Professional Documents
Culture Documents
2A / 98060459
KAMU MALİYESİ
Kamu malları için finansman ihtiyacı kamu gelirleri sayesinde gideriliyor. Bunlar:
vergiler, harçlar, katılma payları...
KAMU GELİRLERİ
Vergiler kamu hizmetlerinin finansmanı için herkes ödeme gücüne göre
vergi vermek zorundadır.
KİT
Devlet borçlanmaları
Para cezaları
Devletin mallarının kiralanması ya da satılmasından elde edilen gelirler.
Para politikasından kaynaklanan gelirler.
Maliyenin bir başka alanı devlet borçlanmalarıdır. Bunda da bazı etkileri vardır.
Devlet yüksek faiz oranlarıyla borçlanmaya giderse ne olur? Neyi hedeflemiş
olabilir? Bütçe açığını kapatmak istiyor olabilir. Devletin üstün bir emretme gücü var
ve zorunlu borçlanmalar bu güce dayanır.
Kamu maliyesinin bir hukuki boyutu var ama sadece hukuksal alanda da
incelenmez. 2 yaklaşım var.
1) hukuki yaklaşım daha çok kamu hukuku açısından
2) Anglosakson yaklaşım kamu maliyesinin iktisadı etkilerini inceliyor.
1
YÜRÜKOĞLU
2A / 98060459
Kamu maliyesinin toplumsal bir boyutu var. Mali olaylar toplumda gerçekleşir
çünkü. Magna cartanın ortaya çıkış sebeplerinden önemlisi vergiden kaçınma
vergiye karşı bir tepkiydi.
2
YÜRÜKOĞLU
2A / 98060459
dahi kendi de üretebiliyor. Ancak bu karma mal ve hizmetler olmayabilir. Bunlara
sosyal faydası olan mal denir. Burs verme, hasta ve yoksullara yardım gibi.
Kamu gelirleri;
a) devletin egemenlik gücüne dayalı olarak topladığı
b) devletin egemenlik gücünü kullanmaksızın topladığı gelirler
İSTİFADE KURAMI
Devletin ürettiği temel mal ve hizmetler toplumdakiler için birer girdi niteliğinde
olduğundan kişiler vergi ödeyerek yararlandıkları bu malların bedelini ödüyorlar.
3
YÜRÜKOĞLU
2A / 98060459
Vergi ödemelerine rağmen kamu hizmetlerinden yaralanamayanlar da var. Vergiler
sigorta primlerine benzer. Aslında bireyler vergi öderken sigorta primi ödüyor.
Devlet bir üretim sürecinde bulunuyor. Bireyler de kamu tarafından üretilmiş bir
takım çıktıları kullanıyor. Sosyal üretimdir bunlar. Diğer üreticiler devlet tarafından
üretilen çıktıları kullanarak üretilir. Devlet sosyal devlet olma özelliğe bağlı olarak
kişiler vergi ödesin ya da ödemesin bir takım hizmetler gerçekleştirir. İstifade kuramı
tarihsel anlamda bir süreçte kullanılmış. Çıkış noktası yararlanma.
Vergi sorumlusu : vergi yükümlüsü bakımından asıl olan ödeme günüdür. Gerçek
ya da tüzel kişi olması etkilemez. Herkes olabilir. Vergi yükümlüsü için kanuni
ehliyet şart değil. Deli bir adam miras yoluyla bir köşke sahip olursa yine de vergi
yükümlülüğü vardır.
4
YÜRÜKOĞLU
2A / 98060459
2) Vergi sorumluluğunda ilke olarak doğan vergi borcu vergi yükümlüsünün
malvarlığından ödenecek.
3) Eğer vergi sorumlusu yasada öngörülen hükümleri yerine getirmemesi hali
oluşursa zararlar sorumlunun olur.
Vergi muafiyeti: bir vergi yükümlüsü tarafından belirlenen kişice vergi doğuran
olay meydana gelmiş olmakla birlikte yasadaki açıklık gereği vergi dışı tutulmasıdır.
Vergi istisnası: verginin konusu açıkça vergi dışı bırakılıyorsa. Emeklilerin emekli
sandığından aldığı maaşın vergi dışı olması gibi. Burada bir vergi istisnası söz
konusudur. Eğer evi varda emekli ev için vergi vermeye devam edecektir. Sadece
maaş vergi dışı bırakılıyor.
