You are on page 1of 527

ÖNSÖZ

Günümüzde her bilim veya teknoloji dalı kendine özgü bir dil yaratmakta ve
geliştirmektedir. Bilim ve teknolojideki kuram, yöntem, sistem ve araçlar yeni kavram ve
sözcükleri de beraberlerinde getirmektedir. İlgili çalışma alanlarındaki gelişmelerin
izlenebilmesinin, kullanılan dildeki sözcük dağarcığının geliştirilmesiyle mümkün
olabileceği kuşkusuzdur.

Kurulduğu 1954 yılından bu yana hizmet verdiği alanlarda büyük ilerlemeler kaydeden
Türk Standartları Enstitüsü, ülke ekonomisi ve ticaret hayatına gerek özgün standartlar
geliştirerek, gerekse uluslararası standartları Türkçeleştirerek, önemli katkılarda
bulunmuştur. Bu çalışmamızda, çağımızın en popüler bilim alanlarından olan bilişim
teknolojisi ile ilgili olarak ISO standartlarında yer alan uluslararası bilişim terimlerinin
uygun Türkçe karşılıkları sözlük olarak sunulmuştur. Sözlüğümüzdeki terimler yalnızca
ISO terimleri ile sınırlıdır. Bu yönüyle, sözlüğün, bu alanda yapılmış diğer çalışmalar için
tamamlayıcı rol oynayacağını düşünüyoruz.

Bu sözlüğün önemli bir boşluğu gidereceği ve kullanılan terimlerde birliği sağlayacağı


umuduyla tüm okurlara ve ülkemiz bilişim sektörüne yararlı olması ümidiyle emeği
geçenlere teşekkür ediyorum.

Kenan MALATYALI
TSE Başkanı
TSE Bilişim Sözlüğü Kullanım Kılavuzu

KULLANIM KILAVUZU

Temel Alınan Standartlar

Bu sözlük ISO/IEC 2382 standard serisi temel alınarak hazırlanmıştır. Sözlükte bilgisayar
yazılımı ve donanımı, veri işleme, bilgisayar ağları, elektrik ve elektronik mühendisliği gibi
alanlardaki terimler yer almaktadır.

Terimlerin Düzenlenişi

Sözlükte terimler alfabetik olarak düzenlenmiştir. Her bir terimin değişik alanlardaki farklı
anlamlarını belirtmek üzere terim ile birlikte terimin yer aldığı standardın numarası ve terim
numarası verilmiştir. Terimin İngilizce orijinal adı koyu olarak, Türkçe karşılığı italik ve
terimin yer aldığı standardın numarası ve terimin bu standarddaki madde numarası köşeli
parantez içinde verilmiştir. Bu bilgilerden sonra da terim açıklaması yer almaktadır.

Terim birden fazla teknoloji ya da bilim dalında farklı anlam taşıyorsa, kullanım alanı
terimin açıklamasından önce (bilgisayar ağlarında) örneğinde olduğu gibi parantez
içerisinde verilmiştir.

Terim Betimleyiciler

Terimin isim, sıfat, fiil gibi farklı özelliklerini belirtmek için terimin açıklamasından önce
parantez içerisinde kısaltmalar kullanılmıştır. Kullanılan kısaltmalar aşağıda verilmiştir.

(i.) İsim,

(f.) Fiil,

(s.) Sıfat.

Şekiller

Orijinal standardda terimlerin açıklamalarını pekiştirmek için şekillere ve çizelgelere yer


verilmiştir. Bu sözlük çalışmasında da aynı şekil ve çizelgeler yer almaktadır. Her bir terim
ile ilgili açıklamada ilişkili şeklin numarası verilmiştir.

Şekil numaraları, şeklin yer aldığı standard bölümünü de belirtecek şekilde düzenlenmiştir.
Örneğin 2382-1 numaraları standardda yer alan birinci şekil, sözlükte Şekil 1.1, 2382-16

iii
TSE Bilişim Sözlüğü Kullanım Kılavuzu

numaraları standardda yer alan üçüncü şekil sözlükte Şekil 16.3 şekil numarası ile
verilmiştir. Sayfa düzeninde oluşabilecek karışıklıkları önlemek amacıyla tüm şekiller
sözlükte terim açıklamalarından sonra EK-A olarak toplu halde verilmiştir.

İngilizce Türkçe Terim Listesi

Sözlüğün sonunda EK-B Olarak İngilizce Türkçe terim listesi verilmiştir.

Türkçe İngilizce Terim Listesi

Sözlüğün sonunda EK-C olarak Türkçe İngilizce terim listesi verilmiştir.

Kısaltmalar

Kısaltmalar EK-D olarak verilmiştir.

Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

TS ISO/IEC 2382 standard serisinde bulunan ve konulara göre gruplanmış İngilizce terim
listesi EK-E olarak verilmiştir.

iv
TSE Bilişim Sözlüğü

İngilizce Türkçe
Sözlük

v
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Aa

A/D converter: A/D dönüştürücü, başvurmaksızın bir konumu tanımlayan


[19.01.18], bkz. analog-to-digital doğrudan adres. NOT: Bir mutlak adresin
converter kendisi de bir taban adres olabilir.

abbreviated address calling: kısaltılmış absolute assembler: mutlak birleştirici,


adres çağırma, [09.08.09], Bir [07.04.10], Mutlak kod üreten birleştirici.
kullanıcının çağırma işlemini başlatacağı
zaman tam adresten daha az karaktere absolute code: mutlak kod, [07.04.13],
sahip olan bir adres kullanmasına imkân Tüm adreslerin mutlak adresler olduğu
tanıyan çağırma. kod.

abduction: çıkarım, [28.03.04], Belirli absolute command: mutlak komut,


gerçeklerden, bu gerçeklerin inandırıcı [13.05.02], Mutlak koordinatları kullanan
açıklamalarına doğru yapılan sonuç bir görüntü komutu.
çıkarma.
absolute coordinate: mutlak koordinat,
abductive inference:çıkarım ile sonuç [13.02.06], Belirlenen bir koordinat
çıkarma, [28.03.04], bkz. abduction sisteminin başlangıcına göre
adreslenebilir bir noktanın konumunu
abort sequence: durdurma dizisi, tanımlayan koordinatların herhangi biri.
[25.01.26], Bir çerçeve iletimini vakitsiz
bir şekilde sonlandırmak için kullanılan, absolute error: mutlak hata, [02.06.08],
bit dizisi içinde herhangi bir yerde yer Doğru, tanımlanmış veya teorik olarak
alabilen belirli bir bit örüntüsü. doğru bir değeri hesaplanmış, gözlenmiş,
ölçülmüş veya başarılmış bir değerden
abort statement: durdurma deyimi, çıkarılmanın cebirsel sonucu.
[15.05.28], Bir veya daha fazla işin bu tür
bir iş ile daha sonra herhangi bir absolute instruction: mutlak komut,
buluşmasını engelleyerek olağandışı [13.05.02], bkz. absolute command
kalmasına neden olan basit işlem.
absolute loader: mutlak yükleyici,
aborted connection: durdurulmuş [07.05.06], Tüm adreslerin mutlak
bağlantı, [08.05.34], Var olan yordamları adresler olduğu, yük modüllerini dış
izlemeyen bağlantı kesilmesi. NOT: Bir depolamadan iç depolamaya kopyalayan,
durdurulmuş bağlantı diğer varlıkların adres ayarlamanın gerekli olmadığı bir
yetkisiz erişimini mümkün kılabilir. program.

absolute address: mutlak adres, absolute vector: mutlak vektör,


[07.09.35], Bir taban adrese [13.03.21], Başlangıç ve bitiş noktaları

1
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

mutlak koordinatlar içinde belirtilen access control field: erişim denetimi


vektör. alanı, [25.04.06], Bir çerçeveyi bir
andaçtan ayıran, andaç kullanabilecek
abstract data type: soyut veri türü, veri istasyonlarını gösteren, bir
[15.04.02], Bir işlemler listesi veya veri çerçevenin iptal edilmesi gerektiği
yapılarındaki mevcut özellikler ve dahili zamanı gösteren ve istasyonların bir
gerçekleştirmeyle ayrılan ara yüzler ile bu sonraki andacı talep etmelerini sağlayan
işlemlerin genel özellikleri tarafından bir bit örüntüsü.
tanımlanan veri yapıları sınıfı.
access control list: erişim denetimi
abstract syntax: soyut söz dizimi, listesi , [08.04.02], Bir kaynağa erişim için
[26.06.03], Uygulama katmanı verisinin yetkililendirilen varlıklar ve erişim
ya da uygulama protokol denetim haklarının listesi.
bilgisinin, bu bilgileri göstermek için
kullanılan kodlama tekniklerinden access level: erişim düzeyi, [08.04.04],
bağımsız işaretleme kuralları kullanılarak Korunan bir kaynağa erişebilmek için bir
belirtilmesi. varlıktan istenen yetki düzeyi. ÖRNEK:
Belirli bir güvenlik düzeyindeki veri veya
accept statement: onaylama deyimi, bilgiye erişme yetkisi.
[15.05.30], Bir hizmet sağlayıcı görev
içerisinde bu görevin başka bir görevi access list: erişim listesi, [08.04.02],
beklemesine veya ana programın görev bkz. access control list
senkronizasyonu için giriş çağrı deyimini
işletmesine neden olan bileşik deyim. access management service: erişim
yönetimi hizmeti, [32.06.14], Bir kullanıcı
acceptance test: kabul testi, [20.05.07], temsilcisinin ve bir ileti aktarma
Bir sistemin ya da işlevsel birimin sisteminin birbirlerine erişim
sözleşme koşullarını yerine getirdiğini sağlamalarına ve ilişkili bilgiyi
göstermek için satıcının katılımıyla yönetmelerine izin veren hizmet.
sistemin kurulmasından sonra alıcının
önerisi doğrultusunda test edilmesi. access mechanism: erişim düzeneği,
[12.05.08], Bir erişim kolunun ya da
access: erişmek, [01.01.04], (f.) Bir tarağın hareket etmesinden sorumlu
kaynağın kullanımını mümkün kılmak. düzenek.

access arm: erişim kolu, [12.05.04], Bir access method: erişim yöntemi,
manyetik diskte bulunan, üzerine [01.08.03], Veri kullanımında, verinin
manyetik kafaların takılı olduğu kol. okunması ve yazılması esnasındaki
bellek kullanımında, veri transferi yapmak
access category: erişim kategorisi, için bir giriş çıkış kanalının kullanımında
[08.04.03], Varlığın kullanım için geçerli olan teknik. ÖRNEK: Rasgele
yetkilendirildiği kaynaklar esas alınarak erişim yöntemi, doğrudan erişim yöntemi,
varlıkların atanabileceği bir kategori. sıralı erişim yöntemi.

access control: erişim denetimi, access path independence : erişim yolu


[08.04.01], Bir veri işleme sisteminin bağımsızlığı, [17.03.14], Bir veri
kaynaklarına yalnızca yetkilendirilenler tanımının erişim yolundan ayrılmasıyla,
tarafından ve yetkilendirilmiş yollarla erişim yolunda yapılan değişimlerin, bir
erişilmesini sağlayan yöntem. programdaki veri tanımında değişiklik
gerektirmemesi.

2
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

access path: erişim yolu , [17.03.13], 3. [02.06.07], Olasılıkla göreceli hatanın


İstenilen veriye ulaştıran bir adresler işlevi olarak ifade edilen, hatadan arınmış
zinciri. NOT: Bir veri parçası için olmanın nicel bir değerlendirmesi olup,
eşzamanlı olarak birden fazla erişim yolu bu ölçünün yüksek bir değeri küçük bir
mevcut olabilir. hataya karşılık gelir.

access period: erişim dilimi, [08.04.07], acknowledgment: onaylama, [09.06.22],


Belirtilen erişim haklarının geçerli olarak İletilen verinin alındığını gösteren ve alıcı
kaldığı zaman dilimi. tarafından göndericiye verilen onay
sinyali.
access permission: erişim izni,
[08.04.06], Bir öznenin belirli bir nesneye acoustic signal: akustik sinyal,
göre erişim haklarının tümü. [29.01.05], Veri ileten seslerden oluşan
sinyal.
access right: erişim hakkı, [08.04.05],
Bir öznenin belirli bir nesneye belirli bir ACSE: [26.05.03], bkz. association
tür işlem için erişim izni. ÖRNEK: Bir control service element
sürecin bir dosyayı okuyabilmesi ancak o
dosyaya yazamaması izni. action: eylem, [17.02.20], (Veri
tabanlarında) Bir bilgi tabanındaki veya
access time: erişim süresi, [12.02.31], kavramsal şemadaki cümlelerin bir
Veri için bir çağrının başlatıldığı an ile grubunu başka bir cümleler grubuna
veri ediniminin tamamlandığı an çeviren veya onları bilinen bir duruma
arasındaki zaman aralığı. NOT 1: Erişim getiren bir dizi araya girme, silme veya
süresi, gecikme süresi ile iletim süresi getirme.
toplamına eşittir. NOT 2: Şeki 12.1’e
bakınız. action: eylem, [28.02.20], (Yapay
zekada) Senaryo tabanlı bilgi
access type: erişim türü, 1. [15.04.18], gösteriminde bir aktör tarafından
bkz. pointer type 2. [08.04.08], (Bilgisayar gerçekleştirilen işlem.
güvenliğinde) Bir erişim hakkı tarafından
belirlenen işlem türü. ÖRNEKLER: action bar: eylem çubuğu, [13.05.42],
Okuma, yazma, yürütme, ekleme, bkz. menu bar
güncelleme, silme veya yaratma.
action part: eylem bölümü, [28.02.28],
access unit: erişim birimi, [32.02.08], Bir bkz. right-hand side
ileti aktarma sistemini başka bir iletişim
sistemine bağlayan ve kullanıcılarının ileti activation: etkinleştirme, 1. [07.10.02],
işleme sistemine dolaylı olarak ulaştığı (Bilgisayar programlamada) Bir
işlevsel birim. NOT: Şekil 32.2’ye bakınız. etkinleştirme kaydının oluşturulması. 2.
[28.02.34], (Yapay zekada) Bir kuralın
accountability: izlenebilirlik, [08.01.10], ateşlenmesi ya da bir programın veya alt
Varlığa ait eylemlerin, bu varlık için programın çağrılmasına izin veren işlem.
benzersiz bir şekilde izlenebilmesini
sağlayan özellik. activation function: etkinleştirme işlevi,
[34.03.13], Bir yapay sinirin çıkış
accuracy: doğruluk, 1. [02.06.05], değerini, yapay sinirin giriş değerlerine ve
Hatadan arınmış olma niteliği. 2. mevcut bağlantı ağırlıklarına dayalı
[02.06.06], Hatasız olmanın nitel bir olarak hesaplayan işlev. NOT: Çıkış
değerlendirmesi ve küçük bir hataya değeri sürekli ya da kesintili olabilir.
karşılık gelen yüksek bir değerlendirme.

3
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

activation record: etkinleştirme kaydı, actual parameter: gerçek parametre,


[07.05.26], Bir görev ya da alt programın [15.03.14], İlgili bir bildirimle bir veri
bir örneğini temsil eden ve bu örnek için nesnesinin ilişkilendirilmesi amacı ile
veri değerleri ve süreç durumu içeren veri somut bir örnekle gösterim veya bir
nesnesi. NOT: Bir etkinleştirme kaydı program çağırma içinde kullanılan bir
parametreler, sonuçlar ve yerel veri gibi anlatım, tanıtıcı, veya diğer dil yapısı gibi
değerler içerebilir. bir parametre. NOT: İlgili bildirim,
biçimsel parametre olarak adlandırılır.
active matrix display: etkin matris
görüntüleyici, [13.04.08], bkz. active actual recipient: gerçek alıcı, [32.04.04],
matrix display device Dağıtımın ve doğrulamanın yer aldığı
potansiyel alıcı. NOT: Potansiyel alıcı
active matrix display device: etkin durumu dağıtım ve doğrulama yapılması
matris görüntü aygıtı, [13.04.08], üzerine gerçek alıcı durumuna geçer.
Görüntünün daha doğru kontrol edilmesi
amacıyla ekrandaki her bir piksele kendi actual transfer rate: gerçek aktarım hızı,
transistörünü veren görüntü aygıtı. NOT: [09.05.21], İki nokta arasındaki zaman
Bu görüntü aygıtı daha fazla parlaklık birimi başına aktarılan bitlerin,
ayrımı ve daha az hareketlilik bozulması karakterlerin veya blokların ortalama
sağlar. sayısı.

active threat: etkin tehdit, [08.05.05], Bir acyclic network: döngüsel olmayan ağ,
veri işleme sisteminin durumunun yetkisiz [34.02.25], bkz. feedforward network
olarak kasten değiştirilmesi ile ilgili
herhangi bir tehdit. ÖRNEK: Mesajların adaptive learning: uyarlamalı öğrenme,
değişikliğe uğraması, sahte mesajların [31.03.03], Dış bilgi kaynağından alınan
araya girmesi, sahte davranışların öneriye uygun olarak iç bilginin
sergilenmesi veya hizmetin reddi ile düzenlenmesi ya da var olan bilgiye göre
sonuçlanan bir tehdit. yeni edinilen bilginin dönüştürülmesini
temel alan öğrenme stratejisi.
active vocabulary: etkin sözlük,
[29.03.17], bkz. spoken vocabulary adaptive neural network: uyarlanır sinir
ağı, [34.02.39], Başarım özelliklerini
active window: etkin pencere, çevresindeki değişikliklere göre
[13.05.34], Pencereler (1) kümesinden o ayarlayabilen sinir ağı.
anda kullanılmakta olan pencere.
adaptive resonance theory network:
active wiretapping: etkin hatta girme, uyarlanır resonans teorisi ağı, [34.02.36],
[08.05.27], Veriyi değişikliğe uğratma Giriş örüntüsü prototiplerden birine yeterli
veya yeni veri ekleme amacı ile hatta şekilde benzer ise öğrenme
girme. algoritmasının kategorileri tanımlayan
depolanmış prototipleri güncelleştiren
actor: aktör, [28.02.21], Bir senaryoda bir aksi takdirde prototip olarak girişi olan
konuya ait rolü yerine getiren varlık. yeni bir sınıf yaratan sinir ağı. NOT: ART
ÖRNEK: Temsilci, temsilci ortağı, ağları, esneklik (öğrenme yeteneği) ve
mirasçı, hasta vb. kararlılık (var olan bilginin bozulmaması
veya silinmemesi) arasında bir uzlaşı
actual argument: gerçek bağımsız yerine getirir.
değişken, [15.03.14], bkz. actual
parameter adaptive training uyarlamalı eğitim,
[29.01.42], Başarımı artırmak için bir

4
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

konuşma şablonunu düzenleme ve makine komutu ya da mikro komut


güncelleme yeteneği olan konuşma bölümü.
eğitimi.
address space: adres alanı, [07.09.31],
ADC: ADC, [19.01.18], bkz. analog-to- Belirli bir program ya da işlevsel birim
digital converter tarafından kullanılabilen adresler kümesi.
NOT: Adres alanı sanal adresleri
add mode: toplama modu, [22.03.18], içerebilir.
Toplama ve çıkarma işlemlerinde, girilen
son rakama göre önceden belirlenen bir address translator: adres çevirici,
yere ondalık işaretinin yerleştirildiği bir [10.05.15], Sanal adresleri gerçek
durum. adreslere dönüştüren işlevsel birim.

addend: toplanan, [02.C.15], Toplama addressability: adreslenebilirlik,


işleminde, eklenene eklenen bir sayı [13.03.05], (Bilgisayar grafiklerinde) Bir
veya nicelik. aygıt uzayındaki adreslenebilir nokta
sayısı.
addition without carry: eldesiz toplama,
[02.05.10], bkz. non-equivalence addressable point: adreslenebilir nokta,
operation [13.02.05], Önceden tanımlanmış bir
koordinat sisteminde bulunabilen
address: adres, [07.09.07], Bir konumu herhangi bir nokta.
tanımlayan değer. ÖRNEKLER:
Kaydedici numarası, saklama aygıtının addressing exception: adresleme özel
belirli bir bölümünün adresi, aygıt adresi, durumu, [07.06.50], Bir programın kendisi
ağ adresi. için kullanılabilir alanın sınırları dışında
bir adres hesaplaması ile ortaya çıkan
address administration: adres yönetimi, özel durum.
[25.01.18], Evrensel ya da yerel bir
temelde LAN adreslerinin atanması. adjacent domains: bitişik alanlar,
[18.02.06], Bitişik düğümlere yerleştirilmiş
address format: adres biçimi, aygıtlar yoluyla birbirine bağlanmış iki
[07.09.09], Bir adres içindeki öğelerin alan.
sayısı ve düzenlemesi. ÖRNEKLER: Bir
sanal adres sistemindeki sayfa ve ofset, adjacent nodes: bitişik düğümler,
manyetik disk depolamadaki kanal, aygıt, [18.02.02], Bir dal ile birbirine bağlanmış
sektör ve kayıt. olan iki düğüm. NOT: Şekil 18.2'ye
bakınız.
address modification: adres değiştirme,
[07.09.40], Bir adreste gerçekleştirilen adjust text mode: metin ayarlama
herhangi bir aritmetik, mantıksal ya da modu, [23.06.02], Kullanıcının, metnin
sözdizimsel işlem. belirlenmiş satır ve sayfa uzunluğuna
göre düzenlenmesi için metni yeniden
address offset: adres sapması, biçimlemesine olanak sağlayan mod.
[07.05.18], Erişilecek saklama
konumunun adresine karar vermek için ADMD: ADMD, [32.02.13], bkz.
göreceli bir adrese eklenmesi gereken administration management domain
sayı.
administration domain name: idari alan
address part: adres bölümü, [07.09.08], adı , [32.05.13], Bir ülke ile ilişkili idari
Bir işlenenin adresini belirleyen bir yönetim alanını tanımlayan nitelik. NOT:
Çizelge 32.1 ve Çizelge 32.2’ye bakınız.

5
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

administration management domain: aggregate: kümelenme, [15.03.06],


idari yönetim alanı , [32.02.13], Belirli bir Parçaların aynı veya farklı veri yapısına
ülkenin telekomünikasyon kurumu sahip olabileceği ve veri yapısının ilgili
tarafından tanınan bir telekomünikasyon bileşik türün temel parçası olabileceği
işletmeni tarafından kontrol edilen yapılanmış bileşenler topluluğu.
yönetim alanı. NOT 1: Telekomünikasyon
işletmeni genellikle herkese kamuya açık aggregate value: kümelenme değeri,
hizmetler sağlar. NOT 2: Şekil 32.5’e [15.03.07], Bir kümelenme ile
bakınız. ilişkilendirilen veri değeri.

administrative security: idari güvenlik, aggregation: kümelenme, [08.05.39],


[08.01.02], Bilgisayar güvenliğine ait idari Daha az hassasiyetteki bilgilerin
tedbirler. NOT: Bu tedbirler kullanılabilir toplanması ve birbirleri ile ilişkilerinin
ve izlenebilir işlemler, güvenlikte kurulması yolu ile hassas bilginin temin
meydana gelen ihlallerin araştırılması ile edilmesi.
ilgili işlemler ve işlem denetlemelerinin
gözden geçirilmesi olabilir. AI: [01.06.12], [28.01.01], [28.01.02],
bkz. artificial intelligence
ADP: [01.01.06], bkz. data processing
aiming field: hedefleme alanı,
ADT: [15.04.02], bkz. abstract data type [13.05.12], Ekrandaki, herhangi bir
zamanda, bir ışık kaleminin varlığının
advice taking: öneri alma, [31.03.06], algılanabildiği alanı belirtmek için
Yordamsal davranışın dış bilgi kullanılan bir ışık çemberi ya da diğer ışık
kaynağından alınan bildirimsel öneriye örüntüsü.
göre değiştirildiği, anlatılandan öğrenme.
aiming symbol: hedefleme sembolü,
advisory system: öneri sistemi, [13.05.12], bkz. aiming field
[28.04.16], Komutlardan ziyade öneriler
kullanmayı vurgulayan uzman sistem. air-floating head: havada kayan kafa,
[12.03.32], bkz. floating head
affirmation: onaylama, [32.04.26],
(Elektronik postada) Bir ileti aktarma algebraic language: cebirsel dil,
temsilcisinin, bir ileti aktarma sisteminin [07.01.14], Cebirsel ifadelere benzer
bir sorgulamada tanımlanan herhangi bir deyimlerin oluşturulmasına izin veren
iletiyi kendi anlık alıcılarına programlama dili. ÖRNEKLER: Ada,
dağıtılabileceğine karar verdiği aktarım Fortran, Pascal.
olayı. NOT: Bu durumda, ileti aktarma
temsilcisi bir dağıtılmama raporu algorithm: algoritma, [01.05.05], Bir
üretebilir. problemin çözümü için sonlu sırada iyi
tanımlanmış kurallar kümesi.
after-image: değişiklik sonrası kopya,
[17.08.13], Bir kaydın veya bir bloğun bir algorithmic language: algoritmik dil,
düzeltme işleminden sonraki kopyası. [07.01.02], Algoritmaları ifade etmek
amacıyla kullanılan yapay dil.
agenda: gündem, [28.02.37], Bekleyen
etkiniklerin öncelik sırasına konulmuş alias: takma ad, 1. [15.03.19], Bir dil
listesi. NOT: Yapay zekada, bu tür yapısı için alternatif bir tanıtıcı. 2.
etkinikler bilginin bazı parçalarının [32.05.15], (Elektronik postada) Bir O/R
uygulamasına bağlıdır. adı veya bir O/R adresi için alternatif
tanımlama. NOT: Bir takma ad bir dizinde
kullanılabilir.

6
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

aliasing: bozulma, [13.03.30], (Bilgisayar alphanumeric character: alfanümerik


grafiğinde) Görüntüyü tam olarak karakter, [04.03.06], Alfanümerik karakter
tanımlamak için bir çizgi boyunca veya kümesinin bir karakteri.
bir nesnenin çevresi boyunca çentikli
veya kademeli kenar olarak çok yaygın alphanumeric character set:
bir şekilde görülen, eksik örnek alfanümerik karakter kümesi, [04.01.05],
çözünürlüğü veya yetersiz filtrelemenin Harfler ve sayıların her ikisini de içeren
neden olduğu istenmeyen görsel etkiler. ve özel karakterleri de içerebilen karakter
kümesi.
alphabet: alfabe, [04.03.03], İçindeki
elemanlarının sırası üzerinde anlaşmaya alphanumeric code: alfanümerik kod,
varılmış olan karakter kümesi. ÖRNEK: [04.02.08], Uygulaması alfanümerik kod
128 ASCII karakter kümesi. kümesini oluşturan kod.

alphabetic character: alfabetik karakter, alphanumeric code element set:


[04.03.02], bkz. letter alfanümerik kod eleman kümesi,
[04.02.10], bkz. alphanumeric code set
alphabetic character set: alfabetik
karakter kümesi, [04.01.03], Harfleri alphanumeric code set: alfanümerik
içeren ve sayıları değil ama özel kod kümesi, [04.02.10], Elemanları bir
karakterleri içerebilen karakter kümesi. alfanümerik karakter kümesinden
oluşturulan kod kümesi.
alphabetic code: alfabetik kod,
[04.02.06], Uygulaması alfabetik kod alphanumeric data: alfanümerik veri,
kümesini oluşturan kod. [05.01.16], Harfler, rakamlar, olasılıkla
özel karakterler ve boşluk karakteriyle
alphabetic code element set: alfabetik birlikte gösterilen veri.
kod eleman kümesi, [04.02.12], bkz.
alphabetic code set alphanumeric word: alfanümerik
sözcük, [04.06.04], Aynı alfanümerik
alphabetic code set: alfabetik kod karakter kümesinden elde edilen
kümesi, [04.02.10], Elemanları bir karakterlerden oluşan sözcük.
alfabetik karakter kümesinden
oluşturulan kod kümesi. alternate recipient: alternatif alıcı,
[32.04.07], Bir ileti veya sorgulama tercih
alphabetic string: alfabetik dizi, edilen özel bir kullanıcıya
[04.05.03], Aynı alfabetik karakter gönderilmeyecekse iletinin gönderilmesi
kümesinden olan ve yalnızca karakterleri gereken potansiyel alıcı. NOT: Alternatif
içeren dizi. kullanıcı ya gönderici ya da potansiyel
ileti alıcılar tarafından belirlenebilirler.
alphabetic word: alfabetik sözcük,
[04.06.02], Aynı alfabetik karakter alternate track: farklı iz, [12.01.09],
kümesinden elde edilen karakterleri Normal izin bozulması ya da çalışmaz
içeren sözcük. hale gelmesi durumunda kullanılacak
yedek iz.
alphanumeric: alfanümerik, [01.02.05],
Harfler, rakamlar ve noktalama işaretleri amplitude shift keying: genlik kaydırma
gibi diğer karakterlerden ibaret olan bir anahtarlaması , [09.05.12], Modüle edilen
veriye, bununla işlem yapmaya ve bu bir sayısal sinyalin önceden belirlenmiş
verileri kullanan işlevsel birimlere ait olan. sabit sayıda değerler arasından çıkış

7
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

sinyalinin genliğini değiştirdiği analog multiplier: örneksel çarpıcı,


modülasyon. [19.01.06], Örneksel çıkış değişkeni, iki
örneksel giriş değişkeninin çarpımı ile
analog: örneksel, [01.02.06], Sürekli orantılı olan işlevsel birim. NOT: Bu
olarak değişen fiziksel niceliklere veya terim, bir servo-çarpım birimi gibi birden
sürekli bir yapıda gösterilen veriye olduğu fazla çarpma yapabilen bir aygıta da
kadar bu veriyi kullanan süreçlere ve uygulanabilir.
işlevsel birimlere ait olan.
analog output channel amplifier:
analog adder: örneksel toplayıcı, örneksel çıkış kanalı yükselteci,
[19.01.03], Çıkış örneksel değişkeni, giriş [21.03.04], Teknik süreci denetlemek
örneksel değişkenlerinin toplamı ya da amacı ile sayısaldan örneksele
ağırlıklandırılmış toplamı olan işlevsel dönüştürücünün çıkış sinyal aralığını
birim. gerekli sinyal düzeyine uyarlayan, bir ya
da daha fazla örneksel çıkış kanalına
analog computer: örneksel bilgisayar, bağlanmış yükselteç. NOT: Eğer alt
[01.03.05], İşletilmesi başka bir sistemin sistemde ortak bir sayısaldan örneksele
fizîki davranışlarına dayalı olan, veri alan, dönüştürücü varsa, yükselteç, örnekle ve
işleyen ve üreten bilgisayar. tut aygıtının işlevini yerine getirir.
analog data: örneksel veri, [05.01.18], analog representation: örneksel
Genliğinin doğrudan veriye veya verinin gösterim, [05.01.17], Sürekli değişken
uygun bir işlevine orantılandırıldığı ve olarak değerlendirilen bir fiziksel
sürekli değişken olarak değerlendirilen bir büyüklük tarafından bir değişkenin
fiziksel büyüklük tarafından temsil değerinin, değişkene veya değişkenin
edilmekte olan veri. NOT: Ayrık veriyle uygun bir fonksiyonuna doğrudan
karıştırılmamalıdır. orantılandırıldığı fiziksel büyüklüğün
genliği olarak gösterim. NOT: Ayrık
analog divider: örneksel bölücü, gösterimle karıştırılmamalıdır.
[19.01.08], Örneksel çıkış değişkeni, iki
örneksel giriş değişkeninin bölümüyle analog signal: örneksel sinyal,
orantılı olan işlevsel birim. [09.02.01], Veriyi temsil eden
karakteristik niceliğin herhangi bir anda
analog input channel : örneksel giriş sürekli bir aralık içindeki herhangi bir
kanalı , [21.04.06], (Süreç denetiminde) değeri alabildiği bir sinyal. NOT: Bir
Örneksel giriş alt sisteminde bağlayıcı ve örneksel sinyal, veriyi temsil eden başka
örnekselden sayısala dönüştürücü bir fiziksel niceliğin değerlerini sürekli
arasındaki örneksel veri yolu. NOT: Bu olarak izleyebilir.
yol bir süzgeci, bir örneksel sinyal
çoklayıcıyı ve bir ya da daha fazla analog variable: örneksel değişken,
yükselteci içerebilir. [19.01.01 ], Bir fiziki niceliği ya da bir
matematiksel değişkeni temsil eden
analog input channel amplifier: sürekli değişken sinyal.
örneksel giriş kanalı yükselteci,
[21.03.03], Örneksel sinyal düzeyini, analog-to-digital converter:
ardından gelen örnekselden sayısala örnekselden sayısala dönüştürücü,
dönüştürücü giriş aralığına uyarlayan, bir [19.01.18], Veriyi, örneksel gösterimden
ya da daha fazla örneksel giriş kanalına sayısal gösterime dönüştüren işlevsel
bağlanmış yükselteç. birim.

8
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

analytic learning: analitik öğrenme, anti-virus program: anti virüs programı,


[31.03.18], Soyut veya yapısal bilginin [08.06.32], Virüsleri algılamak ve
işlemsel bilgi ve alan bilgisinden olasılıkla düzeltici işlemleri önermek veya
türetildiği tümdengelim metodu ile uygulamak için tasarlanmış program.
öğrenmenin gelişmiş biçimi.
aperture card: açıklıklı kart, [12.01.64],
analytical attack: analitik saldırı, İçerisine mikrofilm çerçevelerinin
[08.05.20], Bir kodu kırma veya analitik eklenebileceği standart boyutları olan
metotları kullanan bir anahtar bulma işlenebilir kart.
girişimi. ÖRNEKLER: Örüntülerin
istatistiksel olarak çözümlenmesi, bir append : ekleme , [23.04.04], (Metin
şifreleme algoritmasında hata veya işlemede) Kullanıcının, önceden girilmiş
boşluk aranması. NOT: Ayrıntılı saldırı ile bir metnin sonuna yeni bir belge ya da
karıştırılmamalıdır. karakter dizisi eklemesine olanak
sağlayan mod ya da işlev.
AND element: AND elemanı, [03.04.07],
bkz. AND gate application association: uygulama
işbirliği, [26.05.02], Bilgi iletişimi ve
AND gate: AND geçidi, [03.04.07], aralarındaki ortak işlemin koordinasyonu
Birleşme Boole işlemini gerçekleştiren amacı için, iki uygulama varlığı
geçit. arasındaki ortak işbirliği ilişkisi. NOT:
Uygulama işbirliği, hizmet sunumu
AND operation: VE işlemi, [02.05.10], kullanılarak uygulama protokol denetim
bkz. conjunction bilgisinin değişimi yoluyla desteklenir.

ANN: [34.01.06], bkz. neural network application generator: uygulama üretici,


[07.04.46], Belirli bir uygulama alanındaki
anonymous: isimsiz, [15.04.34], Açık bir bir ya da daha fazla problemi çözmek için
şekilde veri türü bildirimi olmayan bir veri kullanılan programlar üreten kaynak kod
nesnesine ait olma. üretici.
anonymous remailer: adı bilinmeyen application layer: uygulama katmanı,
ileti gönderici, [32.06.16], İletilerin [26.02.03], Uygulama süreçlerinin OSI
göndericilerinin son alıcılardan kimliklerini ortamına erişimi için araçlar sağlayan
saklı tutmalarını sağlayan işlevsel birim. katman. NOT 1: Bu katman, uygulama
süreçleri için veri değişimini
answering: yanıtlama, [09.08.02], Veri gerçekleştirmek üzere araçlar sağlar ve
istasyonları arasında bir bağlantının bu süreçlerin haberleştiği uygulama
kurulumunu tamamlamak için bir veri yönelimli protokolleri kapsar. NOT 2:
istasyonunun çağrısına cevap verme Madde 26.02.01'deki NOT 1'e ve Şekil
işlemi. 26.1'e bakınız.
antialiasing: bozulma giderme, application problem: uygulama
[13.03.31], Bir ekran yüzeyindeki problemi, [20.01.13], Son kullanıcı
görüntüdeki bozulmayı pürüzsüz çizgiler tarafından ortaya konulan ve çözümü için
ve kenarlar görünümü vererek düzelten bilgi işleme hizmeti gerektiren problem.
teknik.
application program: uygulama
anticipatory paging: sezgisel programı, [01.04.01], bkz. application
sayfalama, [10.05.21], Yardımcı bellekten software
gerek duyulmadan önce ana belleğe bir
sayfanın aktarılması.

9
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

application service element: uygulama üssü ile çarpılmasına eşdeğerdir. NOT 2:


hizmet öğesi, [26.05.01], Uygun Mantıksal kaydırma ve aritmetik
olduğunda temel hizmetleri kullanan ve kaydırma özellikle kayan nokta gösterimi
OSI ortamında belirli bir kapasite için kıyaslanmalıdır.
sağlayan uygulama katmanının bir
varlığının bir bölümü. array: dizi, [15.03.08], Bir dizi türünün
örneği olan ve her elemanının veya
application software: uygulama uygun elemanlar grubunun diğerlerine
yazılımı, [01.04.01], [20.01.15] Bir bağımsız ve rastlantısal olarak referans
uygulama probleminin çözümüne özel gösterilebildiği bir kümelenme.
yazılım ya da program. ÖRNEK:
Elektronik tablo programı. array slice: dizi dilimi, [15.03.09],
Herhangi bir boyut boyunca bitişik
application-oriented language: hücrelerden oluşan bir dizi parçası. NOT:
uygulama yönelimli dil, [07.01.15], bkz. Ada dilinde, bir dizi dilimi aynı zamanda
problem-oriented language temel bir işlemdir.

archive: arşivlemek, [08.07.08], (f.) array type: dizi türü, [15.04.19],


Yedekleme dosyalarını ve beraberindeki Parçaları aynı veri türünde olan bileşik
günlük kayıt dosyalarını, genellikle tür. NOT 1: Dizi türleri parçaları, sanki
verilen bir zaman dilimi için saklamak. satır ve sütunlara dizilmiş gibi
düzenlenebilir ve referans gösterilebilir.
archive file: arşiv dosyası, [08.07.09], NOT 2: Şekil 15.1'e bakınız.
Güvenlik veya diğer herhangi bir nedenle
ileride araştırma ve doğrulama amacıyla ART network: ART ağı , [34.02.36], bkz.
bir yerde saklanan dosya. adaptive resonance theory network

archived file: arşivlenmiş dosya, artificial intelligence: yapay zeka,


[08.07.10], Kendisi için bir arşiv dosyası [01.06.12], Muhakeme etme, öğrenme ve
mevcut olan dosya. kendi kendini geliştirme gibi normal
olarak insan zekâsı ile ilgili işlemleri
argument: argüman, [02.02.02], 1. yerine getiren veri işleme sistemini
Bağımsız bir değişken. 2. [02.02.03], geliştirmeye yönelik bilgisayar bilim dalı.
Bağımsız bir değişkenin herhangi bir
değeri. ÖRNEK: Bir arama anahtarı; bir artificial intelligence: yapay zeka 1.,
çizelgede bir öğenin yerini belirleyen [28.01.01], Öğrenme ve akıl yürütme gibi
sayı. genel olarak insan zekası ile ilgili
işlevlerin başarımına ilişkin modeller ve
arithmetic operation: aritmetik işlem, sistemlerle ilgilenen ve bilgisayar
[02.C.13], Aritmetik kurallarını izleyen biliminin bir dalı olarak ele alınan
işlem. disiplinler arası bir alan. 2. [28.01.02],
Öğrenme ve akıl yürütme gibi genellikle
arithmetic shift: aritmetik kaydırma, insan zekası ile ilgili olan işlevleri yapmak
[02.11.02], Aritmetik kaydırma, içinde için işlevsel bir birimin yeteneği.
yalnızca sabit nokta kısmının hareket
ettiği, bir köklü sayı sisteminde ve bir artificial language: yapay dil, [01.05.09],
sabit noktalı gösterme sisteminde, bir Kullanımından önce kuralları kesin olarak
sayının gösterilişine uygulanan kayma. belirtilen dil.
NOT 1: Bir aritmetik kaydırma, genellikle
sayının herhangi bir yuvarlama etkisi artificial neural network: yapay sinir
olmaksızın, kökün artı veya eksi integral ağı, [34.01.06], bkz. neural network

10
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

artificial neuron: yapay sinir, assembler: birleştirici, [07.04.09],


[34.01.07], Çıkış değerinin, ayarlanabilir Birleştirebilen çevirici.
ağırlıklandırma katsayıları olan giriş
değerlerinin doğrusal birleşiminin assembler directive: birleştirici
doğrusal olmayan bir işlevi olduğu, birkaç yönergesi, [07.04.67], Bir programın
giriş ve bir çıkışa sahip olan bir sinir birleştirilmesini denetleyen dil yapısı.
ağındaki temel işlem öğesi. NOT 1:
Yapay sinirler sinir sistemindeki sinirlerin assembly code: birleştirme kodu,
işlevselliğine göre modellenirler ve [07.04.14], Bir birleştirici tarafından
mesajların değişimi için birbirine tanınabilir ve işlenebilir bir biçimde ifade
bağlanırlar. NOT 2: Her yapay sinir, diğer edilen kod.
sinirler ile işbirliği yapan ve iletişim kuran
bir sinir ağı düğümüdür. Bir sinir ağı aynı assembly duration: birleştirme süresi,
zamanda yapay sinir olmayan giriş [07.04.65], Bir programı birleştirmek için
düğümlerine de sahip olabilir. gerek duyulan zaman miktarı.

artificial speech: yapay konuşma, assembly language: birleştirme dili,


[29.01.04], Bir işlevsel birim tarafından [07.01.06], İşlemler ve konumların
üretilen konuşma. sembolik adlandırması ve makro
komutlar gibi diğer özellikler sağlayan
artificial vision: yapay imgeleme, makine yönelimli dil.
[28.01.19], bkz. computer vision
assembly time: birleştirme zamanı 1.
artificial voice: yapay konuşma, [07.04.62], Birleştirmenin gerçekleştiği
[29.01.04], bkz. artificial speech herhangi bir an. 2. [07.04.65], bkz.
assembly duration
ASE: [26.05.01], bkz. application service
element assertion: bildirim, [07.07.21], Var
olması gereken belirli bir durum ya da
ASK: [09.05.12], bkz. amplitude shift yürütüldüğünde programın belirli bir
keying noktasında karşılanması gereken belirli
bir koşulu açıklayan bir dil yapısı.
ASR: [28.01.15], bkz. speech recognition
assignment : atama, [15.05.04], Bir
ASR: [29.01.30], bkz. speech recognition değişkenin mevcut veri değerini bir
matematiksel ya da mantıksal deyim
assemble: birleştirmek, [07.04.08], (f.) tarafından belirlenmiş yeni bir veri değeri
Bir birleştirme dilinden bir nesne diline ile değiştiren basit deyim.
çevirmek.
assignment by name: ada göre atama,
assemble-and-go: birleştir ve devam et, [15.06.18], bkz. named parameter
[07.04.18], Bir programın birleştirme, association
bağlama, yükleme ve yürütmesi arasında
hiçbir bekleme olmayan işletim tekniği. assignment statement: atama deyimi,
[15.05.04], bkz. assignment
assembled origin: birleştirilmiş
başlangıç noktası, [07.04.15], Bir association: işbirliği, [26.05.02], bkz.
birleştirici, derleyici ya da bağlantı application association
düzenleyici tarafından bir programın
tümü ya da bir bölümüne atanan ilk association control service element:
saklama konumu adresi. işbirliği denetim hizmet öğesi, [26.05.03],
Tüm uygulama işbirliklerini tesis etmek

11
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

ve bitirmek için özel ve tutarlı bir araç atomic type: atomik tür, [15.04.05], Veri
sağlayan uygulama hizmet elemanı. nesnesinin her biri ayrıştırılamayan tek
bir veri değerinden ibaret olan veri türü.
associative learning: çağrışımlı
öğrenme, [31.03.20], bkz. learning by attachment unit interface: bağlantı
analogy birimi ara yüzü, [25.01.30], Bir yerel alan
ağı üzerindeki veri istasyonunda, ortam
associative memory: çağrışımsal bağlantı birimi ve veri terminal aygıtı
bellek, [34.02.33], bkz. associative arasındaki ara yüz. NOT: Şekil 25.2 ve
storage 25.3’e bakınız.

associative storage: içerik attack: saldırı, [08.05.19], Bilgisayar


adreslenebilir bellek, 1. [12.02.27], güvenliğini ihlal etme girişimi.
Adresleri ya da yerleri ada ya da konuma ÖRNEKLER: Kötü niyetli mantık, hatta
göre değil, içeriği ya da içeriğinin bir girme.
kısmı ile tanımlanan bellek aygıtı. 2.
çağrışımsal depolama, [34.02.33], Bir attribute: nitelik, [32.05.05], 1.
yaklaşık veya kısmi giriş örüntüsü ile (Elektronik postada) Bir kullanıcıyı veya
eşleşen depolanmış, örüntüyü yeniden dağıtım listesini tanımlayan ve bu
çağırabilen bir depolama aygıtı. NOT 1: kullanıcının veya listenin bir ileti işleme
Giriş örüntüsü, bir adres veya örüntünün sisteminin fiziksel yapısı ile ilgili
tamamı veya bir parçası olabilir. NOT 2: konumunu belirlemek için kullanılabilen
Yeniden çağrılan model arzu edilen veri öğesi. ÖRNEK: Adlar, adresler. NOT:
verinin kendisi olabilir veya veriye adresi Çizelge 32.1’e bakınız. 2. [17.02.12], Bir
gibi bir başvuru oluşturabilir. varlığın adlandırılmış özelliği.

asymmetric cryptography: asimetrik attribute class: nitelik sınıfı, [17.02.15],


şifreleme, [08.03.12], bkz. public-key Bir varlık sınıfına ait varlık örneklerinin
cryptography aynı niteliğe uygun olan tüm muhtemel
nitelik değerleri grubu. ÖRNEK: Bir ilişki
asynchronous: zaman uyumsuz, çizelgesinin sütun adı bir nitelik sınıfının
[01.01.29], Ortak zamanlama sinyalleri adı olarak görülebilir. NOT: Bir nitelik
gibi belirli olayların ortaya çıkmasına sınıfı uygun nitelik alanının bir alt grubu
bağlı olmayan bir veya daha fazla işleme olmalıdır.
ait olan.
attribute domain: nitelik alanı,
asynchronous neural network: zaman [17.02.14], Tüm olası nitelik değerlerinin
uyumsuz sinir ağı, [34.02.24], Yapay bir grubu.
sinirlerin zaman uyumlu olarak
güncelleştirilmedikleri, ancak, örneğin, attribute relationship: nitelik ilişkisi ,
rastgele olarak veya bazı düzenlenmiş [17.02.18], Nitelikler arasında görülebilen
sıralarda güncelleştirildikleri sinir ağı. ilişki.

asynchronous transmission: zaman attribute value: nitelik değeri, [17.02.13],


uyumsuz iletim, [09.03.08], Her Bir özelliğin belirli bir şekilde ortaya
karakterin veya karakter bloğunun çıkışı. ÖRNEK: "Mavi", "renk" niteliği için
rasgele seçildiği, ancak bir kez seçilince bir nitelik değeridir.
her sinyal elemanının meydana geliş
zamanının sabit zaman temelindeki AU: AU, [32.02.08], bkz. access unit
önemli anlar ile aynı ilişkiye sahip olduğu
veri iletimi.

12
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

audit trail: denetim kuyruğu, [08.06.07], yönlendirmeye yardımcı olan bir sesli
(Bilgisayar güvenliğinde) Bir güvenlik yanıt sistemi. NOT: Otomatik görevli, bir
denetiminde olası kullanım için toplanan sesli mesaj sunucusu örneğidir.
veri.
automatic: otomatik, [01.01.12], Belirli
augend: eklenen, [02.C.14], Toplama koşullar altında, insan müdahalesi
işleminde, sayıların veya büyüklüklerin olmaksızın bir işlem veya teçhizatın
eklendiği bir sayı veya nicelik. kendiliğinden çalışması durumuna ait
olma.
AUI: AUI, [25.01.30], bkz. attachment
unit interface automatic answering: otomatik
yanıtlama, [09.08.04], Aranan veri
authentication: kimlik doğrulama, terminal aygıtının çağrı sinyaline otomatik
[08.01.11], Bir varlığın öne sürülen olarak cevap verdiği yanıtlama. NOT:
kimliğini onaylama eylemi. Aranan veri terminal aygıtı (VTC) katılsa
da katılmasa da çağrı kurulabilir.
authentication exchange: kimlik
doğrulama değişimi, [08.01.15], Bilgi automatic calling: otomatik arama,
değişimi ile bir varlığın öne sürülen [09.08.08], Seçilen sinyalin elemanlarının
kimliğinden emin olmayı amaçlayan tam bit hızında veri ağı içine bitişik olarak
düzenek. girildiği çağırma işlemi. NOT: Seçme
sinyali veri terminal aygıtı tarafından
authentication information: kimlik üretilir. Belirli bir zaman dilimi içinde aynı
doğrulama bilgisi, [08.01.13], Bir varlığın adrese izin verilen sayıdan daha fazla
öne sürülen kimliğinin geçerliğini başarısız çağırma girişimini engellemek
onaylamak için kullanılan bilgi. için ağ tasarım ölçütü tarafından bir limit
konulabilir.
authoring language: yazarlık dili,
[07.01.31], Bilgisayar destekli öğretim için automatic constant function: otomatik
ders materyali geliştirmek amacıyla sabit işlevi, [22.03.15], Bir rakamın tekrar
tasarlanmış problem yönelimli dil. kullanılması için hesap makinesinde
otomatik olarak tutulmasını sağlayan
authorization: yetkilendirme, [08.01.16], işlev.
Erişim haklarını temel alarak erişimin
sağlanmasını da içeren hakların automatic data processing: otomatik
verilmesi. veri işleme, [01.01.06], bkz. data
processing.
auto-attendant: otomatik görevli,
[29.03.15], bkz. automated attendant automatic footnote tie-in: metne bağlı
otomatik dipnot, [23.02.15], Belirli bir
auto-forward: otomatik iletme, konuma ya da dipnot referansının olduğu
[32.06.05], Alınan iletileri önceden sayfanın alt tarafına, bir dipnotu otomatik
belirlenmiş yeni bir amaçlanan alıcıya olarak yerleştiren işlev.
otomatik olarak yönlendirme eylemi.
automatic function: otomatik işlev,
automate: otomatikleştirmek, [01.01.13], [22.03.03], Program tarafından
(f.) Bir işlem veya teçhizatı otomatik hale denetlenen ve bir işletmen yardımı
getirmek. olmaksızın yürütülen, bir ya da bir dizi
hesap makinesi işlevi.
automated attendant: otomatik görevli,
[29.03.15], Çağrıları ve/veya mesajları
tuşlarla ya da konuşma istekleri ile

13
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

automatic learning: otomatik öğrenme, availability: kullanılabilirlik, [14.01.07],


[28.01.21], [31.01.02], bkz. machine Bir işlevsel birimin, verilen koşullar
learning altında ve verilen bir zamanda ya da
zaman aralığında, gerekli dış kaynakların
automatic page numbering: otomatik sağlandığı varsayılarak istenen bir işlevi
sayfa numaralama, [23.06.20], Bir metin yerine getirdiği bir durumda olma
işleyicinin, bir belgenin birbirini takip eden yeteneği. NOT: Burada tanımlanan
sayfaları üzerinde otomatik olarak kullanılılabilirlik, bakım kaynakları
önceden belirlenmiş bir şekilde sayfa haricindeki dış kaynakların işlevsel
tanıtıcıları üretmesi yeteneği. NOT: Bu birimin kullanılabilirliğini etkilemediği
terim otomatik sayfalandırma ile özgün bir tariftir. Diğer yandan işletimsel
karıştırılmamalıdır. kullanılabilirlik dış kaynakların temin
edilmesini gerektirir.
automatic pagination: otomatik
sayfalandırma, [23.06.21], Bir metnin availability : ulaşılabilirlik , [08.01.17],
önceden ayarlanmış sayfa düzeni (Bilgisayar güvenliğinde) Yetkili bir varlık
parametrelerine göre sayfalar halinde tarafından istenilmesi durumunda
otomatik olarak düzenlenmesi. NOT 1: erişilebilir ve kullanılabilir olan veri veya
Bu işlev kullanıcının sayfa sonu bitiş kaynaklara ait özellik.
noktalarına aldırmaksızın metin
girmesine olanak sağlar. NOT 2: Bu terim average conditional information
otomatik sayfa numaralama ile content: koşullu entropi, [16.04.04], bkz.
karıştırılmamalıdır. conditional entropy

automatic paragraph numbering: average information content: entropi,


otomatik paragraf numaralama, [16.03.03], bkz. entropy
[23.06.22], Bir metin işleyicinin bir
belgenin birbirini takip eden average information rate: ortalama bilgi
paragraflarında otomatik olarak önceden hızı, [16.04.10], Karakter ortalama
belirlenmiş bir şekilde sıralı paragraf entropisi H’ ‘ın bir karakterin ortalama
tanıtıcıları üretmesi yeteneği. süresine bölümü. Bu niceliğin
matematiksel gösterimi aşağıdaki gibidir:
automatic sequential operation: H * = H ' / t( X )
yinelemeli işlem, [19.02.09], bkz. iterative burada X = {x1 ...x n }xi karakterlerinin (i=1
operation
.. n) kümesidir ve t(X)ise
n
automatic speech recognition: t ( X ) = ∑ p( xi )t ( xi )
otomatik konuşma tanıma, [28.01.15], i =1
[29.01.30], bkz. speech recognition olarak hesaplanır ve p(xi) olasılığı ile
ortaya çıkan xi karakterinin t(xi) süresinin
automation: otomasyon, [01.01.14], ortalama değerini ifade eder. NOT:
Otomatik işletim için işlem veya Ortalama bilgi hızı, birimsel olarak
teçhizatın dönüştürülmesi veya karakter başına shannon olarak
dönüştürme sonuçları. gösterilebilir.
auto-reply: otomatik yanıt, [32.06.03], average transinformation content:
Alınan bir iletiye yanıt olarak bir iletinin ortalama aktarılan bilgi içeriği, [16.04.08],
otomatik oluşturulması ve ileti bkz. mean transinformation content
göndericinin amaçlanan alıcı olarak
otomatik atanması. average transinformation rate:
ortalama aktarılan bilgi hızı, [16.04.12],

14
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Karakter başına ortalama aktarılan bilgi


içeriği T’ ‘nin bir girdi-çıktı karakter çiftinin
ortalama süresine bölümü. Matematiksel
olarak bu özellik şu şekilde ifade edilebilir:
T * = T ' / t( X ,Y )
burada X = {x1 ...x n }xi giriş karakterlerinin
(i=1 .. n) kümesi, Y = {y1 ...1m } ise yi çıkış
karaktelerinin (i=1...m) kümesidir ve
t(X,Y) ise p(xi,yj) birleşik olasılığı ile
ortaya çıkan (xi,yj) karakter çiftinin t(xi,yj)
süresinin ortalama değeri olup aşağıdaki
gibi hesaplanır:
n m
t ( X , Y ) = ∑∑ p ( xi , y j )t ( xi , y j )
i =1 j =1

NOT: Ortalama aktarılan bilgi hızı birimsel


olarak karakter başına Shannon olarak
gösterilebilir.

15
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Bb

back propagation: geri yayılma, öbek geri almak 2. (f.) Yazma ya da


[34.03.17], Çok katmanlı bir ağda, ağın görüntüleme satırı üzerinde, konum
çıkış katmanından giriş katmanına doğru belirticisini bir konum geriye almak.
bağlantı ağırlıkları ayarlamasının katman
katman yayılması. NOT: Tipik olarak geri backtracking: geri yönde izleme,
yayılma hata düzeltme öğrenmesi ile [28.03.29], Kabul edilemez bir sonuca
bağlantılı olarak kullanılır. doğru götüren bir seçeneğin, aramayı
başka bir seçim yapmak için önceki bir
backbone : omurga , [18.02.14], Bir duruma geri çevirmesine neden olduğu
bilgisayar ağında, uç düğümleri ve diğer bir arama yordamı. NOT: O ana kadar
alt ağları birleştiren ve yüksek hızlı veri uygulanmakta olan komutlar geri
iletişimi ile karakterize edilen bir alt ağ. dönülemez yan etkilere sahip
olabileceğinden, daha önceki durum her
backbone network : omurga ağı , zaman başarılı bir şekilde yeniden
[18.02.14], bkz. backbone oluşturulamayabilir.

background image: arka plan backup: yedek, [12.01.17], (s.) Bir


görüntüsü, [13.05.65], Belirli bir işlem sistemi çalışır durumda tutmaya,
dizisi boyunca değişmeyen, biçim kaybolan ya da zarar görmüş veriyi geri
kaplama gibi bir ekran görüntüsünün bir almaya yardımcı olmak için kullanılan
bölümü. donanım, teknik ya da yöntemle ilgili
olma.
background tile: arka plan döşemesi,
[13.05.48], Pencere içeriği backup file: yedekleme dosyası,
kaybolduğunda veya geçersiz olduğunda [08.07.05], Daha sonra veri yeniden
pencereye ait bölgeleri doldurmak için oluşturulmasını mümkün kılmak için
kullanılan döşeme. yapılmış yedek dosya. ÖRNEK:
Dosyanın farklı bir yerde saklanmış bir
back-propagation network: geri kopyası.
yayılma ağı, [34.02.30], Öğrenme
esnasında bağlantı ağırlıklarını backup procedure: yedekleme işlemi,
ayarlamak için geri yayılmayı kullanan [08.07.04], Bir aksaklık veya felaket
çok katmanlı ağ. olması durumunda verinin yeniden
oluşturulmasını sağlayan işlem. ÖRNEK:
backspace: geriye almak, [12.01.28], Yedekleme dosyalarının yapılması.
[12.01.29], 1. (f.) Bir veri ortamını geriye,
belirlenen bir uzaklığa geri getirmek. backward chaining: geri yönde
ÖRNEK: Bir delikli şeridi bir şerit satırı zincirleme, [28.03.08], Doğruluk değerine
öncesine taşımak, bir manyetik şeridi bir

16
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

karar verilecek bir amaç kural ile hatalı sektörlerin bilerek disk üzerine
başlayarak ve bir sistemin kuralları yazılması tekniği.
boyunca bir soruya yanıt verilinceye,
önceden depolanmış bir sonuç balanced error: dengeli hata, [02.06.10],
bulununcaya, bir çelişki ile karşılaşıncaya Ortalama değeri sıfır olan bir hata
ya da doğru değere karar verilemeyeceği kümesi.
anlaşılana kadar geri yönde giderek elde
edilen sonuç çıkarmaların sırasını balanced tree: dengelenmiş ağaç,
düzenleyen yinelemeli yordam. [04.10.07], İçinde her bir düğümün yakın
alt ağaçlarının yüksekliklerinin farkı en
backward channel: geri aktarım kanalı, fazla bir olan ağaç.
[09.03.16], İleri aktarım kanalı ile iletimin
aksi yönünde ilişkilendirilen ve yönetim band: bant, [12.05.01], Bir manyetik
veya hata denetleme sinyalleri için tamburun ya da manyetik diskin bir
kullanılan bir iletim kanalı. NOT: Her iki yüzeyi üzerinde paralel olarak okunan ya
yönde eş zamanlı veri aktarımı da yazılan bir grup iz.
durumunda, bu tanım dikkate alınan veri
kaynağına uygulanır. band (belt) printer: bant (kemer) yazıcı,
[12.07.15], Yazma karakter kümesinin
backward LAN channel: geriye dönük esnek bir bant (kemer) üzerinde taşındığı
LAN kanalı, [25.03.04], Bir geniş bantlı vuruşlu yazıcı.
LAN’de, veri istasyonlarından yönlendirici
istasyona veri iletimi için ayrılan kanal. bar code: çubuklu kod, [12.01.55],
Değişik kalınlık ve ayrımdaki paralel
backward recovery: geri yönde çubuklar tarafından gösterilen ve ters
kurtarma, 1. [07.06.36], Bir sistem, tarama ile okunan karakterleri gösteren
program, dosya, veritabanı ya da diğer kod.
bir kaynağın gerekli işlevleri
gerçekleştirebildiği önceki bir duruma bar printer: çubuk yazıcı, [12.07.08],
getirildiği kurtarma çeşidi. ÖRNEK: Bir Yazma vuruşlarının bir yazma çubuğu
dosyanın verilen bir duruma, bu durumda üzerinde yapıldığı vuruşlu yazıcı.
olduğu zamandan beri dosyaya yapılan
barge in : karışmak , [29.02.25], (f.) Ses
değişiklikleri geriye alarak yeniden
uyarıcı üzerinden konuşulmasına rağmen
getirilmesi. 2. [08.07.06], Daha sonraki
doğru bir şekilde anlaşılmak ve uygun bir
bir sürümü ve günlük kayıt dosyasını
şekilde yanıt verilmek. NOT: Genellikle,
kullanarak verinin eski sürümünün
sisteme söylenecek şeyi bilmek için,
yeniden oluşturulması.
tecrübeli kullanıcılar her bir uyarıcının
backward search: geriye doğru arama, bitmesini beklemeye gerek duymazlar.
[23.04.15], Bir belge içinde herhangi bir
base: taban, 1. [05.03.01], Bir
konumdan belgenin başlangıcına doğru
numaralama sisteminde, temsil edilen
arama yapmaya olanak sağlayan işlev ya
sayıyı belirlemek üzere verilen bir sayıyla
da mod.
üssü alınan ve ardından mantisle
bacterium: bakteri, [08.05.50], Elektronik çarpılan sayı. ÖRNEK: 3,15 x 103 = 3150
posta yolu ile her alıcının dağıtım ifadesindeki 10 sayısı. 2. [05.04.10], bkz.
listesindeki herkesin adresine kendisini radix
göndermesiyle yayılan bir program.
base address: taban adres, [07.09.34],
bad sectoring: hatalı sektör oluşturma, Adreslerin hesaplanmasında başlangıç
[08.08.04], Kopyalama koruması için, noktası olarak kullanılan adres.

17
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

base type: temel tür, [15.04.23], Bir alt verisinin toplanıp gruplar halinde işlendiği
türün indirgendiği veri türü. NOT: Üst işletim çevresi.
türün karşıtıdır.
batery powered calculator: pilli hesap
baseband: ana bant, [09.03.11], Bir makinesi, [22.02.04], Enerjisini yalnızca
sinyal tarafından veya bir ayarlayıcı bir kimyasal pilden, güneş pilinden ya da
tarafından değiştirilmemiş olan çoklanmış yeniden doldurulabilir pilden alan hesap
sinyaller kümesi tarafından işgal edilen makinesi.
bant frekansı.
baud: Baud (saniyede gönderilen bit
baseband LAN: ana bant LAN, sayısı), [09.05.20], Bütün elemanların
[25.01.02], Verinin kodlandığı ve bir eşit uzunlukta olduğu ve her elemanın bir
taşıyıcı modülasyonu yapılmadan veya daha fazla biti temsil ettiği yerde her
iletildiği yerel alan ağı. saniyede geçen sinyal elemanlarının
sayısına eşit modülasyon hız birimi.
based literal: temel ifade, [05.02.06], NOT: Sinyal elemanı başına birden fazla
Kök olarak kullanılan bir sayıyı açıkça bit taşınması nedeniyle 1200 bit veya
ifade edecek bir biçimde göstermek yukarısında bazı modem aygıtları için
üzere kullanılan nümerik ifade. ÖRNEK: baud olarak ifade edilen modülasyon hızı
Ada programlama dilinde, 16#F.FF#E+2, genellikle bit hızından daha düşüktür.
ondalık ifade 4095’i gösteren bir on altılık
gerçel ifadedir. BCD notation: BCD notasyonu,
[05.07.01], bkz. binary-coded decimal
baseline: referans satırı, [23.02.09], bkz. notation
reference line
beaconing station: arıza bildirim
basic format: varsayılan biçim, istasyonu, [25.04.05], Bir halka ağdaki
[23.06.07], bkz. default format önemli hataları ağdaki diğer istasyonlara
haber veren veri istasyonu.
basic mode link control: temel mod
bağlantı denetimi, [09.06.30], Bilgi before-image: düzeltme öncesi kopya ,
değişimi için 7-bit kodlu karakter [17.08.12], Bir kaydın veya bir bloğun bir
kümesinin standart kontrol karakterlerini düzeltme işleminden önceki kopyası.
kullanarak karakter tabanlı protokol
yoluyla veri hatlarının denetimi. beginning-of-file label: dosya başı
etiketi , [04.09.09], bkz. header label
batch processing: toplu işlem,
[10.03.01], Kullanıcının, işlem ilerledikçe beginning-of-tape marker: şerit
daha fazla etkileyemeyeceği şekilde, başlangıç işareti, [12.04.01], Manyetik
toplu işlerin gerçekleşmesi veya verinin şerit üzerindeki, kaydedilebilir alanın
işlem görmesi. başlangıcını belirtmek için kullanılan bir
işaret. ÖRNEK: Işık yansıtan bir şerit,
batch training: toplu eğitim, [34.03.20], şeridin saydam kısmı.
Bağlantı ağırlıklarının yalnızca her bir
öğrenme sırası sunulduktan sonra beginning-of-volume label: birim başı
ayarlandığı eğitim. etiketi, [04.09.07], bkz. volume label

batch-processing environment: toplu belief : inanış , [28.02.02], (Yapay


işlem çevresi, [07.11.08], Her girdinin zekada) Doğruluğu bir kesinlik faktörü
geldiğinde işlenmesinden ziyade giriş tarafından ölçülebilen gerçek veya
kavramsal dünyanın bir varlığı

18
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

hakkındaki deyim. NOT 1: İnanış eksik [Sekizli] [Onlu] [On ikili] [Onaltılı][N’li] ,
olan bir bilgiden sonuç çıkarmaya yardım [02.03.12], 1. İkili [Üçlü]..........[N’li] iki
eder. NOT 2: Yüksek kesinlik faktörüne [üç][sekiz][on][on iki][on altı][N]’in
sahip olan bir inanış, bir olgu olarak mümkün olan farklı değer ve durumlar
dikkate alınabilir. olduğu, ayrılma, seçim veya koşulla
tanımlanır. 2. İki, [üçlü] ......... [N]'li,
BER: [09.06.20], bkz. bit error ratio tabanı (kökü) iki [üç] [sekiz] [on] [oniki]
[onaltı] [N] olan sabit tabanlı (köklü) sayı
best-first search: en iyiyi arama, sistemi.
[28.03.28], Arama sırası boyunca her
adımda, bir koldan önceden belirlenmiş binary arithmetic operation: ikili
bir ölçüt kümesi yoluyla bir amaca doğru aritmetik işlem, [02.07.01], İşlenenler ve
tüm olası kolları değerlendiren, sonuçların ikili sayı sisteminde
değerlendirme sonuçlarına dayalı olarak gösterildiği aritmetik işlem.
en iyi arama kolunu seçen arama.
binary cell: ikili hücre, [12.02.07], İkili bir
between-the-lines entry: hatlar arasına karakteri saklayabilecek bir bellek
giriş, [08.05.36], Yetkisiz bir kullanıcı hücresi.
tarafından, o anda etkin olmayan ve
yasal bir kullanıcı kaynağıyla bağlantılı binary character: ikili karakter,
bir iletişim kanalına, etkin hatta girme [04.03.10], İkili karakter kümesinin
yöntemi ile erişimin elde edilmesi. herhangi bir karakteri. ÖRNEK: D (doğru)
veya Y (yanlış), E (evet) veya H (hayır).
bias: sapma, [02.06.11], Bir değerin bir
referans değerden sistematik farklılığı. binary character set: ikili karakter
kümesi, [04.01.06], İki karakter içeren bir
bias error: sapma hatası, [02.06.12], karakter kümesi.
Sapmadan kaynaklanan hata. ÖRNEK 1:
Küçültülmüş bir şerit metrenin neden binary code: ikili kod, [04.02.09],
olduğu hata. ÖRNEK 2: Hesaplamada, Uygulaması bir ikili kod kümesi oluşturan
kesmenin neden olduğu hata. kod.

bidirectional list: iki yönlü liste , binary code element set: ikili kod
[04.08.04], bkz. symmetrical list eleman kümesi, [04.02.13], bkz. binary
code set
bidirectional search: iki yönlü arama,
[28.03.26], Eşzamanlı olarak ileri ve geri binary code set: ikili kod kümesi,
yönde zincirleme ile başlayan ve arama [04.02.14], Elemanları bir ikili karakter
yolları çözüm uzayında buluştuğunda ya kümesinden oluşturulan kod kümesi.
da tüm olasılıklar bittiğinde duran arama.
binary digit: ikili sayı, [01.02.08],
binary [N-ary] Boolean operation: [N-li [04.03.09 (01.02.08)], bkz. bit
Boole işlemi], [02.05.03], bkz. dyadic [N-
adic] Boolean operation binary digital signal: ikili sayısal sinyal,
[09.02.04], bkz. binary signal
binary [N-ary] operation: ikili [N-li]
işlem, [02.10.05], bkz. dyadic [N-adic] binary notation: ikili notasyon,
operation [05.06.02], Genellikle 0 ve 1 olan iki farklı
karakteri kullanan bir notasyon.
binary [ternary] [octal] [decimal or ÖRNEKLER: D (doğru) veya Y (yanlış),
denary] [duodecimal] [sexadecimal or E (evet) veya H (hayır). NOT: İkili
hexadecimal] [N-ary]: İkili [Üçlü] notasyon ikili sistemle sınırlı değildir.

19
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

binary numeral: ikili gösterim, [05.07.01], bkz. binary-coded decimal


[05.01.07], İkili sistemde bir rakamsal notation
gösterim. ÖRNEK: 101 bir ikili sayıdır ve
V bunun Romen rakamlı eşdeğeridir. binary-coded notation: ikili kodlanmış
notasyon, [05.06.04], Her bir karakterin
binary numeration system: ikili sayma bir ikili sayı tarafından temsil edildiği ikili
sistemi, [05.04.17], bkz. binary system notasyon.

binary operation: ikili işlem, [02.05.01], bind: ilişkilendirmek, 1. [07.02.24], (f.) Bir
bkz. boolean operation tanımlayıcıyı bir programdaki bir başka
nesne ile bağlantılandırmak.
binary search: ikili arama, [06.04.05], ÖRNEKLER: Bir tanımlayıcıyı bir değer,
Eşit sayıda öğelerden oluşan ya da adres ya da bir başka tanımlayıcı ile
başlangıç kümesinde tek sayıda öğe bağlantılandırmak ya da biçimsel
bulunduğu durumda, birinde diğerinden parametreler ve gerçek parametreleri
bir fazla öğenin bulunduğu veri kümeleri birleştirmek. 2. [10.01.11], (f.) (Adres) Bir
üzerinde yapılan iki kesime bölmeli bilgisayar programında bir sembolik
arama adres veya etiketle bir mutlak adres,
görüntü adresi veya aygıt belirleyiciyi
binary signal: ikili sinyal, [09.02.04], birleştirmek.
İçinde her sinyal elemanının izin verilen
iki ayrık değerden birine sahip olduğu binding: ilişkilendirme, [07.02.25], Bir
sayısal sinyal. tanımlayıcıyı bir programdaki bir başka
nesne ile bağlantılandırma süreci.
binary system: ikili sistem, [05.04.17], 0
ve 1 şeklinde iki sayıyı ve sabit kök binding time: ilişkilendirme zamanı,
olarak ikiyi kullanan ve en küçük tam sayı [07.02.26], İlişkilendirmenin gerçekleştiği
ağırlığı 1 olan sabit kök notasyonu. an. NOT: Ada, PL/I ve C++ gibi hem
ÖRNEK: İkili sistemde, 110,01 sayısı, verimli yürütme hem de esneklik için
ondalık olarak 6,25’e eşit olan 1 x 22 + 1 tasarlanmış programlama dilleri
x 21 + 1 x 2-2'yi göstermektedir. ilişkilendirme zamanı seçeneklerine izin
veren birden çok seçenek sağlar.
binary tree: ikili ağaç, [04.10.05], Her bir
düğümün alt düzeyde en fazla iki diğer biometric: Biometri , [08.06.11], Bir
düğümle doğrudan bağlı olduğu bir kişinin kimliğini geçerlemek için, parmak
düzenlenmiş ağaç. izi, göz damarlarının izi veya konuşma
sesi gibi tek ve benzersiz kişisel
binary-coded decimal notation: ikili özellikleri yansıtan özel niteliklerin
kodlanmış ondalık notasyon, [05.07.01], kullanımına ait olan.
İçerisinde her bir ondalık sayının bir ikili
sayı tarafından ayrı ayrı temsil edildiği bir biquinary code: iki beşli kod, [05.07.04],
ikili kodlanmış notasyon. ÖRNEK: 8-4-2- 0’dan 9’a her bir n sayısının, a=0 veya
1 ağırlıklarını kullanan bir ikili kodlanmış a=1 olmak üzere ve b=0, 1, 2, 3 veya 4
ondalık notasyonda, 23 ondalık sayısı olmak üzere bir çift a,b sayısı ile
ikili sistemdeki gösterim 10111’le gösterildiği ve 5a+b'nin n'ye eşit olacağı
karşılaştırıldığında 0010 0011 bir ifade. NOT: Genellikle, a ve b ikili
şeklindedir. sistemde temsil edilirler.

binary-coded decimal representation: bistable (trigger) circuit: iki kararlı


ikili kodlanmış ondalık gösterim, (tetikleyici) devre, [03.01.04], İki kararlı
durumu olan tetikleyici devre.

20
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

bit: bit, ikil [01.02.08], [04.03.09], İkili belleğinin kullanıldığı problem çözme
sayı sisteminde kullanılan 0 veya 1 modeli.
rakamlarının her biri.
blank: boşluk, [04.03.11], Grafik
bit density: bit yoğunluğu, [12.01.25], karakteri dizisinde boş bir konumu temsil
Her bir uzunluk ya da alan birimine kayıtlı eden karakter. NOT: Boşluk karakteri
bitlerin sayısı. kavramsal olarak boş karakterden
farklıdır fakat özel bir karakter kümesinde
bit error ratio: bit hata oranı, [09.06.20], ayırt edilmemiş halde olabilir. Örneğin,
Öngörülen zaman diliminde gönderilen, bazı karakter kümeleri, ayırıcı olarak ele
alınan veya işlenen bitlerin toplam almaksızın iki grafik karakteri arasındaki
sayısının hatalı bit sayısına oranı. boşluğu kullanabilen “ara vermeme"
işaretini boşluk olarak içermektedir.
bit position: bit konumu, [05.06.03], Bir
ikili notasyonda gösterildiğinde bir blank character: boşluk karakteri,
sözcükteki bir karakterin konumu. [04.03.11], bkz. blank
bit rate: bit hızı, [09.05.17], Bitlerin blank medium: boş ortam, [12.01.01],
aktarım hızı. NOT: Bit hızları genellikle Referans bilgisi ya da kullanıcı bilgisi
saniye başına bit, saniye başına kilobit kaydedilmemiş ortam.
ve saniye başına megabit ve benzeri
şekilde ifade edilir. blanking: boşluk yapma, [13.03.26],
Ekranın bir veya daha fazla görüntü
bit string: bit dizisi, [04.05.04], Yalnızca elemanından temizlenmesi.
bitlerden oluşan dizi.
blind copy recipient: görünmez kopya
bitmap: bit eşlem , [13.03.13], bkz. alıcısı, [32.08.05], [27.01.15], Kimliği aynı
bitplane iletinin diğer alıcılarına açıklanmayan
alıcı. NOT: “blind carbon copy -
bit-oriented protocol: bit yönelimli görünmeyene bilgi için” sözcük
protokol, [09.06.06], Veri bağlantı gurubundan türetilen “bcc” kısaltması bir
denetim işlevlerinin kullanıcı verisinin görünmez kopya alıcısını belirlemek için
açık bitler sırası olarak aktarılmasına izin kullanılır.
veren çerçevenin belirli konumlarında
belirlenen veri bağlantı protokolü. blinking: yanıp sönme, [13.03.27], Bir
ÖRNEK: Yüksek düzeyde veri bağlantı veya daha fazla görüntü elemanının
denetim protokolü. aydınlanma şiddetinde bilinçli olarak
yapılan periyodik değişiklik.
bitplane: bit düzlemi, [13.03.13], Bir
niteliğin varlığını veya yokluğunu block: blok 1. (metin işlemede),
gösteren iki boyutlu bit dizisi. NOT: Daha [23.02.13], (Metin işlemede) Üzerinde bir
genel nitelik gösterimleri için tercih edilen metin işleme işleminin gerçekleştirileceği,
terim piksel haritasıdır. kullanıcı tarafından tanımlanmış metin
parçası. 2. [04.07.07], (Veri
blackboard model: kara tahta modeli, organizasyonunda) Belirli bir amaç için
[28.03.18], Birkaç bilgi kaynağı bir birim olarak ele alınan karakter,
tarafından erişilebilen, sonuçlar ya da sözcük veya kayıt dizisi.
yeni veriler ile iletişim kurmak için
kullanılan ve kara tahta olarak block check: blok denetleme,
adlandırılan bir paylaşılan çalışma [09.06.19], Verilen kurallara göre bir veri
bloğunun yapılandırıldığını belirlemek

21
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

için kullanılan hata denetleme işlemini tanımlanan veri nesnelerinin kullanım


parçası. süresi üzerinde etkiye sahiptir.

block copy: blok kopyalama, [23.04.19], block transfer: blok aktarma, [06.03.02],
Kullanıcının, bir bloğu çoğaltmasına ve Bir ya da birden çok veri bloğunu bir tek
onu belgedeki başka bir konuma ya da işlemle aktarma işlemi. NOT: Blok
başka bir belgeye eklemesine olanak aktarma, veriyi asıl kaynağından silerek
sağlayan işlev. ya da silmeyerek yapılabilir.

block diagram: blok diyagramı, blocked : engellendi , [07.10.05],


[01.01.27], İçerisinde blokların ilişkilerini (Niteleyici) Görevin geciktirildiği ya da bir
gösteren çizgilerle bağlanmış bloklar olay beklediği bir yürütülebilir görevin
aracılığıyla temel parçaların veya görev durumuna ait. NOT: Şekil 7.7’ye
fonksiyonların temsil edildiği bir sistem bakınız.
diyagramı. NOT: Blok diyagramlar fiziksel
aygıtlarla sınırlı değildir. blocking factor: bloklama faktörü,
[04.07.09], Bir bloktaki en büyük kayıt
block length: blok uzunluğu, [04.07.08], sayısı.
bkz. block size
block-structured language: blok yapılı
block move : blok taşıma , [23.04.16], dil, [07.01.22], Blok deyimlerinin
(Metin işlemede) Kullanıcının, bir metin kullanımını destekleyen programlama
bloğu belirlemesine ve onu aynı belge dili. ÖRNEKLER: Ada, ALGOL, C,
içinde başka bir konuma ya da başka bir Pascal, PL/I.
belge içine taşımasına olanak sağlayan
işlev. body : gövde , 1. [15.06.02],
(Programlama dillerinde) Bir modül veya
block size: blok büyüklüğü, [04.07.08], çalıştırılabilir bir deyim parçasından
Bir bloktaki baytların sayısı veya uygun oluşan dil yapısı. 2. [32.03.04],
bir diğer birim. (Elektronik postada) Bazı ileti türlerinde
ileti göndericisinin açıkça iletişim kurduğu
block statement: blok deyimi, içerik parçası. NOT 1: Gövde bir veya
[15.05.24], Tek bir sözdizimsel birim daha fazla parçadan oluşabilir.
olarak alınabilen ve bir tanımlayıcıya NOT 2: Şekil 32.4’e bakınız.
sahip olabilen herhangi bir sınırlı
deyimler dizisi. ÖRNEK: Bir Pascal body stub : gövde koçanı, [15.06.16],
programı basitçe benzer şekilde tarif Çalıştırılabilir bir modül parçasının bir alt
edilen bir işlemli bir blok deyimi birimde tanımlandığını işaret eden gövde
tarafından izlenilen belirli bir başlık olarak şekli.
ele alınabilir. NOT 1: Blok deyimi blok
yapılı dillerin temel sözdizimsel boilerplate: çekirdek metin, [23.04.05],
parçasıdır. NOT 2: Bazı programlama Çok sayıda belgede yeniden kullanmak
dillerinde (örneğin C++ gibi) "blok" için saklanan metin.
birleşik deyim ile eş anlamlıdır. Diğer
programlama dillerinde (örneğin Ada gibi) Boltzmann machine: Boltzmann
bu kavrama çok özel bir anlam yüklenir makinesi, [34.02.35], Bir olasılık
ve bu kavram bildirimleri ve istisnai dağıtımına göre döngüsel olarak
kullanımları içerebilir. Bir blok deyiminin güncelleştirilen, görünür sinirlere ve gizli
gerçekleştirilmesi genellikle kapsam ve sinirlere sahip olan tamamen bağlantılı
bir blok deyiminin parçası olarak ağ. NOT 1: Öğrenme esnasında bazı
görünür sinirler belirli durumlarda

22
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

tutulurlar. bilgisayara kolayca yüklenebilen ve


NOT 2: İstatistiksel termodinamik ve yürütülmesi işletim sistemi ya da
Boltzmann makinesinin dinamik yükleyicisi gibi daha büyük bir programı
davranışı arasında bir miktar biçimsel belleğe getiren bir kısa program.
eşitlik vardır.
bootstrap: başlangıç yordamını
boolean expression : boole deyimi, çalıştırmak, [07.06.42], (f.) Bir başlatma
[15.05.35], Mantıksal bir değerin yordamını yürütmek.
hesaplanmasını tanımlayan bir dil yapısı.
bootstrap loader: başlatma yordamı
Boolean function: Boole işlevi, yükleyici, [07.06.43], Bir başlatma
[02.04.02], İki değer alabilen (doğru veya yordamını yüklemek için kullanılan kısa
yanlış) ve bağımsız değişken sayısı iki bir program.
olan bir anahtarlama işlevi. NOT:
"BOOLEAN" sıfatı İngiliz İngilizcesinde border: sınır, [13.05.51], Genellikle tüm
“B”, Amerikan İngilizcesinde “b” ile kenarları aynı kalınlıkta olan ve bir
yazılır. pencereyi (1) çevreleyen çizgi.

Boolean operation: Boole işlemi, borrow digit: ödünç hane, [02.07.10],


[02.05.01], 1. İşlemin uygulandığı Bir basamaktaki fark aritmetik olarak eksi
terimlerden her birinin ve sonucun iki olduğunda üretilen ve başka yerde işlem
değerden birini aldığı herhangi bir işlem. görmek için taşınan sayı. NOT: Bir
2. [02.05.02], Boole cebirinin kurallarına basamaklı gösterme sisteminde, bir
uyan bir işlem. NOT 1: Bu standardın ödünç sayı bitişikteki basamağa daha
sonundaki çizelgeyi ve her bir Boole yüksek bir değerle işlem görmek için
işleminin tanımını basitleştirmek için, iki aktarılır.
Boole değeri «Boole değeri 0» «Boole
değeri 1» olarak gösterilmiştir. Diğer BOT marker: BOT işareti, [12.04.02],
çiftler tanımlarla çelişkiye düşülmeksizin bkz. beginning-of-tape marker
kullanılabilir. NOT 2: Boole işlemi, Boole
işleminin kurallarını izleyen bir işlemdir. bottleneck layer: engel katmanı,
[34.02.11], Bir sinir ağını, giriş verisinin
Boolean operation table: Boole işlem yoğun bir gösterimini geliştirmeye
çizelgesi, [02.12.02], İşlem gören zorlayan gizli katman.
terimlerden her birinin ve sonucun iki
değerden birini aldığı işlem çizelgesi. bottom-up: aşağıdan yukarıya,
[20.01.11], En alt düzeyden başlayan ve
Boolean operator: Boole işleci, en üst düzeye doğru ilerleyen bir metot
[02.05.04], İşlem uygulanan terimler ve ya da yordama ait olma.
sonucun her birinin iki değerden birini
aldığı bir işleç. bounding box: 1. karakter kutusu,
[23.02.12], bkz. character box 2.
Boolean type: mantıksal tür, [15.04.06], sınırlandırma kutusu, [13.05.60],
bkz. logical type (Bilgisayar grafiğinde) Bir grafik
nesnesinin çevresini saran ve bu grafik
boot: ön yüklemek, [07.06.44], (f.) Bir nesnesi seçildiğinde ortaya çıkabilen,
bilgisayarı işletim sistemini yükleyerek ve normal olarak görünür olmayan
olasılıkla belleği temizleyerek başlatmak. dikdörtgen.

bootstrap: başlangıç yordamı, box diagram: kutu diyagramı,


[07.06.41], Sürekli kalıcı olan ya da [07.09.50], Sıralı adımlar, yineleme ve

23
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

koşullu deyimleri temsil eden sıralı ve iç denetim protokolleri kullanabilen iki yerel
içe kutulardan oluşan denetim akış alan ağını bağlayan işlevsel birim.
diyagramı. NOT: Şekil 7.3’e bakınız.
bridge input circuit : köprü giriş devresi
BPN: BPN, [34.02.30], bkz. back- , [21.05.02], (Süreç denetiminde) Teknik
propagation network sürecin algılama bileşenleri, köprü
devresinin bir bölümü içinde olduğu ve
branch: dal, [18.01.03], Bir ağda, iki referans bileşenlerin köprü devresinin
düğüm arasındaki doğrudan ara bağlantı. diğer bölümünde olduğu bir örneksel giriş
NOT 1: Ağ topolojisinde veya ana hatları devresi.
ile yapılmış bir düzenlemede, dallar
şema üzerindeki çizgilerdir. Bilgisayar bridge-router: köprü yönlendirici,
ağında, dallar veri hatlarıdır. NOT 2: [18.02.12], bkz. brouter
Şekil 18.2'ye bakınız.
broadband: geniş bant, [09.03.13],
breach: bozma, [08.05.17], Bilgisayar Geniş frekans alanı gerektiren bir
güvenliğinin bazı elemanlarının, tespit uygulama için kullanılan bant frekansı.
edilsin veya edilmesin, kullanılmasının NOT: Geniş bant her bir farklı amaç için
engellenmesi veya etkisiz hale getirilmesi kullanılabilen veya farklı kullanıcılara
ile veri işleme sistemine girme. hazır edilebilen daha dar birkaç banda
bölünebilir.
breadth-first search: enine arama,
[28.03.25], Arama ağacının en yüksek broadband LAN: geniş bantlı LAN ,
düzeyinden en düşük düzeyine, bir [25.01.03], Verinin kodlandığı, çoklandığı
sonraki alt düzeye gitmeden önce bir ve taşıyıcı modülasyonu yardımıyla
düzeydeki tüm olası alternatifler boyunca aktarıldığı birden fazla kanaldan oluşan
düğümleri denetleyerek amaca ya da yerel alan ağı.
önceden belirlenmiş bir duruma
ulaşıncaya kadar ilerleyen arama. broadcast: yayımlama, [09.07.06], Aynı
verinin tüm varış noktalarına iletilmesi.
breakpoint: kesme noktası, [07.06.20],
Bir program, modül veya deyimdeki, broadcast mail yayımlama postası,
yürütmenin belirli bir koşul ya da olaya [27.02.07], Bir bilgisayar ağındaki tüm
bağlı olarak askıya alınabildiği nokta. kullanıcı terminallerine iletilen elektronik
NOT 1: Bir kesme noktası program posta.
başarımı ya da sonuçlarının el ile ya da
otomatik olarak izlenmesine izin vermek broadcast videography: metin ve
için ayarlanır. NOT 2: Birden çok kesme görüntü yayını , [27.03.03], bkz. teletext
noktası olabilir.
brouter: köprü yönlendirici, [18.02.12],
bridge: köprü, [18.02.10], Aynı veya Bir köprünün ve yönlendiricinin işlevlerini
benzer ağ mimarilerine sahip olan iki birleştirebilen işlevsel birim.
bilgisayar ağını bağlayan işlevsel birim.
NOT: OSI (açık sistem ara bağlantısı) B-router: B-yönlendirici, [18.02.12], bkz.
modeline uyan bilgisayar ağlarında, bir brouter
köprü veri bağlantı katmanında çalışır ve
browsing: göz atma , [23.03.03], (Metin
böylece yönlendirme yeteneği sağlamaz.
işlemede) Metin görüntüsüne kaydırarak
bridge: köprü, [25.01.12], Aynı mantıksal hızlı bakma.
bağlantı denetim protokolünü kullanan
fakat muhtemelen farklı ortam erişim

24
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

brute-force attack: kaba kuvvet burn in (2): tarama sınaması, [14.04.13],


saldırısı, [08.05.24], bkz. exhaustive Onarılamaz bir işlevsel birimin işleyişini
attack tarayan test. NOT: Bir tarama testi,
kusurlu ya da kolay bozulabilecek
B-tree: B-ağacı, [04.10.08], Kök işlevsel birimlerin tespit edilmesi ve
düğümden uç düğüme uzanan tüm sistemden çıkarılması için gerçekleştirilir.
yolların aynı uzunluğa sahip olduğu bir
dengeli ağaç türü. NOT 1: Bir B-ağacı şu bus network: veri yolu ağı, [25.01.09],
özelliklere sahiptir: n, B-ağacının düzeyi Herhangi iki veri istasyonu arasında
iken: a: herbir düğüm en fazla 2n sayıda yalnızca bir (1) iletim yolunun bulunduğu
eleman içerir; b: kök düğüm hariç herbir ve herhangi bir veri istasyonu tarafından
düğüm, en az n eleman içerir; c: herbir iletilen verinin aynı iletim ortamına bağlı
düğüm ya uç düğümdür ya da m+1 alt tüm diğer istasyonlara iletildiği yerel alan
düğüme sahiptir, burada m düğümün ağı. NOT: Bir "veri yolu" ağı bir doğrusal
elemanlarının sayısıdır. B-ağaçları harici ağ, yıldız ağı ya da ağaç ağı olabilir.
bir depolama aygıtındaki verilere hızlı
erişim için kullanılır. Herbir veri bus network : veri yolu ağı, [18.04.01],
elemanına erişim sayısı <= logn+1(m) Tüm bilgisayarların ve veri iletişim
dir. NOT 2: Şekil 4.2’ye bakınız. aygıtlarının ortak bir iletim ortamına
bağlandığı bilgisayar ağı. NOT 1:
bubble chart: balon şema, [07.09.52], Herhangi iki düğüm arasında yalnızca bir
Öğelerin daireler (balonlar) ile gösterildiği yol vardır. NOT 2: Şekil 18.3'e bakınız.
ve ilişkilerin daireler arasında çizilen
bağlantılar olarak temsil edildiği bus-quiet signal: veri yolunun boş olma
diyagram. NOT: Şekil 7.5’e bakınız. sinyali, [25.03.11], Bir andaç-veri yolu
ağında iletim ortamının etkin olmadığını
bubble memory: kabarcık bellek, gösteren sinyal.
[12.03.06], Hareketli, kalıcı olan ve
değiştirilebilir ince film biçiminde silindir byte: bayt, [01.02.09], 04.05.08
şekilli mıknatıslanmış alanları kullanan (01.02.09)], Bir birim olarak ele alınan ve
manyetik bellek. genellikle bir karakteri veya karakterin bir
parçasını temsil eden bitlerin sayısını
bug seeding: hata yerleştirme, içeren dizi. NOT 1: Belirli veri işleme
[07.07.32], bkz. error seeding sistemi için bir bayttaki bitlerin sayısı
sabittir. NOT 2: Genellikle bir bayt
built-in: yerleşik, [15.02.05], bkz. içindeki bit sayısı 8’dir.
predefined

bundle: deste, [34.03.04], Katlar


arasındaki sinir bağlantıları topluluğu.

burn in (1): düzeltici bakım sınaması,


[14.04.12], İşlevsel biriminin belirli bir
çevrede işletilmesi, ortaya çıkabilecek
bozuklukların erken tespit edilmesi ve bu
bozuklukların düzeltici bakım ile ortadan
kaldırılması ile yenilenmiş ya da yeni bir
işlevsel birimin güvenilirliğini artırma
süreci.

25
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Cc

CA: [01.06.14], bkz. computer-aided çıkarma işlemleri ile çarpma ve bölme


işlemleri birlikte kullanıldığı zaman,
CAD: [24.01.03], bkz. computer-aided işlemci ara sonuçları almayı gerektirir.
design
calculator with external program
CAD/CAM: [24.01.07], bkz. computer- input: dışardan program girişi olan
aided design and manufacturing hesap makinesi, [22.02.19], Bir dış veri
ortamından belirli bir sayıda program
CAE: [24.01.02], bkz. computer-aided adımının girilmesini ve tekrar kullanım
engineering için aygıtta tutulmasını sağlayan hesap
makinesi.
calculator: hesap makinesi, [01.03.17],
[22.01.01], Aritmetik işlemleri yapmak calculator with keyboard and external
için uygun olan ancak, varsa içindeki program input: klavyeden ve dışarıdan
programları değiştirmek, her işlemi veya program girişli hesap makinesi,
sıralı işlemleri başlatmak için insan [22.02.20], Bir dış veri ortamından ya da
müdahalesini gerektiren araç. NOT: Bir klavye aracılığı ile belirli bir sayıda
hesap makinesi bir bilgisayarın program adımının girilmesini ve tekrar
işlevlerinin bazılarını yapabilir ancak kullanım için aygıtda tutulmasını
genelde yalnızca insan müdahalesi ile sağlayan hesap makinesi.
çalışır.
calculator with keyboard controlled
calculator with algebraic logic: cebirsel addressable storage: klavye denetimli
mantıklı hesap makinesi, [22.02.07], adreslenebilir bellekli hesap makinesi,
Toplama ve çıkarma işlemleri için, ilk [22.02.13], Yalnızca klavye denetimi ile
işlenen girildikten sonra ve ikinci işlenen belleğin veri almasına ve tutmasına izin
girilmeden önce işlem sembolünün veren, aygıtın belleğindeki verinin
verildiği hesap makinesi. NOT: Toplama yalnızca klavye işlemleri ile
ve çıkarma işlemleri ile çarpma ve bölme değiştirilebilmesini sağlayan hesap
işlemleri birlikte kullanıldığı zaman, işlem makinesi.
ara sonuçlar almayı gerektirmez.
calculator with keyboard program
calculator with arithmatic logic: input: klavyeden program girişli hesap
aritmetik mantıklı hesap makinesi, makinesi, [22.02.18], Klavye aracılığı ile
[22.02.06], Her bir işlenen girişinden belirli bir sayıda program adımının
sonra toplama ve çıkarma işlemleri için girilmesini ve tekrar kullanım için hesap
işlem sembolünün girilmesini gerektiren makinesinde tutulmasını sağlayan hesap
hesap makinesi. NOT: Toplama ve makinesi.

26
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

calculator with postfix notation logic: silinmeksizin saklanamadığı, fakat sabit


son ek gösterim mantıklı hesap makinesi, değerleri saklamak için olanak
[22.02.08], bkz. calculator with suffix bulundurabilen hesap makinesi.
notation
call: çağrı, [09.08.06], [15.06.05],
calculator with postfix notation logic: [15.06.06], (i.) Bağlantı kurmayı,
son ek gösterim mantıklı hesap makinesi, mesajları iletmeyi ve bağlantıyı bitirmeyi
[22.02.08], Girilecek ilk işlenenin, işlem içeren veri istasyonları arasında kurulan
sembolü kullanılmaksızın "Enter" tuşu ilişki. (Programlama dillerinde) Genellikle
aracılığıyla girilmesini ve müteakip kontrolün çağıran modüle geri verileceği
işlemlerde işlenenlerden hemen sonra anlamı ile kontrolü bir modülden diğerine
işlem sembollerinin girilmesine olanak aktaran komut. (f.) çağırmak, Bir çağırma
sağlayan hesap makinesi. NOT: Toplama komutunu uygulamak. NOT: Çağırma
ve çıkarma işlemleri ile çarpma ve bölme genellikle çağrılan modüle gidecek ve
işlemleri birlikte kullanıldığı zaman, işlem, oradan gelecek parametreleri belirler.
ara sonuçları almaya gerek duymaz.
call by address: adres ile çağırma,
calculator with program-conrolled [15.06.08], Çağıran modülün aktarılacak
addressable storage: program denetimli parametrelerin adreslerini çağrılan modül
adreslenebilir bellekli hesap makinesi, içinde sağladığı bir çağırma. NOT:
[22.02.14], Yalnızca program denetimi ile Referans ile çağırmada, çağrılan modül
verinin biriktirilmesine ve tutulmasına, çağıran modül tarafından depolanan
aygıtın belleğindeki verinin yalnızca parametrelerin değerlerini değiştirme
program adımları ile değiştirilmesine izin yeteneğine sahiptir.
veren hesap makinesi.
call by location: konum ile çağırma,
calculator with program-controlled [15.06.08], bkz. call by address
and keyboard controlled addressable
storage: program ve klavye denetimli call by name: isim ile çağırma,
adreslenebilir bellekli hesap makinesi, [15.06.07], Çağıran modülün ilişkili
[22.02.15], Verinin hem program parametrenin çağrılan modülde
denetimli hem de klavye denetimli olarak kullanıldığı her seferde değerlendirilecek
depolanmasını ve tutulmasını sağlayan, olan bir veya daha fazla parametre ismini
depolanan verilerin yalnızca bu aygıtlar çağrılan modül içinde sağladığı bir
ile adreslenen birbirini takip eden işlemler çağırma.
tarafından değiştirildiği hesap makinesi.
call by reference: referans ile çağırma,
calculator with reverse-Polish [15.06.08], bkz. call by address
notation logic : ters öntakı gösterim
mantıklı hesap makinesi, [22.02.08], bkz. call by value: değer ile çağırma,
calculator with postfix notation logic [15.06.09], Çağıran modülün aktarılacak
parametrelerin gerçek değerlerini
calculator with suffix notation logic: çağrılan modül içinde sağladığı bir
ekleme gösterim mantıklı hesap çağırma. NOT: Değer ile çağırmada,
makinesi, [22.02.08], bkz. calculator with çağrılan modül çağıran modül tarafından
suffix notation onun için depolanan parametrelerin
değerlerini değiştiremez.
calculator without addressable
storage: adreslenebilir saklama birimi call control procedure: çağrı denetleme
olmayan hesap makinesi, [22.02.12], Bir yordamı, [09.07.27], Bir çağrı işlemini
verinin takip eden işlemler tarafından

27
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

kurmak, sürdürmek ve serbest bırakmak CAP: [24.01.05], bkz. computer-aided


için tanımlanan belirli protokol kümesi. planning

call graph: çağrı çizgesi, [07.09.48], Bir capability: yetenek, [08.04.10],


sistem ya da programdaki modülleri (Bilgisayar güvenliğinde) Bir nesne veya
tanımlayan ve hangi modüllerin birbirini nesne sınıfının ve bu nesnelere ait
çağırdığını gösteren diyagram. NOT 1: yetkilendirilmiş erişim türleri kümesinin
Sonucun yapı şemasında gösterilenle tanıtılmasına ait gösterim. NOT: Yetenek,
aynı olması gerekmez. bir bilet biçiminde gerçekleştirilebilir.
NOT 2: Şekil 7.2’ye bakınız.
capability list: yetenek listesi,
call tree: çağrı ağacı, [07.09.48], bkz. [08.04.11], Bütün nesnelere ait öznelerin
call graph erişim türlerinin tümünü tanımlayan bir
özneyle ilgili liste. ÖRNEK: Bütün
call-back: geri arama, [08.06.12], Bir veri dosyalar ve diğer korunmuş kaynaklar
işleme sisteminin, arayan terminali tespit için kendisine ait bütün erişim türlerini
etmesi, bağlantıyı kesmesi ve arayan tanımlayan bir süreçle ilgili liste.
terminali yeniden çevirerek arayan
terminalin doğruluğunu saptaması işlemi. CAPC: [24.01.08], bkz. computer-aided
production management
called service user: aranan hizmet
kullanıcısı , [26.03.12], Arayan hizmet CAPM: [24.01.08], bkz. computer-aided
kullanıcısının bağlantı kurmayı istediği production management
hizmet kullanıcısı.
CAPP: [24.01.10], bkz. computer-aided
calligraphic display device: kaligrafik process planning
görüntü aygıtı, [13.04.05], Görüntü
elemanlarının herhangi bir program CAQ assurance: CAQ güvencesi,
denetimli dizide üretilebildiği görüntü [24.01.09], bkz. computer-aided quality
aygıtı. assurance

calling: çağırma, [09.08.05], Veri CAQA: [24.01.09], bkz. computer-aided


istasyonları arasında bir bağlantı kurmak quality assurance
için seçme sinyallerini iletme işlemi.
card column: kart sütunu, [12.06.11], Bir
calling sequence: çağırma dizisi, delgi kartının kısa kenarlarına paralel
[07.09.30], Gerek duyulduğunda, bir alt delgi konumlarının çizgisi.
programın yürütülmesini sağlayan, bu alt
programa işlenecek veriyi sağlayan ve card deck: kart destesi, [12.01.65], Bir
varsa sonuçların dağıtımını denetleyen grup delinmiş kart.
ve çağıran programa geri dönüşü
sağlayan bir dizi komut. card feed: kart besleme, [12.06.19],
Kartları kart tutucudan kart yoluna teker
calling service user: arayan hizmet teker aktaran düzenek.
kullanıcısı, [26.03.11], Bir bağlantının
kurulması için bir istek temel öğesi card hopper: kart tutucu, [12.06.20],
başlatan hizmet kullanıcısı. Kart işleme aygıtının, işlenecek kartları
tutan ve kart beslemeye gönderen
CAM: [24.01.06], bkz. computer-aided kesimi.
manufacturing

CAN: [34.02.34], bkz. Hopfield network

28
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

card path: kart yolu, [12.06.18], Bir kart gerektirdiği ve bir iş istasyonunun uyarı
işleme aygıtında, kartların hareket ettirilip sinyali göndererek iletim başlattığı veri
yönlendirildiği yol. yolu ağı. Eğer diğer iş istasyonlarından
uyarı sinyali ile bir çakışma
card punch: kart delgi, [12.06.16], Delgi bildirilmemişse iş istasyonu veri iletmeye
örüntüleri biçiminde olan veri kaydını başlar, aksi halde veri iletmeyi durdurur
delgi kartları üzerinde üreten çıktı birimi. ve daha sonra tekrar dener.

card reader: kart okuyucu, [12.06.17], carrier sense multiple access collision
Delinmiş kart üzerindeki delik örüntülerini detection network: çakışma algılayan
okuyan ya da algılayan ve veriyi delik taşıyıcı dinleyen çoklu erişim ağı,
örüntülerinden elektrik sinyallerine [25.02.01], Ortam erişim denetim
dönüştüren girdi birimi. protokolünün taşıyıcı dinleyeni
gerektirdiği ve çakışma ile oluşan istisnai
card row: kart satırı, [12.06.10], Bir delgi koşulların yeniden iletim ile çözüldüğü
kartının uzun kenarlarına paralel olan veri yolu ağı.
delgi konumlarının çizgisi.
carry: 1. (f.) taşımak, [02.07.08], Bir elde
card sorter: kart sıralayıcı, [12.06.30], sayısını aktarmak. 2. (i.) elde, [02.07.07],
Delinmiş kartları, üzerlerindeki delik Bir elde sayısını aktarma işlemi.
örüntülerine göre seçilen ceplerde
saklayan aygıt. carry digit: elde sayısı , [02.07.06], Bir
basamak konumundaki bir toplam veya
card stacker: kart desteleyici, çarpım, basamak konumunda
[12.06.21], Kart işleme aygıtının, kartları gösterilebilecek ve başka bir yerde işlem
işlendikten sonra alan kısmı. görmek için aktarılan en büyük sayıyı
aştığında üretien bir sayı. NOT:
cardinality: nitelik sayısı, [17.04.14], Bir Konumsal gösterim sisteminde elde
ilişkisel veri tabanında bir ilişkideki çoklu basamağı bir sonraki ağırlık konumuna,
ilişki sayısı. orada işlenmek üzere aktarılır.
carriage return: satır başı, [12.07.30], cartridge : kartuş , [12.01.33], Sürtünme
Yazma ya da görüntüleme konumunun ile çalışan ve kabından ayrılmaksızın
aynı satırdaki ilk konuma hareketi. kullanılan bir manyetik şeridi içerisinde
bulunduran kap. NOT: Çalışma düzeneği
carrier: taşıyıcı, [09.05.09], Karakteristik
dışında kaset ve kartuş bazı durumlarda
niceliği bir sinyal tarafından
aynı anlamda kullanılmaktadır.
değiştirilebilen bir salınım veya dalga.
NOT: Salınım veya dalga sinüs dalgası cascaded windows: kademeli
veya darbe serisi şeklinde olabilir. pencereler, [13.05.31], Ortak kontrol
altında oluşturulan, gösterilen ve
carrier sense: taşıyıcı dinleme,
muhtemelen üst üste gelen iki veya daha
[25.01.08], Yerel alan ağında, başka bir
fazla pencere.
istasyonun iletim yapıp yapmadığını
algılamak için bir veri istasyonunun case statement: durum deyimi,
devam etmekte olan etkinliği. [15.05.16], Koşul deyiminin değerinin
doğruluğuna dayalı olarak alternatif
carrier sense multiple access collision
deyimler sırası topluluğundan birini
avoidance network: çakışma önleyen
gerçekleştirmek amacı ile seçen koşullu
taşıyıcı dinleyen çoklu erişim ağı ,
deyim.
[25.02.02], Ortam erişim denetim
protokolünün taşıyıcı dinleyeni

29
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

case-based learning: örnek tabanlı kuralı veya sonuç çıkarmanın neticesi


öğrenme, [31.03.16], Eldeki problemi gibi bir deyimin geçerliliğine atfedilen
önceden çözülmüş problemler ile değer. NOT: Kesinlik faktörü tamamen
karşılaştırmaya ve eldeki probleme bir yanlıştan tamamen doğruya kadar bir
çözüm geliştirmek için çözülmüş aralığa yayılabilir.
problemleri kullanmaya dayalı olan
öğrenme stratejisi. NOT: Başarılı bir certification: belgelendirme , [08.01.18],
doğrulamadan sonra, örnek tabanlı (Bilgisayar güvenliğinde) Üçüncü
öğrenme aracılığıyla geliştirilen çözüm ve şahısların veri işleme sisteminin bir
ona karşılık gelen problemler örnek bölümü veya tamamının güvenlik
tabanına eklenir. kurallarına uyduğuna dair garanti vermek
için uyguladıkları işlemler.
cassette : kaset , [12.01.32], Üzerine
veri kaydedilebilen mıknatıslanabilir bir CGI: [13.01.15], bkz. Computer Graphics
yüzeyi olan şerit. Interface

CAT: [24.01.11], bkz. computer-aided CGM: [13.01.17], bkz. Computer


testing Graphics Metafile

catalog: katalog, kataloglamak, CGRM: GRM , [13.01.16], bkz. Computer


[10.05.01], [10.05.02], 1. (i.) Kitaplık ve Graphics Reference Model
dosyaların yer referansları ile birlikte
içeren rehber. NOT: Bir katalog, chad: talaş, [12.06.01], Bir delik
dosyaların saklandığı aygıtların türleri, delindiğinde, veri ortamından ayrılan
parolalar, öbekleme katsayıları vb. diğer parça.
bilgileri kapsayabilir. 2. (f). Bir kataloğa
kitaplık veya dosya ile ilgili bilgi girmek chain letter: zincir mektup, [08.05.50],
bkz. bacterium
catalogue: katalog, [10.05.01], bkz.
catalog chain printer: zincir yazıcı , [12.07.14],
Kabartma karakterlerin dönen bir zincirin
causal analysis: nedensel çözümleme, halkaları üzerinde bulunduğu vuruşlu
[31.03.01], Bir öğrenme stratejisinde, bir yazıcı.
amaca ulaşma başarısızlığı gibi gözlenen
bir olayın olası nedenlerinin izlenmesi ile chained list: bağlantılı liste, [04.08.02],
yapılan çözümleme. bkz. linked list

CCR: [26.05.04], bkz. commitment, change dump: değişim dökümü,


concurency and recovery [07.07.07], Belirli bir zaman aralığında
içerikleri değişmiş olan saklama
center : ortalamak, [23.06.11], (f.) Yatay konumlarının dökümü.
bir çizgi, dikey bir çizgi ya da her ikisi
üzerindeki bir referans noktasına göre change-over system: geçiş sistemi,
dengeli bir şekilde konumlandırılma [20.04.03], Çalışan bir sistemden onun
yoluyla metni düzenlemek. yerine kullanılacak başka bir sisteme
geçişi sağlamak için kullanılan bir geçici
central processing unit: merkezi işlem bilgi işleme sistemi.
birimi , [01.03.01], bkz. processing unit
channel : kanal , [16.02.04], (İletişim
certainty factor: kesinlik faktörü, kuramında) İletişim sisteminin ileti
[28.02.03], Bir hipotez, sonuç çıkarma kaynağı ile ileti alım düğümünü birbirine
bağlayan bölümü. NOT 1: İleti kaynağı ile

30
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

kanal girişi arasına bir kodlayıcı ve kanal parçalarını içeren, yazdırma yüzeyinde
çıkışı ile ileti alım düğümü arasına bir kod ya da ekran üzerindeki hayali paralel
çözücü yerleştirilebilir. Yerleştirilen bu kenar. NOT: Karakter kutuları, bitişik
birimler genellikle kanalın bir parçası karakterleri birbirine dokundurmak ya da
olarak kabul edilmez. Buna rağmen bazı karakterler arasındaki boşlukları
özel durumlarda kodlayıcı ileti kaynağının ayarlamak için üst üste gelebilirler.
ve kod çözücü ise ileti alım düğümünün
bir parçası olarak kabul edilebilir. NOT 2: character display: karakter ekran,
Shannon bilgi kuramına göre, ileti [12.08.13], (Aygıt) Verinin yalnızca grafik
kaynağından belirli bir ileti yayıldığında, karakterler biçiminde görünümünü
kanal, ileti alım düğümü tarafından alınan sağlayan görüntü aygıtı.
bütün iletilerin ortaya çıkmasının koşullu
olasılığının bir kümesiyle karakterize character generator: karakter üretici,
edilebilir. [13.04.15], Bir karakterin kod elemanını
ekran için o karakterin grafik gösterimine
channel capacity: kanal kapasitesi , çeviren işlevsel birim.
[16.04.13], Bir kanalın, belirli bir ileti
kaynağından yayılan iletileri belirli character information rate: karakter
kısıtlamalar altında iletim yeteneğinin bir ortalama entropi, [16.04.09], bkz.
ölçüsü. Kanal kapasitesi, mümkün olan character mean entropy
en yüksek karakter başına ortalama
aktarılan bilgi içeriği ya da uygun bir kod character literal: karakter ifade,
kullanarak küçük bir hata olasılığı ile elde [05.02.07], Bir karakteri içeren ifade.
edilebilen mümkün olan en yüksek NOT: Karakter ifadeler genellikle diğer
ortalama aktarılan bilgi hızı olarak ifade sözcüksel işaretlerden ayırt edilmeleri
edilir. için sınırlayıcılar içerisine alınırlar.
Programlama dilleri genellikle karakter
Chapin chart: Chapin şeması, ifadeleri ve dizi ifadeleri için farklı
[07.09.50], bkz. box diagram sınırlayıcılara yer verirler. Bir karakter
ifade bir birim uzunluğunda bir dizi ifade
character: karakter, [01.02.11], olabilir.
[04.01.01], Verinin temsil edilmesi,
düzenlenmesi veya kontrol edilmesi için character mean entropy: karakter
kullanılan bir grup elemanın her biri. ortalama entropi, [16.04.09], Durağan bir
NOT: Karakterler aşağıdaki gibi ileti kaynağından yayılan tüm iletiler için
sınıflandırılabilir: entropinin karakter başına ortalaması.
Matematiksel gösterimi limit kullanılarak
Tipler Örnekler H
[ basamak ] tanımlanır: H = lim m
[ harf ] m →∞ m
[ şekil karakteri [ bir fikri belirten işaret]
[ [ özel karakter ]
burada Hm , kaynaktan çıkan ve m
Karakter [ karakterden oluşan tüm dizilerin
[ [ iletim kontrol karakteri] oluşturduğu kümenin entropisidir. NOT 1:
[ kontrol karakteri [ biçimleyici ]
[ kod uzantı karakteri] Karakter başına ortalama entropi,
[ cihaz kontrol karakteri] karakter başına shannon olarak
gösterilebilir. NOT 2: Kaynak durağan
character average information değilse ifadede limit yer almayabilir.
content: karakter ortalama entropi ,
[16.04.09], bkz. character mean entropy character mean information content:
karakter ortalama entropi, [16.04.09],
character box: karakter kutusu, bkz. character mean entropy
[23.02.12], Bir grafik karakterinin tüm

31
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

character mean transinformation characteristic : karakteristik , [05.05.05],


content: karakter başına ortalama (Kayan nokta gösteriminde) Bir kayan
aktarılan bilgi içeriği, [16.04.11], Durağan nokta gösteriminde içsel olarak üssü
bir ileti kaynağından yayılan bütün temsil eden sayı. NOT: Karakteristik bir
iletilerin ortalama aktarılan bilgi içeriğinin kayan nokta gösterimindeki bir sabitle,
karakter başına ortalaması. Bu ifadenin üsten farklıdır. Üs -3 ise ve sabit 64 ise
matematiksel gösterimi aşağıdaki gibidir: karakteristik 61 olur.

Tm characteristic description: özellik


T ' = lim tanımı, [31.02.04], Verilen bir kavramın
m →∞ m
tüm örnekleri için ortak olan özellikleri
Burada Tm ifadesi her biri m karakterden
ifade eden kavram tanımı.
oluşan tüm girdi ve çıktı dizileri için
ortalama aktarılan bilgi içeriğidir. NOT: character-oriented protocol: karakter
Karakter başına ortalama aktarılan bilgi yönelimli protokol, [09.06.05], Hem veri
içeriği birimsel olarak karakter başına kullanıcısının, hem de veri bağlantı
Shannon olarak gösterilebilir. denetimi işlevlerinin belirli karakterler ile
kodlandığı bir veri bağlantı protokolü.
ÖRNEK: Temel bağlantı denetim
character printer: karakter yazıcı,
protokolü biçimi.
[12.07.05], Bir anda tek bir karakteri
yazabilen yazıcı. NOT: Seri yazıcı seri ya checking code: denetleme kodu,
da paralel arabirime sahip olabilir. [08.08.05], Diskin bir bölümünü okuyarak
bunun yetkisiz bir kopya olup olmadığını
character reader: karakter okuyucu,
belirleyen makine komutları.
[12.08.07], Karakter algılama işlemi
yapan girdi birimi. checking program: denetleme
programı, [07.07.18], Yanlış söz dizimi,
character recognition: karakter tanıma,
semantik ya da belirlenen gereksinimlere
[12.01.51], Karakterlerin otomatik yollarla
uyum yetersizliği için kaynak programlar
tanımlanması.
ya da veriyi inceleyen tanı programı.
character set: karakter kümesi,
checkpoint: denetleme noktası,
[04.01.02], Belirli bir amaç için tam olan
[07.06.30], Bir programdaki, durumu ve
sonlu bir karakter kümesi. Örneğin:
sonuçları kaydetmek, incelemek ve
ISO/IEC 10646-1’in karakter kümesinin
yeniden başlatmak için bir dizi komutun
uluslar arası referans sürümü.
eklendiği bu programın yürütülmesini
character string: karakter dizisi, kesmek için uygun bir nokta.
[04.05.02], Yalnızca karakterlerden
chip: çip, [01.03.10], bkz. integrated
oluşan dizi.
circuit
character type: karakter türü, [15.04.16],
choise device: seçim aygıtı, [13.04.39],
Her bir veri nesnesinin bir karakteri
Bir küme alternatif arasından
gösterdiği bir sıralama türü. NOT: Şekil
seçilebilecek bir değer sağlayan girdi
15.1'e bakınız.
birimi. ÖRNEK: Bir işlev klavyesi.
characteristic: karakteristik , [02.02.08],
chosen-plaintext attack: seçilmiş düz
(Logaritmada) Bir logaritmanın
metin saldırısı, [08.05.23], Şifre
gösteriminde pozitif veya negatif
çözümleyicinin sınırsız sayıda düz metin
olabilecek tamsayı kısım.
mesajları gönderebildiği ve karşılık gelen

32
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

şifreli metinleri inceleyebildiği analitik gelen, önceden belirlenmiş karakterlerin


saldırı. aktarılması.

chunking: büyük parçalara ayırma, clear all function: hepsini silme işlevi,
[31.02.03], Veriyi, depolamak ve geri [22.03.23], Bellekte tutulan ve işlemde
getirmek için daha yüksek kavramsal olan verinin iptal edilmesini sağlayan
düzeyde tek bir varlık içine gruplandırma. işlev.

CIM: [24.01.01], bkz. computer- clear entry function: girişi silme işlevi,
integrated manufacturing [22.03.22], Hesap makinesine girilmiş
fakat henüz işlem yapılmamış bir verinin
ciphersystem: şifre sistemi, [08.03.05], iptal edilmesini sağlayan işlev.
bkz. cryptographic system
clear memory function: belleği silme
ciphertext: şifreli metin, [08.03.08], işlevi, [22.03.24], Bellekteki verinin iptal
Şifrelemeyle ilgili teknikler edilmesini sağlayan işlev. NOT: Hesap
kullanılmaksızın anlamlı içeriği mevcut makinesinde belirtilen işlevleri iptal etmek
olmayan, şifreleme teknikleri kullanılarak için kullanılan başka "silme" tuşları
üretilen veri. bulunabilir.

ciphertext-only attack: yalnızca şifreli clearance: erişim yetkisi, [08.01.19], bkz.


metin saldırısı, [08.05.21], Şifre security clearance
çözümleyicinin yalnızca şifreli metne
sahip olduğu analitik saldırı. clearing : temizleme , [08.06.13],
(Bilgisayar güvenliğinde) Belirli bir
circuit switching: devre anahtarlama, güvenlik sınıflandırması ve güvenlik
[09.07.16], İstek üzerine, iki veya daha kategorisine sahip bir veri ortamında
fazla veri terminal aygıtını bağlayan ve sınıflandırılmış verinin üstüne yazılması.
onlar arasında bağlantı serbest Böylece bu veri ortamı aynı güvenlik
bırakılıncaya kadar bir veri devresinin sınıflandırması ve güvenlik kategorisinde
özel olarak kullanılmasına izin veren yazım için yeniden kullanılabilir.
işlem.
cleartext: Açık metin, [08.03.07], bkz.
circular list: dairesel liste, [04.08.03], plaintext
Herhangi bir başlangıç noktasından
başlamak üzere tüm elemanların click : tıklamak, [13.05.04], (f.) Bir
işlenmesinin ardından tekrar aynı işaretleyici tarafından işaret edilen
noktaya dönen bağlantılı liste. görüntü elemanını veya bir alanı seçmek
için işaretleme aygıtı üzerindeki bir
class : sınıf , [15.09.09], İç yapıyı düğmeye basmak ve bırakmak.
tanımlayan nesneler için bir şablon ve bu
nesnelerin örneği için işlemler kümesi. client: istemci , [09.08.10], Bir
NOT: Nesne tabanlı programlamada, sunucudan paylaşılan hizmetleri alan
sınıflar C ve Pascal gibi bazı işlevsel birim.
programlama dillerindeki veri türleri ile
karşılaştırılabilirler. client : istemci , [18.02.16], Bir
sunucudan hizmetleri alan işlevsel birim.
clear : temizlemek, [06.06.04], (f.) Bir NOT: Hizmetler, atanmış hizmetler veya
veya daha çok bellek yerine genellikle paylaşılmış hizmetler olabilir.
sıfır veya, boşluk karakterine karşılık
client-server: istemci sunucu,
[18.02.17], Bir istemcinin bir sunucudan

33
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

hizmet elde ettiği bir dağıtık işlem closed user group with incoming
yöntemine ilişkin. access: dışarıdan gelen mesaja açık
olan kapalı kullanıcı grubu , [09.08.16],
clip mask: parça maskesi, [13.05.50], Bir veya daha fazla yakın kullanıcı
Bir piksel haritası ya da dikdörtgen listesi grubuna (KKG) ait olan bir veri terminal
ile tanımlanan ve sınırları dışındaki aygıtının (VTC), bu YKG'nın dışındaki
verinin kesildiği bölge. VTC'lerden gelen çağrıları almasına
olanak sağlayan bir kullanıcı aracı. NOT:
clipboard: pano, [23.04.18], Metin ya da Şekil 9.6'ya bakınız.
grafiklerin aynı belge içinde ya da farklı
belge içinde yeniden kullanılması için closed user group with outgoing
geçici olarak tutulduğu depolama alanı. access: dışarı erişilebilen kapalı kullanıcı
grubu , [09.08.15], Bir veya daha fazla
clipping: kesme, [13.05.54], Bir parça kapalı kullanıcı grubuna (KKG) ait olan
maskesinin dışında yer alan tüm görüntü bir veri terminal aygıtının (VTC), bu
elemanlarının ortadan kaldırılmasıyla bir KKG'nın dışındaki VTC'lere çağrılar
ekran görüntüsü veya verinin kesilmesi başlatmasına olanak sağlayan bir
eylemi. kullanıcı aracı. NOT: Şekil 9.6'ya bakınız.
clock pulse: saat vurusu, [03.01.10], closed-security environment: kapalı
bkz. clock signal güvenlik ortamı, [08.01.21], Veri ve
kaynakları kazara veya art niyetli yapılan
clock signal: saat sinyali , [03.01.10], işlerden korumak için, özel dikkat
Senkronizasyon veya zaman aralıklarının (yetkilendirme, güvenlik erişim yetkisi,
ölçümü için kullanılan periyodik sinyal. biçim kontrolü vb.) gerektiren ortam.
clock track: saat izi, [12.01.11], cluster : küme, [18.05.06], (Dağıtık veri
Zamanlama referanslarını sağlamak işlemede) Ortak kontrol altındaki işlevsel
amacıyla üzerine sinyal örüntülerinin birimler kümesi.
kaydedildiği iz.
CMIS: CMIS, [26.05.14], bkz. common
closed guard: kapalı koruyucu, management information service
[07.10.15], Koşulu YANLIŞ’a
değerlendiren koruyucu. CNC: CNC, [24.03.03], bkz. computer
numerical control
closed loop: kapalı döngü, [07.03.04],
bkz. infinite loop coaxial cable: eş eksenli kablo,
[09.04.03], Bir veya daha fazla eş eksenli
closed user group : kapalı kullanıcı ikili iletim hattı içeren bir kablo.
grubu , [09.08.14], Birbirleri ile
haberleşmeleri amacı ile bir kullanıcı coaxial pair: eş eksenli iletim hattı,
kolaylığının kendilerine tahsis edildiği, [09.04.02], Aynı ekseni paylaşan ve biri
fakat, bu kolaylığın veri ağının tüm diğer diğerinin içinde olan iki silindir şeklinde
kullanıcılarına veya tüm diğer iletkenden oluşan bir iletim ortamı.
kullanıcıların bu gruba erişiminin
engellendiği veri ağının belirlenmiş bir code: (f.).kodlamak, [01.05.02], bkz.
grup kullanıcısı. NOT 1: Bir kullanıcı veri program, [06.03.08], Veriyi, özgün şekle
terminal aygıtı birden fazla kapalı tekrar çevirme olanağı sağlanacak
kullanıcı grubuna ait olabilir. NOT 2: Şekil şekilde, bir kodu veya bir kodlanmış
9.6'ya bakınız. karakter kümesini kullanarak değiştirmek.
(i) kod, [04.02.01], Birinci kümedeki

34
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

elemanları ikinci kümedeki elemanlara adları gösteriminde Paris Charles-de-


eşleyen bir kurallar topluluğu. NOT 1: Gaulle adını temsil etmektedir. A harfi
Herbir kümenin elemanları karakterler ISO/IEC 10646-1’de 0041 hexadecimal
veya karakter dizileri olabilir. NOT 2: İlk gösterimi olarak yer almaktadır.
küme kodlanmış küme ve ikinci küme
kod kümesi olarak adlandırılır. NOT 3: coded character set: kodlanmış
Kod kümesinin herbir elemanı kodlanmış karakter kümesi, [04.02.03], Elemanları
kümedeki birden fazla elemanla tek karakterler olan kodlanmış küme.
ilişkilendirilmiş olabilir ama bunun tersi ÖRNEK: 7 basamaklı diziler kümesine
doğru değildir., [07.04.11], (Bilgisayar eşleştirilen alfabe karakterleri.
programlamada) Bir programlama dilinde
ya da bir birleştirici, derleyici ya da diğer coded image: kodlanmış görüntü,
bir çevirici tarafından üretilen bir biçimde [13.02.02], İşleme ya da depolama amacı
ifade edilen program metni parçası. ile bir ekran görüntüsünün kodlanmış
gösterimi. ÖRNEK: Bir sayısallaştırılmış
code breakpoint: kod kesme noktası, görüntünün çalışma süresince
[07.06.23], Belirli bir komutun kodlanmasının sonucu.
yürütülmesine bağlı olan kesme noktası.
coded set: kodlanmış küme, [04.02.02],
code element: kod elemanı, [04.02.04], Bir koda göre diğer bir kümeye eşlenen
bkz. code value elemanlar kümesi. ÖRNEK: İlgili üç harfle
eşleştirilmiş havaalanı adları.
code element set: kod elemanı kümesi,
[04.02.05], bkz. code set code-independent data
communication: koddan bağımsız veri
code extension character: kod uzantı iletişimi, [09.08.02], Veri kaynağı
karakteri, [04.04.05], Devam eden bir tarafından kullanılan karakter kümesi
veya daha fazla kod değerinin başka bir veya koda bağımlı olmayan karakter
koda göre yorumlanması gerektiğini yönelimli protokol kullanan veri iletişim
göstermek için kullanılan bir kontrol türü.
karakteri.
code-transparent data
code generator: kod üretici, [07.04.42], communication: kod geçişli veri
Genelde derleyicinin bir parçası olan ve iletişimi, [09.08.01], Veri kaynağı
bir programın tümü ya da bir bölümünü tarafından kullanılan bit sıra yapısına
ara dilden amaç dile dönüştüren alt bağımlı olmayan, bit yönelimli protokol
program. kullanan veri iletişim türü.

code set: kod kümesi, [04.02.05], Bir coding: kodlama , [07.04.12], (Bilgisayar
kodu kodlanmış kümenin tüm programlamada) Bir programı bir
elemanlarına uygulamanın sonucu. programlama dilinde ifade etme süreci.
ÖRNEK: Havaalanı adlarının tüm üç
harfli gösterimleri. coding scheme: kodlama planı,
[04.02.01], bkz. code
code trace: kod izleme , [07.06.09], bkz.
execution trace coefficient unit: katsayı birimi,
[19.01.05], Örneksel çıkış değişkeni,
code value: kod değeri, [04.02.04], Bir örneksel giriş değişkeninin bir sabitle
kodu bir kodlanmış küme elemanına çarpımına eşit olan işlevsel birim.
uygulamanın sonucu. ÖRNEKLER:
“CDG” üç harfli gösterimi Havaalanı

35
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

cognitive modeling: kavram geçtiğinde dizi içindeki bir hücrenin seçici


modelleme, [28.01.10], Bilgi işleme anahtarlanması.
bakımından insanın algılama, eylem,
bellek ve akıl yürütmesinin cold site: soğuk taraf, [08.07.11], En
modellenmesi. azından montajı ve alternatif bir veri
işleme sisteminin çalışmasını
cognitive science: bilişsel bilim , destekleyen gerekli donanıma sahip
[31.01.11], Belirtilen amacı, zihnin tesis.
canlandırma ve hesaplama kapasitelerini
ve bunların beyindeki yapısal ve işlevsel cold standby: gecikmeli (elle)
olarak gösterimini keşfetmek olan yedekleme, [14.04.03], Temel işlevsel
disiplinler arası bilgi alanı. NOT: Bilişsel birimin arızalanması durumunda,
bilim, kavramanın sembol işleme özelliği fazladan bir işlevsel birimin bir miktar
ile ilgilidir ve psikoloji, bilgisayar, fen gecikme ile hizmete girdiği bir yapılanma.
bilimleri, dil, antropoloji, felsefe, eğitim,
matematik, mühendislik ve sinir bilimleri cold start : soğuk başlama, [17.08.17],
gibi değişik disiplinleri kapsar. Kopyalama öncesi veya kopyalama
sonrası ön işlem yapmaksızın bir veri
cognitivism: bilişsellik, [31.01.11], bkz. tabanı yönetim sisteminin başlaması.
cognitive science
collate: harmanlamak, [06.05.08], (f.) iki
cohesion: bağlılık, [07.12.04], Tek bir veya daha fazla veri kümesini önceden
modülün etkinliklerinin bir diğeri ile belirlenmiş bir düzende bir kümede
ilişkisinin biçim ve derecesi. NOT 1: birleştirmek.
Güçlü bağlılık modülün etkinlikleri
arasındaki kapsamlı ilişkiler anlamına collating sequence: harmanlama sırası,
gelir. NOT 2: Bağlılık çeşitleri güçlüden [06.05.09], Biraraya getirme sonucunda
zayıfa aşağıdaki gibi sıralanabilir: oluşan belirlenmiş düzenleme.

ƒ işlevsel bağlılık collator: birleştirici, [12.06.32], Delinmiş


ƒ bilgisel bağlılık kart ya da diğer belgeleri toplayan,
ƒ iletişimsel bağlılık birleştiren ya da eşleştiren aygıt.
ƒ geçici bağlılık
ƒ mantıksal bağlılık collision: çakışma , 1. [07.02.21],
ƒ rastlantısal bağlılık (Özetlemede) İki ya da daha fazla farklı
anahtar için aynı özet değerinin ortaya
NOT 3: Bağlaştırma ile çıkması. 2. [25.02.04], İletim ortamında
karşılaştırılmalıdır. aynı anda iletimden kaynaklanan bir
durum.
coincidental cohesion: rastlantısal
bağlılık, [07.12.10], Bir modülün collision enforcement: çakışma izleme,
etkinliklerinin birinin bir diğeri ile hiçbir [25.02.06], Bir CSMA / CD ağında, bir
işlevsel ilişkisinin olmadığı bağlılık. çarpışma algılandıktan sonra tüm diğer
veri istasyonlarının çarpışmadan
coincident-current selection: çakışan haberdar olmalarını sağlamak için bir veri
akım seçimi, [12.03.07], Bir manyetik istasyonu tarafından bir uyarı sinyalinin
bellek hücre dizisinde, bir ya da daha iletilmesi.
fazla akımın aynı anda uygulanmasıyla
yalnızca seçilmiş hücrede meydana collision resolution: çakışma çözümü ,
gelen manyetik itici güç, bir eşik değerini [07.02.22], (Özetlemede) Bir çakışmayı

36
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

çözmek için ek hesaplamalar ya da diğer commitment, concurency and


yöntemler uygulama süreci. recovery: üstlenme, koşut zamanlılık ve
kurtarma, [26.05.04], İşlemlerin ya
color map: renk haritası, [13.03.15], tamamen gerçekleştirilmesini ya da hiç
Piksel değerlerini görüntülenecek gerçek gerçekleştirilmemesini garanti etmek için
renklere çevirmek için kullanılan bir renk paylaşılmış veri üzerinde iki ya da daha
değerleri kümesi. fazla uygulama süreci tarafından
gerçekleştiren işlemleri denetleyen
column: sütun, [23.06.32], Bir sayfada uygulama hizmeti öğesi.
ya da ekranda yan yana
konumlandırılmış iki ya da daha fazla common coupling: ortak bağlaştırma,
dikey satır düzenlemesinden biri. [07.12.17], bkz. common-environment
coupling
COM printer: COM yazıcı, [12.07.22],
Her sayfanın mikro görüntüsünü common management information
fotografik bir film üzerinde üreten sayfa service : ortak yönetim bilgi hizmeti,
yazıcı. [26.05.14], Merkezi ya da dağıtık yönetim
ortamında, sistem yönetimi amacı için
comb: tarak, [12.05.07], Bir manyetik bilgi ve komutları değiştiren genel bir
disk biriminde, bir birim biçiminde hareket mekanizma sağlayan uygulama hizmeti.
edebilen erişim kolu grubu.
common mode rejection: ortak mod
combinational circuit: kombinasyonel reddetme , [21.03.18], Bir ayrımsal
devre, [03.04.03], Belirli bir andaki çıkış yükseltecin normal mod geriliminin
değerleri o andaki giriş değerlerine bağlı etkilerini bastırması yeteneği.
olan mantıksal aygıt. NOT: Bir
kombinasyonel devre dahili durumları common mode voltage: ortak mod
dikkate alınmayan bir ardışık devrenin gerilimi, [21.03.16], Bir ayrımsal
özel bir durumudur. yükselteçte, her bir giriş bağlantısı ile
toprak arasında oluşan ve her bir özgün
combined station: birleşik istasyon, sinyale eklenen istenmeyen gerilim
[09.06.43], Üst düzeyde veri bağlantı bileşeni.
denetiminde, birincil istasyonun veya
ikincil istasyonun görevini common name: yaygın ad , [32.05.06],
gerçekleştirebilme yeteneğine sahip olan (Elektronik postada) Bir kullanıcı veya
veri istasyonu. dağıtım listesinin başka bir özellik
tarafından gösterilen bir olguya
command language: komut dili, yakınlığını tanımlayan O/R adresinin bir
[10.02.09], Bir işletim sistemi tarafından niteliği. ÖRNEK: Bir kuruluş içindeki
uygulanacak olan işlevleri belirtmek için unvan ya da konum. Örneğin:
kullanılan, ilgili bir söz dizimi olan “postmaster”, “yönetici” ya da “pazarlama
yordamsal işleçler kümesi. müdürü” vb. NOT 1: Bir O/R adresinde
bir yaygın ad veya kişisel ad gereklidir.
comment: açıklama, [15.01.11], NOT 2: Çizelge 32.1’e bakınız.
Programın çalışmasında bir etkisi
olmayan yalnızca metin içermesi amacı common-environment coupling: ortak
ile kullanılan dil yapısı. ÖRNEK: Okuyan çevre bağlaştırma, [07.12.17], Modüllerin
bir kişi için açıklama; otomatik belge ortak veriye eriştikleri bağlaştırma.
hazırlama sistemi için veri.
communication adapter: iletişim
adaptörü, [09.04.07], Bir işlevsel birimin

37
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

iletim olanaklarına bağlanmasına izin competitive learning: rekabete dayalı


veren donanım özelliği. öğrenme, [34.03.12], Yapay sinirlerin
giriş örüntülerinin belirli bir alt kümesine
communication theory: iletişim kuramı, yanıt verme hakkı için rekabet ettikleri
[16.01.02], Gürültü ve diğer bozucu öğrenme. NOT: Bir giriş örüntüsüne göre
etkilerin var olduğu durumda iletilerin bir sinirin yanıtı, diğer sinirleri
gönderilmesi ve alınmasını olasılık engelleyecek şekilde olur.
özelliklerine bağlı olarak inceleyen
matematiksel disiplin. compilation: derleme, [07.04.21],
Derleme süreci ya da sonucu.
communicational cohesion: iletişimsel
bağlılık, [07.12.07], Bir modülün compilation duration: derleme süresi,
etkinliklerinin aynı giriş verisini kullandığı [07.04.64], Bir programı derlemek için
ya da aynı çıkış verisini üretmek için gerek duyulan zaman miktarı.
katkı sağladığı bağlılık.
compilation time: derleme zamanı 1.
communications security: iletişim [07.04.61], Derlemenin gerçekleştiği
güvenliği, [08.01.03], Veri iletişimine herhangi bir an. 2. [07.04.64], bkz.
uygulanan bilgisayar güvenliği. compilation duration

compact : yoğunlaştırmak, [06.03.14], compilation unit: derleme birimi, 1.


bkz. compress [07.04.22], Yüksek düzey bir dilde ifade
edilen ve derlenecek kadar tam olan bir
comparator: karşılaştırıcı, [19.01.14], programın tümü ya da bir bölümü. 2.
(Örneksel hesaplamada) İki örneksel [07.04.39], bkz. source module
değişkeni karşılaştıran ve bu
karşılaştırmanın sonucunu gösteren compile: derlemek, [07.04.19], (f.)
işlevsel birim. Yüksek düzey bir dilde ifade edilen bir
programın tümü ya da bir bölümünü bir
compare: karşılaştırmak, [02.10.12], İki ara dil, birleştirme dili ya da makine
tek değerin bağıl büyüklüklerini, bir dizi, dilinde ifade edilen bir programa
sıra ya da verilen özellikler içinde aynı çevirmek.
olup olmadıklarını bağıl konumlarına
göre kontrol etmek. compile-and-go: derle ve devam et,
[07.04.26], Bir programın derleme,
compartmentalization: bölmelere bağlama, yükleme ve yürütmesi arasında
ayırma, [08.02.04], Riski azaltmak amacı hiçbir bekleme olmayan bir işletim
ile verinin, farklı güvenlik kontrollerine tekniği.
sahip birbirinden yalıtılmış bloklara
ayrılarak bölünmesi. ÖRNEK: Bir ana compiled knowledge: derlenmiş bilgi ,
projeye göre verinin, projenin bütününün [28.02.24], Yordamsal bilgiye
sergilenmesini sınırlamak için, alt dönüştürülen ve böylece bir bilgisayar
projelere karşılık gelecek şekilde, her biri tarafından hemen işlenebilecek olan
kendi güvenlik koruması olan bölümlere duyurulan bilgi.
ayrılması.
compiler: derleyici, [07.04.20],
compatibility: uyumluluk, [01.06.11], Derleyebilen çevirici.
Farkedilir derecede düzeltme
yapmaksızın belirtilmiş bir ara birimin compiler code: derleyici kodu,
ihtiyaçlarını karşılayacak bir işlevsel birim [07.04.23], Bir derleyici tarafından tanınıp
yeteneği. işlenebilen bir biçimde ifade edilen kod.

38
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

compiler compiler: derleyici derleyicisi, complex number: karmaşık sayı,


[07.04.24], bkz. compiler generator [02.03.06], a ve b gerçek sayılar ve i2 = -
1 olmak üzere, (a + bi ) şeklinde
compiler directive: derleyici yönergesi, gösterilebilen, gerçek sayıların sıralı bir
[07.04.68], Bir programın derlenmesini ikilisini içeren sayı.
denetleyen dil yapısı.
composite type: birleşik tür, [17.05.09],
compiler generator: derleyici üretici, Bir veya daha fazla veri türünün veri
[07.04.24], Bir derleyicinin tümü ya da bir yapılarının birleştirilmiş bir veri yapısına
bölümünü belirlemek ya da kurmak için sahip olan ve kendisine ait izin verilebilir
kullanılan bir çevirici ya da yorumlayıcı. işlemleri olan veri türü. ÖRNEK:
"Karmaşık sayılar" veri türü iki "gerçel
compiler specification language: sayı" veri türünün birleşimi olabilir. NOT:
derleyici belirtim dili, [07.01.40], Bir birleşik işlem türü bir birim olarak
Derleyicileri geliştirmek için kullanılan kendisinin oluşumlarını veya bu
belirtim dili. oluşumların parçalarını kullanabilir.
complement: tümleyen, [05.08.01], compound statement: bileşik deyim,
Belirli bir sayıdan verilen bir sayı [15.05.03], Bir veya daha fazla deyimi
çıkartılarak türetilen bir sayı. ÖRNEK: içeren, basit bir deyimin söz dizimsel eşiti
Sabit kök notasyonunda, belirlenen sayı olacak şekilde sınırlandırılmış olan
tipik olarak kökün bir kuvvetidir veya deyim.
kökün verilen bir üssünün bir eksiğidir.
NOT: Bir sayının negatifi genellikle onun compress : sıkıştırmak, [06.03.14], (f.)
tümleyeni ile gösterilir. Bir veri ortamı üzerinde bulunan
boşlukları, kodlama ya da yineleyen
complementary operation: tümleyen karakterleri atma yolu ile azaltmak.
İşlem, [02.05.05], Bir başka Boole işlemi,
birinci Boole işlemi olarak aynı işlem compromise: uzlaşma, [08.05.11],
uygulanan terimler üzerinde Bilgisayar güvenliğinin ihlali yolu ile
kullanıldığında, birinci Boole işleminin programların veya verinin değişikliğe
sonucunun geçersiz olduğu işlem. uğratılması, tahrip edilmesi veya yetkisiz
ÖRNEK: Ayırma, ayırmama işleminin varlıklar tarafından kullanılabilir hale
tümleyenidir. gelmesi. NOT: Şekil 8.1’e bakınız.

complete generalization: tam compromising emanation: uzlaşma


genelleme, [31.02.16], Verilen bir bilgi yayılması, [08.05.14], İstemeyerek
kavramsal sınıfın, bazı olumsuz örnekler gönderilen ve durdurulup
içerse de içermese de tüm olumlu çözümlendiğinde, işlenilmekte veya
örneklerini tanımlayan kavram iletilmekte olan hassas bilginin açığa
genelleme. çıkarılabileceği sinyaller. ÖRNEKLER:
Akustik yayılma, elektromanyetik
completed : tamamlandı , [07.10.09], yayılma.
(Niteleyici) Sona ermiş ve kendisine
bağımlı tüm olayların çözüldüğü bir COMPUSEC: [08.01.01], bkz. computer
görevin görev durumuna aittir. NOT 1: security
Ada’da, etkinleştirme esnasında üretilen
bir özel durum bir görevin compute mode: hesaplama modu,
tamamlanmasına neden olacak sıra dışı [19.02.04], Çözümün yapıldığı esnada,
bir olay olurdu. NOT 2: Şekil 7.7’ye bir örneksel bilgisayarın işletim modu.
bakınız.

39
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

computer: bilgisayar, [01.03.03], İnsan yer alan bir kategori.


müdahalesi olmaksızın mantıksal ve ÖRNEK: Birinci kuşak vakum tüpler ve
aritmetik işlemler de dahil geniş kapsamlı anahtarlar, ikinci kuşak transistörler,
hesaplamaları yapabilen işlevsel birim. üçüncü kuşak ise tümleşik devreleri
NOT 1: Bir bilgisayar tek bir birimi veya temel almaktadır .
birbirine bağlı birkaç birimi içerebilir. NOT
2: Türkçede, bilgi işlem alanında computer graphics: bilgisayar grafiği,
bilgisayar deyimi genellikle sayısal [01.06.08], Bir bilgisayar aracılığıyla
bilgisayarı ifade eder. şekiller yapma, geliştirme, saklama ve
gösterme teknikleri ve yöntemleri.
computer abuse: bilgisayarın kötüye
kullanılması , [08.05.01], Bir veri işleme computer graphics: bilgisayar grafiği,
sisteminin bilgisayar güvenliğini etkileyen [13.01.01], Nesnelerin ve verilerin bir
veya bilgisayar güvenliğiyle ilgili olan, bilgisayar aracılığı ile oluşturulması,
bilerek veya dikkatsizlik sonucu düzenlenmesi, depolanması ve
gerçekleşen yetkisiz etkinlik. resimlerle gösterimi için teknikler ve
metotlar. NOT: Bilgisayar tarafından
computer architecture: bilgisayar üretilen resimler iki boyutlu veya üç
mimarisi, [01.03.18], Bir bilgisayarın boyutlu olabilirler.
yazılım ve donanım elamanları
arasındaki ilişkilerini de içeren işlevsel Computer Graphics Interface:
özellikleri ve mantıksal yapısı. Bilgisayar Grafiği Arayüzü, [13.01.15], Bir
grafik sisteminin aygıtdan bağımsız ve
computer center: bilgisayar merkezi , aygıta bağımlı parçaları arasındaki
[01.01.19], Veri işleme hizmetleri standart arayüz.
sağlamak üzere düzenlenmiş; personel,
donanım ve yazılımı içeren tesis. Computer Graphics Metafile: Bilgisayar
Grafiği Metadosyası, [13.01.17], Ekran
computer conferencing: bilgisayar görüntüsü oluşturmak ve tanımlayıcı
konferansı, [27.03.05], Bilgisayar ağları verilerin depolanması ve aktarılması için
kullanılarak katılımcılar arasında uygun olan ve metadosya olarak
gerçekleşen etkileşimli iletişim. adlandırılan standardlaşmış dosya biçimi.

computer crime: bilgisayar suçu, 1. Computer Graphics Reference Model:


[01.07.02], Donanım, yazılım veya Bilgisayar Grafiği Referans Modeli,
verinin kullanılması, değiştirilmesi veya [13.01.16], Bilgisayar grafikleri için
tahrip edilmesine bağlı olan suç. 2. standardlaşmış kavramsal çerçeve.
[08.05.02], Bir veri işleme sistemi veya
bilgisayar ağında doğrudan veya bu computer instruction code bilgisayar
sistemlerin yardımı ile işlenen suç. komut kodu, [07.09.10], bkz. instruction
code
computer fraud: bilgisayar sahtekarlığı,
[08.05.03], Bir veri işleme sistemi veya computer network: bilgisayar ağı,
bilgisayar ağında doğrudan veya bu [01.01.45], Veri iletişimi amacıyla
sistemlerin yardımı ile gerçekleştirilen birbirine bağlanmış bir veri işleme
sahtekarlık. düğümleri ağı.

computer generation: bilgisayar kuşağı, computer numerical control:


[01.01.17], Büyük ölçüde üretimlerinde bilgisayarlı sayısal denetim , [24.03.03],
kullanılan teknolojileri temel alarak Bazı ya da tüm temel sayısal denetim
bilgisayarların tarihî sınıflandırmasında komutlarını gerçek zamanda depolamak

40
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

ve yayınlamak amacıyla tahsis edilmiş bir computer-aided design: bilgisayar


bilgisayarın kullanıldığı sayısal denetim. destekli tasarım , [24.01.03], Tasarlama,
NOT: Tahsis edilmiş bilgisayar ayrıca benzetim ya da bir bölüm ya da bir
yerel bilgi girişinde de kullanılabilir. ürünün geliştirilmesi gibi işlevleri yerine
getirmek için veri işleme sistemlerinin
computer output microfilm printer: kullanıldığı tasarım etkinlikleri. NOT 1:
mikrofilm yazıcı, [12.07.22], bkz. COM Bilgisayar destekli tasarım programları,
printer mühendislik ve üretim amaçlı her grafik
öğesi için hassas boyutlandırma ve
computer program: bilgisayar programı, yerleştirmeleri sağlayabilir. NOT 2:
[01.05.01], bkz. program Bilgisayar destekli tasarım ve üretime
terimine bakınız.
computer resource: bilgisayar kaynağı,
[01.01.23], bkz. resource computer-aided design and
manufacturing: bilgisayar destekli
computer science: bilgisayar bilimi, tasarım ve üretim , [24.01.07], Bilgisayar
[01.01.18], Bilgisayarlar aracılığıyla bilgi destekli tasarım ve bilgisayar destekli
işlem işiyle uğraşan bilim ve teknoloji üretim etkinlikleri.
dalı.
computer-aided drafting: bilgisayar
computer security: bilgisayar güvenliği, destekli çizim , [24.01.04], bkz.
[08.01.01], Veri ve kaynakları, uygun computer-aided drawing
işlemleri yerine getirerek, kazara veya art
niyetli yapılan ihlal eylemlerinden computer-aided drawing: bilgisayar
koruma. NOT: Bu ihlal eylemleri, destekli çizim , [24.01.04], Grafik
yetkilendirilmemiş kişilerce yapılan yazılımı ve donanımının kullanıldığı
değişiklik, tahrip, erişim, ortaya çıkarma taslak çizim metodları ve teknikleri.
veya elde etme olabilir
computer-aided engineering: bilgisayar
computer system: bilgisayar sistemi , destekli mühendislik, [24.01.02],
[01.01.20], bkz. data processing system Üretebilirlik, başarım, verimlilik ya da
maliyeti en iyileştirmek gibi gerekli
computer vision: bilgisayarla imgeleme, işlevleri yerine getirmek için kullanılan ve
[28.01.19], Görsel veriyi elde eden, içerisinde veri işleme sistemlerinin
işleyen ve yorumlayan bir işlevsel birim olduğu mühendislik etkinlikleri. ÖRNEK:
yeteneği. NOT 1: Bilgisayarla imgeleme, Bilgisayar destekli tasarım ve üretim
görsel bir görünümün elektronik veya tasarımı veri tabanından gelen bilginin,
sayısal görüntüsünü oluşturmak için bir bölümün ya da tasarımı yapılan
görsel algılayıcılar kullanmasını kapsar. ürünün işlevsel özelliklerini çözümlemek
NOT 2: Bu terim makineyle imgeleme ile ya da çeşitli koşullar altında ürünün
karıştırılmamalıdır. başarımının benzetimini yapmak için
kullanımı.
computer word: bilgisayar sözcüğü,
[04.06.05], Genellikle bir birim olarak ele computer-aided manufacturing:
alınan ve belirli bir bilgisayardaki işlemler bilgisayar destekli üretim , [24.01.06],
için uygun olan sözcük. Üretim sürecinin veri işleme sistemleri
tarafından yönetildiği ve denetlendiği
computer-aided : bilgisayar destekli,
üretim. NOT: Bilgisayar destekli tasarım
[01.06.14], Belirli bir işin bir kısmının
ve üretime bakılmalıdır.
bilgisayar aracılığıyla yapılması işlemine
veya tekniğine dayanması.

