You are on page 1of 309
#1 NEW YORK TIMES BESTSELLER BRO VI KEELAND ANN, iu bh BANTNNOI KITAPLARI, BUGUNE KADAR BiR MILYONDAN FAZLA KOPYA SATMIS, ELLIDEN FAZLA COKSATAN LISTESINE GiRMIS VE ON iki DiLE CEVRILMiS OLAN VI KEELAND'DAN YENI, SEKSi VE EGLENCELI BIR ROMAN GELIYOR. Chase Parker'la ilk tanistigimda verdigim ilk izlenim pek hos sayilmazch. Beraber yemege ciktigim adamdan beni kurtarmasi icin restoranin tuvalet sirasinda telefonla arkadasimi arlyordum. Chase telefonda dediklerimi duydugunda benim adi biri oldugumu séyleyip istememis olmama ragmen tavsiyede bulunmustu. Ona cenesini kapamasini séyledikten sonra restoeana beraber geldigim adamin yanina geri dénmiistiim, o da perce el amen Tae Yanimizdan gegerken bana o muhtesem giilimsemelerinden biriyle bakti. Gece boyunca onun oturdugu tarafa kagamak bakislar atmaktan kendimi alamadim. era ceactrae Ree ol cone a Mice eee cto eNs cli eae R ee crea eaten stan eye eats Cenen cast te Me MaRe MM Eun ciel Occur Lee cance meetin eA NUR e Pelee Rue e e te olacagini bilmiyordum tabi oleae a igo Ce oN ee eee a sia tet eve sees aces ee a : See RUA CUM e aOR Coy Tea ON Cena Nemed ce Eiae ERs Nene Kisaca bu kitap sayesinde romantik romanlar okuyorum Se Cm AL a ee eC R CL ccna ae cubslaeeac ease o eolecce ieee CY reall aC tO AU Alera Pla ele] eal lle CCl Soom le attic o— aA lTae OM INN BLe Co SOTA LLNS ediyorum. Bu yilin en sevdigim romani!" —Aestas Book Blog nn | i Ma DAMN YABANCI Patron Ozgiin Adi | Bossman Vi Keeland Yayin Yénetmeni | Tugce Nida Sevin Yayma Hazirlayan | Su Akaydin Kapak Uygulama ve Sayfa Diizeni | Aslthan Kopuz Kapak Tasarum | Sommer Stein, Perfect Pear Creative Kapak Modeli | Gilberto Fritsch 1. Baska, Mays 2017, istanbul ISBN: 978-605-9585-44-6 Tiirkce Geviri © Tuba Gzkat, 2017 © Yabancs Yayinlan, 2017 © ViKeeland, 2016 Sertifika No: 11407 Yayineinin yazih izni olmaksizin aint: yapilamaz. Bu eser Nurcihan Kesim Telif Haklan Ajansi arachgzyla satin alinmstir. Yabanet™ Penguen Kitap-Kaset Bas. Yay. Paz. Tic. Ltd. $ti./nin yan kurulugudur. Caferaga Mah. Nese Sok. 1907 Apt. No: 31 Moda, Kadikéy - istanbul Tel: (0216) 348 36 97 Faks: (0216) 449 98 34 www. yabanciyayinlari.com — www.ilknokta.com Kapak, ig Baska: Deniz Ofset Matbaacihk Giimtigsuyu Cad. Topkaps Center, Odin fg Merkezi No: 403/2 Topkapr-istanbul Tel: (0212) 613 30 06 - Faks: (0212) 613 51 97 Sertifika No: 29652 VI KEELAND PATRON Ceviren Tuba Ozkat " Eger kalbinin nerede olduguns bilmek istiyorsan, disincelere daldugenda aklinn nerege gittigine bak.” —Anonim Reese Piiriizstiz, traglanmis bacaklarima yazik olmustu. “Jules? Ben Reese. Hangi cehennemdesin? Sana ihtiyacim var. Bu simdiye kadar gktigim en kétii randevu. Cidden, uyu- dum uyuyacagim. Uyanik kalmak igin bagumi birkag kez masaya vurmay1 diigiindiim. Kan revan iginde kalmami ve her yerimin morarmasin: istemiyorsan, sahte bir acil durumla beni araman lazim. Beni geri ara. Liitfen.” Aramayi sonlandirirken bezgin bir nefes verdim, restorarun arka tarafindaki kadinlar tuvaletine gi- den karanhik bir koridorda duruyordum. Arkamdan gelen derin bir ses beni hazirliksiz yakaladi. “He- rif sikic1 olmanm yaninda bir de gerzek degilse, anlayacaktr.” “Pardon?” Déniip baktigimda duvara yaslanmig bir adam buldum, gézleri mesaj yazdigi telefonuna dikilmig vaziyetteydi. Basin: kaldirmadan devam etti. “Bu dedigin kitaptaki en eski numaradu.... acil durum arama- si. En azindan biraz daha caba harcayabilirsin. Bu yerde rezer- vasyon yaptirmak iki ay siiriiyor, ayrica ucuz da de@il tathm.” “Belki de biraz daha gaba harcamasi gereken odur. Spor ce- ketinin kolunun altinda kocaman bir delik var ve biitiin aksam sadece annesi hakkinda konusup durdu.” “Ziippe tavrimin onu gerdigini hig diigiindiin mii acaba?” Gozlerim neredeyse kafatasimdan gikiyordu. “Ziippelikten mi bahsetmek istiyorsun? Konugmami gizlice dinliyorsun ve gézlerini telefonuna dikmis, sana sormamig olmama ragmen bana hi¢ de istemedigim diisiincelerini sdyliiyorsun. Konugurken benimle géz temasi bile kurmadin.” Pisligin parmaklar mesajimun ortasinda donakaldi. Sonra ba- simin kalkmasim, gézlerinin ayak bileklerimden baglayarak ¢ip- lak bacaklarima dogru agir agir gikmasini ve etegimin ucunda biraz oyalandiktan sonra kalcalarrma dogru devam etmesini, memelerimin iizerinde kisa siire oyalanmasinin ardmdan, en so- nunda yiiziime odaklanmasim izledim. “Evet, aynen dyle. Tam olarak burada, yukarida. $u an bakt- gin seyler gézlerim oluyor.” Kendini itip duvardan uzaklagtirarak dimdik durdu, korido- ru aydmlatan