You are on page 1of 14

Gelişim Piskolojisi özeti

Piaget Ahlaki gelişim:

-Piagete göre cocuklar somut işlem donemıne kadar olayı ve durumu somut sonuclarına göre
degerlendırır. Example: Niyet ne olursa olsun büyük leke yapan cocuk, kucuk leke yapan cocuga
gore daha sucludur. (niyeti sonuçla beraber degerlendıremez.)

- İlkokul doneminden sonra artık cocuk yargılarında niyetide degerlendırebılır. Example: Büyük
bir leke yapsada niyeti iyi olan cocuk daha az sucludur.-Ahlaki görecelik

Piaget ahlaki gelişimi dönemlere ayırmıştır.

1- Ahlak öncesi Dönem 2- Dışa bağlı donem 3- Özerk Dönem

Ahlak oncesi dönem : Dogumdan 4-5 yasa kadar olan donemı kapsar. Cocuklar bu
donemde ben merkezcıdır. (Egosantrızm) Dolayısıyle kendılerınınden baska bıreylerın
goruslerıyle ılgılenmezler. Yavas yavas oyun oynarken diger cocuklarla olan sosyal
ılıskılerınde uyulması gereken kuralllar oldugunu kavrar.

Dısa baglı donem : (Baskalarının kurallarına uyma) Bu donem 6-10 yas arası donemı
kapsar. Cocuklar ahlakı yargılar acısından baskalarına baglıdır. Yetişkinler tarafından
konulan kuralları sorgulamadan kabul eder. Kuralları tanrı- polis- anne-baba yapar
inancıyla buyuk bir saygı geliştirir. Davranışları Somut sonuclara gore degerlendırır. Her
hal ve kosulda kurallara uyulması gerektiğine ınanır.

(Soyut işlemler dönemine ilerledikçe)

Ozerk Donem: Cocukların yaptıgı degerlendırmeler gorecelık kazanmaya baslar. Icınde


bulundukları kosullara gore durumu degerlendırmeye baslar. Ahlakı yargıları ve kuralları
esneklik gosterır. Bır davranısın iyi veya Kötü olduguna karar verırken, davranısın
altındakı Niyeti de dikkate alırlar.

Coklu Zeka Kuramı

Gardner’e göre bir tek zeka yerine7 (8 de kabul edilebilir) farklı zekâ alanı olduğunu ileri
sürmüştür.

1) Bedensel- Kinestetik Zeka = Kişinin bedeninin farkında olması ve fiziksel hareketlerindeki


ustalığı ifade eder. Çeşitli sporlar, dans, drama ve egzersizlerle geliştirilebilir. Sporcuların bu
zekâda üstün oldukları kabul edilir.
İlgili Davranışlar: Bedensel hareketlerini kontrol edebilir,Sportif çalışmalarda başarılıdır,
Bedensel etkinlikler yoluyla bedeninin farkındadır, Yüz beden ifade yollarını ustalıkla
kullanabilir, El-parmak koordinasyonunda beceriklidir.

2) Kişiler arası Sosyal Zekâ = Bu zekâ türü daha çok iki kişi arasındaki ilişkide ve iletişimde
ortaya çıkar. Etkili konuşma, etkili dinleme, birlikte çalışma gibi etkinlikleri kapsar. Öğretmen,
pazarlamacı, terapist gibi meslekler bu tür zekanın yoğun olarak kullanıldığı mesleklerdir.

İlgili Davranışlar: Sözlü ve sözsüz iletişimde beceriklidir, Sosyal ortamlarda bulunmayı sever,
Arkadaşlarıyla iyi geçinir,Başkalarının davranışlarının ardındaki niyetleri fark eder, Grupta
canlılık ve hareket getirir, Başkalarıyla işbirliği içinde çalışabilir,

3) Benlik Bilgisi Zekâsı (içsel) = Kişinin kendini tanıması, içsel durumların farkında olması,
kendisi ile ilgili düşünceleri ve metakognisyonlar (nasıl düşündüğünü düşünme) manevi
duyguların farkındalığı gibi özellikleri içerir. Kendisinin, yani ne olduğunun, ne yaptığının, ne
istediğinin ne yapması gerektiğinin farkındadır.

İlgili Davranışlar :Bir konu üzerinde yoğunlaşabilir,Neyi, nasıl yaptığının farkındadır, Farklı


duygularının farkındadır ve  bunları farklı şekillerde ifade edebilir, Kendine güvenir,Kendi
özelliklerinin farkındadır,

4) Mantıksal-Matematiksel Zekâ = Bilimsel düşünme kavramıyla sıklıkla ifade edilmek


istenen budur. Tümevarım ve tümdengelim yoluyla çıkarsamalarda bulunabilmeyi, sayı ve
kavramları ustaca kullanabilmeyi ve neden-sonuç ilişkilerine duyarlı olmayı ifade eder. (Soyut
düşünme)

İlgili Davranışlar Soyut-modelleri tanıyabilir, Tümevarım ve tümdengelim yöntemlerini


kullanabilir, ilişki ve bağlantıları kolayca bulur, Matematiksel problemleri çözebilir ve bundan
haz duyar,Satranç gibi zihinsel beceri gerektiren oyunları sever,Deney yapmaktan hoşlanır.

