You are on page 1of 17

Aksaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi . .

6(2) 87-103
© 2014 Aksaray Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
http://iibfdergi.aksaray.edu.tr

Türkiye İçin Enerji ve Kalkınmada Perspektifler

Funda Râna ADAÇAYa


Anadolu Üniversitesi

Öz

Bu çalışmada, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için sürdürülebilir kalkınma açısından enerji sektörünün önemi üzerinde
durulmuştur. Çalışma, gelişmekte olan ülkelerle gelişmiş ülkeler arasında enerji ekonomisine ilişkin karşılaştırmalı istatistiksel
örneklerle AB sürecindeki Türkiye’nin mevcut sürdürülebilir enerji politikalarının ve kalkınma perspektifinin bir analizini
yapmaktadır.

Anahtar Kelimeler

Sürdürülebilir Kalkınma; Enerji; Enerji Ekonomisi

İnsanoğlu yaşamını kolaylaştırmak ve devam ettirmek toplumların kişi başına ürettiği ve tükettiği enerji
için enerjiyihayatın her alanında kullanmıştır. Her bilim miktarıdır.
alanı enerji tanımını kendine göre yapsa da enerji; “Her
Özellikle gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkeler
hangi bir hareketi (aksiyonu) yapan ya da yapmaya
seviyesine ulaşmak, gelişmiş ülkelerin ise gelişimleri
hazır olan kabiliyete” verilen genel bir addır. Kısaca
sürdürülebilir kılmak için enerji ihtiyaçları
enerji, “iş yapma yeteneği” olarak da tanımlanabilir
doğmaktadır. Enerji fiyatlarındaki dalgalanmaların
(NükTe,2007:1). Sınırsız insan ihtiyaçlarının
kırılgan birçok ekonomiyi nasıl etkilediği, dolayısıyla
karşılanması için kaynak yaratmadaki çözüm sürecinde
enflasyon, işsizlik ve durgunluk gibi çeşitli ekonomik
enerji büyük rol oynamaktadır. Bu amaçla enerji, çok
sorunların doğduğu sıklıkla görülmektedir. Ayrıca
değişik miktar ve yöntemlerle her an üretilmekte ve
başka bir açıdan, çevre sorunlarının başında enerji
tüketilmektedir; Üretimde girdi olarak, tüketimde ise
kullanıma bağlı olarak doğan sera etkisi, küresel ısınma
bir maliyet unsuru olarak yer alır. Bu yönüyle
ve iklim değişikliği gelmektedir. Enerji kaynaklarının
ekonomide bir değer haline gelen enerji ülkelerin
sınırlı oluşu, ülkelerienerjide dışa bağımlılıklarını
gelişmişlik düzeyinin göstergesi ve kalkınmayı
azaltmaya veya tamamen ortadan kaldırmaya
doğrudan etkileyen bir faktör olarak kabul
yönlendirmektedir. Tüm bu amaçlara ulaşmak ve
edilmektedir.
sorunları çözmek “sürdürülebilir enerji politikaları” ile
Büyüme ve kalkınma her ne kadar eş anlamda mümkün olabilmektedir.
düşünülse de, büyüme her zaman kalkınma anlamına
Tartışma: Bu çalışmanın amacı, enerji ve sürdürülebilir
gelmez. Çünkü büyüme sadece ekonomik verilerde
büyüme ilişkisi çerçevesinde AB tam üyelik sürecindeki
artış gösterdiği için oluşsa da, kalkınma sosyal refah,
Türkiye’nin enerji stratejilerinin karşılaştırmalı
ülkenin potansiyelini genişleten yapısal, kurumsal ve
analizinin yapılmasıdır.
niteleyici değişimleri de ifade etmektedir (Gönel, 2010:
10). Bu bağlamda günümüzde kalkınmanın ve refahın
eriştiği derecenin ölçütlerinin en önemlilerinden biri de

a Funda Râna ADAÇAY, Doç.Dr., Anadolu Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü,
frozbey@anadolu.edu.tr
A KSA RA Y Ü N İV E RS İ T ES İ İİ B F D E R G İS İ , Temmuz 2014, Cilt 6, Sayı 2

Yöntem: Enerji kaynakları üretim ve tüketim Enerji - Sürdürülebilir Kalkınma İlişkisi


değerlerinin incelenmesi, gelecek tahmini
Sonsuz bir kaynak olarak algılanan doğal zenginliklerin
değerlendirmelerin karşılaştırılmasıdır.
hiç bitmeyecek gibi tüketilmesi sonucu meydana gelen
Bulgular: AB’ndenükleer enerjide dahil olmak üzere bu olumsuz gelişmeler insanlığı ve bütün canlı
tüm diğer enerji kaynaklarıına ilişkin üretim ve tüketim varlıkları tehdit eder duruma gelmiştir (Kulözü,2005:1).
değerleri azalırken; yenilenebilir enerji kaynakları Ülke sınırlarını tanımayan bu küresel tehditlere karşı
üretim ve tüketim değerleri artmaktadır. Oysa, ise 1987 yılında Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma
Türkiye’de her iki enerji kaynağı açısından da AB enerji Dünya Komisyonu tarafından, gelecek nesillerin
stratejisinin ve politikalarının aksi yönünde bir eğilim gereksinimlerini karşılayabilme olanaklarını tehlikeye
gözlenmektedir. atmaksızın, bugünkü nesillerin gereksinimlerini
karşılamak biçiminde tanımlanan “sürdürülebilir
Enerji - Büyüme İlişkisi kalkınma” kavramı geliştirilmiştir.

Dünya’nın her geçen gün gelişen nüfusuna yönelik Sürdürülebilir kalkınmadaki en önemli etmenlerin
olarak artan üretim ihtiyacı ve teknolojik gelişmeler, başında enerji gelmektedir. Enerji üretimi sayesinde
beraberinde enerji gereksinimini ve enerjiye olan talebi güçlü, sağlam bir kalkınma sağlamak mümkündür.
de gün geçtikçe arttırmaktadır. Küresel ekonomik yapı Günümüzde stratejik önemi artan enerjinin ülkelerin
içerisinde rekabet halinde olan ülkeler enerji gelişmişlik düzeylerinde oynadığı rol giderek önem
ihtiyaçlarını en verimli ve en düşük maliyetle kazanmaktadır. Uluslararası karşılaştırmalarda kişi
gerçekleştirmeyi amaçlamaktadırlar. Bu nedenle enerji başına düşen birincil enerji kaynakları tüketimi
ve tercih edilen enerji kaynağı değerlendirilirken ülkelerin refah seviyelerinin belirlenmesinde önemli bir
kaynağın fiyatı, göz önüne alınmak zorundadır. Enerji unsurdur.
ve ekonomik büyüme arasındaki bağlantı, teknolojik Enerji kaynaklarının önemli bir kısmının niteliği nedeni
gelişmeler ve kaynaklar arasındaki karşılıklı ile ne yeniden kullanımı ne de tüketilmeden kullanımı
ilişkilerden önemli ölçüde etkilenmektedir. söz konusudur. Bu nedenle yenilenebilir enerji
Gelişmekte olan ülkeler, güçlü bir enerji artışına ihtiyaç kaynaklarının kullanımına ilişkin araştırmaların ve bu
duyarlar; Bunun temelinde, hızlı ekonomik büyüme ve alandaki teknolojik çalışmaların arttırılması
endüstriyel gelişme, yüksek nüfus artışı, kentleşme ve gerekmektedir. Bu bağlamda sürdürülebilir enerji
geleneksel ticari olmayan yakıtların ticari enerji ile yaklaşımı, ihtiyacımız olan enerjinin en az ekonomik ve
ikame edilmesi yatmaktadır. sosyal maliyetle ve sürekli olarak teminine olanak
sağlayan politika, teknoloji ve uygulamaları
Enerji ile büyüme arasındaki ilişki hakkında iki zıt
kapsamaktadır.
görüş mevcuttur. Birinci görüş enerjinin büyümenin
temeli olduğu, çünkü emek ve sermaye faktörlerinin
Günümüzdeki Enerji Kaynakları
enerji olmadan bir şey yapamayacağıdır. Bu iddiaya
göre, enerji tüketimi ekonomik büyümenin en önemli Enerji politikalarının temelinde varolan sınırlı enerji
faktörüdür. Diğer görüşe göre ise, enerji büyümede kaynaklarının çeşitlendirilmesi ve kaynakların akılcı
etkisizdir. Enerjinin büyüme üzerindeki etkisizliğinin yöntemlerle kullanıma sunulması, başka bir deyişle
ana nedeni enerji maliyetinin GSYİH içindeki payının enerjide üretkenlik ve verimlilik yatar. (Külekçi, 2009:
çok az olması ve dolayısıyla çıktı artısına önemli bir 84). Enerji kaynakları, herhangi bir yolla enerji
katkıda bulunmamasıdır. Ayrıca, enerjinin büyüme üretilmesini sağlayan kaynaklardır. Enerji kaynağının
üzerindeki etkisinin ekonomik yapıya ve ülkenin içinde bir işleme tabi tutulup tutulmaması dikkate alınarak
bulunduğu gelişim aşamasına da bağlı olduğu öne kaynakların sınıflandırılması yapıldığında
sürülmektedir. “Yenilenemeyen (Tükenebilir) Enerji Kaynakları” ve
“Yenilenebilir Enerji Kaynakları” olmak üzere iki
şekilde sınıflandırılmıştır.