tek igik ona vuruyordu. Igik yiiziinii aydinlatinca, onu ilk defa net bigimde gorebildim. Gergekten mi? Bekledigim sey bu degildi. Derin, rahatsiz edici sesini ve tavrini diisiiniince, daha yash ve muhtemelen fazla res- mi bir takim elbise giymis birini bulacagimi varsaymistim. Ama bu adam muhtegemdi. Geng ve muhtegsem. Tamamen siyahlara biiriinmiistii, basit ve gikt, yine de gériiniisiinde bir keskinlik vardi. Sariya déniik kahverengi saglari seksi, “hicbir sey umu- rumda degil” diyen bir sekilde daginikti ama yine de kusursuz goriiniiyordu. Yiiz hatlari giiglii ve erkeksiydi. Kare, salam ¢e- nesi, giineste yanmus teninin iizerinde kirli sakali, diiz, géze ¢ar- pan bir burnu ve iri, seksi, cikolata rengi uykulu gézleri vardi. $u anda o gézler dikkatli bir bigimde bana bakiyordu. GGzlerini benden kagurmadan kollarim iki yana dogru agip ba- gimin tizerinde tuttu. “Benimle konusmam hak edip etmedigime karar vermek icin s6kiigiim var mi diye kontrol etmek ister misin?” 10 Tamam muhtegem goriinityordu ama kesinlikle gétiin tekiy- di. “Gerek yok. Tavirlarin zaten benim yerime karan verdi ve konusmami hak etmiyorsun.” Kollarim indirerek kisik sesle giildii. “Keyfin bilir. Akgamin kalarumn keyfimi gikarmaya galis tatlim.” Ofladim ama randevuma geri dénmeden dnce giizel pislige son bir kagamak bakis attm. Masaya geri déndiigiimde Martin ellerini kenetlemigs oturu- yordu. “Uzgiiniim,” dedim. “Sira vardi.” “Bu bana komik bir hikayeyi hatirlatt. Bir keresinde annem- le birlikte bir restorandaydim ve kadinlar tuvaletini kullanmaya gitmisti...” Gézlerimi telefonuma dikip calmasim isterken, Martin’in sesi azalarak yok oldu. Lanet olsun sana Jules. Sana gercekten ihtiyacim oldugunda neredesin? Hikayenin ortalarina dogru, yani en azin- dan ben ortas: oldugunu diisiiniiyordum, tuvaletteki pisligin masamizin yanindan gectigini fark ettim. Konugup duran part- nerime ve ilgisiz yiiziime baktiktan sonra bana pis pis giildii. Meraka kapularak gittigi yone dogru baktm, buraya kiminle gel- digini merak ediyordum. Aman ne sagirtict. Surtiigiimsii bir hogluga sahip, diigiik yakali elbisesinden epeyce meme forasi veren boyali bir sarigindi. Adam masaya dénerken kadin kuyruk sallar gibi bakt, ben de gézlerimi de- virdim. Yine de... arada strada onlarin masasina géz atmadan edemedim. Salatalanmiz geldiginde Martin annesinin kisa siire énce oldugu apandisit ameliyatindan bahsediyordu ve cidden sikih- yordum. Gézlerim bir dakika fazla oyalanmugt: herhalde ciinkii tuvaletteki adam beni ona bakarken yakaladi. Restoranin karsi- sindan géz karpt, tek kagum kaldirdi ve bardagini bana dogru egdi. Pislik. Yakalandigima gore neden onu izledigimi saklama zahmeti- ne girecektim ki? Benim randevumdan daha ilging oldugu ke- sindi. Ve o da benden tarafa bakarken utanmuyordu. Masasinda bir garson durunca, o giizel adamin benden tarafi igaret ederek garsonla konugmasim izledim. Martin hala sevgili annecigini anlatirken, cekici pisligin igaret edebilecegi bir seyi arayarak ar- kama g6z attim. Oniime déndiigiimde pislik ve partneri ayak- lamyordu. Dudaklarim okuyunca séyledigi baz: seyleri gikara- biliyordum; eski bir dosta katilmakla ilgili bir geylerdi sanirim. Sonra birdenbire, dogruca bizim masamuza dogru gelmeye bas- ladilar. Kulak misafiri oldugu seyi Martin’e mi sdyleyecekti? “Reese. Bu sen misin?” N’oluyor yahu? “Aaa... evet.” “Vay be. Cok uzun zaman oldu.” Elini gégsiine koydu. “Benim, Chase.” Daha neler oldugunu anlamadan, pislik (adi Chase’mig) efildi ve beni ay1 gibi kucaklayiverdi. Kollar etra- fimdayken fisildadi, “Ayak uydur. Hadi geceni daha heyecan verici yapalim hayatim.” Mala déndiigiim igin, adam dikkatini Martin’e cevirip elini uzatirken sadece dylece bakabildim. “Ben Chase Parker. Reese‘le dostlugumuz eskilere dayanur.” ’Martin Ward.” Partnerim basi salladi. “Martin, size katlmanuz sorun olur mu? Buttercup'a birbiri- mizi senelerdir gormedik. Aray1 kapatmak isterim. Aldirmazsin degil mi?” Soru sormug olsa bile, Chase kesinlikle cevabi1 beklemedi. Onun yerine partnerine bir sandalye gekip onu tanutt1. “Bu Bridget...” Yardim igin kiza baktuginda, kiz da boslugu doldurdu. “McDermott. Bridget McDermott.” Giiltimsedi, bu yeni cifte randevumuzdan ya da Chase’in onun soyadini hatirlamaktaki basarisizhgindan gézti korkmamis gibiydi. 