You are on page 1of 40

Ergenekon, Analiz Yeni Yapılanma

Yönetim ve Geliştirme Projesi /


İstanbul–29 Ekim 1999

30 Kasım 2021 tarihinde oluşturuldu

1
1). AMAÇ, KAPSAM VE YÖNTEM
1/a). AMAÇ

Bu çalışmanın amacı, Atatürk ilkeleri doğrultusunda,


biçimlendirilmiş, Kemalizm'in tek ve içtenlikli koruyucusu
Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren
"Ergenekon"un re-organizasyonuna katkıda bulunabilmektir.

Dünya Savaşı'ndan yenik çıkmasına karşın, Yüce Önder


Mustafa Kemal Atatürk'ün liderliğindeki "Milli Mücadele"
ile kendi iradesini ortaya koyarak, yeni bir devlet kuran ve
Batı'yı dize getiren tek ülke Türkiye olmuştur. (1914-1922)
Ortadoğu'ya barış adalet, sağ duyu önere Düvel-
Muazzama'nın ne denli sorunlu bir bölge yarattığının kanıtı
günümüzde içinde bulunduğumuz koşullardır. Bu nedenledir
ki; "Cihan Harbi" ile "Milli Mücadele" bir bütün olarak aynı
kavganın iki ayrı evreleridir. Emperyalizme karşı yenik
düşmesinin ardından, yılmadan mücadele eden Türk
ulusunun Cumhuriyet Türkiyesi ile sonuçlanan başkaldırısı,
Batı'nın unutması mümkün olmayan acı bir yenilgi örneğidir.
Bu örneğin yer yüzünde ilk ve tek oluşu ise; Batı'nın Türkiye
Cumhuriyeti'ne saldırılarının sürdürmesindeki en önemli
nedenleri arasında yer alır.

I. Dünya Savaşı'nın ardından, sözde savaşa son veren


gerçekte ise; barışa son veren barış antlaşmaları

2
imzalanmıştır. Bu barış antlaşmaları ise; Mısır'dan
Afganistan'a, İran'dan Umman Denizi'ne değin birbirinerakip
dinlerin, ideolojilerin, milliyetçilik akımlarının ve
hanedanların savaştığı bir savaş alanı yaratmıştır. Rus-Afgan,
İran-Irak ve Lübnan savaşları, Kürt hareketleri ve sonu
gelmeyen Arap-İsrail sürtüşmeleri Batı'nın bölgeye
hediyesidir.

Kurulduğu günden başlamak üzere sürüp giden, emperyalist


sisteme dayalı bölücü/yıkıcı/çok uluslu/çok emelli sinsi
faaliyetler; Arnavutluk'un çözülmesi, İran'da Şah rejiminin
yıkılması ve Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin
dağılması ile birlikte sabırsızla iştahların artmasına yol
açmıştır. Çünkü, bu rejimlerin kuruluş dönemleri hemen
hemen aynı dönemlere rastlar. İşte bu nedenlerden ötürüdür
ki; Türkiye Cumhuriyeti'nin 75. yılını idrak ettiği 20.
Yüzyılın son yılında, bölücü/yıkıcı faalyetler çok tehlikeli bir
tırmanışa geçmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını
ortadan kaldırmaya yönelik çabalar, dış odaklı olmaktan
çıkıp, yerli işbirlikçilerin gönüllü katkılarıyla ülke içinde de
yıkıcı güç odaklanma noktasına ulaşmıştır. 1914 yıllarında
İstanbul, dış ülkelerin istihbarat ajanlarının cirit attığı, pek
çok yandaşlarının olduğu, dileklerini gerçekleştirebildikleri
bir dünya kentine dönüşmüştü. Bugün de böyledir. Çünkü,
savaş sürdürlmektedir. Ve bu savaşın tek amacı vardır:
Bölerek/Parçalayarak Türkiye Cumhuriyeti'ni Yıkmak!

Kaynağını dış ülke istihbarat örgütlerinin sinsi ve çok yönlü


emeller dayalı finans/organize/yönlendirme çabalarından alan

3
ve ülke içinde konuçlandıran bu güç adaklarının yerli
işbirlikçi uzantıları, devletin he kademesine sızarak,
TBMM'ne girebilmiş ve hatta siyasi plâtformda iktidar
dönemleri yaşamışlardır. Bunun içindir ki; Türk Silahlı
Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon, Türkiye
Cumhuriyeti için, her zaman olduğundan çok daha fazla
yaşamsal önem ifade eder duruma gelmiştir.

Bu çalışmada Atatürk ilkeleri doğrultusunda TSK bünyesi


içinde faaliyet gösteren Ergenekon'un sorunlarının
belirlenmesi ve giderilmesine yönelik gözlem tespit
karşılaştırma ev önerilere yer verilmekle yetinmeyip, yepyeni
bir yapılanma örneği önerilmektedir. Böylelikle, 21. yüzyıl
koşullarına uygun re-organizasyonu doğrultusunda analiz
yapılarak, bir araştırma, geliştirme ve yeni yapılanma raporu
hazırlanmıştır. Ergenekon'un gerçek ve çağdaş anlamda re-
organizasyonunun sağlanabilmesi için, talep edilmesi halinde
daha bir çok etüt hazırlanması mümkündür.

1/b). KAPSAM

Yukarıda özetle ifade edilmeye çalışıldığı gibi, bu analiz,


yönetim, geliştirme ve yeni yapılanma raporu, haddimizi
aşarak Ergenekon'un büyüteç altına alınmasından ziyade, pek
çok sistemin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığı ve
bağımsızlığı üzerinde oynanan sinsi çok emelli oyunların
analizinden yola çıkılarak, 21. yüztılda yepyeni bir yapılanma
ile değerli TSK mensuplarının yanı sıra, sivillerden de sonuna
değin yararlanılması gereği ve zorunluluğuna yer verilmiştir.
4
Ergenekon içinde yer alan değerli TSK mensupları ile
Kemalizm'e ve ülkesine bağlı, insanlık onurunu ve kimkliğini
yitirmemiş, her meslekten sivillerin organizasyonu ile ortaya
çıkacak olan yeni yapılanma gerçekte geç kalınmış bir
girişim olarak görülmelidir. Her meslekten seçkinlerin yer
alacağı sivil personel kadrosu ile Ergenekon, iç ve dış
faaliyetlerinde çok daha etkin bir güce erişecek; her alanda
hareketlilik, duyarlılık ve yaptırım gücü yüksek olanaklar
kazanmış olacaktır.

1/c). İSTİHBARAT VE ÖRGÜTLENME

İstihbarat -haber alma- oyunu, insanlık tarihinin en eski


ikinci mesleğidir. Bu oyunun kendine özgü kuralları ise;
doğası gereği, çok büyük bir hızla kendisini yenileme
özelliğine sahip olmasıdır. İstihbarat mesleği, oyunların en
büyüğü, en görkemlisi ve en gerçekçi olanıdır. Ancak,
istihbarat mesleği onca katı gerçekliğine karşın; besin
kaynağını "düşsel yaratıcılığa" dayalı "kurgu"dan alır. Bu
nedenle düşsel yaratıcılıktan yoksun bir istihbarat örgütünün
başarı örneklerinden tarih hiç söz etmemektedir.

Günümüzden tam 5.000 yıl önce; Mısır'a Kral III Tutmois


kuşatma altında tuttuğu Yafa kenti kahhında "istihbarat"
toplayabilme amacıyla un çuvallarının içine gizlediği
adamlarını kente yollamış olması tarih sayfalarındaki ilk
örnektir. Kral III. Tutmosis, farkında olmaksızın ilk yasal
istihbarat teşkilatını kurmuştu. İnsanlık, onun bu alandaki
başarılarını Mısır hiyeroglifler tabletlerinden öğrendi. Ve
5
istihbarat toplayan elemanlar literatürde "casus" ve "ajan"
tanımlamasıyla anılır oldular.