41
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

computer-aided planning: bilgisayar ve test edilmesi. NOT: Bilgisayar destekli


destekli planlama , [24.01.05], Planlama deneme bilgisayar destekli kalite
ve karar destek yazılımı gibi veri işleme güvencesinin bir türevidir.
sistemlerinin kullanımı aracılığıyla tüm
üretim etkinliklerinin planlanması. NOT: computer-assisted: bilgisayar destekli ,
Üretim etkinlikleri fizibilite, hacim, çeşit, [01.06.14], bkz. computer aided
zamanlama, metot, yer, tesis ve personel
ile ilgilidir. computer-assisted publishing:
bilgisayar destekli yayıncılık, [01.06.15],
computer-aided process planning: bkz. electronic publishing
bilgisayar destekli süreç planlaması ,
[24.01.10], Makineleşme gibi üretim computer-integrated manufacturing:
süreci ile ilgili temel verilerin bilgisayar tümleşik üretim, [24.01.01],
hazırlanması için veri işleme Tüm etkinliklerinin bilgisayar tabanlı
sistemlerinin kullanıldığı tüm planlama planlama, yönetim ve denetim sistemi
etkinlikleri. içerisinde yapıldığı üretim. NOT:
Bilgisayarlı üretim, bilgisayar destekli
computer-aided production control: tasarım, bilgisayar destekli planlama,
bilgisayar destekli üretim yönetimi , bilgisayar destekli üretim ve bilgisayar
[24.01.08], bkz. computer-aided destekli kalite güvencesi teknolojilerini ve
production management bunlar arasındaki bilgi paylaşımını içerir.

computer-aided production computerization: bilgisayarlı


management: bilgisayar destekli üretim otomasyon, [01.01.16], Bilgisayar
yönetimi , [24.01.08], Kaynak aracılığı ile otomasyon.
gereksinimleri planlamasından üretim
denetimine kadar veri işleme computerize: bilgisayarla
sistemlerinin kullanıldığı üretim yönetimi otomatikleştirmek, [01.01.15], (f.)
etkinlikleri. Bilgisayar aracılığıyla otomatikleştirmek.

computer-aided publishing: bilgisayar computer-oriented language: bilgisayar


destekli yayıncılık, [01.06.15], bkz. yönelimli dil, [07.01.05], bkz. machine-
electronic publishing oriented language

computer-aided quality assurance: computer-system audit: bilgisayar


bilgisayar destekli kalite güvencesi , sistemi denetimi, [08.06.19], Bir veri
[24.01.09], Süreçlerin, bölümlerin ve ürün işleme sisteminde yordamların
yaşam döngüsünün her hangi bir etkinliklerini, doğruluklarını
evresindeki ürünlerin bilgisayarla değerlendirmek ve geliştirici önerilerde
planlaması, izlenmesi ve denetimi ile bulunmak için kullanılan yordamların
sağlanan kalite güvencesi. NOT: incelenmesi.
Bilgisayar destekli kalite güvencesi,
tasarımdan alan performansına ve computing system: hesaplama sistemi,
mağaza katından yönetime kadar bir [01.01.20], bkz. data processing system
kalite raporlama sistemini içerir ve üretim
COMSEC: [08.01.03], bkz.
tarihçesini de içerebilir.
communications security
computer-aided testing: bilgisayar
concatenation synthesis: birbirine
destekli test , [24.01.11], Bir ürün ya da
bağlanan sentezleme, [29.03.03],
onun bir parçasının veri işleme
Sentezlenmiş ya da önceden kaydedilmiş
sistemlerinin kullanımıyla denetlenmesi
konuşma birimlerinin sıralanmasını

42
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

içeren bir konuşma sentezleme metodu. tanımının, tanımladığı örnekler kümesini


NOT 1: Sentezlenmiş konuşma birimleri küçülterek kapsamının daraltılması.
söz konusu frekansta spektral önem ile
ölçülen planlı ses dalgası uyumlarındaki concept validation: kavram geçerleme ,
bir kaç uyumlu ses biçiminin bir araya [31.02.19], Kavramlarının tanımlarını
getirilmesiyle elde edilir. Önceden geçici örneklere uygulayarak ve karışıklık
kaydedilmiş konuşma birimleri ses matrisini hesaplayarak öğrenilmiş
birimleri, ses katlayıcıları, heceler, kavramları deneyen tümevarım metodu.
sözcükler vb. olabilir. NOT 2: Doğrudan
dalga biçimli sentezleme ile conceptual clustering: kavramsal
karşılaştırıldığında, konuşma sinyalini gruplandırma, [31.01.08], Nesneleri,
yeniden oluşturmak için yeniden oynatma olayları ya da gerçekleri basit ve
zamanında daha fazla hesaplama açıklayıcı kavramlar aracılığıyla
gerekir, fakat mesaj başına depolama tanımlayan sınıflar içinde düzenleme.
gereksinimleri azaltılır. NOT: Aynı zamanda denetimsiz öğrenme
ve büyük parçalara ayırmaya da bakınız.
concept: kavram, [31.01.06], Kategori
üyeliğine karar vermek için soyut bir conceptual level: kavramsal düzey,
varlık. NOT: Kavram, nesneleri [17.02.01], Bir bilgi sisteminin ayrıntılı
sınıflandırmak için kullanılır. genel bir anlatımını veya varlık dünyasını
tanımlayan, bilginin işlenmesi ve
concept description: kavram tanımı, yorumlanması ile uğraşan bütün yönleri
[31.02.02], Bir kavramın tüm bilinen göz önünde bulundurma düzeyi.
örneklerinin sınıfını tanımlayan veri
yapısı. conceptual model: kavramsal model,
[17.02.02], Varlıklar ve varlıkların ilişkileri
concept formation: kavram oluşumu, yoluyla genel anlatım özelliklerinin
[31.02.07], Verilen nesneler, olaylar ve gösterimi.
gerçekler topluluğunu karakterize etmek
için kullanılan kavramların üretilmesi. conceptual schema language:
kavramsal şema dili , [17.07.02], Tanım,
concept generalization: kavram komut, koşul vb. eylemler bakımından
genelleme, [31.02.12], Daha fazla örnek önerileri bunların yönetimini ifade etmek
içermesi için kavram tanımı kapsamının amacı ile gerekli tüm dil yapılarının içinde
genişletilmesi. bulunması ile bir bilgisayar tarafından,
aynı zamanda bir insan tarafından
concept learning: kavram öğrenme, parçalara ayrılabilen veri tabanı dili.
[31.01.07], Yeni bilgi türetmek ve ileride
kullanım için depolamak amacı ile var conceptual schema: kavramsal şema ,
olan bilgiyi yeni bilgiye uygulayarak bir [17.02.03], Genel bir anlatım için tutulan
kavram gösterimi oluşturma. NOT: gerekli önerileri ifade eden cümlelerin
Kavram öğrenme, kavramın sürüm alanı tutarlı grubu.
ve örnek alanı arasında etkileşimi
gerektirebilir. Bu etkileşim sırası geldikçe conceptual subschema: kavramsal alt
başlangıç bildirimleri, deneyler ve geçici şema , [17.02.04], Bir veya daha fazla
örneklerin seçiminin yeniden formüle uygulama için kavramsal şemanın
edilmesini ve dönüştürülmesini parçası.
gerektirebilir.
conceptual system design: kavramsal
concept specialization: kavram sistem tasarımı , [20.03.02], Sistemin
özelleştirme, [31.02.17], Bir kavram oluşturulmasında sistem

43
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

organizasyonunun mantıksal yönlerinin, conditional implication: koşullu


işlemlerinin ve sistem içinde bilgi akışının gerektirme, [02.05.16], bkz. implication
belirlenmesi ile ilgili bir sistem tasarımı
etkinliği. conditional information content:
koşullu bilgi içeriği, [16.04.02], Bir y
conclusion part: sonuç bölümü, olayının ortaya çıkışı verildiğinde x
[28.02.28], bkz. right-hand side olayının ortaya çıkması ile ilgili bilginin
nicel bir ölçüsüdür ve y olayı verildiğinde
concrete syntax: somut söz dizimi, x olayının ortaya çıkmasının koşullu
[26.06.01], Verinin açık bir şekilde olasılığı p(x/y)’nin tersinin logaritmasına
gösterilmesini somutlaştıran ve verinin eşittir. Bu ölçü matematiksel olarak
biçimsel belirtiminde kullanılan kuralların aşağıdaki gibi gösterilebilir;
tümü. 1
I ( X !Y ) = log
p(x / y )
concurrent: koşut zamanlı, [03.02.04],
Ortak kaynakları dönüşümlü olarak
paylaşmak zorunda olabilecekleri, ortak NOT: Koşullu bilgi içeriği aynı zamanda,
bir zaman aralığı içerisinde yer alan iki olayın ortak bilgi içeriğinin ikinci olayın
süreçlere uygun olan. ÖRNEK: Bir tek bilgi içeriğini ne kadar aştığının bir
komut denetim birimine sahip olan bir ölçüsüdür:
bilgisayarda çoklu programlamayla l ( x / y ) = l ( x, y ) − l ( y )
gerçekleştirildiğinde bazı programlar
koşut zamanlıdır. conditional jump instruction: koşullu
sıçrama komutu, [07.09.29], Sıçrama
condition part: koşul bölümü, eylemi için bir koşul belirleyen sıçrama
[28.02.27], bkz. left-hand side komutu.

conditional entropy: koşullu entropi, conditional statement: koşullu deyim,


[16.04.04], Karşılıklı dışarlanan olayların [15.05.13], Bir veya daha fazla uygun
sonlu bir kümesindeki olayların ortaya koşulu, koşul deyimine bağlı olan
çıkışı verildiğinde, karşılıklı dışarlanan deyimlerin kümelerinden birini
olayların sonlu diğer bir kümesindeki gerçekleştirmek amacıyla seçen veya
olayların koşullu bilgi içeriğinin ortalama hiçbirini seçmeyen birleşik deyim.
değeri. Bu ifadenin matematiksel ORNEK: Pascal dilinde, "if" deyimleri ve
gösterimi şu şekilde verilir: "case" deyimleri koşullu deyimlerdir.

n m conference call: konferans çağrısı,


H ( X / Y ) = ∑∑ p ( xi , y j ) /( xi / y j ) [27.03.09], Katılımcıların etkileşimli
i =1 j =1 görüşme yapmasına ve faks
burada X = {x1 ...x n }xi olaylarının (i=1 .. n) kullanmasına olanak tanıyan telefon
kümesi, Y = {y1 ...1m } yi (i=1...m) olaylarının hatları ile bağlanılan tele konferans.
kümesi, l ( xi / y j ) de yj verildiğinde xi’nin confidence factor: güven faktörü,
koşullu bilgi içeriği ve p(xi,yj) ise her iki [28.02.03], bkz. certainty factor
olayın koşullu olasılığıdır.
confidentiality: gizlilik, [08.01.09],
conditional expression: koşullu deyim, Verilere yetkisiz kişilerin, uygulamaların
[15.05.14], Değerlendirilmesi, izleyen veya diğer varlıkların ulaşımına izin
yürütme sıralarını seçmek için kullanılan verilmemesi veya kapatılması derecesini
deyim. gösteren veri özelliği.

44
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

configuration: konfigürasyon, connected-words recognition: birleşik


[01.01.26], Bir bilgi işleme sisteminin sözcükleri tanıma, [29.02.08], bkz.
yazılım ve donanımının düzenlendiği ve continuous-speech recognition
birbirine bağlandığı yöntem.
connection: bağlantı, [09.07.03], Veri
configuration control board: iletimi için işlevsel birimler arasında
konfigürasyon denetim kurulu, [20.07.08], kurulan işbirliği.
Bir uygulamanın temel geliştirme
çalışmasına getirilen olumlu ya da connection: bağlantı, 1. [15.06.17],
olumsuz bütün değişiklikleri (Programlama dillerinde) Özellikle eş
değerlendiren uzman personel. zamanlı olmayan yordamlara yapılan
yordam çağırma deyimleri gibi modüller
confirm primitive: onay temel öğesi, arasında etkileşimi mümkün kılan bir
[26.03.19], Aynı hizmet erişim teknik. 2. [26.04.02], (OSI'de) Veri iletimi
noktasındaki istek temel öğesi tarafından amacı ile belirli bir katman tarafından, bir
önceden başlatılan bir işlemin üst katmandaki iki ya da daha fazla varlık
tamamlandığını göstermek için bir hizmet arasında tesis edilen işbirliği ilişkisi.
kullanıcısı tarafından yayımlanan temel
öğe. NOT: Şekil 26.3’e bakınız. connection science: bağlantı bilimi,
[34.01.01], bkz. connectionism
confirmability: onaylanabilirlik,
[07.12.22], Bir programın tüm parçaları connection strength: bağlantı gücü,
kolaylıkla test edilebilecek şekilde [34.03.02], bkz. connection weight (in
tasarlanma ve yapılandırılma derecesinin neural networks)
bir ölçüsü.
connection updates per second:
conflict resolution: uyuşmazlık çözümü, saniye başına bağlantı güncelleme,
[28.03.22], Kural tabanlı bir sistemde [34.03.15], Öğrenme modunda saniyede
çoklu eşleştirme problemini en uygun güncelleme yapılan sinirsel bağlantı
kuralı seçerek çözme. NOT: İki kuralın sayısı.
uyuşmayan bildirimler üretmesi
durumunda örüntü eşleştirmede ya da connection weight : bağlantı ağırlığı,
kuralın sol tarafında çoklu eşleşmeler [34.03.02], (Sinir ağlarında) Bir yapay
ortaya çıkabilir. sinirin giriş değerini, diğer giriş değerleri
ile birleşmeden önce çoğaltan katsayı.
confusion matrix: karışıklık matrisi,
[31.02.18], Geçici örneklerin doğru ve connectionism: bağlantıcılık, [34.01.01],
yanlış sınıflamalarının sayısını bir Öğelerden her birinin çok sayıda diğer
kurallar kümesi ile kaydetmek için öğeye bağlandığı ve aralarında basit
kullanılan matris. mesajların değiştiği bir basit işlem öğeleri
ağı tarafından karmaşık hesaplamaların
conjunction: birleşme, [02.05.11], yapıldığı ve bu gibi çok sayıda öğe
Yalnızca işlem gören terimlerden herbiri arasında paralel işlemin yapıldığı yapay
Boole değeri olarak 1'e sahipse, Boole zekâya ait disiplinler arası bir yaklaşım.
işleminin sonucu Boole değeri olarak 1 NOT: Bağlantıcılık, insan beyni gibi
olan işlemdir. NOT: Bu bölümün biyolojik sinir sistemlerinin çalışmasından
sonundaki Boole işlemleri tablosuna esinlenilerek geliştirilmiştir.
bakınız.
connectionist learning: bağlantıcı
öğrenme, [34.03.07], Bir sinir ağındaki

45
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

yapay sinirlerin bağlantı ağırlıklarındaki yeteneği. 2. İki aygıtı birbirine


değişiklikler aracılığıyla öğrenme. bağlamanın her zaman mümkün olduğu
bir bilgisayar ağı özelliği.
connectionist model: bağlantıcı model,
[34.01.02], İçinde bilgi parçalarının, basit consecutive: ardıl, [03.02.06], Bir
mesajların birbiriyle değiştirilerek iletişim süreçte, aralarında herhangi başka bir
kurulduğu çok sayıda basit işlem olay oluşmaksızın biri diğerini izleyen iki
öğesinden oluşan bir ağ tarafından toplu olaya uygun olan.
bir şekilde temsil edildikleri ve karmaşık
hesaplamaların çok sayıda bu tür öğe consistent generalization: tutarlı
arasında dağıtılmış paralel işlem genelleme, [31.02.13], Bir kavramsal
aracılığıyla yapıldığı akıllı etkinikler için sınıfa ait bir grup ya da tüm olumlu
bir hesaplama modeli. NOT: Bağlantıcı örnekleri içeren ve bu sınıfın tüm
modeller, bilgi gösterimi, model tanıma, olumsuz örneklerini dışarıda tutan
bilgisayarla imgeleme, doğal dil anlama, kavram genelleme.
öğrenme (ISO/IEC 2382-31’de
tanımlandığı gibi) ve hareket kontrolü gibi console : konsol , [12.08.17], (İşletmen)
alanlara kullanılır. Bir işletmen ile bir bilgisayar arasında
iletişim kurmak için kullanılan aygıtları
connectionless transmission: içeren işlevsel birim.
bağlantısız modda iletim, [26.04.05], bkz.
connectionless-mode transmission constant: sabit, [15.03.05], Bir tanıtıcı,
bir veri özellikleri grubu, bir veya daha
connectionless-mode transmission: fazla adres ve yalnızca bir veri
bağlantısız modda iletim, [26.04.05], Bir değerinden oluşan bir bildirim veya
kaynak hizmet erişim noktasından bir ya dolaylı bildirim tarafından tesis edilen
da daha fazla hedef hizmet erişim dörtlü.
noktalarına bir bağlantı tesis edilmeksizin
tek bir veri biriminin iletilmesi. constant function: sabit işlev,
[22.03.14], Bir rakamın girilmesini ve
connection-mode transmission: tekrar kullanılması için tutulmasını
bağlantı modunda iletim, [26.04.04], Bir sağlayan işlev.
kaynak hizmet erişim noktasından bir ya
da daha fazla hedef hizmet erişim constraint: kısıtlama, [15.04.24], Bir veri
noktasına bir bağlantı aracılığıyla veri türünün aralığını veya işlemlerini
birimlerinin iletilmesi. NOT: Bağlantı, veri kısıtlayan veri türü uyarlaması.
iletiminden önce kurulur ve veri
iletiminden sonra sonlandırılır. constraint rule: kısıtlama kuralı,
[28.02.31], Problem uzayının belirli bir
connection-oriented transmission: bölümünde arama yapmayı sınırlandıran
bağlantı modunda iletim, [26.04.04], bkz. kural. NOT: Kısıtlama kuralları uzman
connection-mode transmission sistemlerde ve kural tabanlı sistemlerde
etkili bir denetim mekanizması olabilir.
connectivity: bağlanabilirlik, [01.03.27],
Bir sistem veya aygıtın başka sistemlere constraint-based generalization:
veya aygıtlara değişiklik yapılmaksızın kısıtlama tabanlı genelleme, [31.02.14],
bağlanabilme özelliği. Verilen bir gerçek ya da olayı açıklamak
için kullanılan kavramlar üzerine olan
connectivity: bağlanabilirlik, [18.05.02], kısıtlamaları karşılayan kavram
[18.05.03], 1. Belirli bir bilgisayar ağına genelleme.
eklenecek olan aygıtın veya sistemin

46
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

consultation: danışma, [28.04.11], content type: içerik türü, [32.03.08],


(Yapay zekada) Bilgi tabanlı bir sistem ile İçeriğin tamamının semantik ve
yardım arayan bir kullanıcı arasında, sözdizimini tanımlayan zarf bölümü.
genellikle bir soru yanıt diyaloğundan ÖRNEK: Düz metin, ASN.1, SGML.
oluşan çevrimiçi etkileşim.
content-addressable storage: içerik
contact bounce: anahtar sıçraması, adreslenebilir depolama, [34.02.33], bkz.
[21.04.04], Bir anahtarı açarken ya da associative storage
kaparken istenmeyen bir bağlantı
yapılması ve bağlantının istenmeyerek contention: çekişme, [09.06.25], Aynı
kesilmesi. iletim kanalı üzerinde aynı zamanda iki
veya daha fazla veri istasyonunun iletim
contact input: anahtar girişi, [21.05.01], girişiminde bulunduğunda ortaya çıkan
Bir anahtarı açma ya da kapatma yoluyla koşul.
üretilen ve bir aygıta giriş olarak
uygulanan ikili giriş. NOT: Anahtar contention: çekişme, [25.02.03], Bir
mekanik ya da elektronik olabilir. yerel alan ağında, iki ya da daha fazla
veri istasyonunun ortam erişim denetim
contact interrogation signal: anahtar protokolü aracılığıyla rastlantısal olarak
sorgulama sinyali, [21.04.03], Değerleri iletim başlatmalarına izin verilmesi ve
anahtarın açık ya da kapalı olduğunu böylece çarpışma riski oluşması durumu.
gösteren sinyal.
contiguous-words recognition: yakın
contact protection: anahtar koruması, sözcükleri tanıma, [29.02.07], Normal
[21.04.02], Aşırı akıma ya da aşırı konuşma durumlarına ek olarak gelen,
gerilime karşı mekanik anahtarların beklemelerle ayrılmış konuşulan sözcük
korunması. dizilerini tanıma. NOT: Bekleme
olmaksızın tam olarak ifade edilen
contamination: kirlenme, [08.05.44], Bir sözcük dizileri, örneğin, bir yazdırmada
güvenlik sınıflandırması veya güvenlik olduğu gibi, dil bilgisi söz dizimleri.
kategorisine ait verinin daha alt düzey
güvenlik sınıflandırması veya güvenlik contingency plan: beklenmedik durum
kategorisine ait veriye girilmesi. planı, [08.07.13], Yedekleme işlemleri,
acil karşılık verme ve afet sonrası
content: içerik , [32.03.02], (Elektronik kurtarma için plan.
postada) İleti aktarma sistemi tarafından
ileti aktarma esnasındaki contingency procedure: beklenmedik
dönüştürmelerden başka iletinin durum işlemi, [08.06.20], Beklenmedik
incelenmeyen ve düzeltilmeyen bölümü. ancak tahmin edilebilen bir durum
NOT 1: Bazı ileti türlerinde içerik bir meydana geldiğinde bir sürecin normal
başlık ve bir gövdeden oluşur. aşamalarına alternatif olarak
NOT 2: Şekil 32.4’e bakınız. kullanılabilen işlem.

content addressable storage: continuation test: devam etme testi,


çağrışımlı bellek, [12.02.27], bkz. [07.03.12], Bir döngü denetiminde
associative storage DOĞRU koşulun yinelemenin devam
etmesi ve YANLIŞ koşulun yinelemenin
content coupling: içerik bağlaştırma, sonlandırılması gerektiğini belirttiği test.
[07.12.18], Bir modülün bir başka ÖRNEK: Pascal’da devam etme testinin
modülün koduna başvurduğu ya da döngü denetim değişkeni "while"
kodunu değiştirdiği bağlaştırma. cümlesindedir.

47
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

continuous forms: sürekli form, control flow diagram: denetim akış


[12.07.24], Yazıcıya sürekli ya da diyagramı, [07.09.49], Bir programın
kesintisiz olarak yüklenen boş kağıt ya yürütülmesi esnasında işlemlerin
da formlar. gerçekleştirilebileceği tüm olası diziler
kümesini gösteren diyagram.
continuous-speech recognition:
sürekli konuşma tanıma, [29.02.08], control flow graph: denetim akış
Normal konuşma durumlarındaki ifadeleri çizgesi, [07.09.49], bkz. control flow
tanıma. diagram

contour: eş düzey çizgisi, [13.02.17], control frame: denetim çerçevesi,


Verilen bir niteliğin sahip olduğu aynı [25.03.12], Bir katman ya da alt katman
değerlere sahip olan ve bir alanın sınırı tarafından başka bir sistemdeki aynı
olarak hizmet edebilecek bir çizgiyi katman ya da alt katmanın bir öğesine
düzenleyen noktalar kümesi. NOT: Çizgi gönderilen ancak üst katman ya da üst
koyulaştırılmış noktalar kümesi olarak katmanın alt katmanlarına geçmeyen
gösterilebilir. çerçeve. ÖRNEK: Bir ortama erişim
denetim çerçevesi.
control area: denetim alanı, [10.02.14],
Bir bilgisayar sisteminde, programların control language: denetim dili,
yürütmesini programa koymak ve [10.02.09], bkz. command language
denetlemek için tasarlanmış bilgisayar
programı. control program: denetim programı,
[10.02.15], Bir bilgisayar sistemindeki
control ball: denetim topu, [13.04.26], programların yürütülmesini zamanlamak
Merkezi etrafında dönebilen bir topu ve yönetmek için tasarlanmış bilgisayar
kullanan bir konumlandırıcı aygıt veya programı.
işaretleme aygıtı.
control station: denetim istasyonu,
control breakpoint: denetim kesme [09.06.36], Temel mod bağlantı
noktası, [07.06.23], bkz. code breakpoint denetiminde, ana istasyonu atayan ve
oylama, seçme, sorgulama ve geri
control character: kontrol karakteri, kazanım işlevlerini denetleyen veri
[04.04.01], Amacı biçimi etkilemek, veri istasyonu.
iletimini kontrol etmek veya diğer
fonksiyonları gerçekleştirmek olan bir control-flow trace: denetim akışı
karakter. NOT: Bir kontrol karakteri bir izleme, [07.06.09], bkz. execution trace
grafik karakteri olmamasına rağmen,
grafiksel bir gösterime sahip olabilir. controlled access system: denetimli
erişim sistemi , [08.04.19], Fiziksel erişim
control coupling: denetim bağlaştırma, denetimini otomatik hale getiren
[07.12.15], Açık amacı diğer modülün yöntemler. ÖRNEK: Manyetik şeritli yaka
çalışmasını etkilemek olan, bir modülün kartları, akıllı kartlar, biyometrik
bir başka modüle veri geçtiği okuyucular.
bağlaştırma.
controlled maintenance: denetimli
control flow: kontrol akışı, [15.08.02], bakım, [14.03.03], Hizmetin hedeflenen
Çalışma sırasının bir program içinde yer kalitesinin, asgari ya da azaltılmış bakım
alabileceği yol. NOT: Tüm kontrol ile elde edilebilmesi için bir denetim
akışlarının kısaltması bir iş akış şeması planını temel alan bakım.
ile temsil edilebilir.

48
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

conversational language: konuşma dili, coroutine: eş yordam, [15.06.04], Bir


[07.01.25], bkz. interactive language çalışmadan sonra tekrar çağrıldığı
zaman önceki çalışmasına döndüğü
conversational mode: konuşma modu, konumdan devam eden bir alt program.
[10.03.03], İki insan arasındaki diyaloga
benzer şekilde bir kullanıcıyla sistem corrective maintenance: onarıcı bakım,
arasındaki girişler ve yanıtlar dizisi [14.03.01], Bir bozukluğun tespitinden ya
şeklinde oluştuğu bir bilgisayar sistemi da bir arızanın ortaya çıkmasından sonra
işlem modu. gerçekleştirilen ve bir işlevsel birimi
istenen bir işlevi gerçekleştirebileceği bir
convert : dönüştürmek, [06.03.06], (f.) duruma getirmek için yapılan bakım.
Verinin anlamını değiştirmeksizin belirli
kurallara göre gösterim biçimini correctness proving: doğruluk
değiştirmek. ÖRNEK: Taban ispatlama, [07.07.27], Bir programın
dönüştürme, kod dönüştürme, semantiğinin, bu programın belirtimleri ile
örnekselden sayısala dönüştürme, ortam tutarlı olduğunun biçimsel matematik
dönüştürme. gösterimi.

coordinate graphics: koordinat grafiği, correspondent entities: birbiri ile ilgili


[13.01.11], bkz. line graphics varlıklar, [26.04.03], Bir sonraki alt
katmanda birbiri arasında bağlantı olan
copy : kopyalamak, [06.01.03], (f.) Veriyi aynı katmandaki varlıklar.
değiştirmeden bir kaynaktan, okumak ve
kaynaktan farklı da olabilen başka bir veri countermeasure: karşı önlem,
ortamına yazmak. ÖRNEK: Bir manyetik [08.06.03], Kırılganlığı en aza indirmek
şerit üzerindeki bir dosyayı manyetik disk için tasarlanan eylem, aygıt, yöntem,
ortamına kopyalamak. teknik veya diğer önlem.

copy protection: kopya koruması, country name: ülke adı, [32.05.10], Bir
[08.08.01], Veri, yazılım veya sabit ülkeyi tanımlayan standard bir nitelik.
yazılımın yetkisiz olarak kopyalanmasını NOT 1: ISO 3166 strandardına göre ülke
tespit etmek ve engellemek için özel adı genel olarak iki harfli bir semboldür.
tekniklerin kullanılması. NOT 2: Çizelge 32.1’e bakınız.

copy recipient: kopya alıcısı, [27.01.16], coupling: bağlaştırma, bağlaşım,


[32.08.04], Bir iletinin gönderilmesinin [07.12.13], Farklı modüllerin birbirine
birincil olarak plânlanmadığı fakat bilgi bağlılığı ve bağımlılığı. NOT 1: Gevşek
verilmek amacı ile dağıtım listesine dahil bağlaştırma çok az ya da hiç birbiriyle
edilen alıcı. NOT: “carbon copy - bilgi bağlantı ya da bağımlılık olmaması
için” sözcük grubundan türetilen “cc” anlamına gelir. NOT 2: Bağlaştırma
kısaltması bir kopya alıcısını belirlemek çeşitleri gevşekten sıkıya aşağıdaki gibi
için kullanılır. sıralanabilir:

core : çekirdek , [12.01.30], (Manyetik) ƒ bağlaştırma yok


Depolama amacıyla kullanılan kabarık bir ƒ veri bağlaştırma
çeşit manyetik malzeme. ƒ denetim bağlaştırma
ƒ dış bağlaştırma
core image: çekirdek görüntü, ƒ ortak çevre bağlaştırma
[10.02.13], bkz. storage image ƒ içerik bağlaştırma

NOT 3: Bağlılık ile karşılaştırılmalıdır.

49
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

covert channel: gizli kanal, [08.05.45], cryptanalytical attack: şifre kırmaya


Verinin güvenlik politikasını ihlal edecek yönelik analitik saldırı, [08.05.20], bkz.
şekilde aktarılmasında kullanılabilen analytical attack
iletişim kanalı.
cryptographic system: şifrelemeyle ilgili
CPU: [01.03.01], bkz. processing unit sistem, [08.03.05], Şifreleme ve şifre
çözme araçlarının yönetimini sağlamak
credentials: güven belgesi, [08.01.14], için birlikte kullanılan belgeler, aygıtlar,
Bir varlığın öne sürülen kimliğinin donanımlar ve beraberindeki teknikler.
onaylanması için aktarılan edilen veriler.
cryptography: şifreleme bilim dalı
credit/blame assignment: (kriptografi), [08.03.01], Verinin anlamsal
güven/sorumluluk ataması , [31.03.21], içeriğini gizlemek, yetkisiz kullanımını
Bir amacın gerçekleştirilmesinin başarı önlemek veya tespit edilemeyen
ya da başarısızlığından sorumlu karar ya değişiklikleri engellemek için veri
da işleçleri belirleme. dönüşümüne ait prensipler, araçlar ve
metotları kapsayan disiplin.
critical section: kritik kısım, [15.07.03],
Bir işin bir parçası yürütülürken bu işin cryptosystem: kripto sistemi, [08.03.05],
diğer parçalarının veya başka işlerin bkz. cryptographic system
yürütülmesinin engellendiği parça.
CSMA/CA network: CSMA/CA ağı,
cross-assembler: çapraz birleştirici, [25.02.02], bkz. carrier sense multiple
[07.04.16], Bir programı bir bilgisayarın access collision avoidance network
nesne dilinde birleştirmek için farklı bir
bilgisayarı kullanan birleştirici. CSMA/CD network: CSMA/CD ağı,
[25.02.01], bkz. carrier sense multiple
crossbar associative network: çapraz access collision detection network
çağrışımlı ağ, [34.02.34], bkz. Hopfield
network CUD: CUD, [09.08.14], bkz. closed user
group
cross-compiler: çapraz derleyici,
[07.04.25], Bir bilgisayarı kullanarak bir CUPS: CUPS, [34.03.15], bkz.
programı farklı bir bilgisayarın amaç connection updates per second
diline derleyen derleyici.
current pointer: etkin işaretçi,
crosstalk: çapraz girişim, [21.03.23], Bir [17.03.15], Veri işlenen (cari) kaydın
devre içinde başka bir devreden konumunu belirleyen veri işleme dili
istenmeyen bir enerjinin aktarılmasının deyiminin yürütülmesinde, gerekirse
neden olduğu bozucu etken. güncelleştirilebilen işaretçi.

cryogenic storage: soğuğa dayalı cursor: imleç, [13.05.09], Bir görüntü


bellek, [12.03.03], Çok düşük ısılarda, uzayında bir sonraki verinin ortaya
belirli malzemelerin süper iletken ve çıkacağı yer gibi özel bir uzay konumunu
manyetik özelliklerini kullanan bellek işaret eden hareket edebilir, normal
aygıtı. olarak görülebilir referans nokta. NOT:
Birden fazla imleç bulunabilir.
cryptanalysis: şifre çözümleme,
[08.03.06], Düz metin gibi anlamlı bilgi cursor : imleç , [17.04.16], (Veri
türetilmesi amacıyla, bir şifrelemeyle ilgili tabanlarında) Bir ilişkisel veri tabanında
sistemin, girdilerinin veya çıktılarının ya tablo içinde hareket etmek için kullanılan
da her ikisinin çözümlenmesi. çizelgedeki satıra işaret edici. NOT:

50
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

SQL'de etkin kaydın üzerinde bulunan


işaretçiye imleç denilir.

curve follower: eğri okuyucu, [12.08.16],


Eğri biçiminde gösterilen veriyi okuyan
girdi birimi.

curve generator: eğri üretici, [13.04.19],


Bir eğrinin kodlanmış gösterimini,
görüntülemek için eğrinin grafik
gösterimine dönüştüren işlevsel birim.

cut and paste: kes ve yapıştır,


[23.04.17], Kullanıcının, bir belgeden
metin ya da grafiği aynı ya da farklı bir
belgede kullanmak için bir geçici taşıma
panosuna kopyalamasına ya da
taşımasına olanak sağlayan işlev.

cut-off: kesme, [28.03.30], bkz. pruning

cutover: başka sisteme aktarma,


[20.04.04], Belirlenen bir anda sistem
işlevlerinin mevcut sistemin yerine
kullanılacak sisteme aktarılması.

cycle time: çevrim süresi, [12.02.36], Bir


bellek aygıtının ardışık okuma/yazma
çevrimlerinin başlangıçları arasındaki en
az zaman aralığı.

cyclic shift: döngüsel kaydırma,


[02.11.04], bkz. end-around shift.

cylinder: silindir, [12.05.03], Bir disk


paketi içinde bulunan ve verilen bir
konumda bulunan tarağın tüm manyetik
kafaları tarafından erişilebilen izler
kümesi.

51
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Dd
D/A converter: D/A dönüştürücü, data authentication: veri kimliğini
[19.01.19], bkz. digital-to-analog doğrulama, [08.06.21], Veri bütünlüğünü
converter doğrulamak için kullanılan bir süreç.
ÖRNEKLER: Gönderilen verinin alınan
DAC: [19.01.19], bkz. digital-to-analog veri ile aynı olduğunun doğrulanması, bir
converter programın bir virüs tarafından
etkilenmediğinin doğrulanması. NOT:
daemon: hızır, [28.02.36], bkz. demon Kimlik doğrulama ile karıştırılmamalıdır.
DAL: [17.07.06], bkz. database data bank: veri bankası, [01.08.04],
administration language Belirli bir konuyla ilgili ve aboneler
tarafından kullanılabilecek şekilde
data: veri, [01.01.02], İletişim, düzenlenen bir veri kümesi.
yorumlama veya işleme için uygun
biçimde düzenlenmiş bilginin yeniden data breakpoint: veri kesme noktası,
yorumlanabilir bir gösterimi. NOT 1: Veri [07.06.24], Belirli bir nesneye erişime
insan tarafından veya otomatik olarak bağlı olan kesme noktası.
işlenebilir. NOT 2: Şekil 1.1’e bakınız.
data circuit: veri devresi, [09.06.02], İki
data acquisition: veri edinimi , yönde veri iletimi sağlayan bir çift ilişkili
[06.02.10], Veri toplama ve giriş işlemi. iletim kanalı. NOT 1: Veri anahtarlama
merkezleri arasında, veri anahtarlama
data administration : veri yönetimi , merkezinde kullanılan ara yüzün türüne
[17.08.06], Bir kuruluş verisinin bağlı olarak, veri devresi veri devre
belirlenmesi, elde edilmesi, sağlanması kapama aygıtını (DCE) içerebilir veya
ve işlenmesi gibi işlevlerin yürütülmesi. içermeyebilir. NOT 2: Bir veri istasyonu
ve bir veri anahtarlama merkezi veya veri
data analysis: veri çözümleme,
bağlayıcı arasında, veri devresi veri
[20.02.08], Gerçek ya da planlanan bir
istasyonu sonu DCE aygıtını içerir ve veri
sistemde verinin ya da veri akışının belirli
anahtarlama merkezinde veya veri
bir sisteme göre incelenmesi.
yoğunlaştırıcı yer aynı DCE aygıtını
data attribute: veri özelliği, [15.03.17], içerebilir. NOT 3: Şekil 9.4'e bakınız.
Veri türünün, veri nesnesinin, program
data circuit transparency: veri devresi
parçasının veya bazı diğer dil yapılarının
saydamlığı, [09.06.07], Bir veri devresinin
önceden tanımlanan özelliği. ÖRNEK: Bir
verinin içeriğini ve yapısını
gerçek "real" veri türü "TEK" veya "ÇİFT"
değiştirmeksizin tüm verileri aktarma
veri değerleri ile "DUYARLILIK" veri
yeteneği.
özelliğine sahip olabilir. Bir iş bitirildiği
zaman "DOĞRU" aksi takdirde "YANLIŞ" data circuit-terminating equipment :
sonucunu veren "SONLANDIRILDI" veri devresi sonlandırma aygıtı,
özelliğine sahip olabilir.

52
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

[09.06.35], Bir veri istasyonu içinde, veri data definition language : veri
terminal aygıtı ve hat arasında sinyal tanımlama dili , [17.07.03], Bir veri
dönüştürme ve kodlama sağlayan aygıt. tabanındaki veri ve veri yapılarını
NOT 1: DCE ayrı bir aygıt ya da veri tanımlamak için kullanılan veri tabanı dili.
terminal aygıtının veya ara aygıtın bir
parçası olabilir. NOT 2: DCE genellikle data density: veri yoğunluğu, [12.01.26],
ağ hattının sonunda yapılan diğer Her bir uzunluk, alan ya da hacim
işlemleri gerçekleştirebilir. NOT 3: Şekil birimine depolanmış veri karakterlerinin
9.4'e bakınız. sayısı. NOT 1: Veri yoğunluğu genel
olarak milimetre başına düşen karakter
data collection: veri toplama, [06.02.08], sayısı (cpmm) ya da radyan başına
Bilgisayar ortamında kullanmak amacıyla düşen karakter sayısı (cprad) olarak
veriyi bir ya da daha fazla noktadan tanımlanır. NOT 2: Disklerde, veri
toplama işlemi. ÖRNEK: Bilgi işlem yoğunluğu yerine genel olarak diskin bir
merkezinde kullanılmak üzere veri ağı ya da her iki düzeyi ile ilgili toplam
tarafından bölge ofislerinde üretilen depolama sığası kullanılır.
hareketlerin toplanması.
data description language: veri
data collection station: veri toplama tanımlama dili, [17.07.03], bkz. data
istasyonu, [12.08.03], Temel olarak definition language
bilgisayara veri girmek amacıyla
kullanılan kullanıcı ucu. data description: veri tanımı ,
[17.06.03], Bir veri elemanının kendisine
data communication: veri iletişimi, 1. ait ad ve sözcüklerin içinde geçtiği veri
[09.01.01], Veri iletişimini yöneten yapılarının geçerli tanımı.
kurallar kümesine ve veri alış verişinin eş
güdümüne göre işlevsel birimler data dictionary system: veri sözlük
arasındaki veri aktarımı. 2. [01.01.39], sistemi , [17.06.04], Veri sözlüklerini
Veri iletimi ve veri değişiminin tanımlayan, oluşturan, güncelleyen,
düzenlenmesini yönlendiren kurallar işleyen ve kullanan yazılım sistemi.
kümesine göre işlevsel birimler arasında
veri aktarımı. data dictionary : veri sözlüğü,
[17.06.01], Verilere ilişkin bilgileri
data concentrator: veri yoğunlaştırıcı, (metaveri) içeren veri tabanı.
[09.04.05], Bir ortak veri iletim hattının
kullanıma elverişli olan iletim data division: veri bölümü, [15.02.02],
kanallarından daha fazla veri kaynağına bkz. declarative part
hizmet etmesine izin veren işlevsel birim.
NOT: Belirli bir andaki etkin veri data element : veri elemanı , [04.07.01],
kaynaklarının sayısı, iletim kanallarının (Veri düzenlemede) Ele alındığı
sayısından fazla olamaz. bağlamda bölünemez olarak belirlenen
veri birimi. ÖRNEK: 3 ondalık basamağın
data corruption: veri bozulması, tüm kombinasyonlarını içeren değerlerle
[08.05.42], Veri bütünlüğünün kazara birlikte “bir kişinin yaşı” verisi.
veya kasten ihlal edilmesi.
data element : veri elemanı , [17.06.02],
data coupling: veri bağlaştırma, (Veri tabanlarında) Genel anlatım
[07.12.14], Verinin modüller arasında nesneleri ve bunları temsil eden
paylaşıldığı bağlaştırma. sözcükler arasında kurulan ve temel
birim olarak görülen adlandırılmış ilişki.
Bu özelliğin ilişkisi bir grup nesne, bir

53
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

grup sözcük ile nesne ve sözcüğün ilgili arasındaki bağlantılar olarak gösteren
kümeden alındığı bir grup nesne sözcük diyagram. NOT: Şekil 7.4’e bakınız.
eşlemesinden oluşur. Eşlemeler kümesi,
nesne kümesinin bütün elemanları ve data flow graph: veri akış çizgesi,
sözcük kümesinin eşit sayıdaki elemanı [07.09.51], bkz. data flow diagram
arasında bire bir ilişkiyi gösterir. ÖRNEK:
Nesneler kümesi: dünyadaki ülkeler; data flowchart: veri akış şeması,
Sözcükler kümesi: bir, iki veya üç [07.09.51], bkz. data flow diagram
karakterli diziler; Eşleşmeler kümesi:
Türkiye Cumhuriyeti için "TR"; Belçika data independence : veri bağımsızlığı ,
Krallığı için "B"; İsviçre Konfederasyonu [17.08.22], Uygulama programlarının
için "CH"; … ; Amerika Birleşik Devletleri veri yapısındaki değişikliklerden
için "USA" dır. Bu veri elemanı "ülkeler bağımsız olduklarını hesaba katan bir
için araçların tanıtım" adlandırmasıdır. Bir veri tabanı yönetim sistemi niteliği.
yanlış anlaşılmaya meydan verilmemesi
data input station: veri giriş istasyonu ,
için, geçerli olan "TR", "B", "CH", …,
[12.08.03], bkz. data collection station
"USA" sözcüklerinin her biri aynı
zamanda "otomobillerin ülke data integrity: veri bütünlüğü,
tanımlayıcısı" olarak adlandırılabilir. NOT [08.01.07], Yapılan değişikliklere rağmen
1: Nesneler soyut veya somut olabilir. doğruluğu ve tutarlılığı korunan verinin
NOT 2: Bir sözcük kümesinin bütün bir özelliği.
elemanlarının bir ilişkide yer alması
gerekli değildir. data inventory: veri envanteri,
[20.01.06], Bir bilgi işleme sistemindeki,
data entry: veri girişi, [06.02.09], Verinin birbirleri ile bağımlılıkları dahil olmak
makine tarafından okunabilir bir ortama üzere tüm veriler ve bu verilerin
konulması işlemi. ÖRNEK: Disket özellikleri.
üzerindeki bir maaş dosyasına uç
birimden veri girmek. data link: veri bağlantısı, [09.06.01],
Birlikte veri transferine imkân veren, bir
data exception: veri özel durumu, protokol ve veri devresi ara bağlantısı
[07.06.51], Bir programın veriyi yanlış tarafından kontrol edilen iki veri terminal
şekilde kullanmayı ya da veriye yanlış aygıtının parçaları. NOT: Şekil 9.4'e
şekilde erişmeyi denemesi ile ortaya bakınız.
çıkan özel durum.
data link layer: veri bağlantı katmanı ,
data field : veri alanı , [17.05.10], (Veri [26.02.08], Genellikle bitişik
tabanlarında) Alan türünün bir örneği düğümlerdeki ağ katmanı varlıkları
olan veri nesnesi. arasında veri aktarma hizmetleri
sağlayan katman. NOT 1: Veri bağlantı
data flow: veri akışı, [07.02.32], Belirli bir
katmanı, fiziksel katmanda olabilecek
işin başarımı esnasında bir veri işleme
hataları bulur ve düzeltir. NOT 2: Madde
sisteminin etkin parçaları arasında
26.02.01'de verilen NOT 1'e ve Şekil
verinin hareketi.
26.1'e bakınız.
data flow diagram: veri akış diyagramı,
data management: veri yönetimi,
[07.09.51], Veri kaynakları, veri
[01.08.02], Bir veri işleme sisteminde,
havuzları, veri saklama ve veri üzerinde
veriye ulaşımı sağlayan, saklanan veriyi
gerçekleştirilen süreçleri düğümler olarak
gösteren veya işleyen ve giriş-çıkış
ve verinin mantıksal akışını düğümler
işlemlerini kontrol eden işlevler.

54
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

data manipulation language : veri imkânlarında, veri terminal aygıtları


işleme dili , [17.07.04], Bir veri tabanı arasında veri iletimine imkân sağlandığı
sistemi tarafından desteklenen veri bir ağ.
oluşturma, getirme, okuma, yazma ve
silme gibi işlemlerde bir veri tabanına data object: veri nesnesi, 1.[17.01.11
ulaşmak için kullanılan veri tabanı dili. Bilinen veya bilineceği varsayılan bir veri
NOT: Bu işlemler bir yordamlar yapısı örneğini temsil eden ve birim
(yordamsal veri işleme dili) düzeninde olarak göz önünde bulundurulan
veya mantıksal (tanımlayıcı veri işleme birbirinden ayrılmış veri. 2. [15.03.02],
dili) deyimler düzeninde belirlenebilir. (Programlama dillerinde) Programların
çalışması için ihtiyaç duyulan dosya, dizi
data manipulation rule: veri işleme veya işlem gibi bir veri yapısı elemanı.
kuralı, [17.01.12], Üzerinde izin verilebilir
işlemlere göre belirli bir veri türünün data processing: Veri İşleme,
örneği olan veri nesnelerinin işlenmesi [01.01.06], İşlemlerin veri üzerinde
için bir uygulama biçimi. sistematik olarak gerçekleştirilmesi.
ÖRNEK: Veri üzerinde gerçekleştirilen
data medium: veri ortamı, [01.01.51], aritmetik veya mantıksal işlemler, verinin
İçine veya üzerine veri kaydedilebilen ve birleştirilmesi veya sıralandırılması,
daha sonra verinin alınabildiği veri kayıt programların bir araya getirilmesi veya
ortamı. derlenmesi veya düzeltme, sınıflandırma,
birleştirme, depolama, geri çağırma,
data medium protection device: veri ekran üzerinde gösterme veya yazdırma
ortamı koruma aygıtı, [12.01.27], Veri gibi metin üzerindeki işlemler. NOT 1:
ortamından yalnızca okuma işlemine izin Bilgi işlem terimi, veri işleme terimi ile
veren hareketli ya da kaldırılabilir aygıt. aynı anlamda kullanılmamalıdır.
NOT 2: Şekil 1.1’e bakınız.
data model: veri modeli, [17.01.07],
[17.01.08], 1. Bir veri tabanının bilgi data processing center: veri işleme
sistemindeki biçimsel tanımlara ve merkezi, [01.01.19], bkz. computer
kullanılacak veri tabanı yönetim center
sisteminin geresinimlerine göre bir veri
tabanındaki veri yapısı kuralı. 2. Bir data processing system: veri işleme
kurumun bilgi sistemindeki veri sistemi, [01.01.20], Veri işlemeyi
düzenlemesi tanımı. gerçekleştiren bir veya daha fazla
bilgisayar, yan ünite ve yazılım.
data modeling facility: veri modelleme
olanağı, [17.01.09 Veri modellerini data protection: veri koruma, 1.
gerçekleştirmek için yazılım. [01.07.01], Verinin yetkisiz olarak kasten
veya kazara ifşa edilmesi, değiştirilmesi
data module: veri modülü, [12.01.42], veya yok edilmesine karşı idari, teknik
Bir okuma/yazma düzeneği ve manyetik veya fiziksel tedbirlerin uygun şekilde
diskle birleştirilebilen, kaldırılabilir ve gerçekleştirilmesi. 2. [08.06.02], Veriyi
hava almayacak biçimde kapalı disk yetkisiz erişime karşı korumak üzere
paketi. idari, teknik ve fiziksel önlemlerin
uygulanması.
data multiplexer: veri çoklayıcı,
[09.04.06], bkz. multiplexer data reconstitution: verinin yeniden
kurulması, [08.07.03], Alternatif
data network: veri ağı, [09.07.08], Veri kaynaklarda mevcut verinin toplanması
devrelerinin ve muhtemelen anahtarlama ile verinin yeniden oluşturulması metodu.

55
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

data reconstruction: verinin yeniden data structure: veri yapısı, [15.03.01],


yapılandırılması, [08.07.02], Özgün Veri birimleri ve verilerin kendileri
kaynakların çözümlenmesiyle verinin arasındaki fiziksel ve mantıksal ilişki.
yeniden oluşturulması metodu.
data structuring rule: veri yapılandırma
data restoration: veri restorasyonu, kuralı, [17.01.10 Belirli bir veri türünün
[08.07.01], Kayıp veya kirlenmiş verinin örnekleri olarak verinin yapısını
yeniden yaratılması eylemi. NOT: belirleyen kural.
Metodlar, verinin arşivden kopyalanması,
verinin kaynak veriden yeniden data switching exchange : veri
yapılandırılması veya verinin alternatif anahtarlama merkezi, [09.07.14], Veri
kaynaklardan yeniden kurulmasını içerir. devreleri arasında anahtarlama işevlerini
gerçekleştirmek için tek bir konuma
data security: veri güvenliği , [08.01.04], kurulan aygıt.
Veriye uygulanan bilgisayar güvenliği.
data terminal equipment : veri terminal
data signaling rate : veri sinyal hızı, aygıtı, [09.06.33], Veri kaynağı, veri
[09.05.18], Paralel iletimdeki bit hızı. toplama yeri veya her iki şekilde hizmet
NOT: Veri sinyal hızının formülü veren veri istasyonunun bir parçası. NOT
aşağıdaki gibidir: Formülde, m paralel 1: DTE doğrudan bir bilgisayara
iletim kanallarının sayısını; Ti saniye bağlanabilir veya bilgisayarın parçası
başına ifade edilen i .nci kanal için olabilir. NOT 2: Şekil 9.4'e bakınız.
anlamlı aralığı; ni ise i.nci kanaldaki
anlamlı koşulların önceden tanımlanmış data trace: veri izleme, [07.06.14], bkz.
sayısını ifade etmektedir. NOT: - Veri variable trace
sinyal hızının formülü aşağıdaki gibidir:
Formülde, m paralel iletim kanallarının data transfer phase: veri aktarım evresi,
sayısını; Ti saniye başına ifade edilen i [09.06.26], Kullanıcı verisinin bir ağ
.nci kanal için anlamlı aralığı; ni ise i.nci tarafından birbirine bağlanan veri
kanaldaki anlamlı şartların önceden terminal aygıtları arasında iletilebilmesi
tanımlanmış sayısını ifade etmektedir. esnasındaki çağırma evresi.

data transmission: veri iletimi,


[09.01.02], İletişim gereçleri üzerinden bir
noktadan bir veya daha fazla noktaya
veri iletimi.
data sink: veri alıcısı, [09.01.04], data type: veri türü, [15.04.01],
Aktarılan veriyi kabul eden işlevsel birim. [17.05.08], Belirli bir veri yapısının ve izin
verilebilir işlemler kümesinin tanımlanmış
data source: veri kaynağı, [09.01.03], veri nesneleri kümesi. Bu veri nesneleri
İletim için veri sağlayan işlevsel birim. söz konusu işlemlerin çalıştırılmasındaki
işlenenler olarak davranır. ÖRNEK: Bir
data station: veri istasyonu, [09.06.32],
tam sayı türünün belirli sınırlar içinde
İletim için veri sağlayan, iletilen veriyi
belirlenen tüm sayılardan birinin temsili
alan ve diğer işlevsel birimler ile
olan, her bir görünümünde genellikle
haberleşmek için gerekli tüm
değer olarak adlandırılan çok basit bir
fonksiyonları gerçekleştiren işlevsel
yapısı vardır. İzin verilebilir işlemler
birim. NOT: Şekil 9.4'e bakınız.
genellikle bu tam sayılar üzerinde yapılan
aritmetik işlemleri içerir. NOT 1: Bir
belirsizlik olduğunda "veri türü"nün

56
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

yerine "tür" terimi kullanılabilir. NOT 2: yönetiminden sorumlu olan bir veya bir
Şekil 15.1'e bakınız. grup kişi.

data validation: veri geçerleme, database file organization : veri tabanı


[08.06.05], Verinin doğru, eksiksiz veya dosyası düzenleme, [17.03.10], Bir
belirlenen ölçütleri karşılayıp depolama aygıtında verinin
karşılamadığını belirlemek için kullanılan düzenlenmesi ve belirli bir dosyanın ve
süreç. NOT: Veri geçerliliğinin denetimi: kayıtlarının veri yapısına göre olan ve
biçim denetimlerini, noksanlık dosyanın bir veri tabanının parçası
denetimlerini, anahtar deneme testlerini, olmasını sağlayan bir erişim metodunun
makul olma denetimlerini ve sınır gerçekleştirilmesi.
denetimlerini içerebilir.
database handler: veri tabanı işleyici,
data value: veri değeri, [15.03.04], Bir [17.08.03], Veri tabanı çağrılarını
değişken veya bir veri türü gibi bir dil yorumlayan, uygun veri tabanı
yapısı ile belirli bir bağlamda erişimlerini yürüten, eş güdümünü
ilişkilendirildiği bir bildirilen veri nesneleri sağlayan veri tabanı yönetim sistemi
kümesi elemanı. NOT: Prensip olarak, elemanı.
veri değeri matematikteki "işlev
değeri"nden, "bir sayının değeri"nden ve database key: veri tabanı anahtarı ,
sayısal gösterimdeki "konum değeri"nden [17.08.08], Veri tabanı yönetim sistemi
ayırt edilmelidir. tarafından atanan birincil anahtar.

data volatility : veri değişkenliği , database language: veri tabanı dili,


[17.06.06], Zaman içerisinde verilerinin [17.07.01], Veri tabanlarının
değişme oranına ait veri özelliği. oluşturulması, modellenmesi,
gerçekleştirilmesi, kullanılması ve
database: veri tabanı, [01.08.05], yönetilmesi gibi etkinlikleri desteklemek
[17.01.01] Bir veya daha fazla uygulama için kullanılan dil. ÖRNEK: Bir veri işleme
alanını destekleyen, birbirleriyle ilişkili dili, bir tanımlama dili.
girişler arasındaki ilişkileri ve bu verilerin
özelliklerini tanımlayan kavramsal bir database machine: veri tabanı
yapıya göre düzenlenmiş veri topluluğu. makinesi , [17.08.01], Muhtemel
gerçekleştirmeler ve veri tabanı
database administration: veri tabanı uygulamaları için özellikle tasarlanmış
yönetimi, [17.08.04], Bir veri tabanının bilgisayar.
tüm verilerini tanımlayan, düzenleyen,
yöneten, denetleyen ve koruyan database management system: veri
işlemlerin yürütülmesi. NOT: Korunan tabanı yönetim sistemi, [17.01.03], Veri
veri, aynı zamanda metaveri ve veri tabanlarını tanımlamak, oluşturmak,
tabanının diğer tanımlarının işletmek, denetlemek, yönetmek ve
gösterilmesini içerir. kullanmak için yazılım ve donanıma
dayalı bir sistem. NOT: Veri tabanı için
database administration language : kullanılan yazılım veri tabanının bir
veri tabanı yönetim dili, [17.07.06], Veri parçası veya bağımsız olabilir.
tabanı yönetimi için kullanılan veri tabanı
dili. database schema : veri tabanı şeması,
[17.01.13], Her biri aşağıdaki özelliklere
database administrator: veri tabanı sahip olan değişik şemalar kümesi: a)
yöneticisi , [17.08.05], Veri tabanı Veri tabanı şeması ayrıntılı genel bir
anlatımın veya varlık dünyasının belirli bir

57
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

düzeyde önemi ve uygun bir veri tabanın DBA : [17.08.05], bkz. database
birbiriyle ilgili yönleri ile ilişkilidir. b) Veri administrator
tabanı şeması bir bilgi tabanının
cümlelerinin belirli bir düzeyde göz DBMS: [17.01.03 bkz. database
önünde bulundurulması ile ilgili olarak management system
tutarlı bir şekilde toplanması için
formların gösterilmesini tanımlar ve bu DCE: [09.06.35], bkz. data circuit-
formların görünüşlerinin işlenmesini terminating equipment
kapsar.
DDL: [17.07.03], bkz. data definition
database subschema: veri tabanı alt language
şeması , [17.01.14], Bir veya daha fazla
uygulamanın veri tabanı şemasının DDP : [18.01.08], bkz. distributed data
parçası. processing

database utility: veri tabanı yardımcı dead zone unit: ölü bölge birimi,
yazılımı, [17.08.07], Bir veri tabanını [19.01.16], Örneksel çıkış değişkeni,
bütün olarak kuran, işleyen veya işleten örneksel giriş değişkeninin belirli bir
yazılım. ÖRNEK: Yükleme, yükleneni aralığında sabit olan işlevsel birim.
silme, kurtarma, yeniden yapılandırma
deadlock: kilitlenme, [07.06.39], İki ya
istatistiklerini tutarlılıkla kontrol eden
da daha fazla aygıt veya koşut zamanlı
programlar.
süreçten her biri diğer(ler)ine atanmış
datadump: veri dökümü, [07.07.05], bkz. kaynakları beklediğinde ya da diğer
dump karşılıklı bağımlılıklar nedeniyle veri
işlemenin askıya alındığı durum.
data-flow trace: veri akışı izleme, ÖRNEK: Kayıt X üzerinde özel kilidi olan
[07.06.14], bkz. variable trace program A, program B için ayrılmış olan
kayıt Y üzerinde bir kilit istediğinde
datagram: datagram, [09.07.24], Paket oluşan durum. Aynı şekilde, program B
anahtarlamada, veri terminal aygıtları ve kayıt Y üzerindeki denetimi bırakmadan
ağda daha önce yapılan veri önce kayıt X üzerinde özel denetim için
değişimlerine bağımlı olmaksızın çıkış beklemektedir.
veri terminal aygıtından varış veri
terminal aygıtına veri göndermek için debug: hata ayıklama, [01.05.07],
yeterli bilgi taşıyan ve diğer paketlerden Programlardaki hataları arama, bulma ve
bağımsız olan paket. giderme.

datagram service: datagram hizmeti, debug: hata ayıklamak, [07.07.01


[09.07.25], Paket anahtarlamada, bir (01.05.07)], (f.) Programlardaki hataları
datagram veriyi, onun adres alanında algılamak, bulmak ve yok etmek.
tanımlanan ve ağ tarafından başka bir
datagrama referans gösterilmeyen varış debugger: hata ayıklayıcı, [07.07.02],
noktasına götürme işi. NOT: Hata ayıklamaya yardımcı olmak için
Datagramlar, ağa girdiklerinden farklı bir tasarlanmış yazılım.
sırada varış noktasına dağıtılabilirler.
decimal digit: ondalık sayı, [04.03.07],
data-sensitive fault: veriye duyarlı Ondalık sistemde kullanılan bir sayı.
bozukluk, [14.02.04], Belirli bir veri ÖRNEK: 0’la 9 arasında bir sayı.
örüntüsünün işlenmesi sonucu ortaya
çıkabilen bozukluk.

58
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

decimal literal: ondalık ifade, [05.02.05], burada n olay sayısını ifade eder. NOT 1:
Bir ondalık sayıyı göstermek üzere Madde 16.01.03’te yer alan not bu tanıma
kullanılan nümerik ifade. uygulanabilir. NOT 2: Logaritmanın tabanı
kullanılan birimi belirler. Genellikle
decimal marker: ondalık işaretleyici, kullanılan birimler şunlardır: Shannon
[22.04.05], Bir sayıdaki ondalık noktanın (sembol: Sh), tabanı 2 olan logaritma için,
ya da ondalık virgülün yerinin görsel Doğal birim (sembol: nat), e tabanlı
gösterimi. logaritma için, Hartley (sembol: Hart), 10
tabanlı logaritma için.
decimal notation: ondalık notasyon, Dönüşüm çizelgesi:
[05.06.01], Genellikle ondalık sayılar olan 1 Sh = 0,693 nat = 0,301 Hart
10 farklı karakteri kullanan bir notasyon. 1 nat = 1,433 Sh = 0,434 Hart
ÖRNEK: 199912312359 karakter dizisi 1 Hart = 3,322 Sh = 2,303 nat
2000 yılının başlangıcından bir dakika
önceki zaman ve günü gösterme amaçlı NOT 3: Karar içeriği, olayların ortaya
diye yorumlanabilir. NOT: Ondalık çıkma olasılıklarından bağımsızdır. NOT
notasyon ondalık sistemle sınırlı değildir. 4: Karşılıklı dışarlanan olayların sonlu bir
kümesinden belirli bir olayı seçmek için
decimal numeral: ondalık sayı, gerekli b-katlı kararların sayısı, b tabanlı
[05.01.09], Ondalık sistemde bir sayı. logaritma ile tanımlanan karar içeriğinden
daha büyük ya da bu karar içeriğine eşit
decimal numeration system: ondalık
olan en küçük tamsayıya eşittir. Bu kural,
sıralama sistemi, [05.04.14], bkz. decimal
b sayısının bir tamsayı olduğu
system
durumlarda uygulanabilir. ÖRNEK:
decimal point: ondalık nokta, [05.04.18], {a, b, c} üç olaydan oluşan bir küme olsun.
Ondalık sistemde kök noktası. NOT: Bu kümenin karar içeriği:
Kullanılagelen çeşitli gösterimlere göre, H0 = (lb 3) Sh = 1,580 Sh
ondalık nokta sayıların ortasında bir = (ln 3) nat = 1,098 nat
virgül veya bir noktayla gösterilebilir. = (lg 3) Hart = 0,477 Hart
Uluslararası standartlarda virgül
kullanılmaktadır. olarak hesaplanır.

decimal system: ondalık sistem,


[05.04.14], 0, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 decision layer: karar katmanı,
şeklinde on sayı ile 10’un sabit bir [34.02.08], bkz. output layer
kökünü kullanan ve en küçük tamsayı
ağırlığı 1 olan sabit kök notasyonu. decision table: karar çizelgesi,
ÖRNEK: Ondalık sistemde, 576,2 sayısı [20.06.05], Bir problemin
5 × 102 + 7 × 101 + 6 × 100 + 2 × 10–1’ i çözümlenmesinde göz önüne alınacak
göstermektedir. koşulların ve her koşul için
gerçekleştirilecek etkinliklerin birlikte
decipherment: şifre çözme, [08.03.04], verildiği çizelge.
bkz. decryption
declaration: bildirim, [15.02.01], Bir veya
decision content: karar içeriği, daha fazla tanımlayıcıyı program içinde
[16.03.01], Karşılıklı dışarlanan olayların sunan ve bu tanımlayıcıların nasıl
sonlu bir kümesindeki olay sayısının yorumlanacağını belirleyen açık dil
logaritması. Karar içeriğinin matematiksel yapısı. ÖRNEK: Veri türlerinin, depolama
gösterimi şu şekilde verilebilir: düzenlemesinin, paketlerin veya işlerin
H 0 = log n tanımlanması. NOT: Bazı programlama

59
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

dillerinde, bildirimler deyimler olarak deductive learning: tümdengelim


adlandırılır. metoduyla öğrenme, [31.03.17],
Bildirimlerin dönüşümlerinin doğruluğu
declarative knowledge: duyurulan bilgi, korunarak var olan bilgiden yeni bilginin
[28.02.22], Olaylar, kurallar ve önermeler ortaya çıkarıldığı öğrenme stratejisi. NOT
ile temsil edilen bilgi. NOT: Genellikle, 1: Tümdengelim metodu ile öğrenme
duyurulan bilgi öncelikle yordamsal genellikle var olan bilginin özel
bilgiye dönüştürülmeden işlenemez. kullanımına yönlendirir.
NOT 2: Tümdengelim metodu ile
declarative part: bildirim kısmı, öğrenme bilginin yeniden formüle
[15.02.02], Bir veya daha fazla tanımı edilmesini, bilginin derlenmesini ve diğer
bulunduran program parçası. NOT: doğruluğu koruyan dönüşümleri içerir.
COBOL'da, bildirim kısmı "data division"
olarak adlandırılır. default: varsayılan, [15.02.03], (s.)
Açıkça belirtilmediği zaman kabul edilen
declarative region: bildirim bölgesi, bir özelliğe, veri değerine veya seçeneğe
[15.02.10], Bildirimleri kapsayan program ait olan. ÖRNEK: FORTRAN dilinde,
parçası. varsayılan adlandırma kurallarına göre
I'dan N'ye kadar harflerden birisi ile
decode: kod çözmek, [06.03.09], (f.) başlayan adlar tamsayı türünde
Veriyi, önceki kodlamanın etkisini ters değişkenleri temsil eder.
çevirerek elde etmek.
default format: varsayılan biçim,
decompile: geri derlemek, [07.04.28], [23.06.07], Kullanıcı başka bir şekilde
(f.) Derlenmiş bir programı kendi makine belirlemedikçe otomatik olarak
dili sürümünden yüksek düzey dildeki gerçekleştirilen biçim.
özgün programa benzer biçime çevirmek.
NOT: Geri derlenmiş bir program kendi deference: erteleme, [25.02.10], Bir veri
özgün makine dili sürümüne yeniden istasyonunun, devam etmekte olan iletim
derlenebilmelidir. ile çakışmadan kaçınmak için iletim
ortamı meşgul olduğu zaman iletimini
decompiler: geri derleyici, [07.04.29], ertelemesi işlemi.
Programları geri derleyen yazılım aracı.
deferred delivery service: ertelenmiş
decryption: kripto çözme, [08.03.04], Bir dağıtım hizmeti, [32.06.06], Bir ileti
şifreli metinden, karşılık gelen özgün göndericinin kullanıcı temsilcisinin,
metnin elde edilmesi işlemi. NOT: Bir gönderilecek bir iletinin belirlenen bir
şifreli metin ikinci kez şifrelenmiş olabilir. tarih ve zamandan önce olmayacak
Bu durumda bir kez şifre çözme özgün şekilde dağıtılmasını istemesine izin
düz metni üretmez. veren hizmet.
Deduction: tümdengelim, [28.03.02], deferred maintenance: ertelenmiş
Belirli bir dayanak kümesinden mantıksal bakım, [14.03.02], Bir bozukluğun
bir sonuç türeten sonuç çıkarma. NOT: tespitinden ya da bir arızanın ortaya
Tümdengelim doğruyu koruyan tek sonuç çıkmasından sonra hemen
çıkarmadır. başlatılmayan, verilen bakım kurallarına
göre gecikmeli olarak başlatılan onarıcı
deductive inference tümdengelim ile
bakım.
sonuç çıkarma, [28.03.02], bkz.
deduction delay element: gecikme elemanı,
[03.01.06], Belirli bir zaman geçtikten

60
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

sonra, daha önce verilen giriş sinyaline delivery notification service: dağıtım
benzer bir çıkış sinyali üreten aygıt. uyarı hizmeti, [32.06.07], İleti
göndericinin kullanıcı temsilcisinin,
delay line: gecikme hattı, [03.01.07], Bir gönderilen iletiler hakkında alıcının
sinyalin iletiminde arzulanan bir kullanıcı temsilcisine veya erişim birimine
gecikmeyi gerçekleştirmek üzere başarılı bir şekilde dağıtıldığı zaman
tasarlanan bir hat veya ağ. açıkça uyarılmayı istemesine izin veren
hizmet. NOT 1: Dağıtım yapılması iletinin
delay statement: erteleme deyimi, kullanıcı tarafından alındığı anlamına
[15.05.27], Bir erteleme amacıyla talep gelmez. NOT 2. Çok alıcılı bir ileti
içeren bir işin yapılmasını askıya almak durumunda bu hizmet her bir alıcı
için kullanılan basit deyim. bazında istenebilir. NOT 3. Şekil 32.6’ya
bakınız.
delayed: geciktirildi, [07.10.08],
(Niteleyici) Görevin bir gecikme deyimi ile demand paging: isteğe göre sayfalama,
engellendiği bir yürütülebilir görevin [10.05.20], Bir sayfanın, gerek
görev durumuna ait. NOT: Şekil 7.7’ye duyulduğunda yardımcı bellekten ana
bakınız. belleğe aktarılması.
delegation: yetkilendirme, [15.09.12], Bir demodulation: bindirim çözme,
nesnenin, bir ileti hizmetini başka [09.05.11], Modüle edilmiş bir sinyalden
nesneye atamasına izin veren bir yol. sinyalin aslını elde etme işlemi.
delete: silme, [23.04.01], Kullanıcının, demon: hızır, [28.02.36], Bir değişiklik,
önceden girilen bir metnin bir parçasını ekleme, silme ya da bir başka olay
ya da tamamını temizlemesine olanak oluştuğunda özellikle çağrılmamasına
sağlayan mod ya da işlev. rağmen başlatılan yordam.
delimiter: sınırlayıcı , 1. [15.01.06], demultiplexer: çoklama çözücü ,
Başka bir sözcüksel işaretin ya da söz [21.03.11], Önceki bir çoklayıcı
dizimsel bir birim olarak dikkate alınan bir tarafından birleştirilmiş olan sinyallerin
karakter dizisinin başlangıcını veya her birini çıkış sinyalleri olarak yeniden
sonunu gösteren sözcüksel işaret. NOT elde eden aygıt.
1: Özel karakterler veya ayrılmış
kelimeler sınırlayıcı olarak iş görebilirler. demultiplexing: çoklama çözümü, 1.
NOT 2: Ayırıcı ile karıştırılmamalıdır. 2. [09.05.24], Aslına uygun sinyalleri veya
[04.09.01], (Veri organizasyonunda) Bir bu sinyallerin gruplarını elde etmek için
karakter dizisinin başlangıcını veya bir çoklayıcı tarafından oluşturulan bir
sonunu göstermek üzere kullanılan bir sinyale uygulanan işlem. NOT: Çoklama
veya daha çok karakter. çözümü, örneğin bir alt gruptan bir grup
çıkarmak için bir parça olabilir. 2.
delivery: dağıtım , [32.04.16], (Elektronik [26.04.07], (OSI'de) Belirli bir katman
postada) Bir ileti gönderme temsilcisinin varlığı tarafından gerçekleştirilen, bir
bir ileti veya sorgulamayı ileti deposuna sonraki alt katmanın, bu alt katmana
veya bir potansiyel kullanıcının kullanıcı ilişkin bir tekli bağlantı esnasında alınan
temsilcisine göndermesindeki aktarma hizmet veri birimleri içerisinde bulunan,
adımı. NOT 1: Dağıtım kullanıcı bu katmanın birden fazla bağlantıları için
tarafından bir alınma olduğu anlamına bu katmana ilişkin protokol veri birimlerini
gelmez. NOT 2: Şekil 32.6’ya bakınız. tanımlayan bir işlev. NOT: Çoklama
çözme işlevi, bir sonraki alt katmanın
hizmet veri birimlerini gönderen

61
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

katmanın varlığı tarafından descramble: karışıklığı düzeltmek,


gerçekleştirilen çoklama işlevinin ters [09.05.08], (f.) Karıştırılmış bir sayısal
işlevidir. sinyalden o sayısal sinyalin aslını elde
etmek.
denial of service: hizmet reddi,
[08.05.10], Kaynaklara yetkili erişimin description space: tanım uzayı,
engellenmesi veya zamanın önemli [31.02.11], Öğrenenin kullanabildiği bir
olduğu etkinliklerin geciktirilmesi. tanımlama dilinde tanımlanabilir olan bir
örnek uzayındaki tüm örneklerin kümesi.
dependency: bağımlılık, [17.02.19], Bir
varlığın veya niteliğin yalnızca ve design language: tasarım dili,
yalnızca sırası ile başka varlığın ve [07.01.36], Özel dil yapıları ve bazen
niteliğin olduğunu gösteren bir varlık donanım ya da yazılım tasarımını
ilişkisi veya bir nitelik ilişkisi. geliştirmek, çözümlemek ve dökümante
etmek için doğrulama protokolleri olan
dependent compilation: bağımlı belirtim dili.
derleme, [07.04.70], bkz. separate
compilation desk application: masa (üstü)
uygulaması, [27.01.17], Büro
depth-first search: derinliğine arama, otomasyonu hizmetlerini elde etmek için
[28.03.24], Arama ağacının en yüksek bir kullanıcı terminalinden doğrudan
düzeyindeki olası kollardan birini ilk çalıştırılabilen uygulama programı.
olarak seçen ve önceden belirlenmiş bir ÖRNEK: Elektronik takvim, hesap
derinlik olan amaca ya da ilerlemenin makinesi, telefon rehberi vb.
mümkün olamadığı bir noktaya
ulaşıncaya kadar seçilen dal boyunca desk checking: sıra denetleme, 1.
hemen alttaki düzeye kadar ilerleyen [07.07.11], Kaynak kod, test sonuçları ya
arama. NOT: Amaca ulaşılamamış ise, da diğer dokümantasyonun, genellikle
arama önceden değerlendirilmemiş olan bunları üreten kişi tarafından görsel
daha gerideki bir dala döner ve önceden olarak incelendiği el ile program yürütme
olduğu gibi ilerler. benzetimini de içerebilen, hatalar,
geliştirme standardları ihlalleri ya da
dequeue: çift yönlü kuyruk, [04.08.09], diğer problemleri tanımlamak için
Her iki ucunda da eleman ekleme ve kullanılan bir durağan çözümleme
çıkarma işlemine izin verilecek şekilde tekniği. 2. sıra denetleme, [20.05.02],
yapılandırılmış ve düzenlenmiş olan liste. İşlev ve söz dizinindeki hatalar için
NOT: Şekil 4.1’e bakınız. kaynak programın adım adım
çalıştırılmasıyla hataların tespitini
derived type: türetilen tür, [15.04.28], yapmak üzere deneme programının elle
Veri değerleri ve işlemleri mevcut olan ve çalıştırılması.
bir üst türün kopyaları olan veri türü. NOT
1: Belirgin tür dönüşümü kullanılmadıkça, desk-top calculator: masa üstü hesap
koyu yazma farklı üretilen türlerin veri makinesi, [22.02.02], Temel olarak bir
değerleri arasındaki veya bir üst tür ile masa ya da sırada kullanılmak üzere
üretilen tür arasındaki işlemlere olanak tasarlanmış hesap makinesi.
vermez. NOT 2: Veri değerleri kümesi
veya üretilen türlerin uygulanabilir desktop publishing: masa üstü
işlemleri azaltılabilir veya genişletilebilir. yayıncılık, [01.06.16], Bir mikrobilgisayar
Üst türün tersidir. kullanarak yapılan elektronik yayıncılık.

62
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

destructive read: yıkıcı okuma, dialog box: iletişim kutusu, [13.05.33],


[12.02.20], Kaynak adresindeki veriyi İçine veri girilebilen bir açılan pencere.
silen okuma.
dialog component: diyalog bileşeni,
detectable element: algılanabilir öğe, [28.04.10], Bir kullanıcı ile konuşma
[13.05.13], Bir işaret aygıtının hedef modunda iletişim kuran bir bilgi tabanlı
alabileceği noktadaki görüntü öğesi. sistem bileşeni.

developmental baseline: geliştirme dichotomizing search: ikiye bölmeli


esasları, [20.06.07], Geliştirilmekte olan arama, [06.04.04], Düzenli bir öğeler
bir sistem için belirli bir zamanda etkin kümesinin iki kesime bölünüp, bir
olan belirtimler. bölümünün atıldığı ve aramanın seçilen
kesim üzerinde yinelenerek sürdürüldüğü
device control character: aygıt kontrol arama türü.
karakteri, [04.04.06], Bir veri işleme
sistemiyle ilişkilendirilmiş çevre difference: fark, [02.C.19], Bir çıkarma
elemanları için bir denetim işlevi işlemi sonundaki büyüklük veya sayı.
belirlemek amacıyla kullanılan bir kontrol
karakteri. differential amplifier: fark yükselteci,
[21.03.07], İki giriş devresine sahip olan
device coordinate: aygıt koordinatı, ve iki giriş sinyali arasındaki farkı
[13.02.11], Aygıt bağımlı bir koordinat yükselten yükselteç.
sistemi tarafından belirlenmiş koordinat.
differential encoding: diferansiyel
device space: aygıt uzayı, [13.03.04], kodlama, [13.02.04], Birinciden başka
Bir görüntü aygıtının adreslenebilir her elemanın kendisi ile bir önceki
noktalarının tümü tarafından tanımlanan eleman arasındaki farkının değer olarak
uzay. gösterildiği bir sayısal veri dizisinin
kodlanması.
device transformation: aygıt
dönüşümü, [13.02.13], Normalleştirilmiş differential Manchester encoding:
aygıt koordinatından aygıt koordinatına diferansiyel Manchester kodlaması,
bir koordinat dönüşümü [09.05.04], Her bite atanan zaman
aralığının, bir geçiş tarafından ikiye
diagnostic: tanı, [14.03.09], (s.) bölündüğü ve bu zaman aralığının
Bozuklukların, arızaların ya da başlangıcında başka bir geçişin varlığının
yanılgıların algılanması, çözümlenmesi veya yokluğunun bir bit değeri ile
ya da açıklanmasına ait. (örneğin, sırası ile "0" veya "1" ile)
belirlendiği ikili faz kodlama. NOT 1: Bu
diagnostic function: tanı işlevi, geçiş, gerilim, manyetik kutupluluk veya
[21.03.12], Bir işlevsel birimin problemleri ışık yoğunluğu gibi fiziksel değişkenlerin
tespit etme ve hata türünü tanıma iki durumu arasında meydana gelebilir.
yeteneği. NOT 2: Eğer fiziksel değişken elektriksel
ise, bu kodlama türü kutba bağımlıdır ve
diagnostic program: tanı programı, doğru akım bileşeninden bağımsızdır.
[07.07.15], Donanımdaki arızalar ya da NOT 3: Şekil 9.2'ye bakınız.
programlardaki hataları algılamak,
bulmak ve tanımlamak için tasarlanmış digit: rakam, [01.02.12], Negatif olmayan
program. tam sayıları ifade eden bir karakter.
Örnek: 16’lık sayı sistemindeki 0,1, … F
dial-back: arayan numarayı çevirme, karakterlerinden biri.
[08.06.12], bkz. call-back.

63
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

digit: rakam, [04.03.05], Bir doğal sayıyı bütünlüğünü doğrulamasını sağlayan


temsil eden bir karakter. ÖRNEK: veri.
Ondalık sistemde 0’dan 9’a kadar olan
karakterlerden biri; A’dan F’ye kadar digital optical disk: sayısal optik disk,
karakterlerin eklenmesiyle on altılık [12.01.43], bkz. optical disk
sayılar oluşturulur. NOT: Matematiksel
“doğal sayı” terimi negatif olmayan tüm digital representation: sayısal gösterim,
tam sayıları temsil etmektedir. [05.01.13], Bir sayının rakamlarla,
muhtemelen özel karakterlerle ve boşluk
digit place: rakam yeri, [05.04.03], karakteriyle birlikte gösterimi.
Konumsal notasyonda, bir sayı
tarafından doldurulmuş olabilen ve bir digital signal: sayısal sinyal, [09.02.03],
sıra sayısı veya bir eşgdeğeri tarafından Karakteristik niceliklerinden birinin zaman
tanımlanan her bir konum. içinde alabileceği iyi tanımlanmış ayrık
değerlerin sonlu bir sayısı tarafından
digit position: konum, [05.04.03], bkz. içinde verinin temsil edildiği ayrık sinyal.
digit place
digital signature: sayısal imza,
digital: sayısal, [01.02.04], Sayı [08.06.09], Mesajın sonuna eklenerek
basamaklarından ibaret olan bir veriye ve alıcının mesaj kaynağını doğrulamasını
bunun yanında işlem yapmaya ve bu sağlayan veri.
verileri kullanan işlevsel birimlere ait
olan. digital-to-analog converter: sayısaldan
örneksele dönüştürücü, [19.01.19],
digital computer: sayısal bilgisayar, Veriyi sayısal gösterimden örneksel
[01.03.04], Kullanıcı tarafından yazılan gösterime dönüştüren işlevsel birim.
veya belirlenen programları çalıştırarak;
aritmetik ve mantıksal işlemler de dahil digitize : sayısallaştırmak, [05.01.19], (f.)
olmak üzere sayısal olarak gösterilen Sayısal bir biçimde olan ayrık olmayan
ayrık verilerin kullanıcı tarafından verileri göstermek veya ifade etmek.
belirlenen işletimini gerçekleştirerek ve ÖRNEK: Bir genliğin analog
çalıştırılmaları esnasında kendi gösteriminden bu genliğin fiziksel
kendilerini değiştiren programları büyüklüğüne ilişkin genliğin sayısal
işleterek, içine yüklenmiş programlar gösterimini elde etmek.
tarafından kontrol edilen ve bir programın
tamamı veya parçası için ortak belleği ve digitized data: sayısallaştırılmış veri,
ayrıca programların çalıştırılmasında [05.01.15], Nicelenmiş ve sayısal
gerekli verinin tamamını ya da bir gösterim için uygun olan veri.
parçasını kullanabilen bilgisayar. NOT:
digitized image: sayısallaştırılmış
Türkçe’de, bilgi işlemede, bilgisayar
görüntü, [13.02.01], Bir ekran
terimi sıklıkla sayısal bilgisayarı ifade
görüntüsünün üretilebildiği sayısal
etmek için kullanılır.
gösterim.
digital data: sayısal veri, [05.01.14],
digitizer: sayısallaştırıcı, [13.04.25], bkz.
Rakamlar, muhtemelen özel karakterler
graphics digitizer
ve boşluk karakteriyle gösterilen veri.
diluted network: seyreltilmiş ağ,
digital envelope: sayısal zarf,
[34.02.17], bkz. partially connected
[08.06.10], Mesajın sonuna eklenerek,
network
hedeflenen alıcının mesaj içeriğinin

64
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

diminished radix complement: eksik direct instruction: doğrudan komut,


kök tümleyeni, [05.08.05], Sabit kök [07.09.21], Bir işlenenin adresinden
notasyonunda, verilen bir sayıdan kökün ziyade değerini içeren komut.
belirli bir kuvvetinden bir eksiğinden
çıkartarak türetilebilen bir tümleyen. direct percentage function: doğrudan
ÖRNEK: Üç hane kullanan ondalık yüzde işlevi, [22.03.13], Bir indirim
sistemde, 829 sayısı 170’in eksik kök yüzdesini ya da iskonto değerini
tümleyenidir, kökün kuvvetinden bir doğrudan hesaplayan işlev.
eksik: 999 (=103-1 ). NOT: Eksik kök
tümleyeni verilen bir sayının kökten bir direct submission: doğrudan
eksik olan sayısından çıkartılarak elde gönderme, [32.04.14], Bir kullanıcı
edilebilir. temsilcisinin veya bir ileti deposunun bir
iletiyi veya bir sorgulamayı doğrudan ara
diphone: geçiş sesi, [29.01.18], Bir ses işlevsel birimlerden geçmeksizin ileti
biriminin kararlı parçasından daha aktarma temsilcisine göndermesi. NOT:
sonraki ses biriminin kararlı parçasına Şekil 32.6’ya bakınız.
uzanan ve geçiş parçasını içeren
konuşma parçası. direct user: doğrudan kullanıcı,
[32.01.09], İleti işleme sistemini
direct access: doğrudan erişim, doğrudan kullanarak ileti işlemeye katılan
[12.02.22], Verinin göreli konumundan kullanıcı. NOT: Şekil 32.6’ya bakınız.
bağımsız olarak, fiziksel konumunu
gösteren adres yoluyla, bir bellek direct waveform synthesis: doğrudan
biriminde bulunan veriye erişme ya da dalga biçimli sentezleme, [29.03.02],
veriyi bellek birimine yazma yeteneği. Konuşma sinyallerini (sayısal veya
analog biçimde) kaydetmeyi ve daha
direct address: doğrudan adres, sonra bunları uygulama gereksinimlerine
[07.09.33], Bir başka adresi içeren göre istek üzerine geri oynatmayı içeren
saklama konumuna başvurmaksızın bir basit bir konuşma sentezleme metodu.
konumu tanımlayan adres. NOT: Konum NOT: Doğrudan dalga biçiminde
bir saklama konumu ya da bir aygıt sentezleme erişim gecikmelerini ortaya
olabilir. çıkarabilir ve mevcut kayıt ortamının
kapasitesiyle sınırlı, fakat yapay
direct call facility: doğrudan çağrı aracı konuşma genellikle yüksek kalitede olur.
,[09.08.01], Bir veri ağının bir çağırma
işleminin sinyal talep etmesini, bir directed-beam display device : yönlü
kullanıcı tarafından daha önceden ışık görüntüleme aygıtı, [13.04.05], bkz.
belirlenen bir veya daha fazla istasyona calligraphic display device
bağlantı kuracak bir talimat olarak
yorumladığı, bu suretle kurma işlemini directly recursive: doğrudan
çağırma esnasında adres seçme özyinelemeli, [07.03.17], Kendisine çağrı
sinyallerini sağlamak için kullanıcı içeren bir alt progama ait.
gereklerini azaltan bir olanak. NOT: Bu
olanak, genelde olduğundan daha hızlı Directory: dizin , [27.02.04], (Elektronik
çağrı kurma işlemini çağırmaya izin postada) Bir bilgisayar ağı üzerinde
verebilir. Bağlantı kuracak diğer ağ adreslenebilen kullanıcılar ya da
kullanıcıları üzerinde özel bir öncelik hizmetlerin düzenlenmiş listesi.
gerekli değildir. Anlaşmaya varılan bir
directory : dizin , [32.01.11 (27.02.04)],
zaman dönemi için belirlenmiş adresler
(Elektronik postada) Bir bilgisayar ağı
atanır.

65
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

üzerine adreslenebilen kullanıcılar ya da tabanında bulunan bilgiye ulaşmayı


hizmetlerin düzenli listesi. sağlayan dizin sisteminin işlevsel birimi.
NOT: Şekil 32.3’e bakınız.
directory facility: dizin hizmeti,
[26.05.11], Uygulama süreçleri tarafından directory user: dizin kullanıcısı,
kullanılan sembolik adları OSI ortamında [32.09.02], Dizin sistemine ulaşan bir
kullanılan eksiksiz ağ adreslerine çeviren işlevsel birim veya kişi.
uygulama hizmeti.
directory user agent: dizin kullanıcı
directory information base: dizin bilgi temsilcisi, [32.09.03], Bir dizin
tabanı, [32.09.05], Dizin sistemi kullanıcısının dizin sistemi ile ilişki
tarafından yönetilen bilgi kümesi. kurduğu işlevsel birim. NOT: Şekil 32.3’e
bakınız.
directory information tree: dizin bilgi
ağacı, [32.09.07], Dizin adları yardımı ile disambiguation: belirsizliği giderme,
nesneleri belirsizliğe yol açmayacak [15.01.09], Dil yapısının bir program
şekilde tanımlamak için dizin sisteminde içinde özel bir olay tarafından aynı
kullanılan ağaç yapısı. NOT: Bu ağaç sözcüksel işaretler dizisinin bir kaçı ile
yapısı, belirli bir girişe götüren referans gösterildiği belirleme eylemi.
düğümlerden bir ad oluşturarak dizin
adları ile eşleştirilir. disassemble: ayırmak, [07.04.27], (f.)
Amaç kodu birleştirme dili gösterimine
directory management domain: dizin çevirmek.
yönetim alanı, [32.09.08], Bir veya daha
fazla dizin sistemi temsilcisi ve olası tek disaster recovery plan: afet kurtarma
bir yetkili tarafından yönetilen birkaç dizin plânı, [08.07.13], bkz. contingency plan
kullanıcı temsilcisi birleşimi.
disclosure: açığa çıkarma, [08.05.15],
directory name: dizin adı, [32.09.06], Verinin yetkisiz varlıkların erişimine açık
Dizin sistemindeki kurallara göre hale gelmesini sağlayan bilgisayar
düzenlenmiş belirli bir nesnenin güvenlik ihlali.
tanımlayıcısı. NOT: Bir dizin adı açık ve
anlaşılır (yani yalnızca bir nesneyi disclosure of other recipients service:
gösteren) olmalıdır. Bununla birlikte, diğer alıcıları açıklama hizmeti,
benzersiz (yani, bir nesneyi açık ve [32.06.09], İleti göndericinin kullanıcı
anlaşılır şekilde belirten tek bir ad) temsilcisinin, çok alıcılı bir ileti
olması gerekmez. gönderildiğinde ileti aktarma sistemini
bilgilendirmesine ve bütün diğer alıcıların
directory system: dizin sistemi, O/R adlarını her alıcının kullanıcı
[26.05.10], (OSI'de) Gerçek dünyadaki temsilcisine ileti dağıtımı üzerinden
bir grup nesne hakkındaki bilginin açıklamasına izin veren hizmet.
mantıksal veri tabanını tutmak için
işbirliği yapan açık sistemler topluluğu. discrete: ayrık, [01.02.02], Karakterler
gibi farklı elemanlar içeren veriye ve
directory system: dizin sistemi, sınırlı sayıda farklı olarak tanınabilir
[32.09.01 (26.05.10)], Dizin hizmetlerini değerlere sahip olan fiziksel niceliklere
sağlamak için iş birliği yapan açık olduğu kadar bu veriyi kullanan süreçlere
sistemler topluluğu. ve işlevsel birimlere ait olan.

directory system agent: dizin sistemi discrete data: ayrık veri, [05.01.05],
temsilcisi, [32.09.04], Dizin bilgi Karakterler gibi farklı elemanları içeren

66
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

veya bir veya daha fazla farklı discriminant description: ayırma


tanınabilen değerle, örneğin tamsayılarla tanımı, [31.02.05], Verilen bir kavramı
gösterilebilen veri. NOT: Ayrık veri bu dikkate alınan diğer kavramlardan ayıran
verilerin tamsayılar kümesine özellikleri ifade eden kavram tanımı.
eşlenebilirlik veya eşlenemezlik
yetenekleriyle karakterize edilebilir. discrimination network: ayırt etme ağı,
Analog veriyle karıştırılmamalıdır. [34.02.40], Önceden belirlenen
özelliklere göre nesneler, durumlar veya
discrete representation: ayrık gösterim, olaylar topluluğunu sınıflandırmak için
[05.01.04], Her bir olası karakter kullanılan test kümesini içeren sinir ağı.
değerinin farklı bir karakter veya karakter
grubuyla ifade edildiği, verinin disjunction: ayırma, [02.05.13], Yalnız
karakterlerle gösterimi. NOT: Analog ve yalnız her işlem gören terim «0 Boole
gösterimle karıştırılmamalıdır. değerine» sahipse, Boole işleminin
sonucu 0 olan işlem. NOT: Bu bölümün
discrete signal: ayrık sinyal, [09.02.02], sonundaki Boole işlemleri tablosuna
Veriyi temsil edebilen bir veya daha fazla bakınız.
karakteristik niceliklere sahip olan ardışık
elemanların zaman içinde bir araya disk: disk, [01.01.52], Bir yüzüne veya
getirilmesinden oluşan sinyal. NOT: her iki yüzüne veri yazmak veya buradan
Karakteristik niceliklerin örnekleri, zaman veri okumak amacıyla, düz dairesel bir
içindeki genişlik, dalga düzeni, süre ve yüzey içeren veri kayıt ortamı.
konumudur. Şekil 9.1'e bakınız.
disk cartridge: disk kartuşu, [12.01.41],
discrete type: ayrık tür, [15.04.11], Her Bir disk biriminden bütün halinde
bir veri nesnesinin sıralı sayılabilir bir kaldırılabilen, bir kap içinde korunan ve
kümenin elemanını gösterdiği bir veri işletim sırasında içerisinde bulunduğu
türü. NOT 1: Pascal dilinde sayma türleri kaptan ayrılamayan bir ya da daha fazla
"enumerated", "char", "integer", ve sayıda disk dizisi.
"boolean" dir. Ada dilinde sayma türleri
ya tamsayı türleri ya da sıralama disk drive: disk sürücü, [12.05.10],
türleridir. NOT 2: Şekil 15.1'e bakınız. Manyetik disklerin dönüşlerini kontrol
eden bir aygıt.
discretely timed signal: ayrık
zamanlanmış sinyal, [09.02.02], bkz. disk pack: disk paketi, [12.01.40], Bir
discrete signal disk biriminden bütün halinde
kaldırılabilen, bir kap içinde korunan ve
discrete-speech recognition: ayrık işletim sırasında içerisinde bulunduğu
konuşma tanıma, [29.02.06], bkz. kaptan çıkarılabilen disk dizisi.
isolated-words recognition
disk storage : disk bellek, [12.03.12],
discretionary hyphen: gerektiğinde (Manyetik) Verinin, kullanım sırasında
kullanılan kesme, [23.04.24], bkz. soft ortak bir dönüş ekseni etrafında dönen
hyphen bir ya da daha fazla diskin düz yüzeyleri
üzerine manyetik kaydetmeyle
discriminant: ayrım, [15.03.12], depolandığı bellek türü.
(i.)Verilen bir değişken kayıt içinde
kullanılacak olan veri yapısını belirten disk unit: disk birimi, [12.05.13],
parametre şeklinde bir dil yapısı. (Manyetik) Bir disk sürücü, manyetik
kafalar ve ilgili denetleyicileri içeren aygıt.

67
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

diskette: disket, [12.01.39], Koruyucu bir display element: görüntü elemanı,


cebin içerisinde saklanan küçük bir [13.02.15], bkz. output primitive
manyetik disk. NOT: Bazı durumlarda
“disket” ve “esnek disk” terimleri aynı display image: ekran görüntüsü,
anlamda kullanılır. [13.01.03], Bir görüntü biriminde aynı
anda birlikte temsil edilen görüntü
dispatch : zaman ayırmak, [10.02.03], elemanları topluluğu.
(f.) Yürütmeye hazır işlere veya görevlere
bir işlemcide zaman atamak. display instruction: gösterme komutu,
[13.05.01], bkz. display command
dispatcher: zaman ayırıcı, [10.02.04],
Zaman ayırmak amacıyla kullanılan display recall control: görüntüyü
işletim sistemi ya da diğer bir işlevsel yeniden çağırma denetimi, [22.04.03],
birimde bulunan program. Pille çalışan bir hesap makinesinde, pil
tasarruf etme devresi tarafından
display: gösterme, göstermek, karartılan bir görüntünün yeniden
[13.03.01],,,[13.03.02], 1. (i.) Verinin çağrılması için bir denetim.
görsel gösterimi. 2. (f.) Veriyi görsel
olarak göstermek. display space: gösterme uzayı,
[13.03.06], Görüntüleri görüntülemek için
display and printing calculator: kullanılabilen alana karşılık gelen bir
görüntüleyen ve kağıda yazan hesap aygıt uzayı bölümü. NOT: Şekil 13.1'e
makinesi, [22.02.11], Elde edilen sonuç bakınız.
verisinin ekranda gösterilmesini ve
kullanıcı tarafından tercih edilirse kağıda display surface: görüntü yüzeyi,
yazılmasını sağlayan hesap makinesi. [13.03.07], Bir görüntü aygıtında ekran
görüntülerinin üzerinde görülebileceği
display calculator: görüntüleyen hesap ortam. ÖRNEKLER: Katot ışınlı tüp
makinesi, [22.02.09], Elde edilen sonuç ekranı, çizicideki kağıt.
verisinin kalıcı olmayan karakterler ile
gösterildiği hesap makinesi. display window: görüntü penceresi,
[13.05.27], bkz. window (1)
display command: gösterme komutu,
[13.05.01], Bir görüntü aygıtının eylemini distributed data processing : dağıtık
denetleyen ya da durumunu değiştiren veri işleme, [18.01.08], Gerçekleştirilen
komut. işlerin bir bilgisayar ağındaki düğümler
arasında yayıldığı veri işleme. NOT:
display console: görüntü konsolu, Dağıtık veri işleme, düğümler arasındaki
[13.04.01], En az bir ekran yüzeyi içeren veri iletişimi gerçekleştirilirken işbirliği
ve aynı zamanda bir veya daha fazla içinde bir çalışmayı gerektirir.
girdi birimini içerebilen kullanıcı uç birimi.
distributed database : dağıtık veri
display device: görüntü aygıtı, tabanı , [17.08.02], Veri tabanının
[13.04.02], [12.08.12], Verinin görsel görünümünün kullanıcıya mantıksal
görünümünü veren bir çıkış birimi. NOT: olarak merkezi veri tabanı gibi
Veriler genellikle geçici olarak görünmesini sağlayan ve merkezi bir veri
görüntülenir. Bununla birlikte, bu tabanı sistemi tarafından işletilen fiziksel
görünümlerin kalıcı çıktısının alınabilmesi olarak dağıtılmış veri tabanı.
için düzenlemeler yapılabilir.
distribution list: dağıtım listesi,
[27.01.08], Göndericinin kullanmak için

68
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

tanımlamış ve adlandırmış olduğu alıcılar yapılabilen, saklanabilen, düzenlenebilen


listesi. ve geri getirilebilen yapılandırılmış ve
adlandırılmış metin ya da olası görüntüler
distribution list: dağıtım listesi, birimi.
[32.02.06], Önceden belirtilen bir
kullanıcılar grubunu ve diğer dağıtım document architecture: belge mimarisi,
listelerini temsil eden ve bir ileti işleme [23.02.01], Belirli bir metin işleme
sisteminin taşıdığı bilgi nesneleri için ortamında ele alınan belgelerin
potansiyel gidilecek yer olan soyutlama. muhtemel yapılarını tanımlayan kendi
NOT: Üyelik, ya kullanıcı listelerini ya da aralarında ilişkilendirilmiş kurallar
diğer dağıtım listelerini tanımlayan O/R kümesi.
adlarını içerebilir.
document body: belge gövdesi,
dithering: titretme, [13.03.32], [23.02.05], Bir belgenin metin ve yerleşim
Örüntülerdeki piksellerin kullanabildiği bilgisini içeren, fakat belge profilini
kısıtlı bir aralıktan değerler atayarak kapsamayan içeriği.
ızgara rengi ve yoğunluk değiştirme
tekniği. ÖRNEK: Her biri yalnızca siyah document delivery: belge dağıtımı,
ve beyaz görüntüleyebilen piksel [27.01.07], Bir belgenin alıcı ortamına
grubunu kullanarak gri ölçeği benzetim. aktarılması.
NOT: Titretme, bozulmayı düzeltmek ve
yarım tonlar yaratmak için olduğu kadar document formatter: belge
arka planlar, dolgu ve gölgelendirmelerin biçimlendirici, [23.06.04], Kullanıcının bir
kullanılması için geniş bir aralıkta belgeyi düzenlemesine ve belgenin
örüntüler yapmak amacı ile kullanılır. yazdırılabilir bir kopyasını elde etmesine
olanak sağlayan program. NOT: Bir
dividend: bölünen, [02.C.24], Bir bölme belge biçimlendirici, sayfa ve paragraf
işleminde, bölünen sayı veya büyüklük. numaralandırma gibi diğer işlemleri de
yapabilir.
divisor: bölen, [02.C.25], Bir bölme
işleminde bölüneni bölen sayı veya document interchange format: belge
büyüklük. değişim biçimi, [27.01.12], Büro
otomasyon sistemlerinin kullanıcıları
DL: [32.02.06], bkz. distribution list arasında değişim amacıyla dokümanları
temsil eden belirtimler.
DMD: [32.09.08], bkz. directory
management domain document merge: belge birleştirme,
[23.06.01], Kullanıcının önceden
DMF: [17.01.09 bkz. data modeling saklanmış belgelerden ya da bu
facility belgelerin bazı parçalarından yeni bir
belge oluşturmasına olanak sağlayan
DML:, [17.07.04], bkz. data manipulation metin işleyicinin bir işlevi. ÖRNEK: Bir
language listeye kaydedilmiş alıcıların adresleri ve
isimlerini bir mektup formunda
do while statement: do while deyimi, birleştirme.
[15.05.21], Tekrar kontrolünün bir koşul
doğru iken (while) yapısı içine alındığı document profile: belge profili,
tekrar deyimi. [23.02.02], Tüm belgenin türü ve biçimi
gibi özelliklerini belirleyen nitelikler
document: belge , [23.01.05], (Metin kümesi.
işlemede) Ayrı bir birim olarak sistemler
ya da kullanıcılar arasında değişimi

69
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

document reader: belge okuyucu, DP: [01.01.06], bkz. data processing


[12.08.11], Verilen bir form türü
üzerindeki belirli alanlardaki metni girdi draft copy: taslak kopya, [23.01.06],
verisi olarak kullanan bir karakter Gözden geçirme, onaylama ya da
okuyucu. düzenlenme için hazırlanmış bir belgenin
ön sürümü.
domain: etki alanı , [28.01.04], (Yapay
zekada) Belirli bir bilgi ve uzmanlık alanı. draft quality: taslak kalitesi, [23.07.03],
İş yazışmaları için uygun olmayan, fakat
domain : etki alanı , [18.02.05], (Dağıtık çoğu dahili belge için yeterince uygun
veri işlemede) İçinde adreslemenin veya olan ve mektup kalitesine yakın
kaynakların ortak kontrol altında olduğu yazdırmadan daha hızlı yazdırma hızı
bir bilgisayar ağı parçası. NOT: Alan elde etmek için kullanılan metin yazdırma
şeması bölgesel veya bir kuruluşa ait kalitesi.
olabilir.
dragging: sürükleme, [13.05.18], Bir
domain knowledge: alan bilgisi, işaretleyici aygıt ile ekran üzerinde
[28.04.04], Belirli bir alan içinde oluşan görüntü elemanlarının yeniden
bilgi. yerleştirilmesi. NOT: Sürükleme tipik
olarak işaretleyici ekran üzerinde hareket
domain model: alan modeli, [28.04.05], ederken basılıp tutularak yapılır.
Bilgi ya da uzmanlığın belirli bir alanının
modeli. drift: sapma, [21.03.24], Aygıtın tüm giriş
sinyallerinin sabit tutulduğu zaman dilimi
dot (matrix) printer: nokta yazıcı, içinde aygıtın çıkış sinyalinin değerindeki
[12.07.16], bkz. matrix printer istenmeyen değişiklik.

dot matrix character generator: nokta drop cable: saplama kablosu,


matrisli karakter üretici, [13.04.17], Bir [25.01.25], Bir veri istasyonunu bir ana
kare kafes üzerindeki noktalardan oluşan bağlantı birimine bağlayan kablo. NOT:
karakterlerin görüntüsünü üreten karakter Şekil 25.2’ye bakılmalıdır.
üretici.
drop-in: fazla darbe, [12.01.46], Kayıt ya
double-ended queue: çift uçlu kuyruk, da okuma sırasında izin verilmeyen ek
[04.08.09], bkz. dequeue darbe.

double-pulse recording: iki darbeli drum plotter: tambur çizici, [13.04.10],


kaydetme, [12.03.18], Mıknatıslanmış Dönen bir silindir üzerine monte edilmiş
alanların her iki tarafı üzerinde bulunan görüntü yüzeyi üzerinde görüntüyü çizen
mıknatıslanmamış alanların evre çizici.
modülasyonlu olarak kaydedilmesi. NOT:
Şekil 12.2'ye bakınız. drum printer: tambur yazıcı, [12.07.11],
Her yazma konumu için gereken tüm
downlink: indirme bağlantısı, [25.03.05], karakterlerin dönen bir tambur üzerinde
Merkezden bir veri istasyonuna veri bulunduğu vuruşlu yazıcı.
iletimine ait.
drum unit : tambur birimi, [12.05.14],
download: indirmek , [01.01.36], (f.) Bir (Manyetik) Bir tambur sürücü ve onu
bilgisayardan ona bağlı olan başka bir hareket ettirmek için gerekli düzenek,
bilgisayara, yaygın olarak ana bilgisayar manyetik kafalar ve ilgili denetleyicileri
sisteminden kişisel bilgisayara, verileri ya içeren aygıt.
da programları aktarmak.

70
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

DSA: [32.09.04], bkz. directory system duplex transmission: çift yönlü iletim,
agent [09.03.07], Aynı zamanda her iki yönde
veri iletimi.
DSE: [09.07.14], bkz. data switching
exchange duplicate : çoğaltmak, [06.01.04], (f.)
Hedef kaynakla aynı fiziksel niteliğe
DSR: [09.05.18], bkz. data signaling rate sahip bir kaynaktan kopya çıkarmak.
ÖRNEK: Bir manyetik şerit üzerindeki bir
DTE: [09.06.33], bkz. data terminal dosyanın bir kopyasını bir başka
equipment manyetik şerit üzerine çıkarmak.
DTW: [29.02.09], bkz. dynamic time duplicator (card): kart çoğaltıcı,
warping [12.06.27], bkz. (card) reproducing punch
DUA: [32.09.03], bkz. directory user durability: süreklilik, [14.01.04], Bir
agent işlevsel birimin, verilen bakım ve kullanım
koşulları altında bir sınırlayıcı duruma
dual operation: ikili işlem, [02.05.06], Bir ulaşana dek istenen bir işlevi yerine
Boole işlemi için belirtilen bir teoremin getirme yeteneği. NOT: Bir işlevsel
yerine bunun olumsuzu konulduğunda birimin sınırlayıcı durumu; kullanım
elde edileninde bir teorem olduğunu ömrünün sonu, ekonomik ya da
belirten işlem. ÖRNEK: Ayırma, birleşim teknolojik amaçlar için uygun olmayışı ya
işleminin ikili işlemidir. da diğer ilgili faktörler tarafından
tanımlanabilir.
dual-cable broadband LAN: çift kablolu
geniş bantlı LAN, [25.03.08], İleri dyadic [N-adic] Boolean operation:
aktarma LAN kanalı ve geri aktarma LAN ikici [N-ci] Boole işlemi , [02.05.03], İki ve
kanalı için ayrı kablolar kullanan geniş yalnız iki (N ve yalnız N) işlem uygulanan
bantlı LAN. terim üzerindeki Boole işlemi.
dumb terminal: akılsız terminal, dyadic [N-adic] operation: ikici [N-ci]
[01.03.15], bkz. nonprogrammable işlem, [02.10.05], İki ve yalnız iki N ve
terminal (yalnız N) işlenen üzerindeki işlem.
dummy argument: yedek bağımsız dynamic: dinamik, [15.02.15], Değerleri
değişken, [15.03.15], bkz. formal yalnızca bir programın tamamı veya
parameter parçası çalışırken oluşturulabilen veri
özelliklerine ait olma. ÖRNEK: Değişken
dump: dökmek, 1. [07.07.03], (f.) Belirli
uzunluktaki bir veri nesnesinin uzunluğu
bir anda bir saklama aygıtının tümü ya da
dinamiktir.
bir bölümünün içeriğini çözümlemeyi
kolaylaştıracak bir biçimde kaydetmek ya dynamic binding: dinamik ilişkilendirme,
da görüntülemek. ÖRNEK: Döküm [07.02.28], Bir programın yürütülmesi
biçimleri bellek ve genel amaçlı esnasında gerçekleştirilen ilişkilendirme.
kaydedicilerin içerikleri gibi iç depolamayı
ve diskler ya da manyetik kasetlerdeki dynamic breakpoint: dinamik kesme
verinin ayrıntılı yapıları gibi dış noktası, [07.06.25], Kendisinin ya da bir
depolamayı içerir. NOT: Dökme başka programın yürütülmesi esnasında
genellikle hata ayıklama amaçlıdır. (i.) kendisini başlatan belirli olay ya da
döküm. 2. [07.07.04], Dökme süreci. 3. koşullar için kesme noktası.
[07.07.05], Dökülmüş veri.

71
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

dynamic buffering: dinamik dynamic storage allocation: dinamik


tamponlama, [10.05.04], Tampon bellek tahsisi, [15.10.04], Veri
belleğin dinamik olarak atanması. nesnelerine yalnızca kapsamlarının icrası
esnasında bellek alanı tahsis etme.
dynamic image: dinamik görüntü,
[13.05.66], bkz. foreground image dynamic time warping: dinamik zaman
saptırma, [29.02.09], Depolanmış
dynamic relocation: dinamik yer konuşma şablonlarının zaman ölçeğini ve
değiştirme, [10.05.06], Programın ana tanınacak deneme konuşma örneklerinin
belleğin farklı bir alanından yürütebilmesi denemesini doğrusal olmayan bir şekilde
amacıyla, yürütme sırasında bilgisayar düzenleyen bir dinamik programlama
programına yeni salt adres atamak için algoritması kullanan yordam. NOT:
kullanılan süreç. Doğrusal olmayan düzenleme, doğrusal
düzenlemeden daha iyidir ve örüntüler
dynamic resource allocation: dinamik arasında daha gerçekçi farklılık ölçümü
kaynak atama, [10.05.05], bilgisayar sağlar.
programlarının yürütülmesi için atanan
kaynaklara gerektiğinde uygulanan dynamic tool display: dinamik araç
ölçüyle belirlenen atama tekniği. göstergesi, [24.03.04], Kesme işlemini
doğrulamak için sayısal olarak
dynamic scope: dinamik kapsam, denetlenmiş bir kesme aracını temsil
[15.02.08], Diğer modül tarafından eden bir şeklin ekran üzerinde bir yol
kullanılan ve sonraki modülün işletilmesi bolunca hareket edişini gösteren bir
süresince eksik olan bildirimleri içeren bilgisayar destekli tasarım ve üretim
modüllerin tümünün veya bölümlerinin özelliği.
etkin hale getirilmesi ile yaratılan
kapsam. dynamically programmable
connection:
dynamic storage: dinamik bellek, dinamik olarak programlanabilen
[12.02.10], Periyodik yenilenme bağlantı, [34.03.03], Bağlantı ağırlığının
gerektiren bellek aygıtı. dinamik olarak değiştirilebildiği sinirsel
bağlantı.

72
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Ee

ya da diğer adres değişikliğini


E-mail: e-posta, [01.06.17], bkz. gerçekleştirmenin sonucu olan adres.
electronic mail NOT: Belirlenen adres herhangi bir adres
değişikliği gerektirmezse, bu da etkili
early binding: erken ilişkilendirme, adrestir.
[07.02.29], İlişkilendirmelerin çoğunu
genellikle yürütme verimliliğini başarmak effective transfer rate: etkin aktarma
için çeviri esnasında gerçekleştiren hızı, 1. [09.05.22], İki nokta arasındaki
programlama dillerinin bir özelliği. zaman birimi başına aktarılan ve alınan
ÖRNEKLER: COBOL, Fortran, Pascal. yerde geçerli olarak kabul edilen bit,
karakter veya blokların ortalama sayısı.
eavesdropping: hat dinleme, [08.05.25], 2. [12.02.39], Her bir zaman biriminde
Kulak misafiri olma, bilgi içeren gerçekten aktarılan kullanıcı verisinin
yayılmaların yetkisiz olarak yakalanması. karakter sayısı.
echo : yansıtma, [13.05.08], (bilgisayar EIT: [32.03.07], bkz. encoded information
grafiklerinde) Görüntü konsolundaki type
kullanıcıya bir girdi birimi tarafından
sağlanan değerlerin anında bildirimi. elaboration: ayrıntılandırma, [07.10.03],
Bir tanımlamanın yürütme öncesi,
EDI: [27.03.16], bkz. electronic data başvuruların çözümü, veri türü
interchange denetleme ya da depolama tahsisi gibi
etkisini başardığı süreç.
edit: düzenlemek, [06.06.01], (f.) Veriyi,
daha sonraki bir işlem için hazırlamak. elapsed time: geçen zaman, [07.06.04],
NOT: Düzenlemek, verinin yeniden Bir programın yürütülmesinin
düzenlenmesi veya toplanması, başlangıcından sonuna kadar geçen
istenmeyen verinin silinmesi, biçim gerçek süre. NOT: İşlemci zamanı ile
kontrolü, kod çevrilmesi ve sıfır kaldırma karşılaştırılmalıdır.
gibi standard işlemlerin uygulamalarını
içerebilir. electronic archive: elektronik arşiv,
[27.01.05], Yedek olarak veya eskiye
editing: düzenleme (metin işlemede), dönük işlem yapmak amacıyla bir
[23.01.04], bkz. text editing saklama aygıtında bulunan dokümanlar
topluluğu. ÖRNEK: Bir dokümanın çeşitli
effective address: etkili adres, sürümlerinin saklanmış topluluğu.
[07.09.41], Belirli bir adreste gerekli
herhangi bir dizinleme, dolaylı adresleme

73
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

electronic data interchange: elektronik katmanı üzerinde elektriksel olarak dolu


veri değişimi, [27.03.16], Bilgisayar olan alanları kullanan bellek aygıtı.
sistemleri arasında verilerin ve
dokümanların standard kurallara göre element: eleman, [02.C.02], (Küme) Bir
değişimi. kümeyi tanımlayan özeliklere sahip bir
nesne veya kavram.
electronic document interchange:
elektronik doküman değişimi, [27.03.16], elementary statement: başlangıç
bkz. electronic data interchange deyimi, [15.05.02], bkz. simple statement

electronic mail: elektronik posta, e-mail: e-posta, [27.02.01], [32.01.01],


[01.06.17], [27.02.01], Bir bilgisayar ağı bkz. electronic mail
üzerinden kullanıcı terminalleri arasında
iletilen iletiler biçiminde haberleşme. embedded command : gömülü komut,
NOT: Uygulamadaki yazım şekilleri E [23.04.22], (Metin işlemede) Metnin
Posta, E-posta, Eposta, e-mail veya parçası olarak girilen, belgenin, baskı ön
email ifadeleridir. izleme ya da bir yazdırma dosyası
oluşturmak amacı ile biçimlendirildiğinde
electronic mailbox: elektronik posta ya da belgenin basılması esnasında
kutusu, [27.02.03], [32.01.07] bkz. yorumlanan bir metin işleme komutu.
mailbox
embedded database language: gömülü
electronic messaging: elektronik veri tabanı dili, [17.07.10], Veri
mesajlaşma, [27.02.02], İletilerin tabanlarını kullanmak için geleneksel bir
elektronik yolla aktarılması, saklanması programlama diline eklenmiş bir deyimler
ve alınması. grubu. Örnek: COBOL diline gömülü
SQL.
electronic publishing: elektronik
yayıncılık, [01.06.15], Metin, grafik ve emoticon: duygu sembolü, [32.10.05],
resimleri içeren dokümanların bir İleti göndericinin ruhsal durumunu
bilgisayar yardımıyla baskı kalitesinde göstermek için karakterler kullanılarak
üretilmesi. NOT: Elektronik yayın bazen oluşturulan birleşik sembol. ÖRNEKLER:
uygulama programları aracılığıyla yapılır, Yaygın olarak kullanılan duygu
bazen de ayrılmış bir sistemin sembolleri şunlardır::) Mutlu anlamına
kullanılmasıyla gerçekleştirilir. gelir.:( Üzgün anlamına gelir.

electrostatic plotter: elektrostatik çizici, empty medium: boş ortam, [12.01.02],


[13.04.13], Daha sonra görünür hale Referans bilgi dışında bilgi içermeyen
getirilen kağıt üzerine aktarılan veri ortamı.
elektrostatik gizli görüntü oluşturan
ızgara çizici. empty set: boş küme, [02.C.03], Hiçbir
elemanı olmayan küme.
electrostatic printer: elektrostatik
yazıcı, [12.07.19], Bir toner aracılığı ile emulate: benzetmek, [10.04.09], (f.)
görülebilir yapılan ve kağıt üzerine Özellikle donanım açısından, taklit edilen
aktarılarak sabitlenen elektrostatik sistemle aynı veriyi kabul etmek, aynı
gecikmeli görüntüler oluşturan vuruşsuz bilgisayar programını yürütmek ve aynı
yazıcı. sonuçları gerçekleştirmek amacıyla bir
sistem oluşturmak.
electrostatic storage: elektrostatik
bellek, [12.03.01], Dielektrik yüzey emulation: taklit etme, [01.06.02], Bir
veri işleme sisteminin başka bir veri

74
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

işleme sisteminin kullandığı aynı veriyi basamaktan en sağdaki basamağa


alıp, aynı programları çalıştırıp aynı taşınması.
sonucu elde ederek onu taklit etmek için
kullanımı. NOT: Taklit etme, genellikle end-around carry: dolanır elde,
donanım veya bellenim ile gerçekleştirilir. [02.07.09], Bir elde sayısının en soldaki
basamaktan en sağdaki basamağa
enabling signal: yetkilendirme sinyali, taşınması. ÖRNEK: Eksiltilmiş köke
[03.01.13], Bir olayın ortaya çıkmasına tamamlayıcılarıyla gösterilen iki eksi sayı
izin veren sinyal. toplandığında dolanır elde gerekebilir.

encapsulate: sarmak, [15.09.02], (f.) Bir end-around shift: dolanır kaydırma,


dil yapısına bilgi gizlemeyi uygulamak. [02.11.04], Bir bilgisayar sözcüğünün bir
ucundan karakterlerin dışarı çıkması ve
encapsulated type: sarılmış tür, kaydedicinin diğer uçtan yeniden girmesi.
[15.04.03], Genel olarak tanımlanan ara
yüzler ve özel olarak tanımlanmış dahili end-of-file label: dosya sonu etiketi,
yapı uygulanması ve ilişkili işlemlere [04.09.10], Bir dosyanın sonunu gösteren
sahip veri türü. ve dosya kontrolü kullanımı için veri
içeren bir iç etiket. NOT: Bir dosya sonu
encapsulation: sarma, [15.09.03], İçine etiketi süreç boyunca toplanan sayılarla
alma sonucu veya işlemi. karşılaştırma için kontrol toplamlarını
içerebilir.
encipherment: şifreleme, [08.03.02],
bkz. encryption end-of-frame: çerçeve sonu, [09.06.12],
Bir çerçevenin sonunu gösteren belirli bir
encoded information type: kodlanmış sinyal veya belirli bit örüntüsü. NOT:
bilgi türü, [32.03.07], İçeriğin bağımsız Şekil 9.5'e bakınız.
parçalarına ait kodlanmış bilginin türünü
tanımlayan zarf bölümü. ÖRNEK: MIME end-of-tape marker: şerit sonu işareti,
ve ASN.1. [12.04.04], Manyetik şerit üzerindeki,
kaydedilebilir alanın sonunu belirtmek
encryption: kriptolama, [08.03.02], için kullanılan işaret. ÖRNEK: Işık
Verinin şifrelenerek dönüştürülmesi. NOT yansıtan bir şerit, şeridin saydam kısmı.
1: Şifrelemenin sonucu şifreli metindir.
NOT 2: Tersine işlemlere şifre çözme adı end-of-volume label: birim sonu etiketi,
verilir. NOT 3: Ayrıca, ortak anahtar [04.09.08], Birim içinde bulunan verilerin
şifreleme, simetrik şifreleme, geri sonunu gösteren bir iç etiket.
dönüştürülemez şifrelemeye bakınız.
endpoint node: uç noktası düğümü,
end node: uç düğümü, [18.02.03], [18.02.03], bkz. end node
Yalnızca bir dalın ucunda olan düğüm.
ÖRNEK: Bir bilgisayar ağındaki kullanıcı enrollment: kayıt, [29.02.21], Belirli
terminali. NOT: Şekil 18.2'ye bakınız. sayıda eğitim örneğine bağlı olarak
kullanıcıları tanımak için bir konuşmacı
end open system: açık uçlu sistem, bağımlı sistemin konuşma eğitimi.
[26.01.07], İletişimin belirli bir anında bir
veri kaynağı, bir veri alış birimi ya da her entity: varlık, 1. [26.01.12], (OSI'de) Alt
ikisi biçimindeki açık sistem. sistemdeki etkin bir öğe. NOT: Bir
katmandaki varlıklar arasındaki ilişki bir
end-around borrow: dolanır ödünç, ya da daha fazla protokol tarafından
[02.07.11], Bir ödünç sayısının en soldaki denetlenebilir. 2. [17.02.05], Aralarındaki

75
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

işbirliğini de içeren, olmuş veya sistemi içine görünür kusurların kasıtlı


olabilecek olan herhangi bir somut veya olarak yerleştirilmesi.
soyut olay ya da nesne. ÖRNEK: Bir
şahıs, nesne, olay, fikir, işlem vb. NOT: entropy: entropi, [16.03.03], Karşılıklı
Bir varlık kensisiyle ilgili veri olsa da dışarlanan ve ortak ayrıntılı olayların
olmasa da mevcuttur. sonlu bir kümesindeki olayların bilgi
içeriğinin ortalama değeri. Bu ifadenin
entity instance: varlık örneği, matematiksel gösterimi aşağıdaki gibi
[17.02.11], bkz. entity occurrence verilebilir:
n n
1
entity occurrence: varlık olgusu, H ( X ) = ∑ p ( xi )l ( xi ) = ∑ p( xi ) log
i =1 i =1 p ( xi )
[17.02.11], Verilen varlık sınıfının belirli
bir varlığı. ÖRNEK: Belirli bir satış işlemi
veya belirli bir istihdam edilen kişi. Burada X = {x1 ...x n }, xi (i=1...n)
olaylarının kümesi; l(xi), xi olaylarının bilgi
entity class: varlık sınıfı , [17.02.10], içeriği ve p(xi) de bu olayların oluşma
Ortak nitelikli bir varlıklar olasılıklarıdır. p(xi) olasılıkları aşağıdaki
kümesi. ÖRNEKLER: "Satış işlemi" veya özelliği sağlar:
"istihdam edilen kişi" n

∑ p( x ) = 1
i =1
i
entity identification: varlık tanımlama,
[17.02.16], Nitelik değeri belirlenmiş bir ÖRNEK: X = {a, b, c} üç olaydan oluşan
varlığın her örneğini tek olarak bir küme ve bu olayların oluşma
tanımlayan bir veya daha fazla niteliği olasılıkları sırası ile p(a ) = 0,5 , p(b) =
kullanma yöntemi. 0,25 ve p(c) = 0.25 olsun. Bu kümenin
entropisi:
entity relationship: varlık ilişkisi, H ( X ) = p (a )l (a ) + p(b)l (b) + p (c)l (c) = 1,5Sh
[17.02.17], Varlıklar arasında veya aynı olarak bulunur.
varlık sınıfına ait nitelikler arasında
anlaşılabilen (görülebilen) ilişki. NOT: entry: giriş, [15.05.09], Bir alt programın
Belirli durumlarda bir varlık ilişkisi bir başlangıcında veya alt program içinde bir
varlık olarak ele alınabilir. giriş adı ile belirlenen başka bir yerde bir
işletim sırasının başlatılması.
entity world: varlık dünyası, [17.02.09],
Bir genel anlatımın belirli yönleri ile ilgili entry name: giriş adı, [15.05.10], İşletim
olan bir varlıklar topluluğu. ÖRNEK: sırasının başlangıcını belirleyen tanıtıcı.
"Bordro" ve "satış hesapları" bir
kuruluşun tüm mali işleri ile ilgili genel entry point: giriş noktası, 1. [07.06.18],
anlatımındaki varlık dünyaları olarak Bir program, modül veya deyimdeki, bu
algılanabilir. program, modül veya deyimin
başlayabileceği bir nokta. 2. [17.03.16],
entrance: giriş, [07.06.18], bkz. entry (Veri tabanlarında) Bir kullanıcı
point komutunun sebep olduğu, bir veri tabanı
içindeki giriş üzerinde ilk erişilen kayıt.
entrapment: tuzağa düşürme,
[08.06.17], Zorla sisteme girme entry-call statement: giriş çağırma
girişiminde bulunan bir kişinin deyimi, [15.05.26], Bir işin başka bir iş ile
kusurlardan yararlanmasında kafasını buluşma isteğine izin veren basit deyim.
karıştırmak için, nüfuz etme girişimini
tespit etmek amacı ile bir veri işlem enumerated type: sıralanmış tür,
[15.04.14], bkz. enumerated type

76
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

enumeration literal: sıralama ifadesi, epoch: öğrenme sırası, [34.03.19], (Sinir


[05.02.09], Bir sıralama türü örneği olan ağlarında) Bir sinir ağına tanıtılan eğitim
ifade. örüntüleri dizisi.

enumeration type: sıralama türü, EPROM: programlanabilir salt okunur


[15.04.14], Veri nesnelerinin veri türünün bellek, [12.02.15], Bir kez yazıldıktan
bildiriminde somut olarak sıralandığı sonra salt okunur bellek (ROM) haline
sıralama türü. gelen bellek birimi.

envelope: zarf, 1. [27.01.11], Alıcıların equals function: eşitleme işlevi,


tanımlayıcısı, yönlendirme bilgisi veya [22.03.26], Bir dizi işlemin
iletinin teslimi, gönderilmesi ya da tamamlanmasını ve bir sonucun elde
dağıtılmasında kullanılan diğer bilgileri edilmesini sağlayan işlev.
içeren ileti bölümü. 2. [32.03.01], Bir
iletinin kaynağını ve potansiyel alıcılarını equivalence operation: eşdeğerlik
tanımlayan, aktarılma tarihçesini tutan, işlemi, [02.05.09], Yalnız ve yalnız işlem
ileti aktarma sistemi aracılığıyla ile gören terimlerin tümü aynı Boole
sonraki gönderimi yönlendiren ve iletinin değerine sahipse, sonucu Boole değeri
içeriğini nitelendiren parçası. NOT 1: olarak 1 olan ikili işlem. NOT: Çizelge 2.1
Zarfın düzenlenmesi bir aktarma ve Çizelge 2.2’ye bakınız.
adımından diğerine değişebilir. NOT 2:
Şekil 32.4’e bakınız. equivocation: bilgi kaybı, [16.04.05], İleti
alım düğümündeki iletilerin belirli bir
environment: çevre, [07.04.02], Yazılım kümesi verildiğinde, ileti kaynağındaki
geliştirme aşamalarından bir ya da daha iletilerin kümesinin koşullu entropisi.
fazlasını destekleyen donanım ve yazılım NOT: Bilgi kaybı, ileti alım düğümünde
araçları topluluğu. alınan ve gürültülü kanaldaki
gürültülerden etkilenmiş iletileri
environmental condition: çevresel düzeltmek için gerekli ek ortalama bilgi
koşul, [21.01.09], Bir işlevsel birimin içeriğidir.
düzgün işlemesi ve korunması için
gerekli olan fiziksel koşul. ÖRNEK: erasable programmable read-only
Sıcaklık, nem, titreşim, toz ve radyasyon. memory: silinebilir programlanabilir salt
NOT 1: Bir çevre koşulu genellikle okunur bellek, [12.02.16], Özel bir işlemle
yaklaşık bir değer ve tolerans aralığında silinebilen ve üzerine tekrar yazılabilen
belirtilir. NOT 2: Bir aygıt için birden fazla programlanabilir salt okunur bellek
çevresel koşullar grubu olabilir: Örneğin, (PROM).
taşıma için bir koşullar grubu, depolama
için başka bir koşullar grubu ve işletim erasable storage: silinebilir bellek,
için başka bir koşullar grubu olabilir. [12.02.11], Aynı bellek adresine farklı
verilerin ardışık olarak yazılabileceiği
EOF: [04.09.10], bkz. end-of-file label bellek aygıtı.

EOV: [04.08.18], bkz. end-of-volume erase head: silme kafası, [12.03.31], Bir
label manyetik veri ortamı üzerindeki veriyi
yalnızca silebilen kafa.
episode: bölüm, [28.02.19], bkz. scene
(in artificial intelligence) erasing head: silici kafa, [12.03.31], bkz.
erase head

77
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

error: hata, [02.06.04], [14.01.08], ettirebilmesi için, bir hata ya da


Hesaplanmış, gözlenmiş ya da ölçülmüş bozulmanın etkisinin düzeltilmesi ya da
bir değer ya da koşul ile o değer ya da bu etkinin geçiştirilmesi süreci.
koşulun doğru, belirlenmiş ya da teorik
olarak yanlışsız değeri arasındaki fark. error seeding: hata yerleştirme,
[07.07.32], Algılama ve temizleme
error condition: hata koşulu, [22.03.07], oranını izlemek ve programda kalan
(Hesap makinelerinde) İşletmenin, hesap bilinmeyen hata sayısını tahmin etmek
makinesi tarafından yapılamayan bir amacıyla kasıtlı olarak bir programa
işlevi gerçekleştirmeye çalıştığı zaman bilinen hatalar ekleme süreci.
oluşan durum.
error span: hata aralığı, [02.06.14], En
error control: hata denetimi, [09.06.18], yüksek ve en düşük hata değerleri
Hata algılama ve muhtemelen hatayı arasındaki fark.
düzeltmeye olanak sağlayan protokol
parçası. error-correction learning: hata
düzeltme öğrenmesi, [34.03.10], Bağlantı
error control software: hata denetleme ağırlıklarını değiştirmek için, arzu edilen
yazılımı, [07.07.34], Hataları algılamak, çıkış değeri ile gerçek çıkış değeri
kaydetmek ve olasılıkla düzeltmek için bir arasındaki fark olan hata sinyalini
veri işleme sistemini izleyen yazılım. kullanan denetimli öğrenme.

error correction: hata düzeltme, ES: [01.06.19], [28.01.06],bkz. expert


[12.01.13], Veri iletimi, aktarımı ya da system
depolanması sırasında oluşan hatalı
veriyi düzeltmek için kullanılan yöntem. evaluation function: değerlendirme
işlevi, [28.03.14], Bir çözüm için yapılan
error detection: hata algılama, arama esnasında problem uzayı içindeki
[12.01.14], Verinin doğru olarak iletildiğini ara durumların değeri ya da ağırlığına
ya da aktarıldığını belirlemek için karar veren işlev.
kullanılan yöntem.
evaluation report: değerlendirme
error indication: hata işareti, [22.04.06], raporu, [20.06.02], Sistem hedeflerinin
İşletmenin, hesap makinesinin nasıl karşılandığını tanımlayan, diğer
yapamayacağı bir işlevi yapmaya problemleri belirleyen ve gelecekteki
teşebbüs ettiğini belirten görsel işaret. geliştirmelere yardımcı olmayı
amaçlayan sistem izleme raporu.
error prediction: hata tahmini,
[07.07.35], Bir sistem ya da bileşendeki example space: örnek uzayı, [31.02.10],
hataların beklenen sayısı ya da doğası Öğrenilecek bir kavramın tüm olası
hakkında nicel deyim. örnekleri ve karşıt örnekleri kümesi.

error range: hata dizisi, [02.06.13], Bir example-based learning: örnek tabanlı
hatanın alabileceği değerler kümesi. öğrenme, [31.03.12], bkz. learning from
examples
error rate: hata oranı, [12.01.12],
Belirlenen toplam hata sayısının aktarılan exception: özel durum, [07.06.45], Bir
ya da iletilen toplam veri miktarına oranı. programın yürütülmesi esnasında ortaya
çıkabilecek, normal yürütme sırasından
error recovery: hatadan kurtulma, sapmaya neden oabilecek ve
[14.04.07], İşlevsel birimin kendisinden tanımlamak, üretmek, tanımak, yok
istenen işlevi yerine getirmesini devam

78
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

saymak ya da işlemek için yöntemler execution duration: yürütme süresi,


bulunan bir koşul. ÖRNEKLER: PL/1’daki [07.06.03], Belirli bir programın
"(ON ERROR) condition"; taşma; aralık yürütülmesi için ihtiyaç duyulan zaman
hatası. miktarı. NOT: Yürütme süresi geçen
zaman ya da işlemci zamanı olabilir.
exception handler: özel durum işleyici,
[07.06.47], Belirli bir tür özel duruma execution monitor: yürütme izleyici,
yanıt olarak yürütülen bir program [07.06.15], Bir sistem veya işlevsel birim
bölümü. ile koşut zamanlı olarak çalışan ve
sistem ya da işlevsel birimin çalışmasını
excess-three code: üç fazlalı kod, denetleyen, kaydeden, çözümleyen ya
[05.07.02], Bir ondalık sayı n’in, (n+3)’e da doğrulayan bir yazılım aracı veya
eşit olan bir ikili sayıyla gösterildiği ikili donanım aygıtı.
kodlanmış ondalık notasyon.
execution profile: yürütme profili,
EXCLUSIVE-OR element: EXCLUSIVE- [07.06.06], Bir programın komutları ya da
OR elemanı, [03.04.08], bkz. deyimlerinin mutlak veya göreceli
EXCLUSIVE-OR gate yürütme sıklıkları ya da yürütme
sürelerinin gösterimi.
EXCLUSIVE-OR gate: EXCLUSIVE-OR
geçidi , [03.04.08], Eşit olmama Boole execution sequence: yürütme sırası,
işlemini gerçekleştiren bir geçit. [15.08.01], Bildirimler ile deyimlerin
çalışmasının ve deyimlerin parçalarının
EXCLUSIVE-OR operation: DIŞLAYAN ayrıntılı sırası.
VEYA işlemi , [02.05.10], bkz. non-
equivalence operation execution time: yürütme zamanı,
[07.06.02], Belirli bir programın
exclusion: dışlama, [02.05.15], Yalnızca yürütülmesinin gerçekleştiği herhangi bir
birinci işlem gören terimin Boole değeri 1 an.
ve ikinci işlem gören terimin Boole değeri
0 ise; sonucu 1 Boole değeri olan ikili execution trace: yürütme izleme,
Boole işlemi. [07.06.09], Bir programın yürütülmesi
esnasında yürütülen komut dizisi kaydı.
executable: yürütülebilir, [07.10.04],
(Niteleyici) Etkinleştirmeden sonra ve exhaustive attack: ayrıntılı saldırı,
tamamlanmadan önce bir görevin var [08.05.24], Parola ve anahtarların olası
olduğu görev durumuna aittir. NOT 1: değerlerinin denenmesi yolu ile bilgisayar
Yürütülebilir bir görev ya hazır ya güvenliğini ihlal etmek için deneme
çalışıyor ya da engellendi durumundadır. yanılma girişimi. NOT: Analitik saldırı ile
NOT 2: Şekil 7.7’ye bakınız. karıştırılmamalıdır.
NOT 3: Ada’da “çağrılabilir” terimi
kullanılır. exit: çıkmak, [07.06.16], (f.) Bir program
ya da parçasındaki, bu program ya da
execute: yürütmek, [10.01.06], (f.) Bir parçanın yürütülmesini sonlandıran bir
bilgisayar programının veya bir komutun komut ya da deyimi yürütmek.
yürütmesini uygulamak.
exit point: çıkış noktası, [07.06.17], Bir
execution: yürütme, [10.01.05], Bir program, modül veya deyimdeki, bu
bilgisayar tarafından bilgisayar program, modül veya deyimin
programının bir komutunu veya sonlanabileceği bir nokta.
komutlarını yerine getirme süreci.

79
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

exit statement: çıkış deyimi, [15.05.05], sonuç çıkarma motoru ve ara yüz
İçeren dil yapısının yürütülmesini programlarından oluşur.
sonlandırmak için kullanılan basit deyim.
expiration date indication service:
expand: yaymak, büyütmek, [06.03.15], sona erme tarihini gösterme hizmeti,
[13.05.39], 1. (f.) Sıkıştırılmış veriyi asıl [32.08.08], Göndericinin alıcıya kişiler
haline döndürmek. 2. (f.) Bir pencerenin arası mesajlaşmanın geçersiz olacağı
(1) boyutlarını genişletmek. tarih ve zamanı belirtmesine izin veren
hizmet.
expedited data unit: hızlandırılmış veri
birimi, [26.03.08], Hedef açık sistemdeki expiry date indication service: bitiş
bir eşdüzey varlığa dağıtımı, aynı tarihini gösterme hizmeti, [32.08.08], bkz.
bağlantı aracılığıyla gönderilen müteakip expiration date indication service
hizmet verilerinin dağıtımından daha
önce olacağı garanti edilen kısa bir explanation facility: açıklama olanağı,
hizmet veri birimi. [28.04.09], Çözümlerin nasıl çıkarıldığını
ve bunlara ulaşırken kullanılan adımları
expert system: uzman sistem, 1. açıklayan bir bilgi tabanlı sistem bileşeni.
[01.06.19], İnsan uzmanlığından
geliştirilmiş bir bilgi tabanından sonuçlar explanation-based learning:
çıkararak belirli bir alan veya uygulama açıklamaya dayalı öğrenme, [31.03.18],
sahasında problemlerin ustaca bkz. analytic learning
çözümünü sağlayan bir bilgisayar
sistemi. NOT 1: Terim, genellikle uzman explosion proof: patlamaya karşı
bilgiyi vurgulamak için kullanılsa da dayanıklı , [21.01.06], Patlamayacak ve
bazen bununla eş anlamlı olarak patlamaya sebep olmayacak bir aygıta
kullanılır. NOT 2: Bazı uzman sistemler ait.
önceki problemlerin deneyimlerine dayalı
olarak yeni anlamlar çıkarmayı exponent: üs , [05.05.04], (Kayan nokta
geliştirebilirler ve bilgi tabanını gösteriminde) Gösterilen gerçel sayıyı
düzeltebilirler. 2. [28.01.06], Özel bir etki belirlemek için mantis tarafından
alanı veya uygulama alanında insan çarpılmadan önce kayan nokta tabanının
uzmanlığından geliştirilmiş bir bilgi üssünü alan kuvveti gösteren sayı.
tabanından anlamlar çıkararak ÖRNEK: 05.05.02’deki örneğe bakınız.
problemleri çözmeyi sağlayan bilgi
export: dışarı gönderme, [32.04.21],
tabanlı sistem. NOT 1: "Uzman sistem"
(Elektronik postada) Bir ileti aktarma
kavramı bazen "bilgi tabanlı sistem" ile
temsilcisinin bir bilgi nesnesini dış iletişim
eşanlamlı olarak kullanılır, fakat burada
sistemine göndermek için erişim birimine
uzman bilgisi vurgulanması dikkate
gönderdiği aktarma adımı.
alınmalıdır. NOT 2: Bazı uzman sistemler
kendi bilgi tabanını iyileştirebilirler ve exposure: tehlikeye açık olma,
önceki problemlerdeki deneyimlerine [08.05.13], Belirli bir saldırının bir veri
dayalı olarak yeni sonuç çıkarma işleme sisteminin belirli bir
kuralları geliştirebilirler. kırılganlığından faydalanma olasılığı.
expert system shell: uzman sistem expression: deyim, [15.05.33], Bir ya da
kabuğu, [28.04.08], İçine özel bir daha fazla işleneni sonucu olarak bir veri
uzmanlık alanının inşa edildiği boş bir değerinin hesaplanmasını tanımlayan dil
uzman sistem. NOT: Bir uzman sistem yapısı.
kabuğu tipik olarak bilgi gösterimi için bir
yüksek düzey dil, bir ya da daha fazla

80
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

expression language: deyim dili, olacak şekilde tanımlanmış değişkenlerle


[07.01.27], Bir deyim bağlamında sınırlandırılarak denetlendiği bağlaştırma.
atamaların yapılabildiği programlama dili. NOT: PL/1 bu yeteneği olan
ÖRNEK: C. NOT: "if (x = y < 0) ..." deyimi programlama dillerinden biridir.
C’de geçerlidir ama Ada’da geçerli
değildir. external level: dış düzey , [17.03.01],
Bir bilgi sisteminin girdi ve çıktısındaki
extended result output function: görünebilir bilginin kullanıcı esaslı temsil
uzatılmış sonuç çıktı işlevi, [22.03.30], edilmesi ile uğraşan tüm yönlerde göz
Birbirini izleyen işlemlerle elde edilen ve önünde tutulan düzey.
sonuçtaki basamak sayısı, hesap
makinesinin çıkış kapasitesini aşan external schema : dış şema, [17.03.03],
hesaplamaların sonucunun yazılmasını Dış düzeye ait olan ve belirli bir kullanıcı
ve gösterilmesini sağlayan işlev. bakışı içindeki cümlelerin olası
toplanmalarının dışsal olarak temsil
extensibility: genişletilebilirlik, edilmelerini ve bu temsil edilmelerin
[15.10.05], Bir programlama dilinin, yeni işlenme yönlerini de içine alarak
dil yapılarının belirtimine ve bunların tanımlayan veri tabanı şemasının
standart dil yapıları anlamında söz parçası.
dizimsel kullanımına izin vermesi
yeteneği. extra-pulse: fazladan vuru,
[12.01.47], Kayıt yada okuma sırasında
extensible language: genişletilebilir dil, oluşan ve kabul edilebilir olmayan bir ek
[07.01.13], Bir programcıya kullanıcı vuru.
tarafından belirlenen ek yetenekler
sağlamak için değiştirilebilen ya da kendi extra sector: ek sektör, [08.08.06],
kendini değiştirebilen programlama dili. Kopya koruma metodunun bir parçası
ÖRNEKLER: Ada, C++, FORTH, LISP, olarak, bir ize standard sektör sayısını
LOGO, Prolog, Smalltalk. aşacak şekilde kalan bilginin yazıldığı
sektör.
external: dışsal, [15.02.13], İçinde
referans gösterilen modülün dışarıda extra track: ek iz, [08.08.07], Kopya
tanımlandığı bir program yapısına ait koruma metodunun bir parçası olarak
olma. NOT: Bir bildirimin, tam tanımn standard iz sayısını aşacak şekilde disk
dışarıda olduğunu işaret etmek ve ad üzerine yazılan iz.
sağlamak için modülün içinde olması
gerekebilir. extract: ayrıştırmak, [06.06.02], (f.) Bir
öğeler kümesinden, belirli koşullara uyan
external coupling: dış bağlaştırma, öğeleri seçmek.
[07.12.16], Değişkenlerin
bağlaştırmasının, biçimsel olarak dış

81
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Ff

facsimile faks (1), [27.03.10], bkz. fax Bozulmaya dayanıklılık, arıza önlemeli
işlemleri oluşturmak için bir yöntemdir.
facsimile machine: faks makinesi,
[27.03.13], bkz. fax machine failure: arıza, [14.01.11], Bir işlevsel
birimin, talep edilen bir işlevi yerine
fact: olgu , [28.02.01], (Yapay zekada) getirebilme yeteneğinin sona ermesi.
Doğruluğu genel olarak kabul edilen NOT: Şekil 14.1'e bakılmalıdır.
gerçek veya kavramsal dünyanın varlığı
hakkında bir deyim. NOT: Bir olgu failure access: arıza erişimi, [08.05.35],
oldukça yüksek bir kesinlik faktörüne Bir veri işlem sisteminde, donanım veya
sahip olan bir inanış olarak görülebilir. yazılımda meydana gelen aksaklıklar
sonucunda veriye yetkisiz ve genellikle
factor: katsayı, [02.C.20], Bir çarpma habersiz bir şekilde erişim.
işleminde çarpanlardan biri.
fake sector: sahte sektör, [08.08.08],
factorial: faktöriyel, [02.03.13], 1'den Disk üzerinde büyük miktarlarda
başlayıp verilen bir sayıya kadar olan, ve kullanılan ve yetkisiz kopyalayan
onu da içeren ardışık doğal sayıların programın diski kopyalamada başarısız
çarpımı. olmasına neden olan başlığı mevcut
ancak verisi olmayan sektör.
factorial function: faktöriyel işlevi,
[22.03.21], Faktöriyel hesaplamak için family-of-parts programming: parça
kullanılan işlev. ailesi programlaması, [24.02.08], Mevcut
bir bölümün tasarımında küçük
failsafe: arıza önleme, [08.06.04], değişiklikler yaparak ya da parçaları, yarı
(Bilgisayar güvenliğinde) Bir aksaklık montajları ya da önceden tasarlanmış
olması durumunda tehlike yaratmanın yapıları birleştirerek bir bilgisayar destekli
engellenmesi ile ilgili olan. tasarım ve üretim sisteminde yeni
bölümlerin oluşturulması metodu.
failsafe operation: bozulmayan işlem,
[21.01.05], Bir bileşen arızası fanfold paper: yelpaze katlanmış kağıt,
oluştuğunda, cihazın kullanımdan [12.07.25], bkz. continuous forms
çıkması, cihazın zarar görmesi ve cihazı
kullanan kişilerin zarara uğraması fan-in: giriş kapasitesi, [07.12.19], Belirli
ihtimallerinin azaltılması amacıyla bir modülü denetleyen modül sayısı.
bilgisayar sistemi tarafından yapılan NOT: Bir yüksek giriş kapasitesi değeri,
işlem. modül bağımlılığının ölçüsü olduğundan,
bağlaştırmanın yüksek olduğunu gösterir.
failsoft: kısmi aksamalı, [14.04.05], (s.)
Bozulmalara ya da kısıtlamalara rağmen fan-out: çıkış kapasitesi, [07.12.20], Bir
bir işlevsel birimin azaltılmış modda modül tarafından denetlenen modül
işlevini sürdürmesine ait. NOT: sayısı. NOT: Bir yüksek çıkış kapasitesi

82
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

değeri çağıran modülün karmaşıklığının, fax machine: faks makinesi, [27.03.13],


alt bileşenleri denetlemek ve Faks (1) ile görüntüleri iletmek ve almak
eşgüdümünü sağlamak için gerekli için işlevsel birim.
mantığın karmaşıklığı nedeniyle, yüksek
olabileceğini gösterir. fax modem: faks modem, [27.03.15],
Faks makinesi ve modemin işlevlerini
fast select: hızlı seçim, [09.08.08], Çağrı birleştiren işlevsel birim.
oluşturma ve çağrı temizleme paketleri
içine kullanıcı verisinin dahil edilmesini FCS: FCS, [09.06.15], bkz. frame check
sağlayan sanal çağırma aracı seçeneği. sequence

fatal error: onulmaz hata, [14.04.09], FDM: [09.05.25], bkz. frequency division
Programın daha sonraki işlemlerini multiplexing
anlamsız kılan hata.
FDMA: [09.05.29], bkz. frequency
fault: bozukluk, [14.01.10], Bir işlevsel division multiple access
birimin, istenen bir işlevi yerine getirme
yeteneğini azaltan ya da bu yeteneğin feasibility study: fizibilite çalışması,
tamamen ortadan kalkmasına neden [20.02.02], Bir problemin ve muhtemel
olabilen normal dışı durum. NOT: Şekil çözümlerinin faydaları, maliyetleri ve
14.1'e bakılmalıdır. uygulanabilirliklerinin belirlenmesi için
yapılan ve problemin ve muhtemel
fault seeding: hata yerleştirme, çözümlerinin belirlenmesini ve analizini
[07.07.32], bkz. error seeding gerçekleştiren çalışma.

fault tolerance: bozulmaya dayanıklılık, feature-based speech recognition:


[14.04.06], Bir işlevsel birimin, bozulma özellik tabanlı konuşma tanıma,
ya da hataların ortaya çıkması [29.02.12], Dalgalanma, formant
durumunda talep edilen işlevi yerine frekanslar, zarf yükseklikleri ya da gürültü
getirmeye devam edebilme yeteneği. düzeyleri gibi özgün özelliklerin şablon
işleştirme ile başarılan konuşma tanıma.
fault trace: bozukluk kaydı, [14.03.08],
Bir bozulmanın algılanmasından hemen feed hole: besleme deliği, [12.06.07], Bir
önceki bir dizi durumu yansıtan ve bir veri ortamı üzerine delinen ve ortamın
monitör tarafından elde edilen bir işlevsel konumlandırılmasını sağlayan delik.
birimin içsel işlemlerinin kaydı.
feed pitch: besleme aralığı, [12.06.09],
fax: fakslamak, [27.03.11], (f.) Bir Besleme izi boyunca bulunan bitişik
görüntüyü faks aygıtı kullanarak iletmek. besleme deliklerinin karşılıklı noktaları
(i.) 1. [27.03.10], Sayfaların arasındaki uzaklık.
görüntülerinin bir haberleşme sistemi
üzerinden iletilmesi ve alıcı konumda bu feed track: besleme izi, [12.06.08], Veri
görüntülerin kopyalarının oluşturulması. ortamı içerisinde bulunan ve besleme
2. [27.03.12], Faks (1) aygıtından alınan delikleri içeren bir iz.
kopya.
feedback propagation: geri besleme
fax board: faks kartı, [27.03.14], Faks yayılması, [34.03.17], bkz. back
(1) ile görüntüleri iletmek ve almak için propagation
kullanılan ve kullanıcı terminaline
yerleştirilen kart. feedback-propagation network: geri
beslemeli yayılma ağı, [34.02.30], bkz.
back-propagation network

83
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

feedforward network: ileri beslemeli ağ, türünün temel yapı olup olmayacağı
[34.02.25], Geri besleme yollarına ve bir bakış açısına göre değişir.
katmandaki yapay sinirler arasında hiç
bir yola sahip olmayan çok katmanlı ağ. file: dosya, [01.08.06], [04.07.10], Bir
ÖRNEK: Çok katmanlı perceptron. NOT: birim olarak işlenen veya saklanan ismi
Bu terim bazen herhangi bir katmanlı ağı belirli bir kayıt seti.
ifade etmek için de kullanılır.
file maintenance: dosya bakımı,
feedforward propagation: ileri besleme [04.07.12], Bir dosyanın güncellenmesi
yayılması, [34.03.16], Çok katmanlı bir veya yeniden düzenlenmesi eylemi.
ağda, ağın giriş katmanından çıkış
katmanına doğru bağlantı ağırlıkları file protection: dosya koruma,
ayarlamasının katman katman yayılması. [08.01.08], Bir dosyaya yetkisiz olarak
NOT: İleri beslemeli ağ ile erişime, dosyanın düzeltilmesine veya
karıştırılmamalıdır. silinmesine karşı koruma amacı ile uygun
idari, teknik ve fiziksel yöntemlerin
FEP: [18.02.08], bkz. front-end processor uygulanması.

Fibonacci search: Fibonacci araması, file server: dosya sunucusu, [18.02.18],


[06.04.06], Kümedeki öğelerin sayısının Dosyaları ihtiva eden ve bu dosyalara
bir Fibonacci sayısına eşit olduğu veya erişimi kolaylaştırmak için düzenlenmiş
ilk en büyük yüksek Fibonacci sayısına dosyalar içeren bir sunucu.
eşit kabul edildiği ve aramanın her
aşamasında öğe kümesinin Fibonacci file transfer, access and management:
serisine göre bölündüğü, iki kesime dosya aktarımı, erişimi ve yönetimi,
bölmeli arama. NOT: 1. Fibonacci serisi [26.05.08], Kullanıcı uygulama
her terimin önceki iki terimin toplamına süreçlerinin, uçtaki açık sistemler
eşit olduğu 0,1,1,2,3,5 8, ....., serisidir. 2. arasında dosyaları taşımalarını, dosyaları
Fibonacci araması, ikili aramaya göre yönetmelerini ve dosyalar kümesine
manyetik şerit gibi veri ortamlarında erişimini sağlayan uygulama hizmeti.
sıradan arama sayısını düşürdüğü için
daha avantajlıdır. file updating: dosya güncelleme,
[04.07.11], Bir dosyadaki verilere ekleme,
field: alan, [04.07.02], (Verinin silme veya veriyi değiştirme eylemi.
düzenlenmesinde) Bir veri ortamında
veya bir depolama aygıtında belirli bir filing: dosyalama, [27.01.06], Bir
veri elemanları sınıfı için kullanılan dokümanın elektronik ya da optik yollarla
belirlenmiş alan. ÖRNEK: Ekranda veya basılı kopya olarak saklanması.
ücretlerin oranlarını girmek veya
fill: doldurmak, [13.05.16], (f.) Kapalı bir
göstermek için kullanılan karakter
alana veya nesneye baştan sona görüntü
konumları grubu.
elamanlarının tekrarlanan bir
field type : alan türü, [17.05.11], belirli düzenlemesini yapmak. (i.) doldurma,
bir kavramsal içerik içindeki temel [25.04.07], Bir andaç-halka ağında, bir
yapının ve bu içerik içindeki bilginin temel iletici veri istasyonunun, andaçlardan,
yapısını göstermesinin örnekleri olan veri çerçevelerden ve iletme durumunun
türü. ÖRNEK: belirli bir içerikte, "tarih" belirsiz ya da pasif olarak anlaşılmasını
veri türü temel olabilir, fakat başka önlemek için durdurma dizilerinden önce
içeriklerde tarih "yıl", "ay" ve "gün" veri ya da sonra gönderdiği belirli bir bit
türlerinin bulundurabilir. NOT: Bir veri örüntüsü.

