You are on page 1of 8

SADBERK HANIM MÜZESİ

TOMBAK
YALDIZLI BAKIRDAN SAN’AT ESERLERİ

23 Kasım 1982 - 26 Aralık 1982


Türk ve İslam san atları arasında en az bilinen sanat dalı m aden
sanat ve işçiliğidir. OsmanlI dönem inde gelişmiş olan TOMBAK işleri
ise bu daim daha az incelenen kolu olm uştur. Osmanlı tekstil sanayi
ürünleri ile çinileri yüzyılı aşkın b ir zam andan beri AvrupalI k o le k ­
siyoncular ve m üzelerce aran an m erak konuları olm asına karşılık Os­
manlI m aden sanatı eserleri ne B atı’da ne de Doğu'da öyle bir yay­
gınlık ve rağbet kazanm am ışlardı. Bu durum kısm en eşyaların şu­
raya buraya dağılmış olm asından kısm en de konuyu incelemekteki
zorluktan ileri geliyordu. Bununla birlikte son yıllarda bu alanda da
değerli araştırm acılar Osmanlı Türklerindeki m aden sanatına dair
yayım lara yeni bilgiler getirm işlerdir.
TOMBAK sözcüğü eski sözlüklerimize göre H intçeden geçmiş ola­
rak bilinir. Ahmet Vefik Paşa (1828-1891) L eh çe-i Osmani adlı ünlü
sözcüğüne «Hindi kelimedir. Altın karışık ve altın kaplam a bakır ve
tunç - Tom bak güğüm, leğen, ibrik» diye yazar. Şem settin Sami Bey
(1850-1904) de Kamus-i T ürki’de bunu yinelem ektedir. «Asıl mahall-i
im âli olan H int lisanında olup Avrupaca da bu isimle m aruftur. Al­
tınla karışık veya altın kaplam alı b ak ır veya tunç- Bu halitadan ma-
m ü l: Tom bak leğen, ibrik.» B aha yeni ve büyük sözlüklerden Hüse­
yin Kâzım K ad ri’nin T ürk Lügati adlı eserde gerçek daha iyice belir­
tilm iştir: «Malay lehçesinde: tam baga bakır; İtalyanca tombacco;
Portekizce tambaka- bakır, kalay ve çinkodan altına takliden yapılan
halita.» Nihayet, Meydan Larousse ve Okyanus- Türkçe Sözlük gibi en
son ansiklopedi ve sözlükler TOMBAK hakkında şunları yazm akla ye­
tinm işlerdir: «(İtal. tom bacco’dan fr. tom bac) yüzde seksen bakır,
yüzde yirm i çinkodan m eydana gelen sarı renkli alaşım; kuyum culuk­
ta şerit veya tel şeklinde kullanılır. Bu alaşım dan yapılmış: tom bak le­
ğen. Altın kaplam alı bakır eşya)».

İngilizcede de aynı şekilde yazılan (Tombac ) sözcüğünün o dile


Malay dilinden Fransızcaya uyarlanışından geçmiş olduğu ve 1602 ta ­
rihinden beri İngilizcede kullanıldığını öğreniyoruz. (The Shorter
Oxford English Dictionnary) adlı büyük sözlük şunları yazar: (An alloy
of copper and zinc, in various proportions, containing from 82 to 99
p er cent of copper. Used in the E ast forgongs o r bellers; in Europe,
under various nam es, as Prince’s m etal, M annheim gold, etc. as a
m aterial for cheap jewellery.)

C. E. Arseven, Sanat Ansiklopedisinde, Tom bak hakkında şunları


yazar: «Malazyaca tam baga denir. 10 kısım çinko ve 100 kısım sarı ba­
kırdan m ürekkep b ir h alita olup altın taklidi olarak yapılan eşya için
kullanılır. Bundan yapılan evaniye (evani - hapkacaklar) bazen altın
da kaplanır. T ürkler to m baktan ham am tası, nargile, leğen ibrik,
kahve güğümü, gülâptan gibi b ir çok güzel ve san atkârane eşyalar yap­
m ışlardır. B una helali dahi derler.» Helali sözcüğü karşılığında da kı­
saca: «Çinko ile bak ırd an m ürekkeb b ir halitadan yapılm ış m adeni eş­
ya veya k ab a verilen isim dir. T om bak da denir.» diye yazılm ıştır.