Tarih sahnesinde istihbaratçılar -casus ya da ajan


övgü/hayranlık ya da nefret/kin duyguları ile anılır
olmuşlardır ki; bu çok doğaldır. Çünkü, istihbaratçı
faaliyetlerinden yarar gören taraf için, minnet duyularak
efsaneleştirilen bir kahraman olurken, zarar gören tarafça bir
"hain" olarak damgalanıp sonsuza değin lanetlenirler.

Literatürler incelendiğinde, istihbarat örgütleri ve


istihbaratçıların amaçlarının "kutsal bir haklılık",
yöntemlerinin "acımasız" ama "adil" olduğunun belirgin bir
ortaklık segilediği göze çarpar.

Bir başka örnek İncil'de yer alır, HZ. Musa:

"Gidin ve ülkede gerekli araştırmayı yapın" der.

İnsanlık tarihi açık ve net bir biçimde ortaya koymaktadır ki;


ulusların "gelişim" sağlayıp "güç" elde edebilmesi
istihbaratla, yani "bilgi" ile sağlanabilmiştir.

Tarihin ilk atlı göçer toplulukları arasında önemli bir yer


edinmiş olan Tatarlar, uzun yıllar bozkırların tek hakimi
olmayı başarmışlardı. Kuzey Avrupa'da kiliseleri dolduran
Hıristiyanlar, "Tatarlar'ın gazabından kurtar bizi Tanrım"
diye, dua eder olmuşlardı. Yerleşik düzene geçememiş bu atlı
göçer topluluk, kendilerini asla yerleşik toplumlardan aşağı
görmemişti. Ne var ki, okur/yazar değillerdi (!)
6
13. Yüzyıl ortalarına gelindiğinde, mektuplara imzasını
"Gökte Tanrı, yerde Tanrı'nın gücü" diye atan, Cengiz Han'ın
tarih sahnesinde görünmesiyle birlikte, Moğolların tüm Asya
kıtasını titreten Tatarları yenerek egemenlik kurmayı
başarmalarının önemli faktörleri arasında, "okuma/yazma"yı
öğrenmeye varlıklarını korumakla kalmayıp gelişme
sağlamışlardır. Çünkü, "bilgi"; gelişim başarı ve güç
doğurmaktadır.

Ne olmuştu da Moğollar, Asya ve Avrupa'nın tek hakimi


olmuştu?

Yaşam, Cengiz Han'a güven duyabileceği tek desteğin,


yalnızca kendisi tarafından oluşturulabileceği gerçeğini
sunmuştu. Kurduğu küçük bir grup, ordunun omurgasını
oluşturmuş, bu omurga daha sonraları iktidarın da temeli
olmuştur.

Cengiz Han'ın büyük bir general olarak ün kazanmasınnın


temelinde hiç kuşkusuz ki; düşmanlarına oranla daha fazla
risk almış olması, gücünü 10'arlı grup sistemine bağlaması ve
tüccarlardan oluşan bir istihbarat örgütü kurmuş olması
yatar. İstihbarat sanatına bunca önem veren Cengiz Han,
aleyhte casusluk faaliyetleri içinde kaçınılmaz olarak ölüm
cezası getirmiştir.

Tarih; Timur, Fatih Sultan Mehmet, Neron, Sezar, Büyük


İskender, Napolyon ve benzer örneklerin başarı sırları
arasında "istihbarat" yani haber alma ile elde edilen

7
"bilgi"nin, ne denli önemli avantaj faktörü olduğunun
örnekleri açısından, çok zengin veriler ortaya koyar. Aynı
zenginlik, dinler tarihinde de rahatlıkla gözlenir. Antik
çağların bulguları ile ilk yazılı belgelerden başlayarak, yakın
tarihe ve günnümüz örneklerine değin tüm kaynaklar,
gelişme ve sonuçlar açısından
(siyasal/teknolojik/ekonomi/kültürel/düşünsel bilgi) çok
yönlü ve çok amaçlı istihbarat analizlerinin yaşamsal önemini
yineleyip durmaktadır.

Yinelenen bir başka şey daha vardır. O da istihbaratın


kendisini yineleyişidir. Doğanın kendini yenilemesi gibi, hiç
durmaksızın ve süratle yenilenen; metot, organizasyon, taktik,
yönetim, sistem ve analizlerin doğru biçimde
değerlendirilebilmesi açısından; istihbarat sanatının "düşsel
yaratıcılığa" ne denli gereksinimi olduğu gerçeğini bir kez
daha karşımıza çıkartır.

1/d). YÖNTEM

Hemen her gün, ve kim bilir kaç kez, her alanda anımsatılıp
yinelenip durmakta olduğu gibi, insanlık 21. Yüzyıla giriyor!
Bu ifade, salt kuru bir zaman ölçüsünü dile getirmiyor. Bir
başka anlatımla: Milyarlarca yıldır sürüp gitmekte olan
insanlık serüveni, onca yılın bilgi ve deneyimlerini 21.
Yüzyılın süzgecinden geçirerek hiç akla gelmedik yeni
bileşimler elde edileceği gerçeğini anlatıyor. O halde, doğası
gereği istihbarat sanatı da değişimler gösterecek. Yeni

8
yüzyılda çok daha yaratıcı buluşlarla, çok daha etkin olma
çabasını sürdürecektir.

Gelişmiş ülke istihbarat örgütlerinin sahip oldukları bilimsel


ve maddi olanaklarla kıyaslanacak olduğunda, gelişmekte
olan ya da üçüncü dünya ülkeleri tanımlamasıyla anılan
ülkelerin istihbarat kuruluşlarının,
bilimsel/fiziksel/maddi/siyasal/kültürel olanaklar karşısında
güçsüz kalacağı anlamının çıkartılması da son derece yanıltıcı
ve yanlış olacaktır. Çünkü; daha önce yukarıda da
değindiğimiz gibi, istihbarat kuruluşları temel gücünü
öncelikle "düşsel yaratıcılık"ta aramalıdır. Ardından sırası ile
organizasyon, gizlilik ve daha sonra da teknolojik ve
ekonomik güç faktörleri gelir.

Bu noktada; 21. Yüzyılda Ergenekon'un resmi istihbarat


kuruluşlarının yanı sıra, legal ve illegal örgütlenmelere karşı
mücadele etme zorunluluğu ile karşı karşıya kalacağının
bilinmesinin yeterli olup olmayacağı açıktır. 20. yüzyıl
istihbarat faaliyetleri "klâsikleşmekle" kalmayıp
"köhneleşmiş" olacaktır. Ve bugün; bu köhneleşme sürecinin
sonuna varıldığından, önümüzde çok az bir zaman kalmıştır.
Ergenekon, faaliyetlerini yeni ve gelişmiş yöntemlerle
sürdürmek zorunda olduğu gibi, kaçınızlmaz olarak faaliyet
alnlarını da genişletmek zorunluluğu ile karşı karşıyadadır.

1/e). GİZLİLİK PRENSİBİ

9
Sağlıklı ve güçlü bir istihbarat örgütü, ülkesinin
bağımsızlığına yönelik iç ve dış tehditleri önceden tahmin
edebilir ve önleyebilir. Ülkenin ekonomik ve sosyal
kararlığının istikrarını sağlar. Bunları başarabilmesi için ise;
gizlilik önkoşuldur. Enformasyon gizliliğinin çok kritik
olduğunun bilincine varılabilmesi çok büyük önem taşır.

Tarihin ayak izleri incelendiğinde görülmektedir ki; 1000 yıl


ve 2000 yıl gizli kalabilmeyi başarabilmiş örgütler vardır.
Örneğin; Knights Templar (12. yüzyılda Kudüs'te kurulan
Şövalyeler Birliği gibi..

İletişim ağları ulusal olmaktan çıkıp çok uluslu ticari


kuruluşların kontrolüne geçtiğinden ötürü, istihbarat örgütleri
için güvenli olmaktan çıkmıştır.