84
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

fill pattern: doldurma örüntüsü, işlevin kullanıcı tarafından


[13.05.17], Kapalı bir alanın değiştirilemediği işlev üreteci.
doldurulmasında görüntü elemanlarının
tekrarlanan bir düzenlemesi. ÖRNEK: fixed radix notation: sabitlenmiş kök
Kesintisiz renk veya şeritler üreten notasyonu, [05.04.13], İçerisinde
elemanlar. muhtemelen en yüksek ağırlığa sahip bir
hane dışında tüm sayı hanelerinin aynı
find: arama, [23.04.12], bkz. search köke sahip olduğu kök notasyonu. NOT:
Ard arda gelen hanelerin ağırlıkları tek bir
find and replace: arama ve değiştirme, kökün ard arda gelen tam sayı
[23.04.13], bkz. search and replace kuvvetleridir, her biri aynı katsayıyla
çarpılmaktadır. Kökün negative tam
finite-element analysis: sonlu-eleman katları kesirlerin gösterimi için
analizi, [24.02.01], Bir mekanik bölümün kullanılmaktadır. Sabitlenmiş kök
ya da daha genel olarak bir fiziksel notasyonu karma kök notasyonunun özel
yapının yapısal özelliklerinin, ayrık bir durumudur.
(discrete) elemanlara ayrışmasını temel
alan analizi. fixed-count iteration: sabit sayıda
yineleme, [07.03.10], Bir döngünün
finite-element modeling: sonlu eleman yürütülmesini belirli bir koşul
modellemesi, [24.02.02], Tasarım gerçekleşinceye kadar değil de belirli
halindeki bir mekanik bölüm ya da fiziksel sayıda yinelemeden sonra sonlandıran
yapıyı temsil eden bir matamatiksel bir yineleme düzeni.
modelin veri işleme sistemi yardımıyla
sonlu eleman analizi için oluşturulması. fixed-point representation system:
sabit nokta gösterim sistemi, [05.04.19],
fire: ateşlemek, [28.02.32], (f.) Bir kural İçerisinde kök noktası bazı notasyona
tarafından belirlenen eylemi, bu kural göre sayı hanelerinin içine örtük olarak
tarafından ifade edilen koşulun sabitlenmiş kök notasyonu.
karşılanmasıyla başlatmak.
fixed-point type: gizli ondalık tür,
firmware: bellenim, [01.01.09], Bellekten [15.04.09], Her bir veri nesnesinin sabit
işlevsel olarak bağımsız ve genellikle bir noktalı temsil edilen bir sistemde ifade
ROM’da depolanmış komutlar ve ilgili edildiği bir veri türü. NOT: Şekil 15.1'e
verilerin sıralı bir kümesi. bakınız.
first-generation language: birinci nesil flag: bayrak, [07.02.13], Belirli bir
dil, [07.01.07], Birleştirme diline çok koşulun durumunu gösteren değişken.
benzeyen ve bir bilgisayarın makine
diline bağımlı olan programlama dili. flatbed plotter: yassı çizici, [13.04.11],
Düz bir yüzey üzerine monte edilmiş
fitness-for-use test: kullanıma uygunluk görüntü yüzeyi üzerinde görüntüyü çizen
testi, [20.05.08], bkz. usability test bir çizici.
fixed decimal mode: sabit ondalık flaw: kusur, [08.05.07], (Bilgisayar
modu, [22.03.19], Bir hesaplamanın güvenliğinde) Bir işlem hatası, ihmal
sonunda gösterilecek ondalık yerlerin veya yanlış sonucunda koruma
sayısının önceden seçileceği mod. mekanizmalarının devre dışı bırakılması
veya etkisiz hale getirilmesiyle oluşan bir
fixed function generator: sabit işlev hata.
üreteci, [19.01.12], Üretilen işlevin
tasarım aşamasında belirlendiği ve bu

85
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

flexible manufacturing system: esnek İçerisinde bir gerçel sayının biribirinden


üretim sistemi, [24.01.15], Üretim farklı bir çift sayı ile gösterildiği bir sayma
planındaki değişikliklere kolay uyum sistemi, gerçel sayı; sayılardan biri olan
sağlanmasına izin veren taşıma mantis ile diğer sayı tarafından gösterilen
mekanizmalarından ve sayısal olarak bir üs ile temsil edilen bir kuvvetin kayan
denetlenebilen üretim birimlerden nokta tabanından üs alınmasıyla elde
meydana gelen sistem. edilen bir değerdir. NOT: Kayan nokta
gösterim sisteminde, kök noktanın
flicker: titreşme, [13.03.28], Görüntünün hareket ettirilmesiyle ve uygun şekilde
aydınlanma şiddeti ve renk gibi üssün ayarlanmasıyla elde edilen aynı
özelliklerinden birinde olan istenmeyen sayının pek çok gösterimi mevcuttur.
ritmik değişim.
floating-point type: kayan noktalı tür,
flip-flop: flip-flop, [03.01.04], bkz. [15.04.10], Her bir veri nesnesinin kayan
bistable. noktalı temsil edilen bir sistemde ifade
edildiği bir veri türü. NOT: Şekil 1.1'e
floating decimal mode: kayan ondalık bakınız.
modu, [22.03.20], Hesap makinesine
girilen giriş verisi modundan bağımsız flooding: taşma, [08.05.43], Kazayla
olarak hesaplamanın sonucunda ondalık veya bilerek büyük miktarda verinin
işaretin otomatik olarak yerleştirildiği girilmesi sonucunda hizmetin
mod. reddedilmesi durumunun oluşması.
floating head: kayan kafa, [12.03.32], floppy disk: esnek disk, [12.01.37],
Kayıt yüzeyinden uzak bir hava yüzeyi Koruyucu bir kabın içerisine konulmuş
üzerinde kayan manyetik kafa. esnek bir manyetik disk.

floating-point base: kayan nokta tabanı, flow control: akış kontrolü, [09.06.21],
[05.05.06], Bir kayan nokta gösterim Veri iletişiminde, gerçek aktarma
sisteminde, 1’den büyük olan, üs ile açık oranının kontrol edilmesi.
olarak belirlenen kuvvete yükseltilen ve
ardından temsil edilen gerçel sayıyı flow diagram: akış diyagramı,
belirlemek için mantisle çarpılan bir sabit [01.05.06], bkz. flowchart.
pozitif tamsayı tabanı.
flowchart: akış şeması, [01.05.06], Bir
floating-point radix: kayan nokta kökü, işlemi veya programı belgelendirmek
[05.05.06], bkz. floating-point base. veya tasarlama amacıyla birbirine
çizgilerle bağlanmış uygun açıklamalı
floating-point representation: kayan geometrik şekiller kullanarak, bir
nokta gösterimi, [05.05.02], Bir gerçel problemin adım adım çözümünün veya
sayının bir kayan nokta gösterim bir işlemin çizimle gösterilmesi.
sisteminde gösterimi. ÖRNEK: Aşağıdaki
sayının kayan nokta gösterim sisteminde flush left: sola yanaşık, [23.06.15], bkz.
gösterimi: 0,0001234 = 0.1234E-3 left aligned
burada 0,1234 mantis’dir; -3 üs’dür, ve E
ile ifade edilir. Sayılar değişken noktalı flush right: sağa yanaşık, [23.06.14],
ondalık sistemde ifade edilir. Kayan bkz. right aligned
nokta tabanı 10’dur.
flying head: uçan kafa, [12.03.32], bkz.
floating-point representation system: floating head
kayan nokta gösterim sistemi, [05.05.01],

86
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

FM recording: fM kaydetme, [12.03.24], form flash: form görüntüleme,


bkz. frequency modulation recording [13.05.68], Kaplama form görüntüsü.

FMS: [24.01.15], bkz. flexible form letter: şablon mektup, [23.04.06],


manufacturing system Bir ya da daha fazla alıcının adı ve adresi
gibi bilgiyi ekleyerek kişiselleştirilebilen
folder: klasör, [27.02.09], Dokümanlar ve bir veri ortamına depolanmış,
ya da elektronik postanın düzenlenmesi standard metin içeren mektup.
için bir mantıksal veya sanal saklama
alanı. form overlay: kaplama form, [13.05.67],
Bir arka plan görüntüsü olarak kullanılan
font: yazı tipi, [23.06.35], Aynı temel rapor biçimi, enlem ve boylam çizgileri
tasarıma sahip olan karakterler topluluğu. veya harita gibi bir örüntü.
ÖRNEK: 9-noktalı Courier yazı tipi vb.
NOT: Aynı yazı tipi farklı boyutlara sahip formal logic: biçimsel mantık,
olabilir. [02.01.03], Argümandaki terimlerin
anlamlarına bakmaksızın; geçerli bir
footer: sayfa altlığı, [23.06.10], Bir belge argümanın yapısı ve şekillerinin
içinde bir ya da daha fazla sayfanın alt irdelenmesi metodu.
tarafına yazılan blok. NOT: Bir sayfa
altlığı sayfa numarası gibi değişik bilgileri formal parameter: biçimsel parametre,
kapsayabilir. [15.03.15], Belirli program parçalarının
bildiriminde tanımlanan, somut bir
for-construct: for yapısı, [15.05.20], örnekle gösterim veya bir program
Genellikle bir döngü-kontrol değişkenine çağırma içindeki gerçek parametre ile
dayalı olan kontroller için ilişkilendirilen bir parametre.
gerçekleştirilecek bir test işlemini ve
tekrar kontrol değişkenini tekrar formal parameter mode: biçimsel
adımlarının dışına taşıyacak değişiklikler parametre durumu, [15.06.20], Biçimsel
talimatını tanımlayan tekrar kontrolü için parametrenin, değiştirilmeksizin
bir dil yapısı. değerlendirilip değerlendirilemeyeceğini,
yeni bir değer verilebileceğini veya
foreground image: ön alan görüntüsü, değiştirilip değerlendirileceğini işaret
[13.05.66], Durgun bir görüntünün her eden bir karakteristik.
hareket için değiştirilebilen parçası.
formal specification: biçimsel belirtim,
foreign key : ikincil anahtar , [17.04.15], [07.07.29], 1. (programlamada)
Bir ilişkide başka bir ilişkideki birincil Genellikle doğruluk ispatlamada kullanım
anahtara karşılık gelen bir veya bir grup için bir biçimsel gösterimde yazılmış
nitelik. belirtim. 2. [20.01.04], Bir sistemin
gerçekleştirilmesini matematiksel olarak
form feed: form besleme, 1. [12.07.27], türetmek ya da sistemin
Formun atanmış kısmını yazma gerçekleştirilmesinin geçerliliğini
konumuna getirmek için kullanılan bir matematiksel olarak kanıtlamak için
kağıt atlaması. 2. [12.07.28], Yazma kullanılan belirtim.
yada görüntüleme konumunun, önceden
belirlenmiş bir sonraki form, bir sonraki formant: formant, [29.01.21], İnsan ses
sayfa yada eşdeğeri üzerindeki ilk satıra sistemindeki rezonans nedeniyle
getirilmesi. konuşma frekans bandındaki ayırt edici
özelliği olan frekans bölgesi.

87
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

formant synthesis: formant sentezleme, istasyonlarına veri iletimi için tahsis


[29.03.06], İnsan ses modelinin edilen kanal.
formantlarını modelleyen süzgeçler
yoluyla yapay konuşma üretme. forward propagation: ileri yayılma,
[34.03.16], bkz. feedforward propagation
format: biçim, [23.02.06],1. (Metin
işlemede) Bir metnin; bir veri ortamındaki forward recovery: ileri yönde kurtarma,
ya da yazdırılmış ya da görüntülenmiş [07.06.35], Bir sistem, program, dosya,
formundaki belirli bir yerleşimi ya da veritabanı ya da diğer bir kaynağın
düzenlemesi. 2., [15.04.35], gerekli işlevleri gerçekleştirebildiği
(Programlama dillerinde) Bir kayıt, dosya, önceden bulunulmamış yeni bir duruma
mesaj, depolama cihazı veya iletim getirildiği kurtarma çeşidi. ÖRNEK:
kanalı içindeki veri nesnelerinin karakter Dosyaya yapılan değişikliklerinin
biçiminde temsil edilmesini belirten bir dil kronolojk olarak kaydedilmesiyle elde
yapısı. edilen veriyi kullanarak ve önceki bir
sürümü güncelleştirerek bir dosyanın
format effector: biçim dengeleyici, verilen bir duruma yeniden getirilmesi.
[04.04.04], Basılan, ekranda gösterilen
ya da kaydedilen veriyi konumlandırmak forward recovery: İleri yönde kurtarma,
için kullanılan kontrol karakteri. ÖRNEK: [08.07.07], Daha önceki bir sürümü ve
Boşluk karakteri, yatay boşluk karakteri, günlük kayıt dosyasını kullanarak verinin
gönder karakteri. sonraki sürümünün veri kurtarımı.

formating: biçimleme , [23.02.07], (Metin forward-propagation network: ileri


işlemede) Kullanıcı tarafından belirlenmiş yayılma ağı, [34.02.25], bkz. feedforward
kriterlere göre metnin yerleşiminin network
hazırlanmasına olanak sağlayan, metin
düzenleyicinin ya da diğer metin işleme fourth-generation language: dördüncü
yazılımının yeteneği. nesil dil, [07.01.12], Programcı olması
gerekmeyen bir kulanıcıya, yakın doğal
forward: iletmek, [32.06.04], (f.) Alınan dilde deyimler yazmaya izin veren, bir
bir iletiye yeni bir amaçlanan alıcı üçüncü nesil dilden daha yüksek basit
atayarak ileti yaratmak. deyimler makine komutları oranı olan ve
kullanıcının çalışabileceği soyutlama
forward chaining: ileri yönde düzeyini önceki nesillerden programlama
zincirleme, [28.03.07], Yerleşik gerçekler dillerinin ötesine götüren bir yüksek
ile başlayarak ve kural tabanlı bir düzey dil. ÖRNEK 1: Bir dördüncü nesil
sistemin bir amaca ulaştığı ya da yeni dilde, bir müşteri listesini sıralama şu
olasılıkları bitirdiğinde sona ererek elde şekilde ifade edilebilir: "Sırala
edilen sonuç çıkarmaların sırasını müsteri_listesi müsteri_adı’nda artan
düzenleyen yinelemeli yordam. düzende". Kullanıcının herhangi bir
sıralama algoritması bilmesi gerekli
forward channel: ileri aktarma kanalı, değildir. ÖRNEK 2: dBASE bir dördüncü
[09.03.15], İletim yönünün, kullanıcı nesil dildir.
verilerinin aktarıldığı yön ile
sınırlandırıldığı bir iletim kanalı. frame: çerçeve, 1. [09.06.08], (Veri
iletişiminde) Kullanıcı verisini ve kontrol
forward LAN channel: ileri aktaran LAN verisini iletmek için bir protokol tarafından
kanalı, [25.03.03], Bir geniş bant LAN'de, önceden belirlenmiş alanlardan ibaret
yönlendirici istasyondan veri olan bir veri yapısı. NOT 1: Bir
çerçevenin birleşimi, özellikle alanların

88
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

türü ve sayısı protokol türüne göre mıknatıslanma koşulunda bir değişiklik


değişebilir. NOT 2: Şekil 9.5'e bakınız. 2. olduğu ve bir biri göstermek üzere hücre
[28.02.13], (Yapay zekada) Her biri yuva merkezinde bir değişikliğin olduğu sıfıra
olarak adlandırılan atanmış bir bölümde dönüşsüz kaydetme.
saklanan bir özellikler topluluğu ile bir
nesneyi ilişkilendiren veri yönelimli bir frequency shift keying: Frekans
bilgi gösterimi. kaydırma anahtarlaması, [09.05.13],
Modüle edilen bir sayısal sinyalin
frame buffer: görüntü tampon belleği, önceden belirlenmiş sabit sayıda
[13.04.41], bkz. Video RAM değerler arasından çıkış sinyalinin
frekansını değiştirdiği bir modülasyon.
frame check sequence: çerçeve kontrol
dizisi, [09.06.15], Bir çerçeve içinde front-end computer: ön uç bilgisayar,
mevcut veriler tarafından belirlenen ve [18.02.08], bkz. front-end processor
iletim hatalarını kontrol etmeyi sağlamak
için çerçeve içinde ihtiva edilen bir bitler front-end processor: ön uç işlemci,
sırası. [18.02.08], Bir bilgisayar ağında, ana
bilgisayarın iletişim yükünü azaltan bir
frame control field: çerçeve kontrol işlemci. NOT: Ön uç işlemcinin görevi hat
alanı, [09.06.14], Çerçeve türünü ve bazı kontrolü, mesaj düzenleme ve kontrol,
kontrol fonksiyonlarını tanımlayan bir bit kod dönüştürme ve hata kontrolünü
örüntüsü. içerebilir.

frame end delimiter: çerçeve sonu FSK: [09.05.13], bkz. frequency shift
sınırlayıcısı, [09.06.12], bkz. end-of- keying
frame
FTAM: [26.05.08], bkz. file transfer,
frame start delimiter: çerçeve başlatma access and management
sınırlayıcısı, [09.06.11], bkz. frame start
delimiter full-duplex transmission: tam çift yönlü
iletim, [09.03.07], bkz. duplex
free-space administration: serbest alan transmission
yönetimi , [17.08.21], Bir veri tabanı için
mevcut depolama alanını idare etme için full-page display: tüm sayfa görüntüsü,
programların veya metotların kullanımı. [23.03.04], Bir sayfada bir anda
yazdırılabilecek kadar çok sayıda grafiğin
frequency division multiple access: ya da metin satırının görüntüsü.
Frekans bölmeli çoklu erişim, [09.05.29],
Ortak kanal içindeki her iletim kanalı fully connected network: tam bağlantılı
koluna ayrı bir frekans bandının tahsis ağ, [18.03.06], Herhangi iki düğüm
edildiği çoklu erişim tekniği. noktası arasında bir dalın olduğu bir ağ.
NOT:Şekil 18.3'e bakınız.
frequency division multiplexing:
Frekans bölmeli çoklama, [09.05.25], fully connected network: tam bağlantılı
Birkaç bağımsız sinyalin tek bir iletim ağ, [34.02.18], bkz. totally connected
kanalı üzerinden iletimi için ayrı frekans network
bantlarına tahsis edildiği çoklama.
function: fonksiyon, işlev, 1. [02.C.11],
frequency modulation recording: Bir değişkenin alabileceği değerlerin
frekans modulasyonlu kaydetme, oluşturduğu A tanım kümesinin herhangi
[12.03.24], Her hücre sınırındaki bir elemanını değer kümesi diye
isimlendirdiğimiz B kümesine ilişkin

89
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

herhangi bir elemana götüren f functional design: işlevsel tasarım, 1.


bağlantısına A tanım kümesinden B'ye [03.03.01], Bir sistemin bileşenlerinin
bir fonksiyon denir. 2. [15.06.12], işlevlerine ait ve bunlar arasında geçerli
(programlama dillerinde) Çağrıldığı yere olan ilişkilere ait belirtimler. 2. [20.03.03],
getirdiği bir veri değerini üreten genellikle Sistem bileşenlerinin ve bu bileşenler
biçimsel parametreleri olan bir alt arasındaki ilişkilerin işlevlerinin belirtimi.
program. NOT: Bir işlev aynı zamanda
parametrelerin kullanımı yoluyla diğer functional language: işlevsel dil,
değişiklikleri üretebilir. [07.01.20], Özellikle işlev çağrılarının
kullanımı aracılığıyla bir veri işleme
function call: işlev çağırma, [15.06.13], sisteminin eylemleri ile başarılacak
Bir işlevin çalıştırılmasının çağrılması için duruma ulaşmak için gerekli yöntemleri
gerçek parametreleri sağlayan ve sağlayan bir programlama dili. ÖRNEK:
işletilmesine sebep olan bir dil yapısı. FORTH, LISP, ML, Miranda, Postscript.
NOT 1: Bir işlev çağırma bir deyimde
işlem olarak veya bir alt program functional programming: işlevsel
çağırmasının gerçek parametreleri olarak programlama, [07.02.07], Çoğunlukla
kullanılabilir. NOT 2: İşlem çağırma programları olası iç içe işlev çağrıları
deyimi ile farklıdır. dizisi olarak yapılandırmak için bir metot.

function generator: işlev üreteci, functional unit: fonksiyonel birim,


[19.01.11], Örneksel çıkış değişkeni, işlevsel birim, 1. [01.01.40], Belirli bir
örneksel giriş değişkenlerinin bazı amacı yerine getirebilecek yetenekte
fonksiyonlarına eşit olan işlevsel birim. yazılım, donanım veya her ikisinden
oluşan bir varlık. 2. [10.01.01], Belirli bir
function preselection capability: işlev amacı gerçekleştirebilen; yazılımın,
önseçim yeteneği, [22.03.04], Birden donanımın ya da her ikisinin bir öğesi. 3.
fazla işlevi özel bir denetim tuşu ile [14.01.01], Yazılım, donanım ya da her
yapabilme yeteneği. ikisinin birleşiminden oluşabilen ve belirli
bir amacı yerine getirebilecek yetenekte
functional analysis: işlevsel analiz, olan bir öğe.
[20.02.06], Gerçek ya da planlanmış bir
sistemin işlevlerinin belirli bir sisteme fusion: birleştirme, [08.05.40], bkz.
göre incelenmesi. Linkage

functional cohesion: işlevsel bağlılık, fuzzy Iogic: bulanık mantık, [28.02.05],


[07.12.05], Bir modülün tüm etkinliklerinin Gerçekler, sonuç çıkarma kuralları ve
belirlenmiş tek bir amacın başarımına niceleyicilere kesinlik faktörlerinin
katkıda bulunduğu bağlılık. verildiği klasik olmayan mantık.

functional dependence: işlevsel fuzzy set: bulanık küme, [28.02.04], Her


bağımlılık, [17.04.17], İlişki niteliklerinde öğeyi, genellikle 0'dan 1'e kadar olan ve
her bir A nitelik değeri için yalnızca bir ait olduğu kümenin derecesini işaret
ilişkili B nitelik değerinin karşılık geldiği eden bir sayı ile eşleştirilen özelliğe sahip
(A, B) çiftine ait nitelik. NOT: olan klasik olmayan bir küme.
Matematiksel olarak ifade edilirse, A'dan
B'ye bir eşleştirme mevcuttur. fuzzy-set logic: bulanık küme mantığı,
[28.02.05], bkz. fuzzy Iogic

90
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Gg

gap width: boşluk genişliği, [12.05.15], generated address: üretilmiş adres,


Bir manyetik kafadaki kutuplar arasındaki [07.09.39], Bir programın yürütülmesi
uzaklık. esnasında hesaplanmış adres.

gas panel: gaz paneli, [13.04.07], Bir generating function: üretme


düzlemde gazla doldurulmuş bir panel fonksiyonu, [02.04.06], Üretme
içinde elektrotlar şebekesinden oluşan bir fonksiyonu, verilen bir dizinin
görüntü parçası. NOT: Bir görüntü fonksiyonları ya da sabitleri, sonsuz bir
yenilenmeksizin uzun süre kalabilir. seri tarafından gösterildiğinde, seride
katsayı olan fonksiyon ya da sabitlerin
gate: geçit, [03.04.04], Temel bir matematikle ilgili fonksiyonudur. ÖRNEK:
mantıksal işlem gerçekleştiren bir Legendre polinomunun Pn (x) açılımının
kombinasyonel devre. NOT: “Geçit” aşağıdaki gibi olması nedeniyle;
terimi genellikle bir çıkış içerir.
(1 – 2ux – u2 ) –1/2
gateway: ağ geçidi, [18.02.09], Farklı ağ
mimarisine sahip iki bilgisayar ağını bir üretme fonksiyonudur.
birbirine bağlayan işlevsel birim. ÖRNEK:

LAN ağ geçidi, posta ağ geçidi. NOT:
Bilgisayar ağları ya yerel alan ağları,
1 – 2ux – u2 ) –1/2 = ∑ Bn( x)u
n =0
n

geniş alan ağları veya başka tür ağlar


olabilir. generic: genel yapı, [15.06.28], Zorunlu
yazma kurallarına uygun olarak
gateway : ağ geçidi, [32.02.11], bkz. mail uygulanabilir veri türleri için gerçek dil
gateway yapısı oluşturmak amacıyla bir şablon
olarak hizmet eden bir dil yapısına ait
general-purpose language: genel
olma.
amaçlı dil, [07.01.23], Çok çeşitli
uygulamalarda kullanıma uygun olan generic body: genel gövde, [15.06.30],
yüksek düzey dil. Genel somut bir örnek esnasında gerçek
dil yapılarının ilişkili gövdeleri için bir
generate-and-test üret ve test et,
şablon olarak hizmet eden genel bir
[28.03.17], Olası çözümler üretme ve
somut örneğin gövdesi.
verilen ölçütleri karşılamayan çözümleri
çıkararak elemeye dayalı olan problem generic declaration: genel yapı bildirimi,
çözme. [15.06.29], Genel somut bir örnek
esnasında gerçek parametreler
tarafından yer değiştirecek olan genel

91
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

parametreleri tanıtan genel dil yapısının sınıflandırma algoritmasını temel alan


bildirimi. makine öğrenmesi. NOT: "Kalıtsal"
terimi, doğal genetik alanından
generic instance: genel örnek, gelmektedir. Genetik; kalıtıma, türlerin
[15.06.35], Genel somut örnek ile genel değişimine ve uygun olanın hayatta
bir modülden yaratılan somut bir örnek. kalmasına dayanan bir alandır.

generic instantiation: genel somut geometric modeling: geometrik


örnek, [15.06.34], Somut bir modül modelleme, [13.01.08], [24.02.03], Bir
yaratmak için genel modülden genel bilgi işlem sistemi üzerinde, üç boyutlu
parametreleri çözen işlem. şekillerle değiştirilebilecek bir düzen
içinde gösteren bir modelin
generic module: genel modül, oluşturulması.
[15.06.33], Genel somut örnek ile
modüller yaratmak için GKS: GKS, [13.01.14], bkz. Graphical
parametreleştirilen bir şablon. NOT: Kernel System
Şablonun parametreleri genel
özelliklerdir ve modüllerinin sonucunun global: genel, [15.02.12], Programın tüm
biçimsel parametreleri ile modüllerinin kapsamı içinde olduğu bir
karıştırılmamalıdır. program yapısına ait olma.

generic operation: genel işlem, global address administration: genel


[15.06.31], Aşırı yüklenen ve belirli bir adres yönetimi, [25.01.20], bkz. universal
işlemi tasarlamayan fakat daha ziyade address administration
belirli veri türlerinin biçimsel
parametrelerini sağlayan işlem. ÖRNEK: global find and replace: belgenin
"+" sözcüksel işareti tamsayı toplamı, tümünde arama ve değiştirme,
gerçek sayı toplamı, küme birleştirmesi, [23.04.14], bkz. global search and
bitiştirme vb. anlamlara gelebilir replace

generic package: genel paket, global search and replace: belgenin


[15.06.32], İlgili algoritmalar ve işlemler tümünde arama ve değiştirme,
için şablonlar sağlamak amacı ile [23.04.14], Kullanıcının, özel karakter
tasarlanan bir paket. ÖRNEK: dizileri, gömülü komutlar ya da belge
Trigonometrik fonksiyonlar için genel içinde özel nitelikli karakterler gibi
paketler, yığın işlemleri, mali fonksiyonlar öğelerin konumlarını bulmasına ve onu
vb. ifadeler. otomatik olarak ya da kullanıcı denetimi
altında verilen bir metin ile yer
generic unit: genel birim, [07.04.72], değiştirmesine olanak sağlayan işlev ya
Uygun bir dil yapısının çeviri zamanında da mod.
türetildiği, dil yapısının olasılıkla
parametrelendirilmiş modeli. glyph: grafik karakter şekli , [13.03.16],
Bir harf veya simge şekli gibi bir grafik
genetic learning: kalıtsal öğrenme, karakter şekli.
[31.03.26], Dayanıklılığına bağlı olarak
sınıflandırma çiftlerini seçen, yeni ürünler glyph font: grafik karakter fontu,
yaratmak için kalıtsal işlemeleri çiftlere [13.03.18], Yükseklik, koyuluk ve eğim
uygulayan, var olan kurallar yetersiz gibi karakteristikler kümesinin tanımı,
olduğu zaman yeni ve makul kurallar endeksleme planı ve grafik karakter
üretmek için en güçlü sınıflandırıcıların şekillerinin bir kümesi
en zayıfların yerine geçtiği yinelemeli

92
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

goto statement: goto deyimi, [15.05.11], graphics tablet: grafik tableti,


Program kontrolünün çalışma sırasındaki [13.04.31], Normal olarak konumlayıcı
yerinden genellikle bir etiket tarafından cihaz olarak kullanılan, konumları işaret
tanımlanan bir hedef deyimine açıkça eden bir mekanizması olan özel düz bir
aktarılmasını belirleyen basit deyim. yüzey.
NOT: Program kontrolünün aktarılması
atlamaya karşılık olabilir graphics workstation: görüntü birimi,
grafiksel iş istasyonu, [13.04.04], Grafiği
gouraud shading: kenarlara yoğunlaşan ve alfa sayısal verileri işleyen ve
(Gouraud) gölgeleme, [13.02.27], Her gösterebilen, bir veya daha çok girdi
kenar boyunca köşe noktası birimini içerebilen iş istasyonu.
yoğunluklarının doğrusal interpolasyonu
ile bir çokgen modelinin pürüzsüz gray scale: grilik ölçeği, [13.03.19],
gölgelenmesi. NOT: Şekil 13.2'ye Siyah ve beyaz arasındaki aydınlatma
bakınız. şiddetleri aralığı. NOT: Gri gölgeler eşit
aydınlatma şiddetine sahip temel
gramer checker: gramer denetleyici, renklerin birleşimi tarafından üretilebilir.
[23.04.08], Hazır bir program ile metnin
söz dizim özelliklerini karşılaştıran ve onu grid: ızgara, [13.02.16], Bir görüntü
düzeltmek için alternatifleri sunan yüzeyindeki konumları belirlemek için
yazılım. kullanılan iki boyutlu çizgiler sistemi.

graphic character: grafik karakteri, grid network: ızgara ağ, [18.03.08], Bir
[04.03.01], Görsel bir gösterimi olan bir doğrusal ağın iki boyutta genişlemesi.
kontrol karakterinden farklı olarak ve NOT 1: Üç düğüm sınıfı vardır: sırası ile
yazma, basma veya ekranda gösterim 2, 3 veya 4 yol ile bağlanan köşelerdeki
yoluyla üretilen bir karakter. NOT: Bir düğümler, kenarlardaki düğümler ve iç
grafik karakteri bir metin içerisinde bir taraftaki düğümler. NOT 2: Şekil13.3'e
kontrol karakterini temsil etmek üzere bakınız.
kullanılabilir.
grouping isolation: gruplandırma
graphic display (device): grafik görüntü yalıtımı, [21.03.14], Elektrik devrelerinin
(aygıt), [12.08.14], Verinin herhangi bir grupları arasındaki elektriksel ayırım.
grafik biçiminde görünümünü sağlayan NOT: Bir grup içinde, güç kaynağında
görüntü aygıtı. olduğu gibi bir elektriksel bağlantı vardır.

graphic primitive: başlangıç grafiği, group technology: grup teknolojisi,


[13.02.15], bkz. output primitive [24.03.02], Benzer, sıkça kullanılan
bölümleri birleştirerek gruplamak için
graphical kernel system: grafiksel bilgisayar destekli süreç planlamasında
çekirdek sistemi, [13.01.14], Bilgisayar kullanılan kodlama ve sınıflandırma
grafiklerinin programlanması için bir teknikleri. NOT: Bu teknik belirli
işlevler kümesi ve bir uygulama yazılımı özellikteki parçaları yerleştirmeyi
ile grafik giriş-çıkış birimleri arasında bir kolaylaştırır ve benzer parçaların
işlevsel ara yüz sağlayan üretiminin standardlaştırılmasına yardım
standardlaştırılmış grafiksel sistem. eder.

graphics digitizer: grafik sayısallaştırıcı, guard: koruyucu, [07.10.13], Bir seçici


[13.04.25], Geometrik örneksel veriyi bekleme deyimindeki bir alternatifin açık
sayısal biçime çevirmek için bir grafiksel ya da kapalı doğasına karar vermek için
girdi birimi. kulanılan bir koşullu deyim.

93
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

guard: koruma, [08.06.27], (Bilgisayar


güvenliğinde) Farklı güvenlik
seviyelerinde çalışan iki veri işleme
sistemi arasında veya bir kullanıcı
terminali ile bir veri tabanı arasında,
kullanıcının erişime hakkının olmadığı
veriyi süzerek atmak için bir güvenlik
süzgeci sağlayan fonksiyonel birim.

guide edge: klavuz kenar [12.01.19], bkz.


reference edge

94
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Hh

hacker: bilgisayar korsanı, [01.07.03], 1. hard page break: zorunlu sayfa kesme,
Teknik olarak bilgili bir bilgisayar uzmanı. [23.06.25], Konumu metin düzenleme
2. [01.07.04], Korunma altındaki esnasında değişmeyen, seçilmiş bir
kaynakları yetkisiz şekilde erişerek elde konumda elle girilen sayfa kesme.
etmeyi tasarlayan teknik olarak bilgili bir
bilgisayar uzmanı. hard sectoring: fiziksel sektörleme,
[12.05.17], Bir manyetik disk birimi
half-duplex transmission: yarı çift yönlü üzerindeki sektör sınırlarının fiziksel
iletim, [09.03.06], Bir anda tek yönde olarak işaretlenmesi.
olmak üzere tek hat üzerinden her iki
yönde veri iletimi. hard space: bölünemeyen boşluk,
[23.04.23], bkz. no-break space
hand-held calculator: cep hesap
makinesi, [22.02.01], bkz. pocket hardware: donanım, [01.01.07], Bir bilgi
calculator işlem sisteminin fiziksel bileşenlerinin
tamamı veya bir kısmı.
handle: düzenleyici kutu, [13.05.61], ÖRNEK: Bilgisayarlar, çevre üniteleri.
(Bilgisayar grafiklerinde) Bir pencerenin
köşelerinin birinin üzerinde gözükebilen hardware design language: donanım
ve grafik nesnesini veya pencereyi tasarım dili, [07.01.37], Özel dil yapıları
yeniden boyutlandırmak için kullanılan ve bazen bir donanım tasarımını
küçük dikdörtgen kutu. geliştirmek, çözümlemek ve dökümante
etmek için doğrulama protokolleri olan
handle (an exception): işlemek (bir özel tasarım dili.
durum), [07.06.48], (f.) Bir özel durumun
ortaya çıkmasının sonucu olarak hash addressing özet adresleme,
doğrudan önlem almak. NOT: Normal [07.02.18], bkz. hashing
olarak, denetim önlemi alan özel durum
işleyiciye aktarılır. hash clash: özet çakışması, [07.02.21],
bkz. collision (in hashing)
hard copy: basılı kopya, [01.06.04], Bir
şeklin görüntüsünün bir yazıcı veya bir hash function (in hashing): özet işlevi
çizici üzerine kalıcı bir kopyasının (özetlemede), [07.02.19], Verilen bir
üretilmesi, yazdırılması. öğenin bir küme öğe içerisindeki
konumuna karar vermek için kullanılan
hard disk: sabit disk, [12.01.38], Sabit işlev. NOT: Özet işlevi her öğede
bir manyetik disk. seçilmiş bir alanda, anahtarda çalışır ve
anahtar kümesini genellikle daha küçük
hard hyphen: zorunlu kesme, saklama konumu kümesine eşleştirmek
[23.04.25], bkz. required hyphen için kullanılır; bu nedenle bu eşleştirme
genellikle bir çoktan-bire eşleştirmedir.

95
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

hash table search: özet tablosu arama, tümünün bir kap içerisinde bulunduğu
[06.04.11], Aranan öğenin bir özet tablo düzenek.
üzerinde arandığı ve bir adres çakışması
durumunda uygun yöntemlerin headend: yönlendirici, [25.03.02], Bir
kullanıldığı arama. geniş bant LAN'de, her bir veri
istasyonundan sinyaller alan ve onları
hash value: özet değeri, [07.02.20], tüm veri istasyonlarına yeniden ileten
Verilen bir öğenin bir saklama aygıtındaki cihaz. NOT: Yeniden iletim taşıyıcı
konumunu göstermek için özet işlevi frekansları değişimini gerektirebilir.
tarafından üretilen sayı.
header: başlık, [32.03.03], bkz. heading
hashing: özetleme, [07.02.18], Veriyi (in electronic mail)
saklamak ve yeniden elde etmek
amacıyla bir arama anahtarını bir adrese header label: başlık etiketi, [04.08.19],
dönüştürme metodu. NOT: Bu metot Bir dosyayı tanımlayan, konumunu
genellikle arama zamanını en aza belirleyen ve dosya kontrolu kullanımı
indirmek için tasarlanmıştır. için veri içeren dahili etiket.

HDL: [07.01.37], bkz. hardware design heading: başlık, [32.03.03], (Elektronik


language postada) Bazı ileti türlerinde kullanıcı
temsilcileri tarafından işleme için yararlı
HDLC:, [09.06.31], bkz. high-level data bilgi içeren içeriğin parçası. NOT 1: Bu
link control bilgi, iletinin konusu, daha önceki iletilere
başvurular, önem düzeyi, duyarlılık vb.
HDR: HDR, [04.08.19], bkz. header olabilir. NOT 2: Şekil 32.4’e bakınız.
label.
heap: öbek, 1. [04.08.10], (Veri
head crash: kafa çökmesi, [12.05.09], organizasyonunda) Elemanlarının sırası
Manyetik kafanın, dönen veri ortamı ile belirlenmeden dinamik olarak
kazara teması. düzenlenmiş liste. 2., [07.02.31], Dinamik
olarak veri nesnelerini oluşturmak ya da
head gap: kafa boşluğu, [12.05.16], Bir silmek için kullanılan ve veri nesnelerini
kayıt ortamının yüzeyi ve bir manyetik kullanma sırasının tanımlanmadığı iç
kafa arasındaki uzaklık. depolamanın bir bölümü.
head loading zone: kafa yükleme Hebbian learning: Hebbian öğrenmesi,
bölgesi, [12.03.33], Kafaların, veriyi [34.03.11], İki yapay sinir zaman uyumlu
okuma ya da yazma amacıyla özel bir olarak etkin hale gelirse, bir sinirsel
uçuş yüksekliğine konumlandığı bağlantının bağlantı ağırlığını artıran,
manyetik disk yüzeylerinin bulunduğu sinirler zaman uyumsuz olarak etkin hale
çevrebirim alanı. gelirse bağlantı ağırlığını azaltan
öğrenme. NOT: En basit durumda,
head switching: kafa değiştirme, bağlantı ağırlığının değişim miktarı iki
[12.05.19], Bir manyetik veri ortamından çıkış değerinin sonucu ile orantılıdır.
veri okumak ya da veri yazmak amacıyla
diğer bir kafanın kullanılması. height: yükseklik, [04.10.06], Kök
düğümden uç düğüme uzanan herhangi
head/disk assembly: kafa/disk bir yoldaki en fazla düğüm sayısı.
düzeneği, [12.05.05], Bir manyetik disk
biriminde, manyetik diskler, manyetik height-balanced tree: yükseklik dengeli
kafalar ve erişim mekanizmasının ağaç, [04.10.07], bkz. balanced tree.

96
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

heterarchy: çok yönlü hiyerarşi, hexadecimal numeration system:


[34.01.04], Bileşenlerinin birbiri ile onaltılı sayma systemi, [05.04.15], bkz.
doğrudan iletişim kurabildiği bir sistem hexadecimal system.
yapısı.
hexadecimal system: onaltılı sistem,
heterogeneous computer network: [05.04.15], 0,1,2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, A, B,
türdeş olmayan bilgisayar ağı, [18.04.04], C, D, E, ve F şeklinde, A, B, C, D, E, ve
Bilgisayarların farklı mimariye sahip F’in sırasıyla 10, 11, 12, 13, 14, ve 15’e
olduğu, bununla birlikte birbirleri ile karşılık geldiği, onaltının bir sabit kökünü
haberleşebildiği bir bilgisayar ağı. ve en küçük tamsayı ağırlığının 1 olduğu,
on altı sayıyı kullanan sabit kök
heterogeneous network: türdeş notasyonu. ÖRNEK: Bir heksadesimal
olmayan ağ, [18.04.04], bkz. sistemde, 3E8 sayısı 3 × 162 + 14 × 161
heterogeneous computer network. + 8 × 160’ a karşılık gelmektedir ve
ondalık 1000 sayısına eşittir.
heuristic learning: buluşsal öğrenme,
[31.03.04], Deney, değerlendirme ya da hidden character: saklı karakter,
deneme yanılma metotlarının [23.03.08], Normalde yazdırılmayan ya
sonuçlarından geliştirilen öğrenme da gösterilmeyen karakter. Örnek: Bir
stratejisi. gömülü denetim karakteri.

heuristic method: buluşsal metot, hidden layer: gizli katman, [34.02.10],


[02.01.01], Buluşa yarayan metot, bir Yapay sinirlerinin dış sistemler ile
soruna bir dizi yaklaşık sonucun doğrudan iletişim kurmadığı katman.
değerlendirilmesini kullanarak, yapılan
buluşlara uygun çözüm arayan metottur. hidden line: gizli çizgi, [13.02.18], Üç
Örneğin, sınama ve yanılmayla boyutlu bir nesne görünümünde
yönlendirilmiş bir işlem. saklanılabilen bir çizgi kesimi veya çizgi.

heuristic rule buluşsal kural, hidden Markov model: gizli Markov


[28.03.09], Bir uzmanın bir problemi modeli, [29.02.11], Her bir sinyal
çözmek için kullandığı bilgi ve deneyimi parçasının durumunun Markov
biçimsel hale getirmek için yazılmış olan sürecindeki bir durum olarak gösterildiği
planlanmamış kural. ve bu durumların doğrudan izlenebilir
olmadıkları bir sinyal modeli. NOT 1: Bir
heuristic search: buluşsal arama, Markov süreci, bir durumdan başka
[28.03.27], Deneyim ve tahminlere dayalı duruma geçiş olasılığının önceki
olan, başarı garantisi olmaksızın kabul durumlara değil yalnızca iki duruma bağlı
edilebilir sonuçları elde etmek için olduğu bir seri durumdan oluşan rasgele
kullanılan arama. bir işlemdir. NOT 2: Bir ifadeyi tanımak
için, sistem çalışma eğitim esnasında
hexadecimal digit: onaltılı rakam, elde edilen her bir model tarafından
[04.03.08], Onaltılı sistemde kullanılan bir üretilen olasılığı hesaplar. Belirli bir ifade,
sayı. ÖRNEK: Grafik karakterler 0, 1, 2, bir sözcük veya en yüksek olasılık
3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, A, B, C, D, E, F. derecesini veren modelin bir diğer varlık
olarak tanınır.
hexadecimal numeral: onaltılı sayı
gösterimi, [05.01.10], Onaltılı sistemde hidden neuron: gizli sinir, [34.02.05],
bir sayı. Dış sistemlerle doğrudan iletişim
kurmayan yapay sinir.

97
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

hidden surface: gizli yüzey, [13.02.19], tasarlanmış ve sözdizimsel olarak


Üç boyutlu bir nesne görünümünde bunlara yönelimli olan ve gerçekte belirli
saklanılabilen alan. bir bilgisayar ya da bilgisayar sınıfının
yapısından bağımsız olan programlama
hierarchical artificial neural network: dili. ÖRNEKLER: Ada, COBOL, Fortran,
hiyerarşik yapay sinir ağı, [34.02.41], Pascal.
bkz. hierarchical neural network
highlighting: önemini vurgulama,
hierarchical computer network: [13.05.19], Bir görüntü elemanının görsel
hiyerarşik bilgisayar ağı, [18.04.02], niteliklerinin değiştirilerek vurgulanması.
Düğümlerin kontrol ve işlem yeteneğine
göre sınıfsal bir hiyerarşide düzenlenmiş high-order language yüksek düzey dil,
düğümleri olan bilgisayar ağı. [07.01.08], bkz. high-level language

hierarchical model: hiyerarşik model, highway: bağlantı yolu, [21.02.01], Bir


[17.05.01], Yapısının şekilsel modeli bir süreç bilgisayar sisteminde, bilgisayar
ağaç yapısını temel aldığı veri modeli. sistemi ile süreç ara yüz sistemi
arasındaki karşılıklı ara bağlantı için yol.
hierarchical network: hiyerarşik ağ, NOT: Veri yolu bağlantı yolu olarak
[18.04.02], bkz. hierarchical computer kullanılabilir.
network
HMM: HMM, [29.02.11], bkz. hidden
hierarchical neural network: hiyerarşik Markov model
sinir ağı, [34.02.41], İşlemin bir
aşamadan bir sonrakine doğru hold mode: tutma modu, [19.02.05], Bir
gerçekleştiği bir kaç alt ağ aşamasından örneksel bilgisayarın integral alma
oluşan sinir ağı. işleminin durdurulduğu ve tüm
değişkenlerin bu mod işleme girişindeki
hierarchical planning: hiyerarşik değerlerinde tutulduğu durumdaki işletim
plânlama, [28.03.32], Bir plânın belirsiz modu.
parçalarının hiyerarşik bir gösterimini
üreterek daha ayrıntılı alt plânlara hold-for-delivery service: dağıtım için
ayrıştıran plânlama. beklet hizmeti, [32.06.10], İleti
göndericinin kullanıcı temsilcisinin, kendi
hierarchy: hiyerarşi, sıradüzen iletileri ve raporlarını daha sonraki bir
[34.01.05], Bileşenlerinin iletişim zamanda dağıtım için bekletmesini ileti
amacıyla belirli kurallara göre birbiri dağıtım sisteminden istemesine izin
ardına gelen düzeyler şeklinde veren hizmet.
sıralandığı bir sistem yapısı.
hole pattern: delik örüntüsü, [12.01.56],
hierarchy chart: hiyerarşi şeması, Bir veri ortamı üzerinde bulunan ve
[07.09.47], bkz. structure chart verinin kodlanmış gösterimini belirten bir
delik dizisi. ÖRNEK: bir karakterin
high-level data link control: üst düzey gösterimi için kullanılan deliklerin
veri bağlantı kontrolü, [09.06.31], Veri konfigürasyonu.
değişimi için ISO/IEC 3309 standardında
tanımlanan çerçeve yapısını kullanarak home address: yer adresi, [12.05.06],
bit esaslı protokol yolu ile veri Bir manyetik diskin her izi üzerine
bağlantılarının kontrolü. yazılmış ve disk yüzeyindeki iz
numarasını belirten bilgi.
high-level language: yüksek düzey dil,
[07.01.08], Belirli problem sınıfları için

98
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

homogeneous computer network: kontrol fonksiyonlarını yerine getirebilen


türdeş bilgisayar ağı, [18.04.03], Bütün bilgisayar.
bilgisayarların benzer veya aynı
mimariye sahip olduğu bilgisayar ağı. host language: ana dil, [07.04.52], Bir
veri düzenleme dilinin deyimlerinin
homogeneous network: türdeş ağ, gömülü olduğu programlama dili.
[18.04.03], bkz. homogeneous computer
network host language: ana dil, [17.07.12], (Veri
tabanlarında) İçinde bir gömülü veri
homonym: eşseslilik, [17.07.16], Farklı tabanı dili bulundurabilen programlama
varlıkları referans gösteren benzer dili.
terimler kümesinden biri.
host machine: ana makine 1. [07.04.53],
Hopfield network: Hopfield ağı, Bir başka bilgisayar için amaçlanan
[34.02.34], Yalnızca kararlı bir durum yazılımı geliştirmek amacıyla kullanılan
elde edilinceye kadar döngüsel olarak bilgisayar. 2. [07.04.54], Bir başka
güncelleştirilen ve görünür sinirlere sahip bilgisayarı taklit etmek için kullanılan
olan tamamen bağlantılı ağ. NOT 1: Bir bilgisayar. 3. [07.04.55], Bir program ya
Hopfield ağı, bir enerji işlevinin en küçük da dosyanın kurulu olduğu bilgisayar.
yerel değerine karşılık gelen sonlu NOT: bkz. hedef makine.
sayıda kararlı duruma sahiptir. Öğrenme
esnasında, bağlantı ağırlıkları kararlı host type: ana tür, [15.04.23], bkz. Base
durumlar depolanacak örüntülere karşılık type
gelen şekilde ayarlanırlar. Bir giriş
örüntüsünün uygulanmasından sonra ağ, hot site: otomatik yedek sistem,
depolanmış en yakın örüntüye doğru [08.07.12], Alternatif olarak anında veri
yavaş yavaş gelişir. NOT 2: Bir Hopfield işlem yeteneği sağlayan tam donanımlı
ağı, bir zaman uyumlu sinir ağı veya bir bilgisayar merkezi.
zaman uyumsuz sinir ağı olabilir. NOT 3:
Hopfield ağı genellikle çağrışımlı hot standby: gecikmesiz (otomatik)
depolama olarak kullanılır ama eniyileme yedekleme, [14.04.02], Temel işlevsel
uygulamalarına da sahiptir. birimin arızalanması durumunda,
fazladan bir işlevsel birimin ivedilikle
horizantal formatting: yatay biçimleme, hizmete girdiği bir yapılanma.
[23.06.30], Bir metin düzenleyicinin,
metni kullanıcı tarafından belirlenmiş hotspot: ilgili nokta, [13.03.20], Bir
sınırlar içinde yatay olarak gösterici için bildirilen koordinatlara
konumlandırması yeteneği. karşılık gelen x, y konumu. NOT: Bir
okun işaret ettiği konum.
horizontal format: yatay biçim,
[23.06.05], bkz. landscape format hub: göbek, [18.02.13], (Dağıtık veri
işlemede) Yıldız ağ olarak tasarlanmış bir
horizontal tabulation: yatay bilgisayar ağında, veri iletişimini koordine
çizelgeleme, [23.06.30], bkz. horizantal eden ve diğer bilgisayar ağlarına erişim
formatting sağlayabilen merkezi fonksiyonel birim.
NOT: Şekil 18.3'e bakınız.
host computer: ana bilgisayar,
[18.02.07], Bir bilgisayar ağında, uç human error: insan hatası, yanılgı,
kullanıcılara hesaplama ve veri tabanı [14.01.09], bkz. mistake
erişimi gibi hizmetleri sağlayan ve ağ
hybrid computer: karma bilgisayar,
[01.03.06], Sayısal bilgileri fiziksel

99
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

bilgilere ve fiziksel bilgileri sayısal


bilgilere çeviricilerin birbirine
bağlanmasıyla; sayısal bilgisayar
bileşenlerini ve analog bilgisayar
bileşenlerini biraraya getiren bilgisayar.
NOT: Bir karma bilgisayar fiziksel veriyi
üretebilir, kullanabilir ve veriyi ayırt
edebilir.

hypercube: çoklu küp, [18.03.10],


Kenarları iki düğüme indirgenen çoklu
ızgara ağı. NOT: n-boyutlu çoklu küpün
2n düğümü vardır.

hypergrid: çoklu ızgara, [18.03.09], Bir


doğrusal ağın çoklu boyutta genişlemesi.
NOT 1: Çoklu ağın boyutu n ise, 2(n-1)
farklı düğüm sınıfı vardır; en içteki
düğümler 2n dala bağlanır, çoklu gelenler
n dala bağlanırlar. NOT 2: Çoklu gelenler
üzerinde sadece düğümler varsa, çoklu
ızgara ağı çoklu küp ağı olarak
adlandırılır.

hyphen drop: kesmenin iptal edilmesi,


[23.04.26], Kelimenin bölünmesi
gerekmediği zaman kesmenin kelimenin
temsil edilmesinde görünmemesini
sağlayan işlev.

100
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

İi

I/O: G/Ç, [06.02.07], bkz. input-output. IPL: IPL, [07.06.41], bkz. bootstrap.

IC: IC, [01.03.10], bkz. integrated IPM: IPM, [32.08.01], bkz. interpersonal
circuit. message.

IC memory: IC bellek, [12.03.02], bkz. IPMS: IPMS, [32.08.02], bkz.


Integrated circuit memory. interpersonal messaging system.

IF-AND-ONLY-IF Operation: YALNIZ IPN: IPN, [32.08.10], bkz. interpersonal


VE YALNIZ EĞER işlemi, [02.05.08], notification.
bkz. equivalence operation.
IPO chart: girdi-süreç-çıktı şeması,
IF-AND-ONLY-IF element: IF-AND- [07.09.53], bkz. input-process-output
ONLY-IF elemanı, [03.04.11], bkz. IF- chart.
AND-ONLY-IF gate.
IR: [01.06.03], bkz. information retrieval.
IF-AND-ONLY-IF gate: IF-AND-ONLY-IF
geçidi, [03.04.11], Eşitlik Boolean işlemini IRD: [17.06.01], bkz . data dictionary.
gerçekleştiren bir geçit.
IRDS: [17.06.04], bkz. data dictionary
IFF: IFF, [02.05.08], bkz. equivalence system.
operation.
IS: [17.01.04 bkz. Information System.
IF-THEN element: IF-THEN elemanı,
[03.04.12], bkz. IF-THEN gate. ISDN: ISDN, [09.07.12], [09.07.12] bkz.
Integrated Services Digital Network.
IF-THEN gate: IF-THEN geçidi,
[03.04.12], Akıl yürütme Boolean IVR: IVR, [29.03.12], bkz. interactive
işlemini gerçekleştiren bir geçit. voice response.

IF-THEN Operation: ÖYLEYSE İşlemi, icon: bir düşüncenin resim şeklinde


[02.05.15], bkz. Implication. gösterimi, [13.03.17], Bir kullanıcının,
belirli bir işlevi veya yazılım uygulamasını
INCLUSIVE-OR gate: (INCLUSIVE-)OR seçmek için fare gibi bir aletle işaret
geçidi, [03.04.09], Ayrılma Boolean edebileceği ekran üzerinde gösterilen bir
işlemini gerçekleştiren bir geçit. grafik sembolü (pictogram). NOT: Grafik
sembol genellikle resimsel bir
INCLUSIVE-OR Operation: İçeren gösterimdir.
VEYA İşlemi, [02.05.12], bkz. disjunction.
iconize: simge durumuna küçültmek,
IPE: IPE, [07.04.04], bkz. integrated [13.05.37], (f.) Bir pencereyi bir simge ile
programming environment.

101
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

değiştirmek. NOT: Simge durumuna ideogram: fikir belirten işaret, [04.03.04],


büyütmenin tersi. Doğal bir dilde, bir nesne veya kavramı
veya ilişkili ses elemanlarını temsil eden
identifier: tanıtıcı, belirleyici , [15.01.03], grafik karakter. ÖRNEK: Fikir belirten
(Programlama dillerinde) Bir dil yapısını Çince bir işaret veya bir Japon Kanji’si.
isimlendiren sözcüksel işaret. ÖRNEK:
Değişkenlerin, dizilerin, kayıtların, ideogram entry: ideogram girişi,
etiketlerin, altyordamların vb. elemanların [23.04.32], Fonogramlara dayalı, çok
isimleri. NOT: Bir tanımlayıcı genellikle vuruşlu karakter girişlerini birleştiren ve
isteğe bağlı olarak harfler, sayılar veya bir sözlük ve sözdizim kuralları yolu ile
başka karakterlerin izlediği bir harften ideogramları oluşturan bir metin giriş
oluşur. yöntemi. NOT: Japonca karakterler için
"Kana-Kanji" dönüşüm girişi, Çince
identifier: tanımlayıcı, [04.09.02], (Veri karakterler için "Pinyin-Hanji" dönüşüm
organizasyonunda) Bir veri elemanını girişi.
tanımlamak veya adlandırmak ve
muhtemelen bu veri elemanının belirli ideographic character: fikir belirtme
özelliklerini göstermek için kullanılan bir karakteri, [04.03.04], bkz. Letter.
veya daha çok karakterler. NOT: ISO/IEC
2382-15’deki 15.01.03 maddesinden if statement: eğer (if) deyimi, [15.05.15],
farklıdır. Şart deyimi değerinin doğruluğuna dayalı
olarak deyimler sırasının çalıştırılmasına
identity authentication: kimlik veya onların atlanmasına sebep olan bir
doğrulaması, [08.04.12], Bir veri işlem koşullu deyim.
sisteminin varlıkları tanımasını mümkün
kılmak için gerçekleştirilen başarım if-then rule: eğer-ise kuralı, [28.02.26],
testleri. ÖRNEK: Bir parolanın veya Dayanak noktasını veya koşulu temsil
kimlik belgesinin kontrol edilmesi. eden bir "eğer" deyiminden ve "eğer
bölümü doğru ise varılacak hedefi ya da
identity element: özdeşlik elemanı, gerçekleştirilecek eylemi temsil eden
[03.04.14], bkz. identity gate. "ise" deyiminden oluşan biçimsel mantık
kuralı.
identity gate: özdeşlik geçidi ,
[03.04.14], Özdeşlik işlemini if-then statement: eğer-ise deyimi,
gerçekleştiren bir geçit. [28.02.26], bkz. if-then rule

identity operation: özdeşlik İşlemi, image: görüntü, [13.01.03], bkz. display


[02.05.06], Yalnız ve yalnız işlem gören image
terimlerinin hepsi aynı Boole değerine
sahipse, Boole işleminin sonucu Boole image comprehension: görüntü
değeri olarak 1 olan işlem. NOT: İki işlem kavrama, [28.01.17], bkz. image
gören terim üzerindeki bir özdeşlik işlemi understanding.
bir eşdeğerlik işlemidir.
image processing: görüntü işleme, 1.
identity token: kimlik işareti, [08.04.13], [01.06.20], Görüntüleri yaratacak,
Kimlik doğrulaması için kullanılan bir tarayacak, çözümleyecek, genişletecek,
cihaz. ÖRNEK: Akıllı kartlar, metal yorumlayacak veya görüntüleyecek bir
anahtarlar. veri işleme sisteminin kullanımı. 2.
[13.01.04], Belirli bir amaç için verilerin
identity validation: kimlik geçerliliği, veya nesnelerin resimlerle gösterimine
[08.04.12], bkz. identity authentication. herhangi bir işlemi uygulama süreci.

102
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

NOT: İşlemlerin örnekleri tarama imperative language: emirsel dil,


analizlerini, görüntü sıkıştırmayı, görüntü [07.01.17], Birincil etkisini değişkenlerin
düzenlemeyi, görüntüyü güçlendirme, durumunu atamayla değiştirerek başaran
yeniden işleme, nitelendirme ve uzaysal bir programlama dili.
filtre yapmayı ve nesnelerin iki ve üç
boyutlu modellerini yapmayı içerir. imperative statement: emirsel deyim,
[15.05.12], bkz. unconditional statement.
image recognition: görüntü tanıma,
[28.01.14], Bir işlevsel birim tarafından implementation: gerçekleştirme,
bir görüntünün, onu oluşturan nesnelerin, [20.04.01], (Bir sistem için) Düşünülen bir
bunların niteliklerinin ve uzaysal sistemin donanım, yazılım ve
ilişkilerinin algılanması ve çözümlenmesi. yordamlarının çalışır hale gelmesini
NOT: Görüntü tanıma görünüm sağlayan sistem geliştirme aşaması.
çözümlemeyi içerir.
implication: gerektirme, [02.05.15],
image regeneration: görüntüyü yeniden Yalnız ve yalnız birinci işlem gören
üretme, [13.05.05], Bir ekran terimin Boole değeri «O» ve ikinci işlem
görüntüsünü depolama aygıtındaki gören terimin Boole değeri «1» ise, ikili
gösteriminden üretmek için gereken Boole işleminin sonucu 0 olan işlem.
olaylar dizisi.
implicit addressing: örtük adresleme,
image understanding: görüntü anlama, [07.09.18], Bir komutun işlem bölümünün
[28.01.17], Bir işlevsel birim tarafından işlenenlerden biri ya da daha fazlasının
hem verilen bir görüntü için hem de konumunu da gösterdiği adresleme
görüntünün neyi temsil ettiğine ilişkin bir metodu. ÖRNEK: Bir bilgisayar yalnızca
tanım üretilmesi. NOT: Görüntü anlama, bir birikece sahipse, birikece başvuran bir
geometrik modelleme, bilgi gösterimi ve komut bunu açıklayan herhangi bir adres
kavrama modeli yoluyla görsel veriyi bilgisine gerek duymaz.
birleştirerek bilgi üretir.
implicit declaration: örtük bildirim,
immediate data: anlık veri, [07.09.23], [15.02.04], Özellikleri varsayılan olarak
Bir komutta bulunan veri. kabul edilen bir nesneyi tasarlayan bir
tanıtıcı olayın sebep olduğu bir bildirim.
immediate instruction: anlık komut, ÖRNEK: Pascal dilinde "output = text" vb
[07.09.21], bkz. direct instruction.
implied addressing: örtük adresleme,
immediate operand: anlık işlenen, [07.09.18], bkz. implicit addressing.
[07.09.22], Bir komutta adresinden
ziyade değeri bulunan işlenen. implied decimal type: sabit noktalı tür,
[15.04.09], bkz. fixed-point type.
immediate recipient: anlık alıcı,
[32.04.06], Bir ileti veya sorgulamanın import: içeri alma, [32.04.20], (Elektronik
belirli bir örneğine atanmış potansiyel postada) Bir erişim biriminin bir bilgi
alıcı. NOT: Özel örnekler genellikle nesnesini dış iletişim sisteminden ileti
sunma ile oluşturulur ve dağıtım listesine aktarma sistemi içindeki bir ileti aktarma
genişletme veya ayırma ile oluşturulabilir. temsilcisine gönderdiği aktarma adımı.
NOT: Şekil 32.6’ya bakınız.
impact printer: vuruşlu yazıcı,
[12.07.03], Yazma ortamına, mekanik impulse: darbe, [03.01.08], bkz. pulse.
vuruşlarla yazma işlemini yapan yazıcı.
inactive window: pasif pencere,
[13.05.35], bkz. geride duran pencere.

103
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

in-basket: gelen ileti kutusu, [27.02.05], izler üzerindeki verileri adreslemek


Yalnızca gelen elektronik postayı içeren amacıyla kullanılan iz.
posta kutusu.
index type: dizi türü, [15.04.12], Her bir
İnbox: gelen ileti kutusu, [27.02.05], bkz. veri nesnesinin bir dizinin bir alt simgesini
in-basket. gösterdiği bir sıralama türü.

increment size: artma büyüklüğü, indexed address: indisli adres,


[13.03.23], Görüntü yüzeyi üzerinde [07.09.45], Bir ya da daha fazla indis
adreslenebilir bitişik noktalar arasındaki yazmacının içerikleriyle değiştirilecek
mesafe. olan adres.

incremental coordinate: artımlı indication primitive: işaret temel öğesi,


koordinat, [13.02.08], Önceden [26.03.17], Bir yordamın başlatıldığını ya
adreslenmiş noktanın referans nokta da bir işlemin eş düzey hizmet erişim
olduğu göreceli koordinat. noktasındaki bir hizmet kullanıcısı
tarafından daha önceden başlatıldığını
incremental learning: artarak öğrenme, göstermek için bir hizmet sağlayıcı
[31.03.07], Bir adımda öğrenilen bilginin, tarafından yayımlanan temel öğe. NOT:
izleyen adımlarda sağlanan yeni bilgiyi Şekil 26.3’e bakınız.
içerecek şekilde dönüşümün yapıldığı
çok aşamalı uyarlamalı öğrenme. indicator: gösterge, 1. [07.02.12], Bir
sürecin sonuçları ya da belirlenen bir
indent: girintili yazdırmak, [23.06.12], Bir koşulun ortaya çıkışını temel alan
satırı, kenar boşluğundan diğer satırlara önceden tanımlanmış bir duruma
göre daha ileriden başlatmak. ayarlanabilen bir aygıt ya da değişken.
ÖRNEKLER: Bayrak, semafor. 2.
independent compilation: bağımsız [12.08.19], Tanımlanmış bir durumun
derleme, [07.04.71], İlgili kaynak varlığının görsel yada başka bir işaretini
modüllerinden arayüz ve durum ilişkilerini gösteren bir aygıt.
temsil eden veriyi kullanmayan bir
kaynak modülün derlenmesi. NOT: indigenous error: yerel hata, [07.07.33],
Bağımsız olarak derlenen birimler Bir programdaki, hata yerleştirme
sonunda birleştirildiğinde arayüz ve sürecinin parçası olarak kasten
durum verilerini doğruluk için denetlemek eklenmemiş hata.
gerekli olabilir.
indigenous fault: yerel hata, [07.07.33],
index: 1. dizin, [06.05.05], Yerleştirme bkz. indigenous error.
referansları veya anahtarlarıyla birlikte,
bir belge veya bir dosyanın içeriklerinin indirect address: dolaylı adres,
bir listesi. 2. indis, [07.09.44], [07.09.37], Bir başka adresin saklama
(Programlamada) Bir veri öğeleri konumunu tanımlayan adres. NOT:
dizisindeki bir veri öğesinin konumunu Ayrılmış saklama konumu, istenen
tanımlayan tam sayı. işlenenin adresi ya da bir başka dolaylı
adresi içerebilir; bu adres zinciri sonunda
index hole: disk deliği, [12.05.11], Diskin işlenene ulaştırır.
ilk sektörlerinin başlangıcını belirtmek
için esnek disk üzerine açılan delik. indirect instruction: dolaylı komut,
[07.09.24], Bir dolaylı adres içeren
index track: dizin izi, [12.01.10], Aynı komut.
veri ortamı üzerinde bulunan ve diğer

104
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

indirect referencing: dolaylı referans zekada, dayanak ya bir gerçek ya da bir


gösterme, [15.10.02], Bir referans kuraldır. NOT 2: "Sonuç çıkarma" terimi
gösterilen dil yapısını işaret eden bir veri hem süreç hem de sonucu kapsar.
nesnesini referans gösterme. NOT:
Referans gösterme içinde her veri inference engine sonuç çıkarma
nesnesinin son nesne hariç olmak üzere motoru, [28.04.07], Bir bilgi tabanında
bir sonrakini işaret ettiği, son veri depolanmış bilgi gösterimlerinden
nesnesinin referans gösterilen dil sonuçlar çıkarmak için akıl yürütme
yapısını işaret ettiği bir veri nesneleri prensipleri uygulayan bir uzman sistem
zinciri boyunca yapılabilir bileşeni.

indirect submission: dolaylı gönderme, infinite loop: sonsuz döngü, [07.03.04],


[32.04.15], Bir kullanıcı temsilcisinin bir Yürütülmesi yalnızca dış müdahale ile
ileti veya bir sorgulamayı bir ileti deposu sonlandırılabilen döngü.
aracılığı bir ileti aktarma temsilcisine
göndermesi. NOT: Şekil 32.6’ya bakınız. infix notation: ara operatör notasyonu,
[02.08.01], Ara operatör ifadesi,
indirect user: dolaylı kullanıcı, operatörlerin işlem gören terimler
[32.01.10], Bir ileti işleme sistemine bağlı arasında paylaşıldığı ve her operatörün
başka bir iletişim sistemi aracılığıyla ileti işlem gören terimler üzerinde kullanılan
işlemeye katılan kullanıcı. NOT 1: Diğer işlemi ya da ona komşu olan ara
iletişim sistemi bir posta veya teleks sonuçları belirttiği; operatör önceliği ve
sistemi olabilir. NOT 2: Şekil 32.6’ya çift-sınır-Parantezler gibi kurallarla
bakınız. yönetilen bir matematikle ilgili ifade
oluşturma metodu. ÖRNEKLER: 1. A ile
indirectly recursive: dolaylı B'nin toplanıp, sonucun C ile
özyinelemeli, [07.03.18], Özgün alt çarpılması (A + B) x C ifadesiyle
programı çağıran veya sonuç olarak gösterilir. 2. P VE Q VE R'nin sonucu P
özgün alt programın bir alt program VE (Q VE R) ifadesi ile gösterilir. NOT:
çağrısına yönelten alt program çağrıları Bir operatör için ikiden fazla işlem gören
zincirini başlatan bir başka alt programı terimin olduğu durumun ayrılması istenir-
çağıran alt programa ait. se ara operatör dağılım ifadesi
kullanılabilir.
İnduction: tümevarım, [28.03.03],
Verilen gerçeklerle başlayan ve genel information: bilgi, 1. [01.01.01], (Bilgi
hipotezlere göre sonuca varan sonuç İşlemede) Belirli bir bağlamda, özel bir
çıkarma. anlamı olan olaylar, gerçekler, işler,
işlemler veya fikirler gibi kavramlar da
inductive inference: tümevarım ile dahil olmak üzere nesnelerle ilgili olan
sonuç çıkarma, [28.03.03], bkz. işlenmiş bilgi. NOT: Şekil 1.1'e bakınız.
induction. 2. [16.01.03], (Bilgi kuramında) Verilen
bir olası olaylar kümesi içinden belirli bir
inductive learning: tümevarım olayın oluşumu ile ilgili belirsizliği ortadan
metoduyla öğrenme, [31.03.11], kaldıran ya da bu belirsizliği azaltan
Tümevarımların, sağlanan bilgi, örnekler işlenmiş bilgi. NOT: Bilgi kuramında
ve gözlemlerden çıkarıldığı öğrenme “olay” kavramı olasılık kuramında
stratejisi. kullanılan kavram ile aynı anlamdadır.
Örneğin, bir olay: a.) verilen bir öğeler
inference sonuç çıkarma, [28.03.01], kümesinde belirli bir öğenin bulunması,
Sonuçların bilinen dayanaklardan b.) bir iletide ya da iletinin verilen bir
türetildiği akıl yürütme. NOT 1: Yapay konumunda belirli bir karakter ya da

105
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

kelimenin bulunması, c.) bir deneyin


üretebileceği ayrık sonuçlardan herhangi
biri olabilir. information hiding: bilgi gizleme,
[15.09.01], Kullanıcının bilmesi için
information analysis: bilgi analizi, gerekli olarak dikkate alınan
[20.02.07], Gerçek ya da planlanan bir ayrıntılarından başka belirli ayrıntıların
sistemde bilginin akışınının ya da veya dil yapısı bilgisinin veya erişimin
bilginin kendisinin belirli bir sisteme göre reddedilmesi.
incelenmesi.
information management: bilgi
information base: bilgi tabanı, yönetimi, [01.08.01], Bir bilgi işlem
[17.02.08], Birbiri ile ve belirli bir varlık sisteminde, bilginin elde edilmesi,
dünyası bulunduran önerileri ifade eden incelenmesi, muhafaza edilmesi, geri
kavramsal şemalar ile tutarlı cümleler getirilmesi ve dağıtılmasını kontrol eden
topluluğu. fonksiyonlar.

information bit: bilgi ikili, [09.06.09], information object: bilgi nesnesi,


Kontrol amaçlı olmaktan ziyade kullanıcı [32.01.02], (Elektronik postada) Bir bilgiyi
verisini göstermek için kullanılan bir bit. temsil eden veri kümesi. ÖRNEK: Bir
ileti, sorgulama veya rapor. NOT: Bilgi
information content: bilgi içeriği, salt metin ya da ses ya da görüntüleri
[16.03.02], Belirli olasılıklı bir olayın içerebilecek şekilde temsil edilebilir.
oluşu hakkındaki bilginin nicel bir ölçüsü
olup olayın ortaya çıkma olasılığının information processing: bilgi işleme,
tersinin logaritmasına eşittir. Bu ifadenin [01.01.05], Bilgi işlemi kapsayan ve veri
matematiksel gösterimi aşağıdaki gibi iletişimi ile ofis otomasyonu gibi
verilebilir: faaliyetleri kapsayabilen bilgi üzerindeki
1 işlemlerin sistematik olarak
I ( X ) = log = − log p( x )
p(x ) gerçekleştirilmesi. NOT 1: Bilgi işlem
terimi, veri işlem terimi ile aynı anlamda
Burada p(x), x olayının oluşma kullanılmamalıdır. NOT 2: Şekil 1.1’e
olasılığıdır. NOT 1: Madde 16.01.03’te bakınız.
yer alan 3. not bu tanıma uygulanabilir.
information processing system: bilgi
NOT 2: Eşit olasılıklı olaylardan oluşan bir
işleme sistemi, [01.01.21], Bilgi işlemeyi
küme için her bir olayın bilgi içeriği,
gerçekleştiren bir veya daha fazla veri
kümenin karar içeriğine eşittir.ÖRNEK:
işleme sistemi ve aygıtları, örneğin ofis
{a, b, c} üç olaydan oluşan bir küme ve bu ve iletişim donanımı gibi cihazlar.
olayların oluşma olasılıkları sırası ile p(a )
= 0,5 , p(b) = 0,25 ve p(c) = 0.25 olsun. information resource dictionary
Bu olayların bilgi içeriği: system: bilgi kaynağı sözlük sistemi ,
[17.06.04], bkz. data dictionary system.
1
l (a ) = lb Sh = 1Sh information resource dictionary: bilgi
0,50
kaynağı sözlüğü , [17.06.01], bkz. data
1 dictionary.
l (b) = lb Sh = 2 Sh
0,25 information retrieval: bilgi getirme,
[01.06.03], Bellekte saklı veriden belirli
1 bir konuda bilgi elde etmek için yapılan
l (c) = lb Sh = 2 Sh
0.25 işler, yöntemler ve işlemler.

106
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

information sink: ileti alım düğümü, initialization: ilklendirme, [12.01.04], Bir


[16.02.03], bkz. message sink. veri ortamının kullanımı ya da bir işlemin
gerçekleştirilmesinden önce bir aygıtı
information source: ileti kaynağı, başlangıç durumuna getirmek için
[16.02.02], bkz. message source. gereken işlemler.

information system: bilgi sistemi, 1. initialize: başlangıç değeri vermek,


[01.01.22], Personel, teknik ve mali [15.10.03], (f.) Bir veri nesnesine
kuruluş kaynakları gibi ilgili kurumsal uygulamaya geçişinin başlangıcında bir
kaynakların birleştirilmesiyle oluşturulan, veri değeri vermek.
bilgi temin eden ve dağıtan bir bilgi
işleme sistemi. 2. bilgi sistemi, [17.01.04 initiate: başlatmak, [07.06.22], (f.) Bir
(veri tabanlarında) Bir kavramsal programın yürütülmesini bir kesme
şemadan, bilgi tabanından ve bilgiyi noktasında askıya almak.
düzenli tutmak ve işlemek için bir sistem
oluşturan bilgi işleyiciden oluşan bir ink jet printer: mürekkep püskürtmeli
sistem. yazıcı, [12.07.17], kağıt üzerine
mürekkep püskürterek karakter oluşturan
information theory: bilgi kuramı, vuruşsuz bir yazıcı.
[16.01.01], Bilginin nicel ölçümleri ile ilgili
öğrenme dalı. inked ribbon: mürekkeplenmiş yazıcı
şeridi, [12.07.26], Çıktı birimlerinde
informational cohesion: bilgisel kullanılan mürekkeplenmiş sürekli şerit.
bağlılık, [07.12.06], Bir modülün
etkinliklerinin, bağımsız giriş noktaları ve inking: boyama, [13.05.15], Bir ekran
kod kullanan ortak bir veri yapısında üzerinde gösterici cihazın hareket ederek
gerçekleştirildiği bağlılık. ve kağıt üzerinde kalem ile bir çizgi
çekme tarzında gösterici cihazın
inheritance: kalıtım, 1. [15.09.11], İç arkasında iz bırakarak çizgi oluşturma.
yapının parçasının veya tümünün
kopyası ve bir sınıftan onun alt sınıfına inline recovery: kaldığı yerden
geçen işlemler kümesi. 2. [28.02.12], kurtarma, [07.06.37], Bir arızanın ortaya
(Yapay zekada) Hiyerarşik bir bilgi çıkmasından önceki güvenli bir noktada
gösteriminde, sınıf özelliklerinin, bir ya da çalışmayı devam ettirerek gerçekleştirilen
daha fazla alt sınıfı tarafından varsayılan kurtarma.
olarak edinimi.
input: girdi, giriş 1. [01.01.30], (Veri)
inhibiting signal: kısıtlama sinyali, Saklamak veya işlemek için bir bilgi işlem
[03.01.14], Bir olayın ortaya çıkmasını sistemine veya sistemin herhangi bir
engelleyen sinyal. parçasına girilen veri. 2. [01.01.31],
(İşlem) Saklamak veya işlemek için bir
initial condition mode: başlangıç bilgi işlem sistemine veya sistemin
koşulu modu, [19.02.03], İntegral alma herhangi bir parçasına veri girme işlemi.
birimlerinin çalışmadığı ve başlangıç 3. [01.01.32], (s.) Bir girdi işleminde yer
durumlarının ayarlandığı sırada örneksel alan bir cihaz, işlem veya giriş-çıkış
bilgisayarın çalışma modu. kanalına veya ilgili veri veya durumlara
ait olma. NOT: “Girdi” kelimesi, belirli bir
initial program load: başlangıç yordamı, bağlamda, kullanımının açık olduğu
[07.06.41], bkz. bootstrap. durumlarda “Veri Girdisi”, “İşaret Girdisi”
veya “İşlem Girdisi” yerine kullanılabilir.
3., [06.02.03], [06.02.01], [06.02.02], (s.)

107
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Bir girdi işleminde yer alan bir aygıt, bir input-process-output chart: girdi-
işlem, kanal ya da ilgili veri ve duruma süreç-çıktı şeması, [07.09.53], Solda
bağlı. NOT 1: “Girdi” sözcüğü, kullanımı girdileri listeleyen bir dikdörtgen, ortada
açıkça verildiğinde, “girdi verisi”, “girdi işlem adımlarını listeleyen bir dikdörtgen,
sinyali”, “girdi işlemi” ile aynı anlamda sağda çıktıları listeleyen bir dikdörtgen ve
kullanılabilir. NOT 2: (veri) Bir girdileri işlem adımlarına ve işlem
bilgisayarın herhangi bir bileşeni adımlarını çıktılara bağlayan oklardan
tarafından alınan ya da alınacak olan oluşan bir yazılım sistemi ya da modülün
veri. NOT 3: (işlem) Verinin, bir diyagramı. NOT: Şekil 7.6’ya bakınız.
bilgisayarın herhangi bir bileşeni
tarafından alınmasını içeren işlem. inquiry station: sorgu istasyonu,
[12.08.02], Temel olarak bilgisayarın
input layer: giriş katmanı, [34.02.07], sorgulanması amacıyla kullanılan bir
Yapay sinirlerinin dış kaynaklardan kıllanıcı ucu.
sinyaller aldığı katman. NOT: "Giriş
katmanı" terimi aynı zamanda bir kaynak insert: araya girme, [23.04.10],
düğümü grubu için de kullanılır. Kullanıcının, mevcut metin içine ek metin
yerleştirmesine olanak sağlayan mod ya
input neuron: giriş siniri, [34.02.02], Dış da işlev. Metin, eklemeyi uyarlamak için
kaynaklardan sinyaller alan yapay sinir. otomatik olarak yeniden düzenlenir.

input primitive: girdi temel öğesi, instance space: örnek alanı, [31.02.10],
[13.02.33], Bir klavye, bir seçme cihazı, bkz. example space
bir konumlayıcı, bir işaretleyici cihaz veya
bir değerlendirici cihaz gibi bir girdi instance-based learning: örnek tabanlı
biriminden elde edilen temel grafik öğrenme, [31.03.12], bkz. learning from
elemanı. examples

input protection: giriş koruması, instantiation örnekleme, [28.03.06], Bir


[21.04.01], Örneksel giriş kanalları için, değişken değerinin yerine koyma ya da
herhangi iki giriş bağlantısı ya da bir sınıftan bir örnek oluşturma. ÖRNEK:
herhangi bir giriş bağlantısı ile Belirli bir hastalığı olan kişi, genel "hasta"
topraklama arasında uygulanabilecek nesnesinin bir örneklemesidir. NOT: Bir
aşırı gerilime karşı koruma. kural tabanlı sistemde, örnekleme bir
kuralın bilgi tabanının içeriği ile başarılı
input stream: girdi akışı, [10.02.08], bkz. şekilde eşlemesinin sonucudur.
job stream.
instruction: komut, [07.09.01], Bir
input subsytem: giriş alt sistemi, işlemin belirtimi ve ilişkili herhangi bir
[21.03.01], Teknik süreçten süreç işlenenin kimliği.
bilgisayar sistemine veri aktaran, süreç
ara yüz sisteminin bir parçası. instruction code: komut kodu,
[07.09.10], Belirli bir bilgisayarın izin
input-output : girdi-çıktı, [06.02.07], (s.) verilen farklı makine komutlarını temsil
Bir girdi çıktı işleminde ayrı zamanda ya eden bayt kümesi.
da eş anlı olarak yer alan bir aygıt, bir
işlem, kanal ya da ilgili veri ve duruma instruction format: komut biçimi,
bağlı. NOT: “girdi-çıktı” deyimi, kullanımı [07.09.03], Bir komutu oluşturan
açıkça verildiğinde, “girdi-çıktı verisi”, parçaların yerleşim düzeni.
“girdi-çıktı sinyali”, “girdi-çıktı işlemi” ile
aynı anlamda kullanılabilir.

108
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

instruction length: komut uzunluğu, örnekler telefon, veri iletimi, elektronik


[07.09.05], Bir makine komutunu posta, faks ve videolardır.
saklamak için gerekli sözcük, bayt ve bit
sayısı. integrated software: tümleşik yazılım,
[27.01.18], Elektronik tablo, metin işleme,
instruction repertoire: komut dağarcığı, veri tabanı yönetimi ve işle ilgili grafikler
[07.09.04], bkz. instruction set gibi ayrı programlar tarafından
gerçekleştirilen işlevlerin bazılarını
instruction set: komut kümesi, birleştiren yazılım paketi.
[07.09.04], Belirli bir bilgisayar tarafından
tanınan ya da belirli bir programlama dili integration: bütünleştirme, [20.04.02],
tarafından sağlanan komutların tam (Sistem) Sistemin bileşenlerini, sistemin
kümesi. bütününü oluşturmak üzere adım adım
birleştirme.
integer: tamsayı, [02.03.02], Sıfır artı bir,
eksi bir, artı iki, eksi iki ...... sayılarından integration test: birleştirme testi,
biri. [20.05.06], Programların ya da
modüllerin, sistemin bütünü içinde
integer literal: tamsayı ifade, [05.02.03], düzgün işlediklerininin garanti edilmesi
Bir tamsayıyı göstermek üzere kullanılan amacıyla adım adım test edilip
bir nümerik ifade. birleştirilmesi.

integer type: tamsayı türü, [15.04.13], integrator: integral alıcı, [19.01.09],


Her bir veri nesnesinin belirli bir aralıktaki Örneksel çıkış değişkeni, örneksel giriş
tamsayılardan birini gösterdiği bir değişkeninin zamana göre integrali olan
sıralama türü. NOT: Şekil 1.1'e bakınız. işlevsel birim. NOT: Bazı integral alıcılar
için, integral değişkeni zamandan farklı
integrated circuit: tümleşik devre, olabilir.
[01.03.10], Birbirine bağlı elektronik
elemanları ihtiva eden küçük bir yarı intelligent terminal: akıllı terminal,
iletken madde. [01.03.14], bkz. programmable terminal

integrated circuit memory: tümleşik intended recipient: amaçlanan alıcı,


devre belleği, [12.03.02], Bir kristal [32.04.05], İleti göndericinin bir iletinin
malzeme yongası üzerinde üretilmiş veya sorgulamanın amaçlanan olarak
transistör, diyot ve diğer devre gönderileceği yer olarak belirttiği
elemanlarından oluşan bellek aygıtı. potansiyel alıcı.

integrated programming environment: interactive computer graphics:


tümleşik programlama çevresi, etkileşimli bilgisayar grafiği, [13.01.02],
[07.04.04], Sıklıkla grafiksel ortak bir Bir kullanıcının görüntü birimindeki bir
kullanıcı arayüzü altında programların görüntüyü kontrol edebileceği veya onun
geliştirilmesini destekleyen donanım ve içeriğini, biçiminin büyüklüğünü veya
yazılım araçlarının tümleşik topluluğu. renklerini değiştirebileceği bilgisayar
grafikleri. NOT: Etkileşimli bilgisayar
integrated services digital network: grafikleri kullanıcının dinamik olarak ne
tümleşik hizmetler sayısal ağı, [09.07.12], kontrol edebileceği ne de gösterilen bir
Kullanıcı ağı ara yüzleri arasında sayısal görüntünün elemanlarını değiştirebileceği
bağlantıları kullanarak farklı türde iletişim pasif bilgisayar grafiklerinden farklıdır.
hizmetlerini sağlayan veya destekleyen
bilgisayar ağı. NOT: Bu hizmetlere

109
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

interactive environment: etkileşimli intermediate equipment: ara cihaz,


çevre, [07.11.09], Bir programın [09.06.34], Modülasyondan önce veya
yürütülmesi esnasında her kullanıcıya ters modülasyondan sonra ek
yanıt verdiği ve kullanıcının süreç fonksiyonları yapmak için veri terminal
esnasında işlemleri doğrudan etkileme cihazı ve veri devre bitirme cihazı
algılamasına sahip olduğu işletim arasına sokulabilen yardımcı cihaz.
çevresi.
intermediate language: ara dil,
interactive language: etkileşimli dil, [07.04.40], Kaynak dildeki bir programın
[07.01.25], Bir kullanıcı ve bir veri işleme tümü ya da bir bölümünün ya da tek bir
sistemi arasında konuşma modunda deyimin çeviri ya da yorumlanmasının
iletişimi destekleyen programlama dili. son haline getirilmeden önce çevrildiği
hedef dil. NOT: Ara dil çevirinin son hali
interactive training: etkileşimli eğitim, için kaynak dil olarak hizmet edebilir.
[34.03.21], Bağlantı ağırlıklarının her bir
giriş örüntüsünün sunulmasından sonra intermediate node: ara düğüm,
ayarlandığı eğitim. [18.02.04], Birden fazla dalın ucunda yer
alan bir düğüm. NOT: Şekil 18.2'ye
interactive videography: etkileşimli bakınız.
metin ve görüntü yayını, [27.03.04], bkz.
videotex intermediate system: ara sistem,
[26.01.09], İletişimin belirli bir anında ne
interactive voice response: etkileşimli veri kaynağı ne de veri alış birimi olan,
sesli yanıt, [29.03.12], Bir kullanıcıya ait ancak röle işlevini gerçekleştiren açık
konuşma girdisine karşılık olarak verilen sistem. NOT: Birkaç ara sistemden
sesli yanıt. oluşan bir dizi olabilir.

interblock gap: öbekler arası boşluk, internal label: dahili etiket, [04.09.06],
[12.03.36], Bir veri ortamı üzerinde Veri ortamına kaydedilen ve veri
bulunan ve birbirini izleyen iki öbek ortamına kaydedilen veri hakkında bilgi
arasındaki boşluk. sağlayan etiket.

interconnectivity: birbirine internal level: içsel düzey , [17.03.02],


bağlanabilirlik, [18.05.04], Farklı Bir bilgi sisteminin fiziksel bir
bilgisayar ağlarındaki bir veya daha fazla gerçekleştirmesi içindeki bilginin temsil
düğümün veri alış-verişi yapma yeteneği. edilmesi ile uğraşan tüm yönlerde göz
önünde tutulan bir düzey.
interface: arayüz, [01.01.38], [09.01.06],
İşlevlere, fiziksel ara bağlantılara, sinyal internal schema: içsel şema,
değişimlerine ve uygun olan diğer [17.03.04], Içsel düzeye ait olan ve belirli
özelliklere ait olan değişik karakteristikler bir kullanıcı bakışı içindeki cümlelerin
tarafından tanımlanan iki fonksiyonel muhtemel toplanmalarının dışsal olarak
birim arasında paylaşılan ara yüzey. temsil edilmelerini ve bu temsil
edilmelerin işlenme yönlerini de içine
interleave: iç düzenleme, [10.01.10], (f.) alarak tanımlayan veri tabanı şemasının
Her dizinin özdeşliğini koruyacağı ve aynı parçası.
yapının bir veya daha fazla dizisinin
kısımlarıyla değiştirilen olayların veya interoperability: birlikte işlerlik,
nesnelerin kısımlarını düzenlemek. [01.01.47], [18.05.05] Kullanıcının
kendine has özellikleri hakkında bilgi
sahibi olmadığı veya çok az bilgiye sahip

110
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

olduğu değişik fonksiyonel üniteler interpretive program: yorumlayıcı


arasında veri aktarımı veya programların program, [07.04.31], bkz. interpreter
icra edilmesi ve iletişim kurulması
yeteneği. interrecord gap: kayıtlararası boşluk,
[12.03.37], Bir veri ortamı üzerinde
interpersonal message: kişiler arası bulunan ve birbirini izleyen iki kayıt
ileti, [32.08.01], Kişiler arası arasındaki boşluk.
mesajlaşmadaki ileti. NOT: Şekil 32.4’e
bakınız. interrogating: sorgulama, [09.06.27],
Ana istasyonun bir yardımcı istasyona
interpersonal messaging: kişiler arası onun varlığını ve konumunu sorduğu
mesajlaşma, [32.01.12], Kişiler arasında işlem.
özel ilişkiler veya sıradan iş ilişkileri için
düzenlenmiş ileti işleme biçimi. interrupt: kesme, [10.01.09], Bir
bilgisayar programının yürütülmesi
interpersonal messaging service: sırasında dış etkenlerle yürütmenin
kişiler arası mesajlaşma hizmeti, geçici bir süre için veya tamamen
[32.08.06], Kişiler arası mesajlaşma durdurulması hali.
sistemi yardımı ile sağlanan hizmet.
intersection: kesişme, [02.05.10], bkz.
interpersonal messaging system: conjunction.
kişiler arası mesajlaşma sistemi,
[32.08.02], Kişiler arasında mesajlaşmayı in-test loop: iç testli döngü, [07.03.15],
gerrçekleştiren bir ileti işleme sistemi. Testi döngü gövdesinin ortasında bir
yerlerde gerçekleştiren döngü denetimi.
interpersonal notification: kişiler arası ÖRNEK: Ada’daki exit deyimi.
uyarı, [32.08.10], İleti amaçlanan alıcı
tarafından alınsın ya da alınmasın kişiler intrinsic: yerleşik tanımlama, [15.02.05],
arası bir iletinin göndericisine gönderilen bkz. predefined
bilgi.
invariant: sabit, [07.07.23], (s.)
interpret: yorumlamak, [07.04.30], (f.) Belirlenen çevrede herhangi bir şeyin
Bir kaynak programdaki her deyim ve dil değişmediği özelliğe ait.
yapısını bir sonraki deyimi işlemeden
önce çözümlemek, çevirmek ve inverted: tersine dönme , [17.08.11], Bir
yürütmek. dosyanın, bir kayıtlar kümesi veya bu
dosya ve kayıtlar kümesindeki ikincil
interpreter: yorumlayıcı, 1. [07.04.31], anahtara göre ilişkisi olan bir indeks ile
Yorumlayabilen program. 2., [12.06.25], ilişkisi olması.
(Aygıt) Delinmiş bir kart üzerine delik
örüntülerine karşılık gelen karakterleri inverter: evirici, [19.01.04], Çıkış
yazan aygıt. örneksel değişkeni, büyüklük olarak giriş
örneksel değişkeni ile aynı, fakat cebirsel
interpreter directive: yorumlayıcı olarak ters işaretli olan işlevsel birim.
yönergesi, [07.04.69], Bir programın
yorumlanmasını denetleyen dil yapısı. irrational number: irrasyonel sayı,
[02.03.05], Rasyonel olmayan gerçel
interpretive code: yorumlayıcı kod, sayı.
[07.04.32], Bir yorumlayıcı tarafından
tanınıp işlenebilen bir biçimde ifade irrecoverable error: düzeltilemez hata,
edilen kod. [14.04.08], Etkilenmiş işlevsel birimin
dışında harici kaynak ya da teknikler

111
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

kullanmadan hatadan kurtulma işleminin iteration statement: yineleme deyimi,


gerçekleştirilemediği hata. [15.05.17], Kapsamı içine alınmış
deyimlerinin tekrarını kontrol etmek için
irrelevance: yayma, [16.04.06], bkz. bir mekanizmayı içeren birleşik deyim.
spread
iteration step: yineleme adımı,
irreversible encipherment: geri [07.03.02], Yinelemenin adım dizisinin bir
dönüştürülemez kriptolama, [08.03.03], kez yürütülmesi.
bkz. irreversible encryption.
iterative operation: yinelemeli işlem,
irreversible encryption: geri [19.02.09], Başlangıç koşullarının ve
dönüştürülemez şifreleme, [08.03.03], diğer parametrelerin başarılı bir birleşimi
Orijinal verinin yeniden elde edilmesinin ile bir eşitlik kümesinin çözümü için
mümkün olmadığı şifreli metin üreten algoritmanın tekrarlanması. Başlangıç
şifreleme. NOT: Geri dönüştürülemez koşullarının ve diğer parametrelerin
şifreleme doğruluğun kanıtlanmasında birleşimi, yineleme kurallarının önceden
oldukça kullanışlıdır. Mesela, bir parola belirlenmiş bir kümesini temel alan ikincil
geri dönüştürülemez olarak şifrelenir ve hesaplamalar ile seçilir. NOT: Yinelemeli
şifreli metin saklanır. Daha sonra sunulan işlemler genellikle sistem
parola aynı şekilde geri dönüştürülemez parametrelerinin otomatik olarak en
olarak şifrelenir ve şifreli metinlerin harf iyileştirmesi için ya da sınır değeri
dizileri mukayese edilir. Birbirlerine problemlerinin çözümü için kullanılır.
özdeşlerse girilen parola doğru demektir.

island: ada, [13.02.30], Yükseklik


çizgileri ve bir dolgu örüntüsü tarafından
etrafı sarılarak sınırlanan bir alan.

isolated amplifier: yalıtılmış yükselteç,


[21.03.05], Sinyal devresi ile
topraklamayı da içeren diğer tüm
devreler arasında bir elektrik bağlantısına
sahip olmayan yükselteç.

isolated-words recognition: ayrılmış


sözcükleri tanıma, [29.02.06], Diğer olası
sözcükleri dikkate almaksızın, sözcük
sözcük söylenen ve ayrı ayrı dile getirilen
sözcüklerin tanınması.

iteration: yineleme, [07.03.01], Bir dizi


adımı tekrarlayarak gerçekleştirme
süreci.

iteration scheme: yineleme düzeni,


[07.03.09], Bir döngüden çıkılıp
çıkılmayacağına karar vermek için döngü
denetiminde kullanılan metot. ÖRNEK:
Bir "do ... while" cümlesi.

112
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Jj

jabber: anlamsız ileti , [25.02.08], Bir veri ve bu işlerin yürütülmesinin


istasyonu tarafından protokol ile izin yönlendirmesini sağlayan uygulama
verilen bir zaman aralığının dışında hizmeti.
yapılan bir iletim.
join: birleştirme , [17.04.11], Her ilişkinin
jabber control: anlamsız ileti denetimi, bir veya daha fazla nitelikleri için ortak
[25.02.09], Bir yerel alan ağında, ortam nitelik alanlarına sahip olan iki veya daha
bağlantı biriminin, anormal şekilde uzun fazla ilişkiden yeni bir ilişki oluşturan
bir veri dizisini engellemek için otomatik ilişkisel cebir işlemi. NOT: İlişki, ilişkilerin
olarak iletimi kesme yeteneği. kartezyen çarpımına ve ortak nitelik
alanından benzer değerlere sahip olan
jam signal: uyarı sinyali, [25.02.05], Bir esas ilişkilerden satırların birleştirilmesi
veri istasyonu tarafından diğer veri ile elde edilen sonuçlara dayalıdır.
istasyonlarının iletim yapmamalarını
bildirmek için gönderilen sinyal. NOT: joining: katılma, [32.04.23], (Elektronik
CSMA/DA ağlarında, uyarı sinyali bir postada) Bir ileti aktarma temsilcisinin
çarpışmanın meydana geldiğini gösterir. aynı ileti veya sorgulamadaki birkaç
CSMA/CA ağlarında, uyarı sinyali bilgi örneği veya aynı ileti veya sorgulamadaki
gönderen veri istasyonunun iletim birkaç raporun birleştirmesindeki aktarma
yapmak amacında olduğunu gösterir. olayı.

jitter: kıpırdama, [09.02.10], Bir sayısal joint information content: birleşik bilgi
sinyalin zaman içinde ideal içeriği, [16.04.03], X ve y şeklindeki iki
konumlarından önemli anlarının kısa farklı olayın ortaya çıkması ile ilgili bilginin
aralıklı anlık değişimleri. nicel bir ölçüsüdür ve olayların ortaya
çıkışının birleşik olasılığı p(x,y)’nin
job: iş, [10.02.01], Bir kullanıcı tarafından tersinin logaritmasına eşittir:
tanımlanmış ve bir bilgisayar tarafından 1
yürütülmüş çalışmanın bir birimi. l ( x, y ) = log
p ( x, y )
job stream: iş akışı, [10.02.08], Bir
journalize: günlük raporlama, [14.03.12],
işletim sistemine uygulanmak amacıyla
Bakım hizmetini kolaylaştırmak amacıyla,
verilen işlerin bir dizisi.
bir bozukluk algılandığında işlevsel
job transfer and manipulation: iş birimin iç durumunun bir depolama
aktarımı ve değişimi, [26.05.09], Kullanıcı cihazına kaydedilmesi.
uygulama süreçlerinin, süreç ile ilgili
joystick: oyun çubuğu, [13.04.27], En
dokümanları aktarmasını, kullanmasını
azından iki yönde hareket eden bir kolu

113
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

kullanan bir konumlandırıcı cihaz veya bir


işaretleme cihazı.

JTM: JTM, [26.05.09], bkz. job transfer


and manipulation

jump: 1. sıçrama, [07.02.10], Komut ya


da deyimlerin sıralı yürütülmesinden
ayrılma. NOT: Bir sıçramanın nedeni,
asenkron kesinti ya da denetimin bir özel
durum işleyiciye aktarıldığı bir özel
durumdan kaynaklanan kesinti değil
aksine uygun bir komut ya da deyimdir.
2. [07.02.11], (f.) Komutlar ya da
deyimlerin yürütüldüğü örtülü ya da
tanımlanmış sıradan ayrılmak.

jump instruction: sıçrama komutu,


[07.09.27], Bir sıçrama eylemini
belirleyen komut.

justify : 1. ayarlamak, [06.06.06], Verinin


belirlenen tarafındaki karakterin özel bir
sayaç konumuna geleceği biçimde
sayacın içeriğini kaydırmak. 2. iki yana
hizalamak, [23.06.18], (Metin işlemede)
Her satır alanının ilk ve son karakterinin
karşılık gelen kenar boşluklarına
hizalanması yoluyla metni yatay olarak
hizalama ya da metnin ilk ve son
satırlarının onların karşılık gelen kenar alt
ve üst kenar boşluklarına hizalanması
yoluyla metnin dikey olarak hizalanması.
NOT 1: Paragrafın son satırı genellikle iki
tarafa hizalanmaz. NOT 2: Satırların
(Japonca'da olduğu gibi) dikey olarak
yazıldığı bir yazma sisteminde iki tarafa
yaslama dikey şekildedir.

114
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Kk

Karnaugh map: Karnaugh Çizelgesi, knowledge (in artificial intelligence):


02.12.06], Lojik fonksiyonun değişkenleri- bilgi, [28.01.03], (Yapay zekada)
nin alt dikdörtgenlerle çizildiği Sistematik kullanım için düzenlenmiş
dikdörtgenlerle gösterilen diyagram. gerçekler, olaylar, inanışlar ve kurallar
Çakışan dikdörtgenlerin her kesişimi lojik topluluğu.
değişkenlerin bir tek bileşimini belirtir ve
bir kesişim tüm bileşimler için gösterilir. knowledge acquisition: bilgi edinme,
bilgi edinimi, [28.01.09], [31.01.04] Bir
KB:, [28.04.06], bkz. knowledge base bilgi tabanlı sistem tarafından bilginin
yerinin belirlenmesi, toplanması,
K-base: K-tabanı, [01.06.18], [28.04.06], ayrıştırılması ve daha fazla işlenebilecek
bkz. Knowledge base. bir biçime dönüştürülmesi süreci. NOT:
Bilgi edinme normal olarak bilgi
KBS: KBS, [28.01.05], bkz. knowledge- mühendisinin müdahalesini gerektirir,
based system fakat aynı zamanda makinenin
öğrenmesinin önemli bir parçasıdır.
kerning: karakterleri sıkıştırma,
[23.06.36], İki bitişik karakter arasındaki knowledge base: bilgi tabanı,
boşluğun azaltılması. ÖRNEK: [28.04.06], [01.06.18], Bir alandaki insan
Yinelemeli yazdırmayı göstermek ve uzmanlığı ve deneyimi hakkındaki sonuç
yazdırmak için karakter kutularının üst çıkarma kuralları ve bilgiyi içeren veri
üste gelmesi. tabanı. NOT: Kendi kendini geliştiren
sistemlerde, bilgi tabanı ek olarak
key: anahtar, 1. [04.09.03], (Veri önceden karşılaşılan problemlerin
organizasyonunda) Veri elemanları çözümünden ortaya çıkan bilgiyi içerir.
kümesinin bir parçası olan bir
tanımlayıcı. 2. [08.03.09], (Bilgisayar knowledge engineer: bilgi mühendisi,
güvenliğinde) Şifreleme veya şifre çözme [28.04.01], Bir alan uzmanı ve diğer bilgi
faaliyetlerini kontrol eden bit serisi. kaynaklarından bilgiyi elde eden ve
bunları bir bilgi tabanı olarak düzenleyen
keypunch: klavye delgi, [12.06.06], Veri kişi. NOT: Aynı zamanda bilgi
ortamında delik açan klavye tabanlı delgi. mühendisliğine bakınız.
keystroke verification: tuş darbesi knowledge engineering: bilgi
doğrulama, [08.06.06], Bir veri girişinin mühendisliği, [28.01.07], Etki alanı
doğruluğunun, aynı verinin klavyeden uzmanlarından ve diğer bilgi
yeniden girilmesi ile belirlenmesi. kaynaklarından bilgi edinmeyle ilgili olan
ve edindiği bilgiyi bir bilgi tabanına

115
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

yerleştiren disiplin. NOT: "Bilgi üzerine basılarak işaretleyicinin


mühendisliği" kavramı bazen özellikle konumunu doğrulayan bir grafik tableti.
uzman sistemlerin ve diğer bilgi tabanlı
sistemlerin tasarımı, oluşturulması ve Kohonen map: Kohonen haritası,
bakımı sanatını kapsar. [34.02.32], bkz. self-organizing map

knowledge engineering tool: bilgi


mühendisliği aracı, [28.04.02], Bilgi
tabanlı sistemlerin hızlı şekilde
geliştirilmesini kolaylaştırmak için
tasarlanmış işlevsel araç. NOT: Bir bilgi
mühendisliği aracı, tipik problemlerin
kolayca işlenebilmesi için temel
modelleme yapıları sağladığı gibi bilgi
gösterimi, sonuç çıkarma ve denetim için
belirli stratejileri birleştirir.

knowledge representation: bilgi


gösterimi, [28.01.08], Bir bilgi tabanında
bilginin kodlanması ve saklanması süreci
veya sonucu.

knowledge source: bilgi kaynağı,


[28.04.03], Belirli bir tür problem için
oluşturulmuş olan bir bilgi tabanındaki
bilgi kaynağı.

knowledge tree: bilgi ağacı, [28.02.11],


Ağaç benzeri yönlendirilmiş bir çizge ile
temsil edilen hiyerarşik semantik ağ.

knowledge-based system: bilgi tabanlı


sistem, [28.01.05], Özel bir etki alanı
veya uygulama alanında bir bilgi
tabanından anlamlar çıkararak
problemleri çözmeyi sağlayan bir bilgi
işleme sistemi. NOT 1: "Bilgi tabanlı
sistem" kavramı bazen, genellikle bilgi
uzmanlığı ile sınırlı olan "uzman sistem"
ile eşanlamlı olarak kullanılır. NOT 2:
Bazı bilgi tabanlı sistemler öğrenme
yeteneklerine sahiptir.

known-plaintext attack: Bilinen düz


metin saldırısı, [08.05.22], Şifre
analizcinin büyük miktarda karşılık gelen
düz metin ve şifreli metne sahip olduğu
bir analitik saldırı.

koala pad: koala tablası, [13.04.32],


İşaretçiyi taşıyacak bir pimi olan ve pim

116
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Ll

label: etiket, 1. [04.09.05], (Veri LAN global address: LAN yayın adresi,
organizasyonunda) Bir veri elemanları [25.01.17], bkz. LAN broadcast address
kümesine eklenmiş olan bir tanımlayıcı.
2. [15.01.10], (Programlama dillerinde) LAN group address: LAN grup adresi,
Bir programdaki yer tanımlayıcı. NOT 1: [25.01.15], Bir yerel alan ağı üzerinde bir
Yer tanımlayıcı sık sık bir deyime veri istasyonları grubunu tanımlayan
referans göstermek için kullanılır. NOT 2: adres.
BASIC'te, bir satır numarası bir yer
belirleyici olarak kullanılabilir, her zaman LAN individual adress: LAN bireysel
aktarma amacı ile kullanılmaz. NOT 3: adresi, [25.01.14], Bir yerel alan ağı
FORTRAN'da, bir deyimin önünde yer üzerinde belirli bir veri istasyonunu
alan ve beş haneye kadar olan bir tanımlayan adres.
rakamdan oluşan bir yer belirleyici bir
deyime referans göstermek için LAN multicast: LAN çoklu yayını,
kullanılabilir. [25.01.05], Aynı yerel alan ağı üzerinde
bir grup seçilmiş veri istasyonu
LAN: [09.07.09], [25.01.01], bkz. local tarafından alınması amacı ile oluşturulan
area network bir çerçevenin gönderilmesi.

LAN broadcast: LAN yayını, [25.01.04], LAN multicast address: LAN çok yönlü
Aynı yerel alan ağı üzerindeki diğer tüm adresi, [25.01.16], Bir yerel alan ağı
veri istasyonları tarafından alınması üzerindeki veri istasyonlarının bir alt
amacı ile oluşturulan bir çerçevenin kümesini tanımlayan LAN adres grubu.
gönderilmesi.
LAN server: LAN sunucusu, [25.01.11],
LAN broadcast addres: LAN yayın Bir yerel alan ağı üzerinde diğer veri
adresi, [25.01.17], Bir yerel alan ağı istasyonlarına belirli hizmetler sağlayan
üzerinde tüm veri istasyonlarının bir veri istasyonu. ÖRNEK: Dosya
kümesini tanımlayan bir LAN grup sunucusu, yazıcı sunucusu, posta
adresi. sunucusu.

LAN gateway: LAN geçişi , [25.01.13], landscape: yatay biçim, [23.06.05], bkz.
Bir yerel alan ağını farklı protokoller landscape format
kullanan başka bir ağa bağlayan işlevsel
birim. NOT: Ağ; başka bir yerel alan ağı, landscape format: yatay biçim,
herkese açık veri ağı ya da başka tür bir [23.06.05], Sayfanın genişliği sayfa
ağ olabilir. Şekil 25.1’e bakınız. uzunluğunu geçtiği zaman sayfanın
yönünün değiştirilmesini sağlayan
düzenleme .

117
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

language construct: dil oluşturma, tarafındaki bir grup içindeki sinirlere


[15.01.02], Bir programlama dilinin bağlanamayan bir grup yapay sinir. NOT:
kurallarına uygun olarak bir veya daha Aynı katmanın yapay sinirleri aralarında
fazla sözcüksel işaretten oluşturulabilen bağlantılara sahip olabilirler.
sözdizimsel olarak izin verilebilir bir
program parçası. layer : katman, 1. [18.01.10], (Dağıtık
veri işlemede) Hiyerarşik olarak
language preprocessor: dil ön düzenlenen gruplar kümesine ait olan,
işlemcisi, [07.04.81], Programların belirli bir ağ mimarisinin tüm veri işleme
hazırlık işlemlerini etkileyen işlevsel sistemleri boyunca uzanan ve bir bütün
birim. ÖRNEK: Bir makro üretici bir olarak dikkate alınan yetenekler,
çeviricinin dil ön işlemcisi olarak işlev fonksiyonlar ve protokoller grubu. NOT:
görebilir. Örnek için Şekil 18.1’e bakınız. 2.
[26.02.01], (OSI'de) Açık sistemler ara
language processor: dil işlemci, bağlantısı referans modelinde; hizmetler,
[07.06.01], Belirli bir programlama dilinde işlevler ve protokollerin kavramsal açıdan
yazılmış programları çevirmek ve tam olarak tanımlanmış, hiyerarşik olarak
yürütmek için kullanılan işlevsel birim. düzenlenmiş ve tüm açık sistemlere
ÖRNEK: LISP makinesi. uygulanan yedi grubundan biri. NOT: 1
Yedi katman Şekil 26.1'de gösterilmiştir.
laptop computer: dizüstü bilgisayar, Her katman ismi (örneğin, "uygulama")
[01.03.22], Bir kişinin dizi üstünde aynı zamanda bir varlığı, hizmeti,
çalıştırılabilecek kadar hafif ve küçük protokolü yada o katmanın diğer bazı
olan ve batarya ile çalışan, taşınabilir yönlerini belirtebilir. 2. Katman isimlerini
bilgisayar. kullanmak yerine, belli bir katman ve
onun bitişik katmanları aşağıdaki gibi
laser printer: lazer yazıcı, [12.07.20], tanımlanır: (N) - katmanı: Verilen
Fotograf duyarlı bir yüzey üzerine bir herhangi bir katman, (N+1) - katmanı:
lazer demetinin yönlendirilmesi yoluya, Bir üst katman, (N -1) - katmanı: Bir alt
toner aracılığı ile görülebilir şekle gelen katman. Bu gösterim aynı zamanda,
ver kağıt üzerine aktarılarak protokoller, hizmetler gibi bu katmanlarla
sabitleştirilen resimleri oluşturan ilgili modeldeki diğer kavramlar için de
vuruşsuz bir yazıcı. kullanılır (Şekil 26.2’ye bakınız).
late binding: geç ilişkilendirme, layered network: katmanlı ağ,
[07.02.30], İlişkilendirmelerin çoğunu [34.02.13], Yapay sinirlerin katmanlarda
genellikle esnekliği başarmak için hiyerarşik olarak düzenlendiği sinir ağı.
yürütme esnasında gerçekleştiren NOT: Bir katmanlı ağ, yapay sinir
programlama dillerinin bir özelliği. katmanlarına ek olarak bir grup farklı
ÖRNEK: dBASE, Smalltalk. kaynak düğümüne sahip olabilir.
latency: gecikme, [12.02.30], Komut layout object: belge yerleşim nesnesi,
kontrol biriminin veri için bir çağrı [23.02.03], Bir belgenin belirli yerleşim
başlattığı an ile gerçek veri iletiminin yapısının bir öğesi. ÖRNEK: Bir sayfa, bir
başladığı an arasındaki zaman aralığı. blok.
layer: katman, [34.02.06], (Sinir leader: şerit başı, [12.04.05], (Manyetik
ağlarında) Hiyerarşik bir şekilde şeritte) Manyetik şeridin, şerit
düzenlenmiş sinir ağında, çıkışların ağın işaretleyicisinin başından önce gelen ve
çıkışı yönünde bir grup içindeki sinirlere şeridi geçirmek için kullanılan kısım.
bağlanabilen ancak ağ girişinin arka

118
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

leaf : ağaç yapısındaki yaprak, learning by discovery: keşfederek


[17.05.07], bkz. terminal node öğrenme, [31.03.10], Sınıflandırma
oluşumu ya da gözlenen verideki düzeni
learning: öğrenme, 1. [31.01.01], tanımlayan bir alan hakkındaki yeni kural
Biyolojik ya da otomatik bir sistemin ya da ilkelerin türetilmesini içeren
kendi başarımını geliştirmek için gözetimsiz öğrenme.
kullanabileceği bilgi veya becerilerin
edinilmesi süreci. 2. [34.03.05], (Sinir learning by induction: tümevarımla
ağlarında) Bir sinir ağının başarımını giriş öğrenme, [31.03.11], bkz. inductive
örüntüleri dizisine yanıt olarak learning
parametrelerinin ayarlanmasıyla
iyileştirdiği bir süreç. NOT: Genel olarak, learning from examples: örnekten
öğrenme bağlantı ağırlıklarının öğrenme, [31.03.12], Örneklerden ve
ayarlanmasına bağlıdır. isteğe bağlı olarak söz konusu
kavramların karşı örneklerinden bir genel
learning algorithm: öğrenme kavram tanımı çıkarılarak kavramların
algoritması, [34.03.06], (Sinir ağlarında) tümevarım metodu ile öğrenilmesi. NOT:
Öğrenme esnasında bir sinir ağının Karışık veya tamamen tanımlanmamış
parametrelerini ayarlayan algoritma. örneklerden öğrenme, örneklerden
NOT: Genel olarak, bir öğrenme öğremenin geliştirilmiş bir biçimidir.
algoritması bağlantı ağırlıklarını ayarlar.
learning from instruction: komuttan
learning by analogy: benzerliklerden öğrenme, [31.03.05], bkz. learning by
öğrenme, [31.03.20], Tümevarım metodu being told
ile öğrenme ve tümdengelim metodu ile
öğrenmeyi birleştiren böylece learning from observation: gözlemden
tümevarımların karşılaştırılmakta veya öğrenme, [31.03.10], bkz. learning by
ilişkilendirilmekte olan kavramların ortak discovery
özelliklerini belirlediği ve
tümdengelimlerin öğrenilmekte olan learning from solution paths: çözüm
kavramın beklenen niteliklerini bu yollarından öğrenme, [31.03.23], Bir
özelliklerden çıkardığı öğrenme stratejisi. problem için, çözüm yolu boyunca her
NOT: Benzerliklerden öğrenme iki hareketi olumlu bir örnek olarak
problem arasındaki benzerliği tanıma işaretleyen ve her hareketin doğrudan
yeteneğini ve başka bir problem çözüm yolunun dışına gitmesini olumsuz
alanındaki bir problemi çözmek için bir örnek olarak işaretleyen, tam bir çözüm
problem alanında geliştirilen kuralları yolu bulununcaya kadar beklemeye
kullanmayı gerektirir. dayalı olan destekli öğrenme.

learning by being told: anlatılandan learning rate: öğrenme oranı,


öğrenme, [31.03.05], Bir dış bilgi [34.03.08], Öğrenme esnasında bağlantı
kaynağından, seçmeksizin veya ağırlıklarındaki değişikliklerin
sağlanan bilgiden ilgili öğeleri büyüklüğünü düzenleyen bir parametre.
dönüştürmeksizin bilginin edinildiği NOT: Bir bağlantı ağırlığının değişim
ezbere öğrenme. miktarı, öğrenme algoritması tarafından
verilen bir değer ve öğrenme oranı olan
learning by deduction: tümdengelimle bir katsayının çarpımıdır.
öğrenme, [31.03.17], bkz. deductive
learning learning strategy: öğrenme stratejisi,
[31.01.05], Öğrenme tekniklerinin,

119
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

uygulanmalarından önce kullanım için bir left-hand side: sol taraf, [28.02.27], Bir
plan. "eğer-ise" kuralının "eğer" parçasındaki
gerçekler ya da deyimler kümesi.
learning while doing: yaparak öğrenme,
[31.03.25], Sorumluluk verilmesinden left-justified: sola yanaşık, [23.06.15],
önce bulunacak çözüm yolu için bkz. left aligned
beklemeye dayalı olmayan, fakat çözüm
arama hâlâ etkin iken güven ve left-justify : sola-ayarlamak, [06.06.07],
sorumluluk atamaya dayalı olan destekli (f.) Sola doğru ayarlamak.
öğrenme. NOT: Yaparak öğrenme bir
amaca doğru ilerlemek için, döngüleri ve letter: harf, [04.03.02], Yalnız başına
gereksiz şekilde uzun olan yollara dikkat olduğunda veya diğerleriyle bir arada
eden, çıkmaz yollar ve başarısızlıkları bulunduğunda yazma dilinin bir veya
kaydeden teknikleri içerir. daha fazla kavramını, yahut konuşma
dilinin bir veya daha fazla ses elemanını
learning without a teacher: gösteren bir grafik karakter. NOT: Yalnız
öğretmensiz öğrenme, [31.03.09], bkz. başına kullanılan ayırma işaretleri ve
unsupervised learning noktalama işaretleri harf olarak ele
alınmazlar.
learning-apprentice strategy: çıraklık
öğrenimi stratejisi, [31.03.24], Bir uzmanı letter quality: metin kalitesi, [23.07.01],
gözleyerek gereksiz aramadan kaçınmak İş yazışmaları için uygun olan ve bir ofis
amacıyla arzulanan hareketleri elektrikli daktilo kalitesini karşılayan
arzulanmayanlardan ayırt etmek için metin yazdırma kalitesi.
uzmanın eylemlerini kullanmayı ve
anında geri bildirimler sağlamayı içeren lexical element: sözcüksel eleman,
güven/sorumluluk ataması. NOT: Çıraklık [15.01.01], bkz. lexical token
öğrenimi stratejisi uzman sistemlerin yarı
otomatik olarak oluşturulmasında sıkça lexical token: sözcüksel birim,
uygulanır. [15.01.01], Belirli kurallar çerçevesinde
anlamla ilgili bir temel birimi temsil eden
least significant bit: en az anlamlı bit, bir programlama dili alfabesinin bir veya
[05.04.08], Konumsal notasyonda, daha çok karakterinden oluşan bir dizisi.
kullanılan en küçük ağırlığa sahip bitin ÖRNEK: Pascal dilinde 2G5 gibi bir hazır
konumu. bilgi veya last_name gibi bir tanıtıcı.

least significant digit: en az anlamlı lexical unit: sözcüksel işaret, [15.01.01],


basamak, [05.04.07], Konumsal bkz. lexical token
notasyonda, kullanılan en küçük ağırlığa
sahip sayının hanesi. lifetime: ömür süresi, [15.02.16], Bir dil
yapısının mevcut olduğu sürece işletim
left-adjusted: sola yanaşık, [23.06.15], süresinin bir parçası.
bkz. left aligned
light button: ışık düğmesi, [13.04.37],
left-aligned: sola yanaşık, [23.06.15], Bir ekran alanı üzerinde işaretleyici cihaz
Sol kenar boşluğuna hizalanmış olan tarafından etkin hale getirilebilen tuş
fakat sağ kenar boşluğuna hizalanması simulasyonu.
gerekmeyen metne ait.
lightpen: ışıklı işaret kalemi, [13.04.35],
Görüntü yüzeyinde işaretleyerek
kullanılan ışığa duyarlı seçme cihazı
veya konumlayıcı cihaz.

120
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

limited type: sınırlı tür, [15.04.26], line printer: satır yazıcısı, [12.07.06], Bir
Sadece açık bir şekilde bildirilen işlemler karakter satırının tümünü birden bir birim
ve veri özelliklerinin içinde kapsanıldığı olarak yazan yazıcı.
bir program parçası için dışarıya
kullanılabilir olan özel bir tür. line spacing: satır boşluğu, [23.02.10],
Art arda gelen satırların referans satırları
limiter: sınırlayıcı, [19.01.15], Bir arasındaki mesafe.
örneksel değişkenin belirlenen sınırları
aşmasını önlemek amacıyla kullanılan bir linear list: doğrusal liste, [04.08.05],
işlevsel birim. Elemanları listeler olmayan bir liste.

line: hat, [09.06.03], Fiziksel bir iletim linear network: doğrusal ağ, [18.03.03],
ortamı. NOT 1: Hat, veri bitirme cihazına Tam olarak içinde iki uç düğümün,
ve veri anahtarlama merkezine harici değişik sayıda ara düğümün ve herhangi
olarak bağlı olan bir veri devresinin iki düğüm noktası arasında sadece bir
parçasıdır. NOT 2: Şekil 9.4'e bakınız. yolun yer aldığı ağ. NOT 1: Doğrusal ağ,
ağaç modelindeki ağın özel bir
line: metin satırı, [23.02.08], bkz. line of durumudur. NOT 2: Şekil 18.3'e bakınız.
text
linear prediction coding doğrusal
line code: hat kodu, [09.05.01], İletim tahmin kodlaması, [29.01.25], Tahmin
kanalının karakteristiklerine uyan kod. edilen sinyal örneklerinin önceki
NOT: Bu kod veri istasyon cihazlarına örneklerin doğrusal birleşimleri oldukları
gönderilen ve onlardan alınarak tahmin kodlaması. NOT: Doğrusal
kullanılan kod veya kodlardan farklı birleşimlerin katsayıları, genellikle girdi
olabilir. sinyali ile önceki veriden elde edilen
sinyal arasındaki ortalama kare hatasını
line editor: satır düzenleyici, [23.05.02], en az düzeyde tutarak elde edilir.
Kullanıcının bir satır içinde ya da bitişik
satırlar grubu içinde düzeltilecek metin linear search: doğrusal arama,
elemanlarına erişmek için satırları [06.04.08], Bir veri kümesi içerisinde
belirlemek zorunda olduğu metin verilerin sıradan taranarak aranması.
düzenleyici.
link: bağlamak, [07.05.01], (f.) İşaretçiler
line feed: satır besleme, [12.07.29], kullanarak veri nesnelerini birbirine
Yazma ya da görüntüleme konumunun bağlamak ya da bir ya da daha fazla
bir sonraki satırdaki ilgili konuma programın bölümlerini bağlantılar
hareketi. sağlayarak birbirine bağlamak. ÖRNEK:
Nesne programlarını bir bağlantı
line graphics: çizgi grafikleri, [13.01.11], düzenleyici kullanarak bağlamak.
Ekran görüntülerinin tamamen çizgi
parçaları ile düzenlendiği bilgisayar link: bağ, [07.05.02], Programın ayrı
grafikleri. modülleri arasında denetim ve olasılıkla
parametreleri geçen, genelde tek bir
line of text: metin satırı, [23.02.08], Bazı komut ya da adres olan program bölümü.
biçimleme işlemleri tarafından belirlendiği
gibi, genellikle kelimelerden ve linkage: bağlantı, [07.05.02], bkz. link
boşluklardan oluşan ve bir temel satır
üzerine dizilen karakterler dizisi. NOT: Bir linkage: bağlantı, [08.05.40], (Bilgisayar
satırın uzunluğu, biçimleme esnasında güvenliğinde) Bir veri işlem sistemindeki
mevcut olan alan tarafından belirlenir. veri veya bilgi ile korunmuş bilgiyi

121
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

türetecek başka bir sistemdeki veri veya değiştirilmeksizin sıraları değiştirilerek


bilginin belirli bir amaçla oluşturulmuş bir kullanılırlar.
kombinasyonu.
list processing language: liste işleme
linkage editor: bağlantı düzenleyici, dili, [07.01.26], Listeler ya da karakter
[07.05.03], Bir ya da daha fazla bağımsız dizileri biçiminde ifade edilen veri
olarak çevrilen nesne modülü ya da yük üzerinde değişiklik yapabilmek için
modülü işlendiğinde, bu modüller tasarlanmış programlama dili. ÖRNEK:
arasındaki çapraz başvuruları çözen, LISP.
bunlar arasında bağlantılar sağlayan, yer
değiştirilebilen öğeleri oluşturan ve literal: ifade, [05.02.01], Sözdizimsel
gerekirse adresleri ayarlayan ve bunun bakış açısından kendi kendisini ifade
sonucu olarak yeni yük modülleri yaratan eden bir sözcüksel işaret. ÖRNEK: JAN,
program. FEB, MAR isimleri, bir veri türünün
aşağıdaki tanımlarında, ifade olarak
linkage editor: bağ düzenleyici, adlandırılırlar. Month_Type (JAN, FEB,
[10.02.12], bkz. linker MAR, APR, MAY, JUN, JUL, AUG, SEP,
OCT, NOV, DEC); Month: Month_Type;
linked list: bağlı liste, [04.08.02], Month:= APR;
İçindeki elemanlar saklama aygıtının
içerisine yayılmış fakat her bir elemanın LLC protocol: LLC protokolü, [25.05.01],
bir sonraki elemanın konumunu bkz. logical link control protocol
belirlediği liste.
LLC sublayer: LLC alt katmanı,
linked list search: bağlı liste araması, [25.05.03], bkz. logical link control
[06.04.09], Bağlı liste kullanan bir arama. sublayer

linker: bağlayıcı, 1. [07.05.03], bkz. LLC type 1: LLC tür 1, [25.05.07], bkz.
linkage editor 2. [10.02.12], Amaç logical link control type 1
modülleri arasında ortak referansları
çözerek ve olası elemanları yeniden LLC type 2: LLC tür 2, [25.05.08], bkz.
yerleştirerek, bir ya da daha fazla logical link control type 2
birbirine bağlı olmayan çevrilmiş amaç
modüllerinden veya yüklenebilir LLC type 3: LLC tür 3, [25.05.09], bkz.
modüllerden bir yükleme modülü logical link control type 3
yaratmak için kullanılan bir bilgisayar
programı. load: yüklemek, 1. [07.05.05], (f.)
(Bilgisayar programlamada) Bir
linking loader: bağlantılama yükleyici, yükleyiciyi yürütmek. 2. [17.08.14], (f.)
[07.05.07], Bir bağlantı düzenleyici ve bir (Veri tabanlarında) Bir veri tabanına veri
yükleyicinin işlevsel yeteneklerini yüklemek. 3. [06.03.03], (f.) Veriyi bir
birleştiren program. bellek aygıtı ya da çalışma sayaçlarına
aktarmak.
list: liste, [04.08.01], İlişkili elemanların
sonlu sıralı bir kümesi. NOT: Bir listedeki load map: yükleme haritası, [07.05.11],
elemanlar listeler olabilir. Bellekte bulunmakta olan programlar ya
da verilerin tümü veya seçilmiş
list processing: liste işleme, [04.08.08], bölümlerinin saklama konumu ya da
Listeler biçiminde bir veri işleme yöntemi. boyutlarını tanımlayan bilgisayar
NOT: Bağlı listeler genellikle tarafından üretilmiş liste.
elemanlarının fiziksel konumları

122
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

load module: yüklenebilir modül, local area network (LAN): yerel alan ağı
[07.05.08], [10.02.11], Genellikle (LAN), [01.01.46],,[09.07.09] Sınırlı bir
bağlayıcının çıktısı olan, yürütme için ana coğrafi bölge içerisinde, bir kullanıcıya ait
belleğe yüklenmeye uygun bir program mekanda kurulan bir bilgisayar ağı. NOT:
birimi. NOT: Bir yük modülü genellikle bir Yerel ağ içindeki iletişim dış
bağlantı düzenleyici uygulamanın düzenlemelere bağlı değildir; bununla
sonucudur. birlikte, başka bir yerel ağla iletişimde
bazı düzenlemelere tâbi olabilir.
load point: yükleme noktası, [12.04.02],
Manyetik bir şeridin kaydedilebilir localization: yerelleştirme, [07.12.21],
alanının başlangıcı. NOT: Bazı manyetik Güçlü bağlılık ve gevşek bağlaştırma
şerit sürücüler, yükleme noktası niteliklerine sahip olan bir modül dizisine
konumunu belirtmek amacıyla şerit uygulanan prensip.
başlangıç işareti kullanırlar.
location: yer, [12.02.05], (Bellek) Bir
load-and-go: yükle ve devam et, bellek aygıtında bir adres yoluyla tek
[07.05.09], Bir programın yükleme ve olarak tanımlanabilen bir bellek konumu.
yürütmesi arasında hiçbir bekleme
olmayan işletim tekniği. locator device: konumlandırıcı,
[13.04.23], Bir konumun koordinatlarını
loaded origin: yüklenmiş başlangıç temsil etmek için veri sağlayan girdi
noktası, [07.05.10], Bir programın ana birimi. ÖRNEKLER: Grafik tableti,
belleğe yüklendiği ilk saklama yerinin herhangi bir işaretleme cihazı.
adresi.
lockout: kilitleme, [07.06.40], Her
loader: yükleyici, [07.05.04], Dış defasında yalnızca bir aygıt ya da sürece
depolamadan iç depolamaya diğer erişim izni verip diğerleri dışlanarak
programları kopyalayan ya da dış paylaşılan kaynakların korunduğu
depolamadan iç depolamaya ya da iç kaynakları ayırma tekniği. ÖRNEK:
depolamadan kaydedecilere veri Güncelleştirilirken verilerin okunmasını
kopyalayan program. yasaklamak.

local: yerel, [15.02.11], Sadece bildirim lock-out: kilit altına alma, [10.05.10],
bölgesi içinde bildiriminin yapıldığı bir bkz. protection
kapsama sahip olan bir dil yapısına ait
olma. lock-out facility: kilitlenme olanağı,
[22.03.09], Hesap makinesinin hata ya
local address administration: yerel da taşma durumu olduğunda giriş verisini
adres yönetimi, [25.01.19], Aynı yerel kabul edememesi olanağı.
alan ağı içinde tüm LAN bireysel
adreslerinin tek ve benzersiz olduğu log in: sisteme girmek, [01.01.53], bkz.
adres yönetimi. log on

local area network: yerel alan ağı, log off: sistemi kapatmak , [01.01.54],
[25.01.01], Sınırlı coğrafi bir alan içinde Bir sistemi kapatmak.
kullanıcı binasında kurulan bilgisayar ağı.
NOT: Bir yerel alan ağı içindeki iletişim log on: sistemi açmak , [01.01.53], Bir
dış düzenlemelere bağımlı değildir; sistemi açıp başlatmak.
bununla birlikte, ağ sınırları arasındaki
iletişim bir düzenleme biçimine bağlı log out: 1. sistemden çıkmak, [01.01.54],
olabilir. bkz. log off 2. günlük raporlama,
[14.03.12], bkz. journalize

123
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

logger: günlük, [12.08.04], Genellikle logic variable: mantıksal değişken,


zamana bağlı olarak, olayları ve fiziksel [02.01.01], bkz. switching variable
koşulları kaydeden işlevsel birim.
logical access control: mantıksal erişim
logic bomb: mantıksal bomba, kontrolü, [08.04.17], Erişim kontrolünü
[08.05.51], Belirli bir sistem koşulu sağlamak üzere veri veya bilgi ile ilgili
neticesinde tetiklendiğinde veri işlem mekanizmaların kullanımı. ÖRNEK:
sisteminin hasar görmesine neden olan Parolanın kullanılması.
kötü niyetli mantık.
logical add: mantıksal toplama,
logic design: mantıksal tasarım, [02.05.12], bkz. disjunction
[03.03.02], Sembolik mantık gibi biçimsel
tarif yöntemlerini kullanan işlevsel logical cohesion: mantıksal bağlılık,
tasarım. [07.12.09], Bir modülün etkinliklerinin
mantıksal olarak benzer olduğu bağlılık.
logic device: mantıksal aygıt, [03.04.01], ÖRNEK: Bir modülde farklı girdi
Mantıksal işlemleri gerçekleştiren bir ortamlarından verinin işlenmesi.
aygıt.
logical comparison: mantıksal
logic diagram: mantıksal şema, karşılaştırma, [02.10.13], İki dizinin özdeş
[03.03.03], Bir mantıksal tasarımın grafik olup olmadıklarını tayin etmek için kontrol
gösterimi. edilmesi.

logic element: mantıksal eleman, logical level: mantıksal düzey,


[03.04.04], bkz. gate [17.03.05], Bir veri tabanı ve onun
kavramsal şeması ile tutarlı ve bilgi
logic function: mantıksal fonksiyon, tabanı ile uyumlu fakat fiziksel
[02.04.01], bkz. switching function gerçekleştirmesinden ayrı mimarisi ile
uğraşan tüm yönlerde göz önünde
logic operation: mantık işlemi, tutulan düzey.
[02.10.08], 1. Sembolik mantığın
kurallarını izleyen bir işlem. 2. [02.10.09], logical link control protocol: mantıksal
Sonucun her karakteri, yalnız işlem bağlantı denetim protokolü, [25.05.01],
gören her terimin karşılık gelen Yerel alan ağında, iletim ortamının nasıl
karakterine bağlı olan işlem. ÖRNEK: Ek- paylaşıldığından bağımsız olarak veri
A' da “sonuç” kolonunda verilen iki Boole istasyonları arasında çerçevelerin
işlemleri. değişimini düzenleyen protokol.

logic programming: mantık logical link control sublayer: mantıksal


programlama, [07.02.09], Bir programa bağlantı denetim alt katmanı, [25.05.03],
giriş verisinin o programın kurallarına Bir yerel alan ağında, ortamdan bağımsız
göre işlenmesi amacıyla önceden veri bağlantı işlevlerini destekleyen veri
tanımlanmış algoritmaları olan mantıksal bağlantı katmanının parçası. NOT: LLC
kurallar kümesi olarak yapılandırmak için alt katmanı, ağ katmanına hizmetleri
bir metot. sağlamak için ortam erişim denetim alt
katmanının hizmetlerini kullanır. Şekil
logic shift: mantıksal kaydırma, 25.3'e bakınız.
[02.11.03], bkz. logical shift
logical link control type 1: mantıksal
logic symbol: mantıksal sembol, bağlantı denetim türü 1, [25.05.07],
[03.03.04], Bir operatötü bir işlevi veya Mantıksal bağlantı denetim alt katmanı
bir işlevsel ilişkiyi gösteren sembol.

124
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

içinde alındı bilgisi verilmeyen bağlantısız karakterlerini istisnasız olarak etkileyen


mod iletimi. bir kaydırmadır.

logical link control type 2: mantıksal logical type: mantıksal tür, [15.04.06],
bağlantı denetim türü 2, [25.05.08], Veri nesnelerinin sadece (genellikle
Mantıksal bağlantı denetim alt katmanı TRUE-Doğru veya FALSE-yanlış)
içinde bir bağlantılı mod iletimi. mantıksal değerleri kabul edebileceği ve
sadece Boole işletmenleri tarafından
logical link control type 3: mantıksal işlenebileceği bir veri türü. NOT: Aynı
bağlantı denetim türü 3, [25.05.09], zamanda karakter türüne, sayma türüne,
Mantıksal bağlantı denetim alt katmanı tamsayı türüne ve gerçek türe bakınız
içinde alındı bilgisi verilen bir bağlantısız-
mod iletimi. longitudinal magnetic recording:
boylamasına manyetik kaydetme,
logical object: mantıksal nesne, [12.03.09], Veriyi gösteren manyetik
[23.02.04], Uygulama ya da kullanıcı için kutuplanmaların kaydeden iz uzunluğu
önemli bir anlama sahip olabilen, bir boyunca düzenlendiği manyetik
belgenin belirli mantıksal yapısının bir kaydetme tekniği.
öğesi. ÖRNEK: Bölüm, parça ya da
paragraf. loop: döngü, [07.03.03], Belirli bir koşul
geçerli iken yinelemeli olarak
logical operation: mantıksal işlem, yürütülebilen bir deyim ya da komut
[02.10.08], bkz. logic operation dizisi. NOT: Bazı gerçekleştirmelerde,
koşulun geçerli olup olmadığını anlamak
logical product: mantıksal çarpma, için döngü bir kez yürütülünceye kadar
[02.05.10], bkz. conjunction hiçbir test yapılmaz.
logical record: mantıksal kayıt, loop assertion: döngü bildirisi, 1.
[04.07.04], Mantıksal bakış açısından, [07.03.05], Bir döngünün belirli bir
fiziksel cavreden bağımsız olarak, ilişkili bölümünün her yürütülmesinde
veri elemanları olan kayıt. NOT: Bir karşılanması gereken bir ya da daha
mantıksal kaydın kısımları farklı fiziksel fazla koşulu belirleyen mantıksal deyim.
kayıtlarda yerleştirilmiş olabilir veya 2. [07.07.22], Bir döngünün yürütülmesi
birkaç mantıksal kayıt ya da mantıksal boyunca doğrulanması gereken bildirim.
kayıtların bölümleri bir fiziksel kayıda
yerleştirilmiş olabilir. loop body: döngü gövdesi, [07.03.06],
Döngünün birincil amacını başaran
logical ring: mantıksal halka, [25.03.09], döngü bölümü.
Bir halka ağındaki geçiş denetimini
göstermek için veri istasyonları arasında loop control: döngü denetimi,
andaç geçiren bir andaç-veri yolu ağının [07.03.07], Döngünün bir yinelemesinin
soyut gösterimi. NOT: Şekil 25.4’e yürütülüp yürütülmeyeceğine karar
bakınız. vermek için bir test içeren dil yapısı.

logical schema: mantıksal şema , loop invariant: döngü sabiti, [07.07.24],


[17.03.07], Mantıksal ölçüye ait olan veri Bir döngü boyunca sabit olan bir koşul.
tabanı şemasının parçası.
loop parameter: döngü parametresi,
logical shift: mantıksal kaydırma, [07.03.08], bkz. loop-control variable
[02.11.03], Mantıksal kaydırma, bir
bilgisayar sözcüğünün bütün

125
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

loop statement: tekrarlama deyimi,


[15.05.17], bkz. iteration statement

loop-control variable: döngü denetim


değişkeni, [07.03.08], Bir döngüden
çıkılıp çıkılmayacağına karar vermek için
kullanılan veri nesnesi.

loophole: kaçak yeri, [08.05.07], bkz.


flaw

loss: kayıp, [08.05.12], Verilen tavizden


kaynaklanan hasar veya yoksun
kalmanın nicelik ölçüsü.

LQ : [23.07.01], bkz. letter quality

LSB: [05.04.08], bkz. least significant bit

LSD: [05.04.07], bkz. least significant


digit

Lukasiewicz notation: Lukasiewicz


notasyonu, [02.08.02], bkz. prefix
notation

126
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Mm

MAC: [25.01.22], bkz. medium access ya da bilgisayar sınıfının makine


control komutlarından oluşan yapay dil.

MAC protocol: MAC protokolü, machine learning: makinenin


[25.05.02], bkz. medium access control öğrenmesi, [28.01.21], [31.01.02] İşlevsel
protocol bir birimin kendi başarımını yeni bilgi ve
beceriler elde ederek ya da mevcut bilgi
MAC sublayer: MAC alt katmanı, ve becerileri yeniden düzenleyerek
[25.05.04], bkz. medium access control geliştirmesi süreci.
sublayer
machine vision: makineyle imgeleme,
machine code: makine kodu, 1. [28.01.20], Bilgisayarla imgelemenin
[07.04.33], Bir bilgisayarın işleme birimi makineye, robota, sürece ve kalite
tarafından tanınıp yürütülebilen bir denetim çalışmasına uygulanması. NOT:
biçimde ifade edilen kod. 2. makine kodu, "makineyle imgeleme" terimi
[07.09.10], bkz. instruction code mühendislikte kullanılır ve "bilgisayarla
imgeleme" terimi ile karıştırılmamalıdır.
machine discovery: makine keşfi,
[31.01.10], Öğrenme yeteneği olan machine word: makina için sözcük,
makineler tarafından gözlenmiş [04.06.05], bkz. computer word
verilerdeki düzenlemeleri tanımlayan
deneysel kuralların keşfi ve sınıflandırma machine-dependent: makine bağımlı,
oluşumu. NOT: Aynı zamanda kavramsal [07.04.35], Belirli bir bilgisayar türüne has
gruplandırma ve analitik öğrenme özelliklere bağlı olan ve bu nedenle
tanımlarına bakınız. yalnızca o tür bilgisayarlarda
yürütülebilen yazılıma ait.
machine function: makine işlevi,
[22.03.02], Hesap makinesi tarafından machine-independent: makineden
gerçekleştirilen işlev. bağımsız, [07.04.36], Belirli bir bilgisayar
türüne has özelliklere bağlı olmayan ve
machine instruction: makine komutu, bu nedenle birden çok bilgisayar türünde
[07.09.02], Bir bilgisayar tarafından yürütülebilen yazılıma ait.
doğrudan yürütülebilen komut. NOT: Bir
makine komutu makine dilinin bir machine-oriented language: makine
öğesidir. yönelimli dil, [07.01.05], Belirli bir
bilgisayar ya da bilgisayar sınıfının
machine language: makine dili, makine komutları ile aynı ya da benzer
[07.01.04], Yalnızca belirli bir bilgisayar

127
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

yapıda basit deyimlerden oluşan bir macroprogramming: makro


programlama dili. programlama, [07.04.75], Makro tanımlar
ve makro komutlar ya da makro çağrıları
macro: makro, [15.06.21], bkz. kullanan programlama.
macroinstruction
magnetic card: manyetik kart,
macro library: makro kütüphanesi, [12.01.34], Üzerine veri kaydedilebilen
[07.04.76], Bir makro üretici için mıknatıslanabilir bir yüzeyi olan bir kart.
kullanılabilir olan, makro tanımları ile
birlikte makro çağrılar ve makro komutlar magnetic card storage: manyetik kart
topluluğu. bellek, [12.03.14], Verinin, ince-esnek
kartların yüzeyine manyetik kaydetmeyle
macroassembler: makro birleştirici, depolandığı manyetik bellek.
[07.04.77], Bir makro üreticinin işlevlerini
içeren ya da gerçekleştiren birleştirici. magnetic disk: manyetik disk,
[12.01.36], Üzerine veri kaydedilebilen
macrocall: makro çağırma, [15.06.22], mıknatıslanabilir bir ya da iki yüzeyi olan
Çağıran programlama dili seviyesinde düz çembersel plaka.
bir makro tanımını başlatan bir deyim.
magnetic drum: manyetik tambur,
macrodefinition: makro tanımı, [12.01.35], Üzerine veri kaydedilebilen
[15.06.23], Her uygun makro komutu mıknatıslanabilir bir yüzeyi olan bir düz
veya makro çağırmasını yer değiştiren çembersel silindir.
önceden tanımlanmış komutlar, deyimler
ve talimatlar dizisi. magnetic drum storage: manyetik
tambur bellek, [12.03.11], Verinin,
macrogenerator: makro üretici, kullanım sırasında kendi ekseni üzerinde
[07.04.73], Karşılık gelen makro tanımı dönen bir tamburun yüzeyi üzerine
ile uyumlu olarak kaynak programdaki manyetik kaydetmeyle depolandığı
her makro komut ya da makro çağrıyı manyetik bellek.
uygun kod ile yer değiştiren ve genellikle
bir birleştirici ya da derleyicinin parçası magnetic head: manyetik kafa,
olan bir modül. [12.03.26], Bir manyetik veri ortamında
veri ile ilgili bir ya da daha fazla sayıda
macroinstruction: makro komutu, okuma, yazma ve silme fonksiyonunu
[15.06.21], Çağıran programlama dili yerine getirebilen elektromıknatıs.
seviyesinde bir makro tanımını başlatan
bir komut. magnetic ink: manyetik mürekkep,
[12.01.48], Verinin kaydedilmesi için
macrolanguage makro dili 1. [07.01.32], uygun manyetik malzeme parçacıklarını
Makro tanımlar ve makro komutlar içeren özel mürekkep.
tanımlamak için tasarlanmış
programlama dili. 2. [07.01.33], Makro magnetic ink character: manyetik
tanımlar ve makro komutlar içeren mürekkep karakteri, [12.01.49], Manyetik
programlama dili. mürekkep örüntüsü otomatik olarak
tanımlanabilen karakter.
macroprocessor: makro işlemci,
[07.04.74], Makro tanımları desteklemek magnetic ink character reader:
için bazı birleştirici ve derleyicilerde manyetik mürekkep karakter okuyucu,
bulunan alt program. [12.08.08], Karakterleri manyetik

128
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

mürekkep karakteri tanıma yoluyla mail exploder: posta dağıtıcı, [32.02.07],


okuyan girdi birimi. Bir iletiyi çoğaltan ve bunun sonucu
ortaya çıkan kopyaları bir dağıtım listesi
magnetic ink character recognition: tarafından belirtilen çeşitli alıcılara
manyetik mürekkep karakteri tanıma, yönlendiren işlevsel birim.
[12.01.52], Manyetik mürekkep
karakterlerin otomatik yollarla mail gateway: posta ağ geçidi,
tanımlanması. [32.02.11], İki ya da daha fazla farklı ileti
işleme sistemini bağlayan ve bunlar
magnetic recording: manyetik arasında iletiler aktaran işlevsel birim.
kaydetme, [12.03.08], Verinin
mıknatıslanabilir bir malzemeyi seçerek mailbox posta kutusu, [27.02.03],
mıknatıslama yoluyla kaydedilme tekniği. [32.01.07], Gelen ve giden elektronik
postaya erişilen bir mantıksal ya da sanal
magnetic storage: manyetik bellek, saklama alanı. NOT: Bir posta kutusu, ya
[12.03.04], Belirli maddelerin manyetik gelen ya da giden iletiyi ya da her ikisini
özeliklerini kullanan bellek aygıtı. birden tutabilir.

magnetic tape drive: manyetik şerit main program: ana program, [15.07.01],
sürücü, [12.04.08], Manyetik şeridi İşletilecek ve diğer modüllerin
hareket ettirmeye ve hareketini kontrol çalışmasını başlatabilecek olan
etmeye yarayan mekanizma. programın ilk modülü.

magnetic tape storage: manyetik şerit mainframe: ana bilgisayar, [01.03.02],


bellek, [12.03.13], Verinin, kullanım Başka bilgisayarların bağlanarak onun
sırasında boylamasına hareket eden bir imkânlarından faydalanabileceği; büyük
şeridin yüzeyine manyetik kaydetmeyle kapasiteli, genellikle bir bilgisayar
depolandığı manyetik bellek. merkezinde bulunan bilgisayar.

magnetic tape unit: manyetik şerit mains/battery powered calculator:


birimi, [12.04.09], Manyetik şeridi hareket elektrikli/pilli hesap makinesi, [22.02.05],
ettirmeye ve hareketini kontrol etmeye Enerjisini elektrik akımından ya da bir
yarayan mekanizma. pilden alan hesap makinesi.

magnetic tape unitstreming tape mains-powered calculator: elektrikli


drive: duraksız manyetik şerit birimi, hesap makinesi, [22.02.03], Enerjisi
[12.04.10], Manyetik disklerin öbekler sadece elektrik akımına bağlı olan hesap
arası boşluklarda durmaksızın geriye makinesi.
alınması ve kopyalanması amacıyla özel
olarak tasarlanmış manyetik şerit birimi. maintainability: sürdürülebilirlik,
[14.01.06], Bir işlevsel birimi, kullanım
magnetographic printer: manyetografik için belirlenmiş şartlar altında ve
yazıcı, [12.07.21], Metal bir tambur belirlenmiş yordam ve kaynaklar
üzerinde çalışan kafalar yoluya, toner kullanılarak bakımı gerçekleştirildiğinde
aracılığı ile görülebilir şekle gelen ver istenen bir işlevi yerine getirebileceği bir
kağıt üzerine aktarılarak sabitleştirilen durumda tutma ya da o duruma
resimleri oluşturan vuruşsuz yazıcı. getirilebilme yeteneği.

mail broadcaster: posta yayınlayıcı, maintenance: bakım, [14.01.05], Bir


[32.02.07], bkz. mail exploder işlevsel birimin, istenen bir işlevi yerine
getirebileceği bir durumda tutmak ya da

129
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

bu duruma getirmek için yapılan MAN, [09.07.10], bkz. metropolitan area


etkinlikler kümesi. NOT: Bakım; network
gözlemler, testler, ölçmeler, yer
değiştirmeler, tamiratlar ve bazı management domain: yönetim alanı,
durumlarda yönetimle ilgili eylemler gibi [32.02.12], (Elektronik postada) Tek bir
eylemleri içerir. kuruluş tarafından yönetilen en az birinin
ileti aktarma temsilcisi içerdiği
maintenance hook: bakım çengeli, mesajlaşma sistemleri topluluğu. NOT 1:
[08.05.38], Yazılımın içinde, ilâve Bir yönetim alanı bir coğrafi bölgeye
özelliklerin kolayca bakımının karşılık gelebilir.
yapılmasını ve geliştirilmesini sağlayan NOT 2: Yönetimi kuruluşu özellikle bu
ve programa sıra dışı noktalardan veya mesajlaşma sistemleri kümesindeki
normal kontroller kullanılmaksızın girişe adresleme düzeninin yönetiminden
izin verebilen bir gizli kapı. sorumludur.

maintenance panel: bakım paneli, management domain name: yönetim


[12.08.21], Bir aygıt biriminin, bakım alan adı, [32.05.12], Bir yönetim alanı
mühendisi ile etkileşimini sağlayan tanımlayıcısı.
parçası.
Manchester encoding: Manchester
majority element: çoğunluk elemanı, kodlama, [09.05.03], Geçiş yönünün bitin
[03.04.16], bkz. majority gate. değerini belirlediği, bir geçiş tarafından
her bite tahsis edilen zaman aralığının
majority gate: çoğunluk geçidi, ikiye bölündüğü ikili faz kodlama. NOT 1:
[03.04.16], Çoğunluk işlemini Bu geçiş, gerilim, manyetik kutupluluk
gerçekleştiren geçit. veya ışık yoğunluğu gibi fiziksel
değişkenlerin iki durumu arasında
majority operation: çoğunluk işlemi, meydana gelebilir. NOT 2: Eğer fiziksel
[02.10.11], Her işlem gören terimin yalnız değişken elektriksel ise, bu kodlama türü
0 ve 1 değerini alabildiği bir eşik kutba bağımlıdır ve doğru akım (DA)
fonksiyonu ve yalnız 1'e sahip işlem bileşeninden bağımsızdır. NOT 3: Şekil
gören terimlerin sayısı 0 değerine sahip 9.2'ye bakınız.
olanların sayısından daha büyükse 1
değerini alan işlem. manipulation detection: hile tespiti,
[08.06.23], Verinin kazara veya bilerek
malicious logic: kötü niyetli mantık, değiştirilip değiştirilmediğini tespit etmek
[08.05.46], Amacı bazı zararlı veya için kullanılan işlem.
yetkisiz eylemler gerçekleştirmek olan ve
bir donanım, yazılım veya sabit yazılımda manipulation detection code: hile
uygulanan bir program. ÖRNEK: tespit kodu, [08.06.24], Hile tespitini
Mantıksal bomba, Truva atı, virüs, sağlamak için iliştirilen verinin bir
solucan. fonksiyonu olan bir bit serisi. NOT 1:
Ortaya çıkan mesaj (veri artı MDC),
multirange amplifier: çok aralıklı gizliliğin veya veri doğrulamanın
yükselteç, [21.03.08], Anahtarla sağlanması amacı ile şifrelenebilir. NOT
değiştirilebilen, programlanabilen ya da 2: MDC yaratmak için kullanılan
farklı örneksel sinyal aralıklarını fonksiyon genele açık olmalıdır.
belirlenen bir çıkış aralığına uyarlamak
amacı ile yükselteç faktörünü otomatik mantissa: mantis, 1. [02.02.09], Bir
olarak gerçekleştirebilen yükselteç. logaritmanın gösteriminde negatif olma-
yan kesirli kısım. 2. [05.05.03], (Kayan

130
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

nokta gösteriminde) Gösterilen gerçel manuplating industrial robot: kollu


sayıyı belirlemek için üssü alınan kayan endüstriyel robot, [24.04.03], Endüstriyel
nokta tarafından çarpılan sayı. ÖRNEK: otomasyon uygulamalarında kullanmak
05.05.02’deki örneğe bakınız . için otomatik olarak denetlenebilen,
tekrar programlanabilir, çok amaçlı,
manual answering: Manuel cevaplama, birkaç hareket etme ekseni olan, yere
[09.08.03], Eğer sadece çağrılan sabitlenmiş ya da hareket edebilen kollu
kullanıcının el ile işletim yoluyla bir çağrı makine. NOT: "Sabit robot" ya da
almak için hevesliliğini sinyal ederse bir "hareket edebilir robot" terimleri bazen
çağrının tesis edildiği cevaplama. kollu endüstriyel robotları çağrıştırmak
için kullanılır.
manual calling (in a data network):
manuel çağırma, [09.08.07], (Bir veri map: eşlemek, [02.04.05], Eşlememe,
ağında) Bir çağıran veri istasyonundan diğer bir kümenin değerleri ve büyüklük-
hat içine tanımlanmamış bir karakter leri ile tanımlanmış bir ilişkiye sahip bir
hızında seçme sinyalleri girişine izin değerler kümesidir.
veren çağırma. NOT: Karakterler veri
terminal cihazında veya veri çevrim map (over): eşlemek (üzerine),
bitirme cihazında üretilebilirler. [02.04.04], Başka bir gurubun değerleri
veya büyüklükleri ile tanımlanmış bir
manual function: el ile işletim işlevi, ilişkiye sahip bir değerler kümesini
[22.03.01], Bir işletmen tarafından kurmak. ÖRNEK: Bir matematiksel
başlatılan ya da etkilenen işlev. fonksiyonu hesaplamak; başka bir
deyimle, ilgimiz dahilindeki değişkenler
manufacturing cell: üretim hücresi, ya da bağımsız değişkenlerin değerleri
[24.01.16], Bir kaç muhtelif iş istasyonu, için bağımlı değişkenin değerlerini
malzemeler, depolama sistemleri ve belirlemektir.
bunları birleştiren taşıma
mekanizmalarından meydana gelen mapping: eşleme, 1. [02.04.05], bkz.
üretim birimi. map 2. [13.05.20], (Bilgisayar
grafiklerinde) Bir koordinat sisteminden
manufacturing message service: diğerine dönüştürme.
üretim ileti hizmeti, [26.05.12], Bir
denetleyici bilgisayarın, üretim ya da margin: kenar boşluğu, [23.06.08], Metin
süreç denetimi için kullanılan bir alanı ile sayfanın ya da ekranın dört
bilgisayar ağında bilgisayar-tabanlı kenarından herhangi birisi arasında yer
dağıtık cihazlar topluluğununun alan ve genellikle kullanılmayan alan.
çalışmasını denetlemesini sağlayan NOT: Kenar boşlukları; sayfa başlıkları,
uygulama hizmeti. dipnotlar, küçük resimler, notlar ve sayfa
numaraları gibi öğeleri içerebilir.
manufacturing resource planning:
üretim kaynak planlaması, [24.01.13], marginal check: zorlama testi,
Üretim süreci sırasında belirli bir [14.03.07], bkz. stress test
zamanda her öğe için ihtiyacın
değerlendirilmesi ve tahmin edilmesine marginal test: zorlama testi, [14.03.07],
yönelik yönetim planlarının bkz. stress test
gerçekleştirilmesi. NOT: MRP (malzeme
gereksinim planlaması) kısaltması ile mark scanning: işaret tarama,
karıştırılmamalıdır. [12.01.54], Bir veri ortamına kayıtlı
işaretlerin optik olarak otomatik
algılanması

131
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

markup language: 1. işaretleme dili, doğal sayılar üzerine kurulmuş bir ifadeyi
[07.01.29], Ham metni, yordamsal ve kanıtlayan metottur.
açıklayıcı işaretlemeyi ham metne
ekleyerek yapısal belgelere dönüştürmek mathematical logic: matematiksel
için tasarlanmış metin biçimlendirme dili. mantık , [02.01.04], bkz. symbolic logic.
2. bağlantılı metin dili, [23.06.33], Bir
belgenin içinde, onun işlenmesine yardım matrix printer: matris yazıcı, [12.07.16],
amacı ile bulunan gömülü komutlardan Karakter ya da görüntülerin nokta
oluşan dil. örgüsüyle gösterildiği yazıcı

mask: maske, [06.06.03], Bir karakter MAU: [25.01.28], bkz. medium


örüntüsündeki kısımların ayrıştırılması attachment unit
veya alıkoyulmasını kontrol etmek için
kullanılan karakter örüntüsü. maximize: simge durumunu büyütmek,
[13.05.40], (f.) Bir sembolü bir pencere ile
masquerade: sahte davranış sergileme, değiştirmek. NOT: Simge durumunu
[08.05.29], Bir varlığın, yetkisiz erişim küçültmenin tersi.
sağlamak için farklı bir varlıkmış gibi
davranması. maximum allowable common mode
overvoltage: en yüksek izin verilebilir
master station: ana istasyon, [09.06.38], ortak mod aşırı gerilimi, [21.05.08], Bir
Temel mod bağlantı kontrolünde, kendisi giriş alt sistemine devre hasarına sebep
dışındaki bir veya daha fazla veri olmadan uygulanabilen, ancak, geçici bir
istasyonuna veri iletimini kesinleştirmek işlev kaybı oluşturma ihtimali olan ortak
için çağrı alan veri istasyonu. NOT: mod geriliminin en yüksek değeri. NOT 1:
Belirli bir anda, veri hattı üzerinde sadece Eğer içerik olarak açıksa, bu terim "en
bir ana istasyon olabilir. çok izin verilebilir aşırı gerilim" olarak
kısaltılabilir. NOT 2: Bu tarifle ilgili
master task: ana görev, [07.10.11], aşağıdaki ilişki mevcuttur: En çok ortak
Yürütmesi bir görev yaratan bir program mod gerilimi, "en çok izin verilebilir ortak
modülü. mod aşırı gerilimi"nden daha düşük olan
"en çok çalışma ortak mod gerilimi"nden
material requirements planning: daha düşüktür.
malzeme gereksinim planlaması,
[24.01.14], Ana üretim programından maximum allowable normal mode
türetilen ve ana maddeler için bileşen overvoltage: en yüksek izin verilebilir
ihtiyacı ile üretim programlarını normal mod aşırı gerilimi, [21.05.07], Bir
ilişkilendiren öncelikli planlama tekniği. giriş alt sistemine devre hasarına sebep
NOT: MRP II (üretim kaynak planlaması) olmadan uygulanabilen, ancak, geçici bir
kısaltması ile karıştırılmamalıdır (Madde işlev kaybı ihtimali olan normal mod
24.01.13). geriliminin en yüksek değeri. NOT 1:
Eğer içerik olarak açıksa, bu terim "en
mathematical induction: matematiksel çok izin verilebilir aşırı gerilim" şeklinde
tümevarım, [02.01.02], Matematiksel kısaltılabilir. NOT 2: Bu tarifle ilgili
tümevarım^ «ifade N üzerine kurulmuş aşağıdaki ilişki mevcuttur: En çok normal
terim için doğru ve N 'den büyük mod gerilimi, "en çok izin verilebilir
herhangi bir n değeri için doğru normal mod aşırı gerilimi"nden daha
olduğunda, (n + 1) üzerinde kurulmuş düşük olan "en çok işletim normal mod
terim içinde doğrudur» şeklinde gösteri- gerilimi"nden daha düşüktür.
lerek terimleri N'den küçük olmayan

132
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

maximum common mode voltage: en MD: [32.02.12], bkz. management


yüksek ortak mod gerilimi, [21.05.04], Alt domain
sistemin kendisine ait işletim özelliklerine
göre kesintisiz olarak çalışacağı ortak MDC: [08.06.24], bkz. manipulation
mod geriliminin en yüksek değeri. NOT: detection code
Bu tarifle ilgili aşağıdaki ilişki mevcuttur:
"En çok ortak mod gerilimi", en çok izin MDI: [25.01.29], bkz. medium dependent
verilebilir ortak mod aşırı geriliminden interface
daha düşük olan en çok işletim normal
mod geriliminden daha düşüktür. mean access time: ortalama erişim
süresi, [12.02.32], Bir aygıtın normal
maximum normal mode voltage: en işletimi sonucundan elde edilen ortalama
çok normal mod gerilimi, [21.05.03], Alt erişim süresi.
sistemin kendi işletim özelliklerine göre
çalışmaya devam edeceği normal mod mean conditional information content:
geriliminin en yüksek değeri. NOT: Bu koşullu entropi, [16.04.04], bkz.
tarifle ilgili aşağıdaki ilişki mevcuttur: "En conditional entropy
çok normal mod gerilimi", en çok izin
mean operating time between failures:
verilebilir normal mod aşırı geriliminden
arızalar arası ortalama işletim süresi,
daha düşük olan en çok işletim normal
[14.02.02], Belirli şartlar altında bir
mod geriliminden daha düşüktür.
işlevsel birimde birbirini izleyen arızalar
maximum operating common mode arasındaki ortalama işletim süresi.
voltage: en yüksek işletim ortak mod
mean rate accuracy: ortalama doğruluk,
gerilimi, [21.05.06], Bir giriş alt sistemine
[21.03.19], Giriş gürültüsünün sebep
uygulanabilecek olan ve alt sistemin
olduğu hatalar hariç, bir cihazın normal
düşük performansla çalışmaya devam
çalışma şartları altında kullanıldığı
edeceği ortak mod geriliminin en yüksek
zaman aşmaması gereken hata sınırı.
değeri. NOT 1: Eğer içerik olarak açıksa,
bu terim "en yüksek çalışma gerilimi" mean time between failures: arızalar
olarak kısaltılabilir. NOT 2: Bu tarifle ilgili arası ortalama süre, [14.02.01], Belirtilen
aşağıdaki ilişki mevcuttur: en yüksek şartlar altında bir işlevsel birimde birbirini
ortak mod gerilimi, "en yüksek izin izleyen arızalar arasındaki ortalama süre.
verilebilir ortak mod aşırı gerilimi"nden NOT: Arızalar arası ortalama süre bir
daha düşük olan "en yüksek işletim ortak teorik modelden ya da gözlemlerden elde
mod gerilimi"nden daha düşüktür. edilebilir.
maximum operating normal mode mean time to recovery: tekrar elde
voltage: en yüksek işletim normal mod etme için ortalama süre, [14.04.11],
gerilimi, [21.05.05], Bir giriş alt sistemine Verilen bir işlevsel birim için, bir arızanın
uygulanabilecek olan ve alt sistemin ardından işlemlerin yenilenmesi için
düşük performansla çalışmaya devam gerekli ortalama süre.
edeceği normal mod geriliminin en
yüksek değeri. NOT 1: Eğer içerik olarak mean time to restoration: tekrar elde
açıksa, bu terim "en çok işletim gerilimi " etme için ortalama süre, [14.04.11], bkz.
olarak kısaltılabilir. NOT 2: Bu tarifle ilgili mean time to recovery
aşağıdaki ilişki mevcuttur: en çok normal
mod gerilimi, "en çok izin verilebilir mean transinformation content:
normal mod gerilimi"nden daha düşük ortalama aktarılan bilgi içeriği, [16.04.08],
olan "en çok işletim normal mod Karşılıklı dışarlanan ve ortak tümünü
gerilimi"nden daha düşüktür. kapsayan olayların iki sonlu kümesindeki

133
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

iki olayın aktarılan bilgi içeriğinin ortalama medium access control sublayer:
değeri. Bu ölçüt matematiksel olarak ortam erişim denetim alt katmanı,
aşağıdaki gibi gösterilir: [25.05.04], Bir yerel alan ağında, ortam
erişim denetimi uygulayan ve topolojiye
T ( X , Y ) = ∑∑ p (xi , y j )T (x İ / y j )
n m

bağımlı işlevleri destekleyen veri bağlantı


i =1 j =1
katmanının parçası. NOT: MAC alt
burada X = {x1 ...x n }xi olaylarının (i=1 .. n) katmanı mantıksal denetim alt katmanına
kümesi, Y = {y1 ...1m } yi (i=1...m) olaylarının hizmetleri sağlamak için fiziksel katmanın
kümesi, T ( xi , y j ) de xi ve yj’nin aktarılmış hizmetlerini kullanır. Şekil 25.3'e bakınız.
bilgi içeriği ve p(xi,yj) ise her iki olayın medium attachment unit: ortama
koşullu olasılığıdır. NOT 1: Aktarılmış bilgi bağlantı birimi, [25.01.28], Bir yerel alan
içeriği X ve Y’de simetriktir. Ortalama ağı üzerindeki bir veri istasyonunda, veri
aktarılan bilgi içeriği, olaylar kümesinin terminal cihazını iletim ortamına
birinin entropisi ve diğerine göre bu bağlamak için kullanılan cihaz. NOT:
kümenin şartlı entropisi arasındaki farka Şekil 25.2’ye ve 25.3’e bakılmalıdır.
eşittir:
T(X,Y) = H( X ) − H( X / Y ) = H(Y ) − H(Y / X ) = T(Y, X ) medium dependent interface: ortama
NOT 2: X, ileti kaynağındaki iletilerin ve bağımlı ara yüz, [25.01.29], Bir yerel alan
Y de ileti alım düğümündeki iletilerin özel ağı üzerindeki veri istasyonunda, iletim
bir kümesi olmak üzere ortalama aktarılan ortamı ve ortam bağlantı birimi
bilgi içeriği, bir kanaldan iletilen bilginin arasındaki mekanik ve elektriksel ara
nicel bir ölçüsüdür. Ortalama aktarılan yüz. NOT: Şekil 25.2’ye ve 25.3’e
bilgi içeriği, ileti kaynağındaki entropi ile bakınız.
bilgi kaybının farkına, ya da ileti alım
düğümündeki entropi ile yaymanın medium interface connector: ortam ara
(irrelevance) farkına eşittir. yüz bağlayıcısı, [25.01.27], Bir yerel alan
ağında, bir veri istasyonunu bir ana
means-end analysis yöntem sonuç bağlantı birimine, ana kabloya ya da
çözümleme, [28.03.16], bkz. means-ends saplama kablosuna bağlamak için
analysis kullanılan bağlayıcı. NOT: Şekil 25.2’ye
bakınız.
means-ends analysis yöntem sonuç
çözümleme, [28.03.16], Her adımda megaflops: hızlı (mega) yer değiştirme,
geçerli durum ile bilinen amaç durum [01.03.26], Saniyede bir milyon kayan
arasındaki farkı en aza indiren işlemleri noktalı işletime eşit olan işlem hızı ölçme
arayan problem çözme. birimi. NOT: Bu ölçü birimi bilimsel
bilgisayar uygulamalarında kullanılır.
medium access control: ortama erişim
denetimi, [25.01.22], İletim ortamının member: üye, [02.C.02], bkz. element
geçici denetimi içindeki veri
istasyonlarının sırasını oluşturmak için member recipient: üye alıcı, [32.04.08],
kullanılan teknik. Dağıtım listesinin genişletilmesi sonucu
olarak iletinin gönderileceği potansiyel
medium access control protocol: alıcı.
ortama erişim denetim protokolü,
[25.05.02], Bir yerel alan ağında, ağın member record : üye kaydı, [17.05.17],
topolojik yönlerini dikkate alan ve veri (bir ağ modelinde) Bir kümedeki üst
istasyonları arasında veri değişimini kaydın altında olan kayıt.
sağlayan iletim ortamına erişimi
düzenleyen protokol.

