You are on page 1of 19

3.

2 ENDÜSTRĐYEL BETONLARIN OTURDUĞU ZEMĐN ÖZELĐKLERĐ

Her yapı, yüklerinin tamamını zemine aktarır. Yapı ister küçük ölçekte bir bina olsun
isterse yol ve baraj gibi daha geniş çaplı olsun inşaat mühendisleri zemin ile ilgili geoteknik
inceleme yapmak ve bu deney sonuçlarına göre yapı zemini hakkında karar vermek
zorundadırlar. Elde edilen bilgiler ışığında zeminin, yapı yüklerinin tamamını taşıyabileceği
veya güçlendirilmesi gerektiği sonucu elde edilebilir.

Yapı temelinin ve dolayısıyla yapının güvenliği, zemine ait elde edilen bilgilerin doğruluğu
oranında sağlanabilir. Çok iyi tasarlanmış ve inşa edilmiş bir yapının zemin özellikleri
doğru olarak elde edilmemiş veya zemine ait bir araştırma yapılmamış ise sözkonu yapının
tüm güvenliğinden söz etmek mümkün değildir.

Bütün yapılarda olduğu gibi, zemine oturan endüstriyel zemin betonları için de aynı şartlar
geçerlidir. Hangi özelikleri olduğu bilinmeyen bir zemine oturan beton plakların, sayısal
veriler bulunmadan hesaplanabilmeleri mümkün değildir. Birçok değişken içeren zeminin,
beton plağın yük taşıma kapasitesinin ve düşey yerdeğiştirmelerinin elde edilebilmesi için
en azından bazı değerlerinin bilinmesi gerekir.

Beton plak tarafından taşınan yüklere ek olarak plağın kendi ağırlığını da taşıyan zeminin,
doğal veya güçlendirilmiş durumda olmasına bakılmaksızın elde edilmesi gereken en
önemli özeliği; birim gerilme altında meydana gelen düşey yerdeğiştirmesidir. Yatak
katsayısı olarak bilinen ve k olarak gösterilen bu terim, zeminin tanınması için bir anahtar
niteliğindedir.

Güvenilir yollarla elde edilen zemin özelliklerini uygun biçimde kullanabilecek ve ortaya
çıkan problemleri kısa sürede çözebilecek sorumlu ve yetkili bir teknik elemanın, zemine
oturan plak tasarımı ve projesinin gerçekleştirilmesinin her aşamasında hazır
bulundurulması, bu tip projelerde çokça karşılaşılan maliyet artışı problemlerini ortadan
kaldırabilir.

Diğer bir husus; proje başlangıcında, malsahibine zemin ile ilgili özeliklerin bilinmesindeki
gerekliliğin hatırlatılmasıdır. Bununla beraber sağlanması durumunda, bir geoteknik rapor
hazırlanıp, zemin ile ilgili hususların belirtilmesi gerekmektedir. Bu raporda; zemin
tabakaları, zemin tabakalarının elastisite modülü ve Poisson oranları, nem içeriği, zeminin
taşıma gücü, zemin emniyet gerilmesi, oturma, su içeriği, zemin tane yapısı, boşluk oranı
ve p permeabilite katsayısı değerleri bulunmalıdır.

Maalesef çok sık rastlanan; herhangi bir zemin ve diğer tasarım bilgisi kullanılmadan
plağın tamamlandığı durumdur. Bu ise, çoğu zaman maliyetin artması ve/veya güvensiz bir
plak betonu oluşmasıyla sonuçlanmaktadır. Ülkemizde tamamlanmış hemen her zemin
betonunda karşılaşılan problemlerin başında; düzenli olmayan çökme, çatlama ve bazen de
kıvrılma gözlenmiştir. Zemin özeliklerinin bilinmesine gereken önemin verilmemiş olması,
uygulamada çalışan teknik elemanların yeterli bilgiye sahip bulunmaması ve kontrol
yetersizliği bu istenmeyen sonuçlara neden olmaktadır.

65
3.2.1 Temel Altı Zemin ve Alt Temel

Herhangi bir yük altındaki zeminde basınç gerilmelerinin yayılışı, kohezyonlu ve


kohezyonsuz zeminlerde ayrı karakterdedir. Kohezyonlu zeminlerde, eğer kohezyon yüksek
ise, bu zemin yükler altında elastik bir cisim gibi hareket eder. Bu durumda basınç dağılışı
her yönde sonsuza kadar gider. Kohezyonsuz zeminlerde de yük alanının bir ölçüde
derinindeki bölgelerde, zeminin elastik bir cisim gibi hareket ettiğini deneyler göstermiştir.
Her durumda zemin yüzeyinden etki eden yüklerden dolayı, zemin içindeki gerilme
yayılışının hesabında; temel zemininin, Boussinesq yarım uzayda, elastik, homojen ve
izotrop zemin olduğu kabul edilir. Sonuçta, bu basitleştirme altında temel zemini, ideal
elastik cisim sabitliği olan ve her tarafta aynı rijitlik modülünü gösteren ideal bir cisim
olarak alınabilmektedir [5].

Bununla beraber, hesap kolaylığı ve zeminlerin davranışını tanımlamayı kolaylaştırmak için


iki ayrı model aşağıda verilmektedir. Bu modellerin ikisinin de, zemin davranışının
tanımlanmasında birer sınır model oldukları unutulmamalıdır.

a – Yukarıda bahsedilen ve elastik davranış özeliği gösteren zemin durumunda; plağın üst
yüzeyine uygulanan herhangi bir yük, plak tabanı altındaki zeminin her noktasına etki eder.
Bu etki, yükün uygulama noktasından uzaklaştıkça azalır.

b - Winkler modeli olarak ta tanımlanan esnek alt zemin durumunda; sadece uygulanan
yükün altında düşey yerdeğiştirme oluştuğu kabul edilir. Sözkonusu yerdeğiştirme,
uygulanan yük ile orantılıdır ve bu yük, etkidiği bölgenin hemen yanındaki yüksüz bölgeye
kesme kuvveti aktarmaz.

3.2.1.1 Temel altı zemini

Eğer araştırması yapılan zemin küçük taşları ve iri çakılları da içinde bulunduruyorsa, bu
durumda zemin için yükleme deneyleri iyi sonuç vermektedir. Yani bu katsayının (kz)
belirlenmesi için önerilen yöntem plaka yükleme deneyidir.

Plak yükleme deneyleri geleneksel olarak, yüzeysel temellerin ve endüstriyel betonlar


altındaki zeminlerin taşıma gücünü bulmayı amaçlar. Bunun için belirli bir yük alanı ile
zemine artan basınçlar uygulanır ve bu basınçlar altında yükleme plakasının zemine batma
(oturma) miktarlarına dayanılarak elde edilen yük-oturma bağıntısından zeminin güvenle
taşıyabileceği yük bulunur.