Uydular aracılığı ile yerkürenin herhengi bir yerinde,


sokaktaki bir insanın yüzünün belirlenebildiği, izlenebildiği
bir dünyada gizlilik prensipleri çok daha büyük önem
kazanmıştır.

Uluslararası ticaret, bankacılık, Web TV (İnternet) ve uydu


sistemleri dünyayı giderek daha çok küçültmeyi sürdürürken,
"güvenlik" sorunu büyümüştür.

20. yüzyılın en başarılı istihbarat örgütleri arasında yer alan


MOSSAD, diğer istihbarat örgütleri ile dayanışmaya yönelip
enformasyon paylaşımına yönelince, ajanları yakalanmaya
başlamış ve başarısız operasyonlara imza atmak zorunda

10
kalmıştır. Buna benzer örnekler incelendiğinde, enformasyon
paylaşımının çok zorunlu hallerde dahi olabildiğince azıyla
geçiştirlmesinin önemi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır.

İstihbarat örgütleri serbest ve açık bir işbirliği politikasına


sahip olsalar bile, temel amaçları gereği düzenli bir biçimde
aleyhte faaliyet göstereckleri unutulmamalıdır.

Bu noktada; "satılık enformasyonların", ne denli tehlikeli


sonuçlar yarattığının tarih sayfalarında pek çok örnek ortaya
koyduğuna dikkat çekmek isteriz. Çok gerekli ve zorunlu
hallerde enformasyon satın almanın yararlı ve kaçınılmaz
olacağı da bilinmektedir. Ancak, enformasyon satıcısı ile
ideolojik prensiplerdi uyum aranması zorunluluğu vardır.

2). 21. YÜZYILA GİRERKEN


DÜNYA'DA İSTİHBARAT VE
ÖRGÜTSEL YAPILANMA İLE
FAALİYET ALANLARININ ÖNEMİ
2/a). GENEL

Ülkelerin bağımsızlık ve devamına katkıda buluncak olan en


önemli unsurlar: 1-Ekonomik
2-Bilimsel/Eğitimsel/Kültürel/Yatırım ve Araştırmaya Dayalı
İstihbarat ve Karşı İstihbarat Çalışmaları olacaktır.

11
İstihbarat faaliyetlerini genel anlamda yalnızca "haber alma"
olarak değerlendirenleriçin bu oldukça yeni bir durumdur.
Ancak, sözü edilen çalışmaların verim sağlanan ilk uygulama
provaları gelişmiş ülkeler tarafından yaklaşık 50 yıldır
sürdürülmektedir.

Türkiye Cumhuriyeti Resmi İstihbarat Kurumları; bilim,


düşünce, kültür, sanat ve eğitim alanlarında yetişkin insan
kaynaklarından yararlanmamıştır. Yararlanmayı da gereksiz
görmüştür. Oysa ki; 2. Dünya Savaşı sonrası 1940'lı yıllarda,
Abdül Nasır'ın İstihbarat Şefi Salah Nasır, bir gazeteciden
yararlanarak kurduğu "Siyasi Kalem" adlı gizli örgüt
sayesinde tam 412 sanatçı ve aydından karşı casusluk
faaliyetlerinde yararlandığı bilinmektedir.

Resmi İstihbarat Kuruluşlarımızın entelektüel çevrelere bakış


açısını bilen yabancı istihbarat örgütleri ise; bu kontra bakıl
açısından yararlanmayı bilmiş, rejim tarafından dışlanıp
horlanan entelektüel çevrelerin etkin portrelerinden çok
olumlu bir biçimde yararlar sağlamıştır. Bu gerçek
günümüzde de sürüp gitmektedir. Bu nedenledir ki, ülke
insanımızın benimsemediği pek çok aydın, dış ülkelerce en
büyük ödüllerle onurlandırılarak, bir anlamda Türkiye
Cumhuriyeti'ne karşı örtülü bir biçimde dokunulmazlık
zırhına büründürülerek, muhalif unsura dönüştürülmektedir.

Son derece duyarlı bir yapıya sahip entelektüel bünyelerin,


rejim muhalifi oluşları sanatçı kişiliklerinden kaynaklanan
doğal muhalifliğin boyutlarını aşıyorsa eğer, bunda en etkin

12
sorumlu istihbarat kuruluşlarında yer alan yönetici kadroların
entelektüel birikimdem yoksun oluşlarıdır. Onların bu
eksikliğinin yol açtığı dışlayıcı ve aşağılayıcı uygulamalar,
çok unsurlu dış güçlerin bilim/sanat/düşünce/kültür
dünyasının yaratıcı insanlarını küskün dünyalar içinde yer
alan "kolay" ve ucuz avlara dönüştürmeye devam etmektedir.

Son derece yararlı, etkin ve düşsel yaratıcılık anlamında


bitimsiz, eldeki mevcut pozitif avantaj; dış istihbarat
unsurlarının sonuna değin yararlanabildikleri, -hatta
ölümlerinden sonra bile- dezavantaj sonsuzluğuna terk
edilmektedir. Türkiye'nin 21. yüzyılda entelektüel birikimli,
yaratıcı, güvenilir insan kaynaklarından istihbarat
çalışmalarında yararlanması gereği kaçınılmazdır.

2/b). ÖRNEKLER

Örneğin; 1964 yılında ölen İngiliz Deniz Kuvvetleri'nin 17/F


kod adlı haberalma ajanı Ian Fleming, gerçek bir entelektüel
idi. Savaş yıllarında Londra'nın göbeğinden yaptığı radyo
yayınlarıyla, unutulmaz "Kara Propaganda" örnekleri
sergileyerek Alman ordularının moral değerlerini çökertmeyi
başarmış ve bu yolla 2. Dünya Savaşı'nın sınırlarını
zorlamıştır. Ian Fleming'den bugün insanlığa bir armağan
daha kalmıştır: Kendi kaleme aldığı James Bond öyküleri..
Ve tabi ki; bir de dünyanın gözünde İngiliz istihbarat
unsurlarına kazandırdığı hayranlık imajı..

13
II. Dünya Savaşı'ndan önce işe alınan pek çok Amerikalı
casusluk yapmıştır. Bunlar arasında John Franklin Carter,
yatırımcıWinthrop Aidrich, Nelson Rockefeller, avukat
David K. Bruce, daha sonra OSS'nin başına geçen William
Donova ve 1961 yılında ölen, ünlü yazar Ernest Hemingway
yer alır.

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, Doğu Bloku ülkeleri


ile pek çok Batı ülkesi, entelektüelleri ile sporcularından
istihbarat alanında sonuns değin yararlanmayı bilmiştir.

İstihbarat sanatı akıl gerektirir. Bu nedenle de yalnızca sağ


duyu ve mantık kuralları içinde işleyemez. İlham, sezgi,
fantezi, düşsel yaratıcılık ve içgüdü başarı için gereklidir.
Entelektüel insan yapısı derinlerde kök salmış akıldışı,
duygusal ve yaratıcı bir çekirdeğe sahiptir. İnsan aklının
özellikleri olan bilinç, bellek, yüksek duygu ve düşsel
yaratıcılık; yaradılışında var olan değil, sonradan öğrenilerek
elde edilen becerilerdir. Entelektüelle, bu nedenle her an
patlayacak bir yanardağ gibi görünseler de içten içe yanarak
küle dönüşen yumuşak bir yanardağ gibidirler. Ergenekon,
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin değerli personeli dışında
entelektüel ve her meslekten seçkinlerin de içinde yer alacağı
"sivil" personelden yararlanmakla karşılaştığı ve bundan
sonra karşılaşacağı en önemli sorunların üstesinden gelmekte
güçlük çekmeyecektir. ABD'nin bir çok istihbarat biriminin
örgütlenmesinde "Masonik" benzei bir yapılanmaya gidilmiş
olmamasının nedenleri arasında, istihbarat birimlerinin

14
karşılaştığı sorunların üstesinde kendi içinde yer alan zengin
insan kaynaklarına sahip olunması amacı yatmaktadır.

