You are on page 1of 62

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ

MÜHENDİSLİK VE DOĞA BİLİMLERİ FAKÜLTESİ


İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

HAFİF BETON ÖZELLİKLERİ VE UYGULAMALARI


BİTİRME TEZİ

İSA YILMAZ

SAMET SERDAR

ATA KAAN

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ


YAPI ANABİLİM DALI

ARALIK 2021

GÜMÜŞHANE
GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ
MÜHENDİSLİK VE DOĞA BİLİMLERİ FAKÜLTESİ
İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ

HAFİF BETON ÖZELLİKLERİ VE UYGULAMALARI

İSA YILMAZ 1907011001

SAMET SERDAR 1907011005

ATA KAAN

TEZ DANIŞMANI: PROF. DR. ŞÜKRÜ YETGİN


JÜRİ ÜYESİ:
JÜRİ ÜYESİ:

İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ


YAPI ANABİLİM DALI

GÜMÜŞHANE 2021
III
ÖNSÖZ

Bu çalışma Gümüşhane Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Yapı Anabilim


Dalı’nda Bitirme Tezi olarak hazırlanmıştır.

“Hafif Beton Özellikleri ve Uygulamaları” isimli tez çalışmasını bize öneren, bu


zorlu uzaktan eğitim sürecinde çalışmanın her aşamasında desteğini bizden esirgemeyen
değerli Hocamız Sayın Prof. Dr. Şükrü YETGİN’e şükranlarımızı sunarız.

Ayrıca, öğrenim hayatımız boyunca bize bilgi ve tecrübeleriyle rehberlik eden ve


destek olan değerli Hocalarımıza teşekkür eder; bu çalışmanın yeni çalışmalara ışık
tutmasını ve ülkemize faydalı olmasını temenni ederiz.

İsa YILMAZ
Samet SERDAR
Ata Kaan

II
III
İÇİNDEKİLER

Sayfa No
ÖNSÖZ..................................................................................................................................II
İÇİNDEKİLER....................................................................................................................III
ÖZET.....................................................................................................................................V
ŞEKİLLER DİZİNİ.............................................................................................................VI
TABLOLAR DİZİNİ..........................................................................................................VII
FOTOĞRAFLAR DİZİNİ..................................................................................................VII
1. GİRİŞ................................................................................................................................1
1.1. Genel Bilgiler..............................................................................................................1
1.2. Kaynak Araştırması.....................................................................................................2
1.3. Konunun Amacı...........................................................................................................3
2. HAFİF BETON TASARIMI..............................................................................................4
2.1. Hafif Beton Çeşitleri ve Bileşenleri............................................................................4
2.2. Hafif Beton Agregası...................................................................................................5
2.2.1. Doğal Agregalar ve Özellikleri............................................................................6
2.2.2. Yapay Agregalar ve Özellikleri...........................................................................9
2.3. Hafif Beton Bileşiminin Oluşturulması.....................................................................15
2.3.1.Hafif Agregaların Emdiği Su Miktarı..................................................................15
2.3.2. Hidratasyon Suyu................................................................................................16
2.3.3. Su / Çimento oranı (W/Ç)...................................................................................17
2.4. Hafif Betonun Basınç Dayanımı ve W/Ç ile İlişkisi................................................17
3. HAFİF BETON UYGULAMASI VE DENEYLERİ......................................................19
3.1. Genel Bilgiler............................................................................................................19
3.1.1. Kullanım Alanları...................................................................................................19
3.2. Isı Yalıtımlı Hafif Betonlar.......................................................................................21
3.3. Taşıyıcı Hafif Betonlar..............................................................................................22
3.3.1. Donatılı Hafif Betonlar.......................................................................................23
3.3.2. Germe (Ön/Ard) Hafif Betonlar.........................................................................23
3.4. Beton Deneyleri.........................................................................................................25
3.4.1. Taze Beton Deneyleri.........................................................................................26
3.4.1.1. Çökme (Slump) Deneyi...................................................................................26
3.4.1.2. Vebe Deneyi....................................................................................................28
3.4.1.3. Akıcılık Deneyi(Yayılma Tablası Deneyi)......................................................29
IV
3.4.1.4. Sıkıştırılabilme Derecesi (WALZ) Deneyi......................................................30
3.4.1.5. Sıkıştırma Faktörü Deneyi...............................................................................31
3.4.1.6. Kıvam ve İşlenebilirlik Deney Yöntemlerinin Kıyası.....................................32
3.4.1.7. Ters Çökme (Slump) Deneyi...........................................................................33
3.4.1.8. Kelly Topu Deneyi...........................................................................................33
3.4.2. Sertleşmiş Beton Deneyleri................................................................................34
3.4.2.1. Basınç Deneyi..................................................................................................34
3.4.2.1.1. Standart Deney Yöntemi...............................................................................36
3.4.2.1.2. Beton Test Çekici (Schmidt) Yöntemi..........................................................37
3.4.2.2. Çekme Deneyi..................................................................................................38
3.4.2.2.1. Doğrudan Çekme Dayanımı Deneyi.............................................................39
3.4.2.2.2. Yarmada Çekme Dayanımı Deneyi..............................................................39
3.4.2.2.3. Eğilmede Çekme Dayanımı Deneyi.............................................................41
4. SONUÇLAR VE ÖNERİLER.........................................................................................44
5. KAYNAKLAR................................................................................................................46

V
ÖZET
HAFİF BETON ÖZELLİKLERİ VE UYGULAMALARI

İsa YILMAZ
Samet SERDAR

Gümüşhane Üniversitesi
İnşaat Mühendisliği Bölümü
Danışman: Prof. Dr. Şükrü YETGİN

Bu çalışmada, dünya genelinde ve ülkemizde kullanılan hafif betonun üretimi,


çeşitleri, bileşenleri, hafif beton içerisindeki agregalar ve bu agregaların özellikleri, hafif
betonun uygulaması ve uygulama alanları ele alınmıştır. TS EN standardından
faydalanılarak hafif beton çeşitleri, katkıları, yapılan ilgili deney ve gözlemler sonucu elde
edilen bilgilerin ışığında bu çalışma gerçekleştirilmiştir.

Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde hafif beton tasarımı ve kullanılan


doğal ve yapay agregalar hakkında bilgiler verilmiştir. İkinci bölümde ise hafif beton
bileşiminin oluşturulması, hafif agregaların emdiği su miktarı, hidratasyon suyu,
su/çimento oranları hakkında bilgilere değinilmiştir. Son olarak üçüncü bölümde hafif
beton uygulama alanları ve belli başlı deneylere yer verilmiştir.

Çalışmanın sonucunda inşaat sektöründe Türkiye’de ve tüm dünyada yaygın olarak


kullanılan yapı malzemesi olan betonun bir çeşiti olan hafif betonun özellikleri ve kullanım
alanları açıklanarak hafif betonun kullanımının önemine vurgu yapılmıştır.

VI
ŞEKİLLER DİZİNİ

Sayfa No

31
32
33
33
36
36
37
37
38
39
40
40
41
42
42
43
43

TABLOLAR DİZİNİ

Sayfa No

Tablo 1. Agraga Çeşitlerine Göre Hafif Beton Sınıfları........................................................4


Tablo 2. Hafif Betonun Agregalarla İlişkili Bazı Verileri ..................................................15
Tablo 3. Bazı hafif agregaların özellikleri (Chandra ve Berntsson, 2002)..........................16
Tablo 4. Hafif Beton Dayanım Sınıflandırması ..................................................................18
Tablo 5. Çökme Sınıfları ve Toleransları (TSE EN206-1)..................................................28
VII
Tablo 6. Bazı Yapı Elemanları İçin Uygun Çökme Değerleri.............................................28
Tablo 7. Vebe Sınıfı ve Toleransları....................................................................................29
Tablo 8. Yayılma Sınıfları ve Toleransları (TSE EN 206-1)...............................................30
Tablo 9. Sıkıştırma Dereceleri (TS EN 206-1)....................................................................31
Tablo 10. Değişik Kıvamdaki Taze Betonların Sıkışma Faktörleri ve İşlenebilirlik...........32
Tablo 11. Farklı Deneyler ile Elde Edilen Sonuçlar............................................................33
Tablo 12. Sertleşmiş Beton Deneyleri.................................................................................34

FOTOĞRAFLAR DİZİNİ

Sayfa No

Fotoğraf 1. Pomza Görünüşü.................................................................................................6


Fotoğraf 2. Diyatomit Görünüşü ...........................................................................................7
Fotoğraf 3. Volkanik Cüruf Görünüşü...................................................................................8
Fotoğraf 4. Volkanik Tüf Görünüşü ......................................................................................8
Fotoğraf 5. Skorya Görünüşü.................................................................................................9
Fotoğraf 6. Genleştirilmiş Kil Görünüşü.............................................................................10
Fotoğraf 7. Perlit Görünüşü..................................................................................................11
Fotoğraf 8. Vermikülit Görünüşü.........................................................................................12
Fotoğraf 9. Yüksek Fırın Cürufu Görünüşü.........................................................................13
Fotoğraf 10. Yüksek Fırın Cürufu Türleri............................................................................14
Fotoğraf 11. Uçucu Kül Görünüşü.......................................................................................14
Fotoğraf 12. Örnek Taşıyıcı Hafif Beton İmalatları.............................................................23

VIII
1. GİRİŞ

1.1. Genel Bilgiler

Hafif agregalı beton, antik zamanlardan beri kullanılmış bir gelişmedir. Antik
zamandan beri pomza, tüf gibi volkanik doğal agregalar hafif beton ve harç üretiminde
kullanılmıştır. M.Ö 3000’li yıllarda Babil’in inşasında Sümerler hafif beton
kullanmışlardır. Romalılar ve Yunanlılar da bina yapımında pomza kullanmıştır.
Meksika’da Maya Piramitleri hafif betonun kullanıldığı ve İstanbul’da Ayasofya Roma
imparatorluğu eserlerinden, ve günümüze kadar gelen görkemli antik eserlerden birkaçıdır.
Avrupa’da bundan yaklaşık 2000 yıl evvel hafif beton ilk olarak Romalıların, Romadaki
Pantheon tapınağı ve Kolezyumu inşa etmesinde kullanılmıştır.

Fotoğraf 1: solda Pantheon, sağda Colosseum

Son kırk yıl içerisine gelişmiş ülkeler, hafif beton teknolojilerini geliştirerek
kullanım alanlarını arttırmışlardır. Hafif betonun yaygınlaştığı ülkeler; Almanya, Belçika,
İtalya, Hollanda, ABD, İngiltere Fransa ve Japonya’dır . Hafif agregalı beton Japonya’da
30 yıla yakın bir zamandır binalar ve diğer mühendislik Yapılarında kullanılmaktadır. Aynı
zamanda Avustralya bu tür malzemeler en az 20 yıldır kullanılmaktadır. Hafif betonun
sağladığı azalmış ölü yüklerin avantajıyla 1950’lerde birçok çok katlı yapı inşa edilmiştir.
Dallas’ da yapılmış 18 katlı Hilton Otel’i bunlara örnek olarak gösterilmiştir. Hafif betonla
yapılmış ilk geleneksel bina Londra’da 1958 yılında yapılmıştır.

9
Türkiye topraklarının yaklaşık %20’si volkanik kayaçlardan oluşmaktadır. Bu
kayaçlar dünyanın en zengin hafif agrega kaynaklarını teşkil etmektedir. Buna rağmen
bugün Türkiye’deki hafif beton üretimi beklenen düzeye ulaşmamıştır. Bunun en önemli
sebebi, bu betonların özeliklerinin geleneksel betonunkiler kadar bilinmemesidir.

Normal beton inşaat mühendisliğinde yaygın olarak kullanılmaktadır. Geleneksel


beton iyi bir taşıyıcı olmasına rağmen birim ağırlığı büyüktür ve bundan dolayı ısı
iletkenlik katsayısı yüksektir. Şu an kullanılan betonların öz ağırlığı düşürülerek betonarme
yapı hafifletilebilir. Böylelikle taşıyıcı sistem elemanlarının kesitlerinin küçültülmesi
sağlanır ve ekonomik açıdan yarar sağlanabilir. Aynı zamanda yandan betonda birim
ağırlığın azalmasıyla ısı iletkenlik katsayısı da küçülür.

Hafif betonlar, beton hamurunun genleştirilmesi veya beton bileşiminde sadece iri
agrega kullanılması ya da bilinen agrega yerine hafif agregalar kullanılmasıyla da
üretildikleri bilinmektedir. Kullanılan başlıca hafif agregalar; volkanik tüf, volkanik cüruf,
pomza gibi doğal agregalar ya da genleştirilmiş kil, şist, perlit, uçucu kül ve yüksek fırın
cürufu gibi yapay yollarla elde edilmiş agregalardır.

