Professional Documents
Culture Documents
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TARİH ANABİLİM DALI
ESKİÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI
DOKTORA TEZİ
Hazırlayan
Suzan AKKUŞ MUTLU
Tez Danışmanı
Prof. Dr. Sebahattin BAYRAM
Ankara–2012
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TARİH ANABİLİM DALI
ESKİÇAĞ TARİHİ BİLİM DALI
DOKTORA TEZİ
Hazırlayan
Suzan AKKUŞ MUTLU
Tez Danışmanı
Prof. Dr. Sebahattin BAYRAM
Ankara–2012
ÖNSÖZ
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ ............................................................................................................i
İÇİNDEKİLER .................................................................................................ii
SİMGELER VE KISALTMALAR....................................................................iii
GİRİŞ ..............................................................................................................1
BİRİNCİ BÖLÜM
SUMERLİLERİN YAPTIĞI TÖRENLER
1.1. GÜNLÜK TÖRENLER .......................................................................... 15
1.2. YILLIK TÖRENLER .............................................................................. 26
İKİNCİ BÖLÜM
SAMİ KAVİMLERİNİN YAPTIĞI TÖRENLER
2.1. AKADLILARIN YAPTIĞI TÖRENLER.................................................. 45
2.1.1.Günlük Törenler .............................................................................. 45
2.1.2. Yıllık Törenler................................................................................. 48
2.2.BABİLLİLERİN YAPTIĞI TÖRENLER .................................................. 50
2.2.1.Günlük Törenler .............................................................................. 50
2.2.2.Yıllık Törenler.................................................................................. 61
2.3. ASURLULARIN YAPTIĞI TÖRENLER ................................................ 82
2.3.1. Günlük Törenler ............................................................................. 82
2.3.2.Yıllık Törenler.................................................................................. 88
SONUÇ .........................................................................................................99
KAYNAKÇA ...............................................................................................103
EKLER........................................................................................................115
Ek–I: Tanrıça İnanna’nın Ölüler Diyarına İnişini İfade eden Tablet ...... 116
Ek–II: Nabukadnezar’ın İštar Kapısı. ...................................................... 117
Ek–III: Akītu Tapınağı’nın Planı–Asur ..................................................... 118
Ek–IV: Eskiçağda Yakındoğu’nun Haritası ............................................ 119
DİZİN ..........................................................................................................120
ÖZET ..........................................................................................................125
ABSTRACT ................................................................................................127
iii
SİMGELER VE KISALTMALAR
AfO ArchivfurOrientforschung
AHw AkkadischesHandworterbuch, Wiesbaden
AKM Atatürk Kültür Merkezi
AKT Ankara Kültepe Tabletleri
AO Louvre Müzesi, Paris. Antiquitesorientales (İzleyen sayı katolog
numarasıdır)
AÜDTCF Ankara Üniversitesi, Dilve Tarih Coğrafya Fakültesi
BC Milattan Önce
BIAA British Institute At Ankara
Bkz Bakınız
BM Tabletsfromthe British Museum
BRM BabylonianRecords in the Library of J. Pierpont Morgan, New
Haven
C. Cilt
CAD TheAssyrian Dictionary of theOrientalInstitute of theUniversity of
Chicago
CBS Pensilvanya Üniversitesi Müzesi Babil Bölümü Katoloğu
Çev Çeviren
DTCF Dilve Tarih Coğrafya Fakültesi
JAOS Journal of theAmericanOrientalSociety
JESHO Journal of theEconomicandSocialHistory of the Orient
K British Museum. Koyuncuk Koleksiyonu (İzleyen sayı katolog
numarasıdır)
KAR Ebeling, Erich. KeilschrifttexteausAssurreligiösenInhalts.
KAV OttoSchroeder. KeilschrifttexteausAssurverschiedenenInhalts.
WVDOG 35. Leipzig: Heinrichs, 1920.
Ni Asari-atika Müzeleri (Eski Şark Eserleri Müzesi), İstanbul Nippur
Koleksiyonu. (İzleyen sayı katolog numarasıdır)
NT Nippurkazı numaraları.
OTDÜ Orta Doğu Teknik Üniversitesi
iv
s Sayfa
S Sayı
SAA StateArchives of Assyria
SBH Resiner, George A. Sumerisch-babylonischeHymnennach
ThontafelngriechischerZeit (Berlin, 1896)
SBL Society of BiblicalLiterature
STT O. R. Gurneyand J. J. Finkelstein. TheSultantepeTablets.
TTK Türk Tarih Kurumu
TuL E. Ebeling, TodundLebennach den Vorstellungen der
Babylonier
USA The United States of America
VAT StaatlicheMuseen, Berlin. Tontafelsammlung, Vorder-asiatische
Abteilung. (İzleyen sayı katolog numarasıdır)
Vd Ve diğerleri
YOS Yale Oriental Series, BabylonianTexts
GİRİŞ
1
Bilgiç, 1982: 82.
2
Köroğlu, 2010: 12, Bilgiç, 1982: 82.
3
Yıldırım, 2000: 43. Bkz: Ek-IV.
2
4
Agade şehri; Kiš veya Babil yakınlarında olduğu tahmin edilmekle birlikte, günümüze kadar
harabeleri bulunamamıştır. Yalnızca yazıtlarda adı geçen gizemli krali kentlerden biri olarak
bilinmektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz: Köroğlu, 2010: 77, Posgate, 2004: 36.
5
Bahar, 2011: 46, Kuhrt, 1997: 48.
3
6
Köroğlu, 2010: 107–112, Klengel, 2001: 69.
7
Bahar, 2011: 62,63.
8
Büyük ve Küçük Zap ırmaklarının Dicle ile birleştikleri kesimde, Dicle Nehri’nin batı kıyısında yer
alan Asur kenti, Eski Asur Krallığı döneminde önemli bir ticaret ve kült merkezi olmuştur. Adını
Asurluların baş tanrısı Asur’dan alan kent bu özelliğini VII. Yüzyıla kadar devam ettirmiştir.
4
9
Bahar, 2011: 52.
10
Ayrıntlı bilgi için bkz: Bilgiç, 1947.
11
Köroğlu, 2010: 103, 104.
12
Köroğlu, 2010: 105.
13
Mieroop, 2004: 172.
5
14
Bahar, 2011: 57–61, Matfiyef, 1989: 21.
15
Ayrıntılı bilgi için bkz: Salvini, 2006: 47–127, Oates, 2004: 136, Matfiyet, 1989: 21, 22, Ciziri,
1997: 141–143, Çilingiroğlu, 1997: 38.
16
İplikçioğlu, 1994: 56, Bottero, 2003b: 112.
6
17
Bottero, 2003a: 148, 149, Landsberger, 1945: 139.
7
Madde 40;
“ Bir nadītum veya yabancı bir tımar sahibi, tarlasını bahçesini ve evini
gümüşe (para karşılığı) verecektir (verebilecektir). Satın alan, satın aldığı
tarlanın, bahçenin veya evin tımar sorumluluğunu yerine getirecektir” 18.
Madde 110;
“ Eğer manastırda oturmayan bir nadītum, bir entum, bir bira evi
(meyhane) açar veya bira (içmek) için bir bira evine girerse, o kadını
yakalayacaklardır19.
Kanunlara göre özgür bir kişi, bir din kadınını veya bir başka kadını
herhangi bir suçla itham ederse, bu suçu ispat etmek zorundadır. Aksi
taktirde o adam yargılanacaktır.
Madde 127;
“Eğer bir adam, bir rahibeye veya bir adamın eşine parmak uzatmaya
(suçlamaya) sebep olursa ve bunu ispat edemezse o adamı mahkeme
huzuruna sürükleyecekler ve yarı başını traş edeceklerdir”20.
18
Tosun, Yalvaç, 2002: 189.
19
Tosun, Yalvaç, 2002: 195.
20
Tosun, Yalvaç, 2002: 197.
8
Madde 137;
“ Eğer bir adam, ona çocuk doğuran bir šugitum’u veya ona çocuk
temin eden bir nadītum’u boşamaya karar verirse, o kadına çeyizi geri
verilecek ve tarlanın, bahçenin, mal ve mülkün yarısı ona verilecek (o da)
evlatlarını büyütecektir. Çocuklarını büyüttükten sonra, çocuklarına verilen
maldan varismiş gibi, bir hisse kendine verilip, gönlünün istediği bir kocaya
varacaktır”21.
Madde 144;
“ Eğer bir adam bir nadītum ile evlenirse ve o nadītum kocasına bir
kadın köle verirse ve o kölenin doğurmasına sebep olursa (fakat) bu adam bir
21
Tosun, Yalvaç, 2002: 198.
9
Madde 146;
“Eğer bir adam bir nadītum ile evlenirse ve bu (nadītum) kocasına bir
kadın köle verirse, köle çocuk doğurursa, sonra o köle çocuk doğurdu diye
hanımı ile eşitlik iddia ederse, hanımı (sahibesi) onu para karşılığı
vermeyecektir; fakat ona kölelik (nişanı) koyacaktır”.
Madde 147;
22
Tosun, Yalvaç, 2002: 199.
23
Tosun, Yalvaç, 2002: 199, 200.
10
Madde 178;
Bir entum, bir nadītum, bir SAL.ZİKRUM olsun, ona babası çeyiz
verirken ve vesikasını yazarken, ona yazdığı vesikada terekesini kime isterse
vereceğini eğer yazmadıysa, gönlünün bütün istediğini ona belirtmediyse,
babası kaderine gittiğinde tarlasını, bahçesini kardeşleri alacaklardır. Ona
(mirastan alacağı) hisse değeri kadar arpa, yağ ve yün tayınını verecekler ve
onun gönlünü hoş edeceklerdir. Fakat kardeşleri hisse değeri kadar arpa, yağ
ve yün tayınını ona vermeyip, onu memnun etmezlerse tarlasını, bahçesini
istediği kişiye işletmek üzere verecek ve kiracısı ona bakacaktır. Tarla, bahçe
ve babasının ona verdiği her şeyin intifa hakkını yaşadığı sürece alacak, para
karşılığı vermeyecek, başkasına bir şey karşılığı ödemeyecektir (çünkü) onun
mirası kardeşlerine aittir”.
Madde 179;
Eğer bir entum, bir nadītum veya bir SAL.ZİKRUM’un babası kendisine
çeyiz verirken veya belgesini yazarken, ona yazdığı belgede terekesini kime
isterse vereceğini yazdıysa gönlünün bütün istediğini ona belirttiyse, babası
kaderine gittiğinde terekesini istediğine verecek, kardeşleri hiçbir iddiada
bulunmayacaktır”24.
24
Tosun, Yalvaç, 2002: 203, 204.
11
Öteki dünya inancı en eski devirlerden itibaren insanlar için çok büyük
öneme sahiptir. Mezopotamya kavimlerinin inancına göre ölen kişi nehri
geçerek Kur denilen yere giderdi. Burada rahat bir yaşam sürebilmesi için
yaşayan yakınlarının onlara her ay adaklar sunması gerekiyordu. Bu sebeple
insanlar ölen yakınlarının karanlık diyarda rahat edebilmeleri ve aç
kalmamaları için her ay törenler düzenleyerek kurbanlar keserlerdi. Böylece
ölen kişinin çöplüklerde kırıntı toplamaktan kurtulduğuna inanırlardı 27.
25
Ökse, 2006: 52.
26
Bottero, 2003a: 238–251, Ökse, 2006: 52.
27
Kramer, 2002b: 194.
12
28
Ayrıntılı bilgi için bkz: Hook, 1995.
29
Ayrıntılı bilgi için bkz: Raglan, 2004: 187–194.
13
30
Kramer, 2002a: 186, 187.
14
31
Kramer, 2002b: 104.
32
Kramer, 2002b: 106.
33
Kılıç, Duymuş, 2009: 160.
16
insanoğlu kâinatın tek bir ilah tarafından idare edilebileceğini idrak edemediği
ya da daha sonra bu inancını kaybettiği için çok tanrıcılığa meyletmiştir.
34
Tosun, 1960: 263, Bilgiç, 1982: 115.
35
Nanše adak listeleri tanrı Enki’nin soyu hakkında bilgiler vermektedir. İkinci derecede belirtilen
Enki, Nanše’nin babası olarak geçmektedir. Enki’den sonra Nanše’nin erkek kardeşi Ningirsu gelir.
Onu Nanše’nin kocası Nindara, ardından Nanše ve kızı Nin-MAR-KI ve onun kocası Nin-MUŠ-bar
takip etmektedir. Nin-MAR-KI festivalinin adak listesi ise Lagaš’ın panteonundaki bu tanrıların yakın
ilişkileri hakkında bilgiler vermektedir. Ayrıntılı bilgi için bkz: Peeter, 2006.
36
Nanna: Ay Tanrısı Nanna, akşam ve sabahyıldızının tanrıçası olan İnanna ve Güneş tanrısı Utu’nun
babasıdır.