İnsanlık tarihi incelendiğinde çok net görülmektedir ki;


"mantığın kristal saflığı" ile "düşsel akıl dışı yaratıcılık"
karşısında hiç bir güç başarılı olamamıştır. Örneğin; 1453'de
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul Boğaz'ında demirli kalmış
gemilerini bir gecede karadan Haliç'e indirmeyi "düşsel akıl
dışı yaratıcılık" sayesinde başarmıştır. Ve o güne değin yer
yüzünde hiçbir savaşta böylesi bir taktik kullanımı akıl
edilememişti. O günkü bilgi/beceri/teknoloji/mantık kuralları
karşısında bu düşünce tümden "marjinal" yani "aykırı" idi.
Bu örnekte yer alan Fatih Sultan Mehmet ise; yalnızca iyi
eğitilmiş bir asker ve komutan değil, aynı zamanda çok genç
yaşına karşın çağının entelektüel birikiminin zirvesinde bir
aydındı.

Bu noktada gözden kaçırılmaması gereken önemli bir


saptamadaha yapmayı yararlı görmekteyiz. Dünyanın her
yerinde radikal düşünceler entelktüel kesim arasına
yeşermiştir. (Komünizm, Sosyalizm, Demokrasi vb) Güçlü
istihbarat örgütleri için en tehlikeli görülen grup entelektüel
kesimdir. Bağımsız ve liberal eğilimli olan bu "düşsel
yaratıcı" kişilikler, çok boyutlu düşünebilme yeteneklerinden
ötürü, enformasyon bulmacasının en küçük bir mozaik
parçacığından rahatlıkla tablonun bütününü görüp
saptayabilirler. Kamuoyunu en çok ve kolaylıkla etkileme
becerisine sahip oldukları için, istihbarat örgütleri tarafından
ciddi biçimde kontrolde tutulmak istenirler Bunun yanı sıra

15
bu çevre, istihbarat toplama açısından da çok zengindir.
Entelektüel kesimden kazanılacak olan elemanlar,
kazanışlarının yanı sıra, diğer istihbarat örgütlerinin çalışma
sahasını büyük ölçüde daraltacak bir girişimdir.

3). İSTİHBARAT ÖRGÜTLERİ VE


POLİTİKALARI
3/a). GENEL DURUM VE SORUNLAR

Günümüz dünyasında istihbarat örgütlerinin en önemli


sorunu "insan" faktörüdür. Gelişmiş ülkelerde istihbarat
örgütlerinin elemanlarına sağladığı onca geniş olankalara
karşın; enformasyon atışlarının oluşturduğu muazzam bir
pazar olduğu gerçeği yaşanmaktadır. Hem de 10 bin dolar
gibi küçük paralar karşılığında çok önemli bilgileri el ve taraf
değiştirdiği çok ıkça görülmektedir. Bunun en önemli nedeni,
bireylerin ideolojik hedefleri artık hiçe sayıyor oluşlarıdır.
Bireylerin ideolojik inançları terk ediş nedenleri arasında
"Globalleşme" düşlerinin etkisi aranabilir.

Bir başka önemli sorun da hükümetlerin çok büyük


sıkıntılarla karşılaşmadıkları sürece istihbarat örgütlerine
finansal olanaklar sağlamamalarıdır. Hiç bir hükümet
istihbarat örgütünün güçlenmesinden yana olmamıştır. Çünkü
güçlü ve etkin bir amaçlarının önüne çıkabilecek istihbarat
örgütünün amaçlarının önüne çıkabilecek en büyük tehlike ve
engel olarak görmüşlerdir.

16
Türlü özverilerle yurtdışında eğitim görmeleri sağlanan
yetişkin insan kaynakları ne acıdır ki; ülke çıkarları için
“negatif” veriler olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle
devletin en önemli yapı taşları çökmüş ve işlemez hale
getirilebilmiştir. Bu nedenle Ergenekon bünyesinde
yurtdışında eğitim görmüş personel bulundurulmaması
zorunluluğu vardır.

3/b). TERÖR

21. yüzyılda en önemli sorunlardan birisi de “terör” olacaktır.


Terör uluslararası jeo/ekonomik politikanın karıştırılmasında
ve temel rol oynayacaktır. Türkiye için terör yalnızca toprak
bütünlüğünün ortadan kaldırılabilmesi ve bölgesel
istikrarsızlaştırma amaçlı değildir. Türkiye’nin ticaret
ortaklarına yönelik terör; destabilizasyon yaratacak, böylece
Türkiye’nin dış ticaretine büyük darbe vurularak, ticari
platformda ticaret hacminin önünün kesilmesi sağlanmaya
çalışılacaktır. Bu nedenle terör grupları kontrol altında
tutulmalı, gereğinde ‘Naylon terör grupları” oluşturularak,
terör dünyasına yön verilmeli ve güçlü istihbarat örgütlerinin
kurguladığı oyunun içinde mutlaka yer alınmalıdır.

3/c). POLİTİKALAR

21. yüzyılda, kaçınılmaz bir biçimde dünya politikalarını ve


siyasetçilerini istihbarat örgütleri biçimlendirecektir. Bu
öylesine bir etkinlik olacaktır ki; 100 hatta 200 yıl sürecektir.

17
Neden 100 ya da 200 yıl?

20. yüzyıl dünyasında kültürel etkinliklerle toplumlar


çökertilmiş ve yapı taşları değiştirilmiştir. Ve bu politikanın
adına “globalleşme süreci” denilmiştir. Ancak, Çin ve
Japonya’da başarısız kalınmıştır. Çin ve Japon toplumlarının
da kültür emperyalizmi ile çökertilmesi, yapı ve inançlarının
değiştirilmesi gereklidir. Bu nedenle emperyalist tuzağı
globalleşme sürecinin amacına erişerek “Dünya Hükümeti”
kurabilmelerinin önünde 100 ila 200 yıllık bir zaman engeli
oluşmuştur.

Dünyada var olabilmiş tüm sistemler, ülke çıkarları ve


mevcut rejim ilkelerine aykırı ideolojilere sahip siyasileri
engellemiştir. Bunun ise iki yolu vardır:

1- Suikast
2- Dezenformasyondur.

Kaçınılmaz olarak 21. Yüzyıla adım atmakta olan Türk


insanı, kültürel anlamda dünya görüşü gelişmediği,
okumadığı, matbaa makinesi ile icat edilmesinin üzerinden
900 yıl geçtikten sonra tanışabildiği için; kolayca
yanıltılabilmekte ve her an kandırılmaya açık beklemektedir.
Bu nedenle dezenformasyon ya da bir başka anlatımla ‘kara
propaganda’ sonuçları bakımından negatiftir. Kişisel çıkarlar
adına siyasete yönelmiş ve hedefe ulaşabilmek adına her şeyi
mubah sayabilen siyasilerin engellenebilmesi için; geriye
kalan tek yol suikasttır.

18
Suikast operasyonlarına gerek duyulmaması için, siyasi
portreler çok ciddi biçimde analiz edilmeli, ortak ideallere
uygun siyasilerin seçim kampanyaları organize edilerek
parlamentoda etkin ve güçlü bir biçimde yer alabilmeleri
sağlanmalıdır. İçte ve dışta ortak ve benzer idealler
doğrultusunda faaliyet gösteren ulusal ve uluslararası legal ve
illegal örgütler ile işbirliğine yönelmek kaçınılmaz ve
zorunluluktur.