Plaka basınç deneyinin zemine oturan plaklardaki kullanılma alanı ilgili standartlar ile bir
dereceye kadar sınırlandırılmıştır (DIN 18134) [5,6]. Buna göre, genel olarak zeminin yapı
genişliğinin 2 ile 3 katı derinliğe kadar homojen olduğu, örselenmemiş zemin örneği
alınamadığı veya çok güç alınabildiği, beton plak yüzeyinin biçimi ve büyüklüğü deneme
yüzeyinkinden pek farklı olmadığı durumlarda plaka basınç deneyine izin verilmektedir.
Kohezyonlu zeminlerde örselenmemiş örnek güvenli biçimde alınabildiğinden, bu
zeminlerde deneme yüklemesi yapmaya gerek duyulmamaktadır. Ayrıca, kohezyonlu
zeminlerde boşluk suyu basıncından dolayı oturmaların sona ermesi çok uzun zaman
beklemeyi gerektirdiğinden, bu zeminler için yükleme deneyi ile sonuç alınması da oldukça
güçtür.

66
Plaka yükleme deneyi 1933 yılında Kögler tarafından ayrıntılı biçimde ele alınmıştır [5].
Yükleme plakası büyüklüğünün oturma ve sıkışma üzerine önemli ölçüde etkisi vardır.
Böylece bağıl olarak küçük yükleme plakaları ile ancak zeminin fazla derinde olmayan
tabakaları araştırılabilir. Bunun istisnası, yol ve hava alanı ile endüstriyel zemin betonu
inşaatlarındaki sıkışma kontrollerinde uygulanan üst yüzeye yakın denemelerde ve
standartlaştırılmış yöntemler uygulandığında sözkonusudur. Westergaard ilk kez rijit yol
kaplamalarının (beton yol) boyutlandırılmasında yatak katsayısının bulunması amacıyla
plaka basınç deneyinden yararlanmıştır [5].

DIN 18134’ e göre deney için rijit yükleme plakasının 300, 600 veya 750 mm standart
çapında olması öngörülmüştür. Büyük çaplı plakalar kullanıldığında, rijitliği artıracak
biçimde küçük plakalar daha büyüğü üzerine yerleştirilir. Normal durumlarda 300 mm çaplı
plakalardan yararlanılır. Daha büyük plakalar, en büyük tane çapı plaka çapının 1/5’ inden
(D/5) büyük olmamak üzere, zeminde iri taneler bulunduğunda gereklidir. Fakat burada
plaka etkisinin aşağı yukarı 1,5D derinliğine kadar uzanabileceği varsayımı ile denenen
tabaka kalınlığının gözönüne alınması gerekir. Hatta yumuşak zeminlerde bile büyük çaplı
plakaların kullanılmasının yararlı olacağı söylenebilir [5].

Plaka yükleme deneyi basamak biçiminde yinelenen yükleme ve boşaltmalardan oluşan bir
yük düzeni ile yapılır. 300 mm çaplı plaka kullanıldığında, en yüksek yük yaklaşık 5 mm lik
bir oturmaya veya 0,5 MN/m2 lik bir taban gerilmesine, 600 mm çaplı plaka kullanıldığında
ise yaklaşık 7 mm lik bir oturmaya veya 0,25 MN/m2 lik bir taban gerilmesine kadar çıkarılır.
En yüksek yükün seçimi için ilk olarak ulaşılan kriter geçerlidir. Yük oluşturmak için karşı
ağırlık olarak genellikle arka tarafına hidrolik piston takılan yüklü araçlar kullanılır. Deneyin
uygulanmasına ilişkin ayrıntılar DIN 18134 te verilmektedir.

Denenen tabakaların birçok yükleme ve boşaltmalar altındaki davranışı bir basınç-oturma


diyagramı olarak gösterilir. Deformasyon modülünün bulunması için gerekli doğrusal eğri
bölümünün, ilk yükleme çizgisinden seçimi güçtür. Çünkü, ilk yükleme eğrisinin
bükülmesi, yalnız elastisite modülüne bağlı olmayıp, yükleme plakası altındaki yatak
etkisine ve toplam yükleme düzeni içindeki etkiye de bağlı olduğundan, çoğunlukla daha
büyüktür. Ayrıca, 300 mm lik küçük plaka çapları kullanıldığında, sıkı yerleşmiş ve uyum
içinde davranış gösteren zeminlerde orta bir yük durumunda kesme deformasyonu açıkça
kendini gösterir. Buna karşılık ikinci yükleme çizgisinin orta bölgesi önemli ölçüde
doğrusaldır ve zemin elastikliğini belirlemek için elverişlidir. Bundan, eğimin muhtemelen
daha geniş bir bölgede hemen hemen sabit olduğu sonucu çıkarılır. Bu ilkeye göre ilk
yükleme için Ev1 ve yeniden yükleme için Ev2 deformasyon modülleri elde edilir. Bununla
birlikte deformasyon davranışının değerlendirilmesinde yalnız Ev2 deformasyon modülü
kullanılır. Ev1 , denemeden önce kontrol edilecek tabakanın özeliklerinin Ev2 ile
karşılaştırma yoluyla değerlendirilebilmesi için belirlenir.

Eğer zemin bağıl olarak gevşek veya sıkışma değeri düşük ise, küçük plakalar altında bağıl
olarak yüksek taban basıncı ve sıkışma sonucu önemli ölçüde büyük oturmalar ortaya çıkar.
Bu özellikle Ev1 değerinin düşük olduğu anlamına gelir. Fakat yeniden yükleme sırasında ve
Ev2 değerinde bu durum ortaya çıkmaz. Đlk ve son yüklemedeki Ev1 ve Ev2 değerlerinin
bulunmasında, ilk yükleme çizgisinin 0,3 ve 0,7 katı yükleme sonucunda ilk ve ikinci yük
çizgisinden elde edilen s1 ve s2 oturmaları kullanılır. Bunun sonucu oluşan ∆y1 ve ∆y2
oturma farkı ile ilgili değer ∆σ (= 0,4σmaks. ) elde edilir. Bu durumda, yanal genişlemesine

67
kısmen engel olunan zemine ilişkin Ev bağıntısından Ev1 ve Ev2 deformasyon modülü
aşağıdaki gibi hesaplanır [5,6].

∆σ (3.11)
E v = 0,75 D
∆y

Buna karşılık yatak katsayısı k, ilk yükleme çizgisine uygun olarak σ0/y biçiminde veya
kolayca Ev1/550 değerinden elde edilebilir.

Normal koşullar altında, Ev2 / Ev1 oranı 2,2 nin altındadır. Eğer bu oran 2,2 değerinden daha
büyükse, zeminin istenen sıkılıkta olmadığı ve yük altında plastik yerdeğiştirme yapacağı
söylenebilir. Bu durumda yapılacak işlem, zeminin sıkıştırılması, değiştirilmesi veya
güçlendirilmesi olarak belirtilebilir.

Burada yol, havaalanı ve endüstriyel beton plak inşaatlarında, 750 mm çapındaki plaka
altındaki zeminin,yalnızca ortalama 1,25 mm lik oturması için gereken yükten sonuca
ulaşılmaktadır.

