Professional Documents
Culture Documents
Danışman
Prof. Dr. Gülten GÜRDAĞ
İkinci Danışman
Yard. Doç. Dr. Ali DURMUŞ
Temmuz, 2010
İSTANBUL
ÖNSÖZ
Çalışmalarımın her safhasında bana yardımcı olan, çalışmalarıma çok büyük emek
veren ve bana destek olan değerli hocam Sayın Yrd. Doç. Dr. Ali DURMUŞ’a teşekkür
ederim. Tez çalışmam süresince bana her konuda yardımcı olan sevgili Dr. Nevra
ERCAN’a teşekkürlerimi sunarım.
Son olarak, manevi desteklerini her zaman hissettiğim annem, babam, kardeşim ve eşim
Kimya Mühendisi Varol HIZARCI’ya teşekkür ederim.
I
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ ……………………………………………………………….... I
İÇİNDEKİLER ……………………………………………………….. II
ÖZET ...………………………………………………………………... IX
SUMMARY …..……………………………………………………….. XI
1. GİRİŞ ...………………………………………………………………. 1
II
2.3.3.1. (E-P) Etilen-Propilen Yapısı …………………………………………. 13
III
2.10. TERMOPLASTİK VULKANİZAT ( TPV ) ÇALIŞMALARI ..……... 32
4. BULGULAR .……………………………………………………… 48
IV
4.7. TGA BULGULARI ………………………………………………………... 74
KAYNAKLAR ..…………………………………………………………81
ÖZGEÇMİŞ .…………………………………………………………… 88
V
ŞEKİL LİSTESİ
VI
TABLO LİSTESİ
Tablo 2.1 : Vulkanize olmuş ve vulkanize olmamış bir kauçuğun özellikleri ……..10
Tablo 2.2 : Bazı kauçukların kimyasal formülleri ...………………………………. 10
Tablo 2.3 : Bağ tipleri ve bağ enerjileri …………………………………………… 25
Tablo 3.1 : Kullanılan MH 418 Polipropilen ürün özelliği ……………………….. 39
Tablo 3.2 : Kullanılan KEP 901 EPDM ürün özelliği …………………………….. 39
Tablo 3.3 : Kullanılan E-1820ES SEBS ürün özelliği …………………………….. 40
Tablo 3.4 : Kullanılan WOT 68 Parafinik yağ ürün özelliği ……………………… 40
Tablo 3.5 : Kullanılan A-3 Kalsit ürün özelliği …………………………………… 40
Tablo 3.6 : Kullanılan EM 62 Kaolin ürün özelliği ………………………………. 41
Tablo 3.7 : Kullanılan Cloisite C20A ürün özelliği ……………………………….. 41
Tablo 3.8 : Çapraz bağlayıcı, plastifiyan ve uyumlaştırıcı etkisinin incelendiği
örneklerin bileşimi …………………………………………………….. 43
Tablo 3.9 : Dolgu maddesi tipi ve miktarı değişiminin incelendiği örneklerin bileşimi
…………………………………………………………………………. 44
Tablo 4.1 : İlk grup çalışmada hazırlanan TPV örneklerinin sertlik bulguları ..……50
Tablo 4.2 : Dolgu maddesi ilavesiyle hazırlanan TPV örneklerinin sertlik bulguları
…………………………………………………………………………. 51
Tablo 4.3 : PP, fenolik reçine ilave edilmeden hazırlanan örneklerin (O1,O2,O3),
Çapraz bağlayıcı, uyumlaştırıcı ve plastifiyan ilave edilerek hazırlanan
TPV örneklerinin (P1,P2,P3) kopma anındaki ölçülen gerilme dayanımı
ve uzama değerleri……………………………………………………... 53
Tablo 4.4 : P1’in dolgu maddesi ilavesiyle hazırlanan TPV örneklerinin gerilme
dayanımı ve uzama değerleri …………….……………………………. 55
Tablo 4.5 : P1, P2 ve P3’ün dolgu maddesi ilavesiyle hazırlanan TPV örneklerinin
gerilme dayanımı ve uzama değerleri ………………………………… 56
Tablo 4.6 : EPDM, PP, O1, P1, P2, P3 örneklerine ait DSC sonuçları ………….... 60
Tablo 4.7 : P1, P1X1, P1X3, P1Y1, P1Z1 örneklerine ait DSC sonuçları ………... 62
Tablo 4.8 : Kil katkılı PP/EPDM TPV’larına ait X-ışını kırınım değerleri ……….. 69
Tablo 4.9 : Sabit kloisit 20A miktarında PP’nin %30’dan %50 ve %70’e artması ile
X-ışını kırınım değerlerinin değişimi ……….………………………… 72
Tablo 4.10 : Sabit PP miktarında kloisit 20A’nın artması ile X-ışını kırınım değerle-
rinin değişimi ………………………………………………………….. 73
Tablo 4.11 : Artan kalsit ve kaolin miktarında hazırlanan TPV örneklerinin %5 ve
%50 bozunmanın gerçekleştiği sıcaklıklar değerleri ………………….. 74
VII
SEMBOL LİSTESİ
Ao : Angstrom
ağ. : Ağırlık fraksiyonu
0
C : Sıcaklık
d : Gazın polimer filmden geçiş yolu(film kalınlığı), geometrik boyut
d001 : Kil tabakaları arası mesafe
E : Elastik modülü (Young Modülü)
F : Kuvvet
g : Gram
ΔHm : Erime entalpisi ( J/g )
ΔHm 0 : %100 kristalin polipropilenin erime entalpisi (209 J/g)
J : Joule
K : Dağılım kat sayısı
kgf : Kilogram kuvvet
kj : Kilo joule
λ : Dalga boyu
θ : Tarama açısı
MFI : Erime akış indeksi
nm : Nanometre
rpm : 1 dakikadaki devir sayısı
s : Saniye
Tc : Kristalizasyon sıcaklığı
Tg : Camsı geçiş sıcaklığı
Tm : Erime sıcaklığı
T-5% : Termogravimetrik analizde %5 bozunma sıcaklığı
T-50% : Termogravimetrik analizde %50 bozunma sıcaklığı
ts2 : Scorch süresi
t90 : Optimum pişme süresi
Xc : Kristalizasyon derecesi
w : Ağırlık
VIII
ÖZET
IX
TPV’ların sertlik değerlerini biraz arttırmıştır. Ancak PP miktarının artışının sertlik
değerleri üzerinde daha büyük etkiye sahip olduğu görülmüştür. Kaolin ve Klosit 20A
dolgu maddeleri, TPV örneklerinin serlikleri üzerinde hemen hemen aynı oranda etkiye
sahip iken, kalsit’in sertlikte daha fazla artışa yol açtığı görülmüştür. XRD verileri,
Kloisit 20A katkı maddesinin PP tarafından interkale edilemediğini göstermiştir.
TPV’ların çekme dayanımı çapraz bağsız eşdeğer TPE’lerinkinden daha yüksektir. Aynı
PP miktarında kalsit ve kaolin miktarlarının artışı TPV’ların çekme dayanımında hafif
azalmaya yol açarken, kloisit 20A katkı maddesinin varlığı ve miktarının artışı çekme
dayanımını değerlerini iki katına kadar arttırmıştır. İnorganik katkı maddesi içermeyen
TPV’ların erime sıcaklığı (Tm) PP’inkine göre düşük iken, aynı miktarda PP içeren
TPV’ın Tm değeri katkı maddesi türü ile hemen hemen değişmemiştir.
X
SUMMARY
In this MSc thesis work, TPV’s with various compositions have been prepared from PP
and EPDM by melt blending method in a twin-screw extruder, and some mechanical
properties of TPV’s such as hardness, tensile strength and elongation at break have been
investigated. In addition, the effects of the kinds and contents of inorganic fillers such
as calcite, kaolin, and cloisite 20A on the mechanical properties of TPV’s have also
been investigated. Further characterization of TPV’s was also performed by Differential
Scanning Calorimetry (DSC), X-Ray Diffraction (XRD) and Scanning Electron
Microscopy (SEM) methods.
XI
in TPV’s slightly increased the hardnesses values, but it was observed that the amount
of PP has higher effect on the Shore A hardness of TPV. While the kaolin and Cloisite
20A have the same amount of enhancing effect on the hardness of TPV samples, the
filler calcite has led to higher increase in the hardness of TPV. XRD data have shown
that Cloisite 20 A could not be able to intercalate by PP. The tensile strengths of TPV’s
were higher than those of their non-crosslinked thermoplastic elastomer blend
counterparts. At the same PP content, the increase in the contents of calcite and kaolin
led to a slight decrease in tensile strengths of TPV’s, but the presence and the increase
in the content of Cloisite 20A have increased them up to twice. While the melting
temperature (Tm) of TPV’s without filler was lower than that of PP, it was nearly not
changed with the kind of filler at the same PP content in comparison to the TPV without
filler.
XII
Bu çalışma İstanbul Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Yürütücü Sekreterliğinin
3936 numaralı projesi ile desteklenmiştir.
1
1. GİRİŞ
Bu çalışmada, SnCl2 ile aktive edilmiş fenolik reçine çapraz bağlayıcısı kullanılarak,
farklı oranlarda PP/EPDM TPV’lar eriyik harmanlama metodu ile hazırlanmıştır. Aynı
TPV’lar, karışıma plastifiyan ( parafinik yağ ) ve uyumlaştırıcı ( Stiren-Etilen-
2
TPV bileşimlerine üç farklı dolgu maddesi farklı oranlarda katılarak TPV’ın mekanik
ve yapısal özellikleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. Dolgu maddesi olarak kalsit,
kaolin, kloisit kullanılmıştır.
2. GENEL KISIMLAR
Polimer zincirleri iri yapılarına karşın polimer örgüsü içerisindeki bazı bölgelerde
düzenli bir şekilde istiflenebilirler (kristal bölgeler). Kristal bölgeler polimerlerden son
ürünler yapılırken uygulanan işlemler sırasında belli düzeyde kendiliğinden oluşur.
Ancak bu aşamada tüm polimer zincirlerinin bir düzen içerisinde paketlenerek tam
kristal bir yapı vermesi beklenemez. Bu nedenle, çeşitli amaçlar için kullanılan
endüstriyel polimerlerin çoğu amorf ve kristal bölgeleri birlikte örgülerinde
bulundururlar (yarı kristal). Yarı-kristal polimerlerin genel örgüsü, amorf faz içine
gömülmüş kristal bölgelerden oluşan bir sisteme benzetilir.
Bir polimerin ısı karşısındaki davranışı kristal, yarı kristal ya da amorf olmasıyla
yakından ilişkilidir.
