Professional Documents
Culture Documents
• Oyun
• Oyuna ilişkin özellikler
İÇİNDEKİLER
14
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Oyun ve Özellikleri
Oyun
Oyunun Fiziksel-Psikomotor
Gelişim Alanlarına Etkisi
Oyuna İlişkin Özellikler
Etkisi
Oyuncaklar
Oyuncakların Önemi ve
Gelişime Katkıları
Oyuncak Seçimi
Oyuncakların Oyun
çocukluğu Dönemine Göre
Sınıflandırılması
Oyun Örnekleri
GİRİŞ
Oyun kavramını anlamak ve önemsemek, çocuğu anlamak ve önemsemek
demektir. Bir çocuğu, oyun oynadığı sırada gözlemlemek onu tanımanın ve
anlamanın en güvenli yoludur. Bunun nedeni çocuğun oyun oynadığı esnada
geçekten olduğu gibi davranmasıdır. Bir çocuğu tanımak için bir yıl onunla birlikte
Oyunu kavramını olmak yerine bir saat onu oyun sırasında gözlemenin yeterli olacağını ifade eden
anlamak ve Platon, oyunun çocuğu tanıma ve anlama yönündeki önemini ortaya koymuştur.
önemsemek, çocuğu Oyun tek yönlü bir ifade şekliyle tanımlanması mümkün olmayan; çocuğun içinde
anlamak ve bulunduğu gelişimsel evreye uygun özellik gösteren, çocuğun duygu ve
önemsemek demektir. düşüncelerini ifade etmesini sağlayan bir araçtır. Oyun, çocuğun iç dünyasını
yansıtan bir araç olmakla birlikte aynı zamanda iç görü kazanmasında da etkili rol
oynamaktadır. Oyunun zihinsel gelişim, üst bilişsel beceriler, sağlıklı ruh hâli, dil
becerileri ve öz düzenleme yeteneklerinin gelişmesine katkısı vardır. Oyun
çocukluk döneminin fiziksel, duygusal ve zihinsel anlamda sağlıklı geçirilmesinde
ve bireylerin kişisel gelişimlerinde belirgin rol oynamaktadır. Oyunun haz verici
özelliği, harekete, etkileşime, aktif katılıma, düşünmeye dayalı özellikleri beynin
bütüncül olarak uyarılmasına olanak verir. Dokunma, sesler, renkler, görseller
çocuğun duyularının uyarılması demektir. Bu durum beyinde sinaptik bağlantıların
uyarılması açısından önem arz eder. Çocukluk dönemi beyin gelişimi açısından
kritik bir öneme sahiptir. İnsan kişiliği ve gelişiminin oluşmaya başladığı ve bireyin
yaşam çizgisinde en önemli dönemi ifade eden çocukluk döneminin karakteristik
uğraşı olan oyunun özellikle bu dönemdeki önemi özel bir koruma gerektirir.
Her çocuğun oyun oynama hakkı vardır. Zira oyun, her çocuğun temel
gereksinimidir. Çocuğun oyun hakkı 20 Kasım 1959’da Birleşmiş Milletler Genel
Kurulu’nda Çocuk Hakları Bildirgesi ile kabul edilmiştir. Bu bildirgenin 31.
Her çocuğun oyun maddesine göre “Taraf devletler çocuğun dinlenme, boş zaman değerlendirme,
oynama hakkı vardır. oynama ve yaşına uygun eğlence etkinliklerinde bulunma, kültürel ve sanatsal
Zira oyun, her çocuğun yaşama serbestçe katılma hakkını tanırlar, özendirirler ve çocuklar için, boş zamanı
temel gereksinimidir. değerlendirmeye, dinlenmeye, sanata ve kültüre ilişkin etkinlikler konusunda
uygun ve eşit fırsatların sağlanmasını teşvik ederler.”
