Professional Documents
Culture Documents
69-90
Adnan DEM*RCAN**
Özet
Hz. Peygamber’in torunu Hz. Hüseyin’in ve yak nlar n n öldürüldü)ü Kerbela
olay n n meydana geldi)i günden bugüne kadar büyük etkiler b rakt ) malumdur.
Olay n sadece tarihî bir olay olmad ) n , dinî, sosyal, siyasî, hukukî, ekonomik ve kül-
türel boyutlar n n oldu)unu görüyoruz. Bu kadar önemli etkiye sahip bir olay n Cslâm
mezhepleri taraf ndan farkl de)erlendirmelere tabi tutulaca) aç kt r.
Bu makalede Cslâm dünyas nda en çok mensubu bulunan Ehl-i Sünnet mez-
hebinin Kerbela olay hakk ndaki görü+ü, E+‘arî (324/935-6), Gazzâlî (505/1111), Ebû
Bekr Cbnu’l-‘Arabî (543/1148), Cbn Teymiyye (728/1328), Cbn Kesîr (774/1373) ve
Cbn Haldûn (808/1406) gibi âlimlerden hareketle ele al nmaktad r.
Çal +mada Ehl-i Sünnet’in tek bir görü+te olmad ) , birbirine z t görü+leri bün-
yesinde bar nd rd ) ortaya konmaktad r. Ehl-i Sünnet âlimlerinin görü+lerini, Yezid’i
yergide a+ r ya gidenler, ihtiyatl davrananlar ve Hz. Hüseyin’in ayaklanmak suretiyle
hata etti)ini söyleyenler olmak üzere üç grupta toplamak mümkündür. Ancak bunla-
r n içinde ihtiyatl olmay savunan grup daha çok taraftara ve etkiye sahiptir. Bu du-
rumun Ehl-i Sünnet’in uç görü+leri törpüleyerek merkeze çekme çabas yla ilgili oldu-
)unu dü+ünüyoruz.
Anahtar Kelimeler: Hüseyin, Kerbela, Ehl-i Beyt, Ehl-i Sünnet.
**
Prof. Dr., Harran Üniversitesi *lahiyat Fakültesi. e-mail: ademircan@harran.edu.tr.
70 Adnan Demircan
think that it was because of the tendency of Ahl al-Sunnah who was favour of hav-
ing smooth approaches and rejecting radical ones.
Key Words: Husain, Karbala, Ahl al-Bayt, Ahl al- Sunnah.
GR@
Kerbela olay n n, meydana geldi i dönemden günümüze kadar büyük bir et-
kiye sahip oldu u herkesçe bilinmektedir. Olay, bugüne kadar farkl düzeylerde
dinî, siyasî, sosyal, kültürel ve ekonomik etkiler meydana getirmi tir. Tarihte ço u
zaman duygusal bir yakla mla ele al nan hâdisenin günümüzde daha so ukkanl
bir ekilde de erlendirilmesine ihtiyaç oldu u muhakkakt r.
Bu makalemizde önemli baz Sünnî âlimlerden hareketle Ehl-i Sünnet’in
Kerbela olay na bak n ortaya koymaya çal aca z. Makalemizde E ‘arî (324/935-
6), Gazzâlî (505/1111), Ebû Bekr *bnu’l-‘Arabî (543/1148), *bn Teymiyye
(728/1328), *bn Kesîr (774/1373) ve *bn Haldûn (808/1406) gibi baz âlimlerin yan
s ra kimi ça da âlimlerin görü leri üzerinde de durulacakt r.
Zaman zaman kar la t m z yan lg lardan biri Ehl-i Sünnet’in Hz. Hüse-
yin’in öldürüldü ü dönemden itibaren var oldu unun zannedilmesidir. Bilindi i
gibi Kerbela olay meydana geldi inde mezhepler yoktu. Bu sebeple Hz. Hüseyin’i
Sünnîlerin öldürdü ünü söylemek mümkün olmad gibi Hz. Hüseyin’in taraftar-
lar n n itikadî anlamda 0iî oldu unu söylemek de do ru de ildir. Bu dönemdeki
0iîli i siyasî bir muhalefet hareketi olarak de erlendirmek gerekir.
Kerbela olay s ras nda Ehl-i Sünnet mezhebi ortaya ç kmam olmakla bir-
likte Ehl-i Sünnet mezhebinin üzerine oturdu u ana eksene dâhil olan Müslüman-
lar n ço u Hz. Hüseyin ve akrabalar na yap lanlar benimsemediler. Ancak iktidar
mücadelesinde Ümeyye o ullar n n yan nda yer alanlar n bu olaydan dolay üzün-
tü duymad klar da muhakkakt r.
Öte yandan ilk as rlarda olayla ilgili ortaya konan tavr 0iî ya da Sünnî anla-
y n tezahürü olarak de erlendirmek her zaman kolay de ildir. Zira siyasî mez-
heplerin varl k gösterdi i ilk dönemde 0ia, ana eksendeki âlimleri etkiledi i gibi
mezheplerin ortaya ç k p kurumsalla mas ndan sonra da 0iîlerin Kerbela olay na
yakla m Sünnîlerin görü lerini beslemi tir.
70
Ehl-i Sünnet Âlimlerinin Kerbela Olay na Yakla+ mlar 71
1
*bn Haldûn, Mukaddime, Çev. Halil Kendir, Ankara 2004, I, 303.
2
*bn Haldûn, I, 303.
3
et-Tirmizî, Ebû *sa Muhammed b. *sa (279/892), es-Sünen, *stanbul 1401/1981, “menâk b”, 30 [V,
657].
