Professional Documents
Culture Documents
Ani verilen kararlarda will yapısını kullanabiliriz. Aniden bir şey yapmaya
karar verdiğimizde, bunu belirtirken kullanmamız gereken yapı will yapısıdır. On
the spot decisions dediğimiz konuşma anında karar verme durumlarının ifadesinde
sıklıkla will yapısının kullanıldığını görebilirsiniz.
Örneğin;
Ashley: Did you call those people from the party last night? (Geçen akşamki
partideki insanları aradın mı?)
Alicia: No, I forgot. I will call them in an hour. (Hayır, unuttum. Bir saat
içerisinde arayacağım / ararım.)
Brian: Ok. I will make your bed for you to rest. (Tamam. Dinlenmen için yatağını
hazırlarım / hazırlayacağım.)
Your actions really hurt my heart. But I will still listen to you. (Yaptıkların
kalbimi gerçekten çok kırdı. Ama seni yine de dinleyeceğim.)
Gelecek ile ilgili bir tahminde bulunurken will yapısını kullanabiliriz. Eğer
geleceğe dair kesinliği olmayan bir tahminde bulunacaksak, bunun ifadesinde
kullanacağımız yapı will olmalıdır. Eğer konuşulan şey bir olasılıktan daha fazlası
değilse, will ile ifade edilmesinde bir sorun yoktur.
Örneğin;
I guess I will not be able to keep up with the doctor’s appointment with you. I am
really sorry. (Sanırım seninle doktor randevuna yetişemeyeceğim. Gerçekten özür
dilerim.)
He doesn’t prepare himself as well as he should for the talent exam. Therefore, I
think he will not be successful in the exam. (Yetenek sınavına çalışması gerektiği
kadar çalışmıyor. Bu nedenle, sınavda başarılı olamayacak diye düşünüyorum.)
I think after a few years, we will not need to learn languages. (Bence birkaç sene
sonra, dil öğrenmeye ihtiyaç duymayacağız.)
I think environmental pollution will decrease in the near future. (Bence çevre
kirliliği yakın zamanda azalmış olacak.) / Gelecek ile ilgili kesinliği olmayan bir
ihtimalin ifadesinde cümleye genellikle ‘I think..’, ‘I am afraid..’ yapıları ile
başlanır.
Örneğin;
Will you help me with the project? (Bana projede yardım eder misin?) / Teklif
The bag is too heavy, I will carry it for you. (Çanta çok ağır, onu senin için
taşıyacağım.) / Söz
Will Kullanımının Gramer Formülü Nedir?
Gramer formülü cümlelerin yapısını verir. Will yapısının gramer formülünü beraberce
inceleyelim;
Will, ‘Özne + Yardımcı Fiil + Fiil’ formülüne göre oluşturulan cümle kalıplarına
sahiptir. Yani will ile kurulan bir cümlede gramer yapısı şu şekilde olmalıdır,
I will not call her tomorrow. (Onu yarın aramayacağım.) / Olumsuz yapıda bir
cümle. Gelecekte yapılması planlanan bir şey söylenmiş -aramamak- .
She will be sick if she continues to wear clothes like those. (Eğer öyle
kıyafetler giymeye devam ederse, hasta olacak.) / Bu bir koşul cümlesi, ‘eğer öyle
olursa, böyle olur’ denmiş.
Will they come to your birthday party next week? (Onlar, senin gelecek haftaki
doğum gününe gelecekler mi?) / Soru cümlesi, bir şeyin gelecek zamanda yapılıp
yapılmayacağı sorgulanmış.
She will go for a run tomorrow morning. (O, yarın sabah koşmaya gidecek.) /
Burada yapılacak kısaltma: She’ll go for a run tomorrow morning.
I will watch the show that you mentioned this weekend. (Bana bahsettiğin
programı bu hafta sonu izleyeceğim. / Yapılacak kısaltma: I’ll watch the show that
you mentioned this weekend.
They will go to that concert in Berlin next year because there was not any
ticket for the last plane. (Berlin’deki o konsere gelecek sene gidecekler, çünkü
son uçakta da yer kalmamış.) Yapılacak kısaltma: They’ll go to that concert in
Berlin next year because there was not any ticket for the last plane.