37
Tanrılar sahip veya sahibe, eril ve dişil olarak telakki edilmişlerdir. Bu tür ünvanları almayan dört
kudretli tanrı bulunmaktadır. Bunlar temsil ettikleri tabiat varlığı ve hadisenin adını taşıyan Gök
Tanrısı “An”, Güneş Tanrısı “Utu”, Ay Tanrısı “Enzu” ve Fırtına Tanrısı “İm” idi. Pek çok tanrısı
olan Sumerlilerin Gök Tanrısı olan “An” başlangıçta panteondaki en yüce hükümdar olarak kabul
ediliyordu. Ancak zamanla panteonun önderi olarak onun yerini hava tanrısı Enlil aldı. Sumerlilerde
An’a tapılmaya devam edilmiş, lakin giderek üstünlüğünü kaybetmiştir 37. An, Enlil’in babası
rolündeydi. Enki ise emirler veren ve emirleri yerine getiren önemli bir danışmandı. Daha sonra yerini
17
hava tanrısı “Enlil” e bırakmıştır. Ayrıntılı bilgi için bkz: Espak, 2010, Kramer, 2002b: 107, Bottero,
2003a: 238.
38
Bilgiç, 1982: 115.
39
Landsberger, 1945: 139.
40
Bottero, 2003a: 238–251, Kramer, 2002a: 158.
41
Bilgiç, 1982: 93.
42
Nıssen, 2004: 116, Crawford, 2010: 87, 91.
18
43
Jacobsen, 1987: 455.
44
İplikçioğlu, 1994: 66.
45
Frazer, 1991: 111.
19
46
Crawford, 2010: 32.
47
Kramer, 2002b: 119.
48
Bottero, 2003a: 148, 149, Somervill, 2009: 75.
20
49
Kurban kelimesinin Akadca karşılığı “qerēbu” (qarābu) dur. “Yakın olmak” asli karşılığındaki
kelime hayvan keserek Allah’a daha yakın olmayı ifade eder. Ayrıca Babilce telaffuzu ile qerbu,
Asurca telaffuzu ile qurbu “yakın” anlamındadır ve bugün kullandığımız kelimenin kökenidir.
Ayrıntılı bilgi için bkz: CAD Q: 228 vd., CAD Q: 214 vd.
50
Bilgiç, 1982: 93.
21
51
Ökse, 2006: 52.
52
Bekki, 1996: 25.
22
Bugün tek Allah inancına sahip toplumlarda da ahiret yani bir başka
ifade ile ölümden sonra hayatın olduğu inancı devam etmektedir. Ölmeden
önce nasıl bir hayat sürdüyse ölümden sonraki hayatında Cennet ya da
Cehennem’e gidileceğine inanılmaktadır. Yaşayan yakınların ölmüş kişiler
için sadaka vermek amaçlı bir hayvan kesip etini yoksul insanlara dağıtması
veya onun hayrına bir şeyler vermesi, bunlar sayesinde o kişinin mezarında
rahat edeceği inancı Müslüman toplumlarda da devam etmektedir. Buna ek
olarak Müslümanlar ölmüş yakınlarının rahat edebilmeleri için kutsal
kitaplarını okuyarak onların ruhlarına armağan ederler.
53
Kramer, 2002a: 180.
54
Bottero, 2003a: 311.
55
Koca, 2004: 29.
56
Hooke, 1995: 10.
23
bulunan yuğlar, genellikle şehrin insanlarına kızıp buraları terk eden tanrıların
geri dönmelerini temin, pişmanlıklarını görmeleri ve tanrıların sevgisini
kazanmak amacıyla okunurdu. Fakat yuğların okunduğu en önemli yerler
tapınaklarda ve şehirde yapılan ayin ve törenlerdi. Ayrıca dini açıdan önemli
görülen bayramlarda da bu şiirler terennüm edilirdi57.
57
Landsberger, 1945: 144.
58
Elibeyzade, 1996: 146.
59
Bottero, 2003a: 251.
60
Ökse, 2006: 47.
24
61
Bottero, 2003a: 251.
62
Eski Babil metinlerine göre; Enki tanrıça İnanna’yı sakinleştirmek için ağıtlar söylemesi amacıyla
gala din adamlarını yarattı. Bunların statüleri birbirinden farklılık göstermekteydi. Pek çoğu alt
mevkide bulunan gala din adamlarının başı şehrin en yüksek yetkililerine eşit bir maaşa sahip olmakla
birlikte bir ofisi vardı. Aynı zamanda tapınaktaki bazı kadınları (tapınak fahişeleri) denetleyici bir role
sahipti. Bkz: Roscoe, 1996: 213–216.
63
Petter, 2009: 12, 13.
64
Bkz: Beaulieu, 2007: 473–486.
65
Sumerce gala kelimesinin Akadca karşılığı kalû’dur. Kelime şarkı söyleyen din adamı
anlamındadır. Bkz: CAD K: 92 vd.
25
bir tahrip olayını değil, daha genel bir matem içeriyordu66. Eršemma ve
balag’ların ritüel kullanımlarında pek çok benzerlikleri vardı. Sumerce’nin
lehçelerinden biri olan “emesal” sıkıntıları ifade etmede kullanılırdı. Gala din
adamları ezberden okudukları ağıtlar ile uygun bir duyguyu
oluşturabiliyorlardı. Eršemma ve balag ağıtları67 sadece kutsal yapıların
yıkılmasında değil, aynı zamanda törenlerde de kullanıldı. Balag’lar kötülüğü
önlemek için yapılan “namburbi” ritüellerinde de kullanıldı68. Genel ritüellerde
eršemma ve balag’ların kullanılması ağıtların önemini de yansıtmaktadır.
Gala din adamları yapılan törenlerde hem tanrıyı över hem de ona
yalvarırlardı. Ağıtlar aslında öfkeli tanrıları yatıştırmak ve tüm toplumu
kötülüklerden korumak amacıyla yakılırdı69.
66
Petter, 2009: 14.
67
Balag ağıtları için bkz: CAD B: 38.
68
Petter, 2009: 16.
69
Bouzard, 1997: 67, 68.
70
Kramer, 2002a: 186, 187.
26
sonunda ise belli bir süreliğine de olsa şehri bir festival havası alır, insanlar
arasındaki sınıf farkı ortadan kalkar, bütün vazifeler durur, çeşitli hayvan
kostümlerine bürünen müzisyenler halkı eğlendirirdi71.
71
Schmökel, 1976: 372.
72
Ay Tanrısı Nanna’nın kızı, Akadlılarda İštar, Museviler ’de Astarte, Yunan’da Afrodit, Roma’da
Venüs adını taşıyarak çeşitli toplumların efsanelerinde yaşayan Sumerlilerin neşesi ve aşk tanrıçasıdır.
İnanna adının anlamı ise “Göklerin Sahibesi”dir. Pek çok kültürde farklı isimlerle karşımıza çıkan
tanrıça İnanna, Venüs yıldızı ile özdeşleştirilir. M.Ö. III. Binyılda Uruk’ta, İnanna çeşitli sembollerle
simgeleştirilmiştir. Sonraki dönemlerde tipik bir işaret, tanrıyı belirleyici olarak görüldü ve ismin
önüne yazıldı. Modern bir yıldıza benzeyen belirleyici, arkaik Uruk dönemi boyunca bir gök cismi ile
İnanna’nın belirlenmesine yol açtı. Bir küçük kabartma tanrıçayı bir aslanın arkasında dururken
göstermektedir. Aslanın güç ve şiddet özelliğinden dolayı M.Ö. III. Binyıldan itibaren tanrıça ile
özdeşleştirilip onun kutsal hayvanı olduğu düşünüldü. Ayrıntılı bilgi için bkz: Adair, 2008: 30, 58.
73
Kramer, 2002b: 366, Schmökel, 1976: 372.
74
Kramer, 2002a: 187.
75
Kramer, 2002a: 187, Bottero, 2001: 154, 155.
76
Wolkstein, Kramer, 1817: 107–110.
27
77
Kramer, 2001: 178, Pritchard, 1955: 41, 42. Kutsal evlilik töreni Roma toplumunda da karşımıza
çıkmaktadır. Romalılar ana tanrıça Kybele ile bereket tanrısını törenler düzenleyerek
evlendirmişlerdir. Magna Meter tapınağında tanrıça heykelinin yıkanması için kurulan düzenek
arınma töreninin Roma’daki önemini de göstermektedir. Roller, 2004: 268
78
Mitolojik seyahatte İnanna aslında yatay hareket etmektedir. Metinlerde yer altı dünyasına inerken
yeryüzünde yatay yolculuk yaptığı belirtilen tanrıçanın Sumer şehirlerinde çeşitli tapınakları terk ettiği
ifade edilmektedir. Seyahatte izlenecek yol, bir el yazması Nİ 368 ve CBS 9800’ a göre Uruk,
Badtibira, Zabalam, Adab, Nippur, Kiš ve Akad’dır. Buccellati,İnanna’nın varış yerinin Nergal’in
şehri Kutû olabileceğini İnanna’nın seyahati eğer Akad’ın ötesinde devam ediyorsa, Akad’ın son şehir
olmadığını ve Kutû’nun yönünde yolculuğun devam ettiğini ileri sürmektedir. Penglase, 1997: 20,21.
79
Nippur: Eski Mezopotamya’da Nippur şehri en önemli kült merkezlerinden biriydi. Sumerliler
döneminde şehrin ana tanrısı Enlil idi. Bu şehirde onun için bir tapınak vardı. Diğer tanrıların da
burada toplanıp insanlar ile ilgili kararlar aldıklarına inanılırdı. Bu şehri ele geçiren her kral Enlil için
28
kutsal törenler düzenlerdi. Yeni Babil döneminde ise Nippur şehrinde Babillilerin ana tanrısı Marduk
hüküm sürdü. Marduk’un ana tapınağı Ekur idi. Ayrıntılı bilgi için bkz: Bottero, 2001.
80
Kramer, 2001: 158, Penglase, 1997: 14, 15, Pritchard, 1955: 52-57.
81
Kramer, 2001: 158, 159.
82
Hooke, 1995: 22.
83
BM 100046 numaralı tablette Dumuzi’nin ölümü açıklanmaktadır. Çoban tanrısının yer altı
dünyasına inişi dört bölümden oluşur. Birinci bölümde ünlem içeren sorular yer almaktadır. Aslında
burada Dumuzi’nin ölümü sırasında meydana gelen acı olaylar dile getirilmektedir. Köpeğinin acı
çığlıklar atması, eşi İnanna’nın ağlaması, kardeşinin kendini parçalaması ve saçlarını yolmasının
nedenleri sorgulanmaktadır. İkinci bölümde Dumuzi’nin yalnızlığı ve mezarın içine konuluşu
anlatılmaktadır. Üçüncü bölüm ise iki parçadan oluşmaktadır. Birinci kısımda Dumuzi’nin Galla
cinleri tarafından ele geçirilmesi tanımlanmaktadır. Bölümün ikinci parçası, Çoban kralının ölümünün
sebebini anlatır. Dumuzi gišbur tuzağı tarafından hızlıca yakalanır. Buradaki yiyecekler yenilmez, su
içilmez. Dördüncü bölümde ise büyü ve defin ayinleri anlatılmaktadır. Ayrıntılı bilgi için bkz:
Kramer, 1980: 5, 6.
29
84
Kramer, 2002b: 388, 389, Adair, 2008: 42.
85
Littleton, 2005: 449, Adair, 2008: 41, Ökse, 2006: 47.
86
Kramer, 2002b: 389. Dini geleneklere bağlı olarak Sumerliler tarafından oluşturulan kutsal evlilik
töreninin Türk düğün geleneklerinde yansımalarını görmek mümkündür. Anadolu Türk halkı için
evlilik kutsaldır. Evlilik töreni, Eski Anadolu’daki toplumların her dini törenden önce yaptıkları gibi,
İslamiyet’in de bir gereği olarak yıkanarak arınma işlemiyle başlar. Daha sonra gelin ve damat
süslenir. Kurban-sunu ve geçit töreninin ardından, kutsal birleşimin bir tiyatro oyunu gibi
canlandırılması ile devam eder ve bu birleşimin doğuracağı bereketin kutlandığı, toplu yenilen bir
yemeği de içeren, müzik eşliğinde eğlenilen bir törenle sona erer. Düğünde gelini ağlatma geleneği
vardır. Gelinin gözyaşlarının bereketi getireceğine inanılmaktadır. Gelinin gözyaşlarının bereketle
olan ilişkisi, ölüp yeniden dirilmeleriyle mevsimsel döngüyü simgeleyen Dumuzi, Tammuz, Adonis,
Attis ve Dionysos için dökülen gözyaşlarını hatırlatır. Bu tanrılar için tutulan yas ve dökülen
gözyaşından sonra tanrılar dirilir ve bereket tanrıçalarıyla evlendirilirlerdi. Böylece kıtlık sona erer,
30
bereket dolu ilkbahar yeniden geri gelir, bu durum büyük bir coşkuyla kutlanırdı. Bu nedenle
bereketin, özellikle gelinin gözyaşlarından beklenmesi, tarihin derinliklerinde gizli olan kutsal evlilik
törenlerinden izler taşımaktadır. Ayrıntılı bilgi için bkz: Çetin, 2008.
87
Güngör, 2004: 43, 44.