71
72 Adnan Demircan
4
*bnu’l-Esîr, *zzuddîn Ebu’l-Hasan Ali b. Ebi’l-Kerem Muhammed (630/1232), el-Kâmil fi’t-târîh, Beyrut
1402/1982, IV, 158.
5
*bn Sa‘d, Muhammed (230/844), et-Tabakâtu’l-kübrâ, Beyrut 1405/1985, IV, 292; VI, 25.
6
*bnu’l-Esîr, IV, 175.
7
et-Taberî, Ebû Ca‘fer Muhammed b. Cerîr (310/922), Târîhu’t-Taberî (Târîhu’r-Rusül ve’l-Mülûk), Thk.
Muhammed Ebu’l-Fadl *brahim, 2. Bas m, Kahire 1971, V, 598-599; *bnu’l-Esîr, IV, 182-185.
8
*bnu’l-Esîr, IV, 171-172.
9
Taberî, V, 560-561.
10
*bnu’l-Esîr, IV, 211-212.
72
Ehl-i Sünnet Âlimlerinin Kerbela Olay na Yakla+ mlar 73
neticede saray ku atma alt na al n nca gizlice ehri terk etti. Muhtar, Kûfe’yi ele
geçirerek halktan bey‘at ald .11
Muhtar es-Sakafî, Kûfe’ye hâkim oldu u s ralarda Hz. Hüseyin’in katilleri
olduklar iddias yla ba ta Ömer b. Sa‘d ve 0emir b. Zi’l-Cev en olmak üzere birçok
ki iyi öldürerek cezaland rd . Irak’ta Hz. Hüseyin’in katillerinden intikam alan
Muhtar, komutan *brahim b. el-E ter’i *bn Ziyad’a kar gönderdi. Meydana gelen
çarp malarda *bn Ziyad, Husayn b. Numeyr ve daha pek çok kimse öldürüldü.
Ubeydullah ve onunla beraber öldürülenlerin ba lar kesilerek önce Muhtar’a, sonra
da Muhammed b. el-Hanefiyye’ye gönderildi. Bir süre sonra Muhtar b. Ebî Ubeyd’e
kar harekete geçen Abdullah b. ez-Zübeyir’in Irak valisi Mus‘ab b. ez-Zübeyir,
onu Kûfe’deki kona nda muhasara ederek öldürdü (Ramazan 67/Nisan 687).12
11
*bnu’l-Esîr, IV, 216-217.
12
Bk. Demircan, Adnan, .slâm Tarihinin .lk Asr nda .ktidar Mücadelesi, Beyan Yay nlar , *stanbul 1996, s.
323-325.
13
*bn Teymiyye, Ebu’l-Abbas Takiyuddîn Ahmed b. Abdülhalim b. Mecdüddîn Abdüsselam el-Harranî
(728/1328), Minhâcu’s-sünneti’n-nebeviyye, Thk. Muhammed Re âd Sâlim, Dâru’l-kitâbi’l-*slâmî, y.y.
1406/1986, IV, 553.
14
*bn Teymiyye, Minhâc, IV, 553.
15
Müslim, Ebu’l-Hüseyin b. el-Haccâc el-Ku eyrî en-Nîsâbûrî (261/874), es-Sahîh, Thk. M. Fuâd Ab-
dulbâkî, *stanbul 1413/1992, imâre 60 [II, 1480].
16
*bn Teymiyye, Minhâc, IV, 553.
73
74 Adnan Demircan
0iîlerin Nâs be (Nâs biyye, Nevâs b)17 ad n verdikleri Hz. Ali ve Ehl-i Beyt
mensuplar na muhalif gruba Emevî taraftarlar n n yan s ra Haricîler de dâhil edil-
mektedir. Haricîlerin tavr bir yana, Emevî taraftarlar n n *slâm dünyas nda güçlü
bir etki olu turamad klar , bu anlay n belki daha çok Emevîlerle ç kar ili kileri
olan insanlar aras nda varl k gösterdi ini söylemek gerekir. Öte yandan baz 0iîle-
rin, Nâs be kavram n n anlam n geni leterek Ehl-i Sünnet’i de dâhil ettikleri ifade
edilir.18
*bn Kesîr, 0iîlerin yakla k 400 y l na do ru Büveyh o ullar döneminde A u-
ra gününde çe itli yas törenleri icra ettiklerini, buna kar l k 0am’daki Nasibîlerin
de onlara muhalefet ederek A ura günü çe itli hububat pi irerek a ure yapt klar n ,
o gün y kanarak güzel kokular süründüklerini, en güzel elbiselerini giydiklerini ve
bugünü bayram olarak kutlad klar n , envai çe it yemekler yapt klar n , sevinç ve
mutluluk izhar ettiklerini ve böylece Raf zîlerle inatla p onlar n yapt klar n n
tersini yapt klar n anlat r.19
Ümmet içinde Hz. Hüseyin’in ve yak nlar n n öldürülmesi sebebiyle Yezid’i
hakl bulup destekleyen gruplar çok azd r. Bunlar aras nda ilk akla gelenler Ye-
zidîlerdir. Adî b. Müsafir (557/1162), Yezid için öyle der: “Yezid b. Muaviye (Al-
lah’ n rahmeti üzerine olsun), imam o lu imam ve hilafetin sahibidir. Allah yolun-
da cihad etmi ve kendisinden hadis nakledilmi tir. O, Rafizîlerin Hüseyin’in (Al-
lah ondan raz olsun) öldürülmesi ve ba ka sebeplerle att klar iftiralardan uzakt r.
