You are on page 1of 3

Madem Allah herşeyi biliyor neden imtihandayız?

Çokça sorulan sorulardan biri de budur. Maalesef çok basit bir gerçeği bile
anlamak istemiyorlar. Ya da bazıları bilmedikleri için akillarındaki bu tür
sorulardan kurtulamiyorlar
Allah insanı diğer canllardan farklı olarak akıl ve irade sahibi yapmıştır. insan
akıl düişünür, iradesiyle karar verir. Bazı insanlar vardır ki çok akılı insanlardır
ama iradelerini doğru kullanamadikları için geri zekâlı dediğiniz insanlardan
bile daha fazla hata yaparlar. Bu yüzdendir ki nice akıll insan Allah'
bulamamış hep dünya ile uğraşmışlardır. Oysa keşfedilecek sonsuz şeyler var.
Eski ateist arkadaşlarımdan biri yani şöyle böyle dahi insanlar var sırf Allah'a
inanmiyorlar diye cehenneme mi gidecekler?! Eğer onlar cehenneme
gidecekse ben de o akillı insanlarla beraber olmak istiyorum demişti.
Sanki Einstain'i ateşe atsalar o da hemen peşinden atlayacak. Kimi
kandıriyorsun be kardeşim. Uzaktan konuşmak kolay bir de ateş
parmaklarna dokunduğu zaman konuş. Ona demiştim ki bir insan ne kadar
akilli olursa olsun, sonuçta ona beyni veren bir Allah var. Allah'u Teâlâ ona
beyni vermedikten sonra neyi keşfedebilir, neyi ortaya koyabilirdi? Mesele illa
ki akill biriyle yaşamaksa tüm kâinatı var edecek kadar büyük bir akil
sahibiyle cennette yaşamak daha mantıklı değil mi? Ki akillı dediğin herkes
de Onun var etmesiyle var olmuş, Onun çekip almasıyla da dünyadan göçüp
gitmiştir.
Ya o insana beyni Allah'in verdiğini nereden biliyorsunuz da, falan da filan
da...Kim vermiş? Maymunlar... Oldu canım! Maymunun çok aklı var birazin
da size vermiş.
Akil ile irade arasındaki fark böyle bir şey. iyi düşünebilmek ayrıdır, doğru
seçimi yapabilmek ayrıdır.
insanlar da seçim yapabilen bir varlık olarak yaratılmiş ancak gelecek zaman
içerisinde vereceği kararlarını kendisi bilmemektedir. insan anı yaşar ve
geçmişte yaptıği planlara göre karar verir ya da hiç planda yokken ani
refleksler verir. Bu kararların ortaya çıkması ve kendini keşfetmesi için ona
zaman verilmelidir. Bunu bir öğretmen öğrenci lişkisine benzetebiliriz.
Öğretmen sınıftaki öğrencilerinin genel durumlarinı bilir. Kim tembeldir, kim
çalişkandır, genel hatlarıyla bellidir ama bir de insanlara kanit gösterilmelidir.
Bu yüzden sınav yapar. Sinav yapmadan not verecek olsa yüksek alanlar, hele
ki yüz alanlar itiraz etmezler, ama düşük not alanlar hemen itiraz ederler.
Nereden biliyorsun hocam belki de sınava çok çalışıp yüksek not alacaktım
derler.
Bir öğretmen yanılabilir ama Allah (cc) tüm zamanları bildiği halde. Ki
bilmese asla bu kâinatı ayakta tutamazdı. Zaman sınıri onun için asla söz
konusu olamaz. Kitabın başka bölümlerinde bunun örneklerini yeniden ve
yeniden göreceksiniz. Allah tabi ki kimin ne işler çevireceğini biliyor ama
insanlarin da ne yaptıklarını, ne yapacaklarını bizzat yaşayarak seçmeleri
gerekiyor.
Sonuçta cennetin kapiları sizin için açilirsa eyvallah. Onda bir sorun yok ama
cehenneme gidecek olanlar ben neden yaniyormuşum derler. Allah da bu