5) Müzik-Ritmik Zekâ = İnsan sesi, doğal sesler, müzik aletlerinin seslerindeki değişiklikleri
farklılaşmaları kolayca fark edebilir. Müzisyenler ve ses sanatçılarında bu tür zekânın
kullanıldığı kabul edilir.

İlgili Davranışlar Seslere karşı duyarlıdır, Güzel şarkı söyler, Bir müzik aleti çalabilir,Sık sık
kendi kendine şarkı mırıldanır,Bir şarkı duyduğunda gerek sesiyle gerekse ritim tutarak eşlik
eder,

6) Görsel-Uzamsal Zekâ = Zihinde çeşitli nesneler tasarlayabilir. Etrafını iyi gözler, farklılık ve
benzerliklere duyarlıdır. Çeşitli şekil, renk ve biçimlerdeki nesnelerle ilgilenirken beceriklidir.

İlgili Davranışlar Hayal gücünü iyi kullanır, Zihinsel resimler çizmekten hoşlanır,Resim ve
grafiklerle uğraşmayı sever,Üç boyutlu modeller oluşturmayı sever,
7) Sözel-Dilbilimsel Zekâ = Kişinin dili sözlü ve yazılı olarak iyi kullanabilmesidir. Edebiyatçı,
yazar, şair vb.lerinde bu zekâ türü egemendir. (Kelimelerle arası iyidir)

İlgili DavranışlarBaşkalarını konuşarak ikna edebilir,Açıklama yapmayı, öğretmeyi sever, Espri


yapar,Hafızası güçlüdür, Duyduğu şeyleri yorumlamaktan hoşlanır,Okumayı sever,

Sekizinci tür zekâ olarak söz edilen DOĞACI ZEKÂ; doğal olay ve nesnelerle ilgilenmekten
hoşlanmayı kapsamaktadır. Eğer kişi: bitki ve hayvanlarla ilgileniyor ve onlara karşı daha
duyarlı ve dikkatli ise, DOĞACI ZEKÂ’YA sahip olduğu düşünülebilir.

Gelişimde Bireysel Farklılıklar:

BİREYSEL FARKLILIKLARIN NEDENLERİBireysel farklılıkların kökeninde gelişimsel


özellikler gibi hem kalıtım(genetik) hem de çevrenin etkilerini görmek mümkündür.

1- ANA-BABA TUTUMLARI : Çevre deyince ilk akla gelen aile olmaktadır. Anne ve babanın
çocuğa yaklaşım biçimi, uyguladığı disiplin tarzı çocuğun kişiliğini ve diğer bireysel özelliklerini
biçimlendirmektedir.

*  Demokratik (otoritatif) ana baba: katı kuralları vardır. Bazen ceza ama cogunlukla odul
egılımlerı vardır. Cocukların kendıne guven ve saygısı yuksek VE atılgandırlar.

*  Otoriter (otoriteryen) ana baba: çocuklarını kontrol ederler, ama onları dinlemezler,
çocuklarıyla daha az ilgilenirler, bazen soğuk ve katı olurlar. Ceza ve emirleri çoktur. çocukları
genellikle çekingen, mutsuz ve huzursuzdurlar. Başarıları düşüktür.

*  İzin verici ana baba: çocuktan pek bir şey istemezler, pek kural koymazlar cezalandırmadan
kaçınırlar. Bu ana babalar tutarsız ve güvensizdirler. Onların çocukları da kendilerine güvenemez
ve mutsuz olma eğilimindedirler.    

2- EKOLOJİK PERSPEKTİF KURAMI : Bireyin gelişiminde çevresindeki yetişkinlerin


önemi sadece ana babalarıyla sınırlı değildir. Bu modele göre sadece yakın çevreyi değil,
(akraba,akran ,ögretmen, okul )adım adım öğrenciyi etkileyebilecek bir sürü faktor vardır.

 3-SOSYOEKONOMİK DÜZEY 

4- KÜLTÜR Sosyo-ekonomik düzeyi yüksek olmasa bile, olaylara yaklaşma ve çocuk


yetiştirme açısından bazı ailelerin çocuklarına daha olumlu bir ortam sağladıkları bir gerçektir.
Öğrencinin içinde bulunduğu kültürel atmosfer onun başarısını etkilemektedir.

5-AİLENİN ÖZEL DURUMU: boşanmış ailelerin çocukları, annesi çalışan çocuklar, başıboş
bırakılan çocuklar, suistimal ve istismar edilen çocuklar, çalışan çocuklar gibi gruplar var.
Yaşam Dönemleri ve Gelişim Görevleri

BEDENSEL VE DEVİNSEL GELİŞİM

Bedensel gelişim doğum öncesinden başlayarak insan hayatının sonuna kadar süren bir süreçtir.
Bedensel gelişim içinde kişinin boy ve ağırlık, iskelet, sinir, salgı bezleri, sindirim, kan ve
solunum sistemleri incelenir. Devinsel gelişim ise bireyin hareketleriyle ilgilidir. Devinsel
gelişim, kişinin bir yerden başka bir yere gidebilme yetenek ya da gücünü kazanmasıdır.