Bu çalışmada, hafif beton üretimi ve özelliklerinin neler olduğu, kulanım alanları ve


belli başlı deneyler hakkında bilgi verilmesi hedeflenmiştir.

1.2. Kaynak Araştırması

Burada hafif agregalar betonlar ile ilgili yapılan kaynak taraması sonuçlarından elde
edilen araştırmalar özetlenmektedir. Yapılan deney sonuçlarında perlit katkılı betonların;
yanal ve dikey yüklere karşı düşük direnç göstermelerine rağmen yapıdaki ölü yüklerin
azaltılması, yangın direnci, ısı yalıtımı ve ses izolasyonu konusunda diğer hafif agregalı
betonlara göre daha iyi bir performans gösterdikleri kanıtlanmıştır.

Normal betonun agrega granülometrisinin çeşitli aralıkları hafif agregalarla


değiştirerek karışımların elastisite modüllerinin hesaplanabileceğini, hafif agrega boyutu
arttıkça, basınç mukavemetinin düştüğü gözlenmektedir. Benzer şekilde bilinen agrega ile
değiştirilen hafif agregaların boyutu arttıkça hafif beton gevrek olmakta, tokluğu

10
azalmakta, nihai basınç birim kısalması yine azalma göstermektedir. Böylelikle aynı
sürekli granülometriye ve birim ağırlığa sahip betonlar içinde ince kısmının hafif agrega
olan betonlar mekanik özellikler bakımından daha iyi sonuç vermektedir.

Perlit ve pomza agregaları ile hazırlanmış farklı karışımlardaki betonların basınç


dayanımları incelenmektedir. Araştırma sonucunda agrega karışımındaki perlit miktarı
arttıkça basınç dayanımının düştüğü gözlemlenmiştir.

Farklı oranlarda bağlayıcı karışımları içeren perlitli hafif betonların ısıl iletkenliği
incelenmesi sonucunda 522 kg/m3 birim ağırlığa sahip perlitli hafif betonun ısıl iletkenliği,
0.1797 W/mK bulunmuştur.

Farklı oranlarda genleştirilmiş perlit ve pomza agregası içeren hafif betonların ısıl
iletkenlikleri incelenmiş ve hafif betonların üretiminde kullanılan toplam agrega içindeki
genleştirilmiş perlit oranı artıp, pomza oranı azaldıkça hafif betonların ısıl iletkenliğinin
azaldığı belirlenmiştir.

1.3. Konunun Amacı

Bu tezdeki amaç; hafif betonun tanımı, hafif betonun özellikleri, uygulama alanları,
kullanım amaçları, hafif betonda kullanılabilecek agregalar, belli başlı deneyler, hafif
betonun hayatımızdaki yeri ve bizim için hangi alanlarda yararlı olup olmayacağı hakkında
bilgi vermektedir.

2. HAFİF BETON TASARIMI

2.1. Hafif Beton Çeşitleri ve Bileşenleri

Hafif kaba bir agreganın kullanıldığı, içinde %75’e varan oranda hava kabarcıkları


olan harçtan yapılmış, geniş uygulama alanlarına sahip bir beton tipi olarak özetleyebiliriz.
Geleneksel betonla karıştırılmamalıdır. Hafif beton çok daha az ağırlığa ve yoğunluğa
sahiptir ve geleneksel betonla aynı dayanımda değildir. Hafif beton yapımında kullanılan
agregalar doğal ya da suni olabilmektedir.Doğal hafif agregalar; genelde bir volkanizma

11
ürünü olarak oluşmuş gözenekli ve geniş kütlesel dağılımlar gösteren endüstriyel
hammaddelerdir.

 Pomza
 Diyamotit
 Vermikülit
 Puzolanlar
 Tüf
 Volkanik cüruflar
Bu kapsamda değerlendirilen ve güncel oluşumları bilinen doğal hafif agrega
türleri olarak sayılabilir. Türkiye’de taşıyıcı hafif beton için gerekli olan yapay agregaların
üretimiyle ilgili henüz bir sanayi kolu kurulmamıştır. Ancak yurt dışında yaygın bir
kullanıma sahiptir.

Tablo 1: Agrega çeşitlerine göre hafif beton sınıfları

- Düşük Yoğunluklu Beton

Düşük yoğunluklu betonlar yapısal amaçlı kullanılmayan izolasyon amacı ile


kullanılan betonlardır. Birim hacim ağırlığı 800 kg/m3 den fazladır. Basınç dayanımları
0,7 ile 7 MPa arasında değişkenlik gösterir. Termal iletkenlik katsayıları düşük
seviyededir.

12
- Orta Dayanımlı Beton

Orta dayanımlı betonların basınç mukavemetleri yapısal olarak kabul edilir ve


izolasyon performansı iyi sayılabilecek bir seviyededir. Basınç dayanımları ile 7 ile 17
MPa arasında değişkenlik gösterir.Yapısal kabul edebilecek seviyede dayanım
özellikleri sergilediği durumlar da söz konusu olabilen bu sınıftaki betonların, ısısal
performanslarının normal betonlara göre oldukça iyi seviyede olduğu bilinmektedir.

- Yapısal Hafif Beton

Yapısal hafif betonların imal edildiği agregalar çoğunlukla genleştirilmiş kil, cüruf,
pomza, şeyl gibi dayanımları nispeten daha fazla olan agregalardır. ACI 213R-03
standartına göre yapısal hafif betonların 28 günlük asgari basınç dayanımı 17 MPa,
yoğunluğu ise 1120 – 1960 kg/m3 arasında olan tamamen hafif agrega veya hafif agrega
normal agrega birleşimi ile imal edilen betonlar olarak tanımı yapılırlar.Genellikle scoria,
pomza, genleştirilmiş kil, şeyl, cüruf gibi dayanımları nispeten daha yüksek agregalarla
tasarlanan betonlardır. Bu betonların ısısal performansları da orta dayanımlı ve düşük
yoğunluklu betona göre daha düşük olmasına karşın, normal betona kıyasla daha iyi
performans sergileyebilmektedir.

2.2. Hafif Beton Agregası

Hafif beton üretiminde en çok başvurulan yöntem, hafif agrega kullanımı ile birim
ağırlığı istenen düzeyde tutmaktır. Hafif beton üretiminde kullanılan hafif agregalar
üretildikleri malzemenin kaynağına ve kendi birim ağırlıklarına göre sınıflandırılırlar.
Üretildikleri malzemenin kaynağına göre hafif agregalar dört sınıfta toplanabilir.

• Doğal Hafif Agregalar: Pomza taşı, diyatomit, volkanik tüf, volkanik cüruf, scoria.

• Doğal Malzemeden Üretilen Yapay Hafif Agregalar: Genleştirilmiş kil, genleştirilmiş


şist, genleştirilmiş arduvaz, perlit, vermikülit, kuvarsit, obsidiyen.

• Endüstriyel Atıklardan Üretilen Yapay Hafif Agregalar: Yüksek fırın cürufu ve uçucu
kül.

• Endüstriyel Atıkların İşlenmesiyle Üretilen Yapay Hafif Agregalar: Genleştirilmiş


yüksek fırın cürufu ve kızdırılmış uçucu kül.

13
2.2.1. Doğal Agregalar ve Özellikleri

Pomza

Pomza gözenekli yapıda, açık renkli sünger taşı sınıfına giren hafif bir kayaçtır. Bu
kayaç esas itibariyle volkanik olaylar sırasında doğal olarak genleşmiş bir perlittir. Pomza
%70 kapalı ve çok küçük boşluklar içerdiğinden birim kütlesi geleneksel agregalara göre
çok düşük olmaktadır.

Pomza;
 Volkanik olaylar neticesinde oluşmuş bir kayaçtır.
 Boşluklu, süngerimsi, gözenekli camsı bir malzemedir.
 Fiziksel kimyasal etkilere karşı dayanıklıdır.
 Oluşumu esnasında gazların aniden bünyesinden uzaklaşması sebebiyle sayısız
farklı ölçekte boşluk içerir.
 Gözenekler arasında bağlantı olmamasından dolayı ısı ve ses yalıtımı yüksektir.
Geçirgenlik değeri düşüktür.
 Kendisine has bazı özellikleri pomzayı diğer perlit, obsidiyen gibi volkanik
kayaçlardan ayırır. Rengi, gözenekli olması ve kristal suyunun olmaması da farklı
özelliklerindendir.
 Gözenekleri mikroskopla görülebilecek kadar küçük ve gözle görülebilecek kadar
büyük olabilir.
 Suda uzun süre yüzebilen izolasyonu yüksek bir malzemedir.

Fotoğraf 2: Pomza görünüşü

14
Diatomit

Diatomit, almanca “Kieselgur” ve ingilizce “Diatomeceous Earth” kelimelerinden türetilen


Kiselgur ve Diatomit tanımları ile endüstriyel hammadde olarak kullanılır. Ticarette Libya
kaynaklı diatomit Tripoli, Danimarka kaynaklı ve %20-25 plastik kil içerikli diatomit
Moler adı ile yer alır. Diatomit, volkanik aktivitelerin fazla olduğu yörelerde bulunan tatlı
ve tuzlu su haznelerinde fotosentez olayının yoğun olarak gerçekleştiği sığ (0-35m )
derinliklerde yaşayan tek hücreli alg türü olan diatome iskeletlerinin yanısıra kil, kum,
volkanik kül ve diğer organik kalıntılardan oluşan bir kayaçtır. Diatome iskeletleri
SiO2.nH2O içeriklidir.

Diatomitlerin kimyasal bileşimleri oluştukları ortam koşullarına bağlı olarak değişir.


Sertliği içeriğine uygun olarak 4,5-6 arasında değişir, kırılgan yapısı tanelenebilmesi
nedeniyle sertlik 1,5’ e kadar düşer. Diatomiti oluşturan diatome iskelet kalıntıları 5-1000
µm boyutları arasında değişim gösterirken ağırlıklı olarak ortalama boyutları 50-100 µm
arasındadır; bir inç küpte 40 milyar tane bulunabilir. Diatomitte boşluklu iskeletlere sahip
diatomeler ve diatome taneleri arasında kalan boşluklar toplam poroziteyi oluştururlar ve
boşluk değeri %95’e kadar çıkabilir. Sahip oldukları boşluk değerlerine bağlı olarak
ağırlıklarının üç katına kadar su emebilirler. Isı iletkenlikleri 100-300º C de 0.08,     800º C
de 0.10, 1200º C de 0.11 Kcal/m2.c.h. dir. İçerdiği safsızlıklara bağımlı olarak erime
dereceleri 1000-1500º arasında değişir. Diatomitler birçok kimyasallara dayanıklıdır, ancak
yüksek sıcaklıklarda kuvvetli bazlardan etkilenir, kimyasal bileşimi nedeniyle hidrofluorik
asite dayanımsızdır. Beyazlık derecesi içeriğine bağlı olarak %90’a kadar çıkabilen
diatomitler, düşük yoğunlukları, orta dereceli refrakterlikleri, yüksek absorbsiyon
kapasiteleri, ufak tane boyutuna ufalanabilirlikleri ve yüksek yüzey alanı değerine sahip
olmaları gibi özellikleri ile sanayinin çok değişik alanlarında kullanım olanağı bulurlar.

15
Fotoğraf 2: Diatomit görünüşü

Volkanik tüf / volkanik cüruf

Volkanik tüf kayalar çok sayıda gözenek içeren bir volkanik kaya türüdür. Volkanik


tüf, magma içerisinde çözülmüş gazlar bakımından çok zengin bir
haldeyken yeryüzüne püskürmesi sırasında oluşur, yüzeye gelen magma düşük basınç
altına girer ve çözünmüş durumdaki gazlar magma içerinden baloncuklar oluşmasına
neden olur, magma soğuyup katılaşmaya başladığı sırada bu baloncukların bir kısmı
içeride hapsolur ve gözenek halini alır. Bu gözenekler çoğunlukla küçük, sferoid şeklinde,
birbirini etkilemektense ufak biçim değişiklikleri ile birbirine açılan niteliktedir.Magma
yapısı itibarıyla içerisinde silikatlar ve CO2 ve çözünmüş gazlar barındıran, yeryüzünün
içinde bulunan eriyiktir. Yeryüzünün içinde bulunan ve volkan ağızlarından yükselen
eriyik magma olarak isimlendirilirken, yanardağların püskürmesi ile yeryüzüne çıktığı
zaman lav ismini almaktadır.