OYUN
Oyun, fiziksel ve zihinsel yeteneklerle sosyal uyum ve duygusal olgunluğu
geliştirmek amacıyla, gerçek hayattan farklı bir ortamda yapılan, sonunda maddi
bir çıkar sağlamayan, kendine özgü belirli kurallara sahip, sınırlandırılmış yer ve
zaman içinde süren, gönüllü katılım yoluyla toplumsal grup oluşturan ve katılanları
tümü ile etkisi altında tutan eğlenceli bir etkinliktir. Oyun; çocuğun duyarak ya da
görerek edindiği bilgileri yeniden kendi kontrolünde canlandırmak suretiyle
öğrenmeyi pekiştirdiği bir deney ortamıdır. Oyun, çocuğun kendisini ifade ettiği,
yeteneklerini denediği ve geliştirdiği, yaratıcılık potansiyelini sergileyebildiği, tüm
mutluluk ve mutsuzluklarını, hayallerini, düşüncelerini ifade edebilmesine en
uygun dil ve tüm gelişim alanlarını destekleyen önemli bir fırsattır. Çocukların
kişisel deneyimleri ve sosyal etkileşimleri yoluyla öğrenmelerini
anlamlandırmalarına imkan tanıyan en önemli yaklaşımlardan biri oyun yoluyla
etmek gibi çok sayıda duygu ile yüzleşirler, aslında bunlar günlük hayatta da diğer
insanlarla etkileşimlerinde gözlemledikleri ve yaşadıkları duygulardır. Çocuklar
oyun sırasında yalnızca kendilerini mutlu eden duygularını ortaya koymazlar.
Kendilerini rahatsız eden korkularıyla yüzleşmeye ve bunlardan kurtulmaya
çalışırlar.
Çocuk, ailede yaşanılan herhangi bir olumsuz olayı, kardeş kıskançlığını,
korkularını, sevinç, acıma, kaygı, dostluk, düşmanlık, sevme, sevilme, güven
duyma gibi birçok duygusal tepkiyi ve bu tepkileri kontrol etmeyi oyunla öğrenir.
Oyun süreci çocukların kendi duygularını anlaması kadar başkalarının duyguları
olduğunun da farkına varması için etkileşimli bir ortamdır. Böylece çocuklar; neye
kızacaklarını, sevineceklerini, üzüleceklerini anlayarak kendi değerler sistemlerini
de oluşturmaya başlarlar. Bağlanma, bağlılık, güven duyma, risklerin farkına
varma, kendini koruma, başkalarına karşı olumlu duygu ve tutumlar geliştirme
oyun sırasında gelişen etkileşim ortamında pekiştirilir. Çocuklar, oyun
ortamlarında oyunlarını arkadaşlarıyla zenginleştirirler. Oyun çocuk için duygusal
ve sosyal alışveriş ortamıdır.
olduğu için değil, normal gelişimsel süreçteki keşif davranışlarının ürünü olarak
ortaya çıkmaktadır. İki yaş öncesinden başlayarak ve iki yaşta çocuk kendi
denetimi ile hareket ettirdiği oyuncaklardan hoşlanır ve taklit oyunları artar ve
uzun süre oturarak oynamaktan sıkılabilir. Bu dönem taklit oyunlarının geliştiği
dönemdir. Bu yaş döneminin en güzel oyuncağı annedir. Çocuğun kaygılarından
arınması, kendini güvende hissetmesi, duygusal olarak rahatlaması ve güven
duygusu içinde keşiflerine devam etmesi için en çok anneye ihtiyaç duyar. 0-3 yaş
arasında çocuğun hep anne ile oynamak istemesi normaldir. Gelişimsel süreç
içerisinde bu durum değişecektir.
Paralel oyun: Bu evre 2-3 yaşı kapsamaktadır. Bu dönemde çocuk artık tek
başına oynamaktan vazgeçer. Çocuklar tıpkı televizyon izler gibi diğer çocukları
izlerler. Bu yaş grubu çocuklar parka gittiğinde diğer çocukları izler fakat onlara
katılmaz. Hatta araya mutlaka mesafe koyar ama pür dikkat izler. Diğer çocuklar
nasıl oyun oynuyor, nasıl tırmanıyor, nasıl konuşuyor gözlemler ve bu gözlemlerini
Genelde seçimler
yaparak tek başına ileride kullanmak üzere kaydeder. Bu dönemdeki çocuklar gözlem evresindedir,
oynar, diğer çocuklarla çocukları çekingen, yabani, asosyal gibi ifadelerle etiketlememek gerekir. Uzakta
bir arada olsa bile onları kalması, diğer çocuklara katılmaması normal gelişimsel sürecin bir parçasıdır.