12 Ote yandan Martin iki kigilik randevumuz dért kisilik oldugu igin dig inkhigina ugramus gibi gériiniiyordu, gerci bunu asla dile getirmeyeceginden emindim. Otururken Chase’e bakti. “Buttercup m1?” “Eskiden ona dyle derdik. Reese marka, fistik ezmeli Butter- cuplar var ya. En sevdigim gekerdir.” Chase ve Bridget yerlesince, bir anlik gariplik oldu. Sagirtica gekilde, bunu bozan Martindi. “Pekala, ikiniz birbirinizi nereden taruyorsunuz?” Martin soruyu ikimize bakarak sormus olsa da, gofér koltu- Sunda Chase‘in oturdugunu ona agikga géstermek istedim. Bu kiigiik oyun onundu. “flk tamigmamizi Chase’in anlatmasina izin verecegim. As- linda gercekten komik bir hikaye.” Dirseklerimi masaya da- yadim ve basimi birlestirdigim ellerime yaslayarak biitiin dik- katimi Chase’e cevirdim. Sinsi bir giiliumsemeyle kirpiklerimi kirpistirdum. Ne irkildi ne de bir hikaye uydurmak icin birkag saniyeden fazla zaman harcadh. “Aslinda komik olan tanigtigimizda de@il, daha cok tamigmamuzdan sonra olanlardi. Ben sekizinci suuftay- ken bizimkiler ayrildi ve yeni bir okula nakil olmak zorunda kal- dim. ilk haftamda otobiiste Reese’le tamgana kadar oldukca sefil haldeydim. Bulasilmamasi gereken hog kizlardandi ama ona ¢ik- ma teklifi edersem ve beni reddederse kafa bulacak arkadagim olmadigimi fark ettim. O yiizden, benden bir yas biiyiik olsa da, sekizinci simif dansina benimle gelmesini istedim. O da benden bir smif iistte olmasina ragmen gelmeyi kabul etti. “Her neyse, testosteron patlamasi yasayan genc¢ bir cocuktum ve ilk 6piismemin onunla olmasim kafama koymustum. Eski okulumdaki herkes ilk Spiiciigiinii almisti ve artik siranm bana geldigini diigiinityordum. O yiizden dansin bitmesine yakin Buttercup’1 boktan krepon kagidi ve balonla siislenmis jimnastik salonundan disari cektim, biraz mahremiyet olsun diye koridora gikardim. ilk seferim oldugu igin tam olarak ne bekleyecegimi 13 hig bilmiyordum. Fakat atildim, ise giristim ve suratim1 emmeye basladim.” Chase duraksadi ve bana g6z kirpti. “O ana kadar her sey iyiydi, degil mi Buttercup?” Cevap bile veremedim. Hikayesini dinlerken agzim agik kal- must. Ancak dilimin tutulmasi onu hig rahatsiz etmemis gibiydi giinkii hig takilmadan masalim anlatmayi siirdirdii. ’Neyse, asil buradan sonra hikaye giizellesiyor. Dedigim gibi, deneyimim yoktu, dogruca dalmigtim. Dudaklar, disler, dil, ne varsa. Bir dakika sonra 6piigmemiz gittikce islak bir hal alma- ya basladi ama kendimi kaptirmistim, o yiizden hig durmadan devam ettim, ilk cekilen olmak istemiyordum. Resmen yiiziinii emdikten sonra en sonunda nefes almak icin ayrildigimuzda ne- den épiismemizin o kadar islak hissettirdizini anladim. Opiis- menin ortasinda Reese’in burnu kanamusti ve ikimizin surat: da kanla kaphydi.” Martin ve Bridget kahkahalara boguldu ama ben tepki vere- meyecek kadar aptallagim. Chase uzamp koluma dokundu. “Hadi ama Buttercup. Utan- ma. Giizel zamanlardi. Haturhyor musun?” Martin, “ikiniz ne kadar siire birlikteydiniz?” diye sordu. Tam da Chase cevap vermek iizereyken uzandim ve koluna dokundum, onun bana dokunurken yaptigi gibi hiikmedici bir tavirla yaklastim. “Cok fazla degildi. Diger olaydan sonra ayril- dik.” Bridget ellerini grpti ve heyecanh bir gocuk gibi yerinde yu- kan agagi zrpladi. “Diger olay: da duymak istiyorum!” “Simdi bir diisiindiim de, gergekten paylagmali myim emin degilim,” dedim. “Bu ilk randevunuz mu?” Bridget onayladi. ”Chase’in hala aym sorunu oldugunu diigiinmeni istemiyo- rum. Bizim kiigiik olaynuz cok uzun zaman Gnceydi.” Bridget’a dogru e@ilip fisildadim. ’Yaslari biiyiidiikge kontroliinii daha iyi saglyorlar. Genellikle tabii.” 14 Chase bozulmak séyle dursun, hikayemden son derece mem- nun gériiniiyordu. Hatta gururluydu. Aslinda akgamm kalani da hemen hemen ayni seviyede gitti. Chase sahte cocuklugumuzla ilgili detayli hikayeler anlatt:, bu siirecte kendini utandirmaktan gekinmedi ve hepimizi eglen- dirdi. Uydurdugu sagmaliklardan agzim agik kalmadigi zaman- larda ben de hikayelerine bir seyler ekledim. itiraf etmekten nefret ediyordum ama pislige ismmaya bas- lamigtim. Hem de kanayan burnum ve “talihsiz sutyen doldur- ma Olay1” hakkinda bir seyler anlatirken bile. Akgamin sonuna geldigimizde, gecenin bitmemesi icin kahve siparig veriyordum. Tuvalet koridorundaki konugsmamizdan tamamen bagka bir noktadaydik. Restorandan cikinca Martin, Chase ve ben valeye biletlerimizi verdik. ilk randevunun nasil baslayacaginu ve bitecegini kontrol etmeyi tercih ederdim, 0 yiizden Martin'le restoranda bulugmus- tum. Elbette Bridget her normal randevuda oldugu gibi Chase’in arabasiyla gelmisti. Ayrica arabalarimizi beklerken kadin res- men yan tarafina yaslanmus ona siirtiiniiyordu. Once benim par- lak kirmizi Audi’m gelince, nasil