You are on page 1of 28

İLK ÇAĞ UYGARLIKLARINDA

BİLİM
Öğr. Gör. Gökçe IŞIK
Ortak Dersler Bölümü
o İlkel insandan, topluluk kuran insana geçiş sürecinden daha çok uygarlık kuran insanı
incelemek bilimin nasıl ve ne şekilde ortaya çıktığını anlamayı kolaylaştırır.
o İlk Çağda insan yaşamının amacı beslenmek, hayatta kalmayı başarmak olmuştur.

o Ortaçağda skolastik düşünce ve otorite hayatın merkezinde yer almıştır.

o Modern Çağda bilim ve teknoloji insan yaşamını geliştirerek değiştirmiştir.

o Bu bağlamda çağlara göre ideal insan kavramı değişiklik göstermiştir.

o İlkçağda; tartışan, savaşta kahramanlık gösteren

o Ortaçağda; dini iyi bilen ve uygulayan

o Yeniçağda; araştıran, bilen ve çözen

o Yakınçağda; üretici
o İlk uygarlıklar Dicle-Fırat, Nil, İndüs ve Sarı Irmak gibi büyük nehir vadilerinde
belirmiştir.
o İlk çağda vadilerde, nehir deltalarının verimli toprakları üzerinde sürekli tarım olanağı,
yerleşme ve kentleşmeyi ortaya çıkarmıştır.

o Bu dönemde oldukça gelişmiş bir tarım ve ticaret hayatı ve bu hayatı düzenleyen bir
rahipler yönetimi söz konusu olmuştur.

o Toprağı işleme, hayvan evcilleştirme, hayvan gücünden yararlanma, sulama


kanalları açma, tekerlekli araba, gemi ve fırınlanmış seramik eşya yapma bu
uygarlıkların teknik başarıları arasında olmuştur.

o Bu dönemde Elde edilen ürün, üreticilerle birlikte toplumun üst katını oluşturan
yöneticileri, ruhban sınıfı beslemeye yetmesi yanında, çanak-çömlekçi, demirci
gibi zanaatçılar da karınlarını doyurabilmiştir.
ÇİN VE HİNT UYGARLIKLARINDA BİLİM
o Çin uygarlığında bilimsel faaliyetin başlangıcı M.Ö. 2500'lere kadar götürülebilir.

o Çin'de kullanılan sayı sistemi on tabanlıdır. Ayrıca, işlem yapmalarını kolaylaştıran, abaküs
ve çarpım cetveli gibi bazı basit aletler de kullanmışlardır.

o Çin astronomisi hesaplamalarında yıldızlar esas alınmıştır. Gözle görülebilen


yıldızların yanında, kuyruklu yıldızlar ve kutup yıldızı hakkında ayrıntılı bilgiler de
verilmiştir.

o Bazı Çin kaynaklarında güneş lekeleri konusunda bilgi verildiği görülmektedir. Ayrıca
meteor ve meteoritler ile nova ve süpernovalar hakkında bilgi verildiği görülmektedir.
-Süpernova-
o Enerjisi biten Büyük Yıldızların
şiddetle patlaması durumuna
verilen addır.

o Bir süpernovanın parlaklığı


Güneş'in parlaklığının yüz milyon
katına varabilir.
• 12. yüzyıldan itibaren yapılan seyahatler sonucunda, matbaa ve barut gibi
teknik buluşlar, Çin'den Avrupa'ya götürülmüştür.

• Çin tıbbı, evren, doğa ve insan arasında sıkı bir ilişkinin bulunduğu anlayışına
dayanmıştır. Evrensel sistemin bir parçası olan insan, ikilemin - iyilik ve kötülük,
hastalık ve sağlık gibi - etkisi altında olmuştur.

