özese niye Albay Atilla Uğur’a o soruyu ABD’nin Türkiye’ye karşı yürüttüğü ope-
soruyor? Psikolojik savaş bu! rasyonda. Herkes bunu tespit ediyor ve
görüyor. Aydınlık Nisan 2001’de, Tuncay
PKK’YLA DDEN BR TEK Ç PARTS Güney’in ifadesi ilk alındığında şunu gör-
VAR! müş, operasyonu tespit etmiş ve yazmış:
Sizler PKK yöneticisi olabilirsiniz, Endonezya Ordusu modeli!
ben olmam! Benim 40 yıllık örgütlü mü- Doğu Timur, Endonezya’dan nasıl ko-
cadelem, devrimci ideolojim var. Türk so- partıldı? Önce Ordusu’na harekât yapıldı,
lunu ezmesi için kuruldu PKK. Sizler yıpratıldı… Sonra parçaladılar…
PKK’ya şehit verdiniz mi? Ben verdim. Her üç hâkimi de uyarıyorum. Bunun
En ilkel hukukçu bile birinci sayfay gördüünde o id- Partimin bölgedeki liderleri PKK tarafın- hesabını veremezsiniz! Türk yargıcıysa-
dianameyi geri yollar. Der ki; “Bu konuda Ankara’da dan katledildi. Ordu, polis şehit vermeden nız sizden yurtseverlik, adalet, hukuk
bir dava görülmektedir.” Tertip burada balamtr. önce ben verdim. Kamyonlardaki Aydın- beklenir!
lık’ları yaktı PKK! Hasan Hüseyin Özese’yi reddediyorum!

24 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


TÜRKİYE

YARGITAY ÜYE SEÇM YAPILAMIYOR, KARARNAME ÇIKMIYOR

Adalet Bakan Müstear


göndermiyor, HSYK toplanamyor
A
KP Hükümeti’nin Hâkimler ve Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kah-
Savcılar Yüksek Kurulu’nu raman, Bakan Sadullah Ergin’in talima-
(HSYK) kilitlemesi nedeniyle tıyla toplantılara katılmıyor. HSYK Ka-
boş olan 33 Yargıtay üyeliği için nunu’na göre, Kurul’da yedeği olmayan
seçim yapılamıyor. Yargıtay Kanunu’na Müsteşar toplantıya katılmayınca Kurul
göre, boş olan üyelik sayısı en çok 10’u toplanamıyor ve karar alamıyor.
bulunca, en geç iki ay içinde seçim yapı- 29 Aralık günü Anadolu Ajansı’na ko-
laması zorunlu. Ancak yasaya aykırı bi- nuşan Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker,
çimde, beş ay geçtiği halde seçim yapıla- yasal zorunluluk olmasına rağmen boş
madı. HSYK’nın yaz kararnamesinin ar- üyeliklere seçim yapılamadığını belirte-
Yasaya göre en geç iki ay içinde dından Temmuz ya da Ağustos aylarında rek, boş üyeliklere seçim yapılmadıktan
yaplmas zorunlu olan Yargtay boş olan Yargıtay ve Danıştay üyelikleri- sonra müzakerelerin yapılamayacağını, iş
nin seçimini yapması bekleniyordu. yükünün devam edeceğini söyledi.
üyelikleri seçimi be ay Ancak AKP’nin yaz kararnamesi süreci-
ne müdahalesi nedeniyle seçim gündemi GÜZ KARARNAMES DE ÇIKMADI
geçmesine ramen yaplmad. Yargıtay üyelikleri seçimi yapılama-
yeni yasama dönemine kaldı. HSYK sa-
Seçim yaplamadndan Güz dece boş olan üç Danıştay üyeliğine 8 dığı için her yılın Ekim ayında çıkan güz
Aralık günü seçim yapabildi. kararnamesi de gündeme gelmedi. Adalet
Kararnamesi de gündeme Bakanlığı Personel Genel Müdürlü-
gelmedi. Çünkü Adalet Bakanl MÜSTEAR, BAKANIN TALMATIYLA ğü’nün de kararname taslağını henüz ha-
TOPLANTILARA KATILMIYOR zırlamadığı belirtiliyor. Kararname ile
Müstear, Bakan Sadullah
HSYK’nın çalışamaz hale gelmesinin 500’e yakın hâkim ve savcının görev yer-
Ergin’in talimatyla toplantlara tek sebebinin, “AKP’nin istediği üyeleri lerinin değişmesi bekleniyor. Kararname
katlmyor ve HSYK karar seçtirme ısrarı” olduğu belirtiliyor. Ay- görüşmelerinde Ergenekon savcılarının
dınlık Türkiye’nin edindiği bilgiye göre, durumunun da ele alınması bekleniyor.
alamyor. 29 Aralık günü YARSAV’dan yapılan
açıklamada kararnamenin gecikmesi eleş-
tirildi. Açıklamada, sürecin belirsizleş-
mesinin yargı mensupları arasında tedir-
ginlik yarattığı belirtildi.
AKP 2007 YILINDA DA HSYK’YI KTLEMT
AKP Hükümeti, 2007 yılında Yargı-
tay’da 23, Danıştay’da 9 üyelik için yapı-
lacak seçimleri kendi adayları seçileme-
diği için aylarca kilitlemişti. Dönemin
Bakanlık Müsteşarı Fahri Kasırga toplan-
tılara katılmayarak seçimlerin yapılması-
nı engellemiş, bunun üzerine HSYK, bu
durumu bir tutanakla tespit ederek, Kasır-
ga hakkında “disiplin ve cezai yönden ge-
reğinin takdiri ve ifası” istemiyle Yargı-
tay Birinci Başkanlığı’na başvurmuştu.
Dönemin Adalet Bakanı Cemil Çiçek ve
Müsteşar Kasırga HSYK üyelerinin ka-
Adalet Bakanl Müstear Ahmet Kahraman, Bakan Sadullah Ergin’in talimatyla toplantlara katlmyor. Ku-
rarlı tutumu sonucu toplantıya katılmak
rul’da yedei olmayan Müstear toplantya katlmaynca HSYK toplanamyor ve karar alamyor.
zorunda kalmış ve seçimler yapılmıştı.

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 25


TÜRKİYE

ERDOAN SÖZ GEÇREMYOR

AKP’de istifalar ve
görevden almalar artt
nkara’da Tekel işçilerinin ey-

A
Zekai Özcan, “Açılım politikası sonucun-
lemleri ile yeni bir aşamaya da PKK’ye meşruiyet kazandırıldığını”
gelen ve her gün yeni bir boyut belirterek izlenen politikaya sert tepki
kazanarak ülke geneline yayılan gösterdi.
protestolar, AKP’nin baş aşağı gidişini Özcan, ANKA Ajansı’na yaptığı açık-
hızlandırıyor. lamada, açılım çalışmalarının bütünleşme
Son bir ayda 20’nin üzerinde il ve ilçe değil bölünme getirdiğini belirtti. Özcan,
yönetimi AKP Genel Merkezi tarafından “Bu süreçte Silahlı Kuvvetlerimiz yıpra-
görevden alındı. İstifa edenlere yenileri tılmaya çalışılmış, neredeyse her gün
ekleniyor. yeni bir iddia ve iftiranın odağı olmuştur”
İl ve ilçe seçimlerinde Genel Mer- dedi.
kez’in desteğiyle göreve gelen yönetim- AKP’nin açılım süreci içinde ‘siyasi
ler, artık Genel Merkez’den gelen tali- Kürtçülük’ hareketinin ivme kazandığını
matlara uymuyor. Son dönemde yapılan ve büyük bir propaganda alanı bulduğunu
AKP il ve ilçe seçimlerinde ise Genel belirten Özcan, şöyle konuştu: “Grup
Merkez hatta Genel Başkan Erdoğan’ın Başkanvekilimiz Ayşenur Bahçekapılı,
itirazlarına karşın başka liste ve alternatif ‘Anayasa’dan Türklük tanımı kalkacak’
adaylar çıkıyor. Seçimlerde sözü geçme- diyebiliyor. Bazı milletvekilleri ise, Kürt-
yen AKP Genel Merkezi, seçilmiş yöne- çenin eğitim dili olacağı, ‘Ne Mutlu Tür-
timleri istifaya zorluyor. İstifa etmeyen küm Diyene’ sözünün dağlardan silinece-
yönetimler de görevden alınıyor. ği gibi demeçler verebilmişlerdir.”
AKP Genel Merkezi’nin ‘açılım’ poli-
tikalarıyla emekçi kesime uygulanan şid- FETHULLAHÇI TERTPLE ANTAJ
deti savunacak yönetim bulmakta zorlan- Özcan’dan önce de AKP Elazığ Mil-
dığı belirtiliyor. letvekili Fevzi İşbaşaran, poliste çeteleş-
me olduğunu açıklamıştı. Bu açıklama
MLLETVEKLLER DE ARTIK üzerine, Fethullahçı olarak bilinen Cihan
SES ÇIKARTIYOR Haber Ajansı, İşbaşaran hakkında ‘içkili
AKP Ankara Milletvekili Mehmet iken polis ile tartıştı’ başlıklı bir haberi

Son dönemde her gün baka bir


protesto ile karlaan AKP il ve
ilçe bakan ve yönetimlerinde,
Genel Merkez’den gelen
talimatlara uymama, hatta genel
bakan taleplerine itirazlar
artyor. ‘Açlma’ ve Tekel
içilerine yönelik politikaya itiraz
eden ve emirlerine uymayan il ve
ilçe yönetimleri, Genel Merkez
tarafndan görevden alnyor. AKP Elaz Milletvekili Fevzi baaran Tokat l Bakan Mustafa Boyraz

26 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


servise koydu. İşbaşaran haber üzerine is-
tifa etti ve şöyle konuştu: “Susturuluyo-
‘Sıkıntı tahminlerden öteye’
ruz. Şantaj yapılıyor. Ölümle tehdit edili-
yoruz. Ailemin ve benim can güvenliğim AKP milletvekillerinin çıkışları, il ve Parti’de bu sayının artacağını sanmıyo-
kalmadı. Eğer benim başıma bir şey gelir- ilçe yönetimlerinin görevden alınması ve rum. Ama konuşulan bir şey var ki; o da
se, bunun sorumlusu Tayyip Erdoğan’dır” kimilerinin istifası gazetelere de yansı- birinci grup muhaliflerin her an partiden
dedi. yor. kopabileceği… “
AKP ile yakınlığı ile bilinen Sabah
AKP’L TÜRK- BLE Gazetesi’nden Mahmut Övür, 27 Ara- ERDOAN’A RAMEN MUHALEFET
Bu arada Türk-İş başkanlığına seçildi- lık’taki köşe yazısında “AK Parti’nin Hürriyet Gazetesi’nden Şükrü Kü-
ğinde açıkça “AKP’liyim” diyen Mustafa ‘açılım’ karşıtları” başlıklı yazında ge- çükşahin, 10 Aralık’taki köşe yazısında
Kumlu’nun tutumu da değişti. Kumlu, iki lişmeleri şöyle anlatıyordu: “Sıkıntı tahminlerden öteye” başlıklı ya-
haftadır Ankara’da etkin eylemlerde bulu- “Demokratik açılım tartışmaları, sü- zısında şunları söylüyordu.
nan ve aralarında “Hükümet istifa”nın da reci başlatan AK Parti’yi de etkiledi. “En büyük eleştiri AKP’deki ilk
olduğu sloganlar atan Tekel işçilerinin Parti içinde belki de ilk kez sayıları az da büyük kırılmayı ortaya çıkaran, ‘yürek-
karşısına çıkarak “Eylemlere devam” ka- olsa muhalif sesler var... AK Parti’deki leri çok acıtmış’ diyeceğim Habur’daki
rarlarını bizzat kendisi okudu. Kumlu’nun ‘açılım’ karşıtlarını iki grupta toplamak o görüntüler nedeniyle dillendirilmiş.
tutumu da AKP’deki kırılmaya örnek ola- mümkün. “Şu sıralayacaklarım ise gözlemle-
rak gösteriliyor. “Birinci grupta, eski Bakan Murat rimden çıkardığım sonuçlar:
Başesgioğlu, Reha Çamuroğlu ve Yusuf ‘Böyle açılım olmaz’ diyen Murat
EN YAKINLARI ERDOAN’I TERK EDYOR Ziya İrbeç gibi isimler yer alıyor. Bunlar Başesgioğlu’ların sayısı artıyor… “
İstifa eden AKP il başkanları incelen- daha çok açılımın Türkiye’yi bölünmeye Şükrü Küçükşahin 14 Aralık tarihli
diğinde hepsinin ayrı özellikleri olduğu götüreceği düşüncesinde. Reha Çamu- Hürriyet’teki köşe yazısında da şunları
dikkat çekiyor. roğlu bir konuşmasında şöyle diyordu: yazıyordu
Bunlardan 19 Aralık’ta görevinden ani Bu proje bir millet yaratmayı hedefliyor- “Başbakan Tayyip Erdoğan, ‘Ne pa-
bir kararla istifa eden AKP Tokat İl Baş- sa ben karşıyım. Buna izin verilemez. hasına olursa olsun açılıma devam’ dedi.
kanı Mustafa Boyraz, “Bu eleştirileri yüksek sesle yapan- Biz buna inansak da yaklaşan tehlikeyi
kendisini,’1987’den beri Erdoğan’ın yol lardan biri de Antalya Milletvekili Prof. en iyi şu cümle ifade edebilir: ‘Herkes
arkadaşıyım’ diye tanıttı. Dr. Yusuf Ziya İrbeç. İrbeç, bu görüşünü bilsin ki TBMM’de artık Güneydoğulu
kulislerde ve gittiği her yerde dile getiri- bir milletvekili görünce başını çeviren
GENEL MERKEZ’E RAMEN milletvekilleri de var; üstelik ikisi
yor ve partiyi sert biçimde eleştiriyor.
AKP Trabzon İl Başkanı ve il yöneti- “İkinci grupta ise daha ılımlı muhalifler AKP’li olsa dahi.’
mi, Tayyip Erdoğan’ın Trabzon’u ziyare- var. Eski Savunma Bakanı Vahit Erdem, ‘Bu çok yanlış’ dediğimizde, yanıt
tinin ardından 25 Aralık günü topluca is- İstanbul Milletvekili Alaattin Büyükka- ‘Ne yapayım, içimden gelmiyor’ oluyor...
tifa etti. İl Başkanı Ahmet Metin Genç, ya ve Aksaray Milletvekili Ali Rıza Ala- partinin Alevi milletvekili bakanın top-
Başbakan’a rağmen seçimi kazanmıştı. boyun… lantı davetini reddediyor hem de, ‘Kürt
AKP Eski Trabzon il başkanlarından Ali “340 civarında milletvekili olan AK açılımına payanda yapılıyor’ diyerek.”
Rıza Akdeniz, “AKP’nin Trabzon’da
buzlu cam gibi dağıldığını” belirterek, is-
tifaların gerçek nedeninin açıklanmasını Genel Başkan Yardımcısı Ekrem Er- rulu üyeleriyle istifa etti.
istedi. dem’in “Genel Merkez’i görüşmeye çağı- AKP İl Başkan Vekili Seyit Mehmet
Konya’da da AKP İl Başkanı Mustafa rıp istifa etmesini” istedi. Çevik de bu Sümer, “Yönetim kurulumuzdan 49 asil,
Çevik, partisinin teşkilatlardan sorumlu istek karşısında 21 Aralık’ta yönetim ku- 25 yedek üye istifa etmiş bulunmaktayız”
dedi.
Değişik nedenlerle daha önce de, Muş
ve Diyarbakır il başkanları görevlerinden
alınırken, Sakarya il başkanı da istifa et-
mişti.
DÖRT GÜNDE ÜÇ L BAKANI STFA ETT
Son dönemde AKP il ve ilçe yönetim-
lerinde görevden alma ve istifayla ilgili
birkaç örnek:
İzmir’deki 17 ilçe başkanı istifa etti
(15 Aralık).
Tokat İl Başkanı Mustafa Boyraz isti-
fa etti (19 Aralık).
Konya İl Başkanı Mustafa Çevik istifa
etti ( 21 Aralık).
Trabzon İl Başkanı Ahmet Metin
Konya l Bakan Mustafa Çevik Trabzon l Bakan Ahmet Metin Genç Genç istifa etti (22 Aralık).

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 27


TÜRKİYE

AÇILIMIN MMARLARINDAN PROF. VAMIK VOLKAN’IN KALEMNDEN

Ermeni açlmnn hedefi


intikam duygularn hortlatmak!
EROL BLBLK/ Aratrmac, yazar Asemblesi”nın (ATAA) Washington top-
lantısında ilk kez biraraya geldiler. Bu
toplantıda yaptığı konuşmada Dr. David

T
ürkiye ile Ermenistan arasındaki
sorunların aşılabilmesi için F. Phillips; “Buradaki toplantıda iki halk
TESEV Başkanı Özdem Sanberk arasında tarihsel bir adım atılmış oldu.
tarafından yürütülen çalışmalar Anlaşmazlığın sürmesi doğaldır. Ancak
sonucu oluşturulan Türk-Ermeni Uzlaşma gelecek için ortaklaşa nelerin yapılabile-
Komisyonu ilk kez 9 Temmuz 2000 tari- ceğini irdelemek ile hedefe ulaşılabilir”
hinde Cenevre’de gizlice toplandı. Top- dedi.
lantıda alınan kararlar çerçevesinde Türk toplumu önünde ilk kez konuşan
Kasım 2000’in ikinci haftasında Türk-Er- uluslararası hukuk uzmanı Van Z. Kriko-
meni gazeteciler arasında yakınlaşmayı rian şunları söyledi: “Türkler ile Ermeni-
öngören bir protokol imzalandı. Toplantı- leri ayıran güçlü bir duvar var. Bu duvarın
da Komisyon çalışmalarının kamuoyunun artık indirilmesinin ve duvara iki yandan
bilgisine sunulmasına karar verilmişti. birlikte bakmanın zamanı gelmiştir. Dev-
Dr. David L. Phillips (Washington), letten devlete ilişkiler ya da Ermeni Soy-
Vanz Z. Krikorian (New York), Aleksan- kırımı konusunda tarihin yargılanması ye-
der Arzumanyan (Erivan), Andranik Mig- rine iki halkın birbirleri ile doğrudan
ranian (Moskova), Özdem Sanberk (İs- doğruya diyalog kurması gerekir.”
tanbul), İlter Türkmen (İstanbul) ve Prof.
Vamık Volkan (Charlotville)’dan oluşan GZL TOPLANTILAR…
“Türkiye-Ermenistan Uzlaşma Komisyo- Cenevre, Washington ve New York
Prof. Vamk Volkan: ‘Kanba: Etnik nu” (Turkish-Ermenian Reconcilation toplantılarından sonra TESEV’in 15
Commission –TARC-) üyeleri 2 Kasım Şubat 2001’de İstanbul’da düzenlediği
Gurur’dan Etnik Teröre’ adl
2002’de “Türk Amerikan Dernekleri toplantıya Ermenistan’dan da yetkililer
kitabmda, Srplarn uzun süredir
var olan madurlatrlma
duygularnn öyküsünü ve intikam
hakl göstermek amacyla bu
duygunun Slobodan Miloseviç
tarafndan nasl hortlatldn
anlatmtm. Bu yüzden,
Ermenilerin ‘ötekinin’ özürlerini
iitmesinin ve/veya onlar
affetmesinin zor olacan
öngörüyordum. Müzakerelerde
antlar, özür dilemeler ve
balamalarla ilgili meseleler
katldm ilk TARC toplantsnda
hemen dile getirildi.

28 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


“- Komisyon oluşturma düşüncesi,
Prof. Vamk Volkan, “Kimlik Adna ‘Viyana Diplomatik Akademisi’nden Dr.
Öldürmek” adl kitabnda Ermeni David L. Phillips’in başkanlığını yaptığı
toplantı sonunda ortaya çıkmıştır.
açlm için 2000 ylnda balayan ilk “- Türkler ve Ermeniler arasındaki
giriimleri anlatyor… ortak anlayış ve iyi niyetin geliştirilmesi
amaçlanacak.
Volkan; George Washington “- İki ülke arasındaki ilişkilerin iyi-
Üniversitesi’nde uluslararas leştirilmesi teşvik edilecek.
“- Türk ve Ermeni sivil toplumları ara-
ilikiler, politik psikoloji ve psikiyatri
sında temas, diyalog ve işbirliği destekle-
dallarnda öretim üyelii yapt. Bu necek.
üniversitede ‘Zihin ve nsan likileri “- Komisyon; geliştireceği önerileri il-
gili hükümetlere sunacak.
Merkezi’nin ba. 21 yl boyunca “- Komisyonun; iş dünyası, turizm,
CIA’da ABD dümanlarnn kültür, eğitim ve araştırma, çevre, medya
ve ileride saptanacak diğer alanlarda ortak
psikanalizlerini yaparak Beyaz Saray gayri resmi faaliyetleri desteklenecek.
politikalarna katk salayan ekiple “- Komisyon; bir yıl sonra sağladığı
ilerlemeyi gözden geçirecek.
birlikte çalm bir uzman… “Bu amaçlara ulaşabilmek için, ‘iki
Kanba adl kitab, bu konunun ülke ya da aynı ülkede yaşayan toplumlar
arasındaki uyuşmazlıkları çözmeye, kriz
bayapt. Zaman zaman ABD veya çatışma noktasına gelmeden önle- rını sağlamaktı.
hükümetine yol gösteriyor. meye yönelik gayri resmi diplomasi “Birkaç nedenle Türkiye-Ermenistan
Track II (2 kanal) diplomasisi’ uygulan- Uzlaşma Komisyonu’na katılmakta tered-
ması yoluyla Türkiye-Ermenistan sorunu düt ediyordum. Birincisi, genel olarak
katıldı. Resmi görüşmelerin önündeki en- aşılmaya çalışılacak.” ‘Ermeni Soykırımı’ olarak anılan süreç
gellerin kalkmaması üzerine TESEV Bu diplomasinin denendiği ülkelerden üzerine tartışmaların kuşaklardır çelişki-
Başkanı Sanberk, emekli büyükelçiler biri de Türkiye’dir. Türk-Yunan yakın- lerle ve düşmalıklarla dolu olduğunu bili-
İlter Türkmen, Gündüz Aktan, akademis- laşmasında sivil toplum örgütleri kanalı yordum. Geniş grup psikolojisi ve kim-
yenler Prof. Dr. Üstün Ergüder ve Prof. ile ABD’nin uyguladığı metot budur. liğiyle iç içe geçmiş olduğu için tarih çok
Dr. Vamık Volkan Ermeni karşıtlarıyla İşin başında “anlaşmazlıkların çözü- ilgimi çeker ama tarihçi değilim ve o sıra-
gizli toplantılara başladılar. mü” konseptinin temelini oluşturan gayri larda, henüz Türk-Ermeni ilişkilerinin ta-
23-26 Eylül 2001 tarihleri arasında ya- resmi güven ortamı yolu seçiliyor. rihi üzerine bilgim fazla değildi.
pılan toplantıya Türk heyetinden Vamık Şimdi de Kıbrıs’ta Annan sürecinde “İkincisi, ben asla bir Türk vatandaşı
Volkan, Üstün Ergüder, E. Korgeneral denenen bu yöntem, Türkiye-Ermenistan olmamıştım. Ada hâlâ bir İngiliz sömür-
Şadi Ergüvenç, emekli Büyükelçiler Gün- uyuşmazlığında devreye sokuluyor. gesi olduğu sırada Kıbrıs’ta doğmuş,
düz Aktan, İlter Türkmen ve Özdem San- 1957 yılında ABD’ye göç ettiğimde bunu
berk katıldı. Toplantıda, Volkan; sorunun “MADUR PSKOLOJSN İngiliz pasaportuyla yapmıştım. 1964 yı-
artık “travmatik” bir hal aldığını belirte- HORTLATMAK…” lında Amerikan vatandaşı oldum ve
rek psikologların da devreye girmesini Prof. Vamık Volkan TARC’a katılım erişkin yaşamımın çoğunu Virginia’da
önerdi. ve toplantılar dizisi sürecini Kimlik Adına geçirdim.
Ermenistan heyetinde ise Ermenistan Öldürmek adlı kitabında şöyle özetliyor: “Ben TARC üyesi olmaya uygun olup
ana muhalefet partisi genel başkanı ve Er- “Eski bir diplomat olan dostum Gün- olmadığımdan emin değildim. Ama, bana
menistan eski Dışişleri Bakanı Aleksan- düz Aktan devlet hizmetinden emekli ol- komisyonun diğer üyelerinin de benzer
der Arzoumanyan, Amerika Ermeni duktan sonra tanınan bir Türk araştırma geçmişlere sahip olduğu söylendi. Komis-
Asemblesi Yönetim Kurulu Başkanı Van merkezinin (Avrasya Stratejik Araştırma yondakiler Türkiye-Ermenistan ilişkileri
Z. Krikorian, Rusya eski Devlet Başkanı Merkezi -ASAM- dan söz ediyor) başına üzerine kişisel ve mesleki bilgilerimin sı-
Boris Yeltsin’in o dönemde Ermeni da- geçmişti. Benden o sıralarda yeni kurul- nırlı olduğunu biliyorlardı; ama gayri
nışmanı olan Andranik Migranian ve Eri- makta olan Türk-Ermeni Uzlaşma Komis- resmi diplomasi ve uluslararası ilişkiler
van Devlet Üniversitesi öğretim görevlisi yonu’na katılmamı istedi. Bir Amerikalı- psikolojisi üzerine deneyimli biri olarak
David Hoyhannisyan yer aldı. nın başkanlığında (Dr. David L. Phil- beni hoşnutlukla kabul etmişlerdi.
lips’ten söz ediyor) toplanan bu komisyo- “Ermenistan üzerine uzman olmasam
KARARLAR nun hedefi, altı Türk ve altı Ermeni’yi bir- da, mağdurlaştırılmış kimlik duyguları
Dördü Ermenistan, altısı Türkiye he- kaç yıla yayılan bir dizi toplantıda birara- olan diğer gruplara dair bilgilerim vardı.
yetinden olmak üzere on kişiden oluşan ya getirmek ve 1915 yılında yüzbinlerce “Kanbağı: Etnik Gurur’dan Etnik Te-
Uzlaşma Komisyonu 10 Temmuz 2001 Ermeni’nin (ve çok sayıda Türk’ün) kıtlık röre adlı kitabımda, Sırpların uzun süredir
tarihindeki toplantısında amaçlarıyla ilgi- ve salgınların yanı sıra birbirini öldürme- var olan mağdurlaştırılma duygularının
li şu bildiriyi yayınladı: siyle sonuçlanan trajik olayları tartışmala- öyküsünü ve intikamı haklı göstermek

