You are on page 1of 56

10 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

Osmanl› Devleti, Küçük Kaynarca Antlaflmas› ile K›r›m’› kaybetmekle birlikte


K›r›m tatarlar›n›n dinî meselelerini vesile ederek bölge ile ba¤›n› devam ettirmeye
çal›flacakt›. Küçük Kaynarca Antlaflmas›, Rus ordusunun Osmanl› topraklar›ndan
çekilmesini sa¤lam›flsa da Osmanl› Devleti aç›s›ndan bedeli çok a¤›r olmufltu. Çar
Petro döneminden bu yana orduyu Avrupa tarz›nda yenileyen Ruslar karfl›s›nda
al›nan bu yenilgi, Osmanl› devlet adamlar›na ordunun ayn› flekilde bir yenileflme-
ye kaç›n›lmaz ve h›zl› bir flekilde ihtiyac› oldu¤unu bir kez daha gösterdi.

SIRA S‹ZDE Osmanl› Devleti’nde


SIRA S‹ZDEXVIII. as›rdan itibaren hemen her döneminde idari, mali, askerî ve
1 kültürel alanlarda yenilikler yap›lmaya çal›fl›ld›¤› görülmektedir. Ancak bunlar›n kal›c› ol-
mam›fl, devleti ve toplumu dönüfltürememifltir. Sebeplerini tart›fl›n›z?
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M

I. Abdülhamid Dönemi (1774-1789)


S O R U Sultan I. Abdülhamid
S O R U döneminde askerî alanda h›zl› bir yenileflme hareketi baflla-
m›fl ve bu hareket, III. Selim ve II. Mahmut dönemlerinin yeniliklerine temel olufl-
turmufltur. Bu dönemde Humbarac› Ahmet Pafla’n›n askerî alanda yapt›¤› düzenle-
D‹KKAT D‹KKAT
melere benzer flekilde yenilikler yapan bir baflka ismin faaliyetleri öne ç›km›flt›r.
Aslen Macar olan Fransa do¤umlu Baron François de Tott 1755’te ‹stanbul’a gel-

N N
SIRA S‹ZDE mifl, 1767’de SIRA S‹ZDE dönerek burada çeflitli görevler alm›fl ve 1769’da yeniden ‹s-
Paris’e
tanbul’a gelerek Bo¤az tahkiminde görev yapm›flt›. Sürat Topçular› Oca¤›’n› kuran
AMAÇLARIMIZ
Tott, 1771-76 y›llar› aras›nda toplar döktürmüfl, Bo¤az’da kaleler infla ettirmifl ve
AMAÇLARIMIZ
1773’te Mühendishane’yi kurmufltu. Daha sonra Mühendishane-i Bahr-i Hümayun
ad›n› alan Hendesehane, kapsaml› bir askerî okula dönüfltürüldü. Bu dönemde de
K ‹ T A P Frans›zca askerî
K ‹ T ders A P kitaplar›n›n tercümesi faaliyetlerine devam edildi ve Yeniçe-
ri Oca¤› iyilefltirilmeye çal›fl›ld›.
‹lim ve sanatseverli¤i bilinen Sultan I. Abdülhamid döneminde kütüphanecilik
TELEV‹ZYON faaliyetleriT Eartm›fl
L E V ‹ Z Y ve
O N Medine’ye yazma eserlerden oluflan büyük bir kütüphane
yapt›r›lm›flt›. Bu dönemde Avrupa mallar› karfl›s›nda yerli pazar›n korunmas› ama-
c›yla yerli mal› kullan›m› zorunlu tutulmufltu.

‹NTERNET XVIII. Yüzy›l


‹ N T E R N E TYenileflme Hareketinin Özellikleri
III. Ahmet ile bafllay›p I. Abdülhamid dönemine kadar süren 18. yüzy›l Osmanl›
yenileflme hareketi, her ne kadar III. Selim, II. Mahmut ve Tanzimat Dönemi’nin
MAKALE MAKALE
köklü dönüflümlerine kaynakl›k etmiflse de yap›ld›klar› devirde büyük ilerlemeler
kaydedilememiflti. 18. yüzy›l yenileflmesiyle Osmanl› Devleti’nin gerilemeden kur-
tulamam›fl olmas›n›n nedenleri, bu yüzy›lda yap›lan yeniliklerin niteli¤i ile do¤ru-
dan iliflkidir. Lale Devri ile Osmanl› Devleti yönünü Avrupa’daki geliflmelere dön-
müfl, yeni müesseselerin kurulmas›ndan ziyade fonksiyonlar›n› tümüyle kaybetmifl
olan eski müesseselerin ›slah›na çal›fl›lm›flt›r. Bu amaçla Avrupa’dan pek çok uz-
man getirilmifl, ancak bunlar içinde iflinin ehli oldu¤u gibi olmayanlar da yer alm›fl-
t›r. Yap›lan ›slahatlar kiflilerle s›n›rl› kalm›fl, kiflilerin görevden ayr›lmas› ile bu ›sla-
hatlar da sona ermifltir.

OSMANLI YEN‹LEfiMES‹NDE DÖNÜM NOKTASI


III. SEL‹M VE N‹ZAM-I CED‹T
I. Abdülhamid’in saltanat›n›n son iki y›l›na 17 A¤ustos 1787’de bafllayan Osmanl›-
Rus savafl› damgas›n› vurmufltur. Rusya ile ittifak antlaflmas› olan Avusturya da 9
fiubat 1788’de Osmanl›ya savafl ilan etmiflti. 1789’da, 25 bin sivil halk›n Özi’de Rus-
lar taraf›ndan katledilmesi ve savaflta al›nan baflar›s›zl›k haberleri üzerine inme

www.evrenselpdf.com
1. Ünite - Osmanl› Devleti’nde Yenileflme Çabalar› 11

hastal›¤› sonucunda I. Abdülhamid 7 May›s 1789’da vefat etti. Osmanl›-Rus ve Os-


manl›- Avusturya savafllar›n›n büyük bir h›zla Osmanl› aleyhine sürdü¤ü 1789 y›-
l›nda tahta III. Selim geçti. III. Selim ilk olarak 31 Ocak 1790’da Prusya ile bir itti-
fak yaparak Avusturya’y› zor duruma soktu. Avusturya’n›n Osmanl› ile savaflta ga-
lip gelerek güçlenmesini istemeyen Prusya, Avusturya ile bir antlaflma yaparak
Avusturya’n›n savafl› sona erdirmesini sa¤lad›. Osmanl›lar›n Avusturya ile 4 A¤us-
tos 1791’de yapt›¤› Zifltovi Antlaflmas› ile Osmanl›-Avusturya savafl› sona erdi. Bu
antlaflma ile Osmanl›lar Belgrat dâhil savafl öncesindeki s›n›rlar›na döndü. Avustur-
ya’n›n savafltan çekilmesi müttefik Rusya’y› zor duruma sokmuflsa da Rus ordusu-
nun en son Maçin’de elde etti¤i baflar› üzerine Osmanl› Devleti bar›fl istemek zo-
runda kald›. 10 Ocak 1792’de imzalanan Yafl Antlaflmas› ile Osmanl›lar K›r›m’› ele
geçirme ümidini tamam›yla yitirdi. Bu antlaflmayla Osmanl› Devleti Kafkasya’daki
nüfuz bölgelerinde de gerilemifltir.
III. Selim, Zifltovi Antlaflmas›’n›n imzalanmas›ndan hemen sonra yenileflme ha-
reketine h›z verdi. Avusturya’ya elçi olarak gönderilen Ebubekir Rat›p Efendi,
1791’de Viyana’dan döndükten sonra Avrupa’daki askerî ve sosyal hayat› anlatan
500 sayfal›k Sefaretname’sini Sultan’a sundu. III. Selim, 1791 sonbahar›nda çeflitli
kesimlerden seçilmifl 22 kifliden “devletin zaaflar› ve al›nmas› gereken önlemleri”
içeren layihalar (raporlar) istedi. Haz›rlanan Bu layihalardaki görüfllerin ortak nok-
tas› “askerî alanda yenileflme yap›lmas›n›n zarureti” idi. Layihalarda askerlik ala-
n›n›n yan› s›ra mali, idari, toplumsal ve iktisadi meselelerden de bahsedilmekteydi.
Çözüme yönelik olarak ise Kanuni Sultan Süleyman Devri’ne dönme zorunlulu¤u,
eski kurumlar›n tümüyle tasfiye edilmesi ve Yeniçeri Oca¤›’n›n yenilenmesi gibi
görüfller öne sürülmüfltür. III. Selim bu görüfller çerçevesinde “Nizam-› Cedit (Yeni
Düzen)” ad› verilen ›slahat hareketine bafllad›. Ne var ki bu dönemki yeniliklerde
zorunlu olarak askerî alana a¤›r-
l›k verilmesi, Nizam-› Cedit hare- Resim 1.1
ketinin ordunun düzenlenmesi- Hippolite
ne yönelik bir hareket olarak an- Berteau’un
ya¤l›boya
lafl›lmas›na yol açt›. Oysa Nizami tablosunda II.
Cedit hareketi siyasi, iktisadi, sos- Selim
yal ve askerî alan› kapsayan bir
III. Selim Osmanl›
hareketti. Nitekim merkezî otori-
Devleti’nin
tenin güçlendirilmesi ve devletin kurtuluflunu
sars›lan iktidar›n›n sa¤lamlaflt›r›l- hemen her sahada
mas› amac›yla ç›kar›lan birtak›m ça¤›n gereklerine
ayak uydurarak
kanunnamelerle idari, adli ve modernleflmede
sosyal alanda yeni bir düzen ku- gören ayd›n ve
rulmaya çal›fl›ld›. Bunlardan bafl- sanatkâr bir
padiflaht›r.
ka Nizam-› Cedit hareketiyle “Ye-
niçeri Oca¤›’n›n kald›r›lmas›, ule- Kaynak: TSM Tablo
man›n nüfuzunun k›r›lmas›, fley- Galerisi
hülislamlar›n siyaseti yönlendi-
ren fetvalar›na son verilmesi, Av-
rupa’n›n ilim, sanat, askerlik, zi-
raat, ticaret ve medeniyet haya-
t›nda yapt›klar› yeniliklerin Os-
manl› Devleti’nde de uygulanma-
s›” amaçland›.

www.evrenselpdf.com
12 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

Askerî Alanda Yenilikler


III. Selim dönemi, Nizam-› Cedit hareketinde Avrupa tarz›nda bir ordunun kurul-
mas› ve eski askerî kurumlar›n modernlefltirilmesi amaçland›. Eski askerî kurumla-
r›n modernlefltirilmesi maksad›yla önce idari ve askerî ifller birbirinden ayr›ld›. As-
kerlikle ilgisi olmayanlar Yeniçeri Oca¤›’ndan ç›kar›ld›. Ocaklar›n k›fllalar› geniflle-
tilerek askere sürekli talim yapma zorunlulu¤u getirildi. Askerlerin ücretleri art›r›-
larak, dirliklerin saray gözdeleri yerine askere verilmesi karar› al›nd›. Yeniçeri Oca-
¤›’n›n kay›tl› mevcudu yar›ya düflürülerek 30 bine indirildi. Yeniçerilere Avrupa tü-
fekleri ve askerî malzemeleri ile her birime bu tüfekleri kullanabilen sekiz asker
verildi. Yenileflme hareketinin baflar›l› oldu¤u topçu, humbarac›, la¤›mc›, top-ara-
bac› ocaklar›ndaki askerlerin evlenmesi yasaklanarak bu askerlere k›fllada kalma
zorunlulu¤u getirildi. Yeniçeri Oca¤›’n›n ›slah› için al›nan tedbirlerden biri de üç
ayda bir tahsil edilen ve tahvil gibi kullan›lan Yeniçeri esamilerinin/ulufe (maafl)
al›m sat›m›n› önleyerek Yeniçeri olmayanlar›n bu esamilere sahip olmas›n› engel-
lemekti. Çünkü bu esamilerin siviller eline geçmesi, Oca¤›n çeflitli flah›s ve grupla-
r›n ç›karlar› do¤rultusunda yönlendirilmesini ve baz› suiistimallere u¤rat›lmas›n›
beraberinde getirmiflti. Ancak ço¤unlu¤u zaten savafla gitmeyen, esnafl›k yapan,
rahata al›flm›fl Yeniçeriler k›sa bir zaman sonra “talimin gavur ifli” oldu¤unu söy-
leyerek yeni usul çerçevesinde talim dahi yapmay› reddettiler.
Eski kurumlar›n ›slah› çal›flmalar›ndan sonra Avrupa tarz›ndaki yeni ordu ise Ni-
zam-› Cedit ad›yla 24 fiubat 1793’te kuruldu. Bu ordunun bafl›na Sadaret eski Kethü-
das› Mustafa Reflit Efendi getirildi. Fransa ve ‹sveç’ten getirtilen subaylar›n yönetimin-
deki Nizam-› Cedit ordusunun kuruluflunda 1602 er ve 27 subay mevcudu bulunmak-
tayd›. Nizam-› Cedit ordusuna ba¤l› olarak 23 Kas›m 1799’da farkl› k›yafetleri olan ye-
ni bir birim daha eklendi. Ordunun 1802’de mevcudu 9263 er ve 27 subaya yüksel-
miflti. 1806’da ise mevcut iyice art›r›larak 22.685 er ve 1590 subaya ç›kar›ld›. Bu asker-
lerin yar›s› Anadolu’da yar›s›
Foto¤raf 1.3
da ‹stanbul’da istihdam edil-
Nizam-› Cedid Ordusu miflti. Nizam-› Cedit ordusu-
talimde. nun masraflar›n›n karfl›lan-
‹LK ADIMLAR: Osmanl› mas› için ‹rad-› Cedit Defter-
Devleti’nde askerî yenilik darl›¤› kurulmufltu. Defter-
alan›ndaki ilk at›l›mlar III.
Selim’in kurdu¤u Nizam-› darl›¤a ba¤l› olarak bofl kalan
Cedid ordusuyla bafllad›. III. dirlikler, içki, tütün, kahve gi-
Selim’in amac› de¤iflen
koflullara uygun olarak ileri bi mallara konan vergiler bu
askerî teknikle donanm›fl, orduya tahsis edildi.
Avrupai tarzda e¤itim Yeni orduyu ve eski
yapan bir ordu
oluflturmakt›. Bunun için askerî kurumlar› nitelikli as-
Fransa’dan uzman istendi. kerlerle güçlendirmek mak-
Ayr›ca bu ordunun sad›yla 1795’te Mühendisha-
harcamalar› için ‹rad-›
Cedid ad›nda bir vergi ne-i Berr-i Hümayun (Kara
getirildi. Ancak bu yeni Mühendishanesi) kuruldu.
ordunun kurulmas› birçok
tepkiye yol açt›. Nizam-›
Mühendishane’de Frans›z
Cedid ordusu ve III. Selim. hocalardan faydalan›ld›. Bu-
Kaynak: Tanzimat’tan
rada Frans›zca zorunlu dil
Cumhuriyet’e Türkiye olarak okutuldu. Ayr›ca Mü-
Ansiklopedisi, ‹letiflim hendishane’nin Kütüphane-
Yay›nlar›, ‹stanbul 1985.
si de k›sa zamanda Frans›z-
ca kitaplarla zenginlefltirildi.

www.evrenselpdf.com
1. Ünite - Osmanl› Devleti’nde Yenileflme Çabalar› 13

Bu dönemde donanman›n güçlendirilmesi ve yenilenmesine de büyük önem


verildi. Bu amaçla ilk olarak 1773’te infla edilmifl olan Mühendishane-i Bahr-i Hü-
mayun’un (Deniz Mühendishanesi) ›slah›na baflland›. 1792- 1803 y›llar› aras›nda
Kaptan-› Derya s›fat›yla donanman›n bafl›nda bulunan Damat Küçük Hüseyin Pa-
fla, terfi ve tayin ifllerini düzene sokarak yolsuzluklar› engellemeye çal›flt›. Donan-
maya asker sa¤lanmas› amac›yla Bat› Anadolu Bölgesi’nde yaflayanlara zorunlu
hizmet getirildi. Tersane geniflletilirken Bahriye için bir sa¤l›k teflkilat› kuruldu. Bu-
lafl›c› hastal›klar için karantina uygulamas›na da ilk kez bu dönemde geçildi.

‹dari Alanda Yenilikler


III. Selim devrine kadar Avrupa Devletleriyle iliflkiler bu devletlerin ‹stanbul’daki
elçileri arac›l›¤›yla sürdürülmekteydi. Osmanl› Devleti’nin Avrupa merkezlerinde
daimi ikamet elçileri bulunmuyordu. Devlet adamlar› aras›nda yabanc› dil bilen
çok azd›. Devletin yabanc› devlet merkezlerinde temsil edilmesi, Avrupal› ülkeler-
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
le iliflki kurmak ve güvenilir bilgiler almak için daimi elçiliklerin aç›lmas› gereki-
yordu. Bu amaçla önemli merkezlerden bafllamak üzere 1792’de Londra’da 1797’de
Paris, Viyana ve Berlin’de daimi elçilikler aç›ld›. Bu elçilikler pek
D Ü fi Üçok
N E L ‹Osmanl›
M ay- D Ü fi Ü N E L ‹ M
d›n›n yetiflmesine, yabanc› dil ö¤renimlerine, Avrupa ülkelerindeki fikir ak›mlar›n›
tan›malar›na hizmet etti. Böylece Bat›’dan haberdar ve Bat›’ya yönelik küçük bir
S O R U S O R U
az›nl›k oluflmaya bafllad›.

Osmanl› Devleti’nin Avrupa merkezlerinde daimi ikamet elçileri bulunmuyordu.


D‹KKAT Devlet D‹KKAT
adamlar› aras›nda yabanc› dil bilen çok azd›. Devletin yabanc› devlet merkezlerinde tem-
sil edilmesi, Avrupal› ülkelerle iliflki kurmak ve güvenilir bilgiler almak
SIRA için daimi elçilik-

N N
S‹ZDE SIRA S‹ZDE
lerin aç›lmas› gerekiyordu. Bu amaçla önemli merkezlerden bafllamak üzere 1792’de Lon-
dra’da 1797’de Paris, Viyana ve Berlin’de daimi elçilikler aç›ld›. Bu elçilikler pek çok Os-
manl› ayd›n›n yetiflmesine, yabanc› dil ö¤renimlerine, Avrupa ülkelerindeki fikir ak›mlar›-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
n› tan›malar›na hizmet etti.

K ‹ biçimde
Anadolu’nun pek çok yerinde ç›kan isyanlar ile devletin etkili T A P ilgilene- K ‹ T A P
memesi sonucunda buralarda bulunan valiler (beyler/ayanlar) ve isyanc›lar›n (mü-
tegallibe) bir süredir gittikçe güçlenmifllerdi. Bundan dolay› III. Selim döneminde
merkezî otorite etkisini ve gücünü büyük oranda kaybetmiflti. T E Ayan
L E V ‹ Z Yve
O Nmütegalli- TELEV‹ZYON
benin güçlenmesinde, dar bo¤aza giren Hazine’yi iyilefltirmek için baz› t›marlar›n
iltizama verilmesi etkili olmufltu. Saray bu yolla Hazine’ye para girifli sa¤larken
ayanlar›n nüfuzlar›n›n artmas›n› ve tüm Anadolu’ya yay›lmalar›n› engelleyememifl-
‹NTERNET ‹NTERNET
ti. Öte yandan art arda al›nan yenilgiler de Saray’›n itibar kaybetmesine yol açm›fl-
t›. III. Selim, eyalet idari teflkilat›n› yeniden düzenlemek yoluyla yerel otorite yeri-
ne merkezî otoriteyi güçlendirdi. Eyaletlere tecrübeli ve güvenilir idareciler atad›.
MAKALE MAKALE
Böylece kad›lar›n görevlerini yapmalar› sa¤land› ve rüflvet almalar› büyük oranda
engellendi. T›mar ve zeamet de yeniden düzenlenerek buradan Hazine’ye gelir
sa¤lad›.

Ticari ve ‹ktisadi Alanda Yenilikler


III. Selim’e sunulan layihalarda ülkenin ticaret dengesindeki bozulmaya da dikkat
çekiliyordu. ‹thalat›n ihracat›n önüne geçmemesi, memleketin madenlerinin ifllen-
mesi, ihtiyaç olmayan lüks tüketim eflyalar›n›n ithalat›n›n yasaklanmas›, sikkelerin
de¤erinin düflürülmemesi ve halk›n israftan kaç›nmas› layihalarda öne ç›kar›lan
belli bafll› ticari ve iktisadi önlemlerdi. III. Selim, iktisadi hayat›n ›slah› için önce-

www.evrenselpdf.com
14 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

likle gedik (tekel, imtiyaz) usulünü kald›rd›. Tüccar ve esnaf gediklerinin kald›r›l-
mas›yla serbest hâle getirilen ticaretin gelifltirilmesi yoluna gidildi. Böylece Osman-
l› sanayi ve ticareti Avrupa’da oldu¤u gibi serbest rekabet ortam›na kavufluyordu.

Osmanl›-Frans›z Savafl›
Napolyon’un önderli¤inde Frans›z ordusu 1798 y›l›nda M›s›r’a sald›rarak Osman-
l›n›n önemli bir vilayeti olan M›s›r’› ele geçirmiflti. Osmanl› ordusunun alm›fl oldu-
¤u yenilgiler Fransa’ya yaln›z bafl›na karfl› koyamayaca¤›n› gösterdi¤inden Osman-
l› devleti ittifak aray›fl›na girdi. Bu maksatla Fransa’ya karfl› 3 Ocak 1799’da Ruslar-
la, 5 Ocak 1799’da ‹ngiltere ile ittifak antlaflmalar› imzaland›. Böylece y›llarca kar-
fl› karfl›ya gelmifl olan Osmanl› ile Rus ordusu tarihte ilk kez yan yana savafl vere-
cekti. ‹ngiltere ve Rusya, Fransa ile yap›lan 30 A¤ustos 1801 tarihli antlaflma ile Na-
polyon kuvvetlerini M›s›r’dan ç›kard›. Osmanl›lar M›s›r’da Frans›zlardan kurtul-
mufltu ancak bu kez de yap›lan ittifak›n karfl›l›¤› olarak ‹ngiltere ve Rusya’n›n a¤›r
istekleriyle yüz yüze kalm›flt›. ‹ngiltere, Frans›zlar› bölgeden ç›karmak bahanesiy-
le girdi¤i M›s›r’a yerleflmek niyetindeydi. Rusya ise bir yandan Ege adalar› ve Mo-
ra’daki Hristiyan ahaliyi Osmanl› aleyhine k›flk›rtarak buralar› ele geçirme hesapla-
r› yap›yordu; di¤er yandan da Bo¤azlardan kal›c› olarak geçifl hakk› alman›n pe-
flindeydi. Bu tehlikeli durumda Osmanl› devlet adamlar› çareyi yeniden Avrupa’da
pek çok baflar› kazanan Fransa ile ittifakta bularak 25 Temmuz 1802’de Fransa ile
Paris Antlaflmas›’n› imzalam›flt›r.

Osmanl›-Rus-‹ngiliz Savafl›
Fransa ile yeniden yak›n iliflkiler kuran Osmanl›lar, ‹ngilizlerin M›s›r üzerindeki he-
saplar›n› bofla ç›karmak maksad›yla bölgedeki otorite bofllu¤unu doldurmak için
Temmuz 1805’te Mehmet Ali Pafla’y› M›s›r’a vali olarak atad›. Bu arada ittifak›n so-
na ermesi nedeniyle Bo¤azlar’›n Rus savafl gemilerine kapanmas› iki devlet aras›n-
da gerginlik ç›kmas›na yol açm›flt›. Osmanl›n›n Bo¤azlar’› Rusya’ya kapatmas›,
Rusya ile ittifak hâlinde olan ‹ngiltere’nin de Osmanl›’ya karfl› tutum almas›na ne-
den oldu. ‹ngiltere ayr›ca Osmanl›-Frans›z yak›nlaflmas›ndan son derece rahats›z
olarak Osmanl› Devleti üzerindeki Frans›z nüfuzuna son verilmesini istiyordu. III.
Selim bu iki devletin isteklerini baflta kabul ettiyse de Napolyon’un Prusya’da za-
fer kazanmas› üzerine karar›ndan döndü. Bu geliflme üzerine Rusya ‹ngiltere’nin
deste¤iyle Ekim 1806’da Memleketeyn’i (Hotin ve Bender kaleleri) iflgal etti. Bu-
nun üzerine Osmanl› Devleti her iki devlete karfl› savafl açt›. ‹ngiliz donanmas› 20
fiubat 1807’de Bo¤az’dan geçerek ‹stanbul k›y›lar›na kadar geldi. Ancak 1 Mart’ta
geri dönmek zorunda kald›. ‹ngilizler ‹skenderiye’de de Mehmet Ali Pafla taraf›n-
dan yenilgiye u¤rat›larak 1807 Eylül’ünde bölgeden çekilmeye bafllad›.

Kabakç› Mustafa ‹syan› ve III. Selim Devri’nin Sonu


III. Selim’in Nizam-› Cedit hareketi eski düzenden flahsi ç›karlar› olan kifli ve grup-
lar taraf›ndan tepkiyle karfl›lanm›flt›. Dünyan›n en kuvvetli askerî say›lan Osmanl›-
lar›n Avrupal›lardan askerî usul ö¤renmesi ve Avrupa elbiselerini giymesi elefltiri-
lerin oda¤›na yerlefltirilmiflti.
Mevcut düzenden faydalananlar aras›nda subaylar, ‹stanbul’un orta ve yüksek
tabakas› ile merkezî hükûmete kafa tutmaya bafllam›fl olan yerel iktidarlar (ayan,
voyvoda, mütegallibe vb.), yüksek memurlar ve baz› din adamlar› bulunuyordu.
Hisse senedi durumuna gelmifl olan Yeniçeri ulufelerini sat›n alan baz› devlet rica-
li, din adam›, Fenerli Rumlar ve Yahudiler ile baz› ‹stanbullular için Yeniçeri Oca-

www.evrenselpdf.com
1. Ünite - Osmanl› Devleti’nde Yenileflme Çabalar› 15

¤› ayn› zamanda bir gelir kap›s› durumuna gelmiflti. Asker ocaklar›n›n yeni bir dü-
zene tabi tutulmas› ile bu gruplar gelirlerinden mahrum kalm›fllard›. Öte yandan
Nizam-› Cedit ordusunun ihtiyaçlar›n›n büyük oranda Avrupa’dan temin edilmesi
de askerî malzeme satan esnaf›n gelirini azaltm›flt›. Merkezî otoritenin zay›flama-
s›yla güçlerine güç katan yerel iktidarlar/ayanlar da yeni düzenin gelmesiyle Ana-
dolu’daki iktidar bölgelerini büyük oranda kaybedeceklerdi. Yeni düzenden ç›kar-
lar› olumsuz yönde etkilenen bu flah›s ve gruplar›n deste¤iyle Nizam-› Cedit hare-
ketine karfl› olanlar, Karadeniz Bo¤az› kalelerinde topçu olan Kastamonulu Kabak-
ç› Mustafa önderli¤inde May›s 1807’de isyan ederek ‹stanbul’a do¤ru yürümeye
bafllad›lar. Kabakç› Mustafa ‹stanbul’a vard›¤›nda ‹stanbul halk›ndan da büyük
destek gördü. ‹syanc›lar 28 May›s’ta III. Selim’den Nizam-› Cedit ordusunun kald›-
r›lmas›n› ve 11 kiflinin idam›n› istedi. Ertesi gün III. Selim tahtan indirildi ve yerine
IV. Mustafa geçirildi. 1808’de de Nizam-› Cedit ordusu la¤vedildi.

Devletin yenileflmesi için her alanda düzenlemeler yapan III. SelimSIRA


isyanc›lar›
S‹ZDE bast›rmak SIRA S‹ZDE
için say›lar› 20.000’i geçen modern nizam-› cedit birliklerini neden kullanmam›fl olabilir? 2
Tart›fl›n›z
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M

II. MAHMUT DÖNEM‹ GEL‹fiMELER‹ VE YEN‹L‹KLER‹


(1808-1839) S O R U S O R U
IV. Mustafa’n›n (1807-1808) k›sa sal-
Resim 1.2
tanat döneminde III. Selim’in bafllat-
D‹KKAT D‹KKAT
m›fl oldu¤u yenilikler durdurularak Alemdar Mustafa
çok say›da Nizam-› Cedit yanl›s› da Pafla

N N
öldürüldü. IV. Mustafa Yeniçeri Oca- SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Kaynak: Yaflamlar›
¤› ile 31 May›s 1807’de bir anlaflma ve Yap›tlar›yla
yapt›. Bu anlaflmaya göre Kabakç› Osmanl›lar
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
Ansiklopedisi II,
‹syan›’ndan Yeniçeri Oca¤› sorumlu Yap› Kredi Sanat
tutulmayacak ve buna karfl›l›k Ocak Yay›nc›l›k, ‹stanbul
da devlet ifllerine kar›flmayacakt›. Bu 1999.
K ‹ T A P K ‹ T A P
s›rada öldürülmekten kurtulmay› ba-
flarm›fl olan yenilikçiler Rusçuk Aya-
n› Alemdar Mustafa Pafla’n›n etraf›n- TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
da toplanm›flt›. Yenilikçiler, Rusçuk
Ayan› Alemdar Mustafa Pafla önder-
li¤inde 10 bin mevcutla ‹stanbul üze-
rine yürüdü. Alemdar Mustafa Pa- ‹NTERNET ‹NTERNET
fla’n›n Saray’a sald›rd›¤› s›rada IV.
Mustafa hal’ edilmesini önlemek
amac›yla III. Selim’i öldürtmüfltü. MAKALE MAKALE
Yenilikçilerin Saray’a karfl› elde etti-
¤i baflar› neticesinde II. Mahmut tah-
ta ç›kar›ld› ve Alemdar Mustafa Pafla
da sadrazam oldu.

Sened-i ‹ttifak (7 Ekim 1808)


II. Mahmut tahta geçer geçmez ilk olarak merkezî otoritenin sa¤lanmas›na yönelik
icraatlara a¤›rl›k verdi. Sadrazam Alemdar Mustafa Pafla’n›n yönlendirmesiyle
merkezî iktidar› zay›flatan yerel iktidarlar/ayanlar kontrol alt›na al›nmak istendi.

www.evrenselpdf.com
16 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

Bu maksatla 29 Eylül 1808’de ayanlar ile Yeniçeri Oca¤›’n›n düzenlenmesi, ayan-


lar›n hak ve imtiyazlar› ile devlete karfl› sorumluluk ve vazifeleri ve buna karfl›l›k
devletin ayanlara karfl› tutumu konufluldu. Var›lan mutabakat neticesinde 7 Ekim
1808’de ayanlar ile Saray aras›nda Sened-i ‹ttifak belgesi imzaland›. Bu senetle
ayanlar Padiflah’a sadakatlerini ilan ederken Padiflah da ayanlar› koruma sözü ver-
mekteydi. Ayr›ca ayanlar vergileri Saray’›n iste¤i do¤rultusunda toplayacaklar› ve
kendi bölgelerinin d›fl›na el uzatmayacaklar› hakk›nda da teminat vermekteydi.
Ayanlar›n merkeze ba¤l›l›klar›n›n karfl›l›¤› olarak Sadrazam, keyfi davran›fllarda
bulunmayaca¤›n›, ayanlar›n etki ve yönetim alanlar›na kar›flmayaca¤›n› ilan edi-
yordu. Bu ittifakla ayanlar›n mallar›n›n babadan o¤la geçmesi usulünün Saray ta-
raf›ndan kabul edildi¤i de imza alt›na al›n›yordu. Merkezî otoriteyi güçlendirmek
maksad›yla yerel iktidarlarla imzalanm›fl olan bu senet halk›n genelinin ç›karlar›n›
ilgilendiren maddeler de içermekteydi. Sened-i ‹ttifak’ta vergilerin haks›z ve ezici
olmamas›, reayaya zulmün yasaklanmas›, bir suç ifllenmesi durumunda soruflturma
yap›lmadan ceza verilmemesi gibi kifli haklar›n› korumaya yönelik hükümler bu-
lunmaktayd›. Ne var ki Sened-i ‹ttifak uzun ömürlü olamam›fl, uygulanma f›rsat›
dahi bulamadan imzalanmas›ndan befl hafta sonra Alemdar Mustafa Pafla’n›n öldü-
rülmesiyle tamamen unutulmufltur.
SIRA S‹ZDE Osmanl›SIRA
devletS‹ZDE adamlar›n›n devletin eski gücüne ulaflmas› için ayanlarla merkezî
otorite aras›ndaki iktidar iliflkilerini düzenlenmeye çal›flt›¤› bu belge, ayn› zaman-
D Ü fi Ü N E L ‹ M
da, Osmanl› Devleti’ndeki anayasallaflma sürecini bafllatan ilk belgelerden biri ola-
D Ü fi Ü N E L ‹ M
rak kabul edilmektedir. Tart›flmas›z olan bir baflka gerçek de fludur ki her ne ka-
dar uygulanma imkân› bulamam›fl ve k⤛t üzerinde kalm›fl olsa da Osmanl› tari-
S O R U S O otorite
R U
hinde merkezî ilk kez bu belgeyle s›n›rland›r›lm›flt›r.

