You are on page 1of 7
Analitik Feisefe cca a Re ee LO tek ke boyuta sahip oldugu seklinde yorumluyorum; Austin limeyle, Bourdieu'niin® onu sdylememig olmakla kanadig seyi Katiyetle sdyler S62 filler, miiesses fillere benzer: Her {kisi de sosyal mieyyideye aiktr. Sosyal takdir/tekdir un- ssuru bir kenara birakildyginda, mitesses filler kadar (ya da fen azindan onlann bazalan kadar) soz fillesinin de gergek- legtirilmesi, higbir bagar1 koguluna, afortior hicbir mutabaka- ta bagh bulunmayan bir iletisim fliyle yek vitcut olduigu g5- rillir. Mutabakatlar ise, takdir/tekdir edilmis fil dtizeyinde siidahil olur. * Pierre Bourdieu, Ceaque pr veut dre Pars Fayard, 1982, 105 HERMENEUTIK VE DIL FELSEFESI: ELESTIREL BIR HERMENEUTIK'E DOGRU* Hans Ineichen Heermencutik (hermendtik, yorumbilim) felsefe, yiizyih- rmuzda Heidegger ve Gadamerin caligmalanyla dikkate de- fer bir gelisme kaydetti. Ozellikle Gadamerin alin izdigi gibi, hemeneutik br dil felsfesine ddnigt Fakat Gadamer bu noktada hermeneutiki, modern formu altinda G. Fre- ge'nin caligmalariyla baslayan clin analiik felsefesinden Gok net bir gekilde ayirmaktadir. Nihayet, en azindan Kant tan but yana “kritik”terimi,flsefeyi fark formlar al- tunda Karakterize eden bir talebi dile gotirmektedir incelememde; hermeneutik, dil felsefesi ve kriikarasin- bir balantiy ortaya oymak ve hermencutik i 1 Ivedilike, analitk felsefetarafindan tamamlanmaya ih- tiyac oldugun; 2. Kritik tarafindan tamamlanmas: gerektigini 3. Farkhampirik bilimlerin igendiibilgiyt grmezlikten sgelemeyecofini savunmak istiyorum Bu tezler hermeneutiktarini bilenlor saurtmayacaktr: Geven yitzylda Schleiermacherdaki, Boecklrteki ve Droy- sen’ deki gibi, hermencutik bugin de “kritik” olarak adlandi- rlan disiplinden ayrlamaz ve modem sentaksilesemantigin ‘neitsi olarak degerendirebilecegimiz bilime, yani “grame- da *Yazann, Pris Kati Enstitoa Felsefe Anabilin Dab ergs Pike? rin 16. saysinda (Paris: eaucherne 1995) yer alan yazsindan alm 6 o Anal Fels Hermeneutik ve Dil Felsefesi 0" bajiidir. Fakat Frege’den bu yana bildigimiz gibi, dilin analitik felsefesinin cekirdegini olusturan, agikga sentaks ve semantiktir. Bundan dolayi bu bilimin hermeneutik s0- ru(n)lant daha fazla agakliKla ortaya koymamuza imkan sajla~ ‘masimu bekleyebiliriz, Oncelikle hermeneutik konusundaki kendi anlayisim: agiklayacagum. Ikinci adimda, hermeneutik'in kritik aracl ipyla tamamlanmaya ihtiyact oldugunu gosterecegim. Niha- yet iistineti adimda, hermeneutik ve dil felsefesi arasndaki bbaglant konusunda daha kesin bir saptamada bulunacajim, ‘O halde gu soruyla baslayalim: 1. Hermeneutik Nedir? Giindelik hayatta, baskalarinin bize sdylediklerini sik sik giighik gekmeden anladigumuz olur; bize iletmek istedikleri seyleri dojrudan anlariz, Fakat bir kelimenin, bir climlenin bir béldimiinan ya da tamaminin manasiu, énegin bilmedi Bimiz ve bize anlagilmaz gelen terimler iceren teknik bir dil- de formiile edilmig olmasindan dolays, anlamaya muktedir olamadigumz durumiar da basimiza gelmistir. Bu durumda, kargimuzdaki kisiye o sézciik ya da ciimleyle