• Antik dönem Çin’inde kullanılan akupunktur benzeri alternatif yöntemler günümüzde


halen kullanılmaktadır.
HİNT COĞRAFYASI

o Hindistan'daki bilimsel etkinlikler MÖ.5000'lere kadar geriye gider.

o Hindistan'da kullanılan sayı sistemi, on tabanlıdır. Sıfırı ilk defa Hintli matematikçiler
kullanmıştır. Sayı sistemindeki bu erken tarihli gelişme, aritmetiğin gelişim hızını büyük
ölçüde etkilemiştir.

o Cebir alanında birinci ve ikinci derece denklem çözümleriyle ilgilenmişler ve trigonometri


alanında ise, sinüs ve kosinüs fonksiyonlarını kullanmışlardır.

o Hintlilerin aritmetik, cebir ve trigonometri konusundaki bilgileri Arapça 'ya yapılan


çevirilerle İslâm Dünyası'na aktarılmış ve 12. yüzyıldan itibaren Arapça’dan Latince’ye
yapılan çeviriler sonucunda ise, Hıristiyan Dünyası bu bilgilerle tanışmıştır.
oHintlilerin evreni yer merkezlidir ve astronomiden söz eden metinlerde Ay ve
Güneş'in hareketleri ve tutulmaları, gezegenlerin hareketleri, yer ve Güneş'in
birbirlerine uzaklıkları hakkında ayrıntılı bilgiler verilmiştir.

oAryabhata adındaki bir astronom ilk defa Yer'in kendi etrafındaki


hareketinden söz etmiştir.

oHint bilginlerine göre göre, canlı varlıklar evrenin açık bir modelidir ve evren
de doğadaki diğer varlıklar gibi, toprak, su, hava, ateş gibi elementlerden meydana
gelmiştir.
o Aryabhata, bugün evrensel olarak kullanılan
Hint-Arap rakam sisteminin babasıdır.

o Çalışmaları bilim dünyasını etkilemiş, eserlerinin


İslam coğrafyasında Arapçaya çevrilmesi sonrası,
bu coğrafyadaki çoğu Müslüman bilim adamı
onun kanıtlarını ve sonuçlarını değerlendirmiştir.

o Harezmi ve Biruni gibi bilim adamlarının


Aryabhata'nın sonuçlarını kullandığı ve zaman
zaman alıntıladığı bilinmektedir.
MISIR-MEZOPOTAMYA VE ANADOLU’DA BİLİM
MISIR UYGARLIĞI
o Mısır uygarlığı M.Ö. 2700’den itibaren Nil nehri civarında Gelişmiştir. Geçimi toprağa
bağlı olduğundan Nil'in taşma zamanı hesaplanarak tarım işlemleri buna göre
gerçekleştirilmiştir.

o Bu bağlamda sulama bir sorun olmadığı gibi toplumda açlık problemi de yaşanmamıştır.

o Kültürün ve refah düzeyinin genel olarak yüksek olduğu bu toplum, işçi ve yöneticiler
olarak iki sınıfa ayrılmıştır. Üst tabakada ruhbanlar ile aristokratları içine alan küçük
bir azınlık, tabanda ise işçileri kapsayan büyük çoğunluk yer almıştır.

o Bilime dair uğraşılar ise ruhban sınıfının tekelinde olmuştur.


o Mısırlılardan kalan eserler arasında en önemlileri olan piramitler, dünyanın yedi harikası
arasında sayılmaktadır.

o Bu yapıların karmaşık ve ileri bir teknoloji kadar geniş iş gücüne de dayandığı açıktır.
Eserlerin büyüklüğü ve ince ustalık isteyen yapımları günümüzde de önemini
sürdürmektedir.
• Eski Mısırlılar kalay-bakır alaşımından kılıç, zırh gibi harp araçları, tekerlek, levye, makara, çıkrık, vb. gibi
eşya yapıyorlardı.

• Harç, çimento ve alçı gibi yapı malzemesini yapmasını ve kullanmasını bildikleri, çanak çömlek gibi
eşyanın emaya işlerinde çok becerikli oldukları, cam eşya yaptıkları ve bunları çeşitli renklerde
boyadıkları tespit edilmiştir.

