You are on page 1of 15

BİRİNCİ BÖLÜM

YAPI MÜHENDİSLİĞİNDE BİLGİSAYAR KULLANIMI

1.1. Giriş
Yapı tasarımında taşıyıcı sistem olarak yüksek dereceden hiperstatik sistemler
tercih edilmektedir. Bunun iki önemli nedeni vardır; (1) emniyet, (2) ekonomi. Bir
sistemin kinematik belirsizliği(hiperstatiklik derecesi) nekadar fazla olursa,
mekanizma durumuna o kadar geç ulaşacaktır. Elde edilen kesit zorlarının ise
izostatik sistemlere nazaran daha küçük olacağı aşikardır. Diğer taraftan tasarımcının
projelendirme aşamasında en hassas çözüme en kısa zamanda ulaşması
gerekmektedir. Hassas çözüm elde etmek ancak sistem çözümünde bilinmeyen
sayısını, daha doğrusu sistemin serbestlik derecesini artırmakla mümkün olmaktadır.
Ancak bu kez sistemde bilinmeyen sayısı arttığından çözüm süresi uzamaktadır. Her
zaman birbiri ile çatışan, en kısa sürede en hassas sonuca ulaşma isteği
tasarımcının en zorlandığı konudur. Günümüzde çözüm aşamasında büyük kolaylık
sağlayan birçok paket program mevcuttur. Bu bağlamda serbestlik derecesini
artırmak mühendise ek bir yük getirmemektedir. Hassas bir çözüm elde edebilmek
için başvurulan bu yol, ancak sistemde düğüm noktası sayısını artırmakla daha
doğrusu sonlu eleman ağını genişletmekle mümkün olmaktadır. Bu yüzden, sistem
çözümü için tasarımcı tarafından oluşturulacak sonlu eleman ağının (modelin) dikkatli
bir şekilde tasarlanması, hem daha hassas, hem de daha kısa sürede sonuca
ulaşmayı sağlayacaktır. Akademisyenler tarafından onay görmüş bu programlar
arasında, SAP serisi programlar, LUSAS, ANSYS sayılabilir. Tüm bu programlar
sistem analizinde 2 ve 3 boyutlu elemanlar (Shell, Asolid, Solid) için Sonlu
Elemanlar Yöntemini, 1 boyutlu elemanlar (Frame) için ise genelde Matris
Deplasman Yöntemi veya Sonlu Elemanlar Yöntemini kullanmaktadırlar.

1.2. Paket Program Kullanımı

Paket program kullanımı, mühendise birçok fayda sağlamaktadır. Aşağıda


maddeler halinde paket program kullanımının kullanıcıya sağlayacağı faydalar
sıralanmıştır.

 Hesap hatalarını en aza indirger.


 Daha emniyetli ve ekonomik sonuç almayı kolaylaştırır.
 Proje üretimini hızlandırır.
 Farklı modeller üzerinde farklı yük etkilerinin hızlı bir şekilde tanımlanabilmesi ve
hesaplanabilmesi sonucu en optimum çözüme en hassas şekilde ulaşılmasını
sağlar.
Tüm bu faydaların yanında paket program kullanımının sakıncaları da vardır.
Buna en güzel örnek mühendisin hesaplama yeteneğini ortadan kaldırması ve
2

kapasitesini aşan problemlerin çözümüne itmesidir. Bu soruna çözüm, paket


programların tasarımcının uzmanlık alanı dışındaki mühendislik yapılarının
çözümünde kullanılmaması ve en azından çözüm sonuçlarının bir kısmının bilgisayar
yardımı almadan denetlenmesi olacaktır. Bunun için de programda kullanılan çözüm
tekniklerinin kulanıcı tarafından iyi bilinmesi gerekli ve yeterli şart olacaktır.