1) DOĞUM ÖNCESİ DÖNEM .

2) BEBEKLİK VE İLK ÇOCUKLUK (0–6 YAŞ) ödevleri :

 Yürümeyi Öğrenme
 Katı Yiyecekleri Yemeyi Öğrenme
 Konuşmayı
 Beden Artıklarının Atılmasını Kontrol Etmeyi Öğrenme
 Cinsiyet Farklılıklarını ve Cinsel Gösterişsizliği (cinsiyetini teşhir etmemeyi)
öğrenme
 Sosyal ve Fiziksel gerçekliği tanımlamak için kavramlar oluşturma ve dili öğrenme
 Okumaya Hazır Hale Gelme
 Doğru ile Yanlışı Ayırma ve Vicdan gelişimine başlama

3) ORTA ÇOCUKLUK (6–12 YAŞ)

 Gündelik Oyunlar için gerekli Fiziksel becerileri Öğrenme


 Büyüyen bir organizma olarak kendine karşı yararlı bir tutum oluşturma
 Yaşıtlarıyla iyi geçinmeyi
 Uygun erkeksi veya kadınsı sosyal rolü öğrenme
 Okuma, yazma ve hesap ile ilgili temel becerileri geliştirme
 Gündelik yaşam için gerekli kavramları edinme
 Vicdan, ahlak ve değerler sistemi
 Kişisel bağımsızlığa ulaşma
 İ) Sosyal Grup ve kurumlara karşı tutum geliştirme

4) ERGENLİK (12–18 YAŞ)

 Her iki cins yaşıtlarıyla yeni ve daha olgun ilişkilere erişme.


 Bedeni kabul etme ve etkili bir şekilde kullanma.
 Ana-baba ve diğer yetişkinlerden duygusal bağımsızlığını
 Evlilik hayatına hazırlanma (ve AİLE)
 Bir meslek için hazırlanma
 Bir değerler sistemi ve ahlak sistemi edinme
 Toplumsal açıdan sorumlu davranışı isteme ve

            5) GENÇ YETİŞKİNLİK (18–30 YAŞ)

 Eş Seçme:
 Eşiyle Yaşamayı Öğrenme:
 Çocuk Yetiştirme:
 Ev idare etme:
 Bir işe girme-başlama
 Vatandaşlık Sorumluluklarını

            6) YETİŞKİNLİK  (30–65)

 Yetişkin vatandaşlık ve toplumsal sorumluluğuna erişme


 Ekonomik bir yaşam standardı kurma ve sürdürme
 Onlu Yaşlardaki Çocukların (ın) Sorumlu Yetişkin olmalarına yardım etme
 Yetişkin boş zaman etkinliklerini geliştirme
 Kendini bir kişi olarak eşiyle ilişkilendirme:
 Orta yaşın fizyolojik değişikliklerini kabul etme:

            7) YAŞLILIK (65-…)

 Azalan Fiziksel güç ve sağlığına uyum yapma:


 Eşin ölümüne uyum sağlama:
 Yaş grubu ile açık bir yakınlık kurma:
 Toplumsal ve vatandaşlık yükümlülüklerini yerine getirme:.

Kohlberg Ahlak Gelişimi

Kohlberg; bireylerin ahlaki gelişim özelliklerini incelemiş ve üç düzey belirtmiştir:

1) GELENEK ÖNCESİ DÜZEY (İşlem öncesi dönem 7. yaşa kadar)Bu düzeyde bireyin:
cezadan kaçınma eğiliminde olduğunu, ödül sağlama güdüsüyle dışsal güdülere göre yargılarda
bulunduğunu söyleyebiliriz. Yargıların niyete göre değil de, sonuçlara bağlı olarak yapılması da
bu düzeyin özelliklerindendir. Bu düzeyin iki aşaması vardır:

-İTAAT VE CEZA (Bağımlı Ahlak Aşaması) Cezalandırılmaktan korkulduğu için kurallara


uyulur. Bir olayın iyiliği veya kötülüğü sonucun fiziksel özelliğiyle ilgilidir. Kısaca bu evrede
dışardan dayatılan kurallar dikkate alınmaktadır.
- KARŞILIKLILIK-DEĞİŞ TOKUŞ (Araçsal Amaç) Doğruyu veya yanlışı, kişisel ihtiyaçlar
belirler. Karşılıklı menfaat söz konusudur. Al gülüm ver gülüm.Yani bu dönemde çocuklar,
büyüklerin koyduğu kurallara kendilerine uygun bulduklarında uymaktadırlar.

2) GELENEKSEL DÜZEY (Somut İşlemler Dönemi 7–11 yaş arası)

Bu düzeyde kişi toplumsal beklentilere, geleneksel değerlere, toplumsal yasalara göre davranma
eğilimindedir. Bu düzeyinde iki aşaması vardır

- KİŞİLERARASI UYUM (İyi Çocuk Evresi) “Aferin, iyi çocuk” dedirtmeye yönelik
davranışlar sergilenir. Büyüklerini, otoriteleri memnun edecek şekilde davranırlar. İyi
niyetlidirler. İyi davranarak tasvip (kabul) görme arzusu ağır basar.