Zemin tabakasının 2D derinliğe kadar olan kısmı homojen olarak kabul edilebilir
durumdaysa ve eğer farklı yükleme plaka çapları kullanılacaksa, k değerleri bir dönüşüm
katsayısına bölünerek diğer plaka çaplı deneyler için de kullanılabilir. 300 mm çapındaki
yükleme plakası için k değeri 2,3’e ve 160 mm çapındaki yükleme plakası için k değeri
3,8’e bölünmelidir. k değeri [N/mm3] olarak ifade edilir.

Yatak katsayısı saf bir zemin tanım sayısı olmayıp, taban yüzeyinin biçim ve büyüklüğü ile
etki eden yükün büyüklüğüne de bağlıdır. Bu nedenle bir zemin türü için yatak katsayısı
değeri verilirken, taban alanı ile ilgili bilgilerle birlikte verilmelidir.

Aşağıda, yatak katsayısının elde edilmesinde Westergaard tarafından tanımlanmış bir


bağıntı bulunmaktadır [3,7,8]. Kolay uygulanabilir ve hesaplanabilir olması bakımından bu
bağıntı, günümüzde hala yaygın biçimde kullanılmaktadır. Bununla beraber, k değerinin
aşağıda verilen yöntemle elde edilmesi yanında, zeminin plastik hareketini ve sıkılığını
kontrol eden ve yukarıda açıklanan DIN 18134 bilgilerinin pratik amaçlar için kullanılması
önerilmektedir. Đlerideki sayfalarda konuyla ilgili farklı ülke yönetmelikleri kısaca gözden
geçirilecektir.

ps
k = [N/mm3] (3.12)
W
Burada:
π D2
W= y
4

D : plaka çapı
y : düşey yer değiştirme
Ps: kuvvet

olarak alınmaktadır.

68
k değerinin elde edilmesinde yapılan titiz çalışmaların önemi, yük altında zeminin yaptığı
düşey yerdeğiştirmenin yeter yaklaşıklık ile temini içindir. Zemine oturan endüstriyel
plakların kalınlık hesaplarında da kullanılan yatak katsayısı kz değerinin kalınlık seçimine
etkisi çok fazla değildir. Bu konu NCHRP adlı komitenin 1995 yılında yayınladığı 372 nolu
raporda belirtilmiştir [2].

Tablo 3.2 Yatak katsayısının elde edilmesinde yapılan hatanın, döşeme kalınlığı hesabına
etkisi

k değerindeki % hata Beton plak kalınlığı ( hf ) hesabındaki % hata

10 1

25 2,5

50 5

Yukarıdaki tablodan görüldüğü üzere, k değeri % 50 hata ile elde edilse bile, bu hatanın
döşeme kalınlığına etkisi sadece % 5 kadardır. k kesit tesirlerini az, oturma ve taban
basıncını doğrudan etkiler. Çeşitli tip zemin, yük ve plak üzerinde daha kapsamlı bir
araştırmanın yapılması halinde, bu durumun pek değişmeyeceği tahmin edilebilir. Bununla
beraber, yukarıda hatırlatıldığı gibi, k değerinde yapılacak hatanın en büyük etkisi zemin
yerdeğiştirmelerinin yanlış hesaplanmasına neden olmasıdır. Bu durumda beton plağımızın
hangi ek yükler altında kalacağının araştırılması, zemindeki yerdeğiştirme nedeniyle maruz
kalınacak büyük gerilmelerin hesaplanması ve belki de donatı düzeninin değiştirilmesi
gerekecektir. Pratikte bu tip ek tedbirlerin alınmasına neden olacak farklı durumlarla
karşılaşılmaması için, zemin ile ilgili bilgilerin gereği kadar hassasiyetle elde edilmesi ve k
değerinin doğru hesaplanması önerilmektedir.

Büyük ölçekli zemin betonlarının imal edileceği zeminler için hassas deneyler yapılarak k
değerinin elde edilmesi gerekirken, daha küçük çaplı imalatlarda, ön incelemeler sonucunda
eğer zemin yapısının homojenliği ve biçimi hakkında karar verilebiliyorsa, çeşitli tip
zeminler için hazırlanmış tablolardan k değerleri yeter doğrulukla alınarak kullanılabilir.

Zemin plağının oturacağı zemin kohezyonlu ise, örnek alınıp, laboratuvarda denenerek
veya yerinde deney yapılarak sonuca ulaşılması önerilir. Esasen bu tip zeminlerde daha
kapsamlı deneyler yapılmalı veya zemin uygun biçimde ayarlanmış taneli yeni zemin ile
değiştirilmelidir. Günümüzde kohezyonlu ve suya doymuş zeminler, örneğin kil üzerinde
ardgermeli zemin plağı çeşitleri yaygın biçimde tasarlanmaktadır.

3.2.1.2 Zeminin eşdeğer elastisite modülü

Alt zemin elastik, izotrop ve homojen bir yarı sonsuz ortam olarak kabul edilmektedir.
Elastik zeminin elastisite modülü Es ve Poisson oranı νs aşağıdaki gibi karakterize edilir ve
“Modifiye Elastisite Modülü” sabitinin elde edilmesinde kullanılır [1,3,8].

69
ES
C= (3.13)
(1 − ν S2 )

Burada νs = 0,5 olarak alınmaktadır.

Bu tasarım yöntemi dört farklı alt zemin tabakası ve bir alt temel ile hesap yapabilmeyi
olanaklı kılar (Her bir alt temelin elastisite modülü Ei , en alt tabaka elastisite modülü En).
Zeminin eşdeğer elastisite modülü (Eg) şu formülle hesaplanır [1,3].

n(n − 1) (3.14)
Eg =
 n −1
  n −1 1  n − 1
 ∑ i   ∑
 h  + 
 i =1   i =1 hi Ei  En 

hf Beton plak

h1 1.tabaka
h2 2.tabaka

hn n.tabaka

alt tabaka

Şekil 3.10 Elastik zemin durumunda eşdeğer elastisite modülünde tarif edilen zemin
tabakaları

Sadece 2 tabakanın tanımlı olduğu (1 alt temel ve 1 temel altı zemin) durumda aşağıdaki
formül kullanılır. (E2≥E1 olduğu nadir durumlarda ise yukarıdaki formül kullanılmalıdır)
[3].
E g = E2 e a (3.15)

Burada:
a = 0,34h1 3 ( E1 − E 2 ) E c I
I : Betonun atalet momenti,
Ec : Betonun elastisite modülü
EI : E c h 3f / 12 [MNm2/m]

olarak alınmalı ve EI için çatlamamış kesit özelikleri kullanılmalıdır. Beton plak


kalınlığının bilinmemesi durumunda yukarıdaki 3.15 bağıntısına ardışık yaklaşım
uygulanması gerekmektedir.