D‹KKAT Osmanl› devlet D ‹ Kadamlar›n›n


KAT devletin eski gücüne ulaflmas› için ayanlarla merkezî otorite
aras›ndaki iktidar iliflkilerini düzenlenmeye çal›flt›¤› bu belge, ayn› zamanda, Osmanl›
Devleti’ndeki anayasallaflma sürecini bafllatan ilk belgelerden biri olarak kabul edilmek-

N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
tedir. Tart›flmas›z olan bir baflka gerçek de fludur ki her ne kadar uygulanma imkân› bula-
mam›fl ve k⤛t üzerinde kalm›fl olsa da Osmanl› tarihinde merkezî otorite ilk kez bu bel-
AMAÇLARIMIZ geyle s›n›rland›r›lm›flt›r.
AMAÇLARIMIZ

‹ngiltere ve Rusya ile ‹liflkiler: Bu dönemde Avrupa’da yaflanan olaylar netice-


K ‹ T A P sinde ‹ngiltere,
K ‹ T Napolyon
A P ordular› karfl›s›nda yaln›z kalm›fl ve yeni ittifak aray›fllar›
içine girmiflti. ‹ngiltere 1807’den beri savafl hâlinde bulundu¤u Osmanl› ile bar›fla yö-
neldi ve iki devlet aras›nda 5 Ocak 1809’da Kal’a-y› Sultaniye Antlaflmas› imzaland›.
TELEV‹ZYON Bu antlaflma
T E L Eile
V ‹ Z‹ngilizler
YON daha önce itiraz ettikleri Bo¤azlar›n Ruslara kapat›lmas›
hükmünü de kabul ediyordu. 1806’dan beri süren Osmanl›-Rus savafl› ise Osmanl›
ordular›n›n yenilgisiyle sonuçlanm›flt›. ‹ki devlet aras›nda 28 May›s 1812’de imzala-
nan Bükrefl Antlaflmas› ile Prut Nehri-Tuna a¤z› Osmanl›-Rus s›n›r› olarak kabul edi-
‹NTERNET ‹NTERNET
lirken Osmanl› Devleti S›rplara imtiyaz verilmesini de kabul etmek zorunda kald›.
S›rp ve Rum ‹syanlar›: Balkanlar’da ilk milliyetçi isyan S›rbistan’da ç›km›flt›.
Osmanl›-Rus savafl› sürerken Ruslar S›rp isyanlar›n› teflvik etmifltir. Osmanl› Devle-
MAKALE MAKALE
ti Ekim 1813’te S›rp isyanlar›n› kontrol alt›na almay› baflard›. Ancak Rusya’n›n des-
te¤iyle 1815 Temmuz’unda yeniden bafllayan isyanlar neticesinde Osmanl› Devle-
ti 1816’da S›rplara özerk bir prenslik statüsü vermek zorunda kald›. S›rplara veri-
len statü, Ruslarla 7 Ekim 1826’da imzalanan Akkerman ve 14 A¤ustos 1829’da im-
zalanan Edirne Antlaflmalar›nda tasdik edildi. Eylül 1830’da ise özerk S›rbistan’›n
kurulmufl oldu¤u ilan edildi.

www.evrenselpdf.com
1. Ünite - Osmanl› Devleti’nde Yenileflme Çabalar› 17

Ruslar yaln›zca S›rplar› de¤il Rumlar›n da Osmanl› Devleti’ne karfl› isyanlar›n›


k›flk›rt›p destekledi. fiubat 1821’de Rus Çar›’n›n Rum as›ll› ye¤eni ‹psilanti taraf›n-
dan ilk isyan hareketi Eflak’ta bafllat›ld›. ‹kinci isyan hareketi bir ay sonra Mart
1821’de Mora’da patlak verdi. Mora ‹syan› k›sa zamanda yay›larak Nisan ay›nda or-
ta ve güney Yunanistan’a kadar geniflledi. Osmanl› Devleti’nin Mora ‹syan›’n› bas-
t›rmakta gösterdi¤i baflar›s›zl›k üzerine Avrupa devletleri harekete geçerek Osman-
l› aleyhine propaganda faaliyeti yürütmeye bafllad›. Osmanl›lar isyan› bast›rabil-
mek için M›s›r Valisi Mehmet Ali Pafla’dan yard›m istemek zorunda kald›. Mehmet
Ali Pafla kuvvetleri Mora’da büyük baflar› elde ettiler. Ancak isyan bast›r›lmak üze-
re iken Ruslar›n savafl tehdidinde bulunmalar› üzerine Osmanl›lar 7 Ekim 1826’da
Akkerman Antlaflmas›’n› imzalamak zorunda kald›. Bu s›rada ‹ngiltere ve Rusya
Yunanl›lara ba¤›ms›zl›klar›n› kazand›rmak üzere 1827 Nisan’›nda bir protokol im-
zalam›fl, Fransa ise Temmuz ay›nda bu protokole ifltirak etmiflti. Bu üç devletin Os-
manl› aleyhine imzalam›fl olduklar› protokolü Osmanl› Devleti iç ifllerine müdaha-
le olarak de¤erlendirip protesto etti. Bunun üzerine müttefik donanmalar› 20 Ka-
s›m 1827’de Navarin Liman›’nda bulunan Osmanl› donanmas›na bask›n yaparak
donanmay› yakt›. Avrupal› devletlerin bask›s› neticesinde 14 Eylül 1829’da imzala-
nan Edirne Antlaflmas› ile Osmanl› Devleti Yunanl›lar›n ba¤›ms›zl›¤›n› kabul etmek
zorunda kald›. Söz konusu askerî baflar›s›zl›klarda Haziran 1826’da kald›r›lan Ye-
niçeri Oca¤› dolay›s›yla ortaya ç›kan askerî zaaf›n etkisi aç›kt›r.

M›s›r’daki Yenilik Hareketleri ve Mehmet Ali Pafla ‹syan›


Kavalal› Mehmet Ali Pafla, Padiflah’a ba¤l› olarak yürüttü¤ü M›s›r idaresinde za-
manla neredeyse ba¤›ms›z bir iktidar oda¤› hâline geldi. 1811’de Kölemen beyle-
rini ortadan kald›rarak tüm M›s›r’a hakim oldu. 1818’de Vahhabi ‹syan›’n› bast›ra-
rak Basra Körfezi’ni ele geçirdi. 1820’de M›s›r’›n yan› s›ra Arabistan ve Sudan’a da
hakim bir güç durumundayd›.
Mehmet Ali Pafla’n›n k›sa bir zaman içinde askerî alanda göstermifl oldu¤u bu
baflar› M›s›r’da bafllatm›fl oldu¤u yenilik hareketiyle do¤rudan iliflkiliydi. Nizam-›
Cedit’ten etkilenerek Nizamiye ad›n› verdi¤i, Avrupa tarz›nda bir ordu kurmufltu.
Nizamiye’de Napolyon ordusundan ayr›lma, iflsiz kalm›fl subaylardan yararland›.
Bu ordunun ihtiyaçlar›n› karfl›lamak maksad›yla iktisadi alanda birtak›m yenilikler
yapt›. ‹ltizam ve vak›f arazilerinden a¤›r vergiler yoluyla Hazine’ye para aktarmaya
bafllad›. 10 y›l içinde bu yöntemle tüm M›s›r topraklar›n› devlet arazisi hâline getir-
di. Pamuk ekimini özendirerek M›s›r tar›m›n› canland›rmay› baflard›. Pamuk, hem
önemli bir ihraç ürünü hâline geldi; hem de ülkede kurulan fabrikalarda ifllenme-
ye bafllanarak M›s›r’da yerli sanayinin oluflturulmas›na çal›fl›ld›. Bu yenilikler neti-
cesinde M›s›r’›n geliri 1805’te 13 bin kese iken 1809’da 35 bin keseye ve k›sa bir
zaman sonra da 400 bin keseye yükseldi. M›s›r, ‹stanbul’a y›lda 12 bin kese vergi
gönderecek kadar güçlü bir ekonomiye ulaflt›. Mehmet Ali Pafla bu yeniliklerden
baflka 1829’da Vekayi-i M›sriyye ad›yla M›s›r’›n ilk resmî gazetesini ç›kard› ve Av-
rupa’ya pek çok ö¤renci göndererek bir de t›p okulu açt›.
Mehmet Ali Pafla, M›s›r’da yürüttü¤ü yenilik hareketi sayesinde ekonomiyi dü-
zeltmifl, memleketin gelirlerini büyük ölçüde art›rm›fl, modern ve güçlü bir ordu
kurarak donanmas›n› da gelifltirmiflti. M›s›r’›n yükseliflte oldu¤u bu tarihlerde ba¤-
l› bulundu¤u merkez, Osmanl› Devleti, yenilik çabalar›na ra¤men büyük devletler-
le ve iç isyanlarla bo¤uflarak zay›fl›yor, kudretini kaybediyordu. Osmanl›lar Mora
‹syan›’n› bast›rmak üzere Mehmet Ali Pafla’dan yard›m istemifl ve Mehmet Ali Pa-
fla’n›n kuvvetleri burada büyük bir baflar› kazanm›flt›. Mora baflar›s›na karfl›l›k Su-

www.evrenselpdf.com
18 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

riye’yi isteyen Mehmet Ali Pafla’ya sadece Girit verildi. Bu olaylar ‹stanbul ve M›s›r
aras›nda gergin bir dönemin bafllamas›na sebep olmufltu. Osmanl› ordusunun Rus
seferini 12 bin kiflilik bir kuvvetle takviye edece¤i sözünü veren Mehmet Ali Pafla
yaln›zca 25 bin kese vermekle yetinince gerginlik t›rmanmaya bafllad›. 20 Ekim
1831’de Mehmet Ali Pafla’n›n o¤lu ‹brahim Pafla kumandas›ndaki 35 bin mevcutlu
M›s›r ordusu Suriye’ye do¤ru yola ç›kt›.
Hünkâr ‹skelesi Antlaflmas›: ‹stanbul ile anlaflmaya yanaflmayan Mehmet
Ali Pafla ve ‹brahim Pafla için Saray, idam ferman› ç›kard›. Ancak Suriye’yi ele ge-
çiren M›s›r ordusu Anadolu’ya do¤ru ilerlemeye devam etti. Kütahya’ya kadar ula-
flan ‹brahim Pafla, 2 fiubat 1833’te k›fl› Bursa’da geçirmek için II. Mahmut’tan izin
istedi. Ard›ndan Adana’y› isteyen ‹brahim Pafla, bu teklifin kabul edilmemesi hâ-
linde ordusunun ‹stanbul’a yürüyece¤i tehdidinde bulundu. Osmanl› devlet adam-
lar›, tehlikenin bu kadar yaklaflm›fl olmas› nedeniyle yard›m aray›fl› içine girdiler.
Fransa Mehmet Ali Pafla’y› destekliyordu; ‹ngiltere ise o s›ralarda Avrupa siyaseti-
ne ve kendi iç meselelerine yo¤unlaflm›flt›. Rusya Osmanl›n›n yard›m isteyebile-
ce¤i tek kuvvet durumunda idi. 5 Nisan 1833’te bir Rus filosu Mehmet Ali Pafla
kuvvetlerine karfl› koymak üzere Beykoz’a asker ç›kard›. Bunun üzerine Rus-
ya’n›n Osmanl› ile yapt›¤› ittifak neticesinde elde edecekleriyle daha da güçlen-
mesini istemeyen ‹ngiltere ve Fransa dikkatini Mehmet Ali Pafla’ya çevirdi. Müca-
deleye büyük devletlerin de dahil olmas› neticesinde 8 Nisan 1833’te ‹brahim Pa-
fla ile Kütahya’da anlaflmaya var›ld›. Buna göre ‹brahim Pafla’ya Cidde, fiam, Ha-
lep valilikleri ile Adana muhass›ll›¤›, Mehmet Ali Pafla’ya ise M›s›r’dan baflka Girit
Valili¤i veriliyordu.
‹brahim Pafla ile anlaflma sa¤lanm›fl olmas›na ra¤men II. Mahmut M›s›r’›n yak›n
gelecekte yeni bir tehlike arz etmesi ihtimaline karfl› Rusya ile 8 Temmuz 1833’te
sekiz y›ll›k bir ittifak ve yard›m anlaflmas› olan Hünkâr ‹skelesi Antlaflmas›’n› imza-
lad›. Bu antlaflmayla Ruslar yeni bir sald›r› durumunda Osmanl›ya yard›ma gele-
ceklerdi. Bunun karfl›l›¤› olarak ise Bo¤azlar Rusya’ya aç›l›yordu. ‹ngiltere ve Fran-
sa’n›n Bo¤azlar’›n statüsündeki bu de¤iflikli¤i kabul etmeyeceklerini ilan etmesi
yeni bir kriz yaratm›flt›. Kriz, Rusya’n›n antlaflmayla elde etti¤i haklar› Avusturya ile
paylaflmay› kabul etmesiyle sona erdirildi.
Böylece Osmanl› Devleti yaln›z Rusya’n›n de¤il di¤er Avrupa ülkelerinin de
müdahalesine aç›k bir hâle geliyordu. II. Mahmut M›s›r meselesini niha-
i olarak sona erdirebilmek maksad›yla ‹ngiltere’nin de deste¤ini almay› zorunlu
görmüfl ve bu maksatla 16 Eylül 1838’de Osmanl›- ‹ngiliz Ticaret Antlaflmas›’n›
(Balta Liman› Antlaflmas›) imzalam›flt›. Bu antlaflma ile ‹ngilizlere kapitülasyonlar›
dahi aflan iktisadi imtiyazlar sunuluyordu. Balta Liman› Antlaflmas› ile Osmanl›
Devleti kendi tüccarlar›na bile vermedi¤i imtiyaz› ‹ngiliz tüccarlar›na veriyor, onla-
r› iç gümrüklerden muaf tutuyordu. Belirli ürünlerde kurulan devlet tekeli (yed-i
vahit) de bu antlaflmayla tamamen kald›r›l›yordu. Gerçi Osmanl› devlet adamlar›
yed-i vahit usulünü kald›rmay› M›s›r ekonomisini geriletmek maksad›yla kabul et-
miflti; ancak bir süre sonra bu önlem bizzat Osmanl› ekonomisini zarara u¤ratacak-
t›. Balta Liman› Antlaflmas› ile Osmanl› ülkesi aç›k bir pazar hâline getirilirken dev-
letin Avrupal› devletlere iktisadi ba¤›ml›l›k süreci de bafllam›fl oldu.

SIRA S‹ZDE ‹ngiltere’ye ve takip


SIRA eden y›llarda di¤er bat›l› ülkelere verilen bu ekonomik ayr›cal›klar›n
S‹ZDE
3 K›r›m Savafl› sonras›nda al›nan d›fl borçlar ile devletin yar› sömürge hâline gelmesinde ve
y›k›lmas›ndaki etkilerini tart›fl›n›z
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M

S O R U S O R U

D‹KKAT D‹KKAT www.evrenselpdf.com


1. Ünite - Osmanl› Devleti’nde Yenileflme Çabalar› 19

II. Mahmut Devri Yenilikleri


III. Selim’in yolundan giden II. Mahmut da yeniliklerine askerî alandan bafllam›fl ve
14 Ekim 1808’de Sekban-› Cedit Oca¤›’n› kurmufltu. Ocak k›sa zamanda 10 bin ki-
flilik bir kuvvete ulafl›rken II. Mahmut donanma ve di¤er ocaklar›n ›slah› için de
pek çok tedbir ald›. Yeniçerilerin talimlerden kaçmamas› için ‹stanbul esnaf›na da-
hi talim zorunlulu¤u getirildi. Ancak Yeniçeriler yeniden ayaklanarak Alemdar
Mustafa Pafla’y› öldürdüler ve II. Mahmut bu olay üzerine Sekban-› Cedit Oca¤›’n›
da¤›tmak zorunda kald›. Askerî yetersizlik ve baflar›s›zl›klar›na ek olarak her f›rsat-
ta Saray’a karfl› ayaklanma tertibi içinde bulunan Yeniçerilerin uzun zamand›r sü-
ren ›slah çabalar›na direniflle karfl›l›k vermeleri, Ocak’›n kald›r›lmas›n› art›k zorun-
lu hâle getirmiflti. 15 Haziran 1826’da Yeniçeriler son kez isyan ettiler; iki gün son-
ra 17 Haziran 1826’da köklü ancak uzun zamand›r devlete zarar veren bu askerî
kurum nihayet ortadan kald›r›ld›. Yeniçeri Oca¤›’n›n kald›r›lmas› olay› Vaka-i Hay-
riye olarak adland›r›ld›. Ocak’›n kald›r›lmas›ndan sonra Avrupa ölçüsünde düzen-
lenmifl, modern bir ordu olan Asakir-i Mansure-i Muhammediye kuruldu.

Foto¤raf 1.4
Asakir-Mansure
birlikleri talimde.

Kaynak:
Tanzimat’tan
Cumhuriyet’e
Türkiye
Ansiklopedisi,
‹letiflim Yay›nlar›,
‹stanbul 1985.

‹dari ve mali alanda: II. Mahmut devrinde iktisadi alanda da pek çok yenilik
yap›ld›. Vergi sisteminde yeni düzenlemelere gidilerek vilayet vergilerinin merkeze
aktar›lmas› sa¤land›. 1834’te Evkaf Vekâleti kurularak vak›f gelirleri merkeze akta-
r›ld› ve tüm devlet gelirlerinin yüzde 70’i modern ordunun ihtiyaçlar› için tahsis
edildi. Bu dönemde idari alanda yap›lan yeniliklerle modern bir devlet teflkilat› ve
bürokrasisinin kurulmas› yolunda önemli ad›mlar at›ld›. Avrupa tarz›nda düzenle-
nen yeni devlet teflkilat›nda eski müesseseler kald›r›larak yeni müesseseler olufltu-
ruldu. 30 Mart 1838’de al›nan kararla sadrazaml›k kurumu Baflvekâlet ad›n› ald›. Ad-
li iflleri yürütmek üzere Meclis-i Ahkâm-› Adliye, idari iflleri yürütmek üzere Dar-›
fiûra-y› Bâb-› Âli ve askerî iflleri yürütmek üzere Dâr-› fiûra-y› Askerî kuruldu.
1838’de ziraat, ticaret, sanayi ve bay›nd›rl›k ifllerini yürütmek üzere de yeni meclis-
ler kuruldu.

www.evrenselpdf.com
20 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

E¤itim ve sosyal alanda: II. Mahmut askerî ihtiyaçlar do¤rultusunda e¤itim ala-
n›nda da pek çok yenilik yapt›. 1826’da ilk kez dört ö¤renci e¤itim görmek için Av-
rupa’ya gönderildi. K›sa bir zaman sonra Avrupa’ya gönderilen ö¤renci say›s› 300’e
ç›kar›ld›. 1827 y›l›nda aç›lan t›p okuluyla ordu için hekim ve cerrah yetifltirilmesi
sa¤land›. Avrupal› eserlerin Türkçeye tercümesi faaliyetleri bu dönemde de devam
etti. 1831’de Muzika-i Hümâyûn ve 1834’te Mekteb-i Ulûm-› Harbiye ad›yla Frans›z
modelinde iki yeni okul aç›ld›. Bundan baflka ilk ve orta seviyede devlet memuru
yetifltirmek amac›yla Mekteb-i Maarif-i Adli ve Mekteb-i Ulum-› Edebi aç›ld›. ‹stan-
bul ile s›n›rl› olmak kayd›yla bu dönem ilkö¤retim zorunlu hâle getirildi.
II. Mahmut’un yenilikleri sosyal alanda da kendini göstermiflti. 1815’te Saray
Topkap›’dan Dolmabahçe’ye tafl›narak eski saray usullerinde pek çok de¤ifliklik
yap›ld›. Art›k Avrupal› gibi pantolon giymeye bafllayan Osmanl› Sultan›, Avrupal›
tarzda protokolleri de yerine getirerek yurt içinde inceleme gezilerine ç›kmaya
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
bafllad›. 1828’te askere, 3 Mart 1829’da ç›kar›lan k›yafet nizamnamesiyle ulema d›-
fl›ndaki tüm sivillere fes giyme zorunlulu¤u getirildi. Bu nedenle 1830’da Tunus’tan
D Ü fi Ü N E L ‹ M getirtilen ustalara
D Ü fi Ü N E L ‹Eyüp’te
M Feshane kurduruldu. ‹lk Türkçe Osmanl› gazetesi olan
Takvim-i Vekayi 1 Kas›m 1831’de haftal›k olarak yay›n hayat›na bafllad›. ‹lk nüfus
say›m›, ilk karantina ve posta teflkilat›n›n kurulmas› gibi yenilikler de II. Mahmut
S O R U S O R U
döneminde gerçeklefltirildi.

D‹KKAT ‹lk Türkçe Osmanl›


D ‹ K K A Tgazetesi olan Takvim-i Vekayi 1 Kas›m 1831’de haftal›k olarak yay›n
hayat›na bafllad›. ‹lk nüfus say›m›, ilk karantina ve posta teflkilat›n›n kurulmas› gibi yeni-
likler de II. SIRA
Mahmut döneminde gerçeklefltirildi.

N N
SIRA S‹ZDE S‹ZDE

SIRA S‹ZDE 1828’de askere


SIRA1829’da
S‹ZDE sivillere getirilen Fes giyme zorunlulu¤u toplum tepkisi bak›m›n-
AMAÇLARIMIZ 4 dan ‹nk›lapAMAÇLARIMIZ
tarihimizdeki hangi olay› ça¤r›flt›r›yor, tart›fl›n›z

D Ü fi Ü N E L ‹ M
Osmanl›D Üyenileflme
fi Ü N E L ‹ M
hareketi tarihinde, en büyük baflar›lar II. Mahmut dönemin-
K ‹ T A P K ‹ T A P
de elde edilmifltir. Ancak buna ra¤men II. Mahmut devrinde Osmanl› Devleti bü-
S O R U yük oranda toprak
S O R U kaybetmifltir. Bu dönemde -zorunlu da olsa- Osmanl› Devleti’ni
siyasi ve iktisadi alanda büyük zaafa u¤ratan antlaflmalar imzalanm›flt›r. Hünkâr ‹s-
TELEV‹ZYON T E L E V ‹ Z Y ile
kelesi Antlaflmas› O N Rusya ve Avrupa devletlerinin Osmanl› memleketine siyasi
D‹KKAT D‹KKAT
müdahalesine izin verilirken Balta Liman› Antlaflmas› ile ‹ngiltere’ye iktisadi ba-
¤›ml›l›k süreci bafllayarak Osmanl› ekonomisine a¤›r bir darbe indirilmifltir. ‹ç is-

N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
‹NTERNET
yanlar ve d›fl tehditler ortas›nda Yeniçeri Oca¤›’n›n kald›r›lmas› Devleti ayr›ca u¤-
‹NTERNET
raflt›ran ve orduyu zaafa u¤ratan bir tedbir olarak görülmüfltür. Islah edilemeyen,
AMAÇLARIMIZ
yenilenemeyen,
AMAÇLARIMIZ
idari ve mali problemlere sebep olan bir asker s›n›f›, askerî tedbir-
MAKALE
leri ile ortadanMAKALE
kald›r›lmak zorunda kal›nm›flt›r.

K ‹ T A P K ‹ T A P

TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON

‹NTERNET ‹NTERNET

MAKALE MAKALE

www.evrenselpdf.com
1. Ünite - Osmanl› Devleti’nde Yenileflme Çabalar› 21

Özet

Osmanl› Devleti’nin klasik dönemi genel anlamda Ka- ve sonuçlar›n› analiz eden bu raporlar›n do¤rultusunda
nuni dönemi ile bitirilse de yüzy›l›n sonuna kadar fetih- yeni bir ordu kurulmas›na giriflilmifltir. Bununla ayn›
ler devam edebilmifltir. 1571’de K›br›s’›n fethi tamam- zamanda Avrupa ülkelerinde ikamet elçilikleri aç›ld›¤›
lanm›fl, 1574’te Tunus al›nm›flt›r. Do¤uda ‹ran ile s›n›r- gibi eyaletlerde devlet otoritesinin sa¤lanmas›na yöne-
lar 1639’da Kasr› fiirin anlaflmas›yla netlefltirilmifltir. lik düzenlemeler gündeme gelmifltir. Madenlerin ifllen-
1656’da Limni ve Bozcaada al›nm›fl, 1669’da Girit fethe- meden ihrac›n›n yasaklanmas›, lüks tüketimden kaç›n›l-
dilerek deniz sahas›nda da baflar›lar›n devam etti¤i gö- mas›, illerdeki valiler ve di¤er bürokratlar›n görev süre-
rülmüfltür. 1663’te Uyvar fethedilerek bat›da bugünkü lerinin belirlenmesi, rüflvet ve adam kay›rman›n önlen-
Slovakya s›n›r›na ulafl›labilmifltir. Ancak bu baflar›lar›n mesi, toprak sisteminin ›slah edilmesi gibi temel sorun-
Köprülü Mehmet Pafla, Köprülü Faz›l Ahmet Pafla gibi lara çareler üretilmeye çal›fl›ld›.
kuvvetli devlet adamlar›n›n yönetiminde gerçeklefltiril- Her iki padiflah döneminde devletin askerî ve idari za-
di¤ine dikkat edilmelidir. Bu baflar›lara karfl›n ordunun aflar›n›n önlenmesine yönelik çabalar ortakt›r. Orduda
vurucu güç olma özelli¤ini önemli ölçüde kaybetti¤i yenileflme hareketlerinde yeni birimler kurulmufl, haya-
görülmektedir. Bu seferlerin uzun sürmesine paralel tiyetini devam ettirebilmesi için hazine oluflturulmufltur.
olarak devlet hazinesinin de kaynaklar›n› da son dere- III. Selim dönemindeki Nizam-› Cedit ordusuna paralel
ce zay›flatm›fl oldu¤unun alt› çizilmelidir. olarak II. Mahmud Sekban-› Ceditleri oluflturmufltur.
XVI. yüzy›l›n sonlar›ndaki Haçova Savafl›’nda yeniçeri- Toprak sisteminin ›slah› kadar bilim ve kültür sahas›n-
lerin savafl sahas›n› terk etmelerinin floku ile olaya ba- da da dünyadaki geliflmeleri takip etme ihtiyac› hisse-
karak mevcut nizama çeki düzen vermek ihtiyac›n› dil- dilerek tercüme hareketlerine giriflilmifltir. Avrupa’ya
lendirmeye bafllayan Osmanl› ayd›nlar› durumu yozlafl- ö¤renci ve bürokratlar göndererek iki yönlü bir fayda
ma ve bozulma olarak teflhis etmifllerdir. devlet idare- elde edilmeye çal›fl›lm›flt›r. Mevcut beklentileri karfl›la-
sinde köklü uygulamalar›n terk edilmesinin yan› s›ra yamayan yap›lar› rahats›z etmeden yeni birimler olufl-
askerî teknolojide geri kalm›fll›¤a dikkat çekilmifltir. Or- turarak eskiyi bunlarla dönüfltürmek beklentisi ise ma-
du mensuplar›n›n do¤rudan yararland›¤› toprak siste- alesef her iki deneyimde de eski müesseselerin isyan›
minin bozulmas›, bürokratlar›n günlük ç›karlar›n› gö- sonras›nda yar›m kalm›flt›r. II. Mahmut döneminde
zetmeleri, rüflvetin artmas›, ifllerde kaliteyi gözetmekten merkezî idare teflkilat›nda gerçeklefltirilen reformlar et-
vazgeçilmesinin yan› s›ra temel e¤itim kurumlar› olan kili ve uzun ömürlü olacakt›r. devletin farkl› sahalarda-
medreselerdeki bozulma gibi temel aksakl›klara dikkat ki ifllerini görmek için meclisler aç›lmas›, Avrupa’ya
çekmifllerdir. Gerçekten de asr›n bafl›nda bat› dünyas›n- daha çok say›da ö¤renci gönderilmesi,k›l›k k›yafette
da görülmeye bafllayan co¤rafi keflifler ve bunlar›n ilgi- düzenlemeler yap›lmas› gibi ileri hamlelerin ise ancak
li ülkelere mali getirisi, bilim ve sanat alan›ndaki köklü Yeniçeri Oca¤›’n›n kald›r›lmas›ndan sonra yap›labildi¤i
anlay›fl de¤iflikliklerine mukabil Osmanl› Devleti’nin unutulmamal›d›r.
bilhassa Fatih döneminden sonra içine girdi¤i “elde edi- Frans›z ihtilali’nin sonuçlar›ndan olan milliyetçilik fikri-
len baflar›lar›, ç›k›lan zirveyi muhafaza etmek” düflün- nin çok dil, din ve uluslu Osmanl› Devleti’ndeki etkileri
cesinden kaynaklanan dura¤anl›k bir as›rl›k süre so- XIX. asr›n geliflmelerini anlamak aç›s›ndan önemlidir.
nunda ülkenin ekonomik, idari ve askerî buhran içine Küçük Kaynarca Anlaflmas› ile resmî hüviyet kazanan
düflmesine yol açm›flt›r. din kardeflli¤i vesilesiyle d›fl müdahalelere bu aflamada
Bu dönemde giriflilen ›slahat çabalar›na mukabil devlet milliyet ba¤› da kat›lm›flt›r. ‹ngiltere, Fransa ve Rusya
yönetiminin topyekûn bir de¤iflime inanarak sonuna baflta olmak üzere fiark meselesinde ç›kar sa¤lamak is-
kadar gitme noktas›na gelmediklerinin alt› çizilmelidir. teyen her devlet bu hususlar› tahrik etmekten geri dur-
Lale çiçe¤i ve so¤an› etraf›nda flekillenen zevk ü sefa mam›flt›r. Rusya’n›n destekledi¤i S›rplar 1813’te girifltik-
tart›flmalar›na mukabil bu dönemde Avrupa devletleri- leri isyanlar sonucu 1830’da özerk hâle gelmifllerdir. Rus-
nin üstünlü¤ünün nedenlerini araflt›rmak ihtiyac›n› his- lar›n yan› s›ra ‹ngilizlerin ve Frans›zlar›n da destekledi¤i
setmifllerdir. Kültür, sanat, sanayi, tar›m ve ordu konu- Yunanlar ise 1820-1830 döneminde ayr› bir devlet ola-
sunda incelemeler yaparak Osmanl› bünyesinde uygu- rak ortaya ç›kmay› baflarm›fllard›r. Bu ayr›l›klar Osmanl›
lanabilecek aç›l›mlar›n pefline düflülmüfltür. Dokuma Devleti’ni siyaseten ve mali aç›dan zay›flat›l›rken Rusya
sanayinde Avrupa’ya ba¤›ml›l›¤› azaltmak için yeni ima- Akdeniz’e kolayca aç›lmak, ‹ngiltere ise hâkimiyetini
lathaneler aç›ld›¤› gibi yerli mallar›n›n kullan›m› teflvik devam ettirerek Hindistan sömürgesinin ulafl›m emniye-
edilmifltir. Bilim ve kültür alan›nda tercüme heyetleri tini sa¤lamak hedefini takip ediyordu. 1868’de Süveyfl
kurularak yabanc› eserlerin tercümeleri bas›lm›fl, Sara- Kanal›’n›n aç›lmas› ‹ngiltere için Osmanl› Devleti’nin ha-
y›n matbaa ve tercüme olay›na deste¤i artt›r›lm›flt›r. yati önemini ortadan kald›rm›flt›r. Bir flekilde Osmanl›
Nizam-› Cedit dönemi uygulamalar› da Padiflah III. Se- Devleti’nin Rusya veya bir baflka devletin kontrolü alt›-
lim’in problemli konularda devletin önemli bürokratla- na girmemesine çal›flan ‹ngiltere 1877-1878 Savafl›’ndan
r›ndan ald›¤› inceleme raporlar› çerçevesinde flekillen- itibaren devletin y›k›lmas›na yönelik politikalar› do¤ru-
mifltir. ‹dari, mali, askerî ve sosyal problemlerin sebep dan gelifltirmek ve uygulamak noktas›na gelmifltir.

www.evrenselpdf.com
22 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

Kendimizi S›nayal›m
1. Osmanl› Devletinin 16. yüzy›l›n sonundaki durumu- 6. III. Selim Döneminde kurulan ordunun ad› hangisidir?
nu afla¤›dakilerden hangisi karfl›lar? a. T›marl› Sipahi
a. Zirve b. Kap›kulu Ocaklar›
b. Buhran c. Nizam-› Cedid
c. Duraklama d. Yeniçeri Oca¤›
d. Baflar›l› e. Sekban-› Cedid
e. Gerileme
7. Osmanl› Devleti’nin daimi elçilikleri hangi padiflah
2. K›br›s’›n Osmanl› Devletince fethi hangi padiflah dö- zaman›nda kuruldu?
neminde gerçekleflmifltir? a. III. Selim
a. IV. Murat b. II. Mahmut
b. IV Mehmet c. II. Ahmet
c. III. Murat d. Abdülmecid
d. II. Ahmet e. I. Abdülhamid
e. II. Selim
8. Balkanlarda Osmanl› Devletine karfl› ilk milliyetçi is-
3. Osmanl› Devleti en parlak zaman›n› hangi padiflah yan› hangi ulus yapm›flt›r?
döneminde yaflam›flt›r? a. Yunanl›lar
a. Yavuz Sultan Selim b. Bulgarlar
b. II. Beyaz›t c. Rumlar
c. III. Murat d. S›rplar
d. Orhan Gazi e. Macarlar
e. Kanuni Sultan Süleyman
9. ‹ngiltere’ye büyük ayr›cal›klar tan›yan Osmanl›-‹ngi-
4. Lale Devri hangi y›llar aras›ndad›r? liz ticaret antlaflmas› hangi tarihte imzalanm›flt›r?
a. 1730-1756 a. 1939
b. 1718-1730 b. 1827
c. 1766-1774 c. 1731
d. 1708-1721 d. 1536
e. 1830-1856 e. 1838