88
Lerner, 1986: 239. Mabetlerde mihrap kısmı, kutsal yemek yenilen ve dini resim bulunan en kutsal
bölüm "Zella" denilen küçük oda ve ekseriya sembolik İlah Düğünü Törenleri'nin temsil edildiği
sahne kısmı, geniş bölümde dikdörtgen veya T biçimindeki avlunun baş kısmında bulunur. Bunun
sağını ve solunu ise, din adamlarının ikametgâhları, depolar ve idare odaları çevreler. Bkz: Schmökel,
1976.
89
Kozmos: Sözcük olarak bezeme, süsleme donatma anlamına gelen kelimenin kökü dikkate
alındığında “dirlik ve düzen içinde bir evren” anlamına gelen Yunanca bir kelimedir. Evren ya da
kâinat, uzayda bulunan tüm madde ve enerji biçimlerini içeren bütünün adıdır. Kozmos, kaosun yani
düzensizliğin, kargaşanın tam tersidir.
31
90
Lundquist, 1994: 91, 92. İnanna ve Dumuzi’nin ilişkisi bazı Grek mitlerinde de görülmektedir.
Tanrıçanın çeşitli şehirlerin kralları ile evliliğini içeren pek çok metin bulunmaktadır. Sumer
metinlerinde ifade edildiği gibi Grek metinlerinde de tanrıça evlilik öncesinde yıkanmakta, kendini
yağlamakta ve gücün giysilerini giyerek ayrıntılı bir şekilde evliliğe hazırlanmaktadır. Greklerin
tanrılar arasındaki romantik ilişkiye odaklı pek çok şiiri bulunmaktadır. Bir şiirde SRT 31’de İnanna
ve Dumuzi örneğini temel alan 26. ve 30. satırlarda tanrıçanın aşkının bir sonucu olarak Dumuzi’nin
ölümü tasvir edilmektedir. Tanrıçanın yıkanmasının ve giyinmesinin motifi başka bir Grek
kaynağında da bulunmuştur. Athena’nın heykeli, görünüşte çıplak bir durumdadır. Heykel tören alayı
tarafından deniz suyuna daldırılıp yıkanmaktadır. Daha sonra tanrıça tören alayı ile birlikte tapınağa
dönmekte ve tanrıçaya yeni elbiseler giydirilmektedir. Penglase, 1997: 40, 79.
91
Sin: Geleneksel olarak İnanna’nın babasıydı. Ay tanrısı olan Sin, III. Ur Hanedanlığı altında seçkin
bir politik konumdaydı.
92
Zettler, Sallaberger, 2011: 1, 2.
93
Kramer, 2002b: 374, 376.
32
94
Zettler, Sallaberger, 2011: 3.
33
95
Ayrıntılı bilgi için bkz: Zettler, Sallaberger, 2011.
34
şehrinden bir tekne ile Uruk’a gelip Kullab iskelesinde demir atan Šulgi’nin
düğün hediyesi olarak getirdiği yabani boğalar, çeşitli cinsten keçiler ile
birlikte Eanna Tapınağı’na geldiği ve güzel kıyafetler giyip, kokular sürerek
İnanna’nın karşısına çıktığı ifade edilmektedir 96. Bu ifadeden de anlaşıldığı
üzere yeryüzündeki bütün dinlerde olduğu gibi Sumerlilerde de ibadetleri
yerine getirebilmek için bir takım şartlar bulunmaktaydı. Bunlar muayyen
takdisler, dini temizlik, yıkanma, yağ sürme, günahlar için kurban kesme,
oruç tutma ve kutsal elbiseleri giyme gibi bir takım kurallardan
oluşmaktaydı97.
Günümüzde Müslümanlar da her yıl Hicri Ramazan ayında oruç
tutmaktadır. İslam inancına göre Oruç vücuda şifa verir, güç ve kudret
kazandırır. Nefsin ıslah edilmesinde çok büyük bir rolü vardır. Orucun manevi
yararlarının yanı sıra, tıbbı faylarının olduğu da kanıtlanmıştır. “Oruç tutun ki
sağlam ve sıhhatli olasınız” hadisi şerifi bu durumu en iyi şekilde
açıklamaktadır. İnancımıza göre, Oruç aynı zamanda takva ve sakınma
ruhunun oluşmasında ve güçlenmesinde önemli rol oynar. Müslümanlara
göre, Takva insanoğlunun Allah’tan korkarak günahtan sakınmasını sağlar.
Bunun doğal bir sonucu olarak da oruç tutan insan kötülüklerden de uzak
durur. Yani aslında oruç toplumda huzurun sağlanmasında da büyük oranda
etkilidir. Bu ibadet İslamiyet’ten önce gelmiş olan semavi dinlerde de
mevcuttur. Oruç aynı zamanda Allah’a şükürdür. Eskiçağ toplumlarında da
insanlar tanrılara şükretmek için oruç tutmuşlardır.
Kutsal evliliğin yılın hangi ayında gerçekleştiği konusuna gelince ritüel
metinlerinden Mezopotamya’nın yakıcı sıcağı altında sararan yeşilliklerle
birlikte Temmuz ayında öldüğü ve altı ay yeraltında kaldığı farzedilen
Dumuzi’nin bugünkü takvimde 15 Aralık- 15 Ocak tarihlerine tekabül eden
Ṭebētu ayında dirilmesi gerekmektedir98. Yazılı belgelerden öğrendiğimiz
kadarı ile altıncı ayın dördüncü günü çeşitli takılar İnanna’nın heykeline
konulması için bir kuyumcuya verilirdi. Ayın üçüncü, beşinci ve yedinci
96
Çağırgan, 1990: 1.
97
Schmökel, 1976: 372.
98
Çağırgan, 1990: 4.
35
99
Zettler, Sallaberger, 2011: 23–25.
100
Unat, 2004: 22. Dünyanın Kuzey yarımküresinde bahar Mart ayı ile birlikte gelmektedir. Ancak
baharın gelişini yeryüzü şekilleri etkilemektedir. Bu sebeple Kuzey yarımkürede yaşayan toplumlar 21
Mart olarak bilinen bahar bayramını birkaç gün ara ile kutlamaktadırlar. Çünkü güney kesimde olan
yerlere göre kuzey daha soğuktur ve bahar biraz daha geç etkisini göstermektedir. Toplumların
kullanmış oldukları Ay takvimi ile Güneş takvimi arasındaki farklılıklar da bu tarihlerin değişmesine
neden olmaktadır.
101
Bu tür uygulamalar günümüzde de düğün âdetleri içerisinde, gelinin oğlan evine geldiği sırada başı
üzerinden atılan bozuk para, leblebi, üzüm gibi nesnelerin saçılması şeklinde devam etmektedir.
Kurbanların temelinde tanrıların gazabından kurtulmak ve lütfunu kazanmak yatmaktadır. Bununla
birlikte kaza ve belalardan kurtulmak, bir dileğin gerçekleşmesi ve ölüler için de kurban
sunulmaktadır. Bekki, 2004: 12, 13.
36
102
Koca, 2004: 31.
103
Türk dünyasında bahar bayramının bugüne kadar farklı isimlerle kutlandığı bilinmektedir.
“Nevruz, Navruz, Novruz, Sultan-ı Nevruz, Sultan-ı Nawrız, Navrez, Nevris, Naorus, Novroz, Nawrıs
Oyıx, Nevruz Norus, Arap Küni, Ulusun Ulu Günü, Ulu Kün, Ulustın Ulu, Ergenekon, Bozkurt,
Çağan, Altay Ködürgeni, Yeni Gün, Mart Dokuzu, Bahar Bayramı, Yörük Bayramı, Babu Marta,
Kürklü Marta, İlkyaz Yortusu, Mereke, Meyram, Mevris Yengi Kün, Nartukan, Nartavan gibi…” bu
isimlerden bazılarıdır. Onarlı, 2003: 69.
104
Bayat, 2008: 140–143, Çay, 1990: 5, Karaköse, 2008: 175.
105
Elibeyzade, 1996: 149, Alım, 2009: 233.
106
Gündüz, 2000: 10.
37
kabul edilmekte, Yeni Yıl Bayramı ise yedinci ayın ilk günü kutlanmaktadır.
İsrail oğullarının Mısır’ın esaretinden kurtulmalarından sonra kutladıkları
Mayasız Ekmek Bayramı olarak da adlandırılan Pesah Bayramı’nın daha
önce Filistin’deki Kenanilerce kutlanan tarımsal bir bayram olduğu
bilinmektedir. Bu bayram arpa hasadı zamanında yapılırdı ve yedi gün
sürerdi. Çiftçiler bu bayramda tapınağa giderek mayasız ekmek yerlerdi.
Çeşitli törenler eşliğinde kurbanlar da sunulurdu. Hristiyanların Easter
(Paskalya) bayramı yine baharın gelişi ile ilgilidir107.
Hristiyanlar tarafından İsa’nın yeryüzüne indiği düşüncesiyle her yıl
kutlanan gün, halkımız arasında da Hızır ile İlyas Peygamberin bir araya
geldiği gün olarak düşünülmektedir. Bu sebeple kutlanan Hıdırellez şenlikleri
kutsal evlenme töreninin bir uzantısı olarak da yorumlanmaktadır108.
Bayramların ortaya çıkma nedenleri farklı olsa da zamanla dini bir
mahiyet kazanmıştır. Nevruz Bayramı da İslamiyet’ten sonra bir takım dini
motiflerle ilişkilendirilmiştir. Dünyanın ve evrenin Nevruz’da yaratıldığı
yıldızların burçlarına bu gün dağıtıldığı, Türklerin Ergenekon’dan109
Nevruz’da çıktığı ve Nuh Peygamberin tufandan sonra o gün karaya ayak
bastığına inanılmaktadır110.
107
Ay yılı ile güneş yılı uyumlaştırılarak oluşturulan Yahudi takviminde Nisan ayı Gregoryan
takvimine göre Mart-Nisan aylarına tekabül etmektedir. Ay takvimine göre ilk ay olan Nisan ayı her
yıl farklılık göstereceği için her üç ya da iki yılda bir 12 aydan oluşan takvime 13. bir ay daha
eklenmiştir. Böylece Nisan ayının güneş takvimine göre Mart-Nisan aylarına tekabül etmesi
sağlanmıştır. Gündüz, 2000: 4.
108
Çay, 1990: 16. Hıdırellez: Türklerin kış mevsiminin sona erip baharın başlangıcı olarak tabiatın
önemli bir geçiş dönemini bir dizi törenle kutladıkları güne İslâmî inançlarla birleştirdikten sonra
verdikleri isimdir.
109
“Ergenekon destanına göre; Türkler düşman saldırılarına maruz kalmış ve hepsi kılıçtan
geçirilmiştir. Göktürk Hanı İl-Han’ın oğlu Kıyan ile yeğeni Tukus bu düşman istilâsından aileleri ile
birlikte kurtulmayı başararak kaçmışlardır. Bereketli bir bölgeye gelip yerleşmişler ve burada
çoğalmışlardır. Bu verimli yere Ergenekon adını vermişlerdir. Ergenekon’da 400 yıl kaldıktan sonra
bu bölge kendilerine artık yetmez olmuş ve buradan dışarı çıkmak, yeni yerler aramak ihtiyacını
duymuşlardır. Demir madeni yüklü olan dağın demir cevherini eriterek Ergenekon’dan çıkmayı
başarmışlardır. O günden beri bu günü Türkler bayram sayarlar. Bir parça demiri ateşe salıp
kızdırırlar. Önce kağan bir kıskaçla tutup örse koyar, çekiçle döver. Ondan sonra beyler de aynı şeyi
tekrarlarlar. Bunu mukaddes bilirler ve böylece şükretmiş olurlar. Bu bakımdan 21 Mart, nasıl tabiatın
kıştan kurtulduğu günün başlangıcı ise, Türklerin istiklâllerini ilân ettikleri gün olarak da kabul
edilmiştir ve bayram olarak kutlanmaktadır. Türk tarihinde bu iki gelişmenin tarihi 21 Mart gününe
tekabül ettiği için bu çifte bayram Nevruz Bayramı olarak kutlanmaktadır”. Ayrıntılı bilgi için bkz:
Onarlı, 2003.
110
Alım, 2009: 232.
38
Yeni Gün Bayramı ile ilgili ilk bilgiler genellikle XI. Yüzyıl metinlerinde
görülmektedir. Firdevsi’nin “Şahname” isimli eseri ve önceki dönemlere ait
İran metinlerinde Yeni Gün Bayram’ı ile ilgili bilgi bulunmaması bu bayramın
İran’dan Türklere geçtiği tezini de çürütmektedir. XI. Yüzyılda yaşamış olan
Kaşgarlı Mahmut’un “Divan-ı Lügat-it Türk” isimli eserinde ve yine aynı
yüzyılın Fars asıllı devlet adamlarından Nizamülmülk’ün “Siyasetname”sinde
Nevroz’dan bir Türk bayramı olarak bahsetmesi de oldukça anlamlı olmakla
birlikte bu bayramın İran asıllı olmadığını da kanıtlar niteliktedir.