ne demek iste. digini sorabiliriz, ‘Bu durum, bir baskastmn flliyati igin de séz konusu ola- bili. Bu fliyat cofunlukla bizim igin anlagilirdur, ginkiini- yetler ve hedeflenen sonuclar bizim igin dolaysiz olarak apa- cuktir. Fakat sasirmus bir halde, bir kimsenin neden dyle bir sey yaptifint Kendi kendimize sordugumuz da olur; giinkii manast bize bilmecemsi gelen ve bundan dolay1 onlant yo- rrumlamak igin gaba harcamamizi gerektiren, dogrudan anla- maya kesinlikle muktedir olmadijimuz filliyat da sz konusa olur Felsefi gelenejjin metinlerine iligkin pratik tecribe, kav- ranmalarinun hangi noktada zel bir gaba gerektirdigini bize ‘retir; onlann manalanrun bizim igin anlagilir olmalanndan nce, aga gkaniimalan ve titizlikle yorumlanmalan gerekir. Dili ve problematikleri bizim igin artik apagk ve tanidik ol- ‘mayan metinler, gegmis bir cagdan gelmektedir. Oncelikle “hermeneutik” ile szlii ve yazil diskurlarn anlagmasirun ve yorumlanmasinun djretisini anlamak ge- rektifini ortaya koyacagiz. Bu diskurlar anlagilabilir ve yo- rumlanabilir, zira bir mana ifade ederler ve mana kaliginda- dirlar. Anlayabilecegimiz ve yorumlayabileceyjimiz tek mana tezahiiri dilsel formilasyonlar deildir. Fliyat da niyetler, saiKler ihtiva eder ve birtakim sonuglan hedefler; kisacasi bir ‘manast vardu, bu nedenle de anlagilabilir ve yorumlanat Nihayet sanat eserler, resimler, heykeller, filmer, mimari ya~ pilar da insan yaratimlan olarak iclerinde bir mana barinct- rir ve o halde anlagilabilir ve yorumlanabilir. Praxiteles‘in ‘giintimiizde Olympia Miizesi‘nde bulunan eseri Hermes ve ‘socuk Dionysos, basit bir mermer bloktan daha fazla bir gey- dir. Praxiteles onun tizerinde aligmug, ona belirli bir figir vermistir; sanat tarihgileri de birtakum cizgilere bakarak bize bu yontunun Hermes'i tems ettigni ve belili bir caga at ol- dugunu séyleyebilmektedir. Bu. agidan bakildijinda, bi mermer blok bile yorumlanmasi miimkiin bir manay1 aga Bir sonraki bashkta felsefi metinler iizerinde yogunlasaca- 1, glinki onlar dlsel formillasyonlar olarak manalarin, Gr- nein dilsel olmayan sanat eserlerinde rastlanmayan bir su- rette belirtmektedir. ‘Anlama ve yorumlama doktrini olarak hermeneutik‘in baslangicta, anlagilmazhgan veya yorum keyfiliginin kargi- sinda, metinlerin anlagiimasim ve yorumlanmasin. givence altina alma ihtiyacmdan dogdugunu kaydetmek, zahmete deger. Kutsal metinlerin, Grnegin Incil'in ya da bunlardan de ‘nee hukuki metinlerin durumunda, yorumeu tarafmdan keyfi olarak gelistirilmis olmayacak miisavi [adéquat] bir kav- rayiga erismek biiyik Onem tagimaktadir. Zira en azindan pratikte yasalarin herkese esit uygulanmast ancak béylelikle 6 o Anabitik Fete aivence alana alnabilecektir ve ancak béylece inci in misa- Vi olarak anlagimasins giivence allina almak mimkiin ola- caktr ‘Tarihsel olarak incelendifinde; bu, Reform Gag'nda ol- slugu kadar, Hellenistik Gada Iskenderiye ve Antakya ‘Okullan’nda da koklegmig olabilir;sayet Helenistik Caj’da geleneksel (kasik) metinlerin yorumlanmast sz Konusu fdiyse, Reform Caginda da Inciin o ddnemdeki din