VERGİ TARİFESİ
Dar anlamda kastedilen vergi oranıdır. Matrahın vergi olarak alınan kısmın
yüzdesi. Vergi oranı bize ödenecek vergi miktarını verir. Ancak bu oran aynı
zamanda kişilere ilişkin indirimleri de içerir.
Geniş anlamda ödenecek vergi miktarının bulunması için uygulanan kurallar
bütünüdür.
Tevzi vergi devletin bir yıl önceden üstlenilen kamu hizmetlerini yerine getirmek
için gerekli miktarı bazı kriterlere göre kişilere dağıtarak elde ettiği vergi. Artık
dünyada uygulanmamaktadır. Köylerde salma usulü buna benzer. Orana dayalı
vergi günümüzde geçerlidir. Vergi 4 gruba ayrılır.
1) sabit miktar : mekruh. Harç ve damgalarda. Belli bir orana dayanmaz. Kişiler
bakımından farklılaştırma söz konusu değildir. Vergide adillik ilkesinden
uzakta. Yararlanma vergilerinde ortaya çıkar.
5
YÜRÜKOĞLU
2A / 98060459
2) Artan oran vergi
Miktar değiştikçe oranda artar. Bu artışta iki usul uygulanır. Bunlar sınıf usulü
ve dilim usulüdür. Sınıf usulünde bir birim arttığında fazla oran
uygulanacağından eşitsizlik ortaya çıkmaktadır. Bunu engellemek için dilim
usulü ortaya çıkmıştır.
Gelir arttıkça uygulanacak vergi oranı da artar. Çok unsurlu artan oranda
birden fazla unsur oranı etkiler. İntikal eden miras oranı ve akrabalık derecesi
veraset intikal vergisinde birden çok unsura örnektirler.
3) azalan oran.
Ortalama oran: artan oranlı bir vergi tarifesine göre ödenecek vergi miktarının bu
verginin hesaplandığı toplam matrah miktarıyla orantısıdır. Miktar büyüdükçe
ortalama oran değişir, çünkü alınacak oranlar artmaktadır.
Artma oranı: birbirini izleyen oranlar arasındaki fark bize artma oranını verir.
Uzunluk farkı: en küçük oranın karşısındaki matrah miktarı ile en büyük oran
karşısındaki matrah miktarının arasında oluşan fark.
Marjinal oran: artan oranlı vergi dilimlerine göre matrah büyüdükçe vergi
miktarında meydana gelen artışın matrahtaki artış miktarına oranıdır. Artan
oranlı vergide her üst basamaktaki oran bize marjinal oranı verir.
6
YÜRÜKOĞLU
2A / 98060459
vergilendirme
tarifesinden bahsedilir.
Yükseklik farkı aynı kalmak şartıyla uzunluk farkı ne kadar yüksek olursa artan
oranlılık o kadar yumuşak bir seyir izler.
Objektif vergi yükü: kişinin ödemiş olduğu verginin onun ödeme gücüne oranıdır.
Ödeme gücü: kamu malları göstergeleri gelir servet ve harcamadır. Toplam vergi
gücü; vergi yükünün makro düzeyde ifadesidir. Devletin toplam vergi hasılatının
milli gelir içindeki yeri.
Net vergi yükü: ödenen vergiler sonucu ortaya çıkan kamu hizmetlerinden ne
oranda yararlanıldığıdır. Bunun hesabı neredeyse imkansızdır. Kamusal hizmetlerin
ölçülebilir olması çok güçtür.
VERGİLEME İLKELERİ
Vergilerin konulmasında, türlerin oranlarının belirlenmesinde uyulması gereken
prensiplerdir. Vergi bir toplumsal ihtiyacı tatmin amacını içinde barındırır. İlk önce
mali ilkeler daha sonra iktisadi ilkeler açıklanır. Sosyal devlet anlayışının
benimsenmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Son olarakta adalet ilkeleri söz konusudur.
adalet
kesinlik klasik liberal okulun ortaya attığı ilkeler. Adam smith.
uygunluk
iktisadilik
adalet: vergide kişilerin ödeme güçlerini, mali gücü ile orantılı olarak vergi
ödeme ilkesidir.