Türk boylarının hemen hemen tamamında Nevruz için her şeyden
önce geniş çaplı bir ev temizliği yapılmaktadır. Bayram günü güzel kıyafetler
giyilmektedir. Daha sonra yaşlılar, hastalar ve mezarlıklar ziyaret edilip kırlara
gezmeye çıkılmakta ve birlikte yenilip içilmektedir. Nevruz’da kurbanlar
kesilmekte ve Nevruz’dan birkaç gün önce bir kaba buğday ekilerek
yeşermesi sağlanmaktadır. Zira çillenmiş buğdaydan uğut denilen tatlı yapılıp
dağıtılacaktır111.
111
Boyraz, 2002: 291.
112
Bayat, 2008: 145.
113
Ayrıntılı bilgi için bkz: Durmuş, 2004: 1–13.
114
Unat, 2004: 22.
39
115
Karaköse, 2008: 172, Durmuş, 2004: 6.
116
Bayat, 2008: 146,147.
117
Ökse, 2006: 55.
118
Boyraz, 2002: 292.
40
123
Hooke, 1995: 47.
124
Dursun, 1996: 57.
125
Kramer, 2002b: 380.
126
Kılıç, Duymuş 2009: 162, Kramer, 2002b: 364, Adair, 2008: 38, 39, Vacin, 2011: 44.
127
Entum din kadınları Ur şehrinde Nanna’nın gelini gibi bahsedilirdi. Yeni Yıl festivalinin parçasını
oluşturan kutsal evlilik töreninde Entum kralın eşini temsil ederdi. Onun ikamet ettiği yerlerdeki
tapınaklarda bir yatak odası “giparu”, muhtemelen bu kutlama için tasarlanırdı. Mcintosh, 2005: 221.
128
Tosun, Yalvaç, 2002: 275.
42
ifade edildiği gibi bolluk ve bereketi temsil eden tanrıçanın adına doğumlara
da iştirak ediyorlardı129. Kutsal evlilik töreninde tanrıça İnanna’yı temsil eden
bu din kadını sınıfı için NU.GİG (Sumerogramı) terimi de kullanılmaktadır. Bu
terim aynı zamanda tanrıçalar; İnanna, Aruru/Ninmah, Nanaja ve Ninisina’nın
ünvanı olarak da kullanılmıştır130.
Bu kültten sorumlu olan din adamları sınıfına gelince; tapınağın
yöneticisi, binalarını ve maliyesini düzenleyen, tapınak görevlilerinin
sorumluluklarını iyi bir şekilde yerine getirmesini sağlamakla görevli olan
“Sanga” idi. Tapınağın tinsel başkanı olan En, “Gipar” adı verilen bölümde
yaşardı. Sumerlilerde âyinlerin adandığı ilahın cinsine göre din kadınları da
En olabilirdi. Bununla birlikte baş tanrıça İnanna’nın Uruk’taki Eanna
Tapınağı’ndaki131 En erkekti. En’in altında “Guda”, “İšib”, “Mah”, “Nindingir”
denilen ve görevleri hakkında çok az bilgi sahibi olduğumuz din adamları
sınıfları yer alıyordu. Bu din adamlarından İšib kutsal saçılardan132ve
arındırma törenlerinden sorumlu iken Guda bir tür tapınak şarkıcısı ve şairi
idi. Tapınakta yapılan işlerden bazıları sadece o vazife ile görevli olan din
adamlarının katılımıyla gerçekleştirilirdi. Bu vazifeler halka gösterilmeden
uygulanırdı. Yalnızca din adamları ve yardımcıları tecrübe kazanmaları,
merasimlerin düzenini, muhtevasını ve nasıl uygulandığını öğrenmeleri için
vazifelerin yapıldığı yerlerde bulunabilirdi133. Din görevlileri ibadet ve âyin
esnasında ellerini birbirine kenetleyerek saygılarını gösterirlerdi. Özellikle
Lagaš kralı Gudea zamanında tapınaklar için yapılan din adamları heykelleri
bu durumu büyük bir ustalıkla göstermiştir134. Bunlara ek olarak şarkıcılar,
müzisyenler ve özellikle de İnanna’ya adanmış tapınaklarda çok sayıda
hadım ile tapınak cariyelerinden oluşan bir grup vardı. Tapınak belgelerinden
öğrendiğimiz kadarıyla tapınak personeli arasında din dışı görevliler, işçiler
129
Westenholz, 1989: 260.
130
Westenholz, 1989: 253.
131
Eanna Tapınağı: Sumerliler’in Aşk Tanrıçası İnanna’nın mabedidir. Tapınağın ismi "Gök Evi"
anlamına gelmektedir.
132
Kazılar sonucunda ortaya çıkarılan tabletlerden tanrılara kutsanmak amacıyla bir takım sıvılar
saçıldığını öğrenmekteyiz. Bu saçılar ile tapınağın arındırıldığına inanılmaktaydı.
133
Kramer, 2002a: 188, 189.
134
Köroğlu, 2010: 67.
43
135
Kramer, 2002a: 189.
136
Biri Ninive’de, diğeri ondan iki yüz yıl sonra Babil’de yazılmış olan iki ritüel metni birbirine çok
benzemektedir. Ancak metinlerde, törenler sırasında arındırıcı su için “egubbû” kabı hazırlandığında
farklılıklar görülmektedir. Hurowitz, 2003: 149.
44
137
Johnson, 2008: 2–6.
138
Hurowitz, 2003: 149–152.
139
Kramer, 2002a: 186.
İKİNCİ BÖLÜM
2.1.1.Günlük Törenler
140
Tanilli, 2005: 72.
141
Linssen, 2004: 13.
46
146
Beaulieu, 2007: 479.
147
Davis, 2010: 35, 36.
148
Lenzi, 2011: 27.
149
Linssen, 2004: 19, 20.
150
Linssen, 2004: 19, 22.
48
151
Köroğlu, 2010: 75.
152
Ayrıntılı bilgi için bkz: Diane, Kramer, 1817, Köroğlu, 2001: 156, 157.
153
Kramer, 2002b: 374,376.
154
Cohen, 1993: 201.
49
İnanna için yapılan pek çok ilahi kutlama Akad kralı Sargon
döneminde de gerçekleştirildi. Akad kralı Sargon’un bir kızı olan Enheduanna
tarafından oluşturulan ilahi nin-me-sar-ra genellikle tanrıçanın yüceltilmesi
olarak bilinir. Bir savaşçı gibi İnanna’nın gücü Sumer metinlerinde yinelenen
bir noktadır. İlahi in-nin me-hus-a, genellikle İnanna ve Ebih ile ilgilidir.
Enheduanna tarafından oluşturulan in-nin sa-gur-ra ilahisinde İnanna korkunç
bir savaşçı gibi ifade edilir. Aynı ilahinin bir başka bölümünde gökyüzünde
tanrıları tehdit eden bir tanrıça tanımlanmaktadır 158.
155
Bottero, 2003a: 252.
156
Elibeyzade, 1996: 149.
157
Lundquist, 1994: 97.
158
Cochrane, 2011: 102, 103.
50
2.2.1.Günlük Törenler
159
Kramer, 2002b: 380.
160
Tanilli, 2005: 71, 72, Oates, 2004: 18, Bottero, 2003b: 112.
161
Oates, 2004: 182, 183, Adair, 2008: 27.
162
Salvini, 2006: 101, Tanilli, 2005: 72.
51
işlerinde yardım eden pek çok iyi ve kötü tanrılar da mevcuttu. İnsanlar ise
kötülüklerden kurtulmak için büyü yaparlardı163. Her Babillinin ayrı bir tanrı ve
tanrıçası vardı. Kişilerin tanrıları onunla diğer tanrıların arasını iyileştirerek
onları kötülüklere karşı korurlardı164. Mezopotamyalılar tanrıları insan
biçiminde tasvir ederlerdi. Onların ölüler ülkesinde ve gökyüzünde
oturduğunu düşünmelerine rağmen her Mezopotamya şehrinde pek çok tanrı
kendi tapınaklarında yaşadı. Çok tanrılı bir inanca sahip olan Eskiçağ
toplumlarında her şehir kendi ana tanrısına sahipti. Büyük tapınakta oturan
ve insana benzetilen heykellerle tezahür edilen, tıpkı insanlar gibi yaşadıkları
düşünülen bir tanrı ve tanrıça vardı. Kurban aktivitelerinde tanrı heykelleri
odak noktasını oluşturuyordu165. Babilliler de tanrının heykelde vücut
bulduğuna inanırlardı. Bu sebeple heykel savaş sırasında savaş alanına
götürülürdü. Geri dönene kadar da tanrının yerinde olmadığı düşünülürdü.
Tanrı imgesi bireysel tapınmada çok önemliydi. Heykel babadan oğula miras
bırakılabiliyordu. Elbette ki tapınaklardakilerle insanların evlerindeki tanrı
heykelleri arasında bazı farklılıklar da mevcuttu. Tapınak heykelleri değerli
ahşaptan yapılırken, evdeki heykeller ise ucuz kilden yapılıyordu.
163
Eskiçağ toplumlarında din adamları büyü yaparken büyü kâsesi kullanırlardı. Büyü kâsesi her
nesilin felaketlerden kurtulmak için kullandıkları ortak bir nesne idi. İlk büyü kasesi metinleri 1853
yılında Austin Layard’ın “Babil ve Ninive’nin Harabelerinde Keşifler” isimli kitabında yayınlandı.
Babil’de Amran Tepesi’nde yapılan kazılar neticesinde çeşitli eşyalar ile birlikte kaseler bulundu. Bu
kaseler pek çok evde ağıt söylenirken kullanılıyordu. Kaseler aile bireylerinin ve toplumların
isimlerini taşıyordu. Büyü kaseleri çeşitli şekillerde bulundu. En ortak olanı benzer boyutta ve
ortalama bir kase tahıl alacak büyüklükte ve yuvarlaktı. Ancak bir salata tabağı büyüklüğünde olanlar
ile az sayıda olsa da bir testiye benzer ve üzerinde olağan dışı şekiller bulunanlar da vardı. Ayrıntılı
bilgi için bkz: Levene, 2002: 8–11.
164
Oates, 2004: 185.
165
Linssen, 2004: 12.
166
Oates, 2004: 185.
52
167
Linssen, 2004: 13. Tapınak inşası Eskiçağ Mezopotamya toplumları için büyük önem taşıyordu.
Tapınağın yapımı için halkın büyük bir kesimi hizmet ederdi. Toprağın ilk sepetini taşımak, ilk tuğla
dökümü ritüeller düzenlenerek gerçekleştirilirdi. Mcintosh, 2005: 206, Sallaberger, 2007: 265.
168
Oates, 2004: 183, 184.
53
169
Salvini, 2006: 98, 99.
170
Yıldırım, 1996: 52. Eski Mezopotamya’da tapınağa bağlı okullarda çocuklar çivi yazısını yazmayı
öğrenmenin yanında, enstürümental müzik çalmak, şarkı söylemek, şiir yazmak için tapınaklardaki
ruhban sınıfı tarafından eğitilirdi. Tapınaklar bir ağıt yakan din adamı tarafından yönetilen bir koro ve
davullar, cenk ve harpların bir orkestrasına sahipti. Tapınaklarda kullanılan müzik aletleri Eskiçağ
insanı için oldukça önemliydi. Bu aletlerin nasıl yapıldığının kayıt altına alınması verilen önemi de
kanıtlar niteliktedir. Ayrıntılı bilgi için bkz: Mcintosh, 2005: 206.
171
Sallaberger, 2007: 269.
172
Salvini, 2006:100, 101.
54
173
Kült:Tapınım, özellikle doğaüstü olduğu düşünülen kişiler, ya da onların sembolik temsilcileriyle
ilişki kurmayı içeren geleneksel ritüeller topluluğudur.
174
Linssen, 2004: 26, 27.
55
bahsetmektedir. Burada kral için yapılan naptanu ritüeli kısa bir bölümden
oluşur175.
Pek çok önemli kraliyet ritüellerinden biri de Bīt rimki veya “temizliğin
evi” olarak bilinir. Şehrin dışında yapılan ve birkaç gün süren bu törenlerde
dualar okunurdu ve kral için arındırma ritüelleri yapılırdı. Ruh kovucu din
adamı duasını ezberden okur, kral tanrı Šamaš için büyülü sözlerini
söyledikten sonra ağzını su ve bira ile yıkardı. Daha sonra ağzına aldığı suyu
kötü lanetin heykeli olarak düşündükleri nesnenin üzerine çıkarırdı. Bu
işlemden sonra heykel gömülürdü. Buna benzer arınma ritüelleri Bīt sala mȇ
“Su Serpme Gösterisi” veya Bīt mēseri “Hapis Evi” düzenleniyordu. Bu
törenler kirli madde ile temas edildiği zaman veya karşı gelinen yasaklardan
dolayı, insan kontrolünün dışındaki güneş tutulması, depremler gibi durumlar
veya tanrı öfkesinin diğer belirtilerinden ötürü düzenleniyordu177.
175
Driel, 1969: 159, 160.
176
Sallaberger, 2007: 269.
177
Farber, 1995: 1902, 1903.
56
178
Kuhrt, 2001: 83.
57
179
Linssen, 2004: 19, 20.