yalnızca kısa bir süre Diğer çocukların yanlarına gitmek teklif edilebilir fakat çocuk istemezse ısrar
izler ve tekrar kendi edilmemelidir. Çocuklar, aynı ortamda olmalarına karşın oyunlarında birbirinden
oyununa döner.
bağımsızdırlar. Arkadaşları ile sosyal iletişimleri çok azdır. İletişim, herhangi bir
oyuncağı istemek ya da bir düşüncesini, dileğini söylemekten ileri gitmez. Üç yaş
başlangıcı ve sonrasında çocuk hayal (düş gücü) oyunlarından hoşlanır. Bir sopayı
at, bir kutuyu tren gibi kullanır. Hayalinde gördüklerini, yaşadıklarını
oyuncaklarıyla tekrarlamaya çalışır. Eline verilen bir bebek, çocuğun günlük
yaşamının bir parçasıdır. Çocuk bu bebekle büyükler gibi konuşur, aynen
Bu hareket ve beceriler büyüklerin davranışını taklit eder. Anne babasından gördüğü kızgınlığı, azarı,
çocuğun, diğer gelişim bebeğine karşı benzer şekilde uyarlar, kendinin sevildiği gibi de sever. Üç yaşlarda
alanlarını olumlu yönde hayal oyunları ile taklit oyunları gelişerek devam eder. Bu oyunlar çocuğun
etkiler. yaratıcılık yeteneğini artırır. Ancak taklit ve düş gücü oyunları objelerin kendi
gerçek şekliyle kullanma şeklini de çok etkilemez. Çocuklar, 2 yaş dolaylarında,
oyuncaklarla inşa (bloklarla kule yapma, parça bütün oyunları) oyunları da
oynarlar. Üç yaşta çocuk, artık kendi amaçlarının iyice farkındadır. Bu, oynadığı
oyunları kendinin seçmeye çok istekli oluşundan anlaşılmaktadır. Üç yaşlarında
çocuğun hem hareket becerisi hem de konuşma becerileri çoğalır (bireysel
farklılıklar vardır). Bu hareket ve beceriler çocuğun, diğer gelişim alanlarını olumlu
yönde etkiler. Büyük kaslar hayli gelişmiş olduğundan takla atar, yüksek yerlerde
yürümeyi dener, tırmanır, demirlerine tutunup sallanır, üç tekerlekli bisiklete
biner, topa tekme atabilir. Yeni oyunlar yaratır ve oynar. Temsili oyunlarda değişik
tiplere girip, onları canlandırmayı sever.
Birlikte oyun: Çocuğun çevresine ilgisi daha fazladır. Birkaç çocuk aynı
materyalleri kullanır, aynı oyunda yer alır, ama herkes kendi oyununa devam
etmektedir. Oyunun kuralları ve roller tam olarak belli değildir, planlı bir oyun
yoktur.
Akran Etkisi
Çocuklukta arkadaşlık, iki taraflı veya müşterektir. Çocuklar kendi aralarında
oynarken kurallar belirler ve sonra bunlara uyararak birbirleriyle karşılıklı bir
şekilde sosyal bir ilişki içine girerler. Oyun gelişimini etkileyen arkadaşlık faktörü,
arkadaşa olan yakınlık derecesi, cinsiyet ve yaş olarak incelenebilir.
Arkadaşa olan Yakınlık Derecesi: Tutarlı arkadaş ilişkileri, okulöncesi çağ
Arkadaşlar arasındaki çocuğunun diğer kişilerle uyum içinde olmasında, iş birlikli sosyal oyunlar
cinsiyet farklılıkları da gerçekleştirmesi ve mükemmel bir sosyal yaşam kurması için çok önemlidir.
oyun gelişimi ve Dramatik bir oyunda oynamak isteyen bir çocuk çoğunlukla kendisinin yakın
oyunun tercihinde
olduğu, tanıdığı arkadaşını tercih etmektedir. Bunun yanında eğer arkadaşıyla olan
önemli bir etkendir.
yakınlık derecesi yüksek ise o zaman daha fazla sosyal iş birliğine yönelmektedir.
