Professional Documents
Culture Documents
Sözel Bölüm: Dikkat! Bu Bölümde Cevaplayacağiniz Toplam Soru Sayisi 90'dir
Sözel Bölüm: Dikkat! Bu Bölümde Cevaplayacağiniz Toplam Soru Sayisi 90'dir
Eşit Ağõrlõklõ ÖSS puanõnõzõn yüksek olmasõnõ istiyorsanõz Sözel Bölüme 90 dakika ayõrmanõz yararõnõza olabilir.
Sözel Ağõrlõklõ ÖSS puanõnõzõn yüksek olmasõnõ istiyorsanõz Sözel Bölüme biraz daha fazla zaman ayõrabilirsiniz.
1. Aşağõdaki cümlelerin hangisindeki altõ çizili söz- 3. Sözünü dinletmeyi sever, bunu başaramadõğõnda si-
cükler anlamca birbirine en yakõndõr? nirlenip hõrçõnlaşõrdõ. Bunun için, hemen her zaman,
hem çevresindekilerin kendisine, hem de kendisinin
A) Bir süre sonra kendisi de bu akõmõn, bu çevresindekilere karşõ davranõşlarõnda ipleri kendi
tartõşmanõn içinde yer almõştõ. istediği gerginlikte tutmayõ başarõrdõ.
B) Bu kitaplarõ, belirlediğiniz ölçütlere göre seçin, Yukarõda geçen “ipleri kendi istediği gerginlikte tut-
ayõrõn. mayõ başarmak” sözüyle anlatõlmak istenen aşağõ-
dakilerden hangisidir?
C) Kendisine yapõlan bu haksõzlõğõ, bu saygõsõzlõğõ
içine sindiremiyordu. A) Çevresindekilere, kendi görüşlerinin doğruluğu-
nu kanõtlamak
D) Bütün bunlarõ, kendisinin yerine, önüne geçmek
isteyenler düzenliyordu. B) İsteklerinin gerçekleşmesi için her yola başvur-
mak
E) Bu makineler ötekilere göre daha kullanõşlõ, da-
ha pahalõdõr. C) Her konuda kendisini bilgili ve yeterli görmek
Anlam Kullanõm
1
5. Birçok sanatçõnõn sanat dünyasõndan silinip gitmesi- 8. (I) Roman yazarken konuşmalara yer vermek çoğun-
nin nedeni ----. lukla kaçõnõlmazdõr. (II) Hatta salt konuşmalardan olu-
şan romanlar bile vardõr. (III) Bu romanlarda herhalde
Bu cümle, düşüncenin akõşõna göre aşağõdakiler- amaç, tip yaratmaktõr. (IV) İki satõrlõk bir konuşma, bir
den hangisiyle sürdürülemez? karakteri on sayfalõk bir betimlemeden daha başarõlõ
bir biçimde çizebilir. (V) Bunun başarõlõ örneklerine
A) gelişme ve değişmelere uyum sağlayamama- M.Ş. Esendal’õn Ayaşlõ ve Kiracõlarõ adlõ yapõtõnda
sõdõr rastlõyoruz.
B) her geçen gün yeni sanatçõlarõn ortaya çõkma- Bu parçadaki numaralanmõş cümlelerin hangisin-
sõdõr de “karşõlaştõrma” yapõlmõştõr?
C) kendisini sanatõna bütünüyle vermemiş olma- A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
sõdõr
D) yeni ve özgün yapõtlar ortaya koyamamasõdõr 9. (I) Hiçbir şey ak ya da kara diye ayrõlmaz onun ro-
manõnda. (II) Mutluluklar, hüzünler, sevinçler, acõlar
E) çağõn gereklerine ayak uyduramamasõdõr iç içe yaşanõr. (III) Bunlarõ anlatõrken mekanik kurgu-
lardan, neden-sonuç ilişkilerinden özellikle kaçõnõr.