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 29


Uzlama Komisyonu görümelerinin
ilk ayandaki gizli operasyonlar
yapan kurumlardan biri de, Viyana’da
kurulu “Diplomatik Akademi” isimli
bir “düünce kuruluu”. Bu çekirdek
örgütün ABD ile ban salayan bir
kurulu da mevcut; Resolution Force
Peace. Resolution Force Peace’in
bandaki kii ise Dr. David L.
Phillips! Dr. David L. Phillips,
Washington’daki “Amerikan”
Üniversitesi’nde “Anlamazlklar
Önleme Program” Müdürü ve
Viyana’daki Diplomasi Akademisi’nde
ayn konuda öretim üyesi.
bir örgütün noterlik görevini üstleneceği yapmış Dr. Robert Robins’le birlikte ça-
amacıyla bu duygunun Slobodan Milos- ve birlikte ulusal arşivlerin araştırılmasını lışmış bir uzman.
eviç tarafından nasıl hortlatıldığını anlat- öngören bir teklif getirdi.” Volkan, George Washington Üniversi-
mıştım. Bu yüzden, Ermenilerin ‘öteki- tesi’nde ‘Zihin ve İnsan İlişkileri Merke-
nin’ özürlerini işitmesinin ve/veya onları CIA’NIN HZMETNDE… zi’nin başı. “Blide Line from Ethnic
affetmesinin zor olacağını öngörüyor- TARC’tan ayrılmasını toplantılara Pride to Ethnic Terrorizm”(Kanbağı) kita-
dum. Müzakerelerde anıtlar, özür dileme- başkanlık eden Dr. David L. Phillips’ın bı, bu konunun başyapıtı. Zaman zaman
ler ve bağışlamalarla ilgili meseleler katıl- uzlaşma sağlamak yerine toplantıları pa- ABD hükümetine yol gösteriyor.
dığım ilk TARC toplantısında hemen dile zarlık oturumlarına dönüştürmeye kal- Uzlaşma Komisyonu görüşmelerinin
getirildi. İlerki görüşmelerde TARC tar- kışmasına, rasyonel oyuncuı yaklaşımın- ilk ayağındaki gizli operasyonları yapan
tışmalarının hiçbir yere varamayacağını da bulunmamasına ve komisyon için pa- kurumlardan biri de, Viyana’da kurulu
düşündüm. ranın nereden geldiğini bilmemesine “Diplomatik Akademi” isimli bir “düşün-
“TARC toplantılarına başkanlık eden bağlayan Profesör Volkan, Phillips’in ce kuruluşu”. Bu çekirdek örgütün ABD
(Dr. David L. Phillips’ten bahsediyor) başkanlığındaki toplantılara bir iki yıl ile bağını sağlayan bir kuruluş da mevcut;
Amerikalının ‘rasyonel oyuncu’ yak- daha katılabilmiş. Bunun mantıksal ge- Resolution Force Peace. Resolution Force
laşımı (bugün bile bu etkinlik için paranın rekçesinin izahı oldukça güç. Volkan; Peace’in başındaki kişi ise Dr. David L.
nereden geldiğini bilmiyorum) bu tür bir “Kimlik Adına Öldürmek” adlı kitabının Phillips!*
ortam yaratılmasına izin verecek değildi. 144. sayfasında “Dr. Phillips’in ‘Küçük Görüldüğü gibi Dr. Phillips burada da
Amerikalı Başkan uzlaşma yerine toplan- bir deprem Yunanistan’ı sarstığında Türk- karşımıza çıktı.
tıları pazarlık oturumlarına dönüştürmeye ler hemen Yunanistan’a ekipler göndere- * Dr. David L. Phillips, Washing-
kalkmıştı. Bir-iki yıl sonra, Türk-Ermeni rek karşılıkta bulunmuşlardı. Sonuçta ton’daki “Amerikan” Üniversitesi’nde
ilişkilerini iyileştirmeye katkım olmasını depremler iki ulus arasında yeni bir ilişki “Anlaşmazlıkları Önleme Programı” Mü-
artık canıgönülden istememe karşın, devri başlatmıştı. Gerçekten birçok diplo- dürü ve Viyana’daki Diplomasi Akademi-
TARC’tan ayrıldım. mat, olumlu politik gelişmeleri “deprem si’nde aynı konuda öğretim üyesi. Yıllar-
“TARC’tan ayrılmamdan sonra Gün- diplomasi”ne bağladığını ifade ettiğini dan beri bu alanda çalışıyor.
düz Aktan da beni izledi. Onun ardından aktararak onu onaylıyor. Onaylaması, Dipnotlar:
biri dışında (emekli büyükelçi İlter Türk- onun faaliyetlerini takip ettiğini de göste- (Özgen Acar, Cumhuriyet, 19.11.2000)
men’den bahsediyor) diğer katılımcıların riyor. Kaldı ki Volkan; George Washing- (Ayten Serin, Hürriyet, 27.11.2001)
hepsi komisyondan ayrıldı ama sonradan ton Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler, (Cumhuriyet, 12.7.2001)
yeni katılımcılar bulundu ve TARC top- politik psikoloji ve psikiyatri dallarında (Hürriyet, 12.7.2001)
lanmaya devam etti. Sonraki toplantılarda öğretim üyeliği yapıyor. 21 yıl boyunca (Vamık Volkan, Kimlik Adına Öldürmek,
da anlamlı bir gelişme olmadığını biliyo- CIA’da ABD düşmanlarının psikanalizle- Everest Yay., 1. baskı, Eylül 2007, s. 144)
(Vamık Volkan, Kimlik Adına Öldürmek,
rum. Bunula beraber, 2005 yılı Mart ayın- rini yaparak Beyaz Saray politikalarına
Everest Yay., 1. baskı, Eylül 2007, s. 200-209)
da Türk hükümeti, Türk parlamentosun- katkı sağlayan Dr. Jerrold Post ve Post (Nedret Ersanel, Kara Otlar, Q. Matris Y,
daki muhalif kanadın tam desteğiyle, ekibinden Tulane Üniversitesi’nde siyaset Eylül 2003, s.31)
Türk ve Ermeni tarihçileri biraraya getire- bilimi hocası olan ve Beyaz Saray’a bir- (Nedret Ersanel, M5 Savunma ve Strateji
rek dışardan UNESCO gibi uluslararası çok kez politik psikoloji danışmanlığı Dergisi, Temmuz-Ağustos 2001)

30 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


HAFTALIK YAYIN AKIŞI
ULUSAL WWW.ulusalkanal.com.tr
K A N A L
(internetten 24 saat canlı yayın)

Pazar 11:15 Salı 21:30 Perşembe 22:15 21:00 Cuma

Programın
konuğu
Yalçın Küçük

Halil Nebiler’le Ümit Zileli’yle Turgut Özakman’la Dou Perinçek’le


GÜNDEM ÖZEL SESL GAZETE ÇILGIN TÜRKLER ÇIKI YOLU

PAZARTESİ SALI ÇARŞAMBA PERŞEMBE CUMA CUMARTESİ PAZAR


08:00 Televizyon Gazetesi 08:00 Televizyon Gazetesi 08:00 Televizyon Gazetesi 08:00 Televizyon Gazetesi 08:00 Televizyon Gazetesi 08:00 Belgesel 07:30 Müzik

09:45 Kurtuluş Savaşı Ö. 09:45 Kurtuluş Savaşı Ö. 09:45 Kurtuluş Savaşı Ö. 09:45 Kurtuluş Savaşı Ö. 09:45 Kurtuluş Savaşı Ö. 09:00 Çizgi Sinema 08:30 Çizgi Sinema

10:00 Haberler 10:00 Haberler 10:00 Haberler 10:00 Haberler 10:00 Haberler 11:00 Haberler 09:30 Charles Chaplin

10:10 Satırbaşı 10:10 Satırbaşı 10:10 Satırbaşı 10:10 Satırbaşı 10:10 Haftaya Bakış 11:20 Bilim ve Toplum 10:00 Ulusal’da Gündem

11:00 Haberler 11:00 Haberler 11:00 Haberler 11:00 Haberler 11:00 Haberler 13:00 Haberler 11:00 Haberler

11:10 Merhaba Sağlık 11:20 Nilgünce 11:15 Reçete 11:10 Derin Deprem 11:10 Emek Dünyası 13:15 Atletizm Dünyası 11:15 Gündem Özel

12:00 Haberler 12:00 Haberler 12:00 Haberler 12:00 Haberler 12:00 Haberler 15:00 Sanat Hayatı 13:00 Haberler

12:10 Merhaba Sağlık 12:20 Nilgünce 13:00 13. Saat 12:10 Derin Deprem 13:00 13. Saat 16:00 Haberler 13:15 Büyüteç

13:00 13. Saat 13:00 13. Saat 14:00 Neler Oluyor? 13:00 13. Saat 14:00 Neler Oluyor 16:30 İki Saz İki Söz 14:00 Eğitimcinin Gözüyle

14:00 Neler Oluyor? 14:00 Neler Oluyor? 15:00 Haberler 14:00 Neler Oluyor? 15:00 Haberler 18:00 Kent ve Yaşam 15:00 Merhaba Sağlık

15:00 Haberler 15:00 Haberler 15:10 Tarihten Güncele 15:00 Haberler 15:10 Ata’yı bugün okumak 19:00 Ana Haber 17:00 Hukuk Saati

15:10 Atletizm Dünyası 15:15 Derin Deprem 16:00 Haberler 15:15 Geçim ve Tutum 16:00 Haberler 19:45 Sendikacılık Okulu 18:00 Sınıf Gözüyle

16:00 Haberler 16:00 Haberler 16:10 Tarihten Güncele 16:00 Haberler 16:10 Sahne Sanatları 20:00 Ulusal Gönüllüleri 19:00 Ana Haber

16:10 Sahne Sanatları 16:15 Derin Deprem 17:00 Yurttan Haberler 17:00 Yurttan Haberler 17:00 Yurttan Haberler 21:00 Avrasya Seçeneği 20:00 Edebiyat Cephesi

17:00 Yurttan Haberler 17:00 Yurttan Haberler 18:00 Haber Başlıkları 18:00 Haber Başlıkları 18:00 Haber Başlıkları 22:00 Ozan Telinden 21:00 Köyden Köye

18:00 Haber Başlıkları 18:00 Haber Başlıkları 18:05 Ata’yı bugün okumak 18:05 Gizlenen Atatürk 18:05 Avrupa’daki Türkiye 23:00 Haberler 22:00 Yöre Yöre Türküler

18:05 Hatırla 18:05 Reçete 19:00 Ana Haber 19:00 Ana Haber 19:00 Ana Haber 23:00 Haberler

19:00 Ana Haber 19:00 Ana Haber 20:30 Dip Dalgası 20:30 Kent ve Yaşam 21:00 Ufuk Ötesi 24:00 Büyüteç

20:30 Gökyüzü 20:30 Halkçı İktisat 21:00 Geçim ve Tutum 21:30 Akıllı Beslenme 23:00 Haber Masası

21:30 Sesli Gazete 21:30 Tarihten Güncele 22:00 Haftaya Bakış 22:15 Çılgın Türkler

23:00 Haber Masası 23:00 Haber Masası 23:00 Haber Masası 23:00 Haber Masası

08:00 13:00 14:00 17:00 19:00 23:00


TV GAZETESİ 13. SAAT NELER OLUYOR YURT HABERLER ANA HABER HABER MASASI

Türksat 2A ve D-Smart 131. Kanaldayız Tel: 0212 251 50 90


HAFTANIN NOTLARI

Gladyo’yla
HİKMET
hesaplaan devrimciyi
ÇİÇEK
SLVR
‘gladyo’ ilan ettiler!
Önce 27 Aralık 2009 günlü Radikal’den Tolga Akıner’in “STK ler düşmanlığıdır.
adı 6-7 Eylül’e de karıştı Kıbrıs’a da” başlıklı, sözümona Sefer-
berlik Tetkik Kurulu’nu anlatan haberinden bir alıntı yapalım: KORE TUGAYI’NI KALDIRAN 27 MAYIS OLDU
“1948’de ABD’ye ‘özel harp’ kurumları ve ‘stay behind’ Türkiye’nin Kore’ye asker göndermesi bir ÖHD “icraatı”
olarak adlandırılan strateji eğitimi için gönderilen 16 subay, değil, Demokrat Parti hükümetinin Türkiye’nin NATO’ya kabul
‘Özel Kuvvetler’in resmi çekirdeğini oluşturmuştu. Bu subayla- edilmesi için ABD’ye verdiği büyük bir ödündür. Türkiye’nin
rın arasında Karabelen’in yanı sıra, Turgut Sunalp, Ahmet Yıl- ABD’nin çıkarları uğruna denizaşırı bir ülkede evlatlarını kaybet-
dız, Alparslan Türkeş, Suphi Karaman ve Fikret Ateşdağlı gibi mesine karşı çıkan Türk Ordusu olmuştur.
isimler de yer aldı. İlk icraatı Kore’ye asker gönderme işlerinin Devrim’den üç gün sonra 30 Mayıs 1960’ta Kore’deki Türk
organizasyonu oldu.” Tugayı’nın görevine son verilmiştir. Milli Birlik Komitesi’nin bu
kararını Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in imzalaması için Çanka-
NAZLI ILICAK’SIZ YALAN OLMAZ! ya Köşkü’ne götüren de Suphi Karaman’dır. Karaman’ın deyişiy-
Bir gün sonra Nazlı Ilıcak “Kara kutu aralanıyor” başlıklı ya- le “İhtilal sadece buna bile değmiştir.”
zısında benzer iddiaları tekrar etti (Sabah, 28 Aralık 2009):
GLADYO’YLA HESAPLAAN DA ONLAR OLDU
“1948’de ABD’ye ‘özel harp kurumları ve strateji eğitimi’
Özel Harp Dairesi, MİT (o zamanki adıyla MAH) ve Emniyet
için gönderilen 16 subayın STK’nın resmi çekirdeği olduğu be-
içindeki Amerikancı çekirdek ile bir başka deyişle “Menderes’in
lirtiliyor. Bu subaylar arasında Karabelen’in yanı sıra Turgut Su-
Gestaposu” ile mücadele eden de 27 Mayısçılar oldu. Ordu, MİT
nalp, Ahmet Yıldız, Alparslan Türkeş, Suphi Karaman, Mucip
ve Emniyet içinde büyük bir temizlik yapıldı. ÖHD’nin Başkanı
Ataklı, Refik Tulga da bulunuyordu. Adı geçenlerin, isimlerinin
Tümgeneral Daniş Karabelen, başkan yardımcısı, kurmay başkanı
daha sonra darbelerle birlikte anılması sadece bir tesadüf olabi-
ve bu kurumda görev yapan ondan fazla subay emekli edildi.
lir mi?”
Tıpkı Ergenekon “dalgaları” gibi, Genelkurmay’ın en önemli
KUYRUKLU YALANLAR karargâhında yapılan bilmem kaçıncı aramada Gladyo aranmıyor.
27 Mayıs Devrimi önderlerinden, Milli Birlik Komitesi Tam tersine bu baskının kendisi bir Gladyo operasyonudur.
üyesi, Tabii Senatör ve İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı
Suphi Karaman’ı 1948 yılında ABD’de özel harp eğitimi gören
bir kontrgerilla elemanı gibi gösteren kuyruklu yalanlar Ecevit
Kılıç’ın “Özel Harp Dairesi” adlı kitabıyla başladı. (Günce Ya-
yıncılık, Ekim 2007)
Büyük devrimci Suphi ağabeyin yaşam öyküsünü neredeyse
yıl yıl bilebildiğimiz halde gene de soralım dedik. En yakınına,
oğlu Suay Karaman’a sorduk:
“1948 yılında Suphi Karaman, ABD’de askeri eğitim gördü
mü?”
Suay Karaman “Hayır” dedi. “Ne 1948, ne de bir başka yıl.
Babam, hiçbir zaman ABD’ye gitmedi!”

TSK DÜMANLIININ BAINI GLADYO ÇEKYOR


Gladyo’ya yeni bir tarih, yalan ve sanal bir “tarih” üretilme-
ye çalışılıyor. Küçük bir araştırmayla Karaman’ın ya da diğer
bazı 27 Mayısçıların ABD’de eğitim görmedikleri anlaşılabilir-
di. Ama bu yapılmıyor, 27 Mayıs, “Gladyo darbesi”ne dönüştü-
rülüyor.
Geçmişte kontrgerilla avukatlığını yapanlar şimdi ÖHD,
STK yaygarası koparıyor, malum baskını alkışlıyor. Bunların Devrim yaparak Gladyo’yla
amacı bu karanlık örgütü ortaya çıkarmak değil, Silahlı Kuvvet- hesaplatlar

32 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


HAFTANIN NOTLARI

TSK’nın ‘kozmik’ odaları aranabilir ama Emniyet ‘garajı’ bile yasak!


TSK’nın “kozmik” belgeleri aranırken, 17 ay önce, 2008 yı- Hyundai H100
lında 19 ve 20 Ağustos tarihli gazetelerde “İstanbul polisine bas- marka araçların
kın” haberini hatırlayan çıkmadı. Biz hatırlatalım: görüntülerini al-
Osman Paksüt (kendisi Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili- dıktan sonra
dir) polislerin yasa dışı fiziki ve teknik takibe maruz kaldığını araçların görüntü
açıklayarak suç duyurusunda bulunmuştu. Olayı soruşturan An- kayıt bölümün-
kara Cumhuriyet Başsavcılığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılı- deki kasetleri in-
ğına “gizli” bir yazı gönderdi. 22 Temmuz 2008 tarihli yazıda; celemek istedi.
“Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt ve eşinin,
İstanbul Emniyetine bağlı ekiplerce izinsiz (yani yasa dışı) din- BURASI DNGO’NUN AHIRI MI HEMERM…
lendiğine dair ihbar nedeniyle, gerekirse emniyetteki tüm bilgi- Bunun üzerine, (durumdan haberdar edilen) İstanbul Cumhu-
sayar kayıtlarının incelenmesini” istedi. riyet Savcıları, “bu kayıtların halen devam eden gizli soruştur-
malara ilişkin olduğunu ve bu verilerin kopyalanmasının gizli
CUMHURYET’N “SAVCISI” VAR AMA… soruşturmaların deşifre olması sonucunu doğuracağı” gerekçesi
İstanbul’dan 20 gün boyunca “ses çıkmaması” üzerine Em- ile İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne itiraz ettiler. Kayıtlar-
niyet Müdürlüğü’nün bulunduğu Fatih İlçesi Adliyesi’ne baş- dan kopya almak isteyen bilirkişilere de “mahkemeden karar çı-
vurdu. Nöbetçi Fatih 2. Sulh Ceza Mahkemesi de talebi kabul kana kadar” beklemeleri gerektiğini bildirdiler.
ederek, “İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlar Şube
Müdürlüğü’nde arama yapılmasına, fiziki ve teknik takipte kul- ADALET “HAVA YOLLARI” VE TSK KERVANSARAYI
lanılan araçların her açıdan, içinden ve dışından, resimlerinin çe- Kim demiş “Bizde adalet geç gelir” diye?
kilmesine, araç içerisinde alan dinlenmesine elverişli donanım Bilirkişilerin, emniyette bekletilmesi “yakışık” almayacağı
olup-olmadığının tespitine, kanunsuz dinleme kayıtları var ise el için, itirazı inceleyen İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesi hemen
konulmasına, bu kayıtlar bilgisayar kütüğünde ise kopyasının kararını vermiş: “(…) teknik tâkip kararlarının deşifre olması ve
alınmasına izinsiz yapılan her dinleme ve izlemenin kanunsuz bunun sonucunda da soruşturmanın sonuçsuz kalması küvetle (!)
olduğu bilindiğinden, başkaca izinsiz dinleme ve izleme kayıtla- muhtemel olduğundan Fatih 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin arama
rına rastlanması halinde, bunlara da el konulmasına” karar verdi. kararının kaldırılmasına…” (“İş” acele olunca karardaki “küvet-
Olayın devamını, 19 ve 20 Ağustos 2008 günlü gazetelerden le muhtemel” devenin boynuna denk geliyor tabii.) Eh! İşte
özetleyebiliriz: böyle! Yapılan işin neresi doğru ki.
“11 Ağustos 2008 günü Fatih Cumhuriyet Savcıları Sadık Aranacak yer, ABD’den icazetli “F” tipi örgüt olunca, kapı-
Gülay ve Basri Taş ile birlikte bilirkişiler Prof. Dr. Nizamettin lar duvar oluyor.
Erduran, Prof. Dr. Aydın Akan ve Doç. Dr. Mehtap Yalçınkaya, Aranacak yer, TSK’nın mahrem odaları olunca bütün duvar-
bir fotoğrafçı ve bir kâtip ilk olarak Organize Suçlar Şube Mü- lar da kapılar da açılabiliyor. Dahası; Batı’dan ruhsatlı “demok-
dürlüğü’nün bulunduğu ‘C’ blokun garajında inceleme yaptı. rasimiz” de RTE’nin dediği gibi, “Polis, rejimin teminatı” ola-
Burada bulunan ve yasadışı dinleme-izleme yaptığı iddia edilen rak, hukuk düzenimizin temeline yerleşiyor. Bizden hatırlatma-
Ford Tourneo Connect, Volkswagen Caddy, Hyundai Starex ve sı… “Veyl mağluplara!”

Bir devrim mezarlığı:


Abide-i Hürriyet Tiflis’te şehit olan Cemal Paşa, çok sevdiği silah arkadaşı Hafız
Cemiyetin ilk adı Osmanlı Hürriyet Cemiyeti idi. Örgütün üç ki- Hakkı Paşa’nın yanında Erzurum’da gömüldü.
şiden oluşan bir yürütme komitesi vardı. Komitenin adı Heyeti Âliye Roma’da şehit olan Sait Halim Paşa 2. Mahmut Türbesi’nde ba-
idi ve şu isimlerden oluşuyordu: Selanik Posta Telgraf Başkâtibi basının yanında yatıyor.
Talat Bey, İsmail Canbolat ve sonradan İzmir Valisi olan Rahmi Gene Ermeni terörünün kurbanı Dr. Bahattin Şakir ise hâlâ Ber-
Bey. lin Müslüman Mezarlığı’nda vatanına getirileceği günü bekliyor.
İttihat ve Terakki’nin kurucularından Rahmi Bey’in vasiyeti 62
yıl sonra yerine getirildi. Rahmi Bey’in Feriköy mezarlığındaki
Bir devrim
kabri, Abide-i Hürriyet’e nakledildi. Haberi HaberTürk’ten Murat
mezarl
Bardakçı yazdı. (27 Aralık 2009)
Şişli’deki Abide-i Hürriyet ya da bir başka deyişle Hürriyet Ebe-
diye tepesi, büyük Türk devrimcileri ittihatçı liderlerin mezarlarının
bulunduğu anıt.
Buraya önce Mahmut Şevket Paşa ile 31 Mart gerici isyanında
şehit olan askerler gömüldü. Yıllar sonra Talat Paşa’nın cenazesi
(1943) devlet töreniyle buraya gömüldü. Enver Paşa’nın kemikleri,
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından getirtilerek buraya
gömüldü. (1996)
Mithat Paşa’nın, Mithat Şükrü Bleda, Eyüp Sabri Bey, Atıf Kam-
çıl’ın mezarları da yakın mücadele arkadaşları gibi buradadır.

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 33


HAFTANIN NOTLARI

Silivri’den yeni yıl mesajı


Astsubay Hazırlık Okulu’na başladığında 15 yaşındaydı. 19 Okulun onarımı bitince, yazışmalar yapıldı. Gencecik bir öğ-
yaşında mezun oldu. İlk görev yeri Kayseri Hava İndirme Tuga- retmen geldi, lojman onarılana kadar çadırlarımızda yattı. Bütün
yı. Daha ikinci gün “Hadi, gidiyorsunuz” denildi. Uçakla önce bu işler dağdan, dinlenmek için köye inen komando timleri tara-
Diyarbakır’a, oradan helikopterle Silopi’ye. Oradan… fından yapıldı.
Gazi Astsubay Oktay Yıldırım 12 Haziran 2007 günü gözal- Tim komutanlarından biriyim. Yaşım daha 19. Erlerin bazıları
tına alındı. Birkaç gün sonra da tutuklandı. 31 aydır tutuklu. benden büyük. Çocuk yaşta hem terörle hem cehaletle savaştık.
Mehmet Demirtaş’la birlikte (Demirtaş, Yıldırım’dan 6 saat Sekiz yaşında Yeter kızı okula göndermesi için babasıyla ne kadar
önce gözaltına alındığı için daha kıdemli!) Ergenekon sanıkları uğraştım. Sonunda ikna oldu, Yeter kız okuluna kavuştu.
arasında en uzun süredir tutuklu olan kişi.
Bakın Oktay Yıldırım yeni yılı nasıl karşıladı, neler düşünü- GENE YENLECEKLER!
yor, okuyalım: Aradan yirmi yıl geçti. Terör şimdi köyleri değil Ankara’yı,
İstanbul’u teslim aldı, Meclis’e girdi.
CUD’NN ETEKLERNDE Mücadeleye devam ediyorum. Hapishanede, mahkeme salo-
“Bir yılbaşı hatırlarım yirmi yıl öncesinden. Silopi’ye bağlı, nunda yine bölücülüğe, cehalete ve vefasızlığa karşı.
Cudi’nin eteklerinde Koyunören köyünde. Yer döşek, gök yorgandı yirmi yıl önce bir yılbaşında. Yü-
Bizden önce köy basılmış, köylüler öldürülmüş, öğretmenlere kı- reklerimizde vatan aşkıyla ne teröre ne de cehalete yenildik.
yılmış, okul tahrip edilmiş, kanla yazılmış ihanetin adı PKK diye… Gene yenilecekler! Bizim için yeni bir yıl, tertipçiler için, bö-
Hava İndirme Bölüğü geldi köye, yaraları sarmak için. Önce ça- lücüler için yenik bir yıl olacak.
dırlar kuruldu, ekmek pişirmek için bir fırın yapıldı, okul onarıldı. Dinle bak!
Bölük astsubayı Ali, babacan bir adam, sobaya “zoba” dedi- O ses kapanan demir kapıların değil, rüzgârda salınan ağaç-
ği için takılırız ona. Bölüğe gelen erzak ikiye ayrılmaya başlan- ların sesi.
dı. Yarısı bölüğün mutfağına, yarısı köylülere gönderiyor. ‘Ka- Yenilenlerin utanmaz bağırtıları geliyor, karanlık dere yatak-
derde, kederde ortağız’ diyor. larından kaçıyorlar yine.