Eğer çocuk kendisinin yakınlık duyduğu, daha fazla aşina olduğu bir arkadaş grubu
içindeyse o zaman çok daha kompleks ve daha üst bilişsel düzeyde hayaller
kurabilir ve bunu gerçekleyebilir.
Cinsiyet: Arkadaşlar arasındaki cinsiyet farklılıkları da oyun gelişimi ve
oyunun tercihinde önemli bir etkendir. İlk çocukluk döneminde kız ve erkek
çocuklar, genellikle aynı tip oyunlardan zevk alırlar. Ancak daha ileri yaşlara doğru
cinsiyet farklılıkları belirmeye başladıkça kızlar kızlarla, erkekler de erkeklerle
oynamaya başlar. Çocuğun cinsiyeti aynı zamanda sosyal oyunu da
etkileyebilmektedir. Çünkü çocuklar aynı cinsleriyle beraber oynarken bir yandan
OYUNCAKLAR
Oyuncak Seçimi
Çocuk için oyun ve oyuncağın önemi kadar oyuncak seçimi de önemlidir.
Oyuncaklar, çocuğun toplum ve çevreyle olan ilişkilerini düzenleyen bir eğitim ve
araçlar sistemidir. Çocukların yeteneklerini ortaya çıkartacak oyuncaklar bir eğitim
aracı olarak görülebilir ve bu nedenle oyuncak seçiminde özellikle buna dikkat
edilmelidir. Oyuncağın seçimi önemlidir. Çocuğa en uygun oyuncağı seçebilmek,
zannedildiği kadar kolay değildir. Bu işi doğru yapabilmek için yetişkinin çocuğu
Çocuğa en uygun
oyuncağı seçebilmek, çok iyi tanıması, gelişim aşamaları ile bu aşamaların özelliklerini çok iyi bilmesi
zannedildiği kadar kolay gerekir. Seçilecek oyuncak çocuğun yaşına, ilgisine, becerisine, gelişim düzeyine ve
değildir. yeteneklerine uygun olmalıdır. Önemli olan, oyuncağın çokluğu değil, nitelikli
olmasıdır. Çocuğa çok fazla oyuncak yüklemesi yapmak doğru değildir. Onun
yerine, onu uzun süre meşgul edecek oyuncaklar tercih edilmelidir. Çünkü çok
fazla sayıda oyuncak çocukta kıymet bilmeme, doyumsuzluk gibi duygulara neden
olabilmektedir.
•Kaşık Çıngırak
•Yaş: 2-3
Örnek
•Yapılışı: Bir ceviz tam ortadan ikiye kırılır ve içi boşaltılır. Daha sonra
cevizin içine pirinç, nohut, fasulye ya da boncuk koyarak ceviz kapatılır ve
açılmaması için bantla yapıştırılır. Daha sonra iki tane plastik kaşığın
ortasına bu ceviz yerleştirilerek bantlanır. Oyuncak tam çocuğun
kavrayabileceği şekilde düzenlenmiştir. Sadece cevizleri birbirine vurmak
bile son derece güzel ses üretmeye yardımcı olacaktır. Bazı plastik
kaşıkların sap kısımları keskin olabilir. Bebek yapılan bu çıngırağı avuç içi
ile çok sıkı kavrayacağı için seçilen kaşığa dikkat etmek gerekir. Bir de
cevizlerin sıkı sıkı kapandığından emin olunur. Bebekler bu dönemde
buldukları her şeyi ağızlarına aldıkları için güvenlik önlemlerini sıkı sıkı
almak şarttır.
Bu oyunu oynayarak ses dinleme, ayırt etme, sesin yönüne bakma, dikkat,
konsantrasyon ve nesneyi kavrama becerilerinin gelişimi desteklenmiş olur.
dikkat, konsantrasyon •Siz de oyun çocukluğu dönemi için örnek oyun oluşturunuz.
ve nesneyi kavrama
becerilerinin gelişimi
desteklenmiş olur.