Bizde Tom bak eşya yapım ı çok eski yüzyıllara çıktığı halde Tom­
bak sözcüğünün dilimizde hangi tarihden beri kullanılm ıya başlandı­
ğını bilm iyoruz. Sözcüğün Fransızca yolu ile dilimize girdiğini tahm in
edilebilir. Doğudan, H int yoluyla, Malay dilinden yaygınlaşarak gelen
bu sözcük, F ransızca’da büyük L arousse’ların 1923 ve 1966 yıllarındaki
iki ayrı basım ında, esasda b ir olm akla b erab er iki ayrı biçim de tarif
edilm iştir. F ark çinko yüzdesinin 10 ve 20 olarak belirtilm esinde ve
anlam daş olarak gösterilen sözcüklerdendir. Bizde H e l a l i de denil­
diği gibi Fransızcada da sim ilior, laiton demi-rouge, vermeil, chrysocale
ve chrysochalque gibi sözcükler kullanılm aktadır.
T om bak’ın bugün anladığımız biçim ine en uygun tarifini N uret­
tin R üştü Büngül’ün Eski E serler A nsiklopedisinde buluyoruz. «Bakır
ve pirinçten yapılm ış eşyanın, cıva yaldızı ile (B akır üzerine elle sü­
rülen) yaldızlanan çeşidine denir.»
C. E. Arseven’in sanatlarım ız hakkında yazdığı ve bu alanda öncü­
lük etm iş olan L’Art Turc (İstanbul 1939) adlı Fransızca eserinde Os­
m anlIlarda m aden sanatı bölüm ündeki özet bilgiler arasında tom bak­
tan da kısaca söz edildiği görülür; o da aşağı yukarı aynı şekilde bil­
gilerin özetidir: «Türkler altın kaplam a b akırdan eşyalar da yapar­
lardı. Bu tü r işlere tom bak denir. Tombak, b ak ır eşyayı cıva esaslı
yaldızla kaplam aktır.»

Anadolu bakır bakım ından zengin b ir ülke olması itibariyle on­


dan geniş b ir şekilde yararlanılm ış olm asında şaşılacak bir yön yok­
tur. T ürkler bakırdan iki tü r alaşım yapm ışlardır: B akır ve çinko ala­
şımı (pirinç) ya da bakır, kurşun, çinko alaşım ı (tunç) ve bunların
yanmda, genellikle Avrupa’dan ithal edilen, kalayın da karıştırılm a­
sıyla (bronz) dan da eşyalar yapm ışlardır.
Bronz Avrupa’dan, kalayla birlikte gelmiş b ir alaşım olm ası iti­
bariyle O sm anlIlar daha çok ya saf b ak ır ya da pirinç kullanm ışlardır.
Yalnız kalay, alaşım a çokça girm em iş olsa da, kaplam a işinde kulla­
nılm ıştır. Bu, iki nedenle kullanılırdı; Birincisi, sağlık yönünden zehir,
lenm elere karşı b ak ır kaplar kalaylanırdı; İkincisi de, daha ucuza m al
edilen güm üşe benzer görünüm de kap lar yapılm ış olurdu.
K aplam a işine çok eski zam anlar raslam r. O rtaçağ’da Avrupada
olsun, İslâm dünyasında olsun, sanatkârlarca, kaplam a işi, kapların
üstüne belli yöntem le kalay sürüştürülm esiyle yapılırdı. OsmanlI m a­
den sanatlarında altın kaplam a ve yaldızlam a bakımmdain da buna

benzer b ir durum görülür. Ancak b u yöntem her madenle kullanıla­


mazdı; yaldızlama için güm üşten sonra en uygun m aden bakırdır. İş­
te tom bak odur. Bu nedenle tom bak eşyanın tahlil edilince oldukça saf
bakırdan yapılmış oldukları görülür. Bizde genellikle tom bak deyi­
m inin pirinç, tunç ya da bronz gibi b ir alaşım dan çok doğruca bakır
üzerine elle sürülm ek yöntem iyle kaplanm ası anlam ına alınm ası bun­
dan ileri gelm ektedir.