70
Tablo 3.3 Zemin türüne bağlı olarak tahmin edilen k değerleri [3]
k değeri (N/mm3)
Zemin Cinsi
Alt değer Üst değer
Humuslu toprak 0,0050 0,015
Önceki toprak set 0,010 0,02
Đnce veya az sıkıştırılmış kum 0,015 0,03
Đyi sıkıştırılmış kum 0,050 0,10
Çok iyi sıkıştırılmış kum 0,100 0,15
Kil veya KK (nemli) 0,030 0,06
Kil veya KK 0,080 0,10
Kum kil 0,080 0,10
Kumlu kırmataş 0,100 0,15
Đri kırmataş 0,200 0,25
Đyi sıkıştırılmış kırmataş 0,200 0,30

KK  kum kil karışımı zemin


Not: Tasarım için k değerinin en düşük değeri 0,03 N/mm3 olmalıdır.

3.2.1.3 Su muhtevasının etkisi

Đnce taneli zeminin nem içeriği, zemin reaksiyon katsayısını hem deney sırasında hem de
plağın servis ömrü sırasında etkiler. Nem içeriği düştükçe ölçülen k değerleri artar. Tablo
3.4 çeşitli zemin türleri için nem içeriğinin alt zemin yatak katsayısına yaklaşık etkisini
göstermektedir.

Tablo 3.4 Değişik zemin türleri için nem içeriğinin alt zemin yatak katsayısına etkisi [3]
Deney sırasındaki su muhtevası
(kuru ağırlığın yüzdesi olarak)
Malzeme türü
28
5-10 11-14 15-18 19-21 22-24 25-28
üzeri
Silt ve kil WL<50 0,35 0,50 0,65 0,75 0,85 1,00 1,00
Silt ve kil WL>50 0,25 0,35 0,50 0,63 0,75 0,85 1,00
Killi kum veya killi çakıl 0,75 0,90 1,00 1,00 1,00 1,00 1,00
WL: ASTM D 4318’e göre likit limit

Tablo 3.4’ün kullanılması:

1- Kil üzerinde (WL<50) uygulanan plaka deneyinde nem içeriği % 23 iken k değerinin
0,05 N/mm3 olduğunu varsayalım. Uzun süreli nem içeriği % 15 olarak kabul edilirse
ktasarım değeri:

ktasarım = 0,05 x (0,85/0,65) = 0,065 N/mm3 alınmalıdır.

2- Kil üzerinde (WL<50) uygulanan plaka deneyinde nem içeriği % 15 iken k değerinin
0,05 N/mm3 olduğunu varsayalım. Uzun süreli nem içeriği % 23 olarak kabul edilirse
ktasarım değeri:

ktasarım = 0,05 x (0,65/0,85) = 0,038 N/mm3 alınmalıdır.

71
3.2.1.4 Modifiye temel altı zemini yatak katsayısı

Eğer istenen yükün çok büyük olmasını gerektiren bir zemin varsa veya 750 mm çapında
plaka yoksa daha küçük plaka ile deney yapılabilir. Ölçülen değerler “Deneysel Grafik”
(Şekil 3.11) kullanılarak düzeltilmelidir [2]. Plaka deneyi plaka çapının 1,5 katı kadar bir
tabakayı etkiler. Bundan dolayı 750 mm çapında plaka kullanılması önemlidir. Çünkü, bu
plak üzerindeki yüklerin etkileyeceği tabakalara yakındır.

3,0
Standart 750 mm çaplı plakaya dönüştürme katsayısı

2,5

2,0

1,5

1,0

200 300 400 500 600 700 800


Kullanılan yükleme plakası çapı - mm

Şekil 3.11 Plaka yükleme deneylerinde farklı çaplı plakaların kullanımının düzeltme
değerleri

3.2.1.5 Alt temelin temel altı zemin yatak katsayısı üzerindeki etkisi

Alt temel üç ana sebepten dolayı yapılmaktadır [2].

a - Yapım anında kullanılan araçların zemin üzerinde tekerlek izi bırakarak zeminin
örselenmesine engel olan bir tabaka oluşturmak,

b - Zemin plağının inşaası için düzgün bir yüzey elde etmek,

c - Yükü plaktan alt zemine daha belirgin bir tabaka oluşturarak aktarabilmek.

72
Alt temeller genellikle uygun dolgu taneli malzemesi kullanılarak oluşturulur. Bunun
yanında, çimento içeren malzemeler ile imal edilen alt temeller de sıkça kullanılmaktadır.
Bu durumda alt temelin, plak ve temel altı zeminin yük taşıma kapasitelerine olumlu olarak
önemli katkıları sağlanır. Alt temelin taneli malzemeden yapılması durumunda, kalınlık en
az 150 mm olmalıdır. Aynı zamanda bu malzemenin donma etkilerine karşı olumsuz
davranış göstermemesi de gerekmektedir. Kapalı bölge içerisinde inşaa edilen zemin
plaklarının altındaki alt temel malzemesinin donmaya karşı özelliklerin araştırılmasına
gerek duyulmamakla birlikte, ilk temin sırasında bu taneli malzemenin kuru olması
sağlanmalıdır. Yerinde yapılan incelemeler ile mevcut zeminin özelikleri yükün doğrudan
zemine oturmasına imkan veriyorsa, başka değişle k değeri 0,1 N/mm3 ten daha fazla ise,
alt temelin kullanılmasına gerek görülmeyebilir. Bununla beraber, mevcut zeminin yağmur
gibi hava şartlarından etkilenme ihtimali varsa, bu durumda kalınlığı 60 mm den az
olmayan düşük dozajlı beton tabakası tavsiye edilir. Bu tabakanın yeterli biçimde imal
edilmesi, kalıp ve varsa çubuk donatı yerleşimi için düzgün bir yüzey oluşturulması
bakımından önemlidir. BS 8204-2 yönetmeliği, alt temel hassasiyeti için bazı değerler
vermektedir. Burada alt temel üst yüzeyi kot farkının 0 ila 25 mm arasında değişebileceği
belirtilmektedir. Bu hassasiyette pozitif (+) değer verilmemesi, doğrudan plak kalınlığını
etkileyeceğinden haklı olarak yönetmeliklerde yer bulmamıştır. Mühendis veya kalfanın
mevcut kotları bilmesi için yeter yaklaşıklıkla ( derzler boyunca veya 3x3 m2 karolaj ile )
ölçme yapılmalı ve kalıp, seviye tutucu veya donatı yerleşimi bu ölçmeler yardımıyla
düzenlenmelidir. Esasen yapılan deneyler, alt temelin etkisinin k değerini değiştirmediğini
göstermiştir. Bundan dolayı tasarımda ve plak kalınlığının hesabında alt temel özelliklerinin
hesaba katılmaması önerilmektedir. Bu özelik dışında, alt temel yapılmasının avantajları
gözardı edilmemelidir.

Şekil 3.12 Taneli alt temel kalınlığının alt zemin yatak katsayısı (k) etkisi [1,3,9]

73
3.2.1.6 Kaliforniya taşıma oranı (CBR)

CBR, ASTM D 1883’e göre ölçülebilir. CBR alt zeminin batmaya direncinin standart
kırmataş temel malzemesinin direncine oranıdır. Bu oran; dakikada 1,27 mm hareket eden
1935 mm2 alana sahip batıcı ucun 1000 psi (6,9 kN/m2) basınç değeri için elde edilir [1,3].