• Tıbbi ecza ve boya yapımı gibi kimyanın sanayiye uygulama işinde ve kumaş dokuma ve boyama
konusunda da çok ileri noktalarda yer almışlardır.
o Mısır, hekimlik dışında, bilimin hiçbir kolunda Mezopotamya'da ulaşılan düzeye çıkamamıştır.

o Tıp uygulamaları, insan anatomisi ve fizyolojisi ile ilgili bilgiye dayanmıştır. Özellikle mumyalama teknikleri

bu tür bilgilere dayanmıştır.

o Tıp alanına ilişkin faaliyetler, diğer kültürlerde olduğu gibi Mısır'da da bir yanı ile büyüye dayanmıştır.
o Mısırlılar matematik işlemlerinde kullandıkları on tabanlı hiyeroglif rakamlarıyla,
sayıları sembollerle ifade etme safhasına ulaşmışlardır.

o Bu rakamlarla çeşitli matematik işlemlerini yapabilmişler ve cebir işlemlerine


çok benzeyen ve diğer uygarlıklarda da görülen «aha hesabı» adlı yöntemi
geliştirmişlerdir.

o Geometrileri alanında ise alan ve hacim hesapları gerçekleştirmişlerdir.


o Mısırlılar gökyüzü olaylarını dini açıdan yorumlamışlardır. Gök cisimlerini tanrılar ile
ilişkilendirmişler, ve gök yüzündeki olayların da tanrıların faaliyetleri olduğuna inanmışlardır.
Astronomi ve dini öğeler birlikte değerlendirilmiştir.

o Takvimleri güneş takvimiydi ve yıl uzunluğu 365 gün olarak kabul ediliyordu. Günümüzde
kullanılan takvimin temelinde Mısır takvimi yer aldığı gibi günün 24 saate bölünmesi uygulaması
da Mısır uygarlığıyla ortaya çıkmıştır.
MEZOPOTAMYA

o Nehirler arasındaki ülke” (Bereketli Hilal) Mezopotamya, Dicle ile Fırat arasındaki
alüvyonlu düz bölgedir. Asya, Afrika ve Avrupa arasında köprü vazifesi gören
bir kavşak bölge olarak büyük bir uygarlığın gelişmesine çok elverişli bir yerdi.
Burada gelişen Mezopotamya uygarlığının başlangıcı M.Ö. 3000 yıllarından öncesine
gider. Bu uygarlığı Sümerliler, Akadlar ve Babiller ortaya koymuştur.
o Bilimsel faaliyetler olarak daha çok zaman ölçme, alan hesaplama, sulama
kanallarını organize etme, değiş-tokuş gibi günlük yaşamın gereklerine uygulanan
astronomi ve matematik bilgileri ile karşılaşılır.
«Bereketli Hilal»
o Bilinen ilk uygarlık Sümerlerdir. Sümerler, İlk yazıyı -çivi yazısı- bulan ve kullanan ilk
uygarlık olmuşlardır.

o Yazının icadı, soyut bilimin gelişmesinde ve yayılmasında son derece etkili olmuştur.
En eski kayıtlar rahipler tarafından devlet için saklanan tahıl fazlasının kayıtlarına
aittir. Depodaki buğday miktarı: buğday başağı, öküzler öküz başı vs. şeklindeki semboller
olarak kaydedilmişti. Seslerin, konuşmada nesneleri temsil etmesi gibi, resim semboller de
nesneleri temsil etmekteydi.

o İlerleyen süreçte sonra sembollerin kullanımının sınırlı olduğu anlaşılınca, sembollere


çizgiler ilave edildi. Zamanla heceleri temsil eden yaklaşık 2000 işaret ortaya
çıkmış, bunların yazımında kil tabletler kullanılmıştır.
o Mezopotamyalıların 60 tabanlı bir sayı sistemleri vardı. Bu rakamlarla dört işlemi, kare ve
karekök almayı biliyorlardı.
o Mezopotamyalılar Cebirin kurucusudurlar. Gelişmiş bir rakam sistemine sahip
olmaları Cebir konusunda da ilerlemelerini sağlamıştır.
o Birinci ve ikinci derece denklemlerini belirli gruplar halinde sınıflamışlar ve her
grup için ayrı çözüm formülleri vermişlerdir. Geometri analitik özellikte olmuş; yani,
geometri problemlerinin çözümü genellikle cebir yoluyla ele alınmıştır.
o Daireyi 360 dereceye bölen de Mezopotamyalılardır.
o Modern astronominin temelinde Mezopotamya astronomisi bulunur. Mezopotamyalılar, mitolojiye
ve dini inançlara dayanan astronomiden matematiksel astronomiye geçmeyi
başarabilmişlerdir.

o Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn gezegenlerini ve on iki takım yıldızını tanıyorlardı.