S a y f a | 88
ADAÇAY / Türkiye İçin Enerji ve Kalkınmada Perspektifler

Bugün, dünyanın enerji talebinin çok büyük kısmını elektrik enerjisi üretilirken CO2 emisyonu az bir
karşılayan kaynaklar; “Fosil yakıtlar, nükleer ve seviyede gerçekleşen, çevreye zararı ve etkisi
hidrolik enerji” şeklinde sıralanmıştır; Söz konusu konvansiyonel enerji kaynaklarına göre çok daha
tükenebilen enerji kaynaklarının kullanım oranı %95’in düşük olan, sürekli bir devinimle yenilenen ve
üzerindedir. Bu nedenle önümüzdeki 50 yıllık kullanılmaya hazır olarak doğada var olan, hidrolik,
dönemde bu kaynakların tükenebileceği gerçeği hiç rüzgâr, güneş, jeotermal, biyokütle, biyogaz, dalga,
kuşkusuz kaçınılamaz bir gerçektir. Geriye kalan %5’lik akıntı enerjisi ve gel-git, hidrojen gibi enerji
kısmı oluşturan “rüzgâr ve güneş” gibi enerji kaynaklarını ifade eder.(Irkıçatal,2010:3)
kaynaklarının gün geçtikçe kullanımının
Yenilenebilir enerji kaynakları, yenilenemeyen enerji
yaygınlaşacağı öngörüsünde bulunmakta bir hata
kaynaklarına göre daha ekonomik, daha güvenilir ve
olmaz. Ancak, hidrojen ve yakıt hücresi türündeki yeni
daha çevreci kaynaklar olduğu bilinmektedir.
enerji kaynakları için yapılması gereken yatırımlar ve
Yenilenemez enerji kaynaklarının en büyük zararı ise
çözülmesi gereken kapsamlı sorunlar mevcuttur. Bu
çevre üzerinde görülmektedir. Çevreyi alabildiğine
nedenle, geleneksel enerji türleri ile fosil yakıtlar hâla
kirleten bu kaynaklar nedeniyle önümüzdeki 50 sene
önemini korumaktadır. (Banger, 2007: 12 ) Fosil
içerisinde kendileri tükenmeden dünyamızı tüketebilir
yakıtlara dayalı enerji üretiminin 2030 yılına kadar
gözükmektedirler. Çünkü sera gazı salınımı ile küresel
ağırlığını koruyacağı, yenilenebilir enerji kaynaklarının
ısınma günden güne iklim yapısını da değiştirerek daha
enerji üretimindeki payı artmakla birlikte, hidrolik
tehlikeli bir hal almaktadır.
dışındaki diğer kaynakların payının bu yıllarda %5’i
geçmeyeceği tahmin edilmektedir (Keskin ve Ertuğrul,
Enerji Ekonomisi
2009:6).
Günümüz toplumlarında modern enerji hizmetlerinin
Yenilenemeyen (Tükenebilir) Enerji Kaynakları yaygınlaşması kalkınma ve gelişme açısından yaşamsal

Yenilenemeyen enerji kaynakları, daha çok fosil kökenli önemdedir (Çolaklı ve Efe,2008: 13). Başta ABD ve AB

kaynaklardır. Tekrar oluşumlarının çok uzun süreler olmak üzere enerji ihtiyaçlarının büyük çoğunluğunu

alması bu kaynakların kullanımını tükenebilir hale nükleer enerji santrallerinden sağlamaktadırlar. Bu

getirmiştir. Petrol, kömür, doğalgaz en temel fosil gelişmiş ülkeler petrol, kömür ve doğalgaz gibi elektrik

kaynaklardır. Bunların haricinde radyoaktif elementler üretiminde kullanılan enerji kaynaklarına sahip

tükenebilir olduğu için nükleer enerji de bu sınıfa olmakla beraber daha ucuz maliyetle daha fazla enerji

girmektedir. üretebilen nükleer enerjiye yönelerek ihtiyaçlarının


büyük çoğunluğunu sağlamayı amaçlamakta ve bu
Yenilenebilir Enerji Kaynakları amaçlarını günümüzde gerçekleştirmektedir.

Ülkelerin kalkınmada, refaha ulaşmada ve refahı 1973 Petrol Krizi ile petrol başlığı altında enerji bir silah
sürdürmede kullanmak zorunda oldukları fosil olarak kullanılmaya başlanmıştır. O tarihlerden bu
yakıtların insan sağlığına ve çevreye olan etkileri yana artık savaşlar “enerji savaşları” olarak
nedeniyle ülkeler, alternatif, zararsız ya da az zararlı nitelendirilmekte ve günümüzde Çin, Hindistan ve
enerji kaynaklarına yönelmeye başlamışlardır. Bu ABD kaynaklı küresel bir talep patlaması
kaynaklarda yenilenebilir enerji kaynaklarıdır. yaşanmaktadır. Artık enerji, Ukrayna krizinde olduğu
gibi devlet yönetimde ve uluslararası ilişkilerde
Yenilenebilir enerji, “doğanın kendi evrimi içinde, bir
stratejik bir konu niteliğindedir. Rusya Avrupa
sonraki gün aynen mevcut olabilen enerji kaynağı”
baskısını azaltmak için doğalgaz satışı için Çin’le 2014
olarak tanımlanabilir. (Anonim,www.buğday.org)
sonunda yeni bir antlaşmayı hayata geçirecektir. Enerji
Başka bir ifadeyle, yenilenebilir enerji kaynakları
Arzı küresel talebi karşılamaktan uzak gözükmektedir
yeryüzünde ve doğada çoğunlukla herhangi bir üretim
ve bu durum enerji fiyatlarının gelecekte artış
sürecine ihtiyaç duymadan temin edilebilen, fosil
yönündeolacağının açık bir göstergesidir. Bütün Afrika
kaynaklı (kömür, petrol ve karbon türevi) olmayan,
kıtası 2010 yılında toplam 629 TWh elektrik üretmiştir.

S a y f a | 89
A KSA RA Y Ü N İV E RS İ T ES İ İİ B F D E R G İS İ , Temmuz 2014, Cilt 6, Sayı 2

Bu miktar Almanya’nın aynı yıldaki üretim araçtır. Enerji yoğunluğu, toplam enerji tüketiminin
kapasitesine eşittir (T.C. Enerji Ve Tabii Kaynaklar GSYİH’ya oranı olarak tanımlanabilir ve her birim
Bakanlığı, 2014:7). üretim başına kullanılan enerji tüketimini gösterir
(Karadaş, 2008: 93).
Enerjinin hem üretilmesinde hem de tüketilmesinde
çeşitli kazançlar ve maliyetler söz konusudur. Enerjinin Bütün enerji kaynakları göz önüne alındığında
toplum hayatı için zorunlu bir ihtiyaç maddesi olması, dünyada her gün 205 milyon varil (28 milyon ton PEE)
kaynakların çeşitlenmesi, üretiminden tüketimine enerji tüketilmektedir. Enerji; konut sektöründe,
kadar birçok ekonomik faaliyeti gerektirmesi, enerji endüstride, ulaşımda ve güç sektöründe
ekonomisini doğurmuştur. Bu bağlamda enerji kullanılmaktadır. Teknoloji, gittikçe enerjiyi daha
ekonomisi, ekonomik faaliyetlerin gerçekleşmesi ve verimli kullanmanın yollarını araştırmaktadır. Bu
sürdürebilmesi için, sınırsız enerji talebi ile sınırlı enerji nedenle kişi başına enerji tüketimi yerine enerji başına
kaynakları arasında denge kurmayı amaçlayan üretim verimliliği (enerji yoğunluğu) ülkelerin
ekonominin bir alt bilim dalı olmaktadır (Kurnaz, gelişmişlik düzeylerini açıklamak amacıyla tercih
2012,13). Bu konuda ülkemizde son yıllarda önemli edilmektedir ve GSYİH başına tüketilen birincil enerji
çalışmalar yapılmasına karşın, bu bilim dalının önemi miktarını temsil eder.
konusunda yeterli çalışmalar ve gerekli istatistikler tam
Bir ülke veya sektörde hesaplanan enerji yoğunluğu ne
anlamıyla yaratılamamıştır.
kadar düşükse, enerji verimliliği o kadar yüksektir.
Yani enerji verimliliği ile enerji yoğunluğu ters
Enerji Verimliliği
orantılıdır. Bu durumda, bir ülkenin enerji yoğunluğu
Dünya enerji talebi sürekli artmaktadır. Önümüzdeki ne kadar düşükse, o ülkede birim hasıla üretmek için
25 yıl için enerji talebinde beklenen yıllık ortalama artış harcanan enerji de o kadar düşük demektir ki, bu da
oranı %1.7’dir. Talebin 2002–2030 yılları arasında %60 enerjinin verimli kullanıldığına işaret etmektedir.
artması beklenmektedir. 2002 yılında 10.3 MTEP olan
Enerji yoğunluğunun 2005 yılı sayısal verileri ile dünya
enerji talebi, 2030 yılında yaklaşık olarak 16.5 MTEP’e
ortalaması değeri 0,32 iken, OECD ülkelerinde dünya
ulaşacaktır. Diğer taraftan, enerji kaynakları arzında bir
ortalamasının oldukça altında 0,20, Türkiye’de ise
artış söz konusu değildir. Yenilenebilir kaynaklara
dünya ortalamasının biraz üstünde (0,35) gerçekleştiği
yönelik çalışmalar giderek artsa da henüz ekonomik
hesaplanmıştır (Becerik, 2010: 32).
anlamda istenen maliyetlerde ve miktarlarda üretim
yapılamamaktadır. Enerji talebinin artması, enerji
Enerji Arz ve Talebi
fiyatlarındaki dalgalanmalar ve enerjide bağımlılık gibi
konular, enerjiyi ülkeler için stratejik konulardan biri Enerji arzı, enerji kaynaklarının mevcut durumu

haline getirmiştir. Bu nedenle var olan enerjinin etkin üzerinden enerji kaynaklarının işlenmesi ve kullanıma

ve verimli bir şekilde kullanılması, enerji politikalarının hazır hale getirilmesiyle ilişkilidir. Enerji arzı, mevcut

ana hedeflerinden birisi haline gelmiştir (Karadaş, 2008: ekonomik koşullarda talebin karşılanması için doğal

91). oluşumlar ve yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji


ihtiyacının karşılanmasıdır.
Enerji Yoğunluğu
Enerji talebi ise, ekonomik faaliyetlerin gerçekleşmesi
Bir ekonomideki enerji tüketim düzeyini belirleyen üç ve günlük tüketim için, çeşitli kurumlar ve bireyler
faktör bulunmaktadır. Bunlar; ekonomideki üretim tarafından talep edilen enerji miktarıdır. Enerji miktarı,
düzeyi, ekonominin yapısı ve ekonomik çıktı başına ihtiyacı olan çeşitli kurum ya da bireyler tarafından
düşen enerji miktarıdır. Enerji tüketim düzeyini öncelikle ülke içinden temin edilir. Her türlü mal ve
belirleyen bu son faktör, enerji yoğunluğu etkisi olarak hizmetin talebinde olduğu gibi enerji talebinin de
adlandırılmaktadır. Enerji yoğunluğu tüm dünyada esnekliği ve enerji talebini etkileyen faktörler
kullanılan bir göstergedir ve enerji verimliliğinin takip bulunmaktadır. Değişik biçimler altında enerji
ve karşılaştırılmasında yaygın olarak kullanılan bir

