Professional Documents
Culture Documents
BİLİM
Öğr. Gör. Gökçe IŞIK
Ortak Dersler Bölümü
o İlkel insandan, topluluk kuran insana geçiş sürecinden daha çok uygarlık kuran insanı
incelemek bilimin nasıl ve ne şekilde ortaya çıktığını anlamayı kolaylaştırır.
o İlk Çağda insan yaşamının amacı beslenmek, hayatta kalmayı başarmak olmuştur.
o Yakınçağda; üretici
o İlk uygarlıklar Dicle-Fırat, Nil, İndüs ve Sarı Irmak gibi büyük nehir vadilerinde
belirmiştir.
o İlk çağda vadilerde, nehir deltalarının verimli toprakları üzerinde sürekli tarım olanağı,
yerleşme ve kentleşmeyi ortaya çıkarmıştır.
o Bu dönemde oldukça gelişmiş bir tarım ve ticaret hayatı ve bu hayatı düzenleyen bir
rahipler yönetimi söz konusu olmuştur.
o Bu dönemde Elde edilen ürün, üreticilerle birlikte toplumun üst katını oluşturan
yöneticileri, ruhban sınıfı beslemeye yetmesi yanında, çanak-çömlekçi, demirci
gibi zanaatçılar da karınlarını doyurabilmiştir.
ÇİN VE HİNT UYGARLIKLARINDA BİLİM
o Çin uygarlığında bilimsel faaliyetin başlangıcı M.Ö. 2500'lere kadar götürülebilir.
o Çin'de kullanılan sayı sistemi on tabanlıdır. Ayrıca, işlem yapmalarını kolaylaştıran, abaküs
ve çarpım cetveli gibi bazı basit aletler de kullanmışlardır.
o Bazı Çin kaynaklarında güneş lekeleri konusunda bilgi verildiği görülmektedir. Ayrıca
meteor ve meteoritler ile nova ve süpernovalar hakkında bilgi verildiği görülmektedir.
-Süpernova-
o Enerjisi biten Büyük Yıldızların
şiddetle patlaması durumuna
verilen addır.
• Çin tıbbı, evren, doğa ve insan arasında sıkı bir ilişkinin bulunduğu anlayışına
dayanmıştır. Evrensel sistemin bir parçası olan insan, ikilemin - iyilik ve kötülük,
hastalık ve sağlık gibi - etkisi altında olmuştur.
o Hindistan'da kullanılan sayı sistemi, on tabanlıdır. Sıfırı ilk defa Hintli matematikçiler
kullanmıştır. Sayı sistemindeki bu erken tarihli gelişme, aritmetiğin gelişim hızını büyük
ölçüde etkilemiştir.
oHint bilginlerine göre göre, canlı varlıklar evrenin açık bir modelidir ve evren
de doğadaki diğer varlıklar gibi, toprak, su, hava, ateş gibi elementlerden meydana
gelmiştir.
o Aryabhata, bugün evrensel olarak kullanılan
Hint-Arap rakam sisteminin babasıdır.
o Bu bağlamda sulama bir sorun olmadığı gibi toplumda açlık problemi de yaşanmamıştır.
o Kültürün ve refah düzeyinin genel olarak yüksek olduğu bu toplum, işçi ve yöneticiler
olarak iki sınıfa ayrılmıştır. Üst tabakada ruhbanlar ile aristokratları içine alan küçük
bir azınlık, tabanda ise işçileri kapsayan büyük çoğunluk yer almıştır.
o Bu yapıların karmaşık ve ileri bir teknoloji kadar geniş iş gücüne de dayandığı açıktır.
Eserlerin büyüklüğü ve ince ustalık isteyen yapımları günümüzde de önemini
sürdürmektedir.
• Eski Mısırlılar kalay-bakır alaşımından kılıç, zırh gibi harp araçları, tekerlek, levye, makara, çıkrık, vb. gibi
eşya yapıyorlardı.