o Ay yılına dayanan takvimleri daha sonraki dini takvimlere ve İslâm Dünyası'ndaki hicrî takvime
temel oluşturmuştur.

o Günü 12 saate, saati 60 dakikaya, dakikayı da 60 saniyeye bölmüşlerdi. Güneş, Ay ve beş


gezegene bağlı olarak bir hafta 7 gün olarak kabul edilmiş, ve bu 7 günlük hafta Romalılar
vasıtasıyla Avrupa'ya geçmiş ve oradan da bütün dünyaya yayılmıştır.

o Ay ve Güneş tutulması tahminlerini yapabilecek düzeyde astronomi bilgisine sahiptiler.


İki Uygarlığın Bilimde İleri noktalara Ulaşmasının Sebepleri

o Astronomi, takvim yapma ve astrolojik kehanetlerde bulunma amacı


gütmekteydi. Matematik, arazi ölçümü ve iş hayatı hesaplamaları gibi pratik
problemlerin çözümüyle sınırlıydı.

o Tıp, hastaları iyileştirme ve kötü ruhları kovma uygulamasından öteye geçmiyordu.

o Metalürji, kimya ve boyacılık görenekler çerçevesinde kaldığından yazılı


kayıtlarına ancak son dönemden kalma tabletler üzerinde rastlanmaktadır.
o Gerek Mezopotamya, gerek Mısır'da sağlanan tüm bilgi ve beceriler yaşamın pratik
ihtiyaçlarına dönük, ampirik ve teknik bilgi düzeyinde kalmıştır.

o Problemler somut örnekler ve sayısal değerler kullanarak çözülmüştür. Bu tür


soyut kavramların ortaya çıkışı Yunan düşüncesine özgü bir gelişmedir.

o İki uygarlığın beklenen gelişmeyi gösterememesinin bir nedeni de sınıf ayırımıdır.


El becerileriyle uğraşan işçi sınıfı ile din adamlarının uğraşıları arasında bir ilişki
veya etkileşimin kurulmamış olmasıdır.

o Elle kafanın birleşmediği yerde sonuç daima kısır ve durağan olmaktan


kurtulamaz.
ANADOLU'DA BİLİM: HİTİT, URARTU, FİRİG VE LİDYA
UYGARLIKLARI
o Anadolu yarımadasında bilim, ilk uygarlıklara kadar gitmektedir. Bu uygarlıklar arasında Hitit, Urartu,
Firig ve Lidya uygarlıkları sayılabilir.

o Hititlerin bakır ve tunçtan eşyalar yaptıkları, çivi yazısı ve hiyeroglif olmak üzere iki çeşit yazıları
olduğu bilinmektedir.

o Van gölü civarında gelişen Urartu uygarlığında ise çivi yazısı ve resim yazısı kullanılmış, yapmış
oldukları kapların üzerine, onların hacimlerini yazmışlardır.

o Merkezleri Gordion ve Midas olan Firigya uygarlığının Fenike alfabesinin Batı'ya yayılmasında
önemli rolü olmuştur

o Batı Anadolu'daki Lidya uygarlığının en büyük başarısı ise parayı icat etmiş olmasıdır. Böylece o
dönemin ekonomik hayatında büyük gelişme sağlanmış, modern ekonominin temelleri atılmıştır.
FENİKELİLER

o Fenikeliler Suriye-Lübnan kıyılarına yerleşmişlerdi. Tarıma elverişli olmayan


bu daracık yerde ticaret ve gemicilikle geçinmek zorunda kaldılar.

o Fenikeli gemicilerin Kızıl Deniz'den Ümit Burnu yoluyla Cebelitarık'a kadar


tam bir Afrika turu yapmış oldukları bilinmektedir.

o Fenikelilerin uygarlık tarihine en büyük katkıları günümüz alfabelerinin ilk örneğini


oluşturan Fenike Alfabesini bulmuş olmalarıdır. Bu alfabede yirmi iki sessiz harf
vardı ve çivi yazısının güçlüklerini aşarak yazı konusunda büyük kolaylık
sağlamıştı. M.Ö.900'lerde Yunanlılar Fenike alfabesini kendi dillerine uyarladılar ve
sesli harfleri buldular.

You might also like