4). YENİ YAPILANMA


ORGANİZASYONU VE PERSONEL
ANALİZİ
4/a). GENEL DURUM VE SORUNLAR

Giderek artış gösterip tahrik edilen ve pek çok çeşitlilik


göteren insan varlığının kaçınılmaz ihtiras, düşünce ve
saplantıları nedeniyle istihbarat örgütlerinin yapısal örgütleniş
biçimlerinin oluşturulması giderek güçleşmektedir. Çünkü
insansız bir istihbarat örgütlenmesi mümkün değildir. İnsan
kaynaklarının örgüt içinde değerlendirilebilmesi ise, başlı
başına bir sorun olmuştur ve olmaya devam etmektedir.
İnsanlık onurunu yitirmemiş aalete ve yetenek donanımlarına
sahip dünya gerçeklerini görebilecek birikimde, Türkiye
Cumhuriyeti'nin temel varlık nedeni Kemalizm'e
özümseyerek inanmış, Atatürk ilke ve prensiplerine sahip
çıkmanın önemini kavrayabilmiş, özveriden kaçınmayan

19
personel kazanımı ise, çok büyük bir sorun olarak karşımıza
çıkar. Ancak, ordu birlikleri içinde yer alan askerler ile
üniversitenin birinci ve ikinci sınıflarında öğrenim gören
gençler, yararlanılabilecek pozitif bir kaynaktır. Bu sorunları
"Milli Eğitim Politikaları"nın yetersizliğinden kaynaklandığı
gibi, dış güçlerin kültür emperyalizmi alanında ne derece
başarılı faaliyetler içinde olduğunu da gözler önüne
sermektedir.

Kültürel anlamda toplumsal yapını dejenerasyon göstergeleri


ise; dış güçlerin istihbarat faaliyetleri alanında ne denli geniş
bir faaliyet içinde olduklarının da kanıtıdır.

Eğitim görmekte olan Türk gençliği ve sözde aydın


olduklarını iddia eden eğitimcile, çok amaçlı dış kültür
emperyalizm politikalarının etkisinde kalarak; giderek
gelişen ve "Globalleşen" yer yüzünde ülkeler arasındaki
sınırların kalkacağına ırk ve millet anlayış ve faktörlerinin
insanlığın kültürel zenginliğinden başkaca bir şey ifade
etmeyeceğine ve bunun evrensel anlamda kaçınılmaz
olduğuna iyice inandırılmış bulunmaktadır. Öylesine ki;
içlerinde insanlığın mutlak mutluluğa ve güvenceli bir
geleceğe kavuşabilmesi adına, bu çerçevedeki görüş
doğrultusunda çaba göstermeyi, kendileine insanlık görevi
olarak benimsemiş iyi-niyetli pek çok saflar vardır.

Türkiye'de bunca sivil toplum örgütünün kurulmuş olması,


onca insan kaynağının bu örgütlerin çatısı altında yer alması,
sivil toplum örgütlerinin Dünya Bankası, Avrupa Birliği

20
örgütleri ve dış ülkelerin siyasi erkleri tarafından teşvik
edilerek finanse ediliyor oluşlarrı; umutların devletten daha
çok giderek bu ivil toplum örgütlerine bağlanıyor oluşu;
gelişmiş ülkelerin geniş yelpazeli itihbarat örgütlenmelerinin
ne denli ciddi çalışmalara yönelişlerinin ve pozitif neticelere
ulaştıklarının göstergeleri arasında yer alır.

Atatürk'ün Cumhuriyeti emanet etmeye layık bulduğu


gençlğin büyük bir bölümü, günümüz Türkiye'sinde
fundamentalisr çevrelerin gücünün hammadesi olmuştur.
Küçümsenmeyecek bir yüzdesi çeşitli frakiyonlara mensup
terör oluşumlarının militan kadrolarını oluşturur. Yine büyük
bir yüzdesi varlık nedenlerini sorgulayamaz bir aymazlık ve
sorumsuzluk içinde, üretmeden en üstün düzeyde ve zevk
içinde yaşamanın kestirme yollarını aramaya yönelirken, bir
daha içinden çıkmayı başaramayacağı labirentlere
sürüklenmektedir. 50 yıldır, çıkar amaçlarına sırtını dayamış
Siyasal Otorite aracılığı ile uygulamaya sokulabilmiş art
niyetli çaba ve girişimler Türkiye'nin insan kaynaklarını ülke
çıkarları "aleyhinde" bireyler dönüştürme noktasına
getirmiştir. Bu öylesine keskin hatlarla belirgindir ki;
birbirine düşmanlık derecesinde zıt görüşteki kutuplar,
mevcut rejimim ortadan kaldırmaya yönelmişlerdir. Yakın
tarihte İran'da benzer çabalar görülmüş ve İmam Humeyni
bu dayanışma ruhundan yaralanarak Şah rejiminin
yıkılmasında çok büyük yararlar sağlamıştır. Bu türden
uzlaşma ve iş birliklerinin her ülkede ve her rejimde
sağlanabilmesi ise; istihbarat birimlerinde yer alan "sivil

21
entelektüel teorisyenlerin" çabalarıyla yaşama
geçirilebilmiştir.

Özetle ve çok yüzeysel olarak değinmekle yetineceğimiz bu


sorunlar nedeniyle, Ergenekon gibi çok, özel bir
yapılanmanın içinde yer alması uygun görülecek sivil
personelin seçimi olabildiğince dikkat titizlik ve özen
istemektedir. Aksi halde Türkiye Cumhuriyeti Resmi
istihbaratı MİT’in bugün içinde bulunduğu sorun ve
çelişkilerin benzer versiyonları Ergenekon bünyesine taşınmış
olur.

Ergenekon, benzer bir örneği kendi içinde JİTEM gerçeği ile


yaşayarak yeterli deneyim elde etmiştir. Bu deney kazanımı
bugün düzenlenecek olan yeni yapılanma için çok önemli ve
pozitif bir kazanımdır. Gerek ülke içinde gerek ülke dışında
istihbarat birimlerinin mevcut olumsuz imajını da
kendiliğinden ortadan kaldıracaktır.

Bu noktada bir saptama yapılmasını yararlı görmekteyiz şöyle


ki: Ergenekon içinde sivil personelden yararlanılması
düşüncesinin doğuracağı ‘önyargılı endişeler karşısında
sağlıklı bir analiz yapılacak olduğunda: JITEM deneyimi ve
bugün Ergenekon içinde mevcut sorunlar dikkate alındığında,
endişeler önyargılar kendiliğinden ortadan kalkacaktır.
Çünkü; insan yapısındaki yapı taşları özellikleri dikkate
alındığında asker-sivil ayrımı yapılamayacağı ortaya çıkar.

22
4/b). GÜÇLÜ BİR İSTİHBARAT ÖRGÜTÜNÜN
ANAHTARI

21. yüzyılda güçlü bir istihbarat örgütünün anahtarı,


uluslararası finansal organizasyonları engellemek olacaktır.
Dünya para hareketinin dikkatle izlenişi, gerek uluslararası
platformda gerekse ülke içinde siyasi ve toplumsal oluşumları
çok önceden görerek, karşı önlemler alınmasını
sağlayabilmenin en etkin çözüm yoludur.

21. yüzyılda en etkin istihbarat enstrümanı uluslararası


ekonominin kullanımı olacaktır. İstihbarat örgütleri
para/politikalarının türlü senaryoları ile ülkelerdeki
hükümetleri çok büyük bir rahatlıkla devirebilecek ya da
çıkar ve amaçları doğrultusunda yönetimler uygulamaya
mecbur bırakacaklardır.

Ergenekon, kaçınılmaz bir biçimde, çağın ve koşulların


gereği olarak ekonomi alanında çok etkin faaliyetler
uygulamaya koymak ve para akışını kontrol altına alma
zorunluluğu ile karşı karşıyadır.

4/c). İSTİHBARAT TOPLAMA HEDEFLERİ

İstihbarat toplamanın hedefi ülke çıkarlarını gözetebilmeyi,


kontrol altına almayı ve kontrolde tutabilmeyi amaçlar.
Dünyanın herhangi bir yerine herhangi bir olay gelişiğinde
plansız hareket edilmemesi prensibine uyulmalıdır.
Enformasyon akışı olabildiğince hızlı bir şekilde merkezde
23
toplanmalıdır. Böylece mozaik parçacıklarından oluşan bir
tablo tamamlanmadan oluşan tehlikelri göremek ve
engelleyebilmek mümkündür. Bu nedenle Ergenekon’un
gözleri her şeyi görmeli, kulakları her şeyi duymalıdır.

