Professional Documents
Culture Documents
-Piagete göre cocuklar somut işlem donemıne kadar olayı ve durumu somut sonuclarına göre
degerlendırır. Example: Niyet ne olursa olsun büyük leke yapan cocuk, kucuk leke yapan cocuga
gore daha sucludur. (niyeti sonuçla beraber degerlendıremez.)
- İlkokul doneminden sonra artık cocuk yargılarında niyetide degerlendırebılır. Example: Büyük
bir leke yapsada niyeti iyi olan cocuk daha az sucludur.-Ahlaki görecelik
Ahlak oncesi dönem : Dogumdan 4-5 yasa kadar olan donemı kapsar. Cocuklar bu
donemde ben merkezcıdır. (Egosantrızm) Dolayısıyle kendılerınınden baska bıreylerın
goruslerıyle ılgılenmezler. Yavas yavas oyun oynarken diger cocuklarla olan sosyal
ılıskılerınde uyulması gereken kuralllar oldugunu kavrar.
Dısa baglı donem : (Baskalarının kurallarına uyma) Bu donem 6-10 yas arası donemı
kapsar. Cocuklar ahlakı yargılar acısından baskalarına baglıdır. Yetişkinler tarafından
konulan kuralları sorgulamadan kabul eder. Kuralları tanrı- polis- anne-baba yapar
inancıyla buyuk bir saygı geliştirir. Davranışları Somut sonuclara gore degerlendırır. Her
hal ve kosulda kurallara uyulması gerektiğine ınanır.
Gardner’e göre bir tek zeka yerine7 (8 de kabul edilebilir) farklı zekâ alanı olduğunu ileri
sürmüştür.
2) Kişiler arası Sosyal Zekâ = Bu zekâ türü daha çok iki kişi arasındaki ilişkide ve iletişimde
ortaya çıkar. Etkili konuşma, etkili dinleme, birlikte çalışma gibi etkinlikleri kapsar. Öğretmen,
pazarlamacı, terapist gibi meslekler bu tür zekanın yoğun olarak kullanıldığı mesleklerdir.
İlgili Davranışlar: Sözlü ve sözsüz iletişimde beceriklidir, Sosyal ortamlarda bulunmayı sever,
Arkadaşlarıyla iyi geçinir,Başkalarının davranışlarının ardındaki niyetleri fark eder, Grupta
canlılık ve hareket getirir, Başkalarıyla işbirliği içinde çalışabilir,
3) Benlik Bilgisi Zekâsı (içsel) = Kişinin kendini tanıması, içsel durumların farkında olması,
kendisi ile ilgili düşünceleri ve metakognisyonlar (nasıl düşündüğünü düşünme) manevi
duyguların farkındalığı gibi özellikleri içerir. Kendisinin, yani ne olduğunun, ne yaptığının, ne
istediğinin ne yapması gerektiğinin farkındadır.
5) Müzik-Ritmik Zekâ = İnsan sesi, doğal sesler, müzik aletlerinin seslerindeki değişiklikleri
farklılaşmaları kolayca fark edebilir. Müzisyenler ve ses sanatçılarında bu tür zekânın
kullanıldığı kabul edilir.
İlgili Davranışlar Seslere karşı duyarlıdır, Güzel şarkı söyler, Bir müzik aleti çalabilir,Sık sık
kendi kendine şarkı mırıldanır,Bir şarkı duyduğunda gerek sesiyle gerekse ritim tutarak eşlik
eder,
6) Görsel-Uzamsal Zekâ = Zihinde çeşitli nesneler tasarlayabilir. Etrafını iyi gözler, farklılık ve
benzerliklere duyarlıdır. Çeşitli şekil, renk ve biçimlerdeki nesnelerle ilgilenirken beceriklidir.
İlgili Davranışlar Hayal gücünü iyi kullanır, Zihinsel resimler çizmekten hoşlanır,Resim ve
grafiklerle uğraşmayı sever,Üç boyutlu modeller oluşturmayı sever,
7) Sözel-Dilbilimsel Zekâ = Kişinin dili sözlü ve yazılı olarak iyi kullanabilmesidir. Edebiyatçı,
yazar, şair vb.lerinde bu zekâ türü egemendir. (Kelimelerle arası iyidir)
Sekizinci tür zekâ olarak söz edilen DOĞACI ZEKÂ; doğal olay ve nesnelerle ilgilenmekten
hoşlanmayı kapsamaktadır. Eğer kişi: bitki ve hayvanlarla ilgileniyor ve onlara karşı daha
duyarlı ve dikkatli ise, DOĞACI ZEKÂ’YA sahip olduğu düşünülebilir.