Gidenlerin ardından
Gidenlerin ardından ağlamamayı öğrendik, ağlaya ağ-
laya. Çok arkadaşımı kaybettim, kimi daha çocuk yaştay-
dı, kimi vatana adanmış bir hayatı sürerken yarı yolda…
Hepsi de erkendi. Öyle dememiş miydi şair, “Her ölüm
erken ölümdür.”
Bir atasözümüz şöyle der: “Kardeş zorunlu arkadaştır,
arkadaş seçilmiş kardeştir.”
İki kardeşimi peş peşe kaybettim: Tevfik Aknur ve
Ahmet Ülger.
Tevfik’in gidişini benden aylarca gizlemişler, hiç bek-
lemediğim zamanda öğrendim. Boğazımda bir yumruk
gibi. “Sen benim duvarımsın” derdi. Daha otuzunda, bı-
raktı gitti.
Ahmet Ülger ise avukatımdı, ağabeyimdi. Vatansever,
milliyetçi bir Türk aydınıydı. “Ergenekon” davası başladı-
ğından beri bir an geri durmadı, bir gün ‘yoruldum’ de-
medi.
Vekalet almak için cezaevine geleceği zaman ‘Buraya
kadar yorulmasın, yetki belgesi alsın, dedim. ‘Olmaz’
dedi. ‘Bu milli bir davadır, yetki belgesiyle olmaz, vekâlet
alacağım.’
28 Aralık günü mahkeme salonunda öğrendim, evinin
merdivenlerinde göçüp gittiğini.
“Yufka yüreklilerle çetin yollar aşıl-
maz” demiş bir şair. Ahmet ağabey de,
Tevfik de yufka yürekli değillerdi.
Paylaştığımız her an onurlu ve öz-
lemle hatırlanacaktır.
Yolunuz ve tahtınız ışıkla dolsun.
Ruhunuz şad olsun.
Oktay Yıldırım
Ercan Akyol, Milliyet, 29 Aralk 2009 Ahmet Ülger

34 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


EĞRİ / DOĞRU

Fehmi Koru Melih Aşık


Uzak gözler Silah ihtiyac
“Sadece içerideki şartlar zorlamıyor sorunların üzerine Sınır karakoluna para yok... Süs niyetine alınan uçaklara var.
üzerine gitmeye; yakın ve uzak coğrafyada irtibatlı ol- Neden? Çünkü Türkiye ulusal ihtiyaçlarına göre değil, ABD silah
duğumuz veya ilgimizi bekleyen ülkelerin de gözü fabrikalarının ihtiyaçlarına göre silah alımı yapıyor da ondan.
bizde...” Mililyet, 26 Aralk 2009
Yeni afak, 26 Aralk 2009
Rıza Zelyut
Deniz Gökçe Kozmik saldr
Kapitalizm “kendini yeniliyor” Ordu içindeki darbe soruşturması da ABD çizgisine uymayan
Kapitalizm bir yandan sallanırken diğer taraftan kendi subayların devre dışı bırakılması işleminden ibarettir.
kendini de tamir etmeyi, yenilemeyi de biliyor galiba. Güne, 27 Aralk 2009
Akam, 26 Aralk 2009

Osman Ulagay
Cengiz Aktar
Aldatc iyimserlik
Ruhban Okulu Türkiye’de ekonominin içinde yaşayan… insanlar içinde
Ruhban Okulu yeniden açılabilir… AK Parti bu konu- 2010’a umutla ve güvenle bakan kaç kişi var acaba?
da kendini aşarak ittihatçı zihniyetin üstesinden gelebilir-
Milliyet, 27 Aralk 2009
se…
Vatan, 26 Aralk 2009
Orhan Bursalı
Kadri Gürsel Polis ordusu
“Soykrm Ant” Polis-paramiliter güce, yani silah yasası ile militer ağırlık ka-
Erivan’daki “Soykırım Anıtı”na bir demet karanfil bı- zandırılacak. Askeri Ordu’ya karşı Polis Ordusu.
raktık… “Biz”, Türkiye’den gelen 10 gazeteci ve 3 aka- Cumhuriyet, 27 Aralk 2009
demisyen araştırmacı idik.
Milliyet, 27 Aralk 2009 Yılmaz Özdil
Psikolojik sava manet pazarna nur yaacak
Mehmet Altan Vay vay vay! Hükümete karşı kaos çıkarmak isteyen Genel-
Suikast deil darbe hazrl kurmay, Boğaz Köprüsü’nü havaya uçurmak için hain plan yap-
Sanırım “suikast” değil ama “darbe” hazırlığına suç- mış, aha bu da krokisi” şeklindeki manşetlere hazır olun.
üstü yapıldı. Ikınıp sıkınıp ne olduğunu açıklayamamak Hürriyet, 29 Aralk 2009
da buradan kaynaklanmaktadır.
Star, 27 Aralk 2009
Emin Çölaşan
Madem yasalm
Oral Çalışlar Yarın Genelkurmay Başkanı’nın makamı, ya da başka askeri
Tarafszlk olmaz! birlikler basılırsa, bundan önce olduğu gibi bazı komutanlar içeri
Avrupa’da Gladio’lar dönemi çoktan sona erdi. Türki- alınırsa, herhalde deriz ki ‘her şey yasaldır’ ve unuturuz gider!
ye’nin sivil güçleri hâlâ ‘Seferberlik Kurulları’ndan içeri Sözcü, 30 Aralk 2009
girmekte zorlanıyor. Burada tarafsızlık olur mu?
Radikal, 27 Aralk 2009
Can Ataklı
TSK’nn düürüldüü durum
Ergun Babahan Türk Silahlı Kuvvetleri kamuoyunun gözünde, cinayetler işle-
Demokrasinin sesi yen, suikastlara kalkışan, yandaş medyanın deyimiyle halka karşı
İran’da yüz binler demokrasi talebi için canı pahasına komplolar hazırlayan ve darbe için planlar yaparak silah ve mü-
sokaklara dökülürken biz hukuk devleti için sesimizi yük- himmat biriktiren bir kurum durumuna düşürülmüştür.
seltemeyecek miyiz? 30 Aralk 2009, Vatan
Star, 29 Aralk 2009
Melih Aşık
Hasan Cemal Eczaclar neden cezalandrlyor?
Bozacnn ahidi Eczacılar sık sık mevcut iktidar tarafından cezalandırılıyor...
Şamil Tayyar, Mehmet Baransu gibi bazı yürekli mes- Sebebi eczacıların cumhuriyetçi - ilerici bir kitle oluşturmasıdır...
lektaşlarım ve onların gazete yöneticileri doğru bildikleri Eczacılar genelde kendi çıkarlarından önce ulusal çıkarları savu-
yolda devam ediyorlar. nurlar.
Milliyet, 30 Aralk 2009 30 Aralk 2009, Milliyet

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 35


GÜZEL TÜRKÇEMİZ

At-ma Nianyan
dil kardayz
Dil kardaşımız Nişanyan, “Türkçede fiil yakın anlamlarda kullanılır oldu.
kökü isim olmaz” diye ferman buyuruyor Şimdi Nişanyan diyecek ki, at ile uydur-
(Taraf, 19 Kasım 2009). Geçen hafta ko mak arasında hangi anlam bağı var.
köküyle tartışmaya başladık. Bu hafta At kökünden türeyen atmak eylemi, yüz-
örnek verdiği at köküyle devam edelim. yıllar, hatta binyıllar içinde türediği kök-
ten özerkleşiyor. Her attığını vurduğunu
AT KÖKÜNDEN TÜREYEN EYLEMLERDE söyleyen avcının atışları gibi, atmak eyle-
ATIN HAREKETLERN GÖRMÜYOR MUYUZ mi de mecazi anlamlar kazanıyor.
Nişanyan diyor ki: “Atmak başka at
başka. Aralarında anlam bağı yok.” YÜZ VE YÜZMEK
Dillerin oluşumu süreçlerinde, daha önce Nişanyan’ın ikinci örneği, yüz ve yüzmek.
ortaya çıkmış köklere göndermeler ve Yüz, herhangi bir cismin dış kabuğunu,
benzetmeler yaparak yeni sözcükler dış dünyayla temas halindeki kesimini,
oluşturulduğunu göz ardı edersek, at ile dışarıdan görünen cephesini ifade ediyor.
atmak başka olur. Yani eni ve boyu var, fakat oylumu
At kökünden türeyen eylemlere bir göz (hacmi) yok, derinliği yok. İnsanın yüzü,
atalım: Atmak, atlamak, atılmak, hatta denizin yüzü, yeryüzü vb. İnsanı, denizi
Cumhuriyet döneminde türetilen atamak. ve yeri diğer cisimlerden ayıran düzlem.
Yine at isminden türetilen sıfatları bir ha- Deriyi yüzmek, denizde yüzmek, hep cis-
tırlayalım: Atak, atık, atılgan. min yüzünde gerçekleştirilen eylemlerdir.
At kökünden türetilen isimlere bakalım: Denizde veya suda yüzerken, denizin yü-
Ayak (bazı Türk dillerinde adak), adım. zünde eylem yapıyorsunuz. Deriyi yüzer-
Ayak da adım da, at kökünden. Adak, ken de derinin yüzünü bıçakla cisimden
Oğuz Türkçesinde ‘aayak’a dönüşmüş; ayırıyorsunuz. O nedenle yüz ismi ile
adım ise önceki haliyle kalmış. yüzme eylemi arasında çok açık bir
At kökünden türeyen eylemlerde, sıfatlar- anlam bağı var.
da, isimlerde hep atın hareketlerini görü- Bir de yüz rakamı (100) var diyeceksiniz.
yoruz. Doğadaki ‘at’a bakarak oluşan bir O yüz başka yüz.
kök, zaman içinde ileri doğru ani bir ey-
lemin kökü olmuş. Ayak ve adım gibi SAÇ VE SAÇMAK
sözcükler de hep o ileri doğru hareketle Saç kökü ile saçmak eylemi arasında da
bağlantılı anlamlar taşıyor. O nedenle anlam bağı ilk bakışta görülemeyebilir.
Türkçedeki at kökü, Türkçenin sağlam Baştaki saçın tel tel olması, dağınık olması
At kökünden türeyen eylemlerde, köklerindendir. ile dağıtmak anlamına gelen saçmak arasın-
sfatlarda, isimlerde hep atn Dillerin oluşum süreçlerinde önce cisim- da anlam bağı yok mu? İlkönce saçı adlan-
lerin isimlerinin ortaya çıktığı kabul edil- dıran Ural bozkırlarındaki veya Asya’nın
hareketlerini görüyoruz. Doadaki mektedir. Yani önce Türkçenin atası olan güneyindeki ademoğlunun (Türkçenin
at’a bakarak oluan bir kök, dilde at dediğimiz hayvanın ismi hangi coğrafyada oluştuğu tartışmalı), daha
oluşuyor. Büyük olasılıkla atlamak, sonra saçma eylemini saçını göstererek an-
zaman içinde ileri doru ani bir atmak, atılmak gibi eylemler de zamanla latması mantıklı değil mi? Bir sonraki
eylemin kökü olmu. Ayak ve adm atın hareketlerine bakarak seslendiriliyor. aşamada saçını göstermek yerine, saçma
Atmak veya atlamak eylemleri, atın hare- hareketini saç köküne bir -mak (İngilizce
gibi sözcükler de hep o ileri doru ketlerine göndermede bulunuyor. make) ekleyerek anlatması yine o mantığın
hareketle balantl anlamlar Atmak, Türkçemizde aynı zamanda uy- devamı olmuyor mu? Yani saç “make”, saç
durmak anlamına da geliyor; kafadan yap-mak, saç haline getirmek, dağıtmak an-
tayor. O nedenle Türkçedeki at atmak gibi. Hatta son zamanlarda atıyo- lamını kazanıyor.
kökü, Türkçenin salam rum sözcüğü, varsayalım, söz temsili, Dilin başlangıcında el kol işaretleri yok
sözün gelişi, mesela, örneğin anlamlarına mu?
köklerindendir.

36 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


Bugün hâlâ meramımızı elle kolla anlat-
mıyor muyuz? Örneğin entellerimiz tel-
evizyon beyazcamlarında, alıntı aktarır-
ken sık sık parmaklarıyla tırnak işaretleri
yapmıyorlar mı? Parmağımızdaki tırnak
ile yazıdaki tırnağın ne ilgisi var diye so-
ranınız çıkar mı?
KAT VE KATMAK
Kat ismi, tek bir hacim oluşturmayan ci-
simlerin üst üste gelmesi halini dile getiri-
yor. Katmak, katılmak, katlamak gibi ey-
lemler ve katık gibi sıfat ve isimler, hep o
katla bağlantılı değil mi? Katık yaptığınız
zeytin kökündeki ‘k kat’tan kopup nerelere
Türkçedeki at kökü, Türkçenin salam köklerindendir. At kökünden türeyen eylemlerde, sfatlarda, isimlerde
kadar uzanmış.
hep atn hareketlerini görüyoruz. Tpk Muharrem Pire’nin resimlerindeki gibi.
Katmak, sonuç olarak bir kat daha ekle-
mektir. Katlamak eylemi ise, herhangi bir Bugün uçurum anlamına gelen yar söz- Mahmut dedemiz Divanı Lügat-it Türk’e
cismi kat kat hale getirmektir. cüğünün binlerce yıl önce kuşkusuz başka böyle kaydetmiş. ‘T Tepik’in İngilizcedeki
yakın anlamları da vardı. Yarık, yırtmak,, karşılığı football, yani ayak topu. Eski
YER VE YERMEK
yırtık vb hep bu kökten türüyor. Türkçesi, tepmek eyleminden türetildiği
Yer, Türkçenin Hint Avrupa dilleriyle için anlamı daha iyi veriyor, daha sağlam
ortak sözcüklerinden. İsveççe ier, İngiliz- N VE NMEK türemiş, daha mantıklı.
ce earth, Almanca Erde, Kürtçe erde, İn, bilindiği gibi mağara anlamına geli- Atalarımız öyle bir tepmişler ki, tepe söz-
Farsça arz vb vb. yor. İyi de, mağara ile inmek eylemi ara- cüğü Pasifik Okyanusu’nu aşıp Meksi-
Bu dillerde ortak yer kökünden neler türe- sında hangi anlam bağı var diyeceksiniz. ka’ya kadar gitmiş. Güncelleşti ya son
tilmiş bakmak gerekir, ama Türkçede Mağaraya girdiğimiz zaman bunu öğreni- günlerde, Meksika’nın eski yerlileri, hani
yermek eylemi var. Bir kimseyi yermek, riz. Mağaraya inilir. İnmek eyleminin bir şu Bering boğazından gittikleri söylenen
yani kötülemek, aşağılamak, yere indir- dilde mağara kavramıyla birlikte oluşma- Mayaların dilinde tepe, aynen bizim tepe
mek, yerle bir etmek, yer haline getirmek sı mantıklıdır. anlamında.
değil midir? Anlam bağı çok açık. Nişanyan ise, ‘at’a öyle bir tepik atmış ki,
DÜ VE DÜMEK VE DÜÜNMEK
SAP VE SAPMAK Recep’in durumuna düşmüş.
Düş rüyadır. İlk insanlar için boşluktur.
Testinin sapına, baltanın sapına, armutun Hâlâ atmasyon sözcüğünün at ismi ile hangi
Düşmek ise, aşağı inmek boşluğa inmek
sapına ve diğer saplara baktığınız zaman, anlam bağı bulunuyor diyeniniz var mı?
eylemi değil mi? Peki düşünmek, yani
sapmak eyleminin hangi saptan çıktığını fikir üretmek, bir anlamda rüyada do- GELECEK SAYIDA: TÜRKÇE VE
görebilirsiniz. Sapmak, gövdeden ayrıl- laşmak sayılmaz mı? SUMERCEDEK ÖZNELER
mak, sapa girmektir.
O girdiğiniz yere de sapak deniyor. Sapık, DON VE DONMAK (Sayın Muazzez İlmiye Çığ’ın desturuyla)
sapkın, hep baltanın sapından çıkmaz mı? Don kökünün, hem buz tutma, hem de dış NOT: Okuyucularımız, Güzel Türkçe-
Yoksa armutun sapından mı? görünüş ve giysi gibi anlamları var. Hatta miz’e ne zaman başladığımızı soruyor ve
Türkçenin binlerce yıldır yaşayan mantığı Yunus Emre’lere kulak verirsek, yanlış eski sayılardaki örnekleri merak ediyor-
burada da karşımıza çıkıyor. Allah saptır- hatırlamıyorsam, “Âdem donun donan- lar. Aydınlık’ın 23 Ağustos 2009 tarihli
masın! dım devrânım süre geldim/ Et ü deri bü- sayısından beri devam ediyor. İsteyenler,
ründüm geldim size göründüm” dizelerin- Aydınlık Türkiye idaresinden sağlayabi-
TIN VE TINMAK VE DNLEMEK deki gibi görüntü ve renk anlamlarına bile lirler. Telefon: (0212) 251 51 22.
Tın, bilindiği gibi ses. Tınmak ise, sesi geliyor. Donmak, donatmak, donanmak,
almak anlamından mecazi anlamlara donanma hep aynı kökten. İlk giyinmenin
kadar yayılan bir eylem. Dinlemek eylemi donma, üşüme olayına karşı bir önlem ol- ARATIRMA
de aynı kökten. ması bir anlam bağını düşündürmüyor
Kap, kab, cup, kupa, Kuppel, kapak,
mu? Don, Çincede de aynı Türkçedeki
TN VE DNMEK Kopf, captain
gibi buz tutma halini dile getiriyor. Çince
Tin, ruh, maneviyat. Dinmek, dingin gibi Bu sözcükler hangi dillere ait ve arala-
yine akrabamız oldu.
türevler ise, sessizleşme, sükûn bulma, hı- rında anlam bağlantısı var mı?
zını kesme, sâkin gibi anlamlara geliyor. TEPE VE TEPMEK Cevap yollayanlar arasında kura çeke-
Aradaki anlam bağı çok açık değil mi? Cismin üzerindeki şişkinlik anlamına rek üç okuyucumuza kitap armağan
gelen tepe ile tepmek eylemi arasındaki edilecek.
YAR VE YARMAK Cevaplarınızı mektup, belgegeçer,
anlam bağı açık değil mi? Eski Türkler
Yar, uçurum anlamına geliyor. Yarmak hayvan derisinin içine kıl ve kurşun dol- eposta yoluyla Aydınlık’ın adreslerine,
ise, bir cismi ikiye bölmek. Bu, uçurum durarak yaptıkları topa ayak teperek oy- GÜZEL TÜRKÇEMİZ notuyla yolla-
açmaya benzeyen bir eylem değil mi? nadıkları oyuna tepik diyorlar. Kaşgarlı manızı diliyoruz.

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 37


ADALET ÇN BR SAVAIN ÖYKÜSÜ: ‘DREYFUS OLAYI’

Ergenekon yüz yl önce


Fransa’daym
DENZ YILDIRIM/ Silivri Cezaevi gâhında görevli Yüzbaşı Dreyfus’a mal edi-
lir.

E
mile Zola’nın belgesel bir yapıt ni-
teliğindeki kitabı “Dreyfus Olayı”
YANDALIIN DEMEZL
1800’lerin sonunda Fransa’da ör- Önce maddi kanıtların sağlam olmadığı
gütlenen bir tertibe karşı yürütülen sonucuna varılsa da “La libre Parole”
adalet savaşını konu ediyor. Bu gerçek ola- (Özgür Söz) gazetesinde “suçlu” hakkında
yın öyküsü tüm ülkeyi 1930’a kadar meşgul sürekli yazılar yayımlanır. Bu, basında
ediyor. Sürecin ayrıntılarıyla, bugünün Er- Dreyfus konusunda küçük düşürücü ve mu-
genekon davası arasındaki hayret verici haliflere yönelik düşmanlığı körükleyici
benzerlikler kitabı çok daha ilginç kılıyor. şiddetli bir kampanyanın başlangıcıdır. Ga-
Tertipçilerin yöntemlerinin hiç değişme- zetelerin olayı büyütmek ve hükümeti
diğini açık seçik gösteriyor. Sahte belgeler, “suçlu” hakkında kovuşturma açmaya zor-
yandaş medya, tehdit edilen yargıçlar, uy- lamak amacıyla genelkurmaya sızdıkları da
durma ihbar mektupları ve ajanların üstlen- anlaşılır yayınların sonunda. Savaş Bakanı,
dikleri büyükelçilikler… sorunu bakanlar kuruluna getirmek zorunda
1894 Eylül sonu. Fransız Haber Alma bırakılır. Ve soruşturma açılmasına karar
Servisi, bazı askeri belgelerin yabancı bir verilir. Suçlamaların dayanağı olan “çizel-
yetkiliye gönderildiğini haber veren imzasız ge”nin Dreyfus’a ait olduğu öne sürülecek
bir mektup “ele geçirir”. Bu belge bir “çi- ve yedi yargıcın oybirliğiyle suçlu ilan edi-
zelge”dir. Hızlı bir soruşturmanın sonucun- lecektir. Yüzbaşı Dreyfus’un rütbesinin
da belgenin elyazması olduğu iddia edilir. alınmasıyla birlikte, ömür boyu sürgün ve
Çizelgenin içindekiler, genelkurmay karar- hapis cezasına çarptırılmasına karar verilir.
Askeri okulun büyük avlusunda rüt-
besi sökülür. Halk aynı zamanda bir
Yahudi olan hükümlü aleyhinde gös-
terilere kışkırtılır.
YÜRÜYEN GERÇEK
Emile Zola bu adaletsizliğe ve uy-
durma davaya karşı gazetedeki köşe
yazılarıyla mücadele başlatır. 24 Ara-
lık 1895’te “Cumhuriyetin Erdemi”
başlıklı yazısına “Gerçek yürüyor.
Onu hiçbir şey durduramaz” diye
Sahte belgeler, yanda medya, başlar. Bu, yaklaşık beş yıl sürecek
tehdit edilen yargçlar, uydurma bir adalet savaşının da başlangıcıdır.
Yargıçlara şöyle seslenir: “Gerçeğin
ihbar mektuplar… Bugünkü her parçasını kurtarmak için çar-
tabloya ne kadar yakn. Bahse pışmak zorunlu oldu. Her şeyden
önce sizi maskaraya çevirmek amacı
konu olaylar yüz yl öncesinin
güden karanlık yargılama yönteminin
Fransa’sndan bir tertibin gerçek karşısındayız. Birtakım haydutlar her
öyküsü. Emile Zola’nn “Dreyfus gün bu yiğit ordunun onuruna saldır-
maktadır. Onlar devleti savunmak ba-
Olay” adl kitab tertibe kar Yüzba Dreyfus hanesiyle suçlulara alçakça ortaklık
yürütülen mücadeleyi anlatyor. ederek onu kirletmektedir. O iktidar

