Professional Documents
Culture Documents
İyi Ekmek Üretimi - TR 1
İyi Ekmek Üretimi - TR 1
2018
İçindekiler
Bölüm 1 ................................................................................................................................................... 1
Yeni Bir Eski Hikâye, Fırıncılığa Giriş .................................................................................................... 1
1.1 Geleneksel Pişirme - Akılda Tutulması Gerekenler.................................................................. 2
1.2. Günümüzde Fırıncılık – Yeni Problemler ...................................................................................... 3
1.3. Yeni ve Eski Arasında İyi Bir Denge Nasıl Sağlanmalı .................................................................... 4
Bölüm 2 İhtiyacımız olan her şey: Hammaddeler ve diğerleri ................................................................ 5
2.1.Unlar – Farklı Tahıllar ve Sürdürülebilirlik ..................................................................................... 6
2.2. Mayalama ve Bekletme Yöntemleri – En iyi lezzetin elde edilmesi ............................................. 8
Bölüm 3 Fırıncılıkta Kullanılan Temel Katkı Maddeleri (E-Kodları) ........................................................ 10
3.1. Unların Doğrudan Değirmende Düzeltilmesi.............................................................................. 11
3.2. Teknolojik Katkıların Rolü ve Gereklilik ...................................................................................... 12
3.3. E-Kodları yerine ne kullanılabilir? ............................................................................................... 17
Bölüm 4 Hamur İşleme Rotası – Teknolojik Akışın İlk Basamakları ....................................................... 20
4.1.Başlıca İşlemler: Karıştırma, Mayalama, Bölme ve Dinlendirme ................................................. 22
4.2.Belirli Parametreler – Terimler Ve Önemi ................................................................................... 24
Bölüm 5 Hamurdan Ekmeğe – Pişirme Adımları................................................................................... 26
5.1. Pişirme Esnasında Gerçekleşen Dönüşümler ............................................................................. 27
5.2. Fırın tipleri – Ürün Özgünlüğünün Sağlanması ........................................................................... 30
Bölüm 6 Ekmeğin soğutulması .............................................................................................................. 31
6.1. Soğutmanın önemi ve parametreler .......................................................................................... 31
6.2. Ekmeğin Bayatlaması – Değişiklikler ve Önleme ........................................................................ 33
Bölüm 7 Paketleme ve Raf Ömrü .......................................................................................................... 36
7.1. Ürün bütünlüğünün muhafazası: Paketleme materyalleri ve teknikleri .................................... 37
7.2 Kısa ya da uzun raf ömrü? Nasıl yönetilir? .................................................................................. 40
Bölüm 8 Teknolojik akış-Nasıl Oluşturulur ve Takip Edilir ..................................................................... 43
Ekmek üretimindeki aşamaları özetlemek amacı ile endüstriyel ekmek yapımında kullanılan şema
Şekil 26’da verilmiştir. ........................................................................................................................... 43
8.1. Estonya Ekmeği........................................................................................................................... 44
8.2. Romen Ekmeği ............................................................................................................................ 45
Beyaz undan elde edilen Romen ekmeği için üretim şeması Şekil 2.8 ‘de verilmiştir....................... 45
8.3. Türk Ekmeği Pide teknolojik şeması– Şekil. 29 ........................................................................... 46
Bölüm 9 Çalışmamızı Analiz Edelim; Unlu Mamullerin Değerlendirilmesi ............................................ 47
9.1. Başlangıçta dikkat edilmesi gerekenler – hammadde kontrolü ................................................. 48
9.2. Teknolojik akışın izlenmesi, aşamaların kontrolü ....................................................................... 49
9.3. Tüketici gibi düşünün: Mamulün kontrolü ................................................................................. 50
Bölüm 10 İnovasyon ve Yeni Trendler .................................................................................................. 52
10.1. Araştırma ve geliştirmenin (AR-GE) Rolü.................................................................................. 54
10.2. Tüketicilerin beklentileri ve ihtiyaçları ..................................................................................... 56
Referanslar ............................................................................................................................................ 58
Bölüm 1
1
Antik Roma’da tahılları öğütme ve hamuru somunlar halinde pişirmek, iyi
bilinen bir teknikti. Yaş maya bulunmadan önce, hamur doğal mayalar ile
mayalanırdı. 17. yüzyılda bira mayası kullanılmaya başlanana kadar,
fermantasyon için doğal mayalar kullanıldı. 19. yüzyılın ortalarına
varıldığında ise ekmeğin yapımında yalnızca bira mayası kullanılmaktaydı.
Ancak elde edilen bu ekmek, acımsı bir tada sahipti ve fırıncılar bu mayayı
muhafaza etmekte büyük problemlerle karşı karşıyaydı. Bu problem
sonralarda, daha iyi koruyucu özelliklere ve daha güçlü fermantasyon
gücüne sahip yaş mayayla çözüldü.
2
Bunun yanı sıra, günümüzde geleneksel fırıncılıkta kullanılan
hammaddelere (eski tahıl çeşitleri, farklı tip un vb.) geri dönme eğilimi, bazı
ürünlere besin değerleri ve sağlık açısından yeni özellikler
kazandırabilmektedir.