S a y f a | 90
ADAÇAY / Türkiye İçin Enerji ve Kalkınmada Perspektifler

kullanımı insanlığın gelişiminde ve uygarlığın Nükleer enerjinin birincil enerji kaynakları içinde payı
yerleşmesinde temel öğe olmuştur. %5,6 iken, 2035 yılında mevcut enerji politikaları ile
devam senaryosuna göre %6’ya, yeni politikalar
21. Yüzyılın ilk çeyreğinde enerji arz-talep dengesini
senaryosuna göre %7’ye ve 450 ppm senaryosuna göre
sağlamak için yaklaşık 13 trilyon dolar yeni yatırıma
%11’e çıkması beklenmektedir. Projeksiyonlar, nükleer
ihtiyaç vardır. Çin ekonomisi yaklaşık %10, Hindistan
enerjinin enerji kaynakları içindeki payını arttıracağını
%8 ve Bağımsız Devletler Topluluğu ise %7 bir büyüme
göstermektedir.
oranına sahip ve büyüyen ekonomiler bir yandan daha
fazla kazanırken diğer yandan da daha fazla enerji talep Yenilenebilir enerji kaynaklarının 2035 yılındaki
etmektedirler. Hızla büyüyen ekonomilerin dünya payının, mevcut politikalar senaryosuna göre %14
enerji kaynaklarını sahiplenmede atılgan ve girişimci oranında, yeni politikalar senaryosuna göre %17 ve 450
hale geldiklerini görmekteyiz. Her yıl en zengin 500 ppm senaryosuna göre ise %26 olacağı beklenmektedir.
kişisi arasında Asyalıların sayısı artarken, Asyalı
şirketlerin her geçen gün artan satın aldıkları şirketler Birincil Enerji Tüketiminin Bölgelere, Kaynaklara ve

arasında enerji şirketlerinin dikkat çeken bir yüzdesi Sektörlere Göre Dağılımı

söz konusudur (Banger,2007: 5). Grafik-1’de görülebileceği gibi, tahminler, enerji

Yapılan tahminler, 2030 yılında dünya nüfusunun 8,3 tüketimindeki artışın %93’ünün OECD üyesi olmayan

milyara yükseleceğini göstermektedir. Bu durum, 1,3 ülkelerden kaynaklanacağını göstermektedir. Elektrik

milyar insana daha enerji arzı sağlanması gerektiğini üretimi için kullanılan enerji miktarının 2030 yılına

ortaya koymaktadır. Öngörülen nüfus artışının kadar yıllık ortalama %2,1 olmak üzere %49 oranında

%90’ından fazlasının OECD dışı ülkelerden artacağı beklenmekte olup bu artış, küresel birincil

kaynaklanacağı tahmin edilmektedir. Söz konusu enerji büyüme oranının %57’sine karşılık gelmektedir.

ülkelerin, gelişmekte olan sanayi ve kentleşmelerine Sanayide kullanılan birincil enerji tüketiminde %31

bağlı olarak küresel Gayri Safi Hâsıla artışına %70 ve oranında artış öngörülmekte olup bu oran, dünya

küresel enerji talep artışına %90’ın üzerinde katkı birincil enerji büyüme oranının %25’ini

sağlayacağı öngörülmektedir. (Enerji Ve Tabii oluşturmaktadır.

Kaynaklar Bakanlığı,2014:2) 2030 yılına kadar olan süreçte; yenilenebilir kaynaklar

Tablo-1’de görülebileceği gibi, Uluslararası Enerji yıllık ortalama %7,6 büyüme payları ile en hızlı büyüme

Ajansı’nın (UEA) tahminlerine göre 12,7 milyar ton oranına sahip enerji kaynaklarıdır. Nükleer enerji yıllık

eşdeğer petrol (TEP) olan dünya birincil enerji talebinin ortalama %2,6 ve hidroelektrik yıllık ortalama %2,0

2035 yılında; büyüme oranına sahip olacaktır. Bu iki kaynağın


büyüme oranı, toplam birincil enerjinin büyüme
 Mevcut enerji politikaları ile devam
oranından daha fazladır. Fosil yakıtlar arasında en fazla
senaryosuna göre yüzde 47 oranında artışla 18,7
büyüme oranına sahip olan kaynak yıllık ortalama %2
milyar TEP,
büyüme oranı ile doğalgazdır. Doğalgazı sırasıyla yıllık
 Yeni politikalar senaryosuna göre yüzde 35 ortalama %1,2 büyüme oranı ile kömür ve yıllık
oranında artış ile 17,2 milyar TEP, ortalama %0,8 büyüme oranı ile petrol izlemektedir.

 450 ppm senaryosuna göre yüzde 16 oranında Dünyada elektrik üretiminde kullanılan kaynakların
bir artışla 14,8 milyar TEP’e ulaşması dağılımları incelendiğinde elektrik üretimi için en
beklenmektedir. yaygın olarak kullanılan kaynağın kömür olduğu
görülmektedir. Kömürden sonra en fazla kullanılan
Söz konusu senaryoların tamamına göre 2035 yılına
kaynak ise doğal gazdır.
kadar olan dönemde fosil yakıtların (petrol, doğal gaz,
kömür) payları nispeten azalmakla birlikte, bu yakıtlar
hâkim kaynaklar olmaya devam edecektir.

S a y f a | 91
A KSA RA Y Ü N İV E RS İ T ES İ İİ B F D E R G İS İ , Temmuz 2014, Cilt 6, Sayı 2

Tablo 1. 2035 Yılı Birincil Enerji Talebi Projeksiyonu (UEA, Şekil 1. Bazı Ülkelerin Elektrik Üretiminin Kaynaklara Göre
2012) Dağılımı

Kaynak: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bütçe Sunumu,


2012
Grafik 1: Dünya Enerji Arz ve Talep Projeksiyonları

Kaynak: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bütçe Sunumu,


2012
Bazı Ülkelerin Elektrik Üretiminin Kaynaklara Göre
Dağılımı

Gelişmiş ülkeler, dünya enerji kaynaklarının %6’sına


sahip iken, dünya enerji tüketiminin %48’ine
hükmetmektedirler. Bu rakamlara göre, enerji
kaynaklarına sahip olan azgelişmiş ülkeler, dünya
ekonomik üretiminde pay sahibi olmak ve gelişmek için
enerji tüketimlerini artırmak zorundadırlar. Başka bir

S a y f a | 92
ADAÇAY / Türkiye İçin Enerji ve Kalkınmada Perspektifler

deyişle, sanayileşmiş ülkelerde yasayan 1 milyar Ülkemizde elektrik üretimi için kullanılan temel
civarındaki nüfus (toplam dünya nüfusunun yaklaşık kaynaklar doğalgaz, kömür ve yenilenebilir enerjidir.
% 20’si) kullanılan toplam enerjinin yaklaşık % 60’ını Ülkemizde elektrik enerjisinin %41’i doğalgazdan,
tüketirken, gelişmekte olan ülkelerde yasayan yaklaşık %33’i yenilenebilir enerjiden ve %25’i kömürden elde
4 milyar civarındaki nüfus % 40’ını tüketmektedir. 2 edilmektedir. Doğalgazda dışa bağımlı bir ülke
milyar en fakir (kişi basına milli gelir 1000 ABD doları olmamıza karşın elektrik üretiminde nerdeyse
veya altında) nüfus ise kişi başına yılda sadece 0.2 TEP doğalgaz zengini Rusya kadar doğalgaz kullanıyor
enerji tüketirken, en zengin nüfus (kişi başına milli gelir olmamız ve kömürü görece daha az kullanmamız
22.000 ABD doları veya üzerinde) yaklaşık 25 kat daha dikkat çekicidir.
fazla (kişi başına yılda 5 TEP) enerji
tüketmektedir.(Fidan,?: 16) Dünya Enerji Yatırımları

Şekil 1’den takip edilebileceği gibi, ABD, Çin, Hindistan Dünya enerji talebi her ülkede farklı oranlarda olmakla

ve Almanya’da kömür, Rusya’da doğalgaz, Fransa’da birlikte küresel ölçekte sürekli artmaktadır. Bu talebi

nükleer enerji ve Kanada’da yenilenebilir enerji elektrik karşılamak için küresel enerji yatırımları her yıl artış

enerjisi üretiminde en fazla paya sahip olan göstermektedir. UEA verilerine göre enerji sektörüne

kaynaklardır. Fransa, Almanya, ABD, Kanada ve 2012 ile 2035 yılları arasında küresel ölçekte üçte ikisi

Rusya, elektrik üretiminde nükleer enerjiyi önemli OECD dışı ülkelerde olmak üzere toplam 37,4 trilyon

oranda kullanan ülkelerdir. Fransa’da nükleer enerji dolar yatırım yapılacağı tahmin edilmektedir.

elektrik üretiminde %79 gibi yüksek bir oranla Yatırımların; hangi enerjilere hangi miktarlarda ve

kullanılmaktadır. Hidrolik, güneş enerjisi, rüzgâr ve toplam içindeki payları aşağıdaki Tablo 2’de

jeotermal gibi yenilenebilir enerji kaynakları ise %11’lik verilmiştir.

bir oranla ikinci sırada gelmektedir. Almanya’da Tablo 2. Dünya Enerji Talebi
elektrik üretimi için kullanılan en önemli kaynak Yatırım Toplamdaki
ENERJİ
(Trilyon dolar) Payı (%)
kömür olup, elektrik üretiminin %45’i kömürden,
Elektrik 16,9 45
%17’si nükleerden ve %15’i yenilenebilir enerjiden Petrol 10,2 27
sağlanmaktadır. Gaz 8,7 24
Kömür 1,2 3
ABD’de, başta kömür olmak üzere (%43), doğalgaz Biyoyakıt 0,4 1

(%24) ve nükleer enerji (%19) elektrik üretiminde Kaynak: Uluslararası Enerji Ajansı (UEA), 2014
kullanılan ana kaynaklardır. ABD’de bunların yanı sıra,
yenilenebilir enerji kaynakları da elektrik üretiminde Türkiye’nin Enerji Politikası
%11’lik bir oranla kullanılmaktadır. Kanada’da; Türkiye’deki enerji politikası; ülke enerji ihtiyacının,
yenilenebilir enerji, elektrik üretiminde %61 oranı ile amaçlanan ekonomik büyümeyi gerçekleştirmek,
önemli bir paya sahip olup elektrik enerjisinin elde sosyal kalkınma hamlelerini destekleyecek ve
edilmesinde %14 nükleer enerji, %12 kömür ve %10 yönlendirecek şekilde, zamanında, yeterli, güvenilir,
doğalgaz kullanılmaktadır. ekonomik koşullarda ve çevresel etki de göz önüne
Çin ve Hindistan, sırasıyla %79 ve %68 olmak üzere alınarak sağlanması olarak belirlenmiştir (Küçükaksoy,
yüksek oranlarda kömür kaynakları ile elektrik enerjisi 2006: 19).
üreten iki ülkedir. Yine her iki ülkede elektrik Türkiye’nin günümüzde enerji arz ve güvenliğini esas
üretiminde yenilenebilir enerjinin kullanımı %15 alan temel politika ve amaçları ise şu şekilde
oranlarında ikinci sırada yer almaktadır. Hindistan’da sıralanmaktadır:
doğalgazın payı %10 iken, Çin’de doğalgaz ile elektrik
 Yerli kaynaklara öncelik vermek suretiyle
üretimi %2 gibi düşük bir orana sahiptir. Rusya’nın
kaynak çeşitliliğini sağlamak,
elektrik üretiminde en fazla kullandığı kaynak %49
oranı ile doğalgaz olup diğer kaynaklar sırasıyla;
nükleer enerji, yenilenebilir enerji ve kömürdür.