Olumsuz yapıda bir cümle kurmak için, genellikle cümleye olumsuzluk eki
eklenmektedir. Bu ek de genellikle ‘not’ ekidir. Will yapısını cümle içinde
kullandığımızda, olumsuz yapıda bir cümle kurmak istiyorsak, will olumsuzu olarak,
will’in yanına ‘not’ olumsuzluk ekini ekleyerek, ‘will not’ yapısını elde
edebiliriz. Will not yapısının kısaltması da ‘won’t’dur. Won’t yapısına resmi
yazışmalar ve konuşmalarda rastlama ihtimaliniz oldukça azdır. Will not, ‘vil nat’
olarak okunmaktadır. Konu ile ilgili cümle örnekleri aşağıdadır.
Alicia will not / won’t come with us. She says she can not find her keys.
(Alicia bizimle gelmeyecek. Anahtarlarının bulamadığını söylüyor.)
His fiancee will not / won’t be at home before six. (Onun nişanlısı, saat
altıdan önce evde olmayacak.)
I am late for the appointment. I will not / won’t wait for you. Just meet me
there, okay? (Görüşmeye geç kaldım. Seni beklemeyeceğim. Benimle orada buluş /
orada buluşalım, tamam mı?)
In my opinion, people will consume less organic food in five years. (Bana göre,
insanlar, beş yıl içerisinde daha az organik gıda tüketecek.)
He will miss you in future. (O, gelecekte seni özleyecek.)
I am afraid we will have to reschedule our meeting again. (Korkarım,
toplantımızı yeniden düzenlememiz gerekecek.)
If I win the jackpot, I will buy you a house too. (Eğer büyük ikramiyeyi
kazanırsam sana da bir ev alacağım.)
I think you should not be so confident. He will come to that concert with you.
(Bence kendine bu kadar güvenmemelisin. O senle beraber o konsere gelecek.)
In five years, I will be living in Germany with the person I love. (Beş sene
sonra sevdiğim insan ile beraber Almanya’da yaşıyor olacağım.)
If we do not see that sweet dog that we always see on the road today, I will be
a little sad. (Her zaman yolda gördüğümüz o tatlı köpeği bugün görmezsek, biraz
üzüleceğim.)
Let’s talk about all my troubles tonight. I will not think of any of this
tomorrow. (Bu akşam tüm dertlerimi konuşalım. Yarın bunların hiçbirini
düşünmeyeceğim.)
I will be in training by the end of the month, but I promise I will help you
with your homework. (Ay sonuna kadar eğitimde olacağım ancak söz veriyorum sana
ödevlerinde yardım edeceğim.)
Soru cümlelerinde will başa gelmelidir. Will kalıbı ile soru cümlesi örnekleri
aşağıdadır.
Will you evaluate the issue with your girlfriend? (Kız arkadaşın ile konuyu
değerlendirecek misiniz?) / Will ile kurulan cümlelerdeki gramer formülünü
hatırlayacak olursak, özne + will + eylem olarak özetlemiştik. Soru cümlelerinde
will yapısı başa geliyor. Ve formülümüz şu şekilde değişiyor: will + subject + verb
Will Ricky Gervais do one of his great shows again? (Ricky Gervais, o harika
gösterilerinden birini tekrar yapacak mı?)
Will you come with me to the cinema next week? (Gelecek hafta benimle sinemaya
gelecek misin?)
How will you stay silent about this terrible situation? (Bu korkunç durum ile
ilgili olarak nasıl sessiz kalacaksın?)
What will you do first when you meet him? Maybe you want to give him a good
hug. (Onunla karşılaştığında ilk ne yapacaksın? Belki ona iyice bir sarılmak
istersin.)
How often will you call me while studying in Germany? (Almanya’da okurken beni
ne sıklıkla arayacaksın?)
Will you go to the forest for a run in the morning? (Sabah koşmak için ormana
gidecek misin?)
Will you tell me when to call you? Because I really want to call you. (Bana,
seni ne zaman aramam gerektiğini söyleyecek misin? Çünkü seni gerçekten aramak
isterim.)