Amorf polimerler yeterince düşük sıcaklıklarda sert ve kırılgandırlar (cam gibi). Böyle
bir polimer ısıtıldığında camsı geçiş sıcaklığı (Tg) denilen bir sıcaklıkta yumuşayarak
kauçuk özellikleri gösterir. Polimerin camsı geçiş sıcaklığı üzerinde ısıtılması
sürdürülürse; polimer, kauçuğumsu davranışı da bırakarak yavaş yavaş zamk görüntüsü
üzerinden yeterince yüksek sıcaklıklarda sıvı halini alır. Ancak; kauçuğumsu, zamksı
ve sıvı davranış değişiklikleri arasında kesin sıcaklık değerleri yoktur, geçişler
kademelidir. Örneğin, amorf bir madde olan cam, camsı geçiş sıcaklığına kadar
ısıtıldığında yumuşamaya başlar, biraz daha yüksek sıcaklıklarda kolayca
şekillendirilir, yeterince ısıtılırsa sıvı gibi akar.
Tam kristal polimerler serttirler, camsı geçiş göstermezler, belli bir sıcaklıkta erirler.
Şekil 2.2: Amorf ve yarı kristal polimerlerde ısıl geçişler sırasında gözlenen davranış
değişiklikleri. Yarı-kristal polimerlerde geçişler belirgin, amorf polimerlerde camsı geçiş
dışındakiler kademelidir [5].
2.2. ELASTOMERLER
Kauçuk teknolojisinde oranlar, ana hammadde olan polimerin (kauçuk) ağırlıkça 100
birim kabul edildiği bir esasa dayanır.
Bu reçete (formül) şunlardan oluşur [11]:
Kauçuk 100
Dolgu maddeleri 50
Yumuşatıcılar 10
9
Vulkanize olmuş veya vulkanize olmamış bir kauçuğun özellikleri aşağıda Tablo 2.1’de
belirtilmiştir [13].
10
Tabii Kauçuk
(NR)
Stiren-butadien
Kauçuklar
(SBR)
Butadien
Kauçuklar
(BR)
İsopren
Kauçuklar
(IR)
Butil Kauçuk
(IIR)
EPM, EPDM
Kauçuklar
Akrilonitrilbütadien
Kauçuğu
(NBR)
11
Kloropen
Kauçuklar
(CR)
Klorosülfonpolietilen
(CSM)
Polisülfid
Kauçuklar
Akrilik
Kauçuklar
(ACM)
Floro
Elastomerler
(FKM)
Poliüretan
Kauçuklar
(AU)
Epiklorohidrin
Kauçuklar
(CO, ECO)
Ticari olarak ilk kez 1963 yılında üretilmeye başlanmıştır. EPM etilen ile propilenin
kopolimerizasyonu ile üretilmektedir.
Terpolimer EPDM, etilen ve propilenin yanı sıra üçüncü bir dienin reaksiyona katılması
ile meydana gelmektedir. Dien’in reaksiyona katılması sonucu zincirde çift bağ yani
doymamışlık oluşmaktadır. Bu durum peroksitlerin yanı sıra kükürtle vulkanizasyonu
ve diğer polimerlerle karıştırılabilme imkanını sağlamaktadır [14,15].
13
Şekil 2.6: EPDM (dien monomer = Etilen nor bornen (ENB))’in kimyasal formülü
Yüksek molekül ağırlığının bazı avantajları vardır: Yüksek kristalinite, yüksek pişme
zamanı, yüksek oranda mineral ve yağ yükleme, kolay granüle edilebilme ve yüksek
ekstrüzyon özellikleri ve yüksek gerilme mukavemeti değerleri sayılabilir.
2.4. POLİPROPİLEN
1954 yılında keşfedilen polipropilen yaklaşık 4 yıl sonra 1958’de yapılan deneysel
çalışmalar sonucunda sanayide parça üretiminde kullanılmaya başlanmıştır. Bu tarihten
sonra enjeksiyon ve ekstrüzyonla elyaf olarak üretilmeleri sonucu, makine ve dişli
parçaları, ev eşyalarında kullanılmıştır. Polipropilenin kimyasal direnci iyi olup, bu
kimyasal direnç kritalinite derecesi arttıkça daha da artar. Polipropilen halojenleri
16
içeren nitrik asit, süfürik asit, potasyum dikromat, kerosen karbon tetra klorür ve çok
kuvvetli oksitleyici maddelerden başka kimyasal maddelerden etkilenmez. Oda
sıcaklığında polipropileni hiçbir çözücü çözemez, deterjanlar polipropileni etkilemezler
[17].
Polipropilen yarı kristalin bir termoplastik malzeme olup propilen monomerinin katılma
polimerizasyonu veya stereospesifik ( koordinasyon ) polimerizasyon yöntemi ile elde
edilen bir polimerdir.
Polimerizasyon için kullanılan monomerin çok saf olması gerekir. Çünkü monomerin
yapısında bulunabilecek su, katalizörü yok eder ve polimerizasyonun ilerlemesini
engelleyerek uzun zincir yapılı polipropilen molekülünün elde edilmesine imkan
sağlamaz. Bu yönüyle polipropilenin polimerizasyonu gaz fazında gerçekleşmektedir.
Polimerizasyon için kullanılan monomer CH2 = CHCH3 propilen molekülü olup -47.8
0
C’de kaynamaktadır. Propilen, kauçuksu özelliğe sahip monomerlerle
kopolimerizasyonu gerçekleştirildiğinde, kopolimerin oranına bağlı olarak kauçuksu
özellik kazandırır. Ancak böyle bir polimer sert kristalin plastik yerine elastomer gibi
hareket eder [18].
Kauçuklara kuru toz halinde katılan çok küçük tane boyutlu maddeler, ya güçlendirici
(reinforcing agent) ya da dolgu maddeleri (filler) olarak tanımlanır. Bu maddeler
kauçuğun kuvvetlendirilmesi, işlenebilme özelliklerinin geliştirilmesi, ekonomik
karışımlar oluşturması ve renklendirebilmesi amacıyla kullanılmaktadır.
18
Dolgu maddelerini, siyah ve beyaz dolgu maddeleri olarak iki sınıfa ayırmak
mümkündür. Yapmış oldukları tesirlere göre de:
• Aktif dolgu maddeleri (güçlendirici) : karbon siyahı ve çöktürülmüş (presipite)
silikalar
• Yarı aktif dolgu maddeleri (kısmen güçlendirici) : sodyum alüminyum silikat,
kalsiyum silikat, talk, kaolin
• İnaktif dolgu maddeleri (güçlendirici etkisi olmayan) : kalsiyum karbonat(tebeşir)
[20]
• Yapı özellikleri.
kazanmaktadır. Karbon siyahları için bu yapı üretim sırasında gaz fazda oluşmakta ve
üretim şartlarına göre değişmektedir. Karbon siyahı dışındaki dolgu maddelerinde bu
yapı, taneciklerin küresel şekillerini kaybederek, deforme olmasıyla ve yeni kümeler
meydana getirmesi ile oluşmaktadır. Deformasyon ve küme oluşumu ne kadar fazla ise
yapı da o kadar fazla olmaktadır [21].
2.6. YUMUŞATICILAR
Yumuşatıcılar, kauçuk sanayinde, dolgu maddeleri ile birlikte, bir karışımın iskeletini
oluşturur. Dolgu maddelerinden sonra en çok kullanılan malzemelerdir. Yumuşatıcı
kavramını, esas itibariyle, işlem kolaylaştırıcı yönüyle ele almak gerekir. İşlem
kolaylaştırma prosesin çeşitli kademelerinde karşımıza çıkmaktadır :
• Yumuşatıcılar, polimer ve dolgu maddelerini ıslatarak karıştırma sırasında
meydana gelen sürtünmeleri azaltır. Bu şekilde mekanik aşınmalar azaltılmış olur.
• Karıştırma sırasında, karışımın viskozitesini düşürerek, karıştırma enerjisini
azaltır. Bu şekilde enerji tasarrufu sağlanmış olur.
• Dolgu maddelerinin ve kimyasallarının karışım içerisinde kolayca dağılımını
sağlayarak, homojen kısımlar oluşmasını sağlar.
• Karışımın akışkanlığını arttırarak, işlenmesini kolaylaştırır.
• Karışımın yapışkanlığını arttırır.
• Düşük karıştırma ısıları sağlayarak, ön vulkanizasyon tehlikesini azaltır.
• Yüksek oranda dolgu maddeleri ile birlikte kullanıldığında, karışımın
maliyetini düşürür.
• Karışımın fiziksel özelliklerinde değişiklikler meydana getirir (sertlik, uzama,
elastikiyet ve düşük sıcaklık özellikleri) [22].
2-Tabii Yağlar : Tabii yağlar, hayvansal ve bitkisel yağlar olmak üzere iki kısma
ayrılır. Pamuk yağı, ay çiçek yağı, fındık yağı gibi bitkisel yağlar ile don yağı gibi
hayvansal yağlar, ekstrüzyon kolaylaştırıcı özelliktedir ve yüzey parlaklığı sağlar.
3-Sentetik Yağlar : Fiyatlarının pahalı olması nedeniyle mineral yağlara göre daha az
miktarda kullanılır. Genellikle polar yapıda olduklarından, polar NBR ve CR
karışımlarında kullanılır. Hem karışımın fiziksel özelliklerine, hem de işlenebilme
özelliklerine önemli etkiler yaparlar. Kauçuk karışımlarında genellikle 5- 30 phr
oranında kullanılırlar. Çeşitli fosfat, eter, thioeter, ester gruplarından oluşmuş yağlardır.
DOP (dioktil ftalat), DBP (dibutil ftalat), DINP (diisono ftalat) en çok kullanılan
yağlardır [23].
22
2.8. STABİLİZATÖRLER
2.9. VULKANİZASYON
Plastik haldeki kauçuk hamurunun, dışarıdan tatbik edilen bir enerji ile elastik hale
dönüşme işlemine vulkanizasyon denir.
Vulkanizasyon, uzun bir miktar yer değiştirme enerjisine sahip moleküllerin, çapraz
bağlarla birbirine bağlanıp meydana gelen ağ örgüsü sayesinde yer değiştirmeyen bir
yapının elde edilmesidir [30].
Bu bağların oluşturulması sırasında elastomerler yalnız olarak kür edilmez geri dönüşlü
bağ yapısının oluşturulması için elastomerle birlikte termoplastik polimerler kullanılır.
Termoplastik polimerlerin bağ yapısındaki doymuş bağlar, termoplastiklik özelliği olan
tekrar işlenebilme dinamik vulkanizasyon kriterlerinden olan karıştırma ve bunun
sonucunda ortaya çıkan dispersiyon sayesinde iki farklı polimer fazının yüksek
mertebeden dağılımı neticesinde çapraz bağlanan yapılar ve bağlanmayan termoplastik
fazların bir araya girmesinden dolayı fiziksel bağlanma ortaya çıkarırlar. Sözü edilen
fiziksel bağlanma sonucunda ortaya termoplastikler gibi işlenebilen, geri dönüşümü
olabilen ve kauçuk özelliği gösteren dinamik vulkanizasyon tekniği ortaya çıkar.Kısaca
dinamik vulkanizasyonun tabiatında doymamış düşük enerji seviyeli çifte bağların ısı
ve basınç etkisi ile kükürt, peroksit, metal oksit gibi elementlerle bağlanması;
termoplastiklik özelliğinin kazandırılması için matrisle uyumlu bir termoplastiğin
yüksek mertebede disperse edilmesi tekniği vardır [31].