Kaynağı yeryüzünün onlarca mil altında bulunan magma bazı kristaller ,çözünmüş


gazlar içermektedir, fakat magma esas olarak oksijen, silikon, alüminyum, demir,
magnezyum, kalsiyum, sodyum, potasyum, titanyum ve mangandan oluşan bir eriyiktir.
Magma aynı zamanda eser miktarda başka kimyasal maddeler de içerir. Soğuma
aşamasından itibaren, katılaşma aşamasında bir volkanik ya da magmatik kaya meydana
gelene kadar sıvı magma içindeki kristalleri ve çeşitli mineralleri çökeltir.

Başlıca özellikleri;

 Ağırlığı azdır.
 Doğaya uyumlu zengin renk çeşitliliğine sahiptir.
 Renkleri solmaya karşı dayanıklıdır.
 Aşınmaz.
 Topraktaki nemi korumaya yardımcı olur.
 Sulama ihtiyacını azaltır.
 Su ile aşınmaz, rüzgar ile uçmaz.
 Ağaç ve çalıları çevrelemekte kullanılır.
 Yabani otların oluşmasını engeller.

16
 Yangına karşı dayanıklıdır.
 Yerleştirilmesi kolaydır.
 Bu avantajları sayesinde volkanik tüf birçok alanda kullanılabilmektedir.
 Volkanik tüf çok sert ve gözenekli bir taş olduğu için, yol yapımında taban olarak
kullanılmak üzere eşi bulunmaz bir malzemedir.
 Aynı zamanda kış mevsiminde araçların kaymasını önlemeye yönelik sürtünme
sağlayan bir zemin oluşturmak için de kullanılabilir.
 Sıcak ve soğuğa karşı doğal bir izolasyon malzemesi olarak kullanılabilir.
 Dikim öncesi toprağa volkanik tüf eklemek, topraktaki suyu çekmeyi
kolaylaştırmaktadır.
 İri taneli volkanik tüf barbekü ve mangallarda kullanmaya çok elverişlidir.
 Volkanik tüf sıklıkla peyzaj düzenlemelerinde ve drenaj çalışmalarında bunların
yanı sıra barbekü ızgaralarında da kullanılmaktadır.

Fotoğraf 3: Volkanik Cüruf görünüşü

17
Skorya (Scoria)

Skorya, kristaller (fenokristaller) içerebilen veya içermeyen oldukça veziküler, koyu


renkli volkanik bir kayadır. Tipik olarak koyu renkli (genellikle koyu kahverengi, siyah
veya morumsu kırmızı) ve bileşimi bazaltik veya andezitiktir. Skorya, çok sayıdaki
makroskopik elipsoidal veziküllerinin bir sonucu olarak nispeten düşük yoğunlukta olan
bir yapıya sahiptir. Ancak süngertaşı'nın aksine, tüm skoryaların özgül ağırlığı 1
kilogramdan büyüktür ve suda batar. Delikler veya veziküller, magma içinde çözünen
gazlar, erimiş kayada kabarcıklar oluşturarak çözeltiden çıktıklarında oluşur ve bunların bir
kısmı kaya soğudukça ve katılaştıkça yerinde donar. Skorya, bir lav akışının bir parçası
olarak, tipik olarak yüzeyinin yakınında veya parçalı ejekta (lapilli, bloklar ve bombalar)
olarak oluşabilir, örneğin dik kenarlı skorya konileri oluşturan Strombolian
patlamalarında. Yemen'de bulunan çürüklerin kimyasal analizi, esas olarak
birkaç zeolit (örneğin klinoptilolit) içeren volkanik camdan oluştuğu görülmüştür.
[1]
 Cürufların çoğu camsı parçalardan oluşur ve fenokristaller içerebilir.

Fotoğraf 5: Skorya görünüşü

2.2.2. Yapay Agregalar Ve Özellikleri

Genleştirilmiş Kil

Sinterleşme süreci çabuk olan ve 1100-1300°C dereceler arasında belirli bir hacim
artışına uğrayan kil, killi şist ve şeyllere, genel olarak genleşen killer adı verilmektedir.
Genleştirilmiş kil için kullanılan yaygın ham maddeler; erken sinterleşen kil, kumlu kil

18
(Lem, mil), killi şist ve şifertondur. Bunlar minerolojik olarak illit, serizit ve
montmorillonit gibi tabakalı silikatlardan meydana gelir. Bazı hâllerde bir miktar kaolinit
ve klorit ile değişen miktarlarda kuvars, feldspat, kalsit, dolomit ve limonit ihtiva eder. Bu
malzemeler 1100-1300°C de pişirilmesi ile oluşan granüller gözenekli seramik ürünleri
olup, dış yüzeylerinde iyi sinterleşmiş sert ve piroplastik yapıda bir kabuk oluşmaktadır. İç
kısımda ise, malzeme bünyesinde bulunan gazların bünyeyi terk etmesi nedeniyle,
homojen, kapalı ve küçük boşluklar hâlinde hücreler ihtiva eden bir yapı meydana
gelmektedir. Bu oluşum, inşaat sektöründe hafif yapı elemanlarının üretiminde hafif agrega
malzemesi olarak değerlendirilebilmektedir. Genleştirilmiş kil, hafif yapı malzemelerinin
basınç mukavemeti en yüksek olanlarından biridir. Avrupa’da aktuel deniz dibi killeri ile
acı su killeri, rüzgâr erozyonuna bağlı Lös killeri, Jura killeri, Devonien yaşlı killişistler ve
şifertonlar teknik bakımdan değerlendirilebilecek ölçüde genleşme özelliğine sahip ham
maddeler olarak tespit edilmiştir. Genleşen killer pişme sırasında önemli ölçüde hacim
artışı gösterirler. Sinter kabuğu oluşurken aynı anda iç kesimde de gaz oluşumu
başlamalıdır. Bu gazlar vizkoz hâle gelen maddeyi şişirerek genleştirir. Genleşmenin
geciktiği durumlarda dizel yağı, bitüm-kömür, kok, alçı, pirit, limonit, kireç gibi eritken
maddeler katılmalıdır Ayrıca killerde genleşmeyi artırmak ve hızlandırmak için dizel yağı,
bitüm, kömür, kok, alçı, karbon, lignum sülfat, demir oksit, pirit, pencere camı, kireç ve
kırmızı çamur katılmaktadır.

Genleşmiş kil ile ilgili Türkiye’de yapılan bir çalışmada kendi ürettikleri genleşmiş
kil agregası ve 400 doz çimento kullanımıyla C30 sınıfı beton üretilebileceği belirtilmiştir.
Başka bir çalışmada, Moldova’dan temin ettikleri genleşmiş kil agregası ile ürettikleri
betonların zararlı kimyasallara dayanıklılığı incelenmişler ve sülfat ile asitlere dayanıklı
olduklarını belirtmişlerdir.

19
Fotoğraf 6: Genleştirilmiş Kil görünüşü

Perlit

Perlit asidik karakterli volkanik bir camdır. Perlit ismi bazı perlit tiplerinin kırıldığında inci
parlaklığında küçük küreler elde edilmesi nedeni ile inci anlamına gelen perle
kelimesinden türetilmiştir. Perlit, ısıyla genleşme özelliği olan, genleştirildiğinde çok hafif
ve gözenekli hale geçen bir kayaçtır. Perlit kelimesi hem ham perlit ve hem de bunun
genleştirilmesiyle elde edilen ürün için kullanılmaktadır. Çeşitli perlit kayaçları renk ve
yapı itibariyle birbirinden farklılık gösterebilmektedir. Ham perlitin rengi saydam açık
griden parlak siyaha kadar değişebilmektedir. Genleştiğinde renk tamamen beyazlaşır.
Perlitte en önemli özellik, hidrasyona uğramış camsı silika yapısındaki %2.5 arasında
bileşik halinde içerdiği sudur ve bu su perlitin kararlılığını sağlamaktadır. Perlit 750-1200
°C arasında ani olarak ısıtıldığında bünyesinden çıkan buharın etkisiyle genleşerek camsı
tanelerden oluşan bir köpük agregasına dönüşür. İlk hacminin 20 katına kadar genleşebilir.
Bu ürüne genleşmiş perlit denir. Perlit, özel dokulu, iç yapısında belli oranda su içeren, asit
bileşimli esas itibariyle volkanik camdır. Fibrik yapılı değildir. Nitrat sülfat, fosfor, ağır
metal, radyoaktif element ve organik madde içermez. Dolayısıyla kimyasal olarak oldukça
saftır. Perlit cevheri açık işletmecilik metodu ile genellikle patlatılarak yapılır. Daha sonra
kırma- öğütme- sınıflandırma işlemlerini takiben genleştirme işlemi yapılmaktadır.
Tuvenan cevherinin ocağa yakın bir yerde ilk kaba kırmadan geçirilip gerekli tane iriliğine
getirilmesi, genleşen perlitin ise hafif fakat hacimce büyük olduğundan pazar alanlarına
yakın yerlerde tesisler kurularak genleştirme işlemi yapılması ekonomik bulunmaktadır.

20
Perlit İnşaat Sektöründe;

 Şekillendirilmiş izolasyon malzemeleri (çatı ve zemin izolasyonlarında)


 Perlitli sıvalar
 Perlit agregalı hafif yalıtım betonu (Çimento veya alçı bağlayıcı)
 Perlit agregalı hafif yapı elemanları, tavan kiremitleri, boru izolasyonları vb.
 Gevşek dolgu malzemesi olarak (tavan araları zemin ve duvar boşluklarında yalıtım
malzemesi olarak; silikonla özel bir işleme tabi tutularak köpük halinde)
 Yüzey döşemelerinde (ısı ve ses yalıtıcı olarak)
 Çimento ve alçı dışındaki bağlayıcılarla yapılan özel amaçlı perlit betonları
yapımında kullanılmaktadır.

Fotoğraf 7: Perlit görünüşü

Vermikülit Flogopit

Mineralojik olarak tek başına farklı bir grubu temsil eden vermikülit, endüstriyel olarak
genleşme özelliğine sahip tüm mika grubu minerallerini de (flogopit, biotit ve hidrobiotit)
kapsayan genel bir terim olarak kullanılmaktadır. Vermiküliti sulu magnezyum,
alüminyum, demir silikat olarak da tarif etmek mümkündür.

Vermikülit, monoklinik sistemde kristallenir, dilinimi muntazamdır. Yeşil, sarımsı kahve


ve hatta siyah renkte olabilir. Sertliği Mohs ölçeğine göre 1.2 ile 2.0 arasında değişir, özgül
ağırlığı 2.5'dir. Vermikülit yüksek sıcaklıklarda aniden ısı şokuna tabi tutulduğunda C
ekseni boyunca akordiyon gibi uzamaktadır. Bu karakteristik genleşmenin yapıda bulunan

21
kristal suyunun ani olarak buharlaşması sonucu oluşan buhar basıncından kaynaklandığı
düşünülmektedir. Isısal genleşme olayının henüz tam olarak açıklanamamasının nedeni,
ağırlıkça toplam aynı miktarda su içeren numunelerin dahi farklı oranlarda
genleşebilmeleridir. Kimyasal bileşim ve yapraklar arasında bulunan su moleküllerinin
hangi bağlarla yapıya tutunduğu genleşme olayını etkileyen diğer önemli parametrelerdir.
Genleşme sonucunda malzemenin yığın yoğunluğu, yaklaşık 10 kat azalarak, 0.8 g/cm3
'den 0.08 g/cm3'e düşmektedir. Yığın yoğunluğundaki düşüş, vermikülitin kalitesine ve
genleştirmenin yapıldığı fırın performansına bağlı olmakta ve ısıl işlem sonucunda
yaklaşık 30 katlık bir genleşme sağlanabilmektedir. (Strand, 1983; Loughbrough, 1991).