- TOPLUMSAL SİSTEM (Yasa ve Düzen Evresi) Yasalara ve düzene uymaya yönelik


davranışlar sergilenir. Yasalar kesinlikle uyulmak içindir. Otoritelere uyulmalı ve sosyal düzen
devam ettirilmelidir. İnsan görevini yaptığı sürece doğru hareket etmiş olur. Yani kanun
kanundur.

3) GELENEK ÖTESİ DÜZEY (Soyut İşlemler Dönemi 11–16 yaş arası)Bu düzeyinde iki
aşaması vardır

- TOPLUMSAL SÖZLEŞME EVRESİ  Bu aşamada bireyler, kanunlar ve kuralları, insanların


uyum içinde yaşayabilmeleri için üzerinde TOPLUMUN ANLAŞTIĞI araçlar olarak görürler.
Bireyler bu dönemde kanunların ve kuralların, gereksinimlerini karşılamadığını hissederlerse
onları demokratik işlemler ve ortak kararlar yoluyla her zaman değiştirebilirler.

-EVRENSEL AHLAK İLKELERİ EVRESİ  Evrensel ahlaki ilkelere uyma eğilimi vardır.
Haklar ve doğrular bilinçli olarak aranır. Bireysel haklar, özgürlükler savunulur. Eşitlik, adalet
ve insan haklarına sıkı sıkıya bağlanırlar.

Maslow İhtiyaçlar Hiyerarşisi

Maslow’un en ünlü kavramlarından biri yeteneklerimizi ve potansiyelimizi sonuna kadar


kullanmak anlamına gelen KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRMEDİR. Kendini gerçekleştirme
ihtiyaçlar hiyerarşisinde tatmini gerektirir. İhtiyaçlar hiyerarşisi şöyledir:
1) Fizyolojik İhtiyaçlar  Açlık, uyku, cinsellik gibi ihtiyaçlardır. Eğer bunlar tatmin edilmezse
diğer ihtiyaçlar karşılanamaz.

2) Güvenlik İhtiyacı  Bu ihtiyaç güvenliği, korunmayı, korku ve heyecandan uzak kalmayı


temsil eder.

3) Sevgi ve Aitlik İhtiyacı  Aile ve arkadaş ihtiyacını temsil eder.

4) Saygı İhtiyacı (deger ihtiyacı) Diğerlerinin kişiliğimize ve kişisel düşüncelerimize karşı


tepkisini temsil eder.

KENDİNİ GERÇEKLEŞTİRME  Yeteneklerimizi en son noktaya kadar kullanma ihtiyacını


temsil eder.

Gelişimi Etkileyen Temel Faktörler : Gelişimde ortaya çıkan bireysel farklılıkları etkileyen
çeşitli etmenler vardır. Bu etmenlerden en önemlisi KALITIMDIR. Anne ve babadan gelen 23
çift kromozomun sahip olduğu genler canlının sahip olacağı özellikleri de içermektedir.

Gerek doğum öncesi gerekse doğum sonrasındaki çevresel faktörler bireyin gelişmesini olumlu
veya olumsuz şekilde etkileyebilir. Doğum öncesinde hastalık, beslenme, ilaç kullanımı, annenin
yaşadığı ortam vb. faktörler önemli etkenlerdir. Doğum sonrasında ise bireyin içinde yaşadığı
aile, sosyal, kültürel çevre, kardeş sayısı, sırası, anne-babanın eğitim düzeyi, sosyo-ekonomik
durum, okul çevresi, boşanma, ölüm, akran grupları doğum sonrasında gelişimi etkileyen önemli
etkenlerdendir.

Bu faktörlerin dışında iç salgı bezlerinden salgılanan hormonlar da sağlıklı büyümeyi ve


gelişmeyi etkilemektedir. Salgılanan hormonlardaki farklılık ve yetersizlik organizmanın
dengesinin bozulmasına neden olabilir. Bu da gelişimi etkiler.
Gelişimle İlgili Temel Kavramlar

* BÜYÜME: Vücutta ve vücudun farklı organlarında boy, kilo ve hacim olarak artışın meydana
gelmesidir. Boy artışı, kilo artışı, organların gelişmesi vb.

* OLGUNLAŞMA: Vücut organlarının biyolojik olarak kendilerinden beklenen fonksiyonları


yerine getirebilecek düzeye gelmesidir.

* ÖĞRENME:Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında kalıcı izli değişikliklerin meydana


gelmesidir.

 NOT: Öğrenme için olgunlaşma biyolojik bir ön şarttır. Bir çocuk ayak ve bacakları
olgunlaşmadan yürümeyi öğrenemez.

* DAVRANIŞ: Organizmanın çevreden gelen uyarıcılara karşı gösterdiği tepkilerin tümüdür.

* HAZIR BULUNUŞLUK: Bireyin büyüme ve olgunlaşma düzeyi, geçmiş yaşantıları,


öğrenmeleri, ilgileri, tutumları, yetenekleri, güdülenme durumu vb.ni kapsayan bir kavramdır.