anlay- sarun rua iginde yapilms bir yorummam gitvence alta al rmak gerekiyordu. Ve ~kutsal metinler kadar, edebi metinle rin de gene! bir hermeneutikine dair ese olan~ Schlcier rmacherin, bir teolog olmanun yar sia ayn zamancla Klas diller konusunda sinflamalar yapan bir fillog ve bir Paton rmitercimolmasi hig de tesadi ceil Fakat bizim incolememizin kontekstiiginde, “bir metnin rmsavi bir kavranigt ve yorum” nedir? Bu soruya yénelme- den once son bir aciklama ekieyelim. ‘Metinlerin anlagimasins ve yorumlanmasiny, daha énce Max Weberin ya da Withelm Dilthey’naltim giz gibi, an- lama projeleri olarak, hipotezlergeligtrme olarak kavriyo- ruz, Fakat eer hipoterler soz konusuysa, onlann akla uy- ‘unlagun iyi incelemek gerekir: Hipotecterden sz etmek bile, counlukla tek bir hipote 2n defi, birgok hipotezin olabildifni gisterebilir. Eger yo- rumlamalar daha wn bir danem boyunca dikkate alsa, ‘bu drama kesinlikle higiritiraz yoneltilemez. Saf Akl Eletrisninfarkh yorumlan yalnizea giniimiizde yapulm- Yor: yaymlandhgandan bu yana gegen ki yizyil boyunca yar ple Usteik, Gadamer gibi, metinlerin yorumlanmasinin ve anlaglmasinn gincel bilglerimize, kanslarmuzia ve giinde- lik ilgivle baslachjans dustinebilieiz, Hipoter kavramt bu dlurumu gok iy fade etmektedi. Bu kavram ancak, metinl- re tarihi hesaba katmayan fantihtorguel, kanilanmizdan uzak, adeta bir sir noktasindan yaklagabi Hermeneutik ve Dil Felsefesi sak, yetersiz. gOriilebilir. Sonucta hipotezlerden s6z etmek, yyine de bir metni anlamanun bir biciminin ya da bir yorumu- nun dogru oldugunu ortaya koymak ve onun akla uygunlu- jjunu ispat etmek gerektigini ortaya koyar. Kritik problemine boylelikle gececegiz. Fakat énce guna eklemeliyiz: Hipotez- lerden ampirik bilimlerde sé edilir. Bu alanda kuskustz Ki bir hipotez ile onun gecerlii arasinda ¢ok titizikle aynm ‘yapmak gerekir. Yorumlama siz konusu oldugunda, bu ay- nm ayn titizlikle yapilamaz. Bir hipotezi desteklemek ya da karst gikmak igin argiiman olarak kullarulan sey, her defasin- da hipotezin kendisine de baglicir. Karumea, boylesi bit bag- Iuhk, yorumlayie: hipotezden sz etmeye kargi bir argiiman clarak dikkate alinamaz; daha ziyade yorumlann gegici ka- rakterinin bir kez daha altim cizerek bu konusma bigimini empoze eder. 2. Hermeneutik ve Kritike Platon’un ve Aristoteles/in metinlerineiligkin yorumlarin tarihine bir gz atmak, onlanin cesithiliginin miktan ya da bu ‘metinler hakkandaki yorumlarin birbirleriyle celigen karakte- +i konusunda bizi ikna etmeye yetecektir.O halde, dogru yo- rumun hangisi oldugunu bilme sorunu, metinlerin anlagt- ‘masini ve yorumlanmasin, yorumcularin keyfine birakmaya ve onu nasil isterlerse, dyle yorumlamalanna izin vermeye azar olacagimz durumlanin diginda, 6n plana qikar. Hukuk- sal metinlerin duramunda, béyle bir tavir agkga kabul edile- ‘mez, glinkii aksi halde yorumu ve hukuksal uygulamalan bozmaya gotiirecektir. Fakat eski cajlara ait felsefi metinlerin incelenmesi de, ‘eer her metinden canimuzan istedijgi manayr gikarmamuz ve fonu hosumuza gittigi gibi yorumlamamuz miimkiin