Ona iftira atan (Allah’ n rahmetinden) uzakla t r lm ve terk edilmi tir.”20
Yezid’i destekleyenler aras nda, Horasan ve Maveraünnehir’de faaliyet gös-
teren Mürcie’nin bir alt kolu olarak ortaya ç kan itikadî bir f rka olan21 Kerrâmiyye
f rkas da zikredilir. Bu f rka mensuplar Yezid’in, ya ad dönemin imam oldu-
unu, Hz. Hüseyin’in ona kar ayakland n , Yezid’in onun öldürülmesi sebebiyle
mazur oldu unu savunurlar.22
c. *bn Teymiyye, mutedil grup olarak zikretti i Ehl-i Sünnet’in Kerbela olay
hakk ndaki görü lerini öyle özetlemektedir: “Hüseyin, mazlum ve ehit
olarak öldürüldü. Ümmetin ba na getirilmemi ti. Amcas n n o lu Müslim
b. Akil’in ba na gelenleri duyunca iktidar talebini terk etti ve amcas n n
o lu Yezid’in23 yan na, su ur bölgesine ya da memleketine gitmek istedi.
Ancak onun tekliflerini kabul etmediler. Ondan, teslim olmas n istediler;
fakat bu, kendisi için vacip de ildi.”24
17
0iîlerin Hz. Ali taraftarlar na dü manl k besleyenler için kulland bu tabir genellikle Haricîler ve
Emevîler için kullan lmakla birlikte baz 0iîlerce anlam Ehl-i Sünnet’i de içine alacak ekilde geni leti-
lebilmi tir (Bk. Öz, Mustafa, “Nâs be”, D.A, *stanbul 2006, XXXII, 393-394).
18
Bk. Öz, Mustafa, “Nâs be”, D.A, XXXII, 393.
19
*bn Kesîr, Ebu’l-Fidâ *smail b. Ömer (774/1372), el-Bidâye ve’n-nihâye, Thk. Abdullah Abdulmuhsin et-
Türkî, Dâru’l-hicr, Cize 1418/1998, XI, 577.
20
Adî b. Müsafir (557/1162), .tikadât, Süleymaniye Kütüphanesi, 0ehid Ali Pa a, No: 2763, v. 46b-47a
(Bu yazmay temin eden de erli karde im Doç. Dr. Metin Bozan Bey’e te ekkür ederim.).
21
Bk. Kutlu, Sönmez, “Kerrâmiyye”, D.A, Ankara 2002, XXV, 294-296.
22
el-Ba dâdî, Ebû Mansûr Abdülkâhir et-Temîmî (429/1037), Kitâbu’l-milel ve’n-nihal, Thk. Elbîr Nasrî
Nâdir, Dâru’l-Me r k, Beyrut 1970, s. 152.
23
Hz. Hüseyin ve Yezid’in soyu Abdumenâf’ta birle ir.
24
*bn Teymiyye, Minhâc, IV, 553-554.
74
Ehl-i Sünnet Âlimlerinin Kerbela Olay na Yakla+ mlar 75
Yukar daki tasnif, bir fikir vermekle birlikte mezhepler aras ndaki görü
farkl l n bu kadar kesin hatlarla çizmek mümkün de ildir. Zira ayn mezhep
içinde farkl yakla mlara sahip insanlar n mevcut oldu unu görüyoruz. Özellikle
Ehl-i Sünnet gibi geni bir yelpazeyi temsil etmesi sebebiyle farkl görü leri içinde
bar nd ran bir mezhebe mensup insanlar aras nda birbirine z t görü ler tespit et-
mek a rt c de ildir.
25
Bunu Yezid’in de il Ubeydullah b. Ziyad’ n yapt na dair rivayetler de mevcuttur. *bn Teymiyye de
bu görü tedir (Bk. Demircan, Adnan, “*bn Teymiyye’ye Göre Yezîd b. Muâviye’nin Durumu”, Harran
Üniversitesi .lahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 0anl urfa 1996, s. 133).
26
el-E ‘arî, Ebu’l-Hasan Ali b. *smail (324/935-6), Makâlâtu’l-.slâmiyyîn ve ihtilâfu’l-musallîn, Thk. Mu-
hammed Muhyiddîn Abdulhamîd, Kahire 1369/1950, I, 141-142.
27
Taf, Kûfe yak nlar nda Hz. Hüseyin’in öldürüldü ü yerin ad d r (Yâkût, 0ihâbuddîn Ebû Abdullah
Yâkût b. Abdullah el-Hamevî (626/1229), Mu‘cemü’l-Buldân, Dâru Sâd r, Beyrut 1397/1977, IV, 36).
75
76 Adnan Demircan
Mansur en-Nemerî ise uzun olan kasidesinin bir bölümünde öyle der:
Ne zaman gözya lar n seni iyile tirecek?
Kalbindeki nefret ate so uyacak?
28
Hz. Ali’nin Kûfe’de vefat etti i bilinmektedir. Ayr ca Zeyd b. Ali de burada öldürülmü tür.
29
Taybe, Medine’nin isimlerinden biridir (Yâkût, IV, 53). Hz. Fât ma’n n mezar burada oldu u gibi Ali
Zeynulabidin b. el-Hüseyin b. Ali b. Ebî Tâlib de Medine’de vefat etmi tir.
30
Fah, Mekke’de bir vadinin ad d r. Ebû Abdullah el-Hüseyin b. Ali b. el-Hasan b. Ali b. Ebî Tâlib
Zilkâde 169’da (May s 786) ayaklanm ve burada öldürülmü tür (Yâkût, IV, 237).
31
Cûzcân, Horasan bölgesinde Belh’e ba l geni bir bölgedir. Ehl-i Beyt’ten Yahya b. Zeyd b. Ali b. el-
Hüseyin b. Ali b. Ebî Tâlib burada öldürülmü tür (Yâkût, II, 182).