134
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

memory: bellek, [01.01.11], Bir işlem nesnenin, işlemlerinden birini icra etmesi
birimindeki adreslenebilir depolama için bir istek. 4. [32.01.03)], (Elektronik
alanının tamamı ve komutları icra etmek postada) Kullanıcı temsilcileri arasında
için kullanılan diğer dahili bellek. aktarılan bilgi nesnesi. NOT: Bir ileti
genellikle iki parçadan oluşur: İçerik ve
memory dump: bellek dökümü, zarf.
[07.07.10], Bir bilgisayarın iç
depolamasının tümü ya da bir message authentication: mesaj
bölümünün içeriğinin dökümü. NOT: doğrulama, [08.01.12], Mesajın görünen
Genellikle ikili, sekizli ya da on altılı kaynağından hedeflenen alıcıya
biçimdedir. gönderildiğinin ve taşıma esnasında
değişmediğinin tasdik edilmesi.
memory indication: bellek işareti,
[22.04.07], Bir sayının bellekte message authentication code: mesaj
tutulduğunu belirten görsel işaret. gerçekleme kodu, [08.06.22], Veri (düz
metin veya şifreli metin) ve bir gizli
memory partitioning: bellek bölümleme, anahtarın fonksiyonu olan ve veri
[22.01.03], Hesap makinelerinde bir doğrulamasını sağlamak üzere verinin
bellek aygıtının bağımsız bölümlere sonuna iliştirilen bir bit serisi. NOT: Mesaj
ayrılması. gerçekleme kodunu yaratmak için
kullanılan fonksiyon tipik olarak tek yönlü
menu: menü, [01.06.06], [13.05.41], Bir bir fonksiyondur.
hareketi, işi başlatmak için bir
kullanıcının seçebileceği bir veri işlem message handling: ileti işleme,
sistemi tarafından gösterilen seçenekler [32.01.06], İleti aktarma ve ileti depolama
listesi. alt işlemleri ile ilgili işleri tümleştiren
dağıtık bilgi işlem görevi.
menu bar: menü çubuğu, [13.05.42],
Menüler için simgeler veya isimler message handling environment: ileti
göstermek amacı ile kullanılan genellikle işleme ortamı, [32.02.02], İleti işleme
pencerenin (1) bir kenarında bulunan sistemini, kullanıcıları ve dağıtım
alan. listelerini içeren ortam. NOT: Şekil
32.2’ye bakınız.
merge: birleştirmek, [06.05.07], Herbiri
aynı düzende verilen iki veya daha fazla message handling service: 1. ileti
veri kümesini aynı düzende diğer bir hazırlama ve yönetim hizmeti, [26.05.13],
kümede toplamak. Sistemler arasında elektronik iletilerin
değişimi için genelleştirilmiş olanak
mesh network: örgü ağ, [18.03.05], sağlayan uygulama hizmeti. 2. ileti
Aralarında iki veya daha fazla yol olan, işleme hizmeti , [32.06.01], Bir ileti işleme
en az iki düğümün olduğu bir ağ. NOT: sistemi tarafından sağlanan hizmet. 3.
Şekil 18.3'e bakınız. ileti işleme sistemi, [32.02.01], Bir
kullanıcıdan ve/veya merkezden diğerine
message: ileti , 1. [16.02.01], (Bilgi ve iletiler taşıyabilen düzenli işlevsel birimler
iletişim kuramında) Bilgiyi taşımak için topluluğu. NOT: Şekil 32.2’ye bakınız.
tasarlanmış sıralı karakterler dizisi. 2.
[27.01.13], (Elektronik mesajlaşmada) Bir message identification service: ileti
öğe olarak aktarılan bitler ya da tanıma hizmeti, [32.06.13], Bir ileti
karakterler dizisi. NOT: Bir ileti, zarf ve aktarma sisteminin sistem tarafından
içerik olmak üzere iki bölümden oluşur. 3. gönderilen veya dağıtılan her ileti veya
[15.09.06], (programlama dillerinde) Bir sorgulama için benzersiz kimliği olan bir

135
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

kullanıcı temsilcisi sağlamasına izin içeren işlevsel birim. NOT: Şekil 32.2’ye
veren hizmet. ÖRNEK: Zaman etiketi. bakınız.

message retrieval: ileti alımı, messaging subsystem: mesajlaşma alt


[27.02.08], Gelen elektronik postanın sistemi, [32.02.04], Bir ileti işleme
posta kutusundan alınması süreci. sisteminin işlevsel önemi olan bir
parçası. ÖRNEKLER: Bir kullanıcı
message sink: ileti alım düğümü, temsilcisi veya posta dağıtıcı.
[16.02.03], İletişim sisteminde iletilerin
alındığı bölüm. messaging system: mesajlaşma
sistemi, [32.02.03], Bir ileti işleme
message source: ileti kaynağı, sisteminin gerçekleştirilmesinde
[16.02.02], İletişim sisteminin, iletilerin kullanılan veri işleme sistemi.
kaynağı olduğu düşünülen bölümü.
metacompiler: meta derleyici,
message storage: ileti depolama, [07.04.24], bkz. compiler generator
[32.01.05], (Elektronik postada) İleti
işleme sistemi içinde daha sonra metadata : veri bilgileri, meta veri,
kullanmak için iletinin otomatik olarak [17.06.05], Veri veya veri elemanları ile
depolanması. muhtemelen bunların tarifleri ve veri
sahiplikleri hakkında bilgi veren, ayrıca
message store: ileti deposu , [32.07.01], erişim yolları, erişim hakları ve veri kayıp
İleti depolama yeteneğine sahip tek bir özelliği içeren veri.
doğrudan kullanıcı sağlayan işlevsel
birim. NOT: Şekil 32.1 ve Şekil 32.6’ya metaknowledge: meta bilgi, [28.02.25],
bakınız. Bilginin yapısı, kullanımı ve denetimi
hakkında bilgi. NOT: Meta bilgi uzman
message switching: mesaj sistemlerde ve diğer bilgi tabanlı
anahtarlama, [09.07.17], Bir veri ağında, sistemlerde etkili bir denetim
mesajları alarak, gerekli olduğu zaman mekanizması olabilir.
depolayarak ve mesajları tamamen
göndererek yönlendiren işlem. metalanguage: metadil, [07.01.01], Bir
başka dil ve olasılıkla kendisinin bazı ya
message transfer (in electronic mail): da tüm yönlerini belirlemek için kullanılan
ileti aktarma, [32.01.04], (Elektronik dil. ÖRNEK: Backus-Naur biçimi.
postada) İletilerin bilgisayar ağları
kullanılarak aktarımı. metarule: meta kural, [28.02.30], Bir
başka kural ya da verilen bir kurallar
message transfer agent: ileti aktarma kümesinin uygulanmak zorunda olduğu
temsilcisi, [32.02.10], İletileri kullanıcılara koşullar, düzen ve biçimini belirleyen
veya dağıtım listeleri tarafından kural. NOT: Meta kurallar, uzman
tanımlanan kullanıcılar grubuna taşıyan sistemlerde ve kural tabanlı sistemlerde
ileti aktarma sisteminin işlevsel birimi. etkili bir denetim mekanizması olabilir.
NOT: Şekil 32.2’ye bakınız.
metastable state: metakararlı durum,
message transfer system: ileti aktarma [03.01.03], bkz. unstable state
sistemi , [32.02.09], Kullanıcı temsilcileri,
ileti depoları ve erişim birimleriarasında method: yöntem, [15.09.08],
depola ve ilet ileti aktarımı sağlayan bir (Programlama dillerinde) Bir iletinin alındı
ya da daha fazla ileti aktarma temsilcisi belgesi üzerine bir nesnenin uyguladığı
işlem.

136
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

metropolitan area network: şehir alan çıkış ve saklama kolaylıklarını sağlayan


ağı, [09.07.10], Aynı şehir alanı içinde sayısal bilgisayar.
kurulan yerel alan ağlarını bağlayan
bilgisayar ağı. NOT: Bir MAN (ŞAA) microdiagnostic: mikrotanılayıcı,
genellikle birbirine bağlı ağlardan daha [14.03.10], Bir işlevsel birim içine
yüksek hızda çalışır, idari bağları geçer yerleştirilmiş ya da gerekirse dışarıda da
ve birkaç erişim metodunu destekler. olabilen, özel amaçlı bir mikroprogram
kullanan bir tanılayıcı tekniği.
MFLOPS MFLOPS, [01.03.26], bkz.
megaflops microinstruction: mikro komut,
[07.08.01], Bir makine komutu ya da bir
MFM recording: MFM kaydetme, başka donanıma ait işlevin
[12.03.25], bkz. modified frequency gerçekleştirilmesi için gerekli temel
modulation recording işlemlerden bir ya da daha fazlasını
belirleyen ve bu işlemlere ait işlenenleri
MHE: [32.02.02], bkz. message handling gösteren yönerge. NOT: Mikro komutlar
environment gerçek makine komutlarıdır ve mikro kod
daha kullanıcı dostu komut kümesine
MHS: [32.02.01], bkz. message handling sahip görünen bir sanal makine yaratmak
system için kullanılır.
MIC: [25.01.27], bkz. medium interface microoperation: mikro işlem, [07.08.06],
connector Mikro programlamada, bir makine
komutu ya da bir başka donanıma ait
MICR: [12.01.52], bkz. Magnetic ink işlevin gerçekleştirilmesi için gerekli
character recognition temel işlemlerden biri.
MIPS: [01.03.25], bkz. millions of microprocessor: mikroişlemci,
instructions per second [01.03.09], Elemanları bir veya birkaç
entegre devre içine sığacak şekilde
MIS : yönetim bilgi sistemi, [17.01.05],
küçültülmüş olan bir işlemci.
Bir kuruluşun yönetimini, karar
oluşturmada destekleyen bir bilgi işlem microprogram: mikro program,
sistemi. [07.08.03], Karşılık gelen donanım
bileşenleri ile birlikte bir makine komutu
microchip: mikro çip, [01.03.10], bkz.
ya da bir başka donanıma ait işlevin
integrated circuit
başarımını denetleyen mikro komutlar
microcode: mikro kod, [07.08.04], Mikro dizisi.
programların bir bölümü, tümü ya da bir
microprogrammable computer: mikro
kümesinin oluşturduğu mikro komutlar
programlanabilir bilgisayar, [07.08.07],
topluluğu.
Mikro programların kullanıcı tarafından
microcode assembler: mikro kod yaratılıp değiştirilebildiği bilgisayar.
birleştirici, [07.08.05], Mikro programları
microprogramming: mikro
sembolik biçimden ikili biçime çeviren
programlama, [07.08.02], Mikro komutlar
program.
kullanan programlama. NOT: Mikro
microcomputer: mikro bilgisayar, programlama, makine komutlarını
[01.03.19], İşlemci birimi bir veya daha gerçekleştirmek için gerekli denetim
fazla mikroişlemciyi içeren, ayrıca giriş- sinyallerini kablo ile gerçekleştirmeye bir
alternatiftir.

137
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

millions of instructions per second: sistemi. ÖRNEK: b3, b2, ve b1 tabanları


saniyede milyon işlem, [01.03.25], ile mantis 6, 5, ve 4 olarak sayı 6b3+ 5b2
Saniyede bir milyon işletime eşit olan + 4 b1 ile gösterilir.
işlem hızı ölçme birimi.
mixed mode: karışık durum, [15.05.34],
minicomputer: mini bilgisayar, (s.) Bir mantıksal değerin hesaplamasını
[01.03.23], Yaptığı iş açısından tanımlayan bir dil yapısı.
mikrobilgisayar ile anabilgisayar arasında
olan bir sayısal bilgisayar. mixed radix notation: karışık kök
notasyonu, [05.04.12], İçerisinde sayı
minimize: yerleştirmek, [13.05.37], bkz. hanelerinin tamamının gerekli olmadıkça
iconize aynı köke sahip olmadıkları kök
notasyon. ÖRNEK: İçerisinde ard arda
minimum privilege: en az ayrıcalık, gelen üç sayının saatleri, onarlı
[08.04.15], Bir öznenin erişim haklarının, dakikaları ve dakikaları gösterdiği
sadece yetkilendirilmiş görevlerin yerine sıralama sistemi; bu sistem bir dakikayı
getirilmesine yetecek şekilde bir birim olarak almaktadır, 3 sayılık
kısıtlanması. hanelerin ağırlıkları sırasıyla 60, 10 ve
1’dir; ikinci ve üçüncü sayı hanelerinin
minuend: çıkartılan, [02.C.17], Bir kökleri sırasıyla 6 ve 10’dur. NOT: “Gün”
çıkarma işleminde, bir sayı veya bü- ve “onarlı saatlere ilişkin sayı hanelerinin
yüklükten çıkartılan diğer sayı veya ağırlıklarını oranları bir tamsayı
büyüklük. olamayacağından, günleri temsil etmek
üzere bir veya daha fazla sayı ve saatleri
mirror: yansıtmak, [13.05.26], (f.) Her temsil etmek üzere iki sayı kullanan
görüntü elemanının ortak bir eksene göre kıyaslanabilir bir sıralama sistemi
konumlanmış simetrik bir ikizine sahip herhangi bir kök notasyonunun tanımını
olması gibi bir görüntü oluşturmak. sağlamaz.
mirroring: ikizleme, [18.05.01], Bir mixed type : karışık tür, [15.05.34], bkz.
bilgisayar ağı içindeki verinin uyumlu expression
kopyası.
MMS: [26.05.12], bkz. manufacturing
missing-pulse: kayıp darbe, [12.01.45], message service
Düzeyi okunamayan ya da
kaydedilemeyen darbe. model-based expert system: model
tabanlı uzman sistem, [28.04.15], Bir
mistake: yanılgı, [14.01.09], İstenmeyen alan modelinin yapısını ve işlevini
bir sonuç oluşturan ve insan tarafından birleştiren bir uzman sistem. ÖRNEK:
gerçekleştirilen bir eylemin yapılması ya Bazı akıllı öğretim sistemlerinde
da yapılması gereken bir eylemin bulunabilen "öğrenci modelleri" ve bazı
yapılmaması. tanı koyma sistemlerinde yerleşik olan
şablonlar.
mixed base notation: karma taban
notasyonu, [05.04.21], İçerisinde bir model-based synthesis: model tabanlı
sayının, herbiri bir mantis ve bir taban sentezleme, [29.03.04], Konuşma
içeren; verilen bir terimin tabanının sinyalleri üretmek için bir konuşma ürün
verilen bir uygulama için sabit olduğu, modeli kullanan konuşma sentezleme
fakat tabanların tüm terimlerin tabanları metodu.
arasında gerekmedikçe tamsayı olmadığı
bir mantis ve bir taban içeren bir sayma

138
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

model-based system: model tabanlı modularity: modülerlik, [07.12.03], Bir


sistem, [28.04.15], bkz. model-based modüle yapılan bir değişikliğin diğer
expert system modüllerde en az etkiye sahip olduğu
modüllerden oluşan bir program
model-driven inference modelden derecesinin ölçüsü.
faydalanarak sonuç çıkarma, [28.03.05],
Bir etki alanı modelini kullanan sonuç modulation: modülasyon, [09.05.10], Bir
çıkarma. NOT: Aynı zamanda model taşıyıcıya ait en az bir karakteristik
tabanlı uzman sisteme bakınız. niceliğin, aktarılacak bir sinyalin
karakteristik niceliğine uygun olarak
modem: modem, [09.04.08], Sinyalleri değiştirildiği işlem.
modüle eden ve ters modüle ederek eski
haline getiren fonksiyonel birim. NOT 1: modulation rate: modülasyon hızı,
Bir modem genellikle sayısal sinyallerin [09.05.19], Modüle edilen sinyalin anlamlı
örneksel iletim imkânları üzerinden bir aralığının (peryodunun) çarpmaya
aktarılmasına olanak sağlamak için göre tersi .
kullanılır. NOT 2: "Modem" kelimesi,
İngilizce MOdulator ve DEModulator module: modül, [15.06.01], bkz. program
kelimelerinin kısaltılmasıdır. unit

moderated conference: aracılı module strength: modül gücü,


konferans, [27.03.06], Katılımcıların, [07.12.04], bkz. cohesion
iletileri kabul eden, düzenleyen veya
reddeden bir yönlendirici aracılığı ile bu modulo two sum (deprecated): modula
iletileri birbirine gönderdiği bilgisayar 2 toplama, [02.05.09], bkz. Non-
konferansı. equivalence operation.

modifiability: değiştirilebilirlik, monadic [dyadic] Operator: birli (ikili)


[07.12.01], Bir programa yapılabilecek operatör, [02.10.07], Yalnız bir (yalnız iki)
değişikliklerin kolaylığının bir ölçüsü. işlem gören terim üzerindeki bir işlemi
gösteren bir operatör.
modification detection: değiştirme
tespiti, [08.06.23], bkz. manipulation monadic operation: birli işlem,
detection [02.10.04], Bir ve yalnız bir işlem gören
terim üzerindeki işlem. ÖRNEK:
modification detection code: Olumsuzlama.
değiştirme tespit kodu, [08.06.24], bkz.
manipulation detection code monitor: monitör, [12.08.20], [15.07.07],
1. Bir veri işleme sisteminde, analiz
modified frequency modulation amacıyla seçilen etkinlikleri gözleyen ve
recording: değiştirilmiş frekans kaydeden aygıt. NOT: Olası kullanımlar;
kiplenimli kaydetme, [12.03.25], Bir biri normalden önemli sapmaları göstermek,
içeren bir hücre merkezindeki ve her biri ya da belirli işlevsel birimlerin kullanım
sıfır içeren iki hücre sınırındaki düzeylerini belirlemek. 2. (Programlama
mıknatıslanma durumunda bir değişiklik dillerinde) Paralel işlemlere açık olan
olan sola dönüşsüz kaydetme. anca bir anda ancak bir işlemcinin
kullanımına hazır olan kaynaklara erişim
modular programming: modüler veya kaynaklar için gelen talepleri kontrol
programlama, [07.02.08], Yazılımın etmek için veri nesnesini idare edebilen
modüller topluluğu olarak geliştirildiği bir işlemler kümesi ile birlikte paylaşılan bir
yazılım geliştirme tekniği. veri nesnesi.

139
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

monostable (trigger) circuit: tek kararlı MRP II: [24.01.13], bkz. manufacturing
(tetikleyici) devre, [03.01.05], Bir kararlı resource planning
ve bir kararsız durumu olan bir tetikleyici
devre. MS: [32.07.01], bkz. message store

morph: biçim, [13.04.21], Biçimlendirme MSB: [05.04.06], bkz. most significant bit
işlemi tarafından yaratılan görüntü.
MSD: [05.04.05], bkz. most significant
morphing: biçimlendirme işlemi, digit
[13.04.20], Özel efektler üretmek için bir
veya daha fazla görüntüyü birleştirmeye MT: [32.01.04], bkz. message transfer
ve bağlamaya imkân veren bilgisayarlı
animasyon işlemi. NOT: Bu işlem MTA: [32.02.10], bkz. message transfer
hareketli resimler, video klipler ve agent
reklamlar gibi görsel medyada sık sık
MTS: [32.02.09], bkz. message transfer
kullanılır.
system
most significant bit: en anlamlı bit,
multicast: çoklu yayımlama, [09.07.07],
[05.04.06], Konumsal notasyonda,
Aynı verinin seçilmiş bir grup varış
kullanılan en büyük ağırlığa sahip bitin
noktasına iletilmesi.
konumu.
multilayered network: çok katmanlı ağ,
most significant digit: en anlamlı
[34.02.16], En az iki katmana sahip olan
basamak, [05.04.05], Konumsal
katmanlı ağ. NOT: Çok katmanlı ağ,
notasyonda, kullanılan en büyük ağırlığa
yapay sinirler katmanına ek olarak farklı
sahip sayının hanesi.
kaynak düğümler grubuna sahip olabilir.
motion dynamics: hareket dinamikleri, Bu durumda, en az bir gizli katman
[13.01.05], Gözlemcinin sabit duruşuna vardır.
göre nesnelerin hareket ettiği ya da
multilayered perceptron: çok katmanlı
gözlemciye nesnelerin yanında, onların
perceptron, [34.02.28], Bir grup kaynak
etrafında veya içinde hareket ediyormuş
düğüm, bir veya daha fazla gizli katman
izlenimini veren görüntü içindeki
ve bir çıkış katmanından oluşan ve tek
nesnelerin hareketi.
bir etkinleştirme işlevi kullanan ileri
mount: yüklemek, [12.01.06], (f.) Bir veri beslemeli ağ. NOT 1: Çok katmanlı bir
ortamını işletim konumuna getirmek. perceptronda her bir yapay sinir bir tek
katmanlı perceptrondur. NOT 2: Çok
mouse: fare, [13.04.29], Görüntü katmanlı perceptronlar herhangi bir Boole
yüzeyinden başka bir yüzeyde hareket işlevi gerçekleştirilebilir.
ettirilerek çalıştırılan elle kullanılan bir
işaretleme cihazı. NOT: Fare genellikle, multilevel address: çok düzeyli adres,
ekran üzerindeki parçaları seçmek veya [07.09.37], bkz. indirect address
eylemi başlatmak için bir veya daha fazla
multilevel device: çok seviyeli cihaz,
düğme ile donatılmıştır.
[08.02.05], Bilgisayar güvenliğinin
move: taşımak, [06.03.01], bkz. transfer uyumunu riske atmaksızın iki veya daha
fazla güvenlik seviyesine ait verileri aynı
MRP: malzeme gereksinim planlaması, anda işleme tabi tutan fonksiyonel birim.
[24.01.14], bkz. material requirements
planning multiple access: çoklu erişim,
[09.05.28], Çok sayıda terminalin

140
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

önceden belirlenen bir şekilde veya trafik multiprocessing: çoklu işlem,


talebine göre bir iletim kanalının [10.04.08], Bir çoklu işlemcinin iki ya da
kapasitesini paylaşabildiği herhangi bir daha fazla işlemcisi aracılığı ile paralel
teknik. işlemi sağlayan bir işlem modu..

multiple firing: çoklu ateşleme, multiprogramming: çoklu programlama,


[28.02.33], Aynı başvuruda bilgiye [10.04.06], Bir tek işlemciyle iki ya da
defalarca erişmek için bir kuralı birden daha fazla bilgisayar programının
fazla kez ateşlemek. zamana serpiştirmeli olarak yürütmesini
sağlayan bir işlem modu.
multiple-precision: çoklu duyarlık,
[02.06.02], Duyarlığı arttırmak için bir multistroke character entry: çok
sayının gösterilişini iki ya da daha fazla vuruşlu karakter girişi, [23.04.31], Tek bir
bilgisayar sözcüğü kullanarak belirlemek. karakter üretmek için çok sayıda tuşa
basmayı gerektiren metin giriş metodu.
multiplexer: 1. çoklayıcı, [09.04.06],
(Veri iletişiminde) Farklı kaynaklardan multitasking: çoklu görev, [10.04.07], İki
gelen sinyalleri tek bir sinyalde veya daha fazla görevin aynı anda
birleştirmek için toplayan fonksiyonel zaman serpiştirmeli olarak yürütmesini
birim. 2. çoğullayıcı, [21.03.10], Birkaç sağlayan bir işlem modu.
giriş sinyali alan ve bu sinyalleri her bir
giriş sinyalinin yeniden elde edilebileceği multi-tasking: çoklu görev, [10.04.07],
bir tarzda tek bir çıkış sinyali içinde bkz. multitasking
birleştiren cihaz.
mutual exclusion karşılıklı dışlama,
multiplexing: 1. çoklama, [09.05.23], [07.02.16], Verilen herhangi bir zamanda
Birkaç ayrı kaynaktan toplanan sinyalleri yalnızca bir asenkron yordamın aynı
tek bir iletim kanalı üzerinden iletim için paylaşılan değişkene erişebilmesini ya
tek bir sinyal içine birleştiren işlem. 2. da bir grup kritik bölümü yürütebilmesini
çoğullama , [26.04.06], (OSI'de) Belirli bir gerektiren prensip.
katman içinde, bu katmanın birden fazla
bağlantısının bir alt katmanın bir (1) mutual information: gönderilmiş bilgi,
bağlantısı tarafından sağlanması işlevi. [16.04.07], bkz. transmitted information
NOT: İndirgeme (demultiplexing) terimi,
alıcı varlık tarafından gerçekleştirilen mutual recursion: karşılıklı özyineleme,
işleve referans göstermek için [07.03.19], İki alt programın birbirini
kullanılırken çoklama terimi gönderen çağırdığı durum.
varlık tarafından gerçekleştirilen işleve
mutual suspicion: karşılıklı şüphe,
referans göstermek için daha sınırlı bir
[08.06.28], Etkileşen varlıklar arasında,
anlamda kullanılır.
varlıklardan hiçbirinin bir diğerine belirli
multiplicand: çarpılan, [02.C.21], Bir bir özelliğe göre doğru ve güvenilir olarak
çarpma işleminde, işlem gören terim olan fonksiyonunu yerine getirmesine bağlı
sayı veya büyüklük. olmayan ilişki.

multiplier: çarpan, [02.C.22], Bir çarpma


işleminde çarpanlardan biri.

multipoint connection: çoklu bağlantı,


[09.07.05], İkiden fazla veri istasyonu
arasında tesis edilen bir bağlantı.

141
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Nn

N-address instruction: N adresli komut, naming authority: adlandırma yetkilisi,


[07.09.16], N adres bölümü içeren komut. [32.05.01], Adların tahsis edilmesinden
Burada N sıfırdan büyük herhangi bir tam sorumlu yetkili. NOT: Adlandırma tipik
sayı olabilir. olarak hiyerarşiktir. Adları tahsis edecek
yetkili belirli bir düzeyin bir bölümü ile
name qualification: isim özelliği, sınırlıdır.
[15.03.18], Bir program parçasının
kapsamı içinde bir bölüme ve bu NAND element: NAND elemanı,
bölümdeki dil yapısı için bildirim yapılan [03.04.13], bkz. NAND gate
tanıtıcıya referans yaparak dil yapılarını
referans göstermenin bir yöntemi. NAND gate: NAND geçidi, [03.04.13],
ÖRNEK: Kayıt parçalarının (COBOL'da B Birleşme değil Boolean işlemini
OF A gibi) referans göstermek için gerçekleştiren bir geçit.
kullanılması, kütüphane üyeleri veya bir
modüldeki dil yapısı vb. kullanımlar. NAND operation: VE DEĞİL işlemi,
[02.05.11], bkz. non-conjunction
name resolution: ad çözümleme,
[32.05.04], (Elektronik postada) narrowband: dar bant, [09.03.12],
Gerektiğinde bir O/R adına bir O/R Aktarılacak bilgi ile ilişkili olarak göreceli
adresinin eklendiği aktarım olayı. bir şekilde kısıtlandırılmış bant frekansı.
NOT: Dar bant normal olarak tek bir
name server: isim sunucusu, [18.02.20], amaç için kullanılır veya tek bir
Sembolik isimleri ve uygun ağ kullanıcıya hizmet verir.
adreslerini yöneten sunucu.
n-ary encoding: n-li kodlama,
named parameter association: isim ile [09.05.05], Herhangi bir anda bir sinyalin
atama, [15.06.18], Bir alt program iki veya daha fazla muhtemel fiziksel
çağrılmasında, parametrelerin ilişkisini durumdan herhangi birini temsi edecek
gerçekleştirmek için gerçek şekilde sayısal verinin kodlanması. NOT:
parametrelere karşılık gelen biçimsel n = 2 olması durumunda terim "ikili
parametreleri açık bir şekilde kodlama"dır.
isimlendirme. NOT 1: İsimlendirilmiş
parametre ilişkilendirilmesinde, gerçek Nassi-Shneiderman chart: Nassi-
parametreler her hangi bir sırada Shneiderman şeması, [07.09.50], bkz.
verilebilir. NOT 2: Konumsal parametre box diagram
ilişkilendirilmesi ile farklıdır.
natural language: doğal dil, [01.05.08],
Kuralları özel bir tanımlama yapmaksızın
halihazırdaki kullanıma dayalı olan bir dil.

142
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

natural number: doğal sayı, [02.03.01], Bu bölümün sonundaki Boole işlemleri


Doğal .sayı, sıfır; bir, iki, ...... tablosuna bakınız.
sayılarından biridir. NOT:: Bazen doğal
sayılar 1’den başlar şeklinde negative entry: negatif giriş, [22.03.16],
tanımlanmaktadır. Hesap makinesine girilen bir rakama
negatif işareti verilmesi.
natural-language comprehension:
doğal dil kavrama, [28.01.18], bkz. negative example: olumsuz örnek,
natural-language understanding [31.03.14], Kavram tanımının kapsamını
sınırlayabilen öğrenilecek kavramın karşı
natural-language understanding: doğal örneği.
dil anlama, [28.01.18], Bir işlevsel birim
tarafından doğal dilde iletişim kurulan negative indication: negatif işaret,
metin veya konuşmadan ve hem verilen [22.04.04], Gösterilen sayının negatif bir
metin ya da konuşma hem de onun neyi sayı olduğunun görsel gösterimi.
temsil ettiğine ilişkin tanım
yapılmasından bilgi çıkarılması. negative instance: olumsuz olay,
[31.03.14], bkz. negative example
n-bit byte: n-bit bayt, [04.05.09],
Bitlerinin sayısı ile ilgili açık bir belirtimi negentropy: entropi, [16.03.03], bkz.
olan bir bayt. ÖRNEK: 7-bit bayt. entropy

near letter quality: mektup kalitesine neighbor notification: ağdaki diğer


yakın, [23.07.02], Bir ofis elektrikli istasyonları uyarma , [25.04.08], Bir
daktilosu kadar iyi olmayan, fakat dahili andaç - halka ağında, her bir veri
mektuplar ve toplu harici mektuplar için istasyonunun bitişik aktif istasyonu
yeterince uygun olan ve mektup tanıdığı, böylece bir bozulma
kalitesinden daha hızlı yazdırma hızı elde oluştuğunda bozulmadan etkilenebilecek
etmek için kullanılan metin yazdırma tüm istasyonların bilgilendirildiği süreç.
kalitesi.
nest: iç içe yerleştirmek, [07.02.06], (f.)
near-miss: yanlışa yakın, [31.03.15], Bir türdeki bir ya da daha fazla yapıyı
Öğrenilecek bir kavramın olumlu aynı türdeki bir yapıya dahil etmek.
örneğine oldukça benzer olan ve ÖRNEKLER: Bir döngüyü (içe
sonrakinin belirgin özelliklerini ayırmaya yerleştirilmiş ya da iç döngü) bir başka
yardım edebilen olumsuz örneği. döngü (içe yerleştiren ya da dış döngü)
içine yerleştirmek; bir alt programı bir
need-to-know: bilme gereksinimi, başka alt program içine yerleştirmek.
[08.04.16], Verinin muhtemel bir
alıcısının, bu veri tarafından temsil edilen network: ağ, 1. [01.01.44], Birbirine bağlı
hassas bilgiyi bilmek, bilgiye erişmek ve dalların ve düğümlerin düzenlenmesi. 2.
veya sahip olmak için yasal bir isteği. [18.01.01], Uç birimler ve ara
bağlantılarının bir düzenlemesi. NOT: Ağ
negate: olumsuzlamak, [02.05.17], topolojisinde veya ana hatları ile yapılmış
Olumsuzlama işlemini yapmak (değilini düzenlemelerde birbirine bağlanmış
almak). varlıklar şema üzerindeki noktalar ve ara
bağlantılarda şemalar üzerindeki
negation: olumsuzlama, [02.05.16], çizgilerdir. Bilgisayar ağında, birbirine
İşlem gören terimin zıttı bir Boole bağlı olan varlıklar, bilgisayarlar veya
değerine sahip birli Boole işlemi. NOT: iletişim cihazlarıdır ve ara bağlantıların
veri hatlarıdır.

143
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

network architecture: ağ mimarisi, Örneğin, bir mantıksal halka, fiziksel


[18.01.07], Bir bilgisayar ağının mantıksal olarak bir yıldız ağı olarak
yapısı ve işletim prensipleri. NOT: Bir gerçekleştirilebilir.
bilgisayar ağının işletim prensiplerini,
hizmetlerini, fonksiyonlarını ve network weaving: ağ dokuması,
protokollerini içerir. [08.05.18], Tespit veya geriye doğru
izlenmeden kaçınmak amacıyla bir veri
network chart: ağ şeması, [20.07.05], işlem sistemine erişimi sağlamak üzere
Olayların, faaliyetlerin ve bunların proje değişik haberleşme ağlarının kullanıldığı
denetimindeki ilişkilerini açıklamak ve bir nüfuz etme tekniği.
çizelgesini çıkarmak için kullanılan
yönlendirici grafik. neural computer: sinirsel bilgisayar,
[34.01.08], bkz. neurocomputer
network hypercube: çoklu küp ağı,
[18.03.10], bkz. hypercube neural connection: sinirsel bağlantı,
[34.03.01], Kaynak sinir, hedef sinir ve bir
network hypergrid: çoklu ızgara ağı, bağlantı ağırlığı tarafından tanımlanan,
[18.03.09], bkz. hypergrid iki yapay sinir arasındaki bağlantı.

network layer: ağ katmanı, [26.02.07], neural link: sinirsel bağlantı, [34.03.01],


Taşıma katmanındaki varlıklar için, bkz. neural connection
varlıkların içinde bulunduğu açık
sistemler arasında ağ aracılığıyla veri neural net: sinirsel ağ, sinir ağı,
bloklarını anahtarlama ve yönlendirme [28.01.22], [34.01.06], bkz. neural
yoluyla aktarımını yapan araçları network
sağlayan katman. NOT 1: .Ağ katmanı
ara sistemler kullanabilir. NOT 2: Madde neural network: sinir ağı, sinirsel ağ,
26.02.01'de verilen NOT 1'e ve Şekil [28.01.22], [34.01.06], İçindeki her bir
26.1'e bakılmalıdır. öğenin, giriş değerlerine doğrusal
olmayan bir işlev uygulayarak bir değer
network model: ağ modeli, [17.05.03], ürettiği, üretilen değeri diğer öğelere
Yapısının özelliği bir ağ yapısını temel ilettiği ya da bir çıkış değeri olarak
alan veri modeli (1). ÖRNEK: Ağ veri gösterdiği, ayarlanabilir ağırlıklara sahip
tabanı dili (NDL - AVTD) modeli. ağırlıklandırılmış bağlantılar tarafından
birbirine bağlanan temel işlem öğeleri
network planning: ağ planlama, ağı. NOT 1: Bazı sinir ağları sinir
[20.07.06], Bir projenin plânlanması, sistemindeki sinirlerin işlevinin benzetimi
programlanması ve denetlenmesi için ağ için plânlanmışken, çoğu sinir ağı
şemaları kullanan teknik. bağlantıcı modelin gerçekleştirilmesi
olarak yapay zekâda kullanılırlar.
network structure : ağ yapısı, NOT 2: Eşik işlevi, sigma işlevi ve
[17.05.04], Düğüm olarak varlıkları ve polinom işlevi doğrusal olmayan işlev
nitelikleri düzenleyen ve ağaç yapısının örnekleridir.
aksine, düğümlerin çok sayıda üst
düğüme sahip olmasına izin veren bir
veri yapısı. neural-network model: sinir ağı modeli,
[34.01.10], Yazılımda benzetimi
network topology: ağ topolojisi, yapılabilen ya da bir sinirsel bilgisayar
[18.01.04], Bir ağın düğümlerinin ve olarak gerçekleştirilebilen soyut bir sinir
dallarının şematik düzenlemesi. NOT: ağı modeli.
Topolojiler fiziksel veya mantıksal olabilir:

144
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

neurochip: sinir yongası, [34.01.09], Bir noise: gürültü, [21.01.10], Bir sinyali
sinir ağı modelinin tümü ya da bir etkileyebilen ve sinyal tarafından taşınan
bölümünü gerçekleştiren yeniden bilgiyi bozabilen girişim.
yapılandırılabilir yonga.
noise burst signal: gürültü yayma
neurocomputer: sinir bilgisayarı, sinyali, [25.03.10], Bir andaç-veri yolu
[34.01.08], Bir sinir ağı olarak yapılan ağında ya da andaç - halka ağında, iletim
özel amaçlı bilgisayar. NOT: Başarım ortamında geçerli bir çerçevede
genellikle saniyedeki bağlantı olmaması gereken bir faaliyet olduğunu
güncelleme türünden ölçülür. gösteren sinyal.

neurode: yapay sinir, [34.01.07], bkz. nominal transfer rate: anma iletim
artificial neuron oranı, [12.02.38], Herbir zaman biriminde
teorik olarak ya da belirtilen
nines complement: dokuzun tümleyeni, aktarılabilecek karakter sayısı.
[05.08.06], Ondalık sistemde eksik kök
tümleyeni. nonadd function: ilave etmeme işlevi,
[22.03.06], Kağıda yazan hesap
NLQ: mektup kalitesine yakın, makinesinde, hesaplamaları
[23.07.02], bkz. near letter quality etkilemeksizin karakterlerin yazılmasına
izin veren bir işlev.
NN: [28.01.22], [34.01.06], bkz. neural
network non-affirmation: onaylamama,
[32.04.27], (Elektronik postada) Bir ileti
no-break space: bölünemeyen boşluk, aktarma temsilcisinin, bir ileti aktarma
[23.04.23], Metin işleyicinin sisteminin bir sorgulamada tanımlanan
bölemeyeceği bir karakter dizisinde özel herhangi bir iletiyi kendi anlık
bir karakter tarafından temsil edilen alıcılarından birine dağıtamayacağına
boşluk. ÖRNEK: 12 000 sayısındaki karar verdiği aktarım olayı. NOT: Bu
boşluk ya da IV. Murat ifadesindeki durumda, ileti aktarma temsilcisi bir
boşluk. NOT: Bölünemeyen boşluk bir dağıtım raporu üretebilir.
gömülü komut tarafından da
gerçekleştirilebilir. non-conjunction: birleşimsiz işlem,
[02.05.11], VE DEĞİL işlemi, yalnız ve
node: düğüm, 1. [09.07.01], [18.01.02], yalnız her işlem gören terim «1 Boole
(Veri iletişiminde) Bir ağda, bir veya daha değeri»ne sahipse, ikili Boole işleminin
fazla varlığa bağlanan nokta. NOT 1: Ağ sonucu Boole değeri olarak sıfır olan
topolojisinde veya ana hatları ile yapılmış işlemdir.
bir düzenlemede, düğümler şema
üzerindeki noktalardır. Bir bilgisayar nondelivery: dağıtılmama, [32.04.25],
ağında, düğümler bilgisayarlar veya veri (Elektronik postada) Bir ileti aktarma
iletişim cihazlarıdır. NOT 2: Bir ağ, uç temsilcisinin, bir iletinin anlık
düğümleri ve ara düğümleri ihtiva kullanıcılarına veya bir raporun karşılık
edebilir. NOT 3:. Şekil 18.2'ye bakınız. 2. gelen ileti ya da sorgulamanın
[04.10.01], (Veri düzenlemesinde) Veri göndericisine dağıtılamadığına karar
yapılarında, ikincil elemanların oluştuğu verdiği aktarım olayı. NOT: Bir ileti
kaynaktan elde edilen bir nokta. NOT: Bir durumunda, ileti aktarma temsilcisi bir
düğüm hiçbir ikincil eleman içermeyebilir dağıtılmama raporu üretir.
ve böylece son düğüm olarak adlandırılır.
nondelivery notification service:
dağıtılmama uyarı hizmeti, [32.06.08],

145
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

İleti göndericinin kullanıcı temsilcisinin, topraklamayı da içeren diğer tüm


gönderilen iletinin alıcının kullanıcı devreler arasında bir elektrik bağlantısına
temsilcisine veya erişim birimine sahip olan yükselteç.
dağıtılmadığında açıkça uyarılmayı
istemesine olanak tanıyan hizmet. NOT nonlayered network: katmansız ağ,
1: İletinin dağıtılmama nedeni uyarının bir [34.02.14], Yapay sinirlerin katmanlar
parçası olarak yer alabilir. NOT 2: Çok halinde düzenlenmediği sinir ağı.
alıcılı bir ileti durumunda, bu uyarı iletinin
dağıtılamadığı alıcıların tümü ya da nonnegative integer: negatif olmayan
herhangi biri için geçerli olabilir. tamsayı, [02.03.01], bkz. natural number

nondestructive read: etkisiz okuma, nonprint function: yazmama işlevi,


[12.02.19], Kaynak adresindeki veriyi [22.03.25], Bir hesap makinesinde
silmeyen okuma. yazdırma mekanizmasının hesap
makinesinden ayrılmasını sağlayan işlev.
non-disjunction: ayırma olmayan işlem,
[02.05.13], YA DA DEĞİL işlemi, yalnız nonprocedural language: yordamsal
ve yalnız her işlem gören terim «O Boole olmayan dil, [07.01.19], Belirli bir sırada
değerine» sahipse, ikili Boole işleminin yürütülecek belirli deyimler ya da
sonucu Boole değeri olarak 1 olan komutları vermeksizin bir veri işleme
işlemdir, sisteminin eylemleri ile başarılacak
duruma ulaşmak için gerekli yöntemleri
non-equivalence operation: sağlayan programlama dili.
eşdeğersizlik işlemi, [02.05.09], Yalnız ve
yalnız işlem gören terimler farklı Boole nonprogrammable calculator:
değerine sahipse, sonucu Boole değeri programlanamayan hesap makinesi,
olarak 1 olan işlem. [22.02.16], Programı işletmen tarafından
değiştirilemeyen hesap makinesi.
nonhierarchical planning: hiyerarşik
olmayan plânlama, [28.03.33], Önceden nonprogrammable terminal:
belirlenmiş bir plân kümesinden iskelet programlanamayan terminal, [01.03.15],
plânlar seçen ve belirli bir problem Bağımsız veri işleme kapasitesi olmayan
durumu için problem çözme işlemleri bir kullanıcı terminali.
yoluyla bunları örneklendiren plânlama.
nonreceipt notification: alınmama
non-identity operation: özdeş olmayan uyarısı, [32.08.12], Bir kişiler arası
işlem, [02.05.07], Yalnız ve yalnız işlem iletinin, bir alınamama durumu, kabul
gören terimlerin hepsi aynı Boole edilememe durumu veya alınmada
değerine sahip değilse, Boole işleminin gecikme durumunu göndericiye rapor
sonucu Boole değeri olarak 1 olan işlem. eden kişiler arası uyarı.
NOT: İki işlem gören terim üzerindeki bir
özdeş olmayan işlem bir eşdeğer non-return-to-reference recording:
olmayan işlemdir. referans-dönüşlü olmayan kaydetme,
[12.03.16], bkz. non-return-to-zero-
nonimpact printer: vuruşsuz yazıcı, recording
[12.07.04], Yazma ortamındaki
sonuçların, mekanik vuruşlar olmadan non-return-to-zero (change)
elde edildiği yazıcı. recording: sıfıra-dönüşsüz (değişim)
kaydetme, [12.03.21], Sıfırların belirli bir
non-isolated amplifier: yalıtılmamış koşula ve birlerin diğer bir koşula göre
yükselteç, [21.03.06], Sinyal devresi ile mıknatıslanması ve mıknatıslanma

146
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

değişiminin gösterilen değer değişimine işlem gerçekleştirmesine yol açmayan


bağlı olduğu referans dönüşsüz komut.
kaydetme türü. NOT 1: Bu iki koşul
doymuş mıknatıslama ve sıfır no-operation instruction: işlemsiz
mıknatıslama olabilir, ancak genel olarak komut, [07.09.25], bkz. no-op
zıt yönlerdeki doygunluk kullanılmaktadır.
NOT 2: Şekil 12.2'ye bakınız. NOR element: NOR elemanı, [03.04.10],
bkz. NOR gate
non-return-to-zero (mark) recording:
sıfıra-dönüşsüz (işaret) kaydetme, NOR gate: NOR geçidi, [03.04.10],
[12.03.22], bkz. non-return-to-zero Ayrılma değil Boolean işlemini
change-on-ones recording gerçekleştiren bir geçit.

non-return-to-zero change-on-ones NOR operation: YADA DEĞİL işlemi,


recording: birler üzerinde değişimli [02.05.13], bkz. non-disjunction.
sıfıra-dönüşsüz kaydetme, [12.03.22],
Birlerin mıknatıslanma koşulundaki normal mode rejection: normal mod
değişime bağlı olarak, sıfırların ise bir reddetme, [21.03.17], Bir yükselteçnin,
değişme olmaksızın gösterildiği sıfıra normal mod geriliminin etkilerini bastırma
dönüşsüz kaydetme. NOT 1: Yalnızca bir yeteneği.
ya da işaret sinyallerinin açıkça
normal mode voltage: normal mod
kaydedilmesinden dolayı bu metot
gerilimi, [21.03.15], Bir yükseltecin iki
"(işaret) kaydetme" olarak
giriş bağlantısı arasında oluşan ve orijinal
adlandırılmaktadır. NOT 2: Şekil 12.2'ye
sinyalin gerilimine eklenen istenmeyen
bakınız.
gerilim miktarı.
non-return-to-zero change-on-zeros
normalization: normalizasyon,
recording: sıfırlar üzerinde değişimli
[17.04.12], (Veri tabanlarında) Bir ilişkiyi,
sıfıra-dönüşsüz kaydetme, [12.03.23],
referans gösterilen bütünlüğü
Sıfırların mıknatıslanma koşulundaki
desteklemek için tutarsız ve mükerrer
değişime bağlı olarak, birlerin ise bir
nitelik bulundurmayan daha basit bir
değişme olmaksızın gösterildiği sıfıra
veya daha fazla ilişkilere dönüştüren
dönüşsüz kaydetme.
işlem.
non-return-to-zero-recording: sıfıra-
normalize: normalize etmek, 1.
dönüşsüz kaydetme, [12.03.16], İkili
[02.09.01], (f.) (Kayan nokta gösterim
karakterlerin, mıknatıslanma
sisteminde) Temsil edilen gerçek sayı
örüntüsünün sıfır ve birlerin gösterilişi
değişmeksizin, önceden tanımlanmış bir
amacıyla tüm bellek için kullanılması ve
değer kümesini sağlamak amacıyla bir
hücrenin hiçbir kısmı referans .koşula
kayan noktalı göstermede sabit nokta
göre mıknatıslanmaması yöntemiyle
kısmındaki ayarlama ve buna karşılık
manyetik olarak kaydedilmesi.
gelen kayan noktalı göstermede üssü
nonvolatile storage: kalıcı bellek, ayarlama. ÖRNEK: Sabit nokta kısmını
[12.02.18], Güç kesildiğinde içeriği 1-9.99......... aralığına yerleştirmek için
kaybolmayan bellek aygıtı. kayan noktalı gösterme 123:45 X 102
1.2345 x 104 ile normalize edilebilir. 2.
no-op: işlemsiz komut, [07.09.25], [05.05.07], Temsil edilen gerçel sayı
Yürütülmesi bilgisayarın yürütülecek bir değişmeden kalmak üzere, mantisi
sonraki komuta ilerlemekten başka hiçbir tavsiye edilen belirli bir sınır içine
getirmek için bir kayan nokta

147
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

gösteriminde mantis ve üs için ilgili NOT-IF-THEN gate: NOT-IF-THEN


ayarlamaları yapmak. NOT: Sıfır sayısı geçidi, [03.04.06], Dışlama Boole işlemini
normalize edilemez. gerçekleştiren geçit.

normalized device coordinate: NOT-IF-THEN operation: NOT-IF-THEN


normalize edilmiş cihaz koordinatı, işlemi, [02.05.14], bkz. exclusion
[13.02.12], Ara koordinat sistemi içinde
tanımlanan ve bazı sınırlar ile, özellikle 0 NRZ: [12.03.16], bkz. non-return-to-zero-
ile 1 arasında normalleştirilen cihaz recording
koordinatı. NOT 1: Normalleştirilmiş
cihaz koordinatları içinde gösterilen NRZ(C): [12.03.21], bkz. non-return-to-
ekran gösterimi herhangi bir cihaz uzayı zero(change) recording
üzerindeki aynı göreceli konuma yerleşir.
NOT 2: Şekil 1'e bakınız. NRZ(M): [12.03.22], bkz. non-return-to-
zero change-on-ones recording
normalized form: normalize edilmiş
biçim, [05.05.08], (Kayan nokta NRZ-0: [12.03.23], bkz. non-return-to-
gösteriminde) Gerçel sayının normalize zero change-on-zeros recording
edildiği bir kayan nokta gösteriminin
NRZ-1: [12.03.22], bkz. non-return-to-
biçimi.
zero change-on-ones recording
normalized transformation:
nucleus: çekirdek, [10.02.17], Yerleşik
normalleşmiş dönüşüm, [13.02.14],
kontrol programı, ana bellekte yerleşen
Dünya koordinatından normalleşmiş
bir bilgisayar programının parçasıdır.
cihaz koordinatına bir koordinat
dönüşümü. null address: boş adres, [25.01.21], Bir
çerçeve içinde hiç bir istasyon ile ilişkisi
NOT element: NOT elemanı, [03.04.05],
olmayan adres. NOT: Boş adres bakım
bkz. NOT gate.
amaçları için kullanılabilir.
NOT gate: NOT geçidi, [03.04.05], Ters
null pointer: boş gösterge, [15.03.21],
işaret verme Boolean işlemini
Açıkça herhangi bir veri nesnesini işaret
gerçekleştiren bir geçit.
etmeyen bir gösterge. NOT:
NOT operation: DEĞİL işlemi, Programlama diline bağlı olarak, boş
[02.05.16], bkz. negation. göstergenin "nil" veya "null" olarak
adlandırılmaktadır.
notarization: noter onayı, [08.06.29],
Verinin muhteva, orijin, zaman ve null set: sıfır küme, [02.C.03], bkz.
teslimatı gibi özelliklerinin doğruluğunun empty set
daha sonra güvencesinin sağlanmasına
null string: boş dizi, [04.05.05], Hiçbir
izin veren güvenilir bir üçüncü tarafça
eleman içermeyen dizi.
verinin kayıt altına alınması.
number representation: numara
notation: notasyon, [05.01.01], Veri
gösterimi, [05.01.03], Bir numaralama
gösterimi için semboller ve bunların
sisteminde bir numaranın gösterimi.
kullanımı için kurallar kümesi.
number representation system:
NOT-IF-THEN element: NOT-IF-THEN
numara gösterim sistemi, [05.01.02], bkz.
elemanı, [03.04.06], bkz. NOT-IF-THEN
numeration system
gate

148
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

numeral: rakamsal gösterim, [05.01.06], numeric representation: nümerik


Bir sayının bir ayrık gösterimi. ÖRNEK: gösterim, [05.01.11], Verinin sayılarla
Aşağıdakiler aynı sayıyı gösteren dört gösterimi.
farklı rakamsal gösterimdir: On iki
sözle, 12 ondalık sistemde, XII Romen numeric type: sayısal tür, [15.04.15],
rakamları numeral, 1100 ikili Her bir veri nesnesinin bir tam sayıyı
sistemde. veya bir gerçek sayının yaklaşık değerini
gösterdiği ölçüm türü. NOT: Şekil 15.1'e
numeration: numaralandırma, bakınız.
[05.01.03], bkz. number representation
system numeric word: nümerik sözcük,
[04.06.03], Sayıları ve muhtemel boşluk
numeration system: numaralandırma karakterleriyle özel karakterleri içeren
sistemi, [05.01.02], Sayıların gösterimi sözcük. ÖRNEK: "+33 1 42 91 55 55"
için herhangi bir notasyon. dizisi AFNOR’un uluslar arası telefon
numarası olarak yazılmaktadır.
numeric: nümerik, [01.02.03],
Sayılardan oluşan verilere olduğu kadar numerical: numaralarla ifade, [01.02.03],
bu verileri kullanan süreçlere ve işlevsel bkz. numeric
birimlere ait olan.
numerical control: sayısal denetim,
numeric character: sayı karakteri, [24.03.01], Sayısal olarak kodlanmış
[01.02.12], bkz. digit komutların kullanılmasını sağlayan bir
cihaz tarafından gerçekleştirilen mekanik
numeric character: nümerik karakter, aletlerin ya da endüstriyel süreçlerin
[04.03.05], bkz. digit otomatik denetimi. NOT: Bu komutlar bir
mekanik aleti ya da bir endüstriyel süreci
numeric character set: nümerik denetleyen bir veri ortamındaki bir
karakter kümesi, [04.01.04], Basamakları bilgisayar destekli tasarım ve üretim
içeren ve harfleri değil ama özel sistemi tarafından oluşturulabilir.
karakterleri içerebilen bir karakter
kümesi.

numeric code: nümerik kod, [04.02.07],


Uygulaması nümerik kod kümesini
oluşturan bir kod.

numeric code element set: nümerik kod


eleman kümesi, [04.02.11], bkz. numeric
code set

numeric code set: nümerik kod kümesi,


[04.02.11], Elemanları bir numerik kod
kümesinden oluşturulan bir kod kümesi.

numeric data: nümerik veri, [05.01.12],


Sayılarla gösterilen veri.

numeric literal: nümerik ifade,


[05.02.02], Sayısal gösterimde kullanılan
ve aritmetik işlemlerle uyumlu olan
sayılar ve diğer karakterleri içeren ifade.

149
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Oo

[15.09.05], (Programlama dillerinde)


O/R address: O/R adresi, [32.05.03], Bir İşlemlerin etkinliğini tutan ve saklayan bir
kullanıcı veya dağıtım listesini diğerinden işlemler ve veri kümesi. Nesneler Ada
ayıran ve kullanıcının ileti işleme dilinde paketler ve işlemler olarak,
sistemine ulaşım noktasını veya dağıtım Modula-2 içinde "modüller" olarak ve
listesinin konumunu tanımlayan liste Smaltalk içinde "nesneler" olarak
özelliği. NOT 1: Bazı dokümanlarda veya gerçekleştirilir.
kartlarda adresten önce "E-Posta:
adi.soyadi@kurulus.org.tr" örneğinde object code: amaç kod, [07.04.57],
olduğu gibi, E-Posta sembolü Kodun yürütme öncesi son sürümü.
kullanılabilir. NOT 2: Çizelge 32.2’ye NOT: Bir amaç program amaç koddan
bakınız. oluşur.

O/R name: O/R adı, [32.05.02], Bir object language: amaç dil, [07.04.56],
kullanıcının gönderici olarak Amaç programları ifade etmek için
gösterilebileceği veya bir kullanıcı veya kullanılan hedef dil.
dağıtım listesini bir iletinin veya
sorgulamanın potansiyel alıcısı olarak object module: amaç modül, 1.
gösterilebileceği tanımlayıcı. NOT 1: Bir [07.04.58], Bağlama için yeteri kadar tam
O/R adı bir dizin adı, bir O/R adresi veya olan bir amaç programın tümü ya da bir
her ikisinden oluşur. bölümü. NOT: Birleştiriciler ve derleyiciler
NOT 2: Çizelge 32.2’ye bakınız. genellikle amaç modüller üretirler. 2.
[10.02.10], Bir çevirici ya da derleyicinin
OA: [01.06.09], bkz. office automation çıktısı veya bir bağlayıcıya girdi olarak
uygun olan program birimi.
object: nesne , 1. [08.01.31], (Bilgisayar
güvenliğinde) Kendisine erişimin kontrol object program: amaç program,
edildiği varlık. ÖRNEKLER: Bir dosya, bir [07.04.59], Belirli bir bilgisayar tarafından
program, ana belleğin bir bölgesi; bir yürütülmeden önce gerekirse bağlanması
şahıs hakkında toplanan ve varlığı idame gereken hedef program.
ettirilen veri. 2. [28.02.06], (Yapay
zekada) Bir veya daha fazla niteliğe object-oriented: nesne yönelimli,
sahip olabilen kavramsal ya da fiziksel [15.09.13], Nesneleri, sınıfları ve
varlık. NOT: Bir nesne genellikle diğer kalıtımları destekleyen bir programlama
nesneler ile sembolik anlatımlar ya da diline veya bir tekniğe ait olma. NOT:
ilişkiler yoluyla ilişkilendirilir. 3. Bazı otoriteler nesne yönelimli

150
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

programlama için aşağıdaki bilgileri octet: oktet, [04.05.10], 8 bit içeren bir
listelerler: bilgi gizleme veya sarma, veri bayt.
özeti, mesaj taşıma, çoklu işlev, dinamik
bağlama ve kalıtım. octree: sekiz bölümlü ağaç yapısı,
[13.02.37], Üç boyutlu bir nesnenin, her
object-oriented language: nesne homojen olmayan sekizde birlik parçanın
yönelimli dil, [07.01.16], Nesne yönelimli seçilmiş bir özelliğe göre sekizde birlik
kavramları destekleyen bir programlama parçaların homojen oluncaya kadar veya
dili. ÖRNEKLER: Eiffel, Smalltalk. önceden belirlenen bir kesim derinliğine
ulaşılıncaya kadar tekrarlamalı bir şekilde
obscure: engelleme, [13.05.52], (f.) altbölümlere ayrılarak düzenlendiği,
Gösterilen bir nesnenin tamamının veya sekize ayrılan bir ağaç yapısı olarak
kullanıcının görüş alanındaki parçasının anlatımı. NOT 1: Sekiz bölümlü ağaç
başka bir nesne ile kapatmak. NOT: Bir yapısı tekniği üç boyutlu bir nesne ile ilgili
pencereyi başka bir pencere ile kısmen saklanan veriyi sıkıştırır. NOT 2: Şekil
kapatmak. 13.4'e bakınız.

obsoleting indication service: eskime office automation: ofis otomasyonu,


bildirim hizmeti, [32.08.09], Göndericinin [01.06.09], [27.01.01], Bir bilgi işlem
alıcıya daha önce gönderilen bir veya sistemi aracılığıyla ofis faaliyetlerinin
daha fazla iletinin eskisiğini belirtmeye birleştirilmesi. NOT 1: Bu terim özellikle
izin veren hizmet. metin, görüntü ve ses işleme ve
iletişimini içine alır. NOT 2: Bordro ve
occlude: kapatma, [13.05.53], (f.) sipariş girişi gibi veri işleme etkinlikleri
Gösterilen bir nesne ile ilgili seçimleri genellikle ofis otomasyonu olarak kabul
veya eylemlerin başlangıcını kapatmak. edilmez.
NOT: Bir seçeneğin kapatılması, tipik
olarak isminin veya simgesinin kısmen office automation system büro
saydam bir pencere (1) ile kaplanmasıdır otomasyon sistemi, [27.01.02], Büro
etkiniklerini birleştirmek için kullanılan
OCR: [12.01.53], bkz. optical character bilgi işleme sistemi.
recognition
offline: çevrim dışı, [01.01.42], (s.) Bir
octal numeral: sekizli sayı gösterimi, bilgisayarın temel işletimine paralel veya
[05.01.08], Sekizli sistemde bir sayı. bağımsız olarak yer alan fonksiyonel bir
birimin işletimine ait olma.
octal numeration system: sekizli sayma
sistemi, [05.04.16], bkz. octal system off-line: çevrim dışı, [01.01.42],
[10.03.06], bkz. offline
octal system: sekizli sistem, [05.04.16],
0, 1, 2, 3, 4, 5, 6 ve 7 ile sabit kök olarak offline: çevrim dışı, [10.03.06], (s.)
sekizi kullanan ve en küçük tam sayı Bilgisayarın doğrudan kontrolü altında
ağırlığı 1 olan sabit kök notasyonu. olmadığında bir fonksiyonel birimin
ÖRNEK: Sekizli sistemde, 1750 sayısı işlemiyle ilgili olarak.
ondalık olarak 1000’e karşılık gelen 1 ×
83 + 7 × 82 + 5 × 81 + 0 × 80’ i offset track: göreli konum izi, [08.08.09],
göstermektedir. Bir diske standard olmayan konumda
yazılan ve kopya koruma metodunun bir
octet: sekizli bayt, [01.02.10], Sekiz parçası olan bir iz.
bitten oluşan bir bayt.

151
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

one-address instruction: bir adresli opcode: işlem kodu, [07.09.11], bkz.


komut, [07.09.13], Bir adres bölümü operation code
içeren komut. ÖRNEK: Saklama konumu
A’nın içeriğini yükleyen komut. open guard: açık koruyucu, [07.10.14],
Koşulu DOĞRU’ya değerlendiren
one-ahead addressing: bir ileri koruyucu.
adresleme, [07.09.19], Bir komutun
işlenenlerinin yürütülen son komut için open system: açık sistem, [26.01.03],
kullanılan işlenenlerin konumlarını Bir gerçek açık sistemin diğer gerçek
izleyen saklama konumlarında açık sistemlerle iletişimi ile ilgili yönlerinin
olduğunun anlaşıldığı örtük adresleme genelleştirilmiş bir soyut modelde temsil
metodu. edilmesi. NOT: Bu terim ISO 7498
standardında ayrıca tanımlanmıştır.
one-plus-one address instruction: bir
artı bir adresli komut , [07.09.17], İkincisi open system interconnection
bir sonra yürütülecek komutun adresini reference model: açık sistemler ara
içeren, iki adres bölümü bulunan komut. bağlantısı referans modeli, [26.01.05],
ÖRNEK: Saklama konumu A’nın içeriğini Açık sistemler ara bağlantısının genel
yükleyen ve daha sonra saklama prensiplerini ve bu prensiplerden ortaya
konumu B’deki komutu yürüten komut. çıkan ağ mimarisini tanımlayan model.
NOT: Şekil 26.1’e bakınız.
ones complement: birin tümleyeni,
[05.08.07], İkili sistemde eksik kök open systems interconnection: açık
tümleyeni. sistemler ara bağlantısı, [26.01.04],
Bilgisayar sistemlerinin veri değişimi ile
one-way encryption: tek yönlü ilgili ISO standardları ve CCIT
şifreleme, [08.03.03], bkz. irreversible tavsiyelerine uyumlu olarak birbiri ile
encryption. bağlantısı.

one-way propagation time: iletim yolu open-security environment: açık-


gecikmesi, [25.03.14], bkz. transmission güvenlik ortamı, [08.01.22], Veri ve
path delay. kaynakların kazara veya art niyetli
yapılan şeylerden korunmasının normal
on-line: çevrim içi, [01.01.41], [10.03.05], yapılan işlemler yoluyla olduğu ortam.
bkz. online
operand: işlem gören terim, [02.10.02],
online: çevrim içi, [10.03.05], (s.) Kendisine bir işlem uygulanan eleman.
Bilgisayarın doğrudan kontrolü altında
olduğu anda bir fonksiyonel biriminin operate mode: hesapla modu,
işlemiyle ilgili olarak. [19.02.04], bkz. compute mode

online: çevrim içi (niteleyici), [01.01.41], operating environment: işletim çevresi,


Bir bilgisayar kontrolu altında olduğunda, [07.11.07], Bir programın yürütülmesi
fonksiyonel bir birimin işlemine ait olma. esnasında var olan ya da var olması
beklenen dış çevre.
online maintenance: uzaktan bakım,
[14.03.06], bkz. remote maintenance operating space: işletim uzayı,
[13.03.06], bkz. gösterme uzayı
on-the-fly printer: sürekli yazıcı,
[12.07.10], Basım sırasında vuruş bandı operating system: işletim sistemi,
ve baskı vuruşlarının durmadığı vuruşlu [01.04.08], Programların çalışmasını
yazıcı. kontrol eden ve kaynakların tahsisi,

152
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

zamanlama, giriş-çıkış kontrolu ve veri uygun değerlerini listeleyerek ve bu


yönetimi gibi hizmetleri sağlayan yazılım. bileşimlerin her birinin sonucunu
NOT: İşletim sistemleri öncelikle yazılım belirterek bir işlemi tanımlayan çizelge.
olmasına rağmen, kısmen donanım
gerçekleştirmeleri olması da mümkündür. operational amplifier: işlemsel
yükselteç, [19.01.02], Belirli işlemleri ya
operating voltage indicator: çalıştırma da işlevleri yerine getirmek amacıyla
voltaj göstergesi, [22.04.01], Pil gücü ile harici elemanlara bağlanmış yükselteç.
çalışan bir hesap makinesine doğru voltaj
uygulandığını belirtmek için görsel bir operationalization: işler duruma
işaret veren aygıt. getirme, [31.03.19], Bir bildirimsel
biçimden yordamsal, yani işler bir biçime
operation: işlem, [02.10.01], Bilinen dönüştürme ile bilgi derleme. ÖRNEK:
işlem gören terimlerin kabul edilebilir "Islanma" önerisini, belirli bir durumda
herhangi bir bileşimine uygulandığında, ıslanmaktan nasıl kaçınılacağını
yeni bir işlem gören terim üreten iyi açıklayarak belirli önerilere dönüştürme.
tanımlanmış bir eylem. ÖRNEK: NOT: Aynı zamanda 'analitik öğrenme'
Aritmetikte toplama işlemi, 5 ve 3'ün maddesine de bakınız.
toplanıp 8 elde edilmesi; 5 ve 3 sayıları
işlem gören terimler, 8 sayısı sonuç ve operator: operatör, [02.10.06],
artı işareti toplama işleminde kullanılan (Sembollerle gösterimde) Bir işlemin
operatördür. türünü gösteren sembol.

operation code: işlem kodu, [07.09.11], operator control panel: işletmen


Bir makine komutunun işlem bölümünün denetim paneli , [12.08.18], Bir bilgisayar
kodlanmış gösterimi. ÖRNEK: Bir ya da bir kısmını denetlemek için
birleştirme dilinde, makine kodunda belirli kullanılardan anahtarlar, ve muhtemelen
bir bit örüntüsü olarak temsil edilebilecek kendi işlevi ile ilgili göstergeleri içeren
“sıfır değilse dallan” işlemini göstermek işlevsel bir birim.
için BNZ kullanılabilir.
operator precedence: işleç önceliği,
operation code trap: işlem kodu tuzağı, [15.05.36], Bir deyim içindeki işlemlerin
[07.07.17], Yürütüldüğünde bir kesmeye uygulanma sırasını tanımlayan sıralama
yol açan bir makine komutu işlem kuralı. NOT: Sıralama kuralı
bölümünde yapılan belirli bir değişiklik. değerlendirme yönünü belirleyebilir.

operation exception: işlem özel opportunistic planning: fırsatçı


durumu, [07.06.52], Bir programın plânlama, [28.03.34], Geliştirilmekte olan
geçersiz bir işlem parçası ile bir plânda elverişli problem çözme
karşılaştığında ortaya çıkan özel durum. eylemleri içeren plânlama.

operation field: işlem alanı, [07.09.06], opportunity study: elverişli zaman


bkz. operation part çalışması, [20.02.01], Bir problemi
incelemek ve problemin ele alınan
operation part: işlem bölümü, zaman içerisinde çözülmesinin gerekip
[07.09.06], Gerçekleştirilecek işlemi gerekmeyeceğini belirlemek üzere
belirleyen bir makine komutu ya da mikro yapılan çalışma.
komut bölümü.
optical character: optik karakter,
operation table: işlem çizelgesi, [12.01.50], Optik olarak otomatik
[02.12.01], İşlem gören terimlerin tüm tanımlanmayı kolaylaştırmak amacıyla

153
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

düzenlenen özel kurallara göre gibi bir düzen doğrusal olmak zorunda
hazırlanmış el yazması ya da basılı grafik değildir.
karakteri.
ordered tree: düzenlenmiş ağaç,
optical character reader: optik karakter [04.10.04], İçinde herbir düğümün alt
okuyucu, [12.08.09], Karakterleri optik ağaçlarının düzeni anlamlı olan ağaç.
karakter tanıma yoluyla okuyan bir girdi
birimi ordinal type: sıralama türü, [15.04.11],
bkz. discrete type
optical character recognition: optik
karakter tanıma, [12.01.53], Grafik organization name: kuruluş adı,
karakterlerin tanınması amacıyla optik [32.05.08], İleti gönderme ve alma amacı
yöntemleri kullanan karakter tanıma. için bir kuruluşu benzersiz olarak atayan
O/R adresi niteliği. NOT: Çizelge 32.1 ve
optical disk: optik disk, [12.01.43], Optik Çizelge 32.2’ye bakınız.
tekniklerle, okunabilen sayısal veriyi
içeren disk. organizational unit name: kuruluş birim
adı, [32.05.09], İleti gönderme ve alma
optical fiber: optik fiber, [09.04.04], amacı için bir kuruluşa ait birimi
Optik sinyallerin aktarılmasında dalga benzersiz olarak atayan O/R adresi
yönlendirme yeteneğine sahip olan ince niteliği. NOT: Çizelge 32.1 ve Çizelge
tel şeklinde kablodan oluşan bir iletim 32.2’ye bakınız.
ortamı.
origination: başlangıç, [32.04.12], Bir
optical mark reading: optik işaret doğrudan kullanıcının bir ileti ya da
okuma, [12.01.54], bkz. mark scanning sorgulamayı kendi kullanıcı temsilcilerine
veya bir dolaylı kullanıcının iletisi veya
optical scanner: optik tarayıcı, sorgulamasını kendisine hizmet eden
[12.08.06], Örünttüleri incelemek için bir iletişim sistemine göndermesindeki ilk
optik işlem kullanan tarayıcı. NOT: Optik aktarım adımı. NOT: Şekil 32.6’ya
tarayıcılar genellikle örüntü tanıma ya da bakınız.
karakter tanıma işlemlerinde kullanılır.
originator: gönderici, [27.01.09], Bir
optical storage: optik bellek, [12.03.05], iletiyi oluşturan, adresleyen ve genellikle
Optik teknikleri kullanan bellek aygıtı. gönderen kullanıcı.

OR element (INCLUSIVE): originator: gönderici, [32.04.01], Bir ileti


(INCLUSIVE-)OR elemanı, [03.04.09], veya sorgulamanın başlangıç kaynağı
bkz. INCLUSIVE-OR gate olan kullanıcı. NOT: Bir gönderici
genellikle sorgulama gönderir veya ileti
OR Operation: VEYA İşlemi, [02.05.12], oluşturur.
bkz. disjunction.
originator/recipient address:
order: düzenlemek, [06.05.01], (f.) gönderici/alıcı adresi, [32.05.03], bkz.
Öğeleri, belirlenmiş kurallara göre bir O/R address
düzen içinde yerleştirmek.
originator/recipient name:
order: düzen, [06.05.02], Öğelerin gönderici/alıcı adı, [32.05.02], bkz. O/R
belirlenmiş kurallara göre yerleşim name
durumu. NOT: Sıradüzenin tersine
öğelerin hiyerarşisinin düzeninde olduğu orphan: artık satır, [23.06.28], bkz.
orphan line

154
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

orphan line: artık satır, [23.06.28], Bir “Veri Çıktısı”, “İşaret Çıktısı” veya “İşlem
paragrafın, bir sütunun ya da bir sayfanın Çıktısı” yerine kullanılabilir.
altında yalnız başına duran son satırı.
output: çıktı, 1. [06.02.06], (s.) Bir çıktı
OS: [01.04.08], bkz. operating system işleminde yer alan bir aygıt, bir işlem,
kanal ya da ilgili veri ve duruma bağlı.
OSI: [26.01.04], bkz. open systems NOT: “Çıktı” sözcüğü, kullanımı açıkça
interconnection verildiğinde, “çıktı verisi”, “çıktı sinyali”,
“çıktı işlemi” ile aynı anlamda
OSI enviroment: OSI ortamı, [26.01.10], kullanılabilir. 2. [06.02.04], (Veri) Bir
OSI referans modeli tarafından bilgisayarın herhangi bir bileşeni
tanımlandığı üzere kavramlar, öğeler, tarafından üretilen ya da üretilecek olan
işlevler, hizmetler ve protokollerin veri. 3. [06.02.05], (İşlem) verinin, bir
kümesinin ve uygulandığında açık bilgisayarın herhangi bir bileşeni
sistemler arasındaki iletişimi mümkün tarafından üretilmesini içeren işlem. 4.
kılan türetilmiş belirli standardların bir [01.01.33], (Veri) Bir bilgi işlem sisteminin
özet gösterimi. veya herhangi bir parçasının, sistemden
veya parçasından dışarı aktardığı veri.
OSI management: OSI yönetimi,
[26.01.06], OSI ortamında iletişimin output layer: çıkış katmanı, [34.02.08],
gerçekleşmesine olanak sağlayan Yapay sinirlerinin bir dış sisteme sinyaller
kaynakları denetleme, eşgüdüm sağlama gönderdiği katman.
ve izleme olanakları.
output neuron: çıkış siniri, [34.02.03],
OSI reference model: OSI referans Dış kaynaklara sinyaller gönderen yapay
modeli, [26.01.05], bkz. Open System sinir.
Interconnection reference model
output primitive: çıktı temel elemanı,
OSIE: OSI ortamı, [26.01.10], bkz. OSI [13.02.15], Bir ekran görüntüsü
enviroment oluşturmak için kullanılabilen temel grafik
elemanı. ÖRNEK: Bir nokta, bir çizgi
out-basket giden ileti kutusu, parçası
[27.02.06], Giden elektronik postayı
içeren ve gönderilmiş olan postayı output subsystem: çıkış alt sistemi,
içerebilen posta kutusu. [21.03.02], Süreç bilgisayar sisteminden
teknik sürece veri aktaran, süreç ara yüz
outline representation: ana hatları ile sisteminin bir parçası.
temsil, [13.02.31], Bir nesnenin saklı
çizgileri ihmal edilerek tel çerçeve ile overflow: taşma, 1. [02.07.03],
gösterimi. (Aritmetik) Bir aritmetik işlemin sonucunu
gösteren bir sayısal sözcüğün sayı
output: çıktı, 1. [01.01.34], (İşlem) Bir gösterilişi için sağlanan sözcük
bilgi işlem sisteminin veya herhangi bir uzunluğunu geçen kısmı. 2. [02.07.04],
parçasının sistemden veya parçasından Sözcük uzunluğu sağlanan bellek
dışarı veri aktarma işlemi. 2. [01.01.35], cihazının saklama kapasitesini geçen bir
(s.) Bir çıktı işleminde yer alan bir cihaz, işlemin sonucunu gösteren bir sözcüğün
işlem veya giriş-çıkış kanalına veya ilgili taşan kısmı. 3. [22.03.08], (Hesap
veri veya durumlara ait olma. NOT: makinelerinde) Bir hesap makinesinin
“Çıktı” kelimesi, belirli bir bağlamda, girişte ya da sonuçta rakam sayısını
kullanımının açık olduğu durumlarda kabul edememesi ya da işleyememesi
durumu.

155
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

overflow exception: taşma özel owner record : üst kayıt, [17.05.16], (Bir
durumu, [07.06.54], Bir işlemin sonucu ağ modelinde) Bir kümedeki tüm diğer
bir taşmaya neden olduğunda ortaya kayıtların üzerinde olan kayıt.
çıkan özel durum.

overflow indication: taşma işareti,


[22.04.09], Bir hesap makinesinde
hesaplama sonucunda taşma durumu
oluştuğunu belirten görsel işaret.

overhead bit: kontrol biti, [09.06.10],


Kontrol amacı ile kullanılan bir yardımcı
bit. NOT: Kontrol bitleri, esas olarak
gönderme cihazının bir işlemi, özellikle
periyodik olmayan bir işlemi başardığı
zaman, alıcı cihazın karşılık gelen
tamamlayıcı işlemi başardığından emin
olmak için kullanılır. Bu hizmet bitleri
normal olarak belirli aralıklarda
göndermenin sonunda sayısal bir sinyal
olarak eklenir ve alınma işleminin
sonunda kaldırılır

overlay: yer paylaşmak, [07.05.22], (f.)


Yer paylaşan bir parçayı programın diğer
bölümlerinin üzerine yazılacak şekilde
yardımcı bellekten yüklemek.

overlay segment: yer paylaşan parça,


[07.05.21], Yürütüldüğünde her
defasında biri olmak üzere ana bellekteki
aynı alanı işgal eden birçok program
parçasının her biri.

overlay supervisor: yer paylaşım


denetçisi, [07.05.23], Yer paylaşan
parçaların sıralanması ve
konumlandırılmasını denetleyen bir alt
program.

overload: aşırı yüklemek, [15.01.08], (f.)


Bir sözcüksel işarete birden fazla anlam
tahsis etmek. ÖRNEK: "+" sözcüksel
işareti tamsayı toplaması, gerçek sayı
toplaması, birlik sabitleştirme, birleştirme
vb. anlamlara gelebilir.

overwrite: üzerine yazmak, [23.04.29],


(f.) (Metin işlemede) Mevcut olan metni,
yerine aynı alan üzerinde yeni metin
girerek değiştirmek.

156
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Pp

pack: sıkıştırmak, [06.03.11], (f.) packet assembler/disassembler PAD:


Depolama ortamının ve verinin bilinen paket birleştirici/ayırıcı, [09.07.23], Paket
özelliklerinden de yararlanılarak orijinal aktarma modu için teçhiz edilmeyen veri
şeklinin geri alınabileceği şekilde, verinin terminal cihazının paket anahtarlama
yoğun bir biçime dönüştürülmesi. ağına erişmesine imkân sağlayan
ÖRNEK: Sıkıştırma yapılmadığında boş fonksiyonel birim.
kalacak olan bit ve bayt yerlerinin
kullanımının sağlanması. packet mode terminal: paket modu
terminali, [09.07.22], Paketleri kontrol
package: paket, [15.06.24], edebilen, biçimleyebilen, iletebilen ve
(Programlama dillerinde) Veri türleri, bu alabilen veri terminal cihazı.
veri türlerinin veri nesneleri ve bu veri
türlerinin parametrelerine sahip alt packet sequencing: paket sıralama,
programlar gibi mantıksal olarak ilişkili dil [09.07.20], Paketlerin gönderen veri
yapılarının grubu yoluyla bilgi gizlemeyi, terminal cihazı tarafından gönderildikleri
veriyi özetlemeyi veya kısa hale sırada, alıcı veri terminal cihazına
getirmeyi sağlamak için tasarlanmış dağıtılmalarını kesinleştiren işlem.
modül.
packet switching: paket anahtarlama,
package declaration: paket bildirimi, [09.07.19], Bir veri ağında, iki düğüm
[15.06.25], Belirtimleri paketin dışında arasında her iletim kanalının aktif olarak
olması istenilen, ara yüz oluşturma ya da farklı adreslere sahip olan paketlere
derleme amacı ile dil yapılarının ayrı adreslendiği ve böylece adreslenmiş
bildirimi. paketler yolu ile veriyi yönlendirme ve
iletme işlemi.
packed decimal notation: paketlenmiş
ondalık notasyon, [05.07.05], İçerisinde packet transfer mode: paket aktarma
biribirini izleyen her biri 4 bitlik iki ondalık modu, [09.07.21], Birçok bağlantı
sayının bir bayt’la gösterildiği ikili arasında ağ kaynaklarının dinamik olarak
kodlanmış ondalık notasyon. paylaşılmasına imkan veren, paketlerin
anahtarlanması ve iletimi yoluyla
packet: paket, [09.07.18], Kontrol verisini gerçekleştirilen veri aktarma metodu.
ve muhtemelen kullanıcı verisini
kapsayan, bir bütün olarak anahtarlanan packing: sıkıştırma, [06.03.12], Verinin
ve iletilen belirli bir biçimde (formatta) sıkıştırılma işlemi.
düzenlenen bitler sırası.
packing density: sıkıştırma yoğunluğu,
[12.01.26], bkz. data density

157
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

padlocking: koruyucu kilitleme, uzunluğu genellikle gerçek kağıt


[08.08.03], Veri veya yazılımın yetkisiz boyundan daha kısadır, ancak
kopyalamaya karşı korunması için özel katlanabilir bir diyagram oluşturmak için
tekniklerin kullanılması. normal sayfa uzunluğu aşılabilir.

page: sayfa, [10.05.16], (Bir sanal bellek page printer: sayfa yazıcı, [12.07.07],
sisteminde) Gerçek bellekle yardımcı Bir sayfanın tümünü birden bir birim
bellek arasında bir birim olarak aktarılan olarak yazan yazıcı. ÖRNEK: Bir COM
ve bir sanal adresi olan değişmez yazıcı ya da lazer yazıcı.
uzunİuklu öbek.
page reader: sayfa okuyucu, [12.08.10],
page break: sayfa kesme, [23.06.24], Girdi verisi basılı bir metin olan karakter
Kullanılmakta olan bir sayfa üzerindeki okuyucu.
yazdırmayı sonlandıran ve bir sonraki
sayfanın başından yazdırmaya yeniden paging: sayfalama, [10.05.18], Ana
başlayan işlev. NOT: Sayfa alt notları ve bellekle yardımcı bellek arasında
sayfa başlıkları sayfa atlamada sayfaların aktarılması.
yazdırılabilir.
paging technique: sayfalama tekniği,
page depth: sayfa uzunluğu, [23.06.23], [10.05.19], Gerçek belleğin sayfa
bkz. page length çerçevelerine bölündüğü gerçek bellek
atama tekniği.
page depth control: sayfa derinlik
denetimi, [23.06.03], bkz. page lenght panning: gezdirme, [13.05.64],
control Görüntünün yanal hareketine görsel
etkinlik vermek için görüntü
page description language: sayfa elemanlarının iyileşecek şekilde
tanımlama dili, [07.01.30], [23.06.34], Bir çevrilmesi. NOT: Gezdirme esnasında,
belgenin ekranda gösterilen ya da görüntü elemanları silinebilir ve
yazdırılan görüntüsünü belirlemek için görüntüye başka görüntüler eklenebilir.
kullanılan dil. ÖRNEKLER: HPGL,
Postscript. panoraminc translating: panoramik
(sınırsız görüntü) hareket, [13.05.64],
page frame: sayfa çerçevesi, [10.05.17], bkz. panning
Gerçek bellekte, bir sayfa ölçüsüne sahip
olan bellek yeri. paper feed: kağıt besleme, [22.04.02],
Kağıda yazan hesap makinelerinde,
page header: sayfa başlığı, [23.06.09], işletmenin gereksinimlerine göre kağıdın
Bir belge içinde bir ya da daha fazla dikey olarak elle konumlandırılmasını
sayfanın başına yazılan blok. NOT: Bir sağlayan aygıt.
sayfa başlığı sayfa numarası gibi değişik
bilgileri kapsayabilir. paper skip: kağıt atlama, [12.07.23],
Kağıdın yazma mekanizması üzerinde
page lenght control: sayfa uzunluk tek satır atlama hızından daha büyük bir
denetimi, [23.06.03], Metin işlemede, hızdaki hareketi.
sayfa uzunluğunu belirleme yeteneği.
parallel: paralel, [03.02.01], Aynı zaman
page length: sayfa uzunluğu, [23.06.23], aralığı içerisinde herbiri ayrı fakat benzer
Bir ekran ya da sayfa üzerinde işlevsel birimler tarafından gerçekleşen,
yazdırmak ya da göstermek için mevcut içinde tüm olayların oluştuğu bir sürece
alanın dikey boyutu. NOT: Sayfa uygun olan. ÖRNEK: Dahili bir veri

158
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

yolunun hatları boyunca bir bilgisayar parser: ayrıştırıcı, [07.04.45], Programlar


sözcüğü bitlerinin paralel iletimi. ya da diğer metinleri, genellikle
birleştirme, derleme, yorumlama ya da
parallel run: paralel çalışma, [20.04.05], çözümlemenin ilk adımı olarak ayrıştıran
Biri esas sistem, digeri onun yerini alacak yazılım aracı.
olan sistem olmak üzere iki bilgi işlem
sisteminin, karşılaştırma yapmak ve partial correctness: kısmi doğruluk,
doğruluğu sağlamak için aynı kaynak veri [07.07.30], Bir programın çıktı
ve uygulama ile çalışması. bildirimlerinin mantıksal olarak girdi
bildirimleri ve işleme adımlarından sonra
parallel transmission: paralel iletim, geldiğini belirten doğruluk ispatlama.
[09.03.03], Bir karakteri veya veri
varlığını temsil eden bir grubun sinyal partially connected network: kısmen
elemanlarının ayrı iletim kanalları bağlantılı ağ, [34.02.17], Her bir yapay
üzerinde eş zamanlı olarak iletimi. sinirin tüm diğer sinirlere bağlı olmasının
gerekmediği katmansız ağ veya
parameter: parametre, 1. [02.02.04], katmandaki her bir yapay sinirin bitişik ön
Belirli bir uygulama için sabit bir değer katmandaki tüm sinirlere bağlı olmasının
verilen ve uygulamayı gösterebilen gerekmediği katmanlı ağ.
değişken. 2. [15.03.13], (Programlama
dillerinde) Modüller arasında veri partially learned concept: kısmi olarak
değerleri veya veri nesneleri geçirmek öğrenilen kavram, [31.02.08], Var olan
için bir dil yapısı. veri, bilgi ya da varsayımlar temel
alındığında kesin tanımı çıkarılamayan
parameter association: parametre kavram.
ilişkilendirme, [15.03.16], Biçimsel
parametreler ile onların somut bir örnekle passive matrix display device: pasif
gösterimi veya bir program çağırma matris görüntü cihazı, [13.04.09], Bir
içindeki karşılık gelen gerçek piksel satırını kontrol etmek için bir
parametreleri arasındaki ilişkilendirme. transistor kullanan sıvı kristal görüntü
cihazı. NOT: Bu görüntü cihazı etkin
parent node: üst düğüm, [17.05.06], En matris görüntü cihazından ucuzdur, fakat
az bir diğer düğümün doğrudan alt düşük kaliteli görüntü sağlar.
düğüm olduğu düğüm.
passive station: pasif istasyon,
parent type: üst tür, [15.04.27], Yeni veri [09.06.40], Çoklu bağlantı üzerinde veya
türleri oluşturmak için şablon olarak iki nokta arasındaki bağlantı üzerinde
kullanılan veri türü. temel mod bağlantı kontrolünü kullanan,
çağrılmayı veya seçilmeyi bekleyen
parenthesis-free notation: parantezsiz herhangi bir yan istasyon.
notasyon, [02.08.02], bkz. prefix notation.
passive threat: pasif tehdit, [08.05.06],
parse: ayrıştırmak, [07.04.44], (f.) Bir dil Bir veri işlem sisteminin durumunu
yapısının sözdizimsel yapısına, değiştirmeksizin bilginin açığa çıkmasıyla
sözcüksel bileşenlere ayırıp bunlar oluşan tehdit. ÖRNEK: İletilen veriye veri
arasında ilişkiler kurarak parçalayarak yolu üzerinde ulaşarak hassas bilginin
karar vermek. ÖRNEKLER: Blokları öğrenilmesi ile sonuçlanan bir tehdit.
deyimlere, deyimleri alt deyimlere, alt
deyimleri işleç ve işlenenlere ayrıştırmak. passive vocabulary: pasif sözlük,
[29.02.27], bkz. recognition vocabulary

159
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

passive wiretapping: hatta pasif girme, PDAU: [32.10.03], bkz. physical delivery
[08.05.28], Veri elde etme ile sınırlı hatta access unit
girme.
PDL: [07.01.30], bkz. page description
password: parola, [08.04.14], language
Doğrulama bilgisi olarak kullanılan
karakter dizisi. PDS: [32.10.02], bkz. physical delivery
system
patch: 1. yama, [07.07.19], Bir amaç
modül ya da yüklenmiş programda, PDU: protokol veri birimi, [26.03.06], bkz.
kaynak programı birleştirmeden ya da protocol data unit
derlemeden yapılan doğrudan değişiklik.
2. yamamak, [07.07.20], (f.) Bir yama peer entities: eş düzey varlıklar,
yapmak. [26.04.01], Aynı ya da farklı açık
sistemlerin aynı katmanında yer alan
path: yol, [18.02.01], Bir ağda iki varlıklar. NOT: Aynı açık sisteme
düğümü, her dalı sadece bir defa yerleştirilmiş olan varlıklar arasındaki
kullanarak bağlayan güzergah. NOT 1: iletişim OSI kapsamının dışındadır.
Bir yol sadece bir daldan ibaret olabilir.
NOT 2: Herhangi iki düğüm arasında peer-to-peer network: eşler arası ağ,
birden fazla dal olabilir. NOT 3: Şekil [18.04.05], İşlem ya da denetim
18.2'ye bakınız. yeteneklerine göre sadece eşdeğer
düğümleri içeren bilgisayar ağı.
pattern: örüntü, [28.02.08], (yapay
zekada) Verilen genel tanım içinde bir pel : [13.03.08], bkz. pixel
varlığı tanımak için kullanılan özellikler ve
bu özellikler arasındaki ilişkiler kümesi. penetration: nüfuz etme, [08.05.16], Bir
NOT: Bu özellikler geometrik bir şekli, veri işlem sistemine yetkisiz erişim.
sesi, resmi, işareti ya da metni içerebilir.
penetration testing: nüfuz etme testi,
pattern matching: örüntü eşleştirme, [08.06.18], Bilgisayar güvenliğini atlatma
[28.03.19], Bir örüntüyü önceden yolunu tespit etmek amacıyla bir veri
belirlenmiş bir örüntüler kümesi ile işleme sisteminin fonksiyonlarını
karşılaştırarak ve verilen ölçüte göre en inceleme.
yakın olanını seçerek tanımlama.
percentage function: yüzde alma işlevi,
pattern recognition: örüntü tanıma, 1. [22.03.12], Girilenlerden birisi yüzde olan
[12.01.57], Şekil, biçim ve iki sayıyı çarpan ve sonucu 100 ile bölen
konfigürasyonların otomatik olarak işlev.
tanımlanması. 2. [28.01.13], Bir işlevsel
perceptron: perceptron, [34.02.27], bkz.
birim tarafından fiziksel veya soyut
single-layer perceptron
örüntülerin ve bunların yapılarının ve
düzenlerinin tanınması. perform statement: gerçekleştirme
deyimi, [15.05.23], Bir veya daha fazla
pattern training: model eğitimi,
COBOL işlemine kontrolün verilmesini
[34.03.21], bkz. interactive training
belirleyen ve işlemin yapılmasının
PCI: [26.03.04], bkz. protocol control tamamlandığı zaman kontrolün
information dönmesini açıkça tanımlayan birleşik
deyim. NOT: Gerçekleştirme deyimi aynı
PD: [32.10.01], bkz. physical delivery zamanda kapsamı içinde olan bir veya

160
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

daha fazla koşulsuz deyimin çalışmasını phase coherent frequency shift


kontrol etmek için kullanılır. keying: faz uyumlu frekans kaydırma
anahtarlaması, [09.05.15], Önceden
perform until statement: perform until belirlenen fazların bit hızlarının tam
deyimi, [15.05.22], bkz. until statement katları olduğu ve bu frekanslar arasındaki
geçişlerin dalga düzeni taşıyıcısının sıfır
perform while statement: perform while noktası geçişlerinde yapıldığı anahtar
deyimi, [15.05.21], bkz. do while değişim frekansı.
statement
phase coherent FSK: faz uyumlu FSK,
peripheral equipment: çevre donanımı, [09.05.15], bkz. phase coherent
[01.03.07], Belirli bir bilgisayar tarafından frequency shift keying
kontrol edilen ve iletişim yapabilen cihaz.
ÖRNEK: Giriş-çıkış birimleri, haricî phase encoding: 1. evre şifreleme,
bellek. [12.03.17], bkz. phase modulation
recording 2. faz kodlama, [09.05.02],
permanent storage: kalıcı bellek, (veri iletişiminde) Periyodik bir sinyal
[12.02.12], Silinebilir olmayan bellek fazının sayısal veriyi kodlamak için
aygıtı. kullanılmasındaki kodlama. ÖRNEK:
Manchester kodlaması.
permissible action: izin verilebilir eylem,
[17.02.21], Belirli sınırlamalara ve phase jitter: faz kıpırdaması, [09.02.11],
kurallara uyan eylem. Önemli aralığın bir parçası olarak ifade
edilen kıpırdama.
perpendicular magnetic recording:
dikey olarak manyetik kaydetme, phase modulation recording: evre
[12.03.10], Veriyi gösteren manyetik kiplenimli kaydetme, [12.03.17], Her
kutuplanmaların kaydeden ortam bellek hücresinin karşıt yönlerden
düzleminde dik olarak düzenlendiği mıknatıslanan iki bölgeye bölündüğü
manyetik kaydetme tekniği. manyetik kaydetme. Bu yönlerin dizisi,
gösterilen ikili karakterin sıfır veya bir
personal computer: kişisel bilgisayar, olup olmadığını belirtir. NOT: Şekil
[01.03.20], Bir şahıs tarafından bağımsız 12.2’ye bakınız.
olarak kullanılması amacıyla hazırlanmış
mikrobilgisayar. phase shift keying PSK: faz kaydırma
anahtarlaması, [09.05.16], Bir sayısal
personal name: kişisel ad, [32.05.07], sinyal düzenleyicinin önceden belirlenmiş
Diğer bir nitelik tarafından (örneğin bir sabit sayıda değerler arasında çıkış
kuruluş adı), belirtilen bir olguya ilişkin bir sinyalinin fazını değiştirdiği modülasyon.
kişinin benzersiz olarak atandığı O/R NOT:Şekil 9.3'e bakınız.
adresi niteliği. NOT 1: Örnek kişisel ad
bileşenleri: phase-continuous frequency shift
ƒ soyad, keying: faz sürekli frekans kaydırma
ƒ ad, anahtarlaması, [09.05.14], Önceden
ƒ ilk ad, belirlenen frekanslar arasındaki geçişin,
ƒ üretim niteleyici. geçişte faz değişiminin olmadığı bir
NOT 2: Bir O/R adresinde bir yaygın ad değişim frekansı tarafından yapıldığı
veya kişisel ad gereklidir. NOT 3: Çizelge anahtar değişim frekansı. NOT: Faz
32.1 ve Çizelge 32.2’ye bakınız. sürekli frekans kaydırma anahtarlaması,
bir frekansın bir düğme tarafından
yapılabilen başka bir frekans tarafından

161
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

kesintili olarak yer değiştirilmesi işlemi ile physical level : fiziksel düzey,
farklı olabilir. [17.03.06], Veri yapılarının fiziksel temsil
edilmesi, verinin uygun depolama
phase-continuous FSK: faz sürekli düzenlemesine yerleştirilmesi ve bir veri
FSK, [09.05.14], bkz. phase-continuous işleme sistemindeki işlemlere erişimi ile
frequency shift keying. ilgili düzey.
PHIGS: [13.01.18], bkz. Programmer’s physical medium attachment
Hierarchical Interactive Graphics System sublayer: fiziksel ortam bağlantı alt
katmanı, [25.05.06], Bir yerel alan
phoneme: sesbirimi, [29.01.17], Belirli ağında, ortam bağlantı biriminin işlevsel
bir doğal dilde tanınabilir en küçük devresi tarafından gerçekleştirilen fiziksel
konuşma birimi. katmanın bir bölümü. NOT: Şekil 25.3'e
bakınız.
phong shading: içten yayılmalı
gölgeleme, [13.02.28], İçerdeki bir physical record: fiziksel kayıt,
noktadan kenarlara inilen dikmeler [04.07.05], Bir veri ortamında veya bir
boyunca yoğunlukların doğrusal depolama aygıtında fiziksel bir konuma
interpolasyonu ile kapalı ve çok kenarlı yerleştirilmiş kayıt.
bir alanın pürüzsüz gölgelenmesi. NOT:
Şekil 13.2'ye bakınız. physical recording density: fiziksel
kaydetme yoğunluğu, [12.01.24], Bir iz
physical access control: fiziksel erişim üzerinde her uzunluk ya da açı birimi
denetimi, [08.04.18], Erişim denetimini başına düşen kayıtlı akım geçiş sayısı.
sağlamak üzere fiziksel mekanizmaların NOT: Genellikle, uzunluk için milimetre
kullanımı. ÖRNEK: Bilgisayarın kilitli bir başına düşen akım geçiş birimi (ftpmm),
odada muhafaza edilmesi. açılar için ise radyan başına düşen akım
geçiş birimi (ftprad) kullanılmaktadır.
physical delivery: fiziksel dağıtım,
[32.10.01], Bir iletinin fiziksel biçimde physical schema: fiziksel şema,
dağıtımı. NOT: Fiziksel biçim bir mektup [17.03.08], Mantıksal düzeye ait olan
olabilir. veri tabanı şemasının parçası.
physical delivery access unit: fiziksel physical signaling sublayer: fiziksel
dağıtım erişim birimi, [32.10.03], Fiziksel sinyalleşme alt katmanı, [25.05.05], Bir
dağıtım için erişim birimi. NOT: Şekil yerel alan ağında, ortam erişim denetim
32.2’ye bakınız. ÖRNEK: Yazıcı. katmanına ara yüz ile bağlanan ve bit
sembolü kodlama ve iletimini sağlayan,
physical delivery system: fiziksel bit sembolü alımı ve kod çözümünü
dağıtım sistemi, [32.10.02], Fiziksel gerçekleştiren ve isteğe bağlı yalıtım
dağıtım gerçekleştiren sistem. ÖRNEK: işlevlerini yapan fiziksel katmanın
Posta sistemi. parçası. Şekil 25.3'e bakınız.
physical layer: fiziksel katman, pick device: seçme cihazı, [13.04.34],
[26.02.09], Bir iletim ortamı üzerinden Bir veya daha fazla görüntü öğesini
bitleri aktarmak için fiziksel bağlantıları belirlemek için kullanılan girdi birimi.
tesis etmek, sürdürmek ve sonlandırmak ÖRNEK: Işıklı işaret kalemi.
için mekanik, elektriksel, işlevsel ve
yordamsal yöntemler sağlayan katman. pictogram: simge, [13.03.17], bkz. icon
NOT: Madde 26.02.01'de verilen NOT
1'e ve Şekil 26.1'e bakınız.

162
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

pictorial character: resimsel karakter, için eylemlerin uygulama düzeni ve


[23.02.14], Kutular, şekiller, logolar ya da tarzına önceden karar verme süreci.
diyagramlar gibi basit grafikleri NOT: Planlama, arama etkinliğini artırma
düzenlemek için kullanılabilen önceden ve amaç uyuşmazlıklarını çözmeyle ilgili
tanımlanmış karakter kümelerinden biri. bir bakış açısıyla gerçekleştirilir.

picture: görünüm, [15.04.36], plasma panel: plazma paneli,


(Programlama dillerinde) Bir karakter [13.04.07], bkz. gas panel
hazır bilgi modeli yoluyla veri
nesnelerinin dizgi türünde biçimini playback: geri oynatma, [07.07.12], Bir
tanımlayan dil yapısı. programın tümü ya da bir bölümünün
yürütülme geçmişinin girdi ve çıktının
picture element: resim elemanı, kullanıcının denetiminde ileri ya da geri
[13.03.08], bkz. pixel yönde yeniden üretilebilecek şekilde
kaydedildiği teknik. NOT: Geri oynatma
picture processing: resim İşleme, hata ayıklamada kullanılır.
[01.06.20], bkz. image processing.
plotter: çizici, [12.07.02], Verinin
picture processing: resim işleme, silinebilir bir ortam üzerinde iki boyutlu
[13.01.04], bkz. image processing grafik görünümü biçiminde çıktısını
doğrudan üreten çıktı birimi.
piggyback entry: kaçak giriş, [08.05.30],
Yetkili kullanıcının yasal bağlantıları yolu plotting head: çizici kafa, [13.04.14],
ile bir veri işlem sistemine yetkisiz erişim. Çizicinin, görüntü yüzeyi üzerinde
işaretler oluşturmak için kullanılan
pilot project: pilot proje, [20.01.07], parçası.
Gerçek ve sınırlı şartlar altında bir bilgi
işleme sisteminin başlangıç sürümünü PLS sublayer: PLS alt katmanı,
denemek için tasarlanmış ve daha sonra [25.05.05], bkz. physical signaling
sistemin gerçek sürümünü sublayer
gerçekleştirmek üzere kullanılacak olan
proje. PMA sublayer: PMA altkatmanı,
[25.05.06], bkz. physical medium
pixel: piksel, [13.03.08], Renk ve attachment sublayer
aydınlanma şiddeti gibi özelliklerin
bağımsız bir şekilde atanabildiği bir pocket: cep, [12.06.31], Bir kart
görüntünün en küçük iki boyutlu elemanı. sıralayıcı içerisindeki kart desteleyici.

pixel map: piksel haritası (pixmap), pocket calculator: cep hesap makinesi,
[13.03.12], Piksel değerlerinin iki boyutlu [22.02.01], Elde çalıştırılabilecek şekilde
dizisi. boyutu küçük ve kütlesi hafif olan ya da
cepte taşınabilen, elektriğe bağlı
pixel value: piksel değeri, [13.03.10], Bir olmadan çalışabilen hesap makinesi.
pikselin renk, aydınlanma şiddeti veya
diğer özelliklerini gösteren değeri. pointer: gösterge, [13.04.33], (bilgisayar
grafiklerinde) Kullanıcının, fare gibi bir
plaintext: düz metin, [08.03.07], işaretleme cihazı ile parçaları seçmek
Şifrelemeyle ilgili teknikler için hareket ettirebildiği ekran üzerinde
kullanılmaksızın anlam taşıyan veri. gösterilen sembol.
planning : planlama , [28.03.31], (Yapay pointer: gösterge, 1. [04.09.04], (Veri
zekada) Arzu edilen bir amaca ulaşmak organizasyonunda) Diğer bir veri

163
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

elemanın konumunu gösteren veri pop-up window: beliren pencere,


elemanı. NOT: ISO/IEC 2382-15’deki [13.05.32], Bazı eylem ve olaylara tepki
15.03.20 maddesinden farklıdır. 2. olarak görüntü yüzeyi üzerinde hızlı bir
[15.03.20], (programlama dillerinde) Veri şekilde ortaya çıkan pencere
değeri başka veri nesnesinin adresi olan
veri nesnesi. NOT: Şekil 15.1'e bakınız. port: kapı, 1. [09.07.02], Sinyallerin
içinden geçerek bir ağa girebildiği veya
pointer type: gösterge veri türü, ağdan çıkabildiği nokta. 2. [18.02.21],
[15.04.18], Her bir veri nesnesi bir (Bir ağa ait) Verinin bir ağa girebildiği
gösterge olan bir veri türü. NOT: Şekil veya ağdan ayrılabildiği fonksiyonel
15.1'e bakınız. birim. NOT: Aynı zamanda ISO / IEC
2382-8 standardındaki "kapı" teriminin
pointing device: işaretleme aygıtı, tanımına bakınız.
[13.04.24], Bir sembolü veya imleçi ekran
üzerinde hareket ettirmek için kullanılan portability: taşınabilirlik özelliği,
aygıt. ÖRNEK: Bir fare (mouse), iz topu [01.04.06], (Bir programın) Bir programın
(trackball) veya oyun çubuğu (joystick). başka bir dile çevrilmeksizin ve değişiklik
yapılmaksızın veya çok az değişiklikle
point-to-point connection: noktadan çeşitli tipdeki veri işleme sistemlerinde
noktaya bağlantı, [09.07.04], İki veri çalıştırılabilme özelliği.
istasyonu arasında tesis edilen bir
bağlantı. portable computer: taşınabilir
bilgisayar, [01.03.21], Sabit bir yerden
polarized return-to-zero recording: ziyade, değişik yerlerde kullanmak için
kutuplanmış sıfıra dönüşlü kaydetme, elde taşınabilen mikrobilgisayar.
[12.03.20], Sıfırların bir yöndeki
mıknatıslanmayla ve birlerin karşıt portrait: dikey sayfa biçimleme,
yöndeki mıknatıslanmayla gösterildiği [23.06.06], bkz. portrait format
sıfıra dönüşlü kaydetme biçimi.
NOT:Şekil 12.2'ye bakınız. portrait format: dikey sayfa biçimleme,
[23.06.06], Sayfa üzerindeki metin ve
Polish notation: Polish notasyonu, grafiğin düzenlenmesi sonucunda
[02.08.02], bkz. prefix notation. sayfanın boyu sayfa uzunluğunu geçtiği
zaman sayfanın yön değiştirmesi.
polling: çağrı, [09.06.23], Veri
istasyonlarının iletim yapmak için bir position: konum, [04.05.07], Bir dizideki
zaman aralığında bir defa davet bir elemanın konumu.
edildikleri işlem. NOT: Genellikle çoklu
bağlantı üzerinde kullanılırken, çağrı iki positional notation: konumsal gösterim,
nokta arasındaki bağlantı üzerinde [05.04.01], Bir sayının, sıralı bir rakamlar
kullanılır. kümesi ile gösterildiği ve bu gösterimdeki
her bir rakamın katkısının o rakamın
polygon fill: çokgen doldurma, değeri ve konumu ile ilişkili olduğu
[13.02.32], Bir program ile tanımlanmış numaralama sistemi.
yüzeyin çok kenarlı alanı boyunca bir
dolgu örüntüsünün yayılması. positional numeration system:
konumsal sıralama sistemi, [05.04.01],
polymorphism: çoklu işlev, [15.09.10], bkz. positional notation.
Farklı nesnelerin aynı mesaja farklı
şekilde cevap vermesi yeteneği. positional parameter association:
konumsal parametre ilişkilendirilmesi,

164
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

[15.06.19], Bir alt program çağırmasında, şeklindedir. NOT: Son operatör ifadesi,
gerçek parametreler ile biçimsel alt karakter ifadesi olarak da adlandırılır.
parametrelerin bir alt programın
bildirimindeki aynı sırada birbirine uygun post-implementation review: geliştirme
olması. NOT: İsimlendirilmiş parametre sonrası gözden geçirme, [20.02.09], bkz.
ilişkilendirilmesi ile farklıdır. post-development review

positional representation: konumsal postmortem dump: otopsi dökümü,


gösterim, [05.04.02], Bir sayının [07.07.08], Bir programın yürütülmesi
konumsal notasyonda gösterimi. normal olmayan bir şekilde
sonlandığında üretilen döküm.
positive example: olumlu örnek,
[31.03.13], Öğrenilecek kavrama uyan ve posttest loop: son testli döngü,
bu kavramın bir genelleştirmesini [07.03.14], Testi döngü gövdesinden
üretebilen örnek. sonra gerçekleştiren döngü denetimi.
ÖRNEK: Pascal’daki "repeat ... until"
positive instance: olumlu olay, yapısı.
[31.03.13], bkz. positive example
potential recipient: olası alıcı,
postamble: art takı, [12.03.35], Geriye [32.04.03], Bir ileti veya sorgulamanın
doğru okuma sırasında, zaman taşınabildiği herhangi bir kullanıcı veya
uyumluluğu sağlamak amacıyla, dağıtım listesi.
manyetik ortamdaki her öbeğin sonuna
kaydedilen ikil dizisi. potentiometer set mode:
potansiyometre ayar modu, [19.02.01],
postamble breakpoint: çıkış kesme Problemin katsayılarının ayarlandığı
noktası, [07.06.29], Bir program ya da alt esnada bir örneksel bilgisayarın ayar
programın bir çıkış noktasına modu.
yerleştirilmiş kesme noktası.
PPCS: [24.01.12], bkz. production
postcondition: çıkış koşulu, [07.07.26], planning control system
Yürütme dizisinde, programın belirli bir
bölümünden hemen sonra gelen bir preamble: 1. başlangıç sinyali,
noktaya ait bildirim. [09.06.13], Diğer veri istasyonları ile
zaman uyumunu gerçekleştirmek için bir
post-development review: geliştirme çerçeveden önce gelen ve bir veri
sonrası gözden geçirme, [20.02.09], istasyonu tarafından gönderilen belirli bir
Uygulamaya konan bir sistemin bit örüntüsü. NOT 1: Bazı protokollerde,
kullanıma hazır hale geldikten sonraki başlangıç sinyali çerçevenin parçasıdır.
etkilerinin izlenmesi. NOT 2: Şekil 9.5'e bakınız. 2. eş
zamanlama ön eki, [12.03.34], Zaman
postfix notation: son operatör uyumunu sağlamak amacıyla, manyetik
notasyonu, [02.08.03], İçindeki her ortamdaki her öbeğin başlangıcına
operatörün işlem gören terimlerinden kaydedilen ikil dizisi.
önce geldiği ve bu terimler üzerinde
kullanılan işlemi veya ondan önce gelen preamble breakpoint: giriş kesme
ara sonuçları kullanan bir matematiksel noktası, [07.06.28], Bir program ya da alt
ifade oluşturma yöntemi. ÖRNEKLER: 1. programın bir giriş noktasına
A ile B'nin toplanıp sonucun C ile yerleştirilmiş kesme noktası.
çarpılması AB + Cx şeklindedir. 2. P
ve Q VE R'nin sonucu PQR VE VE

165
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

precision: kesinlik, [02.06.01], Çok yakın prefix notation: ön operatör notasyonu,


değerler arasında ayrım yapabilme [02.08.02], İçindeki her operatörün işlem
ölçüsü. ÖRNEK: Dört basamaklı sayı altı gören terimlerinden önce geldiği ve bu
- basamaklı sayıdan daha az duyarlıdır. terimler üzerinde kullanılan işlemi belirten
Bununla birlikte gerektiği gibi ya da onu izleyen ara sonuçları belirten
hesaplanmış dört - basamaklı sayı uygun bir matematikle ilgili ifade oluşturma
olmayan biçimde hesaplanmış altı yöntemi. ÖRNEKLER: 1. A ile B'nin
basamaklı sayıdan daha doğru olabilir. toplanıp, sonucun C ile çarpılması x +
ABC ile gösterilir. 2. P ve Q VE R'nin
precondition: giriş koşulu, [07.07.25], sonucu VE PVEQR ile gösterilir. NOT:
Yürütme dizisinde, programın belirli bir Ön operatör ifadesi, parantezsiz gösterim
bölümünden hemen önce gelen bir veya Lukasiewicz gösterimi olarak da
noktaya ait bildirim. adlandırılır.

predefined: önceden tanımlanmış, premise part: dayanak bölümü,


[15.02.05], Programlama dili tanımı ile [28.02.27], bkz. left-hand side
beyan edilen bir dil yapısına ait olma.
ÖRNEK: PL/I dilinde önceden preprocessing: ön işleme, [07.04.80],
tanımlanmış SIN, Fortran dilinde Büyük bir süreçten önce gerçekleştirilen
önceden tanımlanmış veri türü işleme. ÖRNEK: SQL gibi gömülü bir
tanımlaması INTEGER vb. veritabanı dili deyiminin ana dile
çevrilmesi.
predefined identifier: önceden
tanımlanmış tanıtıcı, [15.01.04], Bir preprocessor: ön işlemci, [07.04.79],
programlama dilinin parçası olarak tarif Büyük bir süreçten önce bazı işleme
edilen bir tanımlayıcı. ÖRNEK: Ayrılmış adımları gerçekleştiren program ya da alt
bir kelime. NOT: Önceden tanımlanmış program.
tanıtıcı ayrılmamış ise, tanıtıcıyı kullanan
bir bildirim onun anlamını tanım kapsamı pre-read head: ön okuma kafası,
için yeniden tarif eder. [12.03.29], Aynı veriyi diğer okuma kafası
tarafından okunmadan önce okumak
predefined type: önceden tanımlanmış amacı ile kullanılan ve diğer okuma
tür, [15.04.32], Bir programlama dilinin kafasıyla bitişik olan okuma kafası.
uygun işlemler için sağladığı önceden
tanımlanmış bir tanıtıcı tarafından presentaion layer: sunuş katmanı,
referans gösterilen bir veri türü. [26.02.04], Veriyi temsil etmek için ortak
söz dizimi seçimi ile uygulama verisinin
predicate: yüklem, [17.07.13], Bir bu ortak söz dizimine ve tersine
cümlede referans verilmiş varlıkları dönüşümünü sağlayan katman. NOT:
niteleyen bir fiille benzerliği olan Madde 26.02.01'deki NOT 1'e ve Şekil
kavramsal şema dilindeki dil yapısı. 26.1'e bakınız.

prediction coding tahmin kodlaması, pretest loop: ön testli döngü, [07.03.13],


[29.01.24], (Konuşma tanıma ve Testi döngü gövdesine girmeden önce
sentezlemede) Girdi sinyali ile sabit süreli gerçekleştiren döngü denetimi. ÖRNEK:
bir zaman penceresi üzerinde tahmin Ada’daki bir "for" döngüsü. NOT:
edilen bir sinyal arasındaki farkı Genellikle ön testli döngü tercih edilir
kodlamak için kullanılan konuşma çünkü son testli döngü testin ilk
kodlaması. gerçekleştirilmesinden önce döngünün
bir kez yürütülmesine izin verir.

166
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

prevarication: yayma, [16.04.06], bkz. print bar: vuruş çubuğu, [12.07.09], bkz.
spread type bar

preventive maintenance: koruyucu print drum: yazma tamburu, [12.07.12],


bakım, [14.03.04], Arıza olasılığını Olası her yazma konumundaki kabartma
azaltmak ya da bir işlevsel birimin karakterleri içeren dönen silindir.
işlevselliğindeki azalmayı önlemek için
belirli kriterlere göre ya da önceden print preview: baskı ön izleme,
belirlenmiş zaman aralıklarında [23.03.05], Sayfanın basıldığında alacağı
gerçekleştirilen bakım. görüntüyü olabildiğince yakın olarak
oluşturan, belgenin bir sayfasının
previewer: ön izletici, [23.03.06], Baskı görüntüsü. NOT: Görülen metnin
ön izleme için kullanılan yazılım. aynısının basılması, basıldığında
görüleceği şekilde sürekli bir metnin
primary index: birincil indeks, görüntüsünü sağlarken baskı ön izleme
[17.08.09], Birincil anahtarlar için indeks. işlevi kullanıcı tarafından çağrılmalıdır.

print server: yazıcı sunucusu,


primary key: birincil anahtar, [17.03.11], [18.01.19], Yazdırma kaynaklarını
Bir kaydı tanımlayan anahtar. yöneten ve bu kaynaklara erişimi
düzenleyen sunucu.
primary recipient: birincil alıcı,
[32.08.03], Bir iletinin asıl alıcısı olarak print through: istenmeyen aktarım,
amaçlanan alıcı. [12.01.18], Manyetik ortamda bulunan iki
parçanın bir araya gelmesiyle birinden
primary station: birincil istasyon, diğerine oluşan istenmeyen kayıtlı sinyal
[09.06.41], Üst seviye veri bağlantı aktarımı.
denetiminde, veri hattının ana kontrol
fonksiyonlarını destekleyen, iletilmek için print wheel: yazdırma çarkı, [12.07.13],
komutlar üreten ve alınan cevapları Tek yazma konumundaki tüm karakter
yorumlayan veri istasyonun parçası. kümesini içeren dönen disk. NOT:
NOT: Ana istasyona tahsis edilen belirli Papatya dizimi bir yazdırma çarkı
sorumluluklar, yer değiştirme sinyalinin örneğidir
kontrolünün başlatılması, veri akışının
düzenlenmesi ile hata kontrol ve hata printer: yazıcı, [12.07.01], Önceden
geri kazanım fonksiyonlarını göz önünde belirlenmiş bir karakter kümesine ilişkin
bulunduran işleri içerir. ayrık grafik karakterlerinin bir dizisi
şeklinde, verinin kalıcı bir kaydını üreten
primitive: temel öğe, [26.03.15], Bir çıktı birimi. NOT: Bir çok durumda,
hizmet sağlayıcısı ile hizmet kullanıcısı yazıcılar çizici olarak ta kullanılabilir.
arasındaki etkileşimin özet bir tarifi. NOT
1: Bir hizmet kullanıcısı genellikle bir printing calculator: kağıda yazan hesap
varlıktır. Belirli bir katmandaki hizmet makinesi, [22.02.10], Elde edilen sonuç
sağlayıcısı genellikle o katmanın verisinin kağıda yazıldığı hesap
varlıklarından ve daha alt katmanın makinesi.
hizmetinden meydana gelir (fiziksel
katman hariç). Böylece, bir temel öğe privacy: kişisel gizlilik , [08.01.23], Birey
aynı zamanda iki bitişik varlık arasındaki hakkında usulsüz veya kanunsuz olarak
etkileşimin kısa bir tarifidir. NOT 2: Şekil bilgi toplanması ve bunun kullanılması ile
26.3’e bakınız. neticelenen, bireyin özel yaşamına veya

167
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

işlerine yetkisiz girişlerin olmayacağından privileged instruction: ayrıcalıklı komut,


emin olma. [07.09.26], Yalnızca belirli modda
yürütülebilen komut.
privacy protection: kişiye özelin
korunması, [08.06.08], Kişiye özel olanın PRMD: [32.02.14], bkz. private
korunmasını garanti etmek için alınan management domain
tedbirler. NOT: Tedbirler, verinin
korunması, bireyler hakkında veri probe: sorgulama, [32.03.09], (Elektronik
toplamada, verinin bir araya postada) İleti aktarma ile gönderilen ve
getirilmesinde ve verinin işlenmesindeki iletinin dağıtılıp dağıtılmağını belirlemek
sınırlamaları içerir. için kullanılan bilgi nesnesi. NOT 1:
Sorgulama zarfı içinde bulunan nitelikler
private: özel, [15.09.04], Kullanıcılarına dağıtılabilirliği belirlenmesi gereken
doğrudan sunulmayan dil yapılarının iletilerin bir sınıfını tanımlar.
karakteristiklerine ait. NOT 2: Sorgulama dağıtım listeleri
tarafından genişletilmeyebilir.
private domain name: özel alan adı,
[32.05.14], Bir ülkeye ya da idari yönetim
alanına ilişkin bir özel yönetim alanını problem definition: problem tanımı,
tanımlayan nitelik. NOT: Çizelge 32.1 ve [20.02.03], Problemin çözümü için
Çizelge 32.2’ye bakınız. kullanılacak verileri, metodları,
yordamları ve çözüm algoritmalarını
private key: gizli anahtar, [08.03.10], içerebilen problem ifadesi.
Kullanıcısının özel kullanımı için
düzenlenmiş şifre çözme amaçlı anahtar. problem description: problem
açıklaması, [20.02.03], bkz. problem
private management domain: özel definition
yönetim alanı, [32.02.14], Belirli bir
ülkenin telekomünikasyon kurumu problem reduction problem indirgeme,
tarafından tanınan bir telekomünikasyon [28.03.15], Genellikle çözümü özgün
işletmeninden farklı bir kuruluş tarafından probleme göre daha kolay olan birkaç alt
yönetilen yönetim alanı. NOT: Şekil probleme parçalamak için işlemlerin
32.5’e bakınız. kullanıldığı problem çözme.

private part: özel kısım, [15.06.27], problem solving: problem çözme,


İşlem geliştirme tarafından ihtiyaç [28.01.12], İstenilen bir amaca
duyulan yapısal ayrıntıları sağlayan yönlendirebilen eylemler ve işlemler
ancak paketin işlevsel kullanıcılarına sırasının belirlenmesi. NOT: Problem
erişilemez ve onlar ile ilgisi olmayan çözme genellikle, bir kişinin ilk durumdan
paket bildiriminin parçası. başlayarak istenilen sonucu bulmak için
problem uzayında arama yapmayı
private type: özel tür, [15.04.25], Bir sürdürdüğü bir süreçtir. Başarılı problem
program içinde; bir verinin yapısı, çözme, ilk durumu bilmeye, kabul
değerler kümesi ve işlemleri tanımlanan edilebilir bir sonucun ne olacağına,
fakat kullanılabilirliği bu programın istenilen bir amacın verilmesine ve
ayrıcalıklı bölümleri için sınırlandırılmış problem uzayını tanımlayan işlemlere ve
olan veri türü. ÖRNEK: Ada dilinde, öğelere dayalıdır.
açıkça erişilebilir yapılan işlemler hariç
sadece tahsis etme, eşitlik ve eşitsizlik problem space problem uzayı,
kullanıcılara erişilebilir durumdadır. [28.03.12], Belirli bir problem çözülürken
dikkate alınan öğeler ve işlemler

168
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

arasındaki etkileşimlerin procedure call: işlem çağırma deyim,


çözümlenmesinde kullanılabilen olası [15.05.25], bkz. procedure call statement
durumların tümü tarafından tanımlanan
kavramsal ya da biçimsel alan. procedure-call statement: işlem
çağırma, [15.05.25], Bir işlemin
problem-oriented language: problem çalışmasını başlatan ve gerçek
yönelimli dil, [07.01.15], Belirli bir parametreleri sağlayan basit deyim.
uygulama alanına ait kavramları yansıtan NOT: İşlev çağırma ile mukayese ediniz.
programlama dili. ÖRNEK: Veritabanı
uygulamaları için SQL, iş uygulamaları procedure-oriented language: yordam
için COBOL. yönelimli dil, [07.01.18], bkz. procedural
language
procedural cohesion: yordamsal
bağlılık, [07.12.11], Bir modülün process: süreç, 1. [01.01.24], Belirli
etkinliklerinin tümünün bir yineleme ya da şartlar altında gerçekleştirilen, etkisi veya
karar süreci gibi verilen bir yordama katkı amacıyla tanımlanmış olayların önceden
sağladığı bağlılık. belirlenen akışı. 2. [21.01.01], (Teknik)
Fiziksel değişkenlerin izlendiği ya da
procedural knowledge: yordamsal bilgi, denetlendiği bir aygıt tarafından
[28.02.23], Bir problemi çözmek ya da bir gerçekleştirilen işlemler kümesi. ÖRNEK:
amaca ulaşmak için atılması gereken Bir rafinerideki sıvılaştırma ve damıtma;
adımları açıkça belirten bilgi. bir uçaktaki otomatik pilot ve otomatik
iniş işlemi. 3. [01.01.25], (Veri işlemede)
procedural language: yordamsal dil, Bir programın tamamının veya
[07.01.18], Belirli bir sırada yürütülecek, parçalarının çalışması esnasında oluşan
belirli deyimler ya da komutları vererek olayların önceden belirlenen akışı. 4.
bir veri işleme sisteminin eylemleri ile [10.01.04] (f.) (Veri) Veri üzerinde
başarılacak duruma ulaşmak için gerekli işlemler yapmak. 5. [10.01.03], (Bir veri
yöntemleri sağlayan programlama dili. işlem sisteminde) Belirli bir amaç veya
ÖRNEKLER: Ada, BASIC, COBOL, sonuca göre oluşan olayların gidişi.
Fortran ve Pascal.
process computer system: süreç
procedural security: yordam güvenliği, bilgisayar sistemi, [21.01.02], Bir teknik
[08.01.02], bkz. administrative security. süreci izleyen ya da denetleyen ve süreç
ara yüz sistemi olan bilgisayar sistemi.
procedure: yordam, [15.06.11],
Parametre mekanizmasının parçası hariç process control equipment: süreç
olmak üzere bir veri değerini denetim teçhizatı, [21.01.04], Bir teknik
döndürmeyen alt program. NOT 1: sürecin değişkenlerini ölçen, süreç
COBOL dilinde, bir işlem, işlem bölümü bilgisayar sisteminden gelen denetim
içinde bir paragraf, mantıksal olarak sinyallerine göre süreci yönlendiren ve
birbirini izleyen paragraflar grubu veya uygun sinyal dönüşümlerini sağlayan
(hiç paragraf olmayan veya birden çok teçhizat. ÖRNEK: Algılayıcılar,
paragraf içeren) bir bölümdür. NOT 2: dönüştürücüler ya da hareket ettiriciler.
Bazı programlama dillerinde (Örneğin, C
ve C++ gibi), işlem dil yapısı, process interface system: süreç ara
kullanılmayacak veya geçerli yüz sistemi, [21.01.03], Bir süreç
olmayabilecek veri değerlerinin geri bilgisayar sisteminde, süreç denetim
getirilmesinden başka, işlev dil yapısı ile cihazını bilgisayar sistemine uyarlayan
arasında fark yoktur. işlevsel birim.

169
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

process interrupt signal: süreç kesme production rule: üretim kuralı,


sinyali, [21.01.11], Bir teknik süreçten [28.02.29], Kural temelli bir sistemde
gelen ve süreç bilgisayar sisteminde bilgiyi temsil eden bir "eğer-ise" kuralı.
kesintiye sebep olan sinyal.
production system: üretim sistemi,
processing unit: işlem birimi, [01.03.01], [28.04.14], bkz. rule-based system
Bir veya daha fazla işlemci ve onların
dahili belleklerinden oluşan işlevsel birim. program: program, [01.05.01], Belirli bir
NOT: Türkçede işlemci terimi, işletim fonksiyonu, işi veya problemi çözmek için
birimi ile eş anlamlı olarak sıkça ihtiyaç duyulan ifadeleri, deyimleri veya
kullanılır. komutları düzenleyen ve belirli bir
programlama dilinin kurallarına tatbik
processor: işlemci, [10.01.02], eden sözdizim birimi.
[01.03.08], Bir bilgisayardaki komutları
çalıştıran ve yorumlayan fonksiyonel program: programlamak, [01.05.02], (f)
birim. NOT: Bir işlemci en az bir komut Programları tasarımlamak, yazmak,
kontrol birimi ile matematiksel ve düzeltmek ve test etmek.
mantıksal birimi bulundurur.
program design language: program
processor time: işlemci zamanı, tasarım dili, [07.01.38], Özel dil yapıları
[07.06.05], İşlemcilerin gerçekte bir ve bazen bir programın tasarımını
programı yürüttükleri zaman aralıkları geliştirmek, çözümlemek ve dokümante
toplamı. NOT: Geçen zaman ile etmek için doğrulama protokolleri olan
karşılaştırılmalıdır. tasarım dili.

product: çarpım, [02.C.23], Çarpma program generator: program üretici,


işleminin sonucu olan sayı veya [07.04.78], Diğer programları üretebilen
büyüklük. program.

product assurance: ürün güvencesi, program library: program kütüphanesi,


[14.01.02], Önceden belirlenmiş [07.11.04], Programlar ya da program
gereksinimlerin tasarım aşamasından bölümleri ve olasılıkla bunların
itibaren dikkate alındığını ve oluşturulan kullanımına ait bilgilerin düzenli
ürünün kendisinden beklenen kalite topluluğu. NOT: Bir program
kriterlerini ürün yaşam süresi boyunca kütüphanesi, bir yordam kütüphanesi ya
taşıyacağını garanti etmek için da bir kaynak program kütüphanesi gibi
gerçekleştirilen etkinlik ve şartlar. genellikle kendi öğelerinin özelliğine göre
adlandırılır.
product modeling: ürün modelleme,
[24.02.06], Bir cismin katı özellikleri program maintenance manual:
yanında onun üretimi için gerekli olan program bakımı el kitabı, [20.06.08], Bir
bilgi ile ilişkili üç boyutlu bir geometrik programa bakım yapmak için gerekli
modelleme. NOT: Üretim için gerekli olan bilgiyi içeren doküman.
bilgi; malzeme, tolerans ve kullanılacak
aletler hakkındaki bilgiyi kapsar. program specification: program
belirtimi, [20.06.06], Bir programın
production planning control system: bakımını kolaylaştıracak ve
üretim planlama denetim sistemi, programlamaya izin verecek düzeyde
[24.01.12], Üretim planlarını oluşturmak, programın işlevlerini ve yapısını detaylıca
yürütmek ve denetlemek için kullanılan açıklayan doküman.
veri işleme sistemi.

170
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

program unit: program birimi, programming environment:


[15.06.01], Derleme, bağlama veya programlama çevresi, [07.04.03],
çalıştırma gibi eylemlere göre ayrık ve Programların hazırlanmasını destekleyen
tanımlanabilir olması amacı ile geliştirilen donanım ve yazılım araçları topluluğu.
ve diğer programlar veya program
parçaları ile etkileşebilen bir program programming language: programlama
parçası. NOT 1: "Modül" terimi ile dili, [07.01.03 (01.05.10)], Programları
referans gösterilen kavram farklı ifade etmek amacıyla kullanılan yapay
programlama dillerine göre değişebilir. dil.
NOT 2: Şekil 15.2'ye bakınız.
programming support environment:
programmable breakpoint: programlama destek çevresi, [07.04.03],
programlanabilir kesme noktası, bkz. programming environment
[07.06.27], Başlatıldığında daha önceden
belirlenmiş bir hata ayıklama sürecini programming system: programlama
otomatik olarak başlatan kesme noktası. sistemi, [07.11.03], Bir programlama
çevresinde, geliştirme için gerekli
programmable calculator: programlama dilleri ve yazılım araçları ve
programlanabilir hesap makinesi, bu programlama dillerinde ifade edilen
[22.02.17] Programı işletmen tarafından programların kullanımı.
değiştirilebilen hesap makinesi.
program-sensitive fault: programa
programmable read-only memory: duyarlı bozukluk, [14.02.03], Bazı komut
programlanabilir salt okunur bellek, dizilerinin yürütülmesi sonucu ortaya
[12.02.15], İçerisine veri yazılabilen ve çıkabilen bozukluk.
içerisinden veri okunabilen bellek aygıtı.
NOT: RAM, “Random Access Memory” project: proje, [20.07.01], Hedefleri,
sözcüklerinin kısaltmasıdır ve doğrudan büyüklüğü ve süresi önceden
erişimli bellek aygıtları için kullanılır. belirlenerek üretilen iş.

programmable terminal: project control: proje denetimi,


programlanabilen terminal, [01.03.14], [20.07.04], Bir projenin ilerleyişi, kalitesi
Veri işleme kapasitesine sahip olan ve kaynakların verimli kullanımının proje
kullanıcı terminali. planı ile karşılaştırılarak adım adım
izlenmesi ile ilgili faaliyetler.
programmer: programcı, [07.04.01],
Programları tasarlayan, yazan ya da test project management: proje yönetimi,
eden kişi. [20.07.02], Proje planlaması ve proje
denetimi ile ilgili faaliyetler.
Programmer’s Hierarchical Interactive
Graphics System: Programcı İçin project planning: proje planlama,
Hiyerarşik Etkileşimli Grafik Sistemi, [20.07.03], Bir projenin temel
[13.01.18], Hiyerarşik grafik verisinin bileşenlerinin, zamanlamasının,
tanımı, düzenlenmesi, depolanması ve kaynaklarının ve yordamlarının
görüntülenmesini kontrol eden standard belirtimiyle ilgili faaliyetler.
bir grafik destek işlevleri kümesi.
project specification: proje belirtimi,
programming: programlama, [01.05.03], [20.07.07], Bir projenin hedeflerinin,
Programları tasarlama, yazma, düzeltme gereksinimlerinin, kapsamının ve diğer
ve test etme. projelerle ilişkilerinin belirtimi.

171
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

projection: projeksiyon, [17.04.09], bir iş durumu hakkındaki varlıkları


Verilen bir ilişkinin niteliklerinin bir alt ilgilendiren işlerin anlaşılabilir durumu.
kümesini kullanarak yeni bir ilişki
oluşturan ilişkisel cebir işlemi. prosodic rule: ölçü birimsel kural,
[29.03.08], bkz. prosody rule
PROM: [12.02.15], bkz. programmable
read-only memory prosody rule: ölçü birim kuralı,
[29.03.08], Konuşma hızını, ses
prompt: bilgi isteği, [01.06.07], perdesini, ses dalgasını, yüksekliğini ve
Kullanıcının cevabını istemek için bir vurguyu belirten işaretleri sağlamak için
program tarafından gönderilen görüntü konuşulacak seslerin belirleyici ses
veya ses mesajı. sembolleri sırasına uygulanan kural.

proof of correctness: doğruluk ispatı, protection: koruma, [10.05.10], Bir


[07.07.28], Doğruluk ispatlamanın bilgisayar sisteminin bütününün veya bir
uygulanması sonucu olan ispat. parçasının kullanımını veya erişimini
sınırlamak için yapılan düzenleme.
proof of delivery service: dağıtımı
kanıtlama hizmeti, [32.06.12], Bir ileti protection exception: koruma özel
göndericisinin bir iletinin amaçlanan durumu, [07.06.53], Bir programın
alıcılara dağıtıldığına dair doğrulama saklama aygıtındaki korumalı bir alana
almasına izin veren hizmet. erişmeyi denemesi ile ortaya çıkan özel
durum.
proof of submission service:
göndermeyi kanıtlama hizmeti, protocol: protokol, 1. [09.06.04], İletişim
[32.06.11], Bir ileti göndericisinin iletinin yapılmasında fonksiyonel birimlerin
dağıtım için amaçlanan alıcılara davranışlarını belirleyen kurallar kümesi.
gönderilmesi ile ilgili kimlik doğrulama 2. [15.09.07], (programlama dillerinde)
yollarını ileti aktarma sisteminden Mesajların değişiminde nesnelerin
almasını sağlayan hizmet. davranışını belirleyen kurallar kümesi. 3.
[26.03.03], (OSI 'de) İletişim işlevlerinin
prop: destek, [28.02.17], Bir senaryonun gerçekleştirilmesinde aynı katmandaki
yürütülmesi esnasında kendi kendine varlıkların davranışlarını belirleyen
hiçbir eylem gerçekleştirmeyen varlık. sözdizimsel ve anlamsal kurallar kümesi.

propagate (an exception): yaymak (bir protocol control information: protokol


özel durum), [07.06.49], (f.) Verilen bir denetim bilgisi, [26.03.04], Bir sonraki alt
modülde gerekli işleme eksikliği katman tarafından sağlanan hizmetler
nedeniyle denetimi önceden çağıran bir aracılığıyla, katmanların ortak işlemlerini
modül ya da iç modülün özel durum koordine etmek için belirli bir katmanın
işleyicisine aktarmak ya da bir özel varlıkları arasında değiştirilen veri. NOT:
durum işleyici içinde özel durumu açıkça Şekil 26.2’ye bakınız.
yeniden üretmek.
protocol data unit: protokol veri birimi,
proper subset: asıl alt küme (Ast [26.03.06], Verilen bir katmanın protokolü
Küme), [02.C.05], Kümenin tüm ile belirlenen ve bu katmanın protokol
elemanlarını kapsamayan alt küme. denetim bilgisini ve muhtemelen bu
katmanın kullanıcı verisini içeren veri
proposition : önerme , [17.02.07], İddia kümesi. NOT: Şekil 26.2’ye bakınız.
edilmesi veya yalanlaması mümkün olan

172
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

prototype: prototip, [20.01.08], Sistem tablası üzerine elle konumlanan bir


tasarımının, performansının ve üretim işaretleme cihazı.
potansiyelinin değerlendirilmesi için
uygun olan; ya da gereksinimlerin pull-down menu: aşağı çekme (pull-
belirlenmesi ya da daha iyi anlaşılmasına down) menüsü, [13.05.43], bkz. menu
olanak sağlayan temel gerçekleştirme ya bar
da model.
pulse: vuru, [03.01.08], İlgilenilen zaman
pruning: budama, [28.03.30], Bir arama aralığına göre başlangıç değeriyle son
ağacındaki bir veya daha fazla dalı yok değerinin aynı olduğu kısa süredeki
sayarak problem çözümünü en iyi genlik değerindeki değişme.
duruma getirme tekniği.
pulse string: vuru dizisi, [03.01.09], bkz.
pseudocode: yapay kod, [07.01.39], pulse train.
Bilgisayar tarafından işlenir olması
gerekmeyen ama insanlar için bir pulse train: vuru treni, [03.01.09], Aynı
program belgesinin tasarımını yapmayı özelliklere sahip bir vuru serisi.
amaçlayan doğal dilden olanlarla birlikte
bir programlama dilinden dil yapılarının punced card: delinmiş kart, [12.01.63],
birleşimi. ÖRNEK: Üzerinde delik örüntüleri bulunan kart.
EĞER veri beklenenden daha hızlı
punch: delgi, [12.06.03], Veri ortamında
gelir
delikler oluşturmak için kullanılan aygıt.
İSE her üçüncü girdiyi reddet
DEĞİLSE alınan tüm verileri işle punch card: delikli kart, [12.01.62],
EĞERSONU. Üzerine delik örüntülerinin delinebileceği
kart.
pseudo-random number sequence:
sözde rasgele sayı dizisi, [02.03.09], punch path: delgi yolu, [12.06.22], Bir
Bazı aritmetik işlemler tarafından delgide, delgi istasyonu olan kart yolu.
belirlenen; ancak gereken amaç için fiilen
rasgele olan sayı dizisi punch position: delgi konumu,
[12.06.02], Üzerine veri kaydetmek
public key: açık anahtar, [08.03.11], amacıyla delgi yapılabilen, bir veri ortamı
Herhangi bir varlık tarafından, karşılık üzerindeki tanımlanmış yer.
gelen özel anahtarın sahibi tarafından
şifrelenmiş, haberleşme için kullanılması punch station: delgi istasyonu,
amaçlanan anahtar. [12.06.04], Delgi içerisinde bulunan ve
veri ortamının delindiği alan.
public-key cryptography: Açık anahtar
şifreleme, [08.03.12], Bünyesinde punched tape: delinmiş şerit, [12.01.59],
bulunan bir ortak anahtar ile karşılık Üzerinde delinmiş delik örüntüleri olan
gelen özel anahtarın şifreleme ve şifre şerit
çözme için kullanıldığı şifreleme. NOT:
Şifreleme için bir açık anahtar punched tape reader: delikli şerit
kullanılıyorsa, karşılık gelen anahtar, okuyucu, [12.06.14], Delinmiş şerit
şifre çözme için kullanılmalıdır. Bunun üzerindeki delik orüntülerini okuyan ya da
tersi de geçerlidir. algılayan ve veriyi delik örüntülerinden
elektrik sinyallerine dönüştüren girdi
puck: işaret damgası, [13.04.30], birimi.
Görüntüleri izlerken girdi noktalarının
kayıt etmek için bir grafik tabletinin

173
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

punching position: delme konumu,


[12.06.02], bkz. punch position

punctuation capability: noktalama


yeteneği, [22.03.05], Kağıda yazılan ya
da ekranda gösterilen rakamların,
ondalık işaretin solundan itibaren üçer
basamaklı gruplara bölünmesi yeteneği.

pushbutton: düğme, [13.04.36],


Alternatif hareketler ve nesneler
kümesinden seçim yapmak için
kullanılan, ekran alanında bir işlev tuşu
veya bu tuşun simulasyonu.

pushdown list: aşağı itme listesi,


[04.08.06], bkz. stack.

pushdown storage: ters bellek,


[12.02.24], En son eklenen verinin ilk
olarak erişilebileceği biçiminde
düzenlendiği bellek aygıtı. NOT: Bu
yöntem “son giren ilk çıkar (LIFO)” olarak
tanımlanmaktadır.

pushed window: geride duran pencere,


[13.05.35], Pencereler kümesinde o anda
etkin olarak kullanılmayan pencere.

pushup list: ileri itme listesi, [04.08.07],


bkz. queue.

pushup storage: kuyruk bellek,


[12.02.25], İlk olarak eklenen verinin ilk
olarak erişilebileceği biçiminde
düzenlendiği bellek aygıtı. NOT: Bu
yöntem “ilk giren ilk çıkar (FIFO)” olarak
tanımlanmaktadır.