(IV) İzlediği bu yol, okurun, olaylara romancõnõn gö-
züyle bakmasõnõ sağlar. (V) Roman boyunca, roman
kişileriyle yazar arasõnda bir çatõşma olmaz. (VI) Bu
da kişilerin inandõrõcõlõğõnõ artõrõr büyük ölçüde.
6. Tiyatro eleştirmeni, izlediği oyunun en çarpõcõ, en be- Yukarõdaki numaralanmõş cümlelerden hangisi I.
lirleyici yönlerini yakalayõp belgeler. cümlede belirtilen görüşü destekleyici nitelikte-
dir?
Aşağõdakilerden hangisi, bu cümleye anlamca en
yakõndõr? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
E) Tiyatro eleştirisi yazmak için oyunu birkaç kez Yukarõdaki numaralanmõş cümlelerin hangisinde
izlemek gerekir. olumlu bir durum olumsuz bir ifadeyle anlatõlmak-
tadõr?
7. Halk şiiri doğal ve içtenlikli bir anlatõm üzerine temel- 11. (I) Geçen yõl yitirdiğimiz ressam ve dokuma sanatçõ-
lenir. sõnõn eserleri, bu ayõn sonuna değin İstanbul Sanat
Galerisi’nde sergileniyor. (II) Bunlar, büyük bir sabõr,
Aşağõdakilerden hangisi, bu cümleye anlamca en beceri ve ileri bir teknikle oluşturulmuş. (III) Dokuma-
yakõndõr? larõnõ adeta bir yağlõboya tuvaline dönüştüren sanat-
çõnõn esin kaynaklarõnõ, kurumuş yapraklar, ağaç ka-
A) Halk şairi, sözünü şiire dönüştürürken içinden buklarõ ve parşömen kâğõdõ oluşturuyor. (IV) Tüm bu
geldiği gibi söyler. dokularõn, renklerin ve tonlarõnõn değişik anlamlarõ
var; sanatçõ bunlarla hem gelişmeyi, hem de yaşa-
B) Aşk, halk şiirinde en çok işlenen konulardan bi- mõn sürekliliğini ve gelip geçiciliğini vurgulamak isti-
ridir. yor. (V) Yapõtlarõnda yansõttõğõ yaşam kimi yönleriyle
bugünün insanõnõ da kuşatõyor.
C) Halk şiirinin sazla, sözle, daha doğrusu müzikle
sõkõ bir kan bağõ vardõr. Yukarõdaki numaralanmõş cümlelerden hangisi
sözü edilen sanatçõnõn, yaşama yönelik görüşünü
D) Halk şiiri, halkõn içinde bulunduğu somut koşul- içermektedir?
larõn ürünüdür.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
E) Halk şairi, şiirlerinde, halkõn acõlarõnõ, çilelerini
yansõtõr.
2
12. (I) Yaşamöyküsü yazma, birtakõm ön çalõşmalar yap- 15. Sanatçõnõn uzun süre yaşadõğõ bu ev (, ) çocuklarõ
mayõ gerektirir. (II) İlkin, yaşamöyküsü yazõlacak ki- I
şiyle ilgili kaynaklar, belgeler saptanõr; bunlar değer-
lendirilir. (III) Bu yönden belgesel boyutludur ya- tarafõndan müzeye dönüştürülmüş. Odalardan birinin
şamöyküleri. (IV) Kişinin mektuplarõndan, günlükle-
rinden, anõlarõndan yararlanõlõr. (V) Ayrõca, o kişinin
eşinden, dostundan, onu tanõyanlardan bilgi alõnõr. duvarlarõnda yer alan fotoğraflarla sanki bir soyağacõ
(VI) Bunlar yapõlmadan oluşturulacak bir yaşamöy-
küsü hem ilgi çekici olmaz, hem de kişinin yaşam
serüvenini tüm boyutlarõyla kuşatmaz. oluşturulmuş (.) Bir başka odada onunla bütünleşmiş
II
Bu parçanõn I numaralõ cümlesinde belirtilen dü-
şüncenin nedeni, kaçõncõ cümlede açõklanmõştõr? eşyalar sergilenmiş (:) küçük el radyosu, fotoğraf
A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI. III
D) Yarõnki toplantõya kimlerin katõlacağõ belli değil A) Zor işleri hep bana yaptõrõyorsun, diye yakõnõ-
henüz. yordu.