180
Driel, 1969: 158, Bkz: CAD D: 177A.
181
Kiš şehrinde bulunan Kezertu kadınlarından bahseden metinler E. Szlechter’in yayınlarından
bilinmektedir. Bu belgelerin temelinde ve çeşitli dönemlerdeki birkaç diğer metinden kezertu
kelimesinin “kezēru” fiilinden türediği ve “saçı kıvırmak” anlamına geldiği tespit edilmiştir. Kezertu
58
bukle saçlı bir kadındır. Geç dönemlere ait sözlük listeleri “harimtu” ile Kezertu’yu birleştirir.
Sözlükler, Akadca “kötü kadın” anlamında Kezertu’yu tanımlar. Ayrıntılı bilgi için bkz: Yoffee, 1998:
318.
182
Bkz: Yoffee, 1998: 325–332.
183
Yoffee, 1998: 333.
184
Suçun bağışlanması anlamında olan ritüellerin bir serisi,Šurpu aynı zamanda DINGIR. ŠÀ.DIB.BA
büyülü sözlerinin kullanımını da içermektedir. Bkz: Davis, 2010: 48.
185
Davis, 2010: 35, 36.
59
186
Puppē, Akadca bir kelime olup daha sonra Grekçe’ye geçmiştir. Bkz. CAD P: 511.
187
Linssen, 2004: 19, 22.
188
Bkz: CAD B: 298–300.
60
nadȇ libitti; “temelin iyi olması” šalām manzalti; “eğlence” mēlultu; “tören
alayı” šadāḫu; bunlar İnbu serisinde bahsedilmesine rağmen Asur ritüel
metinlerinde geçmemektedir. İnbu šadāḫu olarak ifade edilen tören alayı tüm
Mezopotamya’da bilinen en ortak kült eylemidir. Ancak hiçbir kült metninde
bu kelimenin geçtiği görülmemektedir189.
Babil’de her tapınağın ayrı bir töreni vardı. Esagila tapınağı din tarihi
açısından oldukça önemliydi. A. R. George Babil’de Gula tapınağında
Kislev’in 2-15 gününü kapsayan bir tablet yayınladı. Eturkalamma törenleri
Esagil’den oldukça farklıydı.
BM 32206+32237+34723, Kislīmu ayında yapılan Babil şehir ayinleri
ile ilgilidir. Ortası kötü bir biçimde zarar görmüş tabletin işaret biçimleri,
tabletin Selefkos döneminde yazıldığı fikrini vermektedir. Uruk’tan tablet AO
64 59 ve AO 64 65gerçekleştirilen ritüellerin tamamının anlaşılması
açısından önemlidir190.
Gala din adamı, Esagil’in kızları ve tanrıça Šarrahitu’nun yanına törene
katılmak için gelir. Onlar Tašmetu çevresinde yerlerini alır. Gala din adamı
bir boğa ile birlikte gider ve onlar muhtemelen yüce kapıda bir şeyler
yaparlar. Kral, Bēl’in tahtına yürürken ona gala din adamı ve boğa tarafından
eşlik edilir. Tören daha sonra U.BUR sa-lam’da devam eder ve burada
“mullilu” temizleme kâsesi kullanılır. Benzer bir eylem Dumu.sag.umman din
adamına karşı šešgallu din adamı tarafından yöneltilir. Burada bir insana
hitap edilmektedir. Bu kişi düşmanları fethedebilecek biridir. Törenin bu kısmı
tamamlandıktan sonra gala din adamı ve boğa Bēltia ve Bēl’in odasına
hareket eder. Daha sonra šešgallu din adamı tarafından Bēl’in elleri yıkanır.
Ayrıca bu törene iki tanrı ellerinden su veren “Nādin-mê-qātē” ve yaşamın
suyunun sahibi “Mukîl-mê-balāṭi” katılmıştır. El yıkama töreni resmi bir
yemekle devam eder. Bir başka âyin için bazı kaplar kullanılır. Serpmek
amacıyla “billatu” karışımı hazırlanır. Bir müzisyenin yer aldığı ritüelde dua
edilir. Metinde en dikkat çekici olaylardan biri Babil Yaratılış Destanı’nın
ezbere okunmasıdır. Nisannu ve Kislīmu ayının dördüncü gününde Enuma
189
Driel, 1969: 156, 157.
190
Çağırgan, Lambert, 1993: 89.
61
Eliš’in okunması her ayın dördüncü günü destanın okunduğu fikrini verir.
Daha sonra Akītu evine hareket edilir. Akītu evinde DUMU.NİG 191 din adamı
tarafından bir dua ezberden okunur. Daha sonra törene diğer din adamlarının
ve Bēl’in katıldığı ifade edilmektedir. Babil’de benzer bir ritüelin Nisannu
ayında šešgallu din adamı tarafından gerçekleştirildiğini daha önce
belirtmiştik. Kīslimu ritüelinde Šešgallu din adamı “pete bābi” denilen bir
kapının açılması eylemini yapardı. Nisannu ritüelinde olduğu gibi kralın
tokatlanması eylemi burada da Šešgallu din adamı tarafından muhtemelen
Bēl’in odasında gerçekleştiriliyordu. Yine bu ritüel sırasında šešgallu,
Dumu.sag.umman din adamı için arındırma âyini yapmak amacıyla bir şeyleri
ve arındırma kasesini yerleştirmektedir. Tüm bunlar šešgallunun bu tür
törenlerde din adamlarının başı gibi bir pozisyonda olduğunu
192
göstermektedir .
2.2.2.Yıllık Törenler
191
G. Çağırgan, DUMU.NİG.LA.LA din adamının Šalāla veya NİG.LA.LA olarak adlandırılan bir
sınıfın üyesi olduğunu ifade etmektedir. Bir tanrının heykelinin giydirilmesi onun sorumluluğundadır.
Šešgallu din adamı kadar olmasa da önemli bir din adamıdır.
192
Bkz: Çağırgan, Lambert, 1993.
193
Ökse, 2006: 50, Hooke, 1995: 40.
62
194
Tanrının yer altına inişi için bkz: Ek I.
195
Hooke, 1995: 41, 42.
196
Ökse, 2006: 50.
197
Moscati, 2004: 70, 71.
198
Hooke, 1995: 42. Venüs güzel bir kadındı ve konuşarak, ellerini sallayarak harikalar
gerçekleştirirdi. Çeşitli diğer kültürler arasında Venüs sabahyıldızından ayırt edildi. Skidi, Mars
gezegeni ve mitolojik sabah yıldızı ile bir tutuldu. Mars ve Venüs için çeşitli kutsal törenler
gerçekleştirildi. Nadir durumlarda bir tehdit algılandığı zamanlarda, bir meteorun görünüşü, bir salgın
olduğunda ve Mars’ın bir sabah yıldızı olarak görüldüğü yıllarda sabah yıldızı için bir insan kurban
edilirdi. Bu uğursuz ayin için savaşçı bir grup oluşturulurdu. Savaşçılar tarafından kendilerine komşu
63
olan bir yerden seçilen bir kadın kaçırılarak, sabah yıldızını temsil eden bir erkekle eşleştirilirdi. Yol
boyunca Mars savaşçısının kahramanlıkları anlatılır, şarkılar söylenirdi. Din adamları kurban için
hazırlanırken, birkaç ayın geçtiği Skidi köyünde savaş tekrar canlandırılırdı. Genç kadına akşam
yıldızını temsil eden ilginç bir yelpaze şeklindeki bir başlık takılır ve süslenirdi. Kurban bir ok ile
kalbinden vurulurdu. Din adamları kurbanın kanının alttaki bir çukura yönlenmesini sağlamak için
büyük özen gösterirlerdi. Akşam yıldızının bahçesi ile sembolize edilen bu çukur, kutsal tüylerle
kaplanır ve bahçede tanrıçanın temsili yapılırdı. Kurbanın başarı ile tamamlanmasından sonra
verimliliği artırmak için törensel evliliğe izin verilirdi. Ayrıntılı bilgi için bkz: Cochrane, 2011: 95,
98.
199
Moscati, 2004: 66.
200
Babil yaratılış destanı Enuma Eliš M.Ö. I. Binyılda, Babil’in en önemli festivali olan Akītu’nun bir
parçası haline gelmiştir. Yeni Yıl töreni aynı zamanda arpa hasat zamanı ile birleşti. Geç Babil’de
tanrıların başı olan Marduk festivalde ana rolü oynadı. Mcintosh, 2005: 221.
201
Heidel, 2000: 9,10.
202
Hooke, 1995: 43, 44, Adair, 2008: 54.
203
Heidel, 2000: 13.
64
204
Salvini, 2006: 102, Adair, 2008: 54.
205
Heidel, 2000: 15.
206
Hooke, 1995: 44.
207
Espak, 2010: 191, Bkz: Pritchard, 1955: 60-63.
65
208
Hooke, 1995: 44, Bkz: Pritchard, 1955: 63-70.
209
Heidel, 2000: 21.
210
Heidel, 2000: 90–119.
211
Hooke, 1995: 42, 43.
66
onunla beraber olmadıkça evine dönemezdi. Bir yabancı ile birlikte olan
kadının tanrıçanın gönlünü yapmış olduğuna inanılırdı. Daha sonra evine
dönerdi ve artık bir daha baştan çıkarılamazdı. Herodot, bu âdetin Afrodit’in
doğmuş olduğu Kıbrıs Adası’nın bazı yerlerinde de var olduğunu
belirtmektedir212.
212
Kılıç, Uncu, 2011: 189.
213
Kılıç, Duymuş, 2009: 172.
214
Kılıç, Duymuş, 2009: 161, Bottero, 2003a: 252.
215
Linssen, 2004: 70,71, Beadmead, 2004: 43, 44.
67
216
Ökse, 2006: 53, Lerner, 1986: 239.
217
Kuhrt, 2001: 83, 84.
218
Linssen, 2004: 13, 18.
219
Oates, 2004: 185, 186, Gaertner, 2008: 60.
68
bayramı olan bu törene Akītu220 adı verildi. Ancak Akad Kralı Sargon
döneminden önce yazılan metinlerden bu bayramın çok daha eski bir kökene
sahip olduğu görülmektedir221.
Eski yakın doğuda kayıtlı en eski tören olan Akītu festivalinin kökeni
daha önce ifade ettiğimiz gibi Erken Sumer dönemine kadar uzanmaktadır.
Yapılan âyinler birkaç bin yıl devam etmiştir. Akītu özellikle Yeni Asur ve Yeni
Babil dönemlerinde politik bir önem kazandı ve devlet ideolojisini geliştirmek
için kullanılan bir propaganda aracı oldu. Kaderlerin belirlenmesi, kralın tanrı
huzurunda tüm rütbe ve nişanları bırakıp halktan biri olması, törenlerde din
adamlarının ve krallığın güçlenmesini sağlamak Akītu festivalinin önemli
hizmetiydi. Bu festival sözde kralların tanrı ile olan sözleşmelerinin bir tür
yenilenmesini içeriyordu. Bir başka ifade ile Mezopotamya krallarının
yasallaştırılmasıydı.
220
Akītu çok eski bir kelimedir. M.Ö. III. Binyılda Güney Mezopotamya’da yaşayan Sumerliler arpayı
ekim festivalini kutladılar. Babil takviminde bu festival yılın ilk ayı olan Nisannu’da kutlanırdı. Yeni
Yıl festivalini Babilliler rêš šattim “yılın başlangıcı” olarak adlandırırlardı. Tüm Babil’de kutlanan
törenlerin en gösterişli olanları Tanrı Marduk’un tapınağı Esagila’da ve şehrin kuzeyinde yer alan
Yeni Yıl Evi’nde yapılırdı. http://www.livius.org/aj-al/akitu/akitu.htm.
221
Güngör, 2004: 43.
222
Salvini, 2006: 112.
69
çıkmadan önce Fırat Nehri’nin suyu ile yıkanırdı. Daha sonra tanrının zaferini
vurgulayan bir dua okur, Babil’e merhamet etmesi ve şehirlerin özgürlüğü için
dilekte bulunurdu223. İkinci günde šešgallu önceki günden hemen hemen iki
saat daha erken kalkar, kendini temizlemek için birinci gün yapılan su
ritüeline benzer şekilde Fırat Nehri’nin suyunda yıkanırdı. Daha sonra
bölmeye girer, perdeyi geri çeker ve Marduk’a Esagila’nın sırrını ezberden
okurdu. Bu özel duayı tamamladıktan sonra tören personelinin geri kalanı için
kapıları açardı. Üçüncü gün bir önceki güne benzer şekilde başlardı. Fakat
Šešgallu ritüelini yapması için önceki günden daha erken kalkardı. Bu günde
šešgallu bir metal işçisi, bir kuyumcu ve bir marangoz çağırırdı. Bu ustalara
değerli taşlar, altın, ılgın, sedir vererek 7" (17,78 cm.) yüksekliğinde tanrıların
antropomorfik figürlü iki ahşap heykelini yapmalarını isterdi. Bu heykeller
üzerine pek çok yorum yapılmıştır. Ancak en mantıklısı bu heykellerin temsili
oldukları yorumudur224. Dördüncü gün festivalin gerçek başlangıcıdır.