76
Ehl-i Sünnet Âlimlerinin Kerbela Olay na Yakla+ mlar 77
Vasfedemediklerime gelince…
Ac ve hüzünlerini yüre imde hissetti im halde…
32
Bâhamra, Kûfe ile Vâs t aras nda, Kûfe’ye daha yak n bir yerdir. Burada Abbasî halifesi Ebû Cafer el-
Mansûr’un askerleriyle *brahim b. Abdullah b. el-Hasan b. Ali b. Ebî Tâlib’in adamlar aras nda sava
meydana gelmi ; *brahim, burada öldürülmü tür (Yâkût, I, 316).
33
E ‘arî, I, 142-144.
34
*bn Teymiyye, Ebu’l-Abbas Takiyuddîn Ahmed b. Abdülhalim b. Mecdüddîn Abdüsselam el-Harranî
(728/1328), Mecmû’atü’l-fetâvâ, Ne r. Âmir el-Cezzâr, Enver el-Bâz, 3. Bas m, Dâru’l-vefâ, Mansûra-
M s r 1426/2004, IV, 296 [.bn Teymiye Külliyat , Çev. M. Sait 0im ek vd., *stanbul 1988, IV, 391].
35
*bn Teymiyye, Mecmû‘a, IV, 296 [Külliyat, IV, 391]; *bn Teymiyye, Minhâc, IV, 569; *bn Tolun,
Kaydu’ - erîd min ahbâri Yezîd, Thk. Muhammed Garb, Dâru’s-sahve, Kahire 1406/1986, s. 52.
36
et-Taftâzânî, Sa‘duddîn Mes‘ûd b. Ömer (791/1389), :erhu’l-‘Akâid (Hâ iyetu’l-Kestelî ‘alâ :erhi’l-
‘Akâid), *stanbul 1973, s. 188.
77
78 Adnan Demircan
ehli olanlar n lanetlenmesini yasaklad ifade edilir. Hz. Peygamber’in k ble ehlin-
den baz kimselere lanet okudu una dair rivayetlere gelince, onun insanlar n du-
rumu hakk nda bildiklerini ba kalar bilemez. Baz âlimler ise Hüseyin’in öldürül-
mesini emretti inde kâfir oldu u için Yezid’e lanet etmi ler; Hüseyin’i öldürene,
öldürülmesini emredene, caiz görene ya da raz olana lanet okuman n caiz oldu u
hususunda ittifak etmi lerdir. Tek tek ele al nd nda ahad olan, ancak manen
tevatür derecesine ula an rivayetlere göre Yezid’in onun öldürülmesine raz oldu-
u, öldürüldü ü haberine sevindi i ve Hz. Peygamber’in hane halk n küçümsedi i
do rudur. Bu sebeple biz Yezid’in durumu hakk nda de il, iman hususunda müte-
reddidiz. Allah’ n laneti onun, onu destekleyenlerin ve yard mc lar n n üzerine
olsun.”37
2. Hz. Hüseyin’i Hakl Görmekle Birlikte Daha htiyatl Olanlar
*kinci görü e göre Hz. Hüseyin mazlum olarak öldürülmekle birlikte Yezid
bizzat öldürülmesine kat lmad gibi bunu emretmemi tir de. Onu, hatta di er
günahkârlar lanetlemek do ru de ildir. * i Allah’a havale etmek en do ru olan d r.
Bu görü ün önemli temsilcilerinden biri Gazzâlî’dir. Gazzâlî, ilke olarak
Müslüman n herhangi bir din karde ine lanet okumas n do ru bulmaz. Bunun için
de çe itli hadisleri delil gösterir. Ona göre günahkâr da olsa bir müslümana lanet
okunmas caiz de ildir.38
Gazzâlî’ye göre “Bir insan, ömrü boyunca örne in *blis’e, Ebû Cehil’e, Ebû
Leheb’e ya da erir insanlardan herhangi birisine lanet okuma hususunda susarsa
bu, ona zarar vermez. Ama bir müslüman , Yüce Allah kat nda temiz oldu u bir
konuda kötüleme hatas na dü erse helake maruz kal r.”39
Gazzâlî, Hz. Hüseyin’in katili olan ya da onun öldürülmesini emreden Ye-
zid’e lanet okunup okunamayaca sorusuna, Yezid’in Hz. Hüseyin’i öldürdü ü-
nün sabit olmad n , bu sebeple onun Hz. Hüseyin’i öldürdü ünün ya da öldü-
rülmesini emretti inin söylenemeyece ini hat rlatarak cevap verir. Zira bu olayda,
Abdurrahman b. Mülcem’in Hz. Ali’yi, Ebû Lü’lü’e’nin Hz. Ömer’i öldürdü üne
benzer ekilde kesin bir bilgi yoktur.40
Gazzâlî, “Hüseyin’in katiline Allah lanet etsin ya da Allah öldürülmesini
emredene lanet etsin.” denmesinin caiz olup olmad sorusuna verdi i cevapta
lanet okuma hususundaki hassasiyetine uygun bir yakla m ortaya koymaktad r:
“Do ru olan , ‘Hüseyin’in katili tövbe etmeden öldüyse Allah ona lanet etsin.’
demektir. E er söz tövbeyle kay tlanmay p mutlak olarak söylenirse bu, sak ncal
olur; oysa susmakta sak nca yoktur. Hatta susmak daha iyidir.”41
*htiyatl görü te olan âlimlerimizden biri *bn Teymiyye’dir. Ona göre Hz.