Çoğu TPE’lerin aksine TPV’lar blok kopolimer değil, polimer harmanları temeline
dayalıdır. TPV’lar, birbiri ile karışmayan bir kauçuk ve bir termoplastik harmanının
dinamik vulkanizasyonu ile üretilmektedir. Bu proseste kauçuk, termoplastik ile eriyik
halde karıştırılırken seçimli olarak çapraz bağlanmaktadır. Sonuç olarak ürünler, bir
termoplastik matris içinde dağılmış çapraz bağlı kauçuk partiküllerinden oluşmaktadır.
27
Dinamik vulkanizasyon ilk önce 1963’de Gessler tarafından tanımlanmış, daha sonra
Fisher (1973) ve Coran (1980-1982) ve arkadaşları tarafından geliştirilmiştir.
1980’lerin ortaları ve sonlarında önemli sayıda termoplastik elastomerik ürün
ticarileştirilmiştir [34].
PP/EPDM blendlerinde, EPDM fazını çapraz bağlamak için birkaç çapraz bağlama
vasıtası kullanılmaktadır. Bu amaçla kullanılan çapraz bağlayıcı sistemleri, aktive
edilmiş/aktifleştirilmiş FE/FA reçineleri ve peroksittir. Resol çapraz bağlaması sıklıkla
kullanılmaktadır. Çünkü doymamış elastomer fazını seçimli olarak çapraz bağlar ve
28
termal olarak stabil çapraz bağlar oluşturur, fakat siyah lekeler ve renk bozulmasına yol
açar. Peroksit, daha iyi renk ve daha yüksek çapraz bağlama hızı avantajına sahiptir.
Peroksit sadece EPDM’i çapraz bağlamaz,aynı zamanda PP’in bozunmasına ve
PP/EPDM TPV’ın nihai özelliklerinin düşmesine yol açar. PP/EPDM TPV’da, PP’in
bozunmasını azaltmak için triallil siyanürat (TAC), triallil izo-siyanürat (TAIC),
trimetilol propantriakrilat (TMPTA) vs. gibi maddeler ilave edilmektedir. Bunlar PP’in
bozunmasını önlediği/yavaşlattığı gibi EPDM’in çapraz bağlanma hızı ve çapraz bağ
yoğunluğunu da arttırır [36,37].Teorik olarak çapraz bağlama vasıtası ve TAC gibi
yardımcı maddenin sadece EPDM fazında yerleştiği ve maksimum miktarda çapraz
bağlanmanın gerçekleştiği ve PP’de hiç bozunmanın olmaması beklenir. Gerçekte
PP’in bozunması önlenemez. Bununla birlikte EPDM fazında daha çok çapraz bağlama
vasıtasının olması ve PP ve EPDM fazlarındaki curing agent dağılımının bilinmesi
beklenmektedir.
Şekil 2.11: SnCl2 ile aktive edilmiş reçine ile ENB-EPDM’in çapraz bağlanma mekanizması
[38]
29
.
R—O O —R 2 RO
. .
RO + ~ CH2~ ~ CH ~ + ROH
.
~ CH ~ ~ CH ~
.+
~ CH ~ ~ CH ~
. Disproportionation
2 ~ CH2 C CH2 CH2
CH3
CH3 CH3
. Beta .
~ CH2 C CH2 CH ~ ~ CH2 C CH2 + CH ~
scission
CH3 CH3 CH3 CH3
Genişletici yağ ilave edilmiş PP/EPDM TPV’larının reolojileri Han, White, Jain ve
arkadaşları tarafından ölçülmüştür ve şu sonuçlar bulunmuştur: Kauçuk yüklemesi ile
TPV’lar artan bir akma gerilimine sahiptirler ve kayma viskozite eğrisi PP eriyiğinden
daha güçlüdür [57,58]. Bazı araştırmacılar yağ verilmiş ve kauçuk miktarı ile sertlik
değerleri değiştirilmiş TPV’ların reolojilerini ölçmüşlerdir. Steeman ve Zoeteliff[59],
TPV’nın sertliğinin azalması ile akma geriliminin arttığını bulmuşlardır. Ama yüksek
kesme hızında, kesme viskozitelerinin sertliğin azalması ile daha da azaldığını
bulmuşlardır [59]. TPV’ların reolojisinde EPDM’nin etkisi hem PP/EPDM [60]
karışımları ile hem de PP/EPDM/yağ karışımlarıyla [61] dinamik vulkanizasyon
esnasında farklı miktarlardaki çapraz bağlayıcı ilavesi ile ölçülmüştür. Düşük uzama
hızlarında (low-strain rates) bellek modülün (storage modulus) ve dinamik viskozite
değerlerinin, kauçuk değerlerinin daha yüksek olduğu karışımlarda daha yüksek olduğu
bulunmuştur.
uygun olduğu ve düşük sülfür derecesine sahip daha kararlı çapraz bağlanmalar
oluşturduğu bulunmuştur [67].
Pal ve arkadaşları[69], Silan bağlı ajan varlığında silika ve kil dolgulu EPDM kauçuğun
kesit çalışması yapılmış ve polimer-dolgu maddesi etkileşmesi, ağ yapısı ve fiziksel
özellikleri araştırılmıştır. Silan bağlı ajanların, bis(trietoksisil propil) tetrasülfid (Si-69),
silika ve kil dolgulu doğal kauçuk sisteminin ağ yapısı ve sülfürasyon prosesi üzerinde
önemli bir etkiye sahip olmamasına karşın polimer dolgu maddesi etkileşmesine bağlı
olarak fiziksel özellikler değişik derecelerde geliştirilebilmiştir. Si-69 eklenmesinin
hem silika hem de kil dolgulu karışımda mooney viskozitesini düşürdüğü, scorch
süresini (ts2) yükselttiği gözlemlenmiştir. Si- 69’un silika dolgulu karışımın optimum
pişme süresini (t90 ) değiştirmezken kil dolgulu karışımın optimum pişme süresini
arttırdığı görülmüştür. Si-69 hem çapraz bağlanma yoğunluğu hem de bağ oluşmasını,
modülüs değerini ve sertliği arttırdığı için istenen yaşlanma özellklerinin ve stabilitenin
oluşmasını sağladığı bulunmuştur. Kopma dayanımı ve uzama miktarının düşük dolgu
miktarında ve Si-69 varlığında arttığı görülmüştür [69].
3. MALZEME VE YÖNTEM
3.1. MALZEME-KİMYASAL
Dolgu maddesi olarak ESEN MİKRONİZE ürünü Kalsit A-3 , AVS MİNERAL ürünü
Kaolin ( EM 62, Rafine Dolgu Kaolini), Southern Clay ürünü Kloisit 20A olmak üzere
üç farklı dolgu maddesi kullanılmış olup genel özellikleri aşağıda verilmiştir.
PP/EPDM TPV örnekleri, eriyik harmanlama yöntemine göre Şekil 3.1 ve 3.2’de
görülen Rondol marka, 10 mm vida çaplı, 20 D vida uzunluğunda, vida konfigürasyonu
ayarlanabilir (segmented screw) eş yönlü (co-rotating) çift vidalı ekstruderde
hazırlanmıştır.
İlk grup çalışmada farklı oranlarda PP/EPDM örnekleri hazırlanmış daha sonra bu
karışımlara SnCl2 ile aktive edilmiş fenolik reçine ( çapraz bağlayıcı ) ilave edilerek
çapraz bağlayıcının PP/EPDM karışımları üzerine etkisi incelenmiştir. Hazırlanan bu
karışımlara bir de uyumlaştırıcı ( SEBS ) ve plastifiyan ( proses yağı, WOT 68) ilave
edilerek TPV örneklerine etkisi incelenmiştir.Örneklerin bileşimi Tablo 3.8. ‘de
verilmiştir.
Tablo 3.9: Dolgu maddesi tipi ve miktarı değişiminin incelendiği örneklerin bileşimi ( ağ. % )
Örnek Proses
PP EPDM Reçine SnCl2 SEBS Kalsit Kaolin Kloisit
Kodu Yağı
P1X1 30 70 1,05 0,7 27 8 20 - -
P1X2 30 70 1,05 0,7 27 8 40 - -
P1X3 30 70 1,05 0,7 27 8 60 - -
P1Y1 30 70 1,05 0,7 27 8 - 5 -
P1Y2 30 70 1,05 0,7 27 8 - 10 -
P1Y3 30 70 1,05 0,7 27 8 - 20 -
P1Z1 30 70 1,05 0,7 27 8 - - 2
P1Z2 30 70 1,05 0,7 27 8 - - 5
P1Z3 30 70 1,05 0,7 27 8 - - 8
P2X1 50 50 0,75 0,5 27 8 20 - -
P2Y1 50 50 0,75 0,5 27 8 - 5 -
P2Z1 50 50 0,75 0,5 27 8 - - 2
P3X1 70 30 0,45 0,3 27 8 20 - -
P3Y1 70 30 0,45 0,3 27 8 - 5 -
P3Z1 70 30 0,45 0,3 27 8 - - 2
Pellet haline getirilmiş TPV örneklerinden mekanik testleri için Şekil 3.3.’de
gösterilen Qulitest marka sıcak preste test numuneleri hazırlanmıştır. Paslanmaz çelik
plakalı sıcak preste 200 µ kalınlığında teflon tabakalar arasına konulan malzeme 200
0
C’de ilk olarak 10 dakika basınçsız ön ısınmaya tabi tutulmuş, ardından yine aynı
sıcaklıkta 5 dakika 50 kg/cm2 basınçta sıkıştırılarak test plakaları haline getirilmiştir.
Presleme sonunda plakalar hızlı su soğutmasıyla ( yaklaşık 40 0C/dak. ) oda
sıcaklığına soğutulmuştur.
45
EPDM/PP dinamik vulkanize karışımlarından elde edilen sıcak preste basılan test
numunelerinin sertlikleri Şekil 3.4’te gösterilen Shore A durometre ile ölçüldü.
Tüm TPV numunelerinin çekme testi ASTM D 412 standardına uygun olarak Korozo
Ambalaj San. firmasının kalite kontrol laboratuarında bulunan Şekil 3.6.’da gösterilen
ZWICK ROELL Z010 markalı çekme cihazı kullanılarak yapıldı. Test hızı 5 mm/dak
olarak uygulandı.
TPV örneklerinin erime ve kristallenme sıcaklığı gibi bazı faz geçiş sıcaklıkları ve
entalpilerinin belirlenmesinde Diferansiyel Taramalı Kalorimetre (Differential
Scanning Calorimetry, DSC) cihazı kullanılmıştır. DSC analizleri, TETRATEK SII
EXSTAR 6000 DSC 6200 markalı DSC cihazında gerçekleştirilmiştir. Analizler Al
kröze içindeki 2,5-5 mg ağırlığında örneklerle 50 ml/dk. azot akımı altında
0
geçekleştirilmiştir. Uygulanan ısıtma programı, - 80 - 200 C’ler arasında 20 0C/dk
0
ısıtma hızı olarak uygulanmıştır. Uygulanan soğutma programı ise 200 – 50 C’ler
0
arasında 20 C/dk soğutma hızı olarak uygulanmıştır. Malzemelerin erime entalpileri
(ΔHm, J/g) bulunarak, 3.1 nolu denklem ile kristallenme yüzdeleri (Xc) hesaplanmıştır.