38 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


da yer alan) “Tutanak”, “Gençliğe yen birlik başkanı öldürülür. Ancak tertip
Mektup”, “Suçluyorum”, daha fazla yürümez ve bazı suç ortakları da
“Savaş Bakanı’na Mektup”, “Jüriye görevlerinden istifa eder. Aynı yılın sonla-
Bildiri” gibi yazılarını yayımlar. rında suç merkezinin açığa çıkmasını ve da-
Zola, dönemi şöyle tasvir ediyor: vanın yeniden görülmesini engellemek için
“Özgür tartışamaya karşı böylesine Dreyfus’a af çıkartılır. Ancak Dreyfus için
korkunç bir baskıya hiçbir dönemde düzenlenen dosyaya başka birtakım sahte
başvurulmamıştır. Utanç verici bir belgeler sokulduğu ortaya çıkınca Yargıtay
terör hüküm sürüyor. En yiğit ek bir soruşturma başlatır.
kişiler korkaklaşıyor. Kimse düşün- 16 Şubat 1902’de Zola ölür. Fakat mü-
düğünü söylemeyi göze alamıyor. cadelenin kazanılmasına yaklaşılmıştır.
Dürüst kalmış birkaç gazete de ap- Dört yıl sonra 12 Temmuz 1906’da Yargı-
talca öykülerle çıldırtılmış okuyu- tay Rennes Mahkemesi’nin verdiği kararı
cuları karşısında boyun eğdiler. esastan bozar. Kaldırılmış tüm haklar geri
Öyle sanıyorum ki hiçbir ulus, verilir. Bir hafta sonra da Dreyfus bölük ko-
sağduyusu ve onuru için bundan mutanı olarak yeniden orduya alınır. Ve as-
daha karışık, daha çamurlu, daha keri okul bahçesinde “Legion Nişanı” veri-
boğucu bir dönem geçirmemiştir.” lir.
ÇAĞININ TANIĞI BİR YAPIT
“YURTSEVERL TOKATLAMAK
Ana hatlarıyla böyle çizilebilecek olan
Aile yemei (Paris 13 ubat 1898, Karikatür: Caran d’Ache)
ÇN” ve tüm Fransa’yı altüst eden davanın ayrın-
Diğer yandan Zola, Dreyfus olayı- tılı aktarımı Yalçın Yayınları’ndan çıkmış
nı tüm açıklığıyla şöyle yazıyor ve olan “Dreyfus Olayı” kitabında. Kitap, Mu-
ki suçluları korumak istediği ve siyasal çı-
Fransa’ya sesleniyor: “Zavallı Fransam, ammer Tuncer’in çevirisiyle sunuluyor.
karlara kapıldığı için her şeyi reddetmiş, her demek seni iyice budala sanıyorlar. Seni
Güncelliği yitip gitmeyecek bir yapıt.
şeyin aydınlanmasını önleyecek kadar ayakta uyutmak için böyle öyküler anlatı-
Emile Zola’nın bu davadaki
güçlü olduğunu sanmıştır. İlk günden beri yorlar. Yurtseverliği tokatlamak için bu
davranışı yüz yıldan bu yana insanlığın ha-
karanlıktan yanadır. Artık sadece Dreyfus insan seçilmiştir. O insan ki Alzace-Lorei- fızasından silinmeyecek bir örnek oluşturu-
davası yok. Bundan böyle Fransa’nın hâlâ ne’nin son temsilcisidir. Fransa; diktatörün yor. Zola gibi devrimci bir aydının ve onun
insan hakları Fransa’sı olup olmadığını bil- kılıcından, korkak yargıcın uydurma kara- gibi gerçekleri savunan insanların büyük
memiz söz konusudur. Aydınlığı geciktire- rından kurtulmak için dövüşmelisin. Bu işin çabasıyla adaletin nasıl kazanıldığını merak
cek her şey uzatmaktan başka hiçbir işe ya- ucunda yine diktatörlük olduğunu unutma.” edenler bu kitabı okumalıdırlar.
ramayacaktır.” Yazılarından dolayı bu konudaki en ağır
ceza olan bir yıl hapis ve 3000 Frank para
“UTANÇ VERC BR TERÖR” cezasına çarptırılan Zola, bu süre içinde de
Dreyfus’un tutukluğunun ikinci yılına davanın aydınlatılmasına yönelik katkıları-
girilirken, genelkurmay istatistik bölümü, nı sürdürür.
Alman büyükelçiliğinin bir binbaşıya gön-
derdiği telgrafı ele geçirir. Telgraftaki yazı- TERTP TERSNE DÖNÜYOR
nın Dreyfus’un hüküm giymesine yol açan 1898 yılının başında Fransa artık ka-
“çizelge”deki yazıya korkunç şekilde ben- rışıklıklar ülkesi olmuştur. Dava ile ilgili
zediği görülür. Gerçek suçluların ortaya sokak çatışmaları ve suikastlar başlar. Öbür
çıkmasını engellemek için, davanın yeniden yandan ise genelkurmay istatistik bölümü-
görülmesi talepleri sürekli reddedilir. nün yürüttüğü çalışmayla suçlu kesinleşir.
Yandaş medya yine işbaşındadır ve “çi- Karargâha yönelik sızmanın işbirlikçisi
zelge” olayının gündeme gelmesini engelle- olan Albay Henry de sahteciliği itiraf eder
mek için Dreyfus’un kaçtığına yönelik uy- ve şüpheli bir intiharla hayatı sona erer.
durma bir haber yayımlar. Bir ay sonra Le Tertibin başından beri görevli olan ve çizel-
Matin (Sabah) gazetesi çizelgenin bir kop- ge ile birlikte elyazısını yazan Alman ajanı
yasını yayımlar. Alman Askeri Ataşesi, bü- Estherhazy, “Matin” (Sabah) gazetesinde
yükelçilikteki belgeyle aynı olduğunu görür çizelgeyi kendisinin yazdığını açıklamak
ve hazırlayanın elyazısını tanır. Ancak sesi- zorunda kalır. Bazı komutanların da içinde
ni çıkaramaz. bulunduğu Alman Büyükelçiliği’ne bağlı
Bu arada Senato Başkan bir merkezin emri üzerine ve “Dreyfus’un
Yardımcısı Scheurer-Kestner’in Drey- ihaneti” konusunda onlara maddi kanıt
fus’un suçsuzluğuna inandığı ve bu konuda sağlamak amacıyla bu belgeyi kaleme al- “Kaptan Dreyfus Sava Konseyi önünde”
elinde kanıtlar bulunduğu söylentisi politika dığını belirtir. Le Petit Journal - 23 Aralk 1894 tarihli eki (1863-
ve basın çevrelerinde yayılır. Kasım ayında Zola’nın da yöneticiliğini 1944 tarihleri arasnda yaymlanan günlük Paris Ga-
Zola, bu süre içerisinde, Le Figaro başta yaptığı Fransız Vatan Birliği kurulur. Dava- zetesi 1897-1899 arasnda Dreyfus davasna
olmak üzere çeşitli gazetelerde (kitabında nın yeniden görüşülmesi gerektiğini söyle- ilikin ilüstrasyon eki verdi.)

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 39


SEYİR DEFTERİ

Eymür ve Akyürek, Perinçek’e Nilüfer Belediye Bakan Mustafa Bozbey.


açtıkları davayı kaybettiler
Eski MİT Kontr-Terör Daire Başkanı Meh-
met Eymür ve Eski Emniyet İstihbarat Daire
Başkanı Ramazan Akyürek İşçi Partisi Genel
Başkanı Doğu Perinçek’e açtıkları davaları kay-
bettiler.
İstanbul 5. Asliye Hukuk Mahkemesi, Ey-
mür’ün 21 Haziran 2009 tarihli Sabah gazetesine
yaptığı açıklamalarda Perinçek’e “hakaret ettiği”
gerekçesiyle Eymür’ü 5 bin lira tazminat ödeme-
ye mahkum etti. Mehmet Eymür, 21 Haziran
2009 tarihli Sabah gazetesinde yayımlanan ha-
berde, sözde Ergenekon yapılanmasını kast ede-
rek şu açıklamaları yapmıştı: “Bu yapılanmanın
teorisyeni ve tatbikatçısının Perinçek olduğuna
inanıyorum… Çin’de birtakım ticari faaliyetler
yürüttükleri söyleniyor. Ayrıca yine mali olarak
Almanya ile bağlarının olduğu yönünde bilgiler
var. Alman bankalarıyla bazı ilişkileri olduğu
söyleniyor… Yayın organları, dergileri, TV’leri Başkan Bozbey “kalpaklı Atatürk”le tahrik etmiş!
var. Çok sayıda militanca çalışan avukatı, her Bursa’da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda düzenlediği Cumhuriyet Yürüyü-
zaman eylem yapmaya, kavga ve kargaşaya şü nedeniyle İlhan Yardımcı adlı şahıs tarafından İçişleri Bakanlığı’na şikâyet edi-
hazır ‘Öncü Gençlik’ teşkilatları var. Bu değir- len Bursa Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, 29 Aralık’ta Vali Yardımcı-
menin suyu nasıl ve nereden gelen para ile dönü- sı Mustafa Güney’e savunmasını verdi. Valiliğe beraberinde CHP İl Başkanı Gür-
yor. Önemsenmeden geçilecek bir örgütlenme han Akdoğan ve partililerle giden Bozbey, çıkışta basının sorularını yanıtladı. İç-
değil. Bir de görünmeyen yanını düşünün. Türki- işleri Bakanlığı ile Bursa Valiliği’nin İlhan Yardımcı adlı şahısın dilekçesini uy-
ye Cumhuriyeti’nin bekası için Perinçek grubu- gulamaya koymalarını eleştiren Bozbey “Binlerce insanın katıldığı Cumhuriyet
nun faaliyetlerinin ortaya çıkarılması lazım” yürüyüşünden, iki milyon insanın yaşadığı Bursa’da sadece İlhan Yardımcı adlı
Perinçek ayrıca Ramazan Akyürek’in şikaye- şahsın tahrik olmuş olması dikkat çekicidir. Hem cumhuriyetin faziletlerinden
ti nedeniyle 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nde bahsedip, hem de coşkulu kutlamadan tahrik olan şikâyetçinin samimiyetinin nasıl
açılan davadan da 30 Aralık’ta beraat etti. Akyü- ciddiye alındığını merak etmekteyim” dedi. İçişleri Bakanlığı’nın talimatıyla,
rek, Doğu Perinçek’in 31 Ocak 2007 tarihinde Bursa Nilüfer Belediyesi hakkında 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda düzenlenen
yaptığı, “Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Fet- ve 100 bini aşkın yurttaşın katıldığı Cumhuriyet Yürüyüşü’yle ilgili idari soruş-
hullah sicilli Ramazan Akyürek’in Hrant Dink turma başlatıldı. Soruşturmanın dayanağı İlhan Yardımcı adlı şahıs tarafından
suikastındaki rolü ABD ve MOSSAD’ı ele veri- Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen dilekçe. Dilekçede, belediye tarafından
yor” başlıklı açıklaması üzerine şikayetçi olmuş- dağıtılan ve üzerinde Atatürk’ün kalpaklı resmi ile “Devrimlerinin izindeyiz” ya-
tu. Perinçek, yargılamaya konu olan açıklama- zısı bulunan bayrakların tahrik unsuru oluşturduğu iddia ediliyor. Ancak şikâyet
sında, Ramazan Akyürek’in “haber elemanları” dilekçesinin tarihi yürüyüşün yapıldığı 29 Ekim’den üç gün öncesine ait.
timinin gerçekleştirdiği işlerin ABD’nin Büyük
Ortadoğu Projesi kapsamında Türkiye’de etnik
ve dinsel çatışma zemini hazırlamaya yönelik bir Polis TGB üyelerini önce kelepçeledi, sonra yumrukladı!
dizi tertip olduğunu açıklamıştı. Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu’yu 24 Aralık’ta Antalya’da katıldığı
Türk Telekom Lisesi’nin açılışında protesto eden Türkiye Gençlik Birliği üye-
lerine polis sert müdahale etti. Polis, gençleri önce sertçe duvara dayadı, ağız-
larını kapattı, ardından kelepçeledi. TGB Antalya Şube Başkanı Koray Akın,
26 Aralık’ta Antalya Kışlahan Oteli önünde yaptığı açıklamada polisin müda-
halesinin bundan ibaret olmadığını söyledi. Akın olanları şöyle anlattı: “Göz-
altına alınan arkadaşlarımız otobüse bindirilirken, Antalya TGB İl Sekreteri
Rıza Türkmendağ’ın suratına yumruk atıldı. Polisin sert tutumu aracın içinde
de devam etti” Emniyet amirinin araca gelmesiyle birlikte polislerin tavırları-
nın değiştiğini söyleyen Akın, “Anlaşılan odur ki şiddet uygulayın emrini po-
lise amiri vermemiştir. Öyleyse emri veren kimdir?” diye sordu.
Tekel işçilerine biber gazı sıkanların bu kez çirkin yüzlerini yumruk ve kafa
atarak gösterdiklerini söyleyen Akın “O yumruklar Türk bayrağına sahip
çıkan, vatanın bütünlüğünü savunan Atatürk gençliğine vurulmuştur, arkadaş-
larımıza şiddet uygulayan polisler yargı önünde hesap vereceklerdir” diye ko-
nuştu. Gözaltına alınan sekiz TGB’li savcılıkta ifadeleri alındıktan sonra ser-
best bırakıldı.

40 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


SEYİR DEFTERİ

Beşiktaş’a Eski Yargçlar ve Savclar Birlii Bakan Ömer Faruk Eminaaolu ve


Antalya Barosu Bakan Zafer Köker
Türkan Saylan heykeli
Beşiktaş Belediye Başkanlığı, 18 Mayıs’ta
kaybettiğimiz Çağdaş Yaşamı Destekleme Der-
neği Başkanı Türkan Saylan anısına Arnavut-
köy’e heykel dikti. Heykelin 26 Aralık’ta yapılan
açılış töreninde CHP Genel Başkanı Deniz Bay-
kal şöyle konuştu: “Gerçekten ibret vericidir, çok
acıdır. Böylesine baş tacı edilmesi gereken bir in-
sanı, hangi suçlamalara maruz bıraktığımız,
hangi sorulara muhattap kıldığımız, herhalde
unutulmayacaktır. Yetiştirdiği ve yetiştirmeye
çalıştığı çocuklar bile suçlu muamelesine tabi tu-
tulmuştur”
Sanatçı Altan Erkekli’nin sunduğu açılışta,
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Baş-
kanı Prof. Dr. Aysel Çelikel ve Beşiktaş Belediye
Başkanı İsmail Ünal da birer konuşma yaptı.
Prof. Dr. Ferit Özşen’in yaptığı heykeli, CHP
Lideri Baykal ve Gazeteci Uğur Dündar beraber
açtı. Antalya Barosu’dan Eminağaoğlu
Kaçmaz ve Kavilli’ye insan hakları ödülü
Antalya Barosu İnsan Hakları Merkezi’nce verilen 2009 Hukuk ve İnsan
Hakları Savunucuları ödülüne Eski Yargıçlar ve Savcılar Birliği Başkanı Ömer
Faruk Eminağaoğlu, Sincan 1.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz
ve Avukat Ömer Kavilli layık görüldü.
26 Aralık’ta yapılan ödül töreninde Antalya Barosu Başkanı Zafer Köker
konuşmasını yaptığı sırada bir grup AKP’li avukat ödülün Eminağaoğlu, Kaç-
maz ve Kavilli’ye verilmesini onaylamadıklarını söyleyerek töreni provoke et-
meye çalıştılar.
Salonda bulunan diğer avukatlar ile kitle örgütü temsilcileri kışkırtıcıları,
“Katil ABD, İşbirlikçi AKP” sloganıyla dışarı çıkardılar. Antalya Barosu Baş-
kanı Zafer Köker, ödülün üç hukukçuya yargı bağımsızlığına yönelik onurlu
duruşlarından dolayı saygı ve destek amacıyla verildiğini söyledi. Eski YAR-
SAV Başkanı Eminağaoğlu törende yaptığı konuşmada her geçen gün hukuk-
tan ve insan haklarından uzaklaşıldığını ve tek sesli demokrasinin yerleştiril-
meye çalışıldığını belirterek “İnsan hakları yargı eliyle ihlal edilir duruma gel-
miştir. Cumhuriyet’e yönelik tehditlere yargı da alet edilmeye çalışılmaktadır”
dedi. Tören 10.Yıl Marşı’nın hep bir ağızdan söylenmesiyle sona erdi.
Devrim Akn Karasoy/ Antalya

İzmir’de Ulusal Kanal’ın 10. yıl buluşması


Ulusal Kanal dostları 27 Aralık Pazar günü İzmir’de bir araya
geldi. Sağlıkçılar Lokali’nde yapılan 10. Yıl Kahvaltısı’nda bulu-
şan Ulusal Kanal’a gönül verenler 400 kişilik salona sığmadı.
Kahvaltılı sohbet toplantısının açılış konuşmasını Ulusal Kanal
Genel Müdür Yardımcısı Ömer Şahin yaptı. Şahin tüm katılımcı-
ları Ulusal Kanal Gönüllüsü olmaya çağırdı. Kahvaltıya İzmir Ba-
rosu Başkanı Özdemir Sökmen, İzmir Tabip Odası Başkanı Suat
Kaptaner, Türk Kadınlar Birliği İzmir Şube Başkanı Şermin
Akman, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı E. Korgeneral Yaşar
Müjdeci ve Tekel işçilerinin de bulunduğu seçkin bir davetli top-
luluğu katıldı. Program yapımcılarına ve çalışanlarına teşekkür
plaketleri verildi. Ulusal Kanal’da sabah programları yapan Halil
Nebiler konuklara seslenerek “Ulusal Kanal’da bir kavga verili-
yorsa sizin sayenizde veriliyor” dedi.

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 41


EKONOMİ / EMEK
Genel Maden çileri
Sendikas’nda örgütlü Türkiye
Ta Kömürü Kurumu
Zonguldak Kozlu ve Üzülmez
Müessesesi içileri de i
brakma eylemi nedeniyle
ocaa bir saat geç indiler
(Fotoraf: Nazm Ayarolu).

TEKEL ÇS TÜRK-’ GENEL GREVE ZORLUYOR

Bölge mitingleri geliyor


T
ekel, itfaiye, demiryolu emekçileri- lantıda alınan karar gereği her hafta birer
nin başlattığı mücadele genişliyor. saat arttırılarak yapılacak işbırakma eylem-
Tekel işçilerinin eylemi sürerken lerinin süreceğini, buna ek olarak bölgesel
Hükümet, birinci aama uyar yaptığı ilk toplantıda “sürekli mitingler yapılacağını açıkladı.
eylem” kararı alan Türk-İş Başkanlar Ku-
eylemlerinden ders çkarmad. TÜRKEL: “ÖLMEK VAR, SONUÇ ALMADAN
rulu, durum değerlendirmesi yapmak üzere
Erdoan içileri suçlamaya, hedef 30 Aralık’ta bir kez daha toplandı. İçeride DÖNMEK YOK”
göstermeye devam edince; toplantı yapılırken, bina önünde toplanan Türk-İş önünde eylemlerini sürdüren
binlerce işçi “genel grev” sloganı atıyordu. işçilerin beklentisi ise toplantıdan genel
eylemleri güçlendirmek, etkisini İşçilerin gür sesi toplantının da havasını et- grev kararı çıkmasıydı. Türk-İş Başkanı
artrmak kaçnlmaz hale geldi. kiledi. Bazı sendika başkanları, genel grev Kumlu’nun açıklamalarının ardından bazı
için her türlü koşulun uygun hale geldiğini işçiler kararları yetersiz bularak tepki gös-
Türk- Bakanlar Kurulu daha söyleyerek bu yönde bir karar alınması ge- terdi. İşçileri ikna etmek, Tek Gıda-İş Sen-
önce ilan ettii eylemlere ek rektiğini söylediler. Ancak Başkanlar Ku- dikası Genel Başkanı Mustafa Türkel’e
olarak bölgesel mitingler rulu’ndaki genel eğilim, eylemlerin etkinli- düştü. İlk günkü kararlı duruşlarından bir
ğinin kademeli olarak yükseltilmesi ve bu adım bile geri atmadıklarını söyleyen Tür-
yaplmas karar ald. Dier emek süreçte tüm emek ve meslek örgütlerinin kel, direnişe devam edeceklerini kaydetti.
ve meslek örgütlerine, eylemlere de mücadeleye dahil edilmesi yönündeydi. Türkel “burada tek bir işçi kalsa bile, Tek
Toplantıdan da bu eksende bir karar çıktı. Gıda-İş Sendikası Tekel işçilerinin hakları-
tüm kuvvetleriyle katlmalar Kararı, işçilere bizzat okuyan Türk-İş nı alana dek mücadeleye devam edecektir”
çars yaplacak. Başkanı Mustafa Kumlu, bir önceki top- diye konuştu. Türk-İş’in yanı sıra Tekel iş-

42 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


çilerinin de bir eylem planı olduğunu hatır-
latan Türkel, sorun çözülmezse 9 Ocak’tan Danıştaydan şeker fabrikalarının
itibaren Tekel’e bağlı tüm işyerlerinde özelleştirilmesine ‘dur’
ölüm oruçlarını başlatacaklarını duyurdu.
Türkel’in bu açıklamaları sonrası ortam sa- Danıştay 13. Dairesi, Şeker-İş Sendi- gözetilerek özelleştirme işlemi yapılma-
kinleşti. kasının açtığı davada, Türkiye Şeker sı gerektiği; şartnamenin ise bu ilkeleri
TÜRKYE TEKEL ÇLERNN ETRAFINDA Fabrikaları A.Ş’ye ait Kastamonu, Kır- sağlamaktan uzak olduğu ifade edildi.
şehir, Turhal, Yozgat, Çorum ve Çar- Kararın, 4’e 1 oy çokluğuyla alındığı bil-
BRLEYOR
şamba şeker fabrikalarının bir bütün ha- dirildi.
Tekel işçilerinin Ankara’da sürdürdü- linde portföy grubu olarak özelleştiril- Portföy C olarak adlandırılan TÜRK-
ğü direnişte üç hafta geride kaldı. İşçiler mesine ilişkin ihale ilanı ve şartnamesi- ŞEKER’a ait 6 şeker fabrikasının özel-
direnişi canlı tutmak için, her gün yeni nin yürütmesini 30 Aralık’ta durdurdu. leştirilmesi ihalesinin nihai pazarlık gö-
eylem ve etkinlikler yapıyor. Bir yandan Şeker-İş Sendikası yetkililerinden alınan rüşmelerine 9 firma katılmıştı. Nihai pa-
Türk-İş Başkanlar Kurulu’nca kararlaştı- bilgiye göre, dairenin yürütmeyi durdur- zarlık görüşmelerinde en yüksek teklifi
rılan eylemlere katılıyor. Türk-İş’in çağrı- ma kararında, şeker sektöründe arz talep 606 milyon dolarla AKP’ye yakınlığı ile
sıyla Güvenpark’ta toplanan Türk-İş’e dengesinin bozulmaması, istikrarlı işle- bilinen Cengiz Holding ortakları, Ak-
bağlı sendikaların yöneticileri ve Tekel iş- yişin sürdürülmesi, dışa bağımlılık yara- Can Şeker Sanayi ve Ticaret A.Ş ver-
çileri 28 Aralık’ta MHP’li grup başkan tılmaması, üretimin sürdürülebilmesi mişti.
vekilleriyle, 29 Aralık’ta da CHP Genel
Başkanı ve grup başkanvekilleriyle görüş-
meslek örgütlerinin basın müşavirleri, ğinden danışmanlarını işçilerin yanlarına
mek için TBMM’ye gittiler. Milletvekil-
Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın çağrı- göndererek giyecek ve kumanya yardımı
leri de hafta boyu Türk-İş önünde topla-
sıyla bir araya gelerek Tekel işçilerine yapma teklifinde bulundu. İşçiler ise
nan işçilere destek ziyareti gerçekleştirdi.
destek ziyareti gerçekleştirdi. AKP’li vekillerin bu teklifini geri çevirdi-
Direnişin ilk gününden bu yana tüm yö-
neticileri ve üyeleriyle, Tekel direnişçileriy- Yeni yılı da Ankara’da karşılayan Tekel ler. Tayyip Erdoğan bir yandan, Tekel dire-
le kader ve mücadele ortaklığı yapan İşçi işçilerinin, o akşamki destekçileri arasında nişçilerine saldırmaya, onları suçlamaya
Partisi; hem direnişçilerin hem de sendika sanatçılar da vardı. İşçiler, yeni yıla Edip devam ederken; diğer yandan da iki AKP’li
yönetiminin gönlünde adeta taht kurdu. Akbayram ve Sabahat Akkiraz’ın seslen- milletvekilinin böyle bir girişimde bulun-
Başkentli Ulusal Gönüllüleri de, evlerinde dirdiği şarkıların coşkusuyla girdi. ması, parti içindeki huzursuzluğu da bir an-
hazırladıkları kumanyaları Türk-İş’e getire- lamda su yüzüne çıkardı.
rek, işçilerle dayanışma sergiledi. TAYYP DUYSA, BUNA ÇOK KIZAR!
Geride kalan hafta içinde yaşanan bir KÖRLER TEKEL ÇLER ÇN STANBUL’DAN
Kardeş sendikalar, meslek ve kitle örgüt-
leri de hem kitlesel katılım hem de kumanya olay, Tekel direnişinin AKP içinde büyük ANKARA’YA YÜRÜYOR
dağıtımlarıyla, direnişe destek veriyor. rahatsızlık yarattığını da ortaya koydu. Altı Nokta Körler Derneği de, Tekel
Gazeteciler, muhabirler, haber kame- Tekel işçilerinin verdiği bilgiye göre, işçilerine destek için 30 Aralık’ta İstan-
ramanları, foto muhabirler, sendika ve AKP’li iki milletvekili kendileri gelemedi- bul’dan Ankara’ya yürüyüş başlattı. Yü-

çiler tüm yurtta 25 Aralk Cuma akam mesai bitiminde AKP binalarna yürüdüler. (stanbul)

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 43


rüyüş öncesi yapılan açıklamada, “gör-
meyenler olarak herkesin gözünü açıp,
bütün kamuoyunun Tekel emekçisinin ya-
nında olabilmesi için Ankara’ya yürüyo-
ruz. Biz diyoruz ki bize engel olmayın,
biz size engel değiliz” denildi. Açıklama-
nın ardından Dernek üyeleri Şişli’den yü-
rüyüşlerine başladı. Boğaziçi Köprü-
sü’nden yürümek isteyen dernek üyeleri,
sivil polis ekiplerince engellendi. Derne-
ğin İstanbul Şube Başkanı Murat Demi-
rok engelleme girişimine tepki göstere-
rek, “Boğaziçi Köprüsü’nde tenis oynanı-
yor, Avrasya koşuları yapılıyor. Ama
bizim hak aramamız engelleniyor” dedi.
Dernek üyeleri, doktor kontolünde başla-
dıkları yürüyüşlerini Pazar günü Anka-
ra’da Tekel işçilerinin yanında sonlandır-
mayı planlıyor.
46 DEMRYOLU ÇS E DÖNDÜ
Tekel işçilerinin cephesinde bunlar yaşa-
nırken, açığa alınan demiryolu işçileri görev-
lerine iade edildi. İşçiler, 15 Aralık’ta bir gün-
lük uyarı grevi yaparak trenleri durdurmuş,
eylem sonrası 46 çalışan görevden alınmıştı. Alt Nokta Körler Dernei de, Tekel içilerine destek için stanbul’dan Ankara’ya yürüyü balatt.

