You are on page 1of 2

Resim yapmak istemeyen bir heykeltıraşın hikayesine odaklanan

müziğiyle, dönem çekim ruhuyla iyi bir film olduğunu


düşünüyorum.
Dilini kontrol etmekten çekinmeyen Michelangelo’nun sanata
tutkulu ama aynı zamanda savaşa da tutkulu olan Papa tarafından
verilen işi tamamlamamak için verdiği çabaya, gelgitlerine, ruh
haline objektifi tutuyor.Michelangelo’nun her biçimde karşı
duruş sergilemesi sanırım bende fazlasıyla sempati uyandırdı.
Papa’ya karşı olan tutumunu yansıtan şu sözleri ‘Prensler
sanatçıların hayatını düzenlememeli’ sanırım sanatın
ifadesidir.

Ona aşık olan Tessinaya o da aşıktır ama ressamlar başka sever.


Başka sevmek zorundadırlar.Michelangelo içindeki aşkı başka
yere yönlendirmektedir.

Kardinalin kızıyla konuşurken:

Michelangelo: birini sevecek olsam o sen olurdun.

Tessina: ama aslında hiçbir şey değişmedi.

Michelangelo:evli olman hariç.

Tessina: bir protokole teslim oldum.

Michelangelo:ve bir kucağa.

Tessina: anlaşma çocuk gerektiriyordu.

Çarmıha Geriliş, Kıyamet Günü, Aziz Matta, 18 ayda yaptığı en


önemli eserinden olan Davud, akabinde Musa heykeli… Filmin bir
sahnesinde arabadaki koca kaya kütlesini göstererek ‘ Musa,
musa bunun içinde’ dediği yer pek bir güzeldi.

Sistine Şapeli hakkında yaptığı çıplak figürler üzerine


kardinaller tarafından Papa’nın yanında küçük düşürülmeye
çalışılmasına karşı sözünü sakınmayıp dediği şeyler günümüze
ışık tutan cinsten. Korkmadan, suratlarına şunu der
Michelangelo;

yaradılış kitabı, Nuh’u giysisiz tanımlıyor. Kutsal kitabı


düzeltip ona pantolon mu giydireyim?

Insanı, tanrının yarattığı gibi çizeceğim. Çıplaklığının


ihtişamı içinde.

You might also like