Kesinlik: açıklık ilkesidir. Net şekilde verginin kanunda yer almasıdır.
Uygunluk: hem yükümlü hem de devlet tarafından en uygun zamanda en
uygun şekilde alınmasıdır. Vergi uygulaması hiçbir zaman angaryaya
dönüşmemelidir.
7
YÜRÜKOĞLU
2A / 98060459
Düşük maliyet
Yeterli gelir
Esneklik
Vergi usul kanununda vergiyi doğuran olay ahlaka kanuna aykırı olsa da vergi
yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
MALİ İLKELER:
açıklık: kesinlik ilkesi ile paralellik gösteriyor. Net açık şekilde vergilerin
ifadesi.
Genellik: devlet hizmetlerinden yararlanan herkesin vergi ödemesi.
Uygunluk: uygun zamanda uygun koşullar altında verginin alınması.
Etkinlik:
Düşük maliyet: verginin tahsil edilmesi sürecinde hem yükümlü hem de
devletçe minimum harcama yapılması. Yükümlünün kendisine düşen vergiyi
ödeme sürecinde basit işlemlerle vergiyi ödemesi, para ve zaman kaybının
önlenmesi.
Yeterli gelir: verginin toplanması için katlanılan maliyetle verginin getirdiği
geliri arasında bir kıyas yapılır. Maliyet ile gelir arası ilişki. Sistemde yer alan
vergi geniş istisna ve muafiyetlerle sistem dışı tutuluyorsa o verginin yeterli
gelir ilkesine ters düştüğü kanıtlanır.
Esneklik: verginin ekonomik koşulardaki değişmelere uygun gelişme
sağlaması.
İKTİSADİ İLKELER:
Tarafsızlık: sistemdeki vergilerin hiçbir suretle ekonomik kararlar üzerinde
etki etmemesi. Ancak bu tarihsel gelişimle araştırıldığında vergilerin iktisadi
kararlar üzerinde etki etmeme ilkesinde sapmaların kamu otoritesinin siyasi
tercihlerine göre olduğu görülür.
İktisadi etkinlik: vergi sisteminin içinde bulunulan ekonomik sisteme etkisi.
ADALET İLKELERİ:
8
YÜRÜKOĞLU
2A / 98060459
Hangi kriterlerin esas alınacağı hususu. Adalet vergilendirmede % 100 olarak ancak
bir ideal olabilir. Adalet kavramı üzerinde birleşilememesi, toplumsal faaliyetlerin
olmasıyla yetki çatışmalarına rastlanılmasıyla oluşur. İktisadi anlamda kurumlar
vergisi çifte vergilendirme olabilir ancak hukuksal anlamda böyle bir tanımlama
geçerli değildir. Bugün adalet konusunda gelinen nokta:
genellik: ülkede yaşayan herkesin vergi vermesi. Bu anayasanın 73.
maddesinde de belirtilmiştir.
Eşitlik:
Yatay fertlerin eşit durumda olanlarının aynı şekilde vergilendirilmesi.
Dikey farklı durumlarda olanların farklılıkları dikkate alınarak vergileme
yapılması. Hukuki çerçevede sosyal devlet ilkesiyle bağdaşır.
VERGİLERİN TASNİFİ
Bu noktadan itibaren Türk vergi sisteminin analizine başlanıyor. Bunların kategorize
edilmesinin nedeni vergilerin adil, şahsi, yarı şahsi, etkileri konusunda bir takım
saptamalar yapabilmek için gereklidir.
9
YÜRÜKOĞLU
2A / 98060459
Şahıs vergisi: konusu insan olan temel nedeni yararlanma kuramı. Madem bireyler
toplumda yaşıyor ve kamu hizmetlerinden yaralanmaması söz konusu değil o halde
vergi ödemeli.
Mal vergisi: vergiye kişi dışında konu edilebilecek her şeyden alınan vergi. Vergiyi
doğuran olaylarda sınır yok ancak ya hukuksal olaylar, kişiler yada iktisadi mallar
konu olur.
Geniş tabanlı – dar tabanlı vergi: bu genel ve özel vergi ol arakta ifade edilebilir.
Buradaki kriter vergi konusunun kapsamıdır. Bölüm veya tümün ele alınışı belirler.
KDV tüm mallara ilişkin genel bir vergiyken akaryakıt tüketim vergisi dar tabanlı bir
vergidir.