Örn: Saz çalmak isteyen bir çocuğun el parmaklarının yeterince olgunlaşması, yetenekli olması
ayrıca saz çalma konusunda ön bilgi sahibi olması gerekir.

* GELİŞME: Organizmanın döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal,


kültürel ve dilsel açılardan düzenli bir biçimde büyümesi, değişmesi ve istenilen görevleri
yapabilecek duruma gelmesidir.

Not: Büyüme kavramı sadece bedende meydana gelen niceliksel değişiklikleri ifade ederken
gelişme kavramı hem niceliksel hem de niteliksel değişiklikleri ifade etmektedir.

* GELİŞİM DÖNEMİ: Bireyin döllenmeden başlayarak devam eden gelişim süreci, gösterdiği
özellikler bakımından belli dönemlere ayrılır. Bu dönemlere gelişim dönemleri adı verilir.
Örneğin 0–2 yaş dönemi bebeklik dönemi olarak isimlendirilir.

* GELİŞİM ÖDEVİ: Her gelişim döneminde normal gelişim sürecinde bireyin göstermesi
beklenen belli davranışlar vardır. Bunlara gelişim ödevleri adı verilir. Örn: 2 yaşındaki bir
çocuktan beklenen gelişim ödevi yürüme davranışını başarmasıdır.
Piaget bilişsel Gelişim

Piaget bilişsel gelişimi 4 dönemde incelemiştir.

1) DUYUSAL MOTOR DÖNEMİ = Bu dönem 0–2 yaşlarını kapsamaktadır. Bu döneme


SENSORİ-MOTOR dönemi de denmektedir. Bebek bu dönemde duyarak, hissederek, yaparak
dünyayı öğrenmektedir. Bu dönemin en önemli işi de duyu organlarının bilincine kavuşmak ve
bedenin farkına varıp onu istediği gibi kullanabilmeyi öğrenmektir. Bu dönemin en önemli
zihinsel kazancı “sürekli nesne” kavramının edinilmesidir. Bebek ilk aylarda gözünün önünde
giden nesnelerin yok olduğunu zanneder; ancak bu dönemin sonunda var olmaya devam
ettiklerini kavrar. Başlangıçta “gözden ırak olan gönülden de ırak olur.” Bebeğin gözünün
önünden giden top artık “YOKTUR” Bebek etrafındaki nesne ve kişilerin görünüp yok olmaları
ve yeniden ortaya çıkmaları ile ilgili olarak, nesnelerin bir yerlerde var olmaya devam ettiklerini
anlar. Bu dönemin sonunda çocuklar nesne ve olayları zihinsel olarak sembolleştirir ve
resmetmeye başlarlar…

2) İŞLEM ÖNCESİ DÖNEM = Bu dönem 2–7 yaşlarını kapsamaktadır. İşlem öncesi dönem,
adından da anlaşılacağı üzere, henüz işlemlerin yapılmadığı, ancak işlemlerin yapılabilmesi için
hazırlıkların sürdürüldüğü bir dönemdir. Bu dönemde dil gelişimi hızlıdır ve çocuklar
çevrelerindeki nesne, olay, kişi ve varlıkları temsil eden semboller geliştirmeye başlarlar.İşlem
öncesi dönemde Piaget’in devresel tepki dediği olayı açık seçik bir şekilde görmek mümkün
olur. Örnek: Bir espriyi öğrenen çocuk, o espriyi etrafındaki yetişkinlere “gına gelinceye” kadar
tekrar eder.İşlem öncesi dönemde çocuklar ayrıca oyuna önem verirler ve oyun araçlarını
simgeleştirirler. Örn: Sopayı at gibi kullanan çocuk buna örnektir.Cocuk dönemde
benmerkezcidir. Dünyanın merkezi kendisidir. Kendisini başkasının yerine koymadığı için onun
bildiğini herkesin bildiğini, gördüğünü herkesin gördüğünü zanneder.Piaget’e göre çocuklar
özellikle bu dönemin ilk yıllarında toplu monolog adını verdiği bir konuşma yaparlar.
PİAGET’e göre insan düşüncesinde animizm(canlandırmacılık) özelliğinin ağır bastığı dönem
işlem öncesi dönemdir. Animizm, kısaca doğadaki cansız nesnelere de canlı imiş gibi davranmak
olarak tanımlanabilir.