Esagila’nın büyük papazı šešgallu, Yeni Yılın geldiğini söyleyerek festivali
başlatırdı. Halk için bunun anlamı bir haftalık bir tatilin başlangıcıydı. Aynı
günde kral büyük papazın ona kraliyet aşasını verdiği yer olan Tanrı
Nabû’nun225 tapınağına gelirdi. Kral geceyi burada geçirirdi. Šešgallu
tarafından dördüncü günün akşamında Enuma Eliš’in tamamı okunurdu 226.
Nisannu’nun beşinci günü festivalin zirvesidir. Šešgallu bu günde tekrar
arınma âyini yapar, dualar ederdi. Marduk’un küçük odası bir Mašmaššu
tarafından veya bir cin kovucu din adamları tarafından cinlerden arındırılırdı.
Šešgallu cinlerin kovuluşuna şahitlik yapmazdı. Çünkü büyük din adamları bu
olaya şahit olursa onun kirlendiğine inanılırdı. Cin kovucu din adamı Fırat ve
Dicle Nehri’nin sularından alarak tapınağa serperdi. Burada yeniden suyun
arındırıcı ve temizlik rolü oynadığı görülmektedir. Din adamı cinleri kaçırmak
için gürültülü bir şekilde davul çalar ve daha sonra tapınağı arındırmak için
ateşi kullanarak bir meşale ile tapınağın etrafında yürürdü. Bu uygulama tanrı
223
Orlin, 2007: 14.
224
Mcintosh, 2005: 222, Orlin, 2007: 15.
225
Nabû: Marduk'un oğlu, Ea'nın torunu ve Tašmetum’un eşidir. Babillilerin hikmet ve yazı tanrısıdır.
Aslen, Nabu Amoritler tarafından Mezopotamya'ya getirilmiş bir batı Semitiktanrıydı.
226
Enuma Eliš’in Akītu festival evinde okunduğu ve Esagila’da yapılan Babil Yeni Yıl festivalinin
70
metni olduğu uzun süredir kabul edilmektedir. Gökyüzündeki savaşın dramatik bir yansıması olması,
Marduk’un zaferi, insanlığın yaratılışı, yeryüzünün düzenlenmesini içermesi bazıları tarafından kabul
edilirken pek çok kişi tarafından da şüphe ile karşılanmaktadır. Lundquist, 1994: 92.
227
Odisho, 2004: 7–9, http://www.livius.org/aj-al/akitu/akitu.htm.
228
Borsippa: Bir diğer adı Birs Nimrud’dur. Bu isim denizin kılıcı veya boynuz anlamına gelen
Sumerce bir isimdir. Şehir Babil’in 15 km. güneyinde yer alır. Eskiçağda büyük Babil tanrısı
Marduk’un oğlu Tanrı Nabû’nun ibadet şehri olduğu için dini bir öneme sahiptir. Ayrıntılı bilgi için
bkz: http://www.atlastours.net/iraq/borsippa.html.
229
Oates, 2004: 185,186, Roy, 2005: 6.
230
Roy, 2005: 6.
71
231
Ayrıntılı bilgi için bkz: Bidmead, 2004.
232
Ökse, 2006: 54, Roy, 2005: 6.
233
İštar Kapısı için bkz: EK II, Ek III.
234
Salvini, 2006: 113,114.
235
Güngör, 2004: 43, Odisho, 2004: 9, http://www.livius.org/aj-al/akitu/akitu.htm.
236
Odisho, 2004: 10.
72
237
Salvini, 2006: 113–116, Tanilli, 2000: 73, Roy, 2005: 7.
238
Asur kralı Sanherib (M.Ö. 704–681) II. Sargon’un oğlu ve halefidir. Kimmerler ve Babilliler ile
mücadele ederek Asur’u doğal sınırlarına ulaştırdı. Savaşçılığının yanı sıra Sanherib sanata da önem
vermişti. Savaş esirlerini çalıştırarak başkent Ninive'yi tapınaklar ve ihtişamlı eserlerle doldurmuştu.
73
yenilemek ve tamir ettirmek, kurban sunumları gibi sebepler sayesinde bir tür
ek gelir sağlamışlardır239.
Eski Mezopotamya’da kutsal evlilik töreni eski dünyada bilinen kral ile
tanrı arasındaki ilişkiyi canlandırmanın en dramatik yollarından biriydi.
Kozmolojik dönemlerde evlilik, insan ve ilahi dünya arasında bir aracıydı.
Eski Babil dönemine ait bir kraliyet ilahisi olan “İddin-Dagan A”tanrıça ile
kralın evliliğini içeren bir ilahidir. Bu ilahide iki gün süren bir festival
anlatılmaktadır. İlk olarak gökyüzündeki tanrıça bir yıldız gibi övüldükten
sonra ay ve güneş ile kıyaslanır. İnanna bu ilahide Venüs’ün bugünkü ışığı ile
bağdaştırılamayacak bir görüntü, gün ışığı gibi parlayan ve gökyüzünü
kaplayan dev bir meşaleye benzetilmektedir242. İlahide bir geçit töreni de
anlatılmaktadır. Törende müzikal enstrümanlar çalındığı; kral, halk ve pek
çok kült personelinin tanrıçanın kutsal bakışı altında gösteri yaptıkları
belirtilmektedir. Törene katılanlar tanrıçanın gökyüzünden merasimi izlediğini
düşünmektedir. Akşam olduğunda ise tüm hayvanların dinlenme yerlerine
bırakıldığı; tören alayı yiyip içtikten sonra, depoların doldurulduğu ve
merasime katılanların surlarda, binaların çatılarında uyumaya gittikleri
anlatılmaktadır. İlahide belirtildiği üzere, İnanna rüyalarında onlara görünür
239
Bidmead, 2004: 2,3, Sallaberger, 2007: 269.
240
Oates, 2004: 186.
241
Odisho, 2004: 11.
242
Behrens, 1998: 29.
74
ve kötü olanları yargılar, adalet için iyi bir kader belirlerdi. İnsanlar pek çok
gıda maddesini tanrıçaya sunmak için hazırlardı. Seher vaktinden önce ikinci
bir geçit töreni şehirden bozkıra doğru hareket ederdi. Bundan sonra ise
kutsal evlilik tamamlanırdı243.
243
Jones, 2003: 291, 292, Cochrane, 2011: 105, 107.
244
George, 2006: 174.
245
Ökse, 2006: 54.
246
Bu insanlar Babil toplumunda özel bir konuma sahiptiler. Başka bir sözcük listesinde Kulu’u
kelimesi Assinnu gibi okunmasının dışında “lú.ur.SAL” logogramın alternatif bir okunuşu “kadın
erkek” olarak ortaya çıkar. Her iki kelime de Ea’nın Ereškigal’i eğlendirmek için yaptığı A.sûsu-
namir’in literatüründe farklıdır. A.sûsu-namir’in aksine ne erkek ne de kadın olması onu toplumdan
ayırır. Kulu’u olağan kurallar tarafından yönetilmez. George, 2006: 175.
75
247
Bkz: George, 2006. M.Ö. 2000’de yazılmış Sumerce ayin metinlerinde görülen kur-gar-ra
(Akadca Kurgarrû) Mezopotamya toplumları tarafından gerçekleştirilen törenlerde büyük bir role
sahiptir. Kulu’u, Kurgarû ve Assinnu tipik bir şekilde İnanna/İštar’ın hizmetlisi olarak tespit
edilmiştir. Onların törenlerde maske taktıkları ve çapraz askılı elbise giyerek tanrıçayı temsil ettikleri
metinlerde açıktır. En büyük amaçları ise öfkeli ilahı yatıştırmaktır. Kurgarû ve Assinnu öfkeli
tanrıları yatıştırmak için yapılan törenlerde ve ay tutulması sebebiyle yapılan törenlerde kötülüklerin
ortadan kaldırılmasını sağladıkları inancıyla oldukça önemliydiler. Bkz: Roscoe, 1996: 213–216.
248
Bkz: George, 2006.
76
Babillilerde yeni yıl gündüz ile gecenin eşit olduğu gün başlamaktadır.
Bu bayram ilk zamanlar sonbaharda yapılırken daha sonraki dönemde
ilkbaharda kutlanmıştır. Sonbaharın başlangıcındaki ilk ay Tešri, son ay Ulul
(Ululu)249 olarak adlandırılmaktadır. İlkbaharın ilk ayı ise Nisan’dır. Tešri
ayından 10 ay sonra, Nisan’dan 4 ay sonra ise anlamı içinde ateş kavramı
yer alan Tammuz ayı gelmektedir.
252
Güngör, 2004: 43,44, Elibeyzade, 1996: 147, 148.
253
Linssen, 2004: 19- 22.
78
254
Bkz: Wills, 1990.
255
Avcı Ayı olarak adlandırılan ay Ekim ayıdır.
256
Wolters, 1995:199–202.
79
257
Tašritu ayının Akadca’daki anlamı “başlangıç” tır.
258
Wolters, 1995: 205, 206.
259
Bell, 1997: 94.
80
260
Bidmead, 2004: 14, 15.
261
Bidmead, 2004: 30, 31.
81
Metinlerde Batı Sami Ay Tanrısı Sachar için yapılan bir Akītu töreni
anlatılmaktadır. Bu ritüelde Akītu tapınağının kapısında duran kral önce bir
duayı ezberden okur ve sonra avluya girer. Uruk Akītu’suna benzer şekilde
ellerini yıkar ve tanrıların meclisine ilerler. Tanrılar kralı kutsar, tütsü yakılır,
koyun kurban edilir ve ilahiler söylenir. Yapılan eylemlere baktığımız zaman
gerçekten de Babilliler tarafından düzenlenen Yeni Yıl festivali ile birebir
örtüştüğü görülmektedir. Bu benzerliğin kurulduğu bir başka kanıt, Raš’tan
Yeni Yıl metinlerinin bir kutsal evlilik töreni ile sona ermesidir. Bu metinler
Babil Yeni Yıl festivalinin bir batı Sami kültürü tarafından benimsendiğini
gösterir.
Kuzey Mezopotamya’da Harran’dan M.Ö 363’e tarihlenen bir festival
listesi İštar’ın bir yerel versiyonu olarak, ay tanrısı ve Venüs için bir kutlama
içermektedir. Nabonidus’un krallığı boyunca kutlanan bu festival Sin’in
Akītu’suna güçlü bir benzerlik taşımaktadır262.
Marduk’un kültü hakkında bize bilgi veren metinlerin pek çoğu
Thureau-Dangin tarafından Rituels Accadiens’de yayınlandı. AO 6451,
Uruk’un tanrıları için günlük kurbanların bir listesini, AO 6467, aynı tanrılara
yapılan duaları, BRM IV 17, Anu’nun kültü ile ilgili Akītu evindeki tören
alayının Yaptığı duaları, AO 6461, Nisan ayının 10 ve 11. Günü yapılan
duaları listelemektedir. AO 6459 ve AO 6465 Tešrit ayında yapılan
törenlerden bahsetmektedir. AO 6460, tarihini bilmediğimiz bir gece töreni ile
Anu’nun kültünü açıklayan metinlerden oluşmaktadır. Uruk’tan hareket eden
tören alayının Akītu evine gidişi AO 7439’da da ele alınır. VAT 14524, Bēlet
ša Uruk için kült törenlerinin bir listesidir. VAT18728 belli din adamlarının
giysileri hakkında bilgiler içermesi açısından önemlidir. Babil’in kültleri
hakkında bilgi veren tüm metinler törende yapılan eylemler ve dualar
hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlamaktadır. Ancak gerçek ritüellerin
tamamını içermemektedirler263.
262
Bkz: Geller, 1997: 55. Green, 1992: 145–157.
263
Driel, 1969: 154, 155.
82
Bütün festivaller aslında dini içerikliydi. Bir bakıma insanlar ile tanrılar
arasındaki ilişkilerin yeniden tanzimini içeriyordu. Törenlerde ikram edilecek
besin muhtemelen kral ve tapınaklar tarafından karşılanıyordu. Balık, koyun,
bira gibi özel yiyecekler ve içecekler sunuluyordu. Festivallerin hiç biri kralın
meşruiyetini yok etmedi. Savaş, isyan baş tanrının yokluğu veya kralın
kendisinin olmaması festivallerin yapılmama nedenleriydi 264.
264
Gaertner, 2008: 58, 59.
265
Kılıç, Uncu, 2011: 187.
83
266
Köroğlu, 2010: 189. Asur şehri halkın baş tanrısı Asur adına kurulmuş bir şehir idi. Asur şehri
Asur imparatorluğu ve Yeni Asur dönemi (M.Ö. 1050–935) boyunca birinci kült şehriydi. Asur kralı
Sanherib (M.Ö. 704–681) tarafından Ninive şehrinin inşa edilmesinden sonra bu şehir yeni kült
merkezi oldu.
267
Bkz: Reade, 2005a: 7, Parpola, 1993: 73, 74.
268
Reade, 2005a: 8, 9.