Will you tell me what happened? Or should I call the police? (Bana neler
olduğunu anlatacak mısınız? Yoksa polis mi çağırayım?)
In which hall will the philosophy meeting you mentioned take place?
(Bahsettiğin felsefe toplantısı hangi salonda yapılacak?)
Will you sing this song with me at my graduation ceremony? (Mezuniyet törenimde
benimle bu şarkıyı söyleyecek misin?)
Won’t ile Cümle Örnekleri
Olumlu yapıda kurulmuş cümleleri olumsuz yapmak için ‘not’ olumsuz eki
kullanılmalıdır. Yukarıda örneğini gördüğünüz olumlu yapıda cümleleri olumsuz
yapıda cümleler olarak yeniden düzenleyelim. Will not / won’t ile cümle örnekleri
aşağıdadır.
In my opinion, people will not / won’t consume less organic food in five years.
(Bana göre, insanlar, beş yıl içerisinde daha az organik gıda tüketmeyecek.)
He will not / won’t miss you in future. (O, gelecekte seni özlemeyecek.)
I am afraid we will have to reschedule our meeting again. (Korkarım,
toplantımızı yeniden düzenlememiz gerekecek.)
If I win the jackpot, I will not / won’t buy you a house too. (Eğer büyük
ikramiyeyi kazanırsam sana da bir ev almayacağım.)
I think you should not be so confident. He will not come to that concert with
you.(Bence kendine bu kadar güvenmemelisin. O senle beraber o konsere gelmeyecek.)
In five years, I will not / won’t be living in Germany with the person I love.
(Beş sene sonra sevdiğim insan ile beraber Almanya’da yaşıyor olmayacağım.)
If we do not see that sweet dog that we always see on the road today, I will
not / won’t be a little sad. (Her zaman yolda gördüğümüz o tatlı köpeği bugün
görmezsek, biraz üzülmeyeceğim.)
Let’s talk about all my troubles tonight. I will not think of any of this
tomorrow. (Bu akşam tüm dertlerimi konuşalım. Yarın bunların hiçbirini
düşünmeyeceğim.)
I will be in training by the end of the month, but I promise I will not / won’t
help you with your homework. (Ay sonuna kadar eğitimde olacağım ancak söz veriyorum
sana ödevlerinde yardım etmeyeceğim.)
Dilerseniz bir de soru cümlelerini nasıl olumsuz yapacağımıza bir göz atalım. Will
not / won’t ile soru cümlesi örnekleri aşağıdadır.
Won’t you evaluate the issue with your girlfriend? (Kız arkadaşın ile konuyu
değerlendirmeyecek misiniz?) / Will ile kurulan cümlelerdeki gramer formülünü
hatırlayacak olursak, özne + will + eylem olarak özetlemiştik. Olumsuz soru
cümlelerinde will yapısı başa geliyor. Ve formülümüz şu şekilde değişiyor: will not
+ subject + verb
Won’t Ricky Gervais do one of his great shows again? (Ricky Gervais, o harika
gösterilerinden birini tekrar yapmayacak mı?)
Won’t you come with me to the cinema next week? (Gelecek hafta benimle sinemaya
gelmeyecek misin?)
How won’t you stay silent about this terrible situation? (Bu korkunç durum ile
ilgili olarak nasıl sessiz kalmayacaksın?)
What won’t you do first when you meet him? Maybe you want to give him a good
hug. (Onunla karşılaştığında ilk ne yapmayacaksın? Belki ona iyice bir sarılmak
istersin.)
How often will not you call me while studying in Germany? (Almanya’da okurken
beni ne sıklıkla aramayacaksın?)
Won’t you go to the forest for a run in the morning? (Sabah koşmak için ormana
gitmyecek misin?)
Won’t you tell me when to call you? Because I really want to call you. (Bana,
seni ne zaman aramam gerektiğini söylemeyecek misin? Çünkü seni gerçekten aramak
isterim.)
Won’t you tell me what happened? Should I call the police? (Bana neler olduğunu
anlatmayacak mısınız? Polis mi çağırayım?)