E) Geçmişte yaşanan tatsõzlõklarõn unutulmasõnõ B) İstemeden zor bir çalõşmanõn içine girmişti.
istiyordu artõk.
C) Terlemiş, çok yorulmuştu, zor yürüyordu.
E) Bağlaç vardõr.
3
18. Aşağõdaki cümlelerden hangisi özne ve yüklem- 21. Aşağõdaki cümlelerin hangisinde bir anlatõm bo-
den oluşmuştur? zukluğu vardõr?
A) Yazõnsal türlerin birbirine benzeyen ve birbirin- A) Uzun süre ayakta kalabilmesi için bu yapõ, ne-
den ayrõlan yönlerini belirlemek zordur. me dayanõklõ cam, kireç ve tuğla tozundan olu-
şan harçla yapõlmõştõr.
B) Her yazõ ya da yazõnsal yaratõ, insanoğlunun
düşünce ve duygu evrenini zenginleştirir. B) Bir kamu kuruluşuna ait sevimli konukevinin
önünde fotoğraf çektirdikten sonra oradan ay-
C) Dilsel ürünlerin amacõna ulaşmasõ doğru algõ- rõldõk.
lanmalarõnõ gerektirir.
C) Oraya gitmeye karar verirseniz, bu gezi için en
D) Her yazõda, dil ve anlatõm yönünden bir bütün- az iki gün ayõrmanõz gerekir.
lük olmalõdõr.
D) Her sabah erkenden kalkarak açõk havada yü-
E) Yazõnsal türlerin, donmuş, kalõplaşmõş bir yapõ- rüyüş yapmanõn kalp sağlõğõnõ olumlu yönde et-
larõ olduğunu kimse söyleyemez. kilediğini öğrendik.
19. Ozan, düşünceyi duygu haline dönüştürünceye kadar 22. Aşağõdaki cümlelerin hangisinde bir anlatõm bo-
yoğurur. zukluğu vardõr?
Aşağõdakilerin hangisinde, öğelerin sõralanõşõ bu A) İlk karşõlaşmamõzda bana bu kadar yakõnlõk
cümledekiyle aynõdõr? göstermesine çok şaşõrmõştõm.
A) Eleştirmenler, dilciler, şiirde sözcüklerin gerçek B) Bu kadar yetenekli bir çocuğu, sanata yönlen-
anlamlarõndan çok, yan anlamlarõnõn kullanõl- dirmekle çok iyi bir iş yaptõğõnõ düşünüyorum.
dõğõnõ söylerler.
C) Geçirdiğim rahatsõzlõğõ, büyük bir başarõyla
B) Şiir, duygularõ etkileyerek akõl gücünü baskõ ameliyat ederek sağlõğõma kavuşturdu.
altõna alõr.
D) Bu aşamada, olaylarõ doğal akõşõna bõrakmanõn
C) Şiir, duyular aracõlõğõyla dünyayõ okura tanõtõr. doğru olacağõ kanõsõndaydõ.
D) Her çağ, kendi şiirini, ikinci bir dil yaratarak E) Aralarõndaki sorunlarõn görüş farklõlõklarõndan
oluşturur. kaynaklandõğõnõ biliyordu.
E) Şairler, sözcüklerin anlam alanõnõ genişletmeye
çalõşõrlar.
4
24. Aşağõdaki cümlelerin hangisinde bir anlatõm bo- 27. (I) O, yaşamõ yaşayarak öğrenmiş bir yazar. (II) De-
zukluğu vardõr? neyimlerini ve gözlemlerini herkesle paylaşmõş.