84
olarak kralın duruşu sonra bir sunağın önünde diz çöküşünü gösterir. Ancak
burada kralın sağ elini yukarıda tuttuğu ve parmakları bükülü halde tasvir
edilmiştir. Daha sonra Sanherib’in krallığında aynı ritüel metinlerinde
bahsedildiği gibi, kralın elinde tuttuğu bir objeden bahsedilmektedir. Bu nesne
Babil’in ilk kralları tarafından da tutulmuştur. Yani Babil’in Asur’un ritüel
özelliklerini benimsediğini söyleyebiliriz. Kraliyet dikili taşları üzerindeki krallar
tarafından tutulan bir çanak, yay, orak, kılıç veya asâ onların ritüellerdeki
rolünü yansıtmaktadır. Ancak onlar hakkında çok fazla bir şey söylenemez269.
Sanherib’in Ninive’de İštar tapınağına yakın bir bölümünde bulunan duvar
levhasında bir geçit töreni tasvir edilmektedir. Bu törende kral ve maiyeti
temsil edilir. Geçit töreninde askerler, üç sakallı davulcu, daha sonra davullar
ve zillerle beş kadın, ayrıntılı boncuklu bir kolye takan biri, her biri bir din
adamı olan iki harp çalgıcısı ve bir sakallı adam resmedilmiştir. Bu tasvirler
bize törenlere katılan kişiler hakkında bir fikir vermektedir270.
M.Ö. 1050 yılına tarihlenen Beyaz Obelisk271, Ninive’de İštar’ın bir
tapınağının yanında yapılan bir ritüeli temsil eder. Ritüelde İštar’ın tapınağına
kurbanların ve içkilerin kral tarafından sunulduğu belirtilmektedir. Ayrıca bir
yağ ocağından bahsedilmektedir. Ocak kokulu olabilir. Ancak bu tahmin
edilen yağ ocağının küçük tütsülü ocaklardan ayırt edilmesi gerekir.
Muhtemelen bu uzun ocak daha küçük bir sıcaklığı yakan tütsü gibi reçine
için kullanılmıştır. Böylece devamlı bir tatlı koku sağlanmıştır. Obelisk’te içki
sunuları için bir kazanı destekleyen bir kaptan söz edilir. Bu kap tabanı
altında dikey bir kol ile bir ağızlı kâsedir ve avda öldürülen hayvanlar üzerine
içki sunusunun serpilmesi için kullanıldığı görülen derin olmayan kâse
türünden farklıdır. Kralın arkasında olağandışı kabaran bir elbise giymiş
sakallı şapkasız duran muhtemelen bir din adamı, elinde büyük bir kâse veya
269
Reade, 2005a: 8–11.
270
Bkz: Barnett, Bleibtreu, Turner, 1998: 49–133.
271
Asur imparatorluğunun en önemli şehirlerinden biri olan Eski Nineve şehrinde Hormuzd
Rassam’ın başkanlığında yapılan kazılar neticesinde 1853 yılında bulundu. Yeni Asur döneminin ilk
etkileyici anıtlarından biri olan Beyaz Obelisk kalker taşından yapılmıştır. Sivrilen dikdörtgen ayağı
2,9 m. yüksekliğinde beyaz kireç taşından yapılmıştır. Bir zigguratın şeklini anımsatan basamaklı üst
yapısında bir çivi yazılı metin bulunmaktadır. Alt bölümü ise 30 cm.’dir. Ayrıntılı bilgi için bkz:
Pittman, 1996.
85
bir tepsi tutmaktadır. Başka bir sakallı adam bir boğayı keser ve arkasında
onu takip eden dört adam daha vardır. Tasvirlerde bir din kadınının olmaması
oldukça dikkat çekicidir272.
III. Salmanassar’ın bronz kapılarındaki yerli dizgiler dört ritüelin
temsilini içerir. Törende dört koç, bir çift boğa ile bir din adamının arkasında
duran bir asker tasvir edilmektedir. Üç sakalsız figür sunulur. Bunlardan ikisi
harp çalgıcısıdır. Bir din adamı, iki kova veya içme boynuzu tutarken; bir
başka din adamı, büyük bir kâse veya bir tepside üzüm salkımına benzeyen
bir şeyleri tutmaktadır. Kralın aşağıda tuttuğu sol elinde bir topuz vardı ve kral
sağ elinde bir kase tutarak yukarı kaldırmıştı. Önünde bir uzun yağ ocağı,
boş bir arz tablosu, sehpa üzerinde duran bir kap vardı. Bu kap büyük ihtimal
ile içki sunusu içindi273.
II. Asurnasirpal’ın bırakmış olduğu levhanın bir parçası seferberlikte bir
ordu kampındaki aktiviteleri göstermektedir. Metindeki olay bir zafer ve zafer
geçit alayının gösterilmesinden sonra gerçekleşmektedir. Bir masa üzerine
ölü bir koç konulur. Sanherib’in ordugâh sahnesinde masalara uzanan
hayvanların kanını toplayan ve akıtan adamlar gösterilmektedir. Burada
dikkat çeken unsur bu adamların din adamı olmaması ve kralın masasında
yemek bulunmamasıdır. Asurnasirpal’ın levhasında ise tam tersi yiyecek ve
içecekler tasvir edilmektedir. Kralın dönüşü için yiyecekler hazırlanmakta,
hayvanlar kesilmekte ve pişirilmektedir. Burada bir din adamı, kesim
yapmakta ve daha sonra kralın yiyeceği bir hayvanda kehanette
bulunmaktadır. III. Salmanassar’ın bronz kapısında ordugâhın içinde çalışan
pek çok uşak olduğu görülür. Fakat burada diğerlerinin aksine dini ritüeller
veya hiçbir kehanet yoktur274.
Beyaz Obelisk’te biri İštar tapınağında kurban ile birleşen diğeri arka
planda bir inşaat olmak üzere iki festival eylemi vardır. Korsabad’da biri av ile
diğeri bir sefer ile ilgili iki festival tasvir edilmektedir. Asurbanipal’ın bir duvar
levhası bahçede yapılan bir festivali içerir. Levhalardan festivalde yer alan
272
Reade, 2005a: 12,13.
273
Reade, 2005a: 12–14.
274
Reade, 2005a: 15.
86
275
Reade, 2005a: 26, 27.
276
Şahin, 1999: 143–151.
277
Şahin, 1999: 151.
278
Driel, 1969: 159, 160.
87
279
Kuhrt, 2001: 83.
280
Bottero, 2003a: 130.
281
Köroğlu, 2010: 189.
88
sağlanır. Šurpu metinleri bir yeminin ihlali için cezanın doğasını içeren
anahtar bilgiyi sağlar. En iyi metinler Asurbanipal’ın Ninive’deki
kütüphanesinde bulundu. Yeni Asur dönemi olmasına rağmen ritüelin dini
eylemi Kasit döneminde hazırlandı. KAR 67 numaralı metin tanrı Sin’in diğer
büyük tanrılardan farklı olarak beddua, yemin (māmitu) ile özel bir ilişkiye
sahip olduğunu bildirir. Metinde Sin’in bir māmitu (pašaru) yani bir bedduayı
çözdüğü (saḫar.šub.ba/ saḫar.šub.bû) belirtilmektedir. Bu tür metinlerin
Sumerce ve Akadca olarak iki dilli yazılmış olanları da vardır. Metinlerdeki
bilgilere dayanarak insanlar üzerinde ilahi korumanın yoksunluğu bireyleri
kötülüklere karşı savunmasız bırakıyordu. Lanet zalimleri bularak onları
yakıyordu. Bu nedenle insanlar Šurpu ritüelleri düzenleyerek tanrılara
bağlılıklarını bildiriyor ve onları kötülüklerden korumaları için dua
282
ediyorlardı .
2.3.2.Yıllık Törenler
282
Kitz, 2004: 317–319.
283
Nakamura, 2004: 12–15.
89
284
Asur’un en önemli kült merkezlerinden biri olan Ninive’nin tarihi M.Ö. III. Binyıla belki daha da
erken döneme gider. Nineve’de Asur’un gücü büyük İštar, giderek tanrı Asur ile özdeşleştirilen devlet
tanrıçası oldu. İštar şehirde temsil edilen tek tanrıça olmamasına rağmen Koyuncuk’ta pişmiş
buluntuların bazılarında tek temsil edilmektedir. Reade, 2005b: 347, 348.
285
Kramer, 2002b: 196, Pritchard, 1955: 112, 113.
286
Kramer, 2002b: 197, 198.
90
muhtemelen Akītu evine gelecek olan tanrıların tören alayının hazırlıkları ile
başlamaktadır287. BM 121206’nın V. satırı ve VAT I 1–15, hazırlıkların bu
kısmından bahsetmektedirler. KAV 49 muhtemelen bütün bu metinlerde aynı
tanrılardan bahsedilmemesine rağmen tören alayında gerçekten yer alan
tanrıların düzenini listelemektedir288. M.Ö. 1780’e tarihlenen Mari şehrinde
bulunan metinlerde festival ile ilişkili geçit törenine katılmak için beyaz atların
Asur’a gönderildiği kayıtlıdır. VAT 13596, Tanrı Asur’un Nisannu ayının ikinci
günü beyaz atlar tarafından çekilen bir araba ile tapınağından ayrıldığını
belirtmektedir. Metinler festivalin Asur kralı I. Šamsi- Adad (M.Ö. 1813–1781)
döneminde de kutlanıldığını desteklemektedir. Festivalin en önemli
merkezlerinden biri olan ve Asur’daki bilinen en eski Akītu evi Asur kralı II.
Sargon (M.Ö. 721–705) tarafından inşa edilmiştir. Ninive’de bulunan bu
Akītu evi daha sonra Asur kralı olan Asurbanipal (M.Ö. 668–627) tarafından
restore edilmiştir. Sanherib (M.Ö. 704–681) Yeni Yıl festivali için Asur’un
duvarlarının dışında bir Akītu evi inşa etmiştir. Bir başka Akītu evi ise Nergal
kapısının dışında inşa edilmiştir. Burada bulunan bir metinde kral “Ben yılın
başlangıcının, tanrı ve tanrıçaların, sevinç ve memnuniyetin evi
Ešahulesensagmukam’ı inşa ettim. Tanrı ve tanrıçalara saygı ve dualar ile
onu kutladım” demektedir289.
287
Akītu evi için bkz: Ek-III.
288
Driel, 1969: 163.
289
Odisho, 2004: 5, Driel, 1969: 163.
91
290
Ökse, 2006: 53.
291
Eliade, 2007: 82.
292
Driel, 1969: 164, 165.
293
Asurluların, tanrıları Asur adına inşa ettikleri tapınağın bulunduğu yerde Almanlar tarafından
yapılan kazılar neticesinde Babilliler’in yaratılış mitosu olan Enuma Eliš’in Asurca bir versiyonu
bulunmuştur. Bu metin Babil tanrısı Marduk’un yerini Asur’un baş tanrısı Asur’un aldığını ispat
etmektedir. Hooke, 1995: 52.
92
Asur Kralı Sanherib dönemine ait bir başka tablet, 1992–93 yıllarında
yapılan kazı çalışmaları neticesinde Ninive’deki Nergal kapısında 297
bulunmuştur. Küçük beyaz bir kalker taşından oluşan tablet Akītu evinde
yapılan işleri ve bir Akītu evinin inşaatını anlatmaktadır. Nergal kapısından
bahsedilen tablette daha sonra Akītu evinde yapılan yıllık kutlamalar tasvir
edilir298.
294
Lundquist, 1994: 92, 93, Ayrıntılı bilgi için bkz: Pallis, 1927: 895–897.
295
Odisho, 2004: 21.
296
Lundquist, 1994: 92,93, 95.
297
Asur’un Kuzeybatı surunda "Nergal Kapısı" vardır. Nergal yeraltı dünyasının kralı ve "İnanna’nın
Yeraltı Dünyasına İnişi" mitolojisinde önemli rol oynayan tanrıça Ereškigal'ın kocasıdır. Nergal
önceleri çoban ve tarla ilahı idi. Sonra savaş, veba ve tahrip getirici oldu. En son olarak da Ölüler
Diyarının tanrıçasının eşi oldu.
298
Ahmad, Grayson, 1999: 187.
93
tablette Akītu evi ve Tanrı Nergal’in kapısı anlatılmaktadır. Ancak metin kırık
olduğu için bu kısımla ilgili bilgi maalesef sınırlıdır. Sanherib tablette “Yılın
başlangıcının festivali için sevinç ve memnuniyetin evini inşa ettim, yeni yıl
evinde festival zamanında dualar ile gelen yılı kutladım ve tanrı, tanrıçalar
önünde eğildim” demektedir. Sanherib’in, Akītu evinden bahsederken sevinç
ve mutluluğun evi şeklinde ifade etmesi oldukça dikkat çekicidir. Biz bu
ifadelerden Asur krallarının ve toplumunun yeni yıla bakış açılarını hem
Sumerliler hem de diğer Sami toplumları gibi gelen yılı sevinçle karşıladıkları
sonucunu çıkarabiliriz. Bir başka dikkat çekici unsur kralın yeni yıla girerken
tanrı ve tanrıçalara hürmet etmesi ve gelen yılı dualarla karşılamasıdır.