Bu noktada bir saptama daha yapmakta yarar vardır. Şöyle ki


açık toplum iyidir. Fakat toplum çıkarlarına aykırı zararları
ortadan kaldırılmakta yarar vardır.

İstihbarat toplamak için pek çok yol vardır. Örgüt


elemanlarından sağlanan bilgiler, yabancı örgütlerden elde
edilen bilgiler, yabancı örgütlere sızdırılan ajanlar aracılığı ile
elde edilen istihbaratlar. Yabancı örgütler ve içlerine
sızdırılan ajanlar aracılığı ile elde edilen istihbarat çok
önemlidir. Ancak, bunlar kontrol dışına kalan kanallardır. Bu
nedenle sürekli kontrol edilmeli, denetlenmeli ve sıkça
motive edilmelidirler.

4/d). SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ

Ergenekon’un kendi kuracağı sivil toplum örgütlerine ihtiyacı


vardır. Çünkü sivil toplum kuruluşları içte ve dışta
kamuoyunda kutsal bir insanlık görevi yerine getiren örgütler
olarak değerlendirilirler. Bu örgütlerin girebildiği ve etki
altına alabildiği öyle noktalar vardır ki; bunu diplomasi
sağlayamaz. Sivil toplum örgütlerinin imajı, saygın, kutsal ve
masumdur. Bu özelliklerinden ötürü dünyanın her ülkesinde
geniş halk kitleleri sivil toplum örgütlerinin arkasındadır.

24
Sivil toplum örgütleri aracılığı ile dünya kamuoyu kolayca
etki altına alınarak yönlendirilebilir.

Ergenekon, Türkiye’de faaliyet gösteren tüm sivil toplum


örgütlerini kontrol altına almalıdır. Bu bir zorunluluktur.
Çünkü, bu örgütlenmelerin finans kaynakları dış ülkelerdir.

4/2). ELEMAN VE ORGANİZASYON

Bir istihbarat örgütünün organizasyon ve elemanlarının


yapıları çok büyük önem ifade eder. Ergenekon merkez
yönetiminde yer alacak eleman sayısı olabildiğince az
olmalıdır. İllegal çevrelerden seçilecek elemanlar, etnik ve
siyasal ideoloji açısından örgüt ideolojisi ve amaçlarına en
yakın uygunluk gösterenler tercih edilmelidir.

20. yüzyıl istihbarat örgütlerinin en önemli hatası eleman


satın alınması yönüne gidilmiş olmasıydı. Etnik ve ideolojik
yapılara gerekten önem verilmemiştir.

Örnek: 1- Fidel Castro, CIA'in paralarıyla Küba'da komünist


bir devrim yapmıştır.

Örnek: 2- ABD, örtülü operayonlarına finans kaynağı


sağlayabilmek için, elemanlarına zenciler arasında da
uyuşturucu kullanımının yaygınlaşması nedeniyle, CIA'in
uyuşturucu ticaretini deşifre ederek suçlamaya
yönelmişlerdir. Bu örnek örgüt elemanlarının hangi işlerde
doğrudan rol almaları, hangi işlerde illegal çevrelerin yer

25
alması gerektiğini açıklıkla ortaya koymak için yeterli
olacaktır.

Örgüt için ne denli yararlı olursa olsun, kamuoyunda imajı


zedelenmiş bir elemanı örgüt içinde tutmak ve korumaya
yönelmek çok sakıncalıdır. Böyle bir faaliyet örgütün
kamuoyundaki imajını düzeltilemez bir biçimde zedeleyecek,
örgütün tükeniş nedeni olacaktır. Hiç bir şey halka rağmen
ayakta duramaz gerçeğine gereken dikkat, önem ve saygı
gösterilmelidir.

4/2-a). KÖPRÜ PERSONEL

Genç, yetenekli eğitimli ve donanımlı personel arasından


seçilecek 3 kişi Ergenekon içinde (üniteler arası) ve örgüt
dışında örgütü temsilen hareket edebilmeli ve teması
sağlamalıdır. Bu kişiler örgüt içinde görev almamalı, örgüt
dışında legal bir işte istihdam edilmelidir. Böylece güvenlik
sağlanmış olacaktır. Zaman içinde bu personel arasından
Ergenekon bünyesinde gerekli olacak çok başarılı yöneticiler
yetişecektir.

4/2-b). AJAN PROFİLİ

Doğru insanı seçebilmenin bilimsel verileri yoktur.


Gençlerden seçilmiş yeteneklerin eğitilerek kazanımı dışında,
profesyonellerden yararlanılması pozitif bir yoldur.
Doktorlar, avukatlar, psikologlar, vb gibi.. Çünkü, bu gruba

26
girenlerin, toplumun her kesiminden insanla temasta
oldukları görülecektir.

Bu noktada önemli bir saptama yapmakta büyük yarar vardır.


Başarılı istihbarat örgütleri elemanlarının anestezi altında
bilgilerini açığa vurabilecekleri olasılığından ötürü, doktor ve
psikologlar tarafından tedavi edilmelerine izin vermezler.
Gerekli hallerde kendi bünyeleri içindeki doktor ve
psikologlardan yararlanırlar.

4/2-c). FAHİŞELER

İstihbarat sanatında en çok yarar sağlanan fahişeler olmuştur.


Çünkü insanlar çoğu kez ruhsal problemlerin etkisiyle ve
bilinçsiz bir karşı konulmazlıkla, sırlarını fahişelerle
paylaşırlar. Bu bilimsel bir tespittir ve 2000 yıldır
yararlanılan bir metottur.

4/2-b). MEDYA

Medya, en iyi ve en yararlı reklamcıdır. 20. yüzyılda


istihbarat örgütleri medyadan çok yararlandılar. 20. Yüzyılın
son yıllarında ise; kendi medya kuruluşlarını devreye sokarak
bunları uluslararası platformda giderek güçlendirdiler.
Böylece ulusal yayın organlarından elde edilen yararlar,
uluslararası platformda dünya kamuoyunun kendi çıkarları ve
amaçları doğrultusunda yönlendirilmesini sağladılar.

27
21. yüzyılda ise; uluslararası medya kuruluşları ile ülkelerin
yerel medya kuruluşları arasında ortaklıklar oluşturma yoluna
gidilecek, tüm istenmeyen çatlak sesler örtülü bir biçimde
bastırılarak susturulmuş olacaktır.

4/2-c). ULUSLARARASI TİCARET VE BANKACILIK

21 .yüzyıl dünyasında uluslararası ticater arenası, istihbarat


örgütlerinin denetim ve yönetiminde olacaktır. Çünkü
ekonomi/politik, siyasal ve toplumsal gelişim ve oluşumların
anhtarıdır. Bu nedenle Ergenekon, doğrudan kendi örgütüne
bağlı holdingler ve bankaları süratle kurup ideolojiye uygun
ekonomi/politik denge sağlayabilmelidir. Gerçek anlamda bir
bağımsızlığa ulaşılması ve devamının sağlanabilmesi için, bu
hedeflerin yaşama geçirilmesi şarttır. Bu yapılanma uygulama
alanına sokulamadığında; para akışı, paranın yönlendirilişi,
dış ticaret etkinliği, Türk Lirası'nın değeri, ekonomik güç
dengeleri ve uluslararası finans örgütleri kontrol altına
alınamayacaktır

Özetle; Ergenekon’un üretim tesislerine, ticari holdinglere ve


bankalara ihtiyacı vardır. Hem de doğrudan ve mutlak sahibi
olarak.

Japon "Yakuza", Japonya'da kendisine bir banka kurarak,


ekonomiyi kontrol altına almayı başarmıştır.

İşte bu kaçınılmaz zorunluluk noktaları olan: Medya,


Uluslararası Ticaret, Bankacılık alanlarında deneyimli,

28
Kemalist ideolojiye uygun sivil personele ihtiyaç vardır.

Yine aynı şekilde legal ve illegal oluşumlardan yararlanma


zorunluluğu vardır.