5. Osmanl› Devletinde ilk Müslüman matbaas›n› kim 10. Afla¤›dakilerden hangisi II. Mahmut Döneminde aç›-
kurmufltur? lan okullardan de¤ildir?
a. Agah Efendi a. Mekteb-i Ulum-› Edebi
b. Damat ‹brahim Pafla b. Mekteb-i Maarif-i Adliye
c. ‹brahim Müteferrika c. Mühendishane-i Bahri Hümayun
d. fiinasi d. Mekteb-i Ulum-› Harbiye
e. Abdullah Efendi e. T›bbiye

www.evrenselpdf.com
1. Ünite - Osmanl› Devleti’nde Yenileflme Çabalar› 23

Okuma Parças›
OSMANLI ‹MPARATORLU⁄UNUN GER‹LEMES‹ yapt›lar. 1578 ve 1590 aras›nda ‹ran savafllar›nda Osman-
Kanuni Sultan Süleyman, bütün dünyay› kapsayan gü- l›lar, Kafkaslardan Nihavend’e dek ‹ran’›n bütün bat› eya-
cünü, Bender kalesinde 1538 tarihli bir yaz›tta flöyle di- letlerini ilhak ettiler. 1588’de Osmanl›lar›n Orta Asyal›
le getirmifltir: müttefiki Özbek Han› Abdullah Horasan’› istila etti. Bu
Ben, Tanr›’n›n kulu, bu dünyan›n sultan›y›m. Tan- savafl s›ras›nda Bat› ‹ran’da ordugah›n› Derbend’de ku-
r›’n›n inayetiyle ümmet-i Muhammed’in bafl›nday›m. ran Osmanl› komutan› Osman Pafla, kuzey stepleri yo-
Ad›na Mekke ve Medine’de hutbe okunan Süleyman’›m luyla K›r›m’dan askerî yard›m alm›fl, Hazar Denizi’nde de
ben. ben Ba¤dat’ta flah, Bizans diyarlar›nda kayser, bir deniz gücü oluflturma girifliminde bulunmufltur. Fakat
M›s›r’da sultan›m. donanmalar›n› Akdeniz, Ma¤rip ve ‹ran’a K›r›m’dan gönderilen takviyelere Ruslar›n Kuzey
Hind’e yollayan sultan›m. Macar taht ve tac›n› alan ve Kafkaslar’da sald›r›s› ve Rus-‹ran diplomatik iliflkilerinin
onlar› bir kuluna ba¤›fllayan sultan benim. Voyvoda yinelenmesi Osmanl›lar› endiflelendirmifltir.
Petru baflkald›rd›, ancak at›m›n ayaklar› onu toz eyle- Osmanl›lar, Habsburglar›n elinde kalan küçük bir Ma-
di; Bo¤dan’› da fethettim. car topra¤›n› hep sultana ait olarak görmüfllerdi; 1590
Ancak Süleyman’›n son y›llar›nda uluslararas› koflullar Os- ‹ran bar›fl›ndan sonra bu sorunu çözmeye karar verdi-
manl›lar için elveriflsiz hâle geldi ve Süleyman’›n dünya ler. S›n›r olaylar› iki imparatorlu¤u 1593’de savafla sü-
hakimiyeti giriflimi belirleyici ilk baflar›s›zl›klarla tan›flt›. rükledi. fiafl›rt›c› olaylarla dolu ve uzun süren bu savafl,
1559’da Cateau-Cambresis Bar›fl›, Avrupa’ya ‹spanyol dünya koflullar›n›n ne denli Osmanl›lara karfl› geliflmifl
üstünlü¤ünü getirmifl, Fransa iç savafla girmifl oldu¤un- oldu¤unu gösterdi. Papa, Avusturyal›lar için do¤uda
dan bu krall›k Avrupa politikas›nda Osmanl›lar›n bafll›- güçlü müttefikler buldu. Bo¤dan, Eflak ve haraçgüzar
ca müttefiki olmaktan ç›km›flt›. 1565’de Malta baflar›s›z- Erdel Voyvodas› Osmanl›lara karfl› isyan ederek Avus-
l›¤› ve 1566’da Süleyman’›n son Macaristan seferi, Os- turya yan›nda savaflt›lar. Öte yandan kara ve denizden
manl›lar›n Orta Avrupa ve Akdeniz’de ilerlemelerinde genifl bir cephe boyunca Dinyeper Kazaklar› da sald›r›-
bir duraklaman›n bafllang›c›n› simgeler. yordu. Osmanl›lar büyük çaba gösterdiler. ve sultan II-
1570-1571’de K›br›s’›n fethi Osmanl›lar›n son büyük I.Mehmed’in kiflisel komutas›ndaki ordular›, 23-25 Ekim
askerî baflar›s›d›r. Bu çok iyi tahkim edilmifl adan›n al›n- 1596’da Haçova’da büyük bir zafer kazand›. Fakat bu-
mas›; Akdeniz’deki en güçlü Hristiyan donanmas›n›n nun hiç bir kal›c› sonucu olmad›. ‹mparatorun güçleri
iletiflim hatlar›n›n kesilmesini, adaya büyük bir ordu- sald›r›y› sürdürerek gelip Budin’i kuflatt›.
nun götürülüp orada bak›m›n›n sa¤lanmas›n› gerektiri- ‹ran flah› büyük Abbas, 1599’da Avrupa’ya elçiler gön-
yordu. Kara ordusu ve donanman›n iflbirli¤i ile kazan›- dererek Osmanl›lara karfl› ekonomik ve askerî görüfl-
lan bu zafer, Osmanl› silahlar›n›n en büyük baflar›s›yd›; meler bafllatt›. ‹mparator, elçi heyetini Viyana’da çok s›-
fakat sefer s›ras›nda bir Hristiyan ittifak›n›n oluflmas› da cak karfl›lad›. Onlara, do¤uda Rus ve Gürcülerle Os-
Osmanl›lar›n büyük korkular›n›n gerçekleflmesiydi. manl› karfl›t› bir ittifak kurmak istedi¤ini ve Avrupa’n›n
Don Juan komutas›ndaki güçlü müttefik donanmas›, Hristiyan krallar›n› kutsal bir haçl› ordusunda birlefltir-
Osmanl› donanmas›n› 7 Ekim 1571’de Akdeniz’de o za- meye çal›flt›¤›n› bildirdi. fiah Osmanl›lara öykünerek or-
mana dek yap›lm›fl en büyük deniz savafl›nda yenilgiye dusuna ateflli silahlarla donat›l› yeni kul birlikleri katt›.
u¤ratt›. Savafla 438 tekne kat›lm›fl, Osmanl›lar iki yüz 1603’te hücuma geçti. Osmanl›lar, imparatorlu¤u iç ka-
otuz gemiden iki yüzünü kaybetmifl, iki yan›n toplam r›fl›kl›klar›n sarst›¤› bir zamanda, do¤u ve bat› cephele-
kay›plar› da elli dokuz bine varm›flt›. Bütün Avrupa bu rinde ayn› anda savaflmak zorunda idiler. fiah Abbas,
büyük zaferi Türk tehlikesinin sonu olarak kutlad›. Üç Osmanl› birliklerini Azerbaycan ve Kafkaslardan Ana-
y›ll›k bir ittifakla ba¤l› olan ‹spanya, Venedik ve Papa- dolu içlerine sürdü. Osmanl› hükûmeti bu durumda
l›k ‹stanbul’a do¤rudan do¤ruya bir sald›r› bile düflünür Habsburglarla bar›fl yapabildi¤i için kendini talihli say›-
oldular. Fakat 1572’de K›br›s’a do¤ru yola ç›kt›klar›nda yor ve 1606 Zsitvatorok Antlaflmas›yla Habsburglar›n
bir mevsimde infla edilmifl bir Osmanl› donanmas› ile elinde olan Macar topraklar› üzerindeki bütün haklar›n-
karfl›laflt›lar. K›fl boyunca bütün Osmanl› tersaneleri, dan vazgeçiyordu. Habsburglar y›ll›k otuz bin dukal›k
‹nebaht›’da yitirilen gemileri yeniden yerlerine koymak harac› art›k ödemeyecekti. Savafl Osmanl›lara kendi
için dur durak bilmeden çal›flm›flt›. Bunu gören Vene- askerî zay›fl›klar›n› göstermifl ve 1595’den sonra bir kaç
dik, 7 Mart 1573’te Osmanl›larla bar›fl yaparak K›br›s kez bar›fl istemek zorunda b›rakm›flt›r.
üzerindeki bütün haklar›ndan vazgeçti ve büyük bir sa-
vafl tazminat› ödedi. Kaynak: Halil ‹nalc›k, Osmanl› ‹mparatorlu¤u Kla-
1578-1606 aras›nda Osmanl›lar Do¤u’da ‹ranl›larla, Ba- sik Ça¤ (1300-1600) (Çeviren Ruflen Sezer), YKY ya-
t›’da Orta Avrupa’da Habsburglarla bir dizi tüketici savafl y›nlar›, ‹stanbul 2003, s. 46-48.

www.evrenselpdf.com
24 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar› S›ra Sizde Yan›t Anahtar›


1. b Yan›t›n›z yanl›fl ise “Osmanl› Devletinin Durak- S›ra Sizde 1
lama Devrine Genel Bir Bak›fl” konusunu yeni- Osmanl› Devleti’nde XVIII. as›rdan itibaren hemen her
den gözden geçiriniz. döneminde idari, mali, askerî ve kültürel alanlarda ye-
2. e Yan›t›n›z yanl›fl ise “Osmanl› Devletinin Durak- nilikler yap›lmaya çal›fl›ld›¤› görülmektedir. Ancak bun-
lama Devrine Genel Bir Bak›fl” konusunu yeni- lar›n kal›c› olmam›fl, devleti ve toplumu dönüfltüreme-
den gözden geçiriniz mifltir. Çünkü devlet hayatiyetini devam ettirebilmek
3. e Yan›t›n›z yanl›fl ise “Osmanl› Devletinin Durak- için yüzünü Avrupa’ya dönmüfl ancak gerek idari yap›
lama Devrine Genel Bir Bak›fl” konusunu yeni- gerekse toplumsal yap› bunu bir bütün hâlinde kabul-
den gözden geçiriniz lenmemifltir. Dolay›s›yla giriflilen yenilikler kiflilere ba¤-
4. b Yan›t›n›z yanl›fl ise “Osmanl› Devletinde Buh- l› olmufl, giriflimleri yapan kiflilerin görevden ayr›lmas›
ran, Yenileflme ve Ekonomik Ba¤›ml›l›k Süreci” ile ortadan kalkm›flt›r. Bununla birlikte devletin eski ve
konusunu yeniden gözden geçiriniz ifllevini yitirmifl müesseseleri ve kadrolar› muhafaza edi-
5. c Yan›t›n›z yanl›fl ise “Osmanl› Devletinde Buh- lerek onlar›n yan›nda yeni usul ve esaslara göre yeni
ran, Yenileflme ve Ekonomik Ba¤›ml›l›k Süreci” müesseseler kurulmak istenmifltir. Ancak geleneksel
konusunu yeniden gözden geçiriniz toplum yap›s›na sahip toplum farkl›laflma ve yenilefl-
6. c Yan›t›n›z yanl›fl ise “ Osmanl› Yenileflmesinde meyi kendini ve de¤erlerini inkâr olarak alg›lam›fl ve
Dönüm Noktas› III. Selim ve Nizam-› Cedid” ko- sert tepki göstermifltir.
nusunu yeniden gözden geçiriniz
7. a Yan›t›n›z yanl›fl ise “ Osmanl› Yenileflmesinde S›ra Sizde 2
Dönüm Noktas› III. Selim ve Nizam-› Cedid” ko- Devletin yenileflmesi için her alanda düzenlemeler ya-
nusunu yeniden gözden geçiriniz pan III. Selim isyanc›lar› bast›rmak için say›lar› 20.000’i
8. d Yan›t›n›z yanl›fl ise “ II. Mahmud Dönemi Gelifl- geçen modern Nizam-› Cedit birliklerini kullanmam›fl-
meleri ve Yenilikleri” konusunu yeniden göz- t›r. ‹syanc›lar ve onlar› destekleyenler dinî motifleri kul-
den geçiriniz lanarak toplumsal muhalefeti yanlar›na almay› baflar-
9. e Yan›t›n›z yanl›fl ise “II. Mahmud Dönemi Gelifl- m›fllard›r. Dolay›s›yla yap›lan yenilikleri Frenkleflmek,
meleri ve Yenilikleri” konusunu yeniden göz- dinden ç›kmak olarak propaganda ederek kötülemek
den geçiriniz toplumsal seviyede yank› bulabilmektedir. Bunun ka-
10. c Yan›t›n›z yanl›fl ise “II. Mahmud Dönemi Gelifl- dar önemli bir sebep ise Osmanl› padiflahlar›n›n ordu-
meleri ve Yenilikleri” konusunu yeniden göz- nun bir k›sm›n› di¤erine karfl› savafla zorlamak fleklin-
den geçiriniz. deki uygulamalara s›cak bakmamas›d›r. Kardefli karde-
fle k›rd›rmak, kardefl kavgas› ç›karmak olarak görülen
bu durumdan olabildi¤ince kaç›n›lm›flt›r. Epey zaman
sonra 31 Mart Olay›’nda da II. Abdülhamid kendi kon-
trolündeki birlikleri ayn› gerekçelerle Hareket Ordu-
su’na karfl› sevk etmeyecektir.

www.evrenselpdf.com
1. Ünite - Osmanl› Devleti’nde Yenileflme Çabalar› 25

Seçilmifl Bibliyografya
S›ra Sizde 3 Aky›ld›z, Ali, Osmanl› Bürokrasisi ve Modernleflme,
1838 Balta Liman› Ticaret anlaflmas› ile ‹ngiltere’ye veri- ‹stanbul 2004.
len ekonomik ayr›cal›klar devletin kendi vatandafllar› Berkes. Niyazi, Türkiye’de Ça¤dafllaflma, ‹stanbul,
olan tüccarlara tan›mad›¤› bir imtiyazd›. Ülke içinde uy- 1978.
gulanan vergi rejimi dolay›s›yla yerli sanayi istenilen se- Beydilli, Kemal, Türk Bilim ve Matbaac›l›k Tarihin-
viyeye bir türlü gelemez iken ‹ngiltere ile bafllay›p siya- de Mühendishane, ‹stanbul 1994.
si deste¤e ihtiyaç ortaya ç›kt›¤›nda di¤er yabanc› devlet- Beydilli, Kemal, “Küçük Kaynarcadan Tanzimat’a Isla-
lere de verilen bu hak devletin ekonomik ve s›na- hat Düflünceleri” ‹lmi Araflt›rmalar Dergisi, Say› 8,
i yap›s›n›n güdük kalmas›na yol açm›flt›r. Unutulmama- (1999) s.25-64.
s› gereken nokta bu ayr›cal›klar›n devletin merkezî siya- Beydilli, Kemal, 1790 Osmanl›-Prusya ‹ttifak› (Mey-
seten ve askerî aç›dan tehdit alt›nda iken verilmifl olma- dana Gelifli-Tahlili-Tatbiki), ‹stanbul 1984.
s›d›r. Devlet isyan eden bir valisini cezaland›ramayacak Finkel, Caroline, Rüyadan ‹mparatorlu¤a Osmanl›,
kadar çaresiz bir hâldedir. Hanedan kendini kurtarmak ‹stanbul 2004.
ad›na devletin en büyük rakiplerinin yard›m›na muhtaç Hatipo¤lu, Murat, Yunanistan’daki Geliflmeler Ifl›-
olmufltur. Bir nevi “denize düflen y›lana sar›l›r” pozisyo- ¤›nda Türk-Yunan ‹liflkilerinin 101 Y›l› (1821-
nu söz konusudur. Ülke içindeki sanayi k›p›rdanmalar›- 1922), Ankara 1988.
n› bitiren bu anlaflmadan 15 y›l sonra devlet d›fl devlet- ‹hsano¤lu, Ekmeleddin, (Editör): Osmanl› Devleti Ta-
lerden borçlanmaya bafllayacakt›r. Bu süreç yirmi y›l rihi, C.I, ‹stanbul 1999.
içinde devleti borç faizlerini ödeyemeyecek duruma dü- ‹nalc›k, Halil, Osmanl› ‹mparatorlu¤u Klasik Ça¤
flürmüfl ve 1881’de Duyun-› Umumiye idaresinin kurul- (1300-1600) (Çeviren:Ruflen Sezer), Yap› Kredi Ya-
mas› ile de ekonomik ba¤›ms›zl›¤›n› kaybettirmifltir. Yer- y›nlar› ‹stanbul 2003.
li sanayinin geliflmemesi, sanayici s›n›f›n oluflmamas›, Karal, Enver Ziya, Selim III’ün Hatt-› Hümayunlar› -
Gümrük vergilerindeki dengesizlik dolay›s›yla bütçe Nizam› Cedit-, Ankara 1988.
aç›klar›n›n had safhaya ç›kt›¤› XX. yüzy›l bafllar›nda ka- Kreiser Klaus - Neumann Christoph H., Küçük Türki-
ç›n›lmaz hâlde giriflilen savafllar y›k›l›fl› getirmifltir. ye Tarihi, ‹stanbul 2008.
Kunt, Metin, “Siyasal Tarih (1600-1789)”, Türkiye Tari-
S›ra Sizde 4 hi III, (Yay›n Yönetmeni: Sina Akflin), ‹stanbul 1989.
1828’de askere 1829’da sivillere getirilen Fes giyme zo- Kuran, Ercüment, Avrupa’da Osmanl› ‹kamet Elçi-
runlulu¤u toplum tepkisi bak›m›ndan ‹nk›lap tarihi- liklerinin Kuruluflu ve ‹lk Elçilerin Siyasi Faali-
mizdeki flapka olay›n› hat›rlatmaktad›r. II. Mahmud bu yetleri (1793-1821), Ankara 1988. Tarih III, Dev-
ve benzeri k›l›k k›yafet düzenlemeleri dolay›s›yla “ga- let Matbaas›, ‹stanbul 1933.
vur padiflah” olarak suçlanm›flt›r. Devletin her alanda Sar›cao¤lu, Fikret, Kendi Kaleminden Bir Padiflah›n
ihtiyaç hissetti¤i yenileflmenin sosyal boyutunu olufltu- Portresi Sultan I. Abdülhamid, ‹stanbul 2001.
ran bu düzenlemeler bir bütünün olmazsa olmaz par- Sar›y›ld›z, Gülden, Hicaz Karantina Teflkilat› (1865-
ças› olarak görülmüfltür. Ancak toplumsal yap› bunu 1914), Ankara 1996.
dinî kimli¤e karfl› yap›lm›fl bir ihanet, bir sald›r› olarak Tanör, Bülent., Osmanl›-Türk Anayasal Geliflmeleri
elefltirmifltir. (1789-1980), ‹stanbul 2006.
Art›k yeni bir sistem, yeni bir anlay›fl ve yeniden yap›- Yalç›nkaya M. Alaaddin, “XVIII. Yüzy›l: Islahat, De¤i-
lanma idraki içinde eskiye dönüflün olamayaca¤›n› gös- flim ve Diplomasi Dönemi (1703-1789), Türkler,
termek amac›yla giriflilen ve simge vasf› belirgin bir uy- Cilt 13, Ankara 2002.
gulamad›r. Cumhuriyetin ilk y›llar›nda ayn› flekilde ülke
içine yeni bir dönem ve anlay›fl› ifade eden, ülke d›fl›na
ise art›k kendileriyle kavga etmek yerine benimsemek
karar›n› gösteren bir simge olarak nitelenen flapka giyi-
mi de toplumun baz› kesimlerince dinden ç›kmak ola-
rak elefltirilmifltir.

www.evrenselpdf.com
2
ATATÜRK ‹LKELER‹ VE ‹NKILAP TAR‹H‹-I

Amaçlar›m›z

N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
Türk modernleflmesinin en önemli aflamalar›ndan biri olan Tanzimat Fer-
man› Dönemi’nin getirmeye çal›flt›¤› idari, siyasi ve sosyal yap›n›n esasla-

N
r›n› saptayabilecek,
Tanzimat Meclisleri ile halk›n her aflamada yönetime girmeye bafllamas› sü-

N
recinin dinamiklerini de¤erlendirebilecek,
‹lk defa K›r›m Savafl› s›ras›nda bafllayan d›fl borçlanman›n devleti nas›l eko-

N
nomik ba¤›ml›l›¤a ve y›k›ma götürdü¤ünü ay›rt edebilecek,
Anayasal› yönetim çabalar›n›n evrelerinin yan› s›ra devlet adamlar› ve ayd›n-
lar›n beklentilerini ay›rt edip, sonraki dönemler ile karfl›laflt›rma yapabilecek
bilgi ve becerilere sahip olacaks›n›z.

Anahtar Kavramlar
• Vatandafl • Ekonomik Ba¤›ml›l›k
• Meclis • Halk›n Yönetime Kat›l›m›
• Meflrutiyet • Anayasa

‹çindekiler
• TÜRK‹YE’DE REFORM ARAYIfiLARI
(1839-1908)
• TANZ‹MAT FERMANI VE
Atatürk ‹lkeleri ve Türkiye’de GET‹RD‹KLER‹
Reform Aray›fllar›
‹nk›lap Tarihi-I (1839-1908) • ISLAHAT FERMANI
• EKONOM‹K KR‹Z VE SONUÇLARI
• ANAYASALI YÖNET‹M DENEMES‹:
I. MEfiRUT‹YET

www.evrenselpdf.com
Türkiye’de Reform
Aray›fllar› (1839-1908)

TÜRK‹YE’DE REFORM ARAYIfiLARI (1839-1908)


II. Mahmut taraf›ndan yap›lmak istenen söz konusu düzenlemelerin yetersiz kal-
mas›, gerek askerî, gerekse de siyasi ve mali konularda s›k›nt›lar›n devam etmesi,
daha ileri birtak›m ad›mlar›n at›lmas› zorunlulu¤unu getirmiflti. Dönemin d›fl flart-
lar› göz önünde bulunduruldu¤unda Osmanl› Devleti, varl›¤›n› devam ettirmek
için desteklerine ihtiyaç duydu¤u devletlere bu husustaki kararl›l›¤›n› ve kabiliye-
tini göstermek mecburiyetini derinden hissetmifltir. Gerçekten de 1828-1829 Os-
manl›-Rus Savafl› sonras› Yunanistan’›n kurulmas›, Mehmet Ali Pafla isyan› karfl›s›n-
da Osmanl› Devleti’nin içine düfltü¤ü çaresizlik ve Hünkar ‹skelesi Anlaflmas›’yla
Rusya’n›n Bo¤azlara inmesi, Osmanl› Devleti’ni Avrupa’n›n yard›m›na ihtiyaç du-
yar hâle getirmifl, bu deste¤i sa¤lamak için gerek ekonomik gerekse de siyasi alan-
da pek çok tavizler verilmesine sebep olmufltu. Balta Liman› Antlaflmas› ile verilen
ekonomik tavizi, 1840 ve 1841 y›llar›nda Londra’da M›s›r ve Bo¤azlar sorunu için
var›lan mutabakatlar izlemiflti. Karlofça Antlaflmas›’ndan bu yana yap›lan ›slahatlar
Osmanl› Devleti’ni içinde bulundu¤u durumdan kurtarmaya yetmemiflti. Bu durum
Osmanl› idarecilerini acil ve köklü bir ›slahat›n gereklili¤ine inand›rm›flt›. Tanzimat
Ferman› bu geliflmelerin bir sonucu olarak ilan edilmifltir.

TANZ‹MAT FERMANI VE Resim 2.1


GET‹RD‹KLER‹
Abdülmecid’in
II. Mahmut döneminde haz›rlan›p Sultan Ab- Topkap› Saray›
dülmecit döneminde ilan edilen Tanzimat Müzesi’nde
Ferman› ya da Gülhane Park›’nda okunma- bulunan tablosu.
s›ndan dolay› Gülhane Hatt-› Hümayunu, 3
Kaynak: Yaflamlar›
Kas›m 1839 tarihi ile Osmanl›da yeni bir dev- ve Yap›tlar›yla
rin bafllang›c›n› temsil etmektedir. Osmanl› Osmanl›lar
Devleti art›k bütün tebaas›na “vatandafl” sta- Ansiklopedisi I,
YKY, istanbul
tüsü tan›makta, herkesi can, mal ve namus 1999.
noktas›nda devletin korumas› alt›na almakta-
d›r. Devlet’in kuruluflundan beri “fler’i flerife”
uyuldu¤u, bu nedenle Devlet’in kudretli, hal-
k›n refah içinde oldu¤u ifade edilerek baflla-
yan Ferman’da, Devlet’in geri kalmas›n›n se-
bebi olarak 150 y›ldan beri kanunlara uyul-

www.evrenselpdf.com
28 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

mamas› nedeniyle Devlet ve halk›n kuvvet ve refah›n› kaybetmesi, güçsüz ve fakir


düflmesi gösterilmektedir. Devletin ve ülkenin iyi idare edilmesi, eski gücüne ka-
vuflmas› için yeni kanunlar›n yap›lmas› gerekli ve önemlidir. Bu cümleden anlafl›-
laca¤› üzere ihtiyaç duyulan kanunlar›n esas›n› can, mal ve namusun korunmas› ile
vergilerin tayini ve askere al›nma ve süresi oluflturmaktad›r. Fermanda bütün bu
tedbirler al›nd›¤› takdirde verimli co¤rafyas› ve yetenekli halk› sayesinde Osmanl›
Devleti’nin “5-10 sene zarf›nda” eski kudretine kavuflabilece¤i beklentisi dile geti-
rilmifltir. Fermanla yap›lmak istenen, eskiyi “bütün bütün” ortadan kald›rmak ve
de¤ifltirmek oldu¤undan bu durumun ülke halk›na ilan›n›n yan› s›ra dost devletle-
rin bu usulün sonsuza kadar devam›na flahit tutulmalar› iste¤i yönetimin samimi-
yetine bir iflaret olarak de¤er kazanmaktad›r.

SIRA S‹ZDE Osmanl› yöneticilerinin


SIRA S‹ZDE uzun süren s›k›nt›lar› k›sa sürede aflmak ve bunun için yap›lacak
1 yeniliklerin samimiyeti için yabanc› devlet temsilcilerini flahit tutmak iste¤i nas›l bir sebe-
be dayanmaktad›r? Tart›fl›n›z.
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
Resim 2.2
S O R U çok
Tanzimat S O R U
büyük ümitlerle
ilan edilmiflti.
D‹KKAT D‹KKAT
Kaynak: Sultan
I.Abdülmecid ve

N N
SIRA S‹ZDEReflit
Mustafa SIRA S‹ZDE
Pafla’y› Tanzimat’›
ilana giderken
resmeden tablo.
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
21x98 cm. ‹BB
Kütüphane ve
Müzeler
KMüdürlü¤ü
‹ T A P arflivi K ‹ T A P

TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON

‹NTERNET ‹NTERNET
Fermanda padiflah, Tanzimat’›n amac›n›n eski dönemlerdeki anlay›fltan farkl›
olarak, yaln›z din ve devleti korumak de¤il, ülkeyi ve milleti de kalk›nd›rmak ol-
MAKALE du¤unu vurgulam›flt›r.
MAKALE Böylece halka devlet içinde merkezî bir yer verilmekte, mo-
dern bir devletin temel ilkesi, yani halk›n devlet için de¤il, devletin halk için var
oldu¤u düflüncesi getirilmekteydi. Ferman›n getirdi¤i yasal yönetim ve kurullara
dan›flma ilkeleri ileride hukuk devleti aray›fllar›na ve parlamentolu rejime yöneli-
flin habercileri olmalar› bak›m›ndan dikkat çekicidir. Tanzimat Ferman›’n›n yeni
idare tarz› bak›m›ndan en dikkate de¤er özelli¤i, yeni kanunlara ihtiyaç duyuldu-
¤unun ifade edilmesi ile meclisler eliyle karar alma ve idare etme tercihine sahip
olmas›d›r.

www.evrenselpdf.com
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M

2. Ünite - Türkiye’de Reform Aray›fllar› (1839-1908) 29


S O R U S O R U

Tanzimat Ferman›’n›n yeni idare tarz› bak›m›ndan en dikkate de¤er özelli¤i,


D ‹ K K A T yeni kanun- D‹KKAT
lara ihtiyaç duyuldu¤unun ifade edilmesi ile meclisler eliyle karar alma ve idare etme ter-
cihine sahip olmas›d›r.

N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

Böylece Osmanl› Devleti kanunun haki- Resim 2.3


miyeti alt›nda bir siyasi yap› olmay› hedef- AMAÇLARIMIZ TanzimatAMAÇLARIMIZ
ledi¤ini göstermifltir. Bir di¤er deyiflle Padi- Dönemi’nin en
flah ve hükûmet kendi istekleri ile kendi etkili devlet adam›
gücünü s›n›rlamaktad›r. S›n›rlamay› sa¤la- K ‹ T A P Mustafa Reflid
K ‹ Pafla
T A P
yacak kanunlar›n geçerlili¤i Padiflah’a ba¤l› Kaynak: Yaflamlar›
ise de haz›rlanmas›nda halk›n temsilcileri- ve Yap›tlar›yla
nin yer almas› önemli bir aflama olarak halk TELEV‹ZYON Osmanl›larTELEV‹ZYON
Ansiklopedisi II,
hesab›na yaz›lacak mahiyettedir. Vatandafl- YKY, istanbul
lar›n yan› s›ra devlet adamlar› için de bir ta- 1999.
k›m güvenceler konmufltur ki normal va-
‹NTERNET ‹NTERNET
tandaflta da devlete dahil olma iste¤i uyan-
d›rm›flt›r. Padiflah’›n onay› ile tek tarafl› ola-
rak ilan edilen Ferman’›n mahkemelerde
MAKALE MAKALE
tescil edilip ruhuna ayk›r› uygulamalar›n ya-
saklanmas› ona bir çeflit Anayasa havas› ver-
mektedir. Gayrimüslim tebaan›n Tanzimat’›n getirmeye çal›flt›¤› haklara sahip ç›k-
ma bilincinin Müslümanlardan daha fazla oldu¤u Ferman’›n hükümleri uygulama-
ya kondu¤unda aç›kça ortaya ç›km›flt›r. Bilhassa taflrada toprak sahiplerinin pek
çok isteklerini Ferman’a dayanarak reddeden köylülerin eylemlerinin k›sa zaman
zarf›nda millî bir nitelik kazand›¤› ifade olunmaktad›r.
Buna mukabil görev yerlerinde kontrolsüzlü¤e ve keyfili¤e al›flm›fl idareciler
aras›nda ise Tanzimat Ferman› olumsuz karfl›land›. Maddi aç›dan getirilen s›n›rla-
ma ve düzenlemelerin rahats›z etti¤i çevreler ise hemen muhalefete bafllad›lar. Ge-
rekli kadro ve iyi niyetin olmay›fl› ilk tökezlemede yeniden eskiye dönmek iste-
yenlere müsait ortam sa¤lad›. Tanzimat’›n en önemli hedeflerinden biri olan mali
denge ve vergilerin konmas› ve toplanmas› hususunda vatandafl› ezmeyecek usul-
lerin gelifltirilmesi gerçeklefltirilemedi. Ancak mahallî düzeyde her birim için olufl-
turulan Meclisler halk›n yönetimi anlay›p tan›mas› ve benimsemesi yolunu açt›.

Tanzimat Dönemi Meclisleri


Tanzimat’la birlikte devletin merkezî örgütünün çeflitli alanlar›nda ayr› ayr› kurul-
lar oluflturulmufltur. Bu kurullar “meclis” ad›n› tafl›makla birlikte bunlar seçilmifl
kurullar de¤il, birer uzmanl›k komisyonlar›d›r. Bu kurullardan özellikle Meclis-i
Ali-i Tanzimat, Meclis-i Ahkâm-› Adliye ve fiura-y› Devlet halk›n yönetime kat›lma-
s› aç›s›ndan önemlidir.
Osmanl› Devleti’nin yeni kanun tasar›lar›n› haz›rlamak, önemli devlet memur-
lar›n› yarg›lamak gibi temel görevleri yerine getirmek amac›yla 1838 y›l›nda Mec-
lis-i Vâlâ-y› Ahkâm-› Adliye kurulmufltur. Bu meclisin yasama ve yarg› gibi temel
görevleri üstlenmesi zamanla Meclis-i Vâlâ’n›n yükünün iyice artmas›na ve görev-
lerinin alt›ndan kalkamamas›na neden olmufltur. Sonuçta meclisin yasama ve yar-
g› görevlerinin birbirinden ayr›lmas›na karar verilerek, Meclis 1854 y›l›nda ikiye
ayr›ld›. Yarg› ifllerine bakmak üzere Meclis-i Ahkâm-› Adliye kurulurken, yasama
iflleri için de Meclis-i Ali-i Tanzimat ya da k›saca Meclis-i Tanzimat kuruldu. Mec-

www.evrenselpdf.com
30 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

lis-i Tanzimat, “halk› ilgilendiren konulardaki reformlar› saptamak” ve “devletteki


refah düzeyini yükseltmek” için çal›flacakt›. Meclis-i Tanzimat’›n kurulmas› ile Os-
manl› Devleti’nde ilk kez, yasama ile yürütme görevleri birbirinden ayr›lm›fl, yasa-
ma organ›na yürütme organ›n› denetleme ve kontrol etme gücü verilmifltir. Meclis-
i Tanzimat’a Âli ve Fuat Paflalar›n yan› s›ra Tanzimat Dönemi’nin tan›nm›fl, önem-
li devlet adamlar› üye olmufltur.
Meclis-i Tanzimat’›n görevi ile Meclis-i Ahkam-› Adliye’nin görevleri aras›nda
büyük bir fark yoktur. Meclis-i Ahkam-› Adliye kendisini sadece yarg› görevi ile s›-
n›rlamam›fl, yasama ifllevine de devam etmifltir. Padiflah Abdülaziz tahta ç›kt›ktan
k›sa bir süre sonra Temmuz 1861 tarihinde iki meclisi Meclis-i Vâlâ-y› Ahkâm-› Ad-
liye ad› alt›nda yeniden birlefltirmifltir. Bu yeni düzenlemeyle Meclis-i Vâlâ-y› Ah-
kâm-› Adliye üç daireden oluflmufltur. Meclis-i Tanzimat’›n yasama görevi “Kanun
ve Nizamat Dairesi”ne devredilmifl, idari ifller için “Umur-› ‹dare-i Mülkiye Daire-
si”, yarg› için de “Muhakemat Dairesi” kurulmufltur. Sultan Abdülaziz, meflveret
usulünün ifadesi olmak üzere meydana getirilen bu yeni meclise sempati göster-
mifltir. Onu âdeta küçük bir yasama meclisi niteli¤inde görmüfl, onunla olan iliflki-
lerinde padiflahla parlamento aras›ndaki münasebetlerde uygulanan esaslar› hakim
k›lmaya çal›flm›flt›r.