174
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Qq

qaise statement: yükseltme deyimi, toplayıcıları ve kare alma işlev


[15.05.29], Bir istisna durumu duyuran üreteçlerini de içeren ve işlemi x =
veya istisna durumun olmasına sebep [(x+y)2 - (x-y)2] / 4 özelliğini temel alan
olan basit deyim. örneksel çarpıcı.

quadtree: dört bölümlü ağaç yapısı, quasistable stable: kararlımsı durum,


[13.02.36], İki boyutlu bir nesnenin, her [03.01.03], bkz. unstable state.
homojen olmayan çeyrek parçanın
seçilmiş bir özelliğe göre çeyrek query language: sorgulama dili,
parçaların homojen oluncaya kadar veya [17.07.07], Bir veri tabanında
önceden belirlenen bir kesim derinliğine kullanıcıların veri almaları ve muhtemel
ulaşılıncaya kadar tekrarlamalı bir şekilde veri düzeltmeleri için kullanılan veri
alt bölümlere ayrılarak düzenlendiği, işleme dili. ÖRNEK: SQL (sepuential
dörde ayrılan bir ağaç yapısı olarak query langage - sıralı sorgulama dili).
anlatımı. NOT 1: Dört bölümlü ağaç
yapısı tekniği iki boyutlu bir nesne ile ilgili query: sorgulama, [17.07.08], Belirli
saklanan veriyi sıkıştırır. NOT 2: Şekil koşullara dayalı olarak doğrudan veri
13.3'e bakınız. elde etme veya bir veri tabanından veri
getirme talebi. ÖRNEK: Belirli bir uçakta
qualification: özellik, [15.03.18], bkz. boş bir koltuk için bir rezervasyon sistemi
name qualification talebi.

quality assurance: kalite güvencesi, queue: kuyruk, [04.08.07], Listeden


[20.05.01], Bir sistemin ya da sistem çıkartılacak elemanı ilk önce listeye
bileşenlerinin belirlenmiş teknik eklenmiş olan eleman olacak şekilde
gereksinimlere uygunluğunu garanti yapılandırılmış ve düzenlenmiş olan liste.
etmek amacıyla yapılan planlı sistematik NOT 1: Bu yöntem “ilk-giren-ilk-çıkar”
çalışmalar. şeklinde tanımlanmaktadır (FIFO). NOT
2: Şekil 4.1’e bakınız.
quantize: nicemlemek, [02.09.10], (f)
Eşit genişlikte olmaları gerekmeyen, quotient: bölüm, [02.C.26], Bir bölme
çakışmayan sonlu sayıda bir aralık işleminin sonucu.
içinde; bir değişkenin değer kümesini
bölmek ve aralık içinde ayrılan bir değer
tarafından her aralığı göstermek.

quarter-squares multiplier: parabolik


çarpım birimi, [19.01.07], Eviricileri,

175
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Rr

radial basis function: radyal temelli sayıyı çıkartarak türetilebilen tümleyen.


işlev, [34.03.14], Bağlantı ağırlık vektörü ÖRNEK: Üç hane kullanan ondalık
tarafından belirlenen bir noktada sistemde, 830 sayısı 170’in kök
ortalanan ve konumunun ve genişliğinin tümleyenidir, kökün kuvveti: 1 000
öğrenme ile ayarlandığı etkinleştirme (=103). NOT: Kök tümleyeni önce eksik
işlevi. NOT 1: Bir radyal temelli işlev kök tümleyeni türeterek, ardından
ağında, radyal temelli işlevler gizli sonucun en anlamlı hanesine 1
sinirlerin etkinleştirme işlevidirler ve ekleyerek ve herhangi bir elde sayısı
örüntüleri temsil etmek için temel seti varsa onu kullanarak elde edilebilir.
oluştururlar. NOT 2: Bir radyal temelli
işlev monoton olan olağan etkinleştirme radix notation: kök sayı gösterimi,
işlevlerinin aksine en çok ve en az [05.04.09], İçerisinde, herhangi bir sayı
değere sahiptir. En çok kullanılan radyal hanesinin ağırlığının bir sonraki daha
temelli işlev Gaussian işlevidir. düşük ağırlıklı sayı hanesinin ağırlığına
oranının pozitif bir tamsayı olduğu bir
radial basis function network: radyal konumsal gösterim. NOT: Herhangi bir
temelli işlev ağı, [34.02.29], Her bir gizli sayı hanesindeki sayının izin verilebilir
sinirin, etkinleştirme işlevi olarak bir değer aralığı sıfırdan sayı hanesinin kök
radyal temelli işlevi kullandığı ve çıkış eksi bir olduğu yere kadardır.
sinirlerinin bu radyal temelli işlevin
doğrusal birleşimini gerçekleştirdiği ileri radix point: kök nokta, [05.04.11], Kök
beslemeli ağ. notasyonda ifade edilen bir sayının
gösteriminde, ondalık kısımla ilişkili
radix: kök, [05.04.10], Bir kök bölümden, tam sayı kısımla ilişkili
gösteriminde, bir sonraki daha yüksek bölümün ayrım yeri.
ağırlıklı sayı hanesinin ağırlığını elde
etmek için verilen bir sayı hanesinin radix-minus-one complement: kök eksi
ağırlığıyla çarpılacak olan pozitif tam bir tümleyeni, [05.08.05], bkz.diminished
sayı. ÖRNEK: Ondalık sistemde, her bir radix complement
sayı hanesinin kökü 10’dur ve her bir
sayı hanesindeki ağırlık 10’un tam sayı ragged left: hizalanmamış sol,
üsleridir. [23.06.17], Sol kenar boşluğuna
hizalanmamış olan metne ait.
radix: kök , [05.03.01], bkz. base
ragged right: hizalanmamış sağ,
radix complement: kök tümleyen, [23.06.16], Sağ kenar boşluğuna
[05.08.02], Sabit kök notasyonunda, hizalanmamış olan metne ait.
kökün belirli bir kuvvetinden verilen bir

176
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

raise (an exception): üretmek (bir özel sağlayan çizgilerinin önceden belirlenmiş
durum), [07.06.46], (f.) Belirli bir koşulun örüntüsü.
ortaya çıkmasıyla başlatılacak bir özel
duruma neden olmak. raster display: ızgara gösterimi,
[13.03.34], bkz. raster image
RAM: [12.02.14], bkz. programmable
read-only memory raster graphics: ızgara grafikler,
[13.01.12], Ekran görüntüsünün satırlara
random access: rasgele erişim, ve kolonlara ayrılmış bir piksel dizisi
[12.02.22], bkz. direct access içinde düzenlendiği bilgisayar grafiği.

random network: rastgele ağ, raster image: ızgara görüntüsü,


[34.02.19], bkz. randomly connected [13.03.34], Bir ızgara taramayı kullanan
network bir görüntü cihazı tarafından üretilen
görüntü.
random number: rasgele sayı,
[02.03.07], Küme içinde her sayının raster plotter: ızgara çizici, [13.04.12],
bulunma olasılığı aynı olan, bilinen bir Satır satır tarama tekniği kullanarak bir
sayı kümesinden seçilmiş bir sayı. görüntü yüzeyi üzerinde görüntü üreten
çizici.
random number sequence: rasgele
sayı dizisi, [02.03.08], Yalnızca raster scan: ızgara tarama, [13.03.33],
kendisinden önce gelen sayının Tüm görüntü uzayını boydan boya çizgi
belirtilmesiyle belirlenemeyen sayı dizisi. çizgi tarama yoluyla görüntü elemanlarını
oluşturma ve kayıt etme tekniği.
randomly connected network: rastgele
bağlantılı ağ, [34.02.19], Yapay sinirlerin raster unit: ızgara birimi, [13.03.25],
rastgele bağlandığı sinir ağı. Bitişik piksellerin arasındaki mesafe.

range: 1. erim, [02.02.07], bkz. span. 2. rasterization: ızgaralama, [13.02.22],


aralık, [15.04.07], (programlama Piksellerden oluşturulmuş bir ekran
dillerinde) Bir ölçüm türünün bitişik veri görüntüsü üreten resimleştirme tekniği.
değerleri kümesi. 3. [02.C.10], (f.) Bir
büyüklük veya işlevin alabileceği rational number: rasyonel sayı,
değerleri belirlemek. [02.03.04], Bir tamsayının sıfırdan farklı
bir tam sayıya bölümü olan gerçek sayı.
range specification: aralık belirleme,
[23.04.27], Bir karakter dizisinin ray tracing: ışın izleme, [13.02.29],
başlangıcının ve sonunun seçimi. NOT: Gözlemcinin gözünden görüntüdeki
Aralık; kelime, satır, paragraf, cümle ya nesnelere doğru ışığın ışınlarının hayalî
da sayfa gibi birimlere dayalı olarak olarak izlenilmesiyle, görüntünün
seçilebilir. parçalarının ekranda gösterilmesi
gereken belirlenme tekniği. NOT: İzleme
rapid enrollment: hızlı kayıt, [29.02.22], yansımaları ve ışık kırılmalarını içerebilir.
Sözcük modellerinin, sistemin
sözlüğündeki her bir sözcüğün eğitim RBF: [34.03.14], bkz. radial basis
çalışmasından ziyade verilen bir metnin function
okunmasına dayalı olarak oluşturulduğu
kayıt işlemi. RBF network: RBF ağı, [34.02.29], bkz.
radial basis function network
raster: ızgara, [13.03.24], Bir görüntü
uzayının taranılarak düzenli görünüm

177
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

RDBMS: RDBMS (kısaltma), [17.04.06], real-time operation: gerçek zamanlı


bkz. relational database management işlem (Örneksel hesaplamada),
system [19.02.07], Zaman ölçeği faktörünün 1
olduğu sırada hesapla modundaki işlem.
read (to): okumak, [06.01.01], (f.) Bir
bellek aygıtından, bir veri ortamından ya real address: gerçek adres, [07.09.43],
da bir başka kaynaktan veri elde etmek. Bir sanal saklama sisteminin ana bellek
bölümündeki bir saklama konumunun
read (write) cycle time: okuma (yazma), adresi.
çevrim süresi, [12.02.37], Ayrı okuma ve
yazma çevrim süreleri olan bir bellek real address: gerçek adres, [10.05.14],
aygıtının ardışık iki okuma (yazma) Gerçek bellekteki bir bellek yerinin
çevrimleri arasındaki en küçük zaman adresi.
aralığı.
real literal: gerçel ifade, [05.02.04], Bir
read access: okuma erişimi, [08.04.20], gerçel sayıyı göstermek üzere kullanılan
Veriyi okuma izni veren erişim hakkı. nümerik ifade.

read head: okuma kafası, [12.03.27], real number: gerçel sayı, [02.03.03],
Yalnızca okuma yeteneği olan manyetik Sabit bir tabanlı sayı sisteminde sonlu ya
kafa. da sonsuz bir sayı tarafından temsil
edilebilen bir sayı (O, - 3 , 5/2 , Ö 11 , p ).
read path: okuma yolu, [12.06.24], Bir
okuyucuda, okuma istasyonuna sahip real open system: gerçek açık sistem,
olan yol. [26.01.02], Diğer gerçek sistemlerle
iletişiminde açık sistem ara bağlantısı
read station: okuma istasyonu, standardlarındaki gereksinimlere uyumlu
[12.06.23], Veri ortamındaki verinin, gerçek sistem. NOT: Bu terim ISO 7498
okuyucuda okunduğu kesim. standardında ayrıca tanımlanmıştır.

read/write head: okuma/yazma kafası, real storage: gerçek bellek, [10.05.13],


[12.03.28], Okuma ve yazma yeteneği Bir sanal bellek sistemindeki ana bellek.
olan manyetik kafa. NOT: Fiziksel olarak, gerçek bellekle ana
bellek aynıdır. Ancak, kavramsal olarak,
read/write opening: okuma/yazma gerçek bellek, bir sanal bellek sisteminin
açılışı, [12.05.12], Disket kılıfı içerisinde kullanıcısına sağlayabileceği adreslerin
bulunan ve okuma/yazma kafalarının aralığını temsil eder. Daha önceleri,
izlere erişimine olanak veren açıklık. kullanıcıya sağlanabilecek adreslerin
tümü ana bellek tarafından sağlanırdı.
read/write slot: okuma/yazma yeri,
[12.05.12], bkz. read/write opening real system: gerçek sistem, [26.01.01],
Bağımsız bir bütün olarak bilgi işleme,
read-only memory: salt okunur bellek, bilgi aktarma ya da her ikisini birden
[12.02.13], Normal koşullarda, içerisinde gerçekleştirebilen bir ya da daha fazla
bulunan verinin yalnızca okunabildiği bilgisayar, ilişkili yazılım, çevre cihazları,
bellek aygıtı. terminaller, bilgisayar işletmeni, fiziksel
süreçler ve iletişim araçlarından oluşan
ready: hazır (Niteleyici), [07.10.06],
küme. NOT: Bu terim ISO 7498
Görevin işleme için beklediği ve
standardında ayrıca tanımlanmıştır.
engellenmediği bir yürütülebilir görevin
görev durumuna ait. NOT: Şekil 7.7’ye
bakınız.

178
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

real time: gerçek zamanlı, [10.03.04], receiving service user: alıcı hizmet
(s.) Dış süreç tarafından zorlanan zaman kullanıcısı, [26.03.14], Özel bir
gereksinimlerine göre bilgisayarın bağlantısız-mod iletimi esnasında ya da
dışındaki bir başka süreç aracılığı ile veri bağlantının veri aktarım evresi esnasında
işleme işlemine ilişkin. NOT: Gerçek bir veri alım düğümü gibi davranan
zamanlı terimi, ilerlerken, insanın araya hizmet kullanıcısı.
girmesiyle etkilenebilen konuşmalı tarz
ve süreçlerde işletilen sistemleri recipient: 1. alıcı, [27.01.10], Bir iletinin
belirtmek için de kullanılır. gönderildiği kullanıcı. NOT: Alma işlemi
amaçlanmış ancak henüz
real type: gerçek tür, [15.04.08], Her bir gerçekleşmemiş ise, bu terim
veri nesnesinin muhtemel yaklaşık bir "amaçlanan alıcı" olarak kullanılmalıdır.
gerçek sayıyı temsil ettiği bir veri türü. 2. alıcı, [32.04.02], Bir ileti alabilen veya
ÖRNEK: İkili sayı sistemindeki 0,1 kendisine bir iletinin adreslendiği kullanıcı
ondalık sayısının sonsuz sayıda hanesi veya dağıtım listesi.
vardır. NOT 1: Gerçek türler ya sabit
noktalı türler ya da kayan noktalı türlerdir. recognition time: tanıma süresi,
NOT 2: Şekil 15.1'e bakınız. [21.03.22], Sayısal giriş sinyalinin
değerinin değişmesi ile bu sinyalin
realm: veri alanı, [17.05.18], (Bir ağ sayısal giriş cihazı tarafından tanınması
modelinde) Bir birim olarak açılabilen ve arasında geçen süre.
kapatılabilen veri tabanı parçası.
recognition vocabulary: tanıma
real-time environment: gerçek zamanlı sözlüğü, [29.02.27], Bir konuşma
çevre, [07.11.10], Gerçek zamanlı tanıyıcının tanımladığı sözcükler ve
programların yürütülmesini destekleyen cümleler topluluğu. NOT: Konuşma
işletim çevresi. sözlüğünün karşıtıdır.

reasoning: akıl yürütme, [28.01.11], Bir reconfiguration: yeniden yapılanma,


insan veya bilgisayarın çözümleme, [14.04.04], Bir bozukluk ya da hatanın
sınıflandırma veya tanı koyduğu, algılanmasından sonra herhangi bir
varsayımlarda bulunduğu, problemleri arızayı önlemek amacıyla ya da işlevsel
çözdüğü veya sonuçlar çıkardığı süreç. birimi kendisinden talep edilen işlevi
yerine getirebileceği bir duruma yeniden
receipt: alma, [32.04.19], (Elektronik getirmek amacıyla işlevsel birimin
postada) Ya bir kullanıcı temsilcisinin bir yapısında gerçekleştirilen değişiklik.
ileti veya raporu doğrudan kullanıcısına
gönderdiği ya da başka bir iletişim record: kayıt, 1. [04.07.03], (Veri
sisteminin ileti veya raporu bir dolaylı organizasyonunda) Bir birim olarak ele
kullanıcıya gönderdiği aktarma adımı. alınan veri elemanları kümesi. 2.
NOT: Şekil 32.6’ya bakınız. [17.05.12], (Veri tabanlarında) Bir kayıt
türünün örneği olan veri nesnesi.
receipt notification: alım uyarısı,
[32.08.11], Kişiler arası iletinin record length: kayıt uzunluğu,
göndericisine kişiler arası iletinin başarılı [04.07.06], Bir kayıttaki bayt’ların sayısı
bir şekilde alındığını rapor eden kişiler veya uygun bir diğer birimi.
arası uyarı. NOT: Başarılı alım, kişiler
arası iletinin beklenen ve düzenlenmiş record size: kayıt büyüklüğü, [04.07.06],
alımını içerebilir. bkz. record length

179
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

record type: kayıt türü, 1. [15.04.20], sinirden giriş yönündeki arka katman
Parçaları alan türleri veya başka kayıt içindeki bir sinire bağlantılar varsa
türleri olan bileşik tür. ÖRNEK: Bir katmanlı ağ yinelenendir.
personel kaydı bu kaydın içinde alt
kayıtlar ve alanlar olarak düzenlenmiş recursion: özyineleme, [07.03.16], Bir alt
olan personel verilerinden oluşabilir. NOT programın ya kendisine bir alt program
1: Bir kayıt türü bir değerler ve işlemler çağrısı içerdiği ya da özgün alt programı
kümesini tanımlar. Böyle bir kayıt türünün çağıran veya sonuç olarak özgün alt
örneği, kendileri kayıt olan değerleri programın bir alt program çağrısına
kapsayabilir. NOT 2: Şekil 15.1'e bakınız. yönelten alt program çağrıları zincirini
2. kayıt türü, [17.05.13], Bileşenleri alan başlatan bir başka alt programı çağırdığı
türleri veya diğer kayıt türleri olan bileşik bir süreç.
tür.
recursive function: yinelemeli
recover: 1. kurtarmak, [07.06.33], (f.) Bir fonksiyon, [02.C.12], Fonksiyonun bir
sistem, dosya, veritabanı ya da diğer bir işlem gören terim olduğu; yerine koyma
kaynağın tümü ya da bir bölümünün veya bağıntılarıyla doğal sayılardan türetilen
gerekli işlevlerin gerçeleştirilebilmesi için ve değerleri doğal sayılar olan fonksiyon.
bir programın yürütülmesinin önceki ya
da yeni durumunu oluşturmak. 2. geri recursively defined sequence: tanımı
kazanım, [09.06.29], Veri iletiminde, veri tekrarlı dizi, [02.04.03], Birinciden sonraki
iletimi esnasında ortaya çıkan hatalı her terimin, işlemin uygulandığı
şartların veya uyuşmazlıkların çözümü terimlerinin önceki elemanların bazılarını
için bir işlem. 3. kurtarma, [07.06.34], ya da hepsini kapsadığı bir işlem
(Bilgisayar programlamada) Kurtarma tarafından belirlenen terimler dizisi. NOT:
süreci ya da sonucu. 4. düzeltme, Tekrarlı bir dizide muhtemelen birden
[17.08.15], (Veri) Dosyaların yedeğinin büyük, sınırlı sayıda tanımlanmamış
alınması ve kopyalama sonrasında bir elemanlar olabilir.
veri tabanının eski haline getirilmesi.
redirection: yeniden yönlendirme,
recovery function: yeniden elde etme [32.04.24], Bir ileti aktarma temsilcisinin
işlevi, [21.03.13], Bir işlevsel birimin bir bir kullanıcı veya iletinin hazır
arızadan sonra normal işlemlerini kullanıcıları arasındaki dağıtım listesini
yeniden başlatması yeteneği. bir alternatif kullanıcı ile değiştirdiği
aktarma olayı.
recovery time: geri kazanım süresi,
[21.04.05], Darbe alınırken ya da redundancy: artıklık, 1. [14.01.12], Bir
gönderilirken, bir darbenin sonu ile bir işlevsel birimin, istenen bir işlevi yerine
sonraki darbenin başlangıcı arasında getirebilmesi ya da verinin bilgiyi
gerekli olan süre. NOT: Bu terim, gösterebilmesi için yeterli yolların dışında
genellikle darbe gönderen ya da alan başka bir yolun bulunması. ÖRNEK: Aynı
cihazlara uygulanır. işlevsel bileşenlerin kullanımı, eşlik
bitlerinin ilave edilmesi. NOT: Artıklık
recurrent network: yinelenen ağ, temelde güvenilirlik ve kullanılabilirliği
[34.02.26], Yapay sinirler arasındaki geliştirmek için kullanılır. 2. [16.03.05],
bağlantıların an az bir geri besleme (bilgi kuramında) Karar içeriği (Ho)’in
döngüsü oluşturduğu sinir ağı. entropi H'yi aşan miktarıdır ve R ile ifade
ÖRNEKLER: Hopfield ağı, Boltzmann edilir. Matematiksel gösterimi aşağıdaki
makinesi. NOT: Katmansız ağ bir gibi verilebilir:
yinelenen ağdır. Verilen bir katman R = HO − H
içindeki sinirler arasında veya verilen bir Genellikle, iletiler uygun kodlar kullanarak

180
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

daha az karakterle temsil edilebilirler; değerlerine benzer olması gibi ilişkiler


artıklık, uygun kodlama ile kodlanmış kümesinin bir özelliği.
iletilerin ortalama uzunluğundaki
azalmanın bir ölçüsü olarak düşünülebilir. referral: tavsiye, [32.09.09], Bir dizin
ÖRNEK: {a, b, c} üç olaydan oluşan bir sistem temsilcisi tarafından bir dizin
küme ve bu olayların oluşma olasılıkları kullanıcı temsilcisine veya bir başka dizin
sırası ile p(a ) = 0,5 , p(b) = 0,25 ve p(c) = sistem temsilcisine çözülemeyen bir
0.25 olsun. Bu kümenin artıklığı: isteğin verilmesi durumunda alternatif bir
R=1,58 Sh – 1,50 Sh = 0,08 Sh ulaşım noktasını kullanma önerisi. NOT:
olarak bulunur. Tavsiyenin nedeni istenen bilginin
mantıksal olarak çok uzakta olması
redundant code: fazlalık kodu, olabilir.
[09.05.06], Karakter, sembol ve sinyal
elemanının veriyi göstermek için gerekli refresh: yenileme (tazeleme), [13.05.06],
olan kodlama kullanılmasından daha Görüntünün ekranda görünebilir olarak
fazla olan kod. kalması amacı ile bir görüntüyü
tekrarlayarak yeniden üretme işlemi.
reel: makara, [12.01.61], Üzerine
şeritlerin sarılabildiği kenarlıklı silindir. refresh rate: yenileme (tazeleme) hızı,
[13.05.07], Bir görüntünün
reentrant: yeniden girişli, [07.03.20], yenilenmesindeki sıklık.
Tekrar tekrar girilebilen ya da önceki
yürütmeler tamamlanmadan önce regeneration: yeniden üretme,
girilebilen yürütülebilir sürümdeki bir [13.05.05], bkz.
program ya da program parçasına ait. Bu
region: bölge, [13.03.14], (Bilgisayar
tür bir programın her yürütmesi tüm diğer
grafiklerinde) Bir görüntü uzayının sürekli
yürütmelerden bağımsızdır.
bir parçası.
reentry point: yeniden giriş noktası,
regular network: düzenli ağ, [18.03.07],
[07.06.19], Bir program, modül veya
İçinde her düğümün veya her düğümler
deyimdeki, bir başka program, modül
sınıfının aynı miktarda dala bağlandığı
veya deyimin yürütülmesinden sonra bu
ağ. ÖRNEK: Şekil 18.3'de gösterilen
program, modül veya deyimin
halka ağ, yıldız ağ, ızgara ağ. NOT: Bir
yürütülmesinin devam ettiği nokta.
düğümler sınıfı, ağlar içindeki düğümün
reference edge: referans kenar uç düğümler ve ara düğümler gibi
[12.01.19], ortam içerisinde yada göreceli konumu ile karakterize edilir.
üzerindeki belirtim yada ölçümleri
reinforcement learning: destekli
oluşturmak için kullanılan bir veri ortamı
öğrenme, [31.03.22], Güven/sorumluluk
kenarı.
ataması ile geliştirilen öğrenme.
reference line: referans satırı,
relation class: ilişki sınıfı, [17.04.02],
[23.02.09], Satırlar arasında dikey
Aynı nitelik kümelerine sahip olan tüm
mesafelerin ölçülmesi ve karakterlerin
ilişkiler. NOT: Bir ilişki sınıfı nitelik isimleri
sıralanması için kullanılan temel yatay
kümesi tarafından vasıflandırılabilir.
satır.
relation: ilişki, [17.04.01], Aynı
referential integrity: referans gösterilen
niteliklere sahip olan varlık olaylarının bu
bütünlük, [17.04.13], İkincil anahtarların
niteliklerle birlikteki grubu. NOT: Bir
nitelik değerlerinin boş değerler olması
ilişkisel veri tabanındaki ilişki varlık
veya diğer ilişkilerin birinci anahtarlarının

181
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

örneklerine karşılık gelen satırlar ve relative entropy: bağıl entropi,


niteliklere karşılık gelen kolonlardan [16.03.04], Entropi H'ın karar içeriği Ho'a
oluşan bir tablo tarafından gösterilebilir. oranı (Hr). Matematik gösterilişi aşağıdaki
gibidir:
relational algebra: ilişkisel cebir, H
[17.04.08], İlişkilerin işlenmesi ve ifade Hr =
HO
edilmesi için bir cebir işlem. NOT: Bir
ilişkisel cebirdeki ortak işlemler
projeksiyon, seçme, birleştirme, ÖRNEK: {a, b, c} üç olaydan oluşan bir
kartezyen sonuç, ayrıştırma, birleştirme küme ve bu olayların oluşma olasılıkları
ve farklılık işlemleridir. sırası ile p(a ) = 0,5 , p(b) = 0,25 ve p(c) =
0.25 olsun. Bu kümenin bağıl entropisi:
relational database management H r = 1,5Sh / 1,580 Sh = 0,95
system: ilişkisel veri tabanı yönetim olarak bulunur.
sistemi, [17.04.06], İlişkisel veri tabanı
için tasarlanmış veri tabanı yönetim relative error: bağıl hata, [02.06.09],
sistemi. Mutlak yanlışın yanlış içindeki doğru,
belirlenmiş veya teorik olarak doğru bir
relational database: ilişkisel veri tabanı, niceliğin değerine oranı.
[17.04.05], Verilerin ilişkisel bir modele
göre düzenlendiği veri tabanı. relative redundancy: bağıl artıklık,
[16.04.01], R’ın karar içeriği H0’a oranıdır
relational language: ilişkisel dil, ve r ile ifade edilir. Matematiksel gösterimi
[17.07.09], Bir ilişkisel veri tabanına aşağıdaki gibi verilebilir:
erişim, bunu sorgulama ve düzeltme için R
veri tabanı dili. r=
HO
relational model: ilişki modeli, NOT: Bağıl artıklık, aynı zamanda bağıl
[17.04.04], Yapısı bir grup ilişkiye dayalı entropi Hr’ı bire tamamlayan sayıdır:
olan veri modeli. ÖRNEK: SQL böyle bir R = 1- Hr
modeli temsil eder.
relative vector: göreceli vektör,
relational structure: ilişki yapısı, [13.03.22], Uç noktası başlangıç noktası
[17.04.03], Verinin ilişkiler olarak ile yer değiştirilmiş olarak verilen vektör.
düzenlendiği veri yapısı.
relay: röle, [26.01.08], Bir açık sistemden
relative address: göreli adres, alınan verinin diğer bir açık sisteme
[07.09.36], Kendisinin bir taban adresten aktarılmasına olanak sağlayan
çıkarılmasıyla bir konumu tanımlayan yönlendirme ve benzerlerinden oluşan
doğrudan adres. işlevler kümesi.

relative command: göreceli komut, reliability: güvenilirlik, [14.01.03], Bir


[13.05.03], Göreceli koordinatları işlevsel birimin, belirli bir zaman
kullanan görüntü komutu. aralığında ve verilen şartlar altında
istenen işlevi yerine getirme yeteneği.
relative coordinate: göreceli koordinat,
[13.02.07], Başka bir adreslenebilir reliable transfer service element:
noktaya göre başka bir adreslenebilir güvenilir aktarım hizmet öğesi,
noktanın konumunu tanımlayan [26.05.06], Uygulama varlıkları arasında
koordinatların herhangi biri. değiştirilen protokol veri birimlerinin
bütünlüğünü garanti eden ve asgari
sayıda yeniden iletim ile uçtaki açık

182
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

sistem başarısızlıklarınının ortadan birleştirilmiş başlangıç noktası arasındaki


kalkmasını sağlayan uygulama hizmet fark.
elemanı.
remainder: kalan, [02.C.27], Bir bölme
relocatable: yer değiştirebilir, [07.05.14], işleminde, bölme işleminin sonuçlarından
Ana belleğin herhangi bir bölümüne biri ve bölenin mutlak değerinden daha
yüklenebilen bir amaç programın tümü ya küçük bir mutlak değere sahip, bölünenin
da bir bölümüne ait. NOT: Başlama bölünmemiş kısmı olan sayı veya
adresi yükleyici tarafından oluşturulur. büyüklük.
Yükleyici daha sonra program
parçalarının yüklendiği saklama remark: yorum, [15.01.11], bkz.
konumlarını yansıtmak için adresleri comment
ayarlar.
remote batch entry: uzaktan toplu giriş,
relocatable address: yer değiştirebilir [10.04.02], Toplu verilerin ve bilgilerin
adres, [07.09.38], Başvurduğu veri yer bilgisayara, bir veri hattından geçerek
değiştirdiğinde ya da bu adresi içeren erişen bir giriş birimi yoluyla girilmesi.
program yer değiştirdiğinde ayarlanması
gereken adres. remote batch processing: uzaktan
yapılan toplu işlem, [10.03.02], Girdi çıktı
relocatable program: yer değiştirebilir birimlerinin bilgisayara veri hatları
program, [07.05.13], Yer değiştirebilir bir üzerinden eriştiği toplu işlem.
biçimde olan amaç program.
remote database access: uzaktan veri
relocate: yer değiştirmek, [07.05.12], (f.) tabanı erişimi, [26.05.15], Bir kullanıcı
Bir adres alanındaki amaç programın uygulama sürecinin, uzak bir veri
tümü ya da bir bölümünü taşımak ve tabanına erişmesini sağlayan uygulama
adreslerde gerekli ayarlamaları yapmak. hizmeti.
Böylece bu dönüşümün sonucu olan ilgili
program parçaları yeni konumda remote job entry: uzaktan toplu iş girişi,
yürütülebilirler. [10.04.03], Toplu işlerin, bilgisayara, bir
veri hattından geçerek erişen bir giriş
relocating assembler: yer değiştirme birimi yoluyla girilmesi.
birleştiricisi, [07.04.17], Sonucu yer
değiştirebilir olan birleştirici. remote maintenance: uzaktan bakım,
[14.03.06], Uzak bir yerdeki bakım
relocating loader: yer değiştirme ünitesinin yardımıyla ya da denetimiyle
yükleyicisi, [07.05.15], Yer değiştirebilir ve mevcut bulunan iletişim olanaklarının
programlar ya da yer değiştirebilir kullanımıyla bir işlevsel birimin bakımının
modülleri işleyen yükleyici. yapılması. NOT: Bu bağlamda sözü
edilen iletişim, işlevsel birimin özellikleri
relocation dictionary: yer değiştirme içerisinde bulunan yerel ağ bağlantısı ile
sözlüğü, [07.05.16], Yer değiştirdiğinde iletişimi içermez.
ayarlanması gereken adresleri
tanımlayan amaç modül ya da yük remote operations service element:
modülü bölümü. uzaktan işlemler hizmet öğesi,
[26.05.05], İşlemleri uzaktan başlatmak
relocation offset: yer değiştirme ve denetlemek için genelleştirilmiş olanak
sapması, [07.05.17], Bir programın sağlayan uygulama hizmet öğesi.
yüklenmiş başlangıç noktası ve

183
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

rendering: betimleme, [13.02.21], Bir parçası yerine yeni bir metin koymasına
görüntünün geometrisini, rengini, temel olanak sağlayan işlev ya da mod.
yapısını, parlaklığını ve diğer niteliklerini
bir ekran görüntüsüne dönüştürme. replay: yeniden oynatma, [07.07.13],
Giriş verisinin yakalandığı ve çözümleme
reorganization: yeniden düzenlenme, amacıyla kontrollü koşullar altında
[17.08.20], İçerdiği gerçek veri yapılarına programın yürütülmesine yol açacak
göre ya da gerçek veri yapılarına daha iyi şekilde programa yeniden verilebildiği
uyumunu sağlamaküzere bir veri teknik.
tabanının depolama düzenlemesinin
değiştirilmesi. NOT: Yeniden reply: yanıtlamak, [32.06.02], (f.) Alınan
düzenleme, veriye erişimi hızlandırmak bir iletiye yanıt olarak bir ileti oluşturmak
veya depolama cihazının daha etkin ve iletiyi göndereni alıcı olarak atamak.
kullanılmasını temin etmek amacı ile
yapılabilir. report: rapor (Elektronik postada),
[32.03.10], Bir iletinin veya sorgulamanın
repeat until statement: repeat until aktarılma durumuna ait gelişmeyi veya
deyimi, [15.05.22], bkz. until statement sonucu gösteren ve ileti aktarma sistemi
tarafından üretilen bilgi nesnesi. NOT:
repeat while statement: repeat while Biir rapor bir iletinin veya sorgulamanın
deyimi, [15.05.21], bkz. do while dağıtılma veya dağıtılmama durumunu
statement gösterebilir.

repeater: tekrarlayıcı, [25.01.10], Bir reproducer (card): kart çoğaltıcı,


yerel alan ağı içinde, veri istasyonları [12.06.27], bkz. (card) reproducing
arasında iletişim sınırını genişletmek ya punch
da iki bölüm arasında bağlantı yapmak
için sinyalleri yükselten ve yeniden reproducing punch (card): kart
üreten cihaz. çoğaltıcı, [12.06.27], Okunan delinmiş
kart üzerindeki verinin tümünü ya da bir
repetitive addressing: yinelemeli kısmını kopyalayarak bir başka delinmiş
adresleme, [07.09.20], Bir komut kart üzerine basan aygıt.
işleminin yürütülen son komutun
işlenenlerini gösterdiğinin anlaşıldığı repudiation: reddetme, [08.06.25],
örtük adresleme metodu. Haberleşmenin tamamına veya bir
kısmına katılan varlıkların birinin
repetitive operation: tekrarlamalı işlem, haberleşmeyi reddetmesi. NOT:
[19.02.08], Başlangıç koşullarının ve Tekniklerin ve mekanizmaların
diğer parametrelerin sabitlenmiş birleşimi açıklamalarında “reddetme” terimi,
ile bir eşitlik kümesinin çözümünün haberleşmeye katılan varlıklardan hiç
otomatik olarak tekrarlanması. NOT: birinin katılımını reddedemeyeceği
Tekrarlamalı işlem, genellikle sabit bir anlamında kullanılır.
çözümün gösterilişine izin vermek için
kullanılır. Ayrıca bir ya da daha fazla request primitive: talep temel öğesi,
parametrenin dışarıdan değiştirilmesine [26.03.16], Bir yordamı çağırmak amacı
ya da bu parametrelerinin en ile bir hizmet kullanıcısı tarafından
iyileştirilmesine olanak sağlamak yayımlanan temel öğe. NOT: Şekil 26-3’e
amacıyla da kullanılır. bakınız.

replace: değiştirme, [23.04.11], required hyphen: zorunlu kesme,


Kullanıcının, mevcut metnin belirlenen bir [23.04.25], Bir kelimenin ya da ifadenin

184
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

satır içindeki konumundan bağımsız resident program: kalıcı program,


olarak, yazımı için gerekli olan kısa çizgi. [07.05.25], Saklama aygıtının belirli bir
NOT: Zorunlu kesmeler kaldırılamazlar. alanında kalan program.

required page break: zorunlu sayfa residual data: artık veri, [08.06.15], Bir
kesme, [23.06.25], bkz. hard page break veri ortamında bir dosyanın veya dosya
parçasının silinmesinden sonra arta
requirement: gereksinim, [20.01.02], kalan veri. NOT: Artık veri, veri ortamının
Sistemin sağlamak zorunda olduğu temizliği yapılana kadar geri getirilebilir
gerekli şart. şekilde yerinde kalabilir.

requirement specification language: resilience: bozulmaya dayanıklılık,


gereksinim belirtim dili, [07.01.35], Özel [14.04.06], bkz. fault tolerance
dil yapıları ve bazen donanım
gereksinimleri ya da yazılım resize: yeniden boyutlandırmak,
gereksinimleri ya da her ikisini de [13.05.24], (f.) Bir görüntü yüzeyi
geliştirmek, çözümlemek ve dökümante üzerindeki elemanların boyutlarını veya
etmek için doğrulama protokolleri olan koordinatlarını değiştirmek.
belirtim dili.
resolver: çözücü birim, [19.01.17],
requirements analysis: gereksinim Örneksel giriş değişkeni, bir noktanın
analizi, [20.02.04], Bir sistemin tanımını kutupsal koordinatları ve örneksel çıkış
oluşturmak için kullanıcı değişkeni ise aynı noktanın kartezyen
gereksinimlerinin sistemli bir şekilde koordinatları olduğu ya da örneksel giriş
incelenmesi. değişkeninin bir noktanın kartezyen
koordinatları ve örneksel çıkış
rescue point: geri alma noktası, değişkeninin aynı noktanın kutupsal
[07.06.32], bkz. restart point koordinatları olduğu işlevsel birim. NOT:
Bir çözücü birim, PR (Kutupsal -
reserved word: ayrılmış kelime, Kartezyen) ya da RP (Kartezyen -
[15.01.05], Bir programcı tarafından Kutupsal) olarak iki sınıfa ayrılabilir.
yeniden tanımlanamayan önceden
ayrılmış bir tanıtıcı. NOT: Tüm resource: kaynak, [01.01.23], İstenen
programlama dilleri ayrılmış kelimelere işlemleri gerçekleştirmek için gerek
sahip değildir. duyulan veri işleme sisteminin herhangi
bir elemanı. ÖRNEK: Saklama cihazları,
reset mode: başlangıç koşulu modu, giriş-çıkış birimleri, bir veya daha fazla
[19.02.03], bkz. initial condition mode işleme birimleri, veriler, dosyalar ve
programlar.
resident: kalıcı, [07.05.24], (s.) Ana
bellekte yer alan programlar, bölümler ya resource allocation: kaynak atama,
da verilere ait. [10.01.07], İşlerin gerçekleştirilmesi için
bir bilgisayar sistemi imkanlarının tahsis
resident: yerleşik, [10.02.16], (s.) Belirli edilmesi. ÖRNEK: Ana belleğin, giriş-
bir bellek aygıtında kalıcı olarak bulunan çıkış birimlerinin, kütüklerin tahsis
bilgisayar programları ile ilgili. edilmesi.
resident control programme: yerleşik response primitive: tepki temel öğesi,
kontrol programı, [10.02.17], bkz. [26.03.18], Aynı hizmet erişim
nucleus noktasındaki işaret temel öğesi
tarafından önceden başlatılan bir

185
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

yordamın tamamlandığını göstermek için retrieval: geri alım, [32.04.18],


bir hizmet kullanıcısı tarafından (Elektronik postada) Bir ileti veya raporun
yayımlanan temel öğe. NOT: Şekil 26.3’e kullanıcının ileti deposundan çıkarılması
bakınız. ve kullanıcının kullanıcı temsilcisine
gönderildiği aktarma adımı. NOT: Bu
response time: yanıt süresi, tepkime kullanıcı gerçek bir kullanıcıdır.
süresi, [10.01.12], Bir bilgisayar
programında bir isteme veya soruşturma retrospective trace: geriye dönük
sonuyla cevaplamanın başlangıcı izleme, [07.06.10], Bir programın
arasında geçen süre. yürütülmesinden sonra yürütme
esnasında kaydedilmiş geçmiş
response time window: tepki süresi verisinden üretilen izleme. NOT: Geriye
penceresi, [25.03.13], Bir andaç – veri dönük izleme yürütme esnasında
yolu ağında, bir veri istasyonunun bir toplanarak üretilen yürütme izlemeye
ortam erişim denetim çerçevesini iletmesi göre farklılık gösterir.
ve bir tepki için beklemesi kadar süreye
eşit denetimli zaman aralığı. return: geri dönmek, geri döndürmek,
[15.05.07], 1. (f.) Çağıran programa bir
response window: tepki süresi atlamaya sebep olan bir geri dönüş
penceresi, [25.03.13], bkz. response time deyimini uygulamak. 2. [15.05.08], Bir
window. geri dönüş deyimi uygulandığında zaman
çağıran programa bir değer sağlamak.
restart: 1. yeniden başlatmak,
[07.06.31], (f.) Bir denetleme noktasında return statement: geri dönüş deyimi,
kaydedilen veriyi kullanarak bir [15.05.06], Bir program parçasında bir
programın yürütülmesini devam ettirmek. uygulama sırasının (veya muhtemel
2. yeniden başlatma, [17.08.16], (Veri birkaç uygulamanın) sonunu tasarlayan
tabanlarında) Bir hata düzeltme ve çağıran program içindeki belirli bir
işleminden sonra veri tabanı yönetim noktaya bir atlayışa sebep olan ve
sisteminin başlatılması. muhtemelen çağıran program parçası
için bir sonuç sağlayan bir dil yapısı.
restart point: yeniden başlatma noktası,
[07.06.32], Bir programdaki, bir kesme return-to-reference recording:
noktası ya da denetleme noktasında referansa-dönüşlü kaydetme, [12.03.15],
kesildikten sonra yürütmenin devam ettiği Bellek hücresinin bir kısmının sıfır ve
nokta. birleri göstermek için mıknatıslanma
örüntülerinin kullanılması ve hücrenin
restructuring: yeniden yapılandırma, kalan kısmının bir referans koşul
[17.08.19], Bir veri tabanının kendisi ile belirtmek amacıyla mıknatıslandırılması
ilgili yeniden düzenlenmesini ihtiva eden yöntemiyle ikili karakterlerin manyetik
bilgi sisteminin gerçek durumuna göre kaydedilmesi.
mantıki yapısının değişmesi.
return-to-zero recording: sıfıra-dönüşlü
result: sonuç, [02.10.03], Bir işlemin kaydetme, [12.03.19], İçerisinde,
kullanılmasıyla elde edilen veri elemanı. referans koşulun mıknatıslanma yokluğu
olduğu referansa-dönüşlü kaydetme türü.
retention period: alıkoyma süresi,
[12.04.11], Bir veri ortamı üzerinde reverse clipping: tersine kesme,
bulunan verinin korunması için gereken [13.05.55], Verilen bir maskenin içinde
zaman uzunluğu. yer alan görüntü elemanlarının
tamamının gizlenmesi.

186
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

reverse find: geriye doğru arama, istasyonundaki yayılma gecikmelerinin


[23.04.15], bkz. backward search toplamını da kapsayan halka ortamı
boyunca bir sinyal yayılma gecikmesini
reverse LAN channel: geri aktaran LAN içerir ve veri iletme hızı ile ilgilidir.
kanalı, [25.03.04], bkz. backward LAN
channel ring network: halka ağ, [18.03.01], Her
düğümün kendisine bağlı sadece iki dalı
reverse Polish notation: ters Polish olan ve bu iki dalın bir ara düğüm olduğu
notasyonu, [02.08.03], bkz. postfix ağ. NOT: Şekil 18.3'e bakınız.
notation.
rise time: yükselme süresi, [21.03.20],
reverse search: geriye doğru arama, Yaklaşık bir basamak işlevi içinde, bir
[23.04.15], bkz. backward search sinyalin belirlenmiş düşük değerden
belirlenmiş yüksek değere değişmesi
reverse video: ters görüntü, [13.04.18], için gerekli olan süre. NOT: Bu değerler,
Genellikle önemini belirtmek amacı ile bir genellikle basamak yüksekliğinin %10'u
görüntünün veya görüntü parçasının ön ve %90'ıdır.
ve arka plandaki renklerinin veya
gölgelerinin ters çevrilerek yeniden risk: risk, [08.05.09], Belirli bir tehdidin
düzenlenmesi. bir veri işlem sisteminin belirli bir
kırılganlığından istifade etme ihtimali.
rewind: geri sarmak, [12.01.07], (f.) NOT: Şekil 8.1’e bakınız.
Mıknatıslı ya da delikli bir şeridi başlama
konumuna geri getirmek. risk acceptance: risk kabulü, [08.01.25],
Genellikle teknik veya mali nedenlerle,
right aligned: sağa yanaşık, [23.06.14], belirli bir risk derecesini kabul edecek
Sağ kenar boşluğuna hizalanmış olan yönetim kararı.
fakat sol kenar boşluğuna hizalanması
gerekmeyen metne ait. risk analysis: risk analizi, [08.01.24], Bir
veri işlem sisteminin sahip olduğu
right-adjusted: sağa yanaşık, değerlerini, bunlara yönelik tehditleri ve
[23.06.14], bkz. right aligned bu tehditlere karşı sistemin kırılganlığını
tanımlamak için sistematik bir metot.
right-hand side: sağ taraf, [28.02.28],
Bir "eğer-ise" kuralının "ise" parçasındaki risk assessment: risk değerlendirmesi,
gerçekler ya da deyimler kümesi. [08.01.24], bkz. risk analysis.
right-justified: sağa yanaşık, [23.06.14], RJE: RJE, [10.04.03], bkz. remote job
bkz. right aligned entry
right-justify: sağa ayarlamak, robot: robot, [24.04.02], Otomatik
[06.06.07], (f.) Sağa doğru ayarlamak.. denetim altında manipulasyon ya da
hareket eylemlerini gerçekleştirmek
ring: halka, [04.08.03], [18.03.01], bkz. üzere tasarlanmış, genellikle
circular list. programlanabilen bir mekanik aygıt.
ring latency: halka gecikme süresi, robot system: robot sistemi, [24.04.04],
[25.04.03], Bir halka ağında, bir sinyalin Robot donanımı ve yazılımını da içeren,
halka etrafında bir defa yayılması için kollardan, güç kaynağından, denetim
gereken zaman. NOT: Halka gecikme sistemlerinden, son etkileyicilerden,
süresi, saplama kabloları ve ilâveten robotun etkileşimde olduğu her malzeme
andaç-halka ağına bağlı olan her veri

187
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

ve robotu işletmek ve gözlemlemek için etmek amacı ile görüntü elemanlarının


kullanılan tüm haberleşme ara düzenlenmesi.
yüzlerinden meydana gelen üretim
hücresi. rotational delay: dönme gecikmesi,
[12.02.34], Bir doğrudan erişim aygıtının
robotic system: robot sistemi, okuma/yazma kafasının, verilen adres ya
[24.04.04], bkz. robot system da anahtara göre kaydın iz üzerindeki
yerini bulması için gereken süre.
robotics: 1. robotbilim tekniği,
[01.06.13], Robotları tasarımlama, rotational position sensing: dönüşsel
yapma ve kullanmayı içine alan teknikler. konum algılama, [12.02.35], Okuma ve
2. robotik, [24.04.01], Robotların yazma için uygun olan mevcut konumu
tasarımı, gerçekleştirilmesi ve göstermek amacıyla bir disk konumunu
kullanılmasıyla ilgilenen mühendislik dalı. sürekli olarak izlemek için kullanılan
teknik. NOT: Bu teknik uygun
roll in: ana belleğe taşımak, [10.05.08], senkronizasyon sinyalleri ile
(f.) Önceden yardımcı belleğe taşınmış okuma/yazma kafasının konumunun
veri kümelerini ana belleğe yeniden sürekli olarak karşılaştırmasını kullanır.
aktarmak.
rote learning: ezbere öğrenme,
roll out: yardımcı belleğe taşımak, [31.03.02], Sağlanan bilgiden herhangi
[10.05.07], (f.) Ana belleği başka bir bir anlam çıkarma işlemi yapılmaksızın
kullanım için boşaltma amacıyla, ana doğrudan yeni bilgi edinmeyi içeren
bellekten yardımcı belleğe, çeşitli öğrenme stratejisi. NOT: Ezbere
ölçülerdeki bilgisayar programları veya öğrenme, verilen kavramın tanımlarını
dosyalar gibi veri kümelerini aktarmak. doğrudan ezberlemeyle öğrenmeyi ve
programlanarak öğrenmeyi içerir.
rolling: dürme, [13.05.57], Yukarı veya
aşağı yönde sınırlı kaydırma. round: yuvarlatmak, [02.09.04], (f)
Basamaklı gösterimde en sağdaki bir
rollover windowing: pencere veya daha fazla sayıyı atlamak veya
kademelendirme, [13.05.44], bkz. çıkarmak ve belirlenmiş bir kurala göre
window cascading elde bulunan kısmı ayarlamak. NOT 1:
Yuvarlatmanın amacı sayının duyarlığını
ROM: [12.02.13], bkz. read-only memory sınırlamak veya sayıdaki karakter
sayısını azaltmak ya da her ikisini
root compiler: kök derleyici, [07.04.41],
yapmaktır. NOT 2: Yuvarlatmanın en
Yalnızca bir ara dile derleme yapan
genel aritmetik şekilleri aşağıya
derleyici. NOT: Bir kök derleyici bir kod
yuvarlatma, yukarıya yuvarlatma ve
üretici ile birleştirildiğinde tam bir
yuvarlatmadır.
derleyici olur.
round down: aşağıya yuvarlatmak,
root node: kök düğüm, [17.05.05], Üst
[02.09.05], (f.) Eldeki sayı kısmına hiç
düğümü olmayan düğüm.
ayarlama yapmadan yuvarlatma.
ROSE: ROSE, [26.05.05], bkz. remote ÖRNEK: 12.6374 ve 15.0625 sayıları iki
operations service element ondalık aşağı yuvarlatıldığında; 12,63 ve
15,06 olurlar. NOT 1: Sayı aşağı
rotation: döndürme, [13.05.25], yuvarlatılırsa gerçek değeri küçülür. NOT
(Bilgisayar grafiğinde) Bir nesnenin sabit 2: Aşağı yuvarlatma bir çeşit kesmedir.
bir eksen etrafında dönmesini temsil

188
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

round down function: aşağı yuvarlama yüksek ondalık nokta yerinden sonraki
işlevi, [22.03.34], Bir hesaplamanın yerleri sıfırdan büyük bir değere sahip
sonucundaki en az anlamlı basamağın olduğunda, sonucundaki en az anlamlı
ilerisindeki bütün basamakların atılmasını bit hanesine bir sonraki basamağın
sağlayan işlev. değeri 5 ya da yukarısı olduğu yerde bir
(1) eklenmesini, bir sonraki basamağın
round off: şartlı yuvarlatma, [02.09.07], değeri 4 ya da aşağısında bir değer
(f) Yalnız çıkarılan sayının en soldaki olduğu yerde en az anlamlı basamağın
rakamı basamağın yarısından büyük aynen kalmasını sağlayan işlev.
veya eşitse, elde bulunan sayının en
sağındakine 1 ekleyerek ve gerekli round-trip propagation time: çift yönlü
taşımalar yapılarak kısmi ayarlama ile yayılma zamanı, [25.02.12], Bir bitin veri
yuvarlatma. II -Şartlı Yuvarlatma kalan yolu ağında en uzak iki veri istasyonu
sayının en sağındaki rakama 1 ekleyerek arasında gitmesi için gerekli olan
ve gerekli taşımaları yaparak kısmi zamanın iki katı. NOT: Taşıyıcı dinleyen
ayarlama ile yuvarlatma aşağıdaki kullanan bir ağda, her çerçeve yeterince
koşullardan biri sağlanırsa yapılabilir. - uzun olmalı ki bu çerçeve iletilmekte iken
Atılan sayının en soldaki rakamı bir çarpışma sinyali iletici istasyon
basamağın yarısından büyük olduğunda; tarafından algılanabilsin. Böylece,
-Atılan sayının en soldaki rakamı çerçevenin asgari uzunluğu çift yönlü
basamağın yarısına eşit ve izleyen bir ya yayılma zamanı tarafından belirlenir.
da daha fazla sayı sıfırdan büyük
olduğunda, -Atılan sayının en soldaki round-up function: yukarı yuvarlama
rakamı basamağın yarısına eşit, izleyen işlevi, [22.03.32], Gerekli taşıyıcılar ile
bütün rakamlar sıfıra eşit, ve kalan en birlikte bir hesaplama, en yüksek ondalık
sağdaki rakam tek olduğunda. ÖRNEK: nokta yerinden sonraki yerleri sıfırdan
12.6375 ve 15.0625 üç ondalık büyük bir değere sahip olduğunda,
basamağa yuvarlatıldığında 12,638 ve sonucundaki en az anlamlı bit hanesine
15.062 olurlar. NOT: Bu tanımda tek bir (1) eklenmesini sağlayan işlev.
yerine çift kullanılabilir.
router: yönlendirici, [18.02.11], Bir veya
round up: yukarıya yuvarlatma, daha fazla bilgisayar ağı arasında bir yol
[02.09.06], (f) Yalnız bir veya daha fazla tesis eden fonksiyonel birim. NOT: OSI
sıfır olmayan sayı çıkarılırsa, en soldaki (açık sistem ara bağlantıları) modeline
sayıya l eklenerek kalan sayı kısmını uyan bilgisayar ağlarındaki bir
ayarlama ve gerekli taşımaları yürütme. yönlendirici, ağ katmanında çalışır.
ÖRNEK: 12,6374 ve 15,0625 sayıları iki
ondalık basamağa yuvarlatıldığında routine: yordam, [01.05.04], Sıkça
12,64 ve 15,07 olur. NOT: Bir sayı üste kullanılan veya bazı genellemeleri ihtiva
yuvarlatıldığında gerçek değeri büyür. eden bir program veya program parçası.

rounding: yuvarlama, [22.03.32], bkz. row pitch: satır aralığı, [12.01.21],


round-up function Üzerinde kayıt bulunan veri ortamı
üzerinde bulunan iz boyunca bitişik iki
rounding error: yuvarlama hatası, şerit satırı arasındaki uzaklık.
[02.06.16], Yuvarlamadan kaynaklanan
hata. RPS: [12.02.35], bkz. rotational position
sensing
round-off function: yuvarlama
yapmama işlevi, [22.03.33], Gerekli RTSE: [26.05.06], bkz. reliable transfer
taşıyıcıları ile birlikte bir hesaplama, en service element

189
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

rubberbanding: lastikle bantlama, temsil ettiği sayı serisi türüden


[13.05.14 Nesneleri veya noktaları tanımlanan bir sayısal veri akımının
birbirine bağlayan çizgileri uzatma, kodlanması. ÖRNEK: Aynı gri gölgeye
yeniden boyutlandırma veya yeniden sahip olan bir satır içindeki her görüntü
yönlendirme yoluyla diğer noktalar veya öğesi sırasının bir büyüklük değeri ve
nesneler ile bağlanabilirliğini muhafaza uzunluk değeri olarak gösterildiği sayısal
eden bir tarzda bir nesneyi veya bir kodlama. NOT: Çalışma-süresi
noktayı hareket ettirme işi. kodlamanın amacı depolama ve/veya
iletim gereksinimlerini azaltmaktır.
rule matching: kural eşleştirme,
[28.03.21], Bir amacın ve verilen bir running: çalışıyor (Niteleyici), [07.10.07],
problemin öğelerinin, dayanakları doğru Görevin o anda bir işlemciye atandığı bir
olan eğer-ise kuralları dizisinin yürütülebilir görevin görev durumuna ait.
basamaklanmış uygulanmasıyla NOT: Şekil 7.7’ye bakınız.
eşleştirilmesi.
running foot: sayfa altlığı, [23.06.10],
rule-based synthesis: kural tabanlı bkz. footer
sentezleme, [29.03.07], Sesli
tanımlamanın bir kurallar kümesi yoluyla running head: sayfa başlığı, [23.06.09],
konuşma ürün modeli parametrelerine bkz. page header
dönüştürülmesine dayalı konuşma
sentezleme metodu. running time: yürütme süresi,
[07.06.03], bkz. execution duration
rule-based system: kural tabanlı sistem,
[28.04.14], Verilen yordamları izleyerek RZ: [12.03.19], bkz. return-to-zero
bir gerçekler kümesine bir eğer-ise recording
kurallar kümesini uygulama yoluyla
sonuçlar çıkaran bilgi tabanlı sistem.

ruler line: cetvel satırı, [23.06.19], Sağ


ve sol sayfa boşluğu ile herhangi bir
sekmenin (tab) ayarlandığı yeri gösteren
satır.

run: çalıştırma, [10.02.06], ,[10.02.07], 1.


(İş) Bir veya daha fazla işin yürütülmesi.
2. (Program) Bir veya daha fazla
programın yürütülmesi.

run duration: çalışma süresi, [07.06.03],


bkz. execution duration

run stream: geçiş akışı, [10.02.08], bkz.


job stream

run time: çalışma zamanı, [07.06.02],


bkz. execution time

run-length encoding: çalışma-süresi


kodlama, [13.02.03], Her birinin eşit
değerli elemanlar dizisinin uzunluğunu

190
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Ss

safety ring: güvenlik halkası, [12.04.03], scalar type: skalar türü, [15.04.04], bkz.
bkz. write-enable ring simple type

sample: örneklemek, [02.09.11], (f) scale: ölçeklemek, [02.09.08], (f) Bir


Düzenli veya düzensiz aralıklardaki belirli büyüklüğün gösterilişini değiştirmek için
değerler için, tanım kümesinden bir başka birimlerle göstererek, değer
fonksiyonun değerlerini elde etmek. kümesini belirlenmiş bir değer kümesine
NOT: Bu terimin diğer anlamları belirli getirmek.
alanlarda kullanılabilir, örneğin
istatistikte. scale factor: ölçek çarpanı, [02.09.09],
Ölçeklemede çarpan olarak kullanılan
sample-hold device: örnekle ve tut sayı. ÖRNEK: 1/1000 ölçek çarpanı - 1
cihazı, [21.03.09], Bir örneksel sinyalin ve +1 aralığını kapsaması açısından;
anlık değerini algılayan ve hafızasında 856, 432, -95 ve -182 değerlerini
tutan aygıt. ölçeklemeye uygundur.

sanitizing: arındırma, [08.06.14], Bir scale multiplier: katsayı birimi,


dokümanın hassasiyetini azaltmak üzere [19.01.05], bkz. coefficient unit
içindeki hassas bilgilerin kaldırılması.
scaling: ölçeklendirme, [13.05.22],
SAP: hizmet erişim noktası, [26.03.02], (bilgisayar grafiklerinde) Bir görüntünün
bkz. service access point parçasını veya tamamını bir veya daha
fazla eksen boyunca orantılı olarak
save: saklama, [23.04.02], Kullanıcının, daraltma veya genişletme. NOT:
bir dosyayı bir veri ortamına Ölçeklendirmenin her yönde aynı faktör
depolamasına, böylece dosyanın ile uygulanması zorunlu değildir.
içeriğine kalıcı değişiklikler yapmasına
olanak sağlayan mod ya da işlev. scaling factor: ölçekleme çarpanı,
[02.09.09], bkz. scale factor.
scaffolding: destek öğeleri, [07.11.02],
Son üründe bulunması amaçlanmayan, scan line: tarama çizgisi, [13.02.35],
yazılım geliştirme ve test işlemlerini Sıralı olarak taranan görüntü
desteklemek için tasarlanmış programlar elemanlarının tipik bir yatay düzenlemesi.
ve veri. ÖRNEKLER: İşlevsiz alt
programlar ve dosyalar, test örneği scanner: tarayıcı, [12.08.05], Özel bir
üreticileri, yazılım izleyiciler, koçanlar. örüntüyü parça parça inceleyen ve
örüntü ile ilgili sayısal ya da örneksel
scalar: skalar, [02.02.05], Yalnızca bir sinyaller üreten aygıt.
değerle tanımlanan büyüklük.

191
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

scanning: tarama, [06.04.07], Verinin veya işlemlerin özelliklerini veya


sistematik olarak araştırılması. modelleri sunmak amacıyla kullanılması.
ÖRNEK: Bir tümörün manyetik rezonans
scanning line: tarayıcı çizgi, [13.02.35], taramalarının birleşimiyle oluşturulan
bkz. scan line ekran görüntüsü; sıcaklık derecesi
bilgilerini gösteren bir gölün üst ve kenar
scavenge: deşelemek, [08.05.32], (f) görüntüleri; kalpteki iki boyutlu elektrik
Hassas bilginin elde edilmesi için işe dalgaları modeli.
yaramayan kalıntı verinin yetkisiz olarak
araştırılması. scope: bir bildirimin kapsamı, [15.02.06],
İçinde bildirimin geçerli olduğu program
scenario: senaryo, [28.02.15], bkz. script parçası.
scene: görünüm, [13.01.13], Nesnelerin scope of declaration: kapsam,
gerçek hayata göre düzenlenmesi. [15.02.06], bkz. scope
scene: sahne, [28.02.19], (Yapay scramble: karıştırmak, [09.05.07], (f)
zekada) Senaryo tabanlı bilgi İletimi veya kaydetmeyi kolaylaştırmak
gösteriminde, olayların ve eylemlerin için bir sayısal sinyali, aynı anlama ve
klişeleştirilmiş bilinen bir sırası. NOT: Bir aynı bit hızına sahip olan sözde rasgele
lokanta senaryosunda, aşağıdaki bir sayısal sinyale çevirmek. NOT:
sahnelerle karşılaşılabilir: Girme, sipariş Karıştırma uzun bir sıra şeklinde verilen
verme, yeme, ödeme ve ayrılma. "1" ve "0"ın aktarılmasından meydana
gelebilecek problemlere engel olur.
schedule: iş planlamak, [10.02.05], (f.)
Sevkedilecek işleri veya görevleri screen: ekran, [13.04.03], Görüntülerin
seçmek. NOT: Bazı işletim sistemlerinde, sürekli olmayacak şekilde üzerinde
giriş-çıkış işlemleri gibi çalışmanın diğer görünebileceği görüntü yüzeyi.
birimleri de programa konulabilir.
screen editor: ekran düzenleyici,
scheduled maintenance: planlanmış [23.05.03], Ekranda metni görüntüleyen
bakım, [14.03.05], Belirli bir zaman ve satır numaralarından bağımsız olarak
planına göre yürütülen koruyucu bakım. imleç pozisyonunu kullanarak karakter
NOT: Zaman planı; geçen zamana, dizilerinin düzenlenmesine olanak
işletim süresine ya da kullanım sayısına sağlayan metin düzenleyici.
göre belirlenir.
script: senaryo, [28.02.15], Bilinen
schema: şema, 1. [17.01.02 Belirli bir varlıklar arasında ilişkilerin sonuçlarını
hususa ait olan bir veri tabanı yapısının belirlemek için önceden belirlenmiş
tam bir tarifi. 2. [28.02.07], (Yapay olaylar dizisini kullanan bilgi gösterimi.
zekada) Basit bir kavram, varlık ya da NOT 1: Bir olay, sahneler, ayarlamalar,
nesne sınıfını hakkındaki bilginin olası konuya ait roller ve destekler aracılığıyla
kullanımları yoluyla temsil etmek için bir temsil edilir. NOT 2: Bir senaryo, veri
biçimsellik. NOT: Bir şema bir kavramı yönelimli olan ve zaman içindeki bir
kullanan yolları gösterir, kavramın tipik noktaya karşılık gelen bir çerçevenin
örneklerini tanımlamaz. aksine olay yönelimlidir.
scientific visualization: bilimsel scroling: kaydırma, [23.03.01], Bir ekran
görselleştirme, [13.01.07], Bilgisayar ya da pencerenin sınırları içinde
grafiklerinin ve görüntü işleminin insan görünmeyen verileri görmek için, bir
anlayışını desteklemek için nesnelerin

192
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

görüntünün dikey ya da yatay olarak verilen bir metin ile yer değiştirmesine
hareket ettirilmesi. olanak sağlayan işlev ya da mod. NOT:
Bu işlev ya da mod tüm metin boyunca
scroll bar: kaydırma çubuğu, [13.05.58], ya da metnin bir parçası üzerinde
Kaydırma işlemini kontrol etmek veya gerçekleştirilir.
verilerin ya da hâlihazırda gösterilen
görüntünün sınırını belirlemek için search cycle: 1. arama çevrimi,
kullanılan ve bir ekranın veya pencerenin [06.04.02], Bir arama işleminde, herbir
herhangi bir kenarında yer alan çubuk. veri öğesi için yinelenen işlemler dizisi. 2.
arama anahtarı, [06.04.03], Veri erişimi
scroll box: kaydırma kutusu, [13.05.59], için kullanılan anahtar.
Bir penceredeki verilerin ya da
hâlihazırda gösterilen görüntünün search space arama uzayı, [28.03.11],
göreceli konumunu gösteren kaydırma Problem çözmede, başlangıç
çubuğu üzerinde taşınabilir alan. NOT: durumlarından amaç durumlarına
Düşey kaydırma kutusu aynı zamanda götüren olası adımlar kümesi.
"asansör" olarak da adlandırılır. Yatay
kaydırma kutusu aynı zamanda search time: arama süresi, [12.02.34],
"kaydırma kutusu" olarak da adlandırılır. bkz. rotational delay

scrolling: kaydırma, [13.05.56], search tree: arama ağacı, [28.03.23],


(bilgisayar grafiklerinde) Pencerenin bir Bulunan düğümler ve elde edilen
kenarında yeni bilgi gözükürken eski sonuçlar için yapılan bir aramada
bilginin karşı kenarda kaybolduğu bir uygulanan çeşitli kuralları dikkate alan
tarzda pencere içindeki görüntü ağaç benzeri çizge.
elemanlarının genellikle yatay veya
düşey hareketi. secondary index: ikincil indeks,
[17.08.10], İkincil anahtarlar için indeks.
SD system: SD sistem, [29.02.16], bkz.
speaker-dependent system secondary key: ikincil anahtar,
[17.03.12], Esas anahtar olmayan, fakat
SDU: hizmet veri birimi, [26.03.07], bkz. bir erişim indeksi olarak tutulan ve birden
service data unit fazla kaydı belirten anahtar.

search: arama, [06.04.01], Bir öğe ya da secondary recipient: ikincil alıcı,


öğeler kümesi içerisinde, verilen bir [27.01.16], bkz. copy recipient
özelliğe sahip öğelerin araştırılması.
secondary station: İkincil istasyon,
search: arama, [23.04.12], (Metin [09.06.42], Üst seviyede veri bağlantı
işlemede) Kullanıcının; özel karakter kontrolünde, birincil istasyondan talimat
dizileri, gömülü komutlar ya da metin verildiği şekilde veri bağlantı kontrol
içinde özel nitelikli karakterler gibi fonksiyonlarını gerçekleştiren, aldığı
öğelerin konumlarını bulmasına olanak komutları yorumlayan ve iletilecek
sağlayan işlev ya da mod. cevapları üreten bir veri istasyonunun
parçası.
search and replace: arama ve
değiştirme, [23.04.13] Kullanıcının, özel second-generation language: ikinci
karakter dizileri, gömülü komutlar ya da nesil dil, [07.01.10], Makro komutlar gibi
metin içinde özel nitelikli karakterler gibi daha yüksek düzey dil yapılarını içerecek
öğelerin konumlarını bulmasına ve şekilde bir birinci nesil dili genişleten
bunların tamamının ya da bir kısmının programlama dili.

193
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

secret key: gizli anahtar, [08.03.14], security clearance: güvenlik erişim


Sınırlandırılmış sayıda ilgili kişi yetkisi, [08.01.19], Bir kişiye, belirli bir
tarafından şifreleme ve şifre çözme için güvenlik seviyesinde veya altında veri
kullanımı amaçlanmış anahtar. veya bilgiye erişim izninin verilmesi.

sector: sektör, [12.05.02], Bir manyetik security filter: güvenlik süzgeci,


tambur ya da manyetik diskin üzerinde [08.06.26], Sistemden geçen veri
bulunan önceden belirlenmiş açılı ve üzerinde bir güvenlik politikasını
adreslenebilen iz ya da bant parçası. uygulayan güvenilir bir bilgisayar sistemi.

sector alignment: sektör hizalaması, security level: güvenlik seviyesi,


[08.08.10], Sektörlerin izden ize uygun [08.01.20], Bir nesnenin hassasiyetini
olarak konumlandırılıp veya bir bireyin güvenlik erişim yetkisini
konumlandırılmadıklarını kontrol ederek temsil eden, hiyerarşik güvenlik
diskin yetkisiz bir kopya olup olmadığını sınıflandırması ve güvenlik sınıflamasının
belirleyen, kopya korumasına ait bir bir birleşimi.
teknik.
security policy: güvenlik politikası,
secure access management service: [08.01.06], Bilgisayar güvenliğini
güvenli erişim yönetim hizmeti, sağlamak üzere benimsenen bir eylem
[32.06.15], İleti işleme sisteminin plânı veya yöntemi.
kaynaklarının yetkisiz kullanımına karşı
koruma sağlayan hizmet. seek time: konumlandırma süresi,
[12.02.33], Bir doğrudan erişim aygıtının
security audit: güvenlik denetlemesi, erişim kolunun uygun iz üzerinde
[08.01.05], Tesis edilen güvenlik konumlandırılması için gereken süre.
politikası ve kullanılabilir işlemlerle
uygunluğu kesinleştirmek, güvenlik segment: parça, [07.05.20], (Bilgisayar
ihlallerini tespit etmek, kontrol, güvenlik programlamada) Programın tümünün
politikası ve işlemlerde belirlenmiş ana bellekte kalıcı olmasına gerek
değişikliklerle ilgili tavsiyelerde bulunmak kalmaksızın yürütülebilen program
ve sistem kontrollerinin yeterliliğini bölümü.
denemek için veri işleme sistem
kayıtlarının ve faaliyetlerinin bağımsız segmentation: parçalama, [07.05.19],
olarak gözden geçirilmesi ve tetkik Bir programın parçalarının gerektiğinde
edilmesi. yardımcı bellekten ana belleğe yüklendiği
bellek ayırma tekniği.
security category: güvenlik sınıfı,
[08.02.03], Veriye yalnızca hiyerarşik select statement: seçme deyimi,
güvenlik sınıflandırması ile erişim [15.05.31], Bir çağıran işin veya bir
kontrolünden daha dikkatli erişim çağrılan işin alternatif akışları
kontrolü için kullanılan, hassas bilginin seçmelerine veya beklemelerine izin
hiyerarşik olmayan guruplandırması. veren bir birleşik deyim.

security classification: güvenlik selecting: seçme, [09.06.24], Veri almak


sınıflandırması, [08.02.01], Veri veya için bir veya daha fazla veri istasyonunun
bilginin erişimine karşı belirli bir koruma talep edilme süreci. NOT: Genellikle
derecesinin ve bu koruma derecesinin çoklu bağlantı üzerinde kullanılırken,
gösteriminin belirlenmesi. ÖRNEK: “Çok seçme iki nokta arasındaki bağlantı
gizli”, “gizli”, “özel”. üzerinde kullanılır.

194
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

selection signal: seçme sinyali, self-organizing map: kendi kendini


[09.07.28], Bir anahtarlı ağda, bir çağrı düzenleyen harita, [34.02.32], Genellikle
işlemini tesis etmek için gerekli olan iki boyutlu bir çıkış katmanından oluşan,
bilginin tamamını gösteren karakterler kaynak düğümlerine tamamen bağlanmış
sırası. ve rekabete dayalı öğrenmeyi kullanan
kendi kendini düzenleyen ağ.
selection: seçme, [17.04.10], Verilen
ilişkinin niteliklerinin bir alt kümesini self-organizing network: kendi kendini
kullanarak yeni bir ilişki oluşturan ilişkisel düzenleyen ağ, [34.02.31], Kendi kendini
cebir işlemi. ÖRNEK: "yazar" ve " başlık" düzenlenme yeteneği olan sinir ağı.
niteliklerini bulunduran verilen bir NOT: Kendi kendini düzenleyen bir ağ
"kitaplar" ilişkisi belirli bir yazar tarafından çoğu kez beyin hücrelerinin kendilerini bir
yazılan alt grubunun düzenlenmesidir. davranış biçimi veya modele göre
düzenleme yeteneğinin benzerini veya
selective dump: seçici döküm, daha iyisini yapmak için tasarlanır.
[07.07.06], Yalnızca belirlenmiş saklama
konumlarının dökümü. self-relative address: kendine göreli
adres, [07.09.46], Erişilecek saklama
selective-wait statement: seçmeli konumunun adresini elde etmek için
bekleme deyimi, [15.05.32], Kendi komutun adresine eklenmesi gereken
deyimler dizisini çalıştırmasından önce adres.
giriş çağırma deyiminden bir çağrı için
bekleyen seçme deyimi. Bir veya daha semantic net: semantik ağ, [28.02.10],
fazla işlemin sonucu olarak bir veri bkz. semantic network
değerinin hesaplamasını tanımlayan bir
dil yapısı. NOT: İşlemler hazır bilgiler, semantic network: semantik ağ,
tanımlayıcılar veya işlev çağırmaları [28.02.10], Nesnelerin veya durumların
olabilir. değişik düğümler arasındaki ilişkilerini
gösteren bağlantılarla birleştirilmiş
self-contained database language: düğümler olarak görünen kavram tabanlı
kendi kendine yeterli veri tabanı dili, bir bilgi gösterimi.
[17.07.11], Veri tabanlarını kullanarak
tam uygulama programları yazmak için semaphore: semafor – işaretçi,
yeterli olan ve böylece bir sunucu [15.07.06], Birden fazla iş için
programlama dili içinde gerekli gömülü kullanılabilir olan ancak bir anda sadece
program gerektirmeyen veri tabanı dili. bir işin kullanımına müsait olan
kaynaklara erişimi sıra yoluyla yönetmek
self-learning: kendi kendine öğrenme, için veri yapısı.
[31.01.03], Açık olarak dış bilgi sunumu
olmaksızın, bir iç bilgi tabanından veya sending service user: gönderen hizmet
yeni girdi verisinden öğrenme. kullanıcısı, [26.03.13], Özel bir
bağlantısız-mod iletimi esnasında ya da
self-organization: kendi kendini bağlantının veri aktarım evresi esnasında
düzenlenme, [34.03.09], Bir denetimsiz bir veri kaynağı gibi davranan hizmet
öğrenme sinir ağının giriş örüntülerinde kullanıcısı.
bulunan özelliklere göre bağlantı
ağırlıklarını ayarlama yeteneği. sensitive information: hassas bilgi,
[08.02.02], Ortaya çıkarılması, değiştirilip
self-organizing feature map: kendi düzeltilmesi, bozulup yok edilmesi veya
kendini düzenleyen özellik haritası, kaybı birine veya bir şeye fark edilebilir
[34.02.32], bkz. self-organizing map zarar verebileceği için uzman yetkili

195
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

tarafından belirlendiği şekilde korunması olarak sıradüzenleme kronolojik ya da


gereken bilgi. alfabetik olabilir.

sensitivity: duyarlılık, [08.01.26], Bilginin sequential: ardışık, [03.02.03],


korumaya duyulan ihtiyacını belirtmek Aralarında herhangi bir zaman boşluğu
için sahibinin bilgiye atadığı önem bulunmaksızın, içinde biri diğerinin
ölçüsü. ardından oluştuğu bir sürece uygun olan.

sentence: cümle, [17.07.15], Bir ifadeyi sequential access: ardışık erişim,


dile getiren kavramsal şema diline ait [12.02.23], Verinin düzenlendiği sırada
yapı. girilmesi ve girildiği sırada erişilmesi
yeteneği.
separate compilation: ayrı derleme,
[07.04.70], İlgili kaynak modüllerinden sequential circuit: ardışık devre,
arayüz ve durum ilişkilerini temsil eden [03.04.02], Belirli bir andaki çıkış değeri,
veriyi kullanan bir kaynak modülün kendisine uygulanan giriş değerine ve o
derlenmesi. NOT: Arayüz ve durum andaki dahili durumuna, ayrıca hemen
verileri derleyici tarafından doğruluğu arkasından gelen giriş değerleriyle
denetlemek ve başvuruları çözmek için izleyen dahili durumuna bağlı olan bir
kullanılır. mantıksal aygıt. NOT: Bir ardışık devre
sonlu sayıda dahili durumun olduğunu
separate compilation: ayrı derleme, varsayabilir ve böylece soyut bir bakış
[07.04.71], bkz. independent compilation açısından sonlu bir otomasyon olarak ele
alınabilir.
separation of duties: görevlerin
ayrılması , [08.06.16], Hassas bilgiye ait sequential cohesion: sıralı bağlılık,
sorumlulukların bölünmesi sureti ile tek [07.12.12], Bir modülün bir etkinliğinin
başına hareket eden bir şahsın bir veri sonucunun aynı modül tarafından
işlem sisteminin sadece sınırlı bir gerçekleştirilen sonraki bir başka etkinlik
bölümüne zarar vermesini sağlamak. için bir işlenen olarak çalıştığı bağlılık.
separator: sınırlayıcı, [15.01.06], bkz. sequential search: sıradan arama,
delimeter (in programming languages) [06.04.08], bkz. linear search
separator: ayırıcı, [15.01.07], Bitişik serial: seri, [03.02.02], İçinde tüm
sözcüksel işaretleri ve söz dizimsel olayların biribirinin ardı sıra oluştuğu bir
birimleri tek bir parça gibi sürece uygun olan. ÖRNEK: V24 CCITT
yorumlanmasını engelleyen ayırıcı. protokolüne gore bir karakterin bitlerinin
ÖRNEK: Boşluk karakteri veya bir biçim seri iletimi.
gerçekleştirici. NOT: Ayırıcının tersi.
serial access: seri erişim, [12.02.23],
sequence: sıra, [06.05.04], bkz. sequential access
Sıradüzenlenmiş öğelerin dizisi.
serial number: sıra numarası,
sequence: sıralamak, [06.05.03], (f.) [02.03.10], Bir dizideki bireysel bir
Doğal sayıların sırasına uygun olan bir rakamın yerini gösteren bir tamsayı.
düzen içinde öğeleri yerleştirmek. NOT:
Diğer doğrusal düzenleri doğal sayılarla serial printer: seri yazıcı, [12.07.05],
eşleştirmek için yöntem ya da yordamlar bkz. character printer
tanımlanabilir. Bu durumun bir uzantısı
serial transmission: seri iletim,
[09.03.04], Bir karakteri veya veri

196
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

varlığını temsil eden bir grubun sinyal service primitive: temel öğe, [26.03.15],
elemanlarının bir iletim kanalı üzerinde bkz. primitive
sıra ile iletimi.
service provider: hizmet sağlayıcı,
servability: hizmet verilebilirlik, [26.03.10], (OSI'de) Eşdüzey hizmet
[14.04.01], Verilen şartlar altında ve kullanıcılarına hizmet sağlayan tüm
belirli toleranslar ile, bir hizmetin, varlıkların soyut bir gösterimi.
kullanıcı tarafından talep edildiğinde
sağlanabilme ve talep edilen süre service user: hizmet kullanıcısı (OSI'de),
boyunca hizmetin devam etme yeteneği. [26.03.09], Hizmet erişim noktaları
yoluyla bir hizmeti kullanan, açık
serveability: hizmet verilebilirlik, sistemdeki varlık.
[14.04.01], bkz. servability
serviceability: hizmet verilebilirlik,
server: sunucu, [09.08.09], [18.02.15], [14.04.01], bkz. servability
Bir bilgisayar ağında, iş istasyonlarına,
kişisel bilgisayarlara veya diğer session: oturum, [18.01.09], Bilgisayar
fonksiyonel birimlere paylaşılan hizmetler ağında bağlantının tesis edilmesi, idame
sağlayan fonksiyonel birim. ÖRNEK: ettirilmesi ve çözülmesi süresince
Dosya sunucusu, yazıcı sunucusu veya meydana gelen bütün faaliyetler.
e-posta sunucusu. NOT: Hizmetler,
tahsis edilmiş hizmetler veya paylaşılmış session layer: oturum katmanı,
hizmetler olabilir. [26.02.05], Sunuş varlıklarının, veri
değişimlerini yönetmek ve diyaloglarının
service: hizmet, [18.01.11], [26.03.01] eşzamanlı olmasını ve düzenlenmesi
Ağ mimarisinde, belirli bir katmanın ve sağlamak için araçlar sağlayan katman.
onun altındaki katmanların bir sonraki üst NOT: Madde 26.02.01'deki NOT 1'e ve
katmana sağladığı yetenekler. NOT 1: Şekil 26.1'e bakınız.
Belirli bir katmanın hizmetleri bu
katmanın ve bir sonraki üst katmanın set: küme, 1. [02.C.01], Genelde verilen
arasındaki sınırda sağlanır. NOT 2: Bir bir özelik veya özeliklere sahip her çeşit
katman yapısının örneği için Şekil 18.1'e nesnenin, öğenin ya da kavramın sonlu
bakınız. veya sonsuz sayısı. 2. [17.05.14], (bir ağ
modelinde) Yaygın olarak belirli bir
service access point: hizmet erişim niteliği veya nitelikleri olan kayıtların
noktası, [26.03.02], Verilen bir katmanın isimlendirilmiş topluluğu.
hizmetlerinin bir varlık aracılığıyla bir üst
katmanın varlıklarına sağlandığı nokta. set (a breakpoint): ayarlamak (bir
kesme noktası), [07.06.21], (f.) Bir
service bit: hizmet biti, [09.06.10], bkz. programın yürütülmesini askıya alan bir
overhead bit kesme noktası ve uygun bir olay
tanımlamak.
service data unit: hizmet veri birimi,
[26.03.07], Verilen bir katmanın hizmet set type: küme türü, [17.05.15], (bir ağ
kullanıcısı tarafından gönderilen ve modelinde) Bir üst kayıt ile bir veya daha
değişmeden eşdüzeydeki diğer bir fazla üye kaydının aralarındaki hiyerarşik
hizmet kullanıcısına gönderilmek ilişkisi ile birlikte bir üst kaydın kayıt türü
zorunda olan veri kümesi. NOT: Şekil ve bir veya daha fazla üye kaydın kayıt
26.2’ye bakınız. türlerini ihtiva eden kayıt türlerinin
isimlendirilmiş kayıt türleri topluğu.

197
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

setting: ortam, [28.02.18], Destekleri karakter basamağı ile tanımlanmış


içeren bir senaryonun belirli durumu. sözcük sonuna doğru hareketi.

settling time: kararlı hale gelme süresi, shrink: küçültmek, [13.05.38], (f.) Bir
[21.03.21], Bir sisteme belirli bir giriş pencerenin boyutlarını küçültmek.
sinyalinin uygulanmasını takiben çıkış
sinyalinin, kararlı durum değerini merkez SI system: SI sistem, [29.02.17], bkz.
almak kaydıyla belirli bir dar aralığa speaker-independent system
girmesi ve o aralıkta kalması için gerekli
olan süre. NOT: Giriş, bir basamak, side effect: yan etki, [15.08.03], Bir
darbe, rampa, parabol ya da sinüs deyim, ifade veya alt programın sebep
dalgası olabilir. Bir basamak ya da darbe olduğu dolaylı sonuç. NOT: Yan etkiler,
fonksiyonu için, aralık genellikle son örneğin bir işlev tarafından getirilen bir
kararlı durum değerinin ± yüzde 2'si parametrenin veri değerini değiştirmek
olarak belirlenir. amacında olabilir.

shading: gölgeleme, [13.02.25], Işık sigma memory: sigma bellek,


kaynaklarının nasıl yerleştirildiğine ve [22.01.02], Bir hesap makinesindeki bir
nesne ile bitişik nesnelerin nasıl dizi hesaplamaların sonucunu biriktirmek
aydınlatıldığına dayalı olan bir nesnenin için kullanılan birim.
yüzeyindeki ışığın yoğunluğunun
hesaplanması ile bir nesnenin sign bit: işaret biti, [05.03.03], Cebirsel
resimlenmesi için bir teknik. işaret konumunda bulunan ve temsil
edilen sayının cebirsel işaretini gösteren
shared data: paylaşılan veri, [15.02.07], bit.
Eşzamanlı bir şekilde veya farklı
zamanlarda çalıştırılabilen bir veya daha sign change function: işaret değiştirme
fazla program birimi tarafından işlevi, [22.03.17], Hesap makinesinde
erişilebilen veri. ÖRNEK: Fortran tutulan bir rakamın işaretini tersine
dilindeki COMMON; bazı program çeviren işlev.
dillerindeki "compool"; PL/I dilindeki
sign character: işaret karakteri,
EXTERNAL olarak biçimlenen tek
[05.03.04], Cebirsel işaret konumunda
değişkenler; Ada dilindeki paketleme
bulunan ve temsil edilen sayının cebirsel
düzeni gibi veri özellikleri.
işaretini gösteren karakter.
shared variable: paylaşılan değişken,
sign position: işaret konumu,
[07.02.23], İki ya da daha fazla asenkron
[05.03.02], Normalde bir sayının bir
yordam ya da aynı zamanda yürütülen
ucunda yer alan, temsil edilen sayının
program tarafından erişilebilen değişken.
cebirsel işaretini belirleyen göstergeyi
shell: kabuk, [28.04.08], bkz. expert içeren konum.
system shell
signal: İşaret, [01.02.01], Veriyi temsil
shell site: muhafazalı taraf, [08.07.11], etmek için kullanılan fiziksel nicelik.
bkz. cold site.
signal element: sinyal elemanı,
shielding: kesilmenin tersi olan işlem, [09.02.05], Bir veya daha fazla
[13.05.55], bkz. reverse clipping karakteristik niceliği ile diğerlerinden ayırt
edilen ve bir ayrık sinyali oluşturan
shift: kaydırma, [02.11.01], Bir sözcüğün parçaların her biri. NOT: Karakteristik
tüm veya bazı karakterlerinin aynı sayıda niceliklerinin örnekleri, zamana bağlı

198
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

genlik, dalga biçimi, süre ve konumdur. significant instant: önemli an,


Şekil 9.1'e bakınız. [09.02.08], Ayrık sinyal içinde bir sinyal
elemanının başladığı an. NOT: Şekil
signal regeneration: sinyali yeniden 9.1'e bakınız.
üretme, [03.01.12], Kendi özgün
özelliklerine uygun bir sinyali yeniden significant interval: önemli aralık,
elde etmek üzere sinyal dönüşümü. [09.02.09], İki ardışık önemli an
arasındaki zaman aralığı. NOT: Şekil
signal shaping: sinyal şekillendirme, 9.1'e bakınız.
[03.01.11], bkz. signal transformation.
similarity-based generalization:
signal transformation: sinyal benzerlik tabanlı genelleme, [31.02.15],
dönüşümü, [03.01.11], Bir sinyalin bir Verilen bir kavramın tüm örneklerini, bu
veya daha fazla özelliğini, örneğin en örnekler arasındaki benzerlikleri ve
büyük değerini, şeklini veya farklılıkları araştırarak tanımlayan kavram
zamanlamasını değiştirme eylemi. genelleme.
signature: imza, [32.03.06], (Elektronik simple buffering: basit tamponlama,
postada) Gövdenin sonunda özel tanıtım [10.05.03], Bir bilgisayar programının
için ileti göndericisi tarafından yürütmesi süresince tampon bellek
tasarlanmış belirli bir metin parçası. NOT atama tekniklerinden biri.
1: İmza genellikle ad ve adresi içerir ve
aynı zamanda telefon ve faks simple perceptron: basit perceptron,
numaralarını içerebilir. NOT 2: İmza bir [34.02.27], bkz. single-layer perceptron
sayısal imzayı veya iletinin kimliğini
doğrulayan başka bir veriyi içerebilir. simple statement: basit deyim,
[15.05.02], Başka bir deyim kapsamayan
deyim.
significant condition: önemli koşul,
[09.02.06], Bir koda göre sinyal simple type: basit tür, [15.04.04], Her
elemanının anlamını tanımlayan sinyal örneğinin skalar bir değeri temsil ettiği
elemanının karakteristik niceliği. NOT: veri türü. NOT 1: Pascal skalar türleri ya
Şekil 9.1'e bakınız. sıra belirten türler ya da gerçek türlerdir.
Ada skalar türleri, ya ayrık türler ya da
significant digit: anlamlı basamak, gerçek türlerdir. NOT 2: Şekil15.1'e
[05.03.05], Bir sayıda, belirli bir doğruluk bakınız.
ve hassaslığı muhafaza etmek için gerek
duyulan basamak. simplex transmission: tek yönlü iletim,
[09.03.05], Sadece önceden belirlenen
significant digit arithmetic: anlamlı bir yönde veri iletimi.
basamak aritmetiği, [02.07.02], Sonuçtaki
anlamlı basamak sayısının, kullanılan simulation: benzetim, [01.06.01],
işleme, elde edilebilir duyarlık derecesine Fiziksel veya soyut bir sistemin seçilmiş
ve işlem gören terimlerdeki anlamlı işleyiş özelliklerini temsil etmek için bir
basamak sayısına göre belirlendiği ve veri işlem sisteminin kullanımı. ÖRNEK:
her işlem gören terimde anlamlı basamak Kanatlar etrafındaki hava akımının
sayısının belirtildiği bir kayan noktalı değişik hız, sıcaklık ve hava
gösterme sisteminin düzenlenmiş bir basınçlarında temsili gösterimi.
şeklini kullanarak hesaplar yapma
yöntemi. simulation: benzetim, [20.01.09],
Fiziksel ya da soyut bir sistemin seçilmiş

199
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

karakteristiklerini temsil etmek için bir NOT: Tek katmanlı bir ağda, yalnızca
veri işleme sisteminin kullanımı. çıkış katmanı hesaplama yapar.

simultaneous: zaman uyumlu, single-level device: tek seviyeli aygıt,


[03.02.05], Bir süreçte, aynı zaman [08.02.06], Belirli bir anda sadece tek bir
aralığı içerisinde herbiri ayrı bir işlevsel güvenlik seviyesinde veriyi işleme tabi
birim tarafından gerçekleştirilen, iki veya tutan fonksiyonel birim.
daha fazla olaylara uygun olan. ÖRNEK:
Bir veya daha fazla programın icra single-step execution: tek adımlı
edilmesinde, girdi-çıktı kanalları, girdi- yürütme, [07.07.14], bkz. single-step
çıktı denetleyicileri ve ilgili yardımcı operation
teçhizat tarafından gerçekleştirilen, bir
diğeriyle eş zamanlı olabilen ve işleme single-step operation: tek adımlı işlem,
birimi tarafından gerçekleştirilen diğer [07.07.14], Tek bir komut ya da bir komut
işlemlerle eş zamanlı olabilen girdi-çıktı parçasının bir dış sinyale tepki olarak
işlemleri. yürütüldüğü bilgisayarın bir işlem modu.
NOT: Tek adımlı işlem hata ayıklamada
Single- [double-] [triple-] precision: kullanılır.
tekli – [çiftli] - [üçlü] duyarlık, [02.06.03],
Gereken duyarlığa uygun olarak bir skew: kayıklık, [12.04.07], Bir şerit
sayıyı göstermek için bir [iki] [üç] satırının belirtilen referanstan açısal ya
bilgisayar sözcüğü kullanmak. da boylamasına sapması.

single-address instruction: tek adresli skip: atlama, [23.04.28], (Metin


komut, [07.09.13], bkz. one-address işlemede) Kullanıcının, bir sayfa ya da
instruction paragraf gibi bir kısım metni atlamasına
olanak sağlayan işlev.
single-cable broadband LAN: tek
kablolu geniş bantlı LAN, [25.03.07], slab: kat, [34.02.12], Aynı etkinleştirme
Hem ileri iletim LAN kanalı hem de geri işlevini ve öğrenme kuralını paylaşan ve
iletim LAN kanalı için bir kablo kullanan eşit ara bağlantı topolojisine sahip olan
geniş bantlı LAN. bir grup yapay sinir. NOT: Katlar
hiyerarşik bir biçimde birbirine
single-layer perceptron: tek katmanlı bağlanabilirler, ancak aynı zamanda
perceptron, [34.02.27], Tek bir işlevin başka mimariler de ortaya çıkabilir.
giriş değerlerinin doğrusal bir birleşimine
uygulanması ile belirlenen bir ikili çıkış slave station: yardımcı istasyon,
değeri ve hata düzeltme öğrenmesi olan [09.06.39], Temel mod bağlantı
bir yapay sinirden oluşan sinir ağı. NOT kontrolünde, veri almak için ana istasyon
1: Tek katmanlı perceptron çok boyutlu tarafından seçilen veri istasyonu.
bir düzlem tarafından ayrılan iki karar
bölgesi oluşturur. NOT 2: Tek katmanlı slice: dizi dilimi, [15.03.09], bkz. array
perceptron, ikili giriş değerleri için slice
eşitsizlik işlemini (ÖZEL VEYA)
slot: yuva, [28.02.14], (Yapay zekada)
gerçekleştiremez.
Nesne adları, yüz olarak adlandırılan
single-layered network: tek katmanlı belirli nitelikler, değerler ve diğer
ağ, [34.02.15], Gizli katmanlar çerçevelere işaretçiler gibi özellikleri
olmaksızın, yalnızca kaynak düğümler ve saklamak için kullanılan çerçeve bileşeni.
çıkış katmanına sahip olan katmanlı ağ.
slot time: bekleme zamanı, [25.02.11],
Çarpışma durumunda, veri

200
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

istasyonlarının yeniden iletmeye oluşan ve ardışık her okuma girişimine


teşebbüs edebileceği zamanı belirlemek ortaya çıkmayabilen hata.
için kullanılan gerçekleştirmeye bağlı
zaman birimi. soft hyphen: gerektiğinde kullanılan
kesme, [23.04.24], Bir kelimeye otomatik
slot time: zaman dilimi, [25.03.15], (Bir olarak ya da kullanıcı tarafından
andaç - veri yolu ağında) Herhangi bir kelimenin bölünebileceği yeri belirlemek
veri istasyonunun başka bir veri için eklenen ve satırın sonunda yeterli
istasyonundan tepki almak için beklemek alan kalmaması durumunda kelimenin
zorunda olduğu en fazla zaman. bölünmesi zorunda olduğu zaman bir
çizgi olarak kullanılan özel karakter.
slotted-ring: yuvalı halka ağı, [25.04.02],
Bir iletim ortamı üzerindeki iletme soft page break: koşullu sayfa kesme,
dizisinde önceden tanımlanmış [23.06.26], Konumu metin düzenleme
yuvalardaki verinin gönderildiği istasyona esnasında değişebilen, otomatik
geri döndüğü iletim ile veri istasyonları sayfalandırma ile girilen sayfa kesme.
arasında tek yönlü veri iletilmesini
sağlayan bir halka ağı. soft sectoring: mantıksal sektörleme,
[12.05.18], Bir manyetik disk birimi
smiley: gülümseyen yüz, [32.10.05], bkz. üzerindeki sektör sınırlarının kaytlı veri
emoticon yolu ile belirlenmesi.

smooth shading: pürüzsüz gölgeleme, software: yazılım, [01.01.08], Bir bilgi


[13.02.26], Bir tel çerçeveli gösterimden işleme sisteminin programları, işlemleri,
geliştirilen katı bir nesnenin eğimli kuralları ve ilgili dokümantasyonunun
yüzlerine pürüzsüz bir görüntü vermek tamamı veya bir kısmı. NOT: Yazılım,
için kullanılan gölgeleme tekniği. kaydedildiği ortamdan bağımsız olan bir
oluşumdur.
snapshot dump: anlık döküm,
[07.07.09], Zamanda belirli bir noktada software engineering: yazılım
bellekte ya da bir veritabanında bulunan mühendisliği, [01.04.07], Bilimsel ve
verinin tümü ya da bir kısmının kopyası. teknolojik bilginin sistematik uygulanışı,
metotlar ve yazılımın ürününü, desteğini
stow: simgeleştirmek, [13.05.37], bkz. ve kalitesini en iyi duruma getirmek için
Iconize tasarlama, kurma, test etme ve doküman
düzenleme ile ilgili mühendislik dalı.
SOFM: [34.02.32], bkz. self-organizing
map software library: yazılım kütüphanesi,
[07.11.05], Yazılım geliştirmeye yardımcı
soft copy: elektronik kopya, 1. olmak için tasarlanmış kontrollü bir
[01.06.05], Bilginin ses veya görüntü yazılım ve ilişkili dokümantasyon
formatında kalıcı olmayan çıktısı. topluluğu.
ÖRNEK: Katot ışını tüpü gösterimi. 2.
[13.03.03], Bir gösterme uzayında geçici software package: yazılım paketi,
olarak görüntünün gösterilmesi. ÖRNEK: [01.04.05], [20.01.16], Genel bir
Sıvı kristal görüntü birimi üzerindeki bir uygulama ya da işlev için çeşitli
görüntü. kullanıcılara sağlanmış ve
dokümantasyonu yapılmış programların
soft error: geçici hata, [12.01.15], bütünü. NOT: Bazı yazılım paketleri özel
Verinin okunması sırasında geçici olarak bir uygulama için değiştirilebilir.

201
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

software piracy: yazılım korsanlığı, source code generator: kaynak kod


[01.07.05], 08.08.02], Yazılım ürünlerinin üretici, [07.04.43], Bir programın
izinsiz kullanımı veya kopyalanması. gereksinimleri ya da tasarımını girdi
olarak kabul eden ve gereksinimler ya da
software tool: yazılım aracı, [07.04.47], tasarımı gerçekleştiren kaynak kodu
Bir program ya da dokümantasyonunun üreten yazılım aracı.
geliştirme, test, çözümleme ya da
bakımında kullanılan yazılım. source language: kaynak dil, [07.04.34],
ÖRNEKLER: Çapraz başvuru üretici, geri Bir kaynak programda kullanılan
derleyici, sürücü, düzenleyici, akış programlama dili.
şeması üretici, izleyici, test örneği üretici,
zamanlama çözümleyici. source module: kaynak modül,
[07.04.39], Çeviri için yeteri kadar tam
solid modeling: hacimsel modelleme, olan bir kaynak programın tümü ya da bir
[13.01.10], Bir nesnenin dış şekilleri bölümü. NOT: Ayrıca derleme birimi
kadar iç yapısını da göstermek için onun terimine bakınız.
katı özellikleri ile ilgili üç boyutlu
geometrik modelleme. source node: kaynak düğüm, [34.02.01],
Giriş sinyallerini yapay sinirlere ulaştıran
solid modeling: hacim modelleme, sinir ağı düğümü.
[24.02.05], bkz. volume modeling
source program: kaynak program,
solution space çözüm uzayı, [07.04.37], Belirli bir çeviricinin kabul
[28.03.13], Belirli bir problemin edebildiği program.
çözümlerini oluşturan durumların tümü
tarafından tanımlanan kavramsal ya da space character: boşluk karakteri,
biçimsel alan. [04.04.03], Herhangi bir grafik karakteri
üretmeksizin baskı veya ekran
SOM: [34.02.32], bkz. self-organizing konumunu satır boyunca bir konum
map ilerletme karakteri.

sonogram: sonogram, [29.01.20], Bir span: aralık, [02.02.07], Bir büyüklük


zaman fonksiyonu olarak frekansları ve veya fonksiyonun alabileceği en düşük
karşılık gelen genlikleri gösteren bir ve en yüksek değerler arasındaki fark.
akustik sinyalin grafiksel gösterimi.
speaker adaptation konuşmacı uyumu,
sort: sıralamak, [06.05.06], (f.) [29.01.36], Tanıma modellerini otomatik
Nesneleri, her grubun içindeki nesneleri olarak değiştirmek için konuşmacıya ait
düzenlemeye gerek duymaksızın, ek konuşma örneklerine dayanan bir
belirlenen kriterelere göre ayırarak sisteme izin veren konuşma tanıma
gruplamak. metodu. NOT: Uyarlamalı eğitimi ve
konuşmacı uyarlamalı sisteme de
sound: ses, [29.01.01], Hava ya da bakınız.
başka bir ortamın sesle ilgili sinirler
aracılığıyla algılanabilen titreşimi. speaker authentication konuşmacı
kimlik doğrulama, [29.01.34], bkz.
source code: kaynak kod, [07.04.38], Bir speaker verification
birleştirici, derleyici ya da diğer bir
çeviriciye giriş için uygun bir biçimde speaker dependence: konuşmacı
ifade edilen kod. bağımlılığı, [29.02.15], Bir konuşma
tanıyıcının, bireysel kullanıcıların

202
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

konuşma örüntüleriyle eğitilmeye konuşma örüntülerine ait önceden


duyduğu gereksinimin derecesi. yapılan bir eğitim olmayan herhangi bir
kullanıcının konuşma örneklerinin
speaker identification konuşmacı tanınması.
tanımlama, [29.01.35], Bir ses örneğini,
konuşanı belirlemek için farklı kişilere speaker-independent system:
karşılık gelen bir ses imzaları kümesi ile konuşmacıdan bağımsız sistem,
karşılaştıran konuşmacı tanıma biçimi. [29.02.17], Tanıyıcıyı hiç kullanmayan
veya ara sıra kullanan kullanıcılar ile
speaker recognition konuşmacı birlikte güvenilir bir şekilde
tanıma, [29.01.32], Bir insan sesinin bazı çalışabilecekleri ve kayıtlı olmayan
akustik özelliklerinin çözümlenmesiyle kullanıcılara açık olan konuşma tanıyıcı.
belirli bir konuşmacı hakkında bilgi elde
etme süreci. speaker-trained system: konuşmacı
eğitimli sistem, [29.02.16], bkz. speaker-
speaker verification konuşmacı dependent system
doğrulama, [29.01.34], Bir konuşma
örneğinin, iddia edilen kişi tarafından speaking mode: konuşma modu,
yapılıp yapılmadığına karar vermek için [29.02.26], Bir konuşma tanıyıcıya ait,
konuşmacı tanıma biçimi. NOT: ayrılmış sözcükler modu, sürekli
Konuşmacı doğrulama, temel olarak bilgi, sözcükler modu ve sürekli konuşma
tesis veya binalara erişimi sınırlamak için modu olarak adlandırılan üç konuşma
kullanılır. modundan biri.

speaker-adaptive system: konuşmacı special character: özel karakter,


uyarlamalı sistem, [29.02.18], Konuşma [04.03.12], Ne bir harf veya sayı ne de bir
örnekleri arasındaki farkı izlemek ve boşluk olan ne de genellikle bir fikir
başarımı geliştirmek için konuşma belirtme işareti olan grafik karakter.
şablonunu düzenleyebilen ve ÖRNEKLER: Bir noktalama işareti, yüzde
güncelleyebilen konuşmacıdan bağımsız işaretili bir matematiksel sembol.
sistem. NOT: Başarım geliştirme
yeteneği bir çeşit öğrenmedir. special-purpose language: özel amaçlı
dil, [07.01.24], Yeteneklerini belirli bir
speaker-dependent recognition: türdeki uygulamaya odaklayan
konuşmacı bağımlı tanıma, [29.02.13], programlama dili. ÖRNEKLER: Form
Kayıtlı bir kullanıcı ya da kullanıcı doldurma dili; Postscript.
grubunun, bu kullanıcıların konuşma
örüntülerine ait önceki eğitimini temel specification: belirtim, [20.01.03],
alan konuşma örneklerinin tanınması. Sistemi geliştirmek ya da geçerliliğini
sağlamak amacı ile sistemin açıklayıcı bir
speaker-dependent system: konuşmacı tanımını veren doküman biçimindeki
bağımlı sistem, [29.02.16], Kayıtlı bir detaylı anlatım.
kullanıcı veya kullanıcılar grubu ile sınırlı
olan ve bunların konuşma örüntüleri specification language: belirtim dili,
hakkında eğitilmesi gerekli olan konuşma [07.01.34], Genelde doğal dil ve yapay
tanıyıcı. ÖRNEKLER: Tek konuşmacılı dilin bilgisayar tarafından işlenebilen bir
sistem, çok konuşmacılı sistem. birleşimi olan, bir sistem ya da bileşenin
gereksinimler, tasarım, davranış ya da
speaker-independent recognition: diğer özelliklerini ifade etmek için
konuşmacıdan bağımsız tanıma, kullanılan, özel dil yapıları ve bazen
[29.02.14], Herhangi bir kullanıcının belirlenen varlıkların geliştirilmesi,

203
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

çözümlenmesi ve dökümante edilmesini speech compression konuşma


ifade etmek için doğrulama protokolleri sıkıştırma, [29.01.27], Daha dar bir
sağlayan problem yönelimli dil. frekans bandı üzerinde bir konuşma
sinyalini iletmek veya depolamak ya da
speech: konuşma, [29.01.03], Belirli bir normal olarak gerekli olan bit miktarından
doğal dildeki ses örüntüleri ya da bu tür daha az miktarda bit kullanmak için bir
örüntüleri canlandıran akustik sinyaller. konuşma işleme tekniği. ÖRNEKLER:
Tahmin kodlaması, alt bant kodlaması,
speech analysis: konuşma çözümleme, formantları kullanarak şifreleme.
[29.01.16], Bir konuşma sinyalinin
karakteristik parametrelerinin çıkarılması. speech control konuşma kontrolü,
NOT: Karakteristik parametreler, [29.01.38], bkz. voice control
bağımsız ses parçalarının doğasını
(ünlüler ve ünsüzler), hece yapısını, speech digitization: konuşma
ölçülebilirlik özelliklerini, biçim birim sayısallaştırma, [29.01.22], bkz. speech
yapısını, sözdizimlerini, cümleleri, yan digitizing
cümleleri ve uzun dönemli konuşma
sınırlamalarını içerir. speech digitizing: konuşma
sayısallaştırma, [29.01.22], Analog
speech analysis system: konuşma konuşma sinyallerinin sayısal sinyallere
çözümleme sistemi, [29.02.04], bkz. dönüştürülmesi.
speech analyzer
speech encoding konuşma şifreleme,
speech analyzer: konuşma çözümleyici, [29.01.23], bkz. speech coding
[29.02.04], Konuşma çözümlemesi yapan
işlevsel birim. speech frequency: konuşma frekansı,
[29.01.08], Konuşmayı kaydetme ya da
speech bandwidth: konuşma bant iletim için gerekli olan aralıkta bir frekans.
genişliği, [29.01.09], Belirli bir sistem
tarafından iletilebilen ya da speech input: konuşma girdisi,
kaydedilebilen konuşma frekansları [29.01.12], Bir işlevsel birim tarafından
aralığı. alınan konuşma sinyalleri dizisi.

speech clipping konuşma kısaltma, speech intelligibility konuşma


[29.01.29], Tepe sinyallerini bir en büyük anlaşılabilirliği, [29.01.28], Genellikle
genlik değerine sınırlama ya da belirli bir konuşma birimlerinin yüzdesi olarak
genlik değerinden daha küçük sinyallerin ölçülebilen bir konuşma çıktısının doğru
sıfıra indirilmesi. bir şekilde anlaşılabilmesi özelliği.

speech coding konuşma kodlama, speech output: konuşma çıktısı,


[29.01.23], Ses sinyalinin uygun bir [29.01.13], Bir işlevsel birim tarafından
şekilde yeniden yapılandırılmasına izin üretilen ya da yeniden üretilen konuşma
veren bir kurallar kümesine göre sinyallerinin önceden kaydedilmiş veya
sayısallaştırılmış konuşma sinyalinin, bir sentezlenmiş dizisi.
ayrık veri öğeleri dizisine dönüştürülmesi.
NOT: Konuşma sayısallaştırma, speech pattern: konuşma örüntüsü,
konuşma sıkıştırma ile ilişkilendirilebilir. [29.01.10], Bir konuşma sinyalinde
"Konuşma kodlama" terimi genelde her bulunan temel yapı.
ikisinide içeren bir işlem için kullanılır.
speech processing: konuşma işleme,
[29.01.15], Konuşma çözümleme,
konuşma sıkıştırma, konuşma tanıma ve

204
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

konuşma sentezleme gibi konuşma speech synthesis system: konuşma


sinyallerini işleme. sentezleme sistemi, [29.03.01], bkz.
speech synthesizer
speech recognition: konuşma tanıma,
[28.01.15], [29.01.30], Bir işlevsel birim speech synthesizer: konuşma
tarafından bir insan sesinin taşıdığı sentezleyici, [29.03.01], Konuşma
bilginin algılanması ve çözümlenmesi. sentezleme için kullanılan işlevsel birim.
NOT: Tanınacak bilgi, önceden
belirlenmiş bir sözcük dizisi içindeki bir speech template: konuşma şablonu,
sözcük, belirlenmiş bir dilin sesbirimi [29.01.14], Gelecekte başvurmak için ya
veya bazen de konuşanın ses özellikleri da eşleştirme amacıyla bir işlevsel
yoluyla tanınması olabilir. birimde depolanmış önceden kaydedilmiş
veya kural tabanlı ses özellikleri kümesi.
speech recognition system: konuşma
tanıma sistemi, [29.02.05], bkz. speech speech training konuşma eğitimi,
recognizer [29.01.41], Bir veya daha fazla
konuşmacının ses özelliklerini kullanmak
speech recognizer: konuşma tanıyıcı, için bir işlevsel birimin eğitimi.
[29.02.05], Konuşma tanımayı sağlayan
işlevsel birim. NOT: Bir konuşma tanıyıcı, speech understanding: konuşma
bileşenleri arasında bir konuşma anlama, [29.02.03], Konuşma sinyalleri
çözümleyiciye sahiptir ve genellikle ses tarafından iletilen bilgi yorumunun
girdisini konuşma şablonunun işlevsel bir birim tarafından üretilmesi.
karakteristik parametreleri ile eşleştirir. NOT 1: Konuşma anlama, işlevsel bir
birim tarafından bilginin önceden elde
speech reconstruction konuşmayı edildiğini varsayar. NOT 2: Aynı
yeniden oluşturma, [29.01.39], zamanda konuşma tanıma terimine de
Kodlanmış veriden elde edilen özgün bakınız.
konuşmanın bir kopyasının işlevsel bir
birim tarafından üretilmesi. speech waveform coding konuşma
dalga biçimi kodlama, [29.01.23], bkz.
speech restitution konuşma iadesi, speech coding
[29.01.39], bkz. speech reconstruction
speech-based alerting: konuşma
speech signal: konuşma sinyali, tabanlı uyarı , [29.03.18], Bir kullanıcıyı
[29.01.07], Belirli bir dilde bilgi taşıyan bir işlevsel birimin veya makinenin
akustik sinyal. NOT: Bir konuşma sinyali, işletilmesiyle ilgili olarak uyaran ya da
ses sinyali ya da bir ses sinyalinin bilgilendiren sentezlenmiş konuşma
benzetimini yapan akustik sinyal olabilir. mesajı. ÖRNEK: Bir otomobilin çalışması
ile ilgili problemler hakkında uyarı mesajı.
speech spectrogram: konuşma
spektrogramı, [29.01.19], Bir konuşmanın speech-pattern matching: konuşma
frekans özelliklerinin grafiksel gösterimi. örüntü eşleştirme, [29.02.02], Bir
NOT: Konuşma spektrogramları konuşma örneğinden elde edilen nitelik
genellikle konuşma tanımada temel parametreleri ile bir tanıma sözlüğü
araştırma araçlarıdır. içindeki önceden kaydedilmiş bir
konuşma şablonundan elde edilen nitelik
speech synthesis konuşmayı parametrelerinin eşleştirilmesi.
sentezleme, [29.01.40], Yapay konuşma
üretimi.

205
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

speech-to-text conversion: konuşmayı spoken-language identification:


metne dönüştürme, [29.02.01], Konuşma konuşulan dili tanımlama, [29.01.43],
girdisini metne dönüştürme işlemi. Konuşma örneklerinden bir insanın
konuştuğu dili ya da lehçeyi tanımlama.
spellchecker: imla denetleyici,
[23.04.07], bkz. spelling checker spoken-language translation:
konuşulan dili çevirme, [29.01.44], Aynı
spelling checker: imla denetleyici, dili konuşmayan insanlar arasında
[23.04.07], Bir metin işleyicide metin iletişimi sağlamak için, bir dilden, bir
içindeki kelimelerin yazılımını denetleyen mesaj içeriğini başka bir dile çeviren ve
program. NOT: Kelimeler üzerinde hedef dilde uygun konuşma mesajı
denetleme işlemi yazıldıkları zaman ya hâline getiren konuşmayı tanıma süreci.
da daha sonraki bir işlemde yapılabilir.
spoof: yanıltmak, [08.05.33], (f) Bir
spidernet: örümcek ağı şeklindeki ağ, kullanıcıyı, gözlemciyi (kulak misafiri gibi)
[18.03.11], Bir yıldız ağın ve bir veya veya bir kaynağı kandırmak amacı ile
daha fazla halka ağın bir örümcek ağına hareket etmek.
benzeyen karması. NOT 1: Örümcek ağı
şeklindeki ağ, 3 düğüm sınıfını içerir: m spooling: sıraya alma, [10.04.01], Çevre
dalı olan merkezi yıldız, her birinin dört birimleri ile bir bilgisayarın işlemcileri
dalı olan k adet iç halka üzerindeki arasında veri transferi olduğunda;
düğümler ve bir kenar halka. NOT 2: gecikme işlemini azaltmak için yardımcı
Örümcek ağı şeklindeki ağ daha yüksek belleğin bir tampon bellek olarak
boyutlara genişletilebilir. NOT 3: Şekil kullanılması. NOT: Bu terim
18.3'e bakınız. “Sımultaneous Peripheral Operation
OnLine” deyiminden üretilmiştir.
spiral track: spiral iz, [08.08.11], Bir disk
üzerinde spiral şekilde olan ve kopya spot punch: tek delik açıcı, [12.06.05],
koruma metodunun bir parçası olan iz. Bir veri ortamı içerisinde bir anda bir delik
açabilen aygıt.
splitting: ayırma, [32.04.22], (Elektronik
postada) Bir ileti aktarma temsilcisinin bir spread: yayma, [16.04.06], İleti
ileti veya sorgulamayı gönderme kaynağındaki iletilerin belirli bir kümesi
adımındaki her yeni örneği kendi hazır verildiğinde, ileti alım düğümündeki
kullanıcılarına farklı yolla göndermek için iletilerin kümesinin koşullu entropisi.
çoğalttığı aktarma olayı.
spreadsheet program: hesap çizelge
spoken command sözlü komut, programı, [01.06.21], Hücreler arasında
[29.01.37], bkz. voice command kullanıcı tarafından tanımlanan ilişkilere
dayalı olarak, bir hücrenin içeriğindeki
spoken menu: sözlü menü, [29.03.20], değişikliğin bir veya daha fazla hücrenin
bkz. voice menu yeniden hesaplanmasına sebep olabilen,
hücrelerin satır ve kolonlar şeklinde
spoken vocabulary: konuşulan sözlük, düzenlenerek yapılan bir çizelgeyi
[29.03.17], Bir konuşma sentezleyicinin gösteren program.
bir kullanıcı isteğine yanıt vermesinde
kullanılabilecek sözcükler ve cümleler square function: kare alma işlevi,
topluluğu. NOT: Tanıma sözlüğünün [22.03.10], Bir rakamı kendisi ile
karşıtıdır. doğrudan çarpan işlev.

206
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

square root function: karekök alma star network: yıldız ağı, [18.03.04], Tek
işlevi, [22.03.11], Kendisi ile çarpılarak bir ara düğüm noktasına sahip ağaç ağı.
elde edilen bir sayıdan orijinal sayıyı NOT: Şekil 18.3'e bakınız.
tekrar elde eden işlev.
star/ring network: yıldız/halka ağı,
stable coalition: kararlı koalisyon, [25.04.04], Birkaç veri istasyonunun ana
[34.02.22], Kararlı durum esnasında bağlantı birimi aracılığıyla gruplandığı ve
birbirini etkin olarak tutan ve karşılıklı bir ağ ile birbirine bağlanması şeklinde
olarak birbirini etkileyen yapay sinir yapılanmış tek yönlü iletimli halka ağı.
grubu. NOT: Bu şekil, ağ işlemini kesintiye
uğratmaksızın veri istasyonlarının ağa
stable state: kararlı durum, 1. bağlanmasını ve ağdan çıkarılmasını
[03.01.02], Bir tetikleyici devrede, uygun sağlar.
bir vuru uygulanana kadar devrenin
içinde kaldığı durum. 2. [34.02.21], (Sinir start-of-frame: çerçeve başlangıcı,
ağlarında) Tüm yapay sinirlerin bağlantı [09.06.11], Bir çerçevenin başlamasını
ağırlıklarının değişmemiş olarak kaldığı gösteren belirli bir bit örüntüsü. NOT:
durum. NOT: Kararlı durum genellikle, Şekil 9.5'e bakınız
ağırlıkların daha fazla alıştırılmayla bile
değişmemiş olarak kaldığı zaman start-stop transmission: Başla-dur
meydana gelir, fakat, aynı zamanda bir iletimi, [09.03.09], Bir karakteri temsil
Hopfield ağında olduğu gibi, normal eden sinyal elemanlarının, her grubunun
işlevde de meydana gelebilir. başlatma sinyali olarak adlandırılan
belirgin bir sinyalin önde yer alması ve
stack: yığın, [04.08.06], Listeden durma sinyali olarak adlandırılan başka
çıkartılacak elemanı en yakında listeye bir sinyal tarafından izlenmesi gibi
eklenmiş olan eleman olacak şekilde zamana bağlı olmayan iletim.
yapılandırılmış ve düzenlenmiş olan liste.
NOT 1: Bu yöntem “son-giren-ilk-çıkar” starvation: açlık, [07.06.38], Koşut
şeklinde tanımlanmaktadır (LIFO). NOT zamanlı asenkron yordamlar gerekli
2: Şekil 4.1’e bakınız. kaynakları tuttuğu için öngörülebilir
herhangi bir zaman aralığında bir
stack indicator: yığıt belirteci, asenkron yordamın yürütülmesinin
[12.02.26], bkz. stack pointer ilerleyemediği durum.

stack pointer: yığıt göstergesi, state: durum, [28.03.10], (Yapay zekada)


[12.02.26], Bir yığıt belleğe en son Bir problemin çözümünün bir adımındaki
saklanan veri nesnesini içeren bellek anlık tanım.
yerinin adresi.
state diagram: durum diyagramı,
stack(storage): yığıt (bellek), [12.02.24], [07.09.54], bkz. state transition diagram
bkz. pushdown storage
state transition diagram: durum geçiş
standard form: standard biçim, diyagramı, [07.09.54], Bir sistem ya da
[05.05.08], (Kayan nokta gösteriminde) bileşenin var sayabileceği durumu ve bir
bkz. normalized form durumdan bir başkasına geçişin nedeni
ya da sonucu olan olayları gösteren
standardize (to): standardize etmek, diyagram. NOT: Şekil 7.7’ye bakınız.
[02.09.01], bkz. normalize
statement: deyim, 1. [07.09.01], bkz.
instruction 2. [15.05.01], Ya bir bildirimi

207
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

gösteren ya da yapılacak eylemlerin stationary information source:


tanımını, (eğer varsa) bu eylemlerde durağan ileti kaynağı, [16.02.06], bkz.
yapılmasında kullanılacak işlenenleri ve stationary message source
sonuçların düzenlemesini içeren bir iş
biriminin tarifini veren açıkça stationary message source: durağan
sonlandırılmış sözdizimsel birim. NOT: ileti kaynağı, [16.02.06], Her bir iletinin
Bazı programlama dilleri bildirimlerin oluşum olasılığının oluşma zamanından
deyimler olmasını dikkate almaz. bağımsız olduğu ileti kaynağı.

static: durağan, [15.02.14], (s.) statistical time division multiplexing:


Programın tamamının çalışması boyunca istatistiksel zaman bölmeli çoklama,
mevcut olan ve değerlerini bulunduran [09.05.27], Genel talebin zaman içinde
nesnelere ait olma. ÖRNEK: Bir iletim kanalının genel kapasitesini
çalışmadan diğer çalışmaya geçildiğinde geçebileceği riskine bağlı olarak, zaman
değerlerinin tutulması için durağan olarak aralıklarının her bir anda değerlendirilen
bildirilen bir alt program değişkeni. ihtiyaçlara göre her bir sinyale tahsis
edildiği zaman bölmeli çoklama.
static binding: durağan ilişkilendirme,
[07.02.27], Bir programın step-by-step operation: adım adım
yürütülmesinden önce gerçekleştirilen ve işlem, [07.07.14], bkz. single-step
yürütme esnasında değişmesi söz operation
konusu olmayan ilişkilendirme.
stepwise refinement: adım adım
static breakpoint: durağan kesme iyileştirme, [07.02.05], İşleme adımları ve
noktası, [07.06.26], Derleme esnasında verinin başlangıçta yüzeysel ve
ayarlanabilen kesme noktası. ÖRNEK: sonrasında daha ayrıntılı olarak
Bir kesme noktası verilen bir alt program tanımlandığı bir yazılım geliştirme tekniği.
çağrısında ayarlanabilir.
stipple pattern: noktalarla resim yapma
static image: durağan görüntü, örüntüsü, [13.05.49], Bir döşeme veya
[13.05.65], bkz. background image maske parçası oluşturmak amacı ile
kullanılan piksel haritası.

static scope: durağan kapsam, storage: bellek, [12.02.04], Verinin


[15.02.09], Bildirimin yapıldğı en içteki bellek aygıtında tutulması.
modülün bulunması ile belirlenen
kapsam. NOT: Bir programın masa üstü storage (device): saklama (aygıtı),
kontrolü durağan kapsamı bulmak için [01.01.10], Verinin içine yerleştirilmesine,
yeterlidir. saklanmasına ve ona erişilebilmesine
imkân sağlayan fonksiyonel birim.
static storage: durağan bellek,
[12.02.09], Peryodik yenilenme storage capacity: bellek kapasitesi,
gerektirmeyen bellek aygıtı. [12.02.21], Veri birimi cinsinden ölçülen,
bir bellek aygıtında saklanabilen veri
static test mode: statik test modu, miktarı.
[19.02.02], Bir örneksel bilgisayarda,
bağlantıyı denetlemek amacıyla storage cell: bellek hücresi, [12.02.06],
başlangıç koşullarının girilmesi Bellekte adreslenebilen en küçük birim.
esnasındaki ayar modu ve integral alma
birimi dışındaki tüm hesaplama storage element: bellek elemanı,
aygıtlarının doğru çalışması. [12.02.06], bkz. storage cell

208
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

storage image: bellek görüntüsü, kayıtlı ölçütleri ne zaman karşılarsa


[10.02.13], Bir bilgisayar programının ve kullanıcıyı bilgilendiren hizmet.
ilgili verilerinin ana bellekte kaldıkları
süre içindeki gösterimi. stored message listing service:
depolanmış ileti listeleme hizmeti,
storage indication: bellek işareti, [32.07.03], Bir ileti alıcısının kullanıcı
[22.04.07], bkz. memory indication temsilcisine ileti deposunda depolanmış
iletiler hakkında bilgi listesi sağlayan
storage organization : depolama hizmet. NOT: Bilgi her iletiden seçilen
düzenlemesi, [17.03.09], Bir veri özellikler ve ileti deposu tarafından
yapısının, onun bir depolama cihazındaki eklenen diğer bilgilerden oluşur.
verisi üzerindeki işlemlerin ve uygun
erişim işlemlerinin detaylı olarak stored message summary service:
düzenlenmesi. NOT: Veri yapısının depolanmış ileti özetleme hizmeti,
mantıksal elemanları onların depolanmış [32.07.04], Bir ileti alıcısının kullanıcı
fiziksel karşılıklarına yerleştirilir: Örneğin temsilcisine, ileti deposuna depolanmış
bir kayıt türünün kayıtları bir dosyanın iletilerin bir veya daha fazla niteliğini
depolanmış kayıtları içine ayrıntılı olarak temel alan belirli bir ölçütü karşılayan
yerleştirilir. iletilerin sayısını sağlayan hizmet.

storage partitioning: bellek bölümleme, storing: saklama, [12.02.01], Verinin


[22.01.03], bkz. memory partitioning bellek birimine yerleştirme eylemi.

storage protection: bellek koruma, streamer: duraksız aygıt, [12.04.10],


[12.02.28], Bir bellek aygıtında, bir ya da bkz. (magnetic) tape unit streaming tape
daha fazla yerde erişimin, okuma, yazma drive
ya da her ikisinin önlenerek
sınırlandırılması. stress test: zorlama testi, [14.03.07],
Muhtemel bozuklukları tespit etmek ya
storage size: bellek büyüklüğü, da bozuklukların konumlarını belirlemek
[12.02.21], bkz. storage capacity için mevcut çalışma şartlarının ilgili değer
aralıklarında değiştirilerek gerçekleştirilen
storage structure language: depolama test.
yapı dili, [17.07.05], Belirli bir depolama
cihazının veya işletim sisteminin stretch: çekme, uzatma, [13.05.23], (f.)
depolama düzenlemelerini bağımsız bir Bir grafik nesnesinin orantılı veya
şekilde tanımlayan veri tabanı dili. orantısız olarak hem şeklini hem
büyüklüğünü değiştirmek.
store: saklamak, [12.02.02], [12.02.03],
1. (f.) Veriyi bellek birimine yerleştirmek. string: dizi, [04.05.01], Aynı doğaya
2. (f.) Veriyi bellek biriminde alıkoymak. sahip elemanların sırası, örneğin
karakterler veya ikil sayılar bir bütün
store-and-forward: sakla ve İlet, olarak ele alınmaktadır. NOT: Bir dizi boş
[09.07.13], Gönderilecek yere doğru olabilir veya bir eleman içeriyor olabilir.
gönderilmeden önce, verilerin içinde
geçici olarak depolandığı bir veri ağının string constant: sabit dizi, [05.02.08],
çalışma tarzı. bkz. string literal.

stored message alert service: string literal: dizi ifade, [05.02.08], Bir
depolanmış ileti uyarma hizmeti, birim olarak ele alınan sıfır veya daha
[32.07.02], İleti deposuna ulaşan bir ileti, çok karakter sırasını içeren ifade.

209
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

ÖRNEK: "İsminiz nedir?" tırnak structured design: yapısal tasarım,


işaretleriyle sınırlanmış bir dizi ifadedir. [07.02.04], Modülerlik, veri, sistem
yapıları ve işleme adımlarının yukarıdan
string type: dizgi türü, [15.04.17], Her bir aşağıya tasarımı ve adım adım
veri nesnesi bir dizgi olan bir veri türü. iyileştirilmesi gibi prensipleri temel alan
NOT: Şekil 15.1'e bakınız. belirlenmiş kurallara bağlı yazılım
tasarımına olan herhangi bir
stripping: temizleme, [25.04.09], Bir oluşturulmuş düzen yaklaşımı.
kaynak veri istasyonunun, verinin halka
boyunca başarılı bir şekilde iletiminden structured program: yapısal program,
sonra çerçevelerini ağdan kaldırması [07.02.03], Yapısal programlama
işlemi. prensiplerine göre oluşturulan program.

stroke character generator: vuruşlu structured programming: yapısal


karakter üretici, [13.04.16], Çizgi programlama, 1. [07.02.01], Yalnızca her
parçalarından oluşan karakterlerin biri tek bir giriş noktası ve tek bir çıkış
görüntülerini üreten karakter üretici. noktası olan hiyerarşik olarak
düzenlenmiş yapılar kullanarak
stroke device: çarpma aygıtı, [13.04.40], programlar oluşturmak için bir metot.
Girdi biriminin yolunu kayıt etmek için bir NOT: Yapısal programlamada üç tür
koordinatlar kümesi sağlayan girdi cihazı. denetim akışı kullanılır: Sıralı, koşullu ve
ÖRNEK: Değişmeyen bir hızda yinelemeli. 2. [07.02.02], Yapısal tasarımı
örneklenen bir konumlayıcı cihaz. içeren ve yapısal programların
geliştirilmesiyle sonuçlanan herhangi bir
strong typing: zorunlu yazım, yazılım geliştirme tekniği.
[15.04.30], Bir dil yapısındaki işlenenlerin
işlemlerin veri türleri ile uyumlu veri türleri structured programming language:
olmak zorunda olduğu veya işlem yapısal programlama dili, [07.01.21],
gerçekleştirilmeden önce açık bir şekilde Yapısal programlama (2) için dil yapıları
tür dönüşümüne uğramış olan sağlayan programlama dili.
gereksinimin zorlanması. ÖRNEK: Ada
dilinde zorunlu yazma 2 + 3,5 in STT conversion: STT dönüştürme,
toplamını kurallara aykırı yapar, çünkü 2 [29.02.01], bkz. speech-to-text
bir tamsayı 3,5 ise bir gerçek sayıdır. conversion
structural description: yapısal tanım, stub: koçan, [07.11.01], Bir programda
[31.02.06], Nesneler ve kavramların, ilerleme sağlanabilmesi için geçici olarak
bunların parçaları ve aralarındaki kullanılan yedek bileşen. ÖRNEK:
ilişkilerinin tanımlarını temel alan Derleme ya da test işleminde, bir koçan
gösterimi. gerçek bileşen kullanılabilir oluncaya
kadar kullanılır.
structure chart: yapı şeması, [07.09.47],
Bir sistem ya da programdaki modül, style: biçem, [23.06.37], Bir kullanıcının
etkinlik ya da diğer öğeleri tanımlayan ve metne aynı anda çok sayıda özelliği
daha büyük ya da daha genel öğelerin uygulamasına ve metnin farklı
daha küçük, daha belirli öğelere nasıl parçalarına aynı biçimleme özelliklerini
bölündüğünü gösteren diyagram. NOT 1: uygulayarak bir belgenin yerleşimini
Sonucun çağrı çizgesinde gösterilenle standardlaştırmasına olanak sağlayan,
aynı olması gerekmez. isimlendirilmiş biçimleme komut kümesi.
NOT 2: Şekil 7.1’e bakınız.

210
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

style checker: tarz denetleyici, bir ağ özellikleri taşıyan ve bir bilgisayar


[23.04.09], Hazır yazım kuralları ile bir ağının bir parçası olan ağ.
metnin tarz özelliklerini karşılaştırarak
yanlışları düzelten ve sonra tarzı subprogram: alt program, [15.06.03], Bir
geliştirmek için alternatif yollar sunan tanımlayıcıya sahip olan ve kontrol akışı
yazılım. içinde başka bir programdan veya belirli
bir dil yapısı yoluyla başka bir modül ile
style sheet: biçem tablosu, [23.06.38], başlatılan ve kontrol akışının, başlatan
Bir dosyanın kendisine bağlı olan programa veya modüle geri çevrildiği bir
belgelerin yerleşimini belirlediği dosya modül.
içine saklanmış bir biçemler topluluğu.
subprogram call: alt program çağırma,
sub-band coding alt bant kodlaması, [15.06.10], Bir alt programı başlatan
[29.01.26], Bir süzgeç bankasına sahip çağırma komutu. ÖRNEK: İşlem çağırma
sinyali süzmeyi ve daha sonra her bir deyimi, işlev çağırma komutu.
çıktı sinyalini ayrı bir şekilde kodlamayı
içeren konuşma kodlaması. subprogram trace: alt program izleme,
[07.06.11], Bir programın tümü ya da bir
subject: özne, [08.01.30], (Bilgisayar bölümünün yürütülmesi esnasında tüm
güvenliğinde) Nesnelere erişebilen aktif ya da seçilen alt program çağrılarının ve
varlık. ÖRNEK: Bir programın isteğe bağlı olarak her alt program veya
yürütülmesiyle ilgili olan bir süreç. NOT: diğer modüle geçilen ya da geri
Bir özne bilginin nesneler arasında döndürülen parametre değerlerinin kaydı.
dolaşmasına neden olabilir veya veri
işlem sisteminin durumunu değiştirebilir. subroutine: işlem, [15.06.11], bkz.
procedure
subject: konu, [32.03.05], (Elektronik
postada) İleti göndericisi tarafından subscriber: abone, [27.01.03], Büro
belirtildiği gibi bir iletinin içeriğini otomasyon sisteminin bir veya daha fazla
özetleyen başlık kısmı. hizmetini kullanmaya yetkili kullanıcı.

sublayer: alt katman, [26.02.02], subscripting: alt simgeleme, [15.10.01],


(OSI'de) Açık sistemler ara bağlantısı Dizi referansı ya da hesaplandığında
referans modelinde, tüm açık sistemlere öğenin konumunu gösteren bir ya da
uygulanan ve bir katmanda yer alan birden fazla deyimle bir dizi öğesini
hizmetler, işlevler ve protokollerin referans etme.
kavramsal olarak tamamlanmış grubu.
subset: alt küme, [02.C.04], Her elemanı
submission: gönderme, [32.04.13], tanımlanmış diğer bir kümenin elemanı
(Elektronik postada) Bir kullanıcı olan küme.
temsilcisinin veya bir ileti deposunun bir
ileti veya bir sorgulamayı bir ileti aktarma substitution: yerine koyma, [08.03.16],
temsilcisine göndermesindeki aktarma Bit serilerinin veya karakter serilerinin
adımı. NOT: Şekil 32.6’ya bakınız. başka bit serileri veya karakter serileri ile
değiştirilmesi sureti ile gerçekleştirilen
subnet: alt ağ, [18.01.05], bkz. şifreleme. NOT: Elde edilen şifreli metin
subnetwork yerine koyma şifrelemesi olarak
adlandırılır.
subnetwork: alt ağ, [18.01.05],
Elemanları arasında, sınırları tanımlayan subsymbolic representation: alt
ortak özellikler bulunan ve kendi başına sembolik gösterim, [34.01.03)],

211
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Sembolleri doğrudan depolama yerine, değişkeni, örneksel giriş değişkenlerinin


gösterimi oldukça geniş bir ağ üzerinde ağırlıklandırılmış toplamlarının zamana
dağıtan bilgi gösterimi tekniği. NOT: göre ya da başka bir örneksel giriş
Bağlantıcı modelde, ağda depolanan bilgi değişkenine göre integrali olan işlevsel
alt sembolik gösterim kullanılmasıyla birim.
parçalanır ve kolayca basit kurallar ya da
sembolik biçimler olarak ifade edilemez. supercomputer: süper bilgisayar,
[01.03.24], Bilimsel ve mühendislik
subsystem: alt sistem, [26.01.11], problemlerinin çözümü için belirli bir
(OSI'de) Bir açık sistemde, sistemin zamanda en yüksek işlem hızına sahip
sadece bir sonraki alt bölümündeki ya da olan bilgisayar türlerinden biri.
üst bölümündeki öğeler ile doğrudan
etkileşen, açık sistemin hiyerarşik supersector: süper sektör, [08.08.12],
bölümündeki öğe. NOT: Bir açık Bir disk üzerinde aşırı büyük olarak
sistemin hiyerarşik bölümü ya bir katman yazılan ve kopya koruma metodunun bir
ya da alt katman olabilir. parçası olan iz.

subtotal function: alt toplam işlevi, supervised learning: gözetimli


[22.03.27], Bir hesaplamanın ara öğrenme, [31.03.08], Elde edilen bilginin
sonucunun kağıda yazılmasını ya da doğruluğunun dış bilgi kaynağından
ekranda gösterilmesini sağlayan işlev. alının geri bildirim aracılığıyla denendiği
öğrenme stratejisi.
subtrahend: çıkan, [02.C.18], Bir
çıkarma işleminde, çıkartılandan çıkan support program: destek programı,
sayı veya büyüklük. [01.04.03], bkz. support software.

subtree: alt ağaç, [04.10.03], Bir düğüm support software: destek yazılımı,
ve bu düğümün tüm alt düzey [01.04.03], Diğer yazılımların
düğümlerini içeren bir ağaç parçası. geliştirilmesine, bakımına ve kullanımına
yardım eden veya genel olarak,
subtype: alt tür, [15.04.22], Başka veri uygulamadan bağımsız iş yapabilme
türünden bir veya daha fazla kısıtlama ile imkânı sunan bir program veya yazılım.
elde edilen veri türü. ÖRNEK: Bir derleyici, bir veri tabanı
yönetim sistemi.
subunit: alt birim, [15.06.15], Bir
modülün ayrı bir şekilde derlenen surface modeling: yüzey modelleme,
gövdesi. [13.01.09], Bir bilgi işlem sistemi
üzerinde, nesnelerin yüzeylerini temsil
sum: toplam, [02.C.16], İki veya daha eden bir modelin oluşturulması.
fazla sayı veya büyüklüğün eklenmesi
sonucu elde edilen sayı veya büyüklük. surface modeling: yüzey oluşturma,
[24.02.04], bkz. surfacing
summary punch: özet delgi, [12.06.28],
Bir başka aygıt tarafından hesaplanan ya surfacing: yüzeyleme, [13.01.09], bkz.
da özetlenen veriyi kaydetmek için surface modeling
kullanılan kart delgi.
surfacing: yüzey oluşturma, [24.02.04],
summer: örneksel toplayıcı, [19.01.03], (13.01.09) Veri işleme sisteminde
bkz. analog adder nesnelerin yüzeylerini temsil eden bir
modelin oluşturulması.
summing integrator: toplayarak integral
alıcı, [19.01.10], Örneksel çıkış

212
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

surge resistance: yüksek gerilime çıktılarını bu sembolleri içeren mantıksal


direnme, [21.01.07], bkz. surge withstand ya da matematiksel deyimler olarak ifade
capability ederek bir programın tümü ya da bir
bölümünün yürütmesinin benzetimiyle
surge withstand capability: yüksek yazılımın çözümlenmesini destekleyen
gerilime dayanma yeteneği, [21.01.07], süreç.
Bir cihazın aşırı gerilime maruz
kalmasından sonra işlevsel olarak symbolic language: sembolik dil,
sağlam kalma yeteneği. [07.01.09], İşlemler, adresler, işlenenler
ve sonuçları sembolik biçimde adlandıran
swapping: değiş-tokuş, [10.05.09], Ana programlama dili. ÖRNEKLER:
belleğin bir alanının içeriğinin yardımcı Birleştirme dili, yüksek düzey dil.
bellekteki bir alanın içeriği ile değiştirilme
süreci. symbolic logic: sembolik mantık,
[02.01.04], Yapay bir dil kullanarak doğal
switch: anahtar, [07.02.14], Bir bayrak dillerin belirsizlik ve mantıksal
tarafından denetlenen sıçramalar yetersizliklerini ortadan kaldırmayı
listesinden bir sıçrama seçeneği. amaçlayan; içinde doğru argümanların
yer aldığı mantık metodu.
switching: anahtarlama, [09.07.15], Bir
bağlantı sağlamak için fonksiyonel symbolic trace: sembolik izleme,
birimleri, iletim kanallarını veya [07.06.12], Giriş verisi için gerçek
haberleşme devrelerini birleştiren geçici değerler yerine sembolik değerlerin
bir işlem. ÖRNEK: Devre anahtarlama, kullanıldığı, kaynak program deyimlerinin
mesaj anahtarlama, paket anahtarlama. ve program yürütüldüğünde sıçramaların
sonucunun kaydı.
switching function: anahtarlama
fonksiyonu, [02.04.01], Sadece mümkün symmetric binary channel: simetrik ikili
olan değerlerin sınırlı bir sayısını alabilen kanal, [16.02.05], İkili karakterlerden
ve bağımsız değişkenlerin her biri bu oluşan iletileri taşımak için tasarlanmış
değerlerin yalnız sınırlı bir sayısı olan ve bu ikili karakterlerden herhangi bir
fonksiyon. karakterin diğer karaktere değişiminin
koşullu olasılığının eşit olduğu kanal.
switching variable: anahtarlama
değişkeni, [02.02.01], Yalnız sınırlı symmetric cryptography: simetrik
sayıda değer veya durum alabilen şifreleme, [08.03.13], Şifreleme ve şifre
değişken. ÖRNEK: Bir karakter çözme için aynı anahtarın kullanıldığı
kümesinin belirlenmemiş bir karakteri. şifreleme.
symbol: sembol, [01.02.07], Belirli bir symmetrical list: simetrik liste,
bağlamda bir anlamı olan bir kavramın [04.08.04], İçindeki her bir elemanın bir
grafiksel gösterimi. sonraki elemanın konumunu belirlemek
için ayrıca bir veri içerdiği bir bağlı liste.
symbolic address: sembolik adres,
[07.09.32], Bir adresi temsil eden synaptic connection: kromozom
tanımlayıcı. şeklinde bağlantı, [34.03.01], bkz. neural
connection
symbolic execution: sembolik yürütme,
[07.06.13], Giriş verisi için gerçek synaptic interconnection: kromozom
değerler yerine değişken adları gibi şeklinde karşılıklı bağlantı, [34.03.01],
sembolik değerler kullanarak ve program bkz. neural connection

213
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

synaptic weight: kromozom şeklinde sentezleme, [29.03.05], Konuşma


ağırlık, [34.03.02], bkz. connection sinyalinden, dalga ve uyarma genlikleri
weight gibi zamana ve frekans parametrelerine
dayalı olan konuşma ürünü için bir model
synchronization: eşzamanlama, elde eden konuşma sentezleme metodu.
[07.02.17], İki ya da daha fazla asenkron NOT: Doğrudan dalga biçimli
yordamın yürütülmesinin ortak sentezlemenin aksine, parametrik
zamanlama ve eş güdümünü sağlama gösterimle sentezleme mesaj başına
eylemi. depolama gereksinimlerini azaltır.

synchronous: zaman uyumlu, synthetic speech: sentetik konuşma,


[01.01.28], Ortak zamanlama sinyalleri [29.01.04], bkz. artificial speech
gibi belirli olayların ortay çıkmasına bağlı
olan bir veya daha fazla işleme ait olan. sysgen: sysgen, [10.02.18], bkz.system
generation
synchronous: eş zamanlı, [10.01.08],
Bir ortak zamanlama işaretiyle yönetilen system analysis: sistem analizi,
iki veya daha fazla olay süreci. [20.02.05], Sistemin bilgi gereksinimleri
ve işlemlerini ve bunlarının birbiri ile ya
synchronous neural network: zaman da başka bir sistemle nasıl
uyumlu sinir ağı, [34.02.23], Tüm yapay ilişkileneceğini belirlemek için gerçek ya
sinirlerin zaman uyumlu olarak da planlanan bir sistemin incelenmesi.
güncelleştirildikleri sinir ağı.
system description: sistem açıklaması,
synchronous transmission: zaman [20.06.04], Bir sistemin kuruluş yapısı,
uyumlu iletim, [09.03.10], Her sinyal temel özellikleri ile donanım ve yazılım
elemanının meydana geliş zamanının gereksininimlerini tanımlayan ve sistem
sabit bir zaman esasıyla ilgili olduğu veri tasarımı sonucunda oluşturulan
iletimi. dokümantasyon.

synonym: eşanlamlılık, [17.07.17], Aynı system design: sistem tasarımı,


varlığı referans gösteren benzer terimler [20.03.01], Belirtilen gereksinimleri yerine
kümesinden biri. getirecek bir sistem için yazılım ve
donanım yapısını, sistemi oluşturan
syntax-directed editor: sözdizim bileşenleri, modülleri, arayüzleri ve veriyi
yönelimli düzenleyici, [23.05.04], Özel bir tanımlama süreci.
programlama dili için tasarlanmış ve bu
dilin sözdizimi ile uyumunu belirleyen system development: sistem geliştirme,
metin düzenleyici. [20.01.01], Genellikle gereksinim
analizlerini, sistemin tasarımını,
synthesis: sentez, [28.01.16], (Yapay gerçekleştirilmesini, dokümantasyonunu
zekada) Bir işlevsel birim tarafından ve kalite güvencesini içeren süreç.
yapay ses, metin, müzik ve görüntülerin
üretilmesi. system documentation: sistem
dokümantasyonu, [20.06.01], [01.04.04]
synthesis by parametric modeling: Bir bilgi işleme sisteminin özelliklerini,
parametrik modellemeyle sentezleme, kapasitesini, sınırlamalarını, tasarımını,
[29.03.05], bkz. synthesis by parametric işletimini ve bakımını tanımlayan
representation dokümanların bütünü.
synthesis by parametric
representation: parametrik gösterimle

214
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

system follow-up: geliştirme sonrası system test and evaluation plan:


gözden geçirme, [20.02.09], bkz. post- sistem testi ve değerlendirme planı,
development review [20.06.09], Bir sistemin detaylı
özelliklerini, kriterlerini, genel uygulama
system generation: işletim sistemi ilk yöntemini, sorumluluklarını ve sistemin
açılımı, [10.02.18], Bir veri işleme test edilip değerlendirilmesi için gerekli
sisteminin ihtiyaçlarına uyarlanan belirli genel planları oluşturan plan.
bir işletim sistemini oluşturma ya da bir
işletim sisteminin bazı bölümlerini seçme
işlemi.

system integrity: sistem bütünlüğü,


[08.01.27], Hem yetkisiz kişilerin
kaynaklarda değişiklikler yapmasını veya
kaynakları kullanmasını hem de yetkili
kişilerin kaynakları uygun olmayan
şekilde değiştirmesini veya kaynakları
uygun olmayan şekilde kullanmasını
önlemekte kullanılabilme amacını yerine
getiren bir veri işlem sistemi niteliği.

system library: sistem kütüphanesi,


[07.11.06], Bir veri işleme sisteminde
kalıcı olan ve kullanım için erişilebilen ya
da diğer programlara başvuru aracılığıyla
katılabilen yazılım kütüphanesi.

system life cycle: sistem yaşam


döngüsü, [20.01.05], Bir sistemin
başlangıcından kullanımının bitimine
kadar olan sürede gerçekleşen ve
geliştirmeye yönelik değişimler.

system maintenance: sistem bakımı,


[20.05.09], Sistemin arızalarını
düzeltmek, performansını arttırmak ve
değişik bir çevreye ya da değişik
gereksinimlere uygunluğunu sağlamak
için sistem üzerinde değişiklik yapılması.

system software: sistem yazılımı,


[20.01.14], [01.04.02], Uygulama
yazılımının çalışmasını destekleyen ve
aynı zamanda uygulamadan bağımsız
olan yazılım.

system support: sistem destekleme,


[20.01.12], Uygulamaya geçirilmiş bir
sistemin iyileştirilmesi ve kullanımı için
gerekli araç, gereç ve hizmetlerin
devamlı olarak sağlanması.

215
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Tt

table: çizelge, [04.07.13], İçindeki her bir tape spool: şerit öbeği, [12.01.60],
elemanın argümanlar veya anahtarlar Üzerine şeritlerin sarılabildiği kenarlıksız
yoluyla belirlenebildiği verilerin bir silindir.
düzenlemesi.
target language: hedef dil, [07.04.48],
tabulator: çizelgeliyici, [12.06.29], Delikli Bir çeviricinin kendi sonuçlarını ifade
kart ya da şerit veri ortamından veriyi ettiği dil.
okuyarak listeler, çizelgeler ya da
toplamlar üreten bir aygıt. target machine: hedef makine 1.
[07.04.49], Bir programın yürütülmesinin
tailgate: peşine takılmak, [08.05.31], (f) amaçlandığı bilgisayar. NOT: Ana
Yetkili bir personeli arkasından takip makine (1) tanımına bakınız. 2.
ederek kontrollü kapı yoluyla fiziksel [07.04.50], Bir başka bilgisayar
erişim sağlamak. tarafından taklit edilen bilgisayar. NOT:
Ana makine (2) tanımına bakınız.
tape: şerit, [12.01.31], 1. (Manyetik)
Üzerine veri kaydedilebilen target program: hedef program,
mıknatıslanabilir bir yüzeyi olan şerit. 2. [07.04.51], Bir kaynak programın
[12.01.58], (delikli) Üzerine delik çevrilmiş sürümü.
örüntülerinin delinebileceği teyp şeridi.
task: görev, 1. [10.02.02], Çoklu bir
tape frame: teyp satırı, [12.01.20], bkz. programlama veya çoklu bir işlem
tape row çevresinde, bir bilgisayar tarafından
gerçekleştirilecek olan çalışmanın
tape punch: şerit delgisi, [12.06.13], elemanı olarak bir kontrol programınca
Delik örüntüleri biçimindeki bir veri işlem gören komutların bir veya daha
kaydının otomatik olarak delikli şerit fazla dizisi. 2. [15.07.02], (Programlama
üzerindeki delgisi. dillerinde) Ya çoklu işlemci üzerinde ya
da bir işlemci üzerinde münavebeli olarak
tape reproducer: şerit çoğaltıcı, diğer modüllerinde aynı anda
[12.06.15], Okunan şeritteki bilginin işletilebildiği bir modül. NOT: İşletim
tümünü ya da bir kısmını diğer bir teybe kontrolü açısından bir modül ile iş
kopyalayan aygıt. arasındaki fark her zaman doğru değildir.
tape row: teyp satırı, [12.01.20], Bir task entry: görev girişi, [07.10.12], Bir
manyetik şeridin kılavuz kenarına dik çağıran modül için bir arayüz sağlayan
olan bir hat üzerinde paralel olarak görevdeki konum.
kaydedilen ya da algılanan bir grup ikili
karakter.

216
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

task state: görev durumu, [07.10.01], Bir sistemine sağlayan yayın hizmeti. NOT:
görevin ömrü boyunca olabileceği Abone teletekst sinyallerini almak için
koşullardan biri. özel bir kod çözücüye sahip olmalıdır.

task synchronization: görev eş telex: teleks, [27.03.01], Teleks aygıtları


zamanlaması, [15.07.04], İş veya teleks ile uyumlu aygıtlar arasında
faaliyetlerinin zaman içinde koordine metin iletimi için kullanılan açık
edilme metodu. ÖRNEK: İşaretçi anahtarlama hizmeti.
(semafor), izleme, buluşmalar.
template: şablon, [28.02.09],
taxonomy formation: sınıflandırma Tanımlanacak bir varlığın parçası veya
oluşumu, [31.01.09], Kümelenmiş tamamı ile karşılaştırılan bir başvuru
kavramların ayrık sınıfları aracılığıyla bir örüntüsü. ÖRNEK: Şablonlar karakter
kavram sınıflandırma düzeni oluşturma. tanıma, hedef bulma, konuşma tanıma
NOT 1: Sınıflandırma oluşturmanın vb. işlemler için kullanılır.
amacı birbirinden ayrı özelliklerin en çok
sadelik ve en az çakışma ile elde template matching: şablon eşleştirme,
edilmesidir. NOT 2: Aynı zamanda [28.03.20], Bir şablon kullanarak örüntü
kavramsal gruplandırma ve kavram eşleştirme.
oluşumu tanımlarına bakınız.
temporal cohesion: geçici bağlılık,
TCU: [25.01.24], bkz. trunk connecting [07.12.08], Bir modülün etkinliklerinin
unit tümünün belirli bir zamanda gerekli
olduğu bağlılık. ÖRNEK: Bir programın
teleconferencing: tele konferans, tüm başlangıç değerlerini içeren bir
[27.03.07], Farklı yerlerdeki katılımcılar modül.
arasında haberleşme olanakları
kullanılarak yapılan etkileşimli iletişim. tens complement: onun tümleyeni,
NOT 1: Tele konferans, konferans [05.08.03], Ondalık sistemdeki kök
çağrıları ve durağan ya da hareketli tümleyeni.
görüntüler bulunan video konferansı
içerir. NOT 2: Şekil 27.1'e bakınız. term: terim, [17.07.14], Bir varlığı
referans veren kavramsal şema diline ait
telecopy: faks (2), [27.03.12], bkz. fax yapı.

telefax: telefaks, [27.03.10], bkz. fax (1) terminal: uç birim, 1. [01.03.11], Bir
sistemde veya iletişim ağında veri
telemaintenance: uzaktan bakım, girilebilmesi ve alınabilmesinde kullanılan
[14.03.06], bkz. remote maintenance fonksiyonel birim. 2. [12.08.01],
(Kullanıcı) Kullanıcının bilgisayar ile
teletex: teleteks, [27.03.02], Aboneler iletişim kuruduğu bir girdi-çıktı birimi.
arasında harf kalitesinde iletişim
sağlayan elektronik posta hizmeti. NOT terminal node: son düğüm, [17.05.07],
1: Teleteks, teleksin geliştirilmiş Alt düğümü olmayan düğüm.
sürümüdür. Teleteks, teleksten daha
yüksek bir hızda hem büyük harf hem de terminated: sonlandırıldı (Niteleyici),
küçük harf iletim sağlar. [07.10.10], Tamamlanmış, kendisine
bağımlı tüm olayların çözüldüğü ve
teletext: teletekst, [27.03.03], Haberler, etkinleştirme kaydının bırakıldığı bir
hava durumu raporları ve reklamları görevin görev durumuna ait. NOT: Şekil
doğrudan bir abonenin televizyon 7.7’ye bakınız.