CBR = [(batıcı uçtaki yükleme değeri)(psi) x 100] / 1000

CBR deneyi için laboratuvarda optimum su içeriğindeki zemin örneği sıkıştırılır ve döşeme
plağının oluşturacağı basınca eşit yükleme yapılmadan önce 4 gün boyunca su içinde
tutulur. Ardından numune 15 dakika kurumaya terk edilir ve deneye tabi tutulur. Bu deney
sahada hazırlanmış alt zemin örneğinde de yapılabilir. Şekil 3.13’te görülen grafik CBR
değeri ile Westergaard tarafından tanımlanan şekliyle yatak katsayısı (k) arasındaki ilişkiyi
verir.
Yatak katsayısı ( k x 10 -2 N/mm3 )

Şekil 3.13 CBR değeri ile Westergaard yatak katsayısı (k) değeri arasındaki ilişki

74
3.2.2 Farklı Yönetmeliklere Göre Plaka Deneyleri
ASTM D 1196’ya göre plaka deneyi yöntemi
Deney yapılacak zemin ve alt zeminin yüzeyindeki gevşek malzemeler kaldırılır. Bu alan üzerine,
yükleme plakası altında düzgün bir dağılım sağlamak üzere ince bir kum tabakası serilir. Plaka
hazırlanan alan üzerine yerleştirilir ve plakanın zeminle tamamen temas etmesi için plaka yavaşça
çevrilir. Plaka üzerine yerleştirilen en az üç komparatör ile deformasyonlar gözlenir. Üç
deformasyon komparatörü kullanılması durumunda, komparatörlerin plaka üzerindeki konumları
120 derece açı yapacak şekilde düzenlenir. Koparatörler hareket etmeyen noktalarda mesnetlenir.
Yükleme ağırlığı olarak ağır bir iş makinası kullanılabilir. Hidrolik kriko yükleme plakasının
ortasına yerleştirilir ve ortalama 0,25 mm sehim oluşturacak şekilde yaklaşık 3-4 kN deney yükü
uygulanır. Oturma miktarı sabit oluncaya kadar yük tutulur. Ardından yük kaldırılır ve
komparatörler sıfıra ayarlanır. Bu hazırlıktan sonra bir dizi yük uygulanıp plağın çökmeleri
kaydedilerek deney yapılır. Genelde üç yük çevrimi yeterlidir. Oturma hızı dakikada 0,025
mm’den az olana kadar yük uygulamaya devam edilmelidir. Ardından veriler yük – sehim
grafiğine işaretlenir ve alt zemin yatak katsayısı k elde edilir. Deney başlamadan önce
komparatörler sıfıra ayarlanmamış ise, eğrinin başlangıç noktasını kesmesini sağlayacak bir
düzeltme gereklidir (Şekil 3.15) [3].

Şekil 3.14 Plaka yükleme deneyi uygulama aşaması

Deformasyon
0 0,5 1,0 1,5 2,0 2,5
Birim Yük, N/mm2

Geri dönen
deformasyon,mm
0,035

0,070
Düzeltilmiş yük-
Düzeltilmi yük-
Yük-deformasyon
yük-deformasyon e risi
eğrisi deformasyon eğrisi
deformasyon e risi
0,105

Şekil 3.15 Zemin yatak katsayısı

75
Elastisite modülü ve k-değeri arasındaki ilişki (Eurocode 7-3; prENV 1997-3: 1996)

∆P π b
E PLT = ⋅ (1 − ν 2 ) f d (3.16)
∆s 4
Burada:
∆P :Göz önüne alınan temas basıncı aralığı (N/mm2)
∆s : ∆P’ ye karşı gelen ve sünme oturmalarını da içeren toplam oturma (mm)
b : Plaka çapı (mm)
ν : Deney koşullarına bağlı olarak Poisson oranı,
Eğer başka yollardan bulunmamış ise
• Kohezyonlu zeminlerin kurumamış koşullarında ν = 0,5 ,
• Kohezyonsuz zeminler için ν = 0,3
fd : Derinlik düzeltme katsayısı. Kazı yoksa fd = 1

πb
E PLT = k (1 − ν 2 ) (3.17)
4

Drenajı olmayan kohezyonlu zeminlerde 750 mm’lik plaka için k = E PLT 442 , kohezyonsuz
zeminlerde 750 mm’lik plaka için k = E PLT 536 olarak hesaplanabilmektedir.

Tablo 3.5 Zemin türüne bağlı olarak tahmini elastisite modülleri [3]

Zemin Türü Elastisite modülü (N/mm2)


Örselenmiş kil 36
Kil klinkeri 18
Kırmataş 60
Sürtünmeli, sıkıştırılmış zemin 36
Çakıl, gevşek tabakalar 12
Çakıl, sıkı tabakalar 48
Kum kil karışımı toprak, gevşek tabakalar 6
Kum kil karışımı toprak, sıkı tabakalar 12
Karışık gevşek tabakalar 12
Karışık, sıkı tabakalar 36
Sıkıştırılmış taş yığını 36
Polistren plaka 0,1 x yoğunluk
Taşyünü plaka 0,003 x yoğunluk
Kum 6
Kum, sıkı tabakalar 24
Rijit kil üst tabakası 12
Ayrışmış taş yığını üst tabakası 12
Diğer taş yığınlarından oluşan üst tabaka 24

Not: Tablo 3.5’deki E değerleri uzun süreli (10 yıldan fazla) değerlerdir. Kısa süreli
değerler 3 ile 10 kat daha fazla olabilir.

76
Koni penetrasyon deneyi ve elastisite modülü arasındaki ilişki (Eurocode 7-3; prENV
1997-3: 1996)

Koni penetrasyon deneyi (CPT); nispeten yavaş ve sabit hızda bir batıcı ucun zemine
batırılarak bir koni ve silindirik bir şaft oluşturması, koninin uç direncinin ve sürtünmenin
ölçülmesinden oluşur. Tüm parametreler içinde uç direnci qc en önemlisidir. qc’nin
bulunması için deney yöntemi hakkındaki ayrıntılı bilgi, Eurocode 7. Bölüm – 3’te ve diğer
ile ilgili literatürde bulunmaktadır. Elastisite modülü E ve uç direnci qc arasında aşağıdaki
eşitlik Eurocode 7 de sözkonusu alt bölümde verilmektedir.

E = α qc (3.18)

α katsayısı yerel deneyime bağlı olarak tahmin edilir.