3
- Geniş ürün yelpazesi
- Vardiyalı çalışmaya istekli işgücü bulmanın zor olması
- Kalifiye personel arayışı
4
Bölüm 2
İhtiyacımız olan her şey: Hammaddeler ve diğerleri
Ekmek üretiminde tatlandırıcı olarak; toz şeker, toz dekstroz, sıvı sakkaroz
(şurup), dekstroz şurubu, polisakkaritlerin basit şekere dönüştürülmesi ile
elde edilen şeker - dekstroz kombinasyonlarından oluşan şurup karışımları
ile bal ya da esmer şeker (melas posasından elde edilen şeker)
kullanılabilir. Yukarıda bahsedilen şekerler şu işlere yarar:
- Her ürüne tat, lezzet ve aroma kazandırır,
- Maya hücrelerini besler,
- Mamulün rengini güzelleştirir,
- Hamura kıvam kazandırır.
Süt ve süt ürünleri kategorisinde ise; yağlı veya yağsız süt, yağsız süt tozu,
konsantre süt, tereyağı, tatlı peynir altı suyu konsantresi ya da peynir altı
suyu karışımları sayılabilir. Süt ve süt ürünleri; unlu mamullerin lezzet ve
besin değerini arttırma, fermantasyonu uzatma, kabuk rengini iyileştirme
(laktoza bağlı olarak)ve su emilimine katkı sağlamanın (proteinlere bağlı
olarak) yanında, mamule kıvam kazandırır.
5
- Bitkisel yağlar sıvı formda olup ılıman bölgelere özgüdür. Küresel
üretim bazında başlıca yağlar arasında sayılan soyanın yanı sıra,
kolza, ayçiçeği ve mısırözü yağları da büyük ekonomik öneme
sahiptir.
- Tropik yağlar; büyük oranda Malezya ve Endonezya’da üretilmekte
olup, hindistan cevizi yağının yanı sıra palm ağacının meyvesinin etli
kısmından veya çekirdeğinden elde edilen palm ve palm çekirdeğinin
katı yağlarıdır.
- Egzotik yağlar, Afrika ve Endonezya’nın tropik bölgelerinde
üretilmekte olup, İllipe ve karite (Shea) yağları bunların tipik
örneklerindendir.
- Hayvansal yağlar çoğunlukla memelilerden (süt yağı, iç yağ ). Balık
yağı bazı bölgeler için önemli yağ kaynaklarından olup bu yağlar
oksidasyona eğilimlidir.
- Diğer yağlar ise az miktarlarda yerel olarak üretilen, ancak özellikle
besin değerleri açısından önem taşıyan yağlardır. Bunlar arasında en
yaygın bilineni zeytinyağıdır. Ayrıca keten tohumu yağı, omega 3 yağ
asitleri kaynağı olduğu için büyük ilgi görmektedir..
Ekmeğe katılan yağ miktarının artırılması ile; farklı iç yapı, daha yumuşak
lokmalar ve bayatlamanın yavaşlaması nedeniyle raf ömrünün uzaması gibi
etkiler görülür. Un ağırlığının %3’ü kadar yağ kullanılması halinde daha
yumuşak kabuk, en az %1 yağ kullanılması halinde ise mamulün
dilimlenmesinin kolaylaşması, hacimin artması ve hamurun yoğurulmasının
kolaylaşması ile lezzette artış gözlemlenebilmektedir.
6
gözlemlenmektedir. Tahıl/yalancı tahıl seçimi besin içeriği ve özellikle
glutensiz ürünler söz konusu olduğunda gluten içeriği açısından önemlidir.
Ekmeklik ve makarnalık Triticum durum buğdayı ile unlu mamuller için
elverişli özelliklere sahip Triticum aestivum buğdayı, üretime uygun
buğday çeşitleridir. Sertbeyaz, yumuşak beyaz ve sert kırmızı taneli farklı
buğday çeşitleri bulunmaktadır (Şekil. 4).Besin değerini arttırmak gayesiyle
antik çeşitlere doğru yeni bir eğilim oluşmaya başlamıştır. Bunlar arasında
ticari olarak Kamut ismi ile tanınan Horasan buğdayı; Triticum turgidum
spp turanicum ve üstün besin özelliklerine sahip Kavılca buğdayı (farro)
olarak bilinen Triticum dicoccum çeşitleri bulunmaktadır. Sürdürülebilirlik;
çevre dostu ürünlere odaklanmayı, tahılların işlenmesinde su tüketimini
azaltmayı ve farklı tahıllar ile bunların çeşitlerinin kullanılmasını gerektirir.
7
2.2. Mayalama ve Bekletme Yöntemleri – En iyi lezzetin elde edilmesi
Kökenlerini İtalya’dan alan Biga ise %45 - %50 seviyesinde su ile elde
edilen katı kıvamlı bir ferment olup bu nedenle Pulişe kıyasla daha düşük
8
neme sahiptir ve maya (%0,5-%1) ihtiva eder. Fermantasyon süresi 12 ile
18 saat arasındadır.
Sponçun hazırlanma şekli, ekşi hamurun hazırlanma prensibiyle benzer
olup temel farklılık yine ekşi maya tarifindeki tüm malzemeler eklenir ama,
sponçun içerisine eklenen un ⅓ ile ¼ arasında bir orandadır.