217
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

termination test: sonlandırma testi, elemanlarının yer aldığı ekran ya da tek


[07.03.11], Bir döngü denetiminde sayfalık alan.
DOĞRU koşulun yinelemenin bitmesi
gerektiğini belirttiği test. ÖRNEK: text editing: metin düzenleme,
Pascal’da sonlandırma testinin döngü [23.01.04], Eklemeleri, çıkarmaları ya da
denetim değişkeninden önce bir "until" yeniden biçimlendirmeleri de içeren,
cümlesi gelir. metni değiştirme ya da yeniden
düzenleme gibi metin üzerinde
test and maintenance program: test ve düzeltmeler yapmak için metin işlemci
bakım programı, [14.03.11], Bir işlevsel kullanma.
birimi temel olarak bakım ve doğrulama
amacıyla test etmek için tasarlanmış text editor: metin düzenleyici,
program. [23.05.01], Kullanıcıya metin oluşturma
ve düzenleme olanağı sağlayan yazılım.
test language: test dili, [07.01.41],
Donanım ya da yazılım bileşenlerini test text processing: metin işleme,
etmek için yöntemler sağlayan problem [01.06.10], [23.01.02], Veri girme, metin
yönelimli dil. ÖRNEKLER: ATLAS, düzenleme, sıralama, birleştirme, geri
ATOLL, DETOL, DMAD. getirme, saklama, görüntüleme ya da
yazdırma gibi metin üzerinde
test plan: test planı, [20.06.09], bkz. gerçekleştirilen veri işleme işlemleri.
systems test and evaluation plan
text processor: metin işlemci,
text: metin, 1. [01.01.03], Bir anlamı [23.01.03], Bir kullanıcının metin
iletmesi amaçlanan ve bunların yorumu üzerinde işlemler yapmasına olanak
kullanıcının bazı doğal veya yapay dil sağlayan bir yazılım paketi ya da gerekli
bilgisine önemli derecede bağlı olan yazılıma sahip aygıt.
semboller, kelimeler, deyimler,
paragraflar, cümleler, çizelgeler veya text-dependent recognition system:
diğer karakter düzenlemeleri şeklindeki metne bağımlı tanıma sistemi, [29.02.29],
veriler. ÖRNEK: Bir ekran üzerinde bkz. text-dependent recognizer
görüntü ve kâğıt üzerinde basılı bir iş
mektubu. 2. [23.01.01], Bir düşünceyi text-dependent recognizer: metin
ifade etmek için kullanılan ve aslında bağımlı tanıyıcı, [29.02.29], Yalnızca
yorumu okuyucunun bazı doğal ya da önceden tanımlanmış bir mesaja karşılık
yapay dil bilgisine dayalı; karakterler, gelen bir konuşma örneğini aldığı zaman
semboller, kelimeler, kelime grupları, güvenilir bir şekilde çalışan konuşma
paragraflar, cümleler, çizelgeler ya da tanıyıcı.
diğer karakter düzenlemeleri biçimindeki
veri. ÖRNEK: Kağıt üzerine basılmış ya text-formatting language: metin
da ekranda gösterilen iş mektubu. biçimlendirme dili, [07.01.28], Metnin ne
şekilde biçimlendirileceğini belirtmek için
text [voice, image, video] tasarlanmış problem yönelimli dil.
transmission: metin [ses, görüntü, ÖRNEKLER: HTML, nroff.
video] iletimi, [27.01.04], Bir ağ üzerinden
metnin [ses, görüntü, video] bir noktadan text-independent recognition system:
diğerine elektronik olarak aktarılması. metinden bağımsız tanıma sistemi,
[29.02.28], bkz. text-independent
text area: metin alanı, [23.02.11], recognizer
Genellikle metin ya da diğer grafik

218
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

text-independent recognizer: metinden third-generation language: üçüncü


bağımsız tanıyıcı, [29.02.28], Alınan nesil dil, [07.01.11], Kendi basit
konuşma örneğinin önceden tanımlanmış deyimlerinin her biri için yüksek oranda
bir mesaja karşılık gelip gelmemesi makine komutları olan ve programcının
konusunda güvenilir bir şekilde çalışan soyutlama düzeyini belirli bir bilgisayarın
konuşma tanıyıcı. nasıl çalıştığının ayrıntılı bilgisi yerine
dikkatin çözülecek probleme
text-to-speech conversion: metinden odaklanmasına yükselten bir yüksek
konuşmaya dönüştürme, [29.03.09], düzey dil. ÖRNEKLER: Ada, BASIC,
Metnin konuşma çıktısına Fortran, Modula-2, Pascal.
dönüştürülmesi.
thread: parçacık, 1. [07.10.16], Diğerinin
text-to-speech synthesis system: kaynaklarını kullanan, bir başka süreç
metinden konuşmaya sentezleme içindeki bir süreç. 2. [32.10.04],
sistemi, [29.03.10], bkz. text-to-speech (Elektronik postada) Birbiri ile yakından
synthesizer ilişkili bilgileri bulunduran ve başka
iletilerden kolaylıkla ayrılabilen ileti dizisi.
text-to-speech synthesizer: metinden
konuşmaya sentezleyici, [29.03.10], threat: tehdit, [08.05.04], Bilgisayar
Metni sesle ilgili sembollere ve daha güvenliğinin olası bozulmaya uğraması.
sonra yapay konuşmaya çeviren NOT: Şekil 8.1’e bakınız.
konuşma sentezleyici.
threat analysis: tehdit analizi,
texture: desen, [13.02.23], Renk ve [08.01.28], Veri işlem sistemini elverişsiz
parlaklıktan bağımsız bir şekilde bir şekilde etkileyebilecek eylem ve olayların
nesnenin yüzeyinin çıplak gözle gözden geçirilmesi.
görülebilen görünümünü karakterize
eden nitelikler kümesi. three-address instruction: üç adresli
komut, [07.09.15], Üç adres bölümü
texture mapping: desen eşlemesi, içeren komut. ÖRNEK: Saklama konumu
[13.02.24], Üç boyutlu bir görüntünün A ve saklama konumu B’nin içeriklerini
modellenmiş yüzeylerinin desenlerini toplayan ve sonucu saklama konumu
görüntünün karşılık gelen alanlarına C’ye yerleştiren komut.
eşleyerek bir nesneyi iki boyutlu temsil
etmek için kullanılan resimleştirme threshold element: eşik elemanı,
tekniği. [03.04.15], bkz. threshold gate

thematic role: konuya ait rol, [28.02.16], threshold function: eşik fonksiyonu,
Bir senaryonun yürütülmesi esnasında [02.04.07], Tanımlanmış bir matematikle
bir varlığın gerçekleştirebileceği işlevler ilgili fonksiyonu verilen eşik değerini
kümesi. NOT: Bir konuya ait roller geçtiğinde argümanların «Bir», diğer
aktörler tarafından gerçekleştirilir. durumlarda «sıfır» değerini aldığı ve bir
ya da daha fazlasının mutlaka Boole
thermal printer: termal yazıcı, argümanı olmasının gerekmediği iki
[12.07.18], Karakterlerin, sıcak değerli bir anahtarlama fonksiyonu.
elemanların ısıya dayanıklı kağıt üzerine ÖRNEK: Eşik fonksiyonu g <= T
doğrudan uygulanması ya da bir şeritteki olduğunda f_ (a1 , ............... an ) = O;
mürekkebin düz kağıt üzerine g > T olduğunda f. (a1 , ............... an )
eritilmesiyle üretildiği vuruşsuz yazıcı. = 1; g = W, a, + ..................... + Wnan,
Burada W1 ............ Wn gerçek

219
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

argümanlar için pozitif katsayılardır ve T ayrı bir zaman aralığının tahsis edildiği
eşik değeridir. çoklu erişim tekniği.

threshold gate: eşik geçidi, [03.04.15], time division multiplexing: zaman


Eşik işlemini gerçekleştiren geçit. bölmeli çoklama, [09.05.26], Birkaç
bağımsız sinyalin tek bir iletim kanalı
threshold operation: eşik işlemi, üzerinden iletimi için ayrı periyodik
[02.10.10], İşlem gören terimlerin eşik zaman aralıklarına tahsis edildiği
fonksiyonunu hesaplayan işlem. çoklama.
throughput: üretilen İş, [10.01.14], time scale (factor): zaman ölçeği
Verilen bir zaman devresinde bir (faktörü), [19.02.06], Problemin gerçek
bilgisayar sistemiyle yapılan işin zamanının bilgisayar zamanına
miktarının ölçüsü. ÖRNEK: Bir gündeki iş dönüşümünü gerçekleştirmek üzere
sayısı. çarpan olarak kullanılan sayı.

thumbwheel: işaretleme tekeri, time sharing: zaman paylaşımı, 1.


[13.04.28], Kendi ekseni etrafında [01.01.43], Bir işlemci içinde, bir veya
dönebilen bir tekeri kullanan bir daha fazla işleme fasılalı zaman ayırmayı
değerlendirme aygıtı. NOT: Bir çift sağlayan bir veri işleme sistemi işletimi.
işaretleme tekeri iki boyutlu konumlar için 2. [10.04.04], Aynı işlemcide zamanın
kullanılabilir: Bir işaretleme tekeri dikey belirli miktarlarına atanan iki ya da daha
yönde konumu sağlarken diğeri yatay fazla süreci ihtiva eden işlemin bir modu.
yöndeki konumu sağlar. 3. [10.04.05], İki ya da daha fazla
sürecin zamana serpiştirmeli olarak bir
ticket: bilet – etiket, [08.04.09], işlemcide çalışmasını sağlayan bir bir
(Bilgisayar güvenliğinde) Bir işlemcinin bilgisayar sistemi işletim tekniği. 4.
bir nesneye bir veya daha fazla erişim [10.03.03], bkz. Conversational mode
hakkının gösterimi. NOT: Bir bilet bir
erişim iznini temsil eder. time slicing: zaman dilimi, [01.01.43],
bkz. time sharing.
tile: döşeme, [13.05.46], 1. Bir bölgeyi
doldurmak amacı ile x ve y time slicing: zaman dilimleme,
koordinatlarında bir piksel haritasının [10.04.04], bkz. time sharing
kopyalanarak çoğaltılması. 2. [13.05.47],
Döşeme yoluyla üretilen bir pencere. time slot TS: zaman aralığı, [09.06.16],
Tek olarak tanımlanabilen ve tarif
tilling: pencereleri tuğla gibi döşeme, edilebilen herhangi bir periyodik zaman
[13.05.45], Görüntü uzayının iki veya aralığı.
daha fazla ayrık pencereye (1)
bölünmesi. NOT: Pencere time-out: zaman aşımı, [09.06.28],
kadamelendirmenin tersi. Önceden belirlenen bir sürenin sonunda
ortaya çıkması için tasarlanan olay. NOT:
time bomb: zaman bombası, [08.05.52], Zaman aşımı uygun bir sinyal
Önceden belirlenmiş bir zamana gönderilerek engellenebilir; zaman aşımı
gelindiğinde faaliyete geçirilecek olan şartı uygun zaman aşımı iptal sinyali
mantıksal bomba. alınması ile iptal edilebilir.

time division multiple access: zaman timing recovery: geri kazanım


bölmeli çoklu erişim, [09.05.30], Ortak zamanlaması, [09.06.17], Zaman
kanal içindeki her iletim kanalı koluna aralıklarının sürekliliğine bağlı olarak

220
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

alınan sayısal sinyalden bir periyodik total correctness: toplam doğruluk,


zaman sinyalinin türetilmesi. [07.07.31], Bir programın çıktı
bildirimlerinin mantıksal olarak girdi
TMS: [28.04.12], bkz. truth maintenance bildirimleri ve işleme adımlarından sonra
system geldiğini ve ek olarak programın verilen
tüm girdi koşulları altında sonlandığını
token: andaç, [25.01.06], Bir yerel alan belirten doğruluk ispatlama.
ağında, bir veri istasyonundan diğerine
sıra ile geçen ve iletim ortamının total function: toplam işlevi, [22.03.28],
denetimini gerçekleştiren istasyonu Kağıda yazılabilecek ya da ekranda
gösteren yetki sembolü bitleri. NOT: gösterilebilecek ve elle tekrar girilmeden
Bilginin tamamı çerçeveler tarafından yeniden kullanılamayan bir hesaplama
taşınır. Bazı çerçeveler kullanıcı verisi sonucu sağlayan işlev.
içermeyip andaç içerir, bazıları ise andaç
içermeyip veri içerir. totally connected network: tamamen
bağlantılı ağ, [34.02.18], Her bir yapay
token passing procedure: andaç sinirin tüm diğer sinirlere bağlandığı
geçirme protokolü, [25.01.07], bkz. token katmansız ağ veya bir katmandaki her bir
passing protocol yapay sinirin bitişik ön katmandaki tüm
sinirlere bağlandığı katmanlı ağ.
token passing protocol: andaç geçirme
protokolü, [25.01.07], Bir andaç kullanan touch screen: dokunma duyarlı ekran,
yerel alan ağında, veri istasyonunun [12.08.15], Kullanıcının, veri işleme
andacı nasıl elde edeceği, kullanacağı ve sistemi ile ekranlara dokunarak iletişim
aktaracağını belirleyen kurallar kümesi. kurmasına olanak sağlayan görüntü
aygıtı.
token-bus network: andaç - veri yolu
ağı, [25.03.01], Andaç geçirici protokolün trace: izleme, [07.06.07], Yürütülen
kullanıldığı bir veri yolu ağı. komut ya da deyimlerin sırasını,
kullanılan işlenenler ve adları ve
token-ring network: andaç - halka ağı, sonuçları gösteren, bir programın tümü
[25.04.01], İletilen verinin gönderici ya da bir bölümünün yürütme kaydı.
istasyona geri dönmesi gibi, andaç geçiş
protokolü ile veri istasyonları arasında trace: izlemek, [07.06.08], (f.) Bir izleme
tek yönlü veri iletilmesini sağlayan halka üretmek.
ağı.
trace program: izleme programı,
top-down: yukarıdan aşağı, [20.01.10], [07.07.16], Bir izleme üreten program.
En üst seviyede başlayan ve en alt
seviyeye doğru ilerleyen bir method ya tracing facility: izleme olanağı,
da yordama ait. [28.02.35], (Yapay zekada) Bir bilgi
yönelimli programlama dili ya da
top-level domain name: üst düzey alan programlama aracında, kullanılan
adı, [32.05.11], İleti işleme sisteminin değişkenlerin değerleri ile birlikte
bölgesel veya kurumsal yapısındaki en uygulanan kurallarını görüntüleme yolu.
yüksek hiyerarşik düzeyi tanımlayan O/R
adresi niteliği. NOT: X.400’de en üst track: iz, [12.01.08], Veri ortamının tekli
düzey alan adı ülke adıdir. İnternette en okuma/yazma kafası altında hareket
üst düzey alan adı ya ülke adı ya da etmesi sırasında, ortam üzerinde
“com”, “edu”, “gov”, “mil”, “net” veya “org” bulunan ve kafa ile ilgili olan yol.
gibi İngilizce kısaltmalardır.

221
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

track and hold unit: izle ve tut birimi, trailer (magnetic tape): şerit sonu,
[19.01.20], Örneksel çıkış değişkeni, [12.04.06], Manyetik şeridin, bitiş işaretini
örneksel giriş değişkenine ya da bu izleyen kısmı.
değişkenin harici bir Boolean işaretine
göre seçilmiş bir örneğine eşit olduğu trailer label: art bilgi etiketi, [04.09.10],
işlevsel birim. NOT: İzleme esnasında bkz. end-of-file label.
işlevsel birim örneksel giriş değişkenine
eşittir. Tutma esnasında ise işlevsel training: eğitim, [34.03.18], (Sinir
birim, giriş değişkeninin anahtarlama ağlarında) Bir sinir ağının, giriş
esnasındaki değerini tutar. değerlerinin bir örneği ile doğru çıkış
değerleri arasında bir ilişki oluşturmasını
track and store unit: izle ve tut birimi, öğretme süreci.
[19.01.20], bkz. track and hold unit
transaction call: işlem çağırma,
track density: iz yoğunluğu, [12.01.23], [15.06.14], Bir işin başka bir iş ile
İzlere dik yönde ölçülen, her uzunluk buluşma istemesine izin veren bir işlev
birimi başına düşen iz sayısı. NOT: İz çağırma.
yoğunluğu, iz aralığı ile ters orantılıdır.
transaction processing: işlem işleme,
track pitch: iz aralığı, [12.01.22], İzlere [26.05.16], İşlemi gerçekleştirmek için
dik yönde ölçülen, bitişik iki iz arasındaki etkileşimli iletişim aracılığıyla iki ya da
uzaklık. NOT: İz aralığı, iz yoğunluğu ile daha fazla işlem yapılmasına olanak
ters orantılıdır. sağlayan bir dağıtık sistemdeki uygulama
hizmeti.
trackball: iz topu, [13.04.26], bkz. control
ball transcribe: dönüştürerek aktarmak,
[06.03.10], (f.) Veriyi, yeni ortamın
tracking: izleme, [13.05.10], (Bilgisayar gerektirebileceği şekle çevirerek bir
grafiklerinde) Bir izleme sembolünü ortamdan bir başka ortama aktarmak.
hareket ettirme eylemi.
transfer: aktarmak, 1. [06.03.01], (f.)
tracking sembol: izleme sembolü, Veriyi bir bellek yerinden diğerine
[13.05.11], Bir yer belirleyici cihaz göndermek. 2. [09.03.01], Bir konumdan
tarafından üretilen koordinat verilerine göndermek ve diğer konumdan almak. 3.
karşılık gelen bir konumu işaret eden aktarma, [32.04.17], (Elektronik postada)
ekran üzerindek sembol. Bir ileti aktarma temsilcisinin bir iletiyi,
sorgulamayı veya raporu başka bir ileti
traffic analysis: trafik çözümleme, aktarma temsilcisine gönderdiği aktarma
[08.05.41], Trafik akışının adımı. NOT: Şekil 32.6’ya bakınız.
gözlenmesinden bilgi çıkarımı yapılması.
ÖRNEK: Trafiğin mevcudiyetinin, transfer interpreter: iletim yorumlayıcı,
yokluğunun, miktarının, yönünün ve [12.06.26], Delinmiş bir kart üzerine delik
sıklığının çözümlenmesi. örüntülerine karşılık gelen karakterleri bir
başka kart üzerine yazan aygıt.
traffic padding: trafik doldurma,
[08.06.30], İletişim ortamında sahte veri transfer rate: aktarma hızı, [09.05.21],
yaratarak trafik çözümleme ya da şifre bkz. actual transfer rate
çözmeyi zorlaştıran karşı tedbir.
transfer syntax: aktarma söz dizimi,
[26.06.02], Açık sistemler arasında veri

222
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

aktarılmasında kullanılan somut söz translation time (1): çeviri zamanı (1),
dizimi. [07.04.60], Çevirinin gerçekleştiği
herhangi bir an. (2), [07.04.63], bkz.
transfer time: iletim süresi, [12.02.29], translation duration
Veri iletiminin başladığı an ve durduğu an
arasındaki zaman aralığı. translator: çevirici, [07.04.07], Çeviri
yapabilen bir ya da daha fazla program.
transferred information: gönderilmiş
bilgi, [16.04.07], bkz. transmitted translator directive: çevirici yönergesi,
information [07.04.66], Bir programın çevirisini
denetleyen dil yapısı.
transform: dönüştürmek, [06.03.04], (f.)
Verinin temel olarak anlamını transliterate: karakter dönüştürmek,
değiştirmeden, tanımlanan kurallara göre [06.03.07], (f.) Veriyi, karakter karakter
biçimini değiştirmek. çevirmek.

transient error: geçici hata, [12.01.15], transmission: iletim, [09.01.02], bkz.


Ardışık her okuma girişimine oluşan data transmission.
kalıcı hata.
transmission channel: İletim kanalı,
transinformation y; content: [09.03.14], İki nokta arasında bir yöndeki
gönderilmiş bilgi, [16.04.07], bkz. sinyallerin iletim hattı. NOT: İletim kanalı,
transmitted information frekans bölüm çoklama veya zaman
bölüm çoklama tarafından sağlanabilir.
transition: geçiş, [09.02.07], Bir ayrık
sinyal içinde farklı önemli şartlara sahip transmission control character: iletim
olan ardışık iki sinyal elemanını ayıran bir kontrol karakteri, [04.04.02], Veri terminal
geçiş olgusu. NOT: Şekil 6.1'e bakınız. cihazları arasındaki veri iletimini mümkün
kılmak veya denetlemek için kullanılan
translate: çevirmek, [06.03.05], bir kontrol karakteri. NOT: İletim kontrol
[07.04.05], (f.) Bir programlama dilinde karakterleri ISO/IEC 10646-1 ve ISO
yazılmış bir program kısmını bir başka 6429'de tarif edilmiştir.
programlama diline ya da işletim için
uygun bir biçime değiştirmek. transmission frame: İletim çerçevesi,
[09.06.08], bkz. frame
translating: çevirme, [13.05.21],
(bilgisayar grafiklerinde) Bir veya daha transmission line: İletim hattı,
fazla görüntü elemanının konumlarına [09.06.03], bkz. line
aynı yer değiştirme işleminin
uygulanması. transmission medium: İletim ortamı,
[09.01.05], Sinyalleri yönlendiren yapay
translation: çeviri, [07.04.06], Çevirme veya doğal ortam.
süreci ya da sonucu.
transmission path delay: iletim yolu
translation duration: çeviri süresi, gecikmesi, [25.03.14], Bir bitin bir veri
[07.04.63], Bir programı çevirmek için yolu ağındaki en uzak iki veri istasyonu
gerek duyulan zaman miktarı. arasında gitmesi için gerekli olan zaman.

translation program: çeviri programı, transmit: iletmek, [09.03.02], (f.) Başka


[07.04.07], bkz. translator bir yerin kabul etmesi için bir konumdan
veri göndermek.

223
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

transmittal: aktarım, [32.04.09], Bir yerlerinin yeniden düzenlenmesi ile


kaynaktaki bilgi nesnesini, potansiyel şifreleme. NOT: Elde edilen şifreli metin
alıcılarına gönderme veya göndermeyi konum değiştirme şifresi olarak
deneme. NOT: Aktarım, bir dizi aktarma adlandırılır.
adımı ve aktarma olaylarından oluşur.
trapdoor: tuzak kapısı, [08.05.37],
transmittal event: aktarım olayı, Genellikle deneme ve hata giderme
[32.04.11], Bir iletinin aktarılması amacı ile yaratılmış ve bilgisayar
sırasında ileti aktarma sisteminde oluşan güvenliğini aşmak için kullanılan
olay. NOT: Dağıtmama gibi bazı aktarma gizlenmiş donanım veya yazılım.
olayları, kullanıcılara görünebilir (örneğin
ayırma gibi) diğerleri görünmezler. tree: ağaç, [04.10.02], Herbir düğüm için
en fazla bir üst düğümle ve yalnız bir kök
transmittal step: aktarım adımı, düğümle hiyerarşik olarak bağlanmış
[32.04.10], İleti işleme ortamındaki bir düğümleri içeren bir veri yapısı.
bilgi nesnesini bir işlevsel birimden
diğerine gönderme süreci. tree network: ağaç ağı, [18.03.02],
Herhangi iki düğüm arasında sadece bir
transmitted information: iletilmiş bilgi, yolun mevcut olduğu ağ. NOT: Şekil
[16.04.07], Bir y olayının ortaya çıkışı 18.3'e bakınız.
verildiğinde, başka bir x olayının ortaya
çıkışı ile ifade edilen bilgi içeriği l (x) ile tree search: ağaç arama, [06.04.10], Bir
aynı olayın ortaya çıkışı ile ifade edilen ağaç yapısı üzerinde yapılan ve bir
koşullu bilgi içeriği l ( x, y ) arasındaki fark. sonraki aramada ağacın hangi dalının
atılacağına ve diğerinde arama
Bu ölçütün matematiksel gösterimi
yapılacağına karar veren arama.
aşağıdaki gibidir:
T ( x, y ) = l ( x ) − l ( x, y ) tree structure: ağaç yapısı, [17.05.02],
NOT 1: x ve y olayları; bir ileti kanalının (Veri tabanlarında) Varlıkları veya
ileti kaynağındaki ve ileti alım nitelikleri, her düğüm için en fazla bir
düğümündeki iletilerdir. NOT 2: kaynak düğümü ve sadece bir kök
Gönderilmiş bilgi içeriği ayrıca şu şekilde düğümü olan düğümler olarak
de ifade edilebilir: düzenleyen veri yapısı.
T ( x, y ) = l ( x ) + l ( y ) − l ( x / y )
burada l ( y ) , y olayının bilgi içeriğidir. tributary station: yan istasyon,
Buradan gönderilmiş bilgi içeriğinin [09.06.37], Çoklu bağlantı üzerinde veya
simetrik olduğu sonucu çıkar. iki nokta arasındaki bağlantı üzerinde
T ( x, y ) = T ( y , x ) temel mod bağlantı kontrolünü kullanan
kontrol istasyonundan başka herhangi bir
transport layer: taşıma katmanı, istasyon.
[26.02.06], Bir uçtan diğer uca güvenilir
veri aktarma hizmeti sağlayan katman. trigger circuit: tetikleyici devre,
NOT 1: Belirli şartlar altında taşıma [03.01.01], En az bir tane kararlı durumu
katmanı, ağ katmanı tarafından sağlanan olan ve uygun bir vurunun
hizmeti geliştirebilir. NOT 2: Madde uygulanmasıyla arzu edilen bir geçiş
26.02.01'de verilen NOT 1'e ve Şekil durumu başlatılabilecek şekilde
26.1'e bakınız. tasarımlanan, belirli bir sayıda kararlı ve
kararsız durumları olan devre.
transposition: konum değiştirme
(transpoze etme), [08.03.15], Belirli bir Trojan horse: Truva atı, [08.05.49],
plâna göre bitlerin veya karakterlerin Görünüşte zararsız olan ancak

224
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

bünyesinde verilerin yetkisiz olarak bilgisayar güvenliği sağlayan veri işlem


toplanmasına, tahrip edilmesine veya sistemi.
bilgilere zarar vermesine izin veren kötü
niyetli program. truth maintenance system: doğruluk
bakım sistemi, [28.04.12], İnanışlar
truncated binary exponential backoff: arasındaki bağımlılıkları izleyerek bilgi
üstel olarak ikili azalma algoritması, tabanının doğruluğunun bakımını yapan
[25.02.07], Bir CSMA / CD ağında bir bir bilgi tabanlı sistem. NOT: Doğruluk
çarpışmadan sonra, yeniden iletimin bakımı temel olarak yanlış sonuç
bekleme zamanı ve gönderim teşebbüs çıkarmalara götüren bilgi öğelerini silme
sayısından türetilen bir zaman kadar işleminden oluşur.
ertelenmesini öneren, yeniden iletimin
zaman planlaması için kullanılan truth table: doğruluk çizelgesi,
algoritma. [02.12.03], Bir lojik işlem için bir işlem
çizelgesi.
truncation: kesme, 1. [02.09.02], (Bir
diziyi) Belirlenmiş bir ölçüye göre bir tumbling: gezinme, [13.05.63], Uzayda
dizinin ilk veya son kısmının çıkarılması sürekli bir şekilde değişen bir
veya atlanması. 2. [02.09.03], (Bir yönlendirme ekseni etrafında görüntü
Hesaplama İşlemini) Varsa belirlenmiş elemanlarının dönmesini hareketli olarak
kurallara göre, en son sonuç veya doğal gösterme.
sondan önce bir hesaplama işleminin
bitirilmesi. tuple: çoklu ilişki, [17.04.07], Bir ilişkisel
veri tabanında, bir varlığın ortaya
truncation error: kesme hatası, çıkmasını ve onun niteliklerini tek olarak
[02.06.15], Kesmeden kaynaklanan hata. tanımlayan ilişki parçası. NOT: Bir çoklu
ilişki bir ilişki çizelgesinin bir satırı ile
trunk cable: ana kablo, [25.01.23], Veri gösterilebilir.
istasyonları arasında iletişimi sağlamak
amacı için ana bağlantı birimlerini turnaround time: dönüş süresi,
birbirine bağlayan kablo. NOT: Şekil [10.01.13], Bir işin sunuluşuyla tam
25.2’ye bakınız. çıktının elde edilmesi arasında geçen
süre.
trunk connecting unit: ana bağlantı
birimi, [25.01.24], Bir veri istasyonunu bir turnkey system: anahtar teslimi sistem,
ana kabloya bir saplama kablosu yardımı [01.01.48], Belirli bir kullanıcıya veya
ile bağlayan fiziksel aygıt. NOT: Ana uygulamaya uyarlanmış ve kurulduğu
bağlantı birimi, istasyonun ağa girmesini zaman ve kullanıcıya teslim edildiğinde
ya da bağlanmadan geçmesini içerir. işletime hazır olan bir bilgi işlem sistemi.
Şekil 25.2’ye bakınız. NOT: Kullanıcı verisi hakkında bazı ön
hazırlık çalışmalarının yapılması
trunk coupling unit: ana bağlantı birimi, gerekebilir.
[25.01.24], bkz. trunk connecting unit
turn-on stabilizing time: devre çalışma
trusted computer system: güvenilir kararlılık süresi, [21.01.08], Bir cihaza
bilgisayar sistemi, [08.01.29], Farklı elektrik verildiği zaman ile cihazın işletim
seviyede erişim hakkı olan kullanıcıların özelliklerine uygun olarak çalışmaya
veriye ve farklı güvenlik sınıflandırması başladığı zaman arasında geçen süre.
ve güvenlik kategorisi olan veriye aynı
anda erişimini dikkate almak üzere yeterli twisted pair: İkili sarmal iletim hattı,
[09.04.01], Birbirine dolanan izole edilmiş

225
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

iki elektrik iletkeninden oluşan iletim


ortamı.

two-address instruction: iki adresli


komut, [07.09.14], İki adres bölümü
içeren komut. ÖRNEK: Saklama konumu
A’nın içeriğini saklama konumu B’nin
içeriği ile toplayan komut.

two-out-of-five code: beşin ikisi kod,


[05.07.03], İçerisinde her bir ondalık
sayının, kullandığı beş haneden ikisi bir
tür (genellikle bir) ve diğer üçü diğer tür
(genellikle sıfır) olmak üzere bunları
içeren bir ikili sayıyla gösterildiği bir ikili
kodlanmış ondalık gösterim. NOT:
Gösterimi 00110 olan sıfır hariç genellikle
kullanılan ağırlık değerleri 6-3-2-1-0’dir.

twos complement: ikinin tümleyeni,


[05.08.04], İkili sistemdeki kök tümleyeni.

type area: metin alanı, [23.02.11], bkz.


text area

type bar: yazma çubuğu, [12.07.09],


Vuruşlu yazıcıya monte edilmiş ve
basılacak karakterleri taşıyan çubuk.

type conversion: tür dönüşümü,


[15.04.29], Genellikle kurala uygun
olmayan veri türünün uygunsuzluğundan
kaçınmak için gerçekleştirilen, bir veri
türünün değerinin gösterimini başka bir
veri türünün gösterimine dönüştürme.
NOT: Sayısal türler arasındaki tür
dönüşümüne sık sık izin verilir fakat bu
dönüşüm doğruluk kaybına, duyarlılık
kaybına veya her ikisinin birden kaybına
sebep olabilir.

typed body service: yazılı gövde metni


hizmeti, [32.08.07], Bir kişiler arası ileti
gövdesindeki parçaların her birinin
doğası ve özelliklerinin gönderilmesine
izin veren hizmet. NOT: Özellikler
kodlanmış bilgi türünü içerir.

226
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Uu

UA: [32.02.05], bkz. user agent daha küçükse bu şart sağlanmıştır. 2.


Kabul edilebilir değer kümesinin dışında
unary [binary] operator: tekli (ikili) negatif üssün üremesinden dolayı
operatör, [02.10.07], bkz. monadic yetersizlik olabilir. 2. [22.03.31], (Hesap
operator. makinelerinde) Bir hesap makinesinin, bir
sayının en az önemli kısmı iptal edilirken,
unary operation: tekli işlem, [02.10.04], en önemli kısmı için sıfır sonuç
bkz. monadic operation. göstermesi durumu. ÖRNEK: Hesap
makinesinin çıkış gösterme kapasitesi 4
uncertainty: belirsizlik, [28.04.13], Bir basamak ise, .0000432 rakamı .0000
değere danışma esnasında karar olarak gösterilecektir.
verilemediği ya da bilgi tabanındaki bir
gerçek ya da bir kural şüpheli olarak underflow exception: eksik gelme özel
kaldığında ortaya çıkan durum. durumu, [07.06.55], Bir işlemin sonucu
bir aritmetik eksik gelmeye neden
unconditional jump instruction: olduğunda ortaya çıkan özel durum.
koşulsuz sıçrama komutu, [07.09.28],
Zorunlu bir sıçrama eylemini belirleyen underflow indication: eksik gelme
sıçrama komutu. işareti, [22.04.08], Bir hesap makinesinde
eksik gelme durumu oluştuğunu belirten
unconditional statement: şartsız deyim, görsel işaret.
[15.05.12], Herhangi bir koşul olmaksızın
işletilen deyim. underline: altını çizmek, [23.06.13], (f.)
Bir karakterin ya da bir grup karakterin
undelete: silme işleminin tersini yapmak, hemen altında bir çizgi göstermek ya da
[23.04.30], (f.) Önceden silinmiş olan yazdırmak.
fakat değişikliklerin sakla komutu
kullanılarak kalıcı hale getirilmediği underlying type: vurgulanan tür,
durumda metin ve grafikleri yeniden [15.04.23], bkz. base type
yüklemek.
underscore: altını çizmek, [23.06.13],
underflow: eksik gelme, 1. [02.07.05], bkz. underline
Bir aritmetik işlemde kullanılan sayı
gösterim sisteminin değer kümesinde understandability: anlaşılabilirlik,
temsil edilemeyecek kadar küçük bir [07.12.02], Bir kişinin bir programı
mutlak değeri olan sonuç. ÖRNEKLER: okuyabileceği, gerçek yaşam veri ve
1. Özelikle kayan noktalı gösterme algoritmalarına eşleşen çözümdeki veri
sistemi kullanıldığında, gösterilebilen
sonuç en küçük sıfır olmayan nicelikten

227
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

yapıları ya da veri nesneleri ve unpack: paketi açmak, [06.03.13], (f.)


algoritmaların yalıtımının kolaylık ölçüsü. Sıkıştırılmış veriden orijinal şeklini elde
etmek.
undo: son yapılan işlemi geri alma,
[23.04.03], Kullanıcının, en son unpacked decimal notation:
gerçekleştirdiği komutu ya da komutları paketlenmemiş ondalık gösterim,
iptal etmesine olanak sağlayan işlev. [05.07.06], İçerisinde her bir ondalık
NOT: Bazı komutların geri alınması sayının bir bayt’la gösterildiği bir ikili
mümkün değildir. kodlanmış ondalık gösterim.

unit string: birim dizi, [04.05.06], Bir unrecoverable error: kurtarılamaz hata,
eleman içeren dizi. [07.07.36], Program dışı kurtarma
teknikleri kullanılmaksızın kurtarmanın
unit test: birim test, [20.05.05], olanaksız olduğu hata.
Çözümleme ve programlama
hatalarından kaçınmak için programların unrecoverable error: düzeltilemez hata,
ya da modüllerin ayrı ayrı testi . [14.04.08], bkz. irrecoveable error

universal address administration: unrestricted recognition system:


evrensel adres yönetimi, [25.01.20], Aynı sınırlanmamış tanıma sistemi, [29.02.17],
yerel alan ağı ya da başka bir yerel alan bkz. speaker-independent system
ağı üzerinde tüm LAN bireysel
adreslerinin tek ve benzersiz olduğu unstable state: kararsız durum,
adres yönetimi. [03.01.03], Bir tetikleyici devrede, bir vuru
uygulanmaksızın bir devrenin kararlı
universal set: evrensel küme, [02.C.06], duruma dönene kadar sonlu bir süre
Evrensel küme, belirli bir konu ile tüm boyunca devrenin içinde kaldığı durum.
öğelerin kapsandığı kümedir.
unsupervised learning: gözetimsiz
universal type: genel tür, [15.04.33], öğrenme, [31.03.09], Dış bilgi
Sayısal değerlerin ve zorunlu yazma ile kaynaklarından geri bildirim aracılığıyla
uygun olması için kullanılan bazı elde edilen bilgi üzerinde herhangi bir
önceden tanımlanan işlemlerin doğruluk testi yapılmaksızın, farklı
sonucunun veri türü. ÖRNEK: Ada varlıkları gözlemeye, çözümlemeye ve bu
dilinde, (bir veri türü verilmeksizin) bir varlıkların alt kümelerinin bazılarının
sayı bildirimi genel tür olarak kabul edilir. belirli sınıflar içinde gruplanabileceğinin
belirlenmesine dayanan öğrenme
universe of discourse: genel anlatım, stratejisi. NOT: Bir kavram
[17.02.06], Özel bir kapsam içerisinde oluşturulduğunda, bu kavramın diğer
ilgi uyandıran tüm varlıklar. ÖRNEK: İlgi kavramların izleyen öğreniminde
alanı "finansman" ise, genel anlatım "bir kullanılabilecek bir ad verilir.
kuruluşun finansmanla ilgili tüm yönleri"
olacaktır. NOT: Muhtemelen henüz until statement: until deyimi, [15.05.22],
algılanmayan veya dikkate alınmayan Tekrar kontrolünün bir koşul
varlıkları içeren çok sayıda varlık gerçekleşinceye kadar (until) yapısının
dünyasını içerebilir. içine alındığı kontrol deyimi.

unlearning: öğrenmeme, [31.02.01], until-construct: until yapısı, [15.05.19],


Öğrenmeyi ortadan kaldırmak için bir Her tekrar adımından sonra bir test
sistemde depolanmış bilgiyi ayarlama. işlemini tanımlayan tekrar kontrolü için bir
dil yapısı.

228
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

update dynamics: güncelleme user data: kullanıcı verisi, [26.03.05]


dinamikleri, [13.01.06], Bir ekranda (OSI'de) Belirli bir katmanın varlıkları
görülen nesnelerin şekillerinin, renklerinin arasında, bir alt katmanın hizmetleri
veya diğer niteliklerinin etkileşimli yardımıyla bu iki katmanın birleşik
değişiklikleri işlemlerini koordine etmek amacıyla veri
değişimi.
uplink: yükleme bağlantısı, [25.03.06],
Veri istasyonundan merkeze veri user facility: kullanıcı araçları,
iletimine ait . [09.08.04], Kullanıcının isteğine bağlı
olarak bir veri ağı tarafından veri iletim
upload: yüklemek, [01.01.37], Sisteme hizmeti şeklinde sağlanan kullanıma
bağlı küçük bilgisayardan daha büyük hazır fonksiyonlar kümesi. NOT: Bazı
kaynakları olan büyük bir bilgisayara, kullanıcı araçları çağırma esasına dayalı
tipik olarak kişisel bilgisayardan ana olarak, bazıları kullanıcı ile mutabık
bilgisayara verileri ya da programları kalınan bir zaman dönemi için
aktarmak. belirlenebilir.

usability test: kullanılabilirlik testi, user ID: kullanıcı kimliği, [08.04.22], Veri
[20.05.08], Gerçekleştirilen sistemin; işlem sistemi tarafından bir kullanıcıyı
kullanıcılar tarafından belirlenen işlevsel tanımak üzere kullanılan bir karakter
amaçları yerine getirip getirmediğini serisi veya örüntüsü.
belirlemek için yapılan test.
user identification: kullanıcı kimliği,
user: kullanıcı, [32.01.08], (Elektronik [08.04.22], bkz. user ID.
postada) Bir potansiyel kaynak ya da
gönderilecek yer olarak, ileti işlemeye user manual: kullanıcı el kitabı,
katılan işlevsel birim veya kişi. [20.06.03], bkz. user's guide

user agent: kullanıcı temsilcisi, user profile: kullanıcı profili , [08.04.23],


[32.02.05], İleti işleme sistemi ile 1. Erişim kontrolü için tipik bir kullanıcı
doğrudan kullanıcının etkileşimini tarifi. NOT: Bir kullanıcı profili, kullanıcı
sağlayan işlevsel birim. NOT 1: Kullanıcı kimliği, kullanıcı adı, parola, erişim
temsilcisi, kullanıcının iletileri hakları ve diğer nitelikler gibi verileri
oluşturduğu, gönderdiği veya aldığı ileti içerebilir. 2. Faaliyetteki değişiklikleri
işleme sisteminin bileşenidir. tespit etmek için kullanılabilen kullanıcı
NOT 2: Şekil 32.2’ye bakınız. etkinliklerine ait bir örüntü.

user class of service: kullanıcı hizmet user terminal: kullanıcı terminali,


sınıfı, [09.08.03], Eğer varsa, içinde veri [01.03.12], Bir kullanıcının bilgisayar ile
sinyal iletim hızının, veri terminal iletişim yapmasını sağlayan terminal.
cihazının çalışma türünün ve kod
yapısının standardlaştırıldığı bir veri ağı user view: kullanıcı bakışı, [17.01.06]
tarafından sağlanan veri iletim hizmeti Uygun veri toplanmasıyla temsil edilen
kategorisi. ilgili bilgi ile birlikte belirli bir kullanıcı
veya kullanıcı grubunu ilgilendiren genel
user coordinate: kullanıcı koordinatı, anlatım şekli.
[13.02.09], Bir kullanıcı tarafından
belirlenmiş ve cihazdan bağımsız user’s guide: kullanıcı kılavuzu,
koordinat. [20.06.03], Bir işlevsel birimin nasıl
kullanılacağını tanımlayan; bu birimin
kullanıcısının, sahibinin ve satıcısının

229
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

sorumluluk ve haklarının açıklamasını da


kapsayabilen doküman.

user-friendly: kullanıcı dostu, [01.06.22],


İnsanlar tarafından kullanımın kolay ve
uygun olması.

user-tuned system: kullanıcı ayarlı


sistem, [29.02.18], bkz. speaker-adaptive
system

utility program: hizmet programı,


[07.11.11], Bilgisayar kullanıcıları ve
hizmet personeli için sık sık gerek
duyulan genel hizmetleri sağlayan
program. ÖRNEK: Tanı programı; izleme
programı; sıralama programı.

utility routine: hizmet alt programı,


[07.11.12], Bilgisayar kullanıcıları ve
hizmet personeli için sık sık gerek
duyulan genel hizmetleri sağlayan alt
program. ÖRNEK: Giriş alt programı.

utterance spectrogram: söz söyleme


spektrogramı, [29.01.19], bkz. speech
spectrogram

230
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Vv

vaccine program: aşılama programı, işlevin, hesaplama esnasında ya da


[08.06.32], bkz. anti-virus program. hesaplamadan önce kullanıcı tarafından
belirlenebildiği işlev üreteci.
vacuum column: vakum kolonu,
[12.04.12], Bir manyetik şerit sürücüde, variable trace: değişken izleme,
sürme mekanizması ile makara arasında [07.06.14], Bir programın yürütülmesi
bir şerit döngüsü oluşturmak amacıyla esnasında erişilen ya da değiştirilen
içerisinde alçak hava basıcı kullanılan değişkenlerin ad ve değerlerinin kaydı.
boşluk.
variable-point representation system:
validation: geçerleme (test), [20.05.04], değişken nokta gösterim sistemi,
Gerçekleştirilmiş bir sistemin belirlenmiş [05.04.20], İçerisinde kök nokta o
ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığını noktadaki özel bir karakterle açıkça
belirlemek üzere yapılan test. gösterilmiş olan kök notasyonu.

valuator: değerlendirici, [13.04.38], variant part: değişken kısım, [15.03.10],


Sayısal bir değeri sağlayan girdi birimi. Uygun olan veri yapılarının veya bildirimi
ÖRNEKLER: Bir işaretleme tekerleği, yapılan veri türlerinin değişebildiği veri
potansiyometre, kontrol kadranları veya nesnelerinin birleşiminden oluşan kaydın
kaydırma çubuğu. bir parçası. NOT: Hem veri nesnelerinin
sayısı hem de onların birleşimi
valuator device: değerlendirici aygıt, değişebilir.
[13.04.38], bkz. valuator
variant record: değişken kayıt,
variable: değişken, [15.03.03], Adresler [15.03.11], Değişken kısım bulunduran
ile veri değerleri arasındaki ilişkinin kayıt. NOT: Kayıt değişken kısımlardaki
değişebildiği; bir tanımlayıcı, bir veri veri türlerini göstermek amacı ile
nitelikleri kümesi, bir ya da daha fazla ayrımları bulundurabilir.
adres ve veri değerlerinden oluşan bir
açık deklerasyon ile oluşturulan dörtlü. variant record type: değişken kayıt türü,
NOT: Bazı programlama dillerinde adres [15.04.21], Bileşenlerinin alternatif
değişebilir. Bu nedenle ilişkili veri listesini belirleyen değişken bir parçası
değerleri değişebilir. Diğer programlama olan kayıt türü.
dillerinde, program çalışırken adres sabit
kalır fakat ilişkili veri değerleri değişebilir. vector: vektör, [02.02.06], Skalerlerin
sıralı bir kümesiyle tanımlanan
variable function generator: değişken büyüklük.
işlev üreteci, [19.01.13], Oluşturulan

231
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

vector display device: vektör görüntü metni kullanıcı tarafından belirlenmiş


aygıtı, [13.04.06], Bir noktadan başka sınırlar içinde dikey olarak
noktaya sistematik bir sırada çizilen, bir konumlandırması yeteneği.
vektörler serisi olarak görüntü üreten
görüntü aygıtı. NOT: Görüntü vertical scrolling: düşey kaydırma,
solgunlaşmaması için tekrar üretilir veya [13.05.57], bkz. rolling
yenilenir.
vertical tabulation: dikey biçimleme,
vector generator: vektör oluşturucu, [23.06.31], bkz. vertical formatting
[13.04.22], Yönlendirilmiş çizgi parçaları
oluşturan işlevsel birim. VIRS: [29.03.13], bkz. voice interactive
response system
vector-refresh display: vektör
yenilemeli görüntü, [13.04.06], bkz. video conferencing: video konferans,
vector display device [27.03.08], Ses, metin ve grafiklere ek
olarak katılımcıların durağan ya da
Veitch diagram: Veitch diyagramı, hareketli görüntülerinin iletimini sağlayan
[02.12.05], Boole Fonksiyonları için bir tele konferans.
gösterme aracı olup, değişkenlerin sayısı
diyagramdaki kare sayısını ve gerek video display terminal: görüntülü
duyulan kare sayısı da olabilen durum terminal, [01.03.16], Genellikle klavye
sayısını belirler; bir başka deyişle ikinin, gibi bir giriş birimiyle beraber kullanılan
belirlenmiş değişken sayısı kadar üssü ve ekranda bilgileri gösteren kullanıcı
alınır. terminali.

Venn diagram: Venn diyagramı, video RAM: görüntü belleği, [13.04.41],


[02.12.04], Kümelerin bir yüzey üzerine Bir görüntünün tüm piksel değerlerini
çizilen belgelerle gösterildiği diyagram. tutan tampon bellek.

verification: doğrulama, [08.06.01], Bir videotex: videoteks, [27.03.04], Bilginin


faaliyet, süreç veya ürünün karşılık gelen ekranda gösterildiği ve bir iletişim ağı
kurallar veya özelliklerle karşılaştırılması. üzerinden alfasayısal ve grafik bilginin
ÖRNEK: Bir özelliğin güvenlik politikası etkileşimli değişimini sağlayan hizmet.
modeli ile veya nesne kodunun kaynak
kodu ile karşılaştırılması. view: görünüm, [13.02.38], (Bilgisayar
grafiklerinde) Üç boyutlu nesnelerin
verification (test): doğrulama (test), muhtemel gösterimlerinden herhangi biri.
[20.05.03], Sistemin gerçekleştirilmesinin
belirli bir aşamasında sistemin viewdata: videoteks, [27.03.04], bkz.
belirlenmiş tüm gereksinimleri videotex
karşılandığını göstermek için sistem testi.
viewport: görüş bölümü, [13.05.29], Bir
version space: sürüm uzayı, [31.02.09], görüntü uzayının önceden belirlenmiş
Var olan veri, bilgi veya varsayımlar ile parçası. NOT: Şekil 13.1'e bakınız.
tutarlı olan tüm kavram tanımları kümesi.
virtual: sanal, [01.01.49], Gerçek gibi
vertical format: dikey sayfa biçimleme, gözüken ancak fonksiyonları diğer
[23.06.06], bkz. portrait format yollarla yerine getirilen fonksiyonel bir
birime ait olma.
vertical formatting: dikey biçimleme,
[23.06.31], Bir metin düzenleyicinin, virtual address: sanal adres, 1.
[07.09.42], Bir sanal saklama sisteminde,

232
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

dış bellekteki bir saklama konumuna, bu terminallerin OSI ortamında nasıl


konum ana belleğin parçasıymış gibi çalışacağını tarif eden genelleştirilmiş
erişilmesine izin vermek için atanan mantıksal model.
adres.
virus: virüs, [08.05.47], Kendisini başka
2. [10.05.12], Sanal bellekteki bir bellek programlara kopyalayarak o programı
yerinin adresi. değişikliğe uğratan ve muhtemelen
kendisinin de değişmiş bir kopyasının
virtual call facility: sanal çağırma birimi, diğer programlarda yer almasını
[09.07.26], Çağrı düzenleme işlemi ve sağlayan ve bulaştığı program
çağrı temizleme işlemi, kullanıcı çağrıldığında faaliyete geçen ve
verilerinin paket aktarma modunda ağ yayılarak genişleyen program. NOT: Bir
üzerinden aktarıldığı iki veri terminal virüs genellikle hasara veya sıkıntıya
cihazı arasında haberleşme süresini neden olur ve önceden belirlenmiş bir
belirleyen bir kullanıcı yeteneği. NOT: tarih gibi belirli bir olay neticesinde
Veriler genellikle ağ tarafından alındıkları harekete geçebilir.
sırada dağıtılırlar.
virus signature: virüs imzası, [08.06.31],
virtual machine: sanal makina, Belirli bir virüsün her kopyasında ortak
[01.01.50], Belirli bir kullanıcının olan ve virüsün mevcudiyetini bulmak
ayrıcalıklı kullanımında gibi gözüken, üzere tarayıcı bir program tarafından
ancak fonksiyonları gerçek bir veri işleme kullanılabilen tek ve benzersiz bir bit
sistemi kaynaklarının paylaşılmasıyla serisi.
yerine getirilen sanal veri işlem sistemi.
visibility: görünebilirlik, 1. [15.02.17], Bir
virtual memory: sanal bellek, [10.05.11], program parçası içinde belirli bir yerde
Sanal adreslerin gerçek adreslerle belirli bir dil yapısına referans gösterilme
eşleştirildiği bir bilgisayar sisteminin yeteneği. 2. [15.02.18], İçerisinde belirli
kullanıcısı tarafından adreslenebilir ana bir dil yapısına referans gösterilen bir
bellek olarak algılanan bellek alanı. NOT: program parçası.
Görüntü belleğin büyüklüğü, ana bellek
yerlerinin gerçek sayılarıyla değil; visible layer: görünür katman,
bilgisayar sisteminin adresleme [34.02.09], Düğümlerinin dış sistemlerle
şemasıyla ve elde edilebilir yardımcı doğrudan iletişim kurduğu katman.
bellek oranı ile sınırlandırılmıştır.
visible neuron: görünür sinir, [34.02.04],
virtual pushbutton: sanal düğme, Dış sistemlerle doğrudan iletişim kuran
[13.04.37], bkz. light button yapay sinir. NOT: Bir görünür sinir, giriş
siniri, çıkış siniri ya da her ikisi de olabilir.
virtual space: sanal uzay, [13.02.34],
(Bilgisayar grafiklerinde) Piksellerin visible part: görülebilen kısım,
koordinatlarının cihazdan bağımsız bir [15.06.26], Kullanıcı nesneleri veya paket
düzende ifade edildiği bir uzay. NOT: hizmetleri tarafından istenilen ayrıntıları
Dünya koordinatına ve Şekil 13.1'e sağlayan paket bildiriminin bir parçası.
bakınız
visual display unit: görsel görüntü
virtual storage: sanal bellek, [10.05.11], birimi, [01.03.16], bkz. video display
bkz. virtual memory terminal

virtual terminal: sanal terminal, visulation: görselleştirme, [13.01.07],


[26.05.07], Belirli bir sınıfa ait farklı bkz. scientific visualization

233
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

vocoder: ses kodlayıcı, [29.03.19], voice menu: sesli menü, [29.03.20],


Başlangıç konuşma sinyalinin Kullanıcıya, sözlü seçenekler kümesi
anlaşılabilir olarak yeniden arasından seçenek sunan menü.
yapılanmasına olanak veren konuşma
sinyal parametrelerini elde eden voice output: ses çıktısı, [29.01.13],
konuşma kodlama aygıtı. bkz. speech output

voice: ses - insan sesi, [29.01.02], voice previewer: ses önizleyici,


Gırtlakta üretilen ve ağızdan çıkarılan [29.03.16], Metindeki hataları seçme,
ses. düzgün olmayan yapıları tanımlama ve
yazılı materyalde bulunan mesajın
voice coder: ses kodlayıcı, [29.03.19], yeterliliğini değerlendirmek için konuşma
bkz. vocoder çıktısı sağlayan taslak materyali
önizleyici.
voice command ses komutu,
[29.01.37], Bir işlevsel birim tarafından voice prompt: ses uyarıcı, [29.02.24],
bir komut olarak anlaşılabilen konuşma Bir sesli yanıt sistemi ile diyalog
girdisi. NOT: Kullanıcı, ayrılmış sözcükler süresince kullanıcıya rehberlik etmek için
veya küçük bir sözlükten elde edilen kullanılan bir sözlü mesaj.
sözcük sıraları biçiminde ses komutları
verebilir. voice recognition: ses tanıma,
[29.01.31], Bir ses sinyalinin bir işlevsel
voice control ses kontrolü, [29.01.38], birim tarafından sesin bazı akustik
Bir işlevsel birim ya da makinenin ses özelliklerinin gösterimine dönüştürülmesi.
komutları aracılığıyla kontrolü. ÖRNEK: NOT: Sesi tanıma konuşmacı tanımada
Bir otomobilin hız kontrolü ve dönüş kullanılır.
sinyalleri.
voice response: sesli yanıt, [29.03.11],
voice control system: ses denetim Bir kullanıcı isteğine yanıt olarak
sistemi, [29.02.20], Konuşma girdisine sağlanan sentezlenmiş konuşma sinyali.
tepki olarak, konuşma tanıyıcının
bilgisayar kontrollü donanıma komutlar voice server: ses sunucusu , [29.03.14],
gönderdiği sistem. ÖRNEK: Hareket için Sesli yanıt sağlayan sunucu.
basit ses komutlarına tepki veren bir
robot. voice signal: ses sinyali, [29.01.06],
İnsan sesi içeren akustik sinyal.
voice controller: ses denetleyicisi,
[29.02.20], bkz. voice control system voice signature: ses imzası, [29.01.33],
Tanıma amacıyla kullanılan belirli bir
voice input: ses girdisi, [29.01.11], Bir konuşmacının ses örneği.
işlevsel birim tarafından alınan ses
sinyalleri dizisi. voiceprint: ses izi, [29.01.33], bkz.
voice signature
voice interactive response system:
ses etkileşimli yanıt sistemi, [29.03.13], voice-recognition unit: ses tanıma
Etkileşimli sesli yanıt için işlevsel birim. birimi, [29.02.19], Sınırlı sayıda ses
komutunu tanıyan ve bunları bilgisayar
voice mail: sesli posta, [27.01.14], girdi verisi olarak hizmet verebilen veya
Saklanan ve bir veya daha fazla alıcıya başka diğer istenilen eylemleri
aktarılan sayısallaştırılmış ses iletisi. başlatabilen eşit sayısal sinyallere
çeviren işlevsel birim. NOT: Bu tür basit
çevresel aygıtlar, bir konuşma tanıyıcıyla

234
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

veya konuşma tanıyıcı olmaksızın NOT: Kırılganlık bir tehditle bağlantılıysa


kullanılabilir. bir risk mevcuttur. Şekil 8.1’e bakınız.

voice-response prompt: sesli yanıt


uyarıcı, [29.02.24], bkz. voice prompt

volatile storage: uçucu bellek,


[12.02.17], Güç kesildiğinde içeriği
kaybolan bellek aygıtı.

volume element: hacim elemanı,


[13.03.09], Renk ve aydınlanma şiddeti
gibi özelliklerin bağımsız bir şekilde
tahsis edildiği bir cisim modellemesindeki
en küçük üç boyutlu eleman. NOT:
Hacim temsil eden noktanın bir iç yapısı
yoktur ve tipik olarak üç boyutlu uzayın
eşit mesafeli olarak bölünmesinden
türetilir.

volume header: birim başlığı, [04.09.07],


bkz. volume label.

volume label: birim etiketi, [04.09.07],


Birimi tanımlayan ve birim verisinin
başlangıcını gösteren dahili etiket.

volume modeling: katı modelleme,


[13.01.10], bkz. solid modeling

volume modeling: hacim modelleme,


[24.02.05 ], [13.01.10] Bir nesnenin, dış
şeklinin yanı sıra iç yapısını da temsil
etmek üzere cismin katı (solid) özellikleri
ile ilişkili üç boyutlu geometrik modelinin
oluşturulması.

voxel: voksel, [13.03.09], bkz. volume


element

voxel: hacim elemanı değeri (voxel),


[13.03.11], Bir hacim elemanının renk,
aydınlanma şiddeti veya diğer
özelliklerini gösteren özel değer.

VR: [29.03.11], bkz. voice response

VRAM: [13.04.41], bkz. video RAM

vulnerability: kırılganlık , [08.05.08], Bir


veri işlem sisteminde zafiyet veya kusur.

235
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Ww

waiting time: bekleme süresi, [12.02.30], yapılmaksızın bir tamsayı ile bir kayan
bkz. latency noktalı sayının toplanmasına izin verebilir.
NOT: Zayıf yazımda, dolaylı tür dönüşü
walk-through: sistem denetimi, olabilir veya olmayabilir.
[20.03.04], (Yapısal) Bir sistemin
gereksinimleri, tasarımı, gerçekleştirilmesi weight: ağırlık, [05.04.04], Konumsal
ya da sistemin herhangi bir parçasının gösterimde, bir sayının gösterimine ilave
uzman personel tarafından sistemli bir katkısını elde etmek amacıyla sayı
şekilde incelenmesi. hanesindeki sayıyla gösterilen değerle
belirlenen katsayı.
warm start : sıcak başlama, [17.08.18],
Kopyalama öncesi veya kopyalama weight-sharing network: ağırlık
sonrası ön işlem yapılarak bir veri tabanı paylaşımlı ağ, [34.02.20], Aynı
yönetim sisteminin başlaması. katmandaki tüm yapay sinirlerin aynı
bağlantı ağırlık vektörünü paylaştığı sinir
warped-input model: saptırılmış girdi ağı.
modeli, [29.02.10], Temel frekans
bantları, göreceli genlikler, ses dalgası what you see is what you get: görülen
yükselişleri ve düşüşleri gibi belirgin belgenin aynısının basılması, [23.03.07],
özelliklere sahip olan bir konuşma Bir metin işleyicinin, metni basılacağı gibi
spektogramının sıkıştırılmış biçimi. sürekli olarak gösterebilmesi yeteneği.
NOT: Baskı ön izleme kullanıcı tarafından
watchdog timer: gözcü saati, [14.04.10], talep edilmek zorunda olun bir işlev iken
Belirli bir süre sonunda tepkinin görünen belgenin aynısının basılması
gecikmesi üzerine bir işlevsel birimin ya sabit görüntü sağlar.
da bir sinyalin durumunu izleyen
zamanlayıcı. while-construct: while yapısı, [15.05.18],
Her tekrar adımından önce bir test
weak bit: zayıf bit, [08.08.13], Bir disk işlemini tanımlayan tekrar kontrolü için dil
üzerine bilerek yazılan zayıf manyetik yapısı.
alan dayanıklılığında bir veya sıfır olarak
yorumlanabilen ve kopya koruma wide area network: geniş alan ağı,
metodunun bir parçası olan bit. [09.07.11], Yerel alan ağları veya şehir
alan ağları tarafından hizmet verilen
weak typing: zayıf yazma, [15.04.31], alanlardan daha geniş coğrafi alanlara
Zorunlu yazma kurallarının gevşetilmesi. hizmet veren iletişimi sağlayan bir
ÖRNEK: Zayıf yazma iki işlenenden bilgisayar ağı.
birinin tür dönüşümü açıkça

236
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

wide track: geniş iz, [08.08.14], winner-takes-more network: kazanan-


Üzerlerine aynı verinin yazıldığı ve kopya daha-fazlasını-alır ağı, [34.02.38], Giriş
koruma metodunun bir parçası olan disk değeri ortalamanın üzerinde olan rekabet
üzerinde iki veya daha fazla bitişik iz. eden tüm yapay sinirlerin etkin kalabildiği
sinir ağı. NOT: Kazanan-daha-fazlasını-
wideband: geniş bant, [09.03.13], bkz. alır ağı rekabete dayalı bir öğrenme
broadband türünü kullanır.

widow: yalnız satır, [23.06.27], bkz. wireframe modeling: çizgisel


widow line modelleme, [24.02.07], Bir cismin
yüzeyini çevreleyen çizgilerin bir
widow line: yalnız satır, [23.06.27], Bir kümesinin kullanılması ile nesnenin
paragrafın, bir sonraki sütuna ya da şeklinin temsil edildiği üç boyutlu
sayfada yalnız başına duracağı yere geometrik modelleme.
aktarılan son satırı.
wireframe representation: tel çerçeveli
window: pencere, [13.05.27], 1. bkz. gösterim, [13.02.20], Telli yapıya rağmen
görüntü penceresi 2. [13.05.28], Bir sanal tamamen çizgilerle düzenlemiş olarak üç
uzayın önceden belirlenmiş parçası. boyutlu bir nesnenin temsil edilmesi.
NOT: Şekil 13.1'e bakınız. NOT: Çizgiler gerçek bir nesne
görünümünde gizlenebilen çizgileri de
window cascading: kademeli içeren görüntüdeki yüzey çizgi kenarları
pencereleme, [13.05.44], gösterebilir.
Kademelendirilmiş pencerelerin üst üste
gelecek şekilde oluşturulması. NOT: wiretapping: hatta girme, [08.05.26],
Pencereleri tuğla gibi döşemenin tersi. Veriyi elde etme, değişikliğe uğratma
veya araya yeni veri ekleme için veri
window/viewport transformation: devresinin bir bölümüne gizlice erişim.
pencere/görüş bölümü dönüşümü,
[13.05.30], Bir pencerenin (2) sınırlarını word: sözcük, [04.06.01], Belirli bir amaç
ve içeriğini bir görüş bölümünün içerisine için bir birim olarak ele alınan bir karakter
ve sınırlarının içine eşleştirme. NOT: veya bir bit dizisi. NOT: Metin işlemedeki
Şekil 13.1'e bakınız. sözcükler özel karakterler veya kontrol
karakterleriyle belirlenirken, bir bilgisayar
windowing: pencere açma, [13.05.36], sözcük uzunluğu bilgisayarın mimarisi ile
Bir görüntü yüzeyi üzerinde pencerelerin belirlenir.
(1) oluşturulması.
word count: kelime sayma, [23.06.29],
windowing: pencereleme, [23.03.02], Bir metin işleyicinin bir belge içindeki
Farklı verileri aynı görüntü alanında kelime sayısının sayılmasına olanak
oluşturmak için ya da farklı uygulamaların sağlayan yeteneği.
ayrı ayrı denetimi için pencereler kullanan
teknik. word length: sözcük uzunluğu,
[04.06.06], Bir sözcükteki karakterlerin
winner-takes-all network: kazanan- veya bitlerin sayısı.
tümünü-alır ağı, [34.02.37], Bir
katmandaki en güçlü sinirin aynı word processing: kelime işleme,
katmanda bulunan diğer sinirleri [01.06.10], [23.01.02], [23.01.03], bkz.
engelleyebildiği sinir ağı. NOT: Kazanan- text processing.
tümünü-alır ağı rekabete dayalı bir
öğrenme türünü kullanır.

237
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

word size: sözcük büyüklüğü, [04.06.06], worm: solucan, [08.05.48], Kendi başına
bkz. word length. hareket edebilen ve veri işlem sistemi
veya bilgisayar ağları üzerinden
word spotting: sözcük ayırt etme, yayılabilen program. NOT: Solucanlar
[29.02.23], Bir konuşma tanıyıcının, bir genellikle yardımcı bellek boşlukları ve
komut sözcüğünü ya da akıcı konuşma işlem zamanı gibi mevcut kaynakları
içindeki bir komut dizisini tanıma kullanmak üzere tasarımlanmıştır.
yeteneği.
wraparound: 1. sarım, [13.03.29],
word wrap: sözcük kaydırma, [23.04.20], (Bilgisayar grafiğinde) Görüntü uzayının
Kelimenin uzunluğu ve kelime ile ilgili karşı ucunda ve aksi halde görüntü uzayı
noktalama işareti satır üzerindeki mevcut dışında kalacak bir görüntü parçasının
boş alanı geçtiği zaman tüm kelimeyi bir gösterimi. 2. sonraki satıra geçme,
sonraki satıra otomatik olarak yerleştiren [23.04.21], (Metin işlemede) Bir satırın
işlev. son konumundan sonra girilmiş olan
metnin otomatik olarak bir sonraki satırın
word-organized storage: sözcük tabanlı başına yerleştirilmesine olanak sağlayan
bellek, [12.02.08], Verinin bilgisayar işlev.
sözcüğü birimi aynı zamanda bilgisayar
sözcüğünün parçaları cinsinden içerisine write: yazmak, [06.01.02], (f.) Bir veri
depolanabildiği ya da içerisinden ortamına ya da bir bellek aygıtına verileri,
erişilebildiği bellek aygıtı. sürekli ya da geçici bir biçimde
kaydetmek. NOT: “Bir yere okumak” ya
work area: iş alanı, [07.02.15], bkz. da bir yerden okumak” deyimleri “bir yere
working space yazmak” ya da “bir yerden yazmak”
deyimlerinden yalnızca tanımdaki bakış
work space: çalışma alanı, [07.02.15], açısı ile ayrılır. ÖRNEK: bir veri öbeğinin
bkz. working space iç bellekten dış belleğe aktarılması, “dış
belleğe yazmak” ya da “iç bellekten
working area: iş alanı, [07.02.15], bkz.
okumak” ya da her ikisi olarak
working space
adlandırılabilir.
working space: çalışma alanı,
write access: yazma erişimi, [08.04.21],
[07.02.15], Veriyi geçici olarak tutmak için
Veriyi yazmak için gereken izni veren
bir program tarafından kullanılan bir
erişim hakkı. NOT: Yazma erişim hakkı
saklama aygıtının bir bölümü.
veri ekleme, verinin güncelleştirilmesi,
workstation: iş istasyonu, [01.03.13], silinmesi ve yaratılması için gerekli izni
Hesaplama yeteneği olan ve kullanıcı verebilir.
kaynaklı girdi-çıktı birimlerini içerecek
write head: yazma kafası, [12.03.30],
şekilde özel amaca yönelik fonksiyonel
Yalnızca yazma yeteneği olan bir
birim. ÖRNEK: Programlanabilen
manyetik kafa.
terminal, programlanamayan terminal
veya müstakil mikrobilgisayar. write protection label: yazma koruma
etiketi, [12.05.20], Disket üzerinde varlığı
world koordinate: dünya koordinatı,
ya da yokluğu durumunda diskete veri
[13.02.10], Özellikle girdi ve çıktı ile ilgili
kaydedilmesini önleyen etiket.
grafiksel veri işlemeyi belirtmek için bir
uygulama programı tarafından kullanılan write ring: yazma halkası, [12.04.03],
aygıttan bağımsız koordinat. NOT: Şekil bkz. write-enable ring
13.1'e bakınız.

238
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

write-enable ring: dosya koruma WYSIWYG: WYSIWYG , [23.03.07], bkz.


halkası, [12.04.03], Bir manyetik şerit what you see is what you get
makarası üzerinde varlığı ya da yokluğu
durumunda şerit üzerine yazılmasını,
böylelikle bir dosyanın kazara silinmesini
önleyen kaldırılabilir metal ya da plastik
halka.

Yy

TSE ISO/IEC 2382 Standartlarında bu harfte ingilizce bilişim terimi


bulunmamaktadır.

Xx

TSE ISO/IEC 2382 Standartlarında bu harfte ingilizce bilişim terimi


bulunmamaktadır.

239
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Sözlük

Zz

zero: sıfır, [02.03.11], Herhangi bir sayıya zooming: yakınlaştırma, [13.05.62],


eklendiğinde veya bu sayıdan Görüntü elemanlarını bir gözlemciye
çıkarıldığında sayının değerini doğru yaklaştırarak veya uzaklaştırarak
değiştirmeyen sayı. NOT: Bilgisayarlarda görsel etkinlik vermek için görüntünün
sıfır pozitif veya negatif işaretli sıfır (bu tamamının iyileşecek bir şekilde
işaretli sayıyı sıfırdan çıkarma sonucu ölçeklenmesi. NOT: Ölçekleme değeri
olabilir) ve kayan nokta sıfırı (burada tüm yönlerde aynı olmalıdır.
kayan noktalı göstermedeki üs
değişebilirken sabit nokta kısmı sıfırdır)
gibi farklı gösterimler alabilir.

zero suppression: sıfır silme, [06.06.08],


Sayıdaki anlamsız sıfırların çıkarılması.

zero suppression function: sıfırı ihmal


etme işlevi, [22.03.29], Bir hesaplamanın
sonucunun gösterilmesinde ya da
yazdırılmasında istenmeyen sıfırların
ihmal edilmesi işlemini sağlayan işlev.

zero-address instruction: sıfır adresli


komut, [07.09.12], Herhangi bir adres
bölümü olmayan komut. ÖRNEKLER:
Yığın makinesi için belirli komutlar, HALT
komutu.

zerofill: sıfır doldurmak, [06.06.05], (f.)


Kullanılmayan bellek alanlarını sıfır
gösteren karakterle doldurmak.

z-fold paper: z-katlanmış kağıt,


[12.07.25], Önceden yelpaze biçiminde
katlanmış ve her iki tarafındaki besleme
delikleri yoluyla yazıcıya verilen sürekli
kağıt.

zig-zag fold paper: z-katlamalı kağıt,


[12.07.25], bkz. continuous forms

zone punch: bölge delgisi, [12.06.12], 12


satırlık delgi kartının ilk üç satırının birine
delinmiş delik.

240
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

EK-A:

Şekiller ve Çizelgeler

241
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

242
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

ŞEKİLLER

İŞLEMDEN ÖNCE İŞLEM İŞLEMDEN SONRA

FİKİRLER, FİKİRLER, OLAYLAR


OLAYLAR VE GERÇEKLER
VE GERÇEKLER OLARAK
OLARAK AMAÇLAR
AMAÇLAR

Amaçlarla ilgili
bilgi
Bahis konusu
olan bilgi

BİLGİ BİLGİ
01.01.01 01.01.01

BİLGİ Verinin
Bilginin
İŞLEME Yorumu
Sunumu
01.01.05

VERİ VERİ
01.01.02 İ 01.01.02

Şekil 1.1 - Veri ve bilgi arasındaki ilişkiler

243
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

yığın (LIFO) kuyruk (FIFO) çift taraflı kuyruk

Şekil 4.1 – Yığın, kuyruk ve çift taraflı kuyruk

Şekil 4.2 – 2. derece B-ağacı

Not – Yıldız işareti (*) boş öğeyi belirtmektedir.

244
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Şekil 7.1 – Bir yapı şeması örneği

245
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Şekil 7.2 – Bir çağrı çizgesi örneği

246
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Şekil 7.3 – Bir kutu diyagramı örneği

247
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Şekil 7.4 – Bir veri akış diyagramı örneği

248
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Şekil 7.5 – Bir balon şema örneği

249
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Şekil 7.6 – Bir girdi-süreç-çıktı örneği

250
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Şekil 7.7 – Bir görevin durum geçiş diyagramı örneği

Tehdit + Kırılganlık = Risk

Saldırı + Kırılganlık = Maruz kalma

Kırma

Sızma Tehlikeye atma

Kayıp

Şekil 8.1 - Güvenlik ihlallerinin seviyeleri

251
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

C D
Karakteristik
sinyal
niceliği

A B E H

Zaman

F G

Sinyallerin bileşenleri Geometrik açıklama

Sinyal elemanı BCDE ve EFGH iletim bölümleri

Önemli şartlar AB, CD ve FG iletim bölümlerinin sıra


değerleri

Geçiş BC, DF ve GH iletim bölümleri

Önemli an B, E, H kartezyen değerleri

Şekil 9.1 - Ayrık sinyallerin ideal olarak düzenlenmiş bileşenleri

252
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Bit periyodu

Veri

Bit zamanlama

Manchester
kodlama

Diferansiyel Manchester kodlama

Şekil 9.2 - Manchester ve diferansiyel Manchester kodlama

253
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Veri 00 01 10 11
Kaydırma 00 900 270 180
0 0

Şekil 9.3 - Faz kaydırma anahtarlaması

Veri istasyonu

DTE -VTC DCE -VDC

İletim hattı

Veri devresi

Veri iletim hattı

Şekil 9.4 - Bir veri hattının bileşenleri

254
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

İletim çerçevesi

Başlangıç Adres Kontrol Kullanıcı FCS


Verisi
* * * * * * *

Çerçeve kontrol sırası

Çerçeve başlangıcı Çerçeve sonu

* = Kontrol verisi

Şekil 9.5 - Bir iletim çerçevesi örneği

x
C
A
y
z B
w

Veri ağı
Notlar
1. A, B ve C kapalı kullanıcı gruplarıdır
2. x DTE (veri terminal cihazları) A ve C kapalı kullanıcı gruplarına aittir.
3. y DTE'ler B ve C yakın kullanıcı grubuna aittir.
4. A kapalı kullanıcı grubundaki z DTE dışarı erişim özelliğine sahiptir.
5. B kapalı kullanıcı grubundaki w DTE içeri erişim özelliğine sahiptir.
6. v DTE herhangi bir kapalı kullanıcı grubuna ait değildir.
7. Ok işareti bazı potansiyel bağlantı gerçekleştirmelerini gösterir.

Şekil 9.6 - Gelen ve giden mesaj erişimini sağlayan kapalı kullanıcı gruplarını
gösteren bir 255
veri ağı
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Şekil 12.1 - Süreler ve erişim

256
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

257
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Şekil 12.2 - Bazı kayıt türlerinin darbesel gösterimleri

258
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Şekil 13.1 - Pencerenin (dünya koordinatının) kesmeleri içeren görüş noktasıyla


(normalleştirilmiş cihaz koordinatlarına) eşleştirilmesi

(Gouraud) Kenarlara (Phong) İçten


yoğunlaşan gölgeleme yayılmalı gölgeleme

Şekil 13.2 - Kenarlara yoğunlaşan gölgeleme ve içten yayılmalı gölgelemenin


kullanıldığı ışık yansıtmalı aydınlatma modeli.

Aydınlatma sol tarafa düştüğünde: a) kenarlara yoğunlaşan gölgeleme, b)


içten yayılmalı gölgeleme.
Aydınlatma çokgeninin içine düştüğünde: c) kenarlara yoğunlaşan
gölgeleme, d) içten yayılmalı gölgeleme.

259
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Şekil 13.3 - Dört bölmeli ağaç gösterimi - Her çeyrek parça, çeyrek parçalar eş yapılı
oluncaya kadar art arda (örneğin, tümü beyaz veya tümü siyah oluncaya kadar) parçalara
ayrılırlar.

260
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Şekil 13.4 - Sekizli sayım

261
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

(A) Bir işlevsel birimin yapılandırması (C) ISO/IEC 2382-14’in bakışı

(B) Genel bakış (D) IEC 5O(191)’in bakışı

Şekil 14.1 - Arıza modeli

262
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Şekil 15.1 - Ada ve Pascal programlama dillerinde veri türlerinin örnekleri

263
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Şekil 15.2 – Program parçalarına örnekler

264
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Şekil 18.1 - 7 katmanlı açık sistem ara bağlantı (OSI) modeli

Şekil 18.2 - Ağ bileşenleri

265
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Şekil 18.3 - Bilgisayar ağ örnekleri

266
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Süreç bilgisayar sistemi

Süreç ara yüz

Sayısal
giriş
alt sistemi

Analog
giriş
alt sistemi
Süreç Teknik
Bilgisayar denetim Süreç
sistemi cihazı
Sayısal
çıkış
alt sistemi

Analog
çıkış
alt sistemi

Şekil 21.1 - Süreç bilgisayar sistemi ve ilgili teknik süreçlerin şematik gösterimi

267
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

LAN 1
-----<R>---- -----<R>---- RLE 2

KÖPRÜ

LAN 2
RLE 2
-----<R>----
GEÇİŞ

LAN 3
GEÇİŞ RLE 3

-----<R>---- -----<R>----

<R> = <Tekrarlayıcı>

LAN1, LAN2 ve LAN3 üç yerel alan ağıdır.


LAN1 ve LAN2 aynı LLC (Logical Link Control) protokolüne sahiptir.
LAN2 ve LAN3 farklı LLC (Logical Link Control) protokollerine
sahiptir.

Şekil 25.1 - Yerel alan ağları arasındaki bağlantı örnekleri

268
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Veri Veri
istasyonu istasyonu

DTE DTE

Å-- AUI AUI --


MAU MAU

Å-- MDI MDI --

MIC O MIC O
Saplama kablosu

Ana (trunk)
TCU TCU

Cihazlar: Ara yüzler:


DTE: Veri terminal cihazı AUI: Bağlantı birimi arayüzü
MAU: Ortam bağlantı birimi MDI: Ortam bağımlı ara yüz
MIC: Ortam arayüz bağlantısı
TCU: Ana bağlantı birimi

Şekil 25.2 - Bir ana kablo üzerinde veri istasyonlarının bağlantısı

269
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

OSI LAN: Kavramsal şema LAN:

Veri istasyonu

Diğer katmanlar Diğer katmanlar

LCC alt katmanı


Veri bağlantı DTE
katmanı MAC alt katmanı ETTD

PLS alt katmanı


Fiziksel katman Å
PMA alt MAU
Å
İLETİM ORTAMI MDI

Alt katmanlar : Cihazlar : Ara yüzler :

LLC: Mantıksal bağlantı kontrolü DTE=ETTD: Veri terminal cihazı AUI: Bağlantı birimi ara
yüzü
MAC: Ortam erişim kontrolü MAU: Ortama bağlantı birimi MDI: Ortama bağımlı ara yüz
PLS: Fiziksel sinyalleme
PMA: Fiziksel ortam bağlantısı

Şekil 25.3 - Yerel alan ağının katmanları ve alt katmanları

F C B

E D A

Not - E ve F istasyonu çerçeveler alabilir fakat andaç almadıkları için çerçeve iletemez.

Şekil 25.4 - Fiziksel veri yolu üzerindeki mantıksal halka

270
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Açık sistem Ara sistem Açık sistem

Uygulama katmanı 7 7
Sunum katmanı 6 6
Oturum katmanı 5 5
Taşıma katmanı 4 4
Ağ katmanı 3 3 3
Veri bağlantı 2 2 2
Fiziksel katman 1 1 1
Fiziksel katman

Şekil 26.1 - Açık sistemlerin ara bağlantısı için yedi katmanlı referans modeli

Tele konferans

Konferans çağrısı Video

Ses Sabit görüntü Hareketli

Şekil 27.1 - Etkileşimli iletişim türleri

271
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

AU: Erişim birimi,


MS: İleti deposu
MTA: İleti aktarma temsilcisi
UA: Kullanıcı temsilcisi

Not - Farklı mesajlaşma sistemleri tek bir kullanıcıya veya çok sayıda kullanıcıya hizmet
veren farklı işlevsel birimleri içerebilir.

Şekil 32.1 - Mesajlaşma sistemi türleri

272
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

U: Kullanıcı

Çevre veya sistemler


MHE: İleti işleme ortamı
MHS: İleti işleme sistemi
MTS: İleti aktarma sistemi
PDS: Fiziksel dağıtım sistemi
Diğer: Diğer iletişim sistemleri

İşlevsel birimler
AU: Erişim birimi
MS: İleti deposu
MTA: İleti aktarma temsilcisi
PDAU: Fiziksel dağıtım erişim birimi
UA: Kullanıcı temsilcisi

Şekil 32.2 - İleti hazırlama ve yönetim ortamının genel görünümü

273
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

İleti aktarma sistemi Dizin sistemi

İşlevsel birimler:

DSA : Dizin sistemi temsilcisi


DUA: Dizin kullanıcı temsilcisi
MTA: İleti aktarma temsilcisi
UA: Kullanıcı temsilcisi

Şekil 32.3 - İleti işleme sistemi ve dizin sistemi arasındaki birlikte çalışma

Not - Bu şekil bir ileti yapısının örneğidir.

Şekil 32.4 - Kişiler arası ileti yapısı

274
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

MTA: İleti aktarma temsilcisi

ADMD: İdari yönetim alanı


PRMD: Özel yönetim alanı

Şekil 32.5 - Yönetim alanları arasındaki ilişkiler

275
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Ortam veya sistemler:


MHE: İleti işleme ortamı
MHS: İleti işleme sistemi
MTS: İleti aktarma sistemi

İşlevse Birimler:
AU Erişim birimi
MS İleti deposu
MTS İleti aktarma temsilcisi
UA Kullanıcı temsilcisi

Aktarım adımları:
DLV Dağıtım
EXP Dışarı gönderme
IMP İçeri alma
ORG Çıkış yeri
SBM Sunuş
REC Alım
RTR Geri alım
TRN Diğer MTA'ya aktarma

Gönderilmiş bilgi nesneleri:


M/P İletiler ve sorgulamalar
M/P/R İletiler, sorgulamalar ve raporlar
M/R İletiler ve raporlar

Şekil 32.6 - İleti işleme ortamındaki bilgi akışının dinamik bir gösterimi

276
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

ÇİZELGELER

Çizelge 2.1- Birli Boole işlemleri çizelgesi

İşlem Tamamlayıcı P=0 P=1 Terim Anlamı Gösterme İlgili terim


numarası işlem için için örnekleri numarası
sonuç sonuç

0 3 0 0 Sabit sıfır Sabit 0 -


sıfır
1 2 0 1 Değişken P - -

2 1 î 0 Olumsuzlama P değil - 0.2.1.5.16

3 0 1 1 Sabit bir Sabit bir 1 -

Not - Bu çizelgede P değişkeni bir daire ile gösterilmiş; tanımlanmış küme taranmış alanla
belirtilmiştir .

277
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Çizelge 2.2 - İkili Boole işlemler çizelgesi

İşlem Tamam- P=0 P=0 P=1 P=1 Terim Anlam Gösterme örnekleri ilgili terim
numarası layıcı Q=0 Q =1 Q=0 Q=1 numarası
işlem Sembolik Venn
gösterme diyagramı ile
gösterme
0 15 0 0 0 0 Sabit sıfır Sabit sıfır -

1 14 0 0 0 1 Birleşme P ve Q 0.2.1.5.10
2 13 0 0 1 0 Dışarma P dışarlar Q 0.2.1.5.14
3 12 0 0 1 1 Değişken P -
4 11 0 1 0 0 Dışarma Q dışarlar P 0.2.1.5.14
5 10 0 1 0 1 1. Değişken Q -
6 9 0 1 1 0 Eşdeğersizlik ya P ya Q 0.2.1.5.9
7 8 0 1 1 1 Ayırma P veya Q 0.2.1. 5.12
8 7 1 0 0 0 Ayırma ne P ne Q 0.2.1.5.13
olmayan

9 6 1 0 0 1 Esdeğerlik P denktir Q 0.2.1.5.8


işlemi

10 5 1 0 1 0 2. de gideni Q'nun değili -


olumsuzlama

11 4 1 0 1 1 Gerektirme Q gerektirir 0.2.1.5.15


P
12 3 1 1 0 0 1. değeri P değil -
olumsuzluma
13 2 1 1 0 1 Gerektirme P gerektirir 0.2.1.5.15
Q
14 1 1 1 1 0 Birleşme P ve Q'nun 0.2.1.5.11
olmayan her ikisi de
değil
15 0 1 1 1 1 Sabit bir Sabit bir -

Not - Bu çizelgede, P ve Q değişkenleri sol ve sağ dairelerle gösterilmiş; tanımlanmış


küme taranmış alanla belirtilmiştir

278
TSE Bilişim Sözlüğü Şekiller ve Çizelgeler

Çizelge 32.1 - Bazı O/R adres özellikleri

En yaygın O/R adres özellikleri Örnekler

Ülke adı TR, FR , CA


İdari yönetim alan adı d400, ATLAS
Özel yönetim alan adı marmara-univesitesi
Kuruluş adı istatistik-enstitusu
Kuruluş birim adları apk
Soyad öz
Ad esra
Kısaltılmış ad E.Ö.
Yaygın kullanılan ad postmaster
Alan tanımlı özellikler auto-reply (otomatik yanıtla)

Çizelge 32.2 - O/R adreslerine örnekler

X.400

Sembol Türkçe Adı Örnekler


C Ülke adı C=TR, C=FR
A İdari yönetim alan adı A=ATLAS
P Özel yönetim alan adı P=marmara-universitesi
O Kuruluş adı O= istatistik-enstitusu
OUn Kuruluş birim adları OU1=apk
S Soyad S=öz

Internet

kullanıcı@yönetim-alanı-adı.üst-düzey-alan-adı
yönetim-alanı = <yönetim-alan-adı I yönetim-alan-adı.(üst-düzey) yönetim-alanı-adı>
kullanıcı = < kullanıcı-adı I kullanıcı-adı.tanımlayıcı>
tanımlayıcı = <soyadı I adı I … I yaygın-kullanılan-ad>

Örnekler: postmaster@tse.org.tr, esra.oz@tse.org.tr

279
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

EK-B:

İngilizce Türkçe Terim


Listesi

280
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

281
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

Aa
A/D converter : A/D dönüştürücü access management : erişim yönetimi
kısaltılmış adres service hizmeti
abbreviated address :
calling çağırma
access mechanism : erişim düzeneği
abduction : çıkarım
access method : erişim metodu
abductive inference : çıkarım ile sonuç
çıkarma access path : erişim yolu
independence bağımsızlığı
abort sequence : durdurma dizisi
access period : erişim dilimi
abort statement : durdurma deyimi
access permission : erişim izni
aborted connection : durdurulmuş
bağlantı access right : erişim hakkı
absolute address : mutlak adres access time : erişim süresi
absolute assembler : mutlak birleştirici access type : erişim türü
absolute code : mutlak kod access unit : erişim birimi
absolute command : mutlak komut accountability : izlenebilirlik
absolute coordinate : mutlak koordinat accuracy : doğruluk
absolute error : mutlak hata acknowledgment : onaylama
absolute instruction : mutlak komut acoustic signal : akustik sinyal
absolute loader : mutlak yükleyici ACSE : bkz. association
absolute vector : mutlak vektör control service
element
abstract data type : soyut veri türü
action : eylem
abstract syntax : soyut söz dizimi
action bar : eylem çubuğu
accept statement : onaylama deyimi
action part : eylem bölümü
acceptance test : kabul testi
activation : etkinleştirme
access : erişmek
activation function : etkinleştirme
access arm : erişim kolu işlevi
access category : erişim kategorisi activation record : etkinleştirme
access control : erişim denetimi kaydı
access control field : erişim denetimi active matrix display : etkin matris
alanı görüntüleyici
access control list : erişim denetimi active matrix display : etkin matris
listesi device görüntü aygıtı
access level : erişim düzeyi active threat : etkin tehdit
access list : erişim listesi active vocabulary : etkin sözlük
active window : etkin pencere

282
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

active wiretapping : etkin hatta girme adjacent domains : bitişik alanlar


actor : aktör adjacent nodes : bitişik düğümler
actual argument : gerçek bağımsız adjust text mode : metin ayarlama
değişken modu
actual parameter : gerçek parametre ADMD : bkz.
gerçek alıcı administration
actual recipient :
management
actual transfer rate : gerçek aktarım domain
hızı
administration : idari alan adı
acyclic network : döngüsel domain name
olmayan ağ
administration : idari yönetim
adaptive learning : uyarlamalı management alanı
öğrenme domain
adaptive neural : uyarlanır sinir ağı administrative : idari güvenlik
network security
adaptive resonance : uyarlanır
theory network resonans teorisi ADP : bkz. data
ağı processing

adaptive training : uyarlamalı eğitim ADT : bkz. abstract data


type
ADC : bkz. analog-to-
digital converter advice taking : öneri alma

add mode : toplama modu advisory system : öneri sistemi

addend : toplanan affirmation : onaylama

addition without : eldesiz toplama after-image : değişiklik sonrası


carry kopya

address : adres agenda : gündem

address : adres yönetimi aggregate : kümelenme


administration aggregate value : kümelenme
address format : adres biçimi değeri

address : adres değiştirme aggregation : kümelenme


modification aiming field : hedefleme alanı
address offset : adres sapması aiming symbol : hedefleme
address part : adres bölümü sembolü

address space : adres alanı air-floating head : havada kayan


kafa
address translator : adres çevirici
algebraic language : cebirsel dil
addressability : adreslenebilirlik
algorithm : algoritma
addressable point : adreslenebilir
nokta algorithmic : algoritmik dil
language
addressing : adresleme özel
exception durumu alias : takma ad

283
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

bozulma channel amplifier kanalı yükselteci


aliasing :
alfabe analog multiplier : örneksel çarpıcı
alphabet :
alfabetik karakter analog output : örneksel çıkış
alphabetic character :
channel amplifier kanalı yükselteci
alphabetic character : alfabetik karakter
kümesi analog : örneksel gösterim
set
representation
alphabetic code : alfabetik kod
analog signal : örneksel sinyal
alphabetic code : alfabetik kod
eleman kümesi analog variable : örneksel
element set
değişken
alphabetic code set : alfabetik kod
kümesi analog-to-digital : örnekselden
converter sayısala
alphabetic string : alfabetik dizi dönüştürücü
alphabetic word : alfabetik sözcük analytic learning : analitik öğrenme
alphanumeric : alfanümerik analytical attack : analitik saldırı
alphanumeric : alfanümerik AND element : AND elemanı
character karakter
AND gate : AND geçidi
alphanumeric : alfanümerik
karakter kümesi AND operation : VE işlemi
character set
alfanümerik kod ANN : bkz. neural
alphanumeric code :
network
alphanumeric code : alfanümerik kod
eleman kümesi anonymous : isimsiz
element set
alfanümerik kod anonymous remailer : adı bilinmeyen
alphanumeric code :
kümesi ileti gönderici
set
alfanümerik veri answering : yanıtlama
alphanumeric data :
antialiasing : bozulma giderme
alphanumeric word : alfanümerik
sözcük anticipatory paging : sezgisel
alternatif alıcı sayfalama
alternate recipient :
farklı iz anti-virus program : anti virüs
alternate track :
programı
amplitude shift : genlik kaydırma
anahtarlaması aperture card : açıklıklı kart
keying
örneksel append : ekleme
analog :
örneksel toplayıcı application : uygulama işbirliği
analog adder :
association
analog computer : örneksel
bilgisayar application : uygulama üretici
generator
analog data : örneksel veri
application layer : uygulama
analog divider : örneksel bölücü katmanı
analog input : örneksel giriş application problem : uygulama
channel kanalı problemi
analog input : örneksel giriş

284
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

application program : uygulama assembly language : birleştirme dili


programı birleştirme
assembly time :
application service : uygulama hizmet zamanı
element öğesi
assertion : bildirim
application software : uygulama atama
assignment :
yazılımı
assignment by name : ada göre atama
application-oriented : uygulama
language yönelimli dil assignment : atama deyimi
statement
archive : arşivlemek
association : işbirliği
archive file : arşiv dosyası
association control : işbirliği denetim
archived file : arşivlenmiş dosya service element hizmet öğesi
argument : argüman associative learning : çağrışımlı
arithmetic operation : aritmetik işlem öğrenme
associative memory : çağrışımsal
arithmetic shift : aritmetik
bellek
kaydırma
associative storage : içerik
array : dizi
adreslenebilir
array slice : dizi dilimi bellek
array type : dizi türü associative storage : çağrışımsal
ART network : ART ağı depolama

artificial intelligence : yapay zeka asymmetric : asimetrik


cryptography şifreleme
artificial language : yapay dil
asynchronous : zaman uyumsuz
artificial neural : yapay sinir ağı
network asynchronous : zaman uyumsuz
neural network sinir ağı
artificial neuron : yapay sinir
asynchronous : zaman uyumsuz
artificial speech : yapay konuşma transmission iletim
artificial vision : yapay imgeleme atomic type : atomik tür
artificial voice : yapay konuşma attachment unit : bağlantı birimi ara
assemble : birleştirmek interface yüzü
assemble-and-go : birleştir ve devam attack : saldırı
et attribute : nitelik
assembled origin : birleştirilmiş attribute class : nitelik sınıfı
başlangıç noktası
attribute domain : nitelik alanı
assembler : birleştirici
attribute : nitelik ilişkisi
assembler directive : birleştirici relationship
yönergesi
attribute value : nitelik değeri
assembly code : birleştirme kodu
attribute : nitelik
assembly duration : birleştirme süresi
audit trail : denetim kuyruğu

285
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

augend : eklenen
authentication : kimlik doğrulama automatic : otomatik
kimlik doğrulama pagination sayfalandırma
authentication :
exchange değişimi automatic paragraph : otomatik paragraf
kimlik doğrulama numbering numaralama
authentication :
information bilgisi automatic : yinelemeli işlem
authoring language : yazarlık dili sequential operation

yetkilendirme automatic speech : otomatik


authorization :
recognition konuşma tanıma
auto-attendant : otomatik görevli
automation : otomasyon
auto-forward : otomatik iletme
auto-reply : otomatik yanıt
automate : otomatikleştirmek
availability : kullanılabilirlik,
automated attendant : otomatik görevli ulaşılabilirlik
automatic : otomatik average conditional : koşullu entropi
automatic : otomatik information content
answering yanıtlama average information : entropi
automatic calling : otomatik arama content

automatic constant : otomatik sabit average information : ortalama bilgi hızı


function işlevi rate
automatic data : otomatik veri average : ortalama
processing işleme transinformation aktarılan bilgi
content içeriği
automatic footnote : metne bağlı
tie-in otomatik dipnot average : ortalama
transinformation aktarılan bilgi hızı
automatic function : otomatik işlev rate
automatic learning : otomatik
öğrenme
automatic page : otomatik sayfa
numbering numaralama

Bb

back propagation : geri yayılma background image : arka plan


görüntüsü
backbone : omurga
background tile : arka plan
backbone network : omurga ağı
döşemesi
back-propagation : geri yayılma ağı
network

286
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

backspace : geriye almak basic mode link : temel mod


control bağlantı denetimi
backtracking : geri yönde izleme
batch processing : toplu işlem
backup : yedek
batch training : toplu eğitim
backup file : yedekleme
dosyası batch-processing : toplu işlem çevresi
backup procedure : yedekleme işlemi environment
batery powered : pilli hesap
calculator makinesi
backward chaining : geri yönde
zincirleme
baud : baud (saniyede
backward recovery : geri yönde gönderilen bit
kurtarma sayısı)
BCD notation : BCD notasyonu
backward search : geriye doğru
arama beaconing station : arıza bildirim
bacterium : bakteri istasyonu
bad sectoring : hatalı sektör before-image : düzeltme öncesi
oluşturma kopya
balanced error : dengeli hata beginning-of-file : dosya başı etiketi
label
balanced tree : dengelenmiş ağaç
beginning-of-tape : şerit başlangıç
band : bant marker işareti

band (belt) printer : bant (kemer) beginning-of-volume : birim başı etiketi


yazıcı label

bar code : çubuklu kod belief : inanış


BER : bkz. bit error ratio
bar printer : çubuk yazıcı
barge in : karışmak best-first search : en iyiyi arama

base : taban between-the-lines : hatlar arasına giriş


entry
base address : taban adres bias : sapma
bias error : sapma hatası
base type : temel tür
bidirectional list : iki yönlü liste
baseband : ana bant
bidirectional search : iki yönlü arama
baseband LAN : ana bant LAN binary [N-ary] : [N-li] Boole işlemi
Boolean operation
based literal : temel ifade
binary [N-ary] : ikili [N-li] işlem
baseline : referans satırı operation
basic format : varsayılan biçim

287
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

binary [ternary] : ikili [üçlü] [sekizli] biometric : biometri


[octal] [decimal or [onlu] [on ikili]
biquinary code : iki beşli kod
denary] [onaltılı] [N’li]
[duodecimal] bistable (trigger) : iki kararlı
[sexadecimal or circuit (tetikleyici) devre
hexadecimal] [N-ary]
bit : bit, ikil
binary arithmetic : ikili aritmetik işlem
operation bit density : bit yoğunluğu
binary cell : ikili hücre bit error ratio : bit hata oranı

binary character : ikili karakter bit position : bit konumu

bit rate : bit hızı


binary character set : ikili karakter
kümesi bit string : bit dizisi
binary code : ikili kod bitmap : bit eşlem
binary code element : ikili kod eleman
set kümesi bit-oriented protocol : bit yönelimli
protokol
binary code set : ikili kod kümesi
bitplane : bit düzlemi
binary digit : ikili sayı
binary digital signal : ikili sayısal sinyal blackboard model : kara tahta modeli

binary notation : ikili notasyon blank : boşluk


binary numeral : ikili gösterim blank character : boşluk karakteri
binary numeration : ikili sayma sistemi
blank medium : boş ortam
system
binary operation : ikili işlem blanking : boşluk yapma
binary search : ikili arama
blind copy recipient : görünmez kopya
binary signal : ikili sinyal
alıcısı
binary system : ikili sistem
blinking : yanıp sönme
binary tree : ikili ağaç
binary-coded : ikili kodlanmış block : blok
decimal notation ondalık notasyon block check : blok denetleme
binary-coded : ikili kodlanmış block copy : blok kopyalama
decimal ondalık gösterim
block diagram : blok diyagramı
representation
binary-coded : ikili kodlanmış block length : blok uzunluğu
notation notasyon block move : blok taşıma
bind : ilişkilendirmek
block size : blok büyüklüğü
binding : ilişkilendirme
block statement : blok deyimi
binding time : ilişkilendirme
zamanı

288
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

block transfer : blok aktarma breadth-first search : enine arama


breakpoint : kesme noktası
blocking factor : bloklama faktörü
bridge : köprü
block-structured : blok yapılı dil
language bridge input circuit : köprü giriş devresi
body : gövde
body stub : gövde koçanı bridge-router : köprü yönlendirici

boilerplate : çekirdek metin broadband : geniş bant


broadband LAN : geniş bantlı LAN
Boltzmann machine : Boltzmann
makinesi broadcast : yayımlama
Boolean expression : Boole deyimi broadcast mail yayımlama
postası
Boolean function : Boole işlevi
broadcast : metin ve görüntü
Boolean operation : Boole işlemi videography yayını
brouter : köprü yönlendirici
Boolean operation : Boole işlem
table çizelgesi B-router : B-yönlendirici
Boolean operator : Boole işleci
browsing : göz atma
Boolean type : mantıksal tür brute-force attack : kaba kuvvet
saldırısı
boot : ön yüklemek
B-tree : B-ağacı
bootstrap : başlangıç yordamı
bubble chart : balon şema
bootstrap loader : başlatma yordamı
yükleyici bubble memory : kabarcık bellek

border : sınır bug seeding : hata yerleştirme

borrow digit : ödünç hane built-in : yerleşik

BOT marker : BOT işareti bundle : deste


bottleneck layer : engel katmanı burn in : düzeltici bakım
sınaması, tarama
bottom-up : aşağıdan yukarıya
sınaması
bounding box : karakter kutusu bus network : veri yolu ağı
sınırlandırma
kutusu bus-quiet signal : veri yolunun boş
olma sinyali
box diagram : kutu diyagramı
byte : bayt
branch : dal
breach : bozma

289
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

Cc

CA : bkz. computer- calculator with : program


aided program-conrolled denetimli
addressable storage adreslenebilir
CAD : bkz. computer-
aided design bellekli hesap
makinesi
CAD/CAM : bkz. computer-
aided design and calculator with : program ve
program-controlled klavye denetimli
manufacturing
and keyboard adreslenebilir
CAE : bkz. computer controlled bellekli hesap
aided addressable storage makinesi
engineering
calculator with : ters öntakı
calculator : hesap makinesi reverse-Polish gösterim mantıklı
calculator with : cebirsel mantıklı notation logic hesap makinesi
algebraic logic hesap makinesi calculator with suffix : ekleme gösterim
calculator with : aritmetik mantıklı notation logic mantıklı hesap
arithmatic logic hesap makinesi makinesi

calculator with : dışardan program


calculator without : adreslenebilir
external program girişi olan hesap
addressable storage saklama birimi
input makinesi
olmayan hesap
calculator with : klavyeden ve makinesi
keyboard and dışarıdan
external program program girişli call : çağrı, çağırmak
input hesap makinesi
call by address : adres ile çağırma
calculator with : klavye denetimli
keyboard controlled adreslenebilir call by location : konum ile
addressable storage bellekli hesap çağırma
makinesi
call by name : isim ile çağırma
calculator with : klavyeden
keyboard program program girişli
call by reference : referans ile
input hesap makinesi
çağırma
calculator with : son ek gösterim
call by value : değer ile çağırma
postfix notation logic mantıklı hesap
makinesi call control : çağrı denetleme
procedure yordamı
calculator with : son ek gösterim
postfix notation logic mantıklı hesap call graph : çağrı çizgesi
makinesi call tree : çağrı ağacı
call-back : geri arama
called service user : aranan hizmet
kullanıcısı

290
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

calligraphic display : kaligrafik görüntü card stacker : kart desteleyici


device aygıtı
cardinality : nitelik sayısı
calling : çağırma
carriage return : satır başı
calling sequence : çağırma dizisi
carrier : taşıyıcı
calling service user : arayan hizmet
kullanıcısı carrier sense : taşıyıcı dinleme

capability : yetenek carrier sense : çakışma önleyen


multiple access taşıyıcı dinleyen
CAM : bkz. computer- collision avoidance çoklu erişim ağı
aided network
manufacturing
carrier sense : çakışma
CAN : bkz. Hopfield multiple access algılayan taşıyıcı
network collision detection dinleyen çoklu
CAP : bkz. computer- network erişim ağı
aided planning carry : taşımak, elde
capability list : yetenek listesi
carry digit : elde sayısı
CAPC : bkz. computer-
aided production
cartridge : kartuş
management
CAPM : bkz. computer- cascaded windows : kademeli
aided production pencereler
management case statement : durum deyimi
CAPP : bkz. computer- case-based learning : örnek tabanlı
aided process öğrenme
control
CAQ assurance : bkz. computer- cassette : kaset
aided quality
assurance CAT : bkz. computer-
aided testing
CAQA : bkz. computer-
aided quality catalog : katalog,
assurance kataloglamak

card column : kart sütunu catalogue : katalog

card deck : kart destesi causal analysis : nedensel


card feed : kart besleme çözümleme

card hopper : kart tutucu CCR : bkz. commitment,


concurrency and
card path : kart yolu recovery
card punch : kart delgi center : ortalamak
card reader : kart okuyucu central processing : merkezi işlem
card row : kart satırı unit birimi
card sorter : kart sıralayıcı certainty factor : kesinlik faktörü
certification : belgelendirme

291
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

CGI : bkz. computer character reader : karakter okuyucu


graphics interface
character recognition : karakter tanıma
CGM : bkz. computer
graphics metafile character set : karakter kümesi

CGRM : bkz. computer character string : karakter dizisi


graphics character type : karakter türü
reference model
characteristic : karakteristik
chad : talaş
characteristic : özellik tanımı
chain letter : zincir mektup
description
chain printer : zincir yazıcı
character-oriented : karakter yönelimli
chained list : bağlantılı liste protocol protokol
change dump : değişim dökümü checking code : denetleme kodu
change-over system : geçiş sistemi checking program : denetleme
programı
channel : kanal checkpoint : denetleme
channel capacity : kanal kapasitesi noktası
chip : çip
Chapin chart : Chapin şeması
choise device : seçim aygıtı
character : karakter
chosen-plaintext : seçilmiş düz
character average : karakter ortalama attack metin saldırısı
information content entropi
chunking : büyük parçalara
character box : karakter kutusu ayırma
CIM : bkz. computer
character display : karakter ekran
integrated
manufacturing
character generator : karakter üretici
ciphersystem : şifre sistemi
character information : karakter ortalama
ciphertext : şifreli metin
rate entropi
ciphertext-only attack : yalnızca şifreli
character literal : karakter ifade
metin saldırısı
character mean : karakter ortalama circuit switching : devre
entropy entropi anahtarlama
character mean : karakter ortalama circular list : dairesel liste
information content entropi
character mean : karakter başına class : sınıf
transinformation ortalama
content aktarılan bilgi clear : temizlemek
içeriği
clear all function : hepsini silme
character printer : karakter yazıcı işlevi

292
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

clear entry function : girişi silme işlevi code : kod, kodlamak


code breakpoint : kod kesme
clear memory : belleği silme noktası
function işlevi
code element : kod elemanı
clearance : erişim yetkisi
clearing : temizleme code element set : kod elemanı
kümesi
cleartext : açık metin
code extension : kod uzantı
click : tıklamak character karakteri
client : istemci code generator : kod üretici
client-server : istemci sunucu code set : kod kümesi
clip mask : parça maskesi code trace : kod izleme
clipboard : pano code value : kod değeri
clipping : kesme coded character set : kodlanmış
karakter kümesi
clock pulse : saat vurusu
coded image : kodlanmış
clock signal : saat sinyali görüntü
clock track : saat izi coded set : kodlanmış küme
closed guard : kapalı koruyucu code-independent : koddan bağımsız
closed loop : kapalı döngü data communication veri iletişimi
closed user group : kapalı kullanıcı code-transparent : kod geçişli veri
grubu data communication iletişimi
closed user group : dışarıdan gelen coding : kodlama
with incoming access mesaja açık olan coding scheme : kodlama planı
kapalı kullanıcı
grubu coefficient unit : katsayı birimi
closed user group : dışarı erişilebilen cognitive modeling : kavram
with outgoing access kapalı kullanıcı modelleme
grubu cognitive science : bilişsel bilim
closed-security : kapalı güvenlik cognitivism : bilişsellik
environment ortamı
cohesion : bağlılık
cluster : küme
coincidental : rastlantısal
CIMS : bkz. common cohesion bağlılık
management
information coincident-current : çakışan akım
service selection seçimi

CNC : bkz. computer cold site : soğuk taraf


numerical control. cold standby : gecikmeli (elle)
Coaxial cable : eş eksenli kablo yedekleme

coaxial pair : eş eksenli iletim cold start : soğuk başlama


hattı collate : harmanlamak

293
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

collating sequence : harmanlama communications : iletişim güvenliği


sırası security
collator : birleştirici compact : yoğunlaştırmak
collision : çakışma
comparator : karşılaştırıcı
collision enforcement : çakışma izleme
compare : karşılaştırmak
collision resolution : çakışma çözümü
compartmentalization : bölmelere ayırma

color map : renk haritası compatibility : uyumluluk


competitive learning : rekabete dayalı
column : sütun öğrenme
COM printer : COM yazıcı compilation : derleme
comb : tarak compilation duration : derleme süresi
combinational circuit : kombinasyonel compilation time : derleme zamanı
devre
compilation unit : derleme birimi
combined station : birleşik istasyon
compile : derlemek
command language : komut dili
compile-and-go : derle ve devam
comment : açıklama et

commitment, : üstlenme, koşut compiled knowledge : derlenmiş bilgi


concurency and zamanlılık ve compiler : derleyici
recovery kurtarma
compiler code : derleyici kodu
common coupling : ortak bağlaştırma
compiler compiler : derleyici
derleyicisi
common : ortak yönetim
management bilgi hizmeti compiler directive : derleyici
information service yönergesi
common mode : ortak mod compiler generator : derleyici üretici
rejection reddetme compiler : derleyici belirtim
common mode : ortak mod gerilimi specification dili
voltage language
common name : yaygın ad complement : tümleyen
common- : ortak çevre complementary : tümleyen İşlem
environment bağlaştırma operation
coupling complete : tam genelleme
communication : iletişim adaptörü generalization
adapter
completed : tamamlandı
communication : iletişim kuramı
theory complex number : karmaşık sayı

communicational : iletişimsel bağlılık composite type : birleşik tür


cohesion compound statement : bileşik deyim

294
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

compress : sıkıştırmak computer resource : bilgisayar


kaynağı
compromise : uzlaşma
computer science : bilgisayar bilimi
compromising : uzlaşma bilgi
emanation yayılması computer security : bilgisayar
COMSEC : bkz. güvenliği
communications computer system : bilgisayar sistemi
security
computer vision : bilgisayarla
compute mode : hesaplama modu imgeleme

computer : bilgisayar computer word : bilgisayar


sözcüğü
computer abuse : bilgisayarın
kötüye computer-aided : bilgisayar destekli
kullanılması computer-aided : bilgisayar destekli
computer : bilgisayar design tasarım
architecture mimarisi computer-aided : bilgisayar destekli
computer center : bilgisayar design and tasarım ve üretim
merkezi manufacturing

computer : bilgisayar computer-aided : bilgisayar destekli


conferencing konferansı drafting çizim

computer crime : bilgisayar suçu computer-aided : bilgisayar destekli


drawing çizim
computer fraud : bilgisayar
sahtekarlığı computer-aided : bilgisayar destekli
engineering mühendislik
computer generation : bilgisayar kuşağı
computer-aided : bilgisayar destekli
computer graphics : bilgisayar grafiği manufacturing üretim

computer graphics : bilgisayar grafiği computer-aided : bilgisayar destekli


interface arayüzü planning planlama

computer graphics : bilgisayar grafiği computer-aided : bilgisayar destekli


metafile metadosyası process planning süreç planlaması

computer graphics : bilgisayar grafiği computer-aided : bilgisayar destekli


reference model referans modeli production control üretim yönetimi
computer instruction : bilgisayar komut computer-aided : bilgisayar destekli
code kodu production üretim yönetimi
computer network : bilgisayar ağı management
computer numerical : bilgisayarlı computer-aided : bilgisayar destekli
control sayısal denetim publishing yayıncılık
computer output : mikrofilm yazıcı computer-aided : bilgisayar destekli
microfilm printer quality assurance kalite güvencesi
computer program : bilgisayar computer-aided : bilgisayar destekli
programı testing test

295
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

computer-assisted : bilgisayar destekli conclusion part : sonuç bölümü


computer-assisted : bilgisayar destekli concrete syntax : somut söz dizimi
publishing yayıncılık
computer-integrated : bilgisayar concurrent : koşut zamanlı
manufacturing tümleşik üretim condition part : koşul bölümü
computerization : bilgisayarlı conditional entropy : koşullu entropi
otomasyon
computerize : bilgisayarla conditional : koşullu deyim
otomatikleştirmek expression
computer-oriented : bilgisayar conditional : koşullu
language yönelimli dil implication gerektirme
computer-system : bilgisayar sistemi conditional : koşullu bilgi
audit denetimi information content içeriği
computing system : hesaplama conditional jump : koşullu sıçrama
sistemi instruction komutu
concatenation : birbirine conditional statement : koşullu deyim
synthesis bağlanan
sentezleme conference call : konferans çağrısı
concept : kavram confidence factor : güven faktörü
concept description : kavram tanımı confidentiality : gizlilik
concept formation : kavram oluşumu configuration : konfigürasyon
concept : kavram configuration control : konfigürasyon
generalization genelleme board denetim kurulu
concept learning : kavram öğrenme confirm primitive : onay temel öğesi
concept : kavram confirmability : onaylanabilirlik
specialization özelleştirme
conflict resolution : uyuşmazlık
concept validation : kavram çözümü
geçerleme
confusion matrix : karışıklık matrisi
conceptual clustering : kavramsal
conjunction : birleşme
gruplandırma
connected-words : birleşik sözcükleri
conceptual level : kavramsal düzey
recognition tanıma
conceptual model : kavramsal model
connection : bağlantı

conceptual schema : kavramsal şema connection science : bağlantı bilimi


conceptual schema : kavramsal şema connection strength : bağlantı gücü
language dili
connection updates : saniye başına
conceptual : kavramsal alt per second bağlantı
subschema şema güncelleme
conceptual system : kavramsal sistem connection weight : bağlantı ağırlığı
design tasarımı

296
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

connectionism : bağlantıcılık content coupling : içerik bağlaştırma


content type : içerik türü
connectionist : bağlantıcı
learning öğrenme content-addressable : içerik
storage adreslenebilir
connectionist model : bağlantıcı model depolama

connectionless : bağlantısız contention : çekişme


transmission modda iletim contiguous-words : yakın sözcükleri
connectionless-mode : bağlantısız recognition tanıma
transmission modda iletim contingency plan : beklenmedik
durum planı
connection-mode : bağlantı contingency : beklenmedik
transmission modunda iletim procedure durum işlemi
connection-oriented : bağlantı continuation test : devam etme testi
transmission modunda iletim
continuous forms : sürekli form
continuous-speech : sürekli konuşma
connectivity : bağlanabilirlik recognition tanıma
connectivity : bağlanabilirlik contour : eş düzey çizgisi
control area : denetim alanı
consecutive : ardıl
consistent : tutarlı genelleme control ball : denetim topu
generalization
console : konsol control breakpoint : denetim kesme
noktası
constant : sabit
control character : kontrol karakteri
constant function : sabit işlev
control coupling : denetim
constraint : kısıtlama bağlaştırma
constraint rule : kısıtlama kuralı control flow : kontrol akışı
constraint-based : kısıtlama tabanlı control flow diagram : denetim akış
generalization genelleme diyagramı
consultation : danışma control flow graph : denetim akış
çizgesi
contact bounce : anahtar
sıçraması control frame : denetim
çerçevesi
contact input : anahtar girişi
control language : denetim dili
contact interrogation : anahtar
signal sorgulama sinyali control program : denetim programı
contact protection : anahtar koruması control station : denetim
istasyonu
contamination : kirlenme
control-flow trace : denetim akışı
content : içerik izleme
content addressable : çağrışımlı bellek
storage

297
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

controlled access : denetimli erişim cross-compiler : çapraz derleyici


system sistemi
controlled : denetimli bakım crosstalk : çapraz girişim
maintenance
cryogenic storage : soğuğa dayalı
conversational : konuşma dili
bellek
language
cryptanalysis : şifre çözümleme
conversational mode : konuşma modu
cryptanalytical attack : şifre kırmaya
convert : dönüştürmek yönelik analitik
saldırı
coordinate graphics : koordinat grafiği cryptographic : şifrelemeyle ilgili
system sistem
copy : kopyalamak cryptography : şifreleme bilim
copy protection : kopya koruması dalı (kriptografi)
copy recipient : kopya alıcısı, cryptosystem : kripto sistemi
kopya alıcı CSMA/CA network : bkz. carrier sense
core : çekirdek multiple access
collision
core image : çekirdek görüntü avoidance
coroutine : eş yordam network
corrective : onarıcı bakım CSMA/CD network : bkz. carrier sense
maintenance multiple access
collision detection
correctness proving : doğruluk network
ispatlama
CUD : bkz. closed user
correspondent : birbiri ile ilgili group
entities varlıklar
CUPS : bkz. connection
countermeasure : karşı önlem updates per
country name : ülke adı second
coupling : bağlaştırma, current pointer : etkin işaretçi
bağlaşım cursor : imleç
covert channel : gizli kanal curve follower : eğri okuyucu
CPU : bkz. processing curve generator : eğri üretici
unit
cut and paste : kes ve yapıştır
credentials : güven belgesi
cut-off : kesme
credit/blame : güven/sorumluluk
assignment ataması cutover : başka sisteme
aktarma
critical section : kritik kısım
cycle time : çevrim süresi
cross-assembler : çapraz birleştirici
cyclic shift : döngüsel
crossbar associative : çapraz çağrışımlı kaydırma
network ağ
cylinder : silindir

298
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

Dd

D/A converter : bkz. digital-to- data definition : veri tanımlama


analog converter language dili
DAC : bkz. digital-to- data density : veri yoğunluğu
analog converter
data description : veri tanımlama
daemon : bkz. demon language dili
DAL : bkz. database
data description : veri tanımı
administration
language data dictionary : veri sözlük
system sistemi
data : veri
data dictionary : veri sözlüğü
data acquisition : veri edinimi
data division : veri bölümü
data administration : veri yönetimi
data element : veri elemanı
data analysis : veri çözümleme data entry : veri girişi
data exception : veri özel durumu
data attribute : veri özelliği
data field : veri alanı
data authentication : veri kimliğini
doğrulama data flow : veri akışı
data bank : veri bankası data flow diagram : veri akış
diyagramı
data breakpoint : veri kesme
noktası data flow graph : veri akış çizgesi
data circuit : veri devresi data flowchart : veri akış şeması
data circuit : veri devresi data independence : veri bağımsızlığı
transparency saydamlığı data input station : veri giriş
data circuit- : veri devresi istasyonu
terminating sonlandırma data integrity : veri bütünlüğü
equipment aygıtı
data inventory : veri envanteri
data collection : veri toplama
data link : veri bağlantısı
data collection : veri toplama
data link layer : veri bağlantı
station istasyonu
katmanı
data communication : veri iletişimi
data management : veri yönetimi
data concentrator : veri yoğunlaştırıcı
data manipulation : veri işleme dili
language
data corruption : veri bozulması data manipulation : veri işleme kuralı
data coupling : veri bağlaştırma rule

299
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

data medium : veri ortamı data validation : veri geçerleme


data medium : veri ortamı data value : veri değeri
protection device koruma aygıtı
data volatility : veri değişkenliği
data model : veri modeli database : veri tabanı
data modeling : veri modelleme database : veri tabanı
facility olanağı yönetim dili
administration
data module : veri modülü language
data multiplexer : veri çoklayıcı database : veri tabanı
administration yönetimi
data network : veri ağı
data object : veri nesnesi database : veri tabanı
administrator yöneticisi
data processing : veri işleme
database file : veri tabanı
data processing : veri işleme organization dosyası
center merkezi düzenleme
data processing : veri işleme database handler : veri tabanı işleyici
system sistemi
database key : veri tabanı
data protection : veri koruma anahtarı
data reconstitution : verinin yeniden database language : veri tabanı dili
kurulması
database machine : veri tabanı
data reconstruction : verinin yeniden makinesi
yapılandırılması
database : veri tabanı
data restoration : veri restorasyonu management system yönetim sistemi
data security : veri güvenliği database schema : veri tabanı
data signaling rate : veri sinyal hızı şeması

data sink : veri alıcısı database : veri tabanı alt


subschema şeması
data source : veri kaynağı
database utility : veri tabanı
data station : veri istasyonu yardımcı yazılımı
data structure : veri yapısı datadump : veri dökümü
data structuring rule : veri yapılandırma data-flow trace : veri akışı izleme
kuralı
datagram : datagram
data switching : veri anahtarlama
exchange merkezi datagram service : datagram hizmeti
data terminal : veri terminal data-sensitive fault : veriye duyarlı
equipment aygıtı bozukluk

data trace : veri izleme DBA : bkz. database


administrator
data transfer phase : veri aktarım
evresi DBMS : bkz. database
management
data transmission : veri iletimi system
data type : veri türü

300
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

DCE : bkz. data circuit decryption : kripto çözme


terminating
deduction tümdengelim
equipment
deductive inference tümdengelim ile
DDL : bkz. data sonuç çıkarma
definition
language deductive learning : tümdengelim
metoduyla
DDP : bkz. distirbuted öğrenme
data processing
default : varsayılan
dead zone unit : ölü bölge birimi
default format : varsayılan biçim
deadlock : kilitlenme
deference : erteleme
debug : hata ayıklama
deferred delivery : ertelenmiş
debug : hata ayıklamak service dağıtım hizmeti
debugger : hata ayıklayıcı deferred : ertelenmiş bakım
decimal digit : ondalık sayı maintenance

decimal literal : ondalık ifade delay element : gecikme elemanı

decimal marker : ondalık delay line : gecikme hattı


işaretleyici delay statement : erteleme deyimi
decimal notation : ondalık notasyon delayed : geciktirildi
decimal numeral : ondalık sayı delegation : yetkilendirme
decimal numeration : ondalık sıralama delete : silme
system sistemi
delimeter : sınırlayıcı
delivery : dağıtım
decimal point : ondalık nokta
delivery notification : dağıtım uyarı
decimal system : ondalık sistem service hizmeti
decipherment : şifre çözme demand paging : isteğe göre
decision content : karar içeriği sayfalama
decision layer : karar katmanı demodulation : bindirim çözme
demon : hızır
decision table : karar çizelgesi
demultiplexer : çoklama çözücü
declaration : bildirim
demultiplexing : çoklama çözümü
declarative : duyurulan bilgi
knowledge denial of service : hizmet reddi
declarative part : bildirim kısmı dependency : bağımlılık
declarative region : bildirim bölgesi dependent : bağımlı derleme
compilation
decode : kod çözmek depth-first search : derinliğine arama
decompile : geri derlemek dequeue : çift yönlü kuyruk
decompiler : geri derleyici derived type : türetilen tür

301
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

descramble : karışıklığı digit place : rakam yeri


düzeltmek
digit position : konum
description space : tanım uzayı digital : sayısal
design language : tasarım dili digital computer : sayısal bilgisayar
desk application : masa (üstü) digital data : sayısal veri
uygulaması
digital envelope : sayısal zarf
desk checking : sıra denetleme
digital optical disk : sayısal optik disk
desk-top calculator : masa üstü hesap
makinesi digital : sayısal gösterim
representation
desktop publishing : masa üstü
yayıncılık digital signal : sayısal sinyal
destructive read : yıkıcı okuma
digital signature : sayısal imza
detectable element : algılanabilir öğe
developmental : geliştirme esasları digital-to-analog : sayısaldan
baseline converter örneksele
dönüştürücü
device control : aygıt kontrol
character karakteri digitize : sayısallaştırmak
device coordinate : aygıt koordinatı
digitized data : sayısallaştırılmış
device space : aygıt uzayı veri
device : aygıt dönüşümü digitized image : sayısallaştırılmış
transformation görüntü
diagnostic : tanı digitizer : sayısallaştırıcı
diagnostic function : tanı işlevi diluted network : seyreltilmiş ağ
diagnostic program : tanı programı
dial-back : arayan numarayı diminished radix : eksik kök
çevirme complement tümleyeni

dialog box : iletişim kutusu


diphone : geçiş sesi
dialog component : diyalog bileşeni
dichotomizing : ikiye bölmeli direct access : doğrudan erişim
search arama
difference : fark direct address : doğrudan adres
differential amplifier : fark yükselteci
direct call facility : doğrudan çağrı
differential encoding : diferansiyel aracı
kodlama
direct instruction : doğrudan komut
differential : diferansiyel
Manchester Manchester direct percentage : doğrudan yüzde
encoding kodlaması function işlevi

digit : rakam direct submission : doğrudan


gönderme

302
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

direct user : doğrudan discrete signal : ayrık sinyal


kullanıcı
discrete type : ayrık tür
direct waveform : doğrudan dalga discretely timed : ayrık
synthesis biçimli zamanlanmış
signal
sentezleme sinyal
directed-beam : yönlü ışık discrete-speech : ayrık konuşma
display device görüntüleme tanıma
recognition
aygıtı
discretionary hyphen : gerektiğinde
directly recursive : doğrudan kullanılan kesme
özyinelemeli
discriminant : ayrım
directory : dizin
discriminant : ayırma tanımı
directory facility : dizin hizmeti description

directory information : dizin bilgi tabanı discrimination : ayırt etme ağı


base network

directory information : dizin bilgi ağacı disjunction : ayırma


tree disk : disk
directory : dizin yönetim disk cartridge : disk kartuşu
management domain alanı
disk drive : disk sürücü
directory name : dizin adı
directory system : dizin sistemi disk pack : disk paketi
disk storage : disk bellek
directory system : dizin sistemi disk unit : disk birimi
agent temsilcisi
diskette : disket
directory user : dizin kullanıcısı dispatch : zaman ayırmak
directory user agent : dizin kullanıcı dispatcher : zaman ayırıcı
temsilcisi
disambiguation : belirsizliği display : gösterme,
giderme göstermek
disassemble : ayırmak display and printing : görüntüleyen ve
calculator kağıda yazan
disaster recovery : afet kurtarma hesap makinesi
plan plânı display calculator : görüntüleyen
disclosure : açığa çıkarma hesap makinesi
disclosure of other : diğer alıcıları display command : gösterme komutu
recipients service açıklama hizmeti
display console : görüntü konsolu
discrete : ayrık
display device : görüntü aygıtı
discrete data : ayrık veri
display element : görüntü elemanı
discrete : ayrık gösterim
representation

303
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

display image : ekran görüntüsü document : belge değişim


interchange format biçimi
display instruction : gösterme komutu
document merge : belge birleştirme
display recall control : görüntüyü
yeniden çağırma
denetimi document profile : belge profili

display space : gösterme uzayı document reader : belge okuyucu

display surface : görüntü yüzeyi domain : etki alanı

display window : görüntü penceresi domain knowledge : alan bilgisi

distributed data : dağıtık veri işleme domain model : alan modeli


processing
dot (matrix) printer : nokta yazıcı
distributed database : dağıtık veri
tabanı dot matrix character : nokta matrisli
distribution list : dağıtım listesi generator karakter üretici
double-ended queue : çift uçlu kuyruk
dithering : titretme
dividend : bölünen double-pulse : iki darbeli
recording kaydetme
divisor : bölen
downlink : indirme bağlantısı
DL : bkz. distribution
list download : indirmek
DMD : bkz. directory draft copy : taslak kopya
management
domain draft quality : taslak kalitesi
DMF : bkz. data dragging : sürükleme
modeling facility drift : sapma
DML : bkz. data drop cable : saplama kablosu
manipulation
language drop-in : fazla darbe

do while statement : do while deyimi drum plotter : tambur çizici


drum printer : tambur yazıcı
document : belge drum unit : tambur birimi
document : belge mimarisi DSA : bkz. directory
architecture system agent
document body : belge gövdesi DSE : bkz. data
switching
document delivery : belge dağıtımı exchange
DSR : bkz. data
document formatter : belge signaling rate
biçimlendirici

304
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

DTE : bkz. data terminal dynamic binding : dinamik


equipment ilişkilendirme
DTW : bkz. dynamic time dynamic breakpoint : dinamik kesme
warping noktası
dynamic buffering : dinamik
DUA : bkz. directory tamponlama
user agent dynamic image : dinamik görüntü
dual operation : ikili işlem
dynamic relocation : dinamik yer
dual-cable : çift kablolu geniş
değiştirme
broadband LAN bantlı LAN
dynamic resource : dinamik kaynak
dumb terminal : akılsız terminal
allocation atama
dummy argument : yedek bağımsız dynamic scope : dinamik kapsam
değişken
dump : dökmek dynamic storage : dinamik bellek
duplex transmission : çift yönlü iletim
dynamic storage : dinamik bellek
duplicate : çoğaltmak allocation tahsisi
dynamic time : dinamik zaman
duplicator (card) : kart çoğaltıcı warping saptırma
dynamic tool display : dinamik araç
durability : süreklilik göstergesi

dyadic [N-adic] : ikici [N-ci] Boole dynamically : dinamik olarak


Boolean operation işlemi programmable programlanabilen
connection bağlantı
dyadic [N-adic] : ikici [N-ci] işlem
operation
dynamic : dinamik

Ee

e-mail : e-posta effective address : etkili adres


early binding : erken ilişkilendirme effective transfer : etkin aktarma hızı
eavesdropping : hat dinleme rate
echo : yansıtma elaboration : ayrıntılandırma
edit : düzenlemek elapsed time : geçen zaman
editing : düzenleme electronic archive : elektronik arşiv

305
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

electronic data : elektronik veri encoded : kodlanmış bilgi türü


interchange değişimi information type
electronic : elektronik doküman encryption : kriptolama
document değişimi
end node : uç düğümü
interchange
electronic mail : elektronik posta end open system : açık uçlu sistem
electronic : elektronik posta
end-around : dolanır ödünç
mailbox kutusu
borrow
electronic : elektronik
end-around carry : dolanır elde
messaging mesajlaşma
end-around shift : dolanır kaydırma
electronic : elektronik yayıncılık
publishing
end-of-file label : dosya sonu etiketi
electrostatic : elektrostatik çizici
plotter end-of-frame : çerçeve sonu

electrostatic : elektrostatik yazıcı end-of-tape : şerit sonu işareti


printer marker
electrostatic : elektrostatik bellek end-of-volume : birim sonu etiketi
storage
label
element : eleman endpoint node : uç noktası düğümü
elementary : başlangıç deyimi
statement enrollment : kayıt
email : e-posta
entity instance : varlık örneği
embedded : gömülü komut
command
entity occurrence : varlık olgusu
embedded : gömülü veri tabanı
database dili entity class : varlık sınıfı
language
emoticon : duygu sembolü entity : varlık tanımlama
identification
empty medium : boş ortam
entity : varlık ilişkisi
empty set : boş küme relationship
emulate : benzetmek entity world : varlık dünyası
emulation : taklit etme
entity : varlık
enabling signal : yetkilendirme sinyali
entrance : giriş
encapsulate : sarmak
entrapment : tuzağa düşürme
encapsulated : sarılmış tür
type entropy : entropi
encapsulation : sarma
entry : giriş
encipherment : şifreleme
entry name : giriş adı

306
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

entry point : giriş noktası error rate : hata oranı

entry-call : giriş çağırma deyimi error recovery : hatadan kurtulma


statement
error seeding : hata yerleştirme
enumerated type : sıralanmış tür
error span : hata aralığı
enumeration : sıralama ifadesi error-correction : hata düzeltme
literal learning öğrenmesi
enumeration type : sıralama türü
evaluation : değerlendirme işlevi
function
envelope : zarf
evaluation report : değerlendirme
environment : çevre raporu
environmental : çevresel koşul example space : örnek uzayı
condition
example-based : örnek tabanlı
episode : bölüm learning öğrenme
epoch : öğrenme sırası exception : özel durum
equals function : eşitleme işlevi exception handler : özel durum işleyici
equivalence : eşdeğerlik işlemi excess-three : üç fazlalı kod
operation code
equivocation : bilgi kaybı EXCLUSIVE-OR : EXCLUSIVE-OR
element elemanı
erasable : silinebilir
programmable programlanabilir salt EXCLUSIVE-OR : EXCLUSIVE-OR
read-only okunur bellek gate geçidi
memory EXCLUSIVE-OR : DIŞLAYAN VEYA
erasable storage : silinebilir bellek operation işlemi
exclusion : dışlama
erase head : silme kafası
executable : yürütülebilir
erasing head : silici kafa execute : yürütmek
error : hata execution : yürütme
error condition : hata koşulu execution : yürütme süresi
duration
error control : hata denetimi
execution : yürütme izleyici
error control : hata denetleme monitor
software yazılımı
execution profile : yürütme profili
error correction : hata düzeltme
execution : yürütme sırası
error detection : hata algılama sequence
error indication : hata işareti execution time : yürütme zamanı
error prediction : hata tahmini execution trace : yürütme izleme
error range : hata dizisi exhaustive attack : ayrıntılı saldırı

307
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

exit : çıkmak export : dışarı gönderme


exit point : çıkış noktası exposure : tehlikeye açık olma
exit statement : çıkış deyimi expression : deyim
expand : yaymak, büyütmek expression : deyim dili
expedited data : hızlandırılmış veri language
unit birimi extended result : uzatılmış sonuç çıktı
output function işlevi
expert system : uzman sistem
expert system : uzman sistem extensibility : genişletilebilirlik
shell kabuğu
expiration date : sona erme tarihini extensible : genişletilebilir dil
indication service gösterme hizmeti language

expiry date : bitiş tarihini gösterme external : dışsal


indication service hizmeti external coupling : dış bağlaştırma

explanation : açıklama olanağı external level : dış düzey


facility external schema : dış şema
explanation- : açıklamaya dayalı
based learning öğrenme extra sector : ek sektör
explosion proof : patlamaya karşı extra-pulse : fazladan vuru
dayanıklı extra track : ek iz
exponent : üs

Ff

facsimile : faks failure : arıza


facsimile : faks makinesi failure access : aksaklık erişimi
machine
fake sector : sahte sektör
fact : olgu
family-of-parts : parça ailesi
factor : katsayı programming programlaması
factorial : faktöriyel
fanfold paper : yelpaze katlanmış
factorial function : faktöriyel işlevi kağıt
failsafe : arıza önleme fan-in : giriş kapasitesi
fan-out : çıkış kapasitesi
failsafe : bozulmayan işlem
operation fast select : hızlı seçim

failsoft : kısmi aksamalı fatal error : onulmaz hata

308
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

fault : bozukluk file maintenance : dosya bakımı

fault seeding : hata yerleştirme file protection : dosya koruma

fault tolerance : bozulmaya file server : dosya sunucusu


dayanıklılık
file transfer, : dosya aktarımı,
fault trace : bozukluk kaydı access and erişimi ve yönetimi
fax : faks, fakslamak management
file updating : dosya güncelleme
fax board : faks kartı
fax machine : faks makinesi filing : dosyalama
fill : doldurma, doldurmak
fax modem : faks modem
FCS : bkz. frame check fill pattern : doldurma örüntüsü
sequence find : arama
FDM : bkz. frequency find and replace : arama ve değiştirme
division multiplexing
finite-element : sonlu eleman analizi
FDMA : bkz. frequency analysis
division multiple
access finite-element : sonlu eleman
modeling modellemesi
feasibility study : fizibilite çalışması
fire : ateşlemek
feature-based : özellik tabanlı
speech konuşma tanıma firmware : bellenim
recognition first-generation : birinci nesil dil
feed hole : besleme deliği language
feed pitch : besleme aralığı fitness-for-use : kullanıma uygunluk
test testi
feed track : besleme izi
fixed decimal : sabit ondalık modu
feedback : geri besleme mode
propagation yayılması
fixed function : sabit işlev üreteci
feedback- : geri beslemeli generator
propagation yayılma ağı
network fixed radix : sabitlenmiş kök
notation notasyonu
feedforward : ileri beslemeli ağ
network fixed-count : sabit sayıda yineleme
iteration
feedforward : ileri besleme
propagation yayılması fixed-point : sabit nokta gösterim
representation sistemi
FEP : bkz. front-end system
processor
fixed-point type : gizli ondalık tür
Fibonacci search : Fibonacci araması
field : alan flag : bayrak

field type : alan türü flatbed plotter : yassı çizici


flaw : kusur
file : dosya

309
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

flexible : esnek üretim sistemi form letter : şablon mektup


manufacturing
system form overlay : kaplama form
flicker : titreşme formal logic : biçimsel mantık
flip-flop : flip-flop formal parameter : biçimsel parametre
floating decimal : kayan ondalık modu
mode formal parameter : biçimsel parametre
mode durumu
floating head : kayan kafa
formal : biçimsel belirtim
floating-point : kayan nokta tabanı specification
base
formant : formant
floating-point : kayan nokta kökü formant : formant sentezleme
radix synthesis
floating-point : kayan nokta gösterimi format : biçim
representation
floating-point : kayan nokta gösterim format effector : biçim dengeleyici
representation sistemi
system formating : biçimleme

floating-point : kayan noktalı tür forward : iletmek


type forward chaining : ileri yönde zincirleme
flooding : taşma forward channel : ileri aktarma kanalı
floppy disk : esnek disk forward LAN : ileri aktaran LAN
flow control : akış kontrolü channel kanalı

flow diagram : akış diyagramı forward : ileri yayılma


propagation
flowchart : akış şeması
forward recovery : İleri yönde kurtarma
flush left : sola yanaşık
flush right : sağa yanaşık forward- : ileri yayılma ağı
propagation
flying head : uçan kafa network
FM recording : FM kaydetme fourth- : dördüncü nesil dil
folder : klasör generation
language
font : yazı tipi
frame : çerçeve
footer : sayfa altlığı frame buffer : görüntü tampon
for-construct : için (for) yapısı belleği
foreground : ön alan görüntüsü frame check : çerçeve kontrol dizisi
image sequence
foreign key : ikincil anahtar frame control : çerçeve kontrol alanı
field
form feed : form besleme
frame end : çerçeve sonu
form flash : form görüntüleme delimiter sınırlayıcısı

310
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

frame start : çerçeve başlatma function : İşlev, fonksiyon


delimiter sınırlayıcısı
function call : işlev çağırma
free-space : serbest alan yönetimi function : işlev üreteci
administration generator
frequency : frekans bölmeli çoklu function : işlev önseçim
division multiple erişim yeteneği
preselection
access capability
frequency : frekans bölmeli functional : işlevsel analiz
division çoklama
analysis
multiplexing
functional : işlevsel bağlılık
frequency : frekans modülasyonlu cohesion
modulation kaydetme
recording functional : işlevsel bağımlılık
dependence
frequency shift : frekans kaydırma
keying anahtarlaması functional : işlevsel tasarım
design
front-end : ön uç bilgisayar
computer functional : işlevsel dil
language
front-end : ön uç işlemci
processor functional : işlevsel programlama
programming
FSK : bkz. frequency shift
keying functional unit : işlevsel birim
FTAM : bkz. file transfer, fusion : birleştirme
access and fuzzy Iogic : bulanık mantık
management
fuzzy set : bulanık küme
full-duplex : tam çift yönlü iletim
transmission fuzzy-set logic : bulanık küme mantığı
full-page display : tüm sayfa görüntüsü
fully connected : tam bağlantılı ağ
network

Gg
gap width : boşluk genişliği generate-and- : üret ve test et
gas panel : gaz paneli test

geçit generated : üretilmiş adres


gate :
address
gateway : ağ geçidi
generating : üretme fonksiyonu
general- : genel amaçlı dil function
purpose
generic : genel yapı
language

311
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

generic body : genel gövde Gouraud : kenarlara yoğunlaşan


shading (Gouraud) gölgeleme
generic : genel yapı bildirimi
declaration gramer checker : gramer denetleyici
generic : genel örnek graphic : grafik karakteri
instance character
generic : genel somut örnek graphic display : grafik görüntü (aygıt)
instantiation (device)
generic module : genel modül graphic : başlangıç grafiği
genel işlem primitive
generic :
operation graphical kernel : grafiksel çekirdek sistemi
genel paket system
generic :
package graphics : grafik sayısallaştırıcı
generic unit : genel birim digitizer

kalıtsal öğrenme graphics tablet : grafik tableti


genetic learning :
geometrik modelleme graphics : görüntü birimi
geometric :
modeling workstation

geometrik modelleme graphics : grafiksel iş istasyonu


geometric :
workstation
modeling
bkz. graphical kernel gray scale : grilik ölçeği
GKS :
system grid : ızgara
global : genel grid network : ızgara ağ
global address : genel adres yönetimi grouping : gruplandırma yalıtımı
administration isolation
global search : belgenin tümünde grup : grup teknolojisi
and replace arama ve değiştirme technology
glyph : grafik karakter şekli guard : koruyucu
glyph font : grafik karakter fontu guard : koruma
goto statement : goto deyimi guide edge : kılavuz kenar

Hh

hacker : bilgisayar korsanı handle (an : işlemek (bir özel durum)


half-duplex : yarı çift yönlü iletim exception)
transmission hard copy : basılı kopya
hand-held : cep hesap makinesi hard disk : sabit disk
calculator hard hyphen : zorunlu kesme
handle : düzenleyici kutu

312
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

hard page : zorunlu sayfa kesme height : yükseklik


break
height- : yükseklik dengeli ağaç
hard sectoring : fiziksel sektörleme balanced tree
hard space : bölünemeyen boşluk heterarchy : çok yönlü hiyerarşi
hardware : donanım heterogeneous : türdeş olmayan
computer bilgisayar ağı
hardware : donanım tasarım dili
design network
language heterogeneous : türdeş olmayan ağ
network
hash : özet adresleme
addressing heuristic : buluşsal öğrenme
özet çakışması learning
hash clash
hash function : özet işlevi (özetlemede) heuristic : buluşsal metot
(in hashing) method
heuristic rule buluşsal kural
hash table : özet tablosu arama
search heuristic : buluşsal arama
hash value : özet değeri search
hexadecimal : onaltılı rakam
hashing : özetleme digit
HDL : bkz. hardware design hexadecimal : onaltılı sayı gösterimi
language numeral
HDLC : bkz. high-level data link hexadecimal : onaltılı sayma systemi
control numeration
HDR : bkz. header label system
head crash : kafa çökmesi hexadecimal : heksadesimal sistem
system
head gap : kafa boşluğu
hidden : saklı karakter
head loading : kafa yükleme bölgesi character
zone
hidden layer : gizli katman
head : kafa değiştirme
switching hidden line : gizli çizgi
head/disk : kafa/disk düzeneği hidden Markov : gizli Markov modeli
assembly model
headend : yönlendirici hidden neuron : gizli sinir
header : başlık hidden surface : gizli yüzey
header label : başlık etiketi hierarchical : hiyerarşik yapay sinir ağı
artificial neural
heading : başlık network
heap : öbek hierarchical : hiyerarşik bilgisayar ağı
computer
heap : öbek network
Hebbian : Hebbian öğrenmesi hierarchical : hiyerarşik model
learning
model

313
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

hierarchical : hiyerarşik ağ Hopfield : Hopfield ağı


network network
hierarchical : hiyerarşik sinir ağı horizantal : yatay biçimleme
neural network formatting
hierarchical : hiyerarşik plânlama horizontal : yatay biçim
planning format
hierarchy : hiyerarşi, sıradüzen horizontal : yatay çizelgeleme
hierarchy : hiyerarşi şeması tabulation
chart host computer : ana bilgisayar
high-level data : üst düzey veri bağlantı host language : ana dil
link control kontrolü
host machine : ana makine
high-level : yüksek düzey dil host type : ana tür
language
hot site : otomatik yedek sistem
highlighting : önemini vurgulama
hot standby : gecikmesiz (otomatik)
high-order : yüksek düzey dil yedekleme
language
hotspot : ilgili nokta
highway : bağlantı yolu
hub : göbek
HMM : bkz. hidden Markov
model human error : insan hatası, yanılgı
hold mode : tutma modu hybrid : karma bilgisayar
computer
hold-for- : dağıtım için beklet
delivery hizmeti hypercube : çoklu küp
service hypergrid : çoklu ızgara
hole pattern : delik örüntüsü hyphen drop : kesmenin iptal edilmesi
home address : yer adresi
homogeneous : türdeş bilgisayar ağı
computer
network
homogeneous : türdeş ağ
network
homonym : eşseslilik

Ii
IO : bkz. input-output operation işlemi
IC : bkz. integrated circuit IF-AND-ONLY-IF : IF-AND-ONLY-IF
element elemanı
IC memory : IC bellek
IF-AND-ON LY-IF : YALNIZ VE YALNIZ IF-AND-ONLY-IF : IF-AND-ONLY-IF
gate geçidi

314
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

IF-THEN element : IF-THEN elemanı identity gate : özdeşlik geçidi


IF-THEN gate : IF-THEN geçidi identity : özdeşlik İşlemi
IF-THEN : ÖYLEYSE işlemi operation
operation identity token : kimlik işareti
INCLUSIVE-OR : (INCLUSIVE) OR identity : kimlik geçerliliği
gate geçidi validation
INCLUSIVE-OR : içeren VEYA İşlemi ideogram : fikir belirten işaret
operation
IPE : bkz. integrated ideogram entry : ideogram girişi
programming ideographic : fikir belirtme karakteri
environment character
IPL : bkz. bootstrap if statement : eğer (if) deyimi
IPM : bkz. interpersonal
message if-then rule : eğer-ise kuralı

IPMS : bkz. interpersonal if-then : eğer-ise deyimi


messaging system statement

IPN : bkz. interpersonal image : görüntü


notification image : görüntü kavrama
IPO chart : girdi-süreç-çıktı comprehension
şeması image : görüntü işleme
IR : bkz. information processing
retrieval image : görüntü tanıma
IRD : bkz. data dictionary recognition

IRDS : bkz. data dictionary image : görüntüyü yeniden


system regeneration üretme
IS : bkz. information image : görüntü anlama
system understanding
ISDN : bkz. integrated immediate data : anlık veri
services digital immediate : anlık komut
network instruction
IVR : bkz. interactive voice immediate : anlık işlenen
response operand
icon : bir düşüncenin resim immediate : anlık alıcı
şeklinde gösterimi recipient
iconize : simge durumuna impact printer : vuruşlu yazıcı
küçültmek
imperative : emirsel dil
identifier : tanıtıcı, belirleyici, language
tanımlayıcı
imperative : emirsel deyim
identity : kimlik doğrulaması statement
authentication
implementation : gerçekleştirme
identity element : özdeşlik elemanı

315
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

implication : gerektirme indirect user : dolaylı kullanıcı


implicit : örtük adresleme indirectly : dolaylı özyinelemeli
addressing recursive
implicit : örtük bildirim induction : tümevarım
declaration inductive : tümevarım ile sonuç
implied : örtük adresleme inference çıkarma
addressing inductive : tümevarım metoduyla
implied decimal : sabit noktalı tür learning öğrenme
type
inference : sonuç çıkarma
import : içeri alma inference engine : sonuç çıkarma motoru
impulse : darbe infinite loop : sonsuz döngü
inactive window : pasif pencere infix notation : ara operatör
in-basket gelen ileti kutusu notasyonu
inbox gelen ileti kutusu information : bilgi
increment size : artma büyüklüğü information : bilgi analizi
incremental : artımlı koordinat analysis
coordinate information : bilgi tabanı
incremental : artarak öğrenme base
learning information bit : bilgi ikili
indent : girintili yazdırmak information : bilgi içeriği
independent : bağımsız derleme content
compilation information : bilgi gizleme
index : dizin, indis hiding

index hole : dizin deliği information : bilgi yönetimi


management
index track : dizin izi
information : bilgi nesnesi
index type : dizin türü object
indexed address : indisli adres information : bilgi işleme
indication : işaret temel öğesi processing
primitive information : bilgi işleme sistemi
indicator : gösterge processing
system
indigenous fault : yerel hata
information : bilgi kaynağı sözlüğü
indirect address : dolaylı adres resource
indirect : dolaylı komut dictionary
instruction information : bilgi kaynağı sözlük
indirect : dolaylı referans resource sistemi
referencing gösterme dictionary
system
indirect : dolaylı gönderme
submission information : bilgi getirme
retrieval

316
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

information sink : ileti alım düğümü instance space : örnek alanı


information : ileti kaynağı instance-based : örnek tabanlı öğrenme
source learning
information : bilgi sistemi instantiation : örnekleme
system instruction : komut
information : bilgi kuramı instruction code : komut kodu
theory
instruction : komut biçimi
informational : bilgisel bağlılık format
cohesion
instruction : komut uzunluğu
inheritance : kalıtım length
inhibiting signal : kısıtlama sinyali instruction : komut dağarcığı
initial condition : başlangıç koşulu modu repertoire
mode instruction set : komut kümesi
initial program : başlangıç yordamı
load integer : tamsayı
initialization : ilklendirme integer literal : tamsayı ifade
initialize : başlangıç değeri integer type : tamsayı türü
vermek
integrated : tümleşik devre
initiate : başlatmak circuit
ink jet printer : mürekkep püskürtmeli integrated : tümleşik devre belleği
yazıcı circuit memory
inked ribbon : mürekkeplenmiş yazıcı integrated : tümleşik programlama
şeridi programming çevresi
inking : boyama environment
inline recovery : kaldığı yerden integrated : tümleşik hizmetler
kurtarma services digital sayısal ağı
network
input : girdi, giriş
integrated : tümleşik yazılım
input layer : giriş katmanı software
input neuron : giriş siniri integration : bütünleştirme
input primitive : girdi temel öğesi integration test : birleştirme testi
input protection : giriş koruması
integrator : integral alıcı
input stream : girdi akışı
input subsytem : giriş alt sistemi intelligent : akıllı terminal
terminal
input-output : girdi-çıktı
intended : amaçlanan alıcı
input-process- : girdi-süreç-çıktı recipient
output chart şeması
interactive : etkileşimli bilgisayar
inquiry station : sorgu istasyonu computer grafiği
insert : araya girme graphics

317
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

interactive : etkileşimli çevre interpret : yorumlamak


environment
interpreter : yorumlayıcı
interactive : etkileşimli dil
language interpreter : yorumlayıcı yönergesi
directive
interactive : etkileşimli eğitim
training interpretive : yorumlayıcı kod
code
interactive : etkileşimli metin ve
videography görüntü yayını interpretive : yorumlayıcı program
program
interactive voice : etkileşimli sesli yanıt
response interrecord gap : kayıtlararası boşluk
interblock gap : öbeklerarası boşluk interrogating : sorgulama
interconnectivity : birbirine bağlanabilirlik interrupt : kesme
interface : arayüz intersection : kesişme
interleave : iç düzenleme in-test loop : iç testli döngü
intermediate : ara cihaz intrinsic : yerleşik tanımlama
equipment
invariant : sabit
intermediate : ara dil
language inverted : tersine dönme

intermediate : ara düğüm inverter : evirici


node
irrational : irrasyonel sayı
intermediate : ara sistem number
system
irrecoverable : düzeltilemez hata
internal label : dahili etiket error
internal level : içsel düzey irrelevance : yayma
internal schema : içsel şema irreversible : geri dönüştürülemez
encipherment kriptolama
interoperability : birlikte işlerlik
irreversible : geri dönüştürülemez
interpersonal : kişiler arası ileti encryption şifreleme
message
island : ada
interpersonal : kişiler arası
messaging mesajlaşma isolated : yalıtılmış yükselteç
amplifier
interpersonal : kişiler arası
messaging mesajlaşma hizmeti isolated-words : ayrılmış sözcükleri
service recognition tanıma
iteration : yineleme
interpersonal : kişiler arası iteration scheme : yineleme düzeni
messaging mesajlaşma sistemi
system iteration : yineleme deyimi
statement
interpersonal : kişiler arası uyarı
notification iteration step : yineleme adımı

318
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

iterative : yinelemeli işlem


operation

Jj

jabber : anlamsız ileti joint : birleşik bilgi içeriği


jabber control : anlamsız ileti denetimi information
content
jam signal : uyarı sinyali
journalize : günlük raporlama
jitter : kıpırdama
joystick : oyun çubuğu
job : iş
JTM : bkz. job transfer and
job stream : iş akışı manipulation
job transfer : iş aktarımı ve değişimi jump : sıçrama
and
manipulation jump : sıçrama komutu
instruction
join : birleştirme
justify : ayarlamak
joining : katılma
justify : iki yana hizalamak

Kk

Karnaugh : Karnaugh Çizelgesi knowledge : bilgi tabanı


map base
KB : bkz. knowledge base knowledge : bilgi mühendisi
KBS : bkz. knowledge-based engineer
system knowledge : bilgi mühendisliği
kerning : karakterleri sıkıştırma engineering
key : anahtar knowledge : bilgi mühendisliği aracı
engineering
keypunch : klavye delgi
tool
keystroke : tuş darbesi doğrulama
knowledge : bilgi gösterimi
verification
representation
knowledge : bilgi
knowledge : bilgi kaynağı
knowledge : bilgi edinimi, bilgi edinme source
acquisition
knowledge : bilgi ağacı
tree

319
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

knowledge- : bilgi tabanlı sistem koala pad : koala tablası


based system
Kohonen map : Kohonen haritası
known- : bilinen düz metin saldırısı
plaintext
attack

Ll

label : etiket laser printer : lazer yazıcı


LAN : bkz. local area network late binding : geç ilişkilendirme
LAN : LAN yayını latency : gecikme
broadcast layer : katman
LAN : LAN yayın adresi layered : katmanlı ağ
broadcast network
addres
layout object : belge yerleşim nesnesi
LAN gateway : LAN geçişi
leader : şerit başı
LAN global : LAN yayın adresi
address leaf : ağaç yapısındaki yaprak
LAN group : LAN grup adresi learning : öğrenme
address learning : öğrenme algoritması
LAN : LAN bireysel adresi algorithm
individual learning by : benzerliklerden öğrenme
adress analogy
LAN multicast : LAN çoklu yayını learning by : anlatılandan öğrenme
being told
LAN multicast : LAN çok yönlü adresi
address learning by : tümdengelimle öğrenme
deduction
LAN server : LAN sunucusu
learning by : keşfederek öğrenme
landscape : yatay biçim
discovery
landscape : yatay biçim
learning by : tümevarımla öğrenme
format
induction
language : dil oluşturma
learning from : örneklerden öğrenme
construct
examples
language : dil ön işlemcisi
learning from : komuttan öğrenme
preprocessor
instruction
language : dil işlemci
learning from : gözlemden öğrenme
processor
observation
laptop : dizüstü bilgisayar
computer

320
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

learning from : çözüm yollarından line feed : satır besleme


solution paths öğrenme
line graphics : çizgi grafikleri
learning rate : öğrenme oranı line of text : metin satırı
learning : öğrenme stratejisi line printer : satır yazıcısı
strategy
line spacing : satır boşluğu
learning while : yaparak öğrenme
doing linear list : doğrusal liste
learning : öğretmensiz öğrenme linear network : doğrusal ağ
without a linear : doğrusal tahmin
teacher prediction kodlaması
learning- : çıraklık öğrenimi stratejisi coding
apprentice linear search : doğrusal arama
strategy
link : bağ, bağlamak
least : en az anlamlı bit
significant bit linkage : bağlantı
least : en az anlamlı basamak linkage editor : bağ/bağlantı düzenleyici
significant linked list : bağlı liste
digit
linked list : bağlı liste araması
left-adjusted : sola yanaşık search
left-aligned : sola yanaşık linker : bağlayıcı
left-hand side : sol taraf linking loader : bağlantılama yükleyici
left-justified : sola yanaşık list : liste
left-justify : sola-ayarlamak list : liste işleme
letter : harf processing
letter quality : metin kalitesi list : liste işleme dili
processing
lexical : sözcüksel eleman language
element
literal : ifade
lexical token : sözcüksel birim
LLC protocol : bkz. logical link control
lexical unit : sözcüksel işaret protocol
lifetime : ömür süresi LLC sublayer : LLC alt katmanı

light button : ışık düğmesi load : yüklemek

lightpen : ışıklı işaret kalemi load map : yükleme haritası

limited type : sınırlı tür load module : yük modülü, yüklenebilir


modül
limiter : sınırlayıcı load point : yükleme noktası
line : hat, metin satırı load-and-go : yükle ve devam et
line code : hat kodu loaded origin : yüklenmiş başlangıç
noktası
line editor : satır düzenleyici
loader : yükleyici

321
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

local : yerel logical : mantıksal bağlılık


cohesion
local address : yerel adres yönetimi
administration logical : mantıksal karşılaştırma
local area : yerel alan ağı comparison
network logical level : mantıksal düzey
local area : yerel alan ağı logical link : mantıksal bağlantı
network control denetim protokolü
localization : yerelleştirme protocol
location : yer logical link : mantıksal bağlantı
control denetim alt katmanı
locator device : konumlandırıcı
sublayer
lockout : kilitleme, kilit altına alma
logical link : mantıksal bağlantı
lock-out : kilitlenme olanağı control type 1 denetim türü 1
facility
logical link : mantıksal bağlantı
log in : sisteme girmek control type 2 denetim türü 2
log off : sistemi kapatmak logical link : mantıksal bağlantı
log on : sistemi açmak control type 3 denetim türü 3
logical object : mantıksal nesne

log out : sistemden çıkmak, logical : mantıksal işlem


günlük raporlama operation

logger : günlük logical : mantıksal çarpma


product
logic bomb : mantıksal bomba
logical record : mantıksal kayıt
logic design : mantıksal tasarım
logical ring : mantıksal halka
logic device : mantıksal aygıt
logic diagram : mantıksal şema logical : mantıksal şema
schema
logic element : mantıksal eleman
logical shift : mantıksal kaydırma
logic function : mantıksal fonksiyon
logic : mantık işlemi logical type : mantıksal tür
operation longitudinal : boylamasına manyetik
logic : mantık programlama magnetic kaydetme
programming recording
logic shift : mantıksal kaydırma loop : döngü
logic symbol : mantıksal sembol loop assertion : döngü bildirimi, döngü
bildirisi
logic variable : mantıksal değişken
loop body : döngü gövdesi
logical access : mantıksal erişim kontrolü
control loop control : döngü denetimi

logical add : mantıksal toplama loop invariant : döngü sabiti


loop : döngü parametresi
parameter

322
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

loop : tekrarlama deyimi LQ : bkz. letter quality


statement
LSB : bkz. least significant bit
loop-control : döngü denetim değişkeni LSD : bkz. least significant digit
variable
Lukasiewicz : Lukasiewicz notasyonu
loophole : kaçak yeri notation
loss : kayıp

Mm

MAC : bkz. medium macroinstruction : makro komutu


access control
macrolanguage : makro dili
MAC protocol : MAC protokolü macroprocessor : makro işlemci
MAC sublayer : MAC alt katmanı macroprogramming : makro
machine code : makine kodu programlama
machine discovery : makine keşfi magnetic card : manyetik kart
machine function : makine işlevi magnetic card : manyetik kart
storage bellek
machine instruction : makine komutu
magnetic disk : manyetik disk
machine language : makine dili
magnetic drum : manyetik tambur
machine learning : makinenin
öğrenmesi magnetic head : manyetik kafa
machine vision : makineyle magnetic ink : manyetik
imgeleme mürekkep
machine word : makina için sözcük magnetic ink : manyetik
character mürekkep karakteri
machine-dependent : makine bağımlı
magnetic ink : manyetik
machine- : makineden character reader mürekkep karakter
independent bağımsız okuyucu
machine-oriented : makine yönelimli magnetic ink : manyetik
language dil character mürekkep karakteri
macro : makro recognition tanıma

macro library : makro kütüphanesi magnetic recording : manyetik


kaydetme
macroassembler : makro birleştirici
magnetic storage : manyetik bellek
macrocall : makro çağırma
macrodefinition : makro tanımı magnetic tape drive : manyetik şerit
sürücü
macrogenerator : makro üretici magnetic tape : manyetik şerit
storage bellek

323
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

magnetic tape unit : manyetik şerit manipulation : hile tespit kodu


birimi detection code
magnetic tape : duraksız manyetik mantissa : mantis
unitstreming tape şerit birimi
manual answering : manuel cevaplama
drive
magnetographic : manyetografik manual calling : manuel çağırma
printer yazıcı manual function : el ile işletim işlevi
mail broadcaster : posta yayınlayıcı manufacturing cell : üretim hücresi
mail exploder : posta dağıtıcı
manufacturing : üretim ileti hizmeti
mail gateway : posta ağ geçidi message service
manufacturing : üretim kaynak
mailbox : posta kutusu resource planning planlaması
main program : ana program
manuplating : kollu endüstriyel
mainframe : ana bilgisayar industrial robot robot
mains/battery : elektrikli/pilli hesap map : eşlemek
powered calculator makinesi mapping : eşleme
margin : kenar boşluğu
mains-powered : elektrikli hesap marginal check : zorlama testi
calculator makinesi
mark scanning : işaret tarama
maintainability : sürdürülebilirlik
markup language : işaretleme dili,
maintenance : bakım bağlantılı metin dili
maintenance hook : bakım çengeli mask : maske
maintenance panel : bakım paneli masquerade : sahte davranış
sergileme
majority element : çoğunluk elemanı
master station : ana istasyon
majority gate : çoğunluk geçidi
master task : ana görev
majority operation : çoğunluk işlemi
material : malzeme
malicious logic : kötü niyetli mantık
requirements gereksinim
MAN : bkz. metropolitan planning planlaması
area network mathematical : matematiksel
management : yönetim alanı induction tümevarım
domain mathematical logic : matematiksel
management : yönetim alan adı mantık
domain name matrix printer : matris yazıcı
Manchester : Manchester MAU : bkz. medium
encoding kodlama attachment unit
manipulation : hile tespiti maximize : simge durumunu
detection büyütmek

324
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

maximum allowable : en yüksek izin means-end analysis : yöntem sonuç


common mode verilebilir ortak çözümleme
overvoltage mod aşırı gerilimi
means-ends : yöntem sonuç
maximum allowable : en yüksek izin analysis çözümleme
normal mode verilebilir normal
medium access : ortama erişim
overvoltage mod aşırı gerilimi denetimi
control
maximum common : en yüksek ortak medium access : ortama erişim
mode voltage mod gerilimi denetim protokolü
control protocol
maximum normal : en çok normal mod medium access : ortam erişim
mode voltage gerilimi denetim alt
control sublayer
maximum operating : en yüksek işletim katmanı
common mode ortak mod gerilimi
medium attachment : ortama bağlantı
voltage unit birimi
maximum operating : en yüksek işletim medium dependent : ortama bağımlı ara
normal mode normal mod yüz
interface
voltage gerilimi
MD : bkz. management medium interface : ortam ara yüz
domain connector bağlayıcısı
MDC : bkz. manipulation megaflops : hızlı (mega) yer
detection code değiştirme
member : üye
MDI : bkz. medium member recipient : üye alıcı
dependent
member record : üye kayıt
interface
memory : bellek
mean access time : ortalama erişim
süresi memory dump : bellek dökümü
mean conditional : koşullu entropi memory indication : bellek işareti
information content memory partitioning : bellek bölümleme
mean operating : arızalar arası menu : menü
time between ortalama işletim
failures süresi menu bar : menü çubuğu
mean rate accuracy : ortalama doğruluk merge : birleştirmek
mesh network : örgü ağ
mean time between : arızalar arası
failures ortalama süre message : ileti
mean time to : tekrar elde etme message : mesaj doğrulama
recovery için ortalama süre authentication
mean time to : tekrar elde etme message : mesaj gerçekleme
restoration için ortalama süre authentication code kodu
mean : ortalama aktarılan message handling : ileti işleme
transinformation bilgi içeriği message handling : ileti işleme ortamı
content environment

325
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

message handling : ileti işleme hizmeti MHE : message handling


service environment
message handling : ileti işleme sistemi MHS : bkz. message
system handling system
message : ileti tanıma hizmeti MIC : bkz. medium
identification interface connector
service MICR : bkz. magnetic ink
message retrieval : ileti alımı character
recognition
message sink : ileti alım düğümü
MIPS : bkz. millions of
message source : ileti kaynağı instructions per
message storage : ileti depolama second
message store : ileti deposu MIS : yönetim bilgi
sistemi
message switching : mesaj anahtarlama
microchip : mikro çip
message transfer : ileti aktarma
microcode : mikro kod
message transfer : ileti aktarma
agent temsilcisi microcode : mikro kod
assembler birleştirici
message transfer : ileti aktarma
system sistemi microcomputer : mikro bilgisayar
messaging : mesajlaşma alt microdiagnostic : mikro tanılayıcı
subsystem sistemi
microinstruction : mikro komut
messaging system : mesajlaşma
sistemi microoperation : mikro işlem
microprocessor : mikro işlemci
metacompiler : meta derleyici
microprogram : mikro program
metadata : veri bilgileri, meta
veri microprogrammable : mikro
computer programlanabilir
metaknowledge : meta bilgi
bilgisayar
metalanguage : metadil
microprogramming : mikro
metarule : meta kural programlama
metastable state : metakararlı durum millions of : saniyede milyon
instructions per işlem
method : yöntem second
metropolitan area : şehir alan ağı minicomputer : mini bilgisayar
network
minimize : yerleştirmek
MFLOPS : bkz. megaflops minimum privilege : en az ayrıcalık
MFM recording : bkz. modified minuend : çıkartılan
frequency
modulation mirror : yansıtmak
recording mirroring : ikizleme
missing-pulse : kayıp darbe

326
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

mistake : yanılgı monitor : monitör


mixed base notation : karma taban monostable : tek kararlı
notasyonu (trigger) circuit (tetikleyici) devre
mixed mode : karışık durum morph : biçim
mixed radix : karışık kök morphing : biçimlendirme
notation notasyonu işlemi
mixed type : karışık tür most significant bit : en anlamlı bit
model-based expert : model tabanlı most significant : en anlamlı
system uzman sistem digit basamak

model-based : model tabanlı motion dynamics : hareket dinamikleri


synthesis sentezleme mount : yüklemek
model-based : model tabanlı mouse : fare
system sistem
move : taşımak
model-driven : modelden
MRP : bkz. manufacturing
inference faydalanarak
resource planning
sonuç çıkarma
MRP II : bkz. manufacturing
modem : modem
resource planning
moderated : aracılı konferans
MS : bkz. message
conference
store
modifiability : değiştirilebilirlik
MSB : bkz. most
modification : değiştirme tespiti significant bit
detection
MSD : bkz. most
modification : değiştirme tespit significant digit
detection code kodu
MT : bkz. message
modified frequency : değiştirilmiş transfer
modulation frekans kiplenimli
MTA : bkz. message
recording kaydetme
transfer agent
modular : modüler MTS : bkz. message
programming programlama transfer system
modularity : modülerlik multicast : çoklu yayımlama
modulation : modülasyon multilayered : çok katmanlı ağ
network
modulation rate : modülasyon hızı
multilayered : çok katmanlı
module : modül perceptron perceptron
module strength : modül gücü multilevel address : çok düzeyli adres
modulo two sum : modula 2 toplama multilevel device : çok seviyeli cihaz

monadic [dyadic] : birli (ikili) operatör multiple access : çoklu erişim


operator multiple firing : çoklu ateşleme
monadic operation : birli işlem multiple-precision : çoklu duyarlık

327
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

multiplexer : çoklayıcı, multistroke : çok vuruşlu


çoğullayıcı character entry karakter girişi
multiplexing : çoklama, multitasking : çoklu görev
çoğullama
multi-tasking : çoklu görev
multiplicand : çarpılan
mutual exclusion karşılıklı dışlama
multiplier : çarpan
multipoint : çoklu bağlantı mutual information : gönderilmiş bilgi
connection
mutual recursion : karşılıklı
multiprocessing : çoklu işlem özyineleme
multiprogramming : çoklu programlama mutual suspicion : karşılıklı şüphe

multirange amplifier : çok aralıklı


yükselteç

Nn

N-address : N adresli komut natural-language : doğal dil anlama


instruction understanding
name : isim özelliği n-bit byte : n-bit bayt
qualification
near letter quality : mektup kalitesine
name resolution : ad çözümleme yakın
name server : isim sunucusu
near-miss : yanlışa yakın
named parameter : isim ile atama
need-to-know : bilme gereksinimi
association
negate : olumsuzlamak
naming authority : adlandırma yetkilisi
negation : olumsuzlama
NAND element : NAND elemanı
negative entry : negatif giriş
NAND gate : NAND geçidi
negative example : olumsuz örnek
NAND operation : VE DEĞİL işlemi
narrowband : dar bant negative : negatif işaret
indication
n-ary encoding : n-li kodlama
negative instance : olumsuz olay
Nassi- : Nassi-Shneiderman
Shneiderman şeması negentropy : entropi
chart
neighbor : ağdaki diğer
natural language : doğal dil notification istasyonları uyarma
natural number : doğal sayı nest : iç içe yerleştirmek
natural-language : doğal dil kavrama network : ağ
comprehension

328
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

network : ağ mimarisi non-affirmation : onaylamama


architecture
non-conjunction : birleşimsiz işlem
network chart : ağ şeması nondelivery : dağıtılmama
network : çoklu küp ağı nondelivery : dağıtılmama uyarı
hypercube notification hizmeti
network hypergrid : çoklu ızgara ağı service
nondestructive : etkisiz okuma
network layer : ağ katmanı read

network model : ağ modeli non-disjunction : ayırma olmayan


işlem
network planning : ağ planlama non-equivalence : eşdeğersizlik işlemi
operation
network structure : ağ yapısı
nonhierarchical : hiyerarşik olmayan
network topology : ağ topolojisi planning plânlama
non-identity : özdeş olmayan işlem
network weaving : ağ dokuması
operation
neural computer : sinirsel bilgisayar
nonimpact printer : vuruşsuz yazıcı
neural connection : sinirsel bağlantı
non-isolated : yalıtılmamış
neural link : sinirsel bağlantı amplifier yükselteç
neural network : sinirsel ağ, sinir ağı nonlayered : katmansız ağ
neural-network : sinir ağı modeli network
model nonnegative : negatif olmayan
neurochip : sinir yongası integer tamsayı
neurocomputer : sinir bilgisayarı nonprint function : yazmama işlevi

neurode : yapay sinir nonprocedural : yordamsal olmayan


language dil
nines : dokuzun tümleyeni
complement nonprogrammable : programlanamayan
calculator hesap makinesi
NLQ : bkz. near letter
quality nonprogrammable : programlanamayan
terminal terminal
NN : bkz. neural network
nonreceipt : alınmama uyarısı
no-break space : bölünemeyen boşluk notification
node : düğüm non-return-to- : referans dönüşlü
reference olmayan kaydetme
noise : gürültü
recording
noise burst signal : gürültü yayma sinyali
non-return-to-zero : sıfıra dönüşsüz
nominal transfer : anma iletim oranı (change) (değişim) kaydetme
rate recording

nonadd function : ilave etmeme işlevi

329
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

non-return-to-zero : sıfıra dönüşsüz NOT-IF-THEN : NOT-IF-THEN işlemi


(mark) recording (işaret) kaydetme operation

non-return-to-zero : birler üzerinde NRZ : bkz. non-return-to-


change-on-ones değişimli sıfıra zero-recording
recording dönüşsüz kaydetme NRZ(C) : bkz. non-return-to-
zero(change)
non-return-to-zero : sıfırlar üzerinde recording
change-on-zeros değişimli sıfıra
recording dönüşsüz kaydetme NRZ(M) : bkz. non-return-to-
zero change-on-ones
non-return-to- : sıfıra dönüşsüz recording
zero-recording kaydetme
NRZ-0 : bkz. non-return-to-
nonvolatile : kalıcı bellek zero change-on-
storage zeros recording
no-op : işlemsiz komut NRZ-1 : bkz. non-return-to-
no-operation : işlemsiz komut zero change-on-ones
instruction recording

NOR element : NOR elemanı nucleus : çekirdek

NOR gate : NOR geçidi null address : boş adres

NOR Operation : YADA DEĞİL işlemi null pointer : boş gösterge


normal mode : normal mod null set : sıfır küme
rejection reddetme
null string : boş dizi
normal mode : normal mod gerilimi
number : numara gösterimi
voltage
representation
normalization : normalizasyon
number : numara gösterim
normalize : normalize etmek representation sistemi
system
normalized device : normalize edilmiş
numeral : rakamsal gösterim
coordinate cihaz koordinatı
numeration : numaralandırma
normalized form : normalize edilmiş
biçim numeration : numaralandırma
system sistemi
normalized : normalleşmiş
transformation dönüşüm numeric : nümerik
NOT element : NOT elemanı numeric character : sayı karakteri,
nümerik karakter
NOT gate : NOT geçidi
numeric character : nümerik karakter
NOT operation : DEĞİL işlemi
set kümesi
notarization : noter onayı
numeric code : nümerik kod
notation : notasyon
numeric code : nümerik kod eleman
NOT-IF-THEN : NOT-IF-THEN element set kümesi
element elemanı
numeric code set : nümerik kod kümesi
NOT-IF-THEN gate : NOT-IF-THEN geçidi
numeric data : nümerik veri

330
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

numeric literal : nümerik ifade numeric word : nümerik sözcük

numeric : nümerik gösterim numerical : numaralarla ifade


representation numerical control : sayısal denetim
numeric type : sayısal tür

Oo

O/R address : O/R adresi office automation büro otomasyon


system sistemi
O/R name : O/R adı
OA : bkz. office automation off-line : çevrim dışı
object : nesne offset track : göreli konum izi
object code : amaç kod one-address : bir adresli komut
instruction
object language : amaç dil
one-ahead : bir ileri adresleme
object module : amaç modül addressing
object program : amaç program one-plus-one : bir artı bir adresli
object-oriented : nesne yönelimli address komut
instruction
object-oriented : nesne yönelimli dil
language ones : birin tümleyeni
complement
obscure : engelleme
one-way : tek yönlü şifreleme
obsoleting : eskime bildirim encryption
indication service hizmeti
one-way : iletim yolu gecikmesi
occlude : kapatma propagation time
OCR : bkz. optical character on-line : çevrim içi
recognition online : uzaktan bakım
octal numeral : sekizli sayı gösterimi maintenance
octal numeration : sekizli sayma sistemi on-the-fly printer : sürekli yazıcı
system opcode : işlem kodu
octal system : sekizli sistem open guard : açık koruyucu
octet : sekizli bayt, oktet open system : açık sistem
octree : sekiz bölümlü ağaç
yapısı open system : açık sistemler ara
interconnection bağlantısı referans
office automation : ofis otomasyonu reference model modeli

331
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

open systems : açık sistemler ara optical disk : optik disk


interconnection bağlantısı
optical fiber : optik fiber
open-security : açık-güvenlik ortamı optical mark : optik işaret okuma
environment reading
operand : işlem gören terim optical scanner : optik tarayıcı
operate mode : hesapla modu
optical storage : optik bellek
operating : işletim ortamı OR element : (INCLUSIVE) OR
environment (INCLUSIVE) elemanı
operating space : işletim uzayı OR Operation : VEYA İşlemi
operating system : işletim sistemi order : düzen, düzenlemek
operating voltage : çalıştırma voltaj ordered tree : düzenlenmiş ağaç
indicator göstergesi
ordinal type : sıralama türü
operation : işlem
organization : kuruluş adı
operation code : işlem kodu name
operation code : işlem kodu tuzağı organizational : kuruluş birim adı
trap unit name
operation : işlem özel durumu origination : başlangıç
exception
originator : gönderici
operation field : işlem alanı
originator/recipient : gönderici/alıcı adresi
operation part : işlem bölümü address
operation table : İşlem çizelgesi originator/recipient : gönderici/alıcı adı
operational : işlemsel yükselteç name
amplifier orphan : artık satır
operationalization : işler duruma getirme orphan line : artık satır
operator : operatör OS : bkz. operating system
operator control : işletmen denetim OSI : bkz. open systems
panel paneli interconnection
operator : işleç önceliği OSI enviroment : OSI ortamı
precedence
opportunistic : fırsatçı plânlama OSI management : OSI yönetimi
planning OSI reference : OSI referans modeli
opportunity : elverişli zaman model
study çalışması OSIE : OSI ortamı
optical character : optik karakter out-basket giden ileti kutusu
optical character : optik karakter outline : ana hatları ile temsil
reader okuyucu representation
optical character : optik karakter tanıma output : çıktı
recognition
output layer : çıkış katmanı

332
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

output neuron : çıkış siniri overlay : yer paylaşmak


output primitive : çıktı temel elemanı overlay segment : yer paylaşan parça
output : çıkış alt sistemi overlay : yer paylaşım denetçisi
subsystem supervisor
overflow : taşma overload : aşırı yüklemek
overflow : taşma özel durumu overwrite : üzerine yazmak
exception
owner record : üst kayıt
overflow : taşma işareti
indication
overhead bit : kontrol biti

Pp

pack : sıkıştırmak page depth : sayfa uzunluğu


package : paket page depth : sayfa derinlik denetimi
package : paket bildirimi control
declaration page description : sayfa tanımlama dili
packed decimal : paketlenmiş ondalık language
notation notasyon page frame : sayfa çerçevesi
packet : paket page header : sayfa başlığı

packet : paket birleştirici/ayırıcı page lenght : sayfa uzunluk


assembler/ control denetimi
disassembler
page length : sayfa uzunluğu
packet mode : paket modu terminali
page printer : sayfa yazıcı
terminal
packet : paket sıralama page reader : sayfa okuyucu
sequencing paging : sayfalama
packet switching : paket anahtarlama paging technique : sayfalama tekniği
packet transfer : paket aktarma modu panning : gezdirme
mode
packing : sıkıştırma panoraminc : panoramik (sınırsız
translating görüntü) hareket
packing density : sıkıştırma yoğunluğu
paper feed : kağıt besleme
padlocking : koruyucu kilitleme
page : sayfa paper skip : kağıt atlama

page break : sayfa kesme parallel : paralel

333
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

parallel run : paralel çalışma PDAU : bkz. physical delivery


access unit
parallel : paralel iletim
transmission PDL : bkz. page description
language
parameter : parametre
parameter : parametre PDS : bkz. physical delivery
ilişkilendirme system
association
parent node : üst düğüm PDU : protokol veri birimi

parent type : üst tür peer entities : eş düzey varlıklar

parenthesis-free : parantezsiz notasyon peer-to-peer : eşler arası ağ


notation network
parse : ayrıştırmak pel : bkz. pixel
parser : ayrıştırıcı penetration : nüfuz etme

partial : kısmi doğruluk penetration : nüfuz etme testi


correctness testing

partially : kısmen bağlantılı ağ percentage : yüzde alma işlevi


connected function
network perceptron : perceptron
partially learned : kısmi olarak öğrenilen perform : gerçekleştirme deyimi
concept kavram statement
passive matrix : pasif matris görüntü perform until : perform until deyimi
display device cihazı statement
passive station : pasif istasyon perform while : perform while deyimi
passive threat : pasif tehdit statement

passive : pasif sözlük peripheral : çevre donanımı


vocabulary equipment

passive : hatta pasif girme permanent : kalıcı bellek


wiretapping storage

password : parola permissible : izin verilebilir eylem


action
patch : yama, yamamak
perpendicular : dikey olarak manyetik
path : yol magnetic kaydetme
recording
pattern : örüntü
personal : kişisel bilgisayar
pattern matching : örüntü eşleştirme computer
pattern : örüntü tanıma personal name : kişisel ad
recognition
pattern training : model eğitimi phase coherent : faz uyumlu frekans
frequency shift kaydırma
PCI : bkz. protocol control keying anahtarlaması
information
PD : bkz. physical delivery

334
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

phase coherent : faz uyumlu FSK physical schema : fiziksel şema


FSK
physical : fiziksel sinyalleşme alt
signaling katmanı
phase encoding : evre şifreleme, faz sublayer
kodlama pick device : seçme cihazı
phase jitter : faz kıpırdaması pictogram : simge
pictorial : resimsel karakter
phase : evre kiplenimli character
modulation kaydetme
recording picture : görünüm

phase shift : faz kaydırma picture element : resim elemanı


keying anahtarlaması picture : resim işleme
phase- : faz sürekli frekans processing
continuous kaydırma piggyback entry : kaçak giriş
frequency shift anahtarlaması
pilot project : pilot proje
keying
phase- : faz sürekli FSK pixel : piksel
continuous FSK
pixel map : piksel haritası
PHIGS : bkz. programmers
hierarchical pixel value : piksel değeri
interactive graphics plaintext : düz metin
system
planning : planlama
phoneme : sesbirimi
phong shading : içten yayılmalı plasma panel : plazma paneli
gölgeleme playback : geri oynatma
physical access : fiziksel erişim plotter : çizici
control denetimi
plotting head : çizici kafa
physical delivery : fiziksel dağıtım
PLS sublayer : PLS alt katmanı
physical delivery : fiziksel dağıtım erişim
access unit birimi PMA sublayer : PMA altkatmanı
physical delivery : fiziksel dağıtım
pocket : cep
system sistemi
pocket calculator : cep hesap makinesi
physical layer : fiziksel katman
physical level : fiziksel düzey pointer : gösterge

physical medium : fiziksel ortam bağlantı pointer type : gösterge veri türü
attachment alt katmanı pointing device : işaretleme aygıtı
sublayer
physical record : fiziksel kayıt point-to-point : noktadan noktaya
connection bağlantı
physical : fiziksel kaydetme
recording density yoğunluğu polarized return- : kutuplanmış sıfıra
to-zero recording dönüşlü kaydetme

335
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

Polish notation : Polish notasyonu posttest loop : son testli döngü


polling : çağrı potential : olası alıcı
polygon fill : çokgen doldurma recipient

polymorphism : çoklu işlev potentiometer set : potansiyometre ayar


mode modu
pop-up window : beliren pencere
PPCS : bkz. production
port : kapı planning control
portability : taşınabilirlik özelliği system
preamble : başlangıç sinyali, eş
portable : taşınabilir bilgisayar zamanlama ön eki
computer
preamble : giriş kesme noktası
portrait : dikey sayfa biçimleme breakpoint
portrait format : dikey sayfa biçimleme precision : kesinlik
position : konum precondition : giriş koşulu
positional : konumsal gösterim predefined : önceden tanımlanmış
notation
predefined : önceden tanımlanmış
positional : konumsal sıralama identifier tanıtıcı
numeration sistemi
system predefined type : önceden tanımlanmış
positional : konumsal parametre tür
parameter ilişkilendirilmesi predicate : yüklem
association
prediction coding tahmin kodlaması
positional : konumsal gösterim
representation prefix notation : ön operatör
notasyonu
positive example : olumlu örnek
premise part : dayanak bölümü
positive instance : olumlu olay
preprocessing : ön işleme
postamble : art takı
preprocessor : ön işlemci
postamble : çıkış kesme noktası
pre-read head : ön okuma kafası
breakpoint
postcondition : çıkış koşulu presentaion layer : sunuş katmanı
post- : geliştirme sonrası
development gözden geçirme pretest loop : ön testli döngü
review
postfix notation : son operatör
notasyonu prevarication : yayma

post- : geliştirme sonrası preventive : koruyucu bakım


implementation gözden geçirme maintenance
review previewer : ön izletici
postmortem : otopsi dökümü primary index : birincil indeks
dump
primary key : birincil anahtar

336
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

primary recipient : birincil alıcı problem space problem uzayı


primary station : birincil istasyon problem-oriented : problem yönelimli dil
primitive : temel öğe language

print bar : vuruş çubuğu procedural : yordamsal bağlılık


cohesion
print drum : yazma tamburu
procedural : yordamsal bilgi
print preview : baskı ön izleme knowledge

print server : yazıcı sunucusu procedural : yordamsal dil


language
print through : istenmeyen aktarım
procedural : yordam güvenliği
print wheel : yazdırma çarkı security
procedure : yordam
printer : yazıcı
procedure call : işlem çağırma deyim
printing : kağıda yazan hesap procedure-call : işlem çağırma
calculator makinesi statement
privacy : kişisel gizlilik procedure- : yordam yönelimli dil
oriented
privacy : kişiye özelin
language
protection korunması
process : süreç
private : özel
process : süreç bilgisayar
private domain : özel alan adı computer system sistemi
name
process control : süreç denetim
private key : gizli anahtar equipment teçhizatı
private : özel yönetim alanı process interface : süreç ara yüz sistemi
management system
domain
process interrupt : süreç kesme sinyali
private part : özel kısım signal
private type : özel tür processing unit : işlem birimi
processor : işlemci
privileged : ayrıcalıklı komut
instruction processor time : işlemci zamanı
PRMD : bkz. private product : çarpım
management domain product : ürün güvencesi
probe : sorgulama assurance
problem : problem tanımı product modeling : ürün modelleme
definition production : üretim planlama
problem : problem açıklaması planning control denetim sistemi
description system
problem : problem indirgeme production rule : üretim kuralı
reduction production : üretim sistemi
problem solving : problem çözme system

337
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

program : program project control : proje denetimi

program : programlamak project : proje yönetimi


program design : program tasarım dili management
language project planning : proje planlama
program : program üretici project : proje belirtimi
generator specification
program library : program kütüphanesi projection : projeksiyon
program : program bakımı el
maintenance kitabı PROM : bkz. programmable
manual read-only memory
program : program belirtimi prompt : bilgi isteği
specification proof of : doğruluk ispatı
program unit : program birimi correctness
proof of delivery : dağıtımı kanıtlama
programmable : programlanabilir
service hizmeti
breakpoint kesme noktası
proof of : göndermeyi kanıtlama
programmable : programlanabilir
submission hizmeti
calculator hesap makinesi
service
programmable : programlanabilir salt
prop : destek
read-only okunur bellek
memory propagate (an : yaymak (bir özel
exception) durum)
programmable : programlanabilen
terminal terminal proper subset : asıl alt küme (ast
programmer : programcı küme)
Programmer’s : Programcı İçin proposition : önerme
Hierarchical Hiyerarşik Etkileşimli
Interactive Grafik Sistemi prosodic rule : ölçü birimsel kural
Graphics System prosody rule : ölçü birim kuralı
programming : programlama
protection : koruma
programming : programlama çevresi
environment protection : koruma özel durumu
exception
programming : programlama dili protocol : protokol
language
protocol control : protokol denetim
programming : programlama destek information bilgisi
support çevresi
environment protocol data unit : protokol veri birimi
programming : programlama sistemi prototype : prototip
system
pruning : budama
program- : programa duyarlı
sensitive fault bozukluk pseudocode : yapay kod
project : proje

338
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

pseudo-random : sözde rasgele sayı punch station : delgi istasyonu


number dizisi
punched tape : delinmiş şerit
sequence
punched tape : delikli şerit okuyucu
public key : açık anahtar reader
public-key : açık anahtar şifreleme punching : delme konumu
cryptography position

puck : işaret damgası punctuation : noktalama yeteneği


capability
pull-down menu : aşağı çekme menüsü pushbutton : düğme
pulse : vuru pushdown list : aşağı itme listesi
pulse string : vuru dizisi pushdown : ters bellek
storage
pulse train : vuru treni
pushed window : geride duran pencere
punced card : delinmiş kart
pushup list : ileri itme listesi
punch : delgi
pushup storage : kuyruk bellek
punch card : delikli kart
punch path : delgi yolu
punch position : delgi konumu

Qq

qaise statement : yükseltme deyimi quasistable : kararlımsı durum


stable
quadtree : dört bölümlü ağaç
yapısı query : sorgulama
qualification : özellik query language : sorgulama dili
quality assurance : kalite güvencesi
queue : kuyruk
quantize : nicemlemek
quotient : bölüm
quarter-squares : parabolik çarpım
multiplier birimi

Rr

radial basis : radyal temelli işlev radial basis : radyal temelli işlev
function function network ağı

339
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

radix : kök
radix complement : kök tümleyen radix complement : kök tümleyen
radix notation : kök sayı gösterimi radix notation : kök sayı gösterimi
radix point : kök nokta radix point : kök nokta

radix-minus-one : kök eksi bir radix-minus-one : kök eksi bir


complement tümleyeni complement tümleyeni
ragged left : hizalanmamış sol ragged left : hizalanmamış sol
ragged right : hizalanmamış sağ ragged right : hizalanmamış sağ
raise (an : üretmek (bir özel raise (an : üretmek (bir özel
exception) durum) exception) durum)
RAM : bkz. programmable RAM : bkz. programmable
read-only memory read-only memory
random access : rasgele erişim random access : rasgele erişim
random network : rasgele ağ random network : rasgele ağ
random number : rasgele sayı random number : rasgele sayı
random number : rasgele sayı dizisi random number : rasgele sayı dizisi
sequence sequence
randomly : rasgele bağlantılı ağ randomly : rasgele bağlantılı ağ
connected connected
network network
range : erim, aralık range : erim, aralık
range : aralık belirleme range : aralık belirleme
specification specification
rapid enrollment : hızlı kayıt rapid enrollment : hızlı kayıt
raster : ızgara raster : ızgara

raster display : ızgara gösterimi raster display : ızgara gösterimi


raster graphics : ızgara grafikler raster graphics : ızgara grafikler

raster image : ızgara görüntüsü raster image : ızgara görüntüsü


raster plotter : ızgara çizici raster plotter : ızgara çizici
raster scan : ızgara tarama raster scan : ızgara tarama

raster unit : ızgara birimi raster unit : ızgara birimi


rasterization : ızgaralama rasterization : ızgaralama
rational number : rasyonel sayı rational number : rasyonel sayı
ray tracing : ışın izleme ray tracing : ışın izleme
RBF : bkz. radial basis RBF : bkz. radial basis
function function

340
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

receiving service : alıcı hizmet


user kullanıcısı
recipient : alıcı recipient : alıcı
recognition time : tanıma süresi recognition time : tanıma süresi

recognition : tanıma sözlüğü recognition : tanıma sözlüğü


vocabulary vocabulary
reconfiguration : yeniden yapılanma reconfiguration : yeniden yapılanma

record : kayıt record : kayıt


record length : kayıt uzunluğu record length : kayıt uzunluğu
record size : kayıt büyüklüğü record size : kayıt büyüklüğü
record type : kayıt türü record type : kayıt türü

recover : kurtarmak recover : kurtarmak

recovery : geri kazanım recovery : geri kazanım


recovery : kurtarma, düzeltme recovery : kurtarma, düzeltme
recovery function : yeniden elde etme recovery function : yeniden elde etme
işlevi işlevi
recovery time : geri kazanım süresi recovery time : geri kazanım süresi

recurrent network : yinelenen ağ recurrent network : yinelenen ağ


recursion : özyineleme recursion : özyineleme
recursive function : yinelemeli fonksiyon recursive function : yinelemeli fonksiyon

recursively : tanımı tekrarlı dizi recursively : tanımı tekrarlı dizi


defined sequence defined sequence

redirection : yeniden yönlendirme redirection : yeniden yönlendirme

redundancy : artıklık redundancy : artıklık


redundant code : fazlalık kodu redundant code : fazlalık kodu
reel : makara reel : makara
reentrant : yeniden girişli reentrant : yeniden girişli
reentry point : yeniden giriş noktası reentry point : yeniden giriş noktası

reference edge : referans kenar reference edge : referans kenar

reference line : referans satırı reference line : referans satırı

referential : referans gösterilen referential : referans gösterilen


integrity bütünlük integrity bütünlük
referral : tavsiye

341
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

relocatable : yer değiştirebilir


relocatable : yer değiştirebilir relocatable : yer değiştirebilir
address adres address adres
relocatable : yer değiştirebilir relocatable : yer değiştirebilir
program program program program
relocate : yer değiştirmek relocate : yer değiştirmek
relocating : yer değiştirme relocating : yer değiştirme
assembler birleştiricisi assembler birleştiricisi
relocating loader : yer değiştirme relocating loader : yer değiştirme
yükleyicisi yükleyicisi
relocation : yer değiştirme relocation : yer değiştirme
dictionary sözlüğü dictionary sözlüğü
relocation offset : yer değiştirme relocation offset : yer değiştirme
sapması sapması
remainder : kalan remainder : kalan

remark : yorum remark : yorum


remote batch : uzaktan toplu giriş remote batch : uzaktan toplu giriş
entry entry
remote batch : uzaktan yapılan remote batch : uzaktan yapılan
processing toplu işlem processing toplu işlem
remote database : uzaktan veri tabanı remote database : uzaktan veri tabanı
access erişimi access erişimi
remote job entry : uzaktan toplu iş remote job entry : uzaktan toplu iş
girişi girişi
remote : uzaktan bakım remote : uzaktan bakım
maintenance maintenance

remote : uzaktan işlemler remote : uzaktan işlemler


operations hizmet öğesi operations hizmet öğesi
service element service element
rendering : tel çerçeveli temsil, rendering : tel çerçeveli temsil,
betimleme betimleme

reorganization : yeniden reorganization : yeniden


düzenlenme düzenlenme
repeat until : repeat until deyimi repeat until : repeat until deyimi
statement statement

repeat while : repeat whie deyimi repeat while : repeat whie deyimi
statement statement
repeater : tekrarlayıcı repeater : tekrarlayıcı

342
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

resolver : çözücü birim


resource : kaynak resource : kaynak
resource : kaynak atama resource : kaynak atama
allocation allocation
response : tepki temel öğesi response : tepki temel öğesi
primitive primitive

response time : yanıt süresi, tepkime response time : yanıt süresi, tepkime
süresi süresi
response time : tepki süresi response time : tepki süresi
window penceresi window penceresi
response window : tepki süresi response window : tepki süresi
penceresi penceresi
restart : yeniden başlatma(k) restart : yeniden başlatma(k)
restart point : yeniden başlatma restart point : yeniden başlatma
noktası noktası
restructuring : yeniden restructuring : yeniden
yapılandırma yapılandırma
result : sonuç result : sonuç
retention period : alıkoyma süresi retention period : alıkoyma süresi
retrieval : geri alım retrieval : geri alım

retrospective : geriye dönük izleme retrospective : geriye dönük izleme


trace trace
return : geri dönmek, geri return : geri dönmek, geri
döndürmek döndürmek
return statement : geri dönüş deyimi return statement : geri dönüş deyimi
return-to- : referansa dönüşlü return-to- : referansa dönüşlü
reference kaydetme reference kaydetme
recording recording
return-to-zero : sıfıra dönüşlü return-to-zero : sıfıra dönüşlü
recording kaydetme recording kaydetme
reverse clipping : tersine kesme reverse clipping : tersine kesme
reverse find : geriye doğru arama reverse find : geriye doğru arama
reverse LAN : geri aktaran LAN reverse LAN : geri aktaran LAN
channel kanalı channel kanalı
reverse Polish : ters Polish reverse Polish : ters Polish
notation notasyonu notation notasyonu
reverse search : geriye doğru arama reverse search : geriye doğru arama
reverse video : ters görüntü

343
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

rotational delay : dönme gecikmesi

rotational : dönüşsel konum rotational : dönüşsel konum


position sensing algılama position sensing algılama

rote learning : ezbere öğrenme rote learning : ezbere öğrenme


round : yuvarlatmak round : yuvarlatmak
round down : aşağıya yuvarlatmak round down : aşağıya yuvarlatmak
round down : aşağı yuvarlama round down : aşağı yuvarlama
function işlevi function işlevi
round off : şartlı yuvarlatma
round up : yukarıya yuvarlatma
rounding : yuvarlama
rounding error : yuvarlama hatası
round-off function : yuvarlama
yapmama işlevi
round-trip : çift yönlü yayılma
propagation time zamanı

round-up function : yukarı yuvarlama


işlevi

router : yönlendirici
routine : yordam
row pitch : satır aralığı

RPS : bkz. rotational


position sensing
RTSE : bkz. reliable transfer
service element
rubberbanding : lastikle bantlama

rule matching : kural eşleştirme

rule-based : kural tabanlı


synthesis sentezleme
rule-based : kural tabanlı sistem
system
ruler line : cetvel satırı
run : çalıştırma

run duration : çalışma süresi


run stream : geçiş akışı

344
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

Ss

safety ring : güvenlik halkası scope of : kapsam


sample : örneklemek declaration

sample-hold : örnekle ve tut cihazı scramble : karıştırmak


device screen : ekran
sanitizing : arındırma screen editor : ekran düzenleyici
SAP : bkz. service access script : senaryo
point
scroll bar : kaydırma çubuğu
save : saklama scroll box : kaydırma kutusu
scaffolding : destek öğeleri scrolling : kaydırma
scalar : skalar SD system : bkz. speaker-
scalar type : skalar türü dependent system
scale : ölçeklemek SDU : bkz. service data unit

scale factor : ölçek çarpanı search : arama


search and : arama ve değiştirme
scale multiplier : katsayı birimi replace
scaling : ölçeklendirme search cycle : arama çevrimi
scaling factor : ölçekleme çarpanı search key : arama anahtarı
scan line : tarama çizgisi search space : arama uzayı
scanner : tarayıcı search time : arama süresi
scanning : tarama search tree : arama ağacı
scanning line : tarayıcı çizgi secondary index : ikincil indeks
scavenge : deşelemek secondary key : ikincil anahtar
scenario : senaryo secondary : ikincil alıcı
recipient
scene : görünüm, sahne
secondary : ikincil istasyon
schedule : iş planlamak station
scheduled : planlanmış bakım second- : ikinci nesil dil
maintenance generation
language
schema : şema
secret key : gizli anahtar
scientific : bilimsel görselleştirme
visualization sector : sektör

scope : bir bildirimin kapsamı sector alignment : sektör hizalaması

345
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

secure access : güvenli erişim semantic : semantik ağ


management yönetim hizmeti network
service semaphore : semafor – işaretçi
security audit : güvenlik denetlemesi
sending service : gönderen hizmet
security category : güvenlik sınıfı user kullanıcısı
security : güvenlik sensitive : hassas bilgi
classification sınıflandırması information
security : güvenlik erişim yetkisi
clearance sensitivity : duyarlılık
security filter : güvenlik süzgeci sentence : cümle
security level : güvenlik seviyesi separate : ayrı derleme
compilation
security policy : güvenlik politikası
separate : ayrı derleme
seek time : konumlandırma süresi compilation
segment : parça separation of : görevlerin ayrılması
segmentation : parçalama duties
select statement : seçme deyimi separator : ayırıcı, sınırlayıcı
selecting : seçme sequence : sıra, sıralamak
selection signal : seçme sinyali sequential : ardışık
selection : seçme sequential : ardışık erişim
selective dump : seçici döküm access
selective-wait : seçmeli bekleme sequential circuit : ardışık devre
statement deyimi sequential : sıralı bağlılık
self-contained : kendi kendine yeterli cohesion
database veri tabanı dili sequential : sıradan arama
language search
self-learning : kendi kendine serial : seri
öğrenme
serial access : seri erişim
self-organization : kendi kendini
düzenlenme serial number : sıra numarası
self-organizing : kendi kendini serial printer : seri yazıcı
feature map düzenleyen özellik serial : seri iletim
haritası transmission
self-organizing : kendi kendini servability : hizmet verilebilirlik
map düzenleyen harita
self-organizing : kendi kendini server : sunucu
network düzenleyen ağ service : hizmet
self-relative : kendine göreli adres
service access : hizmet erişim noktası
address
point
semantic net : semantik ağ
service bit : hizmet biti

346
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

service data unit : hizmet veri birimi signal : sinyali yeniden


regeneration üretme
service primitive : temel öğe
signal shaping : sinyal şekillendirme
service provider : hizmet sağlayıcı
signal : sinyal dönüşümü
service user : hizmet kullanıcısı transformation
serviceability : hizmet verilebilirlik signature : imza
session : oturum significant : önemli koşul
condition
session layer : oturum katmanı significant digit : anlamlı basamak
set : küme significant digit : anlamlı basamak
arithmetic aritmetiği
set (a breakpoint) : ayarlamak (bir kesme significant : önemli an
noktası) instant
set type : küme türü significant : önemli aralık
setting : ortam interval
settling time : kararlı hale gelme similarity-based : benzerlik tabanlı
süresi generalization genelleme
shading : gölgeleme simple buffering : basit tamponlama
shared data : paylaşılan veri simple : basit perceptron
perceptron
shared variable : paylaşılan değişken
simple statement : basit deyim
shell : kabuk simple type : basit tür
shell site : muhafazalı taraf simplex : tek yönlü iletim
shielding : kesilmenin tersi olan transmission
işlem simulation : benzetim
shift : kaydırma simultaneous : zaman uyumlu
shrink : küçültmek single- [double-] : tekli – [çiftli] - [üçlü]
SI system : SI sistem [triple-] precision duyarlık
side effect : yan etki single-address : tek adresli komut
instruction
sigma memory : sigma bellek single-cable : tek kablolu geniş
sign bit : işaret biti broadband LAN bantlı LAN
sign change : işaret değiştirme işlevi single-layer : tek katmanlı
function perceptron perceptron
sign character : işaret karakteri single-layered : tek katmanlı ağ
network
sign position : işaret konumu
single-level : tek seviyeli aygıt
signal : işaret device
signal element : sinyal elemanı single-step : tek adımlı yürütme
execution

347
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

single-step : tek adımlı işlem sort : sıralamak


operation
sound : ses
skew : kayıklık
source code : kaynak kod
skip : atlama
source code : kaynak kod üretici
slab : kat generator
slave station : yardımcı istasyon source language : kaynak dil
slice : dizi dilimi source module : kaynak modül
slot : yuva source node : kaynak düğüm
slot time : bekleme zamanı source program : kaynak program
slot time : zaman dilimi space character : boşluk karakteri
slotted-ring : yuvalı halka ağı
span : aralık
smiley : gülümseyen yüz
speaker : konuşmacı uyumu
smooth shading : pürüzsüz gölgeleme adaptation
snapshot dump : anlık döküm
speaker : konuşmacı kimlik
SOFM : bkz. self-organizing authentication doğrulama
map
speaker : konuşmacı bağımlılığı
soft copy : elektronik kopya dependence
soft error : geçici hata speaker : konuşmacı tanımlama
soft hyphen : gerektiğinde identification
kullanılan kesme speaker : konuşmacı tanıma
soft page break : koşullu sayfa kesme recognition
soft sectoring : mantıksal sektörleme speaker : konuşmacı doğrulama
verification
software : yazılım
software : yazılım mühendisliği speaker-adaptive : konuşmacı uyarlamalı
engineering system sistem
software library : yazılım kütüphanesi speaker- : konuşmacı bağımlı
software : yazılım paketi dependent tanıma
package recognition

software piracy : yazılım korsanlığı speaker- : konuşmacı bağımlı


dependent sistem
software tool : yazılım aracı system
solid modeling : hacimsel modelleme speaker- : konuşmacıdan
solid modeling : hacim modelleme independent bağımsız tanıma
recognition
solution space : çözüm uzayı
speaker- : konuşmacıdan
SOM : bkz. self-organizing independent bağımsız sistem
map system
sonogram : sonogram speaker-trained : konuşmacı eğitimli
system sistem

348
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

speaking mode : konuşma modu system


speech : konuşma tanıyıcı
special character : özel karakter recognizer
special-purpose : özel amaçlı dil speech : konuşmayı yeniden
language reconstruction oluşturma
specification : belirtim speech : konuşma iadesi
restitution
specification : belirtim dili
language speech signal : konuşma sinyali
speech : konuşma speech : konuşma
speech analysis : konuşma çözümleme spectrogram spektrogramı
speech analysis : konuşma çözümleme speech synthesis : konuşmayı
system sistemi sentezleme
speech analyzer : konuşma çözümleyici speech synthesis : konuşma sentezleme
system sistemi
speech : konuşma bant
bandwidth genişliği speech : konuşma sentezleyici
synthesizer
speech clipping : konuşma kısaltma
speech template : konuşma şablonu
speech coding : konuşma kodlama
speech training : konuşma eğitimi
speech : konuşma sıkıştırma
compression speech : konuşma anlama
understanding
speech control : konuşma kontrolü
speech : konuşma dalga biçimi
speech : konuşma kodlama
waveform coding
digitization sayısallaştırma
speech digitizing : konuşma speech-based : konuşma tabanlı uyarı
sayısallaştırma alerting
speech encoding : konuşma şifreleme speech-pattern : konuşma örüntü
speech : konuşma frekansı matching eşleştirme
frequency speech-to-text : konuşmayı metne
speech input : konuşma girdisi conversion dönüştürme

speech : konuşma spellchecker : imla denetleyici


intelligibility anlaşılabilirliği spelling checker : imla denetleyici
speech output : konuşma çıktısı
spidernet : örümcek ağı
speech pattern : konuşma örüntüsü şeklindeki ağ

speech : konuşma işleme spiral track : spiral iz


processing splitting : ayırma
speech : konuşma tanıma
recognition spoken : sözlü komut
command
speech : konuşma tanıma
recognition sistemi spoken menu : sözlü menü

349
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

spoken : konuşulan sözlük static binding : durağan ilişkilendirme


vocabulary
static breakpoint : durağan kesme
spoken-language : konuşulan dili noktası
identification tanımlama
static image : durağan görüntü
spoken-language : konuşulan dili çevirme
translation static scope : durağan kapsam

spoof : yanıltmak static storage : durağan bellek


spooling : sıraya alma static test mode : statik test modu
spot punch : tek delik açıcı
stationary : durağan ileti kaynağı
spread : yayma information
source
spreadsheet : hesap çizelge
program programı stationary : durağan ileti kaynağı
message source
square function : kare alma işlevi statistical time : istatistiksel zaman
square root : karekök alma işlevi division bölmeli çoklama
function multiplexing
stable coalition : kararlı koalisyon step-by-step : adım adım işlem
operation
stable state : kararlı durum
stepwise : adım adım iyileştirme
stable state : kararlı durum refinement
stack : yığın stipple pattern : noktalarla resim
stack indicator : yığıt belirteci yapma örüntüsü
stack pointer : yığıt göstergesi storage : bellek
stack(storage) : yığıt (bellek) storage (device) : saklama (aygıtı)
standard form : standard biçim storage capacity : bellek kapasitesi
standardize (to) : standardize etmek storage cell : bellek hücresi
star network : yıldız ağı storage element : bellek elemanı
star/ring network : yıldız/halka ağı storage image : bellek görüntüsü
start-of-frame : çerçeve başlangıcı storage : bellek işareti
start-stop : başla dur iletimi indication
transmission storage : depolama
starvation : açlık organization düzenlemesi
state : durum storage : bellek bölümleme
partitioning
state diagram : durum diyagramı
storage : bellek koruma
state transition : durum geçiş protection
diagram diyagramı
storage size : bellek büyüklüğü
statement : deyim
storage structure : depolama yapı dili
static : durağan language

350
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

conversion
store : saklamak
stub : koçan
store-and- : sakla ve ilet
forward style : biçem

stored message : depolanmış ileti style checker : tarz denetleyici


alert service uyarma hizmeti
style sheet : biçem tablosu
stored message : depolanmış ileti
listing service listeleme hizmeti sub-band coding : alt bant kodlaması

stored message : depolanmış ileti subject : özne, konu


summary service özetleme hizmeti sublayer : alt katman
storing : saklama
submission : gönderme
stow : simgeleştirmek
subnet : alt ağ
streamer : duraksız aygıt
subnetwork : alt ağ
stress test : zorlama testi
subprogram : alt program
stretch : çekme, uzatma
string : dizi subprogram call : alt program çağırma

string constant : sabit dizi subprogram : alt program izleme


trace
string literal : dizi ifade
subroutine : işlem
string type : dizgi türü
subscriber : abone
stripping : temizleme
subscripting : alt simgeleme
stroke character : vuruşlu karakter
subset : alt küme
generator üretici
substitution : yerine koyma
stroke device : çarpma aygıtı
subsymbolic : alt sembolik gösterim
strong typing : zorunlu yazım representation
structural : yapısal tanım subsystem : alt sistem
description
subtotal function : alt toplam işlevi
structure chart : yapı şeması
subtrahend : çıkan
structured : yapısal tasarım
design subtree : alt ağaç
subtype : alt tür
structured : yapısal program
program subunit : alt birim
structured : yapısal programlama sum : toplam
programming summary punch : özet delgi
structured : yapısal programlama summer : örneksel toplayıcı
programming dili
summing : toplayarak integral
language integrator alıcı
STT conversion : bkz. speech-to-text

351
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

supercomputer : süper bilgisayar synaptic : kromozom şeklinde


interconnection karşılıklı bağlantı
supersector : süper sektör
synaptic weight : kromozom şeklinde
supervised : gözetimli öğrenme ağırlık
learning
synchronization : eşzamanlama
support program : destek programı
synchronous : zaman uyumlu, eş
support software : destek yazılımı zamanlı
surface modeling : yüzey modelleme synchronous : zaman uyumlu sinir
neural network ağı
surface modeling : yüzey oluşturma
synchronous : zaman uyumlu iletim
surfacing : yüzeyleme, yüzey transmission
oluşturma synonym : eşanlamlılık
surge resistance : yüksek gerilime syntax-directed : sözdizim yönelimli
direnme editor düzenleyici
surge withstand : yüksek gerilime synthesis : sentez
capability dayanma yeteneği
synthesis by : parametrik
swapping : değiş-tokuş parametric modellemeyle
switch : anahtar modeling sentezleme
switching : anahtarlama synthesis by : parametrik gösterimle
parametric sentezleme
switching : anahtarlama representation
function fonksiyonu
synthetic speech : sentetik konuşma
switching : anahtarlama
variable değişkeni system analysis : sistem analizi
symbol : sembol system : sistem açıklaması
symbolic : sembolik adres description
address system design : sistem tasarımı
symbolic : sembolik yürütme
execution system : sistem geliştirme
development
symbolic : sembolik dil system : sistem
language documentation dokümantasyonu
symbolic logic : sembolik mantık system : sistem
documentation dokümantasyonu
symbolic trace : sembolik izleme
system follow-up : geliştirme sonrası
symmetric binary : simetrik ikili kanal gözden geçirme
channel
system : işletim sistemi ilk
symmetric : simetrik şifreleme generation açılımı
cryptography
system integrity : sistem bütünlüğü
symmetrical list : simetrik liste
system library : sistem kütüphanesi
synaptic : kromozom şeklinde
connection bağlantı

352
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

system life cycle : sistem yaşam system support : sistem destekleme


döngüsü
system test and : sistem testi ve
system : sistem bakımı evaluation plan değerlendirme planı
maintenance
system software : sistem yazılımı

Tt

table : çizelge teletext : teletekst


tabulator : çizelgeliyici telex : teleks
tailgate : peşine takılmak template : şablon
tape : şerit template : şablon eşleştirme
tape frame : teyp satırı matching

tape punch : şerit delgisi temporal : geçici bağlılık


cohesion
tape reproducer : şerit çoğaltıcı
tens complement : onun tümleyeni
tape row : teyp satırı
term : terim
tape spool : şerit öbeği
terminal : uç birim
target language : hedef dil
terminal node : son düğüm
target machine : hedef makine
terminated : sonlandırıldı
target program : hedef program
termination test : sonlandırma testi
task : görev
test and : test ve bakım
task entry : görev girişi maintenance programı
task state : görev durumu program
task : görev eş test language : test dili
synchronization zamanlaması
test plan : test planı
taxonomy : sınıflandırma oluşumu
formation text : metin
TCU : bkz. trunk connecting text [voice, : metin [ses, görüntü,
unit image, video] video] iletimi
transmission
teleconferencing : tele konferans
text area : metin alanı
telecopy : faks
text editing : metin düzenleme
telefax : telefaks
telemaintenance : uzaktan bakım text editor : metin düzenleyici
teletex : teleteks text processing : metin işleme

353
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

text processor : metin işlemci thumbwheel : işaretleme tekeri

text-dependent : metne bağımlı tanıma ticket : bilet, etiket


recognition sistemi
tile : döşeme
system
tilling : pencereleri tuğla gibi
text-dependent : metin bağımlı tanıyıcı
döşeme
recognizer
time bomb : zaman bombası
text-formatting : metin biçimlendirme
language dili time division : zaman bölmeli çoklu
multiple access erişim
text-independent : metinden bağımsız
recognition tanıma sistemi time division : zaman bölmeli
system multiplexing çoklama
text-independent : metinden bağımsız time scale : zaman ölçeği
recognizer tanıyıcı (factor) (faktörü)
text-to-speech : metinden konuşmaya time sharing : zaman paylaşımı
conversion dönüştürme
text-to-speech : metinden konuşmaya time slicing : zaman dilimi
synthesis system sentezleme sistemi time slicing : zaman dilimleme
text-to-speech : metinden konuşmaya time slot : zaman aralığı
synthesizer sentezleyici
time-out : zaman aşımı
texture : desen
timing recovery : geri kazanım
texture mapping : desen eşlemesi zamanlaması
TMS : bkz. truth
thematic role : konuya ait rol maintenance system
thermal printer : termal yazıcı token : andaç

third-generation : üçüncü nesil dil token passing : andaç geçirme


language procedure protokolü

thread : parçacık token passing : andaç geçirme


protocol protokolü
threat : tehdit
token-bus : andaç veri yolu ağı
threat analysis : tehdit analizi network
three-address : üç adresli komut token-ring : andaç halka ağı
instruction network
threshold : eşik elemanı top-down : yukarıdan aşağı
element
top-level domain : üst düzey alan adı
threshold : eşik fonksiyonu name
function
total correctness : toplam doğruluk
threshold gate : eşik geçidi
total function : toplam işlevi
threshold : eşik işlemi
operation totally connected : tamamen bağlantılı
throughput : üretilen İş network ağ

354
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

touch screen : dokunma duyarlı transient error : geçici hata


ekran
transinformation : gönderilmiş bilgi
trace : izlemek y; content
trace program : izleme programı transition : geçiş
tracing facility : izleme olanağı translate : çevirmek
track : iz translating : çevirme

track and hold : izle ve tut birimi translation : çeviri


unit translation : çeviri süresi
track and store : izle ve tut birimi duration
unit translation : çeviri programı
track density : iz yoğunluğu program
translation time : çeviri zamanı
track pitch : iz aralığı
translator : çevirici
trackball : iz topu translator : çevirici yönergesi
tracking : izleme directive
tracking sembol : izleme sembolü transliterate : karakter dönüştürmek
transmission : iletim
traffic analysis : trafik çözümleme
transmission : iletim kanalı
traffic padding : trafik doldurma channel
trailer (magnetic : şerit sonu transmission : iletim kontrol karakteri
tape) control character
trailer label : art bilgi etiketi transmission : iletim çerçevesi
training : eğitim frame
transmission line : iletim hattı
transaction call : işlem çağırma
transmission : iletim ortamı
transaction : işlem işleme medium
processing
transmission : iletim yolu gecikmesi
transcribe : dönüştürerek path delay
aktarmak
transmit : iletmek
transfer : aktarma, aktarmak
transmittal : aktarım
transfer : iletim yorumlayıcı
interpreter transmittal event : aktarım olayı
transfer rate : aktarma hızı
transmittal step : aktarım adımı
transfer syntax : aktarma söz dizimi
transmitted : iletilmiş bilgi
transfer time : iletim süresi information
transferred : gönderilmiş bilgi transport layer : taşıma katmanı
information
transposition : konum değiştirme
transform : dönüştürmek (transpoze etme)

355
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

trapdoor : tuzak kapısı truth : doğruluk bakım


maintenance sistemi
tree : ağaç
system
tree network : ağaç ağı
truth table : doğruluk çizelgesi
tree search : ağaç arama
tumbling : gezinme
tree structure : ağaç yapısı
tuple : çoklu ilişki
tributary station : yan istasyon
turnaround time : dönüş süresi
trigger circuit : tetikleyici devre turnkey system : anahtar teslimi sistem
Trojan horse : Truva atı turn-on : devre çalışma
truncated binary : üstel olarak ikili stabilizing time kararlılık süresi
exponential azalma algoritması twisted pair : ikili sarmal iletim hattı
backoff
two-address : iki adresli komut
truncation : kesme instruction
truncation error : kesme hatası two-out-of-five : beşin ikisi kod
trunk cable : ana kablo code
twos : ikinin tümleyeni
trunk connecting : ana bağlantı birimi complement
unit
type area : metin alanı
trunk coupling : ana bağlantı birimi type bar : yazma çubuğu
unit
type conversion : tür dönüşümü
trusted computer : güvenilir bilgisayar
system sistemi typed body : yazılı gövde metni
service hizmeti

Uu

UA : bkz. user agent underflow : eksik gelme


unary [binary] : tekli (ikili) operatör underflow : eksik gelme özel
operator exception durumu
unary operation : tekli İşlem underflow : eksik gelme işareti
uncertainty : belirsizlik indication

unconditional : koşulsuz sıçrama underline : altını çizmek


jump instruction komutu underlying type : vurgulanan tür
unconditional : şartsız deyim underscore : altını çizmek
statement understandability : anlaşılabilirlik
undelete : silme işleminin tersini undo : son yapılan işlemi
yapmak geri alma

356
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

unit string : birim dizi upload : yüklemek


unit test : birim test usability test : kullanılabilirlik testi
universal : evrensel adres user : kullanıcı
address yönetimi
administration user agent : kullanıcı temsilcisi
universal set : evrensel küme user class of : kullanıcı hizmet sınıfı
service
universal type : genel tür
user coordinate : kullanıcı koordinatı
universe of : genel anlatım
discourse user data : kullanıcı verisi
unlearning : öğrenmeme user facility : kullanıcı araçları
unpack : paketi açmak user ID : kullanıcı kimliği
unpacked : paketlenmemiş
decimal notation ondalık gösterim user : kullanıcı kimliği
identification
unrecoverable : kurtarılamaz hata
error user manual : kullanıcı el kitabı

unrecoverable : düzeltilemez hata user profile : kullanıcı profili


error user terminal : kullanıcı terminali
unrestricted : sınırlanmamış tanıma user view : kullanıcı bakışı
recognition sistemi
system user’s guide : kullanıcı kılavuzu
unstable state : kararsız durum user-friendly : kullanıcı dostu
unsupervised : gözetimsiz öğrenme user-tuned : kullanıcı ayarlı sistem
learning system
until statement : until deyimi utility program : hizmet programı
utility routine : hizmet alt programı
until-construct : until yapısı
utterance : söz söyleme
update dynamics : güncelleme
spectrogram spektrogramı
dinamikleri
uplink : yükleme bağlantısı

Vv

vaccine program : aşılama programı valuator : değerlendirici


vacuum column : vakum kolonu valuator device : değerlendirici aygıt
validation : geçerleme variable : değişken

357
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

variable function : değişken işlev üreteci viewdata : videoteks


generator viewport : görüş bölümü
variable trace : değişken izleme virtual : sanal
variable-point : değişken nokta
representation gösterim sistemi virtual address : sanal adres
system virtual call : sanal çağırma birimi
variant part : değişken kısım facility

virtual machine : sanal makina


variant record : değişken kayıt
virtual memory : sanal bellek
variant record : değişken kayıt türü
type
virtual : sanal düğme
vector : vektör pushbutton
vector display : vektör görüntü aygıtı virtual space : sanal uzay
device
virtual storage : sanal bellek
vector generator : vektör oluşturucu
virtual terminal : sanal terminal
vector-refresh : vektör yenilemeli
display görüntü virus : virüs
Veitch diagram : Veitch diyagramı virus signature : virüs imzası
Venn diagram : Venn diyagramı
visibility : görünebilirlik
verification : doğrulama
verification : doğrulama visible layer : görünür katman
visible neuron : görünür sinir
version space : sürüm uzayı
vertical format : dikey sayfa biçimleme visible part : görülebilen kısım

vertical : dikey biçimleme visual display : görsel görüntü birimi


formatting unit
vertical scrolling : düşey kaydırma visulation : görselleştirme
vertical : dikey biçimleme vocoder : ses kodlayıcı
tabulation
voice : ses, insan sesi
VIRS : bkz. voice interactive
voice coder : ses kodlayıcı
response system
voice command : ses komutu
video : video konferans
conferencing
video display : görüntülü terminal voice control ses kontrolü
terminal
voice control : ses denetim sistemi
video RAM : görüntü belleği system
videotex : videoteks voice controller : ses denetleyicisi
view : görünüm voice input : ses girdisi

358
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

voice interactive : ses etkileşimli yanıt voice-response : sesli yanıt uyarıcı


response system sistemi prompt
voice mail : sesli posta volatile storage : uçucu bellek
voice menu : sesli menü volume element : hacim elemanı
voice output : ses çıktısı
voice previewer : ses önizleyici volume header : birim başlığı
volume label : birim etiketi
voice prompt : ses uyarıcı
volume modeling : katı modelleme
voice recognition : ses tanıma
volume modeling : hacim modelleme
voice response : sesli yanıt
voxel : hacim elemanı değeri,
voice server : ses sunucusu
voksel
voice signal : ses sinyali
VR : bkz. voice response
voice signature : ses imzası
VRAM : bkz. video RAM
voiceprint : ses izi
vulnerability : kırılganlık
voice- : ses tanıma birimi
recognition unit

Ww

waiting time : bekleme süresi wide area : geniş alan ağı


walk-through : sistem denetimi network WAN
wide track : geniş iz
warm start : sıcak başlama
wideband : geniş bant
warped-input : saptırılmış girdi
model modeli widow : yalnız satır

watchdog timer : gözcü saati widow line : yalnız satır


window : pencere
weak bit : zayıf bit
window : kademeli
weak typing : zayıf yazma cascading pencereleme
weight : ağırlık window/viewport : pencere/görüş
transformation bölümü dönüşümü
weight-sharing : ağırlık paylaşımlı ağ
network windowing : pencere açma,
pencereleme
what you see is : görülen belgenin
what you get aynısının basılması winner-takes-all : kazanan-tümünü-alır
network ağı
while-construct : while yapısı

359
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce Türkçe Terim Listesi

winner-takes- : kazanan-daha- work space : çalışma alanı


more network fazlasını-alır ağı
working area : iş alanı
wireframe : çizgisel modelleme working space : çalışma alanı
modeling
workstation : iş istasyonu
wireframe : görünmeyen yüzey
representation world koordinate : dünya koordinatı
wiretapping : hatta girme worm : solucan
wraparound : sarım
word : sözcük
wraparound : sonraki satıra geçme
word count : kelime sayma
word length : sözcük uzunluğu write : yazmak
word processing : kelime işleme write access : yazma erişimi
word processing : metin işleme write head : yazma kafası
word processor : kelime işlemci write protection : yazma koruma etiketi
label
word size : sözcük büyüklüğü
write ring : yazma halkası
word spotting : sözcük ayırt etme
write-enable ring : dosya koruma halkası
word wrap : sözcük kaydırma
WYSIWYG : bkz. what you see is
word-organized : sözcük tabanlı bellek what you get
storage
work area : iş alanı

Xx
TSE ISO/IEC 2382 Standartlarında bu harfte ingilizce bilişim terimi bulunmamaktadır.

Yy
TSE ISO/IEC 2382 Standartlarında bu harfte ingilizce bilişim terimi bulunmamaktadır.

Zz

360
TSE Bilişim Sözlüğü İngilizce-Türkçe Terim Dizini

zero : sıfır
zero suppression : sıfır silme
zero suppression : sıfırı ihmal etme
function işlevi
zero-address : sıfır adresli komut
instruction
zerofill : sıfır doldurmak
z-fold paper : z-katlanmış kağıt

zig-zag fold : z-katlamalı kağıt


paper
zone punch : bölge delgisi
zooming : yakınlaştırma

361
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

EK-C:

Türkçe İngilizce Terim


Listesi

362
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

363
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

Aa
A/D dönüştürücü : A/D converter adres alanı : address space
abone : subscriber adres biçimi : address format
açığa çıkarma : disclosure adres bölümü : address part
açık anahtar : public key adres çevirici : address translator
açık anahtar : public-key adres değiştirme : address
şifreleme cryptography modification
açık güvenlik : open-security adres ile çağırma : call by address
ortamı environment
adres sapması : address offset
açık koruyucu : open guard adres yönetimi : address
açık metin : cleartext administration
açık sistem : open system adresleme özel : addressing
durumu exception
açık sistemler ara : open systems
bağlantısı interconnection adreslenebilir : addressable point
açık sistemler ara : open system nokta
bağlantısı referans interconnection adreslenebilir : calculator without
modeli reference model saklama birimi addressable
olmayan hesap storage
açık uçlu sistem : end open system
makinesi
açıklama : comment
adreslenebilirlik : addressability
açıklama olanağı : explanation facility
afet kurtarma plânı : disaster recovery
açıklamaya dayalı : explanation-based plan
öğrenme learning
ağ : network
açıklıklı kart : aperture card
ağ dokuması : network weaving
açlık : starvation
ağ geçidi : gateway
ad çözümleme : name resolution
ağ katmanı : network layer
ada : island
ağ mimarisi : network
ada göre atama : assignment by architecture
name
ağ modeli : network model
adı bilinmeyen ileti : anonymous
gönderici remailer ağ planlama : network planning
adım adım işlem : step-by-step ağ şeması : network chart
operation ağ topolojisi : network topology
adım adım : stepwise ağ yapısı : network structure
iyileştirme refinement
ağaç : tree
adlandırma : naming authority
yetkilisi ağaç ağı : tree network

adres : address ağaç arama : tree search

364
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

ağaç yapısı : tree structure alfabetik kod : alphabetic code


eleman kümesi element set
ağaç yapısındaki : leaf
yaprak alfabetik kod : alphabetic code
kümesi set
ağdaki diğer : neighbor
istasyonları notification alfabetik sözcük : alphabetic word
uyarma alfanümerik : alphanumeric
ağırlık : weight alfanümerik : alphanumeric
ağırlık paylaşımlı : weight-sharing karakter character
ağ network
alfanümerik : alphanumeric
akıl yürütme : reasoning karakter kümesi character set
akıllı terminal : intelligent terminal alfanümerik kod : alphanumeric
code
akılsız terminal : dumb terminal
alfanümerik kod : alphanumeric
akış diyagramı : flow diagram
eleman kümesi code element set
akış kontrolü : flow control
alfanümerik kod : alphanumeric
akış şeması : flowchart kümesi code set
aksaklık erişimi : failure access alfanümerik : alphanumeric
aktarım : transmittal sözcük word

aktarım adımı : transmittal step alfanümerik veri : alphanumeric data


aktarım olayı : transmittal event algılanabilir öğe : detectable
element
aktarma : transfer
algoritma : algorithm
aktarma hızı : transfer rate
algoritmik dil : algorithmic
aktarma söz dizimi : transfer syntax language
aktarmak : transfer alıcı : recipient
aktör : actor alıcı hizmet : receiving service
akustik sinyal : acoustic signal kullanıcısı user
alan : field alıkoyma süresi : retention period
alan bilgisi : domain alım uyarısı : receipt notification
knowledge alınmama uyarısı : nonreceipt
alan modeli : domain model notification
alan türü : field type alma : receipt
alfabe : alphabet alt ağ : subnet,
subnetwork
alfabetik dizi : alphabetic string
alt ağaç : subtree
alfabetik karakter : alphabetic
character alt bant kodlaması : sub-band coding
alfabetik karakter : alphabetic alt birim : subunit
kümesi character set alt katman : sublayer
alfabetik kod : alphabetic code alt küme : subset

365
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

alt program : subprogram anahtar girişi : contact input


alt program : subprogram call anahtar koruması : contact protection
çağırma anahtar sıçraması : contact bounce
alt program izleme : subprogram trace
anahtar sorgulama : contact
alt sembolik : subsymbolic sinyali interrogation
gösterim representation signal
alt simgeleme : subscripting anahtar teslimi : turnkey system
alt sistem : subsystem sistem

alt toplam işlevi : subtotal function anahtarlama : switching

alt tür : subtype anahtarlama : switching variable


değişkeni
alternatif alıcı : alternate recipient
anahtarlama : switching function
altını çizmek : underline, fonksiyonu
underscore
analitik öğrenme : analytic learning
amaç dil : object language
analitik saldırı : analytical attack
amaç kod : object code
AND elemanı : AND element
amaç modül : object module
AND geçidi : AND gate
amaç program : object program
andaç : token
amaçlanan alıcı : intended recipient
andaç geçirme : token passing
ana bağlantı birimi : trunk connecting protokolü protocol, token
unit, trunk passing procedure
coupling unit
andaç halka ağı : token-ring network
ana bant : baseband
andaç veri yolu ağı : token-bus network
ana bant LAN : baseband LAN
anlamlı basamak : significant digit
ana belleğe : roll in
taşımak anlamlı basamak : significant digit
aritmetiği arithmetic
ana bilgisayar : host computer,
mainframe anlamsız ileti : jabber

ana dil : host language anlamsız ileti : jabber control


denetimi
ana görev : master task
anlaşılabilirlik : understandability
ana hatları ile : outline
temsil representation anlatılandan : learning by being
öğrenme told
ana istasyon : master station
anlık alıcı : immediate
ana kablo : trunk cable recipient
ana makine : host machine anlık döküm : snapshot dump
ana program : main program anlık işlenen : immediate
ana tür : host type operand

anahtar : switch, key anlık komut : immediate


instruction

366
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

anlık veri : immediate data arındırma : sanitizing


anma iletim oranı : nominal transfer arıza : failure
rate
arıza bildirim : beaconing station
anti virüs programı : anti-virus program istasyonu
ara cihaz : intermediate arıza önleme : failsafe
equipment
arızalar arası : mean operating
ara dil : intermediate ortalama işletim time between
language süresi failures
ara düğüm : intermediate node arızalar arası : mean time
ortalama süre between failures
ara operatör : infix notation
notasyonu aritmetik işlem : arithmetic
operation
ara sistem : intermediate
system aritmetik kaydırma : arithmetic shift
aracılı konferans : moderated aritmetik mantıklı : calculator with
conference hesap makinesi arithmatic logic
aralık : range, span arka plan : background tile
arama : find, search döşemesi

arama ağacı : search tree arka plan : background image


görüntüsü
arama anahtarı : search key
arşiv dosyası : archive file
arama çevrimi : search cycle
arşivlemek : archive
arama süresi : search time
arşivlenmiş dosya : archived file
arama uzayı : search space
ART ağı : ART network
arama ve : find and replace,
search and art bilgi etiketi : trailer label
değiştirme
replace art takı : postamble
aranan hizmet : called service artarak öğrenme : incremental
kullanıcısı user learning
araya girme : insert artık satır : orphan line
arayan hizmet : calling service artık veri : residual data
kullanıcısı user
artıklık : redundancy
arayan numarayı : dial-back artımlı koordinat : incremental
çevirme coordinate
arayüz : interface
artma büyüklüğü : increment size
ardıl : consecutive asıl alt küme : proper subset
ardışık : sequential asimetrik şifreleme : asymmetric
ardışık devre : sequential circuit cryptography
ardışık erişim : sequential access aşağı çekme : pull-down menu
argüman : argument menüsü

367
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

aşağı itme listesi : pushdown list ayırma tanımı : discriminant


description
aşağı yuvarlama : round down
işlevi function ayırmak : disassemble
aşağıdan yukarıya : bottom-up ayırt etme ağı : discrimination
network
aşağıya yuvarlama : round down
aşılama programı : vaccine program ayrı derleme : separate
compilation
aşırı yüklemek : overload
ayrıcalıklı komut : privileged
atama : assignment instruction
atama deyimi : assignment ayrık : discrete
statement
ayrık gösterim : discrete
ateşlemek : fire representation
atlama : skip ayrık konuşma : discrete-speech
atomik tür : atomic type tanıma recognition

ayarlamak : justify ayrık sinyal : discrete signal

ayarlamak (bir : set (a breakpoint) ayrık tür : discrete type


kesme noktası) ayrık veri : discrete data
aygıt dönüşümü : device ayrık zamanlanmış : discretely timed
transformation sinyal signal
aygıt kontrol : device control ayrılmış kelime : reserved word
karakteri character
ayrılmış sözcükleri : isolated-words
aygıt koordinatı : device coordinate tanıma recognition
aygıt uzayı : device space ayrım : discriminant
ayırıcı : separator ayrıntılandırma : elaboration
ayırma : disjunction, ayrıntılı saldırı : exhaustive attack
splitting
ayrıştırıcı : parser
ayırma olmayan : non-disjunction
işlem ayrıştırmak : parse, extract

Bb
bağ : link bağımlı derleme : dependent
compilation
bağ düzenleyici : linkage editor
bağımlılık : dependency
B-ağacı : B-tree
bağıl artıklık : relative bağımsız derleme : independent
redundancy compilation

bağıl entropi : relative entropy bağlamak : link

bağıl hata : relative error bağlanabilirlik : connectivity

368
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

panel
bağlantı : connection,
linkage bakteri : bacterium
bağlantı ağırlığı : connection weight balon şema : bubble chart
bağlantı bilimi : connection bant : band
science
bant (kemer) yazıcı : band (belt) printer
bağlantı birimi ara : attachment unit
yüzü interface basılı kopya : hard copy

bağlantı : linkage editor basit deyim : simple statement


düzenleyici basit perceptron : simple perceptron
bağlantı gücü : connection basit tamponlama : simple buffering
strength
basit tür : simple type
bağlantı modunda : connection-mode
baskı ön izleme : print preview
iletim transmission,
connection- başka sisteme : cutover
oriented aktarma
transmission başla-dur iletimi : start-stop
bağlantı yolu : highway transmission
bağlantıcı model : connectionist başlangıç : origination
model başlangıç değeri : initialize
bağlantıcı öğrenme : connectionist vermek
learning başlangıç deyimi : elementary
bağlantıcılık : connectionism statement
bağlantılama : linking loader başlangıç koşulu : initial condition
yükleyici modu mode, reset mode
bağlantılı liste : chained list başlangıç sinyali : preamble
bağlantılı metin dili : markup language başlangıç yordamı : bootstrap, initial
program load
bağlantısız modda : connectionless-
iletim mode başlatma yordamı : bootstrap loader
transmission, yükleyici
connectionless başlatma : bootstrap
transmission yordamını
bağlaşım : coupling çalıştırmak
bağlaştırma : coupling başlatmak : initiate
bağlayıcı : linker başlık : header, heading
bağlı liste : linked list başlık etiketi : header label
bağlı liste araması : linked list search baud : baud
bağlılık : cohesion bayrak : flag
bakım : maintenance bayt : byte
bakım çengeli : maintenance hook BCD notasyonu : BCD notation
bakım paneli : maintenance bekleme süresi : waiting time

369
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

bekleme zamanı : slot time bellek büyüklüğü : storage size


beklenmedik : contingency bellek dökümü : memory dump
durum işlemi procedure
bellek elemanı : storage element
beklenmedik : contingency plan
bellek görüntüsü : storage image
durum planı
bellek hücresi : storage cell
belge : document
bellek işareti : memory indication
belge : document storage indication
biçimlendirici formatter
bellek kapasitesi : storage capacity
belge birleştirme : document merge
bellek koruma : storage protection
belge dağıtımı : document delivery
bellenim : firmware
belge değişim : document
biçimi interchange benzerlik tabanlı : similarity-based
format genelleme generalization
belge gövdesi : document body benzerliklerden : learning by
öğrenme analogy
belge mimarisi : document
architecture benzetim : simulation
belge okuyucu : document reader benzetmek : emulate
belge profili : document profile besleme aralığı : feed pitch
belge yerleşim : layout object besleme deliği : feed hole
nesnesi besleme izi : feed track
belgelendirme : certification beşin ikisi kod : two-out-of-five
belgenin tümünde : global find and code
arama ve replace, global betimleme : rendering
değiştirme search and
replace biçem : style
beliren pencere : pop-up window biçem tablosu : style sheet
belirleyici : identifier biçim : format, morph
belirsizliği giderme : disambiguation biçim dengeleyici : format effector
belirsizlik : uncertainty biçimleme : formating
belirtim : specification biçimlendirme : morphing
işlemi
belirtim dili : specification
language biçimsel belirtim : formal
specification
belleği silme işlevi : clear memory
function biçimsel mantık : formal logic
bellek : memory, storage biçimsel parametre : formal parameter
bellek bölümleme : memory biçimsel parametre : formal parameter
partitioning, durumu mode
storage bildirim : assertion,
partitioning declaration

370
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

bildirim bölgesi : declarative region bilgi mühendisliği : knowledge


engineering
bildirim kısmı : declarative part
bileşik deyim : compound bilgi mühendisliği : knowledge
aracı engineering tool
statement
bilet : ticket bilgi nesnesi : information object
(in electronic mail)
bilgi : information,
knowledge bilgi sistemi : information
system
bilgi ağacı : knowledge tree
bilgi tabanı : information base,
bilgi analizi : information knowledge base
analysis
bilgi tabanlı sistem : knowledge-based
bilgi edinimi : knowledge system
acquisition
bilgi yönetimi : information
bilgi edinme : knowledge management
acquisition
bilgisayar : computer
bilgi getirme : information
retrieval bilgisayar ağı : computer network

bilgi gizleme : information hiding bilgisayar bilimi : computer science

bilgi gösterimi : knowledge bilgisayar destekli : computer-aided,


representation computer-assisted

bilgi içeriği : information bilgisayar destekli : computer-aided


content çizim drawing,
computer-aided
bilgi ikili : information bit drafting
bilgi isteği : prompt bilgisayar destekli : computer-aided
bilgi işleme : information kalite güvencesi quality assurance
processing bilgisayar destekli : computer-aided
bilgi işleme sistemi : information mühendislik engineering
processing bilgisayar destekli : computer-aided
system planlama planning
bilgi kaybı : equivocation bilgisayar destekli : computer-aided
bilgi kaynağı : knowledge source süreç planlaması process planning

bilgi kaynağı : information bilgisayar destekli : computer-aided


sözlüğü resource tasarım design
dictionary bilgisayar destekli : computer-aided
bilgi kaynağı : information tasarım ve üretim design and
sözlük sistemi resource manufacturing
dictionary system bilgisayar destekli : computer-aided
bilgi kuramı : information theory test testing

bilgi mühendisi : knowledge bilgisayar destekli : computer-aided


engineer üretim manufacturing

371
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

bilgisayar destekli : computer-aided bilgisayar tümleşik : computer-


üretim yönetimi production üretim integrated
management, manufacturing
computer-aided
bilgisayar : computer-oriented
production control language
yönelimli dil
bilgisayar destekli : computer-aided bilgisayarın kötüye : computer abuse
yayıncılık publishing,
kullanılması
computer-assisted
publishing bilgisayarla : computer vision
imgeleme
bilgisayar grafiği : computer graphics
bilgisayarla : computerize
Bilgisayar Grafiği : Computer otomatikleştirmek
Arayüzü Graphics Interface
bilgisayarlı : computerization
Bilgisayar Grafiği : Computer otomasyon
Metadosyası Graphics Metafile
bilgisayarlı sayısal : computer
Bilgisayar Grafiği : Computer numerical control
denetim
Referans Modeli Graphics
Reference Model bilgisel bağlılık : informational
cohesion
bilgisayar : computer security
güvenliği bilimsel : scientific
görselleştirme visualization
bilgisayar kaynağı : computer
resource bilinen düz metin : known-plaintext
saldırısı attack
bilgisayar komut : computer
kodu instruction code bilişsel bilim : cognitive science
bilgisayar : computer bilişsellik : cognitivism
konferansı conferencing bilme gereksinimi : need-to-know
bilgisayar korsanı : hacker bindirim çözme : demodulation
bilgisayar kuşağı : computer biometri : biometric
generation
bir adresli komut : one-address
bilgisayar merkezi : computer center instruction
bilgisayar mimarisi : computer bir artı bir adresli : one-plus-one
architecture komut address
bilgisayar : computer program instruction
programı bir bildirimin : scope
bilgisayar : computer fraud kapsamı
sahtekarlığı bir düşüncenin : icon
bilgisayar sistemi : computer system resim şeklinde
gösterimi
bilgisayar sistemi : computer-system
denetimi audit bir ileri adresleme : one-ahead
addressing
bilgisayar sözcüğü : computer word
birbiri ile ilgili : correspondent
bilgisayar suçu : computer crime varlıklar entities

372
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

birbirine : interconnectivity birleştirme dili : assembly


bağlanabilirlik language
birbirine bağlanan : concatenation birleştirme kodu : assembly code
sentezleme synthesis
birleştirme süresi : assembly duration
birim başı etiketi : beginning-of- birleştirme testi : integration test
volume label
birleştirme zamanı : assembly time
birim başlığı : volume header
birleştirme : join, fusion
birim dizi : unit string
birleştirmek : assemble, merge
birim etiketi : volume label
birli (ikili) : monadic [dyadic]
birim sonu etiketi : end-of-volume operatör operator
label
birli işlem : monadic operation
birim testi : unit test
birlikte işlerlik : interoperability
birin tümleyeni : ones complement
bit : bit
birinci nesil dil : first-generation
language bit dizisi : bit string
birincil alıcı : primary recipient bit düzlemi : bitplane
birincil anahtar : primary key bit eşlem : bitmap
birincil indeks : primary index bit hata oranı : bit error ratio
birincil istasyon : primary station bit hızı : bit rate
birler üzerinde : non-return-to-zero bit konumu : bit position
değişimli sıfıra change-on-ones bit yoğunluğu : bit density
dönüşsüz recording
kaydetme bit yönelimli : bit-oriented
protokol protocol
birleşik bilgi içeriği : joint information
content bitiş tarihini : expiry date
gösterme hizmeti indication service
birleşik istasyon : combined station
bitişik alanlar : adjacent domains
birleşik sözcükleri : connected-words
tanıma recognition bitişik düğümler : adjacent nodes

birleşik tür : composite type blok : block

birleşimsiz işlem : non-conjunction blok aktarma : block transfer

birleşme : conjunction blok büyüklüğü : block size

birleştir ve devam : assemble-and-go blok denetleme : block check


et blok deyimi : block statement
birleştirici : assembler, blok diyagramı : block diagram
collator
blok kopyalama : block copy
birleştirici : assembler
blok taşıma : block move
yönergesi directive
blok uzunluğu : block length
birleştirilmiş : assembled origin
başlangıç noktası

373
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

blok yapılı dil : block-structured bozulma : aliasing


language
bozulma giderme : antialiasing
bloklama faktörü : blocking factor bozulmaya : fault tolerance,
bloklar arası : interblock gap dayanıklılık resilience
boşluk bozulmayan işlem : failsafe operation
Boltzmann : Boltzmann bölen : divisor
makinesi machine
bölge : region
Boole deyimi : Boolean
expression bölge delgisi : zone punch
Boole işleci : Boolean operator bölmelere ayırma : compartmentalizat
ion
Boole işlem : Boolean operation
çizelgesi table bölüm : episode, quotient
Boole işlemi : Boolean operation bölünemeyen : hard space, no-
boşluk break space
Boole işlevi : Boolean function
bölünen : dividend
boş adres : null address
B-tabanı : K-base
boş dizi : null string
budama : pruning
boş gösterge : null pointer
bulanık küme : fuzzy set
boş küme : empty set
bulanık küme : fuzzy-set logic
boş ortam : blank medium, mantığı
empty medium
bulanık mantık : fuzzy Iogic
boşluk : blank
buluşsal arama : heuristic search
boşluk genişliği : gap width
buluşsal kural : heuristic rule
boşluk karakteri : blank character,
space character buluşsal metot : heuristic method
boşluk yapma : blanking buluşsal öğrenme : heuristic learning
BOT işareti : BOT marker büro otomasyon : office automation
sistemi system
boyama : inking
bütünleştirme : integration
boylamasına : longitudinal
manyetik kaydetme magnetic büyük parçalara : chunking
recording ayırma
bozma : breach büyütmek : expand
bozukluk : fault B-yönlendirici : B-router
bozukluk kaydı : fault trace

374
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

Cc

CAQ güvencesi : CAQ assurance Chapin şeması : Chapin chart


cebirsel dil : algebraic COM yazıcı : COM printer
language
CSMA/CA ağı : CSMA/CA
cebirsel mantıklı : calculator with network
hesap makinesi algebraic logic
CSMA/CD ağı : CSMA/CD
cep : pocket network
cep hesap : pocket calculator, cümle : sentence
makinesi hand-held
calculator
cetvel satırı : ruler line

Çç

çağırma : calling çakışan akım : coincident-current


seçimi selection
çağırma dizisi : calling sequence
çağırmak : call çakışma : collision

çağrı : call, polling çakışma algılayan : carrier sense


taşıyıcı dinleyen multiple access
çağrı ağacı : call tree çoklu erişim ağı collision detection
çağrı çizgesi : call graph network

çağrı denetleme : call control çakışma çözümü : collision resolution


yordamı procedure çakışma izleme : collision
çağrışımlı bellek : content enforcement
addressable çakışma önleyen : carrier sense
storage taşıyıcı dinleyen multiple access
çağrışımlı öğrenme : associative çoklu erişim ağı collision
learning avoidance
network
çağrışımsal bellek : associative
memory çalışıyor : running
çağrışımsal : associative çalışma alanı : work space,
depolama storage working space
çalışma süresi : run duration

375
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

çalışma süresi : run-length çevirici : translator


kodlama encoding
çevirici yönergesi : translator directive
çalışma zamanı : run time çevirme : translating
çalıştırma : run
çevirmek : translate
çalıştırma voltaj : operating voltage çevre : environment
göstergesi indicator
çevre donanımı : peripheral
çapraz birleştirici : cross-assembler equipment
çapraz çağrışımlı : crossbar çevresel koşul : environmental
ağ associative condition
network
çevrim dışı : off-line, offline
çapraz derleyici : cross-compiler
çevrim içi : on-line, online
çapraz girişim : crosstalk
çevrim süresi : cycle time
çarpan : multiplier
çıkan : subtrahend
çarpılan : multiplicand
çıkarım : abduction
çarpım : product
çıkarım ile sonuç : abductive
çarpma aygıtı : stroke device çıkarma inference
çekirdek : core, nucleus
çıkartılan : minuend
çekirdek görüntü : core image çıkış alt sistemi : output subsystem
çekirdek metin : boilerplate çıkış deyimi : exit statement
çekişme : contention çıkış kapasitesi : fan-out
çekme : stretch çıkış katmanı : output layer
çerçeve : frame çıkış kesme : postamble
çerçeve başlangıcı : start-of-frame noktası breakpoint
çerçeve başlatma : frame start çıkış koşulu : postcondition
sınırlayıcısı delimiter
çıkış noktası : exit point
çerçeve kontrol : frame control field çıkış siniri : output neuron
alanı
çıkmak : exit
çerçeve kontrol : frame check
dizisi sequence çıktı : output
çerçeve sonu : end-of-frame çıktı temel elemanı : output primitive
çerçeve sonu : frame end çıraklık öğrenimi : learning-
sınırlayıcısı delimiter stratejisi apprentice
strategy
çeviri : translation
çift kablolu geniş : dual-cable
çeviri programı : translation bantlı LAN broadband LAN
program
çift uçlu kuyruk : double-ended
çeviri süresi : translation queue
duration
çift yönlü iletim : duplex
çeviri zamanı : translation time transmission

376
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

çift yönlü kuyruk : dequeue çoklama : multiplexing


çift yönlü yayılma : round-trip çoklama çözücü : demultiplexer
zamanı propagation time
çoklama çözümü : demultiplexing
çip : chip
çoklayıcı : multiplexer
çizelge : table çoklu ateşleme : multiple firing
çizelgeleyici : tabulator çoklu bağlantı : multipoint
çizgi grafikleri : line graphics connection
çizgisel modelleme : wireframe çoklu duyarlık : multiple-precision
modeling
çoklu erişim : multiple access
çizici : plotter çoklu görev : multitasking
çizici kafa : plotting head çoklu ızgara : hypergrid
çoğaltmak : duplicate çoklu ızgara ağı : network hypergrid
çoğullama : multiplexing çoklu ilişki : tuple
çoğullayıcı : multiplexer çoklu işlem : multiprocessing
çoğunluk elemanı : majority element çoklu işlev : polymorphism
çoğunluk geçidi : majority gate çoklu küp : hypercube
çoğunluk işlemi : majority operation çoklu küp ağı : network
çok aralıklı : multirange hypercube
yükselteç amplifier
çoklu programlama : multiprogramming
çok düzeyli adres : multilevel address çoklu yayımlama : multicast
çok katmanlı ağ : multilayered
çözücü birim : resolver
network
çözüm uzayı : solution space
çok katmanlı : multilayered
perceptron perceptron çözüm yollarından : learning from
öğrenme solution paths
çok seviyeli cihaz : multilevel device
çubuk yazıcı : bar printer
çok vuruşlu : multistroke
karakter girişi character entry çubuklu kod : bar code
çok yönlü hiyerarşi : heterarchy
çokgen doldurma : polygon fill

Dd

D/A dönüştürücü : D/A converter dağıtık veri tabanı : distributed


database
dağıtık veri işleme : distributed data
processing dağıtılmama : nondelivery

377
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

dağıtılmama uyarı : nondelivery değişken kısım : variant part


hizmeti notification service
değişken nokta : variable-point
dağıtım : delivery gösterim sistemi representation
system
dağıtım için beklet : hold-for-delivery
hizmeti service değiştirilebilirlik : modifiability
dağıtım listesi : distribution list değiştirilmiş : modified
frekans kiplenimli frequency
dağıtım uyarı : delivery
notification service kaydetme modulation
hizmeti
recording
dağıtımı kanıtlama : proof of delivery
hizmeti service değiştirme : replace

dahili etiket : internal label değiştirme tespit : modification


kodu detection code
dairesel liste : circular list
değiştirme tespiti : modification
dal : branch detection
danışma : consultation delgi : punch
dar bant : narrowband delgi istasyonu : punch station
darbe : impulse delgi konumu : punch position
datagram : datagram delgi yolu : punch path
datagram hizmeti : datagram service delik örüntüsü : hole pattern
dayanak bölümü : premise part delikli kart : punch card
değer ile çağırma : call by value delikli şerit : punched tape
değerlendirici : valuator okuyucu reader

değerlendirici aygıt : valuator device delinmiş kart : punced card


değerlendirme : evaluation delinmiş şerit : punched tape
işlevi function delme konumu : punching position
değerlendirme : evaluation report denetim akış : control flow graph
raporu çizgesi
DEĞİL işlemi : NOT operation denetim akış : control flow
değiş tokuş : swapping diyagramı diagram

değişiklik sonrası : after-image denetim akışı : control-flow trace


kopya izleme
değişim dökümü : change dump denetim alanı : control area
değişken : variable denetim : control coupling
bağlaştırma
değişken işlev : variable function
üreteci generator denetim çerçevesi : control frame

değişken izleme : variable trace denetim dili : control language


değişken kayıt : variant record denetim istasyonu : control station

değişken kayıt türü : variant record denetim kesme : control breakpoint


type noktası

378
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

denetim kuyruğu : audit trail derleyici kodu : compiler code


denetim programı : control program derleyici üretici : compiler
generator
denetim topu : control ball
derleyici yönergesi : compiler directive
denetimli bakım : controlled
maintenance desen : texture
denetimli erişim : controlled access desen eşlemesi : texture mapping
sistemi system
deste : bundle
denetleme kodu : checking code destek : prop
denetleme noktası : checkpoint destek öğeleri : scaffolding
denetleme : checking program destek programı : support program
programı
destek yazılımı : support software
dengelenmiş ağaç : balanced tree
destekli öğrenme : reinforcement
dengeli hata : balanced error learning
depolama : storage deşelemek : scavenge
düzenlemesi organization
devam etme testi : continuation test
depolama yapı dili : storage structure
language devre anahtarlama : circuit switching
depolanmış ileti : stored message devre çalışma : turn-on stabilizing
listeleme hizmeti listing service kararlılık süresi time
depolanmış ileti : stored message deyim : expression,
özetleme hizmeti summary service statement
depolanmış ileti : stored message deyim dili : expression
uyarma hizmeti alert service language
derinliğine arama : depth-first search dış bağlaştırma : external coupling
derle ve devam et : compile-and-go dış düzey : external level
derleme : compilation dış şema : external schema
derleme birimi : compilation unit dışardan program : calculator with
girişi olan hesap external program
derleme süresi : compilation makinesi input
duration
dışarı erişilebilen : closed user group
derleme zamanı : compilation time kapalı kullanıcı with outgoing
derlemek : compile grubu access
derlenmiş bilgi : compiled dışarı gönderme : export
knowledge
dışarıdan gelen : closed user group
derleyici : compiler mesaja açık olan with incoming
kapalı kullanıcı access
derleyici belirtim : compiler
dili specification grubu
language dışlama : exclusion
derleyici derleyicisi : compiler compiler DIŞLAYAN VEYA : EXCLUSIVE-OR
elemanı element

379
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

DIŞLAYAN VEYA : EXCLUSIVE-OR dinamik olarak : dynamically


geçidi gate programlanabilen programmable
bağlantı connection
DIŞLAYAN VEYA : EXCLUSIVE-OR
işlemi operation dinamik : dynamic buffering
dışsal : external tamponlama

diferansiyel : differential dinamik yer : dynamic


encoding değiştirme relocation
kodlama
diferansiyel : differential dinamik zaman : dynamic time
Manchester saptırma warping
Manchester
kodlaması encoding disk : disk
diğer alıcıları : disclosure of other disk bellek : disk storage
açıklama hizmeti recipients service
disk birimi : disk unit
dikey biçimleme : vertical formatting, disk kartuşu : disk cartridge
vertical tabulation
disk paketi : disk pack
dikey olarak : perpendicular
manyetik kaydetme magnetic disk sürücü : disk drive
recording disket : diskette
dikey sayfa : portrait format, diyalog bileşeni : dialog component
biçimleme vertical format
dizgi : string
dil işlemci : language
processor dizgi türü : string type
dil ön işlemcisi : language dizi : array
preprocessor dizi dilimi : array slice
dil yapısı : language dizi ifade : string literal
construct
dizi türü : array type
dinamik : dynamic
dizin : directory, index
dinamik araç : dynamic tool
göstergesi display dizin adı : directory name

dinamik bellek : dynamic storage dizin bilgi ağacı : directory


information tree
dinamik bellek : dynamic storage
tahsisi allocation dizin bilgi tabanı : directory
information base
dinamik görüntü : dynamic image
dizin deliği : index hole
dinamik : dynamic binding
ilişkilendirme dizin hizmeti : directory facility

dinamik kapsam : dynamic scope dizin izi : index track

dinamik kaynak : dynamic resource dizin kullanıcı : directory user


atama allocation temsilcisi agent

dinamik kesme : dynamic dizin kullanıcısı : directory user


noktası breakpoint dizin sistemi : directory system
dizin sistemi : directory system
temsilcisi agent

380
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

dizin türü : index type doğrusal tahmin : linear prediction


kodlaması coding
dizin yönetim alanı : directory
management dokunma duyarlı : touch screen
domain ekran
dizüstü bilgisayar : laptop computer dokuzun tümleyeni : nines complement
do while deyimi : do while dolanır elde : end-around carry
statement
dolanır kaydırma : end-around shift
doğal dil : natural language dolanır ödünç : end-around
doğal dil anlama : natural-language borrow
understanding
dolaylı adres : indirect address
doğal dil kavrama : natural-language dolaylı gönderme : indirect
comprehension submission
doğal sayı : natural number
dolaylı komut : indirect instruction
doğrudan adres : direct address dolaylı kullanıcı : indirect user
doğrudan çağrı : direct call facility dolaylı : indirectly
aracı özyinelemeli recursive
doğrudan dalga : direct waveform dolaylı referans : indirect
biçimli sentezleme synthesis referencing
gösterme
doğrudan erişim : direct access doldurma : fill
doğrudan : direct submission doldurma örüntüsü : fill pattern
gönderme
doldurmak : fill
doğrudan komut : direct instruction
donanım : hardware
doğrudan kullanıcı : direct user
donanım tasarım : hardware design
doğrudan : directly recursive language
dili
özyinelemeli
dosya : file
doğrudan yüzde : direct percentage
işlevi function dosya aktarımı, : file transfer,
erişimi ve yönetimi access and
doğrulama : verification management
doğruluk : accuracy dosya bakımı : file maintenance
doğruluk bakım : truth maintenance dosya başı etiketi : beginning-of-file
sistemi system label
doğruluk çizelgesi : truth table dosya güncelleme : file updating
doğruluk ispatı : proof of
dosya koruma : file protection
correctness
dosya koruma : write-enable ring
doğruluk ispatlama : correctness halkası
proving
dosya sonu etiketi : end-of-file label
doğrusal ağ : linear network
dosya sunucusu : file server
doğrusal arama : linear search
dosyalama : filing
doğrusal liste : linear list

381
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

dökmek : dump durağan kesme : static breakpoint


döküm : dump noktası

döndürme : rotation duraksız aygıt : streamer


duraksız manyetik : magnetic tape
döngü : loop
şerit birimi unitstreming tape
döngü bildirimi : loop assertion drive
döngü bildirisi : loop assertion durdurma deyimi : abort statement
döngü denetim : loop-control durdurma dizisi : abort sequence
değişkeni variable
durdurulmuş : aborted
döngü denetimi : loop control bağlantı connection
döngü gövdesi : loop body durum : state
döngü parametresi : loop parameter durum deyimi : case statement
döngü sabiti : loop invariant durum diyagramı : state diagram
döngüsel kaydırma : cyclic shift durum geçiş : state transition
döngüsel olmayan : acyclic network diyagramı diagram
ağ duyarlılık : sensitivity
dönme gecikmesi : rotatioanal delay duygu sembolü : emoticon
dönüş süresi : turnaround time duyurulan bilgi : declarative
dönüşsel konum : rotational position knowledge
algılama sensing düğme : pushbutton
dönüştürerek : transcribe düğüm : node
aktarmak
dünya koordinatı : world coordinate
dönüştürmek : convert
dürme : rolling
dönüştürmek : transform
düşey kaydırma : vertical scrolling
dördüncü nesil dil : fourth-generation
language düz metin : plaintext

dört bölümlü ağaç : quadtree düzeltici bakım : burn in


yapısı sınaması

döşeme : tile düzeltilemez hata : irrecoverable


error,
durağan : static unrecoverable
durağan bellek : static storage error

durağan görüntü : static image düzeltme öncesi : before-image


kopya
durağan ileti : stationary
kaynağı information source düzeltme : recovery
durağan ileti : stationary düzen : order
kaynağı message source düzenleme (metin : editing
durağan : static binding işlemede)
ilişkilendirme düzenlemek : edit
durağan kapsam : static scope

382
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

düzenlemek : order düzenleyici kutu : handle


düzenlenmiş ağaç : ordered tree düzenli ağ : regular network

Ee

eğer deyimi : if statement elektrikli hesap : mains-powered


makinesi calculator
EĞER İSE işlemi : IF-THEN
operation elektrikli/pilli hesap : mains/battery
makinesi powered
eğer-ise deyimi : if-then statement
calculator
eğer-ise kuralı : if-then rule
elektronik arşiv : electronic archive
eğitim : training
elektronik : electronic
eğri okuyucu : curve follower doküman değişimi document
eğri üretici : curve generator interchange

ek iz : extra track elektronik kopya : soft copy


ek sektör : extra sector elektronik : electronic
mesajlaşma messaging
ekleme : append
elektronik posta : electronic mail
ekleme gösterim : calculator with
mantıklı hesap suffix notation elektronik posta : electronic mailbox
makinesi logic kutusu
eklenen : augend elektronik veri : electronic data
değişimi interchange
ekran : screen
elektronik : electronic
ekran düzenleyici : screen editor yayıncılık publishing
ekran görüntüsü : display image elektrostatik bellek : electrostatic
eksik gelme : underflow storage
eksik gelme işareti : underflow elektrostatik çizici : electrostatic
indication plotter
eksik gelme özel : underflow elektrostatik yazıcı : electrostatic
durumu exception printer
eksik kök : diminished radix eleman : element
tümleyeni complement elverişli zaman : opportunity study
el ile işletim işlevi : manual function çalışması
elde : carry emirsel deyim : imperative
statement
elde sayısı : carry digit
emirsel dil : imperative
eldesiz toplama : addition without language
carry
en anlamlı : most significant
basamak digit

383
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

en anlamlı bit : most significant bit erişim denetimi : access control


alanı field
en az anlamlı : least significant
basamak digit erişim denetimi : access control list
en az anlamlı bit : least significant bit listesi

en az ayrıcalık : minimum privilege erişim dilimi : access period

en çok normal mod : maximum normal erişim düzeneği : access


mode voltage mechanism
gerilimi
en iyiyi arama : best-first search erişim düzeyi : access level

en yüksek işletim : maximum erişim hakkı : access right


normal mod operating normal erişim izni : access permission
gerilimi mode voltage
erişim kategorisi : access category
en yüksek işletim : maximum erişim kolu : access arm
ortak mod gerilimi operating
common mode erişim listesi : access list
voltage erişim metodu : access method
en yüksek izin : maximum erişim süresi : access time
verilebilir normal allowable normal
mod aşırı gerilimi mode overvoltage erişim türü : access type
en yüksek izin : maximum erişim yetkisi : clearance
verilebilir ortak allowable erişim yolu : access path
mod aşırı gerilimi common mode bağımsızlığı independence
overvoltage
erişim yolu : access path
en yüksek ortak : maximum
mod gerilimi common mode erişim yönetimi : access
voltage hizmeti management
service
engel katmanı : bottleneck layer
erişmek : access
engelleme : obscure
erken : early binding
engellendi : blocked ilişkilendirme
enine arama : breadth-first erteleme : deference
search
erteleme deyimi : delay statement
entropi : average
information ertelenmiş bakım : deferred
content maintenance

entropi : entropy ertelenmiş dağıtım : deferred delivery


hizmeti service
entropi : negentropy
eskime bildirim : obsoleting
e-posta : e-mail hizmeti indication service
erim : range esnek disk : floppy disk
erişim birimi : access unit esnek üretim : flexible
erişim denetimi : access control sistemi manufacturing
system

384
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

eş anlamlılık : synonym etkileşimli eğitim : interactive training


eş düzey çizgisi : contour etkileşimli metin ve : interactive
görüntü yayını videography
eş düzey varlıklar : peer entities
etkileşimli sesli : interactive voice
eş eksenli iletim : coaxial pair
yanıt response
hattı
eş eksenli kablo : coaxial cable etkili adres : effective address

eş seslilik : homonym etkin aktarma hızı : effective transfer


rate
eş yordam : coroutine
etkin hatta girme : active wiretapping
eş zamanlama : synchronization
etkin işaretçi : current pointer
eş zamanlama ön : preamble
eki etkin matris : active matrix
görüntü aygıtı display device
eş zamanlı : synchronous
etkin matris : active matrix
eşdeğerlik işlemi : equivalence görüntüleyici display
operation
etkin pencere : active window
eşdeğersizlik : non-equivalence
işlemi operation etkin sözlük : active vocabulary

eşik işlemi : threshold etkin tehdit : active threat


operation etkinleştirme : activation
eşik elemanı : threshold element etkinleştirme işlevi : activation function
eşik fonksiyonu : threshold function etkinleştirme kaydı : activation record
eşik geçidi : threshold gate etkisiz okuma : nondestructive
read
eşitleme işlevi : equals function
eşleme : mapping evirici : inverter

eşlemek : map evre kiplenimli : phase modulation


kaydetme recording
eşler arası ağ : peer-to-peer
network evre şifreleme : phase encoding

etiket : label evrensel adres : universal address


yönetimi administration
etiket : ticket
evrensel küme : universal set
etki alanı : domain
eylem : action
etkileşimli : interactive
bilgisayar grafiği computer graphics eylem bölümü : action part

etkileşimli çevre : interactive eylem çubuğu : action bar


environment ezbere öğrenme : rote learning
etkileşimli dil : interactive
language

385
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

Ff

faks : fax, facsimile, fikir belirtme : ideographic


telecopy karakteri character
faks kartı : fax board fizibilite çalışması : feasibility study
faks makinesi : fax machine, fiziksel dağıtım : physical delivery
facsimile machine
fiziksel dağıtım : physical delivery
faks modem : fax modem erişim birimi access unit
fakslamak : fax fiziksel dağıtım : physical delivery
sistemi system
faktöriyel : factorial
faktöriyel işlevi : factorial function fiziksel düzey : physical level

fare : mouse fiziksel erişim : physical access


denetimi control
fark : difference
fiziksel katman : physical layer
fark yükselteci : differential
amplifier fiziksel kaydetme : physical recording
yoğunluğu density
farklı iz : alternate track
fiziksel kayıt : physical record
faz kaydırma : phase shift keying
anahtarlaması fiziksel ortam : physical medium
bağlantı alt attachment
faz kıpırdaması : phase jitter katmanı sublayer
faz kodlama : phase encoding fiziksel sektörleme : hard sectoring
faz sürekli frekans : phase-continuous fiziksel : physical signaling
kaydırma frequency shift sinyalleşme alt sublayer
anahtarlaması keying katmanı
faz sürekli FSK : phase-continuous fiziksel şema : physical schema
FSK
flip-flop : flip-flop
faz uyumlu frekans : phase coherent
kaydırma frequency shift FM kaydetme : FM recording
anahtarlaması keying fonksiyon : function
faz uyumlu FSK : phase coherent fonksiyonel birim : functional unit
FSK
for yapısı : for-construct
fazla darbe : drop-in
form besleme : form feed
fazladan vuru : extra pulse
form görüntüleme : form flash
fazlalık kodu : redundant code
formant : formant
fırsatçı plânlama : opportunistic
formant : formant synthesis
planning
sentezleme
Fibonacci araması : Fibonacci search
frekans bölmeli : frequency division
fikir belirten işaret : ideogram çoklama multiplexing

386
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

frekans bölmeli : frequency division frekans : frequency


çoklu erişim multiple access modulasyonlu modulation
kaydetme recording
frekans kaydırma : frequency shift
anahtarlaması keying

Gg

gaz paneli : gas panel genel : global


gecikme : latency genel adres : global address
yönetimi administration
gecikme elemanı : delay element
gecikme hattı : delay line genel amaçlı dil : general-purpose
language
gecikmeli (elle) : cold standby
yedekleme genel anlatım : universe of
discourse
gecikmesiz : hot standby
(otomatik) genel birim : generic unit
yedekleme genel gövde : generic body
geciktirildi : delayed genel işlem : generic operation
geç ilişkilendirme : late binding genel modül : generic module
geçen zaman : elapsed time genel örnek : generic instance
geçerleme : validation genel paket : generic package
geçici bağlılık : temporal cohesion genel somut örnek : generic
instantiation
geçici hata : soft error,
transient error genel tür : universal type
geçiş : transition genel yapı : generic
geçiş akışı : run stream genel yapı bildirimi : generic
declaration
geçiş sesi : diphone
geçiş sistemi : change-over geniş alan ağı : wide area network
system WAN

geçit : gate geniş bant : broadband,


wideband
gelen ileti kutusu : inbox, in-basket
geniş bantlı LAN : broadband LAN
geliştirme esasları : developmental
baseline geniş iz : wide track

geliştirme sonrası : post-development genişletilebilir dil : extensible


review, post- language
gözden geçirme
implementation genişletilebilirlik : extensibility
review, system
genlik kaydırma : amplitude shift
follow-up keying
anahtarlaması

387
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

geometrik : geometric geri arama : call-back


modelleme modeling
geri besleme : feedback
gerçek açık sistem : real open system yayılması propagation
gerçek adres : real address geri beslemeli : feedback-
yayılma ağı propagation
gerçek aktarım hızı : actual transfer
rate network

gerçek alıcı : actual recipient geri derlemek : decompile

gerçek bağımsız : actual argument geri derleyici : decompiler


değişken geri dönmek, geri : return
gerçek bellek : real storage döndürmek

gerçek parametre : actual parameter geri dönüş deyimi : return statement

gerçek sistem : real system geri : irreversible


dönüştürülemez encipherment
gerçek tür : real type kriptolama
gerçek zamanlı : real time geri : irreversible
gerçek zamanlı : real-time dönüştürülemez encryption
çevre environment şifreleme
gerçek zamanlı : real-time geri kazanım : recovery
işlem operation geri kazanım : recovery time
gerçekleştirme : implementation süresi

gerçekleştirme : perform statement geri kazanım : timing recovery


deyimi zamanlaması

gerçel ifade : real literal geri oynatma : playback


gerçel sayı : real number geri sarmak : rewind

gereksinim : requirement geri yayılma : back propagation


gereksinim analizi : requirements geri yayılma ağı : back-propagation
analysis network

gereksinim belirtim : requirement geri yönde izleme : backtracking


dili specification geri yönde : backward
language kurtarma recovery
gerektiğinde : soft hyphen, geri yönde : backward
kullanılan kesme discretionary zincirleme chaining
hyphen
geride duran : pushed window
gerektirme : implication pencere
geri aktaran LAN : reverse LAN geriye almak : backspace
kanalı channel
geriye doğru : backward search,
geri aktarım kanalı : backward channel arama reverse find,
geri alım : retrieval reverse search

geri alma noktası : rescue point geriye dönük : retrospective trace


izleme

388
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

geriye dönük LAN : backward LAN gizli sinir : hidden neuron


kanalı channel
gizli yüzey : hidden surface
gezdirme : panning gizlilik : confidentiality
gezinme : tumbling
goto deyimi : goto statement
giden ileti kutusu : out-basket göbek : hub
girdi : input gölgeleme : shading
girdi akışı : input stream gömülü komut : embedded
girdi temel öğesi : input primitive command
girdi-çıktı : input-output gömülü veri tabanı : embedded
dili database
girdi-süreç-çıktı : input-process-
output chart, IPO language
şeması
chart gönderen hizmet : sending service
kullanıcısı user
girintili yazdırmak : indent
giriş : entry, entrance gönderici : originator
gönderici/alıcı adı : originator/recipient
giriş adı : entry name
name
giriş alt sistemi : input subsytem
gönderici/alıcı : originator/recipient
giriş çağırma : entry-call adresi address
deyimi statement
gönderilmiş bilgi : transferred
giriş kapasitesi : fan-in information,
giriş katmanı : input layer mutual
information,
giriş kesme : preamble transinformation y;
noktası breakpoint content
giriş koruması : input protection gönderme : submission
giriş koşulu : precondition göndermeyi : proof of
giriş noktası : entry point kanıtlama hizmeti submission
service
giriş siniri : input neuron
göreceli komut : relative command
girişi silme işlevi : clear entry
function göreceli koordinat : relative coordinate
gizli anahtar : secret key, private göreceli vektör : relative vector
key göreli adres : relative address
gizli çizgi : hidden line göreli konum izi : offset track
gizli kanal : covert channel görev : task
gizli kapı : trapdoor görev durumu : task state
gizli katman : hidden layer görev eş : task
gizli Markov modeli : hidden Markov zamanlaması synchronization
model görev girişi : task entry
gizli ondalık tür : fixed-point type

389
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

görevlerin : separation of görüntüyü yeniden : image


ayrılması duties üretme regeneration
görsel görüntü : visual display unit görünüm : view, scene,
birimi picture
görselleştirme : visulation görünür katman : visible layer
görülebilen kısım : visible part görünür sinir : visible neuron
görülen belgenin : what you see is görüş bölümü : viewport
aynısının basılması what you get
gösterge : pointer, indicator
görünebilirlik : visibility gösterge veri türü : pointer type
görünmeyen yüzey : hidden surface gösterme : display
görünmez kopya : blind copy gösterme komutu : display command
alıcısı recipient
gösterme komutu : display instruction
görüntü : image
gösterme uzayı : display space
görüntü anlama : image
understanding göstermek : display

görüntü aygıtı : display device gövde : body


görüntü belleği : video RAM gövde koçanı : body stub
görüntü birimi : graphics göz atma : browsing
workstation gözcü saati : watchdog timer
görüntü elemanı : display element gözetimli öğrenme : supervised
görüntü işleme : image processing learning

görüntü kavrama : image gözetimsiz : unsupervised


comprehension öğrenme learning

görüntü konsolu : display console gözlemden : learning from


öğrenme observation
görüntü penceresi : display window
grafik görüntü : graphic display
görüntü tampon : frame buffer (aygıtı) (device)
belleği
grafik karakter : glyph font
görüntü tanıma : image recognition fontu
görüntü yüzeyi : display surface grafik karakter : glyph
görüntüleyen : display calculator şekli
hesap makinesi grafik karakteri : graphic character
görüntüleyen ve : display and grafik : graphics digitizer
kağıda yazan printing calculator sayısallaştırıcı
hesap makinesi
grafik tableti : graphics tablet
görüntülü terminal : video display
terminal grafik temel : graphic primitive
elemanı
görüntüyü yeniden : display recall
çağırma denetimi control grafiksel çekirdek : graphical kernel
sistemi system

390
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

grafiksel iş : graphics güvenilir aktarım : reliable transfer


istasyonu workstation hizmet öğesi service element
gramer denetleyici : gramer checker güvenilir bilgisayar : trusted computer
sistemi system
grilik ölçeği : gray scale
grup teknolojisi : grup technology güvenilirlik : reliability

gruplandırma : grouping isolation güvenli erişim : secure access


yönetimi hizmeti management
yalıtımı
service
gülümseyen yüz : smiley
güvenlik : security audit
güncelleme : update dynamics denetlemesi
dinamikleri
güvenlik erişim : security clearance
gündem : agenda yetkisi
günlük : logger güvenlik halkası : safety ring
günlük raporlama : journalize güvenlik politikası : security policy
gürültü : noise güvenlik seviyesi : security level
gürültü yayma : noise burst signal güvenlik sınıfı : security category
sinyali
güvenlik : security
güven belgesi : credentials sınıflandırması classification
güven faktörü : confidence factor güvenlik süzgeci : security filter
güven/sorumluluk : credit/blame
ataması assignment

Hh

hacim elemanı : volume element hassas bilgi : sensitive


information
hacim elemanı : voxel
değeri hat : line
hacimsel : volume modeling hat dinleme : eavesdropping
modelleme hat kodu : line code
halka : ring hata : error
halka ağ : ring network hata algılama : error detection
halka gecikme : ring latency hata aralığı : error span
süresi
hata ayıklama : debug
hareket dinamikleri : motion dynamics
hata ayıklayıcı : debugger
harf : letter
hata denetimi : error control
harmanlama sırası : collating
sequence hata denetleme : error control
yazılımı software
harmanlamak : collate

391
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

hata dizisi : error range hızlandırılmış veri : expedited data


birimi unit
hata düzeltme : error correction
hata düzeltme : error-correction hızlı kayıt : rapid enrollment
öğrenmesi learning hızlı seçim : fast select
hata işareti : error indication hızlı yer değiştirme : megaflops
hata koşulu : error condition hile tespit kodu : manipulation
detection code
hata oranı : error rate
hata tahmini : error prediction hile tespiti : manipulation
detection
hata yerleştirme : bug seeding, error
seeding, fault hiyerarşi : hierarchy
seeding hiyerarşi şeması : hierarchy chart
hatadan kurtulma : error recovery hiyerarşik : hierarchical
bilgisayar ağı computer network
hatalı sektör : bad sectoring
oluşturma hiyerarşik model : hierarchical
model
hatlar arasına giriş : between-the-lines
entry hiyerarşik olmayan : nonhierarchical
planlama planning
hatta girme : wiretapping
hatta pasif girme : passive hiyerarşik : hierarchical
wiretapping plânlama planning

havada kayan kafa : air floating head hiyerarşik sinir ağı : hierarchical neural
network
hazır : ready
hiyerarşik yapay : hierarchical
Hebbian : Hebbian learning sinir ağı artificial neural
öğrenmesi network
hedef dil : target language hizalanmamış sağ : ragged right
hedef makine : target machine hizalanmamış sol : ragged left
hedef program : target program hizmet : service
hedefleme alanı : aiming field hizmet alt programı : utility routine
hedefleme : aiming symbol hizmet biti : service bit
sembolü
hizmet erişim : service access
hepsini silme işlevi : clear all function noktası point
hesap çizelge : spreadsheet hizmet kullanıcısı : service user
programı program
hizmet programı : utility program
hesap makinesi : calculator
hizmet reddi : denial of service
hesapla modu : operate mode
hizmet sağlayıcı : service provider
hesaplama modu : compute mode
hizmet veri birimi : service data unit
hesaplama sistemi : computing system
hizmet verilebilirlik : servability,
hızır : daemon, demon serveability,
serviceability

392
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

Hopfield ağı : Hopfield network

IC bellek : IC memory ışın izleme : ray tracing


IF-AND-ONLY-IF : IF-AND-ONLY-IF ızgara : grid, raster
elemanı element
ızgara ağ : grid network
IF-AND-ONLY-IF : IF-AND-ONLY-IF ızgara birimi : raster unit
geçidi gate
ızgara çizici : raster plotter
IF-THEN elemanı : IF-THEN element
ızgara görüntüsü : raster image
IF-THEN geçidi : IF-THEN gate
ızgara gösterimi : raster display
INCLUSIVE OR : OR element
elemanı (INCLUSIVE) ızgara grafikler : raster graphics
INCLUSIVE OR : INCLUSIVE-OR ızgara tarama : raster scan
geçidi gate ızgaralama : rasterization
ışık düğmesi : light button
ışıklı işaret kalemi : lightpen

İi

iç düzenleme : interleave içerik türü : content type


iç içe yerleştirmek : nest içsel düzey : internal level
iç testli döngü : in-test loop içsel şema : internal schema
İÇEREN VEYA : INCLUSIVE-OR içten yayılmalı : phong shading
işlemi operation gölgeleme
içeri alma : import idari alan adı : administration
domain name
içerik : content
içerik : associative idari güvenlik : administrative
storage security
adreslenebilir
bellek idari yönetim alanı : administration
management
içerik : content-
addressable domain
adreslenebilir
depolama storage ideogram girişi : ideogram entry
içerik bağlaştırma : content coupling ifade : literal

393
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

iki adresli komut : two-address ikili kodlanmış : binary-coded


instruction notasyon notation
iki beşli kod : biquinary code ikili kodlanmış : binary-coded
ondalık gösterim decimal
iki darbeli : double-pulse
recording representation
kaydetme
iki kararlı : bistable (trigger) ikili kodlanmış : binary-coded
circuit ondalık notasyon decimal notation
(tetikleyici) devre
iki yana hizalamak : justify ikili notasyon : binary notation

iki yönlü arama : bidirectional ikili sarmal iletim : twisted pair


search hattı

iki yönlü liste : bidirectional list ikili sayı : binary digit

ikici [N-ci] Boole : dyadic [N-adic] ikili sayısal sinyal : binary digital
signal
işlemi Boolean operation
ikici [N-ci] işlem : dyadic [N-adic] ikili sayma sistemi : binary numeration
operation system

ikil : bit ikili sinyal : binary signal

ikili [N-li] işlem : binary [N-ary] ikili sistem : binary system


operation ikinci nesil dil : second-
generation
İkili : binary [ternary]
[octal] [decimal or language
[Üçlü][Sekizli][Onlu
][On denary] ikincil alıcı : secondary
ikili][Onaltılı][N’li] [duodecimal] recipient
[sexadecimal or
ikincil anahtar : secondary key,
hexadecimal] [N- foreign key
ary]
ikincil indeks : secondary index
ikili ağaç : binary tree
İkincil istasyon : secondary station
ikili arama : binary search
ikinin tümleyeni : two’s complement
ikili aritmetik işlem : binary arithmetic
operation ikiye bölmeli arama : dichotomizing
search
ikili gösterim : binary numeral
ikizleme : mirroring
ikili hücre : binary cell
ilave etmeme işlevi : nonadd function
ikili işlem : binary operation,
dual operation ileri aktaran LAN : forward LAN
kanalı channel
ikili karakter : binary character
ileri aktarma kanalı : forward channel
ikili karakter : binary character
kümesi set ileri besleme : feedforward
yayılması propagation
ikili kod : binary code
ileri beslemeli ağ : feedforward
ikili kod eleman : binary code network
kümesi element set
ileri itme listesi : pushup list
ikili kod kümesi : binary code set

394
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

ileri yayılma : forward iletim hattı : transmission line


propagation
iletim kanalı : transmission
ileri yayılma ağı : forward- channel
propagation
iletim kontrol : transmission
network control character
karakteri
ileri yönde : forward recovery iletim ortamı : transmission
kurtarma medium
ileri yönde : forward chaining iletim süresi : transfer time
zincirleme
iletim yolu : transmission path
ileti : message gecikmesi delay, one-way
ileti aktarma : message transfer propagation time
ileti aktarma : message transfer iletim yorumlayıcı : transfer interpreter
sistemi system
iletişim adaptörü : communication
ileti aktarma : message transfer adapter
temsilcisi agent
iletişim güvenliği : communications
ileti alım düğümü : information sink, security
message sink
iletişim kuramı : communication
ileti alımı : message retrieval theory
ileti depolama : message storage iletişim kutusu : dialog box
ileti deposu : message store iletişimsel bağlılık : communicational
cohesion
ileti hazırlama ve : message handling
yönetim hizmeti service iletmek : transmit, forward
ileti işleme : message handling ilgili nokta : hotspot
ileti işleme hizmeti : message handling ilişki modeli : relational model
service
ilişki sınıfı : relation class
ileti işleme ortamı : message handling ilişki yapısı : relational
environment structure
ileti işleme sistemi : message handling ilişki : relation
system
ilişkilendirme : binding
ileti kaynağı : information
source, message ilişkilendirme : binding time
source zamanı
ileti tanıma hizmeti : message ilişkilendirmek : bind
identification ilişkisel cebir : relational algebra
service
ilişkisel dil : relational
iletilmiş bilgi : transmitted language
information
ilişkisel veri tabanı : relational
iletim : transmission database
iletim çerçevesi : transmission
frame

395
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

ilişkisel veri tabanı : relational iş alanı : work area,


yönetim sistemi database working area
management
iş İstasyonu : workstation
system
iş planlamak : schedule
ilklendirme : initialization
İşaret : signal
imla denetleyici : spellchecker,
spelling checker işaret biti : sign bit
imleç : cursor işaret damgası : puck
imza : signature işaret değiştirme : sign change
işlevi function
inanış : belief
işaret karakteri : sign character
indirme bağlantısı : downlink
işaret konumu : sign position
indirmek : download
işaret tarama : mark scanning
indis : index
işaret temel öğesi : indication primitive
indisli adres : indexed address
işaretçi : semaphore
insan hatası : human error
işaretleme aygıtı : pointing device
insan sesi : voice
işaretleme dili : markup language
integral alıcı : integrator
işaretleme tekeri : thumbwheel
irrasyonel sayı : irrational number
işbirliği : association
isim ile atama : named parameter
association işbirliği denetim : association
hizmet öğesi control service
isim ile çağırma : call by name element
isim özelliği : name qualification işleç önceliği : operator
isim sunucusu : name server precedence
isimsiz : anonymous işlem : operation,
subroutine
istatistiksel zaman : statistical time
bölmeli çoklama division İşlem çizelgesi : operation table
multiplexing
işlem alanı : operation field
isteğe göre : demand paging işlem birimi : processing unit
sayfalama
işlem bölümü : operation part
istemci : client
işlem çağırma : procedure-call
istemci sunucu : client-server statement
istenmeyen : print through işlem çağırma : transaction call,
aktarım procedure call
iş : job işlem gören terim : operand
iş akışı : job stream işlem işleme : transaction
iş aktarımı ve : job transfer and processing
değişimi manipulation
işlem kodu : opcode, operation
code

396
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

işlem kodu tuzağı : operation code işlevsel analiz : functional analysis


trap
işlevsel bağımlılık : functional
işlem özel durumu : operation dependence
exception
işlevsel bağlılık : functional
işlemci : processor cohesion
işlemci zamanı : processor time işlevsel birim : functional unit
işlemek (bir özel : handle (an işlevsel dil : functional
durum) exception) language
işlemsel yükselteç : operational işlevsel : functional
amplifier programlama programming
işlemsiz komut : no-op, no- işlevsel tasarım : functional design
operation
iz : track
instruction
iz aralığı : track pitch
işler duruma : operationalization
getirme iz topu : trackball
işletim çevresi : operating iz yoğunluğu : track density
environment izin verilebilir : permissible
işletim sistemi : operating system eylem action
işletim sistemi ilk : system generation izle ve tut birimi : track and hold
açılımı unit, track and
store unit
işletim uzayı : operating space
izleme : trace, tracking
işletmen denetim : operator control
paneli panel izleme olanağı : tracing facility
işlev : function izleme programı : trace program
işlev çağırma : function call izleme sembolü : tracking sembol
işlev önseçim : function izlemek : trace
yeteneği preselection izlenebilirlik : accountability
capability
işlev üreteci : function generator

Kk
kaba kuvvet : brute-force attack kaçak yeri : loophole
saldırısı kademeli : cascaded
kabarcık bellek : bubble memory pencereler windows
kabuk : shell kademeli : window cascading
kabul testi : acceptance test pencereleme

kaçak giriş : piggyback entry kafa boşluğu : head gap


kafa çökmesi : head crash

397
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

kafa değiştirme : head switching karakter başına : character mean


ortalama aktarılan transinformation
kafa yükleme : head loading zone
bilgi içeriği content
bölgesi
kafa/disk düzeneği : head/disk karakter dizisi : character string
assembly karakter : transliterate
kağıda yazan : printing calculator dönüştürmek
hesap makinesi karakter ekran : character display
kağıt atlama : paper skip karakter ifade : character literal
kağıt besleme : paper feed karakter kutusu : character box,
bounding box
kalan : remainder
kaldığı yerden : inline recovery karakter kümesi : character set
kurtarma karakter okuyucu : character reader
kalıcı : resident karakter ortalama : character mean
entropi entropy, character
kalıcı bellek : permanent
storage, average
nonvolatile information
storage content, character
information rate,
kalıcı program : resident program character mean
kalıtım : inheritance information
content
kalıtsal öğrenme : genetic learning
karakter tanıma : character
kaligrafik görüntü : calligraphic recognition
aygıtı display device
karakter türü : character type
kalite güvencesi : quality assurance
karakter üretici : character
kanal : channel generator
kanal kapasitesi : channel capacity karakter yazıcı : character printer
kapalı döngü : closed loop karakter yönelimli : character-oriented
kapalı güvenlik : closed-security protokol protocol
ortamı environment karakteristik : characteristic
kapalı koruyucu : closed guard karakterleri : kerning
kapalı kullanıcı : closed user group sıkıştırma
grubu karar çizelgesi : decision table
kapatma : occlude karar içeriği : decision content
kapı : port karar katmanı : decision layer
kaplama form : form overlay kararlı durum : stable state
kapsam : scope of kararlı hale gelme : settling time
declaration süresi
kara tahta modeli : blackboard model kararlı koalisyon : stable coalition
karakter : character kararlımsı durum : quasistable stable

398
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

kararsız durum : unstable state kart tutucu : card hopper


kare alma işlevi : square function kart yolu : card path
karekök alma işlevi : square root kartuş : cartridge
function
kaset : cassette
karışık durum : mixed mode kat : slab
karışık kök : mixed radix katalog : catalogue, catalog
notasyonu notation
kataloglamak : catalog
karışık tür : mixed type
katı modelleme : solid modeling
karışıklığı : descramble
düzeltmek katılma : joining
karışıklık matrisi : confusion matrix katman : layer
karışmak : barge in katmanlı ağ : layered network
karıştırmak : scramble katmansız ağ : nonlayered
network
karma bilgisayar : hybrid computer
katsayı : factor
karma taban : mixed base
notasyonu notation katsayı birimi : coefficient unit,
scale multiplier
karmaşık sayı : complex number
kavram : concept
Karnaugh çizelgesi : Karnaugh map
kavram geçerleme : concept validation
karşı önlem : countermeasure
kavram genelleme : concept
karşılaştırıcı : comparator generalization
karşılaştırmak : compare kavram modelleme : cognitive
karşılıklı dışlama : mutual exclusion modeling
karşılıklı : mutual recursion kavram oluşumu : concept formation
özyineleme kavram öğrenme : concept learning
karşılıklı şüphe : mutual suspicion kavram : concept
kart besleme : card feed özelleştirme specialization
kart çoğaltıcı : duplicator (card), kavram tanımı : concept
reproducer (card), description
reproducing
kavramsal alt : conceptual
punch (card) subschema
şema
kart delgi : card punch kavramsal düzey : conceptual level
kart desteleyici : card stacker kavramsal : conceptual
kart destesi : card deck gruplandırma clustering
kart okuyucu : card reader kavramsal model : conceptual model
kart satırı : card row kavramsal sistem : conceptual
tasarımı system design
kart sıralayıcı : card sorter
kart sütunu : card column kavramsal şema : conceptual
dili schema language

399
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

kavramsal şema : conceptual kazanan-tümünü- : winner-takes-all


schema alır ağı network
kayan kafa : floating head kelime işlemci : word processor
kayan nokta : floating-point kelime İşleme : word processing
gösterim sistemi representation kelime sayma : word count
system
kenar boşluğu : margin
kayan nokta : floating-point
gösterimi representation kenarlara : Gouraud shading
yoğunlaşan
kayan nokta kökü : floating-point radix (Gouraud)
kayan nokta tabanı : floating-point base gölgeleme
kayan noktalı tür : floating-point type kendi kendine : self-learning
öğrenme
kayan ondalık : floating decimal
modu mode kendi kendine : self-contained
yeterli veri tabanı database
kaydırma : shift, scroling
dili language
kaydırma çubuğu : scroll bar
kendi kendini : self-organization
kaydırma kutusu : scroll box düzenlenme
kayıklık : skew kendi kendini : self-organizing
kayıp : loss düzenleyen ağ network

kayıp darbe : missing-pulse kendi kendini : self-organizing


düzenleyen harita map
kayıt : record, enrollment
kendi kendini : self-organizing
düzenleyen özellik feature map
kayıt büyüklüğü : record size haritası
kayıt türü : record type kendine göreli : self-relative
kayıt uzunluğu : record length adres address
kayıtlararası : interrecord gap kes ve yapıştır : cut and paste
boşluk kesilmenin tersi : shielding
kaynak : resource olan işlem
kaynak atama : resource kesinlik : precision
allocation kesinlik faktörü : certainty factor
kaynak dil : source language kesişme : intersection
kaynak düğüm : source node kesme : cut-off, clipping,
kaynak kod : source code interrupt,
truncation
kaynak kod üretici : source code
generator kesme hatası : truncation error
kaynak modül : source module kesme noktası : breakpoint
kaynak program : source program kesmenin iptal : hyphen drop
edilmesi
kazanan-daha- : winner-takes-
fazlasını-alır ağı more network

400
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

keşfederek : learning by kişiler arası : interpersonal


öğrenme discovery mesajlaşma messaging
hizmeti service
kılavuz kenar : guide edge
kıpırdama : jitter kişiler arası : interpersonal
mesajlaşma messaging
kırılganlık : vulnerability sistemi system
kısaltılmış adres : abbreviated kişiler arası uyarı : interpersonal
çağırma address calling notification
kısıtlama : constraint kişisel ad : personal name
kısıtlama kuralı : constraint rule kişisel bilgisayar : personal
kısıtlama sinyali : inhibiting signal computer

kısıtlama tabanlı : constraint-based kişisel gizlilik : privacy


genelleme generalization kişiye özelin : privacy protection
kısmen bağlantılı : partially korunması
ağ connected klasör : folder
network
klavye delgi : keypunch
kısmi aksamalı : failsoft
klavye denetimli : calculator with
kısmi doğruluk : partial correctness adreslenebilir keyboard
kısmi olarak : partially learned bellekli hesap controlled
öğrenilen kavram concept makinesi addressable
storage
kilit altına alma : lock out
klavyeden program : calculator with
kilitleme : lockout girişli hesap keyboard program
kilitleme olanağı : lock-out facility makinesi input
kilitlenme : deadlock klavyeden ve : calculator with
dışarıdan program keyboard and
kimlik doğrulama : authentication girişli hesap external program
kimlik doğrulama : authentication makinesi input
bilgisi information
koala tablası : koala pad
kimlik doğrulama : authentication
koçan : stub
değişimi exchange
kod : code
kimlik doğrulaması : identity
authentication kod çözmek : decode
kimlik geçerliliği : identity validation kod değeri : code value
kimlik işareti : identity token kod elemanı : code element
kirlenme : contamination kod elemanı : code element set
kümesi
kişiler arası ileti : interpersonal
message kod geçişli veri : code-transparent
iletişimi data
kişiler arası : interpersonal
communication
mesajlaşma messaging
kod izleme : code trace
kod kesme noktası : code breakpoint

401
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

kod kümesi : code set kontrol biti : overhead bit


kod uzantı : code extension kontrol karakteri : control character
karakteri character
konu : subject
kod üretici : code generator
konum : position, digit
koddan bağımsız : code-independent position
veri iletişimi data
konum değiştirme : transposition
communication
konum ile çağırma : call by location
kodlama : coding
konumlandırıcı : locator device
kodlama planı : coding scheme
konumlandırma : seek time
kodlamak : code süresi
kodlanmış bilgi : encoded konumsal gösterim : positional
türü information type representation,
kodlanmış görüntü : coded image positional notation
kodlanmış karakter : coded character konumsal : positional
kümesi set parametre parameter
ilişkilendirilmesi association
kodlanmış küme : coded set
Kohonen haritası : Kohonen map konumsal sıralama : positional
sistemi numeration
kollu endüstriyel : manuplating system
robot industrial robot
konuşma : speech
kombinasyonel : combinational
devre circuit konuşma anlama : speech
understanding
komut : instruction
konuşma : speech
komut biçimi : instruction format anlaşılabilirliği intelligibility
komut dağarcığı : instruction konuşma bant : speech bandwidth
repertoire genişliği
komut dili : command konuşma çıktısı : speech output
language
konuşma : speech analysis
komut kodu : instruction code çözümleme
komut kümesi : instruction set konuşma : speech analysis
komut uzunluğu : instruction length çözümleme sistemi system

komuttan öğrenme : learning from konuşma : speech analyzer


instruction çözümleyici

konferans çağrısı : conference call konuşma dalga : speech waveform


biçimi kodlama coding
konfigürasyon : configuration
konuşma dili : conversational
konfigürasyon : configuration language
denetim kurulu control board
konuşma eğitimi : speech training
konsol : console
konuşma frekansı : speech frequency
kontrol akışı : control flow
konuşma girdisi : speech input

402
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

konuşma iadesi : speech restitution konuşmacı : speaker


bağımlılığı dependence
konuşma işleme : speech
processing konuşmacı : speaker
doğrulama verification
konuşma kısaltma : speech clipping
konuşma kodlama : speech coding konuşmacı eğitimli : speaker-trained
sistem system
konuşma kontrolü : speech control
konuşmacı kimlik : speaker
konuşma modu : speaking mode, doğrulama authentication
conversational
mode konuşmacı tanıma : speaker
recognition
konuşma örüntü : speech-pattern
eşleştirme matching konuşmacı : speaker
tanımlama identification
konuşma örüntüsü : speech pattern
konuşmacı : speaker-adaptive
konuşma : speech uyarlamalı sistem system
sayısallaştırma digitization,
speech digitizing konuşmacı uyumu : speaker
adaptation
konuşma : speech synthesis
sentezleme sistemi system konuşmacıdan : speaker-
bağımsız sistem independent
konuşma : speech system
sentezleyici synthesizer
konuşmacıdan : speaker-
konuşma : speech bağımsız tanıma independent
sıkıştırma compression recognition
konuşma sinyali : speech signal konuşmayı metne : speech-to-text
konuşma : speech dönüştürme conversion
spektrogramı spectrogram konuşmayı : speech synthesis
konuşma şablonu : speech template sentezleme

konuşma şifreleme : speech encoding konuşmayı : speech


yeniden oluşturma reconstruction
konuşma tabanlı : speech-based
uyarı alerting konuşulan dili : spoken-language
çevirme translation
konuşma tanıma : speech
recognition konuşulan dili : spoken-language
tanımlama identification
konuşma tanıma : speech
sistemi recognition konuşulan sözlük : spoken
system vocabulary

konuşma tanıyıcı : speech recognizer konuya ait rol : thematic role

konuşmacı bağımlı : speaker- koordinat grafiği : coordinate


sistem dependent system graphics

konuşmacı bağımlı : speaker- kopya alıcı : copy recipient


tanıma dependent kopya alıcısı : copy recipient
recognition
kopya koruması : copy protection
kopyalamak : copy

403
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

koruma : protection, guard köprü giriş devresi : bridge input circuit


koruma özel : protection köprü yönlendirici : bridge-router,
durumu exception brouter
koruyucu : guard kötü niyetli mantık : malicious logic
koruyucu bakım : preventive kripto çözme : decryption
maintenance
kripto sistemi : cryptosystem
koruyucu kilitleme : padlocking kriptolama : encryption
koşul bölümü : condition part kritik kısım : critical section
koşullu bilgi içeriği : conditional kromozom : synaptic weight
information
şeklinde ağırlık
content
kromozom : synaptic
koşullu deyim : conditional şeklinde bağlantı connection
expression,
conditional kromozom : synaptic
statement şeklinde karşılıklı interconnection
bağlantı
koşullu entropi : conditional
entropy, average kullanıcı : user
conditional kullanıcı araçları : user facility
information
content, mean kullanıcı ayarlı : user-tuned system
conditional sistem
information kullanıcı bakışı : user view
content
kullanıcı dostu : user-friendly
koşullu gerektirme : conditional
implication kullanıcı el kitabı : user manual

koşullu sayfa : soft page break kullanıcı hizmet : user class of


kesme sınıfı service

koşullu sıçrama : conditional jump kullanıcı kılavuzu : user’s guide


komutu instruction kullanıcı kimliği : user identification,
koşulsuz sıçrama : unconditional user ID
komutu jump instruction kullanıcı koordinatı : user coordinate
koşut zamanlı : concurrent kullanıcı profili : user profile
kök : radix kullanıcı temsilcisi : user agent
kök derleyici : root compiler kullanıcı terminali : user terminal
kök düğüm : root node kullanıcı verisi : user data
kök eksi bir : radix-minus-one kullanılabilirlik : availability
tümleyeni complement
kullanılabilirlik : usability test
kök nokta : radix point testi
kök sayı gösterimi : radix notation kullanıma : fitness-for-use test
kök tümleyen : radix complement uygunluk testi

köprü : bridge kural eşleştirme : rule matching

404
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

kural tabanlı : rule-based kutuplanmış sıfıra : polarized return-


sentezleme synthesis dönüşlü kaydetme to-zero recording
kural tabanlı : rule-based system kuyruk : queue
sistem kuyruk bellek : pushup storage
kurtarılamaz hata : unrecoverable küçültmek : shrink
error
küme : cluster, set
kurtarma : recovery
küme türü : set type
kurtarmak : recover
kümelenme : aggregate,
kuruluş adı : organization name aggregation
kuruluş birim adı : organizational unit kümelenme değeri : aggregate value
name
kusur : flaw
kutu diyagramı : box diagram

Ll

LAN geçişi : LAN gateway lazer yazıcı : laser printer


LAN bireysel : LAN individual liste : list
adresi adress
liste işleme : list processing
LAN çok yönlü : LAN multicast liste işleme dili : list processing
adresi address language
LAN çoklu yayını : LAN multicast LLC alt katmanı : LLC sublayer
LAN grup adresi : LAN group
LLC protokolü : LLC protocol
address
LLC tür 1 : LLC type 1
LAN sunucusu : LAN server
LLC tür 2 : LLC type 2
LAN yayın adresi : LAN broadcast
address, LAN LLC tür 3 : LLC type 3
global address Lukasiewicz : Lukasiewicz
LAN yayını : LAN broadcast notasyonu notation
lastikle bantlama : rubberbanding

Mm

MAC alt katmanı : MAC sublayer MAC protokolü : MAC protocol

405
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

makara : reel mantıksal aygıt : logic device


makine bağımlı : machine- mantıksal bağlantı : logical link control
dependent denetim alt sublayer
makine dili : machine language katmanı

makine işlevi : machine function mantıksal bağlantı : logical link control


denetim protokolü protocol
makine keşfi : machine
discovery mantıksal bağlantı : logical link control
denetim türü type
makine kodu : machine code
mantıksal bağlılık : logical cohesion
makine komutu : machine
instruction mantıksal bomba : logic bomb

makine sözcüğü : machine word mantıksal çarpma : logical product

makine yönelimli : machine-oriented mantıksal değişken : logic variable


dil language mantıksal düzey : logical level
makineden : machine- mantıksal eleman : logic element
bağımsız independent
mantıksal erişim : logical access
makinenin : machine learning kontrolü control
öğrenmesi mantıksal : logic function
makineyle : machine vision fonksiyon
imgeleme mantıksal halka : logical ring
makro : macro mantıksal işlem : logical operation
makro birleştirici : macroassembler mantıksal : logical
makro çağırma : macrocall karşılaştırma comparison
makro dili : macrolanguage mantıksal : logic shift
kaydırma
makro işlemci : macroprocessor
makro komut : macroinstruction mantıksal kayıt : logical record

makro kütüphanesi : macro library mantıksal nesne : logical object

makro : macroprogramming mantıksal : soft sectoring


programlama sektörleme

makro tanım : macrodefinition mantıksal sembol : logic symbol

makro üretici : macrogenerator mantıksal şema : logical schema,


logic diagram
malzeme : material
gereksinim requirements mantıksal tasarım : logic design
planlaması planning mantıksal toplama : logical add
Manchester : Manchester mantıksal tür : logical type,
kodlama encoding Boolean type
mantık işlemi : logic operation mantis : mantissa
mantık : logic programming manuel cevaplama : manual answering
programlama manuel çağırma : manual calling

406
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

manyetik bellek : magnetic storage matris yazıcı : matrix printer


manyetik disk : magnetic disk mektup kalitesine : near letter quality
manyetik kafa : magnetic head yakın
menü : menu
manyetik kart : magnetic card
manyetik kart : magnetic card menü çubuğu : menu bar
bellek storage merkezi işlem : central processing
birimi unit
manyetik kaydetme : magnetic
recording mesaj anahtarlama : message
switching
manyetik : magnetic ink
mürekkep mesaj doğrulama : message
authentication
manyetik : magnetic ink
mürekkep karakter character reader mesaj gerçekleme : message
okuyucu kodu authentication
code
manyetik : magnetic ink
mürekkep karakteri character mesajlaşma alt : messaging
sistemi subsystem
manyetik : magnetic ink
mürekkep karakteri character mesajlaşma : messaging
tanıma recognition sistemi system
manyetik şerit : magnetic tape meta bilgi : metaknowledge
bellek storage meta derleyici : metacompiler
manyetik şerit : magnetic tape unit meta dil : metalanguage
birimi
meta kararlı durum : metastable state
manyetik şerit : magnetic tape
sürücü drive meta kural : metarule
manyetik tambur : magnetic drum metin : text

manyetik tambur : magnetic drum metin [ses, : text [voice, image,


bellek storage görüntü, video] video]
iletimi transmission
manyetografik : magnetographic
yazıcı printer metin alanı : text area, type
area
masa (üstü) : desk application
uygulaması metin ayarlama : adjust text mode
modu
masa üstü hesap : desk-top
makinesi calculator metin bağımlı : text-dependent
tanıyıcı recognizer
masa üstü : desktop
yayıncılık publishing metin : text-formatting
biçimlendirme dili language
maske : mask
metin düzenleme : text editing
matematiksel : mathematical
mantık logic metin düzenleyici : text editor
matematiksel : mathematical metin işlemci : text processor
tümevarım induction

407
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

metin işleme : text processing, mikro tanılayıcı : microdiagnostic


word processing
mikrofilm yazıcı : microfilm printer
metin kalitesi : letter quality mini bilgisayar : minicomputer
metin satırı : line, line of text
model eğitimi : pattern training
metin ve görüntü : broadcast model tabanlı : model-based
yayını videography synthesis
sentezleme
metinden bağımsız : text-independent model tabanlı : model-based
tanıma sistemi recognition system
sistem
system
model tabanlı : model-based
metinden bağımsız : text-independent uzman sistem expert system
tanıyıcı recognizer
modelden : model-driven
metinden : text-to-speech faydalanarak inference
konuşmaya conversion
sonuç çıkarma
dönüştürme
modem : modem
metinden : text-to-speech
konuşmaya synthesis system modula 2 toplama : modulo two sum
sentezleme sistemi modül : module
metinden : text-to-speech modül gücü : module strength
konuşmaya synthesizer
sentezleyici modülasyon : modulation

metne bağımlı : text-dependent modülasyon hızı : modulation rate


tanıma sistemi recognition modüler : modular
system programlama programming
metne bağlı : automatic footnote modülerlik : modularity
otomatik dipnot tie-in
monitör : monitor
MFM kaydetme : MFM recording
muhafazalı taraf : shell site
mikro bilgisayar : microcomputer
mutlak adres : absolute address
mikro çip : microchip
mutlak birleştirici : absolute
mikro işlem : microoperation assembler
mikro işlemci : microprocessor mutlak hata : absolute error
mikro kod : microcode mutlak kod : absolute code
mikro kod : microcode mutlak komut : absolute
birleştirici assembler command,
mikro komut : microinstruction absolute
instruction
mikro program : microprogram
mutlak koordinat : absolute
mikro : microprogramming coordinate
programlama
mutlak vektör : absolute vector
mikro : microprogrammable
programlanabilir computer mutlak yükleyici : absolute loader
bilgisayar

408
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

mürekkep : ink jet printer mürekkeplenmiş : inked ribbon


püskürtmeli yazıcı yazıcı şeridi

Nn

N adresli komut : N-address nokta matrisli : dot matrix


instruction karakter üretici character
generator
NAND elemanı : NAND element
nokta yazıcı : dot (matrix) printer
NAND geçidi : NAND gate
Nassi- : Nassi- noktadan noktaya : point-to-point
Shneiderman bağlantı connection
Shneiderman
şeması chart noktalama : punctuation
yeteneği capability
n-bit bayt : n-bit byte
nedensel : causal analysis noktalarla resim : stipple pattern
çözümleme yapma örüntüsü

negatif giriş : negative entry NOR elemanı : NOR element

negatif işaret : negative NOR geçidi : NOR gate


indication normal mod : normal mode
gerilimi voltage
negatif olmayan : nonnegative
tamsayı integer normal mod : normal mode
reddetme rejection
nesne : object
nesne yönelimli : object-oriented normalizasyon : normalization

nesne yönelimli dil : object-oriented normalize edilmiş : normalized form


language biçim

nicemlemek : quantize normalize etmek : normalize

nitelik : attribute normalleşmiş : normalized


dönüşüm transformation
nitelik alanı : attribute domain
normalleştirilmiş : normalized device
nitelik değeri : attribute value cihaz koordinatı coordinate
nitelik ilişkisi : attribute NOT elemanı : NOT element
relationship
NOT geçidi : NOT gate
nitelik sayısı : cardinality
notasyon : notation
nitelik sınıfı : attribute class
noter onayı : notarization
N-li Boole işlemi : binary [N-ary]
Boolean operation NOT-IF-THEN : NOT-IF-THEN
elemanı element
n-li kodlama : n-ary encoding
NOT-IF-THEN : NOT-IF-THEN
geçidi gate

409
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

NOT-IF-THEN : NOT-IF-THEN nümerik gösterim : numeric


işlemi operation representation
numara gösterim : number nümerik ifade : numeric literal
sistemi representation
nümerik karakter : numeric character
system
nümerik karakter : numeric character
numara gösterimi : number kümesi set
representation
nümerik kod : numeric code
numaralandırma : numeration
nümerik kod : numeric code
numaralandırma : numeration eleman kümesi element set
sistemi system
nümerik kod : numeric code set
numaralarla ifade : numerical kümesi
nüfuz etme : penetration nümerik sözcük : numeric word
nüfuz etme testi : penetration testing
nümerik veri : numeric data
nümerik : numeric

Oo

O/R adı : O/R name olumlu örnek : positive example


O/R adresi : O/R address olumsuz olay : negative instance
ofis otomasyonu : office automation olumsuz örnek : negative example
oktet : octet olumsuzlama : negation
okuma (yazma) : read (write) cycle olumsuzlamak : negate
çevrim süresi time
omurga : backbone
okuma erişimi : read access omurga ağı : backbone network
okuma istasyonu : read station onaltılı rakam : hexadecimal digit
okuma kafası : read head onaltılı sayı : hexadecimal
okuma yolu : read path gösterimi numeral
okuma/yazma : read/write opening onaltılı sayma : hexadecimal
açılışı systemi numeration
system
okuma/yazma : read/write head
kafası onaltılı sistem : hexadecimal
system
okuma/yazma yeri : read/write slot
okumak : read onarıcı bakım : corrective
maintenance
olası alıcı : potential recipient
onay temel öğesi : confirm primitive
olgu : fact
onaylama : acknowledgment,
olumlu olay : positive instance affirmation

410
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

onaylama deyimi : accept statement ortalama aktarılan : average


bilgi hızı transinformation
onaylamama : non-affirmation
rate
onaylanabilirlik : confirmability
ortalama aktarılan : average
ondalık ifade : decimal literal bilgi içeriği transinformation
ondalık işaretleyici : decimal marker content, mean
transinformation
ondalık nokta : decimal point content
ondalık notasyon : decimal notation ortalama bilgi hızı : average
ondalık sayı : decimal numeral, information rate
decimal digit ortalama doğruluk : mean rate
ondalık sıralama : decimal accuracy
sistemi numeration ortalama erişim : mean access time
system süresi
ondalık sistem : decimal system ortalamak : center
onulmaz hata : fatal error ortam : setting
onun tümleyeni : ten's complement ortam ara yüz : medium interface
operatör : operator bağlayıcısı connector
optik bellek : optical storage ortam erişim : medium access
denetim alt control sublayer
optik disk : optical disk katmanı
optik fiber : optical fiber ortama bağımlı ara : medium
optik işaret okuma : optical mark yüz dependent
reading interface
optik karakter : optical character ortama bağlantı : medium
birimi attachment unit
optik karakter : optical character
okuyucu reader ortama erişim : medium access
denetimi control
optik karakter : optical character
tanıma recognition ortama erişim : medium access
denetim protokolü control protocol
optik tarayıcı : optical scanner
OSI ortamı : OSI enviroment
ortak bağlaştırma : common coupling
OSI referans : OSI reference
ortak çevre : common-
modeli model
bağlaştırma environment
coupling OSI yönetimi : OSI management
ortak mod gerilimi : common mode otomasyon : automation
voltage otomatik : automatic
ortak mod : common mode otomatik arama : automatic calling
reddetme rejection
otomatik görevli : auto-attendant,
ortak yönetim bilgi : common automated
hizmeti management attendant
information
service otomatik iletme : auto-forward

411
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

otomatik işlev : automatic function otomatik veri : automatic data


işleme processing
otomatik konuşma : automatic speech
tanıma recognition otomatik yanıt : auto-reply
otomatik öğrenme : automatic learning otomatik yanıtlama : automatic
answering
otomatik paragraf : automatic
numaralama paragraph otomatik yedek : hot site
numbering sistem
otomatik sabit : automatic otomatikleştirmek : automate
işlevi constant function
otopsi dökümü : postmortem dump
otomatik sayfa : automatic page oturum : session
numaralama numbering
oturum katmanı : session layer
otomatik : automatic
sayfalandırma pagination oyun çubuğu : joystick

Öö

öbek : heap ön işlemci : preprocessor


ödünç hane : borrow digit ön işleme : preprocessing
öğrenme : learning ön izletici : previewer
öğrenme : learning algorithm ön okuma kafası : pre-read head
algoritması
ön operatör : prefix notation
öğrenme oranı : learning rate notasyonu
öğrenme sırası : epoch ön testli döngü : pretest loop
öğrenme stratejisi : learning strategy ön uç bilgisayar : front-end
computer
öğrenmeme : unlearning
öğretmensiz : learning without a ön uç işlemci : front-end
teacher processor
öğrenme
ölçek çarpanı : scale factor ön yüklemek : boot

ölçekleme çarpanı : scaling factor önceden : predefined


tanımlanmış
ölçeklemek : scale
önceden : predefined
ölçeklendirme : scaling tanımlanmış identifier
ölçü birim kuralı : prosody rule tanıtıcı
ölçü birimsel kural : prosodic rule önceden : predefined type
tanımlanmış tür
ölü bölge birimi : dead zone unit
önemini vurgulama : highlighting
ömür süresi : lifetime
önemli an : significant instant
ön alan görüntüsü : foreground image

412
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

önemli aralık : significant interval örnekselden : analog-to-digital


sayısala converter
önemli koşul : significant
condition dönüştürücü

öneri alma : advice taking örtük adresleme : implicit


addressing,
öneri sistemi : advisory system implied
önerme : proposition addressing

örgü ağ : mesh network örtük bildirim : implicit declaration


örnek alanı : instance space örümcek ağı : spidernet
şeklindeki ağ
örnek tabanlı : case-based
öğrenme learning, example- örüntü : pattern
based learning, örüntü eşleştirme : pattern matching
instance-based
learning örüntü tanıma : pattern
recognition
örnek uzayı : example space
örüntü tanıma : pattern
örnekle ve tut : sample-hold recognition
cihazı device
özdeş olmayan : non-identity
örnekleme : instantiation işlem operation
örneklemek : sample özdeşlik elemanı : identity element
örneklerden : learning from özdeşlik geçidi : identity gate
öğrenme examples
özdeşlik işlemi : identity operation
örneksel : analog
özel : private
örneksel bölücü : analog divider
özel alan adı : private domain
örneksel bilgisayar : analog computer name
örneksel çarpıcı : analog multiplier özel amaçlı dil : special-purpose
örneksel çıkış : analog output language
kanalı yükselteci channel amplifier özel durum : exception
örneksel değişken : analog variable özel durum işleyici : exception handler
örneksel giriş : analog input özel karakter : special character
kanalı channel
özel kısım : private part
örneksel giriş : analog input
kanalı yükselteci channel amplifier özel tür : private type

örneksel gösterim : analog özel yönetim alanı : private


management
representation
domain
örneksel sinyal : analog signal
özellik : qualification
örneksel toplayıcı : analog adder
özellik tabanlı : feature-based
örneksel toplayıcı : summer konuşma tanıma speech
örneksel veri : analog data recognition
özellik tanımı : characteristic
description

413
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

özet adresleme : hash addressing özetleme : hashing


özet çakışması : hash clash özne : subject
özet değeri : hash value özyineleme : recursion
özet delgi : summary punch özyinelemeli : recursive function
özet işlevi : hash function fonksiyon

özet tablosu arama : hash table search

Pp

transmission
paket : packet, package
paket aktarma : packet transfer parametre : parameter
modu mode parametre : parameter
paket : packet switching ilişkilendirme association
anahtarlama parametrik : synthesis by
paket bildirimi : package gösterimle parametric
declaration sentezleme representation
paket : packet parametrik : synthesis by
birleştirici/ayırıcı assembler/disass modellemeyle parametric
embler sentezleme modeling
paket modu : packet mode parantezsiz : parenthesis-free
terminali terminal notasyon notation
paket sıralama : packet parça : segment
sequencing parça ailesi : family-of-parts
paketi açmak : unpack programlaması programming
paketlenmemiş : unpacked decimal parça maskesi : clip mask
ondalık gösterim notation parçacık : thread
paketlenmiş : packed decimal parçalama : segmentation
ondalık notasyon notation
parola : password
pano : clipboard
pasif istasyon : passive station
panoramik : panoraminc
(sınırsız görüntü) translating pasif matris : passive matrix
hareket görüntü cihazı display device

parabolik çarpım : quarter-squares pasif pencere : inactive window


birimi multiplier pasif sözlük : passive
paralel : parallel vocabulary

paralel çalışma : parallel run pasif tehdit : passive threat

paralel iletim : parallel patlamaya karşı : explosion proof

414
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

dayanıklı potansiyometre : potentiometer set


ayar modu mode
paylaşılan : shared variable problem : problem
değişken açıklaması description
paylaşılan veri : shared data problem çözme : problem solving
pencere : window problem : problem reduction
pencere açma : windowing indirgeme
pencere : rollover windowing problem tanımı : problem definition
kademelendirme problem uzayı : problem space
pencere/görüş : window/viewport problem : problem-oriented
bölümü transformation yönelimli dil language
dönüşümü
program : program
pencereleme : windowing
program bakımı : program
pencereleri tuğla : tilling el kitabı maintenance
gibi döşeme manual
perceptron : perceptron program belirtimi : program
perform until : perform until specification
deyimi statement program birimi : program unit
perform while : perform while program : calculator with
deyimi statement denetimli program-conrolled
peşine takılmak : tailgate adreslenebilir addressable
bellekli hesap storage
piksel : pixel makinesi
piksel değeri : pixel value program : calculator with
piksel haritası : pixel map denetimli ve program-
klavye denetimli controlled and
pilli hesap : batery powered adreslenebilir keyboard
makinesi calculator bellekli hesap controlled
pilot proje : pilot project makinesi addressable
storage
planlama : planning
program : program library
planlanmış bakım : scheduled
kütüphanesi
maintenance
program tasarım : program design
plazma paneli : plasma panel
dili language
PLS alt katmanı : PLS sublayer
program üretici : program
PMA alt katmanı : PMA sublayer generator
Polish notasyonu : Polish notation programa duyarlı : program-sensitive
posta ağ geçidi : mail gateway bozukluk fault

posta dağıtıcı : mail exploder programcı : programmer

posta kutusu : mailbox


posta yayınlayıcı : mail broadcaster

415
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

Programcı İçin : Programmer’s programlanamay : nonprogrammable


Hiyerarşik Hierarchical an hesap calculator
Etkileşimli Grafik Interactive makinesi
Sistemi Graphics System
programlanamay : nonprogrammable
programlama : programming an terminal terminal
programlama : programming proje : project
çevresi environment proje belirtimi : project
programlama : programming specification
destek çevresi support proje denetimi : project control
environment
proje planlama : project planning
programlama dili : programming
language proje yönetimi : project
management
programlama : programming
sistemi system projeksiyon : projection
programlamak : program protokol : protocol
programlanabilen : programmable protokol denetim : protocol control
terminal terminal bilgisi information
programlanabilir : programmable protokol veri : protocol data unit
hesap makinesi calculator birimi
programlanabilir : programmable prototip : prototype
kesme noktası breakpoint pürüzsüz : smooth shading
programlanabilir : programmable gölgeleme
salt okunur read-only memory
bellek

Rr

radyal temelli : radial basis rasgele sayı : random number


işlev function dizisi sequence
radyal temelli : radial basis rasgele ağ : random network
işlev ağı function network
rasgele bağlantılı : randomly
rakam : digit ağ connected
network
rakam yeri : digit place
rakamsal : numeral rastlantısal : coincidental
bağlılık cohesion
gösterim
rapor : report rasyonel sayı : rational number
RBF ağı : RBF network
rasgele erişim : random access
rasgele sayı : random number reddetme : repudiation

416
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

referans dönüşlü : non-return-to- repeat while : repeat while


olmayan reference deyimi statement
kaydetme recording
resim elemanı : picture element
referans : referential resim işleme : picture processing
gösterilen integrity
bütünlük resimsel karakter : pictorial character
referans ile : call by reference risk : risk
çağırma risk analizi : risk analysis
referans kenar : reference edge risk : risk assessment
referans satırı : reference line, değerlendirmesi
baseline risk kabulü : risk acceptance
referansa : return-to- robot : robot
dönüşlü reference
kaydetme recording robot bilim : robotics
tekniği
rekabete dayalı : competitive
öğrenme learning robot sistemi : robot system
renk haritası : color map robot sistemi : robotic system
repeat until : repeat until robotik : robotics
deyimi statement röle : relay

Ss

saat izi : clock track sabit ondalık : fixed decimal


modu mode
saat sinyali : clock signal
saat vurusu : clock pulse sabit sayıda : fixed-count
yineleme iteration
sabit : constant
sabitlenmiş kök : fixed radix
sabit : invariant notasyonu notation
sabit disk : hard disk sağ taraf : right-hand side
sabit dizi : string constant sağa ayarlamak : right-justify
sabit işlev : constant function sağa yanaşık : right-adjusted,
sabit işlev üreteci : fixed function right aligned,
generator right-justified,
flush right
sabit nokta : fixed-point
gösterim sistemi representation sahne : scene
system sahte davranış : masquerade
sabit noktalı tür : implied decimal sergileme
type sahte sektör : fake sector

417
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

sakla ve İlet : store-and-forward satır boşluğu : line spacing


saklama : save satır düzenleyici : line editor
saklama : storing satır yazıcısı : line printer
saklama (aygıtı) : storage (device) sayfa : page
saklamak : store sayfa altlığı : footer, running
foot
saklı karakter : hidden character
saldırı : attack sayfa başlığı : page header,
running head
salt okunur : read-only memory
bellek sayfa çerçevesi : page frame

sanal : virtual sayfa derinlik : page depth


denetimi control
sanal adres : virtual address
sayfa kesme : page break
sanal bellek : virtual memory,
virtual storage sayfa okuyucu : page reader

sanal çağırma : virtual call facility sayfa tanımlama : page description


dili language
birimi
sanal düğme : virtual pushbutton sayfa uzunluğu : page length, page
depth
sanal makina : virtual machine
sayfa uzunluk : page lenght
sanal terminal : virtual terminal denetimi control
sanal uzay : virtual space sayfa yazıcı : page printer
saniye başına : connection sayfalama : paging
bağlantı updates per
güncelleme second sayfalama tekniği : paging technique

saniyede milyon : millions of sayı karakteri : numeric character


komut instructions per sayısal : digital
second
sayısal bilgisayar : digital computer
saplama kablosu : drop cable
sayısal denetim : numerical control
sapma : bias, drift sayısal gösterim : digital
sapma hatası : bias error representation
saptırılmış girdi : warped-input sayısal imza : digital signature
modeli model
sayısal optik disk : digital optical disk
sarılmış tür : encapsulated type sayısal sinyal : digital signal
sarım : wraparound sayısal tür : numeric type
sarma : encapsulation sayısal veri : digital data
sarmak : encapsulate sayısal zarf : digital envelope
satır aralığı : row pitch sayısaldan : digital-to-analog
satır başı : carriage return örneksele converter
satır besleme : line feed dönüştürücü
sayısallaştırıcı : digitizer

418
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

yürütme execution
sayısallaştırılmış : digitized image
görüntü senaryo : scenario, script
sayısallaştırılmış : digitized data sentetik konuşma : synthetic speech
veri
sentez : synthesis
sayısallaştırmak : digitize
serbest alan : free-space
SD sistem : SD system yönetimi administration
seçici döküm : selective dump seri : serial
seçilmiş düz : chosen-plaintext seri yazıcı : serial printer
metin saldırısı attack
seri erişim : serial access
seçim aygıtı : choise device
seri iletim : serial
seçme : selecting transmission
seçme cihazı : pick device ses : sound
seçme deyimi : select statement ses : voice
seçme sinyali : selection signal ses birimi : phoneme
seçme : selection ses çıktısı : voice output
seçmeli bekleme : selective-wait ses denetim : voice control
deyimi statement sistemi system
sekiz bitlik bayt : 8-bit byte ses denetleyicisi : voice controller
sekiz bölümlü : octree ses etkileşimli : voice interactive
ağaç yapısı yanıt sistemi response system
sekizli bayt : octet ses girdisi : voice input
sekizli sayı : octal numeral ses imzası : voice signature
gösterimi
ses izi : voiceprint
sekizli sayma : octal numeration
sistemi system ses kodlayıcı : voice coder,
vocoder
sekizli sistem : octal system
ses komutu : voice command
sektör : sector
ses kontrolü : voice control
sektör hizalaması : sector alignment
ses önizleyici : voice previewer
semafor : semaphore
ses sinyali : voice signal
semantik ağ : semantic net,
semantic network ses sunucusu : voice server

sembol : symbol ses tanıma : voice recognition

sembolik adres : symbolic address ses tanıma birimi : voice-recognition


unit
sembolik dil : symbolic
language ses uyarıcı : voice prompt

sembolik izleme : symbolic trace sesli menü : voice menu

sembolik mantık : symbolic logic sesli posta : voice mail

sembolik : symbolic sesli yanıt : voice response

419
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

sesli yanıt uyarısı : voice-response sınır belirleme : range


prompt specification
seyreltilmiş ağ : diluted network sınırlandırma : bounding box
sezgisel : anticipatory kutusu
sayfalama paging sınırlanmamış : unrestricted
tanıma sistemi recognition
SI sistem : SI system
system
sıcak başlama : warm start
sınırlayıcı : delimiter, limiter,
sıçrama : jump separator
sıçrama komutu : jump instruction sınırlı tür : limited type
sıçramak : jump sıra : sequence
sıfır : zero sıra denetleme : desk checking
sıfır adresli : zero-address sıra numarası : serial number
komut instruction
sıradan arama : sequential search
sıfır doldurmak : zerofill
sıradüzen : hierarchy
sıfır küme : null set
sıralama ifadesi : enumeration literal
sıfır silme : zero suppression
sıralama türü : enumeration type,
sıfıra dönüşlü : return-to-zero ordinal type
kaydetme recording
sıralamak : sort, sequence
sıfıra dönüşsüz : non-return-to-zero
(değişim) (change) sıralanmış tür : enumerated type
kaydetme recording sıralı bağlılık : sequential
cohesion
sıfıra dönüşsüz : non-return-to-zero
(işaret) kaydetme (mark) recording sıraya alma : spooling
sıfıra dönüşsüz : non-return-to- sigma bellek : sigma memory
kaydetme zero-recording
silici kafa : erasing head
sıfırı ihmal etme : zero suppression
işlevi function silindir : cylinder
sıfırlar üzerinde : non-return-to-zero silinebilir bellek : erasable storage
değişimli sıfıra change-on-zeros
dönüşsüz recording silinebilir : erasable
kaydetme programlanabilir programmable
salt okunur read-only memory
sıkıştırma : packing bellek
sıkıştırma : packing density silme : delete
yoğunluğu
silme işleminin : undelete
sıkıştırmak : compress, pack tersini yapmak
sınıf : class silme kafası : erase head
sınıflandırma : taxonomy
oluşumu formation simetrik ikili : symmetric binary
kanal channel
sınır : border

420
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

simetrik liste : symmetrical list sistem geliştirme : system


development
simetrik : symmetric
şifreleme cryptography sistem : system library
simge : pictogram kütüphanesi

simge durumuna : iconize sistem tasarımı : system design


küçültmek sistem testi ve : system test and
değerlendirme evaluation plan
simge durumunu : maximize
büyütmek planı

simgeleştirmek : stow sistem yaşam : system life cycle


döngüsü
sinir ağı : neural network,
neural net sistem yazılımı : system software

sinir ağı modeli : neural-network sistemden : log out


model çıkmak

sinir bilgisayarı : neurocomputer sisteme girmek : log in

sinir yongası : neurochip sistemi açmak : log on

sinirsel ağ : neural network, sistemi kapatmak : log off


neural net skalar : scalar
sinirsel bağlantı : neural connection, skalar türü : scalar type
neural link
soğuğa dayalı : cryogenic storage
sinirsel bilgisayar : neural computer bellek
sinyal dönüşümü : signal soğuk başlama : cold start
transformation
soğuk taraf : cold site
sinyal elemanı : signal element sol taraf : left-hand side
sinyal : signal shaping
sola ayarlamak : left-justify
şekillendirme
sola yanaşık : left-adjusted, left-
sinyali yeniden : signal aligned, left-
üretme regeneration justified, flush left
sistem : system solucan : worm
açıklaması description
somut söz dizimi : concrete syntax
sistem analizi : system analysis
son düğüm : terminal node
sistem bakımı : system
maintenance son ek gösterim : calculator with
mantıklı hesap postfix notation
sistem bütünlüğü : system integrity makinesi logic
sistem denetimi : walk-through son ek gösterim : calculator with
sistem : system support mantıklı hesap postfix notation
destekleme makinesi logic
sistem : system son operatör : postfix notation
dokümantasyonu documentation notasyonu
son testli döngü : posttest loop

421
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

son yapılan : undo sözcüksel : lexical element


işlemi geri alma eleman
sona erme : expiration date sözde rasgele : pseudo-random
tarihini gösterme indication service sayı dizisi number sequence
hizmeti sözdizim : syntax-directed
sonlandırıldı : terminated yönelimli editor
sonlandırma testi : termination test düzenleyici

sonlu eleman : finite-element sözlü komut : spoken command


analizi analysis sözlü menü : spoken menu
sonlu eleman : finite-element spiral iz : spiral track
modellemesi modeling
standard biçim : standard form
sonogram : sonogram standardize : standardize
sonraki satıra : wraparound etmek
geçme statik test modu : static test mode
sonsuz döngü : infinite loop STT dönüştürme : STT conversion
sonuç : result sunucu : server
sonuç bölümü : conclusion part sunuş katmanı : presentaion layer
sonuç çıkarma : inference süper bilgisayar : supercomputer
sonuç çıkarma : inference engine süper sektör : supersector
motoru
sürdürülebilirlik : maintainability
sorgu istasyonu : inquiry station
süreç : process
sorgulama : query,
interrogating, süreç ara yüz : process interface
probe sistemi system
sorgulama dili : query language süreç bilgisayar : process computer
sistemi system
soyut söz dizimi : abstract syntax
süreç denetim : process control
soyut veri türü : abstract data type teçhizatı equipment
söz söyleme : utterance süreç kesme : process interrupt
spektrogramı spectrogram signal
sinyali
sözcük : word sürekli form : continuous forms
sözcük ayırt etme : word spotting sürekli konuşma : continuous-
sözcük : word size tanıma speech
büyüklüğü recognition
sözcük kaydırma : word wrap sürekli yazıcı : on-the-fly printer
sözcük tabanlı : word-organized süreklilik : durability
bellek storage
sürükleme : dragging
sözcük uzunluğu : word length sürüm uzayı : version space
sözcüksel birim : lexical unit, lexical sütun : column
token

422
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

Şş

şablon : template şerit sonu : trailer


şablon eşleştirme : template matching şerit sonu işareti : end-of-tape
marker
şablon mektup : form letter
şartlı yuvarlama : round off şifre çözme : decipherment

şartsız deyim : unconditional şifre çözümleme : cryptanalysis


statement şifre kırmaya : cryptanalytical
yönelik analitik attack
şehir alan ağı : metropolitan area
network saldırı
şifre sistemi : ciphersystem
şema : schema
şerit : tape şifreleme : encipherment
şifreleme bilim : cryptography
şerit başı : leader
dalı (kriptografi)
şerit başlangıç : beginning-of-tape
işareti marker şifrelemeyle ilgili : cryptographic
sistem system
şerit çoğaltıcı : tape reproducer
şifreli metin : ciphertext
şerit delgisi : tape punch
şerit öbeği : tape spool

Tt

taban : base tam genelleme : complete


generalization
taban adres : base address
tahmin kodlaması : prediction coding tamamen : totally connected
bağlantılı ağ network
taklit etme : emulation
tamamlandı : completed
takma ad : alias
tambur birimi : drum unit
talaş : chad
tambur çizici : drum plotter
talep temel öğesi : request primitive
tambur yazıcı : drum printer
tam bağlantılı ağ : fully connected
network tamsayı : integer

tam çift yönlü : full-duplex tamsayı ifade : integer literal


iletim transmission tamsayı türü : integer type

423
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

tanı : diagnostic tehlikeye açık : exposure


tanı işlevi : diagnostic olma
function tek adımlı işlem : single-step
operation
tanı programı : diagnostic
program tek adımlı : single-step
yürütme execution
tanım uzayı : description space
tanıma sözlüğü : recognition tek adresli komut : single-address
vocabulary instruction

tanıma süresi : recognition time tek delik açıcı : spot punch

tanımı tekrarlı : recursively tek kablolu geniş : single-cable


defined sequence bantlı LAN broadband LAN
dizi
tanımlayıcı : identifier tek kararlı : monostable
(tetikleyici) devre (trigger) circuit
tanıtıcı : identifier
tek katmanlı ağ : single-layered
tarak : comb network
tarama : scanning tek katmanlı : single-layer
tarama çizgisi : scan line perceptron perceptron

tarama sınaması : burn in tek seviyeli aygıt : single-level device


tarayıcı : scanner tek yönlü iletim : simplex
transmission
tarayıcı çizgi : scanning line
tek yönlü : one-way
tarz denetleyici : style checker şifreleme encryption
tasarım dili : design language tekli - [çiftli] - : single- [double-]
taslak kalitesi : draft quality [üçlü] duyarlık [triple-] precision
taslak kopya : draft copy tekli [ikili] işleç : unary [binary]
operator
taşıma katmanı : transport layer
tekli işlem : unary operation
taşımak : carry, move
tekrar elde etme : mean time to
taşınabilir : portable computer için ortalama restoration, mean
bilgisayar süre time to recovery
taşınabilirlik : portability tekrarlama : loop statement
taşıyıcı : carrier deyimi
taşıyıcı dinleme : carrier sense tekrarlamalı işlem : repetitive
operation
taşma : overflow, flooding
tekrarlayıcı : repeater
taşma işareti : overflow indication
tel çerçeveli : wireframe
taşma özel : overflow
gösterim representation
durumu exception
tele konferans : teleconferencing
tavsiye : referral
telefaks : telefax
tehdit : threat
teleks : telex
tehdit analizi : threat analysis

424
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

teleteks : teletex toplam doğruluk : total correctness


teletekst : teletext toplam işlevi : total function
temel ifade : based literal toplama modu : add mode
temel mod : basic mode link toplanan : addend
bağlantı denetimi control
toplayarak : summing
temel öğe : primitive, service integral alıcı integrator
primitive
toplu eğitim : batch training
temel tür : base type toplu işlem : batch processing
temizleme : clearing, stripping toplu işlem : batch-processing
temizlemek : clear çevresi environment
tepki süresi : response time trafik çözümleme : traffic analysis
penceresi window, response
trafik doldurma : traffic padding
window
transpoze etme : transposition
tepki temel öğesi : response primitive
Truva atı : Trojan horse
tepkime süresi : response time
tuş darbesi : keystroke
terim : term doğrulama verification
termal yazıcı : thermal printer
tutarlı genelleme : consistent
ters bellek : pushdown storage generalization
ters görüntü : reverse video tutma modu : hold mode
ters öntakı : calculator with tuzağa düşürme : entrapment
gösterim mantıklı reverse-Polish
tüm sayfa : full-page display
hesap makinesi notation logic
görüntüsü
ters Polish : reverse Polish tümdengelim : deduction
notasyonu notation
tümdengelim ile : deductive
tersine dönme : inverted sonuç çıkarma inference
tersine kesme : reverse clipping
tümdengelim : deductive learning
test dili : test language metoduyla
test planı : test plan öğrenme

test ve bakım : test and tümdengelimle : learning by


maintenance öğrenme deduction
programı
program tümevarım : induction
tetikleyici devre : trigger circuit tümevarım ile : inductive
sonuç çıkarma inference
teyp satırı : tape row, tape
frame tümevarım : inductive learning
tıklamak : click metoduyla
öğrenme
titreşme : flicker
tümevarımla : learning by
titretme : dithering öğrenme induction
toplam : sum tümleşik devre : integrated circuit

425
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

tümleşik devre : integrated circuit tür dönüşümü : type conversion


belleği memory
türdeş ağ : homogeneous
tümleşik : integrated network
hizmetler sayısal services digital
türdeş bilgisayar : homogeneous
ağı network computer network
ağı
tümleşik : integrated türdeş olmayan : heterogeneous
programlama programming network

çevresi environment
türdeş olmayan : heterogeneous
tümleşik yazılım : integrated computer network
bilgisayar ağı
software
türetilen tür : derived type
tümleyen : complement
tümleyen İşlem : complementary
operation

Uu

işbirliği association
uç birim : terminal
uç düğümü : end node
uygulama : application layer
uç noktası : endpoint node katmanı
düğümü
uygulama : application
uçan kafa : flying head problemi problem
uçucu bellek : volatile storage uygulama : application
ulaşılabilirlik : availability programı program
until deyimi : until statement uygulama üretici : application
generator
until yapısı : until-construct
uygulama : application
uyarı sinyali : jam signal yazılımı software
uyarlamalı eğitim : adaptive training uygulama : application-
uyarlamalı : adaptive learning yönelimli dil oriented language
öğrenme uyumluluk : compatibility
uyarlanır : adaptive uyuşmazlık : conflict resolution
rezonans teorisi resonance theory
çözümü
ağı network
uzaktan bakım : remote
uyarlanır sinir ağı : adaptive neural maintenance,
network online
uygulama hizmet : application service maintenance,
öğesi element telemaintenance
uygulama : application uzaktan işlemler : remote operations

426
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

hizmet öğesi service element


uzatılmış sonuç : extended result
çıktı işlevi output function
uzaktan toplu : remote batch uzatma : stretch
giriş entry
uzlaşma : compromise
uzaktan toplu iş : remote job entry
girişi uzlaşma bilgi : compromising
yayılması emanation
uzaktan veri : remote database
tabanı erişimi access uzman sistem : expert system

uzaktan yapılan : remote batch uzman sistem : expert system


toplu işlem processing kabuğu shell

Üü

üç adresli komut : three-address üretmek (bir özel : raise (an


instruction durum) exception)
üç fazlalı kod : excess-three code ürün güvencesi : product assurance
üçüncü nesil dil : third-generation ürün modelleme : product modeling
language
üs : exponent
ülke adı : country name üst düğüm : parent node
üret ve test et : generate-and-test üst düzey alan : top-level domain
üretilen iş : throughput adı name
üretilmiş adres : generated üst düzey veri : high-level data
address bağlantı kontrolü link control
üretim hücresi : manufacturing cell üst kayıt : owner record
üretim ileti : manufacturing üst tür : parent type
hizmeti message service
üstel olarak ikili : truncated binary
üretim kaynak : manufacturing azalma exponential
planlaması resource planning algoritması backoff
üretim kuralı : production rule üstlenme, koşut : commitment,
zamanlılık ve concurency and
üretim planlama : production
planning control kurtarma recovery
denetim sistemi
system üye : member
üretim sistemi : production system üye alıcı : member recipient
üretme : generating üye kayıt : member record
fonksiyonu function
üzerine yazmak : overwrite

427
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

Vv

vakum kolonu : vacuum column veri alanı : realm


varlık : entity veri alıcısı : data sink
varlık dünyası : entity world veri anahtarlama : data switching
merkezi exchange
varlık ilişkisi : entity relationship
varlık olgusu : entity occurrence veri bağımsızlığı : data
independence
varlık örneği : entity instance
veri bağlantı : data link layer
varlık sınıfı : entity class katmanı
varlık tanımlama : entity veri bağlantısı : data link
identification
veri bağlaştırma : data coupling
varsayılan : default
veri bankası : data bank
varsayılan biçim : default format,
basic format veri bilgileri : metadata

VE DEĞİL işlemi : NAND operation veri bozulması : data corruption

VE işlemi : AND operation veri bölümü : data division


veri bütünlüğü : data integrity
Veitch diyagramı : Veitch diagram
vektör : vector veri çoklayıcı : data multiplexer
veri çözümleme : data analysis
vektör görüntü : vector display
aygıtı device veri değeri : data value
vektör oluşturucu : vector generator veri değişkenliği : data volatility
vektör yenilemeli : vector-refresh veri devresi : data circuit
görüntü display
veri devresi : data circuit
Venn diyagramı : Venn diagram saydamlığı transparency
veri : data veri devresi : data circuit-
sonlandırma terminating
veri ağı : data network
aygıtı equipment
veri akış çizgesi : data flow graph
veri dökümü : datadump
veri akış : data flow diagram
diyagramı veri edinimi : data acquisition
veri elemanı : data element
veri akış şeması : data flowchart
veri akışı : data flow veri envanteri : data inventory

veri akışı izleme : data-flow trace veri geçerleme : data validation

veri aktarım : data transfer veri giriş : data input station


evresi phase istasyonu

veri alanı : data field veri girişi : data entry

428
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

veri güvenliği : data security veri tabanı alt : database


şeması subschema
veri iletimi : data transmission
veri iletişimi : data veri tabanı : database key
communication anahtarı

veri istasyonu : data station veri tabanı dili : database


language
veri işleme : data processing
veri tabanı : database file
veri işleme dili : data manipulation dosyası organization
language düzenleme
veri işleme kuralı : data manipulation veri tabanı : database handler
rule işleyici
veri işleme : data processing veri tabanı : database
merkezi center makinesi machine
veri işleme : data processing veri tabanı : database schema
sistemi system şeması
veri izleme : data trace veri tabanı : database utility
veri kaynağı : data source yardımcı yazılımı
veri kesme : data breakpoint
noktası veri tabanı : database
yöneticisi administrator
veri kimliğini : data
doğrulama authentication veri tabanı : database
yönetim dili administration
veri koruma : data protection language
veri modeli : data model veri tabanı : database
veri modelleme : data modeling yönetim sistemi management
olanağı facility system
veri modülü : data module veri tabanı : database
yönetimi administration
veri nesnesi : data object
veri tanımı : data description
veri ortamı : data medium
veri tanımlama : data definition
veri ortamı : data medium dili language, data
koruma aygıtı protection device description
veri özel durumu : data exception language
veri özelliği : data attribute veri terminal : data terminal
aygıtı equipment
veri restorasyonu : data restoration
veri toplama : data collection
veri sinyal hızı : data signaling rate
veri toplama : data collection
veri sözlüğü : data dictionary
istasyonu station
veri sözlük : data dictionary
veri türü : data type
sistemi system
veri yapılandırma : data structuring
veri tabanı : database
kuralı rule
veri yapısı : data structure

429
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

veri : data concentrator video konferans : video


yoğunlaştırıcı conferencing
veri yoğunluğu : data density videoteks : videotex, viewdata
veri yolu ağı : bus network virüs : virus
veri yolunun boş : bus-quiet signal virüs imzası : virus signature
olma sinyali voksel : voxel
veri yönetimi : data vurgulanan tür : underlying type
administration,
data vuru : pulse
management vuru dizisi : pulse string
verinin yeniden : data vuru treni : pulse train
kurulması reconstitution,
data vuruş çubuğu : print bar
reconstruction vuruşlu karakter : stroke character
veriye duyarlı : data-sensitive üretici generator
bozukluk fault vuruşlu yazıcı : impact printer
VEYA DEĞİL : NOR operation vuruşsuz yazıcı : nonimpact printer
işlemi
VEYA İşlemi : OR operation

Ww

while yapısı : while-construct

Yy

yakın sözcükleri : contiguous-words yalnızca şifreli : ciphertext-only


tanıma recognition metin saldırısı attack
yakınlaştırma : zooming yama : patch
yalıtılmamış : non-isolated yamamak : patch
yükselteç amplifier
yan etki : side effect
yalıtılmış : isolated amplifier yan istasyon : tributary station
yükselteç
yanılgı : human error
yalnız satır : widow line, widow
yanılgı : mistake
YALNIZ VE : IF-AND-ON LY-IF
YALNIZ işlemi operation yanıltmak : spoof
yanıp sönme : blinking

430
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

yanıt süresi : response time yatay biçim : horizontal format,


landscape,
yanıtlama : answering
landscape format
yanıtlamak : reply
yatay biçimleme : horizantal
yanlışa yakın : near-miss formatting
yansıtma : echo yatay çizelgeleme : horizontal
yansıtmak : mirror tabulation

yaparak öğrenme : learning while yaygın ad : common name


doing yayımlama : broadcast
yapay dil : artificial language yayımlama : broadcast mail
yapay imgeleme : artificial vision postası
yapay kod : pseudocode yayma : spread,
irrelevance,
yapay konuşma : artificial speech, prevarication
artificial voice
yaymak : expand
yapay sinir : artificial neuron,
neurode yaymak (bir özel : propagate (an
durum) exception)
yapay sinir ağı : artificial neural
network yazarlık dili : authoring
language
yapay zeka : artificial
intelligence yazdırma çarkı : print wheel

yapı şeması : structure chart yazı tipi : font


yapılandırma : configuration yazıcı : printer

yapısal program : structured yazıcı sunucusu : print server


program yazılı gövde : typed body
yapısal : structured metni hizmeti service
programlama programming yazılım : software
yapısal : structured yazılım aracı : software tool
programlama dili programming
language yazılım korsanlığı : software piracy

yapısal tanım : structural yazılım : software library


description kütüphanesi

yapısal tasarım : structured design yazılım : software


mühendisliği engineering
yardımcı belleğe : roll out
taşımak yazılım paketi : software package

yardımcı istasyon : slave station yazma çubuğu : type bar

yarı çift yönlü : half-duplex yazma erişimi : write access


iletim transmission yazma halkası : write ring
yassı çizici : flatbed plotter yazma kafası : write head
yazma koruma : write protection
etiketi label

431
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

yazma tamburu : print drum yer değiştirebilir : relocatable


yazmak : write yer değiştirebilir : relocatable
adres address
yazmama işlevi : nonprint function
yer değiştirebilir : relocatable
yedek : backup
program program
yedek bağımsız : dummy argument
değişken yer değiştirme : relocating
birleştiricisi assembler
yedekleme : backup file
dosyası yer değiştirme : relocation offset
sapması
yedekleme işlemi : backup procedure
yer değiştirme : relocation
yelpaze : fanfold paper sözlüğü dictionary
katlanmış kağıt
yer değiştirme : relocating loader
yeniden başlatma : restart yükleyicisi
yeniden başlatma : restart point yer değiştirmek : relocate
noktası
yer paylaşan : overlay segment
yeniden : restart parça
başlatmak
yer paylaşım : overlay supervisor
yeniden : resize denetçisi
boyutlandırmak
yer paylaşmak : overlay
yeniden : reorganization
düzenlenme yerel : local

yeniden elde : recovery function yerel adres : local address


yönetimi administration
etme işlevi
yeniden giriş : reentry point yerel alan ağı : local area network
noktası yerel hata : indigenous error,
indigenous fault
yeniden girişli : reentrant
yeniden oynatma : replay yerelleştirme : localization

yeniden üretme : regeneration yerine koyma : substitution

yeniden : restructuring yerleşik : built-in, resident


yapılandırma yerleşik kontrol : resident control
programı programme
yeniden : reconfiguration
yapılanma yerleşik : intrinsic
yeniden : redirection tanımlama
yönlendirme yerleştirmek : minimize
yenileme : refresh yetenek : capability
(tazeleme) yetenek listesi : capability list
yenileme : refresh rate yetkilendirme : authorization,
(tazeleme) hızı delegation
yer : location yetkilendirme : enabling signal
yer adresi : home address sinyali

432
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

yığın : stack yorumlayıcı : interpretive


program program
yığıt : stack
yığıt belirteci : stack indicator yorumlayıcı : interpreter
yönergesi directive
yığıt göstergesi : stack pointer
yönetim alan adı : management
yıkıcı okuma : destructive read domain name
yıldız ağı : star network yönetim alanı : management
yıldız/halka ağı : star/ring network domain

yineleme : iteration yönetim bilgi : MIS


sistemi
yineleme adımı : iteration step
yönlendirici : router, headend
yineleme deyimi : iteration statement
yönlü ışık : directed-beam
yineleme düzeni : iteration scheme görüntüleme display device
yinelemeli : repetitive aygıtı
adresleme addressing yöntem : method
yinelemeli işlem : automatic yöntem sonuç : means-end
sequential çözümleme analysis, means-
operation, iterative ends analysis
operation
yukarı yuvarlama : round-up function
yinelenen ağ : recurrent network işlevi
yoğunlaştırmak : compact yukarıdan aşağı : top-down
yol : path yukarıya : round up
yordam : procedure, routine yuvarlama
yordam güvenliği : procedural yuva : slot
security yuvalı halka ağı : slotted-ring
yordam yönelimli : procedure- yuvarlama : rounding
dil oriented language
yuvarlama hatası : rounding error
yordamsal : procedural
bağlılık cohesion yuvarlama : round-off function
yapmama işlevi
yordamsal bilgi : procedural
knowledge yuvarlamak : round
yordamsal dil : procedural yük modülü : load module
language yükle ve devam : load-and-go
yordamsal : nonprocedural et
olmayan dil language yüklem : predicate
yorum : remark yükleme : uplink
yorumlamak : interpret bağlantısı
yorumlayıcı : interpreter yükleme haritası : load map
yorumlayıcı kod : interpretive code yükleme noktası : load point

433
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

yüklemek : load, upload, yürütme izleme : execution trace


mount
yürütme izleyici : execution monitor
yüklenebilir : load module yürütme profili : execution profile
modül
yürütme sırası : execution
yüklenmiş : loaded origin sequence
başlangıç noktası
yürütme süresi : execution
yükleyici : loader duration, running
yüksek düzey dil : high-level time
language, high-
yürütme zamanı : execution time
order language
yürütmek : execute
yüksek gerilime : surge withstand
dayanma capability yürütülebilir : executable
yeteneği yüzde alma işlevi : percentage
yüksek gerilime : surge resistance function
direnme yüzey modelleme : surface modeling
yükseklik : height yüzey oluşturma : surfacing, surface
yükseklik dengeli : height-balanced modeling
ağaç tree yüzeyleme : surfacing
yükselme süresi : rise time
yükseltme deyimi : qaise statement
yürütme : execution

Zz

zaman aralığı : time slot zaman paylaşımı : time sharing


zaman aşımı : time-out zaman uyumlu : synchronous,
simultaneous
zaman ayırıcı : dispatcher
zaman ayırmak : dispatch zaman uyumlu : synchronous
iletim transmission
zaman bombası : time bomb
zaman uyumlu : synchronous
zaman bölmeli : time division sinir ağı neural network
çoklama multiplexing
zaman uyumsuz : asynchronous
zaman bölmeli : time division
çoklu erişim multiple access zaman uyumsuz : asynchronous
iletim transmission
zaman dilimi : slot time
zaman uyumsuz : asynchronous
zaman dilimleme : time slicing sinir ağı neural network
zaman ölçeği : time scale (factor) zarf : envelope
(faktörü)

434
TSE Bilişim Sözlüğü Türkçe İngilizce Terim Listesi

zayıf bit : weak bit


zayıf yazma : weak typing
zincir mektup : chain letter
zincir yazıcı : chain printer
z-katlamalı kağıt : zig-zag fold paper
z-katlanmış kağıt : z-fold paper
zorlama testi : marginal test,
marginal check,
stress test
zorunlu kesme : hard hyphen,
required hyphen
zorunlu sayfa : hard page break,
kesme required page
break
zorunlu yazım : strong typing

435
TSE Bilişim Sözlüğü Kısaltmalar

EK-D:

Kısaltmalar

436
TSE Bilişim Sözlüğü Kısaltmalar

437
TSE Bilişim Sözlüğü Kısaltmalar

KISALTMALAR

1GL : first-generation language

2GL : second-generation language

3GL : third-generation language

4GL : fourth-generation language

8-bit byte : octet

ACSE : association control service element

ADC : analog-to-digital converter

ADMD : administration management domain

ADP : automatic data processing

ADT : abstract data type

AI : artificial intelligence

ANN : neural network

ART network : adaptive resonance theory network

ASE : application service element

ASK : amplitude shift keying

ASR : automatic speech recognition

AU : access unit

AUI : attachment unit interface

BCD notation : binary-coded decimal notation

438
TSE Bilişim Sözlüğü Kısaltmalar

BER : bit error ratio

BOT marker : beginning-of-tape marker

BPN : back-propagation network

CA : computer-aided

CAD : computer-aided design

CAD/CAM : computer-aided design and manufacturing

CAE : computer aided engineering

CAM : computer-aided manufacturing

CAN : crossbar associative network

CAP : computer-aided planning

CAPC : computer-aided production control

CAPM : computer-aided production management

CAPP : computer-aided process control

CAQ assurance : computer-aided quality assurance

CAQA : computer-aided quality assurance

CAT : computer-aided testing

CCR : commitment, concurrency and recovery

CGI : computer graphics interface

CGM : computer graphics metafile

439
TSE Bilişim Sözlüğü Kısaltmalar

CGRM : computer graphics reference model

CIM : computer integrated manufacturing

CIMS : common management information service

CNC : computer numerical control

COMPUSEC : computer security

COMSEC : communications security

CPU : central processing unit

CSMA/CA : carrier sense multiple access collision avoidance


network network
CSMA/CD : carrier sense multiple access collision detection network
network
CUD : closed user group

CUPS : connection updates per second

D/A converter : digital-to-analog converter

DAC : digital-to-analog converter

DAL : database administration language

DBA : database administrator

DBMS : database management system

DCE : data circuit-terminating equipment

DDL : data definition language

DDP : distirbuted data processing

440
TSE Bilişim Sözlüğü Kısaltmalar

DL : distribution list

DMD : directory management domain

DMF : data modeling facility

DML : data manipulation language

DP : data processing

DSA : directory system agent

DSE : data switching exchange

DSR : data signaling rate

DTE : data terminal equipment

DTW : dynamic time warping

DUA : directory user agent

EDI : electronic data interchange

EIT : encoded information type

EOF : end-of-file

EOV : end-of-volume

ES : expert system

FCS : frame check sequence

FDM : frequency division multiplexing

FDMA : frequency division multiple access

FEP : front-end processor

441
TSE Bilişim Sözlüğü Kısaltmalar

FMS : flexible manufacturing system

FSK : frequency shift keying

FTAM : file transfer, access and management

GKS : graphical kernel system

HDL : hardware design language

HDLC : high-level data link control

HDR : header label

HMM : hidden Markov model

IO : input-output

IC : integrated circuit

IPE : integrated programming environment

IPL : initial program load

IPM : interpersonal message

IPMS : interpersonal messaging system

IPN : interpersonal notification

IR : information retrieval

IRD : information resource dictionary

IRDS : information resource dictionary system

IS : information system

ISDN : integrated services digital network

442
TSE Bilişim Sözlüğü Kısaltmalar

IVR : interactive voice response

JTM : job transfer and manipulation

KB knowledge base

KBS : knowledge-based system

LAN : local area network

LLC : logical link control

LQ : letter quality

LSB : least significant bit

LSD : least significant digit

MAC : medium access control

MAN : metropolitan area network

MAU : medium attachment unit

MD : management domain

MDC : manipulation detection code

MDI : medium dependent interface

MFLOPS : megaflops

MFM : modified frequency modulation

MHE : message handling environment

MHS : message handling system

MIC : medium interface connector

443
TSE Bilişim Sözlüğü Kısaltmalar

MICR : magnetic ink character recognition

MIPS : millions of instructions per second

MIS : management information system

MMS : manufacturing message service

MRP : material requirements planning

MRP II : manufacturing resource planning

MS : message store

MSB : most significant bit

MSD : most significant digit

MT : message transfer

MTA : message transfer agent

MTS : message transfer system

NLQ : near letter quality

NN : neural network

NRZ : non-return-to-zero-recording

NRZ(C) : non-return-to-zero (change) recording

NRZ(M) : non-return-to-zero (mark) recording

NRZ-0 : non-return-to-zero change-on-zeros recording

NRZ-1 : non-return-to-zero change-on-ones recording

OA : ccess automation

444
TSE Bilişim Sözlüğü Kısaltmalar

OCR : optical character recognition

OS : operating system

OSI : open systems interconnection

PCI : protocol control information

PD : physical delivery

PDAU : physical delivery ccess unit

PDL : page description language

PDS : physical delivery system

PDU : protocol data unit

PHIGS : programmers hierarchical interactive graphics system

PPCS : production planning control system

PRMD : private management domain

PROM : programmable read-only memory

RAM : programmable read-only memory

RBF : radial basis function

RDBMS : relational database management system

RJE : remote job entry

ROM : read-only memory

ROSE : remote operations service element

RPS : rotational position sensing

445
TSE Bilişim Sözlüğü Kısaltmalar

RTSE : reliable transfer service element

RZ : return-to-zero recording

SAP : service access point

SD : speaker-dependent

SDU : service data unit

SOFM : self-organizing feature map

SOM : self-organizing map

STDM : statistical time division multiplexing

STT : speech-to-text

TCU : trunk connecting unit

TDM : time division multiplexing

TDMA : time division multiple access

TMS : truth maintenance system

UA : user agent

VDU : video display terminal

VIRS : voice interactive response system

VM : virtual machine

VR : voice response

WAN : wide area network

WYSIWYG : what you see is what you get

446
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

447
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

EK-E:

Standart
Numaralarına Göre
Gruplanmış Liste

448
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

449
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

01: Temel terimler


01.01.01: information 01.01.26: configuration
01.01.02 data 01.01.27: block diagram
01.01.03: text 01.01.28: synchronous
01.01.04: access 01.01.29: asynchronous
01.01.05: information processing 01.01.30: input
01.01.06: ADP 01.01.31: input
automatic data processing 01.01.32: input
data processing 01.01.33: output
DP 01.01.34: output
01.01.07: hardware 01.01.35: output
01.01.08: software 01.01.36: download
01.01.09: firmware 01.01.37: upload
01.01.10: storage (device) 01.01.38: interface
01.01.11: memory 01.01.39: data communication
01.01.12: automatic 01.01.40: functional unit
01.01.13: automate 01.01.41: on-line
01.01.14: automation online
01.01.15: computerize 01.01.42: offline
01.01.16: computerization off-line
01.01.17: computer generation 01.01.43: time sharing
01.01.18: computer science time slicing
01.01.19: computer center 01.01.44: network
data processing center 01.01.45: computer network
01.01.20: computer system 01.01.46: local area network (LAN)
computing system
01.01.47: Interoperability
data processing system
01.01.21: information processing 01.01.48: turnkey system
system 01.01.49: virtual
01.01.22: information system 01.01.50: virtual machine VM
01.01.23: computer resource 01.01.51: data medium
01.01.23: resource 01.01.52: disk
01.01.24: process 01.01.53: log in
01.01.25: process

450
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

log on 01.03.13: workstation


01.01.54: log off 01.03.14: intelligent terminal
log out programmable terminal
01.02.01: signal 01.03.15: dumb terminal
01.02.02: discrete non-programmable terminal
01.02.03: numeric 01.03.16: video display terminal VDT
01.02.03: numerical visual display unit VDU
01.02.04: digital 01.03.17: calculator
01.02.05: alphanumeric 01.03.18: computer architecture
01.02.06: analog 01.03.19: microcomputer
01.02.07: symbol 01.03.20: personal computer
01.02.08: binary digit 01.03.21: portable computer
bit 01.03.22: laptop computer
01.02.09: byte 01.03.23: minicomputer
01.02.10: 8-bit byte 01.03.24: supercomputer
01.02.10: octet 01.03.25: MIPS
01.02.11: character millions of instructions per
digit second
01.02.12:
numeric character 01.03.26: megaflops

central processing unit MFLOPS


01.03.01:
CPU 01.03.27: connectivity

processing unit 01.04.01: application program

mainframe application software


01.03.02:
computer 01.04.02: system software
01.03.03:
digital computer 01.04.03: support program
01.03.04:
analog computer support software
01.03.05:
hybrid computer 01.04.04: system documentation
01.03.06:
peripheral equipment 01.04.05: software package
01.03.07:
01.04.06: portability
01.03.08: processor
microprocessor 01.04.07: software engineering
01.03.09:
chip 01.04.08: operating system
01.03.10:
IC OS

integrated circuit 01.05.01: computer program

microchip program

terminal 01.05.02: code


01.03.11:
user terminal program
01.03.12:
451
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

01.05.03: programming computer-assisted


01.05.04: routine 01.06.15: computer-aided publishing
01.05.05: algorithm computer-assisted
flow diagram publishing
01.05.06:
flowchart electronic publishing
01.06.16: desktop publishing
01.05.07: debug
natural language 01.06.17: electronic mail
01.05.08:
artificial language e- mail
01.05.09:
01.05.10: programming language 01.06.18: K-base
01.06.01: simulation knowledge base
01.06.02: emulation 01.06.19: ES
01.06.03: IR expert system
information retrieval 01.06.20: image processing
01.06.04: hard copy picture processing
01.06.05: soft copy 01.06.21: spreadsheet program
01.06.06: menu 01.06.22: user-friendly
01.06.07: prompt 01.07.01: data protection
01.06.08: computer graphics 01.07.02: computer crime
01.06.09: OA 01.07.03: hacker
office automation 01.07.04 hacker
01.06.10: text processing 01.07.05: software piracy
word processing 01.08.01: information management
01.06.11: compatibility 01.08.02: data management
01.06.12: AI 01.08.03: access method
artificial intelligence 01.08.04: data bank
01.06.13: robotics 01.08.05: database
01.06.14: CA 01.08.06: file
computer-aided

452
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

02: Aritmetik ve mantıksal işlemler


02.01.01: heuristic method 02.03.13: factorial
logic variable 02.04.01: logic function
switching variable switching function
02.01.02: mathematical induction 02.04.02: Boolean function
02.01.03: formal logic 02.04.03: recursively defined
mathematical logic sequence
02.01.04:
symbolic logic 02.04.04: map (over)

switching variable 02.04.05: map


02.02.01:
argument mapping
02.02.02:
02.04.06: generating function
02.02.03: argument
parameter 02.04.07: threshold function
02.02.04:
scalar 02.05.01: binary operation
02.02.05:
vector Boolean operation
02.02.06:
span 02.05.02: binary operation
02.02.07:
range Boolean operation

characteristic 02.05.03: binary [N-ary] Boolean


02.02.08:
operation
02.02.09: mantissa
dyadic [N-adic]
02.03.01: natural number Boolean operation
non-negative integer 02.05.04: Boolean operator
02.03.02: integer 02.05.05: complementary
02.03.03: real number operation

02.03.04: rational number 02.05.06: dual operation

02.03.05: irrational number identity operation

02.03.06: complex number 02.05.07: non-identity operation

02.03.07: random number 02.05.08: IF-AND-ONLY-IF


operation
02.03.08: random number
sequence IFF

02.03.09: pseudo-random 02.05.09: equivalence operation


number sequence modulo two sum
02.03.10: serial number non-equivalence
02.03.11: zero operation

02.03.12: binary [ternary] [octal] 02.05.10: addition without carry


[decimal or denary] AND operation
[duodecimal]
[sexadecimal or EXCLUSIVE-OR
hexadecimal] [N-ary] operation

453
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

intersection truncation error


logical product 02.06.14: error span
02.05.11: conjunction 02.06.15: truncation error
NAND operation 02.06.16: rounding error
non-conjunction 02.07.01: binary arithmetic
operation
02.05.12: INCLUSIVE-OR
operation 02.07.02: significant digit
logical add arithmetic

OR operation 02.07.03: overflow

disjunction 02.07.04: overflow


02.05.13:
non-disjunction 02.07.05: underflow

NOR operation 02.07.06: carry digit

NOT-IF-THEN 02.07.07: carry


02.05.14:
operation 02.07.08: carry
02.05.15: exclusion 02.07.09: end-around carry
IF-THEN operation 02.07.10: borrow digit
implication 02.07.11: end-around borrow
02.05.16: conditional implication 02.08.01: infix notation
negation 02.08.02: Lukasiewicz notation
NOT operation parenthesis-free
notation
02.05.17: negate
precision Polish notation
02.06.01:
prefix notation
02.06.02: multiple-precision
single- [double-] [triple- 02.08.03: postfix notation
02.06.03:
] precision reverse Polish notation
02.06.04: error 02.09.01: normalize
02.06.05: accuracy standardize (to)
02.06.06: accuracy 02.09.02: truncation
02.06.07: relative error 02.09.03: truncation
accuracy 02.09.04: round
02.06.08: absolute error 02.09.05: round down
02.06.09: relative error 02.09.06: round up
02.06.10: balanced error 02.09.07: round off
02.06.11: bias 02.09.08: scale
02.06.12: bias error 02.09.09: scale factor
02.06.13: error range scaling factor

454
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

02.09.10: quantize 02.12.03: truth table


02.09.11: sample 02.12.04: Venn diagram
02.10.01: operation 02.12.05: Veitch diagram
02.10.02: operand 02.12.06: Karnaugh map
02.10.03: result 02.C.01: set
02.10.04: monadic operation 02.C.02: element
02.10.04: unary operation 02.C.02: member
02.10.05: binary [N-ary] 02.C.03: empty set
operation null set
dyadic [N-adic]
02.C.04: subset
operation
02.C.05: proper subset
02.10.06: operator
02.C.06: universal set
02.10.07: monadic [dyadic]
operator 02.C.10: range
unary [binary] operator 02.C.11: function
02.10.08: logic operation 02.C.12: recursive function
logical operation 02.C.13: arithmetic operation
02.10.09: logic operation 02.C.14: augend
logical operation 02.C.15: addend
02.10.10: threshold operation 02.C.16: sum
02.10.11: majority operation 02.C.17: minuend
02.10.12: compare 02.C.18: subtrahend
02.10.13: logical comparison 02.C.19: difference
02.11.01: shift 02.C.20: factor
02.11.02: arithmetic shift 02.C.21: multiplicand
02.11.03: logic shift 02.C.22: multiplier
logical shift 02.C.23: product
02.11.04: cyclic shift 02.C.24: dividend
end-around shift 02.C.25: divisor
02.12.01: operation table 02.C.26: quotient
02.12.02: Boolean operation 02.C.27: remainder
table

455
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

03: Donanım teknolojisi


03.01.01: trigger circuit 03.04.01: logic device
03.01.02: stable state 03.04.02: sequential circuit
03.01.03: metastable state 03.04.03: combinational circuit
quasi-stable stable 03.04.04: gate
unstable state logic element
03.01.04: bistable (trigger) circuit 03.04.05: NOT element
flip-flop NOT gate
03.01.05: monostable (trigger) 03.04.06: NOT-IF-THEN element
circuit NOT-IF-THEN gate
03.01.06: delay element
03.04.07: AND element
03.01.07: delay line AND gate
03.01.08: impulse EXCLUSIVE-OR
03.04.08:
pulse element
03.01.09: pulse string EXCLUSIVE-OR gate
pulse train 03.04.09: INCLUSIVE-OR gate
03.01.10: clock pulse OR element
clock signal (INCLUSIVE)

signal shaping 03.04.10: NOR element


03.01.11:
signal transformation NOR gate

signal regeneration 03.04.11: IF-AND-ONLY-IF


03.01.12:
element
03.01.13: enabling signal
IF-AND-ONLY-IF gate
03.01.14: inhibiting signal
03.04.12: IF-THEN element
03.02.01: parallel
IF-THEN gate
03.02.02: serial
03.04.13: NAND element
03.02.03: sequential
NAND gate
03.02.04: concurrent
03.04.14: identity element
03.02.05: simultaneous
identity gate
03.02.06: consecutive
03.04.15: threshold element
03.03.01: functional design
threshold gate
03.03.02: logic design
03.04.16: majority element
03.03.03: logic diagram
majority gate
03.03.04: logic symbol

456
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

04: Veri düzenleme


04.01.01: character 04.03.02: letter
04.01.02: character set alphabetic character
04.01.03: alphabetic character 04.03.03: alphabet
set ideogram
04.03.04:
04.01.04: numeric character set ideographic character
04.01.05: alphanumeric numeric character
04.03.05:
character set
digit
04.01.06: binary character set
04.03.06: alphanumeric
04.02.01: code character
coding scheme decimal digit
04.03.07:
04.02.02: coded set hexadecimal digit
04.03.08:
04.02.03: coded character set binary digit
04.03.09
04.02.04: code element bit
code value
04.03.10: binary character
04.02.05: code element set
04.03.11: blank
code set
blank character
04.02.06: alphabetic code
04.03.12: special character
04.02.07: numeric code
04.04.01: control character
04.02.08: alphanumeric code
04.04.02: transmission control
04.02.09: binary code character
alphabetic code set 04.04.03: space character
alphanumeric code 04.04.04: format effector
element set
04.04.05: code extension
04.02.10: alphanumeric code set character
alphabetic code 04.04.06: device control
element set character
04.02.11: numeric code element 04.05.01: string
set
04.05.02: character string
numeric code set
04.05.03: alphabetic string
alpha numeric code
element set 04.05.04: bit string
04.02.12: alpha numeric code set 04.05.05: null string
04.02.13: binary code element 04.05.06: unit string
set 04.05.07: position
binary code set 04.05.08: byte
04.03.01: graphic character 04.05.09: n-bit byte

457
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

04.05.10: 8-bit byte stack


octet 04.08.07: push-up list
04.06.01: word queue
04.06.02: alphabetic word 04.08.08: list processing
04.06.03: numeric word 04.08.09: dequeue
04.06.04: alphanumeric word double-ended queue
04.06.05: computer word 04.08.10: heap
machine word 04.09.01: delimiter
04.06.06: word length 04.09.02: identifier
word size 04.09.03: key
04.07.01: data element 04.09.04: pointer
04.07.02: field 04.09.05: label
04.07.03: record 04.09.06: internal label
04.07.04: logical record 04.09.07: volume label
04.07.05: physical record beginning-of-volume
record length label
04.07.06:
record size volume header

block 04.09.08: end-of-volume label


04.07.07:
block length EOV
04.07.08:
block size 04.09.09: beginning of file label

blocking factor HDR


04.07.09:
file header label
04.07.10:
file updating 04.09.10: end of file label
04.07.11:
file maintenance EOF
04.07.12:
table trailer label
04.07.13:
list 04.10.01 node
04.08.01:
chained list 04.10.02: tree
04.08.02:
linked list 04.10.03: subtree
04.10.04: ordered tree
04.08.03: circular list
ring 04.10.05: binary tree

bidirectional list 04.10.06: height


04.08.04:
symmetrical list 04.10.07: balanced tree

linear list height-balanced tree


04.08.05:
pushdown list 04.10.08: B-tree
04.08.06:

458
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

05:Veri Gösterimi

05.01.01: notation radix


05.01.02: number representation 05.03.02: sign position
system sign bit
05.03.03:
numeration system sign character
05.03.04:
05.01.03: number representation significant digit
05.03.05:
numeration positional notation
05.04.01:
05.01.04: discrete representation positional numeration
05.01.05: discrete data system
05.01.06: numeral 05.04.02: positional
binary numeral representation
05.01.07:
octal numeral 05.04.03: digit place
05.01.08:
decimal numeral digit position
05.01.09:
hexadecimal numeral 05.04.04: weight
05.01.10:
numeric representation 05.04.05: most significant digit
05.01.11:
numeric data 05.04.05: MSD
05.01.12:
digital representation 05.04.06: most significant bit
05.01.13:
digital data MSB
05.01.14:
digitized data 05.04.07: least significant digit
05.01.15:
alphanumeric data LSD
05.01.16:
analog representation 05.04.08: least significant bit
05.01.17:
analog data LSB
05.01.18:
digitize 05.04.09: radix notation
05.01.19:
literal 05.04.10: base
05.02.01:
numeric literal radix
05.02.02:
integer literal 05.04.11: radix point
05.02.03:
real literal 05.04.12: mixed radix notation
05.02.04:
decimal literal 05.04.13: fixed radix notation
05.02.05:
based literal 05.04.14: decimal numeration
05.02.06:
system
05.02.07: character literal
decimal system
05.02.08: string constant
05.04.15: hexadecimal
string literal numeration system
05.02.09: enumeration literal hexadecimal system
05.03.01: base 05.04.16: octal numeration
system
459
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

octal system 05.06.04: binary-coded notation


05.04.17: binary numeration 05.07.01: BCD notation
system binary-coded decimal
binary system notation
05.04.18: decimal point binary-coded decimal
fixed-point representation
05.04.19:
representation system 05.07.02: excess-three code
05.04.20: variable-point 05.07.03: two-out-of-five code
representation system biquinary code
05.07.04:
05.04.21: mixed base notation packed decimal
05.07.05:
05.05.01: floating-point notation
representation system unpacked decimal
05.07.06:
05.05.02: floating-point notation
representation complement
05.08.01:
05.05.03: mantissa
05.08.02: radix complement
05.05.04: exponent tens complement
05.08.03:
05.05.05: characteristic
05.08.04: twos complement
05.05.06: floating-point base diminished radix
05.08.05:
floating-point radix complement
05.05.07: normalize 05.08.05: radix-minus-one
normalized form complement
05.05.08:
standard form 05.08.06: nines complement

decimal notation 05.08.07: ones complement


05.06.01:
05.06.02: binary notation
05.06.03: bit position

06: Veri hazırlanma ve işleme


06.01.01: read 06.01.03: copy
06.01.02: write 06.01.04: duplicate

460
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

06.02.01: input 06.04.02: search cycle


06.02.02 input 06.04.03: search key

06.02.03: Input 06.04.04: dichotomizing search

06.02.04: output 06.04.05: binary search


06.04.06: Fibonacci search
06.02.05: output
06.04.07: scanning
06.02.06: output 06.04.08: linear search
06.02.07: I/O sequential search
input-output 06.04.09: linked list search
06.02.08: data collection 06.04.10: tree search
06.02.09: data entry 06.04.11: hash table search
06.02.10: data acquisition 06.05.01: order
06.03.01: move 06.05.02: order
transfer 06.05.03: sequence
06.03.02: block transfer 06.05.04: sequence
06.03.04: transform 06.05.05: index
06.03.05: translate 06.05.06: sort
06.03.06: convert 06.05.07: merge
06.03.07: transliterate 06.05.08: collate
06.03.08: code 06.05.09: collating sequence
06.03.09: decode 06.06.01: edit
06.03.10: transcribe 06.06.02: extract
06.03.11: pack 06.06.03: mask
06.03.12: Packing 06.06.04: clear
06.03.13: unpack 06.06.05: zerofill
06.03.14: compact 06.06.06: justify
compress 06.06.07: left-justify
06.03.15: expand right-justify

06.04.01: search 06.06.08: zero suppression

07: Bilgisayar programlama

461
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

meta-language language
07.01.01:
algorithmic language 07.01.20: functional language
07.01.02:
programming language 07.01.21: structured
07.01.03 :
programming language
07.01.04: machine language 07.01.22: block-structured
07.01.05: computer-oriented language
language 07.01.23: general-purpose
machine-oriented language
language 07.01.24: special-purpose
07.01.06: assembly language language
07.01.07: 1GL 07.01.25: conversational
language
first-generation
language interactive language
07.01.08: high-level language 07.01.26: list processing
language
high-order language
07.01.27: expression language
07.01.09: symbolic language
07.01.28: text-formatting
07.01.10: 2GL language
second-generation 07.01.29: markup language
language
07.01.30: page description
07.01.11: 3GL language
third-generation PDL
language
07.01.31: authoring language
07.01.12: 4GL
07.01.32: macrolanguage (1)
fourth-generation
language 07.01.33: macrolanguage (2)
07.01.13: extensible language 07.01.34: specification language
07.01.14: algebraic language 07.01.35: requirement
specification language
07.01.15: application-oriented
language 07.01.36: design language
problem-oriented 07.01.37: hardware design
language language
07.01.16: object-oriented 07.01.37: HDL
language 07.01.38: program design
07.01.17: imperative language language
07.01.18: procedural language 07.01.39: pseudocode
procedure-oriented 07.01.40: compiler specification
language language
07.01.19: non-procedural 07.01.41: test language

462
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

07.02.01: structured 07.02.29: early binding


programming (1) late binding
07.02.30:
07.02.02: structured heap
07.02.31:
programming (2)
07.02.32: data flow
07.02.03: structured program
07.03.01: iteration
07.02.04: structured design
07.03.02: iteration step
07.02.05: stepwise refinement
07.03.03: loop
07.02.06: nest
07.03.04: closed loop
07.02.07: functional
programming infinite loop
07.02.08: modular programming 07.03.05: loop assertion
07.02.09: logic programming 07.03.06: loop body
07.02.10: jump 07.03.07: loop control
07.02.11: jump 07.03.08: loop parameter
07.02.12: indicator loop-control variable
07.02.13: flag 07.03.09: iteration scheme
07.02.14: switch 07.03.10: fixed-count iteration
07.02.15: work area 07.03.11: termination test
work space 07.03.12: continuation test
working area 07.03.13: pre-test loop
working space 07.03.14: post-test loop
07.02.16: mutual exclusion 07.03.15: in-test loop
07.02.17: synchronization 07.03.16: recursion
07.02.18: hash addressing 07.03.17: directly recursive
hashing 07.03.18: indirectly recursive
07.02.19: hash function (in 07.03.19: mutual recursion
hashing) 07.03.20: re-entrant
07.02.20: hash value 07.04.01: programmer
07.02.21: collision 07.04.02: environment
hash clash 07.04.03: programming
07.02.22: collision resolution environment
07.02.23: shared variable programming support
environment
07.02.24: bind
07.04.04: IPE
07.02.25: binding
integrated
07.02.26: binding time programming
07.02.27: static binding environment
07.02.28: dynamic binding 07.04.05: translate

463
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

07.04.06: translation 07.04.38: source code


07.04.07: translation program 07.04.39: compilation unit
translator source module
07.04.08: assemble 07.04.40: intermediate language
07.04.09: assembler 07.04.41: root compiler
07.04.10: absolute assembler 07.04.42: code generator
07.04.11: code 07.04.43: source code generator
07.04.12: coding 07.04.44: parse
07.04.13: absolute code 07.04.45: parser
07.04.14: assembly code 07.04.46: application generator
07.04.15: assembled origin 07.04.47: software tool
07.04.16: cross-assembler 07.04.48: target language
07.04.17: relocating assembler 07.04.49: target machine
07.04.18: assemble-and-go 07.04.50: target machine
07.04.19: compile 07.04.51: target program
07.04.20: compiler 07.04.52: host language
07.04.21: compilation 07.04.53: host machine
07.04.22: compilation unit 07.04.54: host machine
07.04.23: compiler code 07.04.55: host machine
07.04.24: compiler compiler 07.04.56: object language
compiler generator 07.04.57: object code
07.04.24: meta-compiler 07.04.58: object module
07.04.25: cross-compiler 07.04.59: object program
07.04.26: compile-and-go 07.04.60: translation time
07.04.27: disassemble 07.04.61: compilation time
07.04.28: decompile 07.04.62: assembly time
07.04.29: decompiler 07.04.63: translation duration
07.04.30: interpret translation time
07.04.31: interpreter 07.04.64: compilation duration
interpretive program 07.04.64: compilation time
07.04.32: interpretive code 07.04.65: assembly duration
07.04.33: machine code assembly time
07.04.34: source language 07.04.66: translator directive
07.04.35: machine-dependent 07.04.67: assembler directive
07.04.36: machine-independent 07.04.68: compiler directive
07.04.37: source program 07.04.69: interpreter directive
464
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

07.04.70: dependent compilation 07.05.19: segmentation


separate compilation 07.05.20: segment
07.04.71: independent 07.05.21: overlay segment
compilation overlay
07.05.22:
separate compilation overlay supervisor
07.05.23:
07.04.72: generic unit
07.05.24: resident
07.04.73: macrogenerator resident program
07.05.25:
07.04.74: macroprocessor activation record
07.05.26:
07.04.75: macroprogramming language processor
07.06.01:
07.04.76: macro library
07.06.02: execution time
07.04.77: macroassembler run time
07.04.78: program generator execution duration
07.06.03:
07.04.79: pre-processor run duration
07.04.80: pre-processing running time
07.04.81: language pre- elapsed time
07.06.04:
processor
07.06.05: processor time
07.05.01: link
07.06.06: execution profile
07.05.02: link
07.06.07: trace
07.05.02: linkage
07.06.08: trace
07.05.03: linkage editor
07.06.09: code trace
07.05.03: linker
control-flow trace
07.05.04: loader
execution trace
07.05.05: load
07.06.10: retrospective trace
07.05.06: absolute loader
07.06.11: subprogram trace
07.05.07: linking loader
07.06.12: symbolic trace
07.05.08: load module
07.06.13: symbolic execution
07.05.09: load-and-go
07.06.14: data trace
07.05.10: loaded origin
data-flow trace
07.05.11: load map
variable trace
07.05.12: relocate
07.06.15: execution monitor
07.05.13: relocatable program
07.06.16: exit
07.05.14: relocatable
07.06.17: exit point
07.05.15: relocating loader
07.06.18: entrance
07.05.16: relocation dictionary
entry point
07.05.17: relocation offset
07.06.19: re-entry point
07.05.18: address offset
07.06.20: breakpoint
465
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

07.06.21: set (a breakpoint) 07.06.51: data exception


07.06.22: initiate 07.06.52: operation exception
07.06.23: code breakpoint 07.06.53: protection exception
control breakpoint 07.06.54: overflow exception
07.06.24: data breakpoint 07.06.55: underflow exception
07.06.25: dynamic breakpoint 07.07.01: debug
07.06.26: static breakpoint 07.07.02: debugger
07.06.27: programmable 07.07.03: dump
breakpoint
07.07.04: dump
07.06.28: preamble breakpoint
07.07.05: data dump
07.06.29: post-amble breakpoint
07.07.05: dump
07.06.30: checkpoint
07.07.06: selective dump
07.06.31: restart
07.07.07: change dump
07.06.32: rescue point
07.07.08: post-mortem dump
restart point
07.07.09: snapshot dump
07.06.33: recover
07.07.10: memory dump
07.06.34: recovery
07.07.11: desk checking
07.06.35: forward recovery
07.07.12: playback
07.06.36: backward recovery
07.07.13: replay
07.06.37: inline recovery
07.07.14: single-step execution
07.06.38: starvation
single-step operation
07.06.39: deadlock
step-by-step operation
07.06.40: lockout
07.07.15: diagnostic program
07.06.41: bootstrap
07.07.16: trace program
IPL
07.07.17: operation code trap
initial program load
07.07.18: checking program
07.06.42: bootstrap
07.07.19: patch
07.06.43: bootstrap loader
07.07.20: patch
07.06.44: boot
07.07.21: assertion
07.06.45: exception
07.07.22: loop assertion
07.06.46: raise (an exception)
07.07.23: invariant
07.06.47: exception handler
07.07.24: loop invariant
07.06.48: handle (an exception)
07.07.25: pre-condition
07.06.49: propagate (an
exception) 07.07.26: post-condition
07.06.50: addressing exception 07.07.27: correctness proving

466
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

07.07.28: proof of correctness 07.09.11: opcode


07.07.29: formal specification operation code
07.07.30: partial correctness 07.09.12: zero-address
total correctness instruction
07.07.31:
bug seeding 07.09.13: one-address
07.07.32:
instruction
error seeding
single-address
fault seeding instruction
07.07.33: indigenous error 07.09.14: two-address instruction
indigenous fault 07.09.15: three-address
07.07.34: error control software instruction

07.07.35: error prediction 07.09.16: N-address instruction

07.07.36: unrecoverable error 07.09.17: one-plus-one address


instruction
07.08.01: microinstruction
07.09.18: implicit addressing
07.08.02: microprogramming
implied addressing
07.08.03: microprogram
07.09.19: one-ahead addressing
07.08.04: microcode
07.09.20: repetitive addressing
07.08.05: microcode assembler
07.09.21: direct instruction
07.08.06: microoperation
07.09.21: immediate instruction
07.08.07: microprogrammable
computer 07.09.22: immediate operand

07.09.01: instruction 07.09.23: immediate data


statement 07.09.24: indirect instruction

07.09.02: machine instruction 07.09.25: no-op

07.09.03: instruction format no-operation


instruction
07.09.04: instruction repertoire
07.09.26: privileged instruction
07.09.04: instruction set
07.09.27: jump instruction
07.09.05: instruction length
07.09.28: unconditional jump
07.09.06: operation field instruction
operation part 07.09.29: conditional jump
07.09.07: address instruction
07.09.08: address part 07.09.30: calling sequence
07.09.09: address format 07.09.31: address space
07.09.10: computer instruction 07.09.32: symbolic address
code 07.09.33: direct address
instruction code 07.09.34: base address
machine code 07.09.35: absolute address

467
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

07.09.36: relative address 07.10.05: blocked


07.09.37: indirect address 07.10.06: ready (qualifier)
multilevel address 07.10.07: running (qualifier)
07.09.38: re-locatable address 07.10.08: delayed
07.09.39: generated address 07.10.09: completed
07.09.40: address modification 07.10.10: terminated (qualifier)
07.09.41: effective address 07.10.11: master task
07.09.42: virtual address 07.10.12: task entry
07.09.43: real address 07.10.13: guard
07.09.44: index 07.10.14: open guard
07.09.45: indexed address 07.10.15: closed guard
07.09.46: self-relative address 07.10.16: thread
07.09.47: hierarchy chart 07.11.01: stub
07.09.47: structure chart 07.11.02: scaffolding
07.09.48: call graph 07.11.03: programming system
07.09.48: call tree 07.11.04: program library
07.09.49: control flow diagram 07.11.05: software library
07.09.49: control flow graph 07.11.06: system library
07.09.50: box diagram 07.11.07: operating environment
07.09.50: Chapin chart 07.11.08: batch-processing
Nassi-Shneiderman environment
07.09.50:
chart 07.11.09: interactive environment
07.09.51: data flow diagram 07.11.10: real-time environment
07.09.51: data flow graph 07.11.11: utility program
07.09.51: data flowchart 07.11.12: utility routine
07.09.52: bubble chart 07.12.01: modifiability
07.09.53: IPO chart 07.12.02: understandability
07.09.53: input-process-output 07.12.03: modularity
chart cohesion
07.12.04:
07.09.54: state diagram module strength
07.09.54: state transition functional cohesion
07.12.05:
diagram
07.12.06: informational cohesion
07.10.01: task state
07.12.07: communicational
07.10.02: activation cohesion
07.10.03: elaboration temporal cohesion
07.12.08:
07.10.04: executable logical cohesion
07.12.09:

468
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

07.12.10: coincidental cohesion common-environment


procedural cohesion coupling
07.12.11:
sequential cohesion 07.12.18: content coupling
07.12.12:
coupling 07.12.19: fan-in
07.12.13:
data coupling 07.12.20: fan-out
07.12.14:
07.12.21: localization
07.12.15: control coupling
external coupling 07.12.22: confirmability
07.12.16:
07.12.17: common coupling

08: Güvenlik

08.01.01: COMPUSEC 08.01.16: authorization


computer security 08.01.17: availability
08.01.02: administrative security 08.01.18: certification
procedural security 08.01.19: clearance
08.01.03: communications security clearance
security security level
08.01.20:
COMSEC closed-security
08.01.21:
08.01.04: data security environment
08.01.05: security audit 08.01.22: open-security
environment
08.01.06: security policy
data integrity 08.01.23: privacy
08.01.07:
file protection 08.01.24: risk analysis
08.01.08:
confidentiality risk assessment
08.01.09:
accountability 08.01.25: risk acceptance
08.01.10:
authentication 08.01.26: sensitivity
08.01.11:
message 08.01.27: system integrity
08.01.12:
authentication 08.01.28: threat analysis
08.01.13: authentication 08.01.29: trusted computer
information system
08.01.14: credentials 08.01.30: subject
08.01.15: authentication 08.01.31: object
exchange security classification
08.02.01:

469
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

08.02.02: sensitive information 08.04.04: access level


08.02.03: security category 08.04.05: access right
08.02.04: compartmentalization 08.04.06: access permission
08.02.05: multilevel device 08.04.07: access period
08.02.06: single-level device 08.04.08: access type
08.03.01: cryptography 08.04.09: ticket
08.03.02: encipherment 08.04.10: capability
08.03.02: encryption 08.04.11: capability list
08.03.03: irreversible 08.04.12: identity authentication
encipherment
08.04.12: identity validation
irreversible encryption identity token
08.04.13:
one-way encryption password
08.04.14:
08.03.04: decipherment minimum privilege
08.04.15:
decryption need-to-know
08.04.16:
08.03.05: cipher system logical access control
08.04.17:
cryptographic system physical access control
08.04.18:
cryptosystem controlled access
08.04.19:
08.03.06: cryptanalysis system
08.03.07: cleartext 08.04.20: read access
plaintext 08.04.21: write access
08.03.08: ciphertext 08.04.22: user ID
08.03.09: key user identification
08.03.10: private key 08.04.23: user profile
08.03.11: public key 08.05.01: computer abuse
08.03.12: asymmetric 08.05.02: computer crime
cryptography computer fraud
08.05.03:
public-key
08.05.04: threat
cryptography
08.05.05: active threat
08.03.13: symmetric
cryptography 08.05.06: passive threat
08.03.14: secret key 08.05.07: flaw
08.03.15: transposition 08.05.07: loophole
08.03.16: substitution 08.05.08: vulnerability
08.04.01: access control 08.05.09: risk
08.04.02: access control list 08.05.10: denial of service
08.04.02: access list 08.05.11: compromise
08.04.03: access category 08.05.12: loss

470
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

08.05.13: exposure 08.05.44: contamination


08.05.14: compromising 08.05.45: covert channel
emanation malicious logic
08.05.46:
08.05.15: disclosure virus
08.05.47:
08.05.16: penetration worm
08.05.48:
08.05.17: breach
08.05.49: Trojan horse
08.05.18: network weaving bacterium
08.05.50:
08.05.19: attack chain letter
08.05.50:
08.05.20: analytical attack logic bomb
08.05.51:
cryptanalytical attack
08.05.52: time bomb
08.05.21: ciphertext-only attack verification
08.06.01:
08.05.22: known-plaintext attack data protection
08.06.02:
08.05.23: chosen-plaintext attack countermeasure
08.06.03:
08.05.24: brute-force attack failsafe
08.06.04:
exhaustive attack data validation
08.06.05:
08.05.25: eavesdropping keystroke verification
08.06.06:
08.05.26: wiretapping audit trail
08.06.07:
08.05.27: active wiretapping privacy protection
08.06.08:
08.05.28: passive wiretapping digital signature
08.06.09:
08.05.29: masquerade digital envelope
08.06.10:
08.05.30: piggyback entry biometric
08.06.11:
08.05.31: tailgate call-back
08.06.12:
08.05.32: scavenge dial-back
08.06.12:
08.05.33: spoof clearing
08.06.13:
08.05.34: aborted connection sanitizing
08.06.14:
08.05.35: failure access residual data
08.06.15:
08.05.36: between-the-lines separation of duties
08.06.16:
entry
08.06.17: entrapment
08.05.37: trapdoor
08.06.18: penetration testing
08.05.38: maintenance hook
08.06.19: computer-system audit
08.05.39: aggregation
08.06.20: contingency procedure
08.05.40: fusion
08.06.21: data authentication
linkage
08.06.22: message
08.05.41: traffic analysis authentication code
08.05.42: data corruption manipulation detection
08.06.23:
08.05.43: flooding modification detection
08.06.23:

471
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

08.06.24: manipulation detection 08.07.09: archive file


code archived file
08.07.10:
MDC cold site
08.07.11:
08.06.24: modification detection shell site
code
08.07.12: hot site
08.06.25: repudiation
08.07.13: contingency plan
08.06.26: security filter
disaster recovery plan
08.06.27: guard
08.08.01: copy protection
08.06.28: mutual suspicion
08.08.02: software piracy
08.06.29: notarization
08.08.03: padlocking
08.06.30: traffic padding
08.08.04: bad sectoring
08.06.31: virus signature
08.08.05: checking code
08.06.32: anti-virus program
08.08.06: extra sector
vaccine program
08.08.07: extra track
08.07.01: data restoration
08.08.08: fake sector
08.07.02: data reconstruction
08.08.09: offset track
08.07.03: data reconstitution
08.08.10: sector alignment
08.07.04: backup procedure
08.08.11: spiral track
08.07.05: backup file
08.08.12: supersector
08.07.06: backward recovery
08.08.13: weak bit
08.07.07: forward recovery
08.08.14: wide track
08.07.08: archive

09: Veri iletişimi

09.01.01: data communication 09.02.04: binary digital signal


09.01.02: data transmission 09.02.04: binary signal
09.01.02: transmission 09.02.05: signal element
09.01.03: data source 09.02.06: significant condition
09.01.04: data sink 09.02.07: transition
09.01.05: transmission medium 09.02.08: significant instant
09.02.01: analog signal 09.02.09: significant interval
09.02.02: discrete signal 09.02.10: jitter
09.02.02: discretely timed signal 09.02.11: phase jitter
09.02.03: digital signal 09.03.01: transfer

472
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

09.03.02: transmit 09.05.06: redundant code


09.03.03: parallel transmission 09.05.07: scramble
09.03.04: serial transmission 09.05.08: descramble
09.03.05: simplex transmission 09.05.09: carrier
09.03.06: half-duplex 09.05.10: modulation
transmission
09.05.11: demodulation
09.03.07: duplex transmission amplitude shift keying
09.05.12:
09.03.07: full-duplex ASK
09.05.12:
transmission
09.05.13: frequency shift keying
09.03.08: asynchronous
transmission 09.05.13: FSK
09.03.09: start-stop transmission 09.05.14: phase-continuous
frequency shift keying
09.03.10: synchronous
transmission 09.05.14: phase-continuous FSK
09.03.11: baseband 09.05.15: phase coherent
frequency shift keying
09.03.12: narrowband
09.05.15: phase coherent FSK
09.03.13: broadband
09.05.16: phase shift keying PSK
09.03.13: wideband
09.05.17: bit rate
09.03.14: transmission channel
09.05.18: data signaling rate
09.03.15: forward channel
09.05.18: DSR
09.03.16: backward channel
09.05.19: modulation rate
09.04.01: twisted pair
09.05.20: baud
09.04.02: coaxial pair
09.05.21: actual transfer rate
09.04.03: coaxial cable
09.05.21: transfer rate
09.04.04: optical fiber
09.05.22: effective transfer rate
09.04.05: data concentrator
09.05.23: multiplexing
09.04.06: data multiplexer
09.05.24: demultiplexing
09.04.06: multiplexer
09.05.25: FDM
09.04.07: communication
adapter 09.05.25: frequency division
multiplexing
09.04.08: modem
09.05.26: time division
09.05.01: line code multiplexing TDM
09.05.02: phase encoding statistical time division
09.05.27:
09.05.03: Manchester encoding multiplexing STDM
09.05.04: differential Manchester 09.05.28: multiple access
encoding FDMA
09.05.29:
09.05.05: n-ary encoding frequency division
09.05.29:

473
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

multiple access contention


09.06.25:

09.05.30: time division multiple 09.06.26: data transfer phase


access TDMA 09.06.27: interrogating
09.06.01: data link 09.06.28: time-out
09.06.02: data circuit 09.06.29: recovery
09.06.03: line 09.06.30: basic mode link control
09.06.03: transmission line 09.06.31: HDLC
09.06.04: protocol 09.06.31: high-level data link
09.06.05: character-oriented control
protocol 09.06.32: data station
09.06.06: bit-oriented protocol 09.06.33: data terminal
09.06.07: data circuit equipment
transparency 09.06.33: DTE
09.06.08: frame 09.06.34: intermediate
09.06.08: transmission frame equipment

09.06.09: information bit 09.06.35: data circuit-terminating


equipment
09.06.10: overhead bit
09.06.35: DCE
09.06.10: service bit
09.06.36: control station
09.06.11: frame start delimiter
09.06.37: tributary station
09.06.11: start-of-frame
09.06.38: master station
09.06.12: end-of-frame
09.06.39: slave station
09.06.12: frame end delimiter
09.06.40: passive station
09.06.13: preamble
09.06.41: primary station
09.06.14: frame control field
09.06.42: secondary station
09.06.15: FCS
09.06.43: combined station
09.06.15: frame check sequence
09.07.01: node
09.06.16: time slot TS
09.07.02: port
09.06.17: timing recovery
09.07.03: connection
09.06.18: error control
09.07.04: point-to-point
09.06.19: block check connection
09.06.20: BER 09.07.05: multipoint connection
09.06.20: bit error ratio 09.07.06: broadcast
09.06.21: flow control 09.07.07: multicast
09.06.22: acknowledgment 09.07.08: data network
09.06.23: polling 09.07.09: LAN
09.06.24: selecting 09.07.10: MAN

474
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

09.07.10: metropolitan area 09.08.01: code-transparent data


network communication
09.07.11: wide area network 09.08.01: direct call facility
WAN
09.08.02: answering
09.07.12: ISDN code-independent data
09.08.02:
09.07.12: ISDN communication
09.07.12: integrated services 09.08.03: manual answering
digital network user class of service
09.08.03:
09.07.13: store-and-forward automatic answering
09.08.04:
09.07.14: data switching user facility
09.08.04:
exchange
09.08.05: calling
09.07.14: DSE
09.08.06: call
09.07.15: switching
09.08.07: manual calling (in a
09.07.16: circuit switching data network)
09.07.17: message switching automatic calling
09.08.08:
09.07.18: packet fast select
09.08.08:
09.07.19: packet switching abbreviated address
09.08.09:
09.07.20: packet sequencing calling
09.07.21: packet transfer mode 09.08.09: server
09.07.22: packet mode terminal 09.08.10: client
09.07.23: packet assembler/ 09.08.14: closed user group
disassembler PAD CUD
09.08.14:
09.07.24: datagram closed user group with
09.08.15:
09.07.25: datagram service outgoing access
09.07.26: virtual call facility 09.08.16: closed user group with
call control procedure incoming access
09.07.27:
09.07.28: selection signal

10: İşletim teknikleri ve olanakları

10.01.01: functional unit 10.01.07: resource allocation


10.01.02: processor 10.01.08: synchronous
10.01.03: process 10.01.09: interrupt

10.01.04: process 10.01.10: interleave


10.01.11: bind
10.01.05: execution
10.01.12: response time
10.01.06: execute

475
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

10.01.13: turnaround time 10.03.06: off-line


10.01.14: throughput offline
10.02.01: job 10.04.01: spooling
10.02.02: task 10.04.02: remote batch entry
10.02.03: dispatch 10.04.03: remote job entry
10.02.04: dispatcher RJE
10.02.05: schedule 10.04.04: time sharing
10.02.06: run time slicing

10.02.07: run 10.04.05: time sharing


10.04.06: multiprogramming
10.02.08: input stream
10.04.07: multitasking
job stream
multi-tasking
run stream
10.04.08: multiprocessing
10.02.09: command language
10.04.09: emulate
control language
10.05.01: catalogue
10.02.10: object module
catalog
10.02.11: load module
10.02.12: linkage editor 10.05.02: catalog

linker 10.05.03: simple buffering


10.02.13: core image 10.05.04: dynamic buffering
storage image 10.05.05: dynamic resource
control area allocation
10.02.14:
control program 10.05.06: dynamic relocation
10.02.15:
resident 10.05.07: roll out
10.02.16:
nucleus 10.05.08: roll in
10.02.17:
resident control 10.05.09: swapping
programme 10.05.10: lock out
10.02.18: sysgen lock-out
10.02.18: system generation protection
10.03.01: batch processing 10.05.11: virtual memory
10.03.02: remote batch virtual storage
processing virtual address
10.05.12:
10.03.03: conversational mode real storage
10.05.13:
time sharing real address
10.05.14:
10.03.04: real time address translator
10.05.15:
10.03.05: on-line page
10.05.16:
online
476
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

10.05.17: page frame 10.05.20: demand paging


10.05.18: paging 10.05.21: anticipatory paging
10.05.19: paging technique

12: Çevre cihazları

12.01.01: blank medium 12.01.27: data medium


empty medium protection device
12.01.02:
initialization 12.01.28: backspace
12.01.04:
12.01.06: mount 12.01.29: backspace
12.01.07: rewind 12.01.30: core
12.01.08: track 12.01.31: tape
12.01.09: alternate track
12.01.32: cassette
12.01.10: index track
12.01.33: cartridge
12.01.11: clock track
12.01.34: magnetic card
12.01.12: error rate
12.01.35: magnetic drum
12.01.13: error correction
12.01.36: magnetic disk
12.01.14: error detection
12.01.37: floppy disk
12.01.15: soft error
12.01.38: hard disk
12.01.15: transient error
12.01.39: diskette
12.01.17: backup
12.01.40: disk pack
12.01.18: print through
12.01.41: disk cartridge
12.01.19: reference edge
12.01.42: data module
guide edge
12.01.43: digital optical disk
12.01.20: tape frame
optical disk
tape row
12.01.45: missing-pulse
12.01.21: row pitch
12.01.46: drop-in
12.01.22: track pitch
12.01.47: extra-pulse
12.01.23: track density
12.01.48: magnetic ink
12.01.24: physical recording
density 12.01.49: magnetic ink character
12.01.25: bit density 12.01.50: optical character
12.01.26: data density 12.01.51: character recognition
packing density 12.01.52: magnetic ink character
recognition

477
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

12.01.52: MICR programmable read-


OCR only memory
12.01.53:
optical character 12.02.15: EPROM
recognition 12.02.16: erasable
mark scanning programmable read-
12.01.54:
only memory
optical mark reading
12.02.17: volatile storage
12.01.55: bar code
12.02.18: non-volatile storage
12.01.56: hole pattern
12.02.19: non-destructive read
12.01.57: pattern recognition
12.02.20: destructive read
12.01.58: tape
12.02.21: storage capacity
12.01.59: punched tape
storage size
12.01.60: tape spool
12.02.22: direct access
12.01.61: reel
random access
12.01.62: punch card
12.02.23: sequential access
12.01.63: punched card
serial access
12.01.64: aperture card
12.02.24: pushdown storage
12.01.65: card deck
stack (storage)
12.02.01: storing
12.02.25: push-up storage
12.02.02: store
12.02.26: stack indicator
12.02.03: store stack pointer
12.02.04: storage 12.02.27: associative storage
12.02.05: location content addressable
storage
12.02.06: storage cell
12.02.28: storage protection
storage element
12.02.29: transfer time
12.02.07: binary cell
12.02.30: latency
12.02.08: word-organized
storage waiting time
12.02.09: static storage 12.02.31: access time
12.02.10: dynamic storage 12.02.32: mean access time
12.02.11: erasable storage 12.02.33: seek time
12.02.12: permanent storage 12.02.34: rotatioanal delay
12.02.13: read-only memory 12.02.34: search time
ROM 12.02.35: rotational position
sensing
12.02.14: RAM
RPS
12.02.15: PROM
12.02.36: cycle time

478
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

12.02.37: read (write) cycle time 12.03.21: non-return-to-zero


nominal transfer rate (change) recording
12.02.38:
effective transfer rate NRZ(C)
12.02.39:
electrostatic storage 12.03.22: non-return-to-zero
12.03.01:
(mark) recording
12.03.02: IC memory
non-return-to-zero
integrated circuit change-on-ones
memory recording
12.03.03: cryogenic storage NRZ (M)
12.03.04: magnetic storage NRZ-1
12.03.05: optical storage 12.03.23: non-return-to-zero
12.03.06: bubble memory change-on-zeros
recording
12.03.07: coincident-current
selection NRZ-0

12.03.08: magnetic recording 12.03.24: FM recording

12.03.09: longitudinal magnetic 12.03.24: frequency modulation


recording recording

12.03.10: perpendicular 12.03.25: MFM recording


magnetic recording modified frequency
12.03.11: magnetic drum storage modulation recording

12.03.12: disk storage 12.03.26: magnetic head

12.03.13: magnetic tape storage 12.03.27: read head

12.03.14: magnetic card storage 12.03.28: read/write head

12.03.15: return-to-reference 12.03.29: pre-read head


recording 12.03.30: write head
12.03.16: non-return-to-reference 12.03.31: erase head
recording
erasing head
non-return-to-zero-
recording 12.03.32: floating head

NRZ flying head

phase encoding air-floating head


12.03.17:
phase modulation 12.03.33: head loading zone
recording 12.03.34: preamble
12.03.18: double-pulse recording 12.03.35: post-amble
12.03.19: return-to-zero 12.03.36: interblock gap
recording interrecord gap
12.03.37:
RZ beginning-of-tape
12.04.01:
12.03.20: polarized return-to- marker
zero recording BOT marker
12.04.02:

479
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

load point 12.06.01: chad


12.04.03: safety ring 12.06.02: punch position
write ring punching position
write-enable ring 12.06.03: punch
12.04.04: end-of-tape marker 12.06.04: punch station
12.04.05: leader 12.06.05: spot punch
12.04.06: trailer (magnetic tape) 12.06.06: keypunch
12.04.07: skew 12.06.07: feed hole
12.04.08: magnetic tape drive 12.06.08: feed track
12.04.09: magnetic tape unit 12.06.09: feed pitch
12.04.10: streaming tape drive 12.06.10: card row

streamer 12.06.11: card column

12.04.11: retention period 12.06.12: zone punch

12.04.12: vacuum column 12.06.13: tape punch

12.05.01: band 12.06.14: punched tape reader

12.05.02: sector 12.06.15: tape reproducer

12.05.03: cylinder 12.06.16: card punch

12.05.04: access arm 12.06.17: card reader

12.05.05: head/disk assembly 12.06.18: card path

12.05.06: home address 12.06.19: card feed

12.05.07: comb 12.06.20: card hopper

12.05.08: access mechanism 12.06.21: card stacker

12.05.09: head crash 12.06.22: punch path

12.05.10 disk drive 12.06.23: read station

12.05.11 index hole 12.06.24: read path

12.05.12: read/write opening 12.06.25: interpreter

read/write slot 12.06.26: transfer interpreter

12.05.13: disk unit 12.06.27: duplicator (card)

12.05.14: drum unit reproducer (card)

12.05.15: gap width reproducing punch


(card)
12.05.16: head gap
12.06.28: summary punch
12.05.17: hard sectoring
12.06.29: tabulator
12.05.18: soft sectoring
12.06.30: card sorter
12.05.19: head switching
12.06.31: pocket
12.05.20: write protection label
12.06.32: collator

480
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

12.07.01: printer zig-zag fold paper


12.07.02: plotter 12.07.26: inked ribbon
12.07.03: impact printer 12.07.27: form feed
12.07.04: non-impact printer 12.07.28: form feed
12.07.05: character printer 12.07.29: line feed
serial printer 12.07.30: carriage return
12.07.06: line printer 12.08.01: terminal
12.07.07: page printer 12.08.02: inquiry station
12.07.08: bar printer 12.08.03: data collection station
12.07.09: print bar data input station
12.07.09: type bar 12.08.04: logger
12.07.10: on-the-fly printer 12.08.05: scanner
12.07.11: drum printer 12.08.06: optical scanner
12.07.12: print drum 12.08.07: character reader
12.07.13: print wheel 12.08.08: magnetic ink character
chain printer reader
12.07.14:
band (belt) printer 12.08.09: optical character
12.07.15:
reader
12.07.16: dot (matrix) printer
12.08.10: page reader
matrix printer
12.08.11: document reader
12.07.17: ink jet printer
12.08.12: display device
12.07.18: thermal printer
12.08.13: character display
12.07.19: electrostatic printer
12.08.14: graphic display
12.07.20: laser printer (device)
12.07.21: magnetographic printer 12.08.15: touch screen
12.07.22: COM printer 12.08.16: curve follower
computer output 12.08.17: console
microfilm printer
12.08.18: operator control panel
12.07.23: paper skip
12.08.19: indicator
12.07.24: continuous forms
12.08.20: monitor
12.07.25: fanfold paper
12.08.21: maintenance panel
12.07.25: z-fold paper

481
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

13: Bilgisayar Grafiği

computer graphics Graphics System


13.01.01:
13.01.02: interactive computer 13.02.01: digitized image
graphics
13.02.02: coded image
13.01.03: display image
13.02.03: run-length encoding
image
13.02.04: differential encoding
13.01.04: image processing
13.02.05: addressable point
picture processing
13.02.06: absolute coordinate
13.01.05: motion dynamics
13.02.07: relative coordinate
13.01.06: update dynamics
13.02.08: incremental coordinate
13.01.07: scientific visualization
13.02.09: user coordinate
visualization
13.02.10: world coordinate
13.01.08: geometric modelling
13.02.11: device coordinate
13.01.09: surface modelling
13.02.12: normalized device
surfacing coordinate
13.01.10: solid modelling 13.02.13: device transformation
volume modelling 13.02.14: normalized
13.01.11: coordinate graphics transformation
line graphics 13.02.15: display element
13.01.12: raster graphics graphic primitive
13.01.13: scene output primitive
13.01.14: GKS 13.02.16: grid
graphical kernel 13.02.17: contour
system 13.02.18: hidden line
13.01.15: CGI 13.02.19: hidden surface
Computer Graphics 13.02.20: wireframe
Interface representation
13.01.16: CGRM 13.02.21: rendering
13.01.16: Computer Graphics 13.02.22: rasterization
Reference Model
13.02.23: texture
13.01.17: CGM
13.02.24: texture mapping
Computer Graphics
Metafile 13.02.25: shading
13.01.18: PHIGS 13.02.26: smooth shading
Programmer’s 13.02.27: Gouraud shading
Hierarchical Interactive 13.02.28: Phong shading

482
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

13.02.29: ray tracing 13.03.19: gray scale


13.02.30: island 13.03.20: hotspot
13.02.31: outline representation 13.03.21: absolute vector
13.02.32: polygon fill 13.03.22: relative vector
13.02.33: input primitive 13.03.23: increment size
13.02.34: virtual space 13.03.24: raster
13.02.35: scan line 13.03.25: raster unit
scanning line 13.03.26: blanking
13.02.36: quadtree 13.03.27: blinking
13.02.37: octree 13.03.28: flicker
13.02.38: view 13.03.29: wraparound
13.03.01: display 13.03.30: aliasing

13.03.02: display 13.03.31: antialiasing


13.03.32: dithering
13.03.03: soft copy
13.03.33: raster scan
13.03.04: device space
13.03.34: raster display
13.03.05: addressability
raster image
13.03.06: display space
13.04.01: display console
operating space
13.04.02: display device
13.03.07: display surface
13.04.03: screen
13.03.08: pel
13.04.04: graphics workstation
picture element
13.04.04: graphics workstation
pixel
13.04.05: calligraphic display
13.03.09: volume element device
voxel directed-beam display
13.03.10: pixel value device
13.03.11: voxel 13.04.06: vector display device
13.03.12: pixel map vector-refresh display
13.03.13: bitmap 13.04.07: gas panel
bitplane plasma panel
13.03.14: region 13.04.08: active matrix display
13.03.15: color map active matrix display
device
13.03.16: glyph
13.04.09: passive matrix display
13.03.17: icon device
pictogram 13.04.10: drum plotter
13.03.18: glyph font 13.04.11: flatbed plotter

483
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

13.04.12: raster plotter video RAM


13.04.13: electrostatic plotter VRAM
13.04.14: plotting head 13.05.01: display command
13.04.15: character generator display instruction
13.04.16: stroke character 13.05.02: absolute command
generator
absolute instruction
13.04.17: dot matrix character relative command
13.05.03:
generator
13.05.04: click
13.04.18: reverse video
13.05.05: image regeneration
13.04.19: curve generator
regeneration
13.04.20: morphing
13.05.06: refresh
13.04.21: morph
13.05.07: refresh rate
13.04.22: vector generator
13.05.08: echo
13.04.23: locator device
13.05.09: cursor
13.04.24: pointing device
13.05.10: tracking
13.04.25: digitizer
13.05.11: tracking symbol
graphics digitizer
13.05.12: aiming field
13.04.26: control ball
aiming symbol
trackball
13.05.13: detectable element
13.04.27: joystick
13.05.14: rubber banding
13.04.28: thumbwheel
13.05.15: Inking
13.04.29: mouse
13.05.16: fill
13.04.30: puck
13.05.17: fill pattern
13.04.31: graphics tablet
13.05.18: dragging
13.04.32: koala pad
13.05.19: highlighting
13.04.33: pointer
13.05.20: mapping
13.04.34: pick device
13.05.21: translating
13.04.35: lightpen
13.05.22: scaling
13.04.36: pushbutton
13.05.23: stretch
13.04.37: light button
13.05.24: resize
virtual pushbutton
13.05.25: rotation
13.04.38: valuator
13.05.26: mirror
valuator device
13.05.27: display window
13.04.39: choise device
13.05.28: window
13.04.40: stroke device
13.04.41: frame buffer 13.05.29: viewport

484
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

13.05.30: window/viewport 13.05.49: stipple pattern


transformation clip mask
13.05.50:
13.05.31: cascaded windows border
13.05.51:
13.05.32: pop-up window obscure
13.05.52:
13.05.33: dialog box occlude
13.05.53:
13.05.34: active window
13.05.54: clipping
13.05.35: inactive window reverse clipping
13.05.55:
pushed window shielding
13.05.55:
13.05.36: windowing scrolling
13.05.56:
13.05.37: iconize
13.05.57: rolling
minimize vertical scrolling
snow scroll bar
13.05.58:
13.05.38: shrink scroll box
13.05.59:
13.05.39 expand bounding box
13.05.60:
13.05.40: maximize handle
13.05.61:
13.05.41: menu zooming
13.05.62:
13.05.42: action bar tumbling
13.05.63:
menu bar panning
13.05.64:
13.05.43: pull-down menu panoramic translating
13.05.44: rollover windowing background image
13.05.65:
window cascading static image
13.05.45: tilling dynamic image
13.05.66:
13.05.46: tile foreground image
13.05.47: tile 13.05.67: form overlay

13.05.48: background tile 13.05.68: form flash

14: Güvenilirlik, sürdürülebilirlik ve kullanılabilirlik

14.01.01: functional unit 14.01.07: availability


14.01.02: product assurance 14.01.08: error
14.01.03: reliability 14.01.09: human error
14.01.04: durability mistake
14.01.05: maintenance 14.01.10: fault
14.01.06: maintainability 14.01.11: failure

485
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

redundancy program
14.01.12:
mean time between 14.03.12: journalize
14.02.01:
failures log out
14.02.02: mean operating time 14.04.01: serveability
between failures serviceability
14.02.03: program-sensitive fault servability
14.02.04: data-sensitive fault hot standby
14.04.02:
14.03.01: corrective maintenance cold standby
14.04.03:
14.03.02: deferred maintenance reconfiguration
14.04.04:
14.03.03: controlled maintenance failsoft
14.04.05:
14.03.04: preventive resilience
14.04.06:
maintenance
fault tolerance
14.03.05: scheduled
maintenance 14.04.07: error recovery
14.03.06: remote maintenance 14.04.08: irrecoverable error
tele-maintenance unrecoverable error
online maintenance 14.04.09: fatal error
14.03.07: marginal check 14.04.10: watchdog timer
marginal test 14.04.11: mean time to recovery
stress test mean time to
restoration
14.03.08: fault trace
14.04.12: burn in (1)
14.03.09: diagnostic
14.04.13: burn in (2)
14.03.10: microdiagnostic
14.03.11: test and maintenance

15: Programlama dilleri

15.01.01: lexical element 15.01.07: separator


lexical token 15.01.08: overload
lexical unit 15.01.09: disambiguation
15.01.02: language construct 15.01.10: label
15.01.03: identifier 15.01.11: comment
15.01.04: pre-defined identifier remark
15.01.05: reserved word 15.02.01: declaration
15.01.06: delimeter 15.02.02: data division
separator declarative part

486
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

15.02.03: default 15.03.15: dummy argument


15.02.04: implicit declaration formal parameter
15.02.05: built-in 15.03.16: parameter association
intrinsic 15.03.17: data attribute
pre-defined 15.03.18: name qualification
15.02.06: scope qualification
scope of declaration 15.03.19: alias
15.02.07: shared data 15.03.20: pointer
15.02.08: dynamic scope 15.03.21: null pointer
15.02.09: static scope 15.04.01: data type
15.02.10: declarative region 15.04.02: abstract data type
15.02.11: local ADT
15.02.12: global 15.04.03: encapsulated type
15.02.13: external 15.04.04: scalar type
15.02.14: static simple type
15.02.15: dynamic 15.04.05: atomic type
15.02.16: lifetime 15.04.06: Boolean type
15.02.17: visibility logical type
15.02.18: visibility 15.04.07: range

15.03.01: data structure 15.04.08: real type

15.03.02: data object 15.04.09: fixed-point type

15.03.03: variable implied decimal type

15.03.04: data value 15.04.10: floating-point type

15.03.05: constant 15.04.11: discrete type

15.03.06: aggregate ordinal type

15.03.07: aggregate value 15.04.12: index type

15.03.08: array 15.04.13: integer type

15.03.09: array slice 15.04.14: enumerated type

slice enumeration type

15.03.10: variant part 15.04.15: numeric type

15.03.11: variant record 15.04.16: character type

15.03.12: discriminant 15.04.17: string type

15.03.13: parameter 15.04.18: access type

15.03.14: actual argument pointer type

actual parameter 15.04.19: array type

487
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

15.04.20: record type 15.05.13: conditional statement


15.04.21: variant record type 15.05.14: conditional expression
15.04.22: subtype 15.05.15: if statement
15.04.23: base type 15.05.16: case statement
host type 15.05.17: iteration statement
underlying type loop statement
15.04.24: constraint 15.05.18: while-construct
15.04.25: private type 15.05.19: until-construct
15.04.26: limited type 15.05.20: for-construct
15.04.27: parent type 15.05.21: do while statement
15.04.28: derived type perform while
type conversion statement
15.04.29:
strong typing repeat while statement
15.04.30:
weak typing 15.05.22: perform until statement
15.04.31:
pre-defined type repeat until statement
15.04.32:
universal type until statement
15.04.33:
anonymous 15.05.23: perform statement
15.04.34:
format 15.05.24: block statement
15.04.35:
picture 15.05.25: procedure call
15.04.36:
statement procedure-call
15.05.01:
statement
15.05.02: elementary statement
15.05.26: entry-call statement
simple statement
15.05.27: delay statement
15.05.03: compound statement
15.05.28: abort statement
15.05.04: assignment
15.05.29: qaise statement
15.05.04: assignment statement
15.05.30: accept statement
15.05.05: exit statement
15.05.31: select statement
15.05.06: return statement
15.05.32: selective-wait
15.05.07: return statement
15.05.08: return 15.05.33: expression
15.05.34: mixed mode
15.05.09: entry
mixed type
15.05.10: entry name
15.05.35: Boolean expression
15.05.11: go to statement
15.05.36: operator precedence
15.05.12: imperative statement
15.06.01: module
unconditional
statement program unit

488
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

15.06.02: body 15.06.30: generic body


15.06.03: subprogram 15.06.31: generic operation
15.06.04: co-routine 15.06.32: generic package
15.06.05: call 15.06.33: generic module

15.06.06: call 15.06.34: generic instantiation


15.06.35: generic instance
15.06.07: call by name
15.07.01: main program
15.06.08: call by address
15.07.02: task
call by location
15.07.03: critical section
call by reference
15.07.04: task synchronization
15.06.09: call by value
15.07.06: semaphore
15.06.10: subprogram call
15.07.07: monitor
15.06.11: procedure
15.08.01: execution sequence
subroutine
15.08.02: control flow
15.06.12: function
15.08.03: side effect
15.06.13: function call
15.09.01: information hiding
15.06.14: transaction call
15.09.02: encapsulate
15.06.15: subunit
15.09.03: encapsulation
15.06.16: body stub
15.09.04: private
15.06.17: connection
15.09.05: object
15.06.18: assignment by name
15.09.06: message
named parameter
association 15.09.07: protocol

15.06.19: positional parameter 15.09.08: method


association 15.09.09: class
15.06.20: formal parameter 15.09.10: polymorphism
mode
15.09.11: inheritance
15.06.21: macro
15.09.12: delegation
macroinstruction
15.09.13: object-oriented
15.06.22: macro call
15.10.01: subscripting
15.06.23: macro definition
15.10.02: indirect referencing
15.06.24: package
15.10.03: initialize
15.06.25: package declaration
15.10.04: dynamic storage
15.06.26: visible part allocation
15.06.27: private part 15.10.05: extensibility
15.06.28: generic
15.06.29: generic declaration

489
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

16: Bilgi teorisi

16.01.01: information theory prevarication


16.01.02: communication theory spread
16.01.03: information 16.04.07: mutual information
16.02.01: message transferred information
16.02.02: information source trans-information y;
content
message source
transmitted information
16.02.03: information sink
message sink 16.04.08: average trans-
information content
16.02.04: channel
mean trans-information
16.02.05: symmetric binary content
channel
16.04.09: character average
16.02.06: stationary information information content
source
character information
stationary message rate
source
character mean
16.03.01: decision content entropy
16.03.02: information content character mean
16.03.03: average information information content
content 16.04.10: average information
negentropy rate
entropy 16.04.11: character mean trans-
information content
16.03.04: relative entropy
16.04.12: average trans-
16.03.05: redundancy information rate
16.04.01: relative redundancy 16.04.13: channel capacity
16.04.02: conditional information
content
16.04.03: joint information
content
16.04.04: average conditional
information content
conditional entropy
mean conditional
information content
16.04.05: equivocation
16.04.06: irrelevance

490
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

17: Veri tabanları


17.01.01: database 17.02.14: attribute domain

17.01.02: schema 17.02.15: attribute class

17.01.03: database management 17.02.16: entity identification


system 17.02.17: entity relationship
DBMS 17.02.18: attribute relationship
17.01.04: IS 17.02.19: dependency
information system 17.02.20: action
17.01.05: MIS 17.02.21: permissible action
17.01.06: user view 17.03.01: external level
17.01.07: data model 17.03.02: internal level

17.01.08: data model 17.03.03: external schema


17.03.04: internal schema
17.01.09: data modelling facility
17.03.05: logical level
DMF
17.03.06: physical level
17.01.10 data structuring rule
17.03.07: logical schema
17.01.11 data object
17.03.08: physical schema
17.01.12: data manipulation rule
17.03.09: storage organization
17.01.13: database schema
17.03.10: database file
17.01.14: database subschema organization
17.02.01: conceptual level 17.03.11: primary key
17.02.02: conceptual model 17.03.12: secondary key
17.02.03: conceptual schema 17.03.13: access path
17.02.04: conceptual 17.03.14: access path
subschema independence
17.02.05: entity 17.03.15: current pointer
17.02.06: universe of discourse 17.03.16: entry point
17.02.07: proposition 17.04.01: relation
17.02.08: information base 17.04.02: relation class
17.02.09: entity world 17.04.03: relational structure
17.02.10: entity class 17.04.04: relational model
17.02.11: entity instance 17.04.05: relational database
entity occurrence 17.04.06: RDBMS
17.02.12: attribute relational database
17.02.13: attribute value management system
17.04.07: tuple
491
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

17.04.08: relational algebra information resource


projection dictionary system
17.04.09:
selection 17.06.05: metadata
17.04.10:
join 17.06.06: data volatility
17.04.11:
normalization 17.07.01: database language
17.04.12:
17.07.02: conceptual schema
17.04.13: referential integrity
language
17.04.14: cardinality
17.07.03: data definition
17.04.15: foreign key language
17.04.16: cursor 17.07.03: data description
17.04.17: functional dependence language

17.05.01: hierarchical model DDL

17.05.02: tree structure 17.07.04: data manipulation


language
17.05.03: network model
DML
17.05.04: network structure
17.07.05: storage structure
17.05.05: root node language
17.05.06: parent node 17.07.06: DAL
17.05.07: leaf database
terminal node administration
language
17.05.09: composite type
17.07.07: query language
17.05.10: data field
17.07.08: query
17.05.11: field type
17.07.09: relational language
17.05.12: record
17.07.10: embedded database
17.05.13: record type language
17.05.14: set 17.07.11: self-contained
17.05.15: set type database language
17.05.16: owner record 17.07.12: host language
17.05.17: member record 17.07.13: predicate
17.05.18: realm 17.07.14: term
17.06.01: data dictionary 17.07.15: sentence
IRD 17.07.16: homonym
information resource 17.07.17: synonym
dictionary 17.08.01: database machine
17.06.02: data element 17.08.02: distributed database
17.06.03: data description 17.08.03: database handler
17.06.04: data dictionary system 17.08.04: database
IRDS administration

492
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

17.08.05: DBA 17.08.14: load


database 17.08.15: recovery
administrator
17.08.16: restart
17.08.06: data administration
17.08.17: cold start
17.08.07: database utility
17.08.18: warm start
17.08.08: database key
17.08.19: restructuring
17.08.09: primary index
17.08.20: reorganization
17.08.10: secondary index
17.08.21: free-space
17.08.11: inverted administration
17.08.12: before-image 17.08.22: data independence
17.08.13: after-image

18: Dağıtık veri işleme

18.01.01: network 18.02.07: host computer


18.01.02: node 18.02.08: FEP
18.01.03: branch front-end computer
18.01.04: network topology front-end processor
18.01.05: subnet 18.02.09: gateway
subnetwork 18.02.10: bridge
18.01.07: network architecture 18.02.11: router
18.01.08: DDP 18.02.12: bridge-router
distributed data brouter
processing b-router
18.01.09: session hub
18.02.13:
18.01.10: layer backbone
18.02.14:
18.01.11: service backbone network
18.01.19: print server 18.02.15: server
18.02.01: path 18.02.16: client
18.02.02: adjacent nodes 18.02.17: client-server
18.02.03: end node 18.02.18: file server
endpoint node 18.02.20: name server
18.02.04: intermediate node 18.02.21: port
18.02.05: domain 18.03.01: ring
18.02.06: adjacent domains 18.03.01: ring network

493
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

18.03.02: tree network 18.04.02: hierarchical network


18.03.03: linear network 18.04.03: homogeneous
star network computer network
18.03.04:
mesh network homogeneous network
18.03.05:
fully connected 18.04.04: heterogeneous
18.03.06:
network computer network

regular network heterogeneous


18.03.07:
network
18.03.08: grid network
18.04.05: peer-to-peer network
18.03.09: hypergrid
18.05.01: mirroring
network hypergrid
18.05.02: connectivity
18.03.10: hypercube
18.05.03: connectivity
network hypercube
18.03.11: spidernet 18.05.04: interconnectivity
18.04.01: bus network 18.05.06: cluster
18.04.02: hierarchical computer
network

19: Analog hesaplama

analog variable generator


19.01.01 :
operational amplifier 19.01.14: comparator
19.01.02:
analog adder 19.01.15: limiter
19.01.03:
summer 19.01.16: dead zone unit

inverter 19.01.17: resolver


19.01.04:
coefficient unit 19.01.18: A/D converter
19.01.05:
scale multiplier ADC

analog multiplier analog-to-digital


19.01.06:
converter
19.01.07: quarter-squares
multiplier 19.01.19: D/A converter

analog divider DAC


19.01.08:
integrator digital-to-analog
19.01.09:
converter
19.01.10: summing integrator
19.01.20: track and hold unit
19.01.11: function generator
track and store unit
19.01.12: fixed function
generator 19.02.01: potentiometer set
mode
19.01.13: variable function
19.02.02: static test mode
494
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

19.02.03: reset mode 19.02.07: real – time operation


initial condition mode (in analog computing)

compute mode 19.02.08: repetitive operation


19.02.04:
operate mode 19.02.09: automatic sequential
operation
19.02.05: hold mode
19.02.09: iterative operation
19.02.06: time scale (factor)

20: Sistem geliştirme

system development review


20.01.01:
requirement 20.02.09: post-implementation
20.01.02:
review
20.01.03: specification
system follow-up
20.01.04: formal specification
20.03.01: system design
20.01.05: system life cycle
20.03.02: conceptual system
20.01.06: data inventory design
20.01.07: pilot project 20.03.03: functional design
20.01.08: prototype 20.03.04: walk-through
20.01.09: simulation 20.04.01: Implementation
20.01.10: top-down 20.04.02: integration
20.01.11: bottom-up 20.04.03: change-over system
20.01.12: system support 20.04.04: cutover
20.01.13: application problem 20.04.05: parallel run
20.01.14: system software 20.05.01: quality assurance
20.01.15: application software 20.05.02: desk checking
20.01.16: software package 20.05.03: verification (test)
20.02.01: opportunity study 20.05.04: validation
20.02.02: feasibility study 20.05.05: unit test
20.02.03: problem definition 20.05.06: integration test
problem description 20.05.07: acceptance test
20.02.04: requirements analysis 20.05.08: fitness-for-use test
20.02.05: system analysis usability test
20.02.06: functional analysis 20.05.09: system maintenance
20.02.07: information analysis 20.06.01: system documentation
20.02.08: data analysis 20.06.02: evaluation report
20.02.09: post-development 20.06.03: user manual

495
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

user’s guide 20.07.01: project


20.06.04: system description project management
20.06.05: decision table project planning
20.06.06: program specification project control
20.06.07: developmental network chart
baseline
network planning
20.06.08: program maintenance project specification
manual
configuration control
20.06.09: system test and board
evaluation plan
20.06.09: test plan

21: Süreç bilgisayar sistemleri ve teknik süreçler


arasındaki ara yüzler

21.01.01: process 21.03.04: analog output channel


process computer amplifier
21.01.02:
system 21.03.05: isolated amplifier
21.01.03: process interface 21.03.06: non-isolated amplifier
system differential amplifier
21.03.07:
21.01.04: process control multi-range amplifier
21.03.08:
equipment
21.03.09: sample-hold device
21.01.05: failsafe operation
21.03.10: multiplexer
21.01.06: explosion proof
21.03.11: demultiplexer
21.01.07: surge resistance
21.03.12: diagnostic function
surge withstand
capability 21.03.13: recovery function
21.01.08: turn-on stabilizing time 21.03.14: grouping isolation
21.01.09: environmental 21.03.15: normal mode voltage
condition 21.03.16: common mode voltage
21.01.10: noise 21.03.17: normal mode rejection
21.01.11: process interrupt signal 21.03.18: common mode
21.02.01: highway rejection
21.03.01: input subsytem 21.03.19: mean rate accuracy
21.03.02: output subsystem 21.03.20: rise time
21.03.03: analog input channel 21.03.21: settling time
amplifier 21.03.22: Recognition time

496
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

21.03.23: crosstalk 21.05.04: maximum common


drift mode voltage
21.03.24:
input protection 21.05.05: maximum operating
21.04.01:
normal mode voltage
21.04.02: contact protection
21.05.06: maximum operating
21.04.03: contact interrogation common mode voltage
signal
21.05.07: maximum allowable
21.04.04: contact bounce normal mode
21.04.05: recovery time overvoltage

21.04.06: analog input channel 21.05.08: maximum allowable


common mode
21.05.01: contact input overvoltage
21.05.02: bridge input circuit
21.05.03: maximum normal
mode voltage

22: Hesap makineleri

22.01.01: calculator calculator with reverse-


sigma memory polish notation logic
22.01.02:
memory partitioning calculator with suffix
22.01.03:
notation logic
22.01.03: storage partitioning
22.02.09: display calculator
22.02.01: hand-held calculator
22.02.10: printing calculator
22.02.01: pocket calculator
22.02.11: display and printing
22.02.02: desk-top calculator calculator
22.02.03: mains-powered 22.02.12: calculator without
calculator addressable storage
22.02.04: battery powered 22.02.13: calculator with
calculator keyboard controlled
22.02.05: mains/battery powered addressable storage
calculator 22.02.14: calculator with
22.02.06: calculator with program-controlled
arithmetic logic addressable storage

22.02.07: calculator with 22.02.15: calculator with


algebraic logic program-controlled and
keyboard controlled
22.02.08: calculator with postfix addressable storage
notation logic
22.02.16: non-programmable
calculator with postfix calculator
notation logic
22.02.17: programmable

497
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

calculator factorial function


22.03.21:
22.02.18: calculator with clear entry function
22.03.22:
keyboard program
input 22.03.23: clear all function
22.02.19: calculator with external 22.03.24: clear memory function
program input 22.03.25: non-print function
22.02.20: calculator with 22.03.26: equals function
keyboard and external
program input 22.03.27: subtotal function
22.03.01: manual function 22.03.28: total function
22.03.02: machine function 22.03.29: zero suppression
function
22.03.03: automatic function
22.03.30: extended result output
22.03.04: function pre-selection function
capability
22.03.31: underflow
22.03.05: punctuation capability
22.03.32: Rounding
22.03.06: non-add function
22.03.32: round-up function
22.03.07: error condition
22.03.33: round-off function
22.03.08: overflow
22.03.34: round down function
22.03.09: lock-out facility
22.04.01: operating voltage
22.03.10: square function indicator
22.03.11: square root function 22.04.02: paper feed
22.03.12: percentage function 22.04.03: display recall control
22.03.13: direct percentage 22.04.04: negative indication
function
22.04.05: decimal marker
22.03.14: constant function
22.04.06: error indication
22.03.15: automatic constant
function 22.04.07: memory indication
22.03.16: negative entry 22.04.07: storage indication
22.03.17: sign change function 22.04.08: underflow indication
22.03.18: add mode 22.04.09: overflow indication
22.03.19: fixed decimal mode
22.03.20: floating decimal mode

498
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

23: Metin işleme

23.01.01: text 23.03.05: print preview


23.01.02: text processing 23.03.06: previewer
word processing 23.03.07: what you see is what
text processor you get
23.01.03:
word processor WYSIWYG

editing 23.03.08: hidden character


23.01.04:
text editing 23.04.01: delete
:
document 23.04.02: save
23.01.05:
draft copy 23.04.03: undo
23.01.06:
23.04.04: append
23.02.01: document architecture
document profile 23.04.05: boilerplate
23.02.02:
23.04.06: form letter
23.02.03: layout object
logical object 23.04.07: spellchecker
23.02.04:
document body spelling checker
23.02.05:
format 23.04.08: grammar checker
23.02.06:
formatting 23.04.09: style checker
23.02.07:
line 23.04.10: insert
23.02.08:
line of text 23.04.11: replace

baseline 23.04.12: find


23.02.09:
reference line search

line spacing 23.04.13 search and replace


23.02.10:
text area find and replace
23.02.11:
type area 23.04.14: global find and replace

bounding box global search and


23.02.12:
replace
character box
23.04.15: backward search
23.02.13: block
reverse find
23.02.14: pictorial character
23.04.15: reverse search
23.02.15: automatic footnote tie-
23.04.16: block move
in
scrolling 23.04.17: cut and paste
23.03.01:
23.04.18: clipboard
23.03.02: windowing
browsing 23.04.19: block copy
23.03.03:
full-page display 23.04.20: word wrap
23.03.04:
23.04.21: wraparound
499
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

23.04.22: embedded command 23.06.10: running foot


23.04.23: hard space 23.06.11: center
no-break space 23.06.12: indent (to)
23.04.24: discretionary hyphen 23.06.13: underline
soft hyphen underscore
23.04.25: hard hyphen 23.06.14: flush right
required hyphen right aligned
23.04.26: hyphen drop right-adjusted
23.04.27: range specification right-justified
23.04.28: skip 23.06.15: flush left
23.04.29: overwrite left-adjusted
23.04.30: undelete left-aligned
23.04.31: multi-stroke character left-justified
entry ragged right
23.06.16:
23.04.32: ideogram entry ragged left
23.06.17:
23.05.01: text editor justify
23.06.18:
23.05.02: line editor ruler line
23.06.19:
23.05.03: screen editor automatic page
23.06.20:
23.05.04: syntax-directed editor numbering
23.06.01: document merge 23.06.21: automatic pagination
23.06.02: adjust text mode 23.06.22: automatic paragraph
page depth control numbering
23.06.03:
page length control 23.06.23: page depth

document formatter page length


23.06.04:
23.06.24: page break
23.06.05: horizontal format
landscape 23.06.25: hard page break
required page break
landscape format
portrait 23.06.26: soft page break
23.06.06:
portrait format 23.06.27: widow

vertical format widow line

basic format 23.06.28: orphan


23.06.07:
default format orphan line

margin 23.06.29: word count


23.06.08:
page header 23.06.30: horizontal formatting
23.06.09:
running head horizontal tabulation

footer 23.06.31: vertical formatting


23.06.10:

500
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

vertical tabulation 23.06.38: style sheet


23.06.32: column 23.07.01: letter quality
23.06.33: mark-up language LQ
23.06.34: page description 23.07.02: near letter quality
language NLQ
23.06.35: font
23.07.03: draft quality
23.06.36: kerning
23.06.37: style

24: Bilgisayar tümleşik üretim

computer-integrated management
24.01.01:
manufacturing
24.01.09: CAQ assurance
CIM
CAQA
24.01.02: CAE
computer-aided quality
computer-aided assurance
engineering
24.01.10: CAPP
24.01.03: CAD
computer-aided
computer-aided design process planning
24.01.04: computer-aided 24.01.11: CAT
drafting
computer-aided testing
computer-aided
drawing 24.01.12: PPCS
24.01.05: CAP production planning
control system
computer-aided
planning 24.01.13: manufacturing
resource planning
24.01.06: CAM
MRP II
computer-aided
manufacturing 24.01.14: material requirements
planning
24.01.07: CAD/CAM
MRP
24.01.07: computer-aided design
and manufacturing 24.01.15: flexible manufacturing
system
24.01.08: CAPC
FMS
CAPM
24.01.16: manufacturing cell
computer-aided
production control 24.02.01: finite-element analysis
computer-aided 24.02.02: finite-element
production modelling

501
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

24.02.03: geometric modelling 24.03.03: CNC

24.02.04: surface modelling computer numerical


control
surfacing
24.03.04: dynamic tool display
24.02.05: volume modelling 24.04.01: robotics
solid modelling 24.04.02: robot
24.02.06: product modelling 24.04.03: manipulating industrial
robot
24.02.07: wireframe modelling
24.04.04: robot system
24.02.08: family-of-parts
programming robotic system
24.03.01: numerical control
24.03.02: group technology

25: Yerel alan ağları

25.01.01: LAN LAN global address


local area network 25.01.18: address administration
25.01.02: baseband LAN 25.01.19: local address
broadband LAN administration
25.01.03:
25.01.20: global address
25.01.04: LAN broadcast
administration
25.01.05: LAN multicast
universal address
25.01.06: token administration
25.01.07: token passing 25.01.21: null address
procedure
25.01.22: MAC
token passing protocol
Medium access control
25.01.08: carrier sense
25.01.23: trunk cable
25.01.09: bus network
25.01.24: TCU
25.01.10: repeater
trunk connecting unit
25.01.11: LAN server
trunk coupling unit
25.01.12: bridge
25.01.25: drop cable
25.01.13: LAN gateway
25.01.26: abort sequence
25.01.14: LAN individual address
25.01.27: MIC
25.01.15: LAN group address
medium interface
25.01.16: LAN multicast address connector
25.01.17: LAN broadcast 25.01.28: MAU
address

502
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

medium attachment 25.03.09: logical ring


unit noise burst signal
25.03.10:
25.01.29: MDI bus-quiet signal
25.03.11:
25.01.29: medium dependent control frame
25.03.12:
interface
25.03.13: response time window
25.01.30: attachment unit
interface response window
AUI 25.03.14: one-way propagation
time
25.02.01: carrier sense multiple
access collision transmission path
detection network delay
CSMA/CD network 25.03.15: slot time
25.02.02: carrier sense multiple 25.04.01: token-ring network
access collision 25.04.02: slotted-ring
avoidance network
25.04.03: ring latency
CSMA/CA network
25.04.04: star/ring network
25.02.03: contention
25.04.05: beaconing station
25.02.04: collision
25.04.06: access control field
25.02.05: jam signal
25.04.07: fill
25.02.06: collision enforcement
25.04.08: neighbour notification
25.02.07: truncated binary
exponential back-off 25.04.09: stripping
25.02.08: Jabber 25.05.01: LLC protocol
25.02.09: jabber control logical link control
protocol
25.02.10: deference
25.05.02: MAC protocol
25.02.11: slot time
medium access control
25.02.12: round-trip propagation protocol
time
25.05.03: LLC sublayer
25.03.01: token-bus network
logical link control
25.03.02: headend sublayer
25.03.03: forward LAN channel 25.05.04: MAC sublayer
25.03.04: backward LAN channel medium access control
reverse LAN channel sublayer
25.03.05: downlink 25.05.05: physical signalling
sublayer
25.03.06: uplink
PLS sublayer
25.03.07: single-cable
broadband LAN 25.05.06: physical medium
attachment sublayer
25.03.08: dual-cable broadband
LAN 25.05.06: PMA sublayer

503
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

LLC type 1 2
25.05.07:
logical link control type 25.05.09: LLC type 3
1 logical link control type
3
25.05.08: LLC type 2
logical link control type

26: Açık sistem ara bağlantısı

26.01.01: real system 26.03.02: SAP


26.01.02: real open system service access point
26.01.03: open system 26.03.03: protocol
26.01.04: open systems 26.03.04: PCI
interconnection
protocol control
26.01.04: OSI information
26.01.05: open system 26.03.05 user data
interconnection PDU
26.03.06:
reference model
protocol data unit
26.01.05: OSI reference model
26.03.07: SDU
26.01.06: OSI management
service data unit
26.01.07: end open system
26.03.08: expedited data unit
26.01.08: relay
26.03.09: service user
26.01.09: intermediate system
26.03.10: service provider
26.01.10: OSI environment
26.03.11: calling service user
OSIE
26.03.12: called service user
26.01.11: subsystem
26.03.13: sending service user
26.01.12: entity
26.03.14: receiving service user
26.02.01: layer
26.03.15: primitive
26.02.02: sublayer
service primitive
26.02.03: application layer
26.03.16: request primitive
26.02.04: presentation layer
26.03.17: indication primitive
26.02.05: session layer
26.03.18: response primitive
26.02.06: transport layer
26.03.19: confirm primitive
26.02.07: network layer
26.04.01: peer entities
26.02.08: data link layer
26.04.02: connection
26.02.09: physical layer
26.04.03: correspondent entities
26.03.01: Service

504
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

26.04.04: connection-mode RTSE


transmission virtual terminal
26.05.07:
connection-oriented file transfer, access
26.05.08:
transmission
and management
26.04.05: connectionless FTAM
transmission
26.05.09: job transfer and
connectionless-mode manipulation
transmission
JTM
26.04.06: multiplexing (in OSI)
26.05.10: directory system
26.04.07: demultiplexing
26.05.11: directory facility
26.05.01: application service
element 26.05.12: manufacturing
message service
ASE
MMS
26.05.02: application association
26.05.13: message handling
association
service
26.05.03: ACSE CMIS
26.05.14:
association control
common management
service element information service
26.05.04: CCR remote database
26.05.15:
commitment, access
concurrency and transaction processing
26.05.16:
recovery
26.06.01: concrete syntax
26.05.05: remote operations
service element 26.06.02: transfer syntax
ROSE 26.06.03: abstract syntax
26.05.06: reliable transfer service
element

27: Ofis otomasyonu

27.01.01: office automation 27.01.07: document delivery


27.01.02: office automation 27.01.08: distribution list
system originator
27.01.09:
27.01.03: subscriber recipient
27.01.10:
27.01.04: text [voice, image, envelope
27.01.11:
video] transmission
27.01.12: document interchange
27.01.05: electronic archive format
27.01.06: filing message
27.01.13:

505
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

27.01.14: voice mail videotex


27.01.15: blind-copy recipient 27.03.04: viewdata
27.01.16: copy recipient 27.03.05: computer conferencing
secondary recipient 27.03.06: moderated conference
27.01.17: desk application 27.03.07: teleconferencing
27.01.18: integrated software 27.03.08: video conferencing
27.02.01: electronic mail 27.03.09: conference call
e-mail 27.03.10: facsimile
27.02.02: electronic messaging fax
27.02.03: electronic mailbox telefax
mailbox 27.03.11: fax
27.02.04: directory 27.03.12: fax
27.02.05: In-basket telecopy
inbox 27.03.13: facsimile machine
27.02.06: out-basket fax machine
27.02.07: broadcast mail 27.03.14: fax board
27.02.08: message retrieval 27.03.15: fax modem
27.02.09: folder 27.03.16: EDI
27.03.01: telex electronic data
teletex interchange
27.03.02:
broadcast videography 27.03.16: electronic document
27.03.03:
interchange
teletext
27.03.04: interactive videography

28: Yapay zekâ - Temel kavramlar ve uzman sistemler

Al system
28.01.01:
artificial intelligence (1) 28.01.06: ES

Al expert system
28.01.02:
artificial intelligence (2) 28.01.07: knowledge engineering

knowledge (in artificial 28.01.08: knowledge


28.01.03:
intelligence) representation

domain 28.01.09: knowledge acquisition


28.01.04:
28.01.10: cognitive modelling
28.01.05: KBS
knowledge-based 28.01.11: reasoning

506
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

28.01.12: problem solving 28.02.12: inheritance


28.01.13: pattern recognition 28.02.13: frame
28.01.14: image recognition 28.02.14: slot
28.01.15: ASR 28.02.15: scenario
28.01.15: automatic speech script
recognition
28.02.16: thematic role
speech recognition prop
28.02.17:
28.01.16: synthesis setting
28.02.18:
28.01.17: image comprehension episode
28.02.19:
image understanding
scene
28.01.18: natural-language action
28.02.20:
comprehension
28.02.21: actor
natural-language
understanding 28.02.22: declarative knowledge
28.01.19: artificial vision 28.02.23: procedural knowledge
computer vision 28.02.24: compiled knowledge
28.01.20: machine vision 28.02.25: meta-knowledge
28.01.21: automatic learning 28.02.26: if-then rule
machine learning if-then statement
28.01.22: neural net 28.02.27: condition part
neural network left-hand side
28.01.22: NN premise part
28.02.01: fact 28.02.28: action part
28.02.02: belief conclusion part
28.02.03: certainty factor right-hand side
28.02.03: confidence factor 28.02.29: production rule
28.02.04: fuzzy set 28.02.30: meta-rule
28.02.05: fuzzy Iogic 28.02.31: constraint rule
fuzzy-set logic 28.02.32: fire
28.02.06: object 28.02.33: multiple firing
28.02.07: schema 28.02.34: activation
28.02.08: pattern 28.02.35: tracing facility
28.02.09: template 28.02.36: daemon
28.02.10: semantic net demon
semantic network 28.02.37: agenda
28.02.11: knowledge tree 28.03.01: inference
28.03.02: deduction
507
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

28.03.02: deductive inference 28.03.30: cut-off


28.03.03: induction pruning
inductive inference 28.03.31: planning
28.03.04: abduction 28.03.32: hierarchical planning
abductive inference 28.03.33: non-hierarchical
planning
28.03.05: model-driven inference
instantiation 28.03.34: opportunistic planning
28.03.06:
forward chaining 28.04.01: knowledge engineer
28.03.07:
backward chaining 28.04.02: knowledge engineering
28.03.08:
tool
28.03.09: heuristic rule
28.04.03: knowledge source
28.03.10: state
28.04.04: domain knowledge
28.03.11: search space
28.04.05: domain model
28.03.12: problem space
28.04.06: KB
28.03.13: solution space
K-base
28.03.14: evaluation function
knowledge base
28.03.15: problem reduction
28.04.07: inference engine
28.03.16: means-end analysis
28.04.08: expert system shell
means-ends analysis
shell
28.03.17: generate-and-test
28.04.09: explanation facility
28.03.18: blackboard model
28.04.10: dialog component
28.03.19: pattern matching
28.04.11: consultation
28.03.20: template matching
28.04.12: TMS
28.03.21: rule matching
truth maintenance
28.03.22: conflict resolution system
28.03.23: search tree 28.04.13: uncertainty
28.03.24: depth-first search 28.04.14: production system
28.03.25: breadth-first search rule-based system
28.03.26: bidirectional search 28.04.15: model-based expert
28.03.27: heuristic search system

28.03.28: best-first search model-based system

28.03.29: backtracking 28.04.16: advisory system

508
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

29: Yapay zekâ - Konuşma tanıma ve sentezleme

29.01.01: sound 29.01.26: sub-band coding


29.01.02: voice 29.01.27: speech compression
29.01.03: speech 29.01.28: speech intelligibility
29.01.04: artificial speech 29.01.29: speech clipping
artificial voice 29.01.30: ASR
synthetic speech automatic speech
acoustic signal recognition
29.01.05:
voice signal speech recognition
29.01.06:
speech signal 29.01.31: voice recognition
29.01.07:
29.01.32: speaker recognition
29.01.08: speech frequency
speech bandwidth 29.01.33: voice signature
29.01.09:
voiceprint
29.01.10: speech pattern
voice input 29.01.34: speaker authentication
29.01.11:
speech input speaker verification
29.01.12:
speech output 29.01.35: speaker identification
29.01.13:
voice output 29.01.36: speaker adaptation

speech template 29.01.37: spoken command


29.01.14:
speech processing voice command
29.01.15:
speech analysis 29.01.38: speech control
29.01.16:
phoneme voice control
29.01.17:
diphone 29.01.39: speech reconstruction
29.01.18:
speech spectrogram speech restitution
29.01.19:
utterance spectrogram 29.01.40: speech synthesis

sonogram 29.01.41: speech training


29.01.20:
formant 29.01.42: adaptive training
29.01.21:
speech digitization 29.01.43: spoken-language
29.01.22:
identification
speech digitizing
29.01.44: spoken-language
29.01.23: speech coding translation
speech encoding 29.02.01: speech-to-text
speech waveform conversion
coding 29.02.01: STT conversion
29.01.24: prediction coding 29.02.02: speech-pattern
29.01.25: linear prediction coding matching
29.02.03: speech understanding
509
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

29.02.04: speech analysis 29.02.18: user-tuned system


system voice-recognition unit
29.02.19:
29.02.04: speech analyzer voice control system
29.02.20:
29.02.05: speech recognition voice controller
system
29.02.21: enrollment
29.02.05: speech recognizer
29.02.22: rapid enrollment
29.02.06: discrete-speech
recognition 29.02.23: word spotting
isolated-words 29.02.24: voice prompt
recognition voice-response prompt
29.02.07: contiguous-words 29.02.25: barge in
recognition
29.02.26: speaking mode
29.02.08: connected-words
recognition 29.02.27: passive vocabulary
continuous-speech recognition vocabulary
recognition 29.02.28: text-independent
29.02.09: DTW recognition system
dynamic time warping text-independent
recognizer
29.02.10: warped-input model
29.02.29: text-dependent
29.02.11: hidden Markov model recognition system
HMM text-dependent
29.02.12: feature-based speech recognizer
recognition 29.03.01: speech synthesis
29.02.13: speaker-dependent system
recognition 29.03.01: speech synthesizer
29.02.14: speaker-independent 29.03.02: direct waveform
recognition synthesis
29.02.15: speaker dependence 29.03.03: concatenation
29.02.16: SD system synthesis
speaker-dependent 29.03.04: model-based synthesis
system 29.03.05: synthesis by
speaker-trained parametric modelling
system synthesis by
29.02.17: SI system parametric
representation
speaker-independent
system 29.03.06: formant synthesis
unrestricted 29.03.07: rule-based synthesis
recognition system 29.03.08: prosodic rule
29.02.18: speaker-adaptive prosody rule
system
29.03.09: text-to-speech
510
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

conversion voice server


29.03.14:
29.03.10: text-to-speech auto-attendant
29.03.15:
synthesis system
automated attendant
text-to-speech
synthesizer 29.03.16: voice previewer
29.03.11: voice response 29.03.17: active vocabulary
VR 29.03.17: spoken vocabulary
29.03.12: IVR 29.03.18: speech-based alerting
interactive voice 29.03.19: vocoder
response voice coder
29.03.13: VIRS 29.03.20: spoken menu
voice interactive voice menu
response system

31: Yapay zekâ - Makinenin öğrenmesi

31.01.01: learning 31.02.06: structural description


31.01.02: machine learning 31.02.07: concept formation

automatic learning 31.02.08: partially learned


concept
31.01.03: self-learning
31.02.09: version space
31.01.04: knowledge acquisition
31.02.10: example space
31.01.05: learning strategy instance space
31.01.06: concept 31.02.11: description space
31.01.07: concept learning 31.02.12: concept generalization
31.01.08: conceptual clustering 31.02.13: consistent
31.01.09: taxonomy formation generalization
31.01.10: machine discovery 31.02.14: constraint-based
generalization
31.01.11: cognitive science
31.02.15: similarity-based
cognitivism generalization
31.02.01: unlearning 31.02.16: complete
31.02.02: concept description generalization
31.02.03: chunking 31.02.17: concept specialization
31.02.04: characteristic 31.02.18: confusion matrix
description 31.02.19: concept validation
31.02.05: discriminant 31.03.01: causal analysis
description
31.03.02: rote learning

511
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

31.03.03: adaptive learning 31.03.14: negative example


31.03.04: heuristic learning negative instance
31.03.05: learning by being told 31.03.15: near-miss
learning from 31.03.16: case-based learning
instruction deductive learning
31.03.17:
31.03.06: advice taking
learning by deduction
31.03.07: incremental learning analytic learning
31.03.18:
31.03.08: supervised learning explanation-based
31.03.09: learning without a learning
teacher operationalization
31.03.19:
unsupervised learning associative learning
31.03.20:
31.03.10: learning by discovery learning by analogy
31.03.10: learning from credit/blame
31.03.21:
observation assignment
31.03.11: inductive learning reinforcement learning
31.03.22:
learning by induction learning from solution
31.03.23:
31.03.12: example-based paths
learning learning-apprentice
31.03.24:
instance-based strategy
learning learning while doing
31.03.25:
learning from genetic learning
31.03.26:
examples
31.03.13: positive example
positive instance

32: Elektronik posta

512
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

32.01.01: electronic mail MTS


e-mail 32.02.10: message transfer
information object (in agent
32.01.02:
electronic mail) MTA
32.01.03: message (in electronic 32.02.11: gateway
mail) mail gateway
32.01.04: message transfer (in management domain
32.02.12:
electronic mail)
MD
MT
32.02.13: ADMD
32.01.05: message storage
administration
32.01.06: message handling management domain
32.01.07: electronic mailbox private management
32.02.14:
mailbox domain
32.01.08: user 32.02.14: PRMD
32.01.09: direct user 32.03.01: envelope
32.01.10: indirect user 32.03.02: content
32.01.11 directory 32.03.03: header

32.01.12: interpersonal heading


messaging 32.03.04: body
32.02.01: message handling 32.03.05: subject
system
32.03.06: signature
MHS
32.03.07: EIT
32.02.02: message handling
encoded information
environment
type
MHE
32.03.08: content type
32.02.03: messaging system
32.03.09: probe
32.02.04: messaging subsystem
32.03.10: report (in electronic
32.02.05: UA mail)
user agent 32.04.01: originator
32.02.06: distribution list 32.04.02: recipient
DL 32.04.03: potential recipient
32.02.07: mail broadcaster 32.04.04: actual recipient
mail exploder 32.04.05: intended recipient
32.02.08: access unit 32.04.06: immediate recipient
AU 32.04.07: alternate recipient
32.02.09: message transfer 32.04.08: member recipient
system

513
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

32.04.09: transmittal 32.05.12: management domain


transmittal step name
32.04.10:
transmittal event 32.05.13: administration domain
32.04.11:
name
32.04.12: origination
32.05.14: private domain name
32.04.13: submission
32.05.15: alias
32.04.14: direct submission
32.06.01: message handling
32.04.15: indirect submission service
32.04.16: delivery 32.06.02: reply
32.04.17: transfer 32.06.03: auto-reply
32.04.18: retrieval 32.06.04: forward
32.04.19: receipt 32.06.05: auto-forward
32.04.20: import 32.06.06: deferred delivery
32.04.21: export service

32.04.22: splitting 32.06.07: delivery notification


service
32.04.23: joining
32.06.08: non-delivery
32.04.24: redirection notification service
32.04.25: non-delivery (in 32.06.09: disclosure of other
electronic mail) recipients service
32.04.26: affirmation 32.06.10: hold-for-delivery
32.04.27: non-affirmation service
32.05.01: naming authority 32.06.11: proof of submission
service
32.05.02: O/R name
32.06.12: proof of delivery
32.05.02: originator/recipient service
name
32.06.13: message identification
32.05.03: O/R address service
originator/recipient 32.06.14: access management
address service
32.05.04: name resolution 32.06.15: secure access
32.05.05: attribute management service
32.05.06: common name 32.06.16: anonymous remailer
32.05.07: personal name 32.07.01: message store
32.05.08: organization name 32.07.01: MS
32.05.09: organizational unit 32.07.02: stored message alert
name service
32.05.10: country name 32.07.03: stored message listing
service
32.05.11: top-level domain name

514
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

32.07.04: stored message 32.09.03: directory user agent


summary service DUA
32.08.01: IPM directory system agent
32.09.04:
interpersonal message DSA
32.08.02: IPMS directory information
32.09.05:
interpersonal base
messaging system directory name
32.09.06:
32.08.03: primary recipient directory information
32.09.07:
32.08.04: copy recipient tree
32.08.05: blind copy recipient 32.09.08: directory management
interpersonal domain
32.08.06:
messaging service DMD
32.08.07: typed body service 32.09.09: referral
32.08.08: expiration date 32.10.01: PD
indication service physical delivery
expiry date indication PDS
32.10.02:
service
32.10.02: physical delivery
32.08.09: obsoleting indication system
service
32.10.03: PDAU
32.08.10: IPN
physical delivery
interpersonal access unit
notification
32.10.04: thread
32.08.11: receipt notification
32.10.05: emoticon
32.08.12: non-receipt notification
smiley
32.09.01: directory system

32.09.02: directory user

34: Yapay zekâ - Sinir ağları

34.01.01: connection science 34.01.06: ANN


connectionism artificial neural network
34.01.02: connectionist model neural net
34.01.03: subsymbolic neural network
representation NN
34.01.04: heterarchy artificial neuron
34.01.07:
34.01.05: hierarchy neurode
34.01.07:

515
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

34.01.08: neural computer 34.02.24: asynchronous neural


neurocomputer network

neurochip 34.02.25: acyclic network


34.01.09:
neural-network model 34.02.25: feedforward network
34.01.10:
source node forward-propagation
34.02.01:
network
34.02.02: input neuron
34.02.26: recurrent network
34.02.03: output neuron
34.02.27: perceptron
34.02.04: visible neuron
simple perceptron
34.02.05: hidden neuron
single-layer perceptron
34.02.06: layer
34.02.28: multilayered
34.02.07: input layer perceptron
34.02.08: decision layer 34.02.29: radial basis function
output layer network

34.02.09: visible layer RBF network

34.02.10: hidden layer 34.02.30: back-propagation


network
34.02.11: bottleneck layer
BPN
34.02.12: slab
feedback-propagation
34.02.13: layered network network
34.02.14: non-layered network 34.02.31: self-organizing network
34.02.15: single-layered network 34.02.32: Kohonen map
34.02.16: multilayered network self-organizing feature
34.02.17: diluted network map
partially connected self-organizing map
network SOFM
34.02.18: fully connected SOM
network
34.02.33: associative memory
totally connected
network associative storage

34.02.19: random network content-addressable


storage
randomly connected
network 34.02.34: CAN

34.02.20: weight-sharing network crossbar associative


network
34.02.21: stable state
Hopfield network
34.02.22: stable coalition
34.02.35: Boltzmann machine
34.02.23: synchronous neural
network 34.02.36: adaptive resonance
theory network

516
TSE Bilişim Sözlüğü Standart Numaralarına Göre Gruplanmış Liste

ART network CUPS


34.02.37: winner-takes-all 34.03.16: feedforward
network propagation
34.02.38: winner-takes-more forward propagation
network back propagation
34.03.17:
34.02.39: adaptive neural feedback propagation
network
34.03.18: training
34.02.40: discrimination network
34.03.19: epoch
34.02.41: hierarchical artificial
neural network 34.03.20: batch training
hierarchical neural 34.03.21: interactive training
network pattern training
34.03.01: neural connection
neural link
synaptic connection
synaptic
interconnection
34.03.02: connection strength
connection weight
synaptic weight
34.03.03: dynamically
programmable
connection
34.03.04: bundle
34.03.05: learning
34.03.06: learning algorithm
34.03.07: connectionist learning
34.03.08: learning rate
34.03.09: self-organization
34.03.10: error-correction
learning
34.03.11: Hebbian learning
34.03.12: competitive learning
34.03.13: activation function
34.03.14: radial basis function
RBF
34.03.15: connection updates
per second

517

You might also like