You are on page 1of 1

GÖRÜŞMECİLER

ANAANNEM(85) VE DAYIM(66)
Babamdan dinlemiştim. İkici Dünya Savaşı esnasında herkes çok sıkı takip ediyormuş radyoyu. Tek
haber kaynakları oymuş. Radyoyu dinleyen yaygaracılar bir gün Rusya bir gün Almanya
Türkiye’ye girdi diye yaygara yapıyorlarmış.
1950’lerde radyo ilk kez girdi evimize. Apartmanda hatta mahallede sadece birkaç evde vardı
radyo. Kahvelere de geldi daha sonra. Erkekler kahveye radyodan haber dinlemeye giderdi.
Radyodan gelen ses zayıf ve parazitli olduğundan her daim radyoya kulağını yapıştırarak dinleyen
birileri olurdu. Haber saatinde çıt çıkmazdı kahvehaneden. Haberleri dinleyip, kahvedekilere
abartarak anlatırlardı. Haberler bittikten sonra insanlar oyunlarına sohbetlerine dönerdi.
Radyolarda haber ve türkü dışında başka bir şey yoktu. Reklam yoktu yani. Özellikle kış akşamları
mahalleli evde toplanır hep birlikte radyo dinlenilirdi. Yaz aylarında ise farklıydı. Eski evlerin
pencere önü geniş olurdu. Oraya radyoyu koyar camı açardık tüm mahalle türkü dinlerdi. Sonraları
radyo programları başladı. Saati vardı programların evinde camı açarak veya kahvede toplanarak
dinlerdik.
70 lerde Ali’nin maçlarını dinlerdi herkes geç saate kadar. 70 lerde radyo epey yaygınlaşmıştı. Hatta
siyah beyaz televizyonu olanlar vardı. Radyodan geç saate kadar takip ederdik.
80 darbesini radyodan dinlediğimizi hatırlıyorum.
Sağ-sol çatışmalarında herkes bir haber getirirdi. Radyodan dinleyerek doğruluğunu teyit ederdik.

M. Celil Gültekin
2016295015

You might also like