Puliş Biga Sponç
Ekşi hamur, temelde buğday veya çavdardan elde edilen una, su (%50-55)
ve az miktarda tuz (%05-1) ilave edilmesi ile oluşan hamurdur. Kütlenin,
mikrobiyal floranın gelişimini hızlandıracak şekilde oda sıcaklığında
bekletilmesi (25 °C) ile fermantasyon sağlanır. Sıcaklığın daha yüksek
olması, laktik ve bütirik asit fermantasyonuna neden olur. Katina’ya (2005)
göre ise fermantasyon; önceki ekşi hamur, ticari starter kültür, fırın
ekipmanı veya undan gelen mikroorganizmaların un ve su (ve diğer
malzemeler) ile fermante olması sürecidir.
Hamur fermantasyonu kendiliğinden, starter kültür veya önceki hamurdan
(ekşi hamur) kullanılmaksızın meydana gelir. Ekşi hamur fermantasyonu
mekanizması ve etkisi; Şekil 7’de gösterilen biyokimyasal tepkimeler gibi,
karmaşık birçok değişikliğin un ve hamur seviyesinde meydana gelmesi ile
ortaya çıkar.
9
Bölüm 3
Fırıncılıkta Kullanılan Temel Katkı Maddeleri (E-Kodları)
10
- Daha ekonomik malzemeler kullanmak
- Değer katmak
11
Şekil 8. Farklı uygulamalara yönelik un çeşitleri: biyo-ekmek, çavdar
ekmeği ve pastacılık unu.
12
yürürlükte olan mevzuatta bir dizi değişiklik meydana gelmiş ve bu
değişiklikler sonrasında sadece askorbik asidin (diğer adıyla Vitamin C ya
da E 300) unlu mamuller endüstrisinde kullanımına izin verilmiştir. Mevcut
durumda ise yeterli miktarda kullanıma karşılık gelen quantum satis kuralı
uygulanmaktadır. Ekmek geliştiricilerin bir parçası olarak eklenen
yükseltici maddeler aynı zamanda değirmenlerde elde edilen una da
eklenebilmektedir. Fırıncılar eklenen yükseltgen maddelerin ekmek
hamurunda kullanımında azami miktarın aşılmaması hususunda farkındalık
sahibi olmalıdır.
İndirgen maddeler.
Emülsifiyerler.
13
- Gliserol Monostearat (GMS)– yumuşak yapıda ürünler elde etme ve
raf ömrünü uzatmak amacıyla kullanılır.
- Diasetil Tartarik Asit Esterleri (DATEM) – Ekmeğe hacim kazandırma
amacıyla kullanılır. Bazı ülkelerde kullanımına izin verilmemektedir.
- SSL Sodyum Stearol Laktilat/ CSL Kalsiyum Stearol Laktilat –
Etkiliancak pahalı katkılardır.
- Lesitin – Doğal ancak etkinliği az bir katkıdır.
İşleme aşamaları
14
olarak kullanılmaktadır. Poligliserol esterleri, sorbitan esterleri veya
propilen glikol esterlerinin GMS ile birlikte kullanımı ile daha iyi sonuçlar
elde edilebilmektedir.
Enzimler.
- Sıcaklık
- pH
- Substrat konsantrasyonu
- İnhibitörler
Genellikle diyastatik malt unu olarak bilinen, malt arpa ve buğday unları
hamurda gaz tutma gibi faydaları nedeniyle hala fırıncılar tarafından birer
geliştirici olarak tercih edilmektedir. Esasen malt arpa ununun geleneksel
kullanım amacı, uzun süre fermente edilen hamurlarda gaz üretiminin
arttırılmasıydı. Ancak günümüzde hamurun çok daha hızlı işlenebilmesi
nedeniyle buna gerek duyulmamaktadır. Uzun yıllar ekmek geliştirici olarak
kullanılan bir diğer madde ise soya unudur. Soya ununun içerdiği
lipoksigenaz, ekmekte bulunan doğal pigmentleri beyazlatarak daha beyaz
bir ekmek yapımına olanak sağlamaktadır. Diğer enzim aktif maddelerin
geliştirici formülasyonlarındaki etkisinin daha önemli olduğu
düşünülmektedir. 1996 yılında, enzimlerin ekmekte kullanımını düzenleyen
kısıtlamaların kaldırılması sonucu, insan tüketimine uygun olduğu
kanıtlanması şartıyla önceye kıyasla çok daha fazla sayıda enzim türünün
kullanılmasına izin verilmiştir. Bu kısıtlamaların kaldırılması, unlu
mamuller endüstrisi tarafından, özel niteliklere sahip enzimlerden, hamur
performansı ve ekmek kalitesinin arttırılması amacıyla, daha fazla
yararlanılmasına olanak sağlamıştır. Ekmek yapımında kullanılan başlıca
enzimler aşağıdaki gibidir (Şekil.10):
15
α-amilazlar Tahıl*, Fungal, Bakteriyel Kökenli
ya da Maltojenik amilazlar
*Buğdayda doğal olarak bulunur
Hemiselüloz /ksilanaz Hacmi arttırıcı
Lipoksigenaz Ağartıcı / Yükseltgen
Lipaz Emülsifiye edici
Transglutaminaz Proteini güçlendirici
16
dilimleme bıçaklarında birikerek verimliliği düşürebilir ve bazı durumlarda
ise ekmek somununun çökmesine dahi neden olabilir.