Hüseyin, birlik olan Müslümanlar bölen biri de ildi. O, memleketine geri dönmek,
uç bölgesine gitmek ya da Yezid’in yan na gidip cemaate girmek istedi i halde
37
et-Taftâzânî, s. 187-188.
38
el-Gazzâlî, Ebû Hâmid Muhammed b. Muhammed b. Muhammed b. Ahmed (505/1111), .hyâu
ulûmi’d-dîn, Dâru’ - a‘b, Kahire (t.y.), III, [IX], 1567.
39
el-Gazzâlî, el-.ktisâd fi’l-itikâd, Dâru’l-kütübi’l-ilmiyye, Beyrut 1403/1983, s. 153.
40
el-Gazzâlî, .hyâ, III, [IX], 1567.
41
el-Gazzâlî, .hyâ, III, [IX], 1567-1568.
78
Ehl-i Sünnet Âlimlerinin Kerbela Olay na Yakla+ mlar 79
öldürülmü tür.42 *bn Teymiyye Kerbela olay hakk ndaki görü ünü u sözleriyle
özetler: “0üphe yok ki Hüseyin, -ona benzer mazlum olan di er ehidler gibi- maz-
lum ve ehid olarak öldürülmü tür. Hüseyin’in öldürülmesi, onu öldürenler ve
öldürülmesi için yard m edip buna raz olanlar taraf ndan Allah’a ve Resulü’ne
kar i lenmi bir masiyettir.”43 Ancak bu kanaat, a r görü lere sebep olmamal d r.
Nitekim Yezid’i övgüde a r ya gidenleri ele tirdi i gibi yergide a r ya gidenleri de
ele tirir. Ona göre, Yezid’e lanet hususundaki söz, kendisi gibi olan di er sultan
halifeler ve di erleri hakk ndaki söz gibidir. Yezid ise ba kalar ndan hay rl d r. O,
Hüseyin’in katillerinden intikam alan Irak Emiri el-Muhtar b. Ebî Ubeyd es-
Sakafî’den daha hay rl d r. Bu ki i, kendisine Cebrail’in geldi ini iddia etmi tir.
Yine o, el-Haccac b. Yusuf’tan daha hay rl d r. *nsanlar n ittifak yla bilinmektedir
ki Haccac, Yezid’ten daha zalimdi. Bununla beraber denilir ki; Yezid ve onun gibi
sultanlar n yapt klar fas kl kt r. Muayyen fas ka lanet ise emredilen bir ey de il-
dir.44
*bn Teymiyye’ye göre Yezid hakk ndaki do ru tutum, geçmi imamlar n
benimsedi i, “Yezid, sevgiye lay k görülemez; ama kendisine lanet de okunmaz”
eklindeki tutumdur. Bunun yan s ra unu da zikretmek gerekir ki, ayet Yezid
fas k veya zalim ise Yüce Allah, fas a ve zalime de ma firet eder. Kald ki, *bn
Ömer’den nakledilen bir hadiste Hz. Peygamber’in öyle buyurdu u rivayet edilir:
“Kostantiniyye’ye sefer düzenleyecek ilk ordunun günahlar ba! lanm t r.”45 Kostanti-
niyye’ye sefer düzenleyen ilk ordunun komutan ise Yezid b. Muaviye’dir.46 Hatta
Yezid’in bu hadis için Kostantiniyye’ye gaza yapt söylenmi tir.47
*bn Teymiyye, Yezid’i ve onun gibi kimseleri lanetlemenin do uraca sa-
k ncalara da i aret etmektedir: “Biliyoruz ki Müslümanlar n birço unun yapt bir
zulüm vard r. E er bu kap aç l rsa Müslümanlar n ço unlu unun lanetlenmesi
kolayla r. Oysa Yüce Allah Müslümanlar n ölülerine dua etmeyi emretmi tir,
onlar lanetlemeyi de il.”48
*bn Teymiyye, Ahmed b. Hanbel’in o lu Salih’in anlatt u olay nakleder:
Salih diyor ki; “Babama, ‘Baz kimseler, Yezid’i sevdiklerini söylüyorlar?’ dedim.
‘O ulcu um, Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir ki i Yezid’i sevebilir mi?’ diye
cevap verdi. Bunun üzerine, ‘Peki öyleyse babac m, niye ona lanet okumuyor-
sun?’ diye sordum. Cevaben, ‘Evlad m, baban n herhangi bir ahsa lanet okudu u-
nu ne zaman gördün?’ dedi.”49
Yezid’e lanet hususunda susmay ve bu i i Allah’a havale etmeyi tercih eden
âlimlerden biri *bnu’s-Salâh’t r (643/1245). *bnu’s-Salâh, Yezid’e lanetle ilgili soru-
lan bir soruya verdi i cevapta, “Bize göre Yezid’in Hz. Hüseyin’in öldürülmesini
42
Bk. *bn Teymiyye, Minhâc, IV, 586.
43
*bn Teymiyye, Minhâc, IV, 550; ayr ca bk. IV, 586.
44
*bn Teymiyye, Minhâc, IV, 567.
45
*bn Teymiyye, Mecmû‘a, III, 254 [Külliyat, III, 352]; IV, 384; *bn Teymiyye, Minhâc, IV, 544, 572; kr .
Buhârî, cihâd 93 [III, 232]).
46
*bn Teymiyye, Mecmûa, III, 254 [Külliyat, III, 352]; *bn Tolun, s. 30.
47
*bn Teymiyye, Minhâc, IV, 572.
48
*bn Teymiyye, Minhâc, IV, 572.
49
*bn Teymiyye, Mecmû‘a, III, 254 [Külliyat, III, 351-352]; IV, 295 [Külliyat, IV, 389].