Esenyurt Belediye İşçileri 131 gündür direnişte

Aydınlık Türkiye muhabirleri Esenyurt Belediyesi önünde Düşünün bir baba, çocuğuna süt alamıyorsa, şekerli suyla bes-
işe dönme mücedelesi veren 16 işçiyi direnişlerinin 131’inci lemeye çalışıyorsa ne yapsın? Onlar makarna, kömürle, insan-
gününde ziyaret etti. İşçiler son eylemlerinde, itfaiyecilerle bir- ları sadakaya alıştırıyor. Biyad etmeye zorluyor. Biz ne biyad
likte ellerinde ekmeklerle kendilerini Boğaziçi Köprüsü’ne zin- etmek ne de sadaka istiyoruz. Alnımızın teriyle kazandığımız
cirlemişlerdi. ekmeğimizi istiyoruz” diyor.
Direnişteki işçilerden iki çocuk babası Ercan Kavcu diyor Söz açılımlara gelince işçiler “Bırakın kürt açılımını. Emek
ki, “Anayasal hakkımızı kullanarak Belediye-İş Sendikası’nda açılımı, halk açılımı yapın” diye isyan ediyor. Yavuz Durmuş
örgütlendik, işten atıldık. Biz keyfimizden çıkmadık köprüye. arkadaşlarıyla kolkola giriyor “Bakın bir yanımda laz, ben kür-
İnsanlar boşuna sokağa dökülmüyor. tüm, diğeri alevi. Hepimiz ekmeğimizin derdindeyiz” diyor.
AKP’ye sesleniyorum, insanları sadakaya
alıştıracağına, üretime teşvik etsin.”
Yakuplu Belediyesi’nde 11 yıl zabıta
olarak çalışan, Esenyurt’a gelince işinden
olan Fatih Akbayrak “Emek cephesi hü-
kümete karşı ayakta olmak zorunda. Hü-
kümet elektriğe, doğalgaza zam yapıyor.
Memura, işçiye gelince yüzde 2,5 oranın-
da sözleşme bitiriyor. Emekçi ayakta ol-
mayacak da, jeeplere binenler, yeşil alan-
ları parselleyenler mi ayakta olacak.”
Diyor.
Alişan Abalay ise belediyede şoför
olarak çalışıyormuş. Belediye başkanı
Necmi Kadıoğlu ve yardımcılarının yıl-
dırma politikaları nedeniyle çöpe veril-
miş. Sonrası malum. İşten ilk atılanlardan
olan Abalay, arkasındaki pankartı göste-
rerek “Zalimin zulmüne karşı isyan edi-
yoruz. Evimize ekmek götüremiyoruz.

44 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


EMEK DÜNYASI

2010 yılı ve 2008 yılı Kesin Hesap Ya- Cemil Çiçek hiç değinmedi.
sası’nın görüşmeleri AKP’den Başbakan 5- İlhan Kesici, içinde bulunulan kriz
birinci yardımcısı ile CHP sözcüsü İlhan gibi bunalımlarda, kurtuluşun ancak dev-
Kesici’nın ortaya sürdüğü rakamlar arasın- letçi politikalarla olduğunda ısrarla durdu.
da bir maç niteliğinde geçti. ABD’nin 1929 bunalımını Roosevelt eliy-
Öteden beri AKP’nin hem ekonomiyi le devletçi politikalar sayesinde atlattığını
güzel yönettiği ve hem de CHP sözcüleri- söyledi. Türkiye’nin ise hâlâ özel sektör-
ARSLAN nin Başbakan ve AKP sözcüleri karşısında cülüğe dönük olduğunu belirtti. Cemil
BAŞER zayıf kaldıkları söylenirdi. Ancak son iki Çiçek bu konuda da suskun kaldı.
KAFAOĞLU yılda CHP sözcü olarak İlhan Kesici’yi se- 6- İlhan Kesici AKP’nin iktidarı döne-
çince, CHP’nin AKP ekonomi politikası- minde güneydoğunun az gelişmişliğini gi-
nın ne ölçüde yanlış olduğu kürsüde çok dermek için ele gelir bir plan hazırlamadı-
iyi belirdi. Bütçenin son konuşmalarında ğını, oysa 1930’larda bile İsmet İnönü ve
Rakam İlhan Kesici hangi noktalar üzerinde
durdu; Cemil Çiçek’in yanıt vermedikleri
Celâl Bayar’ın kapsamlı kitaplarla konuyu
ele almış olduklarını söyledi. Kitapları
oldu mu? Yanıt verdiği durumlarda kim kürsüden gösterdi. Cemil Çiçek bu işi ele
savaşları haklı? alış tarzı eksikliği konusunda konuşmadı.
BÜYÜME VE KÜÇÜLME ORANLARI GAP NASIL BTECEK?
l- Kesici, 1923’ten bu yana 7 yıllık dö- 7- AKP iktidara geldiği ilk yıllarda
nemlerde Türkiye’nin ekonomik büyüme GAP’a eskisinden daha az para harcadığı-
yüzdelerini saydı. Bu arada ülkemizin ilk nı ortaya döktü. Bu zavallı rakamlar için
yıllarında hem liberal ve hem de devletçi yanıt verilmedi.
politikalarla yüzde 10’un üzerinde kalkın- 8- Yine GAP konusunda bu yıl bütçeye
dığı da TBMM kürsüsünden dile getirildi. konan cılız rakamlara işaret eden İlhan Ke-
Bu 7’şer yıllık büyümelerden en düşüğü, sici, böyle gidilirse GAP’ın ancak 175
AKP dönemindeydi. Bu tespite her AKP yılda biteceğini ileri sürdü, Cemil Çiçek
sözcüsü gibi, Çiçek de yanıt vermedi. Ko- bunu kabul etmeyip iktidarlarının GAP’a
nuya yanaşmadı. önem verdiklerini ve üç yıl içinde GAP
2- Kriz yılında büyüme veya küçülme projesinin tamamlanacağını söyledi. Ama
oranlarını verdi Kesici. Dünya ortalaması bu cılız bütçeyle bunun nasıl olacağının
eksi yüzde 1,1, ABD küçülmesi eksi yüzde işaretini vermedi.
2,7. Türkiye’nin de içinde bulunduğu geli-
şen ülkelerde artı 4,7 ve Türkiye’de yüzde BOZGUN KAÇINILMAZ
6,5. Buna da Çiçek hiç yanıt vermedi. Görüldüğü gibi İlhan Kesici-Cemil
Çiçek konuşmaları arasında, bütçe ve eko-
ÇAY VE SMT HESABI nomi konularında bir karşılaştırma yapıldı-
3- Kesici, asgari ücretin 570 TL oldu- ğında, iktidar sözcüsü çok zayıf kaldı.
ğundan hareketle, 5 kişilik bir ailenin sa- Oysa Kesici, AKP’nin özelleştirme uygu-
dece çay ve simit yeseler, bunun 900 lira lamalarını, iflâs eden sağlık politikasını,
tutacağını söyledi ve “Allahtan korkun” ebediyen dışa bağlı dış ticaret politikasını,
dedi. Cemil Çiçek işte buna yanıt verdi. ülkeyi yakıp yıkan imar politikalarını bile
Kendine göre bir değerlendirme yaparak konuşma plânına almış değildi. İktidar
çay ve simidin bir aylık maliyetine Kesi- sözcüleri gerçekten halkçı ve devletçi bir
ci’nin bulduğu 900 liranın yarısı olan 450 parti sözcüsü karşısında elbette daha
liradır dedi. Aslında Kesici’nin hesabı büyük bir bozguna uğrarlar.
daha doğruydu. Ama diyelim ki Çiçek’in
hesabı daha doğru. Ne sonuca varılıyor?
Bir aile sadece çayla simit yese 450 lira
harcayacak, gene de elinde sadece 120 lira
BASALII
Son bütçe görümelerinde lhan kalacak. “Allahtan korkun” demekte haklı
olunmaz mı? Parti üyemiz
Kesici hangi noktalar üzerinde
Gürol Eray’n sevgili ei
YANITSIZ BIRAKILAN ÜÇ KONU DAHA
durdu? Cemil Çiçek’in yant ermin Eray’
4- Kesici son The Economist dergisinin
vermedikleri oldu mu? Yant ekonomik göstergeleri açıklayan sahifesini kaybettik. Arkadamza,
açarak Türkiye ile diğer ülkelerin borçlan-
verdii durumlarda kim hakl? ma faizlerini oradan okudu. “Yüzde olarak ailesine ve dostlarna
3 aylık bonoya ABD 0,18, Japonya 0,34, basal dileriz.
Konumalar sekiz maddede İngiltere 0,66, Belçika 0,73, Fransa 1,47,
karlatrdk. Sonuç: ktidar Güney Kore 1,80 ve Türkiye yüzde 3,3.” çi Partisi
Türkiye’nin dünyada en pahalı borçlanan Maltepe lçe Bakanl
sözcüsü çok zayf kald. ülke olarak göründüğü bu suçlamaya da

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 45


EKONOMİ / EMEK

CEPHE GENLYOR

Zincir eczanelerden
datm irketleri de rahatsz
MERAL AKKAYA / ÖZGE COMBA olan 24 bin eczane var. 23 bin eczacı
SGK’yla tek başına sözleşme imzalama-
yacağını TEB’e dilekçe vererek beyan

T
ayyip Erdoğan’ın, “Amerika’da
olduğu gibi markette de ilaç satıl- etti. Dilekçeler önümüzdeki günlerde
masına ilişkin çalışma başlattık” Sosyal Güvenlik Kurumu’na verilecek.
sözleri ilaç dağıtım şirketlerini de Hükümet AKP’li eczanelerle direnişi
Tayyip Erdoan sonunda hedefi rahatsız etti. Türk Eczacıları Biriliği’nde kırmaya çalışıyor.
(TEB) 31 Aralık Perşembe günü bir top- Tayyip Erdoğan’ın “ABD’de olduğu
açklad: lac markette satacaz! lantı yapıldı. Toplantıda büyük dağıtım gibi artık marketlerde ecza ile ilgili
Erdoan’n sözleri eczaclarla şirketleri süreçten duydukları rahatsız- stantlar kurulmasına yönelik çalışmayı
lığı dile getirdiler. da ayrıca yürütüyoruz. Bu işi geliştire-
birlikte datm irketlerini de ceğiz, başka çaresi yok” sözleriyle bir-
Uygulama yalnızca eczayı değil, ilaç
rahatsz etti. laç datm dağıtım şirketlerini ve ilaç firmalarını da likte gözler Amerika’daki sisteme çev-
etkileyecek. Eczacı kazanamadığı için, rildi.
irketleri TEB’de bir toplant
ilaç dağıtım şirketlerine borcunu ödeye-
yaparak durumdan rahatsz meyecek, dağıtım şirketleri de aynı
LAÇ TÜKETM ARTACAK
şekilde ilaç firmalarına ödeme yapama- Bu sistemin sonuçları iki maddede
olduklarn dile getirdiler. stanbul özetlenebilir. Halk sağlığı zarar görecek,
yacak. Sistem tamamen çökecek. İlaç
Eczac Odas Bakan Semih sektöründeki tüm aktörler kaybedecek. ilaç harcamalarında büyük artış yaşana-
Eczacılar, 4 Aralık’ta kepenk kapat- cak.
Güngör, “lacn markette satlmas Sağlık çevreleri bilimsel uygulamayı
tıkları günden bu yana kararlılık içinde
ciddi salk sorunlarna yol açar” hükümetin ilaç politikasına karşı duru- doktor, reçete ve eczacı üçgeniyle tarif
ediyorlar. İlacın markette satılmasıyla
diyor. yorlar. Türkiye’de SGK’yla sözleşmesi

46 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


birlikte beş yıl eğitim almış eczacı devre-
den çıkıyor. İstanbul Eczacı Odası ERKAN ÖNSEL (P Genel Bakan Yardmcs- stanbul Eczac Odas E. Bk)
Başkanı Semih Güngör, “Çok ciddi halk TEB’e çağrı: Cephenizi geniş tutun, eczacılar kazanacak!
sağlığı sorunları doğacaktır” uyarısında
bulunuyor. “Amerikan Gıda ve İlaç Dai-
resi (FDA) sürekli açıklamalarla ilaçların İlacın Eczacılık Fakültelerindeki tanımı kaçınılmaz sonucu budur.
prospektüsünü değiştiriyor. Elden alınan şudur: zamanında yerinde ve dozunda kul- AKP hükümeti yedi yıldır ABD mer-
ilaçların yan etkileri yüzünden çok ağır lanılmadığında ilaç bir zehirdir. İlaç, heki- kezli sistemin içinde Türkiye’ye karşı
hastalıklar yaşanıyor. Hatta ölümler ger- min tanısı ile ve tedavi amacıyla reçeteye görev yapmaktadır. Dağılmakta ve çök-
çekleşiyor. Giderek tüketim artıyor. yazılan ve kullanımı eczacı tarafından has- mektedirler. İlaç, eczacılık halk sağlığı ala-
Sağlık harcamalarının yükselişi de siste- taya açıklanan bir üründür. O alan özel bir nında yürüttüğü politikalar da iflas etmiştir.
min açıklarından bir diğeri.” uzmanlık alanıdır. Hastalar kendi seçimle- Bu iflasla beraber sağlık alanı da berhava
Amerika’daki bilinçsiz kullanılan ilaç riyle ilacı kullanamazlar, tüketemezler. İlaç edilmektedir. Geçen hafta iki bin 500 ecza-
FDA raporlarında da doğrulandı. Resmi zeytin, peynir, ekmek gibi piyasada satıla- cı önünde yaptığım konuşmada şunu açık-
rakamlara göre marketten reçetesiz satı- cak ticari bir meta değildir. lamıştım: “Tekel işçilerine yapılan uygula-
lan ilaçla 35 yıl içinde 125 çocuk SGK’nın eczacılarla yapılan sözleş- ma neyse, eczacılara yapılan uygulama da
yaşamını yitirdi. Bunun yanında binlerce meyi feshetme teşebbüsünden sonra 23 odur, aynı merkezdir. Eczacıların kaderi
insanın da ilaç zehirlenmesi yaşadığı bi- bin eczacı sıkı bir yumruk gibi birleşti. Tekel işçileriyle birleşmiştir. Cumhuriyet
liniyor. Eczacılar tek tek sözleşme yapmayacak- Devrimi’yle birleşmiştir.” Çıkış ve çözüm;
larını belirten kararlı duruşlarını imzala- İşçi Partisi’nin Milli Hükümet Programıdır.
LAÇ FYATLARI ARTACAK yarak TEB’e gönderdiler. İktidar olmaktır. Bu gerçeği, eczacılarda
Hükümet, eczaneleri tasfiye planını Eczacıların bu büyük direnişini kırmak bugün yürüttükleri o büyük mücadele içeri-
“ilaç ucuzlayacak” propagandasıyla için Tayyip Erdoğan market formülünü or- sinde keşfediyorlar.
kabul ettirmeye çalışıyor. Oysa gerçek taya attı. Bu formül dünya çapında iflas et- Türk Eczacılar Birliği’ne şu çağrıyı ya-
tam tersi! Zincir eczanelerle vatandaş miştir ve yürürlüğe konulduğu zaman ec- pıyorum; Cephenizi geniş tutun, halkın des-
ilaca cebinden daha fazla para vermek zacılar ilaç depolarına, ilaç depoları da sa- teğini esas alın, ilaç depolarını ve ilaç sana-
zorunda kalacak. Zincir eczanelerle bir- nayinin üzerine yıkılacaktır, domino taşla- yini ortak mücadelemize davet edin. Başa-
likte Türkiye’de de ağrı kesiciler, öksü- rı gibi. Marketlerde uygulanacak sistemin racağız, kazanacağız.
rük şurupları, vitaminler ve bağırsak dü-
zenleyiciler gibi yaygın olarak tüketilen
ilaçlar SGK kapsamından çıkartılacak. zacıdır. Eczacılık mesleğinin sonu ola- nımdan veya doz aşımından öldüğünü söy-
İstanbul Eczacı Odası Başkanı Semih cağını bilen meslektaşlarımız buna izin ledi. Ayşegül İsmiloğlu da “İlaç ticari bir
Güngör, “Vatandaş geri ödemesi yapıl- vermeyecek.” meta, hastalar da müşteri değil. İlaç mar-
mayan birçok ilacı cebinden para vererek İlacın marketlerin eline düşmesine en kete inmemelidir” dedi. 3. sınıf öğrencisi
alacak. Ödemesi yapılan ilaçlar da şimdi- çok da eczacılık fakültesi öğrencilerinden Ömer Özden Başbakana sordu: “Görevi-
kinden daha pahalı olacak” dedi. tepki geldi. Aydınlık Türkiye’ye konuşan mizi yapamayacaksak neden okuyoruz?”.
Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Son sınıf öğrencisi Melek Karacaoğlu da
ZAPSU ALESNN DRUGSTORE öğrencileri, ABD’den örnekler de verdiler. öğrencilerin de Tayyip Erdoğan’ın açıkla-
GRMLER 4. sınıf öğrencisi Bekir Bali, ABD’nin ilaç malarına karşı önümüzdeki günlerde basın
İlacı eczane dışına çıkarma girişimle- suiistimalinde birinci sırada yer aldığını ve açıklamaları yaparak tepkilerini dile geti-
ri yeni değil. Nisan ayında Tayyip Er- her yıl yedi bin kişinin yanlış ilaç kulla- receklerini söyledi.
doğan’ın Danışmanı Cüneyt Zapsu ailesi
yabancı ortaklı For You mağazalarını Üniversiteler de plana karşı
Drugstore mağazalarına çevirmeye ça-
lıştı. “Drugstore for you çok yakında ge- PROF. DR. TURHAN BAYKAL PROF. DR. GÜLBN ÖZÇELKAY
liyor” pankartlarını mağazalarının kapı- (Gazi Üniversitesi Eczaclk (Ankara Üniversitesi Eczaclk
sına astı. Ancak eczacıların büyük tepki-
Fakültesi Dekan) Fakültesi Dekan Yrd.)
si karşısında Zapsu bu pankartları indir-
mek zorunda kaldı. Halk sal eczaclarn birinci İlaçlar sadece eczanede
ECZACI ZN VERMEYECEK görevidir satılmalıdır
Eczacıların bugüne kadar gösterdiği İlaç sağlık açısından önemli olduğu
Amerika bu sistemden pişmanlık du-
bütün tepkiler ilacın eczane dışında satıl- kadar, en tehlikeli maddelerden biridir.
Zincir eczanelerin en yoğun olduğu yer yuyor. Böyle bir sistemde hasta gördüğü
masını engelledi. Eczacılar bugün de bu ya da başkasından duyduğu ilacı almak
girişimlere izin vermemekte kararlı. Zin- Amerika’dır. ABD, İlaç zehirlenmeleri-
nin en yoğun olduğu ülkedir. Eczacı isteyecektir. İlaç kullanımında hasta ke-
cir eczane kolay kurulur mu sorumuza
adayları büyük bir tedirginlik içinde sinlikle eczacıyla yüz yüze gelmelidir.
Oda Başkanı Semih Güngör’ün yanıtı
sert oldu: “Eczacı da halk da buna izin çünkü ilacın markete düşmesiyle eczacı- Eczacının hastaya vereceği bilgiyi başka
vermeyecek. İlaç hizmetini sürdürecek lar işsiz kalacak ve eczacılık fakülteleri bir meslek grubu veremez. İlaçlar sadece
tek yetkili aldığı eğitim itibariyle de ec- tercih edilen bölümler olmaktan çıkacak. eczanelerde satılmalıdır.

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 47


SINIF GÖZLÜĞÜ

28 Aralık 2009 günü Anadolu Ajan- alan yolsuzluk tespitlerini öğrenecek ve


sı’nın geçtiği bir haberden sonra, değerlendirecek.
aynı gün, çok sayıda internet sitesinde BİRKAÇ KİŞİNİN NAMUSLU
Yol-İş’te yapıldığı tespit edilen yolsuz- ÇALIŞMASI
luklara ilişkin bilgi yer aldı. 29 Aralık
Akla hemen birkaç soru geliyor.
2009 tarihli Milliyet Gazetesi’nde say-
Bu gelişmeler acaba AKP iktidarının
fanın üçte birini kaplayan haberin
sendikaları zayıflatmak için gündeme
başlığı, “YOL-İŞ Sendikasında Organi-
YILDIRIM ze Yolsuzluk” idi. Ayrıca, “Milyonlar-
getirdiği olaylar mı?
KOÇ ca liralık usulsüzlük tespit edildi,” ya- Kesinlikle hayır.
zıyordu. Ben, 1985-2008 döneminde 23 yıl
Yol-İş Sendikası, iki yıla yakın süre- süreyle Yol-İş Sendikası’nın eğitim ve
dir yolsuzluklarla çalkalanıyor. Şimdiki araştırma dairesinin sorumluluğunu üst-
Yol-İş Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Ba- lendim. Bu yolsuzlukların tespiti süre-
cini; Hüseyin Balaban, Fahri Yıldırım
laban ve Genel Teşkilatlandırma Sekre-
sendikasında teri Fahri Yıldırım, sendikacılık tarihi-
mize onurlu bir sayfa olarak geçecek bir
ve arkadaşlarının yolsuzlukların üzeri-
ne gidilmesi için gösterdikleri çabala-
rı ve yolsuzluklarla suçlanan
yolsuzluk iş yaptılar. Bu iki kişi, Yol-İş Sendika-
sı’nın Denetleme Kurulu üyeleriydi. bazı kişilerin çırpınışlarını yakından bi-
liyorum. Yol-İş’te yolsuzlukların tespi-
Sendikada yolsuzluklar tespit ettiler. Bu
tespitlerini Temmuz 2008 ve Eylül ti, tümüyle birkaç kişinin özverili ve
2008 tarihli iki raporla Yönetim Kuru- namuslu çalışmalarının sonucu ve ürü-
lu’na verdiler. Ardından sendikanın nüdür. Farklı siyasal eğilimlerden bir-
genel kurulu olağanüstü olarak toplan- kaç namuslu insan, yolsuzlukların
dı. Yolsuzluklarla mücadele edecekleri değil, sendikacılığın yapıldığı bir sendi-
sözünü verenler seçildi; yolsuzlukla- ka için el ele verdiler ve kendilerini or-
rı örtmeye çalışanlar seçimleri kaybet- taya koyarak mücadele ettiler.
ti. Şimdi Yol-İş’i bırakıp, genel olarak
sendikalarda yolsuzluklara bakalım.
OLAĞANÜSTÜ GENEL
Herhangi bir sendikadaki yolsuzluk
KURULDAN SONRA…
basit hırsızlık değildir.
Ancak olağanüstü genel kuruldan
Basit hırsızlıkta, hırsız gider, bir
sonra işler durulmadı. Yeni yönetim
başkasına ait bir şeyi çalar.
ikiye bölündü.
Bir sendikadaki yolsuzlukta ise,
Yönetim Kurulu’nun dört üyesinin
Sendikaclk hareketimiz büyük bazı kişiler, kendilerine emanet edilene
(Hüseyin Balaban, Şinasi Tuysuz, Fahri
ihanet etmişlerdir. Ahlaki açıdan bakıl-
Yıldırım, Aslan Görgöz) yaptığı açıkla-
sorunlar yayor. Bu maya göre, Genel Başkan Ramazan
dığında, bu tavır, daha da kötüdür.
Ayrıca, aç kalmış bir hırsızın çalma-
sorunlarn alabilmesi için üye Ağar, Genel Başkan Yardımcısı İsmet
sını mazur görebilirsiniz.
Tan, Genel Sekreter Tevfik Özçelik ve
kitlesinin sendikalara duyduu Genel Mevzuat Sekreteri Bekir Avcı, Sendikanın geniş olanaklar tanı-
yolsuzlukların üzerine gidilmesini ön- dığı bir yöneticinin ayrıca bir de kendi-
güvenin güçlendirilmesi, ledi. Yeni seçilen denetleme kurulu da, sine emanet edilene ihanet etmesi, ayı-
bın da ayıbıdır.
sendikalarn yeniden itibar eskiden tespit edilmiş yolsuzlukların ol-
Herhangi bir sendikada tespit edilen
madığını ileri süren bir rapor hazırladı.
kazanmas gereklidir. çinin Bu arada, bir üyenin başvurusu üze- yolsuzluklarla, çok zor şartlarda hayatı-
rine Ankara Cumhuriyet nı kazanan onbinlerce işçinin parası ça-
güveninin temel Başsavcılığı kapsamlı bir soruşturma lınmıştır. Kul hakkı yenmiştir. İşçinin
başlattı. Ankara Cumhuriyet Başsavcı- alınterini çalanın, işçinin sömürülmesi-
dayanaklarndan biri de, temiz ne karşı bir mücadele yürütebilmesi
lığı’nın görevlendirdiği Bilirkişi Kuru-
sendikaclktr. Ne yazk ki, üç- lu, 111 sayfa ve 18 klasörden oluşan ra- mümkün değildir. Hırsızlık yapan, sen-
porunu 19 Kasım 2009 günü teslim etti. dikacılık yapamaz.
be sendikacnn hatas, Bu rapor, Hüseyin Balaban ve Fahri Ayrıca, bu yolsuzluklar istihbarat
Yıldırım tarafından 2008 yılında hazır- örgütlerince bilinmektedir. Yolsuzluk-
sendikalar zayflatmak isteyen lanan iki denetleme kurulu raporunda lar, hırsızlıklar, ahlaksızlıklar üyeden
sermaye yanls kitle iletiim yer alan iddiaları belgeleriyle doğrula- ve halktan gizlenirse, bunları bilen is-
dığı gibi, yeni yolsuzluk tespitlerini de tihbarat örgütleri bu sendikacıları iste-
araçlarnn da etkisiyle, gündeme getirdi. dikleri gibi yönetir, parmaklarının
Şimdi kamuoyu, sendikacılık hare- ucunda oynatır. Bazı sendikacıların an-
sendikalara ölümcül darbeler keti ve Yol-İş üyeleriyle genel kurul de- laşılmaz gibi gözüken sessizliklerinin
indirmektedir. legeleri, Bilirkişi Kurulu raporunda yer arkasında bu tür olaylar vardır.