İri taneli vermikülitler, genelde yeraltı ve yerüstü suları ile hidrotermal çözeltilerin
birisinin veya hepsinin flogopit, biotit, klorit, piroksen gibi tabaka yapısına sahip silikatları
ıslatarak alterasyona uğratması sonucu
oluşmaktadır. Oluşum mekanizması henüz tam
olarak açıklanamamıştır. Araştırıcıların üzerinde
anlaşmaya varamadıkları konu, vermikülitin
hidrotermal çözeltilerin kayaçlar üzerine
etkimesiyle veya superjen çözeltilerin biotit ve
flogopit üzerinde meydana getirdiği değişiklikler
sonucu oluştuğudur. Olayın hidrotermal şartlar
altında olduğunun delilleri; yüksek sıcaklıklarda oluşan
mineral ve kayaçlarda vermikülit oluşumlarına rastlanması ve 70 metreden daha fazla
derinliklerde maden yataklarının varlığıdır. Superjen oluşumun kanıtları ise; biotit ve
flogopitin oda sıcaklığında kolayca vermikülite dönüşmesi, potasyumun çok düşük
konsantrasyonlarda bile vermikülitin oluşumunda önemli etkisinin olması, derinliğin
artması ile biotit ve flogopite daha çok rastlanması ve pegmatitler içinde vermikülit
oluşumlarının varlığı sayılabilmektedir (Calle and Suquet, 1988

22
Fotoğraf 8: Vermikülit görünüşü

Yüksek Fırın Cürufu

Yüksek fırın cürufu (YFC) , demir-çelik tesislerindeki yüksek fırınlarda demir üretimi
esnasında açığa çıkan bir yan üründür. Demir üretiminde hammadde olarak demir cevheri,
kireçtaşı ve kok kömürü kullanılmaktadır. Demir cevheri demir oksit ile birlikte silis,
kükürt ve alümin gibi demir dışı maddeleri de içermektedir. Yüksek fırındaki işlem sonucu
bu maddeler ayrışır. Kireçtaşı bu süreçte yardımcı bir hammadde olarak görev yapar. Kok
kömürü ise gerekli olan yakıtı sağlar.

Hammaddelerle sürekli olarak beslenen yüksek fırınlarda sıcaklık 1600 OC’lere


ulaşmaktadır. Yüksek sıcaklık sonucu ergiyen malzemeler üstte cüruf ve altta pik demir
olacak şekilde fırının alt kısmında toplanır. Ergimiş cüruf ve demir ayrı ayrı tahliye edilir.
Yaklaşık 1500OC’de olan yüksek fırın cürufunun tahliye edilmesinden sonra uygulanacak
soğutma yöntemi, oluşacak ürünün özelliklerini ve kullanım yerini belirler.

Hidratasyonu azaltması ve reaksiyon ısısını düşürmesi de işlenebilirliğin artmasını


sağlar. Taze betonun priz süresinin artmasını sağlar. Su ile çimentonun birleşmesinden
sonra açığa çıkan hidratasyon ısısını azaltır. Özellikle sıcak havalarda taze betondaki
hidratasyon ısısından dolayı farklı gerilmeler oluşmaktadır. İç dış sıcaklık farkından dolayı
oluşan gerilmeler neticesinde ısıl çatlaklara neden olur. Yüksek fırın cürufu hidratasyon
ısısını düşürdüğü için bu tür olumsuzlukların önüne geçilmiş olur. Sertleşmiş, prizini almış
betonun su geçirimliliğinin düşürülmesini sağlar. Betonda terlemeyi azaltır. Yani
betondaki suyun kılcal boşluklardan yukarı doğru yükselmesi azalır.

23
Yüksek fırın cürufu kaba bir yüzey dokusuna sahip, gözenekli ve bal peteği şeklinde, az
veya çok koyu gri bir renge sahiptir. Malzemenin kuru yoğunluğu 600-900 kg/m 3 arasında
değişmektedir.

Fotoğraf 9: Yüksek Fırın Cürufu


görünüşü

Genleştirilmiş Yüksek Fırın Cürufu

Bu yöntemde Yüksek fırın cürufunun gözenekli hale getirilmesi için su, basınçlı hava
ve buhar kontrollü bir şekilde kullanılır. Gözenekli yapısından dolayı hafif olan bu
malzeme hafif beton üretiminde kullanılır.

24
Fotoğraf 10: Yüksek Fırın Cürufu türleri

Uçucu Kül

Uçucu kül, enerji üretmek için kurulmuş termik santrallerde yakılan taşkömürü veya linyit
kömürünün yanması sonucu ortaya çıkan ve bacalar da elektro-filtreler aracılığıyla tutulan
atık maddelerdir. Uçucu küller, kendi başlarına bağlayıcılık özellikleri hemen hemen
olmayıp sönmüş kireç ile kimyasal reaksiyona girerek hidrolik bağlayıcılık özelliği
kazanan bir katkı malzemesidir.

Birçok faktör, uçucu küllerin fiziksel, kimyasal ve mineralojik özelliklerinin değişiklik


göstermesinde rol oynar. Bu faktörleri kısaca özetleyecek olursak; kömürün yanma şartları,
bileşimi, emisyon kontrol cihazının tipi, verimliliği ve son olarak da atma yöntemleridir.
Bu sebeplerden ötürü uçucu küllerin bileşimi ve çevreye verdikleri etkileri değişiklik
gösterebilir. Fakat uçucu küllerin bazı ortak özellikleri mevcuttur. Bunlar; uçucu
küller camsı, küçük, oyuk yapılı, tane boyutu 0,01-200 μm aralığında ve yoğunluğu 2,1 ile
2,6 g/cm3 arasında değişkenlik gösteren, yuvarlak şekilli, gri renkli ve çimento inceliğinde
malzemeler olmalarıdır. Uçucu küllerin yüzey alanı çok yüksektir. Ayrıca, uçucu küller
boş küresel mikro yapılarından ötürü ısısal ve elektriksel iletkenlikleri çok düşüktür.
Bundan dolayı uçucu küller iyi bir yalıtıcıdırlar.

25
Fotoğraf 11: Uçucu Kül görünüşü

Tablo 2: Hafif Betonun Agregalarla İlişkili Bazı Verileri

2.3. Hafif Beton Bileşiminin Oluşturulması

2.3.1. Hafif Agregaların Emdiği Su Miktarı

Betonun gözeneklerine giren su, betonun mekanik ve termik özeliklerini olumsuz


yönde etkilediğinden betonların az su emmesi istenir. Betonun su emmesi, hafif beton
üretiminde kullanılan hafif agregaların su emme kapasitesine ve agrega/çimento oranına
bağlı olarak değişmektedir. Hafif agregalı betonların üretimlerinde kullanılan agregaların

26
gözenekli yapılarından dolayı hafif betonların da su emmeleri oldukça yüksektir.
Agregaların gözenek yapısı da hafif betonun su emme oranı üzerinde büyük rol
oynamaktadır. Aynı agrega oranında fakat farklı agregalarla üretilen betonların su emme
oranları da agregaların gözenek yapılarından dolayı farklı olmaktadır. Örneğin diyatomit
gibi çok yüksek gözenek oranına sahip agregayla üretilen betonların su emmeleri, pomza
gibi yarı açık gözenekleri bulunan agregalarla üretilen hafif betonlarınkinden fazladır
(Topçu ve Uygunoğlu, 2007). Hafif ve normal betonlarda dayanıklılık açısından kılcal su
emme oranı da oldukça önemlidir. Yüksek kılcal su emme miktarı direkt olarak harç,
agrega-çimento ara yüzeyindeki veya agregadaki kılcal boşluklar tarafından emilen su olup
genel olarak betonun porozitesinden bağımsızdır. Direkt olarak kılcal boşluklarla ilgilidir
(Uyan, 1975). Aşağıdaki tabloda bazı hafif agregaların su emme oranları ve fırın kurusu
durumunda gevşek birim hacim ağırlıkları verilmiştir.

Tablo 3: Bazı hafif agregaların özellikleri (Chandra ve Berntsson, 2002)

2.3.2. Hidratasyon Suyu


Hidratasyon nedeniyle sertleşmiş çimento hamurunda bulunan kapiler boşlukların
bağıl nemi düşer. Ancak agreganın içinde bulunan nem, zamanla kapiler boşluklara ilerler
ve hidratasyona katkıda bulunur. Buna “içsel kürlenme” adı verilir. Bu durum hafif
betonun yetersiz küre karşı çok daha az hassas olmasını sağlar.(normal beton, yetersiz
kürden çok daha fazla etkilenir)

Ara yüzeyde bulunan hidrate olmamış çimentolar, agrega tarafından emilen suyun
dışarı verilmesiyle hidratasyona uğrarlar ve agrega ile çimento hamuru arasındaki bağın
güçlenmesini sağlarlar.

27
2.3.3. Su / Çimento oranı (W/Ç)
Agreganın su emmesinin yarattığı etkiden ötürü, optimum su miktarını belirlemek
güçtür. Ancak, genel olarak 180 kg/m3 su kullanılabilir. Agregaların yeterince kaplanması
için çimento dozajı önemli olduğundan tipik su/çimento oranı 0.38 – 0.52 arasındadır.
Hafif agregalı betonun su ihtiyacı, agrega tanelerinin şekli ve yüzey yapısından
oldukça etkilenir. Farklı agregalarla üretilen betonların su ihtiyacı değişeceğinden, istenen
dayanıma ulaşmak için çimento dozajında değişiklik yapılabilir, bu yolla su/çimento oranı
korunur. Ancak, su/çimento oranının gerçek değeri bilinmez.

Aynı beton dayanımı için hafif agregalı karışımda çimento dozajı normal betona göre
daha yüksektir. Yüksek dayanım seviyelerinde ilave çimento dozajı %50’yi aşabilir. Daha
yüksek çimento içeriği, her ne kadar değeri bilinmese de daha düşük su/çimento oranı
anlamına gelir. Dolayısıyla matrisin dayanımı daha yüksektir. İri hafif agrega taneleri
rölatif olarak daha zayıftır ve bunların dayanımı beton dayanımını sınırlandıran etken
olabilir, iri agrega tanelerinin yarılması uygulanan yüke dik olarak gerçekleşir. Bununla
birlikte, agrega dayanımı ile bu agregadan yapılmış betonun dayanımı arasında genel bir
ilişki bulunmamaktadır.

Hafif agregalı betonun düşük geçirimliliği birkaç etkenin sonucu oluşur; çimento
pastasının su/çimento oranı düşüktür, agrega etrafındaki geçiş bölgesinin kalitesi yüksektir
(dolayısıyla agrega taneleri etrafında kolay akış yoktur), agrega taneleri ile matrisin
elastisite modülündeki uyum ile yük veya sıcaklık değişimlerinden kaynaklanan mikro
çatlak gelişimi daha azdır. Bunların yanında agregadan gelen su çimentonun
hidratasyonuna devam etmesini sağlayıp geçirimlilikte azalma sağlar.

28
2.4. Hafif Betonun Basınç Dayanımı ve W/Ç İle İlişkisi

Hafif betonların karakteristik dayanımlarını genellikle tasarımda kullanılan hafif


agrega türevlerinin yoğunluğu ile ilişkilendirilmektedir. Diğer bir deyişle, agrega
yoğunluğunun arttırılması ile hafif beton dayanımında artış sağlanabilir. Bununla birlikte
çimento dozajı, su /çimento oranı, agrega gradasyonu, kimyasal ve mineral katkılar da
dayanımı etkileyebilmektedir. Fakat agrega dayanımı ile agrega kullanılarak elde
edilmiş hafif beton dayanımı arasında doğrudan bir ilişki kurmak söz konusu
olmamaktadır.
Hafif agrega basınç dayanım değeri genellikle hafif beton harcı basınç dayanım
değerinden düşük olduğundan, yükün çimento harcı tarafından taşındığı, hafif agregalar ile
aktarıldığı bilinmektedir. Bu nedenle kırılmalar beton yüzeyine uygulanan yüke paralel
olacak şekilde düz bir çizgi boyunca oluşmaktadır. Normal agregalı betonlarda ise
agregaların basınç dayanımı, sertleşmiş beton basınç dayanımından oldukça yüksektir. Bu
sayede yük çimento harcı ile aktarılarak agregalar tarafından taşınmaktadır. Dolayısıyla
basınç yükü altındaki normal agregalı bir betonda oluşan gerilmeler köşelerden orta kısma
doğru görülmektedir. Yarmada çekme dayanımında ise kırılmaların agrega taneleri
boyunca gerçekleştiği durumlarda agrega-matris aderansının güçlü olduğu
düşünülmektedir.