%100 kristalin polpropilenin erime entalpisi (ΔHm 0) 209 J/g olarak alınmıştır.
47
ΔHm
Xc % = x 100 (3.1)
w x ΔHm 0
λ = 2.d.sin θ (3.2)
Bragg eşitliğinde λ, kullanılan x ışınının dalga boyunu (0,154 nm), θ kristal faza ait
XRD analizi ile elde edilen pik değerinin (2θ) yarısını göstermektedir.
4. BULGULAR
Hazırlanan tüm TPV örneklerinin ölçülen sertlik bulguları Tablo 4.1 ve Tablo 4.2’de
gösterilmiş, Şekil 4.3 ve Şekil 4.4’de ise ölçülen sertlik bulguları birbirleriyle
karşılaştırılmıştır.
Tablo 4.1: İlk grup çalışmada hazırlanan TPV örneklerinin sertlik bulguları
Örnek kodu EPDM O1 O2 O3 C1 C2 C3 P1 P2 P3
Sertlik değeri
24 77 88 96 80 90 97 64 75 86
(± 2 Shore A)
100 96 97
88 90
90 86
80
80 77 75
70 64
60
SERTLİK
50
40
30 24
20
10
0
C1
C2
C3
P1
P2
P3
1
3
M
O
D
EP
Şekil 4.3: İlk grup çalışmada hazırlanan TPV örneklerinin sertlik bulguları
Tablo 4.1 ve Şekil 4.3’deki sertlik bulguları incelendiğinde EPDM’in tek başına sertliği
düşükken PP ile karıştırıldığında hazırlanan O1 (EPDM/PP 70/30), O2 (EPDM/PP
50/50), O3 (EPDM/PP 30/70) karışımlarında sertlik değerinin ilave edilen PP miktarına
bağlı olarak arttığı görülmektedir. C1, C2 ve C3 örneklerinin sertlik değerleri
incelendiğinde ilave edilen reçine miktarına bağlı olarak sertliklerde az da olsa artma
görülmektedir. Reçine ilavesiyle EPDM’in çapraz bağlanması artışın sebebi olarak
gösterilebilir. P1, P2 ve P3 örneklerinin sertlik değerleri incelediğinde plastifiyan
(proses yağı, WOT 68) ilavesine bağlı olarak sertlik değerlerinin düştüğü
51
Tablo 4.2: Dolgu maddesi ilavesiyle hazırlanan TPV örneklerinin sertlik bulguları
KALSİT İLAVELİ ÖRNEKLER
Örnek kodu P1X1 P1X2 P1X3 P2X1 P3X1
Sertlik değeri 67 70 72 79 91
(±2 Shore A)
KAOLİN İLAVELİ ÖRNEKLER
Örnek kodu P1Y1 P1Y2 PIY3 P2Y1 P3Y1
Sertlik değeri 65 67 71 77 88
(±2 Shore A)
KLOİSİT İLAVELİ ÖRNEKLER
Örnek kodu P1Z1 P1Z2 P1Z3 P2Z1 P3Z1
Sertlik değeri 65 67 70 76 88
(±2 Shore A)
74 72
72 71
70 70
70
68 67 67 67
66 65 65
64
SERTLİK
64
62
60
58
56
54
52
50
P1 P1X1,P1X2,P1X3 P1Y1,P1Y2,P1Y3 P1Z1,P1Z2,P1Z3
Şekil 4.4: Dolgu maddesi ilavesiyle hazırlanan TPV örneklerinin sertlik bulguları
Tablo 4.2. ve Şekil 4.4’teki sertlik bulguları incelendiğinde TPV örneklerine ilave
edilen kalsit ( % 20, 40, 60 ), kaolin (% 5, 10, 20) ve kloisit ( % 2, 5, 8 ) dolgu
maddelerine ve miktarlarına bağlı olarak ürüne tokluk kazandırdıklarından dolayı
sertlik değerlerinde artma görülmektedir. Kaolin ve kloisit içeren eşdeğer kodlu
ürünlerin sertlik değerleri tamamen aynıdır. Ancak eşdeğer kodlu kalsit içeren
52
Şekil 4.5’te ise artan PP miktarının, hazırlanan TPV örneklerinin sertlik değerlerine
etkisi gösterilmiştir.
100
91
88 88
90
79 77
80 76
67
70 64 65 65
60
SERTLİK
50
40
30
20
10
0
P1 P1X1,P2X1,P3X1 P1Y1,P2Y1,P3Y1 P1Z1,P2Z1,P3Z1
%20 kalsit ilaveli örneklerde PP miktarının artması ile örnek sertlikleri 67, 79 ve 91
değerlerini almıştır. %5 kaolin ilaveli eşdeğer örneklerin sertlikleri ise 65,77 ve 88
sırasında; %2 kloisit içeren örneklerde PP miktarının %30’dan %70’e artışı ile sertlik
değerlerinin 65, 76 ve 88 sırasında artış gösterdiği tespit edilmiştir. Kaolin ve kloisit
katkılı örneklerde, katkı maddesi miktarının artışında olduğu gibi, PP miktarının
artışında da eşdeğer kodlu kaolin ve kloisit katkılı örneklerin sertlikleri tamamen aynı
değerleri göstermiş; kalsit ilaveli örneklerin sertliklerinin ise yaklaşık %3 oranında
daha yüksek olduğu belirlenmiştir.
Hazırlanan tüm TPV örneklerinin kopma anında ölçülen gerilme dayanımı (kgf/cm2) ve
uzama (%) değerleri Tablo 4.3, Tablo 4.4 ve Tablo 4.5’te gösterilmiş, Şekil 4.6, Şekil
4.7 ve Şekil 4.8’de ise ölçülen gerilme dayanımı ve uzama değerleri birbirleriyle
karşılaştırılmıştır.
Tablo 4.3: PP, fenolik reçine ilave edilmeden hazırlanan örneklerin (O1,O2,O3), çapraz
bağlayıcı, uyumlaştırıcı ve plastifiyan ilave edilerek hazırlanan TPV örneklerinin (P1,P2,P3)
kopma anındaki ölçülen gerilme dayanımı ve uzama değerleri
GERİLME DAYANIMI (kgf/cm2) UZAMA (%)
ÖRNEK KODU
(KOPMA ANINDA) (KOPMA ANINDA)
PP 371 641
O1 110 400
O2 120 420
O3 135 470
P1 154 475
P2 200 530
P3 263 570
54
400 700
371 641
UZAMA (%)
400
200
200
154 300
150 135
120
110
200
100
100
50
0 0
PP O1,O2,O3 P1,P2,P3 PP O1,O2,O3 P1,P2,P3
Şekil 4.6: PP, O1-O2-O3, P1-P2-P3 kodlu ürünlerin gerilme dayanımı ve uzama değerlerinin
karşılaştırılması
Tablo 4.3 ve Şekil 4.6 incelendiğinde polipropilenin tek başına gerilme dayanımı ve uzama
değerinin çok yüksek olduğu, PP’e EPDM ilave ettiğimizde { O1 (EPDM/PP oranı
70/30),O2 (EPDM/PP oranı 50/50), O3 (EPDM/PP oranı 30/70) } ise EPDM kauçuğunun
gerilme dayanımı düşük olduğundan bu değerlerin azaldığı görülür. O1, O2, O3
incelendiğinde artan EPDM miktarında gerilme dayanımı ve uzama değerleri azalmıştır.
P1, P2, P3 kodlu ürünlerin gerilme dayanımı ve uzama değerleri incelendiğinde ise çapraz
bağlayıcı, uyumlaştırıcı ve plastifiyanın etkisi ile gerilme dayanımı ve uzama değerlerinde
O1, O2, O3’ün değerlerine göre artma olduğu görülmektedir.
Tablo 4.4: P1’in dolgu maddesi ilavesiyle hazırlanan TPV örneklerinin gerilme dayanımı ve
uzama değerleri
GERİLME DAYANIMI (kgf/cm2) UZAMA (%)
ÖRNEK KODU
(KOPMA ANINDA) (KOPMA ANINDA)
P1 154 475
P1X1 137 465
P1X2 119 450
P1X3 96 402
P1Y1 148 460
P1Y2 140 442
P1Y3 110 439
P1Z1 198 530
P1Z2 253 510
P1Z3 315 514
250 450
198 402
UZAMA (% )
200 400
154 148
150 137 140 350
119
110
96
100 300
50 250
0 200
P1 P1X1,P1X2,P1X3 P1Y1,P1Y2,P1Y3 P1Z1,P1Z2,P1Z3 P1 P1X1,P1X2,P1X3 P1Y1,P1Y2,P1Y3 P1Z1,P1Z2,P1Z3
Şekil 4.7: P1’in dolgu maddesi ilavesiyle hazırlanan TPV örneklerinin gerilme dayanımı ve
uzama değerlerinin karşılaştırılması
Tablo 4.4 ve Şekil 4.7 incelendiğinde P1 örneğine %20, %40 ve %60 kalsit ilavesi ile
gerilme dayanımı değerlerinde P1’ e göre sırası ile %11, %23, %38’lik azalma
görülmüştür. Aynı örneğe %5, %10 ve %20 kaolin ilavesi ile gerilme dayanımında P1’
e göre %4, %9 ve %29’ luk azalma gözlenmiştir. %2, %5 ve %8 kloisit ilavesi P1
örneğinin gerilme dayanımı değerleri P1’ e göre, kalsit ile kaolin ilavesinin aksine sırası
ile %29, %65 ve %105 artış göstermiştir. Kalsit ve kaolin ilavesi ile gerilme dayanımı
değerlerinde gözlenen düşme polimer matrisi ile kalsit veya kaolin etkileşiminin ve
dolgu maddesi dispersiyonunun düşük olduğunu ve bu nedenle dolgu maddelerinin
kendi aralarındaki etkileşimlerinin daha baskın oluşu nedeni ile aglomere olmaları ile
açıklanabilir.