Tablo 3.6 Çeşitli zeminler için qc değerleri [3]

qc < 0,7 N/mm2 3<α<8


CL – Düşük plastisiteli kil 0,7 < qc < 2 N/mm2 2<α<5
qc > 2 N/mm2 1 < α < 2,5
qc < 2 N/mm2 3<α<6
ML – Düşük plastisiteli silt
qc > 2 N/mm2 1<α<2
CH – Yüksek plastisiteli kil qc < 2 N/mm2 2<α<6
MH – Yüksek plastisiteli silt qc > 2 N/mm2 1<α<2
OL – Organik silt qc < 1,2 N/mm2 2<α<8
qc < 0,7 N/mm2
T – OH – turba ve aşırı 50 < w < 100 1,5 < α < 4
organik kil 100 < w < 200 1 < α < 1,5
w > 300 α < 0,4
2 < qc < 3 N/mm2 2<α<4
Tebeşir
qc > 3 N/mm2 1,5 < α < 3
qc < 5 N/mm2 α=8
Kumlar
qc > 5 N/mm2 α = 1,5

Proktor sıkılığı ile alt zemin yatak katsayısı (k-değeri) arasındaki ilişki

Zemine karıştırılabilen veya zeminle birleşebilen kimyasal malzemeler kullanılarak zayıf


temel malzemesi iyileştirilebilir. Kireç, alt zemin ve alt temel ile temel malzemelerinin
plastisite indislerini azaltmak için de kullanılır. Siltli zeminler için portland çimentosu etkili
olabilir. Zemin ve alt temel malzemeleri genellikle mekanik işlemlerle k değerinde iyileşme
sağlanarak sıkıştırılır. Kilin mekanik sıkıştırılması standard Proktor yoğunluğunun (ASTM
D 698) yüzdesi olarak veya Modifiye Proktor sıkılığı (ASTM D 1557) olarak ölçülür. Bu
malzemeler için nominal hedefler Modifiye Proktor sıkılığının %90∼%95’i dir. Bu ve diğer
sıkıştırma çalışmalarından elde edilecek tahmini k değerleri laboratuvar CBR değerlerinden
de tahmin edilebilir. Sıkıştırılmış tabaka kalınlıkları zemin cinsi ve sıkıştırma araçlarına
göre değişir, esas olarak deneme dolgusu yapılarak kararlaştırılır ancak çoğu durumda 150
ile 225 mm arasında olmalıdır. Taneli zeminler titreşimli ekipmanlara en duyarlı olanlardır;

77
kohezyonlu zeminler ise keçi ayağı ve lastik tekerlekli sıkıştırıcılara en iyi tepkiyi verir.
Buna karşın Proktor sıkılığı ile alt temel reaksiyon katsayısı arasında doğrudan bir ilişki
yoktur. Şekil 3.16, zemin türleri için k değerleri ile doğal zemin ve sıkıştırılmış zemin
arasındaki ilişkiyi vermektedir. Verilen bir zemin için, %95’den büyük Proktor sıkılığının
sıkıştırılmış zeminin k değerine karşılık geldiği kabul edilmektedir. %95’den küçük Proctor
sıkılığı doğal zemin için sonuçlar verir. Ancak bu kaba bir yaklaşımdır ve sahadaki plaka
deneylerinin gerekliliğini ortadan kaldırmaz.

2 3 4 5 6 7 8 9 10 15 20 25 30 40 50 60 70 80 90
(A)
CBR (Kalifornia taşıma oranı , %)
(B) 50 100 150 200 300 400 500 600 700 800 900 1000 1100 1200
3
Modifiye zemin reaksiyon modülü 1b/in ,plaka çapı 12"

(C) 25 50 75 100 150 200 250 300 350 400 450 500 550 600
3
Zemin reaksiyon standart modülü 1b/in ,plaka çapı 30"
G:çakıl
(D) S:kum GW
GM
M:silt GP
C:kil GU
W:iyi derecelenmiş GC
U:üniform tane dağılımı
P:kötü derecelenmiş SW
L:düşük ve orta plastisiteli SM
SP
H:yüksek plastisiteli SU
O:organik SC
CL CL
ML ML
OL OL Sıkıştırılmış halde yoğunluklar
MH MH Doğal yalde yoğunluklar
CH CH
OH OH

Şekil 3.16 Zemin türü ile k’nın karşılaştırılması ( 1lb/in3 = 27,7x103 kg/m3, 1′′ = 25,4 mm)
Tablo 3.6 ve Şekil 3.16’de sırasıyla ASTM’ e göre zemin sınıflandırması ve alt zemin
türüne göre k ile CBR değerleri verilmektedir.

Sonuç

Yukarıda açıklandığı gibi, zeminin değişik özeliklerini tanımlayan bazı ilişkilerden söz
edilebilir. Bu ampirik bağıntılar bazı durumlarda iyi tanımlanmıştır. Ancak, diğer
durumlarda çok yanlış tahminler verebilirler. Bu nedenle k değeri veya elastisite
modüllerinin geoteknik verilerinden başka verilerle hesaplanması sadece zemin betonu ön
tasarımı için kullanılmalıdır. Zemin betonunu inşa etmeden önce alt zeminin veya alt
temelin plaka deneyleriyle kontrol edilmesi çok önemlidir.

78
3.2.3 Bağıl Rijitlik Yarıçapı

Alt zemin reaksiyon modülüne ek olarak, bağıl rijitlik yarıçapı kavramı Westergaard
tarafından önerilmiştir [1,2,3,7,8].

Plağın rijitliği aşağıdaki gibi tanımlanır;

E cm h 3f 12(1 − ν 2 ) (3.19)

Burada,
Ecm : N/mm2 cinsinden betonun elastisite modülü,
hf : mm cinsinden plak kalınlığı,
ν : Poisson oranı

olarak ifade edilmektedir.

Bağıl rijitlik yarıçapı ise şöyle hesaplanır:

0 , 25
 E cm h 3f 
l=  (3.20)
12(1 − ν )k 
2

Bağıl rijitlik yarıçapının fiziksel anlamı şu şekilde özetlenebilir; Şekil 3.17’deki P1 yükünün
tam altında eğilme momenti pozitif ve en büyüktür. Yükten 1,0l mesafeye kadarki noktada
bu moment sıfır olur. Bu noktadan uzaklaştıkça eğilme momenti negatif değer alır ve
yükten 2,0l mesafede en büyük değerine ulaşır. En büyük negatif moment değeri, en büyük
pozitif moment değerinden belirgin oranda küçüktür. Yükten 3,0l mesafede moment tekrar
sıfıra yaklaşır.

A noktasından x mesafedeki ilave bir P2 yükünün etkisi şu şekildedir:

• Eğer x < l ise, A noktasındaki pozitif eğilme momenti artar.


• Eğer l < x < 3 l ise, A noktasındaki pozitif eğilme momenti az miktarda azalır.
• Eğer x > 3 l ise, ilave yükün A noktasındaki eğilme momenti etkisi ihmal
edilebilir.

Denklem 3.20’deki katsayıların l değeri üzerindeki etkilerini incelemek yararlıdır;

a) Eurocode 2’de betonun Poisson Oranı 0,2 olarak verilmektedir. Bu durumda


(1-ν2)=0.96 olur ve l değeri üzerindeki etkisi azdır.
b) Betonun kısa süreli elastisite modülü şu formülle bulunabilir;

Ecm=22(fcm/10)0,3 (3.21)

Burada fcm ; betonun ortalama silindir basınç dayanımıdır. Ecm değeri arttıkça l artar.

c) k değeri azaldıkça l değeri artar.


d) Plak kalınlığı hf arttıkça l artar.

