You are on page 1of 5

OSMANİYE KORKUT ATA ÜNİVERSİTESİ

FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ – TARİH BÖLÜMÜ

AVRUPA TARİHİ DERSİ ÖDEVİ

ADI: ALİ CAN

SOYADI: TOPAL

FAKÜLTE NO: 2018111032

SORU: HAÇLI SEFERLERİ SEBEPLERİ VE SONUÇLARI NELERDİR?

CEVAP: Türklerin Malazgirt’ten Anadolu topraklarına girişlerinden itibaren sürekli bir telaş
içerisinde olan Bizans’ın Avrupalılardan yardım istemesi üzerine başlangıcı 11.yy olan, bu
seferlerin temel amacı Bizans’a yardım olarak görünsede bu seferlerin aslında Hristiyanlarca
kutsal sayılmakta olan, Kudüs başta olmak üzere Urfa, Antakya, İskenderiye gibi şehir
devletlerini ele geçirmek ve sözde Müslüman işgalinden kurtarma amacı taşımasıdır.. Bu
seferlerin güzergahları şöyledir; 4 tanesi Anadolu üzerinden karayolu ile 4 tanesi ise deniz
yolu ile gerçekleşmiştir. Haç figürlü kıyafetleri giyildiğinden dolayı bu seferler Haçlı seferleri
adını almıştır.

Bu seferlerin temelde neden olarak bakacak olursak en önemli göze çarpan yanı yeni
kurulmakta olan Selçuklu Devleti’nin fetih hareketleridir. Dönemin Vatikan hükümdarı Urban
Bizans’ın yardıma ihtiyacı olduğunu bahane etmek maksadıyla, Doğu bölgesindeki sapkın
durumda bulunan Hristiyanları da kontrol altına alabilme imkanı olacaktı, bu sayede
Avrupa’nın içinde bulunduğu sosyal, ekonomik ve dini krizlerden de kurtulmasını
sağlayacaktı.

Sosyal ve Ekonomik Sebepleri:

Sosyal ve ekonomik nedenlerine göz atacak olursak bu seferlere Avrupa’da yaşayan


halkın destek vermesinin en göz çarpan sebepleri ise; bu dönemin sosyal ve ekonomik açıdan
çok kötü geçmesini gösterebiliriz. Avrupa’da yaşayan bu toplum, feodal yapıda yaşayan
ailelerin birbiri arasındaki savaşlarına tanık olmaktaydı. Şövalye kesimi ise insanlar arasında
o kadar çok terör estiriyordu ki, Papa ve onun arkasında bulunan kişiler bunu fırsat haline
çevirerek kullanmaya başlamışlardır. Öte yandan Doğu bölgelerinde yaşayan diğer halkların
adeta yüksek yaşam standartları ile yaşadıklarını bilmekteydiler. “Müslüman Türklerden
intikam alma” propagandası yaparak insanları ayaklandırmışlar ve dinen, imanlı olarak
bildikleri insanların Hz. İsa’yı seven her bireyin bu sefere katılması konusunda çağrı
yapılması kaçınılmaz olacaktı. Peki Avrupa’da durum nasıl işliyordu? Nüfus hızla artıyordu,
kolonileşme artış göstermişti. 11.yy sonlarına doğru Avrupa içlerinde büyük bir kuraklık ve
kıtlık baş göstermişti, artık üretim tüketimi karşılamamaktaydı. Oluşan bu sorunların üstüne
bir de doğa olayları eklenince halk için yaşamak gerçekten çok güçleşmişti. Artan sefalet
sonucu oluşan, salgın hastalıklar halkı yok olma noktasına getirmiş ve halk oluşan bu
felaketler sonucu hiçbir şey yapamayan yönetimden umudunu kesmek durumunda kalmıştı.
Yapılmak istenen bu seferler halk için sosyal ve ekonomik bir bağlamda bunalım yaşayan
halk için kurtuluş için en önemli bir alternatif olarak gözüküyordu. Yapılacak bu seferler
neticesinde Avrupalılar içerisinde bulunan kont, dük veya soylu kesim ise yeni toprak ve
maddi çıkar elde etme hevesi ile seferlere katılma planları yapmaktaydılar. O dönemde yaşan
Avrupalı tüccar kesim ise Doğu kesimde bulunan ticaret yollarını ele geçirerek yeni ticaret
yollarını oluşturmak için seferin arkasında durarak ona destek olmak konusunda herşeylerini
ortaya koymuşlardır. Avrupa’da bunlar yaşanırken peki İslam dünyasında durum ne
raddedeydi? Avrupa’nın fakirliği karşısında ona tezat bir şekilde İslam dünyası refah ve
zenginlik içerisinde bir hayat içersinndeydi, soylu ve şövalye kesimi ise bu topraklara
düzenlenecek seferler neticesinde bu zenginliklerden payına düşeni fazlasıyla alacaklarının
farkına çoktan varmışlardı. Bu sayede yoksul ve sefillik bir yaşam altında ezilen Hristiyan
halkı ise, bu seferde eline geçecek fırsatların sadece ve sadece Müslüman malları ile
olacağının farkındaydılar. Kısacası herkesin geçerli bir sebebi vardı temel maksat bölgeleri
ele geçir, zenginlik ve bereket içinde bir yaşam sür. Bu sıralarda tabii ki Müslümanlar
kontrolünde bulunan İpek ve Baharat yolları ise Hristiyan kesimi ayrı bir şekilde cezp ediyor
buraları da ellerinden geldiğince ele geçirmek için herşeyi yapma konusunda teyazzkuzda
bekliyorlardı.