SIRA S‹ZDE Meclis- i Vâlâ-y›


SIRA Ahkâm-›
S‹ZDE Adliye’nin üç daireden oluflarak yasama, yürütme ve yarg› mese-
2 lelerini görev olarak bölüflmeleri kuvvetler ayr›l›¤› prensibinin hayata geçti¤ini gösterir
mi? Tart›fl›n›z
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M

Dan›fltay’›n bafllang›c› say›lan fiura-y› Devlet ise 1868 y›l›nda kurulmufltur. Mec-
S O R U lis-i Ahkâm-›S OAdliye’nin
R U birkaç ifli birlikte yürütmesinin zorlu¤u bu meclisin yeni-
den ikiye ayr›lmas›na sebep olmufl, 1868 tarihinde Meclis-i Ahkam-› Adliye; fiura-
y› Devlet ve Divan-› Ahkâm-› Adliye olmak üzere ikiye ayr›lm›flt›r. Divan-› Ahkâm-
D‹KKAT D‹KKAT
› Adliye yarg› görevini yapacak fiura-y› Devlet, genel yönetim meselelerini tart›fla-
cak ve kanunlar› haz›rlayacakt›. Görevlerinden baz›lar› flunlard›: Her türlü kanun

N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDEincelemek ve haz›rlamak, kanun ve tüzük gere¤i görevli oldu-
ve tüzük tasar›lar›n›
¤u iflleri tetkik ve karara ba¤lamak, her türlü mesele hakk›nda istenildi¤inde görüfl
bildirmek, memurlar› yarg›lamak, devletle fertler aras›ndaki davalara bakmak. Sul-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
tan Abdülaziz fiura-y› Devlet’in aç›l›fl›nda yapt›¤› konuflmada devletin vatandafla
hizmet etmekle yükümlü oldu¤unun alt›n› çizerek önemli bir anlay›fl de¤iflikli¤ine
K ‹ T A P iflaret etmiflti.
K ‹ T A P
fiura-y› Devlet içinde düzenli bir parlamenter iflleyifl kurulmufltu. Vilayetlerdeki
seçime dayal› genel meclislerden gelen delegeler, meclise getirdikleri sorunlar›n
TELEV‹ZYON tart›fl›lmas›na
T E L E kat›lacaklard›.
V‹ZYON Ancak meclisin as›l üyeleri seçim yoluyla gelmiyor,
padiflah taraf›ndan atan›yordu. Ayr›ca kanun yapma inisiyatifi olmay›p, sadece
sadrazam›n önerdi¤i konular› tart›flabilirdi. Bu nedenle fiura-y› Devlet, parlamento-
dan ziyade “embriyo” hâlinde bir parlamento diye nitelendirilebilir.
‹NTERNET ‹NTERNET
Halk›n Yönetime Kat›l›m›: Muhass›ll›k Meclisleri
Muhass›ll›k Meclisleri (1840 Tanzimat Dönemi’nin en önemli katk›lar›ndan biri halk›n seçimi ile oluflturulan
y›l›nda sancak
MAKALE M A K A L E seviyede yönetime kat›lma ifllevini gerçeklefltirmesi olmufltur.
meclislerin mahallî
merkezlerinde kurulan
Muhass›ll›k Meclislerinin Bunun ilk örne¤ini oluflturmaktad›r. 1840 y›l›nda sancak merkezlerinde kurulan
görevi, sancaktan al›nacak
vergilerin miktar›n› Muhass›ll›k Meclislerinin görevi, sancaktan al›nacak vergilerin miktar›n› saptamak
saptamak ve onlar›n düzenli ve onlar›n düzenli toplanmas›n› sa¤lamakt›. Bu meclislere muhass›l›n yan›nda yer
toplanmas›n› sa¤lamakt›.
alan memurlar›ndan baflka, sanca¤›n hâkimi, müftüsü, zabiti, ruhani reisleri ve san-

www.evrenselpdf.com
2. Ünite - Türkiye’de Reform Aray›fllar› (1839-1908) 31

ca¤›n ileri gelenlerinden alt› kifli kat›lacakt›. Bu kifliler seçimle belirlenecekti. Se-
çimlere aday olmak için, bulundu¤u yöre halk›ndan olmak, reflit olmak, devlet ve
ülke ifllerinden anlamak gibi flartlar aran›yordu. Bu flartlar› tafl›yan herkes mahke-
meye müracaatla adayl›¤›n› bildirebilirdi. Seçmenler ise farkl› yorumlara sebep ola-
bilecek bir usulle, kazaya ba¤l› köylerden kura ile tespit edilen befler kifli ve kaza
merkezlerinde de yerleflim yerinin büyüklü¤üne göre “ak›ll›, söz anlar, emlak sa-
hipleri” s›fatlar›n› haiz 20-50 kifli olacakt›.
Görüldü¤ü gibi bu seçim sistemi, tüm halk›n kat›l›m›ndan uzakt›. Muhass›ll›k
Meclisi’ne seçilenler genellikle, yörenin ileri gelenleri ya da mülki amirin tayin et-
ti¤i kimselerdi. Seçim, memleketin önde gelen nüfuzlu kimselerinin meclise gir-
mesini sa¤lam›flt›r. Bununla beraber Osmanl› Devleti tarihinde ilk defa halk›n tem-
silcilerinin seçimle belirlenmifl olmas›, demokrasi yolunda önemli bir ad›md›r. Bu
ad›m, Sultan Abdülmecit’in 1845’te ilan etti¤i bir fermanla daha da ileriye gitmifl-
tir. Sultan Abdülmecit, Meclis-i Ali-i Tanzimat’a vilayetlerden ikifler temsilci davet
etmifltir. “Yar› mebuslar” diye adland›r›lan bu temsilcilerin Meclis-i Tanzimat’a gir-
meleri meflrutiyet yolunda çok önemli bir merhaledir. Seçim usulü, 1849 y›l›nda
kurulan Eyalet Meclisi’nde de uygulanm›fl, seçme ve seçilme haklar› yeni esaslara
ba¤lanm›flt›r. Bu meclislerde seçim, meclis ve müzakere usullerini tan›yan Osman-
l› toplumu Meflrutiyet Meclisi’nin oluflumu ve baflar›s›n›n zemininin sa¤lanmas›n›n
altyap›s›n› haz›rlam›flt›r. Burada mahallî idarelerin gelifltirilmesi ve halk›n yöneti-
me kademeli olarak kat›l›m›n›n sa¤lanmas›n›n Tanzimatç›lar›n demokratl›klar›n-
dan de¤il, devlet ifllerinin daha verimli halledilmesi için duyulan ihtiyaçtan kay-
nakland›¤›na ayr›ca dikkat çekilmifltir. Zira yönetim daha önceki dönemlerde ma-
hallî temsilcilerin kontrolüne verdi¤i birtak›m görevleri merkezîlefltirmekten geri
durmam›flt›r.

K›r›m Savafl› ve D›fl Borçlanma


Tanzimat Dönemi’nin bir ileri merhalesinde Islahat Ferman› yer almaktad›r. “Kut-
sal yerler sorunu” fleklinde bafllayan Rus isteklerinin reddi üzerine 1853 y›l›nda
savafla dönüflmüfltür. Bu savaflta Rus istekleri ile ç›karlar› çat›flan Avrupa devletle-
ri Osmanl› saf›nda yer alm›flt›r. 1853-1856 y›llar› aras›nda yaflanan K›r›m Savafl›
Osmanl› Devleti’nde birçok ilkin bafllang›c›n› da oluflturmaktad›r. ‹lk defa genifl
çapl› Avrupa ittifak›n› savaflta yan›na alan Osmanl› Devleti bunun bedelini bir ba-
k›ma ilk d›fl borçlanma ve Islahat Ferman›’n›n ilan› ile ödemek zorunda kalm›flt›r.
K›r›m Savafl› esnas›nda 1854 y›l›nda bafllayan d›fl borçlanman›n boyutlar› zaman-
la artarak devam etmifl, 1875 y›l›nda devletin bir manada mali aç›dan iflas›, 1881
y›l›nda da Duyun-› Umumiye ‹daresi’nin kurulmas› ile farkl› bir boyut kazanm›fl-
t›r. D›fl borçlar›n ödenmesinin Türkiye Cumhuriyeti Dönemi’nde 1954 y›l›na kadar
devam etti¤i düflünüldü¤ünde borçlanman›n etkilerinin ne kadar büyük oldu¤u
daha iyi anlafl›lmaktad›r.
Öte yandan savafl sonras› imzalanan Paris Antlaflmas›, Rusya’n›n güneye inme-
sini engelleyerek Osmanl› ülkesi üzerindeki emellerine k›sa süreli de olsa set çe-
kilmesi bak›m›ndan olumlu görülmekle birlikte, Karadeniz’in tarafs›zl›¤› maddesi-
nin galip olan Osmanl› Devleti’ne de uygulanmas› Avrupal› Devletlerin bu anlafl-
madan beklentilerini de göstermektedir. Osmanl› Devleti’nin bir Avrupa devleti
say›lmas› ve Avrupa hukukundan yararlanmas›, toprak bütünlü¤ünün Avrupal›
devletlerce garanti edilmesi anlaflman›n bir baflka olumlu yan› olarak kabul edile-
bilir. Di¤er taraftan bu durum Devlet’in topraklar›n› koruyamayacak kadar güç-
süzleflti¤inin de bir kan›t›d›r. Paris Antlaflmas›’nda Islahat Ferman› ilan›n›n yer al-

www.evrenselpdf.com
32 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

mas› da Bat›l› devletlerin Osmanl› Devleti’nin iç ifllerine kar›flmalar›na bir dayanak


teflkil etmifltir.

ISLAHAT FERMANI
Paris Antlaflmas› öncesi ilan edilen Islahat Ferman›, Tanzimat Ferman› ile bafllayan
yeni dönemin ileri bir merhalesinin bafllang›c›n› ifade etmektedir. Neredeyse tama-
men d›fl bask›lar sonucu ilan edilmifl olan Ferman ile Tanzimat Ferman›’nda tan›-
nan haklar›n bir hayli ilerisine gidilmifltir. Osmanl› toplumu bu fermanla neredey-
se Müslüman ve gayrimüslim olmak üzere iki farkl› toplum olarak tan›mlanm›flt›r.
Önceli¤in gayrimüslimlerde oldu¤u Islahat Ferman›, Müslüman olmayanlara aske-
rî ve sivil bütün okullara girme hakk›n› vermifl, devlet memurluklar›nda görev al-
malar›n›n önünü açm›flt›r. Ferman, Müslüman olmayan Osmanl› vatandafllar›na da
askerlik zorunlulu¤u getirmifl ancak “bedel” vermek kofluluyla askerlikten muaf
olabilme imkân›n› da tan›m›flt›r. Müslüman halka böyle bir hak tan›mayan Ferman,
Müslüman olmayan vatandafllar›n mülki memurluklarda görev almas›n›, küçük dü-
flürücü s›fatlar›n yasaklanmas›n› öngörmektedir. Yabanc› devlet vatandafllar›na Os-
manl› ülkesinde gayrimenkul alma hakk›n› da tan›yan Islahat Ferman›, iltizam usu-
lünün sona ermesi, maafllar›n düzgün ödenmesi gibi Tanzimat Ferman›’nda belir-
tilen baz› hükümleri de tekrarlamaktad›r.

Fermana Tepkiler
Islahat Ferman› Bat›’n›n zorlamas›yla ilan edilmifl, Paris Anlaflmas›’nda yer alarak
her ne kadar iç ifllerine kar›fl›lmayaca¤› belirtilmesine ra¤men, Osmanl› Devleti’nin
iç ifllerine kar›flmak için bir bahane teflkil etmifltir. Islahat Ferman›’na tepkiler ge-
cikmemifl, bu tepkiler 1858 y›l›nda Cidde’de yaflanan olaylarla fliddete dönüflmüfl-
tür. Cidde’de hac mevsiminde baz› tahrikler sonras› harekete geçen Müslümanlar
Hristiyan tüccarlara sald›rm›fl, kar›fl›kl›kta Frans›z ve ‹ngiliz konsoloslar› da hayat›-
n› kaybetmifltir. Bu olay üzerine ‹ngiliz ve Frans›z gemileri Cidde’ye asker ç›kart-
m›fl ve suçlu gördüklerini idam etmifltir. Benzer olaylar Lübnan ve Suriye’de de ya-
flanm›fl, bu olaylarda Frans›z müdahalesi güçlükle önlenmifltir. Sonuçta Lübnan,
bafl›nda Hristiyan bir yöneticinin bulundu¤u imtiyazl› bir sancak hâline getirilmifl-
tir. Rumeli’de de huzursuzluk bafl göstermifl, S›rbistan’da, Karada¤’da, Bosna’da
yer yer çat›flmalar yaflanm›flt›r.

SIRA S‹ZDE Devletin Müslüman olan ve olmayan tebaas› aras›ndaki çat›flmalar›n sebebi sadece d›fl mü-
SIRA S‹ZDE
3 dahaleye tepki olarak de¤erlendirilebilir mi? Tart›fl›n›z.

D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M bir tepki de 1859 y›l› içinde ‹stanbul’da ortaya ç›km›flt›r. Ta-


Islahat Ferman›’na
rihe “Kuleli Vakas›” diye geçen olay›n bafllang›c›n› teflkil eden “Müdafaa-i fieriat”
S O R U cemiyeti, Sultan
S O R Abdülmecit’in
U tahtan indirilerek eski düzenin yeniden kurulmas›-
n› amaçlamaktayd›. Gurup üyeleri harekete geçemeden ihbar üzerine yakalanm›fl
ve yarg›lanmak için Kuleli Askerî Lisesi’ne götürülmüfltür. Yarg›lama sonucunda
D‹KKAT D‹KKAT
baz› üyeleri idam cezas›na çarpt›r›lm›flsa da Sultan Abdülmecit taraf›ndan cezalar›
ömür boyu hapse çevrilmifltir.

N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Ferman›n Uygulanmas›
Bu olumsuz tepkilere ra¤men Islahat Ferman› ile istenen düzenlemeler zaman
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
içinde hayata geçirilmifltir. 1858 Arazi Kanunnamesi, 1871 ‹dare-i Umumiye-i Vila-
yet, 1878 Dersaadet ve Vilayet Belediye Kanunlar› bu düzenlemelerden baz›lar›d›r.
K ‹ T A P K ‹ T A P

TELEV‹ZYON T E L E V ‹ Z Y O Nwww.evrenselpdf.com
2. Ünite - Türkiye’de Reform Aray›fllar› (1839-1908) 33

Arazi Kanunnamesi ile devlete ait topraklar›n %70’i özellefltirilmifl, 1867’de yap›lan
bir düzenleme ile yabanc›lara flehirlerde gayrimenkul edinme hakk› verilmifltir. Söz
konusu son düzenlemeler ise mahallî temsilde Müslüman-gayrimüslim eflitli¤ini fii-
len gerçeklefltirmifltir. Böylelikle devletin her sahadaki hâkimiyetinin halk lehine
k›s›tlanmaya baflland›¤›n› söylemek mümkün olabilmektedir.

Halk›n Yönetime Kat›lmas›nda Bir Baflka Ad›m: Vilayet


Meclisleri
Vergi toplamak amac›yla kurulan Muhass›ll›k Meclisleri’nden sonra halk› seçime
al›flt›rmak yolunda at›lan bir di¤er ad›m ise 1864 Vilayet Nizamnamesi’dir. Bu ni-
zamname, ülke idaresini vilayet, sancak, kaza ve köy idari birimlerine ay›rmakta,
her aflamadaki yöneticilerin görev ve sorumluluklar›n› ayr› ayr› aç›klamaktad›r. Ay-
r›ca belediye meclisi üyelerinin seçimle gelecekleri hükmünü getirmektedir.
Vilayet Meclisi üyeleri, tabii üyeler ile seçimle belirlenen dört kifliden oluflmak-
tayd›. Mülki amir ve memurlar ile ruhani reisler tabii üyelerdi. Seçimle belirlenen
dört üyenin ise ikisi Müslüman ikisi de gayrimüslimdi. Seçimle gelen üyelerin Müs-
lümanlar ve gayrimüslimler aras›nda eflit paylafl›lmas› Osmanl› devlet gelene¤inde
önemli bir geliflim ve de¤iflim demektir. Bu meclisler sayesinde SIRA S‹ZDE
gayrimüslimler de SIRA S‹ZDE
Müslümanlar kadar yörenin ifllerinde söz sahibi oluyorlard›. Muhass›ll›k Meclisleri
ve devam›nda Vilayet ‹dare Meclisleri Osmanl› Devleti’nin parlamenter
D Ü fi Ü N E L ‹ M
hayata ge-
D Ü fi Ü N E L ‹ M
çifline önemli katk›da bulunmufltur. ‹nsanlar› seçime ve meclise al›flt›rm›flt›r. Mutla-
k›yetle yönetilen bir ülkede bu tür uygulamalar, meflruti yönetime geçifl için iyi bir
S O R U S O R U
bafllangݍ olmufltur.

Vilayet Meclisi üyeleri, tabii üyeler ile seçimle belirlenen dört kiflidenD oluflmaktayd›.
‹KKAT Mül- D‹KKAT
ki amir ve memurlar ile ruhani reisler tabii üyelerdi. Seçimle belirlenen dört üyenin ise
ikisi Müslüman ikisi de gayrimüslimdi.

N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

1868 y›l›nda kurulan fiura-y› Devlet halk›n yönetime kat›l›m›nda katk› sa¤la-
yan di¤er bir meclistir. Padiflah›n ve hükûmetin kendileriniAMAÇLARIMIZ
k›s›tlamalar›na mu- AMAÇLARIMIZ
kabil bunu sadece yemin ile ve iyi niyetle garanti alt›na alan (fiiliyatta alama-
yan) Tanzimat’tan sonra fiura-y› Devlet’in kuruluflu ve Sultan Abdülaziz’in bura-
da yapt›¤› konuflma, devlet adamlar›n›n anlay›fllar›nda meydana K ‹ T gelen
A P de¤iflim K ‹ T A P
ve geliflimi göstermesi bak›m›ndan önemlidir. 11 May›s 1869 tarihli konuflmas›n-
da Padiflah Abdülaziz, hükûmetin vazifesini halk›n hukukunun korunmas› ve
halka kötü davranmama olarak göstermifltir. Her ne kadarT Euygulamada
LEV‹ZYON kal›c› TELEV‹ZYON
de¤iflimler getirememiflse de halk›n hukukunun temini ve istisnas›z her s›n›f
halktan oluflan bir meclis olarak vas›fland›rd›¤› fiura ile bir ölçüde “bir Meclis-i
Mebusan ve meflrutiyet idaresi için küçük bir tecrübe” gerçeklefltirdi¤ini söyle-
‹NTERNET ‹NTERNET
yebiliriz. Ancak fiura’n›n idare aleyhine verece¤i karar›n, Sadrazam’›n onay› ile
geçerli olmas›, üyelerinin Padiflah taraf›ndan atanmas› demokratik de¤erini
azaltmaktad›r.
MAKALE MAKALE
Bu y›llarda Basiret Gazetesi’nde hükûmet flekillerinin halk›n e¤itim seviyesine
göre belirlenece¤ine dair ilginç bir yaz› ç›km›flt›r. Halk›n cahiliyeti hâlinde kat›
mutlakiyet, biraz bilgililer varsa ›l›ml› mutlakiyet söz konusu olaca¤›n› belirten ga-
zete, “Ayd›nlardaki anlay›fl ve bilginin halka inmesi durumunda” Meflrutiyet idare-
sinin kurulaca¤›n› ifade etmifltir. Basiret Gazetesi “tüm halk›n bilgili ve cesur olma-
s› hâlinde cumhuriyetin kendili¤inden kurulaca¤›na” dikkat çekmektedir.

www.evrenselpdf.com
34 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

Tanzimat Devri Bat›l›laflma Uygulamalar›


1839 Tanzimat Ferman›’n›n ilan› ile bafllay›p 1876 Kanun-i Esasi’nin (Anayasa) ila-
n›na kadar devam eden süreçte Osmanl› ülkesinde kifli hak ve hürriyetlerinde ge-
liflme oldu¤u gibi, askerî, mali, e¤itim ve hukuk gibi pek çok alanda da Bat›l›lafl-
SIRA S‹ZDE ma çabalar›SIRA S‹ZDE
olmufltur.
Askerî alanda yap›lan düzenlemelerle askerlik süresi ve yafl› belirlenmeye çal›-
D Ü fi Ü N E L ‹ M
fl›lm›flt›r. 1843 y›l›nda ilan edilen bir yasayla askerlik yafl› 20, askerlik süresi de 5
D Ü fi Ü N E L ‹ M
y›l olarak belirlenmifltir. 5 y›ll›k süreyi doldurup terhis olanlar, 7 y›ll›k bir süre re-
dif askerî olarak yedek askerlikle yükümlü hâle getirilmifltir. 1845 y›l›nda ordu
S O R U S O birer
R U askerî lise, “idadi” aç›lm›flt›r.
merkezlerinde

D‹KKAT 1843 y›l›nda Dilan


‹ K K edilen
AT bir yasayla askerlik yafl› 20, askerlik süresi de 5 y›l olarak belir-
lenmifltir. 5 y›ll›k süreyi doldurup terhis olanlar, 7 y›ll›k bir süre redif askerî olarak ye-
dek askerlikle yükümlü hâle getirilmifltir. 1845 y›l›nda ordu merkezlerinde birer askerî

N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
lise, “idadi” aç›lm›flt›r.

AMAÇLARIMIZ Sultan AMAÇLARIMIZ


Abdülaziz Dönemi’nde donanma güçlendirilmifl, Dünyan›n say›l› do-
nanma güçlerinden biri hâline getirilmifltir. Bahriye Nezareti kurulmufl, askerî ya-
p› yenilenmifltir.
K ‹ T A P Osmanl›K Devleti’ndeki
‹ T A P Bat›l›laflma çabalar› as›l etkisini e¤itim alan›nda göster-
mifltir. Bat›l›lar gibi bir e¤itim sistemine ulafl›lmaya çal›fl›lm›fl ancak bunda istenilen
baflar› elde edilememifltir. II. Mahmut Dönemi’nden itibaren bafllayan ilkö¤retimin
TELEV‹ZYON zorunlulu¤uT E L Eilkesi
V ‹ Z Y Oülke
N çap›nda yayg›nlaflt›r›lmaya çal›fl›lm›flt›r. 1846 y›l›nda Mec-
lis-i Maarif-i Umumiye kurulmufl, Bahriye, Harbiye ve T›bbiye d›fl›ndaki okullar
buraya ba¤lanm›flt›r. 1848 y›l›nda ‹stanbul’da ö¤retmen yetifltirmek amac›yla ö¤ret-
men okulu “Darülmuallimin” aç›lm›flt›r. Ortaö¤retim seviyesinde olan Rüfltiyelerin
‹NTERNET ‹NTERNET
aç›lmas›na h›z verilmifl, 1858 y›l›nda ilk k›z rüfltiyesi aç›lm›flt›r. 1859 y›l›nda Mek-
teb-i Mülkiye kurulmufl, Frans›zca e¤itim veren Galatasaray Sultanisi 1868’de e¤iti-
me bafllam›flt›r. E¤itimde Fransa etkisi kendisini 1827 y›l›ndan itibaren göstermeye
MAKALE MAKALE
bafllam›fl, bu y›l içinde aç›lan T›bbiye’de e¤itim Frans›zca dilinde yap›lm›flt›. Bu
okulda Türkçe e¤itime ancak 1870’den sonra geçilebilecektir. Frans›z etkisi 1869
y›l›nda yay›nlanan Maarif-i Umumiye Nizamnamesi’nde de görülmektedir. Bu ni-
zamname Frans›z e¤itim sistemini örnek alarak haz›rlanm›flt›r. Bu dönemde k›z ö¤-
retmen okulu Darülmuallimat da aç›lm›flt›r.
Mali alanda ise köklü bir ›slahata gidilmifltir. Tanzimat Ferman› gere¤ince ilti-
zam usulü kald›r›ld›. Tanzimat Ferman›’n›n mimar› Mustafa Reflit Pafla yeni vergi
sisteminin takipçisiydi. Ancak yeni kurulan Muhass›ll›k Meclisleri beklenen baflar›-
y› sa¤layamad›. Bunda eski devrin al›flkanl›klar› etkili oldu. 1841-1842 y›l›nda büt-
çe haz›rland›, 1847 y›l›nda ise ilk modern bütçeye geçildi. K›r›m Savafl› esnas›nda
Fransa ve ‹ngiltere’den borç para al›nmas› ile bafllayan d›fl borçlanma zamanla ar-
tarak devam etti. Devletin gelirleri harcamalara yetmedi¤i için Devlet, a盤›n› ka-
patmak amac›yla s›k s›k d›fl borçlanma yoluna gitti. Bu durum devletin mali iflas›-
na sebep oldu.
Tanzimat Ferman›’n›n ilan›ndan 7 ay sonra 1840 y›l›nda Ceza Kanunnamesi ya-
y›nland›. Bu kanun 1851’de Kanun-› Cedit’in yay›nlanmas›na kadar yürürlükte kal-
d›. Kanun-› Cedit, 1840 kanunnamesine göre daha genifl kapsaml› olup, bu kanun-
da sarhoflluk, k›z kaç›rma, sahtekârl›k gibi yeni suçlar tan›mlanm›flt›. Kanun-› Ce-
dit’te daha genifl fler’i hükümlere yer verilmifltir. Bu kanun da yeterli olmay›nca
1810 tarihli Frans›z Ceza Kanunu’nun neredeyse tamamen tercümesi olan yeni bir

www.evrenselpdf.com
2. Ünite - Türkiye’de Reform Aray›fllar› (1839-1908) 35

kanun haz›rland›, 1851’de Ceza Kanunname-i Hümayunu olarak yürürlü¤e girdi. Bu


kanun gayrimüslim Osmanl› vatandafllar›n›n da yararlanabilmesi için Rumca, Erme-
nice ve Bulgarca’ya tercüme edildi. 1840 y›l›ndan itibaren ceza ve ticaret davalar›na
bakmak üzere laik ilkelere göre çal›flan karma Nizamiye Mahkemeleri kuruldu. Bu
mahkemelerde Müslümanlar›n yan› s›ra gayrimüslim hakimler de görev ald›.
Ticaret alan›nda karma “muhtelit” ticaret mahkemeleri kuruldu. 1807 tarihli
Frans›z Ticaret Kanunu 1849 y›l›nda tercüme edilerek 1850’de Kanunname-i Tica-
ret ad›yla kanunlaflt›. Bu kanunla anonim flirket, faiz ve kambiyo senedi gibi baz›
kavramlar Osmanl› hukukunda yer almaya bafllad›.

EKONOM‹K KR‹Z VE SONUÇLARI


K›r›m Savafl› esnas›nda bafllayan d›fl borçlanma zaman içinde artarak devam etmifl-
tir. Bir süre sonra Osmanl› Devleti borçlar›n› ödeyemez duruma gelmifl, borçlanma
yoluyla borç ödenmeye çal›fl›lm›flt›r. Bu durum öyle bir hâl alm›flt›r ki bir süre son-
ra Devlet, borçlanma yoluyla da borcunu ödeyemez duruma düflmüfltür. Al›nan
borç paralar›n bir k›sm› deniz kuvvetlerinde oldu¤u gibi faydal› alanlarda harcan›r-
ken, büyük bir k›sm› ise devlet giderlerine, saray yap›m›na ve saray harcamalar›na
kullan›lm›flt›r. 1874 y›l›na gelindi¤inde Balkanlar’daki kar›fl›kl›k dolay›s›yla paraya
ihtiyaç duyulmufltur. Dönemin Sadrazam› Mahmut Nedim Pafla, bütçenin gelir ve
giderlerini hesap ettirmifltir. Bu durumda bütçe a盤› befl milyon alt›n› bulmaktad›r.
D›fl borç alman›n zor oldu¤u bu dönemde a盤› kapatmak amac›yla Mahmut Ne-
dim Pafla bir formül gelifltirmifltir. Buna göre y›lda ödenmekte olan on dört milyon
liral›k faiz yar›ya indirilecek, geriye kalan miktar›n befli bütçe a盤›nda ikisi ise or-
dunun ihtiyac›nda kullan›lacakt›r. Bu plan kabul edilerek 6 Ekim 1875 tarihinde bir
kararname ile alacakl›lara duyurulmufltur. Plana göre befl y›l süreyle var olan borç-
lar›n yar›s›n›n nakit olarak ödenece¤i geri kalan k›sm›n ise %15 faizli bir senet ile
ödenece¤i ilan edilmifltir. Mahmut Nedim Pafla’n›n bu karar› ço¤u orta hâlli mev-
duat sahipleri olan alacakl›lar aras›nda olumsuz etki yapm›fl, Avrupa kamuoyunun
Osmanl› Devleti’nin aleyhine dönmesine sebep olmufltur.
Macar mülteciler sorunu esnas›nda Osmanl› Devleti yan›nda yer alan Avrupa
kamuoyu, Avrupa devletlerinin bir bak›ma K›r›m Savafl›’nda Osmanl› Devleti’ni
yaln›z b›rakmamas›nda etkili olmufltu. Bu defa ise durum tam tersine dönmüfltür.
Nitekim Rusya bu durumdan yararlanacak ve tarihe “93 Harbi” (Rumi 1293) diye
geçen 1877-1878 Osmanl›-Rus Savafl› bafllayacakt›r. Bu savafl sonras› ‹ngiltere, Os-
manl› Devleti’ne yönelik uygulad›¤› “devletin varl›¤›” politikas›ndan vazgeçerek
kendisi için önemli olan bölgelerin ele geçirilmesi politikas›na geçecektir. Netice-
de kendisi için hayati önem tafl›yan K›br›s ve M›s›r 93 Harbi sonras›nda ‹ngiltere
taraf›ndan Osmanl› topraklar›ndan kopart›lacakt›r. Osmanl› Devleti ise ‹ngilte-
re’nin politika de¤iflikli¤i karfl›s›nda yeni bir müttefik olarak Almanya’ya yaklafla-
cakt›r. Almanya’n›n Fransa ve Avusturya’y› ma¤lup ederek birli¤ini kurmas› ve
güçler dengesinde yerini almas› Osmanl› Devleti’nin Alman askerî gücünden ya-
rarlanmak amac›yla Alman askerî heyetlerini davet etmesinde etkili olmufltur. Ay-
r›ca Alman silahlar› da Osmanl› ordusunda yerini alm›fl, 1885 y›l›nda Goltz Pafla
Osmanl› ordusunu ›slah ifline giriflmifltir.

93 Harbi (1877-1878 Osmanl› - Rus Harbi)


Paris Anlaflmas› ile Karadeniz’e ç›kmas› engellenen Rusya, Avrupa’n›n içinde bu-
lundu¤u kar›fl›k durumdan yararlanarak 1871 tarihinde bu maddeyi tan›mad›¤›n›
ilan etmifltir. O esnada Avrupa’da güçler dengesi de¤iflmektedir. Zira Prusya Alman

www.evrenselpdf.com
36 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

birli¤ini kurma yolunda Avusturya ve Fransa ile girdi¤i savafllar› kazanm›fl, Fran-
sa’y› a¤›r bir yenilgiye u¤ratm›flt›r. ‹talya’da ise ‹talyan birli¤i kurma yolunda Piye-
monte oldukça ileri ad›mlar atm›flt›r. Rusya bu kar›fl›k durumdan istifade ile garan-
tör devletlere bir nota vererek Karadeniz’in tarafs›zl›¤›n› tan›mad›¤›n› bildirmifl,
h›zla silahlanmaya bafllam›flt›r. Garantör devletler içinde tek kalan ‹ngiltere Os-
manl›’n›n toprak bütünlü¤ünü garanti etmekle birlikte yaln›z kalman›n etkisiyle so-
runlar› bar›flç› yoldan çözme çabas›na girmifltir. Asl›nda 1815 Viyana Kongresi’nde
gündeme gelen “hasta adam” art›k yaflat›lacak m› yaflat›lmayacak m› sorusu ceva-
b›n› bulmak üzeredir. Bu sorunun cevab› 93 Harbi ile verilecektir.
Rusya, Osmanl› topra¤› olan Balkanlar’da ortaya ç›kan ayr›l›kç› hareketleri des-
teklemifl, K›r›m Savafl› sonras› uygulamaya koydu¤u Panslavizm politikas›na h›z
vermifltir. Bu politika gere¤i S›rbistan, Karada¤, Bulgaristan bölgelerinde isyanlar›
desteklemifl, Osmanl› yönetimi bunlar› bast›rmakta s›k›nt› yaflam›flt›r. Rusya’n›n
devreye girmesi ile Balkan sorunu iç sorun olmaktan ç›km›fl, ‹ngiltere’nin de yer
almas›yla d›fl sorun hâline gelmifltir. Sorunun bar›flç› yoldan çözümlenmesini iste-
yen daha do¤rusu ç›karlar› gere¤i Osmanl› Devleti’nin Rusya egemenli¤ine girme-
sini istemeyen ‹ngiltere, Almanya ve di¤er devletlerin deste¤ini alarak konunun bir
konferansta görüflülmesini sa¤lam›flt›r. 23 Aral›k 1876 tarihinde ‹stanbul’da Haliç
Tersanesi’nde toplanan “Tersane Konferans›” Balkan sorununu bar›flç› yoldan çöz-
meye çal›flm›flt›r. Asl›nda Konferans sonras› al›nan kararlara bak›ld›¤›nda sorunun
ne kadar bar›flç› yoldan çözümlendi¤i ya da çözümlenmek istendi¤i ortaya ç›k-
maktad›r. Karar gere¤i S›rbistan, Karada¤ ve Romanya’ya ba¤›ms›zl›k verilecek,
Bulgaristan özerk hâle gelecek, Osmanl› bu kararlar› kabul etmezse zorlamayla bu
kararlar hayata geçirilecektir.
Osmanl› Devleti’nin Tersane Konferans› kararlar›n› kabul etmemesi üzerine
bafllayan 93 Harbi, a¤›r bir yenilgiyle sonuçlanm›flt›r. Rusya, Balkan ve Kafkasya
üzerinden harekete geçmifl, Balkanlar’dan h›zla ilerleyerek ‹stanbul-Yeflilköy’e ka-
dar gelmifltir. Do¤u’da ise Erzurum Rus iflgaline u¤ram›fl, destanlaflan Nene Hatun
direnifli sayesinde bu flehir Rus iflgalinden kurtar›lm›flt›r. Bu durum karfl›s›nda ça-
resiz kalan Osmanl› Devleti, Rusya ile Ayastefanos (Yeflilköy) Antlaflmas›’n› imza-
lamak zorunda kalm›flt›r. Anlaflma gere¤ince S›rbistan, Karada¤, Romanya ve Bul-
garistan ba¤›ms›z olacak; Kars, Ardahan, Artvin ve Do¤u Beyaz›t Rus egemenli¤in-
de kalacakt›r. Ayr›ca Osmanl› Devleti a¤›r bir savafl tazminat› ödemek zorunda b›-
rak›lm›flt›r. Ayastefanos Antlaflmas› baflta ‹ngiltere olmak üzere Osmanl› Devle-
ti’nin Avrupa’daki topraklar› üzerinde ç›kar› olan devletleri harekete geçirmifl ve
Berlin’de yeni bir anlaflma imzalanmas› sa¤lanm›flt›r. Berlin Anlaflmas› öncesi dev-
reye giren ‹ngiltere’ye iyi bir anlaflma imzalanmas› karfl›l›¤› olarak K›br›s’a yerlefl-
mesi tavizi verilmifltir. ‹mzalanan Berlin Antlaflmas› ile Ayastefanos Antlaflmas› ra-
fa kald›r›lm›fl, Bulgaristan hariç, ba¤›ms›z devletlerle ilgili maddeleri aynen kalm›fl-
t›r. Bulgaristan, Osmanl›’ya ba¤l› bir prenslik hâline getirilmifl, Do¤u Rumeli ve
Makedonya Osmanl›’ya b›rak›lm›flt›r. Do¤u’da ise Do¤u Beyaz›t Osmanl›’ya veril-
mifl, Kars, Ardahan, Artvin ve Batum Rus iflgalinde kalm›flt›r. Ermeni sorununun ilk
defa gündeme geldi¤i geçerli anlaflma olan Berlin Anlaflmas› ile Osmanl› Devleti
savafl tazminat› olarak Ayastefanos’ta ödeyece¤inin iki kat› bir mebla¤› ödemek
zorunda b›rak›lm›flt›r.
Berlin Konferans› esnas›nda Osmanl› Devleti’nin mali durumu da gündeme gel-
mifl, Rusya’n›n savafl tazminat› iste¤ine karfl› ç›k›lm›flt›r. Rusya, Osmanl› maliyesi-
nin kötü yönetildi¤inden bahisle, Osmanl›’n›n borçlar›n› ödeyecek güçte oldu¤u,
yap›lacak düzenlemelerle gelirinin iki kat›na ç›kar›labilece¤ini belirtmifl, savafl taz-

www.evrenselpdf.com
2. Ünite - Türkiye’de Reform Aray›fllar› (1839-1908) 37

minat›ndan vazgeçmemifltir. Neticede Rusya’n›n iste¤i kabul edilerek savafl tazmi-


nat› Ayastefanos’a göre iki kat›na ç›kart›larak 60 milyon lira olmufltur. 1908 y›l›nda
Osmanl› Devleti’nin büyük bir toprak parças› olan Bulgaristan’›n ba¤›ms›zl›¤›n› ta-
n›ma karfl›l›¤›nda Rusya’ya verece¤i tazminat›n 5 milyon liras›ndan muaf tutulacak
olmas› tazminat›n büyüklü¤ü konusunda net bir fikir verebilir.