1- ANA-BABA TUTUMLARI : Çevre deyince ilk akla gelen aile olmaktadır. Anne ve babanın
çocuğa yaklaşım biçimi, uyguladığı disiplin tarzı çocuğun kişiliğini ve diğer bireysel özelliklerini
biçimlendirmektedir.
* Demokratik (otoritatif) ana baba: katı kuralları vardır. Bazen ceza ama cogunlukla odul
egılımlerı vardır. Cocukların kendıne guven ve saygısı yuksek VE atılgandırlar.
* Otoriter (otoriteryen) ana baba: çocuklarını kontrol ederler, ama onları dinlemezler,
çocuklarıyla daha az ilgilenirler, bazen soğuk ve katı olurlar. Ceza ve emirleri çoktur. çocukları
genellikle çekingen, mutsuz ve huzursuzdurlar. Başarıları düşüktür.
* İzin verici ana baba: çocuktan pek bir şey istemezler, pek kural koymazlar cezalandırmadan
kaçınırlar. Bu ana babalar tutarsız ve güvensizdirler. Onların çocukları da kendilerine güvenemez
ve mutsuz olma eğilimindedirler.
3-SOSYOEKONOMİK DÜZEY
5-AİLENİN ÖZEL DURUMU: boşanmış ailelerin çocukları, annesi çalışan çocuklar, başıboş
bırakılan çocuklar, suistimal ve istismar edilen çocuklar, çalışan çocuklar gibi gruplar var.
Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri
Bedensel gelişim doğum öncesinden başlayarak insan hayatının sonuna kadar süren bir süreçtir.
Bedensel gelişim içinde kişinin boy ve ağırlık, iskelet, sinir, salgı bezleri, sindirim, kan ve
solunum sistemleri incelenir. Devinsel gelişim ise bireyin hareketleriyle ilgilidir. Devinsel
gelişim, kişinin bir yerden başka bir yere gidebilme yetenek ya da gücünü kazanmasıdır.
Yürümeyi Öğrenme
Katı Yiyecekleri Yemeyi Öğrenme
Konuşmayı
Beden Artıklarının Atılmasını Kontrol Etmeyi Öğrenme
Cinsiyet Farklılıklarını ve Cinsel Gösterişsizliği (cinsiyetini teşhir etmemeyi)
öğrenme
Sosyal ve Fiziksel gerçekliği tanımlamak için kavramlar oluşturma ve dili öğrenme
Okumaya Hazır Hale Gelme
Doğru ile Yanlışı Ayırma ve Vicdan gelişimine başlama
Eş Seçme:
Eşiyle Yaşamayı Öğrenme:
Çocuk Yetiştirme:
Ev idare etme:
Bir işe girme-başlama
Vatandaşlık Sorumluluklarını
1) GELENEK ÖNCESİ DÜZEY (İşlem öncesi dönem 7. yaşa kadar)Bu düzeyde bireyin:
cezadan kaçınma eğiliminde olduğunu, ödül sağlama güdüsüyle dışsal güdülere göre yargılarda
bulunduğunu söyleyebiliriz. Yargıların niyete göre değil de, sonuçlara bağlı olarak yapılması da
bu düzeyin özelliklerindendir. Bu düzeyin iki aşaması vardır:
Bu düzeyde kişi toplumsal beklentilere, geleneksel değerlere, toplumsal yasalara göre davranma
eğilimindedir. Bu düzeyinde iki aşaması vardır
- KİŞİLERARASI UYUM (İyi Çocuk Evresi) “Aferin, iyi çocuk” dedirtmeye yönelik
davranışlar sergilenir. Büyüklerini, otoriteleri memnun edecek şekilde davranırlar. İyi
niyetlidirler. İyi davranarak tasvip (kabul) görme arzusu ağır basar.
3) GELENEK ÖTESİ DÜZEY (Soyut İşlemler Dönemi 11–16 yaş arası)Bu düzeyinde iki
aşaması vardır
-EVRENSEL AHLAK İLKELERİ EVRESİ Evrensel ahlaki ilkelere uyma eğilimi vardır.
Haklar ve doğrular bilinçli olarak aranır. Bireysel haklar, özgürlükler savunulur. Eşitlik, adalet
ve insan haklarına sıkı sıkıya bağlanırlar.
Gelişimi Etkileyen Temel Faktörler : Gelişimde ortaya çıkan bireysel farklılıkları etkileyen
çeşitli etmenler vardır. Bu etmenlerden en önemlisi KALITIMDIR. Anne ve babadan gelen 23
çift kromozomun sahip olduğu genler canlının sahip olacağı özellikleri de içermektedir.