4/2-d). İLAÇ- KİMYA SANAYİ VE TAŞIMACILIK

Çok yüksek kar sağlayan legal ticari faaliyet alanları arasında


ilaç ve kimya sanayi en baş sıralarda yer alan sektörlerdir.
Yine aynı şekilde hava kargo taşımacılığı çok önemli bir yer
işgal eder. Bu alandaki ticari faaliyetler, para aklanması için
çok uygun alanlardır. Özellikle uyuşturucu üretiminde
olmazsa olmaz asitanhidrit üretiminde dünyanın tek üreticisi
oluşu, sentetik uyuşturucuların yapımında kullanılan
kimyasal maddelerin üretim ve satışından (legal ve illegal)
elde edilen karlar, günümüz Federal Almanya Cumhuriyeti
ile tüm dünyada serbest dolaşımda olan Alman Mark’ını
yaratmıştır.

4/2-e). İLLEGAL İŞLER

Türkiye silah üreten bir ülke durumunda olmadığından,


jeo/stratejik açıdan kaçınılmaz olarak ve iradesi dışında
zorunlu olarak uyuşturucu satışında köprü durumundadır.
Uyuşturucu ticaretini denetim altına olmalıdır. Türkiye'nin
bir başka şansı da kimyasal silah üretimi olabilir. Çünkü; bu
alanda başarılı sonuçlar elde edebilecek insan kaynaklarına
sahiptir.

29
5). ORGANİZASYON PLANI
5/a). MERKEZ YÖNETİM

Ergenekon, örgütün Başkanına doğrudan bağlı olan 4 daire


Komutanlığı ile iki sivil Başkanlıktan oluşmalıdır. Toplam 6
ünitenin komutan ve başkanlarının bir asistanı ile bir de
bölüm uzmanından oluşan iki yardımcısı olmalıdır.
Ünitelerin komutan ve başkanlarının yanında görev alacak
bölüm uzmanı, illegal faaliyetlerin yurtiçi ve yurtdışı hukuk
platformunda legal gibi gösterilebilmesi düzenlemelerinden
sorumlu olacaklardır.

Şöyle ki:

1- Ergenekon Başkanlığı
2- İstihbarat Dairesi Komutanlığı
3- İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Dairesi
Komutanlığı
4- Operasyon Dairesi Komutanlığı
5- Finansman Daire Başkanlığı (Sivil)
6- Örgüt içi Araştırma Dairesi Komutanlığı
7- Teori Tasarım ve Planlama Dairesi Başkanlığı
(Sivil)”

Bu ünitelerin komutan ve başkanları, birbirlerini


tanımalarında hiç bir sakınca olmamakla birlikte,
birbirlerinin görev ve sorumluluk alanlarını bilmemeleri esası
, Ergenekon 'a istihbarat örgütleri içinde ayrıcalıklı bir özellik
30
ve güvenlik kazandıracaktır. Bu 6 ünitede görev alacak
ajanlar, kendi bölümlerinin komutan ve başkan asistanları
dışında diğer üniteler ve personel ile hiç bir şekilde irtibat
kuramamalıdır. Örgütün üst düzey yöneticileri ile personel ve
ajanlar arasında mutlak mesafe olmalıdır. Aksi halde
başarısız bir operasyon sonucunda üst düzey yöneticilerinin
korunması sağlanamayacağı gibi, örgütün kendisi riske
atılmış olur ve örgütün imajı korunamaz.

Üniteler arasında enformasyon değerlendirmesinde ayrıcalık


tanınabilecek tek bölüm, 'Operasyon Dairesi Komutanlığı
'dır. Çünkü elde edilecek enformasyon analiz ve
değerlendirilmesinde gerektiği hallerde katkısı olabilir.

KONTROL DAİRESİ

Bu dairenin varlığından Ergenekon Örgütü


Başkanı/Komutanından başkaca hiç kimsenin bilgisi
olmaması kesin bir gerekliliktir. Operasyonlarda yer alması
zorunlu olan dairede yer alan ajanların ilk görevi; operasyon
alanı içinde bulunmak, operasyon esnasında temizleme ve
ortadan kaldırma gibi işlemlerde doğabilecek sorunları
çözümlemektir. İkinci bir görevleri, karşı istihbarat
örgütlerine geçen, yakalanan veya operasyon amacına aykırı
hareket eden herhangi bir ajanı öldürmektir.

Bir ajanın sonu başlangıcında olduğunun ilk işareti, örgüte ve


ajanlarına karşı sorumluluk alanında yarar sağlamaya
başladığı süreçtir.

31
Kontrol Dairesinde görevlendirilecek ajanlar, mutlaka Türk
Silahlı Kuvvetleri bünyesinden ve özel operasyon
ünitelerinden çok dürüst, güvenilir kişilerden seçilmelidir. Bu
ajanlar merhametsiz olmalı ve bağımsız görev yapabilmelidir.
Emirleri doğrudan Ergenekon Komutanı 'ndan almalıdırlar,
üst yöneticiler ve örgüt personeli ile ajanları tarafından
bilinmemelidirler.

EĞİTİM

Ergenekon örgütü bünyesinde yer alacak personel mutlaka ve


sürekli olarak eğitim programlarında tutulmalıdır.
Kullanılacak her ajan eğitimden geçirilmelidir. Ve eğitime
olabildiğince özen gösterilmelidir. Eğitim veren eğitmenlerin
raporları titizlikle incelenmelidir. Eğitim sonrasında eğitim
alanlar sınanmalıdırlar. Böylece, gelişim ve etkinlik düzeyi
arttırılırken, personel kontrol altında tutularak güvenlik
sağlanacağı gibi, personel sıkça motive edilmiş olacaktır.

6). KAYNAK YARATILMASI


Daha önce söz ettiğimiz nedenlerden ötürü hükümetler
istihbarat örgütlerine finansal kaynak sağlamaktan hiç
hoşlanmazlar. Bu nedenle istihbarat örgütleri finansal
kaynaklar, yaratmak zorundadırlar.

Güçlü bir istihbarat örgütlenmesi, enformasyon toplanması,


değerlendirilmesi , operasyonlar düzenlenebilmesi için

32
istihbarat örgütlerinin çok güçlü finansal desteğe ihtiyacı
olduğu gibi ekonomi/politiği kontrol edebilmesi için de
finans dünyasını kontrol altında tutabilmesi zorunludur.

finansal kaynaklar yaratılabilmesi için, orta ve büyük ölçekli


A.Ş. yapılanmasındaki şirketlerden yararlanılması, onların
içine sızılması, elde edilecek banka işlemleri hesap ve şifre
kodları ile yine uluslar arası bankalar ile yurtdışındaki çeşitli
ülke bankalarına sızdırılmış ajanlar aracılığı ile hesaplardan
para aktarımları yapılmalıdır. Bu operasyonlar 2/3 gün içinde
tamamlanmalıdır. Böylece hesaplarla kimin oynadığı
anlaşılamaz. Bu işlemleri başarıyla ve çok basitçe
çözümlemek mümkündür ve bu işlemler için 'Hackers'
tanımlamasıyla anılan pek çok bilgisayar hırsızı vardır.
Bunlardan yararlanılmalıdır.

6/a). NAYLON ŞİRKETLER

Liberal ekonomilerde doğal ticari işleyiş içinde her yeni


günde pek çok şirket kurulmaktadır. Bunlar, çeşitli
nedenlerle ya da illegal amaçlı kurulduklarından her yeni
günde de kapanmakta, iflas başvurularında bulunmaktadırlar.
ticaret kuralları içinde doğal akışın böyle olduğu bir dünyada
'Naylon Şirketler' kurulmalı, ithalat-ihracat, Temsilcilik,
Dağıtım ve Pazarlama alanlarında faaliyet gösterilmeli,
işlemler tamamlandıktan sonra, naylon şirketlerin kurulması
için kullanılan elemanlar ortadan kaldırılmalıdır. Elde edilen
ekonomik girdiler, öz kaynak olarak örgütün kuracağı legal
şirketlerde değerlendirilerek aklanmalıdır.
33
Ergenekon 'un kuracağı legal ticari şirketler, deşifre
olmadıkları sürece yaşatılmalı; geliştirilerek, güçlenmesi
sağlanmalıdır. Böylece ekonomi kontrol altında tutulacak,
para, akışları yönlendirilebilecek, kapital dünyasının içinde
yer alındığından ekonomik istikrarın dış istihbarat örgütleri,
uluslar arası finans kuruluşları, siyasiler ve her şeyi mubah
sayan ticaret adamlarının spekülatif amaçlı soygun ve
vurgunları önlenebilecektir.