In which hall won’t the philosophy meeting you mentioned take place?
(Bahsettiğin felsefe toplantısı hangi salonda yapılmayacak?)
Won’t you sing this song with me at my graduation ceremony? (Mezuniyet
törenimde benimle bu şarkıyı söylemeyecek misin?)
Will konusu ile ilgili hazırladığımız test ile, konuya olan hakimiyetinizi kontrol
edebilirsiniz. Hazırsanız, başlayalım.
A) living
B) live
C) are live
D) be live
A) will
B) am
C) not
D) did
A) will arrives
B) arrives
C) will going arrive
D) will arrive
A) will has
B) have
C) are going to has
D) will have
A) are going to
B) will
C) won´t
D) isn´t go to
A) rain
B) will rains
C) will going to rain
D) will rain
7. A: This TV show is in Turkish, and I don’t know Turkish. Can you help me?
B: Sure, I _______ it for you.
A) translates
B) won’t translate
C) will translate
D) am translate
A) will see
B) see
C) saw
D) am seeing
A) wait
B) waiting
C) waits
D) not waiting
Will İngilizce Egzersiz PDF
Modal auxiliary verb, modal verb veya kısaca modal, İngilizce gramer konuları
arasında, cümlelere zaman, gereklilik, ihtimal ve yeterlilik gibi anlamlar katan
yardımcı fiiller anlamında kullanılmaktadır. İngilizcedeki modal verb’ler can,
could, may, might, must shall, should, will ve would olarak özetlenebilir.
Modal’lar; be, do ve have ile beraber auxiliary verb’leri yani yardımcı fiilleri
oluşturur.
Bir şeyin kesin, mümkün veya imkansız olduğuna inanıp inanmadığımızı göstermek için
modals kullanırız:
Will ile ilgili detaylı konu anlatımına yukarıda yer verdik. Şimdi dilerseniz,
kısaca ‘going to’ kullanım alanlarına da bir göz atalım ve bu iki yapının
arasındaki bağlantıyı inceleyelim.
Türkçe ve İngilizce arasında hem ortak noktalar var hem de bu iki dili birbirinden
ayıran çok ince ayrıntılar bulunuyor. Örnek verecek olursak, will ve going to
kalıplarına bir göz atmamız yeterli olacaktır. Bu iki yapı da, aslında gelecek
zamanın ifadesinde kullanılmaktadır. Fakat eğer ana diliniz İngilizce değilse, bu
ikisi arasındaki farkı öğrenmek belki de sizin için o kadar da kolay olmayacaktır.
İki kalıbın aynı zamanı ifade etmelerine rağmen farklı alanlarda kullanılıyor
olması, dilin ayrıntılarını bilmeyen biri için başlarda zorlayıcı olabilir. Bir
başka deyişle, bu iki yapı da gelecek anlamı veriyor olsa da, farklı durumları
belirtirken kullanılmalıdır. Be going to ifadesi de, tıpkı will ifadesi gibi
gelecek zaman anlamını vermektedir ve -acak, -ecek anlamına karşılık gelmektedir.
Be going to kalıbı, will kalıbına kıyasla daha yakın bir geleceği ifade etmek için
kullanılıyor ve daha güçlü delillere dayanan durumların ifadesinde kullanılıyor.
Gramer yapısına bakacak olursak;
‘I’m going to buy a new house.’ debildiğinde‘Ben yeni bir ev alacağım.’ denildiğini
ve bu ev alma işleminin yakın zamanda gerçekleşeceğini anlarız.
Going to kalıbının ikinci kullanım yeri ise, bir olayın gerçekleşeceğine dair güçlü
bir kanıtımızın olduğu yerdir. Bir olay yakın zamanda olacaksa ve bunun için güçlü
bir kanıtımız varsa, bunun ifadesinde going to kalıbına yer vermemiz gerekir.
Son olarak, gelecekle ilgili planlarımız ve beklentilerimiz için ‘be going to’
kalıbını kullanabiliriz.
Sonuç olarak, will ve going to kalıpları arasında iki temel fark bulunmaktadır;