Kalsit ilavesi ile P1 örneğinin uzama değerlerinde %2,1, %5,3 ve %15,4’lük; kaolin
ilavesi ile de %3,2, %6,9 ve %7,6’ lık azalma görülmüştür. Kloisit ilavesi, kalsit ve
kaolinin aksine uzama değerlerini P1’ inkine göre %11,6, %7,4 ve %8,2 oranında
56
Tablo 4.5: P1, P2 ve P3’ün dolgu maddesi ilavesiyle hazırlanan TPV örneklerinin gerilme
dayanımı ve uzama değerleri
GERİLME DAYANIMI (kgf/cm2) UZAMA (%)
ÖRNEK KODU
(KOPMA ANINDA) (KOPMA ANINDA)
P1 154 475
P1X1 137 465
P1Y1 148 460
P1Z1 198 530
P2 200 530
P2X1 124 426
P2Y1 153 477
P2Z1 213 580
P3 263 570
P3X1 131 503
P3Y1 236 526
P3Z1 267 612
300 700
263 267
612
580 570
250 236 600
530 526
213 503
GER İLME D AYAN IMI (k gf/c m2)
200 477
200 500
426
153
UZAMA (%)
300
100
200
50
100
0
P2 P2X1,P2Y1,P2Z1 P3 P3X1,P3Y1,P3Z1 0
P2 P2X1,P2Y1,P2Z1 P3 P3X1,P3Y1,P3Z1
Şekil 4.8: P2 ve P3 ile dolgu maddesi ilavesiyle hazırlanan TPV örneklerinin gerilme dayanımı
ve uzama değerlerinin karşılaştırılması
Tablo 4.5 ve Şekil 4.8 incelendiğinde P2 örneğine %20 kalsit, %5 kaolin ve %2 kloisit
ilavesi ile elde edilen katkılı P2 örneklerinin gerilme dayanımı değerlerinde sırası ile
%38 ve %23,5’ lik alma ve %6,5’ lik artış belirlenmiştir. Aynı örneklerin kopma-uzama
değerlerinde ise P2’ ye göre %19,61’ lik ve %10’ luk azalma ve %9,4’ lük artış
kaydedilmiştir.
örneklerininkine göre daha düşük bir değişme görülmüş olup bu değerler kalsit, kaolin
ve kloisit ilavesi için sırası ile %11,8 ve %7,7’ lik azalma ve %7,4’ lük artış
şeklindedir.
Kil içermeyen P1, P2 ve P3 TPV örneklerinin gerilme dayanımı değerleri sırası ile 154,
200 ve 263 olup PP miktarının %30’ dan %50 ve %70’ e artması ile gerilme dayanımı
değerlerinde lineer bir artış görülmüştür. Aynı örneklerin (P1, P2 ve P3) kopma-uzama
değerleri PP miktarının artması ile PP miktarındaki %20’ lik artışlar ile 475’ ten 530 ve
570’ e yükselmiş olup, artış lineerdir.
%20 kalsit ilaveli P1X1, P2X1 ve P3X1 örneklerinin gerilme dayanımı değerlerinde,
P1, P2 ve P3’ e göre sırası ile %11, %38 ve %50’ lik azalma gözlenmiştir. Buna göre
PP miktarının artışı ile %50’ ye varan azalma, TPV matrisinde PP ve kalsit
etkileşiminin EPDM-kalsit etkileşimine oranla düşük olduğunu göstermektedir. Bunun
sebebi bileşenler arası etkileşimi iyileştirici uyumlaştırıcı kullanılmayan bu sistemde PP
matrisin apolar yapıya sahip oluşudur.
%5 kaolin içeren P1Y1, P2Y1 ve P3Y1 örneklerinin gerilme dayanımı değerlerinde ise
P1, P2 ve P3’ e göre sırası ile %3,8, %23,5 ve %10,2’ lik azalma gerçekleşmiştir. Aynı
örneklerin kopma-uzama değerleri P1, P2 ve P3’ e ait değerlere göre %3,2, %10 ve
%7,7 azalma göstermiştir.
%2 kloisit içeren P1Z1, P2Z1 ve P3Z1 örneklerinin gerilme dayanımı değerleri P1, P2
ve P3’ ün değerlerine göre %2,86, %6,5 ve %1,5 oranında artmıştır. Kopma-uzama
değerlerinde ise sırası ile %11,6, %9,4 ve %7,4’ lük artış gözlenmiştir. Bilindiği gibi
dolgulu bir sistemin mekanik özellikleri sadece dolgu maddesinin türüne ve miktarına
değil, aynı zamanda polimer matrisin kristalinitesine de bağlıdır.
PP/EPDM blendlerinde, EPDM fazını çapraz bağlamak için birkaç çapraz bağlama
vasıtası kullanılmaktadır. Bu amaçla kullanılan çapraz bağlayıcı sistemleri, aktive
edilmiş/aktifleştirilmiş FE/FA reçineleri ve peroksittir. Resol çapraz bağlaması sıklıkla
kullanılmaktadır. Çünkü doymamış elastomer fazını seçimli olarak çapraz bağlar ve
termal olarak stabil çapraz bağlar oluşturur, fakat siyah lekeler ve renk bozulmasına yol
açar. Peroksit, daha iyi renk ve daha yüksek çapraz bağlama hızı avantajına sahiptir.
Peroksit sadece EPDM’i çapraz bağlamaz, aynı zamanda PP’in bozunmasına ve
PP/EPDM TPV’ın nihai özelliklerinin düşmesine yol açar. Örneğin PP’ nin bozunması
Tm’ i düşürür. Plastikleştirici olarak PP fazında yağın varlığı da erime noktasını
düşürür. PP/EPDM TPV’ında Tm’in ( erime noktası ) saf PP’ in Tm’sine göre azalması,
PP’ in bozunması ve PP fazında yağın varlığının sonucudur [36].
Caihong ve arkadaşları[50], erime sıcaklığı 165,7 oC olan PP, %5,2, %10,6, %15,3 ve
%21,2 (ağırlıkça) EPDM ile karıştırıldığında erime sıcaklıklarını sırası ile 165,68,
165,9, 165,69 ve 165,67 oC olarak bulmuştur. Aynı çalışmada peroksit ile çapraz
bağlama sırasında meydana gelen yan reaksiyon olan PP bozunması sonucu PP’in
erime sıcaklığında 5,82 oC’ lik azalma olmuştur. Buna karşılık PP fazındaki yağ Tm’ de
7,2 oC’ lik azalmaya yol açmıştır. Yine aynı çalışmada dağılım katsayısı değerlerinden
yararlanarak daha fazla yağ ve daha fazla peroksidin EPDM fazında mevcut olduğu
tespit edilmiştir [50].
kullanılmış ve resol miktarının %4’ e kadar artması ile β-faz PP’in erime sıcaklığının
düştüğünü tespit etmişlerdir. Bunu da kristal yapının mükemmelliğinin azalmasına
bağlamışlardır. Resol çapraz bağlayıcı miktarı %4’ e kadar kullanıldığında DSC
eğrisinde ilki β-fazına, daha yüksek sıcaklıktaki α-fazına olmak üzere iki adet erime
piki gözlemişlerdir. Çapraz bağlayıcı miktarının %6’ ya kadar artması ile ısıtma
eğrisinde sadece α-fazına ait bir erime piki gözlenmiş, β-fazının erime piki
görülmemiştir. Bu da bu çapraz bağlayıcı konsantrasyonunda β-PP fazının ani
azalmasına atfedilmiştir. Reçine (resol) miktarı β-PP fazının kristal boyutu ve toplam
(α+β) kristalinite üzerinde hemen hemen etkisizdir. Artan resol miktarı ile α ve β
fazlarının Tm değerlerinin her ikisi de azalmıştır ki bu α ve β fazının kristal
mükemmelliğinin düşmesine atfedilmiştir. Resol miktarının Tc (kristalizasyon sıcaklığı)
üzerindeki etkisi de incelenmiş ve çapraz bağlayıcı varlığı (%1) ile Tc’ nin önce arttığı
ve çapraz bağlayıcı miktarının %4’ten daha fazla artması ile Tc’ nin düştüğü
görülmüştür. %1-4 resol içeren TPV’ in Tc değeri 120 oC’ nin yukarısında iken, resol
miktarı %6’ ya arttırıldığında TPV’ nin Tc’ si 114,07 oC olarak tespit edilmiştir. Bu
değer de α-PP fazının Tc sıcaklığıdır [75].
Şekil 4.9’de EPDM, PP, O1, P1, P2 ve P3’e ait erime pikleri, Şekil 4.10’da ise aynı
örneklere ait kristalizasyon pikleri gösterilmektedir. Ayrıca örneklerin erime pik
alanlarından hesaplanan erime entalpileri ve kristalizasyon yüzdeleri (%Xc) Tablo
4.6’da verilmiştir.
60
Şekil 4.9: EPDM, PP, O1, P1, P2, P3 örneklerinin erime pikleri
Şekil 4.10: EPDM, PP, O1, P1, P2, P3 örneklerinin kristalizasyon pikleri
Tablo 4.6: EPDM, PP, O1, P1, P2, P3 örneklerine ait DSC sonuçları
Örnek Kodu Tm (oC) Tc (oC) ΔHhm (J/g) ΔHhc (J/g) Xc (%)
EPDM - - - - -
PP 168,5 104,8 82,1 96 39,28
O1 156,7 102,8 31,8 32,8 50
P1 154 100,7 21,8 20,7 47
P2 156,9 101,8 38,4 37,7 49
P3 158,8 103,8 45,3 47,6 42
61
Şekil 4.11’de P1, P1X1, P1X3, P1Y1, P1Z1’e ait erime pikleri, Şekil 4.12’de ise aynı
örneklere ait kristalizasyon pikleri gösterilmektedir. Ayrıca örneklerin erime pik
alanlarından hesaplanan erime entalpileri ve kristalizasyon yüzdeleri (%Xc) Tablo
4.7’de verilmiştir. Eşdeğer kodlu, farklı miktarda ve farklı dolgu maddesi içeren P1X1,
P1Y1 ve P1Z1 örnekleri ile P1’in Tm ve Tc değerleri arasında önemli bir fark tespit
edilmemiştir (Tablo 4.7). Kalsit miktarının %20’den (P1X1) %60’a (P1X3) artması ile
de Tm’de sadece 1,1 oC’lik artış olurken; Tc’de değişiklik olmamıştır.
62
Şekil 4.11: P1, P1X1, P1X3, P1Y1, P1Z1 örneklerinin erime pikleri
Tablo 4.7: P1, P1X1, P1X3, P1Y1, P1Z1 örneklerine ait DSC sonuçları
Örnek Kodu Tm (oC) Tc (oC) ΔHhm (J/g) ΔHhc (J/g) Xc (%)
P1 154 100,7 21,8 20,7 47
P1X1 153,7 101,6 21,9 19,9 55
P1X3 154,8 101,6 30,2 30,0 94
P1Y1 154,9 - 23,6 - 53
P1Z1 153,8 101,5 21,8 23,9 48
63
Şekil 4.13’de 70/30 EPDM/PP karışımına ait O1, O1’e çapraz bağlayıcı,uyumlaştırıcı
ve plastifiyan katılarak hazırlanan P1, 50/50 EPDM/PP karışımına ait P2, 30/70
EPDM/PP karışımına ait P3’e ait SEM görüntüleri verilmiştir.
O1
P1
P2
64
P3
arayüzey geriliminin çok düşük olduğu ve başlıca EPDM’deki etilen miktarına bağlı
olduğu bilinmektedir. Literatürde, PP/EPDM harmanlarında, düşük EPDM
konsantrasyonlarında EPDM’in PP fazı içinde küresel damlacıklar halinde dağıldığı
varsayılmaktadır [77]. Bu amaçla fazlardan düz zincirli olanın uygun bir çözücü ile
ekstrakte edildikten sonraki ve önceki SEM görüntüleri karşılaştırılarak fazların boyutu,
dispersiyon derecesi ve geometrisi hakkında bilgi edinilmektedir.