Bir diğer yaygın olarak kullanılan enzim ise pentozanaz ve ksilanaz olarak
da bilinen hemiselülozdur. Diğerleri ile birlikte 1996 yılında kullanıma
uygun enzimler listesine alınmış olan bu enzim hâlihazırda yaygınolarak
kullanılmaktadır. Hemisellüloz, beyaz unun içerisinde bulunan ve toplam
un ağırlığının % 2'sine denk gelen, karmaşık un bileşenleri grubu
pentozanazlar ile reaksiyona girer. Pentozanazların hamur yapısı içindeki
önemi, özellikle ekmek hamurunda suyun dağılımı incelendiğinde açıkça
görülebilmektedir. Pentozanazlar, toplam un ağırlığının sadece %2’lik
kısmına denk gelmesine rağmen, suda neredeyse ağırlığının 10 katı kadar
şişebilmektedir. Genel çalışma prensibi amilazlar ile benzerolan
hemisellülozlar, neredeyse hiç sıkılaşma etkisi yaratmadan, hamurun
hacminin artırılması ve şekil vermenin kolaylaşmasını sağlarken, fırın
sürecinde gaz tutmayı da arttırırlar.
Gamlar.
17
Propiyonik asit ve türevleri küf, mantar ve bazı bakterileri (Bacillus
Mesentericus olarak bilinen ve rope hastalığına neden olan bakteri)
baskılamak amacıyla kullanılırken; propiyonik asit ve kalsiyum propiyonat
sırasıyla %0,1 ve 0,2 oranlarında eklenir. Bu seviyelerde, küf 2 gün ya da
fazla süre baskılanabilir ve rope hastalığının oluşumu engellenebilir. Yeterli
koruyuculuk seviyesine erişilebilmesini sağlamak amacıyla, propiyonatların
daha yüksek miktarlarda kullanımı gerekmektedir. Ancak bu
konsantrasyonlar aynı zamanda ekmekte belirgin bir kokuya da neden
olmaktadır.
18
Şekil 11. Laktik asit bakterilerinin etkisi (LAB)
Bir diğer örnek ise kimyasal katkıların yerine fungal alfa-amilaz FAA
kullanımının pişirme sırasında somun yüksekliğine etkisidir. Bu
geliştirmelerin elde edilmesinde kullanılan mekanizma fungal alfa-amilaz
aktivitesinin ekmekteki nişastaya etkisidir (sıcaklık, hamurun
viskozitesinin düştüğü 55 ila 60°C arasındadır). Pişirme esnasında hamura
ilişkin gözlemler, pişirme sürecinin ortalarına kadar büyümenin devam
ettiğini göstermektedir. (Şekil. 12)
19
Bölüm 4
Hamur İşleme Rotası – Teknolojik Akışın İlk Basamakları
Yeteri kadar oksijenin sağlanması ile askorbik asit önce dehidrat formuna
dönüşür ve proteinleri okside eder, sonrasında ise orijinal hali olan
askorbik asit formuna döner. (Şekil.13).Bu döngü uygun oksijen seviyesi
olduğu sürece devam eder. Ekmek hamurunun oksidasyonu protein
moleküllerinin çapraz bağlanmasını destekler ve hamurun daha dayanıklı
ve esnek olmasını sağlayarak son ürünün tekstür ve şekline katkıda
20
bulunur. Hamurda kullanılan başta maya olmak üzere, oksijenden
faydalanan diğer malzemeler, oksijeni öyle hızlı tüketirler ki, karıştırma
sürecinin sonunda askorbik asit döngüsü için hamurda oksijen kalmaz.
Hamurdaki gazların net değişimi; oksijen ve nitrojen karışımının,
karbondioksit ve nitrojene dönüşmesi şeklindedir. Bu nedenle, oksidanlar,
daha büyük ürün hacmi ile kabuk yumuşaklığı gibi ekmek hamurunun
gelişimine ve ekmek kalitesine oldukça kayda değer katkılar sağlamaktadır.
Bazı işleme ortamlarında, ekmeği yumuşak yapan ve daha beyaz kırıntı
rengi veren ince hücre yapısı da elde edilebilmektedir. Oksijen mevcudiyeti,
faaliyetini kısıtlayan bir unsur olduğu için askorbik asit,fazla miktarda
eklense bile aşırı muamele ihtimalinin zor olması sebebiyle diğer
oksidanlara göre daha avantajlıdır. Askorbik asit,en iyi ihtimalle, oksijenin
hamurda bitmesi ile inaktif hale gelerek bir indirgen ajanı olarak çalışır ve
protein bağı oluşturmaktan ziyade bağların kopmasına neden olur.
Askorbik asit aktivitesi sıcaklığa bağlı olup, hamur sıcaklığı düşürüldüğünde
asit daha az aktif hale gelmekte ve aynı oranda daha düşük hamur gelişimi
gerçekleşmektedir. Fırınlarda mayanın aktivitesini azaltmak ve hamurun
daha kolay işlenmesini sağlamak gayesi ile her zaman hamur sıcaklığını
düşürmeye yönelik bir eğilim olmakla beraber bu hamurun gelişiminin
yavaşlamasına ve ekmek hacminin küçülmesine de neden olabilmektedir.