Dolaylı – dolaysız vergiler: gümrük vergisinde yasal yükümlü malı ithal edendir.
Ancak bu kişi bu vergiyi daha sonraki sistemdeki kişilere vergiyi ödemek için bir
çaba sarf edecektir. Bu çabaya yansıma dediğimizi biliyoruz. İşte vergilerin yasama
özelliğine bağlı olarak ayrımına dolaylı vergiler yansıyan, dolaysız vergiler ise
yansımayan vergilerdir. Bu ayrım iktisadi bir ayrımdır hukuki bir ayrım değildir.
Gerçekleşip gerçekleşmemesi tamamen piyasa koşullarına bağlıdır.
Ayrıca vergilerin konusunun sürekli olup olmamasına göre yapılan ayrımda sürekli
olan vergiler dolaysızken, süreksiz vergiler dolaylıdır. Gelir vergisi periyodiktir ve
KDV mal alınmazsa ödenmez. Veraset intikal vergisi periyodik değildir ancak o
zaman dolaylıdır fakat başkasına yansıtmak mümkün değildir. Sağlam kriter
olmadığına örnek.
Sistemde dolaylı vergiler yüksekse vergi kurumunda adalet azalır. Bizde % 65
oranında vergi hasılatı bakımından önemli olan dolaylı vergiler vardır. Dolaylı
vergililerin tahsilatı kolay olan vergilerdir. Hissedilmez vergilerdir. Dolaylı vergiler
yükseldikçe vergi tahsilatı kolaylaşacak ancak paradoksal olarak vergide adalet
azalıyor.
10
YÜRÜKOĞLU
2A / 98060459
Harcama ödeme gücünün göstergesi olamaz. Ancak vergi toplama kaygısı bunun
dikkate alınmasını engelliyor. İki tür gelir vergisi vardır. Bunlar sadece gerçek
kişilerden alınan gelir vergisi ve gerçek kişi dışındakilerden de alınan kurumlar
vergisidir. Kurumlar vergisinin tüzel kişilerden alınması doğru değildir. Çünkü
konu tüm tüzel kişiler olmayıp kolektif şirketler, vakıflar vb.
Gelirde kaynak kuramı: belli bir kaynaktan devamlı olarak elde edilen ve bir üretim
faktöründen atfedilen hasılatın bir kısmı.
Milli piyangodan çıkan para bir gelir sağlamış olamaz çünkü üretim faktörü yoktur.
Safi artış teorimi: kişilerin belli bir dönemde ödeme gücünde artış meydana getiren
her türlü unsur gelirdir. Bizim kanunumuzda safi artış teorisi kabul edilmişken 4 ay
sonra çıkan bir kanunla kaynak kuramı kabul edilmiştir. 2002 yılına kadar sınırsız
safi askıya alındı. Simdi sınırlı safi artış kuramı geçerli.
Arızi kazanç: ticari, zirai, serbest meslek kazançları gibi devamlılık gösteren
faaliyetlerin devamlılık olmadan yapılırken elde edilen kazanç. Hazinenin vergi
kaybına ve eşitsizliğe neden oluyor.
Mali anlamda gelir: yasada ifadesini bulmuş gelir olarak nitelendirilmiş kazanç.
Gelir vergisinin iki uygulaması vardır. Sedüler ve üniter.
Kurumlar Vergisi:
Haklılığı tartışmalıdır. İktisadi anlamda çifte vergilendirmeye sebep olmaktadır.
Kurumlar gerçek kişilerden oluşur. Tüzel kişiler bünyesindeki malların dağıtılması
şirketin elinde olduğundan buradan vergi kaçırılmasını engellemek için konmuştur.
Kurumlar vergisi yükümlüleri sermaye şirketleri , KİTlerdir. Tüzel kişi olmasına
rağmen kolektif şirketler ve adi komandit şirketler mükellef değildir. Tüzel kişiliği
olmayan iş ortaklıkları ( sadece belli bir işi yapmak için bir araya gelmiş şirketler
11
YÜRÜKOĞLU
2A / 98060459
topluluğu), vakıfların ve derneklerin iktisadi işletmeleri de kurumlar vergisi
yükümlüsüdür. Objektif gayri şahsi vergidir. Bizde % 30 oranında.
12