olsayds, alain kaybedecekti, Metinlerin, bir yazan, bir sey hedet- leyen ve bir gey sbylemek isteyen bir yaratias vardir. Yazar, bbunu bize kendi zamanurun diliyle ve belili bir edebi form- “Anais Hermeneatik ve Dil Felsefesi dda séyler; bunu belie bir dslupla séyler, yazar ve hedefler. Soyledigi sey ve iginde onu dile getirmek istedigi tislup -yo- rumcu igin- yorumun gecerlilik kriterlerincen biri olmak 20- rundadi, ‘Yazann yanks anlagildiiy, sylemek istedigini dile getir- ‘meyi basaramadijy, yani diigiincelerini bozuk ve anlagilma- yan bir tislupla dile getirdigi metinler oldugunu hatirlatarak ‘buna karst ctkilabilecektir. Fakat her seye ragmen, insanun kkendisini yantig anlamasindan séz etme olgusu bile, ancak yan anlagilmas olmayacak bir manadan yola gikildiginda anlaml: olur Hermeneutik’i bir kritikle tamamlama gabamizin baglan- gictan beri anlamdan yoksun bir girisim olarak kalmamast iin iki agkklama daha eklememiz gerekir, Bu aciklamalar ok spesifik yanks anlamalara, yani psikanaliz ve ideoloji elesti- risinin ortaya koyclugu yanlis anlamalara iligkindir. Psikana- liz bize soylemimizin sistematik bigimde deforme olabilece- {ini Ogretir; ideolojielestirisi de metinlerin iktidar iligkilerini desteklemeye ve maskelemeye hizmet edebilecejjini. Anla- ‘mun bu iki deformasyon tari, hermeneutik’e ve kritige yo- nell itiazlar gibi dejerlendirilebilecektir. Fakat ckstrem bir gekilde sunulduklannda, insaru kendii kendisiyle gelishi ye sevk edebilr. Zira her diskur deforme olmus ise, bu iddia- nin geverli oldugu nasil savunulabilecektir? Ve eger her dis- ‘kur ideotojk olarak deforme olmus ise, her diskurun bu se- Kilde deforme olmus oldugu iddiasinn dogrulugu nasil sa- ‘vunulabilecektir? Belli durumlarda sistematik ya da ideolojik deformas- yonlar olabilecegi, fakat bunlarn bizim gerekli gordiigiimtiz kritik sayesinde ortadan kaldinlabilecedi diigtincesinden ha- reket ediyoruz, Bir yazar tarafindan dile getirilmig manarin anlagilmast- nin yorumcuyu yazarn ruhunu kavramak zorunda biraktigi, ‘cok yaygan bir yanlis anlamadhr. Ashnda yazar tarafindan di- le getirilmis mana, kavranmasi gereken metnin disinda hig- nr bir yerde bulunmaz. Metinlerin beliri bir cag dilinde yazal- diklan ve béylece bir bagka cain tanuklan olarak yazann sdylemek istediginden daha fazlasin: anlatabildigi, dogru- dur, Fakat bu, yazarin fikrinin metinde ifade edilmis oldugu iddiamuza aykin bir argiiman degildir. Usteik bir yazarin bagka eserlerinden ve onun cadaslanmun yazilanindan, ev- ‘velce yapilms yorumlanindan da yararlaralabilir * Su denegi ele alalim: Saf Akin Blestrisnin analizi dura ‘munda, bizzat Kant ~Gzellikle Dedksiyonlar igin=farkli ver- siyonlar yayimladh ve daha © zaman gagdaglan onun bu ya- pitina degisik yorumlar getirdiler. Dahasi, érnegin H. Co- hhen'in, K. Reiel’sn, J. Ebbinghaus‘un, D. Henrieh‘in, J. Ben- nett’nin ve P. F. Stravwson’in yorumlani meveuttur. Bu yorum lar, Kant’sn bu metinlerde séylemek istediklerini bulmakta ve onun argimanlarin nasil yorumlamamuz. gerektigi konu- ssunda bize yarcimei olabilir. Fakat yazanin fikrinin