(III) Kendi kendine öğrendiği üç yabancõ dili de iyi
A) Bu anlaşmazlõklarõn giderilmesi için zamana ge- derecede konuşabilecek düzeye erişmiş. (IV) Öğret-
rek var. menlik yapmõş, siyasetle uğraşmõş, yurtiçi ve yurtdõ-
şõnda birçok yeri görmüş. (V) Kimi roman ve öyküleri
B) Bu konunun, öncelikle ve ayrõntõlõ bir biçimde ancak ölümünden sonra yayõmlanabilmiş. (VI) Gezdi-
ele alõnmasõ gerekiyor. ği, gördüğü yerlerin yöresel renklerini büyük bir usta-
lõkla yapõtlarõna yansõtmõş.
C) Üyeler, onunla ilgili görüşlerini daha sonra açõk-
layacaklarõnõ belirttiler. Bu parçada numaralanmõş cümlelerden hangisi
düşüncenin akõşõnõ bozmaktadõr?
D) Mimar ya da mimarlõkla ilgileniyorsanõz bu kitabõ
okuyun. A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.
E) Herkesin yaşamõnda birtakõm sorunlar olduğunu
hepimiz biliriz.
28. Yazõn değeri taşõyan bir roman, bir öykü, bir oyun,
yaşam çevremizi genişletir; içinde bulunduğumuz
gerçek dünyanõn dõşõna çõkarõr bizi. ---- Tam tersine
25. (I) Mektup on altõncõ yüzyõla kadar salt haberleşme gerçekleri değişik bir gözle görmemizi, olaylara farklõ
amacõyla kullanõlõyor, bu anlamda bir tür gazete açõlardan bakmamõzõ sağlar.
görevi de yapõyordu. (II) On altõncõ yüzyõldan son-
ra ise söz konusu görevinin yanõ sõra, duygu ve Bu parçada boş bõrakõlan yere, düşüncenin akõşõ-
düşünceler de mektuplar aracõlõğõyla paylaşõlma- na göre aşağõdakilerden hangisi getirilmelidir?
ya başlandõ. (III) Goethe’nin ciltler dolusu özel
mektuplarõ, Schiller’in yazõşmalarõ, Gogol, Puşkin, A) Bu, elbette, bir kaçõş ya da kendi gerçeklerimiz-
Byron’õn unutulmaz mektuplarõ bunlar arasõnda den kopuş değildir.
sayõlmaya değer niteliktedir. (IV) Candide yazarõ
Voltaire’in yazdõğõ mektuplar öğüt vermek, danõş- B) İç gerilimlerimizden, sõkõntõ ve bunalõmlarõmõz-
mak, bilgi almak, yapõtlarõnõ tanõtmak gibi değişik dan büyük ölçüde kurtarõr.
amaçlar içerir. (V) Bu büyük ustanõn en başarõlõ
mektuplarõysa, duygularõnõ paylaşmak için yazdõğõ C) Okuma, insanõ her türlü tutkudan kurtararak
mektuplardõr. (VI) Bunlar, özentiye kaçmadan, ya- özgürleştirir.
paylõğa düşmeden, içten geldiği gibi yazõlmõş mek-
tuplardõr. D) Okuyan bir kişi, bütün bilgi eksikliklerini gide-
rebilir.
Bu parça iki paragrafa ayrõlmak istense ikinci
paragrafõn kaçõncõ cümleyle başlamasõ uygun E) Okunan her kitap, iç zenginliğini artõrõr, duygu-
olur? larõ harekete geçirir.