Siyasi Sebepleri:

Siyasi nedenlerine göz atacak olursak aslında bu bağlamda en önemli amacın


Müslümanların kontrolünde bulunan kutsal toprakları işgal edilmek maksadı ile ele
geçirmekti. Buradaki kutsal mekanlara adım atamayan Hristiyan güruh seferlere önemli
oranda destek vererek sonucunda buna nail olacaklarını düşünerek hareket etmişlerdir.
Türkler ise sürekli Doğu istikametinde önemli başarılar elde ederek ilerlemeler kaydediyordu
ve Bizans’ı tehdit ederek elinden Konstantinopolis’i de almak ile tehdit ediyordu. Bu
tehditlerden korkan Bizans İmparatoru ise Türk topluluklarının bu hareketlerine karşı
Papa’dan destek istemiştir fakat Ortodosk olan Bizans’ın Katolik olan Papalık makamı ile
arası bozuktu, fakat Papa bu isteği fırsata çevirmek konusunda adımlar atmakta kararlıydı.
Hristiyanlar bu dönemde toprak alıp devlet kurmak peşindeydi ve devletler sadece Kutsal
topraklarda kurulabilirdi. Öte yandan şövalye ve asil kesimin bu kötü geçen dönemde macera
arama peşinde olması ve bu maceraların ancak ve ancak Müslüman toplulukların yaşadığı
bölgede olacağı su götürmez bir gerçek olarak göze çarpıyordu.

Dini Nedenleri:

Dini nedenlerine göz atacak olursak Haçlı akınları aslında Kudüs ve Filistin’deki
kutsal bölgelerin Hristiyanlar ile Müslümanlar arasında gerçekleşen muharebelere ev sahipliği
yapması aslında normal karşılanacak bir durumdu. Temel amaç bu bölgede yaşayan ve
Hristiyan olmayan halklardan bu bölgeleri kurtarmaktı. Papa’nın Avrupa halkını sefere ikna
etmek amacı ile manevi ve dünyevi zevkler konusunda halka telkinlerde bulunuyor, sefere
katılmaları konusunda onların dini duygularına imanla bağlı olduklarını bildiği için çeşitli
vaatlerde bulunuyordu. Dini bir şekilde halka propaganda yapılarak halkı sefer konusunda
cennet vaadi ile kandırıyordu. 11. yy ortalarını geçtimiz zamanlarda kutsal toprak sayılan
Kudüs, Horasan bölgesinden gelen Türk toplulukları tarafından feth edilmiştir. Bu süre
zarfında oldukça fazla Hristiyan hayatını kaybetmiştir. Orta Çağ süresince Hristiyan kesim,
kutsal Kudüs şehrini hac ibadetlerini yerine getirmek amacıyla sürekli ziyaret etmekteydiler.
Müslümanlar ise hoşgörülü davranarak Hristiyan kesime burayı istedikleri zaman ibadet için
ziyaret edecekleri konusunda teminat etmişlerdir. İlk zamanlarda gerçekleşen Haçlı temel
nedeni ve amacı, Kutsal yerlerin Müslümanlar tarafından işgal edilme bahanesiydi. Bu
bölgelere adım atamayan Hristiyan topluluklar bu ilk seferleri desteklemeye başlamışlardır.

Siyasi Sonuçları:

Haçlı Seferlerinin sonuçlarına genel olarak bir giriş yapacak olursak, bu sefeler Orta
Çağ’da Avrupa’nın tamamını tanımlayan en büyük toplumsal hadiselerden biridir. Savaşmayı,
sömürgeleşmeyi ve terörizme istinaden tarihsel ve dini bir figür olarak kullanılan seferlerin
bütünün sonucudur.
Yapılan her seferin oluşan her sonucu diğer başlayacak seferin nedeni olarak
görülmüştür. Kısacası seferler aslında birbirinin fitilini ateşelemiştir. İlk zamanlarda dini
sebeplerle ayaklandırılan halk daha sonra seferlerin siyasi sonuçları ile yüz yüze kalmıştır.

Yapılan seferlerin siyasi sonuçları olarak öncelikle Avrupa’da hem halk yönünden hem de
krallıklarda bulunan yönünden bakacak olursak derebeylikler zayıflaması ile bu bölümlerde
bir mukavemet artışı görülmüştür. Türkler açısından bakacak olursak, Türk toplulukların Batı
istikametinde ilerleyişi sekteye uğramıştır ve fetihlerin yavaşlanması gözlemlenmiştir. Bu
süre zarfında Anadolu coğrafyasının Batı kısmı Bizans’ın hakimiyetine girerek Anadolu’da
yapılmak istenen Türkleştirme hareketleri gecikerek zayıflama göstermiştir. Öte yandan Haçlı
ittifakının saldırıları karşısında İslam dünyasının koruyucusu konumunda olan Türk
topluluklarının prestijleri artmıştır. Haçlı seferleri neticesinde Avrupa’dan gelen akınlarla
uğraşmak durumunda kalan İslam dünyası ise, artan Moğol baskısı yüzünden zayıflamış ve
güçsüz duruma düşmüştür.