Kimi araştırm acılar cıva yaldızının İslâm lığın ilk çağlarından be­
ri İra n ’da belki O rta Doğu’nun başka yerlerinde kullanılm ış olduğunu,
X. yüzyılda E l H em edani, XI. yüzyılda —büyük T ürk bilgini— El-Bi-
runi ve 1300’de E bü’l-K a s ım K aşâni’nin bu yöntem den söz etm iş ya
da tarif etm iş olm alarına dayanarak bildirm ektedir. Ancak bu kapla­
m a genellikle güm üş üzerinde, pek nadir olarak da bakır üzerinde ke
m er tokaları, eğer takım ı parçaları gibi kim i şeylerin üzerinde görül­
m üştür. T ürkler a t koşum ve eğer takım larını aynı şekilde süslem iş­
ler, Anadolu Selçuklularından kalm a, üzerinde kıymetli taşlar bulu­
nan altm kaplam a bakır fcir plâka vb. bunun sürekliliğini gösterir.
Kimi yazarlar altın kaplam anın Venediklilerden öğrenildiğini ileri sü r­
m üşlerse de başkaları bunu Bizans’ta yaldızlı bakırın bulunuşunun
saptanm asıyla çürütm üşlerdir.
Bu tartışm aları yanıtlıyan b ir AvrupalI yazar «Her ne olursa ol­
sun (bulunan eşyalardan da görüleceği üzere) altın kaplam a Osman­
lIlarda İslâm dünyasının ilk zam anlarında görülenlerden çok daha
geniş şekilde kullanılm ış olduğu isbat edilmiştir.» divor. Kesin olan
bakıra altın kaplam a b ir Osmanlı geleneği ve tekniğidir.
Tom baktan yapılmış eşyaların b ir listesinin düzenleme denemesi
yapılm ak istenirse müze ve özel kolleksiyonlarda görülen türleri şöy^e
sıralayabiliriz: 1) Cami kandili, 2) Şam dan, 3) Leğen, 4) İbrik, 5) Çe­
şitli taslar, 6) M atara, 7) K apaklı m aşrapa, 8) Gülâptan, 9) B uhur­
dan vb. gibi günlük kullanım eşyaları. B unlar arasında kum-kum ya­
hut Türkçem izde kullanıldığı şekliyle Kum-kuma denilen, yuvarlak ge­
niş karınlı ve d ar boyunlu şişe, vazo yada m atara türünün de tom bak­
tan yapıldıkları görülür. B unlar çoğunlukla Zemzem suyu ya da m ü­
rekkep konm ak için kullanılırdı; bu biçim de gülaptanlar da vardır.
10) K apaklı sahanlar, 11) Tepsiler, 12) Kahve güğümü, 13) Kahve si­
tili, 14) Nargile, 15) Vazo, 16) Tuzluk, 17) Fincan zarfı, 18) vb. ve da­
ha başka türd e eşyalar da yapılm ıştır. Örneğin 1) Kubbe ve sancrk
alem leri, 2) Çeşme m usluğu, 3) Kapı plâkaları (Süleymaniye cam iin­
de ve Topkapı Sarayında görülür.) 4) Ocak, şömine araçları, 5) Miğ­
fer, 6) Tören zırhı (F atih ’in ünlü sadrazam ı M ahm ut Paşa’ya ait böy­
le b ir zırh M etropolitan Museum Of A rt’ta bulunm aktadır.) 7) Atla­
rın alın zırhı, 8) Tom bak hançer, 9) Üzengi, 10) Fener...
Tom bak eşyanın döküm, k ab artm a yöntem leriyle yapıldığı gibi
tornadan geçirme, vb. suretiyle yapıldığı da görülür. Yüzeylerdeki
süslem elerde ise yivli süslem e, oyma, kazıma, delik işi, kafeskâri işle­
me,, helezoni yivler vb. Helezoni kıvrım lı süslem eler, başka İslâm ül­
kelerinde görülm em iş olup Osm anlIlara m ahsustur. B unların kimileri
Suriye ve Bizans’ta görülm ekle birlikte özellikle yivli süslem eler m in­
yatürlerdeki kaplarda dahi görülecek k ad ar gelenekleşmiş ve bu yön­
tem pek geniş şekilde kullanılagelm iştir.
Delik işi tekniği ya da kafes halinde süsler, daha çok dini veya as­
keri sancak alem lerinde, kubbe alem lerinde göze çarpm aktadır. Bun­
la r tü rlü biçim ve kalıplarda yapılm ış olup Memluk ve İran eserlerine
benzem ektedir.
Delik işi tekniği başka tü r eşyalarda da bezek olarak kullanılm ış­
tır. Bezemeler ve süslem eler çoğu kez buhurd an larda olduğu gibi bir
işe yaram ak üzere yapılm ıştır.
Y ukarıda saydığımız zırh, miğfer, hançer vb. gibi daha çok savaş­
ta kullanılan araçların çoğunlukla çelikten yapılm akla birlikte bazı­
ları altın kaplam alı bakır, yani tom baktan bezemeli olarak yapıldık­
ları görülür. B unların belki de savaş alanları için olm adıklarından
törenler ve geçitler için kullanıldığı sorunu çıkm aktadır. Yine tom ­
baktan sancak alem leri de yapılm ıştır. Ancak b u n lar savunm a sebe­
biyle yapılm adıkları cihetle tom baktan yapılm ış olm alarında ve savaş
alanlarında da kullanm alarında b ir sakınca olm am aktadır.
Osmanlı m aden sanat eserlerinde dekorasyon ve süslem elerin öte­
ki İslâm ülkeleri görülenlerden daha sade olm asını olum suz b ir yan
olm aktan çok bu sanatın en olum lu niteliğini ortaya koyar. Bu du­
rum şekilde m ükem m elliğin ve biçim in süse ve dekorasyona üstün
gelmesi olm uştur.
Tom bak ve altın kaplam a bakır eşyanın nerelerde yapıldığı
konusu ile, yapan san atk ârlar hakkında genellikle bilgimiz azdır. Ba­
kırcılıkla ü n almış ve belgelere geçmiş eserleriyle yalnız Tokat ve
orada yapılan bazı eşyalar bilinm ektedir. Öte yandan Tom bak eşyanın
en güzelleri ve çeşitleri XVI. ve XVII. yüzyıllarda yapılm akla birlikte
daha sonraki tarihlerde de tü rlü tom bak eşya yapılm ıştır.

9/XI/1982
F.B .

Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği


Taha Toros Arşivi

You might also like