Gerek doğum öncesi gerekse doğum sonrasındaki çevresel faktörler bireyin gelişmesini olumlu
veya olumsuz şekilde etkileyebilir. Doğum öncesinde hastalık, beslenme, ilaç kullanımı, annenin
yaşadığı ortam vb. faktörler önemli etkenlerdir. Doğum sonrasında ise bireyin içinde yaşadığı
aile, sosyal, kültürel çevre, kardeş sayısı, sırası, anne-babanın eğitim düzeyi, sosyo-ekonomik
durum, okul çevresi, boşanma, ölüm, akran grupları doğum sonrasında gelişimi etkileyen önemli
etkenlerdendir.
* BÜYÜME: Vücutta ve vücudun farklı organlarında boy, kilo ve hacim olarak artışın meydana
gelmesidir. Boy artışı, kilo artışı, organların gelişmesi vb.
NOT: Öğrenme için olgunlaşma biyolojik bir ön şarttır. Bir çocuk ayak ve bacakları
olgunlaşmadan yürümeyi öğrenemez.
Örn: Saz çalmak isteyen bir çocuğun el parmaklarının yeterince olgunlaşması, yetenekli olması
ayrıca saz çalma konusunda ön bilgi sahibi olması gerekir.
Not: Büyüme kavramı sadece bedende meydana gelen niceliksel değişiklikleri ifade ederken
gelişme kavramı hem niceliksel hem de niteliksel değişiklikleri ifade etmektedir.
* GELİŞİM DÖNEMİ: Bireyin döllenmeden başlayarak devam eden gelişim süreci, gösterdiği
özellikler bakımından belli dönemlere ayrılır. Bu dönemlere gelişim dönemleri adı verilir.
Örneğin 0–2 yaş dönemi bebeklik dönemi olarak isimlendirilir.
* GELİŞİM ÖDEVİ: Her gelişim döneminde normal gelişim sürecinde bireyin göstermesi
beklenen belli davranışlar vardır. Bunlara gelişim ödevleri adı verilir. Örn: 2 yaşındaki bir
çocuktan beklenen gelişim ödevi yürüme davranışını başarmasıdır.
Piaget bilişsel Gelişim
2) İŞLEM ÖNCESİ DÖNEM = Bu dönem 2–7 yaşlarını kapsamaktadır. İşlem öncesi dönem,
adından da anlaşılacağı üzere, henüz işlemlerin yapılmadığı, ancak işlemlerin yapılabilmesi için
hazırlıkların sürdürüldüğü bir dönemdir. Bu dönemde dil gelişimi hızlıdır ve çocuklar
çevrelerindeki nesne, olay, kişi ve varlıkları temsil eden semboller geliştirmeye başlarlar.İşlem
öncesi dönemde Piaget’in devresel tepki dediği olayı açık seçik bir şekilde görmek mümkün
olur. Örnek: Bir espriyi öğrenen çocuk, o espriyi etrafındaki yetişkinlere “gına gelinceye” kadar
tekrar eder.İşlem öncesi dönemde çocuklar ayrıca oyuna önem verirler ve oyun araçlarını
simgeleştirirler. Örn: Sopayı at gibi kullanan çocuk buna örnektir.Cocuk dönemde
benmerkezcidir. Dünyanın merkezi kendisidir. Kendisini başkasının yerine koymadığı için onun
bildiğini herkesin bildiğini, gördüğünü herkesin gördüğünü zanneder.Piaget’e göre çocuklar
özellikle bu dönemin ilk yıllarında toplu monolog adını verdiği bir konuşma yaparlar.
PİAGET’e göre insan düşüncesinde animizm(canlandırmacılık) özelliğinin ağır bastığı dönem
işlem öncesi dönemdir. Animizm, kısaca doğadaki cansız nesnelere de canlı imiş gibi davranmak
olarak tanımlanabilir.
Bruner’e göre bilişsel gelişim yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Bilişsel gelişim için dil
önemlidir. Kavramlar dil yoluyla öğrenilir, iletişim dil yoluyla sağlanır. Öğretmen, anne, baba ve
sosyal çevre bilişsel gelişim için oldukça önemlidir. Bruner’e göre bilişsel gelişim 3 aşamada
gerçekleşir:
2) İmgesel Dönem = Bu dönemde bilgi, görsel algıların imgeler halinde zihne taşınmasıyla
öğrenilir. Çocuklar: nesneleri, olayları algıladıkları gibi zihne taşır ve öyle öğrenirler.
çocuğun zihin gelişiminin Piaget’in öne sürdüğü gibi çocuğun neredeyse kendi başına
gerçekleştirdiği bir süreç olmadığını, başkalarına da bağlı olduğunu ifade etmiştir. Başkaları
çocuğun zihinsel gelişiminde yol gösterebilir, birtakım bilgiler vererek bunları öğretebilir.
