You are on page 1of 4

-'lA~• .ı.Ü,,-.

T
...ÜllJrUlk.iyUla.... raıı,.ıswİJ ....
.. t aA..... rmLll8wl""arul....E...n...,stwit""U... &i...şj.......
sll....D""e....r.. 19L-&E.....r...
S8I1,lyLL!.... Zll
lU lı...
r.... w......,20""O....2 -=-.229-

ADET VE ANANELERİMİzMANEVİ-AHLAKİ DEGERLERİMİZDİR

IIgar HÜSEVİNov

ÖZET

Bu makalede, Azerbaycan adet ve ananelerinin özeııikleri


incelendi. Eski Sovyetler Birliği döneminde bunların takibata
uğraması, sınırlandırılması gibi eğilimler göz önüne alındı. Aynı
zamanda, Sovyetler döneminde zorla halkın yaşamına sokulmaya
çalışılan sun'i adet ve ananeler araştırıldı. Bu sun'ilik halkın
manevi ve estetik yapısına uymadığı için ölüme malıkum olduğu
sonucuna varıldı.

erbaycan halkı hali hazırda kendisinin ulusal uyanış ve milli idrak


önemini yaşamaktadır. Bu dönem her bir şahsın kendi ulusal
mensubiyetini idrak etmesi, soy köküne dönüş, geçmişin ibret derslerinden netice
çıkarmak, tarihimizi büyümekte olan kuşaklara her yönlü ve düzgün öğretmek vs.
gibi sorunlarla seciyelenir. Nitekim, bugün başımıza gelen belaların esas sebebi de
sırf tarihimize, adet-ananelerimize, kültürümüze, dilimize olan ilgisizliğimiz, bir de
unutkan1ığımız olmuştur. Buna göre de mill1 şuurun terkip parçalarına milletin dili,
adet-ananeleri, psikolojisi, kültürü genelde ise sosyal-politik, manevi hayatın bütün
sahaları dahildir. Bu bir gerçektir ki, milli şuurun oluşması, her bir şahsın kendi milli
mensubiyetini idrak etmesine imkan sağlıyor ve sonuçta diğer halklara karşı da saygı
ve sevgihissi meydana geliyor. Görkemli Azerbaycan eğitimcisi H. B. Zerdabi'nin
sözleri ile söylersek; "Bir halk, kendi dilini, tarihini, adet-ananelerini unutursa, bu o
halkm belinin kırılması demektir."1
İnsan sosyal varlık olarak kendi faaliyetini mükemmelleştirdikçe yeni yeni
alışkanlıklar,adetler ve ananelerde ortaya çıkmaya başlıyor. Buna göre de adet ve
ananeler sosyal yaşamın bütün alanlarını kapsamış, bu veya diğer biçimlerde manevi
davranış normlarına çevrilmiştir. Onlar yalnız manevi özelliklerin tezahürü olmamış,
toplumun sosyal manevi ve kültürel gelişiminin önemli göstergelerinden biri gibi de
göz önüne gelmiştir. Kendi adet ve ananelerine göre halklar, milletler birbirlerinden
belli derecede olsa ayrılmış ve değerlendirilmiştir.
Adet ve ananeler maddi ve manevi tekamülün sonucu gibi milli tekamülün
göstergelerinden biri olmuştur. Tekamülün tarihi merhalelerde ortaya çıkması ayrı
ayrı sosyal reformlara mahsus olan adet ve ananeleri, merasim ve bayramları da

ı H. B. Zerdahi, Seçilmiş Eserleri, Bakı 1960, s.5 ı.


-230- i. Hüseyinoy: Adet ye Ananelerimiz Maneyi-Ahlaki Deeerlerimjz Gibidir

birbirinden ayırmıştır. Her bir sosyal yapıtın adet ve ananeleri olmuştur. Lakin adet
ve ananelerde muhafazakarlık da özel bir yer tutmuştur. Adet ve ananelerde mevcut
olan muhafazakarlık her bir halkın geçmiş medeni mirasının savunucusuna
çevrilmiş, onların hafızalardan silinınesine kısmen de olsa karşı olabilmiştir.