1.3. Paket Program Kullanılmasında Dikkat Edilecek Hususlar

Buraya kadar yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere paket program


kullanımı, mühendisin hesap problemini en aza indirgemektedir. Gelişmiş yapı analiz
programları sayesinde modellenemeyecek mühendislik yapısı yok denecek kadar
azdır. Ancak herşeyden önce uygun taşıyıcı sistemin doğru şekilde belirlenmesi,
modellenmesi ve son olarak öngörülen yükler altında sistem elemanlarının
boyutlandırılması gerekmektedir. Bu aşamada tasarımcı mühendise büyük bir görev
düşmektedir; hesap sonuçlarının yorumlanması ve denetlenmesi. Bu da ancak paket
programların çözüm aşamasında kullanılmış olan bilimsel yöntemlerin ve uygulama
sınırlarının tasarımcı tarafından iyi bilinmesi ile sağlanır.
Bölüm 1.1’de değinildiği gibi SAP serisi ve benzeri paket programlar sistem
analizini genelde 1 boyutlu(Frame) elemanlar için Matris Deplasman, 2 ve 3 boyutlu
elemanlar (Shell, Solid) için Sonlu Elemanlar Yöntemlerini kullanarak gerçekleştirirler.
Bölüm 1.3.3’de her iki yöntem de özet şeklinde verilmeye çalışılmıştır.

1.3.1. Yapı Elemanlarının Gerçek Davranışına Uygun Hesap Modelinin


Oluşturulması

Yapının yükleri taşıyan ve bunları zemine aktaran kısmına Taşıyıcı Sistem denir.
Bilindiği gibi Mekanik bilim dalı hacim (Volum) ve zaman kavramlarını idealize ederek
tanımlar. Hacim 3 boyutla tanımlanan bir kavram olarak ele alınır. Uzayda her nokta
X, Y, Z eksen takımıyla tanımlanabilir ve bu şekilde belirlenen uzaya Euclid Uzayı
denir, E3 ile gösterilir.

Yapılardaki taşıyıcı sistemi meydana getiren elemanlar da 3 boyutludurlar, ancak


bazılarını idealize ederek 2 ve 1 boyutlu olarak ele almak mümkündür. Bunun tek
amacı hesap modelinin daha kısa sürede oluşturulması ve çözüm sonuçlarının daha
kolay yorumlanabilmesi şeklinde özetlenebilir. Şekil 1.1’de taşıyıcı sistem
elemanlarının boyutlarına göre sınıflandırılması şematik olarak gösterilmiştir.

Yapılardaki çubuk sistemleri meydana getiren çubuklar, eksenlerinin


geometrisine göre isimlendirilirler: Eğri eksenli çubuklar, doğru eksenli çubuklar, gibi.
Ayrıca taşıyıcı sistemler de kendilerini meydana getiren çubukların, yani
elemanlarının eksenlerinin konumuna göre iki ayrı grupta incelenirler. Bunlardan biri
Uzaysal Çubuk Taşıyıcılardır; çubuklarının eksenleri uzayda, tamamen genel
konumdadır. Diğer grup ise Düzlemsel Çubuk Taşıyıcılardır; bu tür taşıyıcılarda
çubukların eksenleri hepsi aynı düzlemdedir; bu düzlem aynı zamanda çoğu kere
kuvvetlerin etkidiği düzlemdir.
3

Taşıyıcı
T A Þ I Y I C I EEleman
LEM A N

3 b o y u t lu la r 1 b o y u tlu la r
(Ç u b u k la r)
x K Kalınlık
a l ýn l ýk v e ve
e n l e enleri,
r i , b o y l a rboyları
ý y a n ýn d a
z y ly yanında ihmal i h m a l e edilir
d ilir .
h b
lz <<1 ; <<1
l l
ek sen
lx h
b
l

x
ek sen
y
l
2 b o y u t lu la r
(Y ü z e y s e l e le m a n la r)

K a l ýnKalınlık
l ýk l a r ý ( h )ve, e nenleri,
v e b o y lboyları
a r ý y a n ýn d a
yanında i h m a ihmal
l e d i l i r . edilir

h h
lx
<< l ; << l
ly

P erd e P la k K abuk

Y ü k o r ta y ü z e y Y ü k o rta y ü ze y e Y ü kgenel
Yük g e n e konumda
l konum da
d ü z le m in d e d ik Y ü z e y eğrisel
yüzey e ð r is e l

x
z z x
y
y
ly lz
x
z y h
lz
h
lx lx

h
h h h h lx
<<1 ; <<1 <<1 ; <<1
lx ly lx lz
h h
<<1 ; <<1
lx lz

Şekil 1.1 Taşıyıcı elemanların sınıflandırılması

Yapısal tasarımda en önemli aşama taşıyıcı sistem elemanlarının gerçek


davranışlarını yansıtan en uygun modelin belirlenmesidir. Bu şekilde elde edilen
eşlenik sistemin (modelin) davranışı, gerçek sistemin davranışına yakın olacaktır.
Aşağıda uygun taşıyıcı sistemin belirlenmesi ve modelleme konusunda dikkat
edilmesi gereken noktalar kısaca özetlenmiştir:

a) Taşıyıcı sistem seçimi


 Planda her iki doğrultudaki rijitlikler dengeli dağıtılmalıdır.
 Gerektiğinde yatay yükleri karşılamak üzere yeterli miktarda perde kullanılmalı ve
perdeler dengeli yerleştirilmelidir.
 Planda ve yapı yüksekliği boyunca süreksizlikten kaçınılmalıdır.
 Taşıyıcı sistemin hiperstatiklik derecesi yüksek olmalıdır. Bölüm 1.1’de değinildiği
gibi bunun iki önemli nedeni vardır; emniyet ve ekonomi. Her iki unsur aşağıdaki
örnekle açıklanmıştır:
4

Şekil 1.2’de görülen sistem izostatik bir basit kiriştir. Mekanizma durumuna ulaşması
için tek bir mafsal yeterli olacaktır.

Şekil 1.3’de görülen sistem ise, Şekil 1.2’deki sistemle aynı boyut ve yükleme
durumunu haiz, ancak hiperstatik bir sistemdir. Elemanın taşıma gücünü yitirmesi ve
mekanizma durumuna gelmesi ancak üç plastik mafsalın oluşması ile mümkün
olacaktır.

Şekil 1.2 ve Şekil 1.3’de görülen sistemlerin mekanizma durumları açısından


karşılaştırılması sonucu hiperstatik olarak belirlenmiş sistemin daha güvenli olduğu,
ayrıca boyutlandırma açısından M(1) = ql2/8 > ql2/12 olduğundan sözkonusu sistemin
daha ekonomik olacağı anlaşılmaktadır.

q q

l l

ql2/12
2
ql /8
ql2/24
Şekil 1.2
Şekil 1.3

b) Hesap modelinde tüm elemanlar göz önüne alınmalıdır.


c) Özellikle yüksek yapıların kolon ve perdelerinde boyuna (eksenel kuvvet altındaki)
şekil değiştirmeleri hesaba katılmalıdır.
d) Denklem sisteminde stabilite bozukluğuna neden olabilecek eleman boyut ve
modellerinden kaçınılmalıdır.
5

1.3.1.1 Betonarme Perdeler

Bu bölümde, özellikle depreme dayanıklı yapı tasarımda sıklıkla kullanılan iki


boyutlu perde elemanların (levha) gerçek davranışlarına eşdeğer olarak ne şekilde
bir boyutlu eleman (çubuk eleman) olarak modellenmesi gerektiği, eşlenik sisteme ne
şekilde geçilebileceği açıklanmıştır.
kiriş

EIx , EIy fiktif


GA, EA perde kirişler
EIx , EIy
GA, EA EI,GA 

Gerçek sistem kiriş Eşlenik sistem

Şekil 1.4 Perde sistemlerin modellenmesi

 Perdenin kayma rijitliği hesaba katılmalıdır.

G = 0,4E A = 5
6 bh

 Fiktif çubukların rijitliği diğer elemanların rijitliklerinin, stabilite problemine yol


açmayacak şekilde, 10~100 katı alınabilir.

Perde boyunun uzun olması durumu ;

b1
EA= 0, EIx= 0 EIy (b1)
EIy (b1)

EIx ,GA, EA fiktif EI = 


EIx ,GA, EA EIy = 0 çubuk GA= 0

EIy (b2) b2 EA= 0, EIx= 0 EIy (b2)

Gerçek sistem Eşlenik sistem

Şekil 1.5

Burada,
EI :Eğilme rijitliğini,
EA : Uzama rijitliğini,
GA’ : Kayma rijitliğini,
6

b1,b2 : Perde uçlarındaki, perdeye dik doğrultuda çalışan bölümlerin genişliklerini


ifade etmektedir.

