You are on page 1of 23

BİLİM TARİHİ

YUNAN-HELEN

Öğr. Gör. Gökçe IŞIK


▪ Yunan uygarlığı M.Ö. 1000 dolaylarında Ege Denizi kıyılarında belirmiş, deniz
ticaretiyle uğraşarak demir çağında ön plana çıkmıştır.
▪ Evreni anlamak Yunan düşüncesinin belirgin özelliği olmuştur.

Yunan bilginleri doğayı denetim altına almaktan ziyade onu anlama


çabası içerisinde olmuşlardır.

▪ Sorunlara karşılık üretilen pratik çözümlerden ziyade doğa felsefesi

üzerinde durmuşlardır.
▪ Yunan uygarlığında mitolojik düşünceden akılcıl

düşünceye geçişi simgeler.

▪ Geometri, felsefe ve astronomi ile uğraşmıştır.

▪ Evrenin sudan meydana geldiği hipotezini ortaya

atarak materyalist felsefeyi başlatmıştır.

▪ Buna göre evrenin yapısal niteliğinin temelinde

basit bir madde yatar. Bu maddenin değişik


biçimlere dönüşmesiyle evren karmaşık bir niteliğe
sahip olmuştur.
▪ Kendi adıyla geliştirdiği teoremin yanında

Thales, ününü başlıca iki unsurdan alır:

▪ 1-Geometriye ispat fikrini sokmasıyla

matematiksel düşünce ampirik işlemlerin


sınırlayıcı yapısından kurtulmuştur.

▪ 2-Evrendeki tüm nesneleri tek bir maddeye

indirger, böylece evrende olup bitenleri


➢ Thales teoremine göre, birbirine paralel en az 3
evrensel bir ilkeye bağlayarak açıklama doğru, farklı 2 kesen üzerinde orantılı doğru
yolunu açmıştır. parçaları oluşturur.
▪ Bu dönemde ön plana çıkan doğa felsefesinde temel sorun varoluş ve yok

oluş sorunu olmuştur. Değişme: meydana gelme, bozulma, yaşam, ölüm,


hareket gibi unsurları içermiştir.

✓ İyonya bilginleri yerküreyi, etrafında dönen tüm evrene aynı uzaklıkta, hiçbir
yöne doğrulma nedeni olmayan, kısa bir silindir olarak düşünüyorlardı. Böylece
yer kürenin hareketsiz ve evrenin doğal merkezi olduğu fikri doğmuştur.
▪ İlerleyen zamanda bölgedeki Yunan ve Pers orduları arasındaki mücadeleler dolayısıyla

pek çok düşünür Ege’den ayrılarak Güney İtalya’daki (Sicilya) Yunan kolonisine
yerleşmiştir.

▪ Rasyonalist geleneğin ön plana çıkışı:

✓ İtalya ve Sicilya’da Pythagoras ile başlayan gelenek Materyalist değil


rasyonalist olmuştur.
✓ Pythagorasçılar, sayıya evrenin temeli olarak baktılar ve matematiğe
büyük önem verdiler.
✓ Rasyonalist filozoflardan Herakleitos, değişme sürecine vurgu
yapmış, karşıtların düzenleyici işlevini keşfetmiştir.

-Pythagoras-
▪ Materyalist ve rasyonalist görüşlerin karşılıklı eleştiri ve etkileşimi evren
üzerinde daha belirgin kavramların ortaya çıkmasına yol açmıştır.

▪ Kantitatif düşünce, Empedokles’e göre tüm varlıklar dört elementin kantitatif


olarak değişik oranlarda birleşmesinden meydana gelmiştir.

▪ Demokritos: atom fiziğinin ilk habercisi olan teorisini ortaya atmıştır.


-Demokritos-
▪ Leukippus ile birlikte atomsal evren görüşünü başlatmışlardır. Buna göre evrende
her şey fiziksel olarak bölünemeyen atomlardan meydana gelmiştir. Atomların sayısı
sonsuzdur ve sonsuz bir boşlukta yer alan atomlar sürekli hareket halindedir.
Büyüklükleri, biçimleri hatta ağırlıkları değişik olan atomlar sonradan yaratılmış
değildir. Ezelden beri var olan yok edilemez unsurlardır. Buna göre metafiziği
reddederler, tabiat üstü bir güç yoktur.
▪ Doğa Felsefesine Tepki: Materyalist görüşün egemen olduğu doğa felsefesi geleneğinde başlıca sorun
evrenin yapısal niteliğini belirlemek olmuştur.

▪ Bu aşamada sofistler ortaya çıkmışlardır. Sofistlerin ilki ve en ünlüsü olan Protagoras doğa felsefesinden
uzaklaşmış, evreni bilmeyi dışta bırakmış ve temel nedenleri arayışa kuşkuyla yaklaşmıştır. Hiçbir şeyin
belirli bir şey olamayacağı ve mutlak bir varlık aramanın anlamsız olduğunu öne sürmüştür. «İnsan her
şeyin ölçüsüdür.»