21
4.1.Başlıca İşlemler: Karıştırma, Mayalama, Bölme ve Dinlendirme
Ekmek yapımı, bir karıştırıcıda akışkan bir hamurun elde edilmesi ile başlar
(Şekil 15). Karıştırma esnasında glüten yapısı gelişir ve nişasta partikülleri
ıslanır. Glütenin açığa çıkması hamurun yapım aşamasındaki temel fiziksel-
mekanik süreçtir. Karıştırma ve ekmek yapımının ilerleyen aşamalarında
maya, hücrelerdeki iç basıncın yükselmesi sebebiyle CO2 açığa çıkmasına
sebep olur.
22
fermantasyon takip eder. Fermantasyonun amacı; gelişme, mayalanma ve
pişirme aşamasında optimum performansın yakalanabilmesidir.
Mayalanma boyunca karıştırma süreci ile başlayan prosesler devam eder;
glütenin içerisindeki proteinler şişer ve mayanın ortaya çıkardığı CO2’i
emer ve bu süreçler hamura süngersi bir yapı kazandırır. Proteolitik
enzimlerin reaksiyonu altında daha yumuşak bir hamur elde edilir.
Şekil 16. Mayalama sonrası bölünmüş hamur parçalar ile farklı şekillendirme
uygulamaları
(kaynak: internet)
23
Ekmek hamurunda kullanılan yağ, az miktarda olmasına rağmen oldukça
işlevseldir. Ayrıca yağın etkisi doğal buğday lipitleri ve yüzey aktif
maddelerin fonksiyonları ile bütünleşir. Sıvı yağların, özellikle ekmek
hamurunun fermantasyon için bekletilmediği yöntemler kullanıldığında,
ekmek hacminde olumsuz bir etkisi olduğu bilinmektedir. Hava hücrelerini
destabilize olması sonucunda somun hacmi azalır ve ekmeğin içyapısı zarar
görür. Katı yağların, hava hücreleri çevresine yerleşerek, köpüğü stabilize
etmesi sonucunda hava hücreleri çevresinde sağlam bir duvar oluşturması
ile gaz tutmaya yardımcı olduğu bilinmektedir.
24
su sıcaklığı; son hamur sıcaklığı, ortam sıcaklığı, un sıcaklığı ve diğerlerine
bağlı olarak hesaplanabilmektedir.
25
Bölüm 5
Hamurdan Ekmeğe – Pişirme Adımları
26
5.1. Pişirme Esnasında Gerçekleşen Dönüşümler
Şekil 18. Şekerin maya tarafından tüketilmesi ile CO2 ve etil alkol açığa çıkar
(kaynak: finecooking.com)
27
Laktik asit bakterilerinin aktiviteleri ile laktik, asetik ve bütirik asit
üretimi,
Nişastanın jelleşmesi; 56 -60°C arasında önce kabukta daha sonra ise
içte gerçekleşir. Nişasta kolaylıkla amilazlara maruz kalır ve aktif
oldukları sürece dekstrin, maltoz ve glikoza dönüştürülür,
Pentozanlar çözünür forma geçer,
60-70°C’de glüten proteinlerinin denatürasyonu başlar ve
katılaşmaları ile ekmeğin yapısı kararlı hale gelir,
Proteolitik enzimler sıcaklığa karşı dirençlidir, dolayısıyla 80-85 °
C'ye kadar aktif halde kalarak proteinleri peptidlere bunları da
aminoasitlere dönüştürürler,
mayalama işleminin ilk aşamasında, nişastadan oluşan şekerlerin bir
kısmı maya tarafından tüketilir; geriye kalan miktarın bir kısmı ise
(ürünün kuru maddesinde% 2-3) ürünün kabuğunda karamelize
olurken, diğer kısım önceden oluşan amino asitlere bağlanır ve
melanoidinleri oluşturur. Bu aşamada ayrıca akrilamid de oluşur (şek.
19). Şekerlerin dönüşümünden elde edilen bu ürünler, kahverengi
kabuk rengi, tat ve koku gibi ekmeğe özgü özellikleri kazandırır.
Şekil 19. Sıcaklığın akrilamid içeriğine etkisi ( Ahrné et. All, 2007)
28
Kolloidal süreçler
Pişirme esnasında, hava hücreleri artan gaz basıncı, suyun buhar basıncı ve
azalan çözünürlük sudan ayrılan ilave CO2ile daha da şişer. Buna hamurun
fırında kabarması denmektedir. Pişirmenin bir noktasında hava
hücrelerinin elastik duvarları bu şişme ile başa çıkamayarak kopar. Bu ise
ekmeğe birbirine iyi bağlı hücre yapısını kazandırır. Olgunlaşmış unlarda
gözlemlenen pişirme performansı ve hacimdeki birçok varyasyon,
oksidasyon ve lipazların etkisinden dolayı oluşan doğal lipitlerin
doğasındaki değişimlere bağlanmıştır. Ekmek yapımı sırasında sık
karşılaşan iki problem doğal lipit doğasındaki varyasyonlara bağlanmıştır:
bekletme evresinde iyi kabarma izlenirken fırında kabarmanın
gerçekleşmemesi ve pişmiş ekmek yüzeyinde oluşan kabarcık
görünümüdür.
29
5.2. Fırın tipleri – Ürün Özgünlüğünün Sağlanması
30
Bölüm 6
Ekmeğin soğutulması
31
Soğutma ve dinlendirme işlemleri sevk alanında veya taşıma sırasında
tamamlanabilir. Sevk alanında soğutma işleminin gerçekleştirilebilmesi
amacıyla, yeterli temiz havanın sağlanması, tercihen cebri havalandırma
sistemleri kullanılması ve ekmek somunlarının kademeli olarak 35°C’ye
soğutulması mühimdir. Mamuller paketleme ve dilimlemeye hazır
olmayacağından, sevkiyatın 1kg ve daha fazla ağırlıktaki ekmek
somunlarıbu sıcaklığa ulaşana kadar gerçekleştirilmemesi önerilmektedir.