S a y f a | 93
A KSA RA Y Ü N İV E RS İ T ES İ İİ B F D E R G İS İ , Temmuz 2014, Cilt 6, Sayı 2

 Serbest piyasa koşullarına tam işlerlik enerji kullanımına yönelik en önemli yerli kaynaklar;
kazandırmak ve yatırım ortamının iyileşmesini petrol, doğal gaz, kömür, rüzgâr, güneş, biyokütle,
sağlamak, jeotermal ve biyogazdan yararlanılarak elektrik enerjisi
üretilmekte ve tüketime sunulmaktadır. Bunun
 Yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji arzı
yanında hala ülke gündemimizde yer alan nükleer
içindeki payını arttırmak,
enerji çalışmaları hızlanmaktadır.
 Enerji verimliliğini arttırma
Yenilebilir kaynaklara yönelik çalışmalar artsa da
 Petrol ve doğalgaz alanlarında kaynak henüz ekonomik anlamda istenen maliyetlerde ve
çeşitliliğini sağlamak ve ithalattan kaynaklanan miktarlarda üretim yapılamamaktadır. Enerji
riskleri azaltacak tedbirleri almak, talebindeki artış, enerji fiyatlarındaki dalgalanmalar,

 Jeostratejik konumumuzu etkin kullanarak, enerjideki dışa bağımlılık ülkeler için enerji sektörünün

enerji alanında bölgesel işbirliği süreçleri stratejik konuma gelmesindeki temel faktörlerdir.

çerçevesinde ülkemizi enerji koridoru ve (Becerik, a.g.e. :32)

terminali haline getirmek,


Türkiye’de Kullanılan Enerji Verileri
 Enerji ve tabii kaynaklar alanlarındaki
Türkiye enerji konusunda ürettiğinden daha çok
faaliyetlerin çevreye duyarlı halde
tüketen bir ülke konumundadır. Grafik 2’den hareketle
yürütülmesini sağlamak,
Türkiye’nin 2009 yılında enerji açısından dışa
 Maliyet, zaman ve miktar yönlerinden enerjiyi bağımlılığı %70,5 iken, 2011 yılına geldiğimizde bu oran
tüketiciler için erişilebilir kılmak. %72,4’e yükselmiştir. Bunda petrol ile doğalgazın payı

 Tabii kaynaklarımızın ülke ekonomisine ciddi oranda büyüktür. Öyle ki, Türkiye’nin yerli

katkısını arttırmak, doğalgaz üretimi tüketimin sadece %3’ünü


karşılamaktadır.
 Endüstriyel hammadde, metal ve metal dışı
madenlerimizin üretimlerini arttırarak yurt
içinde değerlendirilmesini sağlamak

Tüm bu amaçlarla anlatılmak istenen ise enerji


politikalarıyla dışa bağımlılığın azaltılması ve enerjiden
kaynaklanan bazı olumsuz etkilerin en aza indirilmesi
istenmektedir. Diğer bir açıdan da ülke ekonomisinin
rekabet gücünü arttırmak ve halkın refahını
sağlamaktır. (Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, 2012
:15)

Türkiye’deki Enerji Kaynakları ve Rezervleri


Grafik 2.: Enerjide Dışa Bağımlılık Oranı (%)
Ülkemizde birincil enerji kaynakları, dünya rezervleri
Kaynak: Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi (Kurnaz,
ile kıyaslandığında miktar ve kalite yönünden çok a.g.e.:23)
düşük seviyede kalmaktadır. Bu olumsuz durumun Stratejik bir geçiş ülkesi olan Türkiye, aynı zamanda
nedenlerinin başında enerjinin kamusal bir hizmet enerji pazarı olmaya aday bir ülkedir. Bu nedenle petrol
olarak görülmeyip, basit bir piyasa faaliyetine ve doğalgaz ithalatında kaynak çeşitliliği, arz güvenliği
dönüştürme plan ve uygulamaları yatmaktadır. ve sürekliliğinin sağlanması açısından, geniş kapsamlı
(Türkyılmaz, 2009: 9) Fakat su bakımından hidrolik enerji taşıma projelerinin geliştirilmesi Türkiye için
enerji ve maden bakımından linyit kömürleri, ülkemiz büyük önem taşımaktadır. Orta Doğu ve Hazar
kaynakları içinde oldukça büyük bir önem Bölgesini, Akdeniz ve Avrupa’ya bağlayan hemen
taşımaktadır. Bunların dışında, ülkemizde mevcut

S a y f a | 94
ADAÇAY / Türkiye İçin Enerji ve Kalkınmada Perspektifler

hemen tüm kara ve deniz güzergâhları Türkiye’den olduğu söylenebilir. Ancak, ilk yatırım maliyeti
geçmektedir (Bayraç, 2010:1). açısından baraj ve santraller kurmak doğalgaza göre
daha maliyetli olsa da yerli kaynak olmasından dolayı
Bu çerçevede Türkiye’nin enerji kullanımlarına bakacak
payı hala oldukça yüksektir.
olursak; Üretim açısından, taşkömürü için Tablo 3’den
hareketle geçmiş yıllarda dalgalanmalar yaşansa da, Toplamda ise genel olarak, ülkemizde yükselen bir
2009 yılına doğru yıllar itibariyle gittikçe küçük oranda enerji üretimine sahip olduğumuz söylenebilir. Ancak,
artan bir üretim söz konudur. Linyit üretimi için ise enerjide dışa bağımlılık o kadar fazladır ki bunu
hızlı bir artış yaşanmaktadır; Ancak, yine ilerleyen düzeltme çabaları yetersiz kalmaktadır. Gelişmekte
yıllar içinde üretimde bir düşüş sözkonusudur. Bunun olan ülkelerin birçoğunda olduğu gibi Türkiye’de de
temel nedeni, kömür çıkarmada kullanılan büyümenin finansmanı sorunu kimi zaman yüksek
teknolojilerin eski olması ve çıkarılan linyitin düşük enflasyonu bir maliyet olarak ortaya çıkarırken, son
kaliteli olması, dolayısıyla daha çok çevre kirliliğine yol dönemlerde olduğu gibi kimi zamanda yüksek cari
açması nedenleriyle talepteki azalış olduğu açıkları önemli maliyetler olarak ortaya çıkarmaktadır
söylenebilir. (Demir,a.g.e.:15)

Petrol açısından bakacak olursak; Petrol rezervleri Türkiye’nin jeopolitik ve coğrafi konumundan dolayı
sınırlı olduğu için ve Türkiye’de petrol arama ve üretim Doğu ile Batı, Kuzey ile Güney arasında enerji koridoru
faaliyetleri petrol yasası ile düzenlenmekte olması bir yandan avantaj diğer yandan dezavantajlar
olduğundan, yeni petrol sondajları yapılamamakta yaratmaktadır. Çünkü bir yandan enerji talebini
böylece üretimi aynı seviyede devam ettiği karşılayabilecek potansiyelimiz fazladır diğer yandan
görülmektedir. Üstelik yeni enerji kaynaklarının bu durum yerli üretimi kısarak dışa bağımlılığı arttıran
bulunmasına bağlı olarak yıldan yıla düştüğü bir unsur olarak dolayısıyla bu sektöre yatırımın düşük
gözlemlenmektedir. gerçekleşmesine neden olmaktadır. Ayrıca siyasi ve
ekonomik dalgalanmalara oldukça duyarlı kırılgan bir
Doğalgaz rezervlerimizin çok sınırlı olmasıyla üretim
yapı yaratmaktadır.
çok sınırlı miktarlardadır. Türkiye’nin özellikle
1990’lardan sonra artan doğalgaz talebini karşılamak Diğerleri
için ciddi miktarlarda doğalgaz ithalatına başlanmıştır; İthal Rüzgar Jeotermal 3,3%
Çünkü: Elektrik üretimi için temiz bir kaynak Kömür 2% 0,3%
olmasından dolayı her geçen yıl bu pay da artmıştır. 9,6%
Grafik 3’e göre ise bu pay %43.8 oranıyla çok ciddi bir Yerli Doğalgaz
Kömür 43,8%
seyirde devam etmektedir.
17%
2000 yılında çok az olan rüzgâr enerjisi, potansiyel Hidrolik
açısından ülkemizde yeterince olduğu için ve hükümet 24%
olarak desteklendiği için 2010 yıllarına gelindiğinde
1.495 GWh seviyelerine ulaşmıştır. Bu düzeyde Grafik
3’e göre toplam elektrik üretiminin %2’ünü karşılamış
olsa da gelecek için yatırımların yapılmasıyla bu oran Grafik 3. Elektrik Üretiminin Kaynaklara Göre Dağılımı (%)
yükselecektir ve yenilenebilir kaynaklar içerisinde Kaynak: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, “Türkiye Enerji
Politikalarımız”, 2011, s.9
önemli bir yere sahip olabilecek kapasitededir.