SOKRATES

▪ Kendinden önce gelen düşünürlerin tersine doğa ile değil insanın sorunları ile ilgilenmiştir. Amacı insanı
iyi, akıllı ve dürüst yapmanın yollarını aramak olmuş; doğruluk, iyilik, adalet, erdem gibi soyut
kavramların gerçek anlamlarını saptamayı denemiştir.

▪ Sokrates’in fikirleri ile doğa bilimleri arasında bir ilişki kurmak son derece güçtür. Araştırma ve çalışmaları
insana dönüktür. Ahlak kavramlarının ve asıl gerçeğin aydınlatılmasına yardımcı görmediği için doğa
bilimlerine karşı çıkmıştır. Sokrates’in etkisi altında doğaya dönük felsefe karşısında tek sorunu insan ve
davranış sorunları olan ahlak felsefesi yükselmiştir.

▪ Bilgiye ulaşmada Maiotik (doğurtma) yöntemini kullanır.


▪ New York Metropolitan Sanat Müzesi'nde yer alan, Jacques-Louis David'in Sokrates'in
Ölümü adlı yapıtı (1787). Platon'un anlatılarına göre Sokrates, Baldıran zehiri içirilerek
idam edilmiştir.
PLATON (Eflatun)
▪ İnsanlık düşünce tarihinde çok önemli bir yer tutan tutarlı bir felsefe sistemi
geliştirmiştir. Kurucusu olduğu Atina Akademisinin kapısında «Buraya geometri
bilmeyenler giremez.» yazıyordu. Platon felsefesini özgür bir tartışma ortamı içinde
geliştirmiştir.

▪ Platon’un doğa felsefesi, politik, moral ve teolojik eğilimleriyle uyumlu ve onlara


bağımlıydı. Bu felsefenin en belirgin özelliği doğa yasalarını tanrısal ilkelerin buyruğu
saymak böylece astronomide ateizme son vermek olmuştur. Platon’da başlangıçta
evreninin kendiliğinden bir kaos içerisinde olduğu kanısındaydı. Kaosun düzenli
evrene dönüşümü doğa üstü bir gücün işiydi.
▪ İdealar Kuramına göre:

▪ İdealar dünyası soyut fikirlerin veya formların


barındığı yetkin, sürekli ve değişmeyen asıl gerçekliği
oluşturan dünyadır. Olgular dünyası ise idealar
dünyasının üstünkörü bir kopyasıdır. Burada her şey
geçici, kusurlu ve aldatıcıdır.

▪ Buna göre duyularımızla gerçek gibi görünen olgular


arasında birer illüzyondan başka bir şey değildi. Yalnız
eğitilmiş bir akıl bizi doğruya, idealar dünyasına
götürebilirdi. Bu eğitimin en yetkili aracı geometriydi.
Çünkü şekiller soyut kavramlardır. Kişi soyut
kavramlarla düşündüğü içindir ki, gerçeğe ulaşma
olanağını elinde tutar.
ARİSTOTELES

▪ Dünyayı anlamada duyulara önem vermiş, olguları nitel


açıdan incelemeye yönelerek atomculara karşı çıkmıştır.

▪ Doğa felsefesi ile mantık, ahlak, politika ve edebiyat eleştirisi


gibi alanlarda etkin olmuştur.

▪ Lyceum okulunu kurmuştur. (860 yıl varlığını


sürdürmüştür.)

▪ Fizik alanında Aristo, tüm evreni betimlemeye ve açıklamaya


yönelik kapalı ve birleşik bir sistem kurmuştur. Öyle ki
Aristoteles’in kurduğu fizik ve mantık ortaçağ boyunca
sürekliliğini korumuş ve skolastik felsefenin vazgeçilmez
düşünce aracı olmuştur.

▪ Organon adlı en ünlü yapıtı akıl yürütmenin dayandığı


temel ilkeleri inceler.
▪ Aristoteles’in Evrene Bakışı: Aristo’nun imgelediği evren hiyerarşik ve tanrısal

kuruluşa sahipti. Gök cisimlerini taşıyan küreleri, geometrik yada kavramsal nitelikte
değil fiziksel olarak yorumlamıştır.
▪ Aristoteles’in Biyoloji alanındaki Çalışmaları: Aristo’nun incelemeleri
doğaya deneysel (ampirik) yaklaşımı temsil eder.