aragtin- mast, yorumlama aligmasirun sadece yansidar. Terimin asil anlaminda krik, yalnizea bir yazarin yasadijg dénemin di- liyle soylemek iste seyi kesfetmeyi belirtmez; kritik daha ziyade, metinlerin hakikatine yOnelik cesitli iddialarn dog: rulugunu aragtirmakla yilktimticir. Yazarlar, Gzellikle de fi- lozoflas, gegitli gegerlilik iddialarana desteklemektedir; bildi- rimler, Gnermeler, dogruluk iddiasyyla sunulur; normatif cimlelerse haklibk. O halde, yorumcunun gérevi -bence- sa- dece bu gegerlilik iddialarim aragurmak degil, ama aynt za- ‘manda onlarin hakbigan: da incelemektir, Zira intikal etmig metinlerin gecerlilik iddialan, yakindan, incelenmeden, elestirel olmayan bir tarza terk etmeye hazir ‘olmadikga, kabul edilemez. Yalruzca bir yazarin bir metinde bize soylemek istediigini bilmek istemiyoruz; sadece tarihsel bir soru sormuyoruz, ayn zamanda metinlerin gegerligi tale- bine iligkin elegtirel bir soru da sorayoruz, Ornegin; Kant’in iddialarian ve argimanlanmn bizim bilgimiz temelinde ha- 11 gecerli olup olmadiijim bilmek istiyoruz. Metinlerin geger- ligini incelemeye dair bu talep, metnin tiiine ve mengeine ” Anal Fee agbre farkh olacaktir. Orneijin kozmolojik metinler, yalnizca tarihsel varsayrmlar temelinde yorumlanmas olmayacaktur COnlarin gecerligini gtincelbilgilerimizden de istifade ederek incelemek gerekir. Mantik metinlerin sadece yorumlanmast .gerekmez, ayni zamanda modern mantik ~Gmefin Aristote- Tesei kayas Konusunda Lukasiewicz'in ve Patzig‘in hayran olunacak calismalari veya Lenzen‘in, Leibniz’in mantiginin kontekst iginde yer alan caligmalar~agisindan da incelemek gerekir. Elestrelik talebinin, bilginin Hussert ci bir fenome- nolojik, hatta nihai yapilandirmast tasanmiyla kanstinlma- ‘mast gerektigini not etmek elzemdir. Yalnuzca yazarin metin- de séylemek istedigi seyin kavranmast degil, ayn zamanda soylemek istedigi seyin geserlifinin incelenmesi de siz ko- nusudur. Kritik bu igin istesinden gelmek iin her alandakt teorik ve ampirik, normatif ve tasviri~ bilimsel bilgiden ya- rarlanmaktadir Gadamer'in Wahrheit und Methode'ta gelistirdigi yaklagiam. bilenler, bilim-ncesi [préscientifiquel alandaki metinlerin an- Jagilmasinun ve yorumlanmasinin yerlesmesi igin gergekles- tirdigi cabalan boylece hukimsitz kilp kilmadhgumizi kendi lerine soracaktur. Hermeneutik ve ézellikle de felsefi herme- neutik, bilim-6ncesi alandan hareket etmek zorundadir. Ga- damere gore, hermeneutik’in sanat deneyiminden hareket cetmesi gerekir; beseri bilimlerin ya da doa bilimlerinin me- todik veya deneysel bilgisinden degil. Boylesi bir Gadamerct anlayrsin gichikleri simdi, analitik felsefenin incelenmesiyle aydunliga gikacaktr 3. Hermeneutik ve Dil Felsefesi Sunumun basinda, hermeneutik’in Gadamerin yapityla bir dil felsefesine doniigtigt iddiasinda bulunmustum. Bu kontekst iginde Gadamer, anlamanin ve yorumlamanin, hat- ta kiiltrel gelenegin, dil -Gadamer sprachlich ifadesini kulla- rir tarafindan tayin oldugunu soylemektedir. Her- Hermencutik ve Dil Felsefesi rmeneutik ve dil felsefest boylece bibirine baglanir. Bununla