Hidrolik ve Jeotermal Elektrik üretimi için ise


ülkemizin zengin kaynaklara sahip olan Türkiye’de
Tablo 3’de de görülebileceği gibi yıllara göre GWh
üretimi açısından dalgalanmalar gösterdiğini
görülmektedir. Bunun nedeninin de diğerlerinde
olduğu gibi doğalgaz kullanımının yaygınlaşmasını

S a y f a | 95
A KSA RA Y Ü N İV E RS İ T ES İ İİ B F D E R G İS İ , Temmuz 2014, Cilt 6, Sayı 2

Tablo 3. Türkiye Birincil Enerji Kaynakları Üretimi (2000-2009)

Kaynak: Bağlı ve İlgili Kuruluşlar Dairesi Başkanlığı, “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Bağlı ve İlgili Kuruluşların Amaç
ve Faaliyetleri”, Ankara,2011, s.9
Tablo 4. Türkiye Birincil Enerji Kaynakları Tüketimi (2000-2009

Kaynak: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Bağlı ve İlgili Kuruluşların Amaç ve Faaliyetleri” Ankara, 2011,s.10

denli azken tüketimin bu derece yükselmesinin başlıca


Türkiye’de birincil enerji kaynaklarının tüketimi
sebepleri, doğalgazın temiz bir enerji aracı olarak
açısından bakacak olursak;
Türkiye enerji politikasının gereğinden dolayı
Yıllara göre taşkömürü için üretimin nerdeyse aynı yaygınlaşmasıdır.
kaldığının aksine tüketimin arttığını Tablo 4’de
Hidrolik enerji açısından, linyit kömüründe olduğu gibi
görülmektedir. Bu nedenle her geçen yıl üretimin
ürettiğimiz enerji miktarını tükettiğimiz görülmektedir.
tüketimi karşılama oranı giderek azalmaktadır. Linyit
Hidrolik enerji, tüketim açısından ortalama değerle
kömürü için değerlendirme de ürettiğimiz kadarını
petrolden ve doğalgazdan sonra en yüksek oranlı enerji
tükettiğimizi görmekteyiz.
kaynağıdır. Diğer yandan, hidroelektrik santrallerin
Türkiye’nin petrol tüketimi, %44 ile toplam enerji inşa süreleri uzun olmakla birlikte, ekonomik ömürleri
tüketiminde en büyük paya sahiptir. Ancak, Türkiye’de termik santrallerden daha uzundur.
petrol tüketimi Tablo 4’de görüldüğü üzere, küçük
Genel olarak enerji tüketimini ele aldığımızda artan
dalgalanmalar gösterse de yaklaşık aynı seviyede
enerji talebi karşısında bununla doğru orantılı artan bir
devam etmektedir. Türkiye tükettiği petrolün %89’unu
enerji tüketimi görülmektedir. Sonuç olarak, Türkiye
ithalat yoluyla karşılamaktadır ve bu durum Türkiye
artan nüfus, sanayileşme gibi temel nedenlerle ülke
ekonomisi açısından önemli bir sorun oluşturmaktadır.
içindeki enerji kaynaklarının yetersizliği
Elektrik üretimi için ikame edilen doğalgaz için ise nedeniyledışarıdan yerli tüketimi karşılayacak
tüketim her geçen yıl daha da artmaktadır. Üretim bu

S a y f a | 96
ADAÇAY / Türkiye İçin Enerji ve Kalkınmada Perspektifler

düzeyde enerji ithal etmektedir. Bu durumdaha önce de kalitelerde olması ve bu kaynaklarının üretim
belirtildiği gibi yeterli ve gerekli önlemler alınmadığı maliyetlerinin yüksek olması olarak gösterilebilir.
taktirde enerjide dışa bağımlılığın artacağı anlamına
Petrol Ürünleri üretiminde de aynı düşüşü görmek
gelmektedir. Petrol’de %92, doğalgazda %98, birincil
mümkündür. Petrol rezervleri, dünya genelinde birçok
enerji kaynakları açısından %72 dışa bağımlı olan
değişik bölgeye yayılmış bulunmakta ve Avrupa
Türkiye’de hızla artan enerji fiyatları cari açığın
Birliği’nin rezervleri tüm dünyadaki rezervlere oranla
artmasında belirleyici bir faktör olmuştur. (Enerji
çok yetersiz kalmaktadır. Bugünkü tüketim oranıyla
Günlüğü, 23.10.2013)
Avrupa Birliği’nin tahmini olarak 8 yıl dayanabilecek
Tablo 5. 2012 Yılı Birincil Enerji Tüketiminin Dağılımı petrol rezervi kalmıştır.
2012 Yılı 2023 Yılı
2012 Yılı
YAKIT % Payı % Payı SEKTÖR Doğalgaz üretimi için de benzer bir şekilde azalış
% Payı
(Gerçekleşen) (Tahmini) sözkonusudur. Avrupa Birliği 233.2Mton ile şu anki
Doğal Gaz 32 23 Sanayi 27
Kömür 31 37 Konut 26 üretimin % 12’sini karşılamaktadır. Tüketimin
Petrol 26 26 Çevrim 24 günümüz seviyesinde devam edeceği düşünülürse bu
Hidrolik 4 4 Ulaştırma 14
oran 20 yıl içerisinde %2 civarına düşecektir.
Nükleer
- 4 Tarım 5
Enerji
Yukarıdaki gelişmelere benzer olarak Nükleer enerji
Yenilebilir
7 6* Diğer 4 üretiminin yıllara göre düşüş yaşadığını söylenebilir.
Enerji
TOPLAM 119,5 Milyon 218 Milyon Bunun nedeni olarak 2005 yılında Fransa ve Portekiz
değer TEP TEP (ARTIŞ %90)
uranyum üretimlerini durdurma kararı aldıklarını
* bu değere diğer enerji türleri de dahil edilerek tahmin
gösterebiliriz. (AB, İstatistikler, 2011)
yürütülmüştür. TBMM Bütçe sunumu değerlerinden
oluşturulmuştur.
Diğer enerji kaynaklarının aksine yenilenebilir enerji
üretiminde tüm Dünya’da olduğu bibi AB’de de artış
Avrupa Birliği Enerji Politikaları Ve
göstermektedir. Özellikle odun ve su gibi yenilenebilir
Stratejileri enerji kaynakları, Avrupa enerji ekonomisi üzerinde
oldukça küçük bir role sahiptir. Ancak bu oranın gerek
Günümüz de Avrupa Birliği (AB) enerji politikalarını;
üretim gerekse tüketim açısından arttığı
elektrik ve doğal gaz sektörlerinde rekabete açık, şeffaf
gözlenmektedir.
ve tamamı entegre olmuş bir iç pazarın kurulması;
çevrenin korunması ve küresel iklim değişikliğiyle Tablo 7’de AB genelinde birincil enerji tüketim
mücadele ve son olarak da enerji arz güvenliğinin değerleri incelendiğinde katı yakıtların üretiminin
sağlanması olarak üç temel prensibe dayandırmaktadır. düşüşüyle beraber tüketiminin de büyük ölçüde
(Yorkan, 2009:31) düştüğü görülmektedir. Dünya tüketimindeki artış
karşısında, AB’de azalan kömür tüketiminin başlıca
AB’de Enerji Kaynakları, Rezervleri ve Verileri nedenleri olarak; Dünya kömür fiyatlarının çok düşük
Enerji tüketiminin dünya üzerindeki en yoğun bölgesi olması, buna karşın AB kömür üretim maliyetlerinin
olan AB, enerji kaynakları açısından son derece yetersiz çok yüksek olmasından dolayı Avrupa kömürünün dış
durumdadır. Son genişleme sonrası 27 üyeye ulaşan piyasayla rekabet edememesi gösterilebilir.
Birlik, enerji konusunda benzer özelliklere sahip AB ülkelerinin petrol tüketim oranları toplandığında
ülkelerden oluşması nedeniyle enerji konusunda dışa ortaya çıkan sonuç AB’yi petrol tüketiminde ABD’den
bağımlılıkta azalma yerine artış yaşamaktadır (Tatar, sonra ikinci sıraya taşımaktadır. Tablo 7’ye göre
2007: 41). petrolün önemi pek düşmemektedir ancak petrol AB
Tablo 6’dan yararlanarak AB’nin genel olarak birincil için önlem alınmazsa birincil kaynak olma durumunu
enerji üretimine bakıldığında katı yakıt üretiminde her koruyacaktır.
yıl düşüş yaşandığı görülmektedir. Bunun temel Doğalgaz için ise; Avrupa, petrolde olduğu gibi
nedeni, bu enerji tipinin Avrupa genelinde değişik doğalgaz rezervi açısından da %4’lük payı ile kullanım

S a y f a | 97
A KSA RA Y Ü N İV E RS İ T ES İ İİ B F D E R G İS İ , Temmuz 2014, Cilt 6, Sayı 2

miktarı bakımından yetersiz rezerve sahip oluşturmuş, Avrupa’da sürdürülebilir ekonomik


bulunmaktadır. Aynı zamanda doğalgaz tüketimindeki kalkınma ve 200,000 kişiye iş sağlamıştır. AB
payının bu denli yüksek olmasının nedeni, çevreci politikalarının çerçevesini oluşturan direktifler ve
faaliyetler içinde bulunan AB’nin doğalgazı temiz bir hedefleri ise şöyledir:
enerji kaynağı olarak kabul etmesidir.
White Paper (1997): 2010 yılına kadar enerji tüketiminin
Yine Tablo 7’den de görülebileceği gibi, AB’de önemine %12’den fazlasını yenilenebilir enerji kaynaklarından
karşın çevresel tehditleri nedeniyle nükleer enerji sağlamak [Bkz.Tablo8],
kullanımının azaltıldığı görülmektedir.
 GreenPaper (2000): Enerji kaynaklarının

Tablo 6. AB-27 Birincil Enerji Üretimi MTEP (2005-2009) güvenliğini sağlamak ve çeşitliliği korumak,

Yenilene 
Ürünleri

Doğalga

Nükleer

Toplam
Elektrik Direktifi (2001): 2010 yılına kadar
Petrol
Yakıt

bilir
Katı

elektrik tüketiminin %22.1’den fazlasını


yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlamak,
2005 196,06 134,11 188,80 257,52 115,11 898,75
2006 191,67 123,01 179,58 255,50 122,16 879,46  Binaların Enerji Performansı Direktifi (2002):
2007 185,92 122,49 167,40 241,41 132,59 859,27 2010 yılına kadar bina ısıtma-soğutma ve diğer
2008 177,65 116,11 168,32 241,91 141,33 854,75 evsel kullanımlar sonucunda tüketilen enerji
2009 166,07 109,13 153,25 230,77 148,43 818,18
miktarını %22 civarında azaltmak,
Kaynak: Avrupa Birliği, “Ülkeler Enerji İstatistikleri 2011”
http://ec.europa.eu/energy/publications/statistics/doc/2011-  Biyoyakıt Direktifi (2003): 2010 yılına kadar
2009-country-factsheets.pdf adlı internet sitesinden
ulaşım sektöründe kullanılan yakıtlar içerisinde
derlenmiştir.(Kurnaz, a.g.e.:32)
biyoyakıtpayını %5.75’e çıkarmaktır.