vedalagacagimi bilmiyordum. Hem de higbiriyle. Anahtarlari aldim ve agik kapida oyalandim. “Giizel araba Buttercup.” Chase giiliimsedi. “Lisedeyken kul- landigin o hurda yiginindan daha iyi ha?” Kis kis giildiim. “Sanur Gyle.” Martin one gikt. “Seninle gériismek giizeldi Reese. Umarim bunu bir ara tekrar yapabiliriz.” Onun beni épmek icin hamlede bulunmasim beklemek ye- rine, ben ona sarildim. “Bu giizel yemek icin tesekkiir ederim Martin.” Geri cekildigimde Chase 6ne gikti ve beni cekip sarildi. Martin‘le yaptigimiz dostane sarilmanin aksine, Chase beni bii- tiin bedenine yapigtirdi. Tanrim, ne giizel bir histi. Sonra cok garip bir sey yapti... Uzun sagimi eline birkag defa doladi ve yumrugunu sikt, bagimi geriye dogru ¢cekti. Bagumi kaldirip ona baktiZimda gézleri dudaklarimda oyalandi ve kisa bir an icin, beni 6pecegini diigiinditm. Sonra efilip alnimi Opti. “Onitmiizdeki sene mezunlar top- lantisinda goriisiir miiyiiz?” Bagimi sallayarak onayladim, neredeyse dengemi kaybedi- yordum. “Aa... tabii.” Beni biraktiginda Bridget’a géz attum. “Ta- nistigima memnun oldum Bridget.” isteksizce arabama bindim. Gzlerini tizerimde hissediyor- dum, emniyet kemerimi takarken bagumi kaldirdim. Chase yo- gun bakislarla beni izliyordu. Sanki bir sey séylemek istiyormus gibi gériiniiyordu ama birkag saniyenin ardindan, daha fazla oturup beklemek garip hissettirdi. Derin bir nefes aldim, son bir defa elimi salladiktan sonra yola koyuldum. Neden ardimda Gnemli bir geyi birakiyormu- sum gibi hissettigimi merak ediyordum. | CESE Dért hafta sonra Yiiz otuz sekiz, yiiz otuz dokuz, yiiz kirk. Yatak odamin pence- reye en yakin oldugu kismindaki son tavan kaplamasi ¢atlamist. Bak bu yeniydi. Ginliik sayrmum mahvedip de yatigmama yar- dim etmek yerine beni strese sokmadan nce bina sorumlusunu arayip onu degistirtmeliydim. Hala yatak odamin yerinde uzamyordum, gecen hafta sii- permarkette tamigtigim Bryant’la telefonla konustuktan sonra buraya uzanmigtim. Genellikle iyi sonug vermeyen bar tanis- malarmm yerine, siipermarkette tarugmigtik. {slerinin uzadigi- m ve ikinci bulusmamuiza bir saat ge¢ kalacagim séylemek icin aramigt. Benim icin hava hogtu ciinkii yorgundum ve kalkmak igin hig istegim yoktu. Derin, arindiran bir nefes alarak gézlerimi yumdum ve kendi solugumun sesine odaklandim. iceri ve di- garl, igeri ve digari. En sonunda dinginligi buldugumda halinin tizerinden kalkip makyajimi tazeledim ve diziistii bilgisayarum1 almadan once kendime bir bardak sarap doldurdum. Monster.com’da yaklasik bes dakika kadar New York’taki 7 pazarlama isleriyle ilgili ilanlara baktiktan sonra sikildim ve Facebook’a girdim. Her zamanki gibi. Ciinkii ig aramak berbati. Arkadaslarimin paylagimlarina bakarken aym seyleri g6érdiim. Yemek paylagimlari, gocuklari, sahip olduklarina inanmanuzi istedikleri hayatlar... ig gecirdim. Ortaokula birlikte gittigim bir adamuin kucaginda yeni dogan oglunu tuttugu fotografi gértince, aklim aninda okula birlikte gitmedigim adama gitti, Chase Parker. Gegen ay boyunca, sahte sinif arkadagim1 itiraf etmek iste- medigim kadar sik diisiinmiistiim. Ufacik, garip seyler onu akh- ma getiriyordu. Marketteki kasanin yanindaki rafta duran Reese marka fistikli cikolatalar (satin aldim), discimin bekleme oda- sinda otururken karistirdigim People dergisinde bulunan Josh Duhamel fotografi (Chase resmen adamin kardegi olabilirdi ve ben de sayfayi yirtmis olabilirim), sifoniyerimin cekmecesindeki vibratériim (yapmadim ama diisiindiim. Yani, sonucta elimde yirttigim sayfa falan vardi). Bu defa adam diisiincelerime girdigi anda, ne yaptiZimin farkina varmadan Facebook’un arama kismina Chase Parker yaz- dim. Yiizii belirince nefesim kesildi. Gégsiimdeki girpmma aci- nasiydi. Tanrim, hatirladigimdan bile daha muhtesem. Fotografim biiyiitmek igin bastim. Rahat geyler giymisti. Beyaz bir tigért, dizi yirtik bir kot pantolon ve siyah Chuck’lar. Ona yakigan bir goriniistii. Seksi yiiziine hayran hayran bakarak gecirdigim bir dakikanin ardindan fotografi yakinlagtirdim ve tig6rtiindeki amblemi fark ettim: Iron Horse Spor Salonu. Tarugtigimiz resto- ranla aym sokakta bir salonlan vardi. Yakinlarda yagay1p yaga- madigini merak ettim. Ne yazik ki 6grenemezdim. Biyografisi herkese agik degildi. Aslinda, gorebildigim tek fotograf da profil fotografiydi. Eger daha fazlasim gérmek istiyorsam ona arkadaglik istegi g6nder- mem ve onun da kabul etmesi gerekiyordu. Her ne kadar kis- lartici olsa da, aksine karar verdim. Benim bir siirtiik oldugumu diisiinen (ve