•Yapılışı: Elektrik bandıyla yere, aşağıdaki gibi aralıkları birbiri ile eşit
olmayan çizgiler yapılır.
•Çizgilere basmadan aralara çift ayak sıçranır.
•Çizgilere basacak şekilde üzerine sıçranır.
•Çizgilerin arasına zıplarken her zıplayışta bir meyvenin adı söylenir.
•Çizgilerin üzerine zıplarken, her zıplayışta bir renk söylenir.
•Çizgilerin başına oyun blokları konur. Çocuk oyun bloğunu alır, çizgilerin
arasından zıplayarak gider ve çizgilerin bitişine oyun bloğunu koyar. Bu
şekilde bir kule yapılabilir.
Elektrik bandıyla yere,
aşağıdaki gibi aralıkları
birbiri ile eşit olmayan
çizgiler yapılır. Bu oyunu oynanarak, büyük kas motor gelişim, denge, koordinasyon ve
zıplama becerilerinin gelişimi desteklenmiş olur.
•Oyun
•Oyun kavramını anlamak ve önemsemek, çocuğu anlamak ve önemsemek
demektir. Oyun oynadığı sırada gözlemlemek bir çocuğu tanımanın ve onu
anlamanın en güvenli yoludur.
•Her çocuğun oyun oynama hakkı vardır. Çocuğun oyun hakkı 20 Kasım
Özet
1959’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Çocuk Hakları Bildirgesi ile
kabul edilmiştir.
•Oyun, fiziksel ve zihinsel yeteneklerle sosyal uyum ve duygusal olgunluğu
geliştirmek amacıyla, gerçek hayattan farklı bir ortamda yapılan, sonunda
maddi bir çıkar sağlamayan, kendine özgü belirli kurallara sahip,
sınırlandırılmış yer ve zaman içinde süren, gönüllü katılım yoluyla toplumsal
grup oluşturan ve katılanları tümü ile etkisi altında tutan eğlenceli bir
etkinliktir.
•Oyunun Çocuğun Gelişimi Üzerindeki Olumlu Katkıları
•Oyun, çocuğun gelişimine bütüncül katkılar sağlamasından dolayı çok
önemlidir.
•Oyunun Fiziksel-Psikomotor Gelişim Alanlarına Etkisi
•Fiziksel gelişim, boy uzaması, vücut ağırlığının artması, kas ve kemik gelişimi,
dişlerin çıkması, beyin gelişimi, duyu organlarının gelişimi gibi bedeni
oluşturan tüm organların gelişmesini kapsamaktadır.
•Oyunun Sosyal ve Duygusal Gelişim Alanına Etkisi
•Oyun, çocukların duygularını, düşüncelerini, hayallerini başka kişi ve
nesnelere transfer edebildiği duygusal duyarlılığı geliştirdiği en zengin
iletişim ortamıdır
•Oyunun Zihinsel Gelişim Alanına Etkisi
•Oyun, yaratıcılık, estetik, mizah ve keşif ile ilgili becerilerin gelişmesi ile çok
yakından ilişkilidir.
•Oyunun Dil Gelişimi Alanına Etkisi
•Oyun, çocuklar için dil becerilerinin gelişimi açısından birçok model ve
uyarıcıları sunan etkileşimsel açıdan zengin ortamlar sağlar.
•Oyunla İlgili Gelişimsel Düşünceler
•Oyunun gelişimi, çocuğun gelişimi temel alınarak sosyal ve bilişsel oyun
gelişimi olarak sınıflandırılmaktadır.
•Sosyal Oyun Gelişimi
•Çocuk oyunlarının hemen hepsi sosyal bir yapı içermektedir. Erikson,
psikososyal gelişim kuramı kapsamında oyunu, çevreyle etkileşim sonucunda
kazanılan becerilerle iç ve dış çelişkilerin çözümü olarak açıklamakta ve
oyunun sosyal- duygusal kazanımlarına vurgu yapmaktadır. Bandura, sosyal
öğrenme kuramına göre, gözlemleyerek öğrenmeyi yalnızca taklit davranışı
değil, olayların bilişsel olarak içselleştirilmesiyle bilgi kazanma süreci olarak
tanımlanmakta ve oyunda edinilen sosyal bilişsel kazanımlara dikkat
çekmektedir. Parten ise çocukların sosyalleşme süreçlerine dayanarak
oyunun gelişimini sosyal açıdan ele almaktadır.