İnkar edilmez bir gerçektir ki, halkımızın asırlardan beri koruyup muhafaza
ettigi birçok adet ve ananeler, çeşitli bayram ve merasimler olmasaydı, eski halk
şarkılarımız, manilerimiz, oyunlarımız ve diğer medeni servetlerimiz günümüzde
korunup saklanmazdı. Özellikle, komünist rejimi döneminde bir çok manevi
servetlerimizi millı adet ve ananelerimiz hesabına koruyup saklayabilmişiz.
Adet ve ananelerin asırlar boyunca yaşama sebeplerini kısmen de olsa
aydınlaştırmak çabasında olan T. Hagverdiyev, onu böyle karakterize etmiştir: "Adet
ve ananeler insanların kader anının tesellisi, sevincinin ise paylaşımı olmuş, halkın
manevi tebligat kürsüsüne çevrilmiştir. Bu kürsü çoğu zaman herkesi kendisine tabi
eder, hatta merasim anlarının bazı hareketlerinin mahiyetini anlayamayanlar da
etraftakilerin hareketlerini körü körüne de olsa tekrar ederler. Mesela, defin
merasimlerinde Kur'an'dan parçalar okundukça molla 'Fatiha' söyleyerek elini
yüzüne çekip salavat getirir. Salavatın mahiyetini anlamayan birçokları da ister
istemez onun hareketlerini tekrar ederler.,,2 Yazar bu kanaate varmıştır ki, bir çok
adet ve ananeler halkın hafızasında ebedı olarak yasal duruma çevrilmiştir. Bu yasal
durum kendini merasim anlarında daha açık bir şekilde kendini göstermiştir.
Merasim adet ve ananelerin yasallaşmış anlarının en emosyonel tesir
aşamasıdır. Burada iştirak eden herkesin bu emosyonel tesir anından dışarıda kalması
olanaksızdır. Aksi halde bu adam başka merasim iştirakçılarının davranışlarına riayet
etmemiş olur, ananeyi bozdugu için gözden düşer.

Adet ve ananelerin muhafazakar karakterini de sırf bu psikolojik özelliklerle


alakalandırmakgerekir. Merasim öyle yasalaşmıştır ki, herkesi onun isteklerine yanıt
vermeye mecbur ediyor.
İlgi çekicidir ki, adet ve ananeler hakim zümreler tarafından değil, halkın
kendisi tarafından meydana getirilir. Hakim zümreler tarafından oluşturulmuş adet
ve ananelerin ömrü ise çok uzun degildir. Mevcut rejimin hakimiyeti sona erir ermez
halk ona zorla kabul ettirilmiş 'bayram anlarından' imtina ediyor. Çünkü bu bayram
günlerinde halkın milli-psikolojik özellikleri esas amil gibi unutuluyor.
Belli olduğu gibi komünizm rejimi döneminde suni şekilde bir çok adet ve
ananeler meydana getirilmiştir. Bu adet ve ananeleri icra etmeye geniş halk kitlesi
zorla mecbur ettirildi. Komünizm rejimi döneminde bu tür bayramlar
gerçekleştirilirken ahalinin büyük bir bölümü işinden gücünden ayrılıp meydanlarda
hazırlık provaları yapmaya mecbur edilirlerdi. Lakin zorla getirilen bu bayram
tedbirleri halkın real yaşam tarzı ile uzlaşmadıgından ona zorla ilgi duyanların
yüregince degildi.

2 T. Hagverdiyev, Bedii-Kitlevi İşin Teşkili ve Metodikası, Bakı 1992, s.120.


--.dA.....lı.ı.'}.....TuQ.ıırJlılki~yllJatuAurJliaşp.tıu:rwm.lllalLilaLlrı...ı:E:..un~şüUJ·t.wiişUlÜuDlSeJ.Jrg"isilli....ı;Sıııa~yıuıL29....JEı:.ır""z.wurUlJlwmL...MI20Iı.ı.OLôl.2 ---:-231-

Bu örnekten belli oluyor ki, adet ve ananeler halkın hayat tarzı ile baglı
oldugu için yaşama şansı elde edebilirler. Aynı zamanda unutmamak gerekir ki,
hiçbir şeyi zorla kabul ettinnek mümkün degildir ve adet ve ananelerin de gerçek
yaratıcısı halkın kendisidir.

Halkın milli tarihi ananeleri çeşitli sosyal kurumların tesirine maruz kalsa bile
ebedi olarak yaşayabilmiştir. Örnegin, bir çok araştırmacının fikrine göre Nevruz
Bayramı hala M.Ö. IX. yüzyılda meydana gelmiştir. Aslında o beş formasyonu
yaşamış ve bundan sonra da yaşayacaktır. Çünkü bu bayramlarda insanlar
kendilerinde milli, etik, estetik ve başka manevi yönleri bir araya getirebilmişlerdi.
Nevruz Bayramı hiçbir zaman eskimemiş, aksine onu yaşatan halkların hayatında
daima yenileşme, gelişme egilimleri meydana getirmiştir. Halk kendi bayramlarını
kutladıkça manen daha da temizlenmiş, onun ruh halinde yeni yaratıcılık unsurları
meydana getirmiştir. Sırf buna göre de Fransız filozofu J. J. Russeau haklı olarak
söylemiştir ki: "Eğer ha/kı zahmetkeş ve üretken yapmak istiyorsanız, ona
bayram/arı gerçekleştirme imkanı veriniz."J
Peki halka bayram kutlamak imkfuunı kim vermelidir? Tabii ki, sonuçta bu
imkanı toplumun kendisi vermelidir. Toplumun sosyal-ekonomik durumu iyileştikçe
üyelerinin bayramlara katılma imkanı da artar. Bayramlarda böyle bir sonuca varmak
oluyor ki, adet ve ananelerin yaşaması ve teşekkül bulması toplumun maddi refah
durumuna bağlıdır. Özellikle mevcut toplumun kendisine özgü tarihsel dönemlerinin
anane durumuna gelmesi, onların bayram şeklinde kutlanılması sosyal-ekonomik
muhite daha çok bağlıdır. Aç ve fakir insanları şenliklere çekmek inıkansızdır. Bu
insanlar hiçbir vakit bayram ruh hali ile yaşayamazlar. Sırf Sovyet İmparatorlugu
döneminde birçok bayramlar yaşam gerçeklerinin isteklerine uygun gelmediginden,
ideolojik etki vasıtasından başka bir şey degildi.
Lakin insanların yaşam tarzı ile baglı öyle ananeleri de var ki, onlara fakirler
bile katılmaya mecburdurlar. Bunlara nişan, dügün merasimlerini, kurban, ramazan,
nevruz bayramlarını vs. örnek göstermek mümkündür. Bu bayramlan daha açık bir
şekilde incelemek için buradaki adet ve ananeleri şahsiyetin sosyal aktifligi·
bakımından üç gruba aymp gözden geçirmek daha verimli olabilir.