suratima da séyleyen), ikimiz de farkl kisilerle ran- devudayken tanistigimiz ve ilk ve son gériigmemizin tzerinden 18 tam bir ay gegen bir adama arkadaslik istegi yolladigim igin ka- fay yedigimi diigiiniirdii herhalde. Ama daha sonra tekrar bakabilmek igin fotografmin ekran gé- rintiisiinii almaktan geri kalmadim. Birkag dakika daha adamla ilgili hayal kurduktan sonra kendimi gaza getirmeye caligtim. Bir ig bulman lazum. Bir ig bulman lazim. Bu haftadan sonra sadece bir hafta kaliyor. Facebook’tan ¢tk. ige yaradi ve sonraki elli dakikay1, kozmetik pazarlamayla bi- raz olsun alakah gériinen bir seyin, herhangi bir seyin, ararnyor ilanlarim arastirarak gecirdim. Sadece ilging olsa da olurdu. Su ana kadar ayarladigim iki gériigmeye bel baglamamam gerek- tigini biliyordum ama pek bir sey yoktu. Zil caldigi sirada, son yedi yildir caligtigim ve kisa siire éncesine kadar sevdigim isin yerini tutacak bir sey bulacagima dair inancimi yitirdigimi his- sediyordum. Kaptyi acgtigimda Bryant’ dpiiciigii kesinlikle ruh halimi degistirmede biiyiik bir rol oynadi. Sadece ikinci bulugmamuzdi ama kesinlikle potansiyeli vardi. “Vay, ne giizel selamlama béyle,” dedim nefessiz kalmug bir gekilde. “Biitiin gin bunu yapmayi diigiiniip durdum.” Ona giiliimsedim. “iceri gelsene. Neredeyse hazirim. Ganta- mu ve garjdaki telefonumu alacagim, o kadar.” On kapuyi ittikten sonra kapinin arkasin. igaret etti. “Evine hursiz falan mi girdi? Biitiin bu fazladan kilitlerin sebebi ne?” Dig kapimda siradan bir kilit ve tig tane siirgii vardi. Normal- de diiriistce cevap verirdim ve fazladan birkag kilidin kendimi daha giivende hissetmemi sagladigim agiklayarak orada birakir- dim. Fakat Bryant giktigim cogu kisi gibi degildi. Beni gergekten tarumaya ¢aligiyordu ve eger diisiindiigiim gibi tistelerse, heniiz konugmaya hazir olmadigim konular hakkinda agiklama yap- mak zorunda kalirdim. O yiizden yalan séyledim. “Bina yéneticisi gitvenlik konu- sunda cok siki.” 19 Basiyla onayladi. “iyiymis.” Yatak odamda kolye takarken Bryant’a seslendim, “istersen buzdolabinda sarap var.” “Ben iyiyim, sag ol.” Yatak odasindan giktigimda kanepede oturuyordu. ig arastir- masi yaptigim diziistii bilgisayarrm hala agik vaziyette yanunda duruyordu. Kiipelerimi takarken konugtum. “Ne izlemeye gidiyoruz?” “Gittigimizde karar verebilecegimizi diigiindiim. izlemek is- tedigim bir Vin Diesel filmi var. Ancak bir saat geciktigim igin, hayram degilsen kargi cikmayacagim.” Giiliimsedim. “Giizel ciinkii hayram degilim. Yeni Nicholas Sparks filmlerinden birine gireriz, diye diisiiniiyordum.” “Geg kaldigim icin epey bityiik bir ceza. Sadece bir saatti, ii¢ giin de@gildi ya,” diye takildi. “Bu sana giiniinii gésterir.” Bilgisayarimi kapamak icin gittigimde Bryant dogruldu. “Bu arada, bilgisayarimin arkaplanindaki adam kim?” Kaslarimi gattum. “Ne adami?” Omzunu silkti. “Uzun. Beni aptal gibi gosterecek dagimik sac- lari olan. Gizlice hoglandigin eski bir erkek arkadag olmadigini umuyorum. Abercrombie reklamlarma aitmigs gibi gériiniiyor.” Neden bahsettigini anlamadim ve bakmak igin tekrar ac- tim. Siktir. Beni kargilayan Chase Parker oldu. Fotografim Facebook’tan alip kaydederken istemeden arkaplanim olarak ayarlamig olmaliydim. O muhtesem yiizii yeniden goriince te- laslandim. Bryant hala bir cevap bekliyordu. “Aaa... Kuzenim 0 ya.” Aklima gelen ilk seydi. Sdyler s6ylemez, kuzeninizin fotogra- fii ekran fotografiniz olarak kullanmanin biraz tuhaf oldugunu fark ettim. O yiizden daha fazla yalanla bunu diizeltmeye ¢alis- tum. Bu hic benlik bir sey degildi. “Kendisi mankendir. Teyzem onun son fotograflarm bana yolladi ve en cok hangisini begendigimi sordu, 0 yiizden bilgisa- 20 yarima indirdim. Arkadagum Jules’un salyalan akti ve birini arka plan fotografi yapt. Teknolojiden hig anlamam, nasil degistirece- gimi bile bilmiyorum.” Bryant kis kis giildii ve sdyledigim geyi kabullenmis gibi gé- rindi. Chase Parker ve uydurma hikdyelerin olay: neydi? Pergembe sabahtan bir gériigmem vardi ve ikincisi 6gleden sonraydi. Metro agzina kadar doluydu ve havalandirma ¢alis- muyordu. Yani ¢caligan tek tren de hizli tren degil, yavag olandi. Diger terleyen yolcularm arasmda sandvig olmus bir halde dururken, ter damlaciklan sirtmdan akiyordu. Sagimdaki iri yari adam kollar kesik bir tig6rt giymisti ve tepesindeki demi- ri tutuyordu. Suratim tam olarak kilh kol altryla aym hizadaydi ve deodorant: bir ige yaramiyordu. Sol tarafimin da giiller a¢- tiZ1 sdylenemezdi. Kadinin o kadar kétii kokmadigindan emin olsam