TS EN 206:2013+A1’e göre sınıflandırmada kenarları 150 mm olan küp numunenin


28 gün kür süresi sonunda karakteristik basınç dayanımı (fck, küp) veya çapı 150 mm ve
yüksekliği 300 mm olan silindir numunenin 28 gün kür süresi sonunda meydana gelen
karakteristik basınç dayanımı (fck, silindir) kullanılabilmektedir. TS EN 206:2013+A1’de
belirtilen hafif beton dayanım sınıflandırması aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Tablo 4: Hafif Beton Dayanım Sınıflandırması

Basınç En düşük En düşük Basınç En düşük En düşük


Dayanım karakteristik silindir karakteristik küp Dayanım karakteristik silindir karakteristik küp
Sınıfı dayanımı MPa dayanımı MPa Sınıfı dayanımı MPa dayanımı MPa
LC 8/9 8 9 LC 40/44 40 44
LC 12/13 12 13 LC 45/50 45 50
LC 16/18 16 18 LC 50/55 50 55

29
LC 20/22 20 22 LC 55/60 55 60
LC 25/28 25 28 LC 60/66 60 66
LC 30/33 30 33 LC 70/77 70 77
LC 35/38 35 38 LC 80/88 80 88
LC 40/44 40 44      

3. HAFİF BETON UYGULAMASI VE DENEYLERİ

3.1. GENEL BİLGİLER

3.1.1. Kullanım Alanları

Çatı Yalıtım Şapları

Hafif betonun yüksek ısı izolasyonu özellikleri olan, ideal bir çatı ve ara kat ısı
yalıtımı malzemesi olduğu uzun zamandır bilinmektedir. Düşük yoğunluklu olduğu için
çatı ya da ara katlar üzerine aşırı yük bindirmez. Hem ısı yalıtımı sağlar hem de pürüzsüz
yüzey sağlayarak verilen eğimlere doğru sıvı akışını sağlar. Özellikle Orta Doğuda çatı ve
arakat hafif beton uygulamaları oldukça fazla rastlanan uygulamalardır.

Duvarlar

Son zamanlarda güçlendirilmiş hafif beton ev ve apartmanların iç ve dış duvarlarının


inşaatında kullanılmaktadır. Duvar betonlarını prefabrik hafif beton ile üretmek mümkün
iken, kalıp kullanarak da iç ve dış mekan duvarları hafif beton ile dökülebilir.

Ara Katlar

Ara katların şaplarında veya yüzey yükseltme işlemlerinde de hafif beton


kullanılabilir. Hem binaya yük getirmez hem de kat aralarının ısı yalıtımını yapar. Ancak
son kat olarak ince bir şap yine geleneksel beton ile dökülmelidir, uzun vadede hafif beton
geleneksel betona göre ara katlarda daha fazla aşınabilir.

Yangın Önleme

Hafif beton yangına dayanımlı olduğu için, tutuşmayı ve yangını önleyici engeller ve
boşluklar oluşturmakta yardımcı olur. Modern binaların altlarında bulunan kanalların veya

30
geleneksel binaların tavan sıvalarının hafif beton harcı ile yapılması durumunda yangını
engelleme özelliği vardır. Hafif beton harcını, çelik inşaat aksamının etrafına kalıp yardımı
ile dökülerek, yangın koruyucu bir tabaka oluşturulabilir.

Dekoratif Paneller

Hafif betondan dökülmüş dekoratif paneller kullanılarak, mevcut binalara ek yük


getirmeden görümü güzelleştirilebilir. Örneğin Çekya da bu tip paneller yaygın olarak
kullanılmaktadır.

Yollar, Otobanlar ve Köprüler;

Çukur ve Hendek Tamiratları

1991 yılında İngiltere Hükümeti ‘’ Horne Report ‘’ adıyla yayınladığı kararında,


yollarda yapılan boru döşeme veya tamiratları sonrası oluşan çukur ve hendeklerin
tamiratında hafif beton kullanılmasını kanunlaştırdı. Bu tip hendek ve çukurların
doldurulmasında geleneksel yol, kum, toprak gibi tanecikli dolgu maddelerinin
kullanılmasıydı ancak bu tip kullanımlar, hem döşenen veya tamir edilen borulara zarar
vermekte hem de bir süre sonra da yolun doldurulan kısmında çökmeler meydana
getirmektedir. Bu karar sonrası İngiltere’de hafif beton kullanılarak yapılan bu tip
dolgularda herhangi bir çökme ve bozulma meydana gelmemiş ve herhangi bir düzeltici
faaliyete gerek kalmamıştır. Hafif betonun bu tip uygulamalarda kullanılmasının diğer
avantajları ise, hızlı uygulanabilmesi, oyuk ve çöküklere kolayca ulaşmasıdır ki böylece
yüksek işçilik ve tekrar kazı yapmayı gerektirmez.

Yol ve Kaldırım Tabanları

Hafif beton düşük yoğunluklu olduğundan, yumuşak zeminde yapılacak olan yol ve
kaldırımların grobetonunun dökülmesinde kullanılabilir. Ağırlığı düşük olduğundan
yumuşak zeminde batmaz ve üzerine yol ve kaldırımların yapılmasına müsaade eder.
Londra’nın rıhtım bölgesi olan Canary Wharf bölgesinin bağlantı yolları hafif beton

31
kullanılarak yapılmıştır. Ayrıca Hollanda da temeli hafif beton ile inşa edilmiş olan birçok
yol bulunmaktadır.

Faydasız Boşlukların Doldurulması

Hafif beton, mükemmel bir dolgu maddesidir. Çok akışkan olup, en ufak boşlukları
dahi doldurur. Boşlukları doldururken, sadece yerçekimi ya da Standard beton pompaları
kullanılır, bu da yüzeyde çok fazla çatlama olmadan işlemin bitirilmesi ve herhangi gizli
bir boşluğun kalmamasını sağlar. Hafif beton döküldüğünde daralma veya çekme yapmaz,
yanal olarak da büyük baskılar uygulamaz.

Zemin İşlemleri;

Zemin Sağlamlaştırma

Zemin sağlamlaştırma uygulaması, yumuşak zemine yapılacak olan binaya temel


olarak kullanılabilir. Öncelikle yumuşak toprak taşınarak yerine yumuşak topraktan daha
düşük yoğunlukta hafif beton doldurulabilir. Daha sonra hafif betondan dökülen temelin
üzerine planlanan yapının temeli oturtularak, toplam ağırlığın taşınmış olan yumuşak
zemin ile aynı olması sağlanabilir. Polonya Gniezno da tepeye yapılmış olan tarihi bir
Katedral vardır. 1996 yılında tepe kaymaya başladı. Bu katedral de Polonya’da
Hıristiyanlığın doğduğu yerde bulunduğundan, tarihi bir miras olarak kabul edilmekteydi.
Katedrali kurtarmanın yolu, zeminin sağlamlaştırılmasıydı. 2metre kalınlığında toprak bir
tabaka tamamen taşındı ve yerine 900kg/m3 yoğunlukta hafif beton, aşama aşama
dökülerek, küçük teraslar oluşturuldu. Toplamda bu iş için 4500m 3 hafif beton döküldü.
Taşınan toprak ve dökülen hafif betondan sonra tepenin üzerinden toplam 6000 ton ağırlık
alınmış oldu ve toprak kayması durdu.

Arazi Islahı ve Liman Dolgusu

Hafif betonun kullanıldığı bir başka alan da yer ıslahıdır. Hafif beton, Liman
doldurmada, yumuşak çamur ve bataklı bölgelerde batmadığından dolayı, geleneksel dolgu
yöntemlerine (genellikle kum ve çakıl) göre büyük avantaj sağlar. Bu durumda arazinin
doldurularak ıslah edilmesi, aylarca hatta duruma göre yıllarca önce bitirilebilir.

3.2. Isı Yalıtımlı Hafif Betonlar

32
Yapısal hafif agregaların hücresel yapılarında bulunan hava, bu agregaların doğal
agregalara oranla daha düşük ısıl iletkenliğine sahip olmalarını sağlamaktadır. Sıradan
betonun ısıl iletkenliği betonun doygun olduğu durumda, beton karışımına bağlı olarak ısıl
iletkenliği 1,4 ila 3,6 W/mK arasında değişmektedir. Betonun birim ağırlığı ısıl
iletkenliğini tam olarak etkilememesine rağmen, havanın düşük ısı iletimine bağlı olarak,
hafif betonun ısıl iletkenliği birim ağırlığı ile değişmektedir. Hafif betonun ısı yalıtım
özellikleri hafif betonun birim ağırlığının yanısıra hafif beton yapımında kullanılan hafif
agrega cinslerine bağlı olarakta değişmektedir. Şekil-1’de farklı tip hafif agregalar ile
üretilen hafif betonların ısıl iletkenliklerinin birim ağırlıkları ile değişimi görülmektedir.

Şekil 1: Farklı tip hafif agregalar ile üretilen hafif betonların ısıl iletkenliğinin birim
ağırlıkları ile değişimi [17]

Hafif agregalar kullanılarak üretilen hafif betonlar içerisinde, en yüksek ısı yalıtımı
perlit katkılı hafif betonlar ile sağlanabilmektedir. Perlit katkılı betonlar, normal betona
göre yaklaşık on kat daha iyi ısı yalıtımı sağlamaktadır.

3.3. Taşıyıcı Hafif Betonlar

Taşıyıcı hafif betonların birim ağırlığı 1450- 1800 kg/m3 arasında değişmekte,
çoğunlukla birim ağırlık 1600 – 1700 kg/m 3 arasında kalmaktadır. Dayanımları 7 – 17
N/mm2 arasında olan betonlar yalıtım betonu ile orta mukavemetli beton sınıfına girerler.

33
ACI 213R-03’ e göre taşıyıcı hafif betonlar, 28 günlük basınç mukavemeti 17 MPa’ı geçen
ve hava kurusu birim hacim ağırlığı 1120-1960 kg/m 3 arasında olan beton olarak tarif
edilir. TS EN 206-1’ de hafif beton, etüv kurusu durumdaki birim hacim ağırlığı 800 kg/m 3
'ten büyük, 2000 kg/m3 'ten küçük olan beton olarak tanımlanmaktadır. Hafif beton,
yapımında kullanılan agreganın bir kısmı veya tamamı farklı tip ve özeliklere sahip hafif
agregaların kullanılmasıyla da üretilebilir.

TS 2511 ’e göre karakteristik basınç dayanımı 16 MPa’dan daha büyük olan ve


havada kurumuş haldeki birim hacim ağırlığı da en fazla 1900 kg/m 3 olan hafif agregalı
betonlar taşıyıcı hafif beton olarak sınıflandırılmaktadır.

Taşıyıcı hafif betonlar duvar panel ve blokların inşasında, çatı katı döşemelerinde,
köprü açıklıklarında, ön yapımlı beton ünitelerinde çoğunlukla kullanılmaktadır. Bu
amaçlarla taşıyıcı hafif beton üretmek özellikle deprem bölgelerinde yapılar inşa etmek
için tercih sebebidir (Sarı ve Paşamehmetoğlu, 2005).

Fotoğraf 12: Örnek Taşıyıcı Hafif Beton İmalatları

3.3.1. Donatılı Hafif Betonlar

Taşıyıcı hafif betonlar gibi duvar panel ve blokların inşasında, çatı katı
döşemelerinde, köprü açıklıklarında, ön yapımlı beton ünitelerinde çoğunlukla
kullanılmaktadır. Bu amaçlarla taşıyıcı hafif beton üretmek özellikle deprem bölgelerinde
yapılar inşa etmek için tercih sebebidir.

3.3.2. Germe (Ön/Ard) Hafif Betonlar

Klasik betonarmenin yetersiz kaldığı noktalarda yapılan iyileştirmelerle elde edilen


öngerilmeli beton, modern mühendisliğin önemli gelişmelerinden biri olarak kabul edilir.
Bu işlem için eğer bir tanım yapacak olursak şu şekilde açıklayabiliriz: Çeliğe yapay

34
olarak verilen gerilmenin aderans ile betona iletilip kesitte oluşacak çekme gerilmelerinin
yok edilmesi işlemidir. Bu işlem sırasında yüksek dayanımlı beton ile yüksek dayanımlı,
haddelenmiş, yüksek elastik sınıra sahip çelik donatı kullanılmaktadır.

Şekil 2: Germe (Ön/Ard) Hafif Betonlarda Gerilme Değişimi-1 [39]

Betonda yapay olarak oluşturulan basınç gerilmeleri, işletme sonucunda oluşacak


çekme gerilmelerinin yok edilmesine neden olur. Çelik ise sünektir ve öngerilme ile oluşan
yüksek gerilme altında çalışabilme özelliğine sahiptir. Öngerilme işlemi ile çeliğe
yüklenen yüksek enerji, elemanın alt kısmında sıkışma olmasına neden olur ve hafif bir
ters sehim oluşturur. Bu işlemle betonun çekme dayanımının düşük olmasından dolayı
oluşan zafiyet giderilmiş olur. Ayrıca kiriş uzunluğu boyunca yukarı yönde oluşan kuvvet,
kirişe gelen yükleri karşılayacaktır.

35
Şekil 3: Germe (Ön/Ard) Hafif Betonlarda Gerilme Değişimi-2 [39]

Öngerilmeli beton elde etmek için aşağıdaki 2 yöntem kullanılmaktadır:

Öngerme Yöntemi
Bu yöntemde kalıp içerisine yerleştirilen öngerme halatları, hesaplanan kuvvetlere
göre hidrolik kriko yardımıyla gerilirler. Daha sonra beton dökümü yapılır ve betonun
prizini alması beklenir. Priz alma işlemi tamamlandıktan sonra halatlar kesilir. Gerilen
halatlar kesildikten sonra oluşan geri dönme kuvveti aderans yoluyla betona basınç
uygular.