Dini Sonuçları:

Bu seferler planlanmadan önceler İslam dünyasında bir mezhep ayrılığı ön plana


çıkmaktaydı. Siyasi olan çekişmeler, bölge ve şehirler arasında olan rekabetlerin had safhaya
çıkması sonucunda bu bölgede bir zayıflama göze çarpmaktaydı. Fakat seferlerin getirdiği
neticeler sebebi ile Müslümanlar arasında az da olsa biraz birlik ve beraberlik havası
sağlanmıştır, seferler bittikten sonra da belli bir süre bu uzlaşma havası devam etmiştir. Kutsal
bölgelere önceleri yalnız hac ibadeti için ziyaret gerçekleştiren Avrupalıların Doğuya
gerçekleşen seyehatlari daha da yaygınlaşmıştır. Kırılma noktası olarak görülen dini
propagandalar tamda bu zamanda uygulanmıştır, “Seferler inanmayanlara gerçekleştirilen
fetihleridir” adı altında halk kışkırtılarak seferler maddi ve manevi destek verilmesi
amaçlanmıştır. Aslında halkın dini bütünlüğü ve imanlı duruşları üzerinden önemli hamleler
yaparak onları kullanmak amaçlanmıştır. Fakat ne tuhaftır ki seferlerin beraberinde gelen
yenilgilerin halkın kiliseye ve papazlara karşı olan güvenlerini sarsmıştır. Bölgeye ibadet için
giden halkın aslında Müslümanların barbar bir kişilik sahibi olmadığını çok hoşgörülü bir
yapıda olmalarını görmesi sonucu kafalarda yerleşmiş olan “Müslümanlar barbardır” tabusu
yıkılmıştır.

Ekonomik Sonuçları:
Gerçekleştirilen seferler sayesinde Doğu ve Batı arasındaki ticari münasebet
neticesinde bu yöndeki ilişkiler oldukça gelişme göstermiştir. Avrupalı halklar, egzotik
ürünler ile ilk defa karşılaşmış ve kullanma fırsatı ellerine geçmiştir bunlar; Karabiber, tarçın,
şeker, hurma, fıstık, karpuz ve limon gibi azımsanmayacak sayıda önemli besin maddeleri
hiçbir şey görmemiş Avrupalı halkların sofralarına girmiştir. Öte yandan toplum içinde
pamuklu kumaşlar ve İran halıları gibi önemli giyeceklerde kullanım alanı görmüştür, bu
sayede burjuva sınıfı oldukça güçlenmiştir. Müslüman toplumlardan öğrendikleri ileri
mühendislik becerileri sayesinde elde edilen birikimle inşa edilen gemiler sayesinde denizaşırı
seferler ile ticari güç kazanan Avrupalılar pusulanın kullanımınıda öğrenerek uzak diyarlar ile
arasındaki ticari münasebetlerini de arttırmıştır. Ayrıca Müslümanlardan alınan barut ve
kağıdın Avrupa’ya taşınması sonucu bu bölgede ticaret oldukça ilerleme kaydetmiştir. Ticari
bir şekilde zenginlik düşüncesi ile sefere katılan soylu kesimin, miras bile bırakamadan
savaşta ölmesi ile bu topraklar bağlı oldukları kralların himayesine geçmiştir. Ayrıca soylu
kesimin bir kısmı Haçlı askerlerinin oluşan maliyetini dengeleyebilmek amacı ile kralın talep
ettiği özel vergileri ödeyebilmek pahasına topraklarını satmak durumunda kalmıştır.
Avrupa’da soylu kesimin pençesi arasında ezilen genç kesim ise bu eziyetten kurtulmak
amacıyla seferlere katılmışlar ve savaşta hayatlarını kaybetmişlerdir. Sonuç olarak bu ölüm
oranlarının fazla olması sebebiyle Avrupa’da toprak işçisi azalmış ve topraklarını düzgünce
işletemen soyluların elinden toprakları krallar tarafından alınmıştır, soylular ise eski kudretli
günlerini geride bırakarak zayıflamışlardır. Bazı köylü kesim ise, yıllarca emek sarf ettikleri
toprakları soyulardan para ile satın alarak, özgülüklerini kazanması sonucu burjuva kesim bir
nebze güç kazanmıştır.

KAYNAKÇA

1- https://www.tarihokulu.com/hacli-seferleri-nedenleri-ve-sonuclari-hakkinda-detayli-bilgiler/
2- https://www.sabah.com.tr/egitim/2017/01/23/hacli-seferleri-sebep-ve-sonuclari-
nelerdir
3- https://www.sosyalbilgiler.org/hacli-seferlerinin-sebepleri-ve-sonuclari-maddeler-
halinde/

You might also like