Öğretilen kavramlar ise gündelik hayatta değil okulda karşılaştığımız kavramlardır. Vygotsky bu
konuda SÖMÜRÜ kavramını örnek verir. Sınıfta A ülkesinin B ülkesini sömürdüğünü öğrenen
çocuk, önceleri sömürüyü sadece “A’nın B’ye yaptığı” olarak algılar. Sonra başkalarının da
başkalarını sömürdüğünü öğrene öğrene genellemeye ulaşır, yani VYGOTSKY’ye göre öğretilen
kavramlar TÜMEVARIM yoluyla edinilmektedir.
Psikolojik araştırmaların çoğunda Freud önemli bir rol oynamıştır. Freud zihni üç yapıya ayırır:
İD, EGO VE SÜPER EGO.
Bu üç öge çocuk gelişiminin farklı aşamalarında görünür. İd, doğumla birlikte ortaya çıkar.
Yeme, içme, beslenme, giyinme gibi içgüdüleri içerir. En basit yapıdır, gerçekçi değildir.
Rüyalar id’e örnek olarak verilebilir. EGO, kişiliğin temel bölümünü oluşturur. Doğumdan
itibaren gelişmeye başlar. Ego, gerçek dünyayı öğrenmemiz için gereklidir.SÜPEREGO:
Kişiliğin ahlaki yönüdür. Freud’a göre anne ve babalar bebeklik döneminin sonuna doğru, doğru
ve yanlışı öğretirler ve belli ilkelere göre davranılmasını beklerler. Bu süperegonun
başlangıcıdır. Freud’a göre tüm ahlaki değerler süperegonun bir işlevi olarak öğrenilir.
Freud’a göre kişilik gelişimi 5 aşamadan oluşur. Freud geliştirdiği kuram ile yaşamın ilk altı
yılına dikkati çekmiştir. Ona göre bu dönemde geçirilen yaşantılar bireyin yaşam süresi boyunca
etkilidir ve izleri hiçbir zaman kaybolmaz.
1) ORAL DÖNEM
0-1, 1,5 yaşlarını kapsar. Çocuk ilk yaş sonuna kadar dış dünya ile olan ilişkisini beden yüzeyi ve
ağız yoluyla sağlar. Bebeğin doyum kaynağı ağzı, dudakları ve dilidir. Daha sonra dişler ve
çenede doyum kaynağı niteliği kazanır. (HAZ) Ağza alma ve ısırma gibi oral etkinlikler daha
sonra gelişecek olan kişilik özelliklerine temel teşkil eder. Örn:Bu dönemde çocuk annesine
bağımlıdır. Gereksinimleri annesi tarafından zamanında karşılanan bebek kendine güvenli ve
bağımsız, gereksinimleri zamanında karşılanmayan bebek ise ileride kendine güveni olmayan
yani bağımlı bir kişilik kazanır.
Freud’a göre bebeğin memeden erken kesilmesi ya da uzun süre emzirilmesi bu döneme bağımlı
olmasına neden olur. İleriki yaşamında bireyde tırnak yeme davranışı gibi davranışlar görülebilir.
Oral dönem bebeğin memeden kesilmesi ile son bulur.
2) ANAL DÖNEM
1, 1,5–3 yaşlarını kapsar. Bu dönem idrar ve dışkı çıkarma ile ilgilidir. Çocuk için idrarını
tutmak ya da bırakmak oldukça önemlidir. Çocuk küçük ya da büyük tuvaletini yaparken çok
zaman harcar.
Anne bu dönemde çocuğa karşı baskıcı ve katı bir tutum sergilerse; çocukta dışkıyı tutma ve
inatçılık, cimrilik, yıkıcılık gibi kişilik özelliklerinin gelişmesine neden olur. Anne çocuğuna
dışkılamayı özendirirse çocukta yaratıcılık ve üretkenlik gibi özellikler gelişir.
Kısaca bu dönemde çocuğa tuvalet alışkanlığı kazandırılır. Ve çocuğun kendini denetim altında
tutması öğretilmeye çalışılır.
3) FALLİK DÖNEM
3–5, 7 yaşlarını kapsar, bu dönem çocuğun cinsel kimliğinin gelişmeye başladığı ve erkek-kız
arasındaki cinsiyet farklılıklarının keşfedildiği bir dönemdir. Bu dönemde çocuklar cinsel
kimlikleriyle ilgili sürekli sorular sorarlar ve bilgi edinmek isterler. Freud bu dönemde ayrıca
OEDİPUS VE ELEKTRA kompleksleri üzerinde durmaktadır. Kız çocuklarının babasına
hayranlık duyup, annesine karşı kıskançlık göstermesi ELEKTRA KOMPLEKSİ; erkek
çocukların anneye hayranlık duyup, babaya karşı agresif tavırlar sergilemesi ise OEDİPUS
kompleksiyle açıklanmaktadır. Bu dönemin temel fonksiyonu sağlıklı cinsel ilgilerin
gelişmesidir.