•Erikson’a göre oyun
•Erikson, psikososyal gelişim kuramı doğrultusunda, oyunun çocuğun kişilik
gelişiminde önemli bir yer tuttuğunu ifade etmektedir.
•Bandura’ya göre oyun
•Bandura’ya göre gözlemleyerek öğrenme taklit içermesine karşın, taklit
davranışı tek başına çocuktaki öğrenmenin göstergesi olarak yeterli değildir.
•Parten’e göre oyun
•Parten, oyunu çocuğun sosyal gelişimi açısından incelemektedir ve oyun
gelişimini altı evrede ele almaktadır.
DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi oyunun tanımında yer alan özelliklerinden biri
değildir?
a) Sosyal uyum sağlama
b) Bedensel gelişim
c) Maddi kazanım edinme
d) Gönüllü katılım esaslı olma
e) Sınırlandırılmış yer ve zamanda olma
Cevap Anahtarı
1.c, 2.d, 3.b, 4.d, 5.a, 6.a, 7.a, 8.a, 9.a, 10.c
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Akandere, M. (2004). Eğitici okul oyunları. Geliştirilmiş 2. Baskı. Ankara: Nobel
Yayın Dağıtım
Aksoy, AB. (2017). Okul öncesi eğitimde oyun. Ankara: Hedef CS Basın Yayın
Aksoy, AB. (2018). Çocuk ve oyun. Ankara: Hedef CD Basın Yayın
Avan, H., Koç, ET., ve Vural, B. (2020). Çocukla terapötik iletişim ve oyun. Kırşehir
Ahi Evran Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi 1(2): p. 62-69.
Bekmezci, H., ve Özkan, H. (2015). Oyun ve oyuncağın çocuk sağlığına etkisi. İzmir
Dr. Behçet Uz Çocuk Hast. Dergisi, 5(2): 81-87.
Bencik Kangal, S. (2019). Oyunperest. 8. baskı. Ankara: Elma Yayınevi
BM Çocuk Hakları Sözleşmesi Kitabı. (2011). İstanbul: Çocuk Vakfı Yayınları
Çelebi Öncü, E. (2018). Yaratıcılık rehberi: Gelişimsel ve eğitimsel alanlarda
yaratıcılık. Ankara: Hedef CS Basın Yayın
Deniz, E. (2017). Erken çocukluk döneminde gelişim. 8. baskı. Ankara: Pegem
Akademİ
Küçükali, A. (2015). Çocukların oyun oynama hakkına yönelik ulusal ve uluslararası
sosyal politikalar. Erzurum: Uluslararası Oyun ve Oyuncak Kongresi Bildiri
Kitabı Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
Poyraz, H. (2003).Okul öncesi dönemde oyun ve oyuncak. 2. baskı. Ankara: Anı
Yayıncılık
Sevinç, M. (2009). Erken çocukluk gelişimi ve eğitiminde oyun. İstanbul: Morpa
Kültür Yayınları
T.C. Milli Eğitim Bakanlığı. (2014). Çocuk gelişimi ve eğitimi, Oyun etkinliği-1.
Ankara: T.C. Milli Eğitim Bakanlığı
T. C. Sağlık Bakanlığı. (4 Ekim 2016, Resmî Gazete). Oyuncak güvenliği yönetmeliği
Tuğrul, B., (2012). Çocukluk dünyası ve oyun. İstanbul: Morpa Kampus
Turan, F., ve Yükselen, Aİ. (2017). Çocuk gelişimi 1 - Bebeklik Döneminde Gelişim.
Ankara: Hedef Cs Basin Yayin
Uluslararası oyun ve oyuncak kongresi bildiri kitabı. (2015). Erzurum: Atatürk
Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi