You are on page 1of 80

Kapitalizmin Diinu

ve Bugunii
MAURICE DOBB

ileti§im Yayinlan
Kapitalizmin Dunu ve Bugunu
Capitalism Yesterday and Today
iletifim Y a yin la n • Politika D izisi • ISBN 9 7 5 -4 7 0 -0 3 4 -6

1. BASKI Sosyal Adalet Yayinlan, Ankara 1965


2. BASKI © Iletifim Yaym ahk, ist. 1985
1. BASKI © iletifim Yaym ahk, 1st 1990

KAPAK Bora (^etinkaya


KAPAK RESMI M eksikah ressam Diego Rivera'mn (1886-1957) Ulusal Saray
duvar resimlerinden (1929-1935) aynnti.
KAPAK BASKISI Ozdem ir OJset
i g BASKI $efik Matbaasi

Iletifim Yaymlan
Klodfarer Cad. ileti$im Han No. 7 Cagaloglu-iSTANBUL Tel: 516 22 60-61-62
MAURICE DOBB

Kapitalizmin Diimi
Bugunu
CEViREN Feyza Kantur
Yazarin Notu ............................................................................... 9
1. Kapitalizm N edir?................................................................... 11
2. Kapitalizm Nasil Olu§tu? ............................. 25
3. Rekabet ve Tekelcilik............................................................ 33
4. Azalan Kar Haddi ve Emegin P a y i...................................... 49
5. iktisadi K rizler........................................................................ 57
6. ikinci Dunya Sava§i’ndan Bu Y a n a ................................... 67
YAZARIN NOTU

Ruri kitap ilk giktigmda Marksist ve sol gevreler tica-


donlisiim (ya da iktisadi krizler) sorunu iizerin­
de duruyorlardi. Bu durum 2. Diinya Sava§i sonrasi do-
nonide degi?iklige ugrayacakmiydi, yoksa ba§langigtaki
gecikmeden sonra eski ve billnen ?eklinde bir kere da­
ha tekrarlanacakmiydi? Savas sonrasi donemde, 1930’-
lardaki biiyiik krize benzer bir durumun meydana ge-
lecegini umut edenlerin sayisi oldukga kabarikti ve bu­
na inam nlar krizin gok yakmda oldugunu sik sik vur-
guluyorlardi. Bu nedenle kitabin son boliimli, 1950'lerin
sonlarmda endiistriyel iiretimdeki ini§ giki^lari aynnti-
siyla tammlamak igin ayrilmisti. Bu boliimiin konusu ar-
tik gUniimlizde onemini yitirdiginden kitabin bu basi-
mmdan gikartildi.
Giiniimiizde tarti§ma konulanmn degi?ik alanlara
kaydigim soyleyebiliriz. Giiniimuz ko§ullannda, kapita­
lizmin artik klasik fiyat du?ii§u §eklindeki krizleri ko-
layca atlatamayacagi herkesge kabul ediliyor. Aym ?e-
kilde, 1930’larda olu§an kriz tipinin yerini enflasyon
?eklindeki krizlere biraktigi konusunda herkes gorii?
birligi igindedir. Enflasyon krizleri kendileri de ulus-
lararasi geli?ki ve gerilimlerin ifadesi olan para siste-
mindeki ciddi krizlerle daha da agirla§ir. Bugiin 1970’-
lerde, tarti?ma gok degi?ik bir dizi soru iizerinde odak-
la$mi$tir. Yalmzca, onemli olgiiye varan i§sizlikle birlik-
te bliyiiyen enflasyon som nu iizerinde degil, bunun ya-
mnda oldukga ileri bir a§amaya ula?an i§lerin tekeller-
de yogunla?masi ve tekelciligin ozellikleri Iizerinde tar-
ti§iliyor. Tekelcilik kendini ‘yonetimi ele gegirme’, hile-
li para i§lerini aile §irketlerinin yuriitmesi, dev konsor-
siyumlarm olu§masi ve son on yilin ozelligini olu§turan
milli simrlari a§an pek gogu ‘uluslararasi §irket’ h&li-
ne gelmi? firmalarm ortaya giki§i $eklinde gosterir.
Bu agidan biiyiik olgiide yeni bir durumla kar?i kar-
?iyayiz. Bu olgu bir paragrafla agiklanacak bir ?ey de­
gildir. Aym zamanda, yeni geli§melerin bu kitabm ilk 5
boliimtinde yazilmi? olanlan kokten degi§tirmeyecegine,
tam tersine onlan peki?tirecegine inamyorum. Buna
bagli olarak da, kitabm 1961 basimimn 6. bollimlinlin
son climlesini burada tekrarlayabilirim :
«Tiim gizleme ve ortbas etme gabalanna kar§m ka-
pitalizmin 1 . boliimde tammlanan temel ozelliklerinin
varliklanni halen koruduklari sonucuna varmak igin her
tiirlU nedenimiz var.»
Mart 1973
1. KAPlTALiZM NEDiR?

K apitalizm gliniimiizde sagci olsun, solcu olsun her-


kesin Iizerinde konu§tugu bir konu h&line geldi.
Ama haia konu?anlarm degi§ik anlamlar ylikledigi ve
sonugta anla§tik zannedip gergekte anla§amadiklari bir
terim dummunda. Bu terime kesin ve agik bir anlam
verilebilecegini reddedenler bile var. Reddedenler bir
sistemi onu ele§tirenlerden korumamn en iyi yOlunun
sistem olarak bile adlandirilamayacagim savunmak ol­
dugunu sanan oldukga kiigiik bir azinliktan olu?uyor.
Bazilari da kapitalizmden oldukga §a§irtici bir bigimde
artik gegmi§te kalmi? bir §ey olarak bahsediyorlar: Ar­
tik varolmayan ya da ba§ka bir §eye donii?mekte olan
bir olaylar dizisi olarak.
Bu kitapgiga tam m lann san sikici tarti§masiyla ba?-
lamak, okuyucuya daha ilk paragrafta kitabi elinden bi-
rak demek olur. B5yle bir tarti§maya girmek istemiyo-
rum. Ama yine de kitabm konusunu olu?turan kapita­
lizm terimiyle ne demek istedigimi mtimkiin oldugu ka­
dar az kelimeyle anlatmaktan kendimi alamiyorum.
Eger bunu yapmazsam, pek gok okurun, beni sorumlu
tutacagmdan da eminim. Kapitalizm kelimesine verdi-
gim anlam diinya gaprnda sosyalistlerin ve i§gi hareke-
tinin yakla§ik yiiz yildir kullandigi anlamla ayni oldugun-
dan agiklamam kolay olacak. Ayrica bu anlamin biiyiik
gogunlugun terime yiikledigi anlamla aym olduguna ina-
rayorum. Kapitalizm benim igin; tiretimin yapildigi arag
ve aletlerin, yapi ve hammaddelerin, ba?ka bir deyi§le
sermayenin, agirlikli olarak ozel ya da ki§isel miilkiyet-
te olmasi demektir. Bireylere her ortagin hissesinin ay-
ri ayn bolundugii anonim §irketler haline gelmi§ birle-
?ik ortakliklar da bu tamma dahildir. Kapitalizm bazen
daha gev§ek olarak «6zel te§ebbiis» sistemi olarak da
tanimlamr. Biraz daha teknik bir dille soylemek gere-
kirse, Marks kapitalizmi iiretim araglarimn toplumda
ayrx bir sinif olu§turan kapitalistlerin elinde bulundu-
gu bir Uretim tarzi olarak tanimlami§tir.
Dikkat edilirse bu son tanimm, bizim bireysel miil-
kiyet sistemi §eklinde yaptigimiz genel tammin otesin-
de bir ?eyler igerdigi goriillir. Her bir bireyin bireysel
miilk sahibi oldugu bir toplum diizeni olanaksiz degil-
dir. Buna benzer diizenler tarihte degi?ik yer ve zaman-
larda ktigiik koylii-giftgi ve zanaatk&r-iiretici toplulukla-
nnda gortilmti§tiir. Bu topluluklarda sermaye-emek ay-
nm i yoktu. t§ aletlerinin (ve/veya topragm) sahibi olan
ki?i aym zamanda iiretimde bulunmak igin kendi gali§-
tigindan sermaye-emek gati$masi da yoktu. Boyle bir
toplum yaratmak birgok iitopyacmm gergekten amaci
olmu?tur. Bazilari bunu iyiniyetle ve safga ozlemi§ler,
bazilan da, 'mlilkiyetli demokrasi’ diye siyasi aldatmaca
yapan Tory’ler 1 gibi arag olarak kullanmi§lardir. B5yle
bir diizen yaratmak, kolayca anlajilacagi gibi ancak iire­
tim araglarimn kiigiik gapli ve ilkel oldugu bir top­
lumda mtimkUndiir. Aynntili ve masrafli teknigiyle, iire­
tim siirecindeki karma?ik uzmanla§ma ve makinala§-
mayla modern toplumda her bireyin kendi Uretim sii-
recini tek ba§ma yiiriitmesi imkslnsizdir. Uretime geg­
mek igin yiiklii bir sermayesi olmayanlann kolay kolay

1) tn g ilte r e ’de M u h a fa z a k a r P a r tilile r ’e v erilen ad. (g.n.)


ba§aramayacagi olgiide bir para gerekmektedir. Ya da
en azrndan toplumsal ve iktisadi yonden, diger serma-
yedarlan ortakliga gagirabilecek durumda olmasi gere­
kir. Herkesin bildigi gibi bir §eyi olmayan insana giinii-
miizde hig kimse borg vermez.
Bu ko§ullann sonucu; modern toplumlarda iiretim
araglarmin ozel miilkiyeti sistemi, boyle bir miilkiyetin
goreceli olarak daha az sayidaki ellerde toplanmasi ge-
regini ortaya gikarir. Miilkiyetin daha az sayidaki eller­
de toplanmasi da, kendi kar§itligim getirir; yani diger-
lerinin -toplumun gogunlugunun- miilkiyet hakkinm
ortadan kalkmasini. Boylece bazilari iiretim araglarma
sahip olurken, bazilan da iiretim araglan sahipleri igin
gali§irlar. Gergekten de gah§maya zorunludurlar, giinkii
higbir §eyi olmayan, dolayisiyla iiretim araglanna sahip
olmayanlarin, geginmek igin ba§ka bir segenegi yoktur.
Sermaye ile emek arasindaki gati§manm temeli burada
yatar. Bu, kapitalist toplumun boliindiigii iki smifm-ka-
baca miilk sahibi kapitalistlerle iicret kar§iligi gali§arak
geginen i§giler-arasmdaki gikar geki^mesi ya da kavga-
sidir. Sendikalan ve diger i§gi simfi orgiitleriyle, i§gi
hareketinin tarihsel temelini olu§turan bu simf miica-
delesidir. Kapitalist bir toplumda zengin olmanm yolu
(yiiksek bir gelir elde etmek anlaminda) onceden ser-
mayenizin olmasidir. Ekonomik yonden ilerlemenin en
kisa yolu, ba§kalanm gali?tirabilecek sermayenizin ol-
masindan geger. Bu soyledigim genel ve tipik durumdur.
Qok az rastlanan ozel becerisi ve yetenegi olanlarla, top­
lumsal gegmi§i ya da niifuzu geregi yiiksek iicret elde
edebilenler di?mda, bu durum gegerlidir.
Bu durumun siirebilmesi igin bana g5re iki ko§ul
gereklidir. Ilk olarak, bir simf olu§turan iiretim arag-
lan sahibi ve gali§mayan ki$ilerin (bu ki?ilerin hem ga-
li§ip hem miilkiyet sahibi olm alan burada onemli de-
gildir) para kazanabilmesi igin onlar hesabma gali?an-
lar iizerinde dolayli veya dolaysiz bir zorlayici etkileri
olmasi gerekir. Qlinkii gali§madan higbir §ey tiretilemez.
Daha once gordUgUmiiz gibi miilkiyetin bazi kimselerin
elinde toplanmasimn sonucu (belki de buna tamamlayi-
cisi ya da 6teki yuzU demeliyiz) ba?kalannm mUlkiyet-
siz kalmasidir. Durum boyle olunca, bu gergek, miilk
sahibi olmayanlar iizerinde, kendilerini miilk sahipleri-
ne kiralama, yani kapitalist igin Iicretli i§gi olma yontin-
de, iktisadi bir zorlama yaratir. Ikinci olarak bazilannm
miilk sahibi olarak hayatim siirdlirmesi (ve iyi bir ha­
yat siirebilmesi) igin digerlerinin, Uretim etkinlikleriyle
aldiklan Ucretten gok daha fazlasmi Uretmeleri gerekir.
Bir ba§ka deyi?le, toplumun i?ini gorenlerin Urettikleri-
nin toplammdan, toprak ve sermaye sahibine gelir ol-
mak lizere bir pay dti§mek zorundadir. Ekonomi poli-
tigin babasi diye adlandinlan Adam Smith’in sorunu or­
taya kojm§u boyledir. Sorunu ba§ka ?ekilde koyacak
olursak, toplumun i§lerini yapanlar, kendi kazanglann-
dan fazlasmi -Marks buna artik-deger diyordu- Uret-
mek zorundadir ki bir kaynak, mUlkiyete dayanan ge­
lirin tek kaynagim saglayabilsinler (sermayenin kftr ve
faizi ve toprak ranti). O halde mUlkiyet geliri gergek
tireticilerin Urettiklerinin bir kismina el koymakla sag-
lanabilir.
Yukanda anlattigim iki ko?uldan birincisi iktisat-
gilarca ?imdiye kadar ciddi olarak ink&r edilmedi sam-
nm . Bu konuyu ytiz yildan fazla bir sUre 6nce klasik
iktisatgilar admi verdigimiz iktisatgilar aynntili olarak
ele almi§lardi • Ama buglin onlann modem mirasgilan,
‘emegi oldugu yerde tutmak igin i§sizlige ihtiyacimiz

2) 19. y u z y ilin ilk y a n s m d a G ibbon W a k efie ld ’in k o lo n y a list


te o risin in te m e l f ik ri b u ra d a n alin m ig tir.
var’ gibi (dikkatsizce sarfedilmi? bir sbzle su yiizune
vurdugu zamanlar di§mda) bu durumu ya unuttular ya
da gozardi ettiler. Ama ikinci ko§ula kar§i gikildi. Bir-
gok iktisatgi bugiin hala yiireklilikle kar§i gikiyor. Bu
ko§ulu, hem iicretleri artik-deger olarak tammlayip ters
yiiz edebilecek anlamsiz bir ifade, hem de iiretkenligi
yalnizca emege yiikleyip, bu arada sermayenin de emek
kadar iiretime katildigini inkar eden bir durum olarak
goriiyorlar. Giiniimiizde makinayla (kar?i gikari iktisat-
gilann sbziinii ettigi sermaye burada makina anlamin-
dadir) gali§an emegin makinasiz gali§ana oranla daha
iiretken oldugunu ya d a emegin iiretkenliginin teknik
diizeye bagimli oldugunu hig kimse inkar etmiyor. Ama
makinalarm iiretkenligi arttirdigi, iiretim araglari kimin
elinde olursa olsun degi?meyecek bir gergektir. Ureti-
min bir bolumiinii sermaye sahiplerine maletmek igin
ortada bir sebep yoktur. Bazi iktisatgilarin yaptigi gibi;
iiretkenlik tarti?masmda iiretimden sennaye sahiplerine
pay verilmesinin yanli§hgi buradadir.
Bazi iktisatgilarin ise kar§i gikmak igin ba§ka ne-
denleri vardir. Bu artik-tiriiniin b it b51iimii sermaye sa­
hiplerine maledilebilir (derler), giinkii sermayelerini
kullanma izni vermeseler, soz konusu makinalar ve tek­
nik ortaya gikamaz, ya da oncelikle yaratilmasi gereken
sermayenin birikmesi igin ‘fedak&rlik’ yapilmasa, sabir-
la i'bekleyi§leri’ olmasa, yine iiretime olanak yoktur. Bu
gali§ma iktisat teorisi tistiine bir yapit olmadigmdan ko-
nuyu burada aynntisiyla tarti§amayiz. Yalmz bu ‘agik-
lamanin’ ilk bigiminin (gblde ender bulunan bir kuyu
gibi) bir tiirden ihtiyag kar§ilayan kaynak lizerindeki,
ondan vergi alma ya da ayncalikli miilkiyetine sahip ol-
ma gibi her tiirden tekel hakki durumunda gegerli oldu­
gunu bilmekle yetinelim. Agiklamamn ikinci bigimini
(yani sermayenin insan gabasimn, «fedak&rligin» ya da
‘bekleyi§’in sonucu yaratildigini) ise, samrim herhangi
bir iktisat ekoliiniin pek az teorisyeni, sermaye iizerin-
den edinilen kari «iridirim» ya da «artik-deger» ile agik-
layan teoriye kar§i ciddi bir cevap olarak one siirebilir.
Tarihsel olarak dii§iinecek olursak sermaye bu $ekilde
yaratilmiyordu. Ayrica bugiin yatxrimlanndaki paylan
yiiziinden aci geken ya da fedakarlikta bulunanlarm pet­
rol krallari ve kodomanlan oldugunu kim soyleyebi-
lir? insan faaliyetleri ve ili?kilerinden gergekgi olarak
soz edildiginde yalmzca uretim siirecinde3 aktif olarak
gali?anlar kelimenin tam anlamiyla Uretime katilmi? de-
mektir.
Dogal olarak her §eyin burada kisaca sergilendigi
gibi agik ve kesin olmadigi bilinmelidir. Miilkiyet sahi­
bi olanlar da bazen uretimde aktif bir rol alabilirler
(i§in i§letmesi ya da yonetiminde) ve gali§anlar (tek ge-
liri maa§ ya da aylik olanlar) da bazi §eylere sahip ola-
bilirler (hisse senedi, tahvil, bir ev gibi). Sosyal simf-
lar, sosyal kastlardan ayn olarak, kesin ve sabit gizgi-
lerle aynlmazlar, kenarlarda birinden digerine atlama
egilimindedirler ( 151k tayfmdaki renk gizgilerinin bir-
birine gegi§i gibi).
tJcretliler simfmda pazarlik edebilme giigleri, geli-
?en bir endiistri de avantajli bir konumda bulunmalan
ya da gok seyrek rastlanan ozel bir hiinere (siirekli ya
da siireksiz) sahip olmalan nedeniyle smifm diger iiye-
lerine oranla ayncalikli durumu olanlar bulunabilir. Di­
ger yandan biiyiik kapitalistlerin yam sira kiigiik kapi-
talistler de olabilir ve bunlarm gikarlari bazi durumlar-

3) O re tim o lg u su n u g a y e t ak ilci b ir geni? gorugliiliikle, y a ln iz -


cti n e s n e le rin y a p im i o la ra k d eg il a m a b u n la rm y e r d eg ig tirm e
igi, ^ e re k tig in d e d e p o la n m a la n y a d a d iiz en len m e ve o rg iitle n -
m e diizeyi o la ra k d a y o ru m la m a k g e re k ir.
da, ve bir olgiide, a§agida agiklayacagimiz nedenlerden
ottirii buyiik kapitalistlerle gati?abilir. Ne kapitalist ne
de iicretli-i§gi simfina girebilen, degi?ken orta tabaka di-
ye kotii ama yerinde bir isimle nitelenen bir grup da
vardir .4 Daha once belirttigimiz i§veren-i?gi tipi iginden
bile hala ya?ayanlar vardir. tngiliz 'niifus sayimi verili-
rine gore «kendi hesabma gali§an i$giler» adini alan bu
grup niifusun % 5’ini olu§turmaktadir. Avrupa’nm di-
ger kapitalist ulkelerinde ve Amerika’da bu simfin yiiz-
desi daha da fazladir.
Bir sistemin agirlikli olarak ki?isel miilkiyet ve
ozel te?ebbiise dayandigini soylemek, burada miilkiyet
haklarinm sinirsiz ve kisitlamasiz oldugu anlamma gel-
mez. Miilkiyet haklari degi$en oranlarda kanunlara ve
mali politikanm taleplerine bagimhdir. Ozel te?ebbiis de
degi?en oranlarda devlet kontroliindedir (sistemde bii-
tiin olarak tutarlilik ve sabitlik saglanmasi anlammda).
Biraz once soziinii ettigimiz genel ozelliklerinin di?inda
degi?ik zamanlarda, geli§mesinin degi?ik evrelerinde, ge-
?itli iilkelerde kapitalizmin i?leyi?inin onemli degi?iklik-
ler gosterdigi goriilur. Bu nedenle kapitalizmi devletin
iktisadi hayat uzerinde higbir etkisinin olmadigi bir sis-
tem olarak tanimlamak yanli? olur. Turn devletler, de-
gi?ik yollardan ve degi?en oranlarda iktisadi hayat iize-
rinde denetim kurmaga gali§ir. Kapitalizmde bu dene-
timlerin gok ileri dereceye vardigi durumlara pek rast-
lanmaz; ama modem sava?m ortaya gikardigi durumlar-
da ya da sistemin 30’lardakine benzer bunalim gegirdi-
gi devrelerde siki denetim kurulmu?tur (toplumun tii-
miinun gikarlanyla tek tek bireylerin ya da toplumun

4) A n d re w G ra n t y a k in la rd a y a y m la d ig i «S osyalizm v e O rta
S im flar* k ita b in d a b u n la rin , n iifu su n % 17 - 18’in i o lu g tu rd u g u -
n u b e lirtm ig tir.
degi§ik kesimlerinin gikarlanmn Qati§abilecegi dUrum-
lar unutulmamalidir). Daha sonra gorecegimiz gibi, ka-
pitalist sistemde devlet elinde olan sektorler de buluna-
bilir (devletle?tirilmi$ endiistri alanlari gibi). Devletle?-
tirilmi? endiistri alanlari sistemin Qali?masim bir dere-
ceye kadar etkilese de, bunlann varhklan kapitalizmin
asil karakterini degi§tirmez.
Bu ozellikleri gozoniine aldigimizda, kapitalizmin
asil ozellikleri ile ilgili yaptigimiz tamm gegerliligini ko-
ruyacakmidir? Kapitalizmi, toplumu miilkiyet sahipleri
ve mulksiizler §eklinde 'kutupla§maya' iten, sermaye
mlilkiyetinin bazilannm elinde yogunla§masi sistemi
olarak tammladik. Kapitalistler goreceli olarak daha kii-
Qiik bir simf olu$tururken, i§giler (Ingiltere gibi bir iil-
kede) niifusun gogunlugunu olu$turur. Kapitalizni ile il­
gili tammimizm gegerliligini korudugu, gelir ve miilkiyet
dagilimmi gosteren istatistikler gozden gegirildiginde
agikga anla?ilacaktir, samnm. Miilkiyet dagiliminin sa-
yilanni vermek gelir dagilimmm sayilanm vermekten
daha zordur.
ingiltere’de en fazla bilinen ve en 50k yararlanilan
miilkiyet dagilimi istatistigi Daniel ve Campion tarafm-
dan 2. Diihya Sava$i oncesi yapilan ve 1936’da «Milli
Sermayenin Dagilimi» adiyla yayimlanan istatistiktir.
Bu kaynak iki sava? arasinda sermayenin yansindan faz-
lasinin niifusun (25 ya§ ve daha yukansi) % l ’inin elin­
de oldugunu gosterir. Sermayenin % 80 kadan ise, nii-
fusun % 5 -6 ’simn elinde toplanmi$ti. Gergekten de bu
yogunla?manin ta kendisidir!
Aym konuda sava? sonrasi donemi igin yapilan da­
ha yeni bir ara?tirma a§agida verilmi§tir. Bu ara$tirma
da 1946-47 yillannda sermayenin yarisimn hala 25 ve
yukarisi ya?taki niifusun % l'inin elinde oldugunu ve
sermayenin % 80’inin niifusun % 10 ’una ait oldugunu
gosterir. Diger tarafta ise miilkiyetleri olsa da 100
pound’un altinda, ortalama 60 pound kazanan, niifusun
iigte ikisini olu§turan kitle vardir. Simfli toplumlanri
varligim yadsiyanlar tarafmdan siirekli reklam edilen
bu kiigiik miilk sahibi ya da - tasarrufgulardan olu§an
kitlede, miilkiyetlerinden gelebilecek bir gelirle geginen-
lerin sayisi gok azdir. Bu kitlenin tumiiniin sermayesi,
ingiltere’nin genelinde 1 / 12 ’den daha az b ir oran tuiar.

1946 - 47’de Ingiltere ve Galler’deki sermaye grup-


larinin ve sermaye miktarlarmm dagilim tablosu®:

S e rm a y e b u y iik liig u n e 25 ve u stii ya? G ru p igin d ek i ser-


g o re g r u p l a r : n iifus ifin d e k i m a y e d a rla rin serm a-
y iiz d e le r i: y e le rin in to p la m se r­
m a y e ifin d e k i yiiz-
desi
100 p o u n d ve a§agisi 60.62 4.16
100 p ’ta n 1 . 0 0 0 p ’a k a d a r 27.79 10.99
1.000 p ’ta n 5.000 p ’a k a d a r 8.87 21.59
5.000 p ’ta n 10.000 p ’a k a d a r 1.38 11.35
10.000 p ’ta n 25.000 p ’a k a d a r 0.90 16.43
25.000 p ’ta n 100.000 p ’a k a d a r 0.38 19.18
1 0 0 . 0 0 0 p ’u n iizerinde 0.06 16.80

T O PL A M 100.00 100.00

Gelir saglamamn tek yolu miilk sahibi olmak olma-


digmdan gelir dagxlimindaki e§itsizligin sermayeye oran-
la daha iyimser bir tablo gizecegi tahmin edilebilir. Bu­

5) K a th le e n L angley, O x fo rd "O niversitesi I s ta tis tik E n stitu sii


B iilteni, A ra lik 1950 sayisi, sa y fa 353, § iib a t 1 9 5 J sayisi, say fa 44.
na ragmen, 50’li yillann ortalarindaki rakamlarin gos-
terdigi gibi gelir dagilimindaki e§itsizlik oldukga belir-
gin. Rakamlar, tiim ki§isel gelirin 1/5’inin gelir sahiple-
rinin 1 / 20’sine, 1 / 10 ’unun ise 1 / 100’tine du§tiigunti gos-
teriyor.

Ki§isel Gelir Datjilimi, 1954*:

T iim g e lirin y iiz - H e r g ru b u n g eli-


Y illik g e lir m i k t a r i : d esin e g ore g elir r in in to p la m g elir
s a y is i: ig in d ek i yiizdesi :

10.000'ptan y u k a n s i 0.05 1.6


2.000 ile 10.000 p. arasi 1.15 8.4
2.000 ile 1.000 p. ara si 3.50 9.9
1.000 ile 500 p. a ra si 29.00 41.0
500 p o u n d ’u n a§agisi 66.00 38.7

Gergekte bu tablo ki§isel gelir tizerine kuruldugun-


dan, §irketlere (yani topluca kapitalistlere) tahakkuk
eden ama pay olarak bireylere boliinmeyen karlari iger-
mediginden degersiz sayilabilir. Ki§isel gelirlere eger
dagilimi yapilmadan karlari da eklersek daha degi§ik
bir tablo elde ederiz. 1947 yilinm sayilanni gosteren tab­
lo (bu konuda daha sonraki yillarda yapilan bir ince-
leme yoktur) gostermektedir ki toplam gelirin 1/5’i ge-
lirlerin yalnizca % l'ine gitmektedir. Diger yandan ge­
lir sahiplerinin du§uk gelir elde eden yansi toplam ge­
lirin yalnizca 1/4’Unti almaktadir.

6) G. D. H. C ole’u n « tn g ilte re ’n in S a v a ; S o n ra si D u ru m u * k i-
ta b in in 223. sa y fa sin d a k i r a k a m la r a d a y a n ila ra k v erilm i§ tir.
1947’de dagilan ki?isel gelirin ve dagilmami? k&rla-
n n birle§tirilmi§ yiizdeleri7:
Yiiksek
gelirlilerin % l'i vergisiz olarak toplam gelirin % 19'unu alm aktadir.
» % 2,5'u » % 25’ini
» % 5’i » % 31’ini
» % 10'11 i % 40'ini
» % 25'i » % 57’sini
» % 50’si • % 75’ini
Diifiik
gelirlilerin % 50’si » » » » % 25’ini

Hem sermaye hem de toplam gelir konusunda son


yillarda a?iri e§itsizlikleri hafifge azaltici yonde degi-
§iklikler olmu§tur. Ama degi$ikliklere kar§m, az elde
toplanma ve ‘kutupla§mahin’ genel tablosu varligim ko-
ruyor. Zaten Mrs. Langley’in yaptigi ara§tirmadan aldi-
gimiz rakam lara gore 1946-47’de Ingiltere ve Galler’de
25 ve yukan ya§taki mtilk sahiplerinin tistteki % l ’i top­
lam gelirin % 50’sine sahipti. Bu oran 1924 - 30 arasi yil-
lar igin toplam gelirin % 60’i, 1. Dilnya Sava§i oncesi
donem igin % 70’idir. Mr. Dudley Seers’m ki?isel gelire
dagitilmami$ k&n ekleyerek yaptigi hesaplarda 2. DUn-
ya Sava?i oncesi ve sonrasi durum degi?ikligi pek belir-
gin degil: 1947’de en list % l'in payi % 19, 1938’deki
paylari % 20 imi?. Yine Ust % 5’in sava? sonrasi % 31
7) D u d ley S eers, O x fo rd O n iv e rsite si I s ta tis tik E n stitu sii B iil-
te n i, E y liil 1949 sayisi, sa y fa 262. B u is ta tis tik te , dogal o la ra k ,
d ag itilm am ig k&rin, o r ta k la r a ra sin d a dag itilm ig g e lirle rle ay m
Sekilde boliigturulm iig o ld u g u v a rs a y ilm a k ta d ir. D agilm am ig kft-
r i n g e lire e k le n m e sin d e §u ozelligi gozoniinde b u lu n d u rm a k g e -
r e k ir : E n flasy o n d e v rin d e b u k& rin b ir k ism i ‘y e te rsiz ’ a m o r-
tis m a n p a y in a k a tk id a b u lu n m a si igin re z e rv o la ra k k u lla m la -
b ilir A m o rtism a n p a y i g irk e tin k u ru lu g z a m a n in d a k i m’a l h a r -
c a m a la n iiz e rin d e n h e sa p la m r.
olan payi sava§ 5ncesinde % 35 imi§. Bu konuya daha
sonra yine donecegiz.
Kapitalizmin temel ozellikleri iistline sozlerimizi bi-
tirmeden 6nce, belirtilmesi gereken bir nokta daha var.
Kapitalistler tek tek ya da firma olarak istediklerini
yapmakta (belli smirlar iginde) serbesttirler. Istedikle­
rini uretebilirler, sermayelerini istedikleri yerde ve iste-
dikleri §ekilde yatirabilirler. Bu 8zelligiyle kapitalizm
plansiz bir sistemdir. «tfretim anar§isi» dendiginde soy-
lenmek istenen bu durumdur. Uretim anar§isi terimi
sistemin keyfince ve dlizensiz i§ledigini belirtmekten
gok, merkezi bir yonlendirme olmadan ilerledigi anla-
mina gelir. Uretimin giderek toplumsalla§an ozelligi ile
bireysel miilkiyet arasinda biiyiiyen geli§kiden soz eder-
ken Engels bu noktaya deginiyordu. Eger kapitalizm her
§irketin ya da her i§verenin en Ust dUzeyde k&r etmek
amaciyla istedigini yapmasma izin veren «anar§i» duru-
mundaysa, sistem olarak i?levinin ne olduguna bir agik-
lama getirilmelidir.
Bu durumun agiklamasi, boyle bir sistemin diizen-
leyici mekanizmasi olan piyasa ve piyasadaki fiyat ha-
reketleridir. Her i§veren neyi, ne kadar iiretecegine, ne-
reye yatinm yapacagina, ne kadar i§gi gali§tiracagina, ne
kadar hammadde stoku yapacagina kendini ilgilendiren
alandaki piyasa fiyatlannm -maliyeti olu§turan girdi-
nin ge§itli unsurlarimn ve uriiniin fiyati- i§igmda ka-
rar verir (piyasadaki tahminler bile fiyatlann degi§imi-
ne neden olur). Bu bireysel davram§lann biitiinti fiyat-
lar iizerinde etkili olur ve boylece ortaya fiyat degi§im-
leri gikar. Fiyat degi§imleri sonucu her bir §irket faali-
yetlerini «yeniden dtizenlemeye» gider. Bu degi§imler ay-
rx ayn ve «kiigiik birimler halinde» almmi§ jriizlerce ka-
rar, aralannda «dengeye» vanncaya (ya da buna yakla-
§mcaya) kadar stirer. Tabii boyle bir dengenin sagla-
namadigi ve fiyatlann siirekli dalgalanma gosterdigi du-
rumlar da vardir. i§te bu nedenle sonug, tek bir bire-
yin ya da bir grup insamn bilingli olarak istedigi gibi
olmaz. Kapitalist piyasada olanlar pazar egilimine bagh
olarak geli§ir. Bu anlamda kapitalist sistem «insan ira-
desinden bagimsiz» olarak, «nesnel giigler»ce ya da «de-
ger yasasi» ile yonetilir diyebiliriz. Bunu soylemek ba-
zilarmin ileri stirdtigii gibi §a§irtmaca yapmak degildir.
Kapitalizmin pazar sistemi ile gali§an bir diizen ol-
masmdan, burada yalniz ikisini ele almakla yetinecegi-
miz, sonuglar gikar. tlk olarak pazar dtizeni oldukga ge-
ni§ ve a§m fiyat dalgalanmalan gosterir. Bazi durum-
larda daha once soyledigimiz gibi bir «denge» noktasm-
da birle§meye egilim gosterir, ama bazi durumlarrt i da
siirekli degi§ken ve gittikge artan bir ozellik gc sterir.
Bu fiyat dalgalanmalan ve bunUn yamsira xirjedim ve
istihdamdaki dalgalanmalar gerek insani, gerekse ikti­
sadi agidan maliyet ve israf anlaminda agir bir kayiba
yol agarlar. Boyle dalgalanmalar belli bazi mallar iize-
rinde, onlarin pazarlarmda olabilir. Belli bazi endiist-
rileri ve bolgeleri etkileyebilir. Ama aym zamanda kapi­
talizmin tarihinin belirgin ozelligini te§kil eden, toplam
tiretim, yatirim ve istihdamdaki siirekli tekrarlanan bu-
nalimlar ya da periyodik dalgalanmalarla ornekleyebile-
cegimiz gibi, sistemin butiiniinti kapsayacak bir gapta
da gergekle§ebilir. Bu konuya 5. boliimde tekrar done-
cegiz. Birey olarak kapitaliste ya da §irketlere en iist
diizeyde k&r saglarken toplumun btiyiik bir kesiminin
gikarlariyla geli§kiye du§en bu durumlarda, ki bu du-
rum lann sayisi oldukga kabanktir, kapitalistler koru-
nurken toplumun geri kalan kismi gozden kagar. Bu-
nun sonucu ticret kar§iligi sistemin turn i§ini gSren yi-
ginlann refahi bir kenara itilir. Kapitalizm pazar dtize-
niyle gali§an bir sistem oldugundan, onemli olan neyin
iiretilecegine karar veren ve biiyiik lokmayi kapan §i§-
kin ciizdanlann guciidur.
Biitiin bu soylediklerimizden, kapitalizmin bir piya-
sa-sistemi bigimi, ya da Marks’m ifade ettigi gibi meta-
iiretimi sistemi oldugu ortaya gikar. Marks «meta» soz-
ciigiiyle tireten tarafmdan dogrudan kullamlmayan pa-
zarda degi?-toku? amaciyla tiretilen mallari belirtmek-
tedir. Yukarda soylediklerimizden piyasa-sisteminin ya
da meta-iiretimi sisteminin tek bigiminin kapitalizm ol­
dugu samlmamalidir. Tarihte kapitalist olmadan da (hig
degilse kismen) meta-iiretimine ve degi§-toku?a dayali
olan ilkel toplumlar vardi (buna ornek olarak tiretim
araglarma tireticinin sahip oldugu «kiigiik meta iireti-
mi bigimi»ni gosterebiliriz). Sosyalist bir iktisat da piya-
sadan yararlanabilir, temelde planli bir ekonomi oldu-
gundan onun tarafmdan yonetilmese bile, meta-iiretimi
sisteminin yasalanndan etkilenebilir. Lenin, «kapitalizm
emek:giiciinun kendisinin meta haline geldigi geli?mesi-
nin en yiiksek diizeyindeki meta-tiretim sistemidir» de-
diginde aradaki ayrimi gayet kisa ve oz olarak koy-
mu§tur.
2. KAPITALIZM NASIL OLUSTU?

K apitalizmin yam sira, bir yonetici simfm gali§an ure-


ticilerin artik-emegi ya da artik iiriintiyle gegindi-
gi, ba§ka simfli toplum bigimleri de v a rd ir: Ozellikle
kolelik ve serf sistemi. Profesyonel iktisatgilarin arasm-
dan, kole sahiplerinin kolelerinin asgari ihtiyaglarim
kar§iladiktan sonra geriye kalan artik-emege el koyduk-
larmi ya da ortagagdaki serf sahibinin, serflerin iirettik-
lerine ve emek-zamanlarina el koyarak, onlari somiirdu-
gii ko§ullara (ahlaki yargi di?mda) onemli bir iktisadi
anlam verilebilecegini inkar edecek birinin gikacagim
pek sanmiyorum. Aslinda boyle bir nitelendirmeye git-
meden, insan bu tiir sistemlerin iktisadi oziinti nasil ta-
nimlar anliyamiyorum. Yine aym iktisatgilarin gogu, i§-
ginin artik-emegini patronuna vermek igin higbir yasal
zorunluluk altmda olmadigmi, i§gilerin iizerindeki zo-
runlulugun daha once gordiigumtiz gibi yalnizca iktisa­
di bir nedeni oldugunu ileri siiriip, yukardakine benzer
bir degerlendirmenin kapitalizm igin yapilabilecegini de
cesaretle inkar ederler.
Kendinden onceki simfli toplum (ortagag feodaliz-
mi) bigiminden kapitalizmin geli§mesi siireci ye onceki
iiretim tarzmdaki serf emeginin, ticretli emege donti§-
mesi siireci hem uzun hem de karma§iktir. Donii§umun
kesin tarzi ve a^amalan, burada degerlendirmesine gir-
meyecegimiz ge§itli tarti§malara konu olmu§tur. Donii-
§Umun gizgisi kesin gizilmi§ degildir. Bu donemlerde si-
nif yapismda ve devlet politikasinda onemli siyasal de-
gi?iklikler olmu?tur. Degi§ik iilkelerde «yukaridan» (ya-
ni toprak sahibi aristokrasinin bir boliimiiyle i§birligi
yapan biiyiik tiiccarlarm) yapilan ekonomik ve politik
devrim ile kiigiik tiretici saflanndan gelen kiigiik ka-
pitalistlerin liderliginde (feodal somiiriiye kar§i ayakla-
narak) «a§agidan» yapilan devrimin, feodalizmin gokii-
§iinde oynadiklan gorece roller uzun uzun tarti§ilmi§-
tir (ornegin Prusya ve Japonya gibi iilkelerle Ingiltere’-
nin izledigi wklasik gegi§ bigimiw arasmdaki zitlik ).1 Feo­
dal toplumun erimesine neden olan ana giig ne olursa
olsun, bu gegi$te iki temel a§ama belirlenebilir.
Bu a§amalardan birincisinde kiigiik Uretici kendini
feodal yukiimluliiklerden kismen ya da tamamiyle kur-
tardi. ikincisinde tiretim araglan iizerindeki miilkiyetin-
den ayrilmak zorunda kaldi (kiigiik arazi pargasmdan,
hayvanlanndan, ziraat ya da zanaat aletlerinden) ve ge-
ginmek igin emegini iicret kar§iligi satmak zorunda bi-
rakildi. Bu siireg, Marks’m «ilk birikim» (ya da «ba§-
langig birikimi») diye adlandirdigi, proletaryanm olu§-
tugu siiregtir. Ister dogrudan el koyma bigiminde (in-
giltere tarihindeki gibi arazinin ozel miilkiyete donU§tu-
riilmesi ve koylii rengberlerin i§ledikleri topraklardan
siirulmesi> ya da yoksulluk ve borglar yiiziinden borca
kar§i el koyma bigiminde olsun, isterse (bazi bolgelerde
oldugu gibi) elveri§li topraklar iizerinde yeterinden faz-
la niifus arti§i bigiminde olsun, gegi§in ozii degi§mez.

1) B u ta rtig m a ile ilg ili d a h a fazla bilgi iste y e n le r P a u l Sw eezy,


M. D obb, H. T a k a h a sh i, R o d n ey H ilto n , C h risto p h e r H ill’in k a -
tild ig i cF eo d alizm d en K a p ita li? m e Gegi§» k o n u lu sem p o zy o m u n
S cien ce a n d S o ciety isim li N ew Y o rk d e rg isin d e y a y in la n a n k o p -
y a s in a b a g v u ra b ilirle r (T iirk iy e b ask isi, M etis. Y ay. 1984).
Bu bigimlerin ilk ikisinde proletaryamn ortaya gi-
ki§i, birinci bolumde konu§tugumuz miilkiyetin azinligin
elinde toplanmasi olgusunun oteki yuziidiir. Her iki
grup da ortak bir siirecin pargalarmi olu§turur. Bu ge-
li?menin can alici noktasi kiigiik iireticiler toplulugu-
nun sosyal ve iktisadi anlamda pargalanmasidir. Feodal
otoritelere olan bagimliliklanndan kurtulu?lan, koy pa-
zanndan daha geni? bir pazar igin iiretimin artmasi ve
sonug olarak para ile ali§veri?in geli?mesi pargalanma-
lanm kolayla§tirmi?tir. Bu pargalanma hareketi, bir
yandan zengin koyltilerin iist tabakasimn tarla iistiine
tarla alarak, kiigiik bir. sermaye biriktirip bu parayi ti-
carette ve tefecilikte kullanmalarmi saglarken, diger
yandan yoksulluk ve borglanma ytiziinden daha zen­
gin bir kom§usu igin gali^mak, arazilerini rehine ver-
mek ve sonunda elinden gikarmak durumunda kalan
daha da fakirle§mi§ bir alt tabaka yaratmi?tir.
Kapitalizmin yiikseli$inde doniim noktasi, mekanik
giicii (once su, sonra buhar giicii) iiretime ko?an bir
dizi teknik yeniligin, iiretim siirecini, ev ya da zanaat
atolyesinden fabrikaya aktardigi, bir ya da bir grup
insamn elle gali?tirilan alet ve makinalarla yaptigi iire-
tim yerine ilk once diizinelerce daha sonralan yiizler-
ce i?ginin ekip gali§masma d 6nii$tiirdugu, «endiistri
devrimiw denilen a§amadir. Gttntimiiz Amerikan yazar-
lanm n giincel benzetmeler bulup, devrim sozciigiinii ha-
raretle reddederek endUstrile§menin «kalki§» noktasi
olarak nitelendirdikleri ve ardmdan sermaye birikimi
ve iktisadi geli?menin kendi momeritlerine ula§tiklan
canalici degi?im, i$te bu doniim noktasma tekabiil eder.
Bu doniim noktasi yalnizca teknik geli?menin so-
nucunda ortaya gikamazdi. Kapitalist onciilerin (bunlar
ba§langigta genellikle kiigiik sermayesi olan ki§ilerdir),
bu yenilikleri benimsemeye, onlari iiretim ve piyasanin
amaglarma gore uyarlamaya hazir olu§lan digerlerinin
de bunlan yaymakta tereddiit gostermemeleri 50k da­
ha gerilere uzanan bir seri geli§menin olgunla?masi so-
nucu olmu§tur. On ko§ullardan bir tanesi, sermayeleri
50k kiigiik olgekte de olsa, bunlan ticaret ve endiistride
kullanan bir sinifin varligiydi. Ba§ka bir tanesi de kre-
di verebilecek ve di§a agilabilecek oldukga fazla miktar-
da tiiccar sermayesinin birikmesiydi. Ustelik ticaret yol-
lan ve ileti§im araglannin geli§mesinin yarn sira olu§-
mu§ pazarlar da gerekiyordu. Hepsinin otesinde (olduk­
ga ucuz demesek de )kullamma hazir, hareketli bir
emek arzinin varligi zorunluydu.
Kapitalist iiretim ili§kileri -ucretli emegin serma­
ye ile olan ili§kisini kastediyonim- gergekte endiistri
devriminden iki yiizyildan fazla bir zaman once olgun-
la§maya ba§lami§ti. Daha 16. yy'da bazi endiistri kol-
larinda fabrika olgiisiine yakla?an iiretim miktarina im-
k&n saglayan teknik geli§meler olmu?tur. Geli§tirilmi§
pompalar daha derinlerde maden kazilarina olanak sag-
liyor, boylece madencilik giri§imlerine oldukga onemli
miktarlarda sermayeyle yatirim yapiliyordu (yine de bu-
giinkii anlaminda bUyiik m iktarlarda degil). Tuz elde
etmedfe, k&git yapiminda, ?eker rafinesinde uygulanan
yeni yontemler, barutun bulunu?u, ilkel fm nlarda de-
mir ve bakm eritme, tel yapimi alanlannda yeni yon­
temler toplu iiretime yol agti ve binlerce pounda varan
sermayelerle yapilan yatinm lann temelini hazirladi.
Kralige 1. Elizabeth devrinin sonlannda su giiciine da-
yanan barut ve kagit fabrikalan, geni§ gapli bakir i§leni-
?i ve tel yapimi ortaya gikmi?ti. Tekstil endUstrisinde
gok daha onceleri ortaya gikan girpici dibekleri de bir
yana. Yani daha kapitalizmin $afak vaktinde, onun he-
niiz temelde feodal olan, bir toplumun «kabugu iginde»
geli§mekte oldugu donemde bile, iiretim giiglerinde
onemli degi§iklikler vardi.
Ama yine de bu ornekler, genellikle emek yetersiz-
ligiyle sakatlanan (zaman zaman ozellikle madencilikte
hukumliilerin kullamlmasmda oldugu gibi baski ya da
zor altmda emege dayanan), toprak sahiplerince ya da
biiyiik tiiccarlarca yuriitiilen ve bazen de hukumdarin
(saraym istedigi etkiyi yaratmak igin verdigi) tekel hak-
larina dayanan istisna orneklerdir. Ozellikle tekstilde en
gok kullamlan iiretim bigimi, temelde el zanaatlariydi.
Bunun sonucu olarak iiretim, kiigiik i§liklerde ya da h&-
1& tanm la geginip ek bir i§ olarak el zanaatim, segen
kiigiik toprak sahibi aiilelerin evlerinde yiirutiiluyordu.
Hammaddeyi saglayabilmek ve piyasayi (ve bazan da
iirtinu) diizenlemek igin dogal olarak sermaye gerekliy-
di. Bu para tticcar (daha sonra tticcar-imalatgi ismini
alacaktir) tarafmdan saglamrdi. Tiiccar, i§i koylerde ya
da ticaret merkezi kasabalarin civarinda ya?ayan zanaat-
k^rlara dagitir, iiretimin ge?itli evrelerindeki i§boliimu-
nii (egirme, dokuma, uruniirt son halini almasi gibi)
ayarlar, tamamlanmi? iiriiniin sati?ini diizenlerdi. Kapi­
talizmin endiistri devrimi oncesi a§amasindaki bu gok
ozgiin iiretim bigimini betimlemek igin «aile ya da ev
endiistrisi» veya «di?ariya i§ verme» (sipari§ iizerine
iiretim) terimleri kullamlmi?tir. Marks bu devre igin,
endiistri devriminin daha sonra getirdigi «machinofac-
ture» terimiyle kar§ila§tirmak iizere «manufacture» te-
rimini kullanmi§tir .2
O zaman bu iiretim bigiminde niye kapitalizmin bir
a?amasi olarak soz ediyoruz? Bu siralarda i?giler daha

2) M a n u fa c tu re : L a tin c e m a n u : El, f a c t u r e : O re tm e k a n la -
m m d a d ir. Y an i m a n u fa c tu re elle y a p ila n iire tim , m a ch in o fac -
tu r e ise m a k in a y la y a p ila n iire tim d e m e k tir. (c.n.)
proleterle?melerdi: Yani heniiz iiretim araglarmdarv
hattfi birgok durumlarda sahip olduklari arazi pargala-
nndan bile kopanlmami§lardi. Uretim merkezi degil da-
gimkti, belli bir yogunla^ma olmami§ti. Sermaye sahip-
leri genellikle tiretimi dogrudan denetleyemeyen ve tek
ba§ina (ya da ailesiyle) emek veren ve (giderek azal-
makta da olsa) onemli olgiide bagimsxzliga sahip imalat-
gi zanaatk&rlann uzerinde kendi disiplinini kabul etti-
rememi? tiiccarlardi.
Bu ko?ullarda ya?anilan durumun gegi? ozelligi gos-
terdigi ve sermaye ile iicretli emek ili§kilerinin heniiz
olgunla§mami? oldugu dogru olsa bile, iicretli emek ni-
teleyici ozelligini almaya ba§lami§ti bile. Bu di?anya-i?
verme (sipari? iizerine iiretim) sisteminde, i?gi-i?veren
ili?kisi agikga goriilebilir. Evlerde i§leri yapan zanaat-
k&rlarm iiriinlerinden aldiklan para da giderek, parga-
ba?i odenen iicrete benzeme egilimi gostermi§tir. ima-
latgi zanaatk&rlarin bagimsizliklarmi ve iiretim aletle-
rini ellerinde bulundurm alah sadece lafta kalmaga ba?-
ladi. Yukanda belirttigimiz kiigiik iiretim tarzi igindeki
«goziilme» siireci, evlerinde gali§an zanaatk&r tabakasi-
m da etkiliyordu. Iktisadi giigliige dii?en gogu zanaatkar
bagimsizligim yitirip yarx-proleter hale geldi. Daha zen-
gin olanlari sermaye biriptirip yoksul kom§ulanna i?-
veren oldular; boylece giderek endiistriyi diizenleyen, fi-
nanse edenler (ve yeniliklere onciiliik edenler) temelde
tiiccarlar degil, iiretici saflanndan kapitalistlige ytikse-
len bu ki§iler olmaya ba§ladi. Daha karma?ik bir orgii
tezgahin icad edilmesini izleyerek 17. yy’m ikinci yari-
sinda (siradan biri igin almamayacak bu tezgah evle­
rinde i? yapan zanaatkSrlara kiralandi. Bu amagla b ir
?irket bile kuruldu. 18. yy’da tezgah kiralanndaki a?i-
n arti?larla zanaatkSrlarxn somiiriildiigU yakinmalan
duyulmaga ba§landi. Buna benzer bir durum kuma? do-
kuma alamnda da goriildu. Ya borg yiizlinden el konul-
masi ya da zanaatkarlar kendilerine bir tane alamayacak
kadar yoksul olduklarindan dokuma tezgahlari «i§vere-
nin» elinde idi. Ce§itli metal kollannda (givi ve alet ya-
pimi kollari dahil) bazi kapitalistler evlerinde uretmek
iizere i§ verecekleri yer de, zanaatkarlan kendi gatilan
altmda topladilar. 18. yy’da demir tiretimi belirli yer-
lerde toplanmaga ba§lami§ti. Toprak mtilkiyeti ve gift-
gilikte tarim alamnda aym egilim goriildu .5
18. yy'in sonunda ve 19. yy’da daha gok yaygmla§an
teknik yeniliklerle, iki ytizyili gegen bir stiredir devam
eden siireg hizlandi ve bir adim daha ileri goturuldii. Da­
ha once olanlarla kar§ila§tinlinca geli§melerin temposu
oldukga hizliydi. Yine de uretimin yogunla§masi ve dof-
rudan i§veren-sermaye/ucretli-emek ili?kisinin ba§lama-
siyla fabrika endustrisine donu§umlin hizini fazla abart-
mamak gerekiyor. D6nii§um oldukga ini§li giki§liydi ve
«manufacture» (elle iiretim) doneminin izleri 19. yy’in
ikinci yansm a kadar goriildu. Ama 19. yy’m ortalannda
iiretim siirecinin bildigimiz modem kapitalist fabrika ti­
pi tngiltere endiistrisine egemen olmaya ve genelle§me-
ye ba§ladi. Hizla biiyiiyen proletarya sinifim kismen top-
ragin ozel miAlkiyete gegmesi ve koy zanatlanmn yok ol-
masi nedeniyle kirsal kesimden gelen ntifus, kismen de
18. yy’m son geyreginde hizla artan, 19. yy’in sonunda ge-
rileyen ntifustaki dogal arti§ olu?turdu. Bu sinif geni§-
leyen endiistriye emek giicii, siirekli biriken sermayeye
de bir yatm m alam sagladi.

3) B u d o n em d ek i g eli§m elerin a y rin tis i igin, y a z a rin « K a p ita -


lizm in G eli§m esi U zerin e ln c ele m e ler» k ita b in in 1. v e 4. b o liim -
le rin e b a k ila b ilir.
3. REKABET VE TEKELCILtK

I* lkkarlann
adimlar atildiktan sonra, endiistriden saglanan
biriktirilip tekrar yatinm yapilmasiyla, ka-
pital birikimi siireci hizla geli§me imkam buldu. Kapi-
tal birikimi ve yatinm lara paralel olarak teknikte de sii­
rekli geli§meler oldu. Bu anlamda, iiretim yontemlerin-
deki siirekli degi§imlerle, en hareketli devrinde kapita-
lizm tarihteki iiretim tarzlanndan 50k daha ile.ici bir
nitelik ta?iyordu. Ama en geli§tigi donemlerde bile ka-
pitalizmin ula§tigi biiyume orani son yillarda sosyalist
sektordeki planli yapimn ula§tigi oranla kar§ila§tinldi-
ginda gok algakgoniillii kalir. 19. yy’m biiyiik boliimii bo-
yunca tek tek firmalar 50k kiigiik ve gok sayida oldu-
gundan (gogunlukla aile §irketi ya da ortaklik bigimin-
deydiler) kapitalizm tam bir rekabet sistemi goriinii-
miirideydi. Bu firm alann higbirinin, kendi pazan iizerin-
de g5zle goriiliir bir etkinligi yoktu. Aralarmdaki fiyat
anla§malan, yerel pazarlarda hig bulunmamamn yanisi-
ra bugiinkii anlaminda yaygin degildi. Sloganlan serbest
ticaret ve serbest rekabetti. Her i§adami biliyordu ki sii­
rekli iininiinii ucuzlatacak yollar bulmazsa rakipleri ta-
rafmdan piyasamn di§ina atilirdi. Ba§armm anahtari ye-
nilikler olmu§tu. Sermaye, yeniliklere para saglamak
amaciyla biriktiriliyordu. Aym zamanda teknikteki ye-
nilikler de sermaye igin yeni alanlar ve yollar sagliyor-
du. Hem de iicretli emek arzi, kapitalin birikimine ayak
uyduramazken bile.
Sermaye 19. yy’da niifus arti§ oranindaki hizi geri-
de birakacak kadar hizli birikmi§se, o zaman emek ar-
zi uzerindeki rekabet, kar getiren ve artik-deger yaratan
bir sistem olan kapitalizmi zedeleyecek olglide iicret
(emek guciinun fiyati).arti§ma neden olmadi mi diye so-
rulabilir. Bu soru 19. yy. kapitalistlerinin ve onlarin ik­
tisadi dani§manlarimn kafasinda belirmi? bir soruydu
ve onlari epey kaygilandirdl. Gergekle§meyen bu egili-
min kapitalizmin temel geli§kisi oldugu soylenebilir.
Marks bu durum iizerinde oldukga fazla durmu§tur. Bu
egilimin higbir zaman pratige gegmemesinin nedenini,
i§sizler ordusunun endiistri igin bir rezerv olu§turmasi-
na ve emegin payini azaltmaya dogru giden teknik ge-
li§melerin gali?anlari bile siirekli digerlerinin yerini dol-
durmaya itmesine baglami§tir, Gergekte bu egilimin
olu§ma bigimi kendi kar§itini iiretir : Sermaye birikimi
emek giiciiniin, dogal arti§ini gegerken, i§giicli rezervini
tiiketti ve ucretleri artik-deger pahasina yiikseltti. Buna
kar§ilik teknik geli§meler aym m iktarda uriinun ya da
daha fazlasimn daha az emekle iiretilmesine olanak sag-
ladi. Endiistriyel i§ giicii rezervi otomatik olarak tek-
rar §i§meye ba§ladi. Boylece emek artik-arz durumunda-
ki bir meta olma, ozelligini kazandi. t?sizlik ya da iste-
digi i§te gali§mama, sistemin miizmin hastaligi durumu-
na geldi. Kapitalizmin gegen boltimde bahsettigimiz ilk
a?amasmda bir yedekler ordusu kapitalin ilk birikim sii-
recinde yaratilmi§ti. Tam olgunla§tigi devirde ise siirek­
li geli§en teknik ilerlemelerle bu durum korundu. Sis­
temin ihtiyag duydugu bu durumun siirebilmesi igin tek­
nik ilerlemelere ozellikle dikkat edildi..
Hizla artan sermaye birikimi ve buna paralel olarak
geli§en teknik degi§imlerle, daha once defalarca tekrar-
ladigimiz iiretimde yogunla§ma siireci bir adim daha ile-.
ri goturuldii. Bu, iki duzeyde olu§an bir yogunla§ma idi.
Ilk olarak uretim-birimi diizeyinde yogunla§ma oldu.
Gittikge karma§ikla§an makina teknigi ve beraberinde
getirdigi karma§ik i§ boliimii, fabrika iginde farkli iire-
tim sureglerinin ve a?amalarimn ayn§masxyla, daha bii-
yiik iiretim birimleri ihtiyaci dogdu. llkel demir imalat-
haneleri yerine modern maden eritme finnlari ve komp-
le maden eritme tezgahlari, k5miir ocaklari, gelik ve
hadde fabrikalari; i§ aletleri yapan atolyeler yerine mo­
dern agir makinalar yapan fabrikalar olu§tu. §imdi iire-
time ba§lamak igin birkag bin yerine yuz binler hatta
milyonluk sermayeler gerekiyordu. Ayrica kiigiik kapita-
listlerin bagimsizhk alani daralma egilimi gosterdi. Ikin-
ci olarak §irket ve ortakhklar diizeyinde yogunla§ma ve
merkezile§me goriildii. ?ahsi mlilkiyetlerde sermaye da­
ha fazla yogunla§ma egilimi gosterdi, ayn ayn sermaye­
ler (Amerika’da kendilerine verilen isimle) modern ano-
nim §irketler ya da ticari ortakliklar olu?turmak tizere
birle§tirildi.
Ama kapitalizmin bu rekabetgi a§amasi yogunla§ma
olgusunu beklerken, rekabetin varligim yoketti. En azin-
dan eski bigiminde kiigiik i§letmelerin pazardan daha
fazla pay koparmak igin mallarmi siirekli ucuzlattikla-
n rekabet §ekli yok oldu (bu durum daha sonra fiyat
rekabeti diye adlandinldi). Bu durumu sermayedeki yo-
gunla§ma, ge?itli bigimleriyle tekelin temelini hazirlaya-
rak yaratti. Aslinda tekel sozciigU bir malm tek saticisi
olma anlamina geliyorsa da, iktisadi baglamda tekel, bir
metanm a m ve dolayisiyla fiyati iizerinde gozle goriiliir
olgiide etkili olma giicii anlamma geliyor. Dogal olarak
bu bir derece sorunudur ve iktisadi y5nden onemli ol-
masi igin mutlak olmasi gerekmez. Eger kapitalist bir
§irket iiretim politikasiyla pazar iizerinde ve dolayisiyla
piyasa fiyatinda belirli bir etkisi olacak kadar biiyiikse,
onunla rekabet eden fazla sayida kiigiik §irketler olsa
da, belli olgiide tekel giicune sahiptir. Pazar tizerindeki
hakimiyet tekel gtictiniin olgutii olurken, yine bu olgu
tekellerin nihai amaglanna ula§malannda bir arag, bir
vesiledir. Ve kapitalizmin hareketlendirici ve itici giicii
k&r oldugundan, tekellerin amaci tiretimi kisip fiyati
ytikselterek k&rini artirm aktir.
Gttniimttzde piyasada hakimiyet saglama yollann-
dan en gegerli olam yeni bir bigim ya da modelde, yeni
bir etiket ya da markayla «ozellikli iirtin» yaratmaktir.
Tekeller bunu pazarlamacilikla ve reklamla (ya da sati?
temsilcilikleriyle ozel ve tercihli anla§malar yaparak her
ikisiyle birden), alicilan mallari almalari igin aldatarak
ve zorlayarak boylece tirtinleri igin tercihli pazarlar ya-
ratarak yaparlar. Piyasaya hakim olmanm bir ba§ka yo-
lu da, piyasayi belli saticilann elinde korunmu? «b61ge-
lere» ayirmaktir. Bunu ya ilgili §irketler arasmda ticari
anla§malar yaparak, ya da bir veya bir grup firma, bol-
gelerine giren digerlerini kaba yontemlerle di§layarak
saglarlar. Boylece kiigiik rekabetgiler bu pazarlardan
kendi iyilikleri igin uzak dururlar. Buna benzer bir du­
rum, btiytik bir firmanm (ya da bir grup firmamn) kii-
giik firmalarla birlikte ya§adigi piyasada «fiyat onciilu-
gii» denen olguda kendini gosterir. Aralannda agikga ya-
pilmi? bir anla§ma yoktur, kiigiik firm alar bagimsiz re­
kabetgiler olarak kahrlar. Ama biiylik bir firm a (ya da
bir grup firma) m allanna kendilerine en k&rli geleh fi­
yati koyma imkSnma sahiptir. Kiigiik firm alar da bu fi­
yati kirmaz, kuw etli rakipleriyle fiyat sava§i yapacak-
lanna, piyasanm kendilerine biraktigi k&ra razidirlar.
Gortiyoruz ki tekelcilik kelimenin tam anlamiyla re-
kabeti di§lamaz. Her biri tekelci olan ve paylanm artir-
mak isteyen biiyiik firmalar, ya da biiyiik firmalarla ku-
giik firmalar arasmda rekabet ve miicadele vardir. Bu-
rada iistlinde durulmasi gereken nokta rekabetin bigi-
minin degi§ik olmasidir. Tekelcilikte 19. yy fiyat reka-
beti yerine reklam sava?lan ve sati? kampanyalari var-
dir (ilk anda aklima i deterjan firm alannm sava§i ge-
liyor). TUketiciler kadar rakip firm alar da dagitimi ya­
pan firm alann boykotlan ve baglayici anla?ma yapma
yontemleriyle i?in igine zorla girerler. Bu arada fiyat
kiran satici firm alann piyasa di?i kalmasim saglayan an-
la§malar oldugunu soylememize gerek yok. Son olarak
da, anla?malarda tercihli bir durum saglanmasi igin si-
yasi niifuz kullamlmasi ya da tilkedeki pazara herhan-
gi bir zarar gelmemesi igin mali koruma tedbirleri be-
lirtilebilir. Bu, higbir zaman fiyat indiriminin olmaya-
cagi anlamma gelmez.'Fiyat sava?inda, tarihte omegini
petrol tekellerinde gordiigiimiiz tiirde sapmalar olabilir.
Ama bunlar genellikle anla?malar arasmdaki gegi$ do-
nemlerinde meydana gelir.
Tekelle§menin en ileri a$amadaki bigimi, rakip fir­
malann tek firma haline gelmek igin birle?mesi ya da
katilmasi, ya da en biiyiik firmamn digerlerini yutma-
siyla olu§ur. Bundan daha geri a$amada olan diger
bir tekelle?me bigimi de firm alann ayn ayn kimlikle-
rini koruyarak birle§meleridir. Bu firm alar ya aralarin-
da hisse senedi degi$ toku? ederek, ya idare heyetleri ge­
nellikle aym uyelerden olu§tugundan birlikte gali§an fir­
malar halinde ya da «ortak kazang topluluguw anla?ma-
si yaparak birbirlerine baglamrlar. Ya da holding firma-
nm diger uydu firm alar iginde onemli olgiide hissesi
olabilir. Bazan da bu sonucu soyledigimiz tiir birle?me-
ler, ana firmadan kiigiik bir sermaye aynlarak olu§an
bir ki§i ya da bir grup i$adaminm ba?ma gegtigi firma-
mn, kendinden yiizlerce kat biiyiik sermayeye sahip fir­
malar iizerinde denetim kurmasim saglayan «piramitles-
me» adi verilen bir yontemle birle?tirilerek kullanilir
(1929 mali bunalimmda felakete ugrayan Amerikan ban-
keri Instill'm orneginde oldugu gibi). Piyasa anlasmala-
riran daha gev§ek bigimleri de vardir. Bunlarda, firma­
lar mallarini liretirken bagimsizdirlar ama pazarlama
a§amasmda aralarinda belli olgiide bir koordinasyon
vardir. Bu tlirlin en yaygm bigimi kartellerdir. Kartel-
ler (ticaret birlikleri) iiye firm alann tiriinlerinin pazar-
lamasmi denetlemek ya da idaresini elinde tutmak uze-
re olu^turulmu? sati§ birlikleridir, fiyati korumak igin
her firmaya pay edilen bir tirtin kotasi vardir. Bu kota
ile arzu edilen minimum fiyatla firma iiretim niiktarimn
tutarli olmasi garanti edilir.
Eger iiretim m iktan sinniam rsa, iiretim donanimi
(fabrika ya da makinalar) da simrlandinlmak zorun-
dadir. Bu da o endlistride kurulan yeni firm alan engel-
lemek suretiyle yapilir. Yeni kurulan firmalar sayica
fazla olursa, tekelle§mi§ olanlarm durumu gok gegme-
den bozulur. Yani ortadan kaldirilmasi gereken sadece
fiyat indirimi tehlikesi degildir, yeni gelenlerin yiiksek
tekel karlarina ortak olma isteginden de gekinilir. Bazen
bu durum gergekle§ir. Ozellikle daha gev§ek tekelle§me
anla§malarmda ve kiigiik ya da orta olgiide bir sermaye
ile i§ kurma ve pazara girmenin zor olmadigi endiistri-
lerde bu duruma rastlamr. Sonunda tekel fiyatmda
onemli bir indirim olmasa bile uzun vadede sonug, en-
dlistride higbiri tam kapasitede gali§mayan fazla sayi-
da firmanm ortaya gikmasi olur (yani hakim olan §i?i-
rilmi? fiyatlarla ve kar hadleriyle smirlanmi§ pazar hac-
mine uyamazlar). Pek gok endiistride ise biiyiik olgiide
uretime giri§memek iktisadi agidan miimkiin degildir
(teknik yontemlerin niteligi ve kurulmasi gereken mas-
rafli tesisler geregi). Bu ko?ullarda endiistriye giri?, zo-
runlu olarak gok fazla sermayesi olana nasip olabilir.
Kurulu olan §irketlerin, yeni olanlara kar?i bu iistiin-
liikleri vardir. Bu yiizden kendilerini yeni olanlara kar-
§1 giivencede hissederler. Ama kurulu olan §irketlerin
yeni kurulan §irketlere kar§i caydirici etkisi yalnxzca ku-
rulu§ a§amasmdaki ba§langig giderleri degildir, ayrica
kurulu olanlarm arasmda yeniden kendilerine guvenceli
bir yer saglaymcaya kadar ugrayacaklari maddi zarar
riski de vardir.
Tekeller yeni rakiplerinin meydan okumalarina kar-
§1 kendilerini giivencede hissederlerken bile ciddi bir so-
runla kar§i kar§iyaydilar. §oyle ki; iiretim kapasitesi si-
mrlandigmdan, tekeller karlarm i kendi endiistrilerinde
tekrar yatirim olarak kullanamazlar. Oyleyse nereye ya-
tirim yapacaklardir? Tekelci endiistrilerdeki tekelci kar-
lar sermaye birikimini daha da fazlala§tirmaya yararlar
ve tekelciligin giiniimiizde eri§tigi a§amanm dikkat geki-
ci ozelligi, biiyiik miktarlardaki karin firma rezervi ?ek-
lindeki birikimidir. Yatirimlarin biiyiik boliimii topla-
nan bu «ig birikim»den saglanir. Boylece tekelci firma-
nin kendi alanmda olmasa bile ba§ka alanlarda yatirim
yapma zorunlulugu ortaya gikar.
Bu, kapitalizmin tekelci a§amasindaki en biiyiik ge-
li§ki olarak goriiniiyor. Biiyiik kur.ulu§lar arasmda reka­
bet siirdiigii, daha fazla biiyiime ve daha iistiin olma diir-
tiisii her §eyden onemli sayildigi Siirece egilim, bu biri-
kimin endiistri iginde ya da tekelci sektoriin kendi ala-
mnda yatirim yapmasi $eklinde geli§ir. Bunun gergek-
le§me derecesine gore, fazla iiretim kapasitesi tamamiy-
le faydaci yonde kullamlmaz. Bu durum, yiiksek kar
m arjm a 1 ragmen yatirilan sermayenin her pound’una

1) K a r m a rji b u ra d a iire tile n ya da sa tila n h e r b irim (y a da


h e r p a rc a m a l iiz erin d e k i k a r m ik ta ri a n la m in d a k u lla m lm i? -
tir. K a r m a rji; a ) T oplam k a r (iire tile n ya da sa tila n m a l m ik -
ta r m a b a g lid ir). b ) K a r h a d d i (y a tirila n se rm a y e y e o ra n la elde
e d ile n to p la m k a r d ir ) te rim le rin d e n a y rilir.
du§en k&r haddini azaltir (giinkii sermaye m iktan bii-
ytirken, gergekle§en toplam kar, piyasanm hakim olan
tekel fiyatlanyla kabul edecegi emtia miktarjna bagli
olarak simrlanir). Bu durum meydana geldiginde, en-
diistrideki tekelci sektoriin yatinm lan duraklama egili-
mi gosterir ve yerine ba§ka yatinm alanlan bulma yo-
ntinde bir baski dogar.
Ba§ka yatirim alanlari nerede bulunacaktir? Yati-
n m ilk elde, giri§imin engelsiz ve goreceli olarak daha
kolay oldugu kiigiik olgekli endiistrilere yapilir. Bu da
endiistrinin soz konusu sektoriinde rekabeti kizi§tirir ve
buna bagh olarak karlar dii§mege ba§lar. Karm dii?ii-
§ii de o alanin yeni yatirimlar igin gekiciligini kaybet-
mesine yol agar. Buna ragmen, tekelci firmalarm bu en-
diistrileri (ya da bunlarin bir kismini) kendi miilkleri-
ne ekleyip, kattiklan durum lar da vardir. tkinci olarak,
ki bu sagladigi olanaklar agisindan daha yaygmdir, ser­
mayenin dlinyanm iktisadi yonden geli?memi? iilkelerine
ihrag edilmesi durumu vardir. Bu durumlarda kar kad-
lerinin daha yiiksek olmasi miimkiindiir, bol ve ucuz i?
giicii vardir, hammadde kaynaklan geni?tir. Geli?memi§
iilkeler somiiriiye agik el degmemi? alanlar olarak tekel-
le?me ko?ullan igin oldukga uygundur. Hele politik bas­
ki ve denetim tekellerin iktisadi ayncaliklarim koruya-
cak yonde geli§irse, iilkelerinde uyguladiklari yontemle-
rin aynismi yeni iilkelerde uygulamaya ba§larlar.
ileri kapitalist iilkelerde tekellerin geli?mesi ile bu
iilkelerin geli§memi? iilkeler iizerinde iktisadi ve siya-
si niifuz kazanmalan (sonunda tam bagimliliga yol agan)
arasmda baglanti kurmanm bir yolu da budur (tek yolu
demiyorum). Bu olguya modern emperyalizm diyoruz.
19. yy’m son donemi, «Afrika’nm payla^ilmasiw ile onem
kazamr. Bu donemde biiyiik giigler on yildan daha ki-
sa bir siirede kitayi somiirgele§tirerek aralarmda boliis-
mu§lerdir. Aym donemde ozellikle ingiltere ve Alman-
ya’da, Qin’de «imtiyazlar» ele gegirme arzusu, Almanya’-
mn Balkanlar’i gegerek Ortadogu’ya hakim olma istegi
(Drang nach Oston - doguya atili?) yeniden canlandi.
Yiizyil sona ererken (tdolar diplomasisi»ndeki ani ama
gecikmi? yiikselme goruldli. Bu da Latin Amerika ve Pa-
sifik’te iktisadi ve siyasi niifuz kazanma istegine donii?-
tii. 1. Dunya Sava§i’na gelindiginde, di§ tilkelerdeki in-
giliz sermayesi, tlim ingiliz kapitalist smifmm elindeki
sermayenin 1/4 - 1/3 kadanni olu?turuyordu. Buna gore
ingiliz kapitalizmi - ozellikle ingiliz tekelci kapitalizmi
igin Britanya Adalari.yayilmi? ve bagimli bir iktisadi ve
siyasi imparatorlugun ba?§ehrinden ba?ka bir §ey degil-
di. ingiltere dogal olarak, daha onceki bir evreye (kapi-
talizmin «merkantilizm» adi verilen ilk a?amasi) ait so-
mtirgesi Hindi stan’dan vazgegmek niyetinde degildi.
§imdi yalmzca Hindistan’a degil, Misir'a, Sudan'a, Dogu
ve Bati Afrika’ya ve Uzakdogu’ya da ilgi duymaya ba§-
lami§ti.
Di§ ulkelere yapilan yatirimlar tabii ki yeni bir olay
degildi. ingiltere’de di§ ticaret konulari 19. yy’m ba?la-
rinda Londra sermaye piyasasi igin soz konusu olmaya
ba?lami§ti. Bu ttir i§leri, §ehrin bu konuda uzmanla?mi§
biiyiik «tliccar - banker»leri destekliyordu. Di? ticaret i§-
leri biiyiik olgtide hlikiimetin verdigi ya da kefil oldu-
gu borglarla yiiriiyordu. Rothschilds gibi, alacaklilann
borglulara bazi ko?ullar yiiklemelerine ragmen bu borg
vermeler borglular iizerinde doijrudan bir somiirii ve de­
netim araci olmuyordu. ingiliz sermayesi 19. yy’m orta-
lannda Avrupa ve Amerika’da do?enen demiryollarma
biiyiik olgiide finansman sagladi. Sonradan ortaya gikan
emperyalizm doneminde, sermayenin di?a agilmasinda
niteliksel bir fark vardir. Bu fark da emperyalizmin ma-
dencilik ve tanm da, kamu hizmetlerinde, daha sonrala-
n fabrikalarda dogrudan i§ yatirimlari yapmasmdan
gelmektedir. Koloni bolgelerinde kurulan §irketler, gel-
dikleri iilkedekilerin karde§ §irketi olmakta ve bulun-
duklan yerde tekelle§menin getirdigi ayricaliklardan ya-
rarlanmaktaydilar.
Bu yeni tiir emperyalizm iizerine yazilmi? pek 50k
kitap vardir (J. A. Hobson, Leonard Wollf ve Rudolf
Hilferding’in gok bilinen eserleri dahil olmak iizere).
Ama diinya genelinde en yaygin etkisi olan kitap, Lenin’-
in 1. Diinya Sava?i sirasinda yazdigi «Emperyalizm : Ka-
t>italizmin En Yiiksek A§amasi» adli eseridir. Bu kitap-
ta Lenin’in siraladigi emperyalizmin genel ozelliklerini
ozetle burada aktarm ak yararh olacaktir :
«1 ) tJretim ve sermayenin, iktisatta belirleyici rol
oynayan tekellerin olu?masina neden olacak kadar faz­
la yogunla?masi. 2) Banka sermayesinin endiistri ser-
mayesi ile birle?ip, bu «finans kapital sermayesi» teme-
linde finans oligar§isinin yaratilmasi. 3) Emtianm ihra-
cindan ayri olarak giderek onem kazanan sermayenin
ihraci. 4) DUnyayi aralarinda bolu§en uluslararasi kapi-
talist tekellerin olu?umu. 5) Biiyiik kapitalist giiglerin
diinyayi aralarinda payla§ma siireglerinin tamamlanma-
si.» (7. Boliim)
Somiirgelere sermaye ihraci oldugu, iilkenin biiyiik
i? gevrelerinin ve mali kurulu§larinin buralara dogru­
dan yatirimda bulundugu ifadesi yanli§ anla?ilmamali-
dir. Emperyalizmin, somiirgeleri geli?tirme konusunda
ilerici bir rolii oldugu iddiasi sik sik yinelenir. Ama asil
vurgulanmasi gereken nokta bu yatirunlann gok biiyiik
bolUmiiniin iiretilepleri ihrag etme amaciyla, gok az bo-
liimiinlin ise ig pazar igin yapildigidir. tJretim oncelikle
yatm m yapilan madencilik, tanm gibi alanlann di§ina
ta§mi§sa, emperyalist iilke somtirgesinin iginde somiir-
genin ekonomisindeh gok, kendi ekonomisiyle baglanti-
si olan bir «ada» olu?turur (Veneziiella ve Ortadogu’da-
ki petrol iilkeleri bu durumun en goze garpan iilkele-
ridir). Yabanci sermayenin biiyiik boliimiiniin ihrag en-
diistrisine kaydigi gergegi kendini 19. yy’da ingiltere’nin
yaptigi yatirimlarda da gostermi§tir. Ama bu durum, en
gergekgi bigiminde Amerika’mn iginde bulundugumuz
yiizyilda yaptigi yatirimlarda goriiliir (ornegin 1920’ler-
de ve 1945’den bu yana). Yapilan bir ara?tirma goster-
mektedir ki 1947 -1949 arasmda Amerikan di? yatirimi-
mn 9/10’u dogrudan i? yatirimidir ve yakla§ik 4/5’i so-
miirge ve yari-somiirge iilkelere yapilmi§tir. Bu somlir-
ge ya da yari-somiirge iilkelerdeki yatirimlarin 9/10’u da
petrol alanmda yapilmi?tir. 1940’lar sonunda di?a yati­
rim yapan tiim Amerikan sermayesinin yarisi geli?mi§
kapitalist iilkelere, diger yarisi da geli?mekte olan iilke-
lere yapilmi?tir. Geli§mekte olan iilkelere yapilan yati-
rimm 2/3’ii ise dogal kaynaklari i§leme endiistrisine ya-
tinlm i?tir ki bunlarm temel amaci ihragtir.®
imparatorlugun merkezini olu§turan esas iilkede te­
kelci kapitalizmin geli?im sorununa geri donersek; bu
geli?melerin bir sistem olarak kapitalizm iizerindeki et-
kileri nasil agiklanir?
Tekelci gruplarm piyasa iizerindeki egemenliklerini
ve tekelci fiyat politikalanyla normal kazancm gok iis-
tiinde toplam kar sagladiklanm gordiik. Tekelcilerin ka-
zanci olan toplam kar, a?iri kapasite buyiimesi ile den-

'2V P ro f. R. N u rk s e ’n in cAzgeligmig tilk e le rd e K a p ita l O lugu-


m u n d a k i S o ru n la r» a d h k ita b im n 82-83. s a y fa la n n a b ak im z. K i-
ta p ta y a z a r goyle y a z m a k ta d ir. «Y abanci se rm a y e azgeli§m i§ iil-'
k e le rin ig ek o n o m isin i geli§tirecegine, b u u lk e le rin h a m m a d d e
ve y iy ecek m a d d e le ri ih ra c i k o n u su n d a u zm an lag an siste m le rin i
k u v v e tle n d irir ve p ek ig tirir.* S ay fa : 84.
A y rica P a u l B a ra n ’in «B uy iim en in E konom i P olitig i* a d h
k ilrtb in in 173-200 a ra si s a y fa la rin a b a§ v u ru la b ilir.
gelenmese, tekelci sektor sermayenin yatirilmi§ her
pound’undan «normal» ya da «ortalama» kardan daha
yiiksek bir kar haddi elde edebilir. Burada §u soru so-
rulabilir: Toplam artik-degerin bu biiyiik payi ne pa-
hasma saglanmaktadir?
Bu soruya hemen tekelle?mi§ metanm tiiketicilerin-
den cevabi verilebilir. Bu cevap bir anlamda dogrudur
ama biraz derine indigimizde yetersiz kaldigmi goriirliz.
Ciinkii tiiketici gruplarin reel gelirleriyle (yani satmal-
ma giicii miktarlariyla) yetinebilme ko§ullari, hayat pa-
haliligi kar?ismda ticretlerinde arti? olup olmamasma
baglidir. Ornegin, i§gi sinifi reel geliri indiren ve buna
paralel olarak kendi karlarim yiikselten tekelci fiyat po-
litikasmdan oncelikle etkilenebilir. Ama bu durumun
gergekle§mesi, i§gilerin kaybmi dengeleyecek iicret ar-
ti§im isteyecek sendikanin giiciine ve miicadele azmine
baglidir (sendikalar iicret arti§i istediklerinde ise «enf-
lasyon»u koriiklemekle suglanirlar. Enflasyon da son yil-
larda sik sik goriildiigU gibi fiyatlarm siirekli tirmanma-
si demektir. Ciinkii enflasyon iicretleri «otomatik ola-
rak» a$agi geken mekanizmalardan biridir). Ama bu ko-
?ullarda asil yiikii, orgiitlenmi§ i§gi smifmin diijmda ka-
lan sabit gelirli ya da orgiitsiiz ve kendilerini komyacak
sosyal bir «dayanak»tan yoksun olan kesimin gekmesi
miihtemeldir. Yani ortaya da az iicretle gali?anlar, mes-
lek sahipleri ve «orta smif» dedigimiz diger kesimler.
Gergekte tekelci kapitalizm a?amasmda bu kesimler ara-
sindaki birle§menin iktisddi temeli, hem bu kesimlerin,
herri de orgtitlii i§gi simfinm tekelci fiyat politikasindan
aym ?ekilde etkilenmeleridir (ama diger kesimlerin so-
miiriildiiguntin bilincine varmasi, orgtitlii i§gi smifmin
bilinglenmesinden daha yava? olu?ur).
Ama bir ba?ka imkan daha v a rd ir: Tekelciler, en-
diistri iginden hala rekabetgi (ya da daha rekabetgi) sek-
torlerdeki kapitalistler pahasma para kazanirlar. Bir
ba§ka deyi§le, kapitalizm tarafindan yaratilan toplam
artik-deger bir yeniden-dagilima ugrayabilir; kapitalist
sinif iginde tekelciler yararma bir dagilim. Rekabetgi ka-
pitalizmdeki sermaye iizerinde artik-degerin kabaca e§it
oranda dengelenme egilimi3, tekelci ve rekabetgi sektor-
de «de§i$ik kar haddin hakimiyeti ile yer degi§tirir. Bu
arada rekabetgi sektoriin daha az pay aldigini da belirt-
mek gerekir. Burada gizdigimiz gok yalin bir tablo, giin-
kii gordiik ki rekabet ile tekelcilik arasmda gizilmi? ke-
sin bir gizgi yok. Tekel giicti sistemde bir derece soru-
nudur. Ama yine de bu basit tablo bir durumu somutla?-
tin y o r : Kar hadlerindeki degi§iklikler, kapitalizmin bu
a§amasinda kapitalist sinif iginde onemli gatlaklara ve
geli§kilere neden olabilir.
Son olarak tekelci sektoriin yiiksek k&r haddine ne­
den olan (ve bir anlamda biitiin olarak emperyalist iil-
kenin yiiksek kar haddine) bir ba§ka oge de somiirge
bolgelerindeki iktisadi ili?kiler yoluyla elde edilen ek kar
(ya da «siiper k&r»)’dir. Bu ge§it ili§kiler ge?itli bigim-
lerde goriinebilir: Sermayenin orada daha yiiksek bir
k&r haddi elde etmek amaciyla ihraci; dogrudan somii-
rtt igin tekel haklan ve ayncalikli ko§ullar bah?eden
«imtiyazlar»m ele gegirilmesi (Ortadogu’daki petrol

3) B u o lg u n u n n e d e n i g u d u r : K a r h a d le ri a ra sm d a f a r k o ld u -
i g u siirece, se rm a y e k a r h a d d i az o la n d a n k a r h a d d i y iik sek o la -
n a d o g ru h a re k e t e d e c e k tir. S e rm a y e n in b u lia re k e ti d e b ir d e n -
g e o lu g tu ru r (y a n i se rm a y e n in b ira k tig i k a r h a d d i az o lan se k -
to rd e k a r h a d d in d e b ir y iik selm e g o riiliirk e n , se rm a y e n in h a r e ­
k e t e ttig i k a r h a d d i y iik sek olan se k to rd e k a r h a d d i diigm e e g i­
lim i g o s te rir). A m a se rm a y e n in b u h a re k e ti, bazi e n d iistrile re
y en i se rm a y e g irig in in en g e lle n m e si b igim inde k isitla m a y a ta b i
tu tu lu rs a b u eg ilim iglevini k a y b e d e r, y a d a en az m d a n iglevini
ta m o la ra k y e rin e g etirem ez.
§irketlerinde oldugu gibi); ticaretin avantajli bigimde
yiiriitiilmesini saglayan elveri?li ticari ili§kiler (ucuza
satm ahp pahaliya satmak gibi)4 - somiirgelerden ihrag
edilen iiriinleri alip, somiirgelere (ya da yan somiirge
pazarlara) satan tekelci ticaret §irketlerine ve/veya iil-
kedeki kapitalist firmalara yiiksek kar saglayan elveri§-
li ko§ullar bigiminde. Bu sofradan emperyalist iilkenin
i§gi simfma da kinntilar dii?er, bazan oldukga degerli
kirmtilar.
Genel olarak tekelciligin etkisi kisitlayicidir. Tekel­
ciligin, fiyatlari korumak igin iiretimi smirlamak, «piya-
sayi temizlemek» igin fiyat indirimini durdurarak fazla
kapasite sorununu agirla§tirmak, bu boliimun ba§lann-
da tekelci rekabetin temel ta§larmdan biri olarak gor-
dufumiiz teknik yenilikler yoluyla iiriiniin siirekli daha
ucuza malolma yolunu kapatmak gibi sinirlayiciligi var­
dir. Tekellerin teknik geli?meleri sabote ettikleri durum-
lar oldugu kolayca tahmin edilebilir (eskiyen yontemle-
re yatirilmi? sermayenin degerini korumak igin). Kul-
lammini baltalamak igin tekelcilerin patent satin aldik-
lan ve kullamma sokmadiklan durumlar bile vardir.
Ama ytizyilm geri kalan elli yilma genel olarak baktigi-
mizda, kapitalist iilkelerde teknik yeniliklerin hizim kay-
bettigi donemlere rastlamak pek miimkiin degildir. iki
diinya sava?i sirasmda ve sonrasinda teknik alanda gok
onemli yenilikler olmu§tur. Yeni endiistriler, Uriinler ve
siiregler ortaya gikmi§tir. Bazi iktisatgilar3, bu durumu
tekelciligin rekabetten daha az degil, tersine daha gok
yenilige agik oldugunun kaniti olarak kullamrlar. Qiin-
kii tekelcilik daha geni§ olgekli bir sermayeyi harekete-

4) E k o n o m i P o litik a d in d a k i S o v y et k ita b in in «e§deger ol--


m a y a n tic a re t» d iy e a d la n d ird ig i b u d u r. S ay fa 301.
5) O zellik le Jo se p h S c h u m p e te r.
gegirebilir, riskleri daha biiyiik bir cesaretle goze alabi-
lir, biiyiik olgeidi oldugu igin ara?tirmalari ve sonuglann
uygulanmasim daha etkin bigimde diizenleyebilir, def­
ier. Teknikteki onemli koklii degi§melerin sava?in; dev-
let kontrolu ve sava? iktisadi ihtiyaglari nedeniyle sira-
dan kapitalist giidiilerin a§ilmasmin bir yan-tirunii oldu­
gu ileri siiriilebilir. Bu, bir dereceye kadar dogru olabi­
lir. Acaba bilmecenin basit cevabi teknik gelismenin, te-
kelcilik sayesinde degil ona ragmen geldigi olmaz mi?
Qiinkii tekelci kapitalizmin temelini olu?turan liretimde-
ki yogunla?ma olgusu (Engels’in belirttigi «iiretimin git-
tikge artan sosyal niteligi») hizla degi?me egilimi goste-
rirken, kapitalist denetim ve giidiinun bir bigimi olan
tekelcilik ba§li ba§ma ve sadece kisitlayici degil midir .6
Bu arada tekelciligin gok seyrek olarak butunliige (mii-
kemmellige) eri§tigini, durum geregi tekellerarasi reka-
betin biitiin hiziyla devam ettigini de hatirlamaliyiz.
Kapitalizm genelinde gliciin yogunla?masi demek
olan tekelciligin, toplum ve hukiimet politikasi iizerinde
giiglii ve siki bir siyasi denetim kurdugunu vurgulama-
dan gegemeyiz. Devletler yalmzca kapitalizmin ya da si­
nif olarak kapitalistlerin gikarlarmi gozetmekle kalmaz,
kapitalizm igindeki hakim tekelci gruplarm gikarlarma
daha fazla onem verirler. Dahasi, diger kapitalist grup­
larm aleyhine olsa bile tekelci gruplara yardimi siirdii-
riirler. Bu ozelligi, son bolumde ele alacagimiz devlet

6 ) T ek ellegm enin sonu g lari igin L e n in ’in c iire tim in sosyalleg


m e sin d e k i (y a n i sosyal n ite lig in d e k i) b iiy iik gteligme* v e « te k -
n ik geligm e v e y e n ilik siireci sosyallegiyor» g ekllndeki d e g e rle n -
d irfn e si h a tirla n a b ilir. A ym gekilde e m p e ry a liz m ag am asin d a b u
Ciiriime e g ilim in in k a p ita liz m in geligm e h iz in i ak sa ta c a g i ih ti-
m a lin i diig u nm ek yanlig o la c a k tir... « k ap italizm h e r z a m a n k in -
d e n d a h a hizli biiyiiyor.* d e g e rle n d irm e sin i de. (E m p ery alizm ,.
1. v e 10. B o liim ler).
kapitalizminin geli?imi konusunda hatirlamamiz gere-
kecek. II. Diinya Sava$i oncesinde Amerikan Senatosu,
«iktisadi giiciin yogunla§masi» konusunu ara§tirmak tize-
re ozel bir komisyonu gorevlendirmi§ti. ik i iinlii Ame-
rikali ara?tirmaci Berle ve Means, sava? sirasinda Ame­
rikan $irketlerinin bankalar di§indaki varliklarinin ya-
nsim n 200 dev §irket tarafmdan denetim altmda tutul-
dugunu buldular. Ayrica bu dev §irketler korporasyonu-
nun diger korporasyonlara oranla iki veya iig kat daha
hizli geli?tigini gozlediler.7 Ara?tirmacilar gah?malarim
?u $ekilde sonuglandirdilar:
«Modern §irketler korporasyonunun yukseli§i, dev--
letle ayni giice sahip olan bir iktisadi giig yogunla§ma-
sma neden olmu§tur... hatta gelecekte bu giiciin sosyal
orgiitlenmenin hakim bigimi olarak onun yerine gege-
cegi bile du§uniilebilir.»

7) 1947’d e y a p ila n A m e rik a n F e d e ra l T ic a re t K o m isy o n u a ra g -


tirm a s m a gore, 135 im a la tg i g irk e tin y a d a tiim § irk e tle rin % 1’
in d e n d a h a azih in , n e t se rm a y e v a rlig im n % 45’in i d e n e tim a l-
tin d a tu ttu g u g o riilm e k te d ir (R ev iew of E conom ics a n d S ta tis ­
tic s K asim 1951 say isi).
4. AZALAN KAR HADDt VE EMEGtN PAYI

K apitalizmin gelecegi ile ilgili tahminlerin gikmadigi


ve buna bagli olarak da kapitalizmin iktisadi sistem
olarak gokecegini ve yerini sosyalizmin alacagmi dii§un-
menin yanli? oldugu soylenir. Marks iicretlilerin hayat
standardlarmdaki ve sermayedeki kar haddinin du?u?u-
niin aynx zamanda olacagmi tahmin etmi§ti ki, iki olgu
da gergekle§medi.
Yuzyil once ya§ayan bir iktisatgimn, diinyanin gii-
niimlizdeki durumu igin tahmin ettiklerinin hepsinin
dogru gikmasi zaten §a?irtici olurdu. Hatta tahminleri-
nin onemli bolumuniin gikmasi bile §a§irtici ve anlam-
li goriinebilir. Marks’m ya§adigi devirde, diinyanm gU-
niimuzdeki durumu ile ilgili tahmin edemedigi ku?ku-
suz pek gok §ey vardir. Bunlardan bazilan higbir ?ekil-
de tahmin edebilecegi iddiasmda olmadigi §eylerdi. Di-
gerleri de deneyimlerine dayanarak gizdigi tablodaki
tahminlerinin, tarihin geli?imi iginde gikmadigi (ya da
kismen gikmadigi) durumlardir. Ama daha once sozii-
ntt ettigimiz iktisadi yogunla?ma, sinif miicadelesi ve or-
giitlU i§gi smifi hareketinin biiytimesi, sosyalizmin ta-
rih sahnesine iktisadi biiyiime konusunda kapitalizmden
daha biiyiik bir potansiyelle gikmasi gibi temel egilim-
lerinde ne kadar hakhdir! Gelecegi 19. yy ekonomistleri-
nin hepsinden daha iyi gormii§tiir.
Azalan kar haddi konusuna gelince; 19. yy’m ba?la-
ri ve ortalarmda her ge?it akima mensup iktisatgilarin
sabit fikri, «duragan durum »diye adlandirdiklan bir
donemin yakla§makta olduguydu. «Duragan durum»da
k&rlar, daha fazla sermaye birikimi istegini tiiketecek
kadar dti§ecekti. Bazi iktisatgilar da bu duruma gok ya-
kinda ula§ilacagini tasarliyordu .1 Iktisatgilann gogu,
emek talebi emek arzindan daha hizli artmadigi zaman
Ucretlerin gegim dlizeyinin altma inmesi egiliminin do-
gacagma olan inanglanndan dolayi karamsardilar (do-
gal olarak bu ki?iler sendikalann gok giigsiiz olduklan
ya da hig varolmadiklan donemde ya§iyorlardi). Marks
o donemde gegerli olan gorii§leri bazi yonlerden payla-
§arak, bu olgulann pek yakin bir gelecekte gergekle?e-
cegine inaniyordu. Ama Marks'm «kfir hadlerinin dti§tt-
§u» etjiliminden soz ettiginde, bu egilimin «kar§itmi
olu?turan» ba§ka egilimleri de agik ve aynntili olarak
vurguladigi unutulmamalidir. Ozetleyecek olursak,
Marks’m bu egilimin dogmasi igin gordiigli neden, tek-
nik geli§melerin «depolanmi? emegin» (fabrika ve i§let-
melerin) oranim ttretimdeki «canli emege» oranla daha
fazla yiikseltme egilimi gostermesidir. Buna kar?i olarak
geli?eceginden sSz ettigi egilimlerinden ikisi de; teknik
geli?melerin etkisiyle makina iiretiminin ucuzlamasi ve
artan verim nedeniyle her bir i?ginin belli bir zaman
igindeki iiretimiyle biflikte artacak olan artik-deger mik-
tandir.
Yaygm olarak, Marks'm kapitalizm geli?tikge reel
iicretlerde stirekli dii?ii? olacagmi tahmin ettigi ve bu
-tahmininde de yanildigi soylenir. Bu konuda bir yanli?
anlama olduguna inaniyorum. Marks’m yazilan iginde
boyle olacagindan aynntili olarak Soz ettigi higbir bS-
liime rastlamadim. Fazlaca alinti yapilan gittikge artan
yoksulla$ma ve «artan sefalet» dyyimlerini kullandigi
1) B u n la rd a n b iri de, o d o n em d ek i b iiyiik dig y a tirim la rin b u
o lg u n u n gergeklegm esini en g e lle d ig in i diigiinen J o h n S tu a rt
M ill'di.
baglam iginde ise (Kapital I. cilt, XXV. boliimundeki,'
«Birikimin Genel Yasasi» ba§likli 3. ve 4. kisimlar. Tiir-
kiye baskisi Sol Yay. 1973) Marks’m aklinda oncelikle
endiistride rezerv olu§turan i§sizler ordusu ya da stirek-
li i§i olmayanlann oldugu agiktir (du§mii§ «acizler ta-
bakasi»). Ayriea, Marks bu insanlarm geginmelerinin
imkansizhgmin yanisira ya§amlannda olabilecek, gtiven-
sizlik, toplumdaki yerlerini ve meslek gururlarim kay-
betme, «zeka yonlinden geride kalma» ve «cehalet» gibi
ogeleri de katmi§tir. Bu egilimin bile kar§it faktorleri
vardir, Marks Kapital’in bu sozunti ettigimiz boliimiin'in
3. kisminda sendikalann «kapitalist iiretimin bu dogal
yasasimn smiflanndaki yikici etkilerini yok etme ya da
zayiflatma», yeteneginden ovgti ile soz eder. Ba§ka bir
yerde Marks «licretlerin devir yasasi»ni reddeder (bu
deyimi yanli§ olarak Marks’m buldugu soylenir, gergek-
te Lassalle’ye aittir). Sendikalann yalnizca bir zaman
igin emek giiciiniin piyasa fiyatim degerinin iistiine gi-
kartabilmekle kalmayip, degi§ik zaman ve yerlerde fark-.
lila§an «sosyal ve tarihsel bir ogewnin bu degeri (ya da
normal dtizeyi) etkiledigini ve buna bagli olarak da de-
gerin tarihsel degi§iklige ugrayan bir oge olmasim da
sagladigim vurgulami?tir.
Herhalde, Marks igin onemli olan bu egilimlerin ke-
sin olarak nasil i§lediklerinden gok, bunlarin dogurdugu
zitliklar ve sosyal gati§malardj. Daha once soyledigimiz
gibi bunlar, gegen yiizyildan beri bigimlerini degi§tirmi?
olsalar bile yumu§amami§lardir. Tersine pek gok yon-
den daha da keskinle§mi§lerdir. Gegen yiizyildan bu ya-
na ulusal gelirin iicretlerls kar arasindaki bolii§iimu-
niin getirdigi smif miicadelesi daha yaygin ve daha sii-
rekli hale geldi. Giiglii ve azimli orgtitlerle desteklenme-
ye ba§landi. Piyasa rekabetindeki geteci geki§melere, bii-
yiik tekelci gruplarin daha sert ve daha oldliriicii sava?-
lari eklendi. Emperyalizm konusunda da, yiizyilin ba§m-
da insanlar tarafmdan yazilan ya da konu§ulan yeni «do-
lar diplomasisi)) gUnlimiizde insafsiz «atom diplomasisi»
ne donii§tii. Iki sava§ arasx donem §imdiye kadar kayde-
dilmi? en derin ve en yikici ekonomik kriz ve gokii§e ta-
mk oldu. Akademik iktisatgilar bu durum iizerine ikti­
sadi durgunlugun etkin olacagi bir donemden soz etme-
ye ba§ladilar. Gergekten sava? sonrasi 12 yillik buyiime
doneminde, tarihsel bir merak olarak 30’lardaki bu dur-
gunluk doneminden soz etmek moda oldu. Ama bunla-
n n konu§uldugu devirdeki olaylar - Amerika'da «iktisa­
di durgunlugun» goriildugii, Amerika’li sol kanat iktisat-
gisi Paul Sweezy’in (Monthly Review, Haziran 1958 sayi-
sinda) «yakla?an durgunluk» diye nitelendirdigi donem­
de - gegmi§ on yildan ne?eyle soz edilmesini en azindan
?tipheye dii?iiruyordu. insanin aklma hemen, 20’lerdeki
«Amerikan zenginligi donemi»nden soz edilmesinden
sonra neler oldugu geliyjr.
Ama bu tarti§ilan egilimlerle ilgili gergekler oldukga
agiktir. Ya da eh azindan elimizdeki istatistiklerin izin
verdigi, olgiide agiktir. Marks’m azalan kar haddi oram
egiliminin dayanagi, daha once gordiigiimuz gibi «degi$-
mez sermaye» dedigi sabit sermaye ogelerinin (makina-
lar, vb.) emege oranla artmakta olmasidir. Bu gergek-
le?mi? bir durumdur. Ingiltere’de 1870 ile 1938 yillari
arasmda her bir i?giye dli?en reel sermayenin yakla$ik
iki katma giktigi hesaplanm istir: «Eger tugla ve geligi
birim olarak alirsak, ortalama bir i?ginin gali?tigi do-
nanim 1870’dekine oranla 1938’de iki katma gikmi?tir.»5
2) P ro f. E. H. P h e lp s B row n ve B e rn a rd W eber, E c o n o m ic
J o u r n a l, H a z ira n 1953, say fa 26fi. B u ra d a b ir n o k ta y i gozoniin-
d e b u lu n d u rm a k g e re k ir : H e r b ir iggiye dii$en u re tk e n lik payi
d a ay m o ra n d a a rttig i igin b u sa y in in i?gi b a?ina du§en s e rm a ­
y e n in d e g e rc e a rttig i a n larm n a gelm esi gerekm ez.
Amerika’da 1870’den bu yana, 30’lu yillan di?xnda bxra-
karak sermaye emekten stirekli daha fazla artmi§tir,
hattS bazi yxllarda iki katma ula§mi§tir.3 Marks’xn be-
lirttigi kar?i egilimler arasmda, emegin daha iiretken ol-
masina bagli olarak kendi deyimiyle «goreceli artik-de-
ger arti?x» (yani toplam verimdeki artxk-deger payi) var­
dir .4 Emegin iiretkenligi hig ku§kusuz teknik ilerleme-
lere paralel olarak artmx§txr (arti§ 1870 -1938 yillan ara-
sinda yakla§xk iki katma gikmi?tir. 1924-37 yillan ara­
smda ise imalattaki arti? % 40 olmu?tur). tJstelik bu ar-
ti? i§giler tarafmdan tiiketilen e?yalara da biiytik olgii-
de yansimi§tir. Aym zajnanda, reel ttcretler 1870’den iti-
baren yerinde saymami?, yiikselmi?tir; bunim ba?lica
nedeni i§gi sinifi 6rgiitlenmesinin gittikge gtiglenerek
yayginla§masidir (ama burada §unlari da g6z6niinde bu-
limdurmak gerekir: a) Artan verimlilik ve onun «nisbi
artik-deger»i artirm a egilimi, kapitalizmin sennaye bi-
rikim stirecini geciktirmeksizin, arti?a emegin de katili-
mini saglamx§tir. b) Bu tilkenin reel iicretlerindeki arti-
?m onemli boliimti s6mtirge ve yari-somiirgelerle kuru­
lan iyi ili§kilere baglidir. Bu ili§kiler de ozellikle 1870’
lerde ve 1880’lerde ve iki sava? arasmdaki donemde, ta-
nm sal ithal maddelerindeki goreceli ucuzlamaya neden
olmu?tur).
19. yy’m son donemlerinde Amerika’da, kftr hadle-

3) W. F e lln e r, T r e n d s a n d C y c le s in E c o n o m ic A c t i v i t y (N ew
Y ork, 1956.
4) Y iik sek v e rim k en d i iginde, iiriin iin d e g e rin i a z a ltir. B u r a ­
da soz k o n u su olan e tk in in olu§m asi igin, iiriin d e g e rin in u cu z -
la m asi ile b irlik te iggiler ta ra fm d a n tiik e tile n egy alar v e d o la -
y isiy la (re e l iic re tle rin sa b it tu tu lm a s i y a d a g o receli d a h a az
tu tu lm a s i ile ) iic re tle rin in d irilm e si g e re k ir.
rinde istatistiklerle belirlenen bir dii§ii§ g6riilmii§tiir.5
Daha sonraki donemde ise ileri siirlilen gorii§lerde bir
geli§ki goze garpar; konuyla ilgilenenlerden biri" 1. Dun­
ya Sava§i sonrasmdan itibaren bir arti? oldugunu ileri
siirerken, digeri7 1900’den beri az da olsa siirekli bir
dii§ii§ oldugunu ileri siirer. Ingiltere'de endiistri sek-
toriindeki k&r oram 1870’de % 16-17 iken 1. Dunya Sa-
va§i oncesinde % 14’e dii§mii§, iki sava? arasi donemde
de % 11 civannda dola?mi§tir (bu donemin ozel ko§ul-
lari olan bir donem oldugu unutulmamalidir).*
Mill! gelirde (yalmzca iilke igi iktisadm) iicretlerin
pay yiizdesine gelince; istatistikgiler bu yiizdenin 1870’-
den beri gok az degi?tigini ortaya gikarmislardir: Bu
yiizde tngiltere’de 1870’de % 38.6 dolaymda; 1913’de %
36.6; 1939'da % 38.3; 1950’de % 41.9 dolaymda olmu§-
tur* Bowley’in toplam mill! gelir iginde iicretlerin pa-
5) B u ista tis tik le ri y ap m ak , san ild ig i k a d a r k o la y d eg ild ir.
A m aca u la g m a la n agisindan, gegerli p a y d e g e rle rin i b u lm a k igin
y alm zca gegerli v e rim m ik ta r im a lm a k yetm ez. C iinkii p az ar,
v e rim lilik te k i d egigim leri p a y d e g e rle rin e u y a rla m a k e g ilim in -
d e d ir. A m aca u lagm ak igin soz k o n u su k a r la r k a p ita lin o rijin a l
d e g e r y a d a m a liy e tin e b ag li o la ra k a lin m a lid ir. B u n u d a y a p ­
m a k k o la y d eg ild ir. Y ap ilsa b ile sonug y in e d e yaklag ik o la ra k
b u lu n u r.
6 ) Jo se p h G ilm an, * T h e F a llin g R a te o / P ro jil* sa y fa 55-57.
D r. G illm an « se rm a y en in o rg a n ik birlegim inin* b iiy iim esin in d u -
rac ag m i v e 1920’d en so n ra inige gegecegini b e lir tir (say fa 55-57
v e 78-81).
7) F elln e r, T re n d s C ycles in E conom ic A c tiv ity sa y fa 254-
256. 1870 v e 1900 a ra sm d a « m iilkiyet g eliri» n in se rm a y e sto k u n a
o lan o ra n in d a k i du§u§u % 15, 1900'den giinum iize k a d a r olani
d a y in e % 15 o la ra k h esap lan m ig tir.
8 ) P h e lp s B ro w n ve W eber, sa y fa 272. § u v a r ki, b u dii§m e
e g ilim i b iitiin se rm a y e le r, y a n i h e m sa n a y i h e m d ig e r y a p i v e
d o n a n im § ek illerin d ek i se rm a y e le r igin g oriilm em igtir.
9) P h e lp s B ro w n ve P. E. H a rt, E c o n o m ic s J o u r n a l, H az iran ,
1952, sa y fa 267.
yi igin verdigi rakamlar biraz degi§ik olsada aym durum
korunm aktadir: Pay 1880’de % 37.5, yiizyilin sonunda
'{ 35-36, 1913’te ise % 37,5tur.’° Pay yiizdesi ilk baki§-
ta bu rakamlarda goriildugii kadar kati olmayabilir.
Ama ne olursa olsun bu rakamlar gostermektedir ki
payda gozle goriiliir bir arti? olmami§tir. Elveri§li k'o-
§ullarda bile, artan verlm iginde emegin nisbeten btiyii-
mesine ragmen kapitalizmin oldukga gtiglii bir direng
mekanizmasi vardir. Kapitalist sistemde artik-deger iize-
rinde Iicretlerin herhangi bir yiikseli§ine kar§i oldukga
kati bir tavan vardir.
Eger sermayenin emege olan oraru, verimliligi agi-
sindan emegin tiretkenligine boliintirse §imdilerdo gok
sozti edilen sermaye-iiriin oram elde edilir. tstatj ;gilere
gore yine bu sayi da gegtigimiz yiizyil iginde kararli bir
egilim tablosu gizmez. Amerika’da sermaye-iiriin 1. Dun­
ya Sava§i'na kadar artm a egilimi gostermi?, ama 1950’-
lere dogru azalmaya ba?lami? ve 1870’lerdeki sayiyla
yakla§ik aym diizeye inmi^tir." ingiltere'de ise 1870 ile
1890 arasmda du?tiikten sonra, 1. Diinya Sava§i oncesin-
de gok az jriikselmi?, 2. Diinya Sava§i’ndan sonra ise
1870’lerdekiyle aym diizeye dii?mii?tiir (ama yine de
Amerika’dakinden biraz daha yiiksektir).1* Bu istatistiki
sayilar belli bir gosterge olu?tururlar. K&r egilimlerini
gosteren kar§it fikirdeki bir istatistik 1. Diinya Sava§i
sirasmdaki donemi kriz donemi olarak gosterebilir. Ya­
ni istatistiklerin bize gosterdigi sayilar kesin olarak dog­
ru olmayabilir.

10) A. L. B ow ley, C h a n g e s in th e D is tr ib u tio n o f th e N a tio n a l


In c o m e , 1880-1913, say fa 25,
11) F elln e r, ay m eser, say fa 244.
12) P h elp s B ro w n ve W eber, ay m eser, say fa 266.
5. iKTISADi KRIZLER

I Boliimde, kapitalizmin en onde gelen ozelliklerin-


• den birinin ‘iiretimdeki anar§i’ (yani merkezi plan-
lama ve yonetim eksikligi) oldugunu belirtmi§tik. Bu da
e?itsizlik iginde bir geli§me imkam yaratiyor, sistemin
bile§enlerini olu?turan piyasa iliskilerinde periyodik
gatlaklara yol agiyordu. Bazi iilkelerde; ozellikle geli§-
memi§ iilkelerde aralarmda koordinasyon olmasi gere-
ken birtakim birbirine paralel ve e§zamanli olgularm
bir arada olu§amamalarmm nedeni olarak «iiretim anar-
?isi» gosterilir. tJretim anar§isi iktisadi durgunluk, hat-
ta dii§u§e yol agabilir. Geli§mekte olan iilkelerde ise pe­
riyodik iktisadi krizlere neden olmaktadir.
Tarihsel geli§imi iginde kapitalizm endiistri devri-
minden, belki de daha oncesinden beri yalmzca degi§ik
sektor ve bolgelerin degi§ik oranlarda geli§mesi agism-
dan degil, ama biitiin olarak sistem iginde buytime pe-
riyodlan ile gecikme ve ktigiilme periyodlari arasmda
dikkat gekici bir uyum iginde gidip-gelmi?tir. Bu ini§li
Qiki§li degi§imler o kadar periyodik hale gelmi§tir ki in-
sanlar 10 yilda bir olu§an donemlerden soz etmeye ba§-
lami§lardir. Qtinkii 19. yy’da kabaca her 10 yilda bir (1-2
yil eksik ya da fazlasx vardir) sistemde kugulme ve bii-
yiimeler olmu§tur. Bu donemlerin bir ozelligi de (bir-
kag istisna di§mda) hepsinin kapitalist diinya iginde he-
men hemen her yerde birden goriilmeleridir.
Bu krizlerden 1929-1931 yillarm arasmda Amerika’­
da meydana geleni, pek gok yonden §imdiye kadar kay-
dedilmi? en §iddetli krizdir. Amerika’da hizli ilerleme-
nin en ug noktasi olan 1929 yili ile 1932 yazi arasmda,
endiistrideki iiretim yari yariya azalmi?, i§siz sayisi 13
milyona yukselmi$tir. Bu sayi tiim i? giiciA kaynagmm
1/4’Une e§ittir. Kriz sirasinda endiistri sektoriindeki fab-
rikalar % 50 kapasite ile gali?iyorlardi. Bazi Avrupa iil-
kelerinin iktisadi durumlannda kismen yeniden silah-
lanma olgusunun yardimiyla, 30’lu yillarm ortasmda ve
sonlannda az gok bir iyile§me goriiliirken, Amerika’da
iiretimin kriz oncesi diizeyine ula§masi 8 yil siirdii. He-
men ardindan 1937-38 yillarmdaki kotii gidi§le, yeniden
bir kriz ba?gosterdi. 1937’deki kisa bir donem di?mda,
i?siz sayisi 1940’a kadar 8 milyonun altma dii?medi. Ka­
pitalizmin kronik durgunluk a§amasi gelip dayandi-
gmda, Marks’m kapitalist miilkiyetin iiretici gliglerin ge-
li§mesi iizerindeki engelleyici i?levi Uzerine soyledigi gok
bilinen sozlerinin fazlaca tarti?ilmasi hig de §a§irtici de­
gildir.
Kapitalizmin kar?ila§tigi bu durumun nedenleri iize-
rine §imdi burada incelemek istemedigim, gok ge§itli
teoriler iiretilmi§tir. Buradaki amacimiza uygun olarak
?u belirlemeyle yetinmek zorundayiz (bu belirleme iire-
tilen teorilerin hepsi tarafmdan olmasa bile birgogu ta­
rafmdan gegerli kabul edilir): Periyodik hale gelen bu
donemler, sermaye birikimi siirecinde bir devir olarak
ele almmalidir, sermayenin birikimi ve yatinmi igin
olu?an siirekli zorlamalar, biiyiiyen sermayenin k&r et-
mesini saglayan durum lan a?tigi igin periyodik olarak
krizler olu?maktadir. Kapitalist iiretimin biiyiimesi ile
artik-degerin gikarirm ve gergekle?mesinin ko?ullanyla
gati?ma haline gelir dediginde Marks’m kasdettigi §ey
buydu.
Uretim olgusunun, toplumun tUmiiniin maddi ihti-
yaglari igin yalmzca sosyal amagli olarak diizenlenip yii-
riitUldUgtinU bir an igin varsayalim. Bu takdirde iireti-
min gok yonlii buyiimesinin, toplum isteklerinin tiimu-
niin kar§ilanmasi agisindan sm in olamaz. Biiyiime ve
(teknik anlamda) geli§me igin kaynaklarin ve emegin
yatirimi, iiretkenligin arti§i ve daha fazla iirtine yer ol-
dugu siirece devam edecektir. Bu noktaya ula?ilincaya
kadar, ya sati§ fiyatlanm du§iirerek ya da iicretleri art-
tirarak her zaman igin daha fazla iiretim yapilabilecek
bir piyasa bulunabilir. Bu arada gozoniinde bulunduml-'
masi gereken oravlar vardir. Biiylimenin saptigi ya da
bazi yonlerde olaganiistii ilerlerken, bazi yonlerde hig
ilerlemedigi durum lan degerlendirirken gtigliiklerle kar-
§ila§abiliriz. Bu da biiyttmenin dUz bir gizgiye ula§ma-
smda geride kalanlann onde olanlara yeti§mesi igin za­
man ihtiyaci duymalarina neden olur. Bu arada bliyti-
me tamamiyle durmaz fakat yava§lar.
Ama kapitalizmde yeni bir xiretime gegmek igin ya-
pilan sermaye yatinrm, belli bir kftr haddi dU§uniilerek
diizenlenir. Biiyiimekte olan bir sektore yatirim yapil-
digmda du§iiniilen kSr haddine ula§ilmazsa yatirim bU-
tiiniiyle gokebilir. Biiytime durdugimda ise yeni maki-
na, vs. gibi donanimlara duyulan ihtiyag durur. Makina-
lan ve sermaye mallarmi (iiretim araglan) Ureten en-
dlistrilerde i§sizlik ve kapasite altinda gali§ma durumu
ortaya gikar. Bu da diger endtistrilerdeki iiretim arzi-
nin azalmasina neden olur ki; genel ve giderek buyiiyen
bir dii§ii§ demektir. Marks §oyle d e r : «Kapitalist Ure-
tim tarzi, Uretimin belli bir olgeginde engellerle kar§i-
la§ir... Sosyal ihtiyaglann kar§ilanmasi ile degil, iiretim
ve k&rin gergekle§mesi ile belirlenen bir noktada dv:-
rur.»
Siirecin nasil i§ledigini gormek igin, siradan bir bii-
yiime sirasinda neler oldugunu yakindan inceleyelim.
Bunu yaparken Marks’m endiistri kollan iginde yaptigi
boliimlemeye ba?vurmak yararli olacaktir. Marks en-
diistri kollarim, hem kendi hem de diger endiistrilerin
kullammi igin sermaye mall iireten endiistri kolu ve so­
nunda tiiketicilerin almasi igin sunulan tuketim malt
iireten endiistri kolu olniak tizere ikiye ayirmi§tir. Bun-
lan sirasiyla Kol-1 ve Kol-2 diye adlandirmi§tir (bunlar
ku?kusuz alt kollara ayri§tmlabilir. Ornegin, Kol-l’i a)
imalat makinalan yapmak igin imalat makinalan yapi-
mi gibi Kol-1'in iginde kullanilan sermaye mallari iireten
kol, b) Egirme ve orme m akinalan gibi m akinalan Kol-
2 'de kullamlmak iizere sermaye m allan iireten kol gibi
alt kollara ayirabiliriz. Aym §ekilde Kol-2’de a) tJcret-
liler igin tiiketici m allan iireten kol, b) Kapitalistlere ve
onlann asalaklanna tiiketmeleri igin liiks mallar tire-
ten kol olmak iizere bOliimlenebilir). Ama bizim konu-
muz alanina girdigi §ekliyle, endiistri kollanni ikiye ayir-
mak amacimiza uygun dii§mektedir.
Yatmmlardaki arti?m biiyiimesi ile Kol-l’den iste-
nen iiriin talebi de biiyiir. Talebin fazlala?masi ile istih-
dam da geni?ler dogal olarak toplam iicretler ve toplam
k&r da. Bunlann gergekle?mesi her iki endiistri kolun-
da da iiriin talebinin arti§im destekler. Ama yeni fabri-
kalarda ve donanimda kullamlmak iizere Kol-1 tarafm-
dan iiretilen sermaye m allan arttikga, her iki endiistri
kolundaki iiretim kapasitesi de artar. Arti? ne kadar
fazla olursa, biiyiimenin yogunlugu o kadar fazla olur.
Bu a?amada birtakim ?eyler olu?maya ba?layabilir. Bun-
lardan biri de iiretim kapasitesindeki arti§in talep arti-
§im a?masidir. Eger bu durum olu?ursa, k&r haddi (ya­
ni yatm lan sermayenin her pound'una dii§en k&r) dii?-
meye ba§lar. Yeni yatirimlarin k&r getirme durumu so-
na erince, yatirim gokmeye ba§lar. Bu goku?le birlikte
Kol-l'den saglanan iirline olan talep de geriler. Bu §e-
kilde, gerileyen talep, istihdam ve uriinle birlikte geriye
dogru gidi? ba§lar.
Bu duruma er-geg ula§ilacaktir, giinku tliketicinin
talebi sonsuza kadar artamaz; bir yerde ?iddetini kay-
betmek zorundadir. Burada soziinu ettigimiz talep biiyii-
mesi, istihdama (artan iicret ve kara) bagli oldugundan
buyumenin sinirlan vardir. Bir a?amada tam kapasite
ile gali§ma ve tam istihdamin tavanma garpacaktir. Bii-
yiimeler genellikle tam istihdama ula§ilmadan once so-
na erer .1 Ucretler artan emek talebine bagli olarak yiik-
selse bile, bu durum talep arti§mi destekledigi kadar
harcamalarm artmasma da yol agar. Bu da her ?eyin
ba?i olan karliligin yiikselmesini engeller.
$imdiye kadar anlattiklarimiz buyumenin durmasi-
ni saglayan durumlardan biri, belki de en sik rastlana-
mdir; Kol-2’deki iiretim kapasitesinin bu koldaki iiriin
talebini a?masi. Bu durum bazen iiretim gticii tiiketim
gliciinu a§tigi igin biiyiime durur diye tanimlamr. Ama
buradaki «tiiketim giicu» eger (aileleriyle birlikte) bi-
rey olarak ucretlilerin, kapitalistlerin ve digerlerinin ki-
§isel tiiketimi anlaminda kullamliyorsa, durum tam ola­
rak agiklanmiyor demektir. Biiyiime bu ?ekilde sona ere-
bilir, gogunlukla da boyle olur (Amerika’daki 1929 bu-
nalimimn boyle geli?tigini dii?iinenler vardir). Ama bu,
ille de boyle olmasi gerekmez. Uretim gUciinun tiiketim
giicunii a?masi tammlamasi, «tiiketim guciinii» yukarida

1) M u tlak a iire tim k a p a site sin d e k i ya d a b e lirli bazi y e rle rd e -


ki ar7.1arda gegitli tiird e n «darbogazlar» goriin m ey e baglam azdan
■once d eg ilse do...
«talep»ten soz ettigimiz anlamda, yani her iki endiistri
kolunda birden iiriin talebi anlaminda aldxgimxzda tam
anlamina kavu§ur.a Ba?ka bir deyi?le, Kol-2'de neler ol-
duguna bakmanin yanisira Kol-1'de olanlarla da ilgi-
lenmeliyiz. Kol-l’in biiyiimesi, Kol-2 ile yakindan etki-
lense de onunla simrlanmak zorunda degildir.
Sermaye m allan iireten Kol-1 ile ilgili iki soru so-
rulabilir: 1) Biiyiimeyi gergekleijtiren yatinmxn hepsi-
nin ya da gok biiyiik boliimiiniin Kol-l’e akxtxlip; Kol-2’-
ye hig pay verilmeden ya da gok az bir pay verilerek,
boylece Kol-2’deki iiretim gUciiniin bireysel tUketim ta-
lebini a?madigx, Kol-2’de fazla iiretim olmadan biiyiime-
nin denetim altxnda tutuldiigu bir durum yaratxlamaz
mi?
2) Bu durumda yatxnm; biiyiimeyi sermaye malla-
nna talebi ve boylece Kol-l’deki istihdam ve faaliyeti
arttirm ak suretiyle koruyarak uzun siire diizgUnce de-
vam edemez mi? Eger Kol-l’deki istihdam iistiinliigiinii
korursa, burada gah§anlann Kol-2’de iiretilen m allar
igin tiiketim talebi bu kolun da iyi galx?masxnx saglar ve
gerilemenin ba?lamasx igin bir neden kalmaz.

buyumesi
2) ig le rin d e M a rk s’m d a y e ra ld ig i b ir g ru p ik tisatp i <iiretici'
tiik etim * te rim in i K o l- l’d eki ta le p i?in o ld u g u k a d a r, kigisel tii-
k e tim (K o l-2 ’d ek i ta le p ) igin de k u lla n m ig la rd ir. A m a « tiik etim
gucii»nden soz e ttig in d e M a rk s’m h e r b ag lam d a , k elim e y e ikfc
a n la m i b ird e n yiikledigi k u § k u lu d u r.
Durum boyle konulabilir. Birinci soruda i§lerin §oy-
le yiiriidUguntt varsaydxk:
Ama soztinii ettigimiz ikinci durumda §oyle oldu­
gunu du§iindiik:

Boyle bir siirecin sonsuza kadar surebilecegini dti-


§Unmek imkansiz gibi goriiniiyor, ama bu tiir durumla-
n n bir siire devam edebilecegi ve biiyiime siiresinin uza-
masxnda etkili olabilecegi bir gergek. Biiytimenin uzun
slirmesi igin yatinm lann her yoniiyle Kol-l’i destekle-
mesi konusunda somut bir neden olmahdir : Kapitalist-
lerin biiytimenin slirmesi igin, sermaye mallarma olan
talebe bel baglamalan igin nedenleri olmasi gerekir. Ne-
denleri, Kol-l’deki liretimin gok kxsa zaman siiresi igin­
de fabrikalarm donammini yenilikler ve teknolojik dev-
rimle degi?tirme imkanmi vermesi, bu yenilikler devam
ettigi siirece sermaye mallarma olan talebi kortikleme-
ieri olabilir. Ama Kol-l’e olan bu talebin kortiklenmesi
olgusunun uzun omiirltt olabilmesi igin bir tek yenili-
ge degil, devamh (ve gittikge gogalan) yenilik dizilerine
ihtiyag vardir. Sermaye mallarma bir defaya ozgli bir
talep olmamah, talepte devamli bir arti§ olmahdir. Bu
olmadigi takdirde bliyliyen Kol’deki yatirim hemen bir
sinira ula§ir ve erimeye ba§lar. Periyodik donemlerde-
Kol-l’in kendini biiyiitmesinin kisa omiirlti bir etkisi ol-
masindan ote bir ?ansi olmadigi agiktir.
«Rusya’da Kapitalizmin Geli?mesi» adli eserinin 1.
bolUmiinde Kol-l’in buyiimesinin Kol-2’ye olan taleple
simrli olmadigim, ama belli bir yere kadar Kol-2’den ba-
gimsiz olarak ilerledigini, dahasi kapitalizmin teknik
alanda siirekli devrim yapma egilimi yiiziinden Kol-l’in
Kol-2’den daha hizli biiyiimesinin «kapitalizmin genel ya-
sasi» oldugunu ileri surdiigunde Lenin, bu ihtimalden
soz etmi§ti. 2. Dunya Sava§i’ni izleyen donemde olu$an
biiyiime hareketinde, bu durumlarm etkisini gelecek bo-
liimde gorecegiz.
Geni$ silahlanma programlarinin, buyumenin geli§-
tigi donemlerde Kol-l’deki iiriinler igin talep yarattigmi
unutmamaliyiz. listelik, bu porgramlar ne Kol-l’in ne
de Kol-2’nin iiriin kapasitesini biiytitmeden, kiyim ve yi-
kimin kapasitesini biiyiitiirler. Bu nedenledir ki silah­
lanma yari§i ve sava? biiyiimenin siiresini uzatabilir, ti-
caretin normal donii§iim modelini bozabilir. Kamu hiz-
metleri ile ilgili program lann da silahlanmaya benzer
bir i$levi vardir. Ama bu program lann silahlanma prog-
ramlarma oranla daha simrli bir etkinlik alam vardir.
Hem de Kapitalist hiikumetlerin bu tiir program lan fi-
nanse etme istegi (eger olaganustii giiglti halk baskisi
ya da devrim tehdidi yoksa) daha azdir.
Yukanda anlattigimiz bigimde biiyiime siiresi uza-
tilabilirse de gok gegmeden ge?itli zorluklarla kar§ila?i-
lacagi kesindir.
tlk olarak yatirim yapilan sermayeden Kol-2’ye hig
pay du§iilmemesi akla uygun gelmiyor. Yatmm yapilma
derecesine gore, buradaki iiretim kapasitesi yava$ da ol­
sa artacak, bir a?amada da bireysel tiiketim talebini a$a-
caktir (bireysel tiiketim yeni iiriinlerin reklamini yapi-
larak, taksitli sati§larla ve agikgbz saticilarla ne kadar
desteklenirse desteklensin dunim degi§mez).
ikinci olarak, yatinm , Kol-l’i biiyiitiirken kann el­
de edilecegi toplam sermaye stogu da biiyiir. Eger ar­
tik-deger buna bagli olarak artmazsa, k&r haddi bundan
olumsuz yonde etkilenir ve yapilacak olan yatinmlar
baltalanmi? olur. Niifus 50k hizli biiyilyorsa ve endiist-
rideki rezerv i?gi ordusu tiikenmez goriiniiyorsa, bu du-
rumun olu?masi m iim ktindiir: Fabrikalara daha fazla
emek gerektiren, daha fazla sayida makina yerle§tirilir
ve her yeni i§gi digerleri kadar artik-deger iiretir (bu
ko§ullarda Kol-l’in biiyiidiigii kadar Kol-2’nin de biiyii-
me §ansi vardir. Qiinkii Kol-2 artan iicretler ve ylikselen
toplam k&r sayesinde biiyiiyen tiiketici talebini ka^ila-
mak zorunda kalir). Ama bu, en azindan endiistrisi ge-
li?mi? olan iilkelerde kolay kolay gergekle?meye jek bir
durumdur, giinkii daha 6nce gOrdiigiimiiz gibi serma­
ye birikimi, emek arzini a?arak biiylime egilimindedir.
Eger sermaye stogu yedek emek ordusunu a?arsa, bu
takdirde dogacak olan emek rekabeti iicret arti?ina ne-
den olur. Bu da sermayeden elde edilen artik-degerin
bir boliimline el koymalan demektir.
tJgiincU olarak, yukandaki ihtimali ortadan kaldir-
mak igin yeni sermayenin eskisinden daha gok emek ta-
sarrufu yapan bir donanima yatinm yaptigim varsaya-
lim. Bu durumda emek talebi sermaye donanim stogu-
na oranla gok daha az artacaktir. Her i?ginin «elinin al-
tinda» gok daha fazla sermaye donammi olacaktir. Ama
bu da yine, k&r haddinin degi$mezliginin yanisira her
i?ginin tiretkenliginin yeteri Olgiide artmasmi gerektirir.
Bu arada, bu iki olgunun yiiksek sermaye oranim emek
oranma dengelemek igin, sermayeye giden degerin payi-
m 3riikseltecek bigimde birle?mesi zorunludur.
Tamnmi? iktisatgilardan Kaldor bir keresinde bii-
yiimeyi «atxn dort engelden birinde du?mek zorunda ol-
dugu garip engelli bir yari§»a benzetmi?ti. «Son engele
kadar ya?amayi ba?arabilen ata pek rastlanmaz» diye
belirtmi?ti.
Iktisadi krizlere dogru baki? agismin, onlari kapi­
talizmin geli?en iiretim giigleri ile sermayenin karliligi
arasmdaki temel geli?kisinin kagimlmaz bir sonucu ola­
rak gormek degil; kendini ge§itli bigimlerde gosteren bu
temel gati§manm bir ifadesi olarak gormek olduguna
inaniyorum. iktisadi ge§itli buyiimeler aym nedenle de­
gil, degi§ik nedenlerle olabilir. Nedenin ne oldugunu, soz
konusu btiyiimenin somut ko?ullarmi ve olaylar dizisi-
ni inceleyerek meydana gikarabiliriz.
Bu boliim boyunca sanki di§ ticaret yokmu?, soz
konusu olan iilke ihracat igin. degil sadece tilkesindeki
piyasa igin iiretiyormu? gibi konu§tuk. Herhangi bir so­
mut durumda, (hem Kol-1, hem Kol-2 igin) verimin bir
boliimu di? talebi kar?ilamak igin tiretilir. Yani di§ ti­
caret biiyudiikge, talep de biiyiir. Ama unutulmamalidir
ki soz konusu iilkelerden mal alan tilkeler, kar?iligmda
daha fazlasim satmadan bu i?i fazla surduremezler. Di­
ger iilkelere yapilan ihracat kredili ya da borg kar?iligi
yapilmazsa, btiyiimenin siirmesi igin yapilan destekler
gegici olmaktan oteye gitmez. Qiinkii siirekli ihracat-ar-
tik-degeri ancak tersi durumda mumkiindiir. Ne olursa
olsun, gizdigimiz basitle^tirilmi? tablo, genel olarak ka­
pitalist diinyadan soz ettigimizde yanli? degildir.
6. iK lN C i DLJNYA SAVA$I'NDAN BU YANA

M odern sava§, her tiirlli kaynagin seferber edilmesi-


ni, emek ve iiretim donammmin yer degi?tirmesi
igin yonlendirici kararlar verilmesini, normal piyasa me-
kanizmasmm altindan kalkamayacagi bir sava? endiist-
risinin kurulmasim gerektiren bir olgudur. Bunun sonu-
cu olarak finansmanm, emegin ve malzeme dagitimimn
devlet kontrolunda olmasi bigiminde bir devlet kapita-
lizmine neden olur. Devlet piyasada tek alici durumuna
gelir. Silahlanma ve sava? gerekleri igin, ordunun ve hat-
t& niifusun temel gida ihtijteglan igin anla§malar yapar.
Bu durum, 2. Diinya Sava?i’nda 1. Diinya Sava§i’ndakin-
den gok daha ileri bir dereceye ula§mi?tir.
Sava§ durumundaki her yonlii iiretim diirtiisii en-
diistrideki rezerv ordusunu tiiketir, ban? zamanmdaki
biiyiima devrinde bile kolay kolay eri?ilemeyen tam is-
tihdama ula§ilir. Bu ko§ullann biiyiik iicret arti?lanna
yol agmasim onlemek igin devlet, sendikalar ve i?giicii
iizerinde grev hakkmi askiya alma, i?gi hareketini ve i?
d 0gi?tirmeyi onlemek gibi ge§itli kisitlamalar uygular.
Ama yine de bu ko?ullar altmda sinif ili§kileri gergin-
le§tigi igin i?gi simfina ban§ zamaninda higbir §ekilde
ho?goriilmeyecek onemli ayncaliklar verilir. Aym za-
mandan, biiyiik i§ gevreleri de endiistri iizerinde daha
yakm bir denetim saglarlar (maddelerin dagitimi ve i§
yonetimi). Biiyiik tekeller normal ko§ullarda yapamaya-
caklan §ekilde kiigiik olgekli §irketleri kendi denetim-
leri altina alirlar.
Bundan dolayi, i$gi smifmin pek gok iilkede 2. Diin­
ya Sava§i’ndan oldukga kuwetlenmi? olarak gikmasi hig
de ?a§irtici degildir (ama hemen sonra planli olarak ya-
pilan politik ve endUstriyel boliimleme ve gatlaklarla za-
yrflatilmi$lardir). Diinya genelinde sosyalist sektoriin
gittikge biiyiiyen varligimn, kapitalist sektor iizerinde
oldukga belirgin bir vurucu etkisi vardir. Bazi iilkeler­
de ozellikle Fransa ve Italya’da) komiinistler, soguk sa-
va§in artan baskilan ve ge§itli hilelerle uzakla§tinhnca-
ya kadar, bakanliklar da elde etmek suretiyle sava§ son-
rasi hiikiimetlerde yeralmislardir. Ingiltere’de sava§
sonrasi 1945 genel segimlerinde I§gi Partisi hiikiimeti ba-
§a gegmi?; 1918’de 1. Diinya Sava§i sonrasmda oldugu
gibi sorunlan hasiralti etmemi?, sava? sonrasi yillanm
iktisadi kontrolii yeniden kurmakla harcami§tir. Bu yil-
larda, i§gi smifi iizerinde 1305 sayih kararnameyle konu-
lan grev yasagi gibi yaptinm larla kontroller siirmiistiir
(1305 sayili kararname 1951’de yiiriirliikten kaldirilmi?-
tir). t?gi Partisi hiikiimeti komiirii, demiryollarmi, ga-
zi, elektrigi, karayolu ta§imaciligim ve geligi, bunlann
yamsira Bank of England’i (tngiltere Bankasi) devlet
le§tirerek devletin Ozellikle yatinm konusunda dogru-
dan kontrolde bulunabilecegi alani biiyiitmii§tiir. Ama
yine de bu kontroliin kapsami abartilmamalidir. Qiinkti
iiretim olgusunda devletle§tirilen sektbr, ekonomideki
iiretimin ancak 1/5’i kadar pay almaktadir. Burada asil
Onemli olan, devletin Ozellikle sermaye m allan konusun­
da satici olarak agirligim koymasidir (sermaye mallan
agirliktadir, giinkii devletle§tirilmi§ sektOriin sava? son­
rasi on yil boyunca geni§ yatinm program lan ve tiim
yatm m lar genelinde ezici bir payi vardir). Konut yapi-
mim da katarsak devlet sektOrii sava? sonrasi on yil bo­
yunca toplam yatm m in yansm a sahipti. Eger bunlara
savunma giderlerini de katarsak, devletin yaptigi harca-
malar igin (bunlar genellikle yukarida sozunii ettigimiz
Kol-1 metalarma yapilir) milli gelirin 5’te ya da 6’da bi-
rine ula?an bir rakam elde ederim. Amerika’da bile si­
lahlanma harcamalari, devletin genel iktisadi durum
iginde onemli bir etkisi olmasma neden olur. Bu iilke-
de devletin mal alimlari ve resmi harcamalari toplami,
gayri safi milli hasila'nm 1/5’ine, hatta bazi yillar 1/4“
line p?ittir. Bazilan bunun sistemde daha dnce varolma
yan bir denge durumu yaratan bir ozellik oldugunu ile
ri siirmu?, devlet harcamalarmin ozel yatinmdaki dur
gunlugu kar?ilayacak bir «degi$mez denge unsuru» o)
dugu konusunu uzun uzun tarti?mi?lardir.
Bu son nokta iizerine ne dii?iiniirsek dii§unelim,
devlet kapitalizminin geli?iminin 2. Dunya Sava$i ve
sonrasi donemin ba?ta gelen ozelligi oldugu rahathkla
soylenebilir. Bunu, bu geli§meyi yeni bir ?eymi? gibi
sunmak igin soylemiyoruz: Aym durum 1. Dunya Sava-
§i sirasinda da soz konusuydu, krizin oldugu 30’lu yil-
larda da devlet kontrolu vardi. Ama bu konuda 2. Dun­
ya Sava?i bir gegi? donemi olarak almabilir. Bu durum-
dan soz ettigimizde, 3. boliim sonunda devlet konusun-
da soylediklerimizi hatirlamaliyiz; yani iktisadi giiciin
en yiiksek birikime ula§tigi a?ama olan tekelci kapita­
lizm a$amasinda devlet, hakim tekelci gruplann oyun-
cagi haline gelir, demi?tik. Bu nedenle Marksist yazar-
lar sadece devlet kapitalizmi terimini kullanmaz. Tekel­
ci devlet kapitalizmi terimini tercih ederler. Bu anlam-
da durumun oldukga onemli bir degi§im gegirdigi zan-
nedilm emelidir: Sava? aslinda, tekelci gruplar ile dev­
let arasmda daha biiyiik bir yakmlik kurulmasim sag-
lami?tir. Downing Street'deki 1 t?gi Partisi bakanliklari