Tablo 7. AB-27 Birincil Enerji Yurt-içi Tüketimi MTEP (2005- AB yürüttüğü politikalar sayesinde 2010 yılı yaklaşık
2009)
hedeflerine ulaşmış gözükmektedir. Enerji
Ürünler

Yenilen

Toplam
Nüklee
Doğalg
Petrol

ebilir
Yakıt

sektöründeki yenilenebilir enerji payını 2020 yılında


Katı

az

r
i

%20’ye, 2040 yılında ise %50’ye çıkarmayı da


2005 317,26 678,13 446,02 257,52 116,04 1823,08 hedeflemektedir. Ayrıca AB’nin hedefleri arasında 2020
2006 325,26 674,17 438,09 255,50 123,83 1824,71 yılına kadar yenilenebilir enerji payını, elektrik
2007 328,62 658,87 432,60 241,41 134,51 1806,38 sektöründe %33’e, ısıtma-soğutma sektöründe ise
2008 305,39 658,49 440,83 241,91 144,24 1801,75 %25’e çıkarmakta vardır. Bu hedeflerden getirilerinin
2009 267,91 622,86 416,79 230,77 152,60 1702,75 ise şöyle olması beklenmektedir (EREC,2004:14-15):

Kaynak: Avrupa Birliği, “Ülkeler Enerji İstatistikleri 2011”  2020 yılına kadar CO2 emisyonunun 1990 yılı
http://ec.europa.eu/energy/publications/statistics/doc/2011-
rakamlarına göre %17.6 oranında azalacak,
2009-country-factsheets.pdf adlı internet sitesinden
derlenmiştir. (Kurnaz ;a.g.e.:34  2001-2020 yılları arasında yenilenebilir enerji
sektörüne 443 milyar euro’luk yatırım yapılacak,
AB Yenilenebilir Enerji Politikaları
 Petrol maliyetinde yaklaşık olarak 115.8 milyar
AB enerjide dışa bağımlılığını azaltmak, kaynakların
euro’luk azalma sağlanacak,
sürdürülebilirliğini garanti altına almak, iklim
değişikliği sorununu çözmek, enerji üretimi ve  2,023,000 kişiye iş sağlanacaktır.

tüketimini sınırlanmalarını ortadan kaldırmak,


endüstriyel gelişme, bölgesel gelişme ve istihdam
sağlamak amaçlarıyla 1990-2004 yılları arasında enerji
politikaları içerisinde yenilenebilir enerji kaynaklarına
öncelik vermiş ve bu sayede yenilenebilir enerji
teknolojisi alanında sağlanan gelişmelerle dünya lideri
olmuştur. Yenilenebilir enerji yeniliklere açık bir sektör

S a y f a | 98
ADAÇAY / Türkiye İçin Enerji ve Kalkınmada Perspektifler

Tablo 8. White Paper’ın amaçlarına ulaşabilmesi için gerekli katı yakıt olarak Türkiye’nin toplam enerji içindeki
olan yıllık büyüme oranları (2001-2010)
tüketimi artarken AB’nin azalmaktadır. Bunun sebebi
2001-2010 yılları
1995-2001 yılları olarak da AB’nin yürürlüğe koyduğu ve daha önce
Yenilenebilir arasında
arasında sağlanan
Enerji sağlanması bahsi geçen politikalardır.
yıllık büyüme
Kaynakları gereken yıllık
oranları
büyüme oranları AB ve Türkiye enerji açısından temel farklılık ise;
Rüzgar %37.9 %9.8 birincil enerji üretiminde kullanılan nükleer enerji ile
Fotovoltaik (PV) %36.6 %31.2
Güneş termal %9.8 %27.2 ilgilidir. AB açısından fosil kaynaklar düşüş
Jeotermal %3.9 %4.7 eğilimindeyken diğer taraftan nükleer enerji üretiminin
Biyokütle %3.6 %10.3
aynı seviyelerde kaldığını görüyoruz.
Hidrolik %0.9 %1

Kaynak: EREC, RenewableEnergyTargetfor Europe, Brüksel, Ulusal kaynaklara göre Türkiye’de Yenilebilir enerji
s.4, 2004 (Kulözü,a.g.e.:2) kaynağı olarak ele alırsak; Tablo 6 ve Tablo 7’den
izlendiği gibi yenilenebilir enerji üretiminin ve
Türkiye İle AB’nin Enerji Kullanım
tüketiminin AB’de arttığını görmekteyiz. AB’nin
Verilerinin Karşılaştırması yenilebilir enerji çerçevesinde elektrik üretimi için bu
kaynaklara yöneldiğini söyleyebiliriz. İki tarafında yerli
Türkiye ile AB ülkeleri geneli açısından
enerji kaynaklarına yönelişi sanayi ve çevre politikaları
değerlendirildiğinde enerji ekonomisinde önemli
bağlamında uyum sağlamaktadır. Ancak tüm bu
ölçüde üretim ve tüketim farkları olmasına rağmen, her
değerlendirmelerin yanısırayenilebilir enerji payının
iki kesiminde de enerji konusunda dışa bağımlılığın var
AB içinde artmasına ve diğer tüm enerji kaynaklarının
olduğu anlaşılmaktadır. Bu benzerliğin en önemli
üretim ve tüketim paylarındaki azalmaya karşın,
göstergesi; AB ve Türkiye’nin birincil enerji üretim-
Türkiye’nin 2023 tahminlerinde yenilebilir enerji
tüketim dengelerindeki açıkların büyümekte olması ve
payında %7’den %6’ya %1’lik bir azalış sözkonusudur.
enerjide dışa bağımlılığın artmasıdır. Örnek olarak, her
Türkiye doğalgaz tüketiminde de azalış öngörmektedir
iki tarafından Rusya’ya doğalgaz açısından büyük
ki, bu durum AB ile uyumludur. Ancak, yenilebilir
bağımlılığı sözkonusudur. Avrupa Enerji Güvenliği
enerji için aynı paralel politikanın uygulandığını
Stratejisi raporundaBirlik ülkelerinin ham petrolde
söylemek mümkün değildir. Benzer uyumsuzluk katı
yüzde 90, doğal gazda yüzde 66, katı yakıtlarda yüzde
yakıt olan kömür içinde sözkonusudur. AB’nde katı
42 ve nükleer yakıtta yüzde 40 dışa bağımlı olduğu
yakıtın üretim ve tüketim değerleri düşerken,
belirtildi. AB'nin 6 üyesi gaz ithalatında Rusya'ya
Türkiye’de kömür tüketiminin 2012 yılında %31 olan
tamamen bağımlı durumda" tespiti yapıldı. AB üyeleri
payının 2023 yılında %37’ye çıkacağı tahmin
arasında doğal gazda Rusya'ya bağımlılık Estonya,
edilmektedir. (Bkz.Tablo 5 )
Letonya, Litvanya, Slovakya, Finlandiya ve
Bulgaristan'da yüzde 100'ü ve Çek Cumhuriyeti'nde Ülkemizde güneş enerjisinin en fazla kullanım alanı
yüzde 90'ı buluyor. Geçen yıl 400 milyar avroya yakın sıcak su elde etmek amacıyladır. 18 milyon konut içinde
enerji ithalatı yapan AB, bunun 130 milyar avroluk 3,5–4 milyon konutta güneş enerjili sıcak su sistemi
kısmını Rusya'dan gerçekleştirdi (SABAH bulunmaktadır. Kolektörlerden en fazla Ege ve
gazetesi,28.05.2014) Akdeniz Bölgeleri yararlanmaktadır. Bu sistemlerin
ülkemize enerji getirisi 500–600 milyon dolardır. Buna
Katı yakıtların üretimi açısından Türkiye’de yükselen
rağmen güneş pilleri için aynı durum söz konusu
bir grafik görmekteyiz. Ancak, tam tersine bütün AB
değildir. Fotovoltaik sistemler ülkemizde çok fazla
ülkelerinin ortak verilerinde bu enerji üretiminin
rağbet görmemektedir. Dolayısı ile güneş pili fiyatları
azaldığını görüyoruz. Bunun sebeplerini tartışacak
oldukça pahalıdır. Güneş enerjisinden pasif olarak
olursak; bunda AB enerji politikaları olarak katı yakıt
yararlanılarak uygulanan yapı ısıtma sistemi ise yine
üretme masraflarına katlanmaktansa, dışarıdan temiz
ülkemizde fazlaca kullanılan bir yöntem değildir.
bir enerji kaynağı olan doğalgaz için dışa bağımlılığını
arttırmayı göze almıştır. Tüketim olarak baktığımızda

S a y f a | 99
A KSA RA Y Ü N İV E RS İ T ES İ İİ B F D E R G İS İ , Temmuz 2014, Cilt 6, Sayı 2