da, agzini kapamadan hapsinip éksiiriiyordu. Bu trenden hemen inmem gerekiyor. Neyse ki goriigmeme birkag dakika erken gelmistim ve iis- time bagima ceki diizen vermek igin hemen kadinlar tuvaletine ugrayabildim. Ter ve nem yiiziinden makyajum akmusti ve sag- larim elektriklenmis bir karmagadan ibaretti. New York’ta tem- muz... Sanki biitiin sicak hava upuzun binalarm arasinda sikigip kalmisti. El gantamdan birkag tane tel toka ve bir firga cikardim, kesta- ne rengi sa¢larim: diizgiin bir topuz yapabildim. Yaruma giz ka- lemi getirmeyi akil etmedigim igin, makyajim konusunda sadece islak mendille temizleyebildigim kadar olacakti. Takimimin ce- ketini gikardigimda ipek gémlegime kadar terledigimi fark et- tim. Siktir. Biitiin gériigme boyunca beni pisirecek ceketin icinde kalmak zorundaydim. Nemli bir kagit havluyla viicudumdaki teri sildigim sirada igeri bir kadin girdi. Aynadan yaptigim geyi yakaladi. 21 “Kusura bakmayin. Metro o kadar sicakti ki... Ayrica bir gé- riigmem var,” dedim agiklama olarak. “Ter kokan, daginik biri gibi gériinmek istemem.” Giliimsedi. “Benim de bagima geldi. Temmuzda bu kadar nemli olunca ve gercekten istediginiz bir ig icin gériigmeniz var- sa, taksi tutmak lazim.” “Evet. Ogleden sonraki gériigmem icin kesinlikle dediginizi yapacagim. Sehrin kargi tarafinda ve gercekten istedigim is 0, yani yapabilirim. Hatta deodorant almak igin Duane Reade‘de bile durabilirim.” Kendime cekidiizen vermek icin acele ettikten sonra sabahki gortigmem beni bir saat boyunca lobide bekletti. Tamamen rahat- lamam ve son iiiinlerinin kataloglarim kontrol etmek igin bana vakit vermis oldu. Kesinlikle yeni bir pazarlama kampanyasina ihtiyaglari vardi. Firsatrm bulursam diye degistirecegim geyler konusunda bazi notlar aldim. “Bayan Annesley?” Ic ofislere dogru giden kapidan giiliim- seyen bir kadin seslendi. Ceketimi giyip onu iceriye takip ettim. “Sizi beklettigimiz igin tizgiiniim. Bu sabah en biiyiik tedarik- cilerimizden biriyle ufak bir acil durum yasadik ve hemen c¢é- ziilmesi gerekti.” Genis bir kése ofisine gelince kenara cekildi. “Litfen oturun. Bayan Donnelly hemen gelecek.” “Ah. Tamam. Tesekkiirler.” Benimle gériigecek kiginin 0 ola- cagini sanmistim. Birkag dakika sonra Flora Kozmetik’in baskan yardimcisi igeri girdi. Tuvaletteki kadindi. Kollarimin altini yikarken beni goren kadin. Harika. En azindan gémlegimin diigmelerini agmadan yaptigima memnundum. Hava diginda neyle ilgili konustugumuzu hatir- lamaya ¢aligtim. Pek fazla sey konugtugumuzu sanmuyordum. “Bakiyorum serinlemigsiniz.” Sesi profesyonel bir tondaydi, tuvaletteki gibi arkadags canlisi degildi. “Evet. O konuda tizgiintim. Bugiin sicak beni fena carpti.” Masasindaki bazi kagitlari bir deste haline getirdi ve hosbes 22 etmeden ilk sorusunu patlati. “Pekala Bayan Annesley, neden yeni bir ig arryorsunuz? Burada gu anda caligtigimiz yaziyor.” “Calisiyorum. Yedi yildir Fresh Look Kozmetik’te caligiyor- dum. Aslinda tiniversiteden gikar cikmaz oraya girdim. O siire iginde pazarlama asistanligmndan, pazarlama miidiirliigiine ka- dar yitkseldim. Diiriist olmam gerekirse, kariyerim siiresince ora- da mutluydum. Ancak Fresh Look’ta tist sinura geldigimi ve diger firsatlara bakmaya baslama zamarumun geldigini hissediyorum.” “Ost sur mi? O nasil oluyor?” “Fresh Look hala bir aile girketi, kurucu ve baskam Scott Eikman’a ne kadar hayranhk ve saygi besliyor olsam da, yénetici seviyesindeki biitiin pozisyonlar Eikman aile tiyelerinde. Onlar- dan biri olan Derek Eikman, kisa siire nce bagkan yardimcisi olarak benim tist mevkiime getirildi.” Bunu sesli olarak sdyle- mek hala agzimda act bir tat birakiyordu. “Yani akrabalik bagi yiiziinden sizin kadar hak etmeyen kisi- ler terfi ettirildi dyle mi? Ve o yiizden mi ayriltyorsunuz?” “Samirim biiytik bir pargasi bu, evet. Benim icin devam etme- nin tam zaman.” “O diinyada biiyiidiikleri icin Eikman ailesi tiyelerinin igi daha iyi bilmeleri miimkiin degil mi? Belki de gercekten diger caliganlardan daha vasiflilardir?” Bu kadinm derdi ne? Bu akrabayt kayrma olay: yeni mesele degil sonucta. Yahu Walmart’in yéneticilerinin yarist hala Sam Walton'a kan bag1 olan kigiler ve herif 6liip gideli yirmi yil oldu. Gegen yilki sirket partisinde igkiyi fazla kagardigimi ve sonra da satig miidiirii olan Derek Eikman’la yattgimi eklemenin ke- sinlikle zamami de§ildi. Tek seferlik bir geydi, bir yilhk uzun ku- raklik déneminin ardindan is arkadagimla sarhosken yaptigim bir hataydi. Daha bittikten on dakika sonra bile hata oldugunu