Perdeler arasında düşeyde büyük boşlukların bulunması durumu (Boşluklu


perde) ;

Betonarme boşluklu perdelerin yapısal davranışları, bağ elemanlarının


davranışlarından oldukça etkilenmektedir. Bağ elemanlarının davranışı ise elemanın
geometrisine ve malzeme karakteristiklerine sıkı sıkıya bağlıdır. Yatay yükler perde
duvarlarda eğilme ve eksenel kuvvet, bağ elemanlarında ise eğilme ve büyük ölçüde
kayma gerilmeleri meydana getirecektir. Geometrik olarak bağ elemanlarının genelde
açıklığı küçük ve yükseklikleri fazla olmaktadır. Dolayısı ile yapısal davranış
açısından söz konusu boyutlar çoğunlukla çubuk tanımları dışına taşar. Perdeli-
çerçeveli sistemlerin eşdeğer çerçeve olarak modellenmesinde en önemli husus,
yukarıda da belirtildiği gibi, bağ elemanlarının çubuk olarak eşdeğerinin yeterli
doğrulukla tahmin edilebilmesidir. Bağ elemanının çubuk eşdeğerinin tahminindeki
parametre sayısı oldukça yüksektir; genel bir yaklaşımda d, b, h, l, L, t geometrik
büyüklüklerinin (Şekil 1.6) yanında malzeme davranış parametrelerinin de dikkate
alınması gerekir. Malzemenin doğrusal-elastik davranış sınırları içinde yapılacak
yapısal çözümlemelerde E, G,  (elastisite modülü, kayma modülü ve Poisson oranı)
malzeme parametreleri olarak yeterlidir [?].

Bağ
elemanı
Eşdeğer Bağ Kirişi
Çerçeve

Gerçek Sistem Eşlenik sistem

Şekil 1.6 Boşluklu perde ve eşdeğer çerçeve

Bu tip yapıların deprem hesabında, elastik ötesi davranış oldukça önem


kazanmaktadır. Teorik çalışmalar, boşluklu perdelerin son limit dayanımlarının
artabilmesi için bağ elemanlarının önemli ölçüde plastik deformasyon yapmaları
gerektiğini göstermektedir. Diğer taraftan eşdeğer çerçeve yaklaşımında bağ
elemanlarının perde içinde kalan bölgelerinin belirli bir kısmının sonsuz rijitmiş gibi
kabul edilerek hesabı (Şekil 1.7), öteden beri sık başvurulmuş bir yaklaşımdır [?.

Fiktif Çubuk f 0,3-0,6) , GA'


=
7

Şekil 1.7 Eşdeğer çubuk modeli [?]


Bu yaklaşımda, perde sonsuz rijit parçalarının başlangıç noktası ile boşluk kenarı
arasında kalan x boyu (yumuşama derinliği), Muto’nun önerdiği gibi [?] d / 4 (kiriş
yüksekliğinin dörtte biri) değerine yakın bir değer alınabilir. Genelde bu değer h/2
(kiriş yüksekliğinin yarısı) alınmaktadır [?]. Bağ kirişlerindeki plastik şekil
değiştirmeleri hesaba katmak amacıyla eğilme rijitliğinin EIf=(0,3-0,6)EI olarak ve
kayma rijitliklerinin de ( GA ' ) dikkate alınarak eşlenik sisteme geçilmesi önerilir [?].

1.3.1.2 Elastik Zemine Oturan Kirişler

Elastik zemine oturan kirişlerde p taban basıncı, o noktadaki çökme ile doğru
orantılıdır. Kiriş ve zeminin elastik eğrileri çakışmaktadır. Burada bir kabul yapılarak
elastik zeminin, birbirine sonsuz yakın fakat biririnden bağımsız olarak çökebilen
yaylardan (Winkler yayları) oluştuğu varsayılır. Bu yayların yay katsayısı, Ko yatak
katsayısı ve Ai=a.b yayın mesnetlendiği alan olmak üzere, Ki=Ko.Ai ile hesaplanabilir.
Bu tip sistemlere en güzel örnek çökme yeteneği yüksek zeminlere oturtulan
temellerdir. Benzer düşünce tarzı plaklar için de geçerli olacaktır. Şekil 1.8’de gerçek
sistem ve eşlenik sistem görülmektedir.