Duyun-› Umumiye ‹daresi’nin Kurulmas›


Rusya’ya ödenecek savafl tazminat› zaten ekonomik s›k›nt› içinde olan Osmanl›
maliyesini iyice bozmufl, borçlar›n›n faizlerini dahi ödeyemeyecek duruma getir-
mifltir. Bunun üzerine Osmanl› Devleti d›fl müdahaleye meydan vermemek için
alacakl›lar›n vekillerini görüflmeye ça¤›rm›flt›r. ‹stanbul’da yap›lan görüflmeler so-
nucunda alacakl›lar ile bir anlaflmaya var›lm›flt›r. Bu anlaflma 20 Aral›k 1881 tarih-
li (28 Muharrem 1299) bir kararname ile ilan edilmifltir. “Muharrem Kararnamesi”
ad› verilen bu anlaflma gere¤ince ‹stanbul’da “Duyun-› Umumiye ‹daresi” kurula-
cakt›r. Bu komisyonda alacakl›lar› temsilen birer ‹ngiliz, Frans›z, Alman, Avustur-
ya, ‹talyan ve Galata bankerlerinin temsilcisi yer alacak, Osmanl› temsilcisi ile bir-
likte 7 üyeden oluflacakt›r. Duyun-› Umumiye ‹daresi’nin gelir kaynaklar›, tuz, tü-
tün, ispirto, bal›k, ipek, pul ve damga, Bulgaristan vergisi, K›br›s vergisi, Do¤u Ru-
meli vergisi gibi geliri çok olan vergilerdir.
Bu flekilde Devletin mali gücünü elinden alan Duyun-› Umumiye, “devlet için-
de devlet” durumuna gelmifltir. Devlet vergi toplama yetkisinin bir k›sm›n› hem de
önemli gelir kaynaklar›n› alacaklar›na mukabil bu komisyonun insaf›na terk etmifl-
tir. Faiz oranlar›n› ayarlayan Duyun-› Umumiye ‹daresi kendi memurlar›n› atama
hakk›na da sahiptir. 1912 y›l›nda Osmanl› maliye memurlar›n›n say›s› alt› bin civa-
r›nda iken bu kurumun memur say›s› on bine yaklaflmaktayd›. Duyun-› Umumiye
memurlar› köylere kadar giderek alacakl›lar›n borçlar›na karfl›n vergileri toplamak-
ta ve bunlar› Osmanl› borçlar›na karfl›n tahsil etmekteydi.

Devlet olman›n temel hususiyetlerinden biri olarak kendi topraklar›nda


SIRA vatandafllar›ndan
S‹ZDE SIRA S‹ZDE
vergileri toplayamayan bir devletin mali ba¤›ms›zl›¤›ndan söz edilebilir mi? Tart›fl›n›z. 4

Duyun-› Umumiye ‹daresi, Millî Mücadele Dönemi’nde deDvarl›¤›n›


Ü fi Ü N E L ‹ M
devam et- D Ü fi Ü N E L ‹ M

tirmifl ancak Ankara Hükûmeti egemen oldu¤u bölgelerde bu idarenin gelirlerine


el koymufltur. Tahvilleri hiç hükmüne inen alacakl›lar›n bu durumu
S O R ULozan Anlafl- S O R U
mas› ile çözüme kavuflmufl, Osmanl› borçlar› yeniden yap›land›r›larak 2/3’lük k›s-
m› Türkiye Cumhuriyeti’ne devredilmifltir.
D‹KKAT D‹KKAT

Yeni Osmanl› Düflüncesi ve I. Meflrutiyet

N N
SIRA S‹ZDE
Sened-i ‹ttifak ile bafllayan padiflah›n yetkilerini k›s›tlama anlay›fl› Tanzimat ve SIRA S‹ZDE
Islahat Fermanlar› ile devam etmifltir. Ancak bu süreç Sultan Abdülaziz döne-
minde Âli ve Fuat Paflalar›n ölümleri ile birlikte bir duraklamaya girmifltir. Tan-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
zimat ve Islahat dönemlerinde gerçeklefltirilen ve halk› k›smen de olsa mahallî
idare yönetimlerine kat›lmaya al›flt›ran düzenlemelerin beklenen neticeleri ver-
memeleri gerek ayd›n, gerekse de bürokrat kesim üzerinde K ‹ olumsuz
T A P etkiler K ‹ T A P
oluflturmufltur. Tanzimat Dönemi’nde yetiflen Bat›c› ayd›nlar, Bat› uygarl›¤›n›n
üstünlü¤ünü, halk›n sahip oldu¤u genifl hürriyetlere ve parlamentolu demokra-
tik siyasi rejime ba¤l›yorlard›. Tanzimat’›n reformcu yöneticileri
T E L E Vise
‹ Z Ytemsili
ON siste- TELEV‹ZYON
me inanm›yor, yapt›klar› yeniliklerde merkezî otoritenin güçlenmesini ön plan-
da tutuyorlard›. Sultan Abdülaziz’in Sultan Abdülmecit’ten daha sert mizaçl› ol-

‹NTERNET ‹NTERNET

www.evrenselpdf.com
MAKALE MAKALE
38 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

mas›, merkezî yönetimin ve bürokrasinin artan otoritesi, ayd›nlar›n parlamento-


lu meflruti rejime taleplerini h›zland›rd›. Art›k yöneticilerin Bat›y› örnek alarak
yapt›klar› yenilikler yeterli görülmüyor, siyasi rejimin de¤iflmesi ve devlet otori-
tesinin s›n›rland›r›lmas› da isteniyordu.
Halk›n hâkimiyet hakk› kavram›n› devreye sokan bu hareket, millet egemenli-
¤i düflüncesinin geliflimi aç›s›ndan tam bir dönüm noktas› oluflturmaktayd›. ‹leride
halk iradesinin temsilcileri olan meclis ve onun oluflturaca¤› anayasa ile s›n›rland›-
r›lacak bir padiflah iktidar›, Türk demokrasi sürecinin de bafllang›c›n› oluflturacak-
SIRA S‹ZDE SIRA
t›. Padiflahla S‹ZDE
bütünleflen Tanzimat bürokratlar›n›n otoritesine ters düflen Yeni Os-
manl› Hareketi’nin öncüleri fiinasi, Nam›k Kemal, Ziya Pafla ve Ali Suavi gibi yazar
D Ü fi Ü N E L ‹ M
ve flairlerdi. Bu kifliler, ilerlemenin hür kurumlara dayand›¤›n›, hür kurumlar›n ise
D Ü fi Ü N E L ‹ M
ancak kamuoyunun deste¤i ile ayakta kalabilece¤ini, bu nedenle halk›n e¤itilmesi
gerekti¤ini savunuyorlard›. Halka en kolay ulaflman›n yolunun da gazete oldu¤u
S O R U S O R U
bilinciyle, gazete ç›karmaya bafllam›fllard›.

D‹KKAT Yeni Osmanl›D hareketinin


‹KKAT öncüleri, fiinasi, Nam›k Kemal, Ziya Pafla ve Ali Suavi gibi yazar
ve flairlerdi. Bu kifliler, ilerlemenin hür kurumlara dayand›¤›n›, hür kurumlar›n ise ancak
kamuoyununSIRA deste¤i ile ayakta kalabilece¤ini, bu nedenle halk›n e¤itilmesi gerekti¤ini sa-

N N
SIRA S‹ZDE S‹ZDE
vunuyorlard›. Halka en kolay ulaflman›n yolunun da gazete oldu¤u bilinciyle, gazete ç›kar-
maya bafllam›fllard›.
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
Foto¤raf 2.1 Foto¤raf 2.2

Nam›k Kemal Ziya Pafla


K ‹ T A P K ‹ T A P
Kaynak: Yaflamlar› Kaynak:
ve Yap›tlar›yla Yaflamlar› ve
Osmanl›lar Yap›tlar›yla
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
Ansiklopedisi II, Osmanl›lar
YKY, ‹stanbul Ansiklopedisi II,
1999. YKY, ‹stanbul
1999.
‹NTERNET ‹NTERNET

MAKALE MAKALE

Sultan Abdülaziz’in idaresine karfl› mücadele eden ayd›nlar gazete ç›karmakla


yetinmemifller, ülkenin fena idaresine son vermek, mali zorluklar› gidermek, gay-
rimüslimlerin memnuniyetsizliklerini ortadan kald›rmak için meflruti bir yönetim
kurmak amac›yla gizli cemiyetler de kurmufllard›r. Bunlar›n netice vermeden sona
eren ilk örne¤i Kuleli Vak’as›’d›r. Mücadelede önemli aflamalar kaydeden Genç
Osmanl›lar Cemiyeti ise 1865 y›l›nda ‹stanbul’da kurulmufl, 1867 y›l›nda faaliyetle-
rini artt›rm›flt›. Cemiyet üyelerinden Mustafa Faz›l Pafla, Padiflaha meflrutiyeti ilan
etmesi için bir mektup göndermiflti. Mektupta en iyi idare tarz›n›n meflrutiyet oldu-
¤u belirtildikten sonra, meflrutiyet sayesinde Müslümanlar ile gayrimüslimler ara-
s›ndaki sorunlar›n ortadan kalkaca¤›, isyanlar›n bitece¤i ifade edilmiflti. Padiflah bu
mektuba ald›r›fl etmemifl, Yeni Osmanl›lar olarak an›lan muhaliflerine karfl› yapt›r-
d›¤› takibat›n› h›zland›rm›flt›. Bu takibata ra¤men, meflrutiyet fikri ayd›nlar aras›n-

www.evrenselpdf.com
2. Ünite - Türkiye’de Reform Aray›fllar› (1839-1908) 39

da yay›lmaya devam etti¤i gibi, devlet adamlar› ve askerler aras›nda da taraftar bul-
mufltu. Sonuçta Abdülaziz, Serasker Hüseyin Avni Pafla’n›n önderli¤inde bir aske-
rî darbe ile tahttan indirildi, yerine V. Murat tahta ç›kar›ld›. 30 May›s 1876 tarihin-
de tahta ç›kan yeni padiflah, rahats›zl›¤› nedeniyle yerini 31 A¤ustos’ta II. Abdül-
hamid’e b›rakt›.

Resim 2.4
V. Murad ve Yeni
Osmanl›lar.

Kaynak: Le Monde
Illustre’nin
kapa¤›nda V.
Murad ve Genç
Osmanl›lar.
Yaflamlar› ve
Yap›tlar›yla
Osmanl›lar
Ansiklopedisi II,
YKY, ‹stanbul
1999.

ANAYASALI YÖNET‹M DENEMES‹: I. MEfiRUT‹YET


II. Abdülhamid’in taht’a ç›kmas›yla, Yeni Osmanl›lar›n dürüst bir padiflah ile hal-
k›n temsilcilerinden oluflan bir meclisin hükûmet ifllerini kontrol etmesi anlay›fl›
baflar› kazanm›flt›r. Buna ra¤men halk›n yönetime kat›lmas› noktas›ndan ayd›nlar
ile devlet adamlar› ayn› fikre sahip de¤illerdi. Halk›n hâkimiyete hakk› olup olma-
d›¤› hususu Tanzimat Dönemi’nden beri çeflitli flekilde tart›fl›lm›flt›. Devlet adam-
lar› hakk› kabul etmekle birlikte, halk›n henüz yeterli olgunlu¤a eriflmedi¤ini id-
dia etmekteydiler. Buna karfl›n fikir adamlar›, da¤daki çoban›ndan, flehirdeki ka-
lem efendisine kadar her vatandafl›n kendini en iyi flekilde temsil edebilecek in-
sanlar› seçebilecek seviyede oldu¤unu savunmaktayd›lar. Askerî Okullar Müdürü
Süleyman Pafla; Abdülaziz’in ve V. Murat’›n tahttan indirilmesinin sebebini, devlet
adamlar›n›n geleceklerini güvence alt›na almak olarak aç›kl›yordu. Süleyman Pa-
fla’n›n Sadrazam Mehmet Rüfltü Pafla’n›n halk›n verdikçe daha fazlas›n› isteyece¤i
gerekçesiyle Meflrutiyeti engelledi¤ini belirtmesi, devlet adamlar›n›n bir k›sm›n›n
farkl› fikirlerde oldu¤unu göstermeye yeterlidir. Bu dönemde devlet adamlar›nda
genel kan›, halk›n ancak devlet ifllerinde tecrübeli, bu ifli bilen devlet adamlar›n-
ca yönetilebilece¤idir.

www.evrenselpdf.com
40 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

SIRA S‹ZDE Padiflahlar› SIRA


tahttan indirirken halk› memnun etmedi¤ini gerekçe gösteren yönetici kesi-
S‹ZDE
5 min halk›n hakimiyet hakk›n› vermemelerinin sebebi ne olabilir? Tart›fl›n›z.

D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
Foto¤raf 2.3 Padiflah Abdülhamid de halk› mefl-
ruti idare için yeterli bulmayan devlet
Osmanl› son
S O R U
döneminin en çok S O R U adamlar›na hak vermekle birlikte, yi-
tart›fl›lan devlet ne de Meflrutiyet’in devletin köklü
adam› II. dertlerine deva olaca¤› beklentisine
D‹KKAT
Abdülhamid,(1876 D‹KKAT
-1909)’in saltanat sahipti. Meflrutiyet, devleti medeni
döneminde iki memleketler seviyesine ç›karacak,

N N
SIRA S‹ZDE ilan›
meflrutiyet SIRA S‹ZDE mevcut bütün idari, siyasi ve sosyal
yap›lm›flt›r.
problemleri çözecek adeta mucize bir
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
ilaç gibi görülüyordu. Fakat bunun
sa¤lanmas› halk›n ve hükûmetin va-
zifelerini hakk›yla yapmalar›na ba¤-
K ‹ T A P K ‹ T A P l›yd›. Meclisin, vatandafl›n görevini
yapmas›nda devlet ile millet aras›nda
bir köprü vazifesi görmesi beklentile-
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON rin en baflta geleniydi. Dolay›s›yla
meclis, devletin topluma ulaflmas›nda arac› bir kurum olarak kabul edilmifltir.
“Devletin sa¤lam bir düzene ba¤lanmas›” olarak anlafl›lan Meflrutiyet’ten, Avrupa
devletlerinin az›nl›klar nedeniyle yapt›¤› bask›lar› hafifletmesi beklentileri bizzat
‹NTERNET ‹ N T E R N E Tda aç›kça ifade edilmifltir. Ayr›ca devletin de¤iflen iç ve d›fl flart-
Padiflah taraf›ndan
lara ayak uyduramamas› Meflrutiyeti zorunlu k›lmaktayd›. Meflrutiyetle Hilafet ve
Saltanat makam›n›n haklar› korunacak, Osmanl› vatandafllar›n›n hürriyet ve eflitli-
MAKALE MAKALE
¤i sa¤lanacakt›.

1876 Kanun-i Esasisi (Anayasa)


II. Abdülhamid, meflrutiyetin ilan› için haz›rl›klar› hemen bafllatm›fl, anayasan›n ya-
p›lmas› için 30 Eylül 1876 tarihinde bir komisyon kurulmas›n› emretmifltir. 28 kifli-
den oluflan bu komisyon 1831 Belçika, 1859 Prusya anayasalar›yla birlikte yirmiye
yak›n tasar›y› incelemifltir. Bu tasar›lar içinde Mithat Pafla ile Sait Paflalar›n tasar›la-
r› da vard›r. Mithat Pafla’n›n Kanun-› Cedit denilen tasar›s›nda, meclisin 120 kifliden
oluflmas› ve bu say›n›n 1/3’ünün hükûmet taraf›ndan atanmas› öngörülmüfltü. Bu
120 kiflinin 80’inin millet mebusu, 40’›n›n da devlet mebusu olmas› tasarlanm›flt›.
Tasar›yla bütün vükela-bakanlar ve müsteflarlar hükûmet ad›na mebus say›lacakt›.
Hükûmet meclisten güvenoyu almak zorundayd›, aksi takdirde düflecekti. Ayr›ca
hükûmet meclise karfl› sorumlu olacakt›. Kanun-› Cedit ancak, Meclis-i Mebusan
taraf›ndan yürürlükten kald›r›labilecekti. Devletin resmî dili Türkçeydi. Kanun-›
Cedit güçlü bir hükümdarl›k makam›n› da içeriyordu. Milleti meclis vas›tas›yla ida-
rede söz sahibi yaparken devletin otoritesini korumak için padiflaha da ayr›cal›k-
lar veren tasar›, belirli bir kaynaktan aktar›lm›fl olmaktan çok Mithat Pafla’n›n dev-
let tecrübesinin bir ürünüdür denilebilir.

www.evrenselpdf.com
2. Ünite - Türkiye’de Reform Aray›fllar› (1839-1908) 41

Foto¤raf 2.4
Midhat Pafla hususi
kâtibi Vas›f ile
Viyana’da
bulundu¤u s›rada

Kaynak: Yaflamlar›
ve Yap›tlar›yla
Osmanl›lar
Ansiklopedisi II,
YKY, ‹stanbul
1999.

Sait Pafla’n›n haz›rlad›¤› taslak ise Frans›z Anayasas›’n›n Türkçeye çevirisi idi.
12 bölümden oluflan taslak Mithat Pafla’n›n tasla¤›na göre daha sistemli ve genifl
kapsaml›yd›. Tasla¤a göre, do¤rudan do¤ruya millet taraf›ndan seçilen 750 kiflilik
bir meclis öngörülüyordu. Ancak seçimin kura usulü ile yap›lmas› isteniyordu. Ya-
sama yetkisi “Millet Meclisi” ad›n› tafl›yan bir meclise veriliyordu.
Komisyonun 140 madde olarak haz›rlad›¤› taslak Heyet-i Vükela’da hararetli
tart›flmalardan sonra 119 maddeye indirilmifl ve Padiflaha sunulmufltur. Nihayet ta-
rihteki ilk Türk Anayasas› “Kanun-i Esasi” 23 Aral›k 1876 tarihinde ilan edilmifltir.
Kanun-i Esasinin ilan› Osmanl› Devleti’nin Balkan meselelerini konuflmak için top-
lanan uluslararas› Tersane Konferans›’n›n aç›l›fl›na denk getirilmiflti. Kanun-i Esasi-
nin bu konferans s›ras›nda ilan edilmesinin sebebi, “yabanc› güçleri, reformlar› ta-
kip maskesi alt›nda devletin iç ifllerine müdahaleden al›koymakt›”. Bu anayasa sa-
yesinde Rusya Osmanl›’ya karfl› besledi¤i düflmanl›ktan vazgeçecek, memleketimiz
“tarihte okudu¤umuz” ‹ngiltere gibi güçlü olacakt›!
Ancak, beslenen ümitler çok k›sa bir süre sonra bofla ç›kt›. Devletler bu çabay›
dikkate almad›¤› gibi 1877-78 Osmanl›-Rus savafl›, Osmanl› Devleti’nin a¤›r yenil-
gisi ile sonuçland›. Devlet, Balkanlar’daki topraklar›n›n büyük bir k›sm›n› kaybe-
derken, Ruslar ‹stanbul önlerine kadar gelmiflti. Böylesine kar›fl›k bir ortamda mec-
lis kapat›ld› ve Anayasa da bu durumdan pay›n› alarak rafa kald›r›ld›.

1876 Kanun-i Esasisi’nin Özellikleri


1876 Kanun-i Esasisi millet egemenli¤i anlay›fl› aç›s›ndan günümüz anayasalar›na
göre oldukça geride kalan bir anayasad›r. Kanun-i Esasi’ye göre egemenlik padi-
flaha aittir. Saltanat anayasan›n 3. maddesi gere¤ince Halifelik de dahil olmak üze-
re Osmanl› ailesinden en büyük evlada aittir. Padiflah, ‹slam dininin koruyucusu ve

www.evrenselpdf.com
42 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

Osmanl› halk›n›n hükümdar›d›r. 1876 Anayasas› padiflaha büyük yetkiler tan›m›fl


olmas›ndan baflka, ona, yapt›klar› ifllerden “sorumlu olmama” hakk›n› vermekle
de, devletin kuruluflundan beri var olan gücünü kanun güvencesi alt›na alm›flt›r.
1876 Anayasas›nda padiflah›n üstün gücünü s›n›rlayan hiçbir hüküm yoktur. Eski-
den oldu¤u gibi Padiflah; para bas›lmas›, hutbelerde ad›n›n okunmas›, yabanc›
devletlerle anlaflmalar yap›lmas›, harp ve bar›fl ilan›, kara ve deniz kuvvetlerinin
kumandas›, askerî harekât yap›lmas›, fler’i hükümlerin uygulanmas›, cezalar›n ha-
fifletilmesi veya aff›, memurlara rütbe ve niflan verilmesi gibi yetkilere sahiptir.
Padiflah ayn› zamanda yürütme kuvvetinin de bafl›d›r. Sadrazam›n, fieyhülisla-
m›n ve Bakanlar Kurulu’nun tayini ve azli yetkisi padiflaha aittir. Hükûmet meclise
karfl› de¤il, padiflaha karfl› sorumludur. Padiflah yarg› konusunda da yetkiye sahip-
tir. Anayasan›n 113. maddesi padiflaha bu konuda yetki vermifltir. fiöyle ki padiflah,
zab›ta taraf›ndan yap›lan araflt›rma neticesinde hükûmetin emniyetini ihlal ettikle-
ri kesinleflenleri s›n›r d›fl› etme hakk›na sahiptir.
Anayasaya göre meclis, ad›na Meclis-i Umumi denilen “Heyet-i Âyân” ve “He-
yet-i Mebusan” ismini tafl›yan iki ayr› meclisten oluflmaktayd›. Heyet-i Mebusan
üyeleri Osmanl› vatandafl› elli bin erkek nüfusa bir mebus düflecek flekilde halk ta-
raf›ndan gizli oyla seçileceklerdi. Seçimlerin süresi 4 y›l olup, mebuslar tekrar se-
çilebilirlerdi. Heyet-i Âyân üyeleri, Padiflah taraf›ndan atanmaktayd›. Bakanl›k, va-
lilik, ordu müflirli¤i, kazaskerlik, elçilik, patriklik, hahambafl›l›k yapm›fl olanlar ile
kara ve deniz subaylar›ndan k›rk yafl›ndan büyük olan ve gerekli flartlar› tafl›yanlar
ömür boyu bu göreve atan›rlard›.

SIRA S‹ZDE Meclis ve seçim


SIRAifllerinde
S‹ZDE her elli bin erkek nüfusa bir mebus düflmesine mukabil kad›nla-
6 r›n seçme veya seçilme haklar›n›n gündeme gelmemesini dönemin toplumsal bak›fl›n› dü-
flünerek de¤erlendiriniz.
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
Mebuslar›n dokunulmazl›¤› vard›. Mebus, hakk›nda meclis taraf›ndan ithama
S O R U sebep oldu¤una S O R dair
U ço¤unlukla karar verilmedikçe, cinayet veya suç ifllerken ya-
kalanmad›kça tutuklanamaz ve muhakeme edilemezdi. Üyeler meclisteki görüfl ve
verdikleri oylardan dolay› da sorumlu tutulamazlard›. Ancak mebuslar›n üyeli¤inin
D‹KKAT D‹KKAT
düflmesi ve yarg›lanmalar› Meclis-i Umumi azas›n›n verece¤i karara ba¤l›yd›.
1876 Anayasas› padiflah›n yetkilerinde bir k›s›tlama yapmad›¤› gibi aksine, yet-

N N
SIRA S‹ZDE kilerini kanun
SIRAgüvencesi
S‹ZDE alt›na alm›flt›r. Bu nedenle 1876 Anayasas› ile kurulan si-
yasi sisteme, parlamentonun varl›¤› ile desteklenmifl “meflruti monarfli” diyebiliriz.
Halk›n seçti¤i temsilcilerden oluflan Heyet-i Mebusan’›n bulunmas›na ra¤men, pa-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
diflah, yürütme ve yasama yetkilerinden hiç ödün vermemifltir. Bununla birlikte yi-
ne de 1876 Kanun-i Esasisi, padiflah›n yetkilerinin k›s›tlanmas› yönünden Sened-i
‹ttifaktan itibaren bafllayan geliflmenin bir ileri ad›m›d›r. Anayasa, ferman fleklinde
K ‹ T A P K ‹ T A P
ilan edilmifl olsa bile, halk›n temsilcilerini ilk defa genifl çapl› bir flekilde, bir araya
getirecek olmas› bak›m›ndan önemlidir.
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
Seçimler
Anayasan›n ilan›ndan sonra s›ra meclisi oluflturacak seçimlerin yap›lmas›na gel-
miflti. Seçimler sürenin yetersizli¤i nedeniyle geçici olarak ç›kart›lan “Seçim Tali-
‹NTERNET mat›”na göre‹ N T Eyap›lm›flt›r.
RNET Talimata göre 80’i Müslüman, 50’si gayrimüslim olmak
üzere 130 mebusun seçilmesine karar verilmiflti. Ancak seçimler zaman yetersizli-
¤i nedeniyle tam olarak yap›lamad›. 1876 y›l›na ait olmak üzere vilayet meclisleri
MAKALE üyeleri ikinciM seçmen
A K A L E say›larak, mebuslar› bunlar›n belirlemesine karar verildi.

www.evrenselpdf.com
2. Ünite - Türkiye’de Reform Aray›fllar› (1839-1908) 43

Birinci mecliste 69’u Müslüman, 46’s› gayrimüslim olmak üzere toplam 115 me-
bus bulunuyordu. ‹lk Osmanl› Meclisi, 19 Mart 1877 Pazartesi günü Dolmabahçe
Saray›’nda yap›lan bir törenle aç›ld›. Meclisin aç›l›fl gününde tüm resmî daireler ta-
til edilmiflti. Meclis-i Mebusan ilk toplant›s›n› 20 Mart 1877 tarihinde Sultanah-
met’teki Darülfünun binas›nda yapm›fl, 28 Haziran 1877 tarihinde ilk toplant› y›l›-
n› tamamlam›flt›r. Meclis-i Âyân için ise 21’i Müslüman, 5’i gayrimüslim olmak üze-
re 26 üye seçildi.
Meclis-i Mebusan›n 13 Aral›k 1877-14 fiubat 1878 tarihleri aras›nda geçen ikin-
ci döneminde 106 mebus görev yapm›flt›r. Bunlar›n 59’u Müslüman, SIRA S‹ZDE47’si gayri- SIRA S‹ZDE
müslim idi. Müslümanlarla gayrimüslim mebuslar›n oran›na bakt›¤›m›zda %56’ya
%44 oran› ortaya ç›kmaktad›r. Bu oran Müslim ve gayrimüslim D Ü fimebuslar›n
ÜNEL‹M nere- D Ü fi Ü N E L ‹ M
deyse eflit oranda temsil edildiklerini göstermektedir. O dönemde gayrimüslim hal-
k›n toplam nüfus içindeki oranlar›n›n 1/4 oldu¤u düflünüldü¤ünde, mebus say›s›
S O R U S O R U
ile nüfuslar›n aras›nda bir denge olmad›¤› ortaya ç›kmaktad›r.

Meclis-i Mebusan›n 13 Aral›k 1877-14 fiubat 1878 tarihleri aras›ndaD ‹geçen


K K A T ikinci döne- D‹KKAT
minde 106 mebus görev yapm›flt›r. Bunlar›n 59’u Müslüman, 47’si gayrimüslim idi. Müslü-
manlarla gayrimüslim mebuslar›n oran›na bakt›¤›m›zda %56’ya %44SIRAoran› ortaya ç›kmak-

N N
S‹ZDE SIRA S‹ZDE
tad›r. Bu oran Müslim ve gayrimüslim mebuslar›n neredeyse eflit oranda temsil edildikle-
rini göstermektedir. O dönemde gayrimüslim halk›n toplam nüfus içindeki oranlar›n›n 1/4
oldu¤u düflünüldü¤ünde, mebus say›s› ile nüfuslar›n aras›nda bir AMAÇLARIMIZ
denge olmad›¤› ortaya AMAÇLARIMIZ
ç›kmaktad›r.
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Baflka bir ifade ile gayrimüslimler mecliste nüfus oranlar›n›n K çok
‹ T Afazla P üzerinde K ‹ T A P
bir oranla temsil edilmifllerdir.
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
Meclisin ikinci toplant› döneminde Rusya ile savafl bafllam›flt›. Ruslar bir taraf-
T E L E V ‹ Zkuflatm›fllard›.
tan Tuna’y› aflarak Sofya’ya do¤ru ilerlerken, Do¤u’da da Erzurum’u YON TELEV‹ZYON
Mecliste ise mebuslar kanun yapma iflini geri plana b›rakarak hükûmet S O R U faaliyetle- S O R U
rini ve harbin yönetimini tart›fl›yordu. Mebuslar dolayl› olarak Padiflah Abdülhamid’i
savafl›n gidiflinden sorumlu tutuyorlard›. Hristiyan mebuslar iseD Avrupa’n›n da et-
‹ N T‹EKRKNAETT ‹ NDT‹EKRKNAETT
kisiyle kendi topluluklar›n›n ç›karlar›n› gözetiyorlard›. Rusya ile ateflkes görüflme-
lerinin yap›ld›¤› bir s›rada gelen sadaret tezkiresi üzerine II. Abdülhamid böyle bir

N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
meclisin yarar›ndan çok zarar› oldu¤unu söyleyerek 14 fiubat 1878 günü meclisi
MAKALE MAKALE
feshetti. Her derde deva olarak görülen Meflrutiyet, meclisin tatil edilmesiyle sade-
ce 1 y›l 1 ay 21 gün devam edebilmifl, meclisin toplant› süresi de toplam 10 ay 25
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
gün sürmüfltür.

Osmanl› devlet adamlar› ve ayd›nlar›n meflrutiyet, anayasa ve seçimKkonular›ndaki


‹ T A P görüfl- K ‹ T A P
leri hakk›nda etrafl› bilgi için Cezmi Eraslan-Kenan Olgun’un “Osmanl› Devleti’nde Mefl-
rutiyet ve Parlamento” (3F Yay›nlar› ‹stanbul 2006) kitab›na bakabilirsiniz.
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
Meflrutiyetin Yeniden ‹lan› Çabalar›
Padiflah Abdülhamid’in 1878’de meclisi kapatmas› ile meflrutiyet sona ermifl, yeni-
den mutlakiyet dönemi bafllam›flt›r. Meclisin kapal› oldu¤u bu dönemde Kanun-i
Esasi ise “fleklen” yürürlükte kalm›flt›r. II. Abdülhamid’in 30 y›l ‹sürecek
NTERNET
olan bu ye- ‹NTERNET

ni mutlakiyet dönemine karfl› özellikle içte büyük mücadeleler yap›lm›flt›r. ‹ç bas-


k›lar, Frans›z ‹htilalinin 100. Y›l Dönümü olan 1889 y›l›nda Osmanl› Terakki ve ‹t-
tihat Cemiyetinin kurulmas› ile h›zlanm›flt›r. Cemiyet gizli olarakM faaliyete
AKALE
bafllam›fl, MAKALE

ayd›nlar ve ordu mensuplar› aras›nda genifl taraftar bulmufltur. II. Abdülhamid’in

www.evrenselpdf.com
44 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

soruflturmalar› üzerine cemiyetin önde gelenlerinden birço¤u çal›flmalar›na yurt d›-


fl›nda devam etmifllerdir. Fransa, M›s›r ve ‹sviçre bu anlamda ‹ttihatç›lar için önem-
li ülkeler olmufllard›r.
Yunanistan’›n Girit adas›n› ilhak etti¤ini ilan etmesi üzerine bafllayan 1897 Os-
manl›-Yunan Savafl›nda, Osmanl› ordusu büyük baflar› göstermifl, Dömeke Mey-
dan Muharebesi’nde Yunan ordusu imha edilerek Atina yolu aç›lm›flt›r. Ancak ara-
ya Rusya ve Bat›l› devletlerin girmesi ile alanda kazan›lan savafl masada kaybedil-
mifl, Girit’te ›slahat yap›lmas›na ve buraya Hristiyan bir valinin atanmas›na karar
verilmifltir. Daha da ilginç olan› yap›lan ›slahatlar›n uygulamas›n› denetleme göre-
vinin Yunan prensine verilmesiydi. Bu durum neticesidir ki Girit’teki nüfus denge-
si on y›l içinde tersine dönecek ve 1908 y›l›na gelindi¤inde Hristiyan nüfus Müslü-
man nüfustan fazla olacakt›r. Yunan Savafl›, ‹ttihat ve Terakki Cemiyeti aç›s›ndan
da devletin içine düfltü¤ü acizli¤e iyi bir örnekti. Bu durumun düzeltilmesi için ül-
kede Meflrutiyetin ilan› bekleniyordu.
‹ttihat ve Terakki Cemiyeti ilk kongresini 1902 tarihinde Paris’te yapm›flt›r. Bu
kongre ‹ttihat ve Terakki tarihinde bir dönüm noktas›d›r. Kongreye Prens Sabahat-
tin, Ahmet R›za, ‹smail Kemal, ‹smail Hakk› Pafla, Mahir Sait, Halil Ganem, Hüse-
yin Siret, ‹brahim Temo ve Dr. Naz›m gibi ‹ttihat ve Terakki’nin ileri gelen isimle-
rinin yan› s›ra Ermeni ve Rumlardan da baz› temsilciler kat›lm›flt›r.
‹ttihat ve Terakki’nin 1902 kongresindeki fikir ayr›l›klar› cemiyetin ikiye bölün-
mesine sebep oldu. Buna göre yabanc› müdahalesini isteyenler Prens Sabahattin
Bey’in baflkanl›¤›nda “Teflebbüs-i fiahsi ve Adem-i Merkeziyet” ad› alt›nda birlefle-
rek çal›flmalar›n› sürdürdü. Müdahaleye karfl› olanlar ise Ahmet R›za Bey’in bafl-
kanl›¤›nda “Terakki ve ‹ttihat” ad› alt›nda birlefltiler. Cemiyet üyeleri yurt içinde ve
d›fl›ndaki çeflitli örgütlerle iliflki kurdular ve Osmanl› co¤rafyas›nda genifl bir alana
yay›ld›lar. Özellikle Balkanlar’da büyük bir güç hâline geldiler. Cemiyetin bu ka-
dar güçlenmesine ra¤men II. Abdülhamid, Müslüman halka cemiyetten daha ya-
k›nd›. II. Abdülhamid, ‹slam düflüncesinin yeniden canland›r›lmas›nda ve Bat› hu-
kukunun al›nmas› yerine, ‹slam hukukunun yürürlü¤e konulmas›ndan yanayd›.
D›fl iliflkilerde oldu¤u kadar memleket dâhilinde ‹slamc› bir politika izlenmesine
özen gösteriyor, bu da Müslüman topluluklar›n, meflrutiyet yanl›lar›ndan çok Padi-
flah’a yaklaflmalar›n› sa¤l›yordu.
Cemiyetin meflrutiyetin ilan› yolundaki çal›flmalar› gün geçtikçe artmaya baflla-
d›. Bu arada meflrutiyeti kurma yolunda çal›flan gizli cemiyetlerin say›s› da her ge-
çen gün art›yordu. Bunlardan biri olan “Vatan ve Hürriyet Derne¤i”, Mustafa Ke-
mal Bey (Atatürk) taraf›ndan fiam’da kurulmufltu. Bu dernek daha sonra 1907 y›-
l›nda Ahmet R›za Bey’in Terakki ve ‹ttihat Cemiyeti ile birleflti.
II. Abdülhamid rejimine karfl› mücadele eden cemiyetlerin birço¤u 27 Aral›k
1907 tarihinde Paris’te bir araya geldi. Kongreye Terakki ve ‹ttihat, Teflebbüs-i fiah-
si ve Adem-i Merkeziyet, Ermeni Taflnaksutyun, M›s›r Cemiyet-i ‹srailiyesi, Ahd-›
Osmani M›s›r Cemiyeti ile Ermeniler ve Araplar taraf›ndan yay›nlanmakta olan ba-
z› gazete ve dergilerin temsilcileri kat›ld›lar. Kongre sonucunda, II. Abdülhamid’i
tahttan inmeye zorlayarak meflrutiyeti yeniden kurma karar› al›nm›flt›r. Bu amaca
ulaflmak için bir dizi faaliyet gösterilecektir. ‹lk önce pasif direnme yap›lacak, hal-
ka hükûmete vergi vermemesi söylenecekti. Yap›lacak propagandalarla ordunun
ihtilalc›lara karfl› silah kullanmamas› sa¤lanacakt›. Son olarak, gerekirse sonuca
ulaflmak için genel ayaklanma yap›lacakt›. Kongre bu do¤rultuda çal›flmalar›n sür-
dürülebilmesi amac›yla cemiyetlerin temsilcilerinden oluflan gizli bir komite kurul-
mas›na karar vermifltir.

www.evrenselpdf.com
D‹KKAT D‹KKAT

N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

2. Ünite - Türkiye’de Reform Aray›fllar› (1839-1908)


AMAÇLARIMIZ 45
AMAÇLARIMIZ

‹ttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kurulufl ve faaliyetleri ile fikirleri hakk›nda


K ‹ T Adaha
P etrafl› bil- K ‹ T A P
gi almak için fiükrü Hanio¤lu’nun “‹ttihad ve Terakki Cemiyeti ve Jön Türklük” (‹letiflim
yay›nlar› ‹stanbul 1989) adl› çal›flmas›na bak›labilir.
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
Foto¤raf 2.5
Meflrutiyetin ilan›
için da¤a ç›kan
‹NTERNET ‹ N T E Bey
Resneli Niyazi RNET
ve adamlar›.