79
Plak kalınlığı ve alt zemin reaksiyon modülünün bağıl rijitlik üzerindeki etkisi Tablo
3.7’de göste-rilmektedir. Bu tablodaki değerlerin hesabı için Ecm = 33 kN/mm2 alınmıştır.

Tablo 3.7 Plak kalınlığı ve alt zemin reaksiyon modülünün bağıl rijitlik üzerindeki etkisi
[3]

Plak k’nın 0,01 ila 0,10 aralığında l (mm) değerleri


kalınlığı
0,01 0,02 0,03 0,04 0,05 0,06 0,07 0,08 0,09 0,10
(mm)
150 992 834 753 701 663 634 610 590 572 558
175 1113 936 846 787 744 711 684 662 643 626
200 1230 1035 935 870 823 786 756 732 710 692
225 1364 1130 1021 950 899 859 826 799 776 756
250 1455 1223 1105 1029 973 929 894 865 840 818
275 1562 1314 1187 1105 1045 998 960 929 902 879
300 1688 1402 1267 1179 1115 1066 1025 992 963 938

p1 p2

0 2 3

A'da yük

p2

A'dan x
uzaklıktaki
uzakl ktaki
yük 3 2 0

Şekil 3.17 Kenardan uzakta yükleme sonucu oluşan eğilme momentlerinin yaklaşık
dağılımı [2]

80
3.2.4 Temel Zemininin Đyileştirilmesi

3.2.4.1 Genel bilgiler

Eğer bir zemin, ortaya çıkan yükler altında çok fazla deforme olursa veya taşıma gücü
yönünden yeterli değilse, zayıf zemin olarak ele alınır. Bu durumda üst kısımdan gelen
yüklerin taşınması için zeminin iyileştirilmesi yoluna gidilir [5].

Temel zemininin iyileştirilmesi amacıyla;


1 - Taşıma gücü yeterli olmayan zeminin boşluk hacmi büyük ölçüde azaltılır ( Sıkıştırma),
2 - Plak sistemin amacına uygun düşmeyen zeminler için, zeminin tümü veya bir bölümü
uygun bir malzeme ile değiştirilir ( Zemin değiştirmesi ),
3 - Taşıma gücü yetersiz zemin taneciklerinin bağıl hareket imkanına engel olunur ( Zemin
sağlamlaştırması, zemin donatılması ).

Zeminin iyileştirilmesi, kesme dayanımında bir yükselme ve sıkışabilirlikte bir azalma


anlamına gelir. Bilinen tüm iyileştirme yöntemleriyle zeminin taşıma gücü daima geniş
ölçüde yükseltilebilmesine karşın, oturmaların azaltılması ancak bir dereceye kadar
mümkündür. Bununla birlikte daha büyük masraflarla oturmaya duyarlı kalın zemin
tabakalarında yapı için daha küçük oturma ve oturma farkları elde edilebilir.

3.2.4.2 Sıkıştırma ile zemin iyileştirilmesi

Doğal bir zeminde sıkışma yeteneğinin değerlendirilmesi amacıyla temel geoteknik raporda
yeralan sınıflandırmadan, taşıma gücü yetersiz ( gevşek yerleşmiş veya yumuşak ) zemin
tabakalarının varlığı anlaşılırsa ve zeminin kohezyonu küçükse, bu zemin sarsma ile
sıkıştırılabilir. Bu anlamda kohezyonsuz zemin, kum ve çakılda olduğu gibi hiç bir plastik
özeliğe sahip olmamalıdır. Tane dağılımı eğrisinde silt oranının % 20 nin altında, kil
oranının ise % 5 in altında bulunması istenir. Tane çapı için teorik bir üst sınır
verilememektedir [5].

Üst yüzey sıkıştırması, oturmaya karşı duyarlı olmayan yol kaplamaları ve oturmaya karşı
az duyarlı homojen yüklü veya yüksek değerde olmayan tekil yüklerin bulunduğu zemin
plaklarının oturduğu zeminlerin iyileştirilmesi için uygundur. Üst yüzey sıkıştırması için
pek çok araç geliştirilmiştir. Bunların en önemlileri; üç tekerlekli silindir, keçi ayaklı
silindir ve tokmaklardır. Plak zemininin üst yüzey sıkıştırması ile iyileştirilmesi yalnız ince
bir üst zemin tabakası üzerinde etkilidir. Dolgu zeminlerde, zeminin 200 ile 250 mm lik
ince tabakalar halinde sıkıştırılması durumunda bu problem ortadan kalkar. Mevcut zeminin
üst yüzey sıkıştırması ile iyileştirilmesinde, her ne kadar sıkıştırma derinlerde etkili olmasa
da, plak yükünden oluşan basıncın zeminin derinliklerine doğru hızla azalması, derindeki
sıkışmanın önemini büyük ölçüde azaltır.

Silindirle sıkıştırma taneli zeminler ile ıslak fakat boşlukları suya doygun olmayan
kohezyonlu zeminler için elverişlidir. Keçi ayaklı silindirler ise, kohezyonlu zeminlerde
silindirleme sırasında ortaya çıkan düz yüzeyleri önleyerek, zemin tabakalarının
birbirleriyle yeterince birleşmelerini sağlar. Taneli zeminler, silindirlerin giremediği
yerlerde tokmaklama ile de sıkıştırılabilir. Zeminin tokmaklanması amacıyla 1 kN veya 2
kN ağırlığındaki farklı tip tokmaklar (örneğin patlamalı tokmak) kullanılmaktadır.

81
Günümüzde boyutları nispeten küçük fakat işlevleri yeterince güvenilir olan ve bir kişinin
elle kumandasıyla yönlendirilebilen silindirler mevcuttur.

Yüzey sıkıştırması yapılacak killi dolgularda, tekil durumdaki su muhtevası optimumunun


ya kuru ya da yaş tarafta bulunması amaca uygundur. Buna karşılık doğal durumlu
kohezyonlu zeminler, eğer doygunluk dereceleri yüksek ise, üst yüzey sıkıştırma ile
iyileştirilemez.

Kohezyonlu bir zemin tabakasının sıkıştırılmasında en basit yöntem, zemin üzerinde


düzgün yayılı bir üst yüzey yükü oluşturmaktır. Yüzey yükü olarak sonradan
uzaklaştırılacak olan kum ve çakıl dolgular kullanılır. Konulan dolgu malzemesinin bir
bölümü sıkışma ve yanlara kaçma nedeniyle, zemin içine batar ve o bölgede kalır. Böylece
zemin plağı bu kum ve çakıl tabakası üzerine inşaa edilir.