biliyordum. Ancak ne kadar bityiik bir hata yaptigumi ancak iki gun sonra anladim. Gat herif yedi yillik sevgilisiyle niganlandi- gin duyurmustu. Bana bekar oldugunu ve sevgilisi olmadigi- n1 sdylemisti. Ofisine dalip agzinin payim vermeye gittigimde, 23 bana o niganlanmis olsa bile bizim diiziisebilecegimizi sdylemisti. Adam serefsizin tekiydi, artik bagkan yardimcilgina terfi etmigken onun igin galigmamuin hicbir yolu yoktu. Aldatan bir domuz olmasinin yani sira, pazarlama konusunda hi¢bir sey bil- miyordu. “Benim durumumda, benim daha iyi bir aday olduguma gii- venim tam.” Bana tamamen sahte bir giiliimsemeyle giiliimsedi ve masa- min tizerinde ellerini birlestirdi. Tuvalette canint stkacak bir sey mi sdylemistim? Hi¢ sanmiyordum... Ama sonraki sorusu kesinlikle hafizamu tetikledi. “Pekala séyleyin o zaman, bu 6gleden sonraki gériigmenizi daha iistiin kilan gey ne? Yani, bir pazarlama uzmami olarak, tak- siye para vermenizi diisiindiirtmek icin bir seyleri dogru yapmis olmalilar?” Hassiktir. Sonraki gériigmem icin taksi tutacagimi ona sdyle- digimi tamamen unutmustum. Onun asil istedigim ig oldugunu da eklemistim. Bunun ardindan kendimi soktugum delikten gikarabilme- min higbir yolu yoktu. Her geye raSmen kendimi profesyonelce yansittiZimi diigiinsem bile, onun benim hakkimdaki gériigiiniin oturdugunu séyleyebilirdim. Goriigmemiz sona ermek tizereyken yaslica bir adam basu ofise uzatt. “Hayatim yarin aksamki yemege geliyor musun? Annen sana kabul ettirmem igin bagimin etini yiyip duruyor.” “Baba, sey... Daniel, bir gériigmenin ortasmdayim. Bunu daha sonra konusabilir miyiz?” “Tabii tabii. Uzgiintim. Daha sonra ofisime ugra.” Adam bana kibarca giiliimsedi ve kapinin kasasina vurarak veda ettik- ten sonra yiiriiyiip gitti. Kadina dénerken agzim agikt. Cevabi zaten biliyor olsam da sordum. “Daniel... Donnelly, Flora Kozmetik’in baskam babanuz mui oluyor?” “Evet. Ve pazarlama béltimiiniin kidemli bagkan yardimcisi 24 olmayi onun kizi oldugum icin deil, niteliklerimle kazandigumi diigiinmek isterim.” Yaa tabii. Bugiin iki defa faka bastiZim igin acum: daha siir- diirmenin bir manasim gérmedim. Ayaga kalktm. “Vaktinizi ayirdiginiz igin sag olun Bayan Donnelly.” O noktadan sonra 6gleden sonram daha da iyiye gitti. Tam da klimah taksiden gikip saat ikide gériigme yapacagim binanin Oniine ayak bastigim anda telefonum calmaya basladi. Gériige- cegim icin heyecanh oldugum, ugruna ilk gériigmemi heba etti- gim sirket gériigmemizin iptal oldugunu ve pozisyonun doldu- ruldugunu séylemek igin ariyordu. Harika. Gergekten harika. Bundan cok kisa bir siire sonra da Flora’dan siktir mesajim aldim, vakit ayirdigim igin bana tegekkiir ediyorlardi ama galiga- caklari kisi konusunda farkh bir yéne gideceklerini séyliiyorlar- di. Ve saat daha iki bile degildi. . Cabucak dus aldim, plarnum bese kadar bekledikten sonra mala baglamakt.. Ne plan ama. igteki son haftalarmm bir giiniinii bu sagmalik icin harcamigtim. Key fini de siirecektim tabii. Tam da yerde uzanmis, sayma rutinimin ortasindaydim ki cep telefonum galdi. Yataga uzanup elimi gezdirdim, en sonunda telefon elime degdi. Ekranda Bryant’in adini goriince, neredeyse ruh halim yiiziinden cevap vermiyordum ama sonra son ¢aligin- da acmaya karar verdim. “Selam. Gériigmelerin nasil gitti?” diye sordu. “Eve gelirken yolda durup fazladan iki sige sarap aldim. Ge- risini sen diigiin.” “lyi degildi ha?” “Gyle de diyebilirsin.” “Tamam, bu konuda ne yapmaliyiz biliyor musun?” “Kesinlikle. Kafay1 bulacagiz.” Sanki gaka yapmugim gibi giildii. “Ben daha cok spor yapma gibi seyler diigiintiyordum?” 25 “Egzersiz mi?” “Aynen. Stres atmaya yardim eder.” “Sarap da Gyle.” “Evet ama egzersiz yapmak ertesi giin kendini harika hisset- meni saglar.” “Ama garapla 6nceki giinii hatirlamam.” Kahkaha atti. (Yine, saka yapmiyordum.) “Eger fikrini degis- tirirsen Iron Horse Spor Salonu’na gidiyorum.” “Tron Horse mu?” “72. Caddede. Oranin iiyesiyim. Kullanabilecegin misafir ge- cislerim var.” Chase Parker’la yagadigim tuhaf kargilagmanin iizerinden bir aydan fazla zaman gecmisti, yine de aniden kendimi alkol ve spor karsgilagtirmasi yaparken buldum ciinkii herif Facebook fotografinda Iron Horse tigértii giyiyordu. “Ashinda var ya, haklisin. Rahatlamama yardim etmesi icin egzersiz yapmaliyim. Sonucta ise yaramazsa, ondan sonra da sarhos olabilirim.” “iste simdi mantikh konusuyorsun.” “Seninle orada bulugurum. Bir saat sonra uygun mu?” “O zaman gorlsiiriiz.” Cidden kafami kontrol ettirmeliydim. Saclarimi kuruttum ve kisa