79
80 Adnan Demircan
50
el-Buhârî, Ebû Abdullah Muhammed b. *smâil (256/870), es-Sahîh, *stanbul 1401/1981, “Edeb”, 44
[VII, 84], 73 [VII, 97]; “*man”, 7 [VII, 223]; Müslim, “*man”, 176 [I, 104].
51
*bn Tolun, s. 59-60.
52
*bnu’l-‘*mâd el-Hanbelî, Ebu’l-Felâh Abdulhayy (1089/1679), :ezerâtu’z-zeheb, Thk. Abdülkadir el-
Arnavût- Mahmûd el-Arnavût, Dâru *bn Kesîr, D ma k-Beyrut 1406/1986, I, 276.
53
Müslim, “*mâre”, 59 [II, 1479].
80
Ehl-i Sünnet Âlimlerinin Kerbela Olay na Yakla+ mlar 81
54
Ahmed b. Hanbel, Ebû Abdullah b. Muhammed b. Hanbel e -0eybânî (241/855), el-Müsned, *stanbul
1413/1992, I, 201; *bn Mâce, Ebû Abdullah Muhammed b. Yezîd el-Kazvinî (273/886), es-Sünen, *s-
tanbul 1992, “Cenâiz”, 55 [I, 510].
55
*bn Kesîr, XI, 577-580.
56
*bn Haldûn, I, 302.
81
82 Adnan Demircan
57
*bn Haldûn, I, 302-303.
58
*bn Haldûn, I, 303.
59
*bn Haldûn, I, 303.
60
*bn Haldûn, I, 303-304.
82
Ehl-i Sünnet Âlimlerinin Kerbela Olay na Yakla+ mlar 83
hakl olsun olmas n hiç bir hükümdar, kendi aleyhine bir kuvvetin olu mas n ho
görmez. Aksi takdirde mevkiini has mlar na terk etmesi laz m gelir. Sonra Yezid,
babas yla *mam Ali aras ndaki dü manl k neticesinde Müslümanlar n büyük zarar-
lara u ram olduklar n görmü tü. Art k yeniden böyle bir fitnenin, felâketin orta-
ya ç kmas na meydan verilmesi, do ru görülemezdi. Beri taraftan ise Kûfeliler, 0am
hükümetine kar durmak için haz rl klarda bulunmak istiyor, ba lar nda da -
amaçlar n desteklemek için- Hz. Hüseyin’i bulundurmak arzusunu gösteriyorlard .
Hâlbuki Medine’deki zatlar, bilhassa *bn Abbas, içtenlikle tavsiyelerde bulunarak
‘Sak n Kûfelilerin davetine icabet etme, onlar sözlerinde durmazlar, yeri geldi inde
seni savunmaya ko mazlar.’ diyorlard . Gerçekte Kûfelilerin vas flar biliniyordu.
*mam Ali’ye ne kadar zahmet vermi , o mübarek zat ne kadar k rm lard ! Hz.
Ali’nin hutbeleri buna ahittir. Fakat Hz. Hüseyin, yap lan tavsiyeleri dinlemedi,
takdiri ilâhî, kendisini kutsal yuvas ndan ç kard , Kûfe’ye do ru hareket etti. Ker-
bela çölünde bütün ehl-i iman n gözlerini ya lar, kalplerini hüzünler içinde b rakan
o pek yürek yakan ahadet hâdisesi vuku buldu. Acaba bu hâdisenin bu ekilde
meydana gelmesine Yezid raz m yd ? Onu ancak Yüce Allah bilir.”61
Bilmen, Gazzâlî ve *bn Teymiyye’nin lanet hususundaki baz görü lerini
naklettikten sonra *bn Hacer el-Mekkî’nin u sözlerini aktar r: “*mamlar m za göre
belirli bir ahsa lanet caiz de ildir. Me erki küfür üzere öldü ü malûm bulunsun.
Ebu Cehil, Ebu Leheb gibi. Art k muayyen bir kâfir hakk nda böyle lanet edilmesi,
tehlikeli olup caiz görülmeyince fas k veya zalim olan belirli bir müslüman hak-
k nda da caiz olmayaca daha önceliklidir. Evet... Ki ilere lanette tehlike vard r,
bundan kaç nmal . Örne in 0eytana bile lanetten sükûtta tehlike yoktur. Hâlbuki
onun hakk nda Allah taraf ndan, ‘K yamete kadar lanetim senin üzerine olsun.’62 bu-
yurulmu tur. Art k ba kalar hakk nda sükût edilmesinde ne tehlike bulunabilir?
“Denilse ki: Yezid’e lanet caiz midir? Çünkü o, Hz. Hüseyin’in katilidir veya
katlini emretmi tir. Deriz ki: Bu asla sabit olmam t r. Bir kere Hz. Hüseyin’i biz-
zat katletmedi i aç kt r, katline emir verip vermedi i hususunda ise muhtelif söy-
lentiler vard r. Art k sabit olmad kça ‘Hz. Hüseyin’i o öldürmü tür.’ veya ‘Öldür-
mesine o emir vermi tir.’ denilmesi caiz olamaz.
“O halde Yezid’e lanet edilmesi de caiz olamaz. Bir müslüman tahkik ve
tespit edilmeksizin adam öldürme gibi bir büyük günahla suçlamak caiz de ildir.
0erefli Peygamberimiz, ehl-i k bleye lanet edilmesini yasaklam t r. Bir müslüman
bir tak m günahlar i lemekle kâfir olmaz. Ehl-i Sünnet’in mezhebi budur.” [.hya
erhi, VII, 488].