Gerçek sistem
b

Ki
a

Eşlenik sistem

Şekil 1.8 Elastik zemine oturan kiriş

1.3.2. Sonlu Elemanlar Yöntemi

Sonlu elemanlar yönteminde, sürekli veya süreksiz bir ortam fiktif sınırlarla sonlu
sayıda elemana bölünür; üçgen, dörtgen, paralelkenar….gibi. Elemanın şekli, söz
konusu ortamın şekline, sınır şartlarına bağlı olarak seçilir. Bu sonlu elemanların
birbirleriyle bağlantısının, düğüm noktalarında oluştuğu varsayılır. Bilinmeyen olarak,
düğüm noktalarının ötelemeleri ve eğimleri veya iç kuvvetler seçilebilir (Şekil 1.9);
bunlara düğüm parametreleri denir. Düğüm parametrelerinin artırılması daha hassas
çözümler elde edebilmenin bir yoludur.
8

3
1
4 w 3
2  3x  3y
x 3
y

Şekil 1.9 Eleman ve düğüm noktası bilinmeyenleri

Düğüm parametrelerinin üç ve altı olması hallerine iki örnek;

u
e

w

 w 
 / 



x 
ve
 
 w / y 
 



 w

  

  (1.1)
 w / x 
 

  
 w / y 
e  
u   2 2 
 w / x 
 2
w / y 2 
 
2

 w / y x 

dir.

Burada ue , elemana ait deplasman fonksiyonunu veya daha genel bir tanımlamayla
elemana ait alan büyüklüklerini ifade etmektedir (Şekil 1.10).


e 

Şekil 1.10

Önce her eleman için ue alan büyüklükleri (yer değiştirme fonksiyonları) seçilir:

ue  N  r (1.2)

burada N , şekil fonksiyonları matrisini, r ise eleman düğüm noktası yer değiştirmeleri
vektörünü göstermektedir. Söz konusu alan büyüklüklerinden hareketle gerekli türev
bağıntıları kullanılarak eleman içi şekil değiştirmeleri ,

  B r (1.3)

şeklinde elde edilebilir. Burada B şekil değiştirme matrisidir. Diğer taraftan doğrusal-
elastik malzemeler için eleman içi gerilme-şekil değiştirme bağıntısı (elastisite
bağıntısı),

  C  (1.4)

veya

 CBr (1.5)

şeklindedir; C malzeme matrisi olarak adlandırılır.

Elemanın düğüm noktalarına etkidiği kabul edilen dış kuvvetlerin potansiyel enerjisi,
f dış yük vektörü olmak üzere,

V  r T  f (1.6)
9

şeklinde ifade edilebilir. Şekil değiştirme enerjisi ise,

U
1
2
T 1 T
2
T
 (   )dv   r   ( B  C  B )dv  r   (1.7)

olacaktır. Toplam potansiyel enerji,

U V 
1 T
2

 r   ( B T  C  B )dv  r  r T  f  (1.8)

dir. Burada toplam potansiyel enerjinin stasyoner değer prensibi uygulanırsa; elastik
bir sistemde geometrik uygunluk şartlarını ve geometrik sınır şartlarını sağlayan
bütün konumlar arasında sadece denge konumu için potansiyel enerji bir stasyoner
(kararlı denge) değere sahiptir:


0 (1.9)
r
Ara işlemler yapılır, ifade düzenlenirse:

 ( B T
 C  B )dv  r  f  veya ke r  f (1.10)

elde edilir. Bu ifadede ke elemana ait rijitlik matrisidir. (1.10) bağıntısı, global
sistemde,

K r  F (1.11)
şeklindedir. Burada K, yapı sisteminin toplam rijitlik matrisi, F ise global sistemdeki
(toplam sistem) yük vektörüdür. Rijitlik bağıntısı olarak da tanımlanabilecek (1.11)
bağıntısı, kinematik sınır şartları uygulanarak çözülür ve deplasmanlar elde edilir.
Buradan (1.3) ve (1.4) bağıntıları yardımıyla herhangi bir elemandaki gerilme ve şekil
değiştirmeler hesaplanabilir.

1.3.3. Matris Deplasman Yöntemi


Çubuk sistemlerin hesabında sıklıkla kullanılan bu yöntemde, bilinmeyen olarak
düğüm noktası uç yer değiştirmeleri dikkate alınır. Rijitlik bağıntısının çıkarılışı
aşağıda açıklanmıştır.
m m
R 2 ,r 2 v 2i F3
i
m m i i
R 1 ,r 1 m i
F1
F2 v i
m m 3
R 3 ,r3 v 1i
(a ) (b )
Şekil 1.11 (a) Düğüm noktası kuvvetleri ve yer değiştirmeleri, (b) eleman
bağımsız uç iç kuvvetleri ve şekil değiştirmeleri
10

Şekil 1.11’de görülen büyüklükler, düğüm noktası ve eleman sayısının birden


fazla olması durumunda matris özelliği gösterecektir. Burada; m : düğüm noktası
sayısı, n : sistemin toplam düğüm noktası serbestlik sayısı, p : eleman sayısı, p*:
eleman sayısıeleman bağımsız uç iç kuvvet veya şekil değiştirme sayısı olmak
üzere,