• Harç, çimento ve alçı gibi yapı malzemesini yapmasını ve kullanmasını bildikleri, çanak çömlek gibi
eşyanın emaya işlerinde çok becerikli oldukları, cam eşya yaptıkları ve bunları çeşitli renklerde
boyadıkları tespit edilmiştir.
• Tıbbi ecza ve boya yapımı gibi kimyanın sanayiye uygulama işinde ve kumaş dokuma ve boyama
konusunda da çok ileri noktalarda yer almışlardır.
o Mısır, hekimlik dışında, bilimin hiçbir kolunda Mezopotamya'da ulaşılan düzeye çıkamamıştır.
o Tıp uygulamaları, insan anatomisi ve fizyolojisi ile ilgili bilgiye dayanmıştır. Özellikle mumyalama teknikleri
o Tıp alanına ilişkin faaliyetler, diğer kültürlerde olduğu gibi Mısır'da da bir yanı ile büyüye dayanmıştır.
o Mısırlılar matematik işlemlerinde kullandıkları on tabanlı hiyeroglif rakamlarıyla,
sayıları sembollerle ifade etme safhasına ulaşmışlardır.
o Takvimleri güneş takvimiydi ve yıl uzunluğu 365 gün olarak kabul ediliyordu. Günümüzde
kullanılan takvimin temelinde Mısır takvimi yer aldığı gibi günün 24 saate bölünmesi uygulaması
da Mısır uygarlığıyla ortaya çıkmıştır.
MEZOPOTAMYA
o Nehirler arasındaki ülke” (Bereketli Hilal) Mezopotamya, Dicle ile Fırat arasındaki
alüvyonlu düz bölgedir. Asya, Afrika ve Avrupa arasında köprü vazifesi gören
bir kavşak bölge olarak büyük bir uygarlığın gelişmesine çok elverişli bir yerdi.
Burada gelişen Mezopotamya uygarlığının başlangıcı M.Ö. 3000 yıllarından öncesine
gider. Bu uygarlığı Sümerliler, Akadlar ve Babiller ortaya koymuştur.
o Bilimsel faaliyetler olarak daha çok zaman ölçme, alan hesaplama, sulama
kanallarını organize etme, değiş-tokuş gibi günlük yaşamın gereklerine uygulanan
astronomi ve matematik bilgileri ile karşılaşılır.
«Bereketli Hilal»
o Bilinen ilk uygarlık Sümerlerdir. Sümerler, İlk yazıyı -çivi yazısı- bulan ve kullanan ilk
uygarlık olmuşlardır.
o Yazının icadı, soyut bilimin gelişmesinde ve yayılmasında son derece etkili olmuştur.
En eski kayıtlar rahipler tarafından devlet için saklanan tahıl fazlasının kayıtlarına
aittir. Depodaki buğday miktarı: buğday başağı, öküzler öküz başı vs. şeklindeki semboller
olarak kaydedilmişti. Seslerin, konuşmada nesneleri temsil etmesi gibi, resim semboller de
nesneleri temsil etmekteydi.
o Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn gezegenlerini ve on iki takım yıldızını tanıyorlardı.
o Ay yılına dayanan takvimleri daha sonraki dini takvimlere ve İslâm Dünyası'ndaki hicrî takvime
temel oluşturmuştur.
o Hititlerin bakır ve tunçtan eşyalar yaptıkları, çivi yazısı ve hiyeroglif olmak üzere iki çeşit yazıları
olduğu bilinmektedir.
o Van gölü civarında gelişen Urartu uygarlığında ise çivi yazısı ve resim yazısı kullanılmış, yapmış
oldukları kapların üzerine, onların hacimlerini yazmışlardır.
o Merkezleri Gordion ve Midas olan Firigya uygarlığının Fenike alfabesinin Batı'ya yayılmasında
önemli rolü olmuştur
o Batı Anadolu'daki Lidya uygarlığının en büyük başarısı ise parayı icat etmiş olmasıdır. Böylece o
dönemin ekonomik hayatında büyük gelişme sağlanmış, modern ekonominin temelleri atılmıştır.
FENİKELİLER