5
30. “Gençliğimde okuduğum kitaplarõ yeniden okuyacak 32. Yazõ dediğimiz büyülü şekiller, önceleri taşõn, kilin,
yaşa geldim.” demiş bir yazar. Ne kadar doğru! On ya kemiğin, ipeğin, bambunun üzerinde binlerce yõl oya-
da yirmi yõl önce okuduğumuz bir kitabõ yeniden eli- landõ. Sonra papirüsün, parşömenin, derinin üzerinde
mize aldõğõmõzda ya da eski bir filmi tekrar izlediği- epeyce konakladõ. Daha sonra asõl büyük birikimini
mizde ne kadar değişik izlenimler ediniyor, nasõl da sağladõğõ kâğõt üzerinde õşõltõlarla dolaştõ. Günümüz-
farklõ yorumlara varabiliyoruz! Aynõ durum, kuşkusuz, den otuz kõrk yõl önce, elektronik devreler arasõnda
tiyatro için de geçerli. On yõl önce izlediğimiz bir oyu- gözle görülmez küçücük mekânlarda istiflendi. Böy-
nu, aynõ yönetmenin on yõl sonraki yorumuyla seyre- lece, aynõ anda dünyanõn bir başka köşesinde görü-
derken, bu gerçeği daha iyi algõlõyoruz. lebilen bir nitelik kazandõ.
Bu parçada asõl anlatõlmak istenen aşağõdakiler- Bu parçada, yazõyla ilgili olarak vurgulanmak iste-
den hangisidir? nen aşağõdakilerden hangisidir?
Bu parçada anlatõlan aile üyelerinin içinde bulun- B) Kendisini roman kişileriyle özdeşleştirmelidir.
duğu durum, aşağõdakilerden hangisiyle nitelen-
dirilebilir? C) Okurun düzeyini iyi belirlemelidir.
A) içekapanõk – gururlu B) kõrgõn – görgülü D) Her romanõnda, farklõ yaşam biçimlerini yansõt-
malõdõr.
C) tedirgin – sõkõntõlõ D) huysuz – kaderci
E) Toplumun tarihsel gelişimini göstermelidir.
E) saygõlõ – utangaç
6
34. Öykülerimdeki anlatõcõyõ ben olarak düşünmeseniz iyi 36. Dört beş yaşlarõnda bir çocuk ağaca tõrmanõyor. Onu
olur. Bir öyküdeki sevgili, ille de yazarõn sevgilisi de- izleyen annesi, çocuğa: “Dikkat et, in, düşersin.” de-
ğildir. Elbette bir küçük yaşantõdan, yaşanmõş, gerçek miyor. “Ağaçtan düşersen ne olabileceğini düşünüyor
anlardan da yola çõkarak öyküler, romanlar yazõlabili- musun?” diyor.
yor; ama yazarõn çizdiği görüntülerin ille de yaşan-
mõş olmasõ gerekmez. Önemli olan, okuru, bu görün- Yukarõda sözü edilen annenin yapmak istediği
tülerin gerçekliğine inandõrmasõ, onu bu görüntülerin aşağõdakilerden hangisidir?
içine çekmesidir.
A) Çocuğu korkutmaktan kaçõnmak
Bu parçaya göre, öykünün en önemli niteliği aşa-
ğõdakilerden hangisidir? B) Ağaçtan düşüp, çocuğun bundan ders almasõnõ
sağlamak
A) Yazarõn, başõndan geçenleri, başkalarõnõn öykü-
süymüş gibi anlatmasõ C) Çocuğu, durum üzerinde düşündürerek ona
doğruyu buldurmak
B) Yaşanmõş olaylardan bir seçme yapõlarak bun-
larõn anlatõlmasõ D) Söz dinlemesi gerektiğini çocuğa anlatmak
Bu parçada, gençlerle ilgili olarak anlatõlmak iste- Bu parçada anlatõlmak istenen aşağõdakilerden
nen aşağõdakilerden hangisidir? hangisidir?
A) Büyükleri örnek almalarõnõn sorun yarattõğõ A) Düşünceler sözcükler aracõlõğõyla dile getirilir.