3) SOMUT İŞLEMLER DÖNEMİ = Bu dönem 7–12 yaşlarını kapsamaktadır. İşlem öncesi


dönemde kavramları edinen çocuk somut işlemler dönemin de işlem yapabilir hale gelir.Bu
dönemde düşünce tersinebilirlik özelliği edinir. Bu dönemin başında yani ilk yıllarında 7 kere
9’un 63 ettiğini bilinir ama 9 kere 7’ninde aynı sonucu vereceği henüz anlaşılamaz. Bu özellik bu
dönem içinde kazanılır. İşlem öncesi dönemde benmerkezci olan çocuk bu dönemde
benmerkezciliğinden kurtulur yani bu dönem başkalarıyla başkaları olarak ilişkinin kurulabildiği
dönemdir. Bu dönemin en önemli özelliği KORUNUM kavramının kazanılmasıdır. Korunum
değişmezliğin anlaşılmasını ifade eder. Çocuklar bu dönemde sınıflama ve sıralama konusunda
da ustalaşırlar. Çocuklar farklı şekillerde sınıflama yapılabileceğini kavrarlar. Sıralama ile ilgili
olarak: A<B C>B işlemindeki son sıralama (A<B<C) bu dönemde sonsuzca başarılabilir.
4) SOYUT İŞLEMLER DÖNEMİ = Bu dönem 12 yaş ve sonrasını kapsamaktadır. Bu
dönemde çocuklar çok yönlü soyut ve analitik düşünmeye başlarlar. Soyut kavramları
anlayabilir, soyut problemleri çözebilirler, farklı olaylar arasında ilişki kurabilirler. Problem
çözebilirler, tümevarım ve tümdengelim gibi akıl yürütmeler yapabilirler. Bu dönemde ayrıca
çocuklarda değer, inanç kavramları da gelişir. Bu dönemde dil ve zekâda oldukça gelişmiştir.
Göreli (kişiye, zamana, yere göre değişen) kavramlarda bu dönemde edinilir. Bu yönden
bakıldığında solda olan bir nesnenin, öbür taraftan bakıldığında sağda olacağı soyut işlemler
döneminde anlaşılır.Ergenlik döneminde de ergen benmerkezciliği denilen herkesin ona dikkat
ettiği gibi bir düşünce biçimi görülür. Bu düşünce biçimi yüzünden ergen herkesin ona baktığı
onu gözlediğini düşünür. Ve kendini sürekli olarak sahnede hisseder.

Bruner Bilişsel Gelişim Kuramı

Bruner’e göre bilişsel gelişim yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Bilişsel gelişim için dil
önemlidir. Kavramlar dil yoluyla öğrenilir, iletişim dil yoluyla sağlanır. Öğretmen, anne, baba ve
sosyal çevre bilişsel gelişim için oldukça önemlidir. Bruner’e göre bilişsel gelişim 3 aşamada
gerçekleşir:

1) Eylemsel Dönem = Bu dönemde çocuk çevresindeki nesnelerle doğrudan etkileşime girerek


onları dokunarak anlar ve öğrenir.

2) İmgesel Dönem = Bu dönemde bilgi, görsel algıların imgeler halinde zihne taşınmasıyla
öğrenilir. Çocuklar: nesneleri, olayları algıladıkları gibi zihne taşır ve öyle öğrenirler.

3) Sembolik Dönem = Bilişsel gelişimin en son aşamasıdır. Bu dönemde çocuklar algılarına


karşılık semboller oluştururlar. Matematik, müzik, resim alanlarında semboller kullanılarak
iletişim sağlanılabilir.

Vygotsky Bilişsel Kuram

çocuğun zihin gelişiminin Piaget’in öne sürdüğü gibi çocuğun neredeyse kendi başına
gerçekleştirdiği bir süreç olmadığını, başkalarına da bağlı olduğunu ifade etmiştir. Başkaları
çocuğun zihinsel gelişiminde yol gösterebilir, birtakım bilgiler vererek bunları öğretebilir.

Vygotsky’nin Piaget’in kuramına karşılık olarak getirdiği en önemli düşüncede KAVRAM


GELİŞİMİ ile ilgilidir. Piaget, kardeş kavramı gibi göreli kavramların 11–12 yaş civarında
kazanılabileceğini belirtmiştir. VYGOTSKY bu konuda bir ayrım yapmış ve kavramları
kendiliğinden edinilen kavramlar ve öğretilen kavramlar olarak ikiye ayırmıştır.
Kendiliğinden edinilen kavramlar gündelik hayatta kullanılan kavramlardır, kardeş kavramı
böyledir. Bu tür kavramlar tümdengelim yoluyla edinilir. Çocuk başlangıçta herkesin kardeş
olduğunu düşünür, sonra kardeş olmayanları çıkara çıkara kardeşlerine ulaşır.

Öğretilen kavramlar ise gündelik hayatta değil okulda karşılaştığımız kavramlardır. Vygotsky bu
konuda SÖMÜRÜ kavramını örnek verir. Sınıfta A ülkesinin B ülkesini sömürdüğünü öğrenen
çocuk, önceleri sömürüyü sadece “A’nın B’ye yaptığı” olarak algılar. Sonra başkalarının da
başkalarını sömürdüğünü öğrene öğrene genellemeye ulaşır, yani VYGOTSKY’ye göre öğretilen
kavramlar TÜMEVARIM yoluyla edinilmektedir.

Freud Kişilik Gelişimi

Psikolojik araştırmaların çoğunda Freud önemli bir rol oynamıştır. Freud zihni üç yapıya ayırır: 
İD, EGO VE SÜPER EGO.