Ülkemizde güneş enerjisinin kullanımı ile ilgili çeşitli Batılı ülkeler arasında yer alması, coğrafi önemini bir
vakıflar, dernekler, üniversiteler ile TÜBİTAK, TSE gibi kat daha arttırmaktadır” (ETKB, 2010:2). 21. yüzyılın
kurumlar güneş enerjisinin etkin kullanımı ile ilgili başında sahip olduğu rüzgar, hidrolik, jeotermal,
çalışmalar yapmaktadır. Sonuç olarak güneş enerjisinin biyokütle ve güneş potansiyeli ile dünyanın sayılı
etkin kullanımı ile ülkemizin ekonomisine katkı ülkeleri arasında yer almasına rağmen, çevreye, iklime,
sağlanırken ekoloji denge de korunmuş olmaktadır. Bu insan sağlığına ve ekonomiye zararlı fosil yakıtlara
bağlamda yurdumuzda güneş enerjisi kullanımını bağımlılığı hızla artmakta olan Türkiye tehlikeli bir yol
etkinleştirmek için bireyler bilinçlendirilmeli ve bu ayrımında bulunmaktadır. Yürütülen politikalar ile
alana yeni yatırımlar yapılmalıdır. (MEB,2011: 12) ülkemizde yenilenebilir enerjiler, toplam enerjiye
büyük katkı sağlar konuma getirilebilir ya da bugüne
Rüzgâr enerjisinden faydalanma çalışmaları da
kadar olduğu gibi çevresel, ekonomik ve toplumsal
bölgelere göre farklılıklar göstermektedir. Örneğin, Batı
açıdan zararlı fosil yakıt ve nükleer enerjiye dayalı
Anadolu bölgesinde rüzgâr enerjisinden mekanik enerji
politikalarla yenilenebilir enerjilerin gelişimi
elde edilerek su pompaj sistemleri yapılmaktadır. Bu
engellenebilir. (Kulözü,2005:1)
pompaj sistemleri sulama amaçlı kullanılmakta ancak
uzun vadeli verim alınamamaktadır. ( MEB,2011: 22) Ulusal bir enerji politikasının hala oturtulamaması,
Türkiye’nin dış politikasını da etkilemektedir. Türkiye
Türkiye jeotermal potansiyeli açısından Avrupa’da
son yıllarda enerji açısından ulusal kaynaklarını
birinci, dünyada yedinci sıradadır. Yapılan
harekete geçirerek, dışa bağımlılığını azaltacak
araştırmalara göre ülkemizde 600’den fazla sıcak su
politikalar üretememiştir. Günümüzde küresel
kaynağı ve 170 adet jeotermal saha olduğu tespit
ekonomide daha da önem kazanan enerji, Türkiye’nin
edilmiştir. Bu sahaların 11 tanesi elektrik üretimine
ekonomisi açısından yeni ve büyük fırsatlar yaratırken,
uygundur. Elektrik üretimine en uygun sahalar daha
diğer taraftan da enerji ithalatına olan bağımlılık
çok Batı Anadolu’da yer almaktadır. Isıtma
nedeniyle, maliyeti giderek artan bir girdi olma
uygulamasında 32 yararlanılabilecek saha sayısı da 92
özelliğini korumaktadır (SDE,10.11.2009).
adettir. Bu kaynakların % 95’i düşük ve orta sıcaklıktaki
kaynaklardan oluşmaktadır. Kaynaklardan 5 tanesi Türkiye’nin birincil enerji tüketim ve üretim
elektrik üretiminde, diğerleri de daha çok merkezi değerlerinden hareketle; ülkemiz, toplam enerji
ısıtmada kullanılmaktadır. (MEB,2011: 25) tüketiminin yaklaşık dörtte birini kendi öz
kaynaklarından karşılamakta, kalan kısmını ise ithalat
Özetle, Türkiye’de yenilenebilir enerji kaynakları
yoluyla karşılamaktadır. Mevcut verilerden hareket
potansiyelinin hidroelektrikte %36’sının, rüzgâr
edildiğinde, elektrik enerjisinde yenilenebilir enerji
enerjisinde %2,8’inin, jeotermalde ise sadece %16’sının
kaynaklarımızın tamamını devreye sokuncaya kadar,
işletilmesine karşın, doğalgazı ithal ettiğimiz gibi
enerjide kaynak ve ülke çeşitlendirilmesine gidilmesi
elektrik üretiminin %60’ının doğalgazdan karşılanıyor
arz güvenliği açısından büyük bir öneme sahiptir. Arz
olması, dengelerin bozulması açısından çok kritik bir
güvenliği ve enerji kalitesinin sağlanması açısından
uygulamadır (Yorgancılar;2013,1)Yenilenebilir enerji
bakıldığında mevcut olan yerli ve yenilenebilir
kaynaklarından verimli şekilde yararlanılmamaktadır.
kaynaklarımızın yetersiz olduğu görülmektedir. Öyle
ki 2009 yılındaki toplam enerji üretimimiz 30,3 Mtep
Tartışma
kadardır, fakat buna karşılık tüketimimiz üretimimizin
Gelişmekte olan ülkelerin neredeyse en başında olduğu 3 katından da fazla olup 106,1 Mtep kadardır. Bu
kabul edilen Türkiye için enerji politikaları önemle rakamlar Türkiye açısından enerjide dışa bağımlılığın
uygulanmaya konulmalı ve yürütülebilmelidir. Öyle ki ne denli yüksek olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca
“ülkemizin dünya üzerinde ispatlanmış petrol ve 2010 yılında kişi başı enerji üretiminde Avrupa
doğalgaz rezervlerinin dörtte üçüne sahip ve enerji kıtasında sonuncu sırada yer alan Türkiye için bu
kaynakları açısından son derece zengin olan bölge rakam 2.791 KWh olarak hesaplanmıştır. Dünya
ülkeleri ile enerji tüketiminin oldukça fazla olduğu ortalamasının biraz üstünde olmamıza rağmen AB

S a y f a | 100
ADAÇAY / Türkiye İçin Enerji ve Kalkınmada Perspektifler

ülkelerinin oldukça altında kalmış bulunmaktayız. Bu Bu nedenlerden dolayı Türkiye’nin kalkınmasını


da GOÜ için GÜ seviyesine gelmesi açısından büyük bir sürdürebilmesi için istikrarlı bir enerji üretimine
önem arz etmektedir. Fosil yakıtların baş sorumlusu geçmesi gerekmektedir. Bu enerji üretimi de nükleer
olduğu CO2 emisyon rakamları ise 300 Mt’u geçmiştir. santrallerden sağlanacak nükleer enerjidir (Veziroğlu,
Bu da ürettiği enerjiye oranla çok ciddi bir rakamdır ve 2002: 61).
çevre kirliliği, küresel ısınma gibi olumsuz etkilere
Nükleer enerji ile yenilenebilir enerji kaynaklarının
neden olmaktadır. (Kurnaz, a.g.e.,:46-48)
karşılaştırıldığı 19 ülke üzerinde yapılan bir çalışmada
Avrupa Birliği’nin enerji konusunda diğer ülkelere nükleer enerji kullanımının özellikle hava kirliliğiyle
sürdürülebilir kalkınma açısından örnek teşkil mücadele konusunda önemli katkılar sağladığı ortaya
edebilecek olan iki ülke Fransa ve İsveç’tir. Dünya’da konulmuştur. Bu çalışmada nükleer enerji
gelişmişliğin göstergesi olarak sayılan kişi başına düşen kullanımındaki % 1'lik bir artışın kirlilikte (CO2) %
elektrik üretimi bu iki AB ülkesi de oldukça yüksektir. 0.477'lik bir azalmaya yol açtığı saptanmıştır.
Fransa nükleer enerjiye, İsveç’te yenilebilir enerji Yenilenebilir enerjinin ise daha çok enerjide petrol,
kaynaklarına yönelerek bu başarıyı yakalamışlardır. doğalgaz gibi dışa bağlı olan ülkelerin enerji arz ve
(2009 değerleriyle Fransa toplam 128,97 Mtep’lik; İsveç fiyatlarında meydana gelen dalgalanmalara karşı
30 Mtep elektrik üretmiştir. İsveç’te kişi başı elektrik kırılganlıkları azalttığı, ekonomik yapıda enflasyonist
üretimi 17.000 KWh’dır) Fransa açısından nükleer baskılar başta olmak üzere dış şoklara karşı ulusal
enerji, İsveç açısından ise yenilebilir enerji Türkiye’ye ekonomileri daha dayanaklı kıldığı söylenebilir
örnek teşkil etmelidir. Bu bağlamda Türkiye, (Demir,2013,9). Enerji tüketiminde ilk 15’de yer alan
başlangıçta maliyeti yüksek olan fakat uzun vadede ülkelerin enerji tüketim kompozisyonlarına
enerji açısından temiz ve hesaplı olan nükleer enerjiyi bakıldığında Türkiye, İran ve İtalya dışında tüm
çoğaltarak ve diğer yandan yerli ve yenilebilir ülkelerin nükleer enerji santrallerine sahip oldukları
kaynakları çeşitlendirip geliştirerek dışa bağımlı görülmektedir. İran önemli petrol rezervi, İtalya ise
olmaktan çıkıp kendi tüketimi karşılayabilecek yenilenebilir enerji kaynakları ile söz konusu açığı
seviyeye gelmelidir. Enerji ekonomisi için arz talep karşılamaya çalışmaktadırlar. Türkiye için özellikle
dengesi kurulmalıdır. dikkat çeken husus güneş, rüzgar, jeotermalgibi
yenilenebilir enerji tüketiminin çok düşük düzeylerde
Bir başka alternatif enerji kaynağı olan ve elektrik
olduğudur. Hiç kuşkusuz burada üzerinde önemle
üretiminde temiz enerji olarak en bilinen hidroelektrik
durulması gereken husus ilgili listedeki ülkeler içinde
santraller ise suya ihtiyaç duymaktadırlar. Ancak,
petrol ve doğalgazda dışa bağımlılığı en üst düzeyde
normal şartların hüküm sürdüğü bir yıl boyunca,
olan ülkelerin başında Türkiye’nin geldiği, yenilenebilir
elektrik üretimi için yeterli su bulunabilir; kuraklık
enerji kaynakları (güneş, rüzgar, Jeotermal enerji)
dönemlerinde ise, normal elektrik üretimi önemli
konusunda ise çok ciddi bir potansiyele sahip olmasına
ölçüde etkilenmektedir. Ayrıca, havalar daha sıcak
rağmen yenilenebilir enerji üretiminde Türkiye’nin
olduğunda elektriğe olan talep artmakta zira klima gibi
neredeyse son sırada yer aldığı gerçeğidir. Bu
soğutucu cihazların kullanımı artar, fakat ısının yol
paradoksal durumu çözerek, petrol ve doğalgaz temelli
açtığı su açıklarından dolayı da elektrik üretim
cari açıklarla mücadelede yenilenebilir enerji
kapasitesi oldukça düşmektedir. Türkiye iklim
potansiyellerinden yararlanılması son derece
değişikliklerinin de etkisiyle enerji üretiminde
önemlidir. Özellikle son dönemlerde Türkiye’nin cari
hidroelektrik santrallerinden yeterli faydayı
açığının enerji açığı olarak değerlendirilmesi
alamamıştır, dolayısıyla diğer fosil enerji kaynaklarına
yenilenebilir enerji kaynaklarının önemini ortaya
göre daha temiz ama daha pahalı olan doğalgaz ithalatı
koymaktadır.(Demir, 2013: 10)
yaparak elektrik enerjisi üretimi yolunu seçmiştir. Bu
durumda Türkiye’deki enerji kaynakları diğer ülkelere Fosil kaynaklar halihazırda dünya enerji ihtiyacının
göre daha pahalı hale gelmiştir ve Türkiye’nin diğer büyük bir bölümünü karşılamaya devam etmektedir ve
ülkelerle olan rekabetini olumsuz yönde etkilemiştir. edecek gözükmektedir. Ancak, sonu olan bu