Ardgerme Yöntemi
Ardgerme işleminin öngermeden farkı imalatı tamamlanmış elemana
uygulanmasıdır. İmalatı tamamlanmış elemanların içerisinde bırakılan borulardan geçirilen
öngerme halatları öngerme yöntemindeki gibi gerilir. Halatlar gerildikten sonra boruların
içine şerbet enjekte edilir. Priz alma işlemi tamamlanınca halatlar kesilir ve aderans ile
betona basınç uygulanmış olur.

3.4. Beton Deneyleri

Betonun üretim ve tasarım sonrasında istenilen özelliklere sahip olup olmadığını


kontrol etmek için yapılan deneyler ikiye ayrılmıştır.

36
 Taze Beton Deneyleri
 Sertleşmiş Beton Deneyleri

Taze betonun işlenebilirliği ve kıvamı hakkında bilgi alınabilmesi için kullanılan


deneyler;

 Çökme (Slump) Deneyi


 Vebe Deneyi
 Sıkıştırma Faktörü Deneyi
 Akıcılık Deneyi (Yayılma Tablası Deneyi)
 Sıkıştırılabilme Derecesi (WALZ) Deneyi
 Kelly Topu Deneyi

Şekil 4. Taze beton deneyleri [41]

Kıvam sınıfları bu deneylerin sonuçlarına göre ayrı ayrı sınıflandırılmışlardır. Bu


dört deney sonucunda belirlenen kıvam sınıfları arasında doğrudan bir ilişki kurulamaz.

3.4.1. Taze Beton Deneyleri

3.4.1.1. Çökme (Slump) Deneyi

TS EN 12350-2/Nisan 2002’de hazırlanan yönetmeliğe göre boyutları belirlenen


çökme hunisi ile Çökme sınıfı tayini yapılır.

37
Bu deney sonunda meydana gelen çökme sonucunda kıvam sınıfı belirlenir. Bu
deney ülkemizde baya kullanılmaktadır. Çökme deneyi taze betonun koni şeklinde ki bir
kalıba doldurulur ve kalıp çekildikten sonra taze betonun çökme miktarına bakılarak elde
edilen bir deney türüdür.

A. Çökme Deneyi Nasıl Yapılır

Öncelikle koni biçimdeki huni ıslak bir bez ile silinir. Daha sonra nemli ve su
emmeyen bir yüzeye bu huni yerleştirilir. Huniye 3 katman şeklinde taze beton dökülür.
Her katman döküldükten sonra dışarıdan içeriye doğru dairesel bir biçimde ve beton
yüzeyine dik olacak şekilde 25 kere şişlenir. Üst ve orta katmanlar döküldükten sonra
şişlenme işlemi yapılırken, şiş alttaki katmana en az 2,5 cm girmelidir.

B. Çökmenin Ölçülmesi

Huniye doldurulan taze beton katmanlarını şişledikten sonra huni yavaşça dik bir
şekilde yukarı kaldırılır ve huni çökme işlemi yapılan betonunu yanına konur. Daha sonra
şişleme çubuğu yatay bir şekilde bir ucu hunide, bir ucu çöken betonda olacak şekilde el ile
tutulur. Çöken betona yatay şekilde gelen şiş çubuğunun altında kalan kısım taze betonun
çökme değeri olarak kabul edilir.

Şekil 5. Çökme Deneyi [42]

38
C. Çökme Deneyi Sonuçlarının Değerlendirilmesi: Taze betonun karışımına göre
betonun göstereceği çökme değeri 3 farklı şekilde görülebilir.

a. Hakiki Çökme: Kütle şeklinde az miktarda bozulma ve kırılma olan, beton üst kesitinde
hemen hemen eşit miktarda olan çökmedir.

b. Kayma Çökmesi: Beton kütlesinin bir yanında çok fazla, diğer yanında ise çok az yer
alan çökme şeklidir.

c. Tamamen Çökme: Betonun çok sulu olduğu ve çimentonun çok az kullanıldığı


anlaşılan çökme şeklidir.

Tablo 5: Çökme Sınıfları ve Toleransları (TSE EN206-1)

Sınıf Çökme Tolerans

S1 10-40 mm ± 10

S2 50-90 mm ± 20

S3 100-150 mm ± 30

S4 160-210 mm ± 30

S5 >220 mm ± 30

Tablo 6: Bazı Yapı Elemanları İçin Uygun Çökme Değerleri

Çökme Değerleri
Yapı Elemanları
Min Max
Betonarme Temeller 8 cm 3 cm
Donatısız beton temeller, kesonlar, alt yapı duvarları, kanal 7 cm 2 cm
kaplama betonları
Döşeme, kiriş, kolon, betonarme perdeler, tünel yan ve kemer 10 cm 5 cm

39
betonları
Yol kaplama betonları, köprü ayakları 5 cm 3 cm
Tünel taban kaplama betonları 5 cm 2 cm

3.4.1.2.Vebe Deneyi

Taze betonda Vebe ölçer (konsistometre) ile Vebe sınıfı tespit edilir. Vebe süresine
göre taze betonun kıvamı ölçülür.

Vebe deneyinde; koni biçiminde bir kalıp ile standart titreşim veren bir tablaya
yerleştirilen taze betonun silindir haline gelinceye kadar ki süre hesaplanır. Koni şeklindeki
numune tablaya yerleştirilir ve daha sonra
standart ağırlığa sahip olan plaka betonun
üzerine konur. Bu işlemler gerçekleştirildikten
sonra tablaya titreşim verilir. Bu titreşim etkisi
altında kalan numune silindir kaba yayılıp
silindir şeklini elde edinceye kadar geçen süre
Vebe cinsinden taze betonun işlenebilirlik
değeridir. Elde edilen vebe süresine göre
betonun kıvamı belirlenir.

Vebe süresi = t (Vson/Vilk) = s (cm3/cm3)

Şekil 6: Vebe Deneyi Aleti [18]


Vebe süresi = t (Vson/Vilk) = s (cm3/cm3)
Tablo 7: Vebe Sınıfı ve Toleransları

Sınıf Vebe Süreleri Tolerans


V1 >31 s ±3s
V2 30-21 s ±3s
V3 20-11 s ±3s
V4 10-6 s ±2s
V5 5-3 s ±1s

40
3.4.1.3. Akıcılık Deneyi (Yayılma Tablası Deneyi)

TS EN 12350 yönetmeliğine göre tipi ve boyutları belirlenmiş yayılma tablasında


betonun serbest düşürülmesi işleminin 15 kez tekrarı ile tespit edilir. Elde edilen
yayılmanın çapına göre betonun kıvamı belirlenir. Taze beton yayılma hunisine 2 kademe
olacak şekilde ve 10 defa şişlenerek konulur. Yayılma tablasının alt kısmını ayağımız ile
basarak sabitleriz. Üst tablasını ise yukarıya doğru kaldırır ve daha sonra serbest bırakırız.
Bu işlem 15 defaya kadar uygulanır. Betonun tablo üzerinde yayılması ölçülür.

Şekil 7: a) Yayılma Deneyi Seti [18] b) Yayılma Deneyi Örnek [18]

Tablo 8: Yayılma Sınıfları ve Toleransları (TSE EN 206-1)

Sınıf Yayılma Çapı Tolerans


F1 <340 mm ± 30 mm
F2 350-410 mm ± 30 mm
F3 420-480 mm ± 30 mm
F4 490-550 mm ± 30 mm
F5 560-620 mm ± 30 mm
F6 >630 mm ± 30 mm

3.4.1.4. Sıkıştırılabilme Derecesi (WALZ) Deneyi

Prizma şeklinde bir kabın içerisine gevşek halde beton doldurulur. Taze beton
vibratör yardımı ile hacmi küçültülür. Bu hacim küçültme işlemi daha fazla küçülme
olmadığı zamana kadar devam edilir. Hacmin sabit kaldığı yerde taze betonun

41
sıkıştırılabilme sınıfı tespit edilir. Elde edilen sıkıştırılabilme işlemi ile taze betonun
kıvamı belirlenir.

Bu deney tabanı 20*20 cm kare boyutlu, yüksekliği (h) 40 cm olan çelik prizmatik
bir kap içine üst yüzeyinden beton sıkıştırılmadan eklenir.

Daha sonra vibratör yardımı ile içerisine yavaşça daldırılıp çıkarılması sonucu
kaptaki çökme miktarı (S) ölçülür.

Walz Sıkışma Oranı= ℎ/(h-S)

Şekil 8: ‘S’ Çökme miktarının ölçülmesi [43]

Tablo 9: Sıkıştırma Dereceleri (TS EN 206-1)

Sınıf Sıkıştırma Derecesi Tolerans

C0 >1,46 % ± 0,10
C1 1,45-1,26 % ± 0,10

C2 1,25-1,11 % ± 0,08

C3 1,10-1,04 % ± 0,05

3.4.1.5. Sıkıştırma Faktörü Deneyi

Bu deneyin amacı kuru beton karışımlarına uygulanan standart enerji nedeniyle


meydana gelen sıkıştırma faktörünün tespit edilmesidir.

Deneyde; öncelikle taze beton mala ile en üstteki kalıbı tamamen dolduracak şekilde
yerleştirilir. Daha sonra betonun yerleştirildiği kalıbın alt kapakçığı açılır ve beton orta
kalıba düşer.

Orta kalıbın da kapakçığı açılır ve en alt kalıba beton düşmeye devam eder. Bu
şekilde silindirin dolması sağlanır. Daha sonra taşmış olan fazlalık betonlar temizlenir ve

42
silindirin içine düşmüş olan betonun ağırlığı hesaplanır. Daha sonra içi boşaltılan en alttaki
silindir kalıp, deneyde kullanılan taze beton, tamamen sıkılaştırılıp tekrar silindire eklenir.
Tamamen sıkılaşma işlemi, silindire eklenen betonu 5’er cm tabakalar halinde koymak ve
her tabakaya 30 defa şişleme işlemi yapmak veya vibratör yardımı ile gerçekleşir.

Tamamen sıkıştırılmış olan beton, silindirin içerisini tam olarak doldurduktan sonra
beton ağırlığı ölçülür.

mp: Serbest düşen taze beton ağırlığı

mf: Tamamen sıkışan taze beton ağırlığı

Şekil 9: Sıkıştırma Faktörü Deneyi Aleti [19]

Tablo 10: Değişik Kıvamdaki Taze Betonların Sıkışma Faktörleri ve İşlenebilirlik

CF Sonucu Görünür İşlenebilirlik


<0,75 Çok düşük
0,75-0,85 Düşük
0,85-0,92 Orta
0,92-0,95 Yüksek
>0,95 Çok Yüksek

3.4.1.6. Kıvam ve İşlenebilirlik Deney Yöntemlerinin Kıyası

Taze betonun kıvamı ve işlenebilirliğini bulmak için taze beton farklı koşullarda
deneye tabii tutulduğu için deneyler arasında kıyaslama yapılması doğru olmayabilir.

Çökme (Slump) deneyi sahada veya laboratuvarda yapılan genellikle kullanılan


pratik bir yöntem iken vebe deneyi betonun kıvamı ve işlenebilirliği açısından iyi bir
laboratuvar deneyidir. Bu yüzden kıyaslama yapılması gerçekçi olmaz.

43
Tablo 11: Farklı Deneyler ile Elde Edilen Sonuçlar

Beton Kıvamı Deney Yöntemleri


Çökme Vebe
Aşırı Kuru - 32-18 s
Çok Kuru - 18-10 s
Kuru 0-2,5 cm 10-5 s
Kuru-Plastik 2,5-5 cm 5-3 s
Plastik 7,5-10 cm 3-0 s
Akıcı 15-17,5 cm -

3.4.1.7. Ters Çökme (Slump) Deneyi

Kendiliğinden sıkışan betonun kıvamında


kullanılan deneydir. Huni ters çevrilir ve beton
ile doldurulur. Taze beton doldurulduktan sonra
huni dik bir şekilde yukarı doğru çekilir. Betonun
yayılması bu şekilde ölçülür.

Şekil 10: Ters Çökme (Slump) Deneyi [41]

3.4.1.8. Kelly Topu Deneyi

Bu deney büyük, yarım küre şeklinden oluşan, ağır ve


metalden yapılmış bir yarım topun taze betona penetrasyonunu
ölçtüğümüz deneydir. Deney, orta işlene bilirlikteki
karışımların değerlendirilmesi için uygundur. Çökme (Slump)
deneyi gibi taze beton kıvamının rutin kontrolü için oldukça
basit ve etkili bir deney yöntemidir. Hafif beton ve ağır beton
karışımları ve bunun gibi birçok özel karışımlara da
uygulanabilen bir deneydir.