Şekil 4.13’de verilen SEM görüntüleri incelendiğinde, %30 PP ve %70 EPDM içeren
çapraz bağsız PP/EPDM karışımına (O1) ait SEM görüntüsünde, sürekli EPDM fazı
içinde dağılmış PP’e ait 3-4 μm boyutundaki partiküller görülmektedir. O1’e ait SEM
görüntüsü, Şekil 2.10’da verilen görüntülerden termoplastik poliolefinleri temsil eden
ko-kontinü yapıdan ziyade termoplatik vulkanizatları gösteren ada matris yapısına
benzerlik göstermektedir. Aynı PP/EPDM bileşimine sahip, fakat ilaveten çapraz
bağlayıcı, uyumlaştırıcı ve plastifiyan da içeren P1’in SEM görüntüsü ise O1’inkine
göre çok daha homojendir ve PP’e ait küresel kristaller belirgin olarak
görülmemektedir. PP miktarının artması ile PP’in sürekli fazı oluşturduğu P3’e ait SEM
görüntüsünde bile PP’e ait küresel kristallerin görülmeyişi homojen dağılımlı iç içe
geçmiş ağ yapının bir göstergesidir.
Şekil 4.14’te P1, P1’e ağırlıkça %20 oranında kalsit katılması ile elde edilen P1X1 ve
P1’e ağırlıkça %60 oranında kalsit katılması ile elde edilen P1X3’e ait SEM görüntüleri
verilmiştir.
66
P1
P1X1
P1X3
P1, P1X1 ve P1X3 örneklerinin SEM görüntüleri (Şekil 4.14) incelendiğinde, dolgu
maddesi kalsit miktarının artması ile dolgu maddelerinin aglomerasyonunun belirginlik
kazandığı görülmektedir.
Şekil 4.15’te P1, ağırlıkça %20 oranında kalsit içeren P1X1, ağırlıkça %5 oranında
kaolin içeren P1Y1 ve ağırlıkça %2 oranında kloisit içeren P1Z1’e ait SEM görüntüleri
verilmiştir.
67
P1
P1X1
P1Y1
P1Z1
Şekil 4.15’de verilen çapraz bağlı ancak dolgu maddesi içermeyen P1’in SEM
görüntüsü P1’in bileşiminden başka sırasıyla %20 kalsit, %5 kaolin ve %2 kloisit dolgu
maddelerini içeren P1X1, P1Y1 ve P1Z1’inkiler ile karşılaştırıldığında kaolin dolgulu
68
P1Y1’de kalsit ve kloisit dolgulu diğer iki örnekten farklı olarak kaolinin spesifik
geometrik yapısına ait silindirik şekilli, 8-10 μm’lik boyutlu tabaka yığınları
görülmektedir. Kloisit içeren P1Z1 örneği hem daha düşük miktarı hem de boyutu
nedeniyle daha homojen bir görüntüye sahiptir.
Mishra ve ark.[84] bir başka çalışmalarında ise glisidil metakrilat ile işlenmiş kloisit
20A kullanarak TPV’lar hazırlamışlar ve organokilin glisidil metakrilat ile işlenmesinin
kilin galeri alanını arttırdığını, dolayısıyla polimer zincirlerinin kil galerisi içinde araya
girmesini kolaylaştırdığını görmüşlerdir. Glisidil metakrilatın graft reaksiyonu sırasında
ortaya çıkan reaksiyon ısısının tabaka boşlukları için bir itici güç olduğunu ve bu
durumun araya girme prosesini kolaylaştırdığını tespit etmişlerdir. Düşük kil
miktarında polimerin araya girmesi boşlukların düzeninin bozulmasına yol açtığını ve
XRD intensitesinde bir düşüş olduğunu görmüşlerdir. Bununla birlikte kil ilavesinin
artmasıyla pik intensitesinde artma görmüşler ve bu durumun yapı düzenini bozmadan
polimer tabakalarının araya girmesini kuvvetlendirdiğini tespit etmişlerdir [84].
Eriyik polimer araya girme prosesi iki faktör tarafından yönetilir: Silikat tabakaları ile
polimer zincirleri arasındaki etkileşim ve silikat galerisi içerisine polimer zincirlerinin
taşınması. Silikat galerisi içinde hapsedilmiş polimerik zincirler, polimer zincirlerinin
entropisinde bir azalmaya neden olurlar ve artan serbest kalan amonyum katyonları
entropi zararını karşılamak için silikat tabakalarını birbirinden ayırır [84].
Tablo 4.8: Kil katkılı PP/EPDM TPV’larına ait X-ışını kırınım değerleri
2θ
Ref.
(d: düzlem)
Tang ve ark. 14,1 17,0 18,6 21,2 21,9
I[85] (110) (040) (130) (131) (111)
Chiu ve Chu[89], PP-organik olarak modifiye edilmiş kil (kloisit 15A, 20A ve 30B)
nanokompozitlerinde (uyumlaştırıcısız) α-PP’e ait 110, 040, 130 vs. karakteristik
kırınım pikleri görmüşlerdir. Bu PP’nin α-fazında mevcut olduğuna işaret etmektedir.
2θ=20o’ de zayıf (130) kırınım pikinin varlığı ortorombik γ formu kristallerini
70
Lee ve ark.[90]’nın yaptığı çalışmada PP’nin XRD kırınımı üç ana pik ile karakterize
edilmektedir. 2θ=14,7o (110), 17,3o (040) ve 19,1o (130) α- kristalin fazının
yansımalarına aittirler. 16,6o’deki küçük pik (300) PP’de mevcut β-kristal formundaki
fazın yansımasına aittir [90].
Naderi ve ark.[91]’nın yaptığı çalışmada saf kilin ( kloisit 20A) kırınım piki 2,9o (2θ)
ve d=29,42 Ao olduğu görülmüştür. Bu sonuçlara göre quaterner amonyum ile
yağlanmış kil kullanılmasına rağmen tek başına PP’in kilin tabakalarını birbirinden
ayıramadığı tespit edilmiştir. Aksine farklı oranlarda hazırlanmış maleik anhidrit ile
modifiye edilmiş polipropilen PPMA-kil karışımlarının XRD pikleri incelendiğinde
PP’nin araya eklenmesinden kaynaklı interlayer alanlarında bir artış görülmüştür. PP-
PPMA-kil, 94-4-2 oranlarında hazırlanmış nano kompozitteki kilin interlayer
mesafesinin PP-PPMA-kil 96-2-2 oranlarında hazırlanmış nano kompozitteki kilin
interlayer mesafesinden daha yüksek olduğu bulunmuştur ( d=33,31Ao - d=31,3Ao ).
Naderi ve ark.[91] farklı viskoziteli 3 farklı PP ile ağırlıkça %2 oranında kil ile
hazırlanmış TPV örneklerinin XRD piklerini incelemişler ve düşük viskoziteli PP’nin
daha iyi kil dispersiyonu sağladığını görmüşlerdir [91].
Kloisit 20A ile hazırlanmış TPV örneklerinin XRD desenleri incelenmiş, Bragg eşitliği
ile örneklerin d001 tabaka düzlemlerine karşılık gelen kırılma/yansıma açıları (2θ) ve
tabaka mesafeleri hesaplanmıştır.Denemelerde kullanılan organokilin ( kloisit 20A)
XRD deseni Şekil 4.16’da verilmiştir. Organokilin d001 düzlemine ait tabaka mesafesi
71
500
400
300
Intensite
200
100
C lo is ite 2 0 A
0 2 4 6 8 10 12 14 16
2 T h e ta
P1Z1
İntensite (a.u.)
P2Z1
P3Z1
10 20 30 40 50 60
2 T h e ta
Tablo 4.9: Sabit kloisit 20A miktarında PP’nin %30’dan %50 ve %70’e artması ile
X-ışını kırınım değerlerinin değişimi
Örnek 2θ
Kodu (d: düzlem, nm)
~4,0 (3,9)
Kloisit (2,44 nm)
20A 3,7 [89]
3,52 [84]
Tablo 4.8 ve 4.9’da verilen X-ışını kırınım verileri kloisit 20A’nın (001) düzlemine ve
PP’nin α-kristalin yapıdaki (110), (040), (130), (111) ve (131) düzlemlerin
mevcudiyetini göstermektedir.
PP miktarının artışı ile gerek kloisit 20A gerekse PP’e ait kırınım piklerinin 2θ
değerlerinde değişiklik olmayışı PP miktarının etkisinin olmadığını, yani PP’in kloisit
20A’yı interkale edemediğini göstermektedir (Tablo 4.9).
4.6.2.2. Sabit PP Miktarında Kloisit 20A’nın Artması ile Hazırlanan Örneklerin XRD
Bulguları
Şekil 4.18’de sabit PP miktarında (%30), kloisit 20A’nın %2’den %5 ve %8’e artması
ile hazırlanan P1Z1, P1Z2 ve P1Z3 kodlu örneklerin XRD desenleri ve Tablo 4.10’da
ise bu örneklere ait X-ışını kırınım değerleri verilmiştir.
73
P1Z1
İntensite (a.u.)
P1Z2
P1Z3
10 20 30 40 50 60
2 T h e ta
~4,0 (3,9)
Kloisit (2,44 nm)
20A 3,7 [89]
3,52 [84]
Sabit PP miktarında kloisit miktarının artması ile PP’e ait kırınım piklerinin yerlerinde
değişiklik olmamıştır. Ancak kloisit 20A’nın (001) düzlemine ait pikin 2θ=~3,9o’den
%2, %5 ve %8 kloisit 20A içerikli TPV’larda daha yüksek 2θ değerlerine kaydığı, bir
başka deyişle tabakalar arası mesafenin hafifçe azaldığı görülmüştür. Bu da PP’in
74
kloisit 20A tabakalarının arasına giremediğine, tam tersi tabakalar arası mesafenin
azalmasına işaret etmektedir.
Şekil 4.19’da artan kalsit (%20, %40 ve %60) ve artan kaolin (%5, %10 ve %20)
miktarında hazırlanan P1X1, P1X2, P1X3, P1Y2 ve P1Y3 kodlu TPV örneklerinin
TGA grafiği, Tablo 4.11’de ise bu örneklere ait %5 ve %50 bozunmanın gerçekleştiği
sıcaklıklar ( T-5% ve T-50% ) verilmiştir.
Şekil 4.19: Artan kalsit ve kaolin miktarında hazırlanan TPV örneklerinin TGA grafiği
Tablo 4.11: Artan kalsit ve kaolin miktarında hazırlanan TPV örneklerinin %5 ve %50
bozunmanın gerçekleştiği sıcaklık değerleri
Örnek Kodu Tbaş. (oC) T-5% (oC) T-50% (oC)
P1X1 249,07 294,11 441,34
P1X2 243,26 302,31 448,05
P1X3 243,91 310 455,84
P1Y2 247,28 296,53 434,68
P1Y3 249,18 288,84 436,35
75
5. TARTIŞMA VE SONUÇ
EPDM/PP dinamik vulkanize karışımlarından elde edilen ve sıcak preste basılan test
örneklerinin Shore A sertlik bulguları EPDM’in tek başına sertliğinin düşük, ancak PP
ile karıştırılarak hazırlanan O1 (EPDM/PP 70/30), O2 (EPDM/PP 50/50), O3
(EPDM/PP 30/70) karışımlarında sertlik değerinin ilave edilen PP miktarına bağlı
olarak arttığını göstermiştir. Çapraz bağlayıcı reçine içeren C1, C2 ve C3 örneklerinde
EPDM’in çapraz bağlanması sertliklerde az da olsa artmaya sebep olmuştur. Plastifiyan
(proses yağı, WOT 68) içeren P1, P2 ve P3 örneklerinin sertlik değerlerinin plastifiyan
etki nedeniyle düştüğü görülmüştür. Sonuçlardan da anlaşılacağı gibi düşük sertlik
değerinde ürün eldesi için proses yağı ilavesi gereklidir.
TPV örneklerine ilave edilen kalsit ( % 20, 40, 60 ), kaolin (% 5, 10, 20) ve kloisit 20A
( % 2, 5, 8 ) dolgu maddelerinin ve miktarlarının TPV örneklerine etkisi incelendiğinde
kaolin ve kloisit içeren eşdeğer kodlu ürünlerin sertlik değerlerinin tamamen aynı
olduğu belirlenmiştir. Ancak eşdeğer kodlu kalsit içeren örneklerin sertlik değerlerinin
kaolin ve kloisit içeren örneklerinkinden %3-4 oranında daha fazla olduğu görülmüştür.
İlave edilen dolgu takviye malzemesi miktarı Kalsit-Kaolin-Kloisit sırasında azalmıştır
ve az miktarda ( %2-8 ) kloisit 20A ilavesi ile aynı sertlik performansı sağlanmıştır ki,
bu durum sanayi uygulamaları için maliyet açısından tercih nedenidir. Üstelik bu
maddeler, katkı maddesi içeriği düşük olduğu için geri kazanılabildikleri gibi ağırlık
(yoğunluk) artışına da yol açmazlar. Bu da otomotiv uygulamaları için istenilen bir
özelliktir. Örneklerde PP miktarının sertlik değerlerine etkisi incelendiğinde ise, PP’in
%30’dan %70’e artışı ile sertlik değerlerinin artış gösterdiği tespit edilmiştir.
77
Mekanik dayanım ile ilgili testlerden, PP’in tek başına gerilme dayanımı ve uzama
değerinin çok yüksek olduğu, PP’e EPDM ilave edildiğinde [ O1 (70EPDM/30PP), O2
(50EPDM/50PP), O3 (30EPDM/70PP) ] ise EPDM kauçuğunun gerilme dayanımı
düşük olduğundan, bu değerlerin azaldığı görülmüştür. O1, O2, O3 örneklerinde EPDM
miktarının artması ile gerilme dayanımı ve uzama değerleri biraz azalma görülmüştür.
P1, P2, P3 kodlu ürünlerin gerilme dayanımı ve uzama değerleri incelendiğinde ise
çapraz bağlayıcı, uyumlaştırıcı ve plastifiyanın etkisi ile gerilme dayanımı ve uzama
değerlerinde O1, O2, O3’ün değerlerine göre artma olduğu görülmüştür. P1, P2 ve P3
kodlu TPV örneklerinde PP miktarının artması ile gerilme dayanımı ve kopma-uzama
değerlerinde lineer bir artış görülmüştür.
Hazırlanan TPV örneklerine ( P1, P2, P3 ) kalsit ve kaolin ilavesi ile gerilme dayanımı
değerlerinde azalma görülmüştür. Kloisit ilavesiyle ise, kalsit ile kaolin ilavesinin
aksine gerilme dayanımı değerlerinde artış görülmüştür. Kalsit ve kaolin ilavesi ile
gerilme dayanımı değerlerinde gözlenen düşme polimer matrisi ile kalsit veya kaolin
etkileşiminin ve dolgu maddesi dispersiyonunun düşük olduğunu ve bu nedenle dolgu
maddelerinin kendi aralarındaki etkileşimlerinin daha baskın oluşu nedeni ile aglomere
olmaları ile açıklanabilir. Kalsit ve kaolin ilavesi ile örneklerin uzama değerlerinde
azalma görülmüştür. Kloisit ilavesi, kalsit ve kaolinin aksine örneklerin uzama
değerlerinde artışa neden olmuştur. Anlaşılacağı gibi az miktarda nano boyutta dolgu
maddesi (Kloisit 20A) ilavesi ile mekanik özelliklerde %100’ e varan artış sağlandığı
için kloisit, bu çalışmada incelenenler arasında en uygun katkı maddesidir.
%20 kalsit ilaveli P1X1, P2X1 ve P3X1 örneklerinin gerilme dayanımı değerlerinde,
P1, P2 ve P3’ e göre sırası ile %11, %38 ve %50’lik azalma gözlenmiştir. Buna göre PP
miktarının artışı ile %50’ ye varan azalma, TPV matrisinde PP ve kalsit etkileşiminin
EPDM-kalsit etkileşiminden daha düşük olduğunu göstermektedir. Bunun sebebi
bileşenler arası etkileşimi iyileştirici uyumlaştırıcı kullanılmayan bu sistemde PP
matrisin apolar yapıya sahip oluşudur. %5 kaolin içeren P1Y1, P2Y1 ve P3Y1
örneklerinin gerilme dayanımı değerlerinde ise P1, P2 ve P3’e göre sırası ile %3,8,
%23,5 ve %10,2’lik azalma gerçekleşmiştir. Aynı örneklerin kopma uzaması değerleri
P1, P2 ve P3’e ait değerlere göre %3,2, %10 ve %7,7 azalma göstermiştir. % 2 kloisit
içeren P1Z1, P2Z1 ve P3Z1 örneklerinin gerilme dayanımı değerleri P1, P2 ve P3’ ün
78
değerlerine göre %2,86, %6,5 ve %1,5 oranında artmıştır. Kopma uzaması değerlerinde
ise sırası ile %11,6, %9,4 ve %7,4’lük artış gözlenmiştir. Bilindiği gibi dolgulu bir
sistemin mekanik özellikleri sadece dolgu maddesinin türüne ve miktarına değil, aynı
zamanda polimer matrisin kristalinitesine de bağlıdır.
P3, P2 ve P1 sırasında PP içeriği azalmakta, ancak EPDM ve buna bağlı olarak çapraz
bağlayıcı içeriği artmaktadır. Bu örneklerde çapraz bağlayıcı miktarının bir başka
deyişle çapraz bağlanma derecesinin artması ile erime sıcaklığının düştüğü
görülmüştür. Plastifiyan büyük ölçüde EPDM fazında, daha az bir miktarda da PP
fazında bulunmaktadır. Bu çalışmada P1-P3 örneklerinde aynı miktarda plastifiyan
kullanıldığından ve P1-P3 sırasında PP miktarı arttığından P3’deki birim PP başına
mevcut plastifiyan miktarı P1’deki PP’e göre daha az olacaktır. Bu nedenle PP miktarı
ile Tm’deki azalmanın düşmesi bu şekilde de açıklanabilir.
SEM incelemesinde, O1 örneğinde, sürekli EPDM fazı içinde dağılmış PP’e ait 3-4 μm
boyutundaki partiküller görülmüştür ve bu görüntü, termoplatik vulkanizatları gösteren
ada matris yapısına benzerlik göstermektedir. Aynı PP/EPDM bileşimine sahip, fakat
ilaveten çapraz bağlayıcı, uyumlaştırıcı ve plastifiyan da içeren P1’in SEM
görüntüsünün O1’inkine göre çok daha homojen olduğu ve PP’e ait küresel kristaller
belirgin olarak görülmediği tespit edilmiştir. PP miktarının artması ile PP’in sürekli fazı
oluşturduğu P3’e ait SEM görüntüsünde bile, PP’e ait küresel kristallerin görülmeyişi
homojen dağılımlı iç içe geçmiş ağ yapının oluştuğunun göstergesidir.
P1, P1X1 ve P1X3 örneklerinin SEM görüntüleri incelendiğinde, dolgu maddesi kalsit
miktarının artması ile dolgu maddelerinin aglomerasyonunun belirginlik kazandığı
görülmüştür. Çapraz bağlı, ancak dolgu maddesi içermeyen P1’in SEM görüntüsü
dolgu maddesi içeren P1X1, P1Y1 ve P1Z1’inkiler ile karşılaştırıldığında kaolin
dolgulu P1Y1’de, kalsit ve kloisit dolgulu diğer iki örnekten farklı olarak kaolinin
spesifik geometrik yapısına ait silindirik şekilli, 8-10 μm’lik boyutlu tabaka yığınlarının
mevcut olduğu tespit edilmiştir. Kloisit içeren P1Z1 örneğinin hem daha düşük dolgu
maddesi içeriği hem de daha küçük boyutu nedeniyle daha homojen bir görüntüye sahip
olduğu gözlenmiştir.
79
KAYNAKLAR
3. VAN, DUİN M., 2006, Recent Developments for EPDM – based Thermoplastic
Vulcanisates. Macromol Symp.; 233(1):11-16.
4. A.Y. CORAN and R.P. PATEL, 1980, Rubber Chem. Technol., 53, 141.
5. SAÇAK, Prof. Dr. M., 2002, Polimer Kimyası, Gazi Kitabevi, Ankara, 483 s.
10. RAPRA TECHNOLOGY LTD.; Plastics & Rubber Weekly Brussels, Belgium, 2002.
11. FOLKES, M.J., HOPE, P.S., 1993, Polymer Blends and Alloys. Blackie Academic-
Professional, London.
12. ANNICELLI, R., 1990, Vanderbilt Associates, Vanderbilt World Trade Corporation,
Canada, 832 s.
13. RADER, C.P., 1998, Handbook of Thermoplastic Elastomers. 2nd Ed. B.M. Walmer
and C.P. Rader (Eds.), Van Nostrand Reinhold, Newyork, p.p. 85-140.
14. SAVRAN, H., Ekim 2002, Etilen Propilen Kauçuklar, PAGEV, İstanbul.
15. TOKİTA, N. And SCOTT, R., 1968, Rheological Properties and Molecular Structure
of Elastomers: EPM, EPDM. Untroyal Research Center, New Jersey.
20. SAU, K. P., CHAKI, T.K., 1999, Electrical and Mechanical Properties of
Conducting Carbon Black Filled Composites Based on Rubber and Rubber Blends, J.,
Appl. Poly. Sci., Khastgir, 71:887:895.
21. SUZUKI, N., ITO, N., YATSUYANAG, F., 2005, Effect of Rubber / Filler
İnteractions on Deformation Behaviour of Silica Filled SBR Systems. Polymer, 46,
193-201.
22. KHAIRI, N., 1993, Rubber as Engineering Metarial, Hanser Publishers, Munich,
Vienna, New York, Barcelona, 302 s.
24. JOHNSON, P. S., 2001, Rubber Proccessing, Hanser Publishers, Munich, 145 s.
28. YAMAZAKI, T., SEGUCHI, T., 2000, Polym. Sci. Part A Polym. Chem.; 38:3092.
30. UTRACKI, L. A., 1989, Introduction to Polymer Alloys and Blends Thermo
Dynamics and Rheology, Research Council of Canada, Hanser Pub., ISBN 3. 445. 14.
2002 New York.
31. HOLDEN, G., LEGGE N., QUIRK, R., SCHROEDER, H., Thermoplastics
Elastomers, 2nd Edition, Hanser Publisher, New York.
32. KARGER, KOCSIS J., 1999, Thermoplastic Rubbers via Dynamic Vulcanisations, In
Polymer Blends and Alloys, Shonaike GO, Simon GP (eds), Marcel Dekker: New
York. p 125-153.
34. ABDOU, SABET S., PATEL, R. P., 1991, Morphology of Elastomeric Alloys,
Rubber Chem. Technol.; 64 (4): 769-779.
36. OIKLAND, H.G., HULSKOTTE, R. J. M., 1993, The Mechanism of EPDM Peroxide
Vulcanization in the Preshence of Trially Cyanrate as a Coagent, Kantschuk Gummi
Kunststoffe; 46 (8): 608-673.
37. DIZHEN, WANG, XIANG, TANG, SHAN, H., 1999, Improvement of Peroxide-
Crosslinked EPDM Properties with TMPTA, Rubber Ind.; 46(4):201-203.
41. MACHADO, A. V., COVAS, J. A., VAN, DUIN M. J., 1990, Thermoplastic
Elastomers from Rubber Plastic Blends, Polym. Sci. Polym. De SK, Bhowmick AK,
NewYork: Ellis Horwood.
42. ELLUL, M. D., TSOU, A. H., HU, W., 2001, 160th Rubber Division Meeting, ACS
Fall Technical Meeting, Cleveland, OH; paper 85.
43. HOFMANN, W., 1965, Vulkanization und Vulkanization Schilfsmittel, Bayer AG,
Leverkusen.
45. ABDOU, SABET, PUYDAK, R. C. and RADER, C. P., 1996, Rubber Chem.
Technol., 69, 479.
46. D’ORIAZIO, L., MANCERELLA, C., MARTUSCELLI, E., GHISELINI, R., 1994,
J. Appl. Polym. Sci.; 53: 387.
48. VAN, DUIN M., SOU, PHONTONG, 1996, A Rubber Chem. Technol.; 68: 717 e 27.
49. NASKAR, K., KOKOT, D., NOORDERMEER, J. W. M., 2004, Influence of Various
Stabilizers on Aging of Dicumyl Peroxide-Cured Polypropylene / Ethylene-
Propylene-Diene Thermoplastic Vulcanizates. Polymer Degradation and Stability, 85:
831-839.
50. CHAIHONG, LEI, XIANBO, HUANG and ZHONG, FANG, 2007, The Distribution
Coefficient of Oil and Curing Agent in PP/EPDM TPV, Polym. Adv. Technol.; 18:
999-1003.
51. VAN, DUIN M., 2006, Recent Developments for EPDM-Based Thermoplastic
Vulcanisates, Macromol Symp.; 233 (1): 11-16.
84
52. OHLSSON, B., HASSANDER, H., TORNELL, B., 1996, Blends and Thermoplastic
Interpenetrating Polymer Networks of Polypropylene and Polystrene-Block-Poly
(ethylene-stat-butylene) – Block-Polystrene Triblock Copolymer, 1. Morphology and
Structure Related Propeties, Polym. Eng. Sci.; 36 (4): 501-510.
53. JAYARAMAN, K., KOLLI, G. V., KANG, S. Y., 2004, Shear Flow Behavior and
Oil Distribution Between Phases in Thermoplastic Vulcanizates, J. Applied Polym.
Sci.; 93 (1): 113-121.
55. CAMPOS, D., FONTINI, M., BRAZ, D. J. P., 2004, Chem. Soc., 15, 4, 532.
56. MURILLO, EDMIN A., LOPEZ, BETTY L., 2006, Study of the Impact Resistance of
Physically and Dynamically Vulcanized Mixtures of PP/EPDM, Macromol Symp.,
242, 131-139.
57. HAN, P. K., WHITE, J. L., 1995, Rubber Chem. Technol., 68, 728.
58. JAIN, A. K., GUPTA, N. K., NAGPAL, A. K., 2000, J. Appl. Polym. Sci., 77, 1488.
59. STEEMANN, P., ZOETELIFF, V., 2000, SPE Tech. Papers, 46, 3297.
61. ELLUL, M. D., TSOU, A. H., HU, W., 2001, 160th Rubber Division Meeting, ACS
Fall Technical Meeting, Cleveland, OH; paper 85.
62. EISELE, U., 1979, Progr. Colloid & Polymer Sci., 66, 59.
63. GARBARACZYK, M., GRINBERG, F., NESTLE, N., KUHN, W., 2001, J. Polym.
Sci. Part B: Polym. Phys., 39, 2207.
66. TOKITA, N. and SCOTT, R., 1968, Rheological Properties and Molecular Structure
of Elastomers: EPD, EPDM. Unroyal Research Center, New Jersey.
68. FUJIO, R., KITAYAMA, M., KATAOKA, N., ANZAI, S., 1978, Effects of Sulfur on
the Peroxıde Cure of EPDM and Divinylbenzene Compounds, Research Division,
Bridgestone tire Co. LTD., Japan.
69. PAL, P. K. and DES, K., 1983, Studies of Polymer-Filler Interaction, Network
Structure, Physical Properties, and Fracture of Silica and Clay Filled EPDM Rubber
in the Presence of a Silan Coupling Agent, Rubber Technology Center, Indian
Institute of Technology, India.
70. VAN DEN BERG, J. H. M., BEULEN, J. W., DUYNSTEE, E. F. J. and NELISSEN,
H. L., 1983, Model Vulcanization of EPDM Compounds PART- I: Structure
Determination of Vulcanization Products from Ethylidene Norbornane, DSM
Research and Patents, 165-274, Netherlands.
71. VAN DEN BERG, J. H. M., BEULEN,J. W., DUYNSTEE, E. F. J. and HACKING,
J. M. H., 1984, Model Vulcanization of EPDM Compounds PART- II: Influence of
Temperature and Time on the Vulcanization Products from Ethylidene Norbornane,
DSM Research and Patents, Netherlands.
72. ABDEL AZIZ, M. M., BASFAR, A. A., 2000, Aging of Ethylene-Propylene Dien
Rubber (EPDM) Vulcanized by Radiation, Polymer Testing, 19, 591-602.
73. MACHADO, A. V., VAN DUIN, M., 2005, Dynamic Vulcanization of EPDM/PE-
Based Thermoplastic Vulcanisates Studied along the Extruder Axis, Polymer, 46,
6575-6586.
76. MARTIN, G., BARRES, C., SONNTAG, P., AROIS, N., CASSAGNAU, P., 2009,
Morphology development in thermoplastic vulcanizates (TPV): Dispersion
mechanisms of a pre-crosslinked EPDM phase, Hutchinson S.A., Centre de
Recherche, Rue Gustave Nourry, BP 31, 45120 Chalette-sur-Loing, France.
79. MARTIN, G., BARRES, C., SONNTAG, P., GAROIS, N., CASSAGNAU, P., 2008,
Co-continuous Morphology and Stres Relaxation Behaviour of Unfilled and Silica
Filled PP/EPDM Blends, Materials Chemistry and Physics 113 (2009) 889-898.
86
81. CHEN, YINGZI and HUILIN, LI, 2005, Phase Morphology Evolution and
Compatibility Improvement of PP/EPDM by ultrasound Irradiation, Polymer 46
(2005) 7707-7714.
82. GAMLIN, CLINT D., DUTTA, NABA K., CHOUDHURY, NAMITA R., 2003,
Mechanism and Kinetics of the Isothermal Thermodegradation of Ethylene –
Propylene-Diene (EPDM) Elastomers, Polymer Degradation and Stability 80 (2003)
525-531.
83. MISHRA, JOY K., RYOU, JIN-HO, KIM, GUE HYUN, HWANG, KUN-JUN, KIM,
IL, HA, GHANG-SIK, 2004, Preparation and Properties of a New Thermoplastic
Vulcanizate (TPV)/Organoclay Nanocomposite Using Maleic Anhydride
Functionalized Polypropylene as a Compatibilizer, Materials Letters 58 (2004) 3481-
3485.
84. MISHRA, JOY K., KIM, GUE HYUN, HWANG, KUN-JUN, KIM, IL, HA,
GHANG-SIK, CHUNG, IN-SAE, 2004, A New Thermoplastic Vulcanizate
(TPV)/Organoclay Nanocomposite: Preparation, Characterization and Properties,
Journal of Polymer Science: Part B: Polymer Physics, Vol. 42, 2900-2908.
85. TANG, XUE-GANG, BAO, RUI-YING, YANG, WEI, XIE, BANG-HU, YANG,
MING-BO, HOU, MENG, 2009, Effect of β-phase on the Fracture Behavior of
Dynamically Vulcanized PP/EPDM Blends Studied by the Essential Work of Fracture
Approach, European Polymer Journal 45 (2009) 1448-1453.
86. WU, TZONG-MING and CHU, MU-SHUN, 2005, Preparation and Characterization
of Thermoplastic Vulcanizate/Silica Nanocomposites, Journal of Applied Polymer
Science, Vol. 98, 2058-2063 (2005).
87. MACHADO, G., DENARDIN, E.L.G., KINAST, E.J., GONÇALVES, M.C., LUCA,
M.A., TEIXEIRA, S.R., SAMIOS, D., 2005, Crystalline Properties and
Morphological Changes in Plastically Deformed Isotatic Polypropylene Evaluated by
X-ray Diffraction and Transmission Electron Microscopy, European Polymer Journal
41 (2005) 129-138.
88. TANG, XUE-GANG, YANG, WEI, SHAN, GUI-FANG, YANG, BIN, XIE, BANG-
HU, YANG, MING-BO, HOU, MENG, 2009, Effect of Temperature Gradient on the
Development of β Phase Polypropylene in Dynamically Vulcanized PP/EPDM
Blends, Colloid Polym. Sci. (2009) 287:1237-1242.
90. LEE, SUNG HYO, SHANMUGHARAJ, A.M., SRIDHAR, V., ZHANG, ZHEN
XIU, KIM, JIN KUK, 2009, Preparation and Characterization of Polypropylene and
Waste Tire Powder Modified by Allylamine Blends, Polym. Adv. Technol. 2009, 20
620-625.
ÖZGEÇMİŞ
Nesrin YALIM 1983 yılında Rusçuk-Bulgaristan’da doğdu. 2001 yılında Eyüp Otakçılar
Süper Lisesi’nden, 2006 yılında İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, Kimya
Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. 2007 yılında Kimyasal Teknolojiler Anabilim
Dalında yüksek lisans çalışmasına başladı. 2008-2009 yılları arasında ÖZEN
TERMOPLASTİK A.Ş. firmasında ARGE ve KALİTE KONTROL SORUMLUSU
olarak 1 yıl süre ile çalıştı.