Ekmeğin soğutulması sırasında, her zaman mikrobiyal enfeksiyon riski
bulunmakla birlikte bu risk hem küçük dağıtım ağlarına sahip küçük ölçekli
fırınlar hem de dağıtım ağlarının sıklıkla daha büyük olduğu endüstriyel
fırınlar için geçerlidir. Mikrobiyal enfeksiyonların başlıca nedeni
önlenemeyen yüksek nem ve yoğunlaşmadır.
32
6.2. Ekmeğin Bayatlaması – Değişiklikler ve Önleme
Taze ekmek kısa raf ömrü olan bir ürün olup, bayatlama olarak bilinen
kimyasal ve fiziksel değişikliklere maruz kalır. Bu değişimler neticesinde,
ekmek kalitesi aşamalı olarak düşer ve ekmek içinin sertliği ve katılığı
artarken tazelik ve gevreklik kaybolur. Bayatlamanın moleküler temeli
buğday ununun bileşenleri, bayatlama hızını etkileyen faktörler ve farklı
mekanizmalar incelenerek ortaya konabilir. Ekmeğin bayatlaması, birden
fazla mekanizmanın tetiklediği karmaşık bir olgudur (Şekil.22) (Katina ve
ark.,2006). Süper moleküler yapıların oluştuğu polimer kristalizasyonları
bu sürecin kesinlikle içindedir. Bu konudaki en mantıklı hipotez,
amilopektin retrogradasyonunun oluşması ve su molekülleri kristalitlerin
içine işlediği için su dağılımının glütenden, nişastaya/amilopektine kayarak
glüten ağının yapısının değişmesidir. Katkı maddelerinin rolü, nişasta
protein moleküllerinin doğasını değiştirmek suretiyle plastikleştiriciler
olarak işlev görmek ve / veya bileşenler arasındaki suyun yeniden
dağılmasını geciktirmek olabilir.
33
Şekil 22. Sırasıyla protein ve hücre duvarlarını görselleştirmek için Acid Fuchsin ve
Calcofluor ile boyanmış taze ekmek içi mikrografları:(a) beyaz buğday ekmeği, taze ve
(b) 6 günlük; (c) referans kepekli ekmek, taze ve (d) 6 günlük; (e) enzim karışımı katkılı
kepek ekmeği, taze ve (f) 6 günlük (g) ekşimayalı kepek ekmeği, taze ve (h) 6 günlük; (i)
enzim karışımı katkılıekşimaya ekmek, taze ve (j) 6 günlük. Beyaz oklar parçalanmış
hücre duvarı bileşenlerini göstermektedir (mavi ile boyalı).
34
Ekmeğin bayatlamasını önlemeye yönelik bazı çözümler:
Maltojenik amilazlar, ekmeğin yumuşaklığını raf ömrünün boyunca
korumaya yardımcı olurlar ve bu nedenle özellikle uzun ömürlü
ürünler olmak üzere bayatlamanın etkileri ile başa çıkabilmek üzere
fırınlar tarafından kullanılırlar.
Lipazlar, trigliseritleri monogliseritlere ve yağ asitlerine
dönüştürerek nişasta ile kompleks oluşturur ve bayatlamayı
yavaşlatır.
Kepek ekşi mayası ve enzim karışımı, beyaz kepek ile takviye edilen
buğday ekmeğinin hacmi, dokusu ve raf ömrünü belirgin bir şekilde
iyileştirir (100gr ekmekte 20gr kepek). Fermente kepeğin
kullanılması glüten ağının yapısını iyileştirir ve muhafaza boyunca
nişasta, protein ve kepek granülleri arasında su hareketini düzenler.
Kepek ekşi mayası ve enzim karışımının birlikte kullanılması ile
oluşan bayatlama önleyici etkinin nedeni nişasta retrogradasyonunun
azalması, polimer yapının sertleşmesini yavaşlatması ve nişasta-
protein matrisi arasında değişken su dağılımına yol açan hücre duvarı
bileşenlerinin bozulmasından kaynaklanmaktadır (Katina ve
ark.,2006).
Yağların ekmeğin bayatlamasını geciktirdiği bilinmektedir.
Araştırmalar polar lipitlerden ve yağdan arındırılmış una, yağ
eklendiğinde bayatlamanın önlenemediğini göstermektedir. Bu
duruma ilişkin en yaygın teori, nişasta bileşenleri (amilaz ve
amilopektin) ile yağın kompleks oluşturmasıdır. Bayatlama direnci
yağ oranı, unun ağırlığından %3 fazla olduğu hallerde daha
belirgindir.
Hidrat formundaki monogliseritler, bilinen en iyi bayatlama karşıtı
yüzey aktif maddelerdir ve performansı düşüren faktörleri
baskılayarak bayatlamayı önlemenin yanında ekmeğe yumuşaklık
kazandırır.