➢ 540 kadar değişik hayvan türünü sınıflama, 50 değişik hayvan türü üzerinde

diseksiyon incelemesi yapmıştır. Sınıflamalarını yaparken başta hayvanların anatomik


yapı özelliklerini göz önünde tutmuştur. - Organik formların gelişimiyle de ilgili
gözlemlerde bulunmuştur. Bitkilerden insana kadar tüm canlıların sürekli ve
hiyerarşik bir evrim yelpazesinde yer aldığını ileri sürmüştür. Bu sıralamanın en
üstünde yumuşak, sıcakkanlı memeliler, en alt kesimindeyse sert-soğuk bitkiler yer
almıştır. Bir canlının formu evrim sıralamasındaki yerini gösterir.
▪ Büyük İskender’in fetihleriyle başlayan süreçte Yunan kültürü yeni merkezlere taşındı

ve bilimsel gelişmede yeni bir dönem başladı. İskender’in hâkim olduğu topraklar kısa
sürede Hindistan’a kadar genişleniştir.

▪ Bu dönemde beliren en önemli merkez Nil’in Akdeniz’e döküldüğü noktada kurulmuş

olan İskenderiye olmuştur.

▪ İskender’in seferleri sayesinde Yunan kültürü Mısır ve Mezopotamya kültürleriyle

karışma olanağı bulmuştur.

▪ İskender’in yanına aldığı birçok bilim adamı gittikleri bölgeleri çeşitli yönlerden

inceleyerek bilgi toplamış, araştırmalar yaparak bölgenin haritasını çıkarmışlardır.

▪ Bu dönem Yunanlıların bilimsel düşünce geleneğinde büyük dönüşümlere yol açtı.

Metafizik nitelik taşıyan spekülatif bilimden gözlemsel incelemeye dayanan


deneysel (ampirik) bilime geçildi.
Büyük İskender (III. Alexandros)
▪ İskender, Mezopotamya’ya girdikten sonra Yunanlılar, Babil astronomi ve
matematiğini tüm ayrıntılarıyla öğrenmişlerdir.

▪ Altmış tabanlı sayı sistemini kabul etmişler, Babillerin geliştirdiği cebirsel yöntemler

üzerinde çalışmışlardır. Gökyüzü cisimlerinin arzdan dışa doğru sıralandığını


Babil’den öğrendiler.

▪ Bunun etkisi stoa felsefesinde kendisini göstermiş insan yazgısının yıldızlarca

belirlendiği görüşü benimsenmiştir.


İskenderiye Müzesi-Kütüphanesi

✓ Müzede ücretleri devlet tarafından ödenen 100’den


fazla öğretim üyesi görev yapmıştır.
✓ Ayrıca yarım milyon kadar kitabı içinde toplayan bir
kütüphanesi, bir hayvanat bahçesi, bir bitki bahçesi,
ve gözlemevi vardı.
✓ İlk iki yüzyıl büyük bilimsel çalışmalar
gerçekleştirilen müze varlığını altı yüzyıl
sürdürmüştür.
▪ Yunan düşüncesi daha çok Tümdengelime dayalıdır. Bu düşüncenin en önemli

ürünlerinden sayılan geometri de temelini tümdengelimden alır.

Fakat

▪ Öklit var olan teorem ve ispatları çeşitli kaynaklardan derleyip Tümevarıma dayalı

bir sistem kurulmasında etkili olmuştur.

▪ Yazdığı Geometrinin Elementleri adlı kitap, 19. Yüzyılın ortalarına kadar rakipsiz

ders kitabı olarak okutulmuştur. Öklit, tümevarıma dayalı ispatın somut örneklerini
vermekle insan düşüncesine önemli bir aşama sağlamıştır.

▪ Öklit ve diğer Yunan matematikçileri için geometri uzaysal ilişkileri konu alan bir

bilimdi. Yunanlılar, geometriye mantıksal bir nitelik kazandırmışlardır.


Archimedes: ▪ Archimedes’te pratik eğilim kuvvetli olmuştur.
Güneş, ay, dünya ve gezegenlerin
modellerinden gökyüzü cisimlerinin
hareketlerini gösteren bir planetarium
(gökyüzü cisimleri modellemesi) yapmıştır.

▪ Cisimlerin yoğunluğu ile “cisimlerin yüzme


ilkesi” üzerinde buluşlar yapmıştır.
Archimedes’in ilkesine göre suda yüzen bir
cismin ağırlığı taşırdığı suyun ağırlığına eşittir.
▪ Eratosthenes: Fiziki coğrafyanın kurucusu olarak bilinmektedir. Yerin, küresel

olduğunu öne sürer ve çevresinin uzunluğunun hesaplamasıyla ün kazanmıştır.

➢ Hint ve Atlas okyanuslarındaki gel-git


olayları arasındaki benzerliğe bakarak, bu iki
denizin aslında birleşik olduğu,
➢ Asya-Avrupa ve Afrika’nın da bir ada
oluşturduğu sonucunu çıkarmıştır.
➢ Güney Afrika’dan dolaşarak İspanya’dan
Hindistan’a gidilebileceğini ifade etmiştir.

You might also like