7
38. Anadili, onu kullanan bireyler arasõnda köklü sevgi 40. Bilim dili, nesnel bir dildir; çünkü terimlerle kurulur, te-
bağlarõ oluşturur. Bilinçaltõna dek uzanarak kişinin iç rimlerle oluşur. Terimlerin de açõk, anlaşõlõr, aydõnlõk
varlõğõnõ kuşatan bu bağlar, toplumsal yaşamda çok olmasõ gerekir. Bunun da baş koşulu, terimlerin, an-
gerekli olan güven duygusunun da kaynağõdõr; çünkü lamlarõ herkesçe bilinen sözcüklerden yapõlmasõdõr.
birbirini sevip sayan, birbirine güven duyan bireylerin Böyle olmazsa bilim dili, anlaşõlmaz; karmaşõk bir gö-
oluşturduğu bir toplumda, bireylerin gelecek korkusu rünüm alõr. Bu yüzden, bilim adamlarõ arasõnda tam
olmaz. bir anlaşma olmaz. Ayrõca, bilim ürünlerini geniş halk
yõğõnlarõna iletmek de olanaksõzlaşõr.
Bu parçada vurgulanmak istenen aşağõdakilerden
hangisidir? Bu parçada, terimlerle ilgili olarak aşağõdakiler-
den hangisine değinilmemiştir?
A) Anadilinin, ortak duygular oluşturmada çok
önemli bir işlevi olduğu A) Anlamlarõnõn kişiden kişiye değişmemesine
B) Kişilerin yetiştikleri ortamla benlikleri arasõnda B) Dilin sõk kullanõlan sözcüklerinden oluşturulma-
sõkõ bir ilişki bulunduğu sõna
8
42. Yazar, öykülerinde, insanõn insanla, insanõn gelenek- 44. Edebiyatçõ olmaya heveslenen gençlerin sayõsõ her
lerle çatõşmasõnõ, günlük yaşamõn akõşõ içinde, abar- geçen yõl artõyor. Bu gençler, hemen üne kavuşmak
tõsõz ve sevecen bir yaklaşõmla ele alõr. Anlattõklarõ, istiyorlar. Çalõşarak beklemeyi göze alanlarõn sayõsõ
olağanüstü olaylar, olgular, durumlar değildir. Dün- çok az. Öte yandan ülkemizde eleştirmenlerin sayõsõ
yanõn herhangi bir ülkesinin bir yöresinde, bu öyküler- da oldukça sõnõrlõ. Bu yüzden onlarõn bunca şairle,
dekine benzer yaşamlar hâlâ vardõr. Basit halk inanç- öykücüyle, romancõyla ilgilenebilmesi olanaksõz. O
larõ, etkili bir biçimde öykülerinin atardamarõnõ oluştu- zaman da kitaplarõndan söz edilmeyen, umduklarõ
rur. Geçim derdi, biten sevgiler, öykülerden fõşkõran ilgiyi göremeyen genç yazarlar: “Eleştiri öldü; bizde
renkli tablolardõr. eleştirmen yok!” diye yakõnõyorlar. Aslõnda eleştiri
ölmedi; ama bu gidişle ölecek!
Aşağõdakilerden hangisi, bu parçada sözü edilen
öykücünün bir özelliği değildir? Bu parçada sözü edilen gençlerle ilgili olarak aşa-
ğõdakilerden hangisine değinilmemiştir?
A) Ders vermeyi amaçlama
A) Herkesçe tanõnmak istediklerine
B) Anlatõmda doğallõğõ benimseme
B) Eleştirmenleri suçladõklarõna
C) Sõradan öğeleri çarpõcõ kõlma
C) Sabõrsõz olduklarõna
D) Karşõtlõklardan yararlanma
D) Yapõtlarõnõn düzeysiz olduğuna
E) Folklorik öğelere yer verme
E) Edebiyata, giderek daha çok gencin ilgi duydu-
ğuna