6/b). YURTDIŞINDAN KAYNAK AKTARIMI

Türkiye 'den pek çok kişi yurtdışına kaynak aktarmaktadır.


Ve bunun önüne geçebilmek mümkün değildir. Ancak, çeşitli
ülkelerde bankalara sızdırılacak bilgisayar hırsızları, tespit
edilen bu kaynaklar ile Türkiye 'den kaynak aktarımı yapan
kuruluşların likit aktarımlarını mevcut güçlü bir şirket
üzerinden yeniden Türkiye 'ye aktarabilir. Çeşitli ülkelerdeki
bankalara sızdırılacak bilgisayar hırsızlarından yararlanılarak,
likit kaynak aktarımı yoluna gidilmelidir. Bu türden kaynak
aktarımları operasyonları 48 saatte tamamlanmalıdır.
Operasyon sonrasında bankaların durumu tespit edebilmeleri
için 5/6 gün gibi bir süre geçmektedir ki; bu süre operasyon
sonrası için güvence sağlanabilmesi için de yeterli bir
zamandır.

6/c). YURTDIŞI TİCARİ FAALİYETLER

Çeşitli ülkelerde kurulacak ticari şirketler, kullanılarak


finansal güç kazanımı yoluna gidilmelidir. Çeşitli, ülkelerde
34
görev yapmakta olan Askeri Ateşeler’den bu alanlarda da
mutlaka gereği biçimde yararlanılmalıdır.

6/d). SPEKÜLATİF KAYNAKLARDAN


YARATILMASI

Hazine arazileri kentleşme yörelerinde “gecekondu


MAFIA’sı”na yıllardır kaynak sağlamaktadır. Oysa ki, bu
kaynaktan siyasi otoritelerin “oy” çıkarına dayalı, MAFIA’nın
rant sağlaması önlenebilmeliydi. Ancak, olmadı! Ergenekon,
hazine arazilerinden bu anlamda değil ama, spekülatif kazanç
anlamında yararlanarak kaynak yaratmalıdır. Sanayi
bölgeleri, toplu konut yapımları için hazine arazilerinden
yararlanılarak, imar alanları yaratılmaktadır ve bu alanlardan
spekülatif kaynaklar yaratılarak, art niyetli kişiler
yararlandırılmaktadır. Ergenekon hazine arazileri üzerinde
yeni organize sanayi alanları ile yeni toplu konut alanlarının
oluşturulmasından spekülatif kaynaklar yaratmalıdır. Bu
yollardan sağlanacak olan kaynaklar, konut ihtiyacı alanında
kurulacak inşaat şirketi ile değerlendirilerek, sürekliliği olan
kaynaklar yaratılabilecektir.

7). GENEL DEĞERLENDİRME


Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet göstermekte olan
“Ergenekon”un yeni bir yapılanmaya yönelme zorunluluğu ve
gereksinimi vardır. 21. Yüzyılda çok daha aktif çalışmalar
içinde olacak olan dış istihbarat birimlerinin operasyonlarına

35
karşı kontra operasyonlar düzenleyebilmek, faaliyetlerini
engelleyebilmek ve bağımsızlığın korunabilmesini
sağlayabilmek için istihbarat faaliyetlerini sürdürebilmek için
yeni yapılanma ve yeni personel ihtiyacı olduğu gerçeği
kaçınılmazdır. Bunların yanı sıra yeni çalışma yöntemleri
geliştirilmesi esastır. Ayrıca Ergenekon ‘un kamuoyundaki
imaj ve düşünce değişiminin sağlanması zorunluluğu vardır.
Kamuoyu kafasının karıştığı, içinden çıkamadığı, mantıklı ve
tatmin edici açıklamalar alamadığı zamanlarda gelişen her
olay karşısında Ergenekon sözcüğünü anımsayıp, dehşete
kapılarak içten içe Ergenekon sözcüğünü yinelemektedir. Bu
durum kamuoyunda moral çöküntüsüne neden olmakta,
toplumda gelecek endişeleri belirmektedir. Bu gerçeği gören
kötü niyetli çevreler ise; Medya kuruluşları içindeki
yandaşlarından yararlanarak Ergenekon aleyhinde ‘Kara
Propaganda’ yürütebilmektedirler.

Bu noktada, ‘Kara Propaganda’nın yararlarını görmezden


gelemeyiz. Ancak, Ergenekon, ‘Kara Propaganda’nın
sağlayacağı yararlılıkta doyum noktasına ulaşmıştır. Bundan
sonrası negatiftir.

Ergenekon'un yeni yapılanması hakkında düzenlediğimiz bu


raporda haddimizi aşmak gibi bir niyetimiz olamayacağı gibi,
dürüstlük esasları içinde yararlı olacak bir rapor hazırlamaya
çalışmamız gerktiğinin de bilincinde olduğumuzu ifade etme
gereği duyuyoruz.

36
Raporumuzda dile getirdiğimiz hususların re-organizayonu,
personel içinde sağlanacak değişim, örgütün yeniden
düzenlenmesi, operasyonel faaliyetlerdeki aksaklıkların
giderilmesi; jeo-ekonomi/politik alandaki çalışmalar, eğitim,
"düşsel yaratıcılık"tan ve Askeri Ateşeler'den gereği biçimde
yararlama, teknolojik/lojistik olanaklara kavuşulması ile
Ergenekon, Türkiye Cumhuriyeti'nin 76. Yaşının Gururla
kutlandığı şu günlerde, Türkiye'nin bağımsızlığının devamını
sağlayıcı en etkin ve önemli unsurlardan birisi olarak değil;
aynı zamanda da çok daha güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti'nin
oluşumuna önemli, büyük ve anlamlı katkıları olacağından
hiç kuşku yoktur.

En içten Saygı
ve Şükranlarımızla

Kaynakça
1. Ergenekon iddianamesi/Ek klasör 54 s. 225-248

37
38
Bu sayısal eser hakkında
Bu e-kitap, Vikikaynak aracılığıyla oluşturulmuştur.[1]
Vikikaynak, gönüllülüge dayanan çok dilli bir çevrim içi
kütüphane projesidir ve şiirlerden makalelere, romanlardan
hukuk metinlerine kadar pek çok eser barındırır.

Özgür lisanslı ya da telifsiz eserlere herkesin ücretsiz


erişmesini sağlıyoruz. Bu eseri de Atıf-AynıLisanslaPaylaş
3.0 Yerelleştirilmemiş[2] lisansı altında kullanabilir ve
dağıtabilirsiniz.

Siz de Vikikaynak'a yeni eser ekleyerek, var olan eserleri


tamamlayarak ya da bu kopyada gördüğünüz eserdeki
hataları bildirerek bu sayısal ve herkes için erişilebilir
kütüphaneye katkıda bulunabilirsiniz. Herhangi bir sorunuz
varsa bu sayfadan gönüllülere ulaşabilirsiniz.[3].

Şu kullanıcı(lar) bu eserin oluşmasında emek verdiler:

Oğuzhan
Rxy
Justinianus

1. ↑ http://tr.wikisource.org

39
2. ↑ https://www.creativecommons.org/licenses/by-
sa/3.0/deed.tr
3. ↑ http://tr.wikisource.org/wiki/Vikikaynak:Köy çeşmesi

40

You might also like