Kaynak: Yaflamlar›
MAKALE MAKALE
ve Yap›tlar›yla
Osmanl›lar
Ansiklopedisi II,
YKY, ‹stanbul
1999.

II. Meflrutiyetin ‹lan›


Terakki ve ‹ttihat 1907 kongresinin akabinde Makedonya’da çok h›zl› bir flekilde
örgütlenmifltir. Makedonya’da bu kadar h›zl› örgütlenmesinin sebebi burada Os-
manl› denetiminin yok denecek kadar az olmas›d›r. Makedonya 1878’den beri Av-
rupa devletlerinin gözetimi alt›ndayd›. Burada baflta Bulgarlar olmak üzere, S›rp ve
Rum çeteciler Makedonya’y› kendi topraklar›na katmak için u¤rafl›yorlard›. Os-
manl› Devleti’nin içine düfltü¤ü acz Makedonya’da daha çok hissediliyordu. ‹ngil-
tere’nin Rusya ile Reval’de görüflmesi, Cemiyeti harekete geçmeye mecbur oldu¤u-
na inand›rm›flt›. Reval Görüflmesi üzerine cemiyetin askerî kanad› da¤a ç›karak
ayaklanmay› bafllatm›flt›r. II. Abdülhamid’in bölgeyi kontrol etmek için gönderdi¤i
müfettifllerin cemiyet fedaileri taraf›ndan öldürülmeleri harekât› geniflletti¤i gibi
Padiflah’›n da direncinin k›r›lmas›nda etkili olmufltur.

www.evrenselpdf.com
46 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

Foto¤raf 2.6

Meflrutiyetin
ilan›ndan
beklentileri gösteren
iki kartpostal.

Sonuçta da Meflrutiyet 23 Temmuz 1908’de ilan edilmifltir. Terakki ve ‹ttihat Cemi-


yeti de 23 A¤ustos 1908 tarihinde yay›nlad›¤› bir bildiri ile Prens Sabahattin’in cemi-
yeti ile birleflti¤ini ve ad›n› ‹ttihat ve Terakki Cemiyeti yapt›¤›n› ilan etmifltir.Meflruti-
yet 24 Temmuz 1908 tarihinde resmen ilan edilmifltir. Meflrutiyetin ilan›n› hafiyeli¤in
kald›r›lmas› ve genel aff›n ilan› izlemifltir. 21 A¤ustos 1909’da ise Meflrutiyetin ilan›
olan 23 Temmuz tarihinden önce ifllenen suçlar›n aff› hakk›nda kanun ç›km›flt›r. Res-
mî tebli¤lerde 24 Temmuz olarak görülen II. Meflrutiyet’in ilan tarihi daha sonraki dö-
nemlerde ‹ttihat ve Terakki’nin ilan tarihi olan 23 Temmuz olarak düzeltilmifltir.

Foto¤raf 2.7

‹ttihatç›lar›n ana kadrosu bir arada.


‹ttihatç›lar›n Bo¤aziçi’nde toplant›s›: Sa¤dan Cemal Pafla, Süleyman Numan Pafla, ? , Talat Pafla, Enver Pafla,
Hüseyin Cahit Bey, Yaver Kâz›m Bey (Orbay), Karfl› s›rada oturanlar Said Halim Pafla, Mithat fiükrü Bey ve
k›smen görünen Ahmet R›za Bey

Kaynak: Yaflamlar› ve Yap›tlar›yla Osmanl›lar Ansiklopedisi I, YKY, ‹stanbul 1999.

www.evrenselpdf.com
2. Ünite - Türkiye’de Reform Aray›fllar› (1839-1908) 47

Özet

Türk modernleflmesinin en önemli aflamalar›ndan biri Tanzimat Dönemi’nin bafl›ndan itibaren ayd›nlar›n ›s-
olan Tanzimat Ferman› daha önce yap›lanlar›n yeterli rarla ifade ettikleri “halk›n hakimiyete hakk›” devlet
olmad›¤› görüldükten sonra bütün tebaaya vatandafl adamlar› taraf›ndan da kabul edilmifl olmakla beraber
statüsü tan›yan, herkesin kanun karfl›s›nda eflit, can, daha zaman›n gelmedi¤i yorumlar› öne ç›kmaktad›r.
mal ve namusunu korumaya alan bir anlay›fl getirmeyi Yeni Osmanl› düflüncesinin esaslar› da vatandafl›n her
hedeflemifltir. Devletin hedefinin sadece dini ve devle- kademede kendini yönetecek kadrolar› lay›k›yla seçe-
ti korumaktan ç›kar›l›p vatandafl› kalk›nd›rmak ve ülke- bilecek kabiliyette oldu¤una dayanmaktayd›. Padi-
yi imar etmek oldu¤unun alt›n› çizen bir ideal ortaya flah’tan ayd›nlara, bürokrasi ve halka kadar her kesim
koymufltur. Ferman›n kendisi devlet ve hükûmet adam- s›n›rs›z bir iyimserlik içinde anayasan›n kabul ve mefl-
lar›n›n yetkilerini kendi istekleriyle k›s›tlad›klar› bir sü- rutiyetin ilan edilmesinin devletin neredeyse bütün ida-
rece iflaret etmektedir. Müslim, gayrimüslim bütün va- ri, siyasi ve askerî meselelerini çözece¤i beklentisine
tandafllar›n devletin her kademesinde yer alabilmesine kap›ld›¤›n› ifade edebiliriz. Padiflah vekillerden, onlar
olanak tan›yan bu dönem anlay›fl› devletin maruz kal- bürokrasi ve vatandafltan vazifelerini lay›k›yla yerine
d›¤› s›k›nt›lar› gidererek eski kudretine kavuflturmay› getirmelerini bekliyorlard›. Ancak unutulmamas› gere-
amaçlamaktayd›. Tanzimat, devlet idaresine getirilen ken bir husus vard›. Anayasa mevcut durumu yasal hâ-
yenilikler, idari ve mali reformlar ile yeni bir ça¤dafllafl- le getirmifl, köklü bir idari, siyasi ve sosyal de¤ifliklik
ma hamlesi olarak tan›mlanabilir. getirememiflti. K›saca, kavram›n içi gerekti¤i gibi doldu-
Tanzimat Meclisleri ile halk›n her aflamada yönetime rulamad›¤› için beklentilerin gerisinde kal›nm›flt›r. Bi-
girmeye bafllamas› sürecinin dinamiklerini de¤erlendi- rinci Meflrutiyet’teki s›k›nt›lar›n benzeri ikinci dönemde
rebilecek, Tanzimat Dönemi’nin âdeta tan›t›c› simgesi de yaflanacakt›r. Ancak bu defa farkl› yönde siyasilerin
olan meclisler yoluyla devletin milletiyle bütünleflmesi, kendi aralar›ndaki çekiflmeler ve gerçekçi verilere da-
vatandaflta devlete sahip ç›kma bilincinin uyand›r›lmas› yanmayan tahminler yüzünden hayal k›r›kl›¤› yaflan-
hedeflenmifltir. Muhass›ll›k meclislerinden bafllayarak m›flt›r. Anayasan›n yeniden hayata geçirilmesi ile ayr›l-
her kademede temsil organlar›na dahil olan vatandaflla- mak isteyen az›nl›klar›n bu beklentilerinden vazgeçe-
r›n meflrutiyet dönemleri için âdeta staj ifllevini yerine cekleri ümit edilmifltir. K›sa bir süre sonra ortaya ç›kan
getirdi¤i söylenebilir. Vilayet meclislerinde eflit oranda ittifaklar ve savafllar teori ve gerçe¤in siyasette ayn› düz-
yer alan vatandafllar›n bir bütün hâlinde devletin deva- lemde geliflmedi¤ini gösterecektir.
m›na hizmet edecekleri bunun da d›fl müdahaleyi en
aza indirece¤i ümit edilmekteydi.
Daha geliflme ça¤lar›nda olan sanayini Balta Liman› An-
laflmas› ile Bat›l› devletlerin pazar yeri hâline getirmek
durumuna düflen Osmanl› yönetimi Galata bankerlerin-
den borç almaktayd›. Ancak Bat›l› devletler ile birlikte
giriflilen K›r›m Savafl›’n›n masraflar›n› gidermek için ‹n-
giltere ve Fransa’dan borç al›nd›. Bu süreç k›sa sürede
katlanarak geliflti ve 1875’teki isyanlar s›ras›nda devleti
s›k›nt›ya düflürdü. Al›nan kredilerin verimli bir flekilde
kullan›lamamas› miktar›n h›zla artmas›na yol açt›. Borç
faizlerinin ödenememesi ve 93 Harbi’nde gelen yenilgi-
nin mali yükü alacaklar›n› garantiye almak isteyen dev-
letlerin Umumi Borçlar ‹daresi’ni kurmalar›na imkân ta-
n›d›. Devlet içinde devlet hâline gelen Borçlar ‹daresi-
nin sadece varl›¤› bile Osmanl› yönetiminin ba¤›ms›zl›k
iddialar›n› bofla ç›karacak mahiyette olmufltur. Devletin
tekel gelirleri önemli gelir kaynaklar› bu idare taraf›n-
dan kontrol edilir hâle gelmifltir.

www.evrenselpdf.com
48 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

Kendimizi S›nayal›m
1. Osmanl› Devleti’nde Tanzimat Ferman› yeni bir dev- 6. Afla¤›dakilerden hangisi Tanzimat döneminin e¤itim
rin bafllang›c›n› temsil eder. Gülhane Hatt-› Hümayunu alan›ndaki uygulamalar›ndan biri de¤ildir?
da denilen bu ferman hangi tarihte ilan edilmifltir? a. Meclis-i Maarif-i Umumiye’nin kurulmas›
a. 8 Eylül 1808 b. ‹lkö¤retimin ilk defa zorunlu hâle getirilmesi
b. 3 Kas›m 1839 c. Galatasaray Sultanisi’nin aç›lmas›
c. 23 Aral›k 1876 d. Darülmuallimin’in aç›lmas›
d. 23 Temmuz 1908 e. ‹lk k›z Rüfltiyesinin aç›lmas›
e. 17 Aral›k 1908
7. Afla¤›dakilerden hangisi Tanzimat döneminde görü-
2. “Bütün tedbirler al›nd›¤› takdirde verimli co¤rafyas› len bir düzenleme de¤ildir?
ve yetenekli halk› sayesinde Osmanl› Devleti’nin “5-10 a. Darülmuallimat’›n aç›lmas›
sene zarf›nda” eski kudretine kavuflabilece¤i” beklenti- b. Nizamiye Mahkemelerinin kurulmas›
sinin dile getirildi¤i Ferman afla¤›dakilerden hangisidir? c. Meclis-i Mebusan’›n aç›lmas›
a. Tanzimat Ferman› d. Meclis-i Ahkam-› Adliye’nin kurulmas›
b. Islahat Ferman› e. Askerlik süresinin 5 y›l olmas›
c. Sened-i ittifak
d. Kanun-i Esasi 8. Osmanl› Devleti Balkan sorunlar› yüzünden tarihte
e. Meflrutiyetin ‹lan› 93 Harbi diye an›lan 1877-78 savafl›nda Rusya ile sa-
vaflmak zorunda kalm›flt›r. Bu savafl sonras› ilk önce
3. Tanzimat Ferman› ile Islahat Ferman› maddeleri ara- Ruslarla Ayastefanos (Yeflilköy) Antlaflmas› imzalan-
s›nda afla¤›dakilerden hangisi bulunmaz ? m›flt›r. Afla¤›daki maddelerden hangisi bu Antlaflmada
a. Herkes kanun önünde eflittir. yer almaz?
b. Hiç bir kimse yarg›lanmadan cezaland›r›lmaya- a. Kars, Ardahan, Artvin ve Do¤u Beyaz›t Rusya’ya
cakt›r. verilecek,
c. Herkesin mal, can ve namus güvencesi devletin b. S›rbistan, Karada¤, Romanya ve Bulgaristan ba-
garantisi alt›ndad›r. ¤›ms›z olacak,
d. Gayrimüslimleri askerî okullara girme hakk› ve- c. Osmanl› Devleti a¤›r bir savafl tazminat› ödeye-
rilmifltir. cek,
e. Halk›n temsilcilerinden oluflan bir parlamento d. Bat› Trakya Yunanistan’a verilecek,
aç›lacakt›r. e. Büyük Bulgaristan kurulacak.

4. Osmanl› Müslüman halk› seçimlerle ilk defa hangi 9. “Muharrem Kararnamesi” ad› verilen anlaflma gere-
olayla tan›flm›flt›r? ¤ince Osmanl› Devleti’nin mali gücünü elinden alan
a. Sened-i ‹ttifak “devlet içinde devlet” durumuna getiren kurum afla¤›-
b. Tanzimat Ferman› dakilerden hangisidir?
c. Islahat Ferman› a. fiura-y› Devlet
d. Muhass›ll›k Meclisleri b. Meclis-i Mebusan
e. Vilayet Meclisleri c. Duyun-› Umumiye
d. Meclis-i Has-› Vükela
5. Afla¤›daki bilgilerden hangisi Tanzimat döneminde e. Meclis-i Vâlâ
askerî alanda yap›lan düzenlemelerden biri de¤ildir?
a. Askerlik yafl› 20 olmufltur. 10. 1986 Anayasas› hakk›nda afla¤›daki bilgilerden han-
b. Askerlik süresi 5 y›ld›r. gisi yanl›flt›r?
c. Yedek askerlik süresi 7 y›ld›r. a. 23 Aral›k 1876 tarihinde ilan edilmifltir.
d. Ordu merkezlerinde “askerî idadi” aç›lm›flt›r. b. Bir komisyon taraf›ndan Avrupa’daki pek çok
e. Yeniçeri Oca¤› kald›r›lm›flt›r. Anayasa incelenerek düzenlenmifltir.
c. 1876 Anayasas› 119 maddeden ibarettir.
d. Padiflah›n yetkilerini çok büyük oranda k›s›tla-
m›fl, meclisi ön plana ç›kartm›flt›r.
e. Tarihteki bu ilk Türk Anayasas›n›n ad› “Kanun-i
Esasi” dir.

www.evrenselpdf.com
2. Ünite - Türkiye’de Reform Aray›fllar› (1839-1908) 49

Okuma Parças›
13-27 TEMMUZDA KAYNAYAN ‹STANBUL VE Ve herkes flafl›rm›flt›, çileden ç›km›flt›; alem hürriyet sar-
NÜMAY‹fiLER hoflu olmufltu. Dedi¤im gibi herkes bu coflkunlukta hak-
Her tarafta bayrak, m›z›ka, nümayiflçiler(göstericiler) l› idi, aç kalanlar›n bulduklar› yeme¤e sar›lmas›, zin-
alay›, davul ve zurna dolafl›yor. Sokak nutukçular› ras- danda yaflayanlar›n birdenbire kurtulup ayd›nl›¤a ç›k-
geldikleri yerde durup söylüyor, söylüyor, ba¤›r›yor! Ve mas› ile ‹stanbul halk›n›n hürriyete kavuflmas› aras›nda
halk›n hakk› vard›, tam 33 sene kendi arzusuyla halk fark yoktu. Bu iflin d›flyüzü idi, bunun bir de içyüzü
bayrak açamam›fl, m›z›ka çald›ramam›fl, üç kifli bir ara- vard›.
ya gelip gezememifl. Hele umuma kar›fl söz söylemek Saray›n gazeteler verdi¤i gayet k›sa ilk resmi tebli¤den
nutuk vermek Abdülhamid zaman›nda görülmüfl fley sonra sab›rs›zl›kla daha aç›k ve kat’i ilanlar beklerken
de¤ildi. Ehali öyle coflkun ve heyecanl› surette sokakla- Temmuzun 14.üncü günü Beyo¤lu mutasarr›f› Hamdi
ra döküldükçe, bir araya gelen üç adam› takibe çal›flan Beyin Zaptiye Nezaretine tayin olundu¤una dair bir tev-
polisler, flunun bunun söyledi¤ini gizli dinleyip jurnal- cihat(atama karar›) ç›kt› ve meflrutiyet afl›klar›n›n s›rt›na
lar yazan casuslar flafl›r›p kalm›flt› ve kalabal›¤›n en ko- müthifl bir buzlu dufl yapt›!
yu k›sm› Sirkeci’den Bab›âliye do¤ru ak›yordu. Bab›âli Beyo¤lu mutasarr›f› Hamdi Bey saray›n en sad›k ben-
Sadaret dairesinin tam karfl›s›nda bulunan “Servetifü- delerindendi ve Abdülhamid taraf›ndan gösterilen arzu
nun” matbaas›n›n önü, bafllardaki festen dolay› üstü üzerine Sadrazam Sait Pafla taraf›ndan Zaptiye(Asayifl)
k›rm›z› renkli ve daima dalgalan›r bir adam tabakas› ol- nezaretine getirilmiflti ve muhakkak hürriyet hareketi-
mufltu. Arabalar adam y›¤›nlar›n› kesip yol açam›yorlar- nin üzerine bir mum söndürme külah› vazifesini gör-
d›. Pazar günü akflama do¤ru, hele Temmuzun 14 üncü mek için geliyordu.
(bu tarih Rumidir, 27 Temmuz demektir) nümayiflçiler Hamdi Beyin Zaptiye nezaretine tayinini müteakip Ba-
arabalara da dolmufltu. b›âli bir resmi tebli¤ daha neflreyledi. O zamanki Bab›-
O tarihte baz› perflembe günleri, gelin götüren araba âlinin hâlini ve sarayda hüküm süren ruhu gösterdi¤i
kafileleri görülürdü; gelin arabalar›n›n bir fenerine ara- için resmi tebli¤in bafl taraf›n› afla¤›ya aynen al›yorum:
bac›ya hediye edilen bir iki arfl›nl›k kumafl ba¤lan›rd› “Veliyünnimeti biminnetimiz padiflah›m›z efendimiz
ve kad›nlar›n yaln›z bulunarak bindikleri bu arabalar hazretlerinin tesisi celili cenab› hilafetpenahileri olan
daima kupa idi. Hürriyet nümayiflçileri(göstericileri) ise Kanun-i Esasinin mevkii tatbika vaz’ile meclisi mebusa-
faytonlara dolmufllar, arabalar›n›n fenerlerine Türk bay- n›n küflad›n› emr ü ferman buyurmalar›ndan dolay› te-
raklar›n› asm›fllar, tekerlekleri ve körü¤ü çiçeklerle do- baai sad›kai mülukanelerinin tak›m tak›m Bab›âliye ge-
natm›fllard›. Nümayiflçiler gö¤üslerine de hamayli(en lerek teflekkürat› ubudiyetkaranelerinin arz› haki payi
küçük boyutlarda bas›lm›fl Kur’an-› Kerim) gibi k›rm›z› Hümayun olunmas›n› rica ile olbaptaki arizai teflekküri-
ve beyazl› genifl kordonlar sar›p üstüne “Hürriyet, Mü- yeyi tevdi eylemelerine binaen taraf› Sadaretpenahiden
savat, Uhuvvet” kelimelerini ifllemifllerdi. Nümayiflçi ara- arz u takdim k›l›nm›flt›r.” (Padiflah›n anayasan›n yeni-
balar› saraya kadar gidiyor, Y›ld›z yolunu dolduruyor den yürürlü¤e konmas› ve meclisin aç›lmas›n› emret-
ve taraf taraf dolafl›yor, ücra mahallelere bile giriyor ve mesinden dolay› vatandafllar›n guruplar hâlinde hükû-
tekmil ‹stanbul yerinden oynuyordu. met merkezine giderek samimi teflekkürlerinin Padifla-
Bizim matbaa da yerinden oynam›flt›. Tek taraf basan ha arz edilmesi için dilekçe vermifllerdir. Sadaret bunu
iki makinemiz hiç durmadan gece ve gündüz mütema- Padiflaha arz etmektedir)
diyen bas›yor; 24 saatte ancak 25 bin nüsha ç›kar›yo- Tebli¤i resmî di¤er yerinde “Kanun-i Esasinin ilcaat› za-
ruz, bu kafi gelmiyordu. Matbaan›n kap›s›nda ve kap›- man ile tatbik olunamamas› esas› fikir ve arzuyu Huma-
n›n yan›ndaki tevzi odas›n›n pencereleri önünde mü- yunu mülükane hilaf›nda oldu¤undan!” (Anayasan›n
vezziler k›yamet kopar›yordu. Tevzi(da¤›tma) odas›n›n flartlar›n gere¤i olarak hayata geçirilememesi padiflah›n
demir parmakl›kl› penceresine t›rmanan gazeteciler du- iste¤ine muhaliftir) diyordu.
var› delik deflik etmifllerdi. Matbaadaki adamlar›m›z ba-
s›lan gazeteleri tafl›y›p müvezzilere (gazete sat›c›lar›) Kaynak: Ahmet ‹hsan, Matbuat Hat›ralar›m 1888-
veriyordu. Fakat saymak, hesap etmek yoktu. Sat›fl me- 1923 ‹kinci Cilt, Meflrutiyet ‹lan›ndan Umumi Mu-
murlar›m›zda dahi hesap ve kay›t yoktu. Biz yukarda harebeye Kadar 1908-1914, ‹stanbul 1931, s. 6-9.
gazete yaz›yorduk, makineler bas›yordu, memurlar da-
¤›t›yordu ve halk kap›fl›yordu.

www.evrenselpdf.com
50 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

Kendimizi S›nayal›m Yan›t Anahtar›


1. b Yan›t›n›z yanl›fl ise “Tanzimat Ferman› ve Getir- savunmalar›na izin vermenin devlete yönelik d›fl müda-
dikleri” konusunu yeniden gözden geçiriniz. haleleri tamamen ortadan kald›raca¤›na inanmak bu
2. a Yan›t›n›z yanl›fl ise “Tanzimat Ferman› ve Getir- türden bir yan›lg›ya iflaret etmektedir.
dikleri” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
3. e Yan›t›n›z yanl›fl ise “Islahat Ferman›” konusunu S›ra Sizde 2
yeniden gözden geçiriniz. Meclis-i Vâlâ-y› Ahkâm-› Adliyenin daireleri aras›nda
4. d Yan›t›n›z yanl›fl ise “Tanzimat Ferman› ve Getir- bir kuvvetler ayr›l›¤› göze çarpmakla birlikte fiilen bu
dikleri” konusunu yeniden gözden geçiriniz. Meclisin üyeleri Padiflah taraf›ndan seçildi¤i ve onun
5. e Yan›t›n›z yanl›fl ise “Islahat Ferman›” konusunu beklentileri do¤rultusunda karar ald›¤› dikkate al›nd›-
gözden geçiriniz. ¤›nda düzenlemenin flekilde kald›¤›n› söyleyebiliriz. Zi-
6. b Yan›t›n›z yanl›fl ise “Islahat Ferman›” konusunu ra bu tarihten itibaren kuvvet ve icra sahalar›n›n ayr›l-
yeniden gözden geçiriniz. mas›na mukabil iktidar sahiplerinin her üç kuvveti de
7. c Yan›t›n›z yanl›fl ise “Islahat Ferman›” konusunu kontrol etmekten geri durmad›klar› görülmüfltür. Mecli-
yeniden gözden geçiriniz. sin kendi bafl›na karar almak, kanun yapmak yetkisi ol-
8. d Yan›t›n›z yanl›fl ise “Ekonomik Kriz ve Sonuçla- may›p sadrazam›n önerdi¤i ve havale etti¤i konular›
r›” konusunu yeniden gözden geçiriniz. tart›fl›yor olmalar› ifllevin kavram› karfl›lama oran›n› en
9. c Yan›t›n›z yanl›fl ise “Ekonomik Kriz ve Sonuçla- aza indirecek bir eksiklik olarak görülmektedir.
r›” konusunu yeniden gözden geçiriniz.
10. d Yan›t›n›z yanl›fl ise “Anayasal› Yönetim Dene- S›ra Sizde 3
mesi I.Meflrutiyet” konusunu yeniden gözden Devlet olman›n temel hususiyetlerinden biri olarak ken-
geçiriniz. di topraklar›nda vatandafllar›ndan vergileri toplayama-
yan bir devletin mali ba¤›ms›zl›¤›ndan söz edilemeye-
ce¤i aç›kt›r. Zira devlet olman›n temel flartlar›ndan biri-
S›ra Sizde Yan›t Anahtar› si de devlet ihtiyaçlar› için vatandafllar üzerine vergi
S›ra Sizde 1 koymak ve adaletle tahsil etmektir. Osmanl› siyasi ve
Osmanl› Devleti’nin yöneticileri 17. asr›n bafl›ndan iti- idari yap›s› içinde kendi emniyet güçleri ve vergi tahsil-
baren baflta askerî alan olmak üzere pek çok yenilik darlar›, binalar›, depolar›, kasalar› olan bir yap› söz ko-
için teflebbüs etmifllerdir. Ancak geleneksel toplum ya- nusudur. Hiç bir flekilde devletin kontrolüne tâbi olma-
p›s› ve de¤iflime karfl› gösterilen direnç dolay›s›yla bun- d›¤› için de devletin istiklalini zaafa u¤ratm›flt›r. Duyun-
lar›n ço¤u giriflimcilerinin hayat›na mal olmufltur. Pek › Umumiye ambarlar› ve kasalar› millî mücadele s›ras›n-
ço¤u kifliyle kaim olmufl, kiflinin görev yeri de¤iflti¤in- da Ankara Hükûmeti taraf›ndan kontrol edilebilmifltir.
de yeniden bafla dönülmüfltür. Tanzimat Dönemi yeni-
likleri en üst düzeyde devleti yönetenlerin kendi iste- S›ra Sizde 4
¤iyle girifltikleri ›slahat hareketlerinin en önemlisidir. Devletin Müslüman olan ve olmayan tebaas› aras›nda-
Bu samimiyete yabanc› devletlerin temsilcilerini flahit ki çat›flmalar›n sebebi sadece d›fl müdahaleye tepki
tutmak düflüncesi bu defa hedefi baflarma azmini gös- olarak de¤erlendirilemez. Zira toplumun bu yöndeki
termektedir. Bunun yan› s›ra devleti yönetenlerin ve geliflmelere tepkisi Tanzimat Ferman›’n›n ilan›n› taki-
k›smen ayd›nlar›n kap›ld›klar› bir yan›lg› da söz konu- ben çeflitli seviyelerde dile getirilmifltir. Devletin asli
su edilmelidir. Osmanl› Devleti’nde yap›lacak yenilik- unsuru olarak vergi veren, uzun askerlik seneleri bo-
lerden yabanc›lar›n memnun olaca¤›n› düflünmek. On- yunca evinden bark›ndan, çiftinden çubu¤undan, iflin-
lar›n önerilerinin s›rf devletin problemlerini çözmede den ayr› kalan ve ekonomik olarak y›k›ma u¤rayan
yard›mc› olarak ortaya konuldu¤una inanmak. Gayri- Müslüman kitleler ellerindeki tek imtiyaz›n yani asli
müslimlere hemen her hususta verilen ayr›cal›klar da unsur olma hâlinin s›radanlaflmas›na tepki göstermek-
bu nevidendir. Anayasan›n ilan› ve Meclis-i Umumi’de tedirler. Tanzimat ile getirildi¤i düflünülen eflitli¤in Is-
neredeyse yar› yar›ya temsil hakk› dünyan›n hiç bir lahat Ferman› ile Hristiyan unsurlar lehine pozitif ay-
meflruti ülkesinde görülmemifltir. Anayasa ile her vatan- r›mc›l›¤a dönüflmesi önemli bir k›r›lma noktas›d›r. Zira
dafl› eflit kabul etmek ve her grubun haklar›n› mecliste gayrimüslim vatandafllar cüzi bir miktar vergi karfl›l›¤›

www.evrenselpdf.com
2. Ünite - Türkiye’de Reform Aray›fllar› (1839-1908) 51

askere gitme hizmetinden kurtulmufllard›r. Buna ilave- S›ra Sizde 6


ten hemen her mezhepten misyonerlerin ülkenin her Meclis ve seçim ifllerinde her elli bin erkek nüfusa bir
yerinde din yayma giriflimleri ve yoksul kesimlerde bu mebus düflmesine mukabil kad›nlar›n seçme veya seçil-
çal›flmalar›n belli seviyelerde netice vermesi toplumu me haklar›n›n gündeme gelmemesini dönemin toplum-
iyice germifltir. Münferit olarak Hristiyanlar›n ‹slam’› sal bak›fl› çevresinde de¤erlendirilmelidir.
seçmeleri durumunda ülkenin her taraf›ndaki konso- Öncelikle her toplumsal tav›r, olay, müessese ve anla-
losluklar ve kiliseler devreye girmektedir. Trabzon’da- y›fl kendi döneminin flartlar› çerçevesinde ele al›nmal›-
ki ‹ngiliz Konsolosu James Palgrave’in 1860’l› y›llar›n d›r. Dünyada yirminci yüzy›l›n bafllar›nda kad›nlara seç-
bafl›nda yapt›¤› flu tespit durumu bütün aç›kl›¤› ile or- me ve seçilme hakk› veren devletler yok gibidir. Özel-
taya koymaktad›r. “Müslümanlar gerçekten üçüncü s›- likle Orta Ça¤lardan itibaren kad›n›n pek dikkate al›n-
n›f vatandafl konumundad›r. Zira her dinî inanç grubu- mad›¤›, önemsenmedi¤i bilinmektedir. Erkek egemen
nun bir hamisi var. Müslümanlar âdeta sahipsiz ko- topluluklarda hemen her düzenleme bu cinsi dikkate
numdalar”. Kitap 3; Bu konuda genifl bilgi için Cezmi alarak yap›la gelmifltir. Ancak hemen iflaret edelim ki
Eraslan’›n “II. Abdülhamid ve ‹slam Birli¤i” (Ötüken ‹kinci Meflrutiyet Dönemi’nde 1908 Meclis-i Mebusa-
yay›nlar› ‹stanbul 1992) adl› kitab›na bakabilirsiniz. n›’nda kad›nlara bu hakk›n verilmesi gereklili¤i düflün-
cesi kabul edilmifltir. Ancak kanunlaflt›rma girifliminde
S›ra Sizde 5 bulunulmam›flt›r. Gerekçesi ise Osmanl› Mebusan üye-
Padiflahlar› tahttan indirirken halk› memnun etmedi¤ini lerinin mant›¤›n› göstermek bak›m›ndan ilginçtir: Avru-
gerekçe gösteren yönetici kesimin halk›n hakimiyet pa’n›n hiçbir yerinde böyle bir uygulama yoktur. Yine
hakk›n› vermemelerinin çeflitli sebepleri vard›r. Zira de pederi aile tipinin hakim oldu¤u Türk milletinin ça¤-
halk ve onun hakimiyet hakk› Tanzimat ile birlikte git- dafl devleti Türkiye Cumhuriyeti’nde Avrupal› pek çok
tikçe artan bir h›zda siyaset gündemine girmifltir. Ancak devletten daha önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1934
ayd›nlar bunu savunarak hükûmet ve padiflah›n yetki- itibar›yla bu hakk› Türk kad›n›na vermifltir.
lerini k›s›tlamak ve halk ad›na onlar konufltu¤u için bu
güce ortak olmak arzusunda olmufllard›. Üst düzey bü-
rokratlar da bu hakk› tan›makla birlikte halk›n henüz
bu gücü kullanmaya haz›r olmad›¤›n› iddia etmifllerdir.
Bu durumda halk gereken olgunlu¤a gelene kadar o
gücü onun ad›na kullanacak bir vasiye ihtiyaç olacak-
t›r. Ayd›n vesayeti kavram› bu durumun sonucunda or-
taya ç›km›flt›r. Devlet adamlar› da ellerindeki bu gücü
b›rakmak istememektedirler. Ayd›nlar›n da bir aflama-
dan sonra her hakk› tan›d›klar› halk›n okutulup yetiflti-
rilecek bir kesim oldu¤unun alt›n› çizmeleri neticede
onlar›n da halk ad›na bu yetkiyi, gücü kullanma arzula-
r›n› ortaya ç›karmaktad›r. Nitekim dönemin önemli fikir
ve devlet adam› Said Halim Pafla, Buhranlar›m›z adl› ki-
tab›nda kendisinin de parlak örneklerinden biri oldu¤u
ayd›n kesimin meflrutiyet aray›fllar›n›n temelinde halk
ad›na o gücü kullanmak arzusunun yatt›¤›na iflaret et-
mektedir. (Kitap 4) Said Halim Pafla, Buhranlar›m›z (ya-
y›na haz›rlayan M. Ertu¤rul Düzda¤) ‹z yay›nc›l›k ‹stan-
bul 1997).