S a y f a | 101
A KSA RA Y Ü N İV E RS İ T ES İ İİ B F D E R G İS İ , Temmuz 2014, Cilt 6, Sayı 2

kaynakların yerine ve çevresel nedenlerle gelişmiş Anonim, Yenilenemez Enerji Kaynakları Nelerdir?,
[http://www.bilgiustam.com/yenilenemez-enerji-kaynaklari-
ülkelerde alternatif enerjiler yaratma çabası sürerken,
nelerdir/], Erişim Tarihi: 11.05.2014]
gelişmiş ülkelerin fosil yakıtlara bağımlılığı devam
Avrupa Birliği, Ülkeler Enerji İstatistikleri 2011,
edecek görünmektedir ta ki bu ülkeler yenilenebilir [http://ec.europa.eu/energy/publications/statistics/doc/2011-
enerji yatırımlarını gerçekleştirmedikleri sürece. 2009-country-factsheets.pdf], Erişim tarihi: 08.05.2013

Gelecekte dünya enerji ihtiyacı daha da artacak ve hızla Bağlı ve İlgili Kuruluşlar Dairesi Başkanlığı, (2011), Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Bağlı ve İlgili Kuruluşların Amaç
tükenen fosil kaynaklar bu ihtiyacı ve Faaliyetleri, Ankara.
karşılayamayacaktır. Bu nedenle ülkeler enerji çeşitliliği
Banger,G. (2007), Enerji ve Kalkınma, Enerji Forumu, Ankara.
sağlamak için alternatif enerji kaynaklarına yönelmek
Bayraç,N.H., (2010), Küresel Enerji Politikaları ve Türkiye,
sahip oldukları enerji kaynaklarını kullanmaya, Osmangazi Üniversitesi, SBE Dergisi, Enerji Enstitüsü, 10 (1),
verimliliğini arttırmaya ve yeni kaynaklar yaratmaya [http://www.turksam.org/tr/a1909.html] Erişim tarihi:
24.04.2014
dönük sürdürülebilir ulusal enerji stratejileri
Çolaklı, K. ve Efe,Ş., (2008), Doğalgaz Yakıtlı Merkezi ve
oluşturmak zorundadırlar. Mevcut teknolojik bilgiyle Bireysel Isıtma Sistemlerinin Karşılaştırılması, Tesisat
sözkonusu yeni enerji kaynakları da örneklerde Mühendisliği, 106.

verdiğimiz gibi nükleer enerji ve yenilenebilir enerji Demir,M., (2013), Enerji İthalatı Cari Açık İlişkisi, Var Analizi
İle Türkiye Üzerine Bir İnceleme, Akademik Araştırmalar ve
olmaktadır.
Çalışmalar Dergisi, 5(9), 2-27.
Ülkemizin enerji darboğazlarından kurtulması, EİM, (2014), Dünya Enerji Görünümü, , 7-14 Nisan 2014, S: 76
ekonominin bu yöndeki kırılganlığının dışa T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı

bağımlılığın ortadan kaldırılması yoluyla yok edilmesi EMO,(?) 5627 Sayılı Enerji Verimliliği yasasında Elektrik
Mühendisliği Mesleği, Temmuz 2010, EMO İzmir Şubesi,
ayrıca doğal kaynakların korunarak, çevre tahribatını Elektrik Mühendisliği Dergisi,
minimuma indirmek amacına yönelik olarak, koruma- [http://www.emo.org.tr/ekler/f2cb2e173d1fb04_ek.pdf?dergi=
606] erişim Tarihi: 21.05.2014]
kullanma dengesi doğrultusunda yenilenebilir, nükleer
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, (2012), Bütçe Sunumu, 12
ve hidrolik enerji tesislerinin inşa edilmesine öncelik
kasım 2012, [http://www.enerji.gov.tr/yayinlar_raporlar/
verilmesinde büyük yarar görülmektedir. Aksi taktirde, 2012_Plan_ve_Butce_Komisyonu_Konusmasi.pdf] Erişim
gelişmiş ülkelerle arasındaki farkın açılması tehditi Tarihi: 13.05.2014)

açıktır. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı,(2011) “Türkiye Enerji


Politikalarımız”, 1 Kasım 2011, Ankara,
Pek çok ülke gelecekte yüksek verimli alternatif enerji [http://www.enerji.gov.tr/yayinlar_raporlar/Turkiye_Enerji_P
olitikalarimiz.pdf], Erişim tarihi: ?.03.2014
kaynaklarına yönelmekle birlikte, çevreye zarar veren
EREC,(2004), RenewableEnergyTargetfor Europe, Brüksel.
yakıt kullanımlarının da önüne geçmek için, küresel
Fidan, A., (2009), “Türkiye’de Enerji Tüketimi ve Ekonomik
ısınmayı önlemeye yönelik temiz bir çevre amacıyla
Büyüme İlişkisi” [http://www.belgeler.com], Erişim Tarihi:
uluslararası antlaşmalar yapmış ve kurallar koyarak 17.01.2010
politikalar geliştirmiştir. Bunun en önemli örneği Kyoto Fidan,A., (?) “Türkiye’de Enerji Tüketimi ve Ekonomik
Protokolü’dür. Ülkemizin de 2009 yılında taraf olduğu Büyüme İlişkisi” [http://www.belgeler.com/blg/sqi/turkiye-
de-enerji-tuketimi-ve-ekonomik-buyume-iliskisi-the-
bu antlaşmayla birlikte, ülkeler karbondioksit relationship-between-energy-consumption-and-economical-
emisyonlarını geliştirip, gelecek nesillere temiz bir growth], Erişim Tarihi: 22.02.2013
dünya bırakmayı taahhüt etmişlerdir. Ancak, bu Gönel, F.D., (2010), Kalkınma Ekonomisi, Efil Yayınları,
protokole imza atan çoğu gelişmiş ülkenin bu Ankara.

yaptırımları ne derecede uyguladıkları ayrı bir tartışma Irkıçatal, B.O., (2010), Yenilenebilir Enerji Kaynakları, Enerji
Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), Biyoenerji Çalıştayı
ve araştırma konusudur. Sunumları, Kastamonu.
Karadaş, F., (2008), Sürdürülebilir Kalkınma Çerçevesinde
Kaynakça Türkiye’deki Enerji Sektörü ve Politikaları, Yayınlanmamış YL
tezi. [http://www.belgeler.com/blg/1bnb/surdurulebilir],
Anonim, Yenilenebilir Enerji, Erişim tarihi: 09.11.2013]
[http://www.bugday.org/portal/haber_detay.php?hid=79],
Keskin, F. ve Ertuğrul,E., (2009), Enerji Sektörü
Erişim Tarihi: 05.03.2014)
Sunumu,Kalkınma Araştırma Raporları. Ekonomik ve Sosyal
Araştırmalar Mdr.’lüğü, Türkiye Kalkınma Bankası A.Ş.

S a y f a | 102
ADAÇAY / Türkiye İçin Enerji ve Kalkınmada Perspektifler

Kulözü,N., (2005), Yenilenebilir Enerji Politikaları: Fransa


Örneği, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası (EMO), III.
Yenilenebilir Enerji Kaynakları Sempozyumu Bildirileri,
Mersin.
Küçükaksoy, i., (2006), Türkiye’nin Enerji Politiği ve Enerjide
Özelleştirme Üzerine Bir İnceleme: Tüpraş Örneği, Süleyman
Demirel Üniversitesi, İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi
Dergisi, 11 (2),361-368.
Külekçi, Ö.C., (2009), Yenilenebilir Enerji Kaynakları Arasında
Jeotermal Enerjinin Yeri ve Türkiye Açısından Önemi, Ankara
Üniversitesi Çevrebilimleri Dergisi, 1 (2), 083-091.
MEB, Yenilenebilir Enerji Kaynakları I, Aile Ve Tüketici
Hizmetleri, Ankara, 2011
NükTe, (2007), Enerji Nedir?,
[http://www.nukte.org/node/100], Erişim Tarihi: 12.06.2014
SABAH Gazetesi, “AB'nin enerjide umudu” Türkiye,
28.05.2014
SDE, Stratejik Düşünce Enstitüsü, Rusya Enerji Politikası ve
Türkiye Perspektifi, 10.11.2009,
[http://www.sde.org.tr/tr/haberler/223/rusya-enerji-politikasi-
ve-turkiye-perspektifi.aspx], Erişim Tarihi: 02.05.2014
Şimşek, M. (2013), 2014 Bütçesinde Enerji Hedefleri, Enerji
Günlüğü.
Türkyılmaz, O., (2009), Türkiye’nin Enerji Görünümü, IX.
Ulusal Tesisat Mühendisliği Kongresi, 06-09 Mayıs 2009,
Ankara.
Uluslararası Enerji Ajansı (UEA), (2014), İstatistikler, Ankara.
Veziroğlu,N. (2002), Geleceğin Enerjisi: Güneş - Hidrojen,
Kaynak Yayınları, İstanbul.
Yılız, T., (2009), Bakanlığın 2010 Yılı Bütçesi Sunuş Konuşması,
Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı,
http://www.enerji.gov.tr/yayinlar_raporlar/2010_Genel_Kuru
l_Konusmasi.pdf
Yorgancılar, E., (2013), EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender
Yorgancılar’ın demeci, Enerjide dışa bağımlılık kabul
edilemez”, 18.12.2013,
[http://enerjienstitusu.com/2013/12/18/enerjide-disa-
bagimlilik-kabul-edilemez/] Erişim Tarihi: 25.05.2014
Yorkan,A., (2009), Avrupa Birliği’nin Enerji Politikası ve
Türkiye’ye Etkileri, Bilge Strateji, 1(1)
Yüksel Tatar, Y., (2007), Avrupa Birliği Enerji Politikası ve Bu
Politika Bağlamında Hazar Havzası Enerji Kaynaklarının
Önemi, Süleyman Demirel Üniversitesi, SBE., Yayınlanmaş
YL. Tezi.

S a y f a | 103

You might also like