Su aktivitesinin kontrolü: Su aktivitesi gıdanın kimyasını etkiler ve
suyun ayrıştırılması (dehidrasyon veya kurutma) ya da suyun
kimyasal yolla bağlanması ile aktivitesinin azaltılması yolu ile kontrol
35
altına alınabilir. Bazı örnekler: yarı nemli gıdalarda 0.78 veya 0.79
oranında su aktivitesine ulaşmak için kullanılan propilen glikol,
sükroz ve sodyum klorür; tahıl bazlı ürünlerde tahmini 0.85 aw’da
şeker (% 7), gliserol (% 2), propilen glikol (% 1) ve tuz (% 1.5)
kombinasyonu; gıdada 0.85 aw’ değeri altına ulaşmak için gıda
ürünün %15-45 ‘i kadar gliserol kullanılması.
Bölüm 7
Paketleme ve Raf Ömrü
Raf ömrü boyunca su aktivitesi, ortamdaki nem ile değişimde aktif bir rol
oynamakta olup, mikrobiyolojik stabiliteyi etkileyen yüzey üzerinde
mikrobiyolojik büyüme için ideal ortamı oluşturabilmektedir. Teorik olarak
su aktivitesi, bir numunedeki "serbest" suyun mevcudiyeti olarak
tanımlanır ve değeri 0 (mutlak kuruluk) ile 1 (yoğunlaştırılmış nem)
36
arasında değişmekte olup, doğrudan su içeriği (g su / g maddesi) ile
karıştırılmamalıdır.
Kombine gıdalarda, yüksek su aktivitesinin olduğu bölgelerden, az su
aktivitesi gözlemlenen alanlara yönelindiğin de, krema, kabuklu yemiş,
nugat, meyve, reçel gibi malzemeler içeren unlu mamuller hesaba
katılmalıdır. Su aktivitesinin bir diğer önemli etkisi de gıdaların kimyasal
reaksiyonları üzerinde görülmektedir. Gıdaların muhafaza esnasında,
havadan nem alması veya bırakması uzun yıllardır bilinen bir gerçek olup,
bu değişiklikler gıdanın dokusunu etkileyebilmektedir.
Su aktivitesine bağlı olarak unlu mamullerin sınıflandırması 3 şekilde
yapılmaktadır.
- 1 – 0.85: nemli fırın mamulleri (ekmek)
- 0.85 – 0.6: ara ürünler (pasta)
- 0.6 – 0: kuru fırın mamulleri (bisküvi)
37
Unlu mamullerin muhafazasında kullanılacak ambalaj için temel
gereksinimler şu şekildedir:
- Ambalajın su buharı geçirgenliği
- Ambalajın içinde ve dışında oksijen değişimi
- Ambalaj malzemelerinin aroma geçirgenliği
- Katı ve sıvı yağların sızmasına karşı dayanıklılık
- Bozucu etkiye sahip ve görünür ultraviyole ışığa karşı koruma
- Baskıya uygunluk ve görünüm
- Şok kırılma ve titreşimlere karşı fiziksel ve mekanik koruma
- Ambalajın güvenliği ve birbiri ile uyumluluğu
38
tüketici çekiciliğinde artış ve soğuk depolama maliyetinin olmayışı
sonucunda enerji maliyetlerinde azalma olarak belirtilmektedir.
39
çıkarılsa dahi materyalde kalmaya devam ederek, daha az kimyasal ile daha
doğal beslenmeyi sağlar. Esansiyel yağlar (EO) ve bitki özleri gibi doğal
antimikrobiyal ajanlar içeren aktif ambalajlama, gelişme hızı, maksimum
popülasyonu azaltmak ya da temas yoluyla mikroorganizmaları etkisiz hale
getirmek suretiyle mikrobiyal kontaminasyonu kontrol altına
alabilmektedir.Gıda ürünlerinin raf ömrünü uzatmak amacıyla kullanılan
kimyasal koruyucuları azaltma ya da elemine etmenin, yanı sıra bu
teknoloji belirli unlu mamul ürünlerine yeni bir “yeşil” imaj kazandırmak
açısından önemli bir adımdır.
Etanol: Şase formunda ya da ambalaj materyaline katılarak kullanılan
antimikrobiyal bir ajandır. Ayrıca pişirme sonrasında, ürünün yüzeyine
sıkılarak da kullanılabilir. Ancak bu opsiyon, kalıntı tat bırakma ihtimali ve
düzenlemelere ilişkin yaşanan sorunlar nedeniyle toplumda olumsuz bir
algıya sebep olmaktadır.
A. İlk kategoride yer alan ürünler, tat, aroma, koku ve doku özellikleri için
taze tüketildiğinden, özel koruyucular ile müdahale edilmesini
gerektirmemektedir. Taze ürünler küçük esnaf fırınlarında ya da
süpermarketlerin buna ayrılmış köşelerinde satılmaktadır. Bu ürünler
albenili, çevreye yayılan kokusu ile dikkat çekmekte ve ev yapımı
görünümündedir.
40
-Bekletilmiş Hamur Sistemi: Üretilen hamurun bir dondurucuya
yerleştirilerek, 1,2, ya da 3 gün sonra başka bir zaman kullanılmasıdır. Bu
tarz hamurlar, dondurulma işleme esnasında bazı performans
kabiliyetlerini yitirdiğinden birkaç günden daha fazla donmuş olarak
muhafaza edilemez. Bu seçenek kısa dönemli durumlar için tercih
edilebilecek kolay bir işlemdir.