Bu üç öge çocuk gelişiminin farklı aşamalarında görünür. İd, doğumla birlikte ortaya çıkar.
Yeme, içme, beslenme, giyinme gibi içgüdüleri içerir. En basit yapıdır, gerçekçi değildir.
Rüyalar id’e örnek olarak verilebilir. EGO, kişiliğin temel bölümünü oluşturur. Doğumdan
itibaren gelişmeye başlar. Ego, gerçek dünyayı öğrenmemiz için gereklidir.SÜPEREGO:
Kişiliğin ahlaki yönüdür. Freud’a göre anne ve babalar bebeklik döneminin sonuna doğru, doğru
ve yanlışı öğretirler ve belli ilkelere göre davranılmasını beklerler. Bu süperegonun
başlangıcıdır. Freud’a göre tüm ahlaki değerler süperegonun bir işlevi olarak öğrenilir.

Freud’a göre kişilik gelişimi 5 aşamadan oluşur. Freud geliştirdiği kuram ile yaşamın ilk altı
yılına dikkati çekmiştir. Ona göre bu dönemde geçirilen yaşantılar bireyin yaşam süresi boyunca
etkilidir ve izleri hiçbir zaman kaybolmaz.

1) ORAL DÖNEM
0-1, 1,5 yaşlarını kapsar. Çocuk ilk yaş sonuna kadar dış dünya ile olan ilişkisini beden yüzeyi ve
ağız yoluyla sağlar. Bebeğin doyum kaynağı ağzı, dudakları ve dilidir. Daha sonra dişler ve
çenede doyum kaynağı niteliği kazanır. (HAZ) Ağza alma ve ısırma gibi oral etkinlikler daha
sonra gelişecek olan kişilik özelliklerine temel teşkil eder. Örn:Bu dönemde çocuk annesine
bağımlıdır. Gereksinimleri annesi tarafından zamanında karşılanan bebek kendine güvenli ve
bağımsız, gereksinimleri zamanında karşılanmayan bebek ise ileride kendine güveni olmayan
yani bağımlı bir kişilik kazanır.

Bu dönemin temel işlevleri EMME, YEME, ISIRMA ve KONUŞMADIR.

Freud’a göre bebeğin memeden erken kesilmesi ya da uzun süre emzirilmesi bu döneme bağımlı
olmasına neden olur. İleriki yaşamında bireyde tırnak yeme davranışı gibi davranışlar görülebilir.
Oral dönem bebeğin memeden kesilmesi ile son bulur.
2) ANAL DÖNEM
1, 1,5–3 yaşlarını kapsar. Bu dönem idrar ve dışkı çıkarma ile ilgilidir. Çocuk için idrarını
tutmak ya da bırakmak oldukça önemlidir. Çocuk küçük ya da büyük tuvaletini yaparken çok
zaman harcar.

Anne bu dönemde çocuğa karşı baskıcı ve katı bir tutum sergilerse; çocukta dışkıyı tutma ve
inatçılık, cimrilik, yıkıcılık gibi kişilik özelliklerinin gelişmesine neden olur. Anne çocuğuna
dışkılamayı özendirirse çocukta yaratıcılık ve üretkenlik gibi özellikler gelişir.

Kısaca bu dönemde çocuğa tuvalet alışkanlığı kazandırılır. Ve çocuğun kendini denetim altında
tutması öğretilmeye çalışılır.

3) FALLİK DÖNEM
3–5, 7 yaşlarını kapsar, bu dönem çocuğun cinsel kimliğinin gelişmeye başladığı ve erkek-kız
arasındaki cinsiyet farklılıklarının keşfedildiği bir dönemdir. Bu dönemde çocuklar cinsel
kimlikleriyle ilgili sürekli sorular sorarlar ve bilgi edinmek isterler. Freud bu dönemde ayrıca
OEDİPUS VE ELEKTRA kompleksleri üzerinde durmaktadır. Kız çocuklarının babasına
hayranlık duyup, annesine karşı kıskançlık göstermesi ELEKTRA KOMPLEKSİ; erkek
çocukların anneye hayranlık duyup, babaya karşı agresif tavırlar sergilemesi ise OEDİPUS
kompleksiyle açıklanmaktadır. Bu dönemin temel fonksiyonu sağlıklı cinsel ilgilerin
gelişmesidir.

4) GİZİL (LATANS) DÖNEM


5–12, 7–12 yaşları arasını kapsar. Bu dönemde cinsel istek aktif değildir. Bu dönemde örtüklük
(gizlilik-latent) söz konusudur. Çocuk cinsel kimliği üzerinde fazla durmaz, onunla ilgilenmez.
Yani okul öncesi dönemde çocuğun merakı, onun anlayabileceği bir biçimde doğru olarak
yanıtlanmış ise, bu dönemde cinsel konulara karşı merak durgunlaşır. Eğer okul öncesi dönemde
çocuğun merakı giderilmemiş ise çocuğun cinsel konulara karşı merakı daha da yoğunlaşır.
Kızların gözünde erkekler: kaba, pis, düşüncesiz ve kavgacıdırlar. Erkeklerin gözünde kızlar:
mızmız, dırdırcı, ağlayıveren ve zayıf olarak nitelendirilirler.