48 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


HIRSIZLARI SENDİKALAR diye diye bu dünyaya veda edersiniz. duyduğu güvenin güçlendirilmesi, sen-
TEMİZLEMELİ Sendikacılık hareketi, hırsızlık ya- dikaların yeniden itibar kazanması ge-
Güzel Türkçemiz atasözleri ve de- panları kendisi temizlemelidir. reklidir. İşçinin güveninin temel daya-
yimler açısından son derece zengindir. Hırsızlığa karşı çıkmayan, kendine naklarından biri de, temiz sendikacılık-
Avrupa’nın ve Amerika’nın kültür göre bahaneler de uydurur. tır. Ne yazık ki, üç-beş sendikacının ha-
sığlığına karşılık, bizim deyişlerimizde “Aman,” der, “bizim teşkilata zarar gel- tası, sendikaları zayıflatmak isteyen ser-
binlerce yıllık bilgelik yatar. Ancak mesin.” Halbuki susarak ve böylece hır- maye yanlısı kitle iletişim araçlarının da
bazı deyişlerimiz de, içinden doğduğu sızlığa yeşil ışık yakarak, teşkilatına en etkisiyle, sendikalara ölümcül darbeler
koşulların kaçınılmaz bir ürünü olarak, büyük zararı verenler bu şekilde indirmektedir. Bugün “temiz sendika,”
her zaman doğru değildir. Bunlardan düşünenlerdir. Hırsızlığın olduğu yerde “şeffaf sendika” mücadelesi hızla güç-
biri, “kol kırılır, yen içinde kalır”dır. güven olmaz. Nasıl birkaç çürük elma lenmektedir. Bu sürece destek vermek,
Kolunuz kırılır ve yen içinde kalırsa, siz bir sepet elmayı bozarsa, birkaç hırsız sendikacılık hareketine inanan her sen-
de sakat kalırsınız. Kırılan kolun yen da bir teşkilatın bütün itibarını yok ede- dikacının en önemli görevidir. “Bu pis-
içinde saklanması vücuda büyük zarar bilir. likler ortaya dökülürse teşkilat bundan
verir. Doktora gidip tedavi olmak var- Günümüzde sendikacılık hareketi zarar görür” gibi bahanelerle üç-
ken, çolak kalmak herhalde tercih edilir içine sızmış veya sendikacı olduktan beş tane suçlu korunursa, zaten zayıfla-
bir durum değildir. makta olan sendikacılık hareketine bir
sonra yoldan çıkmış üç-beş kişinin yap-
“Kan kustum, kızılcık şerbeti içtim, darbe daha indirilmiş olur.
tıkları, tüm sendikacılık camiasına du-
dedim” deyişi de aynı niteliktedir. Kan Yol-İş Sendikası’nda Hüseyin Bala-
yulan güveni sarsmaktadır.
kustuysanız, herhalde mide kanaması ban ve Fahri Yıldırım’ın hazırladığı de-
geçiriyorsunuz ve çözüm doktordur. Siz TEMİZ VE ŞEFFAF SENDİKA netleme kurulu raporlarıyla başlayan
istediğiniz kadar “kızılcık şerbeti içtim” MÜCADELESİ süreç, yolsuzlukların tespiti ve yolsuz-
deyin, size kan kusturan sorun devam Sendikacılık hareketimiz büyük so- luk yaptığı belirlenenlerin sendikacılık
eder ve siz “kızılcık şerbeti içtim, kızıl- runlar yaşıyor. Bu sorunların aşılabil- hareketinin dışına itilmesi konusunda
cık şerbeti içtim, benim birşeyim yok” mesi için üye kitlesinin sendikalara örnek olmalıdır.

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 49


EKONOMİ / EMEK

USAD BAKANI FEVZ DURGUN:

Sanayicinin
2010’dan umudu yok
HAKAN ERÖZ kir. Bütüne bakmak lazım.
Aydınlık- 2010’da toparlanma bekliyor
musunuz?

E
konomide son günlerde olumlu ra-
kamlar açıklanıyor. Ekim’de sanayi Durgun- Bu önlemlerle mümkün değil.
üretiminde, ihracatta artışlar oldu. Çünkü Türkiye üretmeyi değil üretmemeyi
Ama sanayici 2010’dan umutlu teşvik ediyor. Türkiye’de üretime değil itha-
“Türkiye üretmeyi deil değil. Ulusal Sanayici ve İşadamları Derneği lata dayalı bir ihracat politikası uygulanmak-
(USİAD)Başkanı Fevzi Durgun “Neye göre tadır. Şu ana kadar alınmış olan önlemlerin
üretmemeyi tevik ediyor.
artış?” diye soruyor. “Bir sene öncesine göre yetersizliği, yanlışlığı ve isabetsizliği nede-
Türkiye’de üretime deil ithalata mi? 6 ay öncesine göre mi? 2007’ye, 1999 niyle, 2010 yılında var olan durumdan çıkı-
dayal bir ihracat politikas rakamlarına göre nerdeyiz ona bakmak gere- lıp yeniden üretmeye, büyümeye yönelik
kir. Rakamların değişikliğini yorumlamak- olumlu bir işaret göremiyoruz. Kara bulut-
uygulanmaktadr. u ana kadar tan çok bütüne bakmak lazım.” USİAD lardan bahsedip kötünün habercisi olmak is-
alnm olan önlemlerin Başkanı Durgun’un sanayicinin durumuna temiyoruz ama görünen durumu tespit edip,
ilişkin değerlendirmelerini sunuyoruz: ortaya koymak da bizim görevimiz.
yetersizlii, yanll ve
“BÜTÜNE BAKMAK LAZIM” “KEND MLL PROGRAMIMIZI
isabetsizlii nedeniyle, 2010
Aydınlık- Ekonomik kriz Türkiye sana- UYGULAMALIYIZ”
ylnda var olan durumdan çklp yisini nasıl etkiledi? Aydınlık- Peki neler yapılması gerekir?
yeniden üretmeye, büyümeye Fevzi Durgun- Türkiye zaten kendi içe- Durgun- Çok kabaca ilk olarak atılması
risinde bir ekonomik kriz yaşamaktaydı. gereken birkaç adım var. Bunlar, ulusal çıkar-
yönelik olumlu bir iaret Yaklaşık olarak 1,5 yıldan beri dünyada ları savunma kararlılığını ve siyasi iradeyi
göremiyoruz.” yaşanan kriz de bunun üzerine eklendiği gösterebilecek bir yönetimin atacağı adımlar-
zaman Türkiye’nin yaşadıkları daha dır. Bir, IMF ile anlaşma yapılmayacak. Tür-
ağır oldu. Bu krizi yaratan en temel kiye kendi ekonomik programını tartışacak,
şey cari açıktı, işsizlikti, üretimsiz- yapacak ve uygulayacak. Batacaksak kendi
likti. Buna neden olan düşük kur po- programımızla batalım. Kendi yanlışımızla
litikasının getirmiş olduğu ithalata batalım, başkalarının akıllarıyla değil. İki, AB
dayalı bir büyüme, ticarete dayalı bir ile imzalamış olduğumuz ve Türkiye’nin sa-
büyüme, Türkiye’nin ulusal sanayini dece AB ülkeleri ile değil üçüncü ülkelerle de
sürekli olarak geriletti. Büyüme yıl- ticaretini belirleyen ve sınırlayan Gümrük
larında bile işsizliğin azalmamasının Birliği anlaşması askıya alınmalıdır. Kendi
en önemli nedeni budur. Türkiye’nin ekonomik ilişkilerimizi kendimiz geliştirmeli
iç dış borç toplamı 500 milyar dola- ve ulusal çıkarlarımıza uygun dış ticaret poli-
rı geçti. İşsizlik resmi olarak yüzde tikalarımızı oluşturmalıyız. Üçüncü önemli
16’ları buldu. Kayda girmeyen, iş konu, Türkiye’de yerli malı kullanımı ve ta-
aramaktan vazgeçenleri de kat- sarruf bilincini tekrar oluşturmalıyız. 80’ler-
tığımızda çok korkunç rakamlar or- den sonra pompalanan müthiş tüketimle, üret-
taya çıkıyor. meden tüketen bir ülke haline geldik. Dör-
Aydınlık- Ekonomide son gün- düncü olarak ihmal ettiğimiz Avrasya ülkele-
lerde olumlu rakamlar açıklanıyor. ri var. Avrasya bölge ülkeleriyle ticari, kültü-
Ekim’de sanayi üretiminde, ihracat- rel, sosyal, siyasal ilişkilerimizi artırmalıyız.
ta artışlar oldu. Bu ilişkilerimizi güçlendirdikçe, AB ile ilişki-
Durgun- Neye göre artış? Bir lerimiz de normalleşecek ve doğru bir raya gi-
sene öncesine göre mi? 6 ay öncesi- recektir. Bu adımlar atıldığı zaman sorunun
ne göre mi? 2007’ye, 1999 rakamla- çözümü için yapılacak diğer şeyler kendi-
rına göre nerdeyiz ona bakmak gere- liğinden önünüze çıkacaktır.

50 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


EKONOMİ / EMEK

PAZARCININ DERDN ANTALYA’DAN DNLEDK

Pazarc kefilsiz
ipoteksiz kredi istiyor
DEVRM AKIN KARASOY/Antalya 50 bin metrekareye. Bin pazarcı, 2 bin 500
metrekareye nasıl sığsın? Büyük mağazala-
rı her şey elinizin altında olduğu için tercih

G
irişte, yerden tavana kadar Çanak-
kale Savaşı cephesinde şehit olan ediyorsunuz. Bizim pazarlarımızda, 10 pey-
Antalyalı askerlerin isimleri yazılı. nirci yan yana. Yan yana olması rekabeti
Duvarlar, Atatürk’ün Gençliğe Hi- arttırıyor, küçük esnafa bu ortamların yara-
tabesi, Bursa Nutku ile orduya ve halka yap- tılması gerek… Pazarcılarımızın veresiye
tığı konuşmalarından alıntılarla süslü. Bina- defterlerinde Fatma Teyze, Ayşe Abla, Eli
nın en üst katının duvarlarındaki panolarda Bastonlu amca gibi isimler var. Her hafta
2 bin 500 metrekarelik pazar ise Türkiye’nin milli ekonomisine dair karşılaşacaklarını biliyorlar. ‘Bu hafta ol-
alanna bin pazarcnn yerletii mesaj ve uyarı yazıları bulunuyor. Pazarcı- mazsa öbür hafta öderim’ diyebiliyorlar.
lar Odası’nda değil de sanki müzede, bir Cebinizde paranız olmasa bile sağlanan
Antalya’da, büyük bir markete okulun amfisindeyiz… güven ve sıcak ilişki sayesinde alışveriş ya-
düen alan 50 bin metrekare. Kriz 1993 yılında kurulan Oda’nın üç bin pabiliyorsunuz, soğuk raflarla bunu yapa-
üyesi var. Oda Başkanı İsmail Öz’e ilk so- mazsınız. ‘Bir liram yok, sonra vereyim’
en önce pazarcy vuruyor. rumuz, duvarlardaki mesajlar… deme imkânınız yok.”
Yaklak üç bin üyesi bulunan İsmail Öz, “Biz bu binayı insanları üre-
time yönlendirmek esnafı bilinçlendirmek “POTEKSZ KRED STYORUZ”
Antalya Semt Pazarclar için kurduk. Atatürk’ün ekonomiyle ilgili Pazarcıların önemli bir sorunu da kredi.
Odas’nda 25 bakliyatçdan sadece görüşlerinin toplumumuzun ufkunu aça- KOSGEB kredisinden yararlanmak isteyen
cağına inanıyoruz” diyor. pazarcının işi zor. Eğer pazarcıysanız ve
bei pazara çkyor. Üç kefil KOSGEB kredisinden yararlanmak istiyor-
“ÜRETMEMZN ÖNÜNDE ENGEL VAR” sanız, üç kefil ve ipotek edilecek mal var-
dnda bir de ipotek istendii için
Antalya Semt Pazarcıları Odası’nın lığınızın olması gerekiyor. Pazarcılar Odası
“Küçük ve Orta Ölçekli letmeleri eğitim odasındayız. Oda Başkanı İsmail Öz, Denetleme Kurulu Üyesi Mehmet Kaba-
Gelitirme ve Destekleme “İnsanlar üretmek istiyor ancak önünde kuşak bu duruma isyan ediyor: “Herkesin
büyük engeller var” diyor. ipotek edebilecek mal varlığı yok, kredinin
Kredisi”den de yararlanamayan Odanın duvarlarındaki Panolarda, bak- ipoteksiz olarak verilmesini istiyoruz. Şu
pazarc esnafnn hali içler acs. kal ve büyük alışveriş merkezlerinin anda bizim esnafımızdan yüzde 10’u müra-
karşılaştırması da yapılıyor. caat etti ama süre bitti. Bankaya giden arka-
İsmail Öz ambargo yıllarını daşlarımız süre bitimi sebebi ile bu krediden
hatırlatıyor: “Tam 10 sene yararlanamıyor”
önce 800 bin bakkalımız
vardı. Türkiye ambargo yıl- 25 BAKLYATÇIDAN BE K KALDI
larını bakkallarımızdaki pi- Pazarlarda açık bakliyat ve muhtelif
rinç, buğday, yağ stoklarıy- ürünler satan Hikmet Yıldırım, 25 bakliyat-
la atlattı. Bugün büyük çıdan yalnızca beş kişi kaldıklarını söylü-
mağazaların yüzde 90’ı ya- yor, “Akşam eve gidiyorum, televizyonda A
bancı sermayenin elinde. firma B firma şok fiyatlar sunuyor, onlarla
Bunlar malları çektiğinde rekabet edemiyoruz. Vergilerimiz hep dış
yaşayacağımız sıkıntıyı devletlere gidiyor, küçük esnaf kepenk ka-
düşünün.” patıyor. Büyük marketlerin verdiği vergi
İsmail Öz, pazarcıların kadar biz de vergi veriyoruz”.
yasası olmadığından şika- Krediye ihtiyaç duyduklarından yakınan
yetçi. “Bizim bir pazarımız pazarcı Sinan Aykaç da 90 Lira kredi kartı
2 bin 500 metrekare alana borcunu yatıramadığı için kredi talebinin
Antalya Semt Pazarclar Odas smail Öz pazarclarla birlikte. (sada) yerleşiyor, bir büyük market reddedildiğini anlatıyor.

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 51


EKONOMİ / EMEK

ÜRETMDE DI KAYNAK KULLANIMININ ARTII FATURAYA YANSIYOR

Elektrie maliyetinin
dört katn ödüyoruz
LEVENT AK / Ankara

E
lektriğe ocak ayından itibaren ka-
demeli olarak yüzde 20’lere varan
zamlar yapılması bekleniyor. Av-
rupa’da en pahalı elektriği kulla-
nan Türkiye’de üst üste elektriğe yapılan
zamların nedeni, elektrik üretiminin
yüzde 50’sinin dışa bağımlı olarak doğal-
gaz çevrimiyle üretim yapan özel sektöre
geçmiş olması.
Hükümet, dört elektrik dağıtım bölge-
sini daha özelleştiriyor. Teklifler toplan-
dı, yakında ihale sonuçlanacak. Bu özel-
leştirmeler de vatandaşa, fahiş fiyat ola-
rak geri dönecek.
17-18-19 Aralık 2009 tarihlerinde,
TMMOB adına, iki yılda bir düzenlenen
ve sekretaryasını Elektrik Mühendisleri
Odası’nın yaptığı “Enerjide Serbest Piya-
sanın Bedeli ve Alternatif Enerji Politika-
ları” başlıklı sempozyum düzenlendi.
Elektrik mühendisi Yılmaz Kocaoğlu,
“kullandığımız elektriğe ödediğimiz
para” konusunda fahiş fiyatlandırma sis-
temini ve milli kaynakların nasıl dışa akı- dece geçen yıl 12,4 milyar dolar fazladan
tıldığını çok basit hesaplama yöntemle- para çıktığı görülüyor.
riyle ortaya koydu.
VATANDAA “DOAL” KAZIK
FAZLADAN 12,4 MLYAR DOLAR ÖDEDK Sempozyumun açılış bildirisini hazır-
Kocaoğlu, Türkiye’de elektriğin orta- layan Cengiz Göltaş da, yıl yıl enerjide
lama kWh üretim maliyetinin 2 sent ol- dışa bağımlılığın bilançosunu katılımcıla-
duğunu belirtiyor. Kocaoğlu’nun verdiği ra sundu. Göltaş sunumunda, enerji üre-
Türkiye’de 2009 itibaryla bilgiye göre, elektrik maliyet hesaplama- tim tesislerinin yarısının, enerji ulusal pa-
elektriin ortalama üretim larında, ortalama olarak üretim maliyeti- zarlarının ise tamamının nasıl yağmalan-
nin, iletim ve dağıtım maliyetine eşit çık- dığını katılımcılara anlattı. Göltaş’ın su-
maliyeti, kilovat saat (kWh) bana ması gerekiyor. Buna göre toplam mali- numuna göre, 2001 yılında toplam elek-
2 sent. Elektrik ebekelerinde yet kWh başına 4 sent olması lazım. trik üretimindeki payı yüzde 39,7 olan
Ancak Türkiye’de elektriğin kWh’si- doğalgazın şimdiki payı ise yüzde 50’ye
üretim maliyeti kadar da iletim ve ne 16-17 sent ödeniyor. Aradaki fark 12 ulaştı. Aynı dönemde, hidrolik kaynaklar-
datm maliyeti olduu sent! Elektrik satıcıları, bunun 4 sentini dan ve linyit kömürüyle çalışan santral-
şebeke kayıpları ve kaçak kullanım için lerden üretilen elektriğin toplandaki payı
hesaplanyor. Yani toplam maliyet abonelere yansıtıyor. Yine de geriye, üre- ise azaldıkça azaldı.
4 sent. Ama vatanda, elektriin tim ve dağıtım maliyetinin toplamından Aynı dönemde sektörde özelleştirme-
fazla 8 sentlik bir fark kalıyor. Sadece ler de gerçekleşince, elektrik piyasasında
kWh’ine 16-17 sent ödüyor. Yani geçen yıl 155 milyar kWh enerji kullanıl- kamunun hiçbir otoritesi ve yaptırım
arada 4 kat fark var. dığını düşünürsek, yurttaşın cebinden sa- gücü kalmadı.

52 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


ULUSAL GÖRÜŞ

Önce uzlaşacak, anlaşacak sonra da Bir- yolun sonuna gelinmedi mi?


leşik Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kuracaklardı. Bir kez daha tekrarlamakta ve çağrıda
Rumlar ve Türkler yeniden ‘barış’ ve ‘mut- bulunmakta fayda görmekteyim: Hristo-fi-
luluk’ içerisinde bir arada yaşayacaklardı. yasko ve Rum tarafı adada anlaşma ile so-
KKTC’de Mehmet Ali Talat, Güney Kıb- nuçlanacak bir çözüme tamamen karşıdır.
rıs’ta da Dimitri Hristo-fiyasko emperyalizm Bizden zorla gasp ettikleri ortaklık hakları-
icadı bu ‘kutsal’ nedenle iktidar koltuklarına mızı vermek istememektedir. Adanın tek
HÜSEYİN
yerleştirilmişlerdi. 2009 çözüm yılı idi. meşru devleti olma safsatasının arkasına giz-
MACİT Tıpkı 2008 ve daha önceki yıllar gibi. Şimdi lenerek oldubittilerle Türkleri adadan tama-
YUSUF ise 2010 çözüm yılı. Ve de ‘son fırsat’. An- men atmanın ve adayı tamamen Yunan yap-
laşma olmazsa ‘yandığımızın günü’ olduğu manın planlarını yapmaktadırlar. Megali
sık sık bize söylenmeye başlandı bile. Bir ta- İdea ülküsü ve Enosis temel hedef olmaya
Kıbrıs’ta yeni raftan anlaşma için sahte gayretler sürdürü-
lürken diğer taraftan müzakerelerin boşuna
devam etmektedir.
ÇOCUKLARIMIZIN
yürütüldüğünü de bilmeyen yok gibi. Hristo-
hedef: fiyasko geçtiğimiz hafta “Federasyon çözü-
münün zor bir çözüm olduğunu ve Kıbrıs’ın
GELECEĞİNDEN
NİYE ZAMAN ÇALIYORSUNUZ?

2010’da kesin doğal koşullarına uygun olmadığını” söyle-


memiş miydi? Hani çözüme ramak kalmış-
Hristo-fiyasko’nun malum tutumundan
da anlaşılacağı üzere Rum tarafı sürdürülen
tı!.. müzakerelerden sonuç alınamayacağını bile
çözüm!!! Ya KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali
Talat’ın Hristo-fiyasko’nun bu açıklamasına
bile masadadır.Çözüme inanmamaktadır.
Çözüme inanmayan ve bizi asimile edip yok
karşılık “Bunlar çok kötü şeyler. Bırakın etmekten başka bir şey düşünmeyen Rum’a
uygun değildiri, tam tersi federasyon Kıb- artık hadleri bildirilmelidir. Hemen yapılma-
rıs’a en uygun çözüm şeklidir. Ne yani ayrıl- sı gereken müzakerelerden çekildiğimizi
mak mıymış en iyisi? İki ayrı devlet mi en açıklamaktır. Bu kafadaki Rumla müzakere
iyisi? Onu istiyorsa, onu da konuşuruz sorun edecek, üzerinde mutabık kalınacak bir an-
yok ama eğer o değilse birleşmenin bir tek laşmanın mümkün olmadığını bütün dünya-
yolu federasyondur. Yani iki devlet veya ya duyurmalıyız. Bu bağlamda KKTC Cum-
konfederasyon istemediğine göre eğer fede- hurbaşkanı Sayın Mehmet Ali Talat’ı gör-
Mehmet Ali Talat’ görevinin rasyon da uygun değil diyorsa demek ki üni- evinin sorumluluğu ile hareket etmeye davet
ter devlet istiyor, o asla olamayacak bir ha- ediyor ve soruyorum: Tek devlet, tek millet,
sorumluluu ile hareket etmeye yaldir. 1960’da bile üniter devlet yoktu, tek vatandaşlık, tek temsiliyet maskaralığı-
davet ediyor ve soruyorum: fonksiyonel federatif devlet vardı. Dolayı- nın bizim için yok oluş olduğunu hala daha
sıyla Hristofyas’ın bunu ne amaçla söyledi- göremiyor musunuz? Rumun gerçek hedefi-
Tek devlet, tek millet, tek ğini doğrusu bilemiyorum, yine Rum tara- ni hala daha anlayamadınız mı? Sonu fela-
fındaki havaya bağlıyorum. Ancak bu tür
vatandalk, tek temsiliyet açıklamalar Türk tarafındaki havayı çok
ketimiz olacak, içinde devletimiz KKTC’nin
olmayacağı bir anlaşmayı Kıbrıs Türkünün
maskaralnn bizim için yok olumsuz etkiliyor. KKTC bayrağına karşı
kabul etmeyeceğini bile bile niye boşuna
kullandığı sözler çok kötü sözler. Biz Rum
zaman harcıyor, çocuklarımızın aydınlık ge-
olu olduunu hâlâ daha tarafının hiçbir şeyi için böyle sözler kullan-
leceğinden niye zaman çalıyorsunuz?
mıyoruz” değerlendirmesine ne demeli?
göremiyor musunuz? Rum’un EROĞLU LAFININ ARKASINDA
ENOSİS TEMEL HEDEF OLMAYA
gerçek hedefini hâlâ daha DURMALI
DEVAM EDİYOR
Hristo-fiyasko’nun açıklamalarına KKTC Cumhuriyet Meclisi’ni de göreve
anlayamadnz m? Sonu “Usandım artık ne yapayım ki her gün yeni davet ediyorum. UBP hükümeti biran önce
Meclisi olağanüstü toplantıya çağırmalı ve
felaketimiz olacak, içinde bir şey söylüyor.” diye tepki gösteren Talat’ı
müzakerelerden Türk tarafının çekildiğini
anlamakta zorluk çekiyorum. Bugüne kadar
devletimiz KKTC’nin olmayaca sürdürülen müzakerelerin özüne ters düşen açıklamalıdır. Başka yol yoktur. Zaten
açıklamalarda bulunan ve namusumuz şere- KKTC Başbakanı Sayın Derviş Eroğlu
bir anlamay Kbrs Türkünün fimiz olan şanlı bayrağımıza ‘hilkat garibesi’ KKTC Cumhurbaşkanı Talat’ın görüşmeler-
de ‘abesle iştigal’ ettiğini açıklamamış
kabul etmeyeceini bile bile diye hakaret edebilecek cüreti gösteren yol-
mıdır? Sayın Eroğlu lafının arkasında dur-
daşı Hristo-fiyasko ile niçin ve neyi görüş-
niye bouna zaman harcyor, meye devam ediyor? Anavatan Türkiye’ye malı ve gereğini yapmalıdır. Emperyalist
her fırsatta saldırmayı maharet sayan; Batı’yı memnun etmek adına müzakerelere
çocuklarmzn aydnlk Eoka’cılara arka çıkan ve eli kanlı katil Ma- devam etmenin faydasının olmadığı artık an-
geleceinden niye zaman karios’un hedeflerine (adayı Yunan yapma laşılmalıdır. Zaman ve enerjimiz sadece ve
hedefine) her geçen gün daha çok yaklaştık- sadece KKTC’nin tanınması için harcanma-
çalyorsunuz? larını açıklayan, Enosisçi Hristo-fiyasko ile lıdır. Nice Aydınlık yıllar dileklerimle...