“Vak a Ebu’l-Ferec *bnu’l-Cevzî, Sa‘deddîn et-Taftâzânî gibi baz zatlar, Ye-
zid’in zulüm ve f sk n sabit addettikleri için onun hakk nda laneti caiz görmü ler-
dir. Fakat bu, Ehl-i Sünnet mezhebinin ruhuna muhalif bulunmu tur. Bu zatlar n
duygusall a ve ya ad klar çevrenin etkisine ma lup olduklar na kanaat edilmi -
tir.”63
61
Bilmen, Ömer Nasuhi, Ashab- Kiram Hakk nda Müslümanlar n Nezih .tikadlar : Muaviye Hakk ndaki
Suallere Cevaplar, Ahmed Said Matbaas , *stanbul 1963, s. 90 (Metinde baz sadele tirmeler yapt k.).
62
Sâd 38/78.
63
Bilmen, s. 103-104 (Metinde baz sadele tirmeler yapt k.).
83
84 Adnan Demircan
64
Müslim, “*mâre”, 59 [II, 1459].
65
*bnu’l-‘Arabî, Ebû Bekr (543/1148), el-‘Avâs m mine’l-kavâs m, Thk. Muhibbuddin el-Hatib, 6. Bas m,
Kahire 1412, s. 244-245.
66
*bn Haldûn, I, 304.
67
Muhammed el-Hudarî (1927), Muhâdarât târîhi’l-ümemi’l-.slâmiyye: ed-Devletu’l-Ümeviyye, Thk. Mu-
hammed el-Osmânî, Beyrut 1406/1986, s. 460.
68
Muhammed R zâ (1950), el-Hasan ve’l-Hüseyin, 2. Bas m, Kahire 1383/1964, s. 155.
69
Mehrân, Muhammed Beyyûmî, el-.mâmu’l-Hüseyin b. Ali, fî rihâbi’n-Nebî ve Âli Beytihi’t-tâhirîn, VIII,
Beyrut 1990, s. 264.
84
Ehl-i Sünnet Âlimlerinin Kerbela Olay na Yakla+ mlar 85
70
Derveze, Muhammed *zzet (1984), Târîhu’l-‘Arab fi’l-.slâm: Tahte râyeti’l-hulefâi’l-Ümeviyyîn, Mektebe-
tü’l-‘asriyye, Sayda (t.y.), s. 382.
71
Derveze, s. 382-383.
85
86 Adnan Demircan
72
Derveze, s. 383.
73
Derveze, s. 383.
74
Derveze, s. 383-384.
86
Ehl-i Sünnet Âlimlerinin Kerbela Olay na Yakla+ mlar 87
de sorumlulu unun büyüklü ünü art ran konumu üzerinde kalmaya srar etti.
Devletin otoritesinin karar n kabul etmesi, dinî aç dan ya da eref bak m ndan bir
eksiklik de ildi. Zira otoritenin sahibi yasal bir imamd . Hüseyin ise her halükarda
*slâm ümmetinden bir fertti. E er itaat etseydi, herhangi bir ezaya maruz kalma-
yacakt . Aksine kendisine de er verilecek ve sayg görecekti.”75
Derveze, Hz. Hüseyin’in ailesine kötü muamelede bulunuldu una dair riva-
yetleri de kabul etmemektedir: “Bize ula an rivayetler, Ubeydullah b. Ziyad’ n ve
Yezid’in Hüseyin’in küçük o luna, k zlar na ve kad nlar na güzel muamelede bu-
lunduklar n , Yezid’in Hüseyin’in öldürülmesinden ho nut olmad n , onun için
a lad n , ailesinin erkekleriyle ve kad nlar yla buna kat ld klar n anlat r. Bunlar,
ailesinin onlara kar merhametsizlik ve kabal k gösterdiklerini anlatan rivayetler-
den daha sahihtir. Özellikle orada etkisi kad nlara ve çocuklara uzanacak intikam
ve infial uyand racak iddetli bir çat ma olmad n hat rlamak gerekir. Üstelik
meydana gelen çat ma, iradeleri d nda, hatta istemeyerek meydana gelmi ti.”76
Derveze, Ubeydullah b. Ziyad’ n ile ilgili ele tirilere öyle cevap vermektedir:
“*bn Ziyad’ n Hüseyin’in ki ili ine sayg göstermesi; Hüseyin’in yan na gitmesi,
kendisine teslim olmas ya da onun verece i karara uymas için srar etmemesi ve -
rivayetler do ru ise- Hüseyin’in önerilerinden birisini kabul etmesi gerekti i söyle-
nir. Zira Hüseyin’in geldi i yere geri dönmesi ya da Yezid’in yan na gitmesi için
serbest b rak lmas n istedi ini reddeden bir rivayet de vard r. Bu rivayete göre
Hüseyin’in istedi i, Allah’ n geni arz nda ba ka bir yere gitmesi için serbest b ra-
k lmas d r. Bu talep mümkün olabilirdi; ancak bize öyle geliyor ki, Muaviye’nin
hayat n anlat rken baz tablolar n zikretti imiz Muaviye’nin döneminden beri
süregelen Hucr b. Adî ve arkada lar n n öldürülmesi gibi Ali’nin (r) taraftarlar n n
faaliyetleri ve bezdirici tutumlar , Hüseyin’in srarl iste i hakk nda karar verirken
etkili olmu tu. *bn Ziyad’ n ve kuvvet komutanlar n n srarlar nda siyasetin ve
yasal devletin güvenli inin maslahat n n mümkün k lmad bir ey yoktu. Öte
yandan Hüseyin’in ikinci bir hareketle isyan etme ihtimalinden korkmu tu. Bun-
dan dolay Yezid’e bey‘at etmeden dönmesine izin vermedi.”77
Derveze, konunun sonunda yazd klar n n nesnel bir çaban n ürünü oldu u-
nu ve kendisiyle ayn fikirleri payla an ba ka kimselerin de bulundu unu vurgula-
ma ihtiyac duymaktad r: “Yazd klar m z arzular m za uyarak ya da Hüseyin’e ve
Ehl-i Beyte bu zumuzdan dolay yazmad m za, Resûlullah’la olan asil yak nl kla-
r sebebiyle onlara çok sayg l oldu umuza ve onlar sevdi imize Allah ahittir.