 R 1  r 1 
   
 R 2
 r 2 
R    r    F
 .    
 m   m 
 R  ( n 1) r  ( n 1)

Düğüm noktası Düğüm noktası Bağımsız uç Şekil değiştirme


yük vektörü yer değiştirme iç kuvvet vektörü
vektörü vektörü

Bu vektöriyel büyüklükler arasında birtakım bağıntılar yazmak mümkündür;

R F denge bağıntısı R  gF ; g : Denge matrisi


F v elastisite bağıntısı F  k r  v ; kr : İndirgenmiş sistem rijitlik matrisi
v r kinematik bağıntı v  ar ; a : Kinematik matris

Virtüel iş teoremi gereği, iç kuvvetleri şekil değiştirme işi ile dış kuvvetlerin şekil
değiştirme işi toplamı enerjinin korunması prensibi gereği sıfıra eşit olacaktır;
Wd*  Wi*  0 (1.12)
Bilindiği gibi dış kuvvetlerin şekil değiştirme işi: Wd*  r T  R ve iç kuvvetlerin şekil
değiştirme işi: Wi*   v T  F dir. Buradan (1.12) denge şartı gereği;
rT  R  vT  F  0
R  g  F , v  a  r  vT  rT  aT
(1.13)
rT  g  F  rT  aT F  0

(1.13) eşitliğinden görüleceği gibi; g  aT olacaktır. Buna göre;

R  aT  F  aT  k r  v  aT  k r  a  r (1.14)
(1.14) bağıntısında a T  k r  a üçlü matris çarpımı K  a T  k r  a olarak tanımlanır.
Burada K yapı sisteminin toplam rijitlik matrisini ifade etmektedir. K, anılan bağıntıda
yerine konulursa;

R  K r (1.15)
elde edilir.

Bölüm 1.3.2 ve 1.3.3’den izlenebileceği gibi, gerek sonlu elemanlar gerekse


matris deplasman yöntemi ile elde edilen süreklilik denklemlerinin bir şekilde çözümü
ile iç kuvvetler hesaplanabilmektedir. Ancak sözkonusu bağıntının çözümünde
kullanılacak K matrisinin yapısı ve boyutu önemlidir. Bilindiği gibi K matrisi doğrudan
sistemin serbestlik derecesine bağlıdır. Dolayısı ile eğer mümkünse sözkonusu
matrisin boyutlarını indirgemek (simetri şartı, bir boyutun ihmal edilebildiği düzlemsel
çözümlemeler) sureti ile bilinmeyen sayısını azaltacak daha kısa sürede sonuç almak
mümkündür.
11

1.4. Serbestlik Derecesi

Sistem elemanlarının bağlı oldukları düğüm noktaları 3 boyutlu Euklid uzayında


tanımlıdır. Dolayısı ile her düğüm noktası için altı serbestlik tanımlanır. Üçü öteleme
(yer değiştirme; U) diğer üçü ise dönme (açısal yer değiştirme; R) serbestliğidir.
Düzlem de ise bu sayı üçtür. Mesnet şartları ve düğüm noktası serbestlikleri
tanımlanırken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, sistemin stabilitesini
bozmayacak şekilde söz konusu serbestliklerin belirlenmesidir. Tutulan serbestlikler
doğrultusunda yük, kütle, deplasman gibi büyüklükler tanımlanamaz. Şekil 1.12’de
düğüm noktası serbestlikleri ve mesnet şartları gösterilmiştir.

Serbestlik derecesi (SD); Ux, Uy, Uz, Rx, Ry, Rz

U veya R = 1 ise tutulu


U veya R = 0 ise serbest

(a) (b)

Şekil 1.12 Düğüm noktası serbestlikleri ve mesnet şartları (a) Uzayda (b) Düzlemde