Birinci grup, toplumun kendi sosyal, tarihsel, vatanseverlik ananeleri ile


bağlıdır. Buraya resmi devlet bayramları, tarihi bayramlar, anma günleri, ünlü
kişilerin dogum günleri vs. dahildir. Buraya kitlesel bir şekilde katılmak önceden
teşkil olunur. Bu tür ananevi bayramların ve günlerin teşkili esasen devlet
organlarına ait oluyor. Burada halkın somut sosyal-siyasi grupları iştirak ediyor ve
itiraf etmeliyiz ki, bu ananeler daha geniş kitlesellige sahip degildir. Eski Sovyetler
Birligi döneminde onların kitlesel bayramlar gibi sergilenmesine özen gösterilmekte
idi. Ancak bu bayramlar hiçbir zaman halkın genel bayramına çevrilememişlerdir.
Onların hepsi resmı karakter taşımışlardı. Resmi olanın ömrü ise mevcut sosyal
yapının örnrüne beraberdir.

3 Şaroyev tB., Rejissura Estradı i Massovılı Predstavleniy, Moskva 1958, s.213.


-232- i. ""şeyinor; Adet ve Ananelerjrnjz Maneyt-Ablakf Deterlerirnjz Gibjdjr

İkinci grup, üretim ananeleri adetleri, ayin ve merasimleri, emek, zahmet


bayramlarıdır.
Bu bayramların en eskileri kendi sabitliğini ve tarihi özelliklerini
günümüze kadar getirebilmiştir.
Eski Sovyetler Birliği döneminde de emek süreci ile ilgili ananeler meydana
getirildi ve bunlar aslında hakim dairelerin gösterişleri ile oluşturulur ve hiç de
halkın gerçek istek ve arzularını ifade etmezlerdi. Çünkü bu tip ananeler daha çok
komünist ideallerinin tebligat vasıtasına çevrilmiş oluyordu. Böylece aslında emek
bayramları oluşturularak halkın gözünden düş1irülürdü. Lakin itiraf etmek gerekir ki,
bayramların daha hararetli kutlanması için devlet tarafından büyük miktarda vasait
ayrılırdı.

Üçüncü grup, aile ve günlük yaşam adetleri ve ananeleridir. Onların da çok


eski tarihi vardır. Düğün şölenleri, nişan merasimleri halkımızın maneviyatının
oluşturulmasında, aile yaşamının pekiştirilmesinde büyük roloynamıştır. Aynı
zamanda yas merasimleri de mim psikolojimizin kendisine mahsus özelliklerini
muhafaza etmiştir. Lakin komünist ideologları dini ve millı olanların hepsini inkar
ediyor, uluslar arası yönleri tebliğ etmeye çalışıyorlardı. Onları değiştirip yeni kalıba
sokmak eğilimleri yaranmıştır. Bunlar günlük yaşamın zararlı özellikleri gibi
değerlendirilirdi. Şahsi aile ve günlük yaşam ananelerini araştırmacı O. Abdullayev
haklı olarak aşağıdaki gibi izah etmeye çalışmıştır: "Şahsi aile günlük yaşam
ananelerinin ulusların birbirine daha da yaklaşmasında, günlük yaşam
münasebetleri sistemindeki zararlı, muhafazakar adet ve merasimlerin aradan
kaldırılmasında büyük önemi vardır.,,4

Gösterilen örnekten görüldüğü gibi komünist rejimi adet ve ananelerin


muhafazakar tabiatına karşı geliyor ve onları kendisinin tabiatına uygunlaştırmaya
çalışıyordu. Bu aslında her bir halka has olan milli-dini hususiyetlerin katledilmesine
ferman idi.

ABSTRACT

In this artiele, both spiritual and moral characteristics in the


traditions of old Azerbaijan are investigated and some ideologica!
reasons why some of these values were foııowed and some were
resfrikted during former Soviet Union are handled. At the some
time investigates the introduction of some traditions to our social
life during the period of Soviet Union. And the writer is on behalf
of the idea that those traditions are inevitable to perish since they
do not respond the spiritual and aesthetic ideals and desires of the
people.

4 O. Abduııayev, Sosial Feallıg ve Yeni Adet En(eneler, Bakı 1987, s.39.

You might also like