You are on page 1of 30

OYUN VE ÖZELLİKLERİ

• Oyun
• Oyuna ilişkin özellikler
İÇİNDEKİLER

• Oyunun Çocuğun Gelişimi Üzerindeki


Olumlu Katkıları
• Oyunla İlgili Gelişimsel Düşünceler OYUN ÇOCUKLUĞU
• Oyun Gelişimini Etkileyen Etmenler
• Oyuncaklar
DÖNEMİNDE GELİŞİM
• Oyuncakların Önemi ve Gelişime Dr. Öğr. Üyesi
Katkıları
• Oyuncak Seçimi Fatma KURUDİREK
• Oyuncakların Oyun çocukluğu
Dönemine Göre Sınıflandırılması
• Oyun Örnekleri

• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;


• Oyuna ilişkin özellikleri anlayabilecek,
HEDEFLER

• Oyunun çocuğun gelişimi üzerindeki


olumlu katkılarını açıklayabilecek,
• Oyunla ilgili gelişimsel düşünceleri
belirtebilecek,
• Oyun gelişimini etkileyen etmenleri
kavrayabilecek,
• Oyuncakların önemi ve gelişime
katkılarını açıklayabilecek,
• Oyuncak seçimi ve oyuncakların oyun ÜNİTE
çocukluğu dönemine göre
sınıflandırılmasını yapabileceksiniz.

14
© Bu ünitenin tüm yayın hakları Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi’ne aittir. Yazılı izin alınmadan
ünitenin tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, yayımı, çoğaltımı ve
dağıtımı yapılamaz.
Oyun ve Özellikleri

Oyun

Oyunun Fiziksel-Psikomotor
Gelişim Alanlarına Etkisi
Oyuna İlişkin Özellikler

Oyunun Sosyal ve Duygusal


Gelişim Alanına Etkisi
Oyunun Çocuğun Gelişimi
Üzerindeki Olumlu
Katkıları Oyunun Zihinsel Gelişim
Alanına Etkisi
Oyunla İlgili Gelişimsel
Düşünceler
Oyunun Dil Gelişimi Alanına
OYUN VE ÖZELLİKLERİ

Etkisi

Oyun Gelişimini Etkileyen


Etmenler

Oyuncaklar

Oyuncakların Önemi ve
Gelişime Katkıları

Oyuncak Seçimi

Oyuncakların Oyun
çocukluğu Dönemine Göre
Sınıflandırılması

Oyun Örnekleri

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 2


Oyun ve Özellikleri

GİRİŞ
Oyun kavramını anlamak ve önemsemek, çocuğu anlamak ve önemsemek
demektir. Bir çocuğu, oyun oynadığı sırada gözlemlemek onu tanımanın ve
anlamanın en güvenli yoludur. Bunun nedeni çocuğun oyun oynadığı esnada
geçekten olduğu gibi davranmasıdır. Bir çocuğu tanımak için bir yıl onunla birlikte
Oyunu kavramını olmak yerine bir saat onu oyun sırasında gözlemenin yeterli olacağını ifade eden
anlamak ve Platon, oyunun çocuğu tanıma ve anlama yönündeki önemini ortaya koymuştur.
önemsemek, çocuğu Oyun tek yönlü bir ifade şekliyle tanımlanması mümkün olmayan; çocuğun içinde
anlamak ve bulunduğu gelişimsel evreye uygun özellik gösteren, çocuğun duygu ve
önemsemek demektir. düşüncelerini ifade etmesini sağlayan bir araçtır. Oyun, çocuğun iç dünyasını
yansıtan bir araç olmakla birlikte aynı zamanda iç görü kazanmasında da etkili rol
oynamaktadır. Oyunun zihinsel gelişim, üst bilişsel beceriler, sağlıklı ruh hâli, dil
becerileri ve öz düzenleme yeteneklerinin gelişmesine katkısı vardır. Oyun
çocukluk döneminin fiziksel, duygusal ve zihinsel anlamda sağlıklı geçirilmesinde
ve bireylerin kişisel gelişimlerinde belirgin rol oynamaktadır. Oyunun haz verici
özelliği, harekete, etkileşime, aktif katılıma, düşünmeye dayalı özellikleri beynin
bütüncül olarak uyarılmasına olanak verir. Dokunma, sesler, renkler, görseller
çocuğun duyularının uyarılması demektir. Bu durum beyinde sinaptik bağlantıların
uyarılması açısından önem arz eder. Çocukluk dönemi beyin gelişimi açısından
kritik bir öneme sahiptir. İnsan kişiliği ve gelişiminin oluşmaya başladığı ve bireyin
yaşam çizgisinde en önemli dönemi ifade eden çocukluk döneminin karakteristik
uğraşı olan oyunun özellikle bu dönemdeki önemi özel bir koruma gerektirir.
Her çocuğun oyun oynama hakkı vardır. Zira oyun, her çocuğun temel
gereksinimidir. Çocuğun oyun hakkı 20 Kasım 1959’da Birleşmiş Milletler Genel
Kurulu’nda Çocuk Hakları Bildirgesi ile kabul edilmiştir. Bu bildirgenin 31.
Her çocuğun oyun maddesine göre “Taraf devletler çocuğun dinlenme, boş zaman değerlendirme,
oynama hakkı vardır. oynama ve yaşına uygun eğlence etkinliklerinde bulunma, kültürel ve sanatsal
Zira oyun, her çocuğun yaşama serbestçe katılma hakkını tanırlar, özendirirler ve çocuklar için, boş zamanı
temel gereksinimidir. değerlendirmeye, dinlenmeye, sanata ve kültüre ilişkin etkinlikler konusunda
uygun ve eşit fırsatların sağlanmasını teşvik ederler.”

OYUN
Oyun, fiziksel ve zihinsel yeteneklerle sosyal uyum ve duygusal olgunluğu
geliştirmek amacıyla, gerçek hayattan farklı bir ortamda yapılan, sonunda maddi
bir çıkar sağlamayan, kendine özgü belirli kurallara sahip, sınırlandırılmış yer ve
zaman içinde süren, gönüllü katılım yoluyla toplumsal grup oluşturan ve katılanları
tümü ile etkisi altında tutan eğlenceli bir etkinliktir. Oyun; çocuğun duyarak ya da
görerek edindiği bilgileri yeniden kendi kontrolünde canlandırmak suretiyle
öğrenmeyi pekiştirdiği bir deney ortamıdır. Oyun, çocuğun kendisini ifade ettiği,
yeteneklerini denediği ve geliştirdiği, yaratıcılık potansiyelini sergileyebildiği, tüm
mutluluk ve mutsuzluklarını, hayallerini, düşüncelerini ifade edebilmesine en
uygun dil ve tüm gelişim alanlarını destekleyen önemli bir fırsattır. Çocukların
kişisel deneyimleri ve sosyal etkileşimleri yoluyla öğrenmelerini
anlamlandırmalarına imkan tanıyan en önemli yaklaşımlardan biri oyun yoluyla

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 3


Oyun ve Özellikleri

öğrenmedir. Oyun, çocukların dünyasında bir fikri keşfetmek ve geliştirmek için


onlara çok doğal gelen bir yöntem ve süreçtir. Oyun, açık uçlu yönüyle başarısızlık
korkusu olmadan çocuklara yaratıcı düşünme ve keşif için fırsatlar tanır. Çocuklar
aktif oldukları, araştırmayı ve eğlenerek öğrenmeyi teşvik eden bir ortamda
öğrenebilirler. Özellikle oyun yoluyla öğrenme çocukların yaratıcılıklarını ve
eleştirel düşünme becerilerini geliştirir. Oyun, çocuğun gelişimi ve yetiştirilmesi
açısından çok önemli bir eylemdir ve çocuk açısından onun en önemli işidir.
Çocukta tutucu taklit ve hafızanın güçlü olmasından dolayı, oyunları zihninde iyi
saklar ve korur.
Çocuk, hayatında gerek duyduğu davranışları, bilgi ve becerileri oyun
içerisinde kendiliğinden öğrenir. Çocuğun karakteri oyun ile biçimlenir, yetenekleri
yönlendirilir, insan ilişkileri, dürüstlük, galibiyet, mağlubiyet ve yardımlaşma,
olguları oyunla kavranır.

Çocuk, hayatında gerek


duyduğu davranışları,
bilgi ve becerileri oyun
içerisinde kendiliğinden
öğrenir.

Görsel 14.1. Oyun Oynayan Çocuklar


Oyuna İlişkin Özellikler

 Oyun içten güdümlü bir olgudur.


 Oyuncu oyun içerisinde olmak zorunda değildir. Aksi hâlde oyun çekici ve
eğlenceli olmaz.
 Oyunda süreç amaçtan daha önemlidir. Önemli olan çocuğun süreç
içerisindeki kazanımlarıdır.
 Oyunda imkansız yoktur. Gerçek veya gerçek dışı şeklinde ayrım yapılmaz.
 Olaylar, mantıklı bir sırada olmak zorunda değildir; geri dönüşler olabilir.
 Oyun ortamı dinamiklik, esneklik ve yaratıcılık içerir.
 Oyun kendiliğinden ortaya çıkar, mutluluk ve rahatlık verir.
 Oyun etkinliği dışarıdan yönlendirilmez.
 Oyun esnasında oyunu oynayanların kabul etmesi hâlinde kurallar
değiştirilebilir ve kurallara uyulması gerekir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 4


Oyun ve Özellikleri

 Oyuna fiziksel, bilişsel ve duygusal açıdan aktif katılım şarttır.


 Oyunun oynayanlar üzerinde olumlu etkileri vardır.
 Oyunun oynandığı mekan oyunun kalite ve seviyesini belirler.
 Oyunda kullanılan ekipmanlar, katılımcılar ve davranışları oyun açısından
önemlidir.
Oyun ortamı dinamiklik,  Bazen oyun oynamak dikkati çok yoğunlaştırmayı gerektirir. Bu nedenle
esneklik ve yaratıcılık
özellikle odaklandığı sırada doğaçlamasının kesintiye uğramaması için
içerir.
çocuğa dışarıdan müdahale edilmemelidir.
 Oyun, organize (düzenlenmiş etkinlikler dizisi) değildir.
 Oyun, net kuralların hakim olmadığı yapılandırılmamış bir ortamdır.
 Oyunun içeriğinde deney ve araştırma vardır.
 Oyun esnasında çocuk yetişkinler ile birlikte çalışma ve paylaşmaya açıktır.
 Oyunda motor ve algısal tepkiler el göz koordinasyonunun gelişmesine
yardımcı olur.
 Oyun, beceri ve kavramların olgunlaşabilmesi için zemin hazırlar.
 Oyun, aklı ve bedeni çalıştırarak çocuğun daha karmaşık aktiviteler için
hazırlanmasını sağlar.
 Oyun, farklı ilişkiler kurma sayesinde sosyal kaynaşmayı sağlar.
 Çocuk oyunda güvenlidir.
 Oyun sırasında çocuk, mevcut deneyimlerini tekrarlar, çevreyi taklit eder
ve yeni şeyleri dener.
 Oyun dinamik bir süreçtir.
 Oyunda kullanılan materyaller çocuğa motivasyon sağlar ve oyunun
gelişimi için bazı ipuçları verir.

OYUNUN ÇOCUĞUN GELİŞİMİ ÜZERİNDEKİ OLUMLU


KATKILARI
Oyun, çocuğun gelişimine bütüncül katkılar sağlamasından dolayı çok
önemlidir. Bunun dışında güvenli oluşu, çocukların yaşına ve ilgilerine uygunluğu
basit, sade, ekonomik, kolay ulaşılabilirliği, katılımcılığı, çok yönlülüğü, kalite
göstergesi oluşu, sürekliliği, fonksiyonelliği, zenginliği, kapsayıcılığı en önemlisi
Oyun, çocuğun
keyif verici özelliği oyunu önemli kılan diğer özellikleridir. Oyun, gelişimin tüm
gelişimine bütüncül
katkılar sağlamasından alanlarını olumlu yönde uyarır ve becerilerin kazanılmasına temel oluşturur.
dolayı çok önemlidir. Çocuklar çok hızlı öğrendikleri erken çocukluk döneminde aşırı meraklıdırlar ve
etraflarında gördükleri her şey onlara göre yeni ve keşfedilmeye açık bir araştırma
alanıdır. Bu dönemde çocuklar hareket etme ve etraflarındaki objelere dokunarak
algılamaya heveslidir. Çocuklar içinde bulundukları bu en hızlı öğrenme çağında
hareket etme, dokunma, hissetme, deneme ve düşünme gereksinimlerini oyun
oynayarak doğrudan karşılayabilirler. Tüm bu gereksinimleri karşılanan çocuk haz
duyar, bu sayede de yeterlilik duygusunu yaşar.
Çocuklar; oyun oynama süreci içerisinde, iletişim, kendi kendini idare etme
ve yönetme becerileri konusunda deneyim sahibi olurlar. Oyun evrensel bir dildir.
Çocuk hem büyüme ve gelişme sürecinde öğrenir ve oyunları gelişir, hem de oyun

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 5


Oyun ve Özellikleri

oynadıkça gelişimi ve büyümesi olumlu yönde desteklenir. Çocuklar, ilk ve temel


deneyimlerini oyun ortamlarında edinirler.

OYUNUN FİZİKSEL-PSİKOMOTOR GELİŞİM ALANLARINA


ETKİSİ
Fiziksel gelişim; boy uzaması, vücut ağırlığının artması, kas ve kemik gelişimi,
dişlerin çıkması, beyin gelişimi, duyu organlarının gelişimi gibi bedeni oluşturan
tüm organların gelişmesini kapsamaktadır. Fiziksel gelişim, kişinin kişiliğine en çok
etki eden gelişim alanıdır. Çocuklar, oyun oynarken atlama, sıçrama, koşma, itme,
çekme, taşıma, denge, güç, dayanıklılık, esneklik gerektiren büyük motor
hareketler ve kesme, tutma, bağlama, takma, sökme, sıkma, yapıştırma, dikme vb.
küçük motor hareketler yaparlar, bu hareketleri sayesinde çocukların fiziksel
gelişimleri de desteklenmiş olur. Güç-tepkiye hazır olma, hız, durgun ve dinamik
dikkat, koordinasyon, esneklik gibi psikomotor yetenekler çocuğa oyunla
kazandırılır. Çocuklar fiziksel anlamda yapmaya çekindiği hareketleri oyun ile daha
rahat yapabilirler. Oyun sırasında çocuklar, reaksiyon hızında artışla,
hareketlerinde daha atak ve çevik olabilmekte böylece vücut kontrolünü daha
rahat sağlayabilmektedirler. Yoğurma maddeleri ile oynayarak el-göz
koordinasyonunu geliştirirler. Beden hareket hâlinde olması, dolaşım, solunum,
sindirim ve boşaltım sistemlerinin düzenli çalışmasını sağlar, böylece oksijen alımı,
kan dolaşımı ve dokulara besin taşınması da artar. Çocuklar, açık havada oynanan
oyunlar esnasında farkında olmadan bedensel gelişimi için gerekli olan temiz hava
ve D vitaminini alır. Bundan dolayı çocuklar açık havada daha neşeli olurlar. Oyun
yoluyla enerjisini boşaltan çocuğun uykusu düzene girer ve iştahı açılır. Oyunla
çocuk terleyerek, vücudundaki zararlı maddeleri (toksinleri) atar. Oyun oynama,
çocuğun vücut sistemlerinin düzenli çalışmasını sağlar. Vücuttaki fazla yağların
yakılması, kasların güçlenmesi, iç salgı bezlerinin daha düzenli çalışması gibi
özellikle büyümeye ilişkin işlevlerin yerine getirilmesi, vücudun hareketini
gerektiren bu oyunlarla sağlanır. Oyun, sağlıklı büyüme ve gelişme için gereklidir.
Beyin hareketi sever. Hareket hâlindeki bedenin öğrenmesi daha kolay ve etkili
olur. Duyu-motor deneyimler doğrudan beyini uyarır ve beden sağlığı kadar zihin
sağlığı için de olumlu etki yaratır.

Görsel 14.2 Birlikte Oyun Oynayan Çocuklar

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 6


Oyun ve Özellikleri

OYUNUN SOSYAL VE DUYGUSAL GELİŞİM ALANINA


ETKİSİ
Çocuklar, oyunları sırasında limitlerinin farkına varırlar. Yapabildikleri ve
yapamadıkları arasında gerçek bir değerlendirme yapma fırsatı bulurlar. Ayrıca
Çocuklar oyunları oyun süreci çocuğun ilgi, istek ve yetenekleri ile de yüzleşmesine olanak verir. Neyi
sırasında limitlerinin yapmayı isteyip, istemediğini ya da neyi isteyerek ya da istemeden yapmak
farkına varırlar.
durumunda kaldığının ayırdına varır. Bu çocuğun kişisel, gelişim, karakterinin
yapılanması ve duygusal gelişimi açısından çok önemli bir süreçtir.
Oyun; çocukların duygularını, düşüncelerini, hayallerini başka kişi ve
nesnelere transfer edebildiği duygusal duyarlılığı geliştirdiği en zengin iletişim
ortamıdır. Oyunun çocuğun iç dünyasını yansıtıcı özelliği, çocuğun kendini güvende
hissedebileceği bir ortam bulmasına fırsat verir. Oyuna katılan çocuk, yaptığı
etkinliklerle bir iş yapmanın, bir şeyler ortaya çıkarmanın sevincini ve kıvancını
duyar. Bu psikolojik durum çocuğun başka işlere el atma, güçlükleri yenme, risk
alma tutumları geliştirmesini sağlar. İçgüdüm kazanması onu cesaretlendirir,
korktuğu ve çekindiği etkinlikleri başlatmak için istek ve motivasyonu artar.
Kendine güveni olmayan ve utangaç çocuklar oyun ortamında akranlarının
yardımıyla tek başlarına yapamayacakları işleri yapmaya heves ederler. Oyunlar
sırasında çocuklar, topluma ait kültürel değerleri, kuralları ve yerine getirilmesi
gereken sorumlulukları da öğrenirler. Davranışlarının sonuçları hakkında olumlu ya
da olumsuz tepkiler alırlar, bu şekilde bazı davranışlarının onaylandığını bazılarının
onaylanmadığını ayırt ederler. Toplum tarafından kabul ve reddedilme ile ilgili
deneyimler oyundaki arkadaş ilişkileri sırasında somut olarak yaşanır. Bu anlamda
oyun, çocuklara, haz veren ve onaylanan davranışların tekrarlanmasını,
istenmeyen davranışların ise kontrol edilmesi ve yeniden düzenlenmesi gerektiğini
öğretir. Çocuk, toplum kuralları ve gereklerini en kolay ve zararsız biçimde oyun
sırasında öğrenir. Sırasını beklemek, paylaşmak, başkalarının hakkına saygı
duymak, hakkına ve eşyasına sahip çıkmak, kurallara ve sınırlamalara uymak,
düzen ve temizlik alışkanlıklarını edinmek, direktifleri dinlemek, kendini ifade
edebilmek gibi davranışları hep oyun sırasında öğrenir. Çocuklar oynarken
birbirleriyle anlaşmak, uzlaşmak kadar karşı fikirlerle mücadele etmek, alışılmamış
durumlarla başa çıkmak ve kriz yönetimi gibi durumlarda kararlı ve sabırlı
davranmayı da öğrenebildikleri belirtilmektedir. Oyun, çocuğun rahatlama
yoludur.
Çocuk büyüme gelişme sürecinde kendi var oluşunu oyunla gerçekleştirir ve
bu nedenle oyundan aldığı hazza yönelme eğilimi çok yüksektir. Oyun, çocukları
birbirleriyle uzlaştıran, birleştirici bir uyum sağlama sürecidir. Oyunun bu
uzlaştırıcı yönü, oyunun çocuk üzerindeki sosyal ve duygusal doyumunu da
açıklamaktadır. Oyun çocuk için duygusal doyum kaynağıdır, oyun sırasında çocuk
Oyun, çocukları ait olma, önemsenme, kabul edilme, sevgi ve saygı görme, karar verme, inisiyatif
birbirleriyle uzlaştıran,
kullanma, sorumluluk alma, seçenekleri değerlendirme, kendini ifade etme,
birleştirici bir uyum
sağlama sürecidir. liderlik, duygularını kullanma gibi sosyal alan becerilerini de geliştirir. Oyun
sırasında çocuklar kızmak, sevinmek, mutlu olmak, üzülmek, kıskanmak, merak

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 7


Oyun ve Özellikleri

etmek gibi çok sayıda duygu ile yüzleşirler, aslında bunlar günlük hayatta da diğer
insanlarla etkileşimlerinde gözlemledikleri ve yaşadıkları duygulardır. Çocuklar
oyun sırasında yalnızca kendilerini mutlu eden duygularını ortaya koymazlar.
Kendilerini rahatsız eden korkularıyla yüzleşmeye ve bunlardan kurtulmaya
çalışırlar.
Çocuk, ailede yaşanılan herhangi bir olumsuz olayı, kardeş kıskançlığını,
korkularını, sevinç, acıma, kaygı, dostluk, düşmanlık, sevme, sevilme, güven
duyma gibi birçok duygusal tepkiyi ve bu tepkileri kontrol etmeyi oyunla öğrenir.
Oyun süreci çocukların kendi duygularını anlaması kadar başkalarının duyguları
olduğunun da farkına varması için etkileşimli bir ortamdır. Böylece çocuklar; neye
kızacaklarını, sevineceklerini, üzüleceklerini anlayarak kendi değerler sistemlerini
de oluşturmaya başlarlar. Bağlanma, bağlılık, güven duyma, risklerin farkına
varma, kendini koruma, başkalarına karşı olumlu duygu ve tutumlar geliştirme
oyun sırasında gelişen etkileşim ortamında pekiştirilir. Çocuklar, oyun
ortamlarında oyunlarını arkadaşlarıyla zenginleştirirler. Oyun çocuk için duygusal
ve sosyal alışveriş ortamıdır.

OYUNUN ZİHİNSEL GELİŞİM ALANINA ETKİSİ


Oyun; yaratıcılık, estetik, mizah ve keşif ile ilgili becerilerin gelişmesi ile çok
yakından ilişkilidir. Oyun, duyuları ve duyguları harekete geçirir, kişiler, olaylar ve
nesnelerle temas oyun sırasında kurulur ve çocuk oyun aracılığı ile sadece
kendisini değil aynı zamanda kendi dışındaki dünyayı da farkına varma,
karşılaştırmalar yapma yoluyla deneyimlerini zenginleştirir.
Çocuklar, oyunları sırasında kullandıkları araçlar vasıtasıyla fiziksel dünyaya
ait bilgileri edinirler, bazı şeylerin tek başına taşınamayacak kadar ağır, bazı
şeylerin çok büyük olsa bile çok hafif olabileceği gibi birçok yeni ve ilginç
deneyimle karşılaşırlar. Blokları üst üste koymaya başladığında yıkılmaya hangi
bloğun neden olduğunu farkına varan çocuk, blokların yıkılmaması için yeni bir
strateji geliştirmesi gerektiğine karar verir. Bir oyunu tek başına, eşli olarak ya da
daha büyük grupla oynaması gerektiği zaman işin nasıl kolaylaştığını ya da
beklemek gibi sosyal bir kurala uymak gerektiği zaman neler hissettiğinin farkına
varan çocuk için oyun bir deneysel araştırma alanı gibi işlev görür.
Çocuk, oyun sürecinde çevresinde gördüklerini tekrarlama ve diğer kişilerin
davranışlarını taklit etmekle kalmayıp bu etkinliklere kendiliğinden de bir şeyler
Çocuklar oyunları katma, onları değiştirme davranışları da gösterir. Yaptığı değişiklikler ve bileşimler
sırasında kullandıkları onun özgün ve farklı ifadeler yaratmasına temel teşkil eder. Anlaşılmaz ve
araçlar vasıtasıyla
karmaşık olayları kendi bilişsel seviyesine uygun şekilde çözümler ve kendince
fiziksel dünyaya ait
bilgileri edinirler. anlamlı hâle getirir.
Oyun sırasında, çok sayıda farklı durumla karşılaşan çocuk her seferinde
yeni ve problemi çözmeye yarayacak bir tavır almak durumunda kalır. Bazen
mevcut şemaları, karşılaştığı yeni durumla baş etmesinde işe yaramaz, bildiği
yöntemlerle problemi çözemez, yeni yollar denemesi gerekir. Bu durumda, çocuk
sorularının yanıtlarını bulmak için üst düzeyde düşünme becerilerini geliştirmek

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 8


Oyun ve Özellikleri

durumundadır. Bu, çocuk için bilgilerini yenileme ve genişletme ve bilişsel


örüntüsünü değişikliğe uğratması demektir. Oyun bu zihinsel işlemlerin
kullanılmasına olanak verir.

Görsel 14.3. Oyun Oynayan Çocukların Ev Eşyalarını Kullanışı

OYUNUN DİL GELİŞİMİ ALANINA ETKİSİ


Oyun, çocuklar için dil becerilerinin gelişimi açısından birçok model ve
uyarıcıları sunan etkileşimsel açıdan zengin ortamlar sağlar. Çocuklar, oyunları
sırasında kelime dağarcıklarını zenginleştirirler ve sembolik dili kullanmaya
başlarlar. Oyun sırasında çocuklar konuşmasalar dahi vücut dilleri, jest ve
mimikleri ile de birbirlerinin ilgi ve isteklerini anlayabilirler, bu sürece sözlü iletişim
becerileri de dâhil olduğunda çocukların oyunları sırasındaki diyaloglarından
çocukların gereksinimlerini anlamak adına çok ipucu elde edilir. Bazen çocuklar
kendi kendilerine ve oyun nesneleri ile konuşurlar, bu konuşmalar dikkatle
izlenmelidir, bu süreçte yaşıtları ile konuşmaya cesaret topluyor da olabilirler. Dili
kullanarak doğrudan dille ilgili oyunlar oynamak da çocuklar açısından önemli bir
gelişimdir. Sorular sormak, sözlerle oynamak, mizaha ilgi göstermek, yeni
sözcükler yaratmak, tekerlemeler, şarkılar söylemek gibi.

OYUNLA İLGİLİ GELİŞİMSEL DÜŞÜNCELER


Çocukların oyunla ilgili davranışları ve tercih ettikleri oyun türleri, yaşlarına
ve gelişim düzeylerine göre farklılıklar ve çeşitlilikler göstermekle birlikte çocuğun
gelişimini yansıtmaktadır. Oyunun gelişimi, çocuğun gelişimi temel alınarak sosyal
ve bilişsel oyun gelişimi olarak sınıflandırılmaktadır. Oyun ile ilgili gelişimsel
düşünceler doğrultusunda; sosyal oyun gelişimi Erikson, Bandura ve Parten’e göre,
bilişsel oyun gelişimi ise Helanko, Berlyne, Piaget, Vygotsky, Smilansky ve Moore’a
göre açıklanmıştır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 9


Oyun ve Özellikleri

Sosyal Oyun Gelişimi


Çocuk oyunlarının hemen hepsi sosyal bir yapı içermektedir. Erikson,
psikososyal gelişim kuramı kapsamında oyunu, çevreyle etkileşim sonucunda
kazanılan becerilerle iç ve dış çelişkilerin çözümü olarak açıklamakta ve oyunun
sosyal- duygusal kazanımlarına vurgu yapmaktadır. Bandura, sosyal öğrenme
Çocuk oyunlarının
hemen hepsi sosyal bir kuramına göre, gözlemleyerek öğrenmeyi yalnızca taklit davranışı değil, olayların
yapı içermektedir. bilişsel olarak içselleştirilmesiyle bilgi kazanma süreci olarak tanımlanmakta ve
oyunda edinilen sosyal bilişsel kazanımlara dikkat çekmektedir. Parten ise
çocukların sosyalleşme süreçlerine dayanarak oyunun gelişimini sosyal açıdan ele
almaktadır.

Erikson’a göre oyun


Erikson, psikososyal gelişim kuramı doğrultusunda, oyunun çocuğun kişilik
gelişiminde önemli bir yer tuttuğunu ifade etmektedir. Çocuk, oyun yolu ile gerçek
duygu, düşünce ve olayların üstesinden gelebilmek için yeni modeller
yaratmaktadır. Oyun, çocuğun biyolojik ve sosyal gereksinimlerinin kaynaşmasını
sağlayarak, gelişim dönemlerini sağlıklı bir biçimde geçirmesine yardım eder.
Oyunda çocuk, kaygılarını, isteklerini ve becerisizliklerini dramatize etme imkânı
bulduğundan, bir evreden diğer evreye daha sağlıklı bir biçimde geçebilir.
Oyunun çocuğun psikososyal gelişimini yansıttığını vurgulayan Erikson,
oyunu bir ego fonksiyonu olarak değerlendirmekte ve bunu “Oyun, bedensel ve
toplumsal işlevleri benlikle uyarlamayı amaçlar.” şeklinde ifade etmektedir.
Erikson, oyunun çocuğun benlik gelişimine de çok olumlu katkıları bulunduğunu
ifade etmiştir. Çocuk oynarken benliğindeki belirsizlik ve kaygıları da yaşamaktadır.
Erikson’a göre çocuk, oyunda öğrenmek istediği deneyimleri tekrarlamaktadır.
Birey, kendi benliğini, bedenini ve sosyal rolünü birlikte devam ettirmek ister.
Oyunun amacı ise, benliğin egemenliği ve bunun hayal ve gerçek arasında bir
yerde pratik olarak uygulanmasını sağlamaktır.

Bandura’ya göre oyun


Bandura’ya göre gözlemleyerek öğrenme taklit içermesine karşın, taklit
davranışı tek başına çocuktaki öğrenmenin göstergesi olarak yeterli değildir.
Bandura, bireylerin bilişsel semboller yoluyla dünyayı sembolik olarak gördüklerini
Bandura, bireylerin savunmaktadır. Bu bilişsel semboller hem geçmiş deneyimleri hem de gelecekteki
bilişsel semboller deneyimlerini içermektedir. Bandura oyunu, çocuğun gözlemleri yoluyla kazandığı
yoluyla dünyayı bilgileri ve deneyimleri tekrarladığı ve model aldığı öğrenme yollarından biri olarak
sembolik olarak görmektedir. Oyun, çocuğun sosyalleşmesini sağlayan en doğal yoldur. Çocuklar
gördüklerini oyun sırasında davranışları defalarca tekrarlayarak, davranışlarını geliştirmekte ve
savunmaktadır. yeni davranışlar kazanmaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 10


Oyun ve Özellikleri

Görsel 14.4 Oyun Oynayan Çocukların Yaratıcılığını Geliştirici Oyuncaklar


Parten’e göre oyun
Parten, oyunu çocuğun sosyal gelişimi açısından incelemektedir ve oyun
gelişimini altı evrede ele almaktadır.
Katılımsız Davranış: Bu evrede çocuk olayın içine girmez ve sadece izler.
Çocuk aktiftir ancak amaçsızdır. Diğerlerinin oyunu ile ilgilenmez.
Seyirci Davranışı: Çocuk oyun oynayan çocukları seyretme yoluna
gitmektedir. Oyuna katılmamakla birlikte oyun oynayan diğer çocukların etrafında
dolaşmayı ve sorular sormayı tercih eder. Zamanla diğer çocuklarla yakınlaşma
başlamaktadır.
Tek başına oyun: Bu evre 0-2 yaşı kapsamaktadır. Çocuk ilk aylarda kendi
organlarıyla ilgilenir ve tek başına oynamaktan hoşlanır. Başkaları ile iletişim
kuramaz. Bunun nedeni kas, denge, dil ve bilişsel gelişim yönünden henüz yeterli
olgunlukta olmayışıdır. Bu dönemde, nesneleri yakalaması, ağzına götürmesi, atıp
arkasından bakması ve çıkardığı sesleri dinlemesi çocuk için birer oyundur. Bu
şekilde, dünyayı tanır. Oyunlarında, oynadıkları materyale dokunmak, ağzına
almak, atmak, sallamak, sesini dinlemek normal davranışlardır. Bu onun oyunudur
ve bu şekilde keşfeder. Canlı, renkli ve ses çıkaran oyuncaklar çocuğun çok hoşuna
gider. Yumuşak, içi dolgu oyuncakları kucaklar, üstüne yatar, bazen kaldırıp atar.
10-11 aylık iken gövde kol ve bacaklarının birçok hareket becerisi kazandığı
görülür, oyunu ve sesli oyuncakları çok sever. Ancak, bu hareketler gelişi güzel ve
denetimsizdir. Bu doğal hareketler çocuğu daha sonraki evrelerdeki yürüme,
koşma gibi faaliyetlere hazırlamaktadır. Çocuk bu evrede, çevresinde başka çocuk
olup olmadığı ile ilgilenmez. Çevresindeki çocukları gözlemler fakat onlarla sosyal
iletişimi yoktur. Genelde, seçimler yaparak tek başına oynar, diğer çocuklarla bir
arada olsa bile onları yalnızca kısa bir süre izler ve tekrar kendi oyununa döner.
Nedeni ise çocuğun gelişim alanlarında henüz yeterli olgunluğa ulaşamamış
olmasıdır. 0-2 yaş dönemindeki çocuğun yanına oturan başka bir çocukla
arkadaşlık ilişkisi kurması, paylaşa paylaşa oynaması çok ütopik isteklerdir.
Özellikle 6-18 aylar arasında bulunan bebekler için yanında oturan bir başka
çocuğun, önündeki oyuncaktan farkı yoktur. Bu yüzden çocuğu itebilir,
çimdikleyebilir, ağzına almaya bile çalışabilir. Bu davranışlar bebeğin asosyal

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 11


Oyun ve Özellikleri

olduğu için değil, normal gelişimsel süreçteki keşif davranışlarının ürünü olarak
ortaya çıkmaktadır. İki yaş öncesinden başlayarak ve iki yaşta çocuk kendi
denetimi ile hareket ettirdiği oyuncaklardan hoşlanır ve taklit oyunları artar ve
uzun süre oturarak oynamaktan sıkılabilir. Bu dönem taklit oyunlarının geliştiği
dönemdir. Bu yaş döneminin en güzel oyuncağı annedir. Çocuğun kaygılarından
arınması, kendini güvende hissetmesi, duygusal olarak rahatlaması ve güven
duygusu içinde keşiflerine devam etmesi için en çok anneye ihtiyaç duyar. 0-3 yaş
arasında çocuğun hep anne ile oynamak istemesi normaldir. Gelişimsel süreç
içerisinde bu durum değişecektir.
Paralel oyun: Bu evre 2-3 yaşı kapsamaktadır. Bu dönemde çocuk artık tek
başına oynamaktan vazgeçer. Çocuklar tıpkı televizyon izler gibi diğer çocukları
izlerler. Bu yaş grubu çocuklar parka gittiğinde diğer çocukları izler fakat onlara
katılmaz. Hatta araya mutlaka mesafe koyar ama pür dikkat izler. Diğer çocuklar
nasıl oyun oynuyor, nasıl tırmanıyor, nasıl konuşuyor gözlemler ve bu gözlemlerini
Genelde seçimler
yaparak tek başına ileride kullanmak üzere kaydeder. Bu dönemdeki çocuklar gözlem evresindedir,
oynar, diğer çocuklarla çocukları çekingen, yabani, asosyal gibi ifadelerle etiketlememek gerekir. Uzakta
bir arada olsa bile onları kalması, diğer çocuklara katılmaması normal gelişimsel sürecin bir parçasıdır.
yalnızca kısa bir süre Diğer çocukların yanlarına gitmek teklif edilebilir fakat çocuk istemezse ısrar
izler ve tekrar kendi edilmemelidir. Çocuklar, aynı ortamda olmalarına karşın oyunlarında birbirinden
oyununa döner.
bağımsızdırlar. Arkadaşları ile sosyal iletişimleri çok azdır. İletişim, herhangi bir
oyuncağı istemek ya da bir düşüncesini, dileğini söylemekten ileri gitmez. Üç yaş
başlangıcı ve sonrasında çocuk hayal (düş gücü) oyunlarından hoşlanır. Bir sopayı
at, bir kutuyu tren gibi kullanır. Hayalinde gördüklerini, yaşadıklarını
oyuncaklarıyla tekrarlamaya çalışır. Eline verilen bir bebek, çocuğun günlük
yaşamının bir parçasıdır. Çocuk bu bebekle büyükler gibi konuşur, aynen
Bu hareket ve beceriler büyüklerin davranışını taklit eder. Anne babasından gördüğü kızgınlığı, azarı,
çocuğun, diğer gelişim bebeğine karşı benzer şekilde uyarlar, kendinin sevildiği gibi de sever. Üç yaşlarda
alanlarını olumlu yönde hayal oyunları ile taklit oyunları gelişerek devam eder. Bu oyunlar çocuğun
etkiler. yaratıcılık yeteneğini artırır. Ancak taklit ve düş gücü oyunları objelerin kendi
gerçek şekliyle kullanma şeklini de çok etkilemez. Çocuklar, 2 yaş dolaylarında,
oyuncaklarla inşa (bloklarla kule yapma, parça bütün oyunları) oyunları da
oynarlar. Üç yaşta çocuk, artık kendi amaçlarının iyice farkındadır. Bu, oynadığı
oyunları kendinin seçmeye çok istekli oluşundan anlaşılmaktadır. Üç yaşlarında
çocuğun hem hareket becerisi hem de konuşma becerileri çoğalır (bireysel
farklılıklar vardır). Bu hareket ve beceriler çocuğun, diğer gelişim alanlarını olumlu
yönde etkiler. Büyük kaslar hayli gelişmiş olduğundan takla atar, yüksek yerlerde
yürümeyi dener, tırmanır, demirlerine tutunup sallanır, üç tekerlekli bisiklete
biner, topa tekme atabilir. Yeni oyunlar yaratır ve oynar. Temsili oyunlarda değişik
tiplere girip, onları canlandırmayı sever.
Birlikte oyun: Çocuğun çevresine ilgisi daha fazladır. Birkaç çocuk aynı
materyalleri kullanır, aynı oyunda yer alır, ama herkes kendi oyununa devam
etmektedir. Oyunun kuralları ve roller tam olarak belli değildir, planlı bir oyun
yoktur.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 12


Oyun ve Özellikleri

Görsel 14.5 Oyun Oynayan Çocukların Ev ve Ev Dışında Oyunları

Kooperatif/İş birlikçi oyun: Çocuk bu evrede başkalarıyla iletişim hâlindedir,


iş birliği yapar ve grup oyunlarına katılır. Oyunlarının ortak bir amacı vardır, bu
amaca uygun olarak çeşitli roller paylaşılmakta ve oyun ortaklaşa yürütülmektedir.
Bu evrede çocuklar arasında gerçek bir sosyal iletişim bulunmaktadır. Çocuklar,
hareketlerinde ve düşüncelerinde yalnız olmadıklarının farkındadır. Çocukların tek
başına olmadıklarını, oyuncaklarını, rollerini ve düşüncelerini paylaştıklarını
anlamaları kooperatif oyunun en belirgin özellikleri arasındadır.

Görsel 14.6 Bir Arada Oyun Oynayan Çocuklar


Bilişsel Oyun Gelişimi
Oyunun bilişsel yönden gelişimsel bir sıra izlemesi, çocuğun oyun
davranışlarının çocuğun yaş ve gelişim düzeyine paralel olacağına işaret
etmektedir. Bebeklik döneminde duyu motor deneyimlerle başlayan oyunlar, daha
sonraları istemli davranışlara bağlı, nesne odaklı ve belli bir amaca yönelik
oyunlara doğru bir ilerleme göstermektedir.
Helanko oyunu bireyle
Helankoya göre oyun
çevresi arasında bir
ilişki olarak Helanko oyunu bireyle çevresi arasında bir ilişki olarak görmektedir. Oyunun
görmektedir. oyun olabilmesi için nesnenin birey tarafından serbest olarak, hiçbir zorlama

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 13


Oyun ve Özellikleri

olmadan seçilmesi gerekmektedir. Helanko’ya göre, bireyin kendi oynayacağı,


oyunu ve oyun arkadaşını seçebilmesi esastır. Bir davranışın oyun olabilmesi için,
serbest seçim ve rahatsız edilmeden seçilen nesne üzerine dikkatin yoğunlaşmış
olması gerektiği vurgulanmaktadır.

Berlyne’e göre oyun


Berlyn, oyunu başlı başına heyecanlı ve zevkli olarak tanımlamaktadır. Oyun,
çocuklara yenilik, karmaşıklık, belirsizlik, sürpriz ve tutarsızlık olasılıkları sunarak
keşif dürtüsünü uyandırmaktadır. Genel bir davranış modeli olan heyecan arama
kavramını ortaya koyan Berlyne’e göre hareketsiz durmak, organizmanın doğal
durumu değildir. Organizma aktif olarak devamlı çevresi ile etkileşim içindedir. Bu
model, oyun sürecinde yapılan davranışların nedenini açıklamakta ve oyunun
nedenlerinin önemi üzerinde durmaktadır.

Piaget’ye göre Oyun


Piaget oyunu, “Dış dünyadan alınan uyaranları özümleme ve uyum
sistemine yerleştirme yolu” olarak tanımlamaktadır. Piaget, oyunla bilişsel gelişim
arasında yakın bir ilişki olduğunu ve oyunun çocuğun algısal gelişiminde rolü
bulunduğunu savunmaktadır. Piaget’ye göre, oyun hayatın daha sonraki
dönemlerinde kullanılabilecek yaratıcı bir hayalcilik zemini oluşturmaktadır.
Piaget, oyun ve bilişsel üslup arasındaki ilişkiyi “Çocuklar, çevredeki bilgiyi elde
etmede, bilişsel üsluplarına göre bir işlem gerçekleştirir.” şeklinde ifade
etmektedir.
Piaget’ye göre oyun üç aşamada gelişim göstermektedir. Bunlar;
Alıştırma Oyunları: Piaget, alıştırmalı oyunların zihinsel fonksiyonların
gelişimi için gerekli olduğunu söyler. Çocuk çevresindeki çeşitli objelerle ilişki kurar
ve çevresi hakkında bilgiler edinir. Böylece zekâ gelişimi desteklenmiş olur. Bu
süreç doğumdan başlayarak iki yaşına kadar olan süreyi kapsar. Bu dönemde
fiziksel aktiviteye dayalı duyu-motor ve keşfedici oyunlar görülmektedir. Piaget’ye
göre, alıştırma oyunları çocuk tarafından kazanılan tüm duyu-motor şemalarından
doğmakta ve çocuğun nesneleri kullanması üzerine odaklanmaktadır. Çocuk
dokunabildiği, eline alabildiği her şeyi alır, yakalar, sallamakta, atmakta ve tekrar
almayı denemektedir. Motor etkinlikler ve tekrarlamalar alıştırmalı oyunun en
belirgin özelliklerindendir. Bu dönemdeki çocukların oyunları, elinde yeni
keşfettiği gücünü değerlendirmeyi ve elindeki nesne ile yerçekimi arasındaki
ilişkiyi keşfettiği oyunlardır. Bunları öğrendiğinde oyuna dönüştürerek, öğrenilmiş
hareketleri tekrarlar ve bundan zevk alır. Bakma, emme, ellerini açma kapama,
nesneye dokunma, alma atma, birbirine vurma, inceleme gibi duyu motor
oyunlarla gerçek dünyayla etkileşimde bulunmaktadır.
Sembolik Oyunlar: Bu dönem iki ile yedi yaşları arasını kapsamaktadır.
Başka birinin rolüne Emeklemeye ve yürümeye başlayan çocuk araştırma ve tanımaya yönelik oyunlara
girme sembolik oyunun yönelir. Daha sonra çocuğun bedenini ve duyu organlarını tanımaya başlamasıyla
en karmaşık kısmını
birlikte çocuk kendini tanıma ve benliğini bulma oyunları oynar. Taklit etme bu
oluşturmaktadır.
aşamanın önemli bir parçasıdır. Çünkü taklit sembolik faaliyetler için gerekli bir

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 14


Oyun ve Özellikleri

unsurdur. Çocuk oyunlarında sembolleştirme ya bir faaliyetin bir nesneye


aktarılması (örneğin uzun bir sopayı kılıçmış gibi kullanmak) biçiminde ya da bir
başkasının rolüne girme (örneğin anne veya babanın) biçiminde olmaktadır. Başka
birinin rolüne girme sembolik oyunun en karmaşık kısmını oluşturmaktadır.
Çoğunlukla 2 ile 3 yaşlar arasında görülmektedir. Ayrıca bu yaşlardaki çocuklar
cansız nesnelere canlılık özelliği verirler ve bebekleriyle de konuşurlar. Hayal ve
gerçek dünya arasında yaşayan çocuklar aynı zamanda kurdukları hayali oyunları
ile nesnelerin gerçek dünyadaki işlevlerini de öğrenmiş olurlar. 3 yaşından itibaren
de çocukların artık hayali oyunlarında daha konuşkan oldukları görülür ve oyunları
da daha karmaşık hâle gelir. Çocuk, gerçek yaşamda karşılaştığı olay ve nesneleri
oyunlarına taşımaktadır ve oyunlarında taklit davranışı gözlenmektedir. Çocuk bu
evrede, annesi gibi toz alır, babası gibi araba kullanır, doktor gibi muayene yapar.
Sembolik oyunlar sosyal nitelik kazanır ve okulculuk, itfaiyecilik, doktorculuk gibi
gerçeğe uygun ayrıntılara dikkat edilir. Bu dönemde, çocuğun oyunlarına dil de
eşlik etmeye başlar. Çocuk oynamak istediği gerçek nesnelere ulaşamadığında, o
nesneyi zihninde canlandırarak başka bir nesneyi oynamak istediği nesne yerine
koyabilir. Tabağı direksiyon, herhangi bir kutuyu telefon, sopayı at olarak
düşünebilir ve kullanabilir. Bununla birlikte mutfaktan gerçek bir tencere veya çay
tabağı alarak oyun oynayabilir. Çocuklar, kendileri için özümledikleri şemaları
başkalarında kullanırlar. Örneğin; yeme şemasını bebeğine mama vermekle
uygular. Çocuğun bu dönemde hızla gelişen bilişsel yetenekleri, bireysel
kimliklerini koruyarak, istedikleri rolleri özgürce oynamalarına, roller arasında
gidip gelmelerine imkân sağlamaktadır. Piaget, sembolik oyunu, çocuğun
düşünme yeterliliğinin bir işlevi olarak değerlendirmektedir. Çocuklar büyüdükçe
sembolik oyunları azalırken, kurallı oyunları artmaktadır.

Görsel 14.7 Aynı Ortamda Bireysel Oyun Oynayan Çocuklar


Vygotsky'e göre oyun
Vygotsky’e göre oyun Vygotsky'nin oyun kuramı, oyunun kökeni ve rolüne dayanmaktadır.
çocuk için onun kendi
Oyunun erken çocukluk döneminde ortaya çıkan ve gerçekleştirilemeyen isteklere
kendine problemleriyle
başa çıkabileceği bir karşı tepki olarak oluştuğunu kabul etmektedir. Vygotsky’e göre oyun, çocuk için
yardım aracıdır. onun kendi kendine problemleriyle başa çıkabileceği bir yardım aracıdır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 15


Oyun ve Özellikleri

Dolayısıyla çocuk gerçekleşemeyen isteklerini oyun aracılığıyla düşsel olarak


gerçekleştirir. Bu doğrultuda oyunun önemini istek karşılama olarak değil daha çok
düş gücünün ortaya çıkarılması biçiminde açıklamaktadır. Vygotsky, küçük bir
çocuk tek başına oynadığında bile, oyunun sosyokültürel öğeler içerdiğini ve
toplumsal olduğunu düşünmektedir. Vygotsky'e göre oyun, bilişsel mekanizmanın
işlemesine en uygun ortamı sağlamaktadır, Vygotsky oyunu, ‘Bireyin unutulmayan
arzu ve isteklerden ve sosyal çevre tarafından karşılanamayan durumların yarattığı
gerginliklerden doğar.’ biçiminde ifade etmektedir. Hayali oyun bir yaş
dolaylarında ortaya çıkar ve çocuğun yürümeye başladığı dönemlerde daha sık
görülür. Bebeklikte görülen en basit hayali oyun “mış gibi yapma” oyunudur. Bir
çocuğun boş bir bardaktan su içiyormuş gibi yapması ya da yastık üzerine yatarak
uyuyormuş gibi yapması bu tür oyunlara örnektir. Basit “mış gibi oyunları”
çocuklar tek başlarına oynarlar.
Hayali oyunların niteliği yaşla birlikte daha karmaşık hâl alır. Çocuklar iki
yaşından sonra nesneleri farklı şeyleri temsil etmede kullanmaya başlar. Hayali
oyunlar 7-8 yaşlarında giderek azalır. Çocuk somut düşünmeye başladığı ve sosyal-
duygusal açıdan daha uyumlu olduğu dönemlerde hayali oyun oynama özelliğini
kaybeder.

Smilansky'e göre oyun


Smilansky (1968), Piaget'nin oyun evrelerini genişleterek ve bilişsel gelişime
dayalı olarak oyunu sınıflandırmaktadır. Bilişsel gelişimde özellikle sembolik
oyunun önemini vurgulamaktadır. Smilansky'nin oyun gelişimi dört evreli bir
modelden oluşmakta, her evre farklı yapı ve davranışları içermekte ve daha
karmaşık özellikler göstermektedir.
İşlevsel Oyun: Bu evrede çocukların oyunu, onları fiziksel olarak harekete
geçirecek gereksinimlere dayalı olarak basit kas hareketlerini içermektedir. Çocuk
hareketlerini tekrarlar, taklit eder, yeni eylemler dener, fiziksel ve dil becerilerine
yönelik alıştırmalar yaparak çevrelerini araştırır. Çocuğun tekrarlar sayesinde
nesneye ya da duruma hâkimiyeti artar, anlama kapasitesi gelişir, kendine güven
duymaya başlar, zevk alır ve hoş vakit geçirir. Çocuğun oynadığı oyunlar işlevseldir.
Çocuk bu evrede bir sonraki evreye temel oluşturacak becerileri kazanmaya
başlar.
Yapı-inşa oyunu: Çocuklar bu evrede nesneleri ve dili kullanarak, yeni
ürünler oluşturmak ve yapılandırmak eğilimindedir. Çocuklar kil, blok, atık nesne,
kâğıt ve diğer oyun materyallerini farklı şekillerde kullanmayı öğrenmektedir. Bu
oyun, çocuğu yaratıcı etkinliklerle ve üretmenin verdiği mutlulukla tanıştırır, çocuk
bu evrede yapacağı işi planlar, planladığı ürünün anlaşılabilir olması için çaba sarf
Çocuklar kil, blok, atık eder ve amaçladığı ürünü inşa etmeye koyulur.
nesne, kâğıt ve diğer Dramatik Oyun: Çocuklar, bu evrede dramatik oyunun bir parçası olan
oyun materyallerini sembolik oyuna geçiş yapar. Dramatik oyun, çocuğun kendini keşfettiği, kendini
farklı şekillerde
canlandırarak ifade ettiği, çevresindekilerin davranış ve kişisel özelliklerini taklit
kullanmayı
öğrenmektedir. ettiği serbest bir oyundur. Nesne devamlılığının kazanılmaya başlamasıyla birlikte

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 16


Oyun ve Özellikleri

bazı nesne ve durumları zihninde geliştirir. Oyuncak bir telefonu kulağına


götürmesi, elindeki bebeği uyutuyor gibi yapması sembolik oyunların ilk
göstergesidir. Bu tür oyunlar, okul öncesi dönemde görülmekle birlikte zamanla
daha soyut ve önceden planlanmış oyunlara dönüşür. Bu süreçte çocuklar,
hayallerinde yaşattıklarını temsil etmek üzere uygun materyal, giysiler, nesneler
kullanır. Örneğin makyaj, topuklu ayakkabılar, kravat, minyatür tabak, çanaklar
gibi.
Kurallı Oyun: Bu evre oyun gelişiminin ulaşılan en üst evresini
oluşturmaktadır. Çocuk önceden belirlenmiş kuralları kabul etmek ve bu kurallara
uymak durumundadır. Kurallı oyunlar, çocukların fiziksel gelişimlerine katkıda
bulunur, sosyal, dil ve iletişim becerilerini geliştirir, iş birliği ve rekabet
düşüncelerini ortaya koyar, duygularını, davranışlarını ve tepkilerini kontrol etmeyi
öğretir. Çocuklar, bu evrede önceden belirlenmiş kurallara uymayı ve sorumluluk
almayı öğrenir.

Görsel 14.8 Oyun Oynayan Çocukların Yapı İnşa Oyunu


Moore'a göre oyun
Moore, beş yaş altı, beş yaş üstü ve gençlerin çocuk oyun alanlarındaki davranış
Moore, beş yaş altı, beş
örüntülerini gözlemleyerek beş grup oyun türü belirlemiştir.
yaş üstü ve gençlerin
çocuk oyun  Aktif (Etkin) Oyun Türleri: Beyin ve vücut eş güdümü, fiziksel sağlığı,
alanlarındaki davranış cesaret ve riski teşvik edici gözlemlenebilir nitelikte, sabit çevre ile
örüntülerini vücudun mekânsal hareket ilişkisini içeren oyunlardır. Tırmanma,
gözlemleyerek beş grup
sallanma, dengede durma, atlama gibi motor etkinlikleri kapsamaktadır.
oyun türü belirlemiştir.
Vücut enerjisi yüksektir.
 Toplumsal Oyun Türleri: Çocukların birbirini tanımaları ile ilgili toplumsal
niteliklerin baskın olduğu edilgen etkinliklerdir. Okuma, oturma, konuşma,
diğerlerini gözlemleme gibi vücut enerjisi her zaman düşük ve psişik enerji
ile birliktedir.
 Bilişsel Oyun Türleri: Sabit ve sabit olmayan çevre öğelerinin kullanımı ile
çevresel temelli, sorun çözücü ve bilgi kazandıran oyunlardır.
Tahterevalliyi farklı yoğunluktaki nesneleri tartmakta kullanmak örnek
olarak gösterilebilir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 17


Oyun ve Özellikleri

 Düşsel Oyun Türleri: Çevrenin çocuklar tarafından zihinsel dönüşümü ile


ilgilidir. Örneğin, taşı para yerine kullanmak. Yüksek düzeyde psişik enerji,
değişik miktarda vücut enerjisi ile birliktedir.
 Yaratıcı Oyun Türleri: Tüm çocuk aktiviteleri az veya çok yaratıcıdır.
Vücutların kullanım şekilleri veya diğerlerine bağlı olarak kum oyunu, su
oyunu, kale inşası, boyama, çukur kazma gibi evrenin gerçek dönüşümünü
içermektedir.

Görsel 14.9 Oyun Oynayan Çocukların Yapı İnşa Oyunu

OYUN GELİŞİMİNİ ETKİLEYEN ETMENLER


Çocuklardaki oyunun gelişim süreçleri evrenseldir ve dünyanın neresinde
olursa olsun tüm çocuklar bu gelişim sürecinden geçerler. Çocuğun oyun gelişimini
Çocuklardaki oyunun etkileyen pek çok faktör mevcuttur. Bu faktörler; aile etkisi, kültür etkisi, gelişim
gelişim süreçleri düzeyi, akran etkisi, okulöncesi eğitim kurumlarının etkisidir.
evrenseldir ve dünyanın
neresinde olursa olsun Çocuğunun Oyun Gelişimine Ailenin Etkisi
tüm çocuklar bu gelişim
sürecinden geçerler. Çocuk gerek ikili oyunlarda gerek grup oyunlarında olsun, oyundaki davranış
biçimi onun aile içinde aldığı eğitimi yansıtır. Bu yansıtma, bazen doğrudan
olurken bazen de kasıtlı olabilir. Örneğin çocuklar oyunlarında bilerek veya
bilmeyerek ailesinin de değer ve kabullerini ortaya koymaktadırlar. Evde her
istediği yapılan çocuk ilk başlarda zorluk çeker. Bencillik yapar, oyuncaklarını
paylaşmak istemeyip küsebilir. Çok çabuk oyun bozar ve herkesin onun istediği
gibi davranmasını isteyebilir. Çünkü ailesinden öyle görmüştür. Eğer çocuk ailede,
evin dışında yaşıtlarıyla oynama olanağı bulamamışsa o zaman böyle bir çocuk
uzun süre arkadaşlarının oyununu izleyecek, aralarına katılamayacaktır. Eğer oyun
esnasında çocuk hep saldırgan davranıyorsa burada yine kendi ebeveyninin
tutumunu sergilemektedir. Evde sindirilen, kısıtlanan ve aileye bağımlı yetiştirilmiş
bir diğer çocukta genel olarak hep silik kalacak ve arkadaşlarını izlemekle
yetinecektir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 18


Oyun ve Özellikleri

Anne-babalar için genellikle oyun, yalnızca çocuğun bir eğlencesi veya


“oyun” olarak nitelendirilir. Oysa oyun, çocuk için çok önemli ve bitirilmesi gerekli
bir görevdir. Eğer çocuk, o an yemek yiyecek ise ebeveyn oyununu bölüp o an
yemek yemesi için onu zorlayabilir. Bu da çocukta zedeleyici bir durum ortaya
Anne-babalar için
çıkarabilir. Çünkü o oyun, o an çocuk için önemli bir iştir ve onun zorla kesilmesi,
genellikle oyun yalnızca
katı konuşma biçimi çocuğa verilen değeri gösterir. Çocuk ona değer verilmediğini
çocuğun bir eğlencesi
veya “oyun” olarak ve anlaşılmadığını sanabilir. Eğer çocuğun o an oyundan ayrılması gerekiyorsa bu
nitelendirilir. birdenbire değil zaman tanıyarak ve uygun biçimde anlatarak olmalıdır. Çünkü
okul öncesi çocukları gerçek yaşamla oyunu birbirinden henüz ayıramazlar. Aile
öncelikle çocuğu iyi tanımalı, ona sabır göstermeli, eleştirmekten çok özgürce
üretmesine teşvik etmeli, başarılarını ödüllendirmeli, yersiz yere davranışlarla ve
sözlerle çocuğun oyun ve yaratıcı aktivitesine müdahale etmemeli tam tersine
deneyerek, oynayarak öğrenmesine fırsatlar tanımalıdır.

Görsel 14.10. Babaları ile Oyun Oynayan Çocuklar

Akran Etkisi
Çocuklukta arkadaşlık, iki taraflı veya müşterektir. Çocuklar kendi aralarında
oynarken kurallar belirler ve sonra bunlara uyararak birbirleriyle karşılıklı bir
şekilde sosyal bir ilişki içine girerler. Oyun gelişimini etkileyen arkadaşlık faktörü,
arkadaşa olan yakınlık derecesi, cinsiyet ve yaş olarak incelenebilir.
Arkadaşa olan Yakınlık Derecesi: Tutarlı arkadaş ilişkileri, okulöncesi çağ
Arkadaşlar arasındaki çocuğunun diğer kişilerle uyum içinde olmasında, iş birlikli sosyal oyunlar
cinsiyet farklılıkları da gerçekleştirmesi ve mükemmel bir sosyal yaşam kurması için çok önemlidir.
oyun gelişimi ve Dramatik bir oyunda oynamak isteyen bir çocuk çoğunlukla kendisinin yakın
oyunun tercihinde
olduğu, tanıdığı arkadaşını tercih etmektedir. Bunun yanında eğer arkadaşıyla olan
önemli bir etkendir.
yakınlık derecesi yüksek ise o zaman daha fazla sosyal iş birliğine yönelmektedir.
Eğer çocuk kendisinin yakınlık duyduğu, daha fazla aşina olduğu bir arkadaş grubu
içindeyse o zaman çok daha kompleks ve daha üst bilişsel düzeyde hayaller
kurabilir ve bunu gerçekleyebilir.
Cinsiyet: Arkadaşlar arasındaki cinsiyet farklılıkları da oyun gelişimi ve
oyunun tercihinde önemli bir etkendir. İlk çocukluk döneminde kız ve erkek
çocuklar, genellikle aynı tip oyunlardan zevk alırlar. Ancak daha ileri yaşlara doğru
cinsiyet farklılıkları belirmeye başladıkça kızlar kızlarla, erkekler de erkeklerle
oynamaya başlar. Çocuğun cinsiyeti aynı zamanda sosyal oyunu da
etkileyebilmektedir. Çünkü çocuklar aynı cinsleriyle beraber oynarken bir yandan

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 19


Oyun ve Özellikleri

da geleneksel olarak cinsiyetlerine yüklenmiş olan cinsel kimlik tiplerini de


sergilemektelerdir.
Yaş: Her yaş belli başlı oyunlarla karakterizedir. Her dönemin belli bir oyun
gelişimi bulunmaktadır. Çocuklar büyüdükçe oyunlarında sosyalleşme artmakta ve
olgunlaştıkça da oyunlarında seçime ve bireysel özelliklerine önem vermeye
başlarlar. Şöyle ki İki, üç yaş dolaylarında genellikle çocuklar hemen her yaştan
çocuk ile oynarlarken büyüdükçe kendileriyle aynı yaştan arkadaş seçmeye özen
gösterirler. Aynı yaştan arkadaşla oynamak, karışık yaş grubu arkadaşla
oynamaktan çok farklıdır. Aynı yaş ile arkadaşlıkta etkileşim daha pozitif yöndedir,
etkileşimli dramatik oyun ve sözel etkileşim oranı karışık yaş grubuna göre daha
fazladır. Öte yandan blok oyunları gibi iş birliği içeren inşa oyunlarında çoğunlukla
karışık yaş grupların oynadığı daha fazla görülmektedir. Dolayısıyla her iki
durumda da iş birliği teşvik edilmekte ancak farklı tipte gelişmektedir. Bunun
yanında taklit her iki durumda da görülmekle birlikte sıklıkla aynı yaş gruplarında
gözlenmektedir.

OYUNCAKLAR

Görsel 14.11 Yapay ve Doğal Oyuncaklarla Oynayan Çocuklar

Oyunun en önemli malzemesi oyuncaklardır. Çocukların gelişim süreçleri


içinde zihinsel, bedensel ve psikososyal gelişimlerini etkileyen, biçimlendiren ve
düzenleyen; yaratıcı yönlerini ve hayal güçlerini geliştiren, yeteneklerinin ortaya
Oyuncaklar, çocukların çıkmasını destekleyen her tür oyun malzemesine oyuncak denir. Oyuncak,
hayal gücü ve iletişim çocuğun oyununu gerçekleştirebilmesi için gerekli olan her türlü araç ve gerece
becerilerini uyaran verilen isimdir.
temsili araçlardır.
Oyuncakların Önemi ve Gelişime Katkıları
Oyuncaklar, çocukların hayal gücü ve iletişim becerilerini uyaran temsili
araçlardır. Oyuncaklar, çocukların imgeleme ve yaratıcılık yetisini geliştiren önemli
birer araçtırlar. Hayal gücü sayesinde çocuklar, oyuncakları oyunun amacına göre
çok farklı alana aktarabilir, onlara ses verebilir, onlarla konuşabilirler. Örneğin bir
oyuncak arabayı kullanan bir çocuk arabayı hızlı veya yavaş sürerken ona farklı ses
tonları verebilir veya bir kız çocuğu bebeğine ağlama ses taklidi yaptırarak

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 20


Oyun ve Özellikleri

arkasından “ağlama ama bak şimdi mama yapacağım sana...’ diyebilir.


Oyuncaklarla aynı zamanda çocuklar renk, şekil, sayı gibi çok farklı kavramları
eğlenerek ve oynayarak öğrenirler. Oyuncaklar, çocukların duyu motor oyun,
dramatik oyun ve kurallı oyun deneyimlerini oluşturmada kullandıkları somut
nesnelerdir. Gelişim sürecinde, çocukların oynadığı oyuncakların değiştiği görülür.
Hayal gücü ve soyut kavramları geliştirme açısından, çocuklara oyuncakları
kendilerinin deneyimleyeceği uygulama fırsatları verilmelidir. Çocuklar için en iyi
oyuncaklar, çocukların bireysel gereksinimlerini ve artan gelişim gereksinimlerini
karşılayan oynanabilirlik niteliğine sahip olmalıdır. Oyun blokları, yüksek
oynanabilirlik özelliği olan iyi bir örnektir. İki yaşındaki bir çocuk oyun bloklarını
üst üste dizer ve düşürür, böylece duyu motor dönem sonrasında blok oyunları
tekrarlanır. Yapı, çocuğun sembolleştirdiği bir nesnenin veya oyuncağın diğer
nesneye benzeme aşamasıdır. Örneğin iki üç yaşındaki çocuklar oyun
senaryolarını oluşturmak için ev temizleme aksesuarları, aletler ve araçların tıpatıp
aynısı gibi yüksek yapıda olan oyuncaklara gereksinim duyarlar. Oyun, oyuncak
telefon ile konuşan çocuğa müdahale etme sonucunda kolayca bozulabilir. Oyun,
çocukların gelişimi üzerine doğrudan katkı sağlar. Ancak oyuna uyarım ve oyunun
uzaması oyuncaklar ile sağlanır. Çocuklar; oyunda olumlu şeyler keşfediyorsa,
yaptığından memnunluk duyuyorsa, oyunu çeşitlendiriyorsa bunları
gerçekleştirmesi oyuncaklarla mümkün olur. Oyuncaklar, çocukların ‘-mış gibi’
oyun senaryolarına taşıdıkları yetişkin dünyasındaki nesnelerin yerini almada
kullanılır. Oyuncaklar, çocukların sosyal ve günlük kavramları öğrenmelerine
katkıda bulunur; onlara sosyal ve aile yaşantısının unsurlarını daha yakından
tanıtır. Oyun, çocukların doğal öğrenme yoludur. Doğuştan insanoğlunun
yapısından kaynaklanan oyun eylemini çocuğun gerçekleştirebilmesi için
yetişkinlerin bir enerji sarf etmesine gerek yoktur. Çocuk, ortam ile karşılaştığı
zaman ya da oyuncak ve oyuna elverişli bir ortam içine girdiğinde zaten oyun
oynamaya doğal olarak başlar. Oyun ortamını düzenlemenin dışında öğretmenin
başka bir şey yapması gereksizdir.

Oyuncak Seçimi
Çocuk için oyun ve oyuncağın önemi kadar oyuncak seçimi de önemlidir.
Oyuncaklar, çocuğun toplum ve çevreyle olan ilişkilerini düzenleyen bir eğitim ve
araçlar sistemidir. Çocukların yeteneklerini ortaya çıkartacak oyuncaklar bir eğitim
aracı olarak görülebilir ve bu nedenle oyuncak seçiminde özellikle buna dikkat
edilmelidir. Oyuncağın seçimi önemlidir. Çocuğa en uygun oyuncağı seçebilmek,
zannedildiği kadar kolay değildir. Bu işi doğru yapabilmek için yetişkinin çocuğu
Çocuğa en uygun
oyuncağı seçebilmek, çok iyi tanıması, gelişim aşamaları ile bu aşamaların özelliklerini çok iyi bilmesi
zannedildiği kadar kolay gerekir. Seçilecek oyuncak çocuğun yaşına, ilgisine, becerisine, gelişim düzeyine ve
değildir. yeteneklerine uygun olmalıdır. Önemli olan, oyuncağın çokluğu değil, nitelikli
olmasıdır. Çocuğa çok fazla oyuncak yüklemesi yapmak doğru değildir. Onun
yerine, onu uzun süre meşgul edecek oyuncaklar tercih edilmelidir. Çünkü çok
fazla sayıda oyuncak çocukta kıymet bilmeme, doyumsuzluk gibi duygulara neden
olabilmektedir.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 21


Oyun ve Özellikleri

Oyuncak yapımcılarının, satıcılarının ve ebeveynlerin oyuncaklarda dikkat


etmesi gereken nitelikler hakkında T. C. Sağlık Bakanlığınca oyuncakların tasarımı,
üretimi, dağıtımı, can ve mal güvenliğinin tehlikelere karşı korunması için uyulması
gereken esasları içeren bir “Oyuncak Yönetmeliği” hazırlanmıştır. Oyuncak
Yönetmeliği’ne göre oyuncağın üzerinde ya da etiketinde CE işareti, üreticinin
veya ithalatçının adı veya ticaret unvanı veya markası, adresi, yaşa uygun ibaresi
oyuncakların taşıyabileceği özel risklere ilişkin bilgi ve kullanım kılavuzu
bulunmalıdır. Oyuncak alırken bunların olup olmadığına bakılmalı, kılavuz ve
uyarılar okunmalıdır. CE işareti ürünün asgari güvenlik koşullarına sahip olduğunu
gösteren kalite güvencesi sağlayan işarettir.
Oyuncak yönetmeliğinde yer alan şartlar;
 Oyuncaklar ve parçaları, zorlanmaya karşı sağlam ve mekanik dayanıklılığa
sahip olmalı,
 Oyuncakların üzerinde hitap ettiği yaşla ilgili ibare bulmalı,
 Oyuncaklar, yutma, teneffüs etme veya deri, mukoza dokusu ve gözle
temas etmesi hâlinde fiziksel yaralanma veya sağlık riski yaratacak şekilde
tasarlanmamalı ve üretilmemeli,
 36 ayın altındaki çocuklar için yapılan oyuncaklar ve parçaları emme ve
nefesle çekilmeye karşı yutulamayacak boyutlarda olmalı,
 Oyuncakların ambalajları boğulma riskini içermemeli,
 Suda kullanılacak oyuncaklar, çocuğun su yüzeyinde durabilme ve çocuğu
suda destekleyecek şekilde tasarlanarak imal edilmeli,
 İçine girilebilen oyuncaklarda, içeriden açılabilecek bir çıkış bulunmalı,
 Kullanan kişiyi hareket ettiren oyuncaklarda kolayca kullanılabilen fren
sistemi bulunmalı,
 Oyuncaklar, hastalık ve mikrop kapma riskini önleyici temizlik şartlarına
uygun olmalı, radyoaktif maddeler içermemelidir.
Hem ebeveyn olarak hem de eğitimci olarak oyuncak seçiminde dikkat
Oyuncak, özellik edilmesi gerekenler de kısaca şöyle özetlenebilir:
bakımından genel
Oyuncaklar;
olarak sade olmalı,
emniyet ve sağlık  Çocuğun yaşına uygun olmalı,
faktörleri dikkate  Çocuğun gelişim düzeyine uygun olmalı,
alınmalıdır.
 Çocuğun ilgi ve gereksinimlerine uygun ve rahat anlayabileceği nitelikte
olmalı,
 Oyuncak seçiminde cinsiyet ayırımı yapılmamalı,
 Çocuğun farklı gelişim alanlarını geliştirmeye yönelik olmalı,
 Oyuncak özellik bakımından genel olarak sade olmalı, emniyet ve sağlık
faktörleri dikkate alınmalı,
 Köşeleri yuvarlak ve sabit, zehirsiz boya ile boyanmış, oyuna uygun
boyutlarda olmalı,
 Farklı türdeki oyunlarda farklı amaçlarla kullanılabilme özelliğine sahip
olmalı,

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 22


Oyun ve Özellikleri

 Yaratıcı faaliyetleri teşvik edici olmalı, hayal gücünü uyarabilmeli,


 Yetişkinin yaptığı işlerde çocuğun da beceri kazanmasına yardımcı olmalı,
 Çocuk tarafından güvenli şekilde kullanılabilecek türde olmalı (boyası
çıkan, sivri köşeli, kolay kırılabilen-dağılabilen, cam veya plastikten
yapılmış, metal parçalar içeren oyuncaklar seçilmemeli)
 Oyuncak dayanıklı, sağlam, temizliği kolay olmalı, her tür hava koşullarına,
uzun süreli kullanıma uygun olmalı, tamiri mümkün olacak nitelikte,
çocuğun kas kuvvetine uygun, yanıcı, patlayıcı olmayan ve çocuğa zarar
verici kimyasallar kullanılmamış olmalı,
 Çocuklarda saldırganlık duygularını ortaya çıkarıcı türden (tabanca, tüfek,
kılıç gibi) olmamalı,
 Kil, su, kum, plasterin, ahşap gibi doğal malzemelerden yapılmış olmalıdır.

Oyuncakların Oyun Çocukluğu Dönemine Göre Sınıflandırılması


1-2 yaş oyuncakları: Çocuklar için en etkili oyuncaklar, onların bireysel ve
artan gelişim gereksinimlerini karşılayan oynanabilirlik niteliğinde olanlardır. Bir
yaş üzerindeki çocuklar için resimleri net olan resimli kitaplar gereklidir. 1-2 yaş
grubundaki çocuklar taklit oyunları ve fiziksel aktivite ile hareket eden ve ses
çıkaran oyuncaklardan hoşlanırlar. Bu yaş grubunda çocuklar el arabaları, üç
tekerlekli bisiklet, tüm park oyunları, tahta bloklar, küpler, yapbozlar, el kuklaları,
taşıt araçları, müzik kutusu, oyun hamuru, oyuncak bebekler, boya kalemleri,
itmeli çekmeli ses çıkaran oyuncaklar, üstüne çıkılabilecek ve içine girilebilecek
büyüklükte kutular, mukavvalar, oyuncak süpürge, su havuzu, tahta çekiç, çivi ve
çakma panolar, kum oyuncakları, yumurta çırpacağı, su oyuncakları, sallanan at,
tahta, bez ya da plastik hayvanlar, salıncaklar, küçük bebekler ile oynamaktadırlar.
2-3 Yaş oyuncakları: Bu yaş grubundaki çocuklar evcilik oynamaktan,
tırmanmaktan ayırıp tekrar birleştirmekten, şekil vermekten ve yoğurmaktan,
çizim yapmaktan, sayfaları çevirip bakabileceği kitaplardan hoşlanırlar. İki-üç yaş
Çocuklar için en etkili oyuncakları; ipinden çekebileceği oyuncaklar, üç tekerlekli bisiklet, yapboz,
oyuncaklar onların mıknatıslı tahtalar, rakam, sayma oyuncakları, tombala, oyuncak bebekler, tamir
bireysel ve artan setleri, şişirilebilir toplar, pastel boya ve kâğıtlar, müzik aletleri, zil, tef, davul,
gelişim gereksinimlerini
oyuncak taşıtlar, resimli çocuk kitapları, sabunla balonlar yapma, oyuncak mutfak,
karşılayan oynanabilirlik
niteliğinde olanlardır. trenler, küçük araba, oyun masasıdır.

 Çocuk yürümeye başladığında itilen-çekilen oyuncaklar onun daha çok


ilgisini çeker.
 Bazı itilen ve çekilen oyuncaklara binmekte mümkündür. Bunlar araba ya
da hayvan şeklinde olan oyuncaklardır.
 Kopyalama ya da taklit etme oyunları da 2 yaşında çocuğun ilgisi çeker.
 Anne mutfakta çalışırken çocuğa da plastik tabak vb. malzemeler verip
yardım etmesi ve taklit etmesini sağlayabilir.
 Bu yaşta çocuklar deliklere çubuklar sokmaktan, kilitlere anahtar
yerleştirmekten, nesneleri birbirinin içine yerleştirmekten zevk alırlar.
 Bu yaşta değişik ebatta kulplu tencereler, vidalı kapaklara sahip şişeler
ilgisini çeken oyuncaklardır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 23


Oyun ve Özellikleri

•Kaşık Çıngırak
•Yaş: 2-3
Örnek

•Yapılışı: Bir ceviz tam ortadan ikiye kırılır ve içi boşaltılır. Daha sonra
cevizin içine pirinç, nohut, fasulye ya da boncuk koyarak ceviz kapatılır ve
açılmaması için bantla yapıştırılır. Daha sonra iki tane plastik kaşığın
ortasına bu ceviz yerleştirilerek bantlanır. Oyuncak tam çocuğun
kavrayabileceği şekilde düzenlenmiştir. Sadece cevizleri birbirine vurmak
bile son derece güzel ses üretmeye yardımcı olacaktır. Bazı plastik
kaşıkların sap kısımları keskin olabilir. Bebek yapılan bu çıngırağı avuç içi
ile çok sıkı kavrayacağı için seçilen kaşığa dikkat etmek gerekir. Bir de
cevizlerin sıkı sıkı kapandığından emin olunur. Bebekler bu dönemde
buldukları her şeyi ağızlarına aldıkları için güvenlik önlemlerini sıkı sıkı
almak şarttır.

Bu oyunu oynayarak ses dinleme, ayırt etme, sesin yönüne bakma, dikkat,
konsantrasyon ve nesneyi kavrama becerilerinin gelişimi desteklenmiş olur.

Bu oyunu oynayarak ses


dinleme, ayırt etme,
sesin yönüne bakma,
Bireysel Etkinlik

dikkat, konsantrasyon •Siz de oyun çocukluğu dönemi için örnek oyun oluşturunuz.
ve nesneyi kavrama
becerilerinin gelişimi
desteklenmiş olur.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 24


Oyun ve Özellikleri

•Çizgi çizgi yollar


•Yaş: 2-5 yaş
Örnek

•Yapılışı: Elektrik bandıyla yere, aşağıdaki gibi aralıkları birbiri ile eşit
olmayan çizgiler yapılır.
•Çizgilere basmadan aralara çift ayak sıçranır.
•Çizgilere basacak şekilde üzerine sıçranır.
•Çizgilerin arasına zıplarken her zıplayışta bir meyvenin adı söylenir.
•Çizgilerin üzerine zıplarken, her zıplayışta bir renk söylenir.
•Çizgilerin başına oyun blokları konur. Çocuk oyun bloğunu alır, çizgilerin
arasından zıplayarak gider ve çizgilerin bitişine oyun bloğunu koyar. Bu
şekilde bir kule yapılabilir.
Elektrik bandıyla yere,
aşağıdaki gibi aralıkları
birbiri ile eşit olmayan
çizgiler yapılır. Bu oyunu oynanarak, büyük kas motor gelişim, denge, koordinasyon ve
zıplama becerilerinin gelişimi desteklenmiş olur.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 25


Oyun ve Özellikleri

•Oyun
•Oyun kavramını anlamak ve önemsemek, çocuğu anlamak ve önemsemek
demektir. Oyun oynadığı sırada gözlemlemek bir çocuğu tanımanın ve onu
anlamanın en güvenli yoludur.
•Her çocuğun oyun oynama hakkı vardır. Çocuğun oyun hakkı 20 Kasım
Özet
1959’da Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda Çocuk Hakları Bildirgesi ile
kabul edilmiştir.
•Oyun, fiziksel ve zihinsel yeteneklerle sosyal uyum ve duygusal olgunluğu
geliştirmek amacıyla, gerçek hayattan farklı bir ortamda yapılan, sonunda
maddi bir çıkar sağlamayan, kendine özgü belirli kurallara sahip,
sınırlandırılmış yer ve zaman içinde süren, gönüllü katılım yoluyla toplumsal
grup oluşturan ve katılanları tümü ile etkisi altında tutan eğlenceli bir
etkinliktir.
•Oyunun Çocuğun Gelişimi Üzerindeki Olumlu Katkıları
•Oyun, çocuğun gelişimine bütüncül katkılar sağlamasından dolayı çok
önemlidir.
•Oyunun Fiziksel-Psikomotor Gelişim Alanlarına Etkisi
•Fiziksel gelişim, boy uzaması, vücut ağırlığının artması, kas ve kemik gelişimi,
dişlerin çıkması, beyin gelişimi, duyu organlarının gelişimi gibi bedeni
oluşturan tüm organların gelişmesini kapsamaktadır.
•Oyunun Sosyal ve Duygusal Gelişim Alanına Etkisi
•Oyun, çocukların duygularını, düşüncelerini, hayallerini başka kişi ve
nesnelere transfer edebildiği duygusal duyarlılığı geliştirdiği en zengin
iletişim ortamıdır
•Oyunun Zihinsel Gelişim Alanına Etkisi
•Oyun, yaratıcılık, estetik, mizah ve keşif ile ilgili becerilerin gelişmesi ile çok
yakından ilişkilidir.
•Oyunun Dil Gelişimi Alanına Etkisi
•Oyun, çocuklar için dil becerilerinin gelişimi açısından birçok model ve
uyarıcıları sunan etkileşimsel açıdan zengin ortamlar sağlar.
•Oyunla İlgili Gelişimsel Düşünceler
•Oyunun gelişimi, çocuğun gelişimi temel alınarak sosyal ve bilişsel oyun
gelişimi olarak sınıflandırılmaktadır.
•Sosyal Oyun Gelişimi
•Çocuk oyunlarının hemen hepsi sosyal bir yapı içermektedir. Erikson,
psikososyal gelişim kuramı kapsamında oyunu, çevreyle etkileşim sonucunda
kazanılan becerilerle iç ve dış çelişkilerin çözümü olarak açıklamakta ve
oyunun sosyal- duygusal kazanımlarına vurgu yapmaktadır. Bandura, sosyal
öğrenme kuramına göre, gözlemleyerek öğrenmeyi yalnızca taklit davranışı
değil, olayların bilişsel olarak içselleştirilmesiyle bilgi kazanma süreci olarak
tanımlanmakta ve oyunda edinilen sosyal bilişsel kazanımlara dikkat
çekmektedir. Parten ise çocukların sosyalleşme süreçlerine dayanarak
oyunun gelişimini sosyal açıdan ele almaktadır.
•Erikson’a göre oyun
•Erikson, psikososyal gelişim kuramı doğrultusunda, oyunun çocuğun kişilik
gelişiminde önemli bir yer tuttuğunu ifade etmektedir.
•Bandura’ya göre oyun
•Bandura’ya göre gözlemleyerek öğrenme taklit içermesine karşın, taklit
davranışı tek başına çocuktaki öğrenmenin göstergesi olarak yeterli değildir.
•Parten’e göre oyun
•Parten, oyunu çocuğun sosyal gelişimi açısından incelemektedir ve oyun
gelişimini altı evrede ele almaktadır.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 26


Oyun ve Özellikleri

•Bilişsel Oyun Gelişimi


•Bebeklik döneminde duyu motor deneyimlerle başlayan oyunlar, daha
sonraları istemli davranışlara bağlı, nesne odaklı ve belli bir amaca yönelik
Özet(devamı)oyunlara doğru bir ilerleme göstermektedir
•Helankoya göre oyun: Helanko oyunu, bireyle çevresi arasında bir ilişki
olarak görmektedir.
•Berlyne’e göre oyun: Berlyn, oyunu başlı başına heyecanlı ve zevkli olarak
tanımlamaktadır.
•Piaget’ye göre Oyun: Piaget oyunu, “dış dünyadan alınan uyaranları
özümleme ve uyum sistemine yerleştirme yolu” olarak tanımlamaktadır.
•Vygotsky'e göre oyun: Vygotsky'nin oyun kuramı, oyunun kökeni ve rolüne
dayanmaktadır.
•Smilansky'e göre oyun: Smilansky (1968), Piaget'nin oyun evrelerini
genişleterek ve bilişsel gelişime dayalı olarak oyunu sınıflandırmaktadır.
•Moore'a göre oyun: Moore, beş yaş altı, beş yaş üstü ve gençlerin çocuk
oyun alanlarındaki davranış örüntülerini gözlemleyerek beş grup oyun türü
belirlemiştir.
•Oyun Gelişimini Etkileyen Etmenler
•Çocuğun oyun gelişimini etkileyen pek çok faktör mevcuttur. Bu faktörler
aile etkisi, kültür etkisi, gelişim düzeyi, akran etkisi, okulöncesi eğitim
kurumlarının etkisidir.
•Çocuğunun oyun gelişimine ailenin etkisi
•Çocuk gerek ikili oyunlarda olsun, gerek grup oyunlarında olsun, oyundaki
davranış biçimi onun aile içinde aldığı eğitimi yansıtır.
•Akran Etkisi
•Çocuklukta arkadaşlık, iki taraflı veya müşterektir. Çocuklar, kendi aralarında
oynarken kurallar belirler ve sonra bunlara uyararak birbirleriyle karşılıklı bir
şekilde sosyal bir ilişki içine girerler.
•Oyuncaklar
•Oyunun en önemli malzemesi oyuncaklardır. Oyuncak, çocuğun oyununu
gerçekleştirebilmesi için gerekli olan her türlü araç ve gerece verilen isimdir.
•Oyuncakların Önemi ve Gelişime Katkıları
•Oyuncaklar, çocukların hayal gücü ve iletişim becerilerini uyaran temsili
araçlardır
•Oyuncak Seçimi
•Çocuk için oyun ve oyuncağın önemi kadar oyuncak seçimi de önemlidir. Bu
işi doğru yapabilmek için yetişkinin, çocuğu çok iyi tanıması, gelişim
aşamaları ile bu aşamaların özelliklerini çok iyi bilmesi gerekir.
•Oyuncakların Oyun çocukluğu Dönemine Göre Sınıflandırılması
•1-2 yaş oyuncakları:
•1-2 yaş grubundaki çocuklar, taklit oyunları ve fiziksel aktivite ile hareket
eden ve ses çıkaran oyuncaklardan hoşlanırlar.
•2-3 Yaş oyuncakları:
•Bu yaş grubundaki çocuklar evcilik oynamaktan, tırmanmaktan ayırıp tekrar
birleştirmekten, şekil vermekten ve yoğurmaktan, çizim yapmaktan, sayfaları
çevirip bakabileceği kitaplardan hoşlanırlar.

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 27


Oyun ve Özellikleri

DEĞERLENDİRME SORULARI
1. Aşağıdakilerden hangisi oyunun tanımında yer alan özelliklerinden biri
değildir?
a) Sosyal uyum sağlama
b) Bedensel gelişim
c) Maddi kazanım edinme
d) Gönüllü katılım esaslı olma
e) Sınırlandırılmış yer ve zamanda olma

2. Aşağıdakilerden hangisi Milletler Genel Kurulu Çocuk Hakları Bildirgesi’nde


yer alan oyun haklarına ilişkin maddenin numarasıdır?
a) 28
b) 29
c) 30
d) 31
e) 32

3. Aşağıdakilerden hangisi oyuna ilişkin özelliklerden biri değildir?


a) İçten güdümlü olması
b) Oyuncunun oyunun içinde olmak zorunda olması
c) Gerçeklik ayrımının yapılmaması
d) Oyun ortamının dinamik olması
e) Oyun ortamının esnek olması

4. Oyunun aşağıdaki gelişim alanlarından hangisinde oyun çocuk için bir


deneysel araştırma alanıdır?
a) Fiziksel-Psikomotor gelişim
b) Sosyal gelişim
c) Duygusal gelişim
d) Zihinsel gelişim
e) Dil gelişimi

5. Aşağıdakilerden hangisi oyunla ilgili gelişimsel sınıflandırmalardan biridir?


a) Bilişsel gelişim
b) Duyusal gelişim
c) Fizyolojik gelişim
d) Fiziksel gelişim
e) Hareket gelişimi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 28


Oyun ve Özellikleri

6. Oyun ile ilgili gelişimsel düşünceler doğrultusunda; sosyal oyun gelişimi


aşağıdaki bilim insanlarından hangisi tarafından açıklanmıştır?
a) Erikson
b) Helanko
c) Berlyne
d) Piaget
e) Smilansky

7. Aşağıdakilerden hangisi Parten’in oyun gelişimi evrelerinden biri değildir?


a) Katılımlı davranış
b) Seyirci davranış
c) Tek başına oyun
d) Paralel oyun
e) Birlikte oyun

8. Oyunu dış dünyadan alınan uyaranları özümleme ve uyum sistemine


yerleştirme yolu olarak tanımlayan bilim insanı aşağıdakilerden hangisidir?
a) Piaget
b) Erikson
c) Berlyne
d) Helanko
e) Parten

9. Oyunun çocuklara yenilik, karmaşıklık, belirsizlik, sürpriz ve tutarsızlık


olasılıkları sunarak çocuklarda keşif dürtüsünü uyandırdığını öne süren
bilim insanı aşağıdakilerden hangisidir?
a) Berlyne
b) Erikson
c) Helanko
d) Parten
e) Piaget

10. Piaget’in oyun evrelerini genişleterek ve bilişsel gelişime dayalı olarak


oyunu sınıflandıran bilim insanı aşağıdakilerden hangisidir?
a) Erikson
b) Moore
c) Smilansky
d) Berlyne
e) Parten

Cevap Anahtarı
1.c, 2.d, 3.b, 4.d, 5.a, 6.a, 7.a, 8.a, 9.a, 10.c

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 29


Oyun ve Özellikleri

YARARLANILAN KAYNAKLAR
Akandere, M. (2004). Eğitici okul oyunları. Geliştirilmiş 2. Baskı. Ankara: Nobel
Yayın Dağıtım
Aksoy, AB. (2017). Okul öncesi eğitimde oyun. Ankara: Hedef CS Basın Yayın
Aksoy, AB. (2018). Çocuk ve oyun. Ankara: Hedef CD Basın Yayın
Avan, H., Koç, ET., ve Vural, B. (2020). Çocukla terapötik iletişim ve oyun. Kırşehir
Ahi Evran Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Dergisi 1(2): p. 62-69.
Bekmezci, H., ve Özkan, H. (2015). Oyun ve oyuncağın çocuk sağlığına etkisi. İzmir
Dr. Behçet Uz Çocuk Hast. Dergisi, 5(2): 81-87.
Bencik Kangal, S. (2019). Oyunperest. 8. baskı. Ankara: Elma Yayınevi
BM Çocuk Hakları Sözleşmesi Kitabı. (2011). İstanbul: Çocuk Vakfı Yayınları
Çelebi Öncü, E. (2018). Yaratıcılık rehberi: Gelişimsel ve eğitimsel alanlarda
yaratıcılık. Ankara: Hedef CS Basın Yayın
Deniz, E. (2017). Erken çocukluk döneminde gelişim. 8. baskı. Ankara: Pegem
Akademİ
Küçükali, A. (2015). Çocukların oyun oynama hakkına yönelik ulusal ve uluslararası
sosyal politikalar. Erzurum: Uluslararası Oyun ve Oyuncak Kongresi Bildiri
Kitabı Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
Poyraz, H. (2003).Okul öncesi dönemde oyun ve oyuncak. 2. baskı. Ankara: Anı
Yayıncılık
Sevinç, M. (2009). Erken çocukluk gelişimi ve eğitiminde oyun. İstanbul: Morpa
Kültür Yayınları
T.C. Milli Eğitim Bakanlığı. (2014). Çocuk gelişimi ve eğitimi, Oyun etkinliği-1.
Ankara: T.C. Milli Eğitim Bakanlığı
T. C. Sağlık Bakanlığı. (4 Ekim 2016, Resmî Gazete). Oyuncak güvenliği yönetmeliği
Tuğrul, B., (2012). Çocukluk dünyası ve oyun. İstanbul: Morpa Kampus
Turan, F., ve Yükselen, Aİ. (2017). Çocuk gelişimi 1 - Bebeklik Döneminde Gelişim.
Ankara: Hedef Cs Basin Yayin
Uluslararası oyun ve oyuncak kongresi bildiri kitabı. (2015). Erzurum: Atatürk
Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi

Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi 30

You might also like