1) D o w n in g S tre e t : I n g ilte re ’de B a§bakanlik ve b a k a n lik la rin


b u lu n d u g u sokak.
ve hatta Avam Kamarasi’ndaki i§gi Partisi gogunlugu
devlet mekanizmasmin, personelinin ve ona hakim olan
sinif gikarlarmm karakterini degi?tirmeye yetmez.
Ortada geli§kili bir durum oldugu igin, burada ye­
ni bir belirleme yapm akyerinde olacaktir. Devletin te-
kelcilerin oyuncagi oldugunu ve kapitalistler arasmda
anla§mazliklara yol agmasma ragmen onlarm gikarlari-
m korudugunu soylemek; devletin genel olarak sistemin
i§leyi§ini destekleyen bir politikasi oldugunu di§lamak
anlamma gelmez (yani kapitalist iiretim tarzina denge
iginde i§lemesini saglayici bir politikasi oldugunu). As-
lmda bu, sistemin en onde gelen geli§kisidir. Bir yanda
turn sistemi gokii§e goturebilecek §ekilde karlarini en
list diizeye gikarmak isteyen grup gikarlari, bir yanda
da sistemin surebilmesi igin gabalar vardir. Devletin al-
digi onlemler sisteminin slirmesi amaciyla diizenlenir.
Devlet zaman zaman tarafsiz bir «araci» rolline biirii-
niir, grup gikarlari ile yonetici sinif arasmda arabulucu
olur. Hatta gerginle?en smiflar arasi anla§mazliklari yu-
mu?atmak ve arabulucu olmak yine devlete dii§er. Ama'
bu iiretim tarzi ko§ullarmda, bu gorevi yerine getirebil-
me olgiisii ve yapildigi takdirde ba?ari $ansi oldukga si-
mrlidir.
Kapitalizme diinya genelinde bakacak olursak sa-
va§ sonrasi donemde ikinci bir ozellikle kar§ila?inz. Bu
ozellik daha once somiirge ya da yari-somiirge olan iil-
kelerin milli bagimsizlik bayragi altmda, kendilerini em-
peryalist baskidan kurtarip, siyasi ve iktisadi bagimsiz-
liklarmi kazanmalaridir. Sosyalist Blok’a katilan (Jin,
bu durumun en onde gelen ornegidir. Geliijmemi? iilke-
ler olduklari halde kapitalist blokta kalan Hindistan,
Burma ve Misir da bu duruma oraek olarak gosterile-
bilir. iktisadi agidan bu geli?me, iilkelerin (hangi ko?ul-
larda olursa olsun) di§ sermayeye, devlet yonetimi ve
kontroliindeki «geli§me programlanna» kar§i toplu bir
harekete giri?tikleri anlamma gelir. Tahmin edilecegi gi­
bi, bu duruma eskiden beri kapitalist olan iilkelerden
sert tepkiler gelmi§tir. Kapitalist iilkeler iginde, di§ ya-
tinm dan ve endUstriyel mallar ihrag ederek kar§iligm-
da tanm iiriinleri ve hammadde alimmdan kar saglayan
ingiltere bu durumdan ozellikle rahatsiz olmu?tur. Ame-
rika ise (Cin ve Pasifik’te olanlar di?inda) bu durumdan
ingiltere’den daha az etkilendi. Yatirimlarmi ye deneti-
mini Amerika kitasmda Kanada, Orta ve Giiney Ameri-
ka iilkelerine; petrolii ve madenleri agisindan Ortado-
gu ve Afrika’ya kaydirma egilimini gosterdi. Egilim gos-
terdikleri bolgeler daha once ingiltere tarafmdan pay-
la?ilmi§, hatta onceleri «Yeni Diinya» diye nitelendirilen
kendileri tarafmdan daha zengin ve giiglii dolar emper-
yalizmi ile yikima ugratilmis bolgelerdi.
Hindistan ve Arap Cumhuriyeti gibi 3. Diinya tilke-
leri denilen iilkelerin ortaya giki?i baglaminda, kapita-
lizme kar?i geli?en Sosyalist Blok’un etkisini, daha iyi
gorebiliriz. Bu iilkeler igin sosyalist iilkelerin planli ikti-
satlan yalniz endustrile§meye dogru ba?anli olmakta ve
daha once ulasilmamis bir hiz saglamak konusunda or-
nek olu§turmakla kalmaz, aym zamanda teknolojik iler-
leme ve sermaye mallari konusunda gittikge geni§leyen
bir malzeme de olu§turur. Bu agidan sosyalist iktisat,
bu iilkeler igin hem siyasi hem de iktisadi yonden ol­
dukga gekici ve etkileyici bir alternatiftir.
Sava§ sonrasi donemin 3. ozelligi de, 1957’ye kadar
12 yil boyunca iktisadi biiyiimelerin beklenmedik §ekil-
de varliklanni siirdiirmeleridir (bu arada 1948-49’da ve
tekrar 1952’de ingiltere’de, 1953-54’de Amerika’daki kii-
giik gapli krizler de vardir). ingiltere’de 1. Diinya Sava-
§i’nm hemen sonrasmda ba?layan biiyiime 1,5 yil sonra
du-rdu; bunu 20’lerin ortasmda bir iyile§me izledi. Ame-
rika’daki biiyiime daha giigluydu ama sonunda 1929 kri-
zine gelindi. Bu bakimdan etkinligi, i§ alanlari yaratma-
si, yatirimlari ve ingiltere’de i§sizlik oraninm % 2 ’nin
altmda seyretmesiyle (Amerika’da i§sizlik oram daha
yiiksekti ama yine de 4’iin altmda seyrediyordu).
1945-57 arasi 12 yil 1. Diinya Sava§x sonrasi 12 yila oran­
la biiyiik bir fark gosterir. Bu siirede endiistriyel iire-
tim ingiltere’de 1/3, Amerika’da ise 1/2 oranmda art-
mi?tir. Ekonomideki biiyiime a$amalarinm siirelerinin
uzamasi iizerine krizlerin gegmi?te kaldigi ve kapitaliz­
min kar getiren durum lan kalici yapmayi ogrendigi ko-
nusunda tarti?malar agilmi§tir.
Sava? sonrasi donemin kendine ozgti karakterini be-
lirlemek igin ge§itli agiklamalar getirebiliriz. Sava?in he-
men sonunda talep, sava$in e?i goriilmemi? yikimimn
onarilmasi ihtiyaciyla, tiikenen mal stoklarmm yenilen-
mesi, fabrika ve makina donanimlarimn onarimi ve ye-
nilerinin yapimi ile destekleniyordu. Amerika sava?tan
dogrudan etkilenmedigi ve gergekte sermaye stogunu
onemli olgiide arttirdigi halde endiistrisi, Avrupa’da ol­
dugu gibi ge$itli «yardim programlanw adi altmda ona-
nm ihtiyaglanm kar?ilamakla me?guldii. Sava§ sonra­
si birkag yil boyunca tiiketici m allan gibi sermaye mal-
lari da ihtiyaci kar?ilayamiyordu. 1949’da kaynaklarm
talebi kar§iladigi duruma ula?ildiginda Kore Sava§i gik-
ti. Amerika’nm silahlanma harcam alannda ve stratejik
onemi olan mallarm stoklamasmda arti? goriildii. ikti-
sattaki biiyiimeyi yeni bir diizeye getirmesine ragmen
sava? giderlerinin artmasi 1948’de Kore Sava$i’ndan
birkag ay once ortaya gikan «iktisadi durgunlukwtan
kurtulmanm tek ba$ina sorumlusu olamaz.
Ama Kore Sava?i’nm sona ermesiyle, 1953 yilimn
sonlanna dogru Amerika’da biiyiime yine gikmaza gir-
di. O zaman pek gok ki?i bunun, hiikiimetin Kore Sava?r
harcamalariyla anormal bigimde uzattigi buyiimenin so-
nu oldugunu ve 1929’dakine benzer bir krizin yakla§-
makta oldugunu dii?iindii. Ama herkesi yanilgiya dii?ii-
rerek, ozel sektor ve i? gevrelerince yapilan yatirimlar,
hem de hiikiimetin gittikge azalan savunma harcamala-
nna ragmen, gabuk iyile§me ozelligi gosterdi.12 Bir son-
raki yilin sona ermesinden once iki ya da tig yil siiren
yeni bir bUytime ba?ladi. Bu bliylime temelde, sanayi
§irketleri tarafmdan yeniden diizenleme ve yeni kuru-
lu§ yatm m larm a gidilmesinin, kamu hizmetlerinin ye­
niden yiiriirliige girmesinin ve buna benzer §eylerin bii-
ytimesiydi.
Bu bliylime imalattaki iiretim kapasitesini yakla§ik
% 13 oranmda arttirdi. Bu arada ingiltere’de de (yalniz­
ca hiikiimetin para politikasiyla kisitlanabilen) oldukga
fazla yatinm etkinligi vardi. Bu durum Bati Avrupa’da-
ki kapitalist iilkelerde, ozellikle Bati Almanya’da da sli-
riiyordu. ingiliz imalat endlistrisindeki iiretim kapasite-
si arti?i, 1958’de iig yil oncesine oranla % 10 artmi?ti.
Bu biiyiimenin akilci bir agiklamasi, yazarm daha
once ba§ka bir eserinde 3 belirttigi gibi 1950’lerin daha
once soziinii ettigimiz teknolojik devrimlerden birine ta-
nik olmasidir. Teknolojik devrimin modernle?meye et-
kisi olmu?, yatm m lara giiglii bir destek olmu§tur. Bu
a§amada, aslinda, 5. boliimiin sonunda soziinii ettigimiz
duruma dli?tligiimuz soylenebilir. Teknolojik yenilikler

2 ) (i§siz)igi b ir su re igin % 6 ’ya tir m a n d ir a n ) d u ra k la m a s ir a -


sm d a k i y a tirim dugiiklugu, te m e ld e m a l s to k la n n a y a p ila n y a ti-
r im la rin diigm esidir. F a b rik a la ra ve d o n a n im a y a p ila n y a tir im -
la rin d egil. B u a r a d a tiik e tim d e k i b ire y se l h a rc a m a la r gagirtici
b ir d u ra k la m a g o sterm ig tir. 1948-49’d ak i d u rg u n lu g u n ak sin e.
b u s e fe rk in in d ig e r iilk e le r iiz erin d e o nem li b ir etk isi o lm a -
m igtir.
3) M a r x is m T o d a y . A ra lik 1957.
donemi, iiretim guglerinin otomasyon olarak nitelendir-
digimiz geli?meye ula§tigi onemli a§ama ile baglantih
olarak ortaya gikrm?tir.4 Daha 1. Diinya Sava§i sirasm-
da iiretim tekniginde toplu iiretim (mass production)
adi verilen iiretim bigimine olanak saglayan bir seri de-
gi§im uygulanmaga ba§lami§ti. Bu degi§imler Amerikan
endiistrisinde 1920’lerde, sermaye mallari iiretimindeki
hizli arti§ ile de yakindan baglantilidir. Sanirim bu du­
rum, 1950’lerdeki otomasyon bigimine gegi? a§amasi ola­
rak almabilir. Bir onceki a§amadan, otomasyon a?ama-
sina gegi? oldukga onemlidir : QiinkU otomasyon elle ya-
pilan i§ten makinala§maya gegmek ya da Iiretimin mon-
tajla gergekle§mesi degil, iiretim i§lerindeki aynntili
kontroliin modern elektronik araglar ve feed-back (ge-
ri besleme) mekanizmalanyla yonetimine gegmek de-
mektir. Otomasyon donemini, niteliksel bir «sigrama»
ya da iiretim guglerinin degi§im a?amasi olarak gore-
biliriz. Otomasyonun iiretimde ve Iiretim ili§kilerinde,
o donemde algilandigmdan gok daha yikici bir etkisi ol-
mu?tur.
Savas Sonrasi kapitalizmi igin, l§gi Partisi’nde ve
parti di?mda agilan tarti?malarda birgok ki?i, kapitaliz­
min gegirdigi degi§imlerin onu bamba?ka bir §ekle do-
nii§tiirdiigiinu ve bu yeni §eklin kapitalizmin geleneksel
tanimiyla bile uyu§madigim tarti?tilar. Bir Amerikan ya-

4) 50’le rd e In g ilte re , A m erik a ve B a ti A lm a n y a ’d a v e rim in i§


n la n la n n d a n dah n hizli b iiy u d iig u m i u n u tm a m a h y iz . C aim an k i-
si bagina diigen u riin o ra m 1950-56 a ra si I n g ilte re ’d e % 12, A m e­
r ik a ’d a % 16, B a ti A lm a n y a ’d a % 35 a rtm ig tir. (T. B alogh, ( O x ­
fo r d E c o n o m ic P a p e rs, sa y fa 220, 228) A y ric a istih d a m d a ta m
k n p a site y e ulagilm asi n e d e n iy le tiik e tim ta le b in in d e b u y iid u -
gii u n u tu lm a m a lid ir. O rn eg in , 1947-57 y illa ri a ra sm d a re e l iic-
re t-g e lirle ri I n g ilte re ’d e %. 15, A m e rik a ’d a d a 5 0 k d a h a fazla
a rtm ig tir.
zari «20. yy. Kapitalist Devrimn isimli bir kitap bile yaz-
di. 1920’lerdeki biiyume sirasmda bazilarinm, smirsiz ik­
tisadi geli?menin etkisiyle kendilerinden gegerek, hig dii-
§unmeden «Amerikan yiizyili»ndan soz etmeleri gibi
1950’lerde de kapitalizm ve onun «serbest giri§im» sis-
teminden artik krizlerden kurtulmasini ogrenmi?, sii-
rekli teknik yenilikler iireten bir makina diye soz edil-
meye ba?lami?ti. Bu sozler, 50k algak perdeden de olsa
ingiliz i?gi hareketinden bile yankilanmaya ba§lami§ti.
Omegin, «Fabian’ct Yeni Denemeler» adli kitabmda Mr.
Crosland sorunu §oyle koymu?tur: «Artik kapitalizmin
biituniiyle degi?ik bir' sisteme donu?en bir ba?kala?im
gegirdigi agiktir. Bu da geleneksel sosyalist gozumleme-
lerin yeniden gozden gegirilmesini gerektirecek.» (say.
35.) Mr. Strachey, «(?agda§ Kapitalizm» adli eserinde
Mr. Crosland kadar ileri gitmemekle birlikte §oyle de-
mistir : «Endustrisi geli$mi? iilkelerde, giinumiizdeki sis­
temin, yani kapitalizmin yeni ve farkli bir a?amasi ya-
sanmaktadir. Eski a§amanm-geli§me yasalan yeni a$a-
mada artik butiini\yle uygulanamamaktadir.» (sayfa
25-26).
Devlet kapitalizminin saydigimiz egilimlerinin di?in-
da (ne kadar onemli olursa olsun, «degi?im» ve «yeni
a?ama» tarti$malarmda bunlar hayati bir onem ta?imaz-
lar) bu tiir iddialari hakli gikarmak igin iki neden ileri
suriilmu?tiir.
Ilk olarak, son yillarda ortaya gikan «Yonetimsel
Devrim» olgusu var. Tarti§malar, Amerika’li James
Burnham’in gok alinti yapilan «Yonetimsel Devrimn ad­
li kitabindan kaynaklanmaktadir. Kitabin ana konusu-
nu, giiciin, iki sava? arasmdaki donemde, kapitalistlerin
elinden biiyiik endiistriyel ve mali ortakliklarin ba§ma
gegen iicretli yoneticilerin eline gegmesi olu$turmakta-
dir. Bu yoheticilerin, iiretim politikasini yonettikleri §ir-
ketlerin sermayesinde paylari yoktur. Bu du?iince ile
desteklenerek, Berle ve Means'in Amerika’nin en biiyiik
200 ?irketinde yaptiklan gok bilinen ara§tirmalarina
ba§vurulmu§tur. Ara?tirmada, ?irketlerdeki miilkiyet
sahiplerinin gorevle ilgilerinin kesildigi, denetim ve ha-
kimiyetin ‘azinlik denetimi’ne gegtigi goriilmektedir,
(azinlik kontrolii, ?irketleri sermayede payi yok dene-
cek kadar az olanlann kontrol etmesi demektir). Kapi-
talistlerin i?le ilgilerinin kesilmesinin oldukga belirgin
oldugu ve, en azmdan gegen yiizyila oranla gok daha faz­
la «gorev ba§inda olmayan» kapitalist oldugu dogru ol-
sa da, yine de bu olgu fazlaca abartilmi§tir. Kapitalist-
lerin gorevle ilgilerinin kesilmesi durumu bir genel ozel-
lik olmaktan heniiz gok uzaktir. «Azmlik kontrolu» olsa
bile (her zaman vardir) bu, kontroliin kapitalist olma-
yanlarm elinde olmasi anlamina gelmez. Hele kontroliin-
de bulunduranlarin ayri bir sinif olu§turdugu ya da on-
larm politikasmm k&r giidiisii di?mda bir giidii tarafin-
dan yonlendirildigi anlamina hig gelmez. Zaten Berle ve
Means’m materyali Uzerine yapilan ve Gegici Ulusal Eko-
nomi Komitesi’nce yaymlanan bir raporda, kontroliin
gok az ortaklik payi olanlann elinde oldugu durumla-
n n sayisinin, tahmin edildiginden gok daha az oldugu
gorulmu§tur .5 Amerika’daki en biiyiik ?irketlerin % 85’i
iizerinde yaptigi gali5masinin i§iginda Prof. Sagrant Flo­
rence, «BiiyUk §irketlerdeki 20-30 bin hissedardan orta-
lama 20’si kararlarda 1/3 oraninda soz sahibidir.» der
ve §oyle siirdiirtir : «Yonetimsel devrimin, zaman zaman
du§unuldiigii (ya da dii§Uncesizce soylenildigi) oranda

5) G egici U lu sa l E konom i K om itesi tu ta n a k la n . No. 29, sa y fa


56-57 v e 104. P a u l S w eezy k o n u y u tiim iiy le * T a rih O la r a k G ii-
n ii m i iz » ad li k ita b in d a ta rti§ m ig tir. A y m y a z a n n * ln c e le m e le r>
ad li k ita b in a da b a k ila b ilir. S ay fa 350-351.
varolmadigi konusundaki inancimizi destekleyecek ka-
m tlar vardir. Pek gok §irket ya da ortakliklarda, §irket
politikasi tizerine son karar biiyiik hissedarlardadir.»fi
ikinci olarak, gelirin i?giler yararma radikal bir bi-
qimde dagildigim ileri sliren «gelir devrimi» denilen bir
olgu vardir. 1. ve 4. boliimlerde gorduglimliz gibi iicret-
ler 1930'lardan beri hem somut olarak hem de gorece-
li olarak artmi?tir. Ama arti?tan sozedilirken nedense
sava§ sirasi ve sonrasmin ozel ko?ullari pek dikkate alm-
maz. Aslmda licretlerdeki arti?, «gelir devrimi» gibi
abartilmi? deyimlerle betimlenecek kadar fazla degildir.
Biiyiik degi?im diye sik sik ileri slirulen, ki§isel gelirler-
deki iicretlerin payinm degi?imidir. Bu belirleme, daha
once gordliglimliz dagilmayan kar’i di?arda birakir. Si-
mf olarak kapitalistlerin gelirinin bir pargasi olan dagil-
mayan k&r sava?tan bu yana onemli olglide artmi?tir.
tTcretlilerin milli gelir iizerindeki payi, sava? oncesi do-
nemden beri % 3’ii gegmemi?tir. 1938-47 yillan arasm-
da gelir sahiplerinin list % l ’nin (yakla?ik 200 bin aile)
toplam ki?isel gelir arti dagilmami? k&r oranmdaki pa­
yi, vergilendirilmemi? haliyle % 20’den % 19’a, vergilen-
dirilmi? haliyle % 15’ten % l l ’e dii?mli?ttir, Yiiksek ge­
lirlilerin % 25’inin payi vergilendirilmemi? haliyle % 60’-
tan % 57’ye, vergilendirilmi§ haliyle % 55'ten % 49’a
du?mu?ttir. Tlim dii?lik gelirlerin yansm a gelince, onla-
n n payi vergilendirilmemi? durumda higbir geli?me gos-
termez, vergilendirilmi? durumda ise gelirlerinde sade-
ce % 27’den % 30’a bir arti? vardir. ABD’de ise tlim ge­
lir sahiplerinden alt 3/10’unun toplam gelir igindeki pay-
lan azalma gostermi?tir.
Yiiksek gelirlilerin paylarindaki azalmayi gosteren

6 ) In g iliz -ve A m e rik a n E n d iistrile rin d e tgleyig M antig i, say fa


193.
rakamlar abartili olabilir, giinkii bu rakamlar ne ser­
maye karlarim ve onlarmdan yapilan harcamalan, ne de
sava§ sonrasi donemde ali?kanlik haline gelmeye ba§la-
yan §ahsi harcamalarin «gider» hanesine yazildigim dik-
kate almaktadir. Aym konuda Amerika’daki rakamlari
degerlendirirken, bu iilkede vergi kagirma ve her ttirlii
harcamalarin gider hanesine yazilmasi ozelliklerinin gok
onemli yer tuttugunu unutmamaliyiz.

7) D u d ley S eers, O x fo r d is t a t i s t i k E n s titiis ii B u lte n i, E yliil


1949, S ay fa 262.
8) G a b rie l K olko, U n iv e r s ite le r v e S o l D e rg isi No: 2

78
Kapitalizmin Dtinti
ve Bugtinu
MAURICE DOBH

Ingili/ ikt isiiltr'tsi Maurice Dobb’un bu vok hi linen


cl kiuibi ilk kc/ 19.*>8 yilindii yaymilandi. 1973 yilin-
da ya/.ar tarafmdan yeniden gO/den gegirildi. 1977
yilmda yapilan I I . baskismdan TOrkvclcgtirdigiini/
kilapla Maurice Dnbb, kapilali/.min 16. yd/yilda ba:>-
layan ve 19. yd/.yilda doruga v'ikan tarihsel gcli$imi-
ni tt/.etliyor. O gllnden bugUne modern emperyali/-
min geli$imini ve sorunlarini, Marx ve Sngels’in v'U-
/.Umienielerini a$arak, hem onlarin klasik <;ali$mala-
riniii i$igmda, hem dc i;agda§ iklisat teorilerinin ba-
ki$ agilarim dikkate alarak degerlendiriyor.

Jletifim Yaymlari • P o litik a Dizisi • ISB N 975-470-034-f

You might also like