Sumerliler ve Babilliler de olduğu gibi Asur toplumu da yeni yılın bolluk ve
huzur içinde geçmesini sağlamak amacıyla tanrılara dua etmişlerdir299.
Yeni Yıl festivali zamanla gelişerek daha karmaşık bir hal almıştır.
Onun bu gelişimine paralel olarak mimari de gelişmiştir. Bu değişim daha net
bir biçimde Yeni Asur döneminde görülmektedir. M.Ö. I. Binyıl boyunca Nabû
Tapınağı Nimrud’da şehir duvarlarının içine inşa edildi. II. Sargon döneminde
de bu gelenek devam ettirildi. Asur kralı Sanherib Akītu evini şehrin dışına
taşıdı. Nimrud’da Nabû tapınağı kentsel büyümenin ürünüydü. Korsabad’da
ise tapınak bakir bir arsanın üzerine inşa edildi ve festivalin mimari
ihtiyaçlarını en iyi şekilde açıklıyordu. Nimrud tapınağından farklı birleşik bir
yapıdaydı ve dini–dünyevi olarak ayrılmıyordu. Nimrud tapınağı mekânsal
299
Ahmad, Grayson, 1999: 187–189.
300
Ökse, 2006: 49.
94
301
Odisho, 2004: 15.
302
Nissinen, 1999: 97–99.
303
Bottero, 2001: 157.
304
Nissinen, 1999: 99–101.
95
305
Hurowitz, 2003: 155, 156.
96
306
Kılıç, Duymuş, 2009: 172.
307
Lerner, 1986: 242.
308
Teppo, 2005: 92–95.
309
Reade, 2005a: 8.
97
310
Teppo, 2005: 65.
311
Fincke, 2004: 117.
312
Kılıç, Uncu, 2011: 84.
98
313
Driel, 1969: 164–167.
SONUÇ
Çok tanrılı bir inanca sahip olan Sumerlilerin tanrıları daha sonraki
dönemlerde Mezopotamya’ya gelerek hakimiyeti ele geçiren Sami toplumları
tarafından da Sami adlar alarak benimsenmiştir. Sumerlilere ait mitolojik
hikayeler de küçük farklılıklar ile benimsenerek yaşatılmıştır. İlk olarak
Sumerliler döneminde ortaya konulan İnanna Dumuzi mitosu daha sonraki
zamanlarda Sami kavimler tarafından da benimsenerek yaşatılmıştır.
Kültürleri şekillendiren en önemli unsur olan mitolojik inançlar ritüellerle de
birleşerek bir davranış silsilesi oluşturmuştur. Bu davranış dizisinin bir
parçasını da törenler ve inançlar oluşturmaktadır. Bayramlar, bir milletin tüm
fertleri tarafından benimsenen ve zamanı gelince ortaklaşa kutlanan
âdetlerdir. Eskiçağdan bugüne kutlanan bütün bayramların dinî, millî bir
inanıştan oluştuğu bilinmektedir. Eskiçağ Mezopotamya toplumlarında
Sumerlilerden itibaren pek çok tören düzenlenmiştir. Bu törenler içerisinde
Yeni Yıl festivallerinin önemi büyüktür. İlk olarak M.Ö. III. Binyılda Sumerliler
tarafından gerçekleştirilen kutsal evlilik töreni daha sonra Mezopotamya’ya
gelen Sami kavimleri, daha sonraki zamanlarda ise Mezopotamya dışındaki
milletler tarafından da benimsenerek kutlanmıştır. Festivallerdeki tanrıların
isimleri, gelenekleri değişse de yılın dönüşünün tanınması ortak bir olaydır.
Bütün Yeni Yıl kutlamaları aynı temel konuya sahiptir. Eski, kötü, zararlı olanı
yok etmek, yeni, taze, güçlü, sağlıklı olanı sağlamak için bu tören insan
hayatında önemli bir yere sahip olmuştur.
Yeni Yıl festivalinde yıl boyunca işlenen günahların affı için tanrılara
kurban sunulurdu. Hastalıkların uzaklaştırılması amacı ile de perhiz yapılırdı.
Gece yarısı gürültü yaparak gelecek yıl için şeytanların kovulduğuna
inanılırdı. Ruh kovucu tapınağın temizlenmesi sırasında kutsal bir davul
çalarlardı. Tören alayı, kurbanlar, arındırma ritüelleri, dualar, törene katılanlar
için sunulan yemekler Yeni Yıl törenlerinin vazgeçilmez unsularıydı.
100
KAYNAKÇA
COCHRANE, Ev; “The Many Faces of Venus”, Ames, 2001, s.25 -158.
COCHRANE, Ev; “The Sacred Marriage of Venus and Mars”, AEON, 2011,
s. 95–116.
ESPAK, Peeter; Ancient Near Eastern Gods Enki and Ea: Diachronical
Analysis of Texts and Images from the Earliest Sources to the
Neo-Sumerian Period, Tartu, Master’s Thesis, Tartu University
Faculty of Theology Chair for Ancient Near Eastern Studies, 2006.
http://www.atlastours.net/iraq/borsippa.html.
http://www.livius.org/aj-al/akitu/akitu.htm.
108
KITZ, Anne Marie; “An Oath, Its Curse and Anointing Ritual”, JAOS, C.
124/2, 2004, s. 315–321.
109
KUHRT, Amelie; The Ancient Near East, London, Routledge Press, 1997.
LINSSEN, Marc J.H.;The Cults Of Uruk and Babylon the Temple Ritual
Texts As Evidence for Hellenistic Cult Practises, Brill, 2004.
MIEROOP, Van De Marc; A History of the Ancient Near East: ca. 3000–
323 BC, USA, Blackwell Publishing, C. 1, 2004.
OATES, Joan; Babil, Çev: Fatma Çizmeli, Ankara, Arkadaş Yayınevi, 2004.
ORLIN, Louis L.; Life and Thought in the Ancient Near East, USA, The
University of Michigan Press, 2007.
PITTMAN, Holly; The White Obelisk and The Problem of Historical Narrative
in the Art of Assyria, The Art Bulletin, C. 78, S.2, 1996, s. 334–355.
PRITCHARD, James B., Ancient Near Eastern Texts Relating To The Old
Testament, Princeton, 2. Baskı, Princeton University Press, 1955.
RAGLAN, Lord; “Mit ve Ritüel”, Çev: Evrim Ölçer, Milli Folkor, S. 64, 2004,
s. 187–194.
ROLLER, L. E.; Ana Tanrıça’nın İzinde: Anadolu Kybele Kültü, Çev. Betül
Avunç, İstanbul, Homer Kitabevi, 2004.
SALVINI, Beatrice, Andre; Babil, Çev: Ela Uluatam, Ankara, Dost Kitapevi,
2006.
WILLS, Lawrence M.;The Jew in the Court of the Foreign King: Ancient
Jewish Court Legends, Harvard Dissertations in Religion, No. 26,
Minneapolis: Fortress Press, 1990.
314
Kramer, 2001: 155.
117
315
Oates, 2004: 163.
118
316
Walter, 1938: 44
119
317
Kramer, 2002a: 12.
120
DİZİN
Á-ki-ti, 31,81.
Akīt-ṣēri, 96.
Balag, 26.
Billatu, 64.
Bīt rimki, 59,62.
Bīt sala mȇ, 59.
Bīt mēseri, 59.
Bubbulu, 63.
Dīk bīti, 57,58.
DÙ.DÙ, 62.
Dullu, 60.
Egubbû, 45.
Emesal, 26,50.
Epēš nikkassi, 63.
Epištu, 62.
Ér-šà-hun-ga, 62.
Eršemma, 26.,
Eršemšahungû, 71.
Eššešu, 63.
Galla, 30,108.
Gipar, 44.
Gišbur, 30.
Hıdırellez, 39,41,110.
Qerēbu, 21.
Ilurugu, 33.
İsinnu, 81.
KÁ.MAH, 73.
121
Kidudû, 60.
Kirugu, 25.
Mēlultu, 63.
Mīs pî, 46,47,50.
Mullilu, 64.
Nadȇ libitti, 63.
Namburbi, 26,49,50.
Naptanu, 57,58,92.
Nargallu, 102.
Nēpešu, 62.
Nevruz, 37,38,39,40,41,42,81,106,108,109,110,111,114,116.
NĺG.DĺM.DĺM.MA, 62.
Nin-me-sar-ra, 53.
Nubattu, 63.
Parak šīmāte, 84.
Parṣu, 51,60,61.
Pīt bābi, 57,58.
Sakkû, 51,63,85.
Šadāḫu, 63.
Šalām manzalti, 63.
Šu.íl.lá, 50,62.
U.BUR sa-lam, 64.
Uğut, 40.
Walādu, 46.
Yuğ, 24.
Zakmu= Zakmuku, 52,80,81.
TÖREN GÖREVLİLERİ
Assinnu, 79.
Āšipu, 46,50,91.
Entum, 7,10,11,44,91.
122
Gala, 25,26,64.
Guda, 44,108.
İšib, 44.
Kalû, 26,50,102.
Kezertu, 60,61,62,102.
Kulu’u, 79.
Kurgarrû, 78,79.
Mah, 44.
MAŠ, 91.
Nadītum, 7,8,9,10,11,44.
Nindingir, 44.
NU.GİG, 44.
Sanga, 44,101.
Šešgallu, 64,65,73,74,84.
Qadištum, 44,70,101,102.
YER ADLARI
Agade, 2.
Asur,1,3,4,5,57,58,63,71,72,76,77,87,88,89,91,92,93,94,95,96,98,99,100,
102,103,104.
Babil,1,2,3,4,5,6,713,14,26,53,54,55,56,57,58,62,63,64,65,66,68,69,70,71,
77,78,79,81,82,83,93,94,95,97,99,100,102.
Eridu, 17,19,29.
Kislev, 64.
Kiš, 2,29,60,61,67,70,94,102.
Lagaš, 17,22,45.
Nimrud, 74,88,99.
Ninive, 45,54,67,77,85,88,93,94,95,98.
Nippur, 29,33,36,70,108,117.
Talhat, 91.
Tell Chuera, 52.
123
Ur, 32,33,35,44,94.
Uruk, 21,27,28,29,30,35,44,58,60,61,64,97,71,79,85,86,113.
TANRI ADLARI
Adad, 3,4,5,54,70,87,95,101,102,103.
Adonis, 31,66,67.
An, 17.
Anaitis, 85.
Antum, 54.
Anu, 17,54,67.
Aphrodite, 66,67,112.
Apsû, 47,67,68.
Aruru, 44.
Asur, 46,97,98,103.
Damkina, 68.
Dingirmah, 34.
Ea, 13,66,67,68,87,95.
Enki, 13,17,19,25,28,30,32,34,66,67,68,87,95.
Enkimdu, 28,94.
Enlil, 13,17,29,30,33,34,35,36,54,68,69,80,87.
Enzu, 17.
Ereškigal, 29,55,66,87,79,98.
Geštinanna, 30.
Gula, 57,64,80.
İm, 17.
İnanna,12,13,14,17,26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,43,44,45,51,53,54,65,
78,87,94,95,100,101,104.
Lugalirra, 80.
Madānu, 80.
Marduk, 14,47,54,56,59,63,68,69,73,74,75,76,77,78,79,82,83,85,93,97
Meslamtaea, 80.
124
Nabû, 63,73,74,75,77,80,99,100.
Nanaja, 44.
Nanna, 30.
Nanna-Sin, 17.
Nanše, 17.
Nergal, 29,55,80,87,95,98.
Nin-Nibru, 34.
Nindara, 17.
Ningirsu, 17.
Ninhursag, 17.
Ninisina, 44.
Ninmah, 44.
Nin-MAR-KI, 17.
Ninurta, 34,58,75,80,87,92.
Nudimmud, 67.
Pabilsag, 80.
Sachar, 85.
Šamaš, 54,59,87.
Ti’âmat, 47,67,68.
Uraš, 80.
Utu, 17,28,87.
Venüs, 27,38,66,78,80,86.
Zababa, 80.
TAPINAK ADLARI
Eanna, 35,44.
Esagila, 64,73,74,75,76,77,78.
Ekur, 29.
125
ÖZET
Önemli bir işleve sahip olan mitler, inancı düzenler ve güçlendirir. Pek
çok mitin ritüelle bağlantısı bulunmaktadır. Eskiçağ toplumlarında önemli bir
yeri olan Yeni Yıl bayramının temeli bir Sumer mitine dayanmaktadır. Dumuzi
ile İnanna arasındaki kutsal evlilik töreni Sumerlilerden itibaren dönemin kralı
ve din kadınlarının başının temsili olarak katıldığı törenlerle kutlanmıştır.
Eskiçağ toplumları tanrının yeraltına inişini kuraklık ve kıtlık olarak
yorumladığı için üzüntü ile karşılarken, tanrının yeryüzüne çıkması bolluk ve
bereketi getirdiği inancı nedeniyle sevinçle karşılanmıştır. Baharın gelişinin
126
Anahtar Sözcükler:
1. Mezopotamya
2. Bayram
3. Kurban
4. Tanrı
5.Akītu
127
ABSTRACT
Key Words:
1. Mesopotamia
2. Bairam
3. Sacrifice
4. God
5. Akītu