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 53


DÜNYA

IRAK’TAK OKULLARI RAN DÜMANLII YAPIYORMU

Fethullahçlara ran darbesi


rak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetim,

I
ülkeyi biliyoruz. Güçleri şüphe duyula-
Fethullah Gülen tarikatının Işık Üni- cak güçte. Sibirya’nın, Avustralya’nın uç
versitesi’ne bağlı dört fakülteyi ka- yerlerinde bile okulları var. Bunların
pattı. Bölgesel yönetimin Eğitim Ba- kendi imkânlarından kaynaklandığına
kanı Bilind Dilawer Alaedin’in kararıyla inanamıyoruz.”
kapatılan okulların Işık, Cihan, Şahane ve
Erbil’deki Bilim ve Teknoloji fakülteleri FETHULLAHÇILAR
olduğu bildirildi. RAN’DA OKUL AÇMAK STED
Bakanlık kapatma kararı için eğitimin Fethullahçılar 2008’de, İran’ın Anka-
düzensiz ve kalitesiz olmasını gerekçe ra Büyükelçiliği’ne bir heyetle giderek
gösterdi. Kapatma kararında okullardaki İran’da okul açmak istediklerini ilettiler.
bazı bölümlerin yetersiz olması ve amaç İranlı yetkililer ise buna sıcak bakmaya-
dışı kullanma da etkili oldu. Fethullahçı- rak yasalarının yabancı okullara izin ver-
ran yönetimi, Irak’n kuzeyindeki ların, okulların yeniden açılması için baş- mediğini söylediler. İran Anayasası’na
Fethullah Gülen tarikatnn Ik vurularda bulunduğu ve yerel bazı yetki- göre, İran’da yabancıların okul açması
lilere rüşvet önerdiği de gelen bilgiler yasak. İranlı yetkililer, Fethullahçıları bu
Üniversitesi’ne bal dört fakülteyi arasında. Okulların tamamı yasaklanmaz- Anayasa maddesine dayanarak reddetti
kapattrd. Dohuk’ta açlmas ken, Dohuk’ta açılması planlanan yeni bir ancak, red kararında, Fethullah Gülen’in
okulun açılışı durduruldu. ABD’yle ilişkisinin de etkili olduğu belir-
planlanan bir okulun açl da Irak tiliyor.
yönetimi tarafndan durduruldu. RAN DÜMANLII YAPIYORLAR 1994 yılından beri Irak’ın kuzeyinde
Dört fakülteyi kapatma kararının İran faaliyet yürüten Fethullahçılar, AKP ikti-
Kapatma kararnda, ran’n yönetiminin etkisiyle alındığı belirtiliyor. darıyla birlikte Irak’ın kuzeyindeki faali-
Fethullah Gülen okullarndan İran Dışişleri Bakanlığı’na yakın bir kay- yetlerini artırdı. Fethullahçılar, 2006 yı-
nak Aydınlık Türkiye’ye yaptığı açıkla- lından bu yana Erbil’de altı, Süleymani-
duyduu rahatszlk etkili oldu. mada şunları belirtti: ye’de de üç eğitim kurumu açtı. 2008 yılı
Aydnlk Türkiye’ye bilgi veren “İran resmen teyit etmemiştir ama Kasım ayında bölgede Işık Üniversite-
böyle bir şey olmuştur. Şii-Sünni ayrımı si’nin açılış törenine AKP Milletvekilleri
ran Dileri Bakanl’na yakn yapıyorlar. Aradaki ihtilafları körüklü- Vahit Kirişçi, Saadettin Aydın, İbrahim
bir kaynak, bu müdahalede yorlar. Oysa iki kesim arasında ihtilaf Hasgür, İbrahim Halil Mazıcıoğlu, Ab-
yoktur. Görüş ayrılığı fakihleri ilgilendi- dülhadi Kaya ve Burhan Kayatürk’ün ya-
Fethullahçlarn ABD’yle ren konulardır. Bunların cemaati de her nısıra, Türkiye’nin Musul Başkonsolos
ilikilerinin etkili olduunu zaman İran’a karşı olmuştur. Gazete ve Vekili Ahmet Yıldız ile Milli Eğitim Ba-
televizyonlarında sürekli İran devrimi kanlığı Yükseköğretim Genel Müdürü
kaydetti. Fethullahçlarn Irak’n
karşıtı yayın yapıyorlar. Şiilerin ağırlıkta Hüseyin Çalık katılmıştı. En son Tem-
kuzeyinde Sünni-ii ayrmcln olduğu Azerbaycan’da da aynı düşmanlı- muz ayında Kerkük’te bir okul ve dil
körükledii ileri sürülüyor. ğı yapıyorlar. Gülen’in mülteci olduğu merkezi açmışlardı.

54 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


DÜNYA

Ö ‘ÜYE ÜLKEYE YAPILACAK SALDIRIYA ORTAK YANIT VERME’ KARARI ALMITI

Rusya, ran’a anghay


Örgütü’ne tam üyelik teklif etti
MERVE AKSUNA “NÜKLEER SORUNUN DYALOGLA
ÇÖZÜMÜNDEN YANAYIZ”
ran’da muhalefet yanlıları sistematik

İ hale getirdikleri protesto eylemlerini


Aşure gününe de taşıdı. Muhaliflerin
düzenlediği gösterilerin, ABD yöneti-
minin ve Genelkurmay Başkanı Mike Mul-
Rusya’nın İran’a desteği ŞİÖ’ya tam
üyelik istemiyle sınırlı kalmadı. Rusya
Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İran ile
nükleer konularda görüşmelerin sürmesi
gerektiğini belirtti. Lavrov şöyle konuştu:
len’ın savaş sinyalleri veren açıklamaları-
“5+1 grubu üyesi ülkelerin İran’ın konumu-
nın hemen ardından yaşanması dikkat çeki-
nu dikkate almaları gerekir. İran’ın bölge
yor. Beyaz Saray Sözcüsü Robert Gibbs,
meselelerine katılımını sağlamak için ge-
İran’ın nükleer faaliyetleriyle ilgili diplo-
rekli şartların oluşturulması lazım “ İran’ın
matik çözümün işe yaramaması durumunda
güçlü ve zengin bir birikimi olduğunu da
ABD, ran’da muhalifleri devreye girecek bir sonraki aşamanın hazır-
vurgulan Lavrov “Irak, Afganistan, Lübnan
destekleyerek iç karklk lıklarına çok önceden başladıklarını söyle-
ve Filistin başta olmak üzere batılı ülkelere
mişti. Gibbs’in “bir sonraki aşamayla” ne
yaratmak istiyor. Amaç, ran’a karşı tutumlarında bunu görmek mümkün”
kastettiğini ise ABD Genelkurmay Başkanı
ifadesini kullandı.
askeri müdahale seçeneini Mike Mullen şu sözlerle açıklamıştı, “Ame-
rikan Ordusu, İran’a bir askeri müdahale KSSENGER, “CDD GRMLERDE
gündeme getirmek. Rusya böyle için hazır olması gerekiyor.” BULUNMALIYIZ”
bir dönemde ran’a tam destek Aşure gününde yaşanan olaylar
ÜYELK TEKLF RESMEN LETLD
verdi. Rusya ran’a anghay ABD’nin İran’daki muhalifler aracılığıyla
ABD’nin İran’a askeri müdahale seçe-
İran yönetimini zayıflatma planlarını bir kez
birlii Örgütü’ne tam üye olma neğini gündeme getirdiği bir dönemde
daha gün yüzüne çıkardı. ABD Başkanı
Rusya İran’a destek çıktı. Rusya İran’ın
önerisinde bulundu. Örgüt, 2005 Şanghay İşbirliği Örgütü’ne (ŞİÖ) tam üye Obama, gösterileri desteklediğini söylerken,
göstericiler için “haklarını arayan masum in-
ylnda yapt toplantda “örgüte olmasını istedi. Rusya Dışişleri Bakanlığı
sanlar” nitelemesini kullandı. Amerika’nın
Şanghay İşbirliği Örgütü Müdürü Leoind
üye bir ülkeye yaplacak saldrya Maysiof, Rusya’nın talebini İran’ın Mosko- önde gelen siyasi analiz dergilerinden Fore-
ign Policy de, ABD ve Batı dünyasının
ortak yant verme” karar va’daki büyükelçisi Mahmud Rıza Secca-
di’ye iletti. Maysiof, Seccadi ile görüşme- İran’daki olayları açık bir şekilde destekle-
almt. sinde bu ülkenin Şanghay diğine vurgu yaptı. Amerikalı üst düzey yet-
İşbirliği Örgütü içerisinde kililerin İran’ın kargaşa ortamına sürüklen-
özel bir yeri olduğunu da mesi için muhaliflere yardımcı olduğunu be-
belirtti. lirterek, ABD Dışişleri Bakanı Clinton’un şu
Rusya’nın dile getirdiği açıklamasına yer verdi: “ABD, İran’daki
“İran ŞİÖ’ye tam üye olsun” muhalifleri perde arkasından desteklemek
çağrısı ABD saldırısının kı- üzere büyük çabalar sarf etti.” ABD Eski
zıştığı bir dönemde belirle- Dışişleri Bakanı Henry Kissenger: “İran’da-
yici bir etkiye sahip. ŞİÖ ki iç kargaşa İslami iktidarı devirmeye yet-
2005 yılındaki toplantısında meyecekse, ABD’nin ciddi girişimlerde bu-
örgüte üye bir ülkeye yapı- lunması lazım” dedi.
lacak saldırı karşısında ortak Öte yandan İran’daki gösteriler kışkırtı-
hareket etme kararı almıştı. cılarla sınırlı değil. Batı destekli kışkırtıcı-
İran’ın ŞİÖ’ye tam üye ol- lığı protesto eden büyük bir halk muhalefe-
ması durumunda ABD’nin ti de var. Ülke çapında milyonlarca İran-
İran’a bir saldırı yapması ol- lı’nın katıldığı gösterilerde ABD ve batılı
dukça zorlaşacak. güçlere tepki gösterdi.

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 55


BEŞ KITADAN

Putin: ‘ABD’yi dengeleyecek silahlar ABD’de 2010 yılında iç savaş çıkabilir


üreteceğiz’ Rus uzmanlar tarafından Rusya Başbakanı Vladmir Putin’e sunulan
Rusya’nın Pravda gazetesinde çıkan habere göre bir raporda ABD’de 2010 yılında ciddi bir iç savaşın çıkabileceği belir-
Rusya Başbakanı Vladimir Putin, 29 Aralık’ta Vladi- tildi. Raporda Obama’nın ABD’li komutanlara ülkenin askeri gücünün
vostok kentinde gazetecilere yaptığı açıklamada, artırılması ve Haziran 2010’a kadar asker sayısının bir milyona çıkarıl-
“Rusya, güç dengesi kanunu gereği yeni hücum silahla- ması talimatı verdiği vurgulandı. Rapora göre, ABD’nin en büyük eyale-
rı geliştirmek durumunda kalacak” diye konuştu. Putin ti olan Kaliforniya’nın bütçesi 100 milyar dolar açık veriyor ve Ocak
bu duruma gerekçe olarak, ABD’nin füze savunma sis- 2010’da iflası bekleniyor.
temine karşı koyma ve stratejik dengeyi koruma ihtiya- Rus uzmanlar Kaliforniya’daki bütçe kısıtlamalarının sosyal bir
cını gösterdi. Putin aksi takdirde, ABD’nin kendisini kaosa yol açacağını belirtiyorlar. Aynı uzmanlar, New-York’un da mali
“tamamen korunmuş” hissedeceğini ve “istediğini yapa- aciliyet ilan ettiğini vurguluyorlar. European Union Times gazetesinde-
bileceğini” belirtti. Rusya Başbakanı, ABD’nin füze sa- ki “İsyan’a hazırlık, Obama, ABD ve Kanada askerlerine emrediyor”
vunma sistemi oluşturma planlarının, nükleer silahların başlıklı makalede Amerikan ve Kanadalı askerlerin Kaliforniya’ya ko-
azaltılmasına yönelik yeni bir ikili anlaşma imzalamala- nuşlandırılmaya başlandığı ve en az bin tankın da bölgeye sevk edil-
rını engellediğini de vurguladı. ABD Başkanı Barack mekte olduğu yazıldı. Gazeteye göre, ABD’de ortaya çıkan yeni rapor-
Obama, üç ay önce ülkesini ve Avrupalı müttefiklerini lar ülkenin büyük bir hızla fakirleştiğini ortaya koyuyor. Gazete Ame-
korumaya yönelik yeni bir füze savunma planını onay- rikan medyası inkâr etse de ülkede iç savaşın yakın olduğuna dikkat çe-
lamıştı. ABD, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde radar kerek şu ifadelere yer verdi: “ABD’de ekonomik karmaşa olacağı ko-
ve füze savunma üsleri inşa edilmesinden vazgeçmiş, bu nusunda uyarılarda bulunan ünlü Rus siyasi yorumcu Prof. İgor Pana-
üsler yerine, deniz kuvvetlerine dayalı yeni bir sistem rin, bu kez de, ABD’nin dağılmaya gittiğine dair eski görüşünü teyit
benimseyeceğini duyurmuştu. etti. ‘‘

ABD Hükümeti: ‘Terör karşıtı güvenlik sistemimizde zaaf var’


ABD Hükümeti, 28 Aralık günü yaptığı
açıklamada, hükümetin Noel’in ilk günü Ams-
terdam-Detroit uçağına yönelik yapılan saldırı
girişiminde alınan güvenlik önlemlerinde ba-
şarısız olduğunu itiraf etti. 11 Eylül’ün hemen
ertesinde kurulan ve Amerikan halkına “gü-
venlikler üstü güven” vadeden ABD Anavata-
nın Güvenliği Bakanı Janet Napolitano saldırı
girişiminin ardından “güvenlik sisteminin so-
runsuz çalıştığını” iddia etmişti. Bakan, daha
sonra “güvenlik sisteminin bu sefer çalışmadı-
ğı” itirafında bulundu. Saldırıyı gerçekleştir-
meye çalışan Ömer Faruk Abdülmütalip,
ABD’nin güvenlik kayıtlarında “terör örgütü
sempatizanı” olarak kayıt edilmiş, ancak buna
rağmen uçağa alınmış, üzerindeki bomba dü-
zeneği de tespit edilememişti. Olaydan sonra
Obama da yoğun eleştiri almış ve dünya bası-
nında “ABD’nin güvenlikte abartıldığı kadar
ileri olmadığı” yorumları yapılmıştı.

56 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


BEŞ KITADAN

Çin yoksul bölgeleri kalkındırıyor Karzai: NATO sekizi çocuk,


Köylü nüfusun kalkındırılması için önemli adımlar atan on Afgan sivili öldürdü
Çin özellikle kırsal kesimde yoksulluğu azaltmak için giri-
Afganistan Devlet Başkanı Hamit Karzai 26 Aralık Cumartesi
şimlerini hızlandırdı. Çin hükümeti kentlerde işsiz kalan
günü gerçekleşen çatışmada, sekizi çocuk olmak üzere en az on
köylü işçilerin memleketlerinde istihdam edilmeleri için
Afgan sivilin vurulmasında,
önemli çalışmalar yürütüyor. 2009 yılında yoksul bölgele-
“Batılı kuvvetlerin sorumlu
rin kalkındırılması için 20 milyar yuanı gözden çıkaran Çin
olduğunu” açıkladı. Karzai,
yönetimi 2010 yılında bu rakamı arttırmayı planlıyor. Yok-
sivillerin Pakistan sınırında-
sul Bölgeleri Kalkındırma Grubu Başkanı Fan Xiaojian,
ki Kunar eyaletinin doğu-
yılın ilk üç çeyreğinde yoksul ilçelerdeki köylülerin geli-
sunda yapılan bir askeri ope-
rindeki artışın korunduğunu söyledi. Fan Çin yönetiminin
rasyonda öldürüldüğünü be-
uyguladığı istikrarlı politikalar sayesinde son otuz yılda
lirtirken, Kunar valisi ise
200 milyon kişiyi yoksulluktan kurtardığını ifade etti.
Reuter ajansına yaptığı açık-
Çin’de halen 40 bin köylünün yoksulluk sınırının altında
lamada, bölgedeki Taliban
yaşadığını vurgulayan Fan kırsal kesimlerde düşük gelirli
varlığından dolayı, olayı in-
nüfusa yönelik kapsamlı yardım politikası uygulanacağını
celemek için olay yerine gi-
söyledi. Yoksul Bölgeleri Kalkındırma Grubu Başkanın al-
demediklerini belirtti. Kar-
tını çizdiği bir diğer konu da, kırsal kesimde asgari yaşam
zai, “Hükümet olarak saldı-
güvencesi sisteminin hayata geçirilmesi.
rıyı araştırmak için komis-
yon kurduklarını” ve “ulus-
lararası kuvvetlerin yaptığı
Hollanda ‘çocukları’nı koruyamıyor bu askeri operasyonun peşi-
Hollanda’nın RTL televizyonunda 28 Aralık günü ni bırakmayacaklarını” söy-
çıkan habere göre, Hollanda genç bakım ve sığınma evle- ledi. NATO ise sade bir
rinden gençlerin kaçma oranları endişe verici bir hâl aldı. açıklama ile olaydan haber-
RTL’nin haberine göre, özellikle kaçan kızlar, aşk çocuk- lerinin olmadığını belirtti.
ları (loverboy) adında, sözde sevgililerin eline düşüyor, bu
gençler kızları kendilerine âşık ediyor, sonra da değişik
yollarla, özellikle de kızları borca sokarak fahişeliğe ikna
ediyorlar. Hollanda çapında 2000 genç bakım ve sığınma
evlerinde bulunuyor. Hollanda İşçi Partisi Milletvekili
Dijsselbloem ise, “Hollanda bakım ve sığınma evlerinden
böylesine fazla gencin kaçıyor olması, hassas çocukları ko-
ruyamadığımızı ve onlara rahat, rehabilite edilebilir bir
ortam sağlayamadığımızı gösteriyor. Ülkemizin bu zaafıy-
la yüzleşmeliyiz” diyerek, sığınma ve bakım evlerinin sağ-
lıklı bir ortam sağlayamadığını vurgulamış oldu.

BM Filistin Başkomiseri: ‘ABD ve


AB Filistinlilere yardımı engelliyor’
Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Kuru-
luşu (UNRWA) Baş komiseri Karen Koning Abuzayd Hol-
landa’nın NRC gazetesine 30 Aralık günü verdiği bir rö-
portajda, “Birleşmiş Milletler’in Filistin’in Gazze bölge-
sindeki insani yardım faaliyetleri Amerika ve Avrupa Bir-
liği tarafından engelleniyor” açıklamasında bulundu. Abu-
zayd, “Sanki Batı, adaletsizliğin devam etmesi için maddi
destekte bulunuyor” diye konuştu. BM Filistinli Mültecile-
re Yardım Kuruluşu (UNRWA), Filistinli mülteciler için
Gazze, Batı Şeria, Lübnan, Suriye ve Ürdün’de Batı ülke-
lerinden yaklaşık 9,8 milyon TL (4,5 milyon Avro) alıyor.
Ancak Abuzayd’a göre ABD ve AB, mülteci konumuna
düşmüş Filistinlilerin ülkelerine geri dönme hakları konu-
sunda İsrail ile müzakere edilmesini istemiyor ve bunu en-
gelliyor. Yılbaşından itibaren bölgedeki görevi biten Abu-
zayd görevini teslim ederken uluslararası kamuoyunu Gaz-
ze’yi yöneten Hamas ile temasa geçmeye çağırdı.

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 57


KÜLTÜR / SANAT

Genel haberler dalnda


birincilik alan bu fotoraf
Brezilya’dan Luis
Vasconcelos çekti. Konut
ykmn protesto eden bir
kadnn Manaus kenti
üzerindeki özel bir arazi
üzerinde polisle olan
mücadelesi.

2009’UN DÜNYA BASIN FOTORAFLARI FORUM STANBUL’DA

Dehet veren anlar


ALPAY TULU toğrafları sergisi 22 Aralık’ta Forum İs-
tanbul’da açıldı. 124 ülkeden beş bin fo-
toğrafçının 96 bin fotoğrafı arasından se-

A
merika’dan Çin’e, Hindis-
tan’dan Filistin’e dünyanın çilen fotoğraflar 10 kategoriden oluşuyor.
çeşitli yerlerinde çekilen, ödüllü Sergi, “World Press Photo” -Dünya
198 fotoğraftan oluşan basın fo- Basın Fotoğrafı adlı 1955’te Hollanda’da

Dünya foto muhabirlerinin bir


yllk emeinin deerlendirildii
sergi, bu alandaki kalite, baar
ve standard da belirliyor.
Yarmaya gönderilen fotoraflar
13 kiilik bamsz bir jüri
tarafndan 10 farkl kategoride
ele alnyor. Sergi bu yl tüm
dünyada yaklak 100 yerde
sergilendi.

58 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


Haberin içerisinde insanlar kategorisinde birincilii alan Callie Shell’in çektii fotorafta polisin iddeti çocuun yüzünden okunuyor.

kurulan, basın fotoğrafçılarının çalışmala- tiği fotoğrafta, okula yakın bir yerde ye’de basın sektöründe mesleki eğitime
rını uluslar arası alanda destekleyen bir sokak çeteleri tarafında öldürülmüş bir gereken önemin verilmediğini, mesleğe
kurum tarafından düzenleniyor. kadının yerde yatan cesedine bakan, ço- yeni başlayanların kendilerini geliştirme
Forum İstanbul’un Bayrampaşa’da cukların dehşet içindeki yüzlerini görüyo- olanaklarının sınırlı olduğunu belirterek,
bulunan alışveriş merkezindeki sergi, ruz. Bir başka fotoğrafta ise Ramallah ya- cemiyet olarak 11 yıldır yerel medya se-
özgün ve temiz bir şekilde basılmış fo- kınında gösteri yapan Filistinlilerin İsrail minerleri düzenlediklerini söyledi. Gaze-
toğraflardan oluşuyor. Spot haber, nokta askerlerinin attığı gaz bombasından ko- teci Coşkun Aral’da foto muhabirliğinin
haber, haberin içindeki insanlar, spor runmak amacı ile bir zeytin ağacını ken- Türkiye’de adı konulmamış bir meslek ol-
anında, sporun çeşitleri, güncel konular, dilerine siper edişine tanık oluyoruz.
duğunu belirterek fotoğraf editörlüğüne
günlük yaşam, portreler, sanat, eğlence ve
doğa fotoğraflarından oluşan kategoriler- ADI KONULMAMI MESLEK gereken önemi verilmediğini ve hak ettiği
de ödül alan birinci ikinci ve üçüncüler Sergi açılmadan önce Türkiye Gazete- düzeyde olmadığını vurguladı.
sergilenmiş. Ayrıca her kategoriden, 10 ciler Cemiyeti işbirliği ile “Sıcak Bölge- 12 Ocak’a kadar açık kalacak sergiyi
ila 12 fotoğraftan oluşan aynı foto muha- lerden Sıcak Anlara Foto Muhabirliği” izleme imkânı olmayanlar, fotoğrafları
birin aynı konu üzerine çektiği ayrı ayrı konulu panel düzenlendi. Panelde ko- www.worldpressphoto.org internet adre-
tek pano üzerine yerleştirilmiş grup fo- nuşan TGC başkanı Orhan Erinç, Türki- sinden görebilirler.
toğraflarına da yer verilmiş.
Doa Kategorisinde
DEHET ÇNDEK ÇOCUK YÜZLER üçüncülük ödülü.
Ödüllü fotoğrafların hemen hepsinin Alexsey Bushov,
ortak özelliği, foto muhabirlerinin eserle- Rusya. Namibia
rin çekimini yaparken doğru zamanda Etosha milli
doğru yerde durma başarısını yakalamış parknda bir
olmaları. Amerikalı foto muhabirinin çek- leoparn bir antilop
tiği 1908 yılının birincisi olan fotoğraf, olan springboka
özel bir dedektifin ipotekli bir yerin cebri saldrmas. Parkta
icra ve tahliye işlemleri sırasında ev sahi- bu tür saldrlar çok
binden korunmak amacı ile silahlı bir nadir yaanyor.
şekilde evi kontrol etmesi anında çekil-
miş. Haberin içerisinde insanlar kategori-
sinde birinciliği alan Callie Shell’in çek-
tiği fotoğrafta ise, eli coplu polisin bir eve
yaptığı baskındaki saldırının şiddetini,
polisi görmediğimiz halde zenci çocuğun
yüzündeki ifadeden anlıyoruz. Yine gün-
lük yaşam kategorisinde birincilik almış
olan El Salvadorlu Dario de Hoy’un çek-