siire 6nce gikmaya basladigim harika bir adamla spor yap- mak icin en seksi spor kiyafetimi giydim, yine de cabalarnmin higbiri onun icin degildi. Onun yerine, iistiinde spor salonunun adi yazan bir tisérte sahip olan bir adami gorme umudum vardi, benim bir siirtiik oldugumu diisiinen ve bolca meme dekoltesi veren, siitun gibi sarigmlarla cikan bir adam. Benim gibi, bir elli bes boyunda, kiiciiciik memeleri ve ufacik bir beli olmasina rag- men kayda deger kalcalari olanlarla degil. Kondisyon bisikletinin tepesinde gecirdigim kirk dakikadan sonra, icki ve egzersiz arasinda yaptigim secimden tamamen pis- mandim. Bryant salonun diger yaninda agirlik kaldirryordu ve iyi kalpli bir adam beni birlikte spor yapmaya cagirdi diye mutlu 26 olmaliydim. Onun yerine nefes nefeseydim, hayal kiriklgina ug- ramistim ve susamistum. [ki sige sarabr tyi ki sogutmugtum ha. Bryant isini tamamlayinca geldi ve yiizmek isteyip isteme- digimi sordu. Yanimda mayo getirmemistim ama havuz bé- liimtinde ona eslik edecegimi séyledim. O iizerini degistirip durulanirken, ben de biraz rahatlamak icin yuriiyiig bandinda yuriidiim. Hizimin yavag olmasi telefondaki e-postalarima bak- mama izin veriyordu. E-postalardan biri bana denizasiri bir iil- kede, Ortadogu’da, miikemmel bir is bulduklarin sdyleyen ve sirketle video konferansi yapmak isteyip istemedigimi soran bir ig bulma sirketiydi. E-postanin komik oldugunu diisiindiim ciin- kii cokga yanlis yazilmis kelime ve gramer hatasi vardi. Bryant iizerini degistirdikten sonra birlikte havuza dogru yii- riidiik. O kapry1 acarken ona e-postay1 okudum. “Is icin istenilen 6zellikler arasomda ciddi ciddi ‘ayik, aki baginda olmali ve fazla dramatik olmamali’ yaziyor. Yemen‘de adet 6ncesi sendromu fa- lan mi var sence?” Yiiriirken telefonuma baktigim icin dogruca birine garptim. “Uzgiiniim, gittiZim yere bakmuyor...” Donakaldim. Chase’in kargimdaki gériintiisii neredeyse beni devirmeye yeterdi. Gizli gizli, onu gérmeyi ummustum ama gercekten gé- recegimi hig diigiinmiiyordum. Ihtimali neydi ki? Hayal gormedi- gimden emin olmak icin ikinci defa baktrm. Ama oydu, hem de ete kemige biiriinmiis vaziyette. Hem de ne et. Orada diisitk belli mayosu disinda tistsiiz ve islak bir gekilde dururken dilimi res- men damagima yapistirmisti. Kelimenin gercek anlamtyla. “Ch... Ch... Ch...” Kelimeyi agzimdan cikaramadim. Elbette Chase iskalamadi bile. Pis pis giiliip egildi. “Cok tath tren taklidi yapiyorsun Buttercup.” Beni haturlryor. Kendimi etkisinden kurtarmak igin bagimi iki yana salladim. Yarar1 yoktu. O cok uzundu ve ben cok kisaydim, viicuduna bak- maktan baska bir sansim yoktu. Karm kaslarindan sular dam- 27 hyordu. Baklavalarmin iizerinden akan damlalarm luzlanip ya- vaglamalarini biiyiilenmis bir gekilde izliyordum. Vay be. Bogazimi temizleyip en sonunda konustum. “Chase.” O kadar gikardigim icin kendimle feci gurur duyuyordum. Boynunun etrafinda bir havlu asilrydi ve su damlayan sagim ku- rulamak igin kaldirinca daha cok ten gésterdi. G6gsiindeki kaslar oyulmus gibi kusursuzdu. Ve.... ah, aman Tanru... 0 sey... Hassiktir. Oyle. Meme uclar: iisiimiig ve biiziigmiistii, birinde... piercing vardi. “Seni gormek giizel Reese. Birbirimizi on yildir g6rmiiyoruz ve bir ayda ikinci defa kargilastyoruz.” Sahte ortaokul yillarimizdan bahsettigini anlamak bir dakika- mu aldi. Esprili hali beni bularuk halimden siyirdi. “Oyle. Sanslyim ha?” Bryant, “Seni tanryorum,” dedi. Onun hemen yarimda durdugunu tamamen unutmustum. Siktir, bir anligina diinyada baska birinin var oldugunu bile unutmustum. Kaglarimi ¢gattim. Bu ikisi birbirini gergekten tari- yor muydu? “Sen Reese’in kuzenisin. Manken olan.” Siktir! Siktir! Siktir! Bir delige siiriinerek girip dlmek istedim. Ancak Chase, (Chaseligini) istifini bozmadi. Bana merakla bakarken Bryant’la konustu. “Bu dogru. Ben kuzen Chase. Bea Teyze’nin en gen¢ yegeni. Peki sen kimsin?” Bryant elini uzatt: ve Chase kargilik verdi. “Bryant Chesney.” Sonra bana déndii. “Annenin adinin Rosemarie oldugunu sani- yordum? Benim anneminkiyle ayn.” Chase hig sorunsuzca araya girdi. “Oyle. Ama bazilarimuz ona Bea diyoruz. Lakap. Amara alerjisi vardir. Bir keresinde bar- bekiide ar: sokmustu. Yiizii sisti ve ondan sonra cocuklar ona Bea dediler.” Ciddiyim, adam profesyonel bir yalanct olmalt. Bu iste Gyle iyiydi ki, beni de kendisine benzetmeye basliyor gibiydi. Bryant bu mantikh geliyormus gibi onayladi. “Pekala, seninle tanigmak giizeldi. Ben birkag tur atarken siz arayi kapatin bari.” 28

You might also like