5) GENİTAL (ADOANCE) DÖNEM


Bu dönem 12 yaşından 18 yaşına kadar sürer. Ergenlik yıllarına denk gelen bu dönemde gençler
karşı cinsten yaşıtlarıyla ilişkilerini sürdürürler. Birey; cinsel organları ve duyguları arasında bir
bağ olduğunu fark eder. Fırtınalı bir dönem olan genital dönemde, hızlı fiziksel büyüme ve içsel
cinsel dürtüler artar. Bu dönemde cinsel çekicilik, toplumsallaşma, grup etkinlikleri, meslek
planlaması ve yuva kurma gereksinimleri belirir.
Erikson Psikososyal Kişilik Kuramı

Temel Güvene Karşı Güvensizlik (0 – 2 Yaş)


Anne bebeğini sevip, korur, onu beslerse bebek kendini güvende hissedecektir. Bu sayede temel
güven duygusu oluşacaktır. Ancak tam tersi bir durum olursa güvensizlik duygusu oluşacaktır.
Özerkliğe Karşı Kuşku ve Utanç (2 – 4 Yaş)
Çocuğun konuşmaya ve yürümeye başlaması ile annesine olan bağımlılığı azalacaktır. Tuvalet
kontrolüyle beraber bu dönemde çocuk özerkleşmeye ve bağımsız davranışlardan zevk almaya
başlar. Çocukların kendilerini kontrol etmeolanağı onlara verildiği zaman çocuklarda özerklik
duygusu gelişecektir. Anne babanın aşırı kontrolü ise çocuğun kendi kapasitesi hakkında
kuşkuya düşmelerine sebep olacaktır.
Önemli: İki dönemde de güven duygusu vardır. İlkinde yaşadıkları çevreye bir diğerinde ise
kendilerine güvenirler.
Girişimciliğe Karşı Suçluluk (4 – 6 Yaş)
Cinsiyet bu dönemde keşfedilir ve merak duygusu fazla olur. Çocukların bu dönemde amaçları
vardır. (Oedipus’tan kaynaklı karşı cins ebeveyni elde etmek). Cinsel içerikli sorular bu dönemde
artar. Çocukların sorulara sabırlı davranılıp çocuğa uygun cevaplar verilmelidir. Katı ve
cezalandırıcı olunursa süperego gelişmeye başladığından bu dönemde o katılıktan etkilenip
sürekli suçluluk duyguları oluşturup egoyu gerçeklikten çıkartmaya çalışır.
Başarıya Karşı Aşağılık (Yetersizlik) (6-12 Yaş)
Okulla beraber başarı isteği artar. Başarı duygusunu elde ettikçe çocuğun kendine güveni artar.
Çalışmaya ve başarılı olup arkadaşlarından ve çevrelerinden takdir görmek ister. Öğretmenler bu
dönemde çocukları değerlendirirken sürece bakmalıdırlar sonuca değil. Çabalayanlara destek
olmaları çocukların gelişim dönemlerini olumlu geçirmelerine yardımcı olur. Tam tersi durumda
aşağılık ve yetersizlik duygusu oluşur.
Önemli: Geri bildirim önemlidir.
Kimliğe Kazanımına Karşı Kimlik Kargaşası (12-18 Yaş)
Ergenlik yıllarında bireyler anne-baba etkisinden kurtulmaya çalışarak ben kimim sorusuna
cevap ararlar. Annelerinin etkilerinden kurtulmaya çalışmaları yüzünden bir çatışma içine
girerler. Çeşitli kişilerle özdeşim kurmaya çalışırlar. (Onların kimliklerine kendilerine almak
için.) Önemli olan bu dönemde bireyin özgürce seçim yapabilmesi. Kendi ilgi ve yetenekleriyle
uyumlu bir kimlik duygusu geliştirmesidir.
Önemli: Cinsiyet rolü, toplumsal rol ve meslek tercihi bu dönemi etkileyen 3 önemli faktördür.
Yakınlığa Karşı Yalıtılmışlık veya Uzaklık (18 – 30 Yaş)
Başkaları ile yakın ilişkiler kurması gerekir. İlişki kurup bir aile sahibi olmaya yönelir. Tersi
olursa yakın ilişki kuramaz insanlardan uzak durur. Görev ve sorumluluk getirecek ilişkilerden
kaçınmayı yeğler. Yalnızlık duygusu kişiliğe hakim olur.
Üretkenliği Karşı Durgunluk (30 – 60 Yaş)
Aile, iş ve sosyal yaşamda üretici olmayan bireyler içine kapanarak durgunluğun hâkimiyeti
altına girerler. Başkaları için kişi gerekli olduğu duygusunu yaşamalıdır.

Benlik Bütünlüğüne Karşı Umutsuzluk (60 Yaş – Ölüm)


Benlik kişinin kendi kimliğidir. Kendisinin farkında olmasıdır. Kendisine en uygun yaşama sahip
olan yani kendilerinin farkında olan bireyler bütünlük duygusuna sahip olurlar. O güne kadar
ürettiklerinden mutlu olurlar. Hayatının boşa geçtiğini düşünen birey umutsuz olur.

You might also like