Ön yüklemeden oluşan sıkışma, kohezyonsuz zeminlerde boşluk hacminin azalması


biçiminde ortaya çıkar ve yük konulduktan hemen sonra tamamlanır. Kohezyonlu
zeminlerde ise sıkışma, boşluk suyunun dışarı çıkma hızına bağlı olarak uzun bir zamana
gerektirir. Bu nedenle konsolidasyonsuz sıkıştırma yönteminde, konsolide olmuş (sıkışma
sonucu suyunu kaybetme aşamasında olan) kalın bir tabakadaki sıkıştırılmış boşluk suyu
uzun bir düşey dren yolunu geçmek zorundadır. Bu durumda boşluk suyunun dışarı atılması
için çok uzun bir zaman beklemek gerekir. Eğer önyükleme için kohezyonlu bir zemin
öngörülmüş ise, suyun dışarı atılma süresi daha da artar. Böyle durumlarda geçirimsiz
malzeme ile gerçekleştirilen ön yüklemede, ilave yükü oluşturan dolgu tabakası ile
sıkıştırılan zeminin üst yüzeyi arasına amaca uygun bir kum filtresi teşkil edilerek, drenaj
sağlanması gerekir.

Taneli zeminlerde, kum veya taş kolonlar ile de sıkıştırma yapmak mümkündür. Burada bir
dökme borusu gevşek kum içine sarsılarak veya çakılarak sokulur. Daha sonra boru sarsma
yardımıyla içine kum doldurularak çekilir. Bu yöntem kum kazıkların çabuk imali için
elverişlidir. Burada zeminin sıkıştırılması hem borunun çakılması sırasında deplasman, hem
de bundan sonraki dinamik etki yardımıyla olur. Böylece kum zeminlerde bu etki, kum tam
suya doygun veya tam kuru olduğunda en fazla olur. Kum kazıkların aralığı için 1,0 ila 1,5
m lik bir ölçü önerilmektedir. Ahşap veya beton çakma kazıklar, kohezyonsuz zeminlerde
kum kazıklara benzer bir sıkıştırma etkisi yapar.

3.2.4.3 Zemin değiştirme ile zemin iyileştirilmesi

Eğer, bundan önceki bölümde anlatılan zemin sıkıştırma teknikleri amaca uygun değilse
veya ekonomik olmazsa, zemin tabakalarının değiştirilmesi düşünülebilir. Bu amaçla,
normal temel zemini bilgileri ve zemin araştırmalarından başka, aşağıda belirtilen özel
araştırmaların da yapılması gerekir [5].

a - Değiştirilecek zemin için su içinde kazı sorunu olup olmadığı araştırılır,

b - Çıkarılan zeminin nerede depo edileceği, hangi zemin mekaniği ve temel tekniği
düşüncelerinin gerekli olduğu ve depolamanın güvenli olup olmadığının açıklığa
kavuşturulması,

c - Dolgu malzemesi olarak nasıl bir malzeme temin edilebileceğinin kontrolü,

82
d - Dolgu malzemesinin nasıl yerleştirileceği ve sıkıştırmanın gerekli olup olmadığının
kontrolü,

e - Kazı çukurunun boş ve muhtemelen bir bölümünün dolu olması durumunda, çukur yan
yüzeylerinin stabilitesinin araştırılması,

f - Kazı çukuru tabanında dolgu işlemi başlamadan önce bir düzeltme yapılmasının gerekli
olup olmadığının kontrolü.

Zemin plak çukurunun yeraltı su seviyesi altında bulunması durumunda, kazının kuruda
yapılması isteniyorsa, bu durumda yukarıdaki araştırmalardan başka yeraltı suyunun
tutulması da gözönüne alınmalıdır. Çünkü, bu konu ekonomik düşünceleri de içine
almaktadır. Bu tip problemlerle özellikle Organize Sanayi Bölgelerinde karşılaşılmaktadır.
Daha önceleri tarım yapılan araziler, tarım için elverişsiz hale geldiklerinde sanayi
kuruluşları için tahsis edilmektedir. Tamamiyle suya doygun kohezyonlu zeminler içeren
bu arazilerin tamamında yeraltı su seviyesi yüksektir. Ekonomik açıdan uygun olduğu
düşünülen bu arazilere inşaa edilen fabrikaların zemin betonlarında, zemin iyileştirmesi için
önceden tedbirler alınmadığından, daha önceden öngörülmeyen büyük çapta hasarlar
oluşmaktadır. Hasarın giderilmesi ve zemin betonunun tamiri için harcanan maliyet ve bu
arada fabrikanın çalışamamasından doğan iş kaybı düşünüldüğünde, tasarım ve inşaa öncesi
zemin iyileştirmesinin önemi anlaşılmaktadır.

Dolgu malzemesinin c maddesine göre kontrolü sırasında, sıkışabilirliği ve dayanıklılığı


gözönüne alınarak, istenen amaca göre araştırma yapılmalıdır. Bu nedenle farklı dolgu
malzemelerinin kullanılması ilginç olabilir. Örneğin, mekanik özelik olarak sağlam, fakat
pahalı bir dolgu malzemesi doğrudan yük etki bölgesine konabilir. Buna karşılık yük etki
bölgesinin dışında daha ucuz bir malzeme kullanılabilir. Zemin plak yükünün zemin içinde
yatayla 60 0 lik açı yapacak biçimde yayıldığı varsayılabilir.

Taşıma gücü yetersiz zemin tabakalarının kalınlığı 2-3 m den daha az olduğunda, yeraltı
suyuna karşı özel önlem almak gerekmiyorsa, bu zemin tabakalarının istenen kısmı
ekskavatör veya dozer ile kazılabilir. Değiştirme malzemesinin mutlaka çakıl veya kum
olması gerekmez. Ekonomik düşüncelerle, değişme malzemesi koşullarına uygun elek atığı
veya endüstri atığı ( cüruf gibi ) gibi malzemeler de kullanılabilir. Değişme malzemesi
tabaka tabaka ve üst yüzey sıkıştırma koşullarına uyularak uygulanmalıdır.

Zemin değiştirilmesinde ana amaç; yük altında bulunan zeminin iyileştirilmesi ve böylece
taşıma gücü artırılarak oturmaların azaltılmasıdır. Oturma beklentisi yumuşak kohezyonlu
zeminlerde en fazla olur. Böyle bir durumda taşıma gücü yetersiz zeminin yalnız en üstteki
bölümünün değiştirilmesi ile plak için izin verilen oturma sınırının altına düşülebilir. Plak
için yeterli alt temel tabakası kalınlığı oturma hesabı sonucu deneme ile bulunur. Bu alt
temel tabakası, dengeleme yaparak oturmaları azaltır. Yastık tabakası kalınlığı arttıkça
oturmalar hızla azalır. Đzin verilen oturmayı veren en küçük kalınlık en ekonomik çözümü
verir. Daha önceki bölümde sözü geçen alt temel kalınlığı, buradaki ile aynıdır. Taneli veya
kohezyonlu malzemeden oluşan bu kalınlık arttıkça, tabakayı dolgu tabakası olarak
varsaymak pek anlamsız olmayacaktır.

Güçlendirme teknikleri kullanılarak zemin iyileştirilmesi bu kitabın kapsamı dışında


tutulmaktadır. Özelikle havaalanı ve kazıklı yol uygulamalarında bu tip iyileştirmeler ile
karşılaşılabilir.

83

You might also like