yüzden insanları dünyaya göndermiştir ki herkes kendi tercihlerine şahit
olsun.
işte bu sebepten insanlar kendi davranışlarını seçip kendilerine şahit olsunlar
diye dünyaya göndermiş. Öte yandan parmak izlerini farklı yapmiş,
dokundukları yerlerde deliller biriksin. Konuşmalarını farklı yapmış ki
söyledikleri her şeyden sorumlu tutulsunlar. Göz retinalarını farklı yapmış ki
herkes gördüğünden sorumlu olsun. Kan dokusunu, DNA zincirini farklı
yapmiş ki en küçük iz bile işlenen suçun kime ait olduğunu ortaya çıkarsın.
Bunlarla da yetinmemiş, meleklere her şeyi yazılı, görüntülü kaydettirmiş.
Bununla da yetinmemiş gökyüzünde her şeyi kaydeden levhi mahfuz
kamerasını ta en tepeye dikmiş. Şuan bilim adamlarının uydularla yaptığ
en başından yapmiş. Kisacası insan ne derse desin, ne yaparsa yapsin
her şey kayıt altına alıniyor. Kimse yaptıklarından ötürü hayır ben bunu
yapmadım diyemeyecek, çünkü deliler biriktiriliyor.
Allah zatı itibarıyla herkesin ne yapacağını bilir ama O bildiği için insan
kararlarını verip, tercihlerini yapmaz. insan yapacağı için o bilir. O zoraki
insanların kimisine sen hep iyi, kimisine de sen hep kötü, sen de şöyle böyle
olacaksin diye yazsaydı ne kitaplara, ne de peygamberlere gerek kalırdıi ve ne
de insanlara akıl vermeye gerek kalmazdı. Insan seçimlerini özgürce yapar.
Kazanacağı bir cennet ya da cehennem bile olsa. Çünkü insan bir hayvan
değildir. Hayvanlara belirli bir çizelge konmuştur. Arı bal yapacaktır, inek süt,
tavuk yumurta... Ama insan böyle değildir.
Kimi tam cennete ehil olana kadar yaşar kimi de cehenneme ehil olana kadar.
Kimsenin itiraz edemeyeceği o dakikaya kadar dünyada tutulur ve sonra
hesaba götürülür.
Kimse kendini kandırmasın. Herkes alın yazısını yazıcı meleklere yazdırır.
Önceden yazılıp bitirilseydi her şey o meleklere gerek kalmazd.
Hatta Hz. Muhammed (s.a.v.) der ki yazicı melekler her gün Allaha hesap
vermeye çikarlar. Ikisi sabahtan ikindi namazına kadar insanin yaptiklarını
yazar. ikindi vakti diğer yazıcı melekler gelir. Onlar yazmaya devam eder.
Sabahtan beri yazanlar göğe yükselirler. Allah kulumu nasil bulup nasıl
biraktiniz der? Eğer melek sabah gittiğimizde namaz kilyordu. ikindi sonrası
geldiğimizde de namazını kıldı ve şöyle șöyle güzel işler yaptı derse Allah da
onun küçük günahlarını silin der.
Ve böylece her gün iki defa insanların hesabını melekler arşa yükseltir. Gün
be gün notlar tutturulur. insanın sonsuz hayatını ilgilendiren bir mevzu
olduğu için kayıtlar çok ama çok sıkı tutulur
Sinava girersin bildiğini yapar, bilmediğini boş birakırsın sonuçta aldığın nota
itiraz etsen karşına yazılı káğıdın konur ve işte bu kadarlıkmışsın denir.
Bilmek yetmez, delil gerekir. işte bu yüzden kendi kendine şahit olmak için
buradasın. Dinde zorlama yoktur der ayet. Devaminda da hak ile batil ortaya
çıkmıştır diye ekler. Dileyen dilediğini seçsin ama herkes seçiminin sonucuna
katlanır. Ya ödül ya da ceza vardır. Çünkü adalet herkese layık olduğunu
vermektir.

You might also like