41
önemli bir kriterdir. Ham maddeden, makinelere ve cihazlara ya da
üretim alanlarından personele tüm faktörler bu koşulları sağlamalıdır.
42
Bölüm 8
Teknolojik akış-Nasıl Oluşturulur ve Takip Edilir
43
8.1. Estonya Ekmeği
44
8.2. Romen Ekmeği
Beyaz undan elde edilen Romen ekmeği için üretim şeması Şekil 2.8 ‘de
verilmiştir.
45
8.3. Türk Ekmeği
Pide teknolojik şeması– Şekil. 29
46
Bölüm 9
Çalışmamızı Analiz Edelim; Unlu Mamullerin Değerlendirilmesi
Şekil 30. Kalite sistemi ile kalite güvence & kontrol arasındaki ilişki
47
belirler. Ürünün bu standartları rutin olarak sağlayabildiğinden emin
olunması maksadıyla, üretici bir Kalite Kontrol Sistemi’ni devreye sokar.
Kalite kontrol hammadde ile başlar. Un, maya, yağ, şeker ve benzeri
malzemelerin yetersiz niteliklerinden kaynaklanan problemlerin önüne
geçmek önemlidir.
Tüm akış süresince izlenecek temel parametrelerin bazıları şu şekildedir:
- Nem; hammaddeler, ara ürünler (yığınlar veya parçalar halinde
hamur), yarı mamul ve mamule ilişkin tüm teknolojik aşamalarda
izlenmesi gereken önemli bir özellik olup, ürünün muhafazasında ve
raf ömrü boyunca ürünün özelliklerinin korunmasında önemli bir
role sahiptir. Nemin tayini için doğrudan ( ürünün su içeriğinin
tayini) ve dolaylı ( kuru maddenin tayini) yöntemler mevcuttur.
48
- Asitlik; üründe bulunan asidik organik bileşenlerden kaynaklanır ve
bunlar suda çözünen ve yağda çözünen bileşikler olabilir. Asitlik
titrasyon ile belirlenir.
49
- Parçalara ayrılan hamurun dinlendirilmesi: Zaman, sıcaklık ve odanın
nemi (şekil 31)
- Pişirme: Zaman, sıcaklık
- Soğutma: Zaman, sıcaklık
50
Şekil 32. Unlu mamullerin renk ölçümü için kullanılan hızlı örnekleme cihazı
(kaynak: Konica Minolta)
51
Bölüm 10
İnovasyon ve Yeni Trendler
52
ortaya koymaktadır (Şekil.35). Tam tahıllar mineraller,
antioksidanlar ve vitaminler gibi sağlıklı yaşamı destekleyen
birçok faydalı besin öğesini içinde barındırır.
53
10.1. Araştırma ve geliştirmenin (AR-GE) Rolü
54
- Unlu mamullerde enzimlerin kullanımı; Unlu mamullerde enzimlerin
kullanımı içerik işlevselliği ve bunların mamulün kalitesine etkisi
bakımından önmelidir. Maltojenik a/p/za-amilazın ekmek ve pasta
sistemlerine eklenmesinin bayatlamayı geciktirdiği bilinmektedir.
Enzimin etkisi nişasta zincirlerinin sınırlı hidrolizi ile mevcut nişastanın
modifiyesine neden olmaktadır. Gevrekleşme ile ilişkili olan bu durum
nişastanın yeniden kristalleşmesini azaltmaktadır. Unlu mamullere
yönelik yapılan araştırmalar, buna bağlı pasta hacminde ve iç
yumuşaklığında iyileşmeler ve 20 ° C'de 14 güne kadar raf ömrü
sağlandığını göstermektedir.
- İşlemenin, dinlendirme ve pişirme süreci ile ürüne etkilerinin
invazif olmayan yollarla ölçümü ile anlaşılması: Ekmek ve
pastaların yapısında dinlendirme ve pişirme esnasında önemli
değişiklikler meydana gelir. Bu değişikliklerin ürünün doğası ve işleme
ortamına bağlı olarak çalışılması zor olduğundan, süreç esnasında her
kabarcığın açıkça görünebilir olduğu, yüksek çözünürlüklü bilgisayarlı
X-ray tomografi ile iç yapılar incelenir (Şekil.37). Hamur ve ekmekte
gözlemlenen bu süreçler; dinlendirme, kalıplama ve fırında
kabarmanlar ile üst ve yan kısımlarda gerçekleşen kırılmalar ile
kabuğun oluşması etkisini kapsamaktadır.
55
cihazlar ile ölçümüne olanak sağlayan bir dizi teknik bulunmakta olup,
çalışmalar; ölçüm için en uygun metodun saptanması ve duyusal -
enstrümantal teknikler ile elde edilen verinin yorumlanmasında, unlu
mamulün tipinin önemli olduğunu göstermektedir.
Şekil 38. Tahıllardan elde edilen ürünlerin çeşitli beslenme modellerinde rolü
56
olma ve onlara iyi birer rol model teşkil etme arzusudur. Bu nedenle bu
kişilerin alışveriş davranışları diğerlerinden farklıdır.
57
Referanslar
http://gnt-group.com/whitepaper/tnsstudy 8 dec.2017
http://bakerpedia.com/processes/ 1 febr.2018
http://britishsocietyofbaking.org.uk/conference/2005/10.pdf 6 febr.2018
58