Ancak mant a ve insafa yap mak istiyorsak ba ka türlü yazamayacak tarihçiler
konumunday z. Zira gönlün tatmin oldu u rivayetler ba ka türlü yazmaya imkân
vermiyor. Rivayetlerden ç kard m z bu sonuçlarda yaln z de iliz. Bizden ba ka
birçok kimse bu görü lerimizi payla maktad r. Hatta Müslümanlardan insaf sahibi
ve arzular ndan uzak olan herkes -mensup olduklar f rkalara ra men- bizimle ayn
görü leri payla r.”78
75
Derveze, s. 384.
76
Derveze, s. 384.
77
Derveze, s. 385-386.
78
Derveze, s. 386.
87
88 Adnan Demircan
SONUÇ
Görüldü ü gibi *slâm ümmetinin en büyük grubunu olu turan ve geni bir
yelpazeye sahip olan Ehl-i Sünnet mezhebi içinde yer alan âlimler aras nda Kerbela
olay hakk nda farkl birçok görü mevcuttur. Öte yandan bilginlerin ele ald klar
konular ya ad klar dönemin olaylar ndan ba ms z ele almalar n n kolay olmad
bilinmektedir. Dolay s yla âlimlerimizin görü lerinin ayn zamanda ya ad klar
dönemle ve co rafyayla ili kili olarak dü ünülmesi gerekti i anla lmaktad r.
Kabaca üç gruba ay rarak ele ald m z bilginler aras nda en geni grubun
Hz. Hüseyin’in öldürülmesinden dolay hüzün duymalar na ra men meseleye
itidal ile yakla may tercih edenler oldu unu söyleyebiliriz. Ancak Hz. Hüseyin’e
duyulan muhabbet, onun öldürülmesi sebebiyle Yezid’e ve görevlilerine lanet oku-
yan birçok âlimin de ortaya ç kmas na sebep olmu tur. Hz. Hüseyin’i suçlu bulan-
lar n az nl kta kald klar n ve zikretti imiz birçok ismin ça da olduklar n unut-
mamak gerekir. Ça m zda mezhebî ba l l n epey zay flad dikkate al nd nda
ileri sürülen görü lerin bir k sm n Ehl-i Sünnet mezhebi çerçevesinde ortaya ç kan
görü ler eklinde de erlendirmek yerine ki isel görü ler olarak ele alman n daha
uygun oldu u kanaatindeyiz.
Ehl-i Sünnet âlimlerinin ortaya koyduklar görü lerin mezhebin genel yakla-
m na uygun olarak maslahat gözetti i ve uç görü leri törpüleme amac güttü ü
de söylenebilir. Her ne kadar 0ia’n n görü üne yakla anlardan Nâsibe’nin görü üne
yakla anlara kadar geni bir yelpazeye sahip bir mezhepten söz ediyorsak da mez-
hep içindeki esas görü ün Hz. Hüseyin’in öldürülmesine kar ç kma, ancak ikti-
dardaki halifeden olay n içinde bizzat bulunanlara kadar sorumlu addedilen ki iler
hakk nda ölçülü de erlendirme yapma anlay oldu unu söyleyebiliriz.
B BL YOGRAFYA
Adî b. Müsafir (557/1162), .tikadât, Süleymaniye Kütüphanesi, 0ehid Ali Pa a, No:
2763.
Ahmed b. Hanbel, Ebû Abdullah b. Muhammed b. Hanbel e -0eybânî (241/855),
el-Müsned, *stanbul 1413/1992.
el-Ba dâdî, Ebû Mansûr Abdülkâhir et-Temîmî (429/1037), Kitâbu’l-milel ve’n-nihal,
Thk. Elbîr Nasrî Nâdir, Dâru’l-Me r k, Beyrut 1970.
Bilmen, Ömer Nasuhi, Ashab- Kiram Hakk nda Müslümanlar n Nezih .tikadlar :
Muaviye Hakk ndaki Suallere Cevaplar, Ahmed Said Matbaas , *stanbul 1963.
el-Buhârî, Ebû Abdullah Muhammed b. *smâil (256/870), es-Sahîh, *stanbul
1401/1981.
Demircan, Adnan, “*bn Teymiyye’ye Göre Yezîd b. Muâviye’nin Durumu”, Harran
Üniversitesi .lahiyat Fakültesi Dergisi, 2, 0anl urfa 1996.
Demircan, Adnan, .slâm Tarihinin .lk Asr nda .ktidar Mücadelesi, Beyan Yay nlar ,
*stanbul 1996.
Derveze, Muhammed *zzet (1984), Târîhu’l-‘Arab fi’l-.slâm: Tahte râyeti’l-hulefâi’l-
Ümeviyyîn, Mektebetü’l-‘asriyye, Sayda (t.y.).
el-E ‘arî, Ebu’l-Hasan Ali b. *smail (324/935-6), Makâlâtu’l-.slâmiyyîn ve ihtilâfu’l-
musallîn, Thk. Muhammed Muhyiddîn Abdulhamîd, Kahire 1369/1950.
88
Ehl-i Sünnet Âlimlerinin Kerbela Olay na Yakla+ mlar 89
89