www.evrenselpdf.com
52 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

Seçilmifl Bibliyografya
Akçura, Yusuf, Üç Tarz-› Siyaset, Ankara 1991. Karatepe, fiükrü, Darbeler, Anayasalar ve Modern-
Aky›ld›z, Ali, Tanzimat Dönemi Osmanl› Merkez leflme, 2. Bask›, ‹stanbul 1997.
Teflkilat›nda Reform, ‹stanbul 1993. Kayal›, Hasan, Jön Türkler ve Araplar, ‹stanbul 1998.
Akyüz Yahya, Türk E¤itim Tarihi, Ankara 2008. Kaynar, Reflat, Mustafa Reflit Pafla ve Tanzimat, An-
Aydemir, fievket Süreyya, Tek Adam Mustafa Kemal, kara 1985.
Cilt I, 1881-1919, ‹stanbul 1994. Kili, Suna-Gözübüyük, A. fieref, Türk Anayasa Metin-
Bayur, Yusuf Hikmet, Türk ‹nk›lab› Tarihi, C.II, K›s›m leri, Sened-i ‹ttifaktan Günümüze,
I, Ankara 1991. Ankara 1985.
Berkes, Niyazi, Türkiye’de Ça¤dafllaflma, (Yay. Haz., Lewis, Bernard, Modern Türkiye’nin Do¤uflu, (Çev.
Ahmet Kuyafl), ‹stanbul 2005. Metin K›ratl›), 3. Bask›, Ankara 1988.
Bozkurt, Gülnihal, Bat› Hukukunun Türkiye’de Be- Mardin, fierif, Türk Modernleflmesi, Makaleler IV, ‹s-
nimsenmesi, Osmanl› Devleti’nden Türkiye tanbul 1991.
Cumhuriyeti’ne Resepsiyon Süreci (1839-1939), Okandan, Recai Galip., Amme Hukukumuzun Ana
Ankara 1996. Hatlar›, ‹stanbul 1968.
Cevdet Pafla, Tezâkir, 40-Tetimme, (Yay. Cavit Bay- Ortayl›, ‹lber, Tanzimattan Sonra Mahallî ‹dareler
sun), Ankara 1986. (1840-1878), Ankara 1974.
Çad›rc›, Musa, “Tanzimattan Cumhuriyete Ülke Yö- Ortayl›, ‹lber, ‹mparatorlu¤un En Uzun Yüzy›l›, ‹s-
netimi”, Tanzimat’tan Cumhuriyete Türkiye An- tanbul 1983.
siklopedisi (TCTA), C.I, ‹stanbul 1985. Ortayl›, ‹lber, “Tanzimat Devri ve Sonras› ‹dari Teflkilat”
Davison, Roderic H., Osmanl› ‹mparatorlu¤unda Re- Osmanl› Devleti ve Medeniyeti Tarihi, I, (Ed.,
form, 1856-1876, (Çev. Osman Ekmeleddin ‹hsano¤lu), ‹stanbul 1994.
Ak›nhay), C.II, ‹stanbul 1997. Ortayl›, ‹lber, “Tanzimat ve Meflrutiyet Dönemlerinde
Düstur, Birinci Tertip, C.IV. Yerel Yönetimler”, Tanzimat’tan Cumhuriyete
Düstur , ‹kinci Tertip, C.I. Türkiye Ansiklopedisi, C.I, s.234-235.
Eraslan, Cezmi, II. Abdülhamid ve ‹slam Birli¤i, ‹s- Özgüldür, Yavuz-Özgüldür, Serdar, “1876 Anayasas›n›n
tanbul 1992. Haz›rlanmas›nda Mithat Paflan›n Rolü Ve Fonksiyo-
Eraslan, Cezmi, “II. Abdülhamid’in ‹lk Y›llar›nda Meclis nu”, Ankara Üniversitesi Osmanl› Tarihi Arafl-
ve Meflrutiyet Kavramlar› Üzerine Baz› Tespitler”, t›rmalar› Merkezi (OTAM), Say› 5, Ankara 1994,
Türk Kültürü ‹ncelemeleri Dergisi, I,s. 1-12, ‹s- s.311-348.
tanbul 2000. Seyitdanl›o¤lu, Mehmet, Tanzimat Devrinde Meclis-i
Ery›lmaz, Bilal, Osmanl› Devletinde Gayrimüslim Vâlâ (1838-1868), Ankara 1994.
Tebaan›n Yönetimi, ‹stanbul 1996. Shaw Stanford-Shaw, Ezel Kural, Osmanl› ‹mparator-
Georgeon, François, Sultan Abdülhamid, ‹stanbul, lu¤u ve Modern Türkiye, (Çev. Mehmet Harman-
Homer Kitabevi, 2006. c›), C.II, ‹stanbul 1983.
Hanioglu, M. fiükrü, The Young Turks in Oppositi- Tanör, Bülent, Osmanl›-Türk Anayasal Geliflmeleri
on, Oxford Üniv. Press, New York 1995. (1789-1980), ‹stanbul 2006.
‹¤demir, Ulu¤, Kuleli Vak’as› Hakk›nda Bir Araflt›r- Tunaya, Tar›k Zafer, Türkiye’de Siyasi Partiler (1859-
ma, Ankara 1942. 1952), 2. Bask›, ‹stanbul 1995.
‹nalc›k, Halil, “Sened-i ‹ttifak ve Gülhane Hatt-› Hüma- Tunaya, Tar›k Zafer, Türkiye’nin Siyasi Hayat›nda
yunu”, Belleten, C.XXVIII, Say› 112, Bat›l›laflma Hareketleri, ‹stanbul 2004.
Ankara 1964. Us, Hakk› Tar›k, Meclis-i Mebusan (1293=1877), C.II,
Kafadar, Osman, Türk E¤itim Düflüncesinde Bat›l›- ‹stanbul 1954.
laflma, Vadi Yay›nlar›, Ankara 1997. Ülken, Hilmi Ziya, Türkiye’de Ça¤dafl Düflünce Tari-
Karal, Enver Ziya, Osmanl› Tarihi, C.VII, Ankara, 1983. hi, ‹stanbul 1979.
Karal, Enver Ziya, Osmanl› Tarihi, C.VIII, Ankara 1988.

www.evrenselpdf.com
www.evrenselpdf.com
3
ATATÜRK ‹LKELER‹ VE ‹NKILAP TAR‹H‹-I

Amaçlar›m›z

N
Bu üniteyi tamamlad›ktan sonra;
Birinci Meflrutiyet Dönemi’nde devletin siyasi politikalar›n›n reel zeminini

N
aç›klayabilecek,
Birinci Meflrutiyet Dönemi’nin simgesi hâline gelen e¤itim ve kültür çal›flma-

N
lar›n›n boyutlar›n› saptayabilecek,
‹kinci Meflrutiyet Dönemi seçimlerini ve oluflan Meclislerin yap›s›n› analiz

N
edebilecek,
Trablusgarp ve Balkan Savafllar›n› ana hatlar›yla görerek ad›m ad›m Birinci
Dünya Savafl›’na gidiflin zeminini de¤erlendirebilecek bilgi ve becerilere sa-
hip olacaks›n›z.

Anahtar Kavramlar
• Meflrutiyet • ‹slam Âlemi ile ‹liflkiler
• II. Abdülhamid • Balkanlardan Göç
• E¤itim ve Kültür

‹çindekiler
• I. MEfiRUT‹YET DÖNEM‹’NDE
S‹YASET
• I. MEfiRUT‹YET DÖNEM‹’NDE
Türkiye’de E⁄‹T‹M VE KÜLTÜR
Atatürk ‹lkeleri ve FAAL‹YETLER‹NE GENEL B‹R BAKIfi
‹nk›lap Tarihi-I Meflrutiyet Dönemleri
• II. MEfiRUT‹YET DÖNEM‹
SEÇ‹MLER‹ VE MECL‹S-‹ MEBUSAN
ÇALIfiMALARI
• ADIM ADIM DÜNYA SAVAfiINA

www.evrenselpdf.com
Türkiye’de
Meflrutiyet Dönemleri

I. MEfiRUT‹YET DÖNEM‹’NDE S‹YASET


Osmanl› son döneminin iki meflrutiyetini de ilan etmifl olan II. Abdülhamid’in tah-
ta ç›k›fl›, 19.yy. sonlar›na ve dolay›s›yla da Osmanl› Devleti’nin çöküfl ve parçalan-
ma sürecine denk gelmifl olup, gerek siyasi ve askerî gerekse de ekonomik prob-
lemler had safhaya ulaflm›fl durumdayd›. Tanzimat ve Islahat Fermanlar› ile gelen
uygulamalar, Bat›l› devletler taraf›ndan siyasi ve dinî amaçl› bask› arac› olarak kul-
lan›lmaya baflland›¤› için halk›n büyük ekseriyetini teflkil etmekte olan Müslüman-
Türk unsur aleyhine bir flekil alm›fl ve tepki toplamaya bafllam›flt›r. Buna ilaveten
Tanzimat’la bafllam›fl olan kalk›nma projelerinden istenilen sonuçlar al›namam›fl,
terakki kavram› yerine “ittihat” kavram› kabul görmeye bafllam›flt›r. Avrupa endüs-
trisinin rekabeti karfl›s›nda yerli sanayinin çökmesi, yönetimde meydana gelen de-
¤ifliklikler ve Osmanl› co¤rafyas›n›n sürekli parçalanmas› ve iflgallere maruz kal-
mas› Müslüman halk aras›nda ittihat kavram›n› terakkinin önüne geçiren unsur ol-
mufltur. Bunun yans›malar› da farkl› alanlarda ve farkl› uygulamalarla tesirini gös-
termeye bafllam›flt›r.
1876 y›l›nda ilan edilen Kanun-i Esasi ile Osmanl› Devleti, ‹slam Dinini resmi
din olarak kabul etmifltir (11. madde). Yine bu dönemde, okullara din dersleri ko-
nulurken, hükümdara da “ahkâm-› fler’iye”yi yürütme görevi verilmifltir (7. mad-
de). Ayr›ca fieyhülislam devlet örgütü içerisine al›nm›fl (27. madde), Adli yasama
kurumlar›n›n yan›nda fler’i mahkemelere de yer verilmifltir (87. madde). Bunlar›n
yan› s›ra Ayan Meclisine ‹slami ilkelere ayk›r› yasalar›n reddedilece¤i maddesi ko-
nulmufl (64. madde) ve ayr›ca padiflah ‹slam’›n koruyucusu olarak kabul edilmifltir
(4. madde).
Ayn› dönem içerisinde ayd›n ve devlet adamlar› aras›nda Osmanl›c›l›¤›n yan› s›-
ra ‹slamc›l›k politikas›n›n da taraftar bulmaya bafllad›¤› görülmektedir.1881’in bafl-
lar›nda Sultan II. Abdülhamid’e ‹slamc›l›k görüflünü savunan çok say›da rapor su-
nulmaya bafllanm›flt›r. Bunlar aras›nda dinin tüm Müslüman ülkeler için ba¤lay›c›
olmas› ve halifeli¤in yeri vurgulanmaktayd›.
‹slamc›l›k politikas›n›n gelifliminde, Osmanl› Devleti’nin iç bünyesinde meyda-
na gelen bu geliflmelerin yan› s›ra Bat›l› devletlerin takip etmifl olduklar› emperya-
list politikalar da tesirli olmufltur. Bat›l› devletlerin sömürge esasl› politikalar› sonu-
cunda Cezayir, K›r›m, K›br›s, Tunus ve M›s›r gibi önemli topraklar kaybedilmifltir.
Ülkenin iç bünyesinde de Devletin hakimi millet konumundan, horlanan ve az›n-
l›klardan da afla¤› bir duruma düflürüldü¤üne inanan Müslüman halk›n tepkileri,

www.evrenselpdf.com
56 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

bas›n ve ayd›nlar›n da yard›mlar›yla flekillenmeye bafllam›flt›r. Bu durumu güçlen-


diren bir di¤er unsur da ekonomik alandaki gerilemelerdir. Bu süreç, 1870’lerin
bafl›ndan itibaren de siyasi bir fikir ak›m› hâline gelmeye bafllam›flt›r. Yani II. Ab-
dülhamid’in tahta ç›k›fl›ndan itibaren ‹slamc›l›k politikas›n›n takibine imkân vere-
cek ölçüde psikolojik ve fikri potansiyel büyük ölçüde haz›r duruma gelmifltir.

SIRA S‹ZDE Osmanl› Devlet


SIRAanlay›fl›nda
S‹ZDE en genifl s›n›rlar ve nüfus ile devletin devam› esas fikir oldu-
1 ¤una göre II. Abdülhamid Dönemi’nde ‹slam unsurunun öne ç›kar›lmas› din temelli bir
tercih midir? Tart›fl›n›z.
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
II. Abdülhamid Dönemi’nde iç ve d›fl geliflmelerin yönlendirdi¤i bu politikan›n
S O R U temelini yaln›z S O ROsmanl›
U Devleti’ne de¤il, ‹slam dünyas›n›n genelinde hakim olan
olumsuz flartlar belirlemifltir. Asl›nda, Bat›’n›n yükselifli, ‹slam dünyas›n›n ise hisse-
dilir bir flekilde gerilemeye bafllamas›n›n görüldü¤ü 19.yy. ortalar›ndan itibaren
D‹KKAT D‹KKAT
Müslüman ülkelerde umut arayan gözler do¤al olarak Hilafet merkezine çevrilmifl-
tir. 1882 y›l›nda (Hicretin 14.yy.) II. Abdülhamid, ‹slam dünyas›n›n halifesi olarak

N N
SIRA S‹ZDE birçok ülkedenSIRA S‹ZDE
tebrik telgraf› al›rken, ‹ran, Fas ve birkaç küçük ‹slam devleti d›-
fl›nda ‹slam dünyas› Avrupa hâkimiyeti alt›na girmifl durumdad›r. Yani ‹slam birli-
¤i (‹ttihad›-› ‹slam) duygusu bir ihtiyaç hâline dönüflmüfltür. Üstelik dünya siyase-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
tinde de yeni de¤iflimler söz konusu olup Osmanl› Devleti’ni yak›ndan ilgilendir-
mektedir.1876’da Kanun-i Esasi’nin ilan› sonras›nda, Osmanl› Devleti’ni himaye
K ‹ T A P
edece¤ine Kinan›lan
‹ T A P
‹ngiltere, Süveyfl kanal›na hakim olmas›n›n ard›ndan Osmanl›
Devleti’nin devam›n› sa¤lamak fleklindeki geleneksel politikas›na son vermifltir. Bu
da Osmanl› Devleti’nin kaderini temelden etkilemifltir. Rusya ve ‹ngiltere aras›nda
bir süre bofllukta kalan II. Abdülhamid, çözümü Avrupa Devletleri aras›nda denge
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
politikas› takip etmekte bulmufltur. Bu politikan›n takip edilmesi, Osmanl› halk›n›n
yan› s›ra ‹slam dünyas›na da Osmanl› Devleti’nin Avrupa’dan ba¤›ms›z politika ta-
kip etti¤i görüntüsünü vermifltir. II. Abdülhamid’in ayn› zamanda hem ülke içinde
‹NTERNET hem de ülke ‹ N T d›fl›nda
E R N E T Müslüman dindar bir halife portresi çizmesi, Müslüman halk
aras›ndaki sevgi ve sayg›s›n› art›r›rken Bat›l› devletlerde de halifelik güç ve yetki-
sinin Müslümanlar üzerinde çok güçlü oldu¤u inanc›n›n yayg›nlaflmas›na zemin
haz›rlam›flt›r. Devletin y›llard›r içinde bulundu¤u ‹slami gelenek de bu durumu
güçlendirip meflrulaflt›rm›flt›r.
II. Abdülhamid ‹slamc›l›k politikas›n› takip ederek hem devlet içinde hem de
Müslüman dünyas›nda sayg›nl›k ve güç kazand›¤›n› düflünerek, politikalar›n› bu
zemin üzerinden gelifltirmeye bafllam›flt›r. Hükûmetin deste¤inde olan birçok ga-
zete ve dergi de ‹slamc› politikalar›n› desteklemektedir. Söz konusu bas›n-yay›n
organlar›nda bu süreçte yer alan yaz›lar›n amac› öncelikle Araplar, Arnavutlar ve
sair Türk olmayan Müslümanlar›n sadakatini kazanmak ve daha sonra da baflta
Hindistan olmak üzere Müslümanlar›n yo¤un olarak yaflad›klar› bölgelerden siyasi
ve maddi destek temin ederek gelecekte de Osmanl› Devleti ile birlikte hareket et-
melerini sa¤lamakt›r.
‹slamc›l›k fikrini savunan devlet adamlar›n›n bafl›nda ayn› zamanda bir tarihçi
olan Cevdet Pafla ve fiirvanîzade Rüfltü Pafla bulunmaktad›r. ‹slamc›l›¤› savunan-
lar›n ortak düflünceleri Osmanl› Devleti’nin Tanzimat’la birlikte kültürel benli¤ini
kaybetmeye bafllam›fl oldu¤u düflüncesinden hareketle, Tanzimat’›n gizli olarak
inkâr etti¤ini düflündükleri “fleriat›n de¤erlerini” tekrar Osmanl› toplumuna kazan-
d›rmak gerekti¤idir. II. Abdülhamid aç›s›ndan bu politikaya bak›ld›¤›nda ise dev-
letin di¤er unsurlar›n› da yok saymadan siyasi, sosyal ve ekonomik flartlara uygun

www.evrenselpdf.com
3. Ünite - Türkiye’de Meflrutiyet Dönemleri 57

olarak ‹slami duygular›n ön plana ç›kar›ld›¤› ve de ‹slami müesseselerin kuvvet-


lenmesine ve yayg›nlaflmas›na özel bir gayret gösterilerek d›fl siyasette ‹slam’a be-
lirleyicici bir rol vermenin amaçlanm›fl oldu¤u görülecektir. Bu s›rada Osmanl›c›-
l›k ve Türkçülük zeminli uygulamalar da tamamen terk edilmifl de¤ildir. Tabii ki
bütün bu çabalar›n temelinde yatan düflünce, her fleyden önce “devletin nas›l kur-
tar›laca¤›d›r”.
Bu aç›klamalar ›fl›¤›nda II. Abdülhamid’in ‹slamc›l›k politikas›n›n iç politika ka-
dar d›fl politikaya da yönelik oldu¤unu söylemek mümkündür. Burada Osmanl›
yönetiminin elindeki dinî makamlar›n önemini öncelikle ‹ngiltere ve Fransa gibi
Bat›l› devletlerin kulland›¤›n› söylemeliyiz. Fransa Sultan Abdülmecid’ten Orta Af-
rika’daki misyonerlerinin Müslüman kabileler taraf›ndan öldürülmemesi için yar-
d›m istemiflti. ‹ngiltere de özellikle 1877-78 Osmanl›- Rus Harbinde, II. Abdülha-
mid’e, Rusya dâhilindeki Müslümanlar ve Afgan kral› üzerindeki halifelik nüfuzu-
nu kullanmas›n› telkin ve tavsiye etmifltir. Ancak, 1877-78 Harbi’nden sonra politi-
ka de¤ifltirip M›s›r ve K›br›s’› ele geçirdikten sonra dinî unsurlar›n kendisine karfl›
kullan›lmas›ndan endifle etmifltir. Zira II. Abdülhamid’in de karfl›l›k olarak ‹ngilte-
re’nin sömürgelerindeki Müslümanlar üzerinde hilafet gücünü kullanma ihtimali-
nin bulundu¤unu görmüfltür. Bu sebeple de daha önceden desteklemifl oldu¤u bu
düflünceden rahats›z oldu¤u gibi karfl› tedbirler almaya çal›flm›flt›r.
II. Abdülhamid Devri ‹slamc›l›k politikas›n› bu bilgiler ›fl›¤›nda üç ana hedef et-
raf›nda özetlemek mümkündür. Bunlardan biri, Osmanl› Müslüman tebaas›n›
“‹slam” bayra¤› alt›nda toplamak iken ikincisi de d›fl ülke Müslümanlar›n›n Halife-
lik makam› etraf›nda toplanmas›n› temin ederek mevcut problemlerin çözümünde
karfl›l›kl› destek ve yard›m›n teminidir. Osmanl› belgelerinden ortaya ç›kan üçün-
cü bir amac›n daha oldu¤u söylenebilir ki o da Sünnilik ile fiiilik aras›nda bir ya-
k›nlaflma ve birlik meydana getirerek yine Orta Do¤u’daki ‹ngiliz planlar›n› sonuç-
suz b›rakma ve bu hususta Hindistan fiiilerinin de siyasi deste¤ini temin etmektir.
Ancak Sünni-fiii iflbirli¤i süreci ‹ran fiah›n›n geliflmeleri kendi aleyhine bir plan ola-
rak alg›lamas› ve de karfl› tedbir olarak Ermeni ayr›l›kç› hareketini desteklemesi se-
bebiyle sonuçsuz kalm›flt›r.
II. Abdülhamid’in politikalar›, bu amaçlar› itibar›yla da ne Panslavizme karfl› bir
politikad›r ne bütün dünya Müslümanlar›n› siyasi bir iktidar çerçevesinde birlefltir-
meye dönük bir hayalidir, ne de Pancermenizme benzemektedir. Son derece ger-
çekçi bir politikac› olan II. Abdülhamid’in ‹slamc›l›¤›, o günün flartlar› çerçevesin-
de Arap yar›madas›, M›s›r, Suriye ve Yemen’deki Arap milliyetçi ak›mlar›na karfl›
gelifltirilmifl olan birlefltirici bir siyasi ak›md›r.

Elçilik ve konsolosluklar›yla do¤uda ve bilhassa Osmanl› co¤rafyas›ndaSIRA olup


S‹ZDEbitenleri ya- SIRA S‹ZDE
k›ndan takip eden Bat›l› devletler ‹slamc› politikalar› neden ›srarla sald›rgan ve yay›lmac› 2
bir hareket olarak tarif etmifl olabilirler? Tart›fl›n›z.
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
Bu hedef d›fl›ndaki bölgelerde takip edilen ‹slamc›l›k politikas›n›n ana hedefi
Osmanl› Devleti d›fl›ndaki büyük ‹slam dünyas›nda Osmanl› hilafetinin
S O R U sayg›nl›¤›- S O R U
n› güçlendirmeye yöneliktir ki bunun sonucunda da karfl›l›kl› bir iflbirli¤i ve des-
tek söz konusu olabilecektir. II. Abdülhamid Dönemi’nde “‹slamc›l›k”, politikas›
D‹KKAT D‹KKAT
çerçevesinde Arap fleyhlerinin ödüllendirilmesi ve sürre alaylar›na eskisine oranla
daha çok önem verilmesi, Afrika Tarikatlar›na itibar edilmesi gibi uygulamalar, bu

N N
SIRA S‹ZDE
politika do¤rultusunda gerçeklefltirilmifltir. 1878 Berlin Anlaflmas›’n› müteakiben SIRA S‹ZDE
Osmanl› Devleti s›n›rlar› dâhilinde gayrimüslimlerin oran› yüzde yirmiye inmifltir.
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ

www.evrenselpdf.comK ‹ T A P K ‹ T A P
58 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

Balkanlar d›fl›nda, Bat› Anadolu’da 3 milyon kadar Rum, ço¤unlu¤u Do¤u Anado-
lu da dahil olmak üzere bütün ülke genelinde 1 buçuk milyon kadar Ermeni var-
d›r; bir de az say›da Arap Hristiyanlar› bulunmaktad›r. Bu durumda Osmanl›c›l›k
politikas›n›n takibinin imkân› ve devlet aç›s›ndan da fayda sa¤lay›c› özelli¤i önem-
li ölçüde azalm›flt›.
Böyle bir zeminde II. Abdülhamid, devletin di¤er unsurlar›n› yok saymadan, si-
yasi sosyal ve ekonomik flartlara uygun olarak ‹slami duygular› beslemek, ön pla-
na ç›karmak amac›na dönük politika takip etmifltir. Bunu yaparken de ‹slam mü-
esseselerinin kuvvetlenmesine ve yayg›nlaflmas›na özel bir gayret göstererek, iç ve
d›fl siyasette ‹slam’a belirleyici bir rol vermek amac›n› gerçeklefltirmeye çal›flm›flt›r.
Elbette ki bütün bu çabalar›n temelinde ana amaç Osmanl› Devleti’ni çöküflten
kurtarabilmektir.
II. Abdülhamid Dönemi’nde gerek Osmanl› gerekse de ‹slam co¤rafyas› gene-
linde ‹slamc› politikalar›n istenilen ölçüde baflar›l› oldu¤unu söylemek mümkün
olmamakla birlikte, ciddi bir Osmanl› ve halife sevgisinin oluflmufl oldu¤u tespit
edilebilmektedir. Zira bu politikan›n sonuçlar› daha sonra baflta Balkan Savafl› ol-
mak üzere I. Dünya Savafl› ve ‹stiklal Savafl›’nda ‹slam dünyas›n›n maddi ve mane-
vi deste¤i olarak somut bir flekilde ortaya ç›km›flt›r.
Bu düflünce ve duygular›n toplumsal zeminde güç kazanmas›nda, ‹slam co¤-
rafyas›n›n büyük ekseriyetinin sömürgelefltirilmesi ve de ekonomik olarak geri
kalmas›n›n yan› s›ra 19.yy. sonlar›ndan itibaren kitle iletiflim ve ulafl›m araçlar›n›n
geliflmesi ciddi olarak tesirli olmufltur. 19. yüzy›l bir iletiflim ve ulafl›m devrimi ol-
mufl, küresel bir de¤iflim yaflanmaya bafllanm›flt›r. Buharl› gemilerin, demiryollar›-
n›n ve telgraf hatlar›n›n yayg›nlaflmas›n›n do¤al bir sonucu olan h›zl› bir küresel-
leflme sürecidir bu. II. Abdülhamid, iktidar›n›n ilk günlerinden itibaren bu tekno-
lojik geliflmelere ciddi destek vermifltir. ‹lk telgraf hatt› 1855’te K›r›m Savafl› s›ra-
SIRA S‹ZDE SIRAolmas›na
s›nda aç›lm›fl S‹ZDE ra¤men, sadece II. Abdülhamid Dönemi’nde 30 bin km’den
fazla telgraf hatt› çekilmifltir. Bu hatlar, Hicaz’dan Yemen’e kadar uzanmakta olup,
D Ü fi Ü N E L ‹ M
hilafet merkezi Ege ve Akdeniz’deki adalara kadar telgraf hatlar›yla ba¤lanm›flt›r.
D Ü fi Ü N E L ‹ M
Mors iflaretleri seri bir flekilde Türkçeye uygulanm›fl, en son model telgraf makine-
leri getirtilerek, telgrafç›l›k ö¤renimi için Fransa’ya ö¤renciler gönderilmifl, kurslar
S O R U
aç›lm›flt›r. S O R U

D‹KKAT II. Abdülhamid,


D ‹ K iktidar›n›n
KAT ilk günlerinden itibaren bu teknolojik geliflmelere ciddi des-
tek vermifltir. ‹lk telgraf hatt› 1855’te K›r›m Savafl› s›ras›nda aç›lm›fl olmas›na ra¤men, sa-
dece II. Abdülhamid Dönemi’nde 30 bin km’den fazla telgraf hatt› çekilmifltir. Bu hatlar,

N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
Hicaz’dan Yemen’e kadar uzanmakta olup, hilafet merkezi Ege ve Akdeniz’deki adalara ka-
dar telgraf hatlar›yla ba¤lanm›flt›r. Mors iflaretleri seri bir flekilde Türkçeye uygulanm›fl,
AMAÇLARIMIZ en son model telgraf makineleri getirtilerek telgrafç›l›k ö¤renimi için Fransa’ya ö¤renciler
AMAÇLARIMIZ
gönderilmifl, kurslar aç›lm›flt›r.

K ‹ T A P MerkezîK devlet
‹ T A gücünün
P temininde son derece önemli olan ulafl›m ve haberlefl-
menin ikinci k›sm›n›n telgraf hatlar› ile gerçekleflti¤ini söylemek mümkündür.
Böylece, Osmanl› Devleti yol ve demir yollar›n›n inflas› ile gidemedi¤i yerlere ka-
TELEV‹ZYON dar telgrafT Ehatlar›n›
L E V ‹ Z Y O Nulaflt›ran ilk ülke olmufltur. Ancak II. Abdülhamid iktidar›n›n
güçlenmesine vas›ta olarak düflünülmüfl olan telgraf, onun y›k›l›fl›na da yard›m
eden araç olacakt›r.
II. Abdülhamid Dönemi’nde Bombay’dan çekilen telgraf ‹stanbul’da; ‹stan-
‹NTERNET ‹NTERNET
bul’dan çekilen telgraf Kazan’da okunmaya bafllam›flt›r. ‹slamc› dayan›flma fikirle-

www.evrenselpdf.com
3. Ünite - Türkiye’de Meflrutiyet Dönemleri 59

ri, projeler ve haberler telgraf sayesinde h›zl› bir flekilde takip edilmeye baflland›¤›
için paralel bir flekilde ‹slamc›l›k politikas› da giderek güç kazanmaya ve kabul
görmeye bafllam›flt›r. Telgraf devrimi bütün dünya için, amaSIRA özellikle
S‹ZDE
de ‹slam SIRA S‹ZDE
dünyas› için bu sebeple çok önemli olmufltur. Sömürge hâlindeki veya ba¤›ms›z
Müslümanlar dünyan›n neresinde olurlarsa olsunlar telgraf sayesinde haberleflerek
birbirlerinden haberdar olmufllard›r. O dönemin ‹stanbul gazeteleri D Ü fi Ü N Ebu
L ‹ Mflekilde et- D Ü fi Ü N E L ‹ M
kili olmufllar, hem Londra parlamentosundaki bütün tart›flmalar› yay›nlarken hem
de Kaflgar’dan, Kalküta’dan, Bombay’dan, Güney Afrika’dan, Cezayir’denS O R U gönderi- S O R U
len telgraflar› yay›nlayarak bütün Bat›, Türk ve ‹slam dünyas›ndan haberdar olun-
mas›n› temin etmifllerdir.
Kitle iletiflim araçlar›n›n yayg›n olarak kullan›lmas›n›n di¤er Dbir ‹ K Ketkisi
AT de dergi D‹KKAT

ve gazeteler arac›l›¤›yla kamuoyu denen olgunun ortaya ç›kmas›d›r. 1860’lardan

N N
itibaren gazeteler büyük bir etkiye sahip olmufllard›r. Gazete befl binS‹ZDE
SIRA gibi düflük bir SIRA S‹ZDE
rakamda satmas›na ra¤men, Yemen’deki bir kahvehanede de K›r›m’da da k›sa za-
man farkl›l›klar› ile ayn› yorum ve haberler okunmakta ve etkili olmaktad›r. ‹nsan-
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
lar birbirinden haberdar olmaya bafllam›fllard›r. Dönemin gazetelerinde o dönem
itibar›yla son derece ilgi çekici ve alan›nda ilk olan yaz› dizileri yay›nlanmaya bafl-
lam›flt›r “...Türkistan nas›l bir yerdir, Çin Müslümanlar› ne yapar, Japonya nas›l bir
K ‹ T A P K ‹ T A P
yerdir, Güney Afrika Müslümanlar›n›n durumu nedir, Malezya’da, Endonezya’da -
o zamanki ad›yla Açe ve Sumatra’da- Müslümanlar ne yap›yor...?”Böylece müthifl
bir haberleflme a¤› ortaya ç›km›fl ve Osmanl› ayd›nlar› ‹slam dünyas›n› tan›maya
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
bafllarken ‹slam dünyas› da Osmanl›y› tart›flmaya ve tan›maya bafllam›flt›r. Bu du-
rum ayn› zamanda Türkçülük ak›m›n›n da güçlenmesine vesile olmaktad›r.