44
Şekil 11: Kelly Topu [18]

3.4.2. Sertleşmiş Beton Deneyleri

Tablo 12: Sertleşmiş Beton Deneyleri

Sertleşmiş betonda deneyler 2 esasa dayanır. Bunlar;

 Basınç Deneyi
 Çekme Deneyi

Bu deneyler sertleşmiş betona yapılan en önemli ve sınıfını belirleyen deneylerdir.

Sertleşmiş betondan istenen özellikler;

 Dayanım
 Büzülme
 Sünme
 Su emme ve geçirimlilik özellikleri
 Dayanıklılık-Durabilite

Bu 5 başlıktan meydana gelir. Sertleşmiş betondan istenilen bu özellikler deneyler


sayesinde belirlenebilmektedir.

3.4.2.1. Basınç Deneyi

45
Bu deney tasarım aşamasında ki betonun istenilen dayanım ve sınıf kontrolü için
yapılan bir deneydir.

Eksenel basınç yükü altında betonun kırıldığı vakte kadar gösterdiği dirence (betonda
oluşan maksimum gerilme) betonun basınç dayanımı olarak adlandırılabilir.

Mühendislik uygulamalarında, beton dayanımı açısından en önemli olarak basınç


dayanımının kullanılmasının sebebi;

 Basınç dayanımı bulunurken uygulanan deneyler diğer dayanım kontrolü için


yapılan deney yöntemlerinden daha basittir.
 Genel olarak yapı tasarımında basınç dayanımı esas kabul edilir. Çoğu yapıda
önemli derecede yorulma, eğilme ve çekme gibi yüklere maruz kalmadığı kabul
edildiğinden, en önemli yük olarak basınç yükü kabul edilmektedir.
 Betonda ki basınç dayanımı ile eğilme ve çekme dayanımı arasında yaklaşık olarak
bir bağdaşıklık vardır. Bu nedenle basınç dayanımı bilgisi elde edildikten sonra
çekme ve eğilme dayanımı hakkında da fikir elde edilebilir.
 Beton dayanımının bilinmesi betonun diğer özellikleri hakkında da fikir sahibi
olmamıza yardımcı olabilir. Örnek olarak; basınç dayanımı yüksek olan bir betonun
su geçirimliliğinin az olduğu ve dayanıklı bir beton olduğu bilgisine ulaşılabilir.

Basınç dayanımı belirlenirken uygulanan deneyler;

a. Standart Deney Yöntemi: Taze betondan elde edilen standart boyuttaki numunelerin
beton standartlarına göre belirlenen koşul ve sürede kür edilip daha sonrasında uygulanan
deney yöntemidir.

b. Hızlandırılmış Deney Yöntemi: Taze betondan elde edilen numuneler nemli ortam ve
yüksek sıcaklık içeren bir ortamda bir iki gün gibi kısa bir süre de hızlandırılmış küre tabi
tutulur. Daha sonra basınç deneyi uygulanan deney yöntemidir.

c. Karot Deney Yöntemi: Sertleşmiş betondan koparılan karot numunelere basınç deneyi
uygulanan deney yöntemidir.

d. Beton Test Çekici Yöntemi: Schmidt tabancası (beton test çekici) adı verilen bir alet ile
sertleşmiş beton yüzeyine uygulanarak, hasar vermeden betonun sertliğini ölçerek beton
dayanımı hakkında bize fikir veren bir deney yöntemidir.

46
3.4.2.1.1. Standart Deney Yöntemi

Taze betondan numune alınarak yapılan ve en çok kullanılan deney yöntemidir. Bu


yöntem uygulanırken standardı belirlenmiş beton boyutlarına uygun silindir veya küp
numuneler kullanılır.

Şekil 12: Beton Test Presi [18]

Belirlenen standartlara uygun olarak kaplara koyulan numuneler bir gün sonunda
kaplardan çıkartılır ve bu çıkartılan sertleşmiş numuneler genellikle 28. güne kadar
belirlenen standartlara göre uygun kür ortamlarında saklanır. 28 gün sonunda çıkarılan
numunelere başlık yapılır ve bir gün sonra basınç cihazı ile üniform basınç yükü etkisinde
kırılmaya tabii tutulur. Kırılmaya tabii tutulan bu numuneye sabit hız ve darbe tesiri
olmayacak şekilde yükleme devam edilir. Numunenin kırıldığı anda ki cihazda gösterilen
yük betonun basınç dayanımını belirtir.

47
Şekil 13: Beton Kırılma Şekilleri [21]

3.4.2.1.2. Beton Test Çekici (Schmidt) Yöntemi

Belirli yaşa gelmiş sertleşmiş betonun hasar görmeden yaklaşık olarak basınç
dayanımını yüzey sertliğine bakılarak ölçülen deney yöntemidir. Bu deney yapıların
homojenliğini ölçmede, betonun kalitesini öğrenmekte için veya betonların birbiri ile
kıyası için kullanılabilir. Schmidt çekici, 1948 yılında İsveçli mühendis Ernst Schmidt
tarafından bulunmuştur. Schmidt çekici içinde bulunan yay duvara çarptırılır. Bu yay
duvara çarptıktan geri teper. Schmidt çekici yayın ne kadar ölçüde geri teptiğini ölçerek
basınç dayanımı hakkında fikir edinmemize yardımcı olur.

Şekil 14: Schmidt Çekici [18]

48
Şekil 15: Beton Test (Schmidt) Çekici Deneyi [21]

Deneyin uygulanma şekli;

 Deney yatay, dikey, yukarı veya aşağı doğrultuda vs. her açıdaki beton yüzeyine
uygulanabilir.
 Beton yüzeyinde 20*20 cm’lik bir alana sıva kazılır ve zımpara taşı ile yüzey
düzeltilerek temizlenir.
 Deneye başlanmadan önce beton çekicine hafif baskı uygulanır ve darbe çubuğu
serbest bırakılır.
 Schmidt çekici, test yüzeyine dik bir şekilde yerleştirilir.
 Test yüzeyine darbe gerçekleşene kadar çekiç yavaşça bastırılır.
 Tetiklenme gerçekleştikten sonra çekicin alt tarafında bulunan düğmeye basılarak
darbe çubuğu kitlenir.
 Cihazda bulunan gösterge ile geri tepme sayısı (R) okunur.
 Her test yapılacak yüzey için 10 ayrı noktalardan vuruş yapılır.
 10 ayrı noktada vuruşlar tamamlandıktan sonra en büyük ve en küçük R değerleri
alınır ve bu iki değerin aritmetik ortalaması alınarak Schmidt Değeri elde edilir.

Şekil 16: Beton Schmidt Deneyine Tabii Tutulurken [21]

3.4.2.2. Çekme Deneyi

49
Çekme dayanımı deneyi 3 farklı deney şekilleri ile kontrol edilebilir.

a. Doğrudan Çekme Dayanımı Deneyi: Çekme yüklerinin doğrudan uygulanması ile elde
edilen çekme dayanımı deneyidir.

b. Yarmada Çekme Dayanımı Deneyi: Çekme yüklerinin dolaylı yollarla uygulanması


ile elde edilen çekme dayanımı deneyidir.

c. Eğilmede Çekme Dayanımı Deneyi: Beton kirişlere veya prizma numunelere eğilme
yüklerinin yüklenmesi ile oluşan basınç dayanımı deneyidir.

3.4.2.2.1. Doğrudan Çekme Dayanımı Deneyi

Betonun çekme dayanımını bulabilmek için standart bir deney yöntemi yoktur. Bu
yüzden bu deneyler yapılırken de standart boyutlu veya şekilli bir numune de yoktur.

Şekil 17: a) Çekme Deneyi Örnek [21] b) Çekme Dayanımı Grafiği [21]

Doğrudan çekme yükleri etkisiyle bulunan çekme dayanımı betonun gerçek çekme
dayanımıdır. Fakat betona doğrudan çekme yükleri uygulamak zor ve zahmetli olduğu için
doğrudan çekme dayanım deneyi pek tercih edilmeyen bir yöntemdir.

3.4.2.2.2. Yarmada Çekme Dayanımı Deneyi

Bir diğer adı Brezilya Yarma Deneyi olarak da bilinir. Bu deneyde çekme
dayanımının elde edilmesinde genel olarak silindir numuneler kullanılır. Fakat küp
şeklinde numunelerin de kullanılması mümkündür.

50
Şekil 18: Deney Cihazı [18]

Deney uygulanırken; basınç makinesine numune ekseni makinenin alt tablasına


paralel bir şekilde yerleştirilir. Numunenin yaz yüzlerine belirli boyutta, aynı doğrultuda
çelik veya ahşap çıtalar konur. Deney cihazı numune kırılıncaya kadar basınç yükü
vermeye devam eder. Kırıldığı noktada kırılma yükü (P) ölçülür. Bu kırılma silindir
numunenin iki parçaya ayrılması şeklinde gerçekleşir.

Şekil 19: Kırılma Örneği [21]

Silindir şeklinde ki numuneye basınç yükü etkisi altında bırakılması durumunda,


numune yükün ekseninde kısalmaya, verilen yükün yatay ekseninde ise uzamaya maruz
kalır. Beton içinden bir parça kontrol edilecek ise, bu parça üzerinde basınç gerilmeleri ve
basınç gerilmesi sebebiyle ortaya çıkan çekme gerilmeleri bulunacaktır.

Basınç Gerilmesi= 2P/πLD (D2/r(D-r) -1)

Çekme Gerilmesi= 2P/πLD

P: Kırılmaya neden olan max. basınç yükü, N


51
L: Silindir numunenin boyu, mm

D: Silindir numunenin çapı, mm


Şekil 20: Çekme Dayanımı Arasındaki Yaklaşık Bağıntılar [21]

3.4.2.2.3. Eğilmede Çekme Dayanımı Deneyi

Bu deneyde eğilme dayanımının bulunması için beton kiriş numuneler hazırlanır ve


belirlenmiş koşullar altında bu numune eğilme yükü etkisine maruz bırakılır kırılması
beklenir. Eğilme deneylerinde genel olarak kare kesitli kiriş numuneler kullanılmaktadır.
10*10 veya 15*15 cm kiriş kesitli numunelerdir. Numuneler hazırlanırken kalıplara
yerleştirilirler ve daha sonra sıkıştırılırlar. Deney günü gelene kadar 18-22oC sıcaklıktaki
suda küre tabii olurlar. Eğilme deneyi yüklemesi iki farklı şekilde gerçekleşir. Yükleme
hızı 0.04-0.06 Mpa/s arasında sabit bir hızla ve sürekli olacak şekilde yükleme gerçekleşir.

a. Orta Noktadan Yüklenmiş (3 noktalı) Eğilme Deneyi: Mesnetler arasındaki orta


noktadan (L/2) oturtulan beton kirişine yüklenme yapılması deneyidir.

Şekil 21: Orta Noktadan Yüklenen Eğilme Deneyi (Tekil Yükleme) [21]

Tekil yüklemeli deneylerde açıklık boyunca tek noktada maksimum moment oluşur
ve o noktada kesme kuvveti de değer değiştirmez. Bu durumda saf bir eğilmeden söz
edilemez.

52
Şekil 22: Tek Noktadan Yüklemeli Eğilme Deneyi [21]

b. L/3 Uzaklıktaki İki Noktadan Yüklenmiş (4 noktalı) Eğilme Deneyi Yöntemi: İki
mesnet arası yerleştirilen beton kirişinin L/3 uzaklıktaki iki ayrı noktadan yüklenmesi
deneyidir.

Şekil 23: L/3 Uzaklıktaki İki Noktadan Yüklenmiş Eğilme Deneyi [21]

Maksimum moment bu deneyde belirli aralıklarda değer alırlar. Bu aralıkta kesme


kuvveti sıfırdır. Yani salt eğilme söz konusudur. Eğilme deneylerinde sadece eğilme
sonucu esas alınacağından iki nokta yüklemeli eğilme deneyi daha sağlıklı bir deneydir.

53
Şekil 24: İki Nokta Yüklemeli Eğilme Deneyi [21]

54
4. SONUÇLAR VE ÖNERİLER

Bu çalışma, hafif betonun özellikleri, hafif beton oluşumunda kullanılan agregalar,


bu agregaların oluşumları ve özellikleri, hafif betonların kullanıldığı alanlar ve uygulanan
belli başlı deneyler hakkında bilgi vermek amaçlanmıştır. Hafif betonların ısı yalıtımı, ses
yalıtımı gibi izolasyon alanlarında kullanıldığı gibi taşıyıcı sistem kademelerinde de
kullanılmakta ve deprem titreşimlerinden gelen salınımlardan normal betona göre daha az
etkilendiği de dikkate alınmalıdır.