1.5. Rijit Diyafram Modeli

Betonarme döşemeler pratik olarak kendi düzlemleri içinde sonsuz rijit kabul
edilebilir ve hesaplar bu kabule göre yapılır. Bu durumda bir diyafram hareketinin

varlığından sözedilebilir. Bu kabule göre yapılacak hesaplarda bu hareketin sisteme


bir şekilde empoze edilmesi gerekir. Bunun için döşeme içinde kalmak şartıyla bir
12

bağımsız nokta

bağımlı nokta

Şekil 1.13 Diyafram hareketi

nokta (bağımsız nokta) tanımlanır. Diğer tüm noktaların (döşeme üzerinde bulunan)
bu bağımsız noktaya sonsuz rijit fiktif çubuklarla bağlandığı düşünülür (Şekil 1.13).
Bu durumda söz konusu noktaların hareketleri bağımsız düğümün hareketlerine
uyacaktır. Çözümlemelerde bu varsayıma sık başvurulur; ilgili bölümlerde bu
bağlamda ek bilgiler yer almaktadır. Çözümlemelerde bu varsayıma sık başvurulur;
ilgili bölümlerde bu bağlamda ek bilgiler yer almaktadır.

1.6. Düğüm, Eleman, Eleman Eksenleri, Global Eksenler

Sonlu eleman ağının belirleyeceği noktalar, süreksizlik noktaları birer düğüm


noktası, bu noktaların sınırladığı sistem parçaları ise eleman olarak dikkate alınır.
Her nokta üç boyutlu uzayda yer aldığından koordinatları global koordinat sistemine
(sistem eksenleri) göre belirlenir (X, Y, Z). Şekil 1.14’de eleman ve sistem
eksenleri görülmektedir.

Şekil 1.14 Sistem eksenleri ve eleman


eksenleri

Düğüm noktası koordinatları dışında, düğüm noktası yükleri, deplasmanları ve bazı


eleman yükleri yine global koordinat sistemine göre belirlenebilir. Sistem eksenleri ile
tanımlanan düğüm noktası kuvvetleri ve deplasmanları ise çıktı dosyalarında yer alır.
13

Elemanlar ile ilgili yön ve doğrultu, eksen takımları arası ilişkiler bilgileri sağ el
kaidesine göre belirlenir (SAP 2000 programında bu işlem otomatik olarak yapılır).
Eleman eksenlerine göre belirlenebilecek yön ve doğrultu parametreleri; eleman kesit
özellikleri ve bazı yük şekilleridir. Sözkonusu eksenlerde tanımlı iç kuvvetler ise çıktı
dosyalarında görülür.

Elemanda sol uçta tanımlanan eksen takımında 1 ekseni eleman ekseni


doğrultusunda, 3 ekseni ise genelde hakim eğilme ekseni olarak tanımlanır. Dolayısı
ile; 1-2 düzlemi yükleme düzlemi, 1-3 düzlemi ise eğilme düzlemi olarak düşünülebilir
(Şekil 1.15).

Şekil 1.15 Eleman eksenlerine örnekler

Bölüm 1.7 ve 1.8 ’de; sırasıyla çubuk elemanlar (Frame) ve Kabuk elemanlar (Shell
veya Area) için eleman eksenlerinin pozitif yönleri ve bu eksenlerde tanımlı iç
kuvvetler verilmiştir.

1.7. Çubuk Elemanlar (Frame) için İç Kuvvetler ve Pozitif Yönleri

Notasyon:

P : Eksenel kuvvet
T : Burulma momenti
V2, V3 : Kesme kuvvetleri
M2, M3 : Eğilme momentleri

 Eksenel Kuvvet ve Burulma Momenti


14

Şekil 1.16

 (1-3) Düzleminde Etkiyen İç Kuvvetler

Şekil 1.17

 (1-2) Düzleminde Etkiyen İç Kuvvetler

Şekil 1.18

1.8. Kabuk Elemanlar(Area) için İç Kuvvetler

Kabuk elemanlarda genelde 3 ekseni, 1-2 düzleminde yeralan yüzeyin dış normali
doğrultusundadır. Söz konusu eksenlerde tanımlı olan İç kuvvet ve gerilmeler için
notasyon aşağıda verilmiştir. Ayrıca pozitif yönler şekillerden izlenebilir.

Notasyon:

M11, M22 : Eğilme momentleri


M12 : Burulma momenti
F11, F22 : Normal gerilmeler
F12 : Kayma gerilmesi

 Birim uzunluk için eğilme momentleri


15

Açı

Şekil 1.19

 Membran Kuvvetleri

Açı

Şekil 1.20

Burada Fmax, Fmin, kayma gerilmelerinin sıfır olduğu düzlemdeki asal gerilemeleri ifade
etmektedir. Ayrıca bu düzlemin yerini belirleyen açı da hesalanmaktadır.

You might also like