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 59


FİKRET OTYAM

…Ey cemaati müslimiyn, bundan leri hünerini İsmet Özer adlı fırıldak,
kelli “Allahın dediği olur” yerine bir zamanlardan kalma iyi şairliğini
“Recep Tayyip’in dediği olur” deme- heba edip Aleviler için akıl almaz,
ye başlarsak şaşmayalım dokunanı rezillik ve kara cahillik örneği verip
yakıyor! Tekel işçilerini haksız gündeme geliverdi göktanrı taksiratı-
bulup gazlı coplu, sulu yanıtı veri- nı affetsin..
verdi!. Bir gün kepenk indiren ecza- Her zaman gündemde kalmak ma-
FİKRET cılara el mi yaman bey mi yaman rifetini elinde tutan Bay Arınç,
deyip ilaçlar marketlerde satılacak Özel’e yenik düştü!
OTYAM
deyiverdi! Bir eczacı oğlu ve bir ec- …Hayret bişey, hayret bişey İkin-
zacı kardeşi olarak kendisini kutlu- ci Ergenekon davasında gece yarısı
yorum ama marketi olmayan ilçeler- “rakamla 3 yazıyla üç” ademoğlu
BARİ YENİ YIL de n’olacak? En uygunu mahalle
bakkalı derim yardım babında!
tahliye edilmiş! “valla” bana göre bu
bir kıyamet alâmetidir vesselam!
HAYRA GELE! …Asker kızdırdı en mahrem yeri-
ne girdirdi! Ve ey cemaati müsli-
…Allaha yaranmak babında kur-
ban vecibesini yerine getirmek için
miyn, uyduruk bir kâğıt parçası ihbar THK’na para saldık kurbanımızı kes-
mektubuyla Genelkurmay Başka- sinler diye iyi mi? Ah iyi paramız,
nı’nın odası da didik didik edilirse paralarımız burada da “kurban” edil-
zinhar şaşmayın! Sabrın sonu sela- miş!. Hakkımızı dinlenen savcılar mı
mettir… dinlenen yargıçlar mı arayacak yoksa
…Ey cemaati müslimiyn, meğer iş ruzu mahşere mi kalacak devri
Cumhuriyetimizin makarrı hükümeti AKP’de, “Yaman meraklanırım ola-
Ankara’nın Baş Müddeiumumîsi caklardan” (Yaman meraklanırım
Muhterem Boyrazoğlu ve dahi İs-
olacaklardan/ Nazım Hikmet)
lambol’un da aynı vazifelisi Muhte-
…Erzincan’daki cemaat soruştur-
rem Aykut Cengiz Engin de Ergene-
masında Bakan devreye girmiş, iyi
kon şüphelisi olarak tasarruta alın-
mi?
mış! Yetmedi nice yargıç ve savcı da
Savcıya ‘onları bırak’ talimatı
dinlenmiş!.. Korkulacak bişey yok,
vermiş iyi mi? Cumhuriyetimin Baş-
“Adalet Bakanlığı Türk Musikisi Ce-
savcısı bakan kulu olmaya direnince
miyeti Korosu”na alınacakların ilk
hakkında soruşturma açılmış iyi mi?
elemesiydi, zinhar Başbakanı kızdır-
Ey cemaati müslimiyn, meer dıkları için değil.. Neron: “Cemaate dokunanı yakarım”
Ey mahpushane dolusu Ergene- havası yaratınca Erzincan talihsiz,
Cumhuriyetimizin makarr acı bir deprem daha yaşamış/ yaşat-
kon ordusu, bundan kelli sırtınız yere
hükümeti Ankara’nn Ba gelmez vesselam! mışlar!
…Ey iktidar, Diyarbakır Belediye Sonları hayra gele!
Müddeiumumîsi Muhterem Başkanı Baydemir haykırarak iki kez …Fikret Otyam da 1941/ 42 dö-
neminde Ankara Atatürk Lisesi 4 C,
Boyrazolu ve dahi slambol’un has…tir çekti!
1014 numarayla okurken velisi “Cü-
Sonra yeni partileri BDP’nin işa-
da ayn vazifelisi Muhterem reti meşe ağacını kastederek açık neyt ağabey”ini kaybetti! Tiyatro
seçik ve dahi net olarak “Başbakan dünyamızın unutulmayacak kişisi
Aykut Cengiz Engin de ve kabine üyelerine sormak istiyo- Cüneyt Gökçer de arkadaşı ağabeyim
Ergenekon üphelisi olarak rum, üslubumdan dolayı halkın affı- Nedim Otyam’ın yanına gitti! Bunun
na sığınıyorum, meşe ağacının hangi adı gitti değil, yeri doldurulamaya-
tasarruta alnm! Yetmedi nice dalı nerenize battı sayın hükümet?” cak bir kayıptır. Tiyatro ve sinema
dedi. Bu yiğitliği Apo bile yapama- dünyamızın, sevenlerinin, öğrencile-
yargç ve savc da dinlenmi!.. rinin ve elbette ve elbete sevgili
mıştı! Ne ki onlara bir Apo yeter…
Korkulacak biey yok, “Adalet Bu sözleri hayra gele! Evet bu soru Ayten Gökçer’in başı sağolsun..
24 Aralık 2009 tarihinde hükümete Ayten can, Çankaya Basın Sitesi E
Bakanl Türk Musikisi tevcih edildi, şu yazıyı yazdığım 28 Blok Daire 4’te ayakları kesilmiş
Cemiyeti Korosu”na Aralık 2009 tarih saat 19.10’a kadar masada Urfa işi kürsüde Cüneyt ağa-
sayın hükümet şu batma hususunda beyimin gözlerine bakarak söyledi-
alnacaklarn ilk elemesiydi, nedense bir yanıt vermedi yani sır- ğin o canım halk türkülerini artık
landı! Bu suspusluğu kudretli birisi- söylemeyeceksin, haklısın..
zinhar Babakan kzdrdklar
ne asla yakıştıramadım vesselam! …Yeni yıl hayra gele hayra
için deil.. …Unutulanların gündeme gelme- gele…
60 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010
KÜLTÜR / SANAT

POLONYALI BESTEC KYÜZ YILDIR YAIYOR

2010, Fredric Chopin yl


HAYAT ASILYAZICI “George Sand” takma adıyla kitaplar yaz-
makta olan Mme. Dudevant ile tanıştırır.
Ancak bu tanışma Chopin’e mutluluk ge-

F
rederik Chopin (1810-l849), Po-
lonya’nın ulusal bestecisi ve piya- tirmez; kadın hakları savunucusu George
no virtüözü. 2010 yılında bütün Sand, özgür yaşamayı seven bir kadın-
dünya Chopin’in doğumunun 200. dır…
Chopin sürekli gündemde kalacak. yılını kutlayacak.
CHOPN’N EVNDE HER HAFTA SONU
Sadece doumunun 200. yl MENDELSSOHN HAKLI ÇIKTI KONSER DNLEMEK
nedeniyle deil elbet. Onun müzii, Chopin ve müziği, özgürlük simgesi Chopin, Varşova yakınlarındaki Zela-
gibidir. Polonya’nın bağımsızlığı ve öz- zowa Wola’da doğmuştu. Chopin’in Ze-
alannda bir baka evrimdir… gürlüğü için inanılmaz bir mücadele lazowa Wola’daki evinde, yaz kış her
Yeni yla girerken Chopin’in verir. Ancak ülkesinde barınamaz, Batı hafta sonu konserler verilir. Özellikle bir
Avrupa’nın yolunu tutar. Her gittiği kent- Chopin’ci piyanist, pencere önünde kon-
yaptlar ve müzii bizleri te konserler vererek geçimini sağlar. ser verir. İzleyiciler açısından, yazın
rehabilite etti; koca bir dev Henüz ülkesinde özgürlük savaşımı ver- ağaçlar altında, kışın da kar altında bah-
diği dönemde her konseri olay yaratır. çeden Chopin’in bestelerini dinlemek
besteciyi düündüm durdum. Polonya’nın dışında ilk kez adını Alman- büyük zevktir. Zelazowa Wola, giderek
Varova’da, doduu köy evinin ya’daki konserleriyle duyurur. Daha Batı- uluslararası konser merkezine dönüşecek.
ya, Fransa’ya gider. Almanya’daki resi-
bahçesinde aaçlara asl kalm tallerinin ilkinde, Mendelssohn provasını CHOPN YILINI BR ADIM ÖNDE
ezgileri kim unutur, unutabilir? dinlediğinde “Benden çok daha iyi çalı- KARILAMAK
yor; geleceğin büyük piyanisti Chopin” Boğaziçi Üniversitesi, Albert Long
Chopin ve müzii, özgürlük der. Bu saptama, Polonyalı piyanist konu- Hall Klasik Müzik Etkinlikleri arasında
simgesi gibidir… sunda Mendelssohn’u haklı güzel ve ilgi çeken konserler düzenleni-
çıkarır… yor. Bu işi de, değerli müzik yazarı arka-
daşım Evin İlyasoğlu başarıyla gerçek-
FRANSA, HAYATINI
leştiriyor.
DETRD İlyasoğlu, Chopin Yılını bir adım
Paris, Chopin’in yaşamı- önde karşıladı. Polonya Başkonsolosu
nı büyük ölçüde değiştirir. Miroslaw Stawski ile işbirliğinden, çok
Liszt, Berlioz, Meyerbeer, genç ve yetenekli Chopin piyanisti din-
Bellini, Adolphe Nourrit, ledik: Szczepan Konczal, Polonya ve
Balzac ve Heine gibi sanatçı- Chopin’le bizleri buluşturdu. Genç Cho-
ların beğenisini kazanan, on- pin yorumcusu Szczepa Konczal, sırasıy-
larla yakın arkadaşlık kuran la Do Diyez Minör Etüt, fa diyez maj. Im-
Chopin, Paris’te, Fransız ve promptü, Si minör Scherzo, Do minör
Polonyalı soyluların aileleri- Noktürn, Fa minör Fantazi adlı Chopin
ne piyano dersleri verir. Seç- yaratısı güçlü piyanistlerin yorumunu
kinlere, yılda bir dinleti anımsatırcasına, lirizmi ve teknik üstün-
sunar, ileri gelenlerin salon- lüğünü sergiledi.
larında sık sık sanatını dinle- Değinmeden bitirmeyelim yazımızı;
tir. Artık Chopin’i bütün Av- dünyaca ünlü piyano sanatçımız, virtüöz
rupa sanat çevreleri tanımak- İdil Biret, Chopin’in bestelerine özel bir
tadır. Özellikle besteleri, ilgi duyuyordu. Bu nedenle Polonya
dünyayı sarar. Vereme yaka- Radyo Orkestrasıyla bütün Chopin beste-
landıktan sonra, hastalığı lerini olağanüstü başarıyla yorumladı ve
ilerlerken bile İngiltere’de seslendirdi. Bu çalışma, sanatçımıza Po-
inanılmaz güzellikte konser- lonya’nın en büyük müzik ödülü olan
ler verir. “Fredrik Chopin Müzik Ödülü”nü kazan-
1837’de Liszt, Chopin’i dırdı.

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 61


RÜZGARGÜLÜ

Gelecek bizim!
2010’un Türkiye’mize aydınlıklar getirmesini diliyorum. Sevdikleri-
nizle gönül gönüle bir yıl olsun!
Hak mücadeleniz başarıya ulaşsın!
Birliğiniz daha da sağlamlaşsın, elleriniz birbirine daha sıkı kenet-
ŞULE lensin!
Çok yaşayın, iyi yaşayın, genç kalın!
PERİNÇEK
Şu İskoç atasözünü 30’lu yılların bir gazetesinde okumuştum:
suleperincek@aydinlik.com.tr
“İnsan yaşadıkça yaşlanmaz, yaşamadıkça yaşlanır!”
Elbette ne yaşadığınız da önemli. Vur patlasın çal oynasın değil.
Amerika’nın durumu içler acısı Dolu dolu yaşayın. Vur haksızlığa, gir örgütlü mücadeleye. Başınız dik,
vicdanınız rahat olsun.
Gelin sizi Amerika’ya götüreyim mi? Geleceğe kara kara bakanlardan, vatanını üç sente satanlardan olma-
Hani belki hâlâ “küçüğü” filan olsak diye hevesle- dığınız için mutlu olun.
nenler varsa.
Yemek yardımı alanlar iki yılda 10 milyon artmış,
36 milyon olmuş. Her sekiz Amerikalı’dan biri. Marketin bir köşesine de doktor civanım ister!
24 eyalet, yaşlılara ayırdığı fonları kaldırmış. Evle- Artık marketlerde ilaç satılacakmış. Başbakanlık koltuğunu işgal
rinde ölüyorlarmış, haftalarca kimse farketmiyormuş. eden kişi büyük müjde olarak veriyor. “Tekelleşmeye karşı” diyor. Re-
Sokaklarda çocuk fahişeler sayısında büyük artış kabet olacakmış. Büyük ilaç tekellerinin ekmeğine avuçla yağ sür, sonra
olmuş. da gözümüzün içine bakarak büyük pişkinlikle böyle konuş! Var mı
Yılda 1.6 milyon çocuk evden kaçıyormuş. Evleri- acaba başka yerde benzeri? Yakında süüper marketin bir köşesine de bir
ni kaybeden aileler sayısındaki artış nedeniyle orman- tıp doktoru koyarlar. Doğal olarak tıpkı televizyonlardaki gibi yakışıklı
larda yaşayan çocuk grupları oluşmuş. bir bey ya da saçlarını savuran bir bayan olmalı bu doktor... Daha çok
Kiralık evde oturanların önemli bir bölümü evsiz “müşteri” çeker. Pazarlama kuralı.
kalmış, yani sokaklarda yaşıyormuş, ev sahibi olanlar Bir kapıdan inek diye girer, ötekisinden sağlıksız sosis olarak çıkar-
kiracı olmuş... sınız.
Devlet içinde yolsuzluk yapanların sayısında büyük Herşey satılık.
artış varmış. Gözleri dönmüş.
61 yıl önce çekilen, bir babanın işini kaybetmemek Pazarlama uzmanları başımızda.
için verdiği acıklı mücadeleyi anlatan Bisiklet Hırsızı Def et gitsin!
filmi New York’ta haftalardır gösterimdeymiş. Çünkü
film, “zamanın ruhunu” yansıtıyormuş. “Money”iniz batsın!
İsterseniz biraz da cinayet, uyuşturucu, cinnet, vah-
şet, tecavüz, saldırı, fahişelik rakamları vereyim de içi- “Money’ paradan sonra en büyük icat!” Bir reklamda böyle diyor.
niz iyice kararsın. Kaç dakikada, kaç olay gibi istatis- “Money” İngilizce para demek.
tikler örneğin... Öyle dendiğine bakmayın elinize tutuşturdukları bir kart.
Hadi, kıyamadım size. Sen kalk ilk “para”yı bul, âlemin emperyalisti ve de yerli yardakçıla-
rı gelsin paranı “pul” yapsın. Kendininkini de “en büyük icat” diye sana
satsın.
Biz de yutalım.
Yersen.
Düzen böyle, ne yapalım dersen...
Ağam, beyim diye önünde eğilirsen...
Dilim varıyor, diyeceğim sevgili kardeşim: Kabahatin en büyüğü
senin!
Ver oyunu, arama belanı.

Öfke barutu
İliştirilmiş basın, merkezlerinin ne kadar çamuru pisliği varsa şimdi
aklamaya, paklamaya çalışıyor. Bulanık suda ellerini temizleme telaşın-
da.
Vur hizadan çıkmış orduya!
Hadi diyelim, halkın bir bölümünün kafasını karıştırdınız.
Kozmik mozmik “yoksa doğru mu?” dedirttiniz… Türk Silahlı Kuv-
vetleri’nin on binlerce mensubu, halkın büyük çoğunluğu artık bilmiyor
mu, o birimde ne olduğunu. Ali Tatar’ın neden şakağına namluyu daya-
dığını… Onurlarıyla oynuyorsunuz. Çok ileri gidiyorsunuz. Ateşle öfke
barutunun yanına gidiyorsunuz.

62 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010


RÜZGARGÜLÜ

Ahmet’i versene!
Telefondaki ses:
-Ahmet’i alabilir miyim?
Biraz daha kabası:
-Ahmet’i versene!
Ben de genellikle aynı yanıtı veriyorum.
-Temelli mi, yoksa geçici mi istiyorsunuz?
Ya da:
-Anasından isteyin, ben veremem!
Ya da:
-Satılık değil, ne yazık ki...
Şu çeviri dizi Türkçesinden nefret ediyorum.
Açıp telefonu “Ahmet’le konuşabilir miyim... görüşe-
bilir miyim” gibi bir şey dese hemen “vereceğim”! “Lütfen”inden de vaz
geçeceğim, hatta langadak “iyi günler, ben filan filan” bile demeden selamsız
söze girmesinden de...
Hele bir de görüşmek istediği kişi yoksa, “kim aradı” diye soruyorum doğal olarak. Yanıt: “ben
Mehmet!” Hiç olmazsa sarı çizmeli olsa bari. Ya da zır telefon: “Merhaba, ben Ayşe!” Türkiye’nin ya-
rısı neredeyse Mehmet ve Ayşe’yken hiç belirleyici bir anlamı yok. 1934’ten bu yana işimiz kolay oysa. Soyadını da söyleyiverse
bir zahmet sesinin tonundan, sözünü ettiği konudan dedektif gibi hangi “Ayşe” olduğunu çıkarmak için kafa patlatmanıza hiç gerek
kalmayacak. Bu arada evlendiği için kutlayacağınız Ayşe’yi, öteki sanıp annesini kaybettiği için başsağlığı dilemek gibi yanılgıla-
ra da düşmezsiniz.
Anlamadığım bütün gün telefon ellerinde, yerde gökte cak cak konuşuyorlar. Bedava kontörün suyunu çıkarıyorlar. Ama Türk-
çe konuşmasını unutuyorlar.

Suriye-İran-Türkiye VAY ANASINA


kime dost, kime düşman?
2001’de Kemal Derviş benzeri bir Suri- 600 yıl öncesinden Türk hekimlerine
yeli Dünya Bankası müdürü de Suriye’ye Hacı Paşa (Celaleddin Hızır b. Hoca Ali) (1334/35? – 1424 ?) Aydınoğulları
gitmişti. Dışa açılma başladı. Gariptir ki, döneminde yaşayan devrin en önemli tıp otoritesi kabul edilen bir hekim. Hem de-
açılmayla birlikte “kapanma” da başlamış. ontoloji, hem de tıp pratiği alanında ünlü bir bilgin. Anadolu’nun İbn-i Sina’sı de-
Suriye en laik Arap ülkelerinden biri. Gitti- niyor.
ğimizde Suriyeli dostlarımız söylüyorlardı: Kahire’de başhekimlik yapmış, sonra İsa Bey’in zamanında memleketine dön-
Eskiden türbanlılar yoktu çoğaldı. müş. Birgi’de yaşamış, hizmet vermiş. Herkes anlasın diye kısa ve özlü yazdığı
Şimdi Türkiye üzerinden açılmaya çalışı- Türkçe tıp kitabının yanında birçok ünlü yapıtı var. 1381’de yazdığı Şifa ül-
lıyor. Ama nereye? Önemli. Eskâm ve Deva ül-Alam’da da (Hastalıklara Şifa ve Elemlere Çare) tıbbi deonto-
Ortadoğu’da dengeler yeniden kuruluyor. lojiden söz eder. Birkaç cümle aktaralım. Belki bugünkü hekimlerimize de ışık
ABD için yol Kafkaslardan Asya’ya uzun. tutar:
“İkinci İsrail”, birincisinin hükmünü biraz “Hekim, sözünü tutan, iyilik yapan, sır tutan, sessizliği seven, güler yüzlü ve
azalttı mı? Erdoğan’ın, yerli yersiz ABD’nin temiz görünüşlü bir kişidir. Hastasından fazla para istememeli, kendisini çağıran
Ortadoğu temsilcisine, İsrail’e dayılanması bir hastaya gitmeli, hastalığın süresi ve sonucu hakkında çok kesin bir şey söyle-
izinsiz değildir. ABD İran’ı, Suriye’yi İsra- memeli, hastanın tanı ve tedavisinde dikkatli olmalıdır”.
il’le yönlendirebilir mi, söyleyeceklerini on- Yapıtları o zaman Latinceye ve Avrupa dillerine çevrilen ünlü hekimimizi
lara iletebilir mi? İsrail onları hizaya sokabi- adını, eğer yolunuz Aydın, Birgi’ye düşmediyse belki de ilk kez duydunuz.
lir mi? Türkiye gibi başına çuval geçirilmiş, Birgi’de ölümünden 500 yıl sonra adına yapılmış bir mermer anıt var. Kim
bölünme tehdidiyle köşeye sıkıştırılmış, hele yaptırmış?
düğmesine basınca konuşan bir eşbaşkanla 10 Mayıs 1935 günlü Ulus gazetesinden okuyalım:
işler daha kolay değil mi? Git git, gel gel! “Birgi’de gömülü olan ve Türk hekimliği tarihine şeref veren büyük hekimin
Üstelik de din kardeşi. Anahtar kapıya uyu- Cumhuriyet çağında izini aramak, bulmak ve onun adına anıt yapmak Türk varlı-
yor. Suriye ve İran, ABD karşıtlığının yük- ğının özenli bir zevkidir.”
sek olduğu ülkeler. Anıtın açılışında kimler var?
Ermenistan’da taktik biraz farklı. Afga- Daha 15 yıl öncesine kadar Tıp Fakültesi’nin kapısından sokulmayanlar. İzmir
nistan’da benzer. Hekimler Odası adına Bayan Doktor Handan Kutlu, Bayan Doktor Sabiha, Bayan
Tek tuşla, çok iş. Doktor Ferhunde. Ve ayrıca Bay Doktor Necdet Otaman, Bay Doktor Cevad Zeki
Tuşa basan parmağa dikkat! Bil, Bay Doktor Necmettin Üstüntürk.
Ne komşularımızın hayrına, ne bizim. İşte üstünlüğümüz bundandır. İş ki toprağın altında yatan bu bereketli mirasa
Yüzümüzü kime yönelttiğimiz çok sahip çıkmasını bilelim.
önemli.

Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010 63


İNSAN YAŞADIĞI YERE BENZER

Nevin İşlek, Bedri Rahmi Eyüboğ- rinde ise, başta Aydınlık olmak üzere
lu’nun öğrencilerindendir. Pek az kişi- Teori ve Bilim ve Ütopya gibi çeşitli
sel sergi düzenleyen ressam, 1965’ten dergiler bulunmaktadır. Bu resim, res-
günümüze pek çok ikili ve karma ser- samın, hep bir tuzak olarak görülüp
gide yer almıştır. Resimlerinde yarattı- gösterilen günceli resmetmekten kork-
ğı masalsı dünya, onun, artık yalnız madığını da ortaya koyuyor.
anılarda ve rüyalarda kalmış “mazi”si
KEDİLERİN ŞAHMERANI
kadar, bizim de artık yalnız anılarda ve
MECİT rüyalarda kalmış “mazi”mizdir. Ressa- Nevin İşlek’in bir kedi ve gül sever
ÜNAL mın değiştirip dönüştürerek yeniden olduğu apaçık. “Benim Ermişlerim”de
yarattığı bu mazi; “o küçük boyutlarda kedinin ve gülün olmadığı tek bir resim
yapılmış, kara kuru evler”in yanında yok neredeyse. Öyle ki ressam, halk
resim sanatımızın en yaygın imgelerin-
Ermişlerin kulelerle gemilerin, ağaçlarla kuşların,
rüzgârla dalgaların, Nuh’un Gemisi’yle den Şahmeran’ı “Kedilerin Şahmeranı”
olarak yeniden yaratmış. Her tarafın-
Gülcemal Vapuru’nun, Hacivat ile Ka-
haleleri ragöz’ün, Şahmeran ile Kibele’nin,
Hitit Kursu ile Albayrak’ın, Fatih Sul-
dan yılan fışkıran Şahmeran’a karşılık
Nevin İşlek’in, kuyruğu ağzında gül
tan Mehmet ile Mustafa Kemal’in, bulunan bir kedi başından oluşan “Ke-
Namık Kemal ile Tevfik Fikret’in, dimeran”ı ayrıca iki yanı güllerle çev-
Bedri Rahmi ile Bilge Karasu’nun, rili doğurgan –yavrularını emziren- bir
bütün bunlarla Ulusal Kanal’ın ve anatanrıçakedi. Ressamın bunun dışın-
Doğu Perinçek’in yan yana durup el ele da “İsimsiz” bir anatanrıçakedisi daha
verdiği resimlerde yeniden yaratılmak- var. Antik çağ heykel sanatına gönder-
tadır. mede bulunan “Anakedibaşı”ı ise bir
Nevin İşlek’in resimlerinde minya- başka yeniden yaratım.
tür sanatımızdan ve halk resimlerimiz- EVLİYA ÇELEBİ’NİN KEDİSİ
den de açık izler ve esinler var. Kediler O “kara kuru evler”in çatılarının te-
dahil, “Benim Ermişlerim”deki tüm pesine bir taç gibi oturan kedilerle res-
ermişlerin başlarındaki hâlelerde de samın kendi portresinde, başının tam
var bu. Kimisinde ayyıldız, kimisinde üzerinde yer alan kedi ve “Nuh’un Ge-
güneş, kimisinde gül –Fatih’in gülü- misi” adlı resimdeki kedilerin her biri
olarak ya da gülle birlikte ayyıldız ve gerçekte de olduğu gibi ayrı birer kişi-
güneş olarak. likte. Bir de ressamın kendisinin, Gala-
“BENM ERMLERM’e yalnz ULUSAL KANAL’IN HÂLESİ ta Kulesi’ne yaslanmış evin terasında,
“Ulusal Kanal” adlı resimde bu “tuhaf bir masanın başında” irkilmiş,
insanlar deil, dii sokak mazi, önce, halka “Çıkış Yolu”nu gös- donmuş, hatta belki biraz korkmuş gibi
terirken resmedildiğini varsayabilece- durduğu ve masanın üstündeki vazoda
kedileri de girebilir. Ezilen, bulunan güle baktığı bu resimde boş-
ğimiz Doğu Perinçek’in yer aldığı ka-
hakk yenen, çile çeken herkes. reyi çepeçevre çevreleyen dış hâle ola- lukta atlayan “Evliya Çelebi’nin Kedi-
rak veriliyor. Bu Ulusal Kanal’ın hâle- si” var. Nevin İşlek’in, Yıldız Cıbıroğ-
Ve bu hakszl yürei ve si olmalı ki, ressamın, sıra bu resme lu’na “Oraya boşluğu doldurmak için
gelinceye kadar kullandığı imgelerin koydum” dediği bu kedi, resimlerin tü-
aklyla görebilen herkes. (Neet mündeki kedilere göre en farklı çağrı-
bir çoğunu bu çerçevede görebiliyoruz:
Erta bir türküde “Sevgi Bayrak, Fatih Sultan Mehmet, Atatürk, şımlara açık durumda olan tek kedi. Cı-
Hitit Güneşi, Şahmeran ve çeşitli başka bıroğlu’nun hem bu resmi, hem de ke-
HAK’tr; sevgisiz kalan, HAK’sz motifler. Doğu Perinçek’in arkasındaki diyi ele alan kısa ama özlü yazısı kata-
İstanbul görüntüsünün üzerinde Tevfik logdan okunabilir elbet. Cıbıroğlu’nun
kalr” diyor.) Dahas canl buraya aktarmaktan kendimi alamadı-
Fikret’in Sis şiirinden “Sarmış yine
olmayanlar da; ‘evler’ de âfâkını bir dudi muannid” dizesi yer ğım yorumu şu: “O kedi, sizin kendini
alıyor. Perinçek’in başının çevresinde- boşlukta hisseden özünüz. Donup
girebilir: O küçük boyutlarda ki hâlede yankılanan ise, Namık Ke- kalan, irkilen duygularınızı Evliya Çe-
mal’in bir beyitinin -mecliste bir mil- lebi’nin kedisiyle anlattınız. Gelecek
yaplm, kara kuru evler de.” günlerdeki belirsizliği, bu, ‘boşlukta
letvekili tarafından özgün haliyle
Böyle yazm Nevin lek, okunması üzerine- Mustafa Kemal ta- asılı kalan donmuş kedi’ imgesinden
rafından olumlulaştırılarak tekrar edil- daha iyi neyle anlatabilirdiniz? Sanatçı
“Benim Ermilerim” baln miş biçimi: “Vatanın bağrına düşman duyarlığı budur işte!”
tayan dördüncü kiisel dayamış hançerini/Bulunur kurtaracak Sunucu duyarlılığı ise haftaya.
bahtı kara maderini”. Burada bir kez (Bindallı Sanatevi’ndeki sergi 13
sergisinin katalogunda. daha tekrar edilmektedir. Masanın üze- Ocak 2010’a kadar gezilebilir.)

64 Aydnlk Türkiye 3 Ocak 2010

You might also like