Hafif beton yapımında kullanılan agregalar doğal ya da yapay olabilmektedir.


Bunlara örnek olarak;

- Doğal Hafif Agregalar: Pomza taşı, diyatomit, volkanik tüf, volkanik cüruf, scoria.
- Doğal Malzemeden Üretilen Yapay Hafif Agregalar: Genleştirilmiş kil,
genleştirilmiş şist, genleştirilmiş arduvaz, perlit, vermikülit, kuvarsit, obsidiyen.
- Endüstriyel Atıklardan Üretilen Yapay Hafif Agregalar: Yüksek fırın cürufu ve
uçucu kül.
- Endüstriyel Atıkların İşlenmesiyle Üretilen Yapay Hafif Agregalar: Genleştirilmiş
yüksek fırın cürufu ve kızdırılmış uçucu kül verilebilir.

Hafif betonların geleneksel betonlara göre ısı iletkenlik katsayıları daha düşüktür.
Genellikle üretilen elemanların boyutları küçüldüğünden kullanımları ekonomik de
olmaktadır. Kütlenin azalması durumunda bu yapılara gelen deprem yükleri de
azalmaktadır. Yangına dayanıklılıkları daha yüksektir. Bu betonların kalıba uyguladıkları
basınç daha düşüktür. Bunların yanı sıra, dayanımları geleneksel betonlarınkinden daha
küçüktür. Aşınmaya karşı daha dayanıksızdırlar. Üretim ve yerleştirilmeleri daha fazla
özen gerektirmektedir. Neme karşı kesinlikle yalıtılmaları gerekmektedir.

Türkiye hafif beton yapımında kullanılan doğal hafif agrega kaynakları bakımından
son derece zengin bir ülkedir. Bu nedenle Türkiye’de ekonomik açıdan ilk uygulamalarda
doğal hafif agregaların kullanılmasının daha gerçekçi olacağı anlaşılmaktadır.

Depremlerde yapılara gelen yükler yapının ağırlığı ile doğru orantılıdır. Binanın ana
yükünün statik değerlere bağlı kalınarak hafifletilmesi deprem riskini azaltır. Bilindiği gibi
ölü yükleri fazla olan bir yapı deprem sırasında daha fazla salınım yapmaktadır. Yapılan
deneyler hafif malzemeden yapılan duvarların küçük depremlerde, taşıyıcı sistemde bir

55
hasar olmasa bile zarar gördüğünü ortaya çıkarmıştır. Büyük depremlerde ise, bunların
basınç dayanımları az olduğundan, kolonlar çökerken ve duvarlara yük aktarılmaya
başlarken sorun çıkmaktadır. Bu dezavantajlarına rağmen binalarda hafif yapı malzemeleri
kullanıldığında bina iskeletine ve temeline daha az yük bineceğinden ve yapının toplam
kütlesi azalacağından deprem sırasında oluşan eylemsizlik kuvvetleri azalmakta,
sarsıntıların bina üzerindeki yıkıcı etkileri zayıflamaktadır.
Türkiye gibi aktif deprem kuşağında bulunan ülkelerde, betonarme inşaatlarda hafif beton
kullanımı deprem zararlarını azaltması mümkün gözükmektedir.

Hafif yapı malzemelerinin diğer bir faydası enerji tasarrufudur. Avrupa'da birim
konut ısıtmasında bizdekinden 2-3 defa daha az yakıt kullanılmasının sebebi budur.
ABD'de perlit enstitüsü 1949 yılında, genleşen kil enstitüsü ise 1952 yılında kurulmuştur.
Almanya'da pomza enstitüsü uzun yıllardan beri faaliyettedir. Dünyadaki genleşen kilden
hafif malzeme üreten fabrikaların sayısında ve üretiminde önemli düşüşler görülmesine
rağmen depreme dayanıklı binaların inşası ve enerji tasarrufu amacıyla önümüzdeki plan
döneminde ülkemizin bu konuda bazı çalışmalar yapması gerekmektedir.

56
5. KAYNAKLAR

1. Chandra, S., & Berntsson L. (2002) Lightweight Aggregate Concrete. New York, USA:
Noyes Publications.
2. Durmuş, A., Arslaner M., Hüsem M. & Kolaylı H. (1996). Karadeniz Bölgesi Hafif
Agrega Yataklarının Belirlenmesi ve Bunların Yekpare ve Prefabrike Beton
Yapılarda Kullanılabilirlik ve Yararlarının Araştırılması. Araştırma Projesi
Raporu, KTÜ Mühendislik-Mimarlık Fak. İnşaat Müh., 91.112.001.5, Trabzon.
3. Hüsem, M. (1995). Doğu Karadeniz Bölgesi Doğal Hafif Agregalarından Biriyle
Yapılan Hafif Betonun Geleneksel Bir Betonla Karşılaştırılmalı Olarak
İncelenmesi. Doktora Tezi, K.T.Ü., Fen Bilimleri Enstitüsü. Hüsem, M. (2003).
4. The effects of bond strengths between lightweight and ordinary aggregate-mortar,
aggregate-cement paste on the mechanical properties of concrete. Materials
Science and Engineering 363, 152-158.
5. Tokyay, M., & Erdoğdu, K. (1997). Cüruflar ve Cüruflu Çimentolar. Araştırmaların
Gözden Geçirilmesi ve Durum Raporu, Tçmb, Ankara, 31s.
6. Kok, S. C., & Min-Hong, Z. (2002). Water Permeability and Chloride Penetrability of
High-Strength Lightweight Aggregate Concrete, Cement and Concrete Research,
No 32, pp. 639-645.
7. Konuk, H., Özyurt, N., Taşdemir, C., Yüceer, Z., & Sönmez, R. (2002). Hafif Betonların
Taşıyıcılık Özelikleri. 1. Ulusal Yapı Malzemesi Kongresi, İstanbul.
8. Sari, D., & Paşamehmetoğlu, A.G. (2005). The Effects of Gradation and Admixture on
the Pumice Lightweight Aggregate Concrete. Cement And Concrete Research,
No. 35(5), 936-942.
9. Duaij, J. A. A., El-Laithy K. and Payappilly R. J., 1997. A value engineering approach
to determine quality lightweight concrete aggregate, Cost Engineering, 39, 21-26
10. Şener, F. (1999). Yalıtımlı Hafif Yapı Hammaddeleri, Enerji Tasarrufunda Jeotermal
Enerjinin ve Yalıtımlı Hafif Yapı Malzemelerinin Önemi Sempozyumu, 31-47,
Ankara.
11. Gündüz, L. & Kalkan, Ş.O., (2016). İzmir Alaçatı Taşının Kuru Karışım Hafif Beton
Agregası Olarak Kullanılabilirliği Üzerine Teknik Bir Analiz, 8.Uluslararası
Kırmataş Sempozyumu, 390-399, Kütahya.
12. Kornev, N.A., Kramar V.G. & Kudryavtsev A.A., (1980). Design Peculiarities of
Prestressed Supporting Constcructions from Concrete on Porous Aggregates,
Second International Congress on Lightweight Concrete, The Concrete Society,
The Construction Press, 141-151, London, U.K.
13. Atan,Y., 1972. Hafif betonların tek eksenli yükleme halindeki davranışlarına
agrega-harç fazlarının etkisi, Teknik Rapor No.12, İTÜ İnşaat fak., İstanbul

57
14. Erciyes, Y., 1963. Bims ve bims betonu üzerine araştırmalar, İmar ve İskan
Bakanlığı Yayınları, No. 5-17.
15. Postacıoğlu, B., Taşdemir, M.A., 1986. Depreme Dayanıklı Yapılarda Doğal
Hafif Agregalı Betonlardan Yararlanılması, Yapı Endüstri Merkezi
“Deprem” Semineri Bildiriler Kitabı,
16. TS EN 206-1, 2002. Beton-Bölüm 1: Özellik, Performans, İmalat ve Uygunluk, Türk
Standartları Enstitüsü, Ankara.
17. Neville, A. M., 1996. Properties of Concrete, John Wiley&Sons Inc, New York.
18. https://www.utest.com.tr/tr/20621/Vebe-Cihazi, 18.05.2021
19. http://www.testmak.com.tr/sikistirma-faktoru-tayin-aparati, 18.05.2021
20.https://docplayer.biz.tr/1840987-Beton-deneyleri-yrd-doc-dr-hayri-un-pamukkale-
universitesi-2007-bahar.html, 19.05.2021
21. http://insaat.eskisehir.edu.tr/muhsiny/MLZ204/icerik/11H-1)%20Beton%20deneyleri-
2.pdf, 20.05.2021
22.https://santiyede.com/yuksek-firin-curufu-betonda-
kullanimi/#Granule_yuksek_firin_curufunun_olumlu_etkileri, 20.05.2021
23. http://www.mta.gov.tr/v3.0/bilgi-merkezi/pomza, 20.05.2021
24. http://www.mta.gov.tr/v3.0/sayfalar/hizmetler/images/b_h/perlit_pomza.jpg, 20.05.21
25.http://kisi.deu.edu.tr//halit.yazici/OZEL%20BETON/ozelbeton-ders1-HAFIFBET.pdf
(DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ DOÇ.DR. HALİT YAZICI DERS NOTLARI),
21.05.2021
26. http://www.yapicozumleri.net/Hafif%20Beton%20NedirKullanım%20Alanları.html,
21.05.2021
27. http://www.imo.org.tr/resimler/dosya_ekler/9f0c716e9367bcb_ek.pdf?dergi=168
(TMH-TÜRKİYE MÜHENDİSLİK HABERLERİ SAYI 427-2003/5),
21.05.2021
28.https://www.cimsa.com.tr/ca/docs/4FE58AA58E3A4B7B85FA9E4EE011A8/412A5D6
73669457EA62A4DF862CDD6A8.pdf, 21.05.2021
29.https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/zekikrc/70279/Hafif
%20Beton.pptx,22.05.2021
30.https://www.google.com.tr/search?q=genle%C5%9Ftirilmi%C5%9F+vermik
%C3%BClit&sxsrf=ALeKk01OaUDMtST8T1PODsLTG2F4OhqkWQ:1621692948844
&source=lnms&tbm=isch&sa=X&ved=2ahUKEwjMz5mBvd3wAhWqhv0HHdBsBmU
Q_AUoAnoECAEQBA&biw=1366&bih=568#imgrc=6QpjLUnSNxL15M, 22.05.2021
31. https://insapedia.com/yuksek-firin-curufu/, 23.05.2021
32. https://www.yapicozumleri.net/HAF%C4%B0F%20BETON.pdf, 23.05.2021

58
33. https://cdn3.beun.edu.tr/insaat/297a396322b1bf9bc53575e6ee2cf870/3-yapi-malzeme-
deneyleri-3-beton.pdf, 25.05.2021
34. https://www.aykutozdemir.com.tr/insaat/slump-cokme-deneyi-nedir-nasil-yapilir.html,
25.05.2021
35. https://insaat.eskisehir.edu.tr/muhsiny/MLZ204/icerik/10H-2)%20Beton%20deneyleri-
1.pdf, 25.05.2021
36. https://www.sanalsantiye.com/betonun-kullanimi-ve-kullanim-alanlari/, 25.05.2021
37. http://www.vota.com.tr/assets/ts-en-12390-1.pdf, 25.05.2021
38. http://www.vota.com.tr/assets/ts-en-12390-3.pdf, 25.05.2021
39. https://www.sanalsantiye.com/ongerilmeli-beton-nedir, 25.05.2021
40.https://www.okyap.com.tr/tr-TR/sayfa/BIMS-SCORIA/6#:~:text=Scoria%3B
%20%C3%A7e%C5%9Fitli%20volkanik%20aktivitelere%20ba%C4%9Fl
%C4%B1,demir%20ve%20magnezyum%20bak%C4%B1m%C4%B1ndan
%20zengindir, 25.05.2021
41.https://cdn3.beun.edu.tr/insaat/297a396322b1bf9bc53575e6ee2cf870/3-yapi-malzeme-
deneyleri-3-beton.pdf, 25.05.2021
42. https://www.aykutozdemir.com.tr/insaat/slump-cokme-deneyi-nedir-nasil-yapilir.html,
25.05.2021
43. https://docplayer.biz.tr/63813437-Ins2024-yapi-malzemesi-ii-beton-tasarimi-ve-taze-
beton.html, 25.05.2021

59

You might also like