II. Abdülhamid Dönemi’nde Osmanl› Devleti’ndeki çal›flmalar ve ‹slam


‹ N Tdünyas›
E R N E T ile iliflkile- ‹NTERNET
rin boyutu hakk›nda Prof. Dr.Gökhan Çetinsaya ile yap›lm›fl olan “Halen Tanzimat’› Yafl›-
yoruz” adl› ropörtaj› okuyabilirsiniz. Ropörtaj›n ‹nternet ba¤lant›s› adresi: 12 Aral›k
2011, http://www.dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=97909,(09-01-2012’de
http://www.dunyabulteni.net/?aType=haber&ArticleID=97909,(09-01-2012)

‹slam dünyas›ndaki tesanüt duygusunun ortaya ç›kmas›nda ve ‹slamc›l›¤›n ge-


lifliminde tarikatlar›n da müthifl bir tesiri olmufltur. O dönemde ulus-devlet s›n›r-
lar› olmad›¤› için Türkistan’dan kalkan bir dervifl Anadolu’da nüfuz alan› bulabil-
mektedir. Tarikatlar›n a¤lar› çok genifl olup ‹stanbul mutlaka u¤ran›lan bir mer-
kez olma özelli¤ine sahiptir. Bu dervifller ‹stanbul’a bilgi getirdikleri gibi, buradan
ald›klar› bilgiyi de ‹slam dünyas›n›n her yerinde u¤rad›klar› tekkelerde paylafl-
maktad›r. Bunun sonucunda da ‹stanbul’un ‹slam dünyas›n›n merkezi ve Osman-
l› Devleti’nin de ‹slam dünyas›n›n hamisi oldu¤u olgusu giderek güç kazanmaya
bafllam›flt›r.
Haberleflmenin kolaylaflmas›n›n sonucunda Afrika’n›n Frans›zlar taraf›ndan ifl-
gal edilmesi ve sömürgecilik politikalar› uygulamalar› Osmanl› toplumunu yak›n-
dan ilgilendirmeye bafllam›fl ve bunun sonucunda da II. Abdülhamid Afrika’yla il-
gilenmeye bafllam›flt›r. Bu sebeple günümüzde baz› tarihçiler bu bölgede, baz› yer-
lerde ‹slamiyet’in yayg›nlaflmas›n› Abdülhamid ile iliflkilendirmektedirler. Gerçek-
ten de o süreçte II. Abdülhamid taraf›ndan Çad Müslümanlar› aras›nda Osmanl›
Devleti’nin ve de hilafetin etkisini art›r›c› çal›flmalar yap›lm›fl, Cezayir’in Frans›zlar
taraf›ndan iflgal edilmesi, ‹slami tepkilere sebep olmufltur. 1881 y›l›nda Fransa’n›n
Tunus’u iflgali ‹stanbul taraf›ndan tepkiyle karfl›lan›rken Kuzey Afrika Müslüman-
lar›n›n II. Abdülhamid’e daha fazla sempati duymas›na vesile olmufltur.

www.evrenselpdf.com
60 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

II. Abdülhamid yapt›¤› giriflimlerle Avrupa devletleri nezdinde hem Fransa’ya


karfl› muhalefet oluflturmaya çal›fl›rken, ülke içinde de direnifli desteklemeye de-
vam etmifltir. Kuzey Afrika’daki bu iflgalleri engellemek amac›yla ‹stanbul’da Vakit
ve Arapça el Cevaib gazeteleri ç›kar›lmaya bafllanm›flt›r. Bu gazetelerde s›k s›k
“Sultan, ‹slam’› müdafaa etmek için kan›n›n son damlas›na kadar ve hazinesinin
son kurufluna kadar harcamaya haz›rd›r” sözü tekrarlanarak ‹slam dünyas›nda
bölünmelere ve guruplara ayr›lmaya son verilmesi gerekti¤i ifade edilmifltir. Ancak
bu çabalar, Tunus’un Frans›zlar taraf›ndan iflgalini engelleyememifltir. Ayn› süreç-
te ‹ngiltere de M›s›r’a girmifltir. Osmanl› kamuoyunda büyük tepkilerle karfl›lanan
bu iflgal sonucunda, Müslümanlar›n Bat›’ya karfl› olan tepkileri artarken, ‹slam
dünyas›nda Bat›l› devletlere karfl› birlikte olmak ve karfl› koymak düflüncesi daha
da önem kazanmaya bafllam›flt›r.
II. Abdülhamid sadece Müslüman dünyas› ile de¤il, iktidar› süresince Bat›’ya al-
ternatif olacak Japonya gibi ülkelerle de yak›n siyasi ve kültürel iliflki kurmaya ça-
ba sarf etmifltir. Osmanl› okul gemisi Ertu¤rul’un ziyaret amac›yla Japonya’ya gön-
derilmesi Müslüman topluluklar içinde Japon tarz› ilerleme anlay›fl›na bir ilgi oldu-
¤unu göstermektedir. Ertu¤rul gemisi 1888-1889’da, Süveyfl Kanal› yoluyla Aden,
Bombay, Seylan, Singapur, Saigon ve Hong Kong’a gitmifltir, Bölge Müslümanlar›
ile gemi görevlileri ve mürettebat›n›n birlikte camide namaz k›larak dua etmeleri
ve her Cuma namaz›nda Sultan-Halifenin ad›n›n zikredilmesi büyük ilgi ve heye-
can uyand›rm›flt›r.
II. Abdülhamid Dönemi’nde Avrupa ülkeleriyle de yak›n iliflkiler kurulmufltur.
Bu süreçteki Almanya-Osmanl› yak›nlaflmas› dikkat çekici olup birçok ö¤renci ö¤-
renim görmek üzere Almanya’ya gönderilmifltir.
Bütün bu geliflmeler Osmanl› Devleti yöneticilerini özelde Anadolu, genelde
ise hâkimiyetleri alt›ndaki bütün ‹slam co¤rafyas› ile daha yak›ndan ilgilenmeye
teflvik etmifltir. Daha önceki y›llarda Balkanlar’a yap›lan yat›r›mlar, Anadolu’ya da
yönlendirilmeye bafllanm›flt›r. Ülke nüfusunun yüzde 80’i olan Müslüman halk›n›,
sosyal ve ekonomik olarak kalk›nd›rmak amac›yla Anadolu demir yolu, köprüler,
okul, kütüphane, hastane vb. imar faaliyetleri ile donat›l›rken, di¤er yandan da si-
yasi ve de ideolojik olarak halk› e¤itmek için e¤itim çal›flmalar›na h›z verilmifltir.
1880’lerde bafllanan bu çal›flma, asl›nda Müslüman milletin inflas› olup, sonuçlar›
daha sonra yaln›z modern Türkiye’yi de¤il, modern Orta Do¤u’yu da derinden et-
kileyecektir.

I. MEfiRUT‹YET DÖNEM‹’NDE E⁄‹T‹M VE KÜLTÜR


FAAL‹YETLER‹NE GENEL B‹R BAKIfi
Kanun-i Esasi, Türk demokrasi tarihi aç›s›ndan oldu¤u kadar, e¤itim tarihi aç›s›n-
dan da çok büyük bir öneme haiz olup üç maddesi e¤itim hakk›ndad›r. Bunlardan
ilk ikisi özel ö¤retime, üçüncüsü ilkö¤retimin zorunlulu¤una iliflkindir:
15. madde, “ö¤retim iflini(konusunu) herkes özgürce yapabilir; ilgili kanuna uy-
mak flart›yla her Osmanl› vatandafl› genel ve özel ö¤retim yapmaya izinlidir.”
16. madde, “ülkedeki çeflitli dinsel inan›fllardaki toplumlar›n din ve inan›fllar›na
iliflkin ö¤retim yöntemi ve biçimine dokunulmayacakt›r” denilmektedir. Ayn› mad-
de ülkedeki tüm mekteplerin Devlet’in denetiminde oldu¤unu da belirtir.
114. madde: “Osmanl› bireylerini tümü için ilkö¤retim mecburi olacak ve bu-
nun ayr›nt›lar› ayr› bir düzenleme ile belirlenecektir.

www.evrenselpdf.com
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M

3. Ünite - Türkiye’de Meflrutiyet Dönemleri 61


S O R U S O R U

1876 Anayasas› 114. madde: “Osmanl› bireylerini tümü için ilkö¤retim


D ‹ mecburi
KKAT olacak ve D‹KKAT
bunun ayr›nt›lar› ayr› bir düzenleme ile belirlenecektir.

N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
II. Abdülhamid gerek Kanun-i Esasi’nin getirmifl oldu¤u bu haklar gerekse de
Müslüman milletinin ayd›nlanmas› anlay›fl› gere¤ince dönemi içinde e¤itime ciddi
önem vermifltir. Bu süreçte nas›l bir e¤itim yap›lmas› gerekti¤iAMAÇLARIMIZ
hususunda çok cid- AMAÇLARIMIZ
di tart›flmalar yap›lm›fl olup e¤itim-ö¤retim alan›nda ‹slamc›lar›n istedi¤i medrese-
lerde reform yap›lmas›d›r. Medreselerin kald›r›lmas›na katiyetle karfl›d›rlar. Ancak
yine de co¤rafya ve tarih gibi ilimlerin medreselerde okutulmas›n›n K ‹ T A ‹slamiP kaide- K ‹ T A P
lere uygun oldu¤una dair fieyhülislam Fetvas› ancak 1910 tarihinde al›nabilmifltir.
Bu sebeple de II. Abdülhamid Dönemi e¤itim politikalar› çerçevesinde bafllang›ç-
ta medreseler aynen korunurken, beraberinde modern usulde T E Le¤itim
E V ‹ Z Y O Nve ö¤retim TELEV‹ZYON
yap›lan okullar›n aç›lmas›na h›z verilmifltir.
II. Abdülhamid Dönemi e¤itim politikalar›na bak›ld›¤›nda iptidai, rüfltiye ve
de idadi gibi temel e¤itim ve ö¤retim kurumlar›n›n say› ve kalitece art›r›ld›¤› gö-
‹NTERNET ‹NTERNET
rülmektedir. Bu okullar›n yan› s›ra çeflitli dallarda çok say›da yüksek okullar ku-
rulmufl, e¤itim ve ö¤retime özel bir ilgi gösterilmifltir. II. Abdülhamid, uygulad›-
¤› ‹slamc› siyasete ra¤men okullar›n ders programlar›n› sadece dinî derslerle bi-
linçsizce fliflirtmemifl, fen bilimlerine ve dil derslerine ayr› bir önem vererek po-
zitif ilimlerin ö¤retimini desteklemifltir. Bu özelli¤i de onun ‹slamc›l›¤›n›n fana-
tiklikten ziyade uzak görüfllü bir devlet adam› olmas›ndan kaynakland›¤›n›n bir
di¤er kan›t›d›r.
Bu politika gere¤ince bat›l› tarzda yeni okullar aç›l›rken ders kitaplar›n›n içe-
rikleri ve haritalar yeniden haz›rlanm›fl, yeni okul binalar› yapt›r›lm›flt›r. E¤itim
programlar› Bat› Avrupa modeline dayanan ilerici bir ayd›nlanma düflüncesiyle bir-
likte flekillenmiflse de, “Bat›’n›n zararl› yan etkilerini iyilefltirmeye kadir oldu¤u var-
say›lan yüksek doz Osmanl› ve ‹slam ögeleri ile zay›flat›lmaya çal›fl›lm›flt›r”: E¤iti-
me dönüfltürücü bir görev verilmifl olup, toplumsal de¤iflmede anahtar rol e¤itim-
de görülmektedir.
Osmanl› e¤itim politikas› hem Osmanl› ve ‹slam gelene¤ine hem de Bat› e¤itim
anlay›fl›n›n modernli¤ine dayand›r›lm›flt›r Bu iki gelene¤i birlefltirme süreci çok da-
ha fazla anlafl›lamayan bir kar›fl›m yaratarak her ikisini de baflkalaflt›rm›flt›r.
II. Abdülhamid Dönemi’nde gerek ayr›l›kç› hareketleri engellemek gerekse de
Müslüman halk›n e¤itim seviyesini yükseltme gayelerine yönelik tedbir olarak dü-
flünülen yayg›n e¤itim seferberli¤inde Tanzimat Dönemi’ne göre çok daha ciddi
geliflmeler olmakla birlikte, ilkö¤retim seviyesinde istenilen düzeye eriflilmesi
mümkün olmam›flt›r. Bu dönemdeki geliflmeler daha çok rüfltiye, idadiye ve sulta-
niye okullar›n›n ço¤almas›nda görülmektedir. ‹lkö¤retimin gerili¤iyle ortaö¤reti-
min geliflmesi aras›ndaki uçurum e¤itim, gören kuflaklar üzerinde sars›c› bir tesir
b›rakm›flt›r. ‹lkö¤retimde dinî ve geleneksel e¤itim anlay›fl ile yetiflen çocuklar›n,
orta e¤itimde o havan›n karfl›t› bir e¤itim havas›yla karfl›laflt›klar›nda kafalar› kar›fl-
m›fl, bu durum yüksek e¤itim alan›na gelindi¤inde ciddi çeliflkilere sebep olmufl-
tur. Bu yüzden II. Abdülhamid ve rejimine karfl› ilk tepkiler, T›bbiye ve Harbiye’de
meydana gelmifltir. Zira bu okullarda okutulmakta olan Frans›zca, matematik, fizik,
biyoloji, iktisat, tarih gibi dersler, ö¤rencilerin ufkunu açarak yenilikçi ve reformist
gençlerin yetiflmesine zemin haz›rlanm›flt›r. Yani bir bak›ma II. Abdülhamid’in
kendi eliyle kurdu¤u okullarda, t›pk› telgraf ve demir yollar›n›n geliflimiyle oldu¤u
gibi, kendisi ve rejimi aleyhine dönük ciddi bir muhalefet geliflmifltir. Ancak ‹stik-

www.evrenselpdf.com
62 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

lal Savafl›’n› gerçeklefltiren ve de Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran kadrolar da


bu okullardan yetiflmifltir.

E¤itim Teflkilat› ve Ö¤retim Kademeleri


Kanun-i Esasi’nin e¤itimle ilgili maddelerinin bir gere¤i oldu¤u kadar II. Abdülha-
mid de ayn› düflüncede oldu¤u için e¤itim hizmetlerinde önemli geliflmeler sa¤lan-
m›flt›r. Tanzimat Dönemi’nde bafllayan e¤itimi teflkilatland›rma çal›flmalar› bu dö-
nemde modern hâle gelmifltir. 1879 y›l›nda düzenlenen Maarif Nezareti teflkilat›,
günümüzün e¤itim teflkilat›n›n temelini oluflturmufltur. Özellikle merkezde teflkil
edilen ö¤retim basamaklar›na göre ayarlanm›fl ilk, orta, yüksekö¤retim daireleri ile
taflrada gerek vilayet merkezlerinde gerekse sancak ve kaza merkezlerinde maarif
müdürlükleri ve maarif meclisleri kurularak Maarif Nezaretini modern bir bakanl›k
teflkilat› hâline getirme yönünde önemli ifller baflar›lm›flt›r. Maarif Nezareti’nin bu
flekilde düzenlenmesinde, Tanzimat Devri’nde oldu¤u gibi, özellikle Frans›z maa-
rif teflkilat› model al›nm›flt›r.
II. Abdülhamid’in e¤itim ve kültür alan›nda yapm›fl oldu¤u bu çal›flmalarla,
Tanzimat Dönemi’nde ‹stanbul ile s›n›rl› kalan ve devlet sath›na yay›lmam›fl olan
e¤itim konusundaki çal›flmalar tüm Anadolu ve hatta Orta Do¤u genelinde yayg›n-
laflt›r›lm›flt›r. Nezaret 1879 y›l›nda, modern bir kurulufl hâline getirilmifltir. Bu ida-
reler elinde 1869 Maarif Nizamnamesi’nin uygulanmas›yla iptidailer, rüfltiyeler, ida-
diler ve sultanilerden meydana gelen e¤itim sistemi tüm Osmanl› co¤rafyas› gene-
linde yayg›nlaflt›r›lm›flt›r. Maarif Nezareti teflkilat›nda yap›lan modernleflme hamle-
leri içinde yap›lan en önemli uygulamalardan birisi de “‹statistik Kalemi”nin kurul-
mufl olmas›d›r.
Osmanl› Devleti’nde bugünkü ilkö¤retimin birinci aflamas›na denk gelen S›b-
yan mektepleri bulunmaktad›r. II. Abdülhamid Devri’nde Kanun-i Esasi ile ilkö¤-
retimin mecburi oldu¤u anayasaya konulurken, 1879’da yap›lan bir de¤ifliklikle
Maarif Nezareti bünyesinde “Mekâtib-i Sübyaniye Dairesi” kurulmufltur. Bunlar
da devletin ilkö¤retim meselesini ne kadar ciddiye ald›¤›n›n göstergesi olup il-
kö¤retim müfettiflleri vas›tas›yla denetlenmifltir. Bu devirde ilkö¤retime özellikle
de ilk 16 y›l içinde gereken ilginin gösterildi¤ini ortaya koyan uygulamalar› flu
flekilde maddelendirilmektedir:
“a. Kanuni Tedbirler: ‹lkö¤retim mecburiyetinin konmas›.
b. ‹dari Tedbirler: Merkez ve taflrada ilkö¤retim teflkilat›n›n kurulmas›.
c. ‹ptidai okullar›n›n aç›lmas› ve ço¤alt›lmas›.
d. Sübyan okullar›na yeni usul e¤itimin sokulmas›.
e. Müslüman halk›n kalabal›k oldu¤u yerlerde ilkö¤retime öncelik ve a¤›rl›k
verilmesi.
f. Halk›n maarif alan›nda maddi yard›m›n›n sa¤lanmas›.
g. Taflrada Darülmuâllimînlerin aç›lmas›”
Bu çabalar›n bir sonucu olarak bugünkü Türkiye genelindeki belli bafll› lisele-
rin, II. Abdülhamid Dönemi’nde aç›lm›fl idadiler oldu¤unu tespit etmek mümkün-
dür. Bunlardan bafll›calar›, Ankara Erkek Lisesi (Ankara ‹dadisi), Antalya Lisesi
(Antalya Lisesi), Bal›kesir Lisesi (Bal›kesir ‹dadisi), Bursa Lisesi (Bursa ‹dadisi), De-
nizli Lisesi (Denizli Rüfldiyesi), Diyarbak›r Lisesi (Diyarbak›r ‹dadisi), Erzurum Li-
sesi (Erzurum ‹dadisi), ‹stanbul Erkek Lisesi (Numune-i Terakki), ‹zmir Erkek Lise-
si (‹zmir ‹dadisi), Kabatafl Erkek Lisesi (Kabatafl ‹dadisi), Kandilli K›z Lisesi (Bina-
s› II. Abdülhamid taraf›ndan verilir ancak aç›l›fl› daha sonrad›r), Kastamonu Lisesi
(Kastamonu Rüfldiyesi), Konya Lisesi (Konya ‹dadisi), Kütahya Lisesi (Kütahya Li-

www.evrenselpdf.com
3. Ünite - Türkiye’de Meflrutiyet Dönemleri 63

va ‹dadisi), Malatya Lisesi (Malatya ‹dadisi), Samsun Lisesi (Samsun ‹dadisi), Sey-
han-Adana Lisesi (Adana ‹dadisi), Sivas Lisesi (Sivas Nehari ‹dadisi), Trabzon Lise-
si (Trabzon ‹dadisi), Vefa Lisesi (Mülkiye ‹dadisi, Vefa ‹dadi-i Mülkisi) okullar›
olup hepsi de II. Abdülhamid Dönemi’nde aç›lm›fllard›r. Ayr›ca farkl› ihtiyaçlara
cevap vermek üzere ilk k›z idadisi ve k›z ö¤retmen okulu aç›l›rken, beraberinde
özürlüler için ilk kez e¤itim bafllat›lm›flt›r. Önceleri sa¤›r ve dilsizlere e¤itim ver-
mek amaçlan›rken, daha sonra görme özrü olan ö¤renciler de okula kabul edilme-
ye bafllanm›flt›r.
II. Abdülhamid Dönemi Osmanl› Devleti’nin ekonomik olarak ciddi s›k›nt›lar
yaflad›¤› düflünüldü¤ünde, bu denli yayg›n e¤itim ve ö¤retim seferberli¤i yapabil-
mifl olmas› flafl›rt›c› gelmektedir. Tanzimat Dönemi’nde de benzer flekilde e¤itim
yat›r›mlar› için ciddi kaynak s›k›nt›s› çekilmifltir. Bu sebeple yap›lmas› düflünülen
birçok reform yap›lamam›flt›r. II. Abdülhamid’in e¤itim reformunu çok fazla önem-
semesine en bariz gösterge olarak, kaynak s›k›nt›s›n› aflmak için yo¤un çaba sarf
etmesi ve de bunu baflarmas› gösterilebilir. II. Abdülhamid e¤itim seferberli¤ine
kaynak yaratmak için 1883 y›l›nda, 1866’dan beri Ziraat Bankalar›’na sermaye sa¤-
lamak için aflar vergisine konulmufl olan onda birlik ‹ane Vergisini, % 39’a ç›kart-
m›flt›r. Bu flekilde meydana gelen fonun üçte ikisi tar›msal geliflmeye ayr›l›rken ge-
riye kalan üçte biri de Maarif Hisse-i ‹anesi ad›yla yeni devlet okullar›n›n yap›m›-
na ayr›lm›flt›r. Zaman zaman farkl› sebeplerle bu flekilde toplanan vergilere itiraz
edilmifl de olsa, idadilerin yayg›nlaflt›r›lmas› bu ek vergi sayesinde mümkün olabil-
mifltir. ‹ptidailer ve rüfltiyeler ise daha çok vak›flar, ba¤›fllar ve yerel kaynaklarla
kurulmaya çal›fl›lm›flt›r. Bu tür kaynaklar, vilayetlerin imkânlar› ölçüsünde birbirin-
den farkl›l›k arz etti¤i için ülke genelinde bu okullar›n da¤›l›m› da de¤ifliklik arz et-
mektedir. Al›nan bu tedbirlerle, e¤itim hamleleri pefl pefle gelmeye bafllam›fl ve
h›zl› bir okullaflma sürecine girilmifltir.

Devletin ekonomik olarak d›fla ba¤›ml›, yar› sömürge oldu¤u bir dönemde imkânlar› zor-
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE
layarak e¤itim ve ö¤retimi gelifltirmeye çal›flmas› neyin göstergesi olarak de¤erlendirilebi- 3
lir? Tart›fl›n›z.
D Ü fi Ü N E L ‹ M D Ü fi Ü N E L ‹ M
Abdülhamid Dönemi okullaflmas›n›n üstünde durulmas› gereken iki boyutu
vard›r. Birincisi mevcut okul türlerinin ve buraya devam edenS ö¤rencilerin
O R U say›- S O R U
lar›n› artt›rmak; ikincisi de öncelikli olarak ihtiyaç alanlar›na göre okul çeflitlili¤i-
ni tespit ederek, say›lar›n› artt›rmakt›r. Bu dönemin en büyük baflar›s› hem okul
D‹KKAT D‹KKAT
hem de ö¤renci say›s›n› önemli ölçüde artt›¤› için yüksekö¤retimde görülmekte-
dir. Bu dönemdeki okullar›n art›fl›n› ve II. Abdülhamid’in devrald›¤› okul say›s›-

N N
n› hangi noktaya getirdi¤ini Frans›z tarihçi Georgeon flöyle SIRA S‹ZDE
ifade etmektedir: SIRA S‹ZDE
“Abdülhamid’in yeniden infla döneminden bafllayarak maarif alan›nda gösterdi¤i
gayret önemlidir. ‹statistikler, 1879’da say›s› 277 olan rüfltiyelerin 1888’de 435’e
AMAÇLARIMIZ AMAÇLARIMIZ
ç›kt›¤›n› göstermektedir. Ama as›l etkileyici olan idadi say›s›ndaki art›flt›r: 1876’da
tüm imparatorluk sath›nda sadece 6 idadi vard›; 1893’te say›lar› 55’i bulmufltu ve
bu say› 1908’de 98’e ç›kacakt›r. Ayn› dönemde k›z okullar›n›n say›s› da anlaml›
K ‹ T A P K ‹ T A P
bir biçimde artm›flt›r. Buna Hukuk Mektebi, Sanayi-i Nefise Mektebi, Ticaret
Mektebi gibi yeni yüksek okullar›n aç›lmas› ve Mülkiye Mektebi’nin modernlefl-
tirilmesi eklenmelidir”.
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
“Bu maarif çabas›ndaki en dikkat çekici özellik ‹stanbul’dan çok vilayetleri he-
def almas›d›r. Örne¤in imparatorlu¤un genelinde idadi say›s› 1876’da 6 iken 1908’de
98’e ç›km›flt›r. Ayn› dönemde ‹stanbul’da 2’den 9’a ç›k›lm›flt›r. Bir di¤er unsur,
‹NTERNET ‹NTERNET

www.evrenselpdf.com
64 Atatürk ‹lkeleri ve ‹nk›lap Tarihi-I

1890’lardan itibaren büyük kentlerde meslek okullar›n›n ve yüksek okullar›n aç›l-


mas›d›r: Her askerî bölgede aç›lan askerî okullar d›fl›nda, fiam’da bir t›bbiye, Sela-
nik, Konya ve Ba¤dat’ta hukuk mektepleri, Selanik’te bir polis mektebi aç›l›r. De-
mek ki Abdülhamid Devri, e¤itimi vilayetlere yayma yönünde bir iste¤e iflaret et-
mektedir; bu da sultan›n modernleflmifl taflra seçkinlerine dayanma yönündeki si-
yasi iste¤inin mant›ki sonucudur. Sultan›n maarif siyasetinin büyük baflar›s› vilayet-
lerde aç›lan idadilerdir; bu e¤itim kurumlar› için güzel tafl binalar infla edilir; elde
yeterli mimar olmad›¤› için, Paris’ten planlar getirtilir, Frans›z mimari modeli takip
edilir. “Maarifperver” diye övgülere bo¤ulan Abdülhamid’in camiden çok okul
yapt›rd›¤›na kuflku yoktur”.
Okullar›n ‹stanbul’da toplanmas›n›n önüne geçmek için ‹ane Vergisi’ni ülke
geneline yayma çal›flmalar› da baflar›l› olmufltur. 1897’de ‹stanbul’da ilkokulla-
r›n % 1’i, Rüfltiyelerin % 7’si ve idadilerin % 3,6’s› bulunmaktayd›. 1897 sonun-
da ‹stanbul’da alt›, di¤er vilayetlerde birer olmak üzere ‹mparatorluk’ta 8247 ö¤-
rencili 29 askerî rüfltiye bulunmaktayd›. Yüksek askerî okullar›n 15.351 ö¤renci-
sinden,15.328’i Müslüman, 11’i Yahudi, 10’u Rum ve 2’si de Ermeni’ydi.
Müslüman olmayan millet topluluklar›n›n da 1897 y›l›nda sahip olduklar› okul-
lar›n dökümü flöyledir: 8.025 ö¤retmen ve 317.089 ö¤rencili 5.982 ilkokul; 2.274
ö¤retmen ve 23.192 ö¤rencili 682 Rüfltiye; 584 ö¤retmen ve 10.720 ö¤rencili 70 ida-
di düzeyinde okul. Devlet okullar› gibi bunlar da imparatorlu¤un her yan›na da¤›l-
m›fl durumdayd›lar. ‹stanbul’da ilkokullar›n % 2,4’ü, Rüfltiyelerin % 14,7’si ve ida-
dilerin % 24’ü bulunmaktayd›”.
E¤itim istatistiklerine göre,1900 y›l› itibar›yla bütün Osmanl› co¤rafyas› gene-
linde tüm e¤itim kademelerinde gelinen durum flöyledir: “1900’de ‹mparatorluk-
taki 29.130 S›byan okulu ya da iptidailerde 899.932 k›z-erkek ö¤renci bulunu-
yordu. 1905-06 ders y›l›nda ‹mparatorluk’ta usul-u cedit’e göre e¤itim yapan
9.347 resmî ve özel iptidai okulu vard›. 1906-07 ö¤renim y›l›nda ‹mparatorluk’-
ta toplam 619 Rüfltiyede 40.000 civar›nda ö¤renci okuyordu. 1906’da ‹mparator-
luk’ta 109 ‹dadide 20.000 civar›nda ö¤renci bulunuyordu, ‹dadilerin yayg›nlafl-
mas›nda 1884’te ‹dadiler için konulan özel vergi etkili olmufltur. Okul sistemin-
deki yayg›nlaflmaya paralel olarak bunlar›n ö¤retmen gereksinmesini karfl›laya-
cak ö¤retmen okullar›n›n say›s›n›n da art›r›lmas›n› gerektirmifltir. 1908’de Darül-
muallimin’lerin say›s› 31’e ç›km›flt›. Bu dönemde ilk ve ortaö¤retimin yayg›nlafl-
mas›n›n yan› s›ra bir baflka geliflme ilk kez özürlüler için e¤itimin bafllat›lmas›
olmufltur. 1889’da, önce sa¤›rlar ve dilsizler için iki y›l sonra da körler için e¤i-
tim bafllat›lm›flt›”.
II. Abdülhamid Dönemi ‹slamc›l›k siyaseti ve de e¤itim - kültür politikalar› için
sonuç olarak flunlar› söylemek mümkündür. Osmanl› Devleti siyasi flartlar gere¤in-
ce 1517’de Yavuz Sultan Selim ile elde etti¤i bu gücü ancak XIX. asr›n ikinci yar›-
s›ndan itibaren tesirli bir flekilde politika arac› olarak kullanmaya bafllam›flt›r. Bu-
nunla birlikte Bat›l› devletlerin korktu¤u gibi “Pan-‹slamizm” hareketini uygulaya-
bilecek ekonomik, kültürel ve siyasi gücü yoktur. Ancak özellikle Osmanl› co¤raf-
yas› üzerinde emperyalist emelleri olan devletlerin bu husustaki endiflelerini fark
edince bunu bir tehdit ve yapt›r›m silah› olarak kullanmak II. Abdülhamid taraf›n-
dan son derece ak›lc› bir flekilde baflarm›flt›r. Bu uygulama tamam›yla içinde bulu-
nulan flartlar›n sevkiyle ortaya ç›km›flt›r. II. Abdülhamid olmasa da devleti yöne-
tenler o günkü flartlarda, ellerindeki imkânlarla ancak bu çerçevede bir politikay›
takip etme durumunda kalacaklard›.

www.evrenselpdf.com
D‹KKAT D‹KKAT

N N
SIRA S‹ZDE SIRA S‹ZDE

3. Ünite - Türkiye’de Meflrutiyet Dönemleri


AMAÇLARIMIZ 65
AMAÇLARIMIZ

II. Abdülhamid Dönemi’nde uygulanan ‹slam birli¤i politikas› hakk›nda


K ‹ Tetrafl›
A P bilgi almak K ‹ T A P
için Cezmi Eraslan’›n “II. Abdülhamid ve ‹slam Birli¤i” (Ötüken yay›nlar›, ‹stanbul 1992)
adl› kitab›n› okuyabilirsiniz.
TELEV‹ZYON TELEV‹ZYON
Bu husus: Türk Devlet Gelene¤i ve Devlet Telakkisi ›fl›¤›nda incelendi¤inde da-
ha net sonuçlara ulafl›labilecektir. Osmanl› Devlet yöneticileri, devleti daima en ge-
nifl s›n›rlar içinde muhafaza edebilmek için eldeki mevcut imkânlar› sonuna kadar
‹NTERNET ‹NTERNET
en tesirli flekliyle kullanma yolunu tercih etmifllerdir. Osmanl› Devleti’nin çöküflü-
nün tespit edilmesiyle birlikte ilk bulunan çözüm yolu Müslim ve gayrimüslim un-
surlar› bir arada yaflatabilme çabas›d›r. Osmanl›c›l›k olarak ifade edilen bu yakla-
fl›m, daha çok II. Mahmut Dönemi içinde yo¤un flekilde takip edilmiflti. II. Mah-
mut’un, “Ben tebaam›n Müslüman olan›n› camide, Hristiyan olan›n› kilisede, Ya-
hudi olan›n› havrada fark ederim. Aralar›nda baflka bir günâ fark yoktur. Cümlesi
hakk›ndaki muhabbet ve adaletim kavidir ve hepsi gerçek evlad›md›r” sözü bunun
aç›k göstergesidir. Tanzimat ve Islahat Fermanlar› bu siyasetin sonucu olarak ger-
çekleflmifltir. Ancak 1877-78 Osmanl› Rus Savafl› akabinde az›nl›klar›n büyük ekse-
riyetinin Osmanl› Devleti’nden kopmalar›yla Osmanl›c›l›k politikas›n›n geçersizli¤i
görülmüfltür. Bunu takiben Osmanl› Devleti nüfusu içinde mevcut olan sair Müs-
lüman milletleri, Türk Milleti ile birlikte ayn› devletin çat›s› alt›nda yaflamaya ikna
edebilmek amac›yla ‹slamiyet ba¤› güçlendirilmeye çal›fl›lm›flt›r.
‹slamc›l›k politikas›n›n takibi esnas›nda Osmanl›c›l›k politikas› da tamam›yla
terk edilmeyerek Osmanl› Devleti’nin Balkanlardaki hâkimiyet sahas› da korunma-
ya çal›fl›lm›flt›r. Di¤er taraftan devletin as›l kurucusu olan Türklü¤ü ihmal etmemifl
olmas› da özellikle vurgulanmas› gereken hususlardand›r. Asl›nda II. Abdülha-
mid’in izledi¤i bu politika, ‹smail Gasp›ral›’n›n Türk dünyas› için ifade etmifl oldu-
¤u ‘dilde fikirde iflte birlik’ düflüncesinin, ‹slam dünyas›nda iflte ve fikirde birlik
olarak uygulanmas› çabas› olarak kabul edilebilir. II. Abdülhamid bir taraftan ülke
s›n›rlar› içindeki Müslüman unsurlar› birlefltirmek gayesi ile ‹slamc› bir siyaset ta-
kip etmeye çal›fl›rken, di¤er taraftan da Türkçeyi ve kullan›m›n› önemseyerek kül-
tür milliyetçili¤i yapmaya çal›flm›flt›r. Bu düflüncelerin ve ideallerin gerçekleflme-
sinde e¤itim ve ö¤retim en önemli vas›talardan birisi olarak görülmüfltür. Bunda da
II. Abdülhamid’in ciddi katk›lar› bulunmaktad›r.

II. MEfiRUT‹YET DÖNEM‹ SEÇ‹MLER‹ VE MECL‹S-‹


MEBUSAN ÇALIfiMALARI
Meclislerin toplant›ya ça¤r›lmas› ile bafllayan II. Meflrutiyet Dönemi’nde dört genel
seçim yap›lm›flt›r. 1908, 1912, 1914 ve 1919 y›llar›nda yap›lan genel seçimlerle olu-
flan Meclis-i Mebusan, 1908-1912, 1912, 1914-1918 ve 1920 döneminde faaliyet
göstermifltir. ‹ktidar-muhalefet çekiflmesinin yo¤unlaflt›¤› dönemlerde Meclis görev
süresini tamamlamadan seçime gidilerek yenilenmeye çal›fl›lm›flt›r. 1920 y›l›nda
toplanan ve Misak-› Milliyi kabul eden son Osmanl› Mebusan Meclisi de di¤er
meclislerin ak›betine u¤ram›flt›r. ‹tilaf devletlerinin Meclisi basarak etkili milletve-
killerini Malta’ya sürgüne göndermeleri sa¤l›kl› bir çal›flma ortam›n›n kalmad›¤›n›
ortaya koymufltu. 1920 Meclisi 11 Nisan 1920 tarihinde Padiflah Vahdettin taraf›n-
dan ‹tilaf güçlerinin bask›s› karfl›s›nda kapat›lm›flt›r. Bundan sonraki meclis döne-
mi TBMM dönemi olarak geçmektedir.

www.evrenselpdf.com

You might also like