birlikte, Gadamerci dil anlaysgin: yakindan inceleyen herkes siikitu hayale urar Dil felsefesinin,sentaks ve semantigin, ‘bunun yan sira caidas lengtistigin tezleri, kabul edilmez anlayislar, enstrimantalist yanulgilar olarak reddedildi, Bu tedler; dili, kendisinden bagunstz bir gergeklige tatbikini ge- rektirecek, bilginin has enstrimant olarak degerlendiriyor- du. Ustelik bu tezler sadece dilin formunu hedefliyord. Bu- na karpilk, dle fenomenolojk bir yaklagumin karakteristik {zeligi, “Kelimoler ile eyler arasindakiigsel brlik” (Wahrhe- itund Method. 381) Uzerinde asraretmest olacaktr Dikkatin, konugmanun kendisine degil,geylere dogru yo- nelmig oldugu pekala dogru olabilir. Fakat hatibin ya da mu- hhatabun dikkatini bizzat dile vermis olmasi her zaman ‘mimkiindti, Bu, bir kelimenin dojru telaffuzunun, dogru tonlamasinin ya da dogra yaailsinm arandhgy durumlarda sik sik olur -ya da sunumuzun kontekst iginde gok daha dnem- Ii oldugu haliyle, Gmegin bize anlailmaz veya yabanc: geldi- finde, bir kelimenin, bircéimlenin manasin sordugumuzda Bayle durumlarda kelimelerin ve eiimlelerin kendisine démi- yoruz Boylece dilselifadelere dénme olgusu, Gadamer‘in telkin cttigi gibi, enstrimantalist oldugundan dolayr,sayet bu nok- tada kabul edilebilir degilse, bizzat Gadamer'in nicin kav- ramlann tarihinden (Begrifgeschichte) siz etigi artik hig mi hic anlagilmayabilir. Zira kavramlarm tarihi, kavramlanin ya da anlamlann tagiyiest olarak dilsel ifadelerin kendisine dénmemizi varsayar; gelenegin dnceden pekila bildigi gibi, dlilselifadeler anlamun tagiynciside Dil analizinin sadece din formuyla ilgilendigi argimans- na gelince: Bu belili bir dereceye kadar, en azndan igaretler arasindaki ilgkileri dizenleyen sentaks igin dogrudur. Fakat {gaet ile gegektik arasindakiiligkinin eid olarak semanti- jin durumunda, bu argiman kesinlikle dogru degildix. 4 B Anal Febefe ‘Analitik felsefenin ve enstriimantal sapmalar olarak len- _gilistigin Gadamerci reddi, sonugta gramerin ve modern ver- siyonu olan sentaks ile semantigin, onun dil anlayistigindle artik bir yer bulamamast durumuna yol agar. Buna karsilik fenomenolojinin kurucusu olan Husserl'in bizzat kendisinde ~Mantik Arastrmalanna bir gz. atmanin bile dogrulayacag agibi- sentaks ve semantik problemleri evrensel bir gramer ‘gergevesi iginde genis bir yer tutmaktadir. Dilin fenomenolojik felsefesinde sentaks ve semantigin ‘cksikligi clestriliyorsa, analitik bir fantezilen daha fazla bir sey sz konusudur; zira grameri tamamen giz ardi eden bir dil anlayisinim ne degeri vardr? ‘Semantik ve sentaks, o kadar uzun zamandan beri herme- neutik‘in bir parcasi durumunda degildir ki neredeyse bir ‘cimleyi ya da bir metni anlamanin ne manaya geldigini ay- dunlatmak imkansizlasacakh. Guinkii bu konuda bize en ‘azindan simdiye kadar~ en doyurucu yamit veren, semantik- tir. Bir dili anlamann, onun kullanum kurallarani bilmek ol- dug varsaynldyginda, hatibin dili dojgru kullanmak igin bil- rmesi gereken kurallan saptamaya imkin tanuyan, yalnuzca ‘semantik ve sentakstir. Tarski'yi izleyen Davidson, bize se- mantik ve sentaks kurallanrun nasil ortaya koyulabilecegini ‘gsterdi. Burada bu programun ayrntilanina girmemiz gerek- siziir,clinkti bu Einstellungssitze Sprachanalytische Untersuc- Jhungen zur Erkenntnis, Wahrheit und Bedeutung bashigiyla ya- yimlanmis calismamuzin konusudur. Sunumuzun konteksti iginde mihim olan, bir dill anlamanin ~giiniimiizde beliri bir romantik gelenejin hala tekrarladigi gibi- bir duygu problemi olmadja hipotezini semantigin dogrulamasi oldu- u kadar, sentaks ve semantigin kurallarmu bilme olgusudur, Buna, bu tir bir dil konsepsiyonunun belil bi dil felsefe sine veya 6zel bir disipline dayah olarak formiile edilmis ol dugu itiraz: yOneltileblir. Buna kargibk, felsefi hermeneutik Hermencutik ve Dil Felsefest tam da aksine, bilim-dncesi biralandan yola gkacakur,glnkit giindelik dil kavrayisumiz tim yaprp etmelerimizin ve tim bilgilerimizin hareket noktasidir. Giindelik dil kavrayasimi= zn, bilgilerimiz kadar yorumlanmuzin da hareket noktasint olugturduguna elbette itiraz edemeyiz. Fakat sadece hareket noktasichr; clink giindelik dil kavrayssumuz bogluklarla dolu- dur ve sistematik degildir. Ve bu kavrayiqimiz, analitik felse- fenin ve lengiiistigin sonuclarim ihmal ettigimiz oranda, byle dle kalacaktr. Ayni gekilde, siri anlamak konusunda Ricoeur, siirleri miisavi bir tarzda yorumlamamuza ancak edebi for- ‘mun yapisala teorilerinin imkan sagladigim gésterdi. Ve Ha- bermas, psikanaliz.cercevesiigindeki bir yaklagumin, eer sis- tematik olarak deforme olmus bir manay1 kavramak s6z ko- nusuysa, bir teoriyi gerektirdii dizerinde gok israr etti. Bu ~yani metinlerin yorumunun farkh bilimlerin sagladify bilgi- Jere ihtiyact oldugu bigimindeki- tezin kendisi de kriikten hareketle giiglendirilebilir. Yorurnlanmug metinlerin gegerili- {fi hakkinda soru soran bir kritik talep ediyoruz. Béylesi bir kcritik ancak giindelik bilgilerimizin dtesine gegersek ve onu tek tek bilimlerin sonuslaniyla temaga edersek maksadina ula- sr Yalnizca ampirik bilimlerin dei, ama ayn zamanda etik ve siyaset konusuundaki normatif bilgilerin, yani pratik felse- fenin de ardindan gitmemiz gereki. ‘Ohalde dzetleyelim: Hermeneutik’ten, sbzlii ve yazih dis- kurun anlagilmast ve yorumlanmast Ogretisini anhyoruz. Eger dil felsefesi olarak hermeneutik tezi ciddiye aliirsa, dil hakkandaki fragmanter kavrayigimizla yetinmek istemedik- ‘ce, ne analitik felsefenin ne de lengaistigin bilgilert agikga reddedileblir. Fakat hermeneutik’i, gancel bilgimiz temelin- de, yorumlanmus metinlerin gegerliligini inceleyecek bir kri- tikle tamamlamak gerekir. Geleneje kulak verme kolaycil- idan ancak boyle kagimlabilecektir. % oe Anal obfe Bibliyografya: HG. Gadamer, Wahrheit und Methode. Grandalge ine philosophic then Fzmencutik,2. Aufl, Tubingen, 1965. HL neichen, Phibsophische Hermeneutik, Handbuch Philosophie, Hrs. EE Stroker/W. Wieland, Freiburg/ Munchen, 199 1H. Incichen, Finstellungssitee Sprachanalytische Untersuchungen Zur Exkenninis, Wahrheit und Bedeutung, Mianchen, 1